sosyalist İşçi 343

12
sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE www.sosyalistisci.org SAYI: 343 5 Aralýk 2008 1 YTL YENÝ TERMÝK SANTRALLARA HAYIR! Elektrik ve doðal gaz faturalarý kabarýyor. Hükümet çalýþanlarýn üzerindeki bu yükü azaltmak için hiçbir þey yapmýyor. Ancak dün nükleer santral kurmak için nasýl çaba gösterdilerse bugün de elektrik üretimini tamamýyla özel þirketlere devretmek için kollarý sývadýlar. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakaný Hilmi Güler yine halka karþý konuþtu. Elektrik üretimi ve daðýtýmýný bir an önce özelleþtireceklerini söyledi. Önce termik santrallardan baþlayacak- lar. Þirketler Türkiye'nin bir çok yerine termik santral dikmek için bekliyor. Pahalý bir enerji elde etme yöntemi olan termik santrallar iklim deðiþikliðinin en büyük tetikleyicileri. Aðýrlýklý olarak kömür tüketen termik santrallarýn yenilerinin kurul- masý deðil, faaliyetlerinin tümüyle durdurulmasý gereki- yor. Ancak hükümet termik santral kurma planlarýnýn yapýldýðý illerdeki halkýn sesini dinlemiyor. Halk, atmosferi kir- leten, insan saðlýðýný olumsuz bir þekilde etkileyen termik santral- leri istemiyor. Enerji sektörü, elektrik üretimi ve daðýtýmý özel þirketlere devredilemez. Temiz ve ucuz enerji istiyoruz. Enerjide özelleþtirme durdurulmalý. Devlet rüzgar ve güneþ enerji- sine yatýrým yapmalý. Küresel ýsýnma ve enerji politikalarý sayfa 2, 8 ve 12’de Binlerce çalýþan krize karþý yürüdü Direniþ büyüyor Sayfa 6 - 7 Bretton Woods: Ekonomi tarihi neden tekerrür etmez? Sayfa 9 Elektrik üretimi özel þirketlere devredilemez Yerel seçimler ve sosyalistler Sayfa 8 Mustafa Kemal cumhuriyeti Sayfa 10

Upload: sosyalist-isci

Post on 11-Mar-2016

246 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Sosyalist İşçi 343

TRANSCRIPT

Page 1: Sosyalist İşçi 343

sosyalist isci DEVRÝMCÝ, ANTÝKAPÝTALÝST HAFTALIK GAZETE

www.sosyalistisci.org

SSAAYYII:: 334433 55 AArraallýýkk 22000088 11 YYTTLL

YENÝ TERMÝK SANTRALLARA HAYIR!

Elektrik ve doðal gaz faturalarýkabarýyor. Hükümet çalýþanlarýnüzerindeki bu yükü azaltmakiçin hiçbir þey yapmýyor. Ancakdün nükleer santral kurmak içinnasýl çaba gösterdilerse bugünde elektrik üretimini tamamýylaözel þirketlere devretmek içinkollarý sývadýlar.

Enerji ve Tabii KaynaklarBakaný Hilmi Güler yine halkakarþý konuþtu. Elektrik üretimive daðýtýmýný bir an önceözelleþtireceklerini söyledi. Öncetermik santrallardan baþlayacak-lar. Þirketler Türkiye'nin bir çokyerine termik santral dikmek içinbekliyor. Pahalý bir enerji eldeetme yöntemi olan termik

santrallar iklim deðiþikliðinin enbüyük tetikleyicileri. Aðýrlýklýolarak kömür tüketen termiksantrallarýn yenilerinin kurul-masý deðil, faaliyetlerinintümüyle durdurulmasý gereki-yor. Ancak hükümet termiksantral kurma planlarýnýnyapýldýðý illerdeki halkýn sesinidinlemiyor. Halk, atmosferi kir-leten, insan saðlýðýný olumsuz birþekilde etkileyen termik santral-leri istemiyor. Enerji sektörü,elektrik üretimi ve daðýtýmý özelþirketlere devredilemez. Temizve ucuz enerji istiyoruz. Enerjideözelleþtirme durdurulmalý.Devlet rüzgar ve güneþ enerji-sine yatýrým yapmalý. Küresel ýsýnma ve enerji politikalarý sayfa 2, 8 ve 12’de

Binlerce çalýþan krize karþý yürüdü

Direniþ büyüyorSayfa 6-77

BBrreettttoonn WWooooddss:: Ekonomi tarihineden tekerrüretmez?

Sayfa 9

EElleekkttrriikk üürreettiimmiiöözzeell þþiirrkkeettlleerreeddeevvrreeddiilleemmeezz

Yerel seçimlerve sosyalistler

Sayfa 8

Mustafa Kemalcumhuriyeti

Sayfa 10

Page 2: Sosyalist İşçi 343

2 sosyalist iþçi sayý: 343

IBM çalýþanlarý"Plaza Eylemi"nde

IBM çalýþanlarýnýn sanaleylemlerle baþlayan örgütlen-me mücadelesi, biri sendikatemsilcisi olmak üzere üçü desendikalý olan 3 çalýþanýn iþtençýkartýlmasýyla yeni bir boyutkazandý.

Daha önce de bu sayfalardahaber verdiðimiz gibi biliþimsektöründe örgütlenmemücadelesi, IBM çalýþanlarýnýnTez-Koop Ýþ sendikasýnageçmesi ve bunun üzerine IBMyönetiminin toplu sözleþmehakkýný tanýmayýp davaaçmasýyla alevlenmiþti. Biryandan da EMO Ýstanbulþubesinde yapýlan "Biliþimdeörgütlenme" toplantýlarýylaörgütlenmenin tüm sektördeyaygýnlaþmasý için çalýþmalaryapýlýyordu. Bu toplantýlarýnsonuncusunda, kriz bahane-siyle iþten çýkarmalarýn durdu-rulmasý ve örgütlenmeninönündeki engellerin kaldýrýl-masý talebiyle protesto gösteri-leri yapýlmasý kararlaþtýrýldý.Tez-Koop Ýþ üyesi IBM çalýþan-larýnýn baþý çektiði ancak farklýsendika ve örgütlerin dedesteklediði bu eylemler, 3Aralýk'tan itibaren her çarþam-ba saat 12.30'da ÝstanbulLevent'teki Yapý Kredi Plazaönünde yapýlacak. Böylecekrize karþý mücadelenin örgüt-süz sektörlere de yayýlmasý vetüm çalýþanlarýn ortak mücade-lesi haline gelmesi yolundaönemli bir adým atýlmýþ olacak.

Baþkent Doðalgaz Daðýtým A.Þ.,BOTAÞ'tan alýnan doðalgazýnmetreküp fiyatýný 1.8 Ykr arttýrdý.Üç hafta önce doðal gaza fiyat-larýna ülke çapýnda yüzde 22,5zam yapýlmýþtý. Doðalgazýn aðýr-lýklý yakýt olarak tüketildiðiAnkara'da bu kez bir önceki ayýndöviz kuru ortalamasý fiyata yan-sýtýldý. BDDAÞ yöneticileri dövizkurlarýnda oynamalarýn fiyatlarayansýtýlmaya devam edeceðinisöyledi.

Öte yandan BOTAÞ, AnkaraBüyükþehir Belediyesi'nden ala-caklarýný bir türlü tahsil etmiyor.Hükümet belediye üzerinde

baský kurmuyor. Batanbankalarýn borçlarýnýn üstle-nildiði gibi belediyeninborçlarýnýn üstlenilerek doðal gazfiyatlarýný düþürmek gibi bir yön-tem tartýþýlmýyor.

Ankara’da doðalgaza bir zam daha

Türkiye Ýþ Kurumu GenelMüdürlüðü'ne (ÝÞKUR) Ekimayýnda 101 bin 938 kiþi iþbaþvurusunda bulundu.

Geçen yýlýn Ekim'inde 44 bin916, bu yýl Eylül ayýnda 43 bin532 kiþinin iþ baþvurusu yaptýðýkuruma Ekim ayýnda 101 bin938 kiþi baþvurdu.

Ýþ baþvurularýnýn sayýsý geçenyýla göre yüzde 126, Eylül ayýnagöre ise yüzde 134.17 arttý. Ýþ

için kuruma baþvuranlararasýnda kadýnlar çoðunlukta.Ýstanbul 23 bin 517 kiþiyle enfazla iþ baþvurusunun yapýldýðýyer olurken, Ankara, Ýzmir,Bursa, ve Antalya onu izledi.ÝÞKUR aracýlýðýyla son bir yýlda12 bin kiþi iþe girdi. GeçenEkim'de ise 5 bin kiþi iþ bulabil-di.

Baþvurularýn artmasý bek-leniyor.

Ýþ arayanlarýn sayýsý bir ayda iki kat arttý

110011..993388 iiþþ bbaaþþvvuurruussuu

Türk Sanayici ve Ýþ AdamlarýDerneði (TÜSÝAD) krize karþýsermayenin istekleri doðrul-tusunda hazýrlanan ekonomikpaketin bir an önce çýkarýlmasýnýistedi. Üyeleri her yýl kârlarýnakâr katan TÜSÝAD hükümettenacýmasýz olmasýný istiyor.Sendikalarýn taleplerine yer ver-meyen medya TÜSÝAD'ýn isteik-lerini kaçýnýlmaz gibi sunuyor.

TÜSÝAD Yönetim KuruluBaþkaný Arzuhan DoðanYalçýndað, hükümetten bir anönce kriz önlemlerini açýkla-masýný istedi. Ýki aydýr bir çokkez iþsizlik fonunda biriken par-alarýn sermayeye aktarýlmasý,vergi indirimi ve banka mevdu-atlarýna yüksek güvenceler ver-ilmesi gibi talepleri dile getirenTÜSÝAD baþkanýna göre hepimiz"ayný gemideyiz."

Toplanan verginin sadeceyüzde 10'unu veren patronlarhükümetten KDV indirimi yap-masýný da istedi. Ancak dahaönce gýda sektöründe KDV kalk-mýþ, tüketiciye bu indirim hiçyansýtýlmamýþtý. Þimdi tüm ürün-lerde KDV indirilse de bununyine sermayeye kolaylýk olacaðýancak fiyatlarý düþürmeyeceðisöyleniyor. Çünkü çalýþanlarýnalým gücü hýzla düþüyor.

TÜSÝAD'ýn ekonomik paketbaskýsýna karþý hükümeti savu-nan Erdoðan ise patronlarýnvergi borçlarýný 18 ay tak-sitlendirerek zaten istediklerikolaylýðý yaptýklarýný söyledi.

Sermaye çevreleri kendi istek-lerini dayatýrken sendikalarýngerçekleþtireceði kitlesel eylemlerçalýþanlarýn talepleriniseslendirmesi açýsýndan büyükönem taþýyor.

Türk-ÝÝþ açlýk veyoksulluk sýnýrýnýaçýkladý

Açlýk sýnýrý 738.- YTL, yok-sulluk sýnýrý 2.404.- YTL oldu.

Gýda fiyatlarýnda durgunlukvar, ama halkýn alým gücü yok.

Mutfak enflasyonu bu ay -0,52 oranýnda gerilerken yýllýkartýþ oraný 12,63 oldu.

Büyük sermaye kemersýkma paketi istiyor

‘IMF ile anlaþýn’sesleri artýyor

TÜSÝAD'dan sonra küreselfinans þirketleri de hükümeteIMF ile anlaþma yapmasý içinbaský uyguluyor.

Küresel finans kredilendirmekuruluþu Moody's, IMF ileanlaþma yapmadýðý takdirdeTürkiye ekonomisinin dur-gunluða gireceðini duyurdu.

TÜSÝAD Baþkaný ise "Þimdigaliba hükümet bu konuda birgiriþim, hazýrlýk içinde. Bu dasevindirici. IMF ile bir köprükredi saðlayarak anlaþma yap-mak da onlardan biriydi.Dolayýsýyla bu kadar likiditedaralmýþ iken IMF ile yapýla-cak anlaþmanýn Türkiye içinbüyük faydasý var" dedi.

IMF ile anlaþma yapýlmazsayabancý sermayenin çekileceðive Türkiye ekonomisininIMF'nin garantörlüðüne muh-taç olduðu fikri topluma daempoze edilmek isteniyor.2002'den bu yana KemalDerviþ'in IMF politikalarýnýuygulayan AKP hükümeti"IMF'ye mecbur deðiliz, bizimistediðimiz koþullarý yerinegetirmeliler" dese de yeni biranlaþmaya hazýrlanýyor.

Asgari ücret halen 16 yaþýnýdoldurmuþ iþçiler için brüt638,70, net 503,26 YTL olarakuygulanýyor. Asgari ücrettenyapýlan kesintiler 135,85 YTL'yibuluyor. Açlýk sýnýrýnýn kýyýsýn-da çalýþanlar aldýklarý ücretindörtte biri kesiliyor. Ancakhiçbir kapitalist kazancýnýndörtte birini vergi olaraködemiyor.

Birleþik Metal-Ýþ Sendikasý'nýnyaptýðý araþtýrmaya göreTürkiye'de kayýtlý olarak çalýþan7 milyon iþçinin yüzde 44'üasgari ücret alýyor. Bu aileleriyle

birlikte 12 milyondan fazlaçalýþanýn asgari ücretlegeçindiðini gösteriyor. Onlarane bir vergi indirimi ne de birkolaylýk yapýlýyor. Asgari ÜcretTespit Komisyonu 5'i iþçi, 5'i iþv-eren, 5'i de hükümet temsilcisiolmak üzere, toplam 15 kiþidenoluþuyor. Ýþçileri Türk-Ýþ'in tem-sil ettiði komisyon baþtan anti-

demokratik, çalýþanlara karþýhükümet ve iþveren temsilcilerimutlak çoðunluðu oluþturuyor.Bu kurulun belirlediði þimdikiasgari ücret nasýl belirleniyor?

Brüt asgari ücret 638,70SSK primi % 14 89,42Ýþsizlik sigortasý fonu % 1 6,39Gelir vergisi %15 35,80Asgari geçim indirimi 45,63Damga vergisi % 06 3,83Kesintiler toplamý 135,44Net asgari ücret 503,26Asgari ücretten vergi kaldýrýl-

malýdýr. 1 milyar altýnda netasgari ücret kabul edilemez.

Asgari ücretten vergi alýnmamalý

GGýýddaa üürrüünnlleerriinnddee KKDDVV iinnddiirriimmiinnee ggiiddiillmmiiþþ,, aannccaakk bbuu dduurruumm ttüükkeettiiccii ffiiyyaattllaarrýýnnaa hhiiçç yyaannssýýmmaammýýþþttýý.. KKDDVV iinnddiirriimmiiiisstteeyyeenn bbüüyyüükk sseerrmmaayyee vveerrggiilleennddiirriillmmeeddeenn kkrriizzee ççaallýýþþaannllaarrddaann yyaannaa bbiirr ççöözzüümm bbuulluunnaammaazz..

Page 3: Sosyalist İşçi 343

sayý: 343 sosyalist iþçi 3

Ergenekon soruþturmasýnýnyirmi üçüncü duruþmasý dayapýldý. Var olan sýnýrlý sayýdakisanýðýn sorgusunun yapýldýðýifadesinin alýndýðý duruþmalarbir çok gerçeðin mahkeme kayýt-larýna geçmesine de vesile oldu.Terör örgütü “Ergenekon”sanýklarýnýn yýllarca ellerini kol-larýný sallayarak katliam,cinayet, gasp, tehdit, kaçakçýlýk,v.b. suçlarý rahatlýkla iþlediklerikamuoyu nezdinde açýða çýktý.Ýþledikleri suçlardan hiçbir þek-ilde takibata uðramayan, hak-larýnda iþlem yapýlmayan busanýklar, iþledikleri suçlarý dayine ellerini kollarýný sallayarakbaþkalarýnýn üzerine yýktýlar.

PPaarraa iiççiinn,, vvaattaann iiççiinnSanýklarýn hemen hepsi yaptýk-

larý eyleme iliþkin “vatan savun-masý” yapýyor. Ýhalelere niçingirildiði, niçin þirketler kurul-duðu, arsalarýn-arazilerin niçingasp edildiði ve edindikleriservet hep vatan adýna yapýlanetkinlikler olarak sunuluyor.Devletin bu karanlýk kolu hertürlü özgürlük hareketini bastýr-masýnýn yaný sýra çýkar birliðiyaparak zenginleþmiþlerde aynýzamanda.

Duruþmalar ilerledikçe failimeçhul kalmýþ ya dabaþkalarýnýn iþlediði zannedilencinayetlerinde bu terör örgütütarafýndan iþlendiði kayýtlarageçiyor. Örneðin 90’lý yýllarýn

ortasýnda PKK’nin öldürdüðüiddia edilen Albay RýdvanÖzden, Ergenekon’la iliþkisiartýk çok net açýða çýkan JÝTEMtarafýndan öldürülmüþ. Eþininanlattýklarýna göre albay, bütünýsrarlara raðmen JÝTEM’egirmeyi kabul etmemiþ ve birengel olarak görülünce deErgenekon tarafýndan ortadankaldýrýlmýþ. Yine PKK’ninöldürdüðü en üst düzeydekisubay olarak anlatýlanTuðgeneral Bahtiyar Aydýn’dabu örgüt tarafýndan öldürülmüþ.Tuðgeneralin Kürt illerindegörev yaparken sorunun þidde-tle çözülmeyeceðine dairgörüþlere sahip olduðu vurgu-lanýyor.

MMeeççhhuull oollmmaayyaanncciinnaayyeettlleerr

Danýþtay saldýrýsý, NecipHablemitoðlu cinayeti,Cumhuriyet Gazetesi’ne bom-balý saldýrý ve bir dizi yakýndöneme ait provokasyonlarýnErgenekon tarafýndan iþlendiðiartýk kamuoyunca iyi bilinen birgerçek. Beþ yýl önce ortadankaldýrýlan, kaybedilen biriþadamýna ait belgelerdeErgenekon sanýklarýnýn arþivin-de ele geçirildi. Ýþadamýnýn þir-ketini ele geçirmeye çalýþanErgenekon tetikçisi Sedat Pekertarafýndan öldürüldüðüne dairciddi kanýtlara ulaþýldý. Tek baþý-na bu olay bile sayýsýz cinayetin

bu yapý tarafýndan gerçekleþtir-ildiðinin bir kanýtý.

RRoottaassýýnnýý yyiittiirrmmiiþþ ssoollErgenekon soruþturmasýný içi

boþ bir soruþturma olarak gören-ler, iki çetenin kapýþmasý olarakadlandýranlar ortaya çýkangerçeklere raðmen suskunluk-larýný korumaya devam ediyor-lar. Bir kýsmý da çok net tavýralýyor. Örneðin TKP, soruþtur-mayý yurtsever harekete karþýgiriþilen bir operasyon olarakanlatmaya devam ediyor.

Yýllarca yüzlerce cinayetiþleyen, katliamlar gerçek-leþtiren, yüzlerce aydýnýn,sosyalistin kanýna giren birþebekeyi aklamaya yarayan buperspektif ancak hastalýklý birdurumla karþý karþýya olduðu-muzu gösterir. Bütün bu fikirlerzeminini resmi ideolojiden alýy-or. Kemalizm-Stalinizm kar-masýndan etrafa milliyetçiliðindöküldüðü bir ideoloji çýkmasýgayet normal bir durum. Yinede insanýn kendisini imha eden-leri cellatlarýný savunmasýgerçekliðe aykýrý bir durumlakarþý karþýya olduðumuzgerçeðini de deðiþtirmiyor.

HHaallkk ggeerrççeekklleerriinn aaççýýððaaççýýkkmmaassýýnnýý iissttiiyyoorr

Soruþturma henüz büyükbaþlara gelmedi. En nihayetindeoraya da gelecektir. O zamansoruþturmanýn geldiði ve gide-

ceði boyutlarý hep birlikte göre-ceðiz. Eðer hep birlikte oturupolan biteni izleyen bir hatizlersek açýk ki soruþturmaderinleþmeyecektir. Ama budavanýn takipçisi olduðumuzugösteren eylem ve etkinliklerlegerçeklerin hýzlý bir þekildeortaya çýkmasýna katkýda bulun-abiliriz. Solun bir çok kesimininküçümseyici tarafýndan baðým-sýz olarak milyonlarca insan,halkýn büyük çoðunluðugeliþmelere duyarlý ve davadataraf. Toplumun büyük çoðun-luðunun gerçeklerin açýða çýk-masýndan ve soruþturma nereyeulaþýrsa ulaþsýn yönündekinetliði umut verici. Toplumunbu isteði soruþturmanýn derin-leþmesi için cesaret verici birdurum. Bu dönemde açýða çýkanmilliyetçi solla toplum arasýnda-ki açý farký bir daha kapanma-mak üzere açýlmýþ durumda.Zaten etkisiz güçlere sahip olanbu sol giderek marjinalleþecek-tir.

KKaattiilllleerrii aakkllaayyaannllaarrErgenekon’daki tutumlarýný

AKP’ye dönük eleþtirileriyleiliþkilendirenler de politik zemi-nin yanlýþ yere kaymasýnahizmet ediyorlar. AKP’nin kendiderin devletini kuraya çalýþtýðýyönündeki fikirler, sadeceAKP’ye karþý yanlýþ muhalefeteneden olmuyor, ayný zamandaErgenekoncu katilleri de akla-maya hizmet ediyor.Genelkurmay eliyle dayatýlanAKP’nin þeriatçý olduðu propa-gandasý bugün solun genelinesýzmýþ durumda. Durum böyleolunca eli kanlý darbecileri, þeri-atçýlara tercih etmekte hiçbirsakýnca görmüyor bu sol. Þeriatave gericiliðe karþý kendini koþul-landýran sol gerçek bir mücadelevermiyor.

YYeennii bbiirr ssooll AKP’yi büyük bir oy çoðun-

luðuyla iktidara getiren istekþeriatçý bir özlem deðil.Toplumun büyük çoðunluðundaartýk açýða çýkmýþ olan deðiþimisteði. Var olan diðer siyasi par-tiler devletçi ve otoriter görüþ-leriyle bu deðiþimikarþýlayamýyor. AKP sermayesýnýfýnýn has bir partisi olarakelbette toplumun bu isteðinikarþýlayabilecek özellikleresahip bir parti deðil. AmaAKP’yi hala alternatifsiz yapangeçek orduya karþý, derindevlete karþý uzlaþmayan birtutum izlemesi. AKP bir ser-maye partisi olarak bu tutumun-dan vazgeçebilir elbette. Onuzorlayacak tek unsur darbeci-lerin, çetelerin üzerinegidilmesini, yargýlanmasýnýisteyen toplumsal istek olacaktýr.Bu isteðe karþýlayacak bir güçolarak yeni bir solun, milliyetçi-likten fersah fersah uzak birsolun inþasý her zamankindendaha yakýcý ve bir o kadardamümkün.

AAhhmmeett YYIILLDDIIRRIIMM

Ergenekon davasý

Cinayet þebekesi açýða çýkýyorTutarsýz yalanlar

28 Kasým 2008:Mete Yalazangil, tutuksuz sanýk

Semih Tufan Gülaltay ile de 25yýl önce tanýþtýðýný, "aile dostu vemahallesinin insaný" olduðunuifade ederek, spor nedeniyletanýdýðý Gülaltay'ýn Akýn Birdalsuikastý dolayýsýyla gözaltýnaalýnmasý sonrasý kendisinin deayný olaya iliþkin arandýðýnýgazeteden öðrenince AnkaraTerörle Mücadele ÞubeMüdürlüðü'ne gittiðini anlattý.

Mete Yalazangil, Tekin'insevdiði, saydýðý bir dostu vearkadaþý olduðunu ve bu kiþiyiasker olmasýndan dolayý deðilsporu sevmesi nedeniyletanýdýðýný belirterek, Tekin'in yýl-lardýr sokaklarda, parklarda sporyaptýðýný ve bu þekilde kendisiyletanýþtýklarýný anlattý.

***01 Aralýk 2008:Suç delili olarak gösterilen bir

maddenin, altýnýn ayarýný ölçenbir asit ve kuyumculuk malzeme-si olduðunu, Kapalýçarþý'da dasatýldýðýný öne süren tutuklusanýk Muzaffer Þenocak, çan-tasýndan çýkan kask, tepe lam-basý, amonyum nitrat, konserveyiyecek ve gaz maskesininüzerinde 12 Kasým 1999 DüzceKaynaþlý depreminin tozuolduðunu savundu. Bu deprem-den sonra gönüllü olarakKaynaþlý'ya giden ilk ekibiniçinde yer aldýðýný ve ilk 11 kiþiyikurtardýklarýný ifade edenÞenocak, amonyum nitratýn dadeprem bölgesindeki iþ maki-nesinin paletlerinin arasýndançýktýðýný kaydetti.

Muzaffer Þenocak, yurt dýþýnafrekans kesici cihazpazarladýðýný, yurt dýþýndan dabomba imha robotu getirdiðinianlattý. Kendisinde ele geçirilenfrekans kesici aletin bu olduðunuileri süren Þenocak, bomba imharobotu ile ilgili olarak da jandar-manýn bu konuda güzelçalýþtýðýný vurguladý.

Kaynaþlý'da deprem sonrasýyaþanan ortama iliþkin bilgilerveren Þenocak'a, "Bu maddelerihatýra olsun diye mi aldýnýz?"þeklinde soru yöneltilmesi üzer-ine sanýk, "Hayýr onu söylemiyo-rum. O günkü eþyalarým tozuylabirlikte çantamýn içindedir. Ogünden sonra hiç çýkartmadým"dedi.

***02 Aralýk 2008:

Kullandýðý ilaçlarýn dalgýnlýk,unutkanlýk yaptýðýný kaydedenEmekli Binbaþý Fikret Emek, fizik-sel sorunlarý dolayýsýyla yaþadýðýuzun nekahat sürecinde, PKK ileçatýþtýðý dönemde el koyduklarýve kendisinde kalan silah ile pat-layýcýlarý teslim etmenin aklýnagelmediðini savundu.

"El bombalarýnýn bulunduðunugazetelerden duydum."

Emek'in, "Anne dediðim kutsalbirinin evinde unuttuðum banaait silah ve patlayýcýlarýn bulun-masý manevi zarar vermiþtir"derken duygulandýðý ve sesisintitrediði gözlendi.

HHrraanntt DDiinnkk’’iinn aarrddýýnnddaann ““HHeeppiimmiizz EErrmmeenniiyyiizz”” ddiiyyeerreekk yyüürrüüyyeenn 220000 bbiinnddeenn ffaazzllaa ggöösstteerriiccii TTüürrkkiiyyee’’ddee ççeetteelleerrddüüzzeenniinniinn ssoonnuunnaa ggeelliinnddiiððiinnii iiþþaarreett eettmmiiþþttii.. EErrggeenneekkoonn ddaavvaassýýnnýýnn iilleerrlleemmeessii vvee ggeerrççeekk ooddaakkllaarraa ddookkuunnmmaassýýyyiinnee aaþþaaððýýddaann mmüüccaaddeelleenniinn bbaasskkýýssýýyyllaa ggeerrççeekklleeþþeebbiilliirr..

Page 4: Sosyalist İşçi 343

4 sosyalist iþçi sayý: 343

AKP'yi kim istemiyor?"AKP'yi aklamayacaðýz, haklayacaðýz" sloganý, ne

yalan söyleyeyim, edebiyatla ilgilenen yönüme çokhitap ediyor. Kelime sonlarýnda deðil de baþlarýndakafiye, aliterasyon, ses uyumu... Edebi açýdangerçekten güzel bir mýsra. "AKP'yi istemiyoruz" slo-ganýndan çok daha yaratýcý ve þairane olduðu kesin.

Ne var ki, konumuz edebiyat deðil de siyaset ise,sloganlarýn ikisi de ayný anlama geliyor ve ikisi desýnýfta kalýyor.

Üstelik iki ayrý açýdan sýnýfta kalýyor. Birincisi, slo-gan böyle olmaz. Ýkincisi, bu sloganlar siyasi içerikolarak hatalý.

Slogan böyle olmaz. Bunlar slogan deðil, arzu;Halkevleri ile TKP'nin istekleri. Bu sloganlarýduyanlarýn tepkisi þöyle olur: "Tamam, AKP'yiistemiyorsun ve aklamayacaksýn. Anladým. Eee,bana ne?"

Üstelik seçmenlerin %47'si daha 16 ay önceAKP'ye oy vermiþken ve benzer bir oranýnýnönümüzdeki yerel seçimlerde yine AKP'ye oy vere-ceði açýkken, TKP'ye oy verenlerin sayýsý ise 0'dançok da uzak deðilken, "Bana ne senin ne isteyip neistemediðinden?" diyecek olanlarýn sayýsý çokbüyük olacaktýr doðal olarak.

Slogan, bir partinin arzu ve hülyalarýný ifadeetmez; toplumsal bir kesimin (örneðin, iþçisýnýfýnýn) taleplerini özlü bir þekilde dile getirip okesimi seferber etmeyi amaçlar. "AKP'yi aklamaya-caðýz, haklayacaðýz" boþ ve anlamsýz bir böbürlen-medir; Halkevlerinin AKP'yi haklayamayacaðýnýherkes bilir. Bu sloganýn hiçbir somut anlamý yok-tur, hiçbir talep içermez, kimseye hiçbir þey ifadeetmez.

Oysa, örneðin, "Savaþa deðil, emekçiye bütçe"veya "Bankalara deðil, iþsiz kalanlara yardým"somut ve gerçekleþtirilebilir talepler içeren slogan-lardýr. Bu talepler, hem geniþ kitlelerin paylaþtýðý,haklý bulduðu taleplerdir, hem de AKP'ye oy ver-miþ olan %47'nin bile doðru bulacaðý sloganlardýr.

Bu tür sloganlarýn önemi þudur: AKP "savaþadeðil, emekçiye bütçe" ayýrmayacaðýna göre,"bankalara deðil, iþsiz kalanlara yardým" etmeye-ceðine göre, AKP'ye oy vermemiþ olanlar daha daöfkelenecek, oy vermiþ olanlar ise AKP'den kop-maya baþlayacaktýr. Yani AKP'nin tabanýný kazan-manýn yolu, AKP'yi istemediðmizi tekrar tekrarbaðýrmak deðil, AKP hükümetinden haklý tale-plerde bulunmak ve bu taleplerin karþýlanmadýðýnýgöstermektir.

Abartmamak gerek tabii. Sloganlar ister doðru,ister yanlýþ olsun, 300 kiþi baðýrýyorsa etkisi olmazelbet. Ama doðru sloganlarý 100 binlerin, milyon-larýn benimseyip baðýrmaya baþlamasý çok dahamuhtemeldir.

TKP ve Halkevleri'nin sloganlarý siyasi içerikolarak da hatalý ayrýca. Þu anda binlerce, on bin-lerce iþçi krizin etkisiyle iþten çýkarýlmaya baþlandý.Kapanan, üretimi kýsýp iþçi azaltan, iþçilerine zorlaücretsiz tatil veren iþyerlerinin çoðunluðu haberbile olmuyor. Ýþten çýkarmalar özel sektörde gerçek-leþiyor. Kamu çalýþanlarý iþ güvenliðine sahipolduðu için, bundan sonra da böyle olacak. Yanikrizin etkilerine en doðrudan biçimde maruz kalan-lar, bunun suçlusu olarak AKP hükümetini deðil,patronlarý görecek. Haklý olarak.

Dahasý, bazý solcularýn aksine, çoðu kiþi bu krizinAKP'nin politikalarýndan kaynaklanmadýðýný,Amerika ve Avrupa ekonomilerinden Türkiye'yesirayet ettiðini bal gibi biliyor.

Dolayýsýyla, hem krizin etkilerine karþý yapýlacakkampanyalarda, hem yerel seçim kampanyalarýnda,geniþ kitlelere hitap eden sloganlar "Krizin fat-urasýný ödemeyeceðiz, patronlar ödesin, hükümetbizi korumak için önlemler alsýn" türünden slogan-lar olacaktýr. AKP'yi haklayanlarý, istemeyenlerifilan ise, kimse duymaz bile.

RRoonnii MMaarrgguulliieess

GÖRÜÞ

Emeklilik yaþýný 65'e yükselten vebu yüzden çalýþanlar tarafýndan'mezarda emeklilik yasasý' olarakadlandýrýlan Sosyal GüvenlikYasasý, 20 binden fazla üniversiteöðrencisini maðdur ediyor.

Yasayla birlikte okuduklarýüniversitede part-time çalýþanöðrencilerin ücretlerin yapýlanyüzde 2'lik sigorta kesintisi yüzde33,5'e çýkarýldý.

Kantinlerde, sosyal tesislerde,dersliklerde çalýþan öðrenciler busayede bütçelerine küçük bir katký-

da bulunuyordu. Ancak þimdi yük-selen maliyetlerden þikayetçi olanokul yönetimleri YÖK'e baþvurdu.

1 Ekim'de toplumun geniþ kesim-lerinin itirazlarýna raðmen yürür-lüðe giren SSGSS ile yarý zamanlýçalýþan öðrenciler normal bir iþçikadar SSK primi ödemeye mecburbýrakýldý.

Ama yeni yasanýn maðduriyetleribununla da bitmiyor. Normal birçalýþan olarak kabul edilenöðrencinin dul ve yetim aylýðýkesiliyor.

Ailesi üzerinde gelen saðlýk hak-larý da sona eriyor.

Saðlýk hizmetlerinden yararla-nabilmesi için kesintisiz 30 iþ günçalýþmasý gerekiyor. Bu part-timeçalýþan öðrenciler için aylarca çalýþ-masý anlamýna geliyor.

Üniversiteler bu yasa yürürlüktekaldýkça parti-time çalýþma içinayýrdýklarý paranýn üçte biriniSosyal Güvenlik Kurumu'na vere-cek. Bu durumda çalýþan 20 binöðrenciye çok daha az para düþe-cek.

Part-ttime çalýþan öðrenciler soyuluyor

Ankara Üniversitesi’nde yemek-hane iþgali devam ediyor. AnkaraÜniversitesinin bütün fakül-telerinde 10 günden fazla birsüredir yemek çýkmýyor. Taþeronfirmada çalýþan ve firmanýn iflas ileortada kalan 103 iþçi yýllardýrçalýþtýklarý okuldan kendilerini iþealmasýný istiyor.

A.Ü. Rektörlüðü iþçileri muhatapalmýyor. Ýþçileri yýldýrmak için her

hangi bir þey yapmadýðý söyleni-yor. Yemekhanede günde 15 ila 30arasý iþçi kalýrken, DÝSK'e baðlýOLEYÝS sendikasý okul yönetimiylemasaya oturmak istiyor. Ancakiþgale destek veren sol gruplar"iþverenle masaya oturulmaz" di-yerek hem sendikayý yýpratýyor,hem de keskin söylemlerle gerikalan öðrenci kitlesini bu mücade-leyi desteklemekten alýkoyuyor.

Antikapitalist Öðrenci Topluluðu,iþgalin geleceðine iþçilerin kararvermesinden yana tutum aldý.Yemekhanede iþgal sürerken bun-dan habersiz binlerce öðrenciyeiþgali duyurmanýn yollarýný arýyor.Yemekhane iþçilerinin iþe alýnmasýve okulda iyi bir yemek hizmetininverilmesi için Ankara Üniversitesiöðrencilerinin çoðunluðununharekete geçmesi gerek.

AAnnkkaarraa ÜÜnniivveerrssiitteessii’’nnddee yyeemmeekkhhaanneessiinnddee iiþþggaall ssüürrüüyyoorr

SSeeççiimm vvaakkttii ggeelliinncceebbaaþþöörrttüüssüünnüü hhaattýýrrllaaddýý

CHP adaylarý bir sürprizden çok þakagibi. Devletin din üzerindeki baskýsýnýaçýkça savunan Baykal'ýn partisi ÝstanbulEsenler Ýlçesi'nde Ýlahiyatçý profesörZekeriya Beyaz'ý aday gösteriyor. Beyaz28 Þubat darbesi sýrasýnda MarmaraÜniversitesi Ýlahiyat Fakültesi'nde rektör-lük yapmýþ ve baþörtüsü yasaðýnýn keskinsavunucularýndan biri olarak öne çýk-mýþtý. Beyaz güvenilir bir din adamý

olarak gösterilmiþ, ancak devletin resmidin anlayýþýný savunarak sabah program-larýnýn müdavimlerinden biri olmuþtu.Konuþmalarý siyasetten çok kötü birkomedi olarak okunan Beyaz gibi, birzamanlar CHP'ye karþý tutum almýþ ErcanKarakaþ'ta þimdi ýrkçý partinin Þiþli adayý.Eski Eðitim-Sen yöneticisi ve ÖDP kuru-cusu Yýldýrým Kaya'da Kýrþehir'de CHPadaylýðýný açýklamýþtý.

CHP laik adaylarýndan biri: Zekeriya Beyaz

Deniz Baykal, çarþaflý ve türbanlýüyelerle gündeme gelen partisinintuhaf tutumunu savunmaya devamediyor. 2009 Mart'ýndaki yerel seçim-ler yaklaþýrken Baykal giyim-kuþamözgürlüðünü hatýrladý: "Ne laikliktenödün verdik ne de bizi, bu vesileylebirilerinin, laiklikten ödün vermenoktasýna çekme çabalarýna fýrsatveririz. Ýkisi de yok. Alanya'dahemþehrilerim þalvar giyiyor.Onlara, gel dediðimde ne olacak?'Ne iþi var bu þalvarlýlarýn, niyeütülü pantolonla, redingotla CHP'liolmuyorsunuz?' mu diyeceðiz. Üste-lik de çok da rahat, kullanýþlý yazaylarýnda."

Oysa Mustafa Kemal tarafýndankurulan ve 1950'ye kadar tek partiiktidarýyla giyim kuþam üzerindekiyasaðý uygulayan CHP'ydi.

ÞÞaappkkaa vvee kkýýllýýkk kkýýyyaaffeett""ddeevvrriimmii""

Mustafa Kemal, 23 Aðustos 1925'teKastamonu ve Ýnebolu'ya yaptýðýseyahatlerde þapkayý halka göster-erek kýlýk kýyafet "devrimi"nin ilkiþaretini verdi. "Biz her nokta-inazardan medeni insan olmalýyýz.Fikrimiz, zihniyetimiz, tepeden týr-

naða kadar medeni olacaktýr.Medeni ve beynelmilel kýyafet mil-letimiz için layýk bir kýyafettir onugiyeceðiz."

Mustafa Kemal, 27 Aðustos 1925'tebu kez Ýnebolu'da "Turan kýyafetiniaraþtýrýp ihya eylemeye mahal yok-tur. Medeni ve beynelmilel kýyafetbizim için, çok cevherli milletimiziçin layýk bir kýyafettir" diyordu. 25Kasým 1925'te 671 Sayýlý Þapka

Kanunu ile batýlý þapka dýþýndakibiçimler yasaklandý. Rize'de þapkave diðer "devrimlere" karþý gösteriyapanlardan 8'i asýldý.

3 Kasim 1934'te CHP'nin tek partiiktidarý tarafýndan ilan edilen KýlýkKýyafet Kanunu ile halkýn nasýlgiyineceði tarif edildi. Bu kararlardaha sonraki yýllarda bir devlet poli-tikasý olarak tavizsiz bir þekildeuygulandý.

Page 5: Sosyalist İşçi 343

Hindistan-Bombay'da gerçek-leþen saldýrýlarla ilgili yoðun birbilgi ve yorum bombardýmanýaltýndayýz. Ancak olayýn çeþitliaçýlarýna dair bilgiyi ana akýmTürkiye medyasýnda bulmakmümkün deðil. Neleri okumamýþolabileceðinize dair minik birtoparlama yapmanýn, olayýyorumlamaktan daha iþlevli ola-caðýný düþünerek aþaðýdaki der-lemeyi hazýrladýk. Sonuç olarakkimsenin, en azýndan þimdilik busaldrýlarýn kim tarafýndangerçekleþtirildiðine dair kanýtlarýyok. Ancak bu tip saldýrýlarýngerçekleþmesi için gerekliortamýn varolduðunu söylemekde çok zor deðil. Aðýr bir gelireþitsizliði altýnda ezilen milyon-larca insanýn, askeri harcamalar-la bir kez daha belininbüküldüðü, üstelik ABD önder-liðinde gerçekleþen savaþ poli-tikalarýyla en sonunda tamamenyalnýzlaþan, zorla göç ettirileninsanlarýn dramý bu. Gittikçeçapý büyüyen küresel ekonomikkrize dair hangi banka ya da þir-ketlerin kurtarýlacaðýnýn temelgündem olduðu bir dünyadaiyice yabancýlaþýp yalnýzlaþaninsanlarýn delice intihar vekatliamlarý her gün büyüyerekdevam ediyor. Temel haklarýnýntamamýndan yoksun milyonlarcainsanýn dünyadan umudunukesen bu vahþi kýsmýnýn, insansayýlmayanlar tarafýndan ciddibir seçenek olarak algýlanmasýnayol açan bu abluka sisteminedair tartýþmalarýn sonucudünyanýn nasýl bir yer olacaðýnadair net bir çerçeve sunuyor.Kriz her anlamýyla derinleþerekdevam ediyor.

SSaallddýýrrýý nnaassýýll ggeerrççeekklleeþþttii,,aarrkkaassýýnnddaa kkiimmlleerr vvaarr??

Outlook Ýndia'dan Saikat Datta

eylül ortasýnda yayýnlananyazýsýnda, Hindistan gizliservisinin denizden gerçekleþe-cek bir saldýrýya dair istihbarataldýðýný söylemiþti. Kasýmortasýnda Taj Hoteli'ne yönelikbir saldýrý gerçekleþeceðine dairistihbarata sahiptiler. Bu istih-baratlar adým adým gerçeðedönüþtüler.

Ýngiltere'de Comment is Freeyazarý William DalrympleBombay saldýrýlarýyla Keþmirsorunu arasýndaki baðlarýn çokaçýk olduðunu yazdý.Dalrymple'ýn yazdýklarýnabakýlýrsa, eylemin Pakistan

merkezli Laþkar Taiba adlý gru-pla sýký baðlarý olduðuna dairgeniþ bir konsensus oluþmakta.Pakistan'la eylem arasýndaki sýkýbaðlarýn yanýna saldýrýnýnKeþmir sorununa odaklý gruplar-ca gerçekleþtirilmiþ olduðunu daeklersek ortaya 11 Eylül sonrasýBatý politikalarýyla ilgili korkunçbir tablo çýkýyor. Bu, Afganistanve Pakistan'da Ýslamcý gruplarlailgili uygulanan Bush poli-tikalarýnýn Batý'nýn bütünlüklüdüþmanlýðý olarak algýlan-masýnýn felaket sonuçlarýný yaþa-maya baþladýðýmýz anlamýnageliyor.

India Today'den SaurabhShukla ise alternatif bir senaryoüretiyor. Saldýrýlar Laþkar Taibatarafýndan gerçekleþtirilmiþ olsabile "kaynaklar", planlamanýn vefinansmanýn El Kaide tarafýndanyönetilen bir terör grubu tarafýn-dan yapýlmýþ olabileceðinisöylüyor.

Önemli Ortadoðu muhabir-lerinden Patrick Cockburn ise"Bombay'da gerçekleþenkatliamýn sebeplerini daha sonraanlayacaðýmýzý" söylüyor. Ancakher durumda saldýrýlarýn Bushpolitikalarýnýn çöküþü anlamýnageldiðini söylüyor. Taliban için

Pakistan'ýn her zaman gerçek üsolduðunu hatýrlatarak, Örgütün2001'e kadar Pakistan gizliservisi tarafýndan yönetildiðinisöylüyor. Pakistan'ýn Keþmir'deHindistan ordusunun yarýsýnýmeþgul eden cihadileri destek-lediðini de sözlerine ekliyor."Batý'nýn Hindistan Hükümeti'nehemen Pakistaný suçlamamasý vefazla tepki vermemesi gerek-tiðine dair söylemleri kendilerinisavunmak üzere uydurduklarýbir yalandan fazlasý deðil.Pakistan Ordusu'nun Kaþmirli vePakistanlý militanlarýn rahathareket etmesini saðlamasýgerçekleþen saldýrýlar için gerekliortamý saðladý. Pakistan Ýstih-barat Servisi'nin yarattýðýcanavar artýk kontrolü altýndadeðil. Ancak olanlarýn sorumlu-luðu ortadan kalkmýyor."

“Terörle savaþýn” Ýran’a doðruhareket ettiðini düþünen herkesiþaþýrtan bir þekilde ibre sonaylarda hýzla Pakistan’ý gösterm-eye baþladý. Bu saldýrýlarýn ardýn-dan Pakistan’ýn bir savaþýn içinegirmesi ihtimali gittikçekuvvetleniyor. Haber ajanslarýþimdiden Pakistan’ýn Afganistansýnýrýndaki askerlerini Hindistansýnýrýna doðru kaydýrmayabaþladýðýný söylüyor. ABD’ninbu sefer de –üzülerek- Pakistan’ý“temizlemesi” ciddi bir olasýlýk.Tabii kuruluþlarýndan itibaren ikidüþman kardeþ konumundakiPakistan ve Hindistan arasýndakihusumetin yeni bir çarpýþmayýyaratmayacaðýný söylemek de safdillik olabilir. Üstelik iki ülkeninde tüm dünyayý silmeye yeteceknükleer silahý olduðunu ve busilahlarýn çeþitli þeklerde Fransa,ABD ya da Rusya tarafýndanmeþrulaþtýrdýðýný da düþünecekolursak aslen bir baþka aðýrkrizin daha kapýda olduðunugörmek gerekiyor.

sayý: 343 sosyalist iþçi 5

Somalili korsanlar bir süredirmedyayý meþgul ediyor, amakimse korsanlarýn ortaya çýk-masýna neden olan haksýzlýklailgilenmiyor.

2005 sonunda Asya'daki tsuna-mi felaketi Afrika'nýn doðukýyýlarýný vurduðunda aslýndabüyük bir skandalý ortaya çýkar-mýþtý. Dev dalgalar Somalikýyýlarýndan uzaklaþýrken geridetonlarca kimyasal ve radyoaktifatýk býrakmýþtý. Bu zehirlikimyasallar on binlerce insanýnhastalanmasýna, 300 kadarinsanýn ölmesine neden olmuþ-tu.

Bu olayýn baþlangýcý çeþitliuluslararasý gemicilik þirket-lerinin, bazý Somalili liderlerle90'larýn baþýnda yaptýklarý anlaþ-malara dayanýyor. Bu anlaþ-malar sonucunda Somali kýyýlarýzehirli atýk deposu gibi kul-lanýlýyordu, çünkü atýklarýkýyýya yollamak baþka yöntem-

lere göre çok daha ucuzdu. Ýçsavaþla birlikte bu olay iyiceçýðýrýndan çýktý. Atýklar arasýndaradyoaktif maddeler; kurþun,kadmiyum ve cýva gibi aðýr met-aller; sanayi atýklarý, hastaneatýklarý, kimyasal atýklar, kýsacaher türlü zehir bulunuyor.Ancak tüm delillere raðmen bukonuda BM'ye yapýlan baþvuru-lar dikkate alýnmadý, açýlansoruþturmalarda bir sonucavarýlmadý ve kýyý hiçbir þekildetemizlenmedi.

Ayrýca çeþitli ülkelerin balýkçýfilolarý Somali'de devletin etkisi-zliðinden faydalanarak ve geril-la kuvvetleriyle anlaþýp yerelbalýkçýlarý tehdit ederekbölgedeki balýk kaynaklarýný dasömürüyor. Somalili balýkçýlarýnbu haksýzlýðýn giderilmesi içinyaptýklarý baþvurular da dikkatealýnmadý.

Bunun sonucunda sularýzehirlenen ve yaþam alanlarý

tehdit edilen Somalililer kendibaþlarýnýn çaresine bakmayakarar verdiler. Balýkçýlar silahla-narak gayrý resmi bir sahilgüvenlik ekibi oluþturdular.2005'in sonunda da gemileri elegeçirmeye baþladýlar. Bu gemilerfidye karþýlýðýnda serbestbýrakýlýyordu. Somalililer bueylemleri 20 yýldýr kýyýlarýnabýrakýlan zehirli atýklarý engelle-mek için yaptýklarýný, fidyeyi isekýyýlarý temizlemek için kul-landýklarýný söylüyorlar. Talepettikleri para denizlere verilenzarara oranla hiçbir þey deðil.

Fakat bir süredir bu korsaneylemlerinin içeriði, batý destekliSomali hükümetinin bazýüyelerinin de iþin içine dahilolmasýyla deðiþti ve lüks tüke-timlerini karþýlamak için kul-landýklarý bir sektöre dönüþtü.

Bölgedeki gemilerin güvenliðikalmadýðý anlaþýldýðýnda küreselgüçler önlem almaya baþladý.

Somalili balýkçý tekneleri kargogemilerine yaklaþtýðýndaHindistan ve ABD uyruklusavaþ gemileri tekneleresaldýrdý. Bir Suudi petrol tankerikorsanlar tarafýndan ele geçir-ildiðinde küresel güçler korsan-lara karþý savaþ açtýklarýnýduyurdu. Deniz tam bir savaþalanýna dönüþtü.

Yabancý savaþ gemilerinin

hedefi zehirli atýk býrakantekneler veya yasa dýþý balýkçýfilolarý deðil, Somalililer. Busavaþ korsan faaliyetlerine yolaçan soruna çözüm getirmiyor.Gemiler bir yandan Somalikýyýlarýný zehirli atýklarla doldu-rup bir yandan bu denizlerinbalýklarýný sömürerekSomalilileri sefalete sürüklem-eye devam edecek.

Somali'de korsanlýðýn nedeni zehirli atýklar

Hindistan’daki saldýrýlar:

Yeni hedef Pakistan mý?

Page 6: Sosyalist İşçi 343

6 sosyalist iþçi sayý: 343

29 Kasým’da binlerce çalýþan zamlara ve iþten çýkarmalara karþý yürüdü

Çalýþanlar krize ilk yanýtKüresel krizin etkileri iþsizlik,

açlýk, yoksullaþma biçimleriylekendisini yavaþ yavaþ gös-terirken, KESK'in giriþimiylebaþlatýlan 29 Kasým kampanyasýdev bir mitingle ilk adýmýný attý.Miting çok büyük bir katýlýmlagerçekleþti. On binlerce iþçimitinge katýldý. Krize, yoksulluðakarþý çaresiz olmadýðýmýzý kitleselbir biçimde göstermesi açýsýndan29 Kasým çok önemli, çok etki-leyici bir baþlangýçtý.

ÖÖððrreettmmeennlleerr iissyyaannddaaMitingin en önemli gücü öðret-

menler ve Eðitim-Sen çatýsý altýn-da örgütlenen eðitim iþçileriydi.Binlerce, on binlerce eðitimçalýþaný Ankara meydanlarýnaaktý. Kürt illerinden ve hemenhemen tüm þehirlerden Eðitim-Sen'in kaldýrdýðý otobüslerleAnkara'ya akan iþçiler dev birkortej oluþturdu.

SES-Dev Maden-Ýþ ve TTB isebirleþik bir saðlýk çalýþanlarý kor-teji oluþturdu. 29 kasýmmitinginin görkemli bir baþlangýçolmasýný saðlayan da bu iki kortejaltýnda on binlerce kamuçalýþanýnýn meydanlarý doldur-

masýydý.

KKEESSKK''iinn öönnccüü rroollüüKamu Emekçileri Sendikalarý

Konfederasyonu, KESK, uzun birsuskunluk döneminin ardýndanyeniden sahneye çýktý. KESK,

yýlar boyunca, iþçi hareketinin endinamik ve öncü kesimini, ne çokmücadele eden, en çok eylemeçýkan kesimini temsil etti.Hareketin en zor dönemlerinde,geçmiþ mücadelelerin deneyiniyeni mücadele dönemlerine

baðlayan ana halka kamu çalýþan-larý hareketi oldu.

KESK'in bu giriþkenliði, öncüiþçilerin örgütlenme düzeyininyüksekliði, iþçi sýnýfýnýn gerikalan kesimlerini, diðersendikalarý ve konfederasyonlarýda harekete geçiren temel güçolma iþlevini gördü. Sýnýfýn gerikalanýna direnme, sokaða çýkmave birleþik mücadeleyi örgütlemedirencini kazandýrdý.

Þimdi, 29 Kasým'ý örgütlerken,KESK'in diri bir güç olarak öneatýlmasý, birleþik mücadeleninhayata geçirilmesi açýsýndan çokönemli.

Þimdi, 29 Kasým'ý güçlü birbaþlangýç olarak görüp, örgütlüiþçi sýnýfýnýn tüm güçlerini krizintahribatlarýna karþý bir arayagetirebilmek çok önemli.

HHaallkkllaarrýýnn kkaarrddeeþþlliiððiiKESK, Kürt emekçilerin de

örgütü. Kamu çalýþanlarýhareketi, en baþýndan beri Kürtemekçilerin içinde, örgütlen-

Þimdi EmekPlatformu'nunzamanýdýr

KESK, 29 Kasým'da bir mit-ing örgütlemek için birleþikbir kampanya yapýlmasýgerektiðini önerdiðinde yal-nýzdý. Sol partiler ve DÝSK,TTB gibi emek ve meslekörgütleri bu çaðrýya hýzlayanýt verdi.

Kampanyanýn geniþlemesiiçin çok sayýda toplantýyapýldý. 29 Kasým mitingi butoplantýlarýn, toplantýlardabelirlenen 15 Kasým ve 22-224Kasým eylemleri gibi sokaketkinliklerinin ürünü olarakörgütlendi.

Bu örgütlenme çabalarýiçinde diðer emek örgütlerini,Türk-ÝÝþ, Hak-ÝÝþ ve Memur-SSengibi örgütleri hareketegeçirmek için gerekli özengösterilmedi. EmekPlatformu'nu giderek"Dörtlü"nün, yani KESK,DÝSK, TTB ve TMMOB'ninplatformuna indirgeyenanlayýþtan hýzla vaz geçilme-lidir.

Ýþçi sýnýfýnýn, yapay bölün-meleri aþmasý ve krize karþýyaygýn ve güçlü bir direniþinörgütlenebilmesi için, EmekPlatformu'nun yeniden can-landýrýlmasý ve diðer konfed-erasyonlarýn harekete çek-ilmesi kaçýnýlmaz. Türk-ÝÝþsaðcý, Hak-ÝÝþ Ýslamcý gibieleþtiriler hareketi bönletutumlardýr. Bu kitle örgüt-lerinin tabanýnda yer alan yüzbinlerce iþçi, harekete geçm-eye hazýrdýr. Hareket içindesol fikirlerden etkilenmeyeaçýktýr. Egemen sýnýf vehükümetin krizden çýkmakiçin ürettiði ve üretmeyedevam edeceði saldýrý paketi-ni püskürtmek, ancak bu iþçiörgütlerinin de hareketekatýlmasýyla mümkün olabilir.

Bu örgütler arasýndaKESK'in elini uzatmakta zor-landýðý ilk örgüt, Memur-Sen'dir. Çünkü KESK'inalanýnda, kamu çalýþanlarýalanýnda örgütlenen Memur-Sen rakip konfederasyondur.Ama Memur-SSen'in tabanýn-daki kamu çalýþanlarý rakipdeðildir, KESK'in doðaltabanýdýr. KESK, birleþikmücadele çaðrýsýyla hareketibüyütmek için Türk-ÝÝþ'i,Hak_iþ'i vce Memur-SSen'imücadeleye davet etmelidir.Bir yandan Emek Platformubu adýmla yeniden can-lanacak, diðer yandanKESK'in davetini görmezdengelen sendikalar kenditabanlarýna teþhir olacaktýr.Bunun için, açýk, samimi vesomut taleplere sahip birmücadele çaðrýsýndan baþkahiçbir þeye ihtiyaç yoktur.Sadece hareketi bölen, iþçisýnýfý laik-þþeriatçý olarakayýran yapay fikirlere karþýbirleþik mücadeleyi savunandoðru fikirlerin ilan edilmesiyeterli olacaktýr.

Krizin tahribatlarýný püskürtmekiçin mücadele hedefi, kazanmak içinmücadele etmek için adým atýlýrsabaþarýya ulaþabilir. Bunun yolu iseKESK'in çaðrýsýný, katýlacaðýmýz vegövde gösterisi yapacaðýmýz bir mit-ing olarak deðil, kazanmak içinörgütleyeceðimiz bir kampanyaolarak deðerlendirmekten geçer.

Kazanmak için mücadelede, bir-leþik bir çaðrýya, somut talepleriþekillendirmeye ve kampanyayadayanmalýdýr. Küresel BAK, DSÝP veKEG KESK'in çaðrýsýný bu yönde biradým olarak görüp deðerlendirmeyeve harekete yardýmcý olmaya çalýþtý.

Küresel BAK ÖDTÜ, Hacettepe,Kadýköy, Beyoðlu ve Ýzmir'de toplan-týlar örgütledi. Toplantýlarda bütçeyekarþý eylemin önemiþni vurguladý.Savaþ karþýtý bir kampanya olarak"Adil, anti militarist, savaþa deðilkamusal hizmetlere yatýrým hede-fleyen" bir bütçenin önemini "Savaþbütçesi is-tte-mmi-yyo-rruz!" kampa-nyasýyla örgütlemeye çalýþtý.

Küresel BAK on bin adet "Savaþbütçesi is-tte-mmi-yyo-rruz!" bildirisidaðýttý ve 29 Kasým mitingine çaðrýyaptý.

Küresel Eylem Grubu iklim deðiþi-mi, ekolojik dengenin daðýtýlmasý,kapitalizmin enerji politikalarýnýnteþhirini yaptýðý binlerce bildiriyle,iklim deðiþimi ve yoksulluk arasýn-daki baðlantýyý kurarak, "Enerjiye

deðil emekçiye zam!" sloganýyla 29Kasým mitingine çaðrý yaptý.

DSÝP, krizin faturasýný patronlarýnödemesi gerektiðini vurguladýðý vekrize karþý emekçilerin haklarýnýsomut taleplerle savunan ve herkesiKüresel BAK kortejinde buluþmayaçaðýran on bin bildiri daðýtarakmitinge hazýrlandý. DSÝP'in beþþehirde düzenlediði tüm Marksizm2008 toplantýlarýnýn ana vurgusu krizve krize karþý mücadelenin önemioldu.

Küresel BAK korteji alanýn encoþkulu, en somut sloganlarý atan,krize karþý mücadeleyle savaþa karþýmücadelenin baðlantýsýný kuran tale-plerle ilgi çeken bir kortej oldu.

KKaazzaannmmaakk iiççiinn

FFoottoo:: AAllii BBaayyddaaþþ

Page 7: Sosyalist İşçi 343

sayý: 343 sosyalist iþçi 7

Savaþ ve yeni mücadelelerVolkard Mosler Alman Devrimi dizisinin ikinci bölümünde savaþsýrasýnda Alman solunun nasýl büyüdüðünü anlatýyor.

Savaþ karþýtý bir þiirinde Bertolt Brecht Birinci Dünya savaþý’nýnhikayesini anlatýyor.

Önce Alman halkýnýn büyük çoðunluðu savaþý bir gereklilikolrak gördü. Ülkelerinin zaferinin kendi çýkarlarýna olduðunudüþündüler, daha iyi geleceði olan bir almanya yaratacaðýnainandýlar.

“Savaþýn senin savaþýnolduðuna inandýn/Sýnýf düþ-manýnla yanyanadurdun/Bir kaþýk çorba içinsavaþý unuttun”

1914’de, savaþýn ilk yýlýndadurum tam da böyleydi. Ýþçi-lerin çoðu egemenlerin pro-pagandasýnýn etkisi altýnagirmiþti ve savaþý destekliy-ordu.

SPD Almanya’nýn sosyaldemokrat partisiydi ve uzunsüredir iþçi sýnýfýnýn partisiolarak görülüyordu. O da bupropaganadanýn aleti oldu.Ama öte yandan BirinciDünya Savaþý’nýn baþladýðýgüne kadar SPD politiklarýsavaþa karþýydý.

Sadece SPD içindeki Rosa Lüksemburg ve Karl Liebknechtetrafýnda toplanmýþ olan küçük bir grup bu milliyetçi histeriyekarþý çýkýyordu. Sansürün ve illegalitenin zor koþullarý altýndaçevrelerindeki bir kaç yüz SPD üyesini örgütleyebildiler.

Bu gruba Roma Ýmparatorluðu dönemindeki köle ayaklanma-sýnýn büyük önderine izafeten Spartaküs Birliði adýný verdiler.

Liebknecht 1914 Aralýk ayýnda savaþ kredilerine karþý oy verentek SPD milletvekiliydi.

1915 yýlýnda Spartaküs Birliði Berlin’de savaþa karþý iki gösteridüzenledi. Birincisine yaklaþýk 100 kiþi katýldý. Ýkincisine ise yak-laþýk 1.500 kiþikatýldý.

Savaþa karþý hava geliþtikçe Spartaküs Birliði iþçilere illegalbildirilerle ulaþan bir grup devrimci sosyalist iþçiyi örgütlen-meyebaþladý.

Liebknecht savaþa karþý eylemleri nedeniyle hapise atýldý.Mahkum edildiði gün 55 bin iþçi grev yaptý.

Bu grev Berlin ve diðer kentlerdeki iþyeri temsilcileri tarafýndanörgütlenmiþti. Bunlar Spartaküs Birliði’nin üyesi deðillerdi amaSPD içinde giderek büyüyen savaþ karþýtý daha geniþ bir sol aðýnparçasýydýlar.

1915 Kasým ayýnda 15 SPD milletvekili savaþ kredilerine karþý oyverdi. SPD’nin saðcý önderliði bu 15 milletvekilini 1917 Ocak ayýn-da partiden ihraç etti.

Bu milletvekilleri Baðýmsýz Sosyal Demokrat Parti’yi (USPD) kur-dular. USPD, SPD’nin emperyalizmi destekleyen politikalarý ileSpartaküslerin anti-emperyalist politikalarý arasýnda gidip geliyor-du.

Ancak Liebknecht için yapýlan grevi Obleute adlý radikal iþyeritemsilcileri örgütlenmesi gerçekleþtirdi.

Bütün bunlar küçücük bir devrimci iþçi grubunun nasýl hýzlaçoðunluðun desteðini aldýðýný gösteriyor.

Savaþ öncesinde yüksek ücretli bir iþyeri temsilcileri grubunukontrol eden metal iþçileri sendikasýnýn lideri saðcý Adolf Cohenbu kontrolünü 1916 Mart ayýnda kaybetti.

Savaþ öncesinde bu iþçiler kapitalizm uzun geliþme dönemindenyararlandýlar. Kapitalizmden sosyalizme yavaþ geçiþ demek olanreformizm uzun yýllar içinde bu iþçiler arasýndan güç kazandý.

Ama Birinci Dünya Savaþý’nýn korkunç gerçekleri bu inancý yýktý.“Savaþ en kanlý halindeyken çorba yok/Çorba yokken anlýyor-

sunuz/Savaþ sizin savaþýnýz deðil/O vakit çorba için savaþ baþlýy-or” diyor Brecht.

Savaþ iþçiler arasýnda açlýðý baþlattý ve iþçiler savaþa ve kapitalistsisteme karþý tutum almaya baþlýyorlar. Fransýz sosyalisti JeanJaurés “bulutlarýn yaðmuru içind etaþýmasý gibi kapitalizm savaþýiçinde taþýr” diyor.

Savaþa karþý geliþen hava sonunda Alman askerlerinin ve iþçi-lerinin 1918’de ayaklanmasýna, savaþýn bitmesine ve iþçilerinbüyük kazanýmlar elde etmesine neden oldu.

Alman Devrimi’nin trajedisi Obleute’nin Spartaküs Birliði’beDevrimden sonra katýlmasýdýr. Bu savaþa karþý mücadeleniniyýðýnsan bir devrimci sosyalist parti tarafýndan yönlendirilmesininönüne geçti.

Volkhard Mosler Almanya’da yayýnlanan Marx21 adlý devrimcisosyalist derginin yazarlarýndandýr. www.marx21.de

Bu dizinin ilk yazýsý “ÝÝþþççiilleerriinn aayyaakkllaannmmaassýý ssaavvaaþþýý bbiittiirrddii”

Alman DevrimiVolkard Mosler

tý verdi 29 Kasým mitinginde, AKPdoðal olarak hedef tahtasýnaoturtuldu. Egemen sýnýfýnkrizden çýkmak için ürettiðipolitikalar emekçilere dahafazla yoksulluk olarakdönecek ve bu politikalarýnuygulayýcý AKP.

Bu yüzden elbette 29 Kasýmmitinginde AKP'yi eleþtirmekve hedef tahtasýna oturtmakkaçýnýlmaz. Ama çok sayýdasol kortejde ve KESK korte-jinin slogancýlarýyla mitingkürsüsünün bazý slo-gancýlarýnda, AKP eleþtirisi,iþçi sýnýfýnýn birleþtiren deðilbölen yanlýþ sloganlarlayapýldý.

Miting kürsüsünden"faþizme ölüm halka hürriyet"sloganý atýldý örneðin. Bu slo-gan ya AKP'nin faþist birrejim kurduðunu iddia ediyorolmalý ya da anlamsýz bir slo-gandan öteye bir þey deðil.Yürüyüþ boyunca "KahrolsunIMF tam baðýmsýz Türkiye"sloganlarý atan kortejler vardý.Kendilerini baðýmsýzlýkmücadelesinin öznesi olarakgören, bir tür sömürgekoþullarýnda kurtuluþ savaþýverdiðini düþünenlerin para-noyakça attýðý bu slogan, esasolarak iþçi sýnýfýnýn hedefleriniþaþýrmasýna yardým etmektenbaþka bir iþe yaramýyor.

Yürüyüþ boyunca "Mahir,Hüseyin, Ulaþ, Kurtuluþakadar savaþ" sloganý atan çoksayýda sol kortej ise somuttaleplere sahip olmamanýnsýkýntýsýný hareketle ilgisiz slo-ganlar atarak gösterdi.

AKP, eylem boyunca biryandan faþist olmakla, biryandan gerici olmakla, þeriatçýolmakla suçlandý. Bu slogan-larýn yaygýnlýðý AKP'ninneden gücüne güç kattýðýnýda, neden bir türlü teþhiredilemediðini de gösteriyor.Türkiye'de silahlý ve ayrýcalýk-lý bürokrasi, 2004'ten beriAKP'yi devirmeye çalýþýyor.Darbe giriþimlerinde bulunuy-or, muhtýralar veriyor, inter-

net uyarýlarý yapýyor. Bumüdahaleleri yaparken aynýzamanda kendisine bir kitledesteði toparlamaya daçalýþýyor. Kitle desteðinitoparlamak için kullandýðý enönemli argüman, AKP'ninþeriatçýlýðý. Zaman zamanyumuþatýlmýþ biçimleriyle"Mahalle baskýsý" gibi tezlerlegüçlendirilen AKP'nincumhuriyet kazanýmlarýnagasp ettiði fikri, kemalizmdenetkilenmiþ sol üzerindehakimiyet kurdu. Sol, etk-ilediði sendikalarda da bufikri yaygýnlaþtýrarak, AKP'yekarþý mücadeleyi yeni liberalpolitikalara ve kapitalizmekarþýtlýk temelinde deðil, geri-ciliðe karþýtlýk temelindekurarak bir yandan darbeci-lerin tuzaðýna düþtü bir yan-dan da AKP'nin yeni liberalpolitikalarýn uygulayýcýsý olanyüzünün gizlenmesineyardýmcý oldu.

29 Kasým bir kez daha gös-terdi ki, AKP'nin gericiolduðunu düþünerekyürütülen mücadele AKP'yizayýflatmayacaktýr.Güçlendirecektir. AKP'yekarþý iþçi muhalefetinin elinikolunu baðlayacaktýr.Hareketi bölmeye devam ede-cektir. Bu yüzden mitingsýrasýnda Ergenekon'unavukatý olduðunu ilan edenCHP'nin otobüslerinin koca-man CHP yazýsý binlerceemekçinin gözüne sokularakkullanýlmasýnda hiçbir sorungörülmedi.

Zamlara ve yoksulluða karþýyapýlan 29 Kasým çaðrýsý özel-likle KESK tabanýnda hemenyanýt buldu. Toplumun eziciçoðunluðunda bu çaðrý, dahasomut biçimler aldýðýndamilyonlarca insan tarafýndanyanýtlanacaktýr. Yeter ki iþçisýnýfýný bölme yanlýþ AKPanalizinin üzerinden þekil-lenen talepler ve sloganlaryerine kapitalizmi teþhir edensloganlarla kampanyaörgütlensin.

mesinde yer aldýðý ve bu yüzdenayrýca çok büyük bir dinamizmkazanan bir hareket. 29 Kasým'daDTP kortejinin nispeten küçükolmasý, Kürt hareketinin krizekarþý duyarsýzlýðý olarakgörülmemeli. Kürt illerinden 29Kasým mitingine katýlan binlerceiþçi, küresel direniþin bu ilkadýmýnýn etkili, coþkulu ve kitleselbir biçimde gerçekleþmesinintemel nedenlerinden.

Bu Kürt hareketinin veTürkiye'de iþçi sýnýfýnýn egemenmilliyetçi fikirlerin etkisi kýrýlarakbir araya geldiðinde yaratacaðýetkinin boyutlarýný göstermesiaçýsýndan çok önemli deneyim.Kürt halkýnýn dostu, Türkiye iþçisýnýfýdýr, iþçi sýnýfý ise Kürt halký-na güven verebildiði takdirdesomut taleplerini kazanabilmekiçin en önemli ittifakýyla yan yanagelmeyi baþarabilir.

DDaahhaa ssoommuutt ttaalleepplleerrKESK'in giriþimiyle baþlayan 29

Kasým kampanyasý, bir yandankrize karþý kitlesel bir tepki olarakçok önemli bir ilk adýmdý amadiðer yandan da iþçi hareketininçok daha somut taleplere ihtiyacýolduðunu gösterdi.

Krizin faturasýný ödemeye-ceðimizi ilan etmek ve buniyetimizi on binlerce iþçininkatýlýmýyla miting meydanlarýndaifade etmek çok önemli birbaþlangýç ama ihtiyacýmýz dahasomut talepler.

Kampanyanýn daha da büyüme-si, yüz binlerce yoksulun hareketegeçmesi için, daha somut,kazanýlabilir, elle tutulur taleplereihtiyacýmýz var. Bu talepler hýzlaþekillendirilir ve önümüzdekidönemde birleþik iþçi hareketininortak sloganlarý haline getirilirse,krizin faturasýný patronlara ödet-mek için çok önemli bir yol katedilmiþ olacak.

29 Kasým bunun olanaklýolduðunu kanýtladý.

Sadece AKP mi?

MMiittiinnggiinn eenn bbüüyyüükk kkoorrtteejjiinniiööððrreettmmeennlleerr oolluuþþttuurrdduu.. EEððiittiimm-SSeenn ppaannkkaarrttllaarrýýnnýýnn aarrkkaassýýnnddaa1100 bbiinn eemmeekkççii yyüürrüüddüü..

AAnnkkaarraa mmiittiinnggii TTüürrkk vvee KKüürrtteemmeekkççiilleerriinniinn bbiirrlliiððiinnii sseerrggii-lleerrii.. KKüürrtt iilllleerriinnddeenn yyooððuunnkkaattýýllýýmm oolluurrkkeenn hhaallkkllaarrýýnnkkaarrddeeþþlliiððii ssllooggaannllaarrýý öönnee ççýýkkttýý..

BBiirr ççookk ddöövviizz,, ppaannkkaarrtt vvee sslloo-ggaannllaa kkrriizziinn nneeddeenniinniinn kkaappiittaall-iissttlleerriinn kkâârr hhýýrrssýý oolldduuððuu ddiilleeggeettiirriillddii..

MMeeddyyaa ssoorruummssuuzz bbiirr ggrruubbuunnppoolliissllee iittiiþþiipp kkaallkkýýþþmmaassýýnnýý öönneeççýýkkaarrssaa ddaa mmiittiinngg bbaarrýýþþççýýll vveekkiittlleesseell bbiirr pprrootteessttoo oolldduu..

TTüürrkk-ÝÝþþ sseennddiikkaallaarrýýnnýýnn eekkssiikk-lliiððii ffaazzllaassýýyyllaa hhiisssseeddiillddii.. ÞÞiimmddiissýýrraa ttüümm sseennddiikkaallaarrýýnn bbiirrlliikktteemmüüccaaddeelleessiinnddee..

Page 8: Sosyalist İşçi 343

8 sosyalist iþçi sayý: 343

sosyalist isci

DSiP’eüye ol!

Darbeye karþýysan,Kürt sorununda

demokratik bir çözümistiyorsan,

Cinsiyetçiliðe vehomofobiye karþýysan

Küresel krize karþýmücadele etmek istiy-orsaan

Küresel ýsýnmaya,nükleer santrallarakarþýysan

ssoossyyaalliisstt iisscciiSSoossyyaalliisstt ÝÝþþççii hheerr hhaaffttaa ssaavvaaþþaa,, ddaarrbbeelleerree,, ýýrrkkççýýllýýððaa vvee mmiilllliiyyeettççiilliiððee,,yyeennii lliibbeerraalliizzmmee,, cciinnssiiyyeettççiilliiððee vvee hhoommooffoobbiiyyee kkaarrþþýý ddeevvrriimmccii,,aannttiikkaappiittaalliisstt bbiirr yyaayyýýnn yyaappýýyyoorr.. OOnnaa oommuuzz vveerreebbiilliirrssiinniizz..AAbboonnee oolluunn,, ddaaððýýttýýmmccýýllaarrýýmmýýzz ssiizzee hheerr hhaaffttaa ggaazzeetteenniizzii iilleettssiinnlleerr yyaa ddaappoossttaa iillee yyoollllaayyaallýýmm.. 55 ssaayyýý 55 YYTTLL..

i n t e r n e t barisarock.orgkureselbarisveadalet.orgkureseleylem.orgdurde.orgmahalledenmeclise.orghranticinadaleticin.comtuzladaolumlereson.blogspot.com70milyonadim.orgdtpkapatilamaz.blogspot.com

www.dsip.org www.sosyalistisci.org

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

Yerel seçim süreci baþladý. Seçimtakvimi açýklandý. Þimdiden bazýbelediye baþkanlarý üye olduklarý parti-lerden istifa etmeye baþladý.

Solda ise birkaç tutum birden aynýanda þekilleniyor.

CCHHPP''yyee ggöözz kkýýrrppmmaakk yyookkSeçimlerde solun bazý kesimlerinde

AKP'ye karþý CHP ile ittifak fikri ifadeediliyor. Bu, seçim sürecindekarþýlaþýlacak en tehlikeli yaklaþým.Seçimleri AKP'ye karþý referandumolarak gören anlayýþ, CHP'yi kaçýnýlmazbir biçimde bir alternatif olarak anlat-mak zorunda kalýr.

Bu seçimler AKP'nin masayayatýrtýldýðý bir referandum deðildir. Buyerel seçimler, yerel sorunlardan dahaçok politik bir tartýþmanýn ve politiktutumlarýn da masaya yatýrýlmasý ola-caktýr. Saf bir belediye seçimi deðil,politik bir saflaþmanýn ifadesi olacaktýr.

Bu saflaþmada sosyalistler bir yandanAKP eliyle yürüyen ve krizin faturasýnýemekçilere yüklemeyi amaçlayan poli-tikalar, dolayýsýyla AKP'ye karþý,AKP'nin Kürt sorununda ve demokrasive özgürlükler alanýnda baskýcý uygula-malarýna karþý kampanya yapacaklar.

Bir yandan da son birkaç yýldýr,2004'ten beri geliþen darbe süreçlerine,Ergenekon davasýyla açýða çýkan darbe-ci derin devlete, darbecilerin avukatýolan cumhuriyetçilere karþý da kampan-ya yapacaklar. AKP'ye oy vermek nekadar imkânsýzsa, CHP'ye, mil-liyetçilere, yurtseverlere de oy atmak okadar imkânsýzdýr.

Demokrasi düþmanlýðýna oy verile-mez. CHP ile ittifak hiçbir düzeyde buyüzden kabul edilemez.

DDTTPP''yyee,, KKüürrtt hhaallkkýýnnaa ddeesstteekkSosyalist Ýþçi, 1980'li yýlardan beri tüm

genel ve yerel seçimlerde Kürt illerindeoylarýn Kürt halkýnýn meþru temsilci-sine verilmesi gerektiðini savunur. Kürthalkýyla dayanýþmanýn, ezilen halkýnyanýnda olmanýn bir yolu budur.

Batýda ise Kürt sorunu, milyonlarcainsanýn etrafýnda kümelendiði, günlükhayatýný ona göre þekillendirdiði temelsorun deðildir. Batýda ulusal sorundabaþka biçimler alarak, ekonomik evsosyal sorunlarýn arasýna sýzarak ken-disini ifade etmektedir.

YYeennii bbiirr ssooll iiççiinn……Yerel seçimlere sol yine geç kalmýþ ve

ezber tutumlar hemen devreye gir-miþtir. Ufuk Uras ve Baskýn Oran seçimkampanyasýnýn deneyleri hýzla unutul-muþ, hatta bu deneyler esas olarakgörmezden gelinmiþ, yeniden sol örgüt-lerin, partilerin ittifaký oluþturulmayabaþlanmýþtýr.

Bu ittifak tartýþmalarýnda birkaç eðilimbelirgin. Birincisi, solun bir arayagelmiþ olmasý, seçimler için yan yanagelmek, AKP-CHP sýkýþmýþlýðýnda bir-leþik güçlerle seçim kampanyasý yap-mak, bir yandan da bu kampanyanýn

Kürt halkýyla bütünleþmesi eðilimiolumlu bir eðilimdir.

Ýstanbul'da yapýlan ittifak toplan-týlarýnda baþka bir olumluluk dahaortaya çýktý ve görüþmelere katýlanörgütlerin ezici çoðunluðu, AKP'yekarþý CHP ile bir ittifaký düþünmediðiniilan etti.

Fakat olumluluklar, burada sona eri-yor. Birlik duygusu olumludur, amanasýl birlik sorusu, 22 Temmuz seçim-lerinin deneylerinin, Ufuk Uras veBaskýn Oran kampanyasýnýn deney-lerinin ýþýðýnda yanýtlanmadýðý sürecekarþýmýza çýkan çaresiz solun zorakiseçim ittifaký halini almaktadýr.

Baskýn Oran kampanyasý ise birgerçeði çok keskin bir biçimde gösterdi.Yeni olan, yeni sözler söyleyen,Türkiye'de son on yýldýr kampanyayapan aktivistlere yaslanan, aydýnlar-dan, gazetecilerden, iþçilerden, destekalan, hiyerarþik bir sýraya sokmadantüm ezilenlerden yana açýk bir dilletutum alan bir politik kampanya çokgüçlü bir etki yaratýyor.

Baskýn Oran kampanyasý, sol örgüt-lerin geleneksel yan yana geliþi biçi-minde deðil, temel sorunlar etrafýndakampanya yapan birey ve gruplarýnaktivizmi temelinde örgütlendi.Irkçýlýða, milliyetçiliðe, savaþa, küreselýsýnmaya, Kürt sorununa, tüm azýnlýk-

larýn sorunlarýna, emek sorunlarýna netbir dille yanýt verdi.

Tüm özgürlükleri sýnýrsýz bir biçimdesavunan aktivistlerin kampanyasýolarak Baskýn Oran kampanyasý çoketkili oldu.

Sosyalist Ýþçi, önümüzdeki seçim kam-panyasýnda, bir yandan seçimler içinsol ittifak görüþmelerinde yer alacak,bu ittifakýn darbelere ve Ergenekon'akarþý özgürlükleri, yeni liberalizminkrizine karþý emekçilerin kazanmak içinbirleþik mücadelesini savunmasýný,Kürt halkýnýn koþulsuz yanýndaolmasýný, eþcinsellerin, kadýnlarýnüzerindeki toplumsal cinsiyetçibaskýlara karþý kadýnlarýn ve eþcinsel-lerin özgürlüðünü, tüm azýnlýklarýnüzerindeki baskýlara karþý, ýrkçýlýða,milliyetçiliðe karþý halklarýn kardeþliði-ni, baþörtüsü yasaðýna karþý sýnýrsýzgiyim kuþam özgürlüðünü savunan birittifak haline gelmesi için mücadeleedecek. Bir yandan da sol örgütlerinyan yana gelmesinin yeterli olmadýðýný,bize gerekli olanýn yeni bir sol örgütlen-me olduðunu, böyle bir örgütlenmenin,bu seçimlerde yaþanan sýkýþmýþlýðý birkez daha yaþamamak için hýzlaörgütlenmesi gerektiðini, yeni bir solun,kampanyalarýn, hareketin kadrolarýnýnkolektif eyleminin ve örgütlenmesininürünü olacaðýný savunacak.

Yerel seçimler ve sosyalistlerGezegenin sorunu iþçisýnýfýnýn sorunudur

6 Aralýk'ta Polonya'da iklim deðiþimi ile ilgilihükümetler arasý görüþmelerde önümüzdekion yýllarda küresel ýsýnmanýn etkilerinin nelerolacaðý ve hangi tedbirlerin alýnmasý gerektiðitartýþýlacak.

Felaketin boyutlarý artýk çok açýk. Ýklimdeðiþiminin sonuçlarýný da nedenlerini de biravuç enerji þirketi dýþýnda reddedebilen kimse,hiçbir siyasi hareket kalmadý.

Sorunun artýk reddedilemez boyutlara ulaþ-masý, sorunun çözümü için alýnmasý gerekentedbirlerin neler olduðu konusunda bir fikirbirliði olduðu anlamýna gelmiyor. SadeceTürkiye'de deðil dünyada da sorununnedeninin bireysel tüketim, yani Ayþeteyzelerin enerjiyi har vurup harman savur-masý olduðu fikri, yukarýdan aþaðý pom-palanýyor. Diþlerini fýrçalayan insanlarýnfýrçalama sýrasýnda musluðu kapatmasýnýn susýkýntýsýný gidereceði yönündeki fikirler gibitýpký.

Ýklim deðiþiminin nedeni, insan faktörüdeðildir. Bu soyut bir yaklaþýmdýr. Ýklim deðiþi-minin nedeni, kapitalist üretim biçimidir,sanayileþmedir, kapitalist sanayileþmenin kýlcaldamarlarýnda dolaþan fosil yakýt kullanýmýdýr.

Ýklim deðiþiminin nedeni otomotiv sek-törüdür, ulaþým politikalarýdýr, þehir planla-masýdýr, binalarýn yapýlarýdýr, tüm alanlardaegemen sýnýflarýn ve devletlerin yaptýðý terci-htir.

Ýklim deðiþiminin nedeni, özetle, zenginlerinýsýnma merakýdýr. Isýnmaktan hiçbir zamanvazgeçmeyecek olmasýdýr. Devletlerin, zengin-lerin ýsýnmasý için de örgütlenen bir komiteolarak da çalýþmasýdýr.

Ama iklim deðiþiminin sonuçlarýný en aðýrbiçimde yaþayanlar, yoksullar ve emekçiler.Fosil yakýta dayalý sermaye bikrimi, küçük birazýnlýðýn zenginliðini milyarlarca insanýngelirinin defalarca üstünde bir boyutasýçratýrken, emekçiler, iklim deðiþiminden kay-naklý tüm felaketleri, kasýrgalarý, fýrtýnalarý,susuzluðu, tarýmsal yapýlarýn çökmesini, iklimgöçmenliðini, gýdasýzlýðý, sýcak hava dalgalan-malarýný geri dönüþü olmayan bir biçimde,ölerek, saðlýðýný kaybederek, bir daha tedaviolamayarak, evsiz kalarak yaþýyor.

Bu yüzden iklim deðiþimi sýnýf mücadelesininen önemli, en can alýcý konularýnýn baþýndageliyor. Bu yüzden iklim deðiþimine, küreselýsýnmaya karþý mücadele, tüm ekolojik den-genin ölüm kalým mücadelesi olarak, tümtoplumsal kesimlerden önce iþçi sýnýfýnýnsorunudur. Ýklim deðiþimini durdurmak içinverilen mücadele egemen sýnýftan, devlettenkamusal yatýrým talep etmeden kazanamaz.Enerji politikalarýnýn deðiþimini talep etmedenkazanamaz. Ulaþým politikalarýnýn, sulamapolitikalarýnýn, yerel yönetim politikalarýnýn,sanayileþme politikalarýnýn toptan deðiþmesiolmadan, iklim deðiþimi durdurulamaz.

Ýþçi sýnýfý, toplumun tüm ezilen kesimlerinintaleplerini savunmadan kendi haklarýnýkazanamaz. Oysa iklim deðiþimi en baþta iþçisýnýfýnýn sorunu. Çözüm de iþçi sýnýfýnýn kolek-tif eyleminde. Küresel Eylem Grubu'nun 6Aralýk'ta bir çok þehirde birden yapacaðýeylemler, bir kez daha hem toplumun hem deiþçi sýnýfýnýn gündemine iklim deðiþimi soru-nunu sokacaðý için ayrýca da bir öneme sahip.

Page 9: Sosyalist İşçi 343

sayý: 343 sosyalist iþçi 9

Kapitalizmin krizinin þokdalgalarý tüm dünyayý sarýyor

SSaaddiiee RRoobbiinnssoonn

Küresel egemen sýnýf panik ve kargaþa gribine yakalandý. Oysa dahayakýn zamana kadar dünyada yeni büyüyen ekonomiler (Çin ve benz-eri hýzlý büyüyen ekonomiler) buradan çýkýþýn yoluna örnek gösteriliy-ordu. Hatta kimi ekonomistler bu ülkelerin, kendilerini Batý'dan yalý-tarak resesyondan uzak kalabileceklerini söylüyordu.

Bugün ise o belli belirsiz umutlar bile söndü. Çin'deki küçük ve ortaölçekli iþyerleri istikrarsýzlýk yüzünden kapanýrken ülkenin yöneticileriistihdamýn geleceðinin "korkunç" olduðunu ve bunun toplumsalhuzursuzluða yol açabileceðini ifade etmek zorunda kalýyorlar.

Ülkenin çeþitli kent ve kasabalarýndan her gün artan sayýda "kitleselolay" (Çin yetkililerinin ayaklanma ve gösterilere verdiði edebi (!) isim)haberleri geliyor. Hong Kong Üniversitesi'nden Prof. Joseph Cheng Çinhükümetinin meþruiyetinin refaha baðlý olduðuna iþaret ediyor. "Eðerhalk ekonomik büyümenin artýk sürdürülemediðini görürse hükümettemelinden sarsýlýr", diyor. Çin'de zenginle yoksul arasýda giderekbüyüyen uçurum var olan sorunlarý daha da kötüleþtirir diye de ekliy-or. "Bu yüzden yoksullarýn katlanmak zorunda olduðu sýkýntýlardayanýlmaz hale gelecek".

Kriz, 6 Ekim günü görüldüðü gibi Çin ile sýnýrlý deðil. Latin Amerikaekonomilerinin dinamosu Brezilya borsasý yüzde 5.4 düþüþle kapandý.Ýþlemler gün içinde iki kez durduruldu. Birisinde hisseler yüzde 15düþmüþtü. Þili ve Arjantin borsalarý da yüzde 6 düþüþ yaþadý.

BBüüttççee aaççýýkkllaarrýýEndonezya borsalarý, dev boyutlardaki yabancý yatýrýmlar geri çekil-

ince yüzde 10 düþtü. Türkiye, Hindistan ve Baltýk ülkeleri gibi, büyükbütçe açýklarý olan ve yabancý paraya baðýmlý ülkeler de krizin etkileriniyaþýyor. Ýstikrarsýzlýk, önceleri yükselen yýldýzlar olarak görülen ülkeleriiflas tehlikesinden kurtulmak için IMF'ye yönlendiriyor.

Macaristan, Ýzlanda, Litvanya, Pakistan, Türkiye ve Ukrayna gibiülkeler kendilerine kefil arýyor. Ama ne yazýk ki IMF parasý neo liberalþartlar eþliðinde geliyor. IMF üye ülkelerin, ekonomilerini uluslararasýrekabete açmalarýný ve özelleþtirme yapmalarýný þart koþuyor.

Ýthalat vergilerini azaltmak ve kamu harcamalarýný ve sübvansiyonlarýkýsmak gibi onyllardýr sürdürülen serbest piyasa politikalarý geliþmekteolan ülkeleri artan oranda küresel ekonomye baðýmlý kýlýyor. Amaküresel pazardaki dalgalanmalarla baþetmelerini de zorlaþtýrýyor. Bugerçek yaþanan son gýda fiyatlarý krizinde iyice ortaya çýktý.

Geçmiþte finansal desteðinden yararlanmanýn karþýlýðý olarak IMF ileyapýsal uyum programlarýný imzalamaya zorlanan ülkeler kendipazarlarýnýn batýdan gelen ucuz ithal gýdalarla dolduðunu ve yerel gýdaüretimlerinin imha olduðunu gördüler. Ama bu yýl ithal temel gýda fiy-atlarý uçtu dünyanýn en yoksul milyonlarca insaný bunun sonucundaaçlýða mahkum oldu.

IMF paketinin borç ödemesi "ihracat odaklý büyüme"ye dayandýrýlýy-ordu ama dünya ekonomisi resesyondan çöküþe doðru kayarken ihra-cata baðýmlý pek çok yoksul ülke ekonomisi vuruldu. Þimdi bu ülkelerkendilerini, kaynaklarýnýn hiçolmadýðý kadar büyük bölümünü borçödemelerine ayýrýr halde buluyorlar.

Bir kriz döneminde geliþmekte olan zayýf ekonomilerin kýrýlgandoðasýnýn anlamý yatýrýmcýlarýn paralarýný çekmesi ve "risk"I minimizeetmesidir. Bu trend Macaristan ve Endonezya gibi ülkeleri (her ikisi deyüksek ticaret açýklarýna sahipler ve büyük oranda yabancý yatýrýmabaðýmlýlar) çok daha aðýr biçimde vuruyor.

TTeeddaavviiBatýdaki yönetimler bankalara yoðun bir destek vermekle piyasanýn

kendine gelmesini saðlayacak eski reçetelerinden çabucak vazgeçtiler.Ne yazýk ki yoksul ülkelerin serbest piyasa ilacýný yutmak zorundaolmalarý konusundaki ýsrarcýlýklarýnda bir deðiþiklik olmadý.

Krizden en kötü etkilenen Doðu Avrupa ülkesi Macaristan bu aybaþýnda IMF'den 15.7 milyar dolar borç aldý. Karþýlýðýnda IMF "köklübelirgin önlemler" talep etti. Bu önlemler kamu harcamalarýnýn kýsýl-masýna ve kamu hizmetlerinde daha ileri "reformlar" yapýlmasýnaodaklanýyordu.

Macaristan'ýn sokaktaki insaný bunun ne anlama geldiðii çok iyi biliy-or: ücretlerde, emeklilik hakký ve sosyal harcamalarda kesinti.Macaristan IMF'e 1982'de katýldý ve aldýðý borçlar karþýlýðýnda bir diziyapýsal uyum programýna imza atmak zorunda kaldý. Ücretlere vekamu hizmetlerine yapýlan bir dizi saldýrýyý takiben iþsizlik ve yoksul-luk hýzla arttý.

1989-93 arasý ekonomi yüzde 20 daralýrken resmi iþsizlik rakamlarýsýfýrdan yüzde 13'e çýktý. 1990'larýn ilk yarýsýnda reel ücretler dörtte biroranýnda düþtü. Bugün daha IMF'nin önerdiði kesintiler baþlamadanbile Macaristan'da çocuklarýn yetersiz beslenmesi cidi bir sorun veserbest piyasanýn baþarýsýz olduðuna dair yaygýn bir kaný var.

Bu duyguya, dünyanýn dört bir yanýnda, hayatlarýnýn iþsizlik ve yok-sulluk yüzünden mahvolduðunu gören milyonlarca insan sahip.Kapitalizmin çarpýk mantýðý (dünyanýn bir yanýnda fabrikalarý kapatýpmühendisleri ve çelik iþçilerini iþten atarken, bir baþka yöresinde temizsuyu daðýtacak en basit teknolojiye yanaþmýyor) bütün bu insanlara netbiçimde görünür hale geldi. Ekonomik yýkýmýn çapýna duyulan öfkeninprotesto hareketine dönüþebilecek olmasý umudu o kadar güçlü kizenginlerin ve onlarýn piyasasýnýn sonunu getirebilir.

JJaaccoobb MMiiddddlleettoonn

1944 Temmuz'unda 44 mütte-fik devletinin liderleri, savaþsonrasý küresel ekonomiyi nasýlyöneteceklerini tartýþmak üzereküçük bir New Hampshirekasabasý olan Bretton Woods'dabir araya geldiler.

Buradaki müzakereler bugünküresel kapitalist sisteme ege-men olan kurumlarý doðurdu;Uluslararasý Para Fonu (IMF) veþimdi Dünya Bankasý'nýnparçasý olan UluslararasýYeniden-yapýlanma veKalkýnma Bankasý.

Konferansta bu ülkeler kendiparalarýný dövize sabitlediler,döviz de altýnýn fiyatýnasabitlendi.

Bretton Woods egemensýnýflarýn dünya ekonomisiniistikrara kavuþturmak içindünya çapýnda eþgüdümlü birçabasýný ifade ediyordu.Uluslararasý ticaret ve finansýdüzenleyen etkili kurallarýnolmayýþýnýn 1930'larýn ekonomikkeþmekeþini þiddetlendirdiðinidüþünüyorlardý.

Bretton Woods'un sabit kursistemi yaklaþýk 30 yýl, ABD1971'de sabit dolar kurundanvazgeçinceye kadar iþ gördü.IMF ve Dünya Bankasý halenkoca ekonomilere program dikteedebilen kudretli uluslararasýkurumlar.

Bretton Woods'un dünya içinönemli sonuçlarý oldu. Ne var kio dönemin kendine özgü tuhafkoþullarý olmasaydý anlaþmayapmak olanaksýz olurdu.1944'te ABD dünya ekonomisineo denli egemendi ki bununboyutlarýný bugün hayal etmekimkânsýz.

Avrupa ve Japonya toptanyýkýmýn eþiðindeydiler. Rusyahalen nispeten zayýf birekonomik güçtü.

Diðer yandan ABD dünyaekonomik çýktýsýnýn yarýsýnýüretiyordu. Ýngiltere gibi savaþýfinanse etmek için ABD'ye aðýrborçlanmýþ birçok ülke vardý.ABD egemen sýnýfý buyruk-larýnýn yasa muamelesi göre-ceðine emin ve kendine sonderece güvenliydi.

ABD'nin gücü ve nüfuzuBretton Woods müzakerelerininyapýsýný tamamen belirledi. Aðýrborçlu katýlýmcýlar, borçlarýnýöderken kendi ekonomilerini deinþa etmelerine olanak verecekbir dizi uluslararasý kurum istiy-orlardý.

AAççýýkkEkonomist John Maynard

Keynes bu iþ için, tek tekekonomileri her yýl hesaplarýn-daki fazlayý ya da açýðý giderm-eye zorlayacak bir "UluslararasýKredi Birliði" önerdi. Böyleceborçlu ülkeler ihracatkazançlarýyla borçlarýný ödeye-bileceklerdi.

Ancak ABD dünyanýn enbüyük borç vereni olarak bu

önerilere karþý çýktý. Egemensýnýfý bütün diðer egemensýnýflarýn ona borçlu kalmasýnarazýydý. Borçlarý tedrici olarakortadan kaldýracak bir sistemkýsa vadeli çýkarlarýna uymuyor-du.

Harry Dexter White ABD dele-gasyonuna baþkanlýk edenhazine yetkilisiydi. Keynes'inplanýna ýsrarla karþý çýktý veönemli kredileri geri çekmetehdidiyle diðer ülkeleri hizayasoktu.

Dexter White geliþmekte olanve savaþta yýkýma uðramýþülkelere kredi vermek üzereDünya Bankasý'ný önerdi. IMFsabit kur sistemini sürdürecekti.

"Ne kadar çok para koyarsan okadar çok oyun olur" ve "ABDistemediði her kararý durdura-cak oya sahip olmalýdýr" diyeýsrar etti- bugün de devam edenbir durum.

Yine de ABD'nin konumu 1950ve 1960'lardaki küreselekonomik büyüme dönemindezayýfladý. Dünyadaki en büyükekonomi olarak kalsa da mutlakegemenliði azaldý.

Eski borçlular ve yenilmiþdevletler benzeri görülmemiþoranlarda büyürlerken, ABD'ninbüyüme oranlarý önceki on yýl-lara göre yükselmiþ olsa dadiðerlerininki kadar yüksekdeðildi.

Soðuk Savaþ harcamalarý, Koreve Vietnam savaþlarýna yapýlanharcamalar sistemi bir bütünolarak istikrara kavuþtursa daABD'nin geride kalmasýna yolaçýyordu. Rekabet yavaþ yavaþaradaki farký kapattýkça krediveren borçluya dönüþtü.

ABD egemenliðini desteklesindiye kurulan sabit kur ve süreklibütçe açýklarý sistemi 1971'deartýk yük haline gelmiþti. ABDartýk borçluydu ve dünyanýngeri kalaný için koyduðu sýnýrla-malar kendisine sýkýntý veriyor-du.

KKuurrABD baþkaný Richard Nixon

dolar ile altýn fiyatý arasýndaki

baðý ortadan kaldýrarak pratikteBretton Woods sabit kur sistem-ine son verdi. 1976'da dünyanýnbütün belli baþlý dövizlerininfiyatlarý artýk uluslararasýpiyasadaki ticari iþlemlerle belir-lenir olmuþtu.

Sistemin ikiz desteði olarakplanlamýþ olan IMF ve DünyaBankasý egemen sýnýfýn yeni ide-olojisi olan yeni liberalizminuygulanmasýný saðlayacakkurumlar olarak kendilerineyeni roller buldular.

ABD ekonomisindeki kýsmitoparlanma hiçbir zaman onueski egemenliðine kavuþtur-madý. ABD þimdi küreselekonomik çýktýnýn yüzde 25'inesahip. Çin gibi bir zamanlarýnküçük ekonomileri artýk kendiçýkarlarý olan büyük güçler.Bugün hiçbir ekonomi tek baþý-na kendi iradesini dayatacakgüce sahip deðil. Dolayýsýyla"Ýkinci Bretton Woods"un yakýnzamanda yapýlmasý olasý deðil.

Her egemen sýnýf sonuçtakendi çýkarýnýn peþinde. Çin gibibüyük kreditörlerin kýsa vadeliçýkarlarý ABD gibi borçluülkelerin çýkarlarýyla ters. Ýmalatmallarý ihracatçýsý Almanya, birhizmetler ekonomisi olanÝngiltere'den farklý kurallaristeyecektir.

Ancak rekabet daha ciddibiçimler de alabilir. Almanyakendi bankacýlýk sistemini koru-maya alarak Avrupalý müttefik-lerini öfkelendirdi. GordonBrown zorbalýkla talihsiz Ýzlan-da'ya isteklerini kabul ettirdi.Barack Obama ABD'li arabaimalatçýlarý için dev ölçekli birkurtarma paketi istiyor veböylece serbest ticaret anlaþ-malarýný çöpe atýyor.

Dünya Bankasý gelecek yýldünya ticaretinin 1982'den beriilk kez düþüþ göstereceðini tah-min ediyor.

Dünya ekonomisi küçülecek veöngörülebilir gelecek boyuncada depresyonu sürecek.Yöneticilerimiz bunun sonucun-da daha çaresiz ve daha tehlikelihale gelecekler.

EEkkoonnoommii ttaarriihhii nneeddeenn tteekkeerrrrüürr eettmmeezz??

Bretton Woods:

Page 10: Sosyalist İşçi 343

10 sosyalist iþçi sayý: 343

BBiirr tteeppssii ddoolluussuu bbiilliinnçç29 Kasým mitinginde polis barikatýnýn üzerine

koþarak gelen ve kendilerini aratmayarak büyük birbaþarý kazandýklarýný anlatan anarþistler, gönüllerirahat bir biçimde evlerine döndüler. Anarþistlerin,otonomcularýn ve bilumum sekter solcunun farkýnabir türlü varamadýðý gerçek ise, eðer televizyonlargöstermese, alandaki on binlerce iþçinin polisbarikatýnda aranýp aranmamayla hiç ilgilenmedik-leridir.

Daha bir hafta önce Eðitim-Sen, Ýstiklal Caddesi'ndepolisin kurduðu barikatý bir bütün halinde daðýt-mýþken, sayýsýz iþçi eyleminde binlerce iþçi barikatdaðýtmayý ve aþmayý bir sanat haline getirmiþken,sendikalarýn örgütlediði "izinli" bir mitingde aramanoktasýný aratmadan aþmayý maharet olarak görmekiçin baþka hiçbir maharete sahip olamamak gibi birsorunla muzdarip olmak gerekir.

Anarþizm, aþaðýdan sosyalizm geleneðiyle sadecesýnýfsýz topluma geçiþte bir iþçi demokrasisine duyu-lan ihtiyacý reddetmesiyle ayrýþmaz. Bu ihtiyacý red-detmek, kapitalizme karþý günlük mücadelenin içer-iðini de belirlediði için, bir devrimle kýsa yoldan sýnýf-sýz topluma geçmeyi planlamanýn sonucu, kapitalizmaltýnda hiçbir kurumu ciddiye almamak biçimini alýr.Bu kurumlar listesinde sendikalarýn adýnýn da yeralmasý ise doða kanunu gibidir.

Sadece kendini ciddiye alan, "yaþam alanlarý"ndabugünden sýnýfsýz toplumu yaþadýðýný düþünen birgelenek, sadece kendi denetimi altýnda olan ve ken-disinin liderliðini yaptýðý örgütlenmeleri önemsemealýþkanlýðý caziptir ama sýnýf mücadelesine hiçbir fay-dasý yoktur.

29 Kasým mitingi, hazýr on binlerce iþçiyi de bul-muþken, sol kortejlerin iþçileri kendi iktidarlarý, kam-panyalarý ve bayraklarý altýna çaðýrma yarýþý yaptýðýbir yarýþ pisti gibiydi. Bunun bir nedeni var.Sendikalarýn ve öðrencilerin, "Parasýz saðlýk" göster-isinde, "Paralý, parasýz eðitime hayýr!" sloganýný ata-bilecek kadar dünya dýþý bir yaþam sürmek deðilsadece neden. Kitlelerin bilinçlenmesinde izlenmesigereken yol konusunda "bilinç taþýma" misyonunasahip olduðunu sanmak, kitleleri, devrimci öznelerintaþýdýðý bilinçle aydýnlatmayý hedeflemek, bilincindeðiþimi için gerekli olan kitlesel mücadelelere sektermüdahaleleri getiriyor beraberinde.

Ýþçi sýnýfý, devrimcilerin bilinçli müdahalesinibekleyen ve bu müdahale gerçekleþene kadar kapital-izmin karanlýðýnda yaþan bir nesne deðildir. Ýþçisýnýfý, tek tek her üyesi devrimci örgütlerce eðitilme-den kitlesel mücadelelere atýlamayacak basiretsiz birtoplumsal güç de deðildir.

Rosa Luksemburg'un dediði gibi, iþçi sýnýfý, içindeyaþanan zamanýn toplumsal geliþmesindeki belliolgunluk derecesi üzerinde, kendi hareketiylebaðlýdýr. Fakat toplumsal geliþme, iþçi sýnýfýndan ayrýve baðýmsýz olarak ortaya çýkmaz. Ve iþçi sýnýfýtoplumsal geliþmenin sebebi ve öznesi olduðu ölçüde,toplumsal geliþme iþçi sýnýfýnýn ürünüdür.

Bu sýnýfýn egemen sýnýfýn fikirlerinden kurtulmasýiçin gerekli olan tek araç, kitlesel mücadelelerdir.Sosyalistler, sadece bu mücadelelere ve iþçi hareke-tinin sloganlarýnýn geliþmesine, þekillenmesineyardýmcý olmak, iþçilerin günlük mücadelesindedaima hareketin birliðini savunan bir tutum almakzorundadýr.

Tersi, ellerinde bilinç dolu tepsilerle gezen maskelibeþlere benzemektir.

ÞÞeennooll KKAARRAAKKAAÞÞ

Sevimli robot Wall-E’nin asýl göreviçöpleri toplamak, sýkýþtýrmak vesonra küpler yaparak bir kenara koy-mak.

Dünyadaki, insanlarýn yaþamlarýnýbütünüyle kontrol eden Buy N Large(Çok Al) insanlarý yarattýklarý çöpyýðýnýndan uzaða, uzaya götür-müþtür.

Ýnsanlarýn içinde olduðu uzayaracýný her yanýndan Çok Al’ýn (BuyN Large) reklamlarý fýþkýrmaktadýr.Wall-E’nin topladýðý çöplerin hertarafýndan da ayný reklamlar ve logo-lar fýþkýrmaktadýr.

Film öncelikle çevrenin insalartarafýndan nasýl acýmasýzca tahripedildiðine dikkat çekiyor.

Wall-E’nin içinde dolaþtýðý çöpyýðýnlarýnýn içinde Buy N Large’ýnuzayda çöpümüzü göndereceðimizyeterince alan var diyen reklamlarýda görüyorsunuz.

Film insanlarýn ne denli gereksizçöp ürettiðine de dikkat çekiyor.Ambalaj sanayinin dünyayý nasýl kir-lettiðini anlatýyor.

Her gün Wall-E dünyanýn devasaçöp yýðýnlarýný temizlerken gözüiçinde yaþadýðýmýz toplumun tüke-tim hursuný yansýtan objelere takýlýy-or. Bunlarýn bazýlarýný kendisinionarmak, yenilemek için kullanýyor.Ama çoðu çöp ve üstelik kötü vetehlikeli çöp.

Wall-E’ninçöplerin bir kýsmýnýyeniden kullanmasý geridönüþü-münönemini gösteriyor.

Sonra Wall-E EVE ile tanýþýyor.Güzel görünümlü, modern bir robot.Eve dünya üzerinde yaþam olupolmadýðýný araþtýrýyor.

Wall-E önce EVE’den korkuyor,hem de çok korkuyor ama sonrahýzla EVE’e aþýk oluyor. Bu süreçteWall-E’nin video oynatýcýsýndasürekli olarak Hello Dolly adlý þarkýçalýyor.

Ve bu arada EVE küçük bir otbuluyor. Dünyada yaþam varç Uzayaracýndaki insanlar bunu duyuyorlarve dünyaya geri dönmek istiyorlar.

Film dünyanýn insanlar tarafýndanne kadar hor kullanýldýðýný ve nekadar tahrip edildiðini iyi anlatýyor.Ama tabii kimi suçlamak gerektiðinive ne yapýlmasý gerekiðini söylemiy-or. Sorun ortada kalýyor.

Wall-E politik bir film deðil. Amahoþ, güzel vakit geçirten ve çokgüzel müziði ve animasyonu olanolan bir film.

Wall-EBir robotun çöp, kriz ve aþk

üzerine düþünceleri

RRoonnii MMAARRGGUULLÝÝEESS

Genelkurmay'ýn Taraf gazetesincebirkaç ay önce açýklanan 'BilgiDestek Faaliyeti Eylem Planý'ný hatýr-layanlarýnýz vardýr. Gazetenin haber-ine göre, bu Plan uyarýnca,"kamuoyunu, 'irticacý hareketlerinsorumlusu' olarak görülenhükümete, 'milli devlete karþý' olaraknitelenen yeni anayasa paketine,'terörist' olarak adlandýrýlan DTP'yekarþý TSK'nýn görüþleri doðrultusun-da yönlendirmek ve 'topluma öncüolma' rolünü sürdürmek için bir dizikarar alýndý". Genelkurmay, herzamanki mizahi anlayýþýyla, resmikomuta kademelerince böyle birplanýn hazýrlanmadýðýný belirtmiþ,yani planýn "gayriresmi", "gizli" veya"özel" kademelerce hazýrlandýðýnýteyid etmiþti.

Planý'ýn bir amacý "KamuoyunuTSK'nýn hassasiyet gösterdiði konu-larda kendi çizgisine getirmek, TSKhakkýnda yanlýþ fikirlerin geliþme-sine mani olmak ve TSK içindefikirde ve eylemde birlik ve beraber-liði saðlamak" olarak açýklanýrken,amaçlarý hayata geçirme sürecinde"günlük siyasete müdahale ediyorgörüntüsü verilmemesi" gerektiðininaltý çiziliyordu. TSK'nýn günlük vehaftalýk ve aylýk ve yýllýk siyasetemüdahale ediyor görüntüsü ver-memesi gerçekten zor! Ama herdakika müdahale ederken bunu çak-týrmamak gerektiðini biliyorolmalarýný takdir etmiþtim doðrusu.TSK eylem planýný uygularken"kamuoyu oluþturma gücüne sahipbulunan üniversiteler, üst yargýorganlarýnýn baþkanlarý, basýn men-suplarý, sanatçýlarla temasýnmuhafaza edilmesi ve bu kiþilerinTSK ile ayný paralelde hareketetmelerinin saðlanmasý" gerektiðivurgulanýyordu.

TTSSKK ççiizzggiissii vvee ssaannaattççýýllaarrÜniversite rektörlerinin TSK ile

ayný paralelde hareket etmesinibaþardýklarýný biliyoruz. ÖzdenÖrnek'in darbe günlüklerinden,kuvvet komutanlarýnýn rektörlerezaman zaman telefon ettiðini, butelefonlara "Buyrun Komutaným"diye cevap verildiðini biliyoruz. Üstyargý organlarýnýn baþkanlarýnýdeðilse de, diðer on üyesini TSKçizgisine getirmekte baþarýlý olduk-larýný biliyoruz. Basýn mensuplarýnaise telefon bile etmek gerekmiyordurherhalde. Sadece adýnda "kýþla"kelimesi geçenler deðil, pek çoðu,

telefon bile gerektirmeden, yazýlarýna"Buyrun Komutaným" diye fýsýlda-yarak baþlýyor, kýsaca hazýr olduruþuna geçtikten sonra devamediyordur yazýya.

PPeekkii yyaa ssaannaattççýýllaarr??Size bir eser önermek istiyorum:

Osmanlý Cumhuriyeti. "Sanat" eserideðil, sadece eser. Ve tavsiye etmiyo-rum, sadece öneriyorum. Filminsenarist ve rejisörü karikatürcüymüþ.Film deðil, karikatür çekmiþ zaten.

Bu karikatürün TKP merkezkomitesi veya Genelkurmay'ýn "özel"dairelerince çizilmiþ olduðunu iddiaedecek bilgiye sahip deðilim. Amabu iki merci karikatür çizecek olsa,Osmanlý Cumhuriyeti'ni çizerlerdi.

Filmi özetlesem, izlediðinizdezevkiniz kaçar diye düþünmüyorum,zevk alamayacaksýnýz zaten.Özetleyeyim. Selanik'te 1888 yýlýndabir çocuk tarlada kargalarý kovarkenkafesteki bir kuþu kurtarmak içinaðaca çýkar, düþer, ölür. Filmin gerisigünümüzde geçer. OsmanlýCumhuriyeti Amerikan mandasýdýr,16 ilden ibaret kalmýþtýr, en doðuda-ki il Ankara'dýr. Her taraftaAmerikan bayrak ve askerleri vardýr.Avrupa Birliði ülkede egemen ola-bilmek için Amerikalýlarla rekabetetmektedir. Padiþah bir kukladanibarettir. Kahve köþelerindedireniþçiler vardýr.

Ulusal onur ve gurur her sahnedeyabancýlar tarafýndan ayaklar altýnaalýnmaktadýr. Saltanat otomobiliniYankee askerler durdurur, arar vePadiþah'ýn þoförünü döverler.Padiþah ellerine kelepçe takýlýp ceza-evine atýlýr. Avrupa'dan yana olanBaþbakan AB'ye yaranabilmek vepara koparabilmek için Heybeli

Ada'yý Yunanlýlara verir.

KKooyyuunn ssüürrüüssüüUzatmayayým, anlamýþsýnýzdýr.

Mustafa Kemal çocukken ölüyor vegünümüzün Kemalist paranoyasýgerçek oluyor. Türkiye sömürge,Türkler esir oluyor.

Kemalizmin ve günümüz Kema-listlerinin gülünçlüðünü bu kadaraçýkça gösteren, üstelik tam tersiniyapmaya çalýþýrken gösteren bir filmdüþünmek çok zor. Türklüðe övgülerdüzdüðünü zannederken Türkleri bukadar küçük gören, bu kadar onurkýrýcý bir yaklaþým olamaz.

"Mustafa Kemal olmasaydý, Türkleresir olur, yabancýlarýn çizmesi altýndakoyun sürüsü gibi yaþardý". Bu ifade,Türk milleti hakkýnda ne der?Türkleri öven bir ifade midir,küçümseyen bir ifade midir? FilmdePadiþah'ýn en yakýný "Türkler ölümüesarete tercih eder, yeter ki bir liderçýksýn" diyor. Yani çýkmazsa (veyaçýkar da aðaçtan düþerse), esaretdurumunda kuzu kuzu yaþar giderTürkler. Bu milleti yabancýlar veyaKemalistler tarafýndan koyun gibigüdülecek bir sürü olarak görmekKemalizmin özü zaten. Filmin sonsahnesinde, aðacýn dibinde yatançocuk ayýlýyor (ölmemiþ meðer!),kuþu kafesten alýp salýveriyor. VeTürk milleti kurtarýlmýþ oluyor.

Genelkurmay'ýn Eylem Planý'ndaþöyle deniyordu: "TSK ile benzerdünya görüþü olduðu bilinen sanatçýve yazarlara öncelik verecek þekilde,seçilecek temalarý iþleyecek eserlerinhazýrlatýlmasý ve böylece hedefkitlelerin bilgilendirilmesi saðlana-caktýr. Bu kapsamda bazý sanatçý veyazarlarýn desteklenmesi ve ön planaçýkarýlmasý saðlanýrken..."

Mustafa Kemal Cumhuriyeti

““FFiillmmiinn sseennaarriisstt vvee rreejjiissöörrüü kkaarriikkaattüürrccüüyymmüüþþ.. FFiillmm ddeeððiill,, kkaarriikkaattüürr ççeekkmmiiþþ zzaatteenn..””

Page 11: Sosyalist İşçi 343

sayý: 343 sosyalist iþçi 11

Geçenlerde kitaplýðýmý düzenliyordum.,Binbir zahmet, eziyet ve çaba ile koruyup,bugünlere getirdiðim kitaplarýmdan çok eskil-erde okuduðum bazýlarýný da yeniden elimealýp, sayfalarýný karýþtýrmýþtým. ("Kitap bu,'binbir eziyetle' nasýl korunur?" diyebilecek-lere hemen hatýrlatayým ki, 'darbeler','sýkýyönetimler' kuþaðýnýn mensuplarý için entehlikeli madde olarak kabul edilen"kitap"larý, o zamanlardan bu günleremuhafaza edebilmek bile baþlý baþýna bir"kahramanlýk" iþi sayýlýr bu memlekette.)Kitaplýðýmý düzenlerken elden geçirdiklerimarasýnda biri vardý ki, o yýllarda elden eledolaþtýðýndan hayli yýpranmýþtý. O da elbette,Victor Serge'in "Militana Notlar" kitabýndanbaþkasý deðildi. Dünyaya paralel olarakTürkiye'de siyasetin ve muhalefetin sýcak-lýðýnýn yükseldiði yýllardý. DEV-LÝS üyesi iken'aðabeylerin' önerdiði bu kitapla 1968 yýllarýn-da ANT Yayýnlarý ile tanýþmýþtým... DinleYankee (Wright Mills), Savaþ Anýlarý (CheGuevera), Mavi Gözlü Dev (Zekeriya Sertel)gibi daha bir kaçý, hâlâ kitaplýðýmda koruya-bildiðim ANT kitaplarýndan...

Kitaplarýn kapaklarý da aslýnda, görmeyenleriçin ayrýca anlatmaya deðer güzellikte... AntYayýnevi, 1967'den darbe sonrasý kapatýldýðý1971'e kadar bir sosyalist dergi ve 50'denfazla kitap yayýnlamýþ. Yayýnevinin kurucularýÝnci Tuðsavul Özgüden ve Doðan Özgüden'eyazdýklarý ve yayýnladýklarý yazýlardan dolayýhaklarýnda 50'den fazla dava açýldý. 300 yýlýaþkýn hapis cezasý talebiyle tehdit edildik-lerinden 1971 askeri darbesinden sonraTürkiye'den ayrýldýlar. Avrupa'da diðermuhalif sürgünlerle birlikte "DemokratikDireniþ Hareketi"ni kurarak cunta rejiminekarþý kampanyalar yürüttüler. 1974'den beriBelçika/Brüksel'de Türkiye üzerine yayýnyapan Ýnfo-Türk Ajansý'ný yönetiyorlar.(www.info-turk.be) 1971 faþist darbesindenotuz yýl sonra, cuntacý generalleri eleþtirenyazýlarýndan ötürü Doðan Özgüden hakkýndayeni bir dava açýldý. Mahkeme de sýnýrkapýlarýna, kendisinin Türkiye'ye girer girmeztutuklanmasý bildiriminde bulundu... Ýnsanýngayri ihtiyari "Hey gidi Türkiye rejimi heyy!..Nelere kadirsin sen?" diyesi geliyor deðil mi?.(Kimler ve neler ellerini kollarýný sallayarak

sýnýr kapýsýndan, oradan, buradan Türkiye'yegirerken; "cuntacýyý eleþtireni" memleketinesokmamak, girmeye çalýþýrsa da apar toparzindana atmak için harcanan özel gayret,takdire þayan...)

1960'lý yýllarýn ortasýnda Türkiye'nin günlükkitlesel sol gazetesi olarak yýldýzýný parlatanAkþam Gazetesi'nin Genel Yayýn YönetmeniDoðan Özgüden, bugün yeniden malûmçevrelerce hedef tahtasýna oturtulmak, 'linç'edilmek isteniyor.

Ergenekon soruþturmasý, dalga dalga gelengözaltýlar, tutuklamalar, kamuoyunun yükse-len baskýsý, belli bir dönem o cephede sankibir 'sessizliði' egemen kýlmýþtý. Aradan geçenzaman, süreçte yaþanan tavsama, esasitibariyle de soruþturmanýn daha derinleþtir-ilmesinde yaþanan duraksama, sanki sessi-zliði yeniden bozdu. Bir toparlanma saðladý.'Malûm cephe' de sesini yükseltmeye baþladý.Ses yükseltmek, kamuoyunu yönlendirmeyeçalýþmaya kalkýþmanýn yaný sýra fiili eylemlilikicraatlarýnýn iþaretleri de veriliyor sanki... Bueylemlilik iþaretlerinden biri de Doðan Özgü-den'in þahsýný hedef almýþ vaziyette. 22Kasým'da Yeniçað gazetesi tarafýndan Türkiyemedyasýnýn diz çöktürülemeyen onurlu, yüzaký Doðan Özgüden'e yönelik baþlattýðý kam-panya hem Türkiye'de hem de uzantýlarýncayurt dýþýnda sürüyor. Kampanyada anlaþýlmay-acak bir þey yok da. Ýþin ilginç ve dikkatedeðer yaný, bir gazeteci meslek örgütü olanGazeteciler Cemiyeti'nin bu kampanyanýn(Özgüden'e 'meslekte 50 yýl' teþekkür belgesiverdi diye) hedeflerinden biri haline getirilme-sine günlük yazýlý basýndan ve görsel

medyadan da, hiç ses çýkaranýn olmamasý.Durum, hep beraber 'biçimlendiriliyor muyuz'sorusunu akla getiriyor kuþkusuz.

Taraf gazetesince ele geçirilip Haziran2008'de yayýnlandýðýnda bazý çevrelercedudak bükülmüþtü. Taraf'ýn duyurduðu baþlýk-la ifade edersek sözünü ettiðimiz belge,"Genel Kurmay'ýn Türkiye'yi biçimlendirmeplaný" yani "Bilgi Destek Planý ve FaaliyetÇizelgesi"...

Bilgi Destek Planý'nýn "esaslar" baþlýðý altýn-daki, planýn amacý bölümünde, "kamuoyunuTSK'nýn hassasiyet gösterdiði konularda kendiçizgisine getirmek, TSK hakkýnda yanlýþ fikir-lerin geliþmesine mani olmak ve TSK içindefikirde ve eylemde birlik ve beraberliði saðla-mak" olarak açýklanýyordu. Ayný bölümde,amaçlarý hayata geçirmeye yönelik de "diðerkurumlarla çatýþmaya girilmemesi ve 'günlüksiyasete müdahale ediyor' görüntüsü ver-ilmemesi" gerektiðinin altý çiziliyordu.

* * *Toplumun iradesi ve istemi dýþýnda

demokrasiye aykýrý faaliyetlerle toplumu kendiistemleri doðrultusunda 'biçimlendirme',seçimle iþbaþýna gelmiþ hükümetleri alaþaðýetme, 'iktidarý doðrudan ele geçirme', darbeyegiden yollarýn taþlarýný döþeme faaliyetlerindeher yolun geçerli sayýldýðýný toplum dünegöre, artýk daha net görüyor. 'Hep beraberbiçimlendiriliyor muyuz?' kuþkumuza karþý,böyle umut etmek istiyoruz. Ya da buna inan-mak istiyoruz...

Yalçýn ERGÜNDOÐ[email protected]

YYAAÞÞAAMM SSAAVVUUNNUUSSUUDoðanýn da, hayvanlarýn da ne haklarýný savunacak 'avukatlarý', ne çýkarlarýný koruyacak'sendikalarý', ne de 'oy haklarý' var. Görev 'yaþam savunucularý'na düþüyor...Unutmayýn! Türcülük de, týpký "ýrkçýlýk" ve "cinsiyet ayrýmcýlýðý" gibidir.

HHeepp bbeerraabbeerr bbiiççiimmlleennddiirriilliiyyoorr mmuuyyuuzz??

MARKSIZM 2008

.

1111..0000 - 1122..1155 12.30 - 13.45 1144..3300 - 1155..4455 16.00 - 17.15

Sýradan insanlar dünyayý

deðiþtirebilir mi?

Barýþa bir þans verin

TTrrooççkkii’’nniinn ffiikkiirrlleerrii

vvee ddeevvrriimmcciiggeelleenneekk

ÞÞiirrkkeettlleerr vvee kküürreesseell ýýssýýnnmmaa

KKaappiittaalliizzmm ssoonnrraassýý yyaaþþaamm

KKüürreesseell kkrriizz vvee eemmppeerryyaalliizzmm

AAnnttiikkaappiittaalliisstt,,öözzggüürrllüükkççüü yyeennii bbiirr ssoollöörrggüüttlleennmmee

KKeemmaalliizzmm,, ssttaalliinniizzmm

vvee TTüürrkk ssoollýý

PPoolliittiikk ÝÝssllaamm vvee kkeemmaalliizzmm

CCiinnsseell aayyrrýýmmccýýllýýkk vveekkaappiittaalliizzmm

2211.. yyüüzzyyýýllýýnn ssoossyyaalliizzmmii

DDaarrbbee,,EErrggeenneekkoonn vvee

ddeemmookkrraassii

KKaappiittaalliizzmm,, ssaavvaaþþ

vvee ddiirreenniiþþ

26 Aralýk

Cuma

27 Aralýk

Cumartesi

28 A

ralýkPazar

Milliyetçilik, ýrkçýlýk:

NNeerreeddee bbiirrlleeþþiiyyoorrNNeerreeddee

aayyrrýýllýýyyoorr??

1188..3300 - 1199..4455

26, 27, 28 ARALIK Bilgi Üniversitesi Dolapdere Yerleþkesi Ýletiþim: 0536 335 10 19

ÝSTANBUL

Kapitalizmin krizine karþý direniþ

AKHÝSAR 11 Aralýk (Pazar)

3 TOPLANTI:KKaappiittaalliizzmmiinn kkrriizzii vvee

eemmeekkççii ssýýnnýýffllaarr

KKeemmaalliizzmm,, ssttaalliinniizzmm,, TTüürrkk ssoolluu

NNeeddeenn ssoossyyaalliissttoollmmaakk ggeerreekk??

Bilgi ve katýlým için:0542 500 23 22

Kerem Kabadayý,Bülent Somay, Harun Tekin, Ferhat Kentel, Roni Margulies, Ufuk Uras, Avi Haligua, Ömer Madra, Korol Diker, Yýldýz Önen, Doðan Tarkan ve bir çok konuþmacý....

Page 12: Sosyalist İşçi 343

ssoossyyaalliisstt iissccii Z Yayýncýlýk ve tanýtým hizmetleri Ltd. Þti.

Sahibi: Arife Köse Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Volkan Tamusta Adres: Caferaða Mahallesi,

Nail Bey Sokak, No: 9/15, Kadýköy/ÝstanbulBaský: Yön Matbaasý, Davutpaþa Cad. Güven

Sanayi Sitesi, B Blok 366 Topkapý, Ýstanbul -Tel:0212 544 66 34 Yerel süreli yayýn, haftada bir

yayýnlanýr. wwwwww..ssoossyyaalliissttiissccii..oorrgg

“10-11 Kasým’da Ýstanbul’da birhazýrlýk toplantýsý yapan AvrupaSosyal Forumu kapsamýnda küreselýsýnma da konuþuldu:

“Kyoto Protokolü’nün artýkdünyada ve Türkiye’de heyecanýsöndü, ancak devletleri sorumlulukaltýna soktuðu ve etkinliðini halakoruduðu için, emek ve meslekörgütlerinin de harekete katýlarakprotokolün öneminin Türkiye’de birkez daha hatýrlatýlmalý. Kopenhag2009 küresel eylemindehükümetlere bu politikalarla iklimikurtarmanýn imkansýz olduðumesajý verilmeli. Ekonomik kriz

adýna banka patronlarýný kurtarmakiçin milyarlarca dolar çýkarabilenhükümetler, küresel ýsýnmakonusundaki çalýþmalar için hiçbütçe ayýrmýyor. Bu durum teþhiredilmeli.

1- ASF 2010 ana temasýnýn hemsavaþý, hem iklim krizini ve hem deekonomik krizi ele alacak bir slo-ganla ortaya çýkarýlmasý. 2- 2010’daSantral Ýstanbul'da yapýlacak foru-mun tamamen yenilenebilir enerjil-er kullanýlarak yapýlmasý. 3- Ýklimdeðiþikliði kampanyalarýnýn suKampanyalarý ile birlikteyürütülmesi.”

4 kýtada 94 ülkede iklim aktivistleri haykýrýyor:

Þirketleri deðil gezegeni kurtar!

Ýklim zirvesinin açýlýþýna küre-sel ýsýnma hakkýnda karamsarkonuþmalar damgasýný vurdu.BM Ýklim Deðiþikliði ÇerçeveSözleþmesi'nin (UNFCCC)yönetici sekreteri Yvo de Boer,"Poznan konferansý, mevcutküresel mali kriz ve yaklaþanresesyon ortamýný da kapsayandaha geniþ bir kapsamda düzen-leniyor. Ancak bu durumun hali-hazýrda süren iklim deðiþikliðiile mücadeleyi sekteye uðrat-masýna izin veremeyiz" dedi.

Konuþma yapan bir çok devletbaþkaný gezegenin geleceðikonusunda endiþeli sözler sarfediyordu. Oysa küresel ýsýn-manýn "insan eliyle" gerçekleþtiði2007 Þubat ayýnda Bali'de gerçek-leþen iklim zirvesinde kabuledilmiþti. 1991 yýlýnda Rio'datoplanan iklim zirvesinden2007'ye dek iklim zirveleri hepçýkmaza sokulmuþ, toplantýlardaküresel tehdidi inkar eden ya daküçümseyen konuþmalaryapýlmýþtý.

FFeellaakkeett yyaakkllaaþþýýrrkkeennSon bir yýlda gelen iklim

deðiþikliði hakkýndaki raporlarbu karamsar konuþmalara nedenoluyor. Dünyada 2 derecelik birýsý artýþýnýn neden olabileceðifelaket henüz tartýþýlýrken þimdi4 derecelik bir ýsý artýþýndan sözediliyor. Dünyanýn ýsýsýnýn 4derece artmasý çocuklar, yaþlýlarve birçok hayvan ile bitkitürünün yaþamasýnýn imkansýz-laþmasý demek. Raporlar geridönülemez sürece çok yakýnolduðumuz konusunda ortaktespitlerde bulunuyor.Hükümetlerin BM tarafýndangerçek durum hakkýnda bil-gilendirildikleri söylense de zirve

fikir ayrýlýklarýyla baþladý.Dünyada özel mülkiyeti ve ser-

mayenin serbest dolaþýmýnýkoruyan binlerce yasa bulunu-yor. Ancak 6,5 milyar insanýn vetüm canlýlarýn hayatýný tehditeden küresel ýsýnmaya dair tekbir uluslararasý anlaþma var.Ýklim Deðiþikliði ÇerçeveSözleþmesi, uzun tartýþmalardansonra ancak 1997 yýlýndaJaponya'nýn Kyoto kentindekiiklim zirvesinde somut birönleme dönüþebilmiþti. Seragazlarýný 1990 yýlýndaki orandanyüzde 5 oranýnda indirmeyi þartkoyan Kyoto Protokolü'nünuygulama süresi 2012'de sonaeriyor. ABD ve Türkiye anlaþ-maya henüz imza atmýþ deðil.Kyoto Protokolü'ndeki indirimoranýnýn felaket karþýsýnda sonderece az olduðu herkes tarafýn-dan söyleniyor. 2009 Aralýk'ýndaKopenhag'da toplanacak iklimzirvesine kadar üç baþlýðýn açýk-lýða kavuþturulmasý BM tarafýn-dan isteniyor:

Ülkelerin emisyon hacminiazaltma konusunda verebilecek-leri taahhütlerin miktarý,

Ülkelerin iklim deðiþikliðineayýrabilecekleri finansal kay-naklarýn miktarý,

Çeþitli fon ve mekanizmalarýhangi kurumlarýn yöneteceðininbelirlenmesi.

AAþþaaððýýddaann mmüüccaaddeelleePoznan'daki zirvede ABD'yi

Bush hükümeti temsil ediyor.Avrupa Birliði ise sera gazlarýnýn1990 oranýndan yüzde 25-40oranýnda indirim yapýlmasýnýtalep ediyor. Zirveye ev sahipliðiyapan Polonya gibi kömür üreti-cisi ülkeler bu orana þiddetle iti-raz etti. Gerçeði biliyorlar, amasorumsuzluða, kâr hesaplarý yap-maya devam ediyorlar. Ýklimdeðiþikliðini yavaþlatabilmek içinsera gazlarýný þimdiki düzeydenyüzde 80 oranýnda azaltmakgerekiyor. 10 yýl içinde bu oranýyüzde 90'a çýkarýlmalý. Ancak þir-ketleri dinleyen hükümetlergerekli ancak yetersiz önlemlerebile þimdiden yanaþmýyor.Kapitalistlerin arasýndaki rekabet6,5 milyar insanýn geleceðiyleoynuyor.

Kapitalist þirketlerin ve devlet-lerin basit önlemleri almasý bilehalkýn tepkisine baðlý. 93 ülkede

gerçekleþecek küresel ýsýnmayakarþý eylem küresel eylem 6,5milyar insanýn hükümetlere sesi-ni duyurmasýna araç olacak.

6 Aralýk'ta sokaða çýkanantikapitalistler iklim zirvesindeele alýnmayan gerçek çözümü deortaya koyuyor.

Sera gazlarýndan kurtulmanýnyolu kömür, petrol, doðal gazgibi fosil yakýtlarýn kullanýmýnason verilmesinden geçiyor.

Küresel direniþ hareketi güneþ,rüzgar gibi yenilebilir enerji kay-naklarýna dönülmesini talepediyor. Buna yanaþmayan kapi-talistlerden kurtulmayý öneriyor.

KKüürreesseell ÝÝkklliimm zziirrvveessii 11 AArraallýýkk''ttaa PPoolloonnyyaa''nnýýnn PPoozznnaann kkeennttiinnddee bbaaþþllaaddýý..ÝÝkklliimm ddeeððiiþþiikklliiððii iillee kküürreesseell mmüüccaaddeellee kkaappssaammýýnnddaa eenn öönneemmllii BBMM aannllaaþþ-mmaassýý oollaann ""ÝÝkklliimm DDeeððiiþþiikklliiððii ÇÇeerrççeevvee SSöözzlleeþþmmeessii""nniinn 1144''üünnccüü TTaarraaffllaarrKKoonnffeerraannssýý iillee ssöözzlleeþþmmeenniinn uuyygguullaannmmaassýýnnaa yyöönneelliikk ""KKyyoottoo PPrroottookkoollüü""nnüünn44.. TTaarraaffllaarr TTooppllaannttýýssýý 1122 AArraallýýkk''aa kkaaddaarr ssüürreecceekk.. 118855 üüllkkeeddeenn ggeelleenn 1100 bbiinneeyyaakkýýnn ddeelleeggeenniinn kkaattýýllddýýððýý iikklliimm zziirrvveessii ssüürreerrkkeenn 44 kkýýttaaddaa 9933 üüllkkeeddee kküürreesseellýýssýýnnmmaayyaa kkaarrþþýý kküürreesseell eeyylleemm ggeerrççeekklleeþþiiyyoorr.. 66 AArraallýýkk''ttaa ddüünnyyaannýýnn bbüüttüünnmmeerrkkeezzlleerriinnddee yyüürrüüyyüüþþlleerr,, mmiittiinngglleerr,, ffoorruummllaarr vvee kkoonnsseerrlleerr ddüüzzeennlleenniiyyoorr..KKüürreesseell ddiirreenniiþþ hhaarreekkeettii ddeevvlleettlleerrddeenn yyeennii iikklliimm aannllaaþþmmaassýýnnddaa sseerraa ggaazzýýiinnddiirriimmlleerriinniinn rraaddiikkaall bbiirr þþeekkiillddee bbeelliirrlleennmmeessiinnii vvee kküürreesseell ööllççeekktteeyyeenniilleenneebbiilliirr eenneerrjjiiyyee ddöönnüüþþüünn bbaaþþllaattýýllmmaassýýnnýý ttaalleepp eeddiiyyoorr..

9SSaaddeeccee 99 mmiillyyaarr ddoollaarr hhaarrccaannaarraakk

ttüümm ddüünnyyaaddaa yyeenniilleenneebbiilliirreenneerrjjiiyyee ddöönnüüþþ ggeerrççeekklleeþþttiirriillee-bbiilliirr.. AABBDD þþiirrkkeettlleerrii kkuurrttaarrmmaakkiiççiinn öönnccee 885500 mmiillyyaarr þþiimmddii iissee

330000 mmiillyyaarr ddoollaarr hhaarrccaaddýý..

MMÝÝLLYYAARR DDOOLLAARR

350SSeerraa ggaazzllaarrýý,, bbuuggüünnkküü 338855 ppppmm sseevviiyyeessiinnddeenn 335500 ppppmm’’yyee iinnddiirriillmmeellii..

AAkkssii ttaakkddiirrddee 44 ddeerreecceelliikk ýýssýý aarrttýýþþýý iillee ddüünnyyaa

yyaaþþaannmmaazz bbiirr yyeerree ddöönnüüþþeecceekk..

Þehirlerde araç trafiði durdurulsun,Raylý taþýmacýlýða yatýrým yapýlsýn,Maðaza ve reklam ýþýklandýrýlmalarý yasaklansýn,Okullarda, kamu kurumlarýnda, evlerde tassarruflu ampuller kullanýlsýn,Bütün binalara ýsý yalýtýmý yapýlsýn,Yeni termik santral yapýlmasýn,Türkiye Kyoto Protokolü’nü imzalasýn,Güneþ ve rüzgar enerjisine dönülsün!

ASF Ýklim Deðiþikliði Çalýþma Grubu Raporu’ndan:

KEG - Küresel Eylem Grubuwww.kureseleylem.org [email protected]