jean paul sartre - varoluşçuluk.pdf

Upload: aykut-yildiz

Post on 11-Oct-2015

343 views

Category:

Documents


12 download

TRANSCRIPT

  • 1. basm : 1960 (Ata Kitabevi) 2. lasm : 1961 (Ata Kitabevi) 3. basm : 1964 (Dnem Yaynlar) 4. basm : 1980 (Yazko Yaynlar) S. basm : 1981 (Yazko Yaynlar) 6. basm : 1982 lYazko Yaynlar) 7. hasm : 1983 (Yazko Yaynlar) 8. basm : 1985 (Say Yaynlar) 9. basm : 1989 (Say Yaynlar)

    10. basm : 1990 (Say Yaynlar)

    VAROLUVLUK. 1 JEAN- PAUL SARTRE

    Trke~i: Asm Bezirci 1 Yaymiayan : SAY YAYlNLARI/ Onuncu Bask 1990

    Genel Da~tm: SAY DAITIM, LTD T. Ankara Cad. No: 'l4 Sirkeci/ST ANBUL Tel: 512 21 58- 528 17 54

    Bask: Teknografik Matbaaclk *.

  • JEAN - PAUL SARTRE

    VAROLUSCULUK . . . ( existentialisme )

    eviren Asm Bezirci

    say

  • ASlM BEZRC'NN EViRILERi

    ' Hik\ye, Gustave Flaubert, 1955, 3. basm 1981 Belal 'Yer, Erskine Caldwell, 1954, 4. basm 1984 Varoluuluk, J. P. Sartre, 1961, 8. basm 1985 Sec;me iirler, P. Eluard, A. Kadir'le, 1961, 3. basm 1983 Halkn Ek.meti, B. Brecht, A. Kadir'le 1972, 6. basm 1985 Sosyalist Gzle Toplum Ve Sanat, G. Plehanov - 1. Frevil-

    le, 1963, 3. -basm 1974 Sosyalizmin lnda BlUm Ve Din, M. Cachin, 1962, 2.

    basm 1965 Edebiyat stne Syleiler, Alain, 1965, 3. basm 1985 Pyrrbus le Cineas, S.de Beauvoir, 1963, 3. basm 1982 zgrlk Sorunlan, R. Maublanc, V. Gnyol'la, 1968

    SosyaliznJn Felsefesi, R. Maublanc, 1966, 2. basm 1974 Dnyada Sendikaclk, Georges Letranc, 1966 Yeni Roman, Alaln Robbe - Grillet, 1981 Diderot, Andre Cresson, 1965, 2. basm 1984 Semeler, Jean Jaures, 1966

  • VAROLUCULUK JEAN - PAUL SART~E

    VE ESERLERi

    Asm Bezirci Gaetan Picon

    Lotfont Bompiani

  • J. P. Sartre

    (1905 - 198Q)

    Jean Paul Sartre

  • N SZ

    Asm Bezirci

    V AROLUULUGUN TANIMI

    Varoluuluk nedir? imiliye dein eitli karlklar verilmi bir so-

    rudur bu. Szgelii, Weil'e gre varoluuluk bir bu nalm, Mounier'ye gre umutsuzluk, Hamelin'e gre bunalt, Banfi'ye gre ktmserlik, Wahl'a gre bakaldr1 Marcel'e gre zgrlk, Lukacs'a gre ide-alizm (dnclk), Benda'ya gre usdclk (irrati-onalisme), Foulquie'ye gre samalk felsefesidir.

    Bu deiik karlklar varoluuluu gereince ta-ntyor mu bize? Eski deyile, c:agyarn mani, efradn cami bir tanma (tarife) vanyor mu? Sanmyorum. nk onlar, tanmlamaktan ok, varoluuluun belli bir yanna parmak basyorlar. Belli bir zelliini ya da belirtisini ortaya koyuyorlar. , stelik abartarak, byterek ...

    Acaba varoluuluun btn temel zelliklerini ku-

    7

  • caldayan bir tanm yaplamaz m? Jean-Paul Sartre'a sorarsanz, bundan kolay bir ey yoktur:

    Varoluuluu okurlara tanmlamak m? ok ko-lay bir itir bu!. Felsefe terimleriyle sylersek, her nesnenin bir z, bir de varl vardr. z, srekli ni-telikler topluluu demektir. Varlk (ya da varolu) ise dnyada etkin (actif) olarak bulunu demektir. ou kimseler zn nce, varoluun sonra geldiine inanrlar. rnein, bezelyeler bir bezelye 'dncesine gre yerden biter, yuvarlaklarlar. Hyarlar, ancak hyar

    lk zne uyarak hyar olurlar: Bu dn ii,} kklerini dinden alr. Bir ev kurmak isteyen kimsenin, ne bi-im bir nesne yaratmak istediini iyice bilmesi gere-kir: Burada z, varolutan nce gelir. nsanlar Tan-rnn yarattna inanan kimseler ise yle dnr~ ler: Tanr, insanlar kendindeki insan dncesine g-re var eder. te yandan, inansz kimseler d~ u gele-neksel gre balanrlar: Nesne, ancak zne uydu-

    u zaman var olur. Nitekim XVITI. yzyl hep una inand: Btn insanlara zg (has) ortak bir z var-

    dr; bu deimez zn ad insan doas'dr. Varoluuluk ise tam tersini ne srer bunun: in-

    sanda -ama yalnz insanda- varolu zden nce ~elir. Bu demektir ki, insan nce vardr; sonra yle ya da byle olur. nk o, zn kendi yaratr. Nasl.m?

    yle: Dnyaya atlarak, orada ac ekerek, savaarak yava yava kendini belirler. Bu belirlenme yolu hi kapanmaz, her zaman aktr ... (l).

    Grld gibi, gerekte, Sartre da tanmn yap-myor varoluuluun. Onun birka ana zelliini aklamakla kalyor. Tmel bir tanma ulamyor. Ulasayd, Varolu zden nce gelir ilkesi apayr yorum-lara uramazd(2). Jaspers, Heidegger ve Sartre gibi nde gelen varoluular ana konularda anlamazla

    dmezlerdi. O kadar ki, varoluularn ou bu ad dahi benimsememitir. rnein, Heidegger derslerin-den birinde ona kar konumutur. Jaspers, varolu-

    8

  • uluun varolu felsefesini ldrdn ne srmtr(3).

    Peki, varoluuluk tanmlanamaz m? Heinemann bu soruyu olumsuzca cevaplandryor: Hayr! Var-oluulu!un gerek bir tanm yaplamaz. nk var-oluuluk szcni,i kucaklayan tek bir z, tek ve de-iiklie uramayan tek bir felsefe yoktur. Bu szck, aralarnda derin ayrmlar bulunan eitli felsefeleri gsterir. Nitekim, varoluu saylan Kierkegaard, Heidegger, Marcel, Jaspers, Sartre, Nietzche gibi fi-lozoflarn zerinde anlat bir ilkeler topluluu yok-tur. Hegel'cilerinkiyle karlatrlabilecek iyi tamm-

    lanm bir yntemden de yoksundurlar. Ama yine de belli bir topluluk olarak ortadadrlar. Ayn an o-cuklar olup ayn sorunlar ve glkleri cevaplandrmak zorundadrlar. Cevaplar zde olmasa bile, ayn yne evriktir ve aralarnda iten ie bir ballk var-

    dr. Baka bir deyile, varoluuluk szc belli bir dnme biimini, zel bir davran, ruhsal bir akm gstermektedir(4). Daha dorusu, Jean Wahl'n deyi-iyle, belli bir iklimi ve ortak bir havaya belirtmek-tedir(5).

    Bu ortak iklim ve havann temel e:i.Ilnleri yle zetlenebilir: Bireycilie (ferdiyetilie) ar yer ver-mek, kiiolunun varolu sorununa byk ilgi gster-mek ve herhangi bir dnce okulundan olmamak, herhangi bii- inanlar kmesini; zellikle sistemleri ye-tersiz grmek; sln, bilgiliini, yaamdan yok-sunluunu ileri srerek. geleneki felsefeyi aka k-msememek- btn bunlar, Kierkegaard'n, Jaspers' in, Heidegger'in olduu gibi, Nietzche'nin de belli bal zellikle-U ve ..varoluululun k noktalardr.~(6)

    y AROLUULUGUN KKEN Elbette, bir eyin tanmlanamamas yok olduunu

    gstermez onun. Nitekim ak, iiri, elektrii de ta-

    9

  • nmlayamyoruz ama yok da sayamyoruz. nk her gn onlarn eitli belirtileriyle karlayoruz: Tpk, sk sk varoluu rnlerle karlatmz gibi ...

    Onun iin, varoluuluu tanmlamaya almak tansa, belirtileri, rnleri, kaynaklar, konular ve zellikleri zerinde durmak daha uygun olur.

    Ritter'e gre, varoluuluk, kklerinden kopmu ( ... ), temelini yitirmi, gemie, tarihe gvenini kay-betmi ( ... ), toplumda yabaneliam (. .. ), mutsuz, hu-zursuz insan varln dile getiren bir felsefedir. Bu felsefe daha ok, toplum iinde yaayan bireyin teh-dit altmda olduu ( ... ), gnmzle gelenek arasndaki

    balantnn koptuu ( ... ), insann mfmasz bir varlk haline geldii (. .. ), kendi kendini yitirmek tehlikesinin

    ba gsterdii yerde ortaya kar(7). zellikle, sava ve bunalm ertesi yllar bu kn keskinletii, gze

    batt dnemlerdir. Baz dnrler ~rnein Tillich- bu kn kk-

    lerini makinecilikte buluyorlar. Makinenin retimde kullanlmas birtakm ters sonular douruyor: Bir yandan, insan gitgide ilettii makinenin egemenlii

    altna giriyor. zn, benliini, bilincini, kiiliini gn-den gne yitiriyor. Nerdeyse, dnen arkn bir vidas haline geliyor, nesneleiyor(8}. br yandah -Sosyalist-lerin de sylediine gre- makinenin gctidii toplunsal retim dzeniyle bireysel mlkiyet dzeni aras:n daki elime kiiyi tedirgin ediyor. ki dzen 2.rasnda bir uyarlk salanamamas insan gittike kendine

    yabanc, sama, ezici, gvensiz, anlamsz bir ortanda -hilikle kar karya- yaamak zorunda brakyor. Bu aykr durum, bireyin yava yava kiiliinden ol

    masna, toplumda yabanclamasna. yalnzlamasma. bunalmasna yol ayor. Giderek insanolu, Sartre'n deyiiyle, nedensiz, zorunsuz, anlamsz bir varlk ha-line giriyor. (L'Etre et le Neant, s. 713). Gemisiz, desteksiz, yapayalnz bir variLI{. (La Nauee, s. 102).

    10

  • Tarih denen arabaya hayvanca koulmu, sava ve lm bekleyen~ bir varlk ...

    te, Markslk ve Freud'clk gibi, varoluuluk da bu cdurum~un yaratt bir akmdr. Ne var ki, bu akmlarn kaklarnn (mahrelerinin) ayn olmasna karn, kullandklar yntemler ve vardklar sonular birbirinden ayrdr.

    Varoluuluk, ad geen durumu yerine gre hem yanstan, hem de ona tepki gsteren bir felsefedir. Bundan tr, varoluu yazarlar amz kiisinin (kimine gre bu kii byk burjuva, kimine gre ii, kimine gre kk burjuva, kimine gre ise btn ~nsanlktr) braklmln, yalnzln, bountusunu,

    umutsuzluunu gvensizliini belirtmekle yetinmezler. Bu kiinin kendini tanmasn ,zn yaratmasn, ben-liini kazanmasn ,baskdan kurtulmasn da isterler.

    nsan ezen teknik dzene, kiiliini silen toptanc top-luma, benlii ni iney en zorbala kar koyar, gere-kirse bakaldrrlar. Bu yzden znellie ve bireylie byk nem verirler. znellikten kalkarak bireycilie

    varrlar. Szgelimi, Kierkegaard bireyi ana gerek sa-yar, toplumu hor grr. Ona gre, bireyin varln ko-rum.as iin toplumdan, kamudan, eitlikten syrlmas gerekir. Bireycilik ancak yalnzlk, bountu, kayg H' umutsuzluk iinde belirir, korunur ve derinleir(9). Jaspers, bireylerin her iine karan devlet makinesi-nin kiiyi yutmasndan yaknr. Marcel, hayatn top-lumsallatrlmasna fkelenir. Wahl, bugnk dzen-de bireyin varoluunun byk bir kumarda ne sr-len para gibi tehlikede olduuna inanr. Tehlikeden

    kurtulmas, Sartre'a gre, sorumluluunu yklenmesi-ne. durumunu kavramasna baldr. Mademki kii

    olu dnyaya atlmtr, kendi bana braklntr, y-leyse yaptklarndan sorumludur. Nitekim o, kendini

    nasl kurarsa yle olacaktr. Tasardarna ,semeleri-ne, eylemlerine gre varlna bir z kazandracaktr.

    ll

  • Edimleriyle kendini gerekletirecektir. Gerekletirmelidir ...

    V AROLUULUGUN ETLER

    Emmanuel Mounier'ye gre (10), varoluuluk aacnn kkleri Sokrates'e, Stoi'clara, St. Augustin ile St. Bernard'a dein uzanr. Varoluuluun temeliilde Blaise Pascal (1623-1662), onun stnde 1\.fain de .Bi-rand (1766-1824), onun stnde de Sren Klerkegaard (1813-1855) bulunur. Klerkegaarddan sonra varoluul u k iki d ala ayrlr:

    1. Dinci (hristiyan) varoluular: Danimarkah Sren Kierkegaard, svire'li Karl Barth, Alman Karl Jaspers, Max Scheler, Landsberg, Fransz Maurice Biondel, Henri Bergson, Charles Peguy, Gabriel Mar-eel, Le Senne, beyaz Rus Nicola Berdiaeff, Leon Ches-tov, Soloviev vb ...

    2. Dinci olmayan, tanrtanmaz varoluular: Fri-edrich Nietzche, Martin Heidegger, Jean Paul Sartre vb ...

    Henri Mougin, birinci dala Hameline'le Husserl'i, Ro ger L. Shnin ise Reinhold Niebuhr, Paul Tillich ve Martin Buber'i sokuyor. Emilio Anglisani ayn dala: talyanlardan Castelli, Lazzatini ve Sciacca'y ekliyor. Paul Foulquie ikinci dala Simone de Beauvoir, Merle-au Ponty ve Albert Camus'y katyor (ll). Gaetan Pi-con ise -Mounier'nin tersine- Blondel ile Bergson'u

    varoluuluun dnda tutuyor, Dostoyevski'yi Solovi-ev'den daha varoluu sayyor (12). M. Alberes varo-

    luu yazarlar arasnda Malraux, Bernanos, Unamuno gibi yazarlarn da adin anyor (13). Baz incelemeciler daha da ileri gidiyorlar: Marks ile Dewey gibi bilgin-lerde, Calvin ile Luther gibi din ulularnda, St. Augus-tin ile St~ Thomas d'Aquin gibi azizlerde ve Auden,

    12

  • Beckett, Beethoven, Bataille, Baudelaire, Claudel, Fa-ulkner, Frost, Van Gogh, Gide, Hemingway, Hlder-Jin, Kafka, Poe, G. Patrix, Rilke, Rimbaud, Rouault, Valery, hatta Eliot ile Shakespeare gibi sanatlarda da varolusal yanlar buluyorlar.

    Henri Arvon varoluuloun kaynanda kargaac (anarchiste), bireyci Max Stirner'i gryor (14), J. Beaufret ise Kierkegaard' varoluuloun ncs

    sayyor (15). Gelgelelim, iKierkegaard'n tannmas ve anlalmas lmnden ok sonra ol..yor. Varoluuluk XIX. yzyln sonlarnda -daha ok Almanya'da-filizleniyor. Nietzche, Scheler gibi filozoflar varoluuluun tohumlarn atyorlar .. Franszlardan Bergson, Blondel, Brunschving gibi dnrler -Hegel'in uscu ve diyalektiki felsefesine kar- bu tohumlar gelitiriyorlar. Ayrca, bu tohumlar, zellikle byk sarsntlar ve bunalmlardan sonra, birinci ve ikinci dnya

    savalannn ertesinde iyice serpilip yaylyor. Nitekim, Heidegger'in eserleri 1927'de, Chestov'un 1927'de, Mar-celin 1928'de, Jaspers'm 1930'da, Lavelle'in 1933'te, Berdiaeff'in 1936'da yaymlanmaya balyor.

    Sartre'n kitaplar da bu sralarda kyor: mgelem (1936), Cokular stne Bir Kuram Tasla (1939), Dsel (1940), Bulant (1938), Duvar (1939). nceleri Russeri'den etkilenen Sartre'n bu eserlerinde ahlak ve ruhbilimci eilimleri ar basyor. Nitekim, eserle-rinden ilk salt ruhbilimsel konular iliyor. Sartre bundan sonra yava yava Russeri'den uzaklaarak, Reidegger'e, Nietzche'ye yaklayor. Son gnlerde de Marks'a yaklamaya alyor, Marksl dzeltmeye ve gelitirmeye yneldiini sylyor. Ama, kime yakla-

    rsa yaklasn, aslnda bir Descartes' olmaktan kur-tulamyor.

    okluk ruhbilime eilen ilk eserlerinin peinden siyaset ve felsefeye eilen eserler yazyor: 1943'te ba-slan Varlk le Hilik adl byuk felsefe kitabnn

    ardndan birok oyunlar (Sinekler, Gizli Oturum, Say-

    13

  • gl Yo.mu. Kirli Eller, .Hezaraz 0l.le1'), denemeler (Descartes, Baudelaire, Durumlar), romanlar (zgr-lk Yollan: Us a, Geciktinne, Ruhtaki lm), se-naryolar (ark, l iten Geti) yaymlyor. Bu yaymlar byk grltler kopanyor, geni yanklar yaratyor. Bylece varoluuluk kavgas alevleniyor. Simone de Beauvoir, Marleau Ponty ve Albert Camus -her-biri bir baka ynden- kavgaya katlyorlM".

    Kavgann sonucunda varoluuluk bir Avrupa so-runu ve bir bilgilik konusu olmaktan karak bir dn-ya sorunu ve uluslararas bir ilgi konusu haline geli-yor. Bunda Sartre'n byk pay var. nk o, yalnz

  • dan idealizmle maddeciJ.i#i iine alr, br yandan her ikisini de iter. Hem diyalektiiD. iine alr, hem de ona

    kar kar. Bir yandan Husserl'i iine alr, br yan-dan onu rtmeye kalkr. Hem Heldegger'i iine

    alr, bem de ona bakaldr.r. Bir yandan geleneksel felsefeyi ktler, br yandan onu uygulamadan ede-lllZ. Dorusu aranrsa, bu felsefe Hegel'cil1kle olgu-bilim, (pMnomenologie) ve varoluuluun bir karmdr. Bir eit semeciliktir (eclectisme), yamal bob-adr, sistem deildir (17) ...

    2. Sartre'n varoluuluu eski ve yanl bir fel-sefedir. nk: Bilime, geree, evrime, gerekircilie (determinisme) srt evirir. Tarihle, yaamla, toplum-la, kitlelerle balarn koparr. Toplumsal sorumluluk-tan, siyasal eylemden kaar; daha do~u, insan us-sal (akli) bir eyleme deil igdsel bir yaaya a-rr. Varolu, insan, zgrlk, gereklik kavramlarn somut ieriinden syrr, soyutlatrr. Son zmde bir eit usdcla (irrationalisme), metafizie ve skolastie balanr. Yeni bir yaldz altnda idealizmi.

    inancl (fideisme) ve yalnzbenciliiD. (solipcisme) di-Tiltmeye abalar. Toplumsal kurmak iin bireyselden hareket eder. Snflar aras atmalar glgeye iterek tarihi bireyler aras balantlada aklamaya kalkr. Toplumun kitle hareketle~iyle deil, bireysel abalarla

    dzeleceini sanr. Toplumsal sorunlara bireysel -zm yollar arar. Daha da kts, Marks'n Hegel'den alarak ayak).ar stne oturttuu diyalektii o, yeniden tepe taklak eder. Sartre'n dnyas tarihsel grten yoksundur, gelecei yalnzca bireyin tasarsmn gelece-

    idir. Hegel gibi o da kapitalist toplurnuri getirdii ya-banclamay tarihsel bir olay olarak deil, doatesi bir serven olarak alr.

    Burjuvazinin braklmln, bunaltsn, bozgunu-nu herkese, bu arada ii snfna da bulatrmaya a-lr. Felsefesini Marks dncenin geliimi iine bir kapal blge gibi yerletirmeye~ giritiini ne s-

    15

  • rer (18). Ama onu Ma.itshtu srtmda yeenneye u.raan asalak bir felsefe olmaktan teye gtremez. Szn ksas, Sartre, dinsiz grnen bir dinci ve bilime srt evirmi gizli bir so rtadr ...

    3. Sartre'n varoluuluu dinin ve ahiAkn dndadr. nk: Bu felsefe zgr seie dayanr, dolaysyla Tanrnn nceden bildirilmi buyruklarn grmez-likten gelir, ahlak kurallarnn yol gstericiliine de inanmaz. nsel deerleri, geleneksel verileri tanmad

    ndan kiiolunu boluk iinde, dayanaksz brakr. tednyaya inanmad iin, insan tkenmez bir umutsuzlua tutsak eder. Zaten onun zgrlk dedii ey, aslnda bireyin kendi iine kapandr, kiiolunun henz biimlenmemi, soyut bir zgrlk saray iinde knaza srkleni:?idir. Oysa,. toplumsaln ya da nesnelin dnda ve onlardan ayr bireysel ya da salt znel bir varlk dnmek, devekuu gibi ban kuma gmmektir ...

    SARTRE'IN SA VUNMASI

    Sartre, L'existentialisme est un humanisme (Var-oluuluk Bir nsanclktr) adl konumasnda bu ve benzeri eletirileri ksaca cevaplandrr. Konuma, 1946'da Nagel yaynlar arasnda kar (19). kyla birlikte geni ilgi toplar, saysz eletirilere konu olur.

    Szgelii solculardan Jean Kanapa, L'existentialisme n'est pas un humanisme (Varoluuluk nsanclk De-

    ildir) adl eletirisini yaymlar (20). Eski retmenini acmadan eletirir, yerden yere vurur. Kanapa'ya baklrsa, varoluuluk bir burjuva felsefesidir. Burju-vazi artk kme dnemine girmitir. Tarihsel ak yznden, gitgide kendisiyle elimekte, koyduu ilke-. leri inemekte, yabanclamakta, almaktadr. Her geen gn onu biraz daha umutsuzlua, yalnzla, bu-

    naltya gtrmektedir. te varoluuluk, bir yandan

    16

  • bu uroarsz (aresiz) durumu dile getirir ;br yan-dan da, burjuvazinin sz edilen durumdan kurtulma-

    sna yardmda bulunur. Bunun iin, onun umutsuzluk ve braklmln evrenselletiTir, btn insanla mal eder, :nsanln nnde kar yol bulunmadn ne srer. Bylece, smr dzeninin deimemesine al

    r. Bundan tr, varoluuluu gerici, ktmser, aldatc bir felsefe saymak yerinde olur. Varoluuluk insanclk deildir, tam tersine. insanlk ve zgrlk dman bir akmdr.

    TRKYE'DE VAROLUULUK

    Varoluuluun yanklar, sava ertesinde, yurdu-muzda da kendini gsterir. Dergilerde bu konuda e-itli eviriler, tantma yazlar kar. 19.~.1946'da Ter-cme Dergisinde, Yeni Grler bal altnda, var-oluuluu tantmak isteyen baz eiriler yaymlanr. Sabahattin E:y-ubolu Sartre 'n

  • Foulque'nl {25), W. Kaufmann'm {26), F. Hsrev T-Jrin'in (2:/), Nurettin Nart'm (28), Ouz Peltek'in (29), Mete ar'm (30), Seyfi zgen'in (31), Do~an Kl'n (32), Mehmet Seyda'nn (33), Orhan Duru, nay Szer ve Demir zl'nn (34) ksa yazlar yaymlanr. Ayrca Hilmi Ziya lken'in (35), Arslan Kaynarda~'n (36), Nusret Hzr'n (37) uzunca incelemeleri lle Joachim Ritter'in (38) gzel bir konferans baslr. En son ola-rak Roger L. Shinn'in Egzistansiyalizmin Duromu (39) ile Jean Wahl'm ExistentiaUsme'in Tarihi (40) ve Wal-ter Kaufmann'n Dostoyevski'den Sartre'a Varoluuluk (41), Paul Foulquie'nin Varoluu Felsefe (42), Jean Wahl'in Bugnn Dnyasnda Felsefe (43) ve Adam Schaff ile Pyama P. Gaidenko'nun Marxizm, Varolu

    ultk Ve Birey'i (44) yaymlanr. Bunlara Holthusen (45) ile Anglisani'den (46) daha nce yaplm iki ksa eviriyi de eklemek yerinde olur.

    Bu tantc yaynlarn yansra birtakm eletiriler de grlr Osman Ouz (47), Peyami Safa (48), Attila lhan {49), erif Huiusi (50), Baar Sabuncu (51) var-oluuluu de~iik alard_an eletirirler. Muzaffer Er-dost (52) Osman Ouz'un, Ferit Edg (53) ile Fikret rgp (54) erif Hulusi'nin eletirilerine cevap verir-ler. Ayrca, Pulat Tacar varoluuluu dorudan doruya savunmaya giriir (55). Oktay Akbal ise varolu

    ulua yneltilen eletirileri Simone de Beavoir'dan yapt bir eviriyle karlamaya alr (56). Demir zl varoluu kua, daha dorusu, bunalt edebi-yatru eletirenlere ilgi ekici bir yazyla kat kar (57).

    Varoluuluun edebi~atmzda da ~az etkileri g-rlr. Gen yazarlarmiZdan Demir Ozl Bunalt ve Soluma adl hikaye kitaplarn bu etkiyle kaleme alr. Ferit Edg'nn birka hikayesi de. ayn etkiyi tar. Orhan Duru ve Bilge Karasu ile Adnan zyalner ve Leyla Erbil'de de para para varoluuluun izlerine

    rastlanr. Varoluu olmadklar halde, airlerimizden

    18

  • bazlar (rnejin Edip Cansever, Turgut Uyar, Ahmet Oktay) iirlerinde yalnzlk, bunalt, yabanclama gi-bi varoluulua zg temlere arasra yer verirler.

    V AROLUULUK VE SARTRE

    Varoluuluk dolaysyla ya da dorudan doruya Sartre'dan ve herhangi bir eserinden sz aan yazlar da eksik olmaz. Hilmi Ziya lke n (58), Turgut Sznazolu (59), zdemir Asaf (60), mer Perinliolu (61), Zihni K men (62), Onat Kutlar (63), Hal k Akgl (64), Doan Hzlan (65), Atilla Ycel (66), zdemir Nutku (67), Mahmut S. Klc (68), smet Giritli (69), Erol Gngr (70), Hfz Topuz (71), Suat Muratl (72).

    smet Kemal Karaday (73) Sartre'~ baz zelliklerini belirten yazlar yaymlarlar. Bunlara Claude Simon'-un (74), lgnazio Silone'nin (75), MauriGe Nadeau'nun (76), Bernard Pingaud'nun (77) ve Jean Grenier'nin (78) yazlar eklenir.

    te yandan mer Attila Sav (79), Yiit Okur (80). Yldrm Keskin (81), Ahmet Kksal (82), Azra Erhat (83) ile Trker Acarolu, Ayperi Akalan ve Onat Kut-lar (84} Sartre'in baz eserlerini, Hilmi Yavuz ile Meh-met Yaar Bilen (85) edebiyatlin, Selahattin Hilav (86) dnce dnemlerini, Mar Timuin (87) tm ki-iliini ve Ferit Edg (88) Trk edebiyatma etkisini

    deerlendirmeye alrlar. Son yllarda dilimize ev-rilen drt nem1i kitap (89) bu yaymlar tamamlar: Ro-ger. Garaudy'den Jean-Paul Sartre ve Marxisme ile iris Murdoch'tan Sartre, Yazarl ve Felsefesi, Wat-ter Biemel'den Jean-Paul Sartre, Georges Michel'den Sartre Yllar. Bunlarn dnda Sartre'dan baz para-lar (90) ve konumalar ile syleiler (91) dilimize ev-rilir.

    Sartre'n Trkede ilk baslan eseri Gizli Oturum'-dur (92). Onu l ten Geti (93), Duvar (94), Saygl

    19

  • Yoamc (95), Kirli Eller (96), Bunalt (97), Sinekler (98), Siyaset ark (99), Mezarsz ller (100), Baudelaire (101), Altona Mahpuslar (102) adl eviriler izler. Ay-rca amzn Gerekleri bal altmda Sartre'dan

    baz yaz ve paralar dilimize evrilir (103).

    cV AROLUULUK BR NSANCILIKTIR:

    Grld gibi, bu ilk evirilerin hemen hemen hepsi de edebi eserlerdir. Aralarnda Sartre'n felsefe kitaplan pek yoktur. Elinizdeki ExistentiaUsme est un humanisme (Varoluuluk Bir nsanclktr) evirisiyle bu yolda ilk adm atm olduk (104). evirimiz, um-madmz bir ilgiyle karland. Drt ylda kez ba-sld. Bizden sonra Emin Trk Eliin, Sartre'n bu ese-riyle birlikte iki byk yazsn Materyciizm Ve Dev-rim adyla Almancadan Trkeye evirdi 105). Daha sonra Bertan Onaran ile Mahmut Garan Sartre'dan

    baz paralar ile ad geen eseri E:ristentialisme Bir Humanizmadr (106) balyla zetleyerek evirip sun-dular.

    Bunun ardndan Sartre'n Roger Garaudy, Jean Orcel, Jean Hyppolite ve Jean Pierre Vigier ile Diya-lektik zerine Tartma's (107) basld. Bunu Sartre-Camus atmasi (108) izledi. Ferit Edg Sartre'n Sa-nat, Felsefe Ve Politika stne Konumaar:n (109), Berton Onaran Yabancnn Aklamas'n (110), Rfat

    Krkolu Yntem Aratrmalar'n (lll)" dilimize kazan-drdrlar.

    Varolu~uluk nsanclktr adl bu eserinde Sartre, varoluuluun insanclk olduunu gstermekten ok, ne ~lduunu aklamaya ve savunmaya alr. Bundan tr, eseri Varoluuluk diye evirmeyi da-ha uygun bulduk. Nitekim, Sartre Zerine bir inceleme yazan Alberes de kitabn adn pek yerinde grmyor (112). Belki de bu yzden Amerika'da da Mairet'nin

    20

  • evirisi yalnzca existentialism adyla yaymlanmtr.

    eviriyi yaparken Franszca Nagel (113) basmn temel aldle Bu basmda, Sartre'n Varoluuluk Bir

    nsanclktr konumasnn arkasnda Pierre Naville ile bir Tartma' s bulunmaktadr. Biz bu tartmay~ da evirdik. evirimizin daha iyi anlalmas amacyla Goetan Picon'un Sartre'a ilikin bir incelemesini ve Laffont Bompiani'nin Varozuuluk Bir lnsanclktr stne bir yazsn dilimize aktardk. Ayrca, varolu

    uluun tanm, kkenleri, eitleri, eletirisi ve Tr-kiye'deki yansmasyla ilgili kaynakal bir nsz ile Sartre'n eserlerinin dkmn ve Trke evirilerinin bir listesini de sunmay yararl grdk.

    21

  • KAYN.~CA

    Asm Bezirci

    VAROLUULUGUN TANIMI VE KKEN

    (1) Jean-Paul Sartre. Action. 27.12.1944. (2) Regis Jolivet - Lcs doctrines existentialistes, Pa-

    ris, 1949. p. 16. ( 3) Jean Wahl - Existentialisme'in Tarihi, ev. Ber-

    tan Onaran, Elif Kitabevi, 1964, s. 7. 14 F. H. Helnemann - Existentialism and the ffi()-

    dern predicament. ev. Selahattin Hilav, A der-gisi, 1.5.1959.

    (5) Jean Wahl- La pensec de l'existence, Paris, 1951, p. 8.

    (6) W. Kaufmann - Dostoyevski'den Sartre'a Varoluuluk, ev. Aki~ Gktrk, De Yaynevi, 1964, s. 22, 6.

  • (9' Henri Lefebvre - L'ExistentiaUsme, Paris, 1964, p. 112.

    V AROLUULUGUN ETLER

    (10) Esprit, Avril 1946, No. 4. p. 522 524. (ll) Paul Foulquie - L'Existentialisme, Paris. 1948, p.

    52 - 54. (12) Gaetan Picon - Panorama des idees contempo-

    raines, Paris. 1957 p. 76. (13) M. Alberes - J. P. Sartre, Paris, 1953, p. 9 . lO (14) Henri Arvon - Aux source!< l> l'exist>ntialism>:

    Max Stirn>r, Paris. 1948. (15) Confluences. Mars 1945. No 2. p. 194.

    VAROLUULUGUN ELETRSI

    (16) Merleau Ponty - Existentialismr Kavgas. ev. Ouz Peltek, Tercme dergisi, 15.9.1946.

    (17} Henri Mougin - La sainte famille existentialisl-t', Paris. 1946, p. 114.

    08) J. P. Sartre - Critique d! la raison dialectiqu>. Paris. 1960. p. 9. 207.

    (19) J. P. Sartre- L'existentialhnu est un bumanLsmt, Paris, 1946, p. 141.

    (20) Jean Kanapa - L'

  • Ji, ev. Sdka Klrba, Sosyoloji dergisi, say 4 - 5, yl 1949.

    (24) Eric Weil - Existentialisme'in Kuvvet ve Zaa!, ev. Muzaffer Akn, Dnya Gazetesi.

    C25) Pau Foulquie - Varoluuluk, ev. Vedat Glen retrk, Ata dergisi, Mays 1964.

    (26) W. Kau!mann - Varoluuluk ve Kierkegaard, ev. adan Karadeniz, Deiim dergisi, 15.6.1962.

    (27) F. Hsrev Tkin - Heidegger ve Egzistansiyalizm, Sanat ve Edebiyat Gazetesi, 15.2.1947.

    (28) Nurettin Nart - Egzistanslyalizm Nedir? Konya, 1948.

    C29) Ouz Peltek - Existentialisme zerine, Kltr Dnyas dergisi. 15.5.1954.

    C 30 Mete ar - ada nsan Gerei, Pazar Posta s, 11.11.1956, 18.11.1956.

    (31) Seyfi zgen - lm Karsnda Heidegger ve Sartre, A dergisi 1.11.1956.

    (32) Doan Kl - Existentialisme zerine, Yelken dergisi, 1.3.1959.

    (33) Mehmet Seyda - Varoluuluk zerine, Yeditepe dergisi, 1.5.1964.

  • (41) Walter Kaurmann - Dostoyevskl'den Sartre'a Va-roluuluk, ev. Akit Gktrk, De Yaynevi, 1964.

    (42) Paul Foulqule - Varoluu Felsefe, ev. Yakup Sahan, 1976, Geliim Yaynlar.

    (43) Jean Wahl - Bugnn Dnyasnda Felsefe, ev. Ferit Edg, 1965, an Yaynlar.

    (44) Adam Schaff, Pyama P. Gaidenko -- M.arxizm, Varoluuluk Ve Birey, ev. Evin Diner. 1966. De Yaynevi.

    (45) H. E. Holthusei - Bugnk Edebiyatta nsan. ev. Zahide Gkberk, Yeni Ufuklar dergisi. 1.5.1959. 1.6.1959.

    (46) Emillo Anglisani talyan Varoluuluunun Aamalar, Yeni Ufuklar dergisi, 1.9.1960.

    (47) Osman Ouz - Existentialisme. stne. Kaynak dergisi, 1.2.1956.

    (48) Peyami Safa - Existentialisme, Trk Dncesi dergisi, 1.2.1956, 1.1.1957.

    (49) Atilla lhan - Sahte bir peygamber, R. Gaurdy'. den eviri, Mavi dergisi, 1.9.1954.

    (50) erif Hulsi - Veba ve Eksistansiyalizma. Yedi-tepe dergisi. 1.1.1956/Yabanc, Yeditepe, 15.3.1956 /Veba ve Eksistansiyalizma zerine Bir Mektup. Yeditepe, 1.3.1956.

    (51 Baar Sabuncu - Marksizmin Karsnda Varoluuluk, Deiim dergisi, 15.6.1962.

    (52) Muzaffer Erdost - Varlk Okul in. Pazar Pas-tas, 4.3.1956.

    (53) Ferit Edg - Gerek Tedirginlii, Ycel dergisi. 1.2.1956.

    (54) Fikret rgp- Yabanc zerine, Yeditepe, 1.6.1956 (55) Pulat Ta:car - Existentialisme'in Mdafaas. Ml-

    kiye dergisi, 1.2.1953. (56) Simone de Beauvoir - EgzistansiyaUzmin Mda-

    faas, ev. Oktay Akbal, Byk Dou gazetesi. 1956.

  • V AROLUULUK VE S lliTRE

    (58)

    (59)

    (60)

    (61)

    f2) (63)

    (64)

  • (77) Bemard Pingaud - Sartre'den Yana ve Bartre'a Kal'l, ev. tah Elo~lu, Yeni Dergi, Kasm 1964.

    (78) Jean Grer~:er - Slbyller a, ev. Onat Kutlar, A dergisi, Ocak 1964.

  • (90) Bak: Selahattn Hllav - Grrig, Dn, De-iim dergisi, 15.1.1962. Adnan Benk - Yazmak Nedir, 64 Yapraklar der-gisi, Austos/Kasm 1964. Selahattin Hilav - Yazmak Nedir, Trk Dili der-gisi, 1.1.1961. Orhan Suda - Kimin in Yazlr, Dost dergisi, 1.6.1964. Bertan Onaran - Sartoris, Yn, 9.10.1964. Sevil Avcolu - Sartre Nobele Neden Hay:. De-di? Yn/30.10.1964. Selahattin Hilav - Kltr Alannda Silahszlanma, Ata dergisi, 15.9.1962.

    i91) Sartre ile Bir Konuma. ev. Sabahattin Eybolu - Vedat Gnyol, Yen Ufuklar, 1.7.1964. Kenenth Tynan - Sartre'la grme, Bedia Turgay Ahmet, Varlk, 1.9.1970. Simone de Beauvoir- Veda Treni ve J. P. Sartre' la Syleiler, ev. Nesrin Altnova, 1983, Varlk

    yaynlan. (92) J. P. Sartre - Gizli Oturum, ev. Oktay Akbal,

    stanbul, 1950. (93) J. P. Sartre - iten Geti, ev. Zbeyr Ben.

    san, Varlk Yaynevi, 1955. (94) J. P. Sartre - Duvar, ev. Vedat retrk, Ata

    Kitabevi, 1959. (95) J. P. Sartre - Saygl Yosma'nn iki evirisi var-

    dr: 1) Se1!Lhatt1n Demirkan, 1962, 2) Orhan Ve-li Kan.lc, Ata Kitabevi, 1961.

    (96) J. P. Sartre - KlrU Eller, ev. Berrin Nadi. 1961. (97) J. P. Sartre- Bulant, ev. SelAhattin Hilav, Ata

    Kitabevi, 1963. {99) J. P. Sartre - Siyaset ark, ev. Gzin Sayar,

    Ata Kitabevi, 1963. Ayn eserin bir baka evirtsi: ak, ev. Tahsin Sara, oyunlatran Raik Alnak, Toplum Yayn. lan,. 1964.

    (100) J. P. Sartre - Meaanz ller, ev. Adalet Aia-o~lu, zlem. Yanian. 19M.

  • (101) J. P. Sartre - Baudelaire, ev. Bertan Onaran, De Yaynlar. 1964.

    ( 102) J. P. Sartre - Altona Mabpuslan, ev. Mahmut S. Klc, Dnem Yaynlar, 1964.

    V AROLUULUK BR NSANCILIKTIR

    003) J. P. Sartre - anzn Gerekleri, ev. Saba hattin Eyboglu - Vedat Gnyol, an Yaynlar, 1961.

    < 104) J. P. Sartre - Varoluuluk, ev. Asm Bezirci, Ata Kitabevi, 1960.

    ( 105} J. P. Sartre - Materyalizm ve Devrim, ev. Emin Trk Eliin, Dn Yaynevi, 1962. indekiler : Egzistansiyalizm Bir Hmanizma mdr. Materya-lizm ve Devrim, Antlse~itizmin Psikanalizi.

    (106) Gaeton Picon -ada Felsefe, ev. Bertan Ona-ran - Mahmut Garan, 1966, s. 57-72, Kita Yayn

    lar. (107) Sartre, Garaudy, Hyppolite, Vigier, Orcel - Diya-

    lektik zerine Tartma, Marksizm, Ekzistansi-yalizn, ev. Necati Engez, 1964, izlem Yaynlar.

    (108) Sartre, Camus, Jeanson - Sartre - Camus atmas, 1965, ev. Bertan Onaran, izlem Yaynlar.

    (109) .I. P. Sartre -Sanat, Felsefe ve-Politika stne Konumalar, ev. Ferit Erg, 1968.

    (110) J. P. Sartre - Yabancnn Aklamas, ev. Ber-tan Onaran, 1965, De Yaynevi.

    (lll) J. P. Sartre -Yntem Aratrmalar, ev. Serdar Rifat Krko~lu, 1981, Yazko Yaynlar.

    (112) R. M. Alberes - 1. P. Sartre, Paris, 1953, s. 27. (113) Jean Paul Sartre - L'Extsten&lallsme es& w ha-

    manlsme. Paris, 1958, Bd.ltiona Nagel

  • SARTRE'IN LMNDEN SONRA YAZILANLAR

    Engin Karadeniz ~ Oyun Yazar J. P. Sartre, Cumhuri-yet, 22.4.1980 lhan Seluk - Sartre ld, Cumhuriyet, 22.4.1980. Oktay Akbal - Sartre zerine Anlar, Cumhuriyet.

    25.4.1980 Ali Sefer - Sartre ld, Gerek, 21.4.1980

    Afar Timuin - J. P. Sartre ld, Felsefe Dergisi, 1980,. Say ll

    Melih Cevdet Anday - Sartre in, Cumhuriyet, 25.4.1980 nay Szer - Sartre' Okumak, Satre'dan Ayrlmak, So-

    mut Dergisi, Haziran 1980 Sevgi Sanl - Sartre ile Babaa, Milliyet Sanat dergisi,

    Haziran 1980 ahin Yeniehirliolu - Hilik Ya Da Diyalektik Usun

    lm, Sartre, Oluum Dergisi, Ekim 1980 Ferit Edg - Yaayan Sartre, Milliyet Sanat Dergisi,

    Mays 1981 Ouz Demiralp - Sartre zerine, Papirs, 15.3.1981 Glnur Savran - Sartre ve Dolaymiar Kuram, Yazko

    Felsefe Yazlar, II, 1982 Demir zl - Bir Tanklk, Yazko Felsefe Yazlar, II,

    1982 Hilmi Yavuz - Sartre ve Freud, Yazko Felsefe Yazlar,

    II, 1982 ahin Yeniehirliolu - Varlk Sorunlar ve J. P. Sartre,

    Yazko Felsefe Yazlan, II, 1982 Simone de Beauvor - J. P. Sartre'la Sylei, ev. Sema

    R. Gzelen, Yazko Felsefe Yazlar, II, 1982 Alaln Rabbe - Grillet - cBulantunn Miraslar Bizlei"iz,

    ev. Nilfer Kuya, Yazko Felsefe Yazlan, U, 1982 hsan Turgut- zmleylcl Bir Roman : Bulant, Yazko

    Somut, 25.2.1983 Cem Sofuotlu - Sartre'n Siyasal Portresl, Varlk, Nisan

    1983

    31

  • Ali Sirmen - Sartre, Cumhuriyet, 17.4.1983 Behzat Ay - Sartre ve Veda Treni, Yazko Somut,

    6.4.1948 Aziz allar - Varoluuluk, Dn, Eyll 1984 Ekrem Aksoy - Sartre'n Romaniarna Bir Sosyoloji Yak-

    lam, F.D.E., 1984, Say 14

    3Z

  • SARTRE'IN ESERLERi VE TRKE EViRiLER

    Asm Bezirci

    FELSEFE

    1936 L'Imagination

  • OYUN

    1943 Les Mouches (Sinekler, eviren Selahattin w.av, 1965, Dnem Yaynlan>

    1944 Huls-clos (Gizli Oturum, eviren O~tay Akbal, 1950, Milli E~itim BakanlM yaynlar 1 eviren Bertan Onaran, 1965, De Yaynevi)

    1946 La Putain respectueuse (Saygl Yosna, eviren Orhan Veli Kank, 1961, Ata Kitabevilevtren Se-Uihattin Demirkan, 1962)

    1946 Morts sans Sepulture (Mezarsz ller, eviren Adalet A~aolu, 1964, zlem Yaynlar)

    1948 Les Mains sales (Kirli Eller, eviren Berrin Nadi, 1961, izlem Yaynlar/eviren Semih Tiryaki'O~lu. 1965, Varlk Yaynlar)

    1951 Le Diable et le Bon Dieu

  • Necmettin Arkan - Bngin Sunar, 1964, Altn Ki-taplar 1 Akl a, evlreri Samih Ttryakiotlu, 1968, Varlk Yaynlan)

    2. Le sursis (Erteleme 1 Yaanmayan Zaman adyla e-viren Gfllseren Devrm, 1965, Nobel Yaynlan 1

    Bekleyi adyla eviren Nazan Dedehayr, 1965, Altn Kitaplar 1 Bekleme, eviren Hayri Esen, Ak Kitabevi)

    3. La Mort dans l'Ame (Ruhun lm, eviren Hayri esen, 1964, Ak Kitabevi 1 Ykl, eviren Gfllseren Devrim, 1965, Nobel Yaynlar 1 Tkeni, eviren Nazan Dedehayr, 1965, Altn Kitaplar)

    4. La Demiere Chance

  • .1erine Dnceler, eviren Emin Eliin, Materya-lim Ve Devrim adl kitapta, 1962, s. 109-199, D-n Yaymevi)

    1947 Situatons I

  • JEAN-PAUL SARTRE *

    Geetan Picon

    YAA..l\H VE K.LG

    Jean Paul Sartre 1905'te Paris'te dodu. Ailesi or-ta burjuvazidendi. Genlii renimle geti hep: Ba-kalorya snav, Yksek retmen Okulu'na giri, fel-sefe blmn bitiri. Sonra, tarada snk retmenlik yllar. Bu yllar arasra klandr an yolculuklar. ..

    Bu arada Sartre durmadan okur, dnr, gcn dener. Alman olgubilimcilerini (phenomenologue'larn),

    rnein Heidegger'i Fransa'da ilk okuyanlardan biri olur. Ardndan, mgelem, Cokular zerine Bir Kuram

    Tasla, imgesel gibi olduka zel felsefe incelemele-ri kaleme alr. Artk yazar olmay kafasna koymutur. Bu itekle kendine zg bir tutum, bir anlatm arar. Ama bunu bulmak kolay olmaz. Genliinde bir yn deneme karalar. imdiye dein baslmayan bu dene-

    (*) Geaton Picon - Panorama de la Nouvelle Littera-ture Franaise, Paris, Callimard, 1949, s. 100 - a.

  • melerin neler oldugunu bilmiyoruz. Anlalan~ hibir zaman da bilemiyecetiz. nk baslnu eserleri dahi bu n u~lardan b h- ses getirmezler bize: Gecikmi olarak, ama ustaca bir grnmle ve birdenbire kar-

    mza karlar. ' Bu eseriere yeni edebiyatn en yksek rnekleri de-nebilir mi? Ne denirse dersin, bu rneklerin en taninm

    , en gze arpan onlardr. yle ki, ikinci sradan r-neklerin bile auna onlarn yn verdikleri sylenebilir. Nitekim 1920-1928 yllarn izleyen bir sr k grlr. Gelgelelim, 1938'de Sartre'n Bulant romanyla k hepsini bastrr bunlarn. Geri Bulant'nn k, da-ha ncekilere gre, ilk byk olaydr. Ama, salt bu olaya bakarak yazarn imdiki nn o gnden kestir-rnek gtr. Sartre'n evrim izgisi umulmadk bir

    hzla ykselir nk. Szgelii Varlk ile Hilik -bu olgu bilimsel varlkbilgisi (ontologie phenomenologi-que)- kitab Bergson'dan sonra en ok okunan felse-fe eseri olur. Oyunlar (Sinekler, Gizli Oturum, Saygl Yosma, Kirli Eller, Mezarsz ller) uluslararas ba-ar kazanrlar. zgrlk Yollar adl romannn ilk ciltleri, birok eletirmenlerce (rnein Maurice Nade-au'ya gre) ada romann aheseri saylrlar.

    Sartre ayn zamanda bir okul babuu, bir bilin ynetmenidir. Les Temps Moder1es adl dergisinde g-nmzn btn sorunlarna dokunur. Her yazs derin ve geni tepkiler . yaratr. Pek az yazarn ya da filo-zofun ad onunki kadar sk anlr basnda. Fotorafn hemen hemen btn dergilerde grrsnz. Konuma

    larn dinlemeye gelenleri alacak byklkte salon bu-lamazsnz. O kadar ok dinleyicisi vardr. Yresini bir efsane evirir sanki: Bu efsanenin bir ucu alt kahvelere -Cafe d~ Flor'a, Bar du Pont Royal'a-dayanr. br ucu ise una: Sartre yeni edebiyatn ilk ulu ncsdr. Bugn kaplad yer, Andre Gide'in 1920'de kaplad yerle birdir.

    Dorusu ya, bylesi bir n ve sann kaynaklarn

    38

  • hemen karamaz insan. Kald ki, Sartre da yle bir bakta gcn kabul ettiren yazarlardan de~dir. Her eyden nce, bu gcn belirtisi olacak bir uslup grl-mez onda. Trncelerinde ( cmlelerinde) Tanr vergisi en kk iz bile yoktur: Hani, uslubu olmayan ilk b-yk yazar saysak yeridir onu. Diyeceimiz, onun us-lubunda ne falar yazarn gz kamatrc bulular, ne de filan sanatnn okuru arpan syleyi arl ya da kuvveti vardr. Bu bakmdan, Balzac'n uslubu iin sylenenler Sartre'nki iin de sylenebilir: Szlerin

    gzelliinde deil, sayfann hareketinde grlen bir z dille iletmek zere kaleme sarlan bir adamn us-lubudur. Romanc ile filozof ancak bir ara olarak

    bavururlar ona. Gzel ama, byk bir romanc mdr Sartre? Tek bana roman dnyas yeter mi ona? Yorumlar, evre-sindeki ek yaplar olmasa bu dnya bize kabul ettire-bilir mi kendini? Kurgular, uydurulan olsun, kiileri olsun, kendi iradelerinden ok yaratclarnn buyru-

    una balamazlar m hayatlarn? Byk romanlarda grdmz gibi, zorunlu ve bamsz bir yaay, bir varolu izlenitni brakrlar m bizde?

    Ya Sartre'n filozofluu? Dncenin ulu yaratclarndan biri sayabilir miyiz Sartre'? n Bergson'-un nne ulayor ya da ayorsa onu, sezgi alanna bir yenilik kazandrd iin midir bu? Hsserl olma-sayd, Heidegger olmasayd Satre'un haJi nice olur-du? Sartre'n filozof olarak nemi, zel bulularndan ok, sisternletirme ve sergileme zelliinden gelir.

    Sartre'n gnlk dn iin de durum ayndr. Azlk peygamberce, okluk kesin ve belirli bir dntr bu. Yeni sorunlar dourmaktan ok, askdaki sorunlar geniletmek, aydnlatmak ve didiklemekte

    baar gsteren bir dn ... ter balantan sz a-sn, isterse maddecilikle devrimin ilikilerinden sz a-sn, Sartre, yeni sorunlar atmaz ortaya. Konulmu so-runlan zmler daha ok. stelik, bu zmleyi da-

    39

  • hi, yaratc bir bulu olmaktan uzaktr; bir eit ne seritir, aklaytr.

    yleyse nerden geliyor Sartre'n bu byk n? Kitaplarn kucaklayan birlik ve eitlilikten! Sartre '-n nn besleyen birinci kaynak budur. Bilirsiniz, bir fizik yasas vardr: Bir sistemin toptan gc, onu oluturan parasal glerin toplamndan daha yksektir.

    Sartre'n eserleri iin de durum ayndr. Burada 'da g ynnden bir oalma grlmektedir: Sartre eine az rastlanr bir diyalektik gc olan bir filozof, keskin ve yaman bir tartmac, usta bir grn (tiyatro) ya-

    zar, ok yetenekli bir romanc, esiz bir eletirmen dir. (Baudelaire stne yazd inceleme eletiri ede-biyatmm en gzel rneklerinden biri olarak kalacak-tr.) Btn bu niteliklerin bir araya toplanmas gl ve yetkili bir kiilik salar ona. Bir Hippolyte Taine tasariayn ki durmakszn yazsn, yaymlad roman-lar baar kazansn hep, ayn zamanda hem Taine, hem de Zola olsun yani: te, aa yukar, Sartre'n duru-mu budur.

    Burada grlen bir baka durum da, ~artre'n smsk ana balanmas, ayla sylemesi, ann dileklerini karlamasdr. O kadar ki, onun ne sr-d deerler merdiveninin bizim beklediimiz merdi-ven olduu sylenebilir. Birbirine kart retilerin (doctrine) atmas ya da kmesi, dman bir dn yada usun (akln) urad aknlk, kiiolunun iine

    d~t kargaa -btn bunlar- ar bir dzen ye doru bir inan susuzluu dourur bizde. Bilmek iste-riz: u bizi aan evreni bir bakta kavramak, lp birnek elimizde midir, deil midir? Bylesi bir evren-de yaayabilir miyiz, yaayamaz myz? Sartre'n ne-minin ikinci kayna, bu sorulara bir karlk arama-sndadr. perekten de Sartre bir dnya ve insan g-. r koyar nmze. Bu gr, ada bilincin dank verilerini derleyip top ar lar, belli bir dzene sokar. s-telik, bunu yerine getirirken efsanelik bir cokuya ka-

    40

  • plmaz, altiatclja bavtirmaz. Baz kimseler bu gr-tn insan hayatna zg delerieri tanmadjim sanrlar. Oysa, tam tersine, Sartre aradmz yaama ne-denlerini bu grten karmaya alr.

    Sartre'n felsefe dzeni biri varlkbilim (ontolo-gie), br de trebilim (ethique) olmak zere ikiye

    ~lnr .. . Ne var ki, imdiye dein nde giden hep varlkbilim oldu. lkin ~.varlk lle Hilik in yaynlanmas da bunu gsterir. Sartre'n romanlar da felsefe&i gibidir: Romanlar nce bir gerein anlatm, sonra da bir davrann dorulandr. Dnyann yanstlma

    s acaba insann amansz bir tablosunu yapmak m de-mektir? Elbette, yle demektir. rk bir topraa te-mel atmaktan ekiniriz: Descartes bozulmaz bir kesin-

    lie varmak iin kuku gsterir, ancak bu amala top-ran altn stne getirirdi. Onun gibi Sartre da ya-amamza bir dayanak bulup bulamyacamz renmemiz iin btn umutsuzicle nedenlerini nmze se-rer, hepsini inceden ineeye gzden geirir.

    ESERLER VE DNCELER

    Bu ynden alnrsa BuLant iin birinci blmn a m az: Evreni olduu gibi gstermekten teye gemez. yle ama, yine de nemli bir kitaptr, Sartre yeni bir denemeye giriir onunla: Matefazik (doatesi) se:gi, ilk olarak bu eserde roman evrenini kendi l.okusuyla besler. te yandan, 13uLant deiik bir yaz biimi getirir bize: Duru, lml, ar, soukkanl bir anlatm. Bu anlatm, dnyadaki insann durumunu apak belir-tirken anlatcy dahi gzden siler. Gelgelelim, tezli bir roman sanmak da yanl olur BuLant'y: Dnsel bir tezi dorulamak amacyla deil, yaanm bir deneyi-mi anlatmak amacyla yazlmtr da or.dan. Metafizik roman burada katksz romann bir tr olarak gr-nr. Sartre ispatlamaz: Gsterir. ylesine insancl bir

    41

  • evren ve yaant serer ki gzlerimizin nne, hayali-mize hi yer kalmaz; ne gerekirlik biliriz artk, ne de zorunluluk. ()ysa, isterdik ki hayatmz zorunlu bir eye benzesin; bir heykelin, bir sanat eserinin yerleik biimini tasn. sterdik ki yremizdeki .dnya usla kurulmu bir evren gibi duyursun kendini bize; var ol-madan edemeyen, ama oldu~u gibi de kalamayan bir evren olsun, Sartre'da ise, bu iki zorutiluluun konuma alannda, birbirinden ayr iki zorunsuzluun yan yana ve kendi kendine syletik.lerini gryoruz: Dn-ya da, insan da hi iin varolmulardr; fazladan

    varolmulardr. lk devimiz, u bildiriye gzlerimizi kapamamak olmaldr yleyse: isteyerek, bile bile kr-

    leme ve Sartre 'n namussuz adri- verdii kimsele-rin aldatmaclk en byk sutur.

    Peki ama, bu sama, bu biimsiz, bu ahlak d, bu yakamz brakmayan gereklik karsnda gstere-bileceimiz tek davran bulant m, tiksinti mi olma-ldr? renmekten te bir ey yapamaz myz? Jardin Public'teki . aalarn varl karsnda -o nl sah-nenin ak boyunca- Antoine Raquentin'i saran i bu-lants ve tiksintiden baka bir ey gelmez mi elimiz-den? Kitabn son sayfalarmda bir plan mzii, bir

    kurtulu umudu dourur. Ama ezginin (melodie) var oluu insann ve nesnelerin var oluuna be~emez: Ez-gi zorunluluk biiminde var olur. Ezginin kendisi zorun-luluktur, gerekirliktir. Peki, insan da onun gibi varla-

    amaz m? Zorunsuzluktan, boluktan uzak eyler -ki-taplar, tablolar- yaratarak varlaamaz m?

    Gelgelelim, bu estetik zlem uzun sre tutamaz Sartre'. ,Bu!ant'da bulunmayan, ama sonraki eserleri egemenlii altna alan bir szck belirir: zgrlk

    szc. Denebilir ki Sartre'n eserleri Bulant'dan kalkar, Sinekler'den geerek zgrlk YoUar'na va-rr. Bylece, evrenden insana, nesneler arasnda :'dinilmi aldanlardan bilinci syrmaya doru yol alr: kendine dner. Bilin sanki temelsizmi, sanki deer-

    42

  • sizmi, sanki doirulanamaznl gibi duyar kendini: zo-runsuz ve olumsal bir dnyada mrunsuz ve olumsal (contingent) bir veri olarak. Ama zgQrlQe giden yoJ-lar bulmak iin bu zorunsuzlulu grmek, bu sapta-madan (tespitten) dolan bulanty amak yeter. nsa

    nn bir nedeni (sebebi), bir temeli yoksa bu, kendi kendinin nedeni, kendi kendinin temeli olmasndandr: Eier dtan hibir ey ona bir deier vermiyorsa bu, kendi kendinin deieri olmasndandr. Eier braklm~ sa bu, tii zgr olmasndandr. Nitekim, hareketleri-ni ne tanrsal bir buyuruya', ne de eyada yahut ken-dinde bulunan ussal bir ilkeye gre yapar. Geri z-

    grlnn at$ uurum nnde bunaltl bir ba dn-mesi duyar; ama hayatnn anlam da bu zgrlkten gelir. Yaamas ancak bu zgrlkle bir anlam kaza-

    nr. zgrlk verimli ve uyarc bir szcktr. Bir eye kar koyuyorsak onun verdiii cokuyla koyuyoruz. yleyse, kA~tlar aalm artk: Hayat cumutsuzluun br yannda balan (Sinekler).

    Sinekler'de, Oreste'le Jupiter arasndaki uzun ko-numada, kiiolunun zgrlinn dnya dzenine aykr olduu temi ele alnr. Bundan byle Sartre'n eserlerini hep bu tem ynetecektir. Oreste'in yanksn srdren Mathieu Delarue '-zorlk Yollan'nn kah-

    raman- kendi hesabna yaama istemini belirtir. Her-kes kendi zgrln yaar. Her kahraman bir eit kayma, kendinden korkma iinde, nceden kestiTilerne-yen bir gelecee doru gider. Hibir ey Sartre'n kiilerini zorlamaz, yle ya da byle olmalar iin sktrmaz: Ne Tanr'nn buyurular, ne ahiakn kurallar, ne

    gemileri, ne tutkular, ne dnceleri, ne de toplum-sal durumlar onlar u ya da bu biim bir kii olma-ya iter. Geri havada yzen, soyut birer varlk deildirler; belli bir gereklik iinde, belli bir tarihsel, top-lumsal, dnsel, ruhsal gereklik iinde bulunurlar; ama bu durum sk bir gerekircilie (determinisme'e) yol amaz hibir zaman, zgr bir semeye yol aar,

    43

  • o kadar. Nitekim k~iler her an semek zorunda kalriar. Bu yzden de kendilerinden sorumludurlar. Mathi-eu acaba Marcelle'i seviyor mu, Marcelle ocuunu dnerek mi, Daniel Taniya inanyor mu, Mathieu komnist olacak m? .. Bilemeyiz. nk hepsi de z-grdr, babo ve desteksizdir. Zaten onlar birbirin-den ayran da bu deimez zellikleridir. Bu bakmdan ilerde ne yapacaklar kestirelemez. Bakarsnz, Brunet komnizme balanr da Mathieu balanmaz. Oysa iki-si de ayn lde zgrdr, ayn zgrl yaarlar. Balanmak gibi balanmamak da bir semedir aslnda. Balanmamak her an yeniden kendi semesini yap-mak demektir. zgrlk YoW:r'nm son cildinde, Ruh taki lm'den bir sahne Mathieu'nn savaarak daha

    . yksek sand bir zgrle ulatn gsterir. G-zel ama, zgrlkte de bir sralan, bir ykseklik

    alaklk var m acaba? Gerekte kararszlk ve ba lanma da birer zgrlktr. nk zgrlk kiiolunun her an bir seme yapmaya iten d yneltinin, bir d gereksinmenin yokluundan gelir. Dorusu aranr sa, zgrlk bu yneltinin, bu gerekirliin, bu belir-Ienmenin bulunmaymdan baka bir ey delldir. Bun-dan tr balanma kadar kararszlk da zgrlktr. zgrlk belli bir editn biimine tutsak deildir: z-grlk, varoluun rd kanlmaz, deimez, ortak laa bir kumatr. te Sartre'n ne srd davran

    m z budur. Ksacas, bu davran bir bozgunu, bir yenilgiyi zafer klna sokma abasdr. nsan, kendi sine srekli bir varolu zgrl verilmi bir varlk tr, z olmayan bir varlk. Bu durumundan tr se-i, tasar ve sorumluluk ona hayatn gerek, benliine uygun deerleri olarak grnrler. Giderek, varo-luuluk bir insanclk olur burada; hayale dayanma-yan, tutarl tek insanclzk.

    Sartre'n yazar olarak deil de dnr olarak ne-mi de bundan gelir belki. Geri Sartre'n edebiyat \'e kurgu alanndaki (romandaki, tiyatrodaki) gc, b-

    44

  • ykl~ sz gtrmez. Ama edebi yaratyla zerimi-de brakt etki, dnsel yaratla brakbit etkiye hi benzemez. Bu baktndan Sartre'n roman dnyasyla dnce dnyas (yani dogmatik yazlarmda benimse-

    dii ve yayd dnya) arasmda bi{ eliki olduunu sanyoruz. Bu eliki bizi insann zne gtrecektir.

    Onun . iin biz, retiyi bir yana brakalm da eser-ler zerinde duralm .Sartre'm eserleri byk bir etki

    yaratr zerimizde. Bu etki, bize kendini zorla kabul ettiren ve bir trl yakamz brakmayan bir evrenden gelir: Sartre'n evreninden. Bizi onun romaniarna

    balayan ey varolua aykr, baya entrikalar deildir (V s a~ nn konusu udur: Marcelle acaba ocu-

    unu drecek mi?); birbirinden pek ayrt edileme-yen kiiler deildir; alabildiine nesnel olan aniat

    deildir; neden sonra beliren ve ilerde de greceimiz gibi, yanstmaya alt canl dnyaya kar kan kuramsal (nazari) anlam da deildir. Bizi bu roman-lara balayan ey~ yazarn yaratt evrendir.

    Geri Sartre'da byk bir anlatm gc, belirtme yetenei var; ama bu yetenek daha az gze arpc olduu zaman daha gerek, ze daha uygun der: Gr-me karsnda duramaz nk, hemen siliniverir. retici aklamalar, yorumlar ve karmatarla arla

    m olan Bulant'ya oranla. Duvar'n, Gizli Oturum'un, zgrlk Yollar'nn getirdii gelimelerin genilii de

    apak gsterir bunu. Nitekim, bunlar ustaca uygulan-m birer nesnellik rneidir. Szn ksas, Sartre'n bykln yapan, okurlarna tantaea bir evreni

    oluudur. Elbette herhangi bir evren deildir bu. Sart-re'a zg bir evrendir. Sartre'n evrenidir. brleri gibi bu evren de kurguyla (fiction) yanstlr, unutul-maz bir sr saplantyla belirtilir. Diyeceimiz, nasl

    ' ki Kafka'nn bir dnyas, Faulkner'in bir dnyas var-sa, Sartre'n da bir dnyas vardr: Bizi onun gcne

    inandran da bu dnyadr. Tantalm bu dnyay: Sa-ma ve iren bir evrenle ve serseri, biimlenmemi,

    45

  • arplm bir bilinle yz yze gelen bir dnyadr bu. Daann csuamadb halde ~ bir dnya; her eyin fazlalk halini ald, gereksizletili bir dnya; btn k yollan kapal bir dnya ... O kadar ki, do~a bile kendisiyle konuulamayan, arlanmaz bir kitledir bura-da: Gne dahi uursuzdur, zntr; bahar sala

    aykr bir mayalantr; deniz soluk ve kara bir dzey-dir. Grld zre, d evrenden kopup kaan bu dn-ya, darack insancl snrlar iinde yayllr. Darya ka-pal bir oda gibidir. eriye hibir rzgar giremez. nsan bedeninin kokusu, duman, ter, scaklk ve k git-tike artan bir boucu hava yaratr orada. La Cham-bre'daki Pierre'in odas her zaman rtk duran perde-leri ve yank lambalaryla ite byle bir odadr. Mar-celle'in odas ise, :ierden bir baaya benzer. Gizli Oturum'daki kapsz ve penceresiz odada Ines, Estelle, Garcin bir arada yaarlar, hem de oldum bittim. Tut-sakln byle srp gitmesi, insanla dnya arasndaki o nlenemez ayrl canlandrr. Sahne hep kapal bir yerdir, havas hi deimeyen bir kovuk: Bir kahve. bir otel, ya da bir mahalle (Montparnasse Mahallesi gibi): te Sartre'm gerek Olypme'i budur.

    KLER

    Sartre'n kiileri hem kendilerini, hem de birbirle-rini sktrr, tedirgin ederler. Kendi tiksintileri, boluklar, sapantlar dmda bir ey bilmezler, grmez-ler. Kurtarc bir cokuya kaplmazlar. Ak bile bir baarszlk konusudur onlar iin. Bakalaryla, evre-leriyle kurduklar balantlar oldum olas ac, aldatc

    dr: Bakalar cehennemdir! (Gizli Oturum). Kendi-lerine dnnce bulduklar: ey ise, Susamadan imek

    zorunluudur yalnzca. Sartre'n eserlerinde insan kendi benliinden, ken-

    di znden ayran her eyin stne zalim, dayanlmaz

  • bir k tutulur. yle ki, yazarn dncesini yneten dram -tanrlamak dile~ni, bilincin zgrlln ya da zn gerekli~ni artrma istemini- kolaylkla ele geiremezsiniz. Bu ezilmi, yenilmi kiiler hi mi tan-

    rlamak istemezler? Dorusu ya, asla byle- bir izie-nim (intiba) vermezler bize. Onlann gze arpan yan tiksintileridir daha ok, varoluun biyolojik koullar m benimsemekteki beceriksizlikleridir. Kiiolunun etinden, ehvet durumundan duyduklan rperti cinsi-yetten irenmeye kadar varr. Bunalt'da cinsel sim-geler (yorgun kamlar) arasndan dnyann bayalk ve samal gsterilir. Gizlilik'te Lulu'nun cinsiyetin-den kamak, kurtulmak iin yapt aba dile getiri-lir. Ak bile hep kusmuk ve pislik kokar: Erteleme'-deki o olaanst sahne, bu ko~da Sartre'n eserleri-nin doruklarmdan biri (hatta evrens~l romann en g-l sahnelerinden biri) olarak gsterilebilir. Eer Mat-hieu kapatmasnn ocuk drmesini istiyorsa, yalnzca zgr kalmak iin istemiyor bunu, cinsiyete kar duyduu hmtan (bu, hayata kar da bir hmtr) t-r de istiyor. Sevgili dman, kirli ve besinli yemek dolabu: te Marcelle'in karn iin Mathieu'nn d-

    ndkleri! Eserde grlen ecinsel (homosexuel) ki-iler de bu tiksintinin bir baka eit belirtisidir. Kal-d ki Sartre sevime duygusuna L'Etre et le Neant'm en kuramsal paralannda bile kar kar. Cinsellii, zellikle kadn cinsini hayaszca ortaya koyar. Bedence

    birlemenin irenlli dncesi ve hayat douran o yapkan svlarn verdii tiksinme duygusu allmam gte bir sese kavuur onda.

    Ama, rezaletten ve irenlikten holanma eilimi sayinamak gerek bunu. Byle bir eilim tamakla sulamak yanl olur Sartre'. Onun bu yoldaki direni-

    i, sapantsnn ac ve derin itenliinden gelir. Eer Sartre bu evrene smsk balanmsa, bir trl aklm-dan kmayan o sapiant dnceden (musallat fikir-den) tr balatn).tr. Elbette, beraberinde .srekli

    47

  • bir anlrk (saflk) lemini getirmeseydi, biebir anlam olmazd bu saplantnn. Bu bakmdan, denebilir ki, eserin z -ar olmayann saldrsna ura~ lde artan- bir arlk hayalidit. Maden gibi kuru, bozul-maz, katksz bir hayal, bir tasar. Sartre'n duyarlImda hristiyanca bir e grlr: Canlandnlan dn-ya gerekte bir d~ dnyasdr, ilk gnah srdren kirli bir dnyadr.

    Ama kii iin bir kar yol gerek: Hem Sartre bu-lacana gvenmeseydi sz aar myd ondan? Bir d olamaz bu, bir trajedi de olamaz. nk bakaldr ya da umutsuzluk lnn ne anlam, ne de etkisi var-

    dr. Onun iin buradaki k yolu olsa olsa zgrlk olabilir. Nitekim Sartre da zgrlkten sz at za-man -szgelii Varoluuluk lnsanclktr konferansyia Baudelaire adl incelemesinde- cokun ve baskn bir inanla, tutkuyla konuur. Gelgelelim, iin ackl ya-

    n da buradadr: Sartre, zgrl dncesinde ya-att gibi roman evreninde de yaatmay baaramaz: kar yol, kurtulu yani tutku olarak zgrlk bu z-g (cevr cefa) evreninin bulutlarn asla yrtamaz. Sartre gibi kahramanlar da zgr olduklarn sanrlar. Oysa, gerekte ,hi de yle grnmezler bize. Kurtulu-

    u getiren bir zgrlk iinde deillerdir sanki. Geri eser bitmemitir henz, zgrlk Yollar'ndaki yaka-rta gevek ve titrek kiilerin kahramanca bir zgr-le ynelileri anlatlr; ama bu zgrlyaatmak, bize onun cokusunu alamak iin yazarn o saplanh-l evreninden syri.lmas gerekir.

    Sartre dehasna bir zarar vermeden bunu yapabi-lir mi acaba? Kendi istemiyle yz yze gelince, usta-lndan baka bir ey kalr m elinde? Dorusu ya, derin saplantlarn brakrsa bykln de brakm olur. Artk byk hibir ey yapamaz. Aslna baklrsa, en baarl eserleri en az anlamt olanlardr: .Giz-lilik, Oda, Gizli Oturum. br eserleri zayflatari ey ise, bunun tersine, hareketlere kurtarc bir anlam yk-

  • leme istemidir. Bu yzden okur ezilmi, ktrmlemi aanr kendini, bir sknt yaratma dile~i ile gerek arasnda bocalar durur.

    Sartre'n yaratt~ kiilerin zgrl~ nedir? Bu kiilerin gc dnyadan kamakta, kenr.linden kopmak-ta, bask yapan eylerden syrlmakta, onlar yok et-mekte grlr. Ama kopmak gerekte bir kurtulu,

    ba~sz olmak bir ka de~ildir ki. Hem, insann kopup kurtulduu bu dnyada -kiiyle sknt arasnda- yal-

    nzca hilik, yalnzca zgrlk yokluu mu vardr? kisi arasnda yalnzca bir boluk bulunduu nasl dorulanabilir? zgrl~ bir kurtulu olarak yaamamz iin Sartre'n bu boluu ne ile dolduracamz bize gstermesi gerekirdi; istememek ve inkar etmek z-

    grlne inanmak ve balanmak zgrln de ek-lemesi gerekirdi. Yazk :ki Sartre bunu yapmaz. Nite-kim, Sartre'n kiileri bir eye balanmazlar. Kendi zgrlklerinden ok baka eylere inanrlar: Sevmek ve hareket etmek iin deil, semek iin seerler. Oy-sa, bulanty yenmek iin deerden yoksun bir zgrlk-ten baka eyler -szgelimi, zgrln balanabile

    cei deerler- bulmak gerekir. Ama, bu deerler o evrende nasl ortaya kacak,o kapal kaplar sarsahi-lecek tutku nereden gelecek? bilmiyoruz. nk Sart-

    re'n dnyasnda ne renk vardr, ne gerek kurtulua zg bir zgrlk sesi, ne de bir zgrlk ars. Bun-

    larn olmay, o koca eser iin gze grnr tek tehli-kedir geri; ama saplant paynn gitgide artmas, is-tem pp.ymn ise gitgide azalmas da bir talihtir onun iin. Diyeceimiz, onun talihi kendine ballndadr: Bir yaay bildirisi (message) olmaktan ok, bir dn-ya gr olduunu bilmek zorundadr.

    Sartre'n dehas aklk ve seikliinde, arlk ve duruluundadr. Yani, saplantlann bize ileten o yalnlk ve itenliinde ... Elbette, sonu yapmackla, kuram-

    F. 4/49

  • ca anlamszhia varan ya da hayatn gerek yaantJsna dnsel bir kurguyu bouna yamamaya yeltenen bir coku iinde olamaz bu. Sartre'n dnd (ya da dnmek istedii) .eyle duyduu ey atasnda bir

    elime varsa, bu elime roman eseriyle felsefe eseri arasnda gelimelidir: Yoksa, yalnzca romana yerle-

    irse, onun gerekliini bozmak sakncasn. ve gcn artrayn derken, tersine, eseri sakatlamak tehlikesi ni dourur.

    50

  • cVAROLUCULUK BiR iNSANCIUKTIR

    Lotfont Bompioni

  • fi retidir. Balca iki kanad vardr: Karl Jaspers ile Gabriel Mareel retinin hristiyan kanadn, Hei-degger ile Sartre tanrtanmaz kanadn temsil ederler. Ama ikisinin de k noktas ayndr: Varlk zden n-ce gelir;. yani, insan stne dnme znellikten kalklarak yrtlr. Bu bakmdan, varoluuluk XVII. yz-

    yln klasik felsefesinden ayrlr. Bilindii zere, klasi:k felsefeye gre, Tanr insan yaratmazdan nce zn ortaya koymutur : Tpk bir sanatnn kafasndaki kavrama gre bir eyi yapmas gibi... zn varolutan nce gelmesi dncesi XVIII. yzyl felsefesinde de Tanr inancnn yaamasn salamtr. Varoluuluun tanrtanmaz kanad ise, varoluun zden nce

    geldiini kabul ettiinden, tanrszln btn sonula-rn stlenmektedir. Ona baklrsa, insan doas diye bir ey yoktur; insan kendini nasl yapyorsa yledir;

    varlnn temel semesi olan bir tasaryla nce kendi-ni belirler ve sonra gidiatnn btn iinde ortaya

    kar. Bu tasaryla insan, kendini seerken btn in-sanlar da semi olur. nk, o tasaryla, gerekletirmesi gereken bir insan imgesi kurar. Onun iin se-me bir deerlendirmedir. Bylece, her insan her an btn insanla balanr. te, varoluularn bunalty zgrlk iinde braklmln bir belirtisi gibi grme-leri bundandr. Bunalt gelip bir yerde sorumluluk duy-gusuna yani eyleme ve ahlaka dayanr. Varoluuluk,

    ahlii.k bir nesnel deerler zerine deil, insann kkten zgrlne yaslandrr:

  • gerekir. Bu kat iyimserlik, gerekilik uruna, insan-larn eksiklerini, kusurlarn ho gren bir sorumlulu-

    u tanmaz. Onun gznde varoluuluk bir eylem ve zgrlk hmanizmasdr. Varoluuluun znelcHiine gelince. o da, ~komnistlerin ileri srdkleri gibi-burjuva kkenli oluunun bir belirtisi deildir; insan bir nesne gibi grmeyi isterneyiinin bir iaretidir. n-k, bu znelcilik, zneler aras ilikileri kapsar; insa-nn varoluu ancak bakalaryla olan ilikilerine gre belirlenir, evrensellii de znde de ll durumundadr: Her insan, durumunun somut gerekliiyle br insan-lara balanr. Bundan dolay, zgrln hem tek in-san iin, hem de btn insanlar iin istenmesi gerekir. Bylece. zgrlk ve insanclk temeli zerinde bir or-

    taklaalk oluacaktr. Bu, ak bir insanclktr, her gn yeniden kazanlacaktr. Nedeni u: Bu insanclk, her gn yeniden elde edilmesi gereken bir insan zgr-ln amalyor, bir veri olarak grmyor onu.

    Sartrem zetini sunduumuz konferans budur. Konferanstan sonra Sartre ile Naville arasnda bir tar-tma kmtr. Sartre bu tartmada varoluuluk ile

    Markslk arasndaki ortak ve ayrk yanlar sergile-mitir.

    53

  • VAROLUCULUK

    (L.Existentia.Ji.sme est un humanisme)

    Jean - Paul Sc:B1re

    55

  • VAROLUCULUK

    J. P. Sartre

    VAROLUULUGA YNELTiLEN ELETiRiLER

    Urad bir sr eletiriye kar varoluuluu savunmak istiyorum burada.

    Bu eletirilerden ilkine gre, varoluuluk umut-suzluun dourd1:1u bir durgunluk, miskinlik iinde kalmaya aryormu insanlar. Ona baklrsa, kapa-lym btn kar yollar, bu yzden eyleme hi yer yokmu dnyada, hareket olanakszm. te bu du-rm, salt gzleyici bir felsefe olmaya gtryormu

    varoluuluu. Oysa, tek bana gzleyicilik bir eye . yaramazm. stelik, sonunda burjuva felsefesine s-

    rklermi kiiyi.

    Bunlar, zellikle komnistlerin ne srdkleri eletirilerdir.

    57

  • MARKSCILARN ELETiRiLERi

    Ayrca varoluuluk, insann hep kt yanlarna basyormu parmajtn, hep dknlklerini anlatyormu. Kirli, bulank, karanlk olan gsteriyormu hep. Her yerde bunlar seriyarmu gzlerimizin nne. G-len gzellikleri, insan doasnn kl, umutlu yanlar

    n glgede brakyormu. O kadar ki, katalik eletirmen Mlle. Mercier'ye gre, varoluuluk ocuun glmse-mesini bile unutmu imi.

    Her iki eletiriye gre de insancl (humain) daya-nma yokmu bizde. Kiiolunu tek bana ele alyormuuz, -bunu komnistler sylyor-, btnden koparyormuuz. nk yalnzca znellik (sublectivite) olarak gryormuuz onu; nk yalnzca Descartes'-n Dnyorum, yleyse varm szne dayanyorrnu

    uz; nk yalnzca kiiolunun tek bana kendini kavrad an gz nnde tutuyormuuz. Bundan tr de yremizdeki insanlarla balant kuramyorrnuuz;

    dmzda yaayan ve cogito (I) He yanna varlamayan kimselere dayanma gsteremiyormuuz.

    KA TOLKLERN ELETRLERi Katalikler ise yl~ eletiriyorlar bizi: Gya biz gereklii tanmyor, insanlarn giriimlerinin ciddili-ini inkar ediyormuuz. Oysa, Tanrnn huyurularn ve sonraszla ulam deerleri ortadan kaldrnca gereksizlik ve boluktan baka bir ey kalmazm ge-ride. O zaman, herkes babo kaldndan, her istedi-

    ini yapar, kimse de bakalarnn yanl grlerini, kt edimlerini (actes) yarglayamaz, sulayamazm.

    (1) Cogito: Descartes'n c:Dnyorum, (iyleyse varm sznn ksaltlm.

    58

  • Bu eitli eletirileri cevaplandnnaya alaca~ imdi. Zaten bu kk aklamann adn varoluuluk bir insanclktr koyuum da bundan. Gri birok kimseler burada insanclktan sz almasna aabilirler. Olsun, biz gene de yolumuzdan dnmeyeceiz, insanclktan ne anladmz belirtmekten geri durma-yacaz.

    KTMSERLK VE V AROLUULUK

    Her eyden nce unu syleyelim: Varoluuluk deyince, insann yaamasua yol veren ve her gere-

    in, her eylemin bir evreyi, bir insancl znellii ku-cakladn gsteren bir reti (doctrine) anlyoruz. Bilindii gibi, bize yaplan en zorlu saldr insan haya-

    tnn szm ona hep kt yanlar zerinde durmu ol-mamzdr. Geenlerde bir kadn anlattlar: Hatuncaz sinirlenince azndan uygunsuz bir sz karm. Bu-nun zerine utanm, zr dilemi, Ben de varoluu mu oluyorum ne! demi. Gryorsunuz ki her irkin-lik. her bayalk varoluulua yaptnlyor artk.

    DOGALCILIK VE V AROLUULUK

    Bize doalc (naturaliste) denilmesi de bu yzden. Hani saliden yle olsaydk yreimiz yanmazd~ asl

    doalcln bugn dourduu kzgnlk ve korkudan daha byk bir fke ve rperti uyandrdmz grr de aa kalrdk. yle ki, Zola'nn bir romann -sz-gelimi Toprak' (2)- sklmadan okuyan kimseyi, var-.

    oluu bir roman okuyunca hafakanlar basard. Ne

    (2) Emile Zola'nn 1887'de yazd Toprak (La Terre) romannn Trke evirilerh ev. H. Suha Gezgin, 1946/ev. Harndi Varo~u, 1946, 1973.

    5!

  • denli znl olursa olsun. uluslarn bilgeliinden ya-rarlanan biri, gene de bizi ondan daha znl (hzn-l) bulurdu. Ama bu, nce can sonra canan ya da iyilik eden ktlk bulur demekten ye deil midir?

    ULUSLARIN BLGELG

    Burada kullanlacak bir yn beylik sz var ki hepsi de ayn kapya kyor: Sakn kurulu dzer:e kar gelmeyiniz, iktidara kafa tutmaynz, izmeden yukar kmaynz. uslu olunuz! nk bir gelenee

    yaslannayan her ey1e,m romantikliktir. Doruluu an-lalm bir denemeye dayanmayan her giriim (teebbs} baarszla uramak zorundadr! Yaantlan mz da gste:riyor ki ktye eilimlidir insanlar! Onla-r bundan alkoymak iin nlerine salam engeller dik-mek gerek; yoksa, bir kargaadr s arar ortal!

    Bu adamlar buna benzer can skc zdeyileri (hik-metleri) stp stp nmze srerler. Dilkrinden ger-eki trkler eksik olmaz. yleyken, bir edimin iren yann az buuk gsterdiniz mi. hemen kalkar

    varoluuluu karamsar, znl, karanlk olmakla sularlar. Kendi kendime sorann hep: Bu baylar var-oluuluun ktmserliinden mi, yoksa ar iyimser-

    liinden mi yaknyorlar? Aklamaya altm retide onlar korkutan, varoluuluun insana bir seme olana tanm olmas m yoksa? Bunu anlamak iin tm felsefe alannda gzden geirmek gerekiyor soru-yu.

    V AROLUULUK MODASI

    Varoluuluk nedir? Bu szc kullananlarm ou, onu savunurken

    olduka glk ekiyorlar imdi. nk bu szck

    60

  • moda oldu artk. O kadar ki. Clartes'nin dedikodu ya-zar bile fkrasnn altna cVaroluu diye imza atyor, falanca ressamn ya da mzikinin bile varoluu olduundan dem vuruluyor. Hem de byk bir sevin duyuluyor bunun sylenmesinden. Diyeceimiz, var-

    oluuluk szc ylesine yayld, anlam ylesine geniledi ki, artk hibir anlam kalmad desek yeri-dir. Grnrde gerekstcle (surrealisme) benzer bir nc akm da bulunmad iin olacak, aylaklk ve rezalete dkn kimseler, varoluulua drt elle sa-

    rldlar. Oysa, bu felsefe hibir ey getirmiyor onlara. nk, rezalete en az elverili bir retidir o. Olduka kuru ve sk bir reti. Daha ok uzmanlara ve filozof !ara zg bir reti. ..

    K TRL V AROLUU OKUL VARDIR

    yledir ama, yine de kolayca tanmlanabilir bu reti. ierin bunca karmas, iki eit varoluu bulun-

    masndan geliyor: Birinci eit varoluular, hristiyan varoluulardr. Katalik mezhebinden Karl Jaspets'le Gabriel Mareel bunlardandr. kinci eit varoluular ise, tanrtanmaz varoluulardr. Bunlar arasnda Heidegger'i, Fransz varoluularn ve beni sayabilir-siniz. Bu iki kolu birletiren ortak yan, her ikisinin de u dnceyi benimsemi olmasdr: Varolu zden nce gelir. sterseniz buna,

  • esinlenen (ilham alan) bir zanaati yapmtr. Zanaat- onu yaparken bir yandan kat kesecei kavramna, br yandan da bu kavramla birleen bir retim tekni-

    ine, bir yap reetesine bavurur. Bylece, kat ke-secei hem belli bir biimde yaplm bir nesne, hem de belli bir ie yarayan bir eya olur.

    Neye yaradn bilmeden kat kesecei yapnaa kalkan bir kimse tasarlanamaz. Bu demektir ki, kat

    keseceinin z (yani onu yapmay ve tanmlamay salayan reetelerin, tekniklerin, niteliklerin hepsi) onun varlamasndan nce gelir. Karmda yle bir kitabn ya da byle bir kat keseceinin bulunuu n-ceden belirlenmitir. Burada dnyann teknik grm (vision) ile karlayoruz. Bu grme bakarak,

  • XVIll. YYIL FLOZOFLARINDA NSAN VE DOGA (TABAT)

    xvn. yzylda -filozoflarn bu dinsizlik a~nda- Tanr kavram ortadan kalkyor. Elbette, z va-

    rolutan nce gelir dncesinin sonucu deildir bu. nk bu dnceyi biz, hemen hemen her yerde, Di-derot'da, Voltaire'de, hatta Kant'ta bile gryoruz. On-lara gre, kiiolunda bir insan doas1 vardr. Bu insan 'doas, bu insancl kavram herkeste bulunur. Herkes evrensel insan kavramnn zel bir rneidir. Kant bu evrensellikten u zellii karyor: Orman adam da bir burjuva ile ayn temel nitelikleri tar,ayn

    tanma, ayn kavrama uyar. Baka bir deyimle, her ikisinde de ayn insancl zellikler gze arpar. Demek ki burada dahi insann z, doada karlatmz bu tarihsel varolutan nce geliyor.

    TANRIT ANIMAZ V AROLUULUK

    Gelgelelim, benim balandm tanrtanmaz var-oluuluk daha tutarldr. Ona gre, eer Tanr yok-sa, hi olmazsa Varoluu zden nce geleD bir varlk

    vardr. Bu varlk, bir kavrama gre tanmlanmazdan, belir1enmezden nce de vardr. Bu vark insandr. He-idegger'in deyiiyle, insan gerei dir.

    Varolu zden nce gelir. yi ama, ne demektir bu? u demektir: lkin insan vardr; yani insan nce dn-yaya gelir, var olur, ondan sonra tanmlanp belirlenir, zn ortaya karr.

    VAROLUULUGUN NSAN KA VRA YII

    Varoluuya gre insan daha nce tanmlanamaz, belirlenemez; hibir ey deildir o zaman. Ancak son-

    63

  • radan bir ey olacaktr ve kendini nasl yaparsa yle olacaktr. Kavrayacak, tasariayacak bir Tanr olma-ynca, insan doas diye bir ey de olmaz bu durumda. nsan yalnzca kendini anlad gibi deil, olmak iste-dii gibidir de.

    NSAN KENDN NASll.. YAP ARSA YLE OLUR

    nsan, var olduktan sonra kendini kavrad gibi-dir, varlamaya doru yapt bu atlmdan (hamle-den) sonra olmak istedii gibidir. Kendini nasl yapar-sa yledir yani. Varoluuluun ba ilkesi de budur ite. Buna znellik adn verenler de var. Onlar bizi znelellikle (subjectivisme) suluyorlar.

    TASARI (PROJET)

    Peki biz ne demek istiyoruz bununla-? nsann tatan ya da masadan daha deerli olduunu mu sylemek istiyoruz yoksa? unu demek istiyoruz: nsan varolur nce. Bir gelecee doru atlan ve bu atln bilinci-ne varan bir varlk olarak ortaya kar. Bir yosun, bir karnbahar ya da rm. bir nesne deildir o, znel olarak kendiii yaayan bir tasardr. Bu tasardan n-ce anlacak hibir ey yoktur. Gkyznde hibir ey

    anlalmaz ondan nce. nsan, nasl olmay tasaradysa eyle olacaktr. Olmak isteyecei ey deil, tasarayaca ey yani. stemek deyince bilinli bir karar an-lyoruz biz; aramzdan biroklar iin kendi kendine olutan sonra gelir bu. Bir partiye girmek, bir kitap yazmak, evlenmek istiyebilirim; ama btn bunlar ira-de denen eyden daha kkl, daha kendiliinden bir semenin belirtisidir.

    64

  • NSAN TEPEDEN TIRNAGA SORUMLUDUR

    Gelgelelim, gerekten de varolu zden nce geli-yorsa, insan ne olduundan sorumludur yleyse. te,

    varoluuluun ilk ii de her insan kendi varlna ka~ vuturmak, varlnn sorumluluunu omuzuna ykle-mektir. Ne var ki biz, insan sorumludur derken, yal-nzca kendinden sorumludur demek istemiyoruz, b-tn insanlardan sorumludur demek istiyoruz. Grl-yor ki iki ayr anlam var 'znelcilik' szcnn. Ba-

    kyorum da, dmanlarmz hep bu ifte anlamllk zerinde oynayp duruyorlar. Oysa znelcilik, bir yan-dan bireysel znenin (sujet) kendi kendini semesi, br yandan da insancl znellii amann kiiolunun elinde olmamas demektir. Varoluuluun derin anla-

    m bunlardan. ikincisinde gizlidir.

    SE

    nsan kendi kendini seen dediimizde, herbiri-mizin kendi kendini semesini anlyoruz bundan. Ama insan kendini seerken btn insanlar da seer. Ken-dini semesi btn br insanlar da semesi demek-tir ayn zamanda. Olmak istediimiz kimseyi yaratrken, herkesin nasl olmas gerektiini de tasarlarz. Hipir edimimiz yok ki, olmasn zorunlu saydmz bir insan tasarm (tasavvuru) dourmasn bizde.

    te yandan, btn insanlar seerken insanolu kendini de semi olur. yle ya da byle olmay se-mek, bir bakma, setiimiz eyin deerli olduunu be-lirtmek demektir. nk, hibir zaman kty seme-yiz. Hep iyiyi (iyi sandmz) seeriz. Herkes iin iyi olmayan ey, bizim iin de iyi olamaz.

    F. 5/65

  • NSAN BTN NSANLAR! SEERKEN KENDiNi DE SEER

    Ayrca, varolu zden nce gelince ve biz, tasarmza gre varlamak isteyince, bu tasan her:kes iin. btn anz iin bir deer ve geerlik kazanr. By-lece, sorumluluumuz dnemiyeceimiz kadar by-m olur, giderek, sonunda btn insanl kucaklar. Bir iiysem, sosyalist olmay deil de, bir hristiyan

    sendikasna girmeyi seersem, bununla unu belirtmi olurum: nsana den ,alnyazsna katlanmaktr; te-vekkldr, boyun emektir. nk bu dnyada salta-nat yok insan iin!:.

    Gelgelelim, bu hareketimle, bu seiimle yalnzca kendimi balam olmakla kalmam, herkes adna te-vekkl salk vermekle btn insanl da balam olurum.

    BREYSEL EDMLER BTN NSANLIGI BAGLAR

    Daha bireysel bir rnek alalm: Diyelim ki ev1en-mek, oluk ocuk yetitirmek istiyorum. Bu evlenme

    yalnzca benim durumumdan, tutkumdan (ihtirasmdan) ya da isteimden dosa bile, yme de ben bununla

    yalnzca kendimi balam olmuyorum, btn insanl da tekli-evlenme '

  • stelik, greceim{z zere, yle zor falan da deildir bunu anlamak, hatta olduka kolaydr.

    BUNALTI

    nce unu soralm: Bunalt>> deyince ne anlalyor? Varoluular yrekten karlk verirler: nsan

    lk bunaltdr! derler. Bunun anlam udur: Balanan ve yalnzca olmak istedii kimseyi deil, bir yasa ko-yucu olarak btn insanl seen kii, o derin ve t-mel (klli) sorumluluk duygusundan kurtulamaz. Dorusu, biroklar bu sknty (bu i daralmasm, bu bun-gunluu, bu bouncu) yaamazlar. Ama biz yine de unu ne srecegz: Onlar, bu naltilarn maskeleyerek ondan kaarlar. Nitekim, ou kimseler yaptklarnn

    yalnzca kendilerini baladna, yalnzca kendilerini sorumlu kldna inanrlar. Bu yzden,

  • diye adlandryor. Hikayeyi bilirsiniz: Bir melek Haz-reti brahim' e olu shak' kurban etmesini buyurur. Hani, gelip de Sen brahim'sin, olunu Tanr'ya ada-

    yacaksn! diyen varln gerekten bir melek olduu bilinse, iler y()lunda gidecek, sorulacak bir ey kal-mayacak. yle olmad iin, insanolu sorar: eBu sa-hici bir melek mi acaba? Ben saliden brahim miyim?

    Sanrya tutulmu (hallucine) bir deli tanmtm: Szde kendisiyle telefonla konuuluyor ve buyruklar veriliyordu! Hekim sormutu ona: Sizinle konuan kim byle?~> Deli cevap vermiti: Tanr! Kendisinin

    Tanr olduunu sylyor bana!

    yle ama, gerekten Tanr olduunu kim ispat edebilir ona? Bir melek gelmise, onun gerekten bir Ihelek olduunu kim is patiayabilir bana? Kayptan sesler duyarsam, cehennemden deil de gkten indiini, yahut bilin altndan ya da hastalk durumundan geldiini kim ispatlayabilir? Bu seslerin gerekten ba-na sylendiini kim ispatlayabilir?

    Bu durumda kendi zel anlay ve seiimi insan-la zorla kabul ettirmeye kim itebmr beni? Kim ben-den byle bir ey bekleyebilir? Hi kimse! nk bu sorulara inandrc hibir kant (delil), hibir iaret gsteremem. Eer bana bir ses gelmise, onun bir me-lek sesi olduuna yine ben karar veririm. Bunun gibi,

    u ya da bu edimin iyi olduunu sylersem, onun kt deil iyi bir edim olduuna yine ben karar veririm. Onlardan herhangi birini yine ben seerim. Hibir ey gerekten brahim olduumu syleyemez bana; yleyken her an onunkjlere benzeyen edirolerde bulun-mak zorunda kalrm. Sanki btn insanlk gzlerini

    yaptm eye dikmitir, ona gre davranmakta, ona gre kendini dzenlemektedir: stelik, yalnzca bana deil, herkese de byle grnr bu.

    68

  • BUNALTI HAREKETSZLGE GTRMEZ BZ

    Onun iin her insan yle demelidir: nsanlk edirolerime bakarak kendini ayarladna gre, byle hareket etmekte hakl rnym? Yaptm doru mu?

    Eer byle demezse, bilin ki, bunaltsn maskelerliinden dolay demiyordur. Elbette. insan eylemsizlie.

    durgunlua gtren bir bunalt sz konusu deil b'.ll'a-da. Yaln (basit) bir bunalt sz konusu. Sorumluluk-

    lar olan herkes bilir bu bunalty. Nitekirn, bir saldrnn sorumluluunu yklenen bir komutan, nice insan lme atmann sorumluluunu da yklenmi olur. s: telik, bu sorumluluu kendisi seer. Geri stlerinin

    verdii komutlar da vardr; ama pek genitir bu ko-mutlar, enine boyuna yorumlanmak ister. Bu yorumla-ma on, on be, hatta y:i,rmi kiinin hayatyla ilgilidir. te bu yorumlamay yapmak, ona gre bir karar ver-rnek komutana der. Bundan tr, karar verirken ister istemez bir bunaltya, bir i skntya kaplr. B-tn komutanlar yaarlar bu sknty. Ama bu, yine de hareketlerine engel olmaz onlarn. Tam tersine, eylem-lerinin ba koulu (art) olur.

    BUNALTIVESORUMLULUh

    nk bunalt bir sr olanakla yz yze getirir onlar. Komutanlar bu olanaklardan birini seince, an-cak. seildii iin bir deer kazandn bilirler onun. Ayrca, varoluuluun szn ettii bu eit bir bu-. n alt, ancak sorumlulukla aklanr; ancak balad br insanlar karsnda doruca beliren bir sorumlu-lukla anlalr. Grld zere, bizi eylemden ayran bir perde deildir bunalt ;. tersine, bizi ey lernle bir letiren, harekete gtren bir olaydr, eylernin bir para-

    sdr.

    69

  • Heidegger'in pek holand bir deyim vardr: Braklmlk. Bu deyimden unu anlyoruz biz: Tanr olmad iin insan bir bana braklmtr. Elbetie, bunu sylemekle i bitmez. Dauraca sonular so-nuna kadar izlemek gerekir bu deyimin. Bundan t-r varoluular, elden geldiince az kaypla Tanry ortadan kaldrmaya yeltenen belli bir laik ahlak anla-

    yyla atrlar, kar karlar bylesi bir anlaya.

    LAKAHLAK

    1880 yllarna doru Fransz profesrleri bir laik ahlak kurmaya kalkmlard. Aa yukar yle d-nyorlard: Tanr pahal ve yararsz bir varsaymdr (faraziyedir). Geri bu varsaymdan kurtulmamz iyi lur; ama bir ahlakn, bir toplumun, uygar (medeni) bir dnyann var olmas iin, teden beri var saylan ve ciddiye alnan nsel. yani deney ncesi ( a priori)

    birtakm deerlerin de var olmas gerekir. nk an-cak bunlara dayanlarak kiiolunun karsn dvme-mcsi, yalan sylememesi, ocuk yetitirmesi, drst ol-

    mas salanabilir. Ancak, bunlara dayanlarak kiiolu zorlanabilir yahut zorlanmaldr. Kald ki, Tanr olmasa da bu deerler vardr. Nitekim, yapacamz kk bir tartma -Tanr yok da olsa- bu deerlerin var olduunu, anlalabilir bir evrende ~aadn gs-terecektir.

    KKTENCLK Baka trl konuanlar da var bu konuda. Bunla-

    ra kktenci (radicaliste) adn veriyorlar Fransa'da. Onlar dinlerseniz, Tanr olsa da olmasa da bir ey de-

    imez. nk nasl olsa ayn ilerleme, drstlk, in-sanclk dzglerini (norme'larn) bulacaz yine; ve

    70

  • Tanryla ilgili eskimi bir varsaym kuracaz .. Geri bu varsaym da zamanla sessizce ve kendiliinden lp gidecek ,ama biz yine kuracaz onu.

    Varoluuluk ise, bunlarn tersine, unu dnr: Tanrnn olmamas ok skntl bir durum yaratr. Tan-r ortadan kaldrlnca, kavradmz evrendeki deerleri bulmak olana da ortadan kalkar: Bizim adm za iyiyi dnecek sonsuz ve yeterli bir bilin (yani

    Tanr) var olmadndan, iyi diye nsel bir ey de var olamaz artk; nk iyinin var olduu ve kiiolunun drst olmas, yalan sylememesi gerektii hi-bir yerde yazl deildir artk; nk biz, ancak insan-larn var olduu bir ortamda yaarz artk.

    DOSTOYEVSK VE V AROLUtJLUK Dostoyevski, Tanr olmasayd her ey mubah olur

    du, diye yazmt. (te bu sz, varoluuluun k noktasdr.) Gerekten de, Tanr yok ise her ey yedir (mubahtr), hibir ey yasak deildir. Bu demektir ki insan, kendi bana braklmtr. Ne iinde d aya na cak bir destek vardr, ne de dnda tutanacak bir dal. Artk hibir zr, dayanak bulamayacaktr yap

    tklarna, Varolu zden nce gelince, verilmi ve don mu bir insandan sz edilemez elbet. nceden belirlen-mi, donmu bir doa aklanamaz nk. Baka bir deyile, gerekiretlik (determinisme), kadercilik yok tur burada, kiiolu zgrdr, insan zgrlktr.

    NSAN ZGRLKTR

    te yandan: Tanr olmazsa, gidiimizi hakl gs-terecek deerler, huyurular da olmaz karmzda. Ne nmzde, ne de ardmzda -{ieerlerin kl alannda- bizi hakl, susuz klacak eyler vardr. Yalnz

    71

  • ve ozursuz (mazeretsiz) kalmzdr. Bu durumu, nsan zgr olmaya mahkumdur, zorunludur, szyle

    anlatyorum. Zorunludur: nk yaratlmamtr. z-grdr, nk yeryzne geldi mi, dnyaya atld m bir kez, artk btn yaptklarndan sorumludur.

    Varoluu, tutkunun (ihtirasn) gcne inanmaz. Gzel bir tutkunun, cokun bir sel gibi, insan birta-

    km kanlmaz edirolere srkleyeceini dnmez. Kt edimler iin bir zr kayna saymaz tutkuyu. Ancak unu dnr bu konuda: nsan kendi tutkusun-dan sorumludur. Ayrca, varoluu, insann yeryzn-de kendisine yol gsterecek, nceden verilmi bir iaret bulabileceini de dnmez. Bylesi bir iaretin ona bir yardm dokuoacana akl yatmaz da ondan. Her insann bu iareti cannn istedii gibi yorumlayacan bilir de ondan ....

    NSAN iNSANI BULUR Bilir ki, desteksizdir kiiolu, yardmszdr, her an insan bulmak (kefetmek) zorundadr. Gzel bir ya-zsnda, nsan insann geleceidir , demiti Francis Ponge. ok yerinde bir sz. Gelgelelim, Gelecek gk-yznde yazldr. Tanr onu grr, ynetir , diye an-lamak da yanltr bu sz. nk o zaman ad geen gelecek, gerek bir gelecek olmaktan kar.

    BIRAKILMILIK

    Onun iin, bu sz,

  • ze: reacim bir gn yanma geldi. Dmanla ibirli ine yanat iin annesi babasyla bozumutu . .A!a beyisi ise 1940'ta bir Alman saldrsnda lmt. Deli kanl, biraz ilkel ama soylu bir duyguyla, kardeinin cn almak istiyordu. Gelgelelim, annesinin ondan baka kimsesi yok. Kocasnn yar ihanetinden 've b yk olunun lmnden dolay adamakll zgn. Tek teseliisi kk olu, tek dayana o imdi. Gen adam iin o anda seilecek iki yol var: Birincisi, ngiltere'ye geerek .bzgr Fransz Kuvvetlerine katlmak, yani annesinden ayrlmak; ikincisi, annesinin yannda kala-rak onun yaamasna yardm etmek, yani savatan kamak. yice biliyor ki, annesi ancak kendisine daya-narak yaamaktadr ve ondan ayrlrsa ya da lrse

    kadncaz derin. bir umutsuzlua yUvarlanacaktrr. Yine biliyor ki, annesi iin yapaca hareketin somut (m-

    ahhas), belli bir sonu vardr: Onuri yaamasn salamak. Ama, gidip dmek iin yapaca hareketin elle tutulur, belli bir sonu yoktur: Belki de suya decektir emekleri, hibir ie yaranuyacaktr. Nitekim, ngiltere'ye gitmek iin spanya'dan geerken yakala-np bir toplama kampmda sresiz kalabilir. Yahut

    ngiltere'ye ya d:: Cezayir'e varr da orada bir broda yazclkla grevlendirilebiii, bunun sonucu savasa

    katlmayabilir. Bu durumda delikanl apayr iki eylem le kar karyadr: Biri somut, arasz, ancak bir ki-

    iyle ilgili bir eylem; teki daha geni bir toplulukla, bir ulusla ilgili, sonu bellisiz, belki de boc kacak bir eylem ...

    tKi ET AHLAK

    Delikanl iki trl ahlak arasnda bocalayacaktr ayn zamanda: Bir yanda bireysel sevgi, duygdalk ve bc:.llk ahlak var; br yanda ise daha geni, fa-kat etkisi ve yarar daha kukulu bir ahlak var. Bu n-

    73

  • lardan birini semesi gerek. Ama bu seii yapmas iin kim yardm ederek ona? Hristiyanlk ~etisi mi

    yardm edecek? Hayr! nk hristiyanlk, ona Ta yrekli olmayn, acyn, yaknlarnz sevin, kendinizi dnmeyin, yollarn en etinini sein! der. yi ama, en etin yol hangisidir? Nedir en ok yararl olan? Bir

    sava birliinde dmek mi, yoksa bir varln yaamasna yardm etmek mi? Yani, sonu belirsiz bir dav-ran m, yoksa belirli bir davran m? Kim nceden bildirebilir bunu? Hi kimse! Hangi yazl ahlak n-ceden belirtebilir bunu? Hibir ahlak! Kant ahlak,

  • le belirlenir? Szgelimi, delikanlnn annesine gsterdi-i duyguyu nedir deerli klan? Cevap verelim: Anne-sinin yanmda kalm olmas! Bunun gibi;. ancak uruna unca para harcarsam falan dostumu, yoluna bu denli para dkecek kadar sevdiimi syleyebilirim. An-cak yannda kalrsam, annemi, dizinin dibinden ayrlmayacak kadar sevdiimi syleyebilirim. Demek ki bir duygunun deerini, ancak onu dorulayan bir edim-le gerekletirebiliyorum, belirliyen bir hareketle ta-

    nmlayabiliyotum. Gelgelelim, hareketimi dorula~acak bir duyguyu istemekle de kendimi bir ksr dng-ye (fasit daireye) sokmu oluyorum.

    te yandan, Gide'in de iyice belirttii zere, yaanan bir duygu ile yaanm gibi gsterilen bir duygu-yu birbirinden ayrmak ok zordur. Bir eyi duyar gibi grnmekle gerekten duymak arasndaki ayrm karmak olduka gtr. rnein, yannda kaldmdan dolay annemi sevdiime karar vermek yahut sevdiimden dolay annemin yannda kaldn ne srmek ya da annem iin kaldn belirten bir oyun oynamak, hemen hemen ayn eydir.

    ED.MLERl\IZ DUYGUYF MEYDANA GETRR

    Baka bir deyimle. duygu yaplan hareketlerle ol;..:-ur. Duygunun deeri edimlerden sonra ortaya kar. yleyse, .duygunun klavuzluunda yrmek doru ol-maz. Duygu bana doru yolu gsteremez nk. Bu demektir ki, kendimde ne beni harekete getirecek ger-ek durumu arayabilirim, ne de hareketimi salayacak kurallar bir ahlaktan bekleyebilirim. Buna kar siz, Gitsin retmenine dansn! diyeceksiniz. Ama bir keiten t istemek, o keii semek demektir nk, aa be yukar, o keiiri neler syleyece~

    ini nceden kestirebilir insan, verecei tleri n-ceden tasarlayabilir.

    75

  • SE VE BAGLANI

    Baka trl konualm: t verecek kimseyi se-mekle, insan kendini seer. Niteldm., hristiyan iseniz,

    yle dersiniz: > diye ayak direrler. Hadi, tutalm ki var bylesi iaretler; var ama, onlar yorumlayan, tadklar fa-lanca anlam seen de biziz yine. Esir dtm gn-lerdeydi. lgi ekici bir Cizvit tammtm. Papazlar

    arasna katlmas yle olmutu: Bir sr bahtszla uramt hayatta. Daha ocukken babas lm, yok-sul ve kimsesiz kalmt. Bunun zerine bir din oku-luna sn'nt. Yazk ki bu durumu durmadan bana

    kaklyordu ocukcazn, acnd iin ieri alnd duyuruluyordu kendisine. Bu yzden, kklerin holand o onur yceltici, okayc hareketleri grmedi hi. stelik, on sekizine gelince, b~arszlkla biten bir ak serveni geirdi. Yirmi ikisinde subaylk snavn kazanamad. nemsiz bir ey belki, ama onun iin barda taran bir damla oldu bu.

    76

  • BR RNEK

    Gen adam yle dnebilirdi: Tam baarszla uramt, yenilmiti. te bu bir iaretti. Ama neyin iareti? Koyu bir znt ya da umutsuzlua kaplmak

    iten bile deildi. yleyken, delikanl enioe boyuna bir gzel dnd, una vard: Evet, bir iaretti bu. aret de gsteriyordu ki, dnya ilerinde zaferler kazanacak bir kimse deildi o, bylesi iler iin yaratlmamt. Dinin, ermiliin, inancn (imann) getirecei baarlar iin yaratlmt. Ancak bu yolda zaferler kazanabi-lirdi. Sonunda, Tanrmn bir iareti sayd bunu. Kalkt tarikata girdi, Cizvit oldu. Grld zere, bir iaretin anlam zerine karar verirken tek banadr insan. Nitekim, bunca baarszlk karsnda delikanl bir baka karar da verebilirdi: Szgelimi, devrimci ya da doramac olmak isteyebilirdi. istemediine gre, iareti yorumlamann btn sorumluluu onundur, yalnzca onun omuzlarndadr.

    UMUTSUZLUK VE OLANAKLAR

    Bir bana braklldmz iin, varlmz biz ken-dimiz seeriz. Braklmlk bunaltyla birlikte yrr.

    Umutsuzlua gelince, pek basit bir anlam vardr bu szn. O da udur: Umutsuzluk, ira demize bal olan

    eylere ya da eylemimize yol aan olaslklara (ihti-mallere) gveomekle yetineceiz,)> demektir. Gerek-ten de, insan bir ey istemeye grsn, durmadan olas

    lk eleriyle (unsurlaryla) karlar. Bir dostun bize geleceine gveniyorum, diyelim.

    Bu dost ya trenle ya da tramvayla gelecektir. Elbette, bunun iin trenin tam saatinde varmas, tramvayn ise devrilmemesi gerekir. Yani ben, burada olanaklar (im-k8.nlar) alamndaym. Ama, onlara, ancak eylemimin btn bu olanaklara tm elverili olduu lde gve-

    77

  • mnm. Gz nnde tuttu~ olanaklar sk skya ey-lemime balanmsa, iin sonrasyla pek ilgilenmem, ilgilenmemek zorundaym. Hibir Tanr, hibir yazg (kader) dnyay ve olanaklarn benim istemime uy-duramaz da ondan.

    UMUTSUZLUK VE EYLEM

    te Descartes da, Dnyadan ok kendinizi yenin! derken ayn eyi anlatmak istiyordu: Yani umuda ka-plmadan ie giriin! Konutuum Marsk'lar yle kar kyorlar bana: > diye benim de adm anlsn, her an onun yaptklarn, girdisini ktsn adamakll bileyim. Bu durumda, bir partinin birliine ve buyrultusuna g-venmek, tpk trenin raydan kmayacana ya da tramvayn tam vaktinde geleceine gvenmek gibidir. Tanmadm kimselere gvenemem elbette; toplumun

    esenlii urunda onlarn gsterdii insancl iyilik ve yararla inanamam. nk zgrdr kiiolu ve ze-rine yaslana bilecei bir insan doas da yoktur. Szge-limi, Rus devriminin ilerde nereye varacan bilemem.

    78

  • Bu devrim ille de iilerin zaferini salayacaktr, diye-mem. Ancak grdklerimle snrlandrmak zorundayn kendimi. Ben ldkten sonra, kavga arkadalarmn iimi ele alp onu en yksek noktasna ulatracaklarn kestiremem, onlara bu konuda imdiden bel balaya mam .

    . nsanlar zgrdr nk; yarn ne yapacaklarna zgrce kendileri karar verirler. Olur ya, bakarsnz, ben gp gittikten sona faizmi kurmaya bile kalk~rlar! steli'k, birtakm dleli: ve gevek kimseler de buna gz yumarlar. Bizim iin bunca iren olan fa-izm, o zaman insancl bir gereklik haline gelir .:>

    TARH VE iNSANIN SE! Demek ki gerekte iler, insan onlarn nasl olma-sn kararlatrrsa yle olacaktr. Peki, bu byle diye, yan gelip yatmam m gerek benim? Hibir eyleme sarlmarnam m gerek? Hayr! nce bir eye balan

    nam gerek, sonra da u eski kurala uymak: Bir ie atlmak iin umutlanmak gerekmez! Elbette, eliibir partiye girmemeliyim, demek deildir bu; Hayal kurmayacam, ancak elimden geleni yapacam, de-mektir. Hani, kendi kendime sorsam: Acaba ortakl

    aclk (collectivisme) gerekleecek mih Hi bile-mem! Bildiim bir ey varsa bu konuda, o da u: Onu

    gerekletirmek iin elimden ne gelirse yaparm. Bu-nun dmda hibir eye gvenemem.

    V AROLUULUK EYLEMSZLGE K.ARIDffi Eylemsizlik, yangeldimcilik, Ben yapmazsam, el-

    bet bir yapan kar! Benim yapamadm bakalar yapabilir! diyen kimselerin davrandr. Size anlat-

    79

  • tlm jreti (varoluuluk) ~ tam tersidir bunun: nk o, cAncak eylem iinde, i iinde gereklik var-dU' der. Hatta daha da ileri gider:
  • bir sr trajedidir, bunun dnda hibir ey yoktur. yle ya, yeni bir trajedi yazamaynca, ne diye Racine' e onu yazmak olanan balayalm? nsanolu haya-tma balanr, orada kendi resmini izer, bu resmin d

    nda bir ey yoktur. Elbette, bunu dnmek, hayatta baar kazanamam kimselere bir yanyla ac, sert grnebilir; ama br yanyla da, yalnzca gerei gz nnde tutmalar gerektiini retir onlara: Hayaller, umutlar, bekleyiler bir insan ancak yerine gelmemi bir hayal olarak, suya dm bir umut olarak, boa km bir bekleyi olarak tanmlamaya yarar. Yani. onlar olumlu ca deil, olumsuzca tanmlar.

    Bununla birlikte, nsan ikendi hayatndan baka bir ey deildir, derken, Bir sanat salt eserlerine gre yarglanr, demek istemiyoruz. nk, daha baka binlerce ey onu tanmlamaya yardm eder, tanmlamada yer alr. Bununla unu demek istiyoruz: nsan bir giriimler zinciridir. nsan, bu giriimleri ya, ra tan balantlarn toplam, rl ve btndr.

    KTMSERLK YA DA YMSERLKTE SERTLK

    Bu koullar iinde, eletirilen bizim ktmserliimiz deil, iyimser sertliimiz oluyor gerekte. Roman-larmzda insanlar zayf, gevEk, korkak, hatta kt olarak gsterdiimiz iin ullanyorlarsa bize, o insan-larn yalnzca zayf, gevek, korkak ya da kt olma-sndan gelmiyor bu: Nitekim, Emile Zola gibi, biz de onlara, nsanlarn byle oluu soyaekimden (irsiyet-ten), evreden yahut toplumdandr; insanlar yle de-

    il de byle olmularsa, ruhsal ya da bedensel bir ge-rekircilikten (determinisme'den) tr olmulardr, deseydik hemen inanrlard szmze. Sevinle,- Ba-

    kn, ite biz de onun iin byleyiz. Ne yapalm, baka trl olamayz ki! derlerdi. Bylece, kendilerini gya

    F. 6/81

  • temize karrlard. 'Oysa varoluu, bir korka anla-trken, Bu adam korkaklndan sorumludur! der. Bilir ki cieri, yrei, beyni korkak olduu iin kor-kak deildir o; beden yapsndan gelmez onun korkak-l, kendini o duruma drmesinden gelir. Edimleriy-le kendini bir korkak olarak kurmasndan gelir.

    iNSANIN SORUMLULUGU

    Korkak yaradl yoktur nk. Sinirli yaradllar, halkn deyiiyle, yoksul ya da zengin yaradllar var-dr; ama insan korkak yapan bu yaradllar deildir; bir eyden vaz geme ya da bir eyi oluruna brakma eylemidir. Yaradl, edim demek deildir. Oysa kor-kak ancak yapt edimle, davranla tanmlanr. Bu ynden dnlrse, kiiolu korkaklndan dolay bal gibi sulanabilir: te, insanlarn ekindii ve se~inle

    dii de bu Sulanma olgusudur. Bundan tr onlar, insann dlek ya da gzpek domasn isterler. sterler ki. bylelikle, sululuktan kurtulmu olsunlar!

    zgrlk Yollar adl romanm iin sk sk ne s-rlen eletirilerden biri de udur: Gzel ama,. bunca titrek, psrk kiileri nasl olur da sonradan kahra-manla ykseltirsiniz! Dorusu ya, olsa olsa, byle-si bir eletiriye glnr ancak. Bu eletiriyi yapanlar samyarlar ki korkak ya da -kahraman olarak dnyaya gelir insan; anasndan nasl domusa yle kalr, hi

    deimez. Neden byle sanyorlar, dersiniz? Neden olack, byle dnmek ilerine geliyor da ondan: y-le ya, korkak domusanz, su sizin mi? Bu durumda kim ne diyebilir size? Kim korkaklktan kurtarabilir sizi? Hi kimse! Onun iin zlmeyin, yaamamza ba kn! te yandan, kahraman domusanz, yine kimse sulayamaz sizi, stnze toz konduramaz. iniz ra-hat etsin. lnceye dein kahraman olarak kalacak-snz. Kahraman gibi yiyecek, kahraman