tefsirül-münir sure sure (45)

37
SAFFAT SURESİ.............................................................3 Surenin İsmi:..........................................................3 Önceki Sureyle İlişkisi:...............................................3 Surenin Muhtevası:.....................................................3 Surenin Fazileti:......................................................4 Allah'ın Birliğinin İlanı:.............................................4 Belagat:...............................................................4 Kelime ve İbareler:....................................................4 Açıklaması:............................................................4 Ayetlerden Çtkan Hüküm Ve Hikmetler:...................................5 Gökyüzünün Yıldızlarla Süslenmesi:.....................................5 İ'rab:.................................................................5 Belagat:...............................................................5 Kelime ve İbareler:....................................................6 Ayetler Arası İlişki:..................................................6 Açıklaması:............................................................6 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:...................................7 Öbür Dünyanın -Haşir, Neşir Ve Kıyametin- İspatı:......................8 Belagat:...............................................................8 Kelime ve İbareler:....................................................8 Ayetler Arası İlişki:..................................................9 Açıklaması:............................................................9 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:..................................10 Müşriklerin Ahirette Sorumlu Tutulması Ve Bunun Sebepleri:............11 Belagat:..............................................................11 Kelime ve İbareler:...................................................11 Ayetler Arası İlişki:.................................................12 Açıklaması:...........................................................12 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:..................................14 Kafirlerin Ve İhlaslı Mü'minlerin Görecekleri Karşılık:...............15 Belagat:..............................................................15 Kelime ve ibareler:...................................................15 Ayetler Arası İlişki:.................................................16 Açıklaması:...........................................................16 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:..................................18 Zalimlerin Göreceği Karşılık Ve Cehennemdeki Azabın Çeşitleri:........19 Belagat:..............................................................19 Kelime ve İbareler:...................................................19 Ayetler Arası İlişki:.................................................20 Açıklaması:...........................................................20 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:..................................22 Nuh Aleyhisselam Kıssası:.............................................22 Belagat:..............................................................22 Kelime ve İbareler:...................................................23 Ayetler Arası İlişki:.................................................23 Açıklaması:...........................................................23 Ayetlerden Çıkan Hüküm Ve Hikmetler:..................................24 İbrahim Aleyhisselâm Kıssası:.........................................24 Belagat:..............................................................25 Kelime ve İbareler:...................................................25 Ayetler Arası İlişki:.................................................26

Upload: seoe-

Post on 18-Dec-2015

38 views

Category:

Documents


10 download

TRANSCRIPT

3SAFFAT SURES

3Surenin smi:

3nceki Sureyle likisi:

3Surenin Muhtevas:

4Surenin Fazileti:

4Allah'n Birliinin lan:

4Belagat:

4Kelime ve bareler:

4Aklamas:

5Ayetlerden tkan Hkm Ve Hikmetler:

5Gkyznn Yldzlarla Sslenmesi:

5'rab:

5Belagat:

6Kelime ve bareler:

6Ayetler Aras liki:

6Aklamas:

7Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

8br Dnyann -Hair, Neir Ve Kyametin- spat:

8Belagat:

8Kelime ve bareler:

9Ayetler Aras liki:

9Aklamas:

10Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

11Mriklerin Ahirette Sorumlu Tutulmas Ve Bunun Sebepleri:

11Belagat:

11Kelime ve bareler:

12Ayetler Aras liki:

12Aklamas:

14Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

15Kafirlerin Ve hlasl M'minlerin Grecekleri Karlk:

15Belagat:

15Kelime ve ibareler:

16Ayetler Aras liki:

16Aklamas:

18Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

19Zalimlerin Grecei Karlk Ve Cehennemdeki Azabn eitleri:

19Belagat:

19Kelime ve bareler:

20Ayetler Aras liki:

20Aklamas:

22Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

22Nuh Aleyhisselam Kssas:

22Belagat:

23Kelime ve bareler:

23Ayetler Aras liki:

23Aklamas:

24Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

24brahim Aleyhisselm Kssas:

25Belagat:

25Kelime ve bareler:

26Ayetler Aras liki:

26Aklamas:

27Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

29Kurbanlk Kssas:

29'rb:

29Belagat:

29Kelime ve bareler:

29Kurbanlk Kimdir?

31Ayetler Aras liki:

31Aklamas:

32Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

35Hz. Musa Ve Hz. Harun Kssas:

35Kelime ve ibareler:

35Ayetler Aras liki:

36Aklamas:

36Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler :

37lyas Aleyhisselam Kssas:

37rab:

37Kelime ve bareler:

37Ayetler Aras liki:

37Aklamas:

38Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

38Lt Aleyhisselm Kssas

39Kelime ve bareler:

39Ayetler Aras liki:

39Aklamas:

39Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

40Yunus Aleyhisselm Kssas:

40'rb:

40Belagat:

40Kelime ve bareler:

41Ayetler Aras liki:

41Aklamas:

42Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

43Mriklerin nancnn rtlmesi:

44Belagat:

44Kelime ve bareler:

45Nzul Sebebi:

45Ayetler Aras liki:

45Aklamas:

47Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

48Allah Teala'nn Ordusunun Zaferi:

48Belagat:

48Kelime ve bareler:

49Nzul Sebebi:

49Aklamas:

50Ayetlerden kan Hkm Ve Hikmetler:

SAFFAT SURES

Allah'n Birliinin lan:

1- Andolsun o sra sra dizilenlere,

2- Barp srenlere,

3- Zikir okuyanlara

4- ki phesiz sizin ilhnz gerekten birdir.

5- Gklerin, yerin ve bunlarn arasnda bulunanlarn Rabbi, doularn da Rabbidir.

Aklamas:

Yce Allah, ibadet iin sra sra dizilen, yahut gkte Allah'n emrini bekleyerek saflar halinde duran ve eitli grevlerle vazifeli meleklere yemin etmektedir. Kendilerine emir buyurulan bir idare ve tedbirle bulutlar belli bir yere srmek veya insanlar, kendilerine hayrl dnceler ilham ederek gnah ilemekten alkoymak ve eytanlar, insanlara vesvese vererek saptrmaktan men etmek o meleklerin grevlerindendir.

Yine onlarn grevleri arasnda, Allah'n peygamberlerine veya velilerine Allah'n ayetlerini okumak da bulunmaktadr. Yce Allah, "Ey kendisine ihlsla ibadet etmeleri gereken muhataplar! Sizin mabudunuz birdir ve Onun orta yoktur. O gklerin, yerin ve bunlar arasnda bulunan her eit mahlukun yaratcs ve hepsinin sahibidir. O, gnein doduu ve batt yerlerin Rabbidir. O halde nefislerinizde Allah'n birliini ilan ve O'na ihlsla ibadet edin, sadece O'na itaat edin. Zira bu mahluktn varl, yaratcnn varlnn, kudretinin ve birliinin en ak delilidir." diye yemin etmektedir.

Gkyznn Yldzlarla Sslenmesi:

6- phesiz biz en yakn g bir zinetle, yldzlarla ssledik.

7- Ve onu itaatten kan her eytandan koruduk.

8-Onlar dinleyemezler.Her yandan kovularak

9- ve uzaklatrlrlar. Onlar iin srekli bir azap vardr.

10- Yalnz bir sz alan mstesna, onu da delici bir alev takip eder.

Aklamas:

"phesiz biz en yakn g bir zinetle, yldzlarla ssledik." Yce Allah, dnya gn ki bu gk, gklerin arza en yakn olandr, gzellikte en gzide mevkide olan bir ssle sslemitir. Bu ss, yldzlardr. Zira yldzlar, kendilerine bakanlarn gznde parlak kymetli talar gibidir.

"Ve onu itaatten kan her eytandan koruduk" Yani g, itaatten kan azgn her eytandan muhafaza ettik. Oraya kulak vermek istedikleri zaman kendilerine delici bir alev gelir ve onlar yakar. Bu sebeple Yce Allah yle buyurmaktadr:

"Onlar mele-i al'y dinleyemezler." Yani eytanlar, mele-i al'nm ki onlar, en yakn gn ve daha yukarsnn sakinleri olan meleklerdir, szn dinlemeye muktedir olamazlar. nk kendilerine alev atlr. eytanlarn melekleri dinlemek istemesi, Allah'n hkm ve takdirinden vahyettii birey hakknda konutuklar zaman olur.

Gklerin bu iki zellik veya yararn takrir eden birok ayet gelmitir. rnek olarak "Andolsun biz dnyaya en yakn g kandillerle donattk. Bunlar eytanlara at taneleri yaptk ve onlara lgn ate azabn hazrladk" (Mlk, 67/5) ve "Andolsun biz gkte burlar yaptk ve onu bakanlar iin ssledik. Ve onu her talanm eytandan koruduk" (Hicr, 15/16-17) ayetlerini zikredebiliriz..

"Her yandan kovularak atlrlar" Yani gkyzne ykselip orada konuulanlara kulak vermek istedikleri zaman kendilerine her ynden delici alev atlr.

"ve uzaklatrlrlar. Onlar iin srekli bir azap vardr" Yani tardedile-rek uzaklatrlrlar, oraya ulamaktan men edilirler ve onlar iin ahirette srekli devam eden elim bir azap vardr. Nitekim Yce Allah yle buyuruyor: "Ve onlara lgn ate azabn hazrladk." (Mlk, 67/5)

"Yalnz bir sz alan mstesna, onu da delici bir alev takip eder" Yani eytanlardan birinin bir sz almas mstesna. eytanlar o sz gkten iitir ve altlarnda bulunana, o da kendi altnda bulunana iletir. Belki delici alev, o sz altlarmdakine iletemeden onlar yakalar; belki de delici alev kendisine ulamadan Allah'n takdiriyle o sz altlarmdakilere ulatrrlar ve alev ondan sonra kendilerine ulap onlar yakar. O sz ilettikleri ise onu khinlere gtrr. Nitekim bu husus hadiste de varit olmutur.

Mele-i ldan blk prk bir sz kapan eytann ardndan Allah, delip geici bir yldz veya aydnlk bir alev gnderir ve bylece onu yakar. Belki yakmad da olur. Bu suretle o eytan, ezberledii o sz, avanesi olan khinlere ulatrr. Buradaki "hatf' kelimesi, bireyi sratle almak, "skb" kelimesi de "delici" anlamndadr.

Bu ayet zerinde dnldnde u gerek sabit olarak ortaya kmaktadr: Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.) gnderilmeden nce eytanlar zerine delip geici alev bazen atlr, bazen de atlmazd. Hz. Peygamber (s.a.) gnderildikten sonra ise eytanlar her ynden bu delip geici alevlere maruz kalmlardr ve gk daha fazla korunmaya balanmtr. Bunun sonucu olarak eytanlar, mele-i lya kulak verip dinleme imkn bulamamlardr. Sadece onlardan bazsnn bir kelime kapvermesi bunun istisnasdr. Onu da yeryzne inmeden nce de delip geici bir alev izler. O eytan, kapverdii o kelimeyi avanesine iletir. Bylece kehanetin batl, nbvvet ve risaletin de sabit olduu ortaya kar ve onlarn, gizlice kulak verip dinlemeye almaktan men edildikleri hususu, er'an mukarrer olur. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Onlar, meleklerin szlerini dinlemekten uzaklatrlmlardr." (u'ar, 26/212). Yine Yce Allah, gn korunmas ve eytanlara alev atlmasndan ibaret her iki merhaleyi vasfederek yle buyuruyor: "Biz ge dokunduk. Fakat onu sert bekilerle ve alevlerle doldurulmu bulduk. Halbuki hakikaten biz, haber dinlemek iin bundan nce onun baz ksmlarnda oturacak yerler bulup oturuyorduk. Fakat imdi kim dinleyecek olursa, kendisini gzetip duran bir alev buluyor." (Cinn. 72/8-9)

Razi yle der: "Nesilden nesile tevatren nakledilen tarih olaylar, Hz. Peygamber (s.a.)'in gnderiliinden nce bu trl alevler meydana geldiini gstermektedir. Zira Hz. Peygamber (s.a.)'in gelmesinden uzun zaman nce yaam bulunan bilge kimseler bunu zikretmiler ve meydana gelmesinin sebepleri hakknda fikir beyan etmilerdir. Bu olaylarn Hz. Peygamber (s.a.)'in gelmesinden nce mevcut bulunduu sabit olunca, bunlarn meydana gelmesinin Hz. Peygamber (s.a.)'in geliine balanmas doru olmaz. En yakn ihtimal udur: Bu olaylar Hz. Peygamber (s.a.)'in gelmesinden nce de mevcuttu. Ancak Hz. Peygamber (s.a.) zamannda oalm ve dolaysyla mucizelerin de oalmasna sebep tekil etmitir.

br Dnyann -Hair, Neir Ve Kyametin- spat:

11- imdi onlara sor: Yaratl bakmndan kendileri mi daha etin, yoksa bizim dier yarattklarmz m? Hakikat biz onlar bir cvk a-murdan yarattk.

12- Hayr, sen ardm. Onlarsa

13- Kendilerine t verilince d np de t kabul etmezler.

14- Bir ayet grdkleri zaman onunla alay ederler.

15- "Bu, apak bir byden baka birey deildir." derler.

16- "Yani biz lp de toprak ve bir yn kemik olduumuz zaman m, biz mi diriltilecek misiz?"

17- "Evvelki atalarmz da m?"

18- De ki: "Evet, hem de hor ve hakir olarak."

19- te o, bir tek korkun sesten ibarettir ki, onlarn birden bire gzleri al-verecektir.

20- 'Eyvah bize." derler, "bu, din gndr."

21- Evet bu sizin yalanlamakta olduunuz ayrdetme gndr.

Aklamas:

"imdi onlara sor: Yaratl bakmndan kendileri mi daha etin, yoksa bizim dier yarattklarmz m?" Yani Ey peygamber! Dirilii inkr eden o kimselere kendilerinin mi, yoksa gkler, yer ve bu ikisi arasndaki meleklerin, eytanlarn ve byk mahluktn m yaratl bakmndan daha etin veya var edilmek bakmndan daha zorlu olduunu sor. Bu ayet, Eedd b. Kelede ve benzeri kimseler hakknda inmitir. Bu zata Eedd denmesinin sebebi olduka kuvvetli ve zorba biri olmasdr.

Buradaki soru, azarlama ve serzeni maksatldr. Zira bahse konu kimseler, bu mahluktn yaratl bakmndan kendilerinden daha etin olduunu kabul ediyorlar. Eer byleyse, inkr ettikleri eyden (diriliten) daha zor olan eylerin varln grdkleri halde dirilii niin inkr ediyorlar? Nitekim Yce Allah yle buyuruyor: "Gklerin ve yerin yaratl, insanlarn yaratlndan elbette daha byk bireydir. Fakat insanlarn ou bilmezler." (Gfir, 40/57), "Gkleri ve yeri yaratan, onlarn benzerlerini yaratmaya kadir deil midir?" (Y-Sn, 36/81).

Daha sonra Yce Allah, dier mahluktla insann yaratl arasndaki bu farkn nasl olduunu aklyor ve yle buyuruyor: "Hakikat biz onlar bir cvk amurdan yarattk." Yani biz onlarn asln -ki o Hz. Adem (a.s.)'dir-, ele yapan yapkan bir amurdan yarattk. Onlar bu zayf maddeden yaratldklar halde yaratln yine topraktan -veya kii suda ld zaman topraa karan sudan- tekrarlanmasndan ibaret olan ahi-reti nasl uzak grp inkr edebiliyorlar? Oysa yaratl bakmndan kendilerinden daha kuvvetli, byk ve mkemmel olanlar bu hususu inkr etmiyorlar!..

Daha sonra Kur'an beyan, bir slptan dierine gemekte ve Yce Allah yle buyurmaktadr:

"Hayr, sen ardn. Onlarsa alay ediyorlar." Yani senin onlara bunu sormana hacet yok. Zira onlar inat kimselerdir. Ve sen Ey Muhammed (s.a.)! Dirilmeyi inkr eden bu kimselerin yalanlamasna aryorsun. nk sen, Allah'n yaratmas, kudreti ve fena bulduktan sonra bedenlerin yeniden diriltileceim bildiren ilhi haber konusunda tam bir yakin imana sahipsin. Onlar ise tam tersine, senin dirili hakknda sylediklerinle ve kendilerine gsterdiin delil ve ayetlerle alay edip eleniyorlar!

Yahut bu ayetin anlatmak istedii udur: Sen Allah'n bu azametli varlklar zerindeki kudretine ardm, onlarsa tam aksine seninle, senin bu taaccbnle ve kendilerine gsterdiin, Allah'n kudretini ispat eden eserlerle alay ediyorlar.

Bu ayetin anlam yle de olabilir: Onlar dirili konusuyla alay ederken sen de onlarn bu inkrna ardm.

"Kendilerine t verilince dnp de t kabul etmezler." Yani olara Allah ve Rasulnn nasihatleri sylendii zaman byklenmeleri, inat ve kat kalpli olmalar yznden t almaz ve bu nasihatlerden istifade etmezler. "Bir ayet grdkleri zaman onunla alay ederler." Yani kendilerini tasdik ve imana gtrecek olan peygamberi mucizelerinden birini veya ak bir delili grdkleri zaman alay ve elenmede ar giderler ve elenip glmek, hep birlikte alay etmek iin birbirlerini arrlar.

"Bu, apak bir byden baka birey deildir, derler." Yani yle derler: Bize getirdiin bu deliller, ak ve belirgin bir byden baka birey deildir. Bunlara iltifat edilmez ve biz byle eylere aldanmayz. Bu, daha nce yaam olan byclerin miras ve geleneidir.

Daha sonra bu kimseler, inkrlarn dirili zerinde younlatryorlar ve yle diyorlar:

"Yani biz lp de toprak ve bir kemik yn olduumuz zaman m, biz mi diriltilecek misiz?" Yani senin sylediklerinin en gariplerinden biri de dirili konusudur. Biz ldkten ve rm kemik ve toprak haline geldikten sonra diriltilecek miyiz?

"Evvelki atalarmz da m?" Daha nceleri yaam bulunan ve lmleri zerinden ok uzun yllar gemi olan babalarmz ve dedelerimiz de mi diriltilecek?

Bu soruya Yce Allah yle karlk veriyor:

"De ki: "Evet, hem de hor ve hakir olarak." Yani Ey peygamber! Onlara de ki: Evet! Toprak haline geldikten sonra bir daha diriltileceksiniz ve sizler bu anda, o azim kudretin hkm altnda hor, hakir ve zelil kimseler olacaksnz. Nitekim Yce Allah yle buyuruyor: "Hepsi hor ve hakir olarak O'na gelirler" (Nemi, 27/87), "Bana ibadetten byklk taslayarak imtina edenler, hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir." (Gfir, 40/60)

"te o, bir tek korkun sesten ibarettir ki, onlarn birden bire gzleri alverecektir" Yani Allah'n kudretine gre i gerekten kolaydr. Diriltmek zor ve g deildir. Zira dirili, Allah'n bir emriyle srafil (a.s.) tarafndan Sr'a bir kere flenmesiyle kacak bir sayhadan ibarettir. Bu ses, onlar yerden kmaya arr. O zaman insanlarn tm, yerdeki kabirlerinden kalkm, diri olarak Yce Allah'n huzuruna toplanm olurlar ve kyametin dehetine bakakalrlar.

Daha sonra Allah Teal, o kimselerin, kyametin dehetini bizzat yaadklar zaman kendi nefislerini knayacaklarn haber veriyor ve yle buyuruyor:

"Eyvah bize" derler, "bu, din gndr." Yani dnyadayken dirilii inkr edip yalanlayanlar, "helak ve veylolsun bize! Dnyadayken ilediimiz, Allah' inkr ve peygamberleri yalanlama gibi amellerin karlk ve cezasnn grlecei zaman geldi." derler ve ah vah edip hayflanarak kendilerine beddua ederler. nk onlar o gn balarna geleni bilirler.

Bu durumda melekler onlara yle mukabele eder:

"Evet bu sizin yalanlamakta olduunuz ayrdetme gndr." Yani bu, insanlar arasnda hkm ve kazann salam ve kesin bir ekilde icra edilecei gndr ki bu gn iyiyle kt birbirinden ayrdedilir, hak ehli, batldan ayrlr ve biri cennete giderken dieri atei boylar.

Mriklerin Ahirette Sorumlu Tutulmas Ve Bunun Sebepleri:

22- Toplayn o zalimleri, onlarn yoldalarn ve tapmakta olduklarn

23- Allah' brakp da. Onlar cehennemin yoluna gtrn.

24- Hapsedin onlar. nk onlar sorumludurlar.

25- Size ne oldu da birbirinize yardm etmiyorsunuz?

26- Hayr, bugn onlar zilletle boyun emilerdir.

27- Birbirlerine ynelip, biri dierini sorumlu tutmaya kalkr.

28- "Siz bize sadan gelirdiniz." der-

29- Onlar da "Hayr. Siz zaten inanan kimseler deildiniz." derler.

30- "Ve bizim sizi zorlayacak gcmz de yoktu. Siz kendiniz azgnlar gruhu idiniz.

31- Artk Rabbimizin sz bize hak oldu. phesiz azabmz tadacaz.

32- Sizi azdrdk. nk kendimiz azmtk."

33- phe yok ki, o gn onlar azap ekmede ortaktrlar.

34- te biz sululara byle yaparz.

35- nk onlar, kendilerine "Allah'tan baka ilh yoktur." dendii zaman byklk taslarlard.

36- "(Dinlenmi bir air iin biz tanrlarmz m terkedeceiz?" derlerdi.

37- Hayr o hakk getirmi ve peygamberleri de dorulamt.

Aklamas:

"Toplayn o zalimleri, onlarn yoldalarn ve Allah' brakp da tapmakta olduklarn." Bu ayette Allah meleklere, u snf -irk ve gnahlar sebebiyle ziyadesiyle utandrp hsrana uratmak maksadyla- hesap grlecek yerde bir araya toplamalarn emir buyurmaktadr:

a) Zalimler ve mrikler,

b) Onlarn yoldalar, emsal ve benzerleri,

c) Allah' brakp da tapmakta olduklar put vs.

Buradaki "zulm", irk anlamndadr. Zira Yce Allah "nk irk byk bir zulmdr." (Lokman, 31/13) buyurmutur.

Bu, ya Yce Allah'n meleklere, ya da meleklerden bir ksmnn dier bir ksmna hitabdr. Yani zalimleri, onlarn kfir elerini, yolda ve emsalini toplayn.

Mrikler, irkte onlarla benzer tutum iinde olanlar, kfrde onlara uyanlar, peygamberleri yalanlama konusunda onlara taraftarlk edenler ve onlara dostluk gsteren eytanlar haredilirken her kfir, eytanyla birlikte, ayn ekilde gnahkrlar da ksm ksm birlikte haredileceklerdir. Zina ehli olanlar bir arada, faizciler bir arada, iki ienler bir arada...

"Onlar cehennemin yoluna gtrn." Yani daha fazla alay ve tahkire maruz kalmalar iin, hasredilen bu kimselere cehennemin yolunu gsterin ve tantn.

"Hapsedin onlar. nk onlar sorumludurlar." Yani onlar dnyadaki inanlar, kendilerinden sadr olan szleri ve amelleri konusunda hesaba ekilmek zere durak yerinde hapsedin.

Tirmiz'nin bni Mesud (r.a.)'dan rivayet ettii bir hadiste yle buyu-rulmutur:"Ac?emoZu, u be eyden hesaba ekilmedike Rabb'inin huzurundan ayrlamaz: mrn nerede tkettii, genliini nerede harcad, maln nerede kazanp nereye sarfettii ve rendikleriyle ne amel iledii."

"Size ne oldu da birbirinize yardm etmiyorsunuz?" Yani onlara, baa kakma ve azarlama yollu yle denir: Size ne oldu ki dnyada olduu gibi burada da birbirinize yardm etmiyorsunuz? Zira Eb Cehil Bedir sava

esnasnda "Bizler bugn yek vcut, yenilmez bir topluluuz. Muham-med'den ve arkadalarndan intikam alacaz." demiti. te kyamet gn de onlara "Size ne oldu da birbirinize yardm etmiyorsunuz?" denecek.

"Hayr, bugn onlar zilletle boyun emilerdir" Yani aksine onlar bugn Allah'n emrine boyun emilerdir. Bu emre muhalefet edemez, ondan yz eviremezler. nk baka bir kar yol bulmaktan acizdirler. Onun iin de herhangi bir hususta asla mnakaa edip ekiemezler.

Kyamet meydanlar iindeki bu durak yerinde aralarndaki meselede birbirlerini knarlar, uyanlarla onlarn nderleri hasmlar. Zira Yce Allah yle buyuruyor:

"Birbirlerine ynelip, biri dierini sorumlu tutmaya kalkrlar." Yani bu kfirlerden uyanlar ve kendilerine nderlik yapanlar ne karak tpk cehennemin aa tabakalarnda hasmlatklar gibi kyamet duranda da birbirlerine azarlama, serzeni ve ekime yollu soru sorarlar. Nitekim bir ayette yle buyurulmaktadr: "Zayflar, byklk taslayan nderlerine, "Biz size tabi idik. imdi siz Allah 'm azabndan en ufak bireyi bizden savabilir misiniz?" dediler. Byklk taslayanlar da, "... imdi bizler szlan-sak da katlansak da birdir. Bizim iin snacak hibir yer yoktur" dediler." (brahim, 14/21)

"Siz bize sadan gelirdiniz, derler." Yani uyanlar, kendilerine nderlik edenlere yle dediler: Sizler bize iyilik maskesi altnda gelirdiniz. Bu suretle bizi doru yola girmekten alkoydunuz.

Buradaki "sa" kelimesinin, kuvvet ve galebe anlamnda kullanlm olduu da sylenmitir. Yani sizler bize kuvvet ve galebe kullanarak ve dnyadayken bize kar sahip olduunuz egemenlik ve liderlik otoritesiyle gelirdiniz. Bu suretle bizi dallete srklediniz ve dalleti bize zorla dayattnz.

Bu ifadenin anlamnn yle olduu da sylenmitir: Sizler bize din konusunda eitli grler telkin ederdiniz. Bu suretle dini hafife almamza sebep oldunuz ve bizi ondan souttunuz. Nitekim gnmz liderlerinin ve dostlarnn yapt da budur! Buradaki "derler" kelimesi, mukadder bir sorunun cevabdr, dolaysyla bu ifade isti'naf- bey andir (konuyu aklamak iin balanan yeni bir szdr).

Onlarn bu szlerine, ba eken liderler iki ekilde cevap verirler:

1- "Onlar da "Hayr. Siz zaten inanan kimseler deildiniz." derler." Yani hayr, siz kendiniz iman etmeye raz olmamtnz ve iman edebileceiniz halde kfr seerek imandandan yz evirmitiniz. Sizin kalpleriniz kfr ve isyan kabul etmiti ve sizler zaten kfr zereydiniz.

Buradaki "derler" kelimesi de muhataplar, yani kfrn nderlerini ya da cinleri ifade etmektedir.

2- "Ve bizim sizi zorlayacak gcmz de yoktu. Siz kendiniz azgnlar gruhu idiniz." Yani bizim size kar bir hccetimiz veya iman etme konusundaki seim ve isteinizi engelleyecek bir egemenliimiz yoktu. Aksine azgnlk, kfrde haddi ama ve peygamberlerin size getirdii hakka kar ifrata dme tavr sizin iinizde vard. Biz sizi kfre sadece ardk, siz de zorla deil, kendi seiminizle bu arya icabet ettiniz.

"Artk Rabbimizin sz bize hak oldu. phesiz azabmz tadacaz." Yani Rabbimizin hkm hem bizim, hem de sizin zerinize gerekli ve Rabbimizin kavli kanlmaz oldu. Bu, Yce Allah'n u kavlidir: "Senden ve onlar iinde sana uyan kimselerden cehennemi dolduracam." (Sd, 38/85) O halde bize vaat edilen azab mutlaka tadacaz ve bizler kyamet gn kanlmaz olarak azab tadclanz.

Eb Hayyn yle emitir: Zahire gre buradaki "phesiz ... tadacaz, kavli, kfrn nderleri ve onlara uyanlar olarak hepsinin azab tadacaklar konusunda liderlerin verdii bir haberdir.

"Sizi azdrdk. nk kendimiz azmtk." Yani biz sizi saptrdk ve dallete, iinde bulunduumuz azgnla ardk; siz de bize icabet ettiniz.

Uyanlar ve kendilerine uyduklar nderleri arasndaki bu mnakaa ve ekimeden sonra Yce Allah, her iki snfn da duar olaca azab yle vasfediyor:

"phe yok ki o gn onlar azap ekmede ortaktrlar." Yani hem uyanlar, hem de kendilerine uyduklar kimseler, veya hem tabi olanlar, hem de liderler -tpk dallet ve kfrde mterek olduklar gibi- o zaman kanlmaz olarak azapta da topluca mterektirler. Hepsi kendi ameli dolaysyla cehennemdedir.

Onlarn azapta ortak oluu, her sulu kfir konusunda olduu gibi adil bir karlktr. Bu sebeple Yce Allah yle buyuruyor:

"te biz sululara byle yaparz." Yani mriklere buna benzer bir cezayla karlk veririz ve herkes, iledii amelin karln bulur.

Bu azabn sebebi u ayette ifadesini bulmaktadr:

"nk onlar, kendilerine "Allah'tan baka ilh yoktur." dendii zaman byklk taslarlard." Yani onlar, Allah'tan baka ilh yoktur, demek olan kelime-i tevhide arldklarnda, byklenerek bu ary kabullenmez, mminlerin syledii gibi bu kelimeyi sylemekten yz evirirlerdi.

"Cinlenmi bir air iin biz tanrlarmz m terkedeceiz?" derlerdi." Yani hayal dnyasnda yaayan ve szleri bozup kartran cinlenmi bir airin syledikleri iin mi bizler ilhlarmza ve babalarmzn ilhlarna kulluu terkedeceiz? Bu szleriyle onlar Hz. Peygamber (s.a.)'i kastediyorlard. Byle demekle nceki ayette bildirildii gibi vahdaniyeti, bu ayette bildirildii ekliyle de peygamberlii inkr ediyorlard.

Yce Allah da onlara, kendilerini u kavliyle yalanlayarak mukabelede bulunmaktadr:

"Hayr o hakk getirmi ve peygamberleri de dorulamt." Yani Hz. Peygamber (s.a.), Allah'n kendisine emir buyurduu btn hususlarda hak bir dinle gelmitir. Bu hususlarn ilki tevhiddir. Bylelikle Hz. Peygamber (s.a.), dier btn peygamberlerin getirdii tevhid, cennet vaadi, cehennem tehdidi ve ahiretin ispat gibi hususlarda onlar tasdik etmitir. O, bu temel esaslarda onlara muhalefet etmedii gibi, daha nce onlarn getirdii hibir esas da deitirmemitir. u halde onun air veya cinlen-mi diye nitelenmesi nasl doru olabilir? Yce Allah yle buyuruyor: "Sana sylenen, senden nceki elilere sylenmi olandan baka birey deildir" (Fussilet, 41/43), "... kendinden ncekini dorulayan..." (Ftr, 35/31).

Kafirlerin Ve hlasl M'minlerin Grecekleri Karlk:

38- Elbette siz o ackl azab tadc-smz.

39- Yapmakta olduunuz eylerden bakasyla da cezalandrlmayacak-

40- Ancak Allah'n halis kullar bu cezann dndadr.

41. onlar iin bilinen bir rzk var

42-Trl meyvelerle arlanrlar.

43- Nam cennetlerinde.

44- Tahtlar zerinde, karlkl otururlar-

45-Onara kaynaklardan doldurulmu trl kadehler dolatrlr.

46- Berrak' i?enlere lezzet veren bir IKi

47' ffi onda ne sersemletme var, ne de onunla sarho olurlar.

48" Yanlarnda da yaln kendileri- ne Sz dikmi iri gzl eler vardr.

49- Sakl yumurta gibi eler.

50- Bunlar birbirine dnp sorarlar:

51-Onlardan bir szc: "Benim" de di lbir arkadam vart'

52- Alay ederek derdi ki: "Sen dorulayanlardan msn?"

53- Biz lp toprak ve bir yn kemik olduumuz zaman m, biz mi cezalandrlacaz?"

54- Sonra yanndakilere: "Bakar msnz?" dedi.

55- Bakt, onu cehennemin ortasnda grd.

56- Ve ona dedi ki: "Allah'a yemin olsun. Sen az daha beni de mahvedecektin.

57- Eer Rabbimin nimeti olmasayd imdi ben de oraya getirilenlerden olurdum.

58, 59- "(Bak) biz ilk lmmzden baka bir daha lmeyecek, biz azaba da u-ratlmayacaktk deil mi?

60- Muhakkak ki bu, byk kurtuluun ta kendisidir.

61- alanlar, bunun iin almaldr.

Aklamas:

Yce Allah, dallet iinde bulunan yalanlayclarn durumunu beyan etmekte -ki bu hitap ayn zamanda insanlar da hedef almaktadr ve yle buyurmaktadr:

"Elbette siz o ackl azab tadcsnz." Yani siz ey kfirler! Hi bitmeyen ve srekli devam eden cehennem ateinde elem verici azab tadacaksnz!

"Yapmakta olduunuz eylerden bakasyla da cezalandrlmayacaksnz." Yani sizin greceiniz karlk, iinde zulm bulunmayan adil ve hak bir uygulama ile verilecektir ki o karlk, kfr ve isyandan ibaret olan amelleriniz dolaysyla azap grmenizdir. Dolaysyla ceza grmenizin sebebi bu kt amellerinizdir. "Rabbin, kullara zulmedici deildir" (Fussilet, 41/46), "Rabbin kimseye zulmetmez" (Kehf, 18/49).

Kelime-i tevhid'i kabul etmeyerek byklenen ve peygamberleri inkrda srar gsteren sululularm durumunun beyanndan sonra Yce Allah, ihls sahibi kullarn nasl bir mkfat greceini zikretmekte ve yle buyurmaktadr:

"Ancak Allah'n halis kullar bu cezann dndadr. Onlar iin bilinen bir rzk vardr. Trl meyvelerle arlanrlar." Yani Allah'n kendilerini itaat ve tevhid iin setii, ameli yalnzca Allah iin ileyen kullar ise kurtulmulardr, onlar azab tatmazlar ve hesab tartmazlar. Onlarn gnahlar msamaha edilerek balanmtr. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Andolsun asra ki, muhakkak insan kesin bir ziyandadr. Ancak iman edenlerle gzel amellerde bulunanlar, bir de birbirine hakk ve sabr tavsiye edenler byle deildir. " (Asr, 103/1-3), "Her nefis, kazand ey mukabilinde bir rehindir. Ancak defteri sadan verilenler mstesna..." (Md-dessir, 74/38-39).

Buradaki "muhlisin" kelimesi bir vg sfatdr. nk onlar Allah'n kullardr ve bu da onlarn seilmi kimseler olmasn gerektirir.

te bu sekin kullara cennette Allah katndan gzellii, holuu ve kesintisiz devamll malm olan bir rzk vardr ki sabah akam, yani diledikleri her zaman kendilerine ikram edilir. Onlar, trl leziz meyvelerden, yani meyvelerin her eidinden faydalanrlar. Bu meyveler, onlarn yedii eylerin en gzelidir. Bu yeme, kendilerine yaplan ikram ve tazim ile birlikte olur. Zira onlar orada hizmet ve ikram grr, refah ve rahata kavuturulurlar. Ayn ekilde onlar iin byk bir ikram daha vardr ki o da cennette, Rabblerinin katndaki derecelerinin ykseltilmesidir. Onlar orada Rabblerinin szn duyar ve geni cennet bahelerinde O'nunla kar karya olurlar...

Bu ayette cennet meyvelerinin gdalanmak ve kuvvet almak iin deil, lezzet almak iin yendiine dellet vardr. nk cennet ehli gdalanmak ve kuvvetlenmek gibi eylere ihtiya duymazlar; sonsuz bir hayat iin yaratlm salam bedenlere sahiptirler.

Bu ayette rzkn "bilinen" eklinde tavsif edilmesi, szkonusu rzkn cennet ehli nazarnda bilinen eyler olduunu ifade eder.Yce Allah, onlarn yiyeceklerini akladktan sonra, meskenlerini vasfetmekte ve yle buyurmaktadr:

"Nam cennetlerinde. Tahtlar zerinde karlkl otururlar." Yani bu r-zk, nimetlerle dolu, kurulu ve srekli bir faydalanma yeri olan cennetlerde, tahtlar zerine kurulmu oturur vaziyette olduklar halde kendilerine gelir. Onlar nee ve sevinle birbirlerinin yzne bakarlar. Hibiri dierinin arkasndan bakmaz. Bu durumda onlar madd ve beden fayda ve nimetlerle ruh ve insan fayda ve nimetleri bir arada grrler.

Yiyecek ve meskenlerini vasfettikten sonra Yce Allah cennetliklerin ieceklerini de yle zikretmektedir:

"Onlara kaynaklardan doldurulmu trl kadehler dolatrlr." Buradaki "ma'n" kelimesi akarsu demektir. u halde bu rmaklar, suyun kesintisiz bir ekilde kmas gibi kaynaktan karlar. Bu ekilde kt iin ona "ma'n" denmitir...

Daha sonra Yce Allah, dnya ikisinin afetlerinden uzak olan cennet ikisini yle vasfediyor:

"Berrak, ienlere lezzet veren bir iki ki, onda ne sersemletme var, ne de onunla sarho olurlar." Yani bembeyaz renkli, tad leziz ve kokusu ho olan, azda rahatsz edici bir koku brakan ac dnya ikisi gibi olmayan bir iki. Bu iki, dnya ikisi gibi ieni sersemletip akln gtrmez, ba ars, karn ars yapmaz ve dier hastalklara yol amaz. Zira btn bu zelliklerinde o, dnya ikisinden tamamen ayrdr. Ne nefse, ne akla ve mala, ne de ahsiyete zarar verir. nk ondan akl gideren helak edici madde olan alkol karlmtr. Bu ayette, dnya ikisinin yol at arlar, shh arzalar ve sorholuk, insanlara rahatszlk verme ve hezeyan, kann ve sindirim organlarnn bozulmas gibi ktlkler de ima edilmektedir...

Cennet ehlinin iecekleri de bylece aklandktan sonra Yce Allah, onlarn elerinin zelliklerini yle beyan buyurmaktadr:

"Yanlarnda da yalnz kendilerine gz dikmi iri gzl eler vardr." Yani yanlarnda iffetli eler vardr. Bunlar, kendi elerinden bakasna bakmazlar ve onlardan bakasn istemezler. Byk gzel gzleri vardr. Buradaki '"ayn" kelimesi, '"ayna" kelimesinin ouludur, iri ve gzel gzl, grn gzel kadn demektir. Buradan da anlalmaktadr ki Yce Allah onlarn gzlerini gzellik ve iffetle vasfetmektedir. Nitekim Allah Teal, Hru'1-Iyn hakknda da "gzel huylu, gzel yzl kadnlar" (Rahman, 55/70) buyurmaktadr.

"Sakl yumurta gibi eler" Ten renkleri hafif sar beyaz karm, devekularnn yumurtalar gibi gizlenmi, eleri iin saklanm kusursuz kadnlar demektir.

Cennet ehlinin faydalanaca yiyecek, iecek, mesken ve e gibi madd hususlar beyan buyurduktan sonra Yce Allah, manev olarak faydalanlacak eyleri de yle zikretmektedir:

"Bunlar birbirine dnp sorarlar." Yani onlar ikilerini yudumlarken ve meclislerinde toplu halde sohbet ederken bir ksm dier bazlarna ynelerek dnyadayken iinde bulunduklar durumlar ve nelere gs gerdiklerini sorar. Bu, cennet nimetlerinin mkemmelliinin ifadesidir.

Cennet ehlinin burada birbirlerine sorduklar eylerden birisini de Yce Allah yle aklyor:

"Onlardan bir szc: "Benim" dedi "bir arkadam vard, alay ederek derdi ki: " Sen dorulayanlardan msn?" Biz lp toprak ve bir yn kemik olduumuz zaman, biz mi cezalandrlacaz?" Yani cennet ehli mminlerden birisi yle der: Dnyadayken benim, ldkten sonra dirilmeyi inkr eden kfir bir arkadam vard. "Bizler mi? lp, ufalanm toprak ve rm kemik haline geldikten sonra amellerimizden dolay hesaba ekilecek ve dnyada yaadklarmzdan dolay diriltilip karlk grecek kimseler mi olacaz? Bu, imknsz, makul olmayan ve hikimse iin takdir edilmi bulunmayan bireydir. Sen de bylesi hurafeleri dorulayan birisi misin? derdi.

"Sonra yanndakilere: "Bakar msnz" dedi." O mmin kul, birlikte oturduu arkadalarna yle dedi: Benimle birlikte cehennemliklere bakn da size, bana bu szleri syleyen o dostu, onun nasl azap ektiini gstereyim.

"Bakt, onu cehennemin ortasnda grd" Yani o mmin, cehennem ehline bakt ve onu, cehennemin ortasnda atein scaklndan alev alev yanarken grd.

"Ve ona dedi ki: "Allah'a yemin olsun. Sen az daha beni de mahvedecektin. Eer Rabbimin nimeti olmasayd imdi ben de oraya getirilenlerden olurdum" Yani mmin kul, kfir arkadana, azarlama yollu yle dedi: Az kalmt ki sen beni de azdrmak suretiyle helak ve mahvolua srkleyecektin. Beni, dirilii ve kyameti inkra armak suretiyle beni de helak edecektin. Eer Rabbimin rahmeti, beni dalletten korumas, yardm, hakka irad ve slm'a hidayet etmesi olmasayd phesiz ben de seninle birlikte azap ekmek zere atee getirilenlerden olurdum.

Daha sonra o mmin, birlikte oturduu cennet ehli arkadalarna dnerek yle der:

"Biz, ilk lmmzden baka bir daha lmeyecek, biz azaba da uratl-mayacaktk deil mi?" Yani cennetin kendilerine bahedilen srekli nimetleri sebebiyle sevin ve mutluluk iinde bulunan o mmin kul, birlikte otur-

duu arkadalarna yle der: Biz imdi ebed olarak nimetler iinde olacak myz? Dnyada vukua gelen ilk lm dnda lmeyecek miyiz? Cehennem ehli olan kfirler azap grd gibi bizler de azap grmeyecek miyiz?

Mminlerin durumu ve zellikleri byledir ve Allah onlar iin sadece ilk lm takdir buyurmutur. Oysa kfirler, iinde bulunduklar azap sebebiyle her saat lm temenni ederler. Mmin, Allah'n nimetini dile getirmek iin, kendi durumuna gpta ederek ve cehennemdeki arkadann iitecei ekilde onu azarlayarak yukardaki szleri syler. Bu durumda onun da azab artar. Mmine gelince, mutlu olur ve zahmetsiz, lmsz bir hayatla cennette ebed kalaca, nimetler iinde bulunaca iin kendi kendisine gpta eder.

"Muhakkak ki bu, byk kurtuluun ta kendisidir. alanlar, bunun iin almaldr." Yani bu srekli ve sonsuz nimetler ve iinde bulunduumuz sonsuz hayr ve ltuf, gz kamatrc hedef ve gayenin, tarif edilemeyecek en byk kazancn ta kendisidir. Dnyada alanlar, kendisinden pay almak iin ite byle bir nimet ve kurtulu iin alsnlar; eitli risk ve aclarla ve pek ok yorgunlukla birlikte gelen fani dnya nasipleri iin deil!

zetle bizden istenilen, almay sadece dnyevi kazanca hasretmemek, ahiret ve ebed cennet iin almaktr.

Zalimlerin Grecei Karlk Ve Cehennemdeki Azabn eitleri:

62- Arlanmak iin bylesi mi hayrl, yoksa Zakkum aac m?

63- Biz onu zalimler iin bir fitne yaptk.

64- O, lgn atein dibinde kan bir aatr.

65- Tomurcuklar eytanlarn balar gibidir.

66- Onlar bundan yiyecekler ve karnlarn bununla dolduracaklar.

67- Sonra zerine de onlar iin, ok scak bir su ile kartrlm bir iecek vardr.

68- Sonra dnp gidecekleri yer, phesiz yine cehennemdir.

69- nk onlar atalarn sapk kimseler bulmulard da,

70- kendileri de onlarn izleri zerinde koturuyorlard.

71- Andolsun ki onlardan nce geenlerin ou da sapmt.

72- Andolsun ki biz onlar iin de uyarclar gndermitik.

73- Bak o uyarlanlarn sonu nice oldu!

74- Ancak Allah'n halis kullar o azabn dnda kaldlar.

Aklamas:

"Arlanmak iin bylesi mi hayrl, yoksa Zakkum aac m?" nceki ayetlerde zikredilen cennet nimetleri ve cennette bulunan yiyecekler, iecekler ve trl lezzetlerle dier eyler mi ikram ve ziyafet olarak daha hayrl, yoksa cehennemde bulunan kt ve ac meyveli Zakkum aac m? Bu, onlarla bir eit elenme ve alay etmedir. Zakkum aac, cehennem ehlinin yiyeceidir ki onu zorlanarak ve yutkunarak yerler; onlarn ziyafet ve ikramlar budur.

"Biz onu zalimler iin bir fitne yaptk" Yani biz bu aac kfirler iin bir deneme vesilesi yaptk. Zira onlar onunla imtihana ekilmi ve onun varln yalanlamlar ve "Ate, iinde bulunan eyleri yakt halde onun iinde aa nasl olurmu?" demilerdi.

Bu, onlarn, yaklmas mmkn olmayan eyler bulunduu konusundaki bilgisizliklerini gstermektedir ve onlar, atein iinde yaayan insan (cehennem ehli) yaratmaya kadir olann, atein iinde yanmayan aa yaratmaya ziyadesiyle kadir olduunu dnp akl edememektedirler. Szkonusu aacn zelliklerini Yce Allah yle anlatyor:

1- "O, lgn atein dibinde kan bir aatr." Yani o, atein dibinde ve cehennemin en aa tabakasnda yetien bir aatr. Dallar, cehennemin tabakalarna ykselir.

2- "Tomurcuklar eytanlarn balar gibidir." Yani o aacn tomurcuklar ve meyvesi son derece kt ve irkin grnl olmas bakmndan eytanlarn balar gibidir. Bu benzetme, o aacn meyvelerinin tiksindiri-ciliini anlatmak ve onu irkin bir ifadeyle zikretmek iindir. Dolaysyla burada elle tutulup gzle grlen birey, grnmeyen bireye benzetilmi olmaktadr. Araplar, irkin yz eytana, gzel yz de melee benzetirler. Nitekim Hz. Yusuf (a.s.) kssasndaki kadnlarn dilinden Yce Allah yle hikye etmektedir: "Bu insan deildir; bu ancak stn bir melektir." (Yusuf, 12/31)

Daha sonra Yce Allah bu aacn, cehennem ehli olan kfirlerin yiyecei olduunu zikretmekte ve yle buyurmaktadr:

"Onlar bundan yiyecekler ve karnlarn bununla dolduracaklar." Yani onlar, kokusu, yiyecei ve yaratl kt olan bu aacn meyvesini yiyecekler ve karnlarn zorla ve istemeye istemeye onunla dolduracaklar. nk onlar bu aatan ve buna benzer yiyeceklerden baka birey bulamayacaklar. Nitekim Yce Allah yle buyuruyor: "Onlar iin kuru dikenden baka yiyecek yoktur. Ne semirtir o, ne de al giderir." (Giye, 88/6-7) Cennet ehlinin rzkna mukabil, cehennem ehlinin yiyecei ve meyvesi de ite budur.

bni Eb Hatim, Tirmiz, Nes ve bni Mce, bni Abbas (r.a.)'dan yle rivayet etmilerir: "Rasulullah (s.a.) bu ayeti okudu ve "Allah'tan hakkyla saknn. Zira zakkumdan bir tek katre dnya denizlerine damlayacak olsayd, yeryznde yaayanlarn dirlik ve dzeni bozulurdu. Byleyken yiyecei srf Zakkum'dan ibaret olanlarn durumu nasl olur?"

Cehennem ehlinin yiyeceini bylece vasfettikten sonra Yce Allah, onlarn ieceini de daha irkin bir surette yle tavsif buyurmaktadr:

"Sonra zerine de onlar iin, ok scak bir su ile kartrlm bir iecek vardr." Yani onlar iin, o aacn meyvelerinden yedikten sonra, yediklerine karan ok scak bir sudan bir iecek vardr.

Burada "smme (sonra)" kelimesinin kullanlmasndan maksat, onlarn iecei eyin, irkinlik ve tiksindiricilikte yediklerinden daha ileri olmasn anlatmaktr. Bu suyun bulunduu yer, cehennemin dndadr. nk Yce Allah yle buyurmaktadr:

"Sonra dnp gidecekleri yer, phesiz yine cehennemdir." Yani Hamm arabn itikten ve zakkumu yedikten sonra onlarn dnecei yer yine cehennem yurdudur. Bu ayet, cehennem ehlinin, hamm'i ierken cehennemde bulunmadklarna dellet etmektedir. Bu da, hamm'in cehennem dnda bir yerde oduunu gsterir. u halde onlar, imeleri iin -tpk develerin suya srld gibi- Hamm'e, ardndan da tekrar cehenneme srleceklerdir. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "te bu, sulularn yalanlad cehennemdir. Onunla Hamm arasnda dolap dururlar." (Rahman, 55/43-44)

Cehennem ehlinin, yiyecek ve ieceklerinde nasl bir azaba duar olduu anlatldktan sonra Yce Allah, bu azabn gerekesini yle aklamaktadr:

"nk onlar atalarn sapk kimseler bulmulard da, kendileri de onlarn izleri zerinde koturuyorlard." Yani onlar, atalarnn dallet zere yaam kimseler olduunu grdkleri halde dnp iyice deerlendirmeden ve delilsiz dayanaksz olarak onlara uyarak kendilerini taklit etmilerdi. Zira onlar atalarna -adeta tevik edilmiler gibi- hemen tabi olmular ve onlara adeta kovalarcasna uymulard.

Daha sonra Yce Allah, Hz. Peygamber (s.a.)'i, kavminin kfr ve kendisini yalanlamas zerine teselli ederek, kfrn ak ve ok ncelere dayanan birey olduunu ve kfre tabi olanlarn okluunu yle beyan buyurmaktadr:

"Andolsun ki onlardan nce geenlerin ou da sapmt." Yani gemi mmetlerin ekseriyetti dallet iindeydi, Allah'n yannda baka ilhlara da inanrlard.

Bununla birlikte Allah'n rahmeti onlar uyarmadan brakmamtr. Yce Allah yle buyuruyor:

"Andolsun ki biz onlar iin de uyarclar gndermitik." Yani Allah, gemi mmetlere de, kendilerini Allah'n azabyla uyaran ve Ona kar kfir olup bakasna kullukta bulunanlar malup edip kendilerinden intikam almasyla sakndran peygamberler gndermitir. Ne ki onlar, peygamberlere muhalefete ve onlar yalanlamaya devam etmilerdir. Allah da onlar helak etmitir. Nitekim yle buyurmaktadr:

"Bak o uyarlanlarn sonu nice oldu." Ey rasul ve muhatap! Yalanlay-c kfirlerin sonu bak nasl oldu! Allah kendilerini helak etti ve onlar cehenneme gittiler. Hz. Nuh, Ad, Semd kavimleri ve daha bakalarnn akbeti byle oldu.

Daha sonra Yce Allah, yle buyurarak mminleri bundan istisna etmektedir:

"Ancak Allah 'm halis kullar o azabn dnda kaldlar." Yani bununla birlikte Allah, kendine itaat iin setii, kendilerini imana, tevhide ve Allah'n emirlerini yerine getirmeye muvaffak kld kullarn kurtarmtr.

Dolaysyla onlar ebed cennetlere girmek suretiyle kurtulua erdikleri gibi dnyada da Allah kendilerine yardm etmitir.

Hz. Peygamber (s.a.)'in bu ekilde teselli edilmesinden anlalmaktadr ki, daha nce gelen rasuller iinde Hz. Peygamber (s.a.)'e rnek tekil edecek kimselerin bulunmas gerekir. Bylelikle O da onlarn yapt gibi sabr gsterecek ve davetine devam edecektir. Kendilerine eli olarak gnderildii kimseler azgnlkta srar ve inat gsterseler de ona den sadece tebli etmektir.

Nuh Aleyhisselam Kssas:

75- Andolsun Nuh bize niyaz etmiti de ne gzel kabul buyurmutuk.

76- Onu ve ehlini byk bir skntdan kurtarmtk.

77- Yalnzca onun soyunu kalc kldk.78- Sonradan gelenler arasnda on bir braktk.

79- Alemler iinde Nuh'a selm ol sun

80- te biz iyileri byle mkfatlandnnz.

81- nk o bizim mmin kullarmzdand.

82- Sonra tekileri suda boduk.

Aklamas:

"Andolsun Nuh bize niyaz etmiti de ne gzel kabul buyurmutuk." Yani yemin olsun ki Nuh (a.s.), kavmini uzun sre imana davet ettikten sonra yle diyerek bize dua etmi, bizden yardm istemi, kavmine de helak olmalar iin beddua etmiti: "Rabbim! Yeryznde kfirlerden yurt tutan tek kii brakma." (Nuh, 71/26) Zira onlar kendisini yalanlam, trl eziyetlere maruz brakm ve ldrmeye azmetmilerdi. lerinde uzun bir sre -950 yl- kald halde ona az saydaki insan dnda kimse iman etmemiti. Hz. Nuh (a.s.)'un ars onlarn sadece daha ok reddedip davete icabete yanamamalarna yol ayordu.

Bunun zerine Yce Allah Hz. Nuh (a.s.)'un duasna en gzel ekilde icabet buyurdu ve kavmini tufan ile helak etti.

bni Merdvey Hz. Aie (r.a.)'den yle rivayet etmitir: "Hz. Peygamber (s.a.) benim hcremde namaz kldnda "Andolsun Nuh bize niyaz etmisti de ne gzel kabul buyurmutuk." ayetine geldii zaman "Rabbimiz doru buyurdun. Sen, kendisine dilekte bulunulanlarn en yaknsn. Ne gzel dua edilensin, ne gzel ihsan edensin, ne gzel istenensin, ne gzel mevlsn ya Rabbi, ve ne gzel yardm edensin!" buyurdu."

Yce Allah'n, duay ne gzel kabul buyurduu icmalen, ksaca aklandktan sonra, duaya icabetten hasl olan yardmn, nimet ve ihsann u noktada olduu beyan edilmektedir:

1- "Onu ve ehlini byk bir skntdan kurtarmtk." Yani Nuh'u ve onun dinine inananlar -ki bunlar onunla birlikte iman etmi olan 80 kiidir- byk bir skntdan, yani suda boulmaktan kurtardk.

2- "Yalnzca onun soyunu kalc kldk." Yani bakalarn deil sadece onun zrriyetini yaar halde braktk ve kfirleri onun duasyla helak ettik. Kfirlerden geriye hikimse brakmadk.

Hz. Nuh (a.s.) ile birlikte gemide bulunan mminler de -rivayet edildii gibi- lmlerdir. Geriye Hz. Nuh (a.s.)'un ocuklarndan ve soyundan baka kimse kalmamtr.

Bu ayet hasr ifade etmekte ve soyu hari Hz. Nuh (a.s.) dndakilerin hepsinin yok olduunu gstermektedir. bni Abbas (r.a.) yle demitir: "Hz. Nuh (a.s.)'un soyu, evlddr ki onlar Sm, Hm ve Yfes'dir. Sm Arap, Fars ve Rumlarn, Hm zencilerin, Yfes de Trklerin atasdr."

3- "Sonradan gelenler arasnda ona iyi bir n braktk." Yani kendisinden sonra kyamete kadar gelecek olan peygamber ve mmetler arasnda kendisi iin gzel bir vg braktk.

"Alemler iinde Nuh'a selm olsun" Yani ve dedik ki: Ey Nuh! Melekler ve insanlar ile cinler arasnda bizden sana selm vardr.

Yahut bu ayetin anlam yledir: Yce Allah'n, daha sonra gelenler arasnda Hz. Nuh (a.s.) iin brakt gzel vg, kendisine btn mmetler iinde selm edilmesidir.

Yukardaki ilk tefsir eklini "Ey Nuh denildi, sana ve seninle beraber olanlardan treyecek mmetlere bizden selm ve bereketlerle gemiden in." (Hd, 11/48) ayeti teyit etmektedir.

Yukarda zikredilen ihsan ve nimetin sebebini Yce Allah yle ifade buyurmaktadr:

"te biz iyileri byle mkfatlandrrz" Yani biz, Allah'a itaati gzelce yerine getiren kullar byle mkfatlandrrz. Yahut btn alemlerin dilinde gzel bir ekilde nlenmesi de dahil olmak zere o nimet ve ihsanlar, iyi bir kul olduu iin Nuh (a.s.)'a mahsus kldk.

Bu ihsann gerekesini de Yce Allah yle beyan buyuruyor:

"nk o bizim mmin kullanmzdand" Yani Hz. Nuh (a.s.)'un iyi bir

insan olmasnn sebebi, onun Allah'a kul ve mmin olmasdr. Bu da, Allah Teal'ya iman ve itaatin en byk derece ve en erefli makam olduunu gsterir.

"Sonra tekileri suda boduk." Yani onun kavminin kfir olanlarn tufan ile suda boduk ve helak ettik; onlardan geriye hi kimseyi brakmadk. Bu da bir nasihat ve ibrettir: "Muhakkak ki bunda kalbi olan, yahut ahit olarak kulak veren kimse iin bir t vardr." (Kaf, 50/37)

brahim Aleyhisselm Kssas:

83- phesiz brahim de onun frka-sndand.

84- nk o, Rabbine tertemiz bir kalp getirmiti.

85- O zaman babasna ve kavmine "Siz neye tapyorsunuz?" demiti.

86- Yalanclk iin mi Allah' brakp uydurma tanrlar ediniyorsunuz?

87- Alemlerin Rabbi hakknda zan-nnz nedir?

88- Derken yldzlara bir nazar atfetti de,

89- Ben hastay dedi.

90-Bunun zerine arkalarn dnP ondan uzaklatlar.

91- Siz ce onlarn tanrlarna sokuldu, 'Yemez misiniz?' dedi.

92- Ne oluyor size konumuyorsunuz93- Ve gizlice zerlerine yryp sa eliyle onlara kuvvetli bir darbe indirdi.

94- Derken kavmi koarak ona geldiler.

95- brahim dedi ki: "Kendi elinizle yontmakta olduunuz eylere mi tapyorsunuz?

96- Halbuki sizi de, yapageldiiniz eyleri de Allah yaratmtr."

97- "Onun iin bir bina yapn da onu atee atn." dediler.

98- Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onlar alak drdk.

99- brahim dedi ki: "Ben Rabbime gideceim. O beni doru yola iletecek."

100- "Rabbim bana iyilerden bir ocuk ltfet!"

101- Biz de ona halm bir oul mjdeledik.

Aklamas:

"phesiz brahim de onun frkasndand" Yani phesiz brahim (a.s.) de, Nuh'un (a.s.) dini ve yolu zere bulunanlardan ve insanlar Allah' birlemeye, O'na ve ldkten sonra dirilmeye imana ve dinin temel esaslar olan dier hususlara inanmaya armada onun yolunda yryen kimselerdendi. Bu iki peygamberin tebli ettii din kurallarnn ihtiva ettii fer' konular arasnda farkllklar bulunsa da onlar, temel esaslar noktasnda birbirlerini dorulamaktayd.

"nk o, Rabbine tertemiz bir kalp getirmiti." Yani Rabbine yneldii zaman Onu imanda sadk ve ihlsl; irk, phe ve riya aibelerinden arnm, hilkatinde Rabbine ihlsla bal bir kalple anmt. Yani sanki kalbini, kendisinden Rabbine bir hediye olarak sunmu ve bylelikle kurtuluu ve Rabbinin rzasn hak etmiti.

Onun hasletlerinden ve vgye deer amellerinden birka unlardr:

"O zaman babasna ve kavmine "Siz neye tapyorsunuz?" demiti" Yani kavmine, "Allah' brakp da kendilerine kulluk ettiiniz bu putlar nedir?" dedii zamanki tavr, onun Rabbine olan ihlsnn gstergelerinden biriydi. Bu, onlarn putlara kulluunu protesto edip eletirmek, tuttuklar yol ve hareket tarzlar sebebiyle onlar azarlamak ve putlara kulluu ak bir dille knamaktr. Bunun iin Hz. brahim (a.s.) onlara yle demitir:

"Yalanclk iin mi Allah' brakp uydurma tanrlar ediniyorsunuz? Alemlerin Rabbi hakknda zannnz nedir?" Yani yalana saparak Allah' brakip da, herhangi bir delil ve hccetiniz bulunmadan baka ilhlar edinmek mi istiyorsunuz? Rabbinize kavutuunuz zaman O'nun size ne yapacam zannediyorsunuz? Bu bir azarlama, sakndrma ve tehdit sorusudur. Yani kendisine ibadet etmenize mstehak olan zata -ki O alemlerin Rabbi-dir- kar nasl bir kanaat besliyorsunuz ki Ona kulluu terkedip, Onu putlarla deitiriyorsunuz?

"Derken yldzlara bir nazar atfetti de" Yani brahim (a.s.), kavminin yapt gibi yldzlar tazim ve takdis maksadyla onlara bakmad; yldz ilimlerine ve yldzlarn anlamlarna bakt. Maksad kavmini, onlarn bildiini kendisinin de bildii dncesine sevketmekti.

Bu ayetten murat, Hz. brahim (a.s.)'in, evren ve gk hakknda dnceye daldn ve uzun sre tefekkr ettiini ifade etmek de olabilir. Kat-de yle demitir: "Araplar, tefekkre dalp da bu hali uzun sre devam ettiren kimseye "yldzlara bakt" derler ki, "bulunduu hal iinde uzun sre dnd" demektir."

"Ben hastaym." dedi" Yani keyifsiz ve rahatszm dedi. Hz. brahim (a.s.) bu szyle kavminin kfrnden, irkinden ve putlara kulluk etmesinden dolay kalben rahatszlk duyduunu sylemek istemitir.

Ksacas Hz. brahim (a.s.)'in yldzlara bakmas ve "Ben hastaym" demesi tevriye (gizleme) kabilinden bir szdr. Zira o bu szyle baka bir-ey kastetmiken kavmi onun sznden daha farkl bir anlam karmtr. Maksad o gece bir plan yapmak ve ertesi gn kavmi kendisinden ayrlp bayram kutlamaya gidecekleri zaman onlarn putlarna kar bir hile dnme frsat elde etmekti. Bu da ancak -gece plan kuracan onlara hissettirmeden- onlarla birlikte bayram yerine gitmeyip geri kalmakla olacakt. Bu da gsteriyor ki Hz. brahim (a.s.) yldzlara, onlara kulluk edenlerin yapt gibi, bir eyi neticelendirmek ve ataca adm belirlemek niyetiyle bakmamtr. Zira bu bir peygamber iin caiz deildir.

Bu sebeple Hz. brahim (a.s.), "Ben hastaym" demekle yalan sylememitir.

"Bunun zerine arkalarn dnp ondan uzaklatlar." Yani onu terkederek bayramlarna ve ibadet yerlerine gittiler.

"O da gizlice onlarn tanrlarna sokuldu, yemez misiniz, dedi" Yani gizlice, teye beriye saklanarak ve melerek sratle kavminin tapt putlarn yanma gitti. Kavmi, bereketlensin diye bayram gn putlarn yanna yemek koymutu. Hz. brahim (a.s.), putlarla alay edip elenerek "Size takdim edilen bu yemekten yemez misiniz?" dedi.

"Ne oluyor size, konumuyorsunuz?" Yani konumaktan ve soruma cevap vermekten sizi alkoyan nedir? Hz. brahim (a.s.)'in kast, putlarla elenip onlar tahkir etmekti. nk o, putlarn konumas szkonusu olmayan cansz varlklar olduunun bilincindeydi.

"Ve gizlice zerlerine yryp sa eliyle onlara kuvvetli bir darbe indirdi." Gizlice onlara doru ilerledi ve onlara kuvvet ve iddetle vurarark -Enbiy suresinde de zikredildii gibi- bykleri hari hepsini krd.

"Derken kavmi koarak ona geldiler." Yani bayram kutlamalarndan dndkten sonra kavmi sratle ona geldi ve putlar kimin krdn sordu. Onlar krann brahim (a.s.) olduu sylenmiti ve onlar, bunu yapann o olduunu renmilerdi. Ona yle dediler: "Biz onlara ibadet ediyoruz. Sense onlar kryorsun?!"

Kavmi Hz. brahim (a.s.)'e eziyet etmek zere geldii zaman onlar azarlamaya ve paylamaya balad ve yle dedi:

"Kendi elinizle yontmakta olduunuz eylere mi tapyorsunuz?" Yani Allah' brakp da kendi ellerinizle yonttuunuz ve yaptnz putlara m kulluk ediyorsunuz?

"Halbuki sizi de, yapageldiiniz eyleri de Allah yaratmtr" Yani ibadete lyk olan yalnzca Allah'tr. nk yaratan O'dur ve gerek sizi, gerekse ellerinizle yaptnz o putlar O yaratmtr. Bu ifadede, hem insan, hem de insann fiillerini yaratann Allah olduuna dellet vardr. Buhari, Hz. Huzeyfe (r.a.)'den merfu olarak yle rivayet etmitir: "Muhakkak ki Allah her sanatkr (faili) ve sanatn (fiilini) yaratmtr."

Kavmi, Hz. brahim (a.s.)'in getirdii hccet karsnda, ona eziyet etmeye ve kaba kuvvete bavurarak kendisinden intikam almaya sndlar ve yle dediler:

"Onun iin bir bina yapn da onu atee atn" Yani onun iin geni bir bina yapp iini ok miktarda odunla doldurun. Sonra da o odunlar tututurup yakn ve brahim (a.s.)'i o alevli atee atn.

"Ona bir tuzak kurmak istediler. Biz de onlar alak drdk." Yani onu hile ve ktlkle tuzaa drmek ve atete yakmak istediler. Biz de onu ateten kurtardk ve atei ona serin ve esenlikli bir ortam yaptk. Bu sayede ate ona en kk bir etki bile yapmad. brahim (a.s.)'e yardm ve galibiyet nasip ederken onlar da -tuzaklarn bozmak suretiyle- malup, hezimete uram ve zelil olmu kimseler yaptk.

Allah Teal kendisini ateten kurtarp, kavmine kar kendisine yardm ettii ve kavminin iman etmeyi kabullenmesinden mit kestii zaman Hz. brahim (a.s.), hicret etmeye ve onlardan ayrlmaya karar verdi. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr:

"brahim dedi ki: "Ben Rabbime gideceim. O beni doru yola iletecek." Yani ben, putlara taassupla balanp Allah' inkr ederek ve peygamberlerini yalanlayarak bana eziyet eden kavmimin yaad yerden, Rabbimin hicret etmemi emir buyurduu, kendisine ibadet imkn bulacam yere hicret ediyorum. Rabbim bana, dinim ve dnyam konusunda salh ve selmet bulacam yeri gsterecektir. Buras am'daki "arz- mukaddese"dir.

Bu ayet, mminin, dininin emirlerini yaama, slm'n iarlarn ikame etme imkn bulamad bir yerden baka bir yere hicret etmesinin vacip olduunun delilidir.

Hz. brahim (a.s.), hicret esnasnda kendisine bir ocuk ihsan etmesi iin Rabbine duada bulunmu ve yle demiti:

"Rabbim bana iyilerden bir ocuk ltfet!" Yani Rabbim! Sana taatimde bana yardm edecek ve gurbette yoldam olacak salih bir erkek ocuk ver.

"Biz de ona halm bir oul mjdeledik" Yani ona, byyp ok hilm sahibi olacak bir erkek ocuk mjdeledik. Bu ocuk, -bni Kesr'in de dedii gibi- Hz. smail (a.s.)'dir. Zira o, Hz. brahim'e mjdelenen ouldur ve hem mslmanlarm, hem de Ehl-i Kitabn ittifakyla smail (a.s.), shak (a.s.)'dan byktr. Hatta Ehl-i Kitab'n kitaplarnda Hz. smail doduu zaman Hz. brahim'in 86 yanda olduu, shak (a.s.) doduu zaman ise Hz. brahim'in yann 99 olduu belirtilmektedir.

Kurbanlk Kssas:

102- ocuk brahim'in yannda koma ana eriince babas ona "Yavrum! Ben uykuda gryorum ki, seni kesiyorum. Dn bak, ne dersin." dedi. ocuk: "Babacm! Sana emredileni yap. naallah beni sabredenlerden bulacaksn." dedi.

103- kisi de bu suretle Allah'n emrine teslim olunca brahim onu alnnn zerine ykt.

104- Biz ona: 'Ya brahim!" diye nida ettik,

105- "Ryana sadakat gsterdin. phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz."

106- Gerekten bu, apak ve kesin bir imtihand.

107- Ve fidye olarak ona byk bir kurbanlk verdik.

108- Sonra gelenler arasnda ona iyi bir n braktk.

109- brahim'e selm olsun!

110- Biz, iyi hareket edenleri ite byle mkfatlandrrz.

111- Gerekten o, bizim mmin kul-larmzdand.

112- Ona iyilerden bir peygamber olacak shak' mjdeledik.

113- Hem ona, hem shak'a bereketler verdik. Her ikisinin neslinden, iyi hareket eden de var, aka kendisine zulmeden de.

Kurbanlk Kimdir?

Beyzv yle demitir: En zahir olan gr, Hz. brahim'in "Yavrum! Ben uykuda gryorum ki, seni kesiyorum. Dn bak, ne dersin." eklindeki hitabnn muhatabnn Hz. smail (a.s.) olduudur. nk;

a) Hicretinin hemen arkasndan Hz. brahim'e ihsan edilen ocuk odur ve Hz. shak (a.s.)'m doumunun mjdelenmesi, bu ocuun mjdelenmesi-fie mtftUf.

b) Ayrca Hkim'in Menkb'da rivayet ettiine gre Hz. Peygamber (s.a.) "Ben iki kurbanln oluyum." buyurmutur. Bu kurbanlklarn ilki, atas Hz. smail, ikincisi de babas Abdullah'dr. Zira Abdulmuttalib, Allah'n kendisine Zemzem kuyusunun kazlmasn kolaylatrmas veya oullarnn saysnn lQ'u bulmas halinde bir erkek ocuk kurban etmeyi adamt. Allah ona bu isteine nail olmay kolaylatrmca kur'a ekmi, kur'a Abdullah'a km, o da Abdullah'n diyeti olarak 100 deve kurban etmiti. Diyet bu sebeple 100 deve olarak yerlemitir.

c) Bu olay Mekke'de meydana gelmitir. Hz. smail'in yerine kurban edilen koun boynuzlar Kabe'de asl idi. bnu'z-Zbeyr (r.a) dneminde Kabe'yle birlikte yanncaya kadar bu boynuzlar orada durmaktayd. Hz. s-hak (a.s.) ise Mekke'ye gelmemiti.

d) Hz. shak (a.s.)'n dnyaya geleceinin mjdelenmesi, ondan olacak Hz. Yakub (a.s.)'un mjdelenmesiyle birliktedir. u halde Hz. shak (a.s.)'n henz bulu ana gelmeden kurban edilmesinin emir buyurulmas bu mjdelemeye uygun deildir.

"Hz. Peygamber (s.a.)'e hangi nesebin daha stn olduu sorulduunda "Allah'n dostu brahim'in olu, Allah'a kurban olarak adanm shak'm olu, Allah'n srail'i Yakub'un olu, Allah'n sddk Yusuf un olu..." eklinde cevap verdii yolunda rivayet edilen habere gelince, sahih rivayete gre Hz. Peygamber bu soruya yle cevap vermitir: "brahim'in olu shak'm olu Yakub'un olu Yusuf..." Yukarda yer alan rivayetteki fazlalklar ise ravi tarafndan eklenmitir. Hz. Yakub'un Hz. Yusuf a bu ekilde yazdn bildiren rivayet ise sbut bulmamtr.

bni Kesr de yle der: "lim ehlinden bir grup, buradaki kurbanln Hz. shak (a.s.) olduu grn benimsemitir. Bu gr, seleften bir cemaatten de hikye edilmitir. Hatta sahabenin bazsndan da bu gr benimsedii nakledilmitir. Oysa bu, ne Kitab'ta, ne de Snnette vardr. Bu dorultudaki rivayetlerin, Ehl-i Kitabn bilginlerinden bakasndan alndn zannetmiyorum. Bu rivayetler, herhangi bir delile dayanmakszn kabul edilerek alnmtr. te Allah'n Kitab, onun -yani kurbanln-Hz. smail olduuna ahitlik etmekte ve bizi bu gre gtrmektedir. Zira Kur'an, Hz. brahim'e hilm sahibi bir ocuk mjdelendiini ve kurbanln da bu ocuk olduunu zikretmekte, ardndan da yle demektedir: "Ona iyilerden bir peygamber olacak shak ' mjdeledik.

"Dn bak, ne dersin" Grn ne olur. Hz. brahim, boazlanmaya hazrlansn, bu konudaki emre boyun esin ve Allah tarafndan bir imtihan olarak ona indirilen vahyi bilsin diye kendisiyle mavere etmitir. O da bu konuda sebat gstermi ve Allah'n emrini kabul etmitir.

"Babacm! Sana emredileni yap!" Sana emredilen eyi yap. Buradaki "tu'meru" (sana emredileni) fiilinin muzari kalbyla gelmesinin sebebi, Hz. brahim'in grd ryann birka kez tekrarlandn gsteriyor.

"ikisi de bu suretle Allah'n emrine teslim olunca" Allah'n emrine boyun eince ve itaat edip teslimiyet gsterince "brahim onu alnnn zerine ykt" Onda meydana gelecek bir deiiklii grp de babalk hisleri ar bast iin kesmezlik etmemek iin yznn stne yere ykt veya yan st yatrmca yznn bir taraf yere geldi.

Bu hadise, Mina'daki kayann yannda meydana gelmitir.

Bu ayette geen "cebn" kelimesi, alnn iki tarafndan herbirisidir. Aln, iki "cebn" arasdr, "li'1-cebn" kelimesinin bandaki "lam" harfi, zerine ykld uzvu beyan etmek iin kullanlmtr.

"Ryana sadakat gsterdin." Senden istenen azmi gsterdin ve olunu kurban etmek iin gerekli btn hazrlklar yaptn.

"phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz." Yani seni nasl mkfatlandrdysak, emrimize uymak suretiyle nefislerine iyilik edenleri de ylece mkfatlandrrz. Bu ifade, o ikisinin yaad skntnn zerlerinden kaldrlmasnn gerekesini aklamaktadr ki bu gereke, onlarn "iyi hareket etmesi"dir.

"Gerekten bu" kendilerine emredilen boazlama ii, "apak ve kesin bir imtihand." samimi olan, samimi olmayandan ayran ak bir denemeydi.

"Ve fidye olarak ona" Yani boazlanmas emredilen kiiye ki o, tercihe daha lyk olan gr uyarnca Hz. smail (a.s.)'dir. Onun Hz. shak (a.s.) olduu da sylenmitir. "Byk bir kurbanlk verdik." Onun yerine boazlanmas iin semiz, iri yapl bir ko verdik. Hanefler bu ayeti delil gstererek, olunu kurban etmeyi adayan kimsenin, bir koyun kesmesi gerektiini sylemilerdir.

"Sonra gelenler arasnda ona iyi bir n braktk." Daha sonra gelen nesiller iinde ona gzel bir vg braktk.

"brahim'e selm olsun!" Yani bizden ona selm olsun. "Biz, iyi hareket edenleri ite byle mkfatlandrrz" Yani Allah Teal'ya itaat etmek suretiyle kendi nefislerine iyilik edenleri ite byle mkfatlandrrz. "Gerekten o, bizim mmin kullarmzdand!" Bu cmle, Hz. brahim'in niin "iyi hareket eden" birisi olarak tavsif edildiini anlatmaktadr.

"Ona ... shak' mjdeledik." shak (a.s.)'n dnyaya geleceini haber vermek suretiyle ona bir dier ocuk daha mjdeledik. Bu ayet, kurban olarak boazlanacak ocuun Hz. shak (a.s.) deil, Hz. smail (a.s.) olduunun delilidir, "...iyilerden bir peygamber olacak..." Onun nbvvetini ve iyilerden olacan takdir etmi olarak.

"Hem ona" evltlar "konusunda brahim (a.s.)'e "hem" de olu "Is-hak'a" srailoullarnn peygamberlerini onun soyundan gndermek suretiyle "bereketler verdik." Yani -Eyyb (a.s.) ve u'ayb (a.s.) gibi- peygamberlerin ekserisi onun neslindendir.

"Her ikisinin neslinden iyi hareket eden" mminler "aka kendisine zulmeden" Kfr ak, zulm ortada olan isyanc kfirler de "var."

Beyzavi yle demitir: "Bu ifadede, kiinin hidayete ermesinde veya dallete dmesinde soyun hibir etkisi olmad ve Hz. brahim ile Hz. s-hak'n soyundan gelenlerin bir ksmnn iledii zulmn, bu ikisi iin bir noksanlk ve ayp tekil etmeyecei konusunda uyar bulunmaktadr.

Aklamas:

"ocuk brahim'in yannda koma ana eriince babas ona "Yavrum! Ben uykuda gryorum ki, seni kesiyorum. Dn bak, ne dersin." dedi." Yani smail (a.s.) byyp delikanl olduu ve alp i grebilme ana geldii zaman -ki Ferr Hz. smail (a.s.)'in o zaman 13 yanda olduunu sylemitir- brahim (a.s.), boazlanmas emir buyurulan olu smail (a.s.)'e -zira Hz. brahim (a.s.)'e halm bir ocuk mjdelendii ve onun, boazlanacak ocuk olduu zikredildikten sonra "Ona, iyilerden bir peygamber olacak shak' mjdeledik." buyurulmaktadr- "Yavrum! Ryada seni boazladm grdm. Ne dersin?" dedi. Hz. brahim'in ocua byle bir haber vermesi, onu, Allah'n emrinin yerine getirilmesine hazrlamak, Allah'n emrine boyun emek suretiyle ecir ve sevap kazanmasn temin ve Allah'n emri karsndaki sabrn renmek iindi. Yoksa peygamberlerin ryas vahiydir ve vahiyle bildirilenlerin yerine getirilmesi lzmdr.

Tevrat'ta zikredilen, "lk ve tek olun olan shak' boazla" eklindeki ifadeye gelince, burada Hz. shak'n isminin zikredilmesi, onlarn Allah'n kitabna yapt ilve ve tahrifler cmlesindendir. Yoksa Hz. shak (a.s.) Hz. brahim (a.s.)'in ilk ocuu olmad gibi tek ocuu da deildir. Bu zellikler Hz. smail (a.s.)'e aittir. Daha sonra Hz. brahim (a.s.) olunu kurban etme konusunda elinden gelen gayreti gsterip bylece Allah'n emrine itaat edince Yce Allah da ona dier bir ocuk ihsan etmitir ki ite bu ocuk Hz. shak (a.s.)'dr!

"ocuk: "Babacm! Sana emredileni yap. naallah beni sabredenlerden bulacaksn." dedi." Yani Hz. smail (a.s.) yle dedi: "Allah'n beni bogazlaman konusundaki buyruunu yerine getir ve sana vahyedileni yap. Ben ilhi kaza ve takdire sabredecek ve bunun sevap ve karln Allah'tan bekleyeceim. Bu ifade, Hz. smail hakknda daha nce zikredilen "halm" sfatn ve Allah Teal'nm onun hakknda "Kitab'da smail'i de an. nk o vadinde sadkt, rasul bir peygamberdi. Kavmine namaz klmay, zekt vermeyi emrederdi. Rabbi nezdinde rzaya ermiti." (Meryem, 19/25-26) eklinde verdii haberi dorulamaktadr.

Bunun zerine Hz. brahim, Allah'n enirini yerine getirmeye koyuldu. Yce Allah yle buyuruyor:

"kisi de bu suretle Allah'n emrine teslim olunca brahim onu alnnn zerine ykt." Yani ikisi de Allah'n emrine kar teslimiyet gsterip boyun edii, Allah'a itaat edip ilerini Allah'a havale ettii ve brahim (a.s.), kendisini merhamet ve acma hissi kaplayp da boazlamada tereddt gstermesin diye olunu yz st yere ykt veya onu bir yan zerine yere att ve bylece Hz. smail'in "cebin"i (yznn bir yan) yere geldii zaman... Hz. brahim'in olunu kesmek istedii yer, Mina'da eytan talama ileminin yapld mevkinin yannda bulunan "kurban kesme yeri"dir.

Mchid yle demitir: "Hz. smail babasna yle demiti: "Beni, yzme bakar vaziyette boazlama. Byle yaparsan belki seni bana kar merhamet hisleri kaplar da beni hemen ldremezsin. Ellerimi boynuma bala, sonra da yzm yere koy ve yapman gerekeni yap!"

mam Ahmed, bn Abbas (r.a.)'m yle dediini rivayet etmitir: "Hz. brahim (bizim peygamberimize ve ona salt ve selm olsun) hac menasi-kiyle emrolunduu zaman say esnasnda eytan ona geldi ve onunla yart. Hz. brahim onu geti. Sonra Cebrail (a.s.) Hz. brahim'i Akabe Cemre-si'ne gtrd. eytan burada da ona musallat oldu. Hz. brahim de ona, gidene kadar yedi akl ta att. Sonra Orta Cemre'de eytan yine ona musallat oldu. O da eytana yedi akl ta daha att. Sonra Hz. smail'i aln zere yere ykt. Hz. smail'in (bizim peygamberimize ve ona salt ve selm olsun) zerinde beyaz bir gmlek vard. Babasna "Babacm. Beni kefenleyecein bundan baka bir elbisem yok. Bunu karaym da beni onunla kefenle." dedi. Hz. brahim de gmlei karmas iin ona yardm ederken arkasndan "Ya brahim! Ryana sadakat gsterdin." diye nida edildi. Hz. brahim dnd ve bir de bakt ki beyaz, boynuzlu ve iri gzl bir ko!" bni Abbas (r.a.) yle demitir: "Bizler, bu eit kolar kurban etmek suretiyle ona uymaktayz."

"Biz ona: "Ya brahim!'" diye nida ettik, "Ryana sadakat gsterdin." Boazlamak iin olunu yatrnca arkasndaki dadan bir melek kendisine, "Grdn ryadan maksat hasl olmu ve senden beklenen ey tahakkuk etmitir. Sen, olunu boazlamasan dahi sadece bu ie azmetmekle bile ryay dorulayc oldun ve yapabileceini yaptn." dedi...

Daha sonra Allah Teal, Hz. brahim (a.s.)'e ihsan ettii nimetleri saymakta ve yle buyurmaktadr:

1- "phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz." Yani olunu boazlamaktan affedilmen ve sknt ve imtihandan kurtulman gibi sana karlk olarak verdiimiz mkfatn benzerini, Allah'a itaat etmek suretiyle iyi davranan herkese verir ve ona, yapt iin karl olan sevab bahederiz. Bu ifade, Allah Teal'nn Hz. brahim'e ve oluna, sknt ve imtihandan kurtulutan sonra ihsan ettii nimetlerin verili sebebini anlatmaktadr.

Daha sonra Yce Allah, bunun sradan bir hadise olmayp, byk bir imtihan olduunu belirtmekte ve yle buyurmaktadr:

"Gerekten bu, apak ve kesin bir imtihand." Yani bu deneme, zorluu ak bir deneme ve daha zoru bulunmayan bir imtihandr. Zira Allah onu, olunu kurban etme konusunda ne denli itaatkr olduu noktasnda denemi, o da ecrini Allah'tan bekleyerek buna sabretmitir.

Bu ayetin anlamnn, "Gerekten bu, apak bir nimettir" anlamnda olduu, zira burada kullanlan "bel" kelimesinin nimet anlamna geldii de sylenmitir. Buna gre Allah'n bir kimseye nimet verdii anlatlmak istendii zaman "Eblhullhu" denir.

2- "Ve fidye olarak ona byk bir kurbanlk verdik." Yani onun iin olunun fidyesi olarak csseli ve semiz veya kadr kymeti byk bir ko verdik. Hasan'i-Basr yle demitir: "Hz. smail'e fidye olarak verilen hayvan, erkek bir da keisinden baka birey deildir. Bu kei Hz. brahim'e, Se-br'den inmi, Hz. brahim de onu olunun fidyesi olarak boazlamtr. Bu, Hz. Ali (r.a.)'nin grdr."

Bu ayette, kurban olarak koyun kesmenin, deve ve sr kesmekten daha efdal olduuna dellet vardr. Mliklerin gr de bu dorultudadr. nk koyunun eti daha lezzetli ve gzeldir.

3- "Sonra gelenler arasnda ona iyi bir n braktk. brahim'e selm olsun!" Yani gelecek mmetler arasnda brahim (a.s.) iin gzel bir vg ve iyi bir anlma braktk. Bu itibarla btn semavi din mensuplar -Yahudiler, Hristiyanlar ve Mslmanlar- ve keza mrikler onu sevmektedirler. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Benden sonrakiler iinde benim iin bir lisan- sdk ver. Beni naim cennetinin varislerinden kl." (u'ar, 26/84-85)

Bizden, meleklerden, insanlardan ve cinlerden brahim zerine selm olsun. Buradaki "selm"n, gzel vg olduu da sylenmitir.

"Biz, iyi hareket edenleri ite byle mkfatlandrrz." Yani btn iyi (muhsin) insanlar, sknt ve iddetten sonra feraha kavuturmak suretiyle ite byle mkfatlandrrz. Burada ayetin banda -dier emsallerinde

olduu gibi- "nn (Muhakkak biz)" ifadesi, birinci kez (105. ayette) zikre-dilmesiyle yetinildii iin burada ikinci kez zikredilmemitir.

4- "Ona iyilerden bir peygamber olacak shak ' mjdeledik." Yani ona bir dier ocuk daha ihsan ettik -ki o shak (a.s.)'dr- ve onu salihler zmresinden olan salih bir peygamber kldk. Bu, Hz. brahim'e verilen drdnc nimettir.

5- "Hem ona, hem shak'a bereketler verdik." Yani o ikisine, eitli dnya ve ahiret bereketi ve nimetleri ihsan etmek suretiyle yardm ve imdat eyledik. Soy ve evlt okluu ile peygamberlerin ekserisinin o ikisinin ve Hz. smail'in neslinden klnmas da bu nimetler cmlesindendir.

"Her ikisinin neslinden, iyi hareket eden de var, aka kendisine zulmeden de" Yani o ikisinin soyundan gelenlerin kimisi, hayrl ameller ileyen muhsin kimseler iken, kimisi de kfr ve eitli masiyetler ilemek suretiyle nefsine zulmeden kimselerdir.

Bu ayet, hidayet ve dallette soyun herhangi bir etkisi bulunmadnn ve kii iin yararn, veraset ve nesep yahut aidiyete bal olmadnn delilidir. Kiiye fayda verecek olan ey ancak onun kendi amelleridir.

Yine bu ayet, zrriyetlerinden gelenlerin ktl sebebiyle gemi nesillerin knanmayacan da gstermektedir. nk Yce Allah yle buyurmaktadr: "Gnahkr hibir nefis, dierinin gnah ykn tamaz." (Enam, 6/164)

Hz. Musa Ve Hz. Harun Kssas:

114- Andolsun biz Musa'ya da, Harun'a da nimetler verdik.

115- Hem onlar, hem de kavimlerini o byk skntdan kurtardk.

116- Kendilerine yardm ettik de stn gelenler onlar oldular.

117- Onlara ak ifadeli kitab verdik.

118- Onlara doru yolu gsterdik.

119- Ve sonra gelenler arasnda onlara ait iyi bir n braktk.

120- Musa'ya da Harun'a da selm olsun.

121- phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz.

122- nk onlarn ikisi de bizim mmin kullarmzdand.

Aklamas:

"Andolsun biz Musa'ya da Harun'a da nimetler verdik." Yani Allah'a yemin olsun ki biz o ikisine peygamberlik ve daha baka din ve dnyev nimetler bahettik.

Onlara bahedilen dnya menfaatleri -Razi'nin de zikrettii gibi- var edilmeleri, hayat sahnesine karlmalar, kendilerine akl, terbiye ve shhat verilmesi ve her ikisinde de kemal sfatlarnn toplanmas; din menfaatlere gelince, o ikisinin ilim ve itaat sahibi klnmalardr. Bu derecelerin en stnde de, grenleri hayretlere dren, dmanlar kahr ve malup eden mucizelerle desteklenmi yce peygamberlik mevkii gelir.

Bu nimetlerin ayrntl zikri ise u ayetlerde gemektedir:

1- "Hem onlar, hem de kavimlerini o byk skntdan kurtardk." Yani hem o ikisini, hem de kavimleri olan srailoullar'm, Firavun'un -babalan ldrmek, kadnlar hayatta brakmak, kendilerini hakir i ve mesleklerde altrmak suretiyle- kendisine kul edinme emelinden kurtardk. Ayn ekilde o iki peygamberi de kavimleri ile birlikte Firavun ve Msr Kptlerinin helak olduu suda boulmaktan kurtardk.

2- "Kendilerine yardm ettik de stn gelenler onlar oldular." Yani onlara dmanlar karsnda yardm ettik. Bylece onlar dmanlarna galip geldiler, dmanlarnn topraklarn ve btn hayatlar boyunca uraarak biriktirdikleri mallarn ele geirdiler. Bu suretle onlar, zelil tebaa durumunda iken devlet sahibi oldular.

3- "Onlara ak ifadeli kitab verdik." Yani o iki peygambere yce, ak ve anlalr olan, hem dnyaya, hem de ahirete ilikin hususlar ihtiva eden kitab indirdik, ki o Tevrat'tr. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "phesiz ki Tevrat' biz indirdik. Onda bir yol gsterme ve nur vardr. Kendilerini Allah'a vermi peygamberler Yahudilere onunla hkmederlerdi." (Mide, 5/44), "Andolsun biz Musa'ya ve Harun'a, bir k ve takva sahipleri iin de bir t olan Furkan' verdik." (Enbiy, 21/48).

4- "Onlara doru yolu gsterdik." Onlar gerek fiillerinde, gerekse szlerinde hak ve doru yola, slm'a ve Allah'n hkmlerine irad ettik.

5- "Ve sonra gelenler arasnda onlara ait iyi bir n braktk." O iki peygamber iin kendilerinden sonra gelen mmetler iinde gzel bir vg ve tatl bir anlma braktk.

bni Kesr, evkn ve daha bakalar yle demilerdir: "Bu ayet, Yce Allah tarafndan, daha sonra gelen "...selm olsun" ayetiyle tefsir olunmutur." Dier mfessirler ise "...selm olsun" ayetinin mstakil bir sz olduunu sylemilerdir ki, birok sebepten tr benim tercih ettiim gr de budur.

6- "Musa'ya da Harun'a da selm olsun." Yani Musa'ya da Harun'a da dnya durduka bizden, meleklerden, insanlardan ve cinlerden selm olsun.

Bu iki peygambere btn bu nimetlerin verilmesinin sebebini ise Yce Allah yle beyan buyuruyor:

"phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz. nk onlarn ikisi de bizim mmin kullarmzdand." Yani Allah'a itaat edip Onun emirlerine boyun eerek iyi amel ileyen herkesi sknt ve zorluklardan kurtarmak suretiyle bu ekilde mkfatlandrrz. Buradaki ihsann sebebi o iki peygamberin, Allah'a sahih ve kmil bir ekilde iman etmi mmin kullar zmresinden olmasdr.

lyas Aleyhisselam Kssas:

123- lyas da phe yok ki gnderilmi peygamberlerdendi.

124- O zaman kavmine yle demiti: "Siz Allah'tan korkmaz msnz?

125- Yaratclarn en gzelini bra-

kp Bale mi tapvorsunuz?

126- Sizin de evvelki atalarnzn da rabbi olan Mlah'a kullu terk mi ediyorsunuz?'

127- Fakat onu yalanladlar. Bundan dolay onlar azaba

128-Yalnz Allah'n halis kullar azap dndadr.

129- Biz, sonra gelenler arasnda onada iyibirnbraktk.

130- lyas'a selm olsun.

131- phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz.

132- nk o bizim mmin kullarmzdand.

Aklamas:"lyas da phe yok ki gnderilmi peygamberlerdendi." Hz. lyas (a.s.), Ysn b. Finhs b. Ayzr b. Harun b. mran'n oludur. Harun b. m-ran, Hz. Musa'nn kardeidir. Yce Allah Hz. lyas (a.s.)', Hzkl (a.s.)'den sonra srailoullar'na peygamber olarak gndermitir. O zaman srailoullar, "Bal" denen bir puta tapyorlard. Hz. lyas onlar, Allah' birlemeye davet etti ve kendilerini, bakasna kulluk etmekten sakndrd.

"O zaman kavmine yle demiti: "Siz Allah'tan korkmaz msnz?" Yani hatrla ki lyas (a.s.) kavmine, "Bakasna kulluk ederken Allah Te-al'dan korkup, sizi sakndrd irk ve isyan terketseniz ya!" demiti.

"Yaratclarn en gzelini brakp BaTe mi tapyorsunuz? Sizin de evvelki atalarnzn da rabbi olan Allah'a kulluu terk mi ediyorsunuz?" Yani kendi yaptnz bir puta m tapyor, sadece kendisi ibadete lyk olan ve ei bulunmayan Allah'a kulluu terk mi ediyorsunuz? Size ekil veren ve sizi var eden O'dur ve O, yaratclarn ve ekil vericilerin en gzelidir. Ondan baka yaratc yoktur. Sizi yokluktan varlk alemine kardktan sonra nimetleriyle gdalandrp besleyen Odur. Bu, hem siz, hem de atalarnz iin byledir.

Bu ifadelerden yola klarak, Hz. lyas'm, kavmini Allah'tan bakasna kulluk ettikleri iin ayplad zaman tevhidi de aklad ve kotuklar ortaklar nefyettii -bu tertibe uygun hareket ettii- dnlebilir.

"Fakat onu yalanladlar. Bundan dolay onlar azaba getirileceklerdir. Yalnz Allah'n halis kullar azap dndadr." Yani Hz. lyas'm davetini ve peygamberliini yalanladlar. Onu yalanladklar iin de kyamet gn azaba getirilecekler ve dnyada yaptklar kt ilerin karl kendilerine verilecektir.

Daha sonra Yce Allah, onun kavminden Allah' samimi olarak birleyen, Ona kulluk eden ve ameli yalnzca Allah'a has klan mmin kimseleri istisna tutmaktadr. Dolaysyla bu kimseler azaptan kurtulmular ve salih amelleri dolaysyla gzel bir karlkla dllendirilmilerdir. Bunlar, mrikler iin hazrlanm olan azaba getirilmeyecek, duar edilmeyeceklerdir.

Ardndan Allah Teal, Hz. lyas (a.s.)'a bahettii nimeti zikretmekte ve yle buyurmaktadr:

"Biz, sonra gelenler arasnda ona da iyi bir n braktk." Yani daha sonra gelen mmetler iinde ona gzel bir vg braktk.

"lyas'a selm olsun." Yani Allah'n, O'nun meleklerinin insanlarnn ve cinlerinin selm, Allah'n kitabna iman etmi olan, irke ve putperestlie direnen lyas zerine olsun.

Buradaki "lysn" kelimesi, bir kraate gre de "Al Ysn" eklinde okunur ki bu takdirde anlam, "Selm onun ve peygamberliine inanan ve hakka tabi olanlarn zerine olsun." eklinde olur.

"phesiz ki biz, iyi hareket edenleri byle mkfatlandrrz. nk o bizim mmin kullarmzdand." Yani tpk onu sknt ve zorluklardan kurtardmz gibi, Amelini Allah'a has klan ve halisane bir ekilde yapan herkesi de mkfatlandrrz.

Buradaki gzel karln ve mkfatn sebebi, Hz. lyas (a.s.)'n, Allah'n varln, birliini ve en gzel sfatlarla muttasf olduunu kabul ve tasdik edenlerden olmasdr.

Lt Aleyhisselm Kssas

133- Lt da gerek ve phesiz gnderilmi peygamberlerdendi.

134- Hani biz hem onu, hem de ehlini toptan kurtarmtk.

135- Azapta kalanlar iinde ihtiyar bir kadn hari.

136- Sonra biz dierlerini kknden helk ettik.

137- Siz onlarn yanlarndan geip gidiyorsunuz; sabahleyin

138- ve geceleyin. Dnmyor musunuz?

Aklamas:

"Lt da gerek ve phesiz gnderilmi peygamberlerdendi" Yani phesiz Lt (a.s.) da Allah'n, kavmi olan Sedumlular'a gnderdii peygamberlerdendi. nk onlar trl fuhiyat iliyorlard. Hz. Lt onlara nasihat etti. Ancak onun nasihatlerine kar direttiler. Bunun zerine Allah Teal onlar zelzelelerle veya korkun bir sayha ve yakc talarla helak etti; memleketlerinin altn stne evirdi. Hz. Lt'u ve hanm dnda kendisine iman eden ehlini de kurtard. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr:

"Hani biz hem onu, hem de ehlini toptan kurtarmtk. Azapta kalanlar iinde ihtiyar bir kadn hari." Yani Lt'u ve kendisine inanan ehlini topyekn kurtardk. Yalnz hanm hari. Zira o, Lt kavminin yaptklarna rza gsterdii ve Hz. Lt'a gelenler aleyhine onlarla anlap, onlarn fiillerine muvafakat ettii iin helak oldu ve azapta kald.

"Sonra biz dierlerini kknden helak ettik." Yani sonra onun peygamberliini yalanlayan kavmini -ki onlar fuhu ileyen (homoseksel) kimselerdi- helak ettik. Sadece kurtardmz kimseler hari kald. -

Burada Yce Allah, mrik Araplar, o isyankr yalanlayclarn sonunu gstererek uyarmakta ve yle buyurmaktadr:

"Siz onlarn yanlarndan geip gidiyorsunuz; sabahleyin ve geceleyin. Dnmyor musunuz?" Yani siz ey Mekke'liler! Onlarn, balarna gelen azabn izlerini tayan konaklarna sabahleyin -yani sabah vakti am'a giderken- ve geceleyin -am'dan dnerken- uruyorsunuz da diri bir aklla dnmyor musunuz ve Allah'n kendilerine gnderdii helak ve azabn izlerini onlarn lkelerinde mahede ettiiniz halde ibret almyor musunuz? Ayn azabn size de gelmesinden ve sonunuzun onlar gibi olmasndan korkmuyor musunuz? nk onlar da peygamberlerine muhalefet etmilerdi.

Burada Yce Allah'n sabah ve gece vakitlerine iaret buyurmasnn sebebi, l hayatnda yolcularn ounlukla gece ve sabah erken vakitte yrmeleridir.

Yunus Aleyhisselm Kssas:

139- Yunus da gerek ve phesiz gnderilmi peygamberlerdendi.

140- Hani o, dolu bir gemiye kamt.

141- Derken kur'a ekmilerdi de, kaybedenlerden olmutu.

142- Kendini knayp dururken onu bir balk yuttu.

143- Eer ok tebih edenlerden olmasayd,

144- insanlarn tekrar diriltilecei gne kadar onun karnnda kalrd.

145. jte biz onu hasta bir halde aasz plak bir yere karp braktk.

146- zerine glge yapmas iin kabak trnden bir aa bitirdik.

147- Onu yz bin insana peygamber olarak gnderdik. Hatta artyorlar-d da.

148- Nihayet ona iman ettiler de kendilerini bir zamana kadar geindirdik.

Aklamas:

Yce Allah Kur'an'da Hz. Yunus'u (a.s.) drt kere ismiyle, iki kere de vasfyla anmtr. Bunlardan ilki Enbiya suresinin, "Znnun'u da an. Zira o, kavmine kzarak gitmiti." mealindeki ayeti, ikincisi de Kalem suresinin, "Balk sahibi gibi olma. Hatrla ki o, gamla dolu olarak Rabbine dua etmiti." mealindeki 48. ayetidir.

"Yunus da gerek ve phesiz gnderilmi peygamerlerdendi." Yunus b. Metta -ki o Znnun'dur- Mavsl (Musul) civarndaki kavmi Ninava (Nino-va)'llara gnderilmi nebilerden birisidir.

Mfessirler yle demilerdir: Yunus (a.s.), kavmine azap vaad etmiti. Azap onlara gelmekte ge kalnca aralarndan ayrlp denize gitti ve gemiye bindi. Bu tutumuyla o, efendisinden firar eden kle gibi hareket etmiti. Bu sebeple "ibk: efendisinden kamak"la vasfedilmitir.

"Hani o, dolu bir gemiye kamt. Derken kur'a ekmilerdi de kaybedenlerden olmutu." Yani hatrla ki Hz. Yunus (a.s.) kavmine kzarak, Rab-b'inin izni olmadan onlardan ayrlp dolu bir gemiye kat zaman gemide-kiler kur'a ekmilerdi de, gemidekilerin, yk ar olan o geminin batmasndan korktuklar iin aralarndan bazlarn denize atmak maksadyla ektikleri kur'ada yenik denlerden olmutu. kere kur'a kendisine isabet edince de onu denize atmlard.

"Kendini knayp dururken onu bir balk yuttu." Yunus'u (a.s.) midesine indirdi. O srada'Yunus (a.s.) elinden kard eylerden tr kendi kendisini knar haldeydi veya Rabb'inin izni olmakszn kavmini terket-mek gibi knanacak eyler yapm birisi durumundayd. Allah Teal'nn izni olmadan kavminin arasndan ayrlp kmak, peygamberler iin byk bir sorumluluktur. nk iyi kullarn (ebrr) iyilik ve sevaplar, Allah'a daha yakn olan mukarrebn iin kusur ve seyyiedir.

"Eer ok tebih edenlerden olmasayd, insanlarn tekrar diriltilecei gne kadar onun karnnda kalrd." Yani o hayatnda Allah' oka zikredenlerden, O'nu hamd ile tebih edenlerden ve namaz klanlardan olmasayd, baln karnnda l olarak kalrd ve baln karn onun iin kyamet gnne kadar mezar olurdu. nk normal artlar altnda onun da dier gdalar gibi balk tarafndan midesinde sindirilmesi gerekirdi.

Nevev'nin el-Erba'n en-Neveviyye'de Tirmiz'den bakasndan naklen zikrettii bni Abbas (r.a.)'dan gelen sahih bir hadiste zikreddiine gre Hz. Peygamber (s.a.) yle buyurmutur: "Allah'a, genilikte ve rahatlkta ibadete devam et ki Allah da skntl ve zorda olduun zaman senin sknt ve ihtiyacn gidersin."

Hz. Yunus (a.s.), normal hayatnda Rabbi'ni tebih ettii gibi, baln karnnda da Allah' tebih etmitir. Nitekim Yce Allah yle buyuruyor: "Derken o, karanlklar iinde kalp, "L ilahe ill ente sbhneke inn kn-t mine'z-zlimln: Ya Rabbi! Senden baka ilh yoktur. Sen btn noksan sfatlardan mnezzehsin. Muhakkak ki ben zalimlerden oldum." diye niyaz etmiti. Bunun zerine "Biz de onun duasn kabul ettik, kendisini tasadan kurtardk. te biz iman edenleri byle kurtarrz" (Enbiy, 21/87-88).

"te biz onu hasta bir halde aasz plak bir yere karp braktk." Biz onu, baln kendisini azndan atmas eklinde Dicle kysnda aasz, bitkisiz ve binasz olan bombo bir yere attk. Bu srada o yaral ve zayf dm bir haldeydi ve yeni domu bir ocuk grnmndeydi.

"zerine (glge yapmas iin) gvdesi olmayan bir aa bitirdik." Yani onun zerine, glgesinden istifade edecei bir aa bitirdik. Bu aa kabak aacdr ki ok abuk yetiip geliir. Allah Teal'nn kudreti bir eye "Ol" buyurmasyladr. O ey de hemen oluverir.

Baz mfessirler kabak aacnn birtakm faydalarn zikretmilerdir. Sratli byyp gelimesi, yapraklarnn byk ve yumuak olmas, sineklerin yaklamad bir bitki olmas, meyvesinin gzel bir gda olmas, hem i olarak hem de piirilerek yenebilmesi ve hem iinin hem de kabuunun yenebilir olmas bu faydalardandr. Hz. Peygamber (s.a.)'in kaba sevdii ve taban kenarlarnda kalm krntlarn bile yedii sabittir.

Yunus (a.s.), kaslar geliip sa bitene kadar orada bu halde kalmtr. Daha sonra kendisine ilhi emir geldi:

"Onu yzbin insana peygamber olarak gnderdik. Hatta artyorlard da. Nihayet Ona iman ettiler de kendilerini bir zamana kadar geindirdik. " Yani onu, kendilerinden kap denize gittii kavme tekrar gnderdik. Bu kavim, Mavsl (Musul) civarndaki Ninava (Ninova)'llard ki saylar yzbin veya daha fazlayd. Hatta onlarn adedi artarak bu saynn da zerine kyordu.

Yunus (a.s.) onlar tekrar Rabb'inin hkmlerini kabul etmeye ard. Onlar da, onun peygamberliinin almetlerini ve kendilerine gelecek azabn belirtilerini grdkten sonra toptan kendisini tasdik ettiler ve ona inandlar. Yce Allah da, tpk "Keke bir kasaba olsayd da inansayd ve inanmas kendisine fayda verseydi. Ancak Yunus'un kavmi mstesnadr ki, bunlar iman edince kendilerinden dnya hayatndaki rsvalk azabn uzaklatrp giderdik ve onlar daha bir zamana kadar yaatp faydalandrdk." (Yunus, 10/98) ayetinde belirtildii gibi onlar, ecelleri gelene ve mrleri tkenene kadar bu dnyada nimetlendirip geindirdi.

Mriklerin nancnn rtlmesi:

149- (Ya Muhammed!) imdi sor onlara: Rabbine kzlar, onlara da oul-

150- Yoksa biz melekleri dii yarattk da onlar buna ahit mi oldular?

151- yi bilin, onlar iftiralar yznden diyorlar ki:

152- "Allah dourdu." Onlar elbette yalancdrlar.

153- Allah kzlar seip oullara tercih mi etmi?

154- Ne oluyor size? Buna nasl hkmediyorsunuz?

155- Hi mi dnmyorsunuz?

156- Yoksa elinizde ak bir hccetiniz mi var?

157- Eer doru syleyenlerseniz, getirin kitabnz. bir hsmlk uydurdular. Halbuki

158-Cnler de onla"n yakaianp getirile- eklerini bilmitir.

159- Allah, onlarn isnad edegeldiklerinden ycedir, mnezzehtir.

160- Allah'n ihlsa erdirilmi kullar bunlar gibi deil.

161- Ne siz, ne de tapmakta olduklarnz

162- Kimseyi O'na kar kandrp yoldan karamazsnz.

163- Ancak cehenneme girecek olan kandrabilirsiniz.

164- Bizim iimizden (meleklerden) herkesin belli bir makam vardr.

165- Biziz o saf saf dizilenler, mutlak biz.

166- Biziz o tebih edenler, mutlak biz.

167- Hakikat mrikler nceden yle diyorlard:

168- "Eer yanmzda evvelki mmetlere inenlerden bir kitap olsayd

169- Elbet biz de Allah'n ihlsa erdirilmi kullarndan olurduk."

170- imdi ise ona inanmayp kfir oldular. Yaknda bileceklerdir.Aklamas:

Yce Allah bu ayetleri, bu surenin bandaki, "imdi onlara sor: Yara-. tl bakmndan kendileri mi daha etin, yoksa bizim dier yarattklarmz m?" ayetine atfetmekte ve yle buyurmaktadr: "imdi sor onlara: Rabbi-ne kzlar, onlara da oullar m?" Yani ey Muhammedi Bu taksimat yapan mriklere, balarna kakarak ve yaptklarn knayarak oullar kendilerine, kt ve tiksindirici grdkleri kz evltlar ise Allah'a taksim etmelerinin sebebini sor. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Onlardan birine kz ocuu olduu mjdelendii zaman ii fkeyle dolarak yz kapkara kesilir." (Nahl, 16/58).Yani kz evld ktler ve kendisi iin erkek evlttan bakasn lyk grmez. Hl byleyken onlar nasl bu iki cinsin (kendilerine gre) daha deersiz olann Allah iin taksim ederken daha iyi olann, yani erkek evltlar kendilerine alyorlar?

Bu ayette sz konusu taksimatn hakszl aklanmak ve bunun son derece byk bir garabet olduu ortaya konmak istenmektedir. Onlar, kendileri iin tercih etmedikleri cinsi Allah Teal'ya nasl nispet etmektedirler? Nitekim u ayette de bu durum zikredilmektedir: "Demek erkek size, dii Allah'a m? O halde bu insafszca bir taksim." (Necm, 53/21-22).

"Yoksa biz melekleri dii yarattk da onlar buna ahit midirler?" Bilakis onlar, meleklerin nasl yaratldn ahit olmadklar halde meleklerin dii olduuna nasl hkmediyorlar? Burada, nceki szden, daha iddetlisine intikal vardr. Onlar, meleklerin yaratl esnasnda hazr deilken, onlar nasl dii varlklar yapyorlar? Bu, bizzat mahede dnda bilinmesi mmkn olmayan bireydir ve onlar da bunu mahede etmi deildirler. Onlarn szlerinin doruluunu gsteren ne doru bir rivayet, haber hakle-dilmi ne de akl bunu gerekli grmtr.

Bu ayetin bir benzeri de Yce Allah'n u kavl-i ilhisidir: "Rahman'n kullar olan melekleri dii saydlar. Onlarn yaratllarna m ahit oldular ki byle hkm veriyorlar? ahitlikleri yazlacak ve sorulacaklardr." (Zuhruf, 43/19). Yani kyamet gn bu iddialarndan sorulacaklardr.

"iyi bilin, onlar iftiralar yznden diyorlar ki: "Allah dourdu." Onlar elbette yalanclardr." Yani onlarn bu sz, ne bir delili, ne de delile benzer bir eyi olan bir yalan ve iftiradr. Durum byle olduu halde nasl oluyor da "Ondan ocuk oldu." diyebiliyorlar! Bu sylediklerinde onlar yalanclarn en yalancsdrlar!

Bu ayetler gstermektedir ki mrikler, melekler hakknda kfr ve yalann en koyusu iinde zellik ileri srmektedirler: Onlar, meleklerin Allah'n kzlar olduunu iddia etmekte, Allah'a ocuk isnad etmekte ve bu ocuu da kz olarak kabul etmekte, sonra da Allah'tan gayri rabbler olarak meleklere ibadet etmektedirler.

Daha sonra Yce Allah onlarn bu haksz hkmlerini knamakta ve yle buyurmaktadr:

"Allah kzlar seip oullara tercih mi etmi? Ne oluyor size? Buna nasl hkmediyorsunuz? Hi mi dnmyorsunuz?" Bunun anlam udur: Yce Allah', kzlar seip oullara tercih etmeye sevkeden ne olabilir? Nitekim Allah Teal yle buyurmaktadr: "Yoksa Rabbiniz size oullar beenip seti de kendisine meleklerden diiler mi edindi? Hakikaten siz byk sz sylyorsunuz." (sr, 17/40) Yani sizin anlaynza gre erkekler daha stn olduu halde Yce Allah'n, diileri erkeklere tercih ettii nasl dnlebilir?

Sizin, ne sylediinizi dnecek aklnz yok mu? Bu durumdan ibret alp, sznzn butlann dnmez ve tefekkr etmez misiniz?

"Yoksa elinizde ak bir hccetiniz mi var? Eer doru syleyenlerseniz getirin kitabnz." Bunun anlam udur: Yoksa sizin bu sylediinizi destekleyecek ak bir hccetiniz mi var? Eer bir burhan ve deliliniz varsa, gkten, Yce Allah tarafndan indirilmi bir kitaba dayanarak sizin iddia ettiiniz gibi Ona meleklerle ilgili olarak isnad ettiiniz eyin doruluu konusuna delil olarak getirin! Tabii eer iddianzda doru syleyenler iseniz!

Bu ayetlerin soru cmleleri tarznda ardarda tekrar edilmesi, onlarn bu szlerinin nasl bir azarlama, kahredici delillerle susturup sindirme ve iddetli knama ile karlandn ve ayn zamanda onlarn ahlklarnn nasl rm olduunu, yozlatn gstermektedir. Zira onlarn bu sylediklerinin akl sahibi birisinden sadr olmas mmkn deildir; bilakis akl bunu kesinlikle kabul etmez.

Daha sonra Yce Allah mriklerin, melekler ile Allah Teal arasnda bir nesep ilikisi uydurma tarzndaki iddialarnn iftiradan ibaret olduunu tekid etmekte ve yle buyurmaktadr:

"Bir de Allah ile cinler arasnda bir hsmlk uydurdular." Yani mrikler, Allah Teal ile cinler -burada cinlerden kast meleklerdir- arasnda bir nesep ilikisi uydurdular ve "Melekler Allah'n kzlardr." dediler. Meleklerin gzle grlmeyen gizli varlklar olmas sebebiyle mrikler burada onlardan cinler olarak bahsetmilerdir.

Bu iddiay ileri srenler, Kinne ve Huz'a kabileleridir ki yle demilerdir: "Allah cinlerin ileri gelenlerine evlilik teklifinde bulunmu, onlar da Onu asil kzlaryla evlendirmilerdir." Allah Teal onlarn sylediklerinden ok yce, byk ve mnezzehtir. Bu, onlarn kssaclarnn uydurmas ve vehminden baka birey deildir.

Yce Allah hakknda bu iftirada bulunan kabilelerin Yahudiler olduu da sylenmitir. Allah Teal'nn laneti zerlerine olsun, onlar yle demilerdir: "Allah cinlere yaklat, onlardan melekler oldu."

Btn bunlar yaratcnn beere benzetilmesinden ve O'nun, madd-bedensel zelliklerle vasfedilmesinden ileri gelmektedir ki bu kfrdr.

Bundan sonra Yce Allah onlarn azaplarndan haber vermekte ve yle buyurmaktadr:

"Halbuki cinler de onlarn yakalanp getirileceklerini bilmitir." Yani yemin olsun ki mriklerin, Allah Teal ile aralarnda bir nesep ilikisi olduunu iddia ettikleri melekler mutlaka bilmilerdir ki o mrikler hesaba ekilmek, yukarda geen yalan szleri ve iftiralar sebebiyle cehennem azabna arptrlmak iin yakalanp getirileceklerdir.

Daha sonra Yce Allah yle buyurarak kendi zatn, kendisine lyk olmayan noksan beer sfatlarndan tenzih etmektedir:

"Allah onlarn isnad edegeldiklerinden ycedir, mnezzehtir." Yani Allah Teal oul sahibi olmaktan ve zalim mlhidlerin kendisini tavsif ettii eksikliklerden ok yce, byk ve mnezzehtir.

"Allah'n ihlsa erdirilmi kullar bunlar gibi deil." Fakat Allah'n muhlis kullar -ki onlar, gnderilmi her peygambere indirilen hakka iman etmi kimselerdir- kurtulmulardr. Dolaysyla onlar cehennem azabna atlmayacaklardr. Bu ayetteki ifade, mnkat bir istisnadr.

Bundan sonra Yce Allah mriklere meydan okumakta ve onlarn, hi kimseyi dallete dremeyeceklerini veya yoldan karamayacaklarn ispat etmektedir. Allah Teal bu meyanda mriklere yle hitap etmektedir:

"Ne siz, ne de tapmakta olduklarnz, kimseyi O'na kar kandrp yoldan karamazsnz. Ancak cehenneme girecek olan kandrabilirsiniz." Yani ne siz, ne de Allah' brakp taptnz tanrlarnz, hikimseyi dininden ayrp fitneye drmeye ve dallete saptrmaya kadir deilsiniz. Ancak cehennem ehli olan ve dallete sizden daha ok sapm bulunan kimseleri bu ekilde kandrabilirsiniz. Onlar ki, Allah Teal'nm, sonsuz ve snrsz ilmiyle kt amel ileyeceklerini ve cehenneme girip yaslanacaklarn bildii kimselerdir. Onlar, kfrde srar edenlerdir. Nitekim Yce Allah yle buyurmaktadr: "Onlarn kalpleri