sosyalist İşçi 313

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 313 22 Þubat 2008 1 YTL 15 MART IRAK’TA ÝÞGALÝN 5. YILI ÝSTANBUL’da MÝTÝNG 7-8-9 Mart, BARIÞ PANAYIRI, KADIKÖY SAVAÞ KARÞITI KONFERANS 1 MART Bu solla ne yapmalý Can Irmak Özinanýr Sayfa: 8 Çatý partisi mi, yeni sol parti mi? Doðan Tarkan Sayfa: 3 301. Madde , Kürt sorununda demokratik çözüm, düþünce, ifade ve örgütlenme özgür - lüðü , sendikal haklar, azýnlýk haklarý , vakýflar yasasý, iþ güvencesi , Ergenekon ve diðer çetel- erden hesap sorulmasý, okullarda ve kamu kuruluþlarýnda giyim özgürlüðü , eþcinsel hak- larý, zorunlu askerlik ve vicdani red hakký , zorunlu din dersini reddetme hakký, bütün din - lere eþitlik, eðitim ve saðlýk hakký ÖZGÜRLÜK ÝSTÝYORUZ AKP Hükümeti, bir dizi reforma imza atmak için kollarý sývamýþ görünüyor. Susurluk kazasýndan beri yargýlanamayan Mehmet Aðar’ýn yargýlanma kararý, Ergenekon terör örgütünün bazý üyelerinin yakalanmasý ve yargýlanmaya baþla- masý, baþörtülü öðren- cilere üniversiteye giriþ hakkýna yönelik adýmlar bunlardan bir kýsmý. Bunlar olumlu geliþmeler. Ancak sorun- lar buzdaðýnýn ucu dýþýnda pek bir adým yok ortada. Asýl büyük sorunlarýmýz çözülme- den ve dolayýsýyla derin- lerde bekliyor. Büyük sermayenin has partisi AKP yeni liberal politikalardan asla taviz vermiyor. Örnek mi? SSGSS yasasý. Saðlýðýmýz ve emeklilik haklarýmýz elimizden alýnýyor. Gerçek demokrasi yol- unda gerçek adýmlar hâlâ atýlmýyor. Örnek mi? Irkçý 301. madde. Hâlâ düþünce ve ifade özgürlüðümüz yok. Sýrada daha çok iþ var. Biz hak ettiðimiz bütün özgürlükleri istiyoruz.

Upload: sosyalist-isci

Post on 27-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 313

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 313

sosyalist isciDEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE

www.sosyalistisci.org

SAYI: 313 22 Þubat 2008 1 YTL

15 MARTIRAK’TA ÝÞGALÝN 5. YILIÝSTANBUL’da MÝTÝNG

7-8-9 Mart, BARIÞ PANAYIRI, KADIKÖY

SA

VA

Þ K

AR

ÞITIK

ON

FERA

NS

1 MART

Busolla neyapmalýCan Irmak ÖzinanýrSayfa: 8

Çatýpartisi mi,yeni solparti mi?Doðan TarkanSayfa: 3

301. Madde, Kürt sorununda demokratikçözüm, düþünce, ifade ve örgütlenme özgür-lüðü, sendikal haklar, azýnlýk haklarý, vakýflaryasasý, iþ güvencesi, Ergenekon ve diðer çetel-erden hesap sorulmasý, okullarda ve kamukuruluþlarýnda giyim özgürlüðü, eþcinsel hak-larý, zorunlu askerlik ve vicdani red hakký,zorunlu din dersini reddetme hakký, bütün din-lere eþitlik, eðitim ve saðlýk hakký

ÖZGÜRLÜKÝSTÝYORUZAKP Hükümeti, bir

dizi reforma imza atmakiçin kollarý sývamýþgörünüyor.

Susurluk kazasýndanberi yargýlanamayanMehmet Aðar’ýnyargýlanma kararý,

Ergenekon terörörgütünün bazýüyelerinin yakalanmasýve yargýlanmaya baþla-masý, baþörtülü öðren-cilere üniversiteye giriþhakkýna yönelik adýmlarbunlardan bir kýsmý.

Bunlar olumlugeliþmeler. Ancak sorun-lar buzdaðýnýn ucudýþýnda pek bir adýmyok ortada. Asýl büyüksorunlarýmýz çözülme-den ve dolayýsýyla derin-lerde bekliyor.

Büyük sermayenin haspartisi AKP yeni liberalpolitikalardan asla tavizvermiyor. Örnek mi?SSGSS yasasý. Saðlýðýmýzve emeklilik haklarýmýzelimizden alýnýyor.Gerçek demokrasi yol-

unda gerçek adýmlarhâlâ atýlmýyor. Örnekmi? Irkçý 301. madde.Hâlâ düþünce ve ifadeözgürlüðümüz yok.

Sýrada daha çok iþ var.Biz hak ettiðimiz bütünözgürlükleri istiyoruz.

Page 2: Sosyalist İşçi 313

2 sosyalist iþçi sayý: 313

Ulusalcýlardarbeciliðedevam ediyor

Atatürkçü DüþünceDerneði'nin (ADD)organize ettiði ve açýkaçýk darbe planlarýnýntartýþýlýp, hukuk dýþýnaçýkma zamanýnýngeldiðinin ifade edildiðitoplantýda konuþulanlarulusalcýlarýn darbeciyüzlerini açýkça ortayakoyuyor.

ADD Kadýköy Þubesi04-13 Þubat 2008 tarih-leri arasýnda MarmaraÜniversitesi HaydarpaþaYerleþkesi'nde bir'Hukuk ve SiyasetOkulu' yaptý. Bu ‘hukukokulu’nda en çokkonuþulan ise hukukdýþýna çýkmak gerektiðioldu.

Örneðin, ADD GenelBaþkaný emekliOrgeneral ÞenerEruygur'un yönettiðipanelde yanýnda oturanUlusal Sanayici veÝþadamlarý Derneði(USÝAD) Genel SekreteriBirol Baþaran, "Hukukdýþýna çýkýlacak günlergeliyor diye düþünüyo-rum." dedi. Baþaran, þokedici konuþmasýnda,"Bazý durumlardahukukun askýya alýn-masýnda bir zarar yokturdiye düþünüyorum.”diye de ekledi. Her türlüdemokratik talebinönünde ilk engel halinegelen ulusalcý güçlerindarbe çaðrýlarýný aþaðý-daki linkten görüntülüolarak da izleye-bilirsiniz.www.haber7.com/haber.php?haber_id=300626

Göksuyangýný:Doðalhayatýnsonu mu?

1971 yýlýnda Ýran'ýnRamsar kentinde imza-lanan sözleþme sulakalanlarý koruma altýnaalan uluslararasý teksözleþme. 1994'teTürkiye'de sözleþmeyetaraf oldu ve GöksuDeltasý, Seyfe Gölü,Burdur Gölü, SultanSazlýðý, Manyas Gölü,Kýzýlýrmak Deltasý,Uluabat Gölü, GedizDeltasý, Akyatan GölüRamsar alaný ilan edildi.Oysa bugün bu alanlarýntümü yok olma tehlike-siyle karþý karþýya.

Bunlardan GöksuDeltasý'nda da bilin-meyen bir yangýn çýktý.Deniz kaplumbaðalarý-nýn önemli bir konakla-ma alaný olan, 332 kuþtürünün yanýnda 6'sýendemik, 38'i de kýrmýzýlistede olan önemli bitkitürlerini barýndýrandeltadaki yangýnýn netür zararlara yol açtýðýtam olarak bilinmiyor.Bilinen gerçek ise bin-lerce hayvanýn ve ekosistemin onarýlmaz birþekilde zarar görmüþolmasý.

Sulak alanlar eko sis-temin vazgeçilmezi

Sulak alanlar bulun-duklarý bölgenin en altkýsmýnda bulunduklarýiçin her türlü atýkburalarda toplanýyor.Sulak alanlar sadeceiçinde barýndýrdýklarýbitki ve hayvan çeþitlil-iðiyle geniþ bir eko siste-mi içinde barýndýrmýyor-lar.

Sulak alanlar aynýzamanda, yeraltý sularýnýbesleyerek veya boþal-tarak, taban suyunuengelleyerek, sel sularýnýdepolayarak, taþkýnlarýkontrol ederek, kýyýlardadeniz suyunun giriþiniönleyerek bulunduklarýbölgenin su rejiminidüzenliyorlar. Yine aynýzamanda sulak alanlardünyadaki karbonoranýnýn yüzde 40'ýnýiçinde barýndýrýyorlar.Sulak alanlarýn zarargörmesi ya da kurumasýbu karbon oranýnýnaçýða çýkmasýna nedenoluyor.

Böylesine önemli bireko sistemin göz göregöre yok edilmesidoðanýn yýkýmýna dav-etiye çýkarýyor. VeTürkiye bu yýkýmý 40yýldýr yaþýyor. Türkiyebütün sulak alanlarýnýyitiriyor.

Tuzla tersanelerinde son7 ayda 14 iþçi hayatýnýkaybetti. Son 10 yýldaölenlerin sayýsý ise resmirakamlara göre 50.Toplam 20 bin iþçininçalýþtýðý Tuzla ter-sanelerinde iþçiler kapi-talizmin ilk dönem-lerindeki vahþi koþullardaçalýþýyorlar. Günlük 8 saatolmasý gereken çalýþmasüreleri 10 saate ve çokdaha fazlasýna çýkýyor.Ýþçilerin ezici çoðunluðugünlük 20 ile 50 YTLarasýnda ücretlereçalýþtýrýlýyorlar.

Tuzla'daki 20 bin iþçidensadece yüzde 10'unun iþve sosyal güvencesi var.Geri kalan çoðunluk hertürlü haktan mahrum birþekilde hayatlarýnýsürdürmeye zorundalar.Ölümlerin çoðu, basitönlemler alýnmadýðý içingerçekleþiyor. Bunlarkask, eldiven, demir uçlupostal gibi basitmalzemeler. Ama bumalzemeler dahi iþçilereverilmiyor. Bunun enönemli nedenlerinden biriiþçilerin taþeron firmalarabaðlý çalýþýyor olmalarý.Taþeron firmalar da karmarjýný artýrabilmek içiniþçilerin tüm gereksinim-lerinde kýsýntýya gidiyor.

Kayýt dýþý ölümlerÝþçiler çalýþanlarýn yüzde

doksanýnýn kayýt dýþýolduðundan bazý ölüm-lerden dahi haber alýna-madýðýný söylüyorlar.Buna örnek olarak dadenize düþüp ölen biriþçinin cesedini çýkartmakiçin dalan dalgýçlarýn 6 ayönce denize düþüp ölenbir baþka iþçinin cesediniçýkartmasýný gösteriyor-lar. Ayrýca kaza sonucu

ölümlerden çok dahafazla, sakatlanma vakalarývar. Yüzlerce iþçi budurumda iþ hayatýnadevam edemez halegeliyor. Taþeron firmalargenellikle yasal sorumlu-luklarla uðraþmamak içinölenlerin ailelerine kanparasý vererek sorumlu-luktan sýyrýlýyorlar.

Limter-iþ (Liman,Tersane, Gemi Yapým VeOnarým Ýþçileri Sendikasý)bir yýlda ortalama 18.500

kazayla Türk ter-sanelerinin dünyaþampiyonu olduðunusöylüyor.

Ayný anda tersane sahibiMHP ve AKP milletvekil-leri ve Gemi ÝnþaSanayicileri Birliði(GÝSBÝR) ölümlerin az venormal olduðunu söylüy-orlar. Piyasa kapitalizmi-nin çarklarýna terk edileniþçiler patronlarýn kur-baný olmaya devamediyorlar.

Tersane cinayetleridevam ediyor

Vakýflar Yasasý meclistegörüþülmeye baþlandý.Azýnlýk vakýflarýna aittaþýnmazlarýn iadesini vetescilini içermesi beklenenyasa çeþitli tepkileri deberaberinde getiriyor. Ýlkolarak 1936 yýlýnda yürür-lüðe giren Vakýflar kanunuvar olan vakýflarýn deneti-mini amaçlýyordu. Önce-likli hedef de Ýslamicemaatlerin vakýflarýnadönük kuþatmaydý. Fakatyasa 35 yýllýk bir uykudöneminden sonrayeniden canlandýrýldý.

Gasp edilen azýnlýkvakýflarý

Bu kez amaç azýnlýklarýnellerindeki vakýflarýn dene-

timiydi. Devlet 1972 yýlýn-da azýnlýk vakýflarýnýnözellikle 1936'dan sonraelde ettiði taþýnmazlara elkoymaya baþladý. Var olanaçýk adaletsizliði bir nebzeolsun gidermeye dönükyeni yasa taslaðý özellikleýrkçý milletvekillerindenyoðun bir tepki görüyor.BBP bütün muhalefetini bunoktada topluyor. MHPmecliste gizli oturumisteyecek kadar gözü dön-müþ durumda. CHP vatanelden gidiyor diye baðýrýy-or.

Türkiye'de toplam 95 bingayri Müslim yaþýyor. Vebütün politikalar 95 binkiþinin vataný ele geçirmeküzere olduðu paranoyasý-na dayandýrýlýyor. GayriMüslimlere sen bizdendeðilsin diyen ve onu 2.sýnýf vatandaþlaradönüþtüren devletin resmigörüþü ise ayak diretiyor.

Tümünü iade edinAzýnlýk vakýflarýnýn taþýn-

mazlarýna el koyanlar,onun sayesinde sermaye-sine sermaye katanlar, bu

talana katýlanlar elbettemallarýn iadesi sorununuvatan millet sorunuyapacaktýr. Gerçek durumise þu. Azýnlýk vakýflarýnýnmallarýnýn tescili için2007'de yaptýklarý baþvurusayýsý 2.332, reddedilenbaþvuru 1.968, kabuledilen baþvuru ise sadece364. Taþýnmazlar öylesinetalan edilmiþ ki, hükümetdahil bu durumun nasýldüzeltileceðini kimsebilmiyor. Çünkü siyasiirade yok. Yapýlmasýgereken bütün baþvurularýkabul edip, bütün taþýn-mazlarý iade etmektir. Veyeni taþýnmaz edinilmesinedönük her türlü engeliortadan kaldýrmaktýr.

Panzerçocuðuöldürdü

15 Þubat 1999'daAbdullah Öcalan'ýnKenya'da yakalan-masýnýn yýl dönümündebir çok Kürt ilindekepenk kapatmak dadahil eylemler gerçek-leþtirildi. Büyükmedyaya göre bu eylem-ler bir grup PKK'linindayatmasýyla gerçek-leþtirilmiþ ve halkýnbüyük çoðunluðu bueylemlere katýlmamýþ.

Oysa eczane ve fýrýnlardýþýnda bu eylemlerehalkýn büyük çoðunluðukepenk kapatarak destekverdi. Kimi yerlerdeçatýþmalar çýktý ve çoksayýda insan yaralandý.Cizre'de ise 12 yaþýndakibir Kürt çocuðu panzerinaltýnda kalarak hayatýnýkaybetti. Olaylara,güvenlik güçlerininolaðanüstü önlemleri vebaskýlarý neden oldu.

Danýþtay saldýrýsýyla ilgiligerçekler de ortayaçýkarýlmýyor. Sankiarkasýnda herhangi biryapýlanma yokmuþ gibihareket edilen davada katilAlparslan Aslan adi bir suçiþlemiþ gibi izlenim ortayaçýkýyor. Ya da katil Ýslamcýgörüþlerinin etkisi altýndabu saldýrýyý gerçekleþtirdigibi. Oysa katil bir þeriatçýdeðil. Açýkça bir faþist.Hatta BBP'de örgütlü birfaþist. Ve arkasýnda baþka

güçlerin olduðu da ortada.Davada yargýlananlardan

Osman Yýldýrým'ýnsöyledikleri ise bir ölçüdedurumu ortaya koyuyor.Yýldýrým 26 Nisan 2006'daÝstanbul Ataþehir'deyapýlan bir toplantýylaCumhuriyet Gazetesi'nebomba atýlmasý veDanýþtay saldýrýlarýnýnkararýnýn alýndýðýnýsöylüyor. Ayný toplantýdaVeli Küçük'ünde olduðunubelirtiyor. Fakat Osman

Yýldýrým susturuldu vemahkemede söyleyecek-lerinden vazgeçirildi.

Danýþtay saldýrýsýnýnüzerine az bir çabaylagidilseydi, iþin boyutlarýortaya çýkacak veErgenekon'a gidilecekti.Ama bundan ulusalcýlarpek memnun kalmayacak-tý. Buna kendi tepesinebomba atýlmasýna raðmenmemnun kalmayacakcumhuriyet Gazetesi dedahil.

Danýþtay itirafçýsýný susturdular

Vakýflar yasasý

Page 3: Sosyalist İşçi 313

AKP, din ve büyük sermayeMedeniyetler çatýþmasýIrkçýlýðý ve milliyetçiliðe nasýl

durduracaðýz?Kürt sorununda çözümün

neresindeyiz?Sosyalistler ve milliyetçilikModern emperyalizmin ekonomi

ve politiðiSavaþ, emperyalizm ve direniþDünya krizi ve direniþMarksýn kapitalinden 21. yüzyýlda

kapitalizmeGelecek süpergüç Çin mi?

Yeni liberalizmin sonuna mýgelindi?

Venezüela: Sokaklar seçkinlerekarþý

Saðlýk hakkýmýzý koruyalýmKadýnlar nasýl özgürleþecek?Kapitalizm ve cinsel ayrýmcýlýkKüresel ýsýnmayý durdurun

dünyayý deðiþtirinMarks ve ekolojiNükleer santrallar neden yapýl-

mamalý?Rus Devrimi nasýl ve neden

yenildi?

Stalinizm ve sosyalizmKapitalizm sonrasý yaþamDevrim nasýl bir þey olacak?Solda yeni bir alternatifRosa Lüksemburg ve kitle grev-

leriLenin ve devrimci partiRock müziði ve direniþ1968: Son büyük yangýn1968: Türkiye'de yeni bir solun

oluþumu1968: Doðu Avrupa'da özgürlük

rüzgarý

Doðan TARKAN

DTP, EMEP ve SDP aralarýnda bir“çatý partisi” kurma konusundaanlaþmýþlar. Bu anlaþmalarýnýn sonucuolarak diðer sol gruplarla da görüþüyor-lar.

DTP-EMEP ve SDP’nin önerdikleriparti yapýsýnýn bizim açýmýzdan 2 özel-liði var:

1. Hem bir birleþik parti olacak (çatýpartisi) hem de her parti-örgüt baðýmsýzolacak.

Bu durumda var olan hiçbir partiyeüye olmayanlar nasýl davranacaklar?Onlar bu çatý partisine nasýl katýlacak-lar? Çatý partisinin demokrasisi içindenasýl yer alacaklar. Belli ki çatý partisiniönerenler için böyleleri önemli deðil.

2. Çatý partisi asýl olarak bir sol birlik.Yani daha önce defalarca kurulan bir-

liklerden aslýnda bir farka sahip deðil.Bu nedenle bugün bir siyasi örgütesahip olmayanlarý neden atladýðý dahakolay anlaþýlýyor.

Oysa, solun son 15-20 yýllýk bütündeneyleri gösteriyor ki çeþitli adlarla veiddialarla kurulan bütün sol birlikleraslýnda iflas etmiþtir.

Solun birliði ile kurulan bütün seçimittifaklarý her katýlýnýlan seçimden birazdaha oy kaybederek çýkmýþtýr.

Kaldý ki son genel seçimler de sol itti-fakýn yetersizliðinin iyi bir kanýtýdýr.

22 Temmuz seçimlerine 1000 UmutAdaylarý ile girildi. Solun önemli birkýsmý, en azýndan çatý partisi fikrietrafýnda toplanacak olan kesimleri 1000Umut Adaylarý’ný desteklediler.

Sonuç yenilgidir. Evet 20 aday seçile-rek parlamentoya gitti. Bu bir baþarýhem de büyük bir baþarýdýr, ama oylar

azaldý.Üstelik Kürt bölgeleri dýþýnda oylar

çok daha dramatik bir biçimde düþtü.Bunun en iyi örneði EMEP GenelBaþkaný’nýn aday olduðu Ýzmir’dir.

Öte yandan Ýstanbul’da kýsmen 1000Umut Adayý olan kýsmen onun dýþýnda-ki güçlerin desteðini alan Ufuk Uras, 1.Bölge’de, ve 1000 Umut kampanyasýnýndesteðini almadan seç,me katýlan BaskýnOran, 2. Bölge’de büyük bir baþarý eldeetti.

22 Temmuz seçimleri bir kere dahagösterdi ki Türk solu baðýmsýz yeni birsol örgütlenmeye sahip olmadan, buörgütlenme Türk iþçi ve emekçilerininsorunlarýný dile getirmeden sadece Kürt

gerçeði etrafýnda ki bir propaganda veseçim çalýþmasý ile kazanamaz tam ter-sine kaybeder. Kürtlerin de kaybetme-sine yol açar.

DSÝP solda birlikten önce yenihareketin kadrolarýnýn birleþtirilmesin-den yanadýr. Bütün çabasý bu yöndedir.

Yeni hareketin kadrolarý çeþitli kam-panyalarý ayakta tutuyor. Son 3-4 yýldabir dizi kampanyanýn mitinglerini, gös-terileri örgütleyenlerdir.

Ayný kadrolar gerek Ufuk Urasgerekse de Baskýn Oran kampanyalarýn-da aktif olarak yer almýþ ve bu kampan-yalarýn büyük yükünü omuzlamýþlar-dýr. Bu kadrolarý dýþlayan bir sol giriþimbaþtan baþarýsýzlýða mahkumdur.

sayý: 313 sosyalist iþçi 3

sosyalist isci“Biz henüz özgürolmadýk”

Çoðu türbanlý bir grup kadýn “Söz konusuözgürlükse hiçbir þey teferruat deðildir” diyebaþlayan bir bildiri yayýnladýlar.

Bildiriyi yayýnlayan kadýnlar 301deðiþmedikçe, azýnlýk sorunlarý ortada dur-dukça, vakýflar yasasý var oldukça, Kürtsorunu bugünkü halini korudukça, örgütlen-me özgürlüðünün önündeki engeller kalk-madýkça “özgür deðiliz” diyorlar. Devrimcisosyalistler terddütsüz bir biçimde bu tutu-mu destekliyorlar.

Türban bir özgürlüðün kazanýlmasýdýr amayetersizdir. Onunla birlikte kazanýlmasýgereken daha bir dizi özgürlük var.

Ne var ki diðer konularda özgürlüklerkazanýlmadý diye türban konusunda karþýtutum almak bütünüyle yanlýþ.

Ya hep, ya hiç diyen bu mantýk aslýnda tür-bana özgürlük tanýnmasýna karþý. Türbanýnarkasýndan baþka adýmla gelecek ve aslýndaözgürlüklerimiz geniþleyeceðine sýnýrlanacakdiye düþünüyorlar.

Oysa türbana özgürlük verilmesi bir sýnýrla-manýn kalkmasýdýr. Bunu baþka adýmlarýnizlemesi için de mücadele etmek gerekir, tür-banýn arkasýndan özgürlüklerimizin sýnýrlan-masý doðrultusunda baþka adýmlarýngelmesinin engellenmesi de mücadelekonusudur. Mücadele etmeden özgürlüklergeniþleyemez.

301’in kalkmasý için türbana özgürlük. Tümýrkçý yasalarýn kalkmasý için 301’e hayýr, tür-bana özgürlük.

Kürt sorununda barýþçý çözüm için vakýflaryasasý deðiþmelidir. 3o01 kalkmalýdýr, ýrkçýyasalar temizlenmelidir, kýlýk kýyafet özgür-lüðü olmalýdýr. Türbana özgürlük gelmelidir.

Bütün bunlarýn kazanýlmasý için mücadelegerekir.

MARKSÝZM 08DSÝP tarafýndan örgütlenen 4 günlük tartýþma toplantýlarý dizisi

[email protected] 0536-335 10 19 www.dsip.org.tr

16-19mayýsistanbul

Bugüne kadar Marksizmtoplantýlarýna katýlmýþkonuþmacýlardan bazýlarý

Orhan Pamuk, Ahmet Oktay,Ufuk Uras, Nuray Mert, AkýnBirdal, Murat Çelikkan,Sevgi Göðçe, Ragýp Duran,Sevil Erol, Ercan Karakaþ,Ertuðrul Kürkçü, AlganHacaloðlu, Hilal Atýcý, FilizKoçali, Bülent Somay,Melda Keskin, RoniMargulies, Hayri Kozanoðlu,Tayfun Mater, LeventÞensever, Sami Evren, MelihPekdemir, Rýdvan Akar, AlexCallinicos, Þenol Karakaþ,Sevgi Uçan, Mete Çubukçu,Sinan Özbek, AbdullahAysu, Barýþ Pirhasan, DoðanTarkan, Yýldýz Önen, FethiyeÇetin, Selim Deringil, AhmetTonak, Harun Tekin, YýldýzRamazanoðlu, BülentSomay, MemetAli Alabora,Metin Yeðin, Avi Haligua

Çatý partisi mi,yeni sol parti mi?

Page 4: Sosyalist İşçi 313

4 sosyalist iþçi sayý: 313

Gösteri sanatlarý hakkýnda

Tam beþ yýl önce bugün, Londra’da bir sokaktacan vermeme ramak kaldý.

Günlerden 15 Þubat. George Bush tam bir buçukyýldýr Irak’a saldýracaðýný söyleyip duruyor. Hemdünya kamuoyunun büyük tepkisi, hem de birtürlü müttefiklerini hizaya sokamamasý nedeniylehenüz saldýrmamýþ. Ama her an saldýrabileceðiniherkes hissediyor. Birkaç ay önce, Floransa’daBirinci Avrupa Sosyal Forumu için bir araya gelmiþolan on binlerce kiþi, 15 Þubat’ta dünyanýn heryanýnda savaþa karþý gösteri yapma kararý almýþ.

Londra’daki Stop the War Coalition’ýn gösterisiniinþa etmek için önceden yapýlan yüzlerce, hattabelki de binlerce toplantýda ortaya çýkan gönüllüler-den biriyim. Gösterinin güvenliði, yönlendirilmesi,düzeninin saðlanmasý bizim sorumluluðumuzda.Polis hiç karýþmýyor.

Sabahýn köründe bir sendikanýn salonunda top-landýk, görev bölüþümü yapýldý, kanarya sarýsý fos-forlu ceketlerimizi aldýk, görev yerlerimize daðýldýk.

Ben bir dörtyol aðzýndayým. Londra dýþýndangelen otobüslerin park edip boþalttýklarý kalabalýk-larýn geçeceði yolun üzerindeyim, gelenleri gös-terinin baþlama noktasýna yönlendireceðim. Ýlk biriki saat, “Ne keyifli iþ!” diye düþündüm. Sonra kala-balýk yoðunlaþmaya baþladý, yoðunlaþtýkça yoðun-laþtý. Gösteriye iki saat kala hiçbir þey yapamazoldum. Koca cadde, iðne atýlsa yere düþmeyecekþekilde insan doldu. Anlamsýz bir görev bilinciyleyerimden ayrýlmamaya çalýþtým. Israr edersemezileceðimi farkettim. Ýtilip kakýlmaktan mosmorolmuþ bir halde kendimi kalabalýðýn akýþýna býrak-tým ve toplanma noktasýna kadar ayaklarýmýhareket bile ettirmeden sürüklendim.

Hyde Park’ta iki milyon kiþiydik. Dünya çapýnda35 milyon kadar olduðumuz tahmin ediliyor.

Ertesi gün bir BBC belgeseli izledim. Güneykýyýsýnda, Londra’ya üç dört saatlik mesafedekiSouthampton þehrinde, hayatlarýnda o güne dekhiçbir siyasi etkinliðe katýlmamýþ bir aile bulmuþlar;bu ailenin tüm üyeleri gösteriye katýlacakmýþ; tele-vizyoncular ailenin gösteriye gidiþini belgelemiþ.Anne, baba, iki küçük çocuk, bir büyükanne, evdeyaptýklarý küçük pankartlarla güle oynayaLondra’ya geldi, gösteride yer aldý. Akþam da, ses-lerini duyurmuþ olmanýn mutuluðuylaSouthampton’a döndüler.

Gösteride ne polis vardý, ne de dövüþmek içinpolis arayan. Ne kortej düzeni vardý, ne de kortejsýrasý hakkýnda görüþme ve tartýþmalar. Herkeskendi bayrak veya pankartýný taþýyordu, kimse kim-senin önüne geçmeye çalýþmýyor, kimse kimseyeþov yapmýyordu.

Gerçek insanlarýn, gerçek kitlelerin gerçek gösteri-leri böyle olur. Tek bir ortak amaçlarý vardý: Savaþýdurdurmak. Zaten %99,5’i örgüt üyesi olmadýðýiçin, hiçbir örgütsel amaçlarý yoktu. Sadecehükümeti etkilemek, savaþ çýkmasýný engellemekistiyorlardý.

Geçen ay, Agos gazetesinin önünde Hrant’ýnkatlediliþinin yýldönümünde yapýlan gösterideydim.Gazetenin önü dolmuþken, Þiþli tarafýndan büyükçebir kortej geldi. Askeri nizamla, adeta uygun adýmyürüyorlardý. Her birinin elinde ya bir pankart yabir kýzýl bayrak vardý. Polisle itiþmek için can attýk-larý her hallerinden belliydi. En görünür yerdedurabilmek için çaba harcadýlar.

Ve karþý kaldýrýmda duran, gerçekten Hrant’ýanmak için gelmiþ olan, ama kalabalýðýn içinegirmeye çekinen orta yaþlý iki Ermeni kadýnýn o kor-teji görünce sessizce oradan ayrýlýþýna tanýk oldum.

Gerçek kitlelerin gösterisi baþka þeydir, örgütleringösterisi baþka. Birincisi toplumu sarsar, ikincisihiçbir halta yaramaz.

Roni Margulies

GÖRÜÞ

Meltem Oral

2007’nin Kasým ayýndameclisten geçen veCumhurbaþkaný A. Gültarafýndan onaylananNükleer Yasasý’nýn yürür-lüðe giriþinin ardýndannükleer konusundakitartýþmalar yenidenalevlendi. TÜSÝAD BaþkanýArzuhan Yalçýndað,yasanýn ne kadar iyi birgeliþme olduðu, çalýþ-malarýn bir an önce baþla-masý gerektiði þeklindeaçýklamalar yapýnca danükleer tartýþmalarý hýzkazandý.

Enerji ve Tabii KaynaklarBakaný Hilmi Güler öncenükleer ihalesinin 21Þubat’ta açýlacaðýný açýk-ladý. Hemen ardýndansantralin inþasýna yýlsonunda baþlanabileceðiniduyurdu.

Toplamda 5 bin mega-vatlýk nükleer santralýkimin kuracaðýna dairyarýþma 21 Þubat Perþembegünü baþlýyor. Hükümetyarýþý kimin kazandýðýnakarar vermekle kalmayýp,kazanana santral kurul-masý için bedelsiz arsa daverecek.

ÞirketlerGörünen kýsmý 200 mil-

yon ytl olan teminattutarýný ödeyen her þirketingirebileceði yarýþýn en çokkonuþulan adaylarý Koç,Sabancý, Ciner, Zorlu,Çalýk, Tekfen, Akkök gibiþirketler.

Adaylar yabancý þirketler-

le ortaklaþýp ihaleyegirmeyi planlýyor. Sözkonusu yabancý þirketleritahmin etmek zor deðil.Ocak ayýnda ‘nükleer ener-ji arenasý’ konferansýndaEnerji Bakaný Hilmi Gülerve þirketler bir araya geldi.Programda Kanada’danCandu, Fransa’dan Arevave ABD’denWestinghousegibi nükleerkonusundaepeyce namsalmýþ þirket-lerin temsilci-leri sunumubulunanlararasýnda idi.

Areva’nýnFransa’dakikompleksinde70-80 tonluknükleer silahyapmaya uygunplütonyum var. Gabon veNijer’deki uranyummadenciliðini elindebulunduran Areva’nýnNijer’de sebep olduðukirlilik konusunda sýkçaraporlar yayýnlanýyor.Maden iþçilerine uygu-ladýðý insanlýk dýþýmuamele ise hasýraltýediliyor. Ancak Areva ençok Finlandiya’daki bitmekbilmez nükleer santraliyleünlü. Yapýmý sürekli uza-yan ve maliyeti 4 milyarEuro’yu geçen santralinakýbeti 2010’a ertelendi.

Easaen elektrikli beyazeþya firmasý ve ABD’dekiCBS televizyon kanalýnýnsahibi olan Westinghouse;askeri denizaltýlar, kýtalar

arasý balistik füzeler, cruisefüzeleri için fýrlatma siste-mi gibi alanlarda dateknoloji geliþtirmektengeri kalmayan bir þirket.Westinghouse’un sadeceHanford’da meydanagetirdiði radyoaktif kirlil-iðin temizlenmesi için 30yýl ve 30 milyar dolar

gerekiyor.Gelen her

hükümetin veþirketlerin iþbirliði ile 30yýldýrTürkiye’de nük-leer santralkurma hayalleriiçin giriþimlerdebulunuluyor.Defalarcayabancý þir-ketlerlepazarlýklar

yapan hükümetlerteþhir oldular. 2001 yýlýbaþýnda önceki hükümetinnükleer ihalesi için rüþvetaldýðý ortaya çýkmýþtý.Nükleer planlarý bozulun-ca Mesut Yýlmaz rüþvet-lerin geri iade edilmesigerektiðini düþünerekTBMM’de üç yabancýyatýrýmcý firmaya 30’armilyon dolar ödenmesiniönermiþti.

Enerji bakaný ve þirket-lerin pazarlýk konferansýolan ‘nükleer enerji are-nasý’ toplantýlarýnda ZorluHolding Enerji GrupBaþkaný Murat SungurBursa’da konuþtu.Türkiye’de Çernobil’inardýndan insanlarýn nük-leere güvensiz olduðunu

söyledi. 25 bin kiþininöldüðü, 70 binden fazlainsanýn sakatlandýðý, 400bin küsur insanýn evini ter-ketmesine yol açan Çer-nobil felaketinin ardýndanbir güvensizlik olduðunuanlamak için fazla akýlyürütmeye gerek yok.

Siemens eski müdürüþimdi Sabancý HoldingEnerji Grup BaþkanýSelahattin Hakman iseTürkiye’de kamuoyutarafýndan kabulgörülmedikçe santral kuru-lamayacaðýný söyledi.

Yedi defa geripüskürtülen nükleer hayal-lerinin ardýndan þirketlernükleer karþýtlarýnýn önem-li bir unsur olduðununfarkýnda. Nükleermevzusu açýldýðýndahemen sesini yükseltennükleer karþýtlarý bu hayal-lerin geri çekilmesindekien büyük etken.

13 Þubat’ta nükleersantralin lisansý hazýr olanMersin-Akkuyu’ya yapýla-caðý ardýndan da Sinop’takurulmasý planlandýðýaçýklandý. Nükleer karþýt-larý tarafýndan tepkigecikmedi. Mersinli yap-týklarý basýn açýklamasýndaherkesi nükleere karþýsokaða çýkmaya çaðýrdý. 21Þubat’ta nükleer ihalesiaçýlýyor. Mersin’li nükleerkarþýtlarý Ankara’dahükümete seslenirkenÝstanbul’da da aktivistlersokakta olacak. Yorulma-dan haykýracaðýz “nükleersantral is-te-mi-yo-ruz!”

Kim bu nükleerciler?

“Nükleer lobiler ülkemizde 40 yýldýr nükleer santralmacerasý peþinde koþarak, karanlýkta kalacaðýztehdidiyle, ülkemize en pahalý ve kirli enerji tercih-lerini dayatmakta kalmamýþ, ayrýca yenilenebilir veyerli enerji kaynaklarýnýn önünü týkamýþtýr. Yerlienerji kaynaklarýna yönelmeyi engellemiþlerdir. Tekgerekçeleri dünyada artýk vazgeçilen ve iþsiz kalannükleer sektöre yeni iþ imkanlarý yeni iþ alanlarýnýaçmaktýr. Ülkemizin bütün duyarlý kesimlerini, nük-leer lobilerinin ve ülkemizdeki iþbirlikçileriyle birliktebize zorla dayattýklarý nükleer santrallere karþý gelm-eye çaðýrýyoruz ve ülkemiz üzerinde oynanan buoyunlara tepkisiz kalmayarak mücadeleye davetediyoruz.” Mersin Nükleer Karþýtý Platform’un 12Þubat’ta yaptýðý basýn açýklamasýndan.

21 Þubat:Kampanya açýlýþý(Basýn açýklamasý)22 Þubat:Nükleer karþý olan

herkesle birlikte 26Nisan’ý tartýþýyoruz(Kurumlar toplantýsý)

22 Þubat (akþam)Nükleere karþý büyük

meydan okuma22 Mart:Nükleer santrallarý nasýl

durduracaðýz? (Kampan-ya stratejisi toplantýsý)

Durdurabiliriz haftasý:Aralarýnda Boðaziçi,

ÝTÜ, Yeditepe veGalatasaray’ýn da bulun-duðu 8 üniversitede, 15’eyakýn kampüste toplan-týlar, açýk dersler, konfer-anslar organize edilecek.Radyo ve TV’lerde pro-gramlar düzenlenecek vesokakta büyük standlaraçýlacak. Kafelerde sine-ma, belgesel film göster-imleri, sergiler ve yaratýcýetkinlikler yapýlacak.

www.kureseleylem.org

Tepkisiz kalmayacaðýz

Page 5: Sosyalist İşçi 313

sayý: 313 sosyalist iþçi 5

Geçen ay, Ýran'da öðren-ciler ve güvenlik güçleriarasýnda büyük çatýþmalaryaþandý.. Ýran'da çýkanMarksist bir dergi olanSaamaan No (YeniDüzen)'den Behzad, Ýranünniversitelerinde ortayaçýkan yeni sol hareketianlattý.:

Ýran'daki öðrenciler için7 Aralýk önemli bir tarih-tir. 7 Aralýk 1953'de, ABDBaþkan YardýmcýsýRichard Nixon'un ziyaretiüzerine, öðrenciler TahranÜniversirtesi'nde büyükbir gösteri yaptýlar.

Nixon'ýn ziyaretininnedeni, MuhammedMussaddýk'ýn ulusalcýhükümetini bir darbe iledeviren Þah'ý (Ýran kralýný)kutlamaktý.

Bu, ABD ve Ýngilteretarafýndan desteklenen birdarbeydi ve bu darbeyleMussaddýk'tan kurtuldu-lar, fakat Mussaddýk'ý ikti-dara getiren hareketi yoketmeyi baþaramadýlar.

Þah'ýn güvenlik güçleri,bu gösteride, öðrencilerinüzerine ateþ açtý ve üçöðrenciyi öldürdü. O gün-den beri, bu tarihte, dik-tatörlüðe karþý mücadeleve özgürlük mücadelesiiçin kutlamalar yapýlýr.

1953'de gerçekleþenprotestolarýn ardýndan,Ýranlý öðrenciler, Þah'akarþý muhalefeti örgütle-

mek için, Ýran ÖðrencileriKonfederasyonu'nu kur-dular. Konfederasyoniçinde çok sayýda 1979'daÞah'ý deviren devrimekatýlmýþ olan ve sosyalistaktivist vardý.

Ayrýca aralarýnda, UlusalCephe'nin -Mussaddýk'tan esinlenenve Ýran petrolününmillileþtirilmesine odak-lanan hareket - parçasýolan Ýslamcý öðrenciler devardý.

DevrimBu hareket, Islam

Cumhuriyeti'nin kurul-masýnýn ve AyetullahHumeyni'nin iktidaragelmesinin ardýndanüniversitelerin iki yýlsüreyle kapalý kalmasýylasona erdi.

Bu yýllar, Ýran-Irak savaþýyýllarýydý ve ülkedekorkunç bir baský vardý.Çok sayýda insanöldürüldü ya da hapseatýldý. Sol yenilmiþti.

1990'larýn baþýnda, Ýran'-da bir reform hareketiortaya çýktý. SovyetlerBirliði'nin çöküþüyle ayný

anda ortaya çýkan buhareket, "reformcu"cumhurbaþkanýMuhammed Hatemi'yiiktidara getirdi. Soldaðýlmýþtý ve devrimci birdeðiþimin asla olamaya-caðý, reformlarla yetinmekgerektiði fikrine iknaolmuþtu. Bu hareket tümkaderini hatemi'yebaðlamýþtý.

Fakat, reformcu cumhur-baþkanýnýn, kendisindenbeklenenleri yapamaya-caðý giderek açýklýkkazanmaya baþladýkça,yeni bir solun ortaya çýk-masýnýn koþullarý dayaratýlmýþ oldu.

Bu hareketin merkez-lerinden bir tanesi, üniver-sitekerdeki reform yanlýsýÝslamcý öðrenci topluluk-larýydý. O zamanlar bun-lar, demokrasi çaðrýsýyapan küçük gruplardý.Kendilerini solcu ya dasosyalist olarak taným-lamýyorlardý.

Kaderlerini, daha fazlaözgürlük, demokratikhak, basýn özgürlüðü vs.getirme olasýlýðý olanküçük deðiþikliklere

inanýyorlardý. Bu öðrenci-ler, reform hareketininbaþarýsýzlýða uðramasý vereform yanlýsý bir gazeteolan Salam'ýn kapatýl-masýyla radikalleþtiler.Gösterilere polis saldýrdý.Bazý öðrenciler köktenciideolojiden vazgeçtiler.Reformizmi ve devletisorgulamaya baþladýlar.

Bu öðrenciler, Ýran veuluslararasý iþçi hareketitarihi üzerine araþtýrmalaryaparak, marksist fikirlergeliþtirmeye, örgütlenm-eye ve gazeteler çýkar-maya, bloglar hazýrla-maya, sanattan politikayakadar her þeyi tartýþmayabaþladýlar.

TaleplerBu öðrencileri talepleri,

üniversitelerdekikoþullarýn iyileþtirilmesin-den, demokrasinin sorun-larýna kadar çeþitlilik gös-teriyordu. Ve hükümetinyeniliberal politikalarýnamuhalefet, ülke çapýndakimemnuniyetsizliðiharekete geçirdi.

Ýran'da ayný zamanda,öðrenci hareketinin yaný

sýra iþçi hareketi de yük-seliyordu. Bu hareketinmerkezinde, baðýmsýz birsendika kuran ve devletekarþý muhalefet eden oto-büs þoförleri vardý.

Ýran'ýn 70 milyonluknüfusunun çoðu 35 yaþýnaltýndadýr. Ülkede 4milyondan fazla öðrencivar.

Ýki yýl önce, solcu,reformist ve Ýslamcýöðrenciler, 7 Aralýk 1953günü kutlamalarý içinbüyük bir etkinlik örgütle-mek üzere bir arayageldiler.

Bir yýl sonra bu öðrenci-ler, sosyalizm çaðrýsýyapan sloganlar atmayabaþladýlar.

Sokaklarda yürüyüþleryapmamýþ olabilirler,fakat kampüslerdeoldukça iyi etkinliklerdüzenlediler. Bununüzerinde devlet, çok sayý-da öðrenciyi tutukladý.

Ýlk mücadele dalgasýnda30 solcu öðrenci tutuk-landý. Ýkincisinde 11öðrenci tutuklandý vebunlardan bir tanesiöldürüldü. Bu tutukla-

malar, diðer öðrencileride, öðrenci eylemkomitelerinin arkasýndaprotesto gösterileri yap-maya yöneltti.

Ýran'da, sosyalist öðrencitopluluklarý o zamandanberi büyümeye devamediyor. Þu anda Ýran'da 15solcu gazete ve dergi varBunlarýn çoðu gizli çýký-yor.

Bu öðrenciler, iki büyükpolitik soruyu tartýþýyor-lar. Birincisi, emperyaliz-me, özellikle, ABD'nin,Afganistan ve Irak'tansonra Ýran'a yönelik iþgaltehdidine karþý mücadele.

Ýkincisi ise, Ýran'dagerçek bir deðiþimin nasýlgerçekleþebileceði. Öðren-ciler, deðiþim hareketiiçinde bu iki soru karþýsýn-da alýnacak tuýtumunönemli olduðunudüþünüyorlar.

Ýran'da sað, emperyalizmtehdidini, ülke içindekibütün muhalefeti yoket-mek için kullanýyor.Geçen ay, öðrencilerin vegüvenlik güçlerinin karþýkarþýya geldiði iki büyükgösteri oldu. Ayný zaman-da, grevler ve baþkaprotesto eylemleri gerçek-leþti.

Kampüslerde, öðrencihareketinin ve solcu fikir-lerin yeniden doðuþu,Ýran'da geliþen güven vedeðiþimin bir iþaretidir.

Yeni sol üniversitelerde doðuyorÝRAN

Lübnan’damuhalefetbölünüyor mu?

Hizbullah kurucusu Ýmda Mugniye’nin suikast sonucu öldürülmesi Lübnan’daki Þii,Hýriistiyan ve Sunni güçler arasýndaki birliði bozmaya yönelik bir giriþim. Nitekim Ýsrailsaldýrganlýk mesajlarý veriyor. Geçen yaz Lübnan’a dönük Ýsrail saldýrýsýna benzer koþullarhýzla oluþuyor.

Hizbullah kurucularýn-dan ve askeri sorumluÝmad Mugniye, Þam'dauðradýðý bombalý saldýrýsonucu yaþamýný yitirdi.Hizbullah, suikasttenÝsrail'i sorumlu tuttu.

Mugniye yýllardýr Ýsrailve ABD'nin ölüm listesininilk sýralarýnda yer alýyor-du. FBI baþýna 5 milyondolar ödül koymuþtu.Ýsrail devleti suikastle birilgisi olmadýðýný söylese deÝsrail gizli servisiMossad'ýn eski baþkanýDany Yulom "Mugniye'yikim temizledi bilinmiyor,ama bu hiç þüphesiz istih-barat camiasý için birbaþarýdýr" diyordu.

Mugniye'nin ölümü Bushhükümeti tarafýndansevinçle karþýlandý. ABDDýþiþleri Bakanlýðý sözcüsüSean Mccormick"Mugniye'nin yaþamadýðýbir dünyanýn iyi bir yerolacaðýný" söyledi.

Lübnan sokaklarýFuat Sinyora hükümeti 15

aydýr Hizbullah'ýn baþýnýçektiði direniþle karþýkarþýya. Geçen sonbaharHizbullah temsilcilerihükümetten çekilmiþ veSinyora hükümetini yýkmaçaðrýsý yapmýþtý. Ýsrailsaldýrýsýný püskürtenHizbullah, Þillerin yansýraHýristiyanlar ve Sünnilerarasýnda da destek bul-muþtu. Nitekim üç haftaönce elektrik kesintilerinekarþý baþlayan ayaklanma-da Beyrut sokaklarýndabirlik vardý.

Mugniye'yi öldürenbomba Lübnanlýlarýn bir-liðine de atýldý. Hükümetteçoðunlukta olan SaidHariri liderliðindeki SünniGelecek hareketi taraftar-larýyla Hizbullah ve Emelörgütü militanlarý geçenhafta sokakta çatýþtý. 14kiþinin yaralandýðý çatýþ-mada halka kolluk kuvvet-leri tarafýndan ateþ açýldý.

Mugniye, yine bir bom-balý suikaste uðrayanLübnan Baþbakaný RefikHairiri'nin ölümün 3.

yýldönümünde topraðaveriliyor.

Ýsrail gazetesi Ha'retz 50bin Hizbullah militanýnýnÝsrail sýnýrýna yerleþtiði veLübnan'da alarm durumu-na geçildiðini yazýyor.Lübnanlýlarýn birliði birkez daha böl ve yönet poli-tikalarýna karþý sýnanýyor.

Haniye’ye suikastSuikast tehdidi Ýsrail

tarafýndan devrilmeyeçalýþýlan Hamas hüküme-tinin baþbakaný ÝsmailHaniye’ye de çevrildi.Ramallah’ta suikast girþi-minde bulunacak 10 kiþiyakalandý.

Ýsrail Baþbakaný EhudOlmert, HAMAS veHizbullah’ý tehdit etmektegecikmedi: “Ýsraillilerekarþý teröre karýþanherkese ulaþacaðýz, onlarýdurdurmak için saldýrmak-tan kaçýnmayacaðýz”

Ýsrail tarafýndan kuþatmaaltýndaki Gazze þeridindeyaþam koþullarý hýzla yokoluyor.

Page 6: Sosyalist İşçi 313

6 sosyalist iþçi sayý: 313

Kâr deðil insan!“Bugün týp bütün

dünyamýzý kuþatmýþdurumdadýr. Yakýndanbaktýðýnýzda görüyorsunuzki ilaç artýk efsane olmuþdurumda. Dünyadakimevcut 6 bin civarýndakiilacýn %60'ýnýn hiçbir iþeyaramadýðýný hekimlersöylüyor. Teknolojik harca-malarýn büyük kýsmýnýngereksiz, anlamsýzolduðunu biliyoruz. Buharcamalarý ancak çokciddi, eleþtirel bir yak-laþýmla ve neoliberal sis-temden radikal bir kopuþlasýnýrlayabiliriz, önleyebili-riz. Bu baðýmlýlýðý kaldýr-madan harcamalarý makuldüzeye getirmek, insan-larýn ihtiyaçlarý doðrul-tusunda deðerlendirmekmümkün deðil. Bir radikalkopuþtur Türkiye'ninçözümü. Týpký küresel ýsýn-ma gibi, savaþ gibi saðlýðýnda bu kategoride ele alýn-masýdýr. KEG'in konuyubu þekilde gündeme almasýçok isabetli bir tutumdur.Nükleer tehlikeyle nasýlmücadele ediyorsak, saðlýkalanýnýn radikal bir þekildeçözümü de gezegenimizingeleceði gibi önemli birsorundur. Çözümü de bah-settiðim radikal kopuþlamümkündür.

Dün DÝSK'in kongresindeSaðlýk ve Sosyal GüvenlikBakaný ile yanyanaydým.Yasanýn durumunu sor-duðumda alt komisyonda

deðiþiklikler olduðunu,ama parasal anlamda adýmatamadýklarýný söyledi.Öðrendim ki, yapa yapaasgari ücretin 3'te 1'i kadargeliri olan aileden kesile-cek %12'lik primi (65 Lira)20-29 Lira'ya indirmiþler.Bu hiçbir þey deðilarkadaþlar. 165 Liralýkgelirden prim alan sistemisterse 5 Lira'ya indirsin,bunun ötesi yok. MichaelMoore'un Sicco filminibelki izlemiþsinizdir.Filmde saðlýða kiþi baþýna6 bin dolar ayýran ülkedebile kimsenin saðlýkgüvencesi olmadýðýanlatýlýyor. Türkiye'nin git-tiði yön bu sistemdir. Yanisistem paralý halegelmiþtir. Bunu ancak birsüre sonra görücez.Harcamalar artmýþtýr. Karadelik dedileri þeyin bukoþullarda kapanmasýmümkün deðil. Bu gidiþlede kapayamayacaklar.

Neler yapabiliriz?Bu iþi geleceðimizin en

temel sorunlarýndan birisiolduðunu mümkünolduðunca geniþ kitlelerinkavramasýný saðlamamýzlazým. Yakýn gelecekte ise,saðlýk ocaklarýnýn bir halkkurumu olduðunu dahageniþ açýlýmlarla kavrat-mamýz gerekiyor.Mahallede, köyde geliþtir-ilebilecek bir hareketeihtiyacýmýz var.”

“Emekli-SSen olarakKEG, DÝSK, KESK, TTBve bu iþe gönül vermiþtüm kuruluþlarla ttemashalindeyiz. Bir imza kam-panyamýz var. Eylemli-likler devam ediyor veedecek. Emeklilerin duru-mu acýnacak vaziyette.Ýlaçlarýmýz pahalý,maaþýmýzdan paraayýramýyooruz.

Maaþlarýmýz yetersiz veadaletsiz, kiralarýmýzyüksek. Emeklilerinsorunu örgütsüz oolmak.Mahallelere gidereksendika ve örgütlen-menin önemini anlatýyor-uz. Bu þekildee mücadeleediyoruz.”Ali Bektaþ(Emekli, Emekli-SSen)

“Saðlýk sektöründekifinansman sorunu buyasanýn temel gerekçesi.Sorun devam ettikçekurumlarýn borçlarý arta-caðý, insanlar niteliksizsaðlýk hizmeti almayadevam edeceðini söylüyor-lar. Bu sorunu aþmakadýna SSGSS ile ne getir-iliyor dediðinizde, emekçiinsanlarýn ceplerine elatýlacaðýný düþünüyorum.Saðlýk boyutunda ise

söylenildiði gibi herkeseücretsiz saðlýk hizmeti ver-ilmeyecek. Prim borcunuzvarsa hizmet alamayacak-sýnýz. Ayrýca muayene,tetkik ve tedavinin herevresinde sizden ücrettalep edilecek. Yani tama-men çalýþanlarýn üzerindenfinanse edilecek bir sistem.Devlet katký yapmýyor. Busadece hastalarý müþteriolarak gören saðlýk iþlet-melerine yarýyor.”

“Konuþma sürem 5 daki-ka ama, bizim bu kanun-daki yerimiz bir cümle: Bizbu kanunda yokuz, dýþýnaçýkarýlýyoruz. Hiçbir þey-den yararlanamayacakdurumdayýz. Yeni kanunbize asgari ücretin altýndabir kazancýnýz varsabaþvurun ve dahil olmayýndiyor. Yani Türkiye'dekiçiftçilerin %94,8'ine bunusöylüyor. Primimizintamamýný biz ödüyoruz.Bu da yeterli deðil, aylýködememiz gerekiyor.Halbuki çiftçi yatýrýmýnýyaklaþýk bir yýlda parayadönüþtürebiliyor. Bu dabizi tefecilere mahkumediyor. Bizi sistemdençýkartýrken üzerimizdenfinans saðlýyor. Bunuçiftçileri çiftçilikten çýkart-ma sistemi olarak görü-

yoruz. Bu da tarýmýn yokolmasý demektir.”

“Aile hekimliðiniseçmediðim için birtoplum saðlýðý merkezininacil ölümünde geçiciolarak görevliyim. Kendiyerime döndüðümde isesanki amele pazarýna giriy-orum. Yani nerede boþlukvarsa oraya gönderiliyo-rum. Mesela bir ay 150 km.uzaktaki toplum saðlýðýmerkezine gidiyorum.Sonraki ay da baþka biryere. Saðlýk ocaklarý yokartýk. Eskiden hemþire-siyle, ebesiyle, doktoruylabir ekip çalýþmasý vardý.Artýk yok. Ýlaç firmalarýylailiþkiler geliþtirilmiþ

vaziyette. Hekimlerinöncelikli amacý da parakazanmak oluyor.Sözleþmelilik dayatýlýyor, iþgüvencemi kaybediyorum.Aile hekimlerinin 7/24'lükçalýþma saatleri yalan. 4bin kiþilik nüfusa bakmakzorundalar, akþam 5'tensonra çýkýyorlar, yerlerinebiz devam ediyoruz. Halkhala saðlýk ocaðýna gittiði-ni sanýyor. Saðlýk ocaklarýmirasý yeniyor. Sistemoturmaya baþladýðýndakaos yaþanacak.”

Ersin Damarsardý(Doktor)

Yeni-lliberalizmdenradikal kopuþ

Gencay Gürsoy(TTB Merkez Konsey Baþkaný)

Arzu Hicran (Sosyal güvenlik uzmaný)

Abdullah Aysu(Çiftçi Sendikalarý Konfederasyonu)

Küresel Eylem Grubu, 16Þubat’ta MaðdurlarKonuþuyor forumugerçekleþtirdi. Sosyalgüvennliðin ve saðlýðýnözelleþtirilmesine karþýolan bir çok kesimdenkonuþmacý 1 Hazirann’dayasalaþacak SSGSS’ninsonuçlarýný anlattý.Konuþmalarýn birbölümünü sayfalarýmýzdabulaacaksýnýz. Forumdançýkan ortak vurgu KEG’inSigortamý Attýrma kampa-nyasýnýn önemli bir rolüstleneceði, yeni-lliberal-izme karþý tüm maðdurlarýkapsayan antikapitalist birmücadele yürütülmesiningerekliliðiydi. KEGsendikalarýn mücadelesinidestekleme ve yasaayakarþý sokakta bir kampa-nya inþa etme kararý aldý.

“Hasta sayýsý devamlýartýyor, ama hemþiresayýsý asla artmýyor.Çalýþma saatlerimiz 35saat olmasý gerekirkendevlet hastanelerinde 45,özel sektörde 50 saat.Devlet hastaneleri artýksözleþmeli hemþire alýy-or. Taþeron firmalar has-

tanelere girdi.Ameliyathanelerinözelleþtirilmesindenbahsediliyor. Özeldeistediði gibi maaþverdikleri gibi istediklerizaman da priminizikesebiliyorlar ve hiçbirhak öne süremiyor-sunuz. Durum hepimiziçin geçerli. Çünkü artýkdevlet deðil, bireylerkendi saðlýðýndansorumlu. Bunun anlamýhastane koridorlarýndadeðil, evde eziyet çeke-ceksiniz demektir.“

Aynur Karaþ (Hemþire)

Küresel Eylem Grubu, 16 Þubat’ta“Maðdurlar Konuþuyor Forumu” gerçekleþtirdi

Page 7: Sosyalist İşçi 313

sayý: 313 sosyalist iþçi 7

“Öðrenciler olarakbizim en temelsorunumuz medikolarýnkapatýlmasý ve ailehekimliðinin oraya dataþýnmasý. Medikolardaöðrenciler ücretsiz saðlýkhizmeti alabiliyorlar.Yasaylaa birlikte erkekler25 yaþýna kadar, kadýn-larsa evlenene kadar kul-lanabilecek. KKoruyucusaðlýk hizmetleri ayný

saðlýk ocaklarýyla kalktýðýgibi, medikolarla dakalkýyorr ve aile hekim-liðine geçiliyor. Herdönem saðlýk hizmetimizide kapsayan harcýmýýzýödüyoruz. Öðrencilerinbir kýsmý medikodan bilehabersizken bu düzeniiyileþtirmek yyerine öðren-cilerin ellerinden almakçok çok basit oluyor.”Duygu Doðan (Üniversiteli)

“HIV ile yaþayanarkadaþlarýmýzýn tedavi-lerini ve yaþam kaliteleriniyükseltmeye çalýþan yenibir derneðiz. Saðlýk hak-larýyla ilgili çalýþýyoruz.Yasanýn bizi en çok etki-leyen yaný katký paylarý.AIDS ilaçlarý çok pahalý.Gerekli tetkiklerle birliktemasraflar çok artýyor.Dolayýsýyla katký payý

ödeme þansý çoðu kezolmayacak. Arkadaþlarýmý-zýn çoðu yeþil kart kul-lanýyor.

Bugün tedaviye ve dokto-ra eriþim tamamen ücret-siz, saðlýk bakanlýðýkarþýlýyor. Ama yeniyasayla birlikte katký pay-larý oluþacak. Masraflarý dagöz önüne alýrsak bunlarýnkarþýlanmasý imkansýz.”

“Bizde diþ protezleripahalýdýr. Bunlarýngiderinin karþýlanmasýnakýsýtlama getiriliyor.

118-445 yaþ arasý diþ pro-tezi hakký kaldýrýlýyor. 18yaþ altý ya da 45'indengüün almýþ kiþiler içinsesadece %7'sini devletkarþýlýyor. Bununla birlik-te saðlýkk hizmetlerinintürü, miktarý ve kullaným

sürelerine de kýsýtlamagetiriliyor. Türkiye''de 14bin diþ hekimi var, 5 biniAKP dönemindesözleþmeli olarak kamuyaalýndý.Eðeer yýlsonundasözleþmeniz yenilen-mezse herhangi bir þeyöne süremiyorsunuz.Kazanýlmýþ bir hak yok.”

Hüseyin Güngör(Diþ hekimi)

“Beni en çokdüþündüren 9000'eçýkarýlan prim günsayýsý ve 65 yaþemekliliði.

Ortalama insanömrü 70 ve benölene kadar çalýþ-mak için mi doðu-yorum?

Ben gençler adýnaburadayým ve gele-

ceðimizin tehlikedeolduðunudüþünüyorum.Gençler her þeyinfarkýnda.Anlatmaya ve busistemin önünegeçmek adýnamücadele etmeyedevam edeceðiz.”

Helin Çimen(Liseli)

“Saðlýðý kamusalalandan çýkartýp,satýlan ve satýn alý-nan ticari bir iþeçevirmek. Bulundu-ðum çevre saðlýðapara harcamakisteyen insanlardanoluþuyor. Sektörbüyüyor, uzmanlaþ-ma artýyor. Ne kadarçok tetkik yaparsa-nýz, ne kadar çok ilaçyazarsanýz o kadariyi hekimsiniz. Böylebir sistem oluþtur-duðunuzda biri-lerinin bunlarý kul-lanmasý lazým. Busistemi kuranlar bun-dan para kazansýn.Sistemin getirdiðiþey sizi hastaolduðunuza inandýr-maktan baþka bir þeydeðil. Kendinizisaðlýklý hissederseniz

bu sistem yürümez.Yapmak istedikleriaçýkçasý þu: Bu kadarçok para giren sek-törün bu kadarsaðlýklý bir toplumdayaþamasý mümkündeðil. Bu yüzdenherkesin hastaolduðuna, uzmanlýðave teknoloji kullan-masýna inandýrýlmasýgerekiyor. Benim ençok sorun yaþadýðýmhastalarým MR,tetkik isteme- dikler-imdir. Çünkü bu türbir saðlýk hizmetininideal olduðuna, birtür satýn al-ver iliþki-si olduðuna inan-dýrýlmýþlar. Bu yüz-den çok sert birdireniþ örgütlemeliy-iz. Bu yüzden bututkulu karþý çýkýþýbýrakmamalýyýz.”

“Kadýnlar birçokalanda olduðu gibi buyasayla birlikte çalýþmahayatlarýndankopartýlýyorlar.Güvencesiz,korunaksýz kalýyorlar.Emzirme ödeneðidüþürülüyor, emzirmesüresi 6 aydan 1 ayadüþürülüyor. Emeklilikyaþý da yýllar sonraerkeklerle ayný yaþagetiriliyor. Saðlýk ocak-larý kadýnlarýn hamile-

lik, aþý sürecini takipederken, aile hekim-liðiyle bu yükümlülükkadýna kalýyor. Ýþtençýkan sigortalýnýn ken-disi ve eþi 6 ay boyun-ca sigortalý kalýyorken,yeni yasayla herikisinin de bu haklarýalýnýyor. Çalýþmayan,ama sigorta ödeyenkadýn eþinin sigortasýn-dan faydalanabilirkendüzenlemelerle bu hakda alýnýyor, sigorta

ödemek zorunda kalý-yor. Yani neredeyseprim ödemeyen kimsekalmýyor.Yetim kýzçocuklarýna ödenen 24aylýk ödenek yarýya,çocuðu bulunmayandul eþe verilen aylýk%75'ten %50'ye düþüy-or. Çalýþan kadýnlaraeve dönmekten baþkabir seçenek býrakýlmýy-or. Çalýþmayan kadýn-lar ise doðrudan etk-ileniyor.”

Nejat Ünlü (Pozitif Yaþam Derneði)

Berna Tezcan (Öðretmen)

“AKP döneminde saðlýkhizmetinin boyutu ilaç tedarikiolarak algýlandýðý için eczacýlarzorunlu partner konumunadüþtü.

Toplum sistemin sadece ilaçboyutunu gördü. Birkaç adým

ötesini algýlamadýðýnýzda dadiðer boyutu göremiyorsunuz.

Ama biliyoruz ki bu ilacýyla,saðlýðýyla bütünlüklü bir sis-tem. Saðlýk öncelikli olmasýgerekirken asgari durumadüþürülüyor.

Bunlarýn ardýnda IMF, DünyaBankasý var. Saðlýk bir evrenselhaksa bu sosyal devletlemümkündür. Ýþin sosyal boyu-tunu sahiplenmeli ve öne çýkar-malýyýz.”

Rafet Þahin (Eczacý)

Ümit Þahin (Doktor, Halk Saðlýðý Uz.)

Darbecinin baþýna ne gelir?AKP 27 Nisan’da verilen e-muhtýraya karþý tavýr aldýðýnda biz

de ayný tavrý almýþtýk. Bu durumda AKP’yi savunmuþ mu olu-yorduk? Ayný AKP bazý reformlar yapmaya kalkýþýp milliyetçigüçler ve ordu onun karþýsýna dikildiðinde, bizler reformlardanyana tutum aldýk. AKP destekçisi mi olduk? Benzer bir sorunkonusunda 1917 Ekim Devrimi’nde yaþanan bir olayý incele-yerek tutumumuzun ne anlama geldiðine bir bakalým.

Kornilov DarbesiDevrime yaklaþan günlerde Rusya’da bir Geçici Hükümet ve

baþýnda da Sosyalist Devrimci Parti lideri Kerensky bulunuyor-du. Partisinin ismine kanmayýn; Baþbakan Kerensky bolþevikler-den kurtulmak ve bir burjuva diktatörlüðü ilân etmek için asker-lerle anlaþýp bir darbe yapmayý planlýyordu.

Genelkurmay Baþkaný Kornilov’a mektup yazarak baþkentPetrograd’a bir süvari kolordusu yollamasýný istedi. GeneralKornilov da ona bir telgraf çekerek Petrograd’da sýkýyönetimilân etmesini ve bölgeyi kendisine baðlamasýný talep etti. Ancakbu iki adam da, final aný gelip çattýðýnda, patron olmak istiyor-du. Baþbakan, askeri darbe sonucu kendi kellesinin de gideceðinive iktidarý bütünüyle Kornilov’a kaptýracaðýný anlayýnca (çünküKornilov borsanýn, büyük sermayenin, rantiyelerin ve büyüktoprak aðalarýnýn doðrudan temsilcisiydi. Üstelik yüksek rütbelisubaylarýn ve Ýngiliz ve Fransýz elçiliklerinin de tam desteðinialmýþtý.) son dakikada darbeden vazgeçti. Ama artýk çok geçti;düðmeye basýlmýþtý çoktan.

Bolþeviklerin tavrýKýsa süre sonra dünyanýn tek muzaffer devrimine imza atacak

olan bolþeviklerin (ve tabii Lenin’in) yaklaþan darbe karþýsýndaaldýklarý politik tutum gerçekten öðretici.

Kornilov darbesine kimsenin direnmeyeceði, Kerensky’nin ‘yal-nýz kalacaðý’ askerler arasýnda yaygýn bir kanýydý. Hükümetinbaskýsý altýnda, yarý-legal durumda bulunan ve hükümet tarafýn-dan Alman ajaný olmakla (unutmayalým: 1. Dünya Savaþý yýllarý)suçlanan bolþevikler, darbeye karþý, kendilerine iftira atanlarlaittifak kurmak için tereddütsüz adým attý.

Lenin darbe karþýsýnda taktik bir deðiþikliðe gitmek gerektiðinidüþünüyordu. Ama ayný zamanda ilkesizliðe de düþmemekgerektiðini vurguluyordu. Ýlkesel ayrýlýklar, geçici müttefiklereyönelik eleþtiriler saklanmamalýydý. Þöyle diyordu Lenin:

“Kerensky’ye duyduðumuz düþmanlýða bir an bile ara verme-den, bugüne dek söylediðimiz sözlerden bir tekini bile gerialmadan, iktidardan devirme görevimizden vazgeçmeden,bugün karþýlaþtýðýmýz durumu dikkate almak zorundayýz.”

“Þu an Kerensky’ye karþý doðrudan cephe almamamýz gerek.Ona karþý dolaylý, yani Kornilov’a karþý giderek daha aktif,gerçekten devrimci bir savaþ yürütülmesi talebini öne çýkar-malýyýz. Bu savaþýn geliþimi tek baþýna bizi iktidara taþýyabilir,ancak propagandamýz sýrasýnda bundan olabildiðince az sözetmeliyiz.”

Darbe ve iþçilerBolþevikler darbeye karþý iþçilerin silahlanmasýný önerdi.

Aðustos sonlarýnda Kornilov’un askerleri Petrograd’a ilerlerkenDevrimci Askeri Komite kuruldu ve harekâta karþý mücadelenintüm yükünü üstlendi. Þehrin her yanýndan fabrika komiteleri 40bin kiþilik Kýzýl Muhafýz müfrezeleri kurdu. Barut fabrikasý iþçi-leri bütün cephaneyi bu müfrezelere yolluyor, demiryolu iþçileriarý gibi çalýþarak ordunun geçiþini engelleyecek barikatlarkuruyordu. Ayrýca ordu birliklerinin ve lojistik mühimmatýnyollarýný þaþýrtýyor, telgraf iþçileri sayesinde ordunun ilerleyiþihakkýndaki her adým iþçi ve asker sovyetlerine iletiliyordu.Makinistler, makasçýlar, yaðcýlar birer ajitatöre dönüþmüþ veordu aleyhindeki her geliþmeyi halka duyurur hale gelmiþlerdi.Darbeye karþý direniþ öyle yükselmiþti ki daha tek bir kurþun,tek bir top mermisi atýlmadan, darbe giriþimi dört gün içinderesmen çökmüþtü.

SonrasýDarbenin baþlamadan yenilmesinin hemen ardýndan yapýlan

seçim sonuçlarý bolþeviklerin tutumundaki netliðin nelerkazandýrdýðýný apaçýk gösteriyor. Bolþevikler PetrogradSovyeti’nde çoðunluðu aldý. Moskova Sovyeti’nde de hükümetegüvensizlik bildiren bir karar tasarýsý kabul edildi.

Darbe öncesi Saratov asker sovyetinde 260 sosyalist devrimci,90 menþevik, 50 bolþevik delege vardý. Darbe sonrasý dengeþöyle deðiþti: 60 sosyalist devrimci, 4 menþevik, 156 bolþevik.Moskova garnizonunda yapýlan seçimlerde sosyalist devrimcileroylarýn %70’ini almýþken darbe sonrasý seçimde bolþevikler %90oy aldý. Milyonlar bolþeviklere akýyordu.

e-muhtýradan önce %34 olan oylarýný, sonrasýnda %47’yeçýkaran AKP’yi düþünmeden edemiyor insan.

Devrimlerin öðrettiði

Page 8: Sosyalist İşçi 313

8 sosyalist iþçi sayý: 313

Can Irmak Özinanýr

Lenin'in "Ne Yapmalý?"isimli eseri, Türkiye solu-nun baþ ucu kitabýdýr, stal-inist gelenekten gelen birçok örgüt, grup, parti bukitabý, yukarýdan aþaðýörgütlenme tarzlarýnýn,katý kurallarýnýn gerekliliðiolarak gösterir.Türkiye'deki sol gelenek-lerin büyük bir çoðunluðubu kitabýn döneme iliþkinönerdiði örgütlenmetarzýný donuk bir biçimdekabul ederken, kitabýn asýldevrimci özünü unutuyor.Oysa leninizm donuk birþey deðildir, döneminbütün uluslararasý iþçimücadelesi içindeki pratikiçinde þekillenmiþtir.

Lenin, "Ne Yapmalý?"kitabýný 1902 yýlýnda RusyaSosyal Demokrat Partisiiçindeki ekonomist eðilim-lerle tartýþmak içinyazmýþtýr. Mekanik birmarksizm anlayýþýyla,marksizmi ekonomikindirgemeci olarak görenekonomist kanat olanRaboçeye Dyelo grubu, ozamanlar Iskra dergisiniçýkartmakta olan, iþçisýnýfýnýn vereceði mücade-lenin sadece ekonomikmücadele olmamasýný, aynýzamanda çarlýðýn bütünbaský aygýtlarýný ve baþtaotokrasi rejimini hedefalmasý gerektiðini savunanLenin ve arkadaþlarýný,marksizmden uzaklaþmak-la suçlamýþtýr. Lenin, kendigrubunun ve gelecektebolþevizmin temelleriniatacak görüþlerini bukitapta toplayarak, ekono-mizme dinamik bir cevapvermiþtir.

Profesyoneldevrimciler örgütü

"Ne Yapmalý?" ekono-mizme karþý tartýþýrken, biryandan da Çarlýk Rusya'sýkoþullarýnda nasýl bir örgütinþa edilmesi gerektiðinianlatmýþtýr. Lenin'in öner-isi çarlýk polisinin çok etk-

ili olduðu ve sosyalistlerinörgütlenmesinin çok zorolduðu bir ortamda, tümRusya'yý kapsayacak birgazete etrafýnda, ikili birörgütlenme tarzýydý. Bunagöre, parti örgütlenmesi;eðitimli, gizlenmeyeteneðine sahip ve her türfedakârlýðý yapabilecek,mümkün olduðu kadar azsayýda profesyonel devrim-ciden oluþmalýydý, sendikalörgütlenme ise bütün iþçi-leri kapsamaya çalýþacakkadar geniþ tutulmalý, partigazete aracýlýðýyla buiþçilere etkide bulun-abilmeliydi. Bu örgütlenmetarzý, Türkiye'deki solörgütlerin bir çoðu tarafýn-dan leninist parti modelin-in kendisi olarak görülürve sorgulanmadan kabuledilir. Lenin için ise buörgütlenme tarzý, kitaptainatla belirttiði gibi, sadeceRusya'nýn o günkükoþullarýnda çarlýkpolisinin denetimindenkurtulmak için önerilmiþbir taktikti. Fakat hâlâsolun zihninin çok derin-liklerine nüfuz etmiþsorun, Lenin'in bu partimodelini temellendirmekiçin yaptýðý bilinç tartýþ-masýndan geçiyordu.

Bu tartýþmaya bakmadanönce; Lenin'in 1902'dedaha sonraki yýllarda,savaþ kredilerini onayla-yarak Alman devrimineihanet eden ve Lenin'indönek olarak niteleyeceðiAlman Sosyal DemokratPartisi (SPD) lideri Karl

Kautsky'yi marksizmin enbüyük düþünürü olarakgördüðünü ve onun mark-sizm yorumundan ciddiþekilde etkilendiðini unut-mamak gerekir. Kautsky,son derece mekanik birmarksizm yorumunu ben-imsiyordu, ona göre üreticigüçlerin geliþimi aþamaaþama ilerleyecek vekendiliðinden sosyalizmeyol açacaktý. Bu sebeplesosyalistlerin yapmasýgereken tek þey, o güngelene kadar iþçi sýnýfý hak-larýný parti aracýlýðýylasavunmaktý, her hangi birdevrimci eyleme gerekyoktu. Tabii ki Rusyakoþullarýndaki Lenin'in budüþünceyi olduðu gibibenimsediðini söylemekyanlýþ olacaksa da bumekanizmin Lenin'iderinden etkilediði de birgerçektir.

Bilinç taþýnýr mý?Lenin'in "Ne

Yapmalý?"daki bilinç tartýþ-masý da böyle birmekanizm taþýr. Lenin'egöre iþçi sýnýfýnýn kendil-iðinden eylemi ancak"sendikacý"(trade-unionist)bir bilinç aþamasýna ulaþa-bilir, bu sebeple ancak bur-juvazinin iþine yarar. Busebeple, profesyoneldevrimcilerden oluþan birörgüt iþçi sýnýfýna "dýþarý-dan bilinç" götürmekzorundadýr. Ýþte bizim sol-cularýmýzýn bir çoðununkafasýndaki mekanizmahâlâ bu þemaya göre iþle-

mektedir: Ýþçi sýnýfý kendiçýkarýnýn farkýna varamaz,o yüzden cesur ve akýllýdevrimcilerimiz doðruyolun ne olduðunu onlaragöstereceklerdir. Bu sebe-ple az sayýda insan sonderece devrimci eylemleregiriþerek, halkýn öncüleriolarak, "kararlý" eylemlereimza atarlar, kendilerinibir yerlere zincirlerler,bankamatikleri bombalar-lar ya da 10-15 kiþilik birkadro ile TaksimMeydaný'ný"zorlarlar".(Lenin'in bukitabý yazdýðý yýllarda bileeyleminin öznesi devrimcikadrolar deðil iþçisýnýfýdýr.)

Lenin, iþçi sýnýfýnýnkendiliðinden eylemiylegeliþen 1905 devrimininhemen arkasýndan "dýþarý-dan bilinç" tezini terketmiþ, "bütün iþçilerkendiliðinden sosyaldemokrattýr" demiþtir.Parti teorisini de bu yöndedeðiþtirmiþtir. Artýk Leniniçin parti, sýnýfa "dýþarýdan"bilinç götüren, sýnýftan ayrýbir örgüt deðil, mücadeleiçinde sýnýftan öðrenen veayný zamanda sýnýf bilinçliiþçileri kazanarak, sýnýfýnmücadelelerinin hafýzasýnýtutan, kendiliðindenhareketin, devrimci birkanala akmasýný saðlaya-cak araçtýr. Parti,demokratik merkeziyetçi-likle, aþaðýdan yukarýyainþa edilir. Tartýþmadaözgürlük, eylemde birliktemelinde iþlemelidir.

Lenin bir çok kereler bufikirlere partiyi kazan-abilmek için kendi eski tez-leriyle mücadele etmekdurumunda kalmýþtýr.

Lenin marksizmiTürkiye solunun, örgüt

teorisinin bu donuktarafýný kabul etmektetereddüt etmezken unut-tuðu bir þey var. Kitapta,Lenin'in fikirlerinindevrimci özü vardýr.Kitabýn en önemli tarafýbudur. Lenin'e göre sosyal-istler nüfusun bütünsýnýflarýna gitmelidirler,bütün ezilenlerin mücade-lesinde yer almalýdýr.Lenin þöyle demektedir;"Ýþçi sýnýfý, hangi sýnýftanolduðuna bakmaksýzýn zul-mün ve baskýnýn her tür-lüsüne karþý çýkmak üzereeðitilmedikçe sosyalist bil-ince ulaþamaz." ÝþteLenin'in parti teorisininözü buradadýr. Her türbaskýya ve ezilme iliþkisinekarþý çýkmak. Bu ikisebepten önemlidir, birin-cisi iþçi sýnýfý, egemen fikir-ler tarafýndan bölünmekte-dir: Kürt, Türk, kadýn,erkek, eþcinsel vs. Bu sebe-ple ezilenlerin mücade-lesinin bir parçasý olmadanbu bölünmüþlükleri aþa-bilmek gerçek bir iþçi sýnýfýmücadelesi yaratabilmekmümkün deðildir. Ýkincisiiþçi sýnýfý iktidarý elegeçirecekse egemen sýnýflartarafýndan baskýyauðrayan her kesimi, hersýnýfý kendi etrafýnda

kenetlemek zorundadýr,ezilenlerin liderliðiniüstlenmelidir.

Bu açýdan antikapitalisthareketin bir parçasý olmakve bütün mücadeleleri bir-birine baðlamak mark-sistler açýsýndan çok önem-li.

Antikapitalist hareket birçok konuda birdenmücadele ediyor: Savaþ,ýrkçýlýk, yoksulluk, cin-siyetçilik, homofobi,doðanýn tahribatý... Bumücadelelerin hepsi içindeyer almak, kapitalizmiteþhir etmek gerekir. Buhareketleri, iþçi sýnýfýnýnhareketleri deðil diyeküçümseyerek gerçek birsýnýf hareketi yaratýlamaz.Türkiye'deki solun büyükbir bölümü böyle yapýyor,antikapitalist hareketigörmezden geliyor ya daküçümsüyor. Hareketindýþýnda kalanlar marksistolamaz, bütün ezilenlerintaleplerini sahiplenip, butalepleri kapitalizme karþýbir mücadele etrafýnda bir-leþtirmeye çalýþmayanlarLenin'in düþüncesini anla-mayanlardýr. Lenin'indüþüncesi basit bir dog-malar yýðýný olmanýn çokötesindedir, bizzat pratiðiniçinde, pratik doðrultusun-da, hareketten öðrenerekþekillenmiþtir.

"Ne Yapmalý?", Rusya'dao dönem yaþanan mücade-leyi öðrenmek isteyen veezilenlerin mücadelesiniörgütlemek isteyenaktivistler için hâlâ önemli.

Bu solla “Ne yapmalý?”

"Bizim ihtiyacýmýz olan þey tüzük deðil,tabiri caizse, parti içi bilgi aktarýmýýnýörgütlemektir. Yerel örgütlenmelerimizinhepsi þimdilerde en azýndan birkaçakþamýný tüzük üzerinde tartýþarak geçiri-yor. Onun yerine, bu zamaný her üye par-tiniin tümüne kendi görevinin detaylý ve iyihazýrlanmýþ bir raporunu yazmak için har-carsa, faaliyetimiz yüz misli daha kazançlýçýkar.""Tüzüðün boþuna olmasý, sadecce, devrimcifaaliyetin her zaman belirli örgütsel biçim-lere uymamasýndan deðil. HHayýr, belirli bir

örgütsel biçim gereklidir, tüm faaliyetimizemümkün olduðu kadar böyle bir biçim ver-meye çalýþmalýyýz. Buna, sanýldýðýndandaha geniþ bir ölçüde izin verilebilir veulaþýlabilir, fakat tüzükle deðil, ancak veancak (bunu tekkrarlamaya devam etmeliy-iz) gerçek sorumluluk ve parti içi açýklýk ilebaðlanmýþ iletici örgüt biçimiyle.""Aslýnda tüzük yerine her çevre ve çalýþ-manýn bütün yönleri hakkýnda raporlarýikame ederek, kurallar olmadan da iler-lenebileceðini, umarým okuyucu görecek-tir." Ne yapmalý? Lenin

15-116 Haziran 1970’te sendikalarýDÝSK’in kapatýlmasýna karþý fabrikalarboþalmýþ, iþççiler sokaklara dökülmüþ veÝstanbul Valiliði’ne yürümüþtü.15-116 Haziran direniþi 19960’larýn baþýn-dan itibaren geliþen sýnýf mücadelesiyleaçýða çýkmýþ kendiliðinden bbir hareketti.Ayný dönemlerde geliþen sol, NeYapmalý’yý referans göstererek iþçi sýnýfý-na dýþarýdan bilinç taþýmak için kollarýnýsývadý. Bunu yaptýkça hem sýnýf mücade-lesinin dýþýna düþtü, hem de iþçilerlesosyalizm arasýnda kurulabilecek baðlarbaþtann yok edildi. Ayný hata 2000’lerdede hüküm sürüyor.

Page 9: Sosyalist İşçi 313

sayý: 313 sosyalist iþçi 9

Reformdan iþçi devrimineRosa Luxemburg eþsiz bir düþünür ve devrimciydi. 1871'de,

Rusya'nýn iþgali altýndaki Polonya'da doðdu. 16 yaþýndaykendevrimci bir partiye katýldý ve bir kaç yýl içinde bu partininliderlerinden biri haline geldi.

Rosa, öðrenciyken, Polonya'da konuþma özgürlüðünü savu-nan gösterilere katýlarak politik faaliyetin içinde yer aldý.Okulu bitirdiðinde kendisine, okul yetkililerine yönelikisyankar tutumundan dolayý kazandýðý madalyayý alamaya-caðý söylendi.

Kendisi hem özel bir insandý, hem de bir aktivist olarakkarþýlaþtýðý sorunlar nedeniyle yazdýklarý, zamanýn diðerdevrimcilerinin yazdýklarýndan farklýydý.

Rusya'da sosyalist olmak yasaktý. Sendikalar ve parlamenterdemokrasi yoktu. Dolayýsýyla, sorunlarý ne olursa olsun,Rusya'daki Bolþevik Parti, iþçi sýnýfý içerisinde, sistemin yavaþyavaþ reforme edilmesinden yana olan kesime karþý tartýþmakzorunda deðildi. Þu açok açýktý; ya sistem olduðu gibi kabuledilecekti, ya da devrilecekti.

Fakat, Luxemburg 1898'de, sosyalizm karþýtý yasalarýnkaldýrýldýðý, SPD (Alman Sosyal Demokrat Partisi) hýzlabüyüdüðü, sendika hareketinin ve solcu milletvekillerininolduðu Almanya'ya taþýndý.

Avrupa'da 20 yýldan beri savaþ ya da ekonomik krizolmamýþtý, ve kapitalizm istikrarýný koruyor gibi görünüyor-du.

Rosa Almanya'ya geldiðinde, SPD içinde bir tartýþma vardý.Partinin liderlerinden bir tanesi olan Eduard Bernstein, kapi-talizmin krizlerinin devrime yol açacaðý görüþüne karþý çýkanbir kitap yayýnlamýþtý.

Bernstein, "son amaç hiç bir þeydir. Hareket her þeydir"diyerek aktivistlerin, devrime deðil, þimdi ve burada kazanýla-bilecek olan reformlara odaklanmalarý gerektiðini iddiaediyordu.

Bernstein'ýn teorileri o zamandan beri defalarca tekrarlandý.Bir kaç yýl öncesine kadar, artýk dünyaya barýþ ve refahýnhakim olacaðý ve kapitalizmin devrilmesi gerektiðini savunangörüþlerin demode olduðu ilan edilmiþti.

Bernstein ayrýca, giderek artan zenginliðin, iþçi sýnýfýný ortasýnýf yapacaðýný, ve bunun da devrimi imkansýz hale getirdiði-ni düþünüyordu.

Yine, Bernstein'dan bu yana çok sayýda insan bize bunuanlattý, "Artýk hepimiz orta sýnýfýz."

Fakat Frederick Engels ile birlikte çalýþmýþ olan, Karl Marx'ýnve Engels'in geleneðinden geldiðini söyleyen saygýn birsosyalist vardý.

Parti bölündü. Luxemburg, devrimci tarafta kalan en ateþliev en genç kiþilerden bir tanesiydi.

Teorik bilginin, parti içindeki "bir avuç akademisyenin ayrý-calýðý olmamasý gerek"tiðini söyleyerek bu tartýþmayý dahageniþ bir kesime yaymak için 1900'de Reform mu Devrim mi?broþürünü yazdý ve Avrupa'nýn uzun süre barýþ içinde yaþaya-mayacaðýný, ekonomik krizlerin kapitalizmin olmasý gerektiðigibi iþlemesinden kaynaklanmadýðýný, zaten sistemin birparçasý olduðunu idda etti.

Fakat, uygunsuz krizler bireysel kapitalistler içindir -iþçiler-den sözetmeye gerek bile yoktur - sistem, iþçilere, giderekartan üretim, fakat sýnýrlý pazar sorununu çözmek için ihtiyaçduyar.

Diðer ülkeleri sömürgeleþtirerek yeni pazarlar bulmaksorunu erteledi, fakat bu çözüm sonsuza kadar iþe yaramaz.

Ayrýca, Avrupalý güçlerin sömürgelerin kontrolü konusundaverdikleri mücadele, savaþ tehdidini ortaya çýkarmýþtý.Luxemburg, er ya da Avrupa'da bir savaþ çýkacaðýný öngördü.

Kendisi, reformlara ya da seçimlerde aday olmaya karþýdeðildi. Bu tartýþma devam ederken, ayný zamanda SPD'ninseçim kampanyasý için toplantý turlarý düzenledi.

Fakat Luxemburg, sendikalar ya da parlamentadoki partilerne kadar reform elde ederlerse etsinler, eðer devlet egemensýnýf tarafýndan kontrol ediliyorsa, sosyalizme yaklaþamaya-caðýmýzý söyledi.

Reformlarýn sadece sömürüye sýnýrlamalar getirebileceðiniiddia etti. Þöyle yazdý, "Fakat bu reformlar, sömürünün ken-disini yavaþ yavaþ bile ortadan kaldýracak güç deðildir."

Luxemburg, toplumu deðiþtirmek için, tek tek patronlarý yada politikacýlarý sorun olarak görmek yerine bütün sistemiyýkmak gerektiðini yazdý.

Fakat, bu süreci anlamanýn tek yolu, bu patrona ya da poli-tikacýya karþý mücadele etmeye baþlamaktýr. Reform kampa-nyalarý önemlidir, çünkü hem anlýk kazanýmlar saðlarlar hemde devrimci bilinci öðretirler.

En iyi devrimciler bile, daha köklü bir deðiþiklik içinmücadele etmek yerine, sadece reformlar yapmaya odaklanýr-larsa, eninde sonunda sistemle uzlaþmak zorunda kalýrlar.

Luxemburg'un, reformlar için mücadelenin, sistemi bir bütünolarak deðiþtirme mücadelesi içinde geliþebileceði yönündekiteorisi, bir kaç yýl sonra 1905 Rus Devrimi'nde kanýtlanmýþtýr.

Gelecek sayý: Ekonomik grevlerden politik grevlere

isyancýlar için rehber:

Rosa Luksemburg

Þenol Karakaþ

Türkiye'de Milli GüvenlikKonseyi dünyada da George Bushsiyasal Ýslam'ý öncelikli tehditolarak algýlýyor. Türkiye'deCumhuriyet gazetesi gibi Kemalistçevreler "dinci teörör"den, Bush'abaðlý kuruluþlar ise "Ýslami terör-den" söz ediyorlar.

Her ne kadar Ýngiltere geçtiðimizay, "Ýslami terörizm" kavramýnýartýk kullanmayacaðýný açýklasa daBush'un 11 Eylül'den sonra týr-mandýrdýðý "medeniyetler çatýþ-masý" tezi, bugün Danimarka'dada bir kez daha karikatür krizineyol açabilecek kadar etkiye sahip.

Avrupa'nýn göbeðinde karikatürkrizi sürerken, Türkiye on yýllýkbir türban krizi yaþýyor. SiyasalÝslam'ý "modernleþmenin" ya dacumhuriyetin önündeki en büyüktehdit olarak görenler, türbaný dabir çýrpýda bu tehdidin en önemlisimgesi olarak yasaklayýnca,Türkiye'de son yýldýr defalarcatürban gerginliði yaþandý.

Siyasal Ýslam ve ekmekayaklanmalarý

1980'lerin baþýnda Fas, Sudan veTunus gibi ülkelerde "ekmekayaklanmasý" olarak bilinen isyan-larda Ýslamcý hareketler önemli biroynadý. Bu isyanlarýn baþlamasýn-da deðil ama büyümesinde vekitlesel öfkenin patlamasý anlarýn-da Ýslamcý hareketler önemli rolleroynadý. Bunda Ýran'da yaþanandevrimin etkisi büyük oldu.

Ýran devriminde hareketin motorgücü olan iþçi örgütleri daðýtýldýve Humeyni hareketin liderliðiniele geçirdi. Ýran devrimi, diðerülkelere yayýlmayý hedeflemesi veABD'nin tüm üç kâðýtlarýna rað-men ayakta kalmayý baþarmasýylatüm ezilenler dünyasýnda büyükbir sempati yarattý.

Ayný dönemde IMF poli-tikalarýnýn yarattýðý kitlesel yok-sulluða tepki olarak geliþenradikalleþme sol açýsýndan büyükfýrsatlar yaratsa da bu fýrsatý soldeðil Ýslami hareketler kullandý.SSCB ve Doðu Bloku'nun 1980'liyýllarýn sonunda yýkýlmasý, kapi-talizmin krizinin sosyalisthareketin ve sosyal demokrasininkrizine dönüþmesine neden oldu.

Kapitalizm krizden çýkmak içinçabalarken sol, merkez burjuvapartileri ve sosyal demokrasi hepbirlikte krize yuvarlandý veçözümsüz, kapitalizmin krizineyanýt veremeyen bir durumaulaþtý.

Siyasal Ýslamcý hareketler buboþluðu keskin bir biçimdebaþarýyla deðerlendirdiler.

AKP'ye giden yolSadece Ortadoðu, Asya ve Afrika

ülkelerinde deðil, Avrupa'nýngöbeðinde bile siyasal Ýslam'ýngeliþmesi, bu hareketin bir yoba-zlýk projesi deðil, modern tale-plere sahip ve bu yüzden kitlelerietkileme gücüne sahip bir akýmolduðunu kanýtlýyor.

Ya milyonlarca ama milyonlarcainsan bir yobazlýk projesininpeþinden gidiyor; ki bu durumdaGenelkurmay ve George Bushhaklý, ya da siyasal Ýslam modernbir hareket ve kitlelere kriz içinde-ki solun elinden kaçýrdýðý talepler-le sesleniyor.

1990'larda Türkiye'de Ýslamihareketlerin yükseliþi, ikincisinindoðru olduðunu kanýtlýyor. 1994yerel seçimlerinde bir çok büyükþehir belediyesinin yönetimlerinikazanan siyasal Ýslam, bir senesonra yapýlan genel seçimlerdenen büyük parti olarak çýktý. Soldabugün ifrata varmýþ olan Kemalist,yurtsever, aydýnlanmacý, laik veelitist yaklaþým o günlerdeneredeyse komik denecek birpanikle birlikte avaz avaz baðýrýy-ordu. Aslýnda yaþanan Arap mil-liyetçiliðinin 1970'lerde baþlayançöküþünün gecikmiþ bir tekrarýn-dan ibaretti. Türkiye'de IMF poli-tikalarýnýn yarattýðý korkunç yok-sullaþma, bir gecede imzalananekonomi programlarýyla yüz bin-lerce insanýn iþsiz kalmasý ve yok-sulluðunun derinleþmesi krizinher düzeyde son hýzla yaþanmasýanlamýna geliyordu. ÜstelikTürkiye'de liberaller ve sosyaldemokratlar krizi elele yaþýyor-lardý. Murat Karayalçýn ve TansuÇiller, kapitalizmin krizine çözümolamayan iki merkez siyasalakýmýn, liberal sað ve sosyaldemokrasinin temsilcisi olarak,IMF programlarýna imza atarken,siyasal Ýslam'ýn yükseliþi ve kendi-

lerinin çöküþüne de imza atýyor-lardý.

Ne yazýk ki kitleler öfkelenirken,sosyalist sol ise bu öfkeyle buluþ-manýn yollarýný arayacaðýna, stal-inist rejimlerin, Doðu Blokuülkelerinin çöküþünü sosyalizminçöküþü olarak algýladýðýndan,sosyalizmin en olduðunu keþfet-mekle, yani kendi ideolojik krizineyanýt aramakla meþguldü.

Ýslami hareket ise, bu sorunlarlaboðuþmuyor ve Adil Düzen pro-gramýyla yoksul emekçi kitlelerlebuluþuyordu.

Neredeyse Ütopik bir sosyalizmsavunusu olarak görülebilecekolan Adil Düzen programý,IMF'ye, iþsizliðe, yoksulluða netbir biçimde karþý çýkýyor ve budünyanýn, bu düzenin adaletsizolduðunu ve deðiþtirilmesi gerek-tiðini vurguluyordu. Sol o günbugündür, siyasal Ýslamý,Kemalistlerin modernliðe veyaþam tarzýna yönelik bir darbegiriþimi, bir yobazlýk projesiolarak gören yaklaþýmýndan birtürlü kurtulamadý. Böylece solmodern ve özgür bir yaþam tarzý-na kýskançça sahip çýktýðý alanahapsolurken, siyasal Ýslam yoksulkitleler üzerindeki hegemonyasýnýdaha da artýrdý.

Özgürlüðü, emek haklarýný,deðiþimi ve demokrasinin alanýnýngeniþlemesini savunuyor görünenÝslami hareketler karþýsýnda dar-beyi, milliyetçiliði, statükoyu,insan haklarýnýn baský altýna alýn-masýný savunan sol AKP iktidarýkarþýsýnda özellikle geçtiðimiz yýlcumhuriyet mitingleri dönemindetam bir savrulma yaþadý.

Türbanla ilgili son geliþmelerdesolun genel olarak aldýðý ikircikliya da özgürlük karþýtý tutumsiyasal Ýslamý "tabanýnýn yoba-zlýðýna" indirgeyen yaklaþýmýnýnne kadar vahim sonuçlara yol aça-caðýný da gösterdi.

Sol, sorunu, yaþam tarzý ve mod-ernleþmenin nurlu aydýnlanmameselesine indirgemeden önce, bukitleyi nasýl kazanabileceðinidüþünmeli ve Sosyalist Ýþçi'ninýsrarla vurguladýðý gibi zatensiyasal Ýslam yükselirken çökenKemalist, aydýnlanmacý vedevletçi politik çizgiden tümüyle,radikal bir biçimde kopmalýdýr.

Bir öcü, bir tehdit:

Siyasal Ýslam

Page 10: Sosyalist İşçi 313

10 sosyalist iþçi sayý: 313

There Will Be BloodYönetmen: Paul Thomas

AndersonOyuncular: Daniel Day-LLewis,

Paul Dano

ABD’de yayýnlanan SocialistWorker gazetesi yazarý AlanMaass gösterime yeni girren ThereWill Be Blood filmiyle filme esinkaynaðý olan Oil kitabýnýkarþýlaþtýrýyyor.

Sosyalist yazar Upton Sinclair’inOil’i muhteþem bir kitaptýr. PaulThomas Anderson’ýn bu kitaptanuyarladýðý There Will Be Blood damuhteþem bir film. Ancaktemalarda, karakterlerin görünüm-lerinde ve hatta hikayenin temelunsurlarý arasýnda bazý farklar var.

Film ödüllere aday oluncakitabýn yeni baskýsý yapýldý. Bu,günümüzün savaþ ve yoksullukdünyasýnda iyi bir þey. Çünkühem kitap hem de film (aralarýndafarklar olsa da) kapitalist sistemininsaný nasýl insanlýktan çýkardýðýnýanlatýyor.

Sinclair’in Þikago’daki etpaketleme sanayini anlattýðý TheJungle adlý en ünlü romanýnýokuyan herkes bu konuyu tanýdýkbulacaktýr. Sinclair kitabý yaza-bilmek için Þikago’nun kesimlikhayvan toplama merkezlerindeyaþamýþ ve buralardaki göçmeniþçilerin iþ ve aile yaþamlarýnýincelemiþtir. Kitabýn çok büyük biretkisi olmuþtur. Gýda ve Ýlaç Ýdare-si diye bir kurumun doðmasý buetkinin doðrudan sonuçlarýndanbiridir.

Sinclair’in doðaya dair verdiðidetaylar, gerçek hayattan alýnmaolaylarý ve insanlarý anlatmadakiustalýðý onu John Dos Passos veJohn Steinbeck gibi çaðýnýn büyükyazarlarýn arasýna sokar. O döne-min büyük bölümünde SosyalistParti üyesi olan Sinclair’in politikyaklaþýmý 1927’de yayýnlanan Oilkitabýnda da belirgindir.

Kitap, kendi çabasýyla petrolcüolmuþ J. Arnold Ross’un hikâyesi-ni oðlu Bunny’nin gözündenanlatýr. Güney Kaliforniya’nýnküçük bir petrol kasabasýndabaþlayan hikâye tüm küreyi objek-tifine alýr. Kitapta, Bunny, yoksulailesinin çiftliðinden kaçan 16yaþýndaki Paul ile karþýlaþýr.Kitabýn kalanýnýn büyük bölümübu iki karakterin deðiþik bakýþaçýlarýndan hayatý deneyim-lemelerini ele alýr: Bunny’ninzenginlik dünyasý ile Paul’ünçalýþma dünyasý.

Sinclair emek sermaye çeliþkisinigöstermek için 1910’larda yaþanan

çok sayýda petrolcü grevindenbirini ele alýr. Burada Paul birsendikacýdýr. Ross ise iþçileriyleilgilenen ama rekabetingüdülediði baðýmsýz bir iþlet-mecidir. Bunny onun mutluluðuiçin yaþayan babasýna sadýktýr amaPaul’e ve emek mücadelesine de

sempati beslemektedir.ABD 1. Dünya Savaþý’na girince

iki genç adam da askere gider.Ancak bunny subay olur ve ülkeiçinden hiç ayrýlmaz, Paul iseRusya’ya yollanýr. Amerikanordusu Rusya’da 1917 devrimiylekurulan iþçi devletini tehdit eden

karþý devrimci beyaz ordularagizlice destek olmaktadýr.

Paul savaþtan sosyalist olarakdöner. Bunny ise onun ideallerineyönelmiþtir. Ama savaþ sonrasý“Kýzýl Korku” yýllarýnda ikisi fark-lý iþlemlere tabi tutulur. Rossailesinin avukatlarý Bunny’yikorur ama Paul hapiste uzun yýl-lar geçirir.

Sinclair, büyük resmi göstermeyedüþkün olduðu için hikâyenindoruk noktasýnda genellikle insan-lýk dramýnýn bir adým ötesinegeçer. Bunu bazen de (Bunny’ninbir petrol grevi sýrasýnda yükseksosyeteyle Manhattan’da tatilegidiþinde olduðu gibi) edebi açý-dan yapar.

Bu noktada There Will Be Bloodile olan zýtlýk çok çarpýcý. Film,mikro düzeyde, büyük resmi oluþ-turan küçük ayrýntýlara odaklaný-yor ve bunu kitapta bulunmayanbir duygusal güçle yapýyor. Bazýana karakterler ve GüneyKalifornia’daki mekân ayný. J.Arnold Ross ise Daniel Plainviewolmuþ ve ne oðluna ne de baþkasý-na bir zaafý var. Filmde sembolizmoldukça belirgin. Plainview'unzenginliðe olan düþkünlüðüinsaniyetine engel oluyor ve vak-tinin çoðunu gölgelerde, yeraltýn-da geçirmeye yöneltiyor. Filmdeayrýca kalabalýk sahneler de yok.En kalabalýk sahnelerde en fazla30 kiþi oluyor. Bu da hem topraðýnhem insanýn haraplýðýnýn altýnýçiziyor

Plainview'un diðer insanlarýndünyasýyla olan tek baðý Bunnygibi görünüyor. Ama yaþananelim bir kaza araya set çekiyor veson bað da kopuyor. Plainview’unson sosyal iliþkisini de terk ederekyürüyüp gittiði sahne filmin enduygusal sahnesi. Oil’de dilegetirilenden daha az bir kapital-izm eleþtirisi yok. Ama daha çok,hýrs ve rekabet üzerine kurulmuþbir sistemin bir insaný nasýl bircanavara dönüþtürdüðünüsergiliyor.

Zaman içinde Bunny karakterigeri plana çekiliyor, arkadaþý Paulise tümüyle kayboluyor. Yanigrevler, politik tartýþmalar ve Rusdevrimi ortada yok. Ýlginçbiçimde, bir karakter filmde dahabaskýn: Paul’ün vaiz olan kardeþiEli. Kitapta Ross Eli ile uzlaþýyorve onu petrol operasyonundasosyal bir destek olarak kullanýy-or. Filmde ise Plainview ile Elidüþmanlar, karþýlýklý birbirlerinebaðýmlýlar ama sürekli de çeliþkiiçindeler.

Film yapýmcýlýðý gözündenbakýldýðýnda There Will Be Bloodmuhteþem. Plainview ve Eli rol-lerindeki Daniel Day-Lewis vePaul Dano yýllarca konuþulacakbir performans sergiliyorlar. Ve2.5 saat süren filmin sonunda bileAnderson’ýn inanýlmaz görsel ima-jlarýndan yorgun düþmüyorsunuz.

Sonuç olarak There Will BeBlood mutlaka izlenmesi gerekenbir film. Ve eðer Upton Sincla’r'indiðer kitaplarýna ilgiyi arttýra-bilirse daha da iyi olur.

Upton Sinclair romaný beyazperdede

PetrolKan

dökülecekAþýklar

The LoversPhilip Jose Farmer,Ýthaki Yayýnlarý264 sayfa

Teknoloji iler-lemiþtir. Hayatýnkolaylaþtýðýdüþünülse bile dahada karmaþýklaþmýþ,doðal olan her þeydoðasýndan uzak-laþmýþtýr. Yönetimbiçimi ve din kay-naklý katý bir disiplinhüküm sürmektedir.

Bir bilimadamý olanHal dinine sadýk tutu-cu birisidir ve iþi hiy-erarþiye hizmetetmektir. Bir araþtýr-ma için vücutfonksiyonlarý durdu-rulur ve 40 yýl sürenbir yolculukla baþkabir gezegene gönder-ilir. Orada neslitükenmiþ bir insansýolan Jeannette ilekarþýlaþýr. Bundansonra Hal’ýnJeannette’e olantutkusu bildiði tümduvarlarý yýkacaktýr.

Roman katý bir disi-plin içinde ve hiyer-arþiye mutlak itaatetme üzerine kurulubir sistemde yetiþenHal'in Jeannette ilekarþýlaþtýktan sonrakideðiþimini anlatýyor.Kitap soðuk savaþ yýl-larýyla süregelenyoðun baský ve para-noyanýn yaþandýðýdönemde “fazlacaaykýrý” bulunduðuiçin editörlerce red-dedilmiþ. Günümüziçin oldukça masumkalsa da yayýmlandýðýdönemde yarattýðýetki afallatýcý olmuþ.Farmer’ýn 1952’deyazdýðý öyküyüyabancý biyolojisi,asalak yaþam veseksin din kazanýndaharmanlanmýþtehlikeli bir karýþýmýolarak tanýmlayabili-riz.

Tuna Öztürk

dsip.org.tryeni biçim

ve içeriðiyleyayýnda

Page 11: Sosyalist İşçi 313

sayý: 313 sosyalist iþçi 11

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tüm

zenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretim araçlarý-na kolektif olarak el koyupüretimi ve daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-

tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýna karþýsermaye sahiplerini, ege-men sýnýfý korumak içinoluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devlet ge-reklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda bir mücade-lenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðini savunur.

-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin

iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareketleri-ni desteklerler.

-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-

bilmesi için, iþçi sýnýfýnýn enmilitan, en mücadeleci kes-imi devrimci sosyalist birpartide örgütlenmelidir.Böylesi bir parti iþçi sý-nýfýnýn yýðýnsal örgütleri vehareketi içindeki çalýþmaile inþa edilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlere katýlanherkesi devrimci bir sosyal-ist iþçi partisinin inþasýçalýþmasýna omuz vermeyeçaðýrýyoruz.

sosyalist iþçine savunuyor?

haksýzlýklarý,mücadalenizi,yorumlarýnýzý

bize yazýn

[email protected]

KAOS GL ve PembeHayat LGBTT baþta olmaküzere Ankara'daki eþcinselörgütleri ve destekçileri,

Kýzýlay Postahanesiönünde bir basýn açýkla-masý yaparak, yeni yapýla-cak anayasaya cinsel yöne-lim maddesinin deeklenerek LGBTT birey-lerin de tanýnmasýný talepettiler.

Açýklamanýn ardýndanpostahaneye girilerekAnayasa KomisyonuBaþkaný AKP'li BurhanKuzu'ya kart atýldý. EylemeKEG aktivistleri veDSÝP'liler de katýldýlar.

Okurmektuplarý

Almanya’nýnLudwigshafen kentinde,nedeni henüz kesin olarakbelirlenemeyen bir yangýn-da beþi çocuk dokuz insanöldü. Acýmýz büyük.

Nedeni henüz belliolmasa da, basýnda çýkanhaberlere göre, maalesef,yangýnýn ýrkçý bir kundak-lama olabileceðine dairiþaretler bulundu. Bununüzerine pek çok duyarlýAlmanya yurttaþý olay yer-ine giderek hissettikleritedirginliði belirtti ve ölen-lerin anýsýna çiçekler býrak-tý. Almanya içinde küçükbir azýnlýk olduklarý bilinen

neo nazi gruplarýn dahaönce çok sayýda ýrkçýsaldýrýya imza atmýþ olmasýbu yangýnda da hemenayný ihtimali akla getirdi.Ancak Türkiye medyasýn-da olayý bütün Almanhalkýna mal etmeye çalýþanbir kesim de oldu.Söylemlerini “9 Türk 1Hrant Dink etmedi” ayrým-cýlýðýna kadar vardýran bututumu kýnýyoruz.

Umuyoruz ki buyangýnýn altýndan ýrkçý birnefret saldýrýsý çýkmaz.Yine de en ufak bir kuþkudurumunda dahi ýrkçýlýðakarþý duyarlýlýðý hatýrlat-

mak ihtiyacý içindeyiz.Çünkü geçmiþte My Lai,Ruanda, Somali, Bosna,Hocali, Solingenkatliamlarý... dün HrantDink'in katli... bugünDarfur, Irak ve Kenya’daýrkçý-milliyetçi temellibüyük acýlar yaþandý,yaþanýyor. Yarýnlarda ben-zer acýlarýn yaþanmamasýiçin diyoruz ki:

Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe… Her Yerde!Çünkü ýrkçýlýk her yerde…

(15 Þubat 2008 tarihlibasýn açýklamasý)

DurDe! Her yerde

Ankara Ýnanç Özgür-lüðü Platformu tarafýn-dan düzenlenen basýnaçýklamasýna, DSÝP'liaktivistler de destekverdi.

Yaklaþýk iki yüz kiþininkatýldýðý eylemde, basýnaçýklamasý DSÝP'tenCanan Þahin tarafýndan

okundu. Canan Þahin,konuþmasýnda "isteyenistediði gibi giyinsin"diyerek, sadecebaþörtüsü yasaðýna deðil,tüm ayrýmcýlýklara karþýçýkýlmasý gerektiðini;müslümanlara da,Kürtlere de, Ermenilerede özgürlük istediðini

belirtti.Konuþmasýnda 301.

Maddenin de derhalkaldýrýlmasý gerektiðinisöyleyen Þahin, AKP'ninneo-liberal politikalarýnakarþý beraber mücadeleetmek gerektiðinin altýnýçizerek konuþmasýna sonverdi.

LGBTT aktivistlerdenkart atma eylemi

Ankara’da baþörtüsüneözgürlük eylemi

Ýzmir’denükleere karþýaktivist eðitimi

KEG Ýzmir’de nükleerekarþýtý aktivist okulununilkini gerçekleþtirdi.

Özgür Gürbüz’ün konuþ-macý olarak katýldýðýeðitimde nükleer enerji,nükleer santrallar ve nük-leere karþý mücadele elealýndý.

Muðla ve Kütahya’danaktivistlerin de katýldýðýeðitim sonucunda hem buillerde hem de Ýzmir’de 26Nisan toplantýlarý düzen-lenmesi kararlaþtýrýldý.

Ýzmir KEG, Ege ve 9Eylül Üniversiteleri’ndekampanyaya start verecek

Yeditepe ÜniversitesiKültür ve Fikir Klubü,21 Þubat’ta Bu HepimiziÝlgilendiriyor baþlýklýsaðlýk ve sosyal güven-likteki özelleþtirmeyianlatan bir söyleþidüzenliyor. KonuþmacýTTB Merkez KonseyÜyesi ve aktivist ErkanKapaklý.

Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu

Kadýköy her Çarþamba19.00’da toplanýyor

Ada CafeSanat Sokak

Altýyol - Kadýköy

Her Cuma saat 19.00’da26 Nisan Nükleer Santral

Ýs-te-mi-yo-ruzkampanyasý, 20.00’de

Sigortamý Attýrma kampanyasý

gündemleriyle toplanýyor

KARAKEDÝ KÜLTÜRMERKEZÝ

Bekar Sokak, 16/2, Ýstiklal

SaflaþmaÜniversitelerde baþörtüsü

yasaðýnýn kalkmasýnýnönünün açýlmasý saflaþmayýda beraberinde getirdi.

1. Hayýr diyenler: CHP,DSP, TKP, Halkevleri, ÝP,ulusalcýlar. 2. Havetçiler,hem yasaðýn kalkmasýnýisteyen hem de bu þekliyleyapýlacak bir deðiþikliði vetutum almayý reddedenler:Ufuk Uras, ÖDP,Yurttaþlýk Bildirgesi imza-cýlarý. 3. Evet diyenler:DTP, DSÝP, ÜniversitedeÖzgürlük imzacýlarý,Orhan Pamuk ve yattýðýyerden Aziz Nesin.

Aslýnda bu saflaþma hepoluþuyor, ortadakilerinbazen alttakilere katýl-masýyla bazen iki tarafolarak sürüyor. Ancak kilitnoktalarda net tutum alan-lar yukarýda görüldüðügibi küçük bir küme.

Orta yolun olmadýðýnýsöylediðimizde çoðuzaman yalnýz kalýyoruz,dediklerimiz anlaþýlamý-yor. Geleneksel siyasetlerindüþünme biçimleri sürü-yor. Ayrýntýlý tartýþmak,Hürriyet gazetesindendýþarýya yayýlan argüman-larýn her birine net yanýtlarüretmek durumundayýz.

Volkan A.

Sigortamýattýrma

KEG’in Sigortamý Attýrmakampanyasý 16 Þubat’ta iyibir baþlangýç yaptý.

Ýstanbul’da hayat kar vesoðuk nedeniyle durmazhale gelmiþken 60’tan fazlainsan foruma katýldý ve 3,5saat boyunca söyleneleridikkatle dinledi.

Yeni sosyal güvenlik vesaðlýk yasasýnýn mað-durlarýnýn konuþmalarýetkileyiciydi.

Farklý kesimlerden gelenmaðdurlarýn bir kaç vur-gusu þaýrtýcý derecedeortaktý.

Yeni-liberalizme karþý sis-tem karþýtý ya da antikapi-talist mücadele ve kampa-nyanýn bu temelde inþaedilmesi. En geniþ birliðinsaðlanmasý. Sokakta saðlýk

ocaðý, mediko ve has-tanelerin önünde , mahal-lelerde mücadelenintabana yayýlmasý.

Forumdan ayrýlan herkesbu kadar karamsar birkonuda konuþulmasýna,korkunç gerçeklerdenbahsedilmesine raðmenmutlu ve umutluydu.

Þimdi yasaya karþýdireniþi örgütlemek gerek.

Onur Payöz

Üniversiteleredikkat

Morison Süleyman olarakbilinen 9. cumhurbaþkanýDemirel geçenlerde yinekonuþtu. Baþörtüsüyasaðýnýn kendisineýzdýrap verdiðini söyleyenDemirel sonunda bizleriuyarmayý da ihamel etti:

Üniversitelerde 1970’lereyani çatýþma ortamýnadönülebilir. Bunu birtespitten çok bi siyasetolarak okudum. Üniver-sitelerde þimdiden türbanyasaðýný savunan veokullara türbanlýlarýn giri-þini engellemeye dönükeylemler Yurtsever cephetarafýndan baþlatýldý.Onlara CunhuriyetMitingleri’ne paralel olarakörgütlenen yeni Atatürkçütopluluklar eklenecek vetabi Ýþçi Partisi’de. Bu çoktehkeli bir oyun. Baþörtüsüyasaðý üzerinden bir çatýþ-ma üniversitede meþrumücadele olanaklarýný yokedeceði gibi Ýslamcý öðren-cileri faþistlerle yaklaþtýra-caktýr. Hak ve özgürlük-lerin tutarlý savunucususosyalistler çatýþmaya karþýtüm öðrencilerin birliðinisavunmalýyýz.

Umut Karay

KÜRESELEYLEMGRUBU

Page 12: Sosyalist İşçi 313

sosyalist isciZ Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstanbul

Baský: Yön Matbaasý

Yerel süreli yayýn, haftada bir yayýnlanýr

www.sosyalistisci.org

Meram Týp fakül-tesinden bir profesör,Türkiye'de saðlýklýinsan oranýnýnnüfusun yalnýzca%10'u olduðunusöylemiþ. Diðer birdeyiþle, Türkiye'denüfusun %90'ýnýn her-hangi bir þekildesaðlýk sorunuyaþadýðýný ifade ediy-or.

Sebep olarak dakoruyucu hekimliðingeliþmemiþ olduðunuifade ediyor. Ýnsanlarhastalýklarýný görmez-den geliyor kimizaman da fark etmiy-or bile. Üstelik, küçükolarak görünenhastalýklar için dokto-ra gitmek “o eziyetedeðmez” denilerekgeçiþtiriliyor çoðuzaman. Kuyruk, ilgisi-zlik gibi þikayetler sonzamanlarda azalsa da,doðruluðunu halakoruyor.

Üstelik, haberiokuduðum internetsitesinde haberinhemen yanýnda duranözel saðlýk kuruluþureklamý da tam bir tra-jediye iþaret ediyor.

Býrakalým koruyucuhekimliði, önemlihastalýklarýn biletedavilerinin paralýhale gelmek üzereolduðu bir saðlýkdönüþümününeþiðindeyiz. Üstelikmevcut sistem de bile%90'ýmýz hasta.

Profesör SüleymanTürk'ün saðlýkkonusunda önerileride var. Bunlardan birkaçý ilginç, özelliklede þu: “Çocuklaraüniversiteyi bitirinc-eye kadar saðlýklýbeslenme desteði ver-ilmeli.”

“Saðlýklý yaþamak”dediðimiz þeyin yal-nýzca saðlýk hizmetleriile sýnýrlý olmadýðýnýgösteren önemli birörnek. Saðlýklý beslen-mek, huzurlu birbarýnma hakký, ulaþýmhakký da, týpký küreseliklim deðiþimininengellendiði “saðlýklýbir dünya”da yaþamahakký gibi saðlýklýyaþamanýn olmazsaolmazlarý.

Kâr elde edebileceðiher þeyden kâr eldeetmek de kapitalizminolmazsa olmazý.Saðlýklý bir dünya içinalýnacak ilk tedbir de,kâr yerine insanýmerkezine koyan birdünya istemek.

Çöp SepetiErsin TEK

“Derin devlet derin milletsevgisidir.” Mehmet Aðar(Derin devlet iddialarýnýyanýtlarken)

Danýþtay 1. Dairesi,Mehmet Aðar’ýn Susurlukdavasý kapsamýndayargýlanmasýna oybir-liðiyle karar verdi. Aðar,suç iþlemek amacýyla örgütkurmak ve görevini kötüyekullanma suçlarýndanyargýlanacak.

Susurluk davasýnda Aðardokunulmazlýðý sayesindekurtulmuþtu. Aðar’ýn 1993-1996 yýllarý arasýnda,cürüm iþlemek amacýylasilahlý teþekkül meydanagetirmek, AbdullahÇatlý’nýn gizlendiði yeribildiði halde yetkililerehaber vermemek ve gizlen-mesine yardým etmek,Abdullah Çatlý ve YaþarÖz’e yasalara aykýrý olaraksilah taþýma izin belgesivererek, yeþil pasaport ver-ilmesini saðlayarak görevikötüye kullanmak suçla-malarýyla yargýlanmasýistemini yerinde gördü.

Bunlar yeter mi?Yukarýda sözü edilen

suçlar bile çok ciddi. AmaAðar’ýn iþlediði suçlar bun-larla sýnýrlý deðil. Aðar buülkenin gördüðü enbaþarýlý kontrgerilla

uzmanlarýndan biridir.“Devlet adýna 1.000operasyon” yapan, 3.000Kürt köyünü boþaltýpyakan, yýkan Aðar’dýr.

Uyuþturucu kaçakçýlýðýn-dan adam vurdurmaya,devrimcilere yargýsýz infa-

zlardan cezaevlerindeoperasyonlara, iþçi hareke-tine saldýrmaktan ülkücüfaþist örgütlenmelerinkurulmasýna kadar pekçok kirli iþte adý geçer.

Ergenekon TerörÖrgütü’nün bazý

üyelerinin yakalanmasýn-dan sonra Aðar’ýn dayargýlanacak olmasý elbetteolumlu bir geliþme amayeterli deðil. Bütünsuçlarýndan yargýlanmasýsaðlanabilirse Türkiye’deüzeri örtülen çok sayýdaolay aydýnlýða kavuþacak.

Ama Aðar’ý yargýlamak okadar kolay deðil. (Ýlk tep-kisi de bunu gösteriyor:“Kargadan korkan darýekmez”). Çünkü konuþur-sa devlet içinde yýllardýrbenzer iþler yürüten çoksayýda ismin de baþýbelaya girer. Bu yüzdenyargýlamasý geniþletilmem-eye, Susurluk’un üzerininkapalý kalmasýna çalýþýla-cak.

Ýþ bize düþüyor. Çetelerinüzerine gitmeye baþlayanhükümetin bu adýmlarýnýdesteklemeli fakat mutlakadevamýný getirmeleri içinsokak gücümüzle tabanbasýncý oluþturmalýyýz.Çünkü bu ülke çetelerdenbütünüyle temizlen-medikçe hiçbirimize rahatuyku yüzü yok.

Ýstanbul EmniyetMüdürü iken yakalananBahçelievler Katliamýsanýklarýndan HalukKýrcý‘yý serbest býrakmalarýiçin baský yaptý. ÖzelHarekat Dairesi’nin kurul-masýný ve PKK‘ye karþýpolisin de jandarma ile bir-likte operasyonlara katýl-masýný saðladý. 1995 seçim-lerinde DYP’den Elazýðmilletvekili oldu.

ANAP-DYP koalisy-onunun Adalet Bakanýoldu. Bu dönemde cezaev-lerinde yeni düzenlemeleriprotesto etmek içinbaþlatýlan ÖlümOrucu’nda 12 siyasi tutuk-lunun yaþamýný yitirdi.

1997’de mülkiye müfet-tiþlerine verdiði ifadesindekayýp silahlar olarakadlandýrýlan silahlarýnnerede ve hangi amaçlakullanýlacaðýný bildiðinisöyledi, ama devlet sýrrý

diyerek açýklamadý.Abdullah Çatlý ve Yaþar

Öz’ün üzerinde bulunansahte isimli EmniyetUzmaný belgelerinde imza-sý bulundu.

Ýstanbul DGMBaþsavcýlýðý Aðar hakkýn-da, Sedat Edip Bucak ilebirlikte 6 yýldan 12 yýlakadar aðýr hapis cezasýyladava açtý.

1997’de dokunulmazlýðýkaldýrýlan Mehmet Aðar,10 Ocak 1998’de DGM’deüç saat süreyle sanýksýfatýyla ifade verdi. DGMönce ‘görevsizlik’ sonra da‘yargýlanmanýn durdurul-masý’ kararlarýný aldý.

Aðar, 2000’de MeclisSoruþturma Komisyonutarafýndan 8’e karþý 6 oylaYüce Divan’a sevkinegerek olmadýðýna kararverilerek aklandý.

Merkez saðý birleþtirmeyeçalýþtý, baþaramadý.

UyuþturucuÇiller’in yakýn çalýþma

arkadaþý olan Aðarhakkýnda Eylül 1997’deyayýnlanan bir MÝTraporunda, Hollanda,Almanya, Belçika veAzerbaycan’da uyuþturu-cu kaçakçýlýðý, gasp veadam kaçýrma iþlerinebulaþan ülkücü faþistmafya örgütlerinin baþýolduðu yazýldý.

Ýþçi düþmanlýðýUyuþturucu

kaçakçýlýðýnýn HAVAÞüzerinden yapýlmasýplanlanýrken, açýlan ihal-eye Aðar’ýn müdahalesioldu. Ayný dönemdeHAVAÞ’ta grev vardý.Ýþlerin aksamamasý içingrevin 82. günündeHava-Ýþ Baþkaný AtilayAyçin tutuklandý. TerörleMücadele Yasasý’nýn ünlü8. maddesi ilk kez iþçilereve grev hakkýna karþý buolayda kullanýldý.Emniyet Genel Müdürü

Aðar’dý ve HAVAÞ’ýÇiller Özel Örgütü satýnaldý.

‘Baþbuð Aðar’Susurluk kazasýndan

sonra AdaletBakanlýðý’ndan istifaetmek zorunda kalanAðar önce MHP’yegeçmek istedi. Ancakhakkýnda o kadar çokiddia vardý ve Susurluk’akarþý tepki öylesinebüyüktü ki ‘ülküdaþlarý’bile onu partiye kabuletmedi.

Gene de Türkeþ’incenazesine katýlarakþovunu yaptý ve KocatepeCamii’nden ayrýlýrkenfaþistler onu ‘BaþbuðAðar’ sloganlarýylauðurladý.

TBMM Susurluk

komisyonu’nda görevlibir hâkim olan AkmanAkyürek 12 Aralýk 1997günü ‘normal’ bir trafikkazasýnda öldü. Ancakdaha 16 gün önce Aðarhakkýnda açýklamalardabulunmuþtu. Kocaeli’ndeyakalanan bir sol örgütmilitanýnýn ifadesininSusurluk Raporu’naeklenmemesini, eklen-mesi halinde Aðar’ýnbaþýnýn belaya gireceðinisöylemiþti.

Yakalanan militanýn birMÝT ajaný olduðu ve1994’te Gebze’de bir oto-mobilde yakalandýðý sýra-da Ankara’dan gelen biremirle ( “O bizimadamýmýz. ArabaGenelkurmay’a aityakaladýysanýz salýn!”)araþtýrmanýn durdurul-duðu anlaþýldý.

Yanýnda EmekliTuðgeneral Habil Küçükde vardý. Ayný arabayý biryýl boyunca Aðar’ýn eþikullanmýþtý.

Çetelerin Aðar’ýnihayet yargýda

Dosyasýkabarýk

Kanlý bir kariyer

Mehmet aðar, Susurluk’taki trafik kazasýnda ayný araçtan çýkan faþist katil Abduullah Çatlý veSedat Bucak’la çalýþma arkadaþýydý. Susurluk’ta açýða çýkan çeteye karþý milyonlarca insan‘Aydýnlýk için 1 dakika karanlýk eylemi’ne katýldý. Ancak 28 þubat darbesiyle Aðar ve Bucakyargýlanmaktan kurtuldu.