reportturk e-dergİsİ temmuz 2012 sayisi

36

Upload: reportturk-kurumsal-kiymetler-dergisi

Post on 31-Mar-2016

242 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

İŞ DÜNYASININ KURUMSAL KIYMETLER E-DERGİSİ

TRANSCRIPT

Page 1: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI
Page 2: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Temmuz ayında kapağımıza, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) yayınlamış olduğu İspanya’daki bankaları kurtarmak için acil 40 milyar Euro’ya ihtiyaç duyulduğuna dikkati çeken, tabiri caiz ise Avrupa’yı titreten raporu taşıdık. Söz konusu raporun ardından Euro Bölgesi maliye bakanlarının tedbir amaçlı alarm haline geçmeleri son derece dikkat çekici çünkü...Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü F. Fatma Çelenk ile yaptığımız röportajda da ürün ve hizmet kalitesiyle olduğu kadar, yenilikçi yaklaşımıyla da gayrimenkul, enerji, döküm ve çimento sektörlerinde proje ve yatırımlarına devam eden Soyak Holding’in sürdürülebilirlik faaliyetlerini mercek altına aldık.BTD Danışmanlık Genel Müdürü Tufan Darbaz yine kendine özgü yalın ve kısa üslubu ile köşe yazısında patronların en sık yaptıkları hatalara ve birlikte çalıştığı ekip arkadaşlarına olması gereken davranış biçimlerine yer vermiş. Prof. Dr. Faruk ŞEN ise bu sayıdaki köşe yazısında Kanlıca’ nın tarihsel dokusunu kaybetmeyen gelişen çağa ayak uydurarak gastronomi dünyasının gözbebeği haline gelmesinden ve kendi deneyimiyle gidilebilecek eşsiz mekanlardan, yenile-bilecek eşsiz tadlar dan bahsederek hoş bir boğaz esintisi hissettirmiş. Markefront Genel Müdürü Aytaç Mestçi ise makalesinde sosyal medyada ve Facebook’da markaların kendi sayfalarını nasıl çok daha güvenli yönetebilir hale getirebileceğine, oluşturulacak sayfaların yönetim biçiminden ve birlikte yol alınacak ajansın seçimine, doğabilecek kriz yönetiminin doğru yönlendirilmesine kadar bir çok bilgiden söz etmiş.Texas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Dalgıç ise makalesinde Türk demokrasisinin kaderini, ülkenin ekonomik sistemini ve sosyal yapıyı mercek altına alarak “Muhafazakarlık” tartışmalarına yeni bir bakış getirmeye değinmiş. Medya Takip Merkezi Kurumsal İletişim Sorumlusu Merve Seçkin de markaların yürüttükleri kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin topluma örnek ve destek olma niteliği taşıması gerektiğini ve medyanın ilgisinden bahsetmiş yazısında.Pazarlama İletişimi ve Yönetim Danışmanı ve Türkiye İtibar Endeksi Yürütme Kurulu Başkanı Can Çağdaş ise itibarın, kişinin ve kurumun bütün savunma meka-nizmalarını ayakta tutan en önemli kavramlarından biri olması gerektiğine, itibarın yönetim biçimine ve itibarını iyi yöneten şirketlerin geleceğe yatırım yaptıklarına önemle değinmiş…İtibar Atölyesi Başkanı Ertan Acar da bu sayıdaki köşe yazısında uluslararası stan-dartlara göre bir ürünün, kurumun ya da hizmet sunucusunun marka olarak kabul edilmesi için sektöründe en az 25 yıldır faaliyette olması gerektiğini ve marka oluşumda gerekli olan değerleri yazmış.

Keyifli okumalar…

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

•Telefon:

0212.272.51.51•

Fax: 0212.272.49.50

•Ankara Temsilcisi:

Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi

No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

•Abd Temsilcisi:

Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Acar

Genel Yayın KoordinatörüAslı Yörükoğlu

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

EditörAylin Levendoğlu

Reklam ve pazarlama:

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,

Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca

Page 3: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI
Page 4: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

İçindekiler

HABER Enerji kredisine 0 kar payı28

293031323334

HABER İşte en sevilen marka

HABER Perakende devi banka oluyor

HABER D&G’ye vergi şoku!

HABER Yeni teşvik paketi yürürlüğe girdi

HABER Türkiye’nin sansür taleplerine Google’dan ret!

HABER Çocukların çevre sevgisi okul duvarlarına yansıdı!

KISA KISA Karsan, Londra taksisine talip Anadolu Sigorta’ya Altın Sabre

2012 Ödülü Shopping Fest’e özel Türkiye’nin ilk

ayakkabı orkestrası FLO’dan... Carrefour Türkiye`den çekiliyor mu? Versace imzalı malikaneye rekor fiyat Vodafone ve Doğuş çay iş birliği

6

KAPAK Avrupa’yı titreten rapor!8

RÖPORTAJ Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü

F. Fatma Çelenk:

Soyak Holding ve sürdürülebilirlik faaliyetleri

24

MAKALELER MERVE SEÇKİN

En çok konuşulan kss projeleri AYTAÇ MESCİ

Sonunda :) Facebook’tan Farklı Sayfa Yöneticiliği Türleri

PROF.DR.TEVFİK DALGIÇSiyasal muhafazakarlık üzerine bilimsel bir çalışma

PROF.DR. FARUK ŞENBenim Kanlıca’m

TUFAN DARBAZPatronların en sık yaptıkları hatalar

CAN ÇAĞDAŞİtibar Yönetimi ile gelecek değerinizi yük-seltin

ERTAN ACARHedef kitleni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim...

10

12

14

16

18

20

22

Page 5: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

destekphone: 444 43 44 www.destekpatent.com.tr

Page 6: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Karsan, Londra taksisine talipNew York Belediyesi’nin “Geleceğin Taksisi” ihalesinde elenen Karsan, bu kez de Londra’nın taksisi olmak için kolları sıvadıLondra’da düzenlenen bir konferansa davet edilen Karsan, burada İngiltere için geliştirdiği için V1’in sağdan direksiyonlu ve elektrik motoruna sahip versiyonunu sergiledi.Araştırma ve danışmanlık şirketi Frost&Sullivan’ın 13-14 Haziran tarihlerin-de Londra’da düzenlediği “Kentsel Hareketlilik Konferansı”na davet edilen Karsan, konferansın ikinci günü Concept V1 taksiyi sergiledi. Başta İngiltere olmak üzere sağdan direksiyonlu pazarlar için geliştirilen yeni araç, Londra’nın da ileriye dönük elektrikli taksi proje beklentisi çerçevesinde elektrikli olarak hazırlandı.

KISA

KSI

A

6 | Report Türk - Temmuz 2012

Anadolu Sigorta’ya

Altın Sabre 2012 Ödülü

Anadolu Sigorta’nın sosyal sorumluluk projesi Bir Usta

Bin Usta ödüllerine bir yenisini daha ekledi ve iletişim

sektöründe dünyanın en prestijli ödüllerinden Sabre

Awards’ta birincilik ödülü kazandı.

Türkiye genelinde kaybolmaya yüz tutan meslekleri

yaşatmak, bu mesleklerin yeniden canlanmasını ve

meslek ustalarının deneyimlerinin geleceğe taşınma-

sını sağlamak amacıyla hayata geçirilen proje “Altın

SABRE 2012 Ödülü”ne layık görüldü.

2012 yılında ise Bir Usta Bin Usta kapsamında;

Ankara’da Sedef Kakma, Kars’ta Kilim ve Heybe

Yapımı, Muğla’da Cam Üfleme, Nevşehir’de Çömlek

Yapımı ve Tokat’ta Yazma Baskı eğitimleri verilecek.

Shopping Fest’e özel Türkiye’nin ilk ayakkabı orkestrası FLO’dan...FLO, 16 Haziran Cumartesi günü İstiklal Burger King önünde unutulmaz bir performansa ev sahipliği yaptı.

Ritmpark Performans Atölyesi’nin ritim perfor-masında, ayakkabılar müzik aleti oldu. Farklı özellikteki ayakkabılardan çıkan muhteşem seslere şahit olan 7’den 70’e herkes ayakka-bılar eşliğinde unutulmaz bir müzik ziyafetine şahit oldular. Türkiye’nin ilk ayakkabı orkestrasını izleme fır-satını yakalayanlar hem sıra dışı bir performans izlediler hem de eğlenceli dakikalar yaşadılar.

Page 7: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Versace imzalı malikaneye rekor fiyat

Dünya modasına yön veren markanın baş aktörlerin-den Gianni Versace, 1997 yılında satışa çıkan evin önünde vurularak hayatını kaybetmişti.Coldwell Banker tarafından satışa çıkarılan malikane bir süre otel olarak kullanıldı. 2000 yılında Peter Loftin tarafından satın alınmıştı. 10 büyük odası, 11 yatak odası, mozaik ve altın kaplamalı bölümlerin olduğu havuzu ve fiyatı yüz binlerce dolarları bulan aksesuarlarıyla ünlü malikane 1930 yılında inşa edildi. Ardından 1992 yılında Gianni Versace’nin satın alımı sonrası yenilendi. Bu dönemde malikaneye 33 milyon dolar para harcandığı düşünülüyor.

Temmuz 2012 - Report Türk | 7

Carrefour Türkiye`den çekiliyor mu?Carrefour CEO’su Knight Vinke yaptığı açıklamada Fransız perakende devi Carrefour’un Türkiye’den çıkacağına yönelik söylentiler doğrulandı.Sabancı Holding ile Fransız Carrefour ortaklığı olan

CarrefourSA‘dan Fransız ortağın çekilebileceği açıklandı.Carrefour CEO’su Knight Vinke yaptığı açıklamada, Türkiye’den çıkabileceklerinin bilgisini verdi.Geçtiğimiz aylarda açıklamada bulunan Sabancı

Holding CEO’su Zafer Kurtul, Carrefoursa’da çoğunluk yapıya ulaşmak istediklerini, bu konuda Carrefour’la görüşeceklerini bildirmişti. Haberler sonrasında Carrefour hisseleri yüzde 5 yukarıda işlem görüyor. Vodafone ve Doğuş çay

iş birliğiVodafone İş Ortağım’ın çay sektöründe bir ilke imza atarak

Doğuş Çay işbirliğiyle geliştirdiği “Telemetri Sistemi ile Çay

Ölçümü Uygulaması”, Londra’da Global Telecoms Business

İnovasyon Ödülleri’nde “Hizmette İnovasyon” ödülünün

sahibi oldu.

Firmaları, ihtiyaçlarına uygun en ileri iletişim teknolojileriyle

buluşturarak başarılarına katkıda bulunmayı hedefleyen

Vodafone İş Ortağım’ın, dünyanın en büyük ilk üç çay

fabrikasına sahip olan ve yılda 15 milyar bardak çay satarak

Türkiye’deki çay sektörünün yüzde 13’ünü elinde bulunduran

Doğuş Çay ile işbirliği yaparak geliştirdiği “Telemetri Sistemi

ile Çay Ölçümü Uygulaması”, Global Telecoms Business

İnovasyon Ödülleri’nde ”Hizmette İnovasyon” ödülüne layık

görüldü.

Page 8: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

HABER

8 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Avrupa’yı titreten rapor!Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) İspanya bankalarıyla ilgili yayınladığı rapor, Euro Bölgesi’ni harekete geçirdi.

Page 9: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 9

HABER

Euro Bölgesi, Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) İspan-

ya’daki bankaları kurtarmak için acil 40 milyar Euro’ya

ihtiyaç duyulduğunu açıklamasının ardından harekete

geçti.

İspanya ise, bu kurtarma paketi şemsiyesi altına gir-

memek için direniyor. Euro Bölgesi maliye bakanlarının

telekonferans zirvesi öncesi açıklama yapan Almanya

Merkez Bankası Başkanı Jens Weidmann, İspanya’ya

çağrıda bulunarak, bir an önce bu “kurtarma paketi”

şemsiyesi altına girmesini istedi.

IMF’nin raporunda İspanya’nın bankacılık sisteminin

istikrara kavuşması için ise 80 milyar Euro’lik ek bir pa-

raya ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

Ekonomi uzmanları ise, “İspanya hükümetinin bu hafta

sonu Euro Bölgesi’nin kurtarma paketi şemsiyesi altına

girmek istediklerini açıklayabileceklerini” iddia etti.

Page 10: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

10 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALEMAKALE

Markaların yürüttükleri kurumsal sosyal sorumluluk projeleri, toplumun eksik kal-mış yanlarını doldurmaya devam ediyor. Topluma örnek ve destek olma niteliği ta-şıyan bu projeler, Haziran ayında da medyanın ilgi gösterdiği konular arasındaydı. Medya Takip Merkezi (MTM) tarafından hazırlanan medya araştırması, ayın en fazla konuşulan KSS çalışmalarını ortaya koydu. İşte, araştırmanın detayları…

Son 2 ayda medyanın gözdesi “Türkiye’ye Değer”

Medya Takip Merkezi’nin hazırladığı araştırmaya göre,

son iki aydır medyanın en fazla yer verdiği KSS projesi,

“Türkiye’ye Değer” oldu. Türk Telekom tarafından gerçek-

leştirilen proje kapsamındaki “Telefon Kütüphanesi” çalış-

ması için 120 Türk Telekom yöneticisi kitap okudu. Proje

için, 24 bin kişilik Türkiye’ye Değer gönüllüsünün de kitap

En çok konuşulan kss projeleri

MERVE SEÇKİN

Page 11: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 11

MAKALEMAKALE

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 11

Ayın en çok konuşulan projeleri

• Türkiye’ye Değer (Türk Telekom)

• Düşler Akademisi Projesi (Vodafone)

• Meslek Lisesi Memleket Meselesi (Koç Holding)

• Karneni Göster Kitabını Al (İş Bankası)

• Yeteneğe Destek Yaratıcı Ekonomiye Destek (TTNET)

• 81 İlde 81 Orman (İş Bankası)

• Baba Beni Okula Gönder (Milliyet)

• Kadın Gözüyle Hayattan Kareler (Anadolu Hayat

Emeklilik)

• Bir Usta, Bin Usta (Anadolu Sigorta)

• Hayata Yeşil Yeşile Hayat (Aras Kargo)

• Engelsiz Bankacılık (Yapı Kredi)

• Fıstığımız Bol Olsun (Nestle Türkiye)

• Paramı Yönetebiliyorum (Visa Electron)

• Mikrokredi (HSBC)

• Temiz Tuvalet (Opet)

*MTM’nin Nisan ayında, ulusal gazete ve dergilerde

yaptığı basın takibi sonuçlarından elde edilmiştir.

okumak için sırada beklediği öğrenildi. “Türkiye’ye Değer” ayrıca, iletişim dünyasının en önemli ödüllerinden SABRE Ödüllerinde ‘İtibar Yönetimi Üstün Başarı’ ve ‘Türkiye’ ka-tegorilerinde finale kaldı.

“Düşler Akademisi” “Düşler Mutfağı” ile büyüyorTürkiye Vodafone Vakfı’nın engelli bireylerin hayatında fark yaratmak vizyonuyla hayata geçirdiği “Düşler Akademisi Projesi’nin bugüne kadar 1.386 öğrenciyi topluma kazan-dırdığı belirtildi. Akademi bünyesindeki atölyeler de pro-jenin gelişimiyle çeşitlenmeye devam ediyor. Son olarak, engelli bireylerin mutfak alanında üretim yaptıkları “Düşler Mutfağı” alt projesi hayata geçirildi. Şef Elif Sarıkaya’nın gönüllü eğitmenlik yaptığı atölye aynı zamanda catering hizmeti de sunuyor. Buradan elde edilen gelirin daha fazla dezavantajlı gencin ak-tivitelerden faydalanması amacıyla değerlendirilmesi hedefleniyor.

“Mesleki ve Teknik Eğitimde Kalite: Strateji Dokümanı” meslek liselerine kılavuz olduYedi yılda 8 bin öğrenciye ulaşan “Meslek Lisesi Mem-leket Meselesi” projesi, işsizliğe çözüm önerileri içeren “Mesleki ve Teknik Eğitimde Kalite: Strateji Dokümanı” raporunu yayınladı. Bu yıl tamamlanacak olan proje, Uluslar arası Çalışma Örgütü’ne bağlı (ILO) Gençlik İs-tihdam Programı tarafından Avrupa’nın örnek projesi seçildi.

“Karneni Göster Kitabını Al” 5. yaşını doldurduBu yıl 5. yaşına giren “Karneni Göster Kitabını Al” projesi ile İş Bankası, yaz tatiline giren 1 milyon ilköğretim öğren-cisine karne hediye olarak kitap hediye etmeye devam ediyor. Çocukların küçük yaşta kitap okuma alışkanlığı edinmesini hedefleyen proje ile bu yıl, “Sait Faik’ten Ço-cuklara Hikâyeler” adlı kitap dağıtılıyor.

TTNET gençlere bilişim dünyasını tanıtmaya de-vam ediyor…MTM’nin hazırladığı en çok konuşulan KSS projeleri araş-tırmasında öne çıkan bir diğer çalışma, “Yeteneğe Destek Yaratıcı Ekonomiye Destek” oldu. Gençlere bilişim dünya-sındaki yeni istihdam alanlarını ve iş fırsatlarını tanıtmayı amaçlayan proje, 2012 yılı programına Adana, Eskişehir ve Samsun ile devam ediyor. TTNET’in yürüttüğü proje ile yılsonuna kadar Türkiye’nin yedi bölgesinde 10 ilde 1000 gence eğitim verilecek.

Page 12: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

12 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALEMAKALE

Facebook ağı Türkiye’de bilindiğinden beri sektörün devamlı dilinde olan sosyal ağ pazarlama hizmetle-

rini veriyorum. Özellikle işin başında, hani daha sayfa yapısı olmadığı zamanlarda, bu sayfa kısmı eksikliğini Facebook’un grup yapısıyla özelleştirirdik ya da çözmeye çalışırdık. Sebebi çok basitti; Facebook bir kişinin 5.000’den fazla arkadaşı ola-mayacağını düşünmüş, buna göre bir kavram oluşturmuş, ki haksız da sayılmaz. Mecburen markalara ait pazarlamayı grup yapıları üzerinden sürdürmemiz gerekiyordu. Bu da ağın bize tanıdığı imkanlar çerçevesinde pazarlama/PR yapabilme şan-sı sağlıyordu.

Sihirli Değnek Facebook Marka SayfalarıPeki, sonra ne oldu? Facebook marka sayfalarını aktif hale

getirdi. Çok iyi bir geçiş süreciydi, tüm markaların özel uygu-lamalar kullanacağı bir yapı ortaya çıkarıldı. Bununla birlikte önemli bir konu da gündeme geldi. Markaya ait olan bu say-falar oluşturulurken ya markalar sayfalarını kendi alıyor ya da ajanslar üzerinden alınmasını talep ediyordu. Bu nokta-da da yönetim hakkı ya sadece ajansta oluyordu, ya da en iyi ihtimalle hem ajansta hem de marka sahibinde oluyordu. Karşılıklı yapılan sözleşmeler olsa da, marka gerekli güveni yeterince hissetmiyordu. Çünkü akılda hep aynı sorular vardı: Ya şifreyi değiştirirse, ya bir sorun çıkarsa? Tamam, özellikle Facebook ve Twitter gibi ağlarda marka isimlerini geri almak mümkün. Ancak geri alma süresinde kaybedilen kontrolün doğuracağı sorunlar ve bunun markaya verebileceği zarar, iş-te bu güvensizliğin en önemli noktasıydı.

Sonunda :) Facebook’tan Farklı Sayfa Yöneticiliği Türleri

AYTAÇ MESCİ

Page 13: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 13

MAKALEMAKALE

Genç Yetmelere Hesap Bırakmaya Hazır Mısınız?Markalarla ajanslar arasındaki önemli sorunlardan biri de, ajansların deneyimli gözüken deneyimsiz personel çalıştır-masıydı. Bunu şöyle anlatayım; kendinizi çok önemli bir dağ tırmanışının lideri olarak düşünün. Burada sizinle birlikte olan herkes (yani şirketteki her çalışan) kendi konusunda uzman ol-malı. Unutmayın! Yola onlarla çıkıyorsunuz ve yanlış bir hamle tüm ekibin uçurumdan aşağı düşmesine sebep olabilir. Bu noktaya kadar her şey iyi, ancak kapıyı gençten bir çocuk açıyor. “Ben süper sosyal ağ kullanırım, uçarım – kaçarım – cevaplarım” diyor. Bu noktada genç yetmeye hesap bıraka-cak mısınız? Bir düşünün, dağa onunla çıkacaksınız. Tırmanma tecrübesi var mı, yoğun streste ve ağırlıkta ekibi sırtlayabile-cek mi? Dışarıdan gelecek kurt saldırılarına hazır mı? Sizlere bu konuda destek verebilecek mi? Dağcılıkta en önemli yön-temlerden biri, Lider tırmanıştır. Lider tırmanış, geleneksel tırmanış ya da spor tırmanışında dağcının önce ya da önden çıkmasıdır. Yani o genç sosyal medyacının gerektiğinde ön-de olmasıdır. Lider tırmanıcı ara emniyet noktalarına ekspres (yani güvenlik tıpası) takıp buradan ip geçirir, bizim dilimiz-de sosyal ağlarda tampon noktasında olabilmesi gereklidir. Sözün özü; unutmayın, sosyal medyada markanızı teslim e-debileceğiniz kişi, yüksek bir tepeden düşmenizi engellemek için elinizi uzatabileceğiniz kişi olabilmeli.

Facebook Markaların Israrlarını AnladıÖzellikle markaların ajans ya da çalışanlara hesapları teslim e-derken güven kısmında oldukça önemli sorunlar yaşanıyordu. Facebook bu sorunların aşılması amacıyla beş seviyeli bir yö-netim yapısı oluşturdu. Bu sayede markalar kendi sayfalarını çok daha güvenli yönetebilir hale geldi.

Farklı Sayfa Yöneticiliği Türleri Nelerdir ve Bunlar Neler Yapabilir?Sayfa yöneticileri, her biri farklı imkânlara sahip beş farklı rol üstlenebilir hale geldi. Önemli nokta sadece bir yönetici, diğer yönetici seviyelerini/türlerini değiştirebilir. Tüm yöne-ticiler ‘varsayılan’ olarak yöneticidir.

Yandaki tabloda 5 yönetici rolü (soldan sağa) ve bunların yapabilecekleri (yukarıdan aşağıya) özetlenmiştir: Facebook’un sayfalar için oluşturduğu yönetici çeşitle-ri; Yönetici, İçerik Yetkilisi, Moderatör, Reklam Veren ve İstatistik Analisti görev tanımlarına sahiptir.Görev tanımlarının ayrıntıları şu şekilde açıklanabilir;Yönetici: Tüm yönetim görevlerini sürdüren kişi/kişilerdir. Sayfanın adıyla mesaj gönderebilir ve paylaşımda bulunabi-lir, bunun dışında diğer seviyedeki yöneticilerin yapabildiği her şeyi yapıp kontrol edebilir ve değiştirebilir.İçerik Oluşturucu/Yöneticisi: Sayfayı düzenler ve uy-gulama ekleyebilir. İçerik oluşturucu ayrıca sayfa adıyla

mesaj gönderebilir ve paylaşımda bulunabilir, reklam oluştura-

bilir ve istatistikleri görebilir.

Moderatör: Sayfadaki yorumları yanıtlayabilen ve silebilen

kişilerdir. Moderatörler doğrudan mesaj atamaz, sadece ge-

len mesajlara sayfanın adıyla cevap mesaj gönderebilir. Bu

önemli bir yetkidir çünkü bu noktada kolaylıkla içerik oluştura-

cak sorumlularla, cevap verecek sorumlular ayrılabilmektedir.

Moderatör ayrıca reklam oluşturabilir ve istatistikleri görebilir.

Reklam Veren: Reklam oluşturabilir ve istatistikleri görebilir.

İstatistik Analisti: İstatistikleri görebilir. Gördüğü bu ista-

tistiklerle de raporlar hazırlamaktadır.

Facebook yaptığı bu son yenilikle Facebook sayfalarına ayrı bir

önem kazandırmaktadır. Yönetim kavramın çok daha önemli

olduğunu kabul etmiş, sayfa yönetim işini biraz daha prestijli

hale getirmiştir. Yine bu yönetim hakları marka ile ajanlar ara-

sındaki sayfa yönetim şifre paylaşımlardan kaynaklanan soru

işaretlerini de ortadan kaldırmaktadır.

Sayfa Çalınmaları Azalacaktır

Bu yapı ile birlikte, Facebook üzerinde sayfalarının çalınması i-

le ilgili çıkan birçok sorunun da büyük oranda önüne geçilmiş

durumdadır. Marka sahipleri Facebook üzerinden yetkileri, gü-

vendiği ve gerekli gördüğü kişilere dağıtarak, marka hesabının

güvenliğini elinde tutabilecektir. Böylece diğer yöneticilerden

biri sayfanızı çalamayacağı gibi, hesap bilgileriniz de bilinmedi-

ği için, hack’lenme riski azalacaktır.

Page 14: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

14 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALEMAKALE

Türkiye’nin Demokrasi tarihinde çoğunlukla kendile-rini “Muhafazakar”, “Milliyetçi Muhafazakar” veya

“Muhafazakar Demokrat” olarak tanımlayan partiler iktidarda oldular. Bir bakıma Türk demokrasisinin kaderini, ülkenin e-konomik sistemini ve sosyal yapıyı kendilerine muhafazakar adını veren partiler ve onların liderleri belirledi. Muhafazakarlık evrensel bir siyasi tanımlama ve her ülkede belirli bir sosyo-ekonomik politika uygulamalara yapılan tanımlamadır aynı zamanda.Bu yazımda size “Muhafazakarlık” tartışmalarına yeni bir bakış getirmek istiyorum. Bizler Türkiye’de bir taraftan ken-dimize özgü nitelikleri korumayı amaçladığımızı söylerken, bir

taraftan da dünyaca kabul görmüş kavramlara kendimizi uy-durmaya çalıştığımızı sanıyoruz çoğu kere.Bir yanlışlığa meydan vermemek için, dünyada neyin nasıl al-gılandığını da bilmek zorundayız. Acaba başkaları da aynı şeyleri bizim gibi algılayıp uygulama-ya mı çalışıyor, yoksa başkalarında algılama başka uygulama başka mı? Yahut aynı şeyleri başkaları değişik anlayıp deği-şik mi uyguluyor?Bu yüzden bu yazımın amacı psikoloji biliminin bulgularını içe-ren bir bilimsel araştırmayı tanıtmak olacak. Sonuçta herkes kendi değerlendirmesini kendi yapabilecek. Siyasi ideolojilerin bir kafeterya sistemi gibi azıcık şundan, azıcık bundan alarak

Siyasal muhafazakarlık üzerine bilimsel bir çalışma

PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ

Page 15: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 15

MAKALEMAKALE

kullanılacak bir renkler cümbüşü olup olmadığı da daha belir-gin hale gelecek sanıyorum.Amerikan Psikoloji Derneğinin yayın organı “Psikoloji Bülteni-Psychological Bulletin” isimli bilimsel derginin Mayıs 2003 tarihli ve 129 uncu Cilt 3 numaralı sayısında 4 üniversite öğ-retim üyesinin araştırmalarının sonuçlarının yayımladığı bir makalede siyasal muhafazakarlığın nitelikleri saptandı. “Toplumsal Anlayışın Yönlendirdiği Siyasal Muhafazakarlık- Political Conservatism as Motivated Social Cognition” başlıklı bilimsel araştırmada, son 50 yıl içinde 12 ülkeden siyasal mu-hafazakarlık görüşlerini işleyen 22 bin 818 konuşma, makale, kitap ve konferans bildirileri ile 88 örnek karşılaştırılarak si-yasal muhafazakarlığın genel özellikleri saptandı. Kalifoniya Üniversitesi-Berkeley Kamu Politikası Yüksek okulunda gö-revli Profesör Jack Glaser ve Profesör Frank Sulloway ile, Stanford Üniversitesinden Profesör John Jost ve Maryland Üniversitesi-College Park’ta görevli Profesör Arie Kruglanski tarafından yapılan ortak araştırma siyasal muhafazakarlığın or-tak özelliklerini şöyle belirledi:-Korku ve saldırganlık -Dogmatizm ve belirsizliğe karşı hoşgörüsüzlük -Belirsizlikten kaçınma -Değişime direnme -Eşitsizliğe hoşgörü ile bakmak -Emin olma ihtiyacı -Korku yönetimi. Araştırmada 10 büyük meta analiz tekniği-araştırmaların kar-şılaştırılarak yeniden analiz edilmesi-kullanılarak sonuçlara ulaşıldı.

Ayrıntılar Araştırmaya göre, belirsizlikten kaçınma ve korku, muha-fazakarları değişime karşı çıkmaya ve sonuca “statükocu” olmaya yöneltiyor. Aynı şekilde korku yönetimi muhafazakarla-rı “herkesten tehdit gelebilir” düşüncesine yönetiyor. Örneğin; ABD’de 11 Eylül terör olaylarından sonra bazı Amerikalıların yabancılara karşı sergiledikleri düşmanlık bunun bir belirtisi olarak yorumlanıyor. Aynı şekilde değişime de karşı çıkma o-larak belirleniyor. Korku ve tehdit altında olduğunu hissetme muhafazakarlığın ikinci niteliğini ortaya çıkarıyor ve “eşitsizliğe destek verme,

eşitsizliği hoş görü ile karşılama” görüşünün ortaya çıkmasına

neden oluyor. Tıpkı Hindistan’daki Kast sistemini veya Güney

Afrikadaki Irk ayırımcılığını desteklenmesinde olduğu gibi. Çok

değişik muhafazakar insan değişime karşı çıktıkları gibi, eşit-

sizliği de onaylarlar. Örneğin Hitler, Müsssolini ve eski ABD

Başkanı Ronald Reagan kişi olarak birer muhafazakardı fakat

hepsi de sağcı muhafazakar politikacı olarak “idealize edilmiş

bir geçmişe dönmek” amacındaydılar. Araştırmacılara göre,

tıpkı tüm inanç sistemlerinde olduğu gibi, muhafazakarlık da

bazı psikolojik ihtiyaca yanıt veriyor fakat yanlış, akıldışı veya

prensipsizlik anlamına da gelmeyebiliyor”.

Belirsizlikten korku muhafazakarları bilinen, alışılmış, klişe-

leşmiş ve kalıplaşmış görüşlere belbağlayıp, basit çözümler

aramaya sevk ediyor. Bunalım veya olası bunalım dönemlerin-

de muhafazakar popülizmin (avamcılık) görüşlerin seçmenlere

değişik psikolojik nedenlerle solcu popülizmden daha ilginç

geldiğini de belirten araştırmacılar ilginç bir saptama da bulu-

nuyorlar. Onlara göre Stalin. Kruşçev veya Castro gibi değişim

yanlısı sol kanat siyasetçileri iktidara geldikten sonra, eşitlik

iddiasıyla değişime karşı çıktılar. Örneğin Stalin giderek eski

sistemi korumaya çalışan bir çeşit’ muhafazakar” haline geldi.

Muhafazakarlar kendi durumlarını açıklamak için karmaşık

entelektüel tartışmalar yerine, olaylara daha basit açıdan ba-

karak, olayları siyah ve beyaz mantığı ile açıklıyorlar. Örneğin;

ABD başkanı George Bush’un 2001 yılında İtalya’ya yaptığı bir

gezide Dünya liderlerine kendi görüşünü şöyle açıkladı: “Neye

inandığımı biliyorum ve biliyorum ki, inandığım doğrudur”.

George Bush bir İngiliz gazeteciye de” benim işim nüanslarla

uğraşmak değildir” derken muhafazakar görüşün açıklaması-

nı yapıyordu.

Bu tanımlamalardan yola çıkarak Türkiye’de kendilerini liberal

gören bazı kişi ve kurumların evrensel tanımlamada hangi yer-

de durduklarını ve hangi tür siyasal yapılara destek verdiklerini

düşünmelerinin gerekli olup olmadığını da sorgulamaları ge-

rekir mi?

Page 16: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

16 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALEMAKALE

PROF.DR. FARUK ŞEN

Kanlıca, Boğaz’ın Anadolu yakasının en ünlü semtlerinden biridir. Tarihsel dokusunu kaybet-

meyen Kanlıca, yoğurdu ile ünlü olmasına rağmen artık İstanbul elitinin severek oturduğu, İstanbulluların resto-ranlarında yemek yediği ve yeşillikler arasında gezdiği bir semttir. Mihrabat Korusu’ndan başlayarak Kanlıca’nın güzelliklerini görmek mümkündür. İsmi konusunda birçok rivayetler var. Bizans döneminde Glaros (Martı Kuşu) olarak isimlendirilen Kanlıca, üzeri-ne yazılan şiirler ve şarkıları ile de ün kazanmıştır. Zeki Müren’in “Bir geceye bin ömür verilir Kanlıca” şarkısı Kanlıca’yı anlatanlar arasında en iyilerinden biridir. “Bir geceye bin ömür verilir Kanlıca’da İstanbul’un sırrına erilir Kanlıca’da Mehtap oynar su ile ışıklar gelir dile Geçmiş sevdalar bile dirilir Kanlıca’da İstanbul’un sırrına erilir Kanlıca’da.”Kanlıca birçok ünlünün de mekanıdır. Sezen Aksu’nun

yalısının da bulunduğu Kanlıca’yı daha iyi tanımak için Aksu’nun şarkısının sözlerine göz atmakta yarar vardır. “Uzanıp Kanlıca’nın orta yerinde bi taşaGözümün yaşını yüzdürdüm Hisar’a doğruYapacak hiçbir şey yok gitmek istedi gittiHem anlıyorum hem çok acı tek taraflı bittiBi lodos lazım şimdi bana, bi kürek, bi kayıkZulada birkaç şişe yakut yer gök kırmızıSöverim gelmişine geçmişine ayıpsa ayıpDüşer üstüme akşamdan kalma sabah yıldızı”Kanlıca son yıllarda İstanbul’daki gastronomininde göz bebeği haline geldi. Kanlıca körfezinde yer alan Lacivert Restaurant İstanbul’da en iyi 5 restaurant saymanız gerekirse ilk sıralarda yer alır. Hüseyin Usta’nın balık çor-basının ve pazar brunchlarının tadına doyum olmuyor. 12 yıldır faaliyet gösteren Lacivert’te Suvla şarapları i-le enfes balık mönülerinden kaza kadar güzel bir ziyafet çekebilirsiniz.

Benim Kanlıca’m

Page 17: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 17

MAKALEMAKALE

Bunun dışında Kanlıca- Çubuklu arasında Peyzaj Restaurant enfes manzarası ile sanatçı Sibel Mirkelam’ı dinlerken levrek yemesine doyum olmayacak bir mekan.Ayrıca Kanlıca’nın içinde de sayılı restaurantlar yer al-maktadır. 2. Bahar Restaurant’ı tandırı ve pideleri ile dört dörtlük bir mekandır. Sahibi Erdoğan Öztaş konukları ile tek tek ilgilenmektedir. Kanlıca’nın içinde güzel bir mekan.İstanbul’da güzel ve iyi döner yemek isteyenler için tav-siye edilecek diğer bir mekanda Kavacık’ta Bayramoğlu Dönercisi’dir. Döner yemeye İstanbul’un birçok semtin-den insanlar buraya gelmektedir. Halim Aslan’ın dörtgen dönerine doyum olmaz. Soğuk atmosferine rağmen Hotel Agio Kanlıca’nın bugünkü ihtiyarlarına eskiden ilkokul olarak hizmet ve-riyordu. Hotel Agio, Kanlıca’daki tek otel konumunu koruyor. 14 odası bulunan butik otelin mutfağı da iyi.

Kanlıca’ya GitmeliGenel olarak muhakkak bir hafta sonunu Kanlıca’da ge-çirin. Vapurla Kanlıca iskelesine geldikten sonra iskelede yoğurdunuzu yiyin, öğle yemeğinizi 2. Bahar’da tattıktan

sonra Mihrabat Korusu’nu dolaşın ve akşam Lacivert’te

akşam yemeğini yedikten sonra motorla karşıya geçin

ve Rumelihisarı’ndan oturduğunuz evinize gidin. Bir gün-

lük macera ömrünüze ömür katacaktır.

Peyzaj’ın brunchı da çok meşhur.

Page 18: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

18 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALE

18 | REPORTTURK / Temmuz 2012

TUFAN DARBAZ

- Şirket bilgilerini en az iki farklı mekanda yedeklememek,

- Rakiplerini düşman gibi görmek ve omları yok etmeye çalışmak,

- Akraba, eş, dost ile iş görmek,

- Başta maliye olmak üzere devlet kurumları ile dalaşmak,

- Güzel bir hanımı ya da yakışıklı bir beyi asistan yapmak,

- Danışmanları, teknolojiyi ıskalamak,

- Damat ve kızını aynı şirkette ast üst olarak çalıştırmak,

- Medya üzerinden kavga etmek,

- Örnek almamak,

- Gelişmiş bir ülke ya da şirket görmeden yeni bir işe kalkışmak,

- Kendisini her şeyin üzerinde görmek,

- Sosyal vatandaş olacağım derken atılan taşın kurbağayı ürkütmemesi,

- Genç aile fertlerine kaldırabilecekleri yükten daha fazlasını vermek,

- Çalışanlarının insan olduğunu unutup onlara sadece bir kaynak muamelesi yapmak,

- Geçmişte hizmet vermiş çalışanlarını yok varsaymak,

- Paranın yegane güç olduğunu sanmak.

Patronların en sık yaptıkları hatalar

Page 19: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI
Page 20: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

20 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALEMAKALE

İtibar gerek kurumun gerek kişinin koruması, ge-liştirmesi ve hatta zamanı geldiğinde savunması

gereken önemli bir kavram. “Çünkü itibarı olmayan bir bi-reyin ya da kurumun hiçbir şeyi yok demektir. Yani çıplak demektir” diyor Pazarlama İletişimi ve Yönetim Danışmanı ve Türkiye İtibar Endeksi Yürütme Kurulu Başkanı Can Çağdaş. Gerçekten de itibar denilince akan sular duruyor. Bireyin kendisine olan saygısından tutun da kurumların marka değerine kadar her şey aslında itibar kavramını i-çinde barındırıyor. Can Çağdaş’a göre işte bu nedenle itibar, kişinin ve ku-rumun bütün savunma mekanizmalarını ayakta tutan en önemli kavramların başında geliyor. Bunun yanında, içinde birçok başka kavramı da barındırıyor. Bunlar: güven, hay-ranlık, ilgi, ilişki kurma arzusu ve taraftarlık gibi gönül bağı kurmak için gerekli olan kavramlar. Eğer kurum itibarını i-yi yönetmiş ve bu yönetim sonucunda da hem içsel hem dışa bakan yüzünde farklılığa ulaşmışsa; tedarikçisinden bayisine, servisine, devlet ve yerel yönetimlerle ilişkile-rinden yeni insan kaynağı tedariğine kadar birçok konuda avantaj sağlıyor. Can Çağdaş’ın sözlerinin doğruluğu haya-tımıza giren ve itibarlı olarak nitelendirdiğimiz bireylere ve kurumlara yakın plan baktığımızda ortaya çıkıyor. Çünkü bugün herkes en itibarlı bulduğu markanın ürünlerini alıyor, hatta orada işe girmek en büyük hayali oluyor.

Kurumsal Süreçlerin İçine Yedirilmeli Peki itibar nasıl yönetiliyor? Paydaşların gözünde iti-barlı olmak nasıl mümkün oluyor? İtibarlı olmak için

yalnızca markaya yatırım yapmak yetmiyor. İtibarlı olmak için gerekli olan ilk şart insana saygı… Eskiden gözde olan müşteri memnuniyeti kavramının yerini itibar yönetimi-ne bıraktığını anlatan Can Çağdaş, artık sadece müşteri memnuniyetinin yetmediğini söylüyor. Kurumun itibarına yönelik süreçlerin tamamlanması ve bütün süreçlerin için-de itibar yönetiminin illa ki bir paya sahip olması gerekiyor. Bunun zor ancak yapılması gereken bir davranış biçimi ol-duğunu söyleyen Çağdaş, “Önemli olan bunu iyi niyetle ve samimiyetle yapmak” diyor. Can Çağdaş’a göre itibarını iyi yöneten şirketler ge-lecek değerini yükseltiyor. İtibar yönetimini kurumsal süreçlerinin içine yedirenler başarıya ulaşıyor. İtibarı doğ-ru yönetmek için sadece niyet yetmiyor. Öncelikle tepe yönetimden başlayarak aydınlık bir yönetim zihniyetine sa-hip olmak gerekiyor. Can Çağdaş’a göre bir kurumda itibar yönetimini doğru yapmak için tepe yöneticilerin sürecin başında yer almaları gerekiyor. Çünkü itibar ciddi liderlik gerektiriyor. İtibar yönetimi kısa dönemli karlılıkları olum-suz etkileyebilecek olsa dahi vazgeçmemek gerekiyor. Aydın yöneticilerin bunun markanın geleceğine yapılan bir yatırım olduğunun bilincinde olarak hareket etmesi ve sab-retmesi ise önemli. Can Çağdaş’a göre itibar yönetimine yapılan yatırım aslında çok değil, üç sene sonra bilançola-ra yansımaya başlıyor. Ancak bundan daha kısa bir sürede ilk farklılıkları çalışanlarda görmek mümkün oluyor. Çünkü bu organik yapının en yakınındaki sosyal paydaşlar, çalı-şanlar. Çalışanların ardından tedarikçiler de itibar yönetimi süreçlerinde geri bildirim almak için en doğru örneklerin

İtibar Yönetimi ile gelecek değerinizi yükseltin

CAN ÇAĞDAŞ

Soru: İtibar neden önemli? Cevap: Nasıl önemsiz olabilir ki?

Page 21: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 21

MAKALEMAKALE

başında geliyor. Can Çağdaş’a göre sürecin zaman alan kısmı müşteriden alınacak olan karşılık. Çünkü müşteri ancak ürün ya da hizmeti kullandıkça ya da satış sonrası desteğe ihtiyaç duyarsa kurumun davranışlarındaki deği-şikliği hissedebiliyor. Bu davranışlardaki her olumlu adım müşteri tarafındaki itibar algısına katkı sağlıyor. İtibarına yatırım yapan şirketlerin bugün dünyaca tanınan şirketler olduğuna dikkat çeken Çağdaş, bu markaların iyi incelen-mesi gerektiğine vurgu yapıyor. Bu şirketlerin hangi sosyal sorumluluk çalışmalarına imza attıkları ve insan kaynakları-na nasıl yaklaştıkları bu incelemenin temel soru işaretlerini oluşturuyor. Yapılan çalışmaların iletişiminin iyi yapılması i-tibar yönetimi sürecinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Çünkü iletişimi iyi yapılamayan itibar yönetimi kitlelere u-laşmıyor ve başarısız oluyor. İtibar yönetimi kavramı dünyanın gündemine 1970’li yıllar-da girmiş olsa da, Türkiye’nin gündeminde ancak 1990’lı yılların ikinci yarısında kendisine yer buldu. Can Çağdaş kavramın hala çok yeni olduğunu dile getiriyor. Kavramın Türkiye’de duyulmaya başladığı yıllarda büyük holdingle-rin dikkatini çektiğini dile getiren Çağdaş, bu holdinglerin itibar yönetimine yatırım yaptığını, bazılarının başarılı olup bunun meyvelerini topladığını, bazılarının ise başarısız olup yarı yolda kaldığını anlatıyor. İtibarın saygıyla özdeş bir kavram olduğunu anlatan Çağdaş şöyle diyor: “Siz birey olarak evreninizdeki insan-lara saygılı davranıyorsanız, onlara hak ettikleri saygıyı gösteriyorsanız ve bunu gösterirken de herhangi bir komp-leks içinde değilseniz o zaman itibarlı olursunuz. Aynı şey şirketler için de söz konusu. Müşterisine saygılı davranan şirket onun haklarını savunup, onun beklediği, hayal ettiği, ihtiyacını duyduğu ürünü ya da hizmeti araştırır bulur ve o-nu üretir. Bunu yaparken onun beklentisi doğrultusunda bir kalite standardı sunar. İşte o zaman itibarlı olur.” Aynı şey şirketlerin çalışanları ile olan ilişkisinde de geçer-li. Can Çağdaş bu noktaya şöyle açıklık getiriyor: “Şirketler kendi çalışanlarının ihtiyaçlarını biliyor ve bu yönde önemli adımlar atıyorlarsa, çalışanlarının geleceği planlamaların-da onlara destek verebiliyorlarsa, çalışanlarının kendilerini

geliştirmelerinde kurum içi ya da kurum dışı olanaklar sağlıyorlarsa çalışanlar açısından da o kurum itibarlı bir kurumdur.” Çalışan anketlerinde belirtilen en önemli so-runların başında gelecek kaygısının yer aldığını anlatan Can Çağdaş, şirketlerin bu konuda çalışanlarını tatmin e-decek bir yaklaşımda olmaları halinde itibarlarını daha da yükselteceklerini dile getiriyor. Böyle olduğunda çalışan her zaman şirketinin yanında oluyor. Zaten bir şirket için en önemli bilgi kaynağı da o şirketin çalışanı oluyor. Eğer şir-ket çalışanı kendisine olumlu yaklaşan şirketinin gönüldaşı haline geliyorsa çevresine de şirketiyle ilgili olumlu bildi-rimler veriyor. Orada yer almanın mutluluğunu ve hazzını çevresiyle paylaşıyor.

Araştırma Yapmak Şart! İtibar yönetiminin olmazsa olmazlarından biri araştırma yapmak. Çünkü itibarı doğru yönetmek için, sosyal pay-daşların beklentilerini, rakiplerin durumunu ve sektörün gidişatını iyi bilmek gerekiyor. Bunu bilebilmenin temel yolu da araştırma yapmak. Süreçlerin yönetiminde profes-yonellerin desteğinin gerektiğini dile getiren Can Çağdaş, üniversitelerde bu konunun ayrı bir ders olarak işlenmesi gerektiğini vurguluyor. Günümüzün en popüler şirketleri-ni biraz yakından incelemek itibar yönetiminin önemini ve neden ders olarak okutulması gerektiğini de gözler önüne seriyor. Kim bilir belki de gelecek nesiller bir şirketin nasıl yönetileceğinden daha çok, itibarın nasıl yönetileceği so-rusu üzerinde durmanın ne kadar önemli olduğunu daha olumlu örneklerle anlatma imkanı bulurlar.

Page 22: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

22 | REPORTTURK / Temmuz 2012

MAKALE

ERTAN ACAR

Uluslararası standartlara göre bir ürünün, kurumun ya da hizmet sunucusunun marka olarak kabul e-dilmesi için sektöründe en az 25 yıldır faaliyette

olması gerektiği söylenir.Ekonomik verilere göre; dünyada şirketlerin ortalama ömrü yaklaşık 12 yıl. Türkiye’de ise 7 yıl. Yani pek çok marka daha doğmadan yok oluyor.Neden markalar doğmadan yok olurlar? Hemen arz edelim: Pazar ve talep yaratamadıkları için... İletişim ve pazarlamada hedef kitleyi doğru tespit etmek,

onları doğru analiz etmek, onlara hangi mesajlarla ve nasıl u-laşacağını bilmek, başarının anahtarını elde tutmak, markayı yaşatmak demektir. Pekiyi kimdir bu hedef kitle?Hedef kitle; ürününüzü, hizmetinizi, itibarınızı, onların si-ze duyacağı güveni pazarladığınız, mevcut veya potansiyel müşterileriniz ya da tüketicilerinizdir. Pazarlama kavramının tabiri caiz ise ağababa-sı, Northwestern Üniversitesi öğretim görevlisi olan ve Financial Times’ın Jack Wellvec, Bill Gates ve Peter Drucker’ın ardından tüm zamanların en iyi dördüncü gurusu olarak gösterdiği Dr. Philip Kotler, markalara “Ölçemiyorsan yapma” öğüdünde bulunur.Çünkü Kotler’e göre, ölçemediğin şeyi kontrol edemezsin. Kontrol edemediğin iletişim ve pazarlama faaliyetleri de bo-şa zaman ve para kaybından başka bir şey getirmez. O yüzden pek çok kurum ve marka, hedef kitlesi tarafından nasıl algılandığını düzenli aralıklarla ölçtürür. Bu sayede yeni rotalar çizer ya da daha önce çizdikleri rotaları revize eder-ler. Doğrusu da zaten budur. Bunun yanı sıra, markanın mevcut değerini ve marka iletişi-minin performansını ölçmek de kuşkusuz gerekli bir adımdır. Pazarlama ve iletişim yatırımlarının geri dönüşünü ölçe-bilmek ve geleceği planlayabilmek için satış rakamlarına bakmak, akla ilk gelen yoldur. Ancak, insanların mağazala-rın önünde uzun kuyruklar oluşturması ve bir ürünü hemen satın almak için yanıp tutuşmaları çok sık rastlanan bir du-rum değildir. Tüm bu çabalara milyonlarca dolar harcamış olsanız bile, sonuçta bir markanın değeri, pazar gücü, kalitesi, tüketicile-rinin zihnindeki yer kadardır.

Hedef kitleni söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim...

Page 23: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI
Page 24: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

RÖPO

RTA

J

24 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Soy

ak H

oldi

ng K

urum

sal İ

letiş

im K

oord

inat

örü

F. F

atm

a Ç

elen

k

Page 25: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 25

Günümüzde sürdürülebilirlik sadece iklim ve çevre konusunda ele alınıyor. Sürdürülebilirli-ği siz nasıl tanımlıyorsunuz? Bu kavramı başka hangi kavramlarla desteklenmeli? Sürdürülebilirlik gün geçtikçe daha da önem kazanan bir kavram haline geliyor. Dünya nüfusu ve enerji tüketimin-de meydana gelen artışla küresel ısınma ve beraberinde gelen çevresel ve toplumsal sorunlar, yaşamımızı ileride daha da çok etkileyecek konular olarak öne çıkıyor. Bu etkiler ekonomiyle de yakından ilgili. Türkiye’de, 2011 yı-lında ekonomide öngörülen sürdürülebilir büyüme süreci, sadece inşaat sektörüne yüzde 8-10 arasında bir büyüme rakamı olarak yansıyor. 2010’da %76 olan kentleşme oranının, 2015’te %79 olması; kentli nüfusun da 55,7 milyon’dan, 61 milyona çıkması bekleniyor. Konut ihtiyacının ise bu doğrultuda, 2010-2015’te yılda 550-600 bin arası olacağını söyleyebi-liriz. Konut talebindeki istikrarlı artış beklentisinin sadece ekolojik değil, ekonomik ve sosyal boyutları da bulunmak-tadır. Mesela, karbondioksit gazının dünyadaki salınımının yüzde 50’si binalara ait. Enerjinin yüzde 40’ının da bina-larda kullanıldığı göz önüne alındığında konunun önemi çarpıcı bir biçimde ortaya çıkıyor. Mevcut binalarda yapılacak ısıtma verimliliğini artıracak uygulamalarla binalarda yüzde 25’lik bir iyileşme sağlan-dığı takdirde, Türkiye yılda yaklaşık 6 milyar dolar tasarruf edecek. Bu kapsamda biz de, 50 yıldır faaliyet gösterdi-ğimiz gayrimenkul alanında, enerji tasarrufuna destek olacak, tüketicilerimizin yaşamına artı değerler katacak, çevre dostu projeleri uzman ekiplerimizle hayata geçiriyo-ruz. Uluslararası çevre standartlarını hedef alarak, sürdü-

Soyak Holding ve sürdürülebilirlik faaliyetleri Ürün ve hizmet kalitesiyle olduğu kadar, yenilikçi yak-laşımıyla da gayrimenkul, enerji, döküm ve çimento sektörlerinde proje ve yatırımlarına devam eden Soyak Holding in sürdürülebilirlik faaliyetleri…

Soyak Holding Kurumsal İletişim Koordinatörü F. Fatma Çelenk

Page 26: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

RÖPO

RTA

J

26 | REPORTTURK / Temmuz 2012

rülebilir gelişimi destekleyecek, gelecek nesillerin yaşam kalitesinin yükselmesine katkı sağlamak için çalışıyoruz.

Soyak Holding kurum kültürü ola-rak sürdürülebilirliği kendi içinde nasıl ele alıyor? Gayrimenkul, enerji, çimento ve döküm sektörlerinde öncü yatırımlar gerçekleşti-ren Soyak; 50 yılı aşkın süredir, sürdürüle-bilir kaliteli yaşam kültürünün oluşmasına katkı sağlama ve gelecek nesillere yaşa-nabilir bir dünya bırakma hedefi doğrultu-sunda çalışmalar yürütüyor. Bazı kelimeleri anlatmak için sözlükler yet-meyebilir; tıpkı ‘sürdürülebilirlik’ gibi. Çok basit olarak sürdürülebilirlikle insanlığın yaşamının devam ettirebilmesini, haya-tın sürdürülmesini anlıyoruz. Biz Soyak’ta senelerdir yaptığımız çalışmalarla günü-müzde ihtiyaç duyulduğuna inandığımız sürdürülebilir yaşam anlayışını temel alan bir kurum kültürü oluşturduk. Attığımız adımlar, topyekun bakış açımız evrildik-çe giderek büyüdü. Bugün yönetimden çalışanlara, iş süreçlerimizden kurum içi çalışmalara kadar temel aldığımız ilkeler bütünü; şeffaf, ahlaklı, samimi ve toplum faydasını gözetmeye dayanan bir anlayı-şın ürünüdür. Yaptığımız işlerin topluma artı değer sağlayabilmesinin sürdürülebilir olmasına bağlı olduğunu düşünüyoruz. Sürdürülebilirliği yalnızca bir trend olarak ele alıp, yalnızca pazarlama ve reklam faaliyetlerinizde bu konuyu kullanırsanız, firmanızda çalışan tepeden tırnağa her birimin bu konuyu anlayıp bir işi yaparken temelinde bu anlayışla hareket etmesini sağlayamazsınız. Ayrıca kullandığınız kay-nakların, senelerce çalışıp oluşturduğunuz itibarın, her kararınızın temeline koyduğu-nuz ilkelerin sürdürülebilirliğini sağlaya-mazsınız, yani geleceğe iz bırakamazsınız. Sürdürülebilirliği organizasyon ya-pınıza nasıl entegre ediyorsunuz? Birlikte çalıştığınız kişi ve kurum-larla bu konuda neler yapıyorsu-nuz?50 yıldır gayrimenkul alanında tanınan marka olan Soyak Holding’in faaliyet gös-terdiği çimento, döküm ve enerji sektörle-

Soy

ak H

oldi

ng K

urum

sal İ

letiş

im K

oord

inat

örü

F. F

atm

a Ç

elen

k

Page 27: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 27

rindeki şirketlerine de, marka gücünün sinerjisini taşımak için yapılan kurumsallaşma ve yönetim sistemleri faaliyet-lerinin entegre edilmesi önemli bir süreçti. Markanın sürdürülebilirliği konusunda, hem vizyon hem de iş stratejileri birbiriyle uyumlu olmalı. Biz de yarım asırlık bir markayı, hem geleceğe taşımak, hem yenilikçi ve lider yüzünü göstermek amacıyla çalışmalarımızı yürüttük. Bu faaliyetleri gerçekleştirirken hem kanun ve yönetmeliklerin gereğini yaptık, hem de kurumsal ve sosyal sorumluluk-larımızı gerçekleştirirken, gönüllü olarak da birçok alanda sertifikaya sahip olup, uluslararası standartlarda bir marka-nın gerekliliklerini ve raporlamalarını yaptık. Kurumsal logo değişimiyle de bu süreci taçlandırdık. Bugün Soyak adı, ‘sürdürülebilirlik’ ile birlikte anılmaktadır. Toplumda değişen yaşam anlayışını iyi analiz etmek ve ihtiyaçları tespit ederek, iş süreçlerine ve organizasyon yapısına entegre etmek çok kritik öneme sahip. Artık fir-malar gelecekte var olabilmek için, rekabeti inovasyon ve farklılaşma stratejilerinde arıyor. Bu yüzden yapılan tüm çalışmaların tabanında finansal sürdürülebilirlik de çok önemli. Biz yalnız müşterilerimizi değil, birlikte çalıştığımız kişi ve kurumları da bu konuda bilinçlendirmeyi, gelecek nesillere borcumuz olarak görüyoruz.

Şirketlerin faaliyetleri farklılaştıkça, enerji ihti-yacı da fazlalaşıyor. Bu konuda ne düşünüyorsu-nuz? Yakın gelecekte, her şirket bir enerji şirketi gibi çalışacak ama bir finansman şirketi gibi yönetilecek.

Soyak Holding’in sürdürülebilirlik faaliyetlerden kısaca bahseder misiniz? Kurum içerisinde son olarak Sera Gazı Emisyonu’nu takip etmek üzere ISO 14064 Belgesi’ni alan ve Sosyal So-rumluluk Yönetim Sistemi’ni kurarak SA 8000 Belgesi’ne değer görülen Soyak; gerçekleştirdiği projelerin yanı sıra çıkardığı kitaplar, katıldığı konferanslar ve çeşitli sponsor-luk çalışmalarıyla da ilklere öncülük etmeyi sürdürüyor. Türkiye’de çok az sayıda kuruluşun sahip olabildiği SA 8000 Belgesi’ni ilk kez bir holding olarak alarak çalışanla-rımızın temel haklarını garanti altına almanın önemini bir kez daha gündeme taşıdık. Ayrıca kurumsal sorumluluk anlayışı çerçevesinde farklı işbirlikleri kurarak, bilinçlen-dirme ve eğitim çalışmalarını da sürdürüyor. Soyak bu doğrultuda, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi 2012 yılında da enerji verimliliği ve sürdürülebilir yaşamın geliştirilme-si için birçok önemli sempozyum ve konferansa destek verdik; Sürdürülebilir girişimlerde yatırım getirisinin öl-çülmesine yönelik açıklamalar ve yönlendirmeler yapan “Yeşil Karne” kitabının Türkçe çevirisini de toplumumuzun beğenisine sunduk.

Doğaya olan etkisini azaltmak için karbon ayak izi ölçüm-

lerini yaptırarak, gerçekleştirdiği Sera Gazı emisyon en-

vanteri çalışmaları ile ISO 14064 Belgesi’ni almaya hak

kazanan Soyak, Holding Binası’na aldığı LEED sertifikası

ile, ülkemizde “var olan binalar” kategorisinde bu sertifkayı

alan “ilk şirket” unvanını da elde etti. Soyak olarak çevreye

dost teknoloji ve malzemelerin kullanıldığı ürün ve hizmet-

leriyle, ülkesine ve gelecek nesillere olan sorumluluğunu

yerine getirirken; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra

da kurumsal ve toplumsal gelişim sağlayacak eğitim, spor,

çevre ve kültürel değerlerin korunması, sürdürülebilir gele-

cek için olumlu adımlar atmaya devam edeceğiz.

Page 28: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

HABER

28 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Enerji kredisine 0 kar payıTürkiye Finans, kat malikleri veya apartman yönetimlerinin yalıtım ve man-tolama ihtiyaçları için yapacakları harcamalara yönelik “Enerji Verimliliği Fi-nansmanı” ürününü çıkardı.

Türkiye Finans, enerji tasarrufu ve verimliliği çalışmalarına destek olmak amacıyla, kat malikleri veya apartman/site yönetimlerinin yalı-tım ve mantolama ihtiyaçları doğrultusunda yapacakları harcamalara yönelik “Enerji Verimliliği Finansmanı” ürününü geliştirdi.Türkiye’nin öncü katılım bankası Türkiye Finans, İzoder (Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği) ile işbirliğine imza attı. Türkiye Finans, İzoder işbirliği ile geliştirdiği “Enerji Verimliliği Finansmanı” ürününü, dernek üyesi 1.700’den fazla uzman uygulayıcı firmaya, konut sahip-lerine veya apartman/site yönetimlerine, yüzde 0 kâr payı fırsatıyla sunuyor.Enerji Verimliliği Finansmanı sayesinde, evine, apartmanına, sitesine veya işyerine ısı, su, ses yalıtımı ya da mantolama yaptırmak isteyen

kat malikleri veya apartman/site yönetimleri, İzoder uzman uygulayıcı

firmalarıyla anlaşma yapmaları halinde, Türkiye Finans’ın 12 aya ka-

dar vade farksız ve dosya masrafsız ayrıcalıklı finansman fırsatından

yararlanabiliyor. Üstelik tüm vadelerde 3 ay taksit erteleme imkanı

da bulunuyor. Ayrıca İzoder, Türkiye Finans Katılım Bankası tarafın-

dan finansmanı yapılacak projeler için ‘Teknik Danışmanlık’ ve ‘Proje

Kontrol Hizmeti’de sunuyor.

Murat Kibaroğulları, yalıtım projelerine yapılacak yatırım ile yüzde

50’ye yakın enerji tasarrufu ve ülkemiz ekonomisine yıllık ortalama

7,5 milyar dolardan fazla ekonomik tasarruf sağlanabileceğine de

dikkat çekti.

Page 29: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 29

HABER

İşte en sevilen markaRaputation Institut tarafından dünyanın en çok sevilen 100 markası konu-

sunda uluslararası bir anket yapıldı. Ankete katılan 47 bin tüketiciye dünya

genelinde en çok hangi markayı sevdikleri soruldu.

Alman otomobil devi BMW, geçen yılın birincisi olan

Google’ı geçerek bu yıl dünyanın en çok sevilen markası

seçildi. Google ise bu yıl altıncılığa kadar geriledi.

Geçen yıl ikinci olan Amerikan teknoloji devi Apple ise, bu

yıl dünya genelinde en çok sevilen marka sıralamasında

beşinci sıraya geriledi. Şirketin bu itibar kaybında bazı per-

sonelin kötü çalışma koşulları ve patent tartışmaları etkili

oldu.Listede bu yıl ikinciliği Japon teknoloji şirketi Sony kazandı.

Üçüncü sırada ise Disney yer aldı.

Page 30: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

HABER

30 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Perakende devi banka oluyorMarks & Spencer bankacılık sektörüne giriyor.

İngiltere merkezli ve Türkiye’de de faaliyet gösteren giyim firması

Marks & Spencer, kendi bankasını kurarak finansal hizmetler endüst-

risinde fark yaratmaya hazırlanıyor.

İlk şubesini, İngiltere’deki en önemli lokasyonu marble Arch mağa-

zasında açacak olan Marks&Spencer’ın sonraki 20 şubesinin hangi

lokasyonlarda yer alacağı şimdiden belirlenmiş durumda.

Şubelerin çalışma saatleri de alışkın olduğumuz banka şubelerinden

farklı olacak. Bütün şubeler, Marks&Spencer mağazaları içinde yer

alacak ve hafta sonları dahil olmak üzere, mağaza saatleri boyun-

ca işlem yapacak. Bu sayede, Marks&Spencer haftanın yedi günü

geleneksel bankalardan yaklaşık iki kat daha uzun süre hizmet ver-

miş olacak.

Marks&Spencer’ın yeni bankacılık hizmetinin altyapısı dünyanın en

büyük bankalarından biri olan HSBC tarafından sağlanacak.

Page 31: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 31

HABER

Moda devi Dolce & Gabbana’nın sahipleri Domenico Dolce ve Stefano Gabbana ‘ya vergi kaçırmak suçuyla Milano’da 1 milyar euro’luk dava açıldı.

İTALYAN moda devi Dolce&Gabbana’nın sahipleri Domenico Dolce ve Stefano Gabbana, 1 milyar euro (yaklaşık 2.3 milyar TL) vergi kaçırdıkları iddiasıyla mahkemeye çıkacak. 2007’de ikilinin 2004’te Lüksemburg’da bir paravan şirket kurarak Dolce&Gabbana ve alt markalarını bu şirkete sattıkları, böylece İtalya’daki yüksek vergiler-den kurtularak 1 milyar euro vergi kaçırdıkları iddiasıyla soruşturma

açılmıştı. 2011’de mahkeme tasarımcıları suçsuz bulmuş ancak

Temyiz Mahkemesi Kasım 2011’de bu kararı bozmuştu. Milano’da,

Dolce ve Gabbana ile 6 şirket yöneticisi hakkında yeniden dava açıl-

dı. Gabbana, Twitter’a “Bizim yanlış bir şey yapmadığımızı herkes

biliyor” diye yazdı.

D&G’ye vergi şoku!

Page 32: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

HABER

32 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Yeni teşvik paketi kapsamında bölgesel teşvik uygulamala-rında iller itibarıyla bazı sektörlere vergi muafiyeti getirildi.Yeni teşvik paketi olarak da bilinen “Yatırımlarda Dev-let Yardımları Hakkındaki” Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.Buna göre, karar kapsamında yer alan desteklerin uygulan-ması açısından iller, sosyo-ekonomik gelişmişlik seviyeleri dikkate alınarak altı bölgeye ayrıldı.Yeni teşvik paketine göre, sabit yatırım tutarı 1 ve 2’inci bölgede olan asgari 1 milyon lira, diğer 4 bölgede ise as-gari 500 bin lira olan yatırımlar bölge ayrımı yapılmaksızın KDV istisnası, gelir vergisi stopajı desteği (6’ncı bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için) ve sigorta primi işveren hissesi desteği (tersanelerin gemi inşa yatırımları için) teş-viklerinden yararlandırılabilecek.Bölgesel teşvik uygulamalarında iller itibarıyla bazı sektör-lere, ilin bulunduğu bölgedeki şartları sağlamaları halinde, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, si-gorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz desteği (3, 4, 5 ve 6’ncı bölgelerdeki yatırımlar için), gelir vergisi stopajı ve sigorta primi destekleri (her ikisi de 6’ncı bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için) sağlanacak.Asgari sabit yatırım tutarı 50 milyon lira ile 1 milyar lira ara-sında değişen ve aralarında rafine edilmiş petrol ürünleri

imalatı, kimyasal madde ve ürünlerin imalatı, motorlu kara taşıtları imalatı gibi büyük ölçekli yatırımlar faiz desteği dı-şındaki diğer teşviklerden yararlanabilecek.Kararda belirtilen kriterleri sağlayan stratejik yatırımlar bölge farkı gözetilmeksizin teşviklerin tamamından fayda-lanabilecek.Finansal kiralama yöntemiyle yapılacak yatırımlarda finan-sal kiralamaya konu makine ve teçhizata ait toplam tuta-rın, her bir finansal kiralama şirketi için asgari 200 bin lira olması gerekecek.Teşvik belgesi kapsamında yatırım harcaması olarak ka-bul edilen maddi olmayan duran varlıkların (marka, lisans, know-how vb.) oranı, teşvik belgesinde kayıtlı toplam sa-bit yatırım tutarının yüzde 50’sini aşamayacak.Teşvik belgesi kapsamındaki yatırım malı makine ve teç-hizatın ithali, otomobil ve hafif ticari araç yatırımlarında yatırım dönemi içerisinde kalmak kaydıyla monte edilme-miş haldeki (CKD) aksam ve parçaların ithali, gemi ve elli metrenin üzerindeki yat inşa yatırımlarında tekne kabuğu ithali yürürlükteki İthalat Rejimi Kararı gereğince ödenmesi gereken gümrük vergisinden muaf tutulacak.Baskı, basım, matbaa, tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon yatırımlarına yönelik teşvik belgeleri kapsamında kullanıl-mış veya yenileştirilmiş makine ve teçhizat ithal edileme-yecek.

Yeni teşvik paketi yürürlüğe girdiBölgesel teşvik uygulamalarında iller itibarıyla bazı sektörlere vergi muafiyeti getirildi.

Page 33: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

Temmuz 2012 / REPORTTURK | 33

HABER

Google, 2011 yılına ait Şeffaflık Raporunu açıkladı. Küre-sel çapta yapılan video ve arama sonucu kaldırılma ta-lepleri arasında Türkiye’nin hiçbir başvurusu karşılık gör-mezken, ABD’nin taleplerinin yüzde 93’ü yerine getirildi.Google, ifade özgürlüğünü kısıtlayacağını düşündüğü hiçbir video ve arama sonucunu yayımdan kaldırmadık-larını ifade ederken, en çok terör odaklı videolar silindi. İngiltere’nin Emniyet Amirleri Derneği (Acpo), terör pro-pagandası yapan 5 YouTube hesabının da kapatıldığını belirtirken, Google, 640 terör içerikli videonun kaldırıldı-ğını onayladı. Google, geçtiğimiz yıl insansız hava aracıyla düzenlenen operasyonda öldürülen El Kaide liderlerinden Enver el Evlaki’nin de yer aldığı videolara YouTube’da izin verdiği için ABD ve İngiltere’den tepki almıştı. Maliki’nin YouTube videolarından ilham alan 21 yaşındaki Roshonara Choudhry, Mayıs 2011’de İngiliz vekil Step-hen Timms’i bıçaklamıştı. Choudhry’nin hüküm giyme-sinden sonraki süreçte, YouTube’da Evlaki’ye ait beş bin video bulunduğu tespit edildi.

TÜRKİYE’NİN TALEPLERİ KARŞILIK BULMADI Taleplerinin hiçbiri karşılık görmeyen ülkeler arasında Macaristan, Rusya ve Türkiye var. Bu üç ülkenin video veya arama sonucu kaldırılması talepleri kısmen veya hiç

karşılık görmezken, ABD’nin taleplerinin yüzde 93’ü yeri-

ne getirildi. Ancak iki ülkenin talepleri arasında büyük bir

fark bulunduğu da gözden kaçmadı.

Terör içerikli videoların kaldırılmasına odaklanan Google,

Nisan ayında küresel terörle mücadele kapsamında bu

konuya ağırlık verileceğini açıklamıştı. Google, genel tab-

loda, Temmuz–Aralık 2011 döneminde 6 bin 989 talep

içeren 461 mahkeme kararı aldıklarını açıkladı.

Bu kararların yüzde 68’i ile ilgilenilirken, mahkeme karar-

larından ayrı olarak 4 bin 925 talebin yer aldığı 546 resmi

başvuru yapıldığı belirtildi. Resmi başvuruların ise yüzde

43’ü değerlendirildi.

Google’ın politik analisti Dorothy Chou, kendilerine yapı-

lan başvuruların ‘endişe verici’ bir boyuta ulaştığını belirt-

ti. Chou, “Bu endişe verici çünkü sadece ifade özgürlüğü

tehdit edilmiyor, dahası bu taleplerin bazıları sansüre kar-

şı mücadele eden Batı ülkelerinden geliyor” dedi.

Chou, örnek olarak, 2011’in ikinci yarısında, İspanyol vali

ve savcıları da içere üst düzey kişiler hakkında basında

yer almış haberlerin linklerinin kaldırılması için 270 baş-

vuru yapıldığını söyledi. Chou, bu tür başvuruları dikkate

almadıklarını ifade etti.

Türkiye’nin sansür taleplerine Google’dan ret!

Page 34: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI

HABER

34 | REPORTTURK / Temmuz 2012

Çocukların çevre sevgisi okul duvarlarına yansıdı!Panasonic’in ilköğretim öğrencilerine çevreyi korumanın yollarını öğretme-yi amaçlayan eğitim projesi Okulumuz Yeşil!’de anlamlı sergi! Panasoni Türkiye’nin katkıları ve çalışanlarıyla birlikte İstanbul Gültepe Cengizhan İlköğ-retim Okulu öğrencileri okullarının duvarlarını projede öğrendikleriyle süsledi.

Kuruluşunun 100. yılına denk gelen 2018 itibarıyla elektronik sek-töründe dünyanın bir numaralı çevreci inovasyon şirketi olmayı hedefleyen Panasonic, tüm dünyada çevre bilincini genç nesillere a-şılamayı hedefleyen, dünya çapında bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan “Okulumuz Yeşil!” (Eco Kids) eğitim programını geçtiği-miz yıl Türkiye’ye taşımıştı. Okulumuz Yeşil!’de ikinci dönem 6 Nisan tarihinde başladı. Programa dahil olan İstanbul Gültepe Cengizhan İlköğretim Okulu öğrencileri Okulumuz Yeşil! programında öğrendiklerini okullarının duvarına yan-sıttılar. Programda dağıtılan ve öğrendikleriyle doldurdukları Çevreci Resimli Günlüklerin yanı sıra iklim deği-şikliği, küresel ısınma, çevre kirliliği, sera gazlarının atmosfere etkisi ve gezegeni korumanın yollarına dair öğrendikleri her şeyi okul duvarlarına kendi elleriyle çizen öğrenciler hem eğlenceli hem de öğretici bir günün keyfini çıkardı.

“17 bin öğrenciye çevreci eği-tim sunacağız”Panasonic Türkiye Genel Müdürü Ahmet Telatar Okulumuz Yeşil prog-ramının ilk yılda elde ettiği başarıyı tekrarlamak istediklerini belirtti ve ekledi: “Sürdürülebilir yaşam ve çevre duyarlılığı yüksek bir top-lum Panasonic’in tüm faaliyetlerinin merkezinde yer alan unsurlardır. Bu anlamlı programın Türk çocuklarının gelişimine önemli katkılar

sağlayacağını düşünüyoruz. Programa başladığımızda Türkiye’de 14 bin öğrenciye çevreyi korumanın yollarını öğretmeyi hedefliyorduk. Gün itibariyle bu rakamı şimdiden aşmış bulunuyor, 2013 yılı itibarıy-la Türkiye’de yaklaşık 17 bin öğrenciye bu eğitimi sunacak olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz.”

Öğretmenler kendi çevreci ders planlarını ücretsiz oluşturuyorOkulumuz Yeşil! eğitim programı www.panasonic.com.tr ad-resinden takip edilebiliyor. Sitede öğretmenlere kendi çevreci

derslerini oluşturabilmeleri için ücret-siz eğitim materyalleri, dokümanlar, videolar ve yardımcı ders planları ya-yınlanıyor. Panasonic bu materyalleri öğretmenlere tamamen ücretsiz ola-rak temin ediyor.

Page 35: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI
Page 36: REPORTTURK E-DERGİSİ TEMMUZ 2012 SAYISI