soma a.Ş. yÖnetİm kurulu baŞkani, katİl can ...yuruyus.biz/pdf/pdf/eoky116.pdfyenilmez: soru ve...

44
www.yuruyus-info.org [email protected] Haftalık Dergi Sayı: 116 28 Nisan 2019 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) TARİHİMİZİN EN ÖLÜMLÜ, EN BÜYÜK MADEN KATLİAMI DAVASINDA CAN GÜRKAN TAHLİYE EDİLDİ! SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN GÜRKAN; KATLETTİĞİ HER MADENCİ İÇİN, YETİM BIRAKTIĞI 432 ÇOCUK İÇİN YALNIZCA 5 GÜN TUTUKLU KALDI! KATLİAMCILARI SERBEST BIRAKIP, KATLEDİLENLERİN AVUKATLARINI TUTUKLAYAN FAŞİZMİN ADALETSİZLİĞİNE KARŞI ADALET İSTİYORUZ!

Upload: others

Post on 26-Sep-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 116

28 Nisan 2019Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

TARİHİMİZİN EN ÖLÜMLÜ,EN BÜYÜK MADEN KATLİAMI DAVASINDA

CAN GÜRKAN TAHLİYE EDİLDİ!

SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULUBAŞKANI, KATİL CAN GÜRKAN;

KATLETTİĞİ HER MADENCİ İÇİN,YETİM BIRAKTIĞI 432 ÇOCUK İÇİNYALNIZCA 5 GÜN TUTUKLU KALDI!

KATLİAMCILARI SERBEST BIRAKIP,KATLEDİLENLERİN AVUKATLARINI TUTUKLAYAN

FAŞİZMİN ADALETSİZLİĞİNE KARŞIADALET İSTİYORUZ!

Page 2: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Elif ERSOYAdres: Bozkurt Mah. Baysungur Sok.Muratoğlu Çarşısı 14 D Şişli - İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Zübeyde Hanım Mah. Fevzi

Çakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1

Sultangazi / İSTANBUL

Tel: (0-212) 419 31 96

ISSN: 1305-7944

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

8 Temmuz 2018’deÇorlu Tren Katliamı’nda 25 kişi katledildi!Yalnızca en alt düzeydeki sorumlulardan

4’ü hakkında soruşturma açıldı.BÖYLE ADALET OLMAZ!

Katliamda Yakınlarını Kaybeden AilelerKatliamcılardan Hesap Sormak İçin

Hafta içi her gün Çorlu Adliyesi önünde direnişte!

Page 3: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

i ç i n d e k i l e runutmayan veunutturmayandır!

18 Grup Yorum’dan yeni beste:

Aynı Hasret

19 Grup Yorum tutsaklarına

işkenceye ve baskıya sonverilsin!

20 Grup Yorum halktır

susturulamaz!

22 Dünya halklarının kurtuluş

umudunun sesi Grup YorumLatin Amerika halklarıylakucaklaştı!

23 Halkın Örgütlü Sanatçıları

Yenilmez: Soru vecevaplarla müzik vetürkülerimiz

25 Gizlilik adaletin bittiği yerde

başlar-8

27 Ülkemizde Gençlik: Tutsak

düşmek varsa mücadelemizde,alnımızın ak cefasıdır tutsaklık!

28 Yozlaşmanın Barikatı

Değerlerimiz: Eleştiri-özeleştiri gerçeği savunur

8 Röportaj: HHB: “Okmeydanıhalkı pencerelerden,kaldırımlardan izledi keşfi.Yüzlerce göz izliyordu herşeyi tarihe kaydetmek için”

10 Adalet İstiyoruz

12 Parti beynimiz, Cephe

yüreğimiz! Beynimizledüşünüp, yüreğimizlevuruyoruz! - 6. Bölüm

15 Halkın avukatları ile

uluslararası dayanışmabüyüyor! Enternasyonaldayanışma ve mücadelekazanacak!

17 Savaş ve Savaşçı: Savaşçı

4 Soma’da 301 madenciyi katleden,

432 çocuğu yetim bırakankatillerden Can Gürkan tahliyeedildi! Katledilen halkımız içinadalet istiyoruz!

1 MAYIS’TATAKSİM’DEYİZ!

29 Yaşadıklarımızdan

Öğrendiklerimiz: Adaletli olmakbüyütür!

30 Direnişler Meclisi: Çorlu’da

katledilen çocuklarımız için adaletistiyoruz!

31 Krizi derinleşen AKP’nin ve

düzeninin burjuva muhalefetinebile tahammülü kalmamıştır!

32 Haberler

34 Avrupa’da Yürüyüş

35 Yitirdiklerimiz

37 Öğretmenimiz

- İŞÇİ HAREKETİ ÖZEL BÖLÜMÜ-38 Devrimci İşçi Hareketi’nden...

39 Devrimci işçiler değil, halkın

emeğini sömürüp katledenler

cezalandırılsın!

41 Soma Katliamı’nın sorumlularından

birisi tahliye edildi. Devlet

patronları ödüllendirmeye devam

ediyor

42 1 Mayıs’ta 1 Mayıs alanı

Taksim’de birleşelim!

77 1 MAYIS ŞEHİTLERİ VEHALK İÇİN

ADALET TALEBİMİZİHAYKIRMAK İÇİN

1 MAYIS’TATAKSİM’E!..HALK CEPHESi

Page 4: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Adalet Nedir?

Sözlük anlamıyla; hak ve hukuka uygunluk,hakkı gözetme, doğruluk demektir. Ancakbu soru akıllara hemen mahkemeleri ve

yargıçları getirir. İsteseniz de istemeseniz de bu böy-ledir.

Fakat halkın kültüründe ve yüreğinde adalet talebiçok daha derin bir yer tutar. O kadar ki çocuklarınınadını bile, özlemini duydukları Adalet koyar. Bunubilen siyaset satıcıları ise partilerinin adını ‘Adalet’koyarlar.

Adalet’in önce heykelini sonra da Sarayını inşaederler ve onu binalara sıkıştırmaya çalışırlar. Amasığmaz adalet; ne Adalet Sarayı’na ne de Adalet Ba-kanı’nın kucağına.

Adalet isteyen çoğu zaman güçsüzlerdir. Ya dakendinden zayıfa güç kullanmak yerine ahlakı, erdemitercih edenlerdir. Bir Latin atasözünün de dediği gibi;“Adalet örümcek ağına benzer; güçsüzler takılır kalırve güçlüler deler geçer.”

Adalet hak edene hakkını vermekdemektir. Yanı asıl düğüm hak edipetmediğini anlamakta yatar. Bir işçimaaşını hak ettiğini düşündüğü za-man onu alamadığında bir adalet-sizliğe uğradığını düşünür. Hakkınıalmak için mücadele eder.

Fakat patronun ya da ağanın, ek-meğini yediğini düşünen, ücreti pat-ronun verdiği bir lütuf gibi kabuledenler ne adaletsizliğe uğradıklarınıdüşünürler ne de haklarını ararlar.Hak bilinci dediğimiz şey mücadeleetmenin ilk koşuludur.

Sistemlerin adil olup olmadıklarınıda temel, kurucu yasalarının belirlediğihaklar ve özgürlükler tarifine göre

yaparız. Toplumun da adaletin tarifinde esas aldığıbazı ölçüler vardır. Kutsal kitap, gelenekler, halköyküleri vb.

Toplumların tarihsel gelişimine baktığımızda; bugünekonomik, sosyal, siyasal, kültürel hiçbir hakkın kul-lanılamadığı bir toplum adaletsizdir, dün yaptığı işinkarşılığında ücret almak yeterliydi.

Ondan önce, kaldırdığı hasattan pay alabildiğizaman ‘özgür köylü’ adaletin yerini bulduğunu düşü-nürdü. Köle ise efendisinden adalet değil merhametbeklerdi. Yaptığı hatalara, eksiklere karşı merhametlidavranıp onu dövmemesi, öldürmemesi, karnını do-yurması vb. yeterliydi.

Adaleti sağlaması beklenen kişiler yöneticilerdir,güçlülerdir, amirlerdir. Bazen din adamından bazende aile babasından umulabilmiştir adalet. Bi de mah-kemeden, hakimden beklenir.

Gerçek olan şudur ki; bütün kötülüklerin anasıÖZEL MÜLKİYET’tir. Bir şeyin, birisine ait olup ol-madığını, ya da yasal olanın nerede yattığını öğrenme

konusunda ortaya çıkan sürtüşme-lerde, adalet hiç kimseyi gözetme-yen bir yargıya varılmasını gereklikılar.

Bu amaçla, “doğal Adalet’in birparçası olarak gözlemlenebilecekiki asgari koşulun yerine getirilmesigereği açık bir biçimde kendini gös-terir:

Yöntemlerin adil olması için hiçkimsenin hem yargıç hem de tarafdurumunda olmaması gerekir (nemoest iudex in casa şua) ve her zamankarşı tarafların dinlenmesi zorun-luluğu vardır (audiatur et alterapars).

Olumsuz bir ayar öğesi olan bu

GEÇ GELEN ADALET, ADALET DEĞİLDİR!GELMEYEN ADALET DE YALNIZCA ADALETSİZLİK DEĞİLDİR!ADALET TALEBİ YENİ BİR DÜNYA ÖZLEMİDİR!ADALET TALEBİ YENİ BİR DÜZEN YARATMA İDDİASIDIR!

SOMA’DA 301 MADENCİYİ KATLEDEN,432 ÇOCUĞU YETİM BIRAKAN

KATİLLERDEN CAN GÜRKAN TAHLİYE EDİLDİ!KATLETTİĞİ HER İŞÇİ İÇİN YALNIZCA 5 GÜN HAPİS YATTI!KATLETMEK SERBEST, KATLEDİLENLERİ SAVUNMAK SUÇ!KATLEDİLEN HALKIMIZIN TUTSAK EDİLEN AVUKATLARI İÇİN

ADALET İSTİYORUZ!

KATLEDİLEN HALKIMIZ İÇİN ADALET İSTİYORUZ!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA44

Page 5: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

iki koşul, çekirdeğini oluşturan key-fiyetin yasaklanmasıyla birlikte ta-rafsızlığın temel ilkesini oluştururlar.Güzel sanatlar, tarafsızlığı gözlerinşeritle kapatılmasıyla simgeler.

Düşüncenin geldiği aşama kişi-lerin doğuştan özgür olduklarınıgösteriyordu. Toplumun öncüleribu hak arama bilincine sahip ol-duktan sonra Adaletsizliği gördülerve Adalet aramaya başladılar. Yanihak ettiklerini anladılar ve haklarınıaramak için yola çıktılar.

Komünist bir toplumda adalet;herkesten yeteneğine göre alınıp,herkese ihtiyacına göre verilen top-lumu ifade eder. Üretirken de pay-laşırken de adil olunmalı, toplumun o zamanki hakbilincine göre hareket edilmelidir.

Aksi halde mutlaka bir memnuniyetsizlik belirecek,belki de bir süre sonra isyan halini alacaktır. Busebeple adalet, kişisel ve hukuksal bir mesele olmaklaberaber; toplumsal ve siyasal bir taleptir.

İşte bundan ötürüdür ki kişilerin ve kurumlarınadalet istemesi, adaletsizliği teşhir etmesi bir tehlikeolarak görülür. Halkın avukatlarının temel tutuklanmave cezalandırılma gerekçesi budur.

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında Urfa’dan Tekir-dağ’a süren tazminat, maaş, işe geri alınma, sendikalhak arama eylemlerinin tümü temelde ADALET iste-mektedir. Faşizmin ve adaletsizliğin sürekli olduğuülkemizde, geçtiğimiz hafta da bir dizi adaletsizlik ya-şandı, hepsinde de adalet talebi yankılandı.

Özgürlüğe Selam, Katliama Devam!Bu özgürlük, patronların katletme özgürlüğüdür,

daha fazla kar için sömürme özgürlüğüdür!

Soma’nın büyük patronu ALP GÜRKAN beraat et-tirilmiş; oğlu CAN GÜRKAN ise tutuklu bulunuyordu.Katledilen madencilerin aileleri, her ne kadar verilencezayı asla yeterli görmüyor ve adaletsiz buluyorlarsada Can Gürkan’ın hapiste olması yüreklerine birazsu serpiyordu.

Ne zaman ki Can Gürkan tahliye edildi, işte ozaman yüreklere ateş düştü. Soma’daki büyük Ada-letsizlik tablosu bir kez daha açığa çıktı. Kral gerçektençıplaktı işte, devlet katliamcıları koruyordu.

18 Nisan günü tahliye olan Soma A.Ş. YönetimKurulu Başkanı Can Gürkan, 432 çocuğu yetim bı-rakmıştı. Resmi rakamlara göre 301 madenciyi kat-letmişti.

Ve sonuçta, katlettiği her gün için yalnızca 5 günhapiste tutulmuş oldu. Üstelik maden işletmeciliğinedevam edebileceği yönünde karar verildi!

Böyle bir mahkeme heyetine,böyle bir mahkeme kararına, ada-letsizliği halka adalet diye kabulettirmeye çalışan düzene “adil” de-nilebilir mi?

Elbette aileler kabul etmiyorve büyük bir öfke duyuyorlar.Yakınlarını katledenleri serbestbırakıp, Soma davasının avukat-larına 159 yıl hapis cezası verendüzeni adaletsiz buluyorlar.

Halkın avukatları, işte tam dabu nedenle tutuklu. Çünkü onlarsömürü düzeninin karşısındahalkın safındadır. Onların adaletanlayışı, halk için adalettir. Bunedenle emperyalizmin ve faşiz-

min hedefindedirler. Oysa halkın avukatları, tutsaklıkdahil her koşulda halkın avukatlığını yapmayadevam ediyorlar.

Emperyalizme Bağımlı, FaşizmleYönetilen Bir Ülkede,Halk İçin Adalet Olmaz!Adalet denince akla, Adalet arayışında ısrar edenler

gelir. Her kim adalet istemişse tehlikeli görülmüştür.Ve ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Çünkü adaletmutlaka güçlüden götüren, güçlünün gücünü tehditeden bir içerik taşır.

Halkımız ise bir gün mutlaka hesaplaşılacağını veböylece adaletin sağlanacağına inanır. O kısa çöpbile, uzun çöpten bir gün hakkını alacak diye bilir.‘Kimsenin hakkı kimsede kalmaz’ der.

Hatta mahşer yerini hesap sorma yeri olarak hayalederek anlatır. Yoksulun, tanrıya karşı hesabını vere-meyeceği önemli bir günahı yoktur. O, güçlülerin,zenginlerin yakasına yapışıp hakkını isteyeceği biryeri anlatır; MAHŞER diye.

Halkın kahramanları ise hep adaleti sağlamak içinçalışanlardır. Promete ateşi babasından çalacak kadaradildir. Köroğlu’nun, Çakırcalı Efe’nin namı da hepzenginden alıp yoksula verdiği için almış yürümüştür.Hiçbir şey yapmıyorsa bile zalimlere hak ettiği sözüsöyleyenleri de sever halkımız.

“Yürü be yürü be adam değilsinHalkını bilmeyen hakkı ne bilsinHalkı, halkı, halkı, halkı, hakkı ne bilsin”

Çorlu Aileleri de Soma ile aynı akibeti yaşıyordu.Geçtiğimiz yıl Çorlu’da devletin ihmali sebebiyle birtren faciası yaşanmış ve aralarında çocukların daolduğu 25 kişi katledilmişti.

Fakat soruşturmanın sonunda 4 kişi hariç tutularakgeri kalanlar hakkında takipsizlik kararı verildi. Suçu,yalnızca dört kişinin üstüne yıkıp, Devlet Demir Yolları

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 55

Page 6: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

(TCDD)’nın üst düzey sorumluları dahil, siyasi so-rumlular kendilerini sorumluluktan kurtaracaklardı belliki.

Aileler, Çorlu Adliyesi önünde, 19 Nisan günü,“Tüm sorumlular cezalandırılsın” diyerek AdaletNöbeti tutmaya başladılar. Adalet istiyorlarsa bununiçin çok çalışmaları, adaletin mahkemelerle değil;ancak direnişle gelebileceğini anlamışlardı. Yorulmadan,yılmadan, kış yaz demeden ısrar ederlerse belki birgedik açabilir ve birkaç sorumlunun yakasına yapı-şabilirlerdi.

Bu durumu anlamak için, Rabia Naz Vatan olayınabakmak yeterlidir.

Rabia Naz, Giresun Eynesil’de AKP içinde aktifçalışan bir ailenin 11 yaşındaki kızıydı. Hem annesihem de babası aktifti. Ekonomik durumları da gayetiyiydi. Rabia Naz, ikiz kardeş bekliyor bir yandan daonun heyecanını ve mutluğunu taşıyordu.

Bir gün geldi ki tüm bu iktidara yakınlık, ekonomikrahatlık sona erdi. Rabia Naz kucakta taşınarak biryere getirilip bırakılmıştı. Hemen sağında bulunan bi-nadan atlayarak intihar ettiği söyleniyordu. Anne vebabanın çizilen senaryoya itiraz etmesi ile her şeydeğişti. Neden?

Birincisi; Rabia Naz, ‘bunalımlı-intihar edecek’ birçocuk değildi. Müslüman bir ailenin çocuğu olarakintihar etmiş olamazdı. İntihar edip iki dünyasını damahvetmiş olduğuna inanmayı reddetti aile.

İkincisi; annenin çocuğunu ihmal etmesi neticesinde,çocuğun kendisini binadan aşağı attığını söylediler.Bu durum annenin acısına acı kattı; fakat bu acıiçinde bir de evladının ölümünün sorumluluğununkendi sırtına yüklenmesini kaldıramazdı.

İşte bu iki vicdansızlık yüzünden dini bütün aile,kendilerine çizilen bu kadere tevekkül etmediler. Veevlatlarının Allah katında masum olduğunu kendilerinede bütün bir topluma da ispatlamak istediler ve yaptılarda. Artık Eynesil halkı büyük oranda Rabia Naz’ınintihar etmeyip çok hatırlı AKP’liler tarafından korun-duğuna inanıyor.

Dahası 45 farklı şehirde daha Rabia Naz içinadalet isteyen eylemler yapıldı. Ailenin, adaletsizliği

kabul etmemesi, suç-luların cezalandırılmasıiçin 1 yıl boyunca ya-şanan gerçeklerin pe-şine düşmesi ve anlat-ması sayesinde olmuş-tu.

Yeni Sömürge Ülkelerde,Devrimin İkiDinamiğidirYoksulluk Ve Adaletsizlik!Bu adaletsizlik bir il-

çenin belediyesininAKP’den CHP’ye geç-mesine sebep olmuştu. Adaletsizliğin örgütleyicigücüne, değiştirici gücüne, dahası siyasal etkisinedikkat çekmek istiyoruz yalnızca.

Bir çocuğun öldürülmesi, gerek iktidar cephesindegerekse yargı nezdinde görmezden geliniyordu. Hattaiddialarını çürütmek için babayı Akıl Hastanesi’ne ya-tırmaya kalktılar. Nurettin Canikli’ye varıncaya kadarAKP’lilerin sorumluluğu olduğu iddiası iktidarın butavrını açıklıyordu.

Bu durum Halkın Hukuk Bürosu avukatlarının,baba Şaban Vatan ile görüşmeye başlaması ilesona erdi. HHB avukatları, Giresun’a gidince em-niyeti jandarması istihbaratı ne varsa hepsi uyandı.Şehir içinde yalnız tek bir adım attırmadılar.

Baro başkanından ailenin yakınlarına kadar herkesönceden uyarılmıştı. Baba da uyarılmıştı. Adaletararken sınırlarını aşmamalıydı. O zamana kadarsusan kim varsa konuşmaya başladı.

Savcılık açıklama yaptı, Bakan olaya el koydu.Basın soruşturmada yaşanan ilerlemeyi, işini yap-mayan polisler hakkında idari soruşturma başla-tıldığını yazdı.

Bütün bunlar Halkın Avukatlarının dosyaya el at-masından, korkularından kaynaklanıyordu. Şaban Va-tan’a ve ailesine şu mesajı vermek istiyorlardı; “Adaletistiyorsan Onu da sana biz veririz. Sen yeter kiadaleti bizden talep et”.

Ve birkaç memuru gözden çıkararak Şaban Vatan’ısusturmaya çalıştılar. Yeter ki kendisine adaletsizlikyapılmadığına, soruşturmanın düzgün yapıldığınainansın; sonuç değişmese de olurdu.

İktidara bakılırsa bu durum şöyle izah edilir;“Örgütler bizim bir boşluğumuzdan yararlanarak ‘sözde’adaletsizliklerden söz edecek provokasyon yarata-caklardı; izin vermedik.”

Oysa gerçekte bütün büyük devletleri zayıflatanadaletsizliktir. Bir toplum yapısının tamamen değiş-mesinde dahi en önemli sebep; Adaletsizliktir. Köleci

Kardeşler uza�n elleriniziçoğalsın ayak seslerimizuza�n elleriniziçoğalsın soluğumuzbir orman yangını gibibir bahar salgını gibiuza�nyıkılsın korkunun kaleleriışısın sudirilsin günbüyüsün nehiryır�lsın karanlıkey özgürlük merhabaölmek için yaşadığımız yeteryaşamak için ölelim biraz da

MEHMET ÖZER

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA66

Page 7: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

toplum tek tek köle kişilere yaptığı adaletsizliklerinsorucu olarak isyanlar ile sarsıldı ve sonunda değişmekzorunda kaldı.

Yeni sömürge ülkelerde yoksulluk ve adalet-sizlik, iktidarları yerle bir etmek için iki temel ol-gudur. Yoksulluk ve adaletsizlik, adil bir üretimve paylaşım sistemine götüren yolu açar.

Yeter ki iktidar yanlısı, dinci, milliyetçi vs. de-meden halka gidelim, halka anlatalım ve adalet-sizlikleri gösterelim, öfkeyi örgütleyelim.

Son bir hafta içinde; Çocuklar Ölmesin diyenAyşe öğretmenin yeniden hapishaneye çağrılması,Cumhuriyet davası sanıklarının cezalarının onaylanarakhukuk yollarının tüketilmiş olması ve infazı içinçağrılıyor olmaları peş peşe geldi.

Parçaları birleştirdiğimizde ortaya çıkan tabloapaçık kapitalizmin vahşiliğini ve adaletsizliğinigösteriyordu. Bütün bunlar münferit olaylar değilbir sistemin yarattığı sonuçlardır. Kapitalizm ada-letsizlik üretecek, faşizm bu adaletsizliklerin he-sabının sorulmasını engelleyecektir.

Her hak arayanı “deli ya da terörist” ilan edecek,“radikal, bozguncu tehlikeli varlıklar” olarak halkaanlatacak ve onlardan uzak durmanızı isteyecektir.Çünkü onun aslında kendi gölgesini görünce korkusu

artmaktadır.

Bir çocuğun ölümü üzerine gösterilen tepkidendahi böylesine sarsılacak kadar güçsüzdür oligarşi.Halkı parçalara bölünce, evlere hapsedince ezipgeçer. Teker teker direnince, teker teker hak arayıncaişi biraz zorlaşır. Hele birlik olsun ellerimiz, birleşsindirenişlerimiz; işte o zaman, gözü dönmüş patronlarkarşısında da, cüppeli cellatlar karşısında da, faşizminzulmü karşısında da yıkılmaz oluruz!

Rabia Naz’ın annesinin elleri, Soma’da-Çorlu’daannelerinin elleriyle birleşsin, Yüksel’e-Düzce’yeuzansın bakalım kimse ‘Deli’ diyebiliyor mu ŞabanVatan’a? Türkiye’nin dört bir yanında süren eylemlerbirleşsin bakalım, faşizm görmezden gelebiliyor mu,kendi sesinde boğarız diyebiliyor mu?

İşte Adalet Meclisi, hak arayanları uzak ve yalnızseslerini çoğul ve coşkulu seslere çevirecek olanadımdır. Bütün hak arayanlar, davasına sarılarakadaletsizliğe karşı bir araya gelmeli ve haklarınıörgütlü şekilde savunmalılar. İşte o zaman kimsegörmezden gelemeyecek direnişleri, kimse adalet-sizliklerin üstünü kapatamayacak.

Adalet Meclisi, adalete yürüyen yolu düzleyecek.Adaletsizliğe uğrayan tüm halkımız; Adalet Mec-lisi’nde birleşelim!

Halkın Sesi TV’den Duyuru:

1 Mayıs’ta Taksim’deyizVideo Kurgusu Yayında

Tarihimizi, şehitlerimizi, bizim için bedel ödeyenhalkın yiğit evlatlarını unutmayalım!

1 Mayıs Günü Taksim Meydanı İçin Savaşalım!1 Mayıs’ta Taksim’deyiz!Kurguyu İzlemek İçin Aşağıdaki Link Adresine

Giriniz:http://halkinsesi-tv.web.tv/video/1-mayista-taksim-

deyiz__remu1z8h2yo���

Alibeyköy’de 1 Mayıs’a Çağrı Yazılamaları Yapıldı

İstanbul, Alibeyköy Cengiztopel’de Halk Cepheliler1 Mayıs’ta Taksim’e çağrı için 19 Nisan'da halkınmatbaası olan duvarlara 5 adet yazılama yaptı.

���

Adaletsizliğe Karşı 1 Mayıs’ta Taksim’deyizHalk Cepheliler bulundukları bölgelerde 1 Mayıs

çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul İkitelli Halk Cephesi22 Nisan’da, mahallenin farklı bölgelerine 1 Mayıs’açağrı amaçlı yazılamalar yaptı. Halkın matbaası du-varlara “1 Mayıs’ta Taksim’e! 77 1 Mayıs Şehitleri

ve Tüm Halkımız İçin Adalet İstiyoruz!” yazılamalarıişlendi.

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 7

1 MAYIS’TA TAKSİM’DEYİZ!

Alibeyköy

İkitelli

Page 8: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Yürüyüş: Merhaba. Berkin Elvan davasında, 6yıl sonra nihayet keşif yapıldı. Keşif işlemi için,bu çok uzun bir zaman değil mi?

HHB: Bu dava devletin bütün kurumlarının ortakişbirliği ile sürüncemede bırakılmaya çalışılan bir da-vadır. Berkin Elvan 16 Haziran 2013 tarihinde vuruldu.11 Mart 2014 tarihinde ise kendisini sonsuzluğa uğur-ladık ve bu keşif normal şartlarda Berkin’in vurul-masından hemen sonra yapılmalı idi. Fakat keşif;ancak Berkin’in katledilmesinden 6 yıl sonra gerçek-leşebildi. Hukuken aslında çok geç kalınmış.

Olaydan sonra Cumhuriyet Savcısı hem olay yerinigörmeli, hem tanıkları dinlemeli, hem de olay yerinigören MOBESE kameralarının kayıtları var mı yokmu bakmalı idi. Ama yapmadılar.

Berkin Elvan’ın soruşturması aylarca Haziran Ayak-lanması Dosyaları çuvalı dediğimiz yüzlerce soruşturmadosyası arasında bekletildi. Dosyanın tefrik edilip ayrıbir soruşturma esasına kaydedilmesi için bile mücadeleettik.

Yürüyüş: Yani savcı mı yapmalıydı bu keşfi?

HHB: Evet öncelikle savcı. Fakat dava açıldıktansonra da durum değişmedi. Mahkeme de her aşamadakeşif kararı verebilirdi. Ama merak bile etmemişlerdemek ki. Biz yalnızca keşif için beklemedik.

- TÜBİTAK’ın görüntülerin iyileştirilmesi için yazılanyazıya cevap verilmesi de,

- Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden istenen görüntükayıtlarının dosyaya CD olarak gönderilmesi de,

- 5. 13. ve Arama Kurtarma Birliklerindeki suçtarihi ve öncesindeki olaylara ilişkin icmal ve sarf tu-tanaklarının gelmesi de,

- TRT’ye yazılan görüntülerin iyileştirilmesi yönündekimüzekkelerle ilgili cevaplar da hep geç geldi ya dahiç karşılanmadı bu talepler.

Yürüyüş: Neden bu kadar geç ilerliyor budosya? Siyasi iktidarın müdahalesi dışında birşeyle açıklanabilir mi?

HHB: Olaydan hemen sonra doğrudan Başbakan’ınmüdahalesi oldu zaten. Ama sadece O değil, AKP budavayı kendi iktidarının ispatı saydı.

AKP Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, 14 Kasımtarihinde “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalayanakademisyenler ve aydınlarla ilgili “Bu bildiriye imzaatan hiçbir akademisyene, siyasetçiye, gazeteciyehiçbir ülkede yaşama hakkı bile vermezler, bırak ha-pishaneyi yaşama hakkı vermezler” dedi. Böyle biraçıklamanın yapılabildiği yerde hakimin, savcının nasılbağımsız hareket etmesini beklersiniz?

O kadar önem verdiler ki Berkin dosyasına, MilliSavunma Bakanlığı Muvazzaf subaylık için yaptığımülakatta bir adaya ‘Gezi olaylarını biliyorsun.Sence Berkin Elvan ekmek almaya giderken miöldü?’ diye soru sordu. Bu soruya; “Berkin Elvan’ınneden öldürüldüğünü bilmiyorum, ölümüne üzül-düm” diye yanıt veren adayın başvurusu bile rededilmiştir.

Yürüyüş: Peki, sizce dava açısından önemlibir ilerleme sağlar mı bu keşif?

HHB: Biz daha önce görüntülerin bulunup dosyayakonulmasını sağlamıştık zaten. Dosyadaki tümdeliller müşteki avukatlarının zorlamasıyla ortayaçıkmıştır. Bizce olay kuşkuya yer bırakmayacakkadar net. Yine de önemliydi bu keşif bizim için.

Berkin’in, 14 yaşında gaz fişeği ile başındanvurulduğu sokağa mahkeme heyeti 6 yıl sonra ilkdefa gitti.

Berkin’e nereden ateş edildiğini, Berkin’innerede vurulup düştüğünü ilk defa gördüler.

Berkin’in ekmek almak için çıktığı evini ilk defagördüler.

Berkin’in vurulduğu köşedeki duvarda, haladuran biber gazı kapsülü izlerini ilk defa gördü-ler.

Polislerin sokağı tutup, basını dışarı çıkarmasıylakeşif başladı. Ateş edilen yer ile Berkin’in bulunduğuyer arasındaki mesafe ölçüldü. Maket olduğunu tahminettiğimiz ZET silahı ile katil polisin bulunduğu yerdennasıl atış yapabileceği denendi.

Berkin Elvan Davası’nda, 6 yıl sonra gerçekleşenolay yeri keşfine ilişkin Halkın Hukuk Bürosu(HHB) ile yaptığımız röportajı yayınlıyoruz.

HHB: “Okmeydanı Halkı Pencerelerden, Kaldırımlardan İzledi Keşfi.Yüzlerce Göz İzliyordu Her Şeyi Tarihe Kaydetmek İçin.

Berkin’in Adının Son 6 Yıldır Kaç Bebeğe Verildiğini Hesaplasanız Bile Berkin’in ve DavasınınÜlkemiz Siyasi Tarihi Açısından Ne Kadar Önemli Olduğunu Anlarsınız.”

Röportaj

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA8

Page 9: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Berkin’in vurulmaanının tanığı DenizcanParlak olay yerinde din-lendi. Keşif heyeti Ber-kin’in vurulduğu so-kaklardan geçtiklerin-de duvarlarında halaBerkin İçin Adalet is-tendiğini gördüler.Olayın ağırlığını anla-

mış olmalılar.

Yürüyüş: Sizce davaya ilgi nasıl, 6 yıl içindeazalma oldu mu?

HHB: Hayır, kesinlikle hayır. Az önce bahsettik.Bunca baskıya, gözdağına rağmen siyasetçiler degazeteciler de halkımız da bu davayı takip etmeyi bı-rakmadı.

Davayı başından beri takip eden CHP milletvekilive önceki dönem Diyarbakır Baro Başkanı SezginTanrıkulu oradaydı. Berkin’in babası Sami Elvan veannesi Gülsüm Elvan ordaydı. Ne kadar acı gelse deoğulları için adalet istemekten asla vazgeçmemiş birailedir Onlar.

Okmeydanı halkı ise pencerelerden, kaldırım-lardan izledi keşfi. Yüzlerce göz izliyordu her şeyi

tarihe kaydetmek için. Sadece Berkin’in adınınson 6 yıldır kaç bebeğe verildiğini hesaplasanızbile Berkin’in ve davasının ülkemiz siyasi tarihiaçısından ne kadar önemli olduğunu anlarsınız.

Yürüyüş: Siz avukatlar da bu dava için çokuğraş verdiniz. Söylemek istediğiniz başka birşey var mı?

HHB: Evet HHB avukatları olarak, dava açılsındiye açlık grevi yaptık, çadır kurduk, ekmek dağıttıkbiz. Çünkü artık dilekçeler, talepler yetmiyordu.

Bakın Avukat Şükriye Erden ve ailesi bugün bukadar ağır cezalandırılıyorsa bu davaya verilen önemnedeniyledir. Sadece başsavcının talebiyle, arabulu-culuk yaptığı için ağır cezalar aldı Avukat arkadaşımız.Daha dün Berkay Ustabaş davası olarak bilinendavada, suç oluşmadığı halde sırf cezasız kalmasınlardiye insanlar mahkum edildiler.

Ne kadar uzun sürerse sürsün biz de bu davanınsonuna kadar takipçisi olacağız. Çocuklarımız içinadalet istemeye devam edeceğiz.

Yürüyüş: Davanın her aşamasındaki emeğinizi,davayı takip eden halkımız çok iyi biliyor. Verdiğinizbilgiler için teşekkür ederiz.

Berkin’in vurulduğu sokak

TAYAD: Evlatlarımız İçin Adalet Talep EtmeyeDevam Edeceğiz

Adalet Nöbeti Günlüğü112. Gün-15 NisanBugün saat 14.00’da pankartımızı asıp, masamızı

düzenleyip nöbetimize başladık. Ziyaretimize gelenhalkımızla sohbet ettik. Saat 16.00’da bugünkü nö-betimizi bitirdik.

113. GünBugün pankartımızı asıp masamızı düzenledikten

sonra nöbete başladık. Nöbet sakin geçti, saat16.00’da nöbetimizi bitirdik.

114. GünBugün saat 14.00’da nöbete gittiğimizde cenaze

vardı, çok kalabalıktı Cemevi. Cenaze sahiplerinebaşsağlığı dileyip, pankartımızı asıp, masamızı dü-zenledikten sonra nöbetimize başladık. Gelen halkı-mızla adalet üzerine sohbetlerimiz oldu.

115. GünBugün rutin hazırlıklarımızı yaptıktan sonra adalet

nöbetimize başladık. Adalet nöbetine gelen halklaevlatlarımıza yapılan saldırıları ve hak gasplarını an-lattık.

118. GünAdalet nöbetinin 118.si Gazi Cemevi’nde yapıldı.

Saat 14-16’daCemevi’nin avlu-sunda Adaletmasası açıldı.Mahalleden veCemevi’ne ge-lenler Adalet ma-sasını ziyaret et-tiler. Yaşananadaletsizlikler vegündem ile ilgilisohbet edildi.

Röportaj

TAYAD’lılar, Adalet Ve DayanışmaKahvaltısı Yaptı

Evlatlarına verilen haksızve adaletsiz cezalara karşıyaptığı oturma eylemiyle da-yanışmak amacıyla 21 Ni-san’da yapılan kahvaltının15.si Çayan Mahallesi’ndeTAYAD’lılar tarafından yapıldı.Kahvaltı öncesi aileler vekahvaltıya katılanlar FahrettinKul’a, Mete için başsağlığıdiledi. Kahvaltıya 30 kişi ka-tıldı.

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 9

Page 10: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA10

12 Kasım 2016 günü, gece sabaha karşı, polis ekipleri KaranfillerKültür Merkezi'ni mühürlediler. Kapısına da 677 sayılı KHK ile kapa-tıldığını yazdılar. Derneğin mühürlendiğini gören mahalleli devrimciler

ile birlikte mührü kırıp içeri girdiğinde Dernek Yönetim Kurulu Başkanı ÖnalAkkaya'nın haberi bile yoktu.

2 yıl sonra "yakalaman var" diyerek Önal Akkaya'yı apar topar mahkemeönüne çıkardılar ve onu hırsızlıkla suçladılar. Çünkü polisler derneğin kapa-tılmasının üzerinden 2 yıl geçtikten sonra dernek yerinin bir başkasınakiralanmış olduğunu görerek tutanak tutmuşlardı. Önal Akkaya ise YönetimKurulu Başkanı olarak mühürlenmiş derneğin eşyalarını korumakla sorumlugörülüyordu. Büyük bir emek ve çaba sonucu bulup buluşturduğu eşyalaraKHK ile el konulmuştu ve söylendiğine göre onlar artık devletin malıydı.Sadece ona değil mal sahibine de mülkünü başkasına kiraladığı için davaaçılmıştı.

Bağcılar'ın Ahmet Abi'si açılan bu davadan ötürü 4 yıl 2 ay hapis ve 3000TL para cezasına mahkum edildi.

Hukuksuz OHAL kararnameleriyle derneklerimizi kapatan AKP faşizmi,dalga geçer gibi mal sahibini kendi eşyalarını çalmakla suçluyor. Gayrımeşru KHK'lar ile kapatılan derneklerin, ihraç edilenlerin, tutuklananlarıngasp edilen haklarının hesabını vereceklerine yargı eliyle zulmetmeye devamediyorlar. Önal Akkaya nezdinde tüm OHAL mağdurları için Adalet İstiyoruz!

Page 11: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

* 9 Haziran 2017 tarihinde Van’da, mantar top-lamaktan dönen Abdulselam Aslan, Cemal Aslan,Halil Aslan ve Nejdet Beysüm isimli 4 köylü, polistarafından gözaltına alınmış ve işkence görmüştü.Olayın devamında yürütülen soruşturmada köylüler,savcılık tarafından kendilerine gösterilen fotoğ-raflardan 7 işkenceci polisi teşhis etmişti. Fakatsadece bir polis hakkında; “Basit yaralama, zorkullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması” suçla-rından dava açılmıştı. İki yıllık bir göstermelikyargılama süreci sonrasında Gevaş Asliye CezaMahkemesi, tüm video, ses ve işkence fotoğraf-larına rağmen işkenceci polis hakkında beraatkararı verdi. İşkenceci polisler, mahkemenin “Mev-cut kamera kayıtlarında teşhise elverişli herhangibir verinin tespit edilemeyişi karşısında sanıkhakkında atılı suçu işlediğine dair dosya kapsa-mında somut ve inandırıcı bir delil bulunamadı-ğından ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gereğinceberaatına karar verilmiştir.” kararıyla beraat etti-rildi.

4 kişi, gördükleri işkence ile kalakaldılar. İş-kencecileri koruyan, halka işkenceyi reva görenbu düzenin yargısı adalet mercii değildir, olamaz.Adalet; işkencecilerin değil, işkence görenlerin ya-

nında olmalıdır. İŞKENCECİ-LERİ KORUYAN ADALETEKARŞI HALKIN ADALETİNİİSTİYORUZ, ALACAĞIZ.

* Konya Merkez Karatayilçesine bağlı Büyükkayacıkmahallesinde bulunan hid-rolik fabrikasında meydana

gelen patlamada 42 yaşındaki işçi İsmail Oğuz,hayatını kaybetti. İSMAİL OĞUZ’UN KATİLİ DEV-LETTİR. KATİL DEVLET HALKA HESAP VERE-CEK!

* Soma Holding’in sahibi ol-duğu madende katledilen 301madencinin katillerinden birisiolan CAN GÜRKAN tahliye et-tirildi. Her işçi için 5’er gün ha-pishanede kalan Gürkan tahliyeedilirken; Soma’lı madencilerinavukatlığını yapan Halkın Hukuk Bürosu avukatları18’er yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Madenciyebir tekme daha vuran bu düzenin mahkemelerinideğil halkın adaletini biliyor ve tanıyoruz. CANGÜRKANLARDAN 301 CANIN HESABINI HALKSORACAK.

* İstanbul Özel Balat Hastane-si’nde hemşirelik yapan 25 yaşın-daki Sencer Eravcı, 10 Nisan’da,aldığı maaş borçlarına yetmediğive kredi borçlarını ödeyemediğiiçin intihar etti.

İNTİHAR ÇÖZÜM DEĞİL; ÇÖZÜMDEVRİMDE, ÇÖZÜM SENCER’İ İN-TİHARA SÜRÜKLEYEN KATİLLERDEN HESAPSORMAKTA!

* Küçükçekmece’de 5 yaşındaki bir kız çocuğunatecavüz edildi. Çocuklarımız evinin önünde teca-vüze uğruyor. Yozlaşmanın geldiği boyut gündüzvakti, başka çocuklarının gözünün önünde tecavüzüolağanlaştırıyor. Mahalle halkı, yürüyüş yaparakadalet isteğini dile getirirken; AKP halkın öfkesindenöylesine korkuyor ki, tecavüzcüyü yakaladıklarınıaçıkladı. 301 madencinin katilini serbest bırakanlarınadaletine güvenilmez. Çocuklarımızı korumak is-tiyorsak Halk Meclisle-ri’ni kurmalı, tecavüz-cülerin mahallemize gir-mesine izin vermemeli-yiz. HALKIN ÖRGÜTLÜGÜCÜ YENİLMEZ!

301 MADENCİNİN KATİLİNİ KORUYAN BU DÜZENÇOCUKLARIMIZI KORUYAMAZ!

TECAVÜZCÜLERİ, KATİLLERİ KORUYUP HALKI YOKSULLAŞTIRAN, YOZLAŞTIRAN,YALNIZLAŞTIRAN BU DÜZENE KARŞI ÖRGÜTLENMEK ZORUNLULUKTUR

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 11

Page 12: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Kızıldere Kesintisizliğimizdir!

Neyin kesintisizliği diye sorulacaktır. Kesinti-sizlik; bağımsızlık demokrasi sosyalizm mü-cadelesindeki ısrarımızda somutlanır. Vaz-

geçmedik. Vazgeçmediğimiz için yaprağın dahi kı-mıldamadığı 80 cuntasından sonra da, teslim almasaldırılarına karşı Ölüm Orucu direnişimizle cevapverip yolumuza devam ettik.

Önderliğin de katıldığı Ölüm Orucu ile Apo, Hasan,Haydar ve Fatih’in şehitliğiyle yaratılan hapishanedekiölümüne direniş bugüne taşınmıştır. 1984 Ölüm Orucuile 4 karanfil geleneği başlatılmıştır. Bugün hala Cep-heliler, gözaltı çıkışlarında yoldaşlarını karşılamaya,direniş ziyaretlerine 4 karanfil ile gider.

Kuşatmalar yaşadık ve yaşıyoruz. 12 Temmuz’da,16-17 Nisan’da, Bağcılar’da, Adana’da, Ankara’da,Dersim’de Denizli’de, Anadolumuz’un her tarafındaoperasyonlar ve katliamlar yaşadık.

Kültür merkezlerimiz, dergi bürolarımız, kurumlarımızdefalarca baskına uğradı. Operasyonların ardı arkasıkesilmedi. İşte kesintisiz mücadelemizin somut birkanıtı da yaşadığımız operasyonlar, katliamlar vekitlesel tutuklamalardır.

BİZİ BİTİREMEDİLER;ÇÜNKÜ UZLAŞMADIK!19-22 Aralık Hapishaneler katliamının komutanla-

rından halk düşmanı Zeki Bingöl; “Operasyon DHKP-C’yi bitirmek için yapıldı” itirafında bulundu. 1 yılöncesinden, maketler üzerinde katliam provoları ya-parak, üzerinde “insan bulunan yere atılmaz” yazanenvai çeşit kimyasal ve bombalarla, içeriği bugünhala açıklanmayan gazlarla diri diri yakılarak katledil-

dik.

Her şey, ideolojimizi teslim almak içindi. Çünküemperyalizmin yeni dünya düzenine, “Ya düşüncedeğişikliği ya ölüm” dayatmasına karşı koyan;dünyadaki Marksist-Leninistler yalnız bizlerdik.

2000’li Yıllardan İtibaren Emperyalizmin Uzlaşma-Tasfiye-Teslimiyet Politikasına Karşı Bir Tek Biz DirendikEmperyalizm ile dünya devrimci hareketleri arasında

50 yıldan fazladır süren ideolojik, politik, askeri savaştayenilmeyen, yok edilemeyen, bitirilemeyen, değiştiri-lemeyen bir tek biz kaldık.

Emperyalizmin bu politikasının karşısında bir tekbiz varız. Kolombiya’da FARC, katilleriyle uzlaştı. Si-lahlarını bırakıp teslimiyetin onursuzluğuyla yaşamayabaşladılar. Ve bugün halk, haklı olarak silahlı mücadeleverdiği günleri arıyor. Çünkü ülke, eskisinden çokdaha fazla kan deryasına döndü ve yozlaşma batak-lığına gömüldü. Ve en önemli şeyi, yani kurtuluşumutlarını yitirdiler.

ETA, IRA silahları betona gömüp emperyalizminçizdiği sınırlarda yaşıyorlar. PKK emperyalizmin kuklaordusuna dönüştü Suriye’de. Kürt milliyetçilerin“özgürleştirdiğini” iddia ettiği Rojava’da, sadeceABD emperyalizminin 25 noktada üssü ve askerivarlığı mevcut. Tırlar dolusu ağır silah ve zırhlıaraçlarla işgalçi emperyalizmin 23 centlik askeriolmakla kalmayıp, Kürdistan’daki işgal gücü oldular.

49 YILDIR, BİZİ BİZ YAPANİDEOLOJİK NETLİĞİMİZ,İDEOLOJİK BAĞIMSIZLIĞIMIZ,İDEOLOJİK KARARLILIĞIMIZDIR!ABD emperyalizmi yalnızca 2020 yılı “Eğit-Donat”

denilen katliam projesinin Suriye ve Irak bölümü için,1 milyar 45 milyon dolar fon ayırdı. Bu paranın 300milyon doları ise doğrudan PKK/YPG’ye ayrıldı.

Neyin karşılığında? Emperyalizmin kuklası olmaları

MAHİR’DEN DAYI’YA SÜRÜYOR BU KAVGA!SAVAŞIMIZ; OLİGARŞİYİ YIKIP

HALK İKTİDARINI KURANA,EMPERYALİZMİ YERYÜZÜNDEN SİLENE KADAR

KESİNTİSİZ DEVAM EDECEK!

Parti Beynimiz,Cephe Yüreğimiz!

Beynimizle Düşünüp, Yüreğimizle Vuruyoruz!49 YILDIR

BAĞIMSIZLIK DEMOKRASİSOSYALİZM YOLUNDA YÜRÜYOR,

30 MART-17 NİSANŞEHİTLERİMİZİ ANIYOR,

KATLEDİLENLERİMİZ İÇİNADALET İSTİYORUZ! 6. Bölüm

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA12

Page 13: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

ve Ortadoğu’dason 200 yılın eniyi müttefiki ol-maları karşılığın-da. Çok açıkçasöylüyoruz ki, sa-vaşan hiçbir ör-gütün bu kadarparası olamaz!Emperyalizminparası ve silah-larıyla halklarınkurtuluşu savu-

nulamaz!

Emperyalizmin “proje-fon” vb. adlarla ideolojik, si-yasi, ekonomik, askeri hiçbir sızmasına izin verme-yeceğiz! Asla uzlaşmayacağız! Kendi Marksist-Leninistsandalyemizde oturmaya, ideolojik bağımsızlığımızıkorumaya devam edeceğiz!

Hep teslim olmayı dayattı düşmanlarımız. Dört ta-rafımız sarılmışken Çiftehavuzlar’da sosyalizmin orakçekiçli bayrağını dalgalandırdık. Hapishanelerde tes-limiyet dayatıldığında “Bir canım var halkıma vata-nıma feda olsun” dedik. Kızıl bayrağımızı indirmedikyere. Tek de kalsak boyun eğmedik, diz çökmedik.

2000-2007 Büyük Ölüm Orucu direnişinin, son 5yılında bir tek biz direndik. 122 kez öldük. ETA,FARC, IRA, PKK gibi ideolojik olarak yenilseydik di-renmezdik. Emperyalizmin ve oligarşinin icazetinesığınıp “Biz yokuz komutanım” deyip teslim olurduk.İdeolojimizin, tarihimizin, şehitlerimizin, geleneklerimizinüstüne basıp kişiliksizleşirdik.

Ama biz biliyorduk ki; ideolojik yenilgi fiziki tes-limiyeti doğurur. 49 yıldır, anti-emperyalist, anti-oli-garşik halk devrimi hedefimizden hiç vazgeçmedik.Bu nedenle direnişlerle varolduk, katliamlarda yenidendoğduk, imhalarda halklaştık.

Bu gücü tarihsel ve siyasal haklılığımızdan vemeşruluğumuzdan alıyoruz. Anadolumuz’u sömürüdenkurtarma mücadelesi veriyoruz. Halkın iktidarını kurma,Anadolumuz’un kurtuluş savaşını veriyoruz. Kazana-cağımızı biliyoruz.

KIZILDERE YENİLMEZLİĞİMİZDİR!Kızıldere’de fiziki olarak yok olduk; ama yenilmedik.

Önderimiz Mahir Çayan “BİZ BURAYA DÖNMEYEDEĞİL ÖLMEYE GELDİK” diye halk düşmanlarınacevap vermişti. Onların Kızıldere’de şehit düşmesindensonra, Dursun Karataş ve genç Cepheliler Kızıldere’ninmirasını sahiplenip mücadeleyi omuzlamışlardır. Kı-zıldere’de yenilseydik Devrimci Sol doğamazdı. Kı-zıldere’de yenilseydik Dayı, Niyazi, Sabo, Sinan ol-mazdı.

Elif, Şafak, Bahtiyar, Bilgehan, Leyla, Oğuz, Mahirolmazdı! Sıla, Bünyamin, Devrim olmazdı!

Kızıldere Anka kuşuydu. Bu anka kuşu küllerinden

yeniden doğmuştu. Kızıldere’de yenilseydik halkımızçocuklarının adlarını Mahir, Hüseyin, Ulaş, Berdan,İdil, Berkin, Sıla, Umut, Devrim... koymazlardı. Kızıl-dere’de yenilseydik emperyalizmin teslimiyet, uzlaşmave tasfiye politikasına karşı direnemez, yok olurduk.Bir kez daha ilan ediyoruz; “emperyalizm değiş-medikçe, emperyalizme karşı tavrımız değişme-yecek!”

Anadolumuz’da emperyalizmin ve oligarşinin ege-menliğine silahlı kurtuluş savaşıyla son vereceğiz.Çünkü savaşımız Adalet savaşıdır. Düzenin değil hal-kın adaletini istiyoruz. Savaştığımız, celladı olacağımızdüşman, halklarımız için adalet sağlamayacak elbette.

Onlar yalnızca katletmeyi, yok etmeyi, adaletsizliğibilirler. Soma’da 301 maden işçisi katledildi. Madenşirketinin patronu beraat etti, oğlu tahliye edildi.Düzenin mahkemelerinde beraat edebilirler; ama halknazarında suçları bağışlanmazdır.

Halkımızı, yoldaşlarımızı katledenler, rahatça halkakarşı suç işlemeye devam ediyorlar. Halkımızı soyanlar,ahlaksızlığı pekiştirenler, yozlaştıranlar, tekeller, işbirlikçiiktidarlar halkımızı, bizi sömürmek, ezmek, yok etmekiçin her şeyi yapıyor.

Evlerimizin içinde, sokağımızda katlediyor. Berkin,Dilek, Sıla, Mizgin, Nihat ve tüm çocuklarımızın katil-lerinin cezalandırılmasını istiyoruz. Soma, Ermenek,Çorlu, 19 Aralık, Roboski ve katledilen bütün halkımıziçin adalet istiyoruz!

Halkımızı Ekmeğe ve AdaleteDoyuracağız! Bütün HalkımızıYoksulluk ve Adaletsizliğe KarşıMücadelede Örgütleyeceğiz!Emperyalizme göbekten bağımlı ülkemizin 32

milyon metrekaresi bize ait değil. Yeraltı ve yerüstüzenginliklerimiz emperyalist şirketlerin denetiminde.Tarım yok edildi. Hayvancılık yok edildi. Kentsel dö-nüşüm denilerek evlerimiz yıkılıyor. Ülkemizi emper-yalizme peşkeş çeken AKP iktidarı yönetiyor. Yenidoğan çocuklar binlerce liralık borçla doğuyor.

Emperyalizmin üsleriyle dolu ülkemiz. Televizyonuaçıyoruz S-400, F-35 haberleri, “Bahçeli şunu dedi,Erdoğan şunu dedi, Erdoğan’ı şu aradı şunu dedi”haberleri. Haberler magazine indirgenmiş durumda.Açlık, sömürü, işkence,faşist saldırılar, kontrge-rilla yoktur bu haberlerde.Gerçeklerin üzerindekoyu bir sansür var.

Gerçek biziz! Gerçekemperyalizmi ve uşakla-rını topraklarımızdan silipatacağımızdır. Tam ba-ğımsızlık mücadelemizihalkımızla birlikte zafereulaştıracağımızdır gerçek

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 13

Page 14: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

olan.

Gerçek, ortak düşmanımızın emperyalizm ve iş-birlikçisi oligarşik düzen olduğudur. Halkımızı, işte bugerçekler etrafında birleştirecek ve örgütleyeceğiz!

ADALET İSTİYORUZ!Vatanımız bağımsız, halklarımız özgür olsun isti-

yoruz. 16 milyon halkımızın aç yatıp aç kalktığı birülke tablosu, işsizlik, yoksulluk tablosu değişsinistiyoruz. Hiçkimse yaşamsal hak ve özgürlüklerindenmahrum bırakılmasın, işi-onuru için direnmek zorundakalmasın istiyoruz.

Hapishaneler, ülkenin devrimci gençleriyle, yazar-larıyla, aydınlarıyla, sanatçılarıyla, avukatlarıyla dol-durulmasın istiyoruz. Düşünce ve örgütlenme hakkımızıistiyoruz.

Ülkemizde faşizm süreklidir. AKP’nin emperyalizmleyaptığı işbirliği, ikili anlaşmalar ile bağımlılığı arttırmasısonucu baskıyı da perçinlemiştir. Başka türlü yönetemezçünkü!

OHAL ilanından bu yana, kağıt üzerinde bile kendikoyduğu yasalara uymamakta, tam bir keyfiyet sür-dürmektedir. Bir gecede yüz binlerce kamu emekçisiniişinden atmış, kitlesel tutuklamalara girişmiş, hapis-hanelerde tecrit ve işkence artmış, kayyumlar veKHK’lar devreye sokulmuştur.

Yüksel Direnişi, OHAL ileAnadolu Halkları ArasındaGüçlü Bir Barikat Oldu!9 Kasım 2016’da Nuriye Gülmen’in tek başına

Yüksel Caddesi’nde başlattığı “İşimizi Geri İstiyoruz”direnişi halklarımıza umut oldu, her koşulda direnile-bileceğini bir kez daha gösterdi. Günde iki kezgördükleri işkence, 324 günlük açlık grevi, tutuklamalar...Her koşulda direniş büyüdü, halklarımıza umut oldu,örnek oldu ve nihayetinde direnişler çoğaldı.

Yüksel’de, Düzce’de, Sarıyer’de; KESK, TMMOB,DİSK binalarında tarihsel bir direniş sürüyor. Armutlu’da79 yaşındaki Kezban Ana tutsak evlatları için, değerleriiçin direnişte.

Halkın avukatlığını yaptığı için HHB avukatları,halkın sanatçılığını yaptığı için Grup Yorum üyeleriya tutsak ya da gizlilik koşullarındalar.

Halkın aydını, sanatçısı, avukatı, mimarı, mühendisiolmak suç sayılıyor!

Bağımsızlık, demokrasi istemek, haklar ve özgür-lükler mücadelesi vermek “terörizm” denilerek yafta-lanıyor. Uydurulan sahte deliller, yaratılan iftiracı iti-rafçılar, gizli tanıklar nedeniyle yüzlercemiz işkence-lerden geçiriliyor. Uzun tutsaklıklar ve hapishanelerdekitecrit ve hak gaspları ile düşüncelerimizden vazgeç-memiz dayatılıyor.

Öyle bir ideolojik bombardıman söz konusudur ki;solculuk yapılacaksa “akıllı”sından yapılmalı, “makul”

olunmalıdır.

Nedir makul olmak? Akla uygun olanı yapmak.Bizim aklımız Diyalektik Materyalizmdir. Hayata 4+3ile bakıyor ve bu nedenle hiç yanılmıyoruz!

Makul-akıllı olmak ile kast edilen, sınıf düşmanlarıylauzlaşmaktır. Yapılan her şeyin üzerine sünger çekip,aynı gemide olduğumuz yalanına inanmaktır. Böylelikleortada düşman olmadığı için, düşmanla savaşmayada gerek kalmayacaktır. Hayır! Asla düzenin ‘akıllısolcusu, akil insanı’ olmadık, olmayacağız!

Akla uygun olan, sınıfımızın yararına olanı yap-maktır. Akla uygun olan, sömürüye karşı çıkmaktır.Adil bir üretim ve paylaşım sistemi kurmak için,önümüzdeki bütün engelleri yıkıp geçmektir. Dos-tunu-düşmanını karıştırmamak, düşmanın safınageçmemektir.

Biz Kazanacağız;Çünkü Biz Halkız ve Haklıyız!“Haklı olmak, bir ordudan bile daha kuvvetli olmak

demektir.” diyor Küba’nın ulusal önderi Jose MARTİ.Dursun Karataş’ın ağzından dökülen o tarihsel söz-lerdedir gücümüz:

“Yalnız değiliz, bütün dünya halklarıyla birlik-teyiz. Güçsüz değiliz, gücümüz inancımızda,tarihsel ve siyasal haklılığımızdadır. BİZ KAZA-NACAĞIZ; ÇÜNKÜ BİZ HALKIZ VE HAKLIYIZ!”

Tarihsel ve siyasal olarak haklı ve meşru olanbiziz. Kapitalizm gericileşmiştir. Emperyalizm halkla-rımızı kurtuluşa götürmez, köle yapar. Uşağı yapar.23 sentlik askeri yapar.

Bu akıl burjuvazinin aklıdır. Bu akılda uzlaşmavardır, teslimiyet vardır. Oysa biz emperyalizminkurbanı değil celladı olacağız diyoruz. Tek Yol DevrimTek Kurtuluş Sosyalizm diyoruz. Tarihsel ve siyasalhaklılığımızla kazanacağız!

Anadolu halklarını; kurtuluş bayrağı altında toplamak,şehitlerimize sözümüzdür. Ekmek ve adalet kavgasınıkazanmak sözümüzdür. Asla uzlaşmamak, bağımsız,demokratik, sosyalist bir ülke onlara sözümüzdür!

- BİTTİ -

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA114

Page 15: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 115

Halkın Avukatlarına yargılama süreci veverilen ağır cezalar tüm dünyada hukukçularırahatsız etti ve tepkilerini çekti. Karara

kadar hala bir şeylerin düzelebileceğine inanan hukukörgütleri, karar sonrası olağanüstü toplantı ve konferanskararları aldılar ve halkın avukatlarının davası içinyapılacakları konuşmayı planladılar.

Kararın hemen ardından 39 Baro bir araya gelipduruşmalarda yaşanan hukuksuzlukları açıkladı. Açık-lamada şu ifadelere yer verildi;

“Düzenlenen iddianame sonucunda, yargılamayakonu eylemlerin birçoğu ile ilgili görülmekte olanderdest bir dava var iken tartışmalı bazı kanıtlar ek-lenerek yeni bir soruşturma başlatılmış, meslektaşla-rımız 1 yıla yakın tutuklama sürecinden sonra mahkemeönüne çıkabilmişlerdir.

Bağımsızmış, tarafsız-mış gibi bile davranmayan,yargının görüntüsünü bilekatlanılmaz kılan, adil yar-gılanma bir yana yargılamabile yapılmadan gerçek-leştirilen bu hukuk katlia-mını görünür kılıyoruz.”

Barolar birliğinin ve ba-roların ilgisinin yetersiz ol-duğunu söyleyen 33 ba-rolar birliği delegesi “ArtıkEylem Zamanı” diyerekBarolar Birliği’ni ve Baro-ları eyleme davet etti.

Türkiye’de faaliyet yü-rüten hukuk örgütleri vehukukçular birbirine benzer tepkiler verdiler.

Hemen herkesin ortak görüşü, bir yargılamanındahi yapılmamış olduğu idi. Bu avukatlar için mesleğindevamı açısından kaygı verici bir durumdu. Budurumda kimse kendisini güvende hissetmiyordu veiktidarın hukuku katlanılabilir olma durumunu da birhayli aşmıştı.

Uluslararası alanda yükselen tepki de farklı değildi.O zamana kadar ülkenin “bağımsız yargısına” müdahaleteşkil edebilecek sözler söylemekten kaçınan ulus-lararası hukuk örgütleri artık bu sınırı aştıklarını;çünkü Türkiye’de zaten bir yargılama yapılmadığınıgördüler.

Birçok hukukçu neden mahkemelere anlatıyoruzki doğrudan iktidarın sahibine anlatalım, Cumhur-başkanı’na, Adalet Bakanı’na anlatalım dedi. Bu yar-gılamanın bir talimat yargılaması olduğunu açık açık

belli eden bu sözler, hukuk örgütlerinin ileriki dönemkararlarına da etki etti.

Hukuk örgütleri siyasi görüşmeler yapmak içinrandevu talebinde bulunacaklar. Bu düşünce ile AvrupaBarolar Birliği (CCBE), Tayyip Erdoğan’a 26 Marttamektup yazarak tepkilerini dile getirdiler.

Biz bu iktidar sahiplerini çok iyi tanıyorsak dauluslararası dayanışma için ülkemize gelen hukukçularhala yeteri kadar tanımıyorlar. Mahkemeleri gördüklerigibi iktidar sahiplerini de görüp tanımaları uzun sür-meyecek.

AED ve ELDH gibi Avrupa ve dünya çapındafaaliyet yürüten büyük hukuk örgütlerinin üyesi olan

ÇHD ve halkın avukatları,bugüne kadar bu uluslar-arası dayanışmaya çokönem verdi. Gücünü veimkanlarını zorlayarak da-yanışmayı geliştirmek içinuğraştı. Bu emek karşılık-sız kalmadı.

Çünkü bu örgütler artıkbu davayı; kendi davasıolarak benimseyip bundansonra ev sahibi sıfatı ilemücadele edecekler.

ELDH’nin mayıs ayındatoplanacak Genel Kuru-lu’nun ana gündemi HHB-ÇHD yargılaması olacak.

ELDH, şimdiden tüm dünyadan hukuk örgütleriniGenel Kurul’a davet etmiş durumda.

Haziran’da Atina’da bir araya gelecek olan AEDbir dizi etkinlik planlamış.

Lawyers for Lawyers Avukatlar için Avukatlar örgütübu yıl Amsterdam’da toplanacak ve verdiği hukukmücadelesine dayanışmasını göstermek üzere buyılki hukuk ödülünü ÇHD Genel Başkanı Selçuk Koz-ağaçlı’ya verecek.

5 Nisan'da, Brüksel’de AED üyesi SAD tarafındanbir eylem gerçekleştirildi.

Hukuk örgütlerinden oluşan (IADL / ELDH ve AED)uluslararası heyet, nisan sonunda Türkiye’ye gelecekve halkın tutsak avukatları, Bakanlık yetkilileri, meslek

HALKIN TUTSAK AVUKATLARI İLE ULUSLARARASI DAYANIŞMA BÜYÜYOR!

ENTERNASYONAL DAYANIŞMA VE MÜCADELE KAZANACAK!

Page 16: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

örgütleri, demokratik kitle örgütleri, ağır hak ihlalleriningörüldüğü halk tarafından bilinen davaların avukatlarıve sanıkları ile görüşecek.

Berlin merkezli hukuk örgütü RAW, 800 kişilik birgenel kurul gerçekleştirdi. Bu genel kurulun gündemindede ÇHD yargılaması vardı.

Genel kurul; yaşanan hukuksuzlukları anlatan vebu hukuksuzluğu kabul etmediklerini ilan eden birdeklarasyon çıkardı.

NULP Filipinler’den sesini yükselterek hukuksuzluğureddettiğini ve meslektaşları ile dayanışma içindeolacağını bildirdi.

Uluslarası hukuk kurumları, AİHM aşamasını takipetmek istediklerini, bundan sonra halkın tutsak avu-katlarının avukatlığını bizzat yürütmek istediklerinisöylediler.

Bütün bunlar elbette ne bağımsız yargıyı ne deadaleti sağlamayacak!

Kimse Selçuk Kozağaçlı’ya babasıyla geçirmeyehakkı olduğu son anlarını geri veremez.

Özgür Yılmaz’a annesinin mezarına toprak atmahakkını, kızı ile geçirmeleri gereken zamanı geri ve-remez.

Uluslararası Dayanışma Dimitrov’u Nazi faşizmininelinden almayı başarmıştır. Avukatlar hak bilinci ilegerçekleşen bu dayanışma eylem ve etkinlikleri ileher şeyden önce haklılığı tüm dünyaya göstermekte-dir.

Tüm dünya ihtiyacımız olan “Adalet”i yerine getirmeküzere halkın avukatlarının mücadelesini, haklı ve ye-rinde bulmaktadır.

Dayanışmanın eşsiz önemine rağmen kimse halkınavukatlarının tutsaklığı boyunca müvekkillerinin uğradığıhak ihlallerini yerine getiremez.

Bütün bunların tek telafi imkanı, mücadeleyiyükseltmektir. Birlikte emperyalizme ve faşizmekarşı mücadele etmektir. Çünkü emperyalizm hü-küm sürdükçe tüm dünya adaletsiz demektir!

Okmeydanı Polis Terö-rüne Karşı Sütçü İmamMüfrezesi eyleme dair

yaptığı açıklamada kısaca şu söz-lere yer verdi;

Müfrezemiz; 30 Mart-17 Nisandevrim şehitlerini anma günleriçerçevesinde, işbirlikçi oligarşi dik-tatörlüğün temsilcisi durumundaki,AKP iktidarının en önemli medyaayağı olan Demirören Holding pat-ronlarına eylem kararı almıştır.

Buna bağlı olarak bir savaşçımız13 Nisan’da Şişhane’deki Demirö-ren Holding’in otopark girişine hol-ding patronlarını hedef alacak şe-kilde uzaktan kumanda edilebilenbir EYP yerleştirdikten sonra üssünegeri dönmüştür.

Ancak EYP planlandığı zaman-dan önce fark edildiği için pazargünü 17.00 sıralarında düşmantarafından imha edilmiştir. Düşmantarafından konu hakkında ulusalbasına açıklayıcı bilgi verilmemesiacziyet göstergesidir. Asıl irdelen-mesi gereken koşullar ne olursa

olsun bir devrimcinin düşmanın hertürlü teknolojik askeri üstünlüğünekarşın elini kolunu sallayarak ey-lemini yapabilme cüretini kuşana-bilmesidir.

Bir daha geleceğiz!Yetimin, doğmamış bebeleri-

mizin hakkıyla satın aldığınız araç-larınızı havaya uçuracağız bir gün.

İstanbul Valiliği, bombanın ne-reye bırakıldığı bal gibi açıkken,“Bugün saat 17.00 sıralarında Be-yoğlu ŞişhaneCaddesi üzerin-deki bir noktayaşüpheli paket bı-rakıldığı ihbarıüzerine” diyeaçıklama yapıyorinternet sitesin-de. Bu açıklamadevrimci cüretinkarşısında çare-sizliklerini gizle-mek içindir.

Biliyorlar çün-kü devrimci şid-

detimiz halkın örgütlü gücüyle pe-kiştikçe çaresizliklerini gizleyemezhale gelecekler.

Düzenlerinin ömrü biraz dahauzasın diye yapıyorlar bu tür ha-berleri.

Bu Ülkenin Gerçek Vatanse-verleri Cephelilerdir!

Polis Terörüne Karşı Sütçüİmam Müfrezesi

POLİS TERÖRÜNE KARŞI SÜTÇÜ İMAM MÜFREZESİ:“İstanbul Şişhane’deki Demirören Holding Binası’nın Otopark Girişine

Uzaktan Kumanda Edilebilen Bomba Koyduk”

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA16

Page 17: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Emperyalizmin yeni-sömürgesi, sürekli fa-şizmle yönetilen bir ülkede yaşıyoruz. Oligarşiülkemizi emperyalistlerin üssü yaptı. Top-

raklarımızın 32 milyon metrekaresinde emperyalistlerinbayrağı dalgalanıyor.

Emperyalizmle bağımlılık arttıkça, sömürü ve kat-liamlar arttı. Katledilen halkımızın ve yoldaşlarımızınhesabını sormak için devrimcilik yapıyoruz.

Dersim’de yapılanları unutmadık. 6-7 Eylül’ü unutmadık.Maraş katliamını unutmadık. Kürdistan’da Kürt halkımıza yapılanları, Roboski’yi

unutmadık. Sivas katliamını unutmadık. Gazi katliamını unutmadık. 19 Aralık’ı unutmadık.Adalet istiyoruz, sokak ortasında katledilen umudun

çocuğu Berkin için. Ailesinin gözleri önünde, evinde katledilen TAYAD’lı

İnanç Özkeskin, Günay Özarslan, Sıla Abalay içinadalet istiyoruz. 11 yaşında katledilen Rabia Naziçin adalet istiyoruz.

Savaşçı, yaşanılan hiçbir şeyi unutmayan,unutturmayan, bunların hesabını sormak içinyanıp tutuşandır.

HAFIZAMIZ HESAP SORMABİLİNCİMİZDİR!Kürt milliyetçisi Ahmet Türk; “Barış için Roboski’yi,

17 bin ‘faili meçhul’ü unutmaya hazırız” diyor.Bunu diyenler halkı adaletsiz bırakmak istiyorlar.Bunu diyenlerin uzlaşmak için yapmayacakları şeyyoktur. Milliyetçilik gözlerini kör etmiştir, emperyalizmi,faşizm gerçeğini ve verilmesi zorunlu olan savaşıgörmek istemezler.

Ezilen halkların tarihi bize göstermiştir ki sorulmadıkher hesap, yeni adaletsizliklerin doğmasına nedenolmuştur. Unutmayacağız, unutturmayacağız. Ya-pılması gerekeni yapacak ve çoğalacağız.

Kasalarına girecek daha fazla kar uğruna “Bu işinfıtratında var” diyerek işçileri katleden siyasi iktidarakarşı halktan, ülkemizden çaldıklarının hesabınısormak için unutmayacak, unutturmayacağız. Egemensınıflar sömürü politikaları için, halklarımızı sağlıksız,güvencesiz çalıştırıyor. Ne zaman, ne kadar, nasıl

katledileceğimiz belli değil.Her gün 16 milyonumuz gece yatağa aç girip aç

kalkıyor. Ya işsiziz ya da karın tokluğuna çalıştığımızişlerde çalışırken katlediliyoruz.

Havamız, nehirlerimiz, toprağımız, denizlerimizzehirleniyor. Zamlar her geçen gün artıyor. Marketler,pazarlar ateş pahası. Açlık ve yozlaşmayla terbiyeedilmeye çalışılıyoruz.

Yapılanlar apaçık ortada, suçlular belli: Emper-yalizm ve faşizm. Onlara karşı mücadele edenlerde devletin resmi katillerince, sivil çetelerince katle-diliyor. Dilek Doğan’ı, Yılmaz Öztürk’ü, Hasan Ferit’i,İbrahim Devrim’i katlettiler. Asla affetmeyeceğiz, unut-mayacağız!

Sınıf kinimiz, çatışma kültürümüzün barometresigibidir. Kinimiz; sınıfımızın gerek ülkedeki gereksede dünyadaki zaferimize, nihai zaferimize dek asladinmeyecek!

Yapılan Hiçbir Şeyi, Çektirilen Hiçbir Acıyı Unutmayacak, Unutturmayacak Ve Sorumlularını Asla Affetmeyeceğiz!Baş çelişki emperyalizm ile dünya halkları arasındadır.

Ülkemizde onların temsilcileri Sabancılar, Koçlar, De-mireller, Çillerler, Mehmet Ağarlar, Korkut Ekenler,Çatlılar, Tayyip Erdoğanlar, Süleyman Soylular... Dahasayabileceğimiz onlarca halk düşmanı. Yaptıkları kat-liamları, 1000 operasyonu, halkı nasıl açlığa-yoksulluğaittiklerini, bu toprakları nasıl emperyalistlere peşkesçektiklerini, bu zulmü ve sömürüyü unutmayacağız.Unutmayarak kinimizi güçlendireceğiz. Bunu enbüyük erdem sayacağız. Adlarını kazıdık hafızamıza.Halklarımıza, yoldaşlarımıza duyduğumuz sevgi vebağlılık kadar kinimiz de büyük olacak.

Bu kadar berrak olmalı her şey kafamızda. Düş-manımızı bileceğiz ve yaptığı hiçbir şeyi asla unut-mayacak, affetmeyeceğiz. Düşmanın bize olan, halkaolan kininden çok daha büyük, çok daha güçlü birkinle donatacağız kendimizi. Tüm benliğimizi halkımızave yoldaşlarımıza yapılanların hesabını sormaya vezafere adayacağız.

Unutmamak için devrimciliğimizi büyüteceğiz. Aynıacıları tekrar yaşamamak için tarih bilincimizi büyüteceğiz.Maraş’ta, Çorum’da, Dersim’de, Gazi’de, Haziran Ayak-lanması’nda... yapılanları belleğimize kazıyacağız.

Yoldaşlarımızın cenazelerine yapılan işkenceyi,mezar hakkımızın çalınmasını, halkın yaşadığı yok-sulluğu unutmayacağız. Depremde, sellerde katledi-lenlerimizi, açlıktan-tedavi olamadığından katledilençocuklarımızı, parasızlıktan hastanede rehin tutulanları,cenazesi 1 hafta yerde bırakılan analarımızı unut-mayacağız! Unutmak ihanettir!

Halk, vatan, yoldaş sevgimizi büyütecek; düş-mana kinimizi büyütecek, affetmeyeceğiz!

SSAVAŞ veSAVAŞ veSAVAŞÇISAVAŞÇI

EMPERYALİZME VE

FAŞİZME KARŞISAVAŞÇI

UNUTMAYAN veUNUTTURMAYANDIR!

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 17

Page 18: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8
Page 19: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 119

BASINA VE KAMUOYUNA

Grup Yorum Tutsaklarına İşkenceye ve Baskıya Son Verilsin!

Silivri Hapishanesi’nde işkence ve hak gaspları devam ediyor.Grup Yorum üyelerine hapishanede işkence yapılıyor,enstrümanları verilmiyor, sohbet hakları engelleniyor.

2 aydır Silivri Hapishanesi’ne yatırdığımız bağlama ve gitarkeyfi gerekçeler gösterilerek verilmiyor. Şu an depoda, sayım var vb.

gerekçelerle entrümanlara el konulmuş durumda.Sayımdır, depodur bunların hepsinin bahane olduğunu biliyoruz, esas gerekçe

“Yorumcuların üretmesini, sanat yapmasını istemiyoruz, enstrümanvermeyeceğiz”dir.

Bir sanatçıya enstrümanın verilmemesi açık bir hak gaspıdır. Bununla ilgiliSilivri Hapishanesi İdaresi hakkında suç duyurusunda bulunacağız.

Biliyoruz kİ; Silivri Hapishanesi İdaresi sırtını AKP iktidarına dayamıştır vebu rahatlıkla işkence yapabilmektedir. Tutsakların haklarını gasp edebilmektedir.

İbrahim Gökçek ve Ümit İlter aynı hücrede kalıyorlar ve dalga geçer gibi 2’sisohbete çıkarılıyorlar. “Sohbet Hakkı” haftada 10 saat ve 10 kişiyle birlikte

uygulanması gereken, nice bedellerle kazanılmış bir haktır.Silivri Hapishanesi hem 10 saat sohbet hakkını uygulamıyor,

2 kişi hem de aynı hücrede, 24 saat birbirini gören iki insanı sohbete çıkarıyor.Bir de üstüne sohbette gardiyanların saldırdığını, İbrahim Gökçek ve Ümit İlter’in

kollarını bükerek, yerlerde sürükleyerek, zorla hücrelerine götürüldüklerini,Emel Yeşilırmak’a da aynı şekilde gardiyanların havalandırmada saldırdığını ve

parmağının morardığını öğrendik. Grup Yorum’a hapishanede desaldırmaya devam ediyorlar. Tüm bunlar Grup Yorum’u susturamadıklarının,

ne kadar aciz ve çaresiz olduklarının göstergesidir.Tutsakların saçının teline gelen zarardan, Silivri Hapishanesi İdaresi sorumludur.

Silivri Hapishanesi’nde işkenceye ve hak gasplarına son verilsin!

“Saraylar ve saltanatlar çökerKan susar bir gün

Zulüm biterMenekşe de açılır üstümüzde

Leylaklar da gülerBugünlerden geriye

Bir yarına gidenler kalırBir de yarınlar adına direnenler”

GRUP YORUM

Page 20: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Grup Yorum 14 Nisan 2019’da Belçika’nınAnvers şehrinde “Adalet İstiyoruz” konseridüzenledi.

Haftalar öncesinden Grup Yorum Gönüllüleri Hol-landa ve Belçika’nın birçok şehrinde çalışmalar yaptı.Hatta bebeği ile konserin afişlerini asıp bilet dağıtımlarıyapanlar oldu. Hummalı çalışmanın ardından beklenengün geldi. Grup Yorum Gönüllülerinin sabah 04.30’dasalonu düzenlemeye başlamasıyla birlikte öğlen 12gibi konuklara kapılar açıldı.

Konser; “Umudun Çocukları”nın sahneye; ülkemizdeve Avrupa’da devam eden Yüksel, Türkan Albayrak,Zehra Kurtay ve diğer direnişçilerinin fotoğrafları ileçıkmasıyla başladı.

Devamında bir hoşgeldiniz konuşması yapıldı. Ko-nuşmada ülkemizdeki ve yurtdışındaki adaletsizliklerdenbahsedildi. Ardından Yüksel direnişçileri Nuriye Gülmenve Acun Karadağ’ın konser için önceden çekip gön-derdikleri videolar sinevizyonda gösterildi.

Ardından yapılan konuşmada; “Anadolu, yerinaltıyla, üstüyle, kültürüyle zengin bir topraktır. Bu top-raklarda her milliyetten, her inançtan halkımız yaşıyor.

Türküz, Kürdüz, Ara-bız, Lazız, Çerkeziz,Boşnağız… Aleviyiz,Sünniyiz…

Ülkemizi yöneten-ler, on yıllarca Kürt’eKürtlüğünü, Laz’aLaz l ığ ın ı ,  Arap ’aAraplığını, Alevi’ye Al-eviliğini yasakladı.

Ama ne Kürt halkıyok oldu, ne AlevilerAleviliğini unuttu. Herhalk kendi kültürüyle,kendi diliyle, inanç-larıyla yaşar.” deni-

lerek konuk sanatçı olarak Ali Civan ve ekibi sahneyedavet edildi. Kürtçe türküleri ile kitleyi halaya kaldıranAli Civan’ın sahnesinden sonra yemek arasına geçildi.45 dakikalık bir yemek arası ardından Adalet İstiyoruzKonserinin 2. yarısında Grup Yorum sahne aldı.

“Ünvanlar, şan ve şöhret duygusu onlara yabancıdır.Onlara; kara, borana dayanıp asılmaz sanılanı aştıkları,kendilerinden sonra gelenlere ışık oldukları için “KarMakinesi” denildi. Kar makinası yoluna devam ediyor.Şimdi sahne onların, söz onların.” denilerek davetedildiler sahneye.

Grup Yorum Üyeleri kitlenin arasından yürüyüşyaparak “Halkın Avukatlarına Adalet Istiyoruz, HalkınSanatçılarına Adalet Istiyoruz, Tüm Kamu EmekçilerineAdalet istiyoruz” diye haykırarak çıktılar sahneye. Ya-pılan hoşgeldiniz konuşmasında, şöyle dedi GrupYorum:

“OHAL’den bu yana İdil Kültür Merkezi tam 8defa basıldı. İşkencelerle arkadaşlarımız gözaltınaalındı, tutuklandı ve hala tutsak olan arkadaşlarımızvar.

Bizim sanat anlayışımızı tasfiye etmek istiyorlar,‘halk için sanat yapmayın’ diyorlar. Biz de ısrarlahalk için sanat yapmaya devam edeceğiz. Bunuüretimlerimizle ve tavrımızla da gösterdik. Diren-dik!

Başımıza ödüller koydular, bizi listelere koyuparadılar. Cevapsız kalmadık, “Listelerinize Beste-lerimizle Cevap Veriyoruz” dedik ve son süreçte28 tane beste yapıp yayınladık.

Bunlar demo kayıtlardı. Şimdi albüm sürecinegireceğiz ve bunlardan bir albüm yapacağız. Yanine AKP faşizminin ne emperyalizmin gücü GrupYorum’a yetmez!

Eğer 7 milyar halk varsa, o zaman Grup Yorumda 7 milyar kez haklıdır!

Bizim zaten varoluş nedenimiz faşizmdir. Vebiz direnmeye devam edeceğiz, bunun çağrılarını

““Eğer 7 milyar halk varsa,o zaman Grup Yorum 7 milyar kez haklıdır!Bizim zaten varoluş nedenimiz faşizmdir.

Biz direnmeye devam edeceğiz!Grup Yorum Halktır Susturulamaz!”

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA20

Page 21: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

yapmaya devam edeceğiz! Grup Yorum HalktırSusturulamaz!”

“Ulaşa Ağıt” parçasıyla konserine başlayan Yorum,sahneye Avrupa Dev-Genç’i davet etti. Dev-Genç’lileryaptıkları konuşmada şunu söyledi:

“Avrupa’da bizleri; gençleri, yozlaştırıp dünyadaki,ülkemizdeki haksızlık ve adaletsizlikleri görüp; onlarakarşı mücadele etmemizi engellemek istiyorlar. Avru-pa’daki bu yozlaştırma, yalnızlaştırma politikasına karşıdiyoruz ki; “Bir Dev-Genç’imiz var! Bugün üç arkada-şımız Avrupa ve ülke hapishanelerinde tutsaklar.Fiziken belki uzağımızdalar, ama şu an burada, yanıbaşımızdalar...

Evet bir Dev-Genç’imiz var, Şafaklar’ı yaratan.Bütün genç arkadaşlarımızı Dev-Genç’e katılmayaçağırıyoruz.” denilen açıklamadan sonra konseredevam eden Yorum; Anti-Emperyalist Cephe ve ar-kasından Avrupa Halk Cephesi adına konuşmacılarısahneye davet etti.

Halk Cephesi’nin konuşmasında şunlara değinil-di:

“Avrupa, bir yozlaşma bataklığına dönüşmüştür.İşte bu nedenle, ırkçılığa ve yozlaşmaya karşı müca-dele, Avrupa’nın bugün değişmez gündemidir. BizlerAVRUPA HALK CEPHESİ olarak, AKP iktidarının tümbaskı ve sömürü politikalarına karşı direnen halkımızınyanında olduğumuzu göstermek için DAYANIŞMAKOMİTELERİ kuralım. En iyi dayanışma direniştir.Direnişlerimizi büyütmektir. Direnişlerimizi yaygınlaş-tıracak, kitleselleştirecek ve büyüteceğiz.

Avrupa’daki halkımıza çağrımızdır: Faşizme karşıdirenen, bedel ödeyen devrimcileri, faşizmin boyun-duruğu altında ezilmek istenen halkımızı sahiplenelim.Tek başımıza güçsüz ve çaresiziz. Halk Meclisleri’ndeÖrgütlenelim. Meclislerle Avrupa’da biz varız diyelim.50 yıldır emperyalizme ve faşizme karşı mücadeleediyor, bedel ödüyoruz. Tarih ve halk önünde bir kezdaha ilan ediyoruz. Haklıyız, BİZ KAZANACAĞIZ!”

Büyük bir coşkuyla devam eden “Adalet İstiyoruzKonseri”, ülkedeki Grup Yorum üyeleri ile yapılan canlıbağlantıyla coşkuyu büyüttü.

Sıyırılıp Gelen ve Düşenlere ile canlı bağlantımızakatılan Grup Yorum üyeleri faşizme karşı dimdikayakta durmanın sembolleriydiler. Grup Yorum HalktırSusturulamaz’ın canlı ispatıydılar. Salonun her tarafınaAdalet isteyen dev afiş ve pankartlar asılmıştı. Salonundışına asılan pankartlar da gelenlere “Türküler SusmazHalaylar Sürer” diyordu.

Yorum, konserin sonunda yaptığı konuşmada:

“Bugün bir kez daha bildik ve inandık ki; mücade-lemiz büyüyecek, dayanışmamız büyüyecek, örgüt-lenmemiz büyüyecek. Bunu bu salondaki insanlaryapacak. Bugün bir kez daha bildik ve inandık ki; ül-kemizde de bayram olacak; bizim ülkemize de ba-ğımsızlık demokrasi ve sosyalizm gelecek! Hoşçakalın;direnişlerde, eylemlerde, başka konserlerde görüşmeküzere” denildi.

Coşkunun ve sloganların hiç eksik olmadığı konser“Çav Bella” marşının hep bir ağızdan söylenmesiylebitirildi.

Konser salonunda Haziran ve Boran Yayınları,Yürüyüş Dergisi, Duisburg Uyuşturucuya ve KumaraKarşı Mücadele Merkezi, Gerçek Haber Ajansı veDKÖ’lerin standları açıldı. Salonun dört bir tarafının“Adalet İstiyoruz” içerikli büyük panolarla ve pankartlarladonatıldığı ve bir ucunda 15 metre uzunluğundaAdalet İstiyoruz pankartının yer aldığı görüldü.Yaklaşık850 kişi, hep bir ağızdan Adalet talebini haykırdı.

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 21

Umudun Sesini Halka Ulaştırıyoruzİstanbul Altınşehir Halk Cephesi 16 Nisan’da

Yürüyüş dergisi dağıtımı yaptı. Yapılan çalış-mada halka güncel ülke gündemi aktarıldı vehakkında sohbet edildi. Ayrıca yozlaşmayakarşı mücadele ederken çeteler tarafındanşehit edilen Kemal Delen için 21 Nisan’da ya-pılacak olan Halk Şenliği’ne katılım çağrısıyapılarak 30 adet dergi halka ulaştırıldı.

Page 22: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Ne AKP faşizmi, ne de Avrupa emperyalizmininvize yasakları Grup YORUM’u durdurmayayetmiyor. Grup YORUM üzerindeki tüm bas-

kılara rağmen yeni gelenekler yaratmaya devam ediyor.

Tarihinde ilk defa Latin Amerika’da konser verdi.

Güney Amerika’da bulunan, Peru’da 17 Nisan SiyasiTutsaklara Özgürlük günüdür. Bu gün çerçevesindePeru Özgür Tutsaklar Sivil Derneği - ACEPP (Asociacioncivil de excarcelados politicos del Peru) düzenlediğiuluslararası etkinliğe Grup YORUM da davetli olarakkatıldı. İki gün süren etkinliğeGrup YORUM katıldı. Türki-ye’deki siyasi tutuklamalarıve faşizmi anlattı. Grup Yorum17 Nisan’da da bir konserverdi.

Peru’nun başkenti Li-ma’ya iner inmez Grup YO-RUM internet üzerindenkısa bir video mesajı ya-yınlayarak, şöyle seslendi:

“Peru’dan sevgiler se-lamlar; Biz Peru’ya geldik;çünkü burada siyasi tut-saklar için yapılacak etkinlikte, ülkemizdeki 1984,1996, 2000’deki Ölüm Orucu Direnişlerini anlata-cağız. Türkiye hapishanelerindeki tutsaklarımızıntavırlarını anlatacağız, Grup Yorum tutsaklarınıve Grup Yorum üzerindeki son süreçteki baskılarıanlatacağız.

Avrupa’da uluslararası bir konser düzenlemeyidüşünüyoruz. Peru ve Latin Amerika ülkelerindendostlarımızı davet etmeyi ve bu konseri onlarlabirlikte örgütlemeyi hedefliyoruz.”

Grup Yorum Her Yerde!

Selam Olsun Halkın Sanatçılarına!Grup Yorum konserde halaylarını, türkülerini ve

marşlarını söyledi. Kitlenin şarkılara eşliği görülmeyedeğerdi. Güneş Bile Yasak-Güleycan şarkısına yerelhalaylarıyla katıldılar. Sloganlarla destek verdiler.

Çav Bella, Hasta Siempre şarkılarını hep birlikteokudular. Ülkemizdeki konserlerin coşkusunu arat-mayan bir enerjiyle izledi Perulular. Alkışlarla katıldılarve sürekli ayaktaydılar.

Emperyalizme karşı siyasi tutsaklarla dayanışmaiçinde yer alan Grup YO-RUM, enternasyonalizminen güzel örneklerinden bi-risini verdi.

Grup YORUM’a yönelikbaskıların en yoğun olduğudönemi yaşıyoruz. Üyeleridefalarca tutuklandı ve hala5 üyesi tutuklu. 6 üyesininbaşına ödül kondu. Avrupaemperyalizmi tüm Avrupa’yagiriş yasakları koydu. Ül-kemizde sürekli konser ya-

sakları var.

Ancak tüm bunlar Grup YORUM’u durduramıyor.Türkiye ve Avrupa’da bu süre içinde 24 konserverdiler. Tarihindeki en üretken dönemi yaşıyorve 28 beste yayınladılar. Şimdi de Latin Amerikakonserinde görüyoruz.

Grup YORUM yine yol açıyor, halkımızın kavgatürkülerini en gür şekilde söylemeye devam ediyor.Anadolu halkının umudunu dünya halklarına taşımayadevam ediyor.

Grup Yorum Anadolu halklarının onurlu ve sustu-rulamayan sesi olmaya her koşulda devam edecek!Grup Yorum Susturulamaz!

DÜNYA HALKLARINININ KURTULUŞ UMUDUNUN SESİGRUP YORUM LATİN AMERİKA HALKLARIYLA KUCAKLAŞTI!

PERU-LİMA’DA KONSER VERDİ, DEVRİMCİ TUTSAKLARLAGÖRÜŞTÜ, ENTERNASYONALİZMİ BÜYÜTTÜ!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA222

Page 23: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

1- Müzik Nedir?

Görünen olay ve olguların çeşitliliği, onlarıyansıtmanın da farklı biçimlerini yaratmıştır.Sanat, bu çeşitliliğin insan bilincine işlen-

mesindeki simgeler şeklinin bir bütünüdür. Müzik de,bu bütünü oluşturan parçalardan yalnızca biri.

İnsan sosyal bir varlıktır. Güler, ağlar, hüzünlenir, he-yecanlanır, tartışır, inatlaşır, acır, sevinir… İşte insanıçevreleyen bu dünyanın sese yansımasıdır müzik.

Müzik, insani duyguların sesle anlatılmasını sağlayanbir araç olmuştur. Elbette ki duygularımız da ezenveya ezilen sınıfın çıkarlarına yöneliktir her daim. Busebepten, müzik aracının sırtına, düzen duygularınıyüklersek umutsuzluğa, karamsarlığa; devrimedair duygularımızı yüklersek gelecek güzel günlereyol alırız.

2- Sanatı ve Sanatçıyı Halktan Üstün Bir Kav-ram ve Kurum Olarak Ele Almak Doğru mudur?

Burjuvazi sanatçıyı bir takım ayrıcalıklı sınıf vesanatı da yalnız onun uğraşıymış gibi gösterir.

Milyonlarca insan ömürlerinde piyano, viyola, çellogibi çalgıları görmemiştir. Biçimsel olarak bir şeyebenzetemez, nasıl çalınacağına dair fikir bile üretemezhale getirilmiştir.

Ülkemizdeki kahvehanelerin sayısı ise kütüpha-nelerden, tiyatro salonlarından yüzlerce-binlerce katfazladır. Bu durum sömürücü sınıfların bilinçli birpolitikasıdır.

Sanat, bizim için aydınlanma ve ezilenlerin zorluklarıaşmadaki aracıdır. Ve sanat, gerçeği kavramlara an-latmanın ötesinde; somut duyumlarla algılanabilir ve sa-natsal imgelerle açıklanabilir hale getirmiştir.

Burjuvazi, aydınlanmanın ve gerçeği görmeninönündeki her türlü engelin mimarisidir. Bunun için desanatın halktan uzaklaşması için her şeyi yapar.

Lenin’in söylediği gibi; “Sanat halka aittir. Kökleriemekçi kitlelerin derinliğine nüfuz etmelidir. Kitlelersanatı anlamalı ve sevmelidir. Sanat emekçikitlelerin duygularını, düşüncelerini ve iradelerinibirleştirmeli ve kitleleri yüceltmelidir. Sanat, emekçi

kitleler arasında sanatçılar yaratmalı ve onları ge-liştirmelidir.”

Lenin’in çok yalın bir şekilde belirttiği gibi, halkaait olan sanat, yine halk içerisinden kendi sanatçılarınıyaratarak sürüp gitmelidir. Ve o halkın içerisindeyaratılan Sovyet sanatçılardan Mihail Şolohov, sanatve sanatçıya dair görüşünü şu şekilde belirtir: “İçi-mizden her biri, yüreğinin kendisine söylediği gibiyazar, yüreğimizse sanatımızla hizmet ettiğimizpartimize ve halkımıza aittir.”

Biz sosyalistiz, devrimciyiz, halk için yaşayıp ölen-leriz.

Burjuvazinin sanat ile amacı; halkın gelenekseldeğer ve yargılarını, adalete ve gelecek güzel gün-lere olan inancını yok edip, yozlaştırmaktır. Bizsanatımız ve sanatçılığımızla bunun tam karşısındayerimizi alırız.

Bizim sanatımız, emekçilerin sömürücülerekarşı mücadelesini büyütmek, halkın ahlaki veestetik görüşlerini geliştirmek için olduğundan,halktan üstün olamaz. Ancak halk için olur.

3- Türküleri Söyleyenlerin ve Dinleyenlerin,Türkülerimizi Ele Alışı ve Yaklaşımı Nasıldır?

Türkülerimiz, halkımız için dinlemesi ve söylemesien kolay müzik türüdür.

Yaşanmışlığımızdan doğan ezgilerin sağlamlığı veerişilmez sadeliği onun anlamını ne kadar derinleştirsede, söylenmesini ve dinlenmesini bir o kadar kolaylaştırır.Türkülerimiz, Anadolu halklarının gerçekliğidir. Sevdasınıda, kavgasını da, acısını ve tatlısını da anlatmak içinhalkımız her zaman türkülerimize sarılmıştır.

“Türkü söylemek benim için bir aşk halidir. Engüzel aşklarımı türkü söylerken yaşadım. Ne onlarbeni aldattı, ne de ben onları. Türkü söyledikçeyeşeriyor, çiçekleniyorum. Ben yalnız türkü söy-lemiyorum ki…” Ruhi Su’nun ağzından çıkan busözler halk ozanlarımızın türkülere yaklaşımının enözlü ifadesidir.

4- Halk Türkülerimizi, Diğer Çoğu Müzik Tür-lerine Göre On Yıllar Geçse Dahi UnutulmazYapan Özelliği Nedir?

Türkülerimiz dışındaki çoğu müzik türleri bugünburjuva sanatçılar elinde, hizmet ettikleri sınıfın ideolojiksınıfın ideolojik-kültürel bunalımını yansıtmaktadır.Burjuva ideolojisi ve yozlaştırılmış yaşam biçimindendoğan bu şarkılar insanları, bohem, melankolik veçıkmaz içerisine sürükler. Ayrıca hızlı bir ritme vesert-kırıcı tonlara sahip müzikler, halkımız tarafındandinlenmesi ve söylenmesi en zor olanlardır. Bununiçin anlamı ne kadar derin olsa da, dilde ve hafızadakalıcı olamamaktadır.

Türkülerimiz ise günlük yaşamın girdisinden-çıktı-sından uzak değildir. Halkın yaşamı içerisinde dündenbugüne gelişe gelişe bize uzanmıştır. Halkımız içinerişilmez sadelikte olan türkülerimizin yanında “Halk

Soru ve CevaplarlaMüzik ve Türkülerimiz

“Halkların türküleri tek tek bireylerin yaratıcı-lığının eseri değil, bütün bir halkın her türlü yapaylıkve süslerden arınmış besteleridir.”

(Halkın Örgütlü Sanatçıları Yenilmez, Sf 58)

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 223

Page 24: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

türkülerinin bu diriliği ve uyanıklığı karşısında birde dolmuşlarda, sokaklarda, gazinolarda, yatakodası seslerini, sevgili kavgalarını yansıtan ‘mü-ziğimizin’ haline bakın” diyen Ruhi Su aslında bur-juvazinin halka sunacağı hiçbir güzelliğin olmadığınıanlatmaktadır. İşte bu yüzden halk türkülerimiz kıy-metlidir ve kalıcıdır.

5- Halkımız Türkülerle Neyi Anlatmıştır?Ekmekten aşka, sevdadan fedaya kadar yaşamak

isteyip de yaşayamadığı, özlemini çektiği her şeyihalkımız türküleriyle anlatmıştır. Kağıt kaleme ulaşı-lamadığı, okuma yazmanın dahi pek bilinmediği dö-nemde, türkülerimiz bir dilekçenin, bir yazının yerinialmıştır. Halk, isteğini, dileğini yüreğinden geçeni tür-küleriyle anlatmıştır.

Örneğin Anadolu’daki; ‘Dille mi söyleyelim? Tellemi söyleyelim?’ deyimi türkülere olan güvenin ifadesidiraynı zamanda.

Birkaç ezgiyle de anlatmak gerekirse; “mert dayanır,namert kaçar” diyerek mertliğin bozduğu zulümdüzenini, “genç ölümüm yürek yakar, uyan sevdiğimuyan” sevdanın yasını, “şemsiyemin ucu kare, yokmu şu derdime çare” ezgisi ile de derdine çare arar.

6- Her Türkünün Bir Konusu Var mıdır?Elbette ki her türkünün bir konusu vardır. Ki türkünün

sözleri de konusunun rengini hemen belli eder. Kimizaman sıla hasreti, kimi zaman gurbet, yoksulluk veyacoşkunluktur türkülerimizin konusu. Kimi zaman sefer-berliğe çağrı olur, kimi zaman memleket sevgisine ter-cüman. Öyle ki öküzüne, atına varıncaya kadar birçokşey türkülerimize konu olmuştur. Türkülerimiz hayatşartlarının ve onu belirleyen toplumsal düzenin dı-şında ele alınamayacağı için, her zaman ekonomik,sosyal ve siyasal bir içeriği olmak zorundadır.

7- İnsanlar Türkülerden Sıkılır mı? SıkılıyorsaBunun Sebebi Nedir?

İlk önce, türkülerimiz bize ne anlatıyor, anlatmıştırbunlara bakmak gerekir. Su baskınlarından kıtlığa,depremlere, aşktan sürgüne kadar, halkın yaşamınatesir eden her şey türkülerimizin içeriğini oluşturmuştur.Yani, türkülerimiz halkın yaşamıyla var olmuştur. Öy-leyse burada bizim anladığımız, insanların türkülerdendeğil, toplumsal düzenin yarattığı çarpıklık veadaletsizliklerden sıkıldığıdır.

Bunlar dışında eğer ki türkülerimizden sıkılanlarvarsa, bu kişilerin toplumsal şekillenişte oynadığırolünü de değerlendirmek gerekir. Küçük burjuvaaydın çevresi belli oranda sinemaya, tiyatroya veyaentelektüel birikim yaratacak sanatsal imgelere ulaş-mıştır. Bu ayrıcalık ise ona, bir beğenmişlik duygusukazandırmıştır. Kendini beğenmişlik duygusudur bu.Ve bunun da etkisiyle “hep aynı şeyler” diyerek, birsıkkınlık belirtisi gösterebilirler. Ama bu demek değildirki türkülerimiz sıkıcı!

Yine Ruhi Su’dan bir alıntı ile özetlemek gerekirse;“Bu zümrenin halinde bir bozukluk var. En yeni oyun-caklardan bile bir-iki saatte bıkan çocuklar gibi, herşeyden çabucak bıkıveriyorlar. Onlar için esas olanbir şey üzerinde uzun zaman heyecanlanmayı bilmektençok, her an yeni bir şey görmek merakıdır. Daimayeni bir şey, eğlenceli bir şey. Çünkü onlar bu dünyayabir defa gelmişlerdir.”

8- Halk Türküleri Nasıl Söylenmelidir? FarklıYorumlar Katarak Seslendirmek, Bugünün Ens-trümanlarına Uyarlayarak Tekrardan BestelemekDoğru mudur?

Yaşam içerisinde karşımıza çıkan bütün meseleleriiçine alan türkülerimiz, kulaktan kulağa iletilerek Ana-dolu’yu dolaşmıştır. Halk, bu şekilde sorunlarını dasevdasını da diyardan diyara duyurmuştur. Ve bu so-runların çözülmesi, sevdasının duyulması için de tür-külerinin anlaşılır olmasını istemiştir.

Türkülerin nasıl söyleneceğini; ancak içeriğindenanlayabiliriz. “Yoksulun sırtından doyan doyana” neşeli,“Cemilemin gezdiği dağlar meşeli imanım” coşkusuzbir yorum ile okunmaz.

Türkülerimizin tekrardan bestelenmesi konusu iseGrup YORUM’un bir söyleşisinde şöyle değerlendiri-liyor: “Yeni kuşak artık tek sesli enstrüman dinlerhalde değil. Çok yönlülük var. Patronuyla olançelişkisi var, ailesi ile olan çelişkisi var, evi ileolan ekonomiyle olan çelişkileri var. Artık tekbaşına bir bağlama ile değil de çok sesli birmüzikle yaşama nüfuz etmeye çalışıyor.” (GrupYorum - 28.06.2015, Yurt)

9- Bir Türküye Yozlaşmış Diyebilmemizin Öl-çütü Nedir?

Türkülerimiz on yıllardır; bozula düzele bugünkü sağlamve yalın halini almıştır. Türkülerimizi olduğu gibi kabuledip tarih boyunca tek ses usulünce söyleseydik kendimizitekrar ve taklit etmiş olurduk. Bu ise sanatımızın ve mü-ziğimizin gelişimi önündeki en büyük engel olurdu.Müzikte yozlaşma taklitten de doğabilir.

Farklı kültürel gelişmeler içerisinde ortaya çıkmışolan müzik türlerini taklit, türkülerimizi yozlaştırabilir.Çünkü ezgilerimizin belli bir içeriği ve yapısı vardır. Yo-rumumuz bunlara bağlı ve uygun olmalıdır. Yine birörnek verecek olursak; Türkiye Devriminin Manifestosununyazıldığı ve 10 yiğit devrimci ve önderin katledildiği Kı-zıldere’ye ilişkin söylenen türkü özünde bir ağıttır.

“Söyle nedendir dere vurulur gençlerimiz oy...” kıs-mından da anlaşılacağı üzere halkımızın yiğitçe çarpışıp,ölümsüzleşen Mahirler’in ardından yaktığı bir ağıttır.Şimdi bu ağıtın bir oyun havası gibi söylendiğini veyausulünce söylenirken halay çekildiğini düşünün. İşte bubir yozlaşmadır. Biz gerici olmadığımız için halkın ahlakive estetik görüşünü zenginleştirecek her türlü yorumave icraya açığız. Ama bunun da ezgilerin özünden ko-parılmadan yapılmasından yanayız.

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA224

Page 25: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Bizim ülkemizde illegalite ve gizliliğin herkesiçin hak ve meşru olduğunu anlatmak hiçzor değildir.

Çünkü bizim ülkemizde gece yatağına aç girmekten,çocuğunu uyuşturucuya kurban verenlere, bir gecedeişsiz kalanlardan polis kurşunlarıyla can veren evlatlarasahip olanlara, hakkını ararken terörist ya da akılhastası muamelesi görenlerden canını malzemesindençalınmış, iş güvencesi olmayan inşaatlarda bırakanlarahalktan herkes ama herkes adaletsizlik yangınıylayanmaktadır.

Yazı dizimiz boyunca bunların bir kısmına yervermeye çalıştık. Ama bunlar buzdağının görünenyüzü misali, sadece çok küçük bir bölümü. Buradayer veremediğimiz, bir kısmı güncelliğini kaybetmiş,bir kısmı her dönem güncelliğini koruyan yüzlerce,binlerce örnek sıralanabilir. Ki yazı dizimiz süresinceyani iki ay boyunca bile onlarca örnek yaşandığınısöylemek yanlış olmaz.

BİR ÖRNEK: MAHİR METE KULBunlardan en can yakıcı olanlardan biri Mahir

Mete Kul’un Meriç Nehri’nde boğularak hayatını kay-betmesiydi. Kimdi Mahir Mete, Meriç’te ne yapıyordu?Gencecik bedeni neden Meriç Nehri’ne gömüldü?

Mahir Mete Kul, 21 yaşında bir üniversite öğrenci-siydi. Lise yıllarında Liseli Dev-Genç’li arkadaşlarıylabirlikte Liseli Dev-Genç saflarında parasız eğitim, sı-navsız bir gelecek için mücadele etmişti. Yaptığı yal-nızca yasalarda, anayasada sözde kendisine tanınmış

demokratik haklarını kullanmaktı. Berk Ercan adlı biritirafçı-iftiracı ile gizli tanık ifadeleri yüzünden tutuklandı,10 ay tutsak kaldı.

Sorulsa kendisinin de söylemekten onur duyacağı“Liseli Dev-Genç’in basın açıklamalarına katıldı”,“Gençlik Federasyonu’nda faaliyet yürütür” gibi herkesinbildiği ve bu ülkenin yasalarına göre de suç olmayanşeyler, sırf bir gizli tanık veya bir iftiracı söyledi diyesuç kabul edilmiş ve ömründen 10 ay çalınmıştı. 10ay tutsaklığın ardından Mahir Mete yurtdışı yasağıkonularak tahliye edildi.

Mahir Mete de, tahliyesinden 5 ay sonra, cezatehdidi nedeniyle Yunanistan’a giden annesi gibi va-tanından çıkmaya çalıştı. “Yasa dışı” yollardan Yuna-nistan’a geçmek isterken bindiği botun batması sonucu24 Mart’ta Meriç Nehri’nde kayboldu. Kaybolmasındaniki hafta sonra cansız bedeni Meriç Nehri’nde bulundu.

Şimdi kim yasal, kim yasa dışı, kim meşru, kimsuçlu?

21 yaşında gencecik bir üniversite öğrencisini,gizli tanık ifadeleriyle, yalancı, iftiracı ifadeleriyle hu-kuksuz şekilde 10 ay tutsak etmek yasal ama onuntecrit hücrelerine tekrar girmemek, bu hukuksuzluğaboyun eğmemek için gizlenmesi, ülkesini terk etmesi“yasa dışı” öyle mi?

Onu mülteciliğe zorlayan emperyalizm ve faşizmyasal ama o mülteciliği seçtiği için “yasa dışı”, öylemi? Hayır, yasa dışı olan Mahir Mete değil onu veonun gibi binlerce insanı göç yollarında katleden em-peryalizm ve faşizmdir. Elbette faşizmin baskılarına

EMPERYALİZMİN VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN ÜLKEMİZDE VE DÜNYADAHER TÜRLÜ ZORBALIĞI, SOYGUN, TALAN VE SÖMÜRÜYÜ

KENDİLERİNE HAK ve MEŞRU GÖRDÜĞÜ VE BUNLARIN “YASAL” OLDUĞU; HALKIN ADALETSİZ BIRAKILDIĞI,

ADALET ARAYANLARIN BİNBİR ÇEŞİT BASKIYLA KARŞILAŞTIĞI BİR ÜLKEDE İLLEGALİTE VE GİZLİLİK HAKTIR!

FAŞİZME KARŞI İLLEGALİTE SUÇ DEĞİLDİR!FAŞİST YASALARA KARŞI YASA DIŞI OLMAK SUÇ DEĞİLDİR!

YASALARIN ZORA, ZORBALIĞA, SÖMÜRÜYE, SOYGUNA, AHLAKSIZLIĞAÖRTÜ OLDUĞU YERDE, “YASA DIŞI” OLMAK HAKTIR, MEŞRUDUR!

GİZLİLİK ADALETİN BİTTİĞİ YERDE BAŞLAR!SOSYALİZME KADAR,

HALKIN İKTİDARINI KURANA KADAR,GİZLİ YAŞAYACAĞIZ!GİZLİ SAVAŞACAĞIZ!

8. Bölüm

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 225

Page 26: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

boyun eğmemenin yolu ülkeyi terk etmek değil, ülkedekalıp mücadele etmektir. Ama mülteciliği seçti diye,faşizmin baskılarına boyun eğmedi, tekrar hapishaneyedönmek istemedi diye kim suçlayabilir Mete’yi?

BAŞKA BİR ÖRNEK:Bir avukat Sertuğ Sürenoğlu, AKP’nin palazlan-

dırdığı, ülkemizin zenginliklerini yağmalayarak semirenişbirlikçi tekellerden Demirören ailesi ile Kalyonailesinin çocuklarının düğününün yapıldığı ÇırağanSarayı’na çıkan bir yolda, Cumhurbaşkanlığı korumalarıtarafından saldırıya uğradı, bir araca bindirilerekişkence edildi.

Olay basına şu şekilde yansıdı: “Demirören veKalyon gruplarının Çırağan Sarayı’ndaki düğünü sıra-sında, Çırağan Caddesi trafiğe kapatıldı. Trafiğekapatılan caddedeki yoğunluk nedeniyle bindiği otobüsilerleyemeyince evine yürüyerek giden Sertuğ Sürenoğluadlı avukat, caddedeki polislere yolun neden kesildiğinisordu. Avukatın polislere soru sorduğu ana şahit olanCumhurbaşkanlığı korumaları iddiaya göre; “Sen buradakimin olduğunu biliyor musun? Kimin düğünü biliyormusun?” diyerek Sürenoğlu’nu darp etmeye başladı.Avukatı bir aracın içine bindirerek darp eden Cumhur-başkanlığı korumaları aracı Çırağan Sarayı’nın içinegötürdü. İki saat boyunca ters kelepçeli ve zamanzaman gözleri bağlı şekilde darp edilen Sürenoğlu,Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından polise teslimedildi.” (Artı Gerçek, 15 Nisan 2019)

Sonra ne mi oldu? Cumhurbaşkanlığı korumalarınınişkence ettiği avukat Sertuğ Sürenoğlu, Cumhurbaş-kanına hakaret ettiği iddiasıyla gözaltına alınıp tutuk-lamaya sevk edildi ve “ev hapsi” adli kontrol şartıylaserbest bırakıldı. Yani kendi kendisinin gardiyanıolması şartıyla “serbest” bırakıldı. O’na bu lütuftabulunan faşizmin yargısı, işkenceci korumalaraise dokun(a)madı!

VE SON OLARAK:Soma’da 301 madencinin katili, Soma Kömür

A.Ş. patronu Can Gürkan’ın tahliye edilmesi oldu.

13 Mayıs 2014’te Manisa’nın Soma ilçesindeki birmaden ocağında meydana gelen patlamada 301 ma-denci katledilmiş, yüzlerce madenci de yaralanmıştı.Bu katliamla ilgili açılan davada, AKP 301 madencininkatili olan Soma Holding patronlarını kurtarmak içinelinden geleni yaptı. Önce Soma Holding’in “büyükpatronu”, şirketin sahibi Alp Gürkan hakkında be-raat kararı verildi.

Ardından, halkın avukatlarının ve katledilen ma-dencilerin ailelerinin yoğun ve kararlı mücadelesisonucu tutuklu yargılanmaya devam eden Soma Kö-mür A.Ş. yönetim kurulu başkanı Can Gürkangeçtiğimiz hafta tahliye edildi.

Tahliye gerekçesi olarak ise; aldığı 15 yıllık cezanıninfaz süresi ile tutuklu kaldığı süre arasında fazla

fark olmaması gösterildi. Tutuklu kaldığı süre nekadar mıydı? 5 yıl bile değil.

Evet, 301 işçiyi katleden patron için 5 yıl tutuk-luluk yeterli görüldü. Hatta faşizmin mahkemelerinekalsa 5 yıl bile çok fazlaydı. En çok birkaç ay, bilemedin1-2 yıl yeter de artardı bile! Yani katlettiği her bir iş-çinin, işlediği her bir cinayetin karşılığı olarak 5gün bile tutuklu kalmadı.

Diğer yandan halkın avukatları; Can Gürkan’ınkatlettiği 301 madencinin avukatlığını yaptıkları,onlar için adalet istedikleri için 19 aydır tutsak.Üstelik bunu kararlarına dahi yazdılar utanma-dan.

Şimdi soruyoruz; 301 madencinin katiline “bu kadartutukluluk fazla bile” diyerek “özgürlük” hediye eden,halkın avukatlarına 301 madenciye adalet istedikleriiçin cezalar yağdıran bir yargının kararlarına direnmekhak değil de nedir? Bu hukuksuzluğa boyun eğ-memek, faşizmin bu adaletsiz yargısına teslim ol-mamak, gizlenmek meşru değil midir? Elbetteböyle bir ülkede illegalite de gizlilik de haktır.

Sonuç olarak;

- Bugün dünyada emperyalizmle halklar arasında,faşizmle ülkemizin ezilen, sömürülen yoksul halklarıarasında bir sınıf mücadelesi sürmektedir. Bu müca-delede emperyalistler ve işbirlikçisi Türkiye oligarşisibütün iktidar olanaklarını, bütün egemenlik araçlarınıkullanıyorlar.

- Ülkemizde ve dünyada her türlü zorbalığı, soygun,talan ve sömürüyü kendilerine hak ve meşru görüyorlar.Kendi yaptıkları yasalarla bunların “yasal” olduğunu,bunlara karşı gelmenin yasa dışı olduğunu ilanediyorlar. “Demokrasi, özgürlük, insan hakları, hukukunüstünlüğü” gibi söylemlerle bu düzenlerine meşruluksağlamaya çalışıyorlar.

- Oysa sınıflar mücadelesinde meşruluğun ölçüsülegalite-illegalite, yasallık-yasa dışılık değildir. Tarihselve siyasal olarak haklılıktır.

HAKLI OLAN ONLAR DEĞİL BİZİZ!

Ülkemizin gerçeği faşizmdir.Devrimcilere demokratik alanda çalışma koşulu

bırakmayan, halkın sanatçılarına sanatını, halkın avu-katlarına devrimci avukatlığı, halkın mühendisine halkiçin üretimi yasaklayan faşizmin kendisidir. O haldeonlar için gizlilik de illegalite de en doğal vemeşru haktır.

Böyle bir düzende elbette devrimciler, gizlilikhaklarını kullanırlar. Gizlilik haktır, bu düzene karşımücadele etmek herkes için meşrudur. Gayrı meşruolan, emperyalizm ve işbirlikçisi oligarşidir, bu düzeninta kendisidir.

- SON -

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA226

Page 27: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Onlar ki bu ülkenin en direngen damarı,halkımızın yiğit evlatları, gerçek öncüleriDev-Genç’liler...

Bir mücadele ki 50 yıldır onuruna leke sürdürmeden,baş eğmeden güçlenerek büyüyen...

Ve bu mücadele içerisinde tutsak düşen Dev-Genç’liler var.

Gençliğin akademik-demokratik mücadelesi çer-çevesinde gerçekleştirilen irili ufaklı eylemler yol-daşlarımızın tutsaklığına neden olmuştur.

Üniversitelerde işgaller, boykotlar, bildiri dağıtımları,afiş asmalar ve gençliğin mücadelesinin örgütlen-mesinde kullandığımız birçok yöntem hapishanelerletanışmamıza neden olmuştur ve belki de oradan yıl-larca çıkamamamıza gerekçe gösterilmiştir.

Faşizmin çelişkisi o kadar derindir ki yoldaşlarımızıbiçimsel olarak bile yargılamadan on yıllara varancezalar vermektedir. Faşizm tek tek devrimcilerleuğraşmaktadır.

Türkiye hapishaneleri tecrit hapishaneleridir. Fa-şizmin tecrit politikası iflas etmiştir fakat hala yenihapishaneler açarak ölüyü diriltmeye çalışmaktadır.Ve açtığı bu yeni hapishanelerde haklarımız konusundaher seferinde sıfırdan başlanmaktadır. Çünkü devrimcimücadelenin panzehiri olarak gördükleri emperyalistefendilerinin icadı olan tecritten ta ki yok olana kadarvazgeçmeyeceklerdir.

Bu yüzden yoldaşlarımız her ne kadar hapishaneörgütlülüğümüz içerisinde tecriti hissetmese de tutsakDev-Genç’lileri her daim sahiplenmeliyiz. Bu noktadamektup-kart yazmak, yazdırmak, kitap, kıyafet yol-lamak, ihtiyaçlarını karşılamak, aileleri ile ilgilenmek,görüşlerini takip etmek; görüşlere gitmek-görüşçüayarlamak bizim boynumuzun borcudur.

Biz Dev-Genç’liler birlikte mücadele ettiğimizyoldaşlarımızı bireysel olarak sahiplenebiliriz, fakatbu sahiplenme örgütlülüğe dönüşmedikçe kısır ka-lacaktır. Biz devrimciyiz, misyonumuz savaşmak vehalk kitlelerini savaşa katmaktır. Buradan hareketlesadece bizim sahiplenmemiz yerine yoldaşlarımızakartlar yazacak, mektuplar yazacak, ihtiyaçlarını kar-şılayacak, aileleri ve sorunlarıyla ilgilenecek örgüt-lülükler yaratmalı ve yönlendirmeliyiz.

Onların neden tutuklandığını yeni tanıştığımızinsanlara anlatmak, kart yazdırmak sahiplenmeyikat kat arttıracaktır. Savaş moralle yürür. Sahiplenme,iki taraf için de büyük bir moral güçtür. Örgütlü birinsanı hangi nedenle ve biçimde olursa olsun sahip-lenmek, örgütlülüğü sahiplenmektir. Kendinden birşeyler katmaktır, bir şeyleri göze almaktır, sorumluluk

duymaktır.

Hapishanedeki bir devrimciye mutluluk verecekolan şey dışarıda örgütlülüğümüzün büyüdüğünügörmektir. Bunu onlara layık bir şekilde yapalım.Hiçbir tutsağımız yıllarca aynı kişiler tarafından sa-hiplenilmeyi tercih etmez. Kendine gelen mektuplarla,zarflarla yeni yeni kişilerle ilişki kurulduğunu, faaliyetlerörgütlendiğini görmelidir.

Unutmayalım ki, tutsaklarımızı sahiplenmek; mü-cadelemizi, hareketimizi sahiplenmektir. Bu anlamdatutsaklarımızla kuracağımız bağlılık ve iletişim oldukçaönemlidir. Her koşulda bu sahiplenme zincirini güç-lendirmeliyiz.

Sonuç olarak;

Sahiplenmek faşizmin politikasını bozmaktır.

Yoldaşlığı, örgütlülüğü büyütmektir.

Faaliyet örgütlemektir.

Güveni büyütmektir.

TUTSAK DEV-GENÇ’LİLERE ÖZGÜRLÜK!

TUTSAK DEV-GENÇ’LİLERE KART-MEKTUPYAZALIM!

TUTSAKLARIMIZI SAHİPLENEREK ÖRGÜT-LÜLÜĞÜMÜZÜ BÜYÜTELİM!

TUTSAK DÜŞMEK VARSA MÜCADELEMİZDE,ALNIMIZIN AK CEFASIDIR TUTSAKLIK!

Ülkemizde Gençlik

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 27

Umudun Sloganlarını Bütün MahallelerimizdeYayacağız

İstanbul Alibey-köy Cephe Milisleri,20 Nisan’da, katilpolislerin duvarlar-dan sildiği umudunsloganlarının yeri-ne yenilerini duvar-lara işledi. Yapılançalışmalarda halkınmatbaası duvarlara; “Yaşasın Partimiz DHKP-C! UmudunAdı DHKP-C! DHKC/SPB” yazılamaları işlendi.

Page 28: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

TANIM:Kaba halleriyle eleştiri bir insanı,

bir konuyu, bir yapıyı doğru veyanlış yönlerini bulup göstermekamacıyla inceleme işidir. Özeleştirikişinin kendi düşünce, davranış veeylemlerini eleştiriden geçirmesiişidir.

İLKEMİZ:- Devrimin ve devrimcinin iler-

lemesi için eleştiri-özeleştiri zorun-ludur.

- Devrimci hayatımızın çizgisieleştiri-özeleştiri-yeniden pratik üze-rine kuruludur.

- Eleştiri-özeleştirinin doğrultusubilimsel doğrular, ML ilkelerdir. Builkelere göre eleştiride amaç hastayıöldürmek değil, hastalığı iyileştir-mektir.

KURALLARIMIZ: - Bir eleştiri ortaya çıktığında

bir devrimci önce kendisine baka-cak, kendisinden başlayacak.

- Eleştiriye eleştiri ile karşılıkvermek yasaktır.

- Özeleştiri yapmayan namus-suzdur, özeleştiriye inanmayan danamussuzdur.

- Eleştirinin amacı ideolojik dü-zeyi yükseltmek, yani bilinç düzeyiniyükseltmek olmalıdır.

- Eleştirinin amacı doğru siyasiçizgiyi benimsemek, benimsetmekolmalıdır.

- Eleştirinin amacı çalışmadaki

eksiklerin üstesinden gelmek içingüç vermek olmalıdır. Ancak; eleştiride, özeleştiri de devrimci doğrularla,ilke ve kurallarla ele alınmadığındayozlaşma ortaya çıkar.

YOZLAŞMA:Eleştiriyi savuşturmak, eleştiriyi

önemsizleştirmek, özeleştiri ver-memek yozlaşmadır. Düşünce tar-zında, çalışma tarzında ortayaçıkan yanlış ve hatalarda hiçbirayrıntının üzerinden atlamadanözeleştiri vermedikçe kendini tekrarbaşlar. Kendini tekrar sıradanlaş-maya, sıradanlaşma yozlaşmayadönüşür. Yozlaşma çürümedir. Dev-rimcinin ve devrimciliğinin çürü-mesidir. Yozlaşmanın barikatı isedeğerlerimizdir.

GELENEK:Eleştiri-özeleştiri sosyalizmi diğer

toplumlardan ayıran en temel özel-liktir. Sosyalizm kendi kendini eleş-tirebildiği için adalete, eşitliğe vegiderek herkese ihtiyacı kadar ver-meye, yani mükemmele doğru iler-leyen tek sistemdir. Eleştiri geliş-menin, ileriye doğru atılmanın anah-tarıdır. Bilimin ilerlemesinin mutlakkoşuludur. Eleştiri-özeleştiri alınankararların, uygulanan politikalarındoğruluğunu, yanlışlığını tespiteder.

Pratikte hayata geçirilen çalışmatarzının olumluluklarını, olumsuz-luklarını ortaya çıkarır. Alınan so-nuçların denetlenmesini ve böylecepratiğin bir sonraki adımda dahamükemmele doğru ilerlemesini sağ-lar. Mao; “düzenli olarak yüzü-müzü yıkamazsak yüzümüz kir-lenir, düzenli olarak evimizi sü-pürmezsek evimiz tozlanır” der.

Eleştiri-özeleştiri kendimizi veyaşadığımız yeri temizlemektir. El-bette bu sonuçların alınması eleştirive özeleştirinin hangi ilkeler ve ku-rallar odağında gerçekleştiğiyle il-gilidir.

Stalin diyor ki; “Yaşam boyunca

bizde sürekli olarak bir şeyler yavaşyavaş ölüp gidecek. Ama ölen şeyöyle kolayca ölmek istemeyecek,var olmak için mücadele edecek,köhnemiş davasını savunacak. Ya-şam boyunca bizde sürekli olanak,yeni bir şeyler doğacak.

Ama doğan şey öyle kolaycadoğmayacak, gürültü koparacak,bağıracak, var olma hakkını savu-nacak. Eski ile yeni, ölüp giden iledünyaya gelen arasındaki müca-dele; işte gelişmemizin temeli budur.Eğer açıkça ve dürüstçe Bolşevik-lere yaraşır biçimde, çalışmaları-mızdaki hata ve kusurlarımızı tespitetmez ve ortaya çıkarmazsak, ozaman ileriye giden yolu kendikendimize kapatmış oluruz.” (StalinEserler - Cilt 10 - sayfa 283)

Sorun gördüğünde, hata ve yan-lışla karşılaştığında önce kendindenbaşlayarak, halka ve yoldaşlarınaözeleştirisini vermeli her devrimci.Eskiyle yeninin savaşımına inançtırbizim değerimiz. Yeniyi yaratırkençok acı çekeceğimizi bilmektir.Bunun için sadece inançlı in-sanlar özeleştiri yapabilirler, buacıya katlanabilirler.

Ancak acının aslında eskinindirenişi olduğunu, o acının aslındaakla, geleceğe bir yol olduğunubilmektir. Akıl halkın, bilimin aklıdır.Ve sorunlarımıza akılcı çözümlerbulmanın tek yoludur eleştiri-öze-leştiri.

Eleştiri-özeleştiri yapmazsakideolojik gıdamızı almayı aksatı-yoruz demektir. Bunların olmadığıortamlarda sorunlar çözülmez. Bun-ların olmadığı ortamlarda yozlaşma,düzene dönüş kaçınılmazdır. Yeniyieski yöntemlerle kuramayız. Dev-rimi düzenin değerleriyle kura-mayız. Yeniyi devrimin ve halkındeğerleriyle kuracağız.

Eleştirinin vurduğu eski, öze-leştirinin kurduğu yenidir. Eskiyevurup yeniyi kurmak için eleştirive özeleştiride yozlaşmaya karşıdeğerlerimizle direneceğiz.

ELEŞTİRİ-ÖZELEŞTİRİ GERÇEĞİ SAVUNURHATALARI DÜZELTİR

HEM DEVRİMCİ PRATİĞİN HEM DE BİR DEVRİMCİNİNKENDİNİ YENİDEN EĞİTMESİ İÇİN TEK YOLDUR

İLKE-KURAL-GELENEK

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

1 MAYIS ŞEHİTLERİNİN HESABINI SORMAK İÇİN28

Page 29: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

1995 yılıydı.Gazi Mahal-lesi Cemevi

inşaatı, türlü engel-lere, tehditlere, enson 12 Mart’ta ya-şanan katliama rağ-men, para buldukça

ilerliyor, kat üstüne katçıkılıyordu. Cemevine en çok emek har-

cayan, kapı kapı dolaşıp destek isteyen, inşaatın ba-şında duran kişilerden biri, belki de birincisi Cemevidedesi rahmetli Hüseyin Gülen idi.

Mahallede Halk Meclisi çalışmaları epeyce hız ka-zanmıştı. Sağlık taraması yapılmış, mahallede bir mecliskurulduğunu nerede ise duymayan kalmamıştı.

O günlerde mahallenin gençleri ile Cemevi dedesiarasında bir sorun yaşandığı haberi geldi. Dede,Meclis çalışmalarımıza katılan, mahallede ağırlığıolan birisiydi. Gençlerle yaşadığı sorunu hemenöğrenip çözmemiz gerekirdi. Gençlerden birkaçınıbulduk, dinledik.

Olay şuydu; Gençler, Cemevi inşaatının en üstkatında genişçe bir boşluk bulmuşlar, burada pankartyazmaya başlamışlar. Gören birisinin haber vermesiüzerine Dede hemen gençlerin yanına gelmiş vehemen bu işe son vermelerini istemiş.

Gençler; “Bu Cemevinin temelinde bizim kanımızvar” diyerek işlerine devam etmişler. Polisin duymasıhalinde Cemevi’ne zarar geleceğini düşünen Dedede ısrar etmiş. “Bütün mahalleyi buraya toplarım” de-yince gençler pankart ve boya malzemelerini toplayıpgitmişler. Ancak giderken “Bunun hesabını soracağız”demeyi de unutmamışlar.

Dede’ye “görüşelim” diye haber göndermemiz üze-rine, gün ve saati ile birlikte “Buyrun evime gelin”daveti geldi. O akşam üzeri iki kişi Dede’nin evininyolunu tuttuk. Birçok kez gelmiştik bu eve ve her ge-lişimizde Dede’nin hanımı bize yemek ikram etmedenbırakmamış, çoraplarımızdaki sökükleri bile dikmekiçin çoraplarımızı istemişti.

Bu kez konuşma konumuz farklıydı. Bizi, yinegülen gözleriyle Dede’nin hanımı karşıladı. Elini öpüpiçeri girdik.

Salon doluydu. Cemevi yönetim kurulu üyeleri,Mahalle muhtarı ve iki aza, SHP Gaziosmanpaşaİlçe Başkanı salonda bizi bekliyorlardı. Bizim içinsürpriz oldu, anlaşılan Dede kendisini ‘sağlama almıştı.’Herkesle tek tek selamlaştık. Herkesi tanımamızarağmen, ortada biraz gergin bir hava vardı. Hoşgeldin safhası bittikten sonra, Dede, “benimle konuşmakistemişsiniz, buyrun” diye sözü bize verdi.

Biz önce olayı öğrendiğimiz kadarıyla anlattık.Dede de arada bir “evet öyle oldu” diyerek tasdik edi-yordu. Olay öğrendiğimiz gibi olmuştu. Dede tasdikedince, biz sözümüze devam ettik:

“Bu yaşadığınız olaydan dolayı gençler adına

sizden özür diliyoruz.”Herkes şaşırmıştı. Böyle bir meselede özür dilen-

mesini beklemedikleri belliydi. Muhtar araya girip;“Büyütecek bir şey değildi zaten” gibi bir şeylersöyledi. Ama biz devam ettik; özrümüzün nedeninide açıkladık;

“Bizim gençlerimiz, Cemevi yönetim kurulundanizin almadan orada iş yapmaya kalkmışlar, bu birincihatamız. İkinci hatamız ise, sizin gelip uyarmanızüzerine size saygısız davranmışlar. Gençlerimizineğitiminden biz sorumlu olduğumuz için hata bizimdir.Biz özür diliyoruz. Gençlerimizle bir kez daha böylehata yapmamaları için konuştuk” dedik.

Hava birden bire değişti. Yine ilk sözü alan Dedecoşkuyla;

“Yahu ben böyle devrimciliğe sonuna kadar varım”dedi. Sonra herkes söz aldı. Söz gençlerin eğitiminegeldi. Gençleri eleştiren değil, öven sözler söyleniyordu.Gençler hepimizin gururu diyenler, polis peşlerinde,gerginlikleri ondan diyenler oldu. Biz de “gençlerimizehep beraber sahip çıkalım” dedik.

Dede’nin işareti üzerine önümüzdeki masalar uzunbir sofra haline getirildi. Biz ise; “Acelemiz var, gitmemizgerekiyor” dediysek de bizi bırakmadılar. Sofra donatıldı,hep birlikte yemeğe geçtik. Yemek sonrasından dahemen kalkamadık. Dede’nin bağlama çalarken, sevinçlihali sesine yansımıştı. Dede’nin hanımı da sankiannemiz gibi gülen gözleriyle bizi izliyordu.

Bu, akşam davetinden birkaç hafta sonra DedeHüseyin Gülen, Star televizyonunda bir canlı yayınaçıktı. Konu Gazi mahallesindeki olaylardı. Spiker ma-hallede terörist örgütlerin baskısından söz ediyor,ona da onaylatmaya çalışıyordu. Dede ise ısrarla;“Böyle bir baskı yok, biz terörist falan görmedik,gençler bizim gençlerimiz” gibi cevaplar veriyordu.

Terörle Mücadele Şube Müdürü işkenceci ReşatAltay; Dede’nin cevaplarına sinirlenip, Dede’yi Startelevizyonunun kapısından gözaltına aldırmıştı. ReşatAltay, “Sen nasıl olur da terörist görmedim dersin”diye bağırıp çağırmış. Tabii tüm İstanbul ayağa kalkıncabirkaç saat sonra bırakmışlardı. Ertesi gün geçmişolsuna gittik.

Halkımızın içindeydik. Biz de mutluyduk. Hatamızıkabul edince zayıflamadık, küçülmedik. Aksine birazdaha büyüdük!

ADALETLİ OLMAK BÜYÜTÜR!

Hissemize Düşen;‐ En güçlü dayanağımız halktır. Halk Meclisleri’ni kur‐

maktan, halkı örgütlemekten asla vazgeçmeyeceğiz!‐ Düzen, özür dilemeyi ‘gurur’ sorunu haline getirmemizi

ister; çünkü gelişmemizi, yanlışı doğruya çevirmemizi is‐temez.

Özeleştiri devrimcidir. Yenileştiricidir, geliştiricidir.Ders çıkarmamızı, ilerlememizi ve karşımızdakine karşıadaletli olmamızı sağlar. Özeleştiri; sömürü düzeninekarşı üstünlüğümüzdür, bu üstünlüğü koruyacağız.

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 29

Page 30: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

8Temmuz 2018’de Çorlu’dagerçekleşen tren katlia-mında 25 kişi öldü, 328

kişi yaralandı.

Savcılık soruşturmasında; si-yasetçiler, bürokratlar ve TCDD’ninüst yönetiminde yer alan kişileriçin takipsizlik kararı verdi. Bakımmüdürü, yol bakım-onarım şefi,hat bakım memuru, köprü şefi hak-kında dava açıldı.

Tren devrilmesine neden olan,menfezin altındaki toprağın eroz-yona uğraması. Demiryolu hattıdere yatağından geçtiği için, dereninakışını sağlamak için bir geçit ya-pılmış, buna menfez deniyor. Bumenfezin üstü toprakla doldurulupraylar bu dolgunun üstüne yapılmış.Bu dolgu, yağmura dayanamayıpçökünce tren devrildi.

25 kişi işte bu basit, önlenebilirtoprak kayması yüzünden öldü,daha doğrusu denetimi ve bakımıyapılmadığı için.

Kolayca önüne geçilebilecek buolay, halkın hayatına değer ver-meyen sistem yüzünden bir kat-liama dönüştü. TCDD müdürleri,yaptıkları açıklamalarda o gün bek-lenenden daha fazla yağmur yağ-dığını, toprak kaymasının bu yüz-den olduğunu söylediler. Demekki demiryolu yapılırken göçme, çök-me ihtimalleri ve bölgenin coğrafikoşulları dikkate alınmamıştır. Ray-ların bakımının yapılmadığı TCDDaçıklamalarıyla ortaya çıkmıştır.

Mart ayında yayımlanan rapordatoprak kaymasını fark etmediklerini,sinyal sisteminin çalışmadığını, ya-ğıştan sonra kontrol yapılmadığını,meteorolojiden bilgi almadıklarını

kabul ettiler. En önemlisi de TCDDbu raporda Mayıs ayında yapılanyıllık kontrolde tutucu duvar ya-pılması gerektiğinin tespit edil-diğini ve bunun için hiçbir ça-lışma yapılmadığını da kabul etti.Bile bile insanlarımız öldürüldü.Bu kabule rağmen TCDD’nin üstyönetimine dair takipsizlik kararıkaldırılmadı.

Yaşanan ilk tren kazası değil,bile bile ölüme yollanan insanlarilk değil. Ama ilk olan bu katliamınardından adalet nöbeti tutan aileler.Sorumlular hakkında takipsizlik ka-rarı verilmesine karşı adalet arayanaileler Çorlu Adliyesi’nin önündeAdalet Nöbeti’ne başladı.

2004’te yeterli alt yapı olmadanhızlı tren seferi yapıldığı için trenraydan çıkmış, 41 kişi öldürülmüştü.Ardından açılan davada önce za-man aşımına uğradı, sonra bukarar kaldırılıp sadece iki makiniste3 yıl ve 1 yıl hapis cezaları verildi.

2008’de Pamukkale Ekspresiraylar kırıldığı için raydan çıktı, 9kişi öldürüldü, 37 kişi yaralandı.TCDD Şube Şefi ve Kısım Şefikazanın ardından tutuklandı, 11gün sonra da tahliye edildi. Davanınsonunda bütün sanıklar beraat etti.

Çorlu Tren Katliamı’ndan 5 aysonra Ankara’da sinyalizasyon sis-temi çalışmadığı için bir tren kazasıdaha meydana geldi. 9 insanımızhayatını kaybetti, 84 insanımız ya-ralandı. Sinyalizasyonun tamam-lanmadan açılmasının nedeninintren hattının 2018’de seçimlere ye-tiştirilmesi için erken açılması ol-duğu ortaya çıktı. İstanbul’da hergün binlerce insanın kullandığıMarmaray’da sinyalizasyonun ol-madığı ortaya çıkınca seferler bukazadan sonra durduruldu.

Çorlu Tren Katliamı Aileleri bil-melidir ki; adalet mücadelesindenvazgeçmeleri halinde Çorlu TrenKatliamı Davası’nın akıbeti defarklı olacaktır. İnsan hayatını So-ma’da, Ermenek’te, Van Depre-mi’nde, Ankara Tren Katliamı’nda

defalarca kez hiçe sayan kapita-lizme ve kapitalist devlete karşıdirenişten başka yol yoktur.

Çorlu Tren Katliamı Ailelerininadalet nöbetlerini, Avukat DidemBaydar Ünsal’ın her hafta sürenadalet nöbetiyle birleştirmeye ça-ğırıyoruz. Adaleti arayan her direnişbizimdir.

Direnişler Meclisi, adalet talep-lerinin bir araya geldiği meclistir.Yan yana olduğumuz, adaleti bir-birimiz ve hepimiz için istediğimiz,halkımızın adalet özlemine ortakolduğumuz bir meclistir. Katliamınacısını yaşayan, sorumluların ak-lanmasıyla acıları arttırılan ailele-rimize adalet mücadelesinde orta-ğız. Onları; mücadelelerini halkı-mızın adalet özlemiyle birleştir-meye çağırıyoruz.

Çorlu’da Katledilen Çocuklarımız İçin

Adalet İstiyoruz!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA30

Halkın Mimarı Alev ŞahinDirenişinin 807’inci GününüGeride Bıraktı…

Alev Şahin’in 807’inci direniş gü-nünden kaleme aldıkları;

“Yasağın 4. gözaltısı Düzce AKPBinası önünden polisin etrafımısarıp beni sürükleyerek gözaltınaalması ardından bu gözaltı değildiyerek kameralara oynaması vehastaneden bırakılmamla sonuç-landı. Üzerimdeki önlüğünü dünaraçta bugün hastanede işkenceyleüstümden aldılar.

Zulmünüzü tanıyoruz, zulüm var-sa direniş de hep var olacak butopraklarda. Bu toprakların acılarıyüreğimizde öfkeye kesmiş. Öfkemizkında paslanmıyor, karşınızdayım807 gündür. Bu yürek namerde bo-yun eğmedi, eğmeyecek. Zulümsaltanatınız çökecek, biz kazana-cağız!”

Page 31: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

17 Nisan 2019 tarihinde Haber Türk gazete-sinde Nagehan Alçı’nın; “Bütün detaylarıylamaçlar öncesi tehdit telefonları iddiası” baş-

lığıyla yayınlanan haberi yer aldı.

Haber; AKP faşizminin yönetememe krizini, düzeniçi muhalefete hatta CHP’ye bile tahammülü olmadığınıngöstergesi.

Oligarşi öylesine güçsüzdür ki, tecavüze uğrayanbir çocuk için, Rabia Naz için, Çorlu’da-Soma’da katle-dilenler için tepki göstermesine bile tahammülü yoktur!Çünkü AKP, baktığı her yerde, hatta 3 kişinin bir arayageldiği yerde bile “örgüt” görüyor. Bıçak halkın kemiğineöyle bir değmekte, yoksulluk ve adaletsizlik öylesineartmaktadır ki, her vesileyle yeni bir Haziran Ayaklanmasıolabileceğini AKP çok net görebiliyor.

İşte bu nedenle, stadyumda halkın alkışlamasından,atacağı slogandan bile korkusunu okuyoruz haberde.Kısaca özetleyecek olursak; faşizmin İçişleri Bakanıolan Soysuz Süleyman, geçtiğimiz haftalarda oynananFenerbahçe-Galatasaray maçı öncesinde Ali Koç’uarayarak, 2019 yerel seçimlerinde sandıktan birinciçıkan Ekrem İmamoğlu’nun maça gelmemesi konu-sunda uyarıda bulunmuş ve bu bilginin de kendisineiletilmesi gerektiğini söylemiş. Alçı’nın verdiği bilgiise kısaca şu şekildeydi;

“... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Fenerbahçe-Galatasaray maçı öncesi Ali Koç’u aramış. İçişleriBakanı olarak, kamu güvenliğinin yanı sıra spor gü-venliğinden de sorumlu olduğunu ifade ederek İma-moğlu’nun maça gelmesinin yaratabileceği risklerihatırlatmış.

Ardından da Koç’a, “Kendisini bu riskler konusundauyarın bence” diye eklemiş...

Çok farklı kaynaklardan teyid ettirdiğim diğer birbilgi, Ali Koç’un Bakan Soylu’ya; “Ben Sayın İma-moğlu’nu bir gün önce Can Bartu’nun cenazesindebu yönde uyardım; ancak yine de maça geleceğinisöyledi. İzin verirseniz bir de sizin aradığınızı ifadeedeyim. Böylesi daha etkili olur” dediği yönünde.

Bunun üzerine Soylu, Koç’a; “Elbette iletebilirsiniz”yanıtını vermiş ve Ali Koç, Ekrem İmamoğlu’nuarayarak bu görüşmeyi aktarmış.

Ekrem İmamoğlu’nun Ali Koç’a yanıtı; “Eğer bu tipkaygıları varsa Bakan Bey bizzat beni arasın SayınBaşkan” olmuş...”

Evet, yaşanan kısaca bu şekilde gündeme yansıdı,bizler halk olarak şunu iyi bilmeliyiz;

Bu düzende sanat yalnızca sanat, spor yalnızcaspor değildir. Burjuvazi her şeyi tekellerin çıkar-

larına uygunhale getirir, bu-nun için yapa-mayacağı şeyyoktur. Yapama-dığı anda da aklagelecek her türlüvahşeti uygula-maktan kaçın-maz ki buna çoğu kez vatanımızda tanık oluyoruz.

Faşist AKP iktidarının, halkı uyutmak için stadyumlarıbeşik yapan faşist diktatörlerden farkı yoktur. Nasıl kitelevizyonu, müziği, kitabı, yemeği, kıyafeti vb. yoz-laştırma aracı olarak kullanıyorsa, sporu da aynıamaçla kullanmakta ve halkı uyutmakta.

Bu noktada halkımız ve özellikle spora daha yakınolan gençler iyi bilmelidir ki spor kulüplerinin asılamacı spor değildir, gerçekte bu tür kulüpler burjuvalariçin rant kapısıdır.

Yine değinmemiz gereken noktalardan biri de, uy-gulanan bu yöntem, ‘ikaz etme, uyarı’ faşizmin çö-zümsüz kaldığını, tıkandığını, güçsüzleştiğini göster-mektedir. Elinde hiçbir yöntem kalmayan faşizm aslınauygun hareket ederek ‘ikaz’ etmekte. AKP öylesinebir kriz içerisinde ki en ufak bir sarsıntıda yıkılacağınıbilmekte. Ülkemiz, emperyalizmin yeni-sömürgesidirve sürekli bir milli kriz vardır. Sosyal, ekonomik, siyasikriz süreklidir.

AKP faşizmi, Haziran Ayaklanması’ndan bu yanasürekli ayaklanma kabusu görmekte ve bu nedenlekendi güvenliğini almakta. Kendi düzeniçi muhalefetyapan CHP’nin, İmamoğlu’nun muhalefeti, yerel seçimlerdahi AKP’nin kabuslarını büyütüyor. Nuriye Gülmenve Semih Özakça’yı yeni bir ayaklanma korkusu olabilirkorkusuyla tutukladı. Bedenleri gün gün zayıflarkendirençleri büyüyordu oysa ki. Bu da düzenin korkmasınaneden oluyordu.

Halkın avukatlarını, halkın sanatçılarını tam da bukorku nedeniyle tutuklayıp cezalar vermektedirler.

Rabia Naz Vatan’ın katledilmesine gösterilentepkiler bile hükümeti harekete geçirdi.

Halk düşmanı AKP öyle büyük suçlar işledi, okadar çok katliam yaptı ki bir yerel seçimi kaybetmeyebile tahammülü yoktur. İktidarının sarsılmasından,halkın öfkesinden, sorulacak hesaptan korkmakta,kendini bundan korumaya çalışmakta.

Ne yaparsa yapsın; halkın öfkesinden, yaptık-larının hesabını vermekten kurtulamayacak.

AKP’nin Korkularını Büyüteceğiz!

İşbirlikçi AKP Halka Hesap Verecek!

KRİZİ DERİNLEŞEN AKP’NİN VE DÜZENİNİNBURJUVA MUHALEFETİNE BİLE TAHAMMÜLÜ KALMAMIŞTIR!

OLİGARŞİNİN GÜÇSÜZLÜĞÜ, HALKLARIN GÜCÜDÜR!YÖNETEMEME KRİZİNİ ve KORKUNUZU DERİNLEŞTİRİP İKTİDARINIZI YIKACAĞIZ!

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 331

Page 32: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA332

1M a y ı s ’ l a rTüm Dünya-da Ve Ülke-

mizde Direnişin VeÖdenen BedellerinSimgesidir!

Dev-Genç’liler Ola-rak 77’de De Taksim’deydik, Bu1 Mayıs’ta Da Taksim’deyiz!

“Günlerin bugün getirdiği baskı,zulüm ve kandır…”

...Tarihler 77 1 Mayıs’ını gösteriyordu.

500 bin emekçi Taksim Meydanı’naakın etmişti. Birazdan üzerlerine yağ-dırılacak kurşunlardan, patlatılacakbombalardan habersiz hep berabersloganlarla yürüyorlardı.

...Kontrgerillanın provokasyonlarını

öngören Dev-Genç’liler de bu kitleniniçerisinde, ön saflarındaydı. Saldırıyakarşı direniş örgütleyerek, halka yolgöstererek daha büyük bir katliamınönüne geçtiler.

36 insanımızın katledildiği o Kanlı1 Mayıs’ta kitlenin güvenliğini almasorumluluğunu üstlenen nasıl Dev-Genç’liler olduysa, 77’den bu yanaher sene “1 Mayıs Alanı Taksim’dir!”diyebilen de, katledenleri unutma-yan, katledilenleri unutturmayan daDev-Genç’liler olmuştur.

...Ödenen bedellere ve sorulacak

hesaplara bakıldığında, 1 Mayıs’ıTaksim dışında kutlamak, faşizminsınırını çizdiği alana girerken kalemleridahi teslim etmek, katliamı unutmak,katledenlere teslim olmaktır!

Tam da bu sebeplerden bugünreformistlerin iddia ettiklerinin aksine,ne 1 Mayıs herhangi bir yerde kut-lanabilecek salt bir “İşçi Bayramı”dır,ne de Taksim bir “alan takıntısı”ndanibarettir!

Bizler Dev-Genç’liler olarak, bu1 Mayıs’ta da Taksim’deyiz! Niha-yetinde Taksim’i bize kimse vermediki şimdi yasaklasın! Biz Taksim’ikanımızla, canımızla kazandık! BizTaksim’i bedel ödeyerek, her santi-mine adımlarımızı kazıyarak ka-zandık!

... Şimdi Bir Kez Daha Haykırı-yoruz: 1 Mayıs 77 Şehitleri İçin VeTutsak Dev-Genç’liler İçin Adalet

İstiyoruz!Halkı Ve Vatanı İçin Mücadele

Edenler Değil, Halkı KatledenlerYargılansın İstiyoruz!

Yaşasın 1 Mayıs!Biji Yek Gulan!1 Mayıs’ta Taksim’e!DEV-GENÇ

Samsun Dev-Genç:1 Mayıs’ta Taksim’de OlacağızHepimizin alanlara çıkmak için

mutlaka nedenleri var. Faşist sal-dırıların artarak devam ettiği ülkemizkoşullarında alanlara çıkmak insanonuruna ve emeğine sahip çıkmakdemektir.

Alanlara çıkmak faşist sömürü-nün iktidarına karşı “Biz Buradayız”demektir. İşten çıkarmalara, iş ci-nayetlerine, tutuklama ve gözaltıterörüne, yoksulluğa, yozlaştırmayakarşı halkların cevabı 1 Mayıs alan-larında somutlaşacaktır.

Soma’da, Ermenek’te katledilenmaden işçilerimizin hesabını sormakiçin orada olacağız. Borçlarını öde-yemediği için çaresizlikten kendibedenini ateşe veren halkımız içinorada olacağız.

AKP faşizminin KHK’larla hu-kuksuzca işlerine son verdiği ve‘’ağaç kökü’’ yemelerini reva gördüğükamu emekçileri için bizler oradaolacağız!

...Halkın avukatları için bizler Tak-

sim’de olacağız. Katledilen Dev-Genç’li yoldaşlarımızın hesabını 1Mayıs alanlarında soracağız. Bizhesap sorarken Berkin, Sıla, Dilek,Devrim, Mahir Mete de bizimle bir-likte 1 Mayıs alanlarında olacak.AKP faşizminin katlettiği halkımızınevlatları için 1 Mayıs alanlarındayani Taksim’de olacağız!

...O Yüzden Bir Kez Daha Söylü-

yoruz!Türkiye Halklarının Bağımsızlık,

Demokrasi, Sosyalizm MücadelesindeBiz Varız! AKP Faşizminin YasaklarınıTanımıyoruz, 1 Mayıs’ta Taksim’deOlacağız. AKP faşizmi kâğıttan kap-landır, Faşizmi Yeneceğiz! TaksimHalkındır, Yasaklanamaz, YasaklarıÇiğneyip Geçeceğiz!”

Dev-Genç 1 Mayıs’a Çağırıyor: Umudun Gençliği Her KoşuldaÖrgütlenmeye, MücadeleyiBüyütmeye Devam Ediyor

Gözaltılara, tehditlere, tutukla-malara ve katliamlara karşı yılmadanmücadele eden Dev-Genç’lileringeçtiğimiz hafta içinde yaptıklarıkitle çalışmalarından derlediklerimizkısaca şu şekilde;

Sakarya:Dev-Genç’liler Sakarya Üniver-

sitesi Esentepe Yerleşkesinde birçokyere, üzerinde; “Dev-Genç’e Katıl!”sloganının yazılı olduğu pullama-lardan 100 adet yapıştırdı.

Ayrıca fakültelerde, faşizminmahkemelerince Halkın Avukatlarınaverilen on yıllarca ‘ceza’lar teşhiredildi. Yapılan çalışmada üzerinde“Halkın Avukatlarına Verilen CezalarHükümsüzdür!” sloganıyla devrimciavukatlığın meşruluğu karşısındamahkemelerin hükümsüz olduğuanlatılarak 200 bildiri öğrencileredağıtıldı.

Samsun:Dev-Genç’liler 14 Nisan’da, Hal-

kın Avukatlarıile dayanışmaadına dilek fe-neri uçurmaeylemi yaptı.Eylemin ar-dından biraraya geline-rek gündemile ilgili sohbetedildi.

Ayrıca, 26 Nisan’da bir arayagelen Dev-Genç’liler Özgür Tutsak-lara mektup yazdı. Yapılan çağrıdaise; “Tecrit’i kıralım, Özgür Tutsaklaramektuplar gönderelim!” denildi.

İstanbulBoğaziçi Üniversitesi:Dev-Genç’liler geçtiğimiz hafta

içinde genel kitle çalışmaları yaptı.

Page 33: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 333

Devrim Şehitleri Köln’de Anıldı

Şehitler, tüm dünya halklarınındevrim mücadelelerinin en

önemli değerlerinin başında gelir.Çünkü tarih boyunca halkların ba-ğımsızlığa, adalete, özgürlüğe ulaş-ması, bazen binlerce, bazen yüz bin-lerce, bazen milyonlarca şehit vererekmümkün olmuştur.

Tarih, şehitlerin verilmediği bir dev-rim mücadelesi kaydetmedi. Bu ne-denledir ki; şehitlere sahip çıkmak,onları anmak, anlamak ve yaşatmak,devrim iddiasının sürmesinin de doğ-rudan bir ifadesidir.

14 Nisan günü Köln’de AvrupaHalk Cephesi tarafından bir anma dü-zenlendi. “Devrim şehitlerini anmakve umudun kuruluşunu kutlamak”amacıyla düzenlenen yürüyüş veanma, kitlenin Hans ‘Bockler Platz’datoplanmasıyla başladı. Burada topla-nan 200 kişi, anmanın yapılacağı Eh-renfeld’e doğru yürüyüşe geçti.

Yürüyüş kortejinin önünde “Umudun Çocukları“ pankartını taşıyançocuklar ve Dev-Genç’liler vardı. Dev-Genç’liler, tek tip giyinmişolarak kızıl bayraklar taşıyorlardı. Kortejin önündeki bir araçtansürekli müzik yayını yapıldı ve sloganlar attırıldı. Yaklaşık 2 kilometreboyunca marşlar ve sloganlarla süren yürüyüşün sonunda, yürüyüşkorteji, anmanın düzenleneceği Ehrenfeld Burger Zentrum’a ulaştı.

Yürüyüş sırasında çevreden bir kişi bozkurt işareti yaparak kortejiprovoke etmeye kalkıştı. Polis, provokatöre müdahale etmedi ilkbaşta, ne olacak diye bekledi. Ancak yürüyüş kortejinin güvenliğinialanlar tarafından duruma müdahale edilerek, provakatörün amacınaulaşması engellendi. Kortejin etrafında el ele tutuşularak güvenlikoluşturuldu ve yürüyüş o şekilde devam etti.

Salondaki program, şehitlerin anısına verilen yemekle başladı.Yemekten sonra yaklaşık üç saat süren anma programında, şiirler,türküler, marşlar, şehitleri anlatıyordu. Yapılan konuşmalarda şehitlerinmücadeledeki yeri ve Halk Cephesi’nin şehitliğe bakış açısı anlatıldı.

Anma programının bir bölümünde, Pablo Neruda’nın; “OğullarıÖlen Analara Türkü” şiiri eşliğinde şehit aileleri sahneye çağrıldı.Umudun Çocukları tarafından şehit ailelerine karanfiller verildi. Şehitleradına kısa yazılar okundu.

Anmanın sonuna doğru, “Bize Ölüm Yok” marşına sıra geldiğinde,tüm kitle bu marşı büyük bir coşkuyla ayakta söyledi. Çünkü bumarş; şehitlerin ölümsüzlüğünü en açık ve kesin biçimde ortaya ko-yuyordu.

Devrim mücadelesinin şehitleri, dünya halklarının kurtuluş kav-gasının şehitleri, 30 Martlar’dan, 17 Nisanlar’dan, Büyük Direnişler’den,

İspanya İç Savaşı’ndan, Sta-lingrad’dan, Sierra Maestra-lar’dan, nerede bir kurtuluş kav-gası varsa, oradan sesleniyorlar:

“Kim demiş ölüm var diyebize

Kardeş kardeş atan bu yürekbizim

Bize ölüm yok…”

İlk olarak 1 Mayıs çalışmaları kap-samında birçok yere “1 Mayıs’taTaksim’deyiz! Al Yüreğini, ÖfkeniKuşan da Gel!” sloganlarının yazılıolduğu afişlerden asıldı.

Ve “Yaşasın 1 Mayıs! Biji YekGulan! Ne Maltepe Ne Bakırköy;Biz Taksim’i 1 Mayıslarda Kanımız,Canımızla Kazandık! Mehmet AkifDalcı’nın Attığı Taş Ellerimizde! Tak-sim 1 Mayıs Alanıdır! 1 Mayıs’taTaksim’e!” sloganları duvarlara iş-lendi.

Ayrıca Dev-Genç’liler haftanınfilminin gösterimini yaptı. “Koro (LesChoristes)” filminin gösteriminin ar-dından, ele alınan eğitim anlayışıüzerine sohbet edildi. Bu noktadaeğitime bakış açısının önemi vefarklı, ilerici ve geliştirici bir eğitimanlayışının olduğu ifade edilerekfilm gösterimi sonlandırıldı.

İstanbul Üniversitesi:Dev-Genç’lilerin geçtiğimiz hafta

içinde yaptıkları kitle çalışmasındabirçok yere, üzerinde; “Halkın Avu-katları’na Özgürlük!” sloganınınyazılı olduğu afişler asılarak, halkınavukatlarına faşizmin mahkemeleritarafından on yıllara varan verilencezalar teşhir edildi. Ayrıca, üzerinde;“Faşizmin Ahlakı Yoktur! Merve De-mirel Yalnız Değildir!” sloganınınyazılı olduğu afişlerden asılarak ah-laksız polisin yaptığı taciz teşhiredildi.

Page 34: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

� BELÇİKACahit Zorel, yeniden dire-

nişe başladıGeçen yıl 70 günlük bir dire-

nişin ardından mahkeme kararıile oturum hakkını kazanan CahitZorel, Yabancılar Dairesi’nin otu-rumunu vermemesi üzerine, ye-niden direniş kararı aldı. Direnişe25 Nisan Perşembe günü Brük-sel’e doğru, 120 km’lik bir yürü-yüşle başlayacağını söyleyenCahit Zorel, yaptığı açıklamada,Avrupa’daki tüm oturum hakkıgasplarına karşı Belçika’dan sesolacağını, oturum hakkını istedi-ğini, adalet aradığını ifade etti.

� ALMANYADuisburg Halk Meclisi ça-

lışmaları, halkın çeşitli sorunla-rına sahip çıkarak büyüyor, güç-leniyor. Uyuşturucu ve kumarakarşı başlatılan çalışmalar, Ha-san Ferit Gedik Uyuşturucuyakarşı Mücadele Merkezi ile ku-rumlaştı.

Uyuşturucu ve kumara karşımücadeleyi artık bağımlılıkta sa-vaşı kazanan arkadaşlar sür-dürmeye başladı.

22 Nisan Pazar günü HasanFerit Gedik çalışanları, Bielefeldşehrinde Engelliler Derneği’ninetkinliğine katılarak bilgilendirmestandı açtılar, anket çalışmasıyaptılar.

Bölge camii yönetimi, HFGçalışanlarını, kendi kurumlarındasöyleşi yapmaya davet etti.

Denizlili bir aile, HFGçalışmasının halkımızınçok büyük bir sorununasahip çıkmak olduğunusöyleyerek, bu yılki ze-katını HFG’ye vereceğinive her ay belli bir katkıyapacağını söyledi. Bil-gilendirme stant etkinliği4 saat boyunca halkınyoğun ilgisi ile devametti.

Düsseldorf:Siyasi düşün-

celeri nedeniyleoturum haklarıgasp edilen dev-

rimcilerin Düsseldorf İçişleriBakanlığı önünde 26 hafta öncebaşlayan direnişi devam ediyor.İmza atmaya gitmediği için 1500euro para cezası verilen İlkerŞahin, imza atma dayatmasınıve 30 km sınırlamasını kabuletmediğini ve etmemeye devamedeceğini söyledi.

� FRANSADevrimcilik yaptıkları için otu-

rum hakları gasp edilen ZehraKurtay ve Veli Yati, her haftacuma, cumartesi pazar günleriaçtıkları stant ile yaşadıkları hu-kuksuzluğu bir aydır yüzlerce ki-şiye anlattılar. Onlar sadece otu-rum hakkı için değil, ama kaza-nılmış hakları emperyalist hükü-metlerin istedikleri zaman gerialamayacaklarını göstermeyi deamaçladılar.

20 Nisan cumartesi günüSarı Yelekliler’in yürüyüşlerinekatılarak, aslında verdikleri hakalma mücadelesinin, tüm emek-çilerin haklar ve özgürlükler mü-cadelesinin bir parçası olduğunugösterdiler ve Sarı Yelekliler’denbüyük dayanışma gördüler.

Zehra ve Veli son olarak 23Nisan Salı günü Paris’teki merkeziiltica bürosu OFPRA binasınınana kapısı önünde, önlüklerinigiyip, pankartlarını açarak diren-işlerini bir adım ileri taşıdılar. Saat12.00’dan 15.00’a kadar bildirilerinidağıtan direnişçiler; “oturum hak-larını alana kadar” direneceklerinisöylediler.

Umudun Sesi Yürüyüş DergisiniHer Alana Taşıyacağız

Kuruçeşme Halk Cepheliler; 8-15 Ni-san günleri arasında Kuruçeşme, Kıraç,Yenimahalle ve Şenyurt Meydanı’ndadergi dağıtımı yaptılar.

Dağıtım sırasında halka 30 Mart -17Nisan direnişleri ve Kızıldere manifestosuanlatıldı. 14 Nisan’da Armutlu’da, 30Mart-17 Nisan anmasının yapılacağınınduyurusu da yapıldı. Dağıtımda 50 dergihalka ulaştırıldı.

Av ru pa’da

34

Öğretmen Engin KarataşBodrum’dan Seslendi;

Bugün 23 Nisan. İşe Alınsay-dım, Çocuklar Bayram Edecek-lerdi.

Film GösterimlerindeBir Araya Geliyoruz

Tekirdağ Ergene Halk Meclisi, 21Nisan’da gerçek bir hikayeden esinle-nerek yapılan “Bhopal” isimli filmin gös-terimini yaptı. Film kısaca, ABD’nin üçkuruş para için işçileri sabahtan akşamakadar nasıl sömürdüğünü, maliyet gideridiyerek insan sağlığının nasıl hiçe sa-yıldığını anlatıyor.

Gösterimin ardından yapılan konuş-mada, filmde aslında konuya Ergenehalkının hiç de yabancı olmadığına de-ğinildi. Trakya topraklarında da bugünemperyalist tekellerin daha fazla karetmesi için hiçbir önlem almadan fabri-kaların zehirlerini Ergene nehrine bo-şaltması sonucu kitlesel kanser vakalarıgörülüyor. Trakya’da bugün kanser yüz-de yüz artmış durumda.

Son olarak; bu sorunlara karşı çözü-mün Ergene Halk Meclisi’nde birleşerekmücadele etmek olduğu noktasında hem-fikir olundu. Örgütlü mücadele eden birhalkın karşısında hiçbir gücün durama-yacağı belirtilerek, yapılacak olan halktoplantısına katılım çağrısı yapılarakprogram iradi olarak sonlandırıldı.

Paris

Page 35: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

James CONNOLLY:1868’de doğdu. İrlanda Ulusal Kurtuluş

Mücadelesi’nin Marksist önderlerindendi.ISRP’nin (İrlanda Sosyalist CumhuriyetçiPartisi) kuruluşuna önderlik etti. İrlanda emek-çilerinin ilk silahlı örgütlenmelerinden biriolan İrlanda Yurttaş Ordusu’nun da kurucu-sudur. James Connolly, sendikalist görüşleri

de olmasına karşın, 1. emperyalistler arası paylaşım savaşıdöneminde savaşın devrimci bir savaşa dönüştürülmesindenyana tutum alarak devrimci cephede yer aldı.

1916 Nisan’ında Dublin’de başlatılan ayaklanmadaİngilizler tarafından ağır yaralı olarak ele geçirildi. Gizlibir duruşmayla yargılandı ve idama mahkum edildi. Kan-grene dönüşen yaraları nedeniyle ayakta duramaz haldeolduğu için bir koltuğa oturtularak kurşuna dizildi. 12Mayıs 1916; onun dünya halklarının mücadelesinde ölüm-süzleştiği tarihtir.

James Connolly

“Hedefimiz devrimdir, bu hedefe partimiz öncülüğündeulaşacağız.” Güler Zere

6 Mayıs - 12 Mayıs

Hasan OKUT,Renan ERİŞ,Müjdat ÇELİKYAY:

Müjdat 1957, Ha-san 1956, Renan1953 doğumluydu.Devrimciydiler. Fa-şizme karşı devrimin

saflarındaydılar. Bir yandan okuyor, çalışıyor ve halkınkavgasına omuz veriyorlardı. 9 Mayıs 1978ʼde okudukları İs-tanbul Yıldız Üniversitesi gece bölümünden birlikte çıkarken,faşistlerin kalleşçe pususunda katledildiler.

Hasan Okut Renan Eriş Müjdat Çelikyay

Ercan GÜNDOĞDU:1957 doğumluydu. DEV-GENÇ saflarında

kendini kısa sürede kabul ettirdi. Yöneticiyeteneklerinin gelişmesiyle birlikte DoğuKaradeniz sorumluluğunu aldı. Soğukkan-lılığı, mütevaziliği ve kitle çalışmasındakiyeteneği önemli özelliklerindendi. Bulunduğubölgede bir göreve giderken faşistlerin kur-

duğu bir pusu sonucu 6 Mayıs 1980’de şehit düştü.

Ercan Gündoğdu

Güler ZERE:1972 Elazığ doğumludur. Emekçi bir ailenin

çocuğu olarak büyüdü. 1992’de gerillaya ka-tıldı. 1995 Aralık’ında tutsak düştü. 2009’daElbistan Hapishanesi’nde kanser hastalığınayakalandı. Tedavisi yapılmadığı için hastalığıilerledi. Oligarşinin hasta tutsakları “sessizimha” politikalarına karşı Güler Zere ve hasta

tutsakların özgürlüğü için yürütülen bir kampanya sonucunda6 Kasım 2009ʼda tahliye edildi. 7 Mayıs 2010ʼda Küçükar-mutluʼda tedavisi sürerken şehit düştü.

Güler Zere

Sıla ABALAY:1 Ekim 1999’da Ardahan’da doğdu. 2

yaşındayken ailesi İstanbul’a göç etti. Li-sedeyken devrimcilerle tanıştı ve LiseliDev-Genç’li oldu. Genç yaşına rağmen kısasürede kendisini geliştirdi ve sorumluluklaraldı. Küçükçekmece’de kaldığı evde katilpolisler tarafından katledildi. Sıla, 6 Mayıs

2017 tarihinde şehit düştü.

Sıla Abalay

Ali Haydar ŞAHİN:12 Mayıs 1987’de şehit düştü.

Ali Haydar Şahin

Serap ŞİMŞEK:O bir Dev-Genç’liydi. Mahirlerin yolundaydı.

Liselilerin örgütlenmesi içindeydi. HaydarpaşaTeknik Öğretmen Okulu’nda 6 Mayıs 1980’deDeniz’ler için düzenlenen bir anmada jandar-manın açtığı ateş sonucu katledildi. 1963 do-ğumluydu.Serap Şimşek

Deniz GEZMİŞ,Hüseyin İNAN,Yusuf ASLAN:6 Mayıs 1972ʼde

Ankaraʼda idam edi-len İnan, Gezmiş veAslan, 1960ʼlarınsonlarında gelişen

mücadelenin içinde yer alan, önder nitelikleriyle öne çıkandevrimcilerdi. Bu mücadele içinde önlerine devrim hedefinikoyduklarında, devrimi gerçekleştirmek için gençlik örgütlen-mesinin ötesine geçerek, devrimci bir cüretle Türkiye HalkKurtuluş Ordusuʼnu oluşturup silahlı mücadeleye başladılar.12 Mart cuntası koşullarında tutsak düştüler.

Mahir Çayan ve yoldaşları, onların idam edilmesini önlemekiçin Ünye Radar Üssü’ndeki üç İngiliz ajanını kaçırıp bu eylemiçinde Kızıldereʼde şehit düşerken; Deniz, Yusuf ve Hüseyin de6 Mayıs 1972ʼde Ankara Merkez Kapalı Cezaevi avlusundaidam edildiler. Üç devrimci, darağaçlarında son nefeslerindehalkın kurtuluş mücadelesine bağlılıklarını ve inançlarını haykı-rırken, tarihe şu çağrıyı bıraktılar: “Bütün Yurtseverler: Şerefsizyaşamaktansa şerefle ölmek, yalvarmak yerine zora başvurmak,başkasına değil kendine ve kendin gibi olanlara güvenmek,nerede ve nasıl olursa olsun, hainlere boyun eğmemek parola-mızdır.” Bugün Marksist-Leninistlerin önderliğindeki anti-em-peryalist, anti-oligarşik mücadelede, onların çağrısına verilentek devrimci cevap olmaya devam ediyoruz.

Deniz Gezmiş Hüseyin İnan Yusuf Aslan

Page 36: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Özel Harekat Birlikleri Denilen Ölüm Mangaları Lağ-vedilmeli, Halka Yönelik Katliamlara Son Verilmelidir!

Sıla Abalay, “Teröristti, Canlı Bombaydı, Taş Atı-yordu” Denilerek Katledilen İlk Halk Çocuğu Değil;Ama Son Olsun!

Sıla ABALAY, 16 yaşında hapishanelerle tanışmışbir genciydi bu ülkenin. Oysa gerek UluslararasıÇocuk Hakları Sözleşmesi, ilgili protokol ve ilkeler,

gerekse bu sözleşme ve ilkeler esas alınarak ülkemizde yü-rürlükte bulunan Çocuk Koruma Kanunu, yani bir bütünolarak hukuk sistemi, çocukların tutuklanmasını ancak enson başvurulacak tedbir olarak öngörmekte, çocuklarıntutuksuz yargılamalarını esas almaktadır.

Bu açık gerekliliğe rağmen 16 yaşında tu-tuklanan Sıla ABALAY tutuklanmayı gerekti-recek hiçbir iddia ve delil bulunmamasınarağmen, basın açıklamasına katıldığı, dü-şündüğü ve konuştuğu için propagandayaptığı gerekçesiyle tutuklanmıştır.

Bedenine aldığı kurşunlar gencecikbedeninin tanıştığı ilk adaletsizlik değildiO’nun. Tecrit edildi, işkence gördü, ada-letsizliği tanıdı. Bu adaletsizliklere karşıhaftalar boyu açlık grevi yaptı. Erkendi amagerçekti yaşadıkları. Bir an bile gülümsemesinieksik etmedi yüzünden. Bir an bile umutsuzluğadüşmedi.

Önce örgütün en üst düzey isminin düzenlenenoperasyonda ölü olarak ele geçirildiği haberi, bir İstanbulpolisi kahramanlık hikâyesi olarak servis edildi. Oysa ardıardına gelen kurşunların hedefi, tanınan bir isimdi. Halkımızonu gencecik yaşında Berkin ile ilgili bir eylemden ötürü tu-tuklanmış olmasından tanıyordu. Üstünün kapatılamayacağıanlaşılınca bu haberden döndüler. Bu sefer de hücre evinebaskın yapıldığı ve çatışma yaşandığı haberi öne çıkarıldı.Oysa bahsedilen ev 7 yıldır aynı yerde yaşayan bir ailenineviydi ve gözaltına alınan bir baba oğul idi.

Sonra “kızını örgütten kurtaramayan baba haberleri” yapmayabaşladılar. Sonra devlete yakın haber ajanslarından biri asılhedefin 25 yıldır aranan bir TİKKO üyesi olduğu haberiniçıkardı. Oysa bahsettikleri Rauf Erdem, 19 yıldır hapishanedebulunduktan sonra iki ay önce tahliye edilen, ortalıkta olan birkişiydi. Ve bahsedildiği gibi TİKKO örgütünden değil DirenişHareketi’ni davasından hapishanede bulunuyordu.

Ama ne yaptılarsa yalancı çoban hikâyesinin üstünü ka-patamadılar. Çünkü bu ilk değildi.

“IŞID üyelerine yapılan operasyon” diye lanse edip GünayÖzarslan’ı katlettikleri olay o kadar tazeydi ki hafızalarda.Bütün kurşunlar Günay Özarslan’ın bulunduğu pencereninönüne doğru atıldığı ve aksi yönde hiçbir atış bulunmadığıhalde Günay Özarslan’ı önce canlı bomba ilan etmişler sonrada çatışma çıktı demişlerdi. Oysa ne Günay canlı bombaydı,ne bulunduğu ev hücre eviydi ne de Günay’ın bulunduğuyerden bir tek kurşun atılabilmişti.

Dilek Doğan’ı Armutlu’da kendi evinde vurduklarında önce

“canlı bombaydı” dediler, sonra “abisi vurdu” dediler. “Arbedeçıktı” dediler. Ancak daha sonra ortaya çıkan görüntüler DilekDoğan’ın bir katil özel harekâtçı tarafından nasıl bilerek kat-ledildiğini gösteriyordu. Katil öyle soğukkanlıydı ki çocuğunuvurduğu annenin feryadına ve infialine “kelepçe takın” diyerekkarşılık veriyordu.

Gazi Mahallesi’nde önce Yürüyüş muhabiri Ebru Yeşilırmak’ıvuruyor sonra da terörist ilan ediyorlardı. Gerekçe “dur dedikdurmadı” oluyordu. Sonra bir doğum günü kutlamasındandönen gencecik üç çocuk, kurşun yağmuruna tutuluyor. İkisican verirken bir kişi kurşun yağmurundan sağ çıkıyordu.Suçları ehliyetleri olmadığı için panik olup kaçmalarıydı. ErdalEkinci ve isimleri bize ulaşmayan fakat polisin yaraladığıhalk çocuklarının haberleri geliyor büromuza. Sokak ortasındakeyfi biçimde halktan insanları durdurup, durmak istemeyenleredoğrudan ve duraksamaksızın ateş etme yetkisi verilmiş

katiller, yeni katliamlara hazırlanıyorlar.Tam 1 yıl önce yine GAZİ Mahallesi’ndePınar Gemsiz isminde bir anne evinin içinde

çocuğunun beşiğine eğildiğinde göğsündenvuruluyordu. Açıklama yine aynıydı; “Te-röristler Ateş Etti”. Ne tesadüf ise buolaylar hep Gazi, Okmeydanı, ArmutluMahallesi’nde oluyordu. Polis, lüks araç-lara binen, dur ihtarına uymayan zenginçocuklarını vurmaya kalkmıyor, BağdatCaddesi’nde araba yarıştıranları öldür-

müyordu.Katil polis dur durak bilmiyordu. Silopi’de

evlerinde uyuyan hiçbir şeyden habersiz ikiçocuk evlerine zırhlı polis panzerinin girmesi

ile ezilerek can veriyordu. Çünkü burası Kürdis-tan’dı. “Mayın patladı, kaza oldu, teröristler vurdu,

taş atıyordu” diye öldürülen ne ilk çocuktu onlar, ne de buyalanlar sondu. İşte bu yüzden Sıla Abalay’ın gülen yüzününsoldurulması için uydurulacak bütün hikayeler şimdiden inanılırolmaktan uzaktır. En son çıkan haberlerde ise Sıla’nın 11suçtan arandığı servis ediliyor, ne kadar öldürülmeyi hak ettiğidüşüncesi yaratılmaya çalışılıyor. Üç değil, beş hikaye anlatsalarda gerçek tektir. O da özel harekât, polis ve benzeri eli kanlı“kadro”ların, halk çocuklarını, halkı korkuyla ve çaresizlikleteslim almak için teker teker katlettikleri gerçeğidir. UğurKaymaz, Enis Ata, Berkin Elvan, Günay Özarslan, PınarGemsiz, Yılmaz Öztürk, Dilek Doğan, Uğur Kurt, Muhammetve Furkan Yıldırım, Kemal Kurkut, Sıla Abalay…

Özel harekât adı verilen bu ölüm harekâtı birlikleri lağve-dilmelidir. Çünkü onların tek özelliği katliamcılıktır. Bu kadarrahat bir biçimde katletme gücünü ve rahatlığını AKP iktida-rından, yargıdan ve bizim sessizliğimizden almaktadırlar. Buölüm mangalarının bizim kapımıza dayanmadan, katliamlarınkarşısına dikilmeli ve mücadeleyi büyütmeliyiz.

(Halkın Hukuk Bürosu, Açıklama No: 535, 10 Mayıs 2017)

Sıla Abalay’ın katledilmesine ilişkin Halkın HukukBürosu tarafından yapılan açıklamadan:

Anıları Mirasımız

Hüseyin SOYUUĞUR:12 Eylül'ün apolitikleştiremediği gençle-

rimizden biriydi. Tüm baskılara rağmen dev-rimcilerin yanında saf tuttu. Yeni Çözümdergisi okuru olan Hüseyin, ODTÜ yurdundageçirdiği rahatsızlık sonucu 11 Mayıs 1987’dearamızdan ayrıldı.Hüseyin Soyuuğur

Page 37: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

Devrimci bilincin ortaya çıkması içinöncelikle öğrenmeye önem vermeliyiz.Öğrenmek tek başına okumak değildir.Okumak, yazmak, araştırmak, sormak,

gözlemlemek, dinlemek, konuşmak, düşünmek,karşılaştırmalar yapmak, denemek,

eski deneyleri incelemek, yeni denemeleryapmak ve daha pek çok öğrenme biçimi ve

yöntemi vardır. Sadece bir iki yöntemebağlı kalarak öğrenemeyiz.Ya da az ve sınırlı öğreniriz.

Bir devrimcininöğrenemeyeceği-bilemeyeceği şey yoktur.Diyalektik Materyalizm bunun bilimidir.

Yani devrimcinin öğrenmesinin,çözümlemesinin ve pratiğe geçirmenin bilimidir.

Öğrenmek yapmaktır.Yapılmayan hiçbir şey

bilince çıkarılmış sayılmaz.Bu nedenle de öğrendiklerimizi

pratiğe geçirmenin, devrimci eğitimintemeli olduğunu unutmamalıyız.

Page 38: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

İşçi Hareketi Özel Bölümü

www.yuruyus-info.org

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 116

28 Nisan 2019Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

yu

ruy

us

.biz

@g

ma

il.c

om

ww

w.y

uru

yu

s-i

nfo

.org

Page 39: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

DEVRİMCİ İŞÇİ TÜRKAN ALBAYRAK;İŞİNİ GERİ ALMAK İÇİN DİRENİYOR,

DİRENENLEREDESTEĞİYLE GÜÇ TAŞIYOR,İŞÇİLERİ SAHİPLENMEYEN

DİSK’TEN HESAP SORUYOR!TÜRKAN ALBAYRAK ONURUMUZDUR!

Page 40: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

1 MAYIS BİRLİK, MÜCADELE ve KAVGAMIZI BÜYÜTME GÜNÜDÜR1 MAYIS’TA 1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM!

İşçi haklarına yönelik saldırıla-rın, işçi katliamlarının, hakgasplarının, sömürünün ve

baskının en ağır olduğu bir yılda 1Mayıs’ı kutlayacağız. 1 Mayıs, Birlik,Dayanışma ve Mücadele günü olarakkendini tarihe yazdırmıştır. Ancak 1Mayıs dediğimizde en çok ön planaçıkan şey mücadele günü olduğudur.Bugün, 1 Mayıs yasal tatil günüolarak ilan edilmişse bu, ödenenonlarca bedelin ve 1 Mayıs şehit-lerinin sayesindedir.

Faşizm, ne dün ne bugün hakla-rımızı bize vermedi. Biz her hakkımızısöke söke aldık.

Faşizm ise, kazandığımız haklarımızı geri alabilmek,itiraz etmeksizin sömürüyü devam ettirebilmek içinsaldırılara devam etmektedir, edecektir.

Halka, tarihe, haklarımıza, yarattığımız değerlerekarşı sorumluluk duyan herkesin yapması gereken,faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek, yasaklananalanlara karşı tavizsiz, kararlı bir mücadele yürüterekalanlarımızı onlara bırakmamaktır.

Taksim 1 Mayıs alanıdır, bu alan tarihsel ve siyasalolarak kazanılmıştır. Taksim’i halka, işçilere, yoksullarakapatmak AKP’nin baskı ve korku politikasının deva-mıdır.

Haklarımızı ya da alanlarımızı kazanmak için ko-şulların değişmesini beklemek, günü kurtaracak poli-tikalar belirlemek, faşizm karşısında bedel ödemeyigöze almayıp bunun teorisini yapmak ileride verece-ğimiz bedellerin daha ağır olması demektir.

Faşizm, sınıf bilinci ile donanıp örgütlüğünü bü-yüttüğünde zayıflayacaktır. Faşizm, iktidar ve sınıfbilinci ile donanmamış, örgütsüz halk karşısındagücünü korur ve saldırılarını artırmaya devam eder.

Bu nedenle yasaklanan alanlara çıkmakta ısraretmek, geri adım atılmayacağını göstermek, ne pa-hasına olursa olsun yasaklara direnmek tarihsel,siyasal, ahlaki bir sorumluluktur.

DİSK, KESK, TMMOB, TTBTaksim İçin Nasıl Bir Sorum-luluk İle Hareket Ediyor?

DİSK, KESK, TMMOB, TTB10 Nisan günü ortak bir açıklamayaparak; 1 Mayıs için halkı alan-lara çağırdılar. 1 Mayıs’ı neredekutlayacaklarını açıklamayarakTaksim için Valiliğe başvuru yap-tıklarını söylediler. Açıklamanın

yapılış tarzından Taksim konusundaısrar etmeyeceklerini de anlamış olu-yoruz. Valilik izin vermediği durumda,Taksim’de değil izin verilen yerde 1Mayıs kutlanacaktır.

Yaptıkları açıklamada; “1 MayısUluslararası Birlik, Mücadele ve Da-yanışma gününde Taksim alanındaolmak, tarihi ve ahlaki olduğu kadar,hukuki açıdan da hakkımızdır. İnsanHakları Avrupa Mahkemesi’nin veulusal mahkemelerin çok sayıda ka-rarı Taksim Meydanı’nda 1 Mayıskutlamanın bizler açısından bir hakve görev olduğunu tescil etmiş, ancak

mahkeme kararlarını yok sayan idare tarafından buhakkımız defalarca gasp edilerek suç işlenmiştir.”deniyor.

AKP alanlarımızı gasp ederek suç işliyor, doğrudur.Peki, AKP’nin yasaklarına, suçlarına, gasplarına karşıdirenmeyenler suç işlemiyor mu? Tarihi, ahlaki ve hu-kuki olan hakkımızı nasıl korumayı düşünüyor DİSK-KESK-TMMOB-TTB?

Hakkımız olana nasıl sahip çıkacaksınız? AKP hak-kımız olanı yok sayıyor! Bunun karşısında ne yapıla-caktır? AKP izin vermedi diye vaz mı geçeceksiniz?İzin verilmediğinde vazgeçeceksek, haklarımızınasıl kazanacağız?

Alanlarımızdan vazgeçmek, mücadeleden vaz-geçmektir. AKP’nin işçilere, emekçilere, yoksullarayönelik saldırısı devam ediyor, Kıdem tazminatı işçilereyönelik en büyük saldırılardan bir tanesi olarak gün-demde. Tarihi, hukuki, ahlaki hakkımız olarak ilan et-tiğimiz Taksim’den geri adım atanlar saldırılar karşısındadirenecek mi? TTB sağlık politikalarına karşı direnecekmi?

Kavga günümüzü kutlamayı, emperyalizmin, devletinsınırlarına bıraktığımız noktada saldırılar karşısındadireneceklerini söylemek pek gerçekçi değildir. “Biz1 Mayıs 2019 bileşenleri olarak tüm yetkilileri akla,hukuka, tarihe, işçi sınıfına ve İstanbul’a saygı

duymaya davet ediyoruz.” diyor-lar.

AKP’nin işçilere saygı duy-madığı kesin. Ancak saygıyı ya-ratan direnişin kendisidir. Say-gıyı kazanmak için ne olursa ol-sun kanla yazılan alanlarımızdanvazgeçmemek gerekir. DİSK-KESK-TMMOB-TTB bu saygıyıyaratabilecekler mi? Direnmeye-

Sayı: 116 28 Nisan 2019

442

Page 41: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Tarih,13 Mayıs2014’ü göster-diğinde 301 ma-

den işçisi kara elmas di-yarından birisi olan SO-MA’da aç gözlü zengin-lerin sefası uğruna toprakaltında kaldılar. 432 çocukda yetim kaldı.

Yapılan yargılama so-nunda 301 işçinin katil-lerinden Alp Gürkan be-raat ederken, sadece15 yıl hapis cezası ilecezalandırılan Can Gür-kan her bir işçi için sa-dece 5 gün yatarak İstinaf mahkemesi tarafındantahliye edildi geçtiğimiz hafta. Sadece tahliye edilmeklekalmadı, şirketin 3 yıl maden işletmeme cezası kararıda kaldırıldı.

Aileler ve avukatları, İstinaf Mahkemesi’nin (İzmirBölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesi) duruşmagünü belirlemesini bekliyorlardı. Türkiye tarihinin enbüyük işçi katliamı dosyasında, İstinaf Mahkemesiduruşma açma gereği dahi duymadı.

Dava dosyasının sadece gerekçeli kararı yaklaşıkaltı bin sayfa olan dosyanın dijital kopyasının 2 TB’danfazla olduğu dosyayı üç ay gibi kısa bir süre içinde in-celemiş, mağdurları, avukatların ne diyeceğini dinlemedenkarar vermiştir.

cek, yasaklamaya karşı “Meydanlarda olmak gerekir”diyerek Valiliğin göstereceği alana gidip, polisin çizdiğisınırlar içerisinde 1 Mayıs kutlamalarını yapacaklar.

Oysa 1 Mayıs sınıf kinimizi, mücadeledeki kararlı-lığımızı ortaya koyduğumuz, birlik ve dayanışmayıbüyüttüğümüz bir gün olmalıdır. Polisin çizeceğisınırlar içerisinde siz bunu yapamazsınız.

Sömürünün, katliamın, baskının hesabını sor-duğumuz, tarihsel bir miras ile içini doldurmayaçalıştığımız 1 Mayıslar, polisin çizeceği sınırlariçinde kutlanamaz. Bu gün kavga günümüz ol-maktan çıkar.

Bu yıl 1 Mayıs’ı, katledilen binlerce işçinin, Soma’nın,Ermenek’in, gasp edilmeye çalışılan kıdem tazmina-tının, hakkı çalınan taşeron işçilerin, açığa alınanbinlerce KHK mağdurunun, tutuklanan yüzlerce dev-rimcinin, gazetecinin, aydının, öğrencinin, işi emeğiiçin direnen işçinin, adaletsizliklere mahkum edilenhalkımızın öfkesi ile kutlamalı ve hesap sormalıyız.

Biriken binlerce adaletsizliğin ve öfkenin vücutbulmuş hali olmalıdır. Bu nedenle TAKSİM’denvazgeçilmesi değil Taksim’de daha çok ısrar edil-mesi gerekir.

Bu ısrar mücadelede kararlılıktır.

Bu ısrar hak alma bilincidir.

Bu ısrar faşizme karşı birliği örgütlemektir.

Bu ısrar saldırılara barikat kurmanın yoludur.

Bu nedenle emekçiler, memurlar, aydınlar,işçiler bir bütün olarak halkımız “TAKSİM Meyda-nı’nda buluşmalıyız” diyoruz.

SOMA KATLİAMINSORUMLULARINDAN BİRİSİ

TAHLİYE EDİLDİDEVLET PATRONLARI

ÖDÜLLENDİRMEYEDEVAM EDİYOR!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA41

Page 42: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Teknik birçok bilgi içeren dava dosyasının 3 aygibi kısa bir sürede incelenmiş olmasının mümkünolmasına kimse inanamaz. Üstelik, istinaf mahkeme-sinin elindeki tek dosya da bu dosya değildir.

Bu kadar kısa sürede karar vermiş olmalarının birtek gerekçesi vardır, patronları Can Gürkan’ın yar-gılanıyor olmasıdır. 301 kişinin katilini tahliye ede-bilmek için dosya incelenmeden dosya kararabağlanmış, onaylanmıştır.

Bu ülkede, devletin işlediği suçlar ile patronlarınsuçları her zaman aklanmıştır. Aklanmaya devamediliyor. Bu tür davalarda hep aynı şeyi görürüz.Soma katliamı davasında da savcı defalarca değişmiş,mahkemeyi baştan beri yürüten heyet karar aşama-sına geldiğinde birden değişmiştir.

Ermenek maden katliamını aklayan hakim, ver-diği karardan sonra SOMA davasına atanmıştır.Soma katillerinden en büyük patron ve diğer yönetimkurulu üyeleri beraat ettiler.

İlk elden tutuklananlar ceza aldı ve tutuklulukhalleri devam ediyor. Sorumluluk ve yetkileri cezaalanlarla bire bir aynı, sadece sorumluluk dönemlerifarklı olan tutuklanmayan genel müdür ve üstdüzey yöneticiler beraat ettiler.

Soma katliam davası, büyük bir mücadele ve ısrarile açıldı. Aileler ve avukatlar sorumluların cezalandı-rılması, gerçeklerin ortaya çıkması, delillerin karartıl-masını engellemek için ne gerekiyorsa yaptılar.Davanın önemli avukatlarından Selçuk Kozağaçlı,sadece mahkeme salonunda değil, ailelerin adaletmücadelesinin de yanındaydı.

Soruşturma aşamasında Selçuk Kozağaçlı veÇHD’li avukatlar gözaltına alındılar, Selçuk Kozağaç-lı’nın kolunu kırdılar.

Karar aşamasında ise Av. Selçuk Kozağaçlı tu-tuklandı. Gerçek bir yargılama yapılmadan 11 yıl3 ay ceza verildi. Soma katliamı için mücadeleeden Semiha Eyilik, 15 yıl ceza aldı.

İşçi katliamlarında mahkemelerin patronları yenikatliamlar için nasıl teşvik ettiğini gösteren, birkaçörnek vereceğiz.

- İstanbul Mecidiyeköy’deki Torun Center inşaatında10 işçinin yaşamını yitirdiği katliamda mahkemeheyeti, verdiği 9 sanığa 8 yıl 4’er ay hapis cezasını,60 bin 800’er lira adli para cezasına çevirmişti. 16sanık ise beraat etmişti.

- TTK Kozlu Müessesesi’ne bağlı maden ocağında7 Ocak 2013’te 8 maden işçisinin hayatını kaybettiği,7 işçinin yaralandığı katliamda mahkeme kararını 17Nisan 2019’da vermişti. Sanıklardan üçü 8’er yıl 4 ayhapis cezasına çarptırıldı. Mahkemeye bile gelmeyensanıklara iyi hal indirimi yapıldı. İki sanık hakkında4’er yıl hapis cezası verildi, para cezasına çevrildi.

- İzmir’in Bornova ilçesinde 13 Ekim 2016’da ya-şanan iş cinayetinde yaşamını yitiren 3 işçi için açılandavada şirket sahibi Serdar Özkan ile iskele şirketininsahibi Şahin Karakuş ve iskeleyi kuran Edip Şahinyargılanıyordu. Mahkeme 19.04.2019’da verdiği ka-rarda patrona 6 yıl ceza verirken, iskeleyi kuran veprojesini onaylayanlara ise ceza vermedi.

- Davutpaşa’da 31 Ocak 2008 tarihinde 21 işçininhayatını kaybettiği, 115 kişinin de yaralandığı maytapatölyesi patlamasına ilişkin Yargıtay’ın bozma kararınınardından 4 sanık yönünden yeniden görülen davada17 Ocak 2019’da karar açıklanmıştı. 2 sanık “İhmalsuretiyle görevi kötüye kullanma” suçundan 10’ar ayhapis cezasına çarptırıldı. 2 sanık ise ‘Görevi kötüyekullanma” suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı.Verilen cezalar ertelendi.

Bunlar yakın zamanda verilen örneklerdir. Israrlatakip edilen, toplu katliam davalarında patronlar çokaz ceza ile cezalandırılırken; her gün değişik nedenlerleölen işçilerden sorumlu olanlar yargılanmıyor, oölümler takdiri ilah olarak kabul ediliyor.

İşçilere, yoksullara ve halk çocuklarına yönelik iş-lenen suçlarda adaletin yargı eliyle gelmeyeceğiniartık çok iyi biliyoruz. Adalet sadece halkın örgütlümücadelesi ile elde edilebilecektir. Adaletsizliğeuğrayan kim varsa onlarla yan yana durarak, halkınher kesimine yönelik yapılan adaletsizliğe karşı mü-cadele ederek bu zulmü yenebilir, bize reva görülenbu kaderi tersine çevirebiliriz.

Halka karşı işlenen suçlar cezasız kalamaz.Kalmayacak, hesabını soracağız!

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 440

Page 43: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

DDEVRİMCİ İŞÇİLER DEĞİL,HALKIN EMEĞİNİ SÖMÜRÜP KATLEDENLER CEZALANDIRILSIN!

16/01/2019 tarihinde, bir yıldan uzun süredirtutuklu olan Devrimci işçilerin duruşmalarıgörüldü ve haklarında 10-15 yıla varan hapis

cezaları verildi. İşçiler 18/12/2017 tarihinde gözaltınaalınıp devamında tutuklanmışlardı. Çıkarıldıklarımahkemenin son duruşmasında da, yaptıklarınıanlatıp, haklılıklarını savundular.

Yargılanan işçilerden Semiha Eyilik, suçlamalarakarşı şöyle cevap vermişti: “Devrimci İşçi Hareketi’ndenolmak suç olamaz. Devrimci İşçi Hareketi, işçilerinhakkı için meşru mücadele eden bir yapılanma. Bunuilk savunmamda da anlattım. Siz Devrimci İşçi Hare-keti’nin işçileri ayaklandıracağından korkuyorsunuz;çünkü ülkemizde yaşanan ekonomik kriz var ve sürekliderinleşmekte.

Yetkililer, yetkili olarak tanımlanan birçok kurumunTürkiye’de ekonomik büyüme verileri açıklamalarınabaktığımızda, bu yılların çok fazla işsiz üreteceğiortada. Yani 2019-2020 işsizler ordusu yaratacakbu ülkede. Bu da demek oluyor ki işçiler bu yıllarınçok fazla, bu yıllarda çok fazla işçi ücreti, işsizüretecek ve işçiler ayaklanacak. Bu demek oluyor kiişçiler kaybettikçe direnecek, siz ondan korkuyorsunuz.Devrimci İşçi Hareketi’nin de bu işçilerin yanında ol-masından korkuyorsunuz.

Devrimci İşçi Hareketi ben olmasam da olsam daişten atılan, işten atıldığı için eylem yapan işçiyedestek veriyor, verecek de. Devrimci İşçi Hareketi,çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden işçininyanında olduğu için korkuyorsunuz. Burada 2000işçinin katledildiği ülkede yine bir işçinin yaşamasıiçin belirlenen 2020 TL’lik asgari ücret ile 5 kişinin ya-şaması istenilen ülkede işçiler ayaklanacaktır. Halkaküfreden bir firmada çalışan işçiler yaşam koşullarındanşikayet ediyor ve ölüyorlar.

Buna da birileri çıkıp “Ekmek parasını kazanmakistiyorsa işçiler ölümü göze alacaklar.” diyorsa işçilertabiî ki ayaklanacaklardır. 13 aydır tutukluyum. Bentutuklanmadan, tutuklandıktan sonra binlerce işçieylem yaptı ve yapıyor. Devrimci İşçi Hareketi debunların birçoğuna destek açıklamaları yapıyor, ya-pacak. Konu işçiler ve haksızlığa uğrayanlara destekverenler olunca mahkemeler ya dava açıyor ya dadevrimciler tutuklanıyor.

Bu halkın “A..a koyacağım.” diyenlere dava açıldığınıise hiç duymuyoruz. Binlerce katledilen işçilerin işyerlerine davaları duyuyoruz. Ölen, katledilen işçilerinsorumlu tutulduğu mahkeme kararlarını duyuyoruz.Gazeteleri açıp bir bakın, mahkemelerinizin adaletinasıl işliyor? Her gün mutlaka olumsuz bir haberlekarşılaşacaksınız. Adam öldürenler, ahlaksızlık ah-laksızlar, uyuşturucu tacirleri ya beraat etmiş ya datahliye olmuş; devrimciler, demokratlar, ilericiler, işçilerise ya gözaltında ya tutuklanmış.

Daha birkaç gün önce gazetelere yansıyan ha-

berlerden bir tanesi IŞİD yöneticisi olduğu için veyaeylemcisi olduğu için başına bir Türkiye’nin 1 Milyon500 bin TL ödül koyduğu kadın yakalanmış; ama ser-best bırakılmış. Ben ise DİH adına direnen işçiyedestek vermişim, ODTÜ’de işçilere “Hakkınıza sahipçıkın.” demişim ve fotoğraf çekmişim, bunun için13 aydır tutukluyum. Adalet böyle olmamalı. Kendiadaletinizden korkun Sayın Heyet.

Ben sosyalist bir insanım. İşçi haklarını savunuyorum.Birileri işçilere her gün saldırıyor. Bir lokmayı boğazlarınadiziyorsa, milyonların üstünden haksız kazanç eldeediyor, sömürüyorsa buna susamam. Bunu adaletli bu-lamam. Adalet değildir bu... Kemal GÜN’ün oğlununkemiklerini aldığı için yargılamasına susamam. İşte sizde bizi tüm bunlar için tutukladınız.

Türkiye, dünyada uyuşturucu kaçakçılığında ilk 2sırada. Fuhuşta Avrupa’da 1. sırada ve uyuşturucudaAvrupa’da 1. ülkeyiz. Ankara polisi gerçekten bir işyapmak istiyorsa, çocuklarımız kapılarımızın önündebonzaiden ölüyor, onların peşine düşsünler. Onlarşöyle çalışıyorlar; uyuşturucu kaçakçılığı veya uyuş-turucu olunca, teşvik ediyorlar. “2 torbacı getir.” banadiyor baronlarına ve arkasından da onlara diyor ki;“işini rahat rahat yap, sen de nemalan ben de nema-lanayım; ama iş devrimcilere gelince; “Tutuklatalım,tutuklansınlar, ömürleri hapiste geçsin. Bu böyle ol-mamalı…’’ dedi.

Ve bir yıldan uzun süredir tutuklu olan, SemihaEyilik yöneticilik suçlaması ile 15 yıl, Damla Türk-yılmaz ve Belgin Aydın örgüt üyeliği suçlamasıile 7 buçuk yıl ceza aldılar. Kadın katillerine, teca-vüzcülere, işçilerin kanından beslenenlere, uyuşturucusatıcılarına kravat taktığı için uygulanan takdiri indirimarkadaşlarımıza uygulanmadı.

Haklarında verilen cezanın gerekçesi ise; işçileri ör-gütlemek, Nuriye-Semih eylemlerine katılmak, 8 MartDünya Emekçi Günü etkinliklerine katılmaktı. Bu nedenlearkadaşlarımız yıllarca hapse mahkum edildiler.

Hatırlayalım; Soma Katliamı’nın sorumluları, 301maden işçisinin katili, Can Gürkan taksirle ölüme nedenolmaktan 15 yıl hapis cezası alıp tahliye olmuş, holdingbaşkanı Alp Gürkan da beraat etmişti. SemihaEyilik ise katliamdan sonra Soma’ya gittiği için15 yıl ceza aldı.

Hatırlayalım; Mecidiyeköy’de Torun Center inşaa-tında 10 işçinin katledilmesine ilişkin davada dokuzsanık, sekiz yıl dört ay hapis cezasına çarptırıldı.Dahası mahkeme, bu sekiz yıl dört ay hapis cezasınıda, ‘sanıkların suçu taksirle işlemeleri ve tali kusurluolmaları’ gerekçesiyle günlüğü 20 liradan 60’ar bin800’er lira adli para cezasına çevirdi. Patronlar iseyargılanmadı bile…

Düzenin adaleti sadece patronlar için, bizim içindeğil. O halde kan emici patronlara, adaletsiz mah-kemelere karşı birleşelim, direnelim, kazanalım!

Emperyalizme ve Oligarşiye Karşı Yürüyüş

ADALET İÇİN 1 MAYIS’TA39

Page 44: SOMA A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANI, KATİL CAN ...yuruyus.biz/pdf/pdf/EOKY116.pdfYenilmez: Soru ve cevaplarla müzik ve türkülerimiz 25 Gizlilik adaletin bittiği yerde başlar-8

Kıraç'ta "İşçi Haklarımızı Biliyor Muyuz?"Paneli Yapıldı

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ’NDEN...Türkan Albayrak Direnişine Devam Ediyor

İşi ve emeği için direnenTürkan Albayrak, direnişinin232. gününde Büyükdere ÇelikGülersoy Parkı’ndaydı. Artı TVprogramcısı Dilek Dindar isedirenişini ziyaret ederek ken-disiyle röportaj yaptı.

Türkan Albayrak, bir yandanAKP faşizmine direniyor, poli-sinin işkencesine uğruyor.

Bir yandan, DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Kon-federasyonu) tarafından sahiplenilmediği için haftanınbir günü de direnişini DİSK binasına taşıdı.

Türkan Albayrak, devrimci bir işçi olmanın sorum-luluğuyla, başka direnişçilere destek oluyor. İşçilerindirenişlerinin büyümesi için emek veriyor, direnişçilericesaretlendiriyor.

Çünkü O, aynı zamanda Direnişler Meclisi’nin birüyesi. Bütün direnişleri, Direnişler Meclisi altında top-lanmasını sağlamaya çalışıyor.

“Evimde oturarak çürümek istemiyorum” diyerekalana düzenli olarak çıkmaya devam ediyor. DirenenTürkan Albayrak Kazanacak!

Soma'da 2014 yılında 301 madencininkatledildiği madenci katliamının sorum-lularından Can Gürkan tahliye edildi. So-malı madencilerin avukatlığını yapan hal-kın avukatlarına yüzlerce yıla varan cezalarverilirken maden sahibine ödül gibi cezaverilerek tahliye edildi.

Geçen aylarda da Somalı diğer maden-ciler ölmesin diye mücadele eden devrim-cilere 15 yıla varan cezalar verilmişti.

Can Gürkan’ın tahliye edilmesi bir kezdaha göstermiştir ki bu mahkemelerdenhalk için adalet çıkmayacaktır. Mahkemelerpatronları korurken madenci ailelerinede buna razı olun demiştir.

Hayır, böylesi bir adaletsizliğe razı de-ğiliz. Her gün madenlerde ölmeye ve ölü-lerimizin yerin yedi kat dibinde kalmasınarazı değiliz. Patronların ödül gibi cezalarlaortalıkta elini kolunu sallayarak gezmesinerazı değiliz.

DEVRİMCİ İŞÇİ HAREKETİ’nden Açıklama:Soma’da Katledilen İşçilerin HesabınıSoracağız!

Adana İşçi Meclisi TarafındanTürkan Albayrak’la Dayanışma Pullaması

İstanbul’daSarıyer İlçe Sağ-lık Müdürlü-ğü’ndeki “Gü-venlik Soruştur-ması” ve “ArşivAraştırması”g e re k ç e s i y l eişinden atılanTürkan Albay-rak için Ada-na’da 20 Ni-san’da İşçi Meclisi pullama çalışması yaptı.

Adana Şakirpaşa Ova, Hadırlı ve Mıdık ma-hallerinde 50 adet pullama yapıştırıldı.

Devrimci İşçi Hareketi, Direnen Türkan Al-bayrak’ın sesini tüm Anadolu’ya yaymak içinçalışmalarını sürdürüyor.

Sayı: 116 28 Nisan 2019

1 MAYIS ALANI TAKSİM’DE BİRLEŞELİM! 38