sosyalist İşçi 382

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 382 4 Aralýk 2009 2 TL Yarsav, Baro, Danýþtay kol kola Yargý darbe hevesinden vazgeçmiyor Yeni Yarsav Baþkaný'nýn ilk iþi hükümeti devirme çaðrýlarýna baþlamak oldu. Ergenekon sanýklarýyla aktif dayanýþma içinde olan Ýstanbul Barosu'nun itirazýný kabul eden Danýþtay, hükümetin meslek liseleri ve imam hatip öðrenci- lerinin katsayý ile uðradýðý ayrým- cýlýðý gidermek yönündeki kararýný iptal etti. Yargý mensuplarý, bizlerin ödediði vergilerle maaþlarý ödenen memurlar, çoktan kendi iktidar- larýný ilan etmiþti. 2007'de Tayyip Erdoðan ve Abdullah Gül'ün cumhurbaþkan- lýðýný önlemek için 367 krizini onlar yaratmýþtý. Hükümetin baþörtülü öðrenci- lerin üniversiteye giriþini düzenleyen yasa deðiþikliðini iptal eden yine onlardý. Þimdi DTP'yi kapatma davasýný itinayla sürdürmekteler. AKP'ye yeni bir kapatma davasý açacaklarý söyleniyor. Baklava çalan çocuklarý yýllarca hapisle cezalandýran yargý, ýrkçý partiler hakkýnda hiçbir soruþtur- ma açmýyor. Tek amaçlarý seçilmiþ hükümeti devirmek, 12 Eylül darbesinin ürünü 1982 Anayasa'sýný ilelebet yaþatmak ve Ergenekon soruþtur- masýný engellemek. Yargý, köþeye sýkýþmýþ olan gen- erallerin istikbali için demokratik- leþmeyi engellemekte son derece kararlý. Milyonlarca insan bu darbeye karþý. Atanmýþ memurlarýn zul- münden býkmýþ durumda. Ergenekon'un üzerine sonuna kadar gidilsin istiyor. Sosyalistler tüm öðrencilerin eþitliðinden ve parasýz eðitimden yanadýr. Darbenin hedefi olan çoðunluk birleþmeli ve cuntayý daðýtmalýdýr. Cuntanýn halka karþý iþlediði suçlar ve darbe planlarý bir bir ortaya çýkýyor. Cunta örgütlenmesinin odaðý olan Deniz Kuvvetleri’ne baðlý subaylarýn kanlý darbe planý Kafes ise kafese girmeyenleri ayaða kaldýrdý. Silahlara “boru”, darbe planýna “kaðýt parçasý” diyen Ýlker Baþbuð gereðini yapmýyor, hala koltuðunda oturuyor. 2004'te darbe girþimine karýþan Orgeneral Fýrtýna, Orgeneral Yalman ve Oramiral Örnek'e mahkemeye çaðrýldý. Darbecilerin tümü yargýlanmadan bu iþ bitmeyecek. sayfa 3-4-11 Ýyi ki doðdun Friedrich Engels BURAK DEMÝR yazdý sayfa 6-7 Yeni sol ve iþçi sýnýfý VOLKAN AKYILDIRIM yazdý sayfa 9 Grev, grev, grev! Grevci kamu emekçileri anlatýyor sayfa 4 KEG - KÜRESEL EYLEM GRUBU www.kureseleylem.org 12 ARALIK’TA ÝKLÝM ÝÇÝN KÜRESEL EYLEME Küresel ýsýnmayý durdur, yoksulluðu yok et!

Upload: sosyalist-isci

Post on 23-Mar-2016

242 views

Category:

Documents


1 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 382

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 382

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 338822 44 AArraallýýkk 22000099 22 TTLL

Yarsav, Baro, Danýþtay kol kola

Yargý darbehevesinden vazgeçmiyorYeni Yarsav Baþkaný'nýn ilk iþi

hükümeti devirme çaðrýlarýnabaþlamak oldu.

Ergenekon sanýklarýyla aktifdayanýþma içinde olan ÝstanbulBarosu'nun itirazýný kabul edenDanýþtay, hükümetin meslekliseleri ve imam hatip öðrenci-lerinin katsayý ile uðradýðý ayrým-cýlýðý gidermek yönündeki kararýnýiptal etti.

Yargý mensuplarý, bizlerinödediði vergilerle maaþlarý ödenenmemurlar, çoktan kendi iktidar-larýný ilan etmiþti.

2007'de Tayyip Erdoðan veAbdullah Gül'ün cumhurbaþkan-lýðýný önlemek için 367 krizinionlar yaratmýþtý.

Hükümetin baþörtülü öðrenci-lerin üniversiteye giriþinidüzenleyen yasa deðiþikliðini iptaleden yine onlardý.

Þimdi DTP'yi kapatma davasýnýitinayla sürdürmekteler. AKP'ye

yeni bir kapatma davasý açacaklarýsöyleniyor.

Baklava çalan çocuklarý yýllarcahapisle cezalandýran yargý, ýrkçýpartiler hakkýnda hiçbir soruþtur-ma açmýyor.

Tek amaçlarý seçilmiþ hükümetidevirmek, 12 Eylül darbesininürünü 1982 Anayasa'sýný ilelebetyaþatmak ve Ergenekon soruþtur-masýný engellemek.

Yargý, köþeye sýkýþmýþ olan gen-erallerin istikbali için demokratik-leþmeyi engellemekte son derecekararlý.

Milyonlarca insan bu darbeyekarþý. Atanmýþ memurlarýn zul-münden býkmýþ durumda.Ergenekon'un üzerine sonunakadar gidilsin istiyor.

Sosyalistler tüm öðrencilerineþitliðinden ve parasýz eðitimdenyanadýr.

Darbenin hedefi olan çoðunlukbirleþmeli ve cuntayý daðýtmalýdýr.

Cuntanýn halka karþý iþlediði suçlar ve darbe planlarý bir birortaya çýkýyor. Cunta örgütlenmesinin odaðý olan DenizKuvvetleri’ne baðlý subaylarýn kanlý darbe planý Kafes ise kafesegirmeyenleri ayaða kaldýrdý. Silahlara “boru”, darbe planýna“kaðýt parçasý” diyen Ýlker Baþbuð gereðini yapmýyor, halakoltuðunda oturuyor. 2004'te darbe girþimine karýþan OrgeneralFýrtýna, Orgeneral Yalman ve Oramiral Örnek'e mahkemeyeçaðrýldý. Darbecilerin tümü yargýlanmadan bu iþ bitmeyecek.

ssaayyffaa 33-44-1111

Ýyi ki doðdunFriedrich EngelsBURAK DEMÝR yazdý

ssaayyffaa 66-77

Yeni sol ve iþçi sýnýfýVOLKAN AKYILDIRIM yazdý

ssaayyffaa 99

Grev, grev, grev!Grevci kamu emekçilerianlatýyor

ssaayyffaa 44

KEG-KKÜRESEL EYLEM GRUBU www.kureseleylem.org

12 ARALIK’TA ÝKLÝM ÝÇÝN KÜRESEL EYLEMEK ü r e s e l ý s ý n m a y ý d u r d u r , y o k s u l l u ð u y o k e t !

Page 2: Sosyalist İşçi 382

2 sosyalist iþçi sayý: 382

Bu sýralarda birçok uðursuz olay oluyor ama bu uðursuzolaylar garip bir biçimde bir yýðýn gerçeðin ortaya çýkmasý-na neden oluyor.

Misal, Onur Öymen. Herkes Onur Öymen’e teþekkür etti. Adamaðzýný bir açtý, 40 yýldýr tabu olan olaylar konuþulmaya baþlandý.Dersimliler, tüm Aleviler ayaklandý. Dönemin faþizm olupolmadýðý tartýþýlmaya baþlandý. Dönemin tartýþýlmasý tabii gün-deme hemen Mustafa Kemal’i getirdi.

Doðrusu, Onur Öymen öyle garip bir þey de yapmadý.CHP’lilerin ve, daha önemlisi, devlet yöneticilerinin yýllardýrsavunduðu þeyleri söyledi. Bilindiði gibi, Onur Öymen CHP’denmilletvekili olmadan önce Dýþiþleri’nde önemli görevleri olanbiriydi.

Çanakkale’nin Bayramiç ilçesinde de televizyon yayýnlarýnagöre birkaç bin kiþi yürüyüþ yaptý ve “Kürtler defolun”, “Kürtlerdýþarý” gibi sloganlar attý, bazý Kürtlerin evleri taþlandý. Haneyetecavüz eden, linç giriþiminde bulunan göstericilere kimsedokunmadý. Hepsi serbest.

Göstericilerin serbestçe geziyor olmasý bu ülkedeki hukukundurumunu gösteriyor. Hani Türkiye hukuk devletiydi? DTP’nin,AKP’nin kapatýlmasýna gelince Türkiye hukuk devleti oluyor!

Ergenekon Davasý’nýn tutuklu sanýklarý serbest býrakýlýrkenTürkiye hukuk devleti oluyor, ama haneye tecavüze yeltenenler,linç giriþiminde bulunanlar, bu iþlerin sorumlularý serbest.Bayramiç’teki geliþme ilk olarak bu gerçeðin bir kere daha açýðaçýkmasýna yol açtý.

Göstericiler “Kürtler dýþarý” diye baðýrmýþ. Demek ki devletinuzun yýllardýr reddettiði Kürt gerçeði, meðerse Türk vatandaþtarafýndan da biliniyormuþ. Günümüzün bazý kalýn kafalý partiliderleri hala Kürtlerin varlýðýný reddetse bile, linççi Bayramiçliler“Kürtler dýþarý” diyecek kadar kendilerini Kürtlerden ayrý görüy-or.

Bayramiç olayý bir de bu gerçeðin bir kere daha açýða çýkmasýnayol açtý. Demek ki bir Türk ulusu var, bir de Kürt ulusu. ÜstelikBayramiç’te yürüyüþ yapan kalabalýða göre her iki ulusun kenditopraklarý da var ki “Kürtler dýþarý” diye baðýrýlabiliyor.

Bayramiç bir gerçeðin daha ortaya çýkmasýna neden oldu.Türklerin faþist parti ve Kemalistler tarafýndan tahrik edilen kesi-mi ülkenin bölünmesini istiyor. Bunlar ayrýlýkçý. Olmaz demeyin,oldu. Bayramiç’te yürüyüþ yapanlar “Kürtler dýþarý” derkenBayramiç’in Kürtlere ait olmadýðýný ve dolayýsýyla da Kürtlerinayrý kentleri olduðunu söylemiþ oldu.

Bayramiç’te gösteri yapanlar o kentin azýnlýðý. Birkaç bin kiþiiddiasý palavra. Faþist bir güruh, herhalde aralarýnda artýk iyicezývanadan çýkmýþ Kemalistler de var. (Belki seçimlerde iþbirliðibile yapmýþlardýr!) Demek ki faþist parti Türkiye’yi bölmek istiy-or. Bu durumda Cumhuriyet Baþsavcýlýðý acaba MHP ve CHP içinbölücülük suçlamasýyla dava açmalý mý? Açmazsa Türkiye hukukdevleti olarak kalabilir mi? Yoksa dava açýlýrsa mý Türkiye hukukdevleti olmaktan çýkar.

Ergenekon gibi. Bazý savcýlar darbecileri tutukluyor. Haklarýndaiddianameler hazýrlýyor. Adamlar açýktan bir deðil sayýsýz darbeplanlamýþ. Ama bazýlar savcýlar darbecileri deðil de darbecileriyargýlayanlarý darbeci olmakla suçluyor. “Sivil darbeciler”! Hattasivillik üzerine yazýlar yazýlýyor. Sivil olmak suç haline getiriliyor.Ýðrenç bir üniforma ve resmi kýyafet yalakalýðý, iðrenç bir darbetaraftarlýðý ortalýðý sardý.

Zor günler geçiriyoruz. Darbeciler durmuyor, her taraftanbastýrýyor. Ýzmir, Bayramiç, bunlar hep bir ortamýn hazýrlanmasý.Kargaþalýk, huzursuzluk. Sonra gelsin müdahale. 27 Mayýs, 12Mart ve 12 Eylül karýþýmý bir müdahale, darbe. Bazýlarý bu dar-benin 9 Mart olacaðýný sanýyor. Bazýlarý hala 27 Mayýs darbesiniilerici sanýyor ya da ilerici gibi sunmaya çalýþýyor. Paþalarýnonlara verdiði görev bu.

Bu zor günlerin sonunda darbe olasý mý? Sanmam, ama hiçolasýlýðý yok da denemez. Öyleyse darbe karþýtlarý hazýr olmalý.Darbe olasýlýðýna izin vermemeli ve her þeye raðmen bir darbeolursa bunu tevekkül ile kabul etmemeli, direnmeli. Ben karþým-da askerlerin yaný sýra, kollarýnda pazubentlerle kimleri, hangisivil güçleri bulacaðýmý biliyorum. Ve darbeye karþý olan buülkenin nüfusunun çok ama çok büyük kýsmýný darbeye karþýellerine ne geçerse onunla direnmeye çaðýrýyorum.

Ya darbeciler, Kemalistler ve yandaþlarý kazanacak, Türkiyeyeniden savaþa, Dersim katliamlarýna dönecek ya da, darbecilikebediyen silinip atýlacak.

Doðan Tarkan(sesonline.net’ten alýnmýþtýr)

Bölücüler ve Kürtgerçeðini haykýranlar

Öðrenciler arasý eþitsizlik=Katsayý uygulamasý

Laiklik bahane amaçlarý yeni bir darbe

Katsayý farkýný ortadan kaldýr-maya yönelik uygulamayaDanýþtay'ýn hayýr kararý vermesi,yüz binlerce Meslek Lisesi veÝmam Hatip Lisesi öðrencisinimaðdur ediyor ve eðitim hakkýnýelinden alýyor.

Peki neden bu katsayý farký var,bu farkýn ortadan kalkmasý neanlama geliyor, Danýþtay'ýnaldýðý karar neden öðrencilerarasýnda eþitsizliðe yol açýyor?

SSoorruummlluu 2288 ÞÞuubbaatt ddaarrbbeecciilleerrii

28 Þubat darbesinin ardýndanyapýlan düzenlemelerden biri de1999 yýlýnda üniversite giriþ siste-minde deðiþikliklerin yaþanmasýoldu. Bu deðiþiklik, ortaöðretimbaþarý puanýnýn alan dýþý tercih-lerde 0.3'le çarpýlmasý uygula-masýný getiriyordu. Bu da mesleklisesi ve imam hatip lisesi çýkýþlýadaylarýn dört yýllýk fakülteleregiriþlerini neredeyse imkansýzhale getirdi. Darbe için zeminhazýrlayan "irtica tehdidi" tartýþ-malarýnýn bir uzantýsý olarak

imam hatip liselerinden mezunolanlarýn ilahiyat fakültelerindençok siyasal, hukuk gibi alanlarayönelip üniversiteye giriyorolmalarý iddialarý ortaya atýldý.Ardýndan bu iddialar meslekliselerinin de iþlevsizleþtiði vekan kaybettiði yönünde devametti.

Bu tartýþmalar darbe ürünüolarak katsayý uygulamasýnýngetirilmesini kolaylaþtýrdý.Halbuki her öðrencinin istediðiyerde okumaya hakký vardýr.Buna engel olan uygulamanýndeðiþmemesine karar verenDanýþtay, aslýnda binlerceöðrencinin maðduriyetinindevam etmesine acýmasýzca kararvermiþtir. Bugün herkeseparasýz eðitim talebinin yanýndaher öðrencinin eþit þekilde eðitimalma hakkýný savunmak gerekir.Öðrenciler arasýnda eþitsizliðeneden olan bu darbe ürünüuygulamanýn ortadan kaldýrýl-masýný saðlamak için mücadeleetmeliyiz. Katsayý farký ortadankalktýðý vakit meslek lisesi veimam hatip lisesi mezunu öðren-

cilerin diðer öðrenciler gibi iste-dikleri bölümlerde okuma hakkýkazanýlmýþ olacaktýr.

YYÖÖKK ddaaððýýttýýllssýýnnKatsayý uygulamasýnýn kalk-

masýný istemek YÖK'ü savunmakdemek deðildir

YÖK'ün 21 Temmuz 2009'daaldýðý, üniversiteye giriþte kat-sayý farkýný kaldýran kararDanýþtay 8. Dairesi tarafýndan oybirliði ile durduruldu. Sebebi ise,Ýstanbul Barosu'nun YÖK'ün bukararýnýn iptali için Danýþtay'adava açmasý oldu. Uzunzamandýr darbe karþýtlýðýüzerinden yürüyen demokrasiisteyenler ve darbeyi savunan-larýn saflaþmasýnda bu kararýndurdurulmasý isteði, bu saflaþ-mada taraflarýn hala netolduðunu bize gösteriyor.

12 Eylül darbesinin ardýndankurulan Yüksek ÖðretimKurulu'nun katsayý uygulamasýile ilgili verdiði kararý darbecilerengellemek istemektedirler.Saflaþmada yerini açýkça alandarbe yanlýsý sol da geliþmelereses çýkarmamaktadýr. Böyle birdurumda YÖK'ün savunulmasýgerektiðini düþündüðümüz birkararýný savunuyor olmak elbetteYÖK'ün varlýðýný destekliyorolmak anlamýna gelmiyor. YÖKkalkmalýdýr diyen sola da halelgelmiyor ama mevzunun içindeimam hatip liseleri yani"AKP'nin parmaðý" oluncasaflaþan taraflarda tekrardan birsarsýntý oluyor. YÖK'e hayýrderken nasýl olur da onun aldýðýbir kararý destekler diyor sol veen iyisi her zamanki gibi susalýmya da tutarlý olalým da darbe-cilere destek verelim diyor.Bugün, katsayý uygulamasýnýnderhal kaldýrýlmasý, eðitim hakkýgasp edilen öðrencilerin diðerliselerdeki öðrencilerle eþitolmasý ve bu adaletsiz uygula-mayý savunanlarýn elini öðrenci-lerin üzerinden çekmesiniistemeliyiz

ÝÝrreemmnnuurr AAkkssuu

YYaarrggýý,, ttýýppkkýý TTÜÜSSÝÝAADD ggiibbii,, mmeesslleekk lliisseelleerriinnddee ookkuuyyaann ööððrreenncciilleerree ““ssiizzeeüünniivveerrssiittee yyookk”” ddiiyyoorr,, þþaarrkkýýddaa ddeennddiiððii ggiibbii ““iiþþççiissiinn sseenn iiþþççii kkaall,, ggiiyy ddeeddiittuulluummllaarrýý......””

Page 3: Sosyalist İşçi 382

sayý: 382 sosyalist iþçi 3

Deniz Kuvvetleri içindeki cuntanýn katliam planlarý öfke yarattý

HHrraanntt DDiinnkk’’ii ööllddüürrddüükklleerrii ggiibbii bbiirr ççookk cciinnaayyeett vvee kkaattlliiaammaa hhaazzýýrrllaannýýyyoorrllaarrddýýErgenekon tutuklusu emekli

Binbaþý Levent Bektaþ'ýnofisinde bulunan bir CD

ile açýða çýkan Kafes OperasyonuEylem Planý, AKP'nin üzerindekiiç ve dýþ baskýyý artýrmak içinTürkiye'de yaþayan gayrýmüs-limlere baský uygulanmasý ve birdizi baþka operasyonu gerçek-leþtirmeyi hedefliyordu.

"Hazýrlýk", "Korku oluþturma","Kamuoyu oluþturma" ve"Eylem" olmak üzere dörtsafhadan oluþtuðu görülen belg-eye göre, gayrimüslimlerin otur-duðu yerlerin ayrýntýlý þekildetespit edilmesi, buralarda azýn-lýklarý korkutmaya yönelikfaaliyetlerde bulunulmasý vekonu hakkýnda köþe yazýlarýyazdýrýlarak, AKP'nin konuylailgili vurdumduymazlýðýnýn elealýnmasý planlanýyor. Hrant Dinkve Rahip Santoro cinayetleri ileMalatya katliamýndan "operasy-on" olarak olarak söz edilenplanýn eylem bölümü ise dahakorkunç: Azýnlýk haklarýnýhararetle savunma konusundaön plana çýkmýþ kiþi/kiþileresuikast düzenlenecek, gayrýmüs-limlere ait mezarlýklara yönelikolarak sansasyonel eylemler icraedilecek, Agos gazetesi civarýgibi belirlenen yerlere ses bom-balarý konacak, gayrýmüslimnüfusun yoðun bulunduðu böl-gelerde sýk aralýklarla araç, ev veiþyeri kundaklanacak ve bütünbunlar, özel plan hücre lideriylekurulacak koordineyi müteakip,belirlenecek irticai örgütler adýnaüstlenilecekti.

PPllaannllaarrýýnn kkaarrddeeþþlliiððiiSon dönemde ortaya çýkan ve

doðrudan hükümeti hedef alaniki plan var: "AKP ve Gülen'iBitirme Planý" ve "KafesOperasyonu Eylem Planý."Birincisi bu senenin Nisan ayýn-da, diðeriyse Mart ayýnda hazýr-lanmýþ. Ýki planýn altýnda dadenizci subaylarýn imzasýbulunuyor.

'Kafes Planý'nda imzasý bulunanYarbay Ercan Kireçtepe,Poyrazköy'deki mühimmatla

ilgili olarak 24 Nisan 2009'datutuklanarak cezaevine konmuþ-tu. Bu planla ilgili sorgulanan 41subayýn tamamý DenizKuvvetleri Komutanlýðý'ndagörevli askerî personel.

"AKP ve Gülen'i BitirmePlaný"nýn altýnda imzasý bulunanAlbay Dursun Çiçek de birdenizci. Çiçek'le birlikte sorgu-lanan sekiz albay da denizciydi.Bu albaylardan bir tanesinin,Dora Sungunay'ýn evinin ve iþy-erinin ErgenekonOperasyonu'nun 13. dalgasýndaaranmasý yönünde karar alýnmýþ;fakat Sungunay'ýn ofisininGenelkurmay'da olduðuanlaþýlmýþ ve polislerin girme-sine izin verilmemiþti.

Albay Çiçek imzalý planýn"Medya Faaliyetleri" bölümünde"Ýskender Evrenesoðlu, ÖmerÖngüt gibi hazýrda beklettiðimizelemanlara medyatik eylemler vesöylemler yaptýrýlacak" deniliyor-du. Kafes Eylem Planý'nda ise, ekdosyalardan birinde, "DenizKutluk'a, Ýskender Evrenesoðlukonusu çok önemli bu konudahaberler var dikkat edelimzamaný henüz gelmedi deþifreolursa kendi sonu olur. Avukatçulhaoglu'nu uyaralým" þeklindebir ifade geçiyor.

Bu iki planýn ele geçtiði isimlerde birbirlerine son derece yakýn.'Kafes Planý' emekli BinbaþýLevent Bektaþ'ýn ofisinde elegeçmiþti. "Ýrticayla Mücadele

Eylem Planý" ise eski Üsteðmenve Avukat Serdar Öztürk'ünbürosunda bulundu. LeventBektaþ, Ergenekon tutuklusuemekli Albay Levent Göktaþ'abaðlý eylem hücresinin lideriolarak tutuklandý. Serdar Öztürkise Levent Göktaþ'ýn avukatlýðýnýyapýyordu.

Ergenekon baðlantýlarý açýðaçýkýyor

Kafes Eylem Planý'nýn yer aldýðýCD'den, baþka önemli belgelerde çýktý. "Gündemlerim" ve"Gündemlerim2" baþlýklý klasör-lerde, Ergenekon yapýlanmasý ilePoyrazköy Cuntasý'nýn baðlan-týlarýný gösteren notlar bulundu.Örneðin, Poyrazköy cephaneliðikullanýlarak yapýlacak suikastleri

yönlendirdiði iddia edilenErgenekon tutuklusu emekliAlbay Levent Göktaþ'la ilgilinotta, "Dilek Bozkaya'nýn elin-dekilerin Av. Serdar Öztürküzerinden L. Göktaþ'a gönder-ilmesi" deniliyor. Göktaþ gibiAvukat Serdar Öztürk ile DilekBozkaya da Ergenekon kap-samýnda tutuklu.

Bir baþka notta ise "Kadirsaðdýç, müdürlüðe Tokatköykonusunda ihbar mektubu git-miþ. Ýzler var mý kontrol edilsin"deniliyor. Tokatköy, Poyrazköycephaneliðinin bulunduðu bölgeolarak biliniyor.

'Gündemlerim2' isimli belgedeise "Koç müzesinde ziyaretçi pat-lamasý olmalý. sýkýntý çýkmasýnBþk takip ediyor" þeklinde bir notbulunuyor. Poyrazköy cun-tasýnýn, "Koç Müzesi'ndekidenizaltýya yerleþtirdiði bom-balarý yoðun öðrenci grubuziyareti sýrasýnda havaya uçurmave 300-350 çocuðu katlederekhükümeti zor durumda býrak-ma"yý planladýðý daha öncedenbiliniyordu.

Ayný belgede, geçtiðimiz gün-lerde intihar eden AlbayBelgütay Varýmlý ile ilgili de"Belgütay Varýmlý ile konuþ-masýnýn içeriðini deðiþtirmesiiçin görüþelim Özden Paþayýrahat býrakmasýn" ve "Darbegünlükleri halledilmeli" þeklindenotlar yer alýyor.

AAmmiirraalllleerrii ddee ssoorrgguullaarrllaarrKafes Operasyonu Eylem

Planý'nda adý geçen 41 subayýntamamý sorgulandý. Ergenekonsavcýlarýnýn sorguladýðý 41 kiþi-den üç tanesi amiral. 'DanýþmaKurulu'nda yer alan ve yapýlan-manýn beyni olduðu iddia edilenKoramiral Kadir Saðdýç veTuðamiral M. Fatih Ýlgar ileemekli Koramiral A. FeyyazÖgütçü'ye, suikast ve kaos plan-larýna yönelik sorular yöneltildi.Kafes Planý'yla ilgili sorgulanan41 kiþiden 10 tanesi tutuk-lanýrken, 31'i serbest býrakýldý.

OOzzaann TTeekkiinn

PPooyyrraazzkkööyy kkaazzýýllaarrýýnnddaa eellee ggeeççiirriilleenn cceepphhaanneelliikk aazzýýnnllýýkkllaarrýý ööllddüürrmmeekk iiççiinn hhaazzýýrrllaannmmýýþþ.. DDeenniizz KKuuvvvveettlleerrii ddeenniizzddeennbbaaþþkkaa hheerr þþeeyyllee uuððrraaþþýýyyoorr!!

"Bilgisayar terimleriyle konuþur-sak, eðer Ýran Ýslam devriminin lid-eri Ayetullah Humeyni, Kaide lideriUsame Bin Ladin ve ABD'nin FortHood 13 kiþiyi öldüren binbaþý NidalHasan Ýslamcýlýk 1.0 versiyonunutemsil ediyorsa, Türkiye BaþbakanýRecep Tayyip Erdoðan, Mýsýr kökenliakademisyen Tarýk Ramadan veABD Kongresi'nin ilk Müslümanüyesi Keith Ellison Ýslamcýlýk 2.0versiyonunu temsil ediyor."

Bu paragraf Aydýnlýk dergisi,Cumhuriyet veya Birgüngazetelerinden ya da TKP açýkla-masýndan alýntýlanmadý. Tespitinsahibi The Jerusalem Post'ta yazanDaniel Pipes. Siyonist yazara göreTayyip Erdoðan'la özdeþleþtirilenÝslamcýlýðýn "2.0" verisyonuilkinden daha tehlikeli:

"Ýran Cumhurbaþkaný MahmudAhmedinecad ülke sokaklarýnýn

büyük öfkesine maruz kalýrken veBin Ladin bir maðarada korkudansinmiþken, Erdoðan halk desteðinintadýný çýkarýyor, TürkiyeCumhuriyeti'ni yeniden þekil-lendiriyor ve dünyadaki Ýslamcýlaraayartýcý bir model sunuyor."

Ýsrail'in halkýn sesine kulak ver-erek Gazze'deki insanlýk dýþý uygu-lamalara tepki gösteren ve ortakaskeri tatbikatý iptal eden, Hamas'laiyi iliþkiler bir hükümeti hedefalmasý doðal. Týpký 1 Mart 2003'temeclis çoðunluðunun Türkiye'ninABD'nin yanýnda Irak iþgaline katýl-masýný engellenmesini bir türlüunutumayan neo-conlar gibi. Pipeskadar kredisiz bir "gazeteci" olanGareth Jenkish'ýn "Gerçek ile

Fantezi Arasýnda: Türkiye'ninErgenekon Soruþturmasý" adlýraporu, Kafes darbe ve katliamplanýna sessiz kalan Doðan Grubugazetelerinde üst baþlýklara taþýnýy-or. Jenkinsh'ýn argümanlarý oldukçatanýdýk: Ergenekon aslýnda yoktur,bu dava fasa fisodur, yasa dýþý din-lemeler yapýldý, Deniz Feneri yolsu-zluðu var, AKP'yi de bir kapatmadavasý bekliyor.

Emperyalizme karþý mücadeledemangalda kül býrakmayanlar,genelkurmay'ý anti-emperyalistcephenin öncüsü ilan edecek kadarateþli vatanperverler, mesele AKPhükümetini devirmek olunca Bushve Netanyahu ile ayný dili konuþuy-or.

Ortak noktalarý Ýslam fobisi. Bufobiyi dünyaya yayan George W.Bush'tu. 11 Eylül 2001 saldýrýlarýn-dan sonra tüm dünyanýn gözleriönünde çoðunluðu Müslümannüfusa sahip ülkeleri terörist ilanetti. Ancak "asýl tehlike Ýslamdýr"kampanyasý nüfusunun ezici çoðun-luðu Müslüman olan Türkiye'de çok-tan baþlamýþtý.

Kurulduðundan bu yana inanç,ibadet ve düþünce üzerinde baskýkuran Kemalist cumhuriyetin "içdüþmanlarý" Kürtler, sosyalistler veþeriat olarak tespit edilmiþti. 28Þubat 1997 darbesi ile þeriat listedeön sýraya yükseldi. Bush'un yaptýðýaslýnda küresel ölçekte bir 28Þubat'ý baþlatmaktý.

Ýslam ya da herhangi bir din ya dadinin mensuplarý sosyalistlerin düþ-maný olamaz. Ýslam fobisi emperyal-izmin güncel silahýdýr. Biz emperyal-izme ve kapitalizmin yarattýðý tümsorunlara karþý Müslümanlarlaomuz omuza mücadele ediyoruz.Türkiye'de darbelere karþý özgürlükiçin omuz omuzayýz. SiyasalÝslam'ýn yükseliþini durdurmanýnbaþka bir yolu yok. Mücadele içindeen tutarlý sistem karþýtlýðýnýn sosyal-izm olduðunu göstermeden milyon-larca yoksulu ve iþçiyi sosyalizmekazanamayýz.

AKP'nin Bin Ladin'e göre dahatehlikeli olduðunu iddia etmekse"Irak'ta kitle imha silahlarý vardýr"kadar gülünç. Arkasýnda ise seçilmiþhükümeti darbe ile devirme fikriduruyor.

Ýslam fobisi emperyalizmin güncel silahýdýr

Page 4: Sosyalist İşçi 382

4 sosyalist iþçi sayý: 382

Onur Baþaran Öymen'in baþarýsý

Onur Öymen'in tek farký, Cumhuriyet'i kurup 85yýldýr devleti yönetenlerin geri kalanýna kýyasla,biraz daha dürüst, biraz daha aptal olmasý.

Onur Baþaran Öymen, gerçekten de devletinbaþarýlý bir yöneticisi. Tanýyanlar, herhalde böyleolacaðýný baþtan tahmin etmiþtir. Her açýdan 'tipik'bir Cumhuriyet yöneticisi çünkü.

Ýstanbullu. (Ýstanbul dediysek, Gazi Mahallesi veyaYeni Bosna filan deðil elbet, Baþaran Bey Kadýköydoðumlu). Annesi babasý öðretmen (Mahmud MünirBey felsefe, Nebahad Haným coðrafya öðretmeni).Galatasaray Lisesi'nde ve Ankara Siyasal'da oku-muþ. Dýþiþleri Bakanlýðý'na girmiþ. Emin adýmlarlayükselerek Kopenhag ve Bonn'da Büyükelçilik,Dýþiþleri Bakanlýðý Müsteþarlýðý ve nihayet NATODaimi Temsilciliði yapmýþ.

Emekli olduðu yýl CHP'den Ýstanbul milletvekiliseçilmiþ, ertesi yýl CHP Genel Baþkanlýðý görevinegelmiþ.

Onur Baþaran Öymen gibi adamlar olmasa,Türkiye Cumhuriyeti devleti ilelebet payidar ola-mazdý. Atatürk, Cumhuriyet'i gençliðe filan deðil,bu adamlara býraktý.

'Derin devlet' denildiðinde devletin gizli saklýörgütleri kastedilir ya, asýl derin devlet buadamlardýr. Her koþulda ve sadece devletin bekasýnýdüþünen, tüm hayatlarýný buna adamýþ adamlar.Devleti, sadece devletin çýkarlarý doðrultusundayöneten ve sadece kendileri gibi olanlarýn yönete-bileceðine inanan adamlar. Bu adamlar için, "vatan-daþ", "millet", "halk" gibi kavramlar devletin bekasýiçin kullanýlacak olan kalabalýklarý ifade eder sadece.Ve bu kalabalýðýn da sadece bir kesimine güvenir buadamlar; sadece bir kesimini kullanýlýr devletinbekasý için; sadece bir kesimine güvenirler: Türk,Müslüman ve Sünni olan kesim. Bu kesimin dehiçbir hakký hukuku filan yoktur, ama en azýndandevletin bekasý için kullanýlma onuruna sahiptirler.Geri kalaný ise gereksizdir, ayak baðýdýr, tehlikelidir.Mümkün olsa yok edilmeleri tercih-i þayandýr,epeyce bir kýsmý yok edilmiþtir zaten, ama hepsiniyok etmek mümkün olamamýþtýr.

Baskýn Oran, Öymen gibi adamlara LAHASÜMÜTadýný takmýþtý: Laik, Hanefi, Sünni, Müslüman, Türk.

Abartmayalým, zaman zaman Lahasümüt olmayan-lar da devlet yöneticisi olabiliyor. AmaLahasümütlüðü özümsemek, benimsemek veLahasümüt gibi davranmak koþuluyla. KemalKýlýçdaroðlu gibi.

Kýlýçdaroðlu devlet yöneticisi deðil, sadece partiyöneticisi. Ama çakma Lahasümüt olarak geleceðiçok parlaktý. Þu son olayda çok kýsaca da olsa çatlakses çýkardý ya, Lahasümütlüðü tam olarak benimse-memiþ olduðu ortaya çýktý, artýk hiçbir geleceði yok.Ne devlet ne de parti yöneticisi olarak.

Ýddia ediyorum, kendinizi benimle bahse girmiþsayabilirsiniz, Kýlýçdaroðlu'nun CHP yöneticisiolarak günleri sayýlýdýr. Doðrusu da bu zaten:Dersimli bir Alevi olarak Lahasümüt taklidi yap-manýn cezasý gerçek Lahasümütlerin gözünde çokaðýrdýr.

Farkettiniz ama, deðil mi? Dersim katliamý hakkýn-da kapak kaldýrýldýðýnda ortaya dökülenlere hiçkimse þaþýrmadý. Kimse "Yok yahu! Vay be!" filandemedi. Herkes biliyor çünkü. Ermeni katliamýný daherkes biliyor, diðer katliamlarý da. Toplumsalbellek unutmaz. Ses çýkarmayabilir, korkabilir, itirazetmeye gücü yetmeyebilir. Ama unutmaz.

Son 10 yýldýr yaþadýðýmýz sürecin sonucunda,Genelkurmay ve Ergenekon ve CHP ve Lahasümütdevletinin tüm organlarý ne kadar uðraþýrsauðraþsýn, artýk zaten unutturmak mümkün deðil.

Lahasümütlerin iktidarý tehlikede. Onun için darbeve katliam planlarý yapýyorlar. "Kafes operasyonu"gibi.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

Kamu Emekçileri SendikalarýKonfederasyonu (KESK) veTürkiye Kamu-Sen'in (Kamu-

Sen) birlikte örgütlediði bir günlükuyarý grevine yüz binlerce kamuçalýþaný katýldý. Yoksulluða karþý ve"Toplu sözleþme ve grev hakký" içinyapýlan uyarý grevi, baþbakan vehükümet tarafýndan sert bir tepkiylekarþýlaþtý. Tayyip Erdoðan'ýn serttepkisi, grevin etkisini göstermesiaçýsýndan önemli.

KESK Genel Baþkaný Sami Evren'inaçýklamasýna göre greve katýlýmyüzde 90 oranýnda gerçekleþti. Bugerçekten de çok önemli bir oran.Bazý büyük vergi dairelerinde,okullarda, hastanalerde ve tren yol-larýnda greve katýlým yüzde 100oldu. AKP hükümeti yedi yýllýk ikti-darý boyunca ilk kez iþçi sýnýfýnýnaþaðýdan basýncýyla yüz yüze geldi.Yüzyüze gelir gelmez de eteðindekitaþý döktü, hatta "Yasa dýþý iþleryapanlara tazminatlarýný veripgerekeni yaparýz" açýklamasýylakamu çalýþanlarýný güldürdü.

Kuþkusuz baþbakan kamu çalýþan-larýný güldürmek için deðil, uyarýgrevinin devamýnýn gelmesiniengellemek, kamu çalýþanlarýnýürkütmek için bu açýklamalarý yapýy-or. Bu da grevin etkisini gösteriyor.

GGrreevvlleerr vvee yyüürrüüyyüüþþlleerrBir çok iþyerinde kapýlara "Bu iþy-

erinde grev var" pankartý asýldý. Ýþy-eri kapýlarýnýn önünde grevci iþçilerzincir oluþturdu, halaylarla, slogan-larla iþyerindeki iþçiler kapýlara,greve katýlmaya davet edildi.Binlerce okulun ve hastaneninönünde konuþmalar yapýldý, þarkýlarsöylendi, basýn açýklamalarý yapýldý.

Grevin hayata geçtiði yerlerde bazýgerilimler de yaþandý. Örneðin,Ankara'dan Haydarpaþa'ya gidenyataklý Ankara Ekspresi Eskiþehir'egeldiðinde makinistler uyarý grevinedeniyle sefere devam etmeyincehalk tepki gösterdi.

Grevlerin iþyerlerinde yüksekkatýlýmla geçmesinin ardýndan kamuçalýþanlarý bir çok þehirde iþyer-lerinden çýkýp meydanlarda bir-

leþerek yürüyüþler yaptý. Ýstanbul'dayaklaþýk 15 bin kamu emekçisiEminönü'nden Beyazýt Meydaný'nakadar yürüdü. Yürüyüþ boyunca"Grev, grev, grev!" sloganý sýk sýkatýldý. Yürüyüþün en ön saflarýndaolan DSÝP üyeleri ve AntikapitalistÖðrenciler, "Yaþasýn halklarýnkardeþliði", "Öz-öz-özgürlük, Kürthalkýna özgürlük!", "Zafer direnenemekçinin olacak", "Birleþen iþçileryenilmezler!" sloganlarýný kamuemekçileriyle birlikte attýlar.

Yürüyüþün bir aþamasýndaAtatürkçü Düþünce Derneði (ADD)üyeleri ellerinde bayrak ve pankart-larla kortejin karþýsýna çýktýðýndayüzlerce kamu çalýþaný ile birlikte"Hepimiz Hrant'ýz, hepimizErmeniyiz!" sloganý atýldý.

Ýzmir'de binlerce kamu çalýþaný,Antalya'da 2 bin, Ankara'da 2 binkamu çalýþaný grevin ardýndanyürüyüþler yaptýlar. Çorum'dayürüyüþe izin vermeyen polislekamu emekçileri arasýnda çatýþmaçýktý. Adana'da, Van'da, Denizli'de,

Sakarya'da ve daha bir çok þehirdeyürüyüþler ve basýn açýklamalarýgerçekleþti.

GGrreevvee yyaassaaddýýþþýý ddiiyyeennlleerrAKP hükümeti, grevi yasadýþý ilan

etti. Yüzbinlerce kamu çalýþanýnýnkatýldýðý bir eylemi yasa dýþý ilanetmek için, grev düþmaný, iþçi düþ-maný olmak gerekir. Kamu çalýþan-larýna yüzde 2'lik zammý uygungörenler, olaðan bir demokrasininsýradan bir iþleyiþi olan grevli toplusözleþmeli sendika hakkýný kamuçalýþanlarýna fazla görenler,demokrasi tartýþmalarýnda tam biriki yüzlülük sergiliyorlar demektir.

Bu iki yüzlülüðe yanýt dev bir kam-panya olarak örgütlenmesi gereken,iþyerlerinde baðýra çaðýra "ben geliy-orum" diyerek hazýrlanacak yeni birgrev olmalýdýr.

Ýstanbul'daki yürüyüþ boyuncaatýlan sloganda söylendiði gibi, "Hakverilmez alýnýr, özgürlük sokaktakazanýlýr!"

GGüülleenn GGöönnüüll ÞÞaahhiinn,, BBEESS ÝÝssttaannbbuull 22NNoo’’lluu ÞÞuubbee üüyyeessii::

Benim iþyerinde sendikalörgütlenme çok zayýf. Sadece üçKESK üyesi var, birisi de benim.Kamu-Sen’in hiçbir örgütlülüðüyok. Bu yüzden bizim iþyerimizde,iþyerimizin Valilik binasý olduðunuda düþününce grevin örgütlenmesiçok parlak geçmedi.

Eþit iþe eþit ücret talebiyle greveçýktýk. Bu bir uyarý grevi, adýüstünde. Saðlýktaki hak kayý-plarýmýzdan kamu çalýþanlarýnayapýlan komik maaþ zamlarýnakadar tüm sorunlarý iþleyen biruyarý grevi oldu. Bu mücadeledevam etmeli. Haklarýmýzý almanýnyolu devamlý eylemler olabilirancak.

EEbbrruu GGöökkççee,, EEððiittiimm-SSeenn 22 NNoo’’lluuÞÞuubbee üüyyeessii::

Benim iþyerimde KESK’in

örgütlenmesi Kamu-Sen’e göredaha zayýf. Kamu-Sen üyeleri iþbýrakma için çabalamadýlar. Bugrevin örgütlenmesinde sorunyarattý. Yine de öðrencilere vevelilere neden greve çýktýðýmýzýanlattýk ve baþarýlý olduðumuzudüþünüyorum. Okul kapýsýna “Buiþyerinde grev var” pankartýný astýk.Öðretmenlerin hepsi greve destekverdi. Bizim okulda çalýþanlarýnezici çoðunluðu iþ býraktý.

Bundan sonra da eylemler devametmeli. Bu grev heyecan yarattý,katýlan tüm iþçiler büyük birhareketin, hayatý durdurmayeteneði taþýyan bir gücün aktif birparçasý olduðunu hissetti.

MMeettiinn UUllaaþþ,, EEððiittiimm-SSeenn 44 NNoo’’lluuÞÞuubbee üüyyeessii::

Tabanda tartýþarak deðil, gelenkararýn hayata geçirilmesi þeklindeörgütlenen bir grev oldu. Benim

iþyerimde katýlým düþüktü.Mücadeleye devam etmek, bu

uyarý grevini bir ilk adým olarakgörmek ve temmuz ayýndaki toplugörüþmelere kadar eylemlerle ciddiolduðumuzu göstermek zorun-dayýz.

DDeerryyaa ÖÖzzttüürrkk,, EEððiittiimm-SSeenn 33 NNoo’’lluuÞÞuubbee üüyyeessii::

Sarýyer’de bir buçuk aydýr çalýþýy-oruz grev için. Benim iþyerimde%70’lik bir katýlým oldu. Ekonomikolarak hükümetin dalga geçer gibiyaptýðý maaþ zamlarý insanlarýkýzdýrdý. Bu grev esas olarak düþükmaaþlara karþý da bir tepki olarakörgütlendi. Katýlýmýn bu kadarbüyük olmasýnda bu önemli biretken.

Bunun bir uyarý grevi olduðunudüþünürsek, mutlaka mücadelenindevamý gelmeli. Medyayý kulla-narak, geniþ halk kesimlerinederdimizi, grevin nedenörgütlendiðini da etkili bir biçimdeanlatarak mücadeleye devametmeliyiz. Biz bu grevin örgütlen-mesi sýrasýnda tek tek iþyerlerinigezdik, grevi aþaðýdan örgütleyenKESK oldu, özellikle Eðitim-Senoldu. Eðitim-Ýþ ise son bir haftaçalýþtý.

""GGrreevv,, ggrreevv,, ggrreevv!!""

Sosyalist Ýþçi muhabirleri grevdeki kamu çalýþanlarýyla kýsa söyleþiler yaptý. Ýþte,“Grev nasýl örgütlendi?” ve “Bundan sonraki hedef ne olmalý?” sorularýna kamuçalýþanlarýnýn verdiði yanýtlar:

“Mücadeleye devam!”

Page 5: Sosyalist İşçi 382

sayý: 382 sosyalist iþçi 5

Kýbrýs sorunu, Türkiye'ninözellikle Avrupa Birliðisürecinde sýk sýk karþýsý-

na çýkan önemli sorunlarýndanbirisi. Yaygýn kaný, þovenizmesaplanmýþ kemalist devlettenmiras kalan bu sorunun artýkTürk egemen sýnýfý tarafýndanda çözülmek istendiði yönünde.Annan planýnýn tartýþýldýðý 2003yýlýndan beri sýk sýk sekteyeuðrasa da çözüm yönünde birirade olduðu açýk.

Bu irade gerek Türkiyebaþbakaný tarafýndan, gerekseKýbrýs'taki Türk tarafýnýnbaþkaný Mehmet Ali Talattarafýndan pek çok kez dilegetirildi. Bu yönde adýmlar daatýldý: sýnýrlar açýldý, bölün-müþlüðün simgesi haline gelenLokmacý barikatý kaldýrýldý, heriki taraftan binlerce insan akýnakýn diðer tarafý ziyaret etti.Artýk güneyden kuzeye, kuzey-den de güneye geçerkenKýbrýslýlar sorun yaþamýyor.Talat ile Kýbrýs Cumhuriyeti'nincumhurbaþkaný Hristofyasçözüm konusunda görüþmeler-ine devam ediyor ve 2010 yýlýn-da bir uzlaþmaya varýlabileceðisöyleniyor. Rum tarafýnda daözellikle 2008'de Hristofyas'ýnseçilmesiyle çözüm havasýnýnhakim olduðu açýk. Özetle Rumtarafýnda da Türk tarafýnda daegemen sýnýf bazýnda çözümistendiðini söyleyebiliriz.

Ancak çözüm bir anda gelmiy-or, iki adým ileri atýlýrken biradým da geri atýlýyor.Görüþmeler sekteye uðraya-biliyor. Bunun nedeni, bir uzlaþ-maya varýlýrken her iki tarafýnda elini güçlendirmek, mümkünolan en az tavizi vermek isteme-si. Bir diðer nedeni de özellikleTürkiye'de çözümsüzlük isteyenkesimlerin baskýsý. Kürt soru-nunda ve daha bir dizi sorundaolduðu gibi Kýbrýs sorunundada çözümsüzlükten, iþgaldençýkarý olanlarýn baþýnda mil-liyetçiler, Kemalistler veErgenekoncular geliyor. GerekBahçeli gerekse Baykal çözümdoðrultusunda atýlan her adýmýKýbrýs'ýn satýlmasý olarakniteleyerek Türk milliyetçiliðinikaþýmaya çalýþýyor.Ergenekoncular ise iþgalle bir-likte pek çok avantaj elde etti.Hatta, Ergenekon'un beslendiðien önemli kaynaklardan birininKýbrýs olduðunu söyleyebiliriz.

SSoorruunnuunn bbaaþþllaannggýýccýývvee iiþþggaall

Kýbrýs'taki derin devletfaaliyetleri, 1950'lerde adadakurulan Türk MukavemetTeþkilatý'na dayanýyor. 1958yýlýnda Türkiye devleti tarafýn-dan Rauf Denktaþ'a kurdurulanbu paramiliter örgüt, adanýnbölünmesi ve kuzeyde bir Türkdevleti oluþturulmasý için çalýþ-maya baþladý. Bunun içinyoðunluklu olarak Rumlarýnyaþadýðý adanýn kuzeyiniTürkleþtirmesi gerekiyordu. BuTürkleþtirme projesinin ilkadýmý, kuzeydeki Rumlarýnevlerine ve dükkanlarýnasaldýrýlarak, cinayetler vetehditler yoluyla Rumlarýkorkutarak onlarý güneye kaçýr-

maktý. Kaçanlarýn mallarýna elkonuyor ve bunlar Türkleredaðýtýlýyordu. Böylece kuzeyde-ki Rum nüfusu giderek azaldý.Ancak Rumlarý kaçýrmak yet-miyordu, çünkü Kýbrýslý Türklerde Türkiye tarafýndan "yeterinceTürk" olarak görülmüyordu.Yýllarca Rumlarla iç içe yaþamýþ,dostane iliþkiler kurmuþ olanTürklerin de "Türkleþtirilmesi",yani asimile edilmesi için benz-er bir süreç uygulandý:cinayetler, saldýrýlar, tehditler...Bugün bile hâlâ adada bu terördönemi "TMT ruhu" olarakadlandýrýlýr.

Türkiye'nin 1974'te Kýbrýs'ýnkuzeyini iþgal etmesiyle birliktesüreç hýzlandý. Uluslararasýyasalara göre iþgal altýndakitopraklara nüfus kaydýrmaksavaþ suçu sayýlmasýna raðmen,Türkiye'den Kýbrýs'a on binlerceTürk yerleþimci olarak gönderil-di. Bunlar Kýbrýslý Türkler'euygulanan baskýyla birlikteTürkleþtirme politikasýna hýzkazandýrdý. Bugün kuzeyKýbrýs'taki Türk nüfusun çoðun-luðunu, iþgal sonrasýTürkiye'den gönderilen Türkleroluþturuyor.

EErrggeenneekkoonn''uunn aarrkkaabbaahhççeessii KKýýbbrrýýss

Kýbrýs, Türkiye'deki derindevlete el konulan mallarsayesinde maddi kaynaksaðlarken savaþ, asimilasyon,tehdit ve gizli operasyonlarkonusunda tecrübe kazanmakiçin müthiþ bir fýrsat sundu.Kürt sorununda da uygulananpek çok asimilasyon ve savaþpolitikasýnýn ilk denendiði yerKýbrýs oldu. Ergenekon'un,derin devletin pis iþlerinebulaþmýþ pek çok kiþi Kýbrýsvatandaþlýðýna geçirildi.

Bunlardan en çok öne çýkan ikiisim, Muzaffer Tekin ve SemihTufan Gülaltay. Muzaffer Tekin,Danýþtay saldýrýsýyla baðlantýlýolduðu iddiasýyla Ergenekondavasýndan yargýlanan bir isim.

Ayný zamanda, 1996'daöldürülen gazeteci KutluAdalý'nýn, öldürülmeden öncekiyazýlarýnda ismi geçiyor. SemihTufan Gülaltay ise yine birErgenekon sanýðý ve AkýnBirdal suikastýnýn da tetikçisi.Her ikisi de sonradan KKTCvatandaþý yapýlan isimler.

Ergenekon sanýðý ÞenerEruygur'un ses kayýtlarýnda da,Kýbrýs'ta çözümsüzlüðün devametmesi için Ergenekon'un nasýlplanlar yaptýðý gözler önüneserilmiþti.

Annan planýnýn gündemegeldiði 2004 yýlýnda Kýbrýs'tagerçekleþen birçok bombalamaolayýnda da Ergenekon'un par-maðý olduðu açýk. Ay Manas

kilisesinin, Mehmet Ali Talat'ýnkonutunun ve Afrikagazetesinin bombalanmasý bun-larýn baþýnda geliyor.

BBaarrýýþþ hhaallkkllaarrýýnn eell eelleevveerrmmeessiiyyllee ggeelleebbiilliirr

Ergenekon davasýyla birlikteKýbrýs'ta çözümün önündeengel oluþturanlara büyük birdarbe vuruldu. Muzaffer Tekin,Þener Eruygur, Semih TufanGülaltay ve daha birçok isimyargý önüne çýkarýldý. Ancak bu,çözümün bir anda geleceðianlamýna gelmiyor. Öncelikle,Ergenekon davasý devam ediyorve Ergenekon'un direniþi sürüy-or. Çözüm için gereken þey,

Ergenekon davasýnýn sonunakadar götürülmesi, Kutlu Adalýcinayeti ve benzeri faili meçhulcinayetlerin aydýnlatýlmasý,2004'teki bombalama olaylarýnakarýþanlarýn yargýlanmasý, TMTdöneminin ve Rauf Denktaþ'ýnrolünün ortaya çýkarýlmasýdýr.Bunun için Türkiye'deErgenekon'a karþý tavýr alan-larýnýn sesinin daha gür çýk-masý, darbelere ve askerivesayete karþý kararlý bir tavýrsergilemesi gerekiyor.

Ancak yalnýzca Ergenekon'unilerlemesi Kýbrýs'ta çözümgetirmeyecektir. ÇünküKýbrýs'taki çözümsüzlük, aynýzamanda Ergenekon'u canlýtutan kaynaklardan biri ve bukaynak kurutulmadanErgenekoncularýn kökününkazýnmasý kolay olmayacaktýr.Egemen sýnýflar çözüm istedik-lerini söyleseler de istedikleriçözüm, kendi çýkarlarýnýngerektirdiði kadarýyla yetin-mektir ve yarýn dengelerdeðiþtiðinde çözümsüzlüðe degeri dönebilir ve þovenist söyle-mi tekrar hakim kýlmaya çalýþa-bilirler. Bu yüzden biz sosyal-istler bir yandan Ergenekon'akarþý çýkarken bir yandan mil-liyetçiliðe, ýrkçýlýða, þovenizmede karþý çýkmalý, adadaçözümün egemenlerin çýkar-larýyla uyuþtuðu için deðil,halklarýn kardeþçe ve barýþiçinde yaþayabileceði birortamýn saðlanmasý için tesisedilmesi gerektiðini dil-lendirmeliyiz.

Kýbrýs sorununun temeli 40yýldýr adada süren iþgaldir.Türk ordusunun adadan çek-ilmesi Kýbrýs halklarýnýn kendikaderlerini tayin etmesininönündeki en büyük engelikaldýracaktýr.

MMuuhhiipp TTeezzccaann

Kýbrýs'ta barýþ için iþgal sona ermeli

11997744,, iiþþggaallee kkaattýýllaann TTüürrkk MMuukkaavveemmeett BBiirrlliiððii üüyyeessii üüllkküüccüü ffaaþþiissttlleerr..

Ýsviçre'nin Cenevre kentinde toplanan DünyaTicaret Örgütü (WTO) zirvesi antikapitalistprotesto gösterileriyle karþýlandý. Sendikalar,sosyalistler, yeþiller tarafýndan düzenlenenprotesto eylemine yüzlerce kapitalizm karþýtýkatýldý. Devrimci sosyalistler “kapitalizmi dur-dur, Dünya Ticaret Örgütü’ne hayýr” sloganýylayürüdü.

Hakim medya ise göstericilerin arasýnda bulu-

nan ve merkezi eylemden ayrýlýp dükkanlarý-araçlarý tahrip eden Kara Blok üyelerini öneçýkardý. Oysa Kara Blok'un kapitalizmi yýkmakyerine mallarý tahrip eden, kitle gösterilerinezarar veren eylem tarzý çoktan mahkumedilmiþti.

Medya sað solu parçalayanlarý seviyor, amakapitalizmin yarattýðý krizi eleþtirenler veçözüm önerenler pek tutulmuyor.

Page 6: Sosyalist İşçi 382

6 sosyalist iþçi sayý: 382

Freidrich Engels, 28 Kasým1820'de Almanya'da, var-lýklý bir ailenin en büyük

oðlu olarak doðdu. Ailevi sebe-plerle lise eðitimini yarým býraktý.Fakat felsefe ve politika üzerineokumaya devam etti. Alman ide-olojisini ve özellikle de, evrenisürekli geliþmekte ve deðiþmekteolan bir süreç olarak görenHegel'in fikirlerini benimsedi.

1842 yýlýnda babasý, radikalfikirlerinden de kurtulacaðýnýdüþünerek Engels'iManchester'daki aile þirket-lerinde yönetici olarak çalýþmayagönderdi. Ýngiltere'deki tekstilþirketinde çalýþmaya baþlayanEngels devrimcileþmekte olaniþçi sýnýfýný ve çartistleri tanýdý.

ÝÝþþççii ssýýnnýýffýýDiðer yandan Engels,

Manchester'daki iþçi sýnýfýnýnyoksulluðunu ve iþçilerin içindeyaþadýðý sefaleti de gördü.Pamuk endüstrisi ile geliþenþehirde iþçiler ve aileleri pislikiçindeki gecekondu yýðýnlarýndayaþýyorlardý. Bu gecekondumahallelerinde iþçi sýnýfý; aþýrýnüfus yoðunluðu, artan çocukölümleri, kolera ve tifüs gibi sal-gýn hastalýklarla boðuþuyordu.

Engels; iþçi sýnýfýnýn içindeyaþadýðý bu koþullarý, çocuklarve kadýnlar dahil tüm iþçilerinölesiye çalýþtýrýldýklarýný gördük-ten sonra "1844 yýlýndaÝngiltere'de Ýþçi SýnýfýnýnDurumu" adlý ilk kitabýný yazdý.Bu kitabýnda Engels, iþçi sýnýfýnýniçinde yaþadýðý koþullarý, egemensýnýfýn zalimliðini gösterdi vetüm bu düzenin nasýl deðiþebile-ceðini -ve deðiþmesi gerektiðini-anlattý.

1844'te Engels Almanya'ya dön-meye karar verdi. Fakat dönüþyolunda Karl Marks ile tanýþmakiçin önce Paris'e gitti. 28 Aðustos1844'te bir kafede tanýþan Engelsve Marks'ýn ömür boyu sürecekolan arkadaþlýklarý ve politik bir-liktelikleri baþlamýþ oldu.

1845'te, Engels ve Marks üç yýlyaþayacaklarý Brüksel'e gittiler.Kýsa süre sonra Brüksel'deki biryeraltý örgütü olan KomünistlerBirliði'ne katýldýlar. Buradakaldýklarý süre boyunca vakit-lerinin çoðunu iþçilerininörgütlülük mücadelelerinedestek olmak için harcadýlar.1847'de Komünistler Birliði'ninkongresinde Engels ve Marks,gerek teoride, gerek pratikte yolgösterici olacak bir programýyazmakla görevlendirildiler.Bunun üzerine Engels ve Marksdaha sonra Komünist Manifestoadýyla dünya çapýnda yankýuyandýracak olan KomünizminÝlkeleri adlý broþürü yazdýlar.

ÖÖrrggüüttlleennmmeeÞubat 1848'de Fransa'da bir

devrim patlak verdi ve tüm BatýAvrupa ülkelerine yayýldý.Devrimin patlak vermesiyle bir-likte Engels ve Marks Prusya'yadöndüler. Burada NeueRheinische Zeitung adlý günlükbir gazete çýkarmaya baþladýlar.Ancak 1849'da darbe olmasýylagazete kapatýldý ve Marks ülkeyiterkedip önce Paris'e ardýndanda Londra'ya gitmek zorunda

kaldý. Engels ise Prusyaordusuna karþý verilen devrimcisavaþa katýldý. Fakat devrimcileryenildiler ve Engels hakkýndatutuklama kararý çýkarýldý. Busebeple Engels de hayatýnýn gerikalanýný geçireceði Ýngiltere'yedöndü.

YYoollddaaþþllýýkkMarks ile birlikte, Kutsal Aile

ve Alman Ýdeolojisi de dahil çoksayýda kitap ve makale yazanEngels ayrýca Marks'ý ve ailesiniekonomik olarak da hayatýboyunca destekledi. Bunun içinher ne kadar nefret etse de 1969'akadar Manchester'daki aile þir-ketinde çalýþtý. 1969'da emekliolan Engels, Marks'ýn ve ailesininyaþamakta olduðu Londra'yataþýndý. Engels, Marks'ýn ölmüne(1883) kadar hem Marks ile bir-likte çalýþmaya devam etti, hemde kendi çalýþmalarý üzerindeyoðunlaþtý . Marks'ýn ölümündensonra kendi çalýþmalarýna devameden ve bu sýrada çok önemlieserler yayýnlayan Engels vak-tinin çok önemli bir kýsmýný daKapital'in tamamlanmamýþ cilt-lerini derlemek ve yayýnlamakiçin harcadý.

Engels, Marks ile birlikteyazdýðý kitaplardan baþka Anti-Dühring, Doðanýn Diyalektiði ve'Ailenin, Özel Mülkiyetin veDevletin Kökeni' gibi pek çokeserle de marksist ideolojiyebüyük katkýlar saðladý.

DDeevvrriimmcciiEngels bu önemli eserlerini

yazarken iþçi sýnýfýnýnmücadelelerinden de uzakkalmadý. Hayatýnýn son yýllarýn-da dahi sürekli mücadeleniniçinde; sendikalarda, grevlerdeve eylemlerde hep iþçi sýnýfýnýnyanýnda yer aldý. 1895'te kanser-den hayatýný kaybeden Engels,tüm dünyada sosyalist hareketeunutulmayacak katkýlar saðladý.Bu zeki ve yetenekli adamýn hay-atý ve fikirleri bugüne ýþýk tut-tuðu gibi geleceði de aydýnlat-maktadýr.

Ýyi ki doðdun Engels, iyi kidoðdun yoldaþ!

BBuurraakk DDeemmiirr

Ýyi ki doðdun Friedrich Engels!

""MMaanniiffeessttoo''ddaa bbaaþþttaann ssoonnaa oorrttaayyaa kkoonnuullaann tteemmeell ddüüþþüünnccee eekkoonnoommiikk üürreettiimmiinn vvee hheerr ttaarriihhsseell ççaaððýýnn kkaaççýýnnýýll-mmaazz oollaarraakk bbuu eekkoonnoommiikk üürreettiimmddeenn kkaayynnaakkllaannaann ttoopplluumm yyaappýýssýýnnýýnn,, oo ççaaððýýnn ssiiyyaassaall vvee ddüüþþüünnsseell ttaarriihhiinniinntteemmeelliinnii oolluuþþttuurrdduuððuu;; bbuunnuunn ssoonnuuccuu oollaarraakk ddaa,, ((iillkkeell kkoommüünnaall ttoopprraakk mmüüllkkiiyyeettiinniinn oorrttaaddaann kkaallkkmmaassýýnnddaannbbuu yyaannaa)) bbüüttüünn ttaarriihhiinn bbiirr ssýýnnýýff ssaavvaaþþýýmmllaarrýý ttaarriihhii oollaaggeellddiiððii;; aannccaakk,, bbuu ssaavvaaþþýýmmýýnnýýnn bbuuggüünn uullaaþþttýýððýý aaþþaammaa-ddaa,, ssöömmüürrüülleenn vvee eezziilleenn ssýýnnýýffýýnn ((pprroolleettaarryyaannýýnn)) bbuunnddaann bbööyyllee,, aayynnýý zzaammaannddaa ttoopplluummuunn ttüümmüünnüü ssöömmüürrüüddeenn,,zzuullüümmddeenn vvee ssýýnnýýff ssaavvaaþþýýmmllaarrýýnnddaann ssoonnssuuzzaa ddeekk kkuurrttaarrmmaakkssýýzzýýnn,, kkeennddiinnii ssöömmüürreenn vvee eezzeenn ssýýnnýýffttaann ((bbuurrjjuu-vvaazziiddeenn)) kkuurrttuullaammaayyaaccaaððýý ddüüþþüünncceessii - iiþþttee bbuu tteemmeell ddüüþþüünnccee,, yyaallnnýýzzccaa vvee bbiirr tteekk MMaarrkkss''aa aaiittttiirr..""

Komünist Manifesto'nun Marks'ýn ölümünden sonraki ilk baskýsýna Engels'in yazdýðý (Manifesto için ilk kez yoldaþý olmadan yazdýðý) önsözden

EEnnggeellss,, KKaarrll MMaarrkkssvvee aaiilleessiiyyllee bbiirrlliikkttee..

Page 7: Sosyalist İşçi 382

sayý: 382 sosyalist iþçi 7

Bu, son 50 yýl boyunca,Ýngiliz iþçi hareketininsloganý oldu. Bu slo-

ganýn, örgütler arasý güçbirliði-ni yasaklayan, sendikalarýngeliþmelerini önleyen yüzkarasýyasanýn kaldýrýlmasý sýrasýnda,büyük hizmetleri oldu. Ýngiliziþçileri, Avrupa emekçisýnýflarýnýn baþýný çektiðizaman, þanlý çartist hareketidöneminde daha da büyükhizmetler gördü. Ama tarihhýzla ilerliyor. Ve 50 yýl, hatta30 yýl önce istenen ve yararlýolan þeyler, þimdi deðiþti veyararlanýlamaz hale geldiler.Eski ve saygýdeðer savaþ narasýda bunlardan biri deðil mi?

Adil bir iþgünü karþýlýðýndaadil bir ücret mi? Peki adil birücret nedir, adil bir iþgününedir? Toplumun geliþmesinehükmeden yasalara, bunlarnasýl koþullanýr? Bu soruya biryanýt alabilmemiz için, ne ahlakya da adalet bilimine, ne deherhangi bir "insanlýk", adaletve hatta iyilikseverlik duy-gusuna baþvuracak deðiliz.Yasal yönden ahlaki ve hattaadil olan þey, toplumsal açýdanneyin adil olduðunu ya daneyin adil olmadýðýný, ancaküretimin maddi olgularýnýnyargýsýna dayanan bir bilim,ancak ekonomi politik ortayakoyabilir.

Öyleyse, ekonomi politiðegöre, adil bir ücret nedir, adilbir iþgünü nedir? Kýsaca,serbest pazarda, üstenci ile iþçiarasýndaki rekabetin koþul-landýrdýðý biçimde, ücretdüzeyi ve bir günlük emeðinyeðinliðinin süresidir. Peki butarzda belirlenen nedir?

Adil bir ücret, normal durum-larda, iþçinin kendi ortamýnýnve ülkesinin koþullarýna uygunolarak, kendisine çalýþma veyeniden üreme olanaðý saðlaya-cak araçlarý edinmesi içingereksindiði para tutarýdýr.Gerçek ücret, sanayideki çalka-ntýlar sebebiyle, bazan bu orta-lamanýn altýnda, bazan daüstündedir.

Adil bir iþgünü, iþçinin bütünemek-gücünün, ertesi gün aynýemek miktarýný veremeyecek

hale gelmemek üzere, her güngerçekten saðladýðý emek-süresive çabasýdýr.

Sürekli olarak meydana gelenbu çevrim þöyle betimlenebilir:Ýþçi, bütün emek-gücünü, yanibu iþi sürekli bir biçimde yapa-bilecek durumda kalmak üzeresaðlayabileceði kadarýný kapi-taliste verir. Bunun karþýlýðýn-da, kapitalistten her gün aynýiþi yeniden yapabilmesi içinkendisine gerekli olduðu kadar-fazla deðil- geçim aracý kalýr.Eþsiz bir adillik!

Ama iþe daha yakýndanbakalým. Mademki iktisat öðre-timlerine göre, ücret ve emeðirekabet koþullandýrýyor, adilolma, her iki yanýn, bir iþsözleþmesi yaptýklarýnda eþitkoþullarda ve ayný durumdaolmalarýný gerektirir gibi gelirinsana. Ama iþ böyle deðildir.Eðer kapitalist iþçi ile anlaþa-mazsa, bekleyebilir ve ser-mayesinden yiyerek yaþaya-bilir. Ýþçi ise bunu yapamaz. O,ancak ücretiyle yaþayabilir vebu yüzdendir ki, en kötükoþullarda iþi kabul etmesigereklidir. Açlýk korkunç birþiddetle yakasýna yapýþýr. Amagene de burjuva sýnýfýn ikti-satçýlarý bunun adilliðin doruðuolduðunu iddia ederler.

Ama bu da, gene saçmalýktanbaþka bir þey deðildir. Yeni iþy-erlerinde mekanik kuvvetin vemakinelerin kullanýlmasý, eskiiþyerlerinde makinelerinyaygýnlaþmasý ve yetkinleþme-si, sürekli olarak birçok insanýiþlerinden etmektedir. Ve buiþten yoksun kalma, sanayinin,artan emek-gücünü yenidenhizmetine alabilmesi durumun-dan çok daha büyük bir hýzlaartmaktadýr. Bu artan fazlaemek-güçleri, sermayeye yedekbir sanayi ordusu saðlar. Pazarkonjonktürü kötü olduðuzaman, iþçi açlýktan kýrýlabilir,dilenebilir, çalabilir ve hatta"iþevi"ne gidebilir. Yedekordunun son erkeði, son kadýnýve son çocuðu iþ bulamadýklarýsürece -ki, bu da kendi baþýnaalabildiðine bir aþýrý üretimdönemini varsayar- rekabet,ücretleri sýkýþtýrýp durur, bir

yandan da emeðe karþýsavaþýmýnda sermayenin ikti-darý, yedek ordusunun var-lýðýyla büsbütün güçlenir.Sermaye ile rekabetinde iþçi,yalnýzca açlýða itilmez, bir deayaðýna sýmsýký perçinlenmiþbir prangayý sürüklemekzorundadýr. Ve bu da, kapitalistekonomiye göre adillik denenþeydir.

Þimdi de sermayenin bu "adil"ücretleri ne ile ödediðiniaraþtýralým. Elbette ki, sermayeile. Ama sermaye hiçbir deðerüretmez. Toprak dýþýnda biricikservet kaynaðý emektir.Sermaye, birikmiþ emeðinmeyvesinden baþka bir þeydeðildir. Bundan, iþçilerinücretlerinin emekle ödendiklerisonucu çýkar; iþçi bizzat kendiemeðinin meyveleriyle ödül-lendirilir. Yürürlükte olan adil-lik anlayýþýna göre, iþçininücreti, iþçinin emeðininmeyvelerinin tümünden mey-dana gelmeliydi. Ama bu,ekonomi politiðe göre, adil birþey olmazdý. Tersine, iþçininemeðinin meyvelerine kapital-ist tarafýndan elkonulmuþtur,ve iþçi, ancak gerekli geçimaraçlarýný alýr. Ve tamamýyla"adil" olan bu rekabetin ereði,çalýþanlarýn ürünlerinin çalýþ-mayanlarýn ellerinde toplanýpbirikmesi ve bu ellerde, böylecebiriken serveti üretmiþ olan-larýn tümünün omuzlarýnakölelik zincirlerini yüklemeninen güçlü aracý haline gelme-sidir: adil bir emek karþýlýðýnda,adil bir ücret.

Yukarýda söylediklerimizden,açýkça ortaya çýkar ki, eski slo-gan, zamanýnda, yararlý olmuþ-tur. Ama þimdi artýk hiçbirhizmette bulunamaz. Öyleyseiþçiler eski savaþ naralarýnýgömsünler ve yerine daha iyisi-ni, yani: "Üretim araçlarýnýn:hammaddelerin, fabrikalarýn vemakinelerin emekçi halkýn elinegeçmesi!" sloganýný koysunlar.

Friedrich Engels

* Bu makale 1880 yýlýnda,Londra'da, The LabourStandard'da yayýnlanmýþtýr.

""AAddiill bbiirr iiþþ ggüünnüü kkaarrþþýýllýýððýýnnddaa aaddiill bbiirr üüccrreett""**

Engels'in; Darwin'in TürlerinKökeni'ni yayýnladýktan 25 yýl,Ýnsanýn Türeyiþi'ni yayýnladýk-tan 13 yýl sonra kaleme aldýðýAilenin, Özel Mülkiyetin veDevletin Kökeni adlý bu kitapmarksizmin en temel eser-lerinden biridir.

Lewis H. Morgan'ýn 1877yýlýnda yazdýðý "Eski Toplum"(Ancient Society) adlý çalýþ-masýný ve Marks'ýn bu çalýþmaüzerine yazdýðý eleþtirel notlarýokuyan Engels, Morgan'ýn buçalýþmasýnýn Marks ve kendisitarafýndan geliþtirilenmateryalist tarih anlayýþýný veilkel toplum üzerine onlartarafýndan ortaya koyulangörüþleri doðruladýðýna kanaat

getiriyor. Bunun üzerine "Marks'ýn bir

vasiyetinin yerine getirilmesi"olarak gördüðü bu çalýþmayýtamamlayarak 1884 yýlýnda bukitabý yayýnlýyor.

Ailenin, Özel Mülkiyetin veDevletin Kökeni'nde Engels,bugünkü anlayýþla "normal"aile yapýsýnýn aslýnda tarihintüm dönemlerinde varol-madýðýný, bugünkü anlamýylaaile yapýsýnýn ve bununla bir-likte kadýnlarýn ezilmesininsýnýflý toplumlarýn geliþmesiylebirlikte ortaya çýktýðýný; devletaygýtý gibi ailenin de egemensýnýfýn özel mülkiyetini kontroletmesinin bir aracý olarakgeliþtiðini gösteriyor.

Engels'in bir çok kitabýnýn Türkçeçevirileri mevcut. Sol Yayýnlarýtarafýndan yayýmlanan kitaplaroldukça ucuz. Ýki kategoriye ayrýlýy-or, Engels'in tek baþýna yazdýklarýve Marks'la birlikte oluþturduklarýmetinler.

EEnnggeellss kkiittaappllaarrýý::

Komünizmin ÝlkeleriHakiki SosyalistlerDoðanýn DiyalektiðiAilenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin KökeniAnti-DühringÜtopik Sosyalizm ve Bilimsel SosyalizmLudwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin SonuTarihte Zorun RolüKöylüler SavaþýAlmanya'da Devrim ve Karþý-DevrimÝngiltere'de emekçi sýnýfýn durumuKonut SorunuBüro ile Barikat Arasýnda

MMaarrkkss vvee EEnnggeellss''iinn oorrttaakk ççaallýýþþmmaallaarrýý::

Kutsal AileAlman ÝdeolojisiKomünist ManifestoGotha ve Erfurt Programlarýnýn EleþtirisiAnarþizm ÜzerineNüfus Sorunu ve MalthusSeçme Yazýþmalar (1844-1895, 2 kitap)Basýn Söyleþileri

Bilim, felsefe, devrimci teori

Kadýnlarýn ezilmesinintarihsel kökeni

19. yüzyýlda Ýngiltere’de bir iþçi mahallesi . Kadýnlar ve çocuklarda dahil günde 14-116 saat çalýþmak zorundalardý.

Page 8: Sosyalist İşçi 382

DSiP’e üye ol!devrimci

sosyalistlere

güç ver

8 sosyalist iþçi sayý: 382

ssoossyyaalliisstt iissccii Genç grevciler

Kamu çalýþanlarýnýn uyarý grevi çok etkili odu.Grev, toplumda ve siyasal alanda politik biryarýlmanýn tüm hýzýyla sürdüðü bir dönemdegerçekleþti. Kürt açýlýmý adýný alan süreç biryandan, "Kafes Operasyonu" adýyla bilinen yenidarbe ve provokasyon giriþimlerinin açýða çýk-masý öbür yandan, Danýþtay'ýn meslek liseleri ileilgili katsayý kararý diðer yandan milyonlarcainsanýn kafasýný meþgul eden temel politikmeseleler olarak öne çýkýyor.

Bir günlük uyarý grevi, yüz binlerce kamuçalýþanýnýn katýlýmýyla gerçekleþirken, katýlýmýnkitleselliðinde düþük maaþ zamlarý, hak kayý-plarý gibi nedenlerin yaný sýra yüz binlerceinsanýn politik tartýþmalara katýlmak istemesi deönemli bir etken oldu.

Hem iþyerlerinin önünde atýlan sloganlardahem de yürüyüþlerde "Yaþasýn halklarýnkardeþliði" vurgusunun öne çýkmasý bir yandanKESK'in yýllardýr Türk ve Kürt emekçilerinortak örgütü olmasýndan ama ayný zamanda daemekçilerin politik sorunlara duyarlý olmasýn-dan kaynaklanýyor.

Doðru! Ne denmesi gerektiði konusundaemekçiler net bir slogana sahip deðillerdi.

Doðru! Grev esas olarak yoksulluða karþý vegrev hakký için örgütlendi.

Ama yüz binlerce emekçinin greve katýlmasýpolitik bir huzursuzluðun, politik tartýþmalaraaktif bir biçimde katýlma isteðinin de ürünüdür.

Tam da burada geleneksel solun köhne slogan-larýyla eyleme katýlan yüz binlerce insanýn ruhhali arasýndaki büyük farklýlýk açýða çýkýyor.Yeni, genç kamu emekçileri grevin dinamikgücünü oluþturdu. Yüzünü yeniye dönen, biryandan haklarý için mücadele ederken bir yan-dan da özgürlük için sokaða çýkan, esas olarakyeni bir sol hareketin kitlesel aktivizmininzeminlerinden birisini oluþturacak olan emekçil-er alanda, bildik ve kýrk yýllýk sendika liderlik-lerinin sloganlarýyla yüz yüze geldiler. "Vatanýniþgal altýnda" olduðunu anlatan þarkýlar, IMF'yekarþý Türkiye'nin baðýmsýzlýðýný savunan mil-liyetçi sloganlar geleneksel sol örgütlere üyesendikacýlar tarafýndan atýldý.

Ama bu sefer deðiþik bir þey daha oldu. "IMFdefol bu memleket bizim" sloganý her atýldýðýn-da emekçilerle birlikte yürüyen devrimci mark-sistler "IMF defol bu gezegen bizim" sloganýnýattý ve bu slogan hakim oldu.

"Kürt halkýna özgürlük" sloganý hakim oldu."Birleþen iþçiler yenilmezler" sloganý etkili

oldu. Küresel direniþi vurgulayan, halklarýnkardeþliðini vurgulayan, ýrkçýlýða karþý çýkansesler, ekonomik haklarý savunan sloganlarlabirleþtiðinde çok büyük bir etki yaratabilir.

Milliyetçilik, Osmanlý'ya dönüþ paranoyasý,iþgal altýnda yaþadýðýmýz ve Türkiye'nin bölün-mek üzere olduðu histerisi emekçileri bölen,hakim olduðu oranda çarpýtýlmýþ fikirlerle iþçi-lerin mücadelesini kazanmasýný engelleyen birpolitik hat sunuyor.

Baþarýlmasý gereken, milliyetçilere meydanýnboþ olmadýðýný göstermektir. Ýstanbul'dakiyürüyüþ sýrasýnda ADD yüzlerce kamu çalýþanýtarafýndan ýslýklanmýþtýr.

Türk bayraklarýnýn arkasýna gizlenenErgenekoncularýn cesareti kýrýlmýþtýr. Mitingalanýna gelmeleri engellenmiþtir.

Kamu çalýþanlarý hareketi, bu uyarý grevindenaldýðý güçle hükümeti köþeye sýkýþtýrmak içinmücadelenin devamlýlýðýný saðlamalýdýr. Büyükbir kampanya örgütleyerek yeni eylemler hazýr-lanmalýdýr. Bir yandan da kamu emekçilerihareketinin tabanýnda genç, yeni, kafasý net,kadýnlarýn aðýrlýkta olduðu dinamik kesimleregüven verilmelidir. Bu kesimler kendine güvenkazandýðýnda emekçileri bölen fikirler vegeleneksel sol milliyetçiliðin, hareketin kazan-masýný engelleyen illüzyonlarý da yenilmiþolacaktýr.

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g.tr

Bundan 47 yýl önce 25Kasým'da, DominikCumhuriyeti'nde Trujillo dik-tatörlüðüne karþý özgürlükmücadelesi veren üç kýzkardeþ diktatörlüðün asker-leri tarafýndan tecavüze uðrarve vahþice öldürülür. 1981yýlýnda DominikCumhuriyeti'nde toplananLatin Amerika Kadýn kurul-tayýnda bu gün "KadýnaYönelik Þiddete KarþýMücadele Ve UluslararasýDayanýþma Günü" olarakkabul edilir. 1985 yýlýndaBirleþmiþ Milletler de bugünü kabul eder.

Kadýn, bu sistem içinde hay-atýnýn her evresinde þiddetlekarþý karþýyadýr. Þiddet,tecavüz ve cinayetle kýsýtlýdeðildir. Özel yaþamda vetoplum içinde kadýný cinsel,psikolojik, fiziksel zararauðratan, baský altýnda tutantehdit ve davranýþlar, kadýnayönelik þiddet tanýmý kap-samýndadýr. Bu þiddet sadeceevde deðil sokakta, iþyerinde,gözaltýnda, örgütte vetoplumsal yaþamýn birçokalanýnda kadýnýn karþýsýnaçýkar. Ev içindeki eþitsiz iþbölümünün, kadýnlarýn omuzlarýna yüklediði sorumluluk-lara, ütülenmesi gerekengömlekleri dýþýnda cinselihtiyaçlarý karþýlanmasý bek-lenen koca da dâhildir. Ýþ

hayatýnda ucuz iþ gücüolarak görülen kadýn ayrým-cýlýðýn muhatabýdýr. Bu þiddetyaþam koþullarýnýn daha zorolduðu bölgelerde ve savaþzamanlarýnda daha da artar.Kadýnlar yiyeceðin ve suyunkýsýtlý olduðu bölgelerde buihtiyaçlarý karþýlamak içinkilometrelerce yol yürümek

zorundalar ve bir kýsmý buyollarda ölmektedir. Savaþbölgelerinde ise askerlerintecavüzüne ve iþkencesine enaçýk grubu oluþturmaktadýr-lar.

Kadýna yönelik þiddeti tümtoplumda meþrulaþtýran cin-siyetçi fikirlerdir. Cinsiyetçifikirler ve söylemler þiddetimeþrulaþtýrdýðý gibi þiddeteuðrayan kadýnýn sessizkalmasýna da neden olur.2008 yýlý Türkiye Nüfus veSaðlýk araþtýrmasýna göre,maruz kaldýðý þiddeti haklýgören kadýnlarýn oranýnda

azalma olsa da, kocalarý iletartýþmamalarý gerektiðinidüþünen kadýnlarýn oranýyüzde 40.

Kadýna yönelik þiddetin,ayrýmcýlýðýn önlenmesi, mað-durlarýn korunmasý için yasaltedbirlerin alýnmasý gerekiy-or. Son yýllarda çýkarýlanyasalar önemli olsa da, kâðýtüzerinde yapýlan düzen-lemelerin somut hayattasorunu çözmek konusundayeterli adým olmadýðý açýk.Cinsiyetçiliðe karþý verilenmücadele, ayrýmcýlýðýnolmadýðý, eþit bir dünyakurulmasý için verilenantikapitalist mücadeledenayrý düþünülemez. Ancakgündelik yaþamda örgütlümücadele ile kadýnlarýn birdizi talebinin gerçekleþmesimümkündür. Kendi içindepozitif ayrýmcýlýk uygulayanve pratik olarak da cin-siyetçiliðe karþý net duransendikalarýn mücadelesikadýnlarýn iþ yaþamýndakitaleplerinin kazanýlmasýnýsaðlayacaktýr. Cinsiyetçiliðekarþý mücadele, sadece fizik-sel þiddetin karþýsýnda dur-makla yürütülemez.Cinsiyetçiliði kýracak olanþey, hayatýn her alanýnda bukonuda tutarlý davranmaktýr.

MMeelltteemm OOrraall HHaazzaall ÖÖzztteettiikklleerr

Dünyada her üçkadýndan biri hayatýboyunca dövülüyor,cinsel iliþkiye zorlanýy-or yada taciz ediliyor.

"Çalýþma Yaþamý veKadýn Saðlýðý" konuluaraþtýrmaya göreTürkiye’de tüm tacizolaylarýnýn yüzde 46'sýiþyerlerinde gerçek-leþiyor ve bunlarýnyüzde 8'i ölümlesonuçlanýyor.Erkeklerin aðýrlýktaolduðu aðýr sanayi iþkoþullarýnda çalýþankadýnlara yapýlan taci-zler iþyeri tacizlerininyüzde 24'ünü oluþtu-ruyor.

Bosna - Hersek'te,1992 yýlýndaki 5 aysüren çatýþmalarsýrasýnda 20,000 -50,000 arasý kadýntecavüze uðradý.(IWTC. Küresel KadýnAðý #212. 23 Ekim2002).

Kosova'daki bazýköylerde ergenliðeulaþmýþ kadýnlarýn%30’u Sýrp kuvvet-lerinin tecavüzüneuðramýþtýr.(Uluslararasý AfÖrgütü, 27 Mayýs 1999).

Britanya'datecavüze uðramýþkadýnlarýn sadece%13'ü saldýrýyý polisebildiriyor.

Kapitalizm cinsiyetçiliði kadýnlara yönelik þiddeti körüklüyor

CCiinnssiiyyeettççii ffiikkiirrlleerrvvee ssööyylleemmlleerr þþiiddddeettiimmeeþþrruullaaþþttýýrrddýýððýý ggiibbiiþþiiddddeettee uuððrraayyaannkkaaddýýnnýýnn sseessssiizzkkaallmmaassýýnnaa ddaa nneeddeenn oolluurr..

Sistematiktaciz vetecavüz

Page 9: Sosyalist İşçi 382

sayý: 382 sosyalist iþçi 9

Ýþcicilik ya da sýkça kullanýlantabir ile uvriyerizm sosyalizmsaflarýndaki ekonomist sap-mayý ifade etmek için kullanýlýr.Uvriyerizm sözcüðü Fransýzca"ouvrie" yani "iþçi" sözcüðün-den gelmektedir. Ýþçi sýnýfýnýnkurtuluþunun kendi eseri ola-caðýný ve iþçi sýnýfýný, teorisininmerkezine yetiþtiren klasikmarksist anlayýþ ile iþçicilik bir-biriyle karýþtýrýlmamalýdýr. Ýþçi-cilik, marksizmin tersineekonomi ile politika arasýndakibaðý görmezden gelerekekonomik eðilimi öne çýkartýrve iþçi sýnýfý içinde kök salmýþolan daha geri eðilimlere tabiolur. Bu bakýmdan iþçicilik, iþçikuyrukçuluðu olarak da taným-lanabilir.

Ýþçi kuyrukçularý; her türsiyasi soruna gözlerini kapatýp,bunu da marksizm olarak for-müle ederler. Buna göre iþçisýnýfýnýn ekonomik sorunlarýdýþýnda hiçbir þey önemlideðildir. Siyasal özgürlüklerisavunmak, sýnýrsýz söz söylemeve örgütlenme özgürlüðünüsavunmak gibi konular önemtaþýmaz. Kadýnlarýn özgürlüðü,eþcinsellere dönük ayrýmcýlýðakarþý mücadele ya dademokrasi mücadelesi iþçisýnýfýndan kopmaktýr.Dolayýsýyla uvriyeristler ege-men fikirlerin iþçi sýnýfý içindekihâkimiyetine karþý birmücadele yürütmez, tersineegemen fikirlerin etkilerineteslim olur. Bu, sendikalisteðilimlerde en açýk biçimiylegörülebilir.

Oysa marksizmin iþçi sýnýfýnýpratiðinin ve teorisininmerkezine yerleþtiren yaklaþýmý,iþçi kuyrukçuluðundan tamamenfarklýdýr. Marks, iþçi sýnýfýnýnkapitalizm içinde tuttuðumerkezi konumdan dolayý nesnelbir kategori olarak devrimciolduðunu söyler. Elbette iþçisýnýfý normal zamanlarda iþiniyapýp parasýný kazanmayaçalýþan, yabancýlaþma içindeyaþayan insanlardan oluþur.Marks, iþçi sýnýfýnýn nesnel birkategori olarak sýnýftan (kendin-den sýnýf), devrimci bir sýnýfa(kendi için sýnýf) dönüþmesininmümkün olduðunu söyler.Bunun yolu ise kapitalizmin biraþamada kendiliðinden mücadel-eye ittiði iþçilerin bu aþamadaegemen fikirlerden kopma nok-tasýna gelebilmesidir. Elbette,iþçi sýnýfýnýn kurtuluþu kendieseri olacaktýr ancak bu, iþçisýnýfý içindeki egemen fikirlerekarþý mücadele etmeyi kapsayanbir süreçtir. Gramsci'nin dediðigibi saf kendiliðindenlik yoktur.Bu sebeple devrimci marksistleriþçi sýnýfýnýn en mücadeleci kesi-mini bünyesinde toplayan veegemen fikirleri her düzeyde yýk-maya çalýþan, tüm ezilenlerinmücadelesinde yer alan bir par-tinin gerekliliðini savunurlar.

CCaann IIrrmmaakk ÖÖzziinnaannýýrr

PPOOLLÝÝTTÝÝKKAANNIINN AABBEECCEESSÝÝ......

iÝÞÇÝCÝLÝK

Yeni bir kitlesel sol partihangi toplumsal tabanadayanmalý, hangi poli-

tikalarý izlemeli? SHP Genel Baþkaný HHüüsseeyyiinn

EErrggüünn'a göre iþçi sýnýfý yeni solpolitikalarda merkezi bir roloynayamaz:

"Ýþçi sýnýfý demokratiktir,çünkü her zaman bir takým hak-lar talep eder. Fakat iþçi sýnýfýilerici deðildir. Çünkü iþçi sýnýfýüretim güçlerini geliþtirmepeþinde koþmaz. Aksine bubakýmdan muhafazakârdýr.Mesela hiçbir sendikanýn üretimgereçlerini geliþtirme diye birtalebi yoktur. Bilgisayarýn üre-tim sürecine girmesini istemez.Bu direnç de ilericilik demekdeðildir tabii. Bu direnç, tutucu-luktur."1

Taraf Gazetesi yazarý ve 10Aralýk Hareketi üyesi EErroollKKaattýýrrccýýooððlluu Ýstanbul'da gerçek-leþen bir toplantýda þöyle birçözümleme öne sürdü:

"Bu hareketin tabii ki kapital-izmle bir derdi var ama sadeceemek eksenli bir siyasi hareketbugün cevap üretemez. Kimlikpolitikalarýný dýþlayamayýz." 2

Sadece sosyal-demokrat poli-tikacýlar deðil radikal düþünür-ler de benzer bir yaklaþýmasahip. Ýtalyan otonomcudüþünür AAnnttoonniioo NNeeggrrii'ye göreyeni sol, artýk merkezi öneminiyitirmiþ iþçi sýnýfýna deðil, iþçi-lerin de bir parçasý olduðu "çok-luk"u veri almalý.3

ÝÝþþççii ddeeyyiinnccee aakkllaa ggeelleennKKaarrll MMaarrkkss Kapital'in ilk

fasiküllerini yazdýðýndaÝngiltere'de iþçi sýnýfýnýn en kala-balýk kesimi hizmetçilerdi.MMaarrkkss'a evde temizlik yapanhizmetçi ve bir madenci gibiürünü taþýyarak artý-deðersürecinin gerçekleþmesinisaðlayan þoför de iþçi sýnýfýnýnbir parçasýydý.

FFrriieeddeerriicchh EEnnggeellss'e göre üretimaraçlarý karþýsýnda mülk sahibiolmayan, hayatta kalabilmekiçin emek-gücünü satmakzorunda kalan ve üretimsürecinde hiçbir denetimiolmayanlar iþçiydi.

Örgütlü-örgütsüz, iþçi-memur-kadrolu-sözleþmeli, mavi yakalý-beyaz yakalý, düzenli-düzensizkentte ya da tarýmda çalýþanlariþçidir, kolektif emekçi sýnýfýn birüyesidir.

MMaarrkkss ve EEnnggeellss'indüþüncesinin tersine stalinist vesosyal-demokrat akýmlar, iþçisýnýfýný asýl olarak sanayi iþçi-lerinden ibaret görür.

20. yüzyýla bakýldýðýnda iþçisýnýfý hareketi, kapitalistendüstride kol emeði kullanarakçalýþan "mavi yakalý" iþçilerinhareketiydi. 20. yüzyýlýn sonun-da ise bu durum köklü deðiþik-liklere uðradý.

Batý'da sanayi iþçilerinin birparçasý olduðu 1968 isyaný yenil-di. Ayný dönem baþ gösterenkapitalizmin krizi sonucu ege-men sýnýf, Keynesçi sosyaldevlet politikasýný reddetti veyeni-liberal doktrini uygula-maya soktu. Sanayi iþçilerikendilerini hedef alan

özelleþtirme, sendikasýzlaþtýrma,sosyal haklarýn budanmasý poli-tikalarýný önleyemedi. Geliþmiþkapitalist ülkelerde bazý sanayisektörleri kapanýrken ABD'de veÇin'de olduðu gibi bazý ülkel-erde sanayi iþçilerinin sayýsý art-maya devam edeckti.

Doðu'da sanayi, iþçileri ve sýnýfpolitikasýyla özdeþleþen Rusyave Doðu Avrupa'daki stalinistrejimler, 1989-1991'de bizzatsanayi iþçileri tarafýndan yýkýldý.Milyonlarca insan, "iþçi sýnýfýiktidarý" adý altýnda iþçi sýnýfýnýilkel baský ve sömürü koþullarýn-da yaþatan rejimler yerine kapi-talist Batý'yý seçti.

Komünist partiler bu süreçtesosyal-demokratlaþýrken sosyal-demokrat akým yeni-liberal dok-trinin savunucusu oldu. Kitleselsol partilerle sendikalar arasýn-daki bað koparken, iþçi sýnýfýtemsil edilmemeye baþlandý.

Yeni-liberal politikalar heralanýn piyasaya baðlanmasýnýhedefliyordu. Finans ve sigor-tacýlýk binlerce ücretliyi istihdameden yeni sektörler olarak öneçýktý. Sermayenin eðitime vesaðlýða girmesi binlerce ücretliemekçinin bu alanda istihdamedilmesini saðladý. 2000'lerinbaþýnda vasýflý emek, sadece üre-tim ya da montaj bandýnda çalýþ-makla deðil, bilgisayar veyazýlým kullanmayla da taným-lanmaya baþlandý. Öðretmen,doktor, çöpçü, servis þoförü deiþçidir.

DDüünnyyaa nnüüffuussuunnuunn yyaarrýýssýý"Deon Filmer'e göre 1990'larýn

ortasýnda dünyada 379 milyoninsan sanayide, 800 milyoninsan hizmet sektöründe, 1.074milyar insan ise tarýmda çalýþýy-or. Bunlarýn sanayide yüzde 58'i,hizmet sektöründe ise yüzde 65'iücretli, yani gerisi kendi iþindeçalýþýyor. Bu durumda dünyadaüçte biri sanayi sektöründeçalýþan 700 milyon ücretli iþçivar. Aileleri ile birlikte birbuçuk, iki milyar insan demektirbu. Yani dünya nüfusunun üçtebiri. Buna tarým iþçilerini,topraksýz köylüleri de eklersek,iþçi sýnýfýnýn sayýsý daha da artar

ve dünya nüfusunun yarýsýhaline gelir."4

Bu hiç de HHüüsseeyyiinn EErrggüünn'unbahsettiði tutucu sýnýf deðil.Üretimde bilgisayar kullanýmýen ufak atölyelere bile çoktangirmiþ durumda.

Üç kiþinin yaptýðý iþi tek baþýnayapmak zorunda olan veznedariçin bir para sayma makinesi neifade ediyorsa Tuzla'da çalýþanbir tersane iþçisi kaynak maki-nasý için ayný þeyi hissediyor.Kol gücüyle treni hareket ettirenmakinist yasal olarak "memur"olarak tanýmlanýrken içerde biletkesen arkadaþý iþçi statüsündeçalýþýyor.

Ýþçi sýnýfýnýn devrimci potan-siyeli kapitalist üretim süreciiçinde tuttuðu yerden kay-naklanýr. Bir iþçinin çýkarý diðeriþçiyle rekabet etmek deðil bir-leþmektir. Üretimin kolektifkarakteri, iþçilere kolektifdavranma yeteneðini verir.

Kârýn kaynaðý 21. yüzyýlda daiþçilerin ödenmemiþ emeðidir.19. ve 20. yüzyýla göre bugündevasa bir iþçi sýnýfý var. Grevartýk sadece bir otomobil fab-rikasý çalýþanlarýn gücününgöstergesi deðil. Okullarda, has-tanelerde, havaalanlarýnda,devlet dairelerinde de yapýla-bilir. Genel grevin etki gücü isekat be kat arttý.

ÝÝþþççiilleerr vvee ppoolliittiikkaaYeni bir kitlesel sol parti ihti-

yacý tam da buradan doðmak-tadýr. Siyasetteki boþluk, son 20yýl öncesine kadar CHP tarafýn-dan temsil edilmiþ iþçilerinçýkarlarýný savunacak bir par-tinin yokluðundan doðmaktadýr.Küresel ölçekte de durumbudur.

Bu sýnýf sadece ekmek vepeynirle mi ilgilenmektedir?Tutucu sendika liderlerini miizlemektedir?

Almanya'da Sol Parti, sadecesermaye politikalarýna karþýsosyal adaleti deðil, savaþa,ýrkçýlýða karþý çýktýðý ve göçmenhaklarýný savunduðu için iþçisýnýfýndan oy alýyor. SadeceOpel'de çalýþan ve IG MetalSendikasý üyesi iþçiler deðil, bir

lokantada bulaþýkçýlýk yapangöçmen kadýn iþçilerin de talep-lerini savunuyor.

Türkiye'de de iþçiler uzunzamandýr "dar sýnýf çýkarlarýyla"ilgilenmiyor. Darbe, Ergenekon,Kürt sorunu, ýrkçýlýk gibitoplumun tümünü etkileyenpolitik bölünmeleri butoplumun bir parçasý olan iþçisýnýfý da belirliyor.Kutuplaþmanýn ekseni tamamenpolitik, bu yüzden yeni-liberalsaðlýk sistemi ve emeklilikhakkýnýn gasp edilmesi gibisorunlar için mücadeleye birtürlü varýlamýyor.

Ýþçiler kafasý boþ varlýklardeðil. AAnnttoonniioo GGrraammssccii,saf kendiliðindenlik yoktur der.Ýþçi ayný anda Dersimli, kadýn,eþcinsel, dindar ya da Türkolarak da düþünebilir.

VVllaaddiimmiirr LLeenniinn ve RRoossaaLLuukksseemmbbuurrgg gibi sosyalistler,ekonomi ve siyaset ayrýmýnýkoyan sosyal-demokrasiye karþýçýkmýþtý. Ekonomik mücadelelerpolitik mücadeleleri yaratabile-ceði gibi tersi de mümkündür.Ýþçi sýnýfýnýn devrimci bir sýnýfolduðunun farkýna varmasýdiðer ezilenlerin sorunlarýnasahip çýkmasý ve ezen devletekarþý mücadele etmesiylemümkün. Ezilenleri özgür-leþtirecek yegane güç, kapitaliz-mi yýkma gücü ise iþçi sýnýfýnýnelinde.

Yeni bir kitlesel sol parti, krizinfaturasýný ödemek zorundabýrakýlan milyonlar gibi tümezilenlerin haklarýný savunmalý."Emek ekseni" ve "kimlik ekseni"gibi gerçek hayatta varolmayanayrýmlara kapýlmamalý.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

1. SHP Genel Baþkaný HüseyinErgün'ün Neþe Düzel'le röportajý,16/05/2009 - Taraf Gazetesi2. Yeni parti için akademisyenlertoplantýsý-Bilgi Ü., 21/11/20093. Michael Hardt ile birlikte Ýmpara-torluk, 2008, Ayrýntý Yayýnlarý4. Doðan Tarkan, günümüzde iþçisýnýfýnýn yok olduðu tezlerini ampirikbulgularla çürütüyor, Taraf Gazetesi,http://www.dsip.org.tr/content/isci-sinifi-bitiyor-mu-dogan-tarkan

Yeni sol ve iþçi sýnýfý

Page 10: Sosyalist İşçi 382

10 sosyalist iþçi sayý: 382

Ekim devrimi ve milli sosyalizmEkim devriminin üzerinden 92 yýl geçti. Rusya'da gerçek-

leþen 1917 devrimi sadece sayýsýz deneyimi ve iþçi sýnýfýnýndevrimci gücünü kanýtlayan en önemli ayaklanma olmasýnedeniyle deðil, devrimin ardýndan yaþananlarýn hem dünyahem de solun tarihini derinden etkilemesi nedeniyle de çokönemli.

Bugün Türk soluna buram buram sinmiþ olan milliyetçiliðinkökenleri Ekim devriminin ardýndan yaþanan mücadeledöneminde yatýyor. Sosyalizmin milli bir toplumsal örgütlen-me biçimi alabileceðini düþünenler, tek bir ülkede sosyal-izmin kurulabileceðini düþünenler, tarihsel olarak, bir hizbin,Ekim devriminin iþçi demokrasisi üzerinde yükselen tümenternasyonalist kazanýmlarýný gasp eden bir karþý devrimcigücün deðerlerini savunuyor.

Milli bir sosyalizm olabileceðini düþünmelerinin nedeni,kendi egemenliðini, zorbalýðýný, þiddetini kullanarak kapital-ist üretimi yeniden örgütleyen stalinist bürokrasinin "mil-liyetçi sosyalizm" teorisini savunmalarý.

Oysa, tek bir ülkede sosyalizmin kurulmayacaðý, ütopik,maceracý ve entelektüellerin uydurmasý deðil, bilimselsosyalizmin vaz geçilmez bir öðesidir. 1917 devriminingerçekleþmesine yardýmcý olan Bolþevik Partisi'nin tümüyeleri için, sosyalist devrimin ancak dünya çapýnda zafereulaþabileceði ve tek bir ülkede devrimin yaþamasý için öze-likle ekonomisi geliþkin kapitalist ülkelerin iþçi sýnýfýnýn budevrimi tamamlamasý gerekliliði kesin bir koþuldu.

Bu yüzden Lenin, 1905 yýlýnda Rusya'da, Avrupa sosyalistdevrimleri gerçekleþmeden bir sosyalist devrimi bilemümkün görmüyor ve þöyle diyordu: "Rus proletaryasý artýAvrupa proletaryasý devrimi örgütleyecekler. Böylesikoþullarda Rus proletaryasý bir ikinci zafer kazanabilir. Davahiç de umutsuz deðildir. Ýkinci zafer Avrupa'da sosyalistdevrim olacak. Avrupalý iþçiler bize 'nasýl yapýlacaðýný'gösterecek ve sonra onlarla beraber sosyalist devrimiyapacaðýz."

Lenin tek bir noktada yanýldý: Rus iþçileri, sosyalist devri-mi, tek baþlarýna gerçekleþtirdi. On milyonlarca köylünündesteðini alan yüz binlerce iþçi, önce Çarlýk rejimini, ardýn-dan kapitalist egemenlik iliþkilerini alt üst etti.

Rus devrimi bir parti darbesi deðil, milyonlarýn aþaðýdanyaratýcý eyleminin ürünüydü. Lenin, devrimden sonra 7. PartiKongresi'nde, "Devrimimizin yaptýðý bir kaza deðil… o birparti kararýnýn ürünü deðil… o yýðýnlarýn kendilerinin kendisloganlarýyla, kendi güçleriyle yarattýklarý bir devrim…Sosyalizm bir azýnlýk, bir parti tarafýndan tamamlanamaz. Osadece on milyonlar kendi kendilerine yapmayý öðrendiklerizaman tamamlanabilir." diyordu.

Ekim devrimi kelimenin tam anlamýyla bir iþçi devrimiydi,aþaðýdan bir kitle hareketinin en keskin virajýydý ama devrimgerçekleþtiði andan itibaren, tam da dünya devrimi imdadayetiþemediði için, tek bir ülkedeki iþçi iktidarý tek baþýnakaldýðý için deforme olmaya baþladý.

Mart 1918'de, devrimin daha altýncý ayý dolmadan yapýlankongrede Lenin þu çýðlýðý atýyordu: "Dünya tarihsel bakýþaçýsýndan ele alýndýðýnda, eðer diðer ülkelerde devrimcihareketler olmazsa, eðer yalnýz kalýrsak devrimimizin nihaizaferinin þansýnýn olmadýðýna hiç þüphe yoktur…Tekrar ediy-orum, bütün bu zorluklardan kurtuluþumuz bütün-Avrupadevrimindedir… mutlak doðru odur ki, bir Alman devrimiolmazsa hakkýmýzda hüküm verilmiþ demektir… Eðer Almandevrimi gelmezse, her halükarda, akla gelebilecek bütünkoþullar altýnda hükmümüz verilmiþ demektir."

Alman devrimi imdada gelmedi, gelemedi. 1918-1923 yýllarýarasýnda Almanya'da iþçi sýnýfýnýn kahramanca tüm ilerihamleleri yenildi. Ve Rus iþçilerinin hükmü verilmiþ oldu.Alman devriminin yenilgisi, Ekim devriminin yenilgisi anlamý-na geldi.

Rusya'da tek baþýna kalan iþçi demokrasisi ekonomikçöküntüyle, emperyalist iþgalle, iç savaþla tek baþýnamücadele ederken, kaçýnýlmaz bir biçimde sönümlenmeyebaþladý. Devrim yapan ve devrimden sonra dünyanýn tümþiddetine maruz kalan Rus iþçileri sadece yalnýz kalmadýlar,bu yalnýzlýk içerisinde yok olmaya baþladýlar. Yok olmayantek þey, sýnýflar mücadelesiydi ve Ekim devrimi hakkýndaLenin'in sözünü ettiði hükmü, Çarlýk döneminin subaylarýyla,memurlarýyla, bürokrasisiyle, iþletme müdürleriyle uzlaþanstalinist klik verdi.

Tek ülkede sosyalizm teorisi, iþte bu stalinist bürokrasininegemenliðinin ideolojisidir. Alman devrimi imdadagelemediði, dünya devrimi yetiþemediði için Rus iþçi sýnýfýþekillenmesini yitirir, iþçi demokrasisi daðýlýr ve yerineasker-bürokrat-parti iktidarý kurulurken, bu iktidarýn dünyadevrimini troçkist bir ucube olarak ilan etmesinden dahadoðal ne olabilir ki?

Varlýk temeli dünya devriminin gerçekleþmemesi vegiderek uluslararasý iþçi isyanlarýnýn engellenmesi olan stal-inist bürokrasinin kanlý egemenliðinin ideolojik kýlýfý olarakmilli bir sosyalizm teorisi geliþtirmesi doðal da, doðalolmayan bugünün bazý "komünist ve solcularýnýn" halakendi milliyetçiliklerine marksizmi tanýk göstermeye çalýþ-malarý.

Þenol Karakaþ

Lenin 1914 yýlýnýn Aðustos ayýnýsavaþýn baþlangýç tarihi olarakdeðil, Alman sosyal demokra-

sisinin iþçi sýnýfýna ihanetinin tarihiolarak tanýmlar. Alman SosyalDemokrat Partisi(SPD)'nin de destek-lediði yurtsever propagandanýnyarattýðý hava, azýnlýk olan savaþkarþýtý sosyalistleri bastýran bir güçtü.Savaþa karþý devrimci bir tutumunvarlýðýnýn kamuoyuna duyurula-bilmesi bile ancak aralýk ayýnda, odönem parlanmentoda olan sosyalistmilletvekili Karl Liebknecht'in savaþkredileri aleyhine oy kullanmasýylagerçekleþti. Liebknecht'in militarizmkarþýtý tutumu yeni bir haber deðildi.1904'te SPD kongresinde, gençlikarasýnda anti-militarizm propagan-dasý yapýlmasý konusunda bir kararçýkmasý gerektiðini anlatmýþtý.Partinin bu konuda tavýr almasýnýngerekliliðini anlatmaya ilerleyen yýl-larda da devam etti.

Savaþýn yarattýðý tahribat keskin-leþtikçe, savaþ karþýtlarýnýn sesi deçoðalmaya baþladý. RosaLuksemburg ve Karl Liebknecht'inliderliðindeki Spartakistler SosyalDemokrat Parti'nin sol kanadýný oluþ-turuyorlardý. Spartakistler "düþmaniçeride" sloganýyla, kendi iþçi sýnýfýnabaþka bir ülkenin iþçi sýnýfýný kýrdýranAlman burjuvazisine ve devletinekarþý mücadele etmek gerektiðinianlatýyordu. Sosyalistlerin tutumu,emperyalist savaþý, ezilen sýnýflarýnkendilerini ezenlere karþý yürüttük-leri bir iç savaþa dönüþtürmekti.

KKeennddii eeggeemmeenn ssýýnnýýffýýnnaa kkaarrþþýýmmüüccaaddeellee

Sosyalistler, sýnýfý bölen þovenistfikirlere karþý, kendi ülkelerininyenilgisinden yanadýr. Devrimcimarksistlerin görevi kendi egemensýnýfýný güçsüzleþtirecek her türlümücadelede iþçi sýnýfýnýn çýkarlarýn-dan yana propaganda yapmaktýr.Almanya egemen sýnýfýnýn savaþýmeþrulaþtýrmak için pompaladýðýargüman Rusya'daki "gerici" Çarlýðakarþý mücadele etmek gerektiðiydi.Konu Rusya'daki devrimci mücade-lenin bastýrýlmasýna geldiðinde Çar-lýða sýnýrsýz destek veren Alman bur-juvazisinin bu ikiyüzlü tutumunakarþý çýkmayan "sosyalistler"indüþtüðü yer katýksýz milliyetçilikti.

SSppaarrttaakkiisstt aayyaakkllaannmmaassýýKasým 1918'de savaþtan yana slo-

ganlar yerini kitlesel grevlere býraktý.Savaþýn bitmesini isteyen askerlerartýk Alman Monarþisi'ni savunmakyerine iþçi-asker konseylerini kuruy-orlardý. Savaþýn sefalete sürüklediðiinsanlar Spartakistlerin sloganlarýylasokaklara akýn ediyordu. SPD'ninkarþý devrimci ataðýndan endiþelenenLiebknecht, Spartakist Birlik imzasýy-la bir bildiri yazýp devrim çaðrýsýndabulundu. Liebknecht'in de arasýndaolduðu iþçi ve asker yýðýný impara-torluk sarayýný ele geçirdi. Sýra parla-mentodaydý. Olasý bir devrimden son

derece rahatsýz olan SPD liderliði herþeye raðmen iþçi sýnýfý tarafýndansýnýfýn parlamentodaki temsilcileriolarak görülüyordu. Parlamentoönündeki yýðýna seslenen SPD lider-liði Alman Cumhuriyeti'ni ilanederken, Liebknecht birkaç yüzmetre ötedeki sarayýn penceresindensosyalizm ve dünya devrimi çaðrýsýyapýyordu. Spartakistler ayaklan-manýn erken olduðunu ve bir iþçihükümetinin iktidarda kalamaya-caðýný düþünüyorlardý. FakatLiebknecht ayaklanma çaðrýsý yap-mýþtý. Spartakist liderlik onayla-madýklarý bir ayaklanmanýn içindeher þeye raðmen mücadele etti. KarlLiebknecht, týpký Rosa Luksemburggibi, nazizmin nüveleri olan AlmanSosyal Demokrat Partisi'nin silahlýbirlikleri tarafýndan öldürüldü.

Devletlerin emperyalist çýkarlarý

için giriþtikleri savaþta, askerlerinsilahlarýnýn kapitalizmin bekçiliðiniyapmak için deðil burjuvaziyi alaþaðýetmek için doðrultulmasý gerektiðinianlatacak olan sosyalistlerdir.

Bugün, Karl Liebknecht'in savaþa,militarizme karþý alýnmasý gerekilentutum konusunda yaptýðý katkýlar veAlman Devrimi deneyimi sosyalist-lerin kapitalizme karþý mücadelesineönemli dersler veriyor. Geçen haftayayýnlanan "Militarizme karþý sýnýfmücadelesi" kitabý Liebknecht'in mil-itarizm karþýtý yazýlarýndan oluþanbir derleme. Belge Yayýnlarý otuzyýldýr çevirisini elinde tuttuðuyazýlarý, öldürülüþünün doksanýncýyýlýnda okuyucuya sunuyor. 1980darbesi sonrasýndaki baskýkoþullarýnda yayýnlanamayanyazýlar, bugün askeri vesayete karþýmücadele verenlere iyi bir kaynak.

MMeelltteemm OOrraall

Belge Yayýnlarý, militarizminkýskacýndaki Türkiye'de, her geçengün yeni bir "darbe hazýrlýðý"planýnýn ortaya çýktýðý bir ortamda,Karl Liebknecht'in militarizme karþýyazýlarýndan oluþan bir seçkiyi,"Militarizme Karþý Sýnýf Mücadelesi"adý altýnda yayýnladý. Belge Yayýnlarýeditörü Ragýp Zarakolu; kitabý, "mili-tarizmin en amansýz eleþtirmeninin15 Ocak 1919'da iþkenceli sorgudansonra öldürülmesinin doksanýncýyýldönümünde yayýnladýklarýný"belirterek; "Ölümünün 90.yýldönümünde bu enternasyonalistanti militarist devrimciyi saygýylaanýyoruz" dedi.

Militarizme karþýsýnýf mücadelesi

Karl Liebknecht’in yazýlarý kitap olarak yayýmlandý

Page 11: Sosyalist İşçi 382

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

sayý: 382 sosyalist iþçi 11

'Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe! Giriþimi' bileþenleriarasýnda bulunduðu 70Milyon Adým Koalisyonuve Barýþ Meclisi GençlikKoordinasyonu ile birlikteAnkara'da bir dizi eylemgerçekleþtirdi. 18 Kasým2009 tarihinde saat 10:00'dabir basýn açýklamasý yapanDurDe! ve diðer bileþenlerTBMM Genel Kurulundakikonuþmasýnda, Dersimolaylarýna iliþkin sözlerinedeniyle CHP GenelBaþkan Yardýmcýsý OnurÖymen hakkýnda suç duyu-rusunda bulundu.

Öymen, Kürt sorunununþiddet yoluyla çözülmesiisterken analarýn aðlamasýnýsavunmuþ ve Dersim'de;1937-1938'de birçok sivilinöldürülüþünü, bazý çocuk-larýn ailelerinden alýnarakbaþkalarýnýn yanýna veriliþi-ni ve Dersimli Alevilerinyok edildiði vahþeti olumlubir örnek olarak göstermiþti.Adliye önünde yapýlanbasýn açýklamasýnda, ''Buuygulamalarýn günümüzde-

ki sorunlarda da uygulan-masý gerektiði ifade edilerekbu anlayýþýn, kin ve nefrettohumlarý ektiði'' belirtildi.

''Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe! Giriþimi'', ''TürkiyeBarýþ Meclisi GençlikKoordinasyonu'' ve ''70Milyon Adým Koalisyonu''üyelerinin suç duyurusun-da, Öymen'in, Türk CezaKanunu'ndaki ''ayrýmcýlýk'',''hakaret'', ''suç iþlemeyetahrik'', ''suçu ve suçluyuövme'', ''halký kin ve nefretetahrik'' ve ''görevi kötüyekullanma'' suçlarýný iþlediðiöne sürüldü.

Suç duyurusunda OnurÖymen'in, TBMM'dekikonuþmasýndan sonra daayný sözleri tekrarlayarak,bunu bir ''nefret söylemine''dönüþtürdüðü, ''bu sebeple,yasama sorumsuzluðu vedokunulmazlýk sýnýrýnýnaþýldýðý'' kaydedildi.

Suç duyurusuna pek çokinsan haklarý aktivisti,sanatçý ve alevinin dearalarýnda bulunduðu 80kiþi imzalarýyla destek oldu.

CCHHPP''nniinn kkaappaattýýllssýýnn!!Ayný gün öðlen saat-

lerinde ''ýrkçý ve totalitersöylemleri nedeniyle CHPhakkýnda soruþturmabaþlatýlmasý için deYargýtay'a dilekçe verenDurDe! AktivistleriÖymen'in TBMM GenelKurulunda partisi adýnakonuþtuðunu, hiç kimseninböyle bir konuþmanýn içer-iði hakkýnda CHP'nin önce-den bilgi sahibi olmadýðýnainanmayacaðýný dile getirdi.

SÝ Ankara - DarbelereKarþý 70 Milyon AdýmKoalisyonu'nun 23 KasýmPazartesi günü Ankara'da,Dursun Çiçek'in tekrarserbest býrakýlmasýna tepkiolarak, "Cuntacýlar yargýlan-sýn" pankartýyla gerçek-leþtirdiði, YükselCaddesi'nden baþlayýpSakarya Meydaný'nda sonbulan yürüyüþte yüzlerceinsan, "Ergenekon daðýtýla-cak", "Darbelere karþý omuzomuza", "cuntacýlaryargýlansýn" ve "DursunÇiçek, Ýlker Baþbuð darbe-cidir" gibi sloganlareþliðinde yürüdü.

Yürüyüþün son bulduðuSakarya Meydaný'nda 70Milyon Adým Koalisyonuadýna basýn açýklamasýnýokuyan Neslihan Uras, enson ortaya çýkan belgelerýþýðýnda Ergenekon TerörÖrgütü üyesi bazý rütbeliaskerlerin; Agos gazetesibinasýnýn etrafý baþta olmaküzere gayrimüslimlerinyaþadýðý bölgelere ses bom-balarý atmak, bir diðer yan-dan da toplumda mil-liyetçiliði körükleyerek bir

huzursuzluk ortamýyaratarak toplumu kendiistekleri doðrultusundaþekillendirmek ve darbeyezemin hazýrlamak için plan-lar yaptýðýnýn bilindiðindin-den, bu planlarý görmüyor-muþ gibi yapmanýn ise dar-becilerin yanýnda yer almakolduðundan bahsetti.Ayrýca darbelere karþý olanherkesin, bu planlarý yapan

Dursun Çiçek ve bütün cun-tacýlar yargýlanana kadarsokaklarda olmasý gerektiði-ni belirtti.

Bir saatten uzun süren veson derece coþkulu birbiçimde gerçekleþmiþ olaneylem, çirkin planlarýyla,seçilmiþ bir hükümetinatanmýþlardan oluþan silahlýbir grup tarafýndandevrilmesini isteyenlerekarþý her an birçok insanýnsokaklara çýkmaya ve avazýçýktýðý kadar "Bir daha asla!"demeye hazýr olduðununbir kanýtýydý.

Askerin siyasete müda-halesinin ve darbegeleneðinin meþruiyetinikaybetmesi için, cuntacýlartarafýndan yönetilmetehlikesiyle tekrar karþýkarþýya kalmamak vesorumlularýný herkesinbildiði faili meçhul cinayet-lerin bir daha asla tekrarlan-mamasý için, ErgenekonTerör Örgütü'nün bütünüyeleri yargýlanana deksokaklarda mücadele etm-eye devam edilmelidir.

EEkkiinn GGaayyrreettllii

Ankara'da yüzlerce insan darbecilere karþý sokaða çýktý

Boru budur, cuntacýlar yargýlansýn!

Genelkurmay Baþkaný, Poyrazköy’de yapýlan kazýlarda bulunan lavsilahýyla medya karþýsýna çýkmýþ, bunun sadece bir “boru” olduðuileri sürmüþtü. Darbe karþýtlarý Ankara’da gerçek borularla sokaðaçýkarak Baþbuð’u protesto etti.

Irkçýlýða ve Milliyetçiliðe Dur De Giriþimi ayýn ýrkçýsý ödüllerini daðýttý

Irkçý Onur Öymen hakkýnda suç duyurusu

Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe Girþimi 18Kasým’da Ýstanbul’dadüzenlenen törenle ayýnýrkçýlarýna “ödül” verdi.

Irkçý açýklamalarýyla öneçýkan Onur Öymen, DevletBahçeli ve Yusuf ZiyaÖzcan’ýn Nazi SS TakdirBeratý ile ödüllendirildi.

ÝÝkkii ttöörreenn bbiirrddeennGalatasaray

Meydaný’nda öðle saat-lerinde buluþan ýrçýlýkkarþýtlarý arasýnda DSÝP,DTP, Genç Siviller veDÖH temsilcileri de vardý.Topluluk Öymen, Bahçelive Özcan’ý teþhir edendövizler taþýdýlar.

Ödül töreninin sonunda“Dur de dur de ýrkçýlýðadur de”, “Yaþasýn halk-larýn kardeþliði” sloganlarý

atýldýAyný günün akþamý

Ankara’da ýrkçýlýk karþýt-larýnýn eylemi vardý.

Saat 18:30’da YükselCaddesi’ndeki ÝnsanHaklarý Anýtý önünde kal-abalýk bir grupla buluþanDurDe Aktivistleri aynýgün saat Ayýn IrkçýlarýÖdülleri’ni kamuoyuna birkez daha duyurdu.

Eylemde “Dur de dur deýrkçýlýða dur de!”, “Öymennazi’dir, nazilere geçityok!”, “MHP nazi’dir,nazilere Geçit Yok”,“Hepimiz Aleviyiz, hep-imiz Dersimliyiz” slogan-larý atýldý.

DurDe her ay ýrkçýlarýteþhir eden ödül törenleri-ni düzenlemeye devamedecek.

Öymen, Bahçeli ve Özcan’a ödül

SEN DE KATIL: www.durde.org

Page 12: Sosyalist İşçi 382

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Ayþe Demirbilek Sorumlu YazýiþleriMüdürü: Volkan Tamusta Adres: Caferaða

Mahallesi, Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstan-bul Baský: Yön Matbaacýlýk, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok, Kat 1, No: 366 Topkapý,Ýstanbul-0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn,

haftada bir yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

"Körfez'in yükselen güneþi"Dubai'de iþler yolunda deðil.Dubai'de hükümetin sahibiolduðu yatýrým þirketi DubaiWorld 59 milyar dolarlýk bor-cunu 6 ay ertelemek isteyince,piyasalarý bir paniktir aldý.Avrupa piyasalarý ilk gününpaniðini üzerinden atmayaçalýþýrken, Bayram Türkiye'yi,Þükran Günü de ABDpiyasalarýný bu þoktan korudu.

Dubai World'ün yan kuruluþuolan ve Dubai'deki palmiye adasýPalm Jumeriah'ý da inþa edenemlak geliþtirme þirketi Nakheelde ayný þekilde borçlarýnýn erte-lenmesini talep etti.

MMooddeellddiiDubai'nin altý yýllýk hýzlý kalkýn-

ma süreci "Dubai modeli" olarakliteratüre geçmiþ ve pek çok ülketarafýndan takdir de edilmiþti.Tabii, bu tatlý büyümenintemelinde borç mekanizmalarýbulunuyordu. Küresel krizle bir-likte "likidite sýkýntýsý"yaþanacaðý, güzel günleringeride kalýp krizin patlak verme-siyle, ülkede yaratýlan emlak bol-

luðunun ellerinde kalýp, bugayrimenkullere alýcý buluna-mayacaðý hesapta yoktu.

Dubai, küresel ekonomik aktör-lerin de satýn aldýðý bir projeydi.

Küresel krizden ciddi anlamdaetkilenen Dubai'nin iflasýneþiðine gelmesinde en büyüketken ekonominin büyümekonusunda borç mekanizmasýüzerine kurulu olmasý nedeniyleküresel likiditeye sýký sýkýya baðlýolmasý oldu. Bir diðer neden ise.Yýl sonuna kadar ödemesigereken toplam 20 milyar dolarborcu olan Ancak krizde bu hýzlýkalkýnma süreci ciddi bir sekteyeuðradý. Pek çok uzmana göreDubai, yabancý sermaye ve devinþaat projelerine dayanan gös-teriþli büyüme modelinin bedeli-ni ödüyor.

DDüüþþüüþþ Krizin olmadýðý günlerde,

yaþanan likidite bolluðu ile zatenyüksek fiyatlardan satýlan gayri-menkuller sürekli prim yapýyor-du. Ancak kriz bu gidiþatý tersineçevirdi. Son bir yýlda ofis fiyatlarýyüzde 60, rezidans fiyatlarýyüzde 45 civarýnda düþtü. Þuanda tamamlanmanmýþ ofislerinyüzde 60'ýnýn kiracý beklediðisöyleniyor.

Bu arada, Birleþik ArapEmirlikleri'ni (BAE) oluþturan 7emirlikten Dubai'yi 'Bir þirketgibi yönetmekle' övünenDubai'nin CEO'su olarak nite-lendirilen Þeyh Muhammed binRaþid el Maktum, 12 milyardolarlýk servetiyle Forbes'un 'Enzengin soylular listesi'nde hala5'inci sýrada.

Dubai’ye kim, ne kadar yatýrmýþtý?

““DDuubbaaii''nniinn aallttýý yyýýllllýýkk

hhýýzzllýý kkaallkkýýnnmmaa ssüürreeccii

""DDuubbaaii mmooddeellii"" oollaarraakk

lliitteerraattüürree ggeeççmmiiþþ vvee

ppeekk ççookk üüllkkee ttaarraaffýýnn-

ddaann ttaakkddiirr ddee

eeddiillmmiiþþttii..””

Ýngiltere Merkez Bankasý’nýn(BoE), küresel krizin en kötüdöneminde, Royal Bank ofScotland ve HBOS'e yaklaþýk 62milyar sterlin para aktardýðýanlaþýldý.

Pek çok bankanýn kurtarýldýðýo dönemde bu “yardýmlarýn”neden gizli tutulduðunuMerkez Bankasý, "bankacýlýk sis-temine duyulan güveni sarmak-tan korktuk" diyerek açýkladý.

Aktarýlan bu paranýn Mayýsayýndaki yýllýk raporda belir-tilmemesinin sebebi olarak iseaçýklamasý yapýldý. MerkezBankasý þu anda iki bankanýn

durumunun da iyi olmasýndanötürü artýk durumu açýklamaktabir sakýnca görmediklerinibelirtti.

Merkezin yardým ettiðibankalar arasýnda Lloyds'un dabulunduðu belirtiliyor.

Halktan ve yatýrýmcýlardangizlenen kurtarma operasy-onuna harcanan paranýn,bugüne dek açýklanan kurtarmamiktarlarýnýn üzerinde olduðubelirtiliyor.

Banka kurtaran hükümetlerkriz sonucu iþsiz kalanlarý kur-tarmak için hiçbir þey yapmýyor.

ÝÝkkii ddeevv iillaaçç þþiirrkkeettii PPffiizzeerr iilleeWWyyeetthh aarraassýýnnddaakkii 6688 mmiillyyaarrddoollaarrllýýkk ddeevv bbiirrlleeþþmmeenniinn ffaatt-uurraassýý ççaallýýþþaannllaarraa ççýýkkaarrýýllddýý..PPffiizzeerr,, ddüünnyyaa ggeenneelliinnddeettooppllaamm iiþþggüüccüünnüünn yyüüzzddee1100''uunnuu ççýýkkaarraaccaaððýýnnýý aaççýýkkllaaddýý..

PPffiizzeerr,, rraakkiibbii WWyyeetthh''ii 6688 mmiill-yyaarr ddoollaarraa ssaattýýnn aallddýý.. BBuu ssaattýýnnaallmmaa iiþþlleemmii iiççiinn bbaannkkaallaarr kkoonn-ssoorrssiiyyuummuu 2222..55 mmiillyyaarr ddoollaarrkkrreeddii vveerriiyyoorr.. ÝÝllaaçç sseekkttöörrüünnddeettüümm zzaammaannllaarrýýnn eenn bbüüyyüükkssaattýýnn aallmmaassýýnnýý ddaa yyiinnee PPffiizzeerr,,22000000 yyýýllýýnnddaa WWaarrnneerr-LLaammbbeerrtt''ee 9933..44 mmiillyyaarr ddoollaarrööddeeyyeerreekk yyaappmmýýþþttýý..

4488..33 mmiillyyaarr ddoollaarr cciirroo iilleeddüünnyyaannýýnn eenn bbüüyyüükk iillaaçç þþiirr-kkeettii oollaann PPffiizzeerr''ýýnn 22000088ddöörrddüünnccüü ççeeyyrreekk kkáárrýý 226688mmiillyyoonn ddoollaarr oolldduu.. 4400''ýý aaþþkkýýnnüüllkkeeddee 9933''tteenn ffaazzllaa üürreettiimmtteessiissii vvee 5544 lloojjiissttiikk mmeerrkkeezziivvaarr.. 8822 bbiinn cciivvaarrýýnnddaa ççaallýýþþaannýýbbuulluunnuuyyoorr..

2222..88 mmiillyyaarr ddoollaarr cciirroo iilleeddüünnyyaannýýnn eenn bbüüyyüükk iillaaçç þþiirr-kkeettlleerriinnddeenn bbiirrii oollaann WWyyeetthh''ýýnn5500 bbiinnddeenn ffaazzllaa ççaallýýþþaannýý vvaarr..

ÝÝkkii þþiirrkkeettiinn bbiirrlleeþþmmeessii ssoonnuu-ccuu 88 bbiinn ççaallýýþþaannýýnn iiþþtteenn aattýýllaa-ccaaððýý aaççýýkkllaannddýý..

TTüürrkkiiyyee''ddee 11..220000''üünn üüzzeerriinnddeeççaallýýþþaannllaa hhiizzmmeett vveerreenn PPffiizzeerr,,yyaakkllaaþþýýkk 220000 ççaallýýþþaannýý iillee yyooll-llaarrýýnnýý hheemmeenn aayyýýrrddýý.. ÝÝþþtteennççýýkkaarrýýllaannllaarrýýnn bbüüyyüükk ççooððuunn-lluuððuunnuu ttýýbbbbii ssaattýýþþ mmüümmeessssiill-lleerrii oolluuþþttuurrdduu..

ÝÝllaaçç ddeevvlleerrii bbiirrlleeþþttii kkaayybbeeddeennççaallýýþþaannllaarr oolldduu

Küresel finans cenneti Dubai iflas etti

ÝÝnnggiilltteerree’’ddee hhüükküümmeett iikkiibbaannkkaayyýý ggiizzlliiccee kkuurrttaarrmmýýþþ