sosyalist İşçi 362

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 362 15 Mayýs 2009 2 YTL 1917 Ekim Devrimi bir saplantý mý? ÞENOL KARAKAÞ yazdý Sosyalizm iþçi sýnýfýnýn kendi eylemidir RONÝ MARGULÝES yazdý sayfa: 6-7 Afganistan savaþý Pakistan’a yayýlýyor “Devasa bir jeopolitik hata” Simon Assaf yazdý sayfa: 5 MARKSiZM yeni bir dönem yeni bir sol Devrimci Sosyalist Ýþçi Partisi DSiP 2009 2009 22 - 23 - 24 Mayýs 2009, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi SÝLAHLAR SUSSUN BARIÞ VE DEMOKRASÝ Küresel ekonomi düzelecek mi? ALEX CALLÝNÝCOS yazdý sayfa: 9 Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, 'Türkiye'nin birincil sorunu Kürt sorunudur' dedi. Ýlk kez devletin en yüksek organýnda yer alan bir isim sorunu adýyla sanýyla ve boyu- tuyla tespit etti. Ne hükümetin ne de muhalefet partilerinin görüþmediði ve dýþlama siyaseti izlediði DTP Genel Baþkaný Ahmet Türk'le Cumhurbaþkanlýðý Köþkü'nde 1 saat görüþen Abdullah Gül, Kürt sorununun çözümünün de sinyallerini verdi: ''Türkiye'de demokrasi standardý yükseldikçe Kürt sorunu dahil tüm sorunlar otomatik olarak sorun olmaktan çýkar. Hep beraber buna odak- lanmamýz lazým." Gül'ün tespitleri karþýsýnda DTP Milletvekili Ahmet Türk barýþta ve diyalogda ýsrarlý olduklarýný bir kez daha vurgu- ladý. Kürt sorunu bir an önce barýþçýl yöntemlerle çözülmeli. Þiddet politikasý iflas etti. Kürt ve Türk halký savaþ yorgunu. Çoðunluðu Kürt, 70 binden fazla insan savaþta yaþamýný yitirdi. Cepheye sürülenler emekçi çocuklarýydý. Aktütün'de, Daðlýca'da bir hiç yüzünden öldüler. 30 yýl boyunca ülkenin en önemli ekonomik kaynaklarý savaþa akýtýldý. Kürt sorununda çözümsüzlük sürdükçe daha da yoksullaþtýk. Sorunu tankla, topla, tüfekle çözmek isteyenlerin hakimiyeti devam ettikçe Türkiye'deki baský rejimi ve anti-demokratik uygu- lamalar ayakta kaldý. Terör bahanesiyle grevler yasaklandý, partiler kapatýldý. Artýk yeter! Akan dursun. Silahlar sussun. Adil bir barýþ için savaþan taraflar masaya otursun. Operasyonlar durdurulsun. Yeni bir kara harekatý yapýl- masýn. Tüm bunlar her iki halkýn da çýkarýnadýr. Çözüm yakýndýr, barýþý hep birlikte savunalým. Barýþ, hemen þimdi! 2003-2004 yýllarý arasýndaki darbe giriþimlerinde adý geçen 3 kuvvet komutaný daha Ergenekon savcýlarý tarafýndan ifade vermeye çaðrýldý. Darbe Günlükleri'nin yazarý Özden Örnek ile Günlükler'de adlarý geçen Aytaç Yalman ve Ýbrahim Fýrtýna darbe giriþimlerini anlatacak. Alper Görmüþ yönetimindeki Nokta Dergisi Darbe Günlükleri'ni 2006'da yayýmlamýþtý. Dergi, hemen polis tarafýndan basýlmýþ, sahibi aldýðý tehditlerden dolayý dergiyi kapatmýþtý. Oysa emekli oramiral Özden Örnek'in titizlikle tuttuðu Günlükler bilgisayarýndan kopyalanarak çok- tan internette yayýmlanmýþtý. Dönemin bütün gazeteleri Günlükleri görmezlikten geldi. Örnek, Alper Görmüþ'e dava açtý. Ancak bu dava Görmüþ'ün lehine sonuçlandý. Mahkeme Günlükler’in gerçek olduðunu teyit etmiþti. Ýki hafta önce 4 kiþilik bilirkiþi heyeti Darbe Günlükleri'nin gerçek olduðunu ve Örnek'in bilgisayarýnda yazýldýðýný teknik incelemeleri sonu- cu kanýtlayan kararýný açýklamýþtý. Örnek sürekli inkar ettiði Günlükleri'nin hesabýný þimdi mahkemede verecek. Ýfade verecek diðer önemli isim ise Aytaç Yalman. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutaný olan Yalman Kürt sorununda çözümsüzlüðe neden olan þahin politikalarýn savunucusu olarak biliniyor. Günlükler dönemin Hava Kuvvetleri Komutaný Ýbrahim Fýrtýna'nýn baþta darbe girþimlerine aktif olarak katýldýðý, ancak Tolon ve Eruygur'u sonradan yalnýz býrak- týðýný yazýyor. Paþa paþa yargýlanacaksýnýz

Upload: sosyalist-isci

Post on 09-Mar-2016

248 views

Category:

Documents


2 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 362

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 362

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 336622 1155 MMaayyýýss 22000099 22 YYTTLL

11991177 EEkkiimmDDeevvrriimmii bbiirr

ssaappllaannttýý mmýý??ÞENOL KARAKAÞ yazdý

SSoossyyaalliizzmmiiþþççii ssýýnnýýffýýnnýýnn

kkeennddiieeyylleemmiiddiirr

RONÝ MARGULÝES yazdý

sayfa: 6-7

Afganistan savaþýPakistan’a yayýlýyor

“Devasa birjeopolitik hata”Simon Assaf yazdý

ssaayyffaa:: 55

MARKSiZMyeni bir dönem yeni bir sol Devrimci

Sosyalist ÝþçiPartisi

DDSSiiPP2009200922-223-224 Mayýs 2009, Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi

SÝLAHLAR SUSSUN

BARIÞ VEDEMOKRASÝ Küresel

ekonomi düzelecek mi?ALEX CALLÝNÝCOS yazdý

ssaayyffaa:: 99

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül,'Türkiye'nin birincil sorunu Kürtsorunudur' dedi.

Ýlk kez devletin en yüksekorganýnda yer alan bir isimsorunu adýyla sanýyla ve boyu-tuyla tespit etti.

Ne hükümetin ne de muhalefetpartilerinin görüþmediði vedýþlama siyaseti izlediði DTPGenel Baþkaný Ahmet Türk'leCumhurbaþkanlýðý Köþkü'nde 1saat görüþen Abdullah Gül, Kürtsorununun çözümünün desinyallerini verdi: ''Türkiye'de

demokrasi standardý yükseldikçeKürt sorunu dahil tüm sorunlarotomatik olarak sorun olmaktançýkar. Hep beraber buna odak-lanmamýz lazým."

Gül'ün tespitleri karþýsýndaDTP Milletvekili Ahmet Türkbarýþta ve diyalogda ýsrarlýolduklarýný bir kez daha vurgu-ladý.

Kürt sorunu bir an önce barýþçýlyöntemlerle çözülmeli.

Þiddet politikasý iflas etti.Kürt ve Türk halký savaþ

yorgunu.

Çoðunluðu Kürt, 70 bindenfazla insan savaþta yaþamýnýyitirdi.

Cepheye sürülenler emekçiçocuklarýydý. Aktütün'de,Daðlýca'da bir hiç yüzündenöldüler.

30 yýl boyunca ülkenin enönemli ekonomik kaynaklarýsavaþa akýtýldý.

Kürt sorununda çözümsüzlüksürdükçe daha da yoksullaþtýk.

Sorunu tankla, topla, tüfekleçözmek isteyenlerin hakimiyetidevam ettikçe Türkiye'deki baský

rejimi ve anti-demokratik uygu-lamalar ayakta kaldý.

Terör bahanesiyle grevleryasaklandý, partiler kapatýldý.

Artýk yeter!Akan dursun. Silahlar sussun.

Adil bir barýþ için savaþantaraflar masaya otursun.

Operasyonlar durdurulsun.Yeni bir kara harekatý yapýl-masýn.

Tüm bunlar her iki halkýn daçýkarýnadýr. Çözüm yakýndýr,barýþý hep birlikte savunalým.

Barýþ, hemen þimdi!

2003-2004 yýllarý arasýndakidarbe giriþimlerinde adý geçen 3kuvvet komutaný daha Ergenekonsavcýlarý tarafýndan ifade vermeyeçaðrýldý. Darbe Günlükleri'ninyazarý Özden Örnek ileGünlükler'de adlarý geçen AytaçYalman ve Ýbrahim Fýrtýna darbegiriþimlerini anlatacak.

Alper Görmüþ yönetimindekiNokta Dergisi Darbe Günlükleri'ni2006'da yayýmlamýþtý. Dergi,hemen polis tarafýndan basýlmýþ,sahibi aldýðý tehditlerden dolayýdergiyi kapatmýþtý.

Oysa emekli oramiral ÖzdenÖrnek'in titizlikle tuttuðu Günlüklerbilgisayarýndan kopyalanarak çok-tan internette yayýmlanmýþtý.Dönemin bütün gazeteleriGünlükleri görmezlikten geldi.Örnek, Alper Görmüþ'e dava açtý.Ancak bu dava Görmüþ'ün lehinesonuçlandý. Mahkeme Günlükler’ingerçek olduðunu teyit etmiþti. Ýkihafta önce 4 kiþilik bilirkiþi heyetiDarbe Günlükleri'nin gerçekolduðunu ve Örnek'in bilgisayarýndayazýldýðýný teknik incelemeleri sonu-cu kanýtlayan kararýný açýklamýþtý.

Örnek sürekli inkar ettiðiGünlükleri'nin hesabýný þimdimahkemede verecek.

Ýfade verecek diðer önemli isim iseAytaç Yalman. Dönemin KaraKuvvetleri Komutaný olan YalmanKürt sorununda çözümsüzlüðeneden olan þahin politikalarýnsavunucusu olarak biliniyor.

Günlükler dönemin HavaKuvvetleri Komutaný ÝbrahimFýrtýna'nýn baþta darbe girþimlerineaktif olarak katýldýðý, ancak Tolon veEruygur'u sonradan yalnýz býrak-týðýný yazýyor.

Paþa paþa yargýlanacaksýnýz

Page 2: Sosyalist İşçi 362

2 sosyalist iþçi sayý: 362

ÖDP Genel Baþkaný HayriKozanoðlu Radikal'in“Ergenekon ve sol” yazý

dizisine yazdýðý makalede darbe-cilerin ilk kez yargýlanmasýný"hukuk çerçevesinde sürmesigereken bir dava zorla siyasetzeminine çekilmek istenmekte-dir" sözleriyle yorumlamýþtý.

Sosyalist Ýþçi geçen hafta HayriKozanoðlu'yla ayný fikri savunaniki ismi okurlarýna hatýrlattý.Genelkurmay Baþkaný ÝlkerBaþbuð, evinde lav silahýylagazetecilere brifing verirkenErgenekon davasýnýn siyasi zemine çekilmemesini talep etmiþti.Baþbuð, Ergenekon Terör Örgütüifadesini yasaklatmak istedi.Kendini Ergenekon'un avukatýolarak adlandýran CHP lideriDeniz Baykal da uzun süredirbunlarý anlatýyor.

Ýstanbul Barosu BaþkanýMuammer Aydýn ve YARSAVBaþkan Ömer FarukEminaðaoðlu onlarla aynýfikirde. Almanya'da Perinçek'inpartisinin uzantýlarý tarafýndandüzenlenen bir panelde ikisi debas bas baðýrýyor: Hukuka karýþ-mayýn, bu davayý politizeetmeyin.

NNaassýýll eettmmeeyyeelliimm kkii??Darbe politik bir þeydir, sýnýf

mücadelesinin ürünüdür.Darbeyi yapan zinde güçlerinarkasýnda onlarý destekleyenpara babalarý, yanýnda iþbirliðiyapan siyasetçiler vardýr.Ergenekon soruþturmasý ilk kezTürkiye'deki darbeci güçleredokunuyor. Bu yüzden ister iste-mez politiktir!

Ergenekon cinayet þebekesihangi suçlarý iþledi?

2003-2004 yýllarý arasýnda dörtkez darbe teþebbüsünde bulun-mak.

2006'da Danýþtay'ý basýp yargýçöldürmek, Cumhuriyet gazete-sine bombalý saldýrýlarda bulun-mak.

2007'de arkadaþýmýz Hrant'ýarkasýndan vurmak, üçHýristiyan misyoneri vahþicekatletmek. CumhuriyetMitingleri aracýlýðýyla yüz binlerisokaða dökerek darbeye zeminhazýrlamak.

JÝTEM adlý cinayet örgütünükurmak, binlerce insaný “kaybet-mek”. Kürt sorununun çözümsü-zlüðünü saðlayarak on binlerce

insanýn ölümüne neden olmak.Ölülerimizi asitle yakmak, kuyu-lara gömmek.

Sivas'tan Gazi'ye, UðurMumcu'dan Hrant Dink'ekatliam yapmak, istediðine kýy-mak, Türkleri Kürtlere, SünnileriAlevilere karþý kýþkýrtmak.

Genelkurmay'a, CHP'ye, Ýstan-bul Barosu'na ve YARSAV'a görebunlarýn hiçbiri üzerine konuþul-mamalý. Hesap sorulmamalý.Ergenekon'un bir bebekten katilyaratan karanlýðýnýn üzerinegidilmemeli. Gidilmesin ki, onlarönce hasta numarasý yapýpGATA'ya kapaðý atsýn, sonradýþarda özgürce kahveleriniiçsin. Dava üzerinde kamuoyubaskýsý oluþmasýn ki Susurluk'ta,Þemdinli'de olduðu gibi cinayetþebekesinin üstüne gidilmesin,bu dosya kapatýlsýn.

ÖDP Baþkaný Kozanoðlu'nundüþtüðü yer çok kötü. Solcu,demokrasiden ve özgürlüktenyana olduðunu söyleyen bir par-tinin baþkaný. Yoldaþlarýnýnbüyük kýsmý 12 Eylül'de iþkence-den geçirilmiþ, yýllarca hapis-hanelerde tutulmuþ insanlar.Ama o cellatlarýnýn diliylerahatça konuþabiliyor. Sol içinde-ki sað kanat, darbe heveslileriyle

yan yana düþmekten çekinmiyor.

““NNee þþeerriiaatt nnee ddaarrbbee””Hayri Kozanoðlu, Ergenekon

soruþturmasýnýn 12. dalgasýnakarþý yaptýðý açýklamada "AKPyeni bir korku rejimi inþa ediyor"tespitini yapmýþtý. Ýleri sürdüðükanýt iseTürkan Saylan'ýn evininaranmasýydý. Sol içindeki saðkanat yeni bir korku rejimininkurulmasýndan endiþe ediyor,ancak varolan korku sisteminiyaratan darbecilere karþý sessizkalmayý tercih ediyor.

Yanýtlarý ise hazýr: Biz "hemdarbeye hem þeriata karþýyýz."Türkan Saylan da bunu demiþti!Ama onu hiç Ergenekon’a vedarbelere karþý çýkarkengörmedik. Kozanoðlu gibi.

“Ne þeriat ne darbe” diyen saðkanat için denklemin hep birtarafý iþliyor. AKP'nin þeriatçý birparti olduðu zokasýný yutanlarsadece AKP'ye karþý. Ama slogan"ne þeriat ne darbe" deðil miydi?Darbeye ne zaman karþý çýkacak-sýnýz? Gerçekleþtikten sonra mý?ÖDP üyeleri ve sosyalistler 12Eylül'den dolayý iyi biliyorlar kibir darbe gerçekleþtikten sonraonu durdurmak imkânsýzdýr. Bir

darbe ancak gerçekleþmedenönce engellenebilir. Ama terazinin hep bir kefesi aðýr basýyor,diðer kefede duran darbeye karþýise sadece ýslýk çalýnýyor.

Oysa ilk kez hesap sorma,demokrasinin sýnýrlarýnýgeniþletme ve bir daha darbeyapýlmasýna izin vermeme þan-sýmýz var. AKP kendi kontrgeril-lasýný inþa edecekmiþ! Bu gele-ceðin sorunu, bir olasýlýk.Bugünün sorunu, mevcut korkurejimini yenmek. Türkiye tarihinikanla yazan kontrgerillanýn enazýndan bir parçasýný iþlevsiz kýl-mak, açýða çýkartmak. Ýþlediklerisuçlarýn büyük bölümü birkenara, arkadaþýmýz Hrant'aölüm emrini verenleri ceza-landýrmak. Bugün bunlarý yap-madan yarýn AKP'nin kendi kon-trgerillasýný kurmasýný daengelleyemezsiniz.

Darbeciler darma duman. Amasol içindeki sað kanat onlarýncýlýz sesini yükseltiyor.Yalanlarýna inanýyor ve bu yalan-larý yayýyor.

Halk darbeyi anladý, ama "bil-inçli solcu" vatandaþ anlama-makta ýsrar ediyor. Darbelere“dur” diyen sosyalistlere çamuratýyor.

DDaarrbbeecciilleerr yyaarrggýýllaannýýyyoorr,,aammaann ppoolliittiizzee eettmmeeyyiinn!!

SSoollddaa ÖÖDDPP GGeenneell BBaaþþkkaannýý HHaayyrrii KKoozzaannooððlluu,, üüssttttee AAnnkkaarraa 11 MMaayyýýss’’ýýnnddaann bbiirr ggöörrüünnttüü..ÖÖDDPP,, 2288 ÞÞuubbaatt ddaarrbbeessii ssýýrraassýýnnddaa ““nnee þþeerriiaatt nnee ddaarrbbee”” ppoolliittiikkaassýýnnýý ssaavvuunnmmuuþþttuu..

Darbeçýðýrtkaný tiyatroculariþbaþýnda

FFeerrhhaann ÞÞeennssooyy,,NNeeddiimm SSaabbaann,,GGeennccoo EErrkkaall,, ZZüühhaall OOllccaayy......

Saygýn isimler hiç darbeyapar mý? Bu Ergenekonkorosunun en sevdiði þarký.

Ýlhan Selçuk, Mustafa Balbay veTürkan Saylan için söylendi.Ancak "saygýn isimler darbe yap-maz" yalanýný bozan yine o"saygýn" isimler oldu. TiyatrocuFerhan Þensoy sahneden darbeçaðrýsý yaptý. Nedim Saban,Genco Erkal, Zuhal Olcay gibiisimlerin öncülüðünde hareketegeçen darbe yanlýsý tiyatrocularÝstanbul'da yürüyüþe hazýrlaný-yor. Tam da darbeci örgütlenmeAtatürkçü Düþünce Derneði'ninAnkara'daki Ergenekon'u savun-

ma mitinginden bir gün sonra!Ferhan Þensoy Tek kiþilik

"Fername" adlý oyununusergilemek için gittiðiEskiþehir'de"darbe vakti geldi,askerden ses yok" repliðinikullandý.

Þensoy, " Darbeyi Özledim ''diye söze baþlayarak, "Yapýlan3 darbe ottan-boktan sebepler-le yapýldý, asýl darbe yapmakiçin geçerli sebepler þimdi var,ama darbe yapan yok '' dedi.Oyunun ortalarýnda iseÞensoy aðzýndan baklayýçýkardý: "Bu ülkenin darbevakti geldi fakat Asker bir þeyyapmýyor. 1980'de yapýlandarbe sýrf Kenan Paþa'nýnresim merakýndan dolayýyapýldý, darbe yapacaksýnýzmadem þimdi yapýn."Þensoy'un orduyu müdahal-eye kýþkýrtan sözleri bazýseyirciler tarafýndan coþkuylaalkýþlandý.

Þensoy'u "saygýn" meslek-taþlarý yalnýz býrakmadý.Nedim Saban, Engin Cezzar,Füsun Akatlý, Genco Erkal ,Tilbe Saran ve Zühal Olcay'ýnbaþýný çektiði bir grup tiya-trocu 18 Mayýs'ta Ýstanbul'da"seyirci kalmayýn" yürüyüþüyapacak. Seçtikleri sloganlaramaçlarýnýn Ergenekon soruþ-turmasýný engellemek ve dar-becileri aklamak olduðunugösteriyor: "Yargý siyasallaþýy-or, sessiz kalmayýn", "laikcumhuriyet tehlikede sessizkalmayýn", "çaðdaþ eðitim hergün darbe yiyor seyircikalmayýn"

Galatasaray Meydaný'ndanbaþlayacak ve Taksim'deAtatürk heykeline çelenkbýrakýlarak sonlandýrýlacakeyleme destek veren kurumlararasýnda TKP'nin yan kuru-luþu Nazým Hikmet KültürMerkezi'de yer alýyor.

ÝÝllhhaann aabbii iiþþaarreettii vveerrmmiiþþttii

Geçen hafta Yunus NadiÖdülleri için düzenlenengecede konuþan Cumhuriyetgazetesi baþyazarý veErgenekon davasý zanlýsý ÝlhinSelçuk da darbe çýðýrtkanlýðýn-da bulunmuþtu. Selçuk,“Türkiye’de bugün laikAtatürk Cumhuriyeti’neinanan güçlerin tahminedildiðinden daha büyükolduðunu biliyorum. Sýrasýgeldiði zaman o güçler üstler-ine düþeni yapacaklar”demiþti.

Ýlhan abilerinin iþaretiyleharekete geçen bir grup tiyat-rocu Ýstanbul’daki AtatürkKültür Merkezi binasýnýnyýkýlmasýna karþý olanlardanbaþka uzun zamandýr herhan-gi bir eyleme katýlmadý,Türkiye’deki insan haklarýihallerine karþý sesini çýkar-madý.

ÇÇöözzüüllüüyyoorrllaarrÝlhan abinin cüretkar sözler-

ine raðmen darbecilerinçözülme süreci hýzlandý.

Çaðdaþ Yaþamý DesteklemeDerneði, 17 Mayýs’taAnkara’da Ergenekon soruþtu-rulmasýnýn durdurulmasý içinAtatürkçü Düþünce Derneðitarafýndan yapýlacak eylemekatýlmayacaðýný açýkladý.

ÇYDD gibi Emekli SubaylarDerneði’de darbe yanlýsýmitinge katýlmayacaðýný ilanetti.

Page 3: Sosyalist İşçi 362

sayý: 362 sosyalist iþçi 3

Doðan TARKAN

Cumhurbaþkaný Abdullah GülKürt sorununun Türkiye'nin enönemli sorunu olduðunu ifadeetti. Açýk ki Gül'ün bu açýkla-masý kendi kiþisel görüþü deðil.Gül devletin bu konudaki yeniyaklaþýmýný ifade ediyor.

Türkiye Cumhuriyeti devletikurulduðu gün de Türkiye'ninen önemli sorununun Kürtsorunu olduðunu biliyordu.Yeni bir ulus devlet yaratýlmakisteniyordu ve ortada Türklerinyaný sýra büyük bir azýnlýkolarak Kürtler vardý.

Devlet politikasý Kürtleriasimile etmek, Türkleþtirmekolarak belirlendi.

Uzun yýllar boyu Türkiye'deKürtlerin adý dahi anýlmadý.Çok gerektiðinde "daðdanyürüyen ve yürürken kart kurtseslerini çýkaran Türkler" olarakadlandýrýldýlar.

Yýllar boyu Kürdüm demek,annelerden öðrenilen dilin kul-lanýlmasý, Kürtçe mýrýldanmakya da þarký söylemek yasakoldu. Bunlarý yapanlara aðýrcezalar verildi.

Kürdüm diyenler vuruldu,öldürüldü. Baský politikalarý ileyýllarca Kürtlerin seslerini çýkar-malarý engellenmeye çalýþýldý.

Ne var ki bu baskýya dayananyok sayma ve asimilasyon poli-tikasý tutmadý. Devlet ne kadarKürtleri yok sayarsa saysýnKürtler var olduklarýný hepbildiler. Dillerini, ulusal özellik-lerini korudular. Baskýlara karþýellerinden geldiðince direndiler.

Sonra silahlý mücadele baþladý.Çeyrek asýrdýr da sürüyor.Savaþ çok insanýn canýný aldý.Çok insaný sakat býraktý.Binlerce ana çocuklarýný yitirdi.Daha çok Kürtler kayýp verdi.

Milyonlarca Kürt evlerindensürüldü. Köyler boþaltýldý.Ormanlar yakýldý. Ama savaþdurmadý. Tam tersine daha dayayýldý.

Birden çok kez barýþ umududoðdu. Kürtler ateþkes ilan etti,ama her defasýnda savaþýndevamýndan yana güçlerateþkesi bozmayý ve savaþýndevamýný saðlamayý baþardýlar.

Savaþýn devamý acýyý katladý.Savaþýn her yeni dalgasýnda

isyan bastýrýlacak dendi. Bombayaðdýrýldý. Büyük askeri güçlerbölgeye yollandý. Bütün yollartutuldu.

Bunlarýn hiçbiri çözümolmadý. Savaþ yayýlarak genedevam etti.

Sonunda bir öncekiGenelkurmay Baþkaný olanYaþar Büyükanýt ‘bütün TürkSilahlý Kuvvetlerini hareketegeçerseniz Kandil'i ala-mazsýnýz’ dedi.

Yaþar Büyükanýt aslýnda buörnekleme ile savaþýn bitmeye-ceðini, anlamsýz olduðunuanlatýyor.

Öte yandan PKK'nin þu anda-ki en üst organýnýn baþýnda olanMurat Karayýlan'da bir baþkaçok önemli mesaj verdi.Karayýlan, Milliyet gazetesin-den Hasan Cemal ile yaptýðýgörüþmede barýþ için silah

býrakmaya hazýr olduklarýnýsöyledi.

Karayýlan ve yanýndaki ikidiðer yetkilinin verdiði mesajlarçok önemli. Barýþ istiyorlar.Bunun için açýk ve net önerilerivar.

Biz ateþ keselim diyorlar.Karþýlýðýný bekliyorlar. Sonrasilah býrakýrýz. Gene karþýlýðýnýbekliyorlar. Durumlarýnýnfarkýndalar. Karþýlýðýn ne olmasýgerektiðini söylemiyorlar. Amakendi adýmlarýný denk adýmlarolmasý gerektiðini de ifadeediyorlar.

Baðýmsýz bir Kürdistan, yenibir Kürt devleti istemedikleriniifade ediyorlar. Kimliklerinintanýnmasýný ve bunun garantiedilmesini istiyorlar. Yanikarþýlanamayacak bir talebimizyok diyorlar.

Karayýlan'ýn uzattýðý bu elitutup sýkmak barýþa giden yoluardýna kadar açacaktýr. Ýkihalkýn yaþadýðý eziyet bitecek-tir.

Silahlarýn susmasý ve barýþaçýk ki sadece Kürtler için deðilTürkiye'de yaþayan herkes içinbir kazaným olacaktýr.

SSaavvaaþþ yyaannllýýllaarrýýKarayýlan'ýn barýþ çaðrýsýna ve

Yaþar Büyükanýt'ýn savaþýnçözüm olmadýðýný açýkça ifadeeden tutumuna karþý çýkanlarda elbette var.

Savaþýn devamýndan yanaolanlar Karayýlan'ýn söyledik-lerinin arasýndan çeþitli ifadelericýmbýzlamaya ve Karayýlan'ýn

samimiyetsiz olduðunu kanýtla-maya çalýþýyorlar.

Bu tutumun sahipleri esasolarak Kürt hareketinin çözüm-süzlük içinde olduðunu ve bunedenle yeni bir çýkýþ aradýðýnýdüþünüyorlar. Dolayýsýylamadem sýkýþtýlar yüklenelim veiþi bitirelim diyorlar.

Ne var ki böyle düþünenlerecevabý Kürt hareketi deðil YaþarBüyükanýt veriyor. BütünTSK'yý toplayýp gitsen Kandil'iortadan kaldýramazsýn diyor.Öyleyse çözüm savaþ deðildemokrasi ve barýþ.

Kaldý ki Kürt sorunundaçözümsüzlüðü öne sürenlersadece savaþ yanlýsý deðil aynýzamanda ýrkçý. Diyelim kiKarayýlan samimiyetsiz.Aslýnda örgütü sýkýþtýðý içinþimdi çözüm istiyor. Bu nedenlebarýþa vurgu yapýyor.

Karayýlan'ýn tutumunun böyleolmadýðý açýk ama gene deböyle yapýyor olsa bile çözümbarýþ ve demokrasidir. Çünkübarýþ ve demokrasi sadeceKürtler için deðil Türkler içinde gereklidir. Savaþ sadeceKürtleri deðil Türkleri de vur-maktadýr. Öyleyse Karayýlan veörgütü, Kürt hareketi barýþtanyana olmasa dahi çözüm barýþve demokrasidir ve zorlanmasýgereken silahlarýn býrakýlmasý,savaþýn sona erdirilmesidir.

Barýþ tek yanlý bir çaba ile ola-maz. Savaþan iki tarafýn dabarýþ için adým atmasý gerekir.her iki tarafta da savaþýndevamýný isteyen güçler olabilir.Önemli olan buna raðmenbarýþýn saðlanmasýdýr. Bunedenle barýþ isteyenlerin karar-lý olmasý gerekir.

Kürt sorununda Türk devle-tinin baþarýsýzlýðýnýn temelnedeni meseleyi kavramamýþolmasýdýr. Devlet bir örgütlesavaþtýðýný düþünüyor. Örgütübitirdiði vakit savaþýn da bite-ceðini düþünüyor. Oysaörgütün bitirilmesi yetmez.Çünkü savaþýn bir tarafý halk.Örgüt ne kadar kayba uðrarsauðrasýn halk açýðý kapatýyor.Ölenin yerine yenisi daða çýký-

yor ve savaþmaya baþlýyor. Bugerçeði kavramadan Kürt soru-nuna çözün bulmak için adýmatmak mümkün deðil.

Çözüm için örgütü memnunetmek deðil, halký memnunetmek gerekir ve halk TRT Þeþgibi adýmlar kanacak durumdadeðil. Kimliðinin tanýnmasýnýve bunun garanti edilmesiniistiyor. Bunun için acýlara kat-lanýyor. Bunun için savaþa yeniyeni evlatlarýný gönderiyor vebunun için DTP bölgede yüzde70, 80 , 90 oranýnda oy alýyor.

Þiddet politikalarý sadeceKürtlerin birleþmesine yardým-cý oluyor ve barýþ böylecegiderek daha fazla dayatýyor.

KKiimm mmuuhhaattaapp aallýýnnaaccaakk??Barýþ için devletin kimi

muhatap alacaðý da daimatartýþýlan bir konudur. Aslýndasorunun cevabý çok açýk.Sorunu kim yarattýysa muhatapalýnmasý gereken de o dur.

Ancak Karayýlan bu konudada önemli mesajlar veriyor.Öcalan ile konuþun, olmazsabizimle konuþun, olmazsa DTPile konuþun olmazsa bir akiladamlar grubuyla konuþundiyor. Yeter ki konuþun, konuþ-maya baþlayýn diyor.

Kürt hareketinin bu açýlýmýnamutlaka yanýt vermek ve uza-týlan eli tutmak gerekir.

BBaarrýýþþaa ddooððrruu bbiirr aaddýýmm ddaahhaaKöykoruculuðudaðýtýlsýn

Mardin'in Mazýdaðý ilçesindegeçtiðimiz günlerde birdüðünün basýlmasý ve 44insanýn katledilmesinin ardýn-dan medyada her kafadan birses çýkmaya baþladý.

Bazý yazarlar bu durumunKürtlerin doðasýnda olduðunubile söylediler. Ancakkatliamdan kurtulanlarýnifadeleri ve kýsa süre içerisindezanlýlarýn yakalanmasýönümüze farklý bir þey getiriyor.

Görünen o ki bu katliamýyapanlar köy korucularý. ÝçiþleriBakaný Beþir Atalay da kul-lanýlan silahlarýn devlete aitolduðunu açýkladý. Bu olay köykorucularýnýn iþlediði ne ilk suçne de son olacak. Ýnsan HaklarýDerneði’nin yayýnladýðý birraporda korucular tarafýndangerçekleþtirilen insan haklarýihlalleri sýralanýyor.

ÝÝHHDD rraappoorruuÝHD raporuna göre, Ocak

1990- Mart 2009 dönemi arasýn-da iþlenen insan haklarý ihlalleriþunlar:

- 38 Köy Yakma, - 14 Köy Boþaltma, - 12 Taciz ve Tecavüz, - 22 Kaçýrma, - 294 Silahlý Saldýrý, - 183 Köy Korucularý

Tarafýndan Öldürülen, - 259 Köy Korucularý

Tarafýndan Yaralanan, - 2 Kayýp Olayý, - 50 Ýnfaz,- 70 Gasp, - 562 Köy korucularý tarafýn-

dan yapýlan iþkence ve Kotumuamele,

- 59 Köy Korucularý tarafýndangözaltýna alýnanlar,

- 9 Ýntihara sebebiyet verme, - 17 Ormanlýk alan yakma.Kanuna göre "Köy sýnýrý içinde

herkesin ýrzýný, canýný ve malýnýkorumak için" bulundurulanköy korucularý bulunduklarýbölgede yargýsýz, infaz yapanyol ortasýnda adam vuran birhale gelmiþtir.

SSuuçç öörrggüüttlleennmmeessiiKöy koruculuðu sistemi artýk

kaldýrýlmalýdýr. Çünkü,1. Kürt sorununda þiddet poli-

tikasýnýn devamýnda önemli biraraç olarak geçici köy korucu-luðu kullanýlmýþtýr. Kürt soru-nunda barýþçýl politikalarýnuygulanabilmesi için bu sis-temin kaldýrýlmasý gerekir.

2. Geçici köy korucusu bulun-duran köylerde þiddete dayalýbir kültür oluþmuþtur. Bukültürün etkileri giderek yayýl-maktadýr.

3. Boþaltýlan köylere geridönüþün önündeki en önemliengellerden biri de geçici köykoruculuðudur.

4. Devlet içindeki yasadýþýyapýlanmanýn geçici köy koru-cularýnýn birçok olayda kul-landýðýna dair kuvvetli iddialarvardýr. JÝTEM-Geçici KöyKoruculuðu arasýndaki gizliiliþkiler açýða çýkarýlmalýdýr.

Bölgede yasadýþý uygulamalar-la adý özdeþleþen bu yapýnýn birönce daðýtýlmasý gerekmektedir.

ÝÝllkkeerr KKaarraayyýýllaann

MARKSiZMKürt sorununda

çözümün neresindeyiz?

22 Mayýs Cumasaat: 19.15-20.30

Bilgi ÜniversitesiDolapdere Yerleþkesi

22-23-24 Mayýs

Marksizm üzerine ayrýntýlýbilgi ve tam program için:

marksizmfestivali.org

Kürt sorununda Türkdevletinin baþarýsýzlýðýnýntemel nedeni meseleyikavramamýþ olmasýdýr.Devlet bir örgütlesavaþtýðýný düþünüyor.Örgütü bitirdiði vakitsavaþýn da biteceðinidüþünüyor. Oysa örgütünbitirilmesi yetmez. Çünküsavaþýn bir tarafý halk.

Page 4: Sosyalist İşçi 362

4 sosyalist iþçi sayý: 362

Aydýnlar olmasa ne yapardýk!

“Yurtsever Aydýnlar Serbest Býrakýlsýn!” baþlýðýnýnaltýnda þu cümleler var:

“Türk tarihine küfredercesine, adýna ‘Ergenekon’denilen bir ABD tertibiyle karþý karþýyayýz. Bu terti-ple, yurtsever aydýnlarýmýz, emperyalizmin ülkem-ize karþý giriþeceði yeni saldýrýlarda saf dýþý edilmekistenmektedir.

Türk yurtseverlerinin, en duyarlý kesiminin uydur-ma belge ve asýlsýz iddialarla tutuklandýðý bu süreçtehukuk ayaklar altýna alýnmýþtýr.

Bizler, insanlýk tarihinde eþine rastlanmayan birhukuk skandalýna ve zalimce bir insan haklarýkýyýmýna tanýk olmaktan utanç duyuyoruz.

Ergenekon Tertibi çökecek, Türkiye kazanacak!”Metnin altýnda, müzikoloðundan heykeltýraþýna

düzinelerce imza arasýnda pek çok tanýdýk, ünlü isimvar. Hepsi aydýn. Ataol Behramoðlu, Sunay Akýn,Halit Refið, Fikret Otyam filan. (Bu arada, ÞulePerinçek de aydýnmýþ ve mesleði “Atatürk’ün BütünEserleri Yayýn Kurulu Baþkaný - Yazar” imiþ! Öðren-miþ oldum).

Fakat anlaþýlan metin Ferhan Þensoy’un elinegeçmemiþ, imzasý yok. Yurtsever bir aydýn olarakaltta kalacak deðil ya, durumu sonradan telafi etmiþ.Eskiþehir’de Fername adlý tek kiþilik oyununu sah-nelerken þöyle demiþ:

“Yapýlan üç darbe ottan-boktan sebeplerle yapýldý,asýl darbe yapmak için geçerli sebepler þimdi var,ama darbe yapan yok... Bu ülkenin darbe vaktigeldi, fakat asker bir þey yapmýyor... darbe yapacak-sýnýz madem, þimdi yapýn”.

Diðer tiyatrocularýmýz Ferhan Þensoy kadar yurt-sever ve aydýn deðil mi peki? Elbette öyleler.

Engin Cezzar, Füsun Akatlý, Genco Erkal, GülrizSururi, Nedim Saban, Tilbe Saran, Zuhal Olcay’danoluþan düzenleme komitesi tüm meslektaþlarýný“Taksim Özgürlük Anýtýna Çelenk býrakarak, UluÖnder Atatürk'e saygý duruþunda bulunmaya”davet ediyor. "Sessiz Kalmayýn" baþlýðýyla düzen-lenecek olan gösteride taþýnacak olan pankartlarþöyle: “Yargý siyasallaþýyor. Seyirci kalmayýn!”,“Laik cumhuriyet tehlikede. Seyirci kalmayýn!”

Gösteriyi yapanlarýn aydýn olduðu belli olsun diye,“Yürüyüþümüzü belli bir estetik ve disipliniçerisinde sonlandýrmak için basýn mensuplarýnýnsorularýna tören bitiminde yanýt vermeniz ricaolunur”.

Server Tanilli tiyatrocu deðil. Ama aydýn olduðukesin. Kesin, çünkü hem çok kitap yazmýþ hem detekerlekli sandalyesiyle 1 Mayýs günü Taksim mey-danýna girerken elindeki pankartta “Balbay’ýn veManisalý’nýn, tüm aydýnlarýmýzýn yanýbaþýndayýz”yazýyordu.

Aydýnlarýmýz böylesine kaygýlanýr ve aydýnolmanýn gereklerini yerine getirirken, Boðaz’daPoyrazköy’de yeraltýndan 10 lav silahý, 10 el bom-basý, 10 el bombasý tapasý, 20 sis bombasý, 250 gr. C4plastik patlayýcý, 19 aydýnlatma fiþeði, 3 gösteri bom-basý, 800 çeþitli çapta mermi çýktý. Ýkisi emekli, dördümuvazzaf, altý Türk subayý tutuklandý.

Ýki hafta sonra yine Boðaz’da Beykoz’da denizden1000’den fazla çeþitli çaplarda uzun namlulu silahmermisi, çok sayýda el bombasý, fünye, sekiz adetaydýnlatma fiþeði, sis bombalarý, uzun namlulu silahparçalarý ve þarjörler çýktý.

Bütün bu silah ve cephaneyi darbe planlarý yapangenerallerin yarattýðý Ergenekon adlý örgütüngömdüðü zannedilebilirdi. Allahtan aydýnlarýmýzvar, yanýlmamýzý engellediler. Onlarýn aydýn ve akýl-lý olmasý sayesinde biliyoruz ki, hayýr, darbecilergömmedi bu silahlarý. Yurtsever aydýnlarýmýzý,emperyalizmin ülkemize karþý giriþeceði yenisaldýrýlarda saf dýþý etmeyi amaçlayan Amerikanemperyalizmi gömdü.

Aydýnlarýmýz olmasa Amerikalýlarýn bu menfurkomplosundan haberimiz bile olmayacaktý. Allahokumuþ yazmýþ insanlardan razý olsun.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

"Biz özgürlükçü, adaletçi birçizgideyiz. Yerli, milli bir siyasetyapýyoruz. Anti-emperyalist vemaneviyatçý bir çizgide siyasetyapýyoruz." Saadet Partisi'nin yenilideri Numan Kurtulmuþ politikçizgisini böyle açýklýyor. SP, 29 Martyerel seçimlerinde "fark var" slo-ganýyla kampanya yürütmüþ vekemalist yazarlar dahil olmak üzerebir çok kesimden övgü almýþtý.

Kurtulmuþ'un özgürlükçülüðüMardin'deki katliamla sona erdi.SP'nin 40 yaþýndaki genç lideri idam

cezasýnýn yeniden tartýþýlmasý gerek-tiðini buyurdu: "Zanlýlarýn yaka-landýðý söyleniyor. Ve bu insanlaraen iyimser ihtimalle, aðýrlaþtýrýlmýþmüebbet hapis cezasý vereceksiniz.10-15 sene sonra da infazdan yararla-narak, bu insanlýk dýþý canileryeniden dýþarýda gezecek.Türkiye'nin bunu da bir kere düþün-mesi lazým. Bu olay idam cezasýnýngözden geçirilmesini gündemegetirmelidir." Bu açýklamadan üçgün sonra aldýðý tepkilerden olacakki Kurtulmuþ idam cezasýný seri

katilller için istedi! Hangi serikatiller? Kurtulmuþ eðer korucularýve kirli savaþta binlerce insanýgözünü kýrpmadan katledenleri kastediyorsa epey daraðacý lazým!

1999'da Türkiye'de kaldýrýlan idamcezasýný Numan Kurtulmuþ'tan önceMHP lideri Devlet Bahçeli dile getir-miþti. 22 Temmuz 2007 genel seçim-leri kampanyasý sýrasýnda mitingkürsüsünden izleyici olan faþistgüruha yaðlý urgan atan Bahçeligeniþ kesimler tarafýndan tepkiylekarþýlanmýþtý.

SP lideri Numan Kurtulmuþ idam cezasýndan yana

PSA-Akfen ortak giriþimi bünyesin-deki Mersin International Port (MIP)tarafýndan iþletilen MersinLimaný'nda çeþitli bahanelerle iþtençýkarýlan iþçiler, eylemlerini 126.gününde de sürdürdü.

Ýþçiler, sabah saatlerinde liman gir-iþini tutarak çalýþmaya devam edeniþçileri getiren servislerin önünükesti. "Cesedimizi çiðnemeden geçe-mezsiniz", "126 gündür buradaiþimize dönmeyi bekliyoruz" slogan-larýný attýlar.

Ýþten çýkarýlmalarýnýn ardýndanyeni alýmlar yapýldýðýný söyleyeniþçiler , bir servis otobüsünün önünükesmek isteyince polis iþçileresaldýrdý. Biber gazýndan dolayýbirçok iþçi fenalaþtý. Bir süre sonralimana girmek isteyen iþçilere polisbir kez daha sert bir þekilde müda-hale etti, iþçiler liman kapýsýndanuzaklaþtýrýldý.

Liman sahasýna giren bir iþçinin 50metre yüksekliðindeki bir vince"iþimizi istiyoruz" yazýlý bir pankart

açtý. Bir þoför kullandýðý servisaracýný iþçilerin üzerine sürdü.

Türk-Ýþ konfederasyonuna TürkiyeMotorlu Taþýt Ýþçileri Sendikasý(TÜMTÝS) Genel Baþkaný KenanÖztürk yaptýðý açýklamada polislerinMIP'in güvenliði gibi davrandýðýný,yaþanan olaylarýn her geçen gün art-týðýný ve tablonun korkutucu bir halaldýðýný söyledi. Genel baþkanýnardýndan konuþan iþçiler ise anayasalhaklarýný kullandýklarý ve suçiþlemedikleri anlattý.

Mersin'de polis grevci iþçilere saldýrdý

Sendika isteyene biber gazý

Ýstanbul Ümraniye'deki ÞirinTekstil’de çalýþan ve iki aydýr ala-caklarýný alamayan iþçiler, atölyeyiiþgal etti.

20 kadar iþçi de saat 14.00'denhava kararana kadar çatýya çýkarak

seslerini duyurmaya çalýþtý. Ýþçileralacaklarýný alamadýklarý gibi, sig-orta primleri de yatýrýlmýyordu.Ýþgal eyleminin þimdilik bitti, amaiþçiler kazanana kadar direnmektekararlý.

TTeekkssttiill aattööllyyeessiinnddee iiþþggaall!!

Ümraniye’degecekondu yýkýmýna direniþ

Ümraniye Hekimbaþý KocatepeMahallesi'ne saat 05.30 sýralarýnda500'e yakýn çevik kuvvet polisiylegelen Ýstanbul BüyükþehirBelediyesi'ne baðlý yýkým ekipleriyerel seçim öncesi yapýlan kaçakyapýlarýn yýkýmýna baþladý. Yýkýmakarþý koyan mahalle halký ekipleretaþ yaðdýrdý. Evleri baþlarýnayýkýlan kadýnlar sinir krizi geçirdi.

Yýkým sýrasýnda bir kiþininsilahla ateþ açmasý sonucu iþmakinesinin operatörü RamazanUðurlu boyun ve kasýðýndan yara-landý. uðurlu'nunj durumu iyi,ancak mahallede gerginlik devamediyor. Bu satýrlarýn yazýldýðýdakikakalarda polis evlerinisavunmak isteyenleri gözaltýnaalýyordu.

Page 5: Sosyalist İşçi 362

sayý: 362 sosyalist iþçi 5

Hidra, Yunan mitolo-jisinde ismi geçen dokuzbaþlý canavardýr.

Baþlarýndan biri kestiðinizde yer-ine iki tane daha baþ çýkar. Buefsane Batý’nýn Afganistan vePakistan’da içine düþtüðüdurumla çok fazla benzerliktaþýyor.

8 yýllýk iþgalin ardýndan sözü-mona kazanýlan “kalplerin vezihinlerin” savaþýnda iþgal derinbir krize doðru sürükleniyor.Afganistan’daki direniþe destekveren Pakistan Taliban’ýnýngeçen ay ülkenin baþkenti Ýslam-abad’ýn 100 km. kuzeyindekiBuner bölgesini kontrol altýnaalmasý dünya çapýnda bir panikyarattý.

Pakistan ordusunun sert müda-halesi ile bölgeden çýkmakzorunda kaldýlar, ancak bumüdahale ancak ABD’nin yenidevlet bakaný Hillary Clinton budurumun “Pakistan içinvaroluþsal bir tehdit” oluþtur-duðunu söyleyerek uyarmasýylagerçekleþti. Savaþýn rahatsýzlýkyaratmasýnýn sebebi de buradayatýyor. Afganistan’daki savaþýngalibiyet mücadelesi artýk Ýslam-abad yakýnlarýnda veriliyor.Clinton’un yaptýðý uyarý isesavaþýn Pakistan’ý da yok etmetehlikesi taþýdýðý korkusunun biryansýmasý oldu.

Ýþin içinde menfaatler var. ABD,NATO ve hatta müttefikleri olanAfgan hükümeti bileAfganistan’ýn Kabil haricindekibölgelerinde çok az hakimiyetesahip. Þimdilerde ise sermayemerkezlerini dahi ellerindenkaçýrmaya baþladýlar. Ýþgalin ilkyýllarýnda sahip olduklarý tümdestekleri kaybediyorlar. Havabombardýmanlarýnýn vedireniþçilere yönelik geceleriyapýlan kasaba baskýnlarýnýn yolaçtýðý ölümler halk arasýnda öfkeyaratýyor. Bu öfke daha sonradireniþçilere verilen desteðedönüþüyor.

DDeesstteekkYabancý birliklerin kuþatma

altýnda olmasý Afganistan’dakiiþgalin yalýtýlmýþlýðýný daha dakarmaþýk bir hale soktu.Afganistan’ýn denize kýyýsý yok,bu sebeple tüm ikmaller Pakistanüzerinden yapýlmaktaydý, ancakkullanýlan rota direniþçilerinmevzilendiði güvensiz bir yerhaline geldi.

Geçtiðimiz aylarda direniþçilererzak konvoylarýna saldýrdýlar,silahlý araçlarý ele geçirdiler veKaraçi kentindeki askeri depolarýateþe verdiler. Ýþgal güçleribunun üzerine Afganistan’ýndiðer komþularýndan yardýmistemek zorunda kaldý.Bunlardan birisi ülkenin batýkomþusu Ýran, Ýran sýnýrýndaSünni Taliban’a zýt fikirlertaþýyan Þii Müslümanlar yaþýyor.

Fransa ve Almanya gibi NATOülkeleri Ýranlýlarý NATO birlik-lerine destek vermek üzereüslerini açmaya ikna etmeyeçalýþýyor.. Ýran’ýn, Irak, Filistin veLübnan meseleleri, ekonomikyaptýrýmlar ve ülkenin nükleerprogramý sebebiyle Batý ile kav-galý olduðunu düþünürsek böylebir anlaþmanýn bedeli hiç de

ucuz olmayacaktýrBaþka bir alternatifse kuzey

sýnýrýndaki Türkmenistan veÖzbekistan ile anlaþmak. Budurumda da Rusya devreyegiriyor. Rusya devletlerin ikmalyollarýný açmasýna izin verecektirancak istediði zaman da kapamaþansýna sahip olacaktýr.

Böylece Rusya’nýn eline ABD veAvrupa’ya karþý kullanmaküzere güçlü bir silah geçecek.Konu Gürcistan ve Ukrayna’nýnNATO’ya kabulü ya da Rusya’yakarþý füze koruma sistemlerinininþasýna gelince bu kozu oyna-maktan çekinmeyecektir.

Koalisyon böyle bir baskýnýnaltýna girmek istemediðindensorunu Afganistan-Pakistansýnýrýnda çözmeye çalýþýyorancak böylece kaçýnýlmaz olaraksavaþ Pakistan içlerine doðruilerliyor. Buna “Af-Pak Stratejisi”ismi veriliyor.

Barrack Obama Mart ayýndaABD’nin yeni stratejisini açýk-lamýþtý. Planý Afgan ordusunugüçlendirmek ve Afganistan’adaha fazla birlik yollamaktý.Ancak ABD’nin gücünün de birsýnýrý var ve Bush’un Obama’dançok daha önce fark ettiði gibi,NATO ülkeleri bu savaþa dahafazla asker göndermek konusun-da tereddütlü. Liderler savaþýkazanmak için asker sayýlarýnýkat kat arttýrmanýn yeterliolmadýðýnýn farkýndalar. Þu anda60 bin ABD’li 58 bin de diðerülkelerden asker Afganistan’dabulunuyor. ABD’nin göndereceðiekstra 20 bin asker savaþtaki den-geleri deðiþtirebilecek bir güçtaþýmýyor.

Rusya 1980lerde Afganistan’ýiþgal ettiðinde 150 bin Rus askeri132 bin kiþilik Afgan ordusunakarþý savaþýyordu. Bu kez tersine,iþgal 80 bin kiþilik Afganordusunca destek görüyor.

Obama’nýn planýnýn bir baþka

parçasý ise Afganistan baþkanýHamid Karzai’yi görevindenuzaklaþtýrmak ve Taliban’ýn ýlým-lý kesimleri ve yerel direniþçilerlegörüþmelere baþlamak. AncakKarzai’nin buna izin vermeyeniyeti yok, onu görevden almaplanlarýna karþý Aðustos ayýndaerken seçimlerin yapýlmasýkararýný çýkardý ve yerini saðlam-laþtýrmak üzere radikal Ýslam-cýlara bir takým tavizler verdi. Butavizlerden biri Þii kadýnlarýnýnsahip olduðu haklarýn ellerindenalýnmasý. Karzai’nin Taliban’lagörüþmeleri Suudi Arabistantarafýndan da destekleniyor veþimdilik ciddi bir problemlekarþýlaþmadan sürüyor.

Afganistan’a aktarýlacak pekçok yeni birliðin Afyon tar-lalarýný yok etmek üzere kul-lanýlacak olmasý yerel direniþleridaha da güçlendirecek. Afyontarlalarý direniþin ekonomikhayat damarý olarak görülüyor,ancak Afganistan’ýn umutsuzçiftçilerine karþý yeni bir cepheaçmak büyük bir risk taþýyor.Çünkü bu insanlar tarlalarýnýellerinden alanlara karþý savaþ-maktan çekinmeyecek vedireniþe katýlacaklar.

Direniþçilerin sýðýnaklarýný yoketmek üzere savaþý Pakistan’ýniçlerine doðru geniþletmeyiiçeren Af-Pak stratejisininbaþarýsý ya da baþarýsýzlýðý üzer-ine tüm zamanlarýn en büyükkumarý oynanacak. Ýslamabad’dason yaþananlar bu strateji yoldançýkarsa nelerin yaþanabileceðinedair ufak bir iþaretti.

Afganistan’daki iþgal kuvvet-leri, bu güne kadar bölgeyi elegeçirmek isteyen tüm ordularýnkarþýlaþtýðý ikilemi yaþýyorlar.Kasabalardaki kontrolü saðla-mak için iþgal ordularý tarým böl-gelerine, daðlara ve vadilere degitmek zorunda. Ýþte savaþ buyüzden bu kadar uzun sürüyor.

“Sýcak takip” stratejisibaþlangýçta baþarýlýydý. Ancakdireniþçiler Afganistan ilePakistan arasýndaki uzun veengebeli sýnýrdan kaçmayabaþladýklarýnda strateji çöktü.Bunun üzerine ABD, onlarý takipetmek için “Predator” ismi ver-ilen ve ölümcül füzeler taþýyaninsansýz zýrhlý araçlarý gönderdi.The News gazetesinin haberinegöre gönderilen 60 birimden yal-nýzca 10 tanesi hedefine ulaþmayýbaþardý ve þimdilik 14 direniþçilider öldürüldü. Buna karþýlýkdiðerleri ise sivil bölgeleresaldýrdý ve 687 kiþi yaþamýnýyitirdi.

Bu füzelerin siviller üzerindekullanýlmasý üzerine Pakistanhükümeti büyük suçluluk duyduve bölgeye destek ve týbbi ekip-man gönderdi. Direniþ sürerseABD ve müttefikleri Pakistan’ýuzun süren ateþkesi bozmasý veAfganistan sýnýrýna askeri güçleryollamasý için zorlayacak.

FFeellaakkeettAskeri baskýnlar felaketle

sonuçlanýyor. Yenilgi Pakistan’lýdiktatör Pervez’in gitmesinesebep olmuþtu ve yerine geçenhükümetin de tavizler vermesinesebep oluyor. Pek çok genç,direniþ saflarýna katýlýyor. Yaþlýbir aþiret üyesi “Gençlerimiz çoköfkeli. Aralarýnda cesur olanlargörüþlerine uysa da uymasa daTaliban’a katýldýlar” diyor.

Þimdi ABD savaþý daha dageniþletmek ve Pakistan’ýn kuzeybatýsýndaki Belucistan’ýn da altýnýyakmak istiyor. Son saldýrýlar,Ýran’ýn doðusunu da içine alanbu bölgeyi hareketlendiripdireniþe dahil edebilir.

Obama bölgede sivillerin ölme-sine sebep olan insansýz araçlarýnkullanýmý konusunda “Bu iþinyapýlmasýnda ýsrar ediyoruz,öyle ya da böyle, terörist hede-fleri saptayabilecek yüksek kapa-siteli cihazlarýmýz var” diyor.

Savaþýn geniþlemesi Pakistan’daciddi bir istikrarsýzlýða sebepoluyor. Pakistan Taliban’ýnýnABD saldýrýlarý sonucu anidenbüyümesi, taleplerinin debüyümesine yol açtý. Merkezihükümetin yozlaþmýþlýðýnaduyulan öfke, zamanýndabölgede büyük bir güce sahipolan ayrýlýkçý fikirlerin yenidenhatýrlanmasýna yol açýyor.

Af-Pak stratejisi ile Obamakendi savaþýný baþlattý. Ancakyeni baþkanýn ikilemlerinden birtanesi var ki o Bush dönemindenmiras kaldý. Geri çekilmek ABDiçin Vietnam’dan beri yaþanan enbüyük askeri yenilgi anlamýnagelecek. Kalmak ve savaþý kazan-maya çalýþmaksa çok riskli çünküsadece Afganistan’ý deðilPakistan’ý da kaybetme riskinitaþýyor; bu emperyalizm içinkaldýrýlamayacak bir maðlubiyetolur.

Bu sebeple bu savaþ, ABDKongresi Silahlý Kuvvetler AltKomitesi baþkaný NeilAbercrombie’nin kendi tanýmla-masýyla “devasa bir jeopolitikhata”ya dönüþüyor.

SSiimmoonn AAssssaaff((BBeerrkk EEffee AAllttýýnnaall,, SSoocciiaalliisstt WWoorrkkeerr’’ddaann ççeevviirrddii))

ABD’nin savaþý Afganistan’dan Pakistan’a sýçrýyor

“Devasa bir jeopolitik hata”

Gürcistan'da Rus yan-lýsý darbe giriþimibaþarýsýz oldu.

Darbeciler, týpkýTürkiye'deki darbeciler gibiteknik takibe yakalandý. Ýkiaydýr izleniyorlardý.

Mukhrovani askeri üssün-den isyan baþlatmak isteyendarbecilerin lideri eski özelKuvvetler komutaný halenkayýp.

Darbe, NATO harekatýn-dan kýsa bir süre öncegerçekleþtirilmek istendi.2004'te devlet baþkaný olanMihail Saakaþvili batý yan-lýsý. Rusya ise seçildiði gün-den itibaren Saakaþvili'yidevirmek için elinden geleniyapýyor.

5 Ocak 2008’de yenidenseçimlere katýlan Saakaþvilioylarýn yüzde 53’ünü alarakyeniden devlet baþkanýolmuþtu.

7 Aðustos 2008'deGürcistan ordusu komþusuRusya'nýn himayesinde olanGüney Osetyacumhuriyeti'ni iþgal etmeyekalkmýþtý. Gerekçe olarakmevcut hükümeti darbeyoluyla devirmek isteyenRus güçlerinin bölgede kon-umlandýðýný öne sürmüþtü.

Gürcistan'ýn baþkentiTiflis'e 35 kilometremesafedeki Marneulihavaalanýný Rus savaþ uçak-larý bombaladý. Rus ordusutanklarýný Tshinvali'dekiGürcü bölgesine doðru sür-müþtü. Rus savaþ gemileriGürcistan'ýn Karadenizkýyýlarýný ablukaya aldý veGürcistan'a "silah ve askeridonaným girmesini engelle-di. 1500 ile 2000 arasý sivilöldü. Güney Osetya yenidenRus hâkimiyetine girdi.

Hegemonya savgaþý,Gürcistan’ýn hemenyanýbaþýndaki Abhazya veAcaristan’da sürüyor

Gürcistan en yoksul eskiSovyet cumhuriyetlerindenbiri.

Enerji için hâl Rusya'yabaðýmlý durumda. Rusdoðal gaz þirketiGazprom'un talep ettiði fiy-atlar 2006 baþýndan itibarenkatlanarak arttý.

Ýki emperyalist blokarasýndaki hegemonyamücadelesi ve darbegiriþimleri devam ettikçehalkýn yaþam koþullarý dahada kötüleþiyor.

““SSýýccaakk ttaakkiipp”” ssttrraatteejjiissii bbaaþþllaannggýýççttaa bbaaþþaarrýýllýýyyddýý..AAnnccaakk ddiirreenniiþþççiilleerr AAffggaanniissttaann iillee PPaakkiissttaannaarraassýýnnddaakkii uuzzuunn vvee eennggeebbeellii ssýýnnýýrrddaann kkaaççmmaayyaabbaaþþllaaddýýkkllaarrýýnnddaa ssttrraatteejjii ççöökkttüü..””

Gürcistan’dabaþarýsýz darbe giriþimi

Page 6: Sosyalist İşçi 362

6 sosyalist iþçi sayý: 362

Marksizmi eleþtirmek,deðiþtirmek isteyenler,bir yolunu bulup mut-

laka 1917 yýlýnda Rusya’dagerçekleþen Ekim devrimine birçift laf etmeden geçemiyor.Bunun son örneði Oya Baydar’ýnTaraf gazetesine veda ettiðiyazýsý.

Oya Baydar þöyle yazýyor:“Altan’ýn yazýsýnda kullandýðý“sýký” sosyalist nitelemesindenne kastettiðini anlayamadým.1917’ye takýlmýþ nostaljik betonkafalardan söz etmek istiyorsa,bir yayýn yönetmeni olarakyazarlarýnýn yazýlarýný okuyupokumadýðý sorusu takýlýyorkafama. Bir gazeteyi, hele Tarafgibi bir gazeteyi yönetmenin nebelalý iþ olduðunu bilirim;iþlerinin yoðunluðundan olmalý,demek ki dikkatinden kaçmýþ:Yazdýðým bütün yazýlarda, 1917veya 1923’te takýlýp kalmanýnyanlýþlýðýný, bunun Marksizmi deçaðý da anlamamak olduðunu,proletarya diktatörlüðünün dediktatörlükler arasýndan bir dik-tatörlük türü olarak reddedilme-si gerektiðini, Marksizmi bir nas(dogma) olarak deðil toplumudeðiþimle açýklayan bir yöntemolarak kavramanýn gereðini, kar-maþýk toplumsal gerçekliðiemek-sermaye çeliþkisineindirgemenin yanlýþlýðýný ifadeeden düþünceler VicdanYazýlarý’nda ifadesini buldu.Tabii bir gazete köþesininelverdiði ölçüde.”

Bu alýntýda, son döneminmodasýna iddialý bir uyum sözkonusu. Benzer bir iddia yineTaraf gazetesi yazarlarýndanHalil Berktay’da da var. AmaOya Baydar dobra dobra yazmýþ,“1917’ye takýlmýþ beton kafalar-dan” söz ediyor. Hatta daha daiddialý, 1917’ye takýlmýþ olanlarýnmarksizmi de çaðý da anlamamýþolduðunu söylüyor.

Yaklaþýmý, bir önemli vurguylaiyice belirginleþiyor: Toplumsalgerçekliði emek-sermaye çeliþki-sine indirgemek yanlýþtýr diyorOya Baydar.

HHaannggii MMaarrkkssiizzmm??1917’ye yönelik bu tutumun

açýk bir teorik nedeni var.Leninizm, marksizmin iktidardüþkünü bir yorumu olarak

görülüyor. Bu iktidar düþkün-lüðüyle de stalinizme yolu açtýðý,stalinizmin leninizmin devamcýsýolduðu düþünülüyor.

Bu düþüncenin düðümlendiðikonu ise Bolþevik Parti anlayýþý.

Bolþevik Parti, yani leninistparti anlayýþý öylesine katý, dog-matik ve hatta “beton kafalýdýr”ki, stalinizm, Gulag iþkenceleri,sürgünler, yüz binlerce insanýn1930’lar Rusya’sýnda idamedilmesi, tüm muhalefetin temi-zlenmesi bu parti anlayýþýnýndolaysýz ürünleridir.

Bu eleþtirilerin ne Lenin’le neleninizmle ne de Bolþevik

Partisi’nin gerçekliðiyle bir iliþk-isi var. Bu eleþtirilerin en büyükhatasý, tarihi bir çýrpýda atlamasý,sýnýflar mücadelesi yerine bir tar-ihsel yanýlgýnýn dönemsel zaferiolarak bir devrim ve sonrasýnýaçýklama çabasýdýr.

Bu çabanýn ne yazýk ki mark-sizmle bir ilgisi yok. Marksizmlestalinizm arasýnda bir devam-lýlýk, bir köprü olduðu iddiasýnýkabul edip, ardýndan stalinizminuygulamalarýný marksizmehavale etmenin “toplumudeðiþimle açýklayan bir yöntemolarak kavramakla” da bir ilgisiyok.

BBoollþþeevviikk PPaarrttiissiiBolþevik Partisi, herhangi bir

modele sahip deðildir. Bu yüz-den Bolþevikler hakkýnda, özel-likle bir devrimci örgütün hâlâyakýcý bir ihtiyaç olduðunudüþünenlere karþý tepkili aydýn-larýn neredeyse þehir efsanesihaline gelmiþ suçlamalarýyla dauzaktan yakýndan bir iliþkisiyoktur. Lenin hakkýnda dört cilt-lik bir eser kaleme alan TonyCliff’in dediði gibi, Lenin için,örgüt siyasete tabidir. Örgütünmutlak, siyasi koþullardanbaðýmsýz bir yapýsýndan sözetmek, söz konusu olan Bolþevikörgütlenme deneyi ise, doðruolmayacaktýr. BolþevikPartisi’nin tarihi, deðiþenkoþullara göre deðiþebilmeyeteneði sergilemenin tarihidir;her zaman geniþ iþçi yýðýnlarýiçerisinde daha mücadeleci, dahaönde duran, daha çok tartýþaniþçilerin politik birliðini saðla-mak için verilen mücadelenintarihidir.

Bu mücadeleyi yerine getirmekiçin gizli örgütlenme gerek-tiðinde gizli örgütlenilir, amakoþullar 1905 iþçi devrimindeolduðu gibi en açýk biçimdeçalýþmayý gerektirdiðinde kitleselbir çalýþmanýn ihtiyaçlarýna göreyeniden þekillenilir.

Bolþevik Partisi’ni stalinizminebeveyni olarak görenler hangipartiden söz etmektedir? 1903yýlýndaki partiden mi, 1905 yýlýn-da yeni biçimler alan partidenmi, 1916 yýlýnda, Birinci DünyaSavaþý’nýn göbeðinde dar-madaðýnýk olan partiden mi,1917 Þubat devrimine katýlanpartiden mi, 1917 yýlý Ekim ayýn-da tarihin ilk zafer kazanan iþçidevrimine liderlik eden partidenmi?

GGeerrççeekk iiþþççiilleerriinn ggeerrççeekkppaarrttiissii

Bolþevik Partisi’nin tarihi içindedevamlýlýðý olan birkaç hususvardýr, ama bunlarýn hiçbiriStalin’e kanlý iktidarýnýnkapýlarýný aralayan yapýlarý kap-samaz.

Öncelikle, Bolþevik Partisi, iþçil-er adýna mücadele edenlerindeðil, iþçilerin partisidir.Nedense hafýzalarda, J.L.Keep’in, “Sözde proleter bir parti

1917 Ekim Devrimi: Bir saplantý mý?

““11991177’’yyee yyöönneelliikk bbuuttuuttuummuunn aaççýýkk bbiirr tteeoorriikknneeddeennii vvaarr.. LLeenniinniizzmm,,mmaarrkkssiizzmmiinn iikkttiiddaarrddüüþþkküünnüü bbiirr yyoorruummuuoollaarraakk ggöörrüüllüüyyoorr.. BBuuiikkttiiddaarr ddüüþþkküünnllüüððüüyylleeddee ssttaalliinniizzmmee yyoolluuaaççttýýððýý,, ssttaalliinniizzmmiinnlleenniinniizzmmiinn ddeevvaammccýýssýýoolldduuððuu ddüüþþüünnüüllüüyyoorr..””

Sosyalizm iþçi sýnýfýnýn kendi eseriolacaktýr. Sosyalizmi ancak iþçisýnýfýnýn kendi kitlesel eylemi yarata-bilir.

Niye? Niye iþçi sýnýfý da, köylülükveya yoksullar veya halk deðil? Niyeiþçi sýnýfýnýn kendi eseri de, iþçisýnýfýnýn çýkarlarý doðrultusundahareket eden bir sosyal demokrat par-tinin veya özverili gerillalarýn veyailerici subaylarýn eseri deðil?

Ýþçi sýnýfýný kapitalizm yaratýr. Vekollektif üretim yapan bir sýnýf olarakyaratýr. Ticaret sermayesinin üretimsermayesine dönüþme sürecinde mily-onlarca köylü ve küçük zanaatkartopraklarýndan ve küçük atö-lyelerinden koparýlýr, fabrikalara,büyük iþyerlerine, madenlere doluþtu-rulur - bazen açýkça zor kullanarak,bazen karýnlarýný doyurmak içinellerinde baþka bir imkan býrakýlma-yarak. Bu iþyerlerinde binlerce, hattaon binlerce iþçi birlikte çalýþarak üre-tim yapar, bir lokomotifi veya konser-veyi tek bir kiþinin üretemeyeceðiniöðrenir. Bizzat günlük yaþamýn maddikoþullarý bu sýnýfý potansiyel olarak

kollektif yaþayan ve çalýþan, kollektifkararlar veren, kendi içinde rekabetetmeyen, sömürmeyen, eþirlikçi birsýnýf haline getirir. Ýþçi sýnýfý maddikoþullarý gereði bu özelliklere sahiptek sýnýf olduðu için, sosyalizmi inþaedebilecek tek sýnýftýr. Kapitalizm"kendi mezar kazýcýsýný" böyleceyaratýr.

Durum sadece böyle olsa, dünya iþçisýnýfý egemen sýnýflara karþý ezici birçoðunluk oluþturduðuna göre, mezarýkazýp cesedi gömmek uzun sürmezdi.Ama böyle deðil; açýk ki, sýnýfýn bilinci-ni sadece maddi koþullar, kollektifçalýþma koþullarý etkilemiyor. Ýþçisýnýfý, ayný zamanda, içinde yaþadýðý vekendini þekillendiren toplumun tümçarpýklýk ve sakatlýklarýný da taþýyor.Egemen sýnýfýn görüþlerini, mücadelelidönemlerde daha az, sessiz dönem-lerde daha çok, þu veya bu ölçüdekabul ediyor. Bu nedenle, yaþamýn heralanýný kollektifleþtirme özelliðine,devrimci özelliðine potansiyel olaraksahip, her an deðil. "Devrim, sadeceegemen sýnýf baþka türlü devrilemeye-cek olduðu için deðil, ayný zamanda þu

nedenle de gereklidir: deviren sýnýfancak bir devrim sürecinde kendinigeçmiþin pisliðinden temizleyebilir vetoplumu yeniden yaratabilecek birsýnýf haline gelebilir…" der Marks.

Ýlerici bir darbe, gerillalarýn zaferiveya Kýzýl Ordu tanklarýnýn dýþarýdanmüdahalesi sonucu kurulacak bir ikti-dar ne kadar iþçi sýnýfýndan yana olur-sa olsun; iþçi sýnýfý kendinidönüþtürme, eski toplumun pisliðin-den arýnma, potansiyelini gerçekliðeçevirme sürecini yaþamadýkça (yanikendi kitlesel eylemiyle kendi devrimi-ni yapmadýkça) sosyalizm kurulamaz.Nitekim, Mýsýr'da Nasýr'ýn ilerici cun-tasý, Kastro'nun veya Sandinistlerinzaferi, Sovyet ordularýnýn Romanyaveya Çekoslovakya'da yeni iktidarlaryaratmasý, eski rejimleri devirip yerler-ine belki biraz daha olumlu, biraz daha"sosyal", biraz daha "halktan yana"rejimler oluþturmuþtur, ama ayný sýnýf,toplumun çoðunluðunu oluþturan iþçisýnýfý, yaþamak için emeðini satmaktanbaþka çaresi olmayan, sömürülen,edilgen olan sýnýf olarak kalmýþtýr. Buülkelerde yöneten deðiþmiþ, ama

yönetilen ayný kalmýþtýr; iþçi sýnýfý hemtoplumu ve hem de bu arada kendinidönüþtüren bir süreç yaþamamýþtýr.Dolayýsýyla, kapitalizmin belki birazdaha "güleryüzlü" bir þekline (o daçok uzun süre gülümsememek kaydýy-la) geçilmiþtir, ama sosyalizm ile iliþk-ili bir süreç yaþanmamýþtýr.

Çünkü sosyalizm, kapitalizme kýyaslakoþullarýn biraz daha iyi, ücretlerinbiraz daha yüksek, haklarýn biraz dahageniþ, insanlarýn biraz daha eþitolduðu bir düzen deðildir. Bütün bun-larý içerir, ama toplumdaki bütün iliþki-lerin deðiþtiði, sadece egemen sýnýfýndevrilmekle kalmayýp iþçi sýnýfýnýn ikti-dar olduðu, kendini devlet olarakörgütlediði düzendir sosyalizm.

Ýþçi sýnýfýnýn kendi iktidar organlarýnýkurmasý, kendini devlet olarakörgütlemesi, açýk ki, bir baþkasýnýn iþçisýnýfý adýna yapabileceði birþey deðil.Ýki soru gelebilir akla. Birincisi, sýnýfbunu ne zaman, nasýl yapacak, niyehemen yapmýyor? Ýkincisi, madembunu sýnýf kendisi yapacak, devrimci-lerin iþi ne o zaman?

Hemen yapmýyor çünkü, dedim ya,

PPaarrllaammeennttooddeeððiill,, ggeerriillllaassaavvaaþþýý ddeeððiill,,ddaarrbbee ddeeððiill,, ÝÝþþççii ssýýnnýýffýýnnýýnnkkeennddii eeyylleemmiiRoni Margulies 2000yýlýnda yazdýðý bumakalede “proletaryadiktatörlüðü nedir”sorusuna yanýt veriyor.

Page 7: Sosyalist İşçi 362

sayý: 362 sosyalist iþçi 7

“Yeni dönem yeni bir sol”

MARKSiZM22-23-24 Mayýs Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi

2200009922000099

22 Mayýs Cuma16.00 – 17.15

SSuussuurrlluukk’’ttaann HHrraanntt DDiinnkk’’ee:: DDaarrbbee ggiirriiþþiimmlleerriinnii nnaassýýll dduurrdduurraaccaaððýýzz??

Ýrem Aksu, Oral Çalýþlar, Lale Mansur, Hayko Baðdat, Leyla Ýpekçi, Yýldýz Önen

17.45 – 19.00DDüünnyyaaddaa vvee TTüürrkkiiyyee’’ddee kkrriizzee kkaarrþþýý ddiirreenniiþþ

Christakis Georgiou (Ýngiltere), Benjamin Sainty (Fransa),Manolis Spathis (Yunanistan), Ersin Tek, Levent Özyýldýrým

19.15 – 20.30 KKüürrtt ssoorruunnuunnddaa ççöözzüümmüünn nneerreessiinnddeeyyiizz??

Roni Margülies, Bir DTP Milletvekili

23 Mayýs Cumartesi11.00 – 12.15

BBiirr ddaarrbbee iikkii ssoollKerem Kabadayý, Doðan Tarkan, Ümit Kývanç

12.30 – 13.45KKüürreesseell ssaavvaaþþ kkaarrþþýýttýý hhaarreekkeettiinn ggüüccüü

Eylem Çaðdaþ, Filiz Ülgüt, Meltem Oral12.30 – 13.45

FFeemmiinniizzmm mmii,, ssoossyyaalliizzmm mmii??Funda Baysal, Canan Þahin

1144..1155 –– 1155..3300 MMaarrkkss’’ýýnn ggüünncceelllliiððii

Þenol Karakaþ, Berk Efe Altýnal14.15 – 15.30

BBeerrlliinn DDuuvvaarrýý’’nnýýnn ççöökküüþþüü vvee yyeennii bbiirr bbaaþþllaannggýýççErkin Erdoðan, Ýlker Karayýlan

16.00 – 17.15 YYeennii vvee kkiittlleesseell bbiirr ssooll mmuuhhaalleeffeettii yyaarraattmmaakkAydýn Engin, Doðan Tarkan, Saruhan Oluç,

Kerem Kabadayý, Murat Özveri1177..4455 –– 1199..0000

EEddeebbiiyyaatt vvee ddeevvrriimmBülent Somay, Behçet Çelik, Turgay Fiþekçi

17.45 – 19.00SSiiyyaassaall ÝÝssllaamm vvee yyookkssuullllaarr

Roni Margulies, Ayþe Demirbilek19.15 – 20.30

2211.. yyüüzzyyýýllddaa eemmppeerryyaalliizzmm vvee hheeggeemmoonnyyaa mmüüccaaddeelleessii Chris Harman

24 Mayýs Pazar12.30 – 13.45

UUlluussllaarraarraassýý ssoossyyaalliisstt ggeelleenneekk vvee DDSSÝÝPP’’iinn ffiikkiirrlleerrii Þenol Karakaþ, Berhem Baltaþ

14.15 – 15.30KKaappiittaalliizzmmiinn kkrriizzii vvee iikklliimm kkrriizzii:: ÝÝkkii kkrriizz bbiirr ççöözzüümm

Ömer Madra, Bilge Contepe, Nuran Yüce14.15 – 15.30

KKaappiittaalliizzmm ssoonnrraassýý yyaaþþaamm Ferhat Kentel, Volkan Akyýldýrým

16.00 – 17.15 BBuu kkrriizz kkaappiittaalliizzmmiinn ssoonn kkrriizzii mmii??

Chris Harman, Cemil Ertem17.45 – 18.15

YYeennii bbiirr ddöönneemm,, yyeennii bbiirr ssooll Özden Dönmez, Damla Çimen, Grevlerden temsilciler

olan RSDÝP aslýnda sadece birnebze halk desteði olan bir pro-fesyonel aydýnlar örgütüdür”iddiasý yer almýþ vaziyette. Buiddia tümüyle gerçek dýþý. 1905yýlýnda Bolþevik Partisi’ne üyeolanlarýn yüzde 61,9’u iþçi, yüzde27,4’ü ise büro iþçisidir.

1907 yýlýnda ise yaklaþýk 50 binüyeye sahip Bolþevik Partisi’ninüyelerinin yüzde 50’si iþçidir.

LLeenniinn vvee ddeemmookkrraassiiBolþevik Partisi’nin bir diðer

çarpýcý özelliði ise, demokrasiyebir örgütlenme biçimi olarakverdiði önemde açýða çýkar.Bolþevik Partisi, tarihte hemenher konuda en çok tartýþan, enuzun tartýþan ve en azýndan 1917devrimini takip eden ilk birkaçyýla kadar örgüt içi demokrasi-den taviz vermeyen bir partidir.

Sanýldýðý gibi BolþeviklerLenin’e baðlý profesyonelmemurlar deðildir. Tersine,Lenin defalarca azýnlýkta kalmýþ,hatta 1917 yýlýnýn Nisan ayýndaolduðu gibi koskoca bir partidetek baþýna kalmýþtýr.

En çarpýcý örnek, 1917 yýlýnýnEkim ayýnda, ayaklanmakonusunda yaþanan tartýþmadýr.Isaac Deutscher, Troçki biyo-grafisinin birinci cildindeLenin’in ayaklanma konusunda-ki önerisinin Bolþevik PartisiMerkez Komitesi tarafýndan nasýlele alýndýðýný þöyle aktarýyor:

“Lenin’in önerisini MerkezKomitesinde bir tek kiþinin biledesteklememesi BolþevikPartisi’nin o zamanki havasýnýgöstermesi bakýmýndanilginçtir”. Ve partinin ayaklanmakararýný kamuoyuna açýklayanKamanev ve Zinovyev gibi lider-lerin partiden atýlmasýnýdestekleyen Lenin’in tek baþýnakalmasýný, “Bolþevik Partisi’ndetek ya da totaliter bir havanýnbulunduðu görüþünün doðruolmadýðý anlaþýlýyor” diyerekyorumluyor.

SSoovvyyeett,, kkiittlleesseell iiþþççiiöörrggüüttüüddüürr

1920’lerin baþýna kadarBolþevikler, Stalin iktidarý döne-minde görülen tek sesli yapýdanuzaktýr. Parti, mücadele edenöncü iþçilerin politik tartýþ-malarýnýn yapýldýðý, demokratikbir partidir. Çoðulcu bir partidir.Yine sanýldýðý gibi, BolþeviklerleMenþevikler arasýndaki bölünmebirkaç ay içinde tamamlan-mamýþ, 1903’ten 1912 yýlýnakadar sürmüþ, nihai haline ise1917 devrimi günlerindeulaþmýþtýr.

Bolþevikler ve Lenin, 1917 yýlýn-da bir darbe yapmakla suçlanýr.Tersine Lenin, 1917 yýlýndaRusya’ya döner dönmez, “Tümiktidar Sovyetlere” çaðrýsýný yap-týðýnda, bolþeviklerin iþçi sýnýfýiçinde azýnlýkta olduðunu ve iþçisýnýfýnýn büyük çoðunluðunukazanmak zorunda olduðunuvurguladý. Bu, tek kelimeyle,Sovyetler içinde çoðunluðukazanmak anlamýna geliyordu.

Peki, adý çok sýk geçen buSovyetler neyin nesiydi?

Sovyet, iþçi demokrasisinin,yoksullarýn öz yönetim organ-larýnýn en tipik örneðidir. Ýlk kez1871 yýlýnda Paris Komünü’ndeortaya çýkan, iþçi devletinin,ezilenlerin doðrudan demokra-sisinin aracýdýr.

Sovyet, 1905 yýlýnda matbaaiþçilerinin çalýþma saatlerinin

indirilmesi için baþlattýðý grevin,hýzla diðer sanayi kollarýnayayýlmasý ve yaygýn ve siyasi birkarakter kazanmasýyla kendil-iðinden oluþan bir kurum oldu.Sovyet’i kimse icat etmedi.Lenin’in dediði gibi, “ÝþçiTemsilcileri Sovyetleri dolaysýzkitle mücadelesinin organlarýdýr.Bunlar grev mücadelesininorganlarý olarak ortaya çýktýlar.Koþullarýn zorlamasýyla, çokçabuk hükümete karþý geneldevrimci mücadelenin organlarýhaline geldiler.... grevden ayak-lanmaya geçiþ, kaçýnýlmaz olarakbunlarý ayaklanmanýn organlarý-na dönüþtürdü.”

Ýþte 1917 yýlýnda iktidar, buSovyetlerin eline geçti. Ekimdevrimi bu yüzden bir darbedeðildir, Ekim ayaklanmasýndanönceki on beþ gün içinde “yüzbinlerce iþçi ve asker, þekilbakýmýndan savunucu gibi amaöz olarak saldýrýcý nitelikte,doðrudan doðruya hareketegeçmiþti.”

Yine Deutscher’in aktardýðýgibi: “Devrimden sonra yapýlanKurucu Meclis seçimlerinde bile,Bolþevikler tek baþlarýna 10 mily-on oy almýþlardýr. Bu 10 milyonoyu kentlerdeki iþçi sýnýfýnýn veiþçileþmiþ köylü elemanlarýnbüyük bir kýsmý… vermiþti.”

Ekim devrimi, gerçek bir iþçidevrimiydi, aþaðýdan bir devrim-di, sosyal bir hareketti. Ekimayaklanmasýný bir parti darbesiolarak görenler yanýlýyor.

EEvveett!! EEkkiimm ggeelleecceeððiimmiizzddiirr

Ekim devrimi, Birinci DünyaSavaþý’ný derhal sona erdirdi.Milyonlarca insanýn öldüðü birsavaþýn sona ermesi için Almandevriminin de desteðini arkasýnaalan Ekim devrimi gerekmiþti.

Ekim Devrimi Rusya’nýn entemel sorunu olan toprak soru-nunu bir dakikada çözdü.Toprak reformu gerçekleþti.

Yine devrim, Çarlýk rejimi altýn-da ezilen tüm uluslarýn kendikaderlerini istedikleri gibi belir-lemeleri hakkýný tanýdý.

Ekim devriminden önce kadýn-larýn yüzde 80’i okuma yazmabilmiyordu. Bazý iþ kollarýndakadýnlar 16 saat çalýþmak zorun-daydý. Devrimle birlikte, 8 saatlikiþ günü, eþit iþe eþit ücret, oyhakkýnda eþitlik, ayrýmcýyasalarýn kadýnlar lehine kaldýrýl-masý, kürtajýn yasallaþmasý,evlilik ve boþanmanýn basitleþtir-ilmesi, sýnýrsýz düþünce, gösterive örgütlenme özgürlüðününyaygýnlaþmasý, çocuk haklarýnýngaranti altýna alýnmasý, burjuvapartisi Kadet’in bile en azýndaniç savaþ koþullarý gerilimiartýrana kadar propagandaözgürlüðüne sahip olmasý, geribir ülkede, Rusya’da gerçekleþeniþçi devriminin neden önemliolduðunu gösteriyor.

Beton kafalý olduðumuz içindeðil, 1917 yýlýnda gerçekleþeniþçi devriminin kapitalizme karþýmücadelede hâlâ en önemlideneyim olmasý, kapitalizminyýkýlmasýnýn mümkün ve zorun-lu bir sistem olduðunu pratikolarak kanýtlayan bir an olmasýnedeniyle Ekim devrimigeleneðimizin en önemli halka-sýdýr.

Bu halkayý bir karþý devrimlekopartan stalinizmin ne mrk-sizmle, ne Lenin’le ne deRusya’da dünya devriminin biradýmý olarak Çarlýk rejimini veburjuvalarý deviren iþçilerineylemiyle bir ilgisi olabilir.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

““11992200’’lleerriinn bbaaþþýýnnaakkaaddaarr BBoollþþeevviikklleerr,,SSttaalliinn iikkttiiddaarrýý ddöönnee-mmiinnddee ggöörrüülleenn tteekksseessllii yyaappýýddaann uuzzaakkttýýrr..PPaarrttii,, mmüüccaaddeellee eeddeennöönnccüü iiþþççiilleerriinn ppoolliittiikkttaarrttýýþþmmaallaarrýýnnýýnnyyaappýýllddýýððýý,, ddeemmookkrraattiikkbbiirr ppaarrttiiddiirr.. ÇÇooððuullccuu bbiirrppaarrttiiddiirr.. ““

çoðu zaman egemen sýnýfýn fikirleritopluma egemen. Ýþçilerin bilinci ege-men sýnýfýn dünya görüþünden etk-ileniyor. Bu etkinin kýrýlmasý ise,ancak uzun mücadele dönemlerindegerçekleþmeye baþlar. Mücadelelerhep vardýr. Her iþyerinde her zamanönemli önemsiz, irili ufaklý mücadelel-er yaþanýr. Bu mücadeleler zamanzaman geniþler, yaygýnlaþýr,siyasileþir. Hemen hemen her zamanekonomik nedenlerle patlak verenküçük bir grev, önceden tahminedilmesi hemen hemen her zaman çokzor olan bir þekilde komþu fabrikaya,komþu sendikaya, komþu kenteyayýlýr. Uzadýkça örgütlülük düzeyiartar, devlet güçleriyle çatýþmakeskinleþtikçe talepler siyasileþir,mücadele sürdükçe egemen fikirlerinetkisi kýrýlmaya baþlar, sýnýfýn kendinegüveni yükselir, kendi gücünün bil-incine varýr.

Tarihte bundan baþka devrimsenaryosu yoktur. Türkiye'de ise pekçok mücadeleyi "ekonomik" olduðuiçin küçük görenler çok yaygýn. Sankibirden bire iþçi sýnýfý sosyalizm için

greve çýkacakmýþ gibi! Bugün örneðinMesut Yýlmaz'a oy veren bir iþçihemen yarýn sovyet kurmaya kalkýþa-cakmýþ gibi! Tam da bu anlayýþtýr ki,iþçileri ekonomik kaygýlardan baþkaderdi olmayan bilinçsiz bir kitle olarakküçük görür ve onlarýn adýna parla-mentodan sosyalizmi getirmeyeçabalar veya yine onlarýn adýna silahasarýlýp devrim yapmaya kalkýþýr.

Oysa, iþyerlerindeki küçükmücadeleler olsun, Yugoslavya'daMiloseviç'i deviren iþçilerin genelmücadelesi olsun, mücadele hepvardýr ve hep yayýlma, genelleþmeeðilimi gösterir. Devrimciler olsa daolmasa da bu böyledir. Ýþçi sýnýfý hepmücadele eder, kendine güvendiði veörgütlü olduðu ölçüde mücadeleyiilerletir, geniþletir. Tarihte hiçbir kitle-sel iþçi eylemi, hiçbir devrim bir par-tinin emirleriyle gerçekleþmemiþtir.Öte yandan, tarih, devrim veya genelgrev çaðrýsý yapýp arkasýndan niye iþçisýnýfýnýn tepki göstermediðine þaþanparti örnekleriyle doludur.

Devrimcilerin temel iþi en önemsizin-den en büyüðüne tüm mücadelelerin

içinde yer almak, yer alanlarýn birdevrimci partide birleþmesini saðla-mak ve bu parti aracýlýðýyla hermücadeleyi yaymaya, genelleþtirmeyeçalýþmaktýr.

Uzayan, genelleþen mücadeleiçinde, iþçi sýnýfý bizzat mücadelenindoðurduðu ihtiyaçlarý karþýlamak içinkendi kurumlarýný, organlarýný yarat-maya baþlar: fabrika komiteleri, grevkomiteleri, iþçi konseyleri, sovyetler.Ýþçi sýnýfýnýn tüm ayaklanmalarýnda,Ýspanya'dan Macaristan'a, Rusya'danÞili'ye, böylesi organlar doðmuþtur.Devrimi sosyalistler yapmadýðý gibi,bu organlarý da tarihte sosyalistlerkurmamýþtýr, kurdurtmamýþtýr. Bunlarsosyalistlerin, devrimci partinin deðil,iktidara yürüyen sýnýfýn organlarýdýr.Sosyalistlerin iþi bu organlarýn içindesosyalizm propagandasý yapmak,devlet iktidarýný hedef olarak göster-mek, çoðunluðu bu fikirlere kazan-maya çalýþmaktýr.

Bu organlar olmadan sosyalizm ola-maz. Ve bu organlarý baþkalarý kurupiþçi sýnýfýna hediye edemez. wwwwww..mmaarrkkssiizzmmffeessttiivvaallii..oorrgg

Page 8: Sosyalist İşçi 362

8 sosyalist iþçi sayý: 362

ssoossyyaalliisstt iissccii Kendine güven vedayanýþma için birlik

Ýþsizliðin etkileri sürüyor. Patronlar için iþsizlikbulunmaz bir bahane yaratýyor. En son Mersin’deliman iþçileri kriz bahanesiyle iþten çýkartýldýk-larýný ama patronun hemen yeni iþçiler aldýðýnýsöyleyerek eylem yaptý.

Aylardýr süren eylemler var. Zaman zaman pat-layan iþyeri iþgalleri var.

Öte taraftan iþten iþçi çýkartmalar da sürüyor.Özel sektörde örgütlü sendikalar güç kaybediyor.DÝSK’e üye binlerce iþçi iþten çýkartýldý. SadeceDÝSK deðil, örneðin Petrol-Ýþ Sendikasý’na üye1500 iþçi son altý ayda iþinden oldu.

Kriz Türkiye’de özellikle yoksullar ve emekçileraçýsýndan iþten çýkartmalarýn yoðunluðuylayaþanýyor.

Oysa iþten çýkartmalara boyun eðmek zorundadeðiliz.

Birleþik bir mücadele, tek bir iþyerindekisaldýrýyý, iþten atmayý tüm iþçi sýnýfýna yapýlmýþ birsaldýrý olacak gören bir birlik, emek örgütleri bir-liði, patronlarýn daha temkinli adým atmasýnýsaðlayabilir.

Sendikalarýn silkelenmesi gerek.Hiçbir þey yapmadan, baþýný kuma gömerek,

krizin daha fazla vurmayacaðýna dua ederek,krizin etkileri atlatýlmýþ olmuyor. Sendikalardakitahribatýna göz yumulmuþ oluyor. Birleþik Metal-Ýþ gibi bazý sendikalar neredeyse tek baþlarýnamücadele ediyor.

Bir sendikanýn ya da bir sendika þubesinin tekbaþýna direniþiyle iþten atýlmalarý durdurmasýmümkün deðil.

Kazanmak için mücadele etmek zorundayýz.Kazanmak için iþçi sýnýfýnýn tek gücü, birliði. Ýþçisýnýfýnýn birliðinden baþka hiçbir gücü yok. Buyüzden, iþçi sýnýfýna en büyük zararý, sýnýfýn bir-liðini bozanlar, sýnýfý bölenler veriyor. Emekörgütleri her düzeyde ve en hýzlý biçimde birleþm-eye çalýþmalýdýr. Çeþitli sol önderliklerin etkisialtýndaki sendikalar ve odalar, “üçlü”, “dörtlü”gibi, emek örgütlerini birbirinden ayýran taktikler-le, kendi denetimlerinde ama bölünmüþ bir emekhareketinin oluþmasýna zemin hazýrlýyor.

Bu tutumdan vaz geçilmeli. Sýnýfýn en geniþ bir-liði saðlanmalý. Sýnýfýn daha uzlaþmacý olan örgüt-lerini kazanmadan, krizin tahribatlarýna karþýkazanacak kadar yaygýnlýða ulaþacak bir direniþörgütlenemez.

Ýþçi hareketinin bir sorunu daha var: Bu, politikbölünmüþlüðü. Sol içindeki sað politikalarý savu-nan ve illüzyonlar yaratan kesimler AKP’yi yanlýþanaliz ediyor, dolayýsýyla AKP’ye karþý yanlýþ birmücadele çizgisini benimsiyor. AKP’yi þeriatçýolmakla suçlayýp, ulusalcý-laik bir mücadeleçizgisiyle, iþçi sýnýfý saflarýnda yapay bölünmeleripekiþtirenler, ezilenler üzerindeki AKP hege-monyasýna karþý çaresizlik politikalarýna sahip. Bupolitikanýn doðrudan sonucu, örneðin Ergenekondavasý gibi bir konuda ya politikasýz kalmak ya daErgenekon’un avukatlýðýný yapmak oluyor.

Demokratik alanda sýnýfta kalan sol, siyasal hak-lar alanýnda sýnýfta kalan sol, ekonomik haklaralanýnda da iþçi sýnýfýna yardýmcý olamýyor.

Bu yüzden, sosyalistler, her iþçi direniþineyetiþmeye çalýþmalý, her iþçi direniþiyle dayanýþ-malý, her direniþin yaygýnlaþmasý ve iþçi sýnýfýnýngeneli tarafýndan önce görülmesi, sonra sahiple-nilmesi için mücadele etmeli.

Ýþçi sýnýfýnýn her düzeyde birliðini saðlamakbugünün en önemli görevi.

DDSSiiPP’’ee üüyyee ooll!!devrimcisosyalistleregüç ver

Darbeye, Ergenekonçetesine karþýysan,

Kürt sorunundademokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek isti-yorsan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan w

ww

.dsi

p.or

g Kitle Grevi veSendikalar

Rosa Lüksemburg

sosyalist iþçi satýcýlarýndan isteye-bilirsiniz

Savaþa, yeni-liberal politikalara,iklim deðiþikliðine ve ýrkçýlýðakarþý kampanyalarda mücadele

eden aktivistler þimdi yeni bir kampa-nyaya hazýrlanýyor: Ýþ-Ýklim-Adalet.

Kasým 1999'da ABD'nin Seattlekentinde Dünya Ticaret Örgütü'nünanti-kapitalistler, sendikalar, sosyalhareketler tarafýndan engellenmesi birdönüm noktasýydý. Küresel sermaye1970'lerin ortasýndan itibaren tümdünyaya özelleþtirme politikasýný dayat-mýþtý. Kamu sektörü þirketlere kâr alanýolarak açýlýrken, 6,5 milyar insanýn hay-atý piyasa ekonomisinin insafýna terkedilmiþti. Küresel kapitalizmin mað-durlarý Seattle'da yan yana gelerek artýkyeter dedi.

Seattle'dan yükselen çýðlýk dünyanýntüm sokaklarýna yayýldý. Küresel eylem-ler baþladý. Dünya Ticaret Örgütüprotestolarýný IMF, Dünya Bankasý,Dünya Ekonomik Forumu ve G8zirvelerinin basýlmasý takip etti. DünyaSosyal Forumu dört kýtada birden tümezilenleri ve sosyal hareketleri birleþti-rerek ayaða kalktý.

Milyonlarca insanýn desteðini kazananküresel eylemleri gerçekleþtirenaktivistler bu geliþmeler üzerinemücadele stratejisini deðiþtirdi."Küresel düþün, yerel davran" dendi.Tüm ülkelerde kampanyalar ve sosyalhareketler inþa edilmeye baþlandý.

11 Eylül 2001'de Ýkiz Kuleler'e yöneliksaldýrýnýn ardýndan Bush, Amerika'nýndünyanýn yoksullarýna açtýðý savaþý ilanetti. Antikapitalist hareket hýzla savaþkarþýtý harekete dönüþtü. Afganistaniþgal edildi. Irak hedef haline getirildi.Afganistan'ýn iþgalinden ders çýkartanküresel savaþ karþýtý hareket, Iraksavaþýna karþý kampanyaya baþladý. Ýlkkez bir savaþ gerçekleþmeden engellen-mek istendi. 2003'te Irak'ýn iþgal edilme-sine karþý milyonlarca insan sokaða çýktýve iþgal boyunca oradan hiç ayrýlmadý.

DSÝP, Seattle'ý doðru okudu. Hemenküresel direniþin bir parçasý oldu.IMF'ye, Dünya Bankasý'na, G8'e karþýilk antikapitalist kampanyalarý baþlattýk.11 Eylül'den hemen sonra Savaþa HayýrPlatformu'nu kurduk. Aralýksýz kam-

panya yürüterek tüm savaþ karþýtlarýnýbirleþtirdik. 1 Mart 2003'te meclisesunulan Irak savaþýna giriþ tezkeresi buhareket tarafýndan durduruldu.Türkiye'nin tek savaþ ve iþgal karþýtýkampanya örgütlenmesi Küresel BAKbu mücadeleden doðdu. Küresel BAKsadece Bush'un politikalarýna karþý bin-lerce insaný birleþtirmekle kalmadý.Türkiye'deki muhalefet biçimlerini dedeðiþtirdi. Kapitalizmin yarattýðý sorun-lara karþý kampanyalarýn doðmasýný vegüçlenmesini saðladý.

Tüm bu dönem boyunca dünyaekonomisi yavaþ da olsa büyüyordu.ABD ve Avrupa ekonomilerininbüyümesi devam ediyordu. Bu süreçboyunca kapitalizmin maðdurlarýnýayaða kalkmasýný saðlamaya ve bir-leþtirmeye çalýþtýk. On binlerce örgütsüzmuhalif eylemlerimize katýldý.

Ve birlikte yýkma çaðrýsý yaptýðýmýzküresel kapitalizm geçen yýlýnEylül'ünde derin bir krize girdi. Finanssektöründeki kriz, sanayi sektörünesýçradý. Devasa þirketler iflas etmeyebaþladý. O ana kadar devletin ekonomiüzerinde herhangi bir denetimi olma-masý gerektiðini vaaz eden hükümetlerbir anda korumacý kesildi. Ýflas edenþirketler piyasanýn insafýna býrakýlmadý,kurtarýldý. Ancak açlýk, yoksulluk, savaþve baský altýndaki milyonlarca insanýkurtaran yoktu.

Artýk tüm dünyada istikrasýzlýk vebelirsizlik hakim. Tüm ülkelerde yenibir politizasyon süreci baþladý. HerkesKarl Marx'ý hatýrladý. Kapitalistlerinkrize yanýtý iþten çýkarmalar, ücretleridüþürme ve haklarý gasp etmek oldu.Bu saldýrý olanca hýzýyla sürüyor ve krizderinleþtikçe daha da artacak. Avrupakýtasýnda uzun bir aradan sonra grevhareketi ve iþyeri iþgalleri baþladý.Yunanistan'da ve Fransa'da liseli veüniversiteli öðrenciler okullarýný iþgaletti.

Kapitalizmin krizi 1930'lardaki BüyükBunalým'la karþýlaþtýrýlýyor. 1930'larkitlesel iþsizlik, açlýk, silahlanma,faþizm, sosyal patlamalarla tarihe geçti.

Troçki 1938'de kriz dönemini þöyledeðerlendirmiþti: "Ýnsanlýðýn tarihsel

bunalýmý devrimci önderliðin bunalýmý-na indirgenmiþtir."

Milyonlarca insan radikalleþmiþti.Troçki, iþsiz kalan, aç kalan milyonlarcainsanýn ekonomik talepleriyle siyasaltalepleri birleþtirmeyi önerdi.Devrimciler reformlar için mücadeleetmeliydi. Kriz içerisindeki kapitalizminiþsizlere iþ, açlara aþ vermesi mümkündeðildi. En basit reformlarýn gerçek-leþmesi bile bir devrim sorunu halinegelecekti.

Troçki, bu politikaya Geçiþ Talepleriadýný verdi. 1917 Ekim Devrimi'ninderslerinden yola çýkarak bu düþünceyeulaþtý. 1917'nin baþýnda iþçi sýnýfý veyoksullar üç yýldýr süren savaþtandolayý açlýkla karþý karþýyaydý.Bolþevikler ekmek talep etti.Emperyalist savaþýn cephelerine emekçiçocuklarý sürüldü. Bolþevikler barýþtalep etti. Rusya'da demokrasi yoktu,baský rejimi vardý, uluslar, dinsel toplu-luklar ve azýnlýklar eziliyordu.Bolþevikler özgürlük talep etti. Bu talep-leri yerine getirebilecek iþçi sýnýfýndanbaþka bir güç yoktu, o güç de 1917'ninEkim'inde iktidara geldi. Ekmek-barýþ-özgürlük sloganý yeni bir toplumageçiþi saðladý.

Bugün çifte bir kriz yaþýyoruz.Kapitalizm iflas etti. Kapitalizminsanayileþme politikalarý sonucu iklimdeðiþikliði gerçekleþiyor. Milyonlarcainsan ise iþsiz, aç, baský altýnda. Enönemli kaynaklar silahlanmayaaktarýlýyor ve bir 3. Dünya Savaþý'nýnkoþullarý hýzla hazýrlanýyor.

Milyonlarca iþsiz için iþ istiyoruz.Þirketleri kurtaran hükümetlere karþýtüm canlý yaþamýný savunuyoruz, iklimdiyoruz. Milyonlarca insanýn açlýk, yok-sulluk, ayrýmcýlýk, baský, savaþ ve iþgalaltýnda yaþamasýna karþý çýkýyoruz.Adalet istiyoruz.

Ayrý ayrý yürüyen kampanyalar,sosyal hareketler ve aktivistler güçleriniiþ-iklim-adalet için birleþtirmeli. Hemyaþam koþullarýmýzý iyileþtirmek, hemde yeni bir dünya yaratmak için.

VVoollkkaann AAkkyyýýllddýýrrýýmm

Neden iþ-iklim-adalet?

14 Mayýs 1915 : Azýnlýklarý mecburi göçe zorlayan Tehcir

Kanunu çýkarýldý. Ancak baþta Ermeniler olmak üzeregayrimüslimler zaten çoktan sürülmeye baþlanmýþtý.Kanun arkadan geldi.

15 Mayýs 2001 : Polonya'nýn eski diktatörü General Wojciech

Jaruzelski, 1970'de iþçi hareketini kanla bastýrmayýemretmekten yargýlanmaya baþladý.

18 Mayýs 1976 : 40 bin iþçinin çalýþtýðý Ereðli Kömür

Ýþletmesi'nde iþverenin iþ güvenliði ve iþçi saðlýðýhükümlerini uygulamadýðý gerekçesiyle grev kararýalýndý.

ÝÝzzmmiirr’’ddeekkii 11 MMaayyýýss ggöösstteerriissiinnddee aannttiikkaappiittaalliissttlleerriiþþ-iikklliimm-aaddaalleettddiiyyeerreekk yyüürrüüddüü..

TTAARRÝÝHHTTEE BBUU HHAAFFTTAA

Page 9: Sosyalist İşçi 362

sayý: 362 sosyalist iþçi 9

Ekonomik düzelmeningöstergesi "yeþil tomur-cuklar"ýn her yerde fili-

zlendiði fikri bazý ekonomiuzmanlarý arasýnda yaygýn kabulgörmeye baþladý. Bunun göster-gesi olarak, borsalarýn ciddice birþekilde yükseliyor olmasýný önesürüyorlar.

Örneðin, ABD Standard &Poor's 500 endeksi Mart'tan beriüçte bir oranýnda yükseldi.

Bunun etkileyici olduðunudüþünenler, Aðustos 2007'deekonomik krizin patlamasýnýizleyen aylarda borsada yaþananyükseliþi unutuyorlar. Bu yük-seliþten sonra, yüksek maaþlýbazý aptallar gerçekte bir sorunolmadýðýný iddia etmiþlerdi.

IMF, son yayýnladýðý DünyaEkonomik Görünümü raporundatahminlerini aþaðý çekti. Raporagöre, küresel üretim 1945'ten beriilk kez azalarak yüzde 1,3oranýnda düþecek.

Dünya ekonomisinin üretim veihracat dinamolarýndan biri olanJaponya, Mart ayýnda yýlda 5milyar dolarlýk bir dýþ ticaretaçýðýna sahip olduðunu açýkladý.1980'den beri ilk kez yaþanan budurum, uluslararasý ticaretin nekadar þiddetli bir þekildedüþtüðünü gösteriyor.

Baþka bir büyük ekonomik güçolan Almanya'da hükümet, buyýl ekonominin yüzde 6 küçüle-ceðini öngörüyor. Rakamlarýaçýklayan Alman ekonomibakaný 2009 ve 2010 yýllarýndatoplam 1,5 milyon kiþinin iþsizkalacaðýný söyledi.

Neyse ki; bu düþüþ sonsuzakadar sürmeyecek. Serbest pazarekonomistleri, üretimin artmasý-na neden olacak kendi kendinidüzelten mekanizmalarýn varlýðýkonusunda tamamen haksýzdeðil.

Bu mekanizmalardan biri fir-malarýn elinde bulunan hazýrmal stoklarýyla ilgili. Talepresesyon döneminde düþünce,þirketler ürünlerini satamaz vebu yüzden yüksek stok maliyet-lerinin altýnda ezilirler.

MMeekkaanniizzmmaallaarrFirmalar; üretimi bu stoklarý

satana kadar durdurur. Bu ürün-lerin satýlmasýnýn ardýndan üre-tim yeniden artar ve arzedilenmallar müþterilerin yarattýðýtalep ile buluþur.

Ancak buna benzer mekaniz-

malar - özellikle yaþamaktaolduðumuz gibi þiddetli resesy-onlarda - güçlü bir ekomonikbüyüme yaratmaya yetmez. Bunedenle hükümetler, talebindüþmesini engellemek umuduylapiyasayý uyarmak için malipaketler hazýrlar, , vergileri

keser, borçlanma ve harcamalarýçoðaltýr.

Ancak bunlar da düzelmeyisaðlamak için yeterli deðildir.Bunun nedeni, kýsmen, kapitalistsýnýfýn mali uyarým paketleriuygulayýp uygulamamakonusunda bölünmüþ olmasýdýr.

Uluslararasý düzeyde Almanhükümetinin baþýný çektiði güçlübir grup hükümet, daha fazlaborçlanmanýn iç borçlarýn yýðýl-masýna neden olacaðýný, bununda ekonominin üstündeki yüküarttýracaðýný savunuyor.

Bu grubun yaklaþýmýÝngiltere'de yükseliþte.Muhafazakâr Parti lideri DavidCameron yeni bir "tasarrufçaðý"nýn geldiðini öne sürüyor vekamu harcamalarýnýn kesilmesiniistiyor.

Bu bölünmenin yaný sýra, IMF,"Kriz sona erdikten sonra bile,zor bir geçiþ dönemi olacak, üre-tim artýþýnýn geçmiþ yýllarakýyasla düþük düzeylerde kala-cak" diyor.

IMF'nin Dünya EkonomikGörünümü raporundan birbölüm resesyonlar ve bunlarýnardýndan gelen canlanmakonusuna ayrýlmýþ.

Bu rapordan iki bulgu özellikleendiþe verici. Ýlki, "Finansal kri-zlere baðlý resesyonlar diðer þok-lara baðlý resesyonlardan dahaþiddetli ve uzun sürelidir. Bu türresesyonlardan çýkýþ evresi,düþük iç talep ve sýký kredikoþullarýna baðlý olarak tipikolarak daha yavaþ olmuþtur".

Ýkincisi, "Birçok ülkede eþza-manlý meydana gelen resesyon-lar, bir bölgede yaþananlara göredaha uzun sürer ve daha derinetkiler býrakýr. Bu resesyonlarýndüzelmesi tipik olarak daha zor-dur", çünkü bütün dünyaekonomisinin bunalýmda olduðubir ortamda ihracatý arttýrarakkrizden çýkmak çok daha zordur.

IMF raporu þu sonuca varýyor:"Düþüþ muhtemelen alýþýlmadýkderecede þiddetli olacak veiyileþmenin yavaþ olmasý bek-leniyor". Baþka bir deyiþle,dünya ekonomisi, düþüþ sonaerse dahi, muhtemelen düþükbüyümenin hakim olacaðý uzunbir döneme hapsolacak.

Ýnsanlarýn bu duruma, 1930'lar-daki "Büyük Bunalým" gibi,"Büyük Durgunluk" demesineþaþmamak gerek.

1929 yýlýnda Amerikanekonomisinin %50'si 200 devholdingin elindeydi. Birinin bilebatmasý diðerlerinin batmasýdemekti. Ýþbaþýndaki Hooveryönetimi "her þeyi piyasaçözsün" diyor ve devlet müda-halesini reddiyordud.

1928 yýlýnýn 1929 Ekim'inekadar yükselen ve kazandýranNew York borsasýnýn ilerlemesidurdu. Önce birkaç holdinginhisse senetleri düþmeye baþladý.21 Ekim'de yabancý yatýrým-cýlarýn kâðýtlarýný ellerindençýkarmalarýyla düþüþhýzlandý."Kara Perþembe" olarakanýlan 24 Ekim günü borsa dibevurdu. 1929 yýlýnýn fiyatlarýyla

4.2 milyar dolar yok oldu.

29 Ekim 1929 gününün fiyat-larýna bakýldýðýnda bir yýlöncesinin karýnýn sýfýrlandýðýgörüldü. 4.000 banka battý, bin-lerce kiþinin mal varlýðý yokoldu.

1930’a gelindiðinde dünyada50 milyon kiþi iþini kaybetmiþti.Toplam üretim yüzde 42 oranýn-da azaldý. Dünya ticareti yüzde65 oranýnda küçüldü. Dahaönceki krizlerde dünya ticaretien fazla yüzde 7 oranýndaküçülmüþtü. Çöküþ baþtaAvrupa olmak üzere tümdünyaya yayýldý.

Yeni ABD Baþkaný Roosvelt,

ekonomiyi devlet müdahalesiyleyönetecek New Deal poli-tikalarýný baþlattý. Rusya'dadevlet kapitalisti rejim, 1. BeþYýllýk Kalkýnma Planý'ný baþlattý.1993'te Almanya'da Naziler ikti-dara geldi. Kapitalistlerin krizidevlet müdahalesiyle aþma poli-tikalarý tüm dünyada diktatör-lüklerin yayýlmasýna yol açtý. 1.Dünya Savaþý sorunuçözmemiþti. Þimdi tüm devletlerhýzla silahlanarak ikincisinehazýrlanýyordu. 1 Eylül 1939'daHitler'in ordularý Polonya'yasaldýrdý ve 2. Dünya Savaþýbaþladý. Krize karþý iþçi sýnýfýnýnçözümü yaratýlamadýðý içindünyaya karanlýk çoktan çök-müþtü.

Küresel ekonomi düzelecek mi?BBaaþþbbaakkaann TTaayyyyiipp EErrddooððaann’’aa ggöörree kkrriizz bbiittttii.. ZZaatteenn TTüürrkkiiyyee eekkoonnoommiissii kkrriizzee bbaaððýýþþýýkkttýý.. EEhh bbiittttiiððiinnee ggöörree ddee pprroobblleemm yyookk!! SSaaddeeccee TTüürrkkiiyyeeeekkoonnoommiissiinniinn ddaarraallmmaassýý vvee iiþþssiizzlliiððiinn ççýýðð ggiibbii bbüüyyüümmeessii ddeeððiill,, hhüükküümmeettiinn aannllaaþþmmaayyaa zzoorrllaannddýýððýý IIMMFF’’ddee ttaamm tteerrssiinnii ssööyyllüüyyoorr.. AAlleexx CCaalllliinniiccooss,,““kkrriizz bbiittttii”” iiddddiiaallaarrýýnnaa yyaannýýtt vveerriiyyoorr..

11993300,, AAmmeerriikkaa.. ÝÝþþssiizzlleerr ““BBiizz yyuurrttttaaþþýýzz,, ggeelliipp ggeeççeenn ddeeððiill””,, ““ÝÝþþ vvee ggeelleecceekk”” ppaannkkaarrttllaarrýýyyllaa yyüürrüürrkkeenn..

1930’larda dünyada ne olmuþtu?

11993300’’llaarrddaann ttiippiikk bbiirr ggöörrüünnttüü:: ÝÝþþççii yyeemmeekk iiççiinn yyeerrddeekkii ççööpplleerrii ttoopplluuyyoorr

Page 10: Sosyalist İşçi 362

10 sosyalist iþçi sayý: 362

Marksizm ya da ne?

Marksizm günümüzü açýklýyor mu? Tartýþmalaradaha dikkatle bakýldýðýnda toplumsal meselelerhakkýnda þu ya da bu tartýþmayý yürütenlerin temelmeselesinin bu soru olduðu görülüyor.

Marksizm güncel mi? Toplumsal olaylarý açýklamakiçin geçerlilik süresi doldu mu dolmadý mý?

Bu sorunun ilk bakýþta kaba görünecek bir yanýtývar: Ýþçi sýnýfý var olduðu ve mücadele ettiði sürecemarksizm güncel kalmaya devam edecek.

Bir teorinin gücü, olaylarý açýklama yeteneðindedir.Marksist teorinin gücü ise olaylarý bir de iþçi sýnýfýaçýsýndan açýklama yeteneðindedir.

Karl Marks, kapitalist üretim sürecinin analiziniyaparak, sýnýflarýn nasýl bir doku etrafýnda þekil-lendiðini açýkladý. Bir tarafta sermayenin, rekabetin,kârýn kökenlerini, diðer tarafta iþçi sýnýfýnýn kolektifve üretici yeteneklerinin sömürü mekanizmasýnýnhem nesnesi hem de öznesi olduðunu kanýtladý.

Yaygýnlaþan basit meta üretimi üzerinde bir üretimbiçimi olarak egemen olan kapitalist sistem, Markstarafýndan krizlere gebe, krize girmekten kurtulmasýmümkün olmayan bir toplumsal yapý olarak tarifedildi.

Dikkatli bakanlar, marksist teorinin, kapitalizminher krizinde bir kez daha doðrulandýðýný görüyor.

Yine de kriz dönemlerinde akýllarýna Marks gelen-lere bir uyarý: Marksizm sadece bir kriz teorisi olarakele alýnamaz.

Marks, kapitalizmi analiz eder ve bilimsel sonuçlaraulaþýrken, kapitalizm öncesi üretim biçimlerininkökenlerini ve tarihin ilerleyiþ yasalarýný da açýðaçýkardý. Tarihin motorunun sýnýflar mücadelesiolduðu ve bu sýnýf mücadelesinin, bir toplumsal çað,bir üretim biçimi insanlýðýn geliþimi önünde topy-ekûn bir engel haline geldiðinde, devreye sosyaldevrimler biçimiyle gireceði vurgusu, güncelliðinikoruyor. Üretimin toplumsal örgütlenmesiyle üretimaraçlarý üzerindeki mülkiyet biçimi arasýndaki çeliþkiher çaðýn huzursuzluðunun temel kaynaðý olmayadevam ediyor.

Tarihsel hareketin, krallar, kahramanlar, “tarihifigürler” tarafýndan deðil, mülksüz sýradan insanlarýnmülk sahiplerine karþý direniþi tarafýndan gerçek-leþtiði fikri güncelliðini koruyor.

Marksizmin güncelliðini koruyan önemli bir vur-gusu daha var: Üretim araçlarýna sahip olan egemensýnýflarýn, entelektüel üretim araçlarýna da sahipolduðu ve egemen fikirlerin egemen sýnýflarýn fikir-leri olduðu. Milliyetçilik, ýrkçýlýk, cinsiyetçilik. Hertürden burjuva politikasýnýn iki yüzlülüðü, bu üçegemen sýnýf fikri ve bu fikirlerin uygulama sahalarý-na bakýþta açýða çýkýyor. Egemen sýnýfýn fikirleri, ege-menliðini garanti altýna almak isteyen bir sýnýftarafýndan hergün yeniden üretiliyor.

Toplumun ulus devletler, milletler, ýrklar ve birisisürekli aþaðýlanan ve dýþlanan cinsler arasýnda bölün-müþ olmasý, savaþlar, devrimler, karþý devrimler,özgürlük mücadeleleri, ulusal kurtuluþ hareketleri,ýrkçýlýða karþý örgütlenmeler, dev genel grev dal-galarý, 20. yüzyýla damgasýný vurdu.

Burada marksizmin güncelliðini, hem çaðý hem debugünü açýklama yeteneðini göremeyenlerinönerdiklerinin ne olduðu belirsiz.

Marksizmle tartýþmaya çalýþanlara, marksizm yerinestalinizmi, marksizm yerine kemalizmi koyarakyürütülen bir tartýþmanýn skolastik bir tartýþmaolduðunu söylemek zorundayýz. Marksizmin stalin-izmle hiçbir akrabalýðý yoktur. Marksizmin MustafaKemal’le hiçbir akrabalýðý yoktur.

Marksizm iþçilerin kurtuluþunun iþçilerin kendieseri olacaðýný anlatan bir teoridir özet olarak.Diktatörlük figürlerinin eleþtirisine, marksizmieleþtirerek baþlayanlar, kendi kiþisel yenilgi ve tra-jedilerine, marksist olduðunu düþündükleri geçmiþ-lerine hala hak vermekten ve marksizmi ilgisiolmadýðý bir davaya tanýk yapmaktan baþka biranlam taþýmýyor.

ÞÞeennooll KKaarraakkaaþþ

Ýran’da devrim vekarþý-ddevrim

Türkiye’de solun yýllardýr kafasýnýkarýþtýran ve saflaþmaya nedenolan baþlýklardan siyasal islam vebaþörtüsü meselesi AKP’nin ikti-dara gelmesiyle beraber tekrar can-lanan bir tartýþma konusu oldu. ZYayýnlarýndan çýkan, Ýngiltere’ dekiSocialist Workers Party’ nin birüyesi olan Phil Marshall’ ýn kalemealdýðý “Ýran’da Devrim ve KarþýDevrim” adlý kitap siyasal islamýnkarakterini ve Türkiye’ de AKP’nin iktidar olmasý etrafýnda dönenbir dizi þeriat tartýþmasýnda ÝranDevrimininin örnek olarak göster-ilmesi açýsýndan önemli bir kaynak.Kitap 1978-1979 Ýran devriminindeneylerinden nasýl bir dersçýkarýlmasý gerektiði yönünde biryol haritasý çizerken diðer yandansolun bu devrim sýrasýnda aldýðýyanlýþ tutumu anlatýyor. Ýran’ daÞah’ý deviren iþçi sýnýfýnýn hareketive sýrasýyla solun bu hareketi dahaileri götüremediðini, sonuç olarakda karþý devrimin gerçekleþerekHumeyni’ nin “Ýslam Devrimi’ ninasýl gerçekleþtirdiðini anlatankitap özellikle son dönem dönenþeriat tartýþmalarýnda katkýdabulunabilecek nitelikte. “Solunkendisine stalinist gelenek tarafýn-dan dikte ettirilmiþ stratejileri,Humeyni’ nin önünde duran iþçihareketini yýkma görevini çok dahakolay hale getirdi.” Kitap aynýzamanda alýntýdan da anlaþýlacaðýüzere, Stalinizmin Ýran’ da yükse-len iþçi sýnýfýnýn mücadelesiiçerisinde örgütlü devrimci solunharekete müdahalesini nasýl etk-ilediði üzerine de bir eleþtiri sun-makta. Sonuç olarak üzerinden 30yýl geçmiþ olmasýna raðmen halagüncelliðini koruyan Ýran devrimikonusunda okunmasý gereken birkitap.

Peygamber ve iþçi sýnýfý

Refah Partisi’ nin iktidara gelmesi90’larda büyük bir tartýþmayý daberaberinde getirdi. Özellikle 28Þubat darbesinde ikilemde kalanve darbeye hayýr diyemeyen solunislami hareket tartýþmasýnda doðrutahlil edememesini gösterdi. ChrisHarman bu kitabý yazarken dünya-da çeþitli ülkelerde siyasal islamhareketinin nasýl büyüdüðünü Ýrandevriminde sol tarafýndanhareketin nasýl teslim edildiðiniörneklerle okuyucuya sunmakta.Ýslami hareketin dinamikleri faþizmile ayný mýdýr ya da nasýl bir geri-ciliðe sahiptir sorularýna yanýtveren bu kitap ayný zamandaislamýn yek bir gerici hareketolarak görülemeyeceðini anlatýyor.Sosyalistlerin islamcýlarla yan yanagelebileceðini anlatan kitap diðeryandan iþçi sýnýfýnýn mücadeledkirolüne güvenmek gerektiðinedikkat çekiyor. Dolayýsýyla ancakbu þekilde islami hareketin yük-seliþine karþý mücadele edilebilirdiyor. Ýslami hareketin tahlilinidoðru yapmak açýsýndan örnekler-le zenginleþtirilmiþ bir kitap.

Bolþevikler ve Ýslam

Bolþevikler ve Ýslam gerçekMarksist geleneðin din ve Ýslamolgusunda nasýl tutum aldýðýnýderin analizlerle anlatýyor. Lenin’in Bolþeviklerinin 1917 sonrasýndagerçekleþtirdiði devrimde müslü-manlar da bulunuyordu. AncakStalin’ in iktidar olduðu dönemdebaþlatýlan cadý avý bugün soliçerisinde islam ve din üzerinedönen bir dizi tartýþma da yanlýþtahliller yapýlmasýn ana neden-lerindendir. Lenin’ in dine nasýlbaktýðý ve bu geleneðin Stalinizmile nasýl alakasý olmadýðýný anlatýy-or broþür. Özellikle birleþik cephetaktiði, müslümanlarla beraberkazanýlan devrimin ayrýntýlarýnýtartýþan kitap Dave Crouch tarafýn-dan yazýldý. Ezilenlerin mücade-lesinde müslümanlarla aynýgemide yol aldýðýmýzý bir kez dahahatýrlatan kitapta Marks’ dan biralýntý: “Dinsel cefa, hem gerçekteçekilen cefanýn ifadesi hem de onakarþý bir protestodur. Din, ezilenvarlýðýn iniltisi, kalpsiz dünyanýnkalbi ve ruhsuz koþullarýnruhudur. Din halkýn afyonudur.”

Lenin ve Troçki’ye uzanangeleneðin devamý olarak sosyalist-lerin müslümanlar ile berabermücadele edebilme yeteneðinesahip olduðunu açýkça ifade edi-yor. Bolþevikler o bölgede baþýnýörten müslüman kadýnlarýnhakkýný savunuyor. Bu deneyimgünümüzdeki baþörtüsü tartýþ-malarýna ýþýk tutuyor.

Bolþevikler ve Ýslam broþürü buanlamda önemli. Hem bugün darb-eye karþý mücadele ederken müslü-manlarla bir araya gelen darbekarþýtlarýnýn kafasýndaki soruiþaretlerine yanýt veren aynýzamanda bu tartýþmada bir türlümüslümanlarla yan yana gelmeninyanlýþ olduðunu söyleyenlerinargümanlarýný çürütebilecek birbroþür.

ÝÝrreemm NNuurr AAkkssuu

Ýslamcý hareketi anlamak için üç kaynakFFiilliissttiinn,, HHaammaass mmiittiinnggii

Page 11: Sosyalist İşçi 362

Aþaðýdan sosyalizm-Kapitalist toplumda tümzenginliklerin yaratýcýsýiþçi sýnýfýdýr. Yeni birtoplum, iþçi sýnýfýnýn üre-tim araçlarýna kolektifolarak el koyup üretimive daðýtýmý kontroletmesiyle mümkündür.

Reform deðil, devrim-Ýçinde yaþadýðýmýz sis-tem reformlarla köklü birþekilde deðiþtirilemez,düzeltilemez.-Bu düzenin kurumlarýiþçi sýnýfý tarafýndan elegeçirilip kullanýlamaz.Kapitalist devletin tümkurumlarý iþçi sýnýfýnakarþý sermaye sahipleri-ni, egemen sýnýfý koru-mak için oluþturulmuþ-tur.-Ýþçi sýnýfýna, iþçi konsey-lerinin ve iþçi milislerininüzerinde yükselen tama-men farklý bir devletgereklidir.-Bu sistemi sadece iþçisýnýfýnýn yýðýnsal eylemidevirebilir.-Sosyalizm için mücadeledünya çapýnda birmücadelenin parçasýdýr.Sosyalistler baþkaülkelerin iþçileri ile daimadayanýþma içindedir.-Sosyalistler kadýnlarýntam bir sosyal, ekonomikve politik eþitliðinisavunur.-Sosyalistler insanlarýncinsel tercihlerindendolayý aþaðýlanmalarýnave baský altýna alýn-malarýna karþý çýkarlar.

Enternasyonalizm-Sosyalistler, bir ülkeniniþçilerinin diðer ülkeleriniþçileri ile karþý karþýyagelmesine neden olanher þeye karþý çýkarlar.-Sosyalistler ýrkçýlýða veemperyalizme karþýdýrlar.Bütün halklarýn kendikaderlerini tayin hakkýnýsavunurlar.-Sosyalistler bütün haklýulusal kurtuluþ hareket-lerini desteklerler.-Rusya deneyi göster-miþtir ki, sosyalizm tekbir ülkede izole olarakyaþayamaz. Rusya, Çin,Doðu Avrupa ve Kübasosyalist deðil, devletkapitalistidir.

Devrimci parti-Sosyalizmin gerçekleþe-bilmesi için, iþçi sýnýfýnýnen militan, en mücadele-ci kesimi devrimci sosyal-ist bir partide örgütlen-melidir. Böylesi bir partiiþçi sýnýfýnýn yýðýnsalörgütleri ve hareketi için-deki çalýþma ile inþaedilebilir.-Sosyalistler pratik içindediðer iþçilere reformizminiþçi sýnýfýnýn çýkarlarýnaaykýrý olduðunu kanýtla-malýdýr. Bu fikirlerekatýlan herkesi devrimcibir sosyalist iþçi par-tisinin inþasý çalýþmasýnaomuz vermeye çaðýrý-yoruz.

SSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii nnee ssaavvuunnuuyyoorr??

ii nn tt ee rr nn ee ttozurdiliyoruz.combarisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orghranticinadaleticin.com70milyonadim.org

ToplantýlarEtkinlikler

“Yeni dönem yeni bir sol”

MARKSiZM22-23-24 Mayýs Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi

20092009Bilgi Üniversitesi

Dolapdere yerleþkesi

Ayrýnýtýlý bilgi için:0536 822 15 99

Marks’ýn güncelliði

1144 MMaayyýýssPPeerrþþeemmbbee,, ssaaaatt::1199..0000

BBeeyyooððlluuÝstiklal Caddesi

Bekar Sokak No: 16/3

KüreselEylemGrubu

Her Salý 19.00’da toplanýyor.Ýstiklal Caddesi

Bekar Sokak No: 16/3

DSiPtoplantýlarý

Küresel Barýþ veAdalet

Koalisyonuher Çarþamba 19.00’daKadýköy’de toplanýyor

MEPHÝSTO KÝTABEVÝÜST KATI

dsip.org.tr

sosyalistisci.org

Her hafta

güncellenen

içerikleriyle

yayýnda!

sayý: 362 sosyalist iþçi 11

Akfýrat bölgesindebulunan OkanÜniversitesi yer-

leþkesinde bir süredir yaþam-larýný sürdüren üç köpek, 9Mart Pazartesi günü, öðren-ciler tarafýndan üniversitenin100 metre ilerisindekiarazide poþetler içerisinde,öldürülmüþ olarak bulundu.

Köpek cinayetlerininbununla da son bulmadýðýkampüs yakýnlarýnda bun-dan 3 hafta sonra da üniver-site þantiyesinde çalýþan iþçil-er tarafýndan bakýldýðý bili-nen bir baþka köpek kurþun-lanarak öldürülmüþ olarakbulundu. Bu faili meçhulcinayetlere tepkisini gösteren

Okan ÜniversitesiHayvanlara ve Doðaya SaygýTopluluðu'nun verdiði bil-giye göre, bu katliam, yer-leþke içinde yaþamlarýnýdevam ettiren diðer köpekleriçin de tehdit niteliði taþýy-or.Öðrenciler katliama karþýsessiz fotoðraf eylemi yaptý.

Medya siyasetle dün de iliþkiliydi,bugün de iliþkili. Tabii yarýn da iliþkili ola-cak gibi. Çünkü aslýnda medyanýndokusu ve varlýðý siyasetle örülü. Ýrde-lenmesi gereken ise, iliþkinin kamunundoðru bilgilendirilmesini perdeleme iþle-vi görüp görmediði konusu. Bir de tabii,sancýlý mücadelelerle temel insan hakkýolarak kabul edilip tescillenen ifadeözgürlüðünün ne denli serbestçe kul-lanýlabildiði...

3-4 Mayýs tarihlerinde, Dünya BasýnÖzgürlüðü Günü vesilesiyle, TürkiyeGazeteciler Sendikasý (TGS), AvrupaGazeteciler Federasyonu (EFJ) ile birlikte'Basýn ve Ýfade Özgürlüðü, Engeller veSorunlar' temalý bir panel düzenledi.Panelde bilim insanlarý ve gazetecilerceçeþitli tebliðler sunuldu. Tabii paneldesöz dönüp dolaþýlýp, Türkiye’dekimedyanýn hali üzerinde düðümlendi.Konuþmacýlarca basýn özgürlüðüçerçevesinde en çok dile getirilen ise;“yandaþ medya” diye adlandýrýlanoluþumlar oldu. Tabii “kapitalizmin küre-sel krizi”, panelde sermayeyi bugünedek en kapsamlý bilimsel yaklaþýmla ird-eleyen Karl Marx’a da sýk sýk atýftabulunmayý gerektirdi. Gerçi Marx, ser-mayenin milliyetinin, sýnýrlarýnýnolmadýðýný, hele de “kýrmýzý, sarý,pembe”(!) ve tabii “yeþil” gibi renk vevaryasyonlarýndan hiç söz etmemiþ olsada, “yandaþ medya” yine de “yeþil ser-maye” ile birlikte anýldý.

Türkiye’de medyanýn hali malum. Yeniyayýnlanan BÝA Medya GözlemRaporu’nda belirtildiði üzere, “üç ayda60'ý gazeteci, 110 kiþi mahkemeye veril-di.” Yine Dünya Basýn Özgürlüðü Günüvesilesiyle Tutuklu Gazetecilerle

Dayanýþma Platformu’nca yayýnlanan birbaþka rapora göre de, þu anda 23gazeteci ve yazar fikirlerini açýkladýðý yada rejimce istenmeyen haberleri yayýn-ladý diye tutuklu.

Ülkeye demokrasinin yerleþmesinin,toplumun demokratikleþmesinin önündeen büyük engellerden birini, belki debaþlýcasýný medyanýn durumu ve tutumuoluþturuyor. Son yýllardaki yeni geliþmel-er eskiden ayný sýklýkta kullanýlmayan“Yandaþ medya” tanýmlayýcý kavramýnýçok sýk kullanýlýr hale getirdi.

Kavramsallaþtýrýlan bu ifadedeki vurgu,“iktidara yandaþlýðýn” altýný çizmede kul-lanýlýyor. Aslýnda baþka bir “yandaþ”büyük medya grubu daha var. Þu anda“mazlum” rolünü oynamaya çalýþýyorsada gerçekte výcýk výcýklýðýn da simgesi.Þimdiki pozisyon alýþý, “AKP karþýtlýðýný”gerekli kýlýyor ve muhalif’miþ’ gibi yapýy-or...

Türkiye içinde bulunduðu belki de tari-hi olabilecek bu momentte bir deðiþimsürecinin en sancýlý anlarýný yaþadýðýn-dan, kavramlarýn içinin boþalmasý vehavada uçuþmasýyla, kafalarýn karýþmasýsürecini de beraberinde yaþýyor. Burada“öz” gözden kaçabiliyor. Ya menfaatlerve beklentilerin yönlendirmesi ile ya dasahiden kafalarýn karýþmasýndan ötürü...

Söz konusu olmasý gereken, kamu vetoplum çýkarýný gözeten bir yayýncýlýkanlayýþý ise, medyanýn özünde eleþtirelolmasý ve istese de istemese de “ikti-dara” muhalif ya da en azýndan mesafelibir çizgi izlemesi gerekiyor. Bazen, men-faat ve beklenti ya da olan bitene,

gerçeðe gözlerini kapamýþ olma hali,insaný “iktidarý” AKP’, hatta AKP’denibaret sanma gafleti içine düþürüyor. Eh,hal böyle olunca da “amiral gemisi”ninpeþinden, silahlý askeri bürokrasiye“esas duruþa” geçmek için “marþ marþ”yapýlýveriyor rahatlýkla. Marþ marþýyapana da, “muhalif” basýn, “yandaþolmayan” basýn deniyor kimilerince.Malum, elbette medyanýn tümüdemokratik deðil, tümünde iliþkilerdemokratik deðil, tümünde yapýlanmademokratik deðil.DÜNE GÖRE DAHA DEMOKRATÝK

Ama, her türlü olumsuzluða karþý, þugerçeðin altýný çizmekten dekaçýnma-mak gerek. Her þeye raðmen, “medya”düne göre daha demokratik.Düþünsenize, medya dünkü yapýsýnýkoruyor olsa idi, “askeri vesayet” rejiminisürdürmek, ‘gerçek iktidar’ sahiplerininiktidarlarýný korumak için bugüne dekgiriþilen provokasyonlar, kanlý operasy-onlar, asit kuyularý vb. sergilenemeyecek-bugünkü yetersiz haliyle bile olsa-kamuoyu daha yýllarca olan biteniöðrenemeyecekti.

“Kaderin cilvesi” mi dersiniz artýk,yoksa dünyadaki dinamikler mi ya daTürkiye dinamikleri mi, tarihsel diyalektikmi dersiniz. Ne derseniz dyin, ama tabloböyle.

Medyadan söz ederken her yanýyla tar-ihsel olan “Turkuvaz Medya”daki onurlubaþkaldýrýyý da unutmamak gerekiyor.

13 Þubat’ta Türkiye yeni bir güneuyanýrken, Türkiye Gazeteciler Sendikasý(TGS), her haliyle eylemi "tarihi" kýlan

pek çok özelliði içinde barýndýranTurkuvaz Medya grubuna baðlý iþyer-lerinde “Grev” baþlattý. Demokrasi, basýnözgürlüðü, hak mücadelesi, hukuk gibi,yaþamsal talepleri yükseltmek, kendisive meslektaþlarý “örgütsüz”, daðýnýk,“periþan” haldeki medyanýn yapabile-ceði bir þey gibi görünmüyordu. Ama,greve katýlan 10 gazeteci bu durumukýrdý, umudu yeþertti.

Bu nedenle de, yýllar sonra yaþanangrev, medyadaki iliþkilerin demokratik-leþmesine katký anlamýnda da özel (tari-hi) bir önem taþýyor. Kendilerine de sir-ayet etmesin diye sessiz kalýyorlar ama,biliniyor ve açýkça görülüyor ki; köþeyazarý olarak, kiþi olarak malum tanýmla,sadece “yandaþ medya”da baþlatýla-bildiði için bu grevi destekleyenler, elovuþturanlar var. Ama sonuçta, tümkanatlarýyla, demokrasinin çok uzaðýnda-ki ana akým merkez medya, “çýkarlar” ve‘sendikasýzlaþtýrma’ ortak tutumuyla birkere daha aralarýndan su sýzmazmýþ gibidavranýyor...

29 yýl aradan sonra çok deðiþmiþ ve“sendikasýzlaþtýrma” operasyonunubaþarmýþ medya ortamýnda baþlatýlan bugrev tam bir “turnusol” iþlevi görüyor.Gerçekler acýtsa da, “yüzleþme”ninzamaný. Bu nedenle bile, ‘ATV/SabahGrevi’ mutlaka baþarýya ulaþmalý. Çünkü,hangi siyasi görüþten olursa olsunherkesin, demokrasiye susamýþ tümyurttaþlarýn ortak çýkarý var bu grevinbaþarýya ulaþmasýnda...

Yalçýn Ergündoð[email protected]

YYAAÞÞAAMM SSAAVVUUNNUUSSUUDoðanýn da, hayvanlarýn da ne haklarýný savunacak 'avukatlarý', ne çýkarlarýný koruyacak'sendikalarý', ne de 'oy haklarý' var. Görev 'yaþam savunucularý'na düþüyor... Unutmayýn! Türcülükde, týpký "ýrkçýlýk" ve "cinsiyet ayrýmcýlýðý" gibidir.

Medya kime ‘yandaþ’, kime ‘muhalif?’

Uzun bir süredir “ÝþYaþamýna En Yakýn Üniver-site” sloganýyla yol alanOkan Üniversitesi’nin adýköpek cinayetleriyle duyuluroldu. Sahip olduðu AkfýratKampüsü'nün konumlandýðýbölge itibarýyla “iþ yaþamýn-dan” çok, doðaya “en yakýn”olan üniversite bahçesindeyaþayan köpekler, AkfýratKampüsü'nün açýldýðý gün-den beri, bazen toplu haldebazen de tek tek ortadankaldýrýldýlar. Bu “temizlikiþlemi”, kimi zaman, buköpeklerin öðrencileresaldýrdýðý, kimi zamansa,havladýklarý bahane edilerekgerçekleþtirildi.

Yaptýðýmýz protestolarla bucinayetlere tepki gösterdik.Peki ne oldu? Gösterilerin

izinsiz olduðu bahane edil-erek tartaklanarak daðýtýldýk.Yetmedi, “köpek aþýklarý”yaftasý yedik. Peki üniversiteyönetimi bu cinayetlerinüzerine neden gitmedi?Neden cinayetleri örtbasetmekten fazlasýný yapa-madý?

Bu sorularýn cevaplarý aslýn-da gayet açýk. Yönetim, buvahim geliþmelerdenkendine sorumluluk çýkar-madý çünkü “müþteri mem-nuniyeti” oradaki hayvan-larýn yaþam haklarýnýn önünegeçiyordu; nihayetindeonlara göre orasý bir “okul”deðil, kâr etmeye güdümlen-miþ bir iþletmeydi. Yönetim,“Biz iki kesime de ayný uzak-lýkta duruyoruz” diyerek, bucinayetlerin üzerine gidecek-

lerine, sorumluluk almaktankaçýp katliamlar karþýsýndasessiz kalmayan öðrencilerile diðer öðrencileri karþýkarþýya getirmeyi tercih etti.Bizleri “köpek sevicileri”olarak mimleyerek göster-diðimiz tepkiyi önemsi-zleþtirmek, cinayetlerigörmezden gelmek veköpeklere “müþteri kaçýran”,istenmeyen varlýklar olarakbakmak ancak böyle vahþibir sömürü düzenindeanlaþýlýr olabilirdi.

Olan bitene duyarlý öðren-ciler ise, ne iki sene önceortadan kaldýrýlan Mengüçisimli köpeði ne de sonbirkaç ay içinde iþlenenköpek cinayetlerini unuttu.

OOkkaann ÜÜnniivveerrssiitteessii ÖÖððrreenncciilleerrii

ÜÜnniivveerrssiittee cciinnaayyeettee nneeddeenn sseessssiizz kkaallýýrr??

Buna katliam denir!

Dikkat!Kampüste darbeci var

Antikapitalist öðrencilerüniversitelerde baþörtüsüyasaðýna karþý geçen haftaeylemdeydi. Ýstanbul Üniver-sitesi önünde basýn açýkla-masý yapan öðrenciler, "dar-beci zihniyet üniversitelerdendefol" pankarýtýný açtý.

Antikapitalist öðrenciler birkýþlaya dönüþtürülen Ýstan-bul Üniversitesi'nde olanlaradikkat çekti:

"30 Nisan Perþembe günüise okulumuzda güvenlik bir-imleri tarafýndan ayrýmcýlýðýnaçýkça uygulandýðýna þahitolduk. Ayný arkadaþýmýzsýnavlarýna girmek için okulageldiðinde Yabancý DillerFakültesinde görevli güvenlikamiri tarafýndan okuldan zorkullanýlarak çýkartýlmaklatehdit edildi.

Ancak ayný gün okula satýr-larla ve þiddetle dolu slogan-lar atarak gelen, HergeleMeydanýnda hem öðrencileretehditler ve hakaretler savu-ran hem de öðrencilerinastýklarý afiþleri yýrtarak pro-vokasyon yaratmaya çalýþangruba bu güvenlik görevlileriherhangi bir müdahaledebulunulmadý.

Öðrenciler þu taleplerdebulundu:

“Resmi ideolojiyi dayatanuygulamalar okulumuzunyönetmeliklerinden çýkartýl-malýdýr.

Baþörtüsü yasaðý olarak bili-nen bu anti demokratikayrýmcýlýk sona erene kadarmücadelemize devam ede-ceðiz. Bu çaðdýþý uygula-manýn derhal kaldýrýlmasýnýistiyoruz. Bu ayrýmcýlýkuygulamasýna karþý sessizkalmayacaðýz..."

Marks’ýn güncelliði

1144 MMaayyýýssPPeerrþþeemmbbee,, ssaaaatt::1199..0000

KKaaddýýkkööyySakýz sokak No 18/2

(Þifa Hastanesi karþýsý)

Haksýzlýklarý,mücadalenizi,yorumlarýnýzý

bize yazý[email protected]

Page 12: Sosyalist İşçi 362

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve Tanýtým Hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi, Nail

Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Özdemir Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, C Blok, No: 242 Topkapý, Ýstanbul -Tel: 0212 577 54 92 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

Kapitalizmin savaþla,kanla, kitlesel katliamlar-la dolu tarihi, her

seferinde arkasýnda hastalýk,açlýk ve binlerce sakat býraktý.Yaþadýðýmýz toplumun yapýsý,yetersiz beslenme, çevre kirliliði,iþyeri güvenliði eksikliði gibisorunlar yaratýyor, bu sorunlarda sakatlýklara sebep oluyor.Hastalýklarýn tedavisine ve sakat-larýn bakýmýna yönelik hizmetlerde kâr edilebilecek alanlar halinegetirildiðinden beri, egemensýnýf, sebep olduðu yýkýmý onar-maya dahi yanaþmýyor.

Sakatlarýn yüzde 57’sinin, her-hangi bir kurum ya da kuruluþaulaþamamalarýnýn sebebi olarakekonomik durumlarýnýn yeterliolmamasýný göstermeleri tesadüfdeðil. Kâr odaklý bir üretim iliþk-ileri sisteminin umursadýðý tekþey, sömürülebilecek daha fazlaiþgücü, daha fazla insandýr.Fiziki yetersizlikler sebebiyleüretime istenen katkýyý vere-meyecek olanlar, kapitalist ege-men sýnýfýn umrunda deðildir.

SSaakkaattllaarr nneeddeenn ddýýþþllaannýýyyoorr??

Sosyalistler için, sakat insan-larýn neden ezildiðini anlamakönemlidir. Çünkü sakatlarauygulanan baský, kökenleriaçýsýndan etnik azýnlýklara ya dakadýnlara uygulanan baskýdanfarklýdýr.

Sakatlar, hayatýn her alanýndaayrýmcýlýða uðruyor vetoplumun dýþýna itilmek isteniy-or. Ancak bu durum yeni deðil;geçmiþte çok daha sert baskýlaramazur kaldýklarýný biliyoruz.1930’larýn Almanya’sýnda,Nazilerin ilk hedefi, onlara göretopluma yük olan, ýrklarýnýnsaflýðýný bozan 100 bin sakatinsandý. Faþizm, Yahudilere,

eþcinsellere, sendikacýlarayönelmeden önce, en baþta sakat-larý katletti.

Sakatlara uygulanan baský,siyahlara ya da kadýnlara yapý-landan az olmamakla birlikte,farklý bir ekonomik motivasyonlagerçekleþtirilir. Kapitalizmdekadýnlarýn en önemli görevi,çocuk doðurup büyüterek iþgücüneslinin devamýný saðlamaktýr.Kadýnlarýn çalýþmamalarý vekreþler yerine çocuklara bakýyorolmalarý, yani ucuz iþgücü olarakdeðerlendirmeleri, egemensýnýfýn onlarý baský altýnda tutmasebebini açýklar. Irkçýlýk ise iþçisýnýfýnýn bölünmesine vemücadelesinin zayýflamasýnahizmet eder.

Sakatlara uygulanan baskýnýnsebebi ise, kapitalizmin her þeyikâra indirgeyen yapýsýdýr.Egemen sýnýf, sakat insanlarý“ihtiyaç fazlasý” olarak görür.Sakatlarýn iþ bulamamalarýnýn,sosyal hayata adapte olama-malarýnýn sebebi sakat olmalarýdeðil, toplumun onlarý bu alan-lardan reddetmesidir. Sakatlarauygulanan ayrýmcýlýða karþýmücadele edilmedikçe, onlara iþalanlarý yaratýlmasý talepedilmedikçe, bu dýþlanmanýnsona ermesi mümkün deðildir.Son yýllarda bu konuda önemliadýmlar atýlmýþ olsa da,önümüzde hâlâ büyük eksiklik-ler var. Bir sakat için iþsiz kalmaihtimali, iþ baþvurularýnýn red-

dedilme ihtimali, toplam nüfusagöre birkaç kat daha fazla.Kazanç açýsýndan bakarsak,sakatlar daha az para ödenen vedaha az yetenek gerektiren iþlerealýnýyor. Yaþam giderleri diðerinsanlardan daha fazla olmasýnaraðmen, daha düþük ücretlerlegeçinmek zorunda býrakýlýyorlar.Örneðin, Ýngiltere’de sakatlarýnüçte ikisi yoksulluk sýnýrýnýnaltýnda yaþýyor.

Dünyanýn bazý yerlerinde sakat-larýn çeþitli kurum veya kuru-luþlarda bakýlmasýndansa, evderehabilitasyon hizmetlerialmalarý kolaylaþtý. Bu, toplumunonlara bakýþ açýsýnýn deðiþmesiaçýsýndan önemli bir geliþme.Ancak Türkiye’de benzer

hizmetlerden bahsetmekmümkün deðil.

KKâârr ddeeððiill yyaaþþaamm!!Sosyalistler, bütün ezme-ezilme

iliþkilerinde ezilenlerin yanýndatutum alýr. Bu yüzden azýnlýk-larýn kendi kaderlerini tayinetme hakkýný savunuyoruz,homofobiye ve cinsiyetçiliðekarþý çýkýyoruz, milliyetçiliðin veýrkçýlýðýn yarattýðý ayrýmcýlýklasavaþýyoruz.

Sakatlarýn haklarý için mücadeleyürütmek demek, dünyayýdeðiþtirmek ve kârýn deðil,insanýn ve tüm canlý yaþamýnýnöncelikli olduðu bir toplumyaratmak için mücadele etmekanlamýna gelir.

TTüürrkkiiyyee’’ddee hheerr yyüüzz kkiiþþiiddeenn 1122’’ssii ssaakkaatt

Her ne kadar onlarý etrafýmýzda pek sýkgöremesek de, Baþbakanlýk Devlet Ýstatis-tik Enstitüsü Baþkanlýðý ve BaþbakanlýkÖzürlüler Ýdaresi Baþkanlýðý’nýn 2002yýlýnda yaptýðý araþtýrmaya göre,Türkiye’de yaklaþýk 1 milyon 800 binsakat bulunuyor. Bunlara süreðen (kro-nik) hastalýða sahip 6 milyon 600 bininsan da eklendiðinde, sakatlarýntoplumdaki genel nüfusa oraný %12,29olarak saptanýyor. Araþtýrmanýn giriþ kýs-mýnda þöyle bir ifade yer alýyor: “…özür-lülüðün ve engelliliðin yaygýnlaþmasýndayoksulluðun doðrudan büyük bir etkisi

vardýr. Yoksulluk, özürlülüðün neden vesonucundaki etkendir. Yoksulluðun oluþ-turduðu engeller özürlü insanlarýnayrýmcýlýk içinde tutulmalarýna, olumsuzdavranýþ ve uygulamalarýn güçlenmesinede neden olmaktadýr. Özellikle çalýþmayaþamýnda özürlülere yönelik ayrýmcýlýkyapýlmaktadýr. Özürlülerin geliþmelerinisaðlamak için onlarýn iyi eðitilmeleri,beceriler ile donatýlmalarý, fýrsat ve elver-iþli ortamlar yaratarak iþ yaþamlarýnadahil edilmeleri gerekir.”

Ancak ortaya konulan istatistiki veriler,korkunç gerçekleri açýkça gözler önüne

seriyor. Sakatlarýn %40’a yakýný okumayazma bilmiyor, %78’ü iþgücüne dahildeðil, %53’i bir sosyal güvenlik kurumu-na kayýtlý deðil. Saðlýk hizmetlerindenyararlanamayan sakatlarýn oraný %45,bakým ve rehabilitasyon hizmetlerindenyararlanamayanlarýn oraný %94, eðitimhizmetinden yararlanamayanlarýn oranýise %88. Bahsi geçen araþtýrma, sakatlarýneðitim ve okuryazarlýk seviyeleriningenel nüfusa göre çok daha düþükolmasýyla ilgili, “…bu durumun baþlýcanedeni, engellilerin engellenmesindenkaynaklanmaktadýr” diyor.

10-117 Mayýs “Engelliler” Haftasý: En büyük engel kapitalizm, onlarýn hiç bir hakký yok!

Sakatlýðý olan insanlargörmezden gelinemez