sosyalist İşçi 306

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 306 28 Aralýk 2007 1 YTL Amerika’nýn “teröre karþý savaþ”ý Afrikaya yayýlýyor: Africom - F. Aloðlu Somali: Amerikan destekli iþgale direniþ büyüyor Abdisalam Guled Pakistan çýkmazý Kalpsiz dünyada Filistin mülteci kamplarý Yýldýz Ramazanoðlu Nükleer çýlgýnlýk Volkan Akyýldýrým Küresel ýsýnma yoksullarý vuruyor Çaðla Oflaz Sizi Kyotocular sizi! Þenol Karakaþ Ulusal sorunun marksist ABC’si Roni Margulies Sosyalist Ýþçi satýcýlarýndan isteyin YENÝ ÇIKTI Yoksullarýn partisi olduðunu söyleyen AKP, IMF ile yeniden anlaþtý. IMF istekleri doðrultusunda elektrik yüzde 15 oranýnda pahalýlaþýyor. Elektriðin zamlan- masý sonucu her þeyin fiyatý artacak. Elektrik enflasyon artýþý oranýnda sürekli zamlanacak. Hükümet, IMF’nin uzun süredir geçmesi için baský yaptýðý Sosyal Güvenlik ve Genel Saðlýk Sigortasý Yasasý’ný 15 Ocak’a kadar yasalaþtýracaðýný söylüyor. Emeklilik yaþý bu yasayla 65’e yükseltilecek. Saðlýk hizmetleri tamamen paralý hale gelecek. IMF’ye verilen sözlerin sonuncusu Halk- bank ve elde kalan diðer kamu bankalarýnýn özelleþtirilmesi. Kamunun parasý, þirketlerin kasasýna aktarýlacak. Milyonlarca insanýn aleyhine olan bu þartlar karþýlýðýnda IMF ile olan borç döngüsü devam edecek. Ana borç olduðu yerde dura- cak, alýnan yeni kredilerle birlikte borç faiz- leri katlanacak. Dünya çoktan IMF’den vazgeçti. Arjantin’de IMF programýnýn toplumsal çöküþe yol açmasýna karþý çýkan isyan sonucu IMF bir çok devlet tarafýndan yaka silkilen itibarsýz bir kurum haline geldi. IMF’ye borçlanan tüm ülkeler borçlarýný kapayýp, IMF’ye ‘güle güle’ derken en borçlu ülke Türkiye anlaþma imzalamaya devam ediyor. IMF paketindeki yeni-liberal saldýrganlýðý durdurmak zorundayýz. Sendikalar ve meslek örgütleri SGGSS’ye karþý seslerini yükseltiyor. Yasanýn getirecek- leri konusunda ne kadar çok kiþi bilgilenirse, tepki hýzla büyüyecek. AKP’nin yeni-liberal yüzü ilk kez dolaysýz olarak açýða çýkýyor. Tayyip Erdoðan bolca övündüðü ‘yüzde 47’ye ihanet ediyor. Yeni-liberalizme karþý mücadele kitlesel bir karakter kazanýrsa, diðer mücadelelerle bir- leþirse, iþte o zaman AKP’nin önü kesilebilir. IMF’yi kovmak, AKP’yi yenmek için kitlesel bir mücadeleyi inþa edelim. Silahlar sussun barýþ konuþsun Hükümet IMF’ye teslim oldu Geçtiðimiz aylarýn yoðun milliyetçi histeri- sinin ardýndan Türk savaþ uçaklarý Kuzey Irak Kürt bölgesini bombalamaya baþladýlar. Ýki hava saldýrýsýnýn ardýndan binlerce ton bomba bölgeye atýldý. Türk basýný bombardýmaný coþku ile karþýladý. “Terörist PKK kamplarýnýn” yerle bir edildiði söyleniyor. Genelkurmay yüzlerce PKK’linin “etkisiz hale getirildiðini” yani öldürüldüðünü söylüyor, ama tam bir açýklama yok. Bombardýmana giden Türk uçaklarýna bil- giyi Amerika ordusu veriyor. Amerika gös- teriyor, Türkiye vuruyor. Türk Genelkurmayý yaptýðý operasyonu siyonist Ýsrail’den aldýðý casus uçaklarý ile izliyor. Ayný uçaklar Filistin halkýnýn direniþine de karþý kullanýlýyor. Ancak, birçok kaynak herþeye raðmen bom- bardýmanýn etkisiz olduðunu söylüyor. Bir anlamda uçaklar Türk milliyetçiliðini yatýþtýrýyor, sakinleþtiriyor. “Ýþte vurduk, merak etmeyin yakýnda yok edeceðiz” mesajý verilmeye çalýþýlýyor. Bu tür mesajlarý defalarca duyduk. Bu nedenle çözüm kurþun ve bomba atmak deðil, barýþ elini uzatmak. Çözüm, ancak barýþ içinde bulunabilir. Baþka çare olmadýðý aslýnda çok açýk. Bu nedenle hükümetin “sýnýr ötesi askeri harekatý” derhal durdurmasý ve barýþçý adým- lar atmasý gerekir. Barýþa bir þans verilmesi gerekir. Savaþ karþýtlarý, sosyalistler yýlmadan barýþý, askeri harekatýn son bulmasýný savunacaklardýr. Çünkü baþka çözüm yok. ARTIK YETER 2007’nin deðerlendirmesi Direnen dünya Maskelerin düþtüðü yýl Doðan Tarkan ile yeni sol üzerine söyleþi Sayfa: 5 - 6 - 7 - 8 Gerçek demokrasi nedir? John Molyneux Sayfa: 9

Upload: sosyalist-isci

Post on 07-Mar-2016

235 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 306

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 306

sosyalist isciDEVRÝMCÝ ANTÝKAPÝTALÝST GAZETE

www.sosyalistisci.org

SAYI: 306 28 Aralýk 2007 1 YTL

Amerika’nýn “teröre karþýsavaþ”ý Afrikaya yayýlýyor:Africom - F. Aloðlu

Somali: Amerikan destekliiþgale direniþ büyüyorAbdisalam Guled

Pakistan çýkmazý

Kalpsiz dünyada Filistinmülteci kamplarýYýldýz Ramazanoðlu

Nükleer çýlgýnlýkVolkan Akyýldýrým

Küresel ýsýnmayoksullarý vuruyorÇaðla Oflaz

Sizi Kyotocular sizi!Þenol Karakaþ

Ulusal sorununmarksist ABC’siRoni Margulies

Sosyalist Ýþçisatýcýlarýndan isteyin

YENÝ ÇIKTI

Yoksullarýn partisi olduðunu söyleyen AKP,IMF ile yeniden anlaþtý.

IMF istekleri doðrultusunda elektrik yüzde15 oranýnda pahalýlaþýyor. Elektriðin zamlan-masý sonucu her þeyin fiyatý artacak. Elektrikenflasyon artýþý oranýnda sürekli zamlanacak.

Hükümet, IMF’nin uzun süredir geçmesiiçin baský yaptýðý Sosyal Güvenlik ve GenelSaðlýk Sigortasý Yasasý’ný 15 Ocak’a kadaryasalaþtýracaðýný söylüyor. Emeklilik yaþý buyasayla 65’e yükseltilecek. Saðlýk hizmetleritamamen paralý hale gelecek.

IMF’ye verilen sözlerin sonuncusu Halk-bank ve elde kalan diðer kamu bankalarýnýnözelleþtirilmesi. Kamunun parasý, þirketlerinkasasýna aktarýlacak.

Milyonlarca insanýn aleyhine olan bu þartlarkarþýlýðýnda IMF ile olan borç döngüsüdevam edecek. Ana borç olduðu yerde dura-cak, alýnan yeni kredilerle birlikte borç faiz-leri katlanacak.

Dünya çoktan IMF’den vazgeçti.

Arjantin’de IMF programýnýn toplumsalçöküþe yol açmasýna karþý çýkan isyan sonucuIMF bir çok devlet tarafýndan yaka silkilenitibarsýz bir kurum haline geldi.

IMF’ye borçlanan tüm ülkeler borçlarýnýkapayýp, IMF’ye ‘güle güle’ derken en borçluülke Türkiye anlaþma imzalamaya devamediyor.

IMF paketindeki yeni-liberal saldýrganlýðýdurdurmak zorundayýz.

Sendikalar ve meslek örgütleri SGGSS’yekarþý seslerini yükseltiyor. Yasanýn getirecek-leri konusunda ne kadar çok kiþi bilgilenirse,tepki hýzla büyüyecek.

AKP’nin yeni-liberal yüzü ilk kez dolaysýzolarak açýða çýkýyor. Tayyip Erdoðan bolcaövündüðü ‘yüzde 47’ye ihanet ediyor.

Yeni-liberalizme karþý mücadele kitlesel birkarakter kazanýrsa, diðer mücadelelerle bir-leþirse, iþte o zaman AKP’nin önü kesilebilir.

IMF’yi kovmak, AKP’yi yenmek için kitleselbir mücadeleyi inþa edelim.

Silahlar sussunbarýþ konuþsun

Hükümet IMF’ye teslim oldu

Geçtiðimiz aylarýn yoðun milliyetçi histeri-sinin ardýndan Türk savaþ uçaklarý KuzeyIrak Kürt bölgesini bombalamaya baþladýlar.Ýki hava saldýrýsýnýn ardýndan binlerce tonbomba bölgeye atýldý.

Türk basýný bombardýmaný coþku ilekarþýladý. “Terörist PKK kamplarýnýn” yerlebir edildiði söyleniyor.

Genelkurmay yüzlerce PKK’linin “etkisizhale getirildiðini” yani öldürüldüðünüsöylüyor, ama tam bir açýklama yok.

Bombardýmana giden Türk uçaklarýna bil-giyi Amerika ordusu veriyor. Amerika gös-teriyor, Türkiye vuruyor.

Türk Genelkurmayý yaptýðý operasyonusiyonist Ýsrail’den aldýðý casus uçaklarý ileizliyor. Ayný uçaklar Filistin halkýnýndireniþine de karþý kullanýlýyor.

Ancak, birçok kaynak herþeye raðmen bom-bardýmanýn etkisiz olduðunu söylüyor. Biranlamda uçaklar Türk milliyetçiliðiniyatýþtýrýyor, sakinleþtiriyor. “Ýþte vurduk,merak etmeyin yakýnda yok edeceðiz” mesajýverilmeye çalýþýlýyor.

Bu tür mesajlarý defalarca duyduk. Bunedenle çözüm kurþun ve bomba atmakdeðil, barýþ elini uzatmak.

Çözüm, ancak barýþ içinde bulunabilir.Baþka çare olmadýðý aslýnda çok açýk. Bunedenle hükümetin “sýnýr ötesi askeriharekatý” derhal durdurmasý ve barýþçý adým-lar atmasý gerekir.

Barýþa bir þans verilmesi gerekir. Savaþkarþýtlarý, sosyalistler yýlmadan barýþý, askeriharekatýn son bulmasýný savunacaklardýr.Çünkü baþka çözüm yok.

ARTIK YETER

2007’nindeðerlendirmesi

Direnen dünya

Maskelerindüþtüðü yýl

Doðan Tarkan ile yenisol üzerine söyleþi

Sayfa: 5-66-77-88

Gerçek demokrasinedir?

John Molyneux

Sayfa: 9

Page 2: Sosyalist İşçi 306

2 sosyalist iþçi sayý: 306

Henüz birkaç hafta önce,insan tacirlerinin birbalýkçý teknesine istifle-yerek kaderine terk ettiði50 mülteci hayatýný kaybet-miþken, geçtiðimiz gün-lerde sekiz mülteci deboðularak hayatýný kaybet-ti. Her mülteciden 2-3 bindolar alan insan tacirleriderme çatma teknelerleumuda yolculuða çýkanmültecileri ölüme yolcu-luða çýkartýyorlar.

Basýna yansýyan trajedi-lerin dýþýnda, onlarcasýnýn

daha gerçekleþtiðinidüþünmemek için birneden yok. Ýnsan HaklarýGündemi Derneði'nin(ÝHGD) bir araþtýrmasýnagöre her yýl Türkiyeüzerinden 500 bin kiþiinsan tacirleri tarafýndanAvrupa'ya kaçýrýlýyor. Bumilyarlarca dolarlýk birpasta anlamýna geliyor.

Yerküre üzerinde her yýlon milyonlarca insanhareket halinde ve daha iyibir hayat için yerdeðiþtiriyor. Yoksulluðun

ve kuraklýðýn vurduðu onmilyonlar göç yollarýndaya hayatlarýný kaybediyor-lar ya da dünyada cehen-nemi yaþýyorlar.

Göç yollarý üzerindebulunan Türkiye'den heryýl yüz binlerce mültecigeçiyor. Çok sayýda mülte-ci Ege sularýnda boðuluphayatýný kaybederkenbüyük çoðunluðu da insantacirlerinin ve TürkiyeCumhuriyeti devletinininsafýna kalýyor.

Hiçbir belgeye sahip

olmayan bu insanlar, entemel haklardan mahrumve risk altýnda yaþýyorlar,yaþamaya çalýþýyorlar.

Türkiye'de mültecilersokaklara terkedilmiþdurumdalar ve sürekliolarak polis terörününtehditi altýndalar.Sýðýndýklarý ülkede ýrkçýmilliyetçi saldýrýlara maruzkalan ve sýðýnmacý deðilkaçak olarak görülen mil-yonlar kapitalizmin adalet-sizliðinin yarattýðý yenisonuçlardan biri.

Sýðýnmacýlar ölüme terkediliyor

Mecliste, Kuzey Irak'adönük operasyonu içerentezkerenin geçmesindensonra hükümetin yetkiverdiði Türk SilahlýKuvvetleri 16 Aralýk'taKuzey Irak'a dönük havaoperasyonu düzenledi.Ardýndan Genelkurmay,operasyonun çok baþarýlýve etkili geçtiðini ve amacaulaþýldýðýný açýkladý. Uzunsüre AKP'yi iþbirliðiylesuçlayan milliyetçi kanat,operasyonla zafer çýðlýklarýatmaya þimdiden baþladý.

Kürt sorununda þiddetive imhayý savunanlar,operasyonla birlikte büyükbir adým attýklarýnýdüþünüyorlar. Kürtleredönük saldýrýlar uzunsüredir gündemde tutu-larak toplumda milliyetçihisteriler canlý tutulmayaçalýþýlýyor. Kürtlere dönüksaldýrýlar ve linç giriþim-leriyle bu hava yaygýn-laþtýrýlýyor. Kürtlerin siyasitemsilcisi olan ve milyon-larca oyla meclise girenDTP meclis dýþýna atýlmayaçalýþýlýyor.

Kürt halkýna dönük busaldýrý ordu, CHP ve

MHP'nin baþýný çektiðimilliyetçi kanat tarafýndankýþkýrtýlýyor. Bu kanatAKP'ye dönük muhalefeti-ni de tamamen Kürt düþ-manlýðýna yaslanan ýrkçýlýktemelinde yapýyor.

Irkçýlýðýn ve savaþçýðýrtkanlýðýnýn yük-seldiðinin düþünüldüðübir ortamda da, ordu gönülrahatlýðýyla güle oynayaoperasyona gidiyor. Genel-kurmay Baþkaný’na görezaten operasyonu izlemekBBG (Biri Bizi Gözetliyor)evini izlemek gibi bir þey.Kürt yerleþim bölgelerininbombalanmasýný keyifleizleyen ve bombalamalar-dan sonra huzura kavuþanGenelkurmay BaþkanýTSK'nýn gücünü dünyayave Türk halkýna gösterdiði-ni iddia ediyor.

Sivil yerleþimler debombalandý

Kuzey Irak'ta Kürt böl-gelerinin bombalanmasýnaen ciddi itirazlar doðalolarak bölge halkýndangeldi. Kürt yöneticilerbombalamalarýn salt PKKkamplarýyla sýnýrlý

olmadýðýný, sivil yerleþimbölgelerinin de (hastaneler,köprüler vs.) bomba-landýðýný söylediler. Oysagenelkurmay operasyonunçok dikkatli yürütüldüðü-nü hiçbir sivil yerleþimezarar verilmediðini iddiaetmiþti.

Kiralýk teknolojiKomutanlara bombala-

mayý BBG evi gibi izlet-tiren ve Türk SilahlýKuvvetleri'nin gücü veyüksek teknolojisi olarakanlatýlan, insansýz havaaraçlarý. Adýna Heron(Kartal) denilen bu araçlar-dan ordunun elinde birtane var. O da Ýsrail'denkiralanmýþ vaziyette. Ama2008 ortalarýnda yüzlercemilyon dolarla bu araçlar-dan 10 adet alýnmasý plan-lanýyor.

Ýkinci operasyon16 Aralýk'taki ilk operas-

yonun ardýndan, 22Aralýk'ta ikinci operasyongerçekleþtirildi. Ýkincioperasyon PKK'nin yoðunolarak bulunduðu iddiaedilen Zap bölgesi, 8

askerin teslim edildiðiGenco bölgesi bombalandý.Ayný tezahüratlar vealkýþlar bu operasyondansonra da yapýldý.

Bugün barýþ için çabala-yanlarý susturmak isteyen-ler, silahlarýný çýkararakbaþka bir ülkenin sýnýr-larýný ihlal ederekdemokrasiyi budamakistiyorlar. Onlarýn konum-larý ve çýkarlarý bunugerektiriyor. Barýþtan veözgürlükten yana çýkarlarýolanlarýn yani büyük ço-ðunluðun ise bu açýk iþgalgiriþimine karþý çýkmalarýve halklarýn kardeþliðiniöne çýkarmalarý gerekiyor.

Seçim öncesi tutumuylabugünkü uygulamalarýarasýnda büyük bir farkolan AKP de dahil, MHP,CHP ve kendine ulusal yada yurtsever diyen soldadahil demokrasiyi fitille-meye çalýþan güçlere karþý,Kürt halkýnýn yanýnda yeralmak özgürlük isteyensaflarý geniþletmek gerekir.Bugün, operasyona açýkçakarþý çýkmak demokrasinindevamý için önde gelenkoþullardan birisi.

Operasyon mu,iþgal giriþimi mi?

Saðlýkta hak gaspýSaðlýkta tasarruf uygulamalarý, hastalarý ve yakýnlarýný

vurmaya devam ediyor. Hükümet bir yandan herkesesaðlýk hakký propagandasýyla yeni saðlýk yasalarýnýgeçirirken, öte yandan ne kadar saðlýk hakký varsaortadan kaldýrmaya devam ediyor. Hükümet saðlýkolanaklarýnýn herkese açýk ve eþit bir biçimde verileceði-ni söylüyor. Bazý uygulamalar þimdiden, kimsenin hak-lardan eþit biçimde yararlanamayacaðýný gösteriyor.

Örneðin þimdiye kadar iþitme cihazlarýný sosyalgüvenceleri karþýlýðý alan duyma engelliler, artýk bucihazlarý alamýyor. Uygulama yetiþkinleri sessizliðegömerken, geliþme çaðýnda bu cihazlardan yararlana-mayan engelli çocuklarýn konuþma yeteneðini kazana-mamalarý nedeni ile durumdan olumsuz etkileniyorlar.Bunlarýn devamýnda ölümcül hastalýklara yakalananhastalarýn da ilaçlarýna engel konabilir. Þimdiden saðlýk-taki bu uygulamalarýn geniþ bir teþhiri gerekir.

Bombalar yaðarkenne dediler

TSK Kürt yerleþim bölgelerine bomba yaðdýrýrken,yetkililer ve parti yöneticileri operasyon hakkýndaneler dediler?

CHP Genel Baþkaný Deniz Baykal: "CHP'ninmüdahalesi olmasa sýnýr ötesi operasyon olurmuydu? Bu tedbirler zamanýnda alýnsýn diyeuyardýk. Ýlla Daðlýca'da 12 askerimizi þehit verme-miz mi gerekiyordu?"

MHP Genel Baþkan Vekili Oktay Vural: "Genelkurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt 12 Nisan'da sýnýrötesinin gerekli olduðunu ifade etmiþti. Aradangeçen süreye baktýðýmýzda operasyon için geç kalýn-mýþtýr. Bu sýnýrlý bir operasyondur. Kara harekatýyladesteklenmelidir."

CHP Genel Baþkan Yardýmcýsý Onur Öymen:"Sadece hava gücü kullanýmý yetmez. Hükümettezkereyi meclisten geçirdiði halde, 1.5 ay kadar birsüre TSK'ya gerekli yetkiyi vermedi. Kapsamlý biroperasyon yapýlmasýný umut ediyoruz. Þu sýralarteröristlere af manasýna gelecek düzenlemelerdenkaçýnmak gerekir.

Genel Kurmay Baþkaný Yaþar Büyükanýt: TSK ilegurur duyuyorum. TSK'nýn geldiði noktayý gördüm.Bütün geceyi orada geçirdim. Sabah evime gelirkenhuzur içindeydim. Bütün gece karargahta harekatýcanlý izledik. Bütün komutanlar birlikte izledik.TSK'nýn olanaklarý bildiðiniz gibi deðil.

Bir hava saldýrýsý 20 milyon dolar

Ordunun yaptýðý ilk dört saatlik hava operas-yonunun maliyeti 20 milyon dolar. Bunun 5 milyondolarýný yakýt, 13 milyon dolarýný atýlan bombalar,2 milyon dolarýný atýlan toplar oluþturuyor.

48 adet F-16 savaþ uçaðýný 4 saatlik uçuþ maliyeti4 milyon 800 bin dolar. 4 adet F-4'ün 4 saatlik uçuþmaliyeti ise 480 bin dolar.

Hava saldýrýsýnda 250, 500 ve 980 kiloluk MK-82,MK-83 ve MK-84 tipi serbest düþüþlü bombalarkullanýldý.52 uçak toplam 3 saldýrý uçuþu yaptý. Heruçak toplam 5 ton bomba attý. Her bir bombanýnmaliyeti 26 bin dolar. Toplamda 13 milyon dolarlýkbomba atýldý.

Saldýrýda çeþitli çapta top ve obüsler kullanýldý.Bu mühimmatýn yaklaþýk maliyetinin ise 2 milyondolar olduðu söyleniyor.

Page 3: Sosyalist İşçi 306

Þenol KARAKAÞ

Kuzey Irak bombalandý, genel baþkan-larý tutuklandý, partileri hakkýnda kap-atýlma iþlemleri baþlatýldý. Genelkurmayve hükümet operasyonlarýn süreceðiniaçýkladý, 13 askerin öldüðü Daðlýcabaskýnýndan sonra DTP binalarýna taþlýsoplaý saldýrýlar yaþandý. Meclisteki DTPmilletvekilleri tam bir kuþatma altýnda,ölümle tehdit ediliyorlar. Faþist linçgüruhlarý, Ankara sokaklarýnda "meclisibasarýz, yirmi kiþiyi asarýz" diyerek DTPüzerinde terör estiriyor.

DTP'nin baþýna daha ne gelebilirdi?

DTP'nin baþýna bir desol.org.tr düþtü!

Bütün bu geliþmelerden daha büyükbir felaket geldi DTP'nin baþýna: ÝlkerBelek! Ýlker Belek imzalý DTP baþlýklýyazý 24 Aralýk tarihinde www.sol.org.trsitesinde yayýnlandý. Site, malum,TKP'nin sesi. Dolayýsýyla, Belek'in yazýsýTKP'nin sesi gibi görülebilir.

Yazý, "vurun abalýya" diye baðýrýyor."Derin" analizler içeriyor. Terbiye sýnýr-larýný zorluyor. Sonlara doðru, DTP,"düzen güçleriyle siyasal ve ideolojikolarak fingirdeþen bir parti" olarak tarifediliyor.

Dikkat: DTP AKP deðildir!Belek'in muradý apaçýk ortada! Kürt

halkýna doðru yolu göstermek! Bu yüz-den yazýda þu kesin yargýya rastlýyoruz:"DTP bugün Amerikancý, AB'ci ve liber-al bir partidir."

Geçen ay Diyarbakýr mitingindeonbinlerce DTP'linin "Katil ABD" slo-ganlarýyla yürümesi, DTP'nin karþý çýk-týðý operasyonlarýn ABD iþbirliðiylegerçekleþmesi hiçbir öneme sahip deðil!Önemli olan Belek'in Kürt halkýnadoðru yolu göstermekte kararlý olmasý.

Leninizmden trajik kopuþUlusal sorun çetrefilli bir konudur.

Konu hakkýnda özellikle Rus devrimciLenin’'in tezlerini bilmeden ahkamkesenler hýzla Lenin'in sosyal þovenizmolarak tarif ettiði bir büyük hatanýniçine saplanabilirler. Kürt hareketinidüzen partileriyle "fingirdeþmek"lesuçlarken bir de bakmýþsýnýz egemensýnýfýn en koyu milli fikirleriyle flörtetmeye baþlamýþsýnýz!

Belek utanmasa, DTP'nin Türkiye'niniktidar partisi olduðunu ilan edecek.Amerikancý, AB'ci ve liberal. OkuyanIMF ile stand-by anlaþmasýný DTP'ninimzaladýðýný, Genelkurmay, MHP, ABDbaþkanlýk sözcüsü, CHP ve bilcümlemilliyetçiyle birlikte DTP'nin KuzeyIrak'ý bombaladýðýný düþünecek.

Büyük zoka, milliyetçilikÝlhan Belek'in ve TKP'nin bu sert DTP

aleyhtarlýðýnýn, Kürt hareketine yönelikneredeyse hezeyan halindeki iftiralarýnarkasýnda, yutulmuþ kocaman bir zokayatýyor. Bu milliyetçilik zokasýdýr!

Bu Kürt halkýnýn ve onun her düzeydetemsilcisi olan Kürt hareketinin en çokdayanýþmaya ihtiyaç duyduðu anda,sosyalizm soslu milli fikilerin etkisiyle,Kürt halkýna çelme takmaktýr. Ezenulusun sosyalistlerinin en temel görevi,ezen devlet aygýtýna, bu devlet aygýtýnýnmeþruluk kazanmasýna yardýmcý olanezen burjuvazinin, ezen ulusun patron-larýnýn milliyetçiliðine karþý çýkmaktýr.

Koþul sürenlersosyalist olamaz

Bu tutumu almak için ezilen ulusuntaleplerine, zaman zaman yalpala-malarýna bakanlar, ezilen halkladayanýþmak için binbir koþul öne süren-ler, dayanýþma yeteneði sergileyeme-

zler. Ezilen halkýn özgürlük mücade-lesinin keskinleþtiði dönemde dayanýþ-ma sergileyemeyenler, tutumlarýný haklýgöstermek için binbir dereden sugetirseler de çoktan sýnýfta kalmýþ, ege-men sýnýf milliyetçiliði karþýsýndamaðlup olmuþlardýr.

Evet, DTP Kürt partisidir!Belek, "DTP'nin ulusalcýlýðý Anadolu

emekçi sýnýflarýný bölen bir çizgidir"diyor. Ve DTP'yi Türkiyeli olmamaklasuçluyor. Farkýndaysanýz Kürt illeriwww.sol.org.tr sitesi yazarý tarafýndanbir çýrpýda "Anadolu" meseslesineindirgeniyor, ayan beyan ortada olanbir gerçek, DTP'nin Kürt partisi olmasýgerçeði, eleþtiri bombardýmanýna tutu-luyor.

Ýnsanýn, "saðolsun, en azýndanKürtlerin varlýðýný tanýyor" diyesi geli-yor ama yazarýn kafasýnda Kürtlerin deAnadolu emekçileri içinde erimesi gere-ken bir toplumsal grup olduðu o kadaraçýk ki, Kürtlerin varlýðýný tanýmasýndanmemnuyiyet duymak imkansýz.

Kafalar karmakarýþBelek'in kafasý ulusal sorunda kar-

makarýþ olmuþ. Þöyle diyor: "Bugün,bilinen anlamda devrimci bir ulusalhareket yaratma-sürdürme þansý yoktur.Tam tersine bugün bir hareketin ulusal-cý çizgide kalabilmesi bile solculuðuyla,sýnýf hareketine yakýnlýðýylaolanaklýdýr."

Burada tarif ettiði kendisi aslýnda.Kendi ulusalcýlýðýný solculuðuyla açýk-lýyor. Herkes kendi ulusalcýlýðýný birtutum içinde açýklayabilir ama bu, tamda bugün, Kürt hareketinin "bilinenanlamda devrimci bir ulusal hareketyaratma-sürdürme" çabasý içindeolduðu gerçeðini deðiþtirmez. "Bilinenanlamda devrimci" ulusal mücadelelafzý, totolojik bir saçmalýktýr. Saftoplumsal mücadele bekleyen ütopik-lerin düþüdür bu saçmalýk.

Paradigma deðil, ekmek,barýþ, adalet!

Belek, Kürt hareketinin vüyük para-digmasýný yitirdiðini ilan ederken þöylediyor: "Ancak büyük paradigmalar,acýlar pahasýna, halklarý büyük isyan-lara sürükleyebilir." Ve tabii ki Kürthareketi "ayrý devlet projesi"nden vazgeçtiðinde büyük paradigmasýný dayitirmiþ. Bu ise Kürt halkýnýn seçimlerdeAKP'yi tercih etmesinin nedeni olmuþ!

Bu anlatýlanlarýn tümü milli bir masal.Yazýnýn bir yerinde "Ýçinde DTP'nin deyer aldýðý Kürt hareketinin son bir kaçyýla kadarki kitleselliðinin arkasýnda"cümlesiyle, Kürt harekertinin kitlegücünün eridiði de alttan alta anlatýlmýþoluyor. Sayý saymasýný bilmeyen Belekgibilere tavsiyemiz, "halkýn TKP'sinin"Türkiye çapýnda aldýðý oyla, DTP'ninsadece Ýstanbul 3.Bölgede aldýðý oyu altalta yazýp, bir çýkartma yapmalarýdýr.Bir Newroz'da göz altýna alýnan DTPüyesi sayýsý, TKP dahil Türk solununtüm örgütlerinin üye sayýsýndan

fazladýr.Ama sorun, Kürt halkýnýn paradig-

masýný yitirdiði yaklaþmýndadýr.Halklar ve büyük paradigma! Halkarýnparadigmalar peþinde koþtuðunudüþünmek için, halký, felsefe profesör-leri grubu olarak görmek isteyen biraydýnlanmacý olmak gerek. 1917 Ekimdevriminden önce gerçekleþen Þubatdevriminde, örgütlü sosyalistler dýþýndahalkýn büyük paradigmasý üç sözcüktenibaretti: Ekmek, barýþ, toprak!

"Ben Kürt'üm dememücadelesinin nesinibeðenmiyorsunuz?

Kürt halký da en baþýndan beri, özgür-lük için mücadele ediyor, temel halklarýiçin mücadele ediyor, ana dili içinmücadele etmek, ben kürdüm diy-bilmek için mücadele edebilmek,deðiþim için, anadilini özgürce konuþa-bilmek için mücadele ediyor, göðsünügere gere, "Evet, ben Kürt'üm" diye-bilmek için mücadele ediyor. Mücadeleettikçe kendini bulduðu için, mücadeleettikçe yüceldiði için mücadele ediyor.Kürt hareketini kitleselleþtiren büyükparadigma Belek'in sandýðý gibi ayrýdevlet kurma ideali deðil, bu en temeltoplumsal taleplerdi.

Sýnýf hareketini bölen,ayaða kalk!

Bir ezen ulus sosyalistinin ezilenhalkýn kitlesel, meþru ve resmi temsil-cisini, "her yaptýðýyla sýnýf hareketinizayýflatan, bölen, milliyetçi hezeyanlaradestek veren" güç olarak tanýmlamasýiçin sosyalizmin en basit deðerlerindenvaz geçmiþ olmasý gerekir!

Sýnýf hareketini kim bölüyor? DTP!Milliyetçi hezeyanlara kim destek

veriyor? DTP!Sýnýf hareketini kim zayýflatýyor? DTP!O vakit þu DTP'den de kurtulmak

gerek!Ama zaten birileri bunun için düðm-

eye basmýþ durumda, size gerek yok ki!

Sol grupçuluk ve yurtseverlikSýnýf hareketini gerçekte kim bölüyor?

Egemen sýnýf milliyetçiliði ve bu mil-liyetçiliðin sol versiyonlarý!

Sýnýf hareketini kim zayýflatýyor?Soldaki sekterizm ve egemen sýnýf mil-liyetçiliðine sol bir sos katanlar!

Sýnýf hareketini kim bölüyor? Ýþçi sýnýfýsaflarýnda, "baþka bir ulusu ezen birulus özgür olamaz" demesini becere-meyenler, ezilen halkýn kendi kaderinibelirlemek için verdiði mücadeleyekoþulsuz bir biçimde destek olmak,"kendi patronlarýmýza karþý vereceðimizmücadeleyi kazanmak açýsýndan da enbelirleyici sýçramadýr" demesini becere-meyenler. Sýnýf hareketini bölenler bun-lar.

Bizim kaderimiz bir,ezilenlerin kaderi birdir!

Ve bunlarýn, "Artýk DTP ile sosyalisthareketimizin kaderleri ayrýdýr"demelerine hiç gerek yoktur! Siz, hiçbirulusal harekette bulamayacaðýnýzkoþullarý dayattýðýnýzda ve DTP'ye kim-lerin hangi koþullarý dayattýðýný farketmeden bu koþullarý dayattýðýnýzda,yollar çoktan ayrýlmýþtý.

Ezilen halkla dayanýþan, ezilen halkýdestekleyen, ezilen halkýn özgürlükmücadelesini savunmadan kendi hak-larý için sürdüreceði mücadeleyikazanamayacaðýný bilen, ezilen halkýdesteklemek için koþul dayatmayan,sosyalistler, antikapitalistler ve iþçihareketi kader birliði yapacaktýr. Kaderbirliði yapmak zorundadýr.

Bu yüzden bugün "Herpimiz Kürdüz,hepimiz DTP'liyiz!"

sayý: 306 sosyalist iþçi 3

sosyalist isci

Savaþ kime yarýyorKimbilir kaçýnca defa “Terör örgütü PKK bu

sefer bitiyor” laflarýný dinliyoruz. Amerikabilgi veriyor ve Türk savaþ uçaklarý KuzeyIrak’a binlerce ton bomba yaðdýrýyor. Neolduðu henüz belli deðil. GenelkurmayPKK’de aðýr kayýp verdirildiðini söylüyor,basýn yok ettik, imha ettik, haritadan sildik”diyor, Irak’ýn Kürdistan Özerk Bölgesi yöneti-mi ise Türk savaþ uçaklarýnýn sivil halkýöldürdüðünü söylüyor. Biraz zaman geçsindaha ayrýntýlý ve net bilgiler alýnýr. Zatengenelkurmay böylesi bir bilgi vereceðinisöylüyor.

Bu arada DTP Genel Baþkaný tutuklandý.Birçok DTP milletvekili hakkýnda soruþturmayapýlýyor, milletvekili olmalarýna raðmenyargýlanmalarýna devam ediliyor.

Öte yandan Taraf gazetesinde Neþe Düzelile konuþan DTP milletvekili SelahattinDemirtaþ bütün bu olup bitenle çeliþen bir-biçimde “Barýþa yaklaþtýk” diyor.

Bu çeliþik durum barýþýn elde edildiði birdizi ülkede de geçmiþte yaþanmýþtý. GüneyAfrika’da, Ýrlanda’da barýþ elde edilmedenönce þiddet en yüksek düzeye çýkmýþtý.

Bugün dikkat edilmesi gereken nokta tümaskeri adýmlarýn PKK’den çok Türkkamuoyunu hedeflemesi. Her hava saldýrýsýn-dan sonra ayný ses tonuyla ayný vurgularlaokunan haberler esas olarak Türk kamuoyunuhedefliyor.

Ýki muhalefet partisi, ýrkçý MHP ile “vatan-sever” CHP yapýlaný az görüp fazlasýný istiyor-lar ve dolayýsýyla sürekli olarak savaþýkýþkýrtýyorlar.

Ne yazýk ki Türk ordusunun operasyonuTürk solu içinde de akla karayý ayýrdý. Bir diziörgüt daha fazla Türk milliyetçiliðine kayýyor.DTP’ye saldýrýyor, onun eleþtiriyor. Kürt mil-liyetçiliði ile Türk milliyetçiliðini aynýlaþtýr-maya çalýþýyor. Kim dost, kim düþman herþeydaha netleþiyor.

Bugünlerde Kürt hareketinin, DTP’yi Ame-rikancý olmakla suçlamak moda oldu. Basýnýnköþe yazarlarý, solun yurtsever örgütleri Kürthareketine Amerikancý diye saldýrýyor. Bueleþtiriler sürerken Türk savaþ uçaklarý Ame-rikan ordusundan aldýðý bilgilerle KuzeyIrak’a, Kürt Bölgesine bomba yaðdýrýyor.

Solda ve saðda birçok siyasal örgüt savaþ-tan nemalanmaya çalýþýyor. Boþuna. Savaþýnkazanmasý mümkün deðil. Bu kaçýncý isyan,bu kaçýncý bastýrýlan, yok edilen örgüt? AmaKürt sorunu sürüyor. Çünkü çözüm savaþtadeðil, barýþta.

Silahlar sussun, barýþ konuþsun!

Dink’i, Pamuk’u veAkýn’ý savunmayadevam edeceðiz

Fazýl Say yurtdýþýna gitmek istediðinisöylüyor. Kendisine kalmýþ bir karar.

Basýnda Fazýl Say’a büyük bir destek var.AKP’ye saldýrmanýn fýrsatý olarak görülüyor.

Peki ama Arat Dink’ten, Hrant’ýn oðlundanne haber? Belçika’ya gitti. Döneceðini söylü-yor ama þimdilik Belçika’da.

Nobel Ödüllü Orhan Pamuk yurtdýþýnda.Gelmek istemiyor. “Akýllý ol, Orhan!” diyenfaþist sürüler ise pohpohlanýyor.

Fatih Akýn, bir iyi sinema yönetmeni. Askeregitmek, eline silah almak istemediðini söyle-di. Neredeyse linç ediliyordu.

Fazýl Say iyi de Orhan Pamuk’tan, FatihAkýn’dan, Arat Dink’den ne haber? Onlarýsosyalistlerden, enternasyonalistlerdenbaþka savunacak yok mu? Evet, yok. Ama bizonlarý savunmaya devam edeceðiz.

Kürt halkýnýn dostlarý!

Ulusal sorun çetrefilli birkonudur. Konu hakkýnda özel-

likle Rus devrimci Lenin’'intezlerini bilmeden ahkam

kesenler hýzla Lenin'in sosyalþovenizm olarak tarif ettiði bir

büyük hatanýn içinesaplanabilirler

Page 4: Sosyalist İşçi 306

4 sosyalist iþçi sayý: 306

Yakýn dostum þempanzeYeter yahu! Bu hafta da siyasetle uðraþmayalým!

Hem bayram, hem yýlbaþý, hem Noel. Bu hafta nedevrim, ne ikili iktidar, ne de devrimci durumolma ihtimali var. Ne Müslüman ne de Hýristiyanolup yýlbaþýný da baþka bir takvime göre kutlayanbir toplumda bir þeyler olabilir belki, ama ona dabizim yapabileceðimiz fazla bir þey olmaz. Buhafta hem sýnýf mücadelesiyle doðrudan ilgiliolmayan, üstelik de hiç uzmaný olmadýðým birkonuya, maymunla insanýn aynýlýðýna ve farklýlýðý-na takýlmýþ durumdayým.

Goril, þempanze, bonobo ve insan (yani primat-lar) doðrudan akraba. Dördü de beþ milyon yýlkadar önce yaþamýþ olan ortak bir atadan geliyor.En son ayrýþan ve dolayýsýyla en yakýn akrabaolanlar þempanze ile insan. Bu ikisinin toplamgenlerinin %98,6'sý ayný. Dahasý, þempanzeningenetik yapýsý gorile deðil, insana daha yakýn.

Aramýzdaki %1,4 gen farkýnýn nelere tekabülettiði henüz bulunmamýþ. Ama açýk ki, bunlardanbiri "dil". "Konuþmak" deðil, çünkü bir anlamdaþempanzeler de konuþuyor. Üç ana düþmanlarývar: Yýrtýcý kuþlar, yýlanlar ve kaplanlar. Bunlardanbiri göründüðü zaman þempanzelerin birbirleriniikaz etmek için attýðý çýðlýklar hangi düþmanýngöründüðünü belirtiyor. Bu sesler kaydedilmiþ veörneðin yýlan gördüðünde bir þempanzenin attýðýçýðlýk kayýttan çalýndýðýnda, çevredeki bütün þem-panzeler aðaçlara çýkmýþ. "Kuþ var!" çýðlýðýçalýndýðýnda hepsi çalýlarýn altýna saklanmýþ.Konuþuyorlar, ama "dil", yani simgesel bir iletiþimsistemi yok.

Ýkinci önemli fark, beyin boyutlarý. Ýnsan beyni,vücut boyutlarýna oranla, primatlar arasýnda enbüyüðü. (Erkeðin cinsel organý da öyle; gorillerinkiortalama 3-4 cm örneðin; ama konumuz bu deðil).Ýnsan beyninin niye bu kadar büyümüþ olduðubilimcileri çok düþündürüyor. Önemli bir ipucu,beyinlerimizin ön tarafýnýn en fazla büyümüþolmasý. Beynimizin bu bölümü (alnýmýzýn arkasý),insan iliþkilerini, toplumsal iliþkileri yönetenbölüm.

Nitekim, bizde olup da diðer primatlardaolmadýðý bilinen bir özellik þu: Biz, "Ben karþým-dakine þunu söylersem, o þöyle düþünecek, diðer-lerine þöyle diyecek, onlar da..." gibi birkaç katmantoplumsal iliþkiyi ayný andadüþünebiliyoruz.Þempanze ise "Þu dalý þu maymu-nun kafasýna bir geçirsem" diye düþünüyor,"Geçirdiðimde o ne düþünür" düzeyi yok. Bizimyaptýðýmýz her þeyde katman katman iliþkiyidüþünmemizi saðlayan, beynimizin çok büyükolan ön bölümü. (En yakýnlarýyla bile iliþki kura-mayan, tümüyle içe kapanýk otistik hastalarda,örneðin, bu bölüm çalýþmýyor).

Beynimizin, insan topluluklarý büyüdükçebüyüdüðü tahmin ediliyor. Ortalama þempanzeveya goril topluluklarý 20-30 kiþi, insan topluluk-larý ise 150. ("Ýstanbul'un nüfusu 20 milyon yahu!"dediðinizi duyar gibiyim; ama bugünden deðil,100-150 bin yýl önce hem fiziksel hem davranýþaçýsýndan "insan" olan ilk yaratýðýn ortaya çýk-masýný izleyen süreçten söz ediyorum). Dahabüyük topluluklar halinde yaþamak, daha toplum-sal düþünmeyi ve davranmayý gerektiriyor.

Kýsacasý, evrim süreci insaný özellikle toplumsal,çevresini düþünen ve bunu yapabilmek için gerekliorganlara sahip bir hayvan haline getirmiþ.

Zaten eskiden beri hep düþünürüm: Garip olan,insan toplumlarýnda ne kadar çok þiddet ve savaþolmasý deðil. Ne kadar az þiddet olmasý. Düþünün,küçücük bir alana alt alta üst üste 20 milyon insantýkýþmýþ, pek çoðu yoksul, aç ve mutsuz, hiçbirihiçbirini tanýmýyor ve buna raðmen büyük ölçüdebirbirlerinin ayaðýna basmadan, birbirlerinin hak-larýný çiðnemeden, birbirlerini boðazlamadanyaþýyorlar. Asýl þaþýlacak olan þey bu. Ama biryandan da, þaþýlacak bir þey yok, böyle evrim-leþmiþ çünkü insan.

Roni Margulies

GÖRÜÞ

Barýþ ÇALIÞKAN

301. madde Türk CezaYasasý'nýn (TCY) en tartýþ-malý maddelerinden biri.Yerleþik devlet kurum-larýný halka karþý koru-manýn yaný sýra "Türklüðüaþaðýlamaya" ceza öngö-rerek ýrkçýlýðýn da kapýsýnýaçýyor.

Irkçýlýk maddeninTürklüðü korumasýndadeðil elbette. Bütün diðeretnik gruplar karþýsýndasadece Türklüðü aþaðýla-maya ceza öngörmesinde.Yoksa Türklüðü aþaðýla-mak elbette suç sayýlmalý.Týpký bütün baþka etnikkimlikleri aþaðýlamak gibi.

Geliþmiþ bir demokrasideyasalar devlet karþýsýndayurttaþlarý korumayayarar. Elbette kapitalist sis-temin hüküm sürdüðü birdünyada bunun bütünüylegerçekleþmesi beklenemez.Ama yine de geliþmiþdemokrasilerde, uzun yýl-lar boyunca verilenmücadeleler sonucu eldeedilen haklarla, yasalarabu anlayýþ yerleþmiþtir.

Türkiye'de ise yasalarhalk karþýsýnda devletikoruyor. Cumhuriyetinparanoyak kendini korumarefleksi o denli güçlü kiyurttaþýn devlet karþýsýnda-

ki önemi devede kulakkadar kalýyor.

Ýfade özgürlüðüTCY 301. madde bununla

da sýnýrlý kalmýyor."Eleþtiri niteliði taþýyanaçýklamalar"ý kapsam dýþýbýrakýyor görünse de aslýn-da düþünce ve ifade özgür-lüðüne önemli kýsýtlamalargetiriyor. Bugüne kadaryargýlanan ve ceza alanlarýgöz önüne alýrsak buuygulamanýn sonuçlarý çokaçýk.

Devlet tarafýndan hazýr-latýlan "Azýnlýk Rapo-ru"ndan dava açýlan BaskýnOran ve Ýbrahim Kaboðlu,"1.5 milyon Ermeni, 30 binKürt öldürüldü." diyenOrhan Pamuk, romankahramaný yargýlanan ElifÞafak, faþistlerin ensesin-den vurduðu Agos gazete-si yazarý Hrant Dink enbilinen örnekler. Amauygulama bununla sýnýrlýkalmýyor.

Örneðin, bir gezisisýrasýnda Saðlýk Bakaný'nýnelini sýkmayý reddeden birgence 301'den dava açýla-biliyor. Ders kitabýndakiAtatürk resmine býyýkçizdiði için ortaokul öðren-cilerine soruþturma açýlý-yor. 301 sadece aydýn vesanatçýlarý deðil, sokaktaki

insaný, yani hepimiziilgilendiriyor. Sadecedüþündüðünü açýklayaninsanlarýn tepesindeDemokles kýlýcý gibi sal-lanan 301. madde her türlüdüþünce ve ifade özgür-lüðünü hedef tahtasýnayerleþtiriyor.

Bugünlerde (biraz daAvrupa Birliði'ninbasýncýyla) 301. maddededeðiþiklik yapýlmasýöngörülüyor. Ancak öne-riye göre "Türklüðüaþaðýlamak" ifadesi yerini"Türk milletini aþaðýlamak"olarak yeni bir ifadeyebýrakýyor. Yani aslýndahiçbir þey deðiþmiyor.

Bu maddede deðiþiklikyapýlmasý bir iþe yaramaz.Bütünüyle kaldýrmakgerekir. Eðer amaç gerçek-ten de Türklüðü korumak-sa bunu yapan bir maddeCeza Yasasý'nda zaten var:TCY 216. Bu madde ilesadece Türkler deðil bütünetnik gruplar ýrkçýaþaðýlanmaya karþýkorunuyor.

Eðer ayrýmcýlýðý ve 90yýldýr baþýmýza bela olanaþýrý milliyetçiliði törpüle-mek istiyorsak her þeydenönce 301. maddenin tama-men kaldýrýlmasý içinmücadele etmek zorun-dayýz.

301 kere hayýr!

19 Ocak,15:00

Hrant’ýunutma

Unutmahepimiz

halaErmeniyiz

DurDe giriþimi'nden301 karþýtý kampanya

"301Kaldýrýlsýn,IrkçýlarYargýlansýn!"

Irkçýlýða ve MilliyetçiliðeDurDe Giriþimi kuru-luþundan bu yana TCY301. madde ile ilgili etkin-likler yapýyor. Bu yýl ise"301 Kaldýrýlsýn, IrkçýlarYargýlansýn!" kampanyasýbaþlattý.

Geçtiðimiz Aðustos ayýn-da Barýþarock festivalindestand açarak kam-panyanýn ilk duyurusuyapýldý. Daha sonra Ýstan-bul'da ayný baþlýklatoplantýlar düzenlendi.

Giriþim, 15 Aralýk'taAnkara'da yaptýðý genelaktivist toplantýsýnda,kampanyayý yerellereyayarak geniþletme kararýaldý. Bu çerçevede Ýstan-bul, Ýzmir ve Ankara baþtaolmak üzere farklýþehirlerde 301 kampanyasýtanýtým toplantýlarý yapýla-cak. Toplanan imzalarýnmeclise temsilci bir gruparacýlýðýyla teslimedilmesinden sonra bir demiting düzenlenecek.Mitingin Mayýs ayý son-larýnda yapýlmasý plan-lanýyor.

Giriþim'in 301 kampa-nyasý ve diðer etkinlik-lerinden haberdar olmakiçin iletiþim bilgileri þöyle:

www.durde.org0535 885 76 15

Türkiye'de güvenlik güç-lerinin defalarca masayayatýrdýðý, onlarca kez raporettiði misyonerlikle ilgilifaaliyetler medyadagayrimüslimlerin hedefhaline gelmesine nedenoldu. MÝT, TSK veemniyetin tüm raporlarýn-da ortak nokta misyonerlikfaaliyetlerinin yalnýzcahristiyanlýðýn geliþtirilme-siyle sýnýrlý olmadýðý,Türkiye'nin ulusal birliðinetehdit oluþturduðuyönünde.

Devletin bu kurumlarýnýntehdit algýlayýþý Türkiye'degayrimüslimleri açýk birhedef haline getiriyor.Milliyetçilerin hedef halinegetirmesiyle Trabzon'daRahip Santoro, Ýstanbul'daHrant Dink öldürüldü.

Ardýndan Malatya'da biryayýnevinde üç hristiyankatledildi. MardinMidyat'ta bir rahipkaçýrýldý ve son olarak daÝzmir'de MeryemanaKilisesi'nin rahibi ayin

sýrasýnda býçaklý saldýrýyauðradý.

Devletin kurumlarýnýntakip ve tehditine raðmenmisyonerlik faaliyetiyasalarda bir suç olarakgörülmesi bir yana engel-lenmesi gerektiren birunsur da taþýmýyor.Devletin yetkilileri tarafýn-dan sürekli münferit olay-lar olarak görülmesine rað-men, Türk ve Müslümanolmayanlar büyük birtehdit altýnda yaþýyorlar.

Saldýrganlarýn profilinebakýldýðýnda yaþlarý dadahil büyük benzerliklertaþýyorlar. Ve bu tetikçilerdevletin korumasýnda vegüvencesinde olduklarýnýdüþünerek saldýrýlarýnadevam edecek zeminibuluyorlar.

Devlet hedef gösteriyor, tetikçiler vuruyor

Page 5: Sosyalist İşçi 306

sayý: 306 sosyalist iþçi 5

Cengiz ALÐAN

Her altý çocuktan biri açlýksýnýrýnda yaþýyor. Devlet desteðiolarak verilen gýda yardýmlarýn-daki kesintiler son 26 yýlýn endüþük düzeyinde. TarýmBakanlýðý verilerine göre 15 mil-yon çocuk okullarda düþükgelirlilere verilen öðle yemeðin-den faydalanýyor. 7 milyonçocuk da ücretsiz kahvaltý almakzorunda. 35.5 milyon insanyetersiz besleniyor. Bu rakamson bir yýlda 400 bin kiþi artmýþ.

Alýþýk olduðumuz bu istatistikîbilgiler yoksul bir Afrika ülkesin-den deðil; alýþýk olmadýðýmýz birülkeden, Amerika BirleþikDevletleri'nden. ABD'nin Teksasve New Meksico gibi bazý eyalet-lerinde açlýk sýnýrýndaki çocuk-larýn oraný %24'e varmýþ durum-da. California, Oregon, Utah gibibazý eyaletlerde de bu oran%20'lerde. Bu rakamlara 'home-less' denilen evsizler hiç dâhiledilmemiþ üstelik.

Tartýþmasýz dünyanýn en büyükekonomisi olan ve kiþi baþýnadüþen gelirde en üst sýralarda yeralan ABD'de bile bu eþitsizliðerastlanmasý tesadüf deðil. Neoliberal saldýrý düzeninin birsonucu. Bir yanda devasazenginlikler birikirken öte yandaher gün milyonlarca insan yeter-siz beslenme, temiz su,önlenebilir basit hastalýklar gibinedenlerle ölüyor. Neo liberalsaldýrý düzeni ancak bu eþitsizliküzerinde yükselebiliyor.

2007'de dünyaNeo liberal dünyanýn en güçlü

aktörleri dünya hegemonyasýiçin mücadeleyi hem ezilensýnýflarýn sosyal haklarýna karþýher türlü saldýrýyla, hem de bir-birleriyle rekabetten zaferle çýka-bilmek için, baþka halklara savaþaçarak sürdürüyor. Bugün içinpiramidin en tepesinde bulunanABD yaklaþýk beþ yýldýr Irak'tabir iþgal yürütüyor. Afganistan,Ýran, Suriye, Kore gibi pek çokülkeyi de terörist ilan ederekhegemonya savaþýna devam ede-ceðini açýklýyor.

Ancak bu saldýrýlara karþýdünya çapýnda direniþ de biryandan devam ediyor. 2007 yýlýyine bu direniþ ve mücadeleörnekleriyle dolu. Yýl biterken

bunlardan bazýlarýný hatýrlamak-ta fayda var.

OrtadoðuTerörle mücadele adý altýnda

yürütülen savaþlarýn en uzunzamandýr sürenleri Ortadoðutopraklarý üzerinde sürüyor.Irak'ta iþgalden bu yana yaklaþýkbir milyon insan öldü. Ülkenüfusunun %15'i yaþadýðýtopraðý terk etmek zorundakaldý. Ama bunca zamanda ABDve müttefikleri direniþi kýramadý.Hatta ABD yanýndaki müttefik-lerin çoðunu kaybetti.

Geçen yýl Ýsrail saldýrýsýnauðrayan Lübnan'da ve Suriye'detemsiliyet krizi çözülebilmiþdeðil. Filistin için Annapolis'tedüzenlenen toplantýdan yineçözüme yönelik bir adým çýk-madý. Bölgede ABD emperya-lizmine olan düþmanlýk hergeçen gün artýyor.

Pakistan'da darbe1999'da bir darbe gerçekleþtiren

general Pervez Müþerrefgeçtiðimiz kasým ayý baþýndaülkede olaðanüstü hal ilanederek anayasayý rafa kaldýrdý.Ancak darbeye karþý önceavukatlar, ardýndan da öðrenci-ler sokaklara döküldü.

Müþerref sýkýyönetime ikibahane gösteriyor. Ýlki ülkeninkuzeyinde süren çatýþmalar.Burada Ýslamcýlarýn güçlü olmasýnedeniyle (ve elbette hamisiABD'nin "terörle savaþ" strateji-sine uygun olarak) hükümet ve

ordu güçleri kontrolüsaðlayamýyor. Son altý aydýr daAfgan sýnýrýnda 100 bin askerleoperasyonlar yürütülüyor. Birneden de Müþerref'in hemgenelkurmay baþkaný hem decumhurbaþkaný olmak istemesi.

ABD elbette uzun süreli bumüttefikini kaybetmek istemiyor.Bir yandan Müþerref'ten ünifor-masýný çýkarmasýný isterken, öteyandan "Pakistan terörle savaþtakilit bir stratejik öneme sahip birmüttefik" diyerek diktatörü kol-luyor.

Muhalefette ise tutarlý bir çizgiizleyen güçlü bir siyasi parti yok.Solun önemli kýsmý "terörlesavaþ" konusunda Ýslamcýlýkfobisinden kurtulamadýðý içinkafa karýþýklýðýna sahip. Ýslamcýmuhalefet Müþerref'in devrilme-siyle Butto'nun iktidaragelmesinden çekiniyor.Butto'nun temsil ettiði kanat iseneo liberal politikalarý vedolayýsýyla "terörle savaþ"ýsürdüreceðini açýkladý. Þimdilikdaðýnýk olan muhalefet odaklarýiþçi sýnýfý ve yoksullarýn geniþdesteðini kazandýðý oranda ser-pilecektir.

Latin AmerikaABD emperyalizmine

direniþiyle tanýnan kýtadaki enönemli geliþmeler Venezüela'dayaþandý. ABD destekli iki darbegiriþiminden halk desteðiyle kur-tulan Chavez yönetimi önemlideneyimler geçirdi. Öncepetrolün kamulaþtýrýlmasýyla

baþlayan süreç yýllar içinde gelir-lerin halk yararýna da kullanýla-bileceðini kanýtladý.Venezüela'da geniþ halk yýðýnlarýkendi temsilcileri olarak gördük-leri 'Baþkan Chavez'i her adýmýn-da destekledi. Ancak Chavez buay içinde yapýlan anayasareferandumunda yenilgiyeuðradý. Chavez'in tasarýsý oyla-mayý %49.3'e karþýlýk %50.7 ilereddedildi. Üstelik de anayasataslaðý neo liberalizme karþýdüzenlemeler içeriyordu.Seçmenlerin %45'i oylamayakatýlmamýþ olsa da bu sonuçlarChavez'e olan desteðin azaldýðýnýgösteriyor. Bu nasýl oldu?

Sosyal haklardareformlar

Venezüela'nýn Bolivarcýanayasasý 1999'da kabul edildi.Yeni anayasa tasarýsýnda isesosyal haklara dair çok sayýdareform öneriliyordu. Örneðiniþsizler sosyal sigorta kapsamýnaalýnýyor, çalýþma saatleri gündesekiz saatten altý saate indiriliyor,kadýnlara yönelik cinsiyetçilikcezalandýrýlýyor, eðitim ve saðlýkhaklarý geniþletiliyordu. Bir türSovyet gibi iþleyen mahallekomitelerine yaslanan BelediyeKonseyleri'nin yetkileri arttýrýlýy-ordu.

Yeni taslakta "halk iktidarý"ifadesine yer veriliyor ve bu "21.yüzyýl sosyalizminin garantisi"olarak duyuruluyordu.

Ancak Venezüela halký sadeceekonomik ve sosyal ilerlemeler

deðil demokrasi de istiyor. Yenitasarý baþkana sýnýrsýz yetkiler desaðlýyordu. Örneðin Chavezordudaki tüm subaylarý atama vegörevden alma yetkisi istiyordu.Polis ve ordu üzerinde sýnýrsýzdenetim hakký istiyordu. Dövizrezervleri, yeni anayasayla,tamamen ve sorgusuz sualsizbaþkanýn kontrolünde olacaktý.Ve ayný zamanda Chavez'esýnýrsýz kez seçilme özgürlüðüveriyordu.

Venezüela halký Chavez ikti-darýnda yaþadýðý onca ilerlemeyeraðmen bu tasarýyý reddetti. Buda halkýn geniþ kesimlerinin tekkiþinin elinde toplanmýþ yetkiler-le yönetilen bir ülke deðil, ikti-darýn emekçilerin kolektif deneti-minde olduðu bir ülke istedik-lerini gösteriyor.

FransaYakýn zamanda göçmen ayak-

lanmalarýyla sarsýlan, öðrencieylemlerinin radikalleþmesiylegündeme gelen, Avrupa BirliðiAnayasasý'na hayýr oylarýylazafer kazanan Fransa muhalefeti2007'nin sonlarýna damgasýnývuran baþka geliþmeler deyaþadý.

Fransa CumhurbaþkanýSarkozy'nin gündeme getirmeyeçalýþtýðý emeklilik 'reformu'nakarþý demiryolu ve metro iþçileridokuz günlük bir greve gittiler.700 bin kiþinin yapýlan göster-ilere katýldýðý grevden sonraöðretmenler ve üniversite öðre-tim görevlileri de eyleme geçti.

Kasým ayýnda kamu sektöründesayýsýz gösteri ve grev yapýldý.Gösterilere çok sayýda lise veüniversite öðrencisi de katýldý.öðretmenler arasýnda grevekatýlým %80'lere kadar ulaþtý.

Dünya direniyorYukarýda sayýlan birkaç örnek

aslýnda dünyanýn pek çok bölge-si için geçerli. Somali'de ABDiþgaline, Tayland'da darbeye,Bali'de küresel ýsýnmaya karþýdirenenler de vardý bu yýl. 2007bir yandan, neo liberal saldýrýnýnkendisine yeni çýkýþ yollarýaradýðý, öte yandan muhalefetgüçlerinin saldýrýlara her alandayanýtlar ürettiði bir yýl oldu.2008'de de dünyayý yönetenleriniþi hiç kolay deðil.

Savaþa, yeni liberalizme karþý

Direnen dünya2007

Gerillalar meclise girdiÇin ve Hindistan arasýnda yeralan uzakdoðu ülkesi Nepal'deMaocu kýr gerillalarý çok uzunyýllardýr kraliyet yönetiminekarþý silahlý mücadele veriyorlar. 2007 yýlý Nepal için de birdeðiþimin baþladýðý yýl oldu.Uzun yýllar sonra ilk kez serbestseçimlerin yapýldýðý ülkede, ikti-dar partisi seçimleri kazanmýþolsa da Maocu gerillalarýn aday-larý da parlamentoya girmeyibaþardý.

Myanmar'da ayaklanmaMyanmar (Burma ya daBirmanya olarak da bilinir) 45milyon nüfuslu, çok dilli, çokkültürlü bir ülke. Ülke Ýngilizler-den baðýmsýzlýðýný 1947'dekazandý. 1962'den beri askeriyönetim altýnda. Bu yýl Budistrahiplerin ayaklanmasýna sahneoldu. Ayaklanma þiddetlebastýrýlsa da Myanmar halkýnýnartýk askeri yönetime karþý çýk-týðýný göstermesi açýsýndanönemliydi.

Siyular da isyan ettiSiyular 'Beyaz Adam'ýn, imza-ladýðý 30 anlaþmaya uymadýðýnýsöyleyerek 150 yýl önce imza-lanan anlaþmalarý feshetti.Washington'daki basýn toplan-týsýnda, "Biz artýk ABD vatandaþýdeðiliz. Topraðýmýzýn yer aldýðý5 eyalette yaþamak isteyenlerkatýlmakta özgürler" denildi.Amerikan vatandaþlýðýndançýkacak ve topraklarýnda yaþaya-caklara pasaport ve ehliyet vere-ceklerini de söylediler.

Anti emperyalistler eleleABD emperyalizminin düþmanilan ettiði ülke liderleri 2007 yýlýboyunca birçok kez bir arayagelerek dayanýþmalarýnýdünyaya ilan ettiler. Venezüelalideri Chavez, Ýran lideriAhmedinejad ve Bolivya lideriMorales her fýrsatta el ele tutuþ-makla kalmadýlar, bu liderlerinportreleri Lübnan'dan Irak'akadar pek çok ülkede gerçek-leþen gösterilerde sivil halkýnellerinde taþýndý.

Page 6: Sosyalist İşçi 306

6 sosyalist iþçi sayý: 306

Maskelerindüþtüðü yýl

Homofobik saldýrganlýða, devlet baskýsýna, iki yüzlü ahlakçýlýða karþý 1 Temmuz’daa 1500 kiþi eþcinsel onuryürüyüþüne katýldý. Gay, lezbiyen, biseksüel, travesti vve transseksüel örgütlerinin ortak çaðrýsýyla Ýstanbul’dagerçekleþen yürüyüþ Türkiye’dde eþcinsel haklarý için gerçekleþtirilen en büyük eylemdi. 2007’de milliyetçiliðinn yük-seltilmesine paralel olarak homofobik saldýrýlar arttý. Ondan fazla eþcinsell bu saldýrýlarda yaþamýný yitirdi, onlarcasýyaralandý. Bursa Gökkuþaðý LGBTT Dernneði kapatýlýrken, Lambda Ýstanbul hakkýndaki kapatma davasý sürüyor.Ancak LGBTT aktivistler ve homofobiye hayýr diyen heteroseksüel dostlarý direnmekte kararlý.

Telekom’da çalýþan ve T.Haber-Ýþ Sendikasý’ndaörgütlü 26 bin iþçinin 44gün boyunca sürdüðügrev, 1995’ten bu yanagerçekleþen en büyük grevoldu.

Grev, iþverenin aðýrsaldýrýsýna maruz kaldý.Ancak Telekom iþçileriüretimde kritik bir roloynuyorlardý ve güçlerinietkili bir þekilde kul-landýlar. Telekom patron-larý istemeden masaya

oturdu, ücret konusundasendikanýn talebine yakýnbir rakama imza attý.

Grev silahýnýn etkili birþekilde kullanýlmasýörgütlü iþçi sýnýfýnýn tümkesimleri tarafýndan dikka-tle izlendi.

Kamunun en kârlý kuru-mu Telekom’da, iddalýözelleþtirme sonrasýgerçekleþen ilk büyükmücadelenin sonuçlarýdiðer iþyerlerine örnekoldu.

‘Dünyanýn 20. büyükekonomisiyiz.’, ‘Türkdemokrasisi Orta Doðu’yamodel ve lider olacaktýr.’,‘Kiþi baþýna düþen milligelir artýyor.’. Türk ege-men sýnýfýnýn ne zamandýrarayýp da bulamadýðý partiAKP bu propangandayla2007’ye girmiþti.

Ancak birileri giderekyükselen bir sesle soruyor-du: Tehlikenin farkýndamýsýnýz?

2001’den bu yana iktidar-da olan ve egemen sýnýfýntüm kesimlerini birleþtiren,toplumun yoksul kesim-lerinin de desteðinikazanan AKP ‘þeriat getire-cek’ti.

Cumhuriyetin ‘temeldeðerleri’ laiklik ve üniterdevlet tehdit altýndaydý.Çünkü Emine Erdoðan veHayrünisa Gül baþörtü-lüydü, Çankaya’ya çýka-caklardý!

Sadece AKP deðil,Türkiye’de ‘demokrasiyiyok etmeyi’ amaçlayan‘yabancýlar’ýn komplosuylakarþý karþýyaydýk.

Bu tezler genelkurmay,

Cumhuriyet gazetesi, CHPve MHP, bilumum ýrkçýulusalcý güç tarafýndanileri sürüldü. Gerginlikadým adým artýrýldý. Hakimmedyanýn katýlýmýyla mil-liyetçi bir seferberlik ilanedildi.

14 Nisan’da AnkaraTandoðan’da toplanan 100bin kiþiye darbeci subaylar,YÖK profesörleri ve darbeyanlýsý siyasetçiler sefer-

berlik çaðrýsý yaptý.Kanaltürk’ün müthiþhesaplama tekniklerisayesinde ard arda gerçek-leþen cumhuriyet miting-lerine milyonlar katýldýðýiddia edildi.

27 Nisan’da, geceyarýsýnýbiraz geçe, Türk demokra-sisine müthiþ bir katkýsunuldu: E-muhtýra.Genelkurmay baþkanýbizlere büyük bir tehlikedeolduðumuzu söylüyor, ‘Nemutlu Türküm.’ demeyen-leri düþman ilan ediyordu.

E-muhtýralarýn arkasýkesilmedi. Genelkurmayýnbu tutumu ilk kez farklýkesimler tarafýndan eleþtir-ildi, tepki gördü.

Demokrasi iddialarýnýnsüslü birer laf olduðu açýðaçýktý. Türkiye, askerlerinbaþýný çektiði kemalistbürokratik azýnlýk tarafýn-dan belirlenen bir muzcumhuriyetiydi.Kendilerini üzerindeyaþayanlarla birlikteülkenin sahibi olarakgörenler ayrýcalýklarýnýkorumak adýna her türlüçýlgýnlýðý yapabileceklerini

gösterdiler.Avrupa Birliði yolunda

ilerleyen ve geliþtiði söyle-nen Türk demokrasisi birtoz dumanýn arkasýndagörünmez oldu.

Bir yanda kemalist askerbürokrasi ile laik-milliyetçidemagojiyle arkasýnatopladýðý kitle, diðer yandaegemen sýnýfýnýn istikrarlýpartisi AKP açýkça savaþý-yordu.

2007’nin yarýsýndanfazlasý darbe yanlýlarýnýntoplumu nefret söylemiyle

bölmeye çalýþmasý, Kürtler,Ermeniler, Hýristiyanlarýdüþman ilan etmesi, Irak’aaskeri müdahale dayat-masýna dönük hamlelerlegeçti.

Kaybeden darbecileroldu. Silahlarýn gölgesindegerçekleþen 22 temmuzseçimlerine, ordununbaþýný çektiði kampanyaylakatýlan CHP ve MHPhezimete uðradý. AKP iseoylarýný yüzde 47’ye çek-erek ikinci kez hükümetegeldi. Abdullah Gül,cumhurbaþkaný oldu.Darbeci mitinglerin baþlýcaaktörlerinden biri olanYÖK’ün baþkaný görevdenalýndý.

‘Cumhuriyeti korumak’adýna harekete geçen“milyonlar” neredeydi?Daðlýca’daki çatýþmadansonra bir kez daha sokaðadöküldüler. Ancak bu dakýsa sürdü.

2007’nin sonunda yýlboyunca tartýþýlan ikisoruya net yanýtlar vermekmümkün.

Milliyetçilik yükseliyormuydu? Milliyetçiliðin

genel bir yükseliþ içindeolmadýðý, ancak baþýnýbugün faþistlerin çektiðiodaklar tarafýndanörgütlendiði açýða çýktý.

Türkiye’de þeriat tehdidivar mý? Açýk ki AKP yeni-liberal bir parti. DerdiTürkiye sermaye sýnýfýnýnküresel sermayeyle tamentegrasyonunu gerçek-leþtirmek. Þeriatýn birtehdit olduðunu söyleyen,darbeyle onlarýn durul-masýný önerenler tam dabu gerçeðin üstünü ört-mekteler.

Susma haykýr, eþcinseller vardýr!

Telekom’da 44 günlük grev

Nokta dergisi, emekli amiralÖzden Örnek’in günlüklerini

yayýnladý. GünlüklerTürkiye’dee darbe giriþimleri-ni açýkça ortaya koyuyordu.

Nokta kapatýldý.

Darbeci mitinglerden geriyehiçbir þey kalmadý.

3 Kasým gösterisi sokaðý linçhavasýndan temizledi.

2007

Page 7: Sosyalist İşçi 306

sayý: 306 sosyalist iþçi 7

19 Ocak’ta gerçekleþenHrant Dink suikasti bu yýladamgasýný vurmaklakalmadý. Türkiye’de ulusdevletin kuruluþu vecumhuriyetin 84 yýllýk tari-hine iliþkin ‘tartýþýlmaz’olarak sunulanlar sorgu-lanmaya baþladý.

Hrant Dink’e arkadansýkýlan üç kurþun, ÝstanbulEmniyet Müdürü tarafýn-dan ‘milliyetçi hislerle iþle-nen münferit bir cinayet’olarak adlandýrýlsa dadevletin tüm kurumlarýnýnkatýldýðý bir organizasyonolduðu kýsa süredegörüldü.

Dink’in öldürüleceðidaha 6 ay önceden onlarcainsan tarafýndan konuþul-muþtu. Devlet muhbiriErhan Tuncel bizzat YasinHayal ve Ogün Samast’lacinayet hücresinin içinde

yer almýþtý. TrabzonEmniyeti, TrabzonJandarmasý, BBP ve MHPyerel örgütleri cinayethakkýnda bilgi sahibiydi.

Hrant’ýn 301. maddedenyargýlandýðý davanýnduruþmalarý ‘vatansever’paramiliter gruplarýn kanisteyen gösterilerine sahneoldu. Gösteriler ulusal birlince dönüþtürüldü. 12Eylül’den sonra adý tümkontrgerilla eylem veörgütlenmelerinde geçenemekli Tuðgeneral VeliKüçük bizzat mahkemesalonuna teþrif etti.

Hrant Dink ÝstanbulValiliði’ne ‘davet’ edilmiþ,burada Vali yardýmcýsý vekendilerini ‘istihbaratgörevlisi’ olarak tanýtan ikikiþi tarafýndan tehditedilmiþti.

Katillerin beklemediði ise

Hrant Dink’in dostlarýnýntepkisiydi. 24 Ocak’tagerçekleþen cenaze töre-nine katýlan 200 bindenfazla insan ‘HepimizErmeniyiz’ diyerekyürüdü. Bu rejimin mil-liyetçi ve ýrkçý özünevurulmuþ en aðýr tokattý.Bir yýl boyunca gerçekleþenmilliyetçi gösterilerde öneçýkan ‘Hepimiz Türküz’sloganý ýrkçý kemalistsiyasetin ölümcül krizininiþaretiydi.

Hrant Dink gidiþi ulusdevletin 84 yýllýk kanlý tari-hinin sorgulanmasýnýbaþlattý.

Hrant’ýn cenazesi kendil-iðinden gerçekleþen birkitle gösterisiydi ve derinbir saflaþma yarattý.

Dava karanlýða itilse deadalet isteyenlerinyürüyüþü devam ediyor.

1,5 milyon + 1

Küresel ýsýnmayakarþý en büyük gösteri

28 Nisan’da Türkiye bir e-muhtýrayla içekapatýlýrken Ýstanbul’da buluþan 10binden fazla eylemci insanlýðýn ortak veen büyük sorunu küresel ýsýnmaya karþýyürüdü.

KEG’in çaðrýsýyla gerçekleþen mitingebinlerce genç ve kadýnýn yanýsýra Maraþ’taÇimento Fabrikasý’nýn yarattýðý yýkýma,Yataðan’da termik santrale, Munzur’da

yapýlmak istenen 9 baraja, Hasankeyf veAllianoi’nin sular altýnda býrakýlmasýna,Eþme’de Bergama’da siyanürle altýn aran-masýna karþý direnen onlarca yerel hareketkatýldý.

28 Nisan’la birlikte KEG’in iki yýl boyun-ca sürdürüðü iklim deðiþikliðine karþýkampanyanýn gerçek bir sosyal hareketedönüþtüðü sokakta kanýtlandý.

28N

isan

Kyoto Protokolü’nüimzalamayan, dünya seragazý emisyonlarýnýindirmeyi tartýþýrken ýslýkçalan Türkiye 2007’deküresel ýsýnma gerçeðiyletanýþtý.

Sulak bir ülke olarakanlatýlagelen Türkiye’yikuraklýk vurdu. Ankara’dabarajlardaki doluluk oranýsýfýra indi. Ýstanbul, Bursave Ýzmir’in de pek fazlasuyu kalmadýðý anlaþýldý.

Buðday baþta olmaküzere tahýl üretimindeyüzde 20’lik bir düþüþyaþandý.

Aðustos ayýnda gerçek-leþen sýcak hava dalgasýsonucu kaç kiþininyaþamýný yitirdiði bilin-miyor.

Hükümet kuraklýk birey-sel tassaruf çaðrýlarýyaparken, AnkaraBüyükþehir BelediyeBaþkaný Melih Gökçek’in

kararýyla yapýlan su kesin-tisi sonucu ana su borularýpatladý. Zaten az kalantemiz suyun oluþturduðusel Ankaralýlarý ayaðakaldýrdý.

1-14 Aralýk tarihlerindeBali’de toplanan iklimzirvesine katýlan hükümetKyoto Protokolü’nü imza-lamaktan uzak bir tavýrsergilerken toplumunbüyük çoðunluðu küreselýsýnma konusunda kaygýlý.

Kuraklýk ve çölleþme

2007'nin baþýndanitibaren 'Kürt sorununda90'lara dönüyoruz?'sorusu zihinlerde can-landý. PKK'nin tek taraflýateþkesi ve devlet güç-lerinin de çatýþmadanuzak durmasý sonucu2000'den bu yana ölümhaberleri azalmýþtý.Ancak durum hýzladeðiþti.

Ordu 200 binden fazlaaskerini Kürtcoðrafyasýný kesen sýnýr-lara yýðdý. Askerioperasyonlar arttý. Çatýþ-ma ortamý yaratýldý. 11ayda 200'den fazla askeröldü.

Irak’a mühadaleçýðlýklýklarý

Savaþ yanlýlarýna göredüþman 'dýþarda'ydý. IrakKürt Özerk Yönetimi veGüney Kürdistan hedefhaline getirildi.Türkiye'de seçim kampa-nyasý Irak'a müdahaleoylamasýnadönüþtürüldü.

Meclis sýnýr ötesioperasyona izin verentezkereyi kabul etti. Yýlýnsonunda operasyon çok-tan sýnýr ötesine taþmýþ,iki günde IrakKürdistan'ýna 100 tonbomba yaðdýrýlmýþtý.

Tabutlar Türkiye'ninbatýsýna döndükçe askercenazeleri birer gösteriyedönüþtürülmek istendi.Kýþkýrtan ve gösterileriörgütleyenler Emeklisubay Muzaffer Tekin'inarkadaþlarý, darbe tez-gahçýsý þu bizim 'vatan-severler'di.

Çatýþma, ölüm, bom-balar, suikastler... Tüm

bunlar 1990'lar boyuncasüren ve çoðu 'ölü olarakele geçirilmiþ terörist' 45bin kiþinin hayatýna malolan savaþý hatýrlattý.

Ancak baþka þeyler deoldu.

Kürt illerindekibelediyelerin çoðun-luðunda yönetimde olanDTP, 22 Temmuz seçim-lerinden meclis grubukurarak çýktý.

AKP’nin tutumuUzun yýllar sonra ilk

kez bir egemen sýnýf par-tisi, AKP bölgede birinciparti konumuna yüksel-di. AKP, CHP ve MHPgibi partilerin aksineKürtleri düþman ilaneden bir söylemisahiplenmedi.

Tayyip Erdoðan, yýlboyunca birden fazlakere Kürt sorunundan veçözümden bahsetti.Ancak yer yer milliyetçiçýkýþlar yapmaktan kaçýn-madý ve meclis çoðun-luðuyla sýnýr ötesi müda-hale tezkeresinin kolaycageçmesini saðladý.Barzani ve Talabani'yekarþý tehditkar sözler ilerisürseler de bir askerimaceraya girmeyecekleri-ni de vurguladýlar. Ýlkkez bir egemen sýnýf par-tisi resmi politikadanuzak, çeliþkili bir Kürtpolitikasý savunuyordu.

2007 boyunca amerikankarþýtý söylem özündeanti-Kürt bir söylemedönüþtü ve toplumsal birtaban bulmasý bu sayedemümkün oldu. ABD'ninKuzey Irak'taki varlýðý,Talabani ve Barzani lid-erliðindeki Kürt özerk

yönetiminin Bush'layürüttüðü iþbirliði,Türkiye'de kültürel vesiyasal haklarýný isteyenKürtlerin karþýsýnaçýkarýldý.

Yýl sonunda DTPhakkýnda kapatmadavasý açýlmýþ, genelbaþkaný tutuklanmýþ, mil-letvekilleri ve yöneticilerihakkýnda sayýsýz soruþ-turma açýlmýþ, neredeysetüm DTP binalarýsaldýrýya uðramýþtý.

Gerilim artarken emeklisavaþ komutanlarý ardarda yaptýklarý açýkla-malarda askeri çözüm veinkar politikalarýnýnbaþarýsýzlýðýný itiraf etti.29. isyaný bastýramayandevlet politikasý artýkaçýkça sorgulanýyordu.

Kürt sorununda 90'larageri dönüþten söz etmekbirkaç açýdan doðrudeðil.

Irak'taki Kürt oluþumu,dünyanýn en kalabalýkdevletsiz ulusununbütün parçalarýna kendigeleceklerini belirlemeyönünde bir kararlýlýksundu. Bu sürecigeleneksel politikalarladurdurmak mümkündeðil.

Devletin en yetkili isim-leri geleneksel poli-tikanýn iflasýný kabullen-di.

Ayný yoldan yürümeleriimkansýz gözüküyor. Enazýndan geleneksel savaþyanlýsý cephe güç kaybe-diyor.

Ýlk kez gerçek birçözümden bahsedilmeyebaþlandý ki çatýþmanýnortasýnda barýþ olasýlýðýburadan beliriyor.

Barýþa bir þansverilecek mi?

Page 8: Sosyalist İşçi 306

8 sosyalist iþçi sayý: 306

DSÝP üyelerinin her yerdesavunduklarý konulardan birisiyeni bir sol partinin gereekliliði.Hatta zaman zaman DSÝPsözcüleri ve sen “gerekirseDSÝP”i kapatabiliriz” diiyor-sunuz. Bunu açar mýsýn?

Türkiye’de solun durumuaçýk. Son seçimlerde BaskýnOran ve Ufuk Uras kampa-nyalarý dýþýnda sürekli küçülen,etki yitiren bir konumda. Okadar ki oy kaybýyla çýkýlan birseçimden sonra bile sol partilersevinebiliyorlar. Mesela TKP, 22Temmuz seçimlerinde oylarýmýzazaldý ama iyiydik diyor. Buçok garip ve acýklý bir ruh hali.

EMEP bütün Türkiye’deseçimlere girdi. 1000 Umutadaylarýnýn olmadýðý her yerdeDTP’nin desteðini aldý. Bunaraðmen 30 binin biraz üstündeoy aldý. Bu, DTP’nin bir öncekiseçimlerde bie Ege kentindealdýðý oydan daha az. Ve bu birbaþarý olarak anlatýlabiliyor. Bu,daha da acýklý bir ruh hali.

22 Temmuz seçimlerindeaydýnlýk iki sonuç var. UfukUras, seçildi ve meclise girdi.Bir de Baskýn Oran. Seçilemedi,ama bütün Türkiye çapýnda etkiyarattý.

Baskýn Oran ve Ufuk Uraskampanyalarýnýn özelliiði neydi?Neden bu denli bir etki yarat-týlar?

Ýki kampanya arasýnda bazýfarklar var. “Meclise UfukGerek” adýný taþýyan UfakUras’ýn kampanyasý DTP’nin veÖDP’nin desteði ile yürüdü.DTP desteði ile Ufuk Uras’ýnoylarý 80 bini aþtý.

Ancak Ufuk Uras kampan-yasýnda alýnan oylarý ve seçimkampanyasýný Kuzey ve Güneydiye ikiye ayýrmak mümkün.

Kuzey’de DTP’nin Kürtoylarýnýn aðýrlýðý vardý.Güney’de ise Ufuk Uras kampanyasýna katýlan çok sayýdagönüllünün ve elbette ÖDP veDTP’nin çalýþmasýnýn ürünüolan oylar alýndý.

Ufuk Uras oylarýnýn bu daðý-lýmý açýkca gösteriyor ki Kürtbölgelerinin dýþýnda Kürt oylarýtek baþýna seçimlerde yeterlideðil. Eðer güçlü bir Türk soluçalýþmasý ile bu oylar birleþirseo vakit kazanma þansý var.

Baský Oran’ýn seçim sonucu daayný tesbiti güçlendiriyor. 1000Umut Adayý Doðan Erbaþ 40bin civarýnda oy aldý, BaskýnOran ise 30 bin oy aldý. Bu ikigüç birleþmeden seçilme þansýyoktu.

Baskýn Oran kampanyasýnýýn

Ufuk Uras kampanyasýndanfarký neydi?

Baskýn Oran kampanyasýnýesas olarak gönüllülersürdürdü. Örgütlü olaraksadece DSÝP Baskýn Oran’ýnyanýnda yer aldý. Tabii BAK,KEG, DurDe ve BarýþaRockaktivistleri de yoðun birbiçimde Baskýn Oran’ý destek-lediler.

ÖDP’nin de desteklediðizaman zaman iddia ediliyor.Çok emin deðilim ama diyelimki onlar da destekledi. Amakampanyanýn asýl karakterigönüllülerin çalýþmasýydý. Paratoplamaktan, bildiri daðýtmaya,afiþ asmaktan stand açmayakadar binlerce gönüllü kampa-nya içinde harekete geçti.Baskýn Oran kampanyasýnýnkarakterini bu çalýþma verdi.

Ýki aydan kýsa bir zamaniçinde bir araya gelen bu bin-lerce gönüllü 30 binin üzerindeoy aldý. Bu, çok büyük birbaþarý ve gelecek için umutlan-mamýza yol açýyor.

Baskýn Oran kampanyasýndayer alan 3000 gönüllü yeni birpolitik oluþumun temelini oluþ-turacak insanlardýr. AyrýcaTürkiye’nin her yerinde bu 3000gönüllü ile çok fazla ortaklýðýolan, seçimlerde bütün dikkat-leriyle Baskýn Oran kampa-nyasýný desteklemiþ olan dahabinlerce ve hatta 10 binlerceinsan var.

Ufuk Uras kampanyasýnda dabenzer bir güç vardý. BunlarUfuk Uras’ý desteklemenin yanýsýra Baskýn Oran kampanyasýnýda izlediler, ellerinden

geldiðince destek verdiler.

Seçimlerden sonra çeþitli çevre-ler “çatý partisi” öneriyorlar?

Çeþitli güçlerin yan yanagelmesi elbette iyi ve olumlu birfikir. Ama bu nasýl olacak?

Bütün solu birleþtirecek olannedir? Solun arasýnda derinfarklar var. Milliyetçiler biryanda, enternasyonalistler diðeryanda. Liberaller bir yanda,devrimciler diðer yanda.Devrimcilere liberal diyesaldýran milliyetçilerin asýlkendileri liberal. Liberallerlemilliyetçilerle nasýl bir çatý par-tisi oluþturulacak? Bu birincisoru.

Ýkinci soru ise Kürt hareketi ileittifak. Bugünkü koþullardaTürk solunun Kürt hareketi ileittifaký Kürtlere bir yarar saðla-madýðý gibi Türk soluna dayarar saðlamamaktadýr. Bizimiçin gerekli olan Baskýn Oran veUfuk Uras kampanyalarý gibisol kampanyalardýr. Ancak otür birlikler saðlayabilirsek Kürthareketi ile ittifakýn bir anlamý,bir olumlu sonucu olur.

Baskýn Oran ve Ufuk Uraskampanyasýndaki gönüllülerrsizce kimdir?

Hepsi hakkýnda konuþamamama çok önemli bir kýsmý BAK,KEG ve DurDe kampanyalarýn-dan tanýdýðýmýz insanlar.Savaþa, yeni liberalizme,ýrkçýlýða, milliyetçiliðe, cin-siyetçiliðe karþý birliktemücadele ettiðimiz insanlar.Aralarýnda güçlü, politik baðlarolmasa dahi birbirleriyle dolaylý

temaslarý olan insanlar bunlar.Bu nedenle bu iki baðýmsýzaday kampanyasýnda kolaycauyumlu, ortak bir çalýþmaiçinde yer alabildiler.

Bundan sonrasýnda da aynýinisiyatifi gerçekleþtirmemeleriiçin hiç bir neden yok.

Baskýn Oran kampanyasýnadönük politik eleþtirilere ne di-yorsunn?

Ýki eleþtiri ileri sürüldü.Bunlardan birincisine eleþtiridemek pek mümkün deðil.Daha çok çamur atmakdenebilir. TKP’liler Baskýn Orankampanyasýnýn Soros’danyardým aldýðýný ileri sürdüler.Bildiriler yazdýlar, internetyayýnlarýnda bu iddialarýnýtekrarladýlar. Ama hiçbir somutbilgiyi, veriye dayanmadanbunu yaptýlar. Adeta çamur at,izi kalsýn gibi bir mantýkladavrandýlar.

Bu tutuma verilecek cevapyok. Baskýn Oran kampan-yasýnýn bütün mali hesaplarýaçýk ve ortada. Son derece þeffafbir kampanya sürdürüldü.

Ýkinci eleþtiri ise BaskýnOran’ýn politik söylemineiliþkin. Buna yanýt vermekgerekir. Bazý çevreler Baskýn’ýnyeni liberalizmde karþý tutumalmadýðýný dolayýsýyla yeniliberalizm ile uzlaþtýðýný söylüy-orlar. Bu tamamen yanlýþ.Baskýn Oran gerek konuþ-malarýnda, gerekse seçimmalzemelerinde yeni liberal-izme karþý açýkça tutum aldý.

TKP’nin Sol adlý internet sitesiinanýlmasý zor bir yayýncýlýk

yaptý. Bu, Baskýn Oran’ýn iþtenatýlan gazete çalýþanlarýnadestek vermediði iddiasýdýr,ama hemen ayný haberin altýndaiþten atýlan gazetecilerin buiddiayý yalanladýklarý da yeralmaktadýr. Yani TKP önceyalan haberi basmakta sonraayný haberde yalan haberinuydurma olduðunu da koymak-ta. Pes doðrusu.

Baskýn Oran’a TKP ve diðer-lerinin saldýrýsýnýn temelindemilliyetçiliðe ve ýrkçýlýða karþýtutum almýþ olmasý yatmak-tadýr. “Ezberleri bozalým” ifade-si asýl olarak milliyetçilik,kemalizm ve ýrkçýlýk üzerine varolan ezberlerin bozulmasý üzer-inedir. Sol milliyetçilerikýzdýran, kudurtan budur.Çünkü onlarýn ezberi milliyetçi-lik ve kemalizmdir.

Baskýn Oran’ýn seçim kampan-yasýnda temel vurgu milliyetçi-lik haline gelmiþtir. Çünküherkesin asýl olarak dikkatiniçeken vurgu budur.

Zaten Türkiye gündemi bugünmilliyetçilik ve ýrkçýlýk etrafýndaþekillenmektedir. Saflar bu nok-tada belirlenmektedir.

“Hepimiz Ermeniyiz” ya da“Ne mutlu Türküm diyene” ay-rýmý bugün belirleyicidir. Her-kes bu noktada saf tutuyor. Ki-mileri, mesela TKP’li milliyetçil-er, bu tartýþmanýn sonucuHrant’ýn cenazesine katýlmadý.Baskýn Oran kampanyasýnýn bü-tününde ise “hepimiz hala Er-meniyiz” sloganý belirleyiciydi.

Sence bugün sosyalistler için entemel adým nedir?

Baskýn Oran ve Ufuk Uraskampanyalarý 22 Temmuzseçimlerinin, AKP’nin oylarýnyarýsýný almasýndan sonraki enönemli olayýdýr.

Bu iki kampanyanýn deneyi biryeni sol oluþumun acil birgereklilik olduðunu ve bununiçin yeterli bir birikiminolduðunu göstermektedir.

Þimdi kollarý sývamak ve yenibir yýðýnsal sol partinin inþasýnagiden yolda hareketi geliþtirmekgerekiyor.

Savaþa , milliyetçiliðe veýrkçýlýða , yeni liberalizme, cin-siyetçiliðe, küresel iklimdeðiþimine karþý kampanyalarýinþa etmek, daha da geliþtirmekgerekiyor.

Yýðýnsal yeni bir sol partiaþaðýdan ve hareket içindekurulacaktýr.

Biz tercihimizi yaptýk. Bizhareketi inþa etmeye vedolayýsýyla geleceðin yýðýnsalsol partisine katkýda bulnmayaçalýþýyoruz.

Doðan Tarkan ile 2007 üzerine konuþtuk:

“Hareketi inþa etmeyedevam edeceðiz”

Küresel Eylem Grubu’ndan gençler Medikomu Vermiyorum eyleminde

Page 9: Sosyalist İşçi 306

sayý: 306 sosyalist iþçi 9

John Molyneux, bugün varolansýnýrlý demokrasinin köklerinianaliz ediyor, ve hepimiz güçsahibi olacaðý çok farklý birtoplum umudunu anlatýyor.

Demokrasi, sözlükte en çoksuistimal edilen kelimelerden birtanesidir. Aklýnýza gelebilecekbütün gerici ya da namussuzpolitikacýlar demokrasi için çalýþ-maya söz vermiþlerdir.

Çarpýcý biçimde anti-demokratik rejimler ve partiler,isimlerinde demokrasi kelimesinikullanýrlar - Mýsýrlý diktatörHüsnü Mübarek'in partisinin adýUlusal Demokratik Parti'dir;Doðu Avrupa'daki tek partiliStalinist rejimlere HalkDemokrasileri adý verilir. En uçörnek ise, Ýngiltere'deki faþistparti BNP'nin lideri NickGriffin'in geçen ay Oxford'dasöylediði þu sözlerdir: "Konuþmaözgürlüðü ve demokrasi bizimtemel deðerlerimizdir."

Fakat, ayný zamanda, namussuzya da fýrsatçý olarak suçlanama-yacak kiþiler de demokrasiyi kul-lanýrlar. Nelson Mandela,ayrýlýkçý Güney Afrika rejimitarafýndan hapse atýlmadanhemen önce demokrasi için öl-meye ne kadar istekli olduðunuaçýklamýþtý. Ayný þekilde,Marthin Luther King hayatýnýABD'nin Georgia ve Mississippieyaletlerinde demokratik haklariçin kampanya yaparken kay-betti.

Ayrýca, Karl Marks dakomünist olmadan önce vesonra, bir demokrat olduðunusöyler; her ne kadar ana akýmyoruumcularýn onlar hakkýndasöylediklerine baktýðýnýzda bunainanmama olasýlýðýnýz yüksekolsa da, ayný þekilde RusDevrimcileri Vladimir Lenin veLeon Troçki de birer demokrattýr.

Daha da önemlisi, milyonlarcainsan demokrasi için mücadeleetmiþ ve hayatýný kaybetmiþtir.Bu gelenek, Ýngiltere SivilSavaþý'ndaki Leveller'lardan(toplumdaki sýnýf farklýlýklarýnýortadan kaldýrmak isteyenlereverilen ad), Fransýz Devrimi'ninkýsa pantolonlularýna, Çartistlere,Sufrajetlere, Ýspanya ÝçSavaþý'nda faþizme karþýmücadele edenlere, Ýkinci DünyaSavaþý'nda iþgal altýndakiAvrupa'daki direniþçilere, MýsýrlýKefaya aktivistlerine, Burmakeþiþlerine ve günümüzünPakistanlý avukatlarýna kadaruzanýr.

Deðiþ tokuþFakat, genel olarak demokrasi

olduðu düþünülen, örneðin ABDve Ýngiltere'deki gibi rejimlerdeyaþayan insanlar da aslýndayanýlmaktadýrlar. "Demokrasi"kelimesinin yerine "politika"yýkoyun, insanlar hemen mem-nuniyetsizliklerini dile getirecek-ler ve adýnýn ne olduðununönemi olmadýðýný, aslýnda hep-sinin ayný olduðunu söyleyecek-lerdir.

Demokrasiden yoksun insanlarönce onun için hayatlarýný ortayakoymuþ, fakat bir kere onu eldeettiklerinde ona olan ilgileriniyitirmiþ gibidirler.

Bu muammayý çözmek içindemokrasiye tarihsel açýdan bak-mak gerekir - demokrasi belirlitarihsel koþullarda geliþen hembir politik fikir hem de politik birsistemdir ve ne için olduðukadar neye karþý olduðuyla datanýmlanýr.

"Demokrasi" kelimesinin kökü -kelime olarak anlamý "halkýnkurallarý"dýr - antik Yunan'adayanýr, fakat moderndemokrasi, buradan deðil,Avrupa'da feodalizme karþý ver-ilen mücadeleden gelir.

Kapitalizmin ortaya çýkýþýndanönce, yani kabaca 15. ve 18.yy'larda, Avrupa'da egemen olansistem feodal sistemdi. Bu sis-tem, aristokratlar (toprak sahip-leri) ve köylüler (yoksul çiftçiler)arasýndaki bölünmeye dayanýy-ordu.

Geniþ prensliklerden büyükköhnemiþ imparatorluklarakadar çeþitlilik gösteren butoplumlar, toplumu ilahi birgüçle yönettiklerini iddia edenmonarklar tarafýndan idareediliyorlardý.

Bu toplumlarda demokrasiyoktu ve insan kitleleri bütünpolitik haklardan mahrumdu.Ayný þekilde, dünyanýn, Çin veHindistan gibi geri kalanülkelerinde de anti-demokratiksistemler vardý.

Fakat, zamanla, feodal düzeniçinde yeni bir sýnýf ortaya çýk-maya baþladý. Bunlar asýl olarakkentlerdeki zanaatkarlardý ve buzanaatkarlar zamanla üretici, tüc-car, küçük üretici ve giriþimcioldular - onlara genellikle "kentli(burghers)" denirdi ve Marks'ýnkullandýðý "burjuva" kelimesi deburadan gelir. Onlar,günümüzün büyük kapitalist-lerinin ve tekellerinin öncel-leridir.

Feodalizmde, aristokrasi, çoðuzenginlerden oluþan ve hattabazýlarý lordlardan bile zenginolan burjuvazinin politik gücünükabul etmedi.

Burjuvazi, aristokrasinin bukeyfi ve miras yoluyla geçen vesadece kendilerinin deðil

toplumun da geliþiminin önündebir engel oluþturan gücüne karþýgiderek daha çok öfke duymayabaþladý. Burjuvazi nihayet aris-tokrasiyi bir kenara atmayýbaþardý ve toplumda kendi hakkýolduðunu düþündüðü yer aldý.

Alt tabakalarBu dönem, 1556 Alman

Devrimi, 1642 Ýngiliz Devrimi yada Ýç Savaþý, 1775 AmerikanBaðýmsýzlýk Savaþý, ve 1789Fransýz Devrimi gibi bir diziayaklanma, devrimi ve savaþýiçerir.

Fakat tüccarlar ve üreticiler, yada hatta avukatlar ve filozoflarsavaþamazlar ya da kendi kendi-lerine devrim yapamazlar.

Ýktidarý almak için "halk"ý, yaniþehirlerdeki yoksullarý -iþçisýnýfýnýn öncülleri - ve fakirköylüleri harekete geçirmelerigerekir. Bazý durumlarda ise alttabakalar kendileri hareketegeçmiþler ve burjuvazi manevrayaparak ayaklanan halkýn baþýnageçmiþtir. Bunu yapmak için ise,kitlelere bir þey öneren politik birfelsefeye ve programa ihtiyaçlarývardý.

Modern demokrasi ideolojisi veretoriði bu mücadelelerdendoðdu - yasalarýn üstünlüðü, eþithaklar, konuþma ve örgütlenmeözgürlüðü, ve miras yoluyladeðil seçimle iktidara gelen vetemsil yeteneði ve sorumluluðuolan hükümet.

Fakat, baþta bu çok kýsýtlý birdemokrasiydi. Örneðin burju-vazi, mülkü olmayan insanlarýn,bu hakký mülkü ortadan kaldýr-mak için kullanma olasýlýklarýnakarþýn, oy hakkýna sahipolmalarýna izin vermemiþti.

Evet, sorumlu hükümet, fakathalk kitlelerine deðil, burju-vaziye karþý sorumlu hükümet.Bütün insanlar eþit doðar, evet,fakat bu insanlarýn içinde kadýn-lar, siyah köleler, "yerliler", ya dafabrika iþçileri yoktur.

Burjuvazi, Oliver Cromwell'indestekçilerinin ÝngilizDevrimi'nde ya daMuhafazakarlarýn 1830'lar ve

1840'larda yaptýðý gibi, kendikýsýtlý demokrasi görüþünüaçýkça savunmaya hazýrdý.

Fakat demokrasi bir kere oluþ-tuktan sonra onu sýnýrlamak yada kontrol etmek kolay deðildi.Ýþçi sýnýfý, özellikle SanayiDevrimi sonucunda geliþtikçe,demokrasi fikrini benimsedi.Dünyanýn ilk kitlesel iþçiörgütlenmesi olan Çartistler, "bininsana, bir oy" talebi üzerindeyoðunlaþtýlar.

Ardýndan, 19. yüzyýlýn sonlarý-na doðru, Ýngiliz burjuvazisi, iþçihareketine bir dizi imtiyazverdikten sonar, önemli bir þeyifarketti - burjuvaziden kurtul-mak için oy vermelerini engelle-yerek iþçi sýnýfýna oy hakký ver-mek mümkündü. Hatta, bazýiþçileri, kapitalist patronlarýna oyvermeleri için ikna etmek bilemümkündü.

Bunu farkettikten sonra herpolitik gerici, gerçek demokrasisavunucusunun kendisiolduðunu iddia etmeye baþladýve bu durum bugün de geçerlil-iðini koruyor. Bunlar, aynýzamanda, ihtiyatlý davranarak,bazen demokrasiden vazge-çilebileceðini de kabul ettiler.

Bundan hangi dersleri çýkar-malýyýz? Demokrasi bütünüyleyanlýþ mýydý ya da yanlýþ mýdýr?Böyle bir sonuç çýkarmak çokyanlýþ olur. Bugünün demokra-sisinin ve egemen olandemokrasi fikrinin sorunu, çoksýnýrlý olmasýdýr.

Bahsettiðimiz ve her ana akýmpolitikacýnýn ve siyaset pro-fesörünün bahsettiði demokrasipolitik demokrasidir.Demokrasinin, gerçekten çalýþankitleler için demokrasi olmasý,politik demokrasi, artý, ekonomikve sosyal demokrasi ilemümkündür.

Kapitalist sýnýf politikdemokrasi, parlamento vehükümet seçimi ile yaþayabilir,çünkü asýl güç buralardadeðildir. Bu güç, önceliklesanayinin ve bankalarýnyönetildiði odalarda ve ikincisidevletin sürekli kurumlarýnda,

her þeyden önemlisi silahlýgüçlerdedir.

Kapitalist sýnýf öncelikle doðru-dan kendisi sahip olur ve yöne-tir, ardýndan binlerce ekonomik,sosyal ve ideolojik bað ile baðlarve bu yöntemler sayesinde parla-mentoyu gevezelik edilen biryere ve hükümeti de kendi istek-lerine boyun eðmek zorundaolan bir kuruma çevirebilir -bunun örneklerini Ýngiltere'de vedünyanýn her yerinde görmekmümkün.

Ýþte bu nedenle Marksistler butüðr demokrasiye burjuvademokrasisi adý verirler - yaniburjuvazinin yönetiminedayanan demokrasi.

Ýþçi demokrasisiBurjuva demokrasisini aþan ve

kitlelerin gerçek gücüne dayananbir sisteme geçmek için,demokrasiyi politik alandan üre-tim ve çalýþma alanýna ve ardýn-dan toplumsal yaþamýn diðeralanlarýna taþýmak gerekir.

Bu, her okulda, fabrikada,süpermarkette, üniversitede, has-tanede demokrasi anlamýna gelir.Silahlý güçlerde, polis teþkilatýn-da, mahkemelerde demokrasianlamýna gelir. Kýsacasý, bir iþçidemokrasisi anlamýna gelir.

Fakat bunlarýn hiçbirisine kapi-talist mülkiyet sahipliði, kanun-lar ve devlet devrilmedenulaþýlamaz - diðer bir deyiþle, iþçisýnýfýnýn toplumu yönetmesinisaðlayacak yeni bir devlet biçimi-ni yaratacak bir iþçi devrimigereklidir.

Ve 1917 Rus Devrimi sayesinde,böyle bir devletin temel kurumu-nun sovyetler ya da iþçi konsey-leri olduðunu biliyoruz. Busovyetler ya da iþçi konseyleri,iþyeri toplantýlarýnda seçilen geriçaðýrýlabilir delegelerden oluþur.

Fakat, burjuva demokrasisininsýnýrlý karakterini görmek ya damilyonlarca iþçiyi nasýlyabancýlaþtýrdýðýný ya daengellediðini anlamak, saldýrýyauðradýðýnda bu demokrasiyisavunmamak ya da olmadýðýyerlerde onun için mücadeleetmemek anlamýna gelmiyor.

Tam tersine, Sun gazetesinin,gazete piyasasýna egemen olma-sýna izin veren basýn özgürlüðüayný zamanda sosyalist gazete-lerin de yayýnlanmasýný saðlar.

Sadece gevezelik edilen bir yereindirgenen bir parlamento bilesosyalist fikirlerin dile getir-ilebildiði bir platform olabilir.

Seçilmiþ bir hükümet, bir dik-tatörlüðe tercih edilir.Zenginlerin mülkiyetini koruyankanunlar bile, aþýrý baskýya karþýbir koruma saðlar.

Fakat bu þu anlama gelir;Ýngiltere'de, Mýsýr'da, Burma'daya da Pakistan'da, demokrasitalepleri için verilen mücadeleninönderliðini iþçi sýnýfý yapmalý vesadece politik demokrasi ya daburjuva demokrasisi ile yetin-memeli. Tam tersine iþçi sýnýfý“demokrasi” mücadelelerinisosyal devrime dönüþtürmek içinmücadele etmelidir. Sadeceböylesi bir adým gerçekdemokrasiyi insanlýðýn büyükçoðunluðu için bir gerçeklikhaline getirebilir.

Gerçek demokrasi nedir?

1917 Devrimi’nde Rus iþçileri

Page 10: Sosyalist İşçi 306

10 sosyalist iþçi sayý: 306 KÜLTÜR

Sosyalistler, uzun yýllardýrsosyalist bir kültürün yaratýlýpyaratýlamayacaðý konusundatartýþmalara girdiler. Rusya'dadevrimin hemen ardýndanbaþlayan, Lenin ve Troçki'ninaðýr eleþtirilerine maruz kalan"prolet-kült"(proleter kültürü)hareketinden, sanatýn toplumiçin yapýlmasý gerektiði anlayýþý-na sýðýnan ve sanatý bir aracaindirgeyen sol hareketlere kadarbu konuda bir dizi fikir ortayaatýldý. Solla az çok iliþkisi bulu-nan bir insan için "emperyal-izmin yoz kültürüne karþý, yeniinsanýn türkülerini söyleyeceðiz"gibi þeyler yazan pankartlar çokda yabancý olmasa gerek. Buanlayýþ en acýmasýz, en katý haliniise stalinizmin baþýmýza belaettiði "sosyalist gerçekçilik" isimliakýmda gösterdi: SSCB'nin resmisanat anlayýþý olan sosyalistgerçekçilik, aslýnda iþçilerisömüren, özgürlükten uzakdevlet kapitalizmi rejiminisosyalizm adý altýnda kut-samanýn, sözüm ona sosyalistolan bürokrasiye kasidelerdüzülmesinin adýdýr. SSCB'de birçoðu devrimci hareket içinde yeralmýþ bir çok sanatçý bu anlayýþakarþý çýktýklarý, bu yönde ürünlervermedikleri için sürgünleremaruz kaldýlar. Devrimin þairiMayakovski intihara zorlandý vesosyalist gerçekçiliðin kurban-larýndan birisi oldu. Bu anlayýþSSCB'nin etkisi altýnda dünyada-ki komünist partilerin bir çoðu-nun da resmi çizgisi haline geldi.

Ýyi niyetli de olsa, ya da yukarý-da örneðini gördüðümüz þekildebürokrasinin ekmeðine yaðsürme niyeti de taþýsa "sosyalistkültür" yaratma giriþimlerinintümü mekaniktir. Sosyalizmi iþçisýnýfýnýn kendi eylemi olarakgörmez, bu yüzden de kültür vesanat üzerine düþünen bir avuçdevrimcinin tarih yapabilecek-lerini, sosyalizmi de sosyalist birkültürü de yaratabileceðinidüþünür. Oysa ki Marx'ýn dediðigibi toplum, üretim iliþkilerindenbaðýmsýz deðildir. Tek tekbireyler de üretim iliþkilerininiçinde yetiþirler, dolayýsýyla kapi-talist bir toplum içinde sosyalistkültür yaratmak mümkündeðildir. Hatta sosyalist birtoplum içinde de sosyalist kültüryaratmak mümkün deðildir.Kültür, bu üretim iliþkileri içindeþekillenir fakat öznesiz bir süreçdeðildir, verili koþullar içindekitlelerin kendi yaratýcý eyleminide içerir. Bu açýdan ekonominin

dolaysýz bir yansýmasýndanibaret deðildir. Sosyalizm ancakyeni bir kültürün yeþerebileceðiüretim iliþkilerini ortaya koya-bilir, bu ise kitlelerin bizzat kendieylemi ile mümkündür. Yeni birkültür ise ancak yeni üretimiliþkileri içinde, kitlelerin yaþam-larýnýn kendi ürünü olacaktýr. Bukonuda da kahinlik yapmak,yeni insanýn kültürünü þimdidenkurmak hem imkansýzdýr hem deelitizmdir. Ayrýca kültürgeçmiþin öðelerini de taþýr:Troçki'nin dediði gibi: "sosyalistbir toplumda Shakespeare'ineserlerinin yok olup olamaya-caðýný bilemeyiz fakat Marx'ýnKapital'inin yok olacaðý kesin."

Peki, sanat devrimci ya damuhalif bir yol izleyemez mi?Bunun reddetmek de sanatý,toplumdan baðýmsýz soyut birþey olarak algýlamak olur. Oysaki sanat, kültürün bir parçasýdýrdemek ki bu hayatýn tamiçindedir. Bu yüzden acýmasýzpiyasa koþullarýna dahil olmakzorunda kalan, ya da bu amaçlaortaya çýkan sanat ve kültür eser-leri olduðu gibi, bu koþullarýnbaskýsýna karþý çýkan, daha güzelbir dünyayý özleyen eserler deortaya çýkmýþtýr. Bugüne kadartoplumsal hareketlerin yükseliþve düþüþ dönemleri her zamansanat ve sanatçýlar üzerinde etkiliolmuþtur: Fransýz Devrimi'ningetirdiði koþullarda ortaya çýkanVictor Hugo gibi, Rus devriminegiden yolda sanatýyla birlikte

devrimin yanýnda yer alanMayakovski gibi ya daAlmanya'da önce yükselen biriþçi hareketine, yenilgiden sonrada faþizmin iktidara oturuþunaþahit olan ve tiyatroya yeni birestetik anlayýþý getiren BertoltBrecht, Fordist üretim koþullarý-na ve ýrkçýlýða sinemasý yoluylatepki gösteren Charlie Chaplingibi... 1968 hareketine bakarak dabunu görmek mümkün,hareketin baþlamasýndan kýsa birsüre önce gençlerin, gelenekselyaþam tarzýna bir tepki olarakdoðan rock'n roll, Vietnam savaþýile birlikte ABD'de savaþ karþýtýmuhalefetin sesi haline gelmiþti,ayný koþullarda Fransa'da JeanLuc-Godard, Truffaut gibimuhalifler "yeni dalga" sinemaakýmýný yaratýyorlardý. Kültür vesanatýn toplumun bir parçasýolmasý yüzündendir ki, dünyaüzerindeki köklü dönüþümlerin,yükselen mücadele dalgalarýnýntümü kültür ve sanat üzerinetartýþmalar yürütmüþ,mücadeleleri ortaya koyduklarýürünleri, ortaya koyduklarý ürün-ler mücadelelerini etkilemiþtir.

Geçmiþte olduðu gibi bugün dekapitalizm dünyayý tehdit ediy-or. Üstelik, kapitalizmin tehdidieskisinden çok daha tehlikeli; biryandan kapitalizmin en büyükaskeri gücü hegemonyasýnýgüçlendirmek için savaþlarçýkarýrken, bir yandan da petrolve diðer fosil yakýtlar üzerinekurduðu uygarlýðý yüzünden

dünyayý mutlak bir ölüme sürük-lüyor. Bu yaralý hayvanýnsaldýrýlarý, dünyanýn bir çokyanýnda direniþle karþýlaþýyor.Küresel muhalefet, antikapitalisthareket her yerde irili ufaklý -çoðu zaman da kitlesel birbiçimde- kapitalizmin karþýsýnaçýkýyor, onunla mücadele ediyor.Daha önceki toplumsalhareketlerde olduðu gibi buhareket de dünyanýn her yanýndakültür üzerinde de etkili oluyorçünkü kapitalizm kitlelerüzerindeki hegemonyasýnýolaðan bir þekilde sürdüremiyor.Sosyalist Ýþçi'nin geçmiþsayýlarýnda da gözünüze çarpmýþolabilecek muhalif edebiyat,müzik ve sinema eserleri bununbir parçasý. Kimi zaman gerçek-ten sisteme yönelik radikal ürün-ler ortaya çýkarken, bazense kapi-talizmi teþhir eden fakat sisteminsýnýrlarý içerisinde kalan ürünler-le de karþýlaþýyoruz. Seattle'danbu yana bütün küresel eylemlerekatýlýp, sesleri mix teknolojisiylebir müziðe dönüþtürensanatçýlardan, Manu Chao, GiladAtzmon, Mor ve Ötesi gibiradikal müzisyenlere, kapitalizmiteþhir eden Michael Moore'unfilmlerinden, küresel ýsýnmayailiþkin bilim kurgu romanlarýnabir çok yeni kültür ürünü vesanatçýyla karþýlaþýyoruz. Bukoþullar altýnda sinemaendüstrisinin ve kapitalist propa-gandanýn gözbebeðiHollywood'da bile savaþý ya dasistemi sorgulayan filmlerlekarþýlaþýyoruz. Bu antikapitalisthareketin etkisini gösteriyor, yenibir kültür yaratmýyor fakatgünümüz toplumunun birparçasý olan baþka bir yönü,küresel kapitalizme karþý olan-larýn seslerini de ortaya koyuyor.Bu sanatçýlarýn hepsi, beðenelimbeðenmeyelim antikapitalisthareketimizin parçasýdýrlar, bunuheyecanla karþýlamak gerekir.Fakat insanlarýn tarihi yaptýklarýkoþullar içinde radikalleþensanatla, "sosyalist kültür"ü bir-birine karýþtýrmamalý. Birisitamamen gerçek, öteki ise kocabir masaldýr. Bize bu sistemdekurulacak elit bir sosyalist kültürdeðil, herkesin sanatla ilgilenm-eye vakit bulacaðý, kapitalizminpisliðinden kurtulmuþ, tüminsanlýðýn ortak kültürününyeþerebileceði bir dünya gerekir.Bize sahte bir kültür devrimideðil, gerçek bir toplumsaldevrim gerekir!

Can Irmak Özinanýr

Sanatýn radikalleþmesi ve"sosyalist kültür"

Ýþgalin vahþetiRedacted / DüzeltilmiþYönetmen: Brian de Palma Senaryo: Brian De Palma Oyuncular: Patrick Carroll,Daniel Stewart Sherman, TyJones, Zahra Kareem Alzubaidi

Brian de Palma, 2007 VenedikFilm Festivali'nde kendisine eniyi yönetmen ödülünükazandýran savaþ karþýtý filmiRedacted’i, 2003 yýlýnda Irak'ýnMahmudiye kasabasýndaAmerikan askerlerinin 14 yaþýn-daki bir kýza tecavüz edipardýndan ailesiyle beraberöldürdükleri katliamdan,yaþanmýþ bir olaydan yolaçýkararak yapmýþ. ABD asker-lerinin el kameralarý görüntü-lerinden, youtube’da yayýn-lanan kiþisel görüntülerden,günlüklerden ve mektuplardanyararlanmýþ. Filmin baþýndaki''Bu filmdeki kiþiler ve olaylargerçek deðildir, kurgudanibarettir' uyarýsýnýn yapýlmasýda çekilen bu belgesel niteliðin-deki kiþisel görüntülere raðmenyaptýðý bir ironi olsa gerek.

Angel Salazar da birliðindekidiðer birçok arkadaþý gibielinde bir el kamerasýylagelmiþtir, 'özgürlük getirecek-leri' Irak topraklarýna. AmaAngel'ýn buraya gelmektekiamacý, sinema okumak içingereken parayý kazanmaktýr.Dijital kamerasýna þöylekonuþur Angel: ''Bu filmdeHollywood aksiyonu falan bek-lemeyin. Sahneler kesilmeye-cek, adrenalin pompalamakiçin müzik kullanýlmayacak,anlamlý kýlmak için bir anlatýcýda olmayacak. Burada neyaþanýyorsa o olacak''

Samarra… Bir tarafta sýrtlarýn-da 40 kiloluk çantalarýyla kon-trol noktasýnda bekleyen ABDaskerleri. Bir tarafta günlükiþlerini yapan Iraklýlar, birtarafta da top oynayan,okullarýna gitmek için kontrolodasýndan geçmek zorundakalan çocuklar. Psikolojileribozuk, gergin bekleyiþ içindekiaskerler kontrol noktasýna yak-laþan araçlarý durdurarak'terörist ve kimyasal silah' arý-yorlar. Arabanýn içindeki has-taneye yetiþtirilmeye çalýþýlanhamile bir kadýný vuruyorlar.Halkýn yarýsýnýn okuma yazmabilmediði bu yerde, kontrolnoktasýnýn çeþitli yerlerineyazdýklarý uyarý iþaretlerinigörmemiþ olmakla suçlayýpkendilerini temize çýkarmayaçalýþýyorlar.

Direniþçi olduklarý iddiasýylabir eve yaptýklarý baskýný veöncesini el kamerasýna çekiyorAngel. Bu baskýný örtbas et-meye çalýþmalarýný ve vicdan-larýyla hesaplaþmalarý da.Filmin adýnýn 'Düzeltilmiþ'olmasý da askerlerin buhesaplaþmalarýnýn ardýndanverdikleri ifadelerin sansürlen-miþ, örtbas edilmiþ vedüzeltilmiþ olmasýndan geliyor.

Film, Irak'ta ABD iþgalindensonra yaþananlarýn çarpýtýlarakanlatýlmasýna, ABD medyasýnýnolan biteni yansýtmamasýna veABD toplumunun, özgürlükgötürdükleri yalanlarýyla uyu-tulmasýna yöneltilen bir eleþtiriniteliðinde.

Ebru GÖKÇE

Bu dünya neyebenzeyecek?

Aralýk 1959'da ABDBaþkaný Dwight D.Eisenhower þöyle dedi:“Bu hükümetin programýn-da ben burada olduðumsürece doðum kontrolproblemiyle ilgili politik birdoktrin bulunmayacaktýr.

Bu bizim iþimiz deðildir.”O zamandan bu yana

hiçbir Amerikan hüküme-tinin de iþi olmadý.

1950'de ABD -dünyanüfusunun sadece %9'unasahip olduðu halde-dünyadaki hammaddelerin%50'sini tüketmekteydi.Bu yüzde giderek artmak-tadýr ve 15 yýl içinde, þuanki büyüme hýzýyla, ABDyeryüzündeki ürünlerin

%33'ünden fazlasýnýtüketiyor olacaktýr.

Nüfusumuz ayný hýzla art-maya devam ederse, buülke yüzyýlýn sonunda,þimdiki yaþam standart-larýný koruyabilmek içingezegenimizin kay-naklarýnýn %100'ündenfazlasýna ihtiyaç duyacak-týr.

Bu matematiksel birimkânsýzlýk - kaldý ki, o

zamana kadar yeryüzündeyaklaþýk 7 milyar insanolacak ve bu hammad-delerin bir kýsmýndan -belki- onlar da faydalan-mak isteyecekler.

Bu durumda dünya sizceneye benzeyecek?

Yer Açýn! Yer Açýn!Harry Harrison

Metis Bilimkurgu

SÝNEMA

Page 11: Sosyalist İşçi 306

sayý: 306 sosyalist iþçi 11

Küresel BAKsýnýr ötesioperasyonakarþýsokaktaydý

DurDe Türkiyetoplantýsýgerçekleþti

DurDe Türkiye aktivistlertoplantýsý geçtiðimiz haftasonu Ankara'da gerçek-leþti. Ýstanbul, Ýzmir, Bursa,Afyon, Eskiþehir, Kütahya,Ýzmit ve Ankara'dan gelenkatýlýmcýlar gün boyuncaTürkiye'de politik durum,milliyetçiliðe ve ýrkçýlýðakarþý kampanyanýn gele-ceði, '301 kaldýrýlsýn,ýrkçýlar yargýlansýn' kam-panyasýný tartýþtýlar. BarýþMeclisi, Ýnsan HaklarýDerneði, STGM gibikurumlardan da gözlemcil-er katýldý.

Hrant Dink suiskasti veDurDe'nin kurulmasýnaneden olan saflaþmahakkýnda bir çok konuþmayapýldý.

Küresel Eylem Grubu,Barýþarock, Küresel Barýþve Adalet Koalisyonu,Baskýn Oran ve Ufuk Uraskampanyalarýndan temsilciaktivistler , DurDe'ninyararlanabileceði deneyleraktardý.

Ýstanbul'da bir örgütlen-me çalýþmasý baþlatanFrankofon AfrikalýlardanKamerunlu bir aktivistTürkiye'de genel olarakgöçmenlerin ve kaðýtsý-zlarýn yaþadýðý cehennemhayatýný anlattý. DurDe,kaðýtsýzlarýn örgütlenmesi-ni destekleme kararý aldý.

Toplantý alýnan baþlýcakararlar þöyle:

- "301 Kaldýrýlsýn, IrkçýlarYargýlansýn" kampanyasýbugünün temel kampa-nyasýdýr.

- Kampanyayý yaygýnduyurmak için çok sayýdayerel toplantý gerçek-leþtirmek.

- Üniversitelerde standaçmak, 301. maddeyi dahaiyi anlatan toplantýlar veetkinlikler yapmak.

Mayýs ayýnda merkezi birmitingle sonlandýracakþekilde 301 kampanyasýnýtemel alan etkinlik sayýsýnýartýrmak.

- Ocak'ta mecliste DTPgrubunu ziyaret edip kap-atma davasýna karþý destekvermek.

- Hrant’ýn 1 yýl öncearamýzdan ayrýldýðý 19Ocak’ta gerçekleþebilecekbir eyleme merkezi olarakkatýlmak.

Irak’a ilk bombadüþtüðünde sokaða çýka-caðýný açýklayan KüreselBAK, 18 Aralýk’ta Ýstanbul,Ankara ve Ýzmir’de eylem-ler düzenledi. Adana,Aksaray, Edirne veMaraþ'ta yazýlý açýklamalargerçekleþti.

Ýstanbul’da GalatasarayMeydaný’nda düzenlenenbasýn açýklamasýna 200 kiþikatýldý. BAK aktivistiJülide Kural’ýn okuduðubasýn açýklamasýndaTürkiye’nin sýnýr ötesioperasyonu protesto edil-di. Barýþa bir þans verinçaðrýsý yapýldý.

Ankara’da YükselCaddesi’nde toplananKüresel BAK’çýlar saldýrýyýprotesto etti.

150 savaþ karþýtýnýnkatýldýðý eylemde Kürtsorununda askeri yöntem-lerin çözümsüzlüðü vurgu-landý.

Ýzmir’de Kýbrýs ÞehitleriCaddesi’nde gerçekleþeneyleme 100 savaþ karþýtýkatýldý.

8 Aralýk’ta Kadýköy’de binler haykýrdý:

Küresel ýsýnmayý durduralým8 Aralýk’ta KEG’in

“Türkiye Kyoto’yu imza-la, küresel ýsýnmayý dur-duralým” mitinginekatýlan binlerce insanhükümeti derhal hareketegeçmeye çaðýrdý.

5 ay boyunca inþa edilen8 Aralýk eylemi için 100binden fazla bildiridaðýtýldý.

Ýstanbul, Ankara, Ýzmir,Kocaeli, Bursa’da onlarcatoplantý ve etkinlikyapýldý. 4 ilin dýþýndakalan bir çok yerdekiüniversitelerde 8 Aralýkgösterisine çaðrý yapýldý.

Kadýköy’de toplanmanoktasýnda saatler 12.00’yigösterdiðinde alarmlarçalýþtýrýldý, dünyanýn pekaz vakti kaldýðý böylecevurgulandý ve ardýndanyürüyüþe geçildi.

KEG’in “Kyoto’yu imza-

la” pankartýnýn arkasýndaÝstanbul 1. Bölge sosyalistmilletvekili Ufuk Uras,KESK, TTB ve DÝSKyöneticileri, aydýnlar,sanatçýlar yürüdü.

“Nükleer istemiyoruz”pankartýnýn arkasýnda iseTürkiye’nin çeþitliillerinden gelen KEGaktivistleri yürüdü.

KEG kortejinde yinekadýnlar çoðunluktaydý.Bir çok eylemci, çocuk-larýyla birlikte yürüdü.Ýstanbul liselerindenkatýlým yüksekti.

Yürüyüþ boyunca “nük-leer santral istemiyoruz”,“imzala, imzala Kyoto’yuimzala”, “biz anti,antikapitalistiz”, “baþkabir enerji mümkün” slo-ganlarý atýldý

Tepe Nautilus önündenbaþlayan yürüyüþ

Kadýköy ÝskeleMeydaný’nda son buldu.Burada mitinge geçildi.

KEG adýna konuþanNuran Yüce, küresel ýsýn-manýn küresel sermayeninkâr hýrsýnýn bir sonucuolduðunu vurguladý.Hükümeti KyotoProtokolü’nü imzalamayave küresel felakete karþýharekete geçmeye çaðýranNuran Yüce, herkesi nük-leer santraller ve yeni ter-mik santrallerin kurul-masýný engellemeyeçaðýrdý.

Ufuk Uras veTürkiye’nin bir çokyerinden gelen yerelmücadelelerin temsilcilerikonuþmalar yaptýlar.

Mitinge DÝSK, TTB,Yeþiller, Greenpeace,ÖDP, EMEP ve bir çokgrup kortejleriyle katýldý.

Emek ve meslek örgüt-leriyle, Küresel EylemGrubu, siyasi partiler veplatformlar kuruluþlarýn-dan oluþan 50 kurum"Herkese Saðlýk, GüvenliGelecek" Platformu'nukurdu.

Platform, 25 Aralýk 2007tarihinde, MakineMühendisleri Odasý'ndagerçekleþtirdiði basýntoplantýsýnda 5510 Sayýlý

Sosyal Sigortalar ve GenelSaðlýk Sigortasý Yasasý'nakarþý kampanya yürüte-ceðini, bilgilendirme vekamuoyu yaratma etkinlik-lerini sürdüreceðini açýk-ladý.

Platform adýna ortakbasýn metnini TürkTabipler Birliði MerkezKonseyi üyesi Ali Çerke-zoðlu sundu. Ali Çerke-zoðlu Sosyal Sigortalar ve

Genel Saðlýk SigortasýYasasý'nýn yasallaþtýðýnda,çalýþanlarýn ve iþsizlerin,çalýþma, emeklilik ve saðlýkhaklarýnýn kýsýtlayacaðýnýileri sürerek, yasanýn çalýþ-ma yaþamýna girecekgençler ve yarýnýn yetiþkin-leri olan çocuklar için detam bir saldýrý niteliðindeolduðunu vurguladý.Platform Ocak ayýnda mit-ing yapmayý hedefliyor.

Herkese Saðlýk, Güvenli Gelecek Platformu kuruldu

SGGSS’ye karþý mücadeleye!

Saðlýðýmýzýkoruyacaðýz

12 Aralýk’ta ÝstanbulGalatasaray Meydaný’ndatoplanan sendika, meslekörgütleri, siyasi, parti,çevre ve platform temsilci-leri Sosyal Güvenlik veGenel Saðlýk SigortasýYasasý’na karþý yürüdü.

750 kiþinin katýldýðýyürüyüþ sonrasý Taksim’debasýn açýklamasý yapýldý.

KEG, 2006 yýlý boyuncayasaya karþý kampanyayürütmüþtü. Saðlýk ocak-larýnýn, öðrencilere ücretsizsaðlýk hizmeti verenmedikososyallerin kapatýl-masýna karþý kampanyaþimdi yeniden önemkazanýyor. þimdi yenidenSGSS’ye karþý direniþiörgütleyelim.

www.medikomuvermiyorum.org

Page 12: Sosyalist İşçi 306

sosyalist isciZ Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:

Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/Ýstanbul

Baský: Yön Matbaasý

Yerel süreli yayýn, haftada bir yayýnlanýr

www.sosyalistisci.org

ABD, 2003 yýlýnýnýnMart ayýnda Irak'aoperasyonu baþlatmýþtý.Ýþgal güçleri, Irak'ýnbaþkentine kimilerininbeklentisinden çok dahakýsa zamanda ulaþmýþtý.Saddam rejimininsonunun daha SaddamHüseyin yakalanmadangeldiðini gösterengörüntülerde tam o gün-ler yayýnlandý. Sanýrýmhala hafýzalardadýr mey-danda toplanan kala-balýðýn Saddam Hüseyinheykelini deviriþi. Budüzmece bir görüntüydü.Peki böylesi bir görüntüneden seçilmiþti?

Devlet kapitalisti rejim-lerin iþçi ayaklanmalarý-na sahne olmasýný"sosyalist devletlerinçöküþü" olarak anlatýl-masýnda da, en çok bugörüntüden yarar-lanýlmýþtý: Yýkýlan Leninbüst ve heykelleri. Pekçok film ve belgeseldede, yýkýlan büstlerigörüyoruz. Anýlarda birisyan, devrim var iseneredeyse kesindir,yýkýlan büstleri okuy-oruz.

Bu, sanatsal bir kaygýdeðil, yaþamýn doðasý.Ýnsanlar, kendilerinibaský altýnda tutanrejime öfkelerini, rejiminkendi belirlediði simgel-erden çýkarýyorlar.Ýspanya iç savaþýnda da,Ekim Devrimi sýrasýndada, heykeller, ikonlaröfkeden nasibini almýþtý.ABD de, iþgalin halkýngerçek öfkesi olduðunugöstermek için bu yönte-mi seçmiþti.

Geçenlerde,Amerika'da yaþanmýþ birisyaný konu alan bir filmsýrasýnda, büstlerindenize atýldýðý bir sah-neyi izlerken düþündümbunlarý. Büstler denizindibini boyluyordu.Denizin dibini hak edeno sistemin bütünüydü.

Sonra, insan ister iste-mez baþka bir dünyanýnkurulmasýný baþlatacakdevrimler zincirinidüþünüyor. Bütünülkeleri saran genelgrevler ve nihayetinde obüyük ayaklanma gün-leri. Türkiye'deki iþçisýnýfý, ezilenler o gün-lerde öfkelerini hangiheykelden veya büstler-den çýkartacaklar?

Memleketperverler ileulusalcýlar kolkola giripbüst korumacýlýða þimdi-den soyunuyorlar da,tarih yýkýlan büstlerintarihi...

Çöp SepetiErsin TEK

Türkiye'de iþgücününyüzde 26,6`sýný kadýnlaroluþturuyor. Buna karþýlýkkadýnlarýn sendikalaþmaoraný sadece yüzde 10-15düzeyinde. Yani sendikaüyelerinin sadece 463 bin332`si kadýn iþçilerdenoluþuyor. Özellikle belirliiþkollarý ve sektörlerde(bankacýlýk, büro-ticaret veturizm) çalýþan kadýnsayýsýnda hissedilir birartýþ yaþanýrken, kadýnlarýnsendikal örgütlerdeki tem-sili bu geliþmeylekarþýlaþtýrýlmayacak denlisembolik. Sendikal konfed-erasyonlarýn yönetimkurullarýnda neredeyse hiçkadýn üye yok. Türk-Ýþ,DÝSK, Hak-Ýþ, Kamu-Senve Memur-Sen merkezyönetim kurullarýndakadýnlar temsil edilmiyor.Konfederal düzeyde tekistisnayý KESK oluþturuy-or. KESK'in Genel MerkezYönetim Kurulunda ikikadýn üye bulunuyor.

Sendika yönetimleridüzeyinde de kadýnlarneredeyse yok mer-tebesinde. Türk-Ýþ, DÝSK veHak-Ýþ üyesi sendikalariçinde kadýn genel baþkanýolan sendika yok. ÇalýþmaBakanlýðý'na kayýtlý 96sendika baþkanýnýn isesadece üçü kadýn. Ancaktoplu iþ sözleþmesi yap-maya yetkili olansendikalar arasýnda kadýngenel baþkana sahip sendi-ka yok. Sendikalarýn yöne-tim kurullarýnda da kadýn-larýn temsili son derecesembolik düzeyde: Toplam489 yönetim kuruluüyesinin sadece 19'ukadýnlardan oluþuyor.Türk-Ýþ üyesi sendikalar-dan sadece Hava-Ýþ veTürkiye GazetecilerSendikasý'nda kadýnyönetici var. Hava-Ýþ'te iki,TGS'de ise bir kadýn genelmerkez yönetim kuruluüyesi bulunuyor. DÝSKüyesi 5 sendikada 11 kadýnyönetici bulunurken Hak-Ýþ üyesi sendikalarýn genelmerkez yönetimkurullarýnda hiç kadýn üyebulunmuyor.

Kamu çalýþanlarýsendikalarý iþçi sendikalarý-na göre birazcýk iyidurumda. 51 kamu çalýþanýsendikasýnýn beþinin genelbaþkaný kadýnlardanoluþurken 315 merkezyöneticisinin sadece 26'sýkadýn. Üç kamu çalýþanýkonfederasyonu içindesadece KESK üyesisendikalarda kadýn genelbaþkanlar söz konusu;Tüm Bel Sen ve Haber Senbaþkanlarý kadýn.

Kadýnlarýn temsilindeki

çarpýklýk sadece gelenekselolarak erkeklerin ve sanayiiþçilerin yoðun olduðu sek-törlerle sýnýrlý deðil. Kadýnçalýþanlarýn yoðun olduðusektör ve iþ kollarýnda dakadýnlarýn yönetim organ-larýnda temsili yok mer-tebesinde. Örneðin kadýn-larýn yoðun olduðubankacýlýk iþ kolundaki 35sendikanýn genel merkezyöneticilerinden sadeceüçü kadýn. Bu sektördeki

büyük sendikalarda(Basisen, Bass gibi) kadýnmerkez yönetim kuruluüyesi yok. Yine ticaret vebüro iþkolunda da toplu iþsözleþmesi baðýtlayansendikalarda kadýn merkezyöneticisi yok.

Siyaset ve kadýnBugün parlamentoda

kadýnlar sadece yüzde 4.4oranýnda temsil ediliyorlar.AKP ve CHP'nin kadýn

adaylarý seçilse bile sadeceyüzde 20'lik bir yüzdeyesahip olabilecekler. ÖDPadaylarýnýn yarýsý kadýnolan tek partiyken, kota veeþbaþkanlýk uygula-malarýyla cinsiyetçiliðekarþý mücadele eden diðerbir parti DTP.

Fakat en iyi ihtimalleoluþacak meclis aritmetiðiise kadýnlarýn yüzde 7oranýnda meclise girebile-ceðini gösteriyor. Bu cin-

siyetçi sistemin parla-menter yüzü. Toplumunyarýsýný oluþturan kadýnlarceylan derisi koltuklarýnancak bu kadarýný iþgaledebiliyorlar.

Örgütlenmek nedenönemli?

Ýþçi kadýnlarýnsendikalaþmasýnýn önündeçeþitli engeller vardýr.Bunlardan ilki kadýn iþçi-lerin erkek iþçilerden dahayüksek oranda sendikalaþ-manýn zor olduðu özel sek-tör ve küçük iþyerlerindeistihdam edilmeleridir. Butür iþyerlerinin önemli birkýsmý sendikalaþmak biryana sosyal güvenlikimkaný bile sunmadankaçak iþçi çalýþtýrmaktadýr.Ýþ yasasý kapsamýndabulunmadýðý için de hertürlü yasal güvenceden vedolayýsýyla örgütlenmeimkanýndan da yoksunbýrakýlmaktadýr

Ancak günümüzde kapi-talizmin ihtiyaçlarýna denkdüþen hizmet sektörününgeliþmesi ve bu alandagerçekleþen sendikalmücadele kadýnlarýn daörgütlülüðünü artýrdý.Buna en iyi örnek 89'danberi mücadele eden KESKiçerisindeki kadýnlarýnoranýdýr.

Ayrýca 2001 yýlýnda ver-ilen mücadele sonucundakadýn öðretmenlerinokullarda pantolon giymehakkýný kazanmalarý vetoplu görüþmeler sonucun-da doðum izninin 9 haf-tadan 16 haftaya çýkarýl-masý yine örgütlü mücade-lenin ne kadar önemliolduðuna dair iki örnektir.

Çözüm ne?Kadýnlarýn örgütlü

mücadeleye daha çokkatýlýmýný saðlamak içingenellikle kota bir çözümolarak önerilir. Ancak, hemsendikalarda hem de par-tilerde kadýn kotasý poli-tikasý sorunu çözmeye yet-mez. Çünkü pozitif ayrým-cýlýk sadece seçimlerdehatýrlanacak bir politikadeðil. Her toplantýda, hereylem örgütlenmesinde,her grevde zaten önde olaninisiyatiflerinin kadýnlarýhareketin liderliðine taþý-masý için kadýnlarý kadýnsorunlarý dýþýnda da poli-tikleþtirmeye çabalayan birhareketin oluþmasýgerekiyor. Kreþ hakký, eþitiþe eþit ücret taleplerinisadece bakanlara mektupyazarak deðil bu talepleriiþçi sýnýfýnýn genel taleplerihaline getirip bunun içingrev yapacak bir hareketininþasý gerekiyor.

Örgütlenmek özgürlüktür

ABD örneði:

- Sýradan sendikalý bir kadýn iþçi,sendikalý olmayan kadýn iþçilere karþýortalama yüzde 38 daha fazla kazanýy-or.

- Sendikalý ve renkli kadýnlar,sendikasýz ve renkli kadýnlara göre

yüzde 39 daha fazla kazanýyor.- Sendikalý azýnlýklardan erkek iþçiler,

sendikasýz olanlara göre yüzde 44 dahafazla kazanýyor.

- Sendikalý kadýn iþçiler, sendikalýerkek iþçilerin yaklaþýk yüzde 84'ükadar kazanýrken, renkli iþçiler toplamolarak, beyaz iþçilerin yüzde 81'i kadarkazanmaktadýr.

Örgütlü mücadeleNovamed'li kadýnlarakazandýrdý

Günde sekiz saat çalýþýyorlardý. Yemekmolalarý 35 dakikaydý. Tuvalete izinalarak çýkýyorlardý. Hakarete maruzkalýyorlardý, hamile kalmak iþten atýl-mak demekti. Her gün ayný banttaçalýþan arkadaþlarýný bile tanýmýyorlardýçünkü birbirleriyle konuþmalarý yasaktý.

Antalya serbest bölgede FreseniusMedical Care þirketi'ne baðlý Novamedfabrikasýnda çalýþan 316 iþçiden 81'ikadýn, ikisi erkek sendika üyesi iþçigreve çýktýlar. Tam 448 gün sonra sayýcaazýnlýk olsalar da toplu sözleþmeyi

imzaladýlar. Ücretler yüzde 9,20artýrýlarak ortalama 383 avroya çýkarýldý.

Ücretler, 1 Ocak 2008 tarihindenitibaren ise yüzde 5 zamlanacak.Ücretlerdeki artýþ oraný 2009 ve 2010 yýl-larý için yüzde 4 olarak belirlenirken,çalýþanlara yýllýk 300 euro tutarýndasosyal paket ödemesi yapýlacak.

Novamed'li kadýnlardan Fatma Özüm,"Bir elin nesi iki elin sesi var. Sendikabizlerden oluþuyor. Yalnýz olmadýðýmýhissetmek mutluluk verici. Bir avuçinsandýk, sendikaysa dayanýþmademek" diyor.

Novamed'e çalýþan 316 iþçiden 83'ükadýn 85 sendikalý çalýþanýn 26 Eylül2006'da baþlattýðý grev, uluslar arasýsendikal örgütler, siyasi partiler vekadýn hareketlerinden de büyük destekgörmüþtü.