zulmün olduğu, adaletin olmadığı yerde devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf ·...

60
C C EPHEL İ LER 10 İŞ Ç İ Y İ KATLEDEN TORUNLAR HOLD İ NG’E A İ T TOR İ UM ALI Ş VER İŞ MERKEZ İ ’N İ VURDU! Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet Meşrudur! Devrimci Şiddeti Her Alanda Büyütelim! Halkı Sömürenlerden, Kanımızı Emenlerden Hesap Sormaya Devam Edeceğiz! YA Ş ASIN HALKIN ADALET İ ! YA Ş ASIN HALKIN ADALET İ ! www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 436 28 Eylül 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Upload: others

Post on 17-Jul-2020

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

CCEPHELİLER 10 İŞÇİYİ KATLEDEN TORUNLAR HOLDİNG’E AİT

TORİUM ALIŞVERİŞ MERKEZİ’Nİ VURDU!

Zulmün Olduğu, Adaletin OlmadığıYerde Devrimci Şiddet Meşrudur!

Devrimci Şiddeti Her Alanda Büyütelim!Halkı Sömürenlerden, Kanımızı Emenlerden

Hesap Sormaya Devam Edeceğiz!YAŞASIN HALKIN ADALETİ!YAŞASIN HALKIN ADALETİ!

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 43628 Eylül 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

Page 2: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel Keleş

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 44

Faks: (0-212) 536 93 45

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş. Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 Euro

Almanya: 4 Euro

Fransa: 4 Euro

İsviçre:6 Frank

Hollanda: 4 Euro

İngiltere: £ 3

Belçika: 4 Euro

Avusturya: 4 Euro

Tel: (0-212) 251 94 35 www.yuruyus.com [email protected]

Haftalık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

Page 3: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

İİ ç i n d e k i l e r36 Halka adalet yok

Beşiktaş taraftar grubunaağırlaştırılmış müebbet var!

40 Liseliyiz Biz: Liselileri

kendi sorunlarıüzerinden örgütlemeliyiz!

41 Gençlik

Federasyonu’ndan:AKP’nin eğitim politikasıbeyinlerimize yönelmişbir saldırıdır!

43 Ülkemizde Gençlik:Meclislerle daha güçlüolduğumuzu biliyoruz!

45 Röportaj: Bilgi güçtür!

47 Sultan Işıklı halkın

savaşçısıdır,faşizmin mahkemeleri

yargılayamaz!

48 Haberler...

50 Suriye Halk Cephesi:Amerikan emperyalizmiOrtadoğu’da akan kanınbaş sorumlusudur!

51 Avrupa’da Yürüyüş...

54 Yitirdiklerimiz...

58 Kulağımıza Küpe Olsun...

20 Ankara’da, On binlere

2. Anadolu Halk Konseri!..

21 Devrimci Okul: Meclisler

23 Halkın Mühendis

Mimarları: MühendisMimar Meclisleri’ndeörgütlenelim!

24 Bu Halk Bu Vatan BizimKahrolsun Emperyalizm:Halk ve vatan sevgisisınıf kiniyle savaşmaktır!

26 Kamu Emekçileri Cephesi:Memur Meclisleri’ndeörgütlenelim;birleşelim, kazanalım!

28 Çağdaş Hukukçular Derneği

kırk yıllık bir tarihe sahip!

30 Tarihimizden Öğreniyoruz:Buca’dan Ulucanlar’ateslim alamadınız bizi!

31 Küba’daki yasakların

listesi Ingrid Storgen

32 Dünyada barışı yok edenler

emperyalistlerdir...

34 Kürdistan’da Tek YolDevrim: Kürt halkınınmeşru hakları pazarlıkmasasına konulamaz!

7 Cephe’den: Halkın adaletini

sağlamaya devam edeceğiz!

8 “Silahlarımızı geri istiyoruz!”

“Konteynerimizi geriistiyoruz” meşru olaniktidar savaşımızdır!

11 Hasan Ferit Gedik’e

adalet için 75 günlükoturma eylemi sürüyor!

13 Faşizmin adaleti buysa,

çeteleri koruyanadalet sarayınıalt üst etmek farzdır!

15 Gerçek adalet

halkın kendi ellerinde

17 11. Armutlu Güz Şenliği'nde

de bizimlesin Hasan Ferit...

19 Emek Haber:

BELTAŞ işçilerinin

direnişi zaferle sonuçlandı!

4 Cepheliler 10 işçiyi katledenTorunlar Holding’e aitTorium AVM’yi uzunnamlulu silahlarla taradı!

Zulmün Olduğu Yerde,Adalet Aramak Meşrudur!

- Kuru Gıda - Çocuk Bezi- Çocuk Maması- Temizlik Malzemeleri

- Ağrı ve AteşDüşürücü İlaçlar- Serum -Kışlık Çadır

8 Ekim’de Silopi’deyiz!Halkların Dayanışmasını Büyütmek

İçin Bir Kez Daha Silopi’ye GidiyoruzEmperyalizmin Maşası IŞİD’inSaldırılarından Dolayı Ülkemize GelenEzidi Halkımızla Dayanışmak İçin 8Ekim`de Silopi’de Olacağız.

İhtiyaç Olan Malzemeler

İrtibat: 0539 203 98 84

HALK CEPHESİ

Hasan Ferit Gedik'in şehit düştüğütarih olan 30 Eylül günü Ferit'in mezarıbaşında olacağız.

Çetelere, Mafyalara,Yozlaşmaya Karşı Yürüyüşe

Tüm Halkımız Davetlidir.

TARİH.: 30 Eylül SalıYER... : Gazi GirişiSAAT..: 19.00

GAZİ HALK CEPHESİ

Hasan Ferit'in Ölümsüzlüğünün1.Yılında Mezarı Başında Olacağız

Page 4: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Mecidiyeköy’de Torunlar Hol-ding’e ait Renzidans inşaatında yükasansörü 37. kattan aşağıya düştüve 10 işçi katledildi.

Torunlar Holding’in sahibi “suç-luları araştırıp bulacağız” diyor.İş güvenliği konusunda her türlütedbiri aldıklarını söylüyor. Hatta“sabotaj” olabilir diyor.

Soma’da resmi rakamlara göre301 madencinin öldüğü maden kat-liamından sonra Soma Holding’insahipleri de basın toplantısı yaparakher türlü önlemleri aldıklarını, hiçbirsuçlarının olmadığını kanıtlamayaçalışmışlardı.

301 madencinin katledildiği So-ma’da da, 10 işçinin katledildiğiTorunlar’ın rezidans inşatında daarana arana maaşla çalışan bir kaçmühendis ve işçi ‘suçlu’ bulundu.

Ölen de biziz, suçlanan da...

Bu nasıl adalet?

301 madencinin katledildiği birHolding’in patronu hala elini kolunusallayarak gezip duruyorsa bu nasıladalet? İş cinayatleri katliamlardurur mu?

10 işçinin katledildiği bir yerdepotron çıkıp “biz her türlü iş gü-venliğini alıyoruz, sabotaj olabilir”diyorsa işçi katliamları durur mu?

Nitekim durmadı ve durmuyor.

Daha Torunlar Holding’in in-şaatında katledilen 10 işçinin üze-rinden bir kaç gün geçmeden İs-tanbul, Konya, Kırşehir ve Zon-guldak’ta 5 işçi daha katledildi.

Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi

ölümleri için de tek bir patron yar-gılanmayacaktır. Katliamların so-rumluları asla cezalandırılmayacak-tır.

İşçiler, emekçiler, halkımız...

Ne olacak bu hep böyle mi sürüpgidecek? Patronların karları içinhep bizim kanlarımız mı akacak?

Kanımızı dökenler hep adaletsizmi kalacak?

Bu adaletsiz zulüm düzeni per-vasızca sürdüğü sürece biz katle-dilmeye devam edeceğiz.

Soyguncular, talancılar, halk düş-manları adaletsiz kaldığı süreceoluk oluk kanımız akmaya devamedecek...

Zulüm DüzeniFaşizmin AdaletineBakın!

Halka karşı dünyanın en büyükadliyesini yapıyor, Hasan Ferit Ge-dik’i katleden uyuşturucu çeteleriniyargılayacak uygun bir mahkemesalonu bulamıyor...

Uyuşturucu çetelerini korumakiçin binlerce polisiyle, TOMA’sıyla,zırhlı araçlarıyla ‘önlem’ alıyor, çe-teler mahkeme salonunda davacıavukatlara saldırıyor, “güvenlikyok” diye mahkemeyi İstanbul dı-şındaki illere sürmek istiyor.

Haziran şehitlerinden Ethem Sa-rısülük’ün katiline verilen cezayabakın: Adeta ödül... Tüm katilleredevam edin diyorlar. Ortada bir in-sanın katledilmesi var, bütün hafif-letici nedenler uygulanıyor.

CEPHELİLER 10 İŞÇİYİ KATLEDEN TORUNLAR HOLDİNG’E AİT

TORİUM AVM’Yİ UZUN NAMLULU SİLAHLARLA TARADI!

Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde

Devrimci Şiddet Meşrudur!

Devrimci ŞiddetiHer alanda Büyütelim!Halkı sömürenlerden,Kanımızı Dökenlerden

Hesap SormayaDevam Edeceğiz!

Yaşasın Halkın Adaleti

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE4

Page 5: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Berkin Elvan'ın vurulmasının üze-rinden bir buçuk yıl geçti. Katillerinetrafında AKP iktidarı tarafındanörülmüş çelik bir zırh var. Aylarcasoruşturma bile açılamadı.

Faşizmin mahkemelerine soruş-turma açtırabilmek için bile coplan-mak, yerlerde sürüklenmek, kafamızıngözümüzün patlatılması, gözaltınaalınıp işkencelerden geçirilmemiz,ve hatta tutuklanmamız, katledilme-miz gerekti...

Aylar sonra soruşturma açıldı, üçay boyunca soruşturmayı yürüteceksavcı bulunamadı. Berkin’i vurankatiller hakkındaki bütün deliller yayok edildi yada saklandı.

Buna rağmen Halkın Hukuk Bü-rosu Avukatları katillere ilişkin ka-mera görüntüleri dahil bütün delilleriortaya çıkarttı.

Berkin Elvan’ın katilleri artık bi-liniyor... Fakat faşizmin adaletinegöre bunun bir önemi yok... Katillerhala ellerini kollarını sallayarak gö-revlerinin başındalar... Halkımıza sal-dırmaya, terör estirmeye, katletmeyedevam ediyorlar...

Berkin’in katillerinden bir polisverdiği ifadesinde “Ben gaz kapsü-lünü kontrolsüz atıyordum, bir in-sana çarparak yaralayabilir yahutöldürebilir bunu umursamıyordum”diyor.

Berkin Elvan’a adalet isterkenOkmeydanı Cemevi’nin bahçesindekatledilen Uğur Kurt’un tutuksuzyargılanan katili polis “molotof atı-yorlardı, meşru müdafa yaptım”diye katliamını savundu.

İşçiler, Emekçiler,Halkımız!

Ölüm bizim alın yazımız değil.

Kaderimiz değil!

Bu düzen zulüm düzeni...

Bu düzen adaletsizlik düzeni...

Hep biz katlediliyoruz...

Hep biz suçlanıyoruz...

Onların lüks içinde yaşadığı bu‘rezidanslar’, bizim 37. kattan düşenve parça parça parçalanan bedenle-rimizin üstünde yükseliyor.

Onlar kan deryası içinde yükelenrezidanslarında sefalarını sürerkenaç kalan yine biziz...

İşçiler, emekçiler, halkımız!

Bu zulüm düzenine dur diyecekolan da biziz.

Zulmün Olduğu,Adaletin Olmadığı YerdeDevrimci ŞiddetMeşrudur!

Başka yolumuz yok. Bedel öde-yenler hep biz olduğumuz sürece,hep bizi kanımız aktığı sürece SomaHoldingler, Torunlar... pervasızca ka-nımızı akıtmaya devam edecekler.

Onların da canı yanmalı... Bizeyaptıklarının bedelini ödetmeliyizonlara. Adaletsizliği, zulmü sineyeçekmemeliyiz. Asansörün 37. kattanyere çakılmasının sorumlusu iki mü-hendis, üç işçi değil... Soma’daki301 madencinin kaderi değil kömürgibi yanmak...

Suçlu patronlardır.

Bu düzende adalet yok. Artıkkimse bu düzenden adalet beklemiyor.Bu düzenin adaleti halka karşı kul-lanılan bir silahtır. İşçileri, emekçileri,devrimcileri, halkımızı katledenlerikoruyan, adaletin önündeki bir kal-kandır.

Adaleti biz sağlayacağız. Adale-timizin temelinde devrimci şiddetvardır.

Zulmün olduğu, adaletin olmadığıyerden devrimci şiddet en meşru he-sap sorma yöntemidir.

Onların da canı yanmalı... Canıyanan hep biz olduğumuz süreceonlar pervasızca katletmeye devamedecekler...

Kan emici asalaklara bedel ödet-meden onlara geri adım attıramayız.Onun için devrimci şiddet meşrudur.

Zulme izin vermemek için meş-rudur devrimci şiddet.

Adaleti sağlamak için meşrudurdevrimci şiddet...

Zulmün olduğu, adaletin olmadığıyerde ADALETİN KENDİSİDİRDEVRİMCİ ŞİDDET!..

Cephe Hesap SoruyorHalkın Örgutlu GucuyleBirleşmiş DevrimciŞiddet Yenilmez

Cephe, 18 Eylül tarihinde yaptığıbir açıklamayla; Mecidiyeköy’dekiRezidans inşaatında 10 işçiyi katledenTorunlar Holding’in Esenyurt’takiTORİUM AVM binasını 17 Eylülgecesi uzun namlulu silahlarla tara-dığını açıkladı.

“İşçi düşmanı patronları, katillerive onları koruyanları biz yargıla-yacağız!” denilen açıklamada “Bubinanın harcında, katledilen 10 işçininkanı vardır… Emeği çalınan on bin-lerce işçinin alın teri vardır…

Rezidanslarınızı, AVM’lerinizibaşınıza yıkacağız!

Siz 10 işçinin ocağına ateş dü-şürdünüz, biz de sizin rezidanslarınıza,villalarınıza ateş düşüreceğiz!

Adaletimizin ölçüsünü, katletti-ğiniz o işçilerin aileleri, eşleri ço-cukları belirleyecek…

Soma’dan, Mecidiyeköy’den ge-riye kalan ve adalet bekleyen o yüz-lerce ailenin gözyaşları, ahı, acısı,öfkesi belirleyecek…

Kanımızı döken, alın terimizi,evimizi işimizi, sağlığımızı, hayatı-mızı… Bize ait, bizim yarattığımızher şeyi çalan burjuvazidir, zengin-lerdir… Aziz Torun gibi alçaklar-dır…

Onları var eden, koruyup kollayanAKP iktidarıdır, onun yargısı, polisi,medyasıdır…

Hayatta kalmanın yolu, savaşıbüyütmektir. Hayatta kalmanın yolusilahlanmaktır.

Hayatta kalmanın yolu, hayatımızakasteden düşmanı yok etmektir. Bu-nun için savaşımızı büyütmeliyiz!Halkın adaletini sağlamaya devamedeceğiz!”

Halkın örgutlu gucuyle birleşmişdevrimci şiddet yenilmez. Bu dev-rimcilerin onyılların mucadelesiyleçıkardıkları, kanıtlanmış bir sonuçtur.Hayatın her alanında, gençliğin, ge-cekonduluların, işçilerin ve memur-ların, faşist teröre karşı kitlesel dire-

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

55DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 6: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

nişini ve devrimci şiddetini örgutle-meliyiz.

Faşist AKP iktidarı halkın müca-delesini bastırmak için askerini, po-lisini en son model silahlarla dona-tıyor. Ordusu polisi tamamen em-peryalist tekellerin ve işbirlikçi oli-garşinin çıkarlarını korumak için hal-ka karşı iç savaş ordusu-polisi olarakörgütlenmişlerdir.

Aldıkları eğitimleri halkı düşmanolarak gören, halkın mücadelesininnasıl bastırılacağına yöneliktir.

Ordunun, polisin hiçbir ulusal ni-teliği yoktur. 1950’lerden beri yahalkın mücadelesini bastırmak içindarbeler yapmıştır, ya da emperya-listlerin çıkarlarını korumak içinKore’de, Somali’de, Afganistan’da,Lübnan’da olduğu gibi sınır ötesioperasyonlara katılmıştır.

Düşmanlarımız tepeden tırnağasilahlıdır. En sıradan taleplerimiziçin bile sokağa çıktığımızda TO-MA’ların tazyikli, kimyasal karıştı-rılmış sularıyla ve gaz bombalarıylakarşılaşıyoruz. Plastik mermilerle,gaz fişekleriyle gözlerimiz çıkartılıyor,beyinlerimiz parçalanıyor...

Böyle bir düşmana karşı silah-lanmaktan başka yolumuz yoktur.

Halkımız, AKPKendi Tabanını daSilahlandırıyor

Polis ve ordunun elindeki silah-ların dışında Türkiye’de tam 20 MİL-YON SİLAH VAR!

20 MİLYON SİLAH!...

BUNLARDAN 2.5 MİLYONURUHSATLI, 17.5 MİLYONURUHSATSIZ...

Bu silahların büyük çoğunluğudüzenle çelişkisi olmayan kesimlerinelinde ve AKP taraftarlarının elindeolsa da halkımızın elinden de kü-çümsenmeyecek ölçüde silah bulun-maktadır. Çünkü halkımız kendinigüvende hissetmiyor ve kendi im-kanlarıyla silahlanıyor.

Cepheliler; devrimci şiddeti bü-yütmek, her alanda örgütlemek içinbu gerçekliği aklınızdan çıkarmayın.

KAYNAĞIMIZ HALKTIR!

HALKI SİLAHLI MÜCADE-LE TEMELİNDE ÖRGÜTLEME-LİYİZ!

HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜY-LE BİRLEŞMİŞ DEVRİMCİ ŞİD-DET YENİLMEZ!

Faşizmin zoruna, terörüne karşıhalkın devrimci şiddetini örgütleme-

liyiz. Her alanda halkın içinde ye-raldığı milisleri örgütlemeliyiz... Mil-islerimizle düşmanımıza darbeler vu-rurken taktiklerimizi, yöntemlerimizigeliştirmeliyiz... Halkın yaratıcılığınagüvenelim... Mahallelerimizde, sokakçatışmalarında düşmana daha güçlüdarbeler vurmalıyız...

Mahallelerimizi AKP’nin faşistpolislerine, gerici yobazlarına daretmeliyiz... Kadın-erkek, genç yaşlıdemeden halkımızı da eğitmeliyiz.

AKP’nin faşist polisleri genç-yaşlı, kadın erkek ayrımı yapmıyorkatlediyor. Bir mahalleye giriyor es-nafların dükkanını dağıtıyor, evlerinyatak odalarına kadar gaz bombasıatıyor. Onlara göre tüm halkımızdüşmandır.

Biz de tüm halkımızı faşizminkarşısına devrimci şiddet temelindedikmeliyiz...

Savaşı Halklaştıracağız,Halkı Savaştıracağız!

Devrimci ŞiddetiHer Alanda Büyütelim!

Halkı Sömürenlerden,Kanımızı Dökenlerden

Hesap Sorduk,Sormaya Devam Edeceğiz!

Yaşasın Halkın Adaleti!

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul Me-cidiyeköy’de bir inşaatta asansörün 32.katından yere çakılmasıyla hayatını kay-beden on işçi için, Bağcılar Halk Cephesiyürüyüş düzenledi. Yeni Mahalle’de ya-pılan eyleme 35 kişi katıldı. Yürüyüşünbitiminde yapılan açıklamada işçilerinkazayla ölmediği, Torunlar inşaatın pat-ronlarının daha fazla kar etmek için, iş-çileri bile bile ölüm koşullarında çalış-tırdığı ifade edildi. Halk Cepheliler açık-lamada “Yaşanan katliamın sorumlula-rının dışarıda elini kolunu sallayarakgezdiği yetmiyormuş gibi utanmadanpervasızca yaptıkları açıklamalarında,işçilerin hatalı olduklarını söylüyorlar”dedi. İşçilerin yalnız olmadığını anlatansloganların ardından eylem sona erdi.

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE6

Torunlar İnşaatta Yaşanalar Kaza Değil, Kader Değil Katliamdır!

Page 7: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Torunlar Holding’e ait rezidansinşaatında 10 işçinin katledilmesiüzerinden tam 11 gün geçti.

Yaşanan tam bir katliamdı… İş-çiler göz göre göre katledildi. Alına-bilecek en basit güvenlik önlemleridahi alınmamıştı… Katliamdan sonrabaşta Torunlar Holding sahibi AzizTorun olmak üzere katliamdan so-rumlu olanlar pervasızca açıklamalaryaptılar.

BU KATİLLER, BU ALÇAK-LAR NEREDEN GÜÇ ALIYOR,KİME GÜVENİYORLAR?

Onlara bu gücü veren AKP ikti-darıdır. Aziz Torun gibi katilleri nasılzengin ettilerse, şimdi de aynı şekildekoruyorlar.

KATİLLER AÇIKÇA KORUNU-YOR!

AZİZ TORUN NEDEN 10 İŞ-ÇİNİN KATLEDİLMESİNİN SO-RUMLUSU OLARAK YARGILAN-MIYOR?

Soma’dan Mecidiyeköy’e… yüz-lerce işçinin katili patronlar, bakanlarneden yargılanmıyor?

BU ÜLKEDE ONLARI YARGI-LAYACAK, CEZALARINI VERE-CEK BİR ADALET, BİR HUKUKİŞLEYİŞİ VAR MI?

YOKTUR… HÂKİMİ, SAVCI-SI, POLİSİ, YARGISI, DÜNYANINEN BÜYÜK ADALET SARAYIY-LA… HEMEN HEPSİ BU İŞÇİDÜŞMANI KATİLLERİ KORU-YUP KOLLAMAK İÇİN VAR! SÖ-MÜRÜ DÜZENİNDE DEVLET SÖ-MÜRENLERİN HİZMETİNDE OL-DUĞUNDAN, ADALET DE AN-CAK KATİLLERİ KORUMAKİÇİN UYGULANIR.

İŞTE BU NEDENLE HALKINDA ADALETİ VAR!

İşçi düşmanı patronları, katilleri

ve onları koruyanları biz yargılaya-cağız!

17 Eylül gecesi, Mecidiyeköy’dekirezidans inşaatının sahibi TorunlarHolding’e ait Esenyurt Torium AVMbinası savaşçılarımız tarafından uzunnamlulu silahlarla tarandı. Savaşçı-larımız güvenli bir şekilde geri çe-kildiler…

Torium AVM binası Torunlar Hol-ding’e aittir.

Bu binanın harcında, katledilen10 işçinin kanı vardır…

Emeği çalınan on binlerce işçininalın teri vardır…

REZİDANSLARINIZI AVM’LE-RİNİZİ BAŞINIZA YIKACAĞIZ!

SİZ 10 İŞÇİNİN OCAĞINAATEŞ DÜŞÜRDÜNÜZ, BİZ DE Sİ-ZİN REZİDANSLARINIZA, VİL-LALARINIZA ATEŞ DÜŞÜRECE-ĞİZ!

ADALETİMİZİN ÖLÇÜSÜNÜ,KATLETTİĞİNİZ O İŞÇİLERİNAİLELERİ, EŞLERİ ÇOCUKLARIBELİRLEYECEK…

SOMA’DAN, MECİDİYE-KÖY’DEN GERİYE KALAN VEADALET BEKLEYEN O YÜZLER-CE AİLENİN GÖZYAŞLARI, AHI,ACISI, ÖFKESİ BELİRLEYE-CEK…

ONLARIN AHI KADAR ACI-

MASIZ OLACAĞIZ!

HAYATTA KALMANIN YOLU,HALK DÜŞMANLARINA KARŞISAVAŞI BÜYÜTMEKTİR!

Kanımızı döken, alın terimizi,evimizi, işimizi, sağlığımızı, hayatı-mızı… bize ait, bizim yarattığımızher şeyi çalan burjuvazidir, zengin-lerdir… Aziz Torun gibi alçaklar-dır…

Onları var eden, koruyup kollayanAKP iktidarıdır, onun yargısı, polisi,medyasıdır…

KANIMIZI DÖKENLER, GÖZ-YAŞLARIMIZI AKITANLAR BUN-LARDIR.

SUÇLUDURLAR.

HAYATTA KALMANIN YOLU,SAVAŞI BÜYÜTMEKTİR. HAYAT-TA KALMANIN YOLU SİLAH-LANMAKTIR.

HAYATTA KALMANIN YOLU,HAYATIMIZA KASTEDEN DÜŞ-MANI YOK ETMEKTİR.

BUNUN İÇİN SAVAŞIMIZI BÜ-YÜTMELİYİZ!

HALKIN ADALETİNİ SAĞLA-MAYA DEVAM EDECEĞİZ!

İŞÇİ DÜŞMANI KATİLLEREREZİDANSLARINDA, VİLLALA-RINDA RAHAT UYKU YOK!

CEPHE

Cephe Katledilen İşçilerin Hesabını Soruyor!MECİDİYEKÖY’DEKİ REZİDANS İNŞAATINDA 10 İŞÇİNİN KATLEDİLMESİNE

MİSİLLEME OLARAK; REZİDANS İNŞAATININ SAHİBİ, İŞÇİ KATİLİ

TORUNLAR HOLDİNG’E AİT ESENYURT TORİUM AVM BİNASINI VURDUK!

HALKIN ADALETİNİ SAĞLAMAYA DEVAM EDECEĞİZ!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

7DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 8: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

"Ülkemizdeki adaletsizliklerekarşı savaşabilmek için silahlarımızıgeri istiyoruz."

Bu sözler halk kurtuluş savaşçılarıNebiha Aracı ve Nurgül Acar'aaittir. 10 Eylül tarihinde görülen du-ruşmalarında mahkeme heyetine karşıdile getirdikleri düşüncelerdir.

Ferhat Gerçek, Yürüyüş Dergisidağıttığı için AKP’nin polislerininaçtığı ateş sonucu sakat kaldı. NebihaAracı, Ferhat Gerçek'i sakat bı-rakan işkenceci polislere yönelikbir eylemde tutsak düştü. NurgülAcar, Nebiha Aracı'nın işkencegörmesini ve katledilmesini engel-lemek için AKP'nin polislerine yö-nelik gerçekleştirdiği devrimci bireylem sonrasında tutsak düştü.

Halk kurtuluş savaşçıları halkiçin adaletin olmadığını, faşizmleyönetilen bu ülkede halk için adaletoldular. Silahlarını halk düşmanlarınayönelttiler. Onlar haklılıklarından,halk için savaşmalarından güç alı-yorlardı. Onlar bu meşrulukla hareketettiler. Adaletsizliğin diz boyu olduğubir ülkede faşizme karşı silah eldesavaşmak meşrudur. Bu bilinçle ha-reket ettiler. Onlar silah elde sava-şırken de, tutsak düştüklerinde deaynı meşrulukla hareket ettiler. Vemahkemeden silahlarının kendilerineiade edilmesini istediler.

Aynı meşruluk bilinci duruşmanınyapıldığı Çağlayan Adalet Sarayıönünde de vardı. Halk Cephelilermahkeme önünde "Halk KurtuluşSavaşçılarının Savunma HaklarıEngellenemez", "Nebiha Aracı veNurgül Acar Değil, Ferhat Gerçek’iVuranlar Yargılansın" diyerek ey-lem yaptılar. Halk kurtuluş savaşçı-larını sahiplendiler.

***

AKP polisi 12 Eylül 2014 sabahıGazi Mahallesi’nde, Gazi halkınayönelik bir saldırı gerçekleştirdi. Sal-dırının hedefinde Gazi Halk Meclisive Gazi Özgürlükler Derneği vardı.

Polis, Gazi Halk Meclisi'nin bürosuolarak kullanılan konteyneri de ka-çırdı.

Gazi Halk Meclisi üyeleri emni-yete giderek polisin el koyduğu kon-teyneri geri istediler. Meşruydular.Meşruluklarını haklılıklarından, hal-kın çıkarlarını temsil etmelerindenalıyorlardı çünkü. Meşrulukları GaziHalk Meclisi’nin kuruluş amacındayatıyordu.

MeşruluğumuzaYön Veren Halkın ve Devrimin Çıkarlarıdır

Her kesim açısından meşrulukanlayışı kendi sınıfsal çıkarlarına,amaçlarına ve hedeflerine uygun ola-rak biçimlenir.

Oligarşinin meşruluk anlayışı fa-şist yasalarını temel alır, hatta çoğudurumda bu yasalarını bile tanımaz.Emperyalizm ve oligarşi için kendisömürü düzeni meşrudur. Buna karşıçıkılması ise gayri-meşrudur. Düzeniçi ve reformist solun meşruluk an-layışı da düzenin çizdiği sınırlar için-dedir.

Oysa devrimcilerin meşruluk an-layışı bununla taban tabana zıttır.

Devrimciler için meşruluk en genelifadeyle, doğru ve haklı olanın, halkınve devrimin çıkarına olanın savu-nulması ve yapılmasıdır.

Meşruluğumuzun temeli tarihselhaklılığımızdır. Tarihsel haklılığımızınifadesi sömürücü düzenin yıkılıp ye-rine halk iktidarının kurulmasıdır.Bu düzeni yıkmak için verilecek mü-cadele meşrudur.

Halklara açlığı, yoksulluğu, yoz-laşmayı, adaletsizliği, kölece çalış-mayı, işsizliği, iş cinayetlerini revagören; ulusal baskı uygulayan, inanç-larını özgürce yerine getirmesini en-gelleyen, değerlerimize saldıran; kat-liamlar gerçekleştiren, halkları bir-birine kırdıran; dünyamızı yok oluşagötüren emperyalist kapitalist düzenbizim için meşru değildir.

Ve bu düzene karşı halkın iktidarıiçin şavaşmak sonuna kadar haklıve meşrudur.

Biz devrimciler ise düzenin çizdiğisınırları tanımıyoruz. Emperyalistlerin"terörist" suçlamalarını kendilerineiade ediyoruz. Bu çürümüş, köhnedüzenden hiçbir beklentimiz yoktur.

İşkencede direnmemiz; Mahkemekürsülerinde faşizmi yargılamamız;

“Silahlarımızı Geri İstiyoruz!”, “Konteynerimizi Geri İstiyoruz”

MEŞRU OLAN İKTİDAR SAVAŞIMIZDIR!

Polisin vinçlerle alıp götürdüğü Halk Meclisi konteynerininyerine Gazi halkı hep birlikte tuğlalarla Halk Meclisi için yenibüro yapıyor. Gelin, bunu da yıkın! Buraya Halk Meclisi büro-sunun yapılmasına engel olamayacaksınız!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE8

Page 9: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

El koydukları silahlarımızı, el koy-dukları araçlarımızı geri istememiz;Basılan kurumlarımızı direnerekçatışarak korumamız; Her türlüfaaliyetimizi düzenin yasalarınagöre değil, kendi ilke ve kuralları-mıza göre belirlememiz; Adaletikendimiz sağlamamız; Silahlı mü-cadele anlayışımız;

Ve bir bütün olarak devrim vehalk iktidarı hedefimiz meşrulu-ğumuzun ete-kemiğe bürünen ifa-deleridir.

MeşruluğumuzdanAldığımız Güçle“Bundan SonraBöyle” Dedik!

Cephe, mahallelerde uyuşturucusatıcılarından, yozlaşmanın sorum-lularından hesap soruyor. Halk ken-di adaletini kendisi sağlamalı diyor.

Kazova işçileri, Kazova patro-nunun işçileri işten atması ve hakla-rına el koyması karşısında Devrimciİşçi Hareketi öncülüğünde fabrikayıişgal edip patronsuz üretime geçtiler..

Gazi Mahallesi’nde, Halk Cep-heliler belediyeye ait kullanılmayannikah binasını işgal edilip HasanFerit Gedik Uyuşturucuya KarşıSavaş ve Kurtuluş Merkezi binasıhaline getirdiler.

Liseli Dev-Genç’liler, ülkemizinher yerinde, liselerde, meydanlardaaçtıkları pankartlarda “Berkin El-van’ın katilleri cezalandırılsın, ka-tilleri tanıyoruz, hesap soracağız”dediler.

12 Eylül günü AKP’nin polisleriGazi Halk Meclisi ve Gazi Özgür-lükler Derneği’ne saldırdı. Gazi Halkı,Cepheliler öncülüğünde polisin sal-dırısı devam ederken kurumlarına,mahallelerine sahip çıktılar. Gazi’yiAKP’nin polisine dar ettiler.

Halk Cepheliler Kartal Meyda-nı’nda adalet çadırı açtılar. 75 günsürecek oturma eylemine başladılar.Hasan Ferit Gedik İçin Adalet İs-tiyoruz Vermezseniz Zorla Alacağızdediler.

Cepheliler “Halkımız Silah Ge-

tirin”, “Halkımız, Halk Düşmanla-rını Bize Bildirin” diyorlar.

Tüm Cepheliler bulundukları heralanda bu bilinci yaymalı ve halkı-mıza bu bilinci taşımalıdır. Düzendenbeklememesi gerektiğini kendi ör-gütlenmesine, mücadelesine ve sa-vaşına güvenmesi gerektiğini kav-ramalı ve kavratmalıdır.

Savaşımız bu bilinçle büyüyecek.Halkın iktidarını bu bilinçle kuracağız.

Halk Komiteleri ve Meclisleri Meşruluğumuzun ve Gücümüzün İfadesidir!

12 Eylül tarihinde AKP polisininGazi Mahallesi’ne yönelik saldırısındaçok sayıda Gazi Halk Meclisi çalışanıde gözaltına alındı. Bu saldırı asılolarak Halk Meclisi’ne yönelmiş birsaldırıydı. Katil polisler yanlarındagetirdikleri vinçle, Gazi Halk Mec-lisi’nin bürosu olarak kullanılan kon-teyneri de alıp götürdüler.

AKP polisinin gözaltına aldıklarıHalk Meclisi üyelerine işkencedesöyledikleri ise çarpıcıdır: “SİZEHALK MECLİSİNİ TEKRARKURDURTMAYACAĞIZ”.

Haksız da sayılmazlar! GaziHalk Meclisi daha kurulduğu yeritibarıyla da otorite olmanın, kendigücüne ve meşruluğuna güvenme-nin adı olmuştur. Sultangazi Bele-diyesi’nin kendi yandaşı çete vemafya artıklarına peşkeş çektiğibir arazi üzerinde kuruldu. Meclisbinası olarak kullanılan konteynerbu arazi üzerine yerleştirildi.

Halkı örgütlemek ve halkı savaşakatmak devrim ve iktidar iddiasınında ifadesidir. Halk Komiteleri veHalk Meclisleri örgütlü halk de-mektir. Halkın kendi taleplerinesahip çıkması, düzen beklentile-rinden uzaklaşması demektir. Kendigücünün farkına varması, öz ör-gütlülüğü ve mücadelesi içinde bi-linçlenip kendi iktidarı için savaş-ması demektir.

Oligarşiyi, AKP’yi korkutan dabudur. Bu korku AKP polisinin ağ-zından ifade edilmiştir. Halkın ör-gütlü olmasını istemezler; hele ki

bu örgütlülük devrimcilerin öncülü-ğündeyse buna hiç tahammül ede-mezler.

Bu durum bizim doğru yolda ol-duğumuzu, düşmanın da paniğinigösteriyor... Her alanda meclis ör-gütlenmelerini hayata geçirmemizingerekliliğini göstermektedir.

Düşman da biliyor ve biz de bil-meliyiz ki halkı örgütlemediğimizde,bunda ısrar etmediğimizde; Halkdevrimci mücadeleye seyirci kalır;Sorunların çözümünü devletten bek-ler; Halk devrimci savaşa katılmazve çözümü kendi dışında görür. Buise halk ve devrimcileri birbirindenayırma demagojisine hizmet eder;Halk moralmen geriler; Oligarşininhalkı bölüp parçalaması kolaylaşır.

Oysa tersinden halkı kendi öz ör-gütleri olan komitelerde ve meclis-lerde örgütlemek;

Halkın her kesiminin mücade-leye katılması; Halkın mücadeleiçinde eğitilmesi; Hayatın ve mü-cadelenin sorunlarının çözülmesi,alternatifler üretilmesi; Dayanış-mayı sağlaması; Üretimi ve yara-tıcılığı artırması; Boşlukta ve be-lirsiz bir şey bırakmaması; Faşist

AKP’nin faşist polisleri halkınen demokratik taleplerine gaz

bombalarıyla saldırıp terör estirirsehalk da kendi güvenliğini kendisialır. Cephe milisleri Hasan Ferit

için yapılan adalet eyleminingüvenliğini alıyor!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

9DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 10: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

saldırıları geriletmesi, oligarşininplanlarını bozması sonuçlarını ya-ratacaktır.

AKP’nin polisi “size halk mec-lislerini TEKRAR kurdurtmaya-cağız” derken aynı zamanda geç-mişteki olumlu örnek ve deneyimeişaret etmektedir.

İlk meclis deneyimi 1996 yılındaolmuştur. 1996 yılında başta Gazive Okmeydanı olmak üzere İstan-bul’da 10’a yakın mahallede HalkMeclisi veya Meclis Girişimi örgüt-lendi. Kurulduktan çok kısa bir süresonra Halk Meclisleri bulunduklarımahallede otorite oldular. Yüzlerceesnafla, mahalledeki halkın hemenher kesimini kucaklayan toplantılargerçekleştirdiler. Komisyonlar ku-ruldu. Kararlar alındı. Uygulamayageçildi. Sonuçlar alındı.

Gelişmeler o zaman da oligarşiyi

korkuttu. Polisiyle, medyasıyla, yoz-laştırma araçlarıyla, çeteleriyle halkmeclislerine karşı, devrimcilere karşısaldırıya geçtiler. Onlarca devrimcigözaltına alındı, tutsak edildi. Dev-rimcilerin halkla bağını kesmeye ça-lıştılar.

Halk Meclisleri çok kısa ömürlüolmalarına rağmen etkisi çok büyükoldu. Öyle ki yoksul halk, dernek-lerden söz ederken dahi “Halk Mec-lisi” diyordu.

Bu ilk deneyimlerin üzerindenyaklaşık 18 yıl geçti. Bugün dünegöre Halk Meclisleri ve Komiteleriçok daha yakıcı bir ihtiyaca dönüşmüşdurumdadır. Örgütlemenin koşullarıdüne göre çok daha elverişlidir. Vehızlı gelişme potansiyeli daha fazladır.Oligarşiyi, AKP’nin polisini korkutanda budur.

“Silahlı savaşı geliştirmeyen, hal-

kı örgütlemeyen ve silahlandırmayanhiçbir hareketin gelişme şansı yok-tur” diyen Dayımız temel görevimizişöyle işaret etmiştir:

"Örgütlenmek, daha çok örgüt-lenmek ve halk kitlelerinin doğrudansöz ve karar sahibi oldukları halkörgütlülüklerini yaratmak ve halkısavaştırmak, savaşı halklaştırmakbugünkü vazgeçilmez sorunumuzdur."

Sonuç; 1- Meşruluğumuza yön veren Hal-

kın ve Devrimin çıkarlarıdır.

2- Meşruluğumuzun temeli tarih-sel haklılığımızdır; emperyalist sö-mürü düzeninin yıkılıp halk iktida-rının kurulmasıdır.

3- ÖRGÜTLÜ HALK YENİL-MEZ! Buna inanmalıyız öncelikle.

4- HER YERDE DAHA FAZLAKOMİTE! Ve HALK MECLİSİ! Te-mel sloganımız budur.

12 Eylül 2014 sabahı, katil polisler tarafından çalınanHalk Meclisi'nin konteyneri yerine halk, kendi meclisinikendisi tek tek tuğlalarını yerleştirerek, başında nöbettutarak kuruyor. 20 Eylül sabahı, birkaç gün önce atılantemelin üzerine yeni bina ve tuğlaları coşkuyla adımadım örülmeye başlandı. Sabah başlayan inşaata herkesbir tuğla koyarken, gücü yettiğince başında nöbet tutarkenbina büyük oranda tamamlandı. Halkın meclisindenölesiye korkan polisler, halkın sahiplenmesi karşısındadaha fazla dayanamayarak halkı korkutmaya çalıştılar.

Akşam 21.00 sıralarında İlçe Emniyet Müdürü veSultangazi Belediye Başkan Yardımcısı, Gazi MahallesiMuhtarı aracılığıyla “Halk Meclisi'ne ait olan alanınboşaltılması gerektiği, buranın park yapılacağı HalkMeclisi'nin yıkılacağı” haberini göndererek kendi kor-kularını tehditlerle kapatmaya çalıştılar. Bu gülünç

tehdide karşılık onurlu Gazi halkı; harcını kendi kardığı,umuduyla, direnciyle büyüttüğü Meclis'i savunmak içingenç, yaşlı, çocuk, hasta demeden meclis önünde kurulanbarikatta bekleyişine devam etti.

Gazi Halk MeclisiYıkıma Karşı Nöbete Çağırıyor

Gazi Halk Meclisi'nin yapmış olduğu meclis inşaatınayönelik, AKP’li Sultangazi Belediyesi ve polis tarafından20 Eylül'de yıkım saldırısı olacağı haberini alan GaziHalk Meclisi, Gazi Özgürlükler Derneği önünden yü-rüyüşe geçti. Gazi Halk Meclisi tüm halkımızı, halkdüşmanı AKP’nin polisinin saldırılarına karşı Meclis'isahiplenmeye çağırdı. Yıkıma karşı nöbetin devam ede-ceği belirtildi.

Birliğimizden Güç Alıyoruz Antakya Armutlu Mahallesi’nde Hatay Halk Cephesi

tarafından, 20 Eylül’de Halk Komiteleri konulu semineryapıldı. 19-20 Eylül günleri Armutlu halkı, yapılacakseminere çağrı için kapı kapı gezildi ve bildiri dağıtıldı.20 Eylül’de ise yapılan sesli çağrılarla halk toplantısınadavet edildi. Toplantıya katılan insanların mahalledeyozlaşma, çöp, su sorunu olduğunu vurgulamaları üzerineçözümün halk komiteleri kurmakta olduğu anlatıldı. Ya-pılan seminere 25 kişi katıldı.

Gazi Halkı, Meclisi'nin Harcını Yeniden Karıyor,Baskılara Karşı Direniyor!

Halk Komitelerinde Birleşelim21 Eylül günü, Adana Özgürlükler Derneği binasında

'Halk Komiteleri' konulu seminer verildi. Seminerdehalk komitelerinin halk örgütlenmesindeki önemi, herkonu için komite kurulabileceği, herkesin komite ku-rabileceği, komitelerin kalıcı olması gerektiği anlatıldı.Suriye, Filistin ve diğer ülkelerde hayata geçirilmişolan ve hala devam eden komiteler kısa videolarla ör-neklendirildi. Seminere 15 kişi katıldı.

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE10

Page 11: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

111DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

15 Eylül günü, görülen duruşmadayaşanan adaletsizliklere, ertelemekararına ve mahkemenin sürülmekistenmesine karşı, Halk Cephelilerve Hasan Ferit'in ailesi 'Adalet İsti-yoruz' sloganlarıyla Kartal Meyda-nı'na yürüyerek oturma eyleminebaşlamıştı. Çadır kurularak eylemin,bir sonraki duruşmaya kadar, yani75 gün boyunca süreceği açıklananeylemin günlüğünü yayınlıyoruz:

3.Gün - 17 Eylül 2014Oturma eyleminde bugün 3. gü-

nümüz. Gece 18 kişi kaldık. Kahvaltıyaparken, akşam sinevizyon gösterimiyapmaya karar verdik. Hasan FeritGedik Belgeseli ve Güler Zere Bel-geseli'nde karar kıldık. Öğlene doğruhalkımız, Emine Teyze (Sapanlı Tey-ze), Halkın Hukuk Bürosu ve TA-YAD’lı Aileler ziyaret etti. Antep,Ankara, Yozgat, Manisa, İzmir, Sa-karya, Mersin, Almanya, Londra, İs-viçre gibi şehir ve ülkelerden arayaninsanlar bize desteklerini sundular.Maaş alamayan işçilerimiz arayarakbizimle dertlerini paylaştılar. Onurlumücadelemize destek verdiklerini,bu kadar büyük bir iradeye sahip ol-duğumuz için bizimle gurur duy-duklarını söylediler. Halkımızın yoğunbir ilgisi var bugün, 50-60 kişiye

ulaştık. Yanımıza gelen insanlarınhemen hepsi, bir eksiğimizin olupolmadığını sordular ve tüm eksikle-rimizi ellerinden geldikçe temin ede-bileceklerini söylediler. Bizi ziyaretegelen halkımızla Hasan Ferit Gedikve devrim iddiamız hakkında sohbetettik. Gelen ziyaretçilerimizle beraberhalaylar çekip, marşlar söyledik.AKP'nin katil, işkenceci polisleri veBüyükşehir'e ait zabıtalar, 3 gündüretrafımızda dolaşarak, sivil faşistleriçadırımıza ve çevremize göndererekbizi yıldırmaya ve tahrik etmeye ça-lıştılar; fakat bizim devrimci irademizkarşısında başarısız oldular. 3. güntacizlere karşı halkımızın yoğun sa-hiplenmesinden dolayı katil AKP'ninsivil polisleri, çadırımızın biraz uza-ğına gelerek bir arkadaşımızı şüpheliolarak gördüklerini ve kimlik kontrolüyapmak istediklerini söylediler. Ar-kadaşımızın onlara kimlik vermeye-ceğini söylemesi üzerine zorla almayaçalıştılar... Bunun üzerine Halk Cep-heliler ve halkımız katilleri çadırınetrafından kafelerde ve parkta oturanhalka teşhir ederek kovdular... Slo-ganlar atıldı ve halkla birlikte halaylarçekildi. Akşam üzeri Gökhan Aktaş,eşi ile çadırı ziyaret etti. Akşam yağ-murlu havaya rağmen sinevizyongösterimi gerçekleşti.

4. Gün - 18 Eylül 2014...Sabah kahvaltının ardından kitap

–dergi okundu toplu olarak. Kartalhalkından ziyaretçilerimiz gelmeyebaşladı. Herkes bir şeyler yapmakistediğini söylüyor ve gelen ziyaret-çilerin hepsi ihtiyaçlarımızı soruyor.Mersin Spor taraftar grubu telefonlaarayarak, en yakın zamanda gele-ceklerini söyleyip maddi manevi des-teklerinin hep bizimle olacağını söy-lediler. Yozgat’tan arayan İbrahimabi 3 aydır karayollarında maaş al-madan çalıştığını, bizlerden güç al-dığını söylüyor. Bizler de halkımızdangüç aldığımızı söylüyoruz. Lon-dra’dan, Viyana’dan, İstanbul Fa-tih’ten, İzmir’den arayanlar oluyor.Sağanak yağışa rağmen ziyaretçile-rimiz gelmeye devam ediyor. KA-ZOVA işçileri toplu olarak direnişçadırımızı ziyaret etti. 19.00’da attı-ğımız günlük sloganlarımızı bugün40 kişi ile attık. Gece boyu sağanakyağış devam etti. HTKP toplu olarakziyarette bulundu gece saatlerinde.Halkımız da gece saatlerine kadaryanımızdaydı. Fenerbahçe Sol Açıktaraftar grubu mesaj çekerek 19 EylülPerşembe günü toplu olarak ziyarettebulunacaklarını söylediler.

HASAN FERİT GEDİK’E ADALET İÇİN HASAN FERİT GEDİK’E ADALET İÇİN

75 GÜNLÜK OTURMA EYLEMİ SÜRÜYOR!75 GÜNLÜK OTURMA EYLEMİ SÜRÜYOR!

TÜM HALKIMIZI ADALET İÇİN TÜM HALKIMIZI ADALET İÇİN OTURMA EYLEMİNE ÇAĞIRIYORUZ!OTURMA EYLEMİNE ÇAĞIRIYORUZ!

Page 12: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE112

5. Gün - 19 Eylül 2014Oturma eylemimizin ve çadırı-

mızın 5. gününe saat 7.30'da HasanFerit'in annesi Nuray anne ve kardeşiEriş'le beraber kahvaltı ederek baş-lıyoruz. Kahvaltının ardından zama-nımızı dergi ve kitap okuyarak de-ğerlendiriyoruz. Saat 10.00'dan iti-baren halkımız, çadırımızı ziyaretebaşlıyor. Hasan Ferit'e ve adalet mü-cadelemize dair sohbet ediyoruz mi-safirlerimizle. Ziyarette bulunan, soh-betimize katılan herkes seve sevedestek olacaklarını belirterek ayrılıyoryanımızdan. Kimi televizyondan,kimi internetten, kimi yakınlarındanduyduğunu söylüyor eylemimizi. Me-rak ettikleri konulara dair sorular so-ruyorlar, bunlar üzerine konuşuyoruz.Gün içerisinde Antep'ten İzmir'e, İs-viçre'den, Londra'dan Viyana'ya,Avusturya'nın değişik yerlerine kadardünyanın ve Anadolu'nun dört biryanından halkımız arayarak destek-lerini iletip, ihtiyaçlarımızı sordu,yüreklerinin bizlerle olduğunu söy-lediler. Her telefon, her ziyaret bizimadalet mücadelemizin zaferle sonuç-lanacağına olan inancımızı daha daarttırıyor. Saat 18.00-19.00 arası Kar-tal Bankalar Caddesi'nde oturma ey-lemimizi ve Hasan Ferit'i anlatanbildirileri halkımıza ulaştırdık. Günboyu halaylarla, sloganlarla direni-şimizi canlı tutuyoruz. Gün içindetoplu ziyaretler de gerçekleşiyor. Fe-nerbahçe taraftar grubu ziyaret ediyorçadırımızı. Uğur Mumcu Mahalle-si'nde ortaokulun imam hatipe çev-rilmesini protesto eden aileler geliyorakşam. Onların eylemi üzerine dekonuşuyoruz. Saat 21.30'da, UmudunÇocuğu Berkin Elvan için hazırlananbelgeseli izledik.

6. Gün-20 Eylül 2014Çav Bella ile bir güne daha baş-

ladık. Hep birlikte kahvaltımızı yap-tıktan sonra adalet mücadelesi üzerinetoplu okuma yapıldı. Sabahın ilk sa-atlerinde çadırımıza ilgi daha çokçocuklardan geldi. Her şeyi ince ay-rıntısına kadar sorup öğrendiler. Dahasonra hastaneden direk çıkıp çadırımızıziyaret için gelen teyzemiz ile ko-

nuştuk. Çadırımızı ziyaret gün boyuartarak sürdü. Ziyaret etme koşuluolmayanlar ise telefonlarıyla direnişedesteklerini ifade ettiler. Özellikleyurtdışından arayanlarımız daha çokoluyor. Kartal halkı, gün boyu ziyarettebulunarak ihtiyaçlarımızı karşılamakiçin çaba içerisinde oldular. Gün boyusloganlar ve halaylarımız direnişincoşkusunu büyütüyor. Akşam kurulansofrada hep beraber yemekler yendi.Yemekten sonra türkü gecesi yapıldı.Kavgamızın marşları, Anadolumuzuntürküleri hep beraber söylendi… Ça-dırımızı ziyaret eden yüzlerce insandirenişimizi büyütürken umudumuzudaha da büyüttü.

7. Gün-21 Eylül 2014Hep birlikte kahvaltımızı yaptıktan

sonra müzikler eşliğinde oturup soh-bet ettik. Öğlene doğru Nuray anne,Mustafa dede Armutlu’dan kalabalıkbir kitleyle beraber geldiler. Haftasonu olduğu için daha kalabalığızbugün. Halkımız ziyaretlerinde bizeolan güvenlerini ifade ediyor. Günboyu ziyaretçilerimiz eksik olmadı.Okmeydanı, Çayan mahallerindentoplu ziyaretlerle daha da kalabalık-laşıyoruz.

18.00’da “Bir Devrimci DursunKarataş” isimli kitabımızın satışınaçıkıyoruz. Kartal Meydanı “ÖnderYoldaş Dursun Karataş” sloganlarıylainliyor. Kitap satışının ardından ku-rulan yemek sofrasına 100’e yakıninsanımızla beraber oturuldu. İngil-tere’den Anadolu Federasyonu'ndanbir ailemiz arayıp çalışmalarımızdabaşarı dileklerini ifade etti. KartalBelediyesi'nin düzenlediği konservardı akşam saatlerinde. DomaneDersim Grubu, Gezi şehitlerinin isim-lerini tek tek andıktan sonra HasanFerit’i çetecilerin vurduğunu, sıradakişarkıyı Hasan Ferit için okuyacağınısöyleyip “Soluk Soluğa” şarkısınısöyledi. Mikail Aslan ise birçok konuhakkında değerlendirmelerde bulu-nurken hemen karşısında bulunançadırı görmezden geldi.

Direniş, 1 haftayı geride bırakır-ken, her geçen gün artan bir sahiple-meyle büyümeye devam ediyor.

Page 13: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

113DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Hasan Ferit Gedik’in devlet des-tekli çeteler tarafından Gülsuyu’ndaöldürülmesine ilişkin davanın üçüncüduruşması 15 Eylül’de görüldü. İlkiki duruşmada olduğu gibi, üçüncüduruşmada da katillerin yargılanma-ması için her şeyi yapan mahkeme,duruşma sonunda “güvenlik” ge-rekçesiyle davanın başka bir ile nak-ledilmesi için dosyayı Adalet Ba-kanlığı’na göndererek yargılama yap-ma niyeti olmadığını bir kez dahagösterdi.

Mahkemenin gerekçesi ne olursaolsun, neyi bahane ederlerse etsinlerdavayı başka yere naklederek, davayıhalkın sahiplenmesinden kaçırıp,ücra yerlerdeki küçük “adalet saray-ları”nda, gözden ırak yargılama oyun-larıyla halkın adalet talebinin önünegeçme amaçlarını ortaya koydular.

Mahkemenin ileri sürdüğü “gü-venlik” gerekçesinin bir bahane ol-duğu daha ilk duruşmada yaşananlarlaaçığa çıkmıştı zaten. Çetecilerin sözdeyargılandığı bu davanın ilk duruş-masında mahkeme heyeti Hasan Fe-rit’in ailesini, yoldaşlarını, avukatlarınısalona dahi almadan “güvenlik” ge-rekçesiyle duruşmayı apar topar bi-tirdiğinde halkın avukatları mahke-menin bu davayı halkın sahiplenme-sinden kaçırmak istediğini ifade

ettiler. Bir yandan mahkeme “gü-venlik sağlayamayız” diyerek du-ruşmayı bitirirken, diğer yandan çe-tecilerin korumalığını üstlenen bin-lerce polis Hasan Ferit için adaletisteyenlere akreplerle, TOMA’larlasaldırmış, Gülsuyu’nu gaza boğmuşhatta adliye içinde avukatlara bilesaldırmıştı…

Mahkemenin çetecileri yargı-lama niyetinin olmadığını, davayıbaşka bir ile kaçırmak istediklerini

biz başından beri biliyor ve söylü-yorduk. Sonraki iki duruşmada ya-şananlar ve mahkemenin son duruş-mada verdiği karar da bunu gösterdi.

İlk duruşmada olduğu gibi ikincive üçüncü duruşmada da binlercepolisle, yığınaklar yapılarak dışardaHasan Ferit’in yoldaşlarının, adliyeiçindeyse ailesinin ve avukatlarınönüne barikatlar kurularak polisinasıl olarak çetecilerin koruyucusuolduğu bir kez daha gösterilmiş oldu.Mahkeme heyeti ise avukatların iti-razlarına ve daha büyük salonda ya-pılmasını talep etmelerine rağmenduruşmayı aynı salonda yapmaktaısrar ederek niyetini gösterdi.

İlk iki duruşmada yaşananları,polisin adliye içinde ve dışında terörestirmesini, bundan güç alan çeteci-lerin duruşma salonunda ailelere veavukatlara yönelik saldırgan tutum-larını gerekçe gösteren mahkeme he-yeti son duruşmada davanın başkabir ile nakledilmesi talebiyle dosyanınAdalet Bakanlığı’na gönderilmesinekarar verdi. Mahkemenin bu kara-rından önce başsavcılığın davanınnakledilmesi yönünde görüş bildirenbir yazısı da dosyaya girdi.

Başsavcılığın yazısında “…mah-kemenizce görülen dava dosyasının

Dünyanın En büyük Adalet Sarayı Adaletsizlik Dağıtıyor!

Hasan Ferit Gedik’i Katleden ÇeteleriYargılayacak Salon Bulunamadı!

FAŞİZMİN ADALETİ BUYSA, FAŞİZMİN ADALETİ BUYSA, ÇETELERİ KORUYAN ADALET ÇETELERİ KORUYAN ADALET

SARAYINI ALT ÜST ETMEK FARZDIRSARAYINI ALT ÜST ETMEK FARZDIRHasan Ferit’in katillerinin

“salonun küçük olması sebebiyle”üç duruşma boyunca

yargılanamadığı, duruşmaların bileyapılamadığı Kartal’daki

“ANADOLU ADALET SARAYI”dünyanın en büyük adliye

binasıymış! İçinde doğru düzgünduruşma salonu bile bulunmayan;

havasız, küçücük, kutu gibiodalarda adalet dağıtıldığı iddiaedilen, adliyeden çok AVM’leriandıran devasa ve ürkütücü birbeton yığınıdır “adalet sarayı”dedikleri. Ve bizden bu beton

yığınından adalet beklememiziistiyorlar. Hayır! Sizin adaletinizi deo beton yığınlarınızla birlikte yerle

bir edeceğiz!

Biz halkın adaletini istiyoruz!

Page 14: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE114

niteliği, tarafların sayısal çoğunluğu,taraflar arasındaki husumetin ciddi-yeti, adliyemizin tarafların ve olayınmeydana geldiği yerin yakınında bu-lunması ve bugüne kadar iki kezmahkemece duruşma yapılmaya ça-lışıldığı ancak yargılama işlemleriningerçekleştirilemediği gibi taraflar veyakınları arasında problemler yaşan-dığı, bu problemlerin devam edebile-ceği hususları birlikte değerlendiril-diğinde davanın nakli durumundayargılamanın daha sağlıklı bir ortamdayapılabileceği kanaati oluşmuştur”denilerek hem gerçekler çarpıtılmışhem de gerçek niyet ifade edilmiştir.

Yazıda mahkemenin yargılamayapmak istediği ama yapamadığı,dava başka bir ile nakledilirse dahasağlıklı bir ortamda yapılabileceğisöylenmiş. Oysa mahkeme başındanberi duruşmayı aynı küçük, havasızsalonda yaparak, sonra da bunu ge-rekçe gösterip duruşmayı erteleyereksanıkları yargılama niyeti olmadığınızaten göstermiştir.

Başsavcılık, mahkemeye gönder-diği yazıda “…mahkemenizce gö-rülen dava dosyasının niteliği, taraf-ların sayısal çoğunluğu, taraflar ara-sındaki husumetin ciddiyeti, adliye-mizin tarafların ve olayın meydanageldiği yerin yakınında bulunması…” diyerek davanın sürgün edilmesiiçin güvenlik gerekçesini ileri sürm-üştür. Oysa 1 Mayıslarda ya da Ha-ziran Ayaklanması’nda bütün ülkeyigaza boğup binlerce insanı Taksim’esokmamayı “başaran”, bunun içininsanlarımızı öldürmeyi göze alanaynı “güvenlik teşkilatı”nın üç beşçete bozuntusunun yargılandığı da-vanın güvenliğini alamayacağını iddiaetmek halkın aklıyla alay etmektenbaşka bir şey değildir.

Söz konusu yazıda “…adliyemizintarafların ve olayın meydana geldiğiyerin yakınında bulunması…”nı ge-rekçe göstererek gerçek niyetlerinide ifade etmiştir aslında. Niyetleri,başından beri ifade ettiğimiz gibi,davayı uzak bir yere sürgün ederekhalkın sahiplenmesinin önüne geç-mektir.

Bu politika, davayı sürgün ederek

halkın sahiplenmesinden, adalet ara-yışından kaçırma politikası yeni de-ğildir. Daha önce de birçok işkence,infaz, katliam davası bu şekilde sür-gün edilerek kaçırılmaya, işlenensuçların üzeri örtülmeye çalışıldı.

16-17 Nisan katliamı davasınıİstanbul’dan Kayseri’ye sürgünettiler, dava 10 yıl sürdü.

Gazi katliamı davasını güvenlikgerekçesiyle Trabzon’a sürgün ettiler,üstelik burada linçler örgütleyip da-vayı sahiplenmek, adalet aramak içingelenlerin üzerine gerici-sivil faşistlerisaldırttılar.

12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ınMardin’de babasıyla birlikte katle-dilmesine ilişkin davayı güvenlik ge-rekçesiyle Eskişehir’e sürgün eder-lerken, Haziran Ayaklanması’nda Es-kişehir’de katledilen Ali İsmailKorkmaz davasını Kayseri’ye sür-gün ettiler. Aslında son örnek herşeyi anlatmaya yetiyor. Mardin’de

katledilenin davasını güvenlik ge-rekçesiyle Eskişehir’e, Eskişehir’dekatledilenin davasını Kayseri’ye sür-gün ediyorlar… Her şey gayet açık…Güvenlik bahane…

Ama boşuna uğraşıyorlar. Biz fa-şizmin sürgün kararlarını da mahke-melerinin de neye ve kime hizmetettiğini de çok iyi biliyoruz… Ve bumahkemelerden adalet çıkmayacağınıda… Ama ne olursa olsun adaletaramaktan, bu mahkemelerden adaletçıkmayacağını, gerçek adaletin halkınelleriyle sağlanacağını göstermektenvazgeçmeyeceğiz.

16-17 Nisan davasında, Gazi da-vasında, 19 Aralık katliam davala-rında, Birtan Altunbaş davasında,Engin Çeber davasında ve daha pekçok davada binlerce kilometre yolgitmeyi, coplanmayı, taşlanmayı, gazyemeyi, linç edilmeyi, öldürülme-yi… kısaca her türlü bedeli gözealarak nasıl vaz geçmediysek HasanFerit için adalet aramaktan davazgeçmeyeceğiz.

Ne olursa olsun… Davayı Fizan’ada sürseniz adaleti arayacağız veonu er ya da geç bulacağız! Halkınelleriyle…

22 Mayıs’ta Okmeydanı’ndaBerkin Elvan için adalet istemekamacıyla yapılan bir eylem sıra-sında, cemevi avlusunda bekleyenUğur Kurt’u gerçek mermi kulla-narak katleden katil polis S.K.’nınifadesi, cinayetten ancak üç aysonra alındı.

Basında yer alan bilgilere görepolis S.K., ifadesinde, aslında elindeboyalı gaz silahı olan ‘FN’ olduğuhalde silahla ateş ettiğini anlattı.Polis S.K., ateş ettiği yönde cemeviolduğunu bilmediğini iddia ederken,kendisine yönelik “Sıkma” şeklindebir talimat duymadığını savundu.

Polis S.K.’nin ifadesinde bazıçelişkiler de öne çıktı: Sokağa gi-rerken, arkalarında olduğundan sözettiği zırhlı aracı, ateş ederken gör-mediğini iddia etti. Polis S.K., ifa-desinde ayrıca Kurt’un ölümünden

sonra psikolojisinin bozulduğunuda söyledi.

Bundan kimsenin şüphesi olma-sın. Elbette psikolojisi bozulmuştur.Ancak bunun nedeni bir insan öl-dürmüş olmaktan dolayı duyduğu“vicdan azabı” değildir. Katillerinvicdanı yoktur. Onlar öldürmek içineğitim almıştır. Bunun nedeni halkınadaletinin er ya da geç hesap sor-masından duyduğu korkudur. Vekorkmakta haklıdır. Er ya da geçUğur’un hesabı da sorulacak!

Ugur Kurt’un Katilleri hala elini kolunusallayarak halkın içinde gezyor. Sanmayın

döktüğünüz bu kanlar yerde kalacak.

Döktüğünüz Kanlar Yerde Kalmayacak

DAVAYI BAŞKA BİRİLE KAÇIRARAK HAL-KIN SAHİPLENMESİNİENGELLEYEMEZSİNİZ

HALKIN ADALETİN-DEN KAÇIRAMAZSINIZ

Page 15: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Unutmak, yorulmak, vazgeçmekyok... Sonuna kadar hesap sorma bi-linciyle düzenlenen eylemlerde ka-rarlılık, öfke ve coşku hakim. Umu-dun çocuğu Berkin Elvan için adaleteylemleri ülkenin her yanında devamediyor.

İSTANBULEsenyurt: İstanbul'da Liseli Dev-Genç’liler tarafından 19 Eylül’deEsenyurt’ta bulunan Ali Kul Lisesiönüne pankart asılarak, Berkin içinadalet talebi tekrarlandı. Ali KulLisesi önünde bulunan Torium AVMönüne, üzerinde Berkin’in resmi olan“Berkin Elvan İçin Adalet İstiyoruz”pankartı asıldı.

MSGSÜ FındıklıKampüsü: 23 Eylül günü, İs-tanbul Mimar Sinan Güzel SanatlarÜniversitesi Fındıklı Kampüsü'ndeDev-Genç'liler “Berkin'in KatilleriCezalandırılsın! / Dev-Genç” yazılıpankart asıldı. “Berkin ElvanÖlümsüzdür”, “15'inde Bir FidanBerkin Elvan”, “Yaşasın Dev-Genç,Yaşasın Dev-Genç'liler” sloganlarıatarak Berkin Elvan için adalet ta-leplerini dile getirdiler. 10 dakikasüren eylem sonrası okul bahçesin-de masa açarak, gelen öğrencilerekendilerini tanıtıp, Yürüyüş Dergi-si’ni öğrencilere ulaştırdılar. Okulkantin ve yemekhanesine "ÖğrenciMeclisleri" afişleri asarken merakeden öğrencilere Öğrenci Meclisle-ri anlattılar. Öğrencileri çalışmaya

davet eden Dev-Genç’liler, okul ça-lışanları ile de sohbet ederek sorun-larını dinleyip, birlikte çözüm üret-me adına dayanışma sözü aldılar.

ANTALYA: Antalya Halk Cephesi, Attalos

Heykeli’nde 19 Eylül’de BerkinElvan için adalet eylemi düzenledi.13 kişinin katıldığı eylemde okunanbasın açıklamasında, Berkin'in ka-tillerinin biliniyor olmasına rağmenhala yargılanmadığına, tersine BerkinElvan için adalet talebiyle eylem ya-panlara saldırıldığına, gözaltına alınıpişkencelere maruz kaldıklarına de-ğinildi. Gerçek adaletin halkın kendiellerinde olduğu ve kendi adaletinikendisinin sağlayacağına vurgu ya-pıldı. Eyleme halktan da destek ve-renler oldu.

İZMİR:18 Eylül günü İzmir Güzeltepe

Mahallesi’nde Dev-Genç'liler, Necip

Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi önüne“Berkin Elvan’ın Katilleri Cezalan-dırılsın! Milyonlarca Berkin OlupHesap soracağız” yazılı ozalit astılar.Okul çıkışında Berkin Elvan’ı anlatankatillerinin hala cezalandırılmadığınıteşhir eden bildiriler dağıtıldı. Yarımsaat süren çalışmada 170 adet bildirihalka ve öğrencilere ulaştırıldı.

19 Eylül günü İzmir Bornovametro çıkışında, Dev-Genç'lilerinBerkin Elvan için yaptığı eylem slo-ganlarla başladı. Okunan basın açık-lamasında Berkin’in katilleri bugünismi, fotoğrafları bilindiği haldeAKP’nin katilleri koruduğu, halkınBerkin’i adaletsiz bırakmayacağı söy-lendi. Halkın Ekmeğidir Adalet de-nilerek bildiri dağıtımı yapıldı. 4 ki-şinin katıldığı dağıtımda 300 bildirihalka ulaştırıldı.

Dev-Genç'liler 22 Eylül günü,Yürüyüş Dergisi tanıtımı ve bu sene27-28 Eylül tarihlerinde 4.sü düzen-lenecek olan Doğançay Halk Festi-

Gerçek Adalet Halkın Kendi Ellerinde İzmir

İzmir

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

115DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 16: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE116

vali'nin duyurusunu yapmak için EgeÜniversitesi çarşısında masa açtılar.Açılan masada aynı zamanda BerkinElvan’ı anlatan, katillerin cezasızkalmayacağını vurgulayan bildirilerdağıtıldı. 3 saat açık kalan masadabir çok bildiri halka ulaştırıldı.

İzmir Ege Üniversitesi’nde Berkiniçin ozalitler asıldı. Aynı gün, Dev-Genç'liler “Berkin Elvan’ın KatilleriCezalandırılsın! Katilleri TanıyoruzHesap Soracağız!” yazılı ozalitleriEge Üniversitesi Metro girişine veYabancı Diller Yüksekokulu çevresineastılar. Ozalit asımı sırasında BerkinElvan’ın katillerinin rahat rahat do-laşamayacağı, Berkin’in hafızalardansilinemeyeceği belirtildi.

ANTEP:Antep'te Liseli Dev-Genç'liler 16

Eylül'de, Düztepe Şehit Şahin En-düstri Meslek Lisesi önünde BerkinElvan kokartlarını dağıttılar. Üzerinde“Berkin Elvan İçin Adalet İstiyoruz”yazan kokartlar lise öğrencilerinedağıtıldı. Öğrencilerin kokart almasınıengellemek isteyen bir öğretmen, ar-kadaşlarımızın tepkisiyle karşılaşınca

okula girmek zorunda kaldı. Çalışmasonunda 200 tane kokart dağıtıldı.

ADANA: Akkapı Mahallesi’nde Halk Cep-

heliler “Berkin Elvan için Adalet”eylemlerine devam ediyor. 22 Eylülgünü bir araya gelen Halk Cepheliler,yaptıkları eylemde Berkin ve HasanFerit’in katillerinin ortada olduğunudevlet tarafından açıktan korunduğunuvurguladılar. “AKP iktidarının katillerikorumaya devam etmesi halinde hal-kın da bir adaleti olacaktır, er ya dageç uygulanacaktır” denilerek açık-lama bitirildi. Aynı içerikte sloganlarınatıldığı eylem, haftaya yine aynı günve saatte gerçekleşeceği duyurusuyapılarak sonlandırıldı.

BALIKESİR: Dev-Genç'liler Bandırma Anadolu

Lisesi ve Bandırma Endüstri MeslekLisesi'nde 22 Eylül günü, “BerkinElvan İçin Adalet İstiyoruz Alacağız”konulu bildirileri öğrencilere ulaştırdı.Okul panolarına asılan ve sınıf sıra-larına da bırakılan bildirilerde öğ-rencilere; “Berkin Elvan'ın katilleri

cezalandırılana kadarbirlikte mücadele ede-lim, adalet istemeye de-vam edelim” çağrısı ya-pıldı. Toplamda 90 bil-diri öğrencilere ulaştı-rıldı.

KOCAELİ: Dev-Genç'liler tara-

fından 24 Eylül’de Ko-

caeli Üniversitesi Umuttepe KampüsüYabancı Diller Meslek Yüksekoku-lu'nda (Hazırlık Binasında) “Berkin'inKatilleri Cezalandırılsın - Dev-Genç”pankartı asıldı. Berkin'in oturduğusıralardan kalkıp üniversiteye gelen2000'e yakın öğrencinin bulunduğuhazırlık binasında öğle yemeği sıra-sında yemekhanenin tam karşısınaasılan pankarta öğrencilerin ilgisiyoğundu. Hazırlık binasında ilk kezböyle bir eylemle karşılaşan özel gü-venlik görevlileri ne yapacaklarınışaşırarak, asılı pankartı 10 dakikasonra indirdiler.

ESKİŞEHİR:Berkin Elvan'ın anmasına katıldığı

gerekçesiyle, akademisyeni olduğuOsmangazi Üniversitesi tarafındanhakkında soruşturma açılan ve 2 yılkıdem durdurma cezası verilen NuriyeGülmen için imza kampanyası baş-latıldı. 18 Eylül’de açılan masadahalka; adalet isteyenlerin, bilimseleğitim ve akademik özgürlük iste-yenlerin değil Berkin'imizin katillerincezalandırılması gerektiği anlatıldı.

Esenyurt

Antep

Antalya

Kocaeli

Page 17: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Gelenekselleşen Armutlu Güz Şen-liği’nin 11.si, 12-13 Eylül tarihlerindeArmutlu Köyiçi Meydanı’nda yapıldı.Armutlu Halk Meclisi Gençlik Ko-misyonu adına gerçekleştirilen ve ikigün süren şenlikte her gün farklı prog-ramlar gerçekleştirildi.

12 Eylül’de Köyiçi Meydanı’nınhazırlanmasıyla çalışmalar başladı.Meydanı çevreleyen binalara HasanFerit mahkemesine çağrı ve adalet is-teyen büyük pankartlar asıldı. Tel ör-gülere yozlaşmaya karşı mücadeleiçinde yapılan eylemler ve Filistin’deyaşanan katliamı anlatan fotoğraflarınolduğu resim sergisi açıldı.

Meydanın çevresine çeşitli masalaraçıldı. İlk gün Armutlulu kadınlarınyaptıkları yiyecekler, dergi ve kitapmasaları vardı.

Paneller; Av. Selçuk Kozağaçlı,Halkın Mühendis ve Mimarları, Sarıyerişçileri, Beltaş işçileri, UyuşturucuyaKarşı Savaş ve Kurtuluş Merkezi'ndenkatılanlarla başladı. Kozağaçlı; HasanFerit mahkemesi, uyuşturucu, yozlaşmave kentsel dönüşümün nasıl birlikteyürüdüğünü anlattı. Mahallelere uyuş-turucuyla yozlaşmayla giren düzenin,kentsel dönüşümü çok rahat hayatageçirdiğini, uyuşturucu çetelerini deesas olarak bu düzenin yönettiğinisöyledi. Halkın Mühendis ve Mimarları;halk bahçeleri, rüzgârgülü çalışmalarınıve halk için mühendislik mimarlığınne demek olduğunu anlattılar.

İşçiler; Sarıyer ve Beşiktaş Bele-diyeleri'nde yaşanan direnişleri anlat-tılar. Direnişlerini nasıl kararlı yürüt-tüklerini anlatarak halka da direnişincoşkusunu taşıdılar.

Uyuşturucuya Karşı Savaş ve Kur-tuluş Merkezi'nden gelen konuşmacı,İstanbul dışında uyuşturucu belasındannasıl kurtulurum diye internette aramayaparken buldum dedi. Doktorlara,AMATEM'lere çok gittiğini ama kur-tulamadığını söyledi. Bir ayı geçkinbir süredir devrimcilerin yanında uyuş-turucuyu bıraktığını, hayata başka bak-tığını anlattı. Konuşmasının canlılığıve coşkusu hem büyük ilgi gördü hemde halka uyuşturucuyla mücadeledegerçek yol ve yöntemleri anlattı. Diğerbir konuşmacı da evladı uyuşturucukullanan bir babaydı. Başından ge-çenleri anlattı ve çözümü burada bul-duğunu ifade etti.

Panellerden sonra film gösterim-lerine geçildi. İlk olarak Hasan FeritGedik'i anlatan bir sinevizyon gösterildi.Ardından F Tipi Film izlenmeye baş-landı. Teknik sorunlardan film göste-riminin yarıda kalmasıyla ses siste-minden halay havaları çalınmaya baş-landı. Panellere katılan yaklaşık 200kişi ve yeni gelenlerle yüzlerce kişilikhalay, bir saat boyunca coşkulu birşekilde çekildi.

13 Eylül’de hazırlıklar sabah saat-lerinden itibaren başlandı. Meydantrafiğe kapatılarak hazırlıklar yapıldı.

Bir tarafta mahallenin kadınların göz-leme yaptıkları bir köşe oluşturuldu.Açılan bir masa da küçük çocuklarınyüzlerine boyamalar yapılması içindi.

Program devrim şehitleri için ya-pılan saygı duruşu ile başladı. HasanFerit Gedik'in annesi Nuray Gedik Ar-mutlu’yu, güz şenliğini anlatan metniokuduktan sonra katılan herkesi HasanFerit’in mahkemesine çağırdı. HilmiYarayıcı sahneye çıktığında HasanFerit için adalet istedi ve türküleriniadalet için söyledi. Hasta olduğundandolayı fiziken şenliğe katılamayan Ha-kan Yeşilyurt gönderdiği mesajda “Ada-leti vermiyorlar ama halkın da bir ada-leti var” diyordu.

Tiyatro Simurg, İdil Tiyatro Atölyesiadalet talep eden tiyatrolarıyla, Şairİbrahim Karaca şiirleriyle şenliğe ka-tıldı. Şenlikte Hüseyin Turan ve Selçuk

Balcı da birer konser verdiler. Uyuş-turucuya yozlaşmaya karşı mücadeleeden devrimcilerin yanında olduklarınıbelirttiler ve Ferit için adalet istediler.Yüzlerce insanı türküleriyle ve ho-ronlarıyla coşturdular ikisi de. Sahneyeson olarak Grup Yorum çıktı. GrupYorum türkü marş ve halayları coşkuyudoruğa çıkardı. Yaptığı konuşmalardaşehitlerimizin hesabını mutlaka sora-cağımızı ve adaleti sağlayacağımızıbelirttiler. Adalet talep edilen slogan-ların atıldığı şenliğe 1500 kişi katıldı.

11. Armutlu Güz Şenliği'nde deBizimlesin Hasan Ferit...

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

17DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 18: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yıllar geçse de burjuvazinin pisgözleri hala Armutlu'nun üzerinde,hala Armutlu halkının mütevazı kon-dularında olmaya devam ediyor. Bu-nun bir örneği de geçtiğimiz hafta-larda müteahhitler tarafından satınalındığı öğrenilen 5 ev. Armutlu'dagün oluyor uyuşturucuyla, gün oluyorfuhuşla, hırsızlıkla halkı yıldırmayabıktırmaya çalışıyorlar. Şimdi de Ar-mutlu halkından işbirlikçiler yaratarakkendilerince zayıf halkalar bularakevleri teker teker satın almaya çalı-şıyorlar. Armutlu halkının örgütlü-lüğünü hazmedemeyenler her defa-sında planlar yapıyor, Armutlu halkıoyunlarını boşa çıkarsa da onlar pisoyunlarını oynamaya devam ediyor-lar.

21 Eylül’de yıkımlara karşı ya-pılan halk toplantısına yüzlerce insankatıldı. Toplantıda; Armutlu halkınınkuruluş döneminden beri tanınanMühendis Ali, Halkın Mühendis-Mi-marları, Halkın Hukuk Bürosu veÇağdaş Hukukçular Derneği avukat-ları, Baltalimanı muhtarı Armutluüzerinde oynanan oyunları halka ka-nıtlarıyla anlattılar. İlk olarak Balta-limanı mahalle muhtarı söz aldı. Ko-nuşmasında mahallede satılan evlerikimin sattığını ve hangi müteahhittarafından alındığını açıkladı. Buaçıklamadan sonra ise müteahhitlerinkendilerine işbirlikçilik ve rüşvetteklif ettiğini kendilerinin ise bunukabul etmediğini söyledi. ArdındanMühendis Ali söz alarak, mahalleyine zorluklarla ne şartlarda kurduk-larını halka anlattı. Halkın Mühen-dis-Mimarları da konuşmalarındamüteahhitlerin yaptığı projeyi gös-tererek “Buradan bakıldığında çok

güzel dairelerde oturacağınızı düşü-nebilirsiniz. Sizlere ev sahibi ola-caksınız, lüks dairelerde oturup zen-ginler gibi yaşayacaksınız diyebilirler.Ancak siz o sitelerde yaşayamazsınız;çünkü orada ne paylaşım olacak, nekomşuluk, ne yardımlaşma olacak.Siz Armutlulular yardımlaşmanız,dayanışmanız, mücadeleniz sayesindebu mahalleyi kurdunuz. Sitelerdesizleri oturtmayacaklar; çünkü o si-telerin aidatına, kapıcı parasına, bütünmaaşınızı verseniz dahi yetmeyecektir.Oralarda oturacak kişiler onlar gibizenginler olacaktır. Zamanında bizlerionlara hizmet vermek için memle-ketlerimizden buralara gelmek zo-runda bırakan burjuvazi, bugün deonlara villalar lüks daireler yapmakiçin bizi mahallemizden kentin uzakköşelerine göndermek istiyor. Bugünbu mahalleyi bize layık görmeyiporalara atmak isteyenler, yarın daoradan bizi göndermek isteyecektir.Sömürü sistemi bu şekilde işler”dedi. Mühendislerin ardından ÇağdaşHukuçular Derneği ve Halkın HukukBürosu avukatları da söz alarak;“mahallenizde üzerinde kameralarolan araçlara izin vermeyin, gerekirsebunları dövün, mahallenizden atın.Bu araçlar mahalleyi tespit etmek

için geziyorlar, burada da gezdiklerinigörenler olmuştur. Bunlar yasadışıdır,evlerinizi mahallenizi kameraya çek-meleri, özel mülkiyeti gözetleme su-çuna girer. Buna karşı kendinizi sa-vunabilirsiniz, gerektiğinde zor kul-lanma hakkınız vardır. Bu yollarladiğer mahallelerde insanlar kandı-rılmış mahallelerinden gönderilmiştir.Buna Fikirtepe ve Sulukule en iyiörnektir. Ama sizlerin avantajı örgütlüolmanızdır. Sizler bu oyunları boşaçıkarabilirsiniz biz sizlerin her zamanyanınızdayız” dediler. Ardından halktoplantısı halkın öneri ve görüşlerininalınmasıyla birlikte şu sözlerle biti-rildi. Bizler bu mahallenin sahipleriyizburaya defalarca geldiler biz her se-ferinde bu saldırılarını boşa çıkardıkyine boşa çıkartacağız. Onların buprojelerini onlara yedireceğiz, bumahalleyi biz kurduk, nasıl yaşaya-cağımıza da bizler karar veririz denildive 27 Eylül’de mahallede HasanFerit Gedik anısına yapılacak yürüyüşiçin çağrı yapıldı. Yapılan halk top-lantısına yaklaşık 200 kişi katıldı.Toplantının ardından mahallede, bü-yük kısmı 50 yaşın üzeri insanlarınolduğu 20 kişi yürüyüş için çağrıbildirisi dağıttı.

Bu Mahalleyi Biz Kurduk, Nasıl Yaşayacağımıza daBizler Karar Veririz!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE118

Page 19: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Senapa Stampa AŞ’nin ÇerkezköyOrganize Sanayi Bölgesi’ndeki fab-rikasında sözleşmeli işçi olarak çalışanSalih Savaş fabrika yönetiminin ken-dilerine kadrolu işçi statüsüne geçi-rilecekleri sözü verilmesine rağmen,bir süre sonra işten çıkarıldı. İştenatılan Savaş, haksızlığa karşı sessizliğideğil direnişi seçti ve Çerkezköy’dekifabrikanın önünde çadır kurarak di-renişe başladı.156 gün süren çadırdirenişi zaferle sonuçlandı. Zafer,basın açıklamasıyla duyuruldu.

Açıklamada; "Emek düşmanı Se-napa Stampa fabrikası yönetimi meş-ru, yasal haklarımızı istediğimiz içinbizleri işimizden çıkarttı. 4 Haziran2013 tarihinde 3 aylık bir sözleşmeyaparak işe başladık. Bu 3 aylık söz-leşmemiz bittiğinde ise bizlere kadrogüvencesi verildi. Ayrıca tüm hak-lardan eksiksiz olarak yararlanaca-

ğımız söylendi. Ancak fabrika yö-netimi bizi bu kadar zaman geçmesinerağmen kadroya almadı, aksine busüre içerisinde bizlere asgari ücretinbile altında bir ücret verdi. Mesaiparalarımızı ödemedi suç olmasınarağmen bizleri aynı anda birden çokbölümde birden çalıştırdı. Bizlerinörgütsüzlüğünden yararlanıp bizlerisömürdü." dedi.

156 gün direnen işçi Salih Savaşsözlerini şöyle bitirdi: Bu haksızlığıkabul edemezdim. Emeğim, alın te-rim, namusumdur, onlara bırakma-yacağım, sahip çıkacağım. Ve öylede yaptım. İşten çıkarıldığım11.02.2014 tarihinden 4 gün sonra15.02.2014 tarihinde SENAPASTAMPA Fabrikası’nın önünde çadırkurarak direnişe başladım. Direnişi-min ilk gününden itibaren ÇerkezköyEmniyeti ve OSB tarafından baskı

ve gözaltılarla yıldırılmaya çalışıldım.Yaptığım eylemin meşruluğuna inan-dığım için baskılar beni yıldıramadı.Çünkü direnenin kazanacağını gös-teren somut örnekler vardı. Benimgibi tek başına direnen Türkan Al-bayrak ve Cansel Malatyalı, Roseteks,Hey Tekstil ve Darkmen işçi arka-daşlarım kazanımlarıyla öğretiyor-lardı. Direndim ve kazandım. Dire-nişimin 156. gününde tüm haklarımıkazanarak çadır eylemimi sonlan-dırdım. Ve işveren tarafından benimgibi mağdur edilen diğer arkadaşla-rıma şunu belirtmek isterim ki, HAKVERİLMEZ ALINIR. Direnişim bo-yunca beni yalnız bırakmayan de-mokratik kurumlara, dostlarıma, ai-lemize ve Çerkezköy halkına teşekkürediyorum.

22 Eylül 2014

Senapa Stampa İşçisi

BELTAŞ İşçilerinin DirenişiZaferle Sonuçlandı BELTAŞİşçileri Taşeron Oyununu Bozdu !

Beşiktaş Belediyesi’nin bağlı şirketi BELTAŞ’taişçiler bir direnişten daha zaferle çıktılar.

BELTAŞ işçileri işçi düşmanı Murat Hazinedar’ave patron sendikacılarına rağmen direndiler ve oyunubozdular. BELTAŞ işçilerinin taşerona devredilmesiprogramı 2014 yılı aralık sonuna ertelendi. BELTAŞ iş-çileri 2014 / Aralık ayı sonuna kadar BELTAŞ işçisiolarak kalacaklar…

Ve nihayet bugün 18 Eylül 2014 Perşembe günüsendika ve belediye ile yapılan toplu sözleşme iledireniş bitirildi. Belediye başkanlığı önünde yapılanaçıklamada; BELTAŞ ile Genel–İş Sendikası arasındatoplu iş sözleşmesinin imzalandığı, 31 Aralık 2014tarihine kadar işçilerin BELTAŞ işçisi olarak kalacakları,bu tarihten sonra ise temizlik işleri ihalesini alacaktaşeron şirketin işçileri olacakları, BELTAŞ işçilerininbu taşeron şirkete kazanılmış hakları ve sendikalhaklarıyla geçecekleri şeklinde açıklandı.

Yani BELTAŞ işçilerinin taşeron şirkete geçirilmesikararının hayata geçirilmesi ertelendi. İşçiler haklarına

sahip çıktılar. Sendikanın işçileri satması projesininhayata geçmesini engellediler. Bu proje şimdilik ertelendi.Mücadele bitmedi. BELTAŞ işçilerinin mücadelesi sü-rüyor. Çünkü BELTAŞ’ta taşeronluğun yerleştirilmesiprogramı hayata geçecek. Eğer işçiler haklarına sahipçıkıp mücadele etmezlerse birer taşeron işçisi olacaklar.Önümüzdeki 3 ay önemlidir. BELTAŞ işçileri haklarınasahip çıkmalı, BELTAŞ’ta oynanmaya çalışılan taşeronoyununu bozmalıdırlar. Bunu yapamazlarsa en baştahaklarını kaybedecekler.

Kuşkusuz belediye, CHP ve sendikanın el ele vererekhazırladıkları oyunun ertelenmesini sağlamak bir zaferdir.Ama yeterli değildir. Amaç BELTAŞ’ta taşeron uygu-lamasını engellemektir.

İşçiler devrimcilerle birlikte bu oyunu da bozacaklardır.İşçiler dost ve düşmanlarını görmektedir. Zafer dire-nenlerin olacaktır. BELTAŞ işçileri, zaferin ve kazanmanındirenenlerin sayısına bağlı olmadığını görmüştür. Bukonuda yeterince deneyleri vardır.

Tarih gösterecek ki belediyenin ve sendikanın taşeronoyunu BELTAŞ’ta tutmayacaktır. Bu oyunu tezgahlamayaçalışanların hevesleri kursaklarında kalacaktır.

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ19 Eylül 2014

Zafer Her Zaman Direnen Emekçinindir Bir Kez DahaDirendik ve Kazandık!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

19DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Çerkezköy BELTAŞ

Page 20: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

ANKARAANKARA

ANKARA

ANKARA ANKARA

ANKARA

ANKARA ANKARA

ANKARA

2 . A n a d o l u H a l k K o n s e r i

Mamak-Kömür Deposu’nda bu yıl ikincisi düzenlenecekolan Anadolu Halk Konseri’nin Mamak’taki çalışmaları kap-samında;

15 Eylül’de Natoyolu Tekmezar Parkı'nda açılan masada500 bildiri, Ege Mahallesi’nde de cadde boyunca 500 adetbildiri dağıtıldı. Ayrıca Ege ve Cengizhan Mahalleleri'ndearaçla gezilerek sesli duyuru yapıldı.

16 Eylül’de Ege Lisesi’nde 400 adet bildiri dağıtıldı, akşamsaatlerinde ise Ankara’nın diğer ucunda bulunan Eryaman’dahalkın yoğun olarak geçtiği yol güzergâhlarına toplam 210adet afiş yapıştırıldı.

17 Eylül’de Şahintepe’den başlanarak Tuzluçayır’a kadarçift yönlü olarak 1500 bildiri dağıtıldı, akşam saatlerinde iseTepecik, Dostlar Mahallesi, Mamak Merkez, Şehitlik, Şafaktepeve Abidin Paşa güzergâhlarına yol boyunca tüm duraklaratoplam 320 adet afiş yapıştırıldı. Şahintepe ve Şirintepe ma-

hallelerinde de sesli duyuru yapıldı.18 Eylül’de Akşemsettin ve Şirintepe mahallelerinde sesli

duyuru yapıldı, akşam saatlerinde ise Natoyolu’nda Su Depo-su’na 100 adet afiş; Ege, Şirintepe, Şahintepe, Natoyolu veTuzluçayır güzergahlarına toplam 200 afiş; Elvankent’e de 60adet afiş yapıldı.

19 Eylül’de Şirintepe 1. Cadde’den başlanarak ŞahintepeMahallesi’nin iç tarafları ve Natoyolu boyunca toplam 2500bildiri dağıtıldı. Sesli duyuru aracı ile Akşemsettin, Şirintepe,Şahintepe, Akdere, Mutlu, Ege, Fahri Korutürk ve Cengizhanmahalleleri gezildi.

20 Eylül’de Akşemsettin son duraktan başlanarak Natoyoluboyunca Abidin Paşa’ya kadar sesli duyuru aracı ile gezilerekbildiri dağıtımı yapıldı ve kitle çalışması sona erdirildiktensonra konser alanındaki hazırlıklara başlandı.

Anadolu Halk Konseri; Emeğin, Israrın ve Halk Sevgisinin Ürünüdür!

Page 21: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

"Eğer devrimci sınıfların yaratıcıhalk dehası, Sovyetleri yaratmamış ol-saydı, Rusya'da proleter devrim ger-çekleşemezdi" (Lenin)

HALK MECLİSLERİ NEDİR?

Sevgili Devrimci Okul okurlarımerhaba;

Bu hafta halk meclislerinin ne ol-duklarını ve neden gerekli olduklarınıanlatacağız.

"Halk meclisleri, halkın öz ör-gütlülükleridir" dersek aslında mecl-isleri en net ve en doğru ifade eden ta-nımlardan birisini kullanmış oluruz.

Meclisler neden halkın öz örgütlü-lükleridir?

"Öz" kelimesini günlük yaşamı-mızda sık sık kullanırız.

Bu kelimenin sözlük anlamına bak-tığımızda birkaç anlamıyla karşılaşı-yoruz.

Öz kelimesinin;

1-Bir şeyin temel öğesi

2-Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlıbölümü

3-Bir kimsenin benliği, kendi man-evi varlığı

4-Katıksız

5-Kan bağı ile bağlı olan (...) demekolduğunu görüyoruz.

Daha tali olan birkaç anlamı bir ke-nara bırakırsak sadece yukarıda yaz-dığımız tanımlara bakarak; "halkmeclisleri halkın öz örgütlülükleridir"derken ne kadar yerinde bir tanımlamayaptığımızı görürüz.

Buna göre;

-Halk meclisleri bir örgütlenmebiçimi olarak halkın temel öğesidir.

-Meclisler gibi halk örgütlülükleri,halkın en kuvvetli bölümüdür. Örgüt-lenmek, örgütlü olmak halkın en güç-lü halidir.

-Örgütlenmek, halkın benliğidir;

manevi varlığıdır.Çünkü dayanış-ma içinde olmak,bir olmak, pay-laşmak halkımı-zın temel değer-lerindendir.

-Katıksızdır;çünkü meclisler

halkın doğrudan ve aracısız kendisiniifade ettiği örgütlenmelerdir.

-Kelimenin gerçek anlamıyla değilde mecazi anlamıyla bir benzetme ya-pacak olursak: Belki Alevisiyle, Sun-nisiyle, Hırıstiyanıyla, Ezidisiyle, Tür-küyle, Kürdüyle, Lazı, Çerkezi, Gür-cüsü, Ermenisiyle...vb. her inançtan veher milliyetten halkımızın arasında"kan bağı" yoktur.

İşte halkların arasındaki o kardeş-lik bağını biz "kan bağıyla" değil; öz

örgütlülüklerimiz olan meclislerimiz-le yaratırız.

Meclislerimizle; ezilenlerin, tümhalk kesimlerinin ezenlere karşı birli-ğini ve mücadelesini örgütleriz.

Yarattığımız bir anlamda dayanış-ma ve mücadelenin yarattığı bir kar-deşliktir. İşte bu kardeşlik "bizim özü-müz"dür ve egemenlere karşı "gücü-müz"dür.

Evet, neresinden bakarsak bakalımhalk meclisleri hayatın, kavganın ve bi-limin doğruladığı örgütlenmelerdir.

On milyonlarca insan fabrikadaişçi, kamuda memur, okulda öğrenci,çarşıda esnaftır... İşsizdir, ev kadınıdır,işportacıdır, taşeron düzeninin işsizbırakma ya da canından etme tehlike-siyle karşı karşıya olan işçisidir, ma-dencisidir... Ataması yapılmamış öğ-retmenidir... Ezberci ve faşist eğitim sis-temi altındaki liselileridir...Yozlaşma

tehlikesiyle karşı karşıya bırakılan,geleceği elinden alınan gençliğidir.Tüm bu kesimlerin bulunduğu mahal-lelerdir..

Mahallelerde yaşarken barınmahakkı elinden alınan; ulaşım, yol, su,elektrik sorunları yaşayan; sağlık, eği-tim ve insanca yaşam hakkı yok edilenmilyonlarca insanımızdır..

Sorunları için tartışacak, birlikte çö-züm arayacak, birlikte mücadele ede-cek olan tüm halk kesimleridir.

Bir avuç sömürücü dışında kalanherkes halk meclislerinde örgütlenebilir.

Halk dediğimizde aklımıza gel-mesi gereken büyük bir deniz, büyükbir zenginliktir. Halkın kendi kendisi-ni yönetebilmek için ihtiyaç duyacağıbütün beceriler, bütün bilgi ve deney-ler; inançlı, fedakar, halkını düşünen ka-rarlı insanlar yine bu halkın bağrındamevcuttur.

Halk üretendir, değerler yaratanve güzelleştirendir. Kendi kendini yö-netebilmesinin önünde hiçbir engelyoktur.

Halk meclisleri; halkın kendi gü-cünü ve taleplerini birleştirdiği, kendisorunlarına çözüm aradığı, söz-kararyetkisinin tamamen kendisinde oldu-ğu; sorunu tespit etmek ve çözümarayışında kendi iradesini ortaya koy-duğu örgütlenmelerdir.

Meclislerin İşlevi veGörevi Nedir?

Meclisin işlevi halkın bulunduğubölgenin, yerin, işyerinin ya da okulunbütün sorunlarını kapsar. Günlük geçimderdinden mahalle, kasaba, köy so-runlarına; ekonomik, sosyal, politik so-runlara kadar halkı ilgilendiren her şeymeclisin görevi olabilir.

İşlevi; halkın dinsel, ulusal ya damesleki ayrılıklarına rağmen dayanış-masını; kendi sorunlarına ortak çözümaramasını; halkın birliğini sağlamaktır.Halka yönelebilecek saldırılara karşıkoyar; çetelerin, devletin saldırılarınakarşı direnişler örgütler.

Mücadele içinde halkın yaratıcılı-ğını geliştirmeyi, kendi gücünün farkınavarmasını sağlamaya çalışır.

HalkMeclisleri

Nedir?

Ders: Meclisler

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

221

Page 22: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Gazi Mahallesi’nde 17 Eylül'de,Halk Cepheliler işkenceci katilleri Gazihalkına teşhir etmeye devam ediyor."Mahallelerimizde AKP’nin Katil Pol-islerini Barındırmayacağız/ Halk Cep-hesi" yazılı pankart dernek binasına asıl-dı. 12 Eylül günü yapılan operasyonlaberaber Gazi halkının direnişiyle kar-şılaşan katiller neye uğradığını şaşır-mışlardı. Asılan pankartla sadece Ga-zi’de değil örgütlü olduğumuz diğer ma-hallelerde de halkın öfkesinden kaça-

mayacakları belirtildi.

Film Gösterimleri AlternatifKültürümüzün Bir Parçasıdır

Gazi Halk Meclisi tarafından 16 Ey-lül'de, Halk Meclisi'nin bulunduğu ar-sada film gösterimi yapıldı. Film gös-terimi öncesi, insanlar arasında HalkMeclisi'ni tekrar nasıl kurabiliriz konusuüzerine sohbetler edildi. Kemal Sunal’ın‘Kibar Feyzo’ filmi izlendi. Film gös-terimine 50' den fazla insan katıldı.

Halk, meclis örgütlenme-leri aracılığıyla, kendi hakları-na, yaşamına ve onuruna sahipçıkmayı öğrenir. Daha sonramahallede, işyerinde yada okul-da halktan birisine yönelen sal-dırının gerçekte kendisine yö-neldiğini ve böylece tüm saldı-rıları topluca göğüslemek ge-rektiğini yaşayarak kavraya-caktır. Bu gelişim, halk kitlele-ri açısından, kendi güçlerinin bi-linçlerine vardığı, faşist iktida-rın halk üzerindeki politikalarını ve fa-şist yapısını tanıdıkları, buna karşılık neyapılması gerektiğini öğrenecekleribir süreç olacaktır.

Geniş halk kesimleri, örgütlü ve bir-likte mücadeleyi öğrendikçe, olumlusonuçlar aldıkça birlikteliğin, daya-nışmanın ve mücadelenin kapsamı dagenişler. Halk örgütlülükleri kalıcılaşır,yaygınlaşır ve çok daha geniş halk ke-simlerinin birliğine doğru yol alır.

Devrim KitlelerinEseridir

Halk meclislerinin halkı örgütlemekve harekete geçirme konusundaki sa-yısız olumlu sonucundan söz edebili-riz.

Ancak hepsi stratejik hedefimizlebirlikte düşünüldüğünde anlamlıdır.

Stratejik hedefimiz anti-oligarşikanti-emperyalist devrimdir. Bu dev-rim kitlelerin eseri olacaktır.

Halk sadece yanına gidilen, örgüt-lenen, destek-maddi güç veren değil-

dir. Halk örgütleyendir; mücadeleninasli unsurudur.

Halk meclisleri, halkımızın hak veözgürlük mücadelesi içinde sorunlarıngerçek kaynağını düzende olduğunugördükleri, buna bağlı olarak "politik-leştikleri" araçlardır.

"Politik" olmak, sorunların kay-nağının düzenle olan bağını kur-maktır; "politik" olmak çözümün ik-tidar değişikliğinde olduğunu göre-bilmektir.

Kısacası, halk meclisleri geniş ke-simlerin devrimci mücadele ile bağınıkurdukları; devrim mücadelesini ken-di dışlarında görmeyi bıraktıklarıyer-lerdir.

Devrimci hareketin meşrulaşması,düzenin büyüyen krizi halkı saflaştırır.Bu durumda artan çelişkilerin akaca-ğı bir kanala ihtiyaç vardır. Bu kanaldevrim ırmağını büyütmeye hizmetedecek olan halk meclisleridir.

Bugün büyüttüğümüz mücadele-mizin sonucu olarak geniş halk ke-simlerinde önemli bir potansiyeli açı-

ğa çıkardığımız gerçektir.Bunu güvene ve desteğe dön-üştürmek, devrimin örgütlügücü haline getirmek zorun-dayız.

Savaşı halklaştıracağız,halkı ise savaştıracağız...

Bu hedefe ulaşmanın ilkaşaması;

-Halk meclislerini kurmak

-Halk meclislerinde halkaiktidar perspektifini kazandır-

maktır.

Politikleşen bir halk oligarşinin enbüyük korkusudur.

Çünkü;

-Kalıcı örgütlenmeler yaratmamı-zı sağlar. Oligarşinin hiçbir fiziki ya daideolojik saldırısı bu örgütlenmeleri ta-mamen bitiremez.

-Sonuç alan bir mücadele hattını ya-ratır.

-Halk kendisini yönetmeyi öğrenir,bu da halkın kendine güvenini büyüt-mesi demektir. Oligarşinin en büyükgücünün "halkın örgtüsüzlüğü" oldu-ğunu düşünürsek bu önemli bir kaza-nımdır.

-Halk devrimci mücadeleyi kendidışında görmez.

-Halkın yaratıcılığını ve olanakla-rını örgütlemeye olanak sağlar.

Kısacası, politikleşen halk örgütlühalk demektir.

Sevgili okurlar; haftaya yine halkmeclisleriyle ilgili başka bir konuda gö-rüşmek üzere... Hoşça kalın...

Halk sadece yanına gidilen,örgütlenen, destek-maddi güç veren

değildir. Halk örgütleyendir;mücadelenin asli unsurudur.Halk meclisleri, halkımızın

hak ve özgürlük mücadelesi içindesorunların gerçek kaynağını

düzende olduğunu gördükleri,buna bağlı olarak

"politikleştikleri" araçlardır.

Sizi Teşhir Ediyoruz!Halkın Adaletinden Kaçamayacaksınız!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE22

Page 23: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

İşsizliğin ve güvencesiz çalıştır-manın yaygınlaştığı, sendikasız, “yasadışı” ve kuralsız çalışma koşullarınındayatıldığı günümüzde; mühendis,mimar ve şehir plancıları da tümemekçiler gibi bu dayatmalardan na-sibini almaktadır.

Düşük ücretle, güvencesiz çalış-tırılmaktadır.

Yani mühendis ve mimarlar iş-sizlik sorunuyla karşı karşıyadır.

Taşeron, sözleşmeli ve vasıfsızişçi olarak farklı statülerde çalıştı-rılmaktadır.

Yasal çalışma süresinin çok üze-rinde çalıştırılmakta, fazla mesai üc-retleri ödenmemektedir.

Görev tanımları belli olmamakta,başka işlerde de çalışmaya zorlan-maktadırlar.

Eşit işe eşit ücret uygulanma-makta, esnek çalışma adı altında sö-mürü boyutlanmaktadır.

Sigortalar asgari ücretten yatırıl-maktadır.

Proje bazlı çalıştırılan mühendis-mimarlar, proje biter bitmez iştençıkarılmaktadır.

Yıl içerisinde ''iş kazası'' adı altındaon binlerce işçi cinayeti gerçekleş-mekte, aralarında mühendis-mimar-ların da olduğu binlerce emekçi kat-ledilmektedir.

Mühendislik-mimarlık öğrenci-lerine; mezun olduklarında rahat işbulup geçinebilecekleri yönünde ha-yaller kurdurulmaktadır. Mezun ol-duktan sonra ise kendilerini sertifi-kalandırmak için çeşitli kurumlarapek çok paralar harcayarak belgelersatın almaktadırlar.

Bu SorunlarımızıNasıl Çözeceğiz?Kim Çözecek?

Mühendis-mimarların mesleki de-mokratik kitle örgütü olma iddiasında

olan ve 480 bin üyesi bulunanTMMOB ise; mühendis-mimarlarınyaşadığı bu sorunları temel alan birpratik tutum sergilememektedir. Mü-hendis-mimar tabanına gitmemekte,tabana yönelik kitle çalışması yap-mamaktadır. TMMOB'un düzenlediğikurultaylardaki, sempozyumlardaki,panellerdeki, oda seçimlerindeki ka-tılım oranlarına baktığımızda da,kendi üye kitlesinden de ne kadarkopuk olduğunu görebiliriz.

Mühendislik-mimarlık alanındasiyasi yapıların kendi örgütlenmelerive mesleki demokratik kitle örgüt-lerinin yanı sıra; en geniş mühendismimar kitlelerinin sahiplenebileceği,sorunlarının çözümünün doğrudanparçası olabileceği taban örgütlülük-leri yaratmak gerekir.

Mühendis-mimarların kendi sorun-ları etrafında birleşeceği, bu sorunlarınçözümleri için tartışıp kafa yoracağı,kendilerini çözümün bir parçası olarakgöreceği, sahipleneceği, mühendis mi-mar tabanına dayanan geniş kitle ör-gütlülükleri, bugün mühendis mimar-ların güçlü bir şekilde bir arada ola-bilmesi için bir ihtiyaçtır. Bu ihtiyacıkarşılayacak olan örgütlülükler ise,Mühendis Mimar Meclisleridir.

Mühendis-Mimar Meclisleri, mü-hendis mimarların öz örgütlülükle-ridir. En geniş mühendis mimar kit-lesinin kendi sorunlarının çözümleriiçin mücadele içerisinde yer almasınısağlamanın, mühendis-mimar tabanınıörgütlü bir güç haline getirmeninyoludur. Mühendis-mimarların ken-dini yönetebilmesinin söz ve kararhakkına sahip olmasının ve kararlarınpratiğe uygulanmasının somutlan-masıdır.

Statüleri ve konumları farklı olsada sorunları aynı, sorunlarının kaynağıaynı olan ücretli çalışan ve işsiz mü-hendis, mimar ve şehir plancıları;bu mücadele okulunda sorunlarınınçözümü için düşünme, kavrama ye-teneklerini bütünleştirmeyi, birlikte

hareket etmeyi, bireysel değil top-lumsal bir güç olmayı, örgütlü ol-manın zafer kazanmanın ilk koşuluolduğunu öğrenecektir.

Mühendis-MimarMeclisleriNasıl Çalışmalıdır?

Mühendis-Mimar Meclisleri;mühendis mimarların kendi temelsorunlarını birlikte belirlediği ve busorunların çözümü için birlikte üret-tikleri yerler olmalıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri;TMMOB'a alternatif bir örgütlenmedeğildir. Meclisler en geniş mühendismimar kitlesini örgütlü hale getirmeçalışmasıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri;entelektüel gevezeliklerin yapıldığıbir yer olmamalıdır. Sorunlarımız vesorunlarımızın çözümü bir programdahilinde iş ve pratik üzerinden ol-malıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri;çalışmalarında halk için bilim halkiçin mühendislik mimarlığı temel al-malıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri;sömürüye karşı adaletten, özgürlüktenyana olan, vatanını ve halkını seven,sorunları için mücadele etmek isteyen,mühendis ve mimarların çıkarlarınısavunan; emeğiyle geçinen, onuruylayaşayan, ezilen, sömürülen, düzenleçelişkileri olan her sınıf ve tabakadan,tüm mühendis mimarlara açık olma-lıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri;tüm mühendis mimarları hedefleyentüm mühendis mimarları sarmalayanyapılanma olduğu için meclise ka-tılmayan mühendis mimarların dü-şüncelerini de temsil etmeli, onlarıda meclis çalışmasına katmayı he-deflemelidir.

Mühendis-Mimar Meclisleri;mecliste yer alan mühendis mimar-

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

223DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

MÜHENDiS MiMAR MECLiSLERi’NDE ÖRGÜTLENELiM!

Page 24: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Halk gerçekliğini bilen, tanıyan her kadro halka veideolijisine güven duyar. Halka ve ideolojiye güvenintemelinde, tarihi ileriye götüren asıl gücün halk kitleleriolduğu gerçeğinin bilincinde olmak ve halk sevgisivardır. Dayı, halk sevgisini ömür boyu devrimciliğintemeli saymıştır: "Güçlü bir yurtseverlik ve halksevgisini kendi kişiliğimizde, kadrolarımızda ve halkı-mızda yaratmadan devrimcilik yapılamaz. Yapıldığındaise kolay bir devrimcilik ve aynı kolaylıkla düzenedönüş zor olmayacaktır."

Ömür boyu devrimcilik için halk sevgisini kendi ki-şiliğimizde yaratmalı, geliştirmeliyiz. Bir kadro halksevgisini kendi kişiliğinde yarattığı oranda yenilenecekve halkın kurtuluş savaşında daha güçlü olacaktır. Çünkühalk sevgisi burjuvazinin çok çeşitli yollarla dayattığıbireyciliğin panzehiridir.

Bireycilik özel mülkiyete dayalı toplumların bir kül-türüdür ve özel olarak burjuva ideolojisinin bir ürünüdür.Burjuva ideolojisinin ürünü olan bireycilik ise sosyalistideolojinin ürünü olan halk sevgisi arasında uzlaşmazve kıyasıya bir savaş vardır. Bu savaş beyinlerimizde

kesintisiz sürer. Köleci, feodal, kapitalist toplumlarınözel mülkiyete dayalı kültürlerinin, bireyciliğinin kişi-liğimizdeki etkilerini, tortularını atmak, halk sevgisiyleyeni bir insan yaratmak kesintisiz bir savaşı zorunlukılar.

Halk gerçekliğini kavrayan, kendini halkın bir parçasısayan, halka ve kendine güvenen kadro, kendini halkınbir parçası sayan, kendini halkın kurtuluş savaşında ada-mada tereddüt etmez. Halka adanmışlığın en somut hali,122 Kahramanımız’ın "bir canım var feda olsun halkıma"deyişleridir. İşte bu güçle donanmış olan kadro; halkızulüm ve sömürüyle ezen, yoksullaştıran ve yozlaştıranoligarşiden, emperyalizmden nefret eder, kin duyar.

Cepheli halkı sevdiği kadar, halkı ezen, sömüren sı-nıflara kin duyar ve bu kinle savaşır. Sınıf kinininsomut hali, egemenlerden, halk düşmanlarından hesapsormak ve halkın örgütlülüklerini büyütmektir.

Yeni insan, halk sevgisini, sınıf kinini büyüttükçe,halkı daha fazla sahiplenip örgütleyen, halkın öfkesiniörgütlü bir güç haline getiren insandır. Burjuvazininbireyciliğiyle, sömürü ve zulümle yaptığı kuşatmalar,halk sevgimizi, sınıf kinimizi halkın örgütlü gücü halinegetirdikçe yarılacaktır.

Halk ve Vatan Sevgisi Sınıf Kiniyle Savaşmaktır!

BU HALK BU VATAN BİZİMKAHROLSUN EMPERYALİZM

ların katıldığı toplantılarda karar al-malıdır. Mecliste yer alan mühendismimarların ortak iradesiyle alınankararlara herkes uymalıdır. Kararlarikna temelinde olmalı, bu başarıla-mazsa oy çokluğuna göre kararlaralınmalıdır. Hiç kimse kendini da-yatmamalıdır.

Mühendis-Mimar Meclislerininnasıl şekilleneceğine, işlerliğine mü-hendis mimarlar karar vermelidir.Mühendis Mimar Meclisleri içindeyer alan herkes eşit söz ve kararhakkına sahip olmalı, hiç kimse ay-rıcalıklı olmamalıdır.

Mühendis -Mimar Meclislerin-de, mühendis mimarların iradesiniyansıtmayan hiçbir karar alınmamalı,yaşama geçirilmemelidir.

Mühendis -Mimar Meclislerin-de, alınan kararların uygulanmasınıve meclisin çalışmaları denetleyen,acil durumlarda karar alabilen, yap-tıkları işlerden ve görevlerden ötürü

meclise karşı sorumlu olan bir yü-rütme organı (üst komite) olmalıdır.Yürütme organı, doğrudan meclistarafından seçilmelidir.

Mühendis-Mimar Meclislerinde,meclisin ihtiyaçlara ve gelişime göre,belli kesimlere ve belli konulara yö-nelik özel faaliyetler yürüten alt or-ganlar, komisyonlar olmalıdır (ör-neğin Ücretli ve İşsiz MühendislerKomisyonu, Kentsel Dönüşüm Ko-misyonu, Çevre Komisyonu, KadınMühendisler Komisyonu, Kültür-Sa-nat Komisyonu gibi).

Mühendis-Mimar Meclisleri hiç-bir örgütün, siyasetin yan kuruluşuolmamalı, hiçbir siyasal örgütlenmeyebağlı olarak çalışmamalıdır.

Mühendis-Mimar Meclisleri,TMMOB içindeki “grupların” bir-liğini değil, mühendis mimarların engeniş birliğini temel almalıdır.TMMOB içindeki gruplardan mü-hendis mimarlar kişi olarak Mühendis

Mimar Meclisleri içinde yer alabi-lir.

Mühendis-Mimar Meclisleri, gizliörgütlenmeler olmamalı, açıklık il-kesini temel almalıdır.

Sonuç olarak;Mühendis-mimar meclisleriyle;

en geniş mühendis mimar kitlesi,sorunları etrafında bir araya gelecek,kendi sorunlarını sahiplenecek veçözümünün parçası olacaktır. Sorun-ları çözme, hak arama mücadelesi;meclisi güçlendirecek ve büyütecek-tir.

Tüm mühendis-mimarlara çağrı-mızdır; Mühendis-Mimar Meclisle-ri’nde örgütlenelim, sorunlarımız içinbirlikte mücadele edelim, birlikteçözelim!

HALKIN-MÜHENDİSMİMARLARI

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE24

Page 25: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Faşizm bugün ülkenin her yanındakol geziyor. Saldırılar sadece bellibir kesimi hedef almıyor. Faşizmingözleri kör değil, faşizmin gözleriçok iyi görüyor. Sınıf bilinciyle, bur-juvazinin öğretileriyle bakıyor. Kendidışında tüm halkı hedef alıyor... İşçi,memur, köylü ayrımı yapmıyor. Hakve özgürlüklerimizi gasp ederek, biziücretli köleler, devletin kapı kuluhaline getiriyorlar.

Bu cebimizde eksilen para, tümgelecek güvencemizin tuzla buz edil-mesiyle kalmıyor. Beynimizi de yokediyor. Biz reformizmin bataklığındadebelene debelene ölüme doğru gi-derken burjuvazi seyrediyor yarattığıbu tabloyu... Biz debelendikçe re-formizmin beynimizi ve yüreğimiziteslim alan esaretinde, o da karşımızdagülüyor ve daha da pervasızlaşıyorsaldırılarında.

AKP EmekçileriAdım Adım Köleleştiriyor

AKP iktidarı 657 sayılı DevletMemurları Kanunu’nda bugüne kadaryaptığı ve halen yapmak istediği de-ğişikliklerle kamu çalışanlarını adımadım köleleştiriyor.

657 sayılı yasaya “Memurlarınyuruttukleri hizmetin özelliklerinegöre, bu madde uyarınca tespit edilençalışma saat ve sureleri ile görevyerlerine bağlı olmaksızın çalıştırı-labilmeleri mumkundur” hukmününeklenmesiyle hiç bir kurala bağlı ol-mayan kuralsız çalışmanın temelleriatıldı. Ama AKP faşizmi; işbirlikçi-liğinin gereği ve burjuvazinin isteklerigereği durmuyor.

Dur durak da dinlemiyor.Dinlediği tek şey, duyduğu tek

ses, kendisinin ve tekellerin sesi olu-yor.

Kamu emekçilerinin hak ve öz-gürlükleri ise tank paletlerinin metalşeritleri altında ezilir gibi acı çektireçektire, memurların dünden bugüneyine mücadeleyle kazandığı neyi varneyi yoksa ezip geçiyor.

KAMU EMEKÇİLERİNİ KO-RUYAN KURAL YOK! KURALOLACAKSA, BU KURALLAR TE-KELLER VE FAŞİZMİ ANCAKKORUYOR!

Kuralsız çalışmayı dayatan vebunu yasallaştıran AKP iktidarı bu-nunla aslında kendi kurallarını yanikendi tekellerinin çıkarları üzerineçalışmayı esas alıyor.

Hayır diyor memura; "Sen benimkölemsin, ben nasıl istersem öyleçalışırsın, sen bana kural mural ko-yamazsın diyor..." İş güvenceni de gasp ederim, her

yıl sözleşmenin yenilenip yenilen-meyeceğinin korku ve endişesinisana yaşata yaşata sadece emeğinideğil, beynini de esir alırım diyor...

Performansa dayalı çalışma sis-temiyle; at yarıştırır gibi bizi yarış-tırırken izin kullanmak, hastalanmakbile kapının önüne konulmanın ge-rekçesi haline getiriliyor. Her şeyinamirinin iki dudağından çıkacak sözebağlı olunca, kamu emekçilerine deyozlaşmayı; daha iyi bir ücret, dahaiyi bir konum- kariyer elde etmekiçin yanındaki mesai arkadaşını bilesatmayı, onun omuzları üzerindenyükseltmeyi dayatıyor bugün.

SORUNLARI AŞMANINYOLU, SORUNLARININ NEDEN-LERİNİ BULMAK VE BU NEDE-NE KARŞI SAVAŞMAKTAN GE-ÇER!

Her sonucun bir nedeni vardır.Bugün kü kamu emekçilerine yönelikbu saldırıların nedeni de halkın herkesimine yönelik saldırılardan ba-ğımsız değildir.

Bu yüzden de kamu emekçilerikendi talepleriyle halkın taleplerinibirleştirmeli ve mücadele alanındakiyerlerini almalılardır.

Emperyalizmin; Dünya Bankası,IMF, Dünya Ticaret Örgütü, AvrupaBirliği, OECD kurumlarına, işbirlikçitekellerin ve onun iktidarı AKP'yekarşı kendi emeğine sahip çıkmakiçin, faşizmin yasalarına, reformizminstatükolarına hapsolmamak için kendiöz örgütlenmelerini yaratmalıdır.

Vatanına ve halkına sahip çıkmasıgerektiğini görmelidir kamu emek-çileri.

KAZANDIĞIMIZ HAK VE ÖZ-GÜRLÜKLERİ KORUMAK İÇİNDE KÖLE OLMAMAK İÇİN DETEK YOL;

ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDEN,DİRENMEKTEN GEÇİYOR!

Bugün kamu emekçilerine bek-leyen temel görev hem beynimizihem emeğimizi köle haline getirenlerekarşı örgütlenmektir.

NASIL ÖRGÜTLENECEĞİZ?Bugün AKP kendi sendikası Me-

mur-Sen'le kamu emekçilerini kapı-kulları haline getiriyor. Sesini çıkar-ma, hiçbir hakkını savunma, dediğimiyap senin sendika aidatını da öderim,

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ İÇİN; FAŞİZME VEREFORMİZMİN DAYATTIĞI SENDİKAL ANLAYIŞA

KARŞI; KÖLE OLMAMAK İÇİN...

KENDİ ÖZ ÖRGÜTLENMELERİMİZİ MECLİSLERİ YARATALIM;

MEMUR MECLİSLERİN’DE ÖRGÜTLENELİM;

BİRLEŞELİM, KAZANALIM!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

225DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 26: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

kapıma da kul ederim diyor.2002 yılında 42 bin olan Memur-

Sen'deki memur sayısı 2014 yılında763 bine yükselmiştir.

AKP'nin baskı, zulüm ve yozlaş-tırma operasyonlarının meyvalarınıfaşizm Memur-Sen'de toplamıştır.DEVLETİN DENETİMİNDEKİMEMUR SENDİKALARI EMEK-ÇİLERİ ALTIN TEPSİDE BURJU-VAZİYE SUNUYOR!

REFORMİZMİN DAYATTIĞIUZLAŞMAYLA DEĞİL,

MEŞRU MÜCADELEMİZLEANCAK KÖLE OLMAMAK İÇİNDİRENEBİLİRİZ!

Burjuvazi tarafından, sendikalarındüzen içine çekilmesinin başarıldığıbir süreçte ciddi bir tıkanma var. Sen-dikalar yeni hak kazanmayı bırakınbir tarafa, var olan haklarını bile ko-ruyamıyor. Hakim olan anlayışlarınyapısına baktığımızda gerek hedeflerigerekse de ideolojik çarpıklarındankaynaklı çabaları olmayacak, var olankonumlarını korumaya çalışacaklardır.Ki, bugün KESK içinde yönetimehakim olan reformizm konumlarınıkorumaya çalışmak bir yana KESK'içok çok daha geriye çekmiştir.

KESK'DE HAKİM OLAN RE-FORMİZME KARŞI

MÜCADELEMİZİ SENDİKA-LARLA SINIRLAMAYACAK,

KENDİ ÖZ ÖRGÜTLENMELE-RİMİZİ

MEMUR MECLİSLERİNİ YA-RATACAĞIZ!

Bu insanlıkdışı düzende insan ka-labilmenin tek yolu insanlıkdışı dü-zene karşı savaşmaktır.

Elbetteki herkes savaşını farklışekillerde sürdürecektir. Önemli olansavaşı sürdürmektir. İdeolojik, siyasi ve ahlaki em-

peryalizm; inkar, tasfiye ve teslimiyetidayatırken buna karşı meşruluğu-muzla direnişi, mücadeleyi büyüt-meliyiz.

Reformizm direnişten kaçtığı içinreformizmdir. Oportünizm günübirlik,grupçu çıkarlar peşinde koştuğu içinsonuna kadar direnemez.

Reformizm burjuva iktidarınınhizmetçiliğidir. Çünkü halkı oyalar,aldatır, düzene bağlar. Sömürücü dü-zenle halk arasındaki çelişkiyi yu-muşatarak veya halkın tepkilerinifarklı hedeflere yönlendirerek, ener-jisini boşa harcayarak devrime yolaçmasının önüne geçerek sistemininömrünü uzatır.

Bu yüzden bugün devrimci me-murların görevi hem düzenle, hemdüzen sendikacılığıyla hem de çokdaha tehlikeli olan reformizme karşımücadeleyi büyütmek, hak ve öz-gürlükler başta olmak üzere faşizmintüm saldırılarına karşı direnmek, mü-cadele etmek bunun için de örgüt-lenmek zorundadır. Örgütlenmenin,direnmenin, mücadelenin bugün temelaracı emekçilerin söz ve karar hakkınasahip olduğu, öz örgütlenmeleri olanMEMUR MECLİSLERİDİR!

Bugün devrimci kamu emekçile-

rine düşen görev, memur meclisleriniyaratmak, memur meclislerinde kendihak ve özgürlükleri için memurlarıbirleştirmektir. Savaştırmaktır!

BUGÜN HER DEVRİMCİKAMU EMEKÇİSİNE DÜŞEN GÖ-REV;

Örgütsüzlüğü örgütlülüğe...Suskunluğu mücadeleye...Yoksullaşmayı; hak aramaya, ör-

gütlenme bilincine...Apolitikleşmeyi politikleşmeye...Onursuzlaşmayı onurluluğa dön-

üştürmektir.BUGÜN HER DEVRİMCİ

KAMU EMEKÇİSİNE DÜŞEN GÖ-REV;

Köleliğe karşı, hak ve özgürlükleriiçin mesai arkadaşlarını, kamu emek-çilerini örgütlemek. Bu örgütlenmeyiyaratmak için kamu emekçilerinegitmek, birebir sorunlarımızı ve çö-zümlerimizi anlatmaktır. Faşizminyalan ve demagojisine, faşizmin baskıve zulmüne karşı gerçekleri onlaraanlatmaktır.

BUGÜN HER DEVRİMCİKAMU EMEKÇİSİNE DÜŞEN GÖ-REV;

Reformizmin teslimiyet ve uz-laşmacılığına karşı, kamu emekçile-rinin öz örgütlenmelerini MEMURMECLİSLERİNİ YARATMAK,EMEKÇİLERİ MECLİSLERDEBİRLEŞTİRMEKTİR.

MEMUR MECLİSLERİNDEBİRLEŞELİM, SAVAŞALIM, KA-ZANALIM!

20 Eylül günüKamu EmekçileriCephesi Galata-saray Lisesi önün-de TEOG sınav

sisteminde yapılan usulsüzlüklerle ilgili eylem yaptı.

“Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecek İstiyoruz! TEOG’aHayır! – Kamu Emekçileri Cephesi” yazılı pankartıaçan Kamu Emekçileri, yaptıkları açıklamada “Birtarafta, kadro olduğu halde ataması yapılmayan 300 binöğretmen; bir tarafta, kalabalık sınıflar; bir tarafta, Ana-yasa’nın 42. Maddesinde eğitimin parasız olduğu ibaresi

yazdığı halde alınan kayıt ücretleri ve aylık toplanan ai-datlar, bir taraftan dayatılan sınavlar...

Kısa adı TEOG olan Temel Eğitimden OrtaöğretimeGeçiş Sınavı’na bu yıl 1 milyon 300 binin üzerinde 8.sınıf öğrencisi girdi. Son 4-5 yıldır sınavlarda yapılanve bizlere kanıksatılan hatalı soru işkencesi bir yana,sınav bütün olarak başarısızlıkla sonuçlandı. Okullar,bir haftadır açılmasına rağmen 9. sınıfların nakil işlemleriEkim ayına kadar devam edecek.” denildi.

TEOG sonuçlarının takipçisi olunacağı vurgulananaçıklamaya 13 kişi katıldı. Halk da eyleme alkışlarıyladestek verdi.

KEC: Parasız Eğitim, Sınavsız Gelecekİstiyoruz!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE26

Page 27: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

19 Eylül'de öğretmen atamalarıyapıldı. 132 bin 743 öğretmen ada-yının başvuruda bulunduğu atamasonucunda sadece 39 bin 642 öğret-menin ataması gerçekleştirildi.

Oysa açıkta bekleyen, atanmasıyapılmayan 350 bin civarında öğret-men var...

Eğitim fakültelerinin, herkesi üni-versiteli yapacağız aldatmacası ileplansız- programsız her ilde açılması,AKP'nin halkçı bir istihdam politi-kasının olmaması nedeniyle, yıllarınıfakülte sıralarında geçiren insanların,çalışma hakkı gasp ediliyor.

Öğretmenlerin atanamaması basitbir plansızlık- programsızlık değildir.AKP faşizminin halka bakış açısınıgöstermektedir.

Atanması yapılmayan öğretmenler,iktidarın politikaları karşısında ge-rektiği gibi bir direniş göstereme-mişlerdir. Çünkü örgütlenmemişlerdir.Yapılan eylemler, kurulan platformlarolsa da sonuç alıcı bir mücadele yü-rütülmemiştir.

Bu örgütsüzlüğün sebep olduğuumutsuzluk yaklaşık 40 öğretmeninintihar etmesinde göstermiştir ken-disini.

1127 atanamayan öğretmenle ya-pılan bir ankete göre ise ataması ya-

pılmayan her 3 öğretmenden 1’i in-tihar etmeyi düşünüyor.

Ankette, “Atamanız yapılmadığıiçin intiharı hiç düşündünüz mü?”sorusuna “Evet” diyenlerin oranıyüzde 38.33, “Cevap vermek iste-miyorum” diyenlerin oranı yüzde26.44, “Hayır” diyenlerin oranıysayüzde 35.23...

Öğretmenlere sesleniyoruz;Çaresiz değiliz!Devletin, plansız eğitim politika-

sının bizi teslim almasına, umudu-muzu çalmasına izin vermeyelim.

Atanmalarının yapılmasını sağla-ma mücadelesi aynı zamanda bir ik-tidar mücadelesidir. AKP iktidarı dö-neminde 5 tane Milli Eğitim Bakanıgelip geçmiştir. 5’i de bir çözüm bul-mamıştır bu duruma, çünkü öğret-menlerin atanmaması iktidarın resmipolitikasıdır. Zaten açık açık da söy-lemektedirler.

AKP; eğitim sistemini gericileş-tirirken, öğrencilere eğitim vereceköğretmenleri de gericileştirmek iste-mektedir. Kendi kadrolarını istihdamederken, yüz binlerce öğretmen işsizbırakılmaktadır.

Üstelik öğretmenlerin atanmasısüreci 6552 sayılı Torba Yasa ile bir-likte daha da çetrefilli hale getirilmiştir.

Torba yasada, aday öğretmenliğeatanmak için daha önce “Bakanlıkçave ÖSYM tarafından” yapılan sı-navın “Bakanlık ve/veya ÖSYMtarafından” yapılabileceği düzenle-mesi getirildi. Ayrıca aday öğretmen-lerin öğretmenliğe atanmasında “yazılıve sözlü şartı” “yazılı ve/veya sözlü”olarak değiştirildi. Yani ÖSYM veyazılı sınavı devreden çıkartıp sadeceiçeriğini kimsenin bilmediği, kimene sorulduğunun bilinemeyeceği sözlüsınavla öğretmen alımının yolu açı-lıyor.

Yani, yazılıda başarılı ya da ba-şarısız olan herhangi bir öğretmenadayı, tamamen keyfi sözlülerle is-tihdam edilecek veya edilmeyecek.Çünkü sözlünün içeriği ve niteliğibelli değildir. AKP’nin kendi kadro-larını istihdam etmesi böylelikle daharesmi hale gelmiştir.

Eleme sistemiyle devredışı bıra-kılan öğretmenlere ise umutsuzlukdüşüyor.

Umut, örgütlülükte ve güç olmak-tadır. İntihar etmek yerine örgütlenerekhakkımızı aramalıyız.

Kaybedecek hiçbir şeyimiz yok!Kazanacak haklarımız var.

AKP’nin eğitim politikasına karşıörgütlü bir direniş yaratmalıyız!

ÇARE, İNTİHARDA DEĞİL; ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDEDİR

19 Eylül günü, İstanbul BağcılarYeni Mahalle Yürüyüş Yolu’nun ba-şında esnafları gezen iki cüppelişahıs, oradan geçen Halk Cepheliler'indikkatini çekti. Kim olduklarını, neolduklarını sordular. Cüppeli AhmetHoca'nın cemaatinden olduklarını,Fatih’ten buraya geldiklerini Allahiçin, sadaka kutularını koydukla-rını, para topladıklarını söyledi-ler.

Halk Cepheliler; "Halkın oncasorunu var, onlar için kullanılabi-lecek paralarını bir de inançlarınıkullanarak siz alıyorsunuz. Biz bunaizin vermeyiz, biz devrimciyiz, Cep-heliyiz. Halkımızın gerileştirilmesine

de sömürülmesine de izin verme-yeceğiz” diyerek koydukları kutulartek tek geri toplatıldı ve otobüsebindirilerek geldikleri yere gönde-rildiler.

Halkımız! Bu sahtekarlara kan-mayın. Onların dinleri, imanları, herşeyleri paradır. “Allah için sadakakutularını bırakıyorlarmış. Allah’ınsadakaya mı ihtiyacı var da Allahiçin koyduklarını söylüyorlar?

Hayır, halkımızı böyle kandırıp,dini duygularını sömürüyorlar... Ma-hallelerimizde bu asalakların halkı-mızı sömürüp yok olmasına izin ver-meyin!

Gördüğümüz Hiçbir YerdeDin İstismarcılarına İzin Vermeyeceğiz

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

27DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 28: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Çağdaş Hukukçular Derneği kırkyıllık bir tarihe sahip.

Bu süre; “kırk yıllık hatır” veya“kırk yıllık çınar” gibi yuvarlamadeğil. Tesadüf de değil.

1974 kuruluşu; Türkiye halklarınınsiyasal tarihine 1971 devrimci kopuşuve yükselişinin girmesini izleyen yıl-lara işaret ediyor. Yani cunta faşiz-mine, emperyalizme, kapitalist sö-mürüye, asimilasyona karşı müca-delenin örgütlü devrimci özneleri ileonların avukatlarının örgütü akran.

Bu aynı zamanda olgunluk veorta yaş demek. ÇHD bütün genç vemilitan kadrolarına rağmen; THKP-C, THKO, TKP-ML ve DevrimciDoğu Kültür Ocakları’yla yaşıt. Kırkyıl aynı zamanda ülke halklarınındevrimci birikiminin de yaşı ve ha-fızası.

Göbeği devrimcilerle birlikte ke-silip sokağa, hapishaneye, adliyeyeatılmış bir avukat örgütü hakkındakonuşuyoruz.

Yakın tarihimiz-de “Siyasi Ceza Da-vası Avukatlığı”nın,başka hiçbir siyasalreferansa ihtiyaçduymadan, fedakâr-lık ve demokratlıkkabul edildiği uzunyıllar yaşandı. Birhaksızlık yahut yan-lış anlama yok. Za-ten öyleydi. Amabunun yetmediği veönümüze hedef ola-rak Devrimci Avu-kat’ı koyduğu birgelişim süreci ya-şadık.

Askeri hapisha-nelerde işkence görenleri, spor sa-lonlarına doldurularak toplu yargı-lananları; sokaklarda infaz edilenlerinyakınlarını, imha ve asimilasyonadirenenleri savunmak başlı başınabir mücadele alanıydı ve derneğinörgütlenmesinin de temeliydi.

ÇHD’liler bu sağlam temel ileyetinmeyip her geçen gün yeni gün-demler edindiler. Cunta yıllarının ar-dından gelen ikinci kuruluş, bir yan-dan bahar eylemlerinin, madenci yü-rüyüşünün, kamu emekçilerinin ör-gütlenme mücadelesinin coşkusunusahiplenerek yüzünü sınıfa döndü,bir diğer yandan da Kürt ulusal mü-cadelesinin yükselişini kavrayarak,doksanlı yılların ağır tehcir, imha veasimilasyon politikalarına karşı mü-cadeleye girişti. Kontrgerillayla sa-vaştı, Fuat’ı ve Faik’i şehit verdi,onlarca üyesi tutsak düştü, meslektenatıldı, ülke dışına çıkmak zorundabırakıldı.

Yeni yüzyılın ilk on yılında der-neğin gündemleri arasına; hapishanekatliamları ve 2000-2007 Büyük Di-renişi, Kürt ulusal mücadelesininyeni hak ve kimlik talepleri, anadildeeğitim ve savunma da eklendi. Bütünbu yıllar boyunca; işkence ve infaz-larla mücadele, sokak eylemlerininyargı önünde savunulması, hasta tut-saklar mücadelesi ve devrimcilerinyargılandığı siyasal davalar ana gövdeolarak kesintisiz sürdü.

Bunlara kentsel dönüşüm, siya-nürlü altın madenciliği, hidroelektriksantraller ve çimento fabrikalarınakarşı mücadele eklendi. Kadın mü-cadelesi kapsanmaya çalışıldı, göç-menler için mücadele edildi. Üni-versite öğrencilerinin hak taleplerinesahip çıkıldı.

Örgüt bazen yavaşladı ama hiçdurmadı.

Her zaman aynı fikirde miydik?Tarzlarımız hep aynı mıydı? Hayır.Pekiyi önceliklerimizi ortaklaştıra-bildik mi? Evet. Önceliklerimizi hepyakın tuttuk. Halklara, yoksullara,işçi sınıfına, ezilenlere nereden sal-dırılıyorsa orada barikat olmaya koş-tuk. Hapishanede, fabrikada, sokakta,adliyede bütün gücümüzle halkın ya-nında dövüştük, avukatlık yaptık.

Anti-faşizm, anti-emperyalizm veanti-şovenizmi dernek üyeliği içinyeterli siyasal koşul kabul ettik. Bu-gün de öyle kabul ediyoruz.

Aramızdaki ideolojik mücadelede kesintisiz sürüp gitti. Yönetimlerperspektiflerini devrederek gelipgeçti. Dernek “Şeriata Karşı KadınYürüyüşü” örgütlediğinde de üye-siydik, “DGM Boykotu” örgütledi-ğinde de. “Kürdistan” dendiğinde ıs-

ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİKIRK YILLIK BİR TARİHE SAHİP

Bu süre; “kırk yıllık hatır” veya“kırk yıllık çınar” gibi yuvarlama değil!

Tesadüf de değil!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE28

Page 29: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

21 Eylül’de Sarıgazi Haklar Derneği’nde yapılan HalkOkulu çalışmasına 55 kişi katıldı. “Bilgi güçtür, diyo-ruz… Adımlarımızı daha güçlü atmak için öğreniyor, öğ-rendikçe daha güçlü savaşıyoruz,” çağrısıyla yapılan ça-lışmada “Biz kimiz? Nasıl Yaşamalıyız?” konusu işlendi.

Mahallelerimizde bedel ödeyenler, mücadelemizi bü-yütenler olarak örgütlü düşünmeyi öğrenmek gerektiği,sorunlarımızı birlikte çözmenin dayanışmamızı büyüteceğiüzerine konuşuldu.

Daha Güçlü Savaşmak İçinHalk Okulları Kuralım!

lıklı protestoların yapıldığı kongrelergördük, “Kürtçe tüzük” ise oradaweb sitemizde ve yakın tarihimizdeduruyor.

Çok başarılı örgütlenme hamleleriyaptık. Başarısızlıklarımız da var.Marmaris’te de şube açtık, çalışmadı;Van’da da… Çorum şubemiz de An-takya şubemiz de kongresizliktenmünfesih oldu. Bursa’da da tutunduk,Şırnak’ta da… Etnik veya coğrafibir hattımız hiç olmadı.

Zengin bir üye profili ile çalıştık,geldiler, kaldılar ve bazıları gitti.AKP’den medet umup “ben aslındaliberal solcuyum” diye iktidar parti-sinden milletvekili, meclis başkan-vekili olan üyemiz de oldu, CHP’denMYK üyesi olan da. “Ben işime gü-cüme dönüyorum; taksidim çok, ço-cukların eğitim parasını biriktirmemlazım” diyerek uzaklaşan da oldu,“ben devrimcilik yapmaya gidiyo-rum” diyen de. Kimseye durun git-meyin demedik. Yüzümüzü kuruluşhedeflerimize döndük, hukuk fakültesiöğrencileriyle, stajyerlerle, genç avu-katlarla çalıştık. Her yavaşlama dal-gasının ardından örgütümüzü yenidenhak ettiği hıza kavuşturduk.

On yıldır derneğin genel merkeziniyüzü Türkiye halklarının ekmek veözgürlük mücadelesine dönük tutu-yoruz. Heterojeniz ama Heterodoksdeğiliz: Yani çok ve çeşitli siyasalanlayışların bir araya gelmesiyleoluşmamıza rağmen, devrimci mü-cadeleden sapmayı ve siyasal yoz-laşmayı kabul etmeyiz.

Bugün yazılıp çizilenler, konu-şulanlar, imzalananlar karşısında;

vaktinde tasfiyeci bir grup tarafındandernekten istifaya zorlanmak içinDisiplin Kurulu Kararı ile ihraç edi-lerek genel kurul kararıyla geri dön-müş bir üye ve bugünün ÇHD GenelBaşkanı olarak söylenmesi gerektiğineinandığım birkaç temel cümleyi sı-ralayayım:

1- Sol içi şiddet; birbirlerini soliçerisinde gören örgütlerin, yani ister“halk güçleri, müttefikler, siper yol-daşları” olarak isterse “örgütsel ra-kipler” olarak tanımlasınlar; hiçbirkayıt ve şart olmaksızın birbirlerineşiddet kullanmamaları ilkesinin ih-lalidir.

2- Sol içi şiddete tek bir sözde“haklı gerekçe” ileri sürülmeye kal-kılırsa ilke genellikle kısa sürede ta-mamen ortadan kalkar. “Siyaset ya-sağı”, “haksız eleştiri”, “sert ifade”,“hakaret” gibi kavramlar bir kereşiddetin gerekçesi olarak öne sürül-meye başlandıktan sonra hemen pe-şinden “misilleme”, “hesap sorma”,“savunma” gibi kavramlar gündemesokulur ve zemini tamamen kaybe-deriz.

3- ÇHD siyasal hareketlerin ah-lakı, vicdanı, hakemi yahut trafikpolisi değil. Tek bir yükümlülüğüvar: Sol içi şiddeti engellemek vemahkûm etmek. Değil mahallelerinbasılması, kurumların kurşunlanması,molotoflanması, yağmalanması; ilkdevrimciye ilk yumruğun vurulmasıanından başlayarak görevimiz gidipdurdurmak olmalıydı.

Daha önce İstanbul’da, Ankara’da,Van’da, Şırnak’ta, Soma’da devletveya kontrgerilla müvekkillerimize

saldırdığında araya girdik, onlarınyerine dayak yedik, hakaret gördük,hüküm aldık, hapis yattık. Müvek-killerimiz müvekkillerimize saldır-dığında da aynı tavrı göstermek zo-rundaydık. Gerekirse bize vurmalı,ama durmalıydılar.

4- Önce bunu yapmamış olmanınözeleştirisini verip arınacağız. BöyleceÇHD’yi akranı olduğu siyasal öznelerarasındaki kırk yıllık itibarının ge-reğini ve görevini yerine getirebilirkılacağız.

Bundan sonra sözle, uyarıyla, ge-rektiğinde bedenimizi araya koyaraksol içi şiddeti engellemeye çalışacağız;durduramıyorsak durmayanı teşhirve mahkûm edeceğiz.

5- Eğer aynı fikirde değilsek örgütiçinde konuşacağız. Gerekiyorsa tem-sil görevlerimizi ve yetkilerimizi bir-birimize devrederek, ideolojik hat-larımızı çarpıştırarak, iktidarda veyamuhalefette ama birbirimizle omuzomuza ortak düşmana karşı mücadeleetmeye devam edeceğiz.

ÇHD geleneği, önüne konan hersorunu aşabilecek örgütsel ve siyasalgüce sahiptir. Aşacaktır.

Gerileyerek, kendisini tarafsız-laştırarak değil, özgüvenle ve atılımla.Akranları ve onların siyasal miras-çılarıyla birlikte. Yani kırk yıllık bi-rikiminin ve geleneğinin gücüyle.

ÇHD Genel Başkanı

Selçuk Kozağaçlı

Arşiv

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

29DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 30: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Buca ... 21 Eylül 1995 Buca Ha-pishanesi’nde katliam hapishane içe-risinde yaşanan özgürlük eylemi son-rasında gerçekleşmiştir.

Ali Rıza Kurt, Bülent Pak, TevfikDurdemir, Celalettin Ali Güler'in ger-çekleştirmiş oldukları özgürlük eylemisonrasında, oligarşi tutsakların buzaferi karşısında hazımsızlığını kat-liam yaparak gidermeye çalıştı. Amacıdevrimci tutsakları teslim almak vesindirmekti. Özgürlük eylemibahanesiydi düşmanın. DHKP-C'li özgür tutsaklardan TuranKılıç, Yusuf Bağ, Uğur Sarı-aslan Buca'da barikatta göğüsgöğüse çatışarak şehit düştüler.Tutsaklar hapishanede bir aradakalmanın mücadelesini veriyor,her koşulda direniyor ve ha-pishaneyi bir mevziye çeviri-yorlardı. Bağlılık, vefa yoldaşsevgisinin yaşandığı ve öğre-nildiği yerlerdi hapishaneler...

İşte aradan tam 4 yıl geçti ve oli-garşi katliam yapmak için yenidenbahaneler üreterek Ulucanlar Hapis-hanesi’ne yöneldi.

Ulucanlar... 26 Eylül 1999 tarihihep katliamlarla doludur.

20 Eylül 1999... Bu tarih öncesindetutsaklar 40 kişilik koğuşlarda 120kişi kalmak zorunda bırakılıyordu.Aylardır yeni koğuş talebinde bulu-nuyor ama hapishane idaresinden birkarşılık alamıyorlardı. 2 Eylül'de bi-tişik koğuşu işgal ederek bu sorunufiilen çözmüş oldular. Tutsaklarınyapmış olduğu koğuş işgalini de, ba-hane arayan oligarşi gerekçe göster-mişti. TV ve gazetelerde katliamımeşrulaştırmak ve çok fazla vakitkaybetmemek için 26 Eylül günü ha-pishanedeki yerini almıştı. Gece ha-pishaneye katil sürüsü doluşuyor vebombaları, silahları ile devrimci tut-sakların üzerine kurşun yağdırıyor-lardı. Tıpkı Buca'daki gibi buradada tutsaklar teslim olmayarak bari-

katlarda çatıştılar. Üzerlerine yağankurşunlarla şehit düşenler ve ağır ya-ralananlar oldu. Yaralı olanları teslimalmaya çalıştılar. Türlü türlü işkenceleryapmaya çalıştılar. Elektrik, sopa,

demir kanca ve ahlaksızca birçokyöntem denediler. En son olarak daelektrikli testereyle tutsakların bo-yunlarını ve kollarını kestiler. Öyleki işkence sonrasında katledilen tut-sakların kimlik tespiti yapılamadı.Yap-tıkları işkence, denedikleri onlarcayönteme karşın tutsakları teslim ala-madılar. Ulucanlar'da tutsaklar Bu-ca'da olduğu gibi kanlarıyla tarih ya-zarak şehit düştüler. 72'den bugünekadar gelen teslim olmama geleneğinikoruyarak devam ettirdiler. 10 kişişehit düştü ve onlarca yaralımız vardı.Şehitlerimiz : İsmet Kavaklıoğlu,Ahmet Sarvan, Aziz Dönmez DHKP-C'li; Halil Türker TKP/ML; NevzatÇiftçi, Ümit Altınbaş TKİP; AbuzerÇat MLKP; Zafer Kırbıyık TİKB;Mahir Emsalsiz, Önder GençaslanTKP(ML)

Onları, onlarca işkence yöntemiyleteslim alamayan neydi? İnanç, bağ-lılık, ideolojik sağlamlıktı.

Hapishaneler, mücadelemizin birmevzisidir, devrimin okullarıdır. Özel-likle 80'lerden bugünlere kadar düş-manın bizleri teslim almaması da

bundandır. Düzen hapishanelerde biz-leri tecrit etmek, çürütmek ve düzeneçekmek için yıllardır türlü sahtekar-lıklar ve hilelere başvurur. Bizlerdevrimci tutsak kimliğimize yakışır

şekilde hapishanelerde de mü-cadelenin bir mevzisi olarakyer aldığımız için, teslim ol-mayıp direnmeyi seçtiğimiziçin katliamlar hep yapılmakistenecektir. Düşmana karşıhapishanelerde kendimizi ge-liştirip sağlamlaştırdığımız za-man meydan okuyabiliriz. Ha-pishanelerde olduğumuz süreyiiyi değerlendirmeliyiz. Gün

doldurmak için, vakit geçirmek içindeğil, savaşın bir mevzisi olarakgörüp tüm geri yanlarımızı geliştiripideolojik ve bireysel eğitimimiz üze-rinde durmalıyız. Buca da Ulucanlarda dışarıdan pek de farklı sayılmazdı.Coşku ve moralli, yoldaşları sahip-lenen ve onların eksiklerini gidermesiiçin sabırla emek verenlerdi. Yarındışarı çıkacakmış gibi hazırlıklı olur-lardı. Gündeme ve yaşama dair tümgelişmeleri takip eder, dışarı çıka-cakmış gibi hazırlıklı olurlardı. Gün-deme ve yaşama dair tüm gelişmeleritakip eder dışarıda ve içeride düşmanpolitikalarına devrimci bir tutsak ola-rak politika geliştirirlerdi.

Hapishaneler için mevzi dememizondandır zaten. Sadece koşullar, yerlerdeğişmiştir. Savaş dışarıda olduğugibi içeride de devam etmektedir.Düşmanın bütün baskı ve dayatmala-rına tutsaklar her zaman direnmiş bo-yun eğmemişlerdi. Çünkü düşmangerçeğinden asla uzaklaşmamış vesınıf bilinciyle bulundukları yerdedevrimci tutsaklığın nasıl olması ge-rektiğini öğretmişlerdir. Tüm geliş-

GÜNÜMÜZÜ AYDINLATAN

BUCA’DAN ULUCANLAR’A

TESLİM ALAMADINIZ BİZİ

UlucanlarKatliamı

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE30

Page 31: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

meleri takip ederek o yönde yöntemlerbulmuş ve uygulamışlardır. Yoldaşlığın,bağlılığın en güzel örnekleriyle doludurhapishaneler. Hapishanelerdeki komünyaşamla, sabah içtima ile güne hepberaber başlanmasıyla ve ortak çalış-malarla, eğitim ve üretim faaliyetleriylegünleri hep birlikte coşkulu ve moralligeçmektedir. Ulucanlar'da şehit düşenİsmet Kavaklıoğlu için yoldaşları, İs-met'in yoldaşlarının sorunlarını çözen,yoldaşının kafasını açan, emek verenolduğunu anlatmaktadırlar. Dışarıdakimücadelesini hapishanede aynı ka-rarlılıkla sürdürmüş, düşmanla aslauzlaşmamıştır. Ulucanlar'da gördüğü

işkenceden sonra tanınmaz hale gelenİsmet'in bedenini düşmanın ona olankin ve öfkesi altında, hapishanelerdekidirenişçi kişiliği ve bulunduğu yerimücadelenin mevzisi haline getirmesive yoldaşlarına olan bağlılığı, sevgisivardı.

21 Eylül 1995-26 Eylül 1999Buca ve Ulucanlar'da teslim olmayanşehitlerimiz Cephelilere diyor ki :Bizler devrimciler olarak hapishanedemücadeleye devam etmeli düşmangerçeğinden uzaklaşmamalı, o bilinçlehareket etmeliyiz. Örgütümüzü, yol-daşlarımızı ve kendimizi geliştirme-liyiz. İnancımız, düşüncelerimiz uğ-

runa tutsak düşüyorsak aynı kararlı-lıkla hapishanelerde devam ettirme-liyiz. Coşkulu, karamsarlıktan uzakve sahiplenen olmalıyız. Düşmanınkarşısında tutsağız diye boyun eğ-memeli ve direnmeli, meşruluğumuzuher koşulda savunmalıyız. Tarihimizive neden mücadele ettiğimizi aklı-mızdan çıkartmadan kavgaya devamedeceğimiz yerlerdir hapishaneler.Mücadelede tutsaklık kaçınılmazdırve hapishane sürecini en iyi özgürtutsak olarak tamamlayın diyorlar.

Anıları önünde saygıyla eğiliyo-ruz.

Küba'yı sürekli ka-ralayanlara göre ada'dabirçok şey yasak. Bende aynen böyle düşü-nüyorum.

Dogmalara düşme-den ve eski kriterlerle

kendimizi kilitlemeden Küba'da birçok şeyin yasak ol-duğunun farkında olmamız önemlidir ve ben bu yasaklarıkendi gözlerimle gördüm.

İşte Küba'nın yasakları:

• Sömürgeci ülkelerin bayraklarının yakılması yasak;çünkü onlar yöneticileri değil o ülkenin halklarını temsilediyor.

• Karalamacılardan bile olsa birisinin ölümüne se-vinmek yasak; çünkü ailesinin acısına saygı duyulur.

• Birilerinin karşısında diz çökmek yasak.

• Onuru kaybetmek yasak.

• Gerçekten özgür olmanın gücünü kaybetmek yasak.

• Tartışmasız bir kahraman olan Fidel Castro'nunheykelini yapmak veya adına anıtlar dikmek yasak.Ona tapmak yasak. (O yaptığı işleri insanlığın çıkarıiçin yaptığını, kişisel olarak çıkar sağlamak veyayücelmek için yapmadığını söyler.)

• Zaten hak olan bir şey için yalvarmak, dilemekonu bir mükâfat gibi görmek yasak.

• Tarihsel düşmanların özel hayatından konuşmakyasak. Bu yüzden meşhur 'Clinton ve Monica Lewinsky'meselesi hakkında bir tek Kübalının bile konuştuğuduyulmadı.

• Halkın iktidarına ve yaşayış şekline karşı işler çe-virmek veya ona karşı çalışmak yasak.

• Cehalet, marjinallik ve kültürel yozlaşma yasak.

• Çocukların, kaderine terk edilmiş bir şekilde so-kaklarda uyuması yasak.

• Az sayıda zenginin çok varlığının olması ve çoksayıda insanın az varlığının olmasını oluşturacak du-rumlara devletin göz yumması yasak.

• Dünya üzerinde herhangi bir yerde üniversiteokuma şansı olmayan gençlerin, hayallerine ulaşmakiçin ne yapacağını bilmeden çaresiz kalması yasak.

• Muayene ve ameliyat parası olanağından yoksunolduğu için doktora gitme imkânını kaybetmiş insanlarınolması yasak.

• Beslenmede yetersiz düzeyin varlığı yasak.

• Çocuk ölümlerinin olması yasak.

• Dayanışma eksikliği ve duyarsızlık yasak.

• İnsanların topluma karşı sevgi ve saygı duymamasıyasak.

• Dayanışma ihtiyacı olanlarla dayanışma eksikliğiyasak.

• İkiyüzlülük yasak.

• Başkalarının alınteriyle birkaç kişinin zenginleşmesiyasak...

Ve yasaklar listesi böyle devam edip gidiyor, amaburaya kadar açıkladığımız listeye bakarak dört rüzgâra,Evet Küba'da birçok şey yasak! diye bağırmaktan kork-mamıza gerek olmadığı da açıktır!..

Cubadebate.cu sitesindeki İspanyolca orijinalindenErcan Bayraz tarafından çevrilen metindir.

Küba’daki Yasakların Listesi-Ingrid Storgen

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

31DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 32: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE332

Avusturya merkezli Ekonomi veBarış Enstitüsü isimli bir kuruluşunyaptığı araştırmanın sonuçları dün-yadaki çatışmalı bölgeleri ortaya ko-yuyor... Şu veya bu nedenle çatış-maların yaşandığı ülkeleri sıralayankuruluşun verilerine göre şu an içindünyada çatışmanın yaşanmadığısadece 11 ülke bulunmaktadır...Bunun dışındaki tüm ülkeler çatışmalıülkeler olarak değerlendiriliyor…Bu araştırma Amerika başta olmaküzere emperyalistlerin IŞİD canavarıüzerinden dünyayı yeniden şekillen-dirmeye çalıştıkları günümüzdeönemli… Neredeyse tüm dünyanınçatışmalı olarak görüldüğü bu araş-tırma aslında emperyalizm ve kapi-talizm gerçeğini ortaya seren, çatış-maların nedenini sorgulamamızı sağ-layan bir araştırma…

Araştırma Hangi Verilere Dayanıyor?

Araştırmanın içeriği şöyle ifadeediliyor: “162 ülkeyi kapsayan ve si-lahlı çatışmaların yanı sıra basın öz-gürlüğü, askeri harcamalar, suç oranıgibi kriterleri de kapsayan ‘KüreselBarış Endeksi’ne (GPI) göre yalnızca11 ülke “barış içinde” yaşıyor.”

Evet, 162 ülke içinden sadece 11tanesi “barış içinde” olarak değer-lendiriliyor… Hangi ülkeler bunlar?

“İzlanda, Danimarka, Avustur-ya, Yeni Zelanda, İsviçre, Finlan-diya, Kanada, Japonya, Belçikave Norveç”

Bu listenin bütününe ve araştır-macı kuruluşun konuyu ele alış tarzınabaktığımızda burjuva demokratik öl-çülere göre sonuçları belirlediği ortayaçıkacaktır… Ancak böyle olmaklabirlikte ortaya konan sonuçlar kapi-talizmin ve emperyalizmin gerçeğinide tüm çıplaklığıyla ortaya sermek-tedir… Bizi ilgilendiren boyutu dabudur…

Araştırmayı yapan kuruluşun da-

yandığı veriler şöyle sıralanıyor:

“Araştırmacılar, çeşitli verilerışığında hazırlanan listede, ülkelerinaskeri harcamaları, toplum güvenliğive ülke içinde ve uluslararası yaşa-nan çatışmaların yanı sıra arala-rında, suç oranı, polis gücü, hapis-teki insan sayısı, silahlara erişim,siyasi terör, yer değiştirmek zorundakalan insanların sayısı, seçim süreci,hükümetin işlevselliği, yolsuzluk,basın özgürlüğü ve işsizliğin de bu-lunduğu birçok faktörü inceledi.”

Ve araştırmayı yapan kuruluşunyöneticisi Camilla Schippa, dünyanın2007’den bu yana daha az barışçılhale geldiğini söyleyerek şunlarıifade ediyor: “Barış durumu, sonyıllarda yavaş ama düzenli bir şekildeazalıyor. Arap Baharı ve küreselekonomik kriz gibi önemli ekonomikve jeopolitik olaylar, birçok ülkeyiçatışma riski altında bıraktı.”

Gerek ele alınan veriler ve gereksede sonuç noktasında kuruluş yöneti-cisinin anlattıkları emperyalizmin dün-yayı kendine göre şekillendirirken as-lında bu sonuçları yarattığını da çokaçık olarak ortaya koymaktadır…

Amerika Dünyaya “Demokrasi” Değil, Savaş Taşımaktadır

Son yıllarda “Arap Baharı” olarak

adlandırılan ve emperyalizmin dün-yayı şekillendirmek üzere bir diziülkede peş peşe yarattığı çatışmalarve Tunus’tan Libya’ya kadar bir çokülkenin emperyalizmin belirlediğirotaya sokulduğu çatışmalar olduğubugün artık herkesin bildiği bir ger-çektir… Emperyalistler bu ülkeleridemokrasinin olmadığı ve halkın de-mokrasi isteklerinin sonucunda iseayaklandığı ve demokrasiyi getirdi-ğine ikna etmeye çalışmışlardır…Ancak üzerlerinden çok uzun zamangeçmeden gelen “demokrasinin” as-lında emperyalist politikalarla bü-tünleşen bir iktidar olduğu ve halkındaha fazla sömürülmesi ve ülkeninemperyalizme boyun eğen bir ülkeolmasına hizmet ettiği görülmüş-tür… Bu da ülke içinde halkın em-peryalizme karşı büyüyen isyanınıkörüklemiştir… Bugün “Arap Ba-harı”nı yaşayan tüm ülkeler böylesibir çatışma ortamı içindedirler.

“Arap Baharı” ile uygulanan yön-temin sol kesimleri dahi peşine takanetkisini gören emperyalistler dünyayıkendilerine göre şekillendirme ope-rasyonlarına devam ederlerken Su-riye’de ciddi bir direnişle karşılaşıpda başarısızlığa uğrayınca “Arap Ba-harı”nın hem ne olduğu daha net or-taya çıkmış ve hem de artık sihirlibir değnek olmaktan çıkmıştır…

Fakat emperyalistler elbette “ka-derlerine” boyun eğmek yerine yeniyol ve yöntemler geliştirmekten geridurmamaktadırlar… İşte gelinen nok-tada ortaya çıkarılan “IŞİD terörü”canavarı da bu amaçla kullanılmak-tadır…

Sürekli üzerinde durduğumuz veanlattığımız gibi IŞİD emperyalistlerinkendi elleriyle yarattıkları bir cana-vardır… Ve bugün başta Ortadoğuolmak üzere emperyalistlerin dünyayısaldırılarıyla yeniden hizaya getirmeve şekillendirmelerinin aracı duru-mundadır…

Dünyanın sadece 11 ülke-sinde çatışma yaşanmıyor!

Dünyayı bu hale getirenemperyalistlerdir!

Tüm dünyaya barışı ge-tirecek olan halkların dire-nişi ve emperyalizme karşıbağımsızlık, faşizme karşıdemokrasi ve sömürüye

karşı sosyalizm mücadelesiolacaktır!

DÜNYADA BARIŞI YOK EDENLEREMPERYALİSTLERDİR...

Page 33: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Gerek “Arap Baharı” gereksede bugünkü haliyle IŞİD vb. tümaraçlar dünyanın hemen her ye-rinde emperyalistler eliyle kendipolitikalarını hayata geçirmeninve halkları kan deryası içinde hi-zaya sokmanın araçları olarakkullanılmaktadırlar… Emperya-listler ve başta da Amerika dün-yaya kendi politikalarını kabulettirmek, dünyayı kendi çiftliğigibi yönetmek istemektedir… İs-tediği gibi yönetecek, istediği gibisömürecek… İstediği budur… El-bette halklar da buna karşı dire-niyorlar, direneceklerdir… Bunoktada ise emperyalistler gözboyama yöntemlerine başvurmakta-dırlar… Göz boyama araçları da kimizaman “Arap Baharı” demagojilerioluyor kimi zaman ise El Kaide veyaIŞİD gibi ne idiğü belirsiz örgütleroluyor. Bu araçlar eliyle Amerikadünyanın her tarafına ne kadar “de-mokrasi” taşıdığı demagojisi yapsada gerçekte savaş götürmektedir…Halkların kanlarını akıtmaktadır…

Sömürü,Çatışmanın Kaynağıdır

Araştırmanın ortaya koyduğu ençarpıcı gerçeklerden birisi de sömü-rünün nasıl bir çatışma ortamı do-ğurduğudur… Kurum yöneticisinin“küresel ekonomik kriz” olarak ifadeettiği kaynakları emperyalizmin sö-mürüsünü ortaya koyar… Kapitaliz-min doğasında var olan krizin gide-rilmesi, ancak daha fazla sömürüalanı yaratılması ya da var olan sö-mürü alanlarının daha yoğun bir sö-mürüye tabi tutulmasıyla mümkünolacaktır. Daha doğrusu kapitalistlerbu beklentiyle hareket ederler… Bunedenle yeni sömürgecilik ilişkileriiçinde emperyalistlerin krizlerini at-latma yollarının başında gelen yenisömürge ülkelerin daha da fazlasömürülmesidir..

Ya da Mahir Çayan’ın deyişiyleemperyalistler krizlerini yeni sömürgeülkelere aktarırlar… Bu yeni sömürgeülkelerde sömürünün daha da yo-ğunlaşması ve sınıf çatışmalarınında daha keskinleşmesini beraberinde

getirecektir… İşte bu noktada daaraştırmacı kuruluşun ortaya koyduğutüm veriler bir bir ortaya çıkmaktadır.Artan sömürüye karşı çıkan halkı,emekçileri susturmak için daha fazlabaskı ve zor uygulanmakta, dahaçok tutsaklıklar, daha çok polis zoruvb. bunun ürünü olmaktadır… Sö-mürü çarklarının tüm pervasızlığıylaişletilmesi daha fazla işsizlik, yok-sulluk, göç vb. ortaya çıkmaktadır.

Kısacası, emperyalist kapitalizminpolitikaları ülkeleri barış içinde yaşa-maktan daha da uzaklaştıran bir roloynamaktadır… Emperyalizmin hükümsürdüğü bir dünyada halkların barışiçinde yaşama koşulları hiçbir şekildebulunmamaktadır… Halkları barıştanuzaklaştıran, savaşa yaklaştıran iştebu gerçeklerdir… Kapitalizmin sö-mürüsü arttıkça ve saldırıları devamettikçe dünyanın barış içinde yaşa-ması da mümkün değildir…

Böyle bir dünyada “barış” hayal-leri kuranlar kendilerini aldatmaktanbaşka bir şey yapmamaktadırlar. Budünyanın barışa kavuşması emper-yalizmin, kapitalizmin yok edilme-siyle mümkündür… Suyun başınıtutan veya dünyanın her yerinde su-yun başını tutmak isteyen emperya-listler bu dünyanın hakimi olmayadevam ettikleri sürece, bu dünyanıntüm politikalarına yön vermeye, herşeyi kendi istedikleri gibi biçimlen-dirmeye devam ettikleri sürece dün-yanın barış içinde olması mümkünolmayacaktır.

Bu Nedenle; 1- Dünyada sadece 11 ülke “barış”

içindeyse bunu yaratan emperya-listlerden başkası değildir…

2- Barış içinde olduğu söylenenülkelerin yaşadığı barış ortamı dageçicidir. Burjuva demokrasisininolduğu bu ülkeler sömürünün olma-dığı ülkeler değildir. Bugün değilsede gelecekte buralar da çatışmalarınolduğu ülkeler olacaktır…

3- Dünyayı hizaya getirip kendipolitikaları ekseninde yönetmek is-teyen emperyalistlerin tüm demago-jileri er veya geç ortaya çıkacaktır.Bu da dünyayı kan gölüne çeviren-lerin halk düşmanı olan bu emper-yalistler olduğu gerçeğini de dahaçıplak hale getirecektir.

4- Dünyanın emperyalist kapita-lizm koşullarında barış içinde yaşa-masının koşulları yoktur… Sınıflarvarsa, sömürü varsa, zulüm varsabarış olmayacaktır.

5- Barışı getirecek olan halklarındirenişi ve emperyalizme karşı ba-ğımsızlık, faşizme karşı demokrasive sömürüye karşı sosyalizm mü-cadelesi olacaktır.

Dünyada barışın olmasının tekama tek koşulu sosyalizmden başkabir şey değildir… Dünyayı kan gölüneçeviren, halkları sürekli baskı altındatutan, ezen, sömüren ve demagojilerlealdatan emperyalistler er veya geçyenileceklerdir… Kazanan dünyahalkları olacak… Kazanan sosyalizmolacaktır…

Dünya genelinde, yabancı ülkelerdeen fazla askeri üssü bulunan ülkelerarasında ABD ilk sırada yer alıyor. Ya-bancı askeri üslerin yüzde 95'ine sahipolan ABD'nin, 150'nin üzerinde ülkede350 bine yakın askeri görev yapıyor.

ABD Savunma Bakanlığı'nın 2012yılı verilerine göre, Afganistan ve çev-resinde 154 bin 100, Almanya'da 52bin 405, Japonya'da 36 bin 763, Ha-waii'de 22 bin 632 ve Güney Kore'de19 bin 755 ABD askeri görev yapıyor.

ABD, Kuzey Afrika, Ortadoğu,Doğu ve Güney Asya'da 161 bin 88,

Avrupa'da 79 bin 476, Asya'nın doğusuve Pasifik bölgesinde 49 bin 121 veOrta Asya'da 156 askeri personeliylevarlığını hissettiriyor.

ABD'nin Türkiye'de de askeri üssübulunuyor. Türkiye'de, 47'si kara, 20'sideniz, 1407'si hava gücü personeli ol-mak üzere toplam 1504 Amerikalı askergörev yapıyor.

ABD'nin Irak'ta 18 bin 400, Ku-veyt'te 13 bin 500, Bahreyn'de 2 bin174, Katar'da 600, Suudi Arabistan'da261, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 177askeri bulunuyor.

DÜNYA HALKLARINI KATLETMEK İÇİN ABD, KENDİ TOPRAKLARI DIŞINDA 350 BİN ASKER BULUNDURUYOR

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

333DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 34: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Kürdistan’da geçtiğimiz haftaiçinde HDP’nin öncülüğünde halkınaçtığı Kürtçe özel okulların kapısınadevlet tarafından mühür vuruldu veokulların açılması engellendi…

AKP iktidarı bu okullar için hiç-bir yasal başvurunun yapılmadığıyalanına başvururken gerçekte okul-lar için yasal başvurular da yapılmıştır.Ve buna rağmen izin verilmeyip mü-hürlenmişlerdir… Buna karşı halkınoldukça haklı ve meşru tepkisi kar-şısında ise AKP yalanın yanı sıra teh-ditler de savurmaktan geri kalmı-yor… Aba altından sopa gösteriyorAKP’liler… Kendi borazanları ba-sında ağız birliği içinde yalanlar sı-ralanırken milletvekilleri de değişiktonlarda tehditlere başvurmayı ih-mal etmiyorlar.

AKP Diyarbakır eski milletveki-li Abdurrahman Kurt, “Devletin,Kürtçe eğitim imkanını vereceğini veizin alınması gerektiğini söylemesi-ne karşın izin alınmaksızın açılanokullar, çözüm sürecine provokasyonanlamını taşıyor. Bir yandan buokulları açıp bir yanda da devletinokullarını yakmanın anlamı ‘Ben neİmralı’nın ne de devletin çözümünüistemiyorum; çözümsüzlükten ya-nayım’ demek” diyor.

Öyle bir yol, öyle bir rota tuttu-rulmaya çalışılıyor ki AKP artık teh-ditlerini de bunun üzerinden yapıyor.Yıllardır tekrarlanan nakarat: “çözümsüreci bozulur”… Bunu hem devlettarafı sık sık kullanıyor ve hem deKürt milliyetçileri kullanıyor. Heriki taraf da “çözüm süreci” bozul-masın diye hareket ediyorlar amaters noktalardan… Devlet kendi de-netimini ve iktidarını daha da pekiş-

tirmek için PKK’yi daha da geri birnoktaya, tam teslimiyet sürecine çek-meye çalışırken Kürt milliyetçi ha-reket daha fazla kazanım elde ede-ceğiz diyerek sürecin bozulmaması-nı dile getiriyor… Ancak ne hikmet-se hep de kazanan devlet tarafı olu-yor, gerileyen ise PKK…

Elbette böyle olması ne kaderdirne de tesadüf… Devlet kendi sınıf çı-karlarına uygun olarak kendisine kar-şı direnen bir hareket istemiyor ve onuteslim almak istiyor. Tüm politikala-rını da buna göre yapıyor… Kürt mil-liyetçi hareket ise devlet karşısındaideolojik olarak güçsüzdür. Bu ne-denle de Kürt halkının taleplerinitüm haklılığıyla savunmak yerineuzlaşma yoluna girmeyi, reformizmesapmayı tercih ediyor. Halkın enmeşru talepleri dahi pazarlık masa-larına konabiliyor ve bunun üzerindenpolitika yapılmaya çalışılıyor...

Düzenle açıktan karşı karşıya gel-mek yerine yanından yöresinden do-lanma, hile yollarına başvurarak hak-ları elde etme gayretleri içine girili-yor... Sözde karşılıklı anlaşmalar ya-pılıyor ve görüşmeler sonucundaKürtçe üzerindeki yasakların kalktı-ğı ve artık Kürtçe okulların da açıla-bileceği propagandası yapılıyor...Kürt halkına anlatılan bu “kazanımın”gerçekte göz boyamaktan ibaret ol-duğu ise daha ilk başvurularda orta-ya çıkıyor. Buna karşı halkın tepki-lerinin ortaya çıktığı durumda ise bukez burjuva yasallığı ve Avrupa norm-ları vb. üzerinden halkın en doğal vemeşru haklarının savunmasına geçi-liyor.. Elbette Kürt halkı on yıllarınmücadelesi içinde bu tür demgagoji-lere ve oyalamalara isyanla karşılık

veriyor.

Kürt halkının okullar konusunda-ki son duyarlılığı ve isyanı karşısın-da Kürt milliyetçi hareket de direni-şin yanında olmak ve direnişi sahip-lenmek durumunda kalmıştır... Ancakbunu nereye kadar götüreceği de sırdeğildir... Çünkü Kürt milliyetçi ha-reket anlayışı gereği reformisttir ve re-formist bakış açısıyla tüm sorunlarıele almaktadır. Hiçbir hak için dire-nerek sonuç alma bakış açısıyla ha-reket etmemektedir... Tüm tarihi bo-yunca gerçekleştirdiği direnişlerindede esas olarak iktidarı sıkıştırma veonu reformlara zorlama üzerine kur-muştur politikasını... Özellikle de“çözüm süreci” adını verdikleri sü-recin gelişmesi tamamıyle bununüzerine kuruludur. İktidarı biraz sı-kıştırmak ve kırıntı düzeyinde deolsa adım attırmak politikalarının te-melini oluşturmuştur.

Bugün de KCK'nin okullar konu-sundaki direniş çağrıları bulunmak-tadır. Elbette direnmek ve direnişe ça-ğırmak olumludur... Ancak bu sonu-na kadar giderse, iktidardan sökesöke hak alma bakış açısıyla ele alı-nırsa olumludur... Aksi halde iktida-rın kısmi bazı adımlar atmasıyla sınırlıolarak ele alınırsa bu reformla sınır-lı kalmak, reformlarla yetinen birbakış açısını ortaya koymak demek-tir. Kısaca bu reformizm demektir. Ba-ğımsız Kürdistan hedefinden bugünanadilde eğitimin salt özel okullarlasınırlı olarak kabul edilmesi noktası-na kadar gerileyen anlayış böyle biranlayıştır.

Bu konuda Dayı'nın söyledikleriçok açık ve çarpıcıdır:

“Devrimci hareket; devleti he-deflemiyor, sadece reformlarla yeti-nerek hükümet değişiklikleri üzeri-ne politikalar geliştiriyorsa, bu ha-reketin devrimci niteliğinden sözedilemez. Bugün ülkemizde refor-mizmle devrimcilik arasındaki en te-mel ayrım bu noktadadır. Burjuva-zinin devlet mekanizmasını parça-layıp devrimci iktidarı düşünme-yenler, burjuva partileri ve yeni hü-kümetlere dayanarak politikalar ge-liştirmekte; seçimleri, burjuva par-

KÜRT HALKININ MEŞRUHAKLARI PAZARLIK

MASASINA KONULAMAZ!

Tek Yol DevrimTek Yol DevrimK ür dista n’ daK ür dista n’d a

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE34

Page 35: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

lamentosunu ve emperyalist de-mokrasiyi devrimci ve sosyalist mü-cadele olarak göstererek burjuvazi-nin saldırılarına yeşil ışık yakmak-tadır. ...

Bu öylesine çarpıcı ve de aynı za-manda öylesine sinsi bir politikadırki, görünüşte devletin politikalarınakarşı çıkar ama özünde devlet me-kanizmasını güçlendiren, halkıntepkilerini etkisiz hale getirerek dev-rimci mücadeleyi geriletip burju-vazinin denetimine sokmak ister.”(Dursun Karataş, Seçme Eserler,Syf.308)

İşte Kürt milliyetçi hareket açı-sından da durum bundan farklı de-ğildir... Anadilde eğitim dahi uzlaşmamasalarına yatırılmakta, kırıntı dü-zeyinde verilen hakların korunmasıdahi zar zor sağlanabilir hale getiril-mektedir. İşletilen ve adına “çözümsüreci” denilen süreç AKP'nin istediğişekilde yönlendirdiği bir halde sür-dürülmektedir... Yani iktidarın sü-rekli güçlendiği ve güçlendiği oran-da da halk hareketlerini, devrimci ha-

reketleri geriletmeye çalıştığı, halkınen meşru haklarını dahi geriletebildiğikadar geriletmeye çalıştığı bir rotadailerlemektedir.

Kürt halkı elbette buna sonuna ka-dar izin vermeyecektir... Reformcu an-layışın halkları götürebileceği dü-zenden başka bir yer yoktur. Her ge-çen gün düzenle daha fazla bütünle-şen Kürt milliyetçilerinin reformist-liklerinin niteliğini ve onların kuy-ruğuna takılarak yolunu hepten şa-şırmış olan oportünistlerin durumunuyine Dayı çok çıplak olarak anlat-maktadır:

“...Reformistlerin örgütsel ba-ğımsızlıkları ve kişilikleri yok ol-muştur. Bunun için üretememekte,yaratıcı olamamakta, muhasebe ya-pamamakta ve nihayetinde emper-yalizme ve oligarşiye karşı direnmekyerine onların meşruiyetine sığınıl-maktadır. Oportünizm de bu dü-şüncelerden çok büyük oranda et-kilenmiş, reformizmin yönlendir-mesi altına girmiştir. Bu nedenle kı-sırlaşmış, daralmış, ne yaptığını bil-

mez haldedir.”

Adeta yaşadığımız son bir ay için-deki gelişmelere de ışık tutan Dayı'nınbu sözleri aynı zamanda bizim ve Kürthalkının gerçek kurtuluş yoluna daışık olmaktadır...

Reformlarla, uzlaşmalarla halkla-rın hiçbir hakkı elde edilemez... Hak-lar ancak sonuna kadar direnerek vesöke söke alınacaktır. Bunun başka biryolu yoktur... Çünkü reformculukesas olarak burjuvaziye, oligarşiyehizmet eden ona nefes alma şansı ta-nıyan bir anlayıştır... Kürt halkının anadilde eğitim hakkı da oligarşiden buşekilde söke söke alınmak durumun-dadır...

Kürt halkının salt anadilde eğitimdeğil, kendi kaderini özgürce tayinetme, ayrılma hakkı dahil tüm hak-larını elde etme hakkı vardır... Oli-garşiyle uzlaşma masalarında ortayaserilen hak kırıntıları halkın kurtulu-şunu ve özgürlüğünü değil emperya-lizm ve oligarşinin düzeninin daha dasağlamlaşmasını getirecektir. Bu yolhalkların, devrimcilerin yolu değildir...

Bağcılar YeniMahalle YürüyüşYolu’nda 19 Ey-lül'de masa açıldı."Hasan Ferit İçinAdalet İstemeye Gi-diyoruz" yazılı pan-kartın yere serildiğiçalışmada 19 Ka-

sım'da görülecek mahkemenin çağrısı yapıldı. Masada ki-tap, dergi ve tutsak ürünlerinin tanıtımı da yapıldı. Yurtdışından gelen bir aile “Sizler bizim canlarımızsınız, içe-ride dışarıda direniyorsunuz” diyerek tutsak ürünlerindensatın alarak dayanışmada bulundu. Açık kalan masada Ha-san Ferit için adalet talebiyle 19 Kasım'da Kartal Adli-yesi'nde olunacağının ve Kartal Meydanı'nda süren otur-ma eyleminin duyurusu yapıldı.

Sokakların AteşiyleSağlayacağız Halkın Adaletini!

Liseli Dev-Genç, 19 Eylül günü Hasan Ferit Adalet Ça-

dırı için bir çağrı yaptı. Yaptığı çağrıda: "Hasan Ferit Ge-dik 21 yaşında katledildi. Halkını uyuşturucu çetelerin-den korumak isterken 30 Eylül 2013’te AKP- polis des-tekli uyuşturucu çeteleri tarafından başından altı kurşunlavurularak... Hasan Ferit Gedik halkını ve vatanını sevenbir devrimciydi. Bizler liseliyiz, bizler bu halkın en du-yarlı en atılgan en cüretli kesimiyiz... Bu güne dek birçokfarklı yerde çadır açtık Hasan Ferit için, oturma eylem-leri yaptık, halk düşmanı AKP iktidarı her eylemimize sal-dırdı... Bizler sınıf bilinciyle, halk sevgisiyle donanmışız.Sizden adalet beklemiyoruz; ama sizden zorla almasını dabiliriz. Sokakların ateşi sizin, o dünyanın en büyük de-diğiniz saraylarınızı yakacak! Biz, Liseli Dev-Genç'lilerolarak sokakların ateşiyle sağlayacağız halkın adaletini!Bizim yaşımız küçük ama umudumuz, öfkemiz büyük. Yü-reğimizde taşıyoruz Hasan Ferit'in, Berkin’in hesabını. Vehesap sormak için gün sayıyoruz. Korkun bizden, liseli-lerden korkun! Liseliyiz, umuduz, geleceğiz. Evet, gele-ceğiz, bir bir yüreğimizde taşıdığımız bütün hesaplarla ge-leceğiz. Haydi liseliler, Hasan Ferit'in katillerinden hesapsormak için siz de Hasan Ferit Gedik Adalet Çadırı'na ge-lin!” denildi.

Hasan Ferit'in Katilleri YargılananaKadar Susmayacağız

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

35DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Bağcılar

Page 36: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Devletin yargı organı olan mah-kemeler, devletin işlediği cinayetlerin,suçların hesabını sorabilir mi? Busorunun cevabını tüm halka mal ol-muş soruşturmaların, davaların baş-larına gelenlere bakarak rahatlıklaverebiliyoruz. Son bir yılda HaziranAyaklanması şehitlerinin soruşturmave dava süreçleri incelendiğinde du-rum oldukça net bir şekilde aydınla-nıyor.

2013 Haziran ayında başlayanhalk ayaklanmasında şehit düşenlerinkatilleri, devletin resmi üniformalıkadroları. Dolayısıyla bu katillerinhiçbir zaman hak ettikleri cezalarıdevletin mahkemelerinden aldıklarınıgöremeyeceğiz. Bakın daha geçenhaftalarda Ethem SARISÜLÜK da-vasında verilen “ödül gibi ceza” ya.Mahkeme, katil polis Ahmet ŞAH-BAZ’a olası kastla adam öldürmekten21 yıl ceza verdi. Sonra haksız tahrikindirimi yapıldı ve ceza 9 yıl 4 ayaçevrildi. Mahkeme, son olarak sanığaiyi hal indirimi uyguladı ve Şahbaz'ıncezası 7 yıl 9 ay 10 gün olarak belir-lendi. Sanık polis, Ceza İnfaz Yasasıve denetimli serbestlik hükümlerinegöre cezaevinde sadece 4 yıl 10 günkalacak. Katil polis, kasten adam öl-dürme suçu olduğunu gösteren ka-mera görüntülerine, “çektim vur-dum” söylemine rağmen aylarca tu-tuklanmadı, ısrarlı taleplerin ve teş-hirin ardından ancak tutuklanabildi.

Eskişehir’de polislerin bizzat ka-tılımı ve yönlendirmesiyle döve döveöldürülen ondokuz yaşındaki üni-versite öğrencisi Ali İsmail KORK-MAZ’ın katillerinin yargılandığı dava,olması gerektiği gibi suçun işlendiğiyerde görülmüyor. Dava, halkın ka-tılımını engellemek için Kayseri’ye

sürüldü. Gösterdiklerigerekçe ise kamu gü-venliğinin sağlanma-sıydı. Duruşması 9Ekim 2014 tarihineertelenen davada dos-yaya gelen bilirkişiraporları, yine katil-lerin ceza almadankurtulmalarına dönükhazırlanmış. Raporda,Ali ismail’in ölüm ne-deninin darptan kay-naklı beyin kanamasıolduğu, ancak beyinkanamasını kalp rahatsızlığı nedeniylekullandığı ilaçların "kolaylaştırdığıve hızlandırdığı" belirtiliyor.

Buna göre mahkemenin, ölümünbeyin kanamasından meydana gel-mesine rağmen, ilaçların hızlandırıcıetkisini sanıkların lehine yorumlamasıdurumunda ise 7 sanıkla ilgili yara-lama suçundan 1.5 yıldan 4.5 yılakadar, Ali İsmail’in kafasına tekmesavuran siyasi şube polisi MevlütSALDOĞAN ile ilgili ise “yaralamasonucu ölüm” suçundan 8 yıldan16 yıla kadar hapisle cezalandırılmasısöz konusu olabilecek. Ceza süreleri3 yılın altında olan sanıkların ertelemeveya dolaylı aftan yararlanma ola-nakları da bulunduğu için suçun ya-ralama kapsamına alınması sanıkları“kurtarmış” olacak. Bakalım, göre-ceğiz.

3 Haziran 2013 günü, Antakya’dapolis panzerinden atılan gaz kapsü-lüyle 22 yaşında hayatını kaybedenAbdullah CÖMERT’İN davası isekatil polis Ahmet KUŞ’un avukatınıngüvenlik gerekçesini öne sürdüğüdilekçesi dikkate alınarak Hatay’dan1200 km uzaklıktaki Balıkesir’e sü-

rüldü. Olası kastla adam öldürmekiddiasıyla yargılanan katil polis AhmetKUŞ, tüm taleplere rağmen “gör-evinin başında olduğu” gerekçesiyletutuklanmadı. Yani görevinin başındahalktan yeni insanları öldürmeye de-vam edecek. Balıkesir’e sürülen da-vada ise henüz duruşma günü veril-medi. Bu davadan adalet çıkar mıAbdocan’a?

Mehmet Ayvalıtaş, 2 Haziran2013’te İstanbul ’da 1 Mayıs Ma-hallesi halkı Gezi Parkı eylemlerinedestek için Ataşehir’deki E-5 oto-yolunu kesilmesi sırasında araç çarp-ması sonucu hayatını kaybetti. İkikişi ‘taksirle cinayet ve yaralama’ile suçlandı. Dava açıldıktan sonradosyaya, “Yok” denilen MOBESEkayıtları girdi. Kazadan bir gün sonraÖrnek Mahallesi Karakolu’nun “Olayyerine ait MOBESE kaydı yoktur”dediği görüntülerin sonradan bulun-duğu, bulunduktan sonra savcılıklamahkeme arasında kaybedildiği an-laşıldı. Görüntüler izlendiğinde, birşüpheli aracın da olduğu ortaya çıktı.Anadolu 8. Asliye Ceza Mahkeme-si’nde görülen davanın bir sonrakiduruşması, 22 Eylül’e bırakıldı. Bu

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE36

Haziran Ayaklanması ŞehitlerininKatillerine Ceza Yok, Halka Adalet Yok

Beşiktaş Taraftar GrubunaAğırlaştırılmış Müebbet Var!

Page 37: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

yargılama sürerken annesi FadimeAYVALITAŞ hayatını kaybetti.

Ahmet Atakan, Hatay’da, ODTÜarazisinden geçecek yolda ağaç sö-küleceği için 10 Eylül 2013’te yapılaneylemde hayatını kaybetti. Polisinalelacele yaptığı açıklamaya göreAhmet çatıdan düşerek hayatını kay-betti. Oysa çıplak gözle izlendiğindebile Ahmet’in çatıdan düşerken bi-lincinin kapalı olduğunu görebiliriz.Çatıdan düşmeden önce Ahmet’inailesi olayla ilgili altı polis hakkında17 Şubat 2014’te kasten adam öl-dürme iddiasıyla suç duyurusundabulundu. Ancak Hatay Valiliği’nce‘suç unsuru bulunmadığı’ gerekçesiylepolislerin soruşturulmasına izin ve-rilmedi. Ahmet’i vuranlar cezasız bı-rakıldı.

Berkin Elvan, Haziran Ayaklan-ması sırasında Okmeydanı’nda ya-pılan eylemler sırasında, 16 Haziran2013’te polisin hedef gözeterek attığıgaz kapsülü sonucu hayatını kaybetti.Berkin’le ilgili soruşturma kapsa-mında sorulan ve aylar önce “Arşi-vimizde bulunmamaktadır” denilenkamera görüntüleri, o gün Okmey-danı’nda görev yapan bir TOMA’dançıktı. TOMA’ya ait kamera kaydıdosyaya girdi. Daha sonra Berkin’inavukatları olarak bizim ısrarlı talep-lerimiz ve delil araştırmalarımız so-nucu 5 Mayıs 2014 tarihinde TOMAgörüntüleri ile ilgili bilirkişi raporusavcılığa verildi. Bilirkişi raporundakatil polisin hedef gözeterek sakinceve kasıtlı olarak ateş ettiği gerçeğigörülmektedir. 4 polisin açık kimliğitespit edilecek durumda nettir. Ancakbuna rağmen silahı ateşleyen, ateş

emrini verenler hala tutuklanmadı,kimlikleri açıklanmadı. Dosya ay-lardır, “savcı yok”, “yeni savcı atan-dı”, “adli tatil” gibi gerekçelerlesürüncemede bırakılıyor.

Hasan Ferit Gedik dosyası çokgüncel olduğu için hepimizin malu-mu. Üç celsedir, devlet resmi olmayanfaşist katil sürülerini korumaya devamediyor. Bir ay içinde üç duruşmagünü verip yargılama oyunu oyna-dılar. Ve son olarak da davanın “gü-venlik gerekçesiyle” başka bir ilenakledilmesi için, dosyanın AdaletBakanlığı’na gönderilmesine kararverilerek dosya 19 Kasım tarihineertelendi. Daha hiç olayın esasınagirilemedi, gerçekler ortaya konula-madı.

Evet, halk çocuklarını katledenkatillerin yargılandığı davaların du-rumları böyle. Bu tablo karşısındahalkın meşru hak taleplerini ve is-yanlarını dile getirenler hakkındahızla ve en ağır suçlamalarla davalaraçıldı. Geçen haftalarda basına yan-sıyan Beşiktaş taraftar grubu ÇAR-ŞI’ya ağırlaştırılmış müebbet hapiscezası istenmesi devletin yargısınıngerçekte kimin için varolduğunuaçıkça gösteriyor. Bu yargılama sis-teminde, bu devlet düzeninde halkiçin halk çocukları için adalet yoktur.O nedenle yargılanan halktan insanlarolunca hâkimler, savcılar oldukçacömert davranıyorlar. Bol kesedencezalar isteyip cezalar savuruyorlar.Meşru olmayan bir devlet düzeniolan faşizme karşı her biçimde di-renmek bir haktır, ödevdir. Bu, ev-rensel hukuka, uluslar arası sözleş-melere göre de böyledir. Beşiktaş

Çarşı Grubuna açılan dava, tümhalka verilmek istenen bir gözdağıdır.Bir kez daha benzer bir eylemlilikiçinde yer alırsanız sonunuz böyleolacaktır. İbret alın! demektedir AKPiktidarı. Haklarında hükümeti yık-maya çalışmak iddiasıyla "ağırlaş-tırılmış müebbet hapis" cezası is-tenen Çarşı Grubu 'silahlı suç örgütükurmak'la da suçlanıyor.

İddianamede, diğer şüpheliler hak-kında "hükümeti yıkmaya teşeb-büs" suçlamasının yanı sıra, “Çarşıgrubunun liderlerinin kurduğu si-lahlı örgütün üyesi olmak”, “kamugörevlisine direnmek”, “kanunaaykırı toplantı ve gösteri düzenle-mek”, “ruhsatsız silah bulundur-mak” suçları yöneltiliyor. Görülüyorki bu iddianame halk korkusunun,bir paranoya halini almasının sonu-cudur.

AKP’nin göremediği bilimsel birgerçek var; etki tepkiyi doğurur veyaptığınız etkiyi arttırırsanız cevabınıda misliyle alırsınız. Yaptığınız herbasınç size aynı şiddette püskürerekgeri döner. Yani baskı varsa direnişde olacaktır. Bunu bilim söylüyor,fizik yasaları söylüyor.

Siz futbolu, futbol taraftarlığınıhalkı uyutmanın, lümpenliğin, holi-ganlığın beşiği olarak tasarlamış ola-bilirsiniz ancak stadyumlar da, dizisetleri de devlete isyanın beşiği ola-caktır. Çünkü halklarımız adalet is-tiyor, özgürlük istiyor, eşitlik istiyor.Hiçbir yargılama oyunu, hiçbir poli-siye tedbir, hiçbir faşist baskı veyasak çeşidi bunun önüne geçemez.Aksine öfkeyi, hesap sorma bilincini,hak alma azmini arttırır.

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

37DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Çayan Cephe’dir Mücadeledir!İstanbul’un Çayan Mahallesi'nde 20 Eylül’de AKP’nin

işkenceci, halk düşmanı polisi devrimcilere saldırdı. Cephelilerkatil polisin saldırısına karşı saatlerce molotoflarla, havai fişeklerle,taşlarla sokak sokak polisle çatıştı. Çayan Halk Cephesi, baskınlarınardından yaptığı yazılı açıklamasında; "Çayan’ın tarihinde direnmegeleneği vardır, gücünü şehitlerinden almaktadır. Çayan halkıyıllardır mahallesini faşizme karşı savunuyor. Ne sandınız katiller,mahallemize istediğiniz gibi gireceğinizi mi sandınız? BurasıÇayan’dır. İstediğiniz gibi bizim mahallemize giremezsiniz. Kar-şınızda bizi bulacaksınız, Çayan faşizme mezar olacak." denildi.

Page 38: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Liseliyiz Biz

Dün İrfan'dık, bugün yaşımız dahada küçüldü Berkin olduk. Faşizminsaldırıları yaşımızın küçüklüğünü din-lemedi, yüreğimizin büyüklüğünükendisine esas aldı. Vurdu.

Sormayan, sorgulamayan, kendine,toprağına, halkına yabancı olalım is-tediler. Müfredatlardan, aldığımız so-luğa kadar buna göre şekillendirdiler.

Ama ne kadar sonuç alsalar dabunu tümden başaramadılar. Korkularıolmaya devam ettik onların...

Yetmedi okullarımızı değiştirdiler...Belki okulun yapısıdır sorun dediler.Tabelalaları değiştirdiler imam ha-tipler yaptılar.

Yok olmaz, olamaz, başaramazlar.Bizim bu genç beyinlerimizi, bizim butertemiz yüreklerimizi kirletemezler.Kirletemiyorlar. Düzene uygun kafa-lar derken, düzene karşı mücadeleeden kafalar... Biz Liseli Dev-Genç’li-ler çıkıyor karşılarına.

Kafamızı düzene uygun hale ge-tirmek için içten içten vurdukları dar-beler yetmiyor, beyinlerimizi kaldırımtaşlarına akıtıyorlar...

Hepimizin adı bir anda Berkinoluyor... BUGÜN HEPİMİZ BER-KİN'İZ!

Berkin gibi, düzene uygun kafalarolmayacak, direnecek, sorup sorgu-layacak vatan ve halk sevgimizin bü-yüklüğüyle işbirlikçilere de Ameri-ka'nın kendisine de karşı tüm halkı-mızın hakları için mücadele edeceğiz.

Berkin gibi sapanımız ve kızıl fu-larlarımızla sokaklarda, çatışmalarınen önlerinde olacağız. Okullarımızdaise haklarımız ve özgürlüklerimiziçin mücadelenin en önünde olacağız.

HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ,GELECEĞİMİZ İÇİN BAĞIMSIZTÜRKİYE İSTİYORUZ!

İşte şimdi okullar açıldı. Okullar-da da kaldığımız yerden mücadelemizidaha da yükselterek sürdüreceğiz.

Uyuşturucu ve yozlaşmaya karşı,hak ve özgürlüklerimiz için, demokratikbir lise için BAĞIMSIZ TÜRKİYE is-teyeceğiz.

İstemekle olmayacağını biliyo-ruz, bunu doğduğumuzdan beri iste-diklerimizin yerine gelmediği içinbiliyoruz. İstemekle olmayacağını,tekellerin iktidarı faşizm, AKP bugünbize çok iyi öğretti... Bu yüzden biran bile kaybetmeden isteyecek vealmak için mücadelemizi büyütecekyol, yöntem, kanallar arayacağız.

İSTEYEREK ALMANIN BİRİ-CİK YÖNTEMİ, BAĞIMSIZ TÜR-KİYE'NİN YOLU; ÖĞRENCİMECLİSLERİ'NDEN GEÇİYOR!

Bugün biz liselilerin mücadelesi-nin önünü açacak, taleplerine götü-recek tek örgütlenme biçimi öğrencimeclisidir.

Öğrenci meclisleri bugün;

liselilerin konuştuğu, tartıştığı,anlattığı, dinlediği kısacası söz hak-kını, inisiyatifini, karar hakkını, ira-desini yansıtabildiği, kendine ait öz ör-gütlenmelerin oluşturulmasının birsonucudur.

Biz liseliler olarak sorunlarımızkarşısında birlikte çözüm aramalı,ortak hareket etmeliyiz.

Bu dağınıklıktan, düzensizliktenkurtulmalıyız. Kendi hak ve özgür-lüklerimiz için, halkımızın hak ve öz-gürlükleri için, vatanımızın bağım-sızlığı için;

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNDEBİRLEŞMELİ, ÖĞRENCİ MECLİS-LERİNDE ÖRGÜTLENMELİ,

ÖĞRENCİ MECLİSLERİNDEMÜCADELEYİ BÜYÜTMELİYİZ!

MECLİSLER BUGÜN İHTİYAÇ DEĞİL, ZORUNLULUKTUR!LİSELİLER OLARAK DÜZENE UYGUN KAFALAR DEĞİL; HALKI VE

VATANI İÇİN ATAN YÜREK, ÇALIŞAN BEYİN OLMAK İSTİYORSAK;ÖĞRENCİ MECLİSLERİNDE BİRLEŞELİM, SAVAŞALIM, KAZANALIM!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE38

Page 39: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Liseliyiz Biz

2014-2015 eğitim, öğretim dönemi başladı. Yeni dö-nemde 16 milyon 400 bin öğrenci ve 873 bin öğretmendersbaşı yaptı. AKP, bu yeni döneme gerici eğitim sis-temini zorla dayatarak başladı...

Yeni Temel Öğretimden Orta Öğretime Geçiş Sına-vı (TEOG) ile 40 bin öğrenci kendi istek ve tercihlerinindışında imam hatip liselerine yerleştirildi.

Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okul öğrencilerinin kı-lık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte değişiklik yapıla-rak, ortaöğretimde başörtüsü yasağı kaldırıldı.

Öte yandan İstanbul Gazi Mahallesi'ndeki Şair AbayKonanbay Lisesi'nde 19 Eylül günü "Berkin'in Katil-leri Cezalandırılsın" pankartı asan Liseli Dev-Genç'li-lere birkaç öğretmen ile bazı serseriler saldırdı.

12 Eylül bugün de hala devam ediyor diyorduk. İştebunun açık bir örneği yaşanmaktadır. Gençliğin gerici eği-tim alması zorla dayatılıyor. Gençlik zapturapt altına alın-maya devam ediyor. Bir yandan okulların içine kadar gi-ren uyuşturucu ile, diğer yandan gerici eğitim ile, düze-ne başkaldırmayan, sorgulamayan, düşünmeyen, üret-meyen, asalak bir gençlik yetiştirilmek isteniyor. Neden?

Çünkü, düzen, kendine uygun kafalar yaratmak isti-yor. Başını emme basma tulumba gibi sallayan, söylenilenhiçbir şeye itiraz etmeyen bir nesil istiyor. Ki yönetmekböylelikle daha kolay olacak. Bugünün gençliği, yarınınişçisi, emekçisi olacak çünkü. Faşizm kendi insan tipi-ni yaratmak istiyor.

Din görüntüsü altında kafalara gerici düşünceler aşı-lanıyor. Bilimin, devrimciliğin karşısına gericilik çıkar-tılıyor.

TEOG basit bir işlem hatası, hesap edememek değildir.Gayet planlı programlı bir saldırıdır. İmam Hatipleri meş-rulaştırmanın, yasallaştırmanın, mecbur etmenin yolunuyapıyorlar. Gidecek okul olmayınca, gençlik, imam ha-tiplere gitmek zorunda kalacak. Parası olmayanın seçmeşansı yok.

Bunun adı faşizmdir. İmam hatiplerde öğrencilere ge-rici eğitim verilerek, bilimsel düşünce yok edilmek is-teniyor.

Gerici ve şovenist eğitim ile gençlik zehirlenmekte-dir. Tarihsel, bilimsel gerçekler çarpıtılmakta ya da yoksayılmakta, onun yerine bilim dışı, gerçek dışı müfre-datlarla beyinler köreltilmektedir. Diğer yandan dini – şo-venist eğitimle düzen kendi politikalarına uygun bir genç-lik hedefliyor. Halkın mücadelesine karşı tetikçi, vuru-cu güç olarak kullanacağı ve yine faşizme kitle tabanı ya-rattığı bir eğitim politikasıdır bu. Ülkesinin bağımsızlı-ğını, vatanının özgürlüğünü isteyen; hak ve özgürlük mü-cadelesinde olan, parasız eğitim isteyen gençlik ise, linç-lerle, baskılarla, okuldan atmalarla susturulmaya çalışı-lıyor.

AKP'nin gerici eğitimi zorla dayatmasına karşı LiseliDev-Genç saflarında örgütlenelim. Baskıları boşa çı-kartmanın yolu, örgütlenmekten, hakkımızı aramaktan ge-çiyor...

AKP EĞİTİM SİSTEMİNİ GERİCİLEŞTİRİYOR; GERİCİLEŞMEYE KARŞI DEMOKRATİK LİSE İSTİYORUZ!

15 Eylül'de Taksim Anıtı’nda “Berkin'in Katilleri Ce-zalandırılsın -Liseli Dev-Genç” pankartını açan, Berkin içinadalet isteyen Liseli Dev-Genç’liler, AKP'nin işkenceci, ka-til polisleri tarafından işkence yapılarak gözaltına alındı.Gözaltına alınan Liseli Dev-Genç’lilere işkence yapılma-sı talimatını veren ve işkence yapan katil, işkenceci, alçak,halk düşmanı, şerefsiz, namussuz polis Şahin Kınay'ı gör-düğünüz yerde yüzüne tükürün! O şerefsiz Berkin'i katle-denlerdendir! O alçak Berkin için adalet isteyen Liseli Dev-Genç’lilere işkence yapmıştır!

Gözaltına alınırken ve alındıktan sonra Beyoğlu PolisMerkezi’nde saatlerce işkence gören arkadaşlarımızı, Şiş-li Etfal Hastanesi Acil Servisi’nde çalışan mengele artığıDr. Derya Öztürk, muayene etme teşebbüsünde bulun-mamıştır. İşkenceci, katil polislere “ Röntgen çektirsek so-run olur mu?” diye sorarak, işkenceci, katil icazet sınırla-rında kalarak işkenceye ortak olmuştur! Halkımız Dr. Der-

ya Öztürk'ü gördüğünüz yerde yüzüne tükürün! Şerefsiz,namussuz, alçak Dr. Derya Öztürk katillere uşaklık yap-maktadır!

Bütün halk düşmanlarından ve devrimci düşmanların-dan hesap sorduk, soracağız! Polis Şahin Kınay ve Dr. Der-ya Öztürk yaptıklarının yanlarına kar ka-lacağını sanıyorlarsa yanılıyorlar! Bu za-mana kadar yapılan hiçbir işkenceyi unut-madık, unutmayacağız! Halkın dabir adaletinin oldu-ğunu unutmayın!

LİSELİDEV-GENÇ

22 Eylül2014

Halkımız! İşkenceci, Katil Polis Şahin Kınay'ı ve Mengele ArtığıDoktor Derya Öztürk'ü Gördüğünüz Yerde Yüzlerine Tükürün!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

39DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 40: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Bulunduğumuz liselerde öğrenci meclislerini kurma he-defiyle yeni bir eğitim öğretim dönemine başladık. Liseler,gençliği bir araya getiren eğitim kurumları olduğu için, li-selerde örgütlenme çalışması yaparken, okulun, öğrencinin,liseli gençliğin sorunlarını tespit etmeli ve bu sorunlar üze-rinden örgütlenme çalışması yapmalıyız.

Öncelikle sorumuz şu: Hangi lisede örgütlenme çalış-ması yapacağız? Yoksul halk çocuklarının okuduğu, yok-sul gecekondu mahallelerindeki liselere gideceğiz. Hede-fimiz öncelikli olarak bu liselerdir. Bu liselerde tanıdığımızbildiğimiz gençler varsa bu bizim için daha avantajlı bir du-rumdur. Düzenle çelişkisi en yoğun olan, yoksul halk ço-cuklarını örgütlemek hedefimiz olmalıdır. Bunun dışında bu-lunduğumuz her yerde, her lisede de örgütlenme çalışma-sı yapmalıyız. Liselileri nasıl örgütleyeceğiz, onlara nasılulaşacağız? Liseli gençliği, onun sorunlarını tanımalı ve bil-meliyiz. Hastalığı bilmeyen, tedavisini da yapamaz. Bununiçin önce liselileri tanıyacağız. Onlarla biraraya gelip, so-runlarını dinleyip, tespit edeceğiz.

Ardından bu sorunlar üzerinden kendi alternatiflerimi-zi, çözümlerimizi, taleplerimizi anlatarak, örgütlenmedenbu sorunların çözülemeyeceğinin propagandasını yapaca-ğız.Ama bunu yaparken, gençliği kucaklayarak yapmalıyız.Yaşamlarına girerek, onlarla vakit geçirerek yapmalıyız.

Liselilerin sorunları nelerdir?

Liselerdeki gerici, baskıcı, ezberci eğitim sistemi genç-

lik üzerinde büyük bir baskı yaratmaktadır. Okul, bir eği-tim yuvası değil; gençliği zapturap altına alma, uyuşturma,düzene uygun kafalar yetiştirme merkezidir. Liseli gençlik,bizzat eğitim sisteminin mağdurudur. Not sisteminden, di-siplin cezalarına kadar her aşamadaki sorunlar bizim ör-gütlenme çalışması yapacağımız konulardır.

Liseler mahallelerde yer alır... Mahallenin gençleri, enyakın okula giderler. Bu yüzden liseli çalışması aslında biryanıyla da mahahalle çalışması ile de bağlıdır. Liselileri, için-de yer aldıkları mahallelerle ele almak gerekir. Mahalle gen-çliğinin sorunlarıyla da birleştirebiliriz çalışmamızı... De-mokratik lise mücadelesinin yanında, yoksulluğa ve yoz-laşmaya karşı da mücadele etmeliyiz.

Ve tüm bu sorunların kaynağı olan bir sınıfın diğerini sö-mürdüğü, yoksul ve zenginin olduğu bu düzenin sorumlu-larına karşı mücadele etme çağrısında da bulunmalıyız. Ba-ğımsız Türkiye en önemli talebimizdir. Eğitim sistemindekiçarpıklıkların, okul içinde satılan uyuşturucuların, yoksulbıraktırılmamızın baş sorumlusu emperyalistlerdir. Yani va-tanımızın bağımsızlık sorunu, liseli gençliğin de sorunudur.

Liselilere gitmek, onları örgütlenmek için yeterli nede-nimiz vardır... Tüm Liseler Bizim Olmalıdır hedefiyle ha-reket etmeliyiz. Buna giden yol, birken iki olmaktan geçi-yor. Büyük küçük demeden tüm örgütlenme araçlarıyla li-selerde örgütlenmeliyiz.

LİSELİLERİ KENDİ SORUNLARI ÜZERİNDEN ÖRGÜTLEMELİYİZ

Liseliyiz Biz

Haklarımızı istiyoruz, yıllardır el-lerimizden alınan haklarımızı. Birile-rinin cebine daha fazla para girecek diyegasp edilen haklarımızı. Gazla, jopla, iş-kencelerle zorla alınan haklarımızı is-tiyoruz.

Her gün televizyonlarda,gazeteler-de liseler için çıkarılan yasaları görü-yoruz. İktidar liseli gençliği yoz, du-yarsız, etrafında olup bitenlere sessiz ka-lan bir gençliğe çevirmek istiyor. Bir ge-cede kafasına göre yasalar çıkartarak,liseli gençliği denetim altına almak is-tiyor. Buna izin vermeyeceğiz. Eli-mizden alınan tüm haklarımızı sökesöke geri alacağız.

Aidat ve katkı payı adı altında top-lanan tüm paralara son verilsin. TV'ler-

de, gazetelerde, haber sitelerinde ban-gır bangır "eğitim ücretsizdir" diyen hü-kümet, öğrencilerden, okul kayıtların-dan başlayarak bütün bir dört yıl için-de, defalarca kez para toplayarak parasızeğitim hakkımızı gasp ediyor. İliğimi-ze kadar sömürüyor.

Liseliyiz biz.Ücretsiz eğitim hakkı-mızdır ve bu hakkımızı alacağız.

Devamsızlık günlerini 20 günden 10güne indirerek, ders geçiş notlarını 45den 50 ye çekerek en temel haklarımı-zı elimizden aldılar. Amaçları evdenokula giden, okuldan eve dönen ve baş-ka hiçbir şeyle ilgilenmeyen, duyarsızbir gençlik yaratmak. Buna, DUR! di-yeceğiz. Bu haklarımızı onlardan almakiçin birleşeceğiz.

Okullarımızda uyuşturucu,yozlaş-ma,çeteleşme kol gezerken bizler su-samayız. Bu yozlaşmayı ezberci, geri-ci ve hayatın gerçeklerinden soyut eği-timle değil, bilimsel, demokratik eğitimhakkımızı alarak bitirebiliriz. Sosyal faa-liyet alanlarının açılması ve çoğaltılmasıile bitirebiliriz.

Bunlar ellerimizden alınan hakları-mızdan sadece saydığımız birkaç tanesi.Peki bu haklarımızı çalan hırsızlar kar-şısında biz ne yapacağız. Birleşeceğiz.Liseli Öğrenci Meclisleri'nde, dahabunlar gibi elimizden alınmış tüm hak-larımızı ortaya koyarak hep birlikte ala-cağız.

Hakların için sen de ÖĞRENCİMECLİSLERİNE gel.

LİSELİYİZ BİZ. HAKLARIMIZVAR!

İSTİYORUZ, ALACAĞIZ!

HAKLARIMIZI İSTİYORUZ. HAKLARIMIZ İÇİN LİSELİ ÖĞRENCİ MECLİSLERİ'NDE BİRLEŞİYORUZ!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE40

Page 41: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Ülkemizde Gençlik

Eğitim, bilgi kazandırmanın ötesinde o bilginin dav-ranış olarak gösterilebilmesini ifade eder. Bu davranış,somut koşullarda bilginin eyleme dönüştürülmesi, soyutkoşullarda ise farklı konumlar için örneklenmesi şeklindeolur. Eğitim aynı zamanda insanların karakterinin belir-lenmesinde, kişiliğinin oluşmasında, değerler kazanma-sında belirleyicidir. İnsanlar eğitim ile yeniden şekille-nir. Bu nedenle AKP, kendisine ve sermayeye insan yetiş-tirmek için eğitime iktidarı boyunca özel önem verdi. İhti-yacını karşılamak için adım adım ve sürekli değişiklik-ler getirdi. Örneğin13 yıllık iktidarı boyunca eğitim ala-nında 13 değişiklik yapıldı. İmam hatip liselerinin sayı-sını ciddi bir biçimde artırdılar. 2012 yılı içinde 733'übağımsız, diğer ortaokullarla ya da imam hatip liseleriile birlikte toplamda 1141 imam hatip ortaokulu açıldı.

2011-12 yılları arasında Türkiye’de 537 imam hatipvarken, 4+4+4 ile birlikte imam-hatip liselerine gidenöğrenci sayısı 10 kat arttı.

2002’de 71 bin 100 olan İmam-Hatip öğrencisi sayı-sı, 2014’te 689 bin 232’ye ulaştı. Resmi rakamlara göreson iki yılda imam hatip okullarına giden öğrenci sayı-sı on kat artarken, imam hatip lisesi sayısı % 73’lük artış-la en fazla okullaşmanın olduğu lise türü olmuştur. Sonolarak MEB, getirdiği yeni sistemle 40 bin öğrenciyi dahahiç sormadan imam-hatip liselerine kaydetti. Çünkü düzliseler kaldırıldı. Öğrencilerin önünde hemen hiçbirseçenek kalmadı.Ya Anadolu-Fen Liselerin kazanacak-tı ya da evine en yakın meslek veya imam-hatip lisesi-ne kaydolacaktı.

4+4+4 kesintili eğitim modeliyle eğitim sistemi yeni-den düzenledi. Devletin himayesinde ve ücretsiz olma-sı gereken eğitimin, tasfiyeye başlandığı bir dönemin baş-langıcı olan 4+4+4 kesintili eğitim sistemi, sermayeninihtiyaçlarına yanıt vermek ve dini gericiliği yaygınlaş-

tırmak için hayata geçirildi. 4+4+4 kesintili eğitim sis-temiyle bir yandan eğitimin daha çok özelleştirilmesiamaçlanırken, diğer yandan AKP'nin ihtiyaçlarına uygun,biat eden, sorgulamayan insanların yetiştirilmesi hedef-leniyor. Bununla birlikte “dinselleştirilmiş, gericileştirilmişeğitim”e yönelik dayatmalar sürekli olarak gündeme geti-rildi. Ders kitaplarının içerikleri mevcut sistemin ideo-lojik ve pratik ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzen-lendi, icazet verilen ders kitapları dışındaki kitaplar yasak-landı, belirlenen kitapların dışındaki kitapları okutanbirçok öğretmene soruşturma açıldı.

AKP, gerek zorunlu seçmeli din dersleri, gerekse imamhatip okullarının yaygınlaştırılması sonucu olarak eğiti-min her kademesini imam hatipleştirdiği bir dönemi baş-latmıştır. Seçmeli din derslerinin fiilen zorunlu kılınmasısonucunda, bir öğrencinin ilkokulun başından lisenin biti-mine kadar en fazla 144 saat Felsefe, 72 saat Sosyo-loji dersi, 1476 saat din dersi görebilmesi sağlanmak-tadır. Örneğin İstanbul Beykoz’da tüm ortaokullar, ilçe-deki 3 imam hatip ortaokuluna bağlanarak 11 orta-okulda imam hatip şubesi açılmıştır. Beykoz’da baş-latılan uygulama ile ilkokul ve ortaokul binalarına imamhatip şubeleri açılarak imam hatip eğitimi yaygınlaştı-rılmaya çalışılmaktadır. 4+4+4 kesintili eğitim modeliylebaşlayan okul dönüşümleri devam ederken dönüştürülentüm okullar imam hatip okulu yapılmaktadır. Temel Öğre-timden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi getirilereköğrencilere imam hatip ve meslek liselerine gitmekadeta zorunlu hale gelmiştir.

Son olarak 2014-2015 egitim-öğretim yılı için alına-cak olan öğretmen kadrosu da bu gerçeği belgeler nite-liktedir. Buna AKP'nın “Yap-Okut-Devret” modelidiyebiliriz. Ülkeyi İmam Hatıp Okulları yap içerisineöğrencileri doldur ve sonra AKP'ye devret.

Temel Ders: Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi

2014-2015 eğitim-öğretim yılında yapılacak atamalarınen fazla 5 bin 34 ile İngilizce öğretmenliğinde olacağınıaçıkladı MEB, ancak din kültürü ve ahlak bilgisi öğret-menliği ile imam hatip liselerinde meslek derslerine ata-nacak öğretmen sayısının toplamı 5 bin 184'ü buluyor.

MEB'e göre 140 bin sendikalara göre ise 155 bin öğret-men açığı bulunmasına rağmen atanan öğretmen sayısı 40bin. Temel dersler dediğimiz tarih dersi için 339, matamatik

Gençlik Federasyonu’ndan

AKP'nin Eğitim PolitikasıBeyinlerimize Yönelmiş Bir Saldırıdır

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

41DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 42: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

için 1279, felsefe için 159, coğrafya için 322 öğretmen, biyo-loji 969 öğretmen atandı. Bu atamalar AKP'nin çocukları-mızı hangi temelde eğitmek istediğinin göstergesidir.Atanmayı bekleyen öğretmen sayısı 350 bin, öğretmenihtiyacı ise 150 bin civarında iken büyük çoğunluğu din ders-leri ve imam hatip okulları için atamaların yapılmasıçocuklarımızın gericilik ile zehirlenmesidir.

Sonuç Olarak;AKP, uyguladığı eğitim politikası ile halkı gericileş-

tirmek, yaşatılan sömürüye rıza göstermesini, sorunlarınnedeninin bilinmesini, mücadele inancı taşımasını engel-lemek istiyor. Çünkü umutsuz, kaygılı, kendilerine daya-tılan herşeyi kabul eden, en ufak sorunu çözme iradesi-ne sahip olmayan gençlerin, kadın ve erkeklerin varol-ması düzenin sürmesi için zorunlu şarttır.

-4+4+4 eğitim sistemi de, okulların imam-hatip okul-larına dönüştürülmesi de, kılık kıyafet 'serbestliği' ve 5bin 184 din eğitimcisinin atanması da AKP'nın eğitimigericileştirme ve iktidarına tabandan kıtle örgütleme prog-

ramının bir parçasıdır.

-AKP gerici bir eğitimle halkı pasifıze etmeyi ve işbir-likçi iktidarını daha uzun sürdürmenin derdindedir.

-Eğitim sistemiyle dindar, biat eden, sorgulamayaninsanlar yetiştirme çabalarına, eğitimin bu yönde yeni-den yapılandırılan içeriğine, yasaklanan kitaplara, TEOGsistemiyle hedeflenen amaçlara, özel okulların teşvikiy-le devlet eliyle sürdürülen eğitimin tamamen ortadan kal-dırılmasını teşhir etmeliyiz. Bize dayatılan bu eğitim siz-temini kabul etmemeliyiz. Sistemi değiştirmek içinmücadeleyi büyütmek zorundayız.

Parasız, bilimsel, demokratik, özgür, ana dilindeeğitimin olduğu bir eğitim istiyoruz. AKP’nin gerici eği-tim sistemine karşı bu talebimizi yükseltmeliyiz.

AKP, bir taraftan gerici, dinci eğitimi dayatırken diğertaraftan okullarımız yozlaşmanın içine batmıştır. Uyuş-turucu okulların içine kadar girmiştir. Ve bizzat AKP’ninpolisleri tarafından uyuşturucu teşvik edilmektedir...

AKP’nin çocuklarımızı uyuşturucuyla zehirlemesinekarşı da kararlılıkla mücadele etmeliyiz...

Ülkemizde Gençlik

Bizler Dev-Gençlileriz tarihimizcesaretin, militanlığın tarihi. Tarihimizolmazları olur yapmanın, ilklerin tari-hidir.

Bu onurlu tarihe kolay kolay sahipolmadık. Sadece, 45 yıl önce, bir grupgenç, bir araya gelerek Dev-Genç ismi-ni koyarak oluşturmadık bu hareketi. Heranında her yılında nice bedeller ödeye-rek; kan ve can pahasına kurduk veyaşattık. Dev-Genç Okulu’ndan yetişenkadrolarımızla tereddütsüz kendimiziTürkiye’nin bağımsızlık ve demokrasimücadelesine adadık ve halkın öncü-sü olduk. Bu yüzden halkımız Dev-Genç ismini duyunca yüzünde tebessümve daha bir sıcak yaklaşır bizlere.

Bu, Türkiye devriminin önderiniyetiştirmenin ve tarihte halkın hafı-zasından hiçbir zaman silinmeyecekkahramanlık destanları yazmanıngücüdür. Bu halkımız ile Dev-Genç’inkaynaştığının, bir olduğunun ispatıdır.

İşte böyle bir tarihi taşımanın onu-runa sahibiz. Bu yüzden daha birdikkatli oluyoruz ve her yapacağımızeylem, yazı, konuşmalarda bu tariheyakışır olmasına özen gösteriyoruz.

Her Dev-Genç’linin şimdiki hede-fi ise: Dev-Genç 45. Yıl Şenliği’ni 50kişiye anlatmak ve bunlardan en az 25kişiyi ikna etmek. Bunu başarabilece-ğimize inanıyoruz. Çünkü anlatacağı-mız Dev-Genç tarihi, herkesin imre-neceği, coşku ve heyecan ile sahiple-nebileceği bir tarihtir. İşte bu güç ile;haklılığımızın, meşruluğumuzun, onur-lu bir tarihin ,cesaretin, atılganlığın vebaş eğmezliğin gücü ile ikna edeceğiz.

Bizler, 44. yılımıza sığdırdığımızDTCF işgali ile, üniversite ve liselerdeBerkin’imiz için örgütlediğimiz boy-kotlarla, anadolunun her yanında büyüt-tüğümüz direnişlerle, ilk günkü cesa-retimizden ve inancımızdan bir milim

sapmadan bugün de Dev-Genç’in varolduğunu ve hala yaşadığını gösteriyo-ruz. Yeni yılımızda aynı kararlılık vecüretle geleneğimize yeni değerler kata-rak büyüteceğiz. Bunun için ilk iş, şen-liğimizi duymayan genç bırakmayaca-ğız. Kuracağımız komiteler ve en baş-ta tek tek bizlerin yapacağı kitle çalış-masıyla hedefimize ulaşacağız. Bu zordeğil. Şenliğimize binleri katmamızimkansız değil. İstersek, çok yakın.Buna inanıyoruz. Kendimize, tarihimi-ze güveniyoruz. Bu güvenle, her birimizşimdi şenliğe kadar mutlaka 50 kişiyeşenliğimizi anlatmayı ve en az 25 kişi-yi ikna edip getirmeyi hedeflemeliyiz.

Bu hedefi hepimiz koymalıyız ken-dimize. Dev-Genç kadrosu, çalışanıolmak, sempatizanı ya da taraftarıolmak fark etmez. Hepimiz aynı gele-neğe sahibiz, bu gururu paylaşıyoruz.Şenlik için binleri örgütlemek hepimi-zin görevidir.

DEV-GENÇ’LİLER ŞİMDİKİ GÖREVİMİZ

DEV-GENÇ ŞENLİĞİNE50 KİŞİYİ DAVET ETMEK VE25 KİŞİYİ İKNA ETMEKTİR!

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE42

Page 43: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Türkiye’nin her yerinde ÖğrenciMeclisleri eylemleri devam ediyor.Bazıları ikinci haftasına giren çadıreylemleri ile gençlik öğrenci meclis-leriyle tanışıyor.

Mücadelemiz,İnancımız ve HalkımızınSıcaklığıyla Isınıyoruz

Antep Öğrenci Meclisi Girişimi17 Eylül’de hem üniversite kam-

püsünde hem de Yeşilsu’da ÖğrenciMeclisleri Girişimi masa açtı.

Üniversitede açılan masada öğ-rencilere öğrenci meclisleriyle ilgilibilgi verildi. Çalışmada 150 adet bil-diri ve 15 Yürüyüş Dergisi dağıtıldı.18 Eylül 2014 tarihinde kurulacak ça-dır hakkında bilgi verildi. Çalışmaya4 kişi katıldı.

Yeşilsu'da açılan masada halklaöğrenci meclisleriyle ilgili sohbetedildi. Çalışmada 150 bildiri ve 2 Yü-rüyüş dergisi halka ulaştırıldı. Masa-ya gelen uyuşturucu bağımlısı 2 genç-le sohbet edildi. Çalışmaya 3 kişi ka-tıldı.

"Berkin'in UçurtmasınıVuramadılar"

Çanakkale Öğrenci MeclisiÇanakkale Esenler Mahalle-

si’ndeki Uğur Mumcu Parkı’nda ça-dır açıldı. Dev-Genç'liler Çanakkalehalkına, öğrenci meclisi çalışmaları-nı ve yozlaşmaya karşı nasıl mücadeleettiklerini anlatıyorlar. İlk gündenmahalle halkının sahiplenmesiylebirlikte polisler de ‘görev’lerinin ba-şına geçmişler. Gün boyu çadırın ol-duğu parkın etrafında sivil polisler tur

atıp Dev-Genç’lileri taciz etti. Mahallehalkı ise battaniye, çay, yiyecek içe-cek getirerek sahiplenmesini göster-di. İkinci gün ise Halk Cephesi’nin

uyuşturucuya karşı mücadelesini an-latan resim sergisi park içinde sergi-lendi. Resim sergisini gezenler gelipDev-Genç'lilerle sohbet ettiler.

Kırklareli Öğrenci MeclisiUlaşım zamlarına karşı başlatılan

kampanya 20 Eylül Cumartesi ve 21Eylül Pazar günü açılan masalarla de-vam ediyor. Cumartesi günü 4 buçuksaat, Pazar günü ise 3 saat açık kalanmasada bildiri dağıtıldı, imza toplandı.2 günde yaklaşık 450 adet imza top-landı. Ayrıca öğrencilere çarşambagünü zamlara karşı eylem çağrısıyapıldı.

Amed Öğrenci MeclisiÇadır eylemi 9. günde sona erdi.

Eylemin 7. gününde polisin tacizle-rine mahalle halkı Dev-Genç'lileri sa-hiplenerek gereken cevabı verdi. Kahhakkınızda şikayet var, kah kimlikkontrolü yapacağız diyerek taciz edenpolise, muhtarı, genci yaşlısıyla gelipçadırın önünde toplandı. Sahiplen-meyi gören polis geldiği gibi geri git-ti.

8. gün sohbetin konusu yozlaşma.Özellikle uyuşturucu konusunda ar-tık küçük çocukların bile kullanma-ya başladığına vurgu yapılıyor. HalkCephesi'nin yozlaşmaya karşı müca-delesini anlatıyor Dev-Genç'liler.

Antalya Öğrenci Meclisi Çadır eylemi 12 gündür sürüyor.

Artık mahalleden biri olarak bakılan

çadırda, Dev-Genç'liler halka öğren-ci meclislerinin işlevini anlatıyorlar.Eğitim sisteminin çarpıklığından ya-kınan veliler, gelip sorunlarını çadır-da tartışıyorlar.

Çadır eyleminin 11. Günü TEOG(Temel Öğretimden OrtaöğretimeGeçiş Uygulaması) konulu bir paneldüzenlendi. Uyuşturucu ve yozlaş-maya karşı birlikte hareket etmeningerekliliği üzerine bir konuşma ilebaşlayan panelde KESK üyesi AkmanŞimşek eğitim sisteminin durumunuanlattı. Gençliğin baskıcı ve bilimselolmayan bu eğitim sistemine karşı an-cak birleşerek sonuç alınabileceğinikaydeden Şimşek, gençliğin öğrencimeclislerinde örgütlenerek cevap ve-rebileceğini belirtti. Panele katılanAvukat Hakan Evcin ise parasız eği-tim hakkının herkes için geçerli ol-duğunu, anayasada açıkça belirtildi-ğini ve bu hukuksuz eğitim politika-sına karşı nasıl bir yol izlenmesi ge-rektiğini anlattı.

Panelde ayrıca liselerde uyuştu-rucu kullanımının ciddi boyutlaraulaştığı ve uyuşturucu belasına karşıancak örgütlü mücadelenin sonuçalabileceği ifade edilerek, öğrencimeclislerinde örgütlenme çağrısı ya-pıldı.

İzmir’de Liseli ÖğrenciMeclisi Girişimi ÇadırınaPolis Saldırısı Keyfidir,Yasadışıdırİzmir Yamanlar Mahallesi’nde 23

Eylül’de Liseli Öğrenci Meclisi Gi-rişimi çadırı açılacaktı. Açılacağınadair duyuru yapılmış, hazırlıklar baş-

Ülkemizde Gençlik

MMeclislerle Daha Güçlü Olduğumuzu Biliyoruz!Çadırlarımızla Bütün Türkiye’ye Ulaşacağız!

Antalya Çanakkale Dersim

28 Eylül2014

Yürüyüş

43DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 44: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

lamıştı. Fakat çadır açılacağını duyan ka-til polisler çadır alanına Öğrenci Mec-lis Girişimi’nden daha önce gitmişti.TOMA, çevik kuvvet, sivil polisler ha-zır bekliyordu. Alana girer girmez çadırkuracakların etrafı polislerce çevrildi.Polisler “Valilik kararı, burada çadır aça-mazsınız” diyerek çadıra izin verme-yince; öğrenci meclisi girişimi de “yolukapatmıyoruz, trafiği engellemiyoruz,parkın içindeyiz, halka zarar vermiyo-ruz… Burada neden açamayalım? Bizmeşruyuz. Çadırı açacağız!” diyerek ça-dırı açmaya yöneldiler. Çadır açmaya ça-lışanlara polisler azgınca saldırdı. Ma-

hir Doğan, Ulaş Arslan, Saffet Coşkunişkenceyle gözaltına alındı. Saat18.00’de gözaltına alınanlar, 21.30’daserbest bırakıldı. Gözaltı esnasında ya-pılan polis saldırısı nedeniyle Mahir Do-ğan’ın kulağından kan geldi.

MSGSÜ'deDev-Genç'lilerdenÖğrenci Meclisi Girişimi

22 Eylül'de yeni öğretim yılına baş-layan İstanbul Mimar Sinan Güzel Sa-natlar Üniversitesi'nde Dev-Genç'lilerçalışmalarına başladı. 22 Eylül günü Bo-

monti Kampüsü'nde kantin, yemekha-ne ve okul bahçesine 150 adet öğrencimeclisi çalışmalarına çağrı yapan afiş-ler asıldı. 1993 yılında MSGSÜ FındıklıKampüsü'nde katil polisin rehberlik vedayanışma masasına saldırması sonucukatledilen Seher Şahin'i tanıyan okul ça-lışanlarıyla birlikte uzun süre sohbet edil-di. Öğrenci meclisi çalışmalarındanbahsedilerek onlar da meclis çalışma-larına davet edildi. Sohbet sırasındayemekhanedeki kameralardan taşeron-laşmaya birçok sorundan bahseden ça-lışanlarla birlikte direnme sözü alındı.

Liseli Dev-Genç’liler 22 Eylül’de,Gazi Mahallesi’nde 19 Eylül günüŞair Abay Konanbay Lisesi’nde pan-kart asmaya çalışan iki liselinin sal-dırıya uğramasını protesto etti. Ber-kin’in siluetinin bulunduğu “Ber-kin’in Katilleri Cezalandırılsın” ya-zılı pankartı okulun camından asan ikiliseli, okul yönetimi tarafından ha-karete uğramış ve okuldan çıkarıl-maya çalışılmıştı.

Liseli Dev-Genç’liler, bu durumuprotesto etmek için 22 Eylül’de yineŞair Abay Lisesi'ne gittiler ve Ber-kin'in siluetinin olduğu pankartı astı-lar. Berkin'in katilleri, Liseli Dev-Genç’lilerin adalet istemine, Ber-kin'in katillerinden hesap sorma iste-mine tahammül edemediler. Akrepdiye tabir edilen zırhlı araçlarla oku-la girip terör estirmek istediler. AncakLiseli Dev-Genç’liler, sloganlarla,taşlarla katil sürülerini okuldan dışa-rı atmasının ardından çatışma çıktı.Büyük Gazi Parkı ve Muharrem Ka-rademir Tepesi’nde çatışmalar de-vam etti. İsmetpaşa Caddesi’nin bir ta-rafı çöp konteynerleriyle kapatılarakLiseli Dev-Genç pankartı açıldı. Ber-

kin’in katillerini palazlarken, müca-dele eden yoldaşları Liseli Dev-Genç'lilere saldıran katil polisin per-vasızlığına karşı tekrar Şair AbayKonanbay Lisesi önünde olma kara-rı alındı.

Liseli Dev-Genç'liler saat 15.00’daokul önünde toplanarak eylem yap-tılar. Açıklamada “Biz Liseli Dev-Gençliler olarak 19 Eylül günü ŞairAbay Konanbay Lisesi’nde' Ber-kin’in Katilleri Cezalandırılsın-LDG'yazılı pankartı okula astık. Okul ida-resi ve bir grup serseri pankarta sal-dırmış ve bizleri okuldan çıkarmak is-temiştir. Pankartımızı pazartesi günügelip açacağız dedik ve dediğimiziyaptık! Biz Liseli Dev-Genç'lileriz, buokul bizimdir!..” denildi ve ardındanokula girilerek tekrar Berkin’in si-luetinin olduğu “Berkin’in KatilleriCezalandırılsın” pankartı açıldı.

Bu duruma tahammül edemeyenkatiller, bu kez daha fazla akreple ge-lerek, lisenin önünde konuşlanmakistedilerse de kovuldular. Daha son-ra Gazi Halk Meclisi'ne gelen okulöğretmenleri yaptıkları için özürdileyip polisi okuldan gönderdiler.

Liseli Dev-Genç’liler 23 Eylül’de Dev-Genç şenlik çalışmalarını yaptılar. Halil Rı-fat Paşa ve İTO Lisesi'nde, Dev-Genç 45.Yıl Şenliği'ni tüm liselilere duyurdular.

Sınıflara tek tek girerek çağrılar yapanLiseli Dev-Genç’liler öğrencilere bildiri da-ğıttılar. Koridorlara afişler asarak tüm öğ-rencilerin görmesini sağladılar. Öğrenciler,Liseli Dev-Genç’lileri sınıflarda alkışlarlakarşıladılar. Liseli Dev-Genç'lilere sarılanöğrenciler şenlik için de bilgi aldılar.

Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde Dev-Genç'liler tarafından 24 Eylül’de dayanışmamasası açıldı. Kütüphane karşısına açılan ma-sada, Yürüyüş Dergisi’ne ilgi yoğun oldu. Öğ-rencilerle yozlaşmaya karşı nasıl mücadeleedildiği ve öğrenci meclisleri anlatıldı. Bey-tepe’de son zamanlarda yaşanan, rektörlüğünBüyükşehir Belediyesi’yle birlikte yürüttü-ğü (!) ve öğrencileri mağdur ettiği ulaşım so-runu üzerine tartışıldı. Aynı zamanda Dev-Genç'in 45. yılını ODTÜ'de kutlayacağınınduyurusu yapıldı.

Saldırılarla Bizleri Yıldıramazsınız!Adalet İstemekten Vazgeçmeyeceğiz!

Mahirden Dayı’yaDev-Genç 45 Yaşında

Hacettepe ÜniversitesindeMasa Açıld ı

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE44

Antep Kırklareli MSGSÜ

Page 45: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Dev-Genç’lilerin WanAnadolu Konteynerkent'tekütüphane kurma çalışmasıylailgili yaptığımız röportajı ya-yınlıyoruz.

Yürüyüş: Kendinizi ta-nıtır mısınız? Neden kü-tüphane? Neden AnadoluKonteynerkent?

Vedat Doğan: Ben VedatDoğan, 22 yaşındayım. An-kara’da öğrenciyim.

Bugün AKP yaptığı pislikler kar-şısında, kimse çıkıp hesap sormasındiye yoksul halk üzerinde yozlaştırmapolitikaları uygulayarak düşünmeyen,sorgulamayan, okumayan bir nesilyaratmaya çalışıyor. Bizler de Dev-Genç’liler olarak yoksul halkımızıbu yozlaştırma bataklığından uzaktutmak için bir alternatif olarak WanAnadolu Konteyner kentte “Bir Kitapda Sen Getir” kampanyası adı altındakütüphane kurma çalışmalarımızabaşladık. Bunu Anadolu Konteyner-kent’te yapmamızın amacı, buradakihalkın en yoksul halkımız yani budüzenin en çok korktuğu kesim ol-ması. Bu yüzden en çok yozlaştırmakistediği kesim de burası. Daha önceorada kütüphane, park, mescit vb.yerlerin vali tarafından ellerindenalınmasından dolayı sosyal yaşamalanının kalmaması ve biz bu sosyalalanı tekrar yaratmak için kütüphanekurmak istedik.

Malik Kef: Ben Malik Kef. 23yaşındayım. Wan Özalpliyim.

Çünkü konteynerkentte herhangisosyal bir yaşam alanı yoktu. Burju-vazi sorgulamayan, okumayan birnesil yetiştirmek istiyor. Onlar dabiliyor ki bilgi güçtür, ondan yoz-laştırmak istiyorlar halkı. Onun içinyozlaşmaya karşı halk kütüphanesinikurmaya karar verdik.

Mahir Doğan: Ben Mahir Do-ğan. 22 yaşındayım. Aslen Dersim’li-

yim.

Wan’da 3 yıl önce meydanagelen, depremde evlerini kaybedenyoksul halkımız AKP tarafından kon-teynerlara hapsedildi. Depremin üze-rinden 3 yıl geçmesine rağmen ba-rınma sorununu çözmeyen, kontey-nera hapseden devlet yanı sıra in-sanların kendisini geliştirebileceği,zaman geçirebileceği yaşam alanlarınıda elinden aldı. AKP yozlaştırmasaldırısıyla okumayan, kendini ge-liştirmeyen, sorgulamayan, düşün-meyen bir toplum yaratmak istiyor.Bizler Dev-Genç’liler olarak “Bilgigüçtür” sözünden yola çıkarak in-sanların kendilerini geliştirebileceği,çocukların faydalı bir şekilde zamangeçireceğini düşünerek kütüphanekurduk.

Yürüyüş: Çalışmalara ne za-man başladınız? Ne kadar sürdü?Şimdi neler yapıyorsunuz?

Vedat Doğan: ÇalışmalaraAğustos’un ilk haftasında başladık,Ağustos’un sonuna kadar devam etti.

Wan Sanat Sokağı'nda her gün“Bir Kitap da Sen Getir” kampan-yası adı altında masa açıyorduk. Aç-tığımız masada her gün kampanya-mızı duyurmak için bildiri dağıtı-yorduk, afiş yapıyorduk. Yeri geldiSanat Sokağı’nda pankartlar astık.İnternet üzerinden kampanyanın du-yurusunu yaptık. Eski konteynerların

kapılarından ve dolapların-dan kitaplıklar yaptık. Yerigeldi Anadolu Konteynerhalkından yardım istedikçalışmalarımıza dahil et-tik…

“Polis, Zabıtaİşbirliğine Son”

Kampanyamızın ilk gün-lerinde AKP’nin katil pol-isleri masamızı taciz edi-yordu. Ajitasyonlarla polisi

teşhir ettiğimizde halk bizi sahiple-niyordu ve polisi oradan kovuyordu.Bizimle her defasında baş edemeye-ceğini anlayınca katil polisler önü-müzde zabıtayı arayarak bizi zabıtaylakarşı karşıya getiriyordu. İlk günlerdezabıtanın bize saldırmaya çalışmasınıhalka teşhir edince masamızı kaldı-ramadılar. Ama sonraki günlerde za-bıtalar hazırlıklı gelmişlerdi. BDP’ninve PKK’nin ismini kullanıyordu hal-kın önünde. Ve bazı provokatörlerinyardımıyla meseleyi Çayan’daki olay-lara çekip bize saldırdılar… Bu bi-linçli yapılan bir saldırıydı. Sonrakigünlerde her masa açtığımızda ken-disini halktan diye tanıtan Kürt mil-liyetçileri defalarca “Siz Kürdistan'daçalışma yapamazsınız, siz İstan-bul’da standımıza saldırdınız, ma-sanızı kaldırmazsanız size saldıra-cağız” gibi her gün tehditler aldık.Masayı kaldırmayacağımızı söylersöylemez zabıta ve bazı Kürt milli-yetçileri bize saldırdı. Bizler de sal-dırıdan sonra “Polis, Zabıta İşbir-liğine Son” yazılı bir ozalit çıkartıpoturma eylemi başlattık. Kampan-yamızın son gününde kendini halktandiye tanıtan ve sonradan örgütlü ol-duğunu söyleyen iki kişi “Bu masayıkaldırın döndüğümüzde görürsekdağıtırız” dediler. Biz Dev-Genç’lilerkaldırmayacağımızı söyledik. Kürtmilliyetçileri bizi sürekli gözetledik-lerini, ne zaman, nerede olduğumuzubildiklerini söyleyerek bizi çok kez

Röportaj

Bilgi Güçtür!Birleşelim, Mücadele Edelim Kazanal m!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

45DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 46: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

tehdit ettiler. Ama bizler bu tehditlerealdırmadan çalışmalarımıza devamettik. Yaptıkları tehditlerinin içi boşolduğunu onlar kadar biz de iyi bili-yorduk. Çünkü Wan’ın merkezindeKürt halkının önünde devrimci kanıdökerlerse bunun hesabını vereme-yeceklerini kendileri de çok iyi bili-yordu.

Malik Kef: Ben Ağustos’un or-talarında çalışmalara katıldım. 29Ağustos’a kadar sürdü. Hiçbir güç,engel tanımaksızın 29’unda kütüp-hanemizi açtık. “Bir Kitap da SenGetir” kampanyamız hala geçerli.

Çalışmalarımız çok yoğun geçi-yordu. Wan Sanat Sokağı’nda saat17.00 ile 19.00 arası her gün masaaçıyorduk. Masada bildiriler dağıttık,afiş çalışması yaptık. Bazı kurumlaragittiğimizde kütüphane rafı için destekistedik. Biz de Dev-Genç olarak sağ-dan soldan topladığımız eski kon-teyner kapılarını topladık. Bu kapılarıtestere ile kestik raf yaptık, kütüphaneiçin çocukların emeği var bu raflarda,bize yardım ettiler. Halkın da emeğivar. Polis, zabıta ve provokatörlerinsaldırısına uğradık. Kendini BDPgençliği olarak tanımlayan kişiler

masamıza gelerek tehdit ettiler. Ma-samız dağıtıldı. Bildirilerimiz yeresavruldu, kitaplarımızı çaldılar.

Mahir Doğan: Kütüphane açmaçalışmalarımıza Ağustos ayının baş-larında başladık. Kütüphanenin açılıştarihi olan 29 Ağustos’a kadar çalış-malarımız aralıksız sürdü.

Açılacak olan kütüphanenin halkadayanmasına ve halkı da çalışmalarıniçine katmaya çalıştık. Halk tarafındankütüphane ve başlatılan kitap kam-panyası sahiplenildi. Hemen her günmasaya kitaplarıyla geldiler. Ayrıcamasa açtığımız günden beri polisinzabıtanın provokatörlerin sözlü vefiziki saldırılarına uğradık. Zabıta ta-rafından tartaklandık, kitaplarımız der-gilerimiz yırtıldı. Ama kurumların bugirişimleri zamana yaymasıyla halklabirlikte kullanılmayan kapı ve mutfakdolaplarından kitaplık yaptık.

Yürüyüş: Kütüphaneye nedenHasan Beyaz ismini verdiniz?

Vedat Doğan: Hasan BeyazWan’da birinci deprem meydana gel-diğinde Dersim’den Wan’a yardım içingiden TAYAD'lı bir amcamızdı. Kendisi

Bayram Oteli’nde kalıyordu. Valininburası sağlam deyip insanları doldur-duğu yerdi. Ama ikinci depremde Bay-ram Oteli yıkıldı. Hasan Beyaz da oesnada şehit düştü. Bizler Dev-Genç’li-ler olarak şehidimizin ismini Wan’dayaşatmak için Anadolu KonteynerkentHalk Meclisi’nin de onayıyla kütüp-hanemize bu ismi verdik.

Malik Kef: Hasan Beyaz amcaTAYAD'lıydı, Dersimliydi, 60 yaş-larındaydı. Wan’ın birinci depremindedepremzedelere yardım için Wan’agelmişti. Wan’ın ikinci depremindeyine depremzedeler için gelmişti.Misafir kaldığı Bayram Oteli’nin en-kazında şehit olmuştu. ‘Hasan BeyazHalklar Kütüphanesi’nin isminiWan Depremzedeler Halk Meclisiile uygun bulduk.

Mahir Doğan: Hasan Beyaz birşehit babasıydı. Van’da 3 yıl önce ya-şanan depremden sonra 60’ı aşkın ya-şına rağmen halk sevgisiyle dayanışmaruhuyla Wan’a gitti. Wan’da meydanagelen 2. depremle beraber göçük altındakalarak şehit düştü. Bizler de Hasanamcamızın Wan halkının gönlünde ol-duğunu biliyoruz. İsmi bir kez dahakütüphanemizle birlikte ölümsüzleşti.

Wan Halk Cephesi, Ezidilere yönelik zulme ve katliamailişkin bir açıklama yaptı. Açıklamada: "IŞİD’i yaratanemperyalizm ve işbirlikçi AKP’dir. Katil AKP aylarcadevletin tüm kurumlarını seferber ederek ambulanslarla,askeri araçlarla, tırlarla IŞİD’e ve onun gibi pek çokİslamcı çeteye Suriye’ye, Irak’a silah taşıdı. Bu da yetmedi“İnsani Yardım” diyerek IŞİD gibi İslamcı çetelerin Suriye'de, Irak’ta halkların kanını dökmesine maddi destek sağladı.Bu da yetmedi! Pek çok şehrimizden kandırdığı gençlerimizikendi paravan dernekleriyle Suriye' de, Irak' ta halklarınkanını dökmesi için IŞİD’e ve benzer İslamcı çetelere ka-tılımını sağladı. Suriye sınırındaki illerde kurduğu kamplardaaskeri eğitimler verdi. Silah atölyeleri oluşturdu. İşbirlikçiAKP bunu “en büyük müttefiki” ABD’nin ve onun gibiemperyalist devletlerin desteğiyle yaptı. Bugün Amerika,tüm dünya halklarının olduğu gibi Ortadoğu halklarınında baş düşmanıdır. Irak Kürdistanı’nda Ezidi halkınındökülen kanıyla beslenen Amerika’dır. Ve İslamcı çeteIŞİD onun beslemesidir. Biz Wan Halk Cephesi ve Wan

Dev-Genç olarak halkların kardeşliğine inanıyoruz. Bununiçin başlatmış olduğumuz 1 aylık yardım kampanyasıylaSilopi' de bulunan belediyenin açtığı yardım kamplarındakalan Ezidi halkımıza yardımlar ulaştıracağız" denildi.

İhtiyaç Listesi:- Konteyner- Kuru gıda- Çocuk maması- Çocuk bezi- Vitamin ilaçları- Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlar- Fizyolojik serumlar (ishal vakaları çok sık yaşandığı

için)- Temizlik malzemeleri

Not: Ezidi halkımız mavi ve lacivert renkli kıyafetlerigiymiyor.

İRTİBAT: 0536 580 95 [email protected]

[email protected]

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE46

Emperyalizme ve Çetesi IŞİD’e Karşı, Ezidi Halkımız İleDayanışmayı Büyütüyoruz!

Sen de Elini Uzat!

Page 47: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

447DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

24 Eylül’de İstanbul - ÇağlayanAdalet Sarayı C-Kapısı önündekiSultan Işıklı’nın davasına yapılançağrıda: “21 Temmuz 2012 tarihindeGazi Mahallesi girişinde yaşanan ça-tışmada savaşçımız Hasan Selim Gö-nen (Rıza Komutan) şehit düşmüşve diğer savaşçımız Sultan Işıklı ağıryaralanmıştı.

Halkımız!Sultan Işıklı ve Hasan Selim Gö-

nen halkın adaletini uygulayan sa-vaşçılarımızdır. Bugün Halk Ayak-lanmasında insanlarımızı katledenleri,kör edenleri, sakat bırakanları, 14yaşında Berkin’imizi katledenleri,Hasan Ferit’i katleden uyuşturucuçetelerini ve daha nicelerini bu dü-zenin mahkemeleri yargılamıyor, tamaksine kolluyor. Bu durumda ise dev-reye halkın adaleti giriyor.

Bizler, halkın adaleti için savaşansavaşçılarımızı sahiplenelim. Ve hay-kıralım Sultan Işıklı’yı değil HasanSelim Gönen’in katillerini, halk düş-manlarını yargılayın! Sultan Işıklı’yısahiplenelim!” denilmiştir.

Asıl katilleri yargılamayan bu dü-zenin mahkemelerine karşı halkınadaletini uygulayanların sahiplen-mesinin meşruluğuyla mahkeme bi-nasının önüne gidenler polisin sal-dırısına uğradı ve gözaltına alındı.

Görülecek duruşma öncesinde Çağ-layan İstanbul Adliyesi C Kapısı önün-de Dev-Genç’liler eylem yapmak is-tediler. Katil polis Dev-Genç’lilereazgınca saldırarak onları yukarıya

kadar sürükledi. Saldırıların ardındanburada oturma eylemi başlatan Dev-Genç’lileri hazmedemeyen polisler,bu sefer de gaz sıkarak tekrar saldırıdabulundu. Dev-Genç’liler burada dabütün coşkularıyla katledilen HasanSelim Gönen’i ve Halk SavaşçısıSultan Işıklı’yı yalnız bırakmayacak-larını yarattıkları direnişle ortaya koy-dular. Dev-Genç’liler oturma eylemininardından duruşmaya gireceklerini be-lirttiler ancak AKP’nin beslemeleri CKapısı’nın girişinde “sokamayız, izinyok” gibi gerekçeler gösterdiler. Dev-Genç’liler adliyeye istedikleri kapıdangirmeye hakları olduğunu ve bu da-yatmanın hukuksuzluğunu ortaya koy-dular ve izin vermezlerse zorla gire-ceklerini söylediler. Polisler yaptıklarıhukuksuzluğun yüzlerine vurulmasınakarşı "bekleyin savcıyla görüşülüyor”şeklinde açıklamalar yapmaya çalıştılar.Yaklaşık 10 dakika bekleyen Dev-Genç’liler yan girişten hızla girerekalt bahçeye indi. Polisler tekrar önlerineçıkarak barikat kurdular. Dev-Genç’lilerduruşmaya ne pahasına olursa olsungireceklerini ve tekrar üst bahçeyeçıkmayacaklarını vurguladılar.

Bunun üzerine katiller tekrar saldırdıve Dev-Genç’lileri yerlerde sürükle-yerek gözaltına almaya başladı. İçeridepankart açan Dev-Genç’lileri de zorlaotobüse bindirdiler. Üst bahçede kalankitleye de saldıran hazımsız polislerekarşı, etraftaki halktan insanlar da tepkigösterdiler. Gözaltına alınmayıp yukarısürüklenen Dev-Genç’liler de gözal-

tındakiler serbest bırakılana kadar sü-recek olan oturma eylemine başladılar.Gözaltına alınan 17 Dev-Genç’li be-lediye otobüsleriyle arkadan kelepçelihalde Vatan Emniyeti Siyasi Şube’yegötürüldüler. Araç içinde de ters ke-lepçeli halde polisten işkence gördü-ler.

Halk Cepheliler ve Dev-Genç’lilerpolisin tüm saldırılarına rağmen mah-keme bitimine kadar adliye önündeoturma eylemi yaptılar. Mahkemebitiminde gözaltına alınan arkadaş-larını sahiplenmek amacıyla VatanEmniyet Müdürlüğü’ne giderek otur-ma eylemine devam ettiler. Dev-Genç’lilerin kararlılığı karşısında ça-resiz kalan polis 2 kişiyi (Caner Ka-rabayır-Hakan Aydemir) gözaltınaalarak direnişi bitireceğini sandı; amayanıldı, oturma eylemi devam etti.

Gözaltına alınanların isimleri: Ba-kican Işık, Onur Dişkaya, Ebru Ye-şilırmak, Ahmet Atılgan, Cansu Ala-taş, Helin Bölek, Elif Yönden, AhmetBay, Ebru Özkan, Zulal Özcan, ÖzkanYılmaz, Denizcan Ablak, BünyaminKılıç (Şişli Çocuk Büro’da tutuldu),Yılmaz…, Özcan…, Ayhan…, Ey-lem…, Ozan…

Dev-Genç’liler ve Halk Cephelilergözaltındakiler serbest bırakılıncayakadar Vatan Emniyet Müdürlüğü'nünönündeki bekleyişlerini sürdürecek-lerini belirtti. Ertesi gün tutuklamatalebiyle mahkemeye sevk edilenDev-Genç’lilerin tamamı serbest bı-rakıldı.

Sultan Işıklı Halkın Savaşçısıdır,Faşizmin Mahkemeleri Yargılayamaz!

Page 48: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Hatay-Tekebaşı Mahallesi’nde halk komiteleri semi-neri düzenlendi. 19 Eylül’de belde kahvehanelerinden birihalkla birlikte temizlendi. Seminerin duyurusu mahalle hal-kının çağrılarıyla ve dağıttıkları el ilanlarıyla yapıldı.

Seminerde, halk komitelerinin ne olduğu, ne için ku-rulduğu; devletin yozlaştırma politikası ve Hasan Ferit Ge-dik anlatıldı. İstanbul Gazi Mahallesi’ndeki Hasan FeritGedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş Merkezi ve Al-tınşehir’de Dev-Genç’lilerin mahalle halkıyla birlikte yap-maya başladıkları dernek binası örnek verildi.

Bu örnekler üzerine söz alan bir kişi mahallede okulsorunu olduğunu, okul inşaatının durduğunu ve mahalleninçocuklarının sabah 05.00’de başka köy okullarına gittiğini,bunun için de imza kampanyası başlattıklarını söyledi.Okul sorununun çözümü için Halk Komitesi olarak bir şey-ler yapılması gerektiği belirtildi. Daha sonra söz alan baş-ka bir kişi ise uyuşturucu ve fuhuş sorunundan bahsetti vehatta şu an temizlediğimiz alanda bile gençler uyuşturu-cu kullanıyor dedi. Daha sonra söz alan, DHKC şehidi Er-dinç Aslan’ın yengesi “Erdinç, bir gün sizi evlerinizdençıkaracaklar demişti. Biz de kızmıştık, biz buraya para ver-dik tapu aldık, bizi buradan çıkarmazlar diye. Ama şim-di diyoruz ki Erdinç haklıymış, bizi köylerimizden ede-cekler. IŞİD kapımıza dayandı… Daha ne bekliyoruz? Fu-

huş, uyuşturucu kapımızın önüne kadar geldi, evlerimi-zin içinde hatta. IŞİD de gelecek, artık taşın altına elimi-zi koymalıyız, ancak örgütlenirsek bunlarla baş edebili-riz” dedi.

Mahallelinin sorunlarının tartışıldığı seminer, yakla-şık 2 saat sürdü, seminere 80 kişi katıldı.

19-20 Eylül tarihlerinde 3001 Cadde üzerinde masa açı-larak Grup Yorum şarkıları eşliğinde yüzlerce el ilanı hal-ka ulaştırıldı. Ayrıca masada ve caddede yüzlerce Yürü-yüş Dergisi dağıtıldı. 19 Eylül akşamı 2 saat ses aracıy-la bütün ara sokaklarda çağrı yapıldı.

Aynı günlerde Halk Cepheliler gruplar halinde slo-ganlarla ve ajitasyonlarla bütün sokaklarda çağrı yaparakhalka binlerce el ilanı ulaştırdı. Kahvelerde konuşmalaryaptı. Çalışmalar esnasında katil polis caddeden geçme-ye kalkıştı ve taşlarla müdahale edilerek kovuldu. 20 Ey-lül akşamı ise katiller helikopterle gezerek evlere, HalkCepheliler'e ışık tuttu. Halk Cepheliler hesap sorma bi-linciyle çalışmalarına devam ettiler.

Hasan Ferit İçin Yüzlerce İnsan Yürüdü,Hesap Sormak İçin And İçti

21 Eylül akşamı Hasan Ferit yürüyüşünde milisler so-kakları zapt etti. Karakol Durağı’ndan başlayan yürüyüştekitle sloganlarla, alkışlarla Merkez’e kadar yürüdü. Mer-kez’e gelindiğinde yapılan açıklamada uyuşturucunun AKP

eliyle mahallelerimize sokulduğu, çetelerin ellerini kol-larını sallayarak gezerken devrimcilerin tutuklandığı an-latıldı. Hasan Ferit’in mahkeme sürecinden söz edilerekuyuşturucuya karşı mücadelenin aynı zamanda adalet mü-cadelesi olduğu vurgulandı. Açıklamanın ardından kitleSağlık Ocağı’na doğru yürüyüşe geçti. Coşkulu slogan-larla Çeşme Durağı’na gelindiğinde, Cephe Milisleriuzun ve kısa namlulu silahlarıyla, tek tip kıyafetleriyle-riyle kitleyi karşıladı. Askeri yürüyüşleri, umudun slo-ganlarıyla halkın adalet özleminin tercümanı olan milis-ler, Emek Pastanesi önüne geldiğinde çember oluşturarakkitleyi bekledi. Halk, milislere yaklaşmak isterken havaifişeklerle coşku daha da arttı. Ardından Hasan Ferit içinyazılan yemin metni hep bir ağızdan okunarak hesap so-rulacağı haykırıldı. Yeminden sonra milisler silahlarıylahavaya defalarca ateş ettiler. Umudun adını haykıran kit-le milisleri selamlarken eylem mücadelenin büyütülece-ği, halk komiteleri ve halk meclisleriyle sorunlarımızın çö-züleceği vurgusuyla bitirildi. Eyleme 500’ü aşkın kişi ka-tıldı.

Kitleselliğimizle Hesap Sorma Bilincini Büyütüyoruz

Halkın Örgütlü Gücü Yenilmez!

Antep’te her hafta olduğu gibi 23 Eylül’de bir ara-ya gelen Halk Cepheliler hep beraber film izlediler. Ya-pılan film gösteriminde Kasabanın Sırrı filmi izlendi. Ar-dından film üzerine sohbetler edildi. Haftaya yeni birfilmde buluşmak üzere program sona erdi.

Antep’te Film Gösterimi

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE48

Page 49: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

ESP, gün geçmiyor ki yeni bir yalanortaya atmasın…

İşte, yeni yalanlarından bir tanesi;ETHA’nın internet sitesinde yapılanhaberde 2 resim paylaşılmış ve bu 2 re-simde de derneğimize gidip gelen, der-neğimizin çevresinde olan insanlar teş-hir edilmiş. Habere “Halk Cephesi ileçetecilerin fotoğrafları yayınlandı” diyebaşlık atılmış.

ESP ne yapmaya çalışıyor? Daha ön-cesinde de ESP yaptığı açıklamada in-sanlarımızın isimlerini açık açık vere-rek teşhir etmiştir.

Bunun adı İHBARCILIKTIR!Bugün ESP’nin yaptığını yıllar önce,

şimdinin İşçi Partisi, Aydınlık çevresiyapıyordu. Gazetelerinde devrimcilerinisimlerini, çalıştıkları yerleri, kaldıkla-rı evleri ve görevlerini ihbar ederek po-lisin tutuklamasına, katletmesine ortakoluyordu. Biz o zaman Aydınlık’a yap-tığının ihbarcılık olduğunu, ileride ge-leceği noktayı söylemiştik. Bugün İşçiPartisi karşı-devrimci bir partidir.

Yine 2 yıl önce burjuva medya iki ar-kadaşımızı Sultan Işıklı ve Hasan Selim

Gönen’i resimleriyle teşhir etmiş, biri-nin katledilmesine, birinin sakat kal-masına, tutsak düşmesine sebep ol-muştur.

ESP ise isminde “Sosyalist” sıfatını ta-şıyor olmasına rağmen bunun misyonu-na, ağırlığına göre hareket etmiyor. Yap-tığı yalan haber ve açıklamalarla halkınbilincini çarpıtıyor. Cephe'ye karşı halkıdüşmanlaştırmaya çalışıyor.

Daha bir hafta önce, 12 Eylül günüAKP’nin binlerce katil polisiyle onlar-ca evi bastığı, gözaltına aldığı baskındada burjuva medya “DHKP-C’liler uyuş-turucu çeteleriyle işbirliği yapıyor, maf-yalarla çalışıyor, haraç kesiyor” diye po-listen servis ettiği haberleri yapıyordu.

ESP’nin ETHA’da yayınlanan ha-berinin, polisin yaptırdığı bu haberdenbir farkı var mı? HAYIR YOK!

Burjuva medya da yalan söylüyor,halkı Cephe’ye karşı kışkırtıyor, Cephe’yikaralıyor. ESP de yalan söylüyor, halkaCepheliler'i kötü göstermeye çalışıyor.

SONUÇ OLARAK:1- ESP’nin yaptığı, sosyalistlik de-

ğil, ihbarcılıktır. ESP yalancı ve iftira-

cıdır.2- İhbarcılık, devrimcilerin tutsak

düşmesine, katledilmesine sebep olur.3- Devrimcileri faşizmin kucağına

atmak ahlaksızlıktır, cezası ağırdır.4- ESP, resimdekilerin hangisi çe-

tecidir, kanıtlamalıdır.5- Halkımızın bir sözü vardır “Ya-

lancının mumu yatsıya kadar yanar”.ESP, Mustafa Ceylan yalanlarındansonra teşhir olmuş, sıkışmıştır. Bununhezeyanıyla çırpınıyor ve saldırıyor.

Gazi halkı kimin çetecilerle olduğu-nu, kimin çetelerle, uyuşturucuyla mü-cadele ettiğini iyi biliyor. Bundandır 12Eylül sabahı yapılan baskında Cepheli-lerle beraber sabahın 05.00’inden gece-nin 02.00’sine kadar halkın çatışması.

GAZİ HALK CEPHESİ20 Eylül 2014

Ankara: Uyuşturucuya, fuhuşa,kumara ve yozlaşmaya karşı İdilcanKültür Merkezi tarafından düzen-lenen “Hasan Ferit Gedik FutbolTurnuvası” 20 Eylül gecesi SokakSpor ve Şahintepe Spor arasındakikarşılaşmayla sona erdi. Takımlar fi-nalde Şahintepe Spor, Sokak Spo-ru 3-0 yenerek turnuvanın şampi-yonu oldu.

Kupa töreni 2. Anadolu HalkKonseri'nde yapıldı. Törende üçün-cülük Halkın Mimar ve Mühendis-leri’ne, İkincilik Sokak Spora, bi-rincilik kupası ise Şahintepe Spor'averildi. Ayrıca şampiyon takımınoyuncularına madalya takıldı. Ta-kımlardan gelen istek üzerine Ha-san Ferit Gedik adına bir alternatifhalı saha ligi kurulması düşünülü-yor. Bu çalışmanın duyurusu Ekimayında yapılacak.

Eskişehir’de "Hasan Ferit Ge-dik Futbol Turnuvası" 18 Eylül'deyapılan maçlarla başladı. GültepeKültür Dayanışma Derneği tara-

fından düzenlenen turnuvada ilkgün, iki maç yapıldı. Turnuva öncesihalı sahaya pankartlar asıldı. Kar-şılaşmayı izleyenler tarafından Ha-san Ferit Gedik’i anan ve hesap so-ran sloganlar atıldı. İlk maçta Gül-tepe Kültür Dayanışma Derneği,SES Eskişehir Şube’ye 14-5 yenil-di. İkinci maçta ise Hacı Bektaş-ıVeli Derneği, Acil Terzi’yi 16-6mağlup etti. Turnuva, 2 Ekim’de ya-pılacak olan final karşılaşması ilesona erecek.

Antalya'da 20 Eylül'de, futbolturnuvasının ilk maçı yapıldı. İlkmaç, Gençlik Spor ve Gebizli Sporarasında oldu. Gebizli Spor’un 15-5 galibiyetiyle sonuçlandı.

21 Eylül’de oynanan ilk maçKartal Spor ve Konuksever Sporarasında oldu. Kartalspor’un 6-5 ga-libiyetiyle sonuçlanan turnuvayaKartal Spor ve Özgür Spor arasın-da devam edildi. Özgür Spor 10-6galip geldi.

İdil Halk Tiyatrosu “Kanlı Gömlek” isim-li oyununu halkın olduğu her yerde sergiliyor.13 Eylül'de Armutlu Güz Şenliği’nde Hasan Fe-rit Gedik'in kanlı gömleğini konu alan oyununardından, oyuncular duygularını paylaştılar.Oyunculardan sonra Hasan Ferit'in annesi Nu-ray Gedik, şiir okuyarak duygularını ifadeetti.

Tiyatro ekibi 14 Eylül'de Halk Cephesi’ninHalk Sofrası Pikniği'nde de sahneledi. Tiyatrooyuncuları ayrıca kostümleriyle İdil Kültür Mer-kezi kurs kayıt bildirileri dağıttı ve açtıkları ça-dırlarda kurs kayıtları aldı. Bir saat süren do-ğaçlama atölyesiyle de, yaşlısından gencine pik-niğe katılanların tiyatroyla tanışması sağlandı.

15 Eylül'de ise Hasan Ferit Gedik’in Kar-tal Adliyesi'nde görülen mahkemesindeydi.Hasan Ferit Gedik'in kanlı gömleğini su ile te-mizlemeye çalışan ve adalet arayan bir anne-nin haykırışlarına devrimcilerin kulak verme-sini anlatan oyun oynanırken Gökhan Aktaş'ınannesi ağıt yaktı.

İhbarcı, İftiracı ESP NeyinPeşinde?

Alternatif Halı Saha Ligi Kuruyoruz“ Kanlı Gömlek”

Halkımızın Adalet İsteğidir!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

49DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Page 50: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE550

Amerikan Emperyalizmi ve Onunİşbirlikçileri Dünya Halklarına HesapVerecek!

Ortadoğu’da akan her damla kanınbaş sorumlusu Amerika’dır. Ortadoğukan revan içinde. Suriye başta olmaküzere 4 yıldır akan kanın, yapılan kat-liamların artık çetelesi tutulamayacaknoktaya gelmiştir.

Bu katliamları emperyalistler kendielleriyle besledikleri işbirlikçilerin eliyleyaptırmıştır. Afganistan’da ‘TALİBANVE EL KAİDE’ Libya’da Ulusal koa-lisyonun kurduğu ‘çetelerle’ Mısır’da‘Müslüman Kardeşler ve Abdul FettahEl Sisi, Suriye ve Irak’ta ise IŞİD veİslami gruplarla yapmıştır.

Kendi çıkarları için yapmayacaklarıahlaksızlık, alçaklık yoktur. Verdiklerisilahın kendilerine döneceğini bildiklerihalde bunu yaparlar. Çünkü bilirler kiIŞİD ve El Kaide gibi İslamcı gerici ör-gütler her halükarda kendilerine hizmetedecektir. Bugün olduğu gibi… IŞİD’iEsat iktidarına karşı kullandılar ve ya-rattıkları bu terörist örgütün silahı onlara,onların çıkarlarına yönlendirilmiş du-rumda. Ve şimdi dünyanın jandarmalığınıişbirlikçilerine yaptıran Amerika kendiyarattığı örgüte karşı birlik kurup savaşaçacağını açıkladı. Bunu teröre karşıyaptığını savunuyor. Kurdukları birlikteemperyalist ülkeler ve onların işbirlikçiuşakları var. Bunların başında SuudiArabistan ve AKP hükümeti var.

New York Times'a göre; …SuudiArabistan'ı IŞİD'e karşı yürütülecek sal-

dırılara ortak etmek istiyorlar. Türkiyeise 49 Türk vatandaşının IŞİD örgütününelinde bulunmasından dolayı, onlarınhayatlarını tehlikeye atmamak için mu-hatabına 'Direkt bir saldırının içinde ol-mayız' cevabını vermişti. Ancak şimdidurum değişti. Devlet yetkililerinin re-hinelerle ilgili tutarsız açıklamalarınarağmen, rehinelerin serbest bırakılmasışova dönüştü. Hemen ardından da Er-doğan, Amerika'nın Suriye ve Irak’a yö-nelik operasyonunu açıktan savunur halegelerek, “üzerimize düşeni yaparız” açık-lamasında bulundu.

Yapacakları işbirlikçiliği Türkiyehalkından gizlemek için yalan söylü-yorlar. Rehineler umurlarında değil buhalk düşmanlarının. Bu yalanları Irakişgalinde duyduk; ama Irak işgalindeİncirlik Hava Üssü olmak üzere ABDbirçok üssü kullanmıştır. Türkiye’denkalkan uçaklarla Irak halkını bombala-mış, katletmiştir. Bugün de Suriye’deaynısını yapmaya çalışıyorlar. Başındanberi yapamadıkları işgali, şimdi IŞİD’ibahane ederek Suriye’yi işgal etmeyeçalışıyorlar. Suriye’de başından beribeslenen işbirlikçiler, Suriye halkınınve ordusunun direnişine çarpmıştır, bu-gün de öyle olacaktır.

ABD başkanı Obama bir açıklama-sında; …Şu anda en büyük tehdidinOrtadoğu ve Kuzey Afrika’dan geldiğini,bunlardan birinin de IŞİD olduğunusöylüyor… ve ekliyor …Suriye’de mu-haliflere askeri yardımları artırdıklarınıhatırlatan Obama, Kongre’ye Suriyeli

muhaliflere daha fazla ekipman sağ-lanması ve eğitim verilmesi için ken-disine ek yetki ve kaynak sağlamasınıistiyor. Geçen aydan bu yana ABD’ninIrak’ta 150’den fazla hava saldırısı dü-zenlediğini ifade ederek, “Müttefikle-rimizle ve Kongre’yle istişarelerimizinardından ve Irak’ta yeni hükümetin ku-rulmasıyla birlikte, operasyonlar hızkazanacak” diyor…

Sizden ala terörist olamaz. Bir yandanIŞİD’e karşı savaş açarken diğer yandansözde daha ılımlı olan işbirlikçi ‘ÖzgürSuriye Ordusuna’ silah ve askeri yardımyapacaklar. Bu ikiyüzlü emperyalistlerive işbirlikçileri artık Suriye halkı baştaolmak üzere bütün dünya biliyor.

Artık, emperyalizme ve onun işbir-likçi uşaklarına, onların yarattığı, bes-lediği devşirme çetelerine karşı, halklarında bir birliği olmak zorunda. Birleş-meliyiz. Enternasyonalist ruhu yenidenyaratmalıyız ki bu işbirlikçi uşaklarave efendileri emperyalistlere güç oldu-ğumuzu gösterelim. Anti-emperyalistcephede birleşmek, halkımıza ve dünyahalklarına düşen görev ve sorumluluktur.Düşünceler ideolojiler farklı olabilir;ama aynı hedefte birleşebiliriz. Emper-yalistler kendi çıkarları için düşmanla-rıyla bile birlik kurabiliyorlar, halklarasavaş açabiliyorlar. Biz direniş örgütleri,halklar olarak birbirimize düşman değilaynı saftayız. Direnişi büyütmek için,anti-emperyalist, anti-faşist cephedebirleşelim kazanalım.

SURİYE HALK CEPHESİ

Amerikan Emperyalizmi Ortadoğu’daAkan Kanın Baş Sorumlusudur!

ABD IŞİD’e Karşı Mücadele Edemez!

Page 51: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Fransız Komünist Partisi'nin heryıl geleneksel olarak düzenlediğiFETE de L'HUMANİTE festivali12-13-14 Eylül tarihleri arasında Pa-ris'te, enternasyonalizme ihtiyaç du-yulan bir zamanda yapıldı.

Bu festivali her yıl bir milyonunüzerinde insan izlemekte, katılmak-tadır.

Bu yıl da dünyanın çeşitli ülkele-rinden anti-emperyalist, anti-Ameri-kancı parti ve örgütlerin katılımınınyanı sıra Fransız Komünist Parti-si'nin çeşitli parti örgütlerinin katıldığıfestivalde, yüzlerce demokratik kurumçadır ve stant açtı.

Halk Cephesi bu yıl festivale dahageniş bir katılımı hedefleyerek ha-zırlandı. Aylardır Suriye halkı için mü-cadele eden Halk Cepheliler bugün deFilistin halkının mücadelesini canla-rını ortaya koyarak desteklemektedir.Festival Halk Cepheliler için bu ya-nıyla da anlamlıydı.

Festivalin başladığı 12 Eylülgünü Halk Cephesi'nin çadırında Al-

manya'dan, Avusturya’dan, Belçi-ka’dan, Hollanda'dan ve İsviçre'dengelen ve orada çalışma yürütecekHalk Cepheliler vardı.

Halk Cephesi’ne ait olan 2 çadırfestival öncesi bu coşku ile hazırlan-dı. Çadıra kızıl bayraklar asıldı. YineFransızca Halk Cephesi yazan bir pan-kartın hemen yan tarafında uğrunaölümü bile göze alıp yanında oldu-ğumuz Filistin halkının bayrağı kızılbayrağımız ile birlikteydi.

Paris'teki tutsağımız ZEHRAKURTAY da sesi ile festivaldeydi.

Dayımız, hasta tutsaklarımız, mi-mar-mühendislerimizin çalışmalarıstantları güçlendiriyordu.

Halk Cephesi, festival için Fran-sızca ve İngilizce 15 bin broşür bas-tırarak Cephe'yi tüm halklara anlat-mayı hedef olarak önüne koydu. Yinebunun için 100 bin bildiri basıldı. Ay-rıca ZEHRA KURTAY'ın durumunuanlatan 10 bin bildiri daha dağıtıldıalanda. 500 adet afiş asılarak ZEHRAKURTAY'ın zulmün elinden çekilip

alınması için çağrı yapıldı.Festivalin 3 günü boyunca Halk

Cepheliler, binlerce broşür, binlercebildiri dağıtıp, stantları dolaşarakCephe'yi ve ülkemizi anlattılar.

Festival için Türkiye'den gelendevrimciler de vardı. Devrimci İşçiHareketi'nden Semiha Eyilik, HalkınMühendis ve Mimarlarından NeslihanŞimşek Kızıl ve Hasan Ferit GedikUyuşturucu ile Savaş ve KurtuluşMerkezi adına Muharrem Cengiz degeldi.

Wernicke-Korsakoff'lu devrimcitutsak Zehra Kurtay için de bir panelyapıldı.

Halk Cephesi standı önünde sık sıkmüzik yayını yapılıp halaylar çekil-di.

Bu yıl Avrupa Dev-Genç çalış-malarını yürüten gençlik de festiva-le emekleri ve coşkuları ile katıldı.

Halk Cepheliler’in Cephe'yi, ül-kedeki mücadelemizi coşku ile an-lattığı bu festival bir kazanım ol-muştur.

Av ru pa’da Enternasyonalizme En Çok İhtiyaçDuyulan Bir Zamanda

“Fete de l'Humanit”e Festivali!

Selanik’te 18 Eylül'de Ariste-telos KKE’nin dışındaki (Yuna-nistan Komünist Partisi) tüm so-lun katılımıyla bir yıl önce Ati-na’da faşistler tarafından katledi-len antifaşist sanatçı Pavlo Fis-sa’nın ölüm yıldönümünde yürü-yüş düzenlendi. Yürüyüşe 7 binkişi katıldı.

Halk Cepheliler de Yunanistan’daki gözaltı ve tutuk-lamaları teşhir eden ve politik tutuklularla desteğe çağıranbildiriler dağıttı.

Hafta içi de Pavlo Fisa’nın katledilmesi Yunanistan ge-nelinde yapılan çeşitli etkinlik ve yürüyüşlerle protesto edil-di. 17 Eylül akşam saat 18.00’da Atina’nın merkezindekiPropilea Meydanı’nda toplanma çağrısı yapan anarşistle-rin düzenlediği yürüyüşe yaklaşık 7000 kişi katıldı. HalkCepheliler de yürüyüşte kendi kampanya bildirilerini da-ğıtarak kitleyi devrimci tutsaklara sahip çıkmaya çağırdı.

Viyana Anadolu Kültür Merkezi'nde geçen yıl başlayanhaftalık Pazar kahvaltıları tatil aylarından sonra yeniden baş-ladı.

14 Eylül'de tatilden sonra yapılan ilk kahvaltıya 60 kişikatıldı. Kahvaltıdan sonra Filistin'e giden canlı kalkanlarile ilgili sohbet edildi. Canlı kalkanlara telefon açmaya çağ-rı yapıldı.

22 Eylül'de yapılan kahvaltıya 30 kişi katıldı. Kahval-tıdan sonra dernek komitesi tarafından dernek faaliyetleriüzerine sohbet edildi ve öneriler alındı.

Anti Faşist Sanatçı Pavlo FissaÖlüm Yıl Dönümünde Anıldı!

Kahvaltılarımız Eylemlerimizin VeÖrgütlülüğümüzün Başlangıçlarıdır!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

51DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

17 Eylül Çarşamba günü Epohi (mevsim) gazetesinindüzenlediği Türkiye İslami Hareketler ve Kürt Sorunu ko-nulu panelde, Tutsaklarla Dayanışma Komitesi de kürsüyekonuşma için davet edildi. Komite üyesi konuşmasında,Türkiye’nin IŞİD’i ekonomik ve askeri olarak destekle-diğine vurgu yapmasının ardından Yunanistan’da HalkCephelilere yönelik baskılara değinerek dayanışma çağ-rısı yaptı.

Tutsaklarla Dayanışmaya Çağrı

Page 52: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Anadolu Federasyonu üyeleri Mu-zaffer Doğan, Sonnur Demiray, Öz-gür Aslan ve Yusuf Taş’ın duruşma-sı 18 Eylül’de saat 09.00’da başladı.Mahkeme bize bir kez daha gösteri-yor ki, her şey önceden hazırlanmışplanlanmıştır.

BKA’nın şahit olarak geldiği mah-kemeye nasıl çalıştıklarını ve bilgilerinereden aldıklarını anlattılar.

BKA: Biz bilgilerimizi internettentopladık ve topluyoruz.

Bize birileri bilgileri veriyor ve bizbu bilgileri hazırlayarak bir dosya ya-pıyoruz.

Sonnur Demiray bizim içinDHKP-C üyesidir.

Sonnur Demiray Köln Derneğiiçin ev sahibiyle görüştü.

Sonnur Demiray dernekte üç gün

yattı.Avukat Soruyor:Bu bilgileri size kim veriyor?

BKA: Kurier (Gazete)Avukat: Kurier kim tanıyor mu-

sunuz?BKA: HayırAvukat: Tanımıyorsanız nasıl ala-

bilirsiniz bu bilgileri? Siz nasıl bir ça-lışma yapıyorsunuz?

BKA: Tanımama gerek yok, doğ-rudur. Çalışmamız gizlidir açıklaya-mam.

Avukat: Burada bir şey açıklaya-mazsanız neden şahit olarak geli-yorsunuz buraya. Ne hakla örgütüyesi diyorsunuz müvekkilime?

BKA: Öyledir kendisi.Avukatlar: Bu mahkemede bir se-

naryo oynanıyor, bu mahkemelere hiçgerek yok! Neden bizi burada saat-

lerce oyalıyorsunuz zaten siz mah-kemeyi önceden bitirmişsiniz.İtiraz ettikten sonra savcı şu cüm-

leleri söyledi: Burada bir resim çiz-memiz gerekiyor ne yapalım dedi vegüldü.

Görüldüğü gibi devrimci tutsaklarhukuksuz bir şekilde 14 aydır suçsuzbir şekilde cezaevlerinde tutuluyor.Kendilerinin bile söylediği gibi, bir re-sim çizilmeye çalışılıyor. Yoldaşları-mızın beyinleri hapsedilmeye çalışı-lıyor. Düşünce özgürlüğümüz yokedilmek isteniyor.

Devrimcilerin işlediği suçlar; busene Grup Yorum konserini 15 bin ki-şinin izlemesidir.

Ve seneye 50 bin kişi izleyecektir. Vız Gelir Devrimcilere O Du-

varlarınız

Stuttgart Yüksek Eyalet Mahkemesi’ndeSSüren Komedi Devam Ediyor!

Halk Cephesi'ndenÇağrı:Tüm emekçi halklarımızıve Grup Yorum dostlarını12 Ekim Pazar günü ger-çekleşecek olan Grup Yo-rum konserine katılmayave konser çalışmalarındagörev almaya davet ediyoruz.

Gelin bir iken iki olalım!

Grup Yorum biziz.

SÖYLEDİĞİMİZ TÜRKÜLERDE SENİN DE SE-SİN OLMALI!

İNGİLTERE YÜRÜYÜŞ DERGİSİTEMSİLCİLİĞİ

Londra’da Yürüyüş Dergisi standı her hafta cumarte-si olduğu gibi bu hafta da Wood Green Kütüphanesi önün-de açıldı. Saat 14.00 – 16.00 arası açılan standa bu haftaülkede ve dünyada gelişmeler konuşuldu.

Ayrıca 12 Ekim’de gerçekleşecek olan Grup YorumLondra konseri duyurusu yapıldı. El ilanları dağıtıldı.

İki saat süren stant boyunca 11 dergi halka ulaştırıldı.

Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızınanne-babalarını eğitmek geleceğe bilinçli nesiller bı-rakmak için çok önemli. İsviçre TAYAD Komitesi’ninorganizasyonuyla Zürih TAYAD bürosunda BFU ( Be-ratung für Unfalverhütung)’un düzenlediği bir toplan-tı gerçekleştirildi. Toplantıda çocuklarımızın kazalardannasıl korunacağı konusunu, konunun uzmanından din-leyen aileler, merak ettikleri soruları uzmana sorup ya-nıtlarını aldılar.

21 kişinin katıldığı toplantı 2 saat sürdü. Konuyu gö-rüntülü olarak da izleyen aileler toplantıdan memnun ay-rıldılar. Geleceğimiz hakkında yoğun ve verimli bir mü-cadele içindeki ailelerin ihtiyaçları olan bilgilerin ken-dilerine Türkçe olarak ulaştırılmasından memnun ol-duklarını, bu gibi bilgilendirme programlarını devametmesini istediklerini belittiler. TAYAD Komitesi hal-kı bilgilendirme ve bilinçlendirme toplantılarına devamedeceğini açıkladı.

İsviçre TAYAD’dan Aileler İçinEğitim Çalışması

Grup Yorum Londra’da

Yürüyüş Dergisi İle Devrime Giden YoldaYürümeye Devam Ediyoruz

Yürüyüş

28 Eylül2014

Sayı: 436

ZULMÜN OLDUĞU, ADALETİN OLMADIĞI YERDE52

Page 53: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Halk Cepheliler 21 Eylül günü,Kartal Meydanı’nda Hasan Fe-rit’e Adalet Çadırı'nı ziyaret etti veDayı’nın yaşamını anlatan, “BirDevrimci Dursun Karataş” kita-bının toplu satışını yaptılar. Ön-lükleriyle yürüyüşe geçen HalkCepheliler, 38 yılı devrime adan-mış bir hayatı, önderlerini, öğret-menlerini, zor süreçlerin yol açıcısıDursun Karataş’ın hayatını ve Da-yı’yı tanıyanların anlatımlarının ol-duğu ‘Bir Devrimci Dursun Ka-rataş’ kitabının tanıtımını ve dağı-tımını yaptılar. Kartal Meydanı,Bankalar Caddesi ve Çarşı'da el-lerinde önderlerinin kitabı olanHalk Cepheliler sık sık “Önder Yol-

daş Dursun Karataş”, “Öndere Selam Savaşa Devam” slo-ganlarını attılar. Yaptıkları sözlü çağrılarda; “Onunla yürüdük,sağlamlaştık, Onunla yürüdük devrime, kabul etmesek bile Da-yı’mız fiziki olarak aramızda yok. Onun yokluğunu hissettir-meyeceğiz! Onsuz Ama Onunlayız!” denildi. Dağıtımın ardındanHasan Ferit Gedik için açılan Adalet Çadırı'nın önüne gelerek“Çeteler Halka Hesap Verecek”, “Hasan Ferit Gedik Ölüm-süzdür” sloganları atıldı.

Bahçelievler Zafer Ma-hallesi'nde yapılan polis ope-rasyonlarını protesto etmekiçin Halk Cepheliler 16 Ey-lül’de eylem yaptı. Pazar Pa-zarı’nda yapılan eylemdeokunan açıklamada şunlaradeğinildi: "AKP’nin katilpolisleri komplolar kurarakhalkı sindirmeye çalışıyor.AKP’nin katil polisleri evle-rimizi neden basıyor, nedenbu kadar korkuyor… Çünküdüzenin dayattığı pisliğe, çü-rümüşlüğe tek alternatif biz-leriz. Hasan Ferit için BerkinElvan için, Uğur Kurt için adalet isteyen, hesap so-ran biziz! Bunun için saldırıyor AKP’nin katil pol-isleri. Hiçbir güç bizi yolumuzdan alıkoyamayacak.Adalet istemeye, haksızlıkların karşında durmaya de-vam edeceğiz. Katillerden hesap sormamızı hiçbir güçengelleyemeyecek” sözleriyle bitirildi. Açıklamaya43 kişi katıldı. Gözaltına alınanların hepsi aynı güniçerisinde serbest bırakıldı.

Geçtiğimiz hafta Wuppertal’da bulunan Anadolu Fe-derasyonu’nun ev sahibi Herr Schmitze gelen ve kendi-sini Düsseldorf’tan BKA komseri olarak tanıtan biri, “buderneğe kimler gelip gidiyor”, “bu dernekte neler yapılı-yor” vb. sorular sorarak ev sahibi üzerinde baskı kurma-ya çalışmış ve taciz etmiştir. Konuya ilişkin Anadolu Fe-derasyonu yaptığı açıklamayla Alman polisinin anti-de-mokratik işleyişini teşhir etti.

"Alman polisi ne yapmaya çalışıyor?

Elini kolunu sallayarak ortada dolaşan Nazilerin, ırk-çı katillerin peşine düşeceğine, açık legal faaliyet göste-ren Anadolu Federasyonu’nun faaliyetlerini soruşturma-ya çalışıyor.

BKA’ya ve Anayasa Koruma Örgütü'ne sormak isti-

yoruz: Kimdir bu Düsseldorf’tan gelen ve kendini komiserolarak tanıtan kişi?

Ne hakla Anadolu Federasyonu’na ev sahibine soru-lar sormaktadır, baskı uygulayıp taciz etmektedir? Açık-lama bekliyoruz!

Anadolu Federasyonu yıllardır sürdürdüğü legal, meş-ru ve demokratik faaliyetlerine devam edecektir.

Almanya’da yaşayan insanlarımızın haklarını arama-ya, onlar üzerindeki ayırımcı ırkçı uygulamalara karşı çı-kacak ve örgütlenmeye devam edecektir. HİÇBİR BAS-KI, TEHDİT BİZİ YILDIRAMAZ, EMEĞİMİZLE VA-RIZ, HAKLARIMIZ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ"denildi.

22 Eylül Salı günü Yunanistan Memurlar Federasyonu(ADEDY) yaptığı bir grev hakkında yasaklama kararı çı-kartılmasını ve aylardır direnişte olan Ekonomi Bakan-lığı'na bağlı temizlik işçilerine kamu soruşturması açıl-masını protesto etmek için, Atina’da sabah saat 9.30’daYargıtay binasının önünde toplanma çağrısı yaptı. Yak-

laşık 3000 kişinin ka-tıldığı mitinge Türki-yeli Politik TutsaklarlaDayanışma Komitesi

de Yunanistan hapishanelerinde tutsak olan devrimcilerledayanışmaya çağıran bildiriler dağıttı.

Yargıtay önündeki kitle daha sonra Atina’nın mer-kezinde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Sloganların atıldığıyürüyüş Ekonomi Bakanlığı'nın önünde sona erdi.

Alman Polisi Anadolu Federasyonu’na Karşı Yasadışı Baskılarına Devam Ediyor!

Yunan Devleti Devrimcileri TutukluyorMemurların Da Bütün Haklarını Ellerinden Almaya Çalışıyor!

28 Eylül2014

Yürüyüş

Sayı: 436

53DEVRİMCİ ŞİDDET MEŞRUDUR!

Kartal Meydan ’ nda Day ’ n n Sesi,Hasan Ferit’ in Adaleti Olduk! Komploları

Boşa Çıkaracağız!

Page 54: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

“Ben de bir insanım diyorsanız şu andaülkemizde yaşanan baskı, zulüm ve

işkencelere karşı halkınızın kurtuluşmücadelesine duyarsız kalamazsınız.”

Yalçın Çakmak05 Ekim - 11 Ekim

Lütfiye KAÇAR:

1960 Manisa doğumludur. 12 Eylülöncesinde mücadele içinde yer aldı. İs-tanbul Üniversitesi Coğrafya Bölümüöğrencisiydi. Bir dönem Niğde ÖğrenciYurdu'nda kaldı. Kadınların anti-faşistmücadelede militan bir biçimde yer al-masının öncülerinden biriydi. 1980 son-

larında hareketin yeniden toparlanması sürecinde yinemücadelenin, örgütlenmenin içindeydi. Devrimci İşçiHareketi'nde yönetici olarak görev aldı. İşkencecileren sonunda onu kaybetmekte buldular çareyi. 5 Ekim1994'de İstanbul'da veya Gebze'de gözaltına alındı,kaybedildi.

Lütfiye Kaçar

Ali Rıza AKASLAN:

Ali Rıza Akaslan, 21 Nisan 1976Tokat doğumludur. Tokat Meslek YüksekOkulu Muhasebe bölümü mezunu olanAli Rıza, genç yaşlarda çalışmaya baş-lamıştır. Üniversitede okuduğu yıllarda,1993 yılında Dev-Genç’liler ile tanışmış,okulunda çeşitli demokratik akademik

faaliyetler içinde yer almıştır. 1997’de Karadeniz RecaiDinçel Kır Gerilla Birliği’nde savaşçı olarak istihdamedildi. 7 Ekim 1999’da, Çamdalı Köyü yakınlarındaKaradeniz Recai Dinçel Kır Gerilla Birliği’ne bağlıbir müfreze, düşman güçlerinin pususuna düştü, sabah03:30’a kadar süren çatışmada Ali Rıza Akaslan şehitdüştü.

Ali Rıza Akaslan

İsmet GÜVENÇ:

1966 Dersim Pülümür doğumluydu.Kürt milliyetindendi. Daha önce de-mokratik alanda da çalışmış ve birçokkez gözaltına alınmıştı. Her gözaltınaalındığında sürekli ölümle tehdit edil-mişti. Ama o, tüm bu tehditlere rağmen,ne Parti-Cephe'den ne de mücadeleden

vazgeçmeyerek, devrim için daha çok çalışmanın he-yecanı ve coşkusuyla savaşmıştı. 3 Ekim 1991’de İs-tanbul polisi tarafından gözaltına alındı. İşkence ya-pıldıktan sonra başına kurşun sıkılarak katledildi vecesedi 6 Ekim 1996’da Esenler'deki bir inşaata bırakıldı.Bir Cephe savaşçısıydı.

İsmet Güvenç

Engin ÇEBER:

5 Mayıs 1979 İstanbul Kadıköy do-ğumludur. 2001 yılında Küçükarmutlu’yaölüm orucu direnişçilerini ziyarete git-tiğinde tanıştı devrimcilerle. Gebze Te-mel Haklar ve Özgürlükler DerneğiBaşkanlığı yaptı. Gebze'de ve çalıştığıalanlarda mücadeleyi geliştirmeye çalıştı.

Tutsaklıklar yaşadı... 28 Eylül 2008’de Yürüyüş Dergisidağıtımı sırasında gözaltına alındı. Karakolda başlayanve Metris Hapishanesi’nde süren işkenceler sonucu10 Ekim 2008'de katledildi.

Engin Çeber

Hüsamettin CİNER:

1975 Artvin-Hopa doğumlu, Lazmilliyetindendir. 1990'da İstanbul LiseliDev-Genç saflarında mücadeleye katıldı.Bir dönem Ankara, Kayseri ve Kocaeli'defaaliyet yürüttü. İşkenceler, tutsaklıklaryaşadı. 1997 yılında Marmara Bölgesiiçinde faaliyet yürütmeye başladı. Kısa

zamanda Kocaeli'nin emekçi mahallelerinde, Susurlukpisliğine karşı halkın tepkisini örgütlemeye çalıştı. 5Ekim 2000'de Ulucanlar Katliamı'nın hesabını sormakiçin bir eylem hazırlığındayken, taşıdığı bombanınpatlaması sonucu İstanbul-Harbiye'de şehit düştü.

Hüsamettin Ciner

Sultan CENİK:

Sultan Cenik, 1969 Sivas Hafik do-ğumludur. İlkokul mezunu bir ev kızıydı.Ama düşüncesi evinin sınırlarına hap-solmadı. 1988’de aktif bir DEMKADüyesi olarak devrimci mücadeleye katıldı.DEMKAD'ın gecekondu emekçileri ara-sında yürüttüğü çalışmalarda yer aldı.

Filistin'den Zonguldak'a ülkemizin ve dünyanın heryanında sürdürülen direnişlere desteğin örgütlenmesindeonun da emeği vardı. Kendi deyişiyle varlığına anlamkatan şey devrimciliğiydi. 10 Ekim’de Acıbadem’dekibir Devrimci Sol üssü kuşatıldı. Üste Devrimci Solüyesi Sultan Cenik vardı. Sultan burada polisle çatışarakşehit oldu.

Sultan Cenik

Page 55: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Güler CEYLAN, İbiş DEMİR:

8 Ekim 1994 gecesi İstanbul Sul-tançiftliği’nde kaldıkları evde polis ta-rafından katledildiler. İşçi sınıfı içindebaşladıkları mücadelelerini halk kurtuluşsavaşçısı olarak sürdürerek ölümsüz-leştiler.

Güler Ceylan, 1974 Dersim do-ğumludur. Dersimli yoksul bir ailenin kızıydı. Devrimcihareketi tanır tanımaz örgütlü mücadele içinde öneatıldı. Hayat dolu kişiliğiyle tekstil iş-çilerinin gönlünde yer etmişti. Devrimcihareketin verdiği her görevi yapmayahazırdı ve savaşçı oldu. Kavgayı tanı-dığında 7 yıllık tekstil işçisiydi.

İbiş Demir, 1971 Dersim Çemişge-zek doğumludur. İlkokulu bitirdiktensonra geldiği İstanbul’da tekstilde ça-lışmaya başladı. 1990 yılında mücadeleyle tanıştı. Di-renişlerde hep en öndeydi. Devrimci bir eylemdensonra kısa bir süre tutsak kaldı. Halk kurtuluş savaşçısıolarak şehit düştüğünde 23 yaşındaydı.

İbiş Demir

Adalet YER, Adnan BERBER, Ali ÇELİK,

Aydın BULMAK, Halil İbrahim EKİCİBİL,

Hatice YILDIZ, Mehmet Ali AYDIN,

Murat ER, Necla ÇAVUMİZRA,

Pınar GÜNGÖR, Tuncay KARAMAN,

Yalçın ÇAKMAK, Zeynel KIZILKAYA:

Değişik görevlerden dönen İbrahim Erdoğan KırSilahlı Propaganda birliklerine bağlı dört müfrezeOvacık’ın Emirgan Deresi Mevkii’nde biraraya geldi.Burada Mazlum Güder Müfrezesi, İbrahim YalçınMüfrezesi, Nazım Karaca Müfrezesi ve Nurettin GülerMüfrezesi’ne mensup 33’ü erkek, 13’ü kadın 46 gerillavardı. Ovacık Emirgan Köyü Mevkii’nde kuşatıldık-larında çıkan çatışmada 13 gerilla şehit düştü. 13şehidin kahramanlıkları diğerlerinin kuşatmayı yarmasınısağladı.

Müfreze komutanı Halil İbrahim Ekicibil; ElazığTıp Fakültesi’ndeyken mücadeleye katıldı. Komutanyardımcısı Yalçın Çakmak; lise yıllarında devrimcioldu. 1992’de gerillaya katıldı. Murat Er; AnkaraLiseli Dev-Genç’te ve sağlık emekçilerinin mücade-lesinde yer aldı. Adnan Berber; Dev-Genç kadrola-rındandı.

Adalet Yer; Pertek’in Orcan Köyü’nden, Ali Çelik;Ovacık Yaylagünün Köyü’nden, Tuncay Karaman;Amasya Gümüşhacıköy’den, Zeynel Kızılkaya; Ma-latya’dan, Aydın Bulmak; Elazığ ve Malatya’da

gençlik mücadelesinden, Hatice Yıldız;Çemişgezek Axtük Köyü’nden, MehmetAli Aydın; Ankara’dan, Necla Çavu-mirza; Diyarbakır’dan hemşire, PınarGüngör; Hozat’ın Kırnik Köyü’ndengerillaya katılmışlardı.

Pınar Güngör

KAYBEDİLDİ:

Ayhan Efeoğlu:

Ayhan Efeoğlu, Yıldız Teknik Üni-versitesi öğrencisiydi. Öğrenci gençliğinve İYÖ-DER'in mücadelesinin en ön-lerinde yerini aldı. Daha önce de defa-larca gözaltına alınmış, siyasi şube pol-isleri tarafından tehdit edilmişti. 6 Ekim

1992'de İstanbul'da polis tarafından gözaltına alınıpkaybedildi.

Ayhan EfeoğluGüler Ceylan

Necla ÇavurmirzaMehmet Ali AydınHatice Yıldız

Adalet YerAdnan BerberMurat Er

Aydın BulmakZeynel KızılkayaTuncay KaramanAli Çelik

Yalçın Çakmak

Halil İ.Ekicibil

Erdinç ASLAN:

1977 Hatay-Samandağ doğumludur.1995'te harekete katıldı. Bölgesindekidemokratik faaliyet içerisinde görevleraldı. 1999'da SPB üyesi oldu. 5 Ekim1999'da ölüm mangaları tarafından,Adana Yüreğir'de bulunduğu eve dü-zenlenen baskında katledildi. İnfazcılar,

aynı baskında Murat Bektaş adlı, devrimci hareketlehiçbir ilgisi olmayan bir işçiyi de katlettiler.

Erdinç Aslan

Page 56: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Hikmet Kıvılcımlı:

1902’de Makedonya’nın Priştine Ka-sabası’nda doğdu. Öğrenciyken sosya-lizme sempati duydu. Kurtuluş Savaşı’nakatıldı. 1925'te TKP Merkez Komitesi’neseçildi. Sosyalist faaliyetleri nedeniyleonlarca yılını hapishanelerde geçirdi.12 Mart darbesinden sonra yurtdışına

çıktı. Arkasında sosyalizme adanmış bir hayat bırakarak,11 Ekim 1971'de Belgrad'da öldü.

Hikmet Kıvılcımlı

Kaygısız bakıyordu gözleri, geleceği gören kaygısız bakıyorlardı, orak çekiçli bayrakdalgalanırken gökyüzünde. Kuşatılmışken İstanbul şehri, kuşatılmışken üsleri tereddütsüz sarıldılar silahlarına Yürekleri, beyinleri kuşatılamadı Onlar tereddütsüz daldılar kavgaya ve tereddütsüz meydan okudular ölüme

Murat Er

Behice BORAN:

1910’da Bursa'da doğdu. 1962'deTürkiye İşçi Partisi'ne girdi. 1970’denitibaren partinin genel başkanlığını yaptı.TİP, Türkiye solunda reformizmin anakaynağı olsa da; kapitalizme karşı sos-yalizmi, faşizme karşı demokrasiyi sa-vunmakta kendi anlayışı içinde ısrarlı

oldu. Boran, 12 Eylül cuntasından sonra yurtdışına çı-karak, 10 Ekim 1987’de öldü.

Behice Boran

Che GUEVARA:

14 Haziran 1928'de Arjantin'inRossario kentinde doğdu. 1955’teKüba devriminde yer almaya ka-rar verdi. Küba’nın Sierra Ma-estra dağlarında Batista diktatör-lüğüne karşı devrim ve sosyalizmiçin savaştı. Küba’da devrimdensonra sosyalizmin inşasında gö-revler üstlendi. Che'nin yazdıklarıve yaptıkları bugün dünya halk-

larına halk kurtuluş savaşlarında bir klavuzdur. Proletaryaenternasyonalizmi savaşan halklar için sadece bir ödevdeğil, aynı zamanda kaçınılmaz bir zorunluluktur onagöre. Bu zorunluluğu yerine getirmek için Küba’dakigörevlerini terk ederek, başka ülkelerin dağlarında,emperyalizme darbeler vurmak için savaştı. Che, 16Nisan 1967'de Havana'da Kıta Konferansı'na gönderdiğimektupta "İki, üç daha fazla Vietnam" şiarıyla dünyahalklarına savaş çağrısı yapıyordu. 9 Ekim 1967’de,Bolivya dağlarında gerilla savaşını sürdürürken ABDişbirlikçileri tarafından katledildi. Türkiye devrimcilerionun enternasyonalist ruhunu, devrim için savaş he-yecanını ve kararlılığını en değerli mirasları olaraksürdürüyorlar.

Che Guevara

Bir yoldaşı Hüsametin Ciner’iAnlatıyor: ONURLU BİR DEVRİMCİ,

YILMAZ BİR SAVAŞÇI! Tarih 9 Ekim 2000’i gösterirken, Ulucanlar Katliamının

hesabını sormak için yola çıkan yoldaşımızın parçalanmışbedenini kin ve nefretle izliyoruz televizyondan. İsimyoktu ama biliyoruz ki, eylem bizim. İsim netleşiyor,Hüsamettin. Ankara Liseli Dev-Genç’in Hüsamettin’i.

İlk tanışmamız 1991 yılı başlarında oldu. Ailesi İs-tanbul’dan Ankara’ya taşınmıştı. Hüsamettin’in ilk işibizleri, yani Ankara Liseli Dev-Genç’lileri bulmak,ilişkiye geçmek olmuştu.

Hüsamettin pratik ve yaratıcıydı. Bir eylem yapılacakdenildiği andan itibaren o eylem yapılmıştır. İstihbara-tından, pankartın hazırlanmasına, boya yapılmasından,kuşlama, bildiri hazırlanmasına, molotof yapılmasından

atılmasına onlarca eylemin her aşamasında Hüsamettinvardır. O, “yerim yok, nasıl yapacağım, bizim evdeolmaz, bunun koşulları yok” diyerek gerekçe üretenlereiyi bir örnektir. Bir apartman boşluğu, bir evin arkası,boş bir arazi ya da hiç aklımıza gelmeyecek yerler Hü-samettin için eylem hazırlığının yapılacağı bir yerdir.Her zaman “Dev-Genç’li için yok diye, olmaz diye”,“imkansız diye bir şey yoktur” diyor ve buna göre dav-ranıyordu.

Hüsamettin Ankara’ya gelişinden kısa bir süre sonraAnkara LDG’nin yöneticileri arasında yerini aldı. AnkaraLDG komitesi içindeydi. İyi bir savaşçı olduğu gibiaynı zamanda iyi de bir yöneticiydi. Sorumlusu olduğuinsanların okulundan sağlığına, aile ilişkilerinden öz-lemlerine kadar her şeyiyle ilgilenirdi... Sade ve içtenkonuşmasıyla bir dost, arkadaş, yoldaştı. Onunla konuşanda güven duygusu uyandıran sıcak ve içten bir yaklaşımıvardı.

Anıları Mirasımız

Hayri KOÇ:

Hayri Koç, 1956 doğumludur. SilahlıDevrimci Birlikler savaşçılarındandı.Hayri Koç, yoldaşlarına, hareketine herzaman güven vermiş bir devrimciydi.Bu nedenledir ki, nerede ihtiyaç duyul-duysa orada oldu. 1980’lerin sonundaçeşitli görevler üstlendi. 10 Ekim 1991’de

İstanbul’da üç işkenceciye yönelik eylemin ardındanMerter’de çatışarak şehit düştü.

Hayri Koç

Page 57: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

Ailesinin önüne çıkardığı engelleri hiç tereddütsüzaşmasını biliyordu. 01 Haziran 1994 tarihli KayseriHapishanesi’nden yazdığı mektupta ailesi için şunlarısöylüyordu. Bu yazdıkları ailelerimize bakışını ve dahaönceki yanlışlarımızı gözler önüne seriyordu. “... 12.gününde olduğumuz açlık grevi direnişine başladık.Hepimizin morali oldukça iyi. Aileler, kamuoyu faktörünü,genel direniş döneminde burada gerçekleştirilen AGsürecine göre daha etkili, ailelerimiz oldukça olumlu.Direnişimiz onları etkiliyor, harekete geçiriyor. Salıgünü (dün) Ankara’da onlar da AG’ye başlayacaklardı.Babam da çok iyi. Bir haftadır canını dişine takmışkoşturuyor. Açlık grevine o da katılıyor. Yok olmaz,benim ailem dönüşmez, işe yaramaz diyenleri (dürüstolmak gerek, dediğim zamanları) düşünüyorum. Elbette,sadece bugünkü durumuna bakıp dönüştüğünü söylemekayrı bir yanlış olur. Ama, sonuçta bugünkü durumunüzerine bir şeyler inşa edilebilir. Biz yeterince dönüş-mezsek, biz başta adam olmazsak, onca yılın şartlan-mışlığı, ideolojik hegemonyası altındaki ailelerimizidönüştürmeyi beklemek saflık değil ise ne olur? Sonsüreçte yaşadıklarımız bunu bir kez daha doğruluyor.Kolaycılık tercih edildiğinde bir insanı dönüştürmekadına küçük bir adım daha atılamıyor. Kendimiz için dedurum hiç farklı değil...”

...

Hüsamettin yoldaşlarına bağlı ve onlar için her şeyi

yapacak kadar cesurdu. 1992’nin sonlarında KayıplarKampanyası içerisinde Hacettepe Üniversitesi Hastanesiönünde eylem vardı. Eylem bitti, tam dağılırken birsivil polis silahını çekerek, bir arkadaşa ateş edecekgibi koşuyordu. İyice yaklaştığında koşar durumda olanHüsamettin arkasını dönüp arkadaşının üzerine kapaklandıve gözaltına alındı.

Hüsam, işkencede baş eğmeyen bir direnişçiydi.Kaç kez gözaltına alındıysa işkenceden alnının akıylaçıktı. Düşman karşısında pervasızdı, tereddüt, çekincegibi kaygılar ondan çok uzaktı. Bir arkadaş mı gözaltınaalınıyor, ilk müdahale edenlerden birisi Hüsam olurdu.Toplu eylemlerde ise, polisin ilk saldırdığı insanları-mızdandı.

... Hüsamettin şehitlerimize bağlıydı. Faruk’un öğ-rencisi olmaktan onur duyardı. Bize Faruk’u anlatırdı.Sinan Abiye karşı ise, özel bir sevgisi vardı. Rıza Gü-neşer’in cenazesinde tek pankart onlarındı. Küçükesatve Maltepe katliamları sonrası şehitlerimizi layıkıylauğurlayabilmek için koşturup durdu. Eylem planlarıyaptı. Polislerin üslendiği evlerin çevresine defalarcagirip çıktı. “Ankara’da görkemli bir uğurlama yapmalıyız”diyordu. 12 Temmuz sonrası molotoflanan bankalarda,16-17 Nisan sonrası asılan pankartlarda, duvarlarayazılan yazılarda, yakılan bankalarda Hüsamettin’in deimzası vardı. En büyük isteği SDB’li olmaktı. Sonundaisteğine kavuşup bir SPB savaşçısı olarak ölümsüzleşti.

Katil Polis Mahallemizden DefolMahallemizdeki Bütün SorunlarıHalkımızla Birlikte Çözeceğiz!18 Eylül günü, Halk Cepheliler tarafından AKP'nin

katil polisleri, Kıraç Kuruçeşme mahallesinden kovuldu.Halk Cepheliler'in olduğu mahallelere elini kolunu sal-layarak giremeyeceği, her girdiklerinde Halk Cephelilerlekarşılaşacakları gösterildi.

Sabah 11.00 gibi AKP’nin katil polisleri Kuruçeş-

me'deki derneğin önünde bir süre bekledi. Halk Cephelileraracın yanına giderek, çocuk katillerini mahallelerimizdeistemediğimizi, defolup gitmelerini söyleyerek mahalledenkovdular.

Akşam saatlerinde derneğin bulunduğu sokağa gel-dikleri Halk Cepheliler tarafından, tekrar tespit edilinceolaya anında müdahale edildi.

Aile içinde çıkan sorundan dolayı polislerin mahalleyeçağırıldığı anlaşılınca sorun Kuruçeşme Halk Cephelilertarafından aile bireyleriyle konuşularak çözüldü

Katil Polis Elini Ailelerimizden Çek!Antep Dev-Genç, 17 Eylül günü katil polisin aileleri taciz etmesiyle

ilgili bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada: "Eli kanlı katil polislerarkadaşımızın dayısına; ‘yeğeninin ne yaptığını biliyor musun, arka-daşlarıyla ev tutmuş bomba üretiyorlar’ diyerek arkadaşımıza ailesiüzerinden baskı kurmaya çalışmıştır.” denildi ve açıklama “Sizlermahallelerimizi, ailelerimizi geziyorsunuz, yalan söylüyorsunuz diyedevrimcilik yapmaktan, halkın yanında olmaktan vazgeçeceğimizimi sandınız? Yine yanıldınız. Söylediğiniz yalanlar, kurduğunuzkomplolar öfkemizi arttırır, korkumuzu değil. Bizler Dev-Genç'lileriz.Bu halkın onurlu, namuslu evlatlarıyız.” sözleriyle bitirildi.

Page 58: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

“ Bir anda” dediler

“ Ne oldu?”

Bir anda ha!

Bir anda!

Efendi

Sürdüğün saltanat

Bir an gibi mi gelir sana?

“Bir an” diyor “bir an”

Çatal dilli yılan

Sen gün ederken gününü

Yatlarda, villalarda, cenneti alan-larda

Aç yatılan geceler “bir an “ ha

“Bir an”

Kerbela “bir an”

Sayısız isyan

Kılıçtan geçirdiğiniz onbinlerce can

Mazlumun ahı “bir an”

Öyle mi?

Serez Çarşısı Ortaklar “Bir an”

Darağacında Pir Sultan “bir an”

Öyle mi ?

Sen yalıyorken işgalcinin çizmele-rini

Ayşe Hatunlar’ın sırtındaki mer-mileri

“Bir an” sanırsın öyle mi?

Zulmün, saltanatın, şatafatın

Doyurmuyor gözünü ya

“Bir an” diyorsun çocuklarımızınaçlığına

“Bir an” diyorsun acılarımıza

Basılan köyler, yakılan ocaklar

Kan kan dereler, feryadı Kürdün

“Bir an”gibi geliyor sana…

Şadi Özpolat

Şiir

Hasta ol benim için,öleyim senin için

Kişi kendisi için özveride bulunan bir kim-seye, sırası geldiğinde daha buyuk bir öz-veride bulunur.

Ata Sözü

Dost yüzünden; düşman gözündenbellidir

İnsan, iyi de kötü de olsa duygularını gizle-yemez, aklından nelerin geçtiği bakışların-dan anlaşılır.

Deyim

DALKAVUK SINAVI

Eskiden konaklarda dalkavuk bulundurmak adetmiş.Konağın birinde bir gün bey demiş ki: - Bir dalkavuk ala-cağım, filan gün imtihan var, sağa sola haber salınız.

Derken o gün gelmiş, kapının önünde dalkavuk aday-ları sıra olmuş. Biri içeri alınmış. Bey sormuş: - Sen dal-kavuk musun?

- Evet efendim.

- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.

- Olur mu efendim? Ben filan beyin yanında şu ka-dar, fişmekan beyin yanında da bu kadar sene dalkavukolarak çalıştım.

Bey:- Olmadı, sen çık, demiş.

Derken ikinci, üçüncü….. adaylar gelmiş, konuşmahep aynı, cevaplar hep aynı.

Bey, dalkavuğunu bulamayacağını düşünmeye baş-lamış ki, içeri biri girmiş. Bey:

- Söyle bakalım sen dalkavuk musun?

- Evet efendim.

- Ama sen dalkavuğa hiç benzemiyorsun.

- Hayır, hiç benzemem efendim.

- Dur bakayım, biraz da benziyorsun galiba.

- Evet efendim. Ben biraz da dalkavuğa benzerim.

Bey hemen dışarı haber salmış:

- Tamam ben dalkavuğumu buldum.

Kıssadan Hisse

Bir yanda ölüm orucu şehi-dimiz TAYAD'lı Şenay Hanoğ-lu'nun kızı Pınar Hanoğlu, biryanda ölüm orucu şehidimizÖzgür Tutsak Osman Osmana-ğaoğlu'nun abisi Feridun Os-manağaoğlu... Biri annesinden,biri kardeşinden aldığı mirasıonurla TAYAD'da büyütüyor.

Kuşak farkı değil; işte tek ger-çek... devrim kuşağı...

Şeyh Bedreddin'den bu yanatek kuşağız! Direnenler amateslim olmayanlar!

Yarin yanağından gayrı heryerde, her şeyde, hep beraber di-yebilenler işte böyle yan yanageliyorlar!

Page 59: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Umut daha büyüyecekzafer daha yakınlaşacak!

Dilemiyoruz, biliyor, inanıyoruz.Çünkü gerçekleştirecek olan biziz...Kolay yoldan, bedel ödemeden çözüm

önerenler de, isteyenler dealdanmaya devam ediyor.

Çünkü böyle bir çözüm yolu yok!Kazanacağız, haklıyız kazanacağız.

Çünkü halkı ve vatanı için canını seve seveveren şehitlerimiz var.

Biliyoruz sosyalizme özlem daha dabüyüyecek, çünkü; insan gibi yaşamanın

tek yolu sosyalizmdir.

Page 60: Zulmün Olduğu, Adaletin Olmadığı Yerde Devrimci Şiddet ...yuruyus.biz/pdf/pdf/436.pdf · guldak’ta 5 işçi daha katledildi. Hiç kuşkunuz olmasın, bu işçi ... yerde ADALETİN

HASAN FERİT GEDİK’E ADALET İÇİN HASAN FERİT GEDİK’E ADALET İÇİN 75 GÜNLÜK OTURMA EYLEMİ SÜRÜYOR!75 GÜNLÜK OTURMA EYLEMİ SÜRÜYOR!TÜM HALKIMIZI ADALET İÇİN OTURMA TÜM HALKIMIZI ADALET İÇİN OTURMA

EYLEMİNE ÇAĞIRIYORUZ!EYLEMİNE ÇAĞIRIYORUZ!

FAŞİZMİN ADALETİ BUYSA, FAŞİZMİN ADALETİ BUYSA, ÇETELERİ KORUYAN ADALET ÇETELERİ KORUYAN ADALET

SARAYINI ALT ÜST ETMEK FARZDIR!SARAYINI ALT ÜST ETMEK FARZDIR!

CEPHELİLER 10 İŞÇİYİ KATLEDEN TORUNLAR HOLDİNG’E AİT

TORİUM ALIŞVERİŞ MERKEZİ’Nİ VURDU!

info

@yu

ruyu

s.com

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

Dünyanın En Büyük Adalet Sarayı Adaletsizlik Dağıtıyor!Hasan Ferit Gedik’i Katleden Çeteleri Yargılayacak

Salon Bulunamadı!