reportturk e-dergİsİ aĞustos 2012 sayisi

38

Upload: reportturk-kurumsal-kiymetler-dergisi

Post on 23-Mar-2016

241 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

İŞ DÜNYASININ KURUMSAL KIYMETLER E-DERGİSİ

TRANSCRIPT

Page 1: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI
Page 2: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Ağustos ayında kapağımıza taşıdığımız konuda, geçen sezonun sonunda La Liga ve Şampiyonlar Ligi’nde yaşanan hayal kırıklıklarının ardından Barcelona’daki görevinden istifa eden İspanyol teknik adamın Guardiola’nın, kariyerinin henüz başında bu denli başarılı olmasından ve kendisini başarıya götüren yöntemlerin-den bahsettik.Medya Takip Merkezi Kurumsal İletişim Sorumlusu Merve Seçkin yazılı ve görsel basında göz önünde olan Kurumsal Sosyal Sorumluluk projelerinden ve bir çok projenin de hem ulusal hem de uluslararası alanda ödüller aldığından söz etmiş yazısında.Texas Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Dalgıç ise müşteri odaklı şir-ketlerin pazarlama disiplinlerinden yola çıkarak ülkemizdeki pazarlama kavramı ve olgusuna yeni bir bakış getirmeye değinmiş. Prof. Dr. Faruk ŞEN ise bu sayıdaki köşe yazısında 2012 yılında Avrupa Birliği’ndeki ekonomik daralmanın Türk turizminde gerileme yaşattığına dikkati çekerek, Türkiye’ye Avrupa’dan gelecek turist sayısında bir azalma ortaya çıkacağından bahsetmiş.Uluslararası Koçluk Enstitüsü Başkanı (International Coaching Institute) Dr. İnci Şen ise 2012-2013 Eylül ayında okula başlayacak ebeveynlerin çocukları için neler yapması gerektiği hakkında bilgiler vermiş makalesinde…Yılbak Ticaret A.Ş. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Koordinatörü Ali Rıza Değer de yazısında; rahat ve farklı olmanın, ilgi çekmenin, ön planda yer almanın ve gün-dem yaratmanın markalaşmada en önemli unsur olmasından ve marka değeri taşıyan kişilerin aynı şeyleri yapan binlerce hatta on binlerce insan arasından çıkmış, iz bırakmış, gıpta ile bakılmış ve bu itibarla bulundukları ortamlarda gözönünde “Marka” olmuş insanlar olmasına yer vermiş…Yazarımız İtibar Atölyesi Başkanı Ertan Acar ise algılanmak için doğru anla-şılmak, doğru algılamak için de doğru anlamak gerektiğinden kendimizi yada markamızı doğru ifadelerle yansıtmamızın en itibarlı yöntem olmasını vurgulamış yazısında… Markefront Genel Müdürü Aytaç Mestçi ise makalesinde Google Plus Hangouts’un getirdiği yeniliklerden, evde/işte bilgisayarda ya da hareket halinde Google Plus mobil uygulaması üzerinden kişilerle görüntülü görüşmelere olanak sağlayan bir Google çözümü olduğu bilgisi verilmiştir.

Keyifli okumalar…

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

•Telefon:

0212.272.51.51•

Fax: 0212.272.49.50

•Ankara Temsilcisi:

Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi

No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

•Abd Temsilcisi:

Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Acar

Genel Yayın KoordinatörüAslı Yörükoğlu

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

EditörAylin Levendoğlu

Reklam ve pazarlama:

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,

Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca

Page 3: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI
Page 4: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

İçindekiler

HABER Deniz’den altında ‘HAS’ açılım! 28

303233343536

HABER Muhteşem Yüzyıl’da deprem

HABER Aydınlatma teknolojisinde tasarruflu

LED’ler yaygınlaşıyor

HABER Devrik liderlerin servetleri Kanada’da

HABER Kim Marketten İtalyan usulü kumanya

HABER Thomas Cook’ta şok!

HABER Almanya’da döner kavgası

KISA KISA 6 ay devlet maaşlı iş imkânı Mc Donalds’tan şimdi de solucan çıktı! Hangi serbest bölgeler kapatılacak? 75 öğrenciye Rusya’da iş garantili

eğitim fırsatı 3 trilyon $’lık çelik pazarını yöneten

devler İstanbul’da buluştu. HSBC’nin kârı beklentilerin altında

6

KAPAK İşte Guardiola’nın 10 sırrı8

MAKALELER MERVE SEÇKİN

Ayın öne çıkan Sosyal Sorumluluk Projeleri PROF.DR.TEVFİK DALGIÇ

Hizmet kalitesi ve müşteri odaklı şirketler PROF.DR. FARUK ŞEN

Türkiye’nin turizmden beklentileri DR. İNCİ ŞEN

2012-2013 Eylül ayında okula başlayacak çocuğunuz için yapmanız gerekenler

ALİ RIZA DEĞERYaşamda marka olmak..

ERTAN ACARAnlamın anlamı nedir?

AYTAÇ MESCİGoogle Plus Hangouts’a merhaba, güle güle Gmail’le Grup Video’ya

10

12

16

20

22

24

26

Page 5: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

destekphone: 444 43 44 www.destekpatent.com.tr

Page 6: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

6 ay devlet maaşlı iş imkânıÇalışma Bakanlığı, yeni bir düzenlemeyi hayata geçiriyor. 6 ay maaşı devlet ödeye-cek, işsiz gençler meslek edinecek

İşbaşı eğitim programlarına katılarak firmalarda staja giden işsizlere 6 ay boyunca maaşları devlet tara-fından ödenecek. Bu kişilerin sigortaları da yine devlet tarafından karşılanacak.Maaşlar, net 740 TL olarak asgari ücret üzerinden hesaplanacak. Bu süre içerisinde stajyer, işyerine uyum sağlarsa ve işveren de isterse kadrolu olarak çalışmaya devam edecek.Ayrıca işsizler için tam maaşla, en az 6 aylık geçici iş imkânı sağlanacak. Bakanlık, işbaşı eğitim prog-ramındaki yeni düzenleme ile istihdam imkânlarını artırmayı ve işsizlere nitelik kazandırmayı hedefliyor. Yeni düzenleme ile işbaşı eğitim programlarına başvuran kişilerin 6 ay boyunca maaş ve SSK primi devlet tarafından karşılanacak. Böylece işsiz gençler, tezgâhın başında ustadan işi öğrenecek. 6 ay boyunca uyum sağlarsa ve işveren isterse devam edecek. İşveren istihdam etmek istemese bile işsiz gençler meslek sahibi olacak. 6 ay boyunca maaşını ve primlerini devlet yatıracağı için de hiçbir kaybı olmadığı gibi geçici olarak işe kavuşacak. Halen Türkiye İş Kurumu, işbaşı eğitim programları düzenliyor. Ancak bu kurslara katılanlara maaş ödenmiyordu. Önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek değişiklikle artık maaş ödenmeye başlanacak olması, talebi artıracak. İşsizlerin, bu süreçte nitelik kazanması hedefleniyor.

KISA

KSI

A

6 | Report Türk - Ağustos 2012

Mc Donalds’tan şimdi

de solucan çıktı!

Geçen hafta Şili’deki bir restoranında sunulan hambur-

gerinden fare kuyruğu çıkmasıyla gündeme gelen ünlü

fast-food zinciri şimdi de Rusya’da yaşanan bir olayla

haber konusu oldu. Kommersant FM’in haberine

göre, Moskova’daki Global City alışveriş merkezinde

bulunan Mc Donalds’tan alışveriş yapan bir müşteri,

hamburgerin içerisinde solucanla karşılaştı.

Bayan müşterinin aldığı ve paket yaptırdığı Mc Chic-

ken tavuklu burgerde solucan görülürken, burgerin

yarısını bitirildikten sonra paket ve burgerin içerisinde

solucanı gördü. Olay üzerine solucanlı burgeri iade

eden müşteri parasını geri aldı.

Lokantacılar Federasyonu Başkanlığı tarafından

solucanın dışarıdan girdiği ve satış anında solucan

olmadığı iddia edilirken, Tüketici Haklarını Koruma

Derneği en kısa zamanda denetlemenin başlatılacağını

bildirdi.

Hangi serbest bölgeler kapatılacak?Türkiye’de 19 serbest ticaret bölgesi (STB) bulunuyor. Bunların bir bölümü izinleri alınmış olmasına rağmen henüz aktif kullanılmıyor. Asya-Pasifik bölgesinde ziyarette bulunan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Singapur’da Jurong adası gibi özel ekonomi bölgelerini gezdi.

Türkiye’de de bu tür oluşumların başlatılması gerektiğini belirten Çağlayan, Türkiye’de henüz çivi çakılmamış olan STB’lerin olduğunun altını çizerek, “Serbest bölge hüvi-yetini almış ama tek bir çivi çakmamış bölgeler var. Gelir gelmez Erzurum’u kapatmıştım. Şimdi de Rize serbest ticaret bölgesini kapatıyorum. Bunları özel ekonomik bölge yapısına çevireceğiz” şeklinde konuştu. Buradaki durumu en hafifinden ‘devletin parasını çalmak’ olarak niteleyen Ekonomi Bakanı, “Bunların bir kısmını yurtdışından çok ciddi tenkide maruz kaldığımız için kapattık” dedi. Avrupa Birliği (AB) adaylık müzakerelerinde rekabet faslının içinde STB’lerin kapatılmasının olduğu bilgisini veren Çağlayan, “AB’ye kalsa bunları hemen kapatmak istiyor. ‘Siz bütün fasılları bitirin, en son rekabet faslını kapatalım, üyeliği konuşalım dedik’ Biz onlara güvenip bu tesisleri kapata-mayız. O hatayı geçmişte yaptık” şeklinde konuştu. Bakan Çağlayan, göreve geldiği ilk günlerde STB’lerde iş yapanlar arasında mallarının yüzde 85’ini ihraç edenlerin iç piyasaya mal sürmesine izin vermişti.

Page 7: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HSBC’nin kârı beklentilerin altında

HSBC’nin yılın ilk yarısında 8.44 milyar euro ile kârı beklentilerin altında kaldı

İngiltere’nin en büyük bankası HSBC’nin yılın ilk yarısında kârı beklentilerin altında 8.44 milyar Dolar, hisse başına 45 cent oldu. Geçen yılın aynı döneminde 9.2 milyar $ kâr eden HSBC’nin bu yılın ilk yarısında 9.1 milyar $ kâr etmesi bekleniyordu.

Ağustos 2012 - Report Türk | 7

75 öğrenciye Rusya’da iş garantili eğitim fırsatıAkkuyu NGS’nin başlattığı eğitim programı kapsamında 75 öğrenci Rusya’da iş garantili nükleer enerji uzmanlığı eğitimi alacak.

Firmadan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye’nin ilk nükleer santralini ya-pacak olan Akkuyu NGS AŞ’nin Türkiye ile Rusya Federasyonu arasında imzalanan hükümetler arası antlaşma çerçevesinde, nükleer teknoloji alanında Türk insanı altyapısının oluşturulması için eğitim programı başlattığı hatırlatıldı.Sınavla, geçen yıl 50 Türk öğrencinin nükleer mühendislik eğitimi almak üzere Rusya’ya gönderildiği belirtilen açıklamada, bu yıl da 75 öğrencinin aynı amaçla gönderilmesinin planlandığı ifade edildi.Önceden ilan edilen sınav duyurusuna göre başvuru formlarını dolduran öğrencilerden gerekli şartları taşıyan toplam 600 kişinin sınava giriş hakkı kazandığı kaydedilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:‘’Söz konusu öğrenciler, Türkiye genelindeki üniversitelerin Fen-Edebiyat ve Mühendislik Fakültelerinin, fizik, ve/veya matematik derslerinin okutulduğu tüm bölümlerinin hazırlık, 1, 2, 3 ve 4. sınıflarından seçilmiş-lerdir.’’

Yazılı yapılacak sınavın 15 Ağustos 2012 tarihinde Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde saat 13.30’da gerçekleştirileceği belirtilen açıklamada, sınavın genel lise müfredatı matematik ve fizik konularını içereceği bildirildi.

3 trilyon $’lık çelik

pazarını yöneten devler

İstanbul’da buluştu.

Geçen hafta dünya basınını atlatıp, Çırağan Sarayı’nda

buluşan devler arasında US Steel, POSCO, Nippon Steel gibi

firmaların yanı sıra Lakshmi Mittal, Alexei Mordashov gibi

milyarderler de yer aldı

Siyasetten ekonomiye sanattan sağlığa hemen hemen her

konuda dünya, geleceğine İstanbul’da karar vermeye başla-

dı. Bölgenin finans merkezi olmasının yanı sıra uluslararası

kuruluşların da gündemlerini belirlediği şehir durumuna

gelen İstanbul’un son misafirleri ise 3 trilyon dolarlık çelik

devleri oldu. Sessiz sedasız Boğaz’da toplanan 175 üyeli

Dünya Çelik Birliği (WSA), hem yeni yol haritasını çizdi hem

de sorunlarını paylaştı. Yeni yönetim kurulu üyelerini de

İstanbul’da belirleyen Çeliğin Efendileri, basına kapalı yap-

tıkları iki günlük toplantıda krizi ve fırsatları masaya yatırdı.

Çin, Rusya, Brezilya gibi ekonominin yeni yıldız ülkelerinde

toplanan WSA’nın basına kapalı olarak gerçekleştirdiği

toplantı temmuz ayının ikinci haftasında Çırağan Sarayı’nda

gerçekleşti. Hızlı büyüme gösteren ülkelerde toplantıların,

İstanbul’dan sonraki durakları ise Yeni Delhi ve Seul olacak.

Page 8: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HABER

8 | REPORTTURK / Ağustos 2012

Bodrum’da geçen saatlerHER maçtan önce kendini kulübün bodrum katındaki bir ofise kilitleyen Guardiola, yaklaşık iki saat boyunca rakiplerin DVD’lerini izleyerek maça hazırlandı.

Yeni Messi Yeni BarçaMAYIS 2009 Guardiola ve Barcelona adına tarihi bir gündü. Messi’yi sola alarak yeni rol veren Guardiola, Madrid maçından 6-2 ile ayrılırken, yeni Barcelona’nın temellerini atmış oldu.

Değişmeyen adam Busquets2010/11 sezonunda oyuna daha büyük bir genişlik ka-zandırmak isteyen İspanyol teknik adam, iki merkez orta saha oyuncusunun arkasına Busquets’i koyarak hem savunmaya hem orta sahaya büyük bir güç sağ-lamış oldu.

Beş adamlı savunma19 Eylül 2010 tarihinde oynanan Atletico Madrid ma-çında Maça 4–3–3 sistemiyle başlayan teknik adam, mücadele esnasında Busquets’i savunmanın arasına kaydırarak ilk kez 5 adamla savunma modeline geçiş yaptı.

Taktik dehası Pep“MANITA (küçük el)” adıyla anılan 5-0’lık R. Madrid galibiyeti Guardiola’nın gövde gösterisiydi. 4-3-1-2 sistemiyle maça başlayan Guardiola’nın değişiklikleri bir teknik direktör dehasıydı.

Abidal yoksa Pedro varABIDAL’in tedavisi nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalması sol bek eksikliğine neden oldu. Guar-diola, önemli hücum silahlarından Pedro’yu bu alana çekerek soruna en pratik çözümü bulmuş oldu.

Rüya takımın dönüşü29 Ağustos 2011 tarihinde Pep Guardiola bu kez kla-sik 3–4–3 sistemine dönerek Villareal’i 5–0 yenerken, bu galibiyet İspanyol basını tarafından “Rüya takımın dönüşü” olarak adlandırıldı.

Üçlü savunma: 3-112 Ekim 2011’deki El Clasico da unutulmazdı... İlk 45 dakikada 4 oyuncuyla savunma yapan Guardiola, ikinci yarıda büyük bir hamle ile 3 savunmaya döndü. Oyunu rakip alana yığan Guardiola, sahadan 3-1’lik galibiyet-le ayrıldı.

Villa gitti, 3-7-0 geldiDÜNYA Kulüpler Kupası, Barcelona ve Guardiola için yeni bir sistemin habercisi oldu. David Villa gibi çok önemli bir forvetin bacağının kırılması sonrası 3–7–0 Katalanların yeni sistemi oldu.

Hiçbir zaman vazgeçmedi2011/12 sezonu Barcelona ve Guardiola için kayıp gibi gözükse de başarılı teknik adam yenilikçi özelliğinden hiçbir şey kaybetmedi. Pep takımının kazanması için hep aynı motivasyonla takımını ateşledi.

İşte Guardiola’nın 10 sırrıGeçen sezonun sonunda La Liga ve Şampiyonlar Ligi’nde yaşanan hayal kırıklık-larının ardından Barcelona’daki görevinden istifa eden Guardiola’nın, kariyerinin henüz başında bu denli başarılı olma sebeplerini merak ediyor musunuz?İspanyol teknik adamın başarıya götüren 10 anahtar:

Page 9: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 9

HABER

İşte Guardiola’nın 10 sırrı

Page 10: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

10 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

Kurumsal Sosyal Sorumluluk projeleri medyada ses getirmeye devam ediyor. Ha-ziran ayının medyada en çok yer alan KSS çalışmalarını inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM)’nin hazırladığı araştırmaya göre, Türk Telekom tarafından yürütülen “Türkiye’ye Değer”in bu ay da öne çıktığı belirlenirken, bir çok projenin hem ulusal hem de uluslararası alanda ödüller aldığı tespit edildi. İşte, medyanın en çok yerdi-ği KSS projeleri…

Ayın öne çıkan Sosyal Sorumluluk Projeleri

MERVE SEÇKİN

Page 11: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 11

MAKALEMAKALE

Ayın en çok konuşulan projeleri

• Türkiye’ye Değer (Türk Telekom)

• Karneni Göster Kitabını Al (İş Bankası)

• Meslek Lisesi Memleket Meselesi (Koç Holding)

• 81 İlde 81 Orman (İş Bankası)

• Bir Usta, Bin Usta (Anadolu Sigorta)

• Van İçin Türkiye Kumbarası (Turkcell)

• Geleceğe Koşanlar (Turkcell)

• Kadın Gözüyle Hayattan Kareler

(Anadolu Hayat Emeklilik)

• Sokakta İlk Adımlar (Renault- Mais)

• Düşler Akademisi Projesi (Vodafone)

• Kariyer Yolculuğuma Başlıyorum (Visa)

• Yeteneğe Destek Yaratıcı Ekonomiye Destek (TTNet)

• Ülkem İçin Kan Veriyorum (Koç Holding)

• Baba Beni Okula Gönder (Milliyet)

• Her Ses Bir Nefes (Polisan)

*MTM’nin Haziran ayında, ulusal gazete ve dergilerde yaptığı basın

takibi sonuçlarından elde edilmiştir.

Medyanın “Türkiye’ye Değer”e olan il-gisi sürüyor

Haziran ayında medyada en fazla yer alan KSS projesi, Türk Telekom’un yürüttüğü “Türkiye’ye Değer” oldu. Son 3 aydır medyada en fazla görünürlüğü sağlayan proje olan “Türkiye’ye Değer”, görme engelli vatandaş-lar için geliştirilen Telefon Kütüphanesi Projesi ve Do-ğayla Dost İletişim Kampanyası ile Uluslararası Halkla İlişkiler Derneği (IPRA) tarafından düzenlenen 22. Altın Küre Ödülleri’nde iki farklı kategoride finalist oldu.

“Karneni Göster Kitabını Al”a ilgi devam edi-yorMedya Takip Merkezi’nin araştırmasına göre, ay boyunca medyanın en çok yer verdiği ikinci KSS projesi “Karneni Göster Kitabını Al” oldu. İş Bankası’nın ilköğretim çağındaki öğrencilerin kar-ne sevincini ikiye katlayan bu projesi ile çocuklara okuma alışkanlığı kazandırılması amaçlanıyor.

“Meslek Lisesi Memleket Meselesi” iş dünyasına devredildiKoç Holding’in başlattığı “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” projesi Haziran ayında öne çıkan diğer KSS çalışması oldu. Ay boyunca projenin medyada en fazla yer aldığı haberlerin başında, proje kapsa-mındaki Meslek Lisesi Koçluğu Programı’nı Koç Holding’in Özel Sektör Gönüllüleri Derneği’ne devret-mesi geldi.

“81 İlde 81 Orman” projesinde 68 orman ta-mamlandı2008 yılı sonunda faaliyete alınan “81 İlde 81 Orman” projesi, İş Bankası’nın medyada en çok yer alan diğer KSS çalışması oldu. Bayburt’un ardından, projenin 68. Ormanı Gümüşhane’ye kuruldu. Projenin Haziran

ayındaki haberlerinin arasında ayrıca, 11. Altın Pusula Halkla İlişkiler Ödülleri’nde Jüri Özel Ödülü’nü alması yer aldı.

“Bir Usta Bin Usta” ödüle doymuyorMTM’nin hazırladığı araştırmaya göre, ayın öne çıkan bir diğer KSS projesi “Bir Usta Bin Usta” oldu. Anado-lu Sigorta tarafından yürütülen proje, Dünya Şirketler Grubu’nun düzenlediği Demirkent Ödülleri’nde layık görüldüğü Sosyal Sorumluluk Ödülü’nün yanı sıra, dün-yanın en prestijli ödüllerinden Altın Sabre Ödülü’nün de sahibi oldu.

Page 12: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

12 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

Son zamanlarda basında yer alan bazı yazılar pazar-lama biliminin ana öğretilerinden birisinin önemini

azaltıcı bir izlenim yaratmıştır. Her işyeri, her kuruluş insanlar, yani müşteriler /kullanıcılar/yararlananlar içindir. Eğer müşteri/alıcı/kullanıcı/ihtiyaç sahibi veya tüketici yoksa işletmeler/iş-yerleri ve hizmet kuruluşları da olmaz. Kısacası her şey insan içindir. Eğer bazı şirketler kısa vadeli çıkarları için etik kuralla-rının dışına çıkıyorsa bunlar aynı zamanda Toplam kalite ve Müşteri Odaklılık tanımının da dışına çıkıyorlar demektir. Bu açıdan bakıldığında piyasadaki ekonomik her ilişki müşteri iliş-kisidir. “İstisnalar kaideyi bozmaz”.Müşteri Memnuniyeti ve Müşteri ile işletme/örgüt ilişkileri çok sayıda araştırmaya konu olan bir alan. Pazarlama Disiplini içinde Tüketici Davranışlarını inceleyen apayrı bir alt bilim dalı ve bunun saygınlığı olan bilimsel yayınları da vardır. Pazarlama disiplininde müşterinin yerini ve bunun şirket stratejisine etki-sini ele alan verilere dayalı -”empirical” çalışmalar son 20-25 yıl içinde buyuk önem kazandi. Biraz da, serbest piyasa e-konomisinin ülkemizdeki yanlış ve çarpık uygulanmasının bir örneği ve ekonomik gelişmişlik düzeyinin de bir yansıması o-larak ülkemizdeki Pazarlama kavramı ve olgusu da çarpıtılmış ve yanlış anlaşılmıştır. Çok sayıda meslektaşımızın yılma-yan çabalarına rağmen. Örneğin seyyar satıcılar kendilerine “Pazarlamacı” deyimini yakıştırır olmuşlardır. Oysa seyyar sa-tış Pazarlama disiplinin içerdiği değişik işlevlerden sadece bir tanesidir. Bu bakımdan bizdeki uygulama ile disiplinin ulaştığı yerler arasında düzey,algilama ve yükseklik farkı vardır.Konuya biraz açıklık ve ayrıntı getirelim isterseniz. Pazar Odaklılık yani Müşteriyi şirketin tüm çalışmalarında temel a-lan görüş işletmelerdeki “Toplam Kalite” uygulamasından önce kökenleri var olan bir görüştür. Toplam kalite kavramı da önce Amerikan ordusunda kullanılmış, daha sonra kalite

uzmanlarınca işletme yaşamına aktarılmıştır. Pazar Odaklılık, özellikle “Pazarlama Kavramı-The Marketing Concept” ve bu-nun uygulamasında 1950’lerden beri konuşulan fakat 1990 yılından başlayarak “veri”lere dayanan araştırmalara konu olan ve üzerinde halen çok sayıda araştırmalar yapılmaya de-vam edilen bir kavram.Bu satırların yazarının da sadece aynı konuları kapsayan “The Oxford Book of Marketing” isimli ders kitabında bir bö-lüm (chapter) , European Journal of Marketing, International Marketing Review, Journal of Market Segmentation, Journal of Academy of International Business (JIBS), Journal of Business Ethics, Thunderbird Journal of International Business, International Business Review ve Advances in International Marketing adlı hakem heyetli, gönderilen ya-zıları yazar ismi vermeden inceleten (Blind Peer Review) ve buna göre yayımlanıp yayımlanmayacağına karar veren süreli yayınlarda bu konularda epey tek yazarli veya ortak makale-si bulunmaktadir. Principals of Niche Marketing isim,I kitabi ABD ve Hindistanda basilmistir.. Halen de Pazar/Müşteri Odaklı Pazarlama Stratejisi konularını içeren ortak bir kitabimiz tamamlanmis ve ABD’de basim asamasindadir. Yazılarımiza şu ana kadar 367 kere atıf yapılmış bulunmaktadır (Publish or Perish Index). Profesör Philip Kotler de dâhil çok sayıda akademisyen mes-lektaşımız yazılarımiza kitaplarında atıfta bulunmuşlardır. Bu bakımdan kendimizi az da olsa konuyu hala öğrenmeye ça-lışanlardan birisi olarak addedip izninizle bazı noktaları açıklığa kavuşturmak istiyoruz.Özellikle 1950’lerden başlayarak “Pazarlama Kavramı The Marketing Concept, piyasa sözcüğünün “tüketici satın a-lan” kavramları ile birlikte anılmasıyla kısaca “Pazar/Müşteri Odaklılık-Market Orientation” olarak tanımlanır olmuştur.

Hizmet kalitesi ve müşteri odaklı şirketler

PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ

Page 13: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 13

MAKALEMAKALE

Bugünkü tanımıyla Müşteri Odaklılık ile Pazar Odaklılık kav-ramları eşdeğerli olarak kabul görmeyi sürdürmektedir. Pazar/Müşteri Odaklılık aklına gelen herkesin ben müşteri odaklıyım demesi ile olmaz. Müşteri Odaklı olan bir şirketin nitelikle-ri saptanmıştır. Bakınız: Jaworski and Kohli (1990) ile Narver and Slater (1990).

Bunlar şu ana ögeleri içerir:

1.Sürekli piyasa ve işletme çevresi istihbaratı toplamak-der-lemek: Bunlar arasında Müşteriler/tüketicilerin bugünkü ve gelecekteki ihtiyaçları, şikayetleri, şirkete ara ürün ve hizmet satanlar, rakipler, ülkedeki ve dünyadaki ekonomik, yasal ve

Page 14: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

14 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALE

kültürel/ sosyal gelişmeler ve teknolojik yenilikler bulunur.

2. Sürekli toplanan bu piyasa ve cevresi istihbaratınin tüm ör-güt içinde dağıtılması ve bilginin paylaşılması,

3. Tüm örgüt düzeyinde ve tüm birimlerin katılımıyla bu toplanan istihbarata dayanarak gereken önlemler almak, gerekli değişiklikler yapmak, uyumlandırmak, yeniden değer-lendirmelerde bulunarak gerekli planları hazırlayıp uygulamak gerekir. Yani işletmeler dışa dönük olmalı, rekabeti iyi izleme-li ve bunu yaparken de kar ögesini ve uzun vadeli bir bakışı temel almalıdır. Yani kısa vadeli çıkarlara, etiksel olmayan yol-lara sapmamalıdır.

Demek ki, Pazar/Müşteri Odaklılık kavramı bir ülkenin için-de bulunduğu koşulları, ülkenin kültürünü, ahlaki değerlerini, müşteri sağlığını, ekonomideki sorunları vs. tüm önemli ö-geleri hesaba katmak zorundadır. Amaç işletmenin/örgüt’ün uzun vadeli çıkarları ile müşterinin ihtiyaç ve sorunlarına yanıt veren, çözüm getiren ürün ve hizmet sağlayıp, bundan dola-yı da fazla bir değer (kar) yaratmaktır. Yani mal ve hizmetin maliyetinden daha fazla bir fiyata satarak müşterinin tatmini-ni sağlamaktır. Böylece kar ederek müşteriyi memnun etme noktasına gelinir. Bu uygulamada müşterinin ödediği para şirket için bir çe-şit “güvenoyu” haline gelmektedir. Son zamanlarda Pazar/Müşteri Odaklılık kavramı toplumlardaki yeni gelişmeler, tü-ketici kuruluşlarının etkinliğinin artması, çevre sorumluluğu ve etiksel davranım zorunluluğu gibi yeni kavramların ve bek-lentilerin de değişmesi gibi olguları da kapsayacak şekilde yorumlanmaya başlamış ve Toplumsal ve Çevresel Sorumlu Pazar/Müşteri Odaklılık şekline dönüşmüştür. Yani tüketici sa-dece kendisi ile değil, çevresi ve önün uzun vadeli çıkarları ile de tanımlanır hale gelmiştir. Bunun sonucu olarak pazarlama disiplini giderek “Müşteri ile İlişkileri” yönetmeye ağırlık veren bir çeşit ilişkiler yönetimine dönüşmek üzeredir.Artık müşteri ile sadece” alış-veriş-transaction” anında de-ğil, onu yaşam boyu kendine bir çeşit ortak alan ve müşteriyi işletmeye yaşamı boyunca sağlayacağı faydaların tümünü be-lirleyen bir “varlık-asset” olarak görme aşamasına gelinmiştir.

Bunun dışındaki anlayış, belki de ülkemizdeki kısa vadeli çıkar-lara odaklı ve en kısa zamanda en fazla kar etme görüşüne yönelik uygulamaları ve henüz Pazar/Müşteri Odaklılık haline gelememiş işletmeleri yansıtmaktadır. Çünkü Pazar/Müşteri Odaklılık tarihsel kökeniyle bakılacak olursa ekonomik gelişme ve piyasada aynı maldan çok çeşitli markaların bulunmasını da varsayar. Bu bakımdan tekelci piyasalarda tekelci işletme-nin müşteriyi sadece yolunacak bir kaz gibi görmesi doğaldır. Zaten bu tür kuruluşların kendilerine ne isim takarlarsa taksın-lar, Müşteri Odaklı olamayacakları da bir gerçektir. Bunun için objektif testler vardır. Örneğin Markor testi gibi.Bazı değişik koşullarda işletmeler/örgütler, rekabet koşulla-rının zorlamasına gerek duymadan, stratejik yönetimlerinin öngörü ve kararlı tutumuyla kendilerini Müşteri Odaklı yap-maya yönelirler. Bu durumda da Müşteri Odaklı olabilmenin yanı sıra bunun sürdürülebilir olması da gerekir. O halde Pazar/Müşteri Odaklılık durağan değil, değişen ve değişken ve de-vinimler geçiren bir olgudur. Müşterinin ihtiyacı değiştikçe, rekabet koşulları değiştikçe, teknolojiler değiştikçe, içinde bu-lunan toplumun değer ve yargıları değiştikçe, ülkedeki yasal sistem değiştikçe değişebilen, düşünebilen ve öğrenebilen bir örgüt olma durumundadır.Biz bir Doktora öğrencimin çalışmasında Hollandalı ihracat firmalarının Pazar Odaklılığı ve Öğrenen Örgüt olma ilişkile-rini inceledik, sonuçta Pazar Odaklı şirketlerin aynı zamanda Öğrenen Örgüt’ler olduğunu da saptadık. Bütün bu gelişme-ler Toplam Kalite Yönetimi olgusundaki Müşteri Memnuniyeti konusu ile ilişkilendirilince, ortaya yeni bir yorum getirilmesi zorunluluğu ortaya çıkar. Toplam Kalite Yönetimi sadece o-layı bir şekil olarak ve biçimsel ilişkiler olarak değil, bir içerik özümseme olarak yorumlanmalı ve ona göre uygulanmalı-dır. Bu açıdan bakıldığında, kanımca Müşteri Memnuniyeti ” Pazar/Müşteri Odaklılık” kavramı ile uyuşan bir uygulamadır. Etiksel davranış da uzun vadeli düşünebilme özelliğinin için-de bulunmaktadır. Konu temelinde yanlış değil, ama bizdeki uygulamalar bakımından ve geniş kapsamlı bir veri çalışma-sına dayandırılmadığı sürece sadece bir kişisel gözlem olarak kabul görebilir.

Page 15: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI
Page 16: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

16 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

PROF.DR. FARUK ŞEN

2012 beklentileri maalesef gerceklesemi-

yor.Geçtiğimiz yılda Almanya’dan 4,9 milyona

yakın turist Türkiye’ye gelmiş bulunmaktadır. Bu araş-

tırma çerçevesinde Türkiye – Avrupa Eğitim ve Bilimsel

Araştırmalar Vakfı (TAVAK) Vakfı olarak Almanya’dan

Türkiye’ye turist yollayan 37 tur operatörüne yönelik bir

araştırma yapılmış başta Tui Thomas Gook gibi uluslara-

rası kuruluşların yanında GTİ ve Ben - Tur gibi Türkiye’ye

çok fazla turist taşıyan Türk kökenli operatörler de

araştırılmıştır.

Türkiye’nin turizmden beklentileriRus sayısı 2012 basında öngörülen sayıya ulaşamıyor. Almanlar’da da beklenen artış olmuyor ve sayı geçen yıla ulaşamıyor. İran’da %40’lık gerileme, Suriye ise donma noktasında olduğu için 2013’te yeni pazarlara ihtiyaç var.

Page 17: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 17

MAKALEMAKALE

Temmuz basinda Türkiye ye en fazla turist getiren 10 se-yahat operatörü ile yenilenen mart 2012 arastirmasinin verilerine göre beklenen turist artisinin olmamasi ve aza-lacagi acikca ortadadir.Ayrıca Almanya’da Haziran 2012’de 200 seyehat acen-tasıyla bu konuda bir rezarvasyon araştırması yapılmış bulunmaktadır. Buna göre Almanya’dan 2012 yılında Türkiye’ye gelecek turistlerin sayısında en az %10 ’luk bir azalma beklenmektedir ve bu denemelerle Türkiye’ye gelecek Alman turist sayısı 4,6 milyon sınırıni asama-yacak. Bunun yanında Avrupa Birliği’ndeki ekonomik durgunluğa rağmen 2012 yilinda turizm açısından para harcamalarını azaltacagi da tespit edilmiş bulunmaktadır

Turizmde Ticari Zeka ve Kabiliyet ÖnemliGenel olarak 2012 yılında turizm gelirlerinde artış beklen-mektedir. 2011 yılı için TÜİK tarafından tespit edilen 23 milyar dolarlık ekonomik gelirde tam doğruları yansıtma-maktadır, gelen turistlerin harcamaları özellikle Marina ve Curise gibi günlük gelen turistlerinde harcamaları ve TUİK’in araştırmaları kapsamında ortaya çıkmayan ge-lirleride katarsak 2011 yılında 28 milyar doları bulmuş bulunmaktadır.

Turist Sayısı Azaliyor2012 yilinin ilk 6 ayinda 2011 e göre % 2,3 lük bir a-zalma vardir. Almanya dan gelen turist sayisinda da bir düsüs görülmektedir. Özellikle Iran hükümetinin baskila-ri nedeniyle Iran dan gelen turist sayisi % 40 oraninda

azalmistir. Suriye den gelen turist sayisinda da donma noktasindadir.

1.Rus Turist Sayısı Almanları AşamıyorEn büyük Rus tur operatörlerinden Mobaly’nin Genel Müdürü Andrey Baranov, Avrupa’da kriz, Mısır’da siya-si istikrarsızlık olduğu müddetçe Rusların önümüzdeki yıllarda da Türkiye’yi tercih edeceğini belirtti. Baranov, 2012 yılında Rusya’dan Türkiye’ye 5,5 milyon turist gele-ceğinden hareket ediliyordu.Rus Mobaly Turizm Seyahat Acentesi Genel Müdürü Andrey Baranov, yaptığı açıklamada, yeni turizm se-zonunda öncelikli turizm tercihlerinin Türkiye olacağını bildirdi.İspanya, İtalya ve Yunanistan’da oluşan küresel ekono-mik krizin Rus turizmi için risk oluşturduğunu belirten Andrey Baranov, Mısır demokrasiye geçinceye kadar 2012 turizm sezonunda turist göndermeyi düşünme-diklerini kaydetti. Türkiye’ye toplamda 5,5 milyon turist göndermeyi hedeflediklerini belirten Baranov, bunda bi-rinci il önceliğini her yıl olduğu gibi Antalya’nın alacağını ifade etti. Bu öngörünün gerceklesemeyecegi yilin ilk 6 ayinda yavas yavas ortaya cikmaktadir.Rus otoriteler, ‘Rus turizminde istikrarı sürdüren ül-ke Türkiye. Rus turistler Türkiye’de tatil yapmaktan çok memnun. 2012 yılinda deniz, kum ve güneş turizmi ya-nı sıra kültür ve dalış turizmini önplanda tutacaklarını belirtiyorlardı. Türkiye’yi 2011 yılında ziyaret eden yabancı turist sayısı

(TAVAK Mart 2012 öngörülen degerlendirme ve temmuz 2012 de revize eden sayılar)Ülkelere göre dağılım Değisim oranı 2011/2012 Temmuz 2012 revize edilen sayi

Rusya 5 Milyon 300 bin kişi + 50 % (Rusya’nın öngörüşü) %4,6 MilyonAlmanya 5 Milyon 136 bin kişi + 7 % (Türkiye’ye yönelik beklenen artış) %3,2 Milyonİngiltere 2 Milyon 850 bin kişi + 5 % (İngiltere tahmini) %2,5 Milyon

Page 18: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

MAKALEMAKALE

18 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALE

31 milyon 456 bin 76 kişi oldu.Turizm Sektörünün 2012 yıllında yüzde 7 % büyümesi halinde, Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı 33 milyon 658 bin 1 kisi ye yük-selmesi bekleniyordu.2012 de turist sayisi 2011 in gerisinde kaliyor.

2. Almanyada ekonomi 2012 yılında yalnız 0,2 % büyüyor, Almanların Seyahat harcamaları bek-lenen düzeyde artmiyor.Almanya’da ekonomi yalnız 0,2 % büyürken, seyahat har-camalarında yüzde 2 % bir büyüme bekleniyordu. 2011 yıllında seyahat harcamaları 60,7 Milyar ; 2012 yıllında seyahat harcamaları 2011 in gerisinde kalacak. Bu ra-kamlarla Dünya Şampiyonu Almanya konumunu koruyor.

Dünya çapında 2012 yıllında UNWTO yüzde 3,5 oranın-da bir büyüme bekliyor. İlk kez tüm ekonomik risklere rağmen1 Milyardan fazla yolculuk yapılması bekleniyor.

3. Türkiye’ye gelen Alman profilin çoğunluğu ‘35 – 50’ yaşları arası, çocuklu ve ortanın al-tı gelir gruplarından oluşuyorAlmanya’daki tatil pazarlarıyla ilgili ‘Studienkreisen für Tourismus und Entwicklung’ tarafından yapılan araştır-ma önemli gelişmeler göstermektedir. Anket sonunda Almanların ucuz olduğu için Türkiye’yi seçtikleri ortaya çıktı. Almanlar Türkiye’ye yüzde 92 oranında havayo-luyla gelirken, yüzde 42’si eşiyle birlikte, yüzde 8’i tek başına, yüzde 34’ü ise çocuklarıyla birlikte tatil yapıyor.

Page 19: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 19

MAKALEMAKALE

Türkiye’ye gelen Almanların yüzde 50’si orta yaş guru-bundan, yüzde 22’si 30 yaş altı ve yüzde 14’ü ise 60 yaş üzerindeki kişilerden oluşuyor. Ankete göre, Türkiye’de tatil yapan Almanların yüzde 54’ü katalog satışları i-le Türkiye’ye geliyor. Gelen Alman turistlerden yüzde 69’u otellerde, yüzde 16’sı ise bir tanıdıklarının evinde kalıyor. Yaptıkları araştırma sonrasında Türkiye’ye gelen Almanlar’ın yüzde 43’ünün “Herşey Dahil” sistemine il-gi gösterdiklerini belirten Tourismus und Entwicklung’un genel müdürü Vielhaber, kalan yüzde 57’lik grubun ise başka kriterler için Türkiye’yi seçtiğini söyledi. Vielhaber, “Almanlar tatile çıkarken deniz, kum ve güneş gibi kri-terlerin yanı sıra konaklama tesislerinin kalitesine, kişisel güvenliğin sağlanmasına, güler yüzlülüğe, fiyatlara, hiz-met kalitesine, manzaraya, yöresel yiyeceklere, alışveriş ortamına, çevre temizliğine, kültür zenginliğine, eğlence ve gezi olanaklarına dikkat ediyor.

4. Genç grup ve 3. Yaş grubu 65 yaş üstü ve üst gruplar gelmiyorTürkiye’ye gelmeyi planlayan Almanlar’ın üst gelir gru-bunun yüzde 35’i konaklama tesislerinin kendilerine uygun olmadığını düşünüyor. Almanların sadece yüz-de 20’si ise can güvenliklerinin sağlanamayacağını düşünüyorlar. Alman vatandaşlarında terör ve Suriye ile savas korkusu var. Ayrıca ülkedeki siyasi istikrar-sızlık ve çevre ülkeler konusundaki endişeleri de çok fazla. Islam korkusu son yıllarda daha da artı. Bu tür olumsuzluklar özellikle yaşlı Almanlar’ı Türkiye’den u-zaklaştırıyor. Buda yaslilarin ragbet ettigi kis turizmine darbe vuruyor.

5. İrandan gelen turist sayısı % 40 azaldı yalnız tarifeli seferler devam ediyor İran hükümetinin İranlıların charter seferlerle Antalya’ya gitmesinden endişe ettiği ileri sürülüyor. Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) İran’ın

charter uçaklarına izin vermekte güclük cikariyordığını

belirtiyor. Türk bayraklı charter uçaklarına izin verilmiyor.

Ancak tarifeli seferleri devam ediyor. Türkiye’ye yöne-

lik agresif bir politika izleyen İran 2012 yılında Türkiye’ye

gelecek İranlı turist sayısını azaltmak istiyor ve bunda da

basarili olmus görülüyor.2012 yilinin ilk yarisindan gectigi-

miz yila göre Iranli turistlerde % 40 lik bir gerileme vardir.

Genel değerlendirme2012 yılında Avrupa Birliği’ndeki ekonomik daralma

Türkiye’ye Avrupa’dan gelecek turist sayısında bir azal-

ma ortaya çıkarıyor . Ayrıca Bodrum kenti ciddi bir atılım

yaparsa eğlence açısından Avrupalı gençleri ülkeye çeke-

bilir. En önemli gelişmeyi İstanbul’da beklemek lazımdır.

Turistte 8 milyon sınırını aşan İstanbul’a geçtiğimiz yıl ilk

defa 1 milyar 280 bin kadar Alman turisti gelmiştir. Bu

gelişme özellikle Ben Tour gibi Türk kökenli tur operatör-

lerinin çalışmalarıyla daha da artacaktır. İstanbul’a gelen

Alman turistleri ortalama 3,7 gün kalmaktadır. Hedef bu-

nu 7 güne çıkarmak olmalıdır.Bu yil Istanbul a % 11,6

milyon gerileyen bir turist beklenmektedir. 2012 yilinda

Suriye den gelen turist sayisi ülkedeki savas hali nedeni

ile donma noktasina gelmis bulunmaktadir.

Ayrıca Antalya Belek bölgesindeki golf turizmindeki ge-

lişmeler Türkiye için çok umut vericidir. Golf turizminde

Antalya’daki tesisler yavaş yavaş Marbella’daki tesis-

lerden daha fazla rağbet görmektedir. Kongre turizmi

açısından İstanbul için umut verici gelişmeler olacak-

tır. Hedeflerden birinin de Cruise turistlerin daha fazla

Türkiye’ye gelmesi bunun dışında İzmir’in kent turizmi

açısından ciddi bir stratejiyle Barselona’ya rakip hale ge-

tirilmesi gerekmektedir.

Page 20: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

20 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

DR. İNCİ ŞEN

• Okul başlamadan önce çocuk kreş/anaokulu-

na gittiyse okul öncesi eğitim aldıysa; bu onlar

için yepyeni bir başlangıç olmayacak, daha önce grup

içinde paylaşımı ve oyunu bildikleri için okul onun bir üst

safhası olacak. Çocuğu okula anaokulundan itibaren ha-

zırlamak gerek. Bilgilenmenin, öğrenmenin, disiplin ve

kurallara uymanın gerekliliği ve getirileri çocuklara aşı-

lanmalıdır.

• Aileler çocuğu daha önceden okulla ilgili bilgilendirme-

lidir, okulda ne yapıldığı, nelere dikkat edilmesi gerektiği,

2012-2013 Eylül ayında okula başlayacak çocuğunuz için yapmanız gerekenler

Page 21: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 21

MAKALEMAKALE

öğretmen, sınıf arkadaşları, sınıf düzeni, okulun nerede olduğu gibi, hatta okul başlamadan önce okula gidilip okul ve sınıflar gösterilebilir; lavabo, bahçe, teneffüsleri geçirecekleri alanlar tek tek gösterilirse bilgi sahibi ol-dukça çocuğun endişeleri ve korkuları azalır. Okulun ilk günü en azından çocuk için ne kadar yeni olsa da tanıdık bir ortam olur. Daha önceden yazma, okuma denemeleri yapmak da okul için motivasyonu arttırır.• Çocuğu okul seçiminde de karar aşamasına katarsanız çocuk, kendisinin geleceği ile ilgili bir kararda sorumlu-luk alarak, okulu ve okul hayatını daha fazla sahiplenir ve özgüveni artar.Bunun için Ağustos ve Eylül aylarında çocuğunuzun iyi eğlenmesini ve dinlenmesini sağlayınız.• Anne-babalar okul öncesi okulun ve okumanın çocuğa kazançları hakkında örneklerle konuşabilirler, kendilerin-den de örnekler vererek ömür boyu arkadaşlıklar, hoş anılar, eğlenceler, okulda öğrendiklerini özel hayatta na-sıl uyguladıklarını; okulun daha sonraki meslek ve eğitim için gerekliliğini ve kazançlarını anlatarak sevdirebilirler. Bütün bunlar çocuğun kaygılarını ve korkularını azaltır.• Anne-baba hiçbir zaman okulu bir zorunluluk olarak sunmamalıdır, hele hele okula göndermekle tehdit et-memelidir. Bu, çocuğun okulu ceza olarak algılamasına sebep olur. Aynı zamanda aile çocuğu öğretmenle de tehdit etmemelidir bu; çocukla öğretmen arasında baş-tan itibaren negatif bir ilişkinin oluşmasına sebep olur.

Anne ve Babalar Okul çağındaki çocukla nasıl ilgilenilmelidir?• Çocuğa kendi yaşantımızla ve davranışlarımızla olumlu bir örnek sergilemek• Ona saygı duymak, onu ciddiye almak, kişiliği hakkında sadece olumsuzlukları değil iyi taraflarını da görüp bunu belli etmek, onunla gurur duyduğumuzu belli etmek • Sevginizi açık bir şekilde gösterin ki hayır dediğinizde verdiğiniz kurallara saygı duysun, sizi korktuğu için değil saydığı için dinlesin.• Onu anlamaya çalışmak, zor da olsa olayları onun açı-

sından ele alıp ona yaklaşabilmek

• Neleri sever, neleri sevmez, onu merak edip ilgilenmek

• Onunla ailece veya birebir onun hoşlandığı bir uğraşı

paylaşmak. Örneğin; oturup birlikte onun müziğini dinle-

mek. Sonunda fikrimiz ne olursa olsun, çaba önemlidir.

Böylelikle saygılı ve dürüst davranış örneği oluşur.

• Çocuğa moral verip, güvenini artırmak, kaygı ve endi-

şelerini azaltmak

• Okulun bir sorumluluk ve kişisel gelişme aracı olduğu-

nu unutmamak, anne-baba olarak çocukları yarışa çıkmış

bireyler olarak görmemek, sadece okulla ilgili ortak konu

yapmayıp, çocuğun başka gereksinimlerini de gözlemle-

mek ve bu ihtiyaçlarını gidermek.

• Sevgi, şevkat, empati, aynı zamanda kurallar, sınırlar,

sorumluluklar, güzel bir aile ortamında huzurlu ve mutlu

büyümelerini sağlamak.

• Çocuklarımızın başarısı için baskı yapmadan onları oku-

la motive etmek.

• Çocuğu okul seçiminde de karar aşamasına katarsanız

çocuk, kendisinin geleceği ile ilgili bir kararda sorumlu-

luk alarak, okulu ve okul hayatını daha fazla sahiplenir

ve özgüveni artar.Bunun için Ağustos ve Eylül aylarında

çocuğunuzun iyi eğlenmesini ve dinlenmesini sağlamak

önemlidir.

• Ailece birlikte zaman geçirmek ve bu zamanı problem

konuşmak için değil birlikte oyunlar oynayarak eğlenceli

bir birlikteliğe dönüştürmek.

• Anne-babalar okul öncesi okulun ve okumanın çocuğa

kazançları hakkında örneklerle konuşabilirler, kendilerin-

den de örnekler vererek ömür boyu arkadaşlıklar, hoş

anılar, eğlenceler, okulda öğrendiklerini özel hayatta na-

sıl uyguladıklarını; okulun daha sonraki meslek ve eğitim

için gerekliliğini ve kazançlarını anlatarak sevdirebilirler.

Bütün bunlar çocuğun kaygılarını ve korkularını azaltır.

Page 22: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

22 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

Dünya bir alışveriş merkezi!..Hem de herkez için, kendi etrafında dönen bir a-

lışveriş merkezi...Evet; Dünya dönüyor!..Peki... soldan sağa mı? Yoksa sağdan sola mı?Belki de, kuzeyden güneye veya güneyden kuzeye...Sonuçta nerden nereye dönerse dönsün, kesin olarak; Siz’in etrafınızda döndüğü bir gerçek!..Yani, Nicolaus Copernicus’in söylediği gibi...

“Herkezin Dünya’sı, kendi etrafında döner.” Ve bu dünyada en değerli şey? Tabii ki, Siz’siniz!.. yani “Siz ve Markanız!..”Yaşamda marka olmak; yaşamımız’da, kaliteyi yakalama çabasıdır... Yani, insanların... her zaman daha iyiye ve daha güzele u-laşma içgüdülerini, geliştirme uğraşlarıdırıdır. Sizlere, hepimizin hemen hemen her gün yaptığımız “or-tak yaşamsal hareket” nedir? diye sorsam... Cevabınızın; önyargılı veya önyargısız, olumlu veya olumsuz yönde... “Hayatımızı Sorgulamak” şeklinde olacağını, biliyorum.Hayatımızda, bizi... zorlayan, düşündüren, üzen, strese so-kan, sıkan ve aşamayacağımızı zannettiğimiz bir çok olay yaşıyoruz. İster istemez pek çok kişiyle de bir aradayız. Bunun yanı sıra yaşamımıza renk katan bir çok güzelliği de bir arada tadıyoruz. Çoğu zaman güzel insanlarla da birlik-te oluyoruz. Peki ama, neden başkalarının sorunları farklıyken, bizim-kiler başka? Neden genelde bazı durumlar hepimiz için geçerli, bazıları ise değil? Okul, iş, kariyer, ilişki, sağlık, sosyal yaşam, para, kariz-ma, inanç dünyamız, korkularımız, endişelerimiz... çoğu

zaman tıkandığımız konular!.. Bunların ardında yatan de-rin anlamlar neler? Neden istediğimiz mana’da daha mutlu olamıyoruz? Milyonlarca insanın çeşitli yerlerde yaşadığı inanılmaz problemler yanında, belki de bizim kendimize özgü prob-lem olarak gördüklerimiz çok komik kalabilir!.. İsterseniz; çevrenize, gazetelere, televizyonlara ve internet siteleri-ne, birde bu gözle bir bakın... Peki... Ömrümüzün hangi evresinde olduğumuzu ve de da-ha ne kadar yaşayacağımızı bilmememize rağmen, ciddi fiziksel ve yaşamsal problemlerinizi tenzih ederek söyle-mek gerekirse, bir çoğunu kendimizin yarattığı bu kadar çok problem’le, niye ve neden boğuşuyoruz ki?Cevabı; ben, söyleleyim mi?

“Marka” olmak için!.. Yani... artniyetleri gözardı edersek; Rahat yaşamak... Farklı olmak... İlgi çekmek... Ön plana çıkmak... Takdir edil-mek... Gündem yaratmak ve İzlenmek için!..Bu sözlerimi başka bir yöne çekmeyin lütfen. Bunlar çok doğal... Zaten öyle olduğu için, bu yazı da... birlikte değil miyiz?Genellikle, herhangi bir şeyden veya konudan söz edildi-ğinde isimleri hemen aklımıza gelen bazı insanlar vardır. Bu insanlar, aynı şeyleri yapan binlerce hatta onbinler-ce insan arasından çıkmış, fark yaratmış, örnek olmuş, iz bırakmış, gıpta ile bakılmış ve bu itibarla bulundukları or-tamlarda “Marka” olmuş kişilerdir.Yakın tarihimize baktığınız zaman, yurtiçinden ve yurtdışın-dan marka olmuş kişiler konusunda, sizin aklınıza gelenler başta olmak üzere... iş, sanat veya bilim dünyasından pek çok örnek vermek mümkün.

Yaşamda marka olmak...

ALİ RIZA DEĞER

Page 23: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 23

MAKALEMAKALE

Bu örneklere baktığımızda, aynen ticari markalarda olduğu gibi, 4 önemli marka dinamiğini görürüz.Güvenilirlik... Fayda Sağlama... Fark Yaratma... Akılda Kalma... Bu dinamiklerle birlikte, kişisel marka yönetiminde; belir-gin hedefler, sabır, imaj, davranış biçimleri, çevreyle olan uyum, iletişim, bilgi ve donanım ve de bunlar arasındaki tu-tarlılık... diğer ön plana çıkan faktörlerdir. Yani, kısaca; tabii ki bilgi ve kültürle birlikte... bakımlı ve ö-zenli bir dış görünüm, yerine göre giyim, etkin bir iletişim tarzı, pozitif bir beden dili, sosyal çevre ve bu ortamlarda nasıl davranacağımızı iyi bilmek, marka olmak yolunda bi-ze çok şey katacaktır.Tabii, marka olmak kadar, marka olucaya kadar katet-tiğimiz yoldaki, her önemli noktayı iyi tespit etmek, o noktalarda sağlam durmak ve de gerekli fedakarlıklara da katlanarak bu sağlamlığı koruyup, sosyal çevremizi de ge-nişleterek, yolumuza devam etmek gerekiyor.Marka nedir? diye yaptığımız veya yapacağımız araştır-malar neticesinde, bir çok yerde “Marka, sadece... ne bir amblemdir, ne bir logodur, ne de sadece bir isim, bir ü-rün veya hizmettir... Marka kendine özgü karekteristik bir bütünlüğü içeren, fikirsel bir kavramdır.” tanımlamasıyla karşılaşmaktayız. Aslında, tek tek de, bütünüyle de doğru bir tanımlama!..Neticede “Marka olmak!” fark yaratmaktır. Ama gerçek anlamda “Marka Olmak!”, başkalarının yaşamında o-lumlu yönde fark yaratmaktır!.. Aynen, Müşteri İlişkileri Yönetimi’nde olduğu gibi...Yaşamınızda veya Tanrı gecinden versin ama yaşamınız-dan sonra... ne ile veya neler’le, hatırlanmak istediğinizi hiç düşündünüz mü? Kendinizi irdeleyip, ön plana çıkan ve yaşamboyu

kontrolunuz altında tutabileceğiniz önemli özellikleriniz ile bunlara karar verdiğiniz anda, markanızın odağını buldu-nuz... demektir.

Sır tutabilir misiniz?Şimdi, sizlerle bir sır paylaşağım... Kim olursanız olun farketmez... Herkez hayata aynı şeyle başlar!.. Neyle mi? ............................. Alışveriş’le!..Yani “nefes” alıp, vererek başlar ve devam eder. Sonraki yaşam ise kişilere ve/veya ülkelere göre değişir. Ama, değişmeyen tek şey; yaşam boyu... alışveriş’tir. Dünyaya gelip eğitim ve kültürle belirli bir yaşa eriştikten sonra yaşamımızın hayallerle geliştiği... gerçeğinden ha-reketle, hayalleri olmayanların, başkalarının hayalleri için yaşadığı bir dünya’da... başkaları için alışveriş yapmadan, kendimiz için yolumuza devam etmemiz gerekiyor, diye düşünüyorum.Eğer; yola nasıl devam edeceğimiz, konusunu... merak ediyorsanız?Facebook, Twitter, Linkedin, Xing, Google+, Blogcu.Com, KendiniGeliştir.Com ve diğerleri için,e-kitap olarak pdf formatında hazırladığım ve mail yoluyla ücretsiz olarak dağıtımını yaptığım, (Daha mutlu bir gelecek için, sosyal sorumluluk projeleri... konulu) 540 sayfalık 1.e-kitabım “Afedersiniz Bi’şey Sorabilir miyim?” ve (Network marketing... konulu) 80 sayfalık 2.e-kitabım “Türkiye’de Network’ün Kitabı” isimli çalışmalarımdan sonra, yine aynı şekilde tamamlanmak üzere olan 3.e-kitabım 120 sayfa-lık “Yaşamda Marka Olmak”ta buluşmak ve lafta değil gerçek anlamda bir “Dünya Markası” olmanız dileğiyle... Sevgiyle kalın.

Page 24: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

24 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALE

ERTAN ACAR

“En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan,Ne seyyareler, ne de yıldızlar geceleri ışıldayan...

En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anla-mayan...” diyor üstad Can Yücel.Gerçekten de dünyadaki en uzak mesafe merhum Can Yücel’in dediği gibi birbirini anlamayan iki insan arasındaki u-zaklık değil midir?Bundan yaklaşık 20 yıl önce Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde öğrenciyken, Prof. Dr. Merih Zıllıoğlu (Hocamın kulakları çınlasın) tahtaya şu soruyu yazdı ve tar-tışmamızı istedi:“Anlamın anlamı nedir?”İlk bakışta çok basit bir soru gibi geliyor değil mi?Ama öyle değil. Pekiyi nedir anlamın anlamı?Hadi işi biraz kolaylaştıralım.Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre anlam; “Bir önermenin, bir tasarının, bir nesnenin, bir olgunun, bir düşüncenin veya eserin anlatmak istediği şey” demek. Pek çok benzer tanım var sözlükte. Ancak anlamı

tanımlarken bile sözlükte anlatma, anlamlandırma gibi kav-ramlar kullanılmış. Yani anlam sözcüğü, kendisi ya da kendisinden türemiş sözcükler kullanılarak oluşturulmuş cümlelerle tanımlanmış. Cümle içinden onu veya türetilen sözcüğü kaldırın, tanım yok oluyor ya da eksik kalıyor.İşte hayatın ve iletişimin özü de bu. Anlamak, anlamlandır-mak ve anlaşmak…Algıladığımız kadar hayata, olaylara, kişilere, kurumlara, nesnelere, markalara ve ihtiyaçlarımıza değer yüklüyoruz. Anladığımız kadar ait oluyoruz bir gruba veya topluma ya da anlaşıldığımız kadarıyla kabul ediliyoruz bir topluluğa…O yüzden doğru algılanmak için doğru anlaşılmak, doğru al-gılamak için de doğru anlamak gerekiyor. Bunu da iletişim kurarak beceriyoruz. Çünkü iletişim anlatma, anlamlandırma veya anlaşılma eylemlerinden en az birinin gerçekleşmesiyle oluyor. Bu eylemin karşılıklı gerçekleşmesiyle de “anlaşma” meydana geliyor… Yani “anlama” tek taraflı, “anlaşma” karşılıklı iletişim eyle-minin sonucunda ortaya çıkıyor. Dikkat ettiyseniz tek bir “ş” harfi eylemin yönünü açıklıyor.Kısacası anlaşıldığımız kadar anlamlı ve değerliyiz toplum ve dünya için. Markamız da kurumumuz da öyle…Ne diyor Can Yücel?“En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan...”Şimdi kendi kendimize soralım: İster kendimizle toplum arasında ister markamızla hedef kit-lesi ve müşterileri arasındaki mesafeleri kaldırmak istiyor muyuz?Yanıtımız evet ise o zaman kendimizi doğru anlatalım ve karşı tarafı da doğru anlamaya çalışalım. Çünkü insanoğlu doğru anlamadığı için ya ölesiye seviyor bi-rilerini ya da nefret ediyor birilerinden de ondan…İnşallah doğru anlaşılmışımdır!

Anlamın anlamı nedir?

Page 25: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI
Page 26: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

26 | REPORTTURK / Ağustos 2012

MAKALEMAKALE

Google Plus Hangouts’a merhaba, güle güle Gmail’le Grup Video’ya

AYTAÇ MESCİ

Google’ın 2008’den itibaren ağırlık verdiği gmail üzerinden grup video hizmetinin yerini Google Plus’ın Hangouts’u almak üzere. İnternet’in gelişip biraz evlere yani kullanıcı bilgisayarlarına geçmesinin bir adım son-rası kolay kullanılabilir e-mail programları ve hızlı iletişim mesajlaşma araçları oldu. AOL Instant Messenger (AIM), Internet Relay Chat (IRC), ICQ (OSCAR), MSN derken Gmail üzerinden görüntülü mesajlaşma. Daha sonra sosyal ağlarla birlikte bu uygulamaların kul-lanılırlılığı günden güne azaldı. Özellikle sosyal ağlardan Facebook’un görüntülü mesajlaşma hizmeti ile olay bir adım ileriye geçmiştir. Facebook’un bu hamlesine Google, Plus üzerinden oluşturduğu Hangouts üzerinden cevap verdi. Buna bağlı olarak çok yakın sürede gmail grup video’yu pasif hale getirecek. Kim bilir belki ileriye dönük Google Talk’da pasif hale gelecektir.

Gmail ekibinin geçtiğimiz hafta google blog üzerinden yaptığı açıklamaya göre; “Google Plus Hangouts ve buna bağlı doğrudan iletişi yöntemlerinin değişimi gerçekleşecek. Hangouts’un daha yüksek güvenilirlik ve gelişmiş kalitesi sunmak için Google ağ gücünü kullacaktır.”Gmail Grup Video’yu sadece gmail hesabı üzerinden kullanılabiliyordu. Google Plus Hangouts ise hem Gmail hesabı sahibi kullanıcılar hem de Google Plus hesabı olanların hatta Android ve iOS araç sahiplerinin web ara yüzleri üzerinden de kullanabilmesine olanak sağlaya-cak.

Google Plus Hangouts Tam Olarak Nedir? Hangouts, evde/işte bilgisayarınızdan ya da hareket ha-linde Google Plus mobil uygulaması üzerinden arkadaş-larınızla, müşterilerinizle görüntülü görüşmenize olanak sağlayan bir Google çözümüdür. Bir hangout’a en fazla 10 kullanıcı katılabilirken Google Plus’taki gerek sizin

Page 27: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 27

MAKALEMAKALE

arkadaş ve çevrelerinizden gerekse diğer çevrelerden katılım olması ve davet etmek mümkündür. Yine Google Plus Hangouts üzerinden Google oyun uygulamalarının oynanması mümkündür.

Canlı Yayın Yapımı ve Anında YouTube KaydıGoogle Plus Hangouts’un YouTube’dan ayıran en büyük

özelliklerinden birisi hiç şüphesiz canlı yayın desteğidir. Özellikle mobil araçlarınız üzerinden herkese açık olacak şekilde canlı yayın yapabilir ya da olduğunuz bir alandan direk görüntüleri canlı aktarabilirsiniz. Ayrıca Hangout’u-nuzu Google+ profilinizde, YouTube kanalınızda ve web sitenizde herkese açık olarak da yayınlayabilirsiniz. YouTube kanalınızda yayınlamak içinde de özel bir yazı-lım gerektirmemekte. İsterseniz canlı Hangout yayınınız otomatik olarak YouTube hesabınıza kaydedilir.

Tüm Dünyayla PaylaşmakCanlı yayın Hangout’unuz sona erse de Google Plus sosya ağ olması nedeniyle iletişimi devam ettirmeniz çok kolaydır. Düşünün yayınınız Hangout üzerinden Google+’da ve YouTube kanalınızda herkese açık ola-rak paylaşıldıktan sonra tüm ağda yayılmaya başlar. Bu videoyu da tıpkı sosyal ağlarda diğer paylaşımlar gibi yeniden ve yeniden paylaşılması devam eder.

Page 28: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HABER

28 | REPORTTURK / Ağustos 2012

Deniz’den altında ‘HAS’ açılım! Türkiye’nin ağı en geniş altın toptancılarından biri olan Karakaş Atlantis ile anlaşan DenizBank, altın bankacılığını büyütmek için yeni bir adım daha attı

Yıllık 6 tonun üzerinde altın işleyen ve Türkiye’nin coğrafi açıdan yüz-de 70’ine, 1.200’e yakın kuyumcuya ziynet üreten Karakaş Atlantis, DenizBank ile gerçekleştirdiği işbirliği çerçevesinde kuyumculara faiz-siz sermaye desteği verecek. Hesaplı Altın Sistemi (HAS) adı verilen proje ile kuyumcuların en az 1 kilogram altın üzerinden DenizBank’tan temin ettikleri kredinin faizini Karakaş Atlantis ödeyecek.Karakaş Atlantis ile DenizBank altın bankacılığı alanında 3 sac aya-ğından oluşan bir işbirliği anlaşmasına imza attı. Buna göre HAS adı verilen sistem doğrudan borçlandırma sisteminin (DBS) kuyumcula-ra uygulanması yani kredi desteğinin yanı sıra, POS ve İşletme Kart

konusunda da işbirliğini kapsıyor. POS’lar üzerinden kuyumcular, tü-keticilere 12 ay vade farksız ve uygun maliyetlerle 22 ayar bilezik ürününe de dahil olmak üzere taksit yapabilecek. İlk olarak Denizli’de sunulan bu imkan çerçevesinde 259 adet POS cihazı kurulurken 2 ayda 22 ayar bilezik satışlarında ayda 10 milyon TL civarında POS ci-rosunu ulaşıldı. Karakaş Atlantis Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş ve DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut, iki kurum arasındaki işbir-liğinin detaylarını anlatırken esnafın iş hacminin kendilerine ilave bir maliyet yüklemeden yükseleceğini aktardı. Karakaş Atlantis Yönetim

Page 29: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 29

HABER

Kurulu Başkanı Kamil Karakaş, DenizBank’tan altın kredisi alan ku-yumculara aynı gün 14 ayar takı, alyans gibi ziynet eşyasını peşin olarak vereceklerini söyledi. Karakaş, “Atlantis’ten belirli miktar-da altın ürün alacağını garantileyen kuyumcunun kredi faizini ise Karakaş Atlantis olarak biz üstleneceğiz” dedi.

2 ayda POS cirosu 10 milyon TL olduDenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut ise Atlantis’in diğer kuyumcuların işletme sermayesi ihtiyacına katkıda buluna-cağını belirterek “Hesaplı Altın Sistemi sayesinde kuyumcu esnafı önemli bir problemi olan işletme sermayesi ihtiyacını çok düşük ma-liyetle, daha uzun vadede hatta belli bir tutarın üzerindeki kredilerde faizsiz olarak karşılayabilecek. Henüz çok yeni duyurmamıza rağmen şu ana kadar 30 kilogram kullandırmış durumdayız. 2 ayda POS ciro-su 10 milyon TL’ye ulaştı ama önümüzdeki günlerde aylık cironun bu seviyeye yükselmesini öngörüyoruz” diye konuştu. Turgut’un verdiği bilgiye göre DenizBank’ın 210 bin İşletme Kart’ı bulunurken bunun 9 bini kuyumcularda bulunuyor.Bundan 2 ay önce uygulamaya geçen ve bugün 10 kuyumcu esnafına 30 kiloluk kredilendirme yapılan HAS’ın ilk hedefte 250 kuyumcunun işletme sermayesi ihtiyacına cevap vermesi bekleniyor.

Yüzde 70 ciro artışı hedefliyor, ajanda da İMKB’de varKarakaş Atlantis, İzmir merkezli 52 yıllık bir aile şirketi. Geçen yı-lın son çeyreğinde üretim merkezi İzmir’de kalarak genel merkezini İstanbul’a taşımış. 9 bölge müdürlüğü bulunan şirket bu sayıyı 13’e çıkartmak istiyor ve ağırlıklı olarak da İstanbul’da büyümek istiyor. Türkiye genelinde 34 bin kuyumcu bulunurken Karakaş Atlantis, toptancı olarak bunların 1.200’üne yakınına mal tedariki yapıyor. Yönetim Kurulu Başkanı Kamil Karakaş, şirketi anlatırken “Sektörde 4 bine yakın üretici var. hem üretimde hem ciroda 22 ayara paza-rında lideriz” ifadelerini kullandı. Coğrafi anlamda Türkiye’nin yüzde 70’ine hakim olan şirketin 2011’deki cirosu 297 milyon TL düzeyinde. 2012 hedefi ise 556 milyon TL. Gündemine halka arzı da alan şirke-tin ciro artışında HAS’ın önemli bir kuvveti olacak. 2010 yılı İSO-500 listesinde 416’ncı sırada olan şirket bu yılın sonunda 556 milyon TL cirosuyla İSO-200’e girebileceğini düşünüyor. Şirketin 2015 ciro he-defi ise 1 milyar TL.

1.200 kuyumcudan 1.500 kuyumcuya ulaşmak istiyorKamil Karakaş, bugün 1.200’e yakın kuyumcuya üretim yaptıklarını kaydederek bu sayıyı HAS ile beraber 1.500’e çıkartmak istedikle-rini söyledi. Karakaş, 259’a ulaşan POS sayısının da 2015’e kadar 1.000’e ulaşmasının öngörüldüğünü aktardı. Karakaş, önümüzdeki dönemde de kendilerini toptancı olarak konumlandırdıklarını vurgu-layarak Ar-Ge çalışmalarının ise süreceğini bildirdi.Karakaş, geçen yıl altındaki aşırı fiyat dalgalanmaları nedeniyle ih-racatta temkinli davrandıklarını ve geçen yılın ihracat hacminin 5-6

milyon TL olduğu bilgisini vererek bu yıl 3 ayda 12 milyon TL’lik ihra-

cat yaptıklarını bildirdi. Karakaş, “Bu yıl fiyatlar nispeten stabil onun

için 15 milyon TL’lik ihracat hedefimize rahat ulaşırız” dedi.

Pandora’nın kutusu yeni açılıyorKamil Karakaş, yastık altındaki atının miktarı konusunda pek çok he-

sap olduğunu ve aslında bu kaynağın harekete geçirilmesi konusunda

daha çok mesafe alınması gerektiğini kaydederek “Pandora’nın ku-

tusu yeni açılıyor. Altın aslında yeni konuşuluyor” dedi. Karakaş,

kuyumcuların bankaları ‘bizim işimize giriyorsunuz’ diye eleştirdiğinin

hatırlatılması üzerine “Yastık altı, yastık altından çıkarsa bu sanayi-

ye ve yatırıma döner. Her kuyumcuda bunu yapamaz, rafineri olmak

da şart” diye konuştu.

Gelen altınların rengi değişmiş!DenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut, banka o-

larak 370 şubede ‘Deniz Altın’ günü düzenlediklerini kaydederek

“Gerçekten yastık altındaki, altın geliyor. Bazı altınların artık rengi de-

ğişmiş. Toplanan altınlar İAR tarafından rafine ediliyor bizde gelen

altının karşılığı olarak mevduat yapıyoruz. Bu tasarruflar büyüdükçe

uzun vadede iş potansiyelini artıran ve büyüten bir lokomotif aynı za-

manda” açıklamasında bulundu. Turgut, Bursa, Adana, Trabzon ve

Samsun gibi illerden beklentilerinin üzerinde yastık altını tasarruf ola-

rak çektiklerini kaydetti.

Altın yatırımcısı gençleştiDenizBank Altın Bankacılığı Grup Müdürü Cem Turgut ayrıca altın ya-

tırımcısının ağırlıklı olarak bundan 2-3 sene öncesine kadar 50 ve

üzeri yaşlarda olduğunu kriz sonrasında dalgalanan altının genç yatı-

rımcının ilgisini çektiğini de anlattı.

Cem Turgut, altın bankacılığına 8 ay önce başladıklarına da vurgu ya-

parak 1.4 tonluk kredi hacmine mevduat tarafında ise 21 bin müşteri

ile 6.1 ton tasarruf büyüklüğüne çıktıklarını da bildirdi.

Page 30: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HABER

30 | REPORTTURK / Ağustos 2012

Muhteşem Yüzyıl’da depremKentsel dönüşüm atağı başlatan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, toplumda deprem bilinci yaratmak istiyor. Bu amaçla bir kampanya başlatan Bakanlık, popüler dizilerde deprem mesajı verilmesini sağlayacak. Bakanlık, ‘Muhte-şem Yüzyıl’ yapımcılarından; 1509 yılında meydana gelen ve ‘Küçük Kıya-met’ olarak tarihe geçen depreme yer verilmesini isteyecek. Amaç ekrana kilitlenen milyonlarca kişiye deprem bilinci aşılamak...

Page 31: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 31

HABER

Akşam Gazetesi’nden Deniz Çiçek’in haberine göre yetkililer ilk olarak ‘Muhteşem Yüzyıl’ın yapımcı ve senaristlerin kapısı-nı çalacak; 1509 yılında İstanbul’da meydana gelen ve ‘Küçük Kıyamet’ (Kıyamet-i Suğra) olarak tarihe geçen depreme, dizide yer verilmesini isteyecek. Dizinin ana karakteri olan Kanuni Sultan Süleyman, ‘Küçük Kıyamet’i yaşadığında 15 yaşındaydı; tahtta i-se II. Bayezid oturuyordu.

13 Bin kişi öldüDepremde 160 bin nüfusa ve 35 bin yerleşim birimine sahip olan

İstanbul’da, aralarında Osmanlı hanedanından bazı kişilerin de bu-

lunduğu 13 bin kişi ölmüş, 1070 ev tamamen yıkılmıştı.

Sosyal medyada kentsel dönüşüm sayfalarıBakanlık ayrıca Alo Kentsel Dönüşüm Hattı için çalışmalara baş-

ladı. Kurulacak hatla vatandaşların dönüşümle ilgili merak ettiği

sorulara, uzmanlar cevap verecek. Afet riski altındaki alanların

belirlenmesi, riskli binaların tespiti ve rezerv alanı gibi konularla

ilgili bilgiler sosyal medyada anlatılacak.

Page 32: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HABER

32 | REPORTTURK / Ağustos 2012

Aydınlatma teknolojisinde tasarruflu LED’ler yaygınlaşıyorAydınlatmada ortaya çıkan Led teknolojisi tasarruf oranlarını yüzde 94’lere çıkarıyor…

Her yeni gün çıkan haberlerle enerji darboğazlığına çözümler aransa da biz tüketicilere düşen daha tasarruflu ürünlere yönelmek, enerji bakanlığının aldığı tasarruf amaçlı önlemlere her gün bir yenisi ek-lenirken özellikle aydınlatmada ortaya çıkan Led teknolojisi tasarruf oranlarını yüzde 94lere çıkarıyor…LED (ışık yayan diyot) teknolojisinde yaşanan hızlı gelişme, tasar-ruflu LED ampullerin bir anda dekoratif amaçlı kullanımda ön plana çıkmasına yol açtı. Bunda da 50 watt’lık halojen ampulün sağladı-ğı aydınlatmanın 3 watt’lık LED ampulle elde edilmesi etkili oldu. Halojenlere oranla yüzde 94’e varan verim artışlarının yakalandığı ye-ni nesil tasarruflu LED ampullerin (3 watt’lık) günde 10 saat kullanımı sonucunda oluşan elektrik faturası yıllık sadece 3 TL oluyor. Oysa ay-nı aydınlatmayı sağlayan 50 Watt’lık halojen ampulün günde 10 saat kullanımının yıllık faturası ise 63 TL’yi buluyor.

Renk değiştirmek mümkünTürkiye’de harcanan toplam elektrik enerjisinin yüzde 10’u sadece konutların aydınlatılmasında kullanılıyor. Evlerde kullanılan elektrik enerjisi, toplam harcanan enerjinin yüzde 40’ına ulaşıyor. Bu neden-le aydınlatma ekipmanlarının ve elektrikli ev aletlerinin doğru seçimi enerjiden yüzde 50’ye varan oranlarda tasarrufu da beraberinde geti-rebiliyor. Yeni yapılan konutlarda, doğrudan olmayan aydınlatmalarda klasik ampul, floresan ve spot lambaların kullanmak yerine, enerji tasarruflu ürünler tercih ediliyor. Işık renginin ve ışık şiddetinin ayar-lanabildiği LED aydınlatma elemanlarına kayış ise hızla artıyor. Yeni nesil LED aydınlatma elemanları sadece tasarruf imkanı sağlamıyor, aynı zamanda odanın ışık renginin de yeşil, sarı, kırmızı olarak ayarla-nabilmesine de imkan tanıyor. İstenirse ışık rengi değiştirilebiliyor ve ışığın şiddeti de istenildiği şekilde ayarlanabiliyor.

Page 33: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 33

HABER

Kanada’da, Libya, Tunus ve Mısır’ın devrik liderleri ya da yakınlarına ait 4.3 milyar dolar değerinde para ve taşınmaz bulunduğu açıklandı.Bu rakama Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, eşi ve yakınlarının para ve mal varlıkları da dahil.

Kanada’nın resmi haber ajansı The Canadian Press’in, Kanada

Kraliyet Atlı Polisi RCMP’den, bilgi edinme yasası kapsamında resmi

başvuruda bulunarak aldığı bilgiye göre, 4.3 milyar dolarlık toplama,

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, eşi ve yakınlarının para ve mal var-

lıkları da dahil.

RCMP tarafından Canadian Press’e verilen yanıtta, 4.3 milyar doların

nihai rakam değil, sadece halkla paylaşılmasında mahzur bulunma-

yan kısım olduğu kaydedildi.

Öte yandan, Kanada Dışişleri Bakanlığı da dondurulmuş hesaplardaki

paraların uluslararası hukuk kuralları kapsamında süreçleri tamam-

landıkça ilgili ülkelerin hesaplarına iade edileceğini ve edilmekte

olduğunu bildirdi. (CNN)

Devrik liderlerin servetleri Kanada’da

Page 34: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

HABER

34 | REPORTTURK / Ağustos 2012

Kim Marketten İtalyan usulü kumanyaİtalyanların dünyaca meşhur askıda kahve uygulaması Türkiye’de Kim Marketler Zinciri tarafından Ramazan yardım kampanyasına uyarlandı.

‘İyilikte KİM’in payı var’ sloganıyla yola çıkan Kim Market, toplanan yardımları noter huzurunda Kimse Yok mu, Yardım Eli, Cansuyu ve Veren El gibi derneklere ulaştıracak. Bu dernekler aracılığıyla da yar-dımlar dar gelirli ailelere ulaştırılacak. Her 100 yardım paketinde 3 paket ile KİM Marketler Zinciri’nin de katkıda bulunacağını anlatan Genel Müdür Hamit Akçay, “Hedefimiz 5 bin yardım paketine aracılık ederek bu alanda faaliyet gösteren Sivil Toplum Kuruluşlarına destek olmak. Komşumuz açken tok yatmamak inancından yola çıkarak çor-bada bizim de tuzumuz olsun istedik” şeklinde konuştu. 5 BİN YARDIM PAKETİYLE 200 BİN TL’LİK BAĞIŞ Marmara Bölgesi’nde 62 şubesi ile hizmet veren KİM Marketler Zinciri, Ramazan ayı boyunca ‘İyilikte Kim’in payı var’ isimli yardım kampanyasına öncülük edecek. Başlatılan kampanya ile ‘askıda ku-manya’ ihtiyaç sahiplerine verilecek. Mağazalarda 24.90, 34.90 ve

49.90 TL olmak üzere 3 farklı fiyatta Ramazan paketi hazırladıklarını

söyleyen Akçay, “Tüketici bunlardan istediğini satın alıyor. Satın aldı-

ğı paket karşılığında bağış fişi alıyor ve hangi kurum vasıtası ile bağış

yapmak istiyorsa onu işaretliyor ve bizim sandığımıza atıyor. Biz o

sandığı noter huzurunda her on günde bir açacağız. Kimse Yok Mu,

Yardım Eli, Can Suyu ve Veren El gibi derneklerden hangisine bağış-

lamak istemişse o kuruluşların görevlilerinin de katılımı ile kendilerine

bu yardımlar teslim edilecek. Bağışlayana bu aracı kurumlar mesaj

gönderiyor. Biz de KİM Marketler Zinciri olarak her yüz kumanyaya

karşılık üç kumanyayı bu kurumlara bağışlıyoruz. Taşıma, koordine

gibi işleri de biz yapıyoruz. Kampanyamız Ramazan sonuna kadar de-

vam edecek. Yardım paketinde 5 bin hedefine ulaşıp Yaklaşık 200

bin TL’lik bir yardım köprüsü kurmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Page 35: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

Ağustos 2012 / REPORTTURK | 35

HABER

Uzun süredir finansal sorunlar yaşayan ve son olarak bilgisayar mühendisi Harriet Green’i yeni CEO olarak işe alan Thomas Cook’un Perakende Satış Müdürü Joanna Wild istifa etti.

Thomas Cook’ta şok!

Başta yer hizmetleri ve müşteri hizmetleri müdürlükleri olmak üze-

re Thomas Cook’ta uzun yıllar pek çok değişik departmanda görev

yapan Wild, son iki yıldır şirketin 750 şubeden oluşan acente ağını

yönetiyordu. Joanna Wild, Thomas Cook ile Co – Operative’in birleş-

me sürecinde de aktif rol oynamıştı.

Joanna Wild’in istifasının gruba yeni CEO olarak yeni dahil olan ve 30

Temmuz’da görevi devralacak olan Harriet Green’in işbaşı yapma-

sından hemen bir hafta öncesine denk gelmesi dikkat çekti. Thomas

Cook’un içinden adını açıklamayan bazı kişiler, Joanna Wild’in istifa-

sının şirket için büyük bir kayıp olacağı değerlendirmesini yapıyorlar.

Page 36: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI

36 | REPORTTURK / Ağustos 2012

HABER

Almanya’da döner kavgası

Hürriyet Gazetesi’nden Bülent Veznikli’nin haberi

Almanya’da resmi kayıtlara göre ilk döner 1972 yılında Berlin’de satıldı. An-cak Ulm kentinden Nevzat Salim 1969 yılında Reutlingen’de ilk döneri baba-sıyla birlikte sattığı iddia etti.

Resmi rakamlara göre döner, Almanya’da artık currywurst (sosis-li sandviç) ve hamburger gibi hazır gıda sektörünün vazgeçilmezi durumunda.Kayıtlara göre ilk döner satışı 1972 yılında Berlin’de gerçekleşti. Avrupa Döner Üreticileri Birliği’nden (ATDID) Derya Çolaker, Alman Haber Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada “Bizim araştırmalarımıza göre Almanya’da ilk döneri Berlin’de Kadir Numan 1972 yılında sat-mıştı” derken, bir süre önce yine Berlin’den Mehmet Aygün’ün 1971 yılında Berlin’de döner sattığını söylemişti. Şimdi ise Ulm’de yaşayan Nevzat Salim, Reutlingen’de 1969 yılın-da Almanya’daki ilk döneri sattığını ifade etti. Elinde o tarihte döner satarken çekilmiş fotoğrafta da bulunan Salim, “Şehir merkezindeki pazar yerinde (Markplatz) tezgahımızı kurmuştuk” dedi.

Rakamlarla almanya’da döner ekonomisi-Almanya’da her yıl 122 bin ton döner satılıyor-Günlük 400 ton döner üretiliyor-15 bin döner dükkanı var-120 döner üreticisi firma var-Döner sektöründe toplam 70 bin kişi çalışıyor-Yıllık toplam ciro 2,5 milyar euro

Yeni bir sayfa açılıyorSalim, Almanya’ya 1968 yılında Bursa’dan gelmiş ve Türkiye’de köfte ve kebapçılarda çalışmış. Almanya’ya geldikten sonra baba-sıyla birlikte Türk derneklerinin toplantılarında, özel eğlencelerde Almanlara ve diğer konuklara döner sunmuş. Onun bu iddiaları şimdi Almanya’ya ilk döneri kim sattı tartışmalarına yeni bir boyut getirecek.Baden-Württemberg Restoranlar Birliği (Gaststattenverband

- Dehoga) Başkanı Jürgen Kirchherr, “Eğer tarihe bakacak olursanız bu dönerin Almanya’daki hikayesinde yeni bir sayfa demek. Çok bü-yük bir gelişme” diye konuştu.

Hikayenin bir parçasıyımAlmanya’da 1969 yılında babasıyla birlikte döner sattığını söyleyen Nevzat Salim, “Döner, Almanya tarihindeki yerini çoktan aldı. Ben de bu hikayenin bir parçası oldum. Bu unutulmamalı. Ünlü olmak ya da bir unvan almak gibi bir niyetim yok. Ama hakta haktır” diyor. Nevzat Salim döneri ilk satmaya başladığı yıllarla ilgili olarak “O zamanlar e-limizde pide yoktu. Alman fırıncılarına özel ekmek siparişi veriyorduk. Çocuklar bize ‘leberkase’ (ciğer peyniri satıcısı) diyordu” diye anlattı.Şimdilerde kırmızı lahana ve mayonezle yenilen dönerin gerçek dö-nerle ilgisi olmadığını, tadını öldürdüğünü belirten Salim, “Tadını farklılaştırıyor, değiştiriyor. Ayrıca satıcıların kaliteye, temizliğe ve gü-ler yüze önem vermesi gerekiyor” dedi.

Page 37: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI
Page 38: REPORTTURK E-DERGİSİ AĞUSTOS  2012 SAYISI