reportturk e dergİ nİsan 2013 sayisi
DESCRIPTION
İŞ DÜNYASININ KURUMSAL KIYMETLER E-DERGİSİTRANSCRIPT
AbdullahSarıkuzu
ED
İT
ÖR
DE
N
Nisan sayımızda yine dopdolu bir REPORTTURK ile karşınızdayız. Bu ay kapağı-mıza İtibar Atölyesi tarafından 24 Nisan’da gerçekleştirilecek Kurumsal Sosyal Sorumluluk konferansını taşıdık. “Kurumsal İtibar Yönetimi” çalışmalarının hayata geçirilmesi ve “Kurumsal Vatandaşlığın” sergilenmesinde, kurum ve markaların son yıllarda başvurduğu en önemli kanallarından biri kabul edilen “Kurumsal Sos-yal Sorumluluk” (KSS) kavramı, 24 Nisan’da İtibar Atölyesi tarafından düzenlenen “Romantizmden Gerçeğe Kurumsal Sosyal Sorumluk Konferansı”nda tartışılacakİş hayatı, sosyal ve kültürel yaşam, kurumlar ve sektörler özelinde yapılan araştırma ve sektör raporlarına da sayfalarında yer veren REPORTTURK’ün bu ayki sayısında siyaset ve iş dünyasındaki liderler mercek altına alındı. En güvenilen siyasi lider, en güvenilen bakan, en güvenilen iş adamı, en güvenilen iş kadını, en güvenilen STK lideri, en güvenilen Büyükşehir Belediye Başkanı ve en güvenilen dünya liderleri gibi soruların cevaplarını bu özel haberimizin içerisinde bulabilirsiniz.Geçtiğimiz yıl 2011 verileri açıklanan, Türkiye genelinde Koç Holding’in birinci, TURKCELL’in ikinci ve Sabancı Holding üçüncü olarak öne çıktığı Türkiye İtibar Endeksi’nin 2012 sonuçları 30 Nisan’da açıklanacak.Bu yıldan itibaren her yıl Almanya’da yaşayan ve iş yaşamında başarılarıyla öne çıkan Türk’lere verilecek Bosphorous ödüllerinin ilki 2 Mayıs’ta düzenlenecek tören ile sahiplerini bulacak. Ödül kategorilerini ve ödül almaya hak kazananları haberimizde okuyabilirsiniz.Deloitte’un “Küresel Üretim Rekabet Gücü İndeksi 2013” raporu yayınlandı. Küre-sel ekonomiyi şekillendiren yapısal değişiklikler ve üretim sektörünün geleceğinin tartışıldığı raporda, üretim sektöründe geleceğe ilişkin politikaları belirlemek ve rekabet koşullarına adapte olabilmek için araştırma ve geliştirme, imalat, satış, dağıtım, lojistik, müşteri hizmetleri, pazarlama ve destek süreçlerinin bir bütün olarak ele alındığı bir analiz yapmanın gerekliliğinden bahsediliyor.Köşe yazarlarımız bu ay sizler için yine birbirinden değerli makaleler kaleme aldı. Prof. Dr. Faruk Şen yazısında AB-Türkiye ilişkilerinde AB’nin yerine getirmesi gere-ken kriterleri başlıklar halinde anlattı. Tevfik Dalgıç ise müşteri ilişkileri yönetimi ve bunu çeşitli sektçrler için öneminden bahsediyor.Kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin medyaya yansımalarını kaleme alan Merve Seçkin bu ay, medyaya yansıyan KSS projelerini anlattı. İnci Şen ise bu ay bilimsel ve ekonomik alanlarda öne çıkan Avrupalı Türkleri anlatan bir makale kaleme aldı.Ertan Acar, “Kurumsal sosyal sorumluluk, hayır işi değildir” başlıklı yazısında sos-yal sorumluluğun kurumlar için önemini değerlendirdi.. Koray Özcan ise TÜVTÜRK ve Trafikte Sorumluluk Hareketi projesini anlattı.
Dolu dolu içeriğimiz ve özel haberimiz ile karşınızda olduğumuz Nisan sayımızda hepinize keyifli okumalar diliyorum.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk mercek altına alınıyor
•
•
İletişim Adresleri: Esentepe Mah. Kasap Sok.
Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst•
Yazı İşleri: [email protected]
•
•Web: www.reportturk.com
Telefon: 0212.272.51.51Fax: 0212.272.49.50
E-mail: [email protected]
•
ABD Temsilcisi : Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343
e-mail:[email protected]•
İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca
10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291
•Dijital Yayın Platformu:
Dijimecmua•
Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim
• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.
İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına
Ertan Acar●
Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar
●
Yayın KoordinatörüAbdullah Sarıkuzu
●
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca
Reklam Satış:
Özge Konci
● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.
● REPORTTURK’te yayınlanan yazıların her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Yayın Kurulu:
Fatih Acer, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı, Çiğdem Penn,
Osman Yılmaz, Metin KocaProf. Dr. Haluk Gürgen
Nurgül KocaAcar
ED
IT
ÖR
DE
N
Yunanistan’ın en büyük şirketi olan Coca-Cola Hellenic (CCH) Atina borsa-sından çıkıp, Londra borsasında işlem görmeye devam edeceğini ve şirketin merkezini de İsviçre’ye taşıyacağını açıkladı. Biz de bu nedenle kemer sıkma politikaları yüzünden sıkıntılı günler yaşayan Yunanistan’a dikkat çekmek için Kasım ayı sayımızda kapağımıza, Coca-Cola komşuyu terk ediyor başlığı ile sizleri karşılamak istedik.Merve Seçkin’in kaleme aldığı yazısında ayın en çok konuşulan KSS projelerini inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM)’nin her ay düzenli olarak Reporttürk için hazırladığı medya araştırmasına göre, Eylül ayında gazete ve dergilerin en fazla yer verdiği KSS projesi “Fıstığımız Bol Olsun” nun medya yolculuğundaki başarı hikayesi anlatılıyor.Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı başkanı Prof.Dr.Faruk Şen’in makalesi “Afrika ve Güney Afrika’da faaliyetlerimiz” başlığı ile bu ay ki sayımızda yerini alıyor. Davranış bilimleri ve aynı zamanda psikiyatri uzmanı olan Dr.İnci Şen ise kalem aldığı yazısında “2012 Yılına girerken Türkiye’de sağlık sorunları Avrupa’ya göre daha iyi bir gelişme gösteriyor” konusu ile sağlık sorunlarımıza farklı bir pence-reden bakarken, çözüm önerisi ile de ilgi çekiyor.Texas Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Tevfik Dalgıç’ın Ka-sım ayı sayımızda yer alan makalesinde işlediği konu Amerika’da alkol yasağı, anayasa maddesi oldu ama anayasa maddesi olmasına karşın kanun maddesi-nin uygulanmasının gerçekte mümkün olmadığının anlatıldığı yazıda; bu tarzda kanun maddelerinin Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, kanun yoluyla insan-ların yaşamına müdahale etmenin geri tepebileceğinin, hatta bir karşıt hareket doğuracağının belirtisi olduğu anlatılıyor.Haberlerimizden bazılarına gelince “Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza”, “Car-refour ‘a sürpriz talip”,Türkiye’den organik pamuk talebinde patlama”, “Suriye ekonomisi nefes alamıyor”, “Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ oldu”, “dijital gıda kuponu geliyor”, “Apple’a patent şoku” başlıkları ile ilginizi çekeceğini umdu-ğumuz bir sayı hazırladık. Devamı ve daha fazlası Reporttürk E-Dergi Kasım sayısında…
•Yayın Kurulu:
•İletişim Adresleri:
Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst
•Yazı İşleri:
•Web: www.reportturk.com
•Telefon:
0212.272.51.51•
Fax: 0212.272.49.50
•Ankara Temsilcisi:
Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi
No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57
•Abd Temsilcisi:
Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343
e-mail:[email protected]•
İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca
10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291
•Dijital Yayın Platformu:
Dijimecmua•
Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim
• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.
İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına
Ertan Acar●
Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar
●
Yayın KoordinatörüOnur Pulat
●
Yayın Koordinatör YardımcısıF. Nur Şen
●
Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca
Reklam Satış:
Büşra Yıldız
● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.
Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,
Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca
Coca-Cola komşuyu terk ediyor
www.tuvturk.com.tr
TÜVTURK Araç Muayene İstasyonlarTÜVTURK, bir TÜV SÜD - DOĞUŞ - BRIDGEPOINT ortaklğdr.
Egzoz Gaz Emisyon ÖlçümünüYaptrdnz m?Daha temiz bir çevre ve yakt tasarrufu içinegzoz gaz emisyon ölçümünüzü mutlaka yaptrn.Uluslararas standartlara uygun egzoz gazemisyon ölçümünü, araç muayeneistasyonlarmzda yaptrabilirsiniz.
Güven verir.De¤er katar.
Randevu ve bilgi içintuvturk.com.tr
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
TUV EgzozGazi A4.ai 1 2/25/13 12:40 PM
İçindekiler
KISA KISA
Google Reader kapanıyor
Aylık en yüksek reel getiri Euro’da
gerçekleşti
Arap Birliği Zirvesi’nde Suriye’nin resmi
temsilcisi Suriye Ulusal Konseyi oldu
Kıbrıs’ta para avı
Yapı Kredi Sigorta Allianz’a satıldı
Kriz sonrası Fransa’dan vize kolaylığı
6
MAKALELER DR. İNCİ ŞEN
Türkiye - Almanya arasında bilimsel ve eko-nomik köprüler
ERTAN ACARKurumsal sosyal sorumluluk, hayır işi değildir
PROF. DR. TEVFİK DALGIÇSüreksizlikler çağına girdik ve süreksizlikler sürüyor
MERVE SEÇKİNŞubat ayının başında öne çıkan KSS projeleri
KORAY ÖZCANTÜVTÜRK, Trafikte Sorumluluk Hareketi ve İtibar Yönetimi
PROF.DR. FARUK ŞENAB -Türkiye ilişkilerinde Ankara kriterleri
24
26
28
29
30
32
KAPAK KSS mercek altına alınıyor
HABER Türkiye’nin en güvendiği lider;
Recep Tayyip Erdoğan
HABER 2012 sonuçları 30 Nisan’da açıklanacak
1216182022
HABER Dünyanın en zengin 10 ismi
HABER Bosphorous Awards Ödülleri 2 Mayıs’ta sahiplerini
buluyor
HABER Türkiye, Avrupa’nın üretim üssü olacak
8
Google Reader kapanıyor
Teknoloji devi Google resmi bloğundan yaptığı açıklama ile, bir zamanlar kullanıcıların en çok kullandığı servislerinden olan Google Reader’ı kapatacağını duyurdu.1 Temmuz 2013 tarihi ile bu servisi sonlandıracağını belirten Google, kendi tabiriyle bahar temizliği yapıyor. Google Reader’ın yanında Apps Script, CalDav API, Google Building Maker, Google Cloud Connect, Google Reader, Google Voice App for Blackberry, Search API for Shopping ve Snapseed Desktop servislerine de son vereceğini duyuran şirket, enerjisini diğer mevcut servislerine odaklamayı planlıyor.
Google Reader alternatifleri nelerdir?Google Reader kullanan internet kullanıcılarının artık yeni alternatiflere yönelmesi bekleniyor. iPhone, iPad gibi cihazlarda Reeder ismi verilen uygulama bu işlevi görebilirken, diğer alternatif uygulamalar şu şekilde:Feedly - Ücretsiz olan uygulama iOS, Android ve Web üzerinden çalışabiliyor. Bir RSS okuyucudan daha fazlası olan uygulama dilediğiniz içerikleri saklayabiliyor ve sosyal medyada paylaşabiliyor.Taptu - Ücretsiz olan uygulama iOS, Android ve Web üzerinden çalışabiliyor. Spesifik arama parametreleri ile dikkat çekiyor.Pulse - Ücretsiz olan uygulama iOS, Android ve Web üzerinden çalışabiliyor. Kullanışlı arayüzü ile dikkat çekiyor.Flipboard - Web desteği olmayan ücretsiz uygulama iOS ve Android için destek sağlıyor.
KISA
KSI
A
6 | Report Türk - Nisan 2013
Aylık en yüksek reel getiri
Euro’da gerçekleşti
En yüksek reel getiri, 2013 Şubat ayında, Üretici Fiyatları Endeksi
(ÜFE) ile indirgendiğinde %1,19, Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE)
ile indirgendiğinde ise %0,76 oranlarıyla Euro’da gerçekleşti.
ÜFE ile indirgendiğinde; yatırım araçlarından Amerikan Doları %0,65 ve mevdu-
at faizi %0,59 oranında yatırımcısına reel getiri sağladı. Buna karşılık, İMKB 100
Endeksi %4,73 ve külçe altın %2,00 oranında yatırımcısına kaybettirdi. TÜFE ile
indirgendiğinde ise Amerikan Doları %0,22 ve mevduat faizi %0,16 oranında
yatırımcısına reel getiri sağlarken, İMKB 100 Endeksi %5,13 ve külçe altın
%2,42 oranında yatırımcısına kaybettirdi.
İMKB 100 Endeksi, üç aylık değerlendirmede; ÜFE ile indirgendiğinde %9,79,
TÜFE ile indirgendiğinde ise %6,82 oranlarıyla yatırımcısına en yüksek reel
getiri sağlayan yatırım aracı olurken, külçe altın, ÜFE ile indirgendiğinde %5,71,
TÜFE ile indirgendiğinde ise %8,27 oranında en çok kaybettiren oldu.
Altı aylık değerlendirmeye göre İMKB 100 Endeksi; ÜFE ile indirgendiğinde
%17,11, TÜFE ile indirgendiğinde ise %13,38 oranında yatırımcısına en yüksek
kazancı sağladı. Aynı dönemde Amerikan Doları, ÜFE ile indirgendiğinde
%3,21, TÜFE ile indirgendiğinde ise %6,29 oranında yatırımcısına en çok
kaybettiren yatırım aracı oldu.
Yıllık değerlendirmede en yüksek reel getiri İMKB 100 Endeksi’nde gerçekleşti
Finansal yatırım araçları, yıllık olarak değerlendirildiğinde; İMKB 100 Endeksi,
ÜFE ile indirgendiğinde %27,74, TÜFE ile indirgendiğinde ise %21,55 oranında
yatırımcısına en fazla reel getiriyi sağladı. Diğer taraftan, külçe altın, ÜFE ile
indirgendiğinde %7,01, TÜFE ile indirgendiğinde ise %11,52 oranında yatırımcı-
sına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.
Arap Birliği Zirvesi’nde Suriye’nin resmi temsilcisi Suriye Ulusal Konseyi olduKatar’daki Arap Birliği zirvesinde Suriye’nin resmi temsilcisi Esad rejimi muhalifi Suriye Ulusal Konseyi olduSuriye muhalefeti Ulusal Konseyi, Katar’daki Arap Birliği zirvesinde Suriye’nin resmi temsilci-si olarak yer aldı. Zirveyi yöneten Katar Emiri, iki gün sürecek olan toplantının açılışında, Suriye’yi temsil etmek üzere Ulusal Konsey’i davet etti ve Suriye bayrağının yerine, muhalefetin kullan-dığı bayrak getirildi.
Suriye Ulusal Konseyi lideri Ahmet Muaz El Hatib, görevinden istifa etmekle birlikte, zirveye katılarak konuşma yapmak istediğini açıkladı.Arap liderler, Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Ha-life El Tani’nin daveti üzerine, Suriye’nin resmi koltuğuna doğru yönelen Hatib ve muhalefetin yeni seçtiği Başbakan Gassan Hitto’yu alkışlarla karşıladı.Muhalefetin zirveye davet edilmesi kararı Şam yönetimini öfkelendirdi ve resmi El Sevra gaze-tesinde, “Arap Birliği, Suriye’nin çalınan koltu-ğunu haydut ve eşkiyalara devretti” denildi.
Kriz sonrası Fransa’dan vize kolaylığı
Krizden çıkış için her yolu deneyen Fransa, yüksek vergilerle kendi sanatçı ve işadamlarını kaçırırken, yabancı işadamı ve sanatçılara vize kolaylığı getirdi.Fransa Dışişleri ve İçişleri Bakanlığı, tüm konsolosluk ve diplomatik temsilciliklerine ortak bir genelge göndererek sanatçı, işadamı, öğretim üyeleri ve Fransa’ya sık gelen turistlere vize ko-laylığı sağlanmasını istedi. Genelgeyle, Schengen vizesi alanların, yeniden vize istemeden birden fazla giriş yapmalarına, 3 aylık turist vizesini de 6 ay süresince kullanmalarına olanak getiriliyor. Genelge gerekçesinde Cumhurbaşkanı François Hollande’ın seçim vaatlerinde dile getirdiği gibi, “Fransa’da iş, sanatsal etkinlik, alış veriş ve akademik faaliyetleri geliştirmek isteyenlere vize kolaylığı hedeflediği” belirtildi.
Nisan 2013 - Report Türk | 7
Kıbrıs’ta para avıEuro Bölgesi hükümetleri ve Uluslararası Para Fonu IMF ile yapılan anlaşma gereği yeni bir bankacılık rejimi kurmaya hazırlanan Güney Kıbrıs’ta bankalar geçici olarak kapatılırken, limanlarda ve havali-manlarında yüklü miktarda nakit çıkarılmaması için bagaj kontrolleri yapılıyor.Merkez Bankası, “sisteminin daha iyi işlemesi” için bankaların perşembe gününe kadar kapalı kalacağını duyurdu. BBC’nin radyo yayınında konuşan Kıbrıs Maliye Bakanı Mihalis Sarris, “banka yöneti-cilerinin istekleriyle kamu çıkarlarını dengeleyeceklerini” söyledi.Rum bakan, bankalarda büyük mevduatı bulunanlardan yapılacak “törpülemenin” % 40’ı bulabileceğini dile getirdi.Anlaşma ne getiriyor?
Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetiyle yapılan anlaşma büyük mali yükleri berabe-rinde getirecek.Ülkenin ikinci büyük bankası Laiki kapatılıyor. Bankanın kapanmasından doğacak milyarlarca dolarlık kayıp, hisse senedi sahipleri ile 100 euro üzerindeki çoğunluğu Rus olan mevduat sahipleri tarafından karşılanacak.
Mevduatı 100 bin euro barajının altında olanlar ise biraz rahat nefes alabildi, çünkü tasarrufları dokunulmadan, ülkenin en büyük bankası olan Kıbrıs Bankası’na devredilecek. Ancak Kıbrıs Bankası da yeniden yapılandırılıyor ve gelecekte güvende olması için yapılan değişikliklerin maliyetini, yine hesabı 100 euro üzerinde olan mevduat sahipleri göğüsleyecek.
Yapı Kredi Sigorta Allianz’a satıldı
Reuters’ın haberine göre Yapı Kredi Sigorta’nın Alman sigorta devi Allianz’a satışı için
anlaşma sağlandı. Yapı Kredi Bankası ise haberin ardından yaptığı açıklamada henüz
sonuçlanan bir işlemin olmadığını duyurdu.
Reuters’ın haberine göre elementer (hayat dışı) tarafın tamamı, emeklilik tarafının ise ço-
ğunluk hissesi için fiyatın 950 milyon euro (1.2 milyar dolar) civarında olması bekleniyor.
Yapı Kredi Sigorta’nın satışı için 15 Şubat’ta bağlayıcı teklif veren yatırımcılar arasında
Allianz’ın yanı sıra Zurich Insurance Group ve Japon Dai-Ichi Life Insurance da yer almıştı.
Satışın birkaç gün içinde açıklanmasının beklendiğini belirtilen haberde, konuya yakın bir
kaynak, “Kazanan Allianz oldu, fiyat kesinleşmedi ancak 950 milyon euro civarında” dedi.
Allianz ve Yapı Kredi Sigorta ise konu hakkında bir açıklama yapmadı. Diğer bir kaynak,
Allianz’ın elementer tarafın tamamını ve emeklilik tarafının da yüzde 80’ini alacağını
söyledi.Öte yandan Yapı Kredi Bankası’ndan, Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer alan
açıklamada çalışmaların henüz tamamlanmadığı belirtildi ve şu ifadelere yer verildi:
“Yapı Kredi Sigorta A.Ş. ve Yapı Kredi Emeklilik A.Ş. hisseleri ile ilgili stratejik alternatif-
lerin değerlendirilmesi ve sigorta alanındaki faaliyetlerimizin yeniden organize edilmesi
kapsamında yürütülen faaliyetlerimizle ilgili olarak, basında Yapı Kredi Sigorta A.Ş.’nin
Allianz SE’ye satışına ilişkin bazı haberler yer almıştır. Konuyla ilgili devam eden görüşme
ve çalışmalarımız henüz neticelenmediğinden ve bu konuda bir sözleşme imzalanmadı-
ğından, bu aşamada kamuya açıklanması gereken bir husus bulunmamaktadır.”
HABER
8 | REPORTTURK / Nisan 2013
“Kurumsal İtibar Yönetimi” çalışmalarının hayata geçirilmesi ve “Kurumsal Vatandaşlığın” sergilenmesinde, kurum ve markaların son yıllarda başvurduğu en önemli kanallarından biri kabul edilen “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” (KSS) kavramı, 24 Nisan’da İtibar Atölyesi tarafından düzenlenen “Romantizmden Gerçeğe Kurum-sal Sosyal Sorumluk Konferansı”nda tartışılacak.
“Romantizmden Gerçeğe Kurumsal Sosyal Sorumluk Konferansı” Çalık YEDAŞ ve TÜVTÜRK’ün sponsorluğunda 24 Nisan 2013’te Beşiktaş W Hotel’de gerçekleştirilecek
Nisan 2013 / REPORTTURK | 9
HABER
“Romantizmden Gerçeğe Kurumsal Sosyal Sorumluk Konferansı” Çalık YEDAŞ ve TÜVTÜRK’ün sponsorluğunda 24 Nisan 2013’te Beşiktaş W Hotel’de gerçekleştirilecek
Türkiye İtibar Zirveleri ile Türkiye İtibar Endeksi projelerini ülke-
mize kazandıran İtibar Atölyesi’nin katılım sertifikalı seminer ve
konferanslar serisi sürüyor. Kurumların ihtiyaçlarına göre düzenle-
nen etkinliklerin dördüncüsü olan ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk
Derneği’nin de desteği ile düzenlenen “Romantizmden Gerçeğe
Kurumsal Sosyal Sorumluk Konferansı” 24 Nisan 2013 Çarşamba
günü Beşiktaş Akaretler’deki W Hotel’de gerçekleştirilecek. Yeşilır-
mak Elektrik Dağıtım AŞ (ÇALIK YEDAŞ) ve T.C. Ulaştırma, Deniz-
cilik ve Haberleşme Bakanlığı denetiminde Türkiye genelinde araç
muayenelerinden sorumlu olan TÜVTURK’ün sponsorluğunda ger-
çekleştirilecek olan konferansın basın sponsorluklarını da Hurriyet.
com.tr, ReportTurk Kurumsal Kıymetler e-Dergisi, Mağaza Dergisi
ve Perakende.org üstleniyor. Konferansa AcerPro, Medya Takip
Merkezi, SU CSR Kurumsal Sürdürülebilirlik Danışmanlığı şirketi de
destek veriyor.
“KSS” kavramının doğru anlaşılması, itibar yönetimi ekseninde
kurumlara sağlayacağı avantajların neler olduğu, KSS projelerinin
nasıl hazırlanması gerektiği, uygulama ve sonuçlarının ölçümlen-
mesinde dikkat edilmesi gereken püf noktalarına ışık tutulacalacak
olan konferanstan beyaz yakalı yöneticiler, firmaların satış, pazar-
lama, iletişim ve yönetim departmanlarındaki karar vericiler, siya-
setçiler, lisansüstü ve doktora öğrencileri, iş adamlarınca kurulan
STK’ların yöneticileri, yerel yönetimlerdeki bürokratlar ile KOBİ’lerin
üst düzey yöneticileri yararlanabilecek.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Haluk Gürgen, KSSD Başkanı Serdar Dinler ve İDA Başkanı Ali Cem İlhan’ın
da birer konuşma yapacağı konferansta, “KSS” alanında ülkemizde yankı uyandıran önemli
projelere imza atan Koç Holding, Çalık YEDAŞ, TÜVTURK, Hürriyet Gazetesi, Doğuş Oto-
motiv ve Garanti Emeklilik gibi öncü markaların başarıları ve başarıya yürürken nasıl strateji
geliştirdikleri katılımcılarla paylaşılacak.
“Doğru KSS Projeleri kurumsal itibara katkı sağlar”İtibar Atölyesi Kurucusu Ertan Acar “Kıyasıya rekabetin söz konusu olduğu günümüzde he-
def kitlelerin de geçmişe oranla bilinç, farkındalık ve beklenti düzeylerinin çok daha artmış
olması, itibar yönetimine farklı bir önem kazandırmaktadır. Bir markanın değeri, bir hizmet
ya da bir ürünün satışı dönemsel olarak düşüş gösterebilir. Bu düşüşü değişen çeşitli se-
beplerle açıklamanız mümkündür ve bu durum genellikle farklı stratejilerin geliştirilmesi ile
çözülebilir. Ancak, itibar için aynı çözüm söz konusu değildir. Yıllar içinde kazanılarak bir
anda kaybedilebilen itibar, çok özel bir iletişim yönetimi gerektirir.
KONFERANSIN KONUŞMACILARI Konferansın konuşmacıları arasında İstanbul Ticaret Üni-versitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği Başkanı Serdar DİNLER, İstanbul Bah-çeşehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk GÜRGEN, İletişim Danışmanlığı Şirketleri Derneği (İDA) Başkanı Ali Cem İlhan, Koç Holding Kurumsal İletişim ve Dış İlişkiler Koordinatörü Oya Ünlü Kızıl, Araştırmacı ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Danışmanı Ali Gizer, Doğuş Otomotiv Kurumsal İletişim Müdürü Çağla Gül Şenkardeş ve Doğuş Otomotiv Marka ve Medya Müdürü Ceylan Ak-sak, Çalık YEDAŞ Kurumsal İletişim Kalite ve Eğitim Müdürü Banu Akdoğan, Garanti Emeklilik Kurumsal İletişim Müdürü Deniz Güney, TÜVTÜRK İletişim İş Geliştirme Direktörü Ko-ray Özcan, Hürriyet Gazetesi Kurumsal İletişim Koordinatörü Emel Armutçu, Medya Takip Merkezi Genel Müdür Yardım-cısı Tanyel Yılmaz, Envirosell Türkiye Direktörü Burç Tutanç, XSights Araştırma Genel Müdürü Çiğdem Penn ve Absent Ajans Genel Müdürü Pınar Güleçyüz İşçi, SGK Kurumsal İle-tişim Daire Başkanı İlhan İşman yer alıyor. Konuşmacıların yanı sıra konferansa konuk olarak birçok şirketin kurumsal iletişim yöneticileri ve uzmanları ile farklı pozisyonlardan ka-rar vericileri izleyici olarak katılacak.
HABER
10 | REPORTTURK / Nisan 2013
“Kurumların itibar kazanmasında en temel ayraçlardan biri de
kurumsal vatandaşlıklarını sergilemek adına hayata geçirdikleri
‘Kurumsal Sosyal Sorumluk Projeleri’dir” diyen Ertan Acar, “‘Ro-
mantizmden Gerçeğe Kurumsal Sosyal Sorumluluk’ ana temasıyla
24 Nisan’da gerçekleştireceğimiz konferans, konunun daha iyi an-
laşılması, KSS projelerinin tasarlanması, uygulanması ve ölçüm-
lenmesi noktasında başarılı örneklerle katılımcılara yol gösterici
olacak. Diğer taraftan daha önce itibar endeksini de hayata geçi-
rerek itibarın ölçümlenmesi noktasında Türk İş yaşamına katkı sağ-
ladığımız gibi bu alanda da gri noktaları renklendirerek Kurumsal
Sosyal Sorumluluk Projelerinin ayağı yere sağlam basan, gerçekçi
parametreler üzerinde yükselmesine katkı sağlayacak keyifli bir
konferans olacak” dedi.
24 Nisan 2013 Çarşamba günü Beşiktaş Akaretler’deki W Hotel’de
gerçekleştirilecek, “Romantizmden Gerçeğe Kurumsal Sosyal So-
rumluluk Konferansı”nda katılımcılar, kurumsal vatandaşlık dünya-
sına yelken açacaklar. Katılımcılar eğitim boyunca kurumsal sosyal
sorumluluk projelerinin iş hayatına etkisini görecek, projelerin üre-
tilmesi ve geliştirilmesine yönelik bilinmesi gereken püf noktaları
öğrenecek ve kendilerini geliştirecekler.
İtibar Atölyesi Kurucusu Ertan Acar
12 | REPORTTURK / Nisan 2013
ÖZEL HABER
Türkiye’nin en güvendiği lider;
Recep Tayyip ErdoğanUluslararası araştırma şirketi XSIGHTS’ın “Türk Futbolu’nda Güven Araştırması”ndan çarpıcı sonuçlar çıktı. “En güven veren başkan, en güven veren teknik adam, en güven veren fut-bolcular ve şampiyonluk beklentisi”nde Galatasaray rakiplerini geride bıraktı.
ü Uluslararası araştırma şirketi XSIGHTS’ın “En Güvenilir Liderler Araştırması” sonuçları açıklandı. REPORTTURK’te yayınlanan “En Güvenilir Liderler Araştırması” sonuçlarına göre en güvenilir siyasi lider AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, en güvenilir bakan Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, en güvenilir iş adamı Ali Sabancı ve en güvenilir iş kadını Güler Sabancı oldu.
ü Sivil Toplum Kuruluşları içinde en güvenilir lider TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, Bü-yükşehir Belediye Başkanları arasında en güvenilen kişi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, en güvenilir dünya lideri ise ABD Devlet Başkanı Barack Obama oldu.
ü 15 – 20 Nisan 2013 tarihleri arasında Türkiye’nin Sesi Paneli üzerinden online olarak yapılan araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biride İzmir’de Aziz Kocaoğlu’na duyulan güven yüzde 87,4 iken İstanbul’da Kadir Topbaş’a duyulan güvenin yüzde 49,4 olması
Nisan 2013 / REPORTTURK | 13
ÖZEL HABER
İş hayatı, sosyal ve kültürel yaşam, kurumlar ve sektörler özelinde yapılan araştırma ve sektör raporlarına da say-falarında yer veren ‘Kurumsal Kıymetler e-Dergisi REPORTTURK’ün bu ayki sayı-sında siyaset ve iş dünyasındaki liderler mercek altına alındı. Türkiye’nin Sesi Paneli üzerinden 15-20 Mart tarihlerinde yapıldığı belirtilen araştırmaya yanıt veren katılımcılara, en güvenilen siyasi lider, en güveni-len bakan, en güvenilen iş adamı, en güvenilen iş kadını, en güvenilen STK lideri, en güvenilen Büyükşehir Belediye Başkanı ve en güvenilen dünya liderleri hakkında sorular yöneltildi.
Sosyal, politik ve ekonomik alanlarda en güvenilir kişilerin belirlenmesi ve kamuoyu ile paylaşılması amacıyla XSIGHTS tarafından yapılan araştırma sonuçlarına göre; Başba-kan Recep Tayyip Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, iş adamı Ali Sabancı, iş ka-dını Güler Sabancı, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş en güven veren isimler olarak öne çıkıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ı
ÖZEL HABER
14 | REPORTTURK / Nisan 2013
Kemal Kılıçdaroğu, Suat Kılıç’ı Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu, Ali Sabancı’yı Rahmi Koç, Güler Sabancı’yı Suzan Sabancı Dinçer, Muharrem Yılmaz’ı Rifat Hısarcıklıoğlu, Kadir Topbaş’ı ise İzmir Bü-yükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu takip ediyor,Araştırma hakkında bilgi veren XSIGHTS Genel Müdürü Çiğdem Penn, “Söz konusu araştırmayı 15-20 Nisan 2013 tarihleri arasında online araştırma yöntemiyle, Türkiye temsili olmak üzere XSIGHTS’ın online araştırma platformu olan Türkiye’nin Sesi Paneli’nde (www.turkiyeninsesipaneli.com) gerçekleştirdik. Araştırmaya katılan 500 kişinin yüzde 58’ini erkekler, yüzde 42’sini ise kadınlar oluşturuyor. Yaş ortalaması 29 olan katılımcılara yönelttiğimiz sorularla sosyal, politik ve ekonomik alanlardaki liderlere güven konusunda Türkiye genelinin neler düşündüğünü araştırdık” dedi. Penn “Araştırmaya göre Türkiye’de en güvenilir siyasi lider AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır (yüzde 39,7). Recep Tayyip Erdoğan’a en çok Ankara halkı (yüzde 56), erkekler (yüzde 44,3) ve DE SES grubu güvenmektedir (yüzde 39,7). İkinci sırada CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yer almaktadır (yüzde 15,7). 55 yaş ve üzeri olanlar Kemal Kılıçdaroğlu’na diğer yaş gruplarına göre daha fazla güvenmektedir” dedi. En güvenilen Bakan sorusunun yanıtla-rını değerlendiren Çiğdem Penn “Katılımcılara göre en çok güvenilir iki bakan sırasıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç (yüzde 24,7) ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’dur (yüzde 21,0). İzmir (yüz-
de 87,4) ve Balıkesir bölgesi (yüzde 81,3) Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’a diğer bölgelere göre daha fazla güvenmektedir. Recep Tayyip Erdoğan’a güvenenler en çok Ahmet Davutoğlu (yüzde 37,4) ve Sadullah Ergin’e (yüzde 17,4) güvenmektedir. Erkekler kadınlara göre Ahmet Davutoğlu’na daha çok güvenirken (yüzde 24,6), 55 ve üzeri yaştakiler ise Binali Yıldırım’ı daha güvenilir bulmaktadır (yüzde 60)” dedi.XSIGHTS Genel Müdürü Çiğdem Penn “Katılımcıların en çok gü-vendiği iki iş adamı, iki büyük holdingi temsilen Ali Sabancı (yüzde 20,7) ve Rahmi Koç’tur (yüzde 14,5). Erkekler ve kadınlar en çok Ali Sabancı’yı güvenilir bulurken, Recep Tayyip Erdoğan’a güvenenler en çok Ali Ağaoğlu, Murat Ülker ve Ali Sabancı’yı güvenilir bulmak-tadır. Ayrıca 45-54 yaş sahipleri en çok Ali Sabancı’ya (yüzde 51,1) güvenmektedir. En güvenilir iki iş kadını ise sırasıyla Güler Sabancı
(yüzde 25,5) ve Suzan Sabancı (yüzde 12,4) oldu. Güler Sabancı’ya İzmir, Hatay ve Antalya bölgesi diğer bölgelere göre daha fazla güve-nirken, Hanzade Doğan Boyner (yüzde16,8) ve Ümit Boyner’e (yüzde 14,9) erkekler, Suzan Sabancı’ya (yüzde 17,9) ise kadınlar daha çok güvendiklerini belirtti. Recep Tayyip Erdoğan’a güvenenler de en çok Güler Sabancı’ya (yüzde 30,6) güvenmektedirler” diye konuştu.Penn “Sivil toplum kuruluşları içinde en güvenilir iki lider ise TÜSİ-AD Başkanı Muharrem Yılmaz (yüzde 32,7) ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu (yüzde 8,8) oldu. Erkekler kadınlara göre Muharrem Yılmaz’a (yüzde 40,5) ve Rifat Hisarcıklıoğu’na (yüzde 12,5) daha fazla güvenmekte iken, kadınlar ise İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve İSO Başkanı Tanıl Küçük’ü daha güvenilir bulmaktadır. Ayrıca Recep Tayyip Erdoğan’a güvenenler de TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz’ı daha güvenilir bulmaktadır (yüzde 41,3). Katılımcıların nerdeyse üçte biri (yüzde 30) fikir beyan etmemiştir; bu da STK liderlerinin iş adamları ya da politikacılar kadar tanınmadığının işaretidir” dedi.Çiğdem Penn, “Büyükşehir Belediye Başkanları içinde en güvenilir iki isim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş (yüzde 25,2) ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu (yüzde 12,3). Recep Tayyip Erdoğan’a güvenenler İstanbul Büyükşehir Belediye
Nisan 2013 / REPORTTURK | 15
ÖZEL HABER
Başkanı Kadir Topbaş’ı (yüzde 43,9) ve Ankara Büyükşehir Belediye
Başkanı Melih Gökçek’i (yüzde 15,0) daha güvenilir bulurken Recep
Tayyip Erdoğan’a güvenmeyenler ise İzmir Büyükşehir Belediye Baş-
kanı Aziz Kocaoğlu’nu (yüzde 24,0) ve Eskişehir Büyükşehir Belediye
Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i (yüzde 17,7) daha güvenilir bulmakta-
dır. Ayrıca İstanbul’da Kadir Topbaş’a duyulan güven yüzde49,4 iken
İzmir’de Aziz Kocaoğlu’na duyulan güven yüzde 87,4’tür” dedi.
Penn “En güvenilir iki dünya lideri ise, global siyasi oyuncuların iki
farklı ucunda duran Barrack Obama (yüzde 26,4) ve Mahmud Ah-
medinejad’ (yüzde 14,5) oldu. Özellikle Mardin bölgesi, İran Cum-
hurbaşkanı Mahmud Ahmedinej’a diğer bölgelere göre daha fazla
güvenmektedir (yüzde 87,1)” seklinde konuştu.
Cinsiyet
Araştırmanın Demografisi
42,0
58,0
Erkek
Kadın
Sosyoekonomik Statü (SES)
16,0
62,0
22,0
AB
C1-C2
DE
Yaş
44,0
27,1
15,5
9,0
4,4
16-24
25-34
35-44
45-54
55 ve üzeri
HABER
16 | REPORTTURK / Nisan 2013
Dünyanın en zengin 10 ismiDünyada bin 426 milyarder arasında hazırlanan listeye göre, 73 milyar dolarlık servetiyle Meksikalı telekominükasyon devi Carlos Slim dünya-nın en zengin adamı oldu. Listede, ikinciliği 67 milyar dolarlık mal varlığıyla Microsoft firmasının kurucusu Bill Gates, üçüncülüğü ise İspanyol perakende devi Zara’nın sahibi Amancio Ortega aldı.
Forbes dergisinin verilerine göre dünyanın en zengin 10 ismi,
şirketleri ve servetleri şöyle:
1-Meksikalı iş adamı Carlos Slim Helu (Telekom-73 milyar dolar)
2-Amerikalı iş adamı Bill Gates (Microsoft-67 milyar dolar)
3-İspanyol iş adamı Amancio Ortega (Zara-57 milyar dolar)
4-Amerikalı iş adamı Warren Buffet (Berkshire Hathaway- 53,5 milyar dolar)
5-Amerikalı iş adamı Larry Ellison (Oracle-43 milyar dolar)
6-Amerikalı iş adamı Charles Koch (imalat sanayi-34 milyar dolar)
7-Amerikalı iş adamı David Koch (imalat sanayi-34 milyar dolar)
8-Hong Kong’lu iş adamı Li Ka-shing (çeşitli sektörler-31 milyar dolar),
9-Fransız iş kadını Liliane Bettencourt (L’Oreal-30 milyar dolar)
10-Fransız iş adamı Bernard Arnault (LVMH, Louis Vuitton- 29 milyar dolar)
18 | REPORTTURK / Nisan 2013
HABER
• İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin akademik denetiminde İtibar Atölyesi adına uluslararası araştırma şirketi XSIGHTS tarafından hazırlanan, Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerindeki şirketlerin kamuoyu nezdindeki itibarını ölçümleyen Türkiye İtibar Endeksi’nin 2. Araştırmasında sona yaklaşıldı.
• Türkiye İtibar Endeksi için 26 ilde 2 bin kişi ile görüşüldü. Araştırma verilerinin raporlaştırılarak oluşturulacak endeksin sonuçları 30 Nisan’da düzenlecek bir basın toplantısı ile kamuoyu ile paylaşılacak. Türkiye İtibar Endeksi’nin geçen yıl açıklanan 2011 verilerine göre, Türkiye geneli dikkate alındığında Koç Holding birinci, TURKCELL ikinci ve Sabancı Holding üçüncü olmuştu.
İtibar Atölyesi ve XSights Araştırma Şirketi tarafından yapılan ortak açıklamada “Türkiye İtibar Endeksi”nin (TİE) 2012 sonuçlarını tespit etmek için gerçekleştirildiği sek-törler, endeksin hangi model ile yapıldığı, sonuçlarının Tür-kiye ve Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlere katkısının ne olacağı anlatıldı.Geçtiğimiz yıl 2011 verileri açıklanan Türkiye genelinde Koç Holding’in birinci, TURKCELL’in ikinci ve Sabancı Hol-ding üçüncü olarak öne çıktığı Türkiye İtibar Endeksi’nin 2012 sektör raporlarının hazırlanması için veri toplanması aşaması tamamlanmak üzere. İtibar Atölyesi Başkanı Ertan Acar, “İtibar, şirket ya da ku-rum güvenilirliğinin maddi olmayan en önemli ölçütlerin-den biridir. Çünkü şirketlerin defter değeri ile piyasa değeri arasındaki farkların en önemli kaynağı onların itibarlarıdır. Geçtiğimiz yıl bu fikirden yola çıkarak ülkemizde lokomo-tif sektör olarak adlandırılabilecek sektörleri belirledik ve geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu sektörlerde en çok tanınan şirketlerin kamuoyundaki itibarını açıklayacağız. Kısmet olursa önümüzdeki nisan ayında TİE’nin 2012 sonuçlarını kamuoyu ve şirketlerimiz ile paylaşmayı planlıyoruz” dedi.
“Diğer yandan konumuzun bir de akademik boyutu var” diyen Acar, “Türkiye’deki şirketlerin geleceğe sağlıklı ulaş-malarını sağlayacak olan TİE’nin akademik denetçisi geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İstanbul Ticaret Üniversitesi’dir. TİE’nin tüm kurumlara ulaşmasına katkı sağlamak ve akademik çatı altında itibar yönetimi alanında bilimsel çalışmalar yürütmek için İstanbul Ticaret Üniversitesi, İti-bar Araştırmaları, Raiting ve Ranking Merkezi kurdu. Bu alanda akademik çalışmalar yapılmasının önünü açtığı için İtibar Atölyesi olarak İstanbul Ticaret Üniversitesi’ne şük-ranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Endeks için her yıl 26 ilde 2 bin kişi ile görüşülüyorTİE’ni gerçekleştiren XSIGHTS Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Penn araştırmanın iki boyutta yü-rütüldüğünü söyledi. Penn “Türkiye’nin 26 ilinde tesadüfi seçim metotları ile belirlenen 2 bin denek ile yüz yüze anket çalışması yaparak endeks verilerini topluyoruz. Dün-yanın birçok ülkesinde uygulanan X-Reputation modelimizi biz Türkiye’nin yapısal özelliklerine uyumlu olarak yeniden düzenledik ve ülkemiz insanının çok önem verdiği ‘güven’ ve ‘gönüldaşlık’ kavramlarını da araştırmamıza dahil ede-
2012 sonuçları 30 Nisan’da açıklanacak
Nisan 2013 / REPORTTURK | 19
HABER
rek 7 kademede itibarı ölçüyoruz. Sonuçları elde ettiğimiz-de, şirketlerimiz gelecekteki kurum değerlerlerini artırmak adına nasıl bir yol haritası izlemeleri gerektiğini belirleye-bilecekler” dedi.Zaman içerisinde bu çalışmanın Türk iş dünyasının global rekabette kendine yol gösterici bir parametre olarak da kabul edileceği bir sürece girilmesi mümkündür diyerek sözlerine devam eden Penn, “Türk iş hayatına yön verici rolündeki STK’ lar ise, makro düzeyde denetleyici olarak bu araştırmaya katma değer sağlayacaklardır bu değeri üretmek isteyen tüm STK’ ları platformumuza davet et-mek istiyoruz” diye konuştu.TİE’nin geçen yıl ilk verilerinin açıklanmasının ardından itibarın ölçülebilir bir değer ve kurum ya da marka değe-rinin belirlenmesinde önemli bir paremetre olduğu nok-tasında Türkiye’deki kurumların bilinçlenmeye başladığını ifade eden Penn, “Gerek özel sektör gerek kamu gerek-se STK’lardan kendi kurumları özelinde itibar araştırması yapılması yönünde talepler almaya başladık. Hatta TİE uluslararası ölçekte dikkati çekmeye başladı. Gelecekteki amacımız İstanbul Ticaret Üniversitesi ve İtibar Atölyesi ile birlikte uluslararası know-how transferini gerçekleştirmek dedi.TİE 2012 sonuçları İstanbul Ticaret Üniversitesi, İtibar Atölyesi ve XSIGTS tarafından önümüzdeki 30 Nisan 2013’te kamuoyuna açıklanacak…
TİE’nin geçen yıl açıklanan 2011 sonuçlarıGeçen yıl 2011 verileri açıklanan endeksin radarına 374 şirket takılmış, Türkiye İtibar Endeksi 2011 sonuçlarına göre Koç Holding, Turkcell ve Sabancı Holding Türkiye’nin en itibarlı üç markası olarak öne çıkmıştı. Endeksin 2011 verilerine göre, kamuoyu nezdinde en itibarlı üç sektörün “Gıda”, “Elektronik” ve “Perakende” olduğu görülmüştü. Yine Türkiye İtibar Endeksi’nin 2011 verilerine göre öl-çümlenen 12 sektörün itibar puanı ortalaması 78,3 olarak gerçekleşirken, çıkan en dikkat çekici bir sonuç ise Türk halkının itibarlı gördüğü markalara gönülden bağlı olduğu-nu söylemesiydi…
TABLO 1: 2011 verilerine göre Türkiye İtibar Endeksi’nde deneklerin sektör belirtmeden “Siz-ce ülkemizdeki en itibarlı şirket hangisidir?” so-rusuna verdikleri yanıtların sonucunda oluşan en itibarlı 12 marka şöyleydi:
Marka % 1.Koç Holding 24,32. Turkcell 13,13.Sabancı Holding 10.04.Ülker 9,45.Arçelik 8,36.Ağaoğlu 6,67.Coca Cola 4,58.İş Bankası 4,49.BİM 2,810.LCW 2,311.Tedaş 2,212.Renault 1,6
TABLO 2: Türkiye İtibar Endeksi’nin yine 2011 ve-rilerine göre; kendi sektöründe birinciliği göğüsle-yen markalar alfabetik sıralama ile şöyleydi:
Sektör MarkaAlkolsüz İçeçek Coca Cola Bankacılık ve Sigorta İş Bankası Beyaz Eşya Arçelik Elektronik Arçelik Enerji Aygaz Gıda Ülker GSM-Telekom Turkcell Holdingler Koç Holding İnşaat Ağaoğlu Otomotiv Mercedes Perakende BİM Tekstil ve Konfeksiyon Adidas
HABER
20 | REPORTTURK / Nisan 2013
Bosphorous Awards Ödülleri 2 Mayıs’ta sahiplerini buluyorBu yıldan itibaren her yıl Almanya’da yaşayan ve iş yaşamında başarılarıyla öne çıkan Türk’lere verilen Bosphorous ödüllerinin ilki 2 Mayıs’ta düzenlene-cek tören ile sahiplerini bulacak. 1. Bosphorous Awards ödülleri Almanya’ya Türk göçünün 52. Yılı nedeniyle bu yıl 8 ayrı kategoride verilecek.
Türkiye - Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk ŞEN’in baş-kanlığında Brandday.net internet gazetesi tarafından düzenlenen anket çalışması sonucunda Bosphorous Awards ödüllerini bu yıl hak kazananlar belli oldu. Ödüller Almanya’da yaşayan başarılı Türkler arasından en çok oy alan adaylara verilecektir. Bosphorous Awards iler yılın en iyi politikacısı, profesyoneli, iş adamı, oyuncusu, sanatçısı, sporcusu ve sivil toplum örgütü ödüllendiriliyor. Her branşda ön görülen adaylar, 11 kişilik ön jüri grubu tarafından seçiliyor.9 kişiye özel başarı ödülü verilecek.Günde 14.231 kişinin oyları ile kendi branşında seçilenler:
1. Politikacılar: Bilkay ÖNEYTürk kökenli Alman politikacı
Baden-Württemberg Eyaleti’nin Almanya Sosyal Demok-rat Partisi’nin Uyum Bakanı
2. Profesyoneller: Mehmet DAİMAGÜLERHukukçu ve Consultant, Ayrıca uluslararası ilişkiler uzmanı
3.Sanatçı: Mehmet GÜLERAlmanyanın en tanınmış Türk ressamlarından Kassel’de oturuyor
4.Oyuncu: Meryem UZERLİTürk kökenli Alman sanatçı 5.Sporcu: Nuri ŞAHİNBorussia Dortmund‘da türk kökenli futbolcu
6.İş Adamları: Müfit TARHANSuni Gübre fabrikası sahibi ve turizmci: 7.Sivil Toplum Örgütleri: Cihan SENDANTürk Alman Dostluk Federasyonu başkanı 8.Basın Ödülleri: Cihat YANIKTürkiye gazetesinin Avrupa baskıları yazarı
Özel Jüri ÖdülleriAlmanya’da halk oylamasıyla seçilen 8 kişinin dışında, brandday.net ve TAVAK Vakfı jürisi olarak sekizde özel başarı ödülü veriliyor. İlk ödül Almanya’da uyum konusunda yaptığı çabalardan dolayı Kuzey Ren-Vestfalya eyalet Çalışma ve Uyum Bakanı Guntram Schneider’e, ikinci ödül Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinde göçmenlerin uyumu konusu yaptığı çalışmalar çerçevesinde Dietmar Zöller’e verilecek. Özel ödüller basın dalında Avrupalı Türkleri en fazla gündeme getiren Sabah Gazetesi köşe yazarı Yavuz Donat ve Almanya Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nde uzun zamandır başarılı gazetecilik faaliyeti sürdüren ve Aktüel Gazete’nin sahibi Ahmet Salıncaklıya ve gazeteci Latif Çelik’e verilecek. Ayrıca özel başarı ödüllerin televizyon dalında Ekovitrin Medya Grubu Başkan Yardımcısı ve ATV Ekopazar program yapımcısı Şeref Özat’a verilecek.Bosphorous Awards ödülü sanat dalında uzun süre Almanya’da yaşadıktan sonra Türkiye’ye dönen ressam ve heykeltraş Hanefi Yeter’e, politika dalında ise Baş-bakan Yardımcısı ve Yurtdışı Türklerden Sorumlu Bakan Bekir Bozdağ’a ve Almanya’da ilk defa Türk kabaresini ortaya çıkaran Şinasi Dikmen’e verilecek.
Nisan 2013 / REPORTTURK | 21
HABER
Latif Çelik Gazeteci ve Genel Yayın Yönetmeni
Ressam ve Heykeltraş Hanefi YeterŞinasi Dikmen
Bekir Bozdağ Başbakan Yardımcısı ve Yurt dışı Türkler’den sorumlu Bakan
Diğer ödül alanlar:
Kuzey Ren-Vestfalya eyalet
Çalışma ve Uyum Bakanı
Guntram Schneider
Aktüel Gazetenin Sahibi
Ahmet Salıncaklı
Ekovitrin Medya Grubu Başkan Yardımcısı ve
ATV Ekopazar program yapımcısı
Şeref Özata
Sabah Gazetesi Köşeyazarı
Yavuz Donat
HABER
22 | REPORTTURK / Nisan 2013
Türkiye, Avrupa’nın üretim üssü olacakDeloitte’un raporuna göre, önümüzdeki beş yıl içerisinde Türkiye üretim sektörü, Avrupa’da Almanya’nın arkasından ikinci sıraya yerleşecek.
Denetim, vergi, yönetim danışmanlığı, kurum-sal risk ve kurumsal finansman alanlarında dünyanın en büyük profesyonel hizmetler fir-malarından biri olan Deloitte’un, Amerika Bir-leşik Devletleri Rekabet Konseyi işbirliğiyle ha-zırladığı “Küresel Üretim Rekabet Gücü İndeksi 2013” raporu yayınlandı.Küresel ekonomiyi şekillendiren yapısal deği-şiklikler ve üretim sektörünün geleceğinin tar-tışıldığı raporda, üretim sektöründe geleceğe ilişkin politikaları belirlemek ve rekabet koşul-larına adapte olabilmek için araştırma ve ge-liştirme, imalat, satış, dağıtım, lojistik, müşteri hizmetleri, pazarlama ve destek süreçlerinin bir bütün olarak ele alındığı bir analiz yapmanın ge-rekliliğinden bahsediliyor.Deloitte Türkiye Üretim Endüstri Lideri Zere Gaye Şentürk, “Türkiye, Avrupa ve dünyanın yükselen yıldızı… Her geçen yıl rekabet gü-cünü de arttırıyor. Beş yıl içinde Avrupa’da Almanya’dan sonra en rekabetçi ikinci üretim üssü olacağız ki bu çok önemli fırsatlara işaret ediyor. Nasıl başardığımıza bakarsak:-Eğitimli ve nitelikli işgücündeki artış,-Üniversite sanayi işbirlikleri, -Başta e-devlet gibi verimliliği arttıran teknolo-jik altyapılara yapılan yatırımlar, -Türk bankacılık sisteminin inovatif dinamizmi ve sanayiye olan desteği, -Yenilenen Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Ka-nunlarındaki düzenlemeler, -Yatırım teşviklerinin etkili planlanması, -Enerji yatırımlarının üretim maliyetlerine olum-lu katkısı gibi başlıkları sıralayabiliriz. Ama bun-ların hepsinin altında yine insan yatıyor. İnsana olan yatırım ile dışa dönük ve girişimci profilde-
Nisan 2013 / REPORTTURK | 23
HABER
ki artış Türkiye’nin en önemli itici gücü. Devlet de gerekli
yasal düzenleme ve teşvikler ile bu ortamı güçlendirmeye
devam ettikçe önümüzdeki 10 yıl Türkiye’nin üretimdeki
tırmanışına şahit olmaya devam edeceğiz...” dedi.
Türkiye’nin rekabet gücü artıyor 2013 Rekabet Gücü sıralamasında Türkiye, Fransa ve
İtalya gibi ülkeleri geride bırakarak 20’nci sıraya oturmuş
durumda. Türkiye’nin, beş yıl içerisinde İngiltere, Polonya
ve Çek Cumhuriyeti’ni geride bırakarak dünya sıralamasın-
da 16’ncı sıraya yükselmesi hatta Avrupa’da ikinci sıraya
yerleşmesi bekleniyor.
Üretimde değişim devam edecek Üretim sektöründe faaliyet gösteren çeşitli şirketlerden
550 CEO ve üst düzey yönetici ile gerçekleştirilen anket
çalışması sonucu ortaya çıkan indekste, iş ve üretim
süreçlerinin gerçekleştirilmesinde global ekonomide ne-
redeyse tüm sınırları kaldıran teknolojinin etkisinin ciddi
oranda yüksek olduğu vurgulanıyor.
Geçmişte üretimi belirleyen faktörün doğal kaynaklar oldu-
ğu belirtilen raporda, günümüzde bilgi, teknoloji, uzmanlık,
inovasyon ve sermayenin belirleyici olarak önem kazandığı
vurgulanırken, üretim sektöründeki küresel rekabetin, eko-
nomik büyüme, ulusal refah ve ulusal güvenliğin paramet-
relerini yeniden tanımlayacak değişimlere maruz kalmaya
devam edeceği aktarılıyor.
Çin rekabette bir numara Küresel bazda en büyük rekabet gücüne sahip ülkelerin
belirlendiği indekse göre Çin, 2010 yılında olduğu gibi ilk
sırada yer alıyor. Bu sırasını 2018 yılında da koruması bek-
lenen Çin’in ardından ise ilk 10’da 5’i gelişmiş (Almanya,
ABD, G. Kore, Kanada, Japonya), 4’ü ise gelişmekte olan
ülkeler (Hindistan, Tayvan, Brezilya, Singapur) bulunuyor.
Rekabeti belirleyen 10 unsurÜlkelerin rekabet güçlerini hangi parametrelere göre oluş-
turduğunu inceleyen rapora göre, nitelikli işgücüne dayalı
inovasyon, rekabet gücünü belirleyen en önemli unsur.
Diğer rekabet parametreleri ise sırasıyla; ekonomik, ticari,
finansal ve vergi sistemi, işgücü ve hammaddenin fiyatı
ve arzı, tedarikçi ağı, yasa düzenleyici sistem, fiziki altyapı,
enerji maliyeti ve politikaları, iç pazar büyüklüğü, sağlık sis-
temi ve üretim ve inovasyona yapılan devlet yatırımları…
2013
Index
Skoru
5 yıl
içerisindeki
Index skoru
Yeni
SıralamaÜlke Sıra
Çin 1 10 10 1 -
Almanya 2 7,98 7,82 4
ABD 3 7,84 7,69 5
Hindistan 4 7,65 8,49 2
G. Kore 5 7,59 7,63 6
Tayvan 6 7,57 7,18 7
Kanada 7 7,24 6,99 8
Brezilya 8 7,13 7,89 3
Singapur 9 6,64 6,64 9 -
Japonya 10 6,60 6,46 12
Tayland 11 6,21 6,24 15
Meksika 12 6,17 6,38 13
Malezya 13 5,94 6,31 14
Polonya 14 5,87 5,69 18
Birleşik Krallık 15 5,81 5,59 19
Avustralya 16 5,75 5,73 17
Endonezya 17 5,75 6,49 11
Vietnam 18 5,73 6,50 10
Çek Cumhuriyeti 19 5,71 5,23 22
Türkiye 20 5,61 5,99 16
24 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALEMAKALE
DR. İNCİ ŞEN
Türkiye - Almanya arasında bilimsel ve ekonomik köprüler
Türk iş ve bilim adamlarının başarılı çalış-malarını Almanya’da yaşadığım zamanlarda
ilgiyle ve merakla izlerdim. Daha sonra yine bu ka-naldan tanıştığım ekonomist ve sosyal bilimcilerin bi-limsel çalışmalarının, bilim aşklarının yanında onların hassas insancıl yanını tanıma fırsatını buldum. Sosyal sorumluluğunu da ciddi şekilde yaşayan, bi-reylerin her derdine koşan, özel yaşamda dostlarını
da ihmal etmeyen Avrupalı Türkleri tanımak bir ay-rıcalıktır. Bu bireylerin sevecen insancıl tarafını ve bilimsel donanımlarını nasıl toplumsal sorumluluğa dönüştürdüğüne sık sık şahit oldum.Bu insanların yoğun bilimsel çalışmalarının yanında yüksek enerjileriyle Avrupalı Türklere sahip çıkarak onların aydınlanmasında öncü rol oynadığını gördüm.Mesleği için sosyal hayatı ile alakalı bir çok feda-
Nisan 2013 / REPORTTURK | 25
MAKALEMAKALE
karlıkta bulunan bireyleri ben dost bir kişi olarak her zaman çok takdir ettim ve etmeye devam ediyorum. Bunların arasında akademik kariyerinde meraklı, idealist, araştırıcı ruha sahip, bitmek tükenmek bil-meyen enerjisi ile bir çok konuda uzmanlaşıp bütün bunların birikimini ülkesine taşıyan modern tıbbın uygulayıcılarının yanında hukukcu, ekonomist ve mi-marlar önemli yer tutarlar.
Doktorlarımız ve psikolojik sorunlarımızHalen Türkiye’de meslektaşlarına eğitim verip, bu dalın gelişmesine önemli katkılarını sürdüren doktor-lar, mühendisler yaşamlarını Türkiye’de sürdürmek-tedirler. Bunun yanında tamamlayıcı tıp, akupunktur ve migren konularında da ünü ülke sınırlarını aşıp uluslararası camiada da kendilerini bu konuda kanıt-layanlar da vardır. Bu insanlar aynı zamanda Türkiye ve Almanya arasında köprü görevini üstlenmişlerdir. Özellikle psikiyatride sorunlarla mücadele eden in-sanlarımızın önemi büyüktür.
Bu kişiler İstanbul’a ve Türkiye’ye sağlıklı yaşam, Av-rupa Hukuku, AB gibi konularda yepyeni perspektifler getirmişlerdir. Yazdıkları çeşitli makaleleri ve kitap-larıyla onlara erişemeyen insanlara da ışık tutmak-tadırlar. Bu insanlar akademik değerlerinin yanında insan ilişkilerinde de dört dörtlük, sevecen sıcak, paylaşımcı, mütevazi, samimi, düzgün aile yaşamı ve kalıcı dostluklarıyla insanlara güven veren, nadir insanlardandır.
Brandday.net’ten ödül alanlarToplumsal farkındalık taşıyan, bu değerleri insanlara ve bilime yansıtan bu kişilerin daha bir çok yıllar uzun ve kaliteli yaşam konusunda katkılarını görmeye de-vam edeceğiz.2 Mayıs’ta Brandday.net’in ödül törenininde ödül alacak bir çok değerimiz Avrupa ve Türkiye arasında köprü görevi görmektedirler.Lojistik’te Şeref Traş; Kulak Burun Doktoru Fahri Yıl-dız; Estetik Cerrah Serdar Eren; Gıda sektöründen Mustafa Baklan; Turizmci Kadir Uğur gibi iş adamları ve doktorlar son 4 yılda ülkeye dönen 190.000 kaliteli Türklerden yalnız bir kaçını oluşturmaktadır.
Sessiz kalmamalılarİki ülke arasında köprü görevi yaptığını belirttiğim bu insanlar Almanya’da aşırı sağın gelişmesine, ırkçı saldırılara, nazilerin ev yakmalarına sessiz kalmama-lıdırlar. Alman derin devleti Türk STK’ları ciddi olarak sustururken Almanya’da iş adamları, bilim adamları, doktorlar ve hukukçular tek bir ağızdan buna karşı koymalıdır. Avrupa’daki insanlarımızın psikolojik so-runları her geçen gün artmaktadır.Ekonomik bunalım ve aile içi çatışmalar bu insanların sorunlarını artırmaktadır. Bir de aşırı sağın saldırıla-rı karşısında sahipsiz kalırlarsa çok güç bir duruma düşerler.
26 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALEMAKALE
ERTAN ACAR
Kurumsal sosyal sorumluluk, hayır işi değildir
Her bireyin, vatandaş olarak içinde yaşadığı topluma ve ülkeye karşı sorumlulukları vardır. Çünkü içinde yaşadıkları toplumun yaşam kali-
tesini iyileştirmek, ekonomik, çevresel, kültürel ve sosyal gelişmeye destek vermek tüm bireylerin görevidir.Kurum ve kuruluşlar için de bu böyledir. Çünkü onlar da birer tüzel kişiliktir ve kurumsal vatandaş olarak onların da sorumlulukları vardır.Yardımsever, toplum içinde sevilen ve güvenilir biri olmak nasıl kişisel marka değerleri yaratıyor ve bireyi toplum içinde yüceltiyorsa, kurumların toplum tarafın-dan genel kabul görmesi, faaliyetleri ile beğeni ve takdir toplaması da kurumsal marka değerini kuvvetlendiren etkendir.İşte bu yüzden kurumlar kurumsal vatandaşlık görevleri-ni yerine getirebilmek için hedef kitleleri ve kamuoyu ile iletişim ekseninde de fırsatlar yaratan “kurumsal sosyal sorumluluk” projeleri üretirler.Burada kritik nokta toplumsal bir soruna ya da gerek-sinime odaklanmayan, belirli ve yönetilebilir bir süreci kapsamayan, sürdürülemeyen, kurum çalışanlarınca ve yönetimi tarafından benimsenmemiş, katılımı olmayan, sonuçları ölçülemeyen ve en önemlisi kalıcı değer ve fayda üretmeyen uygulamaların “kurumsal sosyal so-rumluluk” kapsamında değerlendirilmemesi gerektiğidir.Yakın bir zamana kadar “kurumsal sosyal sorumluluk”
denince akla “hayır işleri” gelirdi. Kâr eden şirketler, kazançlarının belli bir bölümünü sağlık, eğitim, spor ve benzeri alanlardaki faaliyetlere ayırır ve toplum nezdinde “sempati” toplamaya çalışırdı. Bunun için okullar yaptırı-lır, hastaneler inşâ ettirilir, spor karşılaşmaları destekle-nirdi. Kısacası pazarlama çaluşmalarını kamufle etmeye yönelik faaliyetlerdi.Günümüzde rekabetin bizi getirdiği nokta, “kurumsal sosyal sorumluluk” anlayışımızın değişmesine de neden oldu. Artık bir zamanların “hayır işleri”, günümüzde bir “rekabet parametresi” durumunda.“Kurumsal sosyal sorumluluk”, Fortune Dergisi’nin, Fi-nancial Times ile her yıl birlikte açıkladığı en beğenilen şirketler araştırmasının da ana kriterlerinden bir tanesi haline geldi. Bunun doğal sonucu olarak başta yatırımcı-lar, müşteriler, tüketiciler ve diğer sosyal ortaklar nezdin-de iş sonuçlarını etkileyen alanlardan biri oldu.En fazla ciro yapan, en fazla kâr eden, en fazla pazar pa-yına sahip olan şirketlerin performansları eğer “kurumsal sosyal sorumluluk” politikaları ile ilişkilendirilemiyorsaartık çok fazla anlam taşımıyor. Önümüzdeki dönemin, “kurumsal sosyal sorumluluk” açısından şirketlerin birbirleriyle kıyasıya rekabet ede-cekleri bir sürecin yaşanacağı görülüyor. Burada erken yol alanlar, doğal olarak bir rekabet avantajı elde ede-cekler.
Nisan 2013 / REPORTTURK | 27
MAKALEMAKALE
İşte bu yüzden İtibar Atölyesi olarak 24 Nisan’da bir “Romantizm’den Gerçeğe Kurumsal Sosyal Sorumluluk” konulu konferans düzenliyoruz. Konuşmacıları arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, Kurumsal Sosyal Sorum-luluk Derneği Başkanı Serdar DİNLER, İstanbul Bahçe-şehir Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk GÜRGEN, İletişim Danışmanlığı Şirketleri Der-neği (İDA) Başkanı Ali Cem İlhan, Koç Holding Kurum-sal İletişim ve Dış İlişkiler Koordinatörü Oya Ünlü Kızıl, Araştırmacı ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Danışmanı Ali Gizer, Doğuş Otomotiv Kurumsal İletişim Müdü-rü Çağla Gül Şenkardeş ve Doğuş Otomotiv Marka ve Medya Müdürü Ceylan Aksak, Çalık YEDAŞ Kurumsal İletişim Kalite ve Eğitim Müdürü Banu Akdoğan, Ga-
ranti Emeklilik Kurumsal İletişim Müdürü Deniz Güney, TÜVTÜRK İletişim İş Geliştirme Direktörü Koray Özcan, Hürriyet Gazetesi Kurumsal İletişim Koordinatörü Emel Armutçu, Medya Takip Merkezi Genel Müdür Yardımcısı Tanyel Yılmaz, Envirosell Türkiye Direktörü Burç Tutanç, XSights Araştırma Genel Müdürü Çiğdem Penn, Absent Ajans Genel Müdürü Pınar Güleçyüz İşçi ve SGK Kurum-sal İletişim Daire Başkanı İlhan İşman yer aldığı, Beşiktaş Akaretler’deki W Hotel’de gerçekleştirilecek konferansın izleyenleri, kurumsal vatandaşlık dünyasına yelken aça-caklar. Katılımcılar eğitim boyunca kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin iş hayatına etkisini görecek, projelerin üre-tilmesi ve geliştirilmesine yönelik bilinmesi gereken püf noktaları öğrenecek ve kendilerini geliştirecekler.
28 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALEMAKALE
Süreksizlikler çağına girdik ve süreksizlikler sürüyor
PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ
Peter Drucker’in 1969 yılında yazdığı Age of Discontinuities isimli yapıt yöneticilere çok değerli mesajlar içeren ve çağın geleceğini önceden kestirebilen ilginç saptamalar taşıyan bir yapıttır. Drucker kitabında şu soruyu soruyordu yöneticilere: “Sizin işiniz nedir?-What is your business?” Ünlü yazar bu sorunun yanıtının ise ancak “müşteriler tarafından verilebileceğini” yazıyordu nerede ise yarım asır önce. Şimdilerde işletmecilerin ve pazarlama uzmanlarının hatta yazılımcıların çok ilgi duydukları CRM-Customer Relationship Management - Müşteri ilişkileri Yönetimi - isimli yöntemin daha o zamanlar adı bile duyulmuyordu. Şimdilerde bile bu yöntemi bilip uygulayan yönetici sayısı pek de öyle fazla bir sayı değil. Konu sizin işyerinizi veya kuruluşunuzu nasıl gördüğünüz değil, müşterilerin nasıl gördüğü konusudur. Drucker kitabında daha değişik konulara da değindi. Özellikle küre-selleşme konusundaki şu gözlemi çok ilginç: ” “The world has be-come one market one global shopping center” … “yet this world economy almost entirely lacks economic institutions to energize global productivity…” that could lift poor and largely colored nati-ons out of poverty… we stood the probability of a new war bet-ween races”. Dünya tek bir pazar, tek bir AVM oldu. Fakat dünya ekonomisi yoksul ve çoğunlukla renkli ırkları yoksulluktan çıkaracak küresel verimliliği canlandıracak ekonomik kuruluşlara sahip değil. Irklar arasında çıkacak bir savaş olasılığı ile karşı karşıyayız.” Belki de ünlü işletmecilik gurusu bugün dünyayı kana bulayan Taliban ve benzeri kuruluşları, El-Kaide ve yandaşlarının ortaya çıkacağını da öngörüyordu.Peter Drucker bundan 50 yıl kadar önce bizi bugünkü Bilgi Dev-rimine karşı hazırlıklı olmaya çağırıyordu ama bunu ne yöneticiler görebildi, ne de politikacılar. Yöneticiler ve özellikle son zaman-larda tıpkı bir sporcu gibi şirketten şirkete transfer olan ve sadece aldıkları para ile ilgilenen ünlü CEO’lar ile sadece yeniden seçilmek için kurnazlıklar, entrikalar ve Bizans oyunları planlayan politikacı esnafı bu uyarıyı ne anlayabilecek, ne de uygulayabilecek ve önlem
alacak yetenekte idi. Aradan tam 51 yıl geçti, yani yarım asırlık bir süre. 2000 yılından bu yana da dünya ekonomisi ve dünya politikası yeniden bir çalka-lanma içine girdi. İnternet şirketlerini batıran ünlü Nokta.com (Dot.com) bunalımı, 11 Eylül, Irak Savaşı, derken petrolde tırmanan ve sonucu kestirilemeyen tırmanma, ABD’deki ipotek krizi derken, emtia ve gıda fiyatlarındaki artışlar dünyanın geleceği konusunda bizi yeniden düşünmeye sevk ediyor. Petrol fiyatlarının 100 doların artına düşmesi olasılığı giderek zor görünüyor. Maliyetlerde, ulaş-tırma ve diğer lojistik dallarındaki fiyat artışları geleceğin geçmişin devamı olamayacağı ve geçmişe ait yöntemlerle geleceğin sorun-larının çözülemeyeceğini bir kere daha anlatıyor gibi. Ama anla-yana.Hele Türkiye gibi, gerek iç ve gerekse dış etkenlerin ve yüksek risk stratejilerinin uygulandığı ülkelerde, her an dalgalanmaya açık olan ve bu konudaki durumu yönetiminin giderek daha zor hale gele-bileceğinin işaretleri belirmeye başlayan bir çok ülkede, politikacı takımı gerçek dışı, bilim dışı, çağ dışı, demokratik olmayan yön-temleri, tek adam yönetimlerini seçmeye devam ettiği sürece, aday sandıkları halkın önüne çıkarılmadığı sürece, siyasi partilerde parti içi demokrasi yok edildiği sürece, bu cinsten ülkelerde siya-sette yenilenme, yeni çözüm yolları bulmak daha da zorlaşacak. Bu konudaki belki de en önemli güvencelerden biri, bazı ülkelerde ki ekonomi kaptanlarının ve profesyonel iş yöneticilerinin uyanıklığı, hızlı karar verme yetenekleri ve kendilerini yenileme özellikleridir. Bu bakımdan iş dünyası; politikacının dünyasından en az bir asır ileridedir. Ülkelerin sorunu politikacının öğrenebilmesi, kendini ye-nilemesi ve yenilikçi olabilmesidir. Kanımca bazı ülkelerin bugün içinde bulunduğu en önemli sorun; demokrat politikacı, demokrat parti yönetimi ve demokratik düşüncenin ve çağdaşlığın siyasete hakim olabilmesidir.
Nisan 2013 / REPORTTURK | 29
MAKALEMAKALE
MERVE SEÇKİN
Şubat ayının başında öne çıkan KSS projeleri belirlendiMedya Takip Merkezi (MTM), Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinin aylık basın yansımalarını incelemeye devam ediyor. Araştırma raporuna göre, Şubat ayı boyunca gazete ve dergilerde en fazla yer alan proje, “Türkiye’ye Değer” oldu.
Ayın en çok konuşulan projeleri
Türkiye’ye Değer (Türk Telekom)
Meslek Lisesi Memleket Meselesi (Koç Holding)
Tarihe Saygı Projesi (Opet)
Kadın Gözüyle Hayattan Kareler
(Anadolu Hayat Emeklilik)
Bir Usta, Bin Usta (Anadolu Sigorta)
81 İlde 81 Öğrenci (İş Bankası)
Trafik Hayattır (Doğuş Grubu)
Kardelenler Projesi (Turkcell)
Engelsiz Bankacılık (Yapı Kredi)
Paramı Yönetebiliyorum (Visa Electron)
Ülkem İçin Engel Tanımıyorum (Koç Holding)
Baba Beni Okula Gönder (Milliyet)
Geleceğe İlk Adım Projesi (Vodafone)
Sokakta İlk Adımlar (Renault- Mais)
81 İlde 81 Orman (İş Bankası)
*MTM’nin Şubat ayında, ulusal gazete ve dergilerde yaptığı basın
takibi sonuçlarından elde edilmiştir.
“Telefon Kütüphanesi”nden üniversiteye hazırla-nanlar için yeni uygulama
Medya Takip Merkezi’nin hazırladığı rapora göre, Şubat’ta basına en fazla konu olan sosyal sorumluluk projesi “Türkiye’ye Değer” oldu. Proje, alt çalışmalarından biri olan, “Telefon Kütüphanesi”nin üniversite sınavına hazırlananlara yönelik yeni uygulaması ile gün-deme geldi. Mart ayı sonunda gerçekleşen YGS (Yüksek Öğretime Geçiş) için kullanıcılarının hazırlanmasına yardımcı olmak adına, Telefon Kütüphanesi bünyesine SYS 2013 (Seçme ve Yerleştirme Sınavı) kılavuzu ve sekiz adet YGS deneme sınavı eklendi.
MLMM projesine Mixx Awards’tan ödülKoç Holding’in Milli Eğitim Bakanlığı ile 2006 yılından beri yürüt-tüğü “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi, Şubat ayında gazete ve dergilere en fazla yansıyan ikinci KSS çalışması oldu. Mesleki eğitimi geliştirmek amacıyla oluşturulan proje, dijital pa-zarlama iletişimi sektörünün en iyilerini belirleyen Mixx Awards’ın Sosyal Pazarlama kategorisinde altın ödüle layık görülmesi ile adın-dan söz ettirdi.
“Tarihe Saygı Projesi” şehitlikleri düzenlemeye devam ediyorMTM’nin araştırmasına göre, “Tarihe Saygı Projesi” ay boyunca basında öne çıkan diğer KSS çalışması oldu. Opet’in, 2006’da Ge-libolu Yarımadası’nı çağdaş bir görünüme kavuşturmak için başlat-tığı proje kapsamında, Çanakkale Savaşlarının yaşandığı bölgede sekiz köy ve 57. Alay Şehitliği rehabilite edilmişti. Proje, Akbaş Şehitliği’ni yenilemesi ile de basında yer aldı.
Sadece kadınlara özel fotoğraf yarışmasıŞubat ayında basında en fazla gündeme gelen bir diğer KSS proje-si, Anadolu Hayat Emeklilik’in yürüttüğü “Kadın Gözüyle Hayattan Kareler” oldu. Proje bünyesinde düzenlenen fotoğraf yarışması ay
boyunca sosyal sorumluluk çalışması ile ilgili öne çıkan konu olur-ken, yarışmada bu yıl “Hayata Dair” temasının işleneceği bildirildi.
“Bir Usta Bin Usta”da kursiyerler mezun olduAnadolu Sigorta’nın Türkiye’de kaybolmaya yüz tutmuş meslek-leri yeniden canlandırmak amacıyla başlattığı “Bir Usta Bin Usta” projesi, ay genelinde basında en fazla yer bulan KSS çalışmaları arasında 5. sırada yer aldı. Proje, Şubat ayında iki kursunun ta-mamlanması haberleri ile anıldı. Muğla’da gerçekleşen cam üfle-me kursu, verdiği 14 mezun ile tamamlanırken, Nevşehir’de düzen-lenen çömlek yapımı kursunda da 3 aylık eğitim süreci başarıyla sona erdi.
30 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALEMAKALE
KORAY ÖZCAN
TÜVTÜRK, Trafikte Sorumluluk Hareketi ve İtibar Yönetimi
T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Ba-kanlığı koordinasyonunda, trafik güvenliği ko-
nusunda çalışmalar yapan kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde ve TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları’nın des-teğiyle yürütülen Trafikte Sorumluluk Hareketi, trafikte can güvenliği konusunda koruyucu önlemler alınması ve sorumluluk bilincinin geliştirilmesi konularında farkında-lık yaratmayı amaçlayan bir kurumsal sosyal sorumluluk projesidir.4 Mayıs 2010 tarihinde uygulanmaya başlayan proje, toplumun tüm kesimlerine ulaşılması amacıyla dört faklı alt proje ile yürütülmektedir. İlkokullara yönelik eğitim çalışmalarını içeren Can Dostları Hareketi, lise öğrenci-lerini hedefleyen Trafikte Gençlik Hareketi, Halk Eğitimi
Merkezleri öğretmen ve kursiyerlerine eğitimler veren Sorumlu Vatandaş Hareketi ve ticari araç sürücüleri ile toplumun geneline eğitimler ve saha etkinlikleri ile trafik güvenliği konusunda bilinç kazandırmayı amaçlayan Gü-venli Taşıt Hareketi, Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin alt projelerini oluşturmaktadır.Doğuş Grubu, Alman TÜVSÜD ve İngiliz Bridgepoint or-taklığı ile kurulan ve Türkiye’de araç muayenesi konu-sunda faaliyet gösteren tek kuruluş olan TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları, Türkiye’de trafik güvenliği konu-sunda bilinç oluşturmayı hem kurumsal hem de sosyal sorumluluğunun temeli olarak görmekte ve kurumsal sorumluluk uygulamalarını sürdürülebilirlik ekseninde yürütmektedir.
Nisan 2013 / REPORTTURK | 31
MAKALEMAKALE
TÜVTÜRK projeyi konumlandırırken, trafikte can güven-liği konusunda sürdürülebilir çözümler üretebilmenin konuyla ilgili paydaş kuruluşların katılımıyla mümkün olabileceği gerçeğinden yola çıkmıştır. Bu düşünceden hareketle, trafik güvenliği konusunda çalışmalar yapan kurum ve kuruluşlarla işbirliğine gidilmiş ve KSS projeleri için önemli örnek teşkil edecek bir paydaş yapısı oluştu-rulmuştur. Projenin başlangıcından bu yana gerçekleş-tirilen Paydaş Toplantıları ve paydaşlarla sürekli iletişim sayesinde, strateji geliştirme, uygulama, araştırma, içe-rik üretimi ve iletişim gibi alanlarda paydaşların stratejik ve lojistik katkıları alınmaktadır.Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin etkin ve geniş paydaş yapısı sayesinde, proje kapsamında 2012 yılı sonu itibarı ile 621 bin kişiye doğrudan eğitim verilerek trafik güven-liği konusunda bilinç kazandırılmış, 2 milyondan fazla ki-şiye de çeşitli eğitim ve iletişim materyalleri ile ulaşılarak trafikte sorumluluk mesajları toplamda 2,5 milyondan fazla kişiye iletilmiştir. “Kaza” ve “Göz Yumma” başta olmak üzere projenin sekiz tanıtım filmi, 2010 – 2012 döneminde 25 ulusal TV kanalında 21 bin 976 kez gös-terilmiştir. Ayrıca İBB Trafik Koordinasyon Merkezi’nden Murat Kazanasmaz’ın seslendirdiği radyo spotları, yine aynı dönemde 49 ulusal radyoda 7 bin 190 kez yayınlan-mıştır. Böylece Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin tanıtım filmleri ve radyo spotları, Türkiye nüfusunun yüzde 80’ine en az bir kez ulaştırılmıştır.Çalışanlarla, müşterilerle, yatırımcılarla, medyayla ve toplumla ilişkilerden doğan ve tüm paydaşların beğeni-siyle ortaya çıkan itibar, marka değeri hesaplanırken bir kurumun kâğıt üstünde görünen değerinden çok daha etkilidir. Bir kurumun itibarının doğru yönetilmemesi de kurumların krizlere ve mali risklere karşı daha kırılgan olmasına yol açmaktadır. Yani kurumsal itibar, kurumun yarattığı güvenin pazar değerindeki payını temsil etmek-tedir. Çünkü beğenilen ve takdir edilen bir şirket olmanın karşılığı hesaplanamamakta ve gerek çalışan, gerekse de toplum tarafında itibarın değeri ancak yitirildiğinde anlaşılmaktadır.Kurumsal itibar, bir kurumun tüm paydaşlarının bek-lentilerini karşılayabileceğinin en açık göstergesi olarak tanımlanabilmektedir. Kurumsal sosyal sorumluluk ise kurum ve kuruluşların toplumun sosyal, çevresel ve eko-nomik kaygılarını, kendi istekleriyle faaliyetlerinin ve pay-daşlarıyla olan ilişkilerinin bir parçası haline getirmesi, etki alanı içindeki tüm paydaşlarına karşı etik ve sorumlu davranması, bu yönde kararlar alması ve uygulaması şeklinde açıklanmaktadır. Bu durumda ortak nokta, pay-daş beklentilerinin yönetimi olarak ortaya çıkmaktadır. Bir kurumun kurumsal sosyal sorumluluk çalışmaları ve bu çalışmaların iletişimi de paydaşlara ulaşmak ve on-ların zihinlerinde farklı ve güçlü bir konum elde etmek
açısından kilit bir rol üstlenmektedir.Bu nedenlerle kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal itibar yönetimi, ortaya çıkış sebepleri ve sonuçları ne-deniyle birbirinden ayrılamamaktadır. Çünkü artık kaliteli ürüne ulaşmak daha kolay gerçekleşmekte ve uygun fi-yat-kaliteli ürün dengesi müşteri sadakatine yetmemek-tedir. Bilinçli tüketici satın aldığı malın topluma olan kat-kısını ve çalışanlar da kurumlarının inandıkları değerlere olan ilgisini sorgulamaktadır. Trafikte Sorumluluk Hareketi de, “Trafik ve taşıt güvenliği konularında bağımsız ve yetkin otorite olarak model ka-bul edilmek” vizyonuyla yola çıkan TÜVTÜRK’ün bu vizyo-na erişmek için kendi faaliyet alanına ek olarak yürüttüğü bir proje olarak olarak düşünülebilir. Hem çalışanlar hem de müşteriler için günlük rutin faaliyetin çok ötesinde bir girişim olan bu proje, süreç içinde hem de müşterilerden hem de çalışanlardan çok önemli geri dönüşler sağla-mıştır. Projenin bir katkısı da, çok geniş bir sosyal paydaş ağı olan TÜVTÜRK’ün bu paydaşları ile olan ilişkilerine yeni bir katman getirmesidir. Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin başladığı 4 Mayıs 2010’dan günümüze kadar olan süreçte TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları’nın faaliyet alanına ilişkin bilgi ve farkındalık düzeyi önemli ölçüde artmıştır. TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları’nın marka bilinirliği son 1 yıl içinde yüzde 55,6’dan yüzde 81,6’ya yükselirken, Tra-fikte Sorumluluk Hareketi’nin bilinilirlik düzeyi de 1,5 yıl içinde yüzde 7,3’ten yüzde 32,8’e yükselmiştir. Kamu, sivil toplum kuruluşları ve akademik kuruluşlarla yapılan ortaklıklar ve elde edilen başarılı sonuçlar TÜVTÜRK’ün kurumsal itibarına doğrudan etki etmiş ve TÜVTÜRK ça-lışanlarının projede aktif rol almaları sayesinde kuruma bağlılıkları ve iş verimliliği artmıştır.Daha önce de vurgulamaya çalıştığımız gibi, günümüzde şirketler büyük bir güce sahipler ve çok sayıda insan da şirketlerin gerçekleştirdiği faaliyetlerden etkileniyor. Şir-ketlerin faaliyetleri artık hem bireylerin hem de kamuo-yunun yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor. Küresel köyde şirketlerin rolü ise hem etkilenen hem de etkileyen ola-rak ortaya çıkıyor. Toplumlar ve genel yaşantı üzerinde bu kadar büyük etkiye sahip olan firmaların kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunması, artık dünya genelinin bir beklentisi haline geldi. Çevre, eğitim, sağlık, insan hakları gibi konularda duyarlı kurumların diğerlerine oranla tercih edilmesindeki temel sebep de buna daya-nıyor.Trafikte Sorumluluk Hareketi’nin etkin ve geniş paydaş yapısı ve sürekli iletişimle ortaya çıkan koordinasyonu, tüm dünyada kabul gören kurumsal sosyal sorumluluğun genel ilkelerini tam olarak karşılamakta ve TÜVTÜRK Araç Muayene İstasyonları’nın kurumsal itibarına net bir katkıda bulunmaktadır.
32 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALEMAKALE
PROF.DR. FARUK ŞEN
AB -Türkiye ilişkilerinde Ankara kriterleri
Başbakan Tayyip Erdoğan’nın Angela Merkel yaptığı görüşmelerden son-ra Türkiye’nin, Ankara Kriterlerin tekrar gündeme getirmesinde yarar var.
Ziyaretle Türkiye-AB ilişkileri tekrar güncellik kazandı. Türkiye’deki Avrupa Birliği (AB) uzmanları Avrupa’nın bize dayattığı kriterlerin en kısa zamanda yerine getirilmesini istiyorlar. AB’li yetkililerin tüm çabası örneğin, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasından, Kıbrıs için verilecek tavizlere kadar birçok dayatmanın neredeyse Kophenag kriterlerinin bir parçası olduğunu hepimize inandırmaktır. AB’nin Brüksel’deki uzmanları ve Türkiye’deki uzantıları Türkiye-AB ilişkilerini takip etmekte güçlük çekiyorlar. 2012 yılında TAVAK ( Türkiye- Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı)‘ın yapmış olduğu araştırmada Türk halkının AB’ye bakışı %17’lere kadar düştü. AB’ye çok gönül verenlerde artık AB’den kopa-rak “olmayacak duaya amin dememe” pozisyonuna girdiklerini görmüyorlar. Artık yavaş yavaş Ankara kriterlerini ortaya çıkartıp, Türkiye’ye “hayır” diyen Fransa, Hollanda, Avusturya ve Almanya gibi ülkelerin önüne sürmekte yarar var. Ankara kriterleri neler olabilir? Ankara kriterlerini başlıklar halinde toplamakta yarar var.1. Vizelerin kaldırılması: AB ülkeleri Schengen vizesini tüm üyelik görüşmesine başlayan ülkelere kaldırmışlardı. Artık Türkiye ye de kaldırmaları gerekmektedir. Vizesiz bir AB Türkiye’nin ilk kriteri olmalıdır. AB’ye tam üyelik görüşmelerine baş-lama tarihinden itibaren Bulgaristan, Romanya ve Hırvatistan’a kaldırılan vize uy-gulamasının 2005 yılından bu yana tam üyelik görüşmelerine başlayan Türkiye’ye de kaldırılmasının sağlanması gerekmektedir. Sırbistan’a vizenin kaldırılmadığı bu-günlerde Türkiye’den gelenlere vize istenmesi AB’nin Türkiye’ye karşı getirmediği sorumlulukların başında gelmektedir. 2. İslamafobi ve Türkofobiye karşı eylemler: 500 milyonluk AB ülkelerinde 20 mil-yon müslüman yaşıyor. İslamafobi her geçen gün artarken, 5 milyon 200 bin insa-nın yaşadığı AB de Türkofobi de gelişiyor. Bu açıdan AB, Brüksel de İslamafobi ve Türkofobiye karşı savaş açmalı ve 2014 yılını İslamafobiye karşı eylem yılı yapma-lıdır. İslam dinine yönelik ön yargıların büyük ölçüde geliştiği ırkçı (rasist) akımların büyük boyutlara geldiği AB’de İslamofobi ve ırkçılığa (rasismize) karşı yeni paketler açılmalı ve müslümaların (islam dininin) AB tarafından tanınması sağlanmalıdır.
Nisan 2013 / REPORTTURK | 33
MAKALEMAKALE
3. AGSK da söz hakkı: 90lı yıllarda Balkan krizi çerçe-vesinde oluşturulan 60 bin kişilik Nato kuvvetlerindeki vurucu ve acil müdahale ekibine Türkiye 6 bin asker veri-yor. Fakat AB ülkesi olmadığı için karar mekanizmasında yer alamıyor. Vurucu gücün % 10 unu oluşturan Türkiye, AGSK’nın karar gücünde de yer almalıdır.4. Gümrük Birliği tazminatı: 1996 yılında başlayan Güm-rük Birliği’nden 2012 yılına kadar AB Türkiye’ye 190 milyon £ luk daha fazla mal satışı yaptı. Türkiye 1996-2001 yılları için öngörülen ve Yunan vetosu ile verilme-yen Gümrük Birliğini güçlendirme paralarının Türkiye ‘ye ödenmesini istenmelidir. Bunun dışında zeytinyağından alınan 1,5 euroluk fonun kaldırılması, ayrıca etli ve sütlü mamüllerin Türkiye’den AB’ye direkt girişi sağlanmalıdır.5. Yeni bölümlerin açılması: Son 3 yıldır AB ile görüş-melerde hiç bir bölüm açılmadı.2013 yılında 5 bölümün açılması artık sağlanmalıdır. 6. Güney Kıbrıs’a yaptırım: AB ülkeleri Güney Kıbrıs ve
Türkiye ye karşı getirdiği AB’ye yönelik vetoların kaldırıl-ması için yaptırım uygulamalı ve Güney Kıbrıs’a uygula-nacak yardımların şarta bağlanmasını istemelidir.7. Serbest dolaşım hakkı: Türkiye 1986 yılında uygulan-maya konulması gereken serbest dolaşım hakkına hala ulaşamadı. Gümrük Birliği’ne “Evet” diyen Türkiye ‘ye serbest dolaşım hakkı da sağlanmalıdır. Bu konuda ka-demeli bir dönem başlamalıdır.8. Güney Doğu Anadolu’ya fon ayrılması: 2014-2020 yılları arasında öngörülen 7 yıllık, 979 milyar £ luk AB bütçesine kürt sorunun çözülmesine yönelik yardım çeçevesinde AB’nin Sosyal ve Bölgesel Struktur Fonla-rından Güney Doğu Anadolu bölgesine fon ayrılmasını istemelidir.9. AB’yi sevdirme fonu: Türkiye de AB’ye karşı tepki her geçen gün artmakta ve AB üyeliğine sıcak bakılmamak-tadır. AB Tüm üye ülkelerde ve üye olacak ülkelerde AB’ye bakışı olumluya çevirmek için fonlar ayırmaktadır
34 | REPORTTURK / Nisan 2013
MAKALE
ve bu fonların Türkiye’ ye ayrılması gerekmektedir.10. Zirvelere katılım: AB’nin genel toplantılarda Türkiye ciddi bir şekilde rol almalıdır. Uzun zamanlı dönem top-lantılarına, Türkiye’yi davet etmemektedir. Bunun değiş-mesi istenmektedir.11. Batı Trakyalı Türkler: Lozan Antlaşması’na göre, azınlık statüsünde olan Batı Trakyalı Türkler kendilerine hizmet verecek olan Türk kökenli müftüleri seçme hakkı-na sahip değiller. Ayrıca, müftüler Yunanistan ve Suudi Arabistan’dan getirilen Arap müslümanları arasından atanmaktadır. Yunanistan’ın Türk terimini kabul etmesi, İskece ve Gümülcine müftülerinin bu bölgelerden yaşa-yan Türkler tarafından seçilmesi şarttır. Selanik’te Türk din adamlarını yetiştirecek ve Türkiye’deki bir üniversite ile işbirliği yapacak bir din akademisinin veya ilahiyat fa-kültesinin de açılması gerekmektedir. 12. KKTC’ye sorumlulukların yerine getirilmesi: Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs’a yönelik AB tarafından Kıbrıs referandu-mundan evvel verilen sözler yerine getirilmeli, ulaşım-da kolaylık tanınarak Avrupa’dan direkt uçakların Ercan Havaalanı’na inmesi sağlanmalıdır. Limanlara direkt ge-milerin yanaşmasının dışında 2004 - 2009 yılları arasın-da ön görülen yaklaşık 600 milyon Euro’luk fon KKTC’ye verilmemiştir.
13. Göçmenlere kolaylık: AB’nin birçok ülkesinin ceza-evlerinden tamamiyle izolayona tabi tutulan Türk kökenli göçmenlerin konumları ile ilgilenecek bir komisyon kur-malı ve bu komisyon üyelerinin %50’si de Türklerden oluşmalı ve bunların vereceği raporlara göre ülkelerde cezaevleri koşullarının değiştirilmesi sağlanmalıdır. AB sınırları içinde yaşayan ve sayıları 5 milyon 200 bini bulan Türklere yönelik her türlü ayırımcılığın (diskriminasyonla-rın) önüne geçilmeli ve ayrımcılık karşıtı (antidiskriminas-yon) kanunların tam olarak uygulanması sağlanmalıdır. 14. KPK’nin işlevi: Avrupa Parlamentosu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında oluşturulan Karma Parla-mento Komisyonu’nun (KPK) toplantılarında Avrupa’daki Türklerin sorunları her toplantıda gündeme alınmalı ve bunlara karşı uygulanan baskılarin hafifletilmesine yöne-lik çalışmalar yapılmalıdır.AB bu 14 kriteri yerine getirirken Türkiye ile yakınlaşmayı sağlayabilir. 1 Temmuz 2013 de Hırvatistan’ın tam üye olacağı AB’nin Ankara kriterlerini kabul etmesi de la-zımdır. Yalnız, Kopenhag kriterlerini dikte etmemesi AB ve Türkiye arasında yakınlaşmayı sağlar. Aksi takdirde Türkiye yavaş yavaş kendi yolunu çizecek ve AB’ye yeter diyecek konuma gelmiş olacaktır.
IsıPompaları
OdaTermostatları
Isıtma Kablosu Çözümleri
Hidronik Balansve Kontrol Vanaları
TermostatikRadyatör Vanaları
DöşemedenIsıtma Sistemleri
İŞİNİZİ BÜYÜTMEK İÇİNİHTİYAÇ DUYDUĞUNUZ HERŞEY
BU ÇATININ ALTINDA...
Danfoss Isıtma Çözümleri Türkiye