anahtar aralik 2013 2122013170552

60
Verimlilik ARALIK 2013 YIL: 25 SAYI: 300 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Rahmi ÇETİN’in Değerlendirmesi Verimlilik Genel Müdürü Anıl YILMAZ ile Röportaj Türkiye Ekonomisi: Onuncu Kalkınma Planı Perspektifinde Verimlilik

Upload: aytunc

Post on 22-Jul-2016

226 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Anahtar Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Verimlilik

ARALIK 2013 YIL: 25 SAYI: 300

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün DeğerlendirmesiBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar YardımcısıHüseyin Rahmi ÇETİN’in DeğerlendirmesiVerimlilik Genel Müdürü Anıl YILMAZ ile RöportajTürkiye Ekonomisi: Onuncu Kalkınma PlanıPerspektifinde Verimlilik

Page 2: Anahtar aralik 2013 2122013170552

www.verimlilikkongresi.gov.tr

www.verimlilikkongresi.gov.tr

Page 3: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Anıl YILMAZGenel Müdür

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN

AYLIK YAYIN ORGANIDIR

ARALIK 2013 YIL: 25 SAYI: 300

Bu dergi 6.500 adet basılmaktadır.

ISSN: 1300-2414Yayın Türü: Yerel Süreli

Türkçe - İngilizce

SAHİBİT.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINAGENEL MÜDÜRAnıl YILMAZ

GENEL KOORDİNATÖRDilek BİRBİL

SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜCangül TOSUN

YAZI KURULU

Dilek BİRBİL - Cangül TOSUN - Lütf i y e BALKAYA

İNGİLİZCE SAYFA SORUMLUSUGülçin MANZAK AYDIN - Şirin Müge KAVUNCU

WEB SİTESİ SORUMLUSU Aytunç AYHAN

FOTOĞRAFLARCüneyt OLGAÇ

DAĞITIM SORUMLUSUMehtap EMRE

(312) 467 55 90 / [email protected]

Anahtar Dergisi’nin PDF dosyalarının her ay

düzenli olarak e-posta hesabınıza gönderilmesini

istiyorsanız, konu alanına “Anahtar” yazıp

[email protected] adresine boş bir e-posta

atabilirsiniz.

Dergide yayımlanan yazılardaki görüşler

yazarlarına aittir.

YÖNETİM YERİ

T.C. BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI

VERİMLİLİK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Gelibolu Sokak No: 5

Kavaklıdere 06690 ANKARA

Tel: (312) 467 55 90 (10 Hat)

Faks: (312) 427 30 22

Faks (Dergi): (312) 467 47 79

e-posta: [email protected]

internet: http://vgm.sanayi.gov.tr

http://anahtar.sanayi.gov.tr

GRAFİK TASARIM ve UYGULAMA

BASKI

KORZA YAYINCILIK

BASIM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Büyük Sanayi 1. Cad. 95 / 1 İskitler - AnkaraTel: (312) 342 22 08 Faks: (312) 341 14 27

BASILDIĞI TARİH:

Anahtar Dergisi’nin Aralık 2013 sayısı

29.11.2013 tarihinde basılmıştır.

Kapak Görseli: www.shutterstock.com

Uzun dönemde büyümenin ve küresel rekabet gücünün

anahtarı olan verimlilik, bilim insanlarından iş dünyasına

toplumun tüm kesimlerinin gündeminde önemli bir yer

tutmaya devam etmektedir. Son dönemlerde istikrarlı bir

büyüme hızı elde eden Türkiye, küresel ölçekteki krizler sonrasında

da dünyanın ekonomik olarak en hızlı büyüyen ülkeleri arasında

yer almıştır. Bununla birlikte verimlilik düzeyine ilişkin uluslararası

karşılaştırmalar, ülkemizin uzun dönemli büyümesinin, olası

ekonomik, sosyal ve çevresel krizlere karşı kırılganlığın azaltılarak,

sağlam temellere oturtulabilmesi için önemli bir verimlilik artırma

potansiyelinin varlığına işaret etmektedir. Orta gelir tuzağını aşmak

için ülke olarak topyekûn bir verimlilik seferberliğine ihtiyacımız var.

İşte bu alanda güncel bilimsel çalışmaların paylaşılacağı, işletme

düzeyinde verimlilik artırma yöntemleriyle bu yöntemlerin

başarılı uygulama örneklerinin sunulacağı ve verimlilik politika

ve stratejilerinin tartışılarak önerilerin geliştirileceği IV. Ulusal

Verimlilik Kongresi, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları,

meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasının seçkin

temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Kongre süresince

güncel verimlilik konuları, imalat sanayi odağında olmak üzere

teknoloji, işgücü, sermaye ve çevre boyutlarıyla bütünsel bir

şekilde ele alınacaktır. Çağrılı konuşmacıların sunumları, paralel

oturumlar, panel ve çalıştaylar gibi farklı etkinliklere ev sahipliği

yapacak ve 3 gün sürecek olan Kongrede 2 adet panel, 7 oturumda

24 adet çağrılı bildiri, 17 oturumda 57 adet hakemli bildiri sunumu

gerçekleşecektir.

Kongre kapsamında ağırlıklı olarak Ulusal Verimlilik Politika ve

Stratejileri, Verimlilik Yönetimi, Sürdürülebilir Üretim, İş Sağlığı ve

Güvenliği, Ar-Ge ve Yenilik, İşgücü Verimliliği konu başlıklarında

bildiriler yer alacak olup bunlara ek olarak kamu kesimi, tarım

ve hizmetler sektörü gibi verimlilikle ilgili diğer alanlara yönelik

paylaşımlar da gerçekleştirilecektir.

Ulusal Verimlilik Kongreleri, Milli Prodüktivite Merkezi ev

sahipliğinde 1991, 1994 ve 1997 yıllarında düzenlenmiş ulusal

kongrelerin devamı niteliğinde planlanmıştır. Dördüncü Ulusal

Verimlilik Kongresi 10-12 Aralık 2013 tarihlerinde Ankara Bilkent

Konferans Merkezinde gerçekleştirilecek olup Bakanlığımız Stratejik

Planı çerçevesinde 2015 ve 2017 yıllarında da beşinci ve altıncı

kongrelerin düzenlenmesi planlanmaktadır.

Tüm ilgililerin katılımına açık olacak IV. Ulusal Verimlilik Kongresinin

konuyla ilgili tüm kişi, kurum ve kuruluşlara faydalı olmasını

diliyoruz. Verimlilik temalı bu sayımıza katkılarıyla destek olan

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Nihat ERGÜN’e ve Müsteşar

Yardımcımız Sayın Hüseyin Rahmi ÇETİN’e şükranlarımızı sunuyor,

yazı ve makaleleriyle katkı sağlayan ve emeği geçen herkese

teşekkür ediyoruz.

2014 yılının sağlık, mutluluk ve verimlilik artışı getirmesi dileğiyle.

Page 4: Anahtar aralik 2013 2122013170552

İçindekilerOCAK 2013 YIL: 25 SAYI: 289

,

Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürü Nahit BİNGÖL’ün Değerlendirmesi

Başkentin Potansiyeli Harekete Geçiyor

Bilgi Odaklı Sanayi ile Sürdürülebilir Kalkınma

Kalkınma Ajansı Desteklerinin KOBİ’lere Etkisi

NİSAN 2013 YIL: 25 SAYI: 292

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı MüsteşarıProf. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi

Sanayi Ürünleri Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Muhsin DERE ile Röportaj

Piyasa Gözetimi ve Denetiminde Yeni Yaklaşımlar

Artık Verimlilik de Güvenlik Kadar Önemli!

Ürün Güvenliği

AÇIK

MAYIS 2013 YIL: 25 SAYI: 293

“Sürdürülebilir Üretim Sempozyumu” Ankara’da Gerçekleştirildi

“Sempozyumun, ülkemizin hedeflerine ulaşmasında bir kilometre taşı olmasını diliyorum”

“Sürdürülebilir bir yaşam yolu bulmalıyız”

“Temiz üretimi önemli bir fırsat ve açılım alanı olarak gördük”

Sürdürülebilir Üretim

HAZİRAN 2013 YIL: 25 SAYI: 294

Bilim, Sanayi ve Teknoloji BakanıNihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi

Sanayi Genel Müdürü Süfyan EMİROĞLU ile Röportaj

Sanayi, İklim Değişikliği ve Teknoloji

Şirket Çevreciliği

Sanayi ve İklim Değişikliği

Kamu - Üniversite - Sanayi İşbirliği

TEMMUZ 2013 YIL: 25 SAYI: 295

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı MüsteşarıProf. Dr. Ersan ASLAN’ın Değerlendirmesi

Gelişmekte Olan Ülkelerin Ar-Ge ve İnovasyon Ekosistemlerinin Temel Dinamikleri

Bilim ve Teknoloji Genel Müdürlüğü Destek Programları

Kamu - Üniversite - Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantıları

Sanayi Stratejisi ve Sektörel Stratejiler

EYLÜL 2013 YIL: 25 SAYI: 297

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı MüsteşarıProf. Dr. Ersan ASLAN’ın DeğerlendirmesiTürkiye Sanayisinin Yol Haritaları:Sanayi Stratejisi ve Sektörel StratejilerOtomotiv ve Makina Stratejileri UygulamalarındaKararlı AdımlarTürkiye Demir Çelik ve Demir Dışı Metaller SektörüStrateji Belgesi ve Eylem Planı

Bilim Eğitimi

AĞUSTOS 2013 YIL: 25 SAYI: 296

Bilim, Sanayi ve Teknoloji BakanıNihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi

Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat ACAR ile Röportaj

Bilim Eğitiminin Önemi

Bilim Dili Olarak Türkçe ve Türkçe Bilinci

Büyük Düşünen KOBİ’ler

EKİM 2013 YIL: 25 SAYI: 298

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün Değerlendirmesi

KOBİ’lerin Risk ve Fırsatları

Büyük Düşünen KOBİ'lerdeToplam Kalite Yönetimi (TKY) Uygulaması

Uluslararasılaşma ve KOBİ’ler

Piyasa Gözetimi ve Denetimi

KASIM 2013 YIL: 25 SAYI: 299

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar YardımcısıRamazan YILDIRIM’ın Değerlendirmesi2013 Yılı İlk Dokuz Aylık Denetim Sonuçlarının DeğerlendirilmesiGüvensiz Ürün Bilgilerinin Kamuoyuyla PaylaşılmasıPiyasa Gözetimi ve Denetimi Faaliyetlerinin Yargısal Denetimi

Verimlilik

ARALIK 2013 YIL: 25 SAYI: 300

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN’ün DeğerlendirmesiBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar YardımcısıHüseyin Rahmi ÇETİN’in DeğerlendirmesiVerimlilik Genel Müdürü Anıl YILMAZ ile RöportajTürkiye Ekonomisi: Onuncu Kalkınma PlanıPerspektifinde Verimlilik

4 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat ERGÜN'ün

Değerlendirmesi

6 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

Hüseyin Rahmi ÇETİN'in Değerlendirmesi

8 Verimlilik Genel Müdürü Anıl YILMAZ ile Röportaj

12 Türkiye Ekonomisi: Onuncu Kalkınma Planı

Perspektifinde Verimlilik / Hasan YURTOĞLU - Pınar YAŞAR

16 TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü

Görevleri ve Faaliyetleri

20 Arçelik’te Altı Sigma Metodolojisi / Bahadır AKIN

22 Yaşar Topluluğu Verimlilik Yarışması Uygulaması

23 IV. Ulusal Verimlilik Kongresi Ankara’da

Gerçekleştirilecek

24 Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2014-2017)

Hazırlıklarında Son Aşamaya Gelindi

26 OECD Sanayi Analizleri Çalışma Grubu Toplantısı ve

Verimlilik Çalıştayı Paris’te Gerçekleştirildi

4444

Page 5: Anahtar aralik 2013 2122013170552

28 Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile

VGM İşbirlikleri Devam Ediyor

30 Kamuda Bireysel Performans Yönetim Sistemi

Nehir AKŞİRİN BORLUK

34 Mobil Uygulamalar ve Verimlilik / Aytunç AYHAN

38 Üç Aylık Verimlilik İstatistiklerine İlişkin Analiz

Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN

43 Resmi İstatistik Programı

İl Müdürlüğü Eğitimleri ...

44 3. Sanayi Şurası Ankara’da Gerçekleştirildi

48 2. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi İstanbul'da Düzenlendi

49 Verimlilik Dergisi 2013/4. Sayı Yayımlandı

Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) Yayınları

50 Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Yeşil İşler

Forumuna Katılım Sağlandı

51 “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin

Belirlenmesi” Projesi 2013 Yılı Yatırım Programına Alındı

52 Productivity

54 Sanayi Göstergeleri / Industry Indicators

55 Bilim ve Teknoloji Göstergeleri

Science and Technology Indicators

56 Ulusal ve Uluslararası Verimlilik İstatistikleri

National and International Productivity Statistics

Ulusal Verimlilik İstatistikleri

National Productivity Statistics

3ARALIK 2013

Sayı 300ARALIK 2013

4848

34

Anahtar Dergisi Okuyucu Anketi

Değerli okuyucularımız, dergimizle ilgili görüşlerinize başvurmak amacıyla hazırlanan ve http://anahtar.sanayi.gov.tr/ web sitesinde sunulan anketi doldurmanızı rica ederiz.

Page 6: Anahtar aralik 2013 2122013170552

4 ARALIK 2013

Tarihsel ve bilimsel verilerin ortaya

koymuş olduğu gibi, ülkelerin

kalkınmasında ve küresel ölçekte

rekabet avantajı elde edilmesinde

verimlilik artışları, büyük önem

taşımaktadır. Gerek işgücünün ve

sermayenin ekonomiye sağladığı

katkının artırılması, gerekse

doğal kaynak ve hammaddelerin

sürdürülebilir kalkınma prensipleri

doğrultusunda kullanılması söz

konusu olduğunda verimlilik,

istikrarlı bir ekonomik büyümenin

ve toplumsal refahın belirleyici

Orta Gelir Tuzağını Verimlilik Artışı İle Aşabiliriz

Nihat ERGÜNBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

faktörlerinin başında gelmektedir.

Bu bağlamda ülkemizin son

dönemde gerçekleştirdiği yüksek

ekonomik büyüme performansının

gelecek yıllara da yayılması ve 2023

hedeflerine ulaşmasında, her alanda

sağlanacak verimlilik artışlarının

doğrudan bir etkisi olacaktır. Orta

gelir tuzağını aşmak; orta gelir

seviyesinden yüksek gelir seviyeli

ülkeler grubuna geçiş yapabilmek

için hızlı ve sürekli bir verimlilik artışı

gereklidir.

Bu doğrultuda, 2014-2018 dönemini

kapsayacak 10. Kalkınma Planında

verimlilik artışları; işgücünün

niteliğinin ve yenilik kapasitesinin

artırılması ve bilgiye dayalı üretime

yönelik dönüşümün sağlanmasıyla

birlikte, rekabet gücünü ve büyüme

hızını artıracak üç temel unsurdan

biri olarak tanımlanmıştır. Yine

Kalkınma Planı çerçevesinde ortaya

konmuş olan 25 öncelikli dönüşüm

programından ilki, “Üretimde

Verimliliğin Artırılması” başlığını

taşımaktadır.

Page 7: Anahtar aralik 2013 2122013170552

5ARALIK 2013

Verilerin de göstermiş olduğu

gibi Türkiye, ekonomik büyüme

oranlarında kaydettiği yüksek

performansı, verimlilik alt

bileşenleri kapsamında aynı

düzeyde sağlayamamıştır. Gayrisafi

milli hasılanın her yıl ortalama

% 4,4’lük artış gösterdiği

2004-2012 döneminde, işgücü

verimliliği artışları ortalamasının

% 1,5’ta kaldığı görülmektedir.

Benzer şekilde sermaye verimliliği

ve toplam faktör verimliliği

düzeylerindeki artış da, hedeflenen

oranların belirli ölçüde altında

seyretmektedir. Bu oranlar, gelişmiş

ve rekabete konu olabilecek diğer

ülkelerle kıyaslandığında, ülke olarak

halen önemli bir verimlilik artışı

potansiyeline sahip olduğumuz

sonucuna varılmaktadır.

Verimliliği sürekli ve planlı

bir biçimde artırma hedefi

doğrultusunda, orta ve uzun vadeli

politikalar geliştirilmesi gereği

ortadadır. Bu gereklilik bağlamında,

Verimlilik Genel Müdürlüğümüz

koordinasyonunda, Verimlilik

Stratejisi ve Eylem Planı hazırlıklarına

2012 yılı Eylül ayında başlanmış

olup söz konusu hazırlıklarda son

aşamaya gelinmiştir. Verimlilik

Stratejisi ve Eylem Planı kapsamında

öncelikli olarak imalat sanayinde

verimlilik düzeylerinin artırılmasına

odaklanılmış, bu yönde geliştirilen

stratejilerin ise verimliliği bütün

alt bileşenleriyle kuşatmasına özen

gösterilmiştir. Diğer bir deyişle bu

stratejiler geliştirilirken yalnızca

işgücü ve sermayenin verimlilik

düzeylerinin artırılmasına değil,

doğal kaynaklar, hammadde ve

diğer çevresel faktörlerin de daha

verimli bir biçimde kullanılmasına

yoğunlaşılmıştır. Hazırlıkları

sürecinde sanayicilerimizin,

diğer kurum ve kuruluşların,

üniversitelerin ve sivil toplum

kuruluşlarının en yoğun biçimde

katkılarına başvurulan verimlilik

stratejisi ve eylem planının başlıca

öncelikleri arasında, işgücünün

niteliğinin yükseltilmesi ve

ulusal ölçekte Ar-Ge ve yenilik

kabiliyetlerinin geliştirilmesi

unsurları da yer almaktadır. 2014

yılı başında yürürlüğe girmesi

öngörülen Verimlilik Stratejisi

ve Eylem Planı kapsamında,

başta Bakanlığımız olmak üzere

çeşitli kurum ve kuruluşların

sorumluluğunda olan eylemlerin

gerçekleşme düzeyleri, yine

Bakanlığımız tarafından izlenecektir.

Kaynakların sürdürülebilir

üretim ilkeleri çerçevesinde

kullanılması ve geri kazanımının

sağlanması noktasında,

temiz üretim/eko-verimlilik

uygulamalarının sanayide

yaygınlaşması, öncelikli

hedeflerimizden biridir. Bu

çerçevede 2013 yılı Nisan ayında

TÜBİTAK-MAM Çevre Enstitüsü,

“Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü”

olarak yeniden yapılandırılmış,

bu enstitünün, sanayide temiz

üretim çalışmalarının yaygınlaşması

hedefi uyarınca Ulusal Temiz

Üretim Merkezi işlevini üstlenmesi

sağlanmıştır. Verimlilik Genel

Müdürlüğünün yönlendiriciliğiyle

çalışacak olan enstitünün,

sürdürülebilir üretim teknik ve

teknolojilerinin yaygınlaştırılması

ve bu alandaki toplumsal bilincin

yükseltilmesinde başlıca aktörlerden

biri olması öngörülmektedir. Bunun

yanında Bakanlığımızca başlatılan

“Sanayide Kaynak Verimliliği

Potansiyelinin Belirlenmesi” projesi

kapsamında, imalat sanayinde

hammadde, enerji ve suyun etkin

ve sürdürülebilir kullanımıyla

sağlanacak ekonomik ve çevresel

fayda potansiyelleri, sektörler ve

bölgeler düzeyinde analiz edilecektir.

Yine 2014 yılı başında uygulamaya

koyacağımız Ulusal Eko-Verimlilik

Programıyla da, ülke genelinde

temiz üretim/eko-verimlilik alanında

uygulama kapasitesini geliştirmeye

yönelik teknik ve finansal destek

mekanizmaları oluşturulacaktır.

Verimlilik ve sürdürülebilir üretim

alanlarında bilimsel gelişmelerin

izlenmesi, değerlendirilmesi ve ülke

gündemine taşınması hususunda,

süreli-süresiz yayınlarımız ve

gerçekleştirdiğimiz sempozyum,

panel gibi etkinlikler, kapsamı

artırılmak suretiyle devam edecektir.

Bu doğrultuda, son olarak 1997

yılında, üçüncüsü gerçekleştirilmiş

olan Ulusal Verimlilik Kongrelerini

yeniden başlatma kararı almış

bulunuyoruz. Bundan sonra

ikişer yıllık aralıklarla, süreklilik

kazanmasını öngördüğümüz

kongrelerin dördüncüsünü,

10-12 Aralık 2013 tarihlerinde

Ankara’da gerçekleştiriyoruz.

Kongrede, verimlilik alanındaki

politika ve stratejilerin

değerlendirileceği panel ve özel

oturumların yanı sıra, işletme

ölçeğindeki iyi uygulamaların

tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına,

bunun yanında verimlilik alanında

son dönemde yapılan bilimsel

araştırmaların paylaşılmasına yönelik

çok sayıda oturum olacak.

Bütün bunlarla birlikte, Verimlilik

Stratejisi ve Eylem Planında da

ortaya konmuş olan öncelikler ve

dönüşüm alanları çerçevesinde, ülke

ölçeğinde verimlilik artışlarına hız

kazandırmaya yönelik çalışmalarımız,

ulusal ve uluslararası işbirliklerimiz

çerçevesinde sürdürülecektir.

Page 8: Anahtar aralik 2013 2122013170552

6 ARALIK 2013

Her alanda sağlanacak verimlilik

artışının ülkelerin gelişme ve

kalkınmasında temel faktör olduğu

ilgili tüm taraflarca tartışmasız

olarak kabul görmektedir.

Günümüzde küresel rekabette

öne çıkmış ülke ekonomileri

incelendiğinde; rekabet gücünün,

2023 Hedefl erine Ulaşılmasında,

Öncelikle Ekonominin Her Alanında

Sürdürülebilir Verimlilik Artışları Sağlanmalıdır

Hüseyin Rahmi ÇETİNBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı

verimlilik artışları ve kaynakların

etkin kullanımı ile doğrudan ilişkili

olduğu görülmektedir. Geçmişte

ülkemizde yaşanan ve toplumsal

ve ekonomik hayatımızda olumsuz

etkiler bırakmış olan ekonomik

krizler, bunalımlar ve bunların

neden olduğu çalkantılardan sonra,

verimliliğin hem ekonominin

tümünü kapsayan “toplam verimlilik”

bazında, hem de firma ve kuruluş

düzeyinde ölçülmesi, izlenmesi ve

artırılması için gerekli önlemlerin

alınması, kısaca yönetilmesi

gereken bir husus olduğu artık iyice

anlaşılmış bulunmaktadır.

Page 9: Anahtar aralik 2013 2122013170552

7ARALIK 2013

2023'te 2 trilyon dolarlık bir

ekonomi ile 25 bin dolarlık kişi

başına gelir ve 500 milyar dolar

ihracatı hedefleyen bir ülkeyiz. Bu

süreçte, öncelikle ekonominin her

alanında sürdürülebilir verimlilik

artışları sağlanmalıdır. Bugün dünya

ekonomilerinde gözlemlenen

uluslararası gelir farklılıklarının

temel nedeni toplam faktör

verimliliğindeki farklılıklardır. Bu

nedenle üretkenlik artışı, gelişmekte

olan ve gelişmiş ülke ekonomilerinin

performansları açısından önem teşkil

etmektedir.

Ülkemizin önümüzdeki beş yıllık

hedeflerini ve bu hedeflere ulaşmada

izlenmesi gereken yol haritasını

ortaya koyan 10. Kalkınma Planı,

bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda

yürürlüğe girmiştir. Onuncu Plan

bağlamında sürdürülebilir kalkınma

hedeflerine ulaşmak için mevcut

politika eksenlerini kesen çok sayıda

program Bakanlığımız çalışmalarıyla

doğrudan ilgilidir. Sürdürülebilir

kalkınma hedeflerine ulaşmak

için küresel ölçekte başlayan yeni

büyüme modeli arayışlarıyla birlikte

ortaya çıkan “yeşil büyüme” kavramı

çerçevesinde, üretim sektörlerinde

temiz üretim ve eko-verimlilik ile

hem çevrenin korunması hem de

rekabetçiliğin artırılması mümkün

görülmekte, tarım ve turizm gibi

çevreye duyarlı sektörlerde ekolojik

potansiyel değerlendirilmekte,

yeni düzenleme ve yatırımlarla

şehirlerin daha çevre dostu ve

ekonomik olarak etkin olabileceği

öngörülmektedir.

Üretimde yerli katma değerin

yükseltilmesi, sürdürülebilir

üretime imkân veren daha yüksek

teknolojili bir ürün desenine

geçilmesi ve küresel değer zincirinin

daha üst basamaklarına çıkılması

sanayi sektörünün karşı karşıya

olduğu en önemli konulardır. Bu

alanlarda sağlanacak ilerlemelerle

sektör içi verimlilik düzeylerinin

artması; rekabet gücü daha yüksek,

ithalat bağımlılığı daha düşük ve

dünya pazarlarında ihracat payını

yükseltebilen bir üretim yapısına

ulaşılması mümkün olabilecektir.

Verimlilik artışı ekonomik büyümeye

doğrudan katkı sağlamanın

yanında, kıt kaynakların etkin ve

sürdürülebilir biçimde kullanılmasını

sağlamaktadır. Dolayısıyla, ekonomik

büyümenin verimlilik artışlarına

dayandırılması, uzun vadede

büyümenin sürdürülebilirliğini

sağlamada ve toplumsal refahın

kalıcı biçimde artırılmasında

önem taşımaktadır. Bu çerçevede,

Plan hedeflerine ulaşma yolunda

verimliliği artırıcı politikalara

öncelik verilecek ve ekonomimizin

küresel rekabetteki konumu

güçlendirilecektir.

Diğer bir önemli husus da,

çevresel tahribat ve bunun neden

olduğu küresel iklim değişikliği

tehlikesidir. Kaynakları hoyratça

ve bilinçsizce kullanmanın neden

olduğu yerel sorunlar, giderek yerini

bütüncül sonuçlara ve sorunlara

terk etmektedir. Türkiye gibi hızlı

büyüyen ülkeler, endüstriyel

çıktı başına malzeme, enerji ve

kirlilik yoğunluklarını azaltmak

için önemli potansiyele sahiptir.

Özellikle ülkemiz sanayisinde

oldukça önemli bir yere sahip olan

KOBİ’lerde gerçekleştirilecek temiz

üretim çalışmaları, sürdürülebilir

kalkınmanın amaçları arasında

yer alan ekonomik kalkınmayı

ve çevresel gelişmeyi bir

arada sağlamaya önemli katkı

sağlayacaktır. Bakanlığımızca

yürütülen pilot projeler; temiz

üretim yaklaşımının verimlilik

ve sürdürülebilirlik açısından

önemli kazanımlar sağladığını

doğrulamaktadır; ayrıca bu tip

projelerde çok kısa sürelerde geri

dönüş sağlandığını da görmekteyiz.

Ülkemizi verimlilik kavramıyla

tanıştıran, verimlilik sorunlarımızı

ve çözüm yollarını araştıran,

verimliliğin nasıl artırılabileceğine

ilişkin olarak kamu ve özel kesim

kuruluşlarımıza yol gösteren

Bakanlığımız bu alandaki

çalışmalarını sürdürmektedir. Bu

kapsamda önümüzdeki yıldan

itibaren “Türkiye Bölgesel ve Sektörel

Verimlilik Gelişim Haritasının

Hazırlanması” çalışmalarına

başlıyoruz. Bunun yanı sıra 2014

yılı yatırım programı kapsamında

“İşletmelerin Verimliliğini Artırma

Programının Geliştirilmesi

Projesi”ni hayata geçireceğiz. Aynı

şekilde 2013 yılı yatırım programı

kapsamında yürütülen “Sanayide

Kaynak Verimliliği Potansiyelinin

Belirlenmesi Projesi” ile sanayide

hammadde, enerji ve suyun etkin

ve sürdürülebilir kullanımı ile elde

edilebilecek potansiyel ekonomik ve

çevresel faydaları niceliksel olarak

ortaya koyacağız.

Büyümenin ve nihayetinde refahın

önemli kaynağı olan verimlilik

artışı, ülkemiz makro politikalarının

da değişmez bir amacıdır. Uzun

dönemli verimlilik artışlarında rol

oynayan politikaların başında ise

özellikle bilim, sanayi ve teknoloji

politikalarının geldiği görülmektedir.

Ülkemizin son dönemde yakalamış

olduğu ekonomik performansın

sürdürülebilir kılınması ve yüksek

katma değerli teknoloji üretimine

dayalı sanayi yapısının oluşması için

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

olarak verimlilik artışlarıyla elde

edilecek kazanımları azami seviyeye

çıkarmada yönlendirici rolümüz

güçlenerek devam edecektir.

Page 10: Anahtar aralik 2013 2122013170552

8 ARALIK 2013

1 17 Ağustos 2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 649 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile.

Sayın Yılmaz, Verimlilik Genel

Müdürlüğünün temel görevleri ve

organizasyon yapısından kısaca

bahseder misiniz?

Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Bakanlığının ana hizmet birimi

olarak yapılandırılan1 Genel

Müdürlüğümüzün temel görevi;

“Ekonominin verimlilik esaslarına

uygun olarak gelişmesi amacıyla

verimlilik politika ve stratejileri

hazırlamak, sanayi işletmelerinin

verimliliğini artırmak, geliştirmek ve

temiz üretim projelerini desteklemek”

olarak tanımlanmıştır. Genel

Müdürlüğümüz, kuruluş Kanununun

yanı sıra, Kalkınma Planı, Orta

Vadeli Program ve Yıllık Programlar,

Türkiye Sanayi Strateji Belgesi,

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Stratejik Planı gibi temel strateji

belgeleri çerçevesinde birçok

faaliyet yürütmektedir. Verimlilik

Genel Müdürlüğü (VGM) bu temel

görevlerini; Verimlilik Politikaları ve

Araştırma, Danışmanlık ve Eğitim,

Verimlilik İzleme ve Değerlendirme

ile Program Uygulama ve

Destekler Daire Başkanlıkları eliyle

yürütmektedir.

Verimlilik Genel Müdürlüğünün

verimlilik alanında politika

oluşturma rolü nedir ve bu konuda

hangi çalışmalar sürdürülmektedir?

Genel Müdürlüğümüz, ülkemizde

tüm makro değişkenlerin

Sanayinin

Verimlilik

Temelli Yapısal

Dönüşümü İçin

Çalışıyoruz...

Anıl YILMAZ Verimlilik Genel Müdürü

verimlilik odaklı yaklaşımlarla

yönlendirilmesini sağlamak,

kalıcı ve sürdürülebilir verimlilik

politika ve stratejilerini

belirlemek, eylem planlarının

hazırlanmasında yönlendirici

olmak, uygulamaları izlemek

ve sonuçları değerlendirmek;

değerlendirmeler sonucu gerekli

tedbirlerin alınmasına ve yasal

düzenlemelerin yapılmasına

yönelik çalışmalarla görevlidir. Bu

görev doğrultusunda, 2014-2017

dönemi için “Verimlilik Stratejisi ve

Eylem Planı” (VSEP) taslak belgesi

oluşturulmuş ve ilgili kurumların

görüşüne sunulmuştur. Görüşlerin

taslak belgeye yansıtılması

çalışmaları sürdürülmekte olup, yıl

sonuna kadar gerekli onay süreçleri

tamamlanarak VSEP’in planlandığı

şekilde yürürlüğe girmesi

hedeflenmektedir. 2014 yılından

başlayarak, VSEP kapsamındaki

faaliyetler Bakanlığımız başta

olmak üzere, eylemlerden sorumlu

tüm Bakanlıklar ve kurumlarca

sürdürülecek olup, gerçekleşmeler

Genel Müdürlüğümüz tarafından

izlenecektir.

Kabul edersiniz ki doğru politikalar

üretmek ancak sağlam bir

araştırma, veri ve analiz altyapısı ile

mümkündür. Bu nedenle en önem

verdiğimiz faaliyetlerimizden birisi

de verimlilik araştırmalarıdır.

VGM tarafından ne tür araştırmalar

yürütülmektedir?

Ülke, bölge, sektör ve işletme

düzeyinde verimlilik ve temiz üretim

konularında verimlilik politikalarının

oluşturulmasına katkı sağlayacak

şekilde inceleme, araştırma ve

analizler yapmaktayız.

Genel Müdürlüğümüzde,

sanayi başta olmak üzere

sektörlerin verimlilik sorunları,

gelişme eğilimleri ve rekabet

edebilirlik düzeylerinin izlendiği

ve değerlendirildiği sektörel

araştırmalar yürütülmekte bunun

yanı sıra işletme veya kurum

düzeyinde verimlilik sorunlarının

incelenmesi ve sorunların

giderilmesine yönelik çözümlerin

geliştirilmesi de inceleme konusu

yapılmaktadır. Bu faaliyetler

yürütülürken mümkün olan

en yoğun şekilde katılımcılığa,

işletmelerimizin ve ilgili tarafların

görüşlerinin alınmasına özen

göstermekteyiz. VGM’nin araştırma

faaliyetlerinin ağırlıklı bir kısmını

da, makroekonomik göstergelerin

izlenmesi, bu göstergelerdeki

Page 11: Anahtar aralik 2013 2122013170552

9ARALIK 2013

2 Verimlilik Genel Müdürlüğü Web Sitesi - http://vgm.sanayi.gov.tr3 Anahtar Dergisi Web Portalı – http://anahtar.sanayi.gov.tr4 Kongreye ilişkin ayrıntılı bilgilere http://www.verimlilikkongresi.gov.tr adresinden ulaşılabilmektedir.

değişimlerin verimlilik üzerindeki

etkilerinin ortaya konarak üretim ve

istihdam artırıcı politika önerilerinin

geliştirilmesi oluşturmaktadır.

Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı’nın

2014 yılında yürürlüğe girmesi ile

sanayinin verimlilik temelli yapısal

dönüşümüne katkı sağlayacak bir

araştırma gündeminin oluşturulması

ve sürdürülmesi hedeflenmektedir.

Yapılan çalışmalar kamuoyuyla

hangi araçlarla paylaşılmaktadır?

Genel Müdürlüğümüz sanayi başta

olmak üzere pek çok sektörde

verimlilik düzeyinin tespiti ve

artırılmasına yönelik yürüttüğü

çalışmalarını; süreli ve süresiz

yayınları aracılığı ile paylaşmakta,

ilgili kesimlerin verimlilik

konusundaki bilgi ve bilinç düzeyini

artırmanın yanı sıra konuya ilişkin

literatüre de katkı sağlamaktadır.

Kimi araştırma sonuçları kitap

olarak basılarak, bunların dağıtımı

gerçekleştirilmektedir. Bunun

dışındaki araştırma raporlarımızı

da internet sitemizden2 ilgililerin

bilgisine sunuyoruz. Bakanlığımız

süreli yayınları olan Anahtar

Dergisi 3 ve Verimlilik Dergisi

Genel Müdürlüğümüz tarafından

yayımlanmaktadır. Bunlardan

Anahtar Dergisi aylık olarak

belirlenmiş temalar çerçevesinde ve

tema ile ilişkili Bakanlık birimlerinin

katkısı ile hazırlanmaktadır. Verimlilik

Dergisi ise sanayiden tarıma,

eğitimden sağlığa ve çevreye,

bilişimden spora kadar hemen

her konunun verimlilik boyutunu

içeriğine taşımaktadır. Dergi,

bu özelliğiyle geniş bir okuyucu

kitlesine sahiptir. Verimlilik Dergisi

2004 yılından beri “Hakemli Dergi”

statüsündedir. Üç aylık periyotlarla

yılda dört sayı olarak yayımlanan

Verimlilik Dergisi ULAKBİM

Sosyal Bilimler Veri Tabanında yer

almaktadır.

Bir yandan yürütülen

çalışmalarımızın aktarımını

sağlamak bir yandan da verimlilik

konusuyla ilgili kesimleri bir araya

getirmenin bir aracı olarak çeşitli

toplantı, çalıştay, konferans, panel

gibi etkinlikler düzenlenmektedir.

Bunlardan biri de Ankara Bilkent

Kongre Merkezinde Aralık ayının

10’unda başlayacak ve üç gün

sürecek olan IV. Ulusal Verimlilik

Kongresi’dir 4. Üç gün boyunca

verimlilikle ilişkili konularda çağrılı

konuşmacılar özel oturumları ve

hakemli bildiri oturumlarında 80’in

üzerinde bildirinin sunulacağı

kongreye, konuya ilgi duyan tüm

katılımcıları bekliyoruz.

VGM tarafından yürütülen

danışmanlık ve eğitim faaliyetleri

konusunda bilgi verir misiniz?

Bu alanda daha önceki yıllarda

MPM tarafından sunulmakta

olan danışmanlık ve eğitim

hizmetleri tecrübesine sahibiz.

Bakanlık merkez teşkilatı içinde

yeniden yapılandıktan sonra ise

ülkemizde bu alandaki -yani başta

sanayi sektörleri olmak üzere

işletmelerimizin danışmanlık ve

eğitim ihtiyacının karşılanması

alanında- hizmetlerin daha yaygın

bir şekilde sunulacağı, sektörlerin

ve işletmelerin ihtiyaçlarını ve aynı

zamanda da 2023 hedeflerimizi

gözetecek daha sistematik ve

program bazlı bir yaklaşımla yeni bir

tasarım yapıyoruz. Bunu yaparken

Bakanlık olarak yaklaşımımız

bu alanda hizmet sunan özel

sektörün önünü açacak ve

eğitim-danışmanlık sektörünü

geliştirecek düzenleme ve

tedbirlere öncelik vermek. Bu

amaçla sektör ve meslek örgütleri,

Mesleki Yeterlilik Kurumu,

KOSGEB ve diğer paydaşlarla

birlikte hareket etmekteyiz. Kısa

bir süre önce yürürlüğe giren

Yönetim Danışmanlığı ve KOBİ

Danışmanlığı meslek standartları

bu alandaki önemli gelişmelerdir.

Danışmanlık ve eğitim sektörlerinin

geliştirilmesi amacıyla tarafları bir

araya toplamaya ve bir yol haritası

oluşturmaya yönelik faaliyetler

yürütmekteyiz.

İşletmelerin rekabet gücünün

artırılması için iş ortamının ve

özellikle KOBİ’lerin verimliliğini

artırmaya yönelik eğitim ve

danışmanlık faaliyetlerini içeren

programların tasarımının yapılması,

Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) ve

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB)

yönetim yapısı içinde, verimlilik

çalışmalarının sürdürülebilirliğini

sağlamak üzere, kurumsal yapı ve

kapasite oluşturulması amacına

yönelik olarak, “İşletmelerin

Verimliliğini Artırma Programının

Geliştirilmesi” adlı bir proje

başlatıyoruz. 2014-2016 dönemini

kapsayacak olan proje 2014 Yılı

Yatırım Programına alınmıştır.

Genel Müdürlüğümüz tarafından

çeşitli hedef gruplara yönelik olarak

sunulan ve öncelikle verimlilik

yönetimi (ölçüm, sorun teşhisi,

çözüm/iyileştirme teknikleri)

konularına odaklanan çeşitli

eğitim programları mevcuttur.

Ayrıca 2014 yılı itibarıyla

Temiz Üretim/Eko-Verimlilik Temel

Eğitimi, Temiz Üretim Olanak

Değerlendirmesi, İşletme Düzeyinde

Eko-verimlilik Göstergeleri ve

Ölçümü, Malzeme Akışı Maliyet

Analizi, Karbon Ayak İzi Hesabı

Uygulamalı Eğitimi, Temiz Üretim ve

Enerji Verimliliği, ISO 14001 Çevre

Yönetim Sistemi eğitim modüllerinin

sunulması planlanmıştır.

Teknik danışmanlık ve eğitim

faaliyetlerinin yanında

bilinçlendirme faaliyetleri

de yürütmekteyiz. 2014 yılı

“Verimlilik Haftası”nın, Haziran

Page 12: Anahtar aralik 2013 2122013170552

10 ARALIK 2013

5 Temiz üretim ile ilgili ayrıntılı bilgiler için http://www.temizuretim.gov.tr6 06/04/2013 tarih ve 218 sayılı TÜBİTAK Bilim Kurulunun 5 nolu kararı gereğince.

ayının ikinci haftasında kutlanması

planlanmaktadır. Verimlilik

Haftasında Türkiye çapında

Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl

Müdürlüklerimiz, Organize Sanayi

Bölgeleri ve Ticaret ve Sanayi Odaları

ile birlikte konferans, seminer,

çalıştay gibi etkinlikler düzenlenecek

olup hazırlık çalışmaları

sürdürülmektedir.

Bakanlığımız, sanayinin rekabet

gücünün artırılmasına ve

sürdürülebilir bir altyapıya

kavuşturulmasına destek olacak

verimlilik artırıcı çalışmaları da teşvik

etmektedir. Bu kapsamda, KOBİ’lerin

ve büyük ölçekli işletmelerin

verimlilik artışlarını desteklemek

ve bu alanda projeler geliştirmesini

teşvik etmek amacıyla “Verimlilik

Proje Ödülleri” sistemi tasarlanmıştır.

Genel Müdürlüğün, temiz üretim

konusunda yürüttüğü çalışmalara

değinir misiniz?

Bakanlığımızın yeniden

yapılandırılması ile tanımlanan

görevleri ve Türkiye Sanayi Stratejisi

Belgesi’nde de öncelik verilen

sanayide temiz üretim sürecine

geçişin desteklenmesi politikaları

kapsamında çeşitli faaliyetler5

yürütmekteyiz. Bu çerçevede

öncelikle kurumsal yapılanmanın

oluşturulması ve kapasite

geliştirilmesi amacıyla TÜBİTAK MAM

Çevre Enstitüsü, “Çevre ve Temiz

Üretim Enstitüsü” olarak yeniden

yapılandırılmış6 ve sanayide temiz

üretimin uygulanması amacıyla

Ulusal Temiz Üretim Merkezi işlevini

üstlenmesi sağlanmıştır. Enstitünün,

temiz üretim (eko-verimlilik)

uygulamalarının ülke çapında

yaygınlaştırılarak Türk sanayisinin

sürdürülebilir büyümesine ve

uluslararası rekabet gücünün

artırılmasına katkı sağlayacak

projelerin uygulanması bakımından

kilit rol üstlenmesini öngörmekteyiz.

2014-2017 dönemini kapsayan

“Ulusal Eko-Verimlilik Programı”

hazırlıkları Genel Müdürlüğümüzce

2012 yılında başlatılmıştır.

Söz konusu programın, VSEP

çerçevesinde uygulamaya

geçirilmesi öngörülmektedir. Eko-

Verimlilik Programının genel amacı,

“Türk sanayisinin sürdürülebilir

büyümesine ve uluslararası

rekabet gücünün artırılmasına

katkı sağlayacak temiz üretim/

eko-verimlilik uygulamalarının

yaygınlaştırılması”dır. Program

kapsamında kısa vadede, temiz

üretim/eko-verimlilik konusunda

ülkemizdeki bilinç düzeyini,

paydaşlar arası uyumu ve işbirliğini,

insan kaynağını ve kapasitesini

geliştirecek faaliyetler yürütülmesi

planlanmaktadır. Programın

kısa-orta vadede paydaşların bu

alandaki projelerine teknik ve

finansal destek sağlama ve daha

uzun vadede ise bu alanla bağlantılı

diğer ulusal politikalara yön vermesi

öngörülmektedir.

Bunların yanı sıra; “Sanayide

Kaynak Verimliliği Potansiyelinin

Belirlenmesi” adlı projemiz

2013 Yılı Yatırım Programına

alınmıştır. 2013-2015 döneminde

yürütülmesi planlanan projenin

temel amacı, Türkiye sanayisinde

hammadde, enerji ve suyun etkin

ve sürdürülebilir kullanımı ile elde

edilebilecek potansiyel ekonomik

ve çevresel faydaları; sektörler,

bölgeler düzeyinde analiz edecek

bir metodoloji geliştirmek ve bu

potansiyeli niceliksel olarak ortaya

koymaktır.

Verimlilikle ilgili uluslararası alanda

ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

Genel Müdürlüğümüz,

çeşitli uluslararası kuruluş ve

birliklerle ilişkilerini aktif olarak

sürdürmektedir. Bu uluslararası

yapılardan biri Avrupa Ulusal

Verimlilik Merkezleri Birliği

(EANPC)’dir. Genel Müdürlüğümüz

EANPC Başkan Yardımcılığına

üst üste iki dönemdir seçilmekte

ve ülkemiz adına bu görevi

yürütmektedir. Bir diğer kuruluş

olan Dünya Verimlilik Bilimi

Konfederasyonunda (WCPS)

ülkemizi ve Bakanlığımızı temsilen

yine Genel Müdürlüğümüz yer

almakta olup, 2013 yılından

itibaren de Yönetim Kurulu Üyesi

olarak görev yapmaktayız. Genel

Müdürlüğümüz ayrıca, Birleşmiş

Milletler Sınaî Kalkınma Teşkilatı

(UNIDO) ile Birleşmiş Milletler Çevre

Programı (UNEP) tarafından birlikte

yönetilen Kaynak Verimli Temiz

Üretim Küresel Ağı'na (Network

on Resource Efficient and Cleaner

Production - RECPnet) 2013

Mayıs ayından itibaren gözlemci

üyedir. VGM ayrıca, Asya Verimlilik

Teşkilatı’nın (AVT) yıllık Yönetim

Kurulu toplantılarına ülkemizi

temsilen gözlemci üye olarak

katılmakta, verimlilik ve temiz

üretim faaliyetleri kapsamında

yürütülen çalışmaların ve eğitim

programları ile çalıştayların

takibini yapmaktadır. Ayrıca, Japon

Uluslararası İnsan Kaynakları ve

Sanayi Kalkınma Kuruluşu (HIDA)

işbirliğiyle sanayi işletmelerine

yönelik çeşitli eğitim programları

düzenlenmektedir. OECD’nin Bilim,

Teknoloji ve Sanayi Direktörlüğü

altında faaliyet gösteren verimlilik

ile ilgili komitelere de katılım

sağlanmaktadır. Uluslararası

alanda yürüttüğümüz bu düzenli

faaliyetlerin yanında bir de proje

bazında yürüttüğümüz işbirlikleri

var.

Yürüttüğünüz bu projeler hakkında

da bilgi verir misiniz?

Genel Müdürlüğümüz tarafından

verimlilik alanındaki uluslararası

tecrübelerden faydalanmak amacıyla

çeşitli projeler yürütülmektedir.

Bunlar ağırlıklı olarak deneyim

Page 13: Anahtar aralik 2013 2122013170552

11ARALIK 2013

7 Verimlilik Genel Müdürlüğü Ulusal Verimlilik İstatistikleri Web Sitesi – http://vi.sanayi.gov.tr8 Avrupa Birliğinde Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıfl andırılması-NACE Rev.2

paylaşımı, uzmanlık kapasitesinin

geliştirilmesi ve kurumsal

yapılanmaya destek niteliğinde

olan projeler. Güney Kore Bilgi

Değişimi Programı (KSP), 2013

yılında tamamlanan “Türkiye için

Sınaî Rekabet Gücü Politikaları:

Verimlilik ve Temiz Üretim Alanında

Kore Deneyimlerinin Paylaşılması

Projesi” bunlardan biridir. Projenin

konusu “ulusal verimlilik stratejisinin

oluşturulması” ile “eko-verimlilik/

temiz üretim merkezinin kurulması”

konusunda tecrübe ve deneyim

aktarımı sağlanmasıdır.

Tamamlanan diğer bir projemiz

de HESAPRO-Health and Safety at

Work in Relation with Productivity

(İş Sağlığı Güvenliği ve Verimlilik)

adlı Leonardo da Vinci (LdV)

ortaklık projesidir (2011-2013).

Koordinatörlüğümüzde beş Avrupa

ülkesi ile birlikte gerçekleştirilen

projenin genel amacı, işçi, işveren

ve tüm ilgili tarafların iş sağlığı

ve güvenliğinin verimlilikle

ilişkisi hakkındaki bilgi ve bilinç

düzeylerinin artırılmasına katkı

sağlamaktır.

“AB İşletme ve Sanayi Politikası

ile Çevre Müktesebatı Alanında

Verimlilik Genel Müdürlüğünün

Kurumsal Kapasitesinin

Güçlendirilmesi” projesi Genel

Müdürlüğümüz tarafından

tamamlanan başka bir projedir.

AB Entegrasyon Sürecinin

Desteklenmesi Faaliyetleri (SEI)

kaynağı ile gerçekleştirilen projede

eğitimlerle uzmanlık kapasitemizin

geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu

kapsamda, “Türkiye İçin Çevresel

Verimlilik ve Kaynak Verimliliği

Göstergelerinin Geliştirilmesi”,

“Temiz Üretim/Eko Verimlilik

Araçları ve Teknikleri”; “Kısmi

ve Toplam Faktör Verimliliği

Hesaplaması” ve “Yaşam Döngüsü

Değerlendirme Metodolojisi ve

Uygulamaları” konularında eğitimler

düzenlenmiştir.

Ülkemizde verimlilikle ilgili veriler

veya istatistikler nelerdir?

Genel Müdürlüğümüzce, İstatistik

Konseyi tarafından belirlenen

Resmi İstatistik Programı dahilinde

üç aylık ve yıllık ulusal verimlilik

istatistikleri hesaplanmakta ve

yayımlanmaktadır. İşgücü verimliliği

hakkında makro düzeyde ve imalat

sanayi alt sektörleri ayrıntısında

istatistiki verileri oluşturmaktayız.

Bu veriler düzenli bir şekilde internet

ortamında7 ve basılı yayınlarla

kamuoyuyla paylaşılmaktadır.

Uluslararası düzeyde karşılaştırma

yapılabilme özelliğine sahip

verimlilik istatistikleri ile

sektörlerdeki verimlilik değişmeleri

güncel olarak kamuoyunun bilgi ve

değerlendirmesine sunulmaktadır.

Söz konusu istatistiklerin

hesaplanmasında kullanılan

ham veriler, EFİS Rev.2’ye8 göre

sınıflandırılmış olup Türkiye İstatistik

Kurumundan temin edilmektedir.

Sanayi sektörü ve alt kollarında

genel ekonomik değerlendirmelerin

yanı sıra, katma değere ve üretim

değerine göre çeşitli verimlilik

istatistikleri hesaplanmaktadır.

Hesaplanan ulusal verimlilik

istatistikleri; üç aylık olarak çalışan

kişi ve çalışılan saat başına üretim

endeksleri ve değişimleri, yıllık

olarak çalışan kişi başına katma

değer, çalışılan saat başına katma

değer ve birim emek maliyeti’dir.

Yıllık ve Üç Aylık Verimlilik

İstatistiklerinin haricinde

yayınlamayı planladığınız başka

istatistikler/göstergeler var mı?

Ülke düzeyinde hesaplanan

istatistiklerin yanı sıra, ülke

ekonomisini bölgesel ve sektörel

alt kırılımlarda değerlendirebilmek

amacıyla bölgesel verimlilik

istatistikleri hazırlık çalışmalarımız

devam etmektedir. Bir diğer

çalışmamız olan makro düzeyli

çevresel verimlilik göstergeleriyle

ilgili ulusal ve uluslararası

literatür incelenmiş, ilgili kurum

ve kuruluşlarla görüşmeler

gerçekleştirilmiş, veri ihtiyacı

belirlenmiş, taslak göstergeler

seti oluşturulmuştur. Bunların

yanında, istatistikleri bir arada

izleyip değerlendirebilmek

amacıyla bütünleşik bir takip ve

değerlendirme sistemi oluşturulması

için de hazırlık çalışmaları devam

etmektedir.

Yayınlanan son istatistiklere göre;

ülkemiz imalat sanayinin verimlilik

durumu hakkında neler söylemek

istersiniz?

1 Ekim 2013 tarihinde

yayımladığımız 2013 yılı ikinci

çeyreğine ait işgücü verimliliği

istatistiklerine göre; çalışan kişi

başına üretim endeks değerinin 2012

yılının aynı dönemine göre %0,08;

bir önceki döneme göre ise %8,29

artmıştır. Ülkemiz imalat sanayinin

gerek son dört dönemdeki gerekse

ortalama yıllık verimlilik artışının

Almanya, İngiltere, İsveç gibi

ekonomilerle kıyaslandığında daha

iyi durumda olduğu görülmektedir.

Avrupa ülkeleri arasında sadece

nispeten sanayi üretimleri düşük

olan ve aralarında eski Doğu Bloku

ülkelerinin bulunduğu ülkelerin

verimlilik büyümelerinin görece

yüksek olduğu dikkat çekmektedir.

Daha uzun dönemli baktığımızda

ülkemizin verimlilik artışları gelişmiş

ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla

yüksek olmakla birlikte seviye olarak

OECD ülkeleri ile karşılaştırıldığında

toplam büyüme içinde verimlilik

artışlarının payı halen yeterli

seviyede değildir. Bu yüzden 2023

hedeflerine ulaşmak ve orta gelir

tuzağını atlamak için verimlilik

artışına dayalı büyümeyi sağlamak

durumundayız. Genel Müdürlük

olarak bizim de tüm çalışmalarımız

bu yönde devam etmektedir.

Page 14: Anahtar aralik 2013 2122013170552

12 ARALIK 2013

Türkiye Ekonomisi: Onuncu Kalkınma Planı Perspektifinde Verimlilik

2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Kalkınma Planı'nda, 2023 hedeflerine ulaşma yolunda Türkiye’nin yüksek refah seviyesine ulaşarak gelişmiş ülkeler arasına girmesi amaçlanmaktadır. Bu amaç doğrultusunda, Türkiye’nin büyüme performansının daha yüksek, istikrarlı ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması öngörülmektedir.

Kaynakların etkin kullanımını ifade eden verimlilik kavramı küreselleşen ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüz dünyasında daha da kritik bir role sahip olmaya başlamıştır. Ülkeler verimlilik düzeyinde elde ettikleri kazanımlarla uluslararası pazarlarda daha rekabetçi bir

konuma gelebilmekte ve ihracat performanslarını artırabilmektedirler. Bu nedenle verimlilik, yüksek ve istikrarlı büyüme açısından kritik rol oynamaktadır. Ekonominin verimlilik artışlarıyla desteklenmesi, büyümenin uzun vadede istikrarlı biçimde sürdürülmesi ve dolayısıyla toplumun refahı açısından önemlidir. Teknoloji düzeyinde gelişim sağlayamayan ve dolayısıyla verimliliği kalıcı olarak yükseltemeyen ülkelerin orta gelir tuzağına yakalanmaları kaçınılmaz olmaktadır. Nitekim orta gelir tuzağına

yakalanmadan yüksek gelirli ülkeler içinde yer almayı başaran ülkelerin geçmiş tecrübelerine bakıldığında, ekonomik yapıdaki değişimde etkili olan ve nominal yakınsamadan ziyade reel yakınsamayı sağlayan en önemli faktörün verimlilik olduğu görülmektedir.

Türkiye ekonomisinde gelişmelere bakıldığında, verimliliğin büyümeye katkısının genel olarak çok sınırlı düzeyde ve düşük olduğu görülmektedir. Büyüme önemli oranda sermaye ağırlıklı olarak sağlanmaktadır. Nitekim 1985-2012 döneminde ortalama olarak sermaye stoğu ve istihdam, büyümeye yaklaşık yüzde 63,6

ve yüzde 25,3 oranında katkıda bulunmuşken, verimliliğin katkısı yüzde 11,1 düzeyinde kalmıştır. Bu uzun dönem büyüme yapısı dikkatle incelendiğinde, büyümenin dengesiz ve dalgalı bir yapı sergilemesinin yanı sıra ortalama büyümenin düşüş eğiliminde olduğu göze çarpmaktadır. Bu durum, sermaye birikimine bağımlı bir üretim yapısının doğal sonucu olarak görülmektedir. Bu eğilimi kırmak hatta tersine çevirmek için uygulanması gereken temel politika da üretimin ve dolayısıyla büyümenin üretim faktörleri açısından daha dengeli bir yapıya ulaştırılmasıdır. Bu kapsamda kalıcı ve istikrarlı verimlilik artışlarının sağlanmasına yönelik politikalar kritik önem taşımaktadır. Nitekim Onuncu Kalkınma Planı'nda yüksek ve istikrarlı büyüme yönündeki temel strateji, verimlilik artışı ve sanayileşmenin hızlandırılması yoluyla ihracata dayalı, özel sektör öncülüğünde, rekabetçi üretim yapısının geliştirilmesi olarak belirlenmiştir. Bu çerçevede izlenecek büyüme stratejisinin en önemli ayağını ekonomi genelinde sağlanacak verimlilik artışları oluşturmaktadır. Özellikle sanayileşme sürecindeki kazanımların hem verimlilik artışının desteklenmesine hem de büyüme performansına olumlu katkı sağlaması beklenmektedir. Plan’da verimlilik odaklı bir çerçevede rekabet gücü artırılarak ve cari

Hasan YURTOĞLU / Daire Başkanı - Pınar YAŞAR / Planlama Uzmanı

(Kalkınma Bakanlığı, Ekonomik Modeller Dairesi)

Page 15: Anahtar aralik 2013 2122013170552

13ARALIK 2013

açık gibi kırılganlıklar yaşanmadan yüksek ve istikrarlı büyümeye ulaşma hedefi vurgusu öne çıkmaktadır. Nitekim verimlilik artışına yönelik politikaların etkin bir biçimde hayata geçirilebilmesi için Plan’da yer alan öncelikli dönüşüm programları arasında sanayi sektörünü hedef alan “Üretimde Verimliliğin Artırılması Programı” ilk sırada yer almıştır.

Verimlilik kavramı hem işgücü verimliliği hem de toplam faktör verimliliği (TFV) göstergeleri üzerinden tartışılmaktadır. İşgücü verimliliği uluslararası karşılaştırmalarda önemli bir gösterge niteliğindedir. Türkiye’de işgücü verimliliği gelişmelerine bakıldığında, verimlilik düzeyinin birçok gelişmiş ülkeye göre düşük düzeyde kaldığı görülmektedir. ABD’nin verimlilik düzeyinin baz

olarak 100 değerini aldığı kabul edildiğinde, 2012 yılı için Türkiye’nin işgücü verimlilik düzeyinin 46,9 olarak gerçekleştiği görülmektedir. İşgücü verimliliği düzeyi, 2012 yılında Avro bölgesi için 85,9, OECD ülkelerinin geneli için ise 74,4 değerini almıştır. Polonya, Macaristan gibi ülkelerin, işgücü verimlilik düzeyi açısından Türkiye ile aynı grupta yer aldığı görülmektedir. Türkiye ekonomisinde işgücü verimliliği düşük düzeyde olmakla birlikte, yakınsama teorisiyle uyumlu olarak işgücü verimliliğinin artış hızlarının oldukça yüksek düzeyde olduğu göze çarpmaktadır. 2002-2008 döneminde işgücü verimliliği ortalama yüzde 6,6 oranında artış göstermiş, 2008 yılında yaşanan krizle sekteye uğrasa da işgücü verimliliği artışları son yıllarda da oldukça iyi bir performans sergilemiştir. Önümüzdeki dönemde

bu durum sürdürüldüğü takdirde gelişmiş ülkelerin işgücü verimlilik düzeylerine yakınsanabilir ve Türkiye ekonomisinin rekabet gücüne olumlu katkı sağlayabilir. Bu artışın sürdürülebilirliği de eğitim alanında ve işgücü piyasalarında uygulanacak sağlıklı politikalarla mümkün olabilecektir. Nitekim sektör içi verimlilik düzeylerinin artırılabilmesi için hem işgücünde yer alan bireylerin niteliklerinin yükseltilmesi hem de eğitim kalitesinin artırılması yoluyla daha nitelikli bireylerin yetiştirilmesi ihtiyacı vurgusu ve buna yönelik önlemler Onuncu Kalkınma Planı’nda yer almıştır.

Toplam faktör verimliliği ise teknoloji gelişimi, makroekonomik istikrar gibi ekonomide yaşanan gelişmeleri içinde barındıran ve ekonomi geneli verimliliği yansıtan bir göstergedir.

Şekil 1. İşgücü Verimliliği

Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır.

Page 16: Anahtar aralik 2013 2122013170552

14 ARALIK 2013

Türkiye’de TFV gelişmelerine bakıldığında, 1980’li yıllarda TFV düzeyinde kayda değer bir gelişme yaşanmadığı görülmektedir. Bu dönemde, önceki dönemlere göre oldukça yüksek sermaye birikimi gerçekleştiği için TFV artışları sınırlı düzeyde kalmıştır. 1990’lı yıllar ise Türkiye ekonomisinde büyümenin istikrarsız bir yapı sergilediği, enflasyon oranlarının oldukça yüksek düzeylerde olduğu, tasarrufların verimli yatırımlara dönüştürülemediği ve makroekonomik istikrarsızlığın hakim olduğu bir dönem olmuştur. Dolayısıyla bu dönemde yaşanan gelişmelere bağlı olarak TFV düzeyi yerinde saymıştır. 2000’li yıllarda ise Türkiye ekonomisinde yaşanan krizlerin ardından, TFV’de önceki dönemlere kıyasla oldukça olumlu gelişmeler yaşanmış ve TFV büyümeye önemli katkı sağlamıştır. Bu durum, hem Türkiye ekonomisinde sağlanan

ekonomik ve siyasi istikrarın, hem de gerçekleştirilen yapısal reformların bir sonucu olarak değerlendirilmektedir. Ancak, yaşanan son küresel krizin etkisiyle de TFV gelişmeleri çok olumlu bir tablo yansıtmamaktadır. Önümüzdeki dönemde Plan hedeflerine ulaşmada 2007 yılı sonrasında TFV’deki gözlenen yavaşlama eğilimi bir risk teşkil etmektedir. Dolayısıyla Plan döneminde uygulanacak politikalarla TFV’deki elde edilecek kazanımlar 2023 hedeflerine ulaşma yolunda da kritik bir rol oynayacaktır. Plan döneminde beşeri sermayenin geliştirilmesi, teknolojik ve yenilik faaliyetleri ile sermaye stoğunun üretkenliğinin artırılmasının TFV artışına katkı sağlaması ve TFV’nin yıllık ortalama yüzde 1,1 oranında artış göstermesi beklenmektedir. İzlenecek büyüme stratejisi çerçevesinde bu artışın da ağırlıklı olarak ticarete konu olan malların

üretildiği sanayi sektöründen kaynaklanması öngörülmektedir.

Sonuç olarak, Onuncu Kalkınma Planı döneminde verimlilik odaklı bir yaklaşımla rekabet gücü artırılarak cari açık sorunu yaşanmadan yüksek ve istikrarlı büyümeye ulaşılması hedeflenmektedir. Birçok alanda etkileşimli olarak izlenecek politikalar bu hedefe ulaşılmasında yardımcı olacaktır. Verimlilik bağlamında, Plan döneminde altyapı yatırımları, doğrudan yabancı yatırım, Ar-Ge ve eğitim gibi alanlarda uygulanacak politikalar ile mikro ölçekte uygulamaya konulacak ilave politikalar verimlilik artışlarını destekleyici olacaktır. Verimlilik konusunda hem sektör içi verimliliğin artırılması hem de yüksek verimlilik düzeyine sahip sektörlere kayarak verimliliğin artırılması için; para, maliye ve teşvik politikalarının uygulanmasında

1980-2000 1980-2012 2002-2008 2002-2012 2012*

ABD 1,5 1,6 1,8 1,7 100

Almanya 2,2 1,8 1,4 1,0 94,6

Japonya 3,1 2,4 1,4 1,3 65,1

Güney Kore 6,5 5,5 4,7 4,1 46,9

İspanya 2,2 1,8 0,7 1,3 81,2

Polonya --- --- 3,1 3,2 45,6

Macaristan --- --- 3,5 2,3 46,3

Çek Cumhuriyeti --- --- 3,9 2,7 50,1

Türkiye 2,8 3,0 6,6 4,3 46,9

OECD --- --- 1,6 1,3 74,4

Avro Bölgesi --- --- 1,1 0,9 85,9

Tablo 1. Seçilmiş Ülke ve Ülke Grupları İçin İşgücü Verimliliği Artış Hızları (%)

Kaynak: OECD Veri tabanı

*ABD=100, Verimlilik Düzeyi

Page 17: Anahtar aralik 2013 2122013170552

15ARALIK 2013

kaynakların üretken alanlara, özellikle sanayi sektörüne, yönlendirilmesi öncelik olarak gözetilmektedir. Ayrıca, Ar-Ge ve teknoloji politikalarının yanı sıra kayıt dışılık ve yolsuzlukla mücadele, vergi düzenlemelerinde öngörülebilirlik ve istikrar sağlanması, fikrî mülkiyet ve patent haklarının korunması ve yatırım ortamının güçlendirilmesi

alanlarında uygulanacak politikalar da öne çıkmaktadır. Böylelikle özellikle üretken alanlara yeni uluslararası doğrudan yatırım girişleri artacak ve teknoloji transferi yoluyla verimliliği artırıcı yönde katkı yapacaktır. Bunların yanı sıra, uygulanacak işgücü piyasası politikaları ve kadınların işgücüne katılımını artırmaya yönelik politikalarla da ekonomide verimlilik düzeyini artırmak hedeflenmektedir. Kamu sektörü Plan döneminde hem kendi içinde hem de özel sektöre ilişkin uyguladığı politikalarla verimliliğin artırılması açısından önemli bir role sahip olacaktır. Kamu harcamalarının etkinleştirilmesiyle elde edilecek tasarruf ve tahsis edilecek ilave kaynakların, büyümeyi destekleyecek yatırım

Şekil 2. Toplam Faktör Verimliliği

Kaynak: Kendi hesaplamalarımız

harcamalarında, teşviklerde ve Ar-Ge desteklerinde kullanılması amaçlanmaktadır. Kamu eliyle yapılan nitelikli altyapı yatırımları, özel sektör yatırımlarını güdüleyerek üretim kapasitesini artıracak ve üretimin mekanizasyonunda yenilenme sürecini destekleyerek verimlilik bazlı büyüme dinamiğine katkı sağlayacaktır.

Tablo 2. TFV Artış Hızı (%)

Kaynak: Onuncu Kalkınma Planı

2006 2,3

2012 -1,1

2013 - 0,5

2018 1,2

2014-2018 1,1

Page 18: Anahtar aralik 2013 2122013170552

16 ARALIK 2013

Temiz Üretim Nedir?

Birleşmiş Milletler Çevre Programı’nın (UNEP) yaptığı tanımlamaya göre temiz üretim, verimliliğin artırılması ve çevre ile insanlar üzerindeki risklerin azaltılması için uygulanan, entegre, önleyici bir çevre stratejisinin proses, ürün ve hizmetlere sürekli uygulanmasıdır. Temiz üretim herhangi bir endüstride kullanılan proseslere, ürünlere ve topluma sunulan çeşitli hizmetlere uygulanabilir (UNEP, 2004). Şekil 1’de temiz üretimin tanımı ile getirdiği avantajlar özetlenmektedir.

TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü

Görevleri ve Faaliyetleri

Temiz üretim yaklaşımı, kirliliği oluşmadan kaynağında önlemeyi ve azaltmayı hedefler. Bu hedef de, üretim proseslerinde veya ürünlerin kendisinde değişiklikler yaparak başarılır. İşletmelerde uygulanmasında kullanılabilecek çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır (Şekil 2 - REC Türkiye, 2011).

Temiz üretim gerçekte çevre, toplum ve iş dünyasını koruyan bir kazan-kazan stratejisidir. Bu nedenle temiz üretim kavramı sadece çevresel stratejileri değil aynı zamanda ekonomik ve sosyal yararları da çevre kadar içeren bir kavramdır (UNEP, 2004).

Temiz Üretim Merkezlerine Neden İhtiyaç Vardır?

Sürdürülebilirlik kavramı ile birlikte gelişen temiz üretim konusu 1990’lı yıllardan beri, gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin gündemlerinde yer almaktadır. Ulusal Temiz Üretim Merkezleri (UTÜM) ise, bu sürecin etkin olarak sürdürülmesinde kritik öneme sahiptir. Bir UTÜM’ün amacı; yerel şartlara uyum içinde, işletmeler ve devlet politikalarında temiz üretim stratejisini teşvik etmek ve ülke genelinde talepleri yaratmak ve karşılamak için yerel kapasiteyi geliştirmektir. Merkezler, hazır çözümler yerine müşterilerinin sorunlarına özel en iyi çözüm önerilerini üretip, eğitimler organize ederler (UNEP, 2002). UTÜM ülke örnekleri ve UNEP tarafından uygulanan Ulusal Temiz Üretim

Şekil 1. Temiz Üretimin Avantajları

Page 19: Anahtar aralik 2013 2122013170552

17ARALIK 2013

Programı incelendiğinde; bu merkezlerin genel olarak temiz üretim kavramının avantajları ve yararları konusunda bilinç yaratma, ulusal uzmanların eğitimi ve ulusal kapasitenin artırılması, kuruluşlara özel teknik destek, ortaklıklar kurma ve bilgi paylaşım ağlarının yaratılması, politikalar için teknik önerilerin oluşturulması aşamaları ile hayata geçtiği görülmektedir (UNEP, 2002). Aynı zamanda bu aşamalar ülkelerin temiz üretim konusundaki ihtiyaçlarını da oluşturmaktadır. Merkezin ilk 3-5 yıllık sürecinde bilinç yaratma amaçlı eğitimler, temiz üretim değerlendirmesi ve pilot projelerin oluşturulması, daha sonraki dönemlerde ise bilgi ağı oluşturma, eşleştirme, bilginin yönetimi ve politika önerileri gibi diğer stratejik hizmetleri sağlaması önerilir. Burada önemli olan, önceliklerin belirlenmesi ile

iyi bir zaman planı ve uygulama programının yapılmasıdır (UNEP, 2004).

Türkiye’de Temiz Üretim Merkezi Kurulması Faaliyetleri

Ülkemizde “temiz üretim” kavramı ilk kez 1999’da, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) tarafından, Bilim, Teknoloji, Sanayi Tartışmaları Platformu, Temiz Üretim-Temiz Ürün Çevre Dostu Teknolojiler Çalışma Grubu Sanayi Sektörü Raporu ile gündeme gelmiştir. Bu kapsamda, bir Ulusal Temiz Üretim Merkezi’nin kurulması ilk kez önerilmiş, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde kurulması planlanmış ancak uygulanamamıştır (TTGV, 2010). 2008 yılında ise TTGV bünyesinde kurulumu planlanmıştır. 2008 yılında yürürlüğe giren

“Türkiye’nin İklim Değişikliğine Uyum Kapasitesinin Geliştirilmesi Birleşmiş Milletler Ortak Programı” kapsamında açılan Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Programı, 2008-2011 yılları arasında Birleşmiş Milletler Sınai Kalkınma Teşkilatı (UNIDO) sorumluluğunda, TTGV tarafından yürütülmüştür. Bu programın önemli bir hedefi Ulusal Eko-Verimlilik (Temiz Üretim) Merkezi’nin kurulması olarak benimsenmiştir. 2011 yılında ülkemizde UTÜM’ün kurulması Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Verimlilik Genel Müdürlüğü’ne (VGM) verilmiş ve VGM’nin 2013 yılında programladığı stratejik hedeflerinden biri olarak belirlenmiştir.

Bu kapsamda, 2013 yılında UTÜM’ün TÜBİTAK’a bağlı MAM bünyesinde kurulması yönünde 06/04/2013 tarihli TÜBİTAK Bilim Kurulu kararı gereği “Ulusal Temiz Üretim Merkezi” işlevini üstlenecek olan Çevre Enstitüsü’nün, Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü olarak yapılandırılması çalışmalarına başlanmıştır.

Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü’nün Görevleri ve Faaliyet Alanları

TÜBİTAK MAM bünyesinde bulunan Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü, çevre yönetimi ve teknolojileri ile temiz üretim alanındaki gereksinimleri karşılamak üzere, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik, ulusal ve uluslararası düzeyde araştırma ve geliştirme faaliyetleri yaparak bilgi ve teknoloji üretmekte, birikimlerini toplumun hizmetine sunmaktadır. Enstitü çalışma alanları Su ve Atıksu Yönetimi, Katı ve Tehlikeli Atık Yönetimi, Hava Kalitesi Yönetimi, Deniz ve İç Sular Araştırmaları olmak üzere dört stratejik iş birimi (SİB), Temiz Üretim ve Uzaktan

Şekil 2. Temiz Üretim Uygulamasında Kullanılan Yaklaşımlar

Page 20: Anahtar aralik 2013 2122013170552

18 ARALIK 2013

Algılama (UA) ve Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) olmak üzere iki birim ve R/V TÜBİTAK MARMARA Araştırma Gemisi Koordinatörlüğü arasında dağılmaktadır (Şekil 3). Enstitü'de 2 yönetici, 94 araştırmacı ve teknisyen, 15 gemi mürettebatı ve 3 destek personeli olmak üzere toplam 114 personel çalışmaktadır.

Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Temiz Üretim Birimi Faaliyetleri

Dünya genelindeki UTÜM’ler incelenerek ve ülkemizde bu konudaki gereksinim ve hedefler göz önüne alınarak TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü’nün temiz üretim alanındaki görevleri, sorumlulukları ve faaliyet alanları planlanmıştır. Bu kapsamda temiz üretim konusunda;

• Teknolojinin geliştirilmesi, bilgi ve becerilerin artırılması, verimliliğin artırılmasına yönelik üretim sistemlerinin iyileştirilmesi yoluyla Ar-Ge projeleri yürütmek,

• Teknoloji transferi ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması için projeler yürütmek,

• Temiz üretim konusunda ulusal düzeyde farkındalık yaratmak,

• Temiz üretim konusunda yerel uzman kadrosu ve kapasite oluşturma için eğitim organizasyonları düzenlemek,

• Sanayi sektörü ile yakın ilişki içinde olarak teknik destek sağlamak, kurumsal kapasiteleri geliştirmek,

• Bilgi ve teknoloji transferini sağlamak üzere uluslararası kuruluşlarla işbirliği yapmak

üzere görev ve sorumlulukları üstlenecektir.

TÜBİTAK MAM altında daha önceki yıllarda Enerji ve Çevre Enstitüsü, 2004-2009 yılları arasında Kimya ve Çevre Enstitüsü, 2009-2013 yılları arasında ise Çevre Enstitüsü olarak faaliyet gösteren çalışma grubu, geçmişte verimlilik ve temiz üretim konu başlıkları altında yer alabilecek kamu ve özel sektör projeleri yürütmüş ve hâlen yürütmeye devam etmektedir. Bu projelerden bazılarına örnek olarak: AB 6. Çerçeve Programı tarafından desteklenen, sıfır atıksu deşarjı prensibini hedefleyen “Sustainable concepts towards a zero outflow municipality (ZERO-M)” projesi (2003-2008), İstanbul Deri Organize Sanayi Müdürlüğü için yürütülen “İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesi Atıksu Geri Kazanımı ve Kullanım Suyu İyileştirilmesi Fizibilitesi” projesi (2004), SÖKTAŞ A.Ş. için yürütülen tekstil atıksularının geri kazanımını

hedefleyen “Atıksu Geri Kazanımı Fizibilitesi” projesi (2004), Anteks Dokuma Fabrikası’nda baca gazında sülfür giderimi ünitesi tasarımı gerçekleştirilen “Desülfürizasyon Ünitesi Tasarımı” projesi (2002), TKİ’ye bağlı bir kömür işletmesinde üretimde ortaya çıkan yeraltı suyunun geri kazanılmak üzere arıtımı için proses tasarımının yapıldığı “Su Arıtımı/Geri Kazanımı” projesi (2010-2012), Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Sanayi Genel Müdürlüğü için yürütülen “İklim Değişikliği Kapsamında Sanayide Teknoloji İhtiyaç Değerlendirmesi ve Sera Gazı Azaltım Potansiyelinin Belirlenmesi” projesi (2012-2014), AB 7. Çerçeve Programı tarafından desteklenen ve geliştirilecek biyoteknolojik prosesler ile biyobozunur atıklardan farklı kullanım alanlarında, sürdürülebilir ve katma değeri yüksek ürün eldesinin hedeflendiği “Turning

Şekil 3. Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü Çalışma Alanları

Page 21: Anahtar aralik 2013 2122013170552

19ARALIK 2013

Biowaste into Sustainable Products: Development of Appropriate Conversion Technologies Applicable in Developing Countries (Biowaste4SP)” projesi (2012-2015), Çevre ve Orman Bakanlığı için, TÜBİTAK 1007 projesi olarak yürütülen “Türkiye’de Avrupa Birliği Çevre Mevzuatı ile Uyumlu Tehlikeli Atık Yönetimi” projesi (2009-2012) verilebilir.

Hedeflerimiz

Temiz üretim konusundaki sorumluluklarından biri işbirliği projeleri geliştirmek olan VGM tarafından hazırlanan ve Kalkınma Bakanlığı’na sunularak desteklenmesi kabul edilen “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi” projesi 2013 yılında Çevre ve Temiz Üretim Enstitüsü tarafından yürütülmeye başlanacaktır. Projenin ana amacı Türkiye sanayisinde; hammadde, enerji ve suyun etkin ve sürdürülebilir kullanımı ile elde edilebilecek potansiyel ekonomik ve çevresel faydaları; sektörler, bölgeler düzeyinde analiz edecek bir metodoloji geliştirerek

bu potansiyeli niceliksel olarak ortaya koymaktır. Projede ele alınacak öncelikli sektörler; gıda ürünleri imalatı, tekstil ürünlerinin imalatı, kimyasalların ve kimyasal ürünlerin imalatı, diğer metalik olmayan mineral ürünlerin imalatı ve ana metal sanayisidir.

Enstitü, temiz üretim alanındaki çalışmalarını dört ana faaliyet başlığı altında sürdürmeyi hedeflemektedir

(Şekil 4).

Ulusal Temiz Üretim Merkezi görevlerini üstlenen Enstitü'nün bu alanda gerçekleştirmesi planlanan kısa vadeli hedefleri; ülkemizde ihtiyaç ve sorunların tespit edilmesi için paydaş toplantıları gerçekleştirmek, bilinç yaratma ve kapasitenin artırılmasına yönelik eğitimler organize etmek ve özellikle sektörel örnek oluşturması amacıyla pilot projeler yürütmek ve

temiz üretim konusunda teknoloji geliştirmek, işletmelerde üretim sistemlerinin iyileştirilmesi yoluyla verimliliğin artırılmasına yönelik Ar-Ge projeleri geliştirmek olarak sıralanabilir.

Referanslar

• Changing Production Patterns:Learning From The Experience of National Cleaner Production Centres, UNEP, 2002.

• Guidance Manual How to Establish and Operate a Cleaner Production Centre, UNEP, UNIDO, 2004.

• Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Yayınları– I, Yaşam Döngüsü Analizi, Bölgesel Çevre Merkezi REC Türkiye, 2011.

• Türkiye’de Temiz (Sürdürülebilir) Üretim Uygulamalarının Yaygınlaştırılması İçin Çerçeve Koşullarının ve Ar-Ge İhtiyacının Belirlenmesi Projesi Sonuç Raporu, T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), 2010.

Şekil 4. Temiz Üretim Birimi Yapılanma Şeması ve Faaliyet Alanları

Page 22: Anahtar aralik 2013 2122013170552

20 ARALIK 2013

Arçelik’te Altı Sigma Metodolojisi

Altı Sigma Nedir?

Altı sigma, kuruluştaki

konumlandırılış şekline göre bir

problem çözme metodolojisi

de olabilir, stratejik bir sürekli

iyileştirme yaklaşımı da olabilir.

O nedenle iş dünyasında çok geniş

bir spektrumda uygulama şekillerine

rastlandığı için, tanımları da biraz

“filin tanımı” gibidir. Biz burada

bu tartışmalara girmeden en

genel hatlarıyla ve çok özet olarak

Arçelik’teki uygulama adımlarını

kısaca tanıtıp bazı önemli sonuçlarını

vereceğiz.

Altı sigma, günlük yaşamda

karşılaştığımız problemleri

“istatistiksel” dile dönüştürerek

çözme yaklaşımıdır. Bu şekilde,

problemlere gerçek hayattaki

rassallığı ve değişkenliği katar ve

bu iki önemli etmeni dikkate alarak

istatistiksel araçlar kullanarak farklı

çözümler ve süreç kontrol olanakları

sunar. Böylece değişkenlikler

istatistiksel olarak izlenir, sürekli

azaltılır ve “sürekli iyileştirme”

güvence altına alınabilir.

Altı Sigma Kritik

Başarı Faktörleri

Metodolojinin kuruluşta uzun

dönemli ve kalıcı olabilmesi için şu

faktörler dikkate alınmalıdır:

• Yönetimin Görünür İstek ve

Kararlılığı

• Müşteri Odaklılık

• Sonuçlara Odaklanmış

Görünür İşler

• Stratejilerle Bütünleşik Projelerin

Belirlenmesi

• Çalışanlar Arasından En İyilerin

Görevlendirilmesi

• Tanıma ve Takdir Mekanizması

• Sistematik Yaklaşım

o Süreç Yönetimi

o Deney Tasarımı

o İstatistiksel Proses

Kontrol.

Akılda tutulması gereken bir başka

husus da, bu metodolojinin gelip

geçici bir “program” değil, kuruluşta

kültürleşmesi ve kuruluşun genetik

yapısına yerleşmesi gereken bir

yaklaşım olduğudur.

Altı Sigma Uygulamasında

Temel Adımlar

DMAIC veya TÖÇİK olarak kısaltılan

başlıca uygulama adımları şunlardır:

Define (D) – Tanımla (T) – Problemin

kaynağı nedir?

Measure (M) - Ölç (Ö) – Sürecin

yeterliliği ne seviyededir?

Analyse (A) – Çözümle (Ç) – Hatalar

nerede ve ne zaman oluşur?

Improve (I) - İyileştir (İ) – Süreç

yeterliliği nasıl “Altı Sigma” seviyesine

getirilebilir?

Control (C) - Kontrol Et (K) –

İyileşmenin ve kazancın sürekli

olması için nasıl bir kontrol sistemi

kurulmalıdır?

Yer kısıtımız nedeniyle, her bir

adımda kullanılan tekniklere ve DFSS

(tasarımda altı sigma) yaklaşımına

değinemiyoruz.

Arçelik’te Altı Sigma Yolculuğu

Arçelik 1990’lı yıllarda başlattığı

toplam kalite yolculuğuna,

1998’de altı sigma yaklaşımını

entegre etmiştir ve uygulamalarını

gelişen organizasyona paralel olarak

yaygınlaştırarak devam etmektedir.

Altı sigma yolculuğumuzun önemli

aşamalarını şöyle sıralayabiliriz:

• 1998 - Genel müdür inisiyatifiyle

başlangıç

• 1999 - İlk karakuşak projelerinin

gerçekleşmesi

• 1999 - Arçelik ile TEE, Ardem ve

satış şirketlerinin birleşmesi

• 2002 - Üretim dışı süreçlerde altı

sigma eğitimlerinin verilmesi

• 2003 - Altı sigma

organizasyonunun yeniden

yapılanması

• 2003 Mayıs - Yeni dönem

karakuşak projeleri

Bahadır AKIN Arçelik Kalite Sistemleri ve Altı Sigma Yöneticisi

Page 23: Anahtar aralik 2013 2122013170552

21ARALIK 2013

• 2003 Ekim - Yeni dönem ilk

Türkçe yeşilkuşak eğitimi

• 2004 - Yeni dönem ilk Türkçe

karakuşak eğitimi

• 2005 - Arctic şirketimizde

(Romanya) altı sigma

eğitimlerinin verilmesi

• 2006 - Kalite sistemleri ve

altı sigma organizasyonunun

birleşmesi

• 2011 - Beko LLC şirketimizde

(Rusya) altı sigma eğitimlerinin

verilmesi.

Arçelik’te Altı Sigma Organizasyonu

Şirket çapındaki tüm altı sigma

faaliyetleri merkezi bir birim olan

Kalite Sistemleri ve Altı Sigma

Yöneticiliği (KSASY) tarafından

koordine edilir ve yürütülür.

Her üretim işletmesinden sorumlu

bir altı sigma lideri vardır.

İşletmelerdeki altı sigma eğitim ve

projelerinin koordinasyonundan bu

liderler sorumludur.

Üretim dışı süreçlerde eğitim ve

proje koordinasyonunu KSASY

yapar. Bu birimlerde ve süreçlerde

KSASY, ilgili sistem yöneticilikleri

ile koordineli olarak altı sigma

faaliyetlerini planlar.

Kuşak yetiştirme ile ilgili koşullar şu

şekilde tanımlanmıştır:

Karakuşak Koşulları

• Dört hafta eğitim süresi

• İki adet başarıyla tamamlanmış

proje

• Sınavda başarılı olmak

Yeşilkuşak Koşulları

• İki hafta eğitim süresi

• Bir adet başarıyla tamamlanmış

proje

• Sınavda başarılı olmak.

Sertifikalı Kuşaklarımız

Şirket genelinde 12’si uzman

karakuşak, 113’ü karakuşak, 282’si

yeşilkuşak olmak üzere toplam 407

sertifikalı çalışanımız bulunmaktadır.

2013 yılı sonunda bu sayının 500

kişiyi bulması hedeflenmektedir.

Altı Sigma Projelerinin

Seçimi ve Yönetimi

Yönetim takımı, proje önerileri,

sistem denetimleri ve şirket hedefleri

doğrultusunda ihtiyaç duyulan

projeleri belirler. Şirket ana iş

hedefleri doğrultusunda oluşturulan

güncel bir önceliklendirme

metoduna göre, proje havuzunda

öncelik sıralaması yapılır.

Yönetim takımı, öncelikli projelerin

proje liderlerinin belirlenmesi için,

yıllık kaynak planlaması ve bireysel

hedefleri de göz önüne alarak,

kuşak adayları ve sertifikalı kuşakları

değerlendirir.

Eğitim alacak olan adayların ilk

projeleri, aday henüz öğrenim

aşamasında olduğu için nispeten

daha kolay konulardan ve hâkim

olduğu süreçlerden seçilir.

11 farklı iş biriminde yer alan altı

sigma liderleri ile proje liderlerine

projeleri boyunca periyodik olarak

koçluk desteği verilir.

Her üç ayda bir üst yönetimin

de katıldığı proje gözden

geçirme toplantıları düzenlenir.

Bu toplantılarla;

• Proje liderlerinin tanınması,

• Altı sigma metodolojisinin şirket

içi tanıtımı,

• Yapılan faaliyetlerin paylaşımı ile

iletişimin artırılması,

• Düzenli geri besleme sağlanarak

proje başarı oranının artırılması

sağlanır.

Altı Sigma Proje Sayılarımız

2012 yılında 340 adet altı sigma

projesi tamamlanmıştır.

2013 yılı sonu itibarıyla 450 adet

altı sigma projesinin tamamlanması

planlanmaktadır.

Altı Sigma ile Sağlanan

Parasal Kazançlar

Son üç yıldaki proje adetleri ve

bunlarla sağlanan kazançlar şu

şekildedir:

• 2011 - 257 proje 11.5 mio TL

• 2012 - 340 proje 14.0 mio TL

• 2013 - 450 proje 20.0 mio TL

(tahmini).

Altı Sigma Bir Kurumdaki

Kültürü Nasıl Değiştirir?

• Organizasyon ve süreç

hedeflerini uyumlu hale getirir.

• Süreçleri şeffaf ve yönetilebilir

kılar.

• Sağladığı yaklaşım ve araç

seti ile süreçlerin etkinlik ve

verimliliğini artırır.

• Verilerin istatistiksel analizine

dayalı bir karar mekanizması

sağlar.

• Müşteri odaklılığı sağlar.

• Takım halinde çalışmayı teşvik

eder.

• Sürekli kârlılık artırıcı bir

platform yaratır.

Page 24: Anahtar aralik 2013 2122013170552

22 ARALIK 2013

Yaşar Topluluğu sürdürülebilirlik,

gelişim, yenileşim ve verimlilik

konularında, değerleri ışığında

ilerlemeyi ilke edinmiş bir

topluluktur. Bu yaklaşım ile

kuruluşundan bugüne birçok “ilk”e

imza atmış ve inovatif yaklaşımı

verimlilik temeline oturtarak

bugünlere başarıyla gelmiştir.

Verimliliği artırmaya yönelik projeleri

teşvik edip ödüllendirmeyi aynı

zamanda uygulanabilir yeni projeleri

süreç yönetimine kazandırmayı

hedefleyen bu yarışmanın temelini

doğal olarak verimlilik kavramı

oluşturmaktadır. Verimlilik kavramı,

her kurum ve her kişiye göre farklı

tanımlansa da Japon Verimlilik

Merkezi’nin (Japan Productivity

Center - JPC) benimsemiş olduğu

tanıma göre; doğru olan işleri,

doğru bir biçimde ve ekonomik

bir çalışmayla gerçekleştirmeyi

hedefleyen akılcı bir yaşam biçimidir.

Başka bir deyişle verimlilik, zihinsel

bir tutum olarak, ilerlemenin ve

sürekli kalkınmanın itici gücüdür.

Mevcut durumu daha da iyileştirme,

ekonomik ve sosyal hayatın değişen

şartlarına uyum sağlama üzerine

yapılan çalışmaların, verimliliğin

özünü oluşturduğu görülmektedir.

Özetle bugün verimlilik, ekonomik

ve örgütsel yeteneklerin yanı sıra

doğal yaşamı ve çevreyi korumak,

çalışanlara iyi bir yaşam ve çalışma

şartları sağlamak, koşulları ve

kaynakları en akılcı biçimde

kullanmak olarak da tanımlanabilir.

Şirketlerimizin doğmasında ilke

olan bu yaklaşım, çalışanlarımızın

verimliliği artırmaya yönelik

çalışmalar yapmalarını teşvik etmek

ve bu çalışmaları ödüllendirmek

amacıyla 2005 yılından bu yana

Verimlilik Yarışması başlığı altında

toplanan bir yarışma platformunda

yürütülmektedir.

Kurumsal değerlerimizden

biri olan “Operasyonel

Mükemmelliyetçiliğimiz”

değerimizi yaşatan ve bu

değerimizin tutundurulması ve

içselleştirilmesinde önemli bir yeri

olan Yaşar Topluluğu Verimlilik

Yarışması, yönetmelik kapsamında

yürütülmektedir.

Çalışanlarımızın Verimlilik Yarışması

sürecine başvuru yapabilmeleri için

öncelikli olarak aday projelerin ana

hedefinin "verimlilik" olması esası

aranır. Ayrıca iki ve üzeri sayıda

çalışanın oluşturduğu bir ekip

tarafından hazırlanması, yönetmelik

ile belirlenen süre ve EBIT (Earnings

Before Interest & Taxes) getirisi

koşullarını sağlaması gerekmektedir.

Yaşar Topluluğu Verimlilik

Yarışması’na bugüne kadar 381 kişi

158 projeyle başvuruda bulunmuş,

toplamda 36 milyon TL’nin üzerinde

EBIT getirisi sağlanmıştır. Bu tasarruf

kazanımının yanı sıra çalışanlarımızın

da bazı kazanımları olduğunu bu

süreçte görüyoruz. Bu kazanımlar

Verimlilik Yarışması koşulları

açısından incelendiğinde;

• Konusu “verimlilik” olan

projelerin kabul edilmesi ile

çalışanlarımızın doğru analiz

yapmalarına,

• Verimliliğin tek başına sağlanan

bir unsur olmaması sebebiyle

takım çalışması yapılmasına,

• 12 aylık süre kısıtı ile zamanın

doğru kullanılmasına,

• Tasarruf hedefiyle de “sonuç

odaklı” çalışılmasına katkı

sağlamaktadır.

Verimlilik Yarışması başvuru

sürecinin tamamlanmasının

ardından süreç ilk olarak projelerin

başvuru kriterlerine uygunluğunun

incelenmesiyle başlamaktadır.

Başvuru kriterlerine uyan projeler,

Grup/Şirket Ön Değerlendirme

Komiteleri tarafından değerlendirilir.

Her Grup/Şirket Ön Değerlendirme

Komitesi’nin yönetmelikte belirlenen

bir kontenjanı vardır ve bu kontenjan

baz alınarak finale kalacak olan

projeler belirlenir. Finale kalması için

belirlenen projeler Yaşar Holding

İnsan Kaynakları Departmanı’nda

Verimlilik Yarışması organizasyonu

sorumlusuna iletilir ve Yaşar Holding

Bütçe Kontrol ve Analiz Departmanı

tarafından bütçe şartlarına olan

uygunluğu kontrol edilir. Onay

alan projeler, Yaşar Holding üst

yönetimi ve grup dışından katılım

gösteren alanında uzman kişilerin

oluşturduğu Büyük Jüri'ye sunularak

özel ödüle hak kazanan proje/ler ve

yaratıcılık projesi belirlenir. Finale

kalmaya hak kazanan tüm proje ekip

üyeleri, Yaşar Holding tarafından

düzenlenen törenle ödüllendirilir.

Verimlilik Yarışması kapsamında

başvuran her bir proje için; proje

üyeleri, onların yöneticileri, İnsan

Kaynakları Departmanı Verimlilik

Yarışması temsilcileri, Verimlilik

Yarışması Komitesi, Grup/Şirket

Ön Değerlendirme Komiteleri,

Büyük Jüri, Bütçe Departmanları

ve tüm yöneticiler üstün gayret

göstermekte, operasyonel

mükemmeliyeti kurum değeri olarak

benimsemiş bir kurum olan Yaşar

Topluluğu verimliliği faaliyetlerinin

odak noktası olarak ele almaktadır.

Yaşar Topluluğu Verimlilik Yarışması Uygulaması

Page 25: Anahtar aralik 2013 2122013170552

23ARALIK 2013

Verimlilik alanında güncel

bilimsel çalışmaların sonuçlarının

paylaşılacağı, işletme düzeyinde

verimlilik artırma yöntemleriyle

bu yöntemlerin başarılı uygulama

örneklerinin sunulacağı ve güncel

verimlilik politika ve stratejilerinin

tartışılarak öneriler geliştirileceği

IV. Ulusal Verimlilik Kongresi,

üniversiteler, kamu kurum ve

kuruluşları, meslek örgütleri, sivil

toplum kuruluşları ve iş dünyasının

temsilcilerini bir araya getirecek.

Kongre’de, imalat sanayi odağında

işgücü, sermaye, teknoloji, iş sağlığı

ve güvenliği, temiz üretim gibi

konular verimlilik bağlamında ele

alınacak. Kongre’nin odağında imalat

sanayi yer almakla birlikte, kapsamı

bununla sınırlı kalmayarak, hizmetler

sektörü ve kamuda verimlilik gibi

konulara da yer verilecek.

Kongre’nin programı; Bilim, Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarı

Prof. Dr. Ersan Aslan'ın

moderatörlüğünü yapacağı

''Müsteşarlar Oturumu''

ile başlayacak. Ardından

moderatörlüğünü Bilkent

Üniversitesi İktisat Bölüm Başkanı

Doç. Dr. Selin Sayek Böke’nin

yapacağı panelle devam edecek.

“Orta Gelir Tuzağından Kurtulmada

Verimliliğin Rolü” başlıklı panele;

Prof. Dr. Seyfettin Gürsel

(Bahçeşehir Üniversitesi,

BETAM Direktörü),

Doç. Dr. İzak Atiyas (Sabancı

Üniversitesi, REF Direktörü) ve

Doç. Dr. Şeref Saygılı (Türkiye

Cumhuriyet Merkez Bankası,

IV. Ulusal Verimlilik Kongresi Ankara’da Gerçekleştirilecek

Ekonomist) panelist olarak katılacak.

Verimliliğin makroekonomik

bir perspektiften ele alınacağı

panellerin ardından programda yer

alan çağrılı bildiri ve hakemli bildiri

oturumlarıyla bölgesel, sektörel ve

mikro düzeyde verimlilik analizleri

dinleyicilerle paylaşılacak.

Kongre programı kapsamında

20’nin üzerinde çağrılı

konuşmacının katılacağı oturumlar

gerçekleştirilecek. Bu çağrılı bildiri

oturumlarının konuları ve oturum

başkanları ise şöyle:

• Makro Düzeyli Çevresel

Verimlilik Göstergeleri

(Prof. Dr. Osman Zaim, Kadir Has

Üniversitesi);

• Türkiye’de Temiz Üretimin

Mevcut Durumu,

(Prof. Dr. Bülent Keskinler,

Gebze Yüksek Teknoloji

Enstitüsü);

• Örnek Temiz Üretim Uygulamaları

(Doç. Dr. Ertan Durmuşoğlu,

TÜBİTAK MAM Çevre ve Temiz

Üretim Enstitüsü);

• Ar-Ge, İnovasyon ve

Verimlilik İlişkileri

(Doç. Dr. Teoman Pamukçu,

ODTÜ TEKPOL)

• İş Sağlığı Güvenliği ve Verimlilik

(Prof. Dr. A. Gürhan Fişek,

Ankara Üniversitesi Öğretim

Üyesi ve Fişek Vakfı);

• Kamuda Verimlilik

(Prof. Dr. Eyyup Günay İsbir,

TODAİE);

• Verimlilik ve Ar-Ge

Uygulamalarında Üniversite

Sanayi İşbirliği Örnekleri

(Doç. Dr. Bahar Yetiş Kara,

Bilkent Üniversitesi).

Çağrılı bildiri oturumlarının yanı sıra,

Kongre programında 50’nin üzerinde

bildirinin sunulacağı hakemli

bildiri oturumları da yer alacak. Bu

oturumların konu başlıkları ise şu

şekilde:

• İşletmelerde Verimlilik

Artırıcı Uygulamalar

(Prof. Dr. Ramazan Aktaş,

TOBB ETÜ),

• Verimlilik ve Ekonomik Büyüme,

• Ulusal, Bölgesel ve Sektörel

Verimlilik Analizleri,

• Ar-Ge ve Yenilikte Politika

Araçlarının Etkililiği,

• İş Sağlığı ve Güvenliği

Uygulamalarının Verimliliğe

Etkileri (Yard. Doç. Dr.

Çağla Ünlütürk Ulutaş,

Pamukkale Üniversitesi),

• Finans Sektöründe Verimlilik,

• Kamu Hizmetlerinde İşgücü

Verimliliği,

• Enerji Verimliliğini Artırıcı

Tasarım ve Uygulamalar

(Erdal Çalıkoğlu, YEGM),

• Temiz Üretim Uygulama ve

Destekleri,

• Hizmetler Sektöründe İşgücü

Verimliliği.

Kongreye ilişkin ayrıntılı bilgi,

www.verimlilikkongresi.gov.tr

adresinden edinilebilir.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün ev sahipliğinde düzenlenen IV. Ulusal Verimlilik Kongresi, 10-12 Aralık 2013 tarihleri arasında Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde gerçekleştirilecek.

Page 26: Anahtar aralik 2013 2122013170552

24 ARALIK 2013

2012 yılının Eylül ayında,

Verimlilik Genel Müdürlüğü

koordinatörlüğünde hazırlıklarına

başlanmış olan Verimlilik Stratejisi

ve Eylem Planı (2014-2017) Belgesi

(VSEP) taslağı yayımlanarak ilgili

kurum ve kuruluşlar ile ülke

genelindeki bütün üniversitelerin

görüş ve değerlendirmelerine açıldı.

Verimlilik Politikaları ve Araştırma

Dairesi Başkanlığı tarafından

yürütülmekte olan VSEP hazırlıkları,

Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi

(2011-2014) kapsamında,

“verimlilik politika ve stratejisinin

oluşturulması” yönünde alınan

karar ve 2013 yılı Programında yer

alan ilgili tedbir doğrultusunda

yürütüldü. Türkiye’nin son dönemde

yakalamış olduğu yüksek büyüme

performansının sürdürülebilir

kılınmasında ve yüksek katma

Verimlilik Stratejisi ve Eylem Planı (2014-2017) Hazırlıklarında Son Aşamaya Gelindi

değerli teknoloji üretimine dayalı

sanayi yapısının oluşmasında,

verimlilik artışlarıyla elde edilecek

kazanımları en yüksek ölçüye

çıkarma kaygısıyla yürütülen

çalışmalar, ulusal düzeyde belirlenen

politika ve stratejiler temel alınarak

sürdürüldü. Verimlilik alanındaki

gelişmelerin veri ve analizler yoluyla

değerlendirilmesi ve toplulaştırılması

amacıyla geniş kapsamlı bir durum

analizi çalışmasıyla zenginleştirilen

VSEP’in temel amacı, paydaşların

görüş ve önerileri de esas alınarak

“sanayinin verimlilik temelli yapısal

dönüşümünü hızlandırmak”

şeklinde tanımlandı. Belirlenen

temel amaç doğrultusunda, sanayide

öngörülen dönüşümün dört ana alan

üzerinde inşa edilmesi ve stratejilerin

bu alanlar üzerinden geliştirilmesi

kararlaştırıldı:

Dönüşüm Alanı 1: İşgücünün niteliği

ve istihdam,

Dönüşüm Alanı 2: İş ve yatırım

ortamı,

Dönüşüm Alanı 3: Sürdürülebilir

üretim,

Dönüşüm Alanı 4: Firmaların

Ar-Ge, yenilik ve verimlilik uygulama

kapasitesi.

Bu dönüşüm alanları kapsamında

izlenecek stratejiler ise, altı yatay

politika aracı zemininde tanımlandı:

Yatay Politika Aracı 1: Plan,

program ve stratejiler,

Yatay Politika Aracı 2: Finansal

destekler ve teşvikler,

Yatay Politika Aracı 3: Hukuki ve

idari düzenlemeler, kamu alımları ve

yatırımlar,

Yatay Politika Aracı 4: Üretimin

mekânsal organizasyonu ve

işbirlikleri,

Yatay Politika Aracı 5: Araştırma,

veri ve analiz altyapısı,

Yatay Politika Aracı 6: Eğitim,

bilinçlendirme ve geliştirme

programları.

Belirlenen dönüşüm alanları ve

yatay politika araçları kapsamında,

yine çeşitli tarafların görüş,

değerlendirme ve önerileri ile

yapılan analiz çalışmalarının çıktıları

doğrultusunda, taslak belgede altı

amaç ve bu amaçlar altında, 107

eylem önerisi ortaya kondu:

Amaç 1: Verimlilikle ilgili alanlarda

politika oluşturma süreçlerini

güçlendirmek ve izlenebilirliği

artırmak.

Amaç 2: Ülke ölçeğinde işgücü

verimliliğini artırmaya yönelik olarak

eğitim sistemi ile işgücü piyasası

arasındaki uyumu güçlendirmek

ve insan odaklı bir perspektifle

işgücüne katılımın ve sürekli

istihdamın önündeki engelleri

kaldırmak.

Amaç 3: Rasyonel ilkeler

doğrultusunda işleyen, rekabetçi bir

iş ve yatırım ortamı oluşturulmasına,

yatırımcıların yönlendirilmesine ve

finansmana erişim olanaklarının

iyileştirilmesine yönelik tedbirlerle

sermaye verimliliği oranlarını

yükseltmek.

Page 27: Anahtar aralik 2013 2122013170552

25ARALIK 2013

Amaç 4: Sanayide sürdürülebilir bir

üretim altyapısına dönüşüm sürecine

ve uluslararası rekabet gücünün

artırılmasına katkı sağlayacak

uygulamaları ve teknolojileri

yaygınlaştırmak.

Amaç 5: Sanayinin planlı gelişimini

sağlamaya ve üretimin mekânsal

organizasyonuyla elde edilen

faydayı en yüksek düzeye çekmeye

yönelik olarak sanayi bölgeleri

ve kümelenme uygulamalarını

güçlendirmek ve taraflar arası ortak

iş yapma kapasitesini artırmak; bu

doğrultuda bölgesel ve sektörel güç

birlikleri oluşturmak.

Amaç 6: Başta KOBİ'ler olmak

üzere işletmelerin teknolojik

donanımlarını, verimlilik

uygulama ve Ar-Ge kapasitelerini

güçlendirmek.

VSEP genel strateji çerçevesi, bu

bağlamda tanımlanan alt bileşenler

ve oluşturulan eylem planı taslağına,

yine konuya ilişkin tarafların görüş

ve değerlendirmeleri temel alınarak

son şekli veriliyor. Taslak belgeye

ilişkin olarak kurum ve kuruluşlardan

gelen görüş ve değerlendirmeler

doğrultusunda strateji, amaç

ve eylemlerde uygun görülen

değişiklikler tamamlandıktan sonra,

belgenin teslim ve onay aşamasına

geçilecek. Verimlilik Stratejisi ve

Eylem Planının 2014 yılı başında

uygulamaya konması öngörülüyor.

VSEP Genel Çerçevesi

Page 28: Anahtar aralik 2013 2122013170552

26 ARALIK 2013

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) tarafından 21-23 Ekim 2013 tarihlerinde Paris’te düzenlenen Sanayi Analizleri Çalışma Grubu (Working Party on Industry Analysis-WPIA) toplantısı ile Sanayi Analizleri Çalışma Grubu ve Sanayi, Yenilik ve Girişimcilik Komitesi (Committee on Industry, Innovation and Entrepreneurship-CIIE) tarafından organize edilen Verimlilik Çalıştayı’na, Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Gül Taşkıran Battal katıldı.

21-22 Ekim 2013 tarihlerinde gerçekleşen WPIA toplantısında, açılış konuşmalarının ardından sanayiye dönük analizlerin istatistiksel altyapısının güçlendirilmesi amacıyla son dönemde OECD tarafından gerçekleştirilen çalışmalar aktarıldı. Bu bağlamda Yapısal Analiz (Structural Analysis-STAN) veritabanı ve Ticarette Katma Değer (Trade in Value Added-TiVA) göstergelerine

OECD Sanayi Analizleri Çalışma Grubu Toplantısı ve

Verimlilik Çalıştayı Paris’te Gerçekleştirildi

ilişkin bilgilendirmeler yapıldı. Sonraki oturumlarda bilgiye dayalı sermayenin (knowledge based capital) ölçümü, verimliliğe etkileri, patent ve telif hakları, girişimcilik, endüstriyel tasarım vb. konulara ilişkin geliştirilen göstergeler ve bu göstergelere dayalı olarak yapılmış karşılaştırmalı çalışmalara ait sunumlar gerçekleştirildi. Buna ek olarak OECD tarafından çalışmaya katılan ülkelerle ortak olarak yürütülen, firma ölçeğinde mikro verilere dayanan, firma dinamiklerini ve verimliliklerini ortaya koyan “Dynemp” ve “Multiprod” projelerine ilişkin olarak elde edilen ilk sonuçlar, karşılaşılan güçlükler ve muhtemel işbirliği alanları üzerinde görüşüldü.

22-23 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Verimlilik Çalıştayı’nda ise açılış konuşmalarının ardından yine firma düzeyinde verilere dayalı olarak gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları paylaşılarak firmaların piyasaya giriş çıkış koşullarının, büyümelerinin istihdam ve verimlilik üzerindeki etkileri vurgulandı. Sonraki oturumda ise firma büyüklüğünün verimlilik üzerindeki etkilerini yansıtan çalışmaların sonuçları paylaşılarak firma büyüklüğünü etkileyen politika araçlarının kaynak dağılımı ve dolayısıyla ekonomi üzerindeki etkileri üzerinde duruldu. Üçüncü oturumda verimlilik ve rekabet edebilirliğin mikro düzeydeki belirleyicileri ve bunların makro düzeyde rekabet edebilirlik ve verimlilik ile ilişkisini konu alan sunumlar gerçekleştirildi. Son olarak, yenilik ve bilgiye dayalı sermayenin verimliliğe katkısı ile yenilik ve bilgiye dayalı sermayeye yapılacak yatırımların artmasını sağlayacak politikalar konulu sunumlar yapıldı.

23 Ekim’de Paris’te gerçekleşen OECD toplantısı ile İstanbul’da düzenlenen Bilgi Ekonomisi Küresel Forumu’nda OECD Bilim, Teknoloji ve Sanayi Karnesi 2013’ün (Science, Technology and Industry (STI) Scoreboard 2013) tanıtımı yapıldı. OECD tarafından iki yılda bir yayınlanan Bilim, Teknoloji ve Sanayi Karnesi; rekabetçiliği, verimliliği ve iş yaratmayı besleyen faktörler olan bilim, teknoloji, yenilik ve girişimciliğin sürdürülebilir büyümeyi sağlamada da önemli mekanizmalar olduğunu vurgulamaktadır. OECD STI Scoreboard 2013, içeriğindeki 260 gösterge ile OECD üyesi ve üye olmayan diğer önemli ülkelerin yönetimlerinin birçok alanda daha etkili politikalar üretmelerini ve hedeflerine yönelik olarak bunları izlemelerini sağlamayı amaçlamaktadır.

Ulusal ve uluslararası pek çok kurum ve kuruluşla işbirliği içerisinde hazırlanan yayında, ülkelerin sağladığı istatistikler doğrultusunda istihdamdan kriz ortamında yaşanan iş kayıplarına, sektörel çeşitlilikten patent sayılarına kadar bilgi ekonomisi, yenilik ve büyümenin yeni alanlarına ilişkin karşılaştırmalara ulaşmak mümkün olmaktadır.

Rapordan alınmış iki örnek şekil paylaşılmıştır. Şekil 1, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzdesi olarak gayri safi Ar-Ge harcamalarını göstermektedir. Ar-Ge harcamaları kimi ülkelerde 2001 yılında daha yüksekken, Türkiye’nin de içinde bulunduğu kimi ülkelerde ise 2011 yılında 2001 yılına göre daha yüksek gerçekleşmiştir. 2001 yılından 2011 yılına Türkiye’nin Ar-Ge harcamalarında küçük bir artış

Page 29: Anahtar aralik 2013 2122013170552

27ARALIK 2013

gözlenmekte ancak Türkiye şekilde de görüldüğü gibi OECD ve AB28 ortalamasının oldukça gerisinde yer almaktadır. Söz konusu alanda karşılaştırılan ülkeler arasında 2011 yılında en yüksek oranda harcamayı İsrail yapmışken en düşük harcamayı Şili gerçekleştirmiştir.

Şekil 2 ise Ar-Ge harcamalarında işletmelere yapılan devlet katkısının doğrudan fonlama ve vergi teşviki şeklinde ayrışmış halini göstermektedir. Buna göre Türkiye’de vergi teşviklerinin oranı 2006 yılından 2011 yılına gelindiğinde artmış, vergi teşviki yıllık büyüme oranı yaklaşık % 50,

doğrudan fonlama yıllık büyüme oranı ise yaklaşık % 7 düzeyinde gerçekleşmiştir.

Sunulan grafikler çalışmadan alınan örnekler olup yayının tamamına OECD web sitesinden ulaşılabilmektedir.*

* http://www.oecd-ilibrary.org/science-and-technology/oecd-science-technology-and-industry-scoreboard-2013_sti_scoreboard-2013-en

Şekil 1: Gayri Safi Ar-Ge Harcaması 2001 ve 2011 (gayri safi yurtiçi hasılanın yüzdesi olarak)

Şekil 2: Özel Ar-Ge harcamalarına doğrudan fonlama ve vergi teşviki olarak devlet desteği 2006-

2011 (toplam desteğin yüzdesi olarak, yıllık büyüme oranları ile)

Page 30: Anahtar aralik 2013 2122013170552

28 ARALIK 2013

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ile VGM İşbirlikleri Devam Ediyor

Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün

(VGM), Birleşmiş Milletler Çevre

Programı, Teknoloji Sanayi ve

Ekonomi Birimi (UNEP-DTIE) ile

yürüttüğü ortaklaşa çalışmalar

kapsamında son olarak Ankara ve

İstanbul’da Karbon Ayak İzi Eğitimleri

ve Gebze’de 1. Yaşam Döngüsü

Analizi Toplantısı düzenlendi.

Genel Müdürlüğümüzün

12-16 Kasım 2012 tarihinde

UNEP-DTIE tarafından Fransa,

Paris’te organize edilen ”Karbon

ve Su Ayak İzi Eğiticilerin Eğitimi”

Çalıştayına katılması ile başlayan

işbirlikleri, Avrupa Komisyonu ve

UNEP tarafından Fransa’da UNESCO

Genel Merkezinde düzenlenen

II. Uluslararası Yaşam Döngüsü

Analizi Toplantısında ülkemizin

Genel Müdürlüğümüzce temsil

edilmesi ile hız kazanmıştır.

8-10 Nisan 2013’te gerçekleşen

II. Uluslararası Yaşam Döngüsü

Analizi Toplantısı’nda Türkiye

Delegasyonu olarak yürüttüğümüz

çalışmalar sonucunda, ülkemizin

UNEP’in gerek Yaşam Döngüsü

Analizi (YDA), gerekse YDA-bazlı

çevresel ayak izi gibi konularda

sağladığı hizmet ve desteklerden

yeterince faydalanmadığının altı

çizilmiş ve diğer ülkelerde yürütülen

benzer çalışmaların ülkemizde de

yürütülmesine ilişkin taleplerimiz

aktarılmıştır.

Bu toplantıyı takiben 6 Haziran 2013

tarihinde, Genel Müdürlüğümüz,

UNEP, DTIE ve Boğaziçi Üniversitesi

Sürdürülebilir Kalkınma ve

Temiz Üretim Merkezi işbirliği ile

İstanbul’da “Türkiye’de YDA ve

Yaşam Döngüsü Düşüncesinin

Yaygınlaştırılması Çalıştayı”

düzenlenmiştir. Boğaziçi Üniversitesi

ev sahipliğinde ve ERSCP-EMSU

Konferansı kapsamında düzenlenen

Çalıştayda, ülkemizde özellikle

ulusal YDA verisinin eksikliğine

dikkat çekilmiş, bu eksikliğin

giderilmesi için gelişmiş ülkelerde

olduğu gibi ülkemizde de ulusal

YDA veritabanlarına ihtiyaç olduğu

vurgulanmıştır. Çalıştayda ayrıca

ülkemizde YDA-bazlı çevresel

ayak izi konusunda ilgi düzeyinin

yüksek olduğu ve konuyla kapasite

oluşturulmasına ihtiyaç olduğu

vurgulanmıştır.

Söz konusu Çalıştayı takiben, karbon

ayak izi konusunda Türkiye’de

kapasite oluşturulabilmesi

amacıyla Genel Müdürlüğümüz

ve UNEP işbirliği ile karbon ayak

izi konusunda temel bilgileri

içeren bir eğitim paketi hazırlanıp

Türkçeye çevrilmiştir. Ankara ve

İstanbul'da sanayicilere yönelik

düzenlenen ve iki gün süren

Ankara I. OSB Müdürlüğü, 7 - 8 Kasım 2013Ankara I. OSB Müdürlüğü, 7 - 8 Kasım 2013

Page 31: Anahtar aralik 2013 2122013170552

29ARALIK 2013

“Karbon Ayak İzi” Eğitimlerinden ilki

7-8 Kasım 2013 tarihleri arasında

Ankara I. OSB Müdürlüğü'nde

(Sincan OSB) Türkçe olarak, ikincisi

ise 11-12 Kasım 2013 tarihlerinde

İstanbul Sanayi Odası'nda İngilizce

olarak gerçekleştirilmiştir. Genel

katılıma açık ve ücretsiz olarak

gerçekleştirilen eğitimlere imalat

sanayisinde üretim yapan farklı

sektörlerden toplam 80 firma

temsilcisi ve çevre yöneticisi katılım

sağlamıştır. İstanbul’daki eğitimde

ayrıca Mısır, Fas ve Rusya’da bulunan

Temiz Üretim Merkezleri’nden yedi

temsilci yer almıştır.

İşletmelerin üretim ve operasyonel

süreçlerinden kaynaklanan ve sera

etkisi yaratan gaz salımlarını içeren

karbon ayak izi konusunda temel

bilgilerin aktarıldığı eğitimde, UNEP

Uzmanı Tracey Colley ile birlikte

UNEP tarafından düzenlenen

Karbon Ayakizi Eğiticilerin Eğitimi

Programını tamamlayan ve GHG

Protocol sertifikasına sahip eğiticiler

Özlem Durmuş (BSTB VGM, Sanayi ve

Teknoloji Uzmanı) ve Selda Cabbar

(Karbon Danışma) eğitici olarak

görev almıştır. Eğitimin ilk gününde

karbon ayak izi kavramına giriş, amaç

ve kapsam belirleme ile envanter

analizi konularına yer verilmiştir.

İkinci gün ise etki değerlendirmesi

ve karbon ayak izi azaltımına

yönelik örnek uygulama çalışmaları

gerçekleştirilmiştir. Eğitimlerde

karbon ayak izi azaltımı ve enerji

verimliliği ilişkisine vurgu yapılarak,

işletmelerin çevresel etkilerini

azaltırken aynı zamanda ekonomik

kazanımlar da elde edilen örnekler

üzerinde durulmuştur. Katılımcılar

tarafından ilgiyle takip edilen

eğitimler sonrasında UNEP imzalı

sertifikalar dağıtılmıştır. İşletmelerin

karbon ayak izi konusunda temel

düzeyde bilgilendirilmesini

hedefleyen bu giriş eğitimlerinin

ardından sektörel düzeyde örnek

uygulamalara odaklanan çalıştaylar

gerçekleştirilmesi ihtiyacı dile

getirilmiştir.

Genel Müdürlüğümüz ayrıca,

ülkemizde ulusal YDA verisinin

eksikliği ve bu eksikliğin

giderilmesine yönelik bir YDA

veritabanının kurulabilmesi

konusunda da konunun

uzmanlarının bir araya gelip

görüş alışverişinde bulunmasını

sağlamak üzere 1. Yaşam Döngüsü

Analizi Toplantısını düzenlemiştir.

13 Kasım 2013 tarihinde UNEP

DTIE’nin de katılımı ile ve TÜBİTAK

MAM ev sahipliğinde Gebze’de

gerçekleştirilen toplantıda Türkiye’de

yaşam döngüsü yaklaşımının

yaygınlaştırılması için önerilerden

oluşan ve bu konuda yapılması

gerekenleri ortaya koymayı

amaçlayan bir Yol Haritası Belgesi

üzerinde tartışılmıştır. Genel

Müdürlüğümüz moderasyonunda

yürütülen ve UNEP DTIE Uzmanı

Tracey Colley’in dünyadaki Ulusal

YDA Veritabanları ve UNEP’in

konuyla ilgili rehberlik destekleri

hakkında bilgi verdiği toplantı

sonuçları derlenip katılımcıların

geri bildirimine sunulduktan sonra

konuyla ilgili Yol Haritası Belgesi

oluşturulacak ve çalışmalara devam

edilecektir.

İstanbul Sanayi Odası, 11 - 12 Kasım 2013İstanbul Sanayi Odası, 11 - 12 Kasım 2013

TÜBİTAK MAM, 13 Kasım 2013TÜBİTAK MAM, 13 Kasım 2013

Page 32: Anahtar aralik 2013 2122013170552

30

Makale KAMUDA BİREYSEL PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ

ARALIK 2013

Verimlilik kavramı tüm kaynaklardan

en etkili faydayı elde etmekle ve

bunlardan en yüksek katma değeri

kazanmakla ilgilidir.1 Bu bağlamda,

en önemli üretim faktörü olan

insan kaynağının verimliliğinin

artırılması, örgüt performansının

artışında belirleyici bir unsur

olmaktadır. Motivasyon, eğitim,

ücret, ödüllendirme gibi insan

kaynağının verimliliğini etkileyen

birçok faktör bulunmaktadır.

Doğru bir şekilde tasarımlandığı ve

uygulandığı takdirde Performans

Yönetim Sistemi’nin (PYS) de

insan kaynağının verimliliğini

artıran önemli bir faktör olduğu

söylenebilir.

Performans yönetimi, örgüt

hedeflerinin başarılması için

birey ve takım performanslarının

geliştirilmesine yönelik sistematik

bir yaklaşımdır.2 Literatür

incelendiğinde birçok kaynakta

“performans değerlendirme”

ile “performans yönetimi”

kavramlarının eş anlamlı olarak

kullanıldığı görülmektedir.

Performans değerlendirme,

bir diğer ifadeyle çalışanların

performansına not verme çalışması

PYS’nin sadece bir aşamasıdır. PYS

Kamuda Bireysel Performans Yönetim Sistemi Nehir AKŞİRİN BORLUK / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı

(Verimlilik Genel Müdürlüğü)

ise çalışanların performanslarının

planlanması, izlenmesi ve rehberlik

edilmesi, değerlendirilmesi ve

geliştirilmesi üzerine odaklanan

bütünleşik bir süreçtir. Bu süreçten

sadece performans değerlendirmeyi

seçerek diğer süreçleri göz

ardı etmek çalışan verimliliğini

artırmayacağı gibi olumsuz etkilere

de neden olacaktır. Çalışan güçlü

ve zayıf yönlerini bilemeyecek,

eksikliklerini gidermek için kendini

geliştiremeyecek ve sonunda

da performans değerlendirmeyi

bir cezalandırma aracı olarak

algılayacaktır.

PYS özellikle 1980’den sonra

“toplam kalite yönetimi” ile

yaygınlaşan ve organizasyonlar

tarafından kullanılmaya başlanan

bir sistemdir. Toplam kalite yönetim

sisteminin benimsenmesiyle

çalışan memnuniyeti, motivasyonu

ve ödüllendirilmesi, performans

değerlendirme ve ölçme

yöntemlerinin kullanılması gibi PYS

unsurları önem kazanmıştır.

Değişimin en güçlü araçları olarak

görülen performans yönetim

sistemleri, ülkemizde ilk olarak

1986 yılında, kamu kesiminde,

örgüt kültürüne ve kurumsal

özelliğe değişim getirmek amacıyla,

657 Sayılı Devlet Memurları

Kanunu’nun öngördüğü “Sicil

Sistemi” adı altında uygulanmaya

başlanmıştır. 2011 yılında kabul

edilen 6111 Sayılı Kanun’la “Başarı,

Üstün Başarı Değerlendirmesi

ve Ödül” maddesi yeniden

düzenlenmiş ve “kamu kurum ve

kuruluşları yürütmekte oldukları

hizmetlerin özelliklerini göz önünde

bulundurarak memurlarının

başarı, verimlilik ve gayretlerini

ölçmek üzere, Devlet Personel

Başkanlığı’nın uygun görüşü

alınmak kaydıyla, değerlendirme

ölçütleri belirleyebilir” maddesi

eklenmiştir. Ayrıca, kanunda

başarılı performans gösteren devlet

memurlarının ödüllendirilmesine

ilişkin maddelere de yer verilmiştir.

Kanunda yapılan söz konusu

değişiklikle kamuda sicil sisteminin

kaldırılarak objektif kriterlere dayalı

PYS’ye geçilmeye başlanacağı

söylenebilir.

Ülkemizde performans

değerlendirme çalışmaları, özel

sektör işletmeleri tarafından, 1970'li

yıllarda kullanılmaya başlanmıştır.

Günümüzde, işletmelerin

çalışanlarının performanslarını

1 Prokopenko, J., North, K. (2011). Verimlilik ve Kalite Yönetimi: Modüler Program. Ankara: T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürlüğü Yayınları:716.2 Hendry, C., P. Bradley and S. Perkins. 1997. "Missed a Motivator?" People Management 3(10): 20-25.

Page 33: Anahtar aralik 2013 2122013170552

31

KAMUDA BİREYSEL PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ Makale

ARALIK 2013

geliştirmek için kullandığı

uygulamalar incelendiğinde, birçok

kurumsal örgütün artık performans

değerlendirme yaklaşımından

etkin PYS yaklaşımına geçtiği

gözlenmektedir.

Uygulama Örneği

Bilim, Sanayi ve Teknoloji

Bakanlığı’nda, çalışanların

performanslarını artırmak ve

çalışanları Bakanlığın hedefleri

doğrultusunda geliştirmek amacıyla

Sanayi Genel Müdürlüğü (SGM)

pilot birim olarak belirlenerek

‘Performans Yönetim Sistemi’

çalışmaları başlatılmıştır. Verimlilik

Genel Müdürlüğü (VGM) uzmanları

yönlendiriciliğinde gerçekleştirilen

çalışmada SGM’nin hizmet

birimlerinden oluşturulan bir proje

ekibi de görev almıştır.

Performans Yönetim Sistemi

Ön Çalışmaları

Bir kurumda PYS kurulmadan

önce bazı ön çalışmaların

gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Bunlar;

• Örgüt amaçlarının ve

hedeflerinin tanımlanması,

• Örgüt amaç ve hedeflerine

uygun organizasyonel yapının

kurulması,

• Birim amaç ve hedeflerinin

tanımlanması,

• Örgüt kültürünün incelenmesi

olarak sıralanabilir. Bu doğrultuda

öncelikle, Bakanlığın misyon, vizyon

ve değerleri stratejik amaçları

ve bu doğrultuda hazırlanan

2013-2017 Stratejik Planı

incelenmiştir. Daha sonra SGM’nin

organizasyon yapısı incelenmiş

ve mevcut organizasyon yapısı

çerçevesinde mevcut iş unvanları

bazında iş tanımları hazırlanmıştır.

İş tanımlarında, işe ilişkin görev

ve sorumluluklar, yetkiler,

organizasyonel ilişkiler ve çalışma

koşullarının yanı sıra, işi yapacak

personelde aranması gereken

genel ve özel nitelikler yazılı

olarak tanımlanmıştır. Bakanlığın

“2013-2017 Stratejik Planı”nda

SGM’nin sorumluluğunda bulunan

amaç, hedef ve eylemler tespit

edilmiştir. Ayrıca, ön çalışmalar

kapsamında, çalışanların etkili bir

şekilde PYS’yi uygulayabilmelerini

sağlayabilmek amacıyla örgüt

kültürü de irdelenmiştir.

Performans Yönetim

Sistemi Tasarımı

Bakanlık için en uygun PYS’nin

kurulabilmesi için, pilot olarak

belirlenen SGM’de gerçekleştirilen

ön çalışmaların ardından, PYS’nin

tasarımı çalışmalarına başlanmıştır.

Sistem tasarımında öne çıkan

unsurlar aşağıda sıralanmaktadır:

• Performans değerlendirme

yöntemi

• Değerlendirmede kullanılacak

kriter ve standartlar

• Performans değerlendirme

formları

• Değerlendirici veya

değerlendiriciler.

PYS tasarımının önemli

aşamalarından biri, çalışan

performansının ölçümünde

kullanılacak performans

kriterlerinin belirlenmesidir.

Bakanlık çalışanlarına uygun

kriterlerin seçilmesi, iyi bir PYS’nin

kurulması için çok önemlidir.

Kriterler ne kadar doğru seçilirse

o kadar doğru ve güvenilir

veriler elde edilir. Bakanlık için

tasarımlanan sistemde çalışanların

“hedef” ve “yetkinlikler” aracılığıyla

değerlendirilmesi öngörülmektedir.

Hedef değerlendirmelerinin şube

müdürlükleri düzeyinde tutularak

birim performansının ölçülmesi

planlanmaktadır. Bunun en temel

nedeni, hizmet üreten kurumlarda

bireysel hedefler yerine takım

hedeflerinin belirlenmesinin

daha doğru bir yaklaşım

olmasıdır. Ayrıca, SGM tarafından

yürütülen çalışmaların daha çok

takım çalışmasına dayandığı da

gerçekleştirilen görüşmeler ve

gözlemler sonucunda belirlenmiştir.

Hedeflerin belirlenebilmesi

için öncelikle hedeflere ilişkin

performans göstergelerinin

oluşturulması gerekmektedir.

Daha sonra oluşturulan her

bir performans göstergesi için

performans standardı ve hedefi

belirlenmelidir. SGM şube

müdürlükleri için de bu yol takip

edilmiştir. Şube müdürlüklerinin

performans göstergeleri ve

hedefleri belirlenirken Bakanlığın

“2013-2017 Stratejik Planı”nda SGM

sorumluluğunda bulunan eylemler

ve performans göstergeleri

ile şube müdürlüklerinin

fonksiyonları dikkate alınmıştır.

Şube müdürlüklerinin performans

göstergeleri ve hedefleri SGM

organizasyon yapısındaki her bir

şube müdürlüğü için ayrı ayrı

Page 34: Anahtar aralik 2013 2122013170552

32

Makale KAMUDA BİREYSEL PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ

ARALIK 2013

oluşturulmuş ve sonuçta her

çalışanın belirlenen hedeflere

ulaşma derecesinden aynı biçimde

etkilenmesi sağlanmıştır.

Sistemde, bireysel performansın

ölçümünde, yetkinliklerin

değerlendirilmesi planlanmaktadır.

Yetkinlik, bir kişinin bir işte üstün

performans gösterebilmesi için

sahip olması gereken bilgi, beceri ve

kişilik özellikleri bütünüdür. SGM’de

çalışan personelin yetkinliklerini

belirlemek ve çok kaynaklı

değerlendirme yaklaşımının

Bakanlık için uygunluğunu

değerlendirmek amacıyla çalışan

ve yöneticilerin katıldığı odak

grup toplantıları düzenlenmiştir.

Odak grup toplantılarında

ortaya çıkan sonuçlar ile benzer

kuruluşların uygulamaları

değerlendirilmiş ve SGM’de

çalışanların tümü için geçerli olan

tek tip yetkinlik grubu yerine,

farklı kategoriler (daire başkanı,

şube müdürü, uzman-mühendis,

destek personel) için hazırlanan

yetkinlik gruplarının kullanılması

yaklaşımı benimsenmiştir. Dört

ayrı kategoride (daire başkanı,

şube müdürü, uzman-mühendis

grup, destek personel) yer alan

yetkinlikler tanımlanmış ve her

biri için davranışsal göstergeler

belirlenmiştir. Yetkinliklerin

davranışsal göstergelerinin tam

anlamıyla oluşturulabilmesi

açısından değişen sayıda gösterge

tanımlamasına gidilmiştir.

SGM için tasarımlanan sistem

çok kaynaklı değerlendirmeye

dayalı olduğundan, çalışanların

birbirlerini değerlendirmesine

ve değerlendirme sonuçlarının

toplulaştırılmasına yönelik

olarak, iki form tasarımlanmıştır.

Çalışanların birbirlerinin

performansını değerlendirmesini

sağlamak amacıyla “Performans

Değerlendirme Formu”

hazırlanmıştır. İkinci form ise,

nihai değerlendirme belgesi olan

“Performans Değerlendirme ve

Geliştirme Sonuç Raporu”dur.

“Performans Değerlendirme ve

Geliştirme Sonuç Raporu”nda

çalışanın güçlü yönlerinin ve

gelişim alanlarının düzenlenmesi

ve çalışanın bu doğrultuda

yönlendirilmesi için “Performans

Gelişim Planı” ile bir sonraki

performans dönemine ilişkin

gelişim hedef ve aktivitelerinin

belirlenmesine yönelik bölümler de

bulunmaktadır.

Bakanlık için tasarımlanan PYS çok

kaynaklı değerlendirmeye dayalı

olduğundan değerlendiriciler,

çalışanın ilk yöneticisi, beraber

çalıştığı iş arkadaşları ve

kendisidir. Yöneticiler için ise

değerlendiriciler, ilk yönetici, astları,

aynı pozisyonda bulunan diğer

yöneticiler ve kendisidir. Bununla

amaçlanan, çalışanın performansını

ölçerken farklı düzeylerdeki

insanların görüşlerini almak ve

değerlendirmelerin daha adil ve

nesnel olmasını sağlamaktır.

Çalışan sayısının fazla olduğu

kurumlarda çok kaynaklı

değerlendirme yaklaşımının

uygulanabilmesi ancak elektronik

bir sistemin hayata geçirilmesiyle

mümkün olabilecektir. Bu nedenle

tasarımlanan PYS’nin elektronik

kullanıma hazır hale getirilmesine

yönelik çalışmalar devam

etmektedir.

Performans Yönetim Sistemi Süreci

Ön çalışmalar tamamlandıktan

ve PYS’nin tasarımı yapıldıktan

sonra “Performansın Planlanması”,

“Performansın İzlenmesi”,

“Performansın Değerlendirilmesi” ve

“Performansın Geliştirmesi”ni içeren

uygulama sürecine geçilir.

Performans planlama, çalışanın

değerlendirme dönemi boyunca

kendinden neler beklendiği,

nelere, hangi kriterlere göre

değerlendirileceği konusunda

bilgilendirildiği süreçtir. Her

değerlendirme dönemi öncesinde,

performans değerlendirme formları

performans planları dikkate

alınarak revize edilir. Performans

yönetiminin en önemli amacı,

çalışanın sürekli gelişimini sağlamak

olduğundan sürecin, performansın

izlenmesi ve rehberlik aşaması

büyük önem arz etmektedir. Bu

aşamada, yönetici ile çalışan zaman

zaman bir araya gelerek, çalışanın

değerlendirme döneminde hangi

yetkinlikleri geliştirmesi gerektiği

üzerine görüş alışverişinde bulunur.

Yönetici, kendisinden beklenenleri

ne kadar gerçekleştirdiğine ilişkin

olarak çalışanı bilgilendirir ve

daha iyi performans göstermesi

için yönlendirir. PYS sürecinin

en hassas aşaması olan

performans değerlendirme

aşamasında, çalışanların

performans sonuçları belirlenir.

Bir başka ifadeyle, çalışanların

performans düzeylerinin ölçümü

yapılır. Performans puanlarının

Page 35: Anahtar aralik 2013 2122013170552

33

KAMUDA BİREYSEL PERFORMANS YÖNETİM SİSTEMİ Makale

ARALIK 2013

verilmesinden sonra, yönetici

ve çalışan bir araya gelerek geri

bildirim görüşmesi gerçekleştirir. Bu

görüşmede çalışana değerlendirme

sonuçları aktarılır. Yönetici,

standartlarla fiili performans

arasındaki farkı ortaya koyar.

Görüşmede çalışanın “Performans

Gelişim Planı” hazırlanır. Planda

çalışanın güçlü yönleri ve gelişim

alanları açık bir şekilde tanımlanır.

Daha sonra çalışanın geliştirilmesi

gereken yönlerinden 3-4 alan

seçilerek gelişim hedefi olarak

tanımlanır. Tanımlanan gelişim

hedeflerine ulaşmak için yapılması

gereken aktiviteler belirlenir

ve planlanır. Örneğin; çalışanın

gelişim sağlamak için hangi eğitim

programlarına katılacağı, hangi

görevleri üstleneceği detaylı bir

şekilde yazılır. PYS sürecinin son

aşaması performans değerlendirme

sonuçlarının kullanılmasıdır.

Performans sonuçları, ödül, ücret

artışı, terfi, uyarma, eğitim, kariyer

planlama gibi personel kararlarında

kullanılır.

PYS’nin sağlıklı bir şekilde

uygulanabilmesinin ön koşulu

üst yönetimin bu sistemin

uygulanmasına destek vermesidir.

Öte yandan, kurum çalışanlarının

da, bu çalışmayı ek bir iş olarak

algılamamaları tam tersine

sorumluluklarının bir parçası

olarak görmeleri gerekmektedir.

Çalışanların sistemi sahiplenmesini

ve etkili bir şekilde kullanmasını

sağlamak için uygulamaya ilişkin

sürekli bilgilendirmelerin yapılması,

sistemle ilgili bilgilerin kulaktan

kulağa değil; bizzat sistemi

uygulayacak kişiler tarafından

aktarılması gerekmektedir.

Bu bağlamda, Bakanlık için

tasarımlanan PYS’nin uygulama

sürecine geçilmeden önce

yönetici ve çalışanlara sisteme

ilişkin eğitim ve uygulama

programları hazırlanarak sisteme

uyum sürecinin hızlandırılması

planlanmaktadır.

Çalışan verimliliği üzerine

odaklanan PYS, hiçbir zaman

cezalandırma aracı olarak

kullanılmamalıdır. Aksine, PYS

performansla ilgili problemlerin

nedenlerini ve çözüm yollarını

belirlemeye ve çalışanın zayıf

yönlerini yok etmesi, güçlü yönlerini

daha da kuvvetlendirmesi yönünde

teşvik etmeye yönelik bir araç

olarak kullanılmalıdır.

Şekil 1. Performans Yönetim Sistemi Süreci

Page 36: Anahtar aralik 2013 2122013170552

34 ARALIK 2013

Makale MOBİL UYGULAMALAR VE VERİMLİLİK

Giriş

Mobil uygulamalar artık

günümüzün önemli parçalarından

birisi haline geldi. Akıllı telefonların

yoğun bir biçimde kullanılmasıyla

birlikte, dizüstü ve masaüstü

bilgisayarların kullanımının

azalmasıyla mobil uygulamalar

da kapsam açısından her geçen

gün genişlemeye başladı. Bunu

takiben, mobil kullanıcıların mobil

uygulamalara olan talebi de giderek

artmaya başlamıştır.

Mobil uygulamaların

yaygınlaşmasında en büyük

etmen hayatımızı oldukça

Mobil Uygulamalar ve Verimlilik

Aytunç AYHAN / Sanayi ve Teknoloji Uzmanı

(Verimlilik Genel Müdürlüğü)

kolaylaştırmasıdır. Örneğin;

alışveriş, bankacılık vb. gibi işlemler

büyük ölçekte donanım cihazları

gerekmeksizin yapılabilmektedir.

Aynı şekilde sosyal ağlar bu cihazlar

aracılığıyla etkin bir biçimde

kullanılabilmektedir. Teknolojinin

sürekli gelişmesi sonucunda,

bant genişliği, veri kapasitesinin

sınırlı olması, güvenlik ve coğrafi

konum belirleme gibi sorunlarda

ilerleme kaydedilmesiyle mobil

uygulamalardan daha etkili

ve daha az maliyetle fayda

sağlanabilmektedir. Örneğin;

uçak biletini her an mobil cihazlar

vasıtasıyla satın almak, acil

durumlarda en yakın eczane,

hastane vb. konum bilgilerine

ulaşmak hem zamandan hem de

maliyetten tasarruf sağlamaktadır.

GlobalWebIndex pazar araştırma

şirketinin 2013 yılında akıllı

telefon kullanıcıları arasında elde

ettiği verilere göre Google Maps

uygulamasının dünyada en çok

kullanılan uygulama olduğu ortaya

çıkmıştır. Google akıllı harita

uygulamasını % 44 ile Facebook,

% 35 ile Youtube takip etmektedir.

Diğer uygulamalardan yararlanma

oranları Şekil 1’de görülmektedir.

Şekil 1. 2013 yılında akıllı telefon kullanıcılarının en çok kullandığı uygulamalar (GlobalWebIndex, 2013).

Page 37: Anahtar aralik 2013 2122013170552

35ARALIK 2013

MOBİL UYGULAMALAR VE VERİMLİLİK Makale

Kurumlarda Mobil Uygulamalar

Kurumlar bazında mobil

uygulamalar gittikçe daha çok

rağbet görmektedir. Çünkü mobil

uygulamalar sayesinde zaman

ve mekândan bağımsız olarak

şirket verilerine güvenilir, rahat

ve hızlı erişim sağlanabilmektedir.

Teknoloji değişiminin hızlı olduğu

günümüzde özellikle sosyal

ağ ya da teknoloji trendlerini

yakından takip eden şirketlerin

müşteri memnuniyeti açısından

ayakta kalabilmeleri daha da

kolaylaşacaktır. Mobil uygulama

trendini yakalayamayan

şirketlerin ise uzun vadede değer

kaybedecekleri öngörülmektedir.

Bu bağlamda, mobil uygulama

altyapısına sahip olmanın günümüz

şartlarında rekabetçi bir güç elde

edebilmek için zorunlu bir faktör

olduğu görülmektedir.

Kurumlar için mobil uygulama

alanında yapabilecekleri en temel iş;

web sitelerinin mobil versiyonlarını

hazırlamaktır. Diğer taraftan da, her

türlü uygulamanın mobil platforma

taşınması maliyet gerektiren ve

başarısız sonuçlara yol açabilen bir

iş olduğu için, kurumların bunun

gerçekten gerekli olup olmadığına

öncesinde karar vermeleri

gerekmektedir. Ayrıca uygulama

hangi işletim sistemi üzerinde

geliştirildiyse, belirli aralıklarla

güncelleme yapmak gerekebilir.

Diğer sorun da mobil cihazın

çeşitliliğine göre o uygulamanın

farklı bir şekilde yazılmasıdır.

Başarılı bir mobil uygulama için

aşağıdaki faktörler göz önünde

bulundurulmalıdır:

• Uygulama son derece basit

olmalı ve temel faydayı

kolaylıkla sunabilmeli,

• Uygulama son kullanıcı

tarafından fazla gayret

göstermeksizin keşfedilebilmeli,

• Uygulamanın başarı kriterleri iyi

belirlenmeli

• Uygulama tek başına bir strateji

değil, stratejiyi destekleyen

önemli bir kanal olmalı.v

Mobil İş

Mobil donanımlar ve bütünleşik

mobil çözümler sayesinde pek

çok sektörde iş modelleri ortaya

çıkmaya başlamıştır. Şirketler,

geliştirilen yeni mobil yazılımlar,

sürekli gelişen donanımlar ve

geniş bant sayesinde iş süreçlerini

sahada da uygulayabilirken, uzak

mesafeden haberleşme çözümleri

ile de pek çok sektörde anlık kontrol

sağlayabilmektedir. Verilerin akıllı

PDA (Personal Digital Assistant -

Kişisel Sayısal Yardımcı) cihazlarla

saha ekiplerince toplanması,

işlemlerin doğruluğunu artırırken

mobil çözümler saha personelinin

de müşteri noktasında daha iyi

servis vermesine ve böylece

verimliliğin artmasına katkı

sağlamaktadır. Bu bağlamda en

çok öne çıkan teknolojiler ise; GPS

ile konum belirleme, G-sensor ile

kullanıcı hareketlerini algılama,

yüksek çözünürlüklü kamera,

dokunmatik ekran ve kalem ile

pratik kullanıcı arayüzü, kablosuz

ağ desteği, barkod okuma, yüksek

kapasiteli mobil veri depolama,

saha şartlarına elverişli tozdan

ve nemden etkilenmeyen

tasarımlardır. Diğer taraftan mobil

iş uygulamalarının gelişmesiyle

çalışanlar ofislerinde daha az zaman

geçirirken, günlük işlerini sahada

yapabilmektedir. Yöneticiler de

ekiplerini sürekli takip edebilmekte

ve anlık olarak yönlendirme

yapabilmektedir. Son yıllarda birçok

sektörde mobil uygulamaların

sadece ofis uygulamalarında değil,

en karmaşık iş uygulamalarında da

kullanılması beklenmektedir.

Mobil uygulamalarda teknoloji, ilaç,

kimya, perakende ve otomobil gibi

sektörler öncülük etmektedir. Mobil

iş uygulamaları genellikle ekip

takip, mobil imza ve konum tabanlı

servislerde kullanılmaktadır. Hareket

halindeki ekiplerin rotalarının

takip edilmesi, gün içinde verilen iş

planına uygun hareket etmelerinin

sağlanması sayesinde kurumlar

verimliliklerini artırıp, maliyetlerini

düşürebilmektedir. Konum

tabanlı servisler kapsamında da

kurumların mobil haritalar üzerinde

konumlarını ve bilgilerini göstererek

hedef müşterilerine daha rahat

ulaşabilmeleri sağlanabilmektedir.

Örneğin araç takip ve filo yönetim

sistemleri 3G altyapısıyla, hızlı mobil

internet bağlantısı sağladığı için,

mobil araç takip ve filo yönetimi

sistemi kullanımına hızlı iletişim

ve iletişim maliyetlerinin düşmesi

olarak yansımaktadır.

Mobil İş Zekâsı

3G teknolojisinin yaygınlaşması

ile birlikte; yönetsel uygulamalar

ve iş zekası çözümlerinde mobil

uygulamalar önemli bir yer alma

eğilimindedir. Yöneticiler anında

bilgiye ulaşmak istediklerinde,

Page 38: Anahtar aralik 2013 2122013170552

36 ARALIK 2013

Makale MOBİL UYGULAMALAR VE VERİMLİLİK

mobil uygulamalar ve iş zekâsı bu

noktada devreye girmektedir. Mobil

iş zekâsı sayesinde performans

izleme, kritik konularda anında

bilgilendirme, durum analizi

yapma, raporlama ve karar verme

sürecinde iş hayatı daha da

kolaylaşmaktadır. Özellikle sahada

çalışan, bayi yapısına sahip, tedarik

zinciri yönetimi, müşteri ilişkileri

yönetimi, dağıtım gibi iş alanlarında

çalışan şirketler mobil uygulamaları

daha çok tercih etmektedirler.

Günümüzde fonksiyonel mobil

cihazlar sayesinde şirketler,

müşterileri ve iş ortakları ile anlık

etkileşim içine girebilmekte ve hem

hizmetlerini geliştirmekte, hem de

verimliliğini arttırmaktadır. Yakın

gelecekte, mobil cihazların grafiksel

arayüzleri anlamında yetenekleri

geliştikçe, bütün şirketlerin mobil iş

tarafına kaymaları öngörülmektedir.

Gerek kamu kurumları gerekse

şirketler, mobil teknoloji ve iş

zekâsı sayesinde iş süreçlerindeki

verimlilik düzeyini ciddi bir biçimde

artırmaktadır. Ayrıca bir artısı da

şirketlere, daha hızlı ve doğru karar

verme olanağı vermesidir.

Gittikçe mobilleşen bir dünyada

verimlilik, istihdam, üretkenlik

yaratmanın yolunun teknolojiden

geçtiği bilincine şirketler farkına

varmalıdır. Bu doğrultuda şirketler,

gelecekteki sektörün değişen

trendlerine göre teknolojiyi

kullanarak mobil dünyaya

girmek zorunda kalacaklardır.

Mobil uygulamaların bireylerin

hayatını kolaylaştırdığı gibi

kurumlar da mobil teknoloji

sayesinde anlık kararlar vermeden

müşteri memnuniyetine,

operasyonel maliyetlerin

düşürülmesinden, bilgi alışverişinin

hızlandırılmasına; süreçlerin

yeniden tanımlanmasından,

insan kaynaklarının etkin bir

biçimde yönetilmesine kadar

birçok alanda fayda sağlayan tüm

iletişim ihtiyaçlarını tek noktadan

karşılayan bir mekanizmaya

sahip olurlar. Şirketlerin mobil

teknoloji yatırımı yaparken doğru

teknolojiyi seçmeleri çok önemlidir.

Doğru seçilen teknoloji, doğru

optimizasyon ve de inovasyon

verimliliği önemli ölçüde

artıracaktır.

M2M Uygulamaları

Mobil teknoloji diğer

taraftan, akıllı makineler

arasındaki iletişim

otomasyonunun

artmasıyla verimliliğin

yanı sıra yaşam

kalitesini de

arttıracak M2M

(Machine to Machine

Communication

- Makineler Arası

İletişim) denen

uygulamalar

geliştirmektedir. Bu

uygulamayla uzaktan

kontrollü ölçüm yapan

cihazların topladığı verilerin

GSM şebekesi üzerinden

aktarılıp değerlendirmesi gibi

fırsatlar sağlanmaktadır. M2M

teknolojiler sayesinde eskiden

manuel olarak yapılan ölçümler,

sadece emek ve zaman tasarrufu

değil, aynı zamanda daha güvenilir

sistemler ve anlık müdahaleler

de sağlamaktadır. Günümüzde

M2M teknolojisi birçok sektörde

etkin bir biçimde kullanılmaktadır.

Örneğin sağlık, perakende, kamu

kurumları, ulaştırma şirketleri

M2M teknolojisini kullanmakta ve

maliyet, zaman ve iş gücünü verimli

bir şekilde yönetebilmektedir. Sayaç

otomasyon sistemiyle sayaçların

olduğu mekânlara gitmeden GSM

altyapısı üzerinden sistemi izlemek,

şirketlerin araç ve filolarını

yönlendirmek,

evlerin

veya

işyerlerinin

güvenlik

kameralarından sistem odalarına,

atık su depolarına kadar birçok

takibi uzaktan gerçekleştirmek

mümkün olmaktadır. Sağlık

Page 39: Anahtar aralik 2013 2122013170552

37ARALIK 2013

MOBİL UYGULAMALAR VE VERİMLİLİK Makale

alanında bireylerin hayat kalitesini

artırarak sağlık standartlarını

yükseltmek adına uzaktan hasta

takibi ve bakımı gibi çağdaş

sağlık hizmetleri yaygınlaşmaya

başlamıştır.

2020 senesinde 50 milyar cihazın

kablosuz ağ üzerinden

bağlı olması

öngörülmektedir.

Bunun yanında Avrupa

M2M pazarında 250 milyon aktif

cihazın var olması beklenmektedir.

Bu cihazların büyük bir kısmını

otomotiv ve sayaç okuma

sektöründeki cihazlar teşkil

edecektir.

Örneğin; akıllı sayaç sistemlerinin

enerji piyasasına getireceği hareket,

sürdürülebilir, güvenli ve verimli

elektrik dağıtımı gibi birçok katkıları

da beraberinde getirecektir. Bu

katkılardan en önemlileri şunlardır:

• Enerji verimliliği ve karbon

salınımı,

• Verimli tedarik, artmış kalite,

güvenlik, ağ performansı,

• Mevcut kablo şebekesine

yenilenebilir kaynakların

entegrasyonu, arz talep

dengesinin ayarlanması,

• Güçlenen müşteri

bağlılığı ve artan yeni

gelirler,

• Müşterilere

gelişmiş enerji

kullanım arayüzü

sayesinde, daha

iyi enerji kullanım

yönetimi,

• Akıllı sayaçlarla

gerçek zamanlı

faturalandırma.

Aynı şekilde otomotiv

sektöründe de araçlara

yerleştirilen sensörlerle

araçta meydana gelebilecek

mekanik sorunlar tespit

edilebilmekte, yol koşulları ve

kaza durumu konusunda sürücü

önceden bilgilendirilebilmektedir.

Sonuç

Günümüzde 6 milyarın üzerinde

mobil cihaz kullanıcısı olduğu

tahmin edilmektedir. Cep

telefonları hayatımızın vazgeçilmez

bir aksesuarı olarak hayatımıza

girmiştir. Bunun paralelinde de

şirketler için pazarlama dünyasında

mobil uygulamalara olan ilgi de

artmaya başlamıştır. Ürünlerini

pazarlayan şirketlerin, hedef kitleye

istedikleri zamanda ve herhangi bir

kısıtlama olmadan ulaşabilme şansı

olmaktadır. Mobil uygulamalar

şirketlerin son kullanıcılara

ulaşmasında en büyük kanal olarak

hızla ilerlemektedir.

Son olarak mobil uygulamaların

faydalarını şu şekilde özetleyebiliriz:

• Müşteri memnuniyetinde artış

• Daha etkili pazarlama

• Satış performansında artış

• Verimlilikte artış

• Sahadan hızlı bir biçimde veri

toplama

• Maliyetlerde düşüş

• İş süreçlerinin optimizasyonu

• Marka görünürlüğünde artış

Kaynakça1. http://e-nokta.org/content/gercekten-

bir-mobil-uygulamaya-ihtiyaciniz-var-mi (Erişim Tarihi: 01.11.2013).

2. “M2M Sayesinde Verimlilik ve Yaşam Kalitesi Artacak”, BT Dergisi, 06.06.2012, Sayı: 870.

3. http://www.computerworld.com/s/topic/9/Business+Intelligence_Analytics

4. “Mobil İş Uygulamaları Çeşitleniyor, Verimlilik ve Hız Artıyor”, BT Dergisi, 31.10.2010, Sayı: 756.

5. Berna Kulaksız, Vodafone Türkiye Kurumsal Çözümler Müdürü, Elektrik Sayaçları Çalıştayı, 5-9.11.2012, Antalya.

Page 40: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Makale ÜÇ AYLIK VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNE İLİŞKİN ANALİZ

38 ARALIK 2013

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

Verimlilik Genel Müdürlüğü, Resmi

İstatistik Programı kapsamında Üç

Aylık Ulusal Verimlilik İstatistikleri’ni

hesaplamakta ve yayımlamaktadır.

Bu istatistiklerin kapsamını EFİS

Rev. 2’ye (Avrupa Birliğinde

Ekonomik Faaliyetlerin İstatistikî

Sınıflandırılması) göre sanayinin

“B-Madencilik Taşocakçılığı”,

“C-İmalat Sanayi” ve “D-Elektrik,

Gaz, Buhar ve İklimlendirme

Üretimi ve Dağıtımı” kısımları ve

alt kolları oluşturmaktadır. Ayrıca

Ana Sanayi Grupları Sınıflaması

(MIGs) çerçevesine uygun şekilde

5 sanayi grubunda da göstergeler

hesaplanmaktadır. Bu istatistikler

kapsamında, çalışan kişi başına

ve çalışılan saat başına üretim

endeksleri hesaplanmaktadır.

Bu çalışmada imalat sanayisini

oluşturan sektörlerin yıllık ortalama

verimlilik büyüme oranları

hesaplanmış ve sonuçlar teknolojik

olarak gruplanmıştır. Ayrıca imalat

sanayisini oluşturan bölümlerin

2009 yılındaki kriz öncesi ve kriz

sonrası ortalama işgücü verimliliği

seviyeleri karşılaştırılarak ortalama

verimlilikleri değişmeyen sektörler

verimliliğin kaynakları itibarıyla

incelenmiştir.

Üç Aylık Verimlilik İstatistiklerine İlişkin Analiz

Nazlı SAYLAM BÖLÜKBAŞ - Yücel ÖZKARA - Dursun BALKAN

Sanayi ve Teknoloji Uzmanları (Verimlilik Genel Müdürlüğü)

1. Sektörlerin Yıllık Ortalama

Verimlilik Büyümeleri ve

Teknolojik Gruplaması

İmalat sanayisini oluşturan 24 adet

bölümün 2005 yılı ile 2012 yılına ait

ortalama çalışan kişi başına üretim

endeksi değerleri arasındaki yıllık

artış oranları incelenmiştir. Anılan

dönemde imalat sanayi işgücü

verimliliği yıllık ortalama %2,03’lük

bir büyüme kaydetmiştir. NACE

Rev.2’ye göre imalat sanayisini

oluşturan 24 adet bölüme ilişkin

işgücü verimliliği büyüme oranları

Şekil 1’de yer almaktadır.

Ağaç, ağaç ürünleri ve mantar

ürünleri imalatı (mobilya hariç); saz,

saman ve benzeri malzemelerden

örülerek yapılan eşyaların imalatı

bölümü yıllık ortalama %10,2’lik

işgücü verimliliği büyümesi ile

2005-2012 yılları arası en yüksek

performansı göstermiştir. Bu

bölümü yıllık ortalama %9,1 ile

diğer imalatlar, %6,8 ile de tütün

ürünleri imalatı takip etmiştir.

Bu dönemde en çok verimlilik

düşüşü ise yıllık ortalama

%4,9’luk azalış ile bilgisayarların,

elektronik ve optik ürünlerin

imalatı bölümünde gerçekleşmiştir.

Verimlilik büyümesinin eksi yönde

olduğu diğer sektörler ise sırasıyla;

kok kömürü ve rafine edilmiş

petrol ürünleri imalatı, deri ve

ilgili ürünlerin imalatı ve tekstil

ürünlerinin imalatı bölümleridir.

Eurostat tarafından yapılan

teknolojik sınıflamaya göre

imalat sanayisini oluşturan

bölümler gruplandırıldığında 21

ve 26 numaralı bölümler yüksek

teknolojili; 20, 27, 28, 29 ve 30

numaralı bölümler orta-yüksek

teknolojili; 19, 22, 23, 24, 25 ve

33 numaralı bölümler orta-düşük

teknolojili; 10, 11, 12, 13, 14, 15,

16, 17, 18, 31 ve 32 numaralı

bölümler düşük teknolojili olarak

sınıflandırılmaktadır. Bu teknolojik

sınıflamaya göre imalat sanayisini

oluşturan bölümler gruplandırılmış

ve büyüme oranları yüksek

teknolojiden düşük teknolojiye göre

sıralanarak Şekil 1’de verilmiştir.

Teknolojik sınıflamaya göre

sıralanmış işgücü verimliliği

büyümeleri incelendiğinde en

çok dikkat çeken nokta, imalat

sanayisinde düşük teknolojili

sektörlerde oluşan verimlilik

artışlarının diğer gruplara göre

nispeten yüksek olduğudur. Düşük

teknolojili bölümler dışında sadece

temel eczacılık ürünlerinin ve

Page 41: Anahtar aralik 2013 2122013170552

ÜÇ AYLIK VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNE İLİŞKİN ANALİZ Makale

39ARALIK 2013

Şekil 1. 2005 ile 2012 yılları arası bölümlerin yıllık ortalama verimlilik büyümeleri (teknolojik gruplamaya göre)

Page 42: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Makale ÜÇ AYLIK VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNE İLİŞKİN ANALİZ

40 ARALIK 2013

Şekil 2. Yıllık ortalama verimlilik büyümesi negatif yönlü olan bölümler

eczacılığa ilişkin malzemelerin

imalatı bölümü yıllık %5’in üzerinde

verimlilik büyümesi sergilemiştir.

Yüksek ve orta yüksek teknolojili

gruplarda ise yıllık ortalama

%3,6’lık büyüme ile kimyasalların ve

kimyasal ürünlerin imalatı bölümü

ilk sırada gelmektedir. Teknolojik

sınıflamaya göre gruplandırılan

büyüme oranları imalat sanayisinin

işgücü verimliliğinin, düşük

teknolojili sektörlerde yüksek

büyüme kaydettiği; orta düşük,

orta yüksek ve yüksek teknolojili

sektörlerde görece daha zayıf

büyüme yakaladığı ortaya

çıkarılmıştır.

İmalat sanayisinin bölümleri

incelendiğinde, yıllık ortalama

%4,9’luk azalış ile bilgisayarların,

elektronik ve optik ürünlerin imalatı

bölümünün verimlilik büyümesi

negatif olan bölümler arasında

birinci sırada yer aldığı, bunu ise

sırasıyla kok kömürü ve rafine

edilmiş petrol ürünleri imalatı,

deri ve ilgili ürünlerin imalatı

ve tekstil ürünlerinin imalatının

takip ettiği görülmektedir. Diğer

bölümlere göre farklılık gösteren

bu dört bölümün 2005-2012

döneminde işgücü verimliliğinin

kaynakları incelenmiş ve Şekil 2’de

sonuçları verilmiştir. Bilgisayarların,

elektronik ve optik ürünlerin imalatı

bölümünde bahsi geçen dönemde

verimlilik azalışının sebebi üretimde

meydana gelen yıllık ortalama

%5,6’lık azalıştır. Tekstil ürünlerinin

imalatında da yıllık ortalama

%1,2’lik üretim azalışı beraberinde

verimlilik azalışını getirmiştir. Kok

kömürü ve rafine edilmiş petrol

ürünleri imalatı ile deri ve ilgili

ürünlerin imalatı bölümlerinde

ise üretim artışı açısından negatif

bir durum olmamakla birlikte

istihdam açısından olumlu bir

durum göze çarpmaktadır. Ancak

her iki sektörde de artan istihdam

beraberinde aynı oranda üretim

artışı sağlayamamış ve bu durum ise

işgücünde verimlilik azalışı olarak

ortaya çıkmıştır.

2. Kriz Öncesi ve Kriz Sonrası

Verimlilik Düzeyleri

Küresel düzeyde 2009 yılında

etkisini gösteren ekonomik kriz

ve dalgalanmalar Türk sanayisini

de etkilemiş ancak krizin aşılması

ile birlikte 2010 yılından itibaren

hızlı bir toparlanma kendisini

göstermiştir. İmalat sanayi özelinde

Şekil 3’e bakıldığında bu etkinin

2008 yılı üçüncü çeyreğinden

itibaren başladığı ve dört dönem

sonra 2009 yılının dördüncü

çeyreğinden itibaren toparlanma

eğilimine girdiği görülmektedir.

Bu etki ve düzelme gerek üretim

gerekse istihdam endeksi üzerinde

oluşmuş ve dolayısıyla işgücü

verimliliği seviyelerini de doğrudan

etkilemiştir.

Küresel düzeyde meydana gelen

krizin sanayi genelinde yarattığı

etkiyi işgücü verimliliği açısından

değerlendirmek amacıyla kriz

öncesi ve sonrası dönemleri analitik

olarak karşılaştırmak anlamlı

Page 43: Anahtar aralik 2013 2122013170552

ÜÇ AYLIK VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNE İLİŞKİN ANALİZ Makale

41ARALIK 2013

Şekil 3. İmalat sanayi çalışan kişi başına üretim endeksi değişimlerinin yapısı

sonuçlar verecektir. Kriz öncesi

dönem 2005-I - 2008-III dönemleri

arası ve kriz sonrası dönem

2009-IV - 2013-II. dönemleri arası

olarak ele alınmıştır. Toplam sanayi,

sanayiyi oluşturan madencilik,

imalat ve elektrik kısımları;

ana sanayi grupları ve imalat

sanayisinin 24 adet bölümünün kriz

öncesi ve kriz sonrası mevsimsel

etkilerden arındırılmış çalışan

kişi başına üretim endeksleri

ortalamaları bağımsız örneklem

t-testi ile karşılaştırılmıştır. Burada

beklentimiz kriz öncesi ve sonrası

dönemlerde gelişen ekonomi,

artan üretim ve istihdamla

birlikte verimlilik oranlarının da

farklılaşmasıdır. NACE Rev 2.’ye göre

11, 15, 24, 33 numaralı sektörler

hariç tüm sektörlerde kriz öncesi

ve sonrası döneme ait mevsimsel

düzeltmeli1 işgücü verimliliği

seviyelerinin farklı olduğu

görülmüştür.

İmalat sanayisini oluşturan

sektörlerde beklenen durum kriz

öncesi ve sonrası dönemlere ait

mevsimsel düzeltmeli işgücü

verimliliği ortalamalarının farklı

olmasıdır. Buradan hareketle

yapılan t testinde 11, 15, 24,

33 numaralı sektörlerde işgücü

verimliliği ortalamalarının

istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık göstermemesi nedeniyle bu

bölümlere ait istihdam ve üretim

endeksine ait büyüme oranları

detaylı biçimde incelenmiştir.

Şekil 4 değerlendirildiğinde bazı

çıkarımlar yapmak mümkündür.

İçeceklerin imalatında kriz sonrası

verimlilik büyümesi negatif yönde

%4,2 olarak bulunmuştur. Bunun

en büyük sebebi istihdamın kriz

sonrası dönemde %12,5’i bulan

büyüme oranına ulaşması buna

karşın artan istihdamın aynı oranda

üretim artışı sağlayamamasıdır.

Deri ile ilgili ürünlerin imalatında

kriz öncesi dönemde verimlilik

sıfıra yakın olmak üzere negatif

yönde olmasına rağmen kriz sonrası

dönemde negatif yöndeki eğilimi

daha da artmıştır. Bunun nedeni

olarak içecek imalatında olduğu

gibi istihdam artışının üretime

göre daha fazla artması olarak

değerlendirilmektedir.

Ana metal sanayisine bakıldığında

ise kriz öncesi ve kriz sonrası

dönemlerin gerek işgücü

verimliliği gerekse istihdam ve

1 Demetra paket programı kullanılarak yapılan mevsimsel etkilerden arındırma işleminde TramoSeats modeli tercih edilmiştir. Bu analiz ile mevsimsel düzeltmeli seri ve trend serisi üretilebilmektedir.

Page 44: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Makale ÜÇ AYLIK VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNE İLİŞKİN ANALİZ

42 ARALIK 2013

üretim büyümelerinde yıllık

ortalamalarının aynı yönlü ve

birbirine çok yakın gerçekleştiği

görülmektedir. Ancak

2005-I - 2013-II dönemleri arası

yıllık ortalama büyümelerine

bakıldığında ise bu oranların

her üç göstergede de azaldığı

görülmektedir. Bu durum ana

metal sanayisinin bir yıllık kriz

döneminden oldukça fazla

etkilendiğini ancak kriz sonrası

dönemde eski yapısını koruyarak

toparlandığını ortaya koymaktadır.

Makine ve ekipmanların kurulumu

ve onarımı bölümünde ise kriz

sonrası dönemde verimliliğin

artmış olduğu görülse de istihdam

ve üretim büyümeleri kriz öncesi

döneme göre oldukça olumsuz bir

yön çizmiştir.

Sonuç

Çalışmada ilk olarak 2005-I ve

2013-II dönemleri arasında yıllık

ortalama verimlilik büyüme

oranları hesaplanmış ve imalat

sanayisinin yıllık ortalama %2,03

büyüdüğü görülmüştür. Teknolojik

sınıflamaya göre gruplanmış

işgücü verimliliği büyümeleri

incelendiğinde en çok dikkat

çeken nokta, imalat sanayinde

düşük teknolojili sektörlerde

oluşan verimlilik artışlarının diğer

gruplara göre nispeten yüksek

olduğudur.

İmalat sanayisini oluşturan

bölümlerin mevsimsel etkilerden

arındırılmış ortalama işgücü

verimliliği seviyeleri 2009 yılında

küresel düzeyde yaşanan kriz

öncesi ve kriz sonrası olarak

iki ayrı seride karşılaştırılmıştır.

İmalat sanayisini oluşturan 24

bölümün 20’sinde kriz öncesi

ve sonrası dönemlerin verimlilik

seviyeleri farkı, istatistiksel olarak

anlamlı bulunmuştur. Ortalama

verimlilikleri değişmeyen diğer

dört bölüm ise verimliliğin

kaynakları itibariyle incelenmiştir.

Bütün bu analizler genel olarak

değerlendirildiğinde imalat

sanayinde düşük teknolojili

sektörlerin diğerlerine oranla

yapısal olarak farklı olduğu,

kriz döneminin imalat sanayi

genelinde olumsuz etkilerinin

olduğu, ancak bu etkilerin sonraki

dönemlerde pek çok sektörde

ortadan kalktığı gözlenmiştir.

Şekil 4. Kriz öncesi ve sonrası verimlilik ortalamaları değişimi anlamlı olmayan kısımlarda büyüme oranları

Page 45: Anahtar aralik 2013 2122013170552

43ARALIK 2013

Resmi İstatistik Programı (RİP), resmi

istatistiklerin üretimine ve yayımına

ilişkin temel ilkeler ile standartları

belirlemek, ulusal ve uluslararası

düzeyde ihtiyaç duyulan alanlarda

güncel, güvenilir, zamanlı, şeffaf ve

tarafsız veri üretilmesini sağlamak

amacıyla 5429 sayılı Türkiye İstatistik

Kanunu’na dayanılarak beşer yıllık

dönemler için hazırlanmaktadır.

“Resmi İstatistik Programı

2007-2011” ile Türkiye İstatistik

Sistemi’nde programlı döneme

geçilmiştir. İkinci Resmi İstatistik

Programı 2012-2016 yıllarını

kapsamaktadır.

Programla, resmi istatistiklerin

üretiminde ve yayımında karşılaşılan

mükerrerlikler önlenmekte,

cevaplayıcı yükü azaltılmakta,

kamuda insan gücü ve kaynak

tasarrufu sağlanarak resmi

istatistiklere olan güven daha

da artırılmaktadır. Ayrıca, resmi

istatistiklerde standardizasyon

Resmi İstatistik Programı (2012-2016, 2013 Rev.1)

sağlanmakta, sorumlu ve ilgili

kurumlar tanımlanarak, hangi

verinin hangi kurum tarafından,

hangi yöntemle derleneceği ve

hangi dönemler için ve ne zaman

yayımlanacağı konularına açıklık

getirilmektedir.

İkinci program dönemi ile

birlikte resmi istatistikler, meta

veri ve değişken listeleriyle

birlikte kullanıcıların hizmetine

sunulmaktadır. Programın yürürlüğe

girmesiyle birlikte, Türkiye İstatistik

Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı

verilerin yanı sıra, RİP’te diğer kurum

ve kuruluşlar tarafından üretilmesi

öngörülen veriler, resmi istatistik

olarak kabul edilmiştir. Böylece

ihtiyaç duyulan her alanda güvenilir

bir resmi istatistik üretilmesi

sağlanmaktadır.

Resmi İstatistik Programı

(2012-2016)’nda Değişiklik

Yapılmasına Dair Karar’ın yürürlüğe

konulması; Kalkınma Bakanlığı'nın

15/8/2013 tarihli ve 234 sayılı yazısı

üzerine, 5429 sayılı Türkiye İstatistik

Kanununun 3'üncü maddesine

göre, Bakanlar Kurulu’nca 16/9/2013

tarihinde kararlaştırılmıştır ve

1 Kasım 2013 tarihli ve 28808 sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

RİP kapsamında Bilim, Sanayi

ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik

Genel Müdürlüğü tarafından

Ulusal Verimlilik İstatistikleri

başlığı altında Üç Aylık Verimlilik

İstatistikleri ve Yıllık Verimlilik

İstatistikleri yayımlanmaktadır. RİP

2012-2016 Rev.1’de Üç Aylık

Verimlilik İstatistikleri ile ilgili

herhangi bir değişiklik yer

almamaktadır. Yıllık Verimlilik

İstatistikleri ile ilgili revizyon ise

daha önce NACE Rev.1.1’e göre

yayımlanan istatistiklerin NACE

Rev 2.’ye göre yayımlanacak olması

sebebi ile RİP 2012-2016 Yıllık İş

İstatistikleri bölümünün yapılacak

yeni çalışmalar başlığı altına bu

durumun eklenmesidir.

Bakanlığımızın verimlilik ve temiz

üretim alanındaki yetkinliğinin

ve taşraya sunulan hizmetlerin

etkinlik ve hızının artırılmasına

yönelik olarak Bilim, Sanayi ve

Teknoloji il müdürlüklerinde

temiz üretim ve verimlilik ilkeleri

konularında bilgilendirme

çalışmaları gerçekleştirildi.

Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün

faaliyetlerini il müdürlükleri

personeline tanıtabilmek,

verimlilik ve temiz üretim alanında

yürütülen projeleri ve gelecekte

gerçekleştirilmesi planlanan

proje ve eylemleri paylaşabilmek,

il bazında gerçekleştirilecek

çalışmalarda yapılabilecek

İl Müdürlüğü Eğitimleri...

işbirliklerini geliştirebilmek amacıyla

düzenlenen “ Verimlilik ve Temiz

Üretim” konulu eğitim programı;

Eylül ve Ekim aylarında İstanbul,

Ankara, İzmir, Samsun, Konya,

Bursa, Gaziantep, Malatya, Adana,

Mersin, Antalya, Kocaeli, Denizli,

Balıkesir, Trabzon ve Diyarbakır İl

Müdürlükleri’nde gerçekleştirildi.

Aralık ayının ilk haftasında ise

Tokat İl Müdürlüğü yönetici ve

çalışanlarına düzenlenecek eğitim

ile program tamamlanacaktır. Genel

Müdürlüğümüzün Danışmanlık

ve Eğitim Dairesi Başkanlığı

tarafından organize edilen eğitimler,

konularında yetkin ve deneyimli

sanayi ve teknoloji uzmanları

tarafından sunulmuştur. İki tam

gün olarak gerçekleştirilen eğitim

programına, il müdürlüklerinde

görev yapan uzman, mühendis,

şef ve şube müdürlerinin katılımı

sağlanmıştır. Bazı il müdürlüklerinin

personel sayısı ve iş yoğunluğu

göz alınarak dört yarım gün olarak

gerçekleştirilen eğitimlerde verimlilik

yönetimi, verimlilik istatistikleri,

temiz üretim ve araştırma yöntem

ve teknikleri konuları ele alınmıştır.

2013 yılında 17 il müdürlüğünde

gerçekleştirilen eğitimlerin,

önümüzdeki dönemlerde tüm il

müdürlüklerini kapsayacak şekilde

düzenlenmesi planlanmaktadır.

Page 46: Anahtar aralik 2013 2122013170552

44 ARALIK 2013

3. Sanayi Şurası’nın başlangıcında,

Bakanlığın ''Medeniyetimizin Bilim,

Sanayi ve Teknoloji Serüveni''

temalı tanıtım filmi Türkiye’de

ilk kez hologram teknolojisi

kullanılarak, üç boyutlu sunuldu.

Şura’nın açılışında konuşma yapan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,

küresel ekonomide bilginin değerine

ve ihmal edilemez bir üstünlük

vasıtası olduğuna dikkati çekti. Artan

nüfus ve rekabet ortamıyla değişen

ihtiyaçlar karşısında geleneksel

üretim metotlarının yetersiz

kaldığını belirten Erdoğan, bilginin

üretimi köklü şekilde etkilediğini

ve değiştirdiğini söyledi. Bilgiyi

üreten ve takip eden iki ayrı yapı

bulunduğunu belirten Erdoğan,

takip etmenin ayakta kalma yöntemi

olsa da rekabette öne çıkabilmek

için üretimin gerekliliğini vurguladı.

“Taklit ve takip edenlerin kaderi

hiç şüphesiz önde değil geride

olmaktır” diyen Erdoğan, sistemini

takip ve taklit üzerine kuran

3. Sanayi Şurası Ankara’da Gerçekleştirildi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ev sahipliğinde düzenlenen 3. Sanayi Şurası, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 20-21-22 Kasım 2013 tarihlerinde Ankara Ticaret Odası Kongre Merkezi'nde gerçekleştirildi.

hiçbir ekonominin öncü niteliğe

ulaşamayacağını kaydetti.

Ekonomi, son 10 yılda

üç kattan fazla büyüdü

Hükümet olarak son 11 yılda

her alanda çok büyük reformlar

gerçekleştirdiklerini, özellikle

ekonomide tarihi rekorlara

imza attıklarını vurgulayan

Erdoğan, ekonominin son 10

yılda üç kattan fazla büyüdüğünü

söyledi. Kimilerinin bunu yeterli

görebileceğini belirten Erdoğan,

“İddiası olan, hedefleri olan, büyük

düşünen ve dünyanın ilkleri arasına

girmeye azmeden bir devlet

bununla yetinemez, kâfi göremez”

dedi. Türkiye’de yatırım, üretim ve

ihracatın arttığına da dikkati çeken

Erdoğan, şunları söyledi: “Ancak

bu artışın nicelik sahasına olduğu

kadar, nitelik sahasına da yansıması

gerekiyor. 2023 yılında 500 milyar

dolar ihracat rakamına ulaşacaksak,

bunu sadece daha fazla üreterek

değil, daha yüksek katma değerli

üretim yaparak sağlayabiliriz.

Sanayide temel meselemiz araştırma

geliştirme, inovasyon, tasarım,

markalaşma, üniversite - sanayi

işbirliği gibi konulardır.” Türkiye'nin

11 yıl içinde kendi savaş gemisini,

tankını, insansız hava aracını,

uydusunu yapabilen bir ülke haline

geldiğini vurgulayan Başbakan

Erdoğan, teknoloji geliştirme

bölgelerinde, üniversitelerde, Ar-Ge

merkezlerinde çok önemli projeler

yürütüldüğünü söyledi.

Sanayi Tezleri ve Tekno-Gelişim

Sermayesi Desteği gibi programlar

ile TÜBİTAK programlarıyla Türkiye’de

çok önemli teknoloji çalışmalarının

gerçekleştiğini aktaran Başbakan

Erdoğan, şu anda Türkiye'nin, bilim

insanlarıyla, iş adamlarıyla, genç

mühendisleriyle, teknikerleriyle,

uzmanlarıyla, çok ilgi çekici konular

üzerinde çalıştığını da bildirdi. 2023

yılına kadar Ar-Ge harcamalarının

milli gelire oranını yüzde 3, yüksek

teknolojili ürünlerin üretim içindeki

payını ise yüzde 20 seviyesine

çıkarmayı hedeflediklerini bildiren

Erdoğan, “Yine 2023 yılında

dünya çapında bilinen, tanınan,

tercih edilen en az 10 küresel

marka oluşturmayı hedefliyoruz.

Hükümet olarak bugüne kadar

sanayicilerimizin önünü açmak

için çok adımlar attık, atmaya da

devam edeceğiz. Sanayicilerimizle

el ele verip, doğru adımları doğru

zamanda atacağız ve Türkiye’yi

2023 hedeflerine ulaştıracağız" diye

konuştu. Konuşmasının sonunda

Başbakan Erdoğan, 3. Sanayi

Şurası'nın “Büyük Türkiye hedeflerine

katkı sağlayacak bir buluşma” olması

temennisini dile getirdi.

Page 47: Anahtar aralik 2013 2122013170552

45ARALIK 2013

Sanayi politikaları düzenli

olarak gözden geçirilecek

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Nihat Ergün, Şura’nın açılışında

yaptığı konuşmada Sanayi

Şurası’nın ilkinin 1987 yılında,

ikincisinin de 1995'te yapıldığını

hatırlatarak, “Üçüncü şurayı bugün

gerçekleştiriyor olmamızın nedeni,

Türkiye’nin sanayi üretimi anlamında

artık yeni bir sürecin eşiğinde

olmasıdır” dedi. Bakan Ergün, bu

süreci konuyla ilgili tüm tarafların

katılımıyla masaya yatırmanın,

bundan sonraki politika oluşturma

süreci açısından son derece önemli

olacağını ifade etti. Günümüz

dünyasında bilimin, sanayinin,

teknolojinin, üretim şekillerinin,

üretici ve tüketici tercihlerinin

son derece hızlı değiştiği bir

dönemde olunduğunu anlatan

Ergün, bu nedenle, bundan sonra

her 5 yılda bir sanayi şurasını

toplayacak ve politikaları oldukça

kapsamlı bir şekilde gözden

geçireceklerini söyledi. Ergün,

sanayi sektörünün, Türkiye’nin son

11 yılda gerçekleştirdiği başarılarda

nasıl hayati bir rol üstlendiyse, 2023

hedeflerine ulaşmada da aynı rolü

üstleneceğini dile getirdi.

Hükümetlerinin 11 yılda üzerinde

en çok durduğu kavramların güven

ve istikrar olduğunu belirten Ergün,

güven ve istikrarın olmadığı bir

ülkede ekonominin, sanayinin ve

reel sektörün istenilen seviyeye

çekilemeyeceğini ifade etti. Ergün,

bugün Türkiye’nin başta ekonomi

olmak üzere her alanda güven ve

istikrar zeminini güçlendirmeye

devam ettiğini vurguladı. Bakan

Nihat Ergün, Türkiye'nin rekabet

gücünü ucuz hammadde, ucuz iş

gücü veya ucuz enerji gibi alanlarda

bulamayacağının belirterek, “Bizim

zenginliğimiz yerin altında değil,

yerin üstünde, insanımızın girişimci

ruhunda, aklında, zekâsındadır.

İşte bu nedenle bizim rekabet

gücünü bilim ve teknoloji alanında

aramamız, bulmamız gerekiyor” diye

konuştu.

Şura kararları, sanayi stratejimizin

revizyonunda temel kriterler olacak

Konuşmasında Sanayi Stratejisi’ne

de değinen Bakan Ergün,

eylemlerde yüzde 85 gibi önemli

bir gerçekleşme oranı yakaladıkları

Sanayi Stratejisi’ni gelecek yılın

sonunda yenileyeceklerini anlattı.

Ergün, "İşte bu Şura neticesinde

alınacak olan kararlar, sanayi

stratejimizin revizyonunda temel

kriterler olacaktır. 2023'e 10

kala gerçekleştirdiğimiz bu şura,

sanayimizin nereye gideceğine

ve ülkemizi nereye taşıyacağına

karar vereceğimiz bir şura olacaktır.

Amacımız Türkiye'yi, yeryüzünde

insanoğlunun yapabileceği her şeyi

üretecek bilgi, kapasite ve yeteneğe

sahip bir ülke haline getirmektir.

Biz böyle bir Türkiye inşa etmek

istiyoruz" diye konuştu.

Bakanlar Oturumu…

Şura’da daha sonra Bilim, Sanayi

ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün

moderatörlüğünde Ulaştırma,

Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

Binali Yıldırım, Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanı Faruk Çelik

ve Çevre ve Şehircilik Bakanı

Erdoğan Bayraktar'ın katılımıyla

“Bakanlar Oturumu” gerçekleştirildi.

Bakanlar Oturumu’nda konuşan

Ergün, Türkiye'nin son 11 yıldır

istikrarlı bir iktidar dönemi

yaşadığını belirtti. Farklı alanlarda

birbiriyle uyumlu politika

üretilebilmesi için böyle bir siyasi

istikrarın önemli olduğunu anlatan

Ergün, sanayi alanındaki politikaların

diğer alanlardaki politikalarla

uyumlu olmaması durumunda

hedefe ulaşılamayacağını kaydetti.

2011 yılında hazırladıkları Sanayi

Strateji Belgesi'ni farklı kurumlar ve

iş dünyasını işbirliğine dahil etme

anlayışıyla oluşturduklarını dile

getiren Ergün, 72 eylemden oluşan

belgenin öncelikle rekabet gücünü

ve verimliliği artırmayı ve çevreye

duyarlı bir sanayi dönüşümünü

amaçladığını söyledi. Ergün,

Türkiye'nin, orta ve yüksek teknolojili

ürün konusunda Avrasya'nın üretim

üssü olması vizyonuyla hazırlanan

belgenin uygulanmasında yüzde 85

başarı sağladıklarını kaydetti. Son

11 yılda ihracatta düşük teknolojili

ürünlerin payının oldukça azaldığını,

buna karşın orta teknolojili ürünlerin

payının arttığını anlatan Ergün,

“Türkiye, şu anda pek çok alanda

dünyanın en başarılı ülkelerinden

biri” ifadesini kullandı. Söz konusu

alanlardaki üretimin daha çok

montaja dayandığını ve başka

Page 48: Anahtar aralik 2013 2122013170552

46 ARALIK 2013

ülkelerin marka ve tasarımı ürünler

olduğuna işaret eden Ergün, bu

nedenle ithal edilen ürünlerin

birçoğunun Türkiye'de üretilmesi ve

ihraç edilmesinin önemini vurguladı.

3. Sanayi Şurası Sonuç Bildirgesi

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

Nihat Ergün, 3. Sanayi Şurası’nın

kapanışında yaptığı konuşmada;

Türkiye’nin oldukça güçlü,

dinamik ve rekabetçi bir sanayi

sektörüne sahip olduğunu, sadece

ihracatın yüzde 95 oranında

sanayi ürünlerinden oluşmasının

bile, sektörün önemini ve gücünü

tek başına gösterdiğini söyledi.

Devletin, sanayicilerle aynı hedefe

kilitlendiğini, el ele verdiğini

söyleyen Bakan Ergün, “Ülkemizin

sanayi politikaları açısından

belki de en umut verici gelişme,

işte bu birliktelik duygusudur,

devletle sanayici arasındaki kader

ortaklığıdır” dedi. Konuşmasında;

3. Sanayi Şurası’nın Türkiye’yi

2023 yılına taşıyacak sanayi

politikalarının oluşmasına büyük

katkı sağlayacağını belirterek,

“Sayın Başbakanımızın da katılımıyla

açılışını gerçekleştirdiğimiz 3.

Sanayi Şurası, gerçekten de son

derece verimli, faydalı, ufuk

açıcı konuşmalara, tartışmalara,

sunumlara sahne oldu. Şura

çalışmalarında, kamu, özel sektör,

üniversiteler ve sivil toplum

kuruluşlarından 265 Şura Üyesi ve

yaklaşık 1600 katılımcı yer aldı. Altı

konu başlığı altında gerçekleştirilen

oturumlarda 43 bilimsel tebliğ

sunuldu” diye konuştu. Bakan

Ergün, daha sonra 3. Sanayi Şurası

çalışmaları kapsamında alınan

tavsiye kararlardan bazılarını aktardı.

“Bilimsel ve Teknolojik Gelişim,

Ar-Ge ve İnovasyon” alanına yönelik

olarak;

• Yurtdışında doktorasını

tamamlamış ve Türkiye’nin

belirlediği öncelikli alanlarda

sanayi tecrübesi olan

araştırmacıların Türkiye’ye

getirilmesi için gerekli desteğin

devlet tarafından verilmesi,

• İleri teknoloji alanlarında

ürünlerin teknoloji detaylarının

çıkarılması ve bu bilgilerin offset

uygulamalarına dahil edilmesi,

• Üniversitelerdeki araştırma

merkezleri ile özel sektör Ar-Ge

merkezlerinin beraber hareket

edebileceği bir mekanizmanın

geliştirilmesi,

• Girişimciliğin geliştirilmesi için

eğitimin ilkokuldan başlatılması,

bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı

ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile

koordinasyon halinde çalışılması

gibi kararlar alınmıştır.

“Kamu Destekleri, Etkileri,

İzlenmesi ve Değerlendirilmesi”

alanına yönelik olarak;

• Devlet desteklerinin tek bir

platformda izlenmesi için kamu,

özel sektör ve STK işbirliğinde

bir koordinasyon modelinin

oluşturulması,

• Devlet desteklerinde, istihdam

sağlayan veya yüksek katma

değerli sektörlere göre öncelik

verilmesi,

• Üniversitelerde temel bilimler

konusunda çalışmaları

destekleyici yeni teşvik

mekanizmalarının oluşturulması,

• Yatırım ihtiyaçlarını ve

imkânlarını gösteren bir yatırım

haritasının oluşturulması ve

güncel tutulması,

• Yatırım teşviklerindeki alt

sınırların KOBİ’ler lehine

düşürülmesi şeklinde kararlar

alınmıştır.

“Sanayide Sürdürülebilir Üretim”

alanına yönelik olarak;

• Temiz üretim uygulama ve

teknolojilerin geliştirilmesi ve

yaygınlaştırılmasına yönelik

Page 49: Anahtar aralik 2013 2122013170552

47ARALIK 2013

finansal mekanizmalar

oluşturulması,

• Eko-endüstriyel park,

endüstriyel simbiyoz gibi

uygulamaların yaygınlaşmasına

ve mevcut OSB’lerin yeşil OSB’ye

dönüştürülmesine yönelik yeni

teşvikler sağlanması,

• Belirlenmiş stratejik doğal

kaynak ve hammaddelerin

işlenmiş ürün olarak ihracatının

desteklenmesi,

• Dördüncü nesil otomasyona,

hassas makine imalatına,

endüstriyel yazılım

teknolojilerine vb. alanlara

yönelik yeni teşvik sistemlerinin

oluşturulması,

• Kamu alımlarında yeşil satın

alma yönünde uygulamaların

artırılması gibi kararlar alınmıştır.

“Sanayide İnsan Kaynakları ve

İstihdam” alanına yönelik olarak;

• Ülkemizin meslek haritalarının

oluşturulması ve bu çerçevede

istihdam politikalarının

belirlenmesi,

• Eğitim sisteminin bilişim,

biyoteknoloji, nanoteknoloji,

ileri malzeme, genetik,

mekatronik, robotik, yapay

zekâ, hava, uzay ve savunma

teknolojileri, organik tarım,

yenilenebilir enerji, yeşil

teknolojiler, nükleer teknoloji

gibi geleceğin fırsat alanlarına

adapte edilmesi,

• Girişimciliği desteklemek üzere

girişimci adaylarına danışmanlık

sağlanması, girişimciler için

deneyimlerin ve sorunların

paylaşılabileceği ağ gruplarının

oluşturulması,

• Eğitim sisteminde mesleki

eğitimin rolünün artırılması ve

mesleki eğitimin toplumdaki

imajının güçlendirilmesi,

• Lisansüstü tezlerin sanayi

sektörüne yönelik ve işbirliği

içinde hazırlanmasının teşvik

edilmesi; bu alandaki ihtiyaçların

sanayi kuruluşlarından bilim

kuruluşlarına aktarılması

şeklinde tavsiye kararları

alınmıştır.

“Sanayi Yatırım Bölgeleri ve

Kümelenme” alanına yönelik olarak;

• Üniversitelerin kümelenme

faaliyetlerinde aktif rol

alması amacıyla bazı yasal

düzenlemeler gerçekleştirilmesi,

• Sanayi Yatırım Bölgelerinin

kümelenme faaliyetlerinde

etkin bir şekilde rol alması için

destekleyici ve teşvik edici bir

yapı oluşturulması,

• Küme kolaylaştırıcıları ve

uzmanlarının yetiştirilmesi

için Kümelenme Akademisinin

kurulması ve faaliyete

geçirilmesi gibi kararlar

alınmıştır.

“Sanayi Politikaları ve Uluslararası

Rekabet” alanına yönelik olarak;

• Türkiye’nin uluslararası

rekabette öne çıkabileceği güçlü

sektörlerin teşvik edilmesi ve

desteklenmesi,

• KOBİ’lerin inovasyon

kapasitelerinin artırılması,

• Biyoteknoloji, nanoteknoloji gibi

kilit öneme sahip teknolojilerin

sanayide kullanımının teşvik

edilmesi,

• İleri teknoloji gerektiren ürün

ve/veya parçaların üretiminde

kamu-özel sektör işbirliğinin

artırılması gibi kararlar alınmıştır.

Türkiye’nin; gelişmiş sanayisi, tarihi

birikimi, stratejik konumu, genç ve

dinamik nüfusuyla 2023 hedeflerine

ulaşabilecek potansiyele sahip

olduğunu söyleyen Bakan Ergün

konuşmasının sonunda, “Şura üyeleri

tarafından alınan ve burada çok az

bir kısmını paylaşabildiğimiz bu

kararlar, ülkemizin önümüzdeki

süreçte izleyeceği yol haritasına

ışık tutacaktır. 3. Sanayi Şurası

çalışmalarına katkı sağlayan herkese

teşekkür ediyorum” dedi.

Page 50: Anahtar aralik 2013 2122013170552

48 ARALIK 2013

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen 2. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi, 15 – 16 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Zirve’nin açılışında yaptığı konuşmada; Türkiye'de ilk defa orta, yüksek ve ileri teknoloji alanlarında yapılan Ar-Ge projelerinin yatırım ve üretime dönüşmesi için yeni bir yatırım destek programı başlatacaklarını belirterek, “Bu program kapsamında, toplam 50 milyon liraya kadar olan projeler desteklenecek. Bu projeler için 3 milyon 600 bin lirası hibe olmak üzere, toplam 10 milyon liraya kadar destek sağlanacak” dedi.

Türkiye’de bin kişiye, bir tam zamanlı araştırmacı düşüyor

Bakan Ergün, Türkiye’nin son 11 yıldaki gelişimini ifade ederek, Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerinin ulaşılması zor ama gerçekleşmesi mümkün olduğunu dile getirdi. Ergün, bireylerin, firmaların ve ülkelerin bu tür hedefler belirlemesi

2. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi İstanbul'da Düzenlendi

gerektiğine işaret ederek, “Türkiye’nin de 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacak kaynak genç, dinamik, iyi eğitilmiş nüfus potansiyelidir. Bizim zenginliğimiz kendi insanımızın, aklı, beyni ve akıl teridir” dedi. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal hedeflerine ulaşmasını sağlayacak alanların başında bilim ve teknoloji alanının geldiğini ifade eden Ergün, “Türkiye son yıllarda diğer alanlarda olduğu gibi Ar-Ge, inovasyon ve teknoloji gibi alanlarda da ivme artırmıştır. Ar-Ge harcamalarında kamunun payı azalırken, özel sektörün payı artmaktadır. 2023 sonunda Ar-Ge harcamalarının 3’te 2’sinin özel sektör tarafından yapılması sonucunu doğuracaktır. Yani 40 milyar dolarlık bir harcamayı özel sektörün yapmasını

bekliyoruz. Bin kişiye düşen tam zamanlı araştırmacı sayımıza baktığımızda ABD, Güney Kore, Almanya gibi ülkelerin bir hayli gerisindeyiz. Bu ülkelerde bin kişiye dört ya da beş tam zamanlı araştırmacı düşmektedir. Hâlbuki ülkemizde bin kişiye, bir tam zamanlı araştırmacı düşmektedir. Biz de tam zamanlı araştırmacı sayımızı artırmalıyız” diye konuştu.

Bakan Ergün, araştırmayı özendirirken, araştırmacılığın da özendirilmesi gerektiğini anlatarak, “Ar-Ge merkezlerine çok önemli teşvikler verdik. Ar-Ge faaliyetlerinin maliyetlerini azaltmaya çalıştık. Küçük işletmelerimizi bir araya gelerek rekabet öncesi iş birliği projesi olarak Ar-Ge merkezi kurmaya davet ediyorum” diye konuştu. Bakanlık olarak Ar-Ge merkezleriyle yakın bir temas halinde olduklarını belirten Ergün, “Ar-Ge merkezleriyle yaptığımız çalıştayda ve görüşmelerimizde iki konu ortaya çıkıyor. Bunlardan biri Ar-Ge merkezi kurmak için 50 tam zamanlı araştırmacı sayısının biraz daha düşürülmesi, daha fazla firmanın Ar-Ge merkezi kurabilmesi, diğeri de araştırmacıların Ar-Ge merkezi dışında geçirdiği sürenin muafiyet kapsamına alınmasıdır” şeklinde konuştu.

Page 51: Anahtar aralik 2013 2122013170552

49ARALIK 2013

Verimlilik Genel Müdürlüğü

tarafından hazırlanan yayınlar

ücretsiz temin edilebilmektedir.

Resmi kurum ve kuruluşlardan

veya bireysel olarak yapılan yayın

istekleri, Genel Müdürlüğün

onayıyla ilgililere ücretsiz olarak

gönderilmektedir. Bunun için

istenilen yayınların numarasının,

açık adresin, telefon numarasının ve

‘kargo ücreti tarafımdan ödenecektir’

Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) Yayınları

ibaresinin bulunduğu dilekçenin

0 312 427 30 22’ye faks çekilmesi

yeterlidir.

Verimlilik Genel Müdürlüğü

yayınlarının büyük çoğunluğu

Genel Müdürlükçe sonuçlandırılan

araştırma projelerinden

oluşmaktadır. Araştırma kitaplarının

yanında, konunun özelliğini bir ders

kitabı içeriğiyle ele alan “İş Etüdü,

Ergonomi, Verimlilik Yönetimi” gibi

yayınlar da bulunmaktadır. Talep

edilen süreli ve süresiz yayınlar,

stoktaki durum da göz önünde

bulundurularak okuyuculara

ulaştırılmaktadır.

VGM yayınlarının tamamına şu

adresten ulaşılabilmektedir:

http://vgm.sanayi.gov.tr/

Files/Documents/mevcut-

yayinlar-2012-23032012140924.pdf

VERİMLİLİK DERGİSİ 2013/4. SAYI YAYIMLANDI

Marmara Bölgesi’ndeki Rüzgâr Enerji Santrallerinin (RES) Göreli Etkinliklerinin Veri Zarfl ama Analizi

(VAZ) İle ÖlçümüTamer EMRE Yrd. Doç. Dr. Mine ÖMÜRGÖNÜLŞEN

Verimlilik Ekonomisi ve Politika ArayışlarıDr. Halit SUİÇMEZ

İş Tatmininin Örgütsel Bağlılık Üzerine Etkisi: İlaç Sektörü Üzerine Bir AraştırmaDoç. Dr. A. Sinan ÜNSAR Öğr. Gör. Altan AYAN

Kırıkkale Belediyesi’nde Görev Yapan Zabıta Personelinin İş Doyum

Düzeylerinin Belirlenmesine Yönelik bir Araştırma

Öğr. Gör. Alper GÜRERYrd. Doç. Dr. Yunus Bahadır GÜLER

Standardizasyonun Ekonomik ve Sosyo-Ekonomik GetirileriDr. Fatma Müge ALGAN

Page 52: Anahtar aralik 2013 2122013170552

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK)

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve İtalya hükümeti tarafından 1964 yılında Torino, İtalya’da ileri düzeyde bir mesleki eğitim merkezi olarak kurulan Uluslararası Eğitim Merkezi’nde (International Training Center-ITC) ILO’nun “insana yakışır işler” geliştirilmesi hedefiyle de uyumlu olarak insan kaynakları ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesine yönelik eğitimler verilmektedir. Bu bağlamda, 4-15 Kasım 2013 tarihleri arasında İtalya’nın Torino kentinde ITC eğitim kampüsünde düzenlenen “Yeşil İşler Forumu: Yerel Stratejiler ve Eylemler” (Learning Forum On Green Jobs: Local Strategies And Actions) konulu eğitim programına, Verimlilik Genel Müdürlüğü’nü temsilen Sanayi ve Teknoloji Uzmanı Deniz Koç katıldı. Eğitim programı kapsamında farklı bölgelerde, sürdürülebilir yerel kalkınmaya katkıda bulunacak yeşil iş stratejileri ve insana yakışır işler yaratılması için potansiyellerin değerlendirilmesi, iyi uygulama örneklerinin paylaşılması

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO)

Yeşil İşler Forumuna Katılım Sağlandı

ve iletişim ağlarının yaratılmasına yönelik sunumlar ve saha ziyaretleri gerçekleştirildi. Eğitime daha çok Asya ve Afrika ülkelerinden yerel ekonomik kalkınma ve çevre politikaları ile ilgili kamu çalışanları ile işçi ve işveren örgütlerinin yerel temsilcilerinden oluşan 17 kişi katıldı.

Eğitim kapsamında, ILO’nun “Yeşil İş” kavramı ve “Yeşil İşler Programı” hakkında genel bilgilendirme yapıldı. Günümüzde hâlâ gelişmekte olan bir kavram olan yeşil işler, hammadde ve kaynakların kullanımını asgari düzeye indiren, ekosistemleri koruyup iyileştiren, atık ve kirlilik ile sera gazı emisyonlarını azaltan ve aynı zamanda “insana yakışır işler” sunan, yani, sosyal korumaya sahip yeterli bir gelir sağlayan, çalışanların haklarına saygı duyan ve işçi, işveren ve hükümetler arasında sosyal diyalog zemini sağlayan işler olarak tanımlanmaktadır. Yeşil işlerin; tarım, balıkçılık, ormancılık, enerji, kaynak yoğun imalat, geri dönüşüm,

binalar ve ulaştırma olarak sekiz ana sektörde istihdam alanında önemli dönüşümler sağlayacağı çeşitli araştırmalarla belirtilmiştir.

Eğitim kapsamında çeşitli sektörlerdeki iyi uygulama örnekleri yerinde görüldü ve deneyim paylaşımına olanak sağlayacak çalışma ziyaretleri gerçekleştirildi. Sürdürülebilir yerel kalkınma ve düşük karbon ekonomisi arasındaki bağlantı, yeşil büyüme stratejileri ve bunun insana yakışır işler ve girişimciliğin geliştirilmesine yönelik etkisi, özel sektörün yeşil ekonomideki rolü ve önemi ile yeşil işlerin oluşturulması için yerel stratejilerin geliştirilmesi başlıklarında bilgi ve deneyim paylaşımları da oldu. Eğitim süresince, diğer ülkelerdeki iyi uygulamalar ve ortak yaklaşımlar katılımcılar tarafından yapılan sunumlar ile paylaşılırken, Verimlilik Genel Müdürlüğü’nün de sanayide temiz üretim uygulamalarının yaygınlaştırılmasına yönelik yürütmekte olduğu projeler ve bu projelerin olası yeşil işlerin oluşturulmasına katkısını elen alan ve ayrıca Türkiye’de ILO Türkiye Ofisi tarafından ILO Yeşil İşler Programı ile işbirliğinde 1 Ocak 2013 tarihinde başlatılan “Yeşil Ekonomide İnsana Yakışır İşler” (Decent Work in the Green Economy) projesi hakkında da kısa bir bilgilendirme yapıldı.

Ayrıntılı Bilgi İçin: Green Jobs Programme of the ILO

http://www.ilo.org/empent/units/green-jobs-programme/lang--en/index.htm

50 ARALIK 2013

Page 53: Anahtar aralik 2013 2122013170552

TEMİZ ÜRETİM (EKO-VERİMLİLİK)

Verimlilik Genel Müdürlüğü (VGM) tarafından tasarlanan “Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi” isimli proje, 2013K100190 Proje Numarası ile 2013 yılı Yatırım Programına alındı. Ana amacı; “sanayide hammadde, enerji ve suyun etkin ve sürdürülebilir kullanımı ile elde edilebilecek potansiyel ekonomik ve çevresel faydaları; sektörler ve bölgeler düzeyinde analiz edecek bir metodolojinin geliştirilerek, bu potansiyelin niceliksel olarak ortaya konması” olarak özetlenebilecek olan proje, 2013-2015 yıllarında Verimlilik Genel Müdürlüğü tarafından yürütülecek.

Bilindiği üzere, hammadde, enerji ve su gibi sınırlı ve tükenebilir kaynakların verimli ve sürdürülebilir kullanımı, hem çevre üzerindeki etkilerin azaltılması hem de daha az girdi kullanarak daha fazla değer üretilmesi yoluyla rekabet gücünün artırılması konusunda büyük önem taşımaktadır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde kaynak

“Sanayide Kaynak Verimliliği Potansiyelinin Belirlenmesi”

Projesi 2013 Yılı Yatırım Programına Alındı

verimliliği potansiyelinin yüksek olduğu bilgisi genel olarak kabul görmekle beraber, bu potansiyelin derinlemesine analizi ile ilgili çalışmalar oldukça sınırlıdır. Benzer şekilde, ülkemizin kaynak verimliliği potansiyeli konusu da henüz sistematik biçimde araştırılmamış bir alan olup, bu alanın bütüncül bir bakış açısıyla incelenmesine ve bu potansiyelin ulusal/bölgesel/sektörel bazda somut olarak ortaya konmasına katkı sağlayacak çalışmaların yürütülmesine ihtiyaç vardır. İşte bu ihtiyaçtan yola çıkan Verimlilik Genel Müdürlüğü, ülke sanayisinin kaynak verimliliği potansiyelinin araştırılması ile hem politika oluşturma ve uygulama araçlarının tasarımı süreçlerinin hem de konunun tüm ilgili taraflarının somut veri ve bilgilerle desteklenmesine olanak verecek bir çalışma gerçekleştirmek amacıyla bu projeyi tasarlayıp Kalkınma Bakanlığına sunmuştur.

Kalkınma Bakanlığı’nın değerlendirmeleri sonucunda

2013 Yatırım Programı’na kabul edilen proje kapsamında öncelikle ülkemizdeki mevcut saha çalışmaları, literatür ve istatistikler incelenerek mevcut durum ana hatlarıyla ortaya konacaktır. İzleyen adımda, imalat sanayisinde kaynak verimliliği potansiyelini bilimsel, nicel ve güvenilir bir biçimde ve sektörel/bölgesel kırılımda, miktarsal ve parasal olarak ortaya koyacak bir metodoloji geliştirilecektir. Geliştirilecek metodolojiye bağlı olarak kaynak verimliliği potansiyeli miktar ve ekonomik değer bazında, düşük ve yüksek yatırım maliyeti ayrıştırmasına gidilerek ortaya konacaktır. Söz konusu analizler, sektörel ve bölgesel kırılımlarda gerçekleştirilecektir. Konuya ilişkin yapılan ön hazırlıklar neticesinde seçilen beş sektör kapsamında, belirlenecek metodolojiye bağlı olarak, sonuçların saptanacak kriterlere göre bölgelere dağıtılması ve/veya bölgeler özelinde yapılacak çalışmalar ile potansiyelin bölgesel dağılımı (İBBS Düzey 1 veya Düzey 2) ortaya konacaktır. Proje kapsamında son olarak, belirlenen kaynak verimliliği potansiyelinin gerçekleşmesi durumunda çevreye sağlayacağı katkı tespit edilmeye çalışılacaktır.

Projenin, seçilen sanayi sektörlerinde mevcut durum ve potansiyel ihtiyacını nicel ve parasal birimler ile ortaya koyma çabası düşünüldüğünde, hem Türkiye’deki sanayi kesimini ilgilendiren organize sanayi bölgeleri, sektör dernekleri vb. kuruluşlar için hem de ekonominin kapsadığı tüm kesimler için rehber niteliğinde bir kaynak olması hedeflenmektedir.

51ARALIK 2013

Page 54: Anahtar aralik 2013 2122013170552

52 DECEMBER 2013

We can get rid of mid level income trap by productivity increase

As it has been stated by historical and scientific data, productivity increase has crucial importance for countries in their development and competitive advantage at global scale. Productivity is one of the determining factors of stable economic growth and social welfare when contribution of labour and capital to economy and use of natural resources with sustainable development principles are taken into consideration. In this direction, productivity increase has a direct effect in high growth performance of our economy, its diffusion to coming years and reach to 2023 goals. Constant and rapid productivity increase has been required for getting rid of mid level income trap and passing to the group of high level income countries.

Functions of TÜBİTAK MAM Environment and Cleaner Production Institute

Taking into account international cleaner production centres in the world; the functions, responsibilities and field of activities of TÜBİTAK MAM Environment and Cleaner Production Institute have been planned. In this context, the functions and responsibilities of the institute in terms of cleaner production are as follows;

• Carrying out R&D projects by means of technology development, knowledge and skills improvement and production systems development in terms of productivity increase,

• Carrying out projects in order to generalize the use of technology transfer and good practices,

• Improving national awareness about cleaner production,

• Planning training organizations for cleaner production considering capacity building and forming local expert teams,

• Giving technical support to industry and developing corporate capacities,

Productivity

• Forming collaboration with international organizations with the aim of providing knowledge and technology transfer.

Mobile Applications and Productivity

It has been estimated that over 6 billion mobile device users exist in our day. Mobile phones have come into our lives as indispensable equipments. In parallel with this fact, increased interests in mobile applications in marketing world on behalf of companies has been the case. While marketing their products, companies have the chance to access to target audience anytime without any restrictions. Mobile applications have been growing as the biggest channel in order to get to access to the end user.

The advantages of mobile applications can be summarized as increase in customer satisfaction, more effective marketing, increase in sale

Page 55: Anahtar aralik 2013 2122013170552

53DECEMBER 2013

performance, increase in productivity, faster data collection, fall in costs, optimization of work processes and increase in brand visibility.

‘Identifying the Potential of Resource Productivity in Industry’ Project has been taken

into the Investment Program 2013

‘Identifying the Potential of Resource Productivity in Industry’ Project, which has been designed by Directorate General for Productivity, has been taken into the Investment Program 2013 with 2013K100190 project number. Main goal of the project, which would be conducted by Directorate General for Productivity between years of 2013 and 2015, can be summarized as ‘stating potential economic and environmental benefits by means of efficient and sustainable use of materials, energy and water in industry; developing a methodology in terms of analysing these benefits at sector-specific and regional levels; and stating this potential in numerical quantity’.

Individual Performance Management Systems in Public Institutions

The concept of productivity is related with realizing the most efficient benefit from all resources and gaining the highest added value. In this context, increasing productivity of human resource, which has been the most important production factor, has been a determining element in rise of organizational performance. There have been many factors affecting human resource productivity such as motivation, training, wage and rewards. Performance Management System can be an important factor in increasing human resource’s productivity if it has been designed and implemented in an accurate way.

Performance Management System has been especially widespread after 1980’s with ‘total quality management’ and organizations started to use this system. The elements of performance management system such as job satisfaction, motivation, rewards, performance evaluation and measurement systems have gained importance after the use of total quality management system.

Turkish Economy: Productivity from the Perspective of 10th Development Plan

By means of productivity focussed approach, reaching high and stable growth without the problem of current account deficit has been purposed in the period of 10th Development Plan. Following interactive politics in many areas would be helpful in reaching this purpose. In the context of productivity, the policies that would be put into practice in areas of infrastructural investments, foreign direct investment, R&D and education and additional politics in micro scale would support productivity increase. In order to increase both productivity and resource productivity in different sectors, orientation of resources into industrial sector has been respected in terms of fiscal, monetary and promotion policy practises. Besides R&D and technology policies; policy practices come out in areas of ‘protection of patent and intellectual property rights’, ‘struggle against informality and corruption’, ‘maintenance of predictability and stability in tax regulations’ and ‘empowerment of investment environment’.

The Fourth National Productivity Congress would be held in Ankara

The Fourth National Productivity Congress that has been organized and hosted by Ministry of Science, Industry and Technology Directorate General for Productivity would be held in Bilkent Hotel Convention Centre in December 10-12 2013.

Productivity would be discussed with all its aspects concerning industrial labour, capital, technology, occupational safety and health and cleaner production in the congress. Universities, public organizations and institutions, professional associations, non-governmental organizations and representatives of business world would come together in The Fourth National productivity Congress where results of current scientific studies would be shared; productivity increase methods and good practise cases would be presented and current productivity strategies and politics would be discussed and suggestions would be developed.

Page 56: Anahtar aralik 2013 2122013170552

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)

Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayii Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

54 ARALIK 2013

SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS

Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of the Republic of Turkey

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (%) Capacity Utilization Rate of Manufacturing Industry (%)

Sanayi Üretim Endeksi (2010 Ort.=100) - İmalat Sanayii Üretim Endeksi (2010 Ort.=100)Industrial Production Index (2010 Avg.=100) - Manufacturing Industry Production Index (2010 Avg.=100)

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

54 ARALIK 2013

SANAYİ GÖSTERGELERİ / INDUSTRY INDICATORS

Kaynak: Merkez Bankası - Source: Central Bank of the Republic of Turkey

Page 57: Anahtar aralik 2013 2122013170552

OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2011) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in OECD Countries (2011)

Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2000 – 2011) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in Turkey (2000 – 2011)

55ARALIK 2013

BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS

Kaynak: OECD, MSTI - Source: OECD, MSTI

Kaynak: TÜİK - Source: TURKSTAT

OECD Ülkelerinde Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2011) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in OECD Countries (2011)

Türkiye’de Ar-Ge Harcamalarının GSYİH’ye Oranı (2000 – 2011) R&D Expenditures as a Percentage of GDP in Turkey (2000 – 2011)

55ARALIK 2013

BİLİM ve TEKNOLOJİ GÖSTERGELERİ / SCIENCE and TECHNOLOGY INDICATORS

Kaynak: OECD, MSTI -I Source: OECD, MSTI

Kaynak: TÜİK - K Source: TURKSTAT

Page 58: Anahtar aralik 2013 2122013170552

56 ARALIK 2013

-2%

0%

2%

4%

6%

8%

10%

12%

14%

16%

18%

-20.00

0.00

20.00

40.00

60.00

80.00

100.00

120.00

140.00

Mak

edon

ya-M

aced

onia

Esto

nya-

Esto

nia

Litv

anya

-Lith

uani

a

Dan

imar

ka-D

enm

ark

Bulg

aris

tan-

Bulg

aria

Rom

anya

-Rom

ania

Polo

nya-

Pola

nd

Leto

nya-

Latv

ia

Mal

ta-M

alta

Çek

Cum

.-Cze

ch R

ep.

Porte

kiz-

Portu

gal

Mac

aris

tan-

Hun

gary

span

ya-S

pain

Avus

tury

a-Au

stria

Fran

sa-F

ranc

e

TÜR

KYE

-Tur

key

sveç

-Sw

eden

Finl

andi

ya-,F

inla

nd

Alm

anya

-Ger

man

y

ngilt

ere-

Uni

ted

King

dom

Lüks

embu

rg-L

uxem

bour

g

Ort

alam

a V

i A

vera

ge R

ate

of A

nnua

l Pro

duct

ivity

Cha

nge

(200

5 I-2

013

II)

an K

ii B

a

/ M

anuf

actu

ring

Indu

stry

Inde

x of

Pro

duct

ion

Per P

erso

n Em

ploy

ed A

vera

ge o

f Las

t Fo

ur Q

uarte

rs (2

012

III -2

013

II) (

2010

Ave

.=10

0)

an Ki i Ba Ortalama Verimlilik De i

ULUSAL ve ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey

Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries

İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - Source: National Productivity Statistics of Turkey

56 ARALIK 2013

-2%

0%

2%

4%

6%

8%

10%

12%

14%

16%

18%

-20.00

0.00

20.00

40.00

60.00

80.00

100.00

120.00

140.00

Mak

edon

ya-M

aced

onia

Esto

nya-

Esto

nia

Litv

anya

-Lith

uani

a

Dan

imar

ka-D

enm

ark

Bulg

aris

tan-

Bulg

aria

Rom

anya

-Rom

ania

Polo

nya-

Pola

nd

Leto

nya-

Latv

ia

Mal

ta-M

alta

Çek

Cum

.-Cze

ch R

ep.

Porte

kiz-

Portu

gal

Mac

aris

tan-

Hun

gary

span

ya-S

pain

Avus

tury

a-Au

stria

AA

Fran

sa-F

ranc

e

TÜR

KYE

-Tur

key

sveç

-Sw

eden

Finl

andi

ya-,F

inla

nd

Alm

anya

-Ger

man

y

ngilt

ere-

Uni

ted

King

dom

Lüks

embu

rg-L

uxem

bour

g

Ort

alam

aVVV

iAv

erag

e R

ate

ofAA

Annu

al P

rodu

ctiv

ity C

hang

e (2

005

I-201

3 II)

an K

ii B

a

/ Man

ufac

turin

g In

dust

ry In

dex

of P

rodu

ctio

n Pe

r Per

son

Empl

oyed

Aver

age

of L

ast

AAFo

ur Q

uarte

rs (2

012

III -2

013

II) (

2010

Ave.

=100

)

1

AA

an Ki i Ba Ortalama Verimlilik DeVV i

ULUSAL ve ULUSLARARASI VERİMLİLİK İSTATİSTİKLERİNATIONAL and INTERNATIONAL PRODUCTIVITY STATISTICS

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - : Source: National Productivity Statistics of Turkey:

Seçilmiş Avrupa Ülkeleri Son Dört Çeyrek Çalışan Kişi Başına Üretim Endeksi Ortalaması ve Ortalama Yıllık Değişim Oranları Index of Production Per Person Employed; Average of Last Four Quarters and Annual Average Rate of Growth For Selected European Countries

İmalat Sanayi Verimlilik Değişimleri (Yıllık ve Üç Aylık) ve Üç Aylık için Eğilimler Productivity Changes in Manufacturing Industry (Annually and Quarterly) and Trends for Quarterly Data

Kaynak: Türkiye Ulusal Verimlilik İstatistikleri - : Source: National Productivity Statistics of Turkey:

Page 59: Anahtar aralik 2013 2122013170552

Çalış

an K

işi B

aşın

a Ü

reti

m E

ndek

si (2

010

Ort.

=10

0) /

Inde

x of P

rodu

ctio

n Pe

r Per

son

Empl

oyed

(201

0 Av

g.=

100)

2005

2006

2007

2008

2009

2010

2011

2012

2013

1.Çe

yrek

1.Qu

arte

r

2013

2.Çe

yrek

2.Qu

arte

r

Top

lam

Sa

na

yi /

To

tal I

nd

ust

ry8

6,5

89

0,4

39

3,2

29

2,9

99

2,6

51

00

,00

10

3,3

81

01

,22

96

,37

10

3,0

3

Sa

na

yin

in K

ısım

ları

Se

ctio

ns

of

Ind

ust

ry

Ma

de

nci

lik

ve

Ta

şoca

kçı

lığ

ı / M

inin

g a

nd

Qu

arr

yin

g9

9,9

79

6,9

89

5,0

21

01

,25

10

5,6

71

00

,00

10

2,0

21

03

,06

90

,18

99

,24

İma

lat

/ M

an

ufa

ctu

rin

g8

7,5

69

1,5

49

4,2

29

3,0

99

1,6

31

00

,00

10

3,4

51

00

,81

96

,26

10

4,2

1

Ele

ktr

ik, G

az,

Bu

ha

r v

e İk

lim

len

dir

me

/ E

lect

rici

ty, G

as,

Ste

am

An

d A

ir C

on

dit

ion

ing

Su

pp

ly6

7,4

68

0,3

08

6,5

99

2,1

09

2,0

61

00

,00

10

4,7

89

9,7

79

3,5

09

2,2

2

An

a S

an

ay

i Gru

pla

Ma

in In

du

stri

al

Gro

up

s (M

IGs)

AR

M -

Ara

ma

lı /

IG -

Inte

rme

dia

te G

oo

ds

88

,90

93

,00

94

,43

92

,74

93

,18

10

0,0

01

02

,56

99

,76

95

,38

10

4,0

3

DLT

- D

ay

an

ıklı

ke

tim

/ D

CG

- D

ura

ble

Co

nsu

me

r G

oo

ds

79

,51

80

,66

84

,26

88

,00

92

,34

10

0,0

01

05

,71

10

1,3

19

4,1

51

06

,07

DZ

T -

Da

ya

nık

sız

Tük

eti

m /

UC

G -

No

n-D

ura

ble

Co

nsu

me

r G

oo

ds

86

,51

90

,71

92

,35

91

,42

96

,01

10

0,0

09

9,8

91

00

,95

95

,22

10

0,2

4

EN

J –

En

erj

i / E

- E

ne

rgy

81

,70

84

,03

87

,43

92

,09

92

,21

10

0,0

01

09

,44

11

0,8

91

05

,33

10

7,0

7

SE

M -

Se

rma

ye

Ma

lı /

CG

- C

ap

ita

l Go

od

s9

1,6

69

3,6

39

9,4

29

7,3

68

3,0

41

00

,00

10

8,7

01

02

,22

99

,18

10

9,2

4

Gıd

a ü

rün

leri

nin

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f fo

od

pro

du

cts

99

,38

10

0,3

79

7,8

69

6,8

69

4,5

11

00

,00

10

1,7

91

00

,25

93

,94

94

,95

İçe

cek

leri

n im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

be

ve

rag

es

94

,21

96

,08

10

2,8

71

10

,36

10

9,4

11

00

,00

94

,53

10

1,5

98

1,9

01

05

,91

tün

ürü

nle

ri im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

tob

acc

o p

rod

uct

s6

8,5

08

0,3

98

7,1

61

06

,77

94

,05

10

0,0

09

2,1

21

08

,33

88

,87

94

,24

Tek

stil

ürü

nle

rin

in im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

tex

tile

s9

9,0

81

02

,93

97

,91

93

,66

96

,21

10

0,0

09

6,3

69

2,6

69

0,3

89

2,9

4

Giy

im e

şya

ları

nın

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f w

ea

rin

g a

pp

are

l8

6,4

08

7,4

89

2,5

48

5,5

49

1,0

71

00

,00

94

,56

97

,27

96

,92

98

,85

De

ri v

e il

gil

i ürü

nle

rin

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f le

ath

er

an

d r

ela

ted

pro

du

cts

93

,85

10

2,5

78

9,2

68

6,9

98

9,9

21

00

,00

93

,96

85

,33

76

,46

89

,02

aç,

ürü

nle

ri v

e m

an

tar

ürü

nle

ri im

ala

tı …

Ma

nu

fact

ure

of

wo

od

an

d o

f p

rod

uct

s o

f w

oo

d a

nd

co

rk…

50

,93

58

,87

66

,82

78

,26

94

,08

10

0,0

01

06

,61

10

0,5

79

6,1

31

00

,16

Ka

ğıt

ve

ka

ğıt

ürü

nle

rin

in im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

pa

pe

r a

nd

pa

pe

r p

rod

uct

s8

2,2

38

6,9

08

7,7

28

6,8

79

4,2

81

00

,00

10

3,7

41

04

,31

10

1,8

51

06

,41

Ka

yıt

lı m

ed

ya

nın

ba

sılm

ası

ve

ço

ğa

ltıl

ma

sı /

Pri

nti

ng

an

d r

ep

rod

uct

ion

of

reco

rde

d m

ed

ia7

4,4

77

9,8

78

5,1

08

6,4

29

4,8

81

00

,00

11

2,9

61

13

,55

11

2,4

51

16

,38

Ko

k k

öm

ürü

ve

ra

fin

e e

dil

miş

pe

tro

l ürü

nle

ri im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

cok

e a

nd

re

fin

ed

pe

tro

leu

m p

rod

uct

s1

16

,53

12

5,1

81

23

,70

11

5,8

69

5,9

31

00

,00

10

5,7

41

05

,05

81

,07

10

4,8

8

Kim

ya

sall

arı

n v

e k

imy

asa

l ürü

nle

rin

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f ch

em

ica

ls a

nd

ch

em

ica

l pro

du

cts

78

,31

88

,14

91

,28

85

,61

88

,39

10

0,0

01

01

,94

10

0,1

09

9,3

41

03

,00

Tem

el e

cza

cılı

k ü

rün

leri

nin

ve

ecz

acı

lığ

a il

işk

in m

alz

em

ele

rin

ima

latı

Ma

nu

fact

ure

of

ba

sic

ph

arm

ace

uti

cal p

rod

uct

s a

nd

ph

arm

ace

uti

cal p

rep

ara

tio

ns

78

,56

85

,85

93

,83

96

,99

10

1,4

21

00

,00

10

3,3

41

19

,88

10

9,1

61

21

,74

Ka

uçu

k v

e p

last

ik ü

rün

leri

n im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

rub

be

r a

nd

pla

stic

pro

du

cts

95

,99

94

,46

96

,56

91

,76

90

,96

10

0,0

01

04

,53

98

,36

93

,95

10

2,4

2

Diğ

er

me

tali

k o

lma

ya

n m

ine

ral ü

rün

leri

n im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

oth

er

no

n-m

eta

llic

min

era

l pro

du

cts

88

,30

91

,04

90

,25

90

,95

91

,81

10

0,0

01

00

,85

97

,48

90

,97

10

4,1

6

An

a m

eta

l sa

na

yi /

Ma

nu

fact

ure

of

ba

sic

me

tals

93

,72

10

2,9

21

06

,32

10

0,5

99

3,8

31

00

,00

10

2,0

01

02

,24

10

2,8

81

08

,29

Fab

rik

asy

on

me

tal ü

rün

leri

ima

latı

(m

ak

ine

ve

te

çhiz

at

ha

riç)

Ma

nu

fact

ure

of

fab

rica

ted

me

tal p

rod

uct

s, e

xce

pt

ma

chin

ery

an

d e

qu

ipm

en

t9

6,2

59

8,5

91

04

,39

96

,76

88

,42

10

0,0

01

10

,08

11

0,0

91

03

,37

11

4,7

7

Bil

gis

ay

arl

arı

n, e

lek

tro

nik

ve

op

tik

ürü

nle

rin

ima

latı

Ma

nu

fact

ure

of

com

pu

ter,

ele

ctro

nic

an

d o

pti

cal p

rod

uct

s1

51

,68

12

1,4

31

12

,68

10

6,0

09

8,0

71

00

,00

10

0,1

21

06

,90

73

,50

10

1,9

2

Ele

ktr

ikli

te

çhiz

at

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f e

lect

rica

l eq

uip

me

nt

90

,66

97

,17

97

,15

90

,62

93

,33

10

0,0

01

03

,12

98

,03

95

,45

10

9,2

4

Ba

şka

ye

rde

sın

ıfl a

nd

ırıl

ma

mış

ma

kin

e v

e e

kip

ma

n im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

ma

chin

ery

an

d e

qu

ipm

en

t n

.e.c

.9

4,6

89

9,2

29

9,5

79

0,5

28

0,8

71

00

,00

11

3,0

61

05

,61

10

4,4

01

17

,01

Mo

torl

u k

ara

ta

şıtı

, tre

yle

r (r

öm

ork

) v

e y

arı

tre

yle

r (y

arı

mo

rk)

ima

latı

Ma

nu

fact

ure

of

mo

tor

ve

hic

les,

tra

ile

rs a

nd

se

mi-

tra

ile

rs8

6,9

28

9,0

19

0,1

28

9,4

07

8,5

81

00

,00

10

4,3

89

6,0

01

02

,00

10

5,6

5

Diğ

er

ula

şım

ara

çla

rın

ın im

ala

tı /

Ma

nu

fact

ure

of

oth

er

tra

nsp

ort

eq

uip

me

nt

10

3,7

61

14

,22

19

5,6

12

05

,10

12

7,1

51

00

,00

12

3,7

31

05

,27

89

,99

96

,70

Mo

bil

ya

ima

latı

/ M

an

ufa

ctu

re o

f fu

rnit

ure

69

,40

64

,12

80

,52

92

,70

95

,11

10

0,0

01

08

,42

95

,54

89

,36

10

9,8

4

Diğ

er

ima

latl

ar

/ O

the

r m

an

ufa

ctu

rin

g6

0,2

27

6,2

27

1,8

98

5,3

98

9,8

61

00

,00

10

7,8

21

11

,05

11

0,3

51

15

,81

Ma

kin

e v

e e

kip

ma

nla

rın

ku

rulu

mu

ve

on

arı

mı /

Re

pa

ir a

nd

inst

all

ati

on

of

ma

chin

ery

an

d e

qu

ipm

en

t1

00

,12

91

,51

12

8,9

39

5,0

89

1,8

81

00

,00

10

3,4

51

02

,97

95

,76

10

5,3

2

ULU

SAL

VERİ

MLİ

LİK

İSTA

TİST

İKLE

Rİ /

NATI

ONAL

PRO

DUCT

IVIT

Y ST

ATIS

TICS

Kayn

ak: U

lusa

l Ver

imlil

ik İs

tati

stik

leri

- So

urce

: Na

tio

na

l Pro

du

ctiv

ity

Sta

tist

ics

of T

urk

ey

Page 60: Anahtar aralik 2013 2122013170552