sosyalist İşçi 229

20
Hangi seçimlerden bahsediyorsunuz? Sayfa 8 Margaret Hasan’ý kim öldürdü? Sayfa 9 sosyalist isci SAYI: 229 13 Ocak 2005 2.000.000 TL / 2 YTL Tartýþýlan reform mu, devrim mi sorunudur - sayfa: 3 Protesto mu, kazanmak için mücadele mi? - sayfa:3 ABD IRAK’ta KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜYOR 200.000 kiþiyi öldürdü. 110.000 kiþiyi öldürdü. TSUNAMi HÝNT Okyanusunda ABD IRAK’TAN DEFOL T S U N A M Ý Yaþananlar felaketin sadece doðal deðil daha çok kapitalizmin bir ürünü olduðunu ortaya çýkardý. Birleþmiþ Milletler’in yap- týðý açýklamaya göre, Tsunami ve deprem felaketinin etkilediði bölgelerde ölü sayýsýnýn 500 bine çýkmasý bekleniyor. Bunun en büyük nedeni, yardýmlarýn zamanýnda ulaþmamasýndan dolayý ortaya çýkan salgýn hastalýklar ve açlýk. Ayrýca felaket nedeniyle yüzbinlerce binlerce insan evsiz kalmýþ durumda. Dünyada önlenebilir hastalýklar yüzünden her gün 20-30 bin çocuk ölüyor. Bu, dünyada her hafta, son yaþanan Tsunami felaketi büyüklüðünde bir felaketin yaþanmakta olduðu anlamýna geliyor. IRAK ’ta ise sadece yýlbaþýndan bu yana 150 kiþi daha öldü. Hapishanelerde binden fazla kadýn ve çocuk var. Okullarýn üçte birinde su yok, varolanýn da kirliliði çocuk ölümlerinin baþlýca nedeni. TSUNAMi AB Aceh'de hem tsunami hem de devlet vuruyor Sayfa 5 Neden ve nasýl oldu Sayfa 6 Tsunamiyi daha da yýkýcý yapan nedenler Sayfa 7 AB, Avrupa sermayesinin örgütüdür Sayfa 10 -11 Avrupa’da ýrkçýlýk ve yabancý düþmanlýðý: Sayfa 12 AB'nin militarist hedefleri Sayfa 13 1905 devrimi: Sayfa 14 Irak Irak Endonezya

Upload: sosyalist-isci

Post on 25-Mar-2016

261 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 229

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 229

Hangi seçimlerdenbahsediyorsunuz? Sayfa 8

Margaret Hasan’ý kimöldürdü? Sayfa 9

ssoossyyaalliisstt iissccii SAYI: 229 13 Ocak 2005 2.000.000 TL / 2 YTL

Tartýþýlan reform mu, devrim mi sorunudur - sayfa: 3 Protesto mu, kazanmak için mücadele mi? - sayfa:3

ABDIRAK’ta

KAPÝTALÝZM ÖLDÜRÜYOR

200.000 kiþiyi öldürdü.

110.000 kiþiyi öldürdü.

TSUNAMi HÝNT Okyanusunda

ABD IRAK’TAN DEFOL

T S U N A M Ý Yaþananlar felaketinsadece doðal deðil daha çok kapitalizmin bir ürünüolduðunu ortaya çýkardý. Birleþmiþ Milletler’in yap-týðý açýklamaya göre, Tsunami ve deprem felaketininetkilediði bölgelerde ölü sayýsýnýn 500 bine çýkmasýbekleniyor. Bunun en büyük nedeni, yardýmlarýnzamanýnda ulaþmamasýndan dolayý ortaya çýkansalgýn hastalýklar ve açlýk. Ayrýca felaket nedeniyleyüzbinlerce binlerce insan evsiz kalmýþ durumda.

Dünyada önlenebilir hastalýklar yüzünden her gün20-330 bin çocuk ölüyor. Bu, dünyada her hafta, sonyaþanan Tsunami felaketi büyüklüðünde birfelaketin yaþanmakta olduðu anlamýna geliyor.

I R A K ’ta ise sadece yýlbaþýndan bu yana 150 kiþidaha öldü. Hapishanelerde binden fazla kadýn veçocuk var. Okullarýn üçte birinde su yok, varolanýnda kirliliði çocuk ölümlerinin baþlýca nedeni.

TSUNAMi

AB

Aceh'de hem tsunamihem de devlet vuruyor

Sayfa 5

NNeeddeenn vvee nnaassýýll oolldduuSayfa 6

Tsunamiyi daha da yýkýcýyapan nedenler Sayfa 7

AB, Avrupa sermayesininörgütüdür Sayfa 10 -11

Avrupa’da ýrkçýlýk veyabancý düþmanlýðý:

Sayfa 12

AABB''nniinn mmiilliittaarriisstt hheeddeefflleerriiSayfa 13

1905 devrimi:Sayfa 14

IIrraakk

IIrraakk

EEnnddoonneezzyyaa

Page 2: Sosyalist İşçi 229

2 HABERLERTürkiye'deýrkçýlýk var mý?

Türkiye'de "Türkiye'deýrkçýlýk yoktur" biçimindeyaygýn bir inanç var. Böyledüþünenler ýrkçýlýk olma-masýnýn köklerini Osman-lýya dayandýrmaya çalýþ-maktadýrlar. Son olarakDSP eski baþkaný BülentEcevit ODTÜ'de verdiði birkonferansta bu inancýtekrarlayarak "Avrupa!daýrkçý olmayan tek ülkeTürkiye2dir" dedi.

Ecevit'in bu iddiasý kocabir yalandan baþka bir þeydeðil.Osmanlý dönemindeIrkçýlýk olmadýðý iddiasý daayný þekilde koca bir yalan.Bütün Hýristiyan azýnlýk-larýn çeþitli yurttaþlýk hak-larýnýn kýsýtlý olmasý Os-manlý'da ýrkçýlýk olmadýðýiddiasýný çürütmektedir.

Bugün ise kýsacaKürtlere, Ermenilere,Rumlara ve Yahudilerekarþý geliþtirilen ýrkçýlýk,siyah derili insanlara zencidenmesi, "Arap gibi" terimive benzerleri hep ýrkçýlýðýnçeþitli görüntüleridir.

Irkçýlýðýn bir baþka biçimiise Türklüðün yüceltil-iþidir. Bilindiði gibi ýrkçýlýkbir ulusun yüceltilmesi veayný zamanda diðer bütünuluslarýn küçümsenme-sidir. Türklüðün yüceltil-mesi doðal olarak bütündüðer uluslarýn küçültül-mesine dayanmaktadýr.

Ankara, Gölbaþý'ndaki,orduya ait Özel KuvvetlerTesisleri'nin inþaatýný ya-pan müteahhit Ali OsmanÖzmen hakkýnda, basýndaçýkan yolsuzluk haberlerisonucunda GenelkurmayAskeri Savcýlýðý tarafýndanaçýlan davada, müteah-hidin ev almasý için emekliOrgeneral Tuncer Kýlýnç'a150 bin dolar "borç"verdiði ortaya çýktý. Fakatne hikmetse, 2002 yýlýndaalýnan bu "borç" halenödenmemiþ. Müteahhit ileOrgeneral Tuncer Kýlýnçise bu konuda"helalleþmiþler", yanimüteahhit Ali OsmanSözen 150 bin dolarýTuncer Kýlýnç'a helal etmiþ. Yine ayný davada,Gölbaþý'ndaki tesisin 1.ihalesinde %280 ve ikinciihalesinde %75.60 olankeþif artýþýný MilliSavunma Bakanlýðý'naTuncer Kýlýnç'ýn onaylat-týðý ortaya çýktý. Ayrýca, Osman Özmen'intek iþi Özel KuvvetlerTesisleri inþaatý deðildi.Özmen, Marmaris AksazAskerî Üs inþaatý, HavaKuvvetleri alt yapý inþaatý,Yer Altý Kapalý MühimmatDeposu inþaatý, AskerîRehabilitasyon Merkeziinþaatý ve Askeri Lojmaninþaatý ihalelerini dekazanmýþtý.Ordu ile çok yakýn iliþkileriçinde olan Özmen'in evin-de yapýlan aramada bulu-nan defterde, ".... komu-tanýn terfi etmesi için ran-devu; .... komutanýngörevlendirilmesi için ....ile görüþülecek" gibi cüm-

leler var. Emekli bir üstdüzey komutanýnmakamýnda gerçekleþenbir tapu devri de, notlararasýnda yer alýyor.Müteahhit Özmen'e aitgözüken 352 binekaracýnýn, sadece 60'ayakýnýnýn firma yetkililer-ince kullanýldýðý, 300'eyakýn aracýn ise, ajandadaþifre ile gösterilen asker vesivil kiþilere tahsis edildiði,arabalarýn vergi, kasko,benzin ve onarým gider-lerinin müteahhit firmatarafýndan karþýlandýðýbulundu.Böylece, sürekli olarak engüvenilir kurum olduðuanlatýlan ordunun darüþvet ve yolsuzluk pis-liðinden muaf olmadýðýortaya çýkmýþ oldu. Orduile iþ adamlarý ve müteah-hitler arasýndaki iliþkilerbir an önce açýklanmalý, bupislik temizlenmelidir.

Asgari ücret net350 milyonBeþ milyonu aþkýn iþçiyiilgilendiren asgari ücret,net 350 milyon lira olarakbelirlendi. Ayrýca ikinci altýayda zam yapýlmayacak.Asgari ücret 16 yaþýndanbüyük iþçiler için brüt 488milyon 700 bin lira, net 350milyon 153 bin lira olacak.

Türk-Ýþ tarafýndan yapýlanaraþtýrmaya göre ise, 2004yýlý Aralýk ayýnda açlýksýnýrý 513 milyon 931 liraya,yoksulluk sýnýrý ise 1 milyar562 milyon 101 bin lirayayükseldi.

Türkiye'de asgari ücret ileçalýþan iþçi sayýsý 5 mily-onun üzerinde.

Hükümet asgari ücrete%10 zam yaparak enflasy-on oranýnda zam yaptýðýnýiddia ediyor, ancak budoðru deðil, ÝstanbulTicaret Odasý'nýn yaptýðýaçýklamaya göre 2004 yýlýenflasyon oraný%10.6'dýr.Dolayýsýyla çalýþanlaraçýsýndan gerçek bir kayýpsöz konusudur.

Ayrýca 150.5 katrilyonliralýk 2004 bütçesinin 66katrilyon lirasý faize, 5.2katrilyon lirasý silahlan-maya gitti. Milli SavunmaBakanlýðý ve JandarmaGenel Komutanlýðý'nýnbütçe içindeki payý ise%8.7'dir. Dolayýsýylahükümet, bütçenin%47.3'ünü rantiyeye vesilahlanmaya, %8.7'sinigüvenlik harcamalarýnaayýrýp, asgari ücret ile yaþa-mak zorunda olan 5 milyoniþçiyi açlýk sýnýrýnýn altýndayaþamaya mahkum ediyor.

Faþizmi yenebiliriz!Kendisini merkez sað olarak tanýtan ve faþist bir

tehdit olarak görülmeyen MHP, üniversitelerde ýrkçýfaþist yüzünü tekrar göstermeye baþladý. Kasýmayýnýn baþýndan itibaren birçok üniversitede öðren-ciler bazý saldýrýlara maruz kaldýlar. Tokat'ta oruçtutmadýðý gerekçesiyle bir öðrenci nehre atýlýrken,Marmara Üniversitesi’nde faþistler satýrlarla iþ baþýn-daydýlar.

Benzer saldýrýlarla DTCF öðrencileri de karþýkarþýya kaldýlar. Ramazan ayýnda yemekhaneninbasýlmasýyla baþlayan olaylar biber gazlý saldýrýlarladevam etti. Yaþananlar devrimci-faþist çatýþmasýdeðil, tüm öðrencilere yönelik faþist baskýydý.

Yapýlanlarý teþhir amacýyla tüm öðrencileri kap-sayan anti faþist bir kampanya yapýldý. Üç gün sürenkampanyanýn ana sloganý "ýrkým insanlýk, vatanýmtüm dünya" olarak belirlendi ve bu sloganýn basýlýolduðu rozetler satýldý. Kampanya süresince asýlanafiþlerde faþistlerin tüm özgürlüklere düþmanolduðu vurgulandý. Hazýrlanan duvar gazetesinde,dünya ve Türkiye tarihindeki ýrkçý katliamlar resim-lerle teþhir edildi. Þiir ve müzik dinletisiyle devameden kampanya, Þaban Ýba'nýn konuþmacý olduðu"Faþizme neden karþýyýz?" isimli panelle sonbuldu.Yaklaþýk yüz kiþinin katýldýðý panelde, faþizm-le nasýl mücadele edileceði tartýþýldý. Faþizmin gerçekyüzünün anlatýldýðý kampanyada, bu baskýlardankurtulmanýn ancak kitlesel mücadeleyle gerçekleþe-bileceðinin önemi bir kez daha ortaya çýktý.

Diðer üniversitelerde de benzer kampanyalarörgütleyerek, birleþi mücadeleyle, bu faþist saldýrýlarýyok edebiliriz.

Sað-sol çatýþmýyor, faþistler saldýrýyor, öðrencilerdireniyor!

DDTTCCFF SSoossyyaalliisstt iiþþççii ookkuurrllaarrýý

Gazeteler günlerdir CHP içinde dönendolaplar, Deniz Baykal ve Mustafa Sarýgülarasýndaki söz düellolarý, bu ikisininarasýnda kalanlarýn üçüncü bir isimarayýþlarý, rüþvet iddialarý, ile ilgili haber-lerle çalkalanýyor. Ve bir oldu bitti havasýiçinde CHP 29 Ocak'ta OlaðanüstüKurultaya gidiyor.

Baykal ile Sarýgül arasýnda ise aslýnda hiçbir politik fark yok. Kavganýn düzeyi okadar düþük ki, ikisi arasýndaki tartýþ-malar kimin kimin ayaðýný kaydýrmayaçalýþtýðýndan öteye gitmiyor. Ne AvrupaBirliði, ne SSK hastanelerinin kaþla gözarasýnda Saðlýk Bakanlýðý'na devredilmesi,ne de asgari ücret vb. konularda tartýþýlanhiçbir þey yok. Üstelik parti içinden tartýþ-malarýn bu yöne çekilmesi gerektiðine dairdikkate deðer bir basýnç da yok. Geçen

hafta Hurþit Güneþ'in, 'partiyi daha solaçekmek için' adaylýðýný açýklamasý yokdenecek kadar küçük bir yanký buldu.

Bu geliþmeler, AKP'nin reformcu gibigöründüðü bir dönemde CHP'nin sosyaldemokrasi ve sol politikalarla artýk birilgisinin kalmadýðýný gösteriyor.

Ancak bu ülkede insanlar, hala dahafazla demokrasi, daha insanca ve adaletlibir yaþam istemeye devam ediyorlar. Þuanda önlerinde bir alternatif olmadýðý içinbu konudaki umutlarýný Avrupa Birliði'nebaðlamýþ durumdalar. Bu nedenle, halkýndemokrasi ve daha adil bir yaþam talep-lerini kucaklayacak, onun gözündegörünür, somut bir alternatif olacak yenibir odak ihtiyacýnýn karþýlanmasý giderekdaha acil bir görev olarak önümüzdeduruyor.

CHP nereye gidiyor?

Mardin Kýzýltepe'de 31yaþýndaki Ahmet Kaymazile oðlu 12 yaþýndaki UðurKaymaz'ýn uðradýðýyargýsýz infazýn ardýndanaçýlan davada, dört polismemuru 'kaçma ihitmalin-in bulunmamasý' nedeniyleserbest býrakýldý. Bilindiðigibi Meclis'in oluþturduðuaraþtýrma komisyonuKýzýltepe'de yaþananolayýn bir yargýsýz infazolduðu yolunda kanýtlaraulaþmýþ ve kamuoyuna bukanýtlarla ilgili açýklamadabulunmuþtu. Açýlan dava-da sanýk polis memurlarýiçin beþer yýl hapis isteniy-or.

Davada sanýklarýn serbet

kalmasýndan dahasansasyonel bir durumuhazýlanan iddianameyarattý. Neredeyse sanýk-larý savunan nitelikte biriddianamenin, MardinEmniyet Müdürlüðü'nünyürüttüðü delil toplamaçalýþmasýnýn sonucundaoluþturulmasý nedeniyletaraflý ve hukuka aykýrýolduðu söyleniyor. Ko-nuyla ilgili açýklama yapanDiyarbakýr Barosu Baþ-kanvekili avukat Tahir Elçiþöyle diyor: "Doðru olma-yan sahte deliller düzen-lenmiþ olabileceði þeklindeþüphelerimiz var."

Bu arada savcýlýk, olaysýrasýnda silah kullan-

madýðý belirlenen altý polisile Emniyet MüdürYardýmcýsý Kemal Dönmezhakkýnda takipsizlik kararýverdi. Ayrýca, emniyetinavukatlarý, polislerin cangüvenliði gerekçesiyledavanýn baþka bir ile alýn-masý için giriþimlerdebulunuyor.

Davanýn kamuoyunungündeminden düþürülmesiiçin harcanan çabalara rað-men konuyla ilgilikamuoyu duyarlýlýðýgiderek artýyor. Kaymazailesine destek için MardinBarosu'ndan 25 avukatdavaya katýlacak.Mardin'de konuyla ilgilieylemler de devam ediyor.

MMaarrddiinn-KKýýzzýýlltteeppee

KKaattiilllleerr hhaallaa sseerrbbeesstt

Paþadanhesap sorulsun

GÜNDEM eþcinsellik

5 Þubat CumartesiSapkýn kim, Sapkýn olmalý mý? Deniz Deniz, Esmeray, Deniz Yýldýz - 14:30

Sinemada eþcinsellik Barýþ Pirhasan, Serdar Soydan - 16:15Baþka bir dünya mümkün Erdal (lambda), Bülent Somay - 18:00

KARAKEDÝ Büyükparmakkapý Sk. No:8 Kat:4

0536 335 10 19 - 0212 244 39 05

Page 3: Sosyalist İşçi 229

3sosyalist iþçi

sosyalist iþçi

BBAAÞÞYYAAZZII

Önümüzde bir dizi mücadele var.Saðlýðýn özelleþtirilmesi bunlardan birisi.Emek hareketi bu mücadelede eksikdavrandý.

Uzunca bir süredir emek hareketikazanmak için deðil, protesto etmek,kýnamak için harekete geçiyor. Ýkisiarasýnda daðlar kadar fark var.

Kazanmak için harekete geçenler öncetartýþýrlar. Tartýþmayý bütün topluma yay-maya çalýþýrlar.

Emek hareketinin tartýþmasý bildiridaðýtýmý ile, yüzlerce, binlerce toplantýyaparak olur.

SSK’larýn Saðlýk Bakanlýðýnadevredilmesi öncelikle milyonlarca vemilyonlarca bildiri ile halka anlatýlmalýy-dý. Yüzbinlerce afiþ ile AKP hükümetininplaný teþhir edilmeliydi. Çok somutmalzemeler halka ulaþtýrýlmalýydý.

Her mahallede, her iþyerinde, her okul-da, kentte, kasabada toplantýlar yapýl-malýydý. Yani binlerce, onbinlerce toplan-tý yapýlmalýydý.

Bütün bunlardan sonra tasarý ortayaçýktýðýnda ya da meclise geldiðindebütün o anlatýlanlara dayanarakharekete geçmek gerekirdi.

Ýþte o vakit yüzbinler harekete geçmiþolurdu.

Oysa emek hareketini oluþturanörgütlenmeler bunlardan hemen hiçbiriniyapmadan, sadece gösteri düzenleyerektaslaða karþý çýktýlar, çýkýyorlar. Böyleolunca da gösteriler cýlýz, çok cýlýz oluy-or. Ýþte, kazanmak yerine protesto etmekbu.

Emek hareketinin en önemli örgütüKESK. KESK, bugün çeþitli yönlerdensaldýrý altýnda. Kamu Personel Yasasý,Eðitim-Sen’in kapatýlmak istenmesi sonderece önemli adýmlar.

AKP hükümeti bu alanlarda durdurula-mazsa KESK biter. KESK’in bitmesi emekhareketinin çok ama çok aðýr bir darbealmasý demektir.

Bu aþamada keskin solculuða gerekyok. Keskin sirke küpüne zarar verir.Eldeki küp zaten çok yýpranmýþ durum-da.

Þimdi, hiç deðilse þimdi kazanmak içinharekete geçmek gerekir.

Eðitim-Sen’in kapatýlmasý için açýlandavayý tersine çevirmek mümkün. KESKAKP hükümetini eðitimi özelleþtirdiðiiçin yargýlayabilir.

Kapsamlý bir biçimde eðitimin nasýlözelleþtirildiði anlatýlabilir. SES, saðlýðýnnasýl özelleþtirildiðini anlatabilir. TümHaber Sen posta hizmetlerinin nasýlözelleþtirildiðini anlatabilir. Bütün busendikalar, bu özelleþtirmelerinsonuçlarýný, halka etkilerini anlatabilirler.

Bu yapýlamadan Eðitim-Sen’i, KESK’isavunmak mümkün deðil.

Oysa kazanabiliriz. Yeter ki halkagüvenelim, yeter ki kazanmak içinmücadel edelim.

Doðan TARKAN

Hareket daima önündeki sorunlarýçözerek yürümek zorunda. Bugün ulus-lararasý çapta hareketin önündeki temelsorun savaþ karþýtý hareketin durumu.

Kimilerine göre hareket gerilemekte.Bunu söyleyenler 15 Þubat ilegünümüzün koþullarýný karþýlaþtýrýyor-lar. 15 Þubat’ta bütün dünya çapýndayüzlerce kentte milyonlarca insan “bizbu savaþý durdurabiliriz” inancýylasokaða çýkmýþtý.

Savaþ karþýtý hareketin muazzam gücüve yaygýnlýðýnda kuþkusuz ki buinancýn büyük payý vardý.

ABD’nin ve Ýngiltere’nin savaþgerekçesi olarak öne sürdükleri o denlizayýf iddialardý ki, insanlýðýn çoðunluðusavaþý durdurabileceðine, Bush veçetesinin yüzsüzce Irak’a saldýramaya-caðýna inanýyordu.

O günlerde 7 yaþýndaki çocuklar bilesavaþýn asýl nedeninin Amerika’nýndünya hegemonyasý kurmak istemesiolduðunu biliyor ve petrol için savaþýla-caðýný söyleyebiliyordu.

Bombardýmanýn baþladýðý gün genemilyonlarca insan sokaklardaydý. Öfkeve üzüntü ile. Çaresizce. O denli güçlübir inançla yapýlan eylemlere raðmenBush ve çetesi gene de saldýrmýþtý.

Sonra savaþ kýsa sürdü. ABD Irakordusunu kolayca ezdi. Hatta denebilirki bir iki istisna dýþýnda Irak ordusudirenmedi ve çözüldü.

Savaþ karþýtlarý açýsýndan biraz umut-suz bir manzara vardý ortada.

Hareketi nasýl inþa ettik?

Hareketin “biz bu savaþý durdurabili-riz” noktasýna gelmesi kolay olmadý.Uzun tartýþmalar yaþandý. Hareketinbüyükce bir kýsmý savaþ karþýsýnda ikir-cikli bir tutuma sahipti. Bush’a karþýdiðer alternatifin Saddam olmasý,Saddam’ýn elki kanlý bir diktatör olmasýdurumu karýþtýrýyordu.

Nitekim daha önceki Körfezsavaþlarýnda, daha sonra hareketi oluþ-turan güçlerin önemli bir kýsmý tarafsýzdavranmaya çalýþtý. Bir kýsmý ise ABDsaldýrýsýna karþý çýktý ama her iki lafýnbirinde Saddam’a da karþý olduðunutekrarlama ihtiyacý duydu.

Bu nedenlerle ilk Körfez savaþlarýndagüçlü bir savaþ karþýtý hareket oluþa-madý.

Kimileri iþi iyice ileri götürerek ÝkinciDünya Savaþý’nda Almanya’yý bombal-ayan ve örneðin Dresden’de onbinlercesivili öldüren Müttefik güçlerinin bom-

balarýnýn Almanya’ya özgürlükgetirdiðini, Körfez Savaþý’nda da ABDuçaklarýnýn Kuveyt’e ve Irak’a özgürlükgötürdüðünü dahi ileri sürdüler.

Hareket içindeki ikircikli tutumyenildiði anda hareket büyük bir sýçra-ma yaþadý.

Ýþte 15 Þubat’ý yaratan tartýþma buydu.

Yeni tartýþma

Þimdi ise hareketin küçüldüðü iddi-asýnýn yanýnda süren belli baþlý ikitartýþma var.

Bunlardan birincisi hareketin niteliðiüzerine.

Irak direniþi içinde politik islamoldukça güçlü. Bu kimilerini rahatsýzediyor. Ayný güçler savaþ öncesinde depolitik Ýslam ile diðer savaþ karþýtlarýnýnyan yana olmasýndan rahatsýzlardý.

Bu kaba laikler örneðin Fransa’da dahicaba karþý çýkanlardýr.

Onlarla uzun uzun tartýþmak zorun-dayýz. Onlarýn etkilediði kesimleriyeniden ve yeniden kazanmak zorun-dayýz.

Ýkinci tartýþma ise savaþ karþýtlýðýnýnyetersizliði üzerine. Bu iddiayý ilerisürenler sosyal haklar için kampanyanýnbugün savaþ karþýtlýðýndan daha önemliolduðunu ileri sürüyorlar. Savaþa karþýhareketin gerilediði iddiasý da bu fikregüç katmak için kullanýlýyor.

Herþeyden önce sosyal haklar içinkampanya elbette önemli. Ancak sosyalhaklar için kampanyayý savaþa baðla-mak gerekli. Çünkü bugün dünyadakibaþat mücadele savaþa karþý sürüyor.

Reformlar ve devrim

Aslýnda bu tartýþma derineindirildiðinde ortaya reform mu, devrimmi tartýþmasý çýkar.

Bugün savaþa karþý mücadeleyiküçümseyenler sosyal haklar mücadele-si derken reformlarý savunmaktadýrlar.

Devrimciler reform müc adelelerininen önünde yer alýlar. Reformlar içinmücadeleyi küçümsemezler ama reformmücadelesini devrime baðlarlar.

Bugün çeþitli reformlar için mücadeleetmek gerekir. Ya da neoliberalsaldýrýlara karþý direnci örgütlemekgerekir. Ancak kimilerinin deyiþi ile bumücadeleler iktidar perspektifine sahipdeðildir.

Bugün Irak Direniþi kaybedersedünyanýn her yerinde reformlar için yada neoliberal saldýrýlara karþý verilenmücadelelerin hiçbir kazanma þansýyoktur. Oysa, Irak Direniþi’nin kazan-masý ve ABD emperyalizminin yenilerek

Irak’ý terk etmesi son derece önemlidir.Vietnam yenilgisi ABD için son derece

aðýr sonuçlar yaratmýþtýr. Ancak dünyao zamanlar iki bloða sahipti ve ABDDoðu Bloku’na karþý Vietnam yenil-gisinden sonra da liderliðini devamettirebildi. Kendi bloðu içinde iktidarmücadelesi verebilecek güçler yoktu.

Oysa bugün dünya çok merkezlidir.Dünyanýn askeri ve politik olarak enbüyük gücünün Irak’ta askeri ve politikolarak yenilmesi yepyeni koþullar yarat-acaktýr.

Bu yeni olasýlýklardan birisi dedevrimdir.

Ýþte bu nedenle ABD’nin Irak’tayenilmesi bütünüyle siyasal iktidar per-spektifine sahip bir stratejidir vegünümüzdeki tek devrimci stratejidir.

19 Mart’ýn inþasý

Þimdi en önemli görev 19 Mart gösteri-sidir.

19 Mart, Irak’ýn iþgalinin ikinciyýldönümüdür. Direniþ o gündenbugüne defalarca büyümüþtür. BugünABD yetkililerine göre Direniþ’insaflarýnda 200 bin kiþi örgütlüdür. GeneABD yetkililerine göre Direniþ’in desteðison derece güçlüdür.

Direniþ’in kazanma olasýlýðý büyüktür.Irak halký diþi ile týrnaðý ile direnmekte-dir. Onlarýn en büyük ihtiyacý ulus-lararasý destektir. Özellikle de ABD’dendesteðe ihtiyaçlarý var. ABD halký iþgalekarþý çýktýkça, askerler geri dönsündedikçe Direniþ’in kazanma olasýlýðý art-maktadýr. ABD’deki savaþ karþýtýhareketin de uluslararasý desteðe ihtiy-acý var.

19 Mart gösterisi ABD’deki savaþkarþýtý hareketin önerisidir. Londra’datoplanan Sosyal Forum, 19 Mart’ý ulus-lararasý gösteri günü olarak kabul veilan etti. Haydarabad’da toplanan savþkarþýtlarý ayný öneriyi onayladýlar.

Türkiye’de ise Küresel BAK 19 Mart’tagösteri yapmayý kabul etti. Kitle örgüt-leri bu öneriyi kabul ettiler.

Þimdi en güçlü gösteriyi örgütlemekiçin kollarý sývamak ve gösteriyi inþaetmek zorundayýz.

Toplumun büyük çoðunluðu savaþakarþýdýr. Kime “iþgale karþý birþey yap”dense destek gelmekte. Öyleysemümkün olan en çok sayýda insanaulaþarak 19 Mart’a çaðýrmak, 19 Mart’ýninaþý için harekete geçirmek zorudayýz.

DSÝP bütün güçleri ile 19 Mart’ýörgütlemek için çalýþmakta. Ama dahafazlasýný yapmamýz mümkün.

KÜRESEL BAK - BARIÞAROCK ÝNÝSÝYATÝFÝ ÇAÐRISI ÝLE

Moðollar - Bulutsuzluk Özlemi - Zardan Adam - Ýhtiyaç Molasý...

Tartýþýlan reform mu,devrim mi sorunudurProtesto mu, kazanmak

için mücade mi?

30 Ocak Pazar Saat : 12:00 - 24:00

Yeni Melek Gösteri Merkezi

TSUNAMÝ ve DEPREM MAÐDURLARIYLA

- ddaayyaannýýþþmmaa eettkkiinnlliiððii -

Page 4: Sosyalist İşçi 229

Türkiye, 26 Mart 1995'de DünyaTicaret Örgütü'ne üye olduðun-da, Hizmet Ticareti GenelAnlaþmasý'ný (GATS) imzaladý.Bu anlaþma ile kamu hizmetleri-ni özelleþtirme ve uluslar arasýpazara açma yükümlülüðünüresmen kabul etmiþ oldu.

Ayrýca bu düzenlemeler 15Temmuz 2004 tarihli IMF niyetmektubunda da þu sözlerle yeralýyor: "Çalýþma ve SosyalGüvenlik Bakanlýðý, sosyalgüvenlik reformlarýný analizeden bir çerçeve geliþtir-miþtir….Saðlýk sigortasý alanýn-da, ortaya çýkabilecek ek harca-malarýn telafi edici tedbirlerlekarþýlanmasý suretiyle, aþamalýolarak genel saðlýk sigortasýnageçilmesi planlanmaktadýr."

Dolayýsýyla, bu kanun halkýnihtiyaç ve isteklerine göre deðil,küresel sermayenin ihtiyaçlarýnagöre hazýrlanmýþtýr.

AKP'nin gerekçelerive gerçekler

Hükümet SSK hastanelerini,saðlýk hizmetlerini tek elde topla-mak için Saðlýk Bakanlýðý'nadevrettiðini iddia ediyor. Fakatbu doðru deðil, çünkü SaðlýkBakanlýðý'na baðlý hastane vekuruluþlar kýsa bir süre sonra ilözel idareleri ve belediyelere,ardýndan özel iþletmeleredevredilecek. Böylece, þu andasaðlýk hizmeti 3-5 baþlý iken ozaman 200- 300 baþlý olacak.Ayrýca, eðer saðlýk hizmetleri tekelde toplanmak isteniyorsaneden Türkiye Büyük MilletMeclisi, Cumhurbaþkanlýðý, yük-sek mahkemeler, Türk SilahlýKuvvetleri, mahalli idareler vevakýflara ait saðlýk birimleri hariçtutuluyor?

Saðlýk Bakaný Recep Akdaðikinci gerekçe olarak, SSK kuru-luþlarýnýn verimsiz çalýþmasýnýgösteriyor. Fakat bu da doðrudeðil. Saðlýk Bakanlýðý'nda birhekime 767 kiþi, bir saðlýk per-soneline ise 214 kiþi düþerkendüþerken, SSK'da bu rakamlar3300 ve 1335. Dolayýsýyla, SSKhastaneleri Saðlýk Bakanlýðý has-tanelerinden en az iki kat dahaverimli çalýþýyor.

Çalýþma ve Sosyal GüvenlikBakaný Murat Baþeskioðlu"Sosyal Güvenlik Sistemi'ndeReform" kitapçýðýna yazdýðýönsözde þöyle diyor: "…Geleceðeiliþkin tahminler, sosyal güvenlikkurumlarýmýzýn açýklarýnýn dahada artacaðýný gösteriyor. Birbaþka ifadeyle sosyal güvenliksistemimizin mevcut yapýsý, ülkeekonomisinin geleceðini vetoplumsal barýþý tehdit etmekte-dir." Sosyal Güvenlik kurum-larýnýn açýðý, 1993'de Gayri SafiMilli Hasýla'nýn %0.5'ini ve 2003yýlýnda %4.5'ini oluþturuyordu.Bu Türkiye bütçesinin %11'inedenk geliyor.

Fakat bunlar, prim tahsilatýyapýlamadýðý için oluþan açýk-lardýr.

2003 yýlýnda SSK 3.1 katrilyonlira açýk verirken, SSK'nýn özelsektör ve kamuya ait kurum-larýndan toplam 5.6 katrilyonprim, gecikme zammý ve sosyalyardým zammý alacaðý bulun-maktadýr. Kamu kurum ve kuru-luþlarýnýn SSK'ya 2 katrilyon 11trilyon 530 milyar, özel sektörkuruluþlarýnýn ise 3 katrilyon 607trilyon 947 milyar lira borcubulunmaktadýr.

Sosyal güvenlik “reformu”neler getiriyor?

Yeni sistem ile birlikte SSK,BAÐ-KUR ve Emekli Sandýðýkalkýyor, bunlarýn yerine SosyalKoruma Kurumu oluþturuluyor,Genel Saðlýk Sigortasý Sistemi'negeçiliyor.

Genel Saðlýk Sigortasý kap-samýnda olan bir sigortalý kendisive ailesi için %12.5 oranýndaprim ödemek zorunda.Sigortalýnýn bakmakla yükümlüolduðu anne ve babasý sigortalýüzerinden bakýlamayacak.Ayrýca, bekar ve boþanmýþ kadýn-lar için bakým hakký 25 yaþ ilesýnýrlandýrýlýyor. Devletin sorum-luluðunda olan koruyucu saðlýk

hizmetleri için artýk "prim"ödenecek.

Her bir muayene ve devamýndayapýlacak tedavi tutarýnýn%50'sine kadar net asgari ücrettutarýný aþmayacak miktarda sig-ortalýdan ayrýca katýlým payý alý-nacak. Bu uygulama, düþükgelirli sigortalýlarýn, saðlýkyardýmýndan neredeyse hiçyararlanamamasý anlamýna geliy-or. Sigortalýdan ayrýca %0.5oranýnda iþ kazasý ve meslekhastalýðý primi kesilecek.

Þu anda bir iþçi, bir yýliçerisinde 120 gün primödemiþse, iþten çýkarýldýktansonra 6 ay boyunca saðlýkhizmetlerinden yararlan-abilirken, yeni düzenlemeye göre

iþçinin sigortadan yararlanmahakký iþten çýkarýlýr çýkarýlmazsona eriyor.

Emeklilik için prim ödeme günsayýsý 7 binden 9 bine yani 25yýla, asgari ücretin 6.5 katý olanprim ise, 7 katýna çýkarýlýyor.

Ayrýca saðlýk hizmetleri, özelsaðlýk sigortalarýnda olduðu gibiasgari teminat paketi ile sýnýrlýolacak. Bu paket içinde yeralmayan hastalýklar için sigortalýek prim ödemek zorunda kala-cak.

Sigortalý her hizmet için ceptenbir miktar para ödeyecek.Örneðin, bir tedavinin masrafý 10milyar tutuyorsa, bunun %10'unuyani 1 milyarýný sigortalý kendisiödeyecek. Bugün, ayakta tedavil-

erde emekliler %10, aktif sigor-talýlar %20 öderken, yataraktedavilerde ve ameliyatlarda hiçpara ödenmiyor.

Saðlýk hizmetini bugün kendisiüreten SSK, bundan sonraeczane, laboratuar, görüntülememerkezi gibi hizmetleripiyasadan satýn alacak.

Bugüne kadar ilaç vs. gibisaðlýk hizmetlerini kendisikarþýlayan SSK, bundan sonra buhizmetleri de piyasadan satýnalacak.

Özelleþtirmeye hayýr

Saðlýk hizmeti bir kamu hizme-tidir ve devlet tarafýndan ver-ilmelidir. Devletin sadece içborca bir yýlda %140 faiz ödediðidüþünüldüðünde, devletin bunuyapabilmesi için gereken kay-naðýn olduðu da görülebilir.Koruyucu saðlýk hizmetlerineöncelik verilmeli, bütçedensaðýlýða yeterince pay ayrýl-malýdýr.

4

Özelleþtirmede ilk adým

SSK hastaneleri Saðlýk Bakanlýðý’na devredildi

SSSSKK,, 1945 yýlýnda 4792 sayýlýyasa ile "Ýþçi SigortasýKurumu" adýyla kuruldu.Bugün ise, Çalýþma ve SosyalGüvenlik Bakanlýðý'na baðlý,özel hukuk hükümlerine tabi,mali ve idari bakýmdan özerkve tüzel bir kurumdur.

SSSSKK,, TTüürrkkiiyyee nnüüffuussuunnuunn%%5500''ssiinnee,, 54.446 saðlýk person-eli, 95 hizmet, 22 bölge, 7eðitim, 11 özel dal hastanesi,10 doðum evi, 3333.. 996633 yyaattaakkllaayataklý saðlýk hizmeti, 425 dis-

panser ve saðlýk istasyonu ileayakta saðlýk hizmeti sunuyor.SSK, hastalýk, iþ kazasý, meslekhastalýðý, analýk, sakatlýk, ölümve aile ödenekleri alanlarýndasigorta hizmetleri sunuyor.

TTüürrkkiiyyee nnüüffuussuunnuunn %%5500''ssi(35. 296. 680 kiþi) SSSSKK,, %15'i(10. 656. 669 kiþi) EEmmeekklliiSSaannddýýððýý,, %22.5'i (15. 883. 249kiþi) BBaaðð-KKuurr kapsamýndaolmak üzere nüfusun %87.5'i(62. 132. 251 kiþi) sosyal güven-lik kapsamýndadýr.

SSK Hastaneleri 6 OcakPerþembe günü, Meclis GenelKurulu'nda yapýlan oylamasonucunda SaðlýkBakanlýðý'na devredildi.Saðlýk hizmetlerininözelleþtirilmesinin ilk adýmýolan bu uygulamanýn ardýn-dan Emek Platformu baþtaAnkara, Ýstanbul ve Ýzmirolmak üzere tüm Türkiye'desokaklara çýktý. Ardýndan, 29Ocak'tan itibaren 'halkýSSK'larýn Saðlýk Bakanlýðý'nadevredilmesi konusundahalký aydýnlatmak' için bölgetoplantýlarý yapmaya, ve 19

Þubat'ta da 'Ýktidarý GenelUyarý Eylemi' yapmaya kararverdi.

Bütün bunlar tabii ki yapýl-masý gereken etkinlikler veeylemlerdir. Ancak yasa çýk-týktan sonra deðil, yasa çýk-madan öce yapýlmasý gerekeneylemlerdir.

SSK hastanelerinin saðlýkbakanlýðýna devredilmesi ilkdefa 2004 Eylül ayýnda gün-deme geldi. Eðer EmekPlatformu'nun bahsettiðibölge toplantýlarý, halký bil-gilendirme çalýþmalarý o gün-den baþlayarak yapýlmýþ

olsaydý, yani geniþ çaplý,yasayý durdurmayýamaçlayan, bu nedenle dekitleleri sokaða dökmeyiönüne hedef olarak koyan birkampanya yapýlsaydý bu yasameclisten hiç geçmeyebilirdi.

Þu anda ise yapýlan çýkmýþolan bir yasaya karþý tepkigöstermektir.

Fakat bu deneyimden dersçýkarabilir, ve önümüzdekigünlerde karþýlaþacaðýmýz birdizi baþka saldýrýya karþýkazanmayý hedefleyen birmücadele yöntemi belirleye-biliriz.

62. 132. 251 kiþi sosyal güvenlik kapsamýnda

6 Ocak Perþembe günü mecliste yapýlan oylama sonucunda SSK hastaneleri SaðlýkBakanlýðý'na devredildi. AKP'nin "reform" adý altýnda sunduðu Sosyal Güvenlik

Reformu'nun bir parçasý olan bu yasa ile saðlýk hizmetlerinin özelleþtirilmesinin ilkadýmý atýlmýþ oldu.

Kazanabilirdik...

Page 5: Sosyalist İşçi 229

5

Ýnsan yapýsýbir felaketFF.. AALLOOÐÐLLUU

Hint okyanusunu çevreleyen ülkelerEndonezya’nýn Sumatra adasýnýn yanýnda gerçek-leþen bir depremin yarattýðý dev dalgalar tarafýn-dan yutuldu.

Bölgedeki sayýsýz köy ve kent yok oldu. Kýyýdankilometrelerce içerisine kadar her taraf denizsuyuyla kaplandý.

Tsunami felaketi insanlýðýn son zamanlardakarþýlaþtýðý en büyük doðal felaketlerden birisiydi.

Tsunaminin dalgalarý 150 ila 200 bin arasýndainsaný yuttu. Tam rakam herhalde hiçbir zamanbilinemeyecek.

Ölenlerin yaný sýra milyonlarca insan evsiz kaldý.Bu insanlar sadece evlerini deðil iþ yerlerini,okullarýný, hastanelerini, her þeylerini yitirdiler.Felaket bazý bölgelerde tarifi mümkünsüz bir yýkýmyarattý.

Ne var ki bütün bu yýkýmýn nedeni sadece doðalafet deðil. Ondan daha önde gelen neden kapital-izmin kâr isteði.

Bölgede uzun süredir bir tsunami olasýlýðýndanbahsediliyordu. Buna raðmen tsunamiye karþý birerken uyarý sistemi kurulmadý. Oysa þimdi harcan-masý gereken milyarlarla karþýlaþtýrýldýðýnda çokküçücük olan bir harcamayla bir erken uyarý siste-mi kurulabilirdi ve bu muazzam can kaybý büyükölçüde engellenebilirdi.

Nitekim bölgenin en geliþkin ülkelerindenTayland’ýn erken uyarý sistemi vardý. Bu sistemtsunaminin geldiðini tesbit etti ama turizmendüstrisini, turistleri rahatsýz etmemek için uyarýyapmadý. Sonuçta, aralarýnda binlerce turist deolmak üzere 10 binlerce insan Tayland’da öldü.

Bölge genel olarak yoksul. Ama örneðin Taylandçok da yoksul deðil. Hýzla geliþen, sanayileþen birülke. Ne var ki Tayland’ýn en büyük yatýrýmýordusuna gidiyor.

Hindistan bugün dünyanýn en önde gelenülkelerinden birisi. Nükleer silahlara sahip. Amabu Tsunami’nin vurduðu bölgelerdeki halk en yok-sul koþullarda yaþamakta.

Her þeye raðmen Tayland daha geliþkin olduðuiçin bu ülkede zarar daha az.

Bölgede çeþitli ülkelerde baðýmsýzlýk savaþlarývar. Bunlarýn en eski ve en etkin olaný SriLanka’daki Tamil Kaplanlarý’nýn ayaklanmasý. Srilanka’da en aðýr hasar Tamil kaplanlarýnýn kon-trolündeki bölgede yaþandý. Tamil hükümeti bubölgeye yardým göndermiyor ve hatta Sri Lanka’yýziyaret eden BM Genel Sekreteri bölgeye gitmekistediðinde izin vermedi.

Endonezya’nýn Sumatra adasýnýn en kuzeyindekiAche adlý bölgede de kayýplar çok aðýr. 100 bininüzerinde insan bu bölgede öldü. Ache’de de uzunsüredir bir baðýmsýzlýk savaþý var. Tsunamidenhemen sonra Endonezya ordusu yardým götürmebahanesi ile frelaketzedeler arasýnda askerioperasyonlar yapýyor.

Tayland’ýn en kötü darbe yiyen bölgesinde de üçmüslüman eyalet özerklik istiyor. Buraya çevredengiden Tayland yardým ekipleri bölge insanlarý ilekonuþamýyorlar. Çünkü dilleri farklý.

Ya Türkiye?

Türkiye kýsa süre önce sonuçlarý çok aðýr olan birdeprem yaþadý. Ýzmit/Gölcük depereminin kayý-plarýnýn çok yüksek olmasýnýn baþlýca nedeni dekötü inþa edilmiþ konutlardý.

Bugün Türkiye’de büyük, güçlü bir Ýstanbuldepremi olasýlýðýndan bahsediliyor. Bir Ýstanbulepreminin yüzbinlerce insaný öldürmesi mümkün.Bu olasýlýða karþý alýnmasý gereken tedbirler var.Binalarýn hýzla kontrol edilmesi, koþullarý uygunolmayanlarýn derhal saðlamlaþtýrýlmasý ya da yýkýl-masý gerekir. Toplanma merkezleri oluþturulmalý.Baþta çocuklar olmak üzere halk depreme karþý eði-tilmeli. Ve daha sayýsýz tedbir gerekir. Oysa bun-larýn hemen hiçbiri yapýlmýyor. Hükümetlermümkün olduðunca bu konuyu unutturmayaçalýþýyorlar.

Ne yazýk ki bir depremin olma olasýlýðý biliminsanlarýna göre yüksek ve o vakit gene “doðalfelaket” denecek.

Dünyanýn dört bir yanýn-da insanlar, tsunamifelaketinin kurbanlarýnayardým için kollarý sývadý.

Ýnsanlýk tsunami kurban-larýna yardýma koþarkenzenginleri ve onlarýnhükümetlerinin gerçekyüzünü çýplak bir biçimdesergiliyorlar.

Örneðin Ýngiltere'dehükümet 50 milyon poundyollarken halk 76 milyon

poun topladý. Ayný þekildeYunanistan'da da hükümet1 milyon dolar yollamakararý alýrken halk 2 günde17 milyon dolar topladý.

ABD'nin yolladýðý yardýmise Irak’ýn iþgalinde 1.5günde harcadýðýndan dahaaz.

Bazý hükümetler borçlarýertelemeyi düþündüklerinisöylüyorlar. Borçlar erte-lenecek ama iptal olmaya-

cak, duracak. Tsunamifelaketinde her þeylerinikaybedenler o borçlarýödemek için gene çýrpý-nacaklar.

Bugün dünyanýn heryerinde emekçiler kapital-ist emperyalist ülkelerinIrak savaþýna harcadýklarýkaynaklarýn tsunami bölge-sine yollanmasýný ve Irak'taki iþgalin derhal bitmesinitalep etmelidir.

TTssuunnaammii ddaayyaannýýþþmmaassýý hhüükküümmeettlleerree ddeerrss oollssuunn

Borçlar silinsin, kaynaklarIrak'ýn iþgaline deðil, yardýma

BBuu ffeellaakkeettiinn nneeddeennii nnee??Ýlk neden Endonezya'nýn

Sumatra adasýnýn 150 kilo-metre ilerisinde gerçek-leþen 9 ölçeðindeki devdeprem. Deprem, tsunamidenen ve HintOkyanusu'nu silip süpürendev dalgayý oluþturdu.

HHiinntt OOkkyyaannuussuu''nnddaa bbuu ddeevvddaallggaallaarr hhaannggii ssýýkkllýýkkttaaoolluuyyoorr??

Hint Okyanusu'ndabugüne kadar Endonezya,Pakistan ve Bengal körfez-i'nde 7 tsunami olduðubiliniyor. Bu bütün HintOkyanusu'nu kaplayan ilktsunami. 1883'de deKrakatoa yanardaðýnýnpatlamasý ile dev bir tsuna-mi olmuþtu.

1990'larda, BirleþmiþMilletler TsunamiKoordinasyon Kurulu HintOkyanusu'nda, Pasifikte veKarayip denizinde tsunamitehlikesine dikkat çekmiþti.

1997 Eylül ayýnda bukomisyon Peru'da topla-narak Hint Okyanusu'ndabir erken uyarý sistemikurulmasý gerektiðinitartýþtý. 2003 yýlýnda biliminsanlarý HintOkyanusu'nda erken uyarýsisteminin kurulmasýgerektiðini bir kez belirttil-er. Bir Avustralyalý bilimciSumatra'da olan deprem-

lerin tarih içindeTsunamiler yarattýðýný tes-bit ettiler.

2004 Haziran ayýnda birbaþka BM komisyonu, HintOkyanusu'nun yerel veuzaktan gelecek tsunami-lerin tehdidi altýndaolduðu uyarýsýný yaptý.

TTssuunnaammiilleerr iiççiinn uulluuss-llaarraarraassýý bbiirr eerrkkeenn uuyyaarrýý ssiiss-tteemmii vvaarrmmýý??

ABD Ticaret Bakanlýðý'nýnPasifik'te böyle bir sistemivar. Bu sistem 50 yýldýrçalýþýyor. Ancak bu sistemHint Okyanusu'nu kap-samýyor.

Sumatra kýyýsýna erkenuyarý sistemi konmakistendi ama bu gerçek-leþmedi. Erken uyarý sis-teminin her bir aracý 250

bin dolar.Hawai'deki ABD sistemi

26 Ocak tsunamisini tesbitetti.

YYeettkkiilliilleerr ttssuunnaammiinniinnggeellmmeekkttee oolldduuððuunnuu nneevvaakkiitt aannllaaddýýllaarr??

Pasifikteki erken uyarýmerkezi 45 dakika içindedev dalganýn HintOkyanusunda oluþtuðunutesbit etti.

ABD donanmasý, ABDDýþiþleri Bakanlýðý,Madagasgar adasýndakiABD Konsolosluðu, DiegoGarcia’daki ABD üssügerekli uyarýyý almýþlardý.

ABD Dýþiþleri BakanlýðýHindistan hükümetiniuyardýðýný söylüyor ama,Hint hükümeti bir uyarýalmadýðýný söylüyor. Ayný

þekilde Japonya'daMatusushiro SismolojiMerkezi depremi kaydettive tsunami olacaðýnýöngördü.

Bölge halkýnan hiçbiruyarý yapýlmadý.

Tsunami uyarýsý iþe yararmýydý?

Dalgalarýn çeþitliülkelerin kýyýlarýna ulaþ-masý saatler sürdü. Erkenuyarý çok fazla yaþam kur-tarýrdý.

NNiiyyee bbuu kkaaddaarr ççookk iinnssaannööllddüü??

Bu bir doðal afet amagerekli yatýrýmlar yapýl-madýðý için yüzlerce defaaðýr sonuçlar verdi.

Yapýlarýn çok kötü olmasýkayýplarý aðýrlaþtýrdý.

NEDEN VE NASIL OLDU?

KÝM NE DEDÝ?

"Bu ihtiyaç anýndainsanlar, ABD'ninMüslüman dünyayaulaþtýðýný görecek-ler."Colin Powell ABDDýþ Ýþleri Bakaný

"Bunu politik avan-taj elde etmek içinya daMüslümanlarýngözüne girmek içinyapmýyoruz."Colin Powell

"35 milyon dolarýIrak'ta kahvaltýdanönce harcýyoruz."Patrick J Leahy USsenator

"Sanýrým dünya nekadar cömert oldu-ðumuzu biliyor."Frank R Wolf ABDKongre üyesi

TTssuunnaammii ffeellaakkeettii bbiirr ddiizzii ggeerrççeeððii bbiirrkkeerree ddaahhaa aaççýýððaa ççýýkkaarrddýý..

YYaaþþaannaann ffeellaakkeett ssaaddeeccee ddooððaall ddeeððiill ddaahhaaççookk kkaappiittaalliizzmmiinn bbiirr üürrüünnüü.. BBiizz bbuu ggeerrççeeððiiÝÝzzmmiitt ddeepprreemmiinnddee vvee ddiiððeerr bbüüttüünnkkeennttlleerrddeekkii ddeepprreemmlleerrddee ggöörrddüükk

KKaappiittaalliizzmmiinn ddooððaall aaffeettlleerrii öönnlleeyyeecceekk

tteeddbbiirrlleerrii aallmmaa yyeetteenneeððii vvaarr aammaa kkâârrggüüddüüssüü bbuunnaa eennggeell oolluuyyoorr..

HHüükküümmeettlleerr ffeellaakkeettlleerr kkaarrþþýýssýýnnddaa ffeellççoolluuyyoorrllaarr.. YYaarrddýýmm ggeennee hhaallkkttaann ggeelliiyyoorr..

DDýýþþaarrddaann ggeelleenn yyaarrddýýmmllaarrddaa ddaa dduurruummaayynnýý.. HHüükküümmeettlleerrddeenn ççookk hhaallkk yyaarrddýýmm eelliinniiuuzzaattýýyyoorr..

TSUNAMÝ

Page 6: Sosyalist İşçi 229

6

Kaybolanyardýmlar

Tsunami felaketi içinbatýlý ülkelerin gön-dermeyi vaad ettikleriyardýmlar aslýnda tamanlamýyla utanç veri-ci. Çoðu ülkedehalkýn topladýðýyardýmlarýnhükümetlerin gönder-meyi vaad ettik-lerinden daha fazlaolmasý bir yana, önce-ki felaketler gösteriy-or ki bu yardýmlariçin çok zaman sözveriliyor ama yardým-lar yollanmýyor.Gönderilenler isegenellikle ya orduyagidiyor ya da asýlhedefine ulaþmadankayboluyor.

Örneðin 2003 Aralýkayýnda Ýran’dakideprem için 500 mily-on dolar gönderile-ceði söylendi ama biryýl sonra bununancak 9 milyonuÝran’a gitti.

Nikaragua,Honduras,Bangladesh,Hindistan’ýn Gujarateyaleti hep aynýgerçeði yaþadýlar.

ABD’nin Ýran’a gön-derdiðini iddia ettiðiyardým ise asýl olarakaskeri destek.

ABD böylesi biraskeri desteði çokuzun zamandýrEndonezya’ya zetenyolluyor. Endonezyaordusu BatýTimorlardaki ya daSumatra’daki Achebölgesindeki ayaklan-malarý ezmeyeçalýþýrken ABDordusu zaten hepyanýndaydý.

ABD üssünebirþey olmadý

HintOkyanusu'ndakiABD askeri üssü olanDiago GarciaABD'nin Pasifik'tekiTsunami Erken UyarýKurumu'ndan aldýðýuyarý sonucu felaketihiçbir kayýp olmadanatlattý.

Diego Garciadepremin merkezin-den 3 bin kilometreuzakta. Üssün hiçtahrip olmamasý böl-genin geri kalanýnda-ki tahribatla tam birtezat oluþturuyor.

Diego Garcia takýmadalarý ABD tarafýn-dan Ýngilizlerdenkiralandý ve 30 yýlönce 2 bin ada sakinizorla adadançýkarýldý. Mehkemeleradalardan sürenleringeri dönme hakkýolduðunu kabul ettiama ABD ordusubuna izin vermiyor.

Endonezya'nýn Aceh böl-gesinde köyler, kasabalarharitadan silindi. En aðýrkayýplar Aceh'te. Yardýmkuruluþlarý ölü sayýsýnýnçok daha fazla artabileceði-ni söylüyorlar. Endonezyahükümeti Aceh'e gidenyardýmlarý engelliyor.

Aceh'ta hayat tsunamidenönce de çok zordu. Halkyýllardýr Endonezya'danayrýlmak için mücadeleediyor ve aðýr baský altýn-da.

Bei yýl önce bölgeninbaþkenti Banda Aceh'tekiBüyük Cami'nin önündebir milyon kiþi baðýmsýzlýkiçin gösteri yapmýþtý. Halkreferandum istiyor.

Ancak Endonezyahükümeti baðýmsýzlýkisteyenlere karþý acýmasýz-ca saldýrýyor. 2003 Mayýsayýndan buyana 2 bin kiþiEndonezya ordusu tarafýn-

dan öldürüldü. Acehsýkýyönetim altýnda.

1989'dan 1998'e kadarsüren önceki sýkýyönetimdöneminde de 10 binAcehli ordu tarafýndanöldürülmüþtü. BirçokAcehli kaybolurken çoksayýda kadýna da tecavüzedildi.

Bölgeden yeni dönenAllan Nairn tsunamidenönceden onbinlerceAcehlinin topraklarýndankoparýlarak zorla göç ettir-ildiðini anlatýyor.

Nairn, "þimdi binlerceAcehli toplu mezarlaradolduruluyor. Dahaöncede ordunun öldürdük-leri böyle gömülürdü"diyor.

Depremin Aceh'te 60 binkiþi öldürüdüðü sanýlýyor.Ancak bu sayýnýn daha daartmasý mümkün.

Endonezya hükümeti

uluslararasý yardým kuru-luþlarýnýn Aceh'e gitmesiniengelliyor. Amerikalý biryardým kuruluþununbölgedeki yetkilisi buengellemenin aðýr kayý-plara neden olduðunuifade ediyor.

Endýnezya Ýnsan haklarýKuruluþu, Tapol,Endonezya hükümetiniAceh'e yardým gönder-memek ve yardým kuru-luþlarýný engellemeklesuçluyor. Tapol'a göre böl-geye sadece 2 helikoptergönderilmiþ durumda.

Bölgeye yardým ulaþtýr-maya çalýþan aktivistlerEndonezya hükümetinintsunami felaketine raðmenaskeri operasyonlaradevam ettiðini ve halkýnolaðanüstü yýlgýnolduðunu anlatýyorlar.

Aktivist Nairn'e göreEndonezya Hükümeti

Aceh'te politik olarakkazanamayacaðýný biliyorve bu nedenle halkýnüzerinde çok aðýr bir teröruyguluyor. Gene Nairn2egöre polis ve ordu birlik-leri arasýnda çok yaygýn biryozlaþma var.

Aceh'te halk seyahat etmeözgürlüðüne sahip deðil.

Tsunami'den sonraEndonezya HükümetiAceh'e 15 bin yeni askergönderiyor. Endonezyagizli servisi CIA tarafýndanfinanse ediliyor.Tsunamiden bir kaç günönce bölgeye 400-500 gizliservis elamaný gönderildi.

Aceh'te çok zengin doðalgaz yataklarý var.Amerikan Exxon-Mobil þir-keti tarafýndan iþletilen budoðal gaz yataklarýnýnkazancý bölgeye hiçbirbiçimde geri dönmüyor.

Aceh'de hem tsunamihem de devlet vuruyor

Ýnsandoðasýnýnumut verenyaný

Dünyanýn dört biryanýnda insanlarýntsunami felaketinegösterdikleri ilgininhýzý ve boyutlarý sonderece önemli. Hertaraftan dayanýþmayýanlatan hikayelergeliyor.

Dünya halklarýnýnbu dayanýþma sefer-berliði baþka birdünya mümkündeðil çünkü insandoðasý bencildirargümanýna en iyicevabý veriyor.

Birçok ülkede ve buarada zengin ülkel-erde yüzbinlerceinsan hükümet-lerinden daha hýzlýve daha güçlü birbiçimde dayanýþmaeylemlerine giriþtiler.

Zaten halklarýn bututumudur ki savaþave þirketlerin küre-selleþmesine karþýmuazzam birhareketi ortayaçýkardý. Yüzbinlerceinsan küresel eþitsi-zliðe, yoksulluðakarþý harekete geçti.

Aþaðýdan yükselenbu dayanýþma gele-ceðin dünyasýnýnoluþumunun tekgarantisi.

Yüzbinlerce Avru-palý’nýn 3 dakikalýksaygý duruþu, bu süreiçinde ulaþýmaraçlarýnýn durmasýda ayrýca anlamlý.Dayanýþma sadecefelaket bölgesineyardým göndererekdeðil, acý çekenlerinacýsýný sembolik deolsa paylaþýlarakyapýlmakta.

Ayný savaþta oldu-ðu gibi.

VViinnoodd MMoooonneessiinngghhee,,Colombo, Sri Lanka

Sumatra adasýnýn yakýn-larýnda olan depreminyarattýðý dalgalar SriLanka'da büyük kayýplaraneden oldu. Kýyýdan birkilometre içerde dahibinalar yýkýldý.

Yaklaþýk 20 bin ölü olduðutespit edildi. Bazýlarýtsunaminin doðrudan vur-duðu bölgelerde olmayanyaklaþýk bir milyon insanýnise evsiz, barksýz kaldýðýbiliniyor.

Birçok insan koþabildiðikadar hýzla yüksek böl-gelere koþarak canlarýnýkurtardýlar. Þimdi onlarderme çatma kamplarda

barýnmaya çalýþýyorlar.Kuzey ve Doðu'nun kýyý

bölgeleri en çok hasar görenbölgeler. Buralarda oturan-lar zaten 20 yýldýr iç savaþyaþýyorlar.

Batticaloa'daki kampa çokaz hükümet yardýmý geliy-or. Gelenler ise sivil toplumkuruluþlarý aracýlýðý ile bölg-eye ulaþýyor.

Ýç Savaþ yaþamayanGüney Vilayeti, felaketi aðýrbir biçimde yaþadý. Köyler,kasabalar yok oldu.Galle'deki bir hastane dal-galar tarafýndan dar-madaðýn edildi.

Köylerde derme çatmabinalarda yaþayanlar kolay-ca dalgalarýn kurbaný oldu.

Sri Lanka'da büyük bir

konut sorunu olduðu için 1milyon insan kumsallardayaþýyordu. Tsumnami'denen çok etkilenenler kumsal-da yaþayan bu insanlaroldu.

Hikkaduwa'nýn kuzeyin-deki Seenigama, Telwatteve diðer köylerde çok yok-sul insanlar yaþamaktaydý.Bu insanlar balýkçýlýk ya-parak, ip örerek yaþýyorlar.Çok sayýda insan MaldivAdalarýnda ve Sri Lanka'daotellerde çalýþýyorlar.

Felaket günlerindehükümet bütünüyle felçoldu. Felaketzedelere halkyardým etti, yiyeceklerini,evlerini onlarla paylaþtý.

Felaketten 3 gün sonrahükümet felaketzedeleri

kaydetmeye baþladý.Bölgede büyük bir gýda

sýkýntýsý var çünkü felaket-zedelerin sýðýndýðý iç bölgel-erde de yeterli yiyecek yok.

Elektrik hatlarý üç gündeonarýldý. Su biraz dahauzun sürecek. Bu üsreiçinde insanlarýn yaþadýklarýyerlere geri dönmesimümkün deðil.

Ýnsanlar geleceklerindenendiþeli. Yýkýlan dermeçatma evler gene de yýllarýnemeðinin ürünüydü. Birçok insan iþsiz kalacak.Maldiv adalarýnda çalýþan-lar geri döndüðünde iþsizlikdaha da artacak.

Vinod Moonesinghe Sri LankaÇevre Kuruluþu'nun sözcüsü.

Bizi yoksul býrakan sistemtsunaminin sonuçlarýný ölümcül yaptý

TSUNAMÝ

Page 7: Sosyalist İşçi 229

7

GGiilleess JJii UUnnggppaakkoorrnn,,Bangkok, Tayland

Bu korkunç felaketin"doðal" olan tek yaný herþeyin bir deprem sonucubaþlamýþ olmasý.Tsunaminin getirdiðiölümler ve yýkým ise esasolarak insan yapýsý.

Tayland'daki meteorolojikurumu felaketten bir saatönce dalganýn gelmekteolduðunu tespit etti. Ancakturizm etkilenir korkusuile uyarý yapýlmadý. Eðerturizm sanayi yerineTayland'lýlarýn yaþamýdikkate alýnsaydý çok mik-tarda insanýn yaþamý kur-tulabilirdi.

Tayland'da yaþananlarkasýrga, deprem, tsunamigibi doðal felaketlerinsonuçlarýnýn bu kadar aðýrolmasýnýn asýl nedeni kâriçin çalýþan bu sisteminyaptýklarýdýr.

Her þeyden önce,Pasifik'te olduðu gibi birerken uyarý sistemi olsaydýsonuçlar bu kadar kötüolmazdý. Ne var ki böl-genin devlet yöneticilerisadece bir yýl önce erkenuyarý sistemi kurulmasýný"yüksek maliyet" gerekçesiile reddetmiþlerdi.

Taylandlý bir metereolo-jist yýllardýr en çok hasargören Phuket adasýnýntsunami tehdidi altýndaolduðunu söylemesine rað-men kimse onu dinlemedi.

Bir erken uyarý sistemibile olmasa gene de yetk-ililerin halký uyarmasý içinyeterince zaman ve olanakvardý. Hawaii adasýndakibir erken uyarý sistemi dal-galarý tespit etmiþti.

Sri Lanka ve Hindistan'dadalgalarýn kýyýya yaklaþ-malarý tam 3 saat aldý.

Felaketin bu denlibüyükolmasýnýn bir nedenide küresel kapitalizm.Tayland'ýn Aceh ya da SriLanka'dan daha az zarargörmesinin bir nedeni deTayland ekonomisinin

daha geliþkin olmasý. Daha güçlü ekonomi

daha iyi yapýlara olanakveriyor. Ya da insanlar SriLanka'da, Aceh'de olduðugibi kayýklarda yaþamýyor-lar.

Komþu kasabalar çokdaha hýzla yardýmagelebiliyor.

Ne var ki küreseelþmedünyanýn her yerine refahve geliþme getirmiyor.Yoksullar daha fazla acýçekiyor. Felakette ölenlerinbüyük çoðunluðu yok-sullar. Oysa insanlýðýnelinde bu felaketlerinzararlarýný en aza indirecekolanaklar var.

Emperyalizm tsunamifelaketinin zararlarýný art-týran bir baþka faktör.Endonezya, Sri Lanka ve

Tayland mini-emperyalistülkeler. Bu ülkelerinmerkezi hükümetleridiðerlerine kendi sýnýrlarýiçinde istikrarlý olduklarýný,yönetebilir olduklarýnýkanýtlamak zorunda.

Diðer kapitalist ülkelerkendi sýnýrlarý içindeistikrar saðlayamayan birülkeyi, ciddiye almaz.Yabancý sermaye ancakistikrara gelir.

Ýþte bu nedenleEndonezya Aceh'in baðým-sýzlýðýný tanýmýyor. SriLanka tamillerle savaþýyorve Tayland güneydeki üçMüslüman vilayete baðým-sýzlýk vermiyor.

Bu bölgelerdeki savaþlarbu hükümetlerin milita-rizminin güçlenmesine yolaçýyor. Kaynaklar orduya

gidiyor. Dördüncü faktör ise

halkýn küreselleþmeninkorkunçluðuna isyan ediy-or olmasý. Tsunaminin vur-duðu ülkelerin çoðu yok-sul deðil.

Hindistan nükleer birgüç. Tayland çok hýzlýgeliþen bir kapitalist ülke.Tayland baþbakaný ve kabi-nesindeki bakanlar milyon-erler.

Bu toplumlarda sorunzenginliðin ve iktidarýndaðýlýmý. Bölgedeki hiçbirülkenin sosyal güvenliksistemi yok. Hiçbirinindoðru dürüst bir yardýmörgütlenmesi yok. Çoðun-da kamuya ait ambulansbile yok.

Tayland hükümeti orduiçin milyarlarca dolar har-

cýyor. Çok yakýn geçmiþteordu demokrasi isteyengöstericilerin üzerine ateþaçtý.

Ordu felakete karþýharekete geçmedi. Meselakralýn Hua Hin'dekisarayýný koruyan gemileryerlerinde kaldýlar.

Güneydeki Müslümaneyaletlerdeki çok sayýdakiaskeri birlik yerlerindekaldýlar. Endonezyadünyanýn en büyük ordu-larýndan birisine sahip nevar ki Sumatra'ya yardýmayollanmadý.

Tayland'da çalýþan bin-lerce Burmalý balýkçýnýnakýbeti hiçbir zaman bilin-meyecek. Bu BurmalýlarTayland'da kaçak çalýþmakzorunda.

Bazý aktivistler ABD'nin

yardým göndermesinekuþku ile bakýyorlar. Oysadünyanýn bu en zenginülkesi daha fazla yardýmgöndermeye zorlanmalý.

Büyük þirketlerde tsuna-mi felaketinden avantajelde etmeye çalýþýyor.Felaketi gösteren televizy-on haberlerinin köþesindebüyük þirketlerin reklam-larý var. Özel hava þirket-leri isimlerini duyurmakamacýyla bölgeye göster-melik bir biçimde yardýmtaþýyorlar.

Daha ölüler toplanmadanTayland'da turizmendüstrisinin geleceði veborsa tartýþýlmaya baþ-landý.

Þirketlerin daha fazla ver-mesini talep etmeliyiz.Sadece yardým deðil, dahafazla ücreti sosyal hak,daha fazla vergi vermeleri-ni istemeliyiz.

Öte yandan insanlýðýngerçek doðasýna bakalým.Þu anda dünyanýn heryanýnda her ýrktan, renk-ten, dinden milyonlarcainsan felaketzedelereyardým ellerini uzatýyorlar.Verebilecekleri çok þey yokama gene de ellerini uza-týyorlar.

Bir Ýngiliz savaþ uçaðýpilotu Aceh'e yardýmmalzemesi taþýdýktan sonra"þimdiye kadar yaptýðýmen anlamlý iþ" diyordu. Hiçbir asker bunu savaþ içinsöylemez.

Kafkasya'da Beslankasabasýnda insanlaryardým topladýlar.Milyonlar çýrpýnýyor.

Ýþte þirketlerin küre-selleþmesini, küresel eþitsi-zliði ve açlýðý, savaþý dur-duracak olan bu aþaðýdandayanýþma. Ýnsandoðasýnýn bu olumlu yaný.Bu gücün örgütlenmesi vekazanmasý için daha fazlaçaba!

Giles Ji Ungpakorn Tayland ÝþçiDemokrasisi grubunun üyesi.

Tsunamiyi daha da yýkýcý yapan nedenler

BAK ve Barýþarock tsunami kurbanlarýnýn yanýndaTsunamiyi izleyen günlerde Türk

basýný olaya ayýrdýðý sýnýrlý alandadaha çok bölgedeki Türk futbolcularýnýsöz konusu etti. Onlardan gelen haber-ler en önemlisiydi.

Tsunaminin yok ettiði yaþamlarýyýkýp, daðýttýðý binlerce kilometrelikalan, 150 bin insanýn ölümü önemlideðildi.

Türk basýnýnýn bu korkunç felaketeayýrdýðý zaman da çok kýsýtlý oldu. 2-3gün sonra tsunami haberleri geriyedüþtü. 4-5 gün sonra ise hepten kalktý.

Avrupa’da 3 dakikalýk saygý duruþuise yabancý bir haber olarak sunuldu.Adeta bir Avrupa orijinalitesiydi.

Ne var ki büyük basýnýn yaný sýrasolda yer alan gazetelr için de durumayný.

Cumhuriyet, Birgün, Evrensel diðer

gazetelerden farklý bir tutumalmadýlar.

Onlar için de tsunami bir kaç günlükbir haberdi. Sol gazetelerde de tsuna-mi kýsa sürede günlük “Türk” haber-lerinin arkasýna geçti.

Avrupa’da yas ilan edildiðindeBirgün’de de bu haber yabancý birbiçimde verildi. Adeta “buAvrupalýlarýn da baþka iþi yok” gibi.

Basýnýn bütün bu tutumunun sonucuolarak Türkiye’de tsunami felaketiyabancý bir olay oldu. Ýnsanlar olayýnkorkunçluðunu yaþamadýlar, his-setmediler.

Aynen Irak’ta süre gelen iþgal gibi.Türk basýný, saðýyla, soluyla Irak iþgali-ni de önemsemiyor. Dünya basýnýndaen öne çýkan iþgal haberler Türkbasýnýna girmiyor ya da en ufak, kýsa

biçimde girebiliyor.Sonuç olarak Türkiye’de yaþayanlar

tsunamide olduðu gibi Irak’ýn iþgalininboyutlarýný izleyemiyorlar.

Dünyanýn heryerinde olduðu gibiTürkiye’de aþaðýdan bir inisiyatif neyazýk ki bu nedenlerle güçlü deðil.Yardým kampanyalarýna ilgi hemenhemen yok gibi.

Bütün bu duyarsýzlýk ortamýndaKüresel BAK ve BarýþaRock Ýnisiyatifigene öne çýktý.

En yakýn zamanda düzenlenecek birkonserle bölgeye yardým yollanacak.

Kollar sývandý ve çalýþmalar baþladý.Þimdi onlarý desteklemek gerekir.

Ýzmit depreminde caný yananlar iyibiliyor ki yardým devletten deðil,komþudani, dosttan, sokaktaki diðerinsanlardan geliyor.

TSUNAMÝ

Page 8: Sosyalist İşçi 229

8

Chris MARSDEN

Önde gelen Ortadoðuyorumcularýndan RobertFisk, Irak'taki yardýmgönüllüsü MargaretHasan'ýn katlinden kiminsorumlu olduðunu soruyor.

17 Kasým tarihliIndependent gazetesindekibaþ sayfa yazýsýnda Fisk,Hasan'ýn Iraklý isyancýlartarafýndan öldürdüðünüiddia eden resmi yorumüzerinde kuþkular yaratanbir dizi önemli soru soruy-or.

Fisk'in Irak sorunuyla ilgiligörüþleri ciddiye alýnmalý.Bugün Independent'tagazetecilik yapan Fisk,Beyrut'ta 25 yýldan fazlayaþamýþ ve oradaki iç savaþüzerine Pity The Nation(Zavallý Ulus) adlý kitabýyazmýþ bir Ortadoðuuzmaný. Irak ve Ýsrail-Filistin sorunu üzerine çokyazmýþ, 1998 ve 2000'deUluslararasý Af ÖrgütüÝngiltere Basýn Ödülleri gibiçok sayýda ödül almýþ birgazeteci.

Margaret Hasan'ýn 19Ekim'de kaçýrýlmasý anlaþýlýrbir öfkeye ve yaygýn bir tep-kiye yol açmýþtý. ÇünküHasan ABD'nin Irak'takisavaþýna ve sonrasýndakiiþgale açýkça karþý çýkanbiriydi. Hasan kendiniIraklýlara yardým etmeyeadamýþtý. Kocasý Tahsin AliHasan'la Ýngiltere'deokurken karþýlaþtýðý1972'den beri Irak'tayaþamýþ, Ýslam'ý kabul etmiþve Irak vatandaþlýðýnageçmiþti. 1991 Körfez

Savaþý'ndan sonra yardýmkuruluþu CareInternational'ýn yöneticisiolmuþ ve BM yaptýrýmlarýnakarþý çýkmýþtý.

Böyle birinin isimsiz birdireniþ grubu tarafýndankaçýrýlmasý Ýngiliz ve ABDhükümetleri için çok deðerlibir propaganda aracý oldu.Baþbakan Tony Blair vediðerleri, yaptýklarý resmiaçýklamalarda bu olayýn,Irak'ta demokratik bir yöne-timin kurulmasýna yöneliksözde çabalara karþý çýkangüçlerin gerçek karakterinigösterdiðini ileri sürüyor-lardý.

Bir kadýnýn kafasýnýnarkasýndan vurulmasýgörüntülerini içeren birkasedin ortaya çýkmasýnýnardýndan, Ýngiltere DýþiþleriBakaný Jack Straw, Hasan'ýn"tam bir kesinlikle ilerisüremiyor olsak da,muhtemelen katledildiðini"söyledi. "Birini kaçýrýpöldürmek affedilemez. Amahayatýnýn önemli kýsmýnýIrak'ta insanlarýn iyiliði içinçalýþmaya harcayan birkadýna karþý iþlenen böylebir suça karýþmak da tiksintivericidir" dedi.

"Irak'taki anarþidemasumiyetin bedeli ne?"baþlýklý makalesinde Fiskbirçok insanýn Hasan'ýnolasý ölümüyle birlikte "Irakbataklýðýnda ne kadar dahailerlenebileceði"ni sorgulay-acaðýný kabul ediyor. FakatHasan'ýn, yaþýyor olsaydý,"bugün bu cinayet hakkýn-daki öfkelerini ve üzüntü-lerini vurgulayan bürokrat-lara ve batýlý liderlere kýz-

maktan baþka hiçbir þeyyapamayacaðýný" da ekliy-or.

Sonra da, Hasan'ýn kaçýrýl-masý olayýnýn etrafýndakimaddi ve siyasi tutarsýzlýk-larý teker teker sayýyor.

Ýlk olarak Fisk, Hasan'ýkaçýranlar tarafýndan (19, 22ve 27 Ekim'de) gönderilenve Hasan'ýn aðlarken veÝngiliz askerlerinin Irak'tançekilmesi için yalvarýrkengösteren ilk filmlere dikkatçekiyor.

"Bu dehþet verici görüntü-lerin arka planýnda alýþýlmýþÝslami bayraklar bulun-madýðýna, alýþýlmýþ silahlýve yüzleri kapalý adamlarýnolmadýðýna, ve Kuran'danda hiçbir þey okunmadýðý-na" iþaret ediyor.

"Ve eðer bu, Felluce veRamadi'deki duruma göreincelenirse, MargaretHasan'ýn kaçýrýlma eylemi-nin duruma neredeyseaykýrý olduðu görülür;Felluce'deki baðlantýlýdireniþ gruplarý - mesajgerçekten onlardan geliyor-du - Hasan'ýn serbestbýrakýlmasýný talep ediyor-lardý. Garip bir þekilde el-Zarkavi de, yaniAmerikalýlar'ýn yanlýþolarak Irak direniþininbaþýnda olmakla suçladýðýel-Kaide üyesi, ayný þeyiistiyordu, adam kaçýrmakve yabancýlarýn kellesiniuçurmak gibi iþlerdesabýkasý bir hayli kabarýkolmasýna raðmen."

Fisk, "diðer kaçýrýlankadýnlarýn, örneðin ikiÝtalyan yardým gönül-lüsünün, kendilerininmasumiyetine inanýldýðýzaman serbest býrakýldýk-larýný" da ekliyor, "fakatMargaret Hasan býrakýl-madý, akýcý bir Arapçakonuþabilmesine ve ken-disini kaçýranlara yaptýðý iþionlarýn dilinde rahatça açýk-layabilecek olmasýna rað-

men."Neden iþgale karþý çýkan

herhangi bir grup, serbestbýrakýlmasý için Iraklýlarýn26 Ekim'de Baðdat'ta yap-týklarý gösteri de dahil bukadar çok talep olmasýnaraðmen Margaret Hasan'abu kadar acýmasýzcadavransýn ki?

Fisk, Hasan'ý kaçýrabilecekolasý bir alternatif oluþumadikkat çekiyor. "Bu yýlortaya çýkan gizemli birfilmde, bir takým silahlýadamlar Zarkavi'yi kaçýra-caklarýný açýklýyorlar, onuIrak karþýtý olmakla suçluy-or, iþgal ordularýndan isenazikçe "koalisyon güçleri"olarak söz ediyordu. Bufilm kýsa zamanda "Allavikasedi" olarak ünlendi:ABD tarafýndan atanmýþ,eski CIA ajaný ve eski

Baasçý, Irak'ýn geçiciBaþbakaný sýfatýnýntaþýyýcýsý, Felluce'de sivil-lerin ölmediðini budalacaileri süren ayný Allavi."

Açýkçasý Fisk, MargaretHasan'ýn ölmünden kiminyarar saðlayacaðýný soraraklafýný bitiriyor.

"Herhangi biri isyancýlarýncanice huylarý konusundaþüphe duyduðunda, onlarýnsaldýrganlýlarýný ortaya ser-mek için Margaret Hasan'ýnkatline iliþkin kanýtlar üret-mekten daha iyi bir yol varmý?" diye yazýyor."Dünyaya Amerika veAllavi'nin ordularýnýnFelluce'de ve halaWashington'un düþman-larýnýn elindeki diðer Irakkentlerinde "kötülük"lemücadele ettiklerinidünyaya kanýtlamak için

daha acýmasýz bir yol varmý?"

"Kimse Bay Allavi'ninyönetimiyle baðlantýlý olankiþilerin Margaret Hasan'ýölümünde parmaðýolduðunu iddia etmiyor"diyor Fisk, ve "Irak'ta yir-miye yakýn direniþ grubuolduðunu" ve "rakip suççetelerinin insanlarý kaçýrýpfidye istediklerini" de ekliy-or.

"Fakat Margaret Hasan'ýkimin öldürdüðü sorusuhenüz yanýtlanabilmiþdeðil."

Hasan'ýn ölümü doðru-lanacak mý? Ýþte bu dagerçekten yanýtlanmayýbekleyen bir soru. Ve Fisk'inyaptýðý gibi sorulmasý tama-men gerekli bir soru dahavar: Bundan kim yararsaðlýyor?

Margaret Hasan ABD'nin Irak'taki savaþýna ve sonrasýndaki iþgale açýkça karþýçýkan biriydi.

Robert Fisk soruyor:

Margaret Hasan'ý kim öldürdü?Margaret Hasan Irak ve Ýsrail-Filistin sorunu üzerine çokyazmýþ, 1998 ve 2000'deUluslararasý Af Örgütü ÝngiltereBasýn Ödülleri gibi çok sayýdaödül almýþ bir gazeteci.

Mahmut Abbas'ýn FilistinCumhurbaþkaný seçilmesi tümdünya liderleri tarafýndancoþkuyla karþýlandý. ÖzellikleBush, Sharon ve Putin memnun-luklarýný belirttiler. Demokrasiyene kadar kararlý bir þekilde baðlýolduklarýný Irak, Filistin veÇeçenistan'da tekrar tekrar kanýt-layan bu üç lider acaba Abbas'aniye bu kadar düþkünler?

Abbas'ýn isminin önünde tümtelevizyon ve basýn haberlerinde"ýlýmlý" sýfatýnýn kullanýlýyorolmasý kuþkusuz bir neden.Abbas'ýn Hamas'a yakýnlýðýylaveya silahlý mücadeleye yatkýn-lýðýyla tanýnýyor olmamasý birbaþka neden. Ýsrail ile Filistinlilerarasýnda baþlatýlýp daha sonraÝsrail tarafýndan sabotajauðratýlan Oslo barýþ sürecininmimarlarýndan birinin Abbasolmasý da kuþkusuz ek birneden.

Hem Türkiye'de hem Batýülkelerinde medyanýn izah ettiði

gibi, þimdi Abbas'tan beklenen,þiddete son vermesi ve Ýsrail ilebarýþ görüþmelerine yeniden hýzkazandýrmasý.

Açýk ki, Abbas ýlýmlý, makul,hem Amerika hem de Ýsrail'edaha sýcak bakan, direnmeyedaha az niyetli, Ýsrail'e daha çoködün verecek ve barýþ için dahaçok çalýþacak bir kiþi olarakalgýlanýyor ve anlatýlýyor.

Bu anlatýmýn iki temel sorunuvar. Birincisi, Abbas'ýn Arafat'tanfarklý olduðu ve dolayýsýyla barýþgetirebileceði iddiasýyla, barýþýbugüne kadar Arafat'ýnengellemiþ olduðu ima edilmiþoluyor. Bu zaten Arafat'ý"terörist" olarak damgalayanÝsrail devletinin eskiden beriiddiasý.

Ýkincisi, Abbas'ýn þiddetiengelleyeceði ve barýþ için çalýþa-

caðý iddiasýyla, þiddetin kay-naðýnýn Filistinliler olduðu vebarýþýn bugüne kadar bu yüzdenbaþarýlamadýðý ima edilmiþ oluy-or. Bu da, elbet, Ýsrail devletininkurulduðu günden beri ilerisürdüðü bir iddia.

Gerçekte, Abbas'ýn Arafat'tanpek farký yok. El Fetih hareke-tinin eski ve köklü yöneticikadrolarýndan biri. Oslo sürecidahil, yaptýðý her þeyi Arafat'ýnbilgisi ve onayýyla yaptýðýndankuþku olamaz. Daha da önemlisi,Batýlý güçlerin bugün Abbas'tanbekledikleri her þey tam daArafat'ýn en az 20 yýldýr yapmayaçalýþtýklarý. Görüþmeler, anlaþ-malar, ödünler, barýþ için biravuç topraða ve gülünç birözerkliðe razý olmak: bütün bun-lar Arafat'ýn tekrar tekrar yaptýðýve Ýsrail devleti tarafýndan kedi

fare ile oynarcasýna, dalgageçercesine her defasýndaengellediði giriþimler. Tüm ömrüödün vermekle geçen Arafat'ý"terörist" olarak damgalayanÝsrail devleti, tümüyle teslimolmadýðý taktirde Abbas'ý da aynýþekilde damgalamakta gecik-meyecektir.

Gerçekte, þiddetin kaynaðýFilistinliler deðil, Ýsrail iþgaliolduðu için, barýþýn önündekiengel Filistinliler deðil, Ýsraildevleti olduðu için, Arafat gibi,Abbas'ýn da tüm çabalarý, vere-ceði tüm ödünler boþa çýkacaktýr.

Oslo sürecinde Arafat FilistinYönetiminin polisini kurupFilistinliler üzerinde Ýsrail'in jan-darmasý olma görevini kabulettiði günlerde, bugün baþbakanolan Sharon El Aksa Camiindeyaptýðý provokasyonla Ýkinci

Ýntifada'nýn baþlamasýna yolaçmýþtýr. Abbas da ödün verecek.Filistin halký barýþ özlemi içindebu ödünleri büyük olasýlýklakabul edecek. Ve Ýsrail devletiAbbas'ýn tüm giriþimlerini,Filistinlilerin tüm barýþ umut-larýný yine boþa çýkaracaktýr.

Ýsrail iþgalinin en zor ve olum-suz koþullarýnda yapmayýbecerdikleri seçimlerle, seçimlereyüksek katýlým oranýyla,Filistinliler Ortadoðu'nun endemokratik halklarýndan biriolduklarýný yeniden kanýtladýlar.Tüm "terör" ve "þiddet" yalan-larýnýn anlamsýzlýðýný tekrar gös-terdiler. Tüm karalamalara rað-men, yine Arafat'ýn örgütükazandý.

Ama sonuçta, Filistinlilerin kur-tuluþu Abbas'ýn vereceði ödün-lerden deðil, yeni Ýntifadalardan,bölge halklarýnýn dayanýþmasýn-dan geçecek.

Çözüm yeni intifadalarda

Page 9: Sosyalist İşçi 229

9

Irak'ý, demokrasi veözgürlük getireceði iddasýile iþgal eden Bush, þimdide Ocak ayýnda yapýlacakseçimlerle Irak'ýn istikrarakavuþacaðýný iddia ediyor.Fakat Irak'taki gerçeklerdurumun hiç de böyleolmadýðýný gösteriyor.

Savaþ baþladýðýndan beri110.000 Iraklý sivil öldü vebu rakam giderek artýyor.Irak'lý doktorlar ise gerçekrakamýn 200.000 olduðunutahmin ediyorlar.Yýlbaþýndan bu yana,sadece on gün içinde 100kiþi daha öldü. Irak'ta halagüvenlik tam olaraksaðlanabilmiþ deðil. Ýnsan-lar sürekli korku içindeyaþýyorlar. Temel hizmet-lerin hiç birisi verilemiyor.Ülkenin su ihtiyacýnýnsadece %10'u karþýlanýyor.Hala elektrik yok; Baðdat'abile günde 12 saat elektrikveriliyor. Ülke nüfusunun%70'i iþsiz.

Aralýk ayýnda Irak'agiden bir gazeteci Fellucehalkýndan Muhammed El-Asawi'ye, Ocak'ta yapýl-masý planlanan seçimlerhakkýnda ne düþündüðünüsoruyor. Asawi'nin yanýtýþöyle; "Ne seçimleri? Banaevime nasýl dönebileceði-mi, çocuklarýma neredenilaç, yiyecek, su bulabile-ceðimi, kýþýn nasýl ýsý-nacaðýmý söylesinler. Banaseçimler hakkýnda hiçbirþey sormayýn. BaþbakanÝyad Allawi evlerimiziyýktý ve þimdi de seçimistiyor. Bu seçimlere aslakatýlmayacaðým."

Baský koþullarýaltýnda seçimyapýlamaz

Seçimler yaklaþtýkça"güvenlik" bahanesi altýndaiþgal güçlerinin Irak halkýüzerindeki baskýsý giderekartýyor.

Felluce kuþatmasý sýrasýn-da kentten kaçmýþ olanlarþimdi evlerine döndük-lerinde parmak izleri veDNA örnekleri alýnarakdamgalanýyorlar ve kollarý-na üzerlerinde ev adresleriyazan bantlar takmaya zor-lanýyorlar.

"Seçimlerin güvenli birþekilde yapýlabilmesi"gerekçesi ile Irak'takiAmerikan askeri sayýsý135.000'den 150.000'eçýkarýldý.

Ayrýca Amerika, seçim-lere bir kaç hafta kalaIrak'ta iki yeni yasanýn çýk-masýný saðladý. Bu yasalaragöre, önceden "illegalörgüt" üyesi olanlar (yaniiþgale karþý direnenler) veörgüt üyeliðinden ayrýl-masýnýn üzerinden üç yýlgeçmeyenler bu seçimlerekatýlamayacaklar. Ayrýca,"terörizm" yanlýsý konuþ-malar yapýp, "terörist"eylemleri destekleyenhiçbir parti, Amerikatarafýndan oluþturulanSeçim Konseyi'nden paraalamayacak ve seçimlerekatýlamayacak. Böylece,kendi ülkesinin iþgaledilmesine karþý çýkan Irakhalký aslýnda bu seçimlerdehiçbir þekilde sesini duyu-

ramayacak.

Koþullar teknikolarak da uygundeðil

Irak'ta seçmen kayýtlarýSaddam Hüseyin zamanýn-dan kalan ekmek karneler-ine dayanarak yapýlýyor.Bu kayýtlar hem çok eski,hem de bu karnelerin taklitedilmesi çok kolay.Seçimlere yüzlerce politikparti ve 400 aday katýlýyor,ancak Iraklý'larýn %40'kime ve neye oy verecek-lerini, seçimlerin nasýlyapýlacaðýný, kimlerin adayolduðunu bilmiyorlar.

Seçimlerin saðlýklý birþekilde yapýlabilmesi içinen az 150.000 görevlininolmasý gerektiði tahminediliyor. Fakat henüz busayýya ulaþýlabilmiþ deðil,olan görevliler de birseçimin nasýl yapýlacaðýkonusunda eðitimlideðiller.

Irak halkýnýntamamý temsiledilmiyor

Irak'ýn nüfusu 24 milyon.Irak halkýnýn %97'sini

Müslümanlar, %3'ünüHristiyanlar ve diðer din-lere mensup olanlar oluþ-turuyor. Müslümanlarýn da%60'ý Þiilerden , %40'ýSünnilerden meydanageliyor.

Seçimlere katýlan gru-plarýn ezici çoðunluðunuise Þiiler ve Kürtler oluþtu-ruyor. Sünniler "seçimlerinyapýlabilmesi için uygunkoþullarýn olmadýðýný"söyleyerek seçimleriprotesto ediyorlar. AncakÞiilerin de tamamý deðil,sadece Ayetullah El-Sistanitarafýndan bir þemsiye par-tisi altýnda toplanan 22 Þiigrubu katýlýyor. Þiilerin birdiðer önemli parçasý olanMukteda El Sadr ise seçim-lere katýlmýyor. Ayrýca,Ramadi, Musul, Tikrit,Felluce ve Dialaþehirlerinde yaþayanIrak'lýlar seçimleri boykotedeceklerini açýkladýlar. BuIrak halkýnýn yarýsýnýnseçimlere katýlmayacaðýanlamýna geliyor.

Seçimlerde neolacak?

Bush her konuþmasýnda30 Ocak'ta Irak halkýnýn

kendi hükümetini seçeceði-ni söylese de bu doðrudeðil. Ocak'ta yapýlacakseçimlerde 275 kiþidenoluþan Geçici UlusalMeclis seçilecek. Dahasonra bu meclis yeni biranayasa hazýrlayacak veeðer bu anayasa kabuledilirse en geç 2005 yýlýnýnAralýk ayýnda olmak üzereyeni seçimler yapýlacak.Birleþmiþ Milletler'e göre,yeni hükümetin

seçilmesinin ardýndan iþgalgüçlerinin Irak'ý terketmeleri gerekse de,hükümet iþgal güçlerinden"istikrarý saðlamak" üzerekalmalarýný isteyebilir.

Direniþ seçimlerdensonra da devamedecek

ABD Dýþiþleri eski bakanýColin Powell bile, Irak'takidireniþin 30 Ocak'tan sonradevam edeceðini söyledi.Direniþçiler tüm Irak'taiþgal güçlerine yöneliksaldýrýlarýna devam ediyor-lar. Baskýcý iþgal koþullarýaltýnda, katýlýmýn Irakhalkýnýn yarýsýný bile temsiletmediði bu seçimler hiçbirþekilde Irak'a istikrargetiremez. Irak'ta istikrarýnsaðlanmasýnýn tek bir yoluvardýr; o da ABD ve onupeþinden giden iþgal güç-lerinin bir an önce Irak'taçýkmasý, ve Irak halkýnýnkendi özgür iradesiylekendi hükümetini seçeceðiseçim koþullarýnýn oluþtu-rulmasýdýr.

Irak’ta ölü sayýsý 110 bine ulaþtý!

Hangi seçimlerden bahsediyorsunuz?

VViieettnnaamm vvee IIrraakk ddeenneeyyiimmlleerrii

ABD ve Ýngiltere'nin, daha önce iþgal ettikleriülkelerde nasýl "demokratik" seçimler yaptýk-larýný hatýrlamakta fayda var.

1920'de Ýngiltere'nin iþgali altýnda olan Irak'tayapýlan seçimler o kadar demokratikti ki, KralFaysal Irak'ý Ýngiltere olmadan yönetemeyecekkadar güçsüzdü. Bu yüzden de Ýngiltere'denIrak'ta kalmasýný "rica etmiþti." Dolayýsýylaseçimlerin ardýndan 1932 yýlýna kadar ÝngiltereIrak'ta kalmaya devam ett.Ýþgale karþý ayaklan-mayý bastýrýp Kral Faysal'ýn seçilmesini saðla-mak o zaman Ýngiltere'ye binlerce askere ve40.000 pounda malolmuþtu.

Ayný þekilde, 1960'larýn ilk yýllarýndaAmerikan ajanlarý Güney Vietnam hükümeti ilebirlikte çalýþýyorlardý. O dönemde baþkanyardýmcýsý olan Nixon Vietnam'ý ziyareti sýrasýn-da, ajanlardan birisine ne gibi faaliyetlerdebulunduklarýný sordu. Ajan, "General Thanghükümetine Vietnam tarihinin en dürüst seçim-lerinin yapýlabilmesi için yardým ettiklerini"söyledi. Hemen ardýndan Amerika Vietnam'ýiþgal etti ve 1966, 1967 ve 1971'de burada"göstermelik seçimler" düzenledi. Ancak, savaþkarþýtý hareket ve Vietnam'lý direniþçilerAmerika'yý yenilgiye uðratýncaya kadar AmerikaVietnem'ý terk etmedi.

Bütün dünyadan gelen400 savaþ karþýtý aktivist2004 yýlýnýn Aralýk ayýnýnsonunda Hindistan'ýnHaydarabad þehrindetoplandýlar. Toplantýnýnamacý, Hindistan'dasavaþ karþýtý bir að oluþ-turmak, hareketin sonra-ki adýmlarýný tartýþmak,ve 19-20 Mart'ta bütündünyada yapýlacak gös-teriyi inþa etmekti. Butoplantýnýn yapýlmasýna22000044 yyýýllýýnnýýnn bbaaþþýýnnddaaHHiinnddiissttaann''ýýnn MMuummbbaaiiþþeehhrriinnddee yyaappýýllaann DDüünnyyaaSSoossyyllaa FFoorruummuu''nda kararverilmiþti. ToplantýyaKomünist Partiler,sendikacýlar, savaþ

karþýtý aktivistler, siviltoplum kuruluþlarý veçeþitli kampanyalarýntemsilcileri katýldý.

Hindistanlýlar için,Bush'a karþý Amerikalý,Avrupalý ve Iraklýlar ileberaber mücadele ediyor

olmak çok önem-liydi.

Toplantýyakatýlan WWaallddeennBBeelllloo, "Her þey-den önemlisiAmerika Irak'tabataða saplanýy-or. Irak direniþigüç dengelerinideðiþtirmeyebaþladý." Dedi.

Irak'tan gelen veMukteda El-Sadrtaraftarý olanHHaassaann ZZaarrkkaannii

ise, "Her þekilde direnm-eye devam edeceðiz;silahla ya da silahsýz. Vebu direniþi Sünni kardeþ-lerimizle birlikte yap-maya çalýþacaðýz. Bununbölünmüþ bir direniþolduðu doðru deðildir.Hepimiz Irak direniþininparçasýyýz." Dedi.

Haydarabad Savaþkarþýtlarý buluþmasýnýnardýndan yayýnlanandeklerasyonda savaþýnikinci yýldönümündeyapýlacak savaþ karþýtlarýgösterisini en güçlü þek-ilde örgütlenmesi içinbütün dünyaya çaðrýyapýldý.

Savaþ karþýtlarý Haydarabad'da toplandýHindistan

‘Seçimlerin güvenli bir þekildeyapýlabilmesi’ gerekçesi ileIrak'taki Amerikan askeri sayýsý135.000'den 150.000'e çýkarýldý.

Page 10: Sosyalist İşçi 229

10

Avrupa Birliði tartýþ-malarý bir çok yöndenönemli. Bu tartýþmalar biryandan yeni liberal ideolo-jiyle aramýzdaki mesafeninölçütü olurken, öte yandanhedeflediðimiz toplumsaldeðiþime dair ufkumuza vearaçlarýmýza dair açýkipuçlarý veriyor. Ancakbuna raðmen AB üzerinetartýþmalarda alýnan farklýtutumlar, politik zemindegerçek bir bölünmeye tek-abül etmemesi gerekir.Çünkü tartýþmaya dahageniþ bir pencereden bak-týðýnýzda, aslýnda temeltartýþma Türkiye kapital-izminin alacaðý yöndür.Sosyal demokrasinin solun-daki sol, genel anlamdanihai çözümün kapitalizmötesi olduðu konusundaanlaþýyor. Bu tartýþmadabizleri ayýran noktaçözümün ne olduðukonusunda deðil, çözümedoðru atýlacak adýmlar veyön konusunda. Öyleysetartýþmayý da bu boyutuylaele almak gerekir.

AB üyeliði konusundaTürkiye egemen sýnýfýnýnçok çeþitli kesimlerininanlaþýyor olmasý,Türkiye'de büyük ser-mayenin programýnýnbaþarýsý olarak görülmeli.Çünkü AB üyeliðinden asýlolarak yararlanacak olanbu kesim. Cumhuriyet tari-hinde ilk kez TÜSÝAD,MÜSÝAD, Genelkurmay,hükümet, muhalefet,bürokrasi bu derece ortakbir program çerçevesindeanlaþmýþ durumda.Egemen sýnýf arasýndakifark programýn nihai hede-fi üzerine deðil, sonuçtanihai hedef yolunda ödün

verilebilecek olan Kýbrýs,demokratik açýlýmlar, vbayrýntýlarda.

AB üyelik süreciTürkiye'deki statükoyu enazýndan sarsacaðý ortada.Ancak statükonun bozul-masýna endeksli bir bekley-iþ, mücadele perspekti-fimizi son derece sýnýrlaya-caktýr. AB üyeliðinin kýsmîde olsa iyileþme saðlaya-caðýna inandýrýlan iþçisýnýfýnýn, bu üyeliðin gereðigerçekleþtirilecek kamuharcamalarý kýsýtlamalarý(özelleþtirmeler vesendikasýzlaþma), bütçeaçýklarýnýn kapatýlmasý(ücret gerilemeleri), tarým-da ve bir çok diðer sek-törde yeniden yapýlanma(en az 20 milyon iþsiz) gibisaldýrýlar karþýsýndamücadelesi son derecezaaflý olacaktýr. Çünküsaldýrýyý yürütenler, tümbunlarýn, herkesin ortakçýkarýna olarak sunulan ABüyeliðinin gereði olarakanlatacaklardýr. Açýk birþekilde iþçi düþmaný olarakbilinen IMF programý,bugün karþýmýzademokrasi ve ekonomikrefah ambalajýyla, ABüyeliðinin gereði olarakkonulacaktýr. Ýþte bu nokta-da konuya iliþkin poli-tikalarýný "evet" olarakbelirlemiþ olan sosyalist-lerin iþi çok zor olacaðýgibi, bu tutumlarý,sendikalarda ve benzeri iþçiörgütlerinde saldýrýya karþýortak mücadeleyi de zaafauðratacaktýr. Elbette temelpolitik ayrýmý "AB'ye hayýr"olarak koyan, bu temelde"evet" diyenlere karþýuzlaþmaz bir tutum alanmilliyetçi solun da iþçi

sýnýfýný böldüðünü gözdenkaçýrmamak gerekiyor.Dolayýsýyla AB üyeliðikonusunda tutum üzerinetartýþmalarda saflaþmamýzsoyut politikalar üzerindendeðil, iþçi sýnýfýnýn mücade-lesini zaafa uðratmayacakþekilde, sýnýfýn birliðitemelinde olmalý.

Avrupa radikal solukarþý

Bugün daha iyi bir dünyaiçin hedeflenen toplumsaldeðiþim konusunda insan-lýk önünde duran ikiseçenek, Anglo-Saksonkapitalizme karþý BatýAvrupa tarzý 'refahdevleti'ne dayanan kapital-izmle sýnýrlý deðil. Ancakbuna raðmen Avrupa'daküresel hareketin içindeAB'nin reform edilebile-

ceðine dair illüzyona sahipsol yaklaþýmlar söz konusu.Örneðin sosyal liberal koal-isyonlara katýlan FransýzKomünist Partisi (FKP) veAlmanya'da DemokratikSosyalizm Partisi (PDS)gibi partiler ya da ATTACgibi radikal reformistçevreler AB projesini, ABDemperyalizminin karþýsýn-da olumlu bir seçenekolarak ele alýyor ya da bukonuda suskun kalmayýsiyasi hedefleri açýsýndanuygun görüyor. Ýtalya'daKomünist YenidenYapýlanma (PRC),hareketin sokaktaki gücüneyaslanmak yerine,Berlusconi'yi devirerek,Prodi ile bir hükümetkurma düþü içinde.ATTAC liderliði Chirac'ýnBalkanlar veAfganistan'daki emperyal-

ist savaþlardaki rolüne bak-madan, emperyalist reka-betin gereði Bush'un hege-monya savaþýna karþýçýkýþýný anti-emperyalist birduruþ gibi yorumlayabiliy-or.

Avrupa Sol Partisi'ni(ASP) oluþturan partilerinAB'ye yaklaþýmý, parla-menterist perspektiflerinedeniyle bir ön kabuledayanýyor. ASP, tabanýn dakatýldýðý dinamik bir tartýþ-ma süreciyle deðil, yukarý-dan aþaðýya diplomatikdüzeyde yürütülengörüþmelerle kuruldu.Çünkü ASP'nin kurul-masýnda itici güç toplumsalbir deðiþim için mücadeledinamiði deðil, temelolarak AB'nin olanaklarýnýndaha iyi kullanýlmasý veseçimlere yönelik parla-menter bir perspektiftir.

ASP'nin çeþitli belgeleri,baþka bir dünya isteðinidile getirmekle birlikte,anti-kapitalist bir stratejiyesahip deðil.

Avrupa Sol Partisi AB'yikabullenmiþ bir yerdenpolitika yaparken,Ýngiltere'den Respect-Unity, Sosyalist Ýþçi Partisi(SWP), Ýskoçya SosyalistPartisi (SSP), Fransa'danDevrimci Birlik (LCR) gibisosyalist örgütlerin oluþtur-duðu Anti-kapitalist Solgiriþim, AB'ye karþý net birtutum içinde. Ayrýca buparti ittifaklarýnýn dýþýndada çok geniþ bir yelpazede,özellikle sosyal forumlarzemininde ve savaþ karþýtýhareket içinde örgütlü ABkarþýtý, anti-kapitalistbulunuyor. DolayýsýylaAvrupa solu ile bütünleþ-menin önkoþulu AB üyeliði

Avrupa Birliðbirliði önü

AB, Avrupa serma

Page 11: Sosyalist İşçi 229

11

deðil, tam tersine ona karþýçýkmaktan geçiyor.

Emperyalizminkarþýsýnda

AB'nin karakterinibelirleyen iki önemli faktör,Avrupalý çokuluslu þirket-lerin ve Avrupa emperyal-ist devletlerinin güçlerinive diplomatik çýkarlarýnýbu proje içinde ortaklaþtýr-malarý olarak özetlenebilir.Merkezinde bu güçlerinçýkarlarýnýn yattýðý süreçtüm ulus-devletlerin eþitçýkarlarý üzerinden þekil-lenmiyor. AB projesi buanlamýyla üye devletlerarasýndaki rekabetkoþullarýný ortadan kaldýr-mamýþtýr. Ulusal devlet-lerin bir takým merkezisorumluluklarý, dahabüyük ölçekte federal birdevlet yapýsý altýndatoplanýyor. Sonuçta her þeydaha büyük ölçekte vemerkezde Fransa ileAlmanya gibi emperyalistdevletlerin denetimindeyeniden þekilleniyor.

Kýsacasý Avrupa'da, tekbaþlarýna yeterli rekabet

gücü olmamasýndan kay-naklanan, çeþitli emperyal-ist devletleri bir arayagetiren temel dinamik,emperyalistler arasýndakiçeliþkidir. Çeþitli Avrupalýemperyalist devletlerin biraraya gelmesi, bu kýtadakiemperyalizmi ortadankaldýrmýyor, tam tersineABD ve Japonya karþýsýndadahi güçlü bir emperyalistblok oluþmasýna yol açýyor.Bizim tutumumuz,emperyalistler arasýndakirekabette taraf olmak deðil,bu bloklar arasýndakiçeliþkilerin derinleþtirilmesiyönünde olmalý.

Sosyalistlerin nihai hedefikapitalizmi aþmak. Buhedef doðrultusundamücadele ederken, baðým-sýz bir sýnýfsal tutum takýn-malý ve kapitalist sýnýfýn þuya da bu kesiminin çýkar-larýný savunur pozisyonlaradüþmemelidirler.Kapitalizmi aþmak isesoyut bir talep deðil. Çoku-luslu þirketlerin elindekiekonomik gücü gerialýrken, piyasanýn ortadankaldýrýlarak, üretimin vepaylaþýmýn demokratik

olarak planlandýðý birekonominin örgütlenmesi,siyasi iktidar yapýsýnýnradikal olarak yýkýlarak,aþaðýdan yukarý yenidenoluþturulmasý, rekabetedeðil, dayanýþmaya dayalýbir toplumsal örgütlen-menin gerçekleþmesindenbahsediyoruz. Böyle birdünyada zenginliklerikendi coðrafyasýnahapseden, sorunlarýný iseihraç eden bir AB'nin var-lýðý söz konusu olamaz.Ýlerici birleþik kapitalist birAvrupa gerici bir ütopy-adýr ve öyle kalacaktýr.Kapitalistlerin farklý ulusalçýkarlarý bunun önündeengel oluþturmaktadýr.

Türkiye egemen sýnýfýnýnve onun programýnýnyürütücüsü hükümetin ABüyeliði hedefi, bizim kapi-talizmi aþma hedefimizintam tersi yönünde yol ala-caðý çok açýk. DolayýsýylaTürkiye egemen sýnýfýnýnhedefinin ne kadar uzaðýn-da olursak, anti-kapitalistbaþka bir dünya hede-fimizin o kadar yakýnýndaolma þansýmýz olacaktýr.

FF..LLeevveenntt ÞÞEENNSSEEVVEERR

ði iþçi sýnýfýnýnünde engel

Gelir daðýlýmýve yoksulluk

AB'nin geniþlemesiyle birlikte toplu-luk içinde yoksulluk sýnýrý altýndayaþayanlarýn sayýsý 55 milyondan 68milyona ulaþtý. AB içinde yoksulluk vegelir eþitsizliði her dönem var olmasý-na karþýn, yeni liberal politikalarýnazgýnca uygulanmaya baþlandýðý1990'lardan itibaren çok daha hýzlýarttý. Avrupa'da yoksulluk sýnýrý, kiþibaþýna düþen ulusal gelirin yüzde60'ýnýn altýnda gelir sahibi olanlarolarak tanýmlanýyor. Bu tanýma göre1998 yýlýnda AB ülkelerinin toplamnüfusunun yüzde 18'i yoksulluksýnýrýnýn altýnda ve bunlarýn yaklaþýkyarýsý üç yýldan fazla bir süre busýnýrýn altýnda yaþýyordu.

AB'de 2001 yýlýnda nüfusun gelirdüzeyi en yüksek yüzde 20'si ile en

düþük yüzde 20'si arasýnda ortalama4.4 kat fark vardý. Yani tepedeki enzengin yüzde 20'nin geliri, en yoksul20'ye göre ortalama 4.4 kat dahafazlaydý.

AB'de yoksulluk ile sosyal harca-malar arasýnda önemli bir iliþki sözkonusu. Bu konuda yapýlan araþtýr-malar, þayet gelir daðýlýmý sosyal har-cama bütçeleriyle dengelenmese, birbaþka ifadeyle sosyal yardýmlarolmasa, topluluk içinde 2001 yýlýndayoksulluk tehditi altýnda olan nüfusunyüzde 24'e ulaþmýþ olacaðýný gösteriy-or. Buna emeklilik maaþý ile geçinenlerde eklenince, yoksulluk sýnýrý altýndaolma riski taþýyan nüfusun oranýyüzde 35'e kadar çýkmaktadýr. Budurum, AB'yi küresel dünyada daharekabetçi kýlmayý amaçlayanekonomik 'reform'larýn hedefi olansosyal güvenlik sistemininçökmesinin, AB emekçileri için nekadar büyük bir tehdit oluþturduðunugösteriyor.

ayesinin örgütüdür

Page 12: Sosyalist İşçi 229

12

FF.. LLeevveenntt ÞÞEENNSSEEVVEERR

Avrupa'da yaþayanMüslümanlarýn sayýsýnýn13 - 25 milyon arasýndaolduðu tahmin ediliyor.Ancak Müslüman azýnlýðýnnet bir tanýmý olmadýðý vebirçok ülkede kiþi haklarýnýkoruyan yasalar nedeniyledini aidiyetler resmi bel-gelerde yer almadýðý için,kesin bir veri yok. Bukonudaki veriler çoðu kezülkeler bazýnda ele alýnýy-or, böylece aslýnda hetero-jen bir topluluk oluþturangöçmen iþçiler, homojenbir topluluk gibi ele alýnýy-or. Avrupa'da yaþayanMüslüman azýnlýðýn çoðubulunduklarý ülkelereentegre olmuþ durumda.Buna raðmen, siyasi alan-da yeteri derecede temsiledilmiyorlar.

Avrupa'daMüslüman azýnlýk

MüslümanlarýnAvrupa'ya yabancý olduðu,tartýþmalý bir iddia.Müslümanlýk daha 8.yüzyýlda Avrupa'ya adýmatmýþ ve Ýspanya'daki var-lýðýný 15. yüzyýlýn ortasýnakadar sürdürmüþtü. Bugünde Ýspanyol kültürüylesentez halinde izlerinisürdürüyor. Balkanlar'dakiMüslüman nüfusu azýnlýkkavramý ile açýklamak iseolanaklý deðil.

Müslümanlarýn uzun yýl-lara dayanan Avrupa'dakivarlýklarý, 11 Eylül sonrasýbir tehdit olarak görülm-eye baþlandý. ChristianBroadcasting Network(Hristiyan Yayým Þebekesi)editörlerinden Dale Hurd,Avrupa'nýn Araplaþtýðýöcüsünü bir adým ileriyegötürüyor: "Ortadoðu'dakibir çok Araptan farklýolarak, Avrupa'dakiAraplar oy kullanabiliyor.Ve siyasi nüfuzlarý art-

týkça, Avrupa'nýn daha çokanti-semit, daha çok anti-Ýsrail, daha çok anti-ABDolmasý olasý... Avrupa'nýnüzerinde medeniyetlerçatýþmasýnýn gölgesidolaþýyor." Böylece Arapkimliði, bireyseldüþüncelerinden baðýmsýzolarak genel bir anti-semit,anti-ABD olma durumuylaözdeþleþtirilirken, ABDkarþýtý bir duruþa sahipolmak da, ideolojik bir þek-ilde Avrupa deðerlerinekarþý olmakla eþdeðergörülüyor. Burada ayrýcaMüslümanlýk, Arap olmak-la özdeþleþtiriliyor.

Bush'un ve Blair'inAfganistan ve Irak'a karþýsavaþlarý Ýslam düþman-lýðýnýn yaygýnlaþmasý veyükselmesine önemliölçüde yardýmcý oldu.Savaþlarý meþrulaþtýrmatelaþý içinde olanWashington, 'fanatik','terörist', 'köktendinci' gibitanýmlamalarla, 'radikal'Ýslamýn ve Müslümanlarýnküresel bir tehdit oluþtur-duðu kanýsýný yaygýn-laþtýrdý. 'Þer ekseni' olaraktanýmlanan odaklara karþýmücadele, 21. yüzyýlýnküresel güvenlikanlayýþýnýn merkezini oluþ-turmaya baþladý. Böylecebir yandan emperyalistsavaþlar meþrulaþtýrýlýrken,öte yandan savaþa veiþgale karþý direniþ ve buamaçla dayanýþma kýrýl-maya çalýþýlmakta. EbuGarip Hapishanesi'ndeveya Guantanamo'daMüslüman tutuklularayapýlan iþkencelerinmeþrulaþtýrýlmasý için,iþgale karþý direnen bututuklularýn insani deðer-lere sahip olmayan, özgür-lükleri tehdit eden varlýk-lar olarak tanýtýlmasýgerekiyor.

Avrupa Birliði, ABD'ninevrensel insan haklarýdeðerlerini çiðneyen uygu-

lamalarýna itiraz etmesinekarþýn, 11 Eylül 2001saldýrýlarý sonrasýnda,temelinde 'Ýslam tehditi'olan stratejik güvenlik yak-laþýmýný benimseyerek,güvenlik ve dýþ politikasýnýWashington'ýn bu konsep-tiyle tamamen uyumlu birþekilde oluþturdu. BöyleceÝslam, Batý deðerlerini veözgürlüðü tehdit eden þid-det ve terör ile özdeþleþtir-ilerek, açýk kurumsalayrýmcýlýk ve ýrkçýlýk ABadalet mekanizmasýnamonte edildi. TümMüslümanlarýn potansiyelolarak terörle özdeþleþtir-ilmeleri büyük bir haksý-zlýk, ve ýrkçýlýktan baþkabir þey deðil.

'Avrupa deðerleri'ni oluþ-turan normlar içindeHristiyan inancýnýn önemlibir rol oynadýðýna dairinanç oldukça yaygýn.Papa bu konuda þunlarýsöylüyor: "Ýleride nasýlþekillenirse þekillensin,

...AB, Avrupa'nýn kiþi fikirve özgürlüklerinin beþiðiolduðunu ve bu fikirlerinoluþmasýnýn, Avrupatopraðýnýn derinliklerineHristiyanlýk tohumununekilmiþ olmasýndan kay-naklandýðýný unutma-malýdýr... Avrupa,Hristiyan kökenindenaldýðý dünya görüþününyüce ilkelerine dayandýðýsürece, geleceðe güvenlebakabilir."

'Hristiyan kimliði'ninyücelik ve özgürlükfikriyle özdeþleþtir-ilmesinin, Vatikan'ýn yak-laþýmýndaki naifliðinötesinde, gerçek yaþamdapolitik karþýlýðý var.

Liberalliðiyle ünlüHollanda'da,Müslümanlara karþý düþ-manlýðýný gizlemeyen filmyapýmcýsý Theo vanGogh'un geçen Kasým'daFaslý bir Müslümantarafýndan dini motiflerleöldürülmesi, bu ülkede

tüm Müslümanlara karþýgeniþ bir saldýrýnýn baþla-masýna yol açtý. VanGogh'un öldürüldüðüyerde anýsýna býrakýlanmektuplardan birinde"Düþmanlar aramýzdayaþýyor" yazarken, birbaþkasý da "Ýþte Ýslamýngerçek yüzü" diyordu. VanGogh'un ölümününarkasýndan bir çok azýnlýkbinasý ve cami kundak-landý. Bu þiddet dalgasýsýrasýnda devlet yetkilileri,Müslüman azýnlýðayönelmiþ þiddeti meþrugösteren açýklamalardabulundu. Hollanda'dayaþananlar, tümAvrupa'da yaþanýyor.

Müslüman günah keçileri11 Eylül saldýrýlarý son-

rasý Avrupa'da baþtaMüslüman azýnlýk olmaküzere, göçmen iþçilerekarþý ýrkçý saldýrýlarda birsýçrama gözleniyor. 2002yýlýnda ýrkçý, etnik ve dinimotiflere dayalýAlmanya'da 12.933,Ýsveç'te 2.391 ve BüyükBritanya'da 7.314 yabancýdüþmanlýðý içeren saldýrýkayýtlara geçti. Çok sayýdasaldýrý istatistiklere yeter-ince yansýmadýðý gibi,diðer birçok ülkede buistatistikler dahi tutulma-makta.

Müslüman günah keçilerioluþturulmasý projesi,sadece aþýrý sað vemuhafazakar çevrelerdedeðil, geniþ halk yýðýnlarýiçinde de tutmuþa benziy-or. Hatta Fransa veAlmanya'daki baþörtüsütartýþmalarýna yakýndanbakýldýðýnda, liberal eðil-imli aydýnlar ve muhalifgüçler arasýnda dahiMüslüman azýnlýða yöne-lik ayrýmcýlýða karþýhoþgörüye ve bunun haklýnedenlere dayandýðýnadair inanca rastlanabiliyor.

Ýngiltere 'SavaþýDurdurun Koalisyonu'

(Stop the War Coalition)sözcülerinden SelmaYakub, 2003 yýlýndaMüslüman azýnlýða karþýyürütülen ayrýmcýlýðýanlatmak üzere Londra'dakatýldýðý Avrupa SosyalForumu'nda, Fransýzkatýlýmcýlarýn çok sertprotestolarýyla karþýlaþtý.Öyle anlaþýlýyor ki katýlým-cýlarý, Yaqoob'un Ýngilteretarihinin en büyük savaþkarþýtý eylemlerini düzen-lemiþ bir örgütün aktivistive sözcüsü olmasý deðil,onun 'Müslüman kimliði'daha çok ilgilendirmiþ.Yakub þaþkýn bir þekildeþunlarý söylüyor: "Sadecebaþörtüsü takmamdandolayý insanlarýn bu þek-ilde tepki göster-melerinden gerçektendehþete düþtüm. Gerçektebeni çok altüst eden birdeneyimdi." Yakub'undeneyimi, daha üstün birmedeniyeti temsil ettiðinidüþünen insanlarýn yapa-bileceklerinin küçük birgöstergesi olurken, aynýzamanda ayrýmcýlýðýn nasýlkolaylýkla muhalif kesim-lerin içine sýzabildiðinin dekanýtý.

Nitekim Fransa'da baþtaATTAC gibi toplumsalhareketler, Irak'taki direniþhareketinin Müslümankimliði nedeniyle net birsavaþ karþýtý tutum alma-mayý tercih etti. ATTAC'ýn,savaþýn emperyalist karak-terine raðmen direniþçi-lerin inançlarýna bakarak,savaþ karþýsýnda orta yolcubir duruþ sergilemesi,AB'nin Ýslam karþýtý poli-tikalarýnýn ne kadar etkinolduðunun en önemligöstergelerinden biri. Budurum, sosyalistler açýsýn-dan konuya iliþkin ideolo-jik ve politik bir mücadeleverilmesinin önemini degösteriyor.

Avrupa’da ýrkçýlýk ve yabancý düþmanlýðý:

Avrupa Hristiyan kimliði ve Ýslam

Günümüzde yeni ýrkçý eðilim,bir ýrkýn diðerine biyolojik üstün-lüðü yerine, etnik gruplar arasýn-da kültürel farklýlýða vurgu yapýy-or. Özellikle Batý Avrupa gibi göçalan ülkelerde 'yabancý düþman-lýðý' olarak yansýyan ýrkçý yak-laþýmlar da yaygýn. Buna göre,insanlarýn (Beyazlar), yabancýkültürden çok sayýda insanýn(beyaz olmayanlar) varlýðýnýn,ülkelerinin karakterini olumsuzolarak deðiþtireceði yönünde'korku'ya sahip olduðu ve bununinsanýn doðasýnda olduðu vurgu-lanýyor.

AB'nin bir çok yetkili aðzýndanda sýkça duyduðumuz özel bir'Avrupa kültürü' ve medeniyetitanýmýný bu çerçevede ele almakgerekiyor. Geniþ bir mutabakat

temelinde Avrupa kültürününbaþlýca özellikleri olarak, Yahudi-Hristiyan dini ve Roma-Yunan-Hellen medeniyetlerinin mirasýylafelsefe, sanat ve bilim alanlarýnda-ki çaðdaþ geliþmiþlik düzeyi vur-gulanmaktadýr. Bu kýsaca "Batýmedeniyeti" olarak ifade ediliyor.Aslýnda özellikle son dönemebakýldýðýnda bu medeniyetin"Plato'dan Nato"ya uzandýðýný veekonomik olarak geri kalmýþülkelere 'medeniyet götürme'iddiasýný silahla yerine getirdiðinetanýk oluyoruz.

Resmi Avrupa kültürü iddiasýBatý Avrupa'yý özel kýlmaya yöne-lik bir elitizm ve bu coðrafyadayaþayan insanlarý, kürenin gerikalanýndan farklýlaþtýrmaya yöne-lik bir þovenizm içermektedir.

Homojen 'Avrupa kimliði' iddi-asýnýn arkasýnda, Schengen anlaþ-masý yatýyor. Emperyal geçmiþedayanan tek Avrupa kültürü iddi-asý, ortak vize, ortak bir göç ve ilti-ca politikasý gibi uygulamalar içinelveriþli ideolojik bir zemin hazýr-lamakta, Avrupa kimliði,Schengen duvarlarýnýn sývasýolarak kullanýlmaktadýr. Birliksýnýrlarý etrafýndan ekonomik,politik, kültürel, dini vedemografik büyük çeliþkiler,Schengen sýnýrýnýn her iki tarafýn-da iki ayrý dünya olarak kalýcý birþekilde ayrýþtýrýlýyor. Schengensýnýrlarý içinde hapsedilen'Avrupa kültürü'nün temel düþ-maný olarak resmi ve gayrý resmibelgelerde radikal Ýslam, yoksul-luk ve yoðun nüfus yer alýyor.

Ýslam ve Müslüman azýnlýk potan-siyel bir tehdit olarak görülüyor.

Böylece, Avrupa'nýn Ýslam'laolan tarihi sýnýr çatýþmasý yenidenhortlatýlarak, aslen ekonomik vetoplumsal olan sorunlar, 'güven-lik' maskesi altýnda Beyaz birAvrupa ekseninde ele alýnýyor.Kültürel anlamda 'yabancý' olarakdamgalanan azýnlýklar dýþlanarak,Schengen kalesi içinde örülenkültürel duvarlarýn dýþýna itiliyor.

Sonuç olarak Avrupa kimliðiüzerinden yükselen þovenizm,temel olarak bu coðrafyadaki saðideolojinin zaferine iþaret ediyor.Türkiye'nin üye adaylýðýnýnniteliðini tartýþma konusu yapanve bu konuda en çok itirazýn yük-seldiði iki ülkenin Avusturya veFransa olmasý, Almanya'da

Hýristiyan Demokrat Birlik Partisi(CDU) lideri Angela Merkel'in debu koroya katýlmasý tesadüf deðil.Avusturya'da faþist Haider'inÖzgürlük Partisi'nin (FPÖ) 1999genel seçimlerinde yüzde 26.9 oyalarak, hükümet ortaðý olduðunu;Chirac'ýn 2002 baþkanlýk seçim-lerinde, 1958'den bu yana en kötüsonucu aldýðýný, buna karþýn faþistLe Pen'in yüzde 17 oy oranýnaulaþtýðýný anýmsayalým. BayanMerkel ise ülkesinde faþist DVU,REP, NPD gibi partilerin yerelseçimlerde kazandýklarýbaþarýlarýn yaný sýra, son iki genelseçimi kaybetmenin travmasýnýyaþýyor. Tüm bu ülkelerdeAvrupa þovenizmi doruktayken,'yabancý' ve 'misafir' iþçiler enönemli seçim malzemesi.

Avrupa’da þovenizm ve faþizm

Page 13: Sosyalist İşçi 229

13

Avrupa Birliði küresel bir askerigüç olma yönünde ciddi adýmlaratmaktadýr.Topluluk daha 1992 yýlýnda,Maastricht Antlaþmasý'nda krizbölgelerinde devreye girecek biraskeri yapýlanmaya giriþti. Buanlaþmada, ticaret ve finans poli-tikalarýnýn yaný sýra, "dýþ politikave güvenlik", topluluðun üzerineyükseldiði üçüncü ortak deðerekseni olarak vurgulanmaktaydý.1997 Amsterdam Antlaþmasý'yla,olabildiðince hýzlý müdahale vemuharebe yeteneði yüksek, kenditopraklarý dýþýnda konuþlandýra-bileceði bir AB ordusunun (RRF)oluþturulmasý öncelikli hedeflerarasýna alýndý. Yeni ordu, Brüksel'den 4.000 kmuzaklýða kadar olan bölgeleri kap-sayacak, en geç 60 gün içindekonuþlandýrýlacak, en az bir yýlkriz bölgesinde kalma yeteneðinesahip olacak þekilde 60.000 asker-den oluþturuldu. Hizmetine 400savaþ uçaðý ve 100 savaþgemisinin verildi.2000 yýlýndaki Nice zirvesi son-rasýnda tehditler ve hedefler"enerji arzýnýn ve rezervleriningüvenliði, ortak bir Avrupa havasahasý (Galileo), kritik altyapýnýnkorunmasý, siber-suçlar, hava taþý-macýlýk ve uçaklarýn güvenliðininsaðlanmasý" olarak belirlendi. Buçerçevede görev yapmasý için ABKriz Önleme Gücü (COPS), yapý-landýrýldý. COPS, olasý veya fiilikrizlere 24 saat içinde müdahaleetme yeteneðine sahip, içindepolis, saðlýk ekibi ve sivil hizmetpersoneli gibi uzmanlar bulunanve en fazla 15.000 kiþiden oluþan

bir kriz yönetimi gücü olarakoluþturuldu.AB'nin kendi coðrafyasý dýþýndakiilk askeri müdahalesi, 2003 yýlýn-da Makedonya'da gerçekleþirken,ikincisi Kongo Cumhuriyeti'ndegerçekleþti. Ýkinci müdahaleninilginç bir özelliði, AB ordusunun'misyon' alaný olarak belirlenen,Brüksel'den 4.000 kilometreyarýçapý uzaklýðýnýn ötesindeolmasýydý. Bu operasyonda AB,Fransa komutanlýðýnda ilk kezNato'nun desteði dýþýnda askeribir müdahalede bulunuyordu.Fransa Savunma Bakaný Artemisbu operasyonu gururla, "Avrupagüvenlik politikasýnýn doðumsaati" olarak ilan etti. AB'nin askeri bir güç olma hýrsý,Anayasa'sýna da yansýdý.Savunma ile ilgili bir baþka belge

de, AB tarafýndan görevlendirilenJavier Solana'nýn hazýrladýðý veAralýk 2003'te kabul edilenAvrupa Güvenlik Stratejisi'dir."Daha iyi bir dünyada güvenli birAvrupa" baþlýðýný taþýyan bubelge, AB'nin dýþ politikasýnýngeleceði açýsýndan en önemlistrateji belgelerinden biri. Belgededile getirilen küresel tehditler vegüvenlik için çözümler açýsýndanABD'nin ulusal güvenlik strate-jisiyle þaþýrtýcý derecede benzerlik-ler söz konusu. Strateji belgesinde, AB'nin dünya-da en büyük petrol ve doðal gazdýþalýmcýsý olduðu belirtiliyor.Böylece týpký Pentagon'un poli-tikalarýnda olduðu gibi, "güven-lik" ile "enerji" politikalarý arasýn-da iliþki kuruluyor. Belgede,Avrupa açýsýndan üç 'yeni' tehdit

olarak "terörizm", "kitle imhasilahlarýnýn yaygýnlaþmasý","zaaflý devletler ve organizesuçlar" saptanýyor. Washington'ýnhegamonya savaþlarýný meþru-laþtýrmak üzere kullandýðý 'tehdit'ideolojisi, Avrupa'nýn güvenlikanlayýþýnýn merkezine oturtuluy-or. Böylece, dünyanýn her bir yanýn-da, 'önleyici' müdahaleler içinmeþru zemin hazýrlanmýþ oluyor.Nitekim belgede, "Krizler henüzbaþlamadan harekete geçmeyehazýr olmalýyýz. Ýhtilafýn vetehditin önlenmesi hiçbir zamangereðinden önce baþlamýþ sayýl-maz" denilerek, Pentagon'un'önleyici savaþ' konsepti, AB'ninmilitarist politikalarýna temeloluþturuyor.

AB'nin militarist hedefleri

Sol içinde gerek ekonomikgeliþmelerin, gereksedemokratik açýlýmlarýn burjuvadevlet yapýsý tarafýndan iþçilerinlehine saðlanabileceði fikrioldukça eskilere dayanýyor. Buyaklaþýmý açýkça benimseyensosyal demokrasinin dýþýnda,özellikle II. Dünya Savaþý son-rasý dönemde solda çok geniþbir yelpaze de bu fikirden etk-ilenmekteydi.

Refah devleti

Batý Avrupa'da bugün 'refahdevleti' dediðimiz Keynesçidevlet müdahalesi yoluylaekonomik geliþme, Ýkinci DünyaSavaþý sonrasýnda özgür biriradeyle (yani iþçi sýnýfýna yöne-lik bir katký olarak) deðil, SovyetRusya'nýn ve Doðu Bloku'nunsermaye birikim modeli olandevlet kapitalizmine karþýzorunlu bir alternatif olarakbenimsendi. Çünkü o dönemdeKüba ve Hindistan gibisömürgecilere karþý bayrakaçmýþ ve özgürlüðünü yenikazanmýþ olan bir çok ülke,devlet eliyle kalkýnma modelin-in çekiciliðine kapýlmýþtý.Dolayýsýyla 'refah devleti' ikiemperyalist blok arasýndakiçatýþma dinamiðinin sonucunda

ortaya çýkan bir sermaye birikimmodeli olarak ortaya çýktý. Bumodel verilen mücadeleleroranýnda iþçi sýnýfýnýn lehinekazanýmlarý içerdi. Mücadelelergeriledikçe, kazanýmlar da ger-iledi.

1970'lerin ikinci yarýsýndanitibaren yaygýnlaþan ve derin-leþen krizler, sermaye sýnýfýný buekonomik yýkýmlardan kendilehine daha az tahribatla çýkýþýiçin yeni arayýþlara itti. Keynesçimodelin terk edildiði, devletinekonomiye müdahalesininasgariye indirildiði, her þeyinpiyasadaki rekabete göre belir-lendiði yeni liberal politikalarböyle ortaya çýktý. Emekçileraçýsýndan bu iki sermaye birikimmodeli arasýnda görece bir farkolmasýna karþýn, her ikisinin denihayetinde sermaye birikimmodeli olduðunu unutmamakgerekiyor.

Geçmiþte kâr peþinde koþarkenüretim araçlarýnýn geliþmesineyol açan küresel kapitalizmgörece ilerici bir rol oynarken,bugün kâr için doðayý ve tümcanlý türlerini tehdit ederek, mil-yarlarca insaný açlýða iterek verekabeti militarist boyutlara taþý-yarak, insanlýðýn geliþimininönünde engel oluþturan gericibir karaktere büründü. Serbest

ticaret ve liberalleþme ideolo-jisinin arkasýnda tüm kapitalist-lerin pazar mücadelesi yatmak-tadýr. Avrupa sermaye bloðu,ABD ve Japonya sermaye blok-larýyla birlikte bütün bukoþullarýn baþ aktörleri arasýndagelmektedir. Her biri kendipazarýný ve etki alanýnýkorurken, maliyeti insanlarýnaçlýðý ve kanýyla ödenecek þek-ilde rakiplerinin alanlarýnadoðru kýyasýya geniþlememücadelesi vermektedir. Bumücadelenin yegane itici gücükâr hýrsýdýr.

Nitekim Avrupa Birliði deLizbon Stratejisi ve Maastrichtkriterleri gibi sermaye birikimsüreçlerine yönelik önlemlerle,küresel kapitalist piyasalardarakipleri karþýsýnda rekabetgücünü artýrmaya çalýþmaktadýr.Bu önlemlerin tümü yeni liberalenstrümanlar olup, hedef isesosyal devlet anlayýþýdýr.Sermaye açýsýndan rekabetgücünün artýrýlmasýnýn yeganekoþulu, kamu harcamalarýný kýs-mak, sosyal güvenlik harca-malarýný asgariye indirmek veücretleri düþürmektir. NitekimAB'nin resmi politikasý da buyönde olup, Türkiye'ye day-atýlan üyelik kriterleri buyöndedir. IMF yetkilileri tarafýn-

dan yapýlan, AB üyelik sürecisayesinde orta vadedeTürkiye'nin IMF'ye gereksinimduymayacaðý yolundaki açýkla-ma tam da bu nedenledir.Çünkü dayatýlan IMF pro-gramýyla, AB'nin ekonomi-poli-tikasý arasýnda nitel bir fark yok-tur.

Kýrýntýlar

Tüm bu olgular AvrupaBirliði'nin sýnýrlarýna iþaretetmektedir. Bugün Türkiye ser-maye sýnýfýnýn az geliþmiþliktenkaynaklanan gerici karakteri vekonumu nedeniyle, Topluluküyeliðinin saðlayacaðý göreceiyileþmeler olabilir. Ancak þunuunutmamak gerekiyor ki,Türkiye adýna saðlanacakgeliþmeler ulusal olarakherkesin yararlanacaðý ortak birgeliþmeye iþaret etmemektedir.Türkiye sermaye sýnýfýnýn buüyelikten elde edeceði kazaným-lar olacaðý açýk. Toplumun geniþkesimleri ise ancak kýrýntýlarlayetinecek. Özelleþtirmelerinhýzlanmasýný öngören, rekabetçipiyasa ekonomisini temelekonomik politika olarak day-atan bir üyeliðin iþçi sýnýfýnakalýcý kazaným saðlayacaðýnýsöylemek olanaklý deðil. Tarým

emekçilerinin ise kaybedeceðiçok þey var. Bazý araþtýrmalar,tarým sektöründe 20 milyonkadar insanýn iþsiz kalacaðýnýöngörüyor. DevrimciMarksistler, iþçi sýnýfýnýn kýsmikazanýmlarý için böylesine birbedeli asla kabul edemez. Ýþçisýnýfýnýn ortak çýkarlarý içinmücadele etmek zorundayýz.

Demokrasiye evet, yeni liberalsaldýrýya hayýr diyebilmek için,egemen sýnýftan baðýmsýz politikbir duruþa ve taleplere sahipolmalýyýz. Bunun temel adýmýise yeni liberal projelerlebaðýmýzý koparmaktan geçiyor.Toplumsal deðiþim taleplerimiztarihsel olarak bir santim ileriyigösteren, karþýlýðýnda ise aðýrbedeller ödeten yeni liberalsýnýrlarý yýkmalý. Radikal reformmücadelemizi kapitalist pro-jelerin ufuklarýnýn çok daha öte-sine götürmeliyiz. Bunu becere-bilmek için, kapitalist enstrü-manlara deðil, iþçi sýnýfýnýnkendi gücüne güvenmekgerekiyor. Baþka bir dünya, iþçisýnýfýnýn kendisini iktidar olarakörgütlemesiyle mümkün olacak.AB projesi ise, iþçi sýnýfýnýn buhedefinin önündeki en büyükengellerden biri. AB'nin olduðubir dünya, baþka bir dünyaolmayacak.

AB'nin piyasacý vemilitaristanayasasý

Avrupa Anayasasý, ABsüreci içinde önemli a-dýmlardan biri. Günü-müzdeki koþullar; 11Eylül saldýrýlarý, II. Kör-fez Savaþý, yaþanan ikiönemli kriz sonrasý artanuluslararasý rekabet ko-þullarý ve geniþlemeninortaya çýkardýðý etkilerçerçevesinde, Avrupa ka-pitalizminin çýkarlarýnýkoruyacak olan uluslar-üstü bir devlet yapýlan-masý gereðini gündemegetirdi.

Bu açýdan Anayasa,Avrupalý çokuluslu þir-ketlerin küresel rekabetiçindeki çýkarlarýný koru-yacak olan yeni liberalpolitikalarýn pekiþtir-ilmesi ve AB'nin süpergüç olmasý için gerekenmilitarist hedeflerin meþ-rulaþtýrýlmasýna yönelikbir çabanýn ürünü. Ýnsanunsuru geri planda býra-kýlmýþ bir belge.

Örneðin, bir anayasadagörmeye alýþmadýðýmýzþekilde piyasa ekonomi-sini, AB'nin temel ekono-mik modeli olarak sabit-liyor, rekabeti serbest vedokunulmaz kýlýyor.Seçmen vatandaþlarýnnasýl bir ekonomik politi-ka izleneceði konusundakarar vermelerininönünde baþka birseçenek býrakýlmýyor.Böylece en temel yurt-taþlýk hakký da çiðnen-miþ oluyor.

Baþka bir dünya AB'siz olacak!

Page 14: Sosyalist İşçi 229

14

Þenol KARAKAÞ

1905 devrimi, Ocak ayýn-da Rusya'da gerçekleþti.Çarlýk rejimi tüm baskýaygýtlarýyla, tüm kokuþ-muþ bürokrasisiyle ege-menliðini sürdürüyordu.Kötü olan, Çarlýðýn bu ege-menliðinin sarsýlmazolduðu fikrinin yaygýnolmasýydý. Bu yaygýn fikreraðmen Rusya'nýn iþçilerive ezilenleri isyan ettiler.Çarlýðýn sarsýlmazlýðý fikri-ni sarstýlar. Devrime gir-iþtiler.

1904 yýlýnda baþlayanRus-Japon savaþý Rusya'davarolan toplumsal hoþnut-suzluðu daha da artýrdý.Savaþ, yoksulluða ve iþsi-zliðe, yoksulluk ve iþsizliktoplumsal hareketlen-melere neden oldu. 1905devrimini deðerlendirdiðibir çalýþmasýnda Polonyalýdevrimci RosaLüksemburg, 1890'lardan1905 yýlýna kadar Rusya'daiþçilerin eylemlerinin hemyaygýnlýðýnýn hem de tale-plerinin giderekgüçlendiðini net birbiçimde anlatýr.

Savaþýn ortasýnda Çarlýkrejimi ise iþçilerin bu talep-lerine hiç yüz vermedi. Ýþçibölgelerinde iþten çýkart-malarýn giderek yoðunlaþ-masýna, çalýþma saatlerininuzunluðuna karþý bir çokfabrikada iþçiler grevkomiteleri kurdular. Grevkomitelerinin amacý, iþçi-lerin patronlara karþý iþyer-lerinde çýkarlarýný koru-mak için verdiklerimücadeleyi koordineetmekti.

Fakat 1905 yýlýnda ezilen-lerin çýkarlarýný korumakiçin en iþlevsel ve popülerolan örgüt, liderliðiniPapaz Gapon'un yaptýðýbir tür sendikaydý. 1905yýlýnýn Ocak ayýnda,giderek yaygýnlaþanhoþnutsuzluðu örgütlemekisteyen Binlerce iþçi,durumdan hoþnutsuz olanbinlerce insan sarayadoðru yürüyüþe geçti.Ellerinde Çarýn resimleri,dinsel ikonalar ve "Çarbaba"ya yakaran slogan-larýn olduðu gösteri kims-enin ummadýðý bir biçimdeson buldu.

Çara sorunlarýný anlat-mak isteyen iþçiler Çarýnkurþunlarýna hedef oldu-lar. Yüzlerce iþçi çarýnaskerlerince katledildi.Tarihe Kanlý Pazar olarakgeçen bu gösteri ve Çarýnbu gösteriye acýmasýzcasaldýrmasý, þiddetli birtoplumsal patlamayý tetik-ledi. Birkaç hafta içindeiþçiler kitleler halindesokaklara çýkmaya, tepki-lerini kýzgýn gösterilerleörgütlemeye baþladýlar.

Rusya'nýn tüm merkeziþehirlerinde kitlesel eylem-ler siyasal yaþamadamgasýný vurmayabaþladý. Çar kýsa sürede bir

anayasayý, parlamentoyuve emekçileri koruyan birdizi yasayý, demokratik birseçim hakkýný onaylamakzorunda kaldý. Binlerceiþçinin ölüm emrini verenÇarlýk rejimi, 1905'in kitle-sel eylemlerinin kendisonunu hazýrlamasýnýengellemek için kitlelerintaleplerini dikkate almakve bir çoðunu hayatageçirmek zorunda kaldý.

1905 devrimi bir çok ilkibaþardý. Bunlardan enönemlisi, 1871 yýlýndaParis'te yaþanan iþçi isya-nýndan sonraki en önemliiþçi hareketiydi. Bir iþçihareketinin ekonomik vesiyasal rejimi devrilebile-ceði yönünde Marksistlerinuzun yýllardýr savunduk-larý fikirlerin kanýtlandýðýbir süreç oldu.

Dünyayý kahramanlarýn,aydýnlanmýþ bireylerindeðiþtireceðini savunan veRusya'da bütün bir sosyaldevrimler dönemindeetkin olan, bireysel teröristeylem yöntemlerinin ben-imsenmesine neden olananlayýþ, 1905 devrimisayesinde zayýfladý. Troçkibu durumu þöyle anlatýyor:"Bireysel terör eylemleriolgusu, bir ülkenin politikgeriliðinin ve oradaki iler-letici güçlerin zayýflýðýnýnþaþmaz belirtisidir.Proletaryanýn engingücünü gösteren 1905devrimi, bir avuç entelek-

tüel ile Çarlýk arasýndakiteke tek mücadeleninromantizmine son verdi.Birçok makalede tekrar-ladým; "Rusya'da terörizmöldü."

Önemli olan, iþçi sýnýfýnýnkapitalist üretim içindekikonumundan kaynaklanankolektif üretim vemücadele gücüdür. 1905devrimi bu gücün öneminigöstermiþtir. Ýþçilerinkendilerini patrona karþýsavunmak için kurduklarýgrev komiteleri, iþçi eylem-leri sýrasýnda hýzla biçimdeðiþtirmiþ ve bir iþçiayaklanmasýnýn merkeziörgütlenmesini saðlayan

ve bugün Sovyet adýylabildiðimiz yapýyaevrilmiþtir. Bir kere sokak-lara çýkmaya, baskýlaraboyun eðmemeye kararverdiðinde iþçi sýnýfýnýneyleminin ne kadar yaratýcýve demokratik biçimleradlýðýnýn en baþarýlý kanýtý1905 devriminin üzerindeyükseldiði bu Sovyet adýverilen örgütlenmelerdir.

1905 devrimi, ardýndanyaþanan tüm devrimlere vemücadelelere ilham ver-miþtir. Rusya'da 1917 yýlýn-da yaþanan iki devrim,1905 devriminin dersleriniyaþayan iþçi sýnýfýnýn eseri

oldu. Bu yüzden, 1905devrimi, sadece devrimingüncel olduðunu, kims-enin beklemediði bir anda,kapitalizmin ürettiði sýkýn-týlara artýk dayanamayankitlelerin ani, kitlesel vekeskin eylemi olduðunukanýtlamakla kalmadý.Kapitalist sistemi devrimeve baþka bir dünyayýkurma gücünü hangitoplumsal sýnýfýn taþýdýðýnýda bu yüzyýlýn baþýndagösterdi. Sýradan, cahil,okuma yazma oraný düþükolsa da iþçi sýnýfýnýndeðiþimin gerçek motoruolduðu 1905 devriminin enönemli deneyimidir. Birbaþka önemli deneyim debu sýradan, cahil ve okumayazma oraný düþük olan butoplumsal gücün,mücadele içinde hýzladeðiþiyor olmasýdýr. Ýþçisýnýfý mücadele içerisindeegemen fikirlerin etkisin-den kurtulur, öðrenir vedeðiþir.

Baþka bir dünyayý nasýlkuracaðýmýzý tartýþýrken1905 devriminin hýzýna veyarattýðý toplumsal etkiyedaha yakýndan bakmalýyýz.1905 devrimi, sadecebugün neleri yaparsakyenilmeyeceðimizi deðil,dünyayý kökündendeðiþtirmenin ne kadarolanaklý olduðunu da gös-teriyor.

1905 devrimi:

Baþka bir dünyaya atýlan kocaman bir adým

Papaz Gapon Çarýn sarayýna bir "yakarma yürüyüþü" yapýlmasýný önerir.

1905 devrimi bir çok ilki baþardý.

Bunlardan en önemlisi, 1871 yýlýnda Paris'te

yaþanan iþçi isyanýndan sonraki en önemli iþçi

hareketiydi. Bir iþçi hareketinin ekonomik ve

siyasal rejimi devrilebileceði yönünde

Marksistlerin uzun yýllardýr savunduklarý fikir-

lerin kanýtlandýðý bir süreç oldu.

KKRROONNOOLLOOJJÝÝ11990044ÞÞuubbaatt:: RRuuss ÇÇaarrllýýððýýJJaappoonnyyaa''yyaa ssaavvaaþþ aaççaarrKKaassýýmm:: RRuussyyaa''nnýýnn lliibbeerraallbbuurrjjuuvvaazziissii ssaavvaaþþttaannmmeemmnnuunn ddeeððiillddiirr vveeAAnnaayyaassaa iisstteemmii iillee bbiirrkkaammppaannyyaa bbaaþþllaattýýrr..

1199005544 OOccaakk:: RRuussyyaa''nnýýnn eennbbüüyyüükk ffaabbrriikkaassýý oollaannPPuuttiilloovv''ddaa iiþþççiilleerr 44iiþþççiinniinn iiþþtteenn aattýýllmmaassýýnnýýpprrootteessttoo eettmmeekk iiççiinnggrreevvee bbaaþþllaaddýýllaarr.. AAttýýllaanniiþþççiilleerr ppoolliissllee iiþþbbiirrlliiððiiyyaappaann PPaappaazz GGaappoonn''uunnsseennddiikkaassýýnnýýnn üüyyeessiiyyddiill-eerr..44-77 OOccaakk:: GGrreevv bbüüttüünn SSttPPeetteerrssbbuurrgg þþeehhrriinneeyyaayyýýllddýý.. 114400 bbiinn iiþþççiiggrreevvee ççýýkkttýý..99 OOccaakk:: AAsskkeerrlleerr ÇÇaarr''aaddiilleekkççee vveerrmmeeyyee ggeelleenniiþþççiilleerree aatteeþþ aaççttýý.. KKaannllýýPPaazzaarr kkaattlliiaammýý..KKaattlliiaammýýnn aarrddýýnnddaannggrreevvlleerr MMaarrtt aayyýýnnaa kkaa-ddaarr bbüüttüünn RRuussyyaa''yyaayyaayyýýllddýý..AAððuussttooss:: HHüükküümmeettJJaappoonnyyaa iillee bbaarrýýþþ aannttllaaþþ-mmaassýý iimmzzaallaaddýý..1199 EEyyllüüll:: MMoosskkoovvaa''ddaaddiizzggiicciilleerr ggrreevvee bbaaþþllaaddýý..22 EEkkiimm:: SStt PPeetteerrssbbuurrggddiizzggiicciilleerrii ddaayyaannýýþþmmaaggrreevviinnee ggiittttii..77-1133 EEkkiimm:: GGrreevvddeemmiirryyoollllaarrýýnnaa ssýýççrraaddýýaarrddýýnnddaann bbiirr ççookk ffaabb-rriikkaayyaa yyaayyýýllddýý..1133 EEkkiimm:: SStt PPeetteerrssbbuurrggSSoovvyyeettii kkuurruulldduu.. GGeenneellggrreevv iillaann eeddiillddii..1166 EEkkiimm:: ÇÇaarr AAnnaayyaassaavvaa-ddiinnddee bbuulluunndduu..2266 EEkkiimm:: SSttPPeetteerrssbbuurrgg''ddaaAAlleexxaannddrroovvsskkyy ffaabb-rriikkaassýý iiþþççiilleerrii 88 ssaaaattlliikkiiþþggüünnüü iiççiinn ggrreevveebbaaþþllaaddýýllaarr..2288 EEkkiimm:: KKrroonnssttaaddtt''ddaaaayyaakkllaannmmaa bbaassttýýrrýýllddýý..3311 EEkkiimm:: SStt PPeetteerrssbbuurrggSSoovvyyeettii''nniinn ttaalliimmaattýý iillee 88ssaaaattlliikk iiþþ ggüünnüü iiççiinnggeenneell ggrreevv iillaann eeddiillddii..11 KKaassýýmm:: SSoovvyyeettKKrroonnssttaaddtt ddeenniizzcciilleerriinniinniiddaammllaarrýýnnýý eennggeelllleemmeekkiiççiinn ggeenneell ggrreevv iillaann eettttii..1111 KKaassýýmm:: SSiivvaassttooppooll''ddaaaayyaakkllaannmmaa..1122 KKaassýýmm:: SSoovvyyeett 88 ssaaaatt-lliikk iiþþggüünnüü mmüüccaaddeelleessiinniidduurrdduurrdduu..1144 KKaassýýmm:: SSiivvaassttooppoollmmüüccaaddeelleessii bbiittttii..2266 KKaassýýmm:: TTrrooççkkii SSttPPeetteerrssbbuurrgg SSoovvyyeettiibbaaþþkkaannýý sseeççiillddii..33 AArraallýýkk:: SStt PPeetteerrssbbuurrggSSoovvyyeettii lliiddeerrlleerrii ttuuttuukk-llaannddýý..99 AArraallýýkk:: MMoosskkoovvaaaayyaakkllaannmmaassýý..1166 AArraallýýkk:: MMoosskkoovvaaaayyaakkllaannmmaassýý bbaassttýýrrýýllddýý..

LeninPartinin Ýnþasý

Tony Cliff

Karakedi Kitapevi’nden ve Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan alabilirsiniz

Page 15: Sosyalist İşçi 229

15

CChhrriiss BBAAMMBBEERRYY

Yüzyýl önce Rusya'dagerçekleþen bir devrim-den ne öðrenebiliriz? 2005yýlýnda yaþadýklarýmýzdançok uzakta bir olay olarakgörünüyor. Oysa, 1905yeni bir iþçi sýnýfýnýnortaya çýkýþýdýr.

Çok uluslu bir iþçi sýnýfýSt Petersburg'da,Moskova'da, madenlerdeve tekstil sanayiinde enönde kadýnlar olmaküzere ortaya çýkýyordu.

Bir devrim deneyi bukoca yýðýný bir sýnýfadönüþtürürken toplumda-ki yerini ve onu nasýldeðiþtirebileceðini anlatýy-ordu.

Rosa LüksemburgAlman sosyalist hareke-tinin önderlerindenbirisiydi ama büyükçoðunluðu Rus impara-torluðunun sýnýrlarýiçinde olan Polonya'dadoðmuþtu

Varþova'ya döndüðünde1905 devrimini yaþadý.Yaþadýðý deneyi KitleGrevi adlý bugün deokunmasý gereken küçükbir kitapçýkta anlattý.

1905'e kadar devrimcilerkaçýnýlmaz olarak enönemli devrime, 1789Fransýz Devrimi'be bakýy-orlardý. Ama O, kapitalistsýnýfý iktidara getirmiþolan bir devrimdi.

Büyük bir darbe vur-madan kapitalistlerekonomik ve ideolojikegemenlikleriniari,stokrasi üzerinde deoluþturdular. Ýktidar eskiegemen sýnýfýn, aris-tokrasinin elinden kayýy-ordu. Geliþmeler hýzlasokak çatýþmalarýna, ayak-lanmaya doðru ilerliyor-du.

Genç burjuvazi yadakapitalist sýnýf gibi iþçisýnýfýnýn büyük birekonomik gücü yoktu.Yaþamýmýzý etkileyendüþünceler kapitalistleringenel kabul gören fikir-leriydi.

Ýþçi sýnýfýnýn genel grevboyunca kendisiiçin birsýnýf haline gelmesi RosaLüksemburg'un 1905devriminden çýkardýðý

sonuçtu. Deðiþim içinkollektif eylemingereðinin farkýna varýyor-du.

"Bugün, iþçi sýnýfýnýnkendisini eðitmesi,örgütlemesi ve yönetmesigereken bir dönemde, birdevrimci durumda,devrim sadece var olandevlet iktidarýna karþýdeðil kapitalist sömürüyekarþý olduðu zaman, kitlegrevleri en geniþ proleteryýðýnlarý eyleme çeken,onlarý devrimcileþtiren veörgütleyen en doðalyoldur.

"Ayný zamanda, hemdevlet iktidarýný yýkmanýnhem de kapitalistsömürüyü durdurmanýnyoludur.

"Ýþçi sýnýfýnýn herhangibir doðrudan politikeyleme girebilmesi içinher þeyden önce kendisinibölen, fabrikalar, iþyerleri,madenler arasýndaki sýnýr-larý ortadan kaldýrmalýdýr.

"Dolayýsýyla, kitle grevibütün büyük devrimciproleter eylemlerinindoðal olarak kendiliðin-

den biçimidir."Rusya'da kitle grevi

ekonomik konularlabaþladý, Çar'a karþý politikbir çýkýþla devam etti vemücadeleye kendi talep-lerini getiren yeni kat-manlarý kazandý.Topluma giderek daha vedaha fazla yerleþti.Lüksemburg þunlarýsöylüyor:

"Bu ilk doðrudan geneleylem bir elektrik þokugibi ... milyonlar ve mily-onlar arasýnda ilk sýnýf bil-incini oluþturuyor...

"Þurada sekiz saatlikiþgünü için mücadeleediliyor, orada parça baþý-na iþe karþý direniliyor,burada bir acýmasýz ustabaþýna karþý, bir baþkayerde istenmeyen cezalarakarþý mücadele ediliyor,heryerde daha iyi ücretisteniyor, ve þurada, bura-da ev iþine karþý çýkýlýyor."

Mücadelenin odaðý poli-tik konulardan ekonomikkonulara ve sonra tekrargeriye dönüþüyor giderekdaha ve daha çok insanýkapsýyor ve genel,

devrimci bir kimlik oluþ-turuyor.

Grev komiteleri bir-leþerek bütün birkasabayý, kenti yönetm-eye baþlýyor. Tusya'daköylü ayaklanmalarýnaneden oldu ve Çarýnbaskýsý karþýsýnda özgür-lük isteyen orta sýnýfentelektüelleri arasýndadestek kazandý.

LüksemburgAlmanya'da benzer birsürecin köhnemiþ sendikabürokratlarýný ve sosyalisthareketi kontrol edenyöneticileri silip süpüre-ceðine inanýyordu.

Ne var ki deney bununotomatik olmadýðýný gös-terdi. Sonuç, bürokratyöneticilerine karþý güçlübir taban hareketine veuzlaþma yerine sýnýfmücadelesi diyen birdevrimciler aðýna ihtiyaçolduðunu gösterdi.

Bugün dünyanýn birçokköþesinde dev bir iþçisýnýfýnýn ortaya çýkýþýnýgörüyoruz.

Ýtalya'da geçici iþçiler,emekliler, öðrenciler veiþsizler sendikalý iþçilerinmücadelesine katýlýncagenelleþmiþ grevlergörüyoruz. Bolivya'da,Ekvator'da ve Peru'dakitle grevleri köylülerinve yerlilerin ayaklan-malarý ile birleþiyor.

Ýngiltere'de savaþa karþýmücadeleye atýlmýþ amahenüz genel birmücadelede birleþmesigereken bir iþçi sýnýfý var.

Rosa Lüksemburg KitleGrevi, kitabýný Marksýn"iþçi sýnýfýnýn kurtuluþukendi mücadelesinineseridir" merkezi vur-gusunu güçlendirmek içinyazdý.

Devrimci bilinç busýnýfýn özgürlükler içinmücadelesinin sonucuolarak ortaya çýkar.

1905 Devrimi'ni bir tarihdersi olarak okumayýn.Kitle Grevi'ni okuyun vehazýrlanýn. Böylesi birsýnýf mücadelesininkoþullarý dört bir yanýmýzýçevirmiþ durumda.

Chris Bambery, Sosyalist Ýþçi’ninÝngiltere’deki kardeþ gazetesiSocialist Worker’ýn editörüdür.

Kitle grevi iþçi sýnýfýnýdaha da güçlendirir

1905'in bolþeviklere öðrettikleri1905 devrimi, devrimci iþçi partisi için

de büyük bir eðitim oldu. Devrim, teo-rilerin ve programlarýn en iyi sýnandýðýyerdir. Her türlü siyasi belirsizliði vekurguyu yýkar. Çünkü devrim, ideolojikbir uzlaþmazlýk gerektirir. Öncü iþçi-lerin bilinçlerini tek düzelikten, atalet-ten ve kararsýzlýktan kurtarýr. Aynýzamanda, mücadelenin uðradýðý anideðiþiklikler açýsýndan, partiden üstün

taktiksel beceriler ve hareketin hýzladeðiþen gereklerine uyabilirlik talepeder.

Devrim sadece öncü partinin sýnýflailiþkisini deðil, ayný zamanda partiönderinin partiyle iliþkisini açýðaçýkarýr. Lenin'in 1905'de partinin kendikanadýnýn içindeki önderliði tartýþmagötürmeyecek kadar kesindir. Fakat bugene de aralýksýz bir düþünce veörgütlenme gayreti gerektirdi - bir

bakýma, Lenin hergün liderliðiniyeniden kabul ettirmek ve partiyiyeniden kazanmak zorundaydý. 1905'idüþündükçe, ve 1917'yi hatýrladýkça,Lenin olmasaydý o zaman leninistlerinönderliði nasyl olurdu konusunda her-halde çok ilginç þeyler yazýlabilir. Eðer1905 bolþevikleri çelikleþtirdiyse,Lenin'i hepsinden çok çelikleþtirmiþtir.

TToonnyy CClliiffffLenin, Cilt 1, Partinin Ýnþasý

Avrupa birliði üzerinebir-iiki düþünce...

Avrupa Birliði’ne iliþkin bir dizi yanlýþ kaný var. Bunlarýdüzeltmek gerekiyor.

Bunlarýn baþýnda Avrupa solunun Türkiye’ninAvrupa’ya giriþini desteklemiþ olmasý geliyor.

Doðru. Sol esas olarak Türkiye’nin Avrupa’ya giriþineolumlu destek verdi çünkü karþýlarýnda Türkiye’ninAvrupa Birliðine giriþine ýrkçý temellerde karþý çýkan birsað vardý. Avrupa solu ýrkçýlýða karþý alýnabilecek olumlutavrý aldý.

Ne var ki Avrupa solu, Avrupa Birliði’ne evet demiyor.Sosyalist sol çeþitli dönemlerde kendi ülkelerinin AB’yekarýlmasý sýrasýnda AB’ye karþý tutum aldý. Ne var kionlarýn AB’ye katýlmasý sürecinde karþýlarýnda ýrkçý birhayýr cephesi yoktu.

Avrupa sosyalist solu bütçe açýðýnýn %3’ten aþaðýyaçekilmesi sýrasýnda da hemen hemen bütünüyle AB’yekarþý tutum aldý.

Þimdi ise Sosyalist sol artýk AB’ye katýlmýþ olan ülkel-erde faaliyet sürdürüyor ve bu nedenle hala AB’ye hayýrdemeleri gerekmiyor. Ancak önemli bir kýsmý eðer yenibir referandum vs olsa AB’ye hayýr diyecektir.

Bu nedenlerle Avrupa solu ile ayný yerde durmakAB’nin içinde deðil, esas olarak dýþýnda mümkündür.

***

Ýkinci bir nokta ise Avrupa’nýn köklü demokrasigeleneði efsanesi. Bu Avrupalýlarýn çok zaman ABD’yekarþý da savunduklarý bir tezdir.

Avrupa Amerika’dan daha eski bir uygarlýktýr ve dahademokratiktir.

Daha eski bir uygarlýk olduðu elbette doðru ama dahademokratik olduðu sadece bir efsane.

Çok deðil, 50-60 yýl önce bir dizi Avrupa ülkesi faþizmaltýndaydý. Almanya’da Naziler, Ýtalya’da faþistlerdünyaya kan kusturuyorlardý.

Yahudi katliamý, Roman katliamý çok deðil, 50 yýl öncegerçekleþti. Bedensel veya zihinsel özürlülerin imhasýda gene Avrupa’da yaþandý.

Faþizmi bir yana býrakýrsak, Cezayir baðýmsýzlýksavaþýný hatýrlayalým. Fransa’da Araplara karþý oluþturu-lan ýrkçýlýk, Cezayir’de ki vahþet, Fransýz solu içindeCezayir baðýmsýzlýk hareketinden yana olanlara karþýuygulanan þiddet veya Basklýlara, Ýrlandalýlara karþýÝspanya ve Ýngiltere’de hem geçmiþte hem degünümüzde yapýlanlar demokrasi olarak adlandýrýlabilirmi?

Polisin grevlere ve gösterilere karþý uyguladýðý þiddetveya hapishanelerdeki ölümler, iþkence. Avrupa bunlar-dan arýnmýþ toplumlardan mý oluþuyor?

Yabancý düþmanlýðý, “Avrupa Kalesi”, yani Avrupa’nýngöçmenlere karþý kapýlarýný sýký sýkaya kapatmasý.

Bütün bunlar Türkiye’ye oranla göreceli olarak daha azolabilir ama yok olarak görülemez. Dolayýsýyla Avrupaüzerine boþ bir hayale kapýlmamak gerekir.

***

Avrupa Birliði’ni oluþturan ülkelerin iþçi sýnýflarýnýnkazanýmlarýnýn ise oldukça çok olduðunu görmekgerekir. Bu kazanýmlar bu toplumlarýn göreceli olarak“daha demokratik” olmalarýna yol açýyor.

Bunun bir sonucu olarak AB’nin Türkiye’den siyasaltaleplerini desteklemek gerekir

“Kýbrýs’ý tanýyýn ve Kýbrýs’tan çýkýn”, desteklemekgerekir!

“Ermeni katliamýný tanýyýn”. Desteklemek gerekir.“Kürt sorununa barýþçý bir çözüm bulun.” Desteklemek

gerekir! vbKýsacasý, Türkiye’de demokratik haklarýn geniþlemesi

doðrultusundaki her adýmda açýkca tutum almak vesiyasal demokrasinin geliþmesi için mücadele etmekgerekir.

Örneðin AB’ye evet diyenlerle birlikte TürkiyeKýbrýs’tan derhal çýksýn kampanyasý yapabiliriz. Ermenikatliamý konusunda da derhal bir kampanyaya baþlaya-biliriz. Bunlar AB’ye giriþ sürecini hýzlandýrý mý yoksahýzlandýrmaz mý, o baþka sorun.

Çünkü AB’nin asýl derdi bunlar deðil. AB, Türkiye’denbir dizi ekonomik tedbir bekliyor ki (içme suyunun fiy-atýnýn 3 misli artmasý gibi) asýl karþýsýna geçip mücadeleedilmesi gereken alan o.

SSiinnaann BBUULLUUTT

NOTLAR

Page 16: Sosyalist İşçi 229

16

ÖÖzzddeenn DDÖÖNNMMEEZZ

Uzay'da hayatýn olupolmadýðýnýn tartýþýldýðý, uzunmenzilli silahlarýn geliþtirildiðibir dünyada; her sekiz kiþidenbiri yeterince yiyecek bulamýy-or.

Her gün 5 yaþýn altýnda 34 binçocuk ölüyor. Bu, yýlda 5 yaþýnaltýnda 12 milyon çocuðunyeterli yiyecek bulamamasýn-dan dolayý ölmesi demek. Burakam 2. Dünya Savaþý sýrasýn-da her yýl, her türlü sebeptenölen insan sayýsýndan fazla.Baþka bir ifadeyle her 3 günde 1Hiroþima'ya bomba atýlmasýylaayný…

Üstelik dünyadaki en geliþmiþülkelerin çoðu kýtlýk çeke-bilmekte. Amerikan BilimselGeliþim Kurumu'nun araþtýr-malarýna göre 5 yaþ altý kötübeslenen çocuklarýn %78'i gýdastoðu olan ülkelerde. Azgeliþmiþ ülkelerde ise durumhepten vahim: En az geliþmiþülkelerin nüfusunun yüzde 36'sýyeterince beslenemiyor. Burakamlar bazý yerlerde yüzde45'e ulaþýyor.

Geliþmiþ ülkelerde, açlýðýnyaný sýra gýdadan kaynaklýhastalýklar ortaya çýkmayabaþladý. Örneðin Ýngiltere'de heryýl diyabetten 20 bin kiþi ölüyor.1988'de diyabetli çocuk sayýsý1500 iken, þimdi rakam 20 bin.Deli dana hastalýðýndan 100 kiþiöldü, 100 bin kiþi etkilendi.1996'da, sadece Ýngiltere'de 1,8milyon inek ve yavrusuöldürüldü. Yani geliþmiþ ülkel-erdeki insanlar da daha çokama daha kalitesiz beslenmeyebaþlamýþlar.

Gýda ve Kalkýnma PolitikalarýEnstitüsü'nden Peter Rossetgýda konusunda þunu diyor:"Gýda ayný anda hem kiþisel,hem siyasal bir þeydir.Kiþiseldir, çünkü yediðimiz yada yiyemediðimiz gýdalarsaðlýðýmýzý etkiliyor. Siyasaldýr;çünkü kimin yiyip kimin yiye-meyeceðine siyasal iktidar kararveriyor.

Yani kimin açlýk çekeceðine, o

sekiz kiþiden birinin kim ola-caðýna aslýnda bir avuç insankarar veriyor.

Eðer bolluk varsa ve açlýktankimin ölüp kimin yaþayacaðýnakarar veriyorsanýz, yalan söyle-mek zorunda kalýrsýnýz.

Yeterli yiyecek yok!

En yaygýn, hepimizin dekolayca kanabileceði argüman-lardan biri bu. Dünyada yeterliyiyecek yok. Gýda kaynaklarýdünyanýn birçok yerinde sýnýradayandý. Maalesef bazýlarý da açkalmak zorunda.

Oysa bugün dünyada herkesingünlük ihtiyacýný karþýlayacakkadar, yani 3500 kalori, tahýlüretiliyor. Yani insanlýk sadeceüretilen tahýlla bile beslenseaçlýktan kimse ölmeyecek. Burakama bir de dünyada üretilensebze, meyve, yemiþ, et, yumur-ta ve sütü de eklersek herkesegereðinden fazla miktarda gýdadüþüyor. Sorun nasýldaðýtýldýðýnda.

Kuraklýklar, seller, vs…

Siyasal iktidarlarýn bizesöylediði bir diðer yalan da,kuraklýklarýn, sellerin ve insanýnkontrol edemediði diðer felaket-lerin kýtlýklara sebep olduðu.Kýtlýklarýn da açlýða ve bazý

insanlarýn ölümüne yol açtýðý.Oysa kýtlýk sosyal bir felakettir,doðal afet ya da bilinmeyen biryerden bize verilen bir cezadeðil. Ýnsanýn kendi eylemininbir sonucudur. ÖrneðinHindistan'da yaþanan kurak-lýðýn sebebi çok uluslu þirketler.Hintli çiftçileri önce borç bataðý-na sokup, ihracata zorladýlar.Bu ürünlerin üretimi içingereken suyu da zaten zor bulu-nan yeraltý sularýnýn sondajlaçýkarýlmasýyla saðladýlar. Otopraklara uygun, çok su iste-meyen ürünler suyun bitme-sine, kuraklýða neden olmaya-caktý… Bir baþka gerçek deinsanlarýn felaket sonuçlarýnadaha açýk, daha korunaksýzolmalarý.

Nüfus çok

Besleyecek çok boðaz var.Açlýðý yenebilmek için nüfusartýþýný yenebilmek lazým. Buise tamamen yalan. Avrupa'danüfus artýþý yok, durmuþ.Avrupa'da açlýktan ölenler açýk-lanamaz. Zaten BM'ye göre1950'den beri gýda üretimindekiartýþ oraný, nüfus artýþ oranýn-dan fazla. Aslýnda dünyaüzerindeki hiçbir ülke umutsuzdurumda deðil. Ama umutsu-zluða sürükleniyorlar. GeneHindistan'da 200 milyon aç

yaþýyor. Ama 650 milyon dolar-lýk un ve tahýl, 1,3 milyar dolar-lýk pirinç ihraç ediyor.Brezilya'da da durum farklýdeðil, 70 milyon aç var. 13 mil-yar dolarlýk gýda ihraç ediyor.Açlýðýn kol gezdiði Bangladeþ'insadece pirinç üretimi günlük2000 kalori.

Zenginler daha zengin

Bir ülkede ya da dünyada gýdaüretiminin artmasý oradakiaçlýðý ortadan kaldýrmýyor.Çünkü kapitalizm herkesi besle-mek için deðil, kar için örgütlübir sistem. Peki, üretilen bukadar gýda ne oluyor? MeselaABD'de gýda yardýmý olarakdaðýtýlýyor. Ne var bundayardým olarak daðýtýlýyor, açinsanlar doyuyor diyebilirizhemen. Ama gerçek bu kadargüzel deðil. ABD yasalarýnagöre, gýda yardýmlarý Amerikanürünleri olmak zorunda. ABDhükümeti 2003 yýlýnda ziraisübvansiyona 20 milyar dolarharcamýþ. Bu sübvansiyonun%71'i en zengin %10'a gitmiþ.Yani zenginlerden devlet malsatýn almýþ ve 1 milyon tontahýlý Etiyopya'ya göndermiþ.Sonuç, Etiyopyalý çiftçilerin 100bin ton tahýlý depolarda çürüy-or. Etiyopya açlýkla pençeleþiy-or.

Satýn al, ama paraverme!

Sanayi ülkeleri Üçüncü dünyaülkelerinden 60 milyar dolarlýkgýda ithal ediyor. Ama bu parafakir ülkelerin kasasýna girmiy-or. Örneðin, Bir ABD'linin mar-ketten 1 dolara aldýðý kavun-dan, El Salvadorlu çiftçiye 1peniden az para gidiyor. 88peni tüccar, nakliyeci perak-endecinin kasasýna giriyor.Dünyada gýda, petrolden sonraikinci büyük sektör, uzunsüredir dünya gýda pazarýnýÝngiliz ve ABD çok uluslu þir-ketleri kontrol ediyor. Bupazarýn yarýsýndan fazlasýnahâkimler. Üstelik üretiyorlar,daðýtýmýný yapýyorlar ve perak-endecilik yapýyorlar. Yani ElSalvador kavunundan eldeedilen 88 peni bu büyük çokuluslu þirketlerin kasasýna giriy-or.

Kâr deðil, insan!

Gýda sektöründe McDonald'sdev þirketlerden biri, yüz bin-lerce çalýþaný var ve hepsisendikasýz. ABD'nin açýk farklaen düþük ücretli iþçi grubuMcDonalds'ta çalýþýyor. AmaMcDonalds'ýn 2001 yýlýnda,sadece televizyon ve radyo içinharcadýðý reklam masrafý 1,5milyar dolar. Diðer bir dev þir-ket Pepsi'nin harcadýðý ise 1milyar dolar. Sadece ABD'deher yýl kilo kaybetme program-larýna 3 milyar dolar harcanýy-or. ABD'nin, Irak iþgaline har-cadýðý para 150 milyar dolar. Burakam 6 yýl açlýða çare.

McDonalds'a dava açanlaradestek veren avukatlardan biri,"Ýnsanlara kiþisel sorumlulukyükleyip duramazsýnýz" diyor.Açlýða çare var, ama kiþiseldeðil. Çare, toplumsal gerçek-leri deðiþtirmek. Var olangýdanýn eþit paylaþýmý, sosyaladaletin saðlanmasý, doðal kay-nak sularýna ücretsiz, kolayeriþebilmek, ücretsiz saðlýkhizmeti alabilmek. Onlar, bizikötü ütopyalarýnda yaþatmayaçalýþýyorlar. Biz, kar deðil, insaniçin üretim istiyoruz.

“Bush, DTÖ: Bizi genetiði deðiþtirilmiþ gýdalarla beslenmeye zorlamayýn”

11998888''ddee ddiiyyaabbeettllii ççooccuukkssaayyýýssýý 11550000 iikkeenn,, þþiimmddiirraakkaamm 2200 bbiinn.. DDeellii ddaannaahhaassttaallýýððýýnnddaann 110000 kkiiþþiiööllddüü,, 110000 bbiinn kkiiþþii eettkkiilleennddii..11999966''ddaa,, ssaaddeeccee ÝÝnnggiilltteerree''ddee11,,88 mmiillyyoonn iinneekk vvee yyaavvrruussuuööllddüürrüüllddüü..

Kâr deðil,

insan için üretim

“Dünyada yeterli yiyecek yok.” En yaygýn, hepimizin de kolayca kan-abileceði argümanlardan biri bu. “Gýda kaynaklarý dünyanýn birçok

yerinde sýnýra dayandý. Maalesef bazýlarý da aç kalmak zorunda.” Oysabugün dünyada herkesin günlük ihtiyacýný karþýlayacak kadar, yani kiþi

baþýna 3500 kalori düþecek kadar tahýl üretiliyor.

Eric Schlofser

MacDonald’s

Cumhuriyeti

Metis Yayýnlarý

15 YTL

Page 17: Sosyalist İşçi 229

17

Elane HEFFERNAN

Marx'ýn çalýþma arkadaþýFriedrich Engels kadýnauygulanan baskýnýn sýnýflýtoplumlar kadar eskiolduðunu ileri sürer. Bubaský, kadýný toplumunekonomik yönetimindendýþlayan ailenin yapýsýn-dan doðar. Kadýnýn kapi-talist sistemde ücretliçalýþmaya baþlamasýbaskýya son vermedi.Tersine baský arttý veyoðunlaþtý. Bununla bir-likte, Engels kadýnlaraçalýþma fýrsatýnýn ver-ilmesinin cinsel egemen-likten kurtuluþa doðru biryol olduðunda ýsrar ediy-or.

Ýngiltere'deki kadýnlarMatch Girls, TheSuffragettes, Ford makineiþçileri, Grunwicks iþçilerive diðerlerininmücadelelerine çok þeyborçlu. Bugün eðitim veçalýþma alanlarýnda,siyasal yaþama katýlýmdave ödemelerde eþitliðe,ayrýca boþanma, evlilikdýþý iliþki, ve gebeliktenkorunma ve kürtaj gibihaklara, kaðýt üzerindebile olsa sahibiz. Küçükbir azýnlýk ise kadýnhareketinin kazanýmlarýn-dan çok iyi biçimde fay-dalandý. Bugün müdür-lerin %25'i kadýn. Amaçoðu kadýn, býrakýn kurtu-luþu eþitlikten bile gülünçderecede uzakta.Kadýnlar, hizmet sek-törünün alýþýlmýþ düþükücretli iþlerinde çalýþýyorve ayný zamanda çocukbakýmý ile de uðraþýyor.Parlamentodaki ve yargýalanýndaki kadýn sayýsýoldukça düþük. Kürtajhakký tehlikede. Bugünbiz vücutlarýmýzýn bizimesas deðerli yanýmýzolduðuna iliþkin fikirlerintuzaðýna düþüyoruz. Halaçok sayýda kadýndövülüyor ve tecavüzeuðruyor.

Dünya genelinde dekadýnlarýn durumu kötü.Yeni sanayi devrimi Asya,Afrika ve LatinAmerika'da gelenekselyaþamý paramparça etti.Böylelikle kadýnlar süratleiþçi sýnýfýnýn içine itildi.Bazý Pakistan sanayi-lerinde kadýnlar emekordusunun %60'ýný oluþtu-ruyor. Gana veya SierraLeone'deki kadýn fabrikaiþçileri hakkýnda nadirenbir þeyler duyabiliyoruz,bununla birlikte onlaryine de oradalar. Göçmenkadýn iþçilerin sayýsý daartýyor. Hastanelerde,okullarda, bürolardaçalýþýyorlar, bazýlarý isehizmetçilik ya da fahiþe-likten geçimini kazanýyor.Engels'in söylediði gibi,kadýnlarýn emek ordusunakitlesel katýlýmý eþitsizliði

veya cinsel baskýyýotomatik olarak ortadankaldýrmadý. Kadýnlarsömürüye kesin olarakdaha açýklar, çünkü aileiçindeki görevleri kýrdankentlere sürüklenenlerinaleyhine iþliyor. Ayrýcaailelerini geçindirecekkadar kazanamýyorlar,kýzlar yoksul ailelerinkýsýtlý kaynaklarýndanküçük paylar alabiliyor.Bu, onlarýn eðitimhizmetinden ve saðlýkbakýmýndan erkek çocuk-lardan daha az yararlan-malarý ve temiz suya dahaaz eriþim olanaðý demek.

Ucuz iþçiler olarak yenirolleri kadýnlarý eski cin-siyetçi yaklaþýmlardan dakurtarmýyor. ÜçüncüDünyadaki giyim ve elek-tronik fabrikalarýnda,gebe kadýnlar iþten atýlmatehlikesiyle karþýlaþýyor-lar. Kadýnlara yöneliktaciz, þiddet ve aþaðýlamaörnekleri çok fazladýr.1999'da Pakistan'dakadýnlarýn ücretleri erkek-lerin ortalama %50'sini,Güney Kore'de %52'sinive Japonya'da %44'ünüyakaladý. Engels'in sanayidevrimimiz sýrasýndaanlattýðý kadýnlar gibi, bukadýnlar da þiddete maruzkalýyor, barakalardayaþýyor, çok az yoksullukparasý alýyor, ya da hiçalamýyor.

Kadýnlar sadece acý çek-miyor. Engels'inöngördüðü gibi, mücadelede ediyorlar. Kadýn iþçilereve para götürebilmekistiyor. Daðýlmýþ ailelerdegeleneksel rolleri kabuletmiyorlar, ya da mutsuzevliliklerden kaçýyorlar.Çoðu kulübelerdeyaþayan Güney Korelikadýnlar demokratiksendikalarda önemligörevler alýyorlar. Kitleselmücadeleler ile kadýnlaradet dönemlerinde birgün izin hakký kazandýlarve 500 kiþiden fazla iþçiçalýþan yerlerde zorunlubakýmevleri açýlmasýnýsaðladýlar. Gana'da arabafabrikalarýnda çalýþankadýnlar daha yüksekücret ve gece vardiyasýn-da çalýþmamak içinmücadele ettiler.Hindistan'da kadýnlartopraksýzlarýn barajlarakarþý mücadelesindemerkezi roller alýyorlar.Londra'daki CanaryWharf temizlikçilerininsendikalaþma mücadelesiiçinde göçmen kadýnlarbüyük rol oynadý. Heryerde genç kadýnlar savaþkarþýtý mücadelenin önsaflarýnda durdu. Ýþçisýnýfý ve anti-kapitalisthareket ile kadýn hareke-tinin birleþmesi gerçekkurtuluþ yolunda atýlmýþbir adýmdýr.

Gerçek cinsel özgürlüðü

kazanmak mümkünFriedrich Engels kadýn-

larýn kurtuluþu üzerineyazdýklarýnda sadece eþit-likten bahsetmiyor; cinseliliþkilerin ekonomikihtiyaçlar veya boðucuahlakçýlýk tarafýndan yön-lendirilmediði, özgürceyaþanabildiði bir dünyayýanlatýyor. Engels, VictoriaÝngiltere'sinde cinselliðinçeþitli görünüþleriolduðunu kavrayabilenküçük bir azýnlýða dahildi.

Bugün kadýnlarýnyaþamlarýndaki deðiþim-ler cinsellik ve aile iliþki-lerine yönelik yargýlardaufak deðiþmelere yol açtý.Küresel çapta tek baþýnayaþayan annelerin sayýsýher yýl artýyor. 2020 yýlýn-da Ýngiltere'de ailelerin%40'ýný kadýnlar idareediyor olacak. Fakat tekbaþýna olan anneler,genellikle dünyanýn enfakir insanlarý arasýndançýkýyor. Geçmiþ bir DünyaGýda Programý raporunungösterdiði gibi, "çok yok-sul" kategorisine dahilolan aileler içerisinde,kadýnlar tarafýndan idareedilen ailelerin oranýerkeklerce yönetilenleriniki katýný oluþturmakta.Bu durum sadece Güneyülkeleri için deðil, aynýzamanda zengin Kuzeyiçin de geçerli. Neoliberalpolitikalar çocuklara veyaþlýlara yönelik sosyalfonlarda kesintiler yapýl-masýný öngörüyor. Ortasýnýf aileler, kendi çocuk-larýný býrakmayý göze ala-bilen çoðunlukla Güneyliçalýþan kadýnlarca idareediliyor. AvrupaBirliði'ndeki göçmenhizmetçilerin oraný 1984ve 1987 arasýnda %6'dan%52'ye kadar yükseldi.ABD'de, taþrada yasalçalýþan dadýlarýn %40'ýgöçmen, ayrýca yasadýþýolanlar eklendiðinde busayý daha da artýyor. Ýþçisýnýfý ailelerinde ise erkek-ler ev iþleri ve çocukbakýmýyla 30 yýl öncesindeolduðundan daha fazlauðraþýyorlar, kadýnlar isedaha az çalýþýyor. Ancakçalýþma saatlerinin art-masý ve kaynak yetersiz-likleri sebebiyle iliþkil-erdeki gerilim de artýyor.

Kiþilik

"Erkekler ütü yapar mý"ya da "kadýnlar erkekler-den daha akýllý olamazlar"türünden aileye dayanancinsiyetçi kalýplar hâlâvarlýðýný sürdürmektedir.Bunlarla birlikte, beden-lerimizin metalaþtýrýlmasýgerçek bir kurtuluþailiþkin bütün umutlarazarar veriyor. Cinselliðinaçýkça ifade edilebilmesieski günlerin utancýndanve sefaletinden çok daha

iyidir. Fakat kiþilik-lerinden soyutlanmýþ nes-neler olarak hala reklam-cýlýk ve porno sektör-lerinde kullanýlmayadevam ediyoruz."Göðüslerimiz ne kadarbüyükse o kadar çekiciy-iz"i anlatan Jordan kuralýhâlâ kabul görüyor. KateMoss bizi sýskalýðýn mod-ern kadýn ideali olaraksattýðýndan beri danskulüplerinden çýkmýyor."Post-feminist" yazarlarise bize bunun bir kurtu-luþ olduðunu yutturmayaçalýþýyorlar. Böyleliklegenç kadýnlar kendileriiçin ideal olan açlýk sýnýrý-na ulaþmak için uðraþýyor,göðüs ameliyatlarý içinpara biriktiriyorlar, fakatbuluþtuklarý kiþi onlaratecavüz ettiðinde nasýl,nereye þikayet edebilecek-lerini bilmiyorlar. Çocukyaþta gebelik ve cinselyollarla bulaþan hastalýkoranlarý tavana vururken,cinsel eðitim ahlakçý veaile temelli normlara baðlýkalmaya devam ediyor.Milyonlarca kadýn açýsýn-dan cinsel açýlma korkunçbir biçimde ekonomikbaskýlarla birleþiyor. 1995Bejing kadýnlar konferan-sýnda ise, küresel çaptaher on þehirli kadýndanbiri yaþamýnýn her hangibir bölümünde fahiþelikyaptýðý gösteriliyor.

Þiddet

Arnavutluk gibi birülkenin ekonomik çöküþü,100,000 genç kadýnýngenelevlere veya yolkenarlarýna sürüklenmesianlamýna geliyor. Baþkaülkeler ise seks turizminebel baðlýyor. Tayland'da500,000'e yakýn kýzýn seksendüstrisi içinde çalýþtýðýtahmin ediliyor. Kadýnlarbu korkunç þiddete maruzkalmaya devam ediyor.Ýngiltere'de her hafta ikikadýn ya eþleri ya da eskieþleri tarafýndanöldürülüyor. Kadýnlarýnev dýþýnda ücretkarþýlýðýnda çalýþmayahenüz yeni baþladýklarýtoplumlarda, kadýnlarývurmak hâlâ erkeðinhakký olarak görülüyor.Çoðu zaman kadýnlar dakendilerine biçilen rollerikabul ediyorlar. Bugün,1950lerde olduðu gibi, onbinlerce kadýn erkeðinizinasýl ele geçirebileceðiniziya da elde tutabileceðinizianlatan dergileri satýnalýyor. Bugün elde olan,sadece daha az yemekpiþirme süresi, biraz dahaçeþitli cinsel akrobasi veplastik cerrahi. Bundanormal olan hiçbir þeyyok. Engels insanlarýnyanlýþ

Kapitalizmde kadýn:

Büyük deðiþimler eþitlik getirmedi

KKaaddýýnnllaarrýýnn eevv ddýýþþýýnnddaa üüccrreett kkaarrþþýýllýýððýýnnddaa ççaallýýþþmmaayyaahheennüüzz yyeennii bbaaþþllaaddýýkkllaarrýý ttoopplluummllaarrddaa,, kkaaddýýnnllaarrýý vvuurr-mmaakk hhââllââ eerrkkeeððiinn hhaakkkkýý oollaarraakk ggöörrüüllüüyyoorr.. ÇÇooððuuzzaammaann kkaaddýýnnllaarr ddaa kkeennddiilleerriinnee bbiiççiilleenn rroolllleerrii kkaabbuulleeddiiyyoorrllaarr..

Page 18: Sosyalist İşçi 229

88 - 1199 OOccaakk’’ttaa ÝÝssttaannbbuull''-ddaa KKaarrþþýý SSaannaatt Çalýþ-malarý'nda Ermeniler'edair bir sergi var.Serginin adý SireliYaðpayrýs, Türkçesi"Sevgili Kardeþim". Sergi'100 Yýl Önce Türkiye'deErmeniler' projesinin ikibölümünden biri. Çalýþ-ma 100 yýl öncesindekiçok dinli, çok dilli ve çokkültürlü yapýya deðin-meyi hedefliyor. SergiOrlando CarloCalumeno'nun koleksiy-onunda yer alan 4000adet kartpostal arasýndanseçilmiþ 500 kartpostal-dan oluþuyor. Projeekibinden sohbetettiðimiz Fotis Benlisoy, odönemde kartpostallarýnçok ciddi bir kitle iletiþimaracý olduðunu anlatýrkenbu kartpostallarýn aynýzamanda Türkiye'dekiErmeniler'in sosyal, ticari,kültürel ve özel yaþam-larýný belgelediðini debelirtiyor. Edirne,Kars veVan'da yaþayan Ermenikartpostallarý ile,Ermenilerin sadece Ýstan-bul'da yaþamadýðý vurgu-lanýyor. Her kartpostalýnbir hikayesi olduðu,

Protestanlarýn misyonerfaaliyetleri dahil pek çokkonuda hikayelere rast-layabileceðimiz anlatýlýy-or. Nitekim Ýstanbul'dakikýz kardeþi Mari tarafýn-dan, Kahire'deki GaroBalyan'a postalanmýþ birSultanahmet Meydanýkartý ve üzerinde eþiHayganuþ'a yazýlmýþ birilaç tarifine rastlayabiliy-orsunuz.

Fotis'e serginin politikbir amacý olup olmadýðýnýsorduðumuzda, azýnlýk-larla ilgili her konununolduðu kadar busergininde politik biramaca hizmet ettiðini

söylüyor. Türkiye'deErmeni konusu, devletinçýkardýðý bazý yasalarladesteklenerek gündemdýþý býrakýlmýþ, ancak ABsüreci ile tekrar gündemetaþýnmýþ. Herhangi birprotesto ya da kötü tepkiile karþýlaþýp karþýlaþ-madýklarýný merak ediy-oruz. Rahatlatýcý bircevap geliyor: "Böyle birþey olmadý, ancak ilerdeolur mu bilemem".

Proje dahilinde herhan-gi bir soykýrým teþhiriolmadýðýný sadece pro-jenin kitap kýsmýnda1909'da Adana'dakisaldýrýdan bir ceset taþý-ma kýsmý bulunduðunuancak bununda yasaklan-mamýþ bir þey olduðunu,Osmanlý postasýndangeçtiðini ekliyor.

Son olarak o dönemdenkalan pek çok tarihieserin korunmadýðýný,bunun çok üzücüolduðunu belirtiyor.

Biz o döneme veanlatýlarýna çeþitlilikgetiren bir çalýþma olarakprojeyi ve 19 Ocak'akadar teþhirde olacaksergiyi herkese tavsiyeediyoruz.

AB deðil ASF!Günlerdir, "Türkiye

AB'ye ha girdi, ha gire-cek", "AB'den yeþil ýþýk","Avrupalý olduk" gibihaberler var basýnda.

Bu haberlerin de etk-isiyle birçok insan, AB'yegirince refah düzeyininyükseleceðini, ekonomikiyileþme yaþanacaðýný,demokrasinin geliþeceðiniumuyor. Oysa ortada biraldatmaca var.

AB, patronlarýn birliði.Tüm bu süreç boyuncasürekli TÜSÝAD 'ýn açýkla-

malarýný, uyarýlarýný duy-duk. TÜSÝAD sürekligörüþ bildirdi. Peki, bize,halka sordular mý? Elbetteki hayýr. Çünkü AB,patronlarýn çýkarýna.Çünkü AB, özelleþtirmedemek, iþsizlik demek. ABülkelerinde iþsizlik %10civarýnda. AB buna çareüretemiyor deðil, AB buiþsizliðin bizzat sebebi.

AB bizim çýkarýmýzadeðil. Saðlýkta, eðitimdeözelleþtirme; iþsizlik nasýlbizim çýkarýmýza olabilirki? Patronlarýn kar ede-ceði ama bizim okuya-mayacaðýmýz üniversitelernasýl bizim çýkarýmýza ola-bilir ki? Patronlarýn çýkarý-na olan bizim çýkarýmýzaolamaz.

Bu nedenle AB gibipatronlarýn temsil edildiðibir yerde bizim iþimiz ola-maz.

Ama bizim Avrupalýiþçilerle, Avrupalý öðren-cilerle ve her türlü ezilen-

lerle çýkarýmýz ortak.Çünkü Avrupa'da daözelleþtirmeler, iþsizlik vb.sorunlar var. Tüm dünya-da ezilenler ayný sorun-lara sahipler ve tümdünyada ezilenlerin çýkarýortak. Biz, ingiliz, almanya da baþka bir ulustanezilenlere karþý olduðu-muz için deðil, aksineonlarla ayný sorunlaretrafýnda birleþtiðimiz içinAB'ye karþýyýz.

Ýþte tam da bu nedenle,tüm dünyadaki ezilenlerinbir araya gelebileceði, eþitbir ortamda sorunlarýnýpaylaþabileceði ve ortaksorunlarýna karþý beraberolabileceði birlikteliklereihtiyacýmýz var.

Avrupa Sosyal Forumu(ASF) tam da böyle biryapý. Herkesin kendiniifade edebileceði bir bir-liktelik. BütünAvrupa'dan sosyalhareketlerin (savaþ karþýt-larý, çevreciler,

sendikacýlar, hayvan hak-larý savunucularý, 3.dünya ülkelerininekonomik çýkarlarýnýkorumak isteyen kampa-nyalar, eþcinsel örgütleri,özelleþtirme karþýtlarý vedaha yüzlercesi) ve birey-lerin katýldýðý bir tartýþma,dayanýþma ve eylem plat-formu.

Ezilenlerin; ne milliyetçibir temelde AB'ye karþýçýkmalarýndan, ne deAB'ye "evet"demelerinden çýkarlarýolamaz. Eðer daha iyiyeözlem duyuyorsak, eðerbaþka bir Avrupa, baþkabir dünya istiyorsak,patronlarýn, sermayedar-larýn deðil; bizim gibi"sýradan insan"larýn onbinler, yüz binler halindebir araya geldiði ASF gibiörgütlenmeleri destekle-memiz gerekir. Çünkü,baþka bir Avrupamümkün!

EErrssiinn BBAAKKIIRR

9. Senfoniçalýyor,herkes dýþarý!

Batman'daki bir ilköðre-tim okulunun ziliBeethoven'ýn 9.Senfonisi'nin melodisiyledeðiþtirilmiþ.

Beethoven'ýn bu eseriayný zamanda AvrupaBirliði'nin (AB) marþý.Konuyla ilgili olarak"Batman'daki okuldaAB'ye uyum" baþlýklý birtelevizyon haberinde,deðiþtirilen okul zilinindemokratikleþme adýnaatýlan bir adýmmýþ gibiyansýtýlmasý ise ilginç.

Oysa ortada, týpkýdeðiþtirilen okul zili gibiuzaktan kulaða hoþ gelen,dýþarýdan iyi gösterilen,ancak çalýþan insanlar içintam anlamýyla birer tuzak

olan “reformlar” var.Üstelik bu reformlar ABsürecinde baþlatýlan“reformlar”.

Bir çoðu özelleþtirmeyedayanan bu deðiþikliklere“reform” denemez.

AB, þirketlerin ve ser-mayenin kendi çýkarlarýnýkorumak ve geliþtirmekiçin kurduklarý bir birlik.AB üyeliði çalýþanlara veyoksul halka bir çözümsunamayacaðý gibi, yaþamstandartlarýný da yükselt-meyecek.

Çözüm AB'de deðilsokaktaki mücadelede.

Çözüm, insanlarý boþhayallerle kandýran, savaþçýðýrtkanlýðý yapan AKPhükümetinin programýna,genel grevle, savaþ karþýtýmücadeleyle, kýsacasýbütün gücümüzle sokaðaçýkýp cevap vermektengeçiyor.

Haydi mücadeleye.

EErriinnçç ((ÝÝzzmmiirr))

YüzleþmeYeþim Ustaoðlu üçüncü

uzun metrajlý filmi olan"Bulutlarý Beklerken"insenaryosunu YorgosAndreadis'in "Tamama"adlý eserinden etkilenerekyazmýþ.

Film mübadele tarihiningizli kalmýþ olaylarýnavurgu yaparken, asýl adýEleni olan ve bir Türk ailetarafýndan evlatedinildiðinde adý Ayþeolarak deðiþtirilen bir Rumkadýnýn kendi geçmiþi ileyüzleþmesini anlatýrkenbizi de mübadele

sürecinde yaþanan acýolaylarla yüzleþtiriyor. Birinsanýn yýllar sonra birdenbire bambaþka bir dilikonuþmaya baþlamasýfikrinin ve bu garipdavranýþýn sýrrýnýn tarihintrajik olaylarýnda gizlioluþunun sorgulamasýnýyapmamýza yardýmcýolmasý anlamýnda cesur birfilm. 1916'da Karadeniz'deyaþayan Rumlar zorunlubir göçe tabi tutulur.Mersin'e kadar süren butehcir sýrasýnda bir çok aileparamparça olur, pek çokRum ölür. Uzun yýllarbundan söz edilmiyorolmasý iki ülkenin suçortaklýðýný, ayný yaptýrýmývurguluyor.

Filmde Ayþe, asýl adýyla

Eleni, ablasý Selma'nýnölümüyle yapayalnýz kalýrve bu ruhunda örtbas ettiðigeçmiþiyle yüzleþmesineneden olur. Yýllar önceannesinin ona emanetettiði kardeþini kaderineterk etmiþ olmanýn vicdanazabýný atamamaktadýr.Ancak bütün bu süreç iyibir sinemayla beslenemiy-or ve bir çok boþluðuseyirci olarak zihninizdetamamlamak zorundakalýyorsunuz.

Film Türkiye'nin bir üstüörtülü mevzusuna daha elattýðý için bizleri minnettarbýrakýyor ancak sinemaanlamýnda pek de akmýy-or, hatta boðucu olupinandýrýcý sahnelerdenyoksun kalabiliyor.

Kendisini evlat edinenailenin son ferdi de ölünceAyþe'nin Eleni olduðuzamanlarýn tanýðý kalmaz.O zaman Ayþe Eleni'yedönüþür çünkü unutmayakarþý yapabileceði baþkabir þey kalmamýþtýr. Filminsonunda Eleni kardeþiNiko'yu bulur ve geçmiþleyüzleþmesini tamamlar.

Film mübadeleye dair,Karadenizli Rumlar'a neoldu, Yorgos Andreadisneden Türkiye'ye giremiy-or gibi sorularý sormamýzýsaðlamasý açýsýndan önem-li. Artýk azýnlýklarla ilgilitabularýmýzla yüzleþmeninvakti olduðunun dagöstergesidir.

BBuurrççaakk BBEELLLLÝÝ

2003'ün sonlarýna doðruMetis Yayýnlarý,Yaþadýðýmýz dünyaDizisi'nin 32. kitabý olarakAAmmeerriikkaann SSaavvaaþþýý VViieettnnaamm11996600-11997755 adýyla özelliklebir dönem çokça tartýþýlmýþ,üzerine onlarca kitapyazýlmýþ Vietnam ya daVietnamlýlar'ýn deyimi ileAmerikan savaþý ile ilgili birkitap yayýnladý. Kitabýnyazarý olan JonathanNeale'in kendi deyimi ilekitap savaþta yer alanköylülerin ve Amerikanerlerinin gözünden busavaþýn kýsa hikayesinianlatýyor.

Kitap, savaþa dair bir tar-ihsel anlatý içerisinde olan-larýn sentezini yapmaklabirlikte ne olduðuna dairbir fikir oluþturuyor.Yazarýn kendisinin giriþ kýs-mýnda da belirttiði gibi, esasamaç, özellikle savaþ yýl-larýný görmemiþ olan yeniaktivist kuþaðýna"Vietnam'da ne, neden

olmuþtu, savaþ nasýl sonaerdi, Vietnamlýlar savaþýnasýl hatýrlýyor?" gibi soru-larýn yanýtlarýný getirmek.Bu anlamda, belgeselniteliði taþýyan AmerikanSavaþý Vietnam gayetbaþarýlý sonuçlar sunuyor.

Diðer taraftan JonathanNeale yine kitabýn giriþbölümünde kendisi içinönemli olan iki kitledendaha bahsediyor.Bunlardan birincisiAmerika'da savaþa katýlmýþ,ona karþý çýkmýþ ya da herikisini birden yapmýþ olanVietnam kuþaðý. Ýkincisi isegeçmiþte verilen gerillamücadelesine derin bir sem-pati besleyen ancak savaþýnkazanýlmasýndan sonra iþbaþýna gelen yozlaþmýþhükümet tarafýndan ezildik-lerini hisseden Vietnamlýgençler. Kitap her iki tarafiçin de yaþananlarýn endoðru biçimde yansýtýlmasýbaþarýsýný yakalamýþ, her ikitarafýn söz hakkýnýn olduðu

objektif bir eser olarakyayýnlar arasýndaki yerinialmýþtýr.

Son olarak, Vietnamhalkýnýn ve bu savaþa karþýverilen ve kazanýlanmücadelenin Türkiye'dekapitalizme ve emperyal-izme karþý mücadeleninsimgesi olduðu bilinir. Yenianti-kapitalist hareketinruhu 68'lerin ruhu ile bir-leþir. Bu açýdan o dönemisadece dinleyerek ya daokuyarak öðrenenler içinçok güçlü ve alternatif birkaynak olduðunu söyleye-biliriz. Zevkle okunacak bireser.

18 KÜLTÜR

BÝZEGÖRE

SÝNEMA

""AAmmeerriikkaann SSaavvaaþþýý"" yyaaddaa ""VViieettnnaamm SSaavvaaþþýý""Sireli

Yeðpayrýs(sevgili kardeþim)

jonathan Neale

Amerikan SavaþýVViieettnnaamm

1960-11975

Metis Yayýnlarý10 YTL

8-119 Ocak yüz yýlönce Türkiyede

Ermeniler sergisi

Page 19: Sosyalist İşçi 229

Aþaðýdansosyalizm

-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsý iþçisýnýfýdýr. Yeni bir toplum,iþçi sýnýfýnýn üretimaraçlarýna kolektif olarak elkoyup üretimi ve daðýtýmýkontrol etmesiylemümkündür.

Reform deðil,devrim

-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.

-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahiplerini,egemen sýnýfý korumakiçin oluþturulmuþtur.

-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.

-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.

-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþka ülkeleriniþçileri ile daima dayanýþ-ma içindedir.

-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.

-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerinden dolayýaþaðýlanmalarýna ve baskýaltýna alýnmalarýna karþýçýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkenin

iþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olan herþeye karþý çýkarlar.

-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperya-lizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.

-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.

-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tek birülkede izole olarak yaþaya-maz. Rusya, Çin, DoðuAvrupa ve Küba sosyalistdeðil, devlet kapita-listidir.

-Sosyalistler bu ülkelerdeiþçi sýnýfýnýn iktidardakibürokratik egemen sýnýfakarþý mücadelesini destek-ler.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-

bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadelecikesimi devrimci sosyalistbir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.

-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr.

-Bu fikirlere katýlanherkesi devrimci birsosyalist iþçi partisinininþasý çalýþmasýna omuzvermeye çaðýrýyoruz.

sosyalist iþçine savunuyor?

19NOT DEFTERÝ

DEVRÝMCÝ SOSYALÝST ÝÞÇÝ PARTÝSÝUluslararasý Sosyalizm Hareketi ile, dünya küreselleþme karþýtlarýyla,

anti-kapitalistlerle, savaþ karþýtlarýyla iliþki kurmak istiyorsanýzHHeerrttüürrllüü bbiillggii iiççiinn:: 00553366 - 333355 1100 1199

BBeeyyooððlluu:: 0536 - 259 73 64 KKaaddýýkkööyy:: 0536 - 637 81 99 AAnnkkaarraa: 0535 - 514 11 73 ÝÝzzmmiirr:: 0537 - 624 49 08AAkkhhiissaarr:: 0544 -327 04 45 AAyyddýýnn:: 0544 - 235 32 81 BBaallýýkkeessiirr:: 0555 - 398 86 45 BBuurrssaa:: 0535 - 422 39 65

DDeenniizzllii:: 0543 - 476 27 88 KKaarraabbüükk:: 0533 - 772 54 93 KKooccaaeellii:: 0537 - 940 58 95 MMaarrmmaarriiss:: 0535 - 788 04 98YYaalloovvaa:: 0544 - 646 36 01

Ýzmit’te ‘DünyaYalan Söylüyor’toplantýsý

8 Ocak Cumartesi günüÝzmit Küresel BAKaktivistleri tarafýndan,Yeni Meydan Sahnesi'nde"Dünya Yalan Söylüyor"isimli bir toplantý düzen-lendi. Panele konuþmacýolarak Mor ve Ötesigrubunun üyeleri HarunTekin ve Kerem Kabadayýile Küresel BAKyürütmesinden YýldýzÖnen katýldý. Ýzmit’liaktivistler önlerine hedefolarak Þubat ayýnda birbüyük toplantý daha yap-mayý ve 19 Mart eylemineotobüs tutarak gelmeyikoydular.

Ýzmir’de yeni kam-panyanýn baþladýðýilan edildi

Ýzmir Katýlýmcýlar toplan-týsý EMO Ýzmir Þubesindeyapýldý. Küresel BAKyürütmesinden TayfunMATER'in katýldýðý toplan-týda Küresel BAK'ýnkatýldýðý uluslararasýtoplantýlar ve çalýþmalarhakkýnda bilgilendirmeleryapýldý.

Kampanyanýnbaþladýðýnýn duyurulmasýiçin en kýsa zamandaÝzmir’de bir basýn toplan-týsý yapýlacak. Ayrýcaüniversitelerde toplantýlarörgütlenecek. Yaygýnbildiri daðýtýmý yapýlacak.

Karakedi KültürMerkezi’nde toplantý

Beyoðlu BAK aktivistleritarafýndan "Irak'tan Ýzlen-imler" baþlýklý bir toplantýdüzenlendi. Panele konuþ-macý olarak gazeteci MeteÇubukçu ile Ýnsan Haklarýve Hürriyetleri Vakfý'ndanOsman Atalay katýldý. Heriki konuþmacýnýn daIrak'ta yaþadýklarý deney-imleri ve gözlemleriniaktardýklarý toplantýdadaha sonra þoförlerin

kafalarýnýn Iraklýdireniþçiler tarafýndankesilmesinden yola çýkarakbu direniþin ahlaklý birdireniþ olup olmadýðýtartýþýldý.

Trabzon’dailktoplantý yapýldý

Trabzon’da da 19 Martkampanyasýnýn ilk toplan-týsý yapýldý. Konuþmacýolarak Ýstanbul’dan ÞenolKarakaþ’ýn katýldýðýtoplantýda 'ABD ÝþgalineOrtak Olma' kampanyasýçerçevesinde neler yapýla-caðý konuþuldu. Bir barýþormaný yapýlmasý, büyükbir toplantý düzenlenmesi,Trabzon'da uluslar arasýbir toplantý yapýlmasý gibiöneriler getirildi

Adana’dan ÝncirlikÜssüne yönelikeylem önerisi

Ýstanbul'dan VecdiSayar'ýn konuþmacý olarakkatýldýðý BAK toplantýsýna60'a yakýn kiþi katýldý

Küresel BAK'ýn Adana'dave bölgede yaygýnlaþ-masýný saðlayacak giriþim-lerde bulunulmasýna,Irak'a yollanmak üzeregiysi toplama kampanyasýbaþlatýlmasýna, bununTürkiye çapýndan bir kam-panyaya dönüþmesi içingiriþimlerde bulunulmasý-na, 19 Mart'a yönelikolarak kültürel etkinliklerve tartýþma platformlarýörgütlenmesine, Adana'dabulunan Ýncirlik Üssününkapatýlmasýna yönelikmerkezi bir kampanyanýnbaþlamasý için çalýþmalaryapýlmasýna karar verildi

Basýn toplantýsý ilekampanyanýnbaþladýðý duyuruldu

Makine MühendisleriOdasý Ýstanbul Þubesi'ndeyapýlan bir basýn toplantýsýile 'ABD Ýþgaline OrtakOlma!' kampanyasý baþlat-týldý. Kampanya, Ekimayýnda Londra'da yapýlanAvrupa SosyalForumu'nda alýnan karardoðrultusunda, tüm dünyaile ayný anda, Irak'takiiþgale karþý yapýlacak birgösteri ile son bulacak.

Basýn toplantýsýna Ýstan-

bul Eczacý Odasý'ndanYusuf Telli, KamuEmekçileri SendikalarýKonfederasyonu'ndanSami Evren, Kristal ÝþSendikasý'ndan ZaferAydýn, TMMOB'denTayfun Mater, SODEV'denErol Kýzýlelma, DoðuKonferansý Giriþimi'ndenKenan Çamurcu, ÝnsanHaklarý ve HürriyetleriVakfý'ndan Osman Atalay,Mazlum-Der'den MustafaErcan, Greenpeace'denBanu Dökmecibaþý,TÜKODER'den TayfunSever, Hava-Ýþ sendikasýn-dan Atilay Ayçin ve ÝnsanHaklarý Derneði'ndenVeysel Atalay katýldý.

Çerkezköy’de BAKtoplantýsý

25 Aralýk Çarþambagünü, DÝSK Tekstil ÝþSendikasý Lokali'nde,Ýstanbul'dan konuþmacýolarak Bülent Aydýn'ýnkatýldýðý bir toplantýyapýldý. Toplantýda, kam-panyayý tanýtan belgelerhazýrlanýp daðýtýlmasý,herkesin katýlabileceðietkinlikler düzenlenmesi,19 Mart'taki eylem içinotobüs tutulmasý, toplan-týlar düzenlenmesi, kam-panyaya katýlýmýngeniþletilmesi konuþuldu.

Adapazarý’nda 19Mart kampanyasý

Adapazarý'nda toplantýyapýldý.Ayrýca Mazlum-Der'den katýlýmcýlar davardý. Ýlk olarak KüreselBarýþ ve AdaletKoalisyonu'nun ne zaman,hangi temeller üzerindekurulduðu, ve 19 Martkampanyasý üzerinekonuþuldu. Tek konulukampanya yapmak,bireylere dayanmak gibiilkeler üzerine tartýþýldý.Toplantýya Ýzmit KüreselBAK aktivistleri dekatýldýlar ve kendiokullarýndaki deneyimianlattýlar. Adapazarý’ndaher hafta Çarþamba gün-leri düzenli toplantýlaryapýlacak, bir mail grubuoluþturulacak, Þubat ayýn-da büyük bir toplantýyapýlacak,Adapazarý'ndaki kitleörgütleri ve sivil toplumkuruluþlarý ile konuþulupkampanya geniþletilmeyeçalýþýlacak, okulda standaçýlmasý için uðraþýlacak.

Gaziosmanpaþa’daiþgal karþýtý toplantý

8 Ocak cumartesi günüGaziosmanpaþa Eðitim-Sen’de, Irak’ta Ýþgale Sonbaþlýklý bir toplantý yapýldý.

Roni Margulies’in konuþ-macý olduðu toplantýdagenel politik gündeminardýndan, kampanyaçerçevesinde GOP’ta neleryapýlabileceði konuþuldu.Bu hafta içinde bir evtoplantýsý yapýlacak vegelecek hafta sonuKarayollarý mahallesindebildiri daðýtýlacak.

19 Mart kampanyasý Tüm Türkiyede baþladý

FÝLM GÖSTERÝSÝ

1905 Devrimi’nin 100. yýldönümünde ünlü yapýmcý Sergei Eisenstein’in filminin gös-terim ve gösteri önce Doðan Tarkan 1905 Devrimi üzerine konuþmasý

29 Ocak, 2005, CumartesiSaat: 16.00

Ýstiklal Caddesi, Büyükparmakkapý Sokak, No: 8, Kat 4, Beyoðlu0212 - 244 39 05

KüreselBAK’a insanhaklarýödülü

Küresel Barýþ veAdalet Koalisyonu'naMazlum Der tarafýn-dan, kurumsal düzeydeyýlýn insan haklarýödülü verildi. Ödülü,Küresel Barýþ ve AdaletKoalisyonu adýnaTayfun Mater aldý.Tayfun Mater ödülüaldýktan sonra yaptýðýkonuþmada, teþekkürettikten sonra, tümsavaþ karþýtlarýný 19Mart 2005'de bütündünya ile birliktesokaða çýkmaya davetetti.

potemkinzýrhlýsý

Page 20: Sosyalist İşçi 229

SSAAYYII::222299

1133 OOccaakk 22000055

22..000000..000000 TTLL 22 YYTTLL

ISSN 1300-4026 Uluslararasý Tanýtým ve Yayýncýlýk Ltd. Þti. Sahibi: Özden Dönmez Sorumlu Yazýiþleri Müdürü: Volkan Akyýldýrým Adres: Ýstiklal Cad.,Büyükparmakkapý Sok., 8/10, Beyoðlu/Ýstanbul Baský: Yön Matbaasý

www.sosyalistisci.org [email protected]

2004 yýlýnýn Eylül ayýn-da dünya savaþ karþýt-larý Beyrut'taydý.ABD'nin insanlýk dýþýuygulamalarýna, Irak'tadevam eden iþgalekarþý küresel bir eylemörgütleme ihtiyacýBeyrut toplantýsýndadile getirildi.Yine 2004 yýlýnýn Ekim

ayýnda Avrupa SosyalForumu'nda bir arayagelen binlerce antikapi-talist Bush'un meydanokumalarýna küresel bireylemle yanýt vermekararýný aldý. 19 Mart 2005! Yani

Bush'un Irak iþgalinibaþlatma emrini ver-mesinin ikinciyýldönümü. Bir çok ülkede savaþ

karþýtlarý, 19 Mart'ahazýrlanýyor.19 Mart küresel bir

eylem günü olacak.ABD'de, Ýngiltere'de,

Almanya'da,Avusturya'da,

Avustralya'da,Kanada'da ve bir çokülkede savaþ karþýtlarý19-20 Mart'ta sokaklaraçýkacak.Binlerce, yüzbinlerce

insan Irak halkýnýnyanýnda olduðunu,ABD'nin Irak iþgalinederhal son vermesigerektiðini haykýracak.Türkiye'de de Küresel

Barýþ ve AdaletKoalisyonu (KüreselBAK) iki ay önce 19Mart kampanyasýnýbaþlattý.BAK'ýn 19 Mart kampa-

nyasýna destek verelim.Kampanyayý inþa ede-lim. Tüm savaþ karþýt-larýný, savaþa þu ya dabu nedenle öfke duyantüm muhalefeti vebireyleri bir arayagetirelim.Aþaðýda BAK'ýn 19

Mart bildirisi yer alýyor.Bu bildiriden binlerceama onbinlerce daðý-talým:

19 Mart'ta dünyanýn tüm sokaklarýnda

"Irak'ta iþgale son!"

Bu kampanyaya siz de katýlýn Mahallemizde, iþyerimizde, okulumuzda herkesi

19 Mart'ta sokaklara çaðýralýmEllerimizi ve seslerimizi birleþtirirsek, yeni Felluceleri, yeni iþgalleri

engelleyebiliriz ABD'yi durdurabiliriz…"

"1199 MMAARRTT''TTAA SSOOKKAAKKLLAARRDDAAYYIIZZÝÝSSGGAALLEE HHAAYYIIRR!!111100 bbiinn ssiivviill IIrraakkllýýyyýý ööllddüürrddüülleerr……111100 bbiinn……DDiillee kkoollaayy……111100 bbiinn……SSaannkkii bbaassiitt bbiirr iissttaattiissttiikk……111100 bbiinn iinnssaann……

BBuusshh ssaallddýýrrýý eemmrriinnii vveerrmmeeddeenn öönncceeookkuullaa ggiiddeenn,, eevvii oollaann,, aaþþýýkk oollaann,,aannnneessii,, bbaabbaassýý,, kkaarrddeeþþii,, sseevvggiilliissii,, kkooccaassýý,,kkaarrýýssýý,, ççooccuuððuu oollaann111100 bbiinn iinnssaann..

ÇÇooððuu ççooccuukk 111100 bbiinn kkiiþþii……OOnnllaarr rraakkaamm ddeeððiill,, oonnllaarr bbaassiitt bbiirr iissttaattiissttiikkddeeððiill!!OOnnllaarrýýnn iissiimmlleerrii vvaarrddýý::MMeerrvvee,, AAllii,, ÝÝbbrraahhiimm……OOnnllaarrýýnn ddüüþþlleerrii vvaarrddýý……

YYaaþþaammllaarrýý vvaarrddýý,, bbaaþþkkaallaarrýý bbeeððeennmmeesseelleerrddee....BBuusshh eemmiirr vveerrddii,, AABBDD vvee ssaavvaaþþ kkooaalliissyyoonnuussaallddýýrrddýý..IIrraakk ggüünnlleerrccee bboommbbaallaannddýý.. IIrraakk yyaakkýýllýýpp yyýýkkýýllddýýIIrraakkllýýllaarr yyookk eeddiillddii......

1199 MMaarrtt IIrraakk iiþþggaalliinniinn iikkiinnccii yyýýllddöönnüümmüüTTüümm ddüünnyyaaddaa,, ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttllaarrýý ssookkaakkllaarraaççýýkkýýyyoorr111100 bbiinn IIrraakkllýýnnýýnn bbaassiitt bbiirr iissttaattiissttiikkoollmmaaddýýððýýnnýý hhaayykkýýrrmmaakk iiççiinnSSaavvaaþþ ssuuççllaarrýýnnýý tteeþþhhiirr eettmmeekk iiççiinnOOnnuurruuyyllaa ddiirreenneenn IIrraakk hhaallkkýýnnýýnn yyaannýýnnddaaoolldduuððuunnuu ggöösstteerrmmeekk iiççiinnTTüümm ddüünnyyaannýýnn zzoorrbbaallaarrýýnnaa""AABBDD''nniinn iiþþggaalliinnee oorrttaakk oollmmaa!!"" ddeemmeekk iiççiinn