yelpaze İstanbul dergisi 142.sayısı online

60
YIL: 14 • 15 HAZİRAN 2016 bahcesehir.web.tv iphone İSTANBUL AYLIK ALIŞVER İ Ş VE YAŞAM DERG İ S İ SAYI: 142 İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da yelpazeistanbul yelpazeistanbul yayında!

Upload: yelpaze-istanbul-ubk

Post on 03-Aug-2016

263 views

Category:

Documents


14 download

DESCRIPTION

"Global Düşün Yerel Uygula"

TRANSCRIPT

YIL: 14 • 15 HAZİRAN 2016

bahcesehir.web.tv iphone

İSTANBULA Y L I K A L I Ş V E R İ Ş V E Y A Ş A M D E R G İ S İ

SAYI: 142

İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler www.yelpazeistanbul.com'da yelpazeistanbulyelpazeistanbul yayında!

1

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

2

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

4

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon İnş.Tur.Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri MüdürüUğur Barış [email protected] EditörlerNihal Ergenç, Yasemin A. Karaman Rashid, Av. Kayhan Selek

Katkıda BulunanlarCaner İlhan

Protokol DağıtımAras Kargo

Yayın TürüSüreli Aylık Yerel Yayın

Reklam ve RezervasyonTel : 0212 669 83 86Gsm: 0533 551 87 17

BaskıŞan Ofset Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti.Hamidiye Mah. Anadolu Cad. No:50 Kağıthane/ İST Tel: 0212 289 24 24

Basım Tarihi: Haziran 2016

Yayına HazırlıkYelpaze İstanbul Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir-İstanbul Tel: 0212 669 83 86Tel/Faks: 0212 669 16 50

Sayın Okurlarımızın Dikkatine;Yelpaze İstanbul, Bahçeşehir, Ispartakule, Ardıçlı, Esenkent, Boğazköy halkına ve İstanbul genelinde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yöneticilerine ayda bir “ücretsiz” olarak dağıtılır. Bundan böyle talep eden

okuyucularımıza kişiye özel adrese

teslim gönderilerde sağlayacağız.

Adrese teslim taleplerinizde yalnızca

dergi ücreti tahsil edilmektedir.

Yelpaze İstanbul 5 TL’dir. Gönderilen

yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın

iade edilmez. Yayınlanan yazıların

sorumluluğu yazı sahibine, reklamların

sorumluluğu reklam verenlere aittir.

aze İstanbul’da yayınlanan yazı ve

fotoğraflar kaynak gösterilerek

kullanılabilinir.

UĞUR BARIŞ KARABULUT

[email protected]

zetle ülkeme dair net tespit“Toplumsal olaylara olan tepkileri-miz çok ilginç. Bir taraf sokaklara dökülürken, diğer taraf “Bunlar neden sokağa dökülüyor?” diye

merak etmiyor bile. Aradaki uçurum fena. Deforme olmuş hak, hukuk, adalet kavram-larının altında eziliyoruz. Adaletin bir gün hepimize lazım olacağını unutuyor sadece kendi yolumuza bakıyoruz. Bir şey olmamış gibi davranmak ve olanları unutmak robotlaştı-rıyor, rutinleştiriyor, farkına varmıyoruz. Farkına varmadığımız her şey, sonradan ev adresine gelecek ceza niteliğinde. “ ( “Modern hayatlar, suni mutluluklar, senkronize yalnızlıklar” baş-lıklı yazıdan kesit, yazarın isim kullanmadığı makalede sonuna kadar katıldığım bir tespit)

Muhalefet paradoksuUyguladıkları bu yönetim modeli ile muhalefe-tin başarılı olacağına güven yok! Türkiye’de topyekun muhalefeti kısır çekişme-ler ve koltuk meraklılarından ayıklamadıkça, statükocu zihniyetleri arındırmadıkça sonuç değişmeyecektir. Seçime 5 ay kala hortlayan, para harcadığı için gündeme oturan, seçim medyasına boy boy beyanatlar veren, kendi aday olduğu bölgelerde dahi son ana kadar kimsenin tanımadığı kişilerle yol alınamadı, alınamaz, alınamayacak... Siyasetle ilgilenen ya da ilgilenmeyen sade vatandaşa sorun bakalım yaşadığı bölgenin milletvekilini, meclis üyesini, ilçe yönetimini hatta hatta mahalle muhtarını objektif kriterlerle tanıya-rak mı oyunu kullanıyor? Seçim kriteri ne? Adayın yüzüne gülerek elini sıkmış olması mı, partilerin amblemleri mi? Gerçi seçmenin

adayları araştırıp bilmemesi mi doğal yoksa adayların mı kendilerini tanıtmaması, bu da ülkem için ayrı bir sosyolojik araştırma konu-su hiç girmeyelim! Adayların başarı kriterini ucuz siyasi söylemlere değil topluma kattığı değere, geçmişinde gerçekleştirdiği başarılı projelere göre kıstas edinmeyen hiçbir siyasi tercih; Güçlü bir demokrasi, adaletli bir ülke isteğinden bahsedemez! Çünkü bu kavram-lar bize lüks gelir...

Kaçış kurtuluş mudur? Son birkaç yıldır size de denk geliyor mu bil-miyorum ama yakın çevremde İstanbul’dan kaçmak isteyen hatta sadece bu şehirden değil ülkeyi terk edip başka bir ülkede yeni bir hayat kurmak için çabalayanlar... Aralarında 30-40 yıldır İstanbul’da yaşayan arkadaşlarım. Bu terk edişe kimisi bilin-meze kaçış olarak yaklaşırken kimisi de kurtuluş umudu olarak bakıyor. İçlerinde işini kaybedende, yorucu şehir yaşamın-dan pes edende, ülkenin siyasi yönetimine isyan edende, toplumun vazgeçilemeyen yaşamsal, kültürel çelişkilerine anlam

veremeyende var! Bu kararı almak, hiç bilmediği ya da kısmen bilgisi olduğu bir yerde yeniden hayat kurmak kimilerine göre büyük cesaret ister. Alışkanlıklar bağımlılık yaratır çünkü. Kopmak zordur. İşiniz, aileniz, akrabalarınız, dostları-nız, yanı başınızdaki komşunuz, eşiniz, çocuğunuzun geleceği, daha yüzlerce bağımlılığınız ve elbette sorumluluklarınız ket vurur bu isteğe. Ama gün gelir öyle baskın çıkar ki bu his, eyleme dönüşür. Satar savarsınız neyiniz var neyiniz yok ve arkanıza bakmadan gidersiniz bu bilin-meyene. Bu eylemin doğru karar olup olmadığını, kalmanın mı yoksa gitmenin mi ne kadar cesaret gerektirdiğini zaman gösterir. Ve sorunun cevabını yaşamadan bilemezsiniz. Öngörüde bulunabilirsiniz ama hiçbir öngörü yaşanmamış bir eylemi tarif edemez. Geriye tek bir seçenek kalır, bedel ödemeyi göze alır hissettiklerinizin peşinden gidersiniz ya da almaz mevcut şartlarla yaşamaya devam edersiniz. Her iki seçeneğe dairde örnek arkadaşım var. An-cak hangi kararın doğru olduğu konusunda henüz net bir yargıya sahip olamadım. Gerçi her birimizin yaşam gerçekleri farklı oldu-ğundan kesin bir yargı olmayacaktır ancak en azından artısı eksisi ile genel bir değer-lendirme kriteri elde etmeyi çok istiyorum. Eğer sizlerin yakınlarınızda gidenler, kalanlar, gitmeyi düşünenler varsa bu karar süreçlerini çok merak ediyorum, paylaşırsanız sevinirim. Gitmek mi kolay kalmak mı? Sağlıkla, sevgiyle kalın...

“Uyuyanları uyandırmaya tek bir UYANIK yeter!”

Ö

Malcolm X

Adaletin bir gün hepimize lazım olacağını unutuyor sadece kendi

yolumuza bakıyoruz. Bir şey olmamış gibi davranmak

ve olanları unutmak robotlaştırıyor, rutinleştiriyor,

farkına varmıyoruz.

kent.mondeo.ilan.22x28cm.indd 1 13/05/16 12:19

6

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Yeni Hayat’tan Çağlar Avcı’nın haberine göre, TEM üzerinde son iki yılda biten ya da ta-mamlanan rezidans sayısı 45. Hat üzerinde 6 büyük AVM de bulunuyor. TEM’deki yapılaşmayla Avrupa yakasına 500 bin nü-fus eklenecek. Ataköy-Zeytinburnu Sahil Yolu ve Basınekspres güzergahında ise 30 lüks konut ve rezidans inşaatı devam ediyor. 120 AVM’nin bulunduğu şehirde son iki yılda biten ve inşaata başlanılan AVM sayısı 72.

İstanbul’un kuzeyinin yapılaşmaya açılması halinde 7.5 milyon nüfus ve 350 milyar do-larlık rant oluşması bekleniyor. Bu bölgede İstanbul’un orman alanlarının yüzde 46’sı, özel ormanlarının yüzde 34’ü, 2B alanla-

rının yüzde 38’i ve tarım alanlarının yüzde 43’ü bulunuyor. İstanbul’un 7 su kaynağı da burada.

“Şehirde olmaz denen şeyler olur hale getiril-di. Kamu denetimi söz konusu değil”İstanbul’da son dönemde tamamlanan ve

inşaatı devam eden lüks konut-rezidans sayısı bin 400. Bunların 705’ini rezidanslar oluşturuyor. Rezidanslar Beylikdüzü, Esen-yurt, Bakırköy, Küçükçekmece, Ataşehir ve Kartal’da artıyor.

Mimarlar Odası Başkanı Eyüp Muhcu, “Şe-hirde olmaz denen şeyler olur hale getirildi. Kamu denetimi söz konusu değil. Bu durum olası deprem ve sel felaketlerinde ciddi insan ve ekonomik kayıplara neden olacak. Plansız yapılaşma şehrin yaşam kalitesi tamamen ortadan kaldırdı. İstanbul’un yaşanılır hale gel-mesi için kamu tedbirlerine ve rehabilitasyona ihtiyaç var. Bugünkü anlayışla bunun gerçek-leşmesi mümkün değil. Eşik geçildi, bizleri çok daha büyük felaketler bekliyor” dedi.

Milliyet’ten Mert İnan’ın haberine göre, İstanbul trafiğine çözüm getirmesi planla-nan Havaray projesinin başlangıcında geri sayım başladı. Türkiye’de ilk kez İstanbul Büşükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hayata geçirilecek proje sayesinde toplam 15 kilometrelik Sefaköy, Halkalı, Başakşehir güzergâhında havaray sistemi kullanılarak seyahat edilebilecek.

Geçtiğimiz yıl İstanbul Büyükşehir Beledi-ye Meclisi’nde oy çokluğuyla kabul edilen Sefaköy, Halkalı, Başakşehir Havaray hat-tının inşaat sürecinde geri sayım başladı. Toplam 15 kilometre uzunluğunda olması planlanan havaray hattı 17 istasyondan oluşacak. Hattın proje çalışmalarının tamamlandığı, inşaat ihalesi için hazırlık

aşamasına gelindiği bilgisi verildi. İBB, yetkilileri, İstanbul’un çehresini değiştir-mesi planlanan proje için önümüzdeki günlerde inşaat ihalesinin tamamlana-cağını ve akabinde inşaat çalışmalarının süratle başlayacağını belirtti.

Halkalı-Gebze 105 dakikaProje kapsamında Sefaköy, Halkalı, Başakşehir Havaray projesi, Sefaköy metrobüs durağından başlayıp Halkalı Meydanı’ndan geçerek, Atakent, İkitelli ve Başakşehir 1. Etap Metrosu’na kadar uza-nacak. Proje, Beylikdüzü İncirli Metrosu, Kirazlı Halkalı LRT Hattı ve Mecidiyeköy Mahmutbey Metrosu ile entegre olacak. Havaray Projesinini metro ve metrobüs hatlarıyla entegre edilmesinden sonra

Halkalı-Gebze arasındaki yolculuk 105 dakikaya kadar inecek.

İstanbul trafiği rahatlayacakProje sayesinde her gün binlerce kişinin araç trafiğinden Havaray hattına geçeceği belirtilirken, araç trafiğinde de rahatlama yaşanacağı ifade edildi.

Uzakdoğu ülkelerinde benzerleri olan proje sayesinde Sefaköy, Halkalı, Başakşehir bölgelerinin cazibe merkezi haline gelmesi öngörülüyor. Sefaköy metrobüs durağın-dan başlayacak havaray tamamlandığında Başakşehir Fatih Terim Stadyumu’nda sona erecek. Güzergâh hattında Halkalı Metrosu, Arena Park Ziya Gökalp, Başak Konutları duraklarının da olacağı bilgisi verildi.

İstanbul Betonlaşmada Sınır Tanımıyor:

İki Yılda 705 Rezidans, 72 AVM

İstanbul Havalanacak!

İSTANBUL

İstanbul’das son iki yılda inşaatı biten ve devam eden rezidans sayısı 705, AVM sayısı 72 oldu. Trafik yoğunluğu yüzde 90’lara çıktı. 95 km uzunluğundaki E-5 hattında biten ve yapımı devam eden 76 lüks rezidans bulunuyor. Adeta güneşe kapanan yolda 25 büyük AVM yer alıyor. Tahminlere göre, trafiğe 2 yılda 500 bin araç çıkacak. Kuzey ormanlarının imara açılması halinde İstanbul’un nüfusuna 7.5 milyon ekleneceği iddia ediliyor.

Metro hatlarına entegre edilecek ve Halkalı-Gebze arası ulaşım süresini 105 dakikaya düşürecek proje araç trafiğini de rahatlatacak...

8

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

İSTANBUL

Sabah’tan İbrahim Acar’ın haberine göre İstanbul Ticaret Odası (İTO), 76 milyon metrekarelik alana kurulacak olan havalimanının yanına dev bir fuar alanı kurmak için harekete geçti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile temasa geçen oda, 500 bin met-rekarenin üzerinde bir fuar inşa etmeyi planlıyor.

‘İGA ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyoruz’İTO Başkanı İbrahim Çağlar, “Bu yatırımı yapmak için yeni havalima-nı projesini hayata geçiren İGA ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile görüşüyoruz. Ama tüm bunlar biraz zaman alacak” diye konuştu. Yeni havalimanının yaratacağı potansiyeli kullanmak için yapılacak fuar merkeziyle ilgili İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de bir projesi olduğunu söyleyen Çağlar, “Yatırım alanında gerekli tüm sosyal tesislerin bulunmasında fayda var” dedi.

Çağlar, “İstanbul’a bu tür yatırımları bizim gibi kâr amacı gütmeyen kurumların yapması lazım. Çünkü yeni gelişen sektörlerden bize başvurular olabiliyor. Bunların fuar ihtiyacını çok ekonomik şartlarla karşılama imkânı bulacağız” dedi.

İTO, Bakırköy’deki İstanbul Dünya Ticaret Merkezi’nin (İDTM) mevcut fuar alanını da genişletmeyi planlıyor. 135 bin metrekare olan fuar alanının 700 bin metrekareye çıkarılması için temel bu yaz aylarında atılacak.

3. Köprü ve 3. Havalimanı ile ilgili çalışmalar, Kuzey Ormanları’nın yok olmasına sebep olacağı gerekçesiyle başından bu yana eleştiri ve protestoların hedefinde.

Kuzey Ormanları’na Yeni Tehdit: Yeni Havalimanı Yakınına Fuar Alanı

İTO Başkanı İbrahim Çağlar

Fotoğraf: Bünyad Dinç, Magma Dergisi

Fotoğraf: Bünyad Dinç, Magma Dergisi

9

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

10

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

ahçeşehir, ablukayı kırmaya, onurunu geri almaya, yeniden ilçe olmaya odaklandı.

Çok sayıda etkin sivil toplum kuruluşunun, geniş ölçekli düşünce plat-formunun ve bağımsız inisiyatif grubunun öncülüğünde bayrak açan büyük yürüyüş, Bahçeşehir sakinlerini ve demokratik hakla-rı elinden alınan ilerici kitleleri aynı cephede topladı.

Ortaklaşan coşku, motivasyon ve heyecan, yeni Bahçeşehir’e dahil olmayı yürekten destekleyen komşu Esenkent sokaklarına ve gönülden arzu eden Ispartakule blokları-na da sıçradı.

Geniş bileşen yapısıyla enerjisi parlayan sivil hareket gücü, Bahçeşehir’in sınırlarını, nüfus oranını, değerler haritasını dosyalar halinde somutlaştırdı. Yeni ilçenin koordi-natlarını ifade eden teknik çizimler, uzman-lar ve şehir plancıları tarafından yorumlandı. Mahalle bölümleri tasarlandı, fiziki altyapı unsurları aktüel şartlara uyarlandı, kent programı yazıldı.

Yaklaşık 250 bin kişinin yaşam sürmesinin öngörüldüğü taze Bahçeşehir ilçesinin, kriterleri, gerçekleri ve gerekçeleri ayrıntı-sıyla tanımlandı. 2008 yılında siyasi iklimin acımasız manipülasyonuna ezdirilen Bah-çeşehir ruhu, önce uyandı, sonra kıpırdadı, ardından şahlandı.

22 Mart 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 5747 sayılı kanunun ikinci

maddesi uyarınca kapatılması istenen 283 ilk kademe belediyesi arasındaydı. Karardaki bazı hükümlerin iptali ve yürürlü-ğünün durdurulması için Anayasa Mahke-mesi’ne başvuru yapıldı.

Komisyonun asil üyesi, askeri hakim, Genelkur-may Başkanlığı Adli Müşavir Yardımcısı Necmi Özler, bürokratik dayatma sonucu oylamaya katılmadı.

Özler’in yerine koltuğa oturan Malatya eski Valisi Mustafa Yıldırım, yedek üye sıfatıyla yer aldığı komisyonda kararın iptali başvusuru-na red oyu vererek Bahçeşehir’in kaderiyle oynadı.

Uydu kent, ödüllü kent, örnek kent, çağdaş kent Bahçeşehir’in belediye tüzel kişiliği, 1 oy farkla elinden kaydı.

Mahalle saçmalığıyla yirmi kilometre uzak-

lıktaki Başakşehir ilçesine bağlanan güzide yaşam kenti, her türlü nimetinden fayda yaratılan sömürü yorgunu, mutsuz bir belde halini aldı.

Genişledikçe genişleyen, imar üzerine imar, proje üzerine proje, plan üzerine plan denenen Bahçeşehir, bu dar perspektiften artık sıkıldı.

Bahçeşehir’in ilçe olmasını destekleyecek çok önemli nüanslar var.

Halkın önüne tercih sandığı konulması ve referandum hakkı bunlardan sadece bir tanesi.

Yakın gelecekte nüfusu 800 bin 1 milyon aralığına ulaşacak Başakşehir’in zorunlu olarak ikiye hatta üçe bölünme ihtimali, Bahçeşehir ilçesi talebini doğrulayan süreç-lerin en önemlisi.

Bahçeşehir, Ispartakule ve Beylikdüzü’nde yerel yayıncılık yapan Parola Gazetesi Bahçeşehirliler Derneği’nin (BADER) “Bahçeşehir İlçe Olmalı ve tekrar Bahçeşehir Belediyesi’ne kavuşmalıdır” talebine Haziran sayısında dernek başkanı ile gerçekleştirdiği röportajla geniş bir yer ayırdı. Bu haber-röportajı dağıtım ağımıza giren bölgelerde Parola Gazetesinin izniyle bizlerde okuyucularımızla paylaşmak istedik.

Yarınlar “Bahçeşehir” için

B

11

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

BU YÜK KALKMAZİstanbul, buram buram imar, inşaat, beton, çimento, yapı, duvar kokuyor.

2015-2016 döne-minde TEM hattı boyunca, ana yol koridorunda tamamla-nıp, yaşam konforuna sunulan rezidans sayısı 45.

Aynı hat üzerinde altı büyük alışveriş merkezi boy gösteriyor.

Yeni alışveriş merkezlerinin imalatı da şaşırtan hızla devam ediyor.

Bölgedeki bu yapılaşma atağı, benzer ivme ile devam ederse çok yakın bir tarihte Avrupa yakası nüfusuna 500 bin kişinin daha eklen-mesi kaçınılmaz gibi.

Ataköy-Bakırköy sahil yolu bandından başlayarak, Güneşli Basın Ekspres, Başakşehir, Kayaşehir, İkitelli Ayazma, Güvercintepe, Bah-çeşehir, Arnavutköy ve Hadımköy’e kadar uzanan geniş aks içinde yetmiş kadar lüks konut, rezidans ve iş merkezi projesi üretimi birbiriyle yarışır halde.

Son zamanlara kadar 120 alışveriş merkezi ile yaşam akışını sür-düren İstanbul, son iki yılda eklenen 72 alışveriş merkezi ile adeta bunaltılmış durumda.Şehirde olmaması gereken herşey olur hale getirilmiş halde.

Kamu denetimi yok seviyelerde.Olası deprem ve sel felaketlerinde kayıpların inanılmaz oranlara sıç-raması olanaklı duruma geldi. Plansız yapılaşma, yetmeyen altyapı imkanları, sıkışan trafik, azalan doğal alanlar, kenti rehabilitasyona muhtaç duruma getirdi.İstanbul’un kuzeyindeki bu aşırı yeniden doğuş stratejisi 350 Milyar Dolar rantı ifade ediyor. Kentin su kaynaklarının yedi tanesi bu bölgede.

Mega kente ait orman arazilerinin %46’sı, özel ormanlık alanların %34’ü, 2B alanlarının %38’i, tarım alanlarının %43’ü

YARINLAR BAHÇEŞEHİR İÇİN;Uydu kent.Süper kent.Örnek kent.

Avrupa Konseyi’nden Şeref Bayrağı ve Çevre Diploma ödülleri almaya hak kazanmış muhteşem bir yaşam alanı.

1996 senesinde Birleşmiş Milletler Habitat 2 Konferansı rapor-larında, çağdaş kent yapısı normlarında, “Kurumsal Uygulamalar ve Projeler’’ ödülüne,1997’de Kanada’da “Yeni Kentsel Yerleşim Anlayışı” ödülüne layık bulunmuş, popüler, kıymetli, emsalsiz bir şehir markası.

Böyle inanılmaz kalite perspektifine, nitelik hazinesine ve değerler manzumesine sahip bir bölgeyi alakasız bir ilçe haritasının, mahalle karakterli küçük bir yerleşim birimi ruhuna sığdırmaya çalışmak, en hafif tabiriyle, toplumsal vicdanları hiçe sayan bir ibret vesikası.

Bahçeşehir yeniden ilçe olabilir mi?

Bahçeşehir, özerk yapısına bir an evvel kavuşabilir mi?Bahçeşehir, güzelliklerle örülü pozitif potansiyelini kendi elle-riyle kazanabilir mi?Hayli kritik ve önemli soru başlıklarına en reel yanıtları bulabilmek adına BADER Bahçeşehirliler Derneği Başkanı Sayın Uğur Barış Karabulut’un kapısını çaldık.Bader’in Badem 08’de yer alan şirin villasında, güzel bir kahvaltı sofrasının sıcak sohbet anlarında, kısa bir süre önce üçüncü kez dernek başkanlığına seçilen Karabulut ile, Bahçeşehir’in dününü, bu gününü ve geleceğini tartıştık.Bahçeşehir’in ilçe olması yönündeki çok değerli ipuçlarını, yol hari-tasını ve üstlenilmesi gereken sorumlulukları tanımladık.

Neredeydik, nerelere geldik sayın başkan?Bahçeşehir’de yerleşimin başladığı ilk senelere uzanmak gerekir. 1992-93-94 yılları. Buradan gayrimenkul edinen insanlara o dönem satış işlemleri yapılırken ve tapu kayıtları hazırlanırken bir dizi hak, aidiyet, durum, konum ve gerçeklik sıralanmış. Resmi evrak dokü-manlarında hepsi mevcut.

Neler yazılmış? Bahçeşehir’de doğa pazarı olacak. İki farklı noktada (Prestige Mall ve Lüxist altı) açık ve kapalı otopark alanları buluna-cak. Sergi tanıtım binası yer alacak. Kuş evimiz olacak. Amfi tiyatro,

12

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

kültür binası, kulüp merkezi, golf sahası, konser alanı, halı saha, otel ve restoranlar. Satış uygulamalarını yürüten şirketler tüm bunları taahhüt etmiş. Vaatte bulunmuş. Ga-ranti altına almış. Yön-Aş’ın Güz Festivalleri için halka dağıttığı broşürlerde benzer bilgi başlıkları bol bol kullanılmış. Yani herşey tanımlı. Herşey planlı. Yerel yönetimler, idareler, yöneticiler belirlenen temel şartlara uymak zorunda. Ama ne olmuş? Tüm bu gereklilikler zaman içinde dejenere edilmiş. Kimisi siyasi kaygıyla, kimisi ticari mantıkla, kimisi rant iştahıyla tek tek delinmiş.

Gelinen nokta ortada. Haklar ve haksızlıklar birbirine karışmış durumda.

Başlangıçta planlar bütünlük arz eder-ken birdenbire bu değişim nasıl oldu?Bahçeşehir uydukent özelliğine sahip, özel bir proje olarak yola çıktı. Emlak Konut-Sü-zer-Mesa-Nurol’un kendi aralarında mülki-yet durumları, ortaklıkları, paydaşlıkları ve anlaşmaları mevzu bahis. Konutların sayısı belli. Burada yaşaması planlanan nüfus 15.400. Kişi başına düşmesi öngörülen yeşil alan 12 metrekare.

Otoparklar, parklar, fidanlıklar, her bir detay yönetim planında ayrıntısıyla yazılı. Emlak Konut-Zer İnşaat-Dolmabahçe-Mesa-Nurol inşaat üretimlerinde imzası olan firmalar. Yön-Aş dergi çıkarıyor. İmtiyaz sahibi Mustafa Süzer. Sosyal donatı alanla-rı adına öne sürülen rezerv, buradan mülkiyet edinmeyi planlayan insanlar için caziplikler cenneti. Kuş bahçeleri, gezi alanları, Bahçeşehir kulübü, Gölet ve di-ğerleri. insanlara servis edilen bunca dolu donatı menüsünün %40’ı hiç gerçekleş-medi. Gölet’in kullanım hakkı Bahçeşehir sakinlerinindir. Burada yeterince işletme

var. Yürüyüş alanlarını, sosyal fonksiyon barındıran farkındalıkları hayata geçirmek gerekir. Betona yer açmak, yeni imar planla-rını onaylamak doğru değildir. Kentin altya-pısı 15.400 nüfus ölçeğine göre planlanmış durumdadır. Örneğin Kiptaş, hemen yanı başımızda Vaditepe diye bir projeye başla-dı. Kiptaş, Bahçeşehir’in kuruluşunda ne kadar altyapı bedeli ödedi? Hiç. Bizlerin emeğiyle ve özverisiyle oluşan kentin öz portföyünden yararlanmaya ne hakkı var? Bahçeşehir, yüksek emsalli, imar fazlası yüklü projelerden bunalmış durumda.

“Kiptaş Yapılaşmasında 10 blok üreti-minin önünü kestik”Vaditepe için Kiptaş’a dava açtık. İmar yoğunluğu abartılıydı. Traşlanması gereki-yordu. 4.400 konut diye başladılar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde Çed ra-poruna itiraz ettik. Bir milyon liraya yakın ceza ödettik. Proje 4000 konuta indi. 10 blok üretimin önünü kestik.

“Mevcut siyasi yapı, Bahçeşehir’e birşeyler katmak yerine, Bahçeşehir’in varolan değerlerini tüketiyor. “Loca’nın bulunduğu parsel, belediyenin hizmet alanı fonksiyonundaydı. Konuta çevrildi. Cadde dükkanlar zinciri geldi. Araçların park ettikleri alan yaya kaldı-rımı.Sofa Bahçeşehir projesi sağlık donatı alanıydı. Konut ürettiler. Başakşehir Belediyesi hasılat paylaşımının tarafı oldu. Ölçümler arka taraftan alındı ve 28 dükkan için yer açıldı. Pazartürk alanı 2003 yılında bedelsiz olarak Bahçeşehir Belediyesi’ne devredilmişti. Protokolde, amacı dışında kullanılamaz, devri ve satışı yapılamaz şerhleri var. Ama Kiptaş buraya da konut dikmek istiyor.

Berit bloklarının altında, belediyeye ait sos-yal alanı akaryakıt istasyonu yaptılar.Gölet üzerindeki gelişmeler hepimizin malumu. Burada da TOKİ’nin şerhleri göz önünde. Mevcut siyasi yapı, Bahçeşehir’e birşeyler katmak yerine, Bahçeşehir’in varolan değerlerini tüketiyor.

Kriz nasıl başladı?1990’lı senelerde, Bahçeşehir’in Büyük-çekmece ilçesine bağlı olduğu dönemde hazırlanmış plan notları aslında birçok bilin-meze ışık tutuyor. Sözü edilen plan notları her nedense ulaşılamaz bilgi düzeyinde. Kimse nerede saklandığını, içinde neler yazdığını konuşmak istemiyor. Bu konuda elbette vatandaşın da sorumluluğu fazla. İnsanlar, tapu kayıtlarında gözükmeyen bu önemli ibarenin peşinden gitmemiş. Hak-kını aramamış. Bahçeşehir, ilçe belediyesi statüsüne kavuştuktan sonra, yönetime gelen başkan ve ekibinin anılan kayıtlara erişmesi gerekirdi. Ya da ellerinde böyle bir bilgi var ise, zaman geçirmeden açıklamak zorundalar. Plan notları elimize geçse, nerelerin hizmet alanı, hangi parsellerin kreş alanı olduğunu çok daha net göre-bilir ve fonksiyonları belli olmayan yerler hakkında fikir yürütebilirdik. Bahçeşehir Belediye Başkanı Kemal Aydın, halkın örgütlenmesini istemedi.

Aynı kişilerin desteğini arkasına aldığı halde, vatandaşa sahip çıkmadı.

“BADER Bahçeşehir’in Belediye kalması adına o dönem ciddi bir kampanya yürüttü” Bahçeşehir Belediyesi’nin kapanmaması için en ciddi çalışmayı yapan organizas-yon BADER oldu. Yaklaşık 25 bin imza topladık. Anayasa Mahkemesi’ne itiraz hakkı sadece siyasi partilere ait olduğu için, süreci belirli bir noktaya kadar taşı-dık, ardından siyasi sorumlulara gere-kenleri anlattık. O dönem Bader Başkanı Erdal Samur beyin, Fitnat Çalışkan hanı-

13

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

akbati.com212 397 70 70

Jess Molho18 Haziran Cumartesi | 14.00-15.00

Aile Festivali kapsamında ünlü

oyuncu ve sunucu Jess Molho’nun

baba olmaya dair deneyimlerini

paylaşacağı sohbetimize

tüm anne babaları

bekliyoruz.

AKBATIAİLEFESTİVALİ'NDEBİR BABANINKALBİNDEN

14

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

mefendinin çalışmalarını inkar edemeyiz. Ben o zaman Genel Sekreterlik görevini yürütüyordum. Krizin belirginleşmesi ilk plan notlarına ulaşamama mağduriyeti ile başladı diyebiliriz. Sonrası çok hızlı geldi.

Bahçeşehir’i yöneten şirketin sorumlulu-ğu yok muydu?Yön-Aş, resmi fonksiyonu olmayan bir yapıydı. Güvenlik taleplerine yanıt üretme-ye çalışıyor, Bahçeşehir’in geneline site yönetim hizmetine benzer bir hizmet servis ediyordu. Temizlik işlemlerini hallediyordu. 1996-97 Bader kurulurken Yön-Aş artık Bahçeşe-hir’in taleplerine yetişemez haldeydi. Bahçe-şehir sakinlerini bir arada tutacak kapsamlı bir dernek kurulması fikrini desteklediler. Bi-raz da olsa iş yüklerini hafifletmeyi arzu etti-ler. İlk yönetim planları ile ev satın alanlar bu esaslara göre davranmak durumundaydı. Yön-Aş ek madde ile Bahçeşehir yönetim planının çizimini yapmış, inşaat değişiklikler, imar, boya gibi iş, işlem ve prosedürler için toplu yapı yönetim gibi tavır almıştı. Bader olarak o yıllarda da Kemal Aydın yönetimine muhalif pozisyondaydık. Bahçe-

şehir Belediyesi kapanma aşamasına gelin-ceye kadar her zaman Bahçeşehir halkının menfaatleri doğrultusunda eğilim aldık. Bader kurulduğu günden beri hiçbir zaman kolayı seçmemiştir. Pazarlığın sadece vatan-daş lehine olan kısmıyla ilgilenmiştir.

Günümüze taşınan tabloda Bahçeşehir’i sancıya boğan dertlerin çözümü var mı?Hak ihlalleri almış başını yürümüş. Devlet farklı farklı senaryo ve taleplerle gelmiş, özel şirketler kendi kulvarlarında hedefler belirlemiş. Kiminle muhatap olunacağı konusunda odak noktası tespiti güçleşmiş. Vatandaş, pürüzlerle, hukuki süreçlerle birebir uğraşmaktan kaçıyor. Ülkenin genel moral hali, bölgemizin psikolojik haritası-nı da yakından etkiliyor. Komşularımızın bazıları Bahçeşehir’i terk etti.Kalan insanlar içinden sağduyu sahibi, bilinç düzeyi yüksek kitlelerle yanyana durabiliyoruz. Egemen otorite ile, siyasi atmosferin ağırlığı ile başetmek gerçekten çok zor, zahmetli ve özveri gerektiren bir yol. Emek verilen her alanda başta bürokrasi olmak üzere, zabıta, polis ve diğer devlet mekanizmaları tarafın-dan baskı altına alınma gerçekliğiniz var.

Bader’in 20.faaliyet yılına eriştiği günümüz-de halen yaşıyor olması bile büyük başarı. Bahçeşehir’i saran problemlerin, acıtan meselelerin ve huzursuz eden dertlerin çö-zümleri elbette var. Mücadelemiz tamamen bunun üzerine kurulu zaten. Şelale Park’ta, Kiptaş Vaditepe’de ve diğer platformlarda elde ettiğimiz kazanımları daha da geliştir-mek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Bader gibi sivil toplum kuruluşlarının şeffaf kalması mümkün mü?On yıllık sivil toplum kuruluşu geçmişim var. Pek çok örneğini derinden hissettiği-miz gibi, bir sivil hareket ayakta kalmak istiyorsa, ya iktidar kanalından, ya da farklı bir mecradan beslenmek zorunda. Faaliyet verebilmesi, kendini ifade edebilmesi ve istikrarlı şekilde üretime yönelebilmesi için bu şart. Ya da zor olanı seçip, bizim gibi şeffaf, çalışkan, zorluklara direnen ve asla pes demeyen bir sivil toplum kuruluşu olmayı seç-mek durumunda. Biz, Bahçeşehir’de bunu başardık. Hiçbir kurum ve sisteme gebe kalmadık. İçinde bulunduğumuz yönetim ofisimizi ve idari binamızı imece usulü ile tesis ettik. Projelerimiz var. Prensip olarak tüm sivil toplum kuruluşlarına açık bir görünüm sergiliyoruz. Bader’in binası herkese açık. Vatandaşımız gelip, hiçbir ücret ödemeden bedelsiz şekilde bina-mızın olanaklarından faydalanabilir. Tabi ki, dernek aktiviteleri bütçesiz olmuyor. Bizim de belirli planlarımızı somutlaştır-mamız için sürekli finans kaynağına ihtiya-cımız var. İtiraz edeceğimiz kararlar, yargı yoluna taşıyacağımız davalar peşpeşe geliyor. Bu gibi durumlarda yine bireysel fedakarlıklar ön plana çıkıyor. İhtiyacımız olan meblağ ne ise aramızda topluyor ve yolumuza devam ediyoruz. Şeffaflık, temiz yapı ve bağımsız karakterimizden kuvvet alıyoruz.

15

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

16

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bader neleri başardı?Bahçeşehirliyiz. Yaşamımızı buraya en-dekslemişiz. Bahçeşehir’in güzelliklerinden koparılmaması, suistimale uğratılmaması ve hakların korunması adına, demokratik koşullar temelinde yalnız bırakılmaması yönünde gayretler veriyoruz. Şelale Park içinde Maranta diye bir restoran işletmesi-nin açılmasına karşı çıktık. Belediye mecli-sinde, meclis üyeleri farklı karar almalarına rağmen, bizim yarattığımız kamuoyu baskısı nedeniyle geri adım attılar. Serdar Bayraktar bey yönetim kurulu üyemizdi. Hukuken ve teknik olarak beraber çalıştığı ekibiyle birlikte Maranta’ya karşı dava açtı. Diğer davalarda benzer şekilde yapılandırıldı. Gö-let hakkında 2013 yılında önümüze konan planlarda 10 bin konut üretimi, yamaçlarda 1500 konut imalatı gibi çok acımasız bir reçete çıkartılmıştı. Değişim isteyen planlar, aslında Bahçeşehir’de sonun başlangıcını anlatan planlardı. Başakşehir Belediyesi, bu büyük planlar bütünü içinde, kendisine yeni menfaatler sağlıyor ve ekstra yerler kazanmak adına iştahlı görünüyordu. Bahçeşehir’de büyük bir itiraz kampanyası başlattık. Ziyaret-lerde bulunup, tek tek bilgi aşıladık. İnsanlar mağdurdu. Bam teline basmak deyiminin pra-tikteki karşılığını yaşıyorduk. Büyük bir eylem planladık. Vatandaşları konu ile ilgili yapılacak referanduma katılım sağlamaları yönünde motive ettik. Pankartlarımızı hazırladık, son hazırlıklarımızı tamamladık.

Sürecin hareketlendiğini gören Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kararlı tutumumuz karşısında Bader’le iletişim kurma yoluna gitti. Bir anlamda kendisini buna mecbur hissetti. TOKİ Daire Başkanı ve Çevre Şehircilik İl Müdürü derneğimizi ziyarete geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdo-ğan Bayraktar o günlerde Libya gezisinde olduğu için görüşmelere iştirak edemedi. Telefonla bağlanarak uzlaşma niyetlerini ifade etti. Yapılan toplantıda, Gölet ile ilgili plan tadilatının iptalini istediğimizi beyan ettik. Bu konudaki kararlılığımızı belirttik ve geri adım atmayacağımızı zikrettik. Yetki-liler, planları onaylamayacaklarını ve iptali yönünde karar alınacağını söylediler. Bu bilgiyi kamuoyuna duyurabilirsiniz dediler. O sırada Akp’li Süleyman Soylu Başakşe-hir Belediyesi’nde bizi başka bir toplantıya çağırmıştı. Oraya gitmedik.

Araya birçok insan koydular, yine de itibar etmedik. Bader olarak, Gölet’i imara açan plan tadilatı kararının iptalini sağlamıştık. Başakşehir Belediyesi akıl almaz bir tutum-la, iptal kararının belediye eliyle geldiğini

kısa mesaj yoluyla halka duyurdu. İnsanların zekasını düşük gören, yanlış bir tutumdu.

Gölette ve karşısındaki yamaçlarda bugün yüksek katlı konutlar yoksa bu BADER’in dik duruşu ile sağlanmıştır.

Bahçeşehir’i neler bekliyor?Keşke Mesa gibi şirketler Bahçeşehir’de kalsaydı. Kiptaş, Bahçeşehir’in marka değe-rini %50 düşürdü. Burada küçük bir cenne-tin içindeyiz. Belediye sosyal alanları eksik yapmışsa, ya da hizmet yetersizlikleri varsa, kamu yararına olmak şartıyla, sivil toplum kuruluşu kimliğimizle takip ederiz. Düzeltme talep ederiz. Bader, toplum yararına işlev-sellik üstlenen bir dernek. Belediye bize yer göstersin, sponsorlarla tesislerimizi yapalım ve birlikte zengin faaliyetler üretelim dedik. Olumlu bakmadılar. Marmara depremin-de Gebze’den 200 çocuğu Bahçeşehir’e getirmiş, ihtiyaçlarını karşılamış, ağırlamıştık. Benzer etkinlikleri yine yapabiliriz. Geliş-memizi istemiyorlar. Dernek hüviyetinde bir yere kadar gidebiliyoruz. Daha üstünü

vermemiz bazen mümkün olamayabiliyor. Bahçeşehir’in trafik çilesinin çözümü adına, paralı geçiş sisteminin kaldırılması adına, ulaşım master planlarına içerik sağlamasına katkı sunmak adına bir dizi çalışma yaptık. Ancak, yerel yönetimler ve ilgili kurumlar olaya samimi bakmayınca sonuç alınamadı. Yine yeşil alanların korunması için, yaşam alanlarının ortasına baz istasyonlarının kurulmasını engellemek için, adaletsiz bul-duğumuz imar kararlarına itiraz koymak için çok yoğun şekilde emek harcadık. Bahçeşehir, bu mantalite ile yönetilmeye devam ederse, çok yakın zamanda taşıdığı tüm pozitif özellikleri yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir.

Bahçeşehir yeniden ilçe olabilir mi? Olacak mı?Türkiye’de ki tüm belediyeleri bir havuz-da toplayın, tüm mahalleleri de başka bir kategoride buluşturun, Bahçeşehir’i ilçe yapamazsınız diyecek, mahalle statüsünde kalmalıdır fikrini sahiplenecek tek görüş ifadesi bulamazsınız. Bahçeşehir, tüm

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

17

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

şehircilik kriterleri gereği, olağanüstü bir markadır. Yeniden ilçe olma talebi sonuna kadar haklılıktır. Bizi ilçe olarak bağladıkları yerin merkezine 17 kilometre yol aşarak ulaşabili-yoruz. Emniyet Müdürlüğü’ne, Kaymakamlık makamına, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne gidip işlem yaptırmak için 35-40 kilometre mesafeyi göze almamız gerekli. Böyle bir ilçe profili olabilir mi? Başka yerde örneği görülebilir mi? Bahçe-şehir gerçeğine, mahalle ölçeğinde bakamazsı-nız. Sadece siyasi aritmetik hesaplarını üst üste koyup böyle değerli bir yaşam noktasını imaj mağduru yapamazsınız.

Formül nedir?Halkın referandum hakkı var Bu hak kullan-dırılmalı, kullanılmalı. Bahçeşehir Belediyesi zamanında doğal sınırlar belirlenirken, Esenkent halkı Bahçeşehir’e bağlanmak isteğini yüksek sesle ifade etmişti. Oranın halkı da referanduma katılmalı. Ispartaku-le’nin bloklar bölgesinin de benzer talepleri mevcut. Bahçeşehir’e dahil olmak istiyorlar. Denklemin formül kısmını oluştururken 250 bin nüfuslu yeni bir ilçe modelini baz almak gerekir. Siyaset iklimi, ya da rant hedefleri değil, halkın menfaatleri dikkate alınmalıdır.

Bu adımda asla geç kalınmamalıdır. Bir daha ki mahalli seçim tarihine kadar bu oluşumun yapı taşları tamamlanmalıdır. Talebimiz uçuk kaçık, ayakları yere basma-yan bir talep değildir. Daha çevreci, kent bilinci daha sağlam oturmuş bir Bahçeşehir arzuluyorsak bu harekete omuz vermeliyiz. İstanbul’da bu tip örnekler var. Ataşehir, Bahçeşehir’den sonra kuruldu. Ardından ilçe oldu. O marka üzerinden birleştirme ya-pıldı. Biz de ise tam tersi bir yol izlendi. Var olan Bahçeşehir adı, ismi yeni belirlenen bir ilçe belediyesinin küçük ünite darlığına kaydırıldı.

Formülümüz belli. Bader olarak, Bahçe-şehir’in yeniden ilçe statüsüne kavuşması adına mecliste grubu bulunan tüm siyasi partilerle görüşeceğiz. Genel merkezlerine ziyaretlerde bulunup, hazırladığımız dosya-ları kendilerine ileteceğiz. Hak kayıplarımızı, taleplerimizin içeriklerini ve ayrıntılarını, mü-cadelemizin boyutlarını derleyip, istişareler geliştireceğiz.

Yasal dayanak var mı?Elbette var. Türkiye, 1988 yılında Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi’ni im-zalayan ülkeler arasında. İlgili şartnamenin 5.maddesinde ‘’Yerel Yönetimlerin Sınır-larının Korunması’’ başlığı altında açıkça vurgulanan bilgiler demetini okumamız ve anlamamız gerekiyor. Özelliği olan yerel yönetim örneklerinde, öncelikle halka danı-şılarak referandum yapılması sağlanmalıdır, bölge halkı talep ederse referandum yapılır

ibaresi yazar. Bahçeşehir’e sonradan dahil olanlar bizim hakkımızı çiğneyerek, yeni haklar yaratma peşinde.

Bedeli tarafımızdan ödenen altyapı imkan-larımız kullanılıyor. Bu adaletsiz görüntüye dur demenin vaktidir. Bader, Bahçeşehir’in ilçe olması için çok güçlü bir hareket başla-tacaktır. Sivil toplum kuruluşlarıyla, Mimarlar Odası gibi uzman kurum ve kuruluşlarla, çevreci platformlarla, kent inisiyatifi oluşum-larıyla yan yana yol alacaktır.

Hadımköy, Esenkent, Boğazköy, Ispartaku-le 1-2.Etaplar, Ardıçlıevler, Göl Ardıçlıevler site yönetimleri ile toplantılar, konferanslar oluşturulacaktır. Büyük ölçekli imza kam-panyalarına öncülük yapacaktır.

Destek bekliyor musunuz?Haklı bir talebimiz var ve doğru konseptle ilerliyoruz. İBB dahil, siyasi partiler dahil her kesimden destek ve katkı bekliyoruz. Bah-çeşehir’in siyasi güdülerle rekabet konu-su haline getirilmesine karşıyız. Vicdan sahibi, modern şehircilik anlayışına inanan, kalbinde doğa sevgisi barındıran kitleleri büyük yürüyüşümüze davet ediyoruz.

Bader olarak 2009 yılı yaşanan sel felake-tinden çok olumsuz etkiler aldık. Yersiz, yurtsuz kaldık. Sonra toparlanma sürecine girdik. Yeni kadrolar oluşturduk.

Projelerimizin gerçek hayata entegresi için çok çalışmak gerekiyordu. Şövalye ruhumu-zu kuşanarak çok çalıştık. Bahçeşehir yeni-den belediye olmazsa, Bader’in kamuoyu oluşturma ve baskı gücü bir yerden sonra tı-kanabilir. Komşularımızdan hergün yüzlerce telefon alıyoruz. Vatandaşları örgütleyerek, Bader enerjisini daha büyük halk kitlelerine devrederek gücümüzü en üst boyutlara taşımayı amaçlıyoruz. Siyasi partiler ile aynı platformda anılmak gibi bir derdimiz yok. Bahçeşehir faydasına olacağına inandığımız her girişimde varız. Akp olmuş, Chp, Mhp ya da diğer partiler olmuş fark etmiyor. 2009 yılında, madem bizi bölüyorsunuz bari böyle kalalım diye hazırladığımız bir haritamız vardı.

O haritanın genel yapısına bağlı kalarak ilçe olma hakkımızı geri istiyoruz.

Röportaj: Zer Parola İstanbul

18

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehirliler Derneği’nden HaberlerBahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bahçeşehirliler Derneği’nin (BADER) Kültür - Sanat etkinlikleri hız kesmeden de-vam ediyor. Ülkemizde oynanan ilk tek ki-şilik oyun olan Bir Delinin Hatıra Defteri’ni Genco Erkal 50 yıl sonra Mall Of Avm MOİ sahnesinde tiyatro severlerle buluşturdu. Nikolay Gogol’un en sevilen öykülerinden olan bir Delinin Hatıra Defteri 1965 yılında sahneye uyarlanmış ve ülkemizde ilk tek kişilik oyun olarak Genco Erkal tarafından Ankara Sanat Tiyatrosu’nda oynanmıştı. Yıllar boyunca sanatçı aynı eseri üç kez, üç değişik yorumla sahneledi. Şimdiki yapım oyunun 50. yıl kutlaması olarak gündeme gelen oyunda, Gogol’un toplumsal kara mizah başyapıtı Genco Erkal’ın ses tonla-maları ve muhteşem sahne performansı ile bir kez daha güldürürken içimizi acıtan duygu yüklü anlara neden oldu. Oyun son-rası BADER Yönetim Kurulu dernek adına büyük üstat Genco Erkal’a kulis çıkışı teşekkür buketi sunarken, benzer sanatsal etkinliklerin önümüzdeki aylarda da süre-ceğinin müjdesini verdiler. Bahçeşehirliler Derneği’nin sosyal ve kültürel etkinliklerini yakından takip etmek için derneğin sosyal medya hesaplarına üye olabilirsiniz. (face-book/bahcesehirlilerdernegi)

“Ses tonlamasının muhteşem sahne performansıyla birleşmesi” Mall Of AVM Moi Sahnesinde Genco Erkal “Bir Delinin Hatıra Defteri” Oyununa BADER organizasyonuyla Bahçeşehir-Ispartakule- Boğazköy ve Esenkent’ten yoğun bir katılım sağlandı.

19

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

“Sökülen, kesilen ağaçlara inat daha fazlasını dikmek için “FARKINDALIK” yaratmalıyız “ diyen dernek üyeleri bölge yaşayanlarını da evlerinin önüne fidan dikmeye davet ettiler. Gelecek nesillere en değerli mirasın yeşil alanlar olduğunun altı çizilen etkinlikte, sadece çevre gününe özel değil her daim benzer organizasyonların süreceğinin de mesajı yenilendi. Etkinlik Sofa Güllüoğlu’nun ikramlarıyla tatlıyla tamamlandı.

Çevresel FARKINDALIK!

Bahçeşehir Bisiklet Grubu “Bahçeşehir Dayanışması” için pedal çevirdi

Bahçeşehirliler Derneği Gölet Gönüllüleri 5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında Gölette düzenledikleri Çınar Fidanı dağıtımı ile çevresel farkındalık adına duyarlı bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı.

Bahçeşehir’de yıllar içinde organize olmuş Bahçeşehir Bisiklet Grubu bisiklet sporunu sevdirmek ve dayanışmayı arttırmak amaçlı düzenledikleri bisiklet turlarına yenisini ekledi.

Bahçeşehir’i temsilen yola çıkan grup üyeleri, BADER Üyesi Oğuz Cebeci ile 3.kez Düzce’ye pedal çevirirken bir diğer grup-ta Semih Saygın önderliğinde Burhaniye’ye yol aldı. Bahçeşehir markasının yaşaması ve korunması adına gerek bölge halkı ve gerekse sivil toplum örgütlerinin bu faaliyetleri soluksuz devam ediyor.

20

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehirliler Derneği’nden Haberler

Bahçeşehir Camii Cemaati gönül birlikteliklerini Altınşehir, Şahintepe ve Esen-yurt’ta ihtiyaç sahiplerine desteğe dönüştürüyor. Aralarında sanayici ve iş adam-larının olduğu hayırseverler, yalnızca ramazan ayına özel değil yıllardır kimsenin haberi olmaksızın yüzlerce ihtiyaç sahibinin evine ulaşıyor. Erzak, eşya ve çocuk-lar için kıyafetleri kapı kapı dolaşarak ihtiyaç sahipleriyle buluşturuyorlar. Haberi yapmaktaki amacımız bu dayanışma örneğinin örnek teşkil etmesi ve yaşam alanlarımızın çok yakınında yaşayan komşularımıza olan duyarlılığın artmasıdır. Maddi manevi katkıları, tüm kalbi duygularıyla bu çalışmalara destek veren kom-şularımıza teşekkür ediyor, hayırlarının allah katında kabulünü diliyoruz.

Bahçeşehir’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları(STK) ADD, ÇYDD, BADER öncülüğünde siyasi partilerin Başakşehir İlçe Yönetimleri CHP ve MHP’nin de katıldığı kutlamalar Bahçeşehir tören alanında coşkuya dönüştü. Sabahın erken saatlerinde Bahçeşehir KC önünde toplanan yurtseverler tören alanına kadar marşlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Resmi törenin yalnızca 5 dakikaya sığdırıldığı milli bayramda alternatif bir etkinlik düzenleyen STK’lar kurumları adına Atatürk Anıtına çelenk koymanın ardından, günün anlam ve önemini yansıtan konuşma-lar ve şiirlerle duygu dolu anlara ev sahipliği yaptılar. Türk Milleti için bir dönüm noktası ve kurtuluşun başlangıcı olan günde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu tarihe verdiği önemi “19 Mayıs benim doğum günümdür” diyerek göstermişti. Ve bir milleti bağımsızlığa kavuşturan mücadelenin başlandığı 19 Mayısı ulusal bayram ilan etmişti. İlk bayram kutlamaları, 1938 yılında İstanbul’da “Atatürk’ü Anma” günü olarak yapıldı. Atatürk, gençlere armağan ettiği bayram kutlama-larına sadece bir kez katılabildi. “Atamızın bizlere verdiği öğütlerini tekrar tekrar hatırlıyor ve hatırlatmaya devam ediyoruz” diyen katılımcılar, etkinliği Bahçeşehir-liler Derneği Gölet Gönüllülerinin sembolik “19 Mayıs Doğum Günü Kutlaması” pastasının sunumu ile gururla sonlandırdılar.

Bahçeşehir 19 Mayıs’ta kenetlendiBahçeşehir 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarında sivil toplum kuruluşları ve bölge yaşayanlarıyla kenetlendi.

BaşsağlığıBölgemizin sorunlarına dair hukuksal mücadelemizde bizi hiçbir zaman yalnız bırakmayan Kıymetli Arkada-şımız Şehir Planlamacı Emine Sarıhan Erbaş’ın babası DURSUN SARIHAN hakkın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun cenazesi 14.06.2016 Haznedar Merkez Cami’inde kılınan öğle namazını müteakip Bahçeşehir Gül Bahçe Mezarlığına defnedildi. Dursun amcamıza Allahtan rahmet, başta değerli arkadaşımız olmak üzere tüm sevenlerine başsağlığı diliyoruz. BADER AİLESİ

Bahçeşehirliler Duyarlılıklarıyla Örnek Oluyor

21

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bahçeşehir 1. Kasım Mahallesi 2801 sokaktaki caminin açılış törenine, İstanbul Müftü Yardımcısı Ahmet Bilgi ve Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal katıldı.

Modern Çizgileri İle Dikkat ÇekiyorHacı Kamil Demiröz Camii 5,5 milyon TL’ye mal oldu. Mermer ve ahşap malzemelerin

birlikte kullanıldığı caminin mimarlığını Deniz Çağlar Duman üstlendi. Camideki yazılarda başarılı hattat Selim Türkoğlu ile birlikte çalışıldı. 400 kişi kapasiteli cami 20 bin 224 metrekarelik bir alan üzerinde inşa edildi.

Tasarımında görselliğin aşırı süste değil çiz-gilerin ve formların sadeliğinde arandığı Hacı Kamil Demiröz Camii modern ve şık çizgileri ile dikkat çekiyor. Girişinde yer alan büyük Allah yazısı ile caminin Allah’ın evi olduğu-na vurgu yapılırken, caminin mihrabının arkasında ihlas suresi bulunuyor.

Ayetlerin Arapça ve Türkçesi Yer AlıyorCaminin iç tarafında duvarlarda yer alan ayetlerin hem Arapçası hem Türkçesi ile İslam dininin güzellikleri anlatılırken, tüm ögeler cami bütünlüğünü koruyarak imamın cemaatle görsel ve işitsel ilişki kurmasını sağlıyor. Cami içindeki akustiğin kusursuz olması için son teknoloji ürünler kullanıldı.

Cami genelinde ana aydınlatmalar ve tüm tavan süslemelerinde kullanılan vav ve elif harfleri ile Allaha kulluğun manası vurgu-lanıyor. Geceleri yapılacak ışık oyunları, çevre dizaynı ile sadece inananların değil herkesin ulaşabileceği bir cami olması tasarlandı.

Hacı Kamil Demiröz Camisi’nin minaresin-de, geleneksel formların dışında yerden gökyüzüne doğru git gide incelen bir form oluşturuldu.

Bahçeşehirliler Derneği (BADER) Yönetim Kurulu, üyeleri ve aileleriyle Garden Cıty Organizasyon’un Boğazköy’deki mekanının bahçesinde iftar yemeğinde bir aradaydı. Yaşadığı kentin değerlerine sahip çıkan ve sosyal yaşamına katkı sağlamak için çalışan gönüllüler, gecede önümüzdeki dönem çalışmaları hakkında da bilgi alışverişinde bulundular.

Modern Çizgileri İle Dikkat Çeken Hacı Kamil Demiröz Camii Bahçeşehir’de Açıldı

BADER İftar yemeğinde buluştu

Hayırsever iş adamı İsmail Kemal Demiröz ve çocuklarının Bahçeşehir’de bağış olarak merhum babaları adına yaptırdıkları Hacı Kamil Demiröz Camii, 3 Haziran 2016 Cuma günü ibadete açıldı.

22

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

MimarHİLAL ERBAKAN

Hep bir sonrakine sakladım öncekileri oysa ne dünler vardı yarınlara ertelenmeyecek ...

macım ahkam kesmek, herhangi bir konuda belli ve değişmez olgulardan bahsetmek yerine rahatça ve özgür-ce duygu ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmak sadece ..

Hayata bulunduğumuz yerden önümüzde açık olan ilk pencereden bakıyoruz hep ... daha kolay geliyor. .. ve daha konforlu ... oysa ki ne kadar çok pencerelere sahibiz açılmayı bekleyen. Bir yoklarsak kendimizi... Şöyle kısa süreli bir sorgu-lama yaparsak kendimizden yana, iç dünyamızda ne büyük ufuklar barındırdığımızı fark edeceğiz...

Ben çok hayal kurarım. Daha ortaokulda iken bile kurduğum hayalleri çok çok iyi biliyorum. Avantajım yazın dünyası ile sıkı fıkı dostluğum olsa gerek... Ortaokul hayallerimi çok iyi biliyorum diyorum; çünkü hayallerimi kağıda dökmeye başladığım zamanlar o yıllara rastlıyor. Örneğin bir günlüğümde şunlar yazıyor... “ Okuduğum devlet okulları hiç tanımadığım bir dolu insanın ödediği vergilerle yaşıyor ve ben hiç tanımadığım bir dolu insana borçlanıyorum... Önce mimar olmam lazım. Sonra sivil bir hizmet kuruluşunda bu ülkenin insanlarına olan vefa bor-cumu ödemek üzere mutlaka çalışmalıyım... Bu ülkenin bana verdiklerini bende yine bu ülkenin diğer insanları ile paylaşmalıyım Ahh keşke çok iyi bir mimar olsam ve çok param olsa!”

Ben ve hayallerim birlikte büyümüşüz bu güne dek... Doğrusu ile yanlışı ile bir hayat yaşamış da taa bugünlere kadar gelmişiz... Gerçekleşenlerin yanı sıra gerçekleşmemiş bir dolu hayal... Hepsi iyi bir hayata özlem... hep daha iyiye... Ve hep daha fazla başarıya doğru uzanan hayaller... Şimdi şöyle bakıyorum bu konuya; “Hayat, biz geleceği planlarken başımızdan geçenler diye özetlenemez mi zaten?”Ve bu planlarımız hiçbir zaman kötü amaçlı olamaz. Her zaman iyiyi isteriz çünkü... Hiç birimiz iyi veya kötü değiliz aslında, böyle bir kavram da yok. Sadece iyi şeyleri yaşamak iste-menin en insanca bir olgu olduğu tek gerçek. Ben öncelikle kendimden hareketle bakıyorum yaşanan hayatlara, insani gelişmelerimize... Toplumsal kurumların izleri var üzerimizde. Çok yoğun bir şekilde... Kolaylıkla vazgeçemediğimiz alışkanlıklar, dayat-malar ve yanlış öğretiler bir yana içinde var olmaya çalıştığımız ekonomik sistem aslında benim hayalle-rimin peşinde koşmamı engelleyen. En basitinden para kazanmak zorunda oluşum mesela... • Yiyeceğimizi satın alan para. • Sağlığımızı satın alan para. • Bir zümreye kabul edilmemizi sağlayan para. • Ve, hayattaki başarılarımızı, hedeflerimizi temsil eden para

PARA; benim mesleğimle taban tabana zıt bir şey... Olması gerekeni yapmaya çalışırken ve

üzerinde çalıştığım tasarımla ilgili sonsuz yakla-şımlara sahipken... İşverenin ekonomik durumu, ben bunu istiyorum diyen ısrarcı hegemonyası beni ne denli özgür bırakıyor ki? Ve ben, benden daha iyisini yapacağına inandığım başka bir mima-ra bir işi yönlendirebiliyor muyum?

Veya bir terzi düşünün yandaki terzinin kendinden daha iyi olduğunu söyleyebilir mi müşterisine, eko-nomik kaygılar içindeyken? Ve yandaki terziye belki de kusurlar yakıştırarak işi alma çabası bu durumda etik midir? İçinde var olmaya çalıştığımız paraya dayalı bu sistemde hangimiz tam anlamıyla etik olabiliriz? Olamayız .... Ne yazık ki olamayız ... Çün-kü para, kazanmamız gereken bir şey ve yaşamak için ihtiyacımız var. Oysa; Geçmişi düşünüp çocuk olduğum zamanları hatırladığımda, paranın ne oldu-ğunu bile bilmiyordum. Oynuyordum, meraklıydım ve çok şeyler yapıyordum... Sadece istediğim için.

Sizin içinde bu böyle değil mi? Benim çevremdeki dostlarımla, iş nedeni ile gö-rüştüğüm kişilerle yaptığımız tüm sohbetler önce iş, güç sonra para kıtlığı, sonra toplumsal yozlaşma, güvensiz ortamlar, çevre kirliliği, eğitim eksikliği, sonra sistemin bozukluğu, toplum içinde arası hızla açılan sınıfsal refah düzeyi, toplumsal baskılar, alışkanlıklarımız, özlemle hatırladığımız gençliğimiz, derken çocukken sahip olduğumuz mutluluklara kadar uzanıyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; En mutlu zamanlarımız çocukluğumuz... Henüz parayla tanışmadığımız o en saf halimiz...

Ve para kazanmak için bu yaşımıza dek har-camak zorunda kaldığımız bunca efor... Bu kısacık hayatımızın en boşa giden zamanları değil de ne? İsyana götürüyor insanı çoğu zaman. Bana, sizlere, bu dünyada yaşayan pek çok insana ait olması gereken zamanların büyük bir kısmı, bu içinde bulunduğumuz birilerinin daha çok zengin olmasını sağlayan ekonomik sistemi yaşatmak uğruna geçmiş olmuyor mu? Bu bir çeşit kölelik değil mi? Üstelik de hani şu insancıl bulmadığımız kölelik şeklinden daha ağır bir kölelik değil mi bu? En azından onların yiyecek ve barınma sorunları yok ve bizim içinde bulunduğumuz ortamdan daha güvenli bir ortama sahipler. Gerçek bir toplumda, insanlar doğal eğilimlerini takip edip çalışarak herkes için topluma katkıda bulunur, “para” karşılığı çalışmak için değil, çünkü bütün bu farklılık içinde, bulundukları topluma katkı sağladıklarında, herkes kadar kendileri-ne de yardım ederler. Burada, bizim ödülümüz zaten o toplumun mutluluğu için katkıda bulunmaktır. Ve bu bizim mutluluğumuzu da ilerletir.

Yine hayal kuruyorum... Gerçek olması çok zor bir hayal... Ama olsun ben hayallerimle yaşama-yamazsam bu dünyada bir yer bulamıyorum kendime... Benim gibi düşünen herkes gibi... Çok iyi bildiğim pek çok arkadaşım, belki de sizler gibi... Kendime ait bu gerçeğin ayırdına varmadan önce fütürizm çok ilgi alanımı çeken bir şey değil-di doğrusunu söylemek gerekirse...

Geçen yıllarda ülkemizde ilk kez bir fütüristler zir-vesi gerçekleştirildi .( Artık her yıl tekrarlanıyor) En önemli konuğu 1916 doğumlu, endüstri mühendisi, mimari tasarımcı, toplum mühendisi, fütürist ve düşünür Jacque Fresco. Bu konuda en az bilgiye sahip ve en ilgili izleyeni de bendim bence...

Fresco, yıllardır sahip olduğumuz bilgiyi doğru kullandığımızda kurabileceğimiz yeni dünya uygarlığının nasıl olabileceğini tasarlıyor. Ve; insanlığın karşı karşıya olduğu problemlerin ve gelecek endişelerinin artık, “kıtlık temelli” sistem ve yaklaşımlarla çözülemeyeceğini savunuyor. (İçinde bulunduğumuz paraya dayalı bu sistem kıtlık üzerine kurgulanmış çünkü... Kıtlık her koşulda karı artırıyor. )

Diyelim ki bir gün. .. ... sabah kalktınız ve etraftnızdaki herşeyaltın olmuş. Altın bir masa, altın bir ağaç, çöpler bile altın olmuş. Hatta, yüzebileceğiniz altın bir havuz bile var. Tabii ki. başlangıçta bu çok ‘’kıyak’’ olacaktır. Fakat bir süre sonra herkes, artık altının ender olmadığı konusunda hemfikir olur. Va-rolan bu kadar altın, beş para etmeyecektir. Şüphesiz, satamazsınız da. Ona değer veren şey, kıtlıktır. Paraya da aynen bu şekilde bakılmalıdır.

Açlık, fakirlik, savaş gibi büyük insanlık sorunla-rının kabul edilemez ve engellenebilir olduğuna inanan bir kültürün temelden inşasını öneriyor. İhtiyaç duyulan mal ya da hizmete istediği kadar ücretsiz sahip olmak Fresco’nun hayali... Kayna-ğa dayalı sistem yani... Ve bu hayal için yıllardır çalışıyor. Parasız ve politikasız çalısan bir sosyal sistem için o da hayal kuruyor yani... Yıllardır üzerinde çalıştığı hayallerini önce model olarak kurgulayıp artık gerçekleştirmeye ve bu sistem içinde kendisi gibi düşünen ekibi ile birlikte yaşayarak sistemi kurgulamaya ve örneklemeye devam ediyor..

“var olan global ve sosyal problemlere gerçekten son vermek istiyorsak, dünyayı ve kaynaklarını tüm insanlığın ortak mirası olarak kabul etmeliyiz” görüşünden hareketle, ben de artık içinde var olma mücadelesi verdiğimiz bu sistem içinde yaşamak istemiyorum. Sadece bugünü yaşamak ve geleceğimi garanti altına almak adına ..

Hayallerim ve ufkum o kadar geniş ki... Eminim sizlerinkiler de öyle... Bende herkes gibi gelecek kaygılarım nedeni ile bunlara ket vurmak, ötelemek ve daha da kötüsü bu hayallerimi yok saymak istemiyorum. Hep bir sonraki güne ertelemek istemiyorum hayatımı...

“Şimdi” önemli benim için... hepimiz için.

A

23

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

24

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Avukat / [email protected]. FUAT EKİN

nayasa’ nın “ Toplantı Ve Gös-teri Yürüyüşü Düzenleme Hak-kı “ başlıklı 34. Maddesi “ Her-kes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı

ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sa-hiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. “ şeklinde düzen-lenmiştir.

Anayasa’ nın bu Maddesi uyarınca çıkarılan 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile bu en temel haklara ilişkin yer yer Anayasa’ ya aykırı şekilde de olsa düzenleme-ler yapılmıştır. Kanun’ un 2. Maddesi’ nde:

Toplantı: Belirli konular üzerinde halkı aydın-latmak ve bir kamuoyu yaratmak suretiyle o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzel-kişiler tarafından bu Kanun çerçevesinde düzenlenen açık ve kapalı yer toplantıları,Gösteri yürüyüşü: Belirli konular üze-rinde halkı aydınlatmak ve bir kamuoyu yaratmak ve o konuyu benimsetmek için gerçek ve tüzelkişiler tarafından bu Ka-nun çerçevesinde düzenlenen yürüyüşler olarak tanımlanmıştır.

Yine bu Kanun’ un 3. Maddesi “ Herkes, önceden izin almaksızın, bu kanun hü-kümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme

hakkına sahiptir. Yabancıların bu Ka-nun hükümlerine göre toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemeleri, İçişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. Yabancıların bu Kanuna göre düzenlenen toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde topluluğa hitap etmeleri, afiş, pankart, resim, flama, levha, araç ve gereçler taşımaları, top-lantının yapılacağı mahallin en büyük mülki idare amirliğine toplantıdan en az kırksekiz saat önce yapılacak bildirimle mümkündür. “ şeklinde düzenlenmiş olup, sonraki madde-lerde sınırlamalar temel olarak yer, güzergâh ve zaman bakımından belirtilmiştir.

Kanun’un “Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Yer Ve Güzergâhı” başlıklı 6. Maddesi “Toplantı ve gösteri yürüyüşleri, tüm il ve ilçe sınırları içerisinde aşağıdaki hüküm-lere uyulmak şartıyla her yerde yapılabilir. İl ve ilçelerde toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların gün-lük yaşamını zorlaştırmayacak şekilde ve 22 nci maddenin birinci fıkrasında sayılan sınırlamalara uyulması kaydıyla Türkiye Bü-yük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin il ve ilçe temsilcileri ile güzergâhın geçeceği ilçe ve il belediye başkanlarının, en çok üyeye sahip üç sendikanın ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının il ve ilçe temsilcilerinin görüşleri alınarak mahallin en büyük mülki amiri tarafından belirlenir. İl ve ilçenin büyüklüğü, gelişmiş-liği ve yerleşim özellikleri dikkate alınarak birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhı belirlenebilir. Belirlenen toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâ-

hı yerel gazeteler ile valilik ve kaymakamlık internet sitelerinden ilan edilerek halka du-yurulur. Toplantı ve gösteri yürüyüşleri yer ve güzergâhı hakkında sonradan yapılacak değişiklikler de aynı yöntemle yapılır. Bu değişiklikler duyurudan on beş gün sonra geçerli olur. Birden fazla toplantı ve gösteri yürüyüşü yer ve güzergâhının belirlendiği il ve ilçelerde düzenleme kurulu, kamu düzenini ve genel asayişi bozmayacak ve vatandaşların günlük yaşamını zorlaş-tırmayacak şekilde belirlenen yer ve güzergâhlardan birisini tercih edebilir.” şeklinde düzenlemiştir. Kanun’un “Toplantı Ve Gösteri Yürüyüşü Zamanı” başlıklı 7. Maddesi ise “Toplantı ve yürüyüşlere ve bu amaçla toplanma-lara güneş doğmadan başlanamaz. Açık yerlerdeki toplantılar ile yürüyüşler güneş batmadan önce dağılacak şekilde, kapalı yerlerdeki toplantılar ise saat 24.00’e ka-dar yapılabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Ayrıca Kanun, anayasal hak olan ve ya-saya aykırı olmayan toplantı veya gösteri yürüyüşünü engelleyenlere ilişkin de “Toplantı Veya Yürüyüşü Engelleyenler “başlıklı 29. Maddesi ile “Toplantı veya yürüyüş yapılmasına engel olan veya devamına imkân vermeyecek tertipler ile toplantı veya yürüyüşü ihlal eden kimse, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde, dokuz aydın bir yıl altı aya kadar hapis cezası ile cezalan-dırılır.” şeklinde suçu ve buna ilişkin cezayı belirlemiştir.

Demokratik toplum düzeninin ve işleyişinin vazgeçilmez unsurlarından olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı Anayasamızda da “ Kişinin Hak Ve Ödevleri “ başlığında güvence altına alınmıştır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü, ifade özgürlüğünün en basit ve en yaygın aracı olup, kişinin özüne dokunulamayacak en temel haklarındandır.

A

Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü HakkıHAKKINIZ VAR

25

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

26

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

27

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

28

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

aftada 50 saatten fazla çalı-şanların oranının yüzde 38’i bulduğu Türkiye, iş-yaşam dengesi puanlamasında, yani iş yeri dışında geçirilen zaman

ortalamasında ise sonuncu sırada. 38 ülkeyi kapsayan rapora göre kendimize vakit ayırmıyoruz...

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından her yıl güncellenen ‘Daha İyi Yaşam Endeksi’nde sondan üçün-cü olan Türkiye, 10 üzerinden 3.9 puan aldı ve Meksika ve Güney Afrika’nın üzerinde kendisine yer bulabildi.

Endekste 11 kriter dikkate alınıyorEndeks oluşturulurken, •Barınma•Gelir seviyesi•İş bulabilme•Sosyal yaşam•Eğitim•Çevre•Yurttaş hakları•Sağlık•Yaşam memnuniyeti•Güvenlik •İş-yaşam dengesi alanlarında 11 kriter dikkate alındı.

Türkiye, bunlardan yalnızca yurttaş hakları alanında 38 ülke ortalamasının üzerinde puan alırken, diğer 10 kriterde zayıf not aldı. Türkiye’nin yurttaşlık haklarında yüksek puan almasındaki en büyük etken ise se-çimlere yüzde 85’leri bulan katılım oranları etkili oldu. Bu alanda OECD ortalaması ise yüzde 68’de kaldı.

Yaşam kalitesi en yüksek ülke NorveçÜlkeler listesinin en tepesine 8 puan ortalaması ile Norveç otururken, onu 7.9’ar puanla Avustralya ve Danimarka takip etti.Haftada 50 saatten fazla çalışanların oranı: Türkiye yüzde 38 ile zirvede

Haftada 50 saatten fazla çalışanların oranı-nın yüzde 38’i bulduğu Türkiye, değerlen-dirmede iş-yaşam dengesi puanlamasında sınıfta kaldı.

Kişilerin aile yaşamına ve eğlenceye ne kadar vakit ayırabildiğinin ölçüldüğü bu kritere göre, bütün ülkelerde 50 saatten fazla çalışanların oranı yüzde 13 düzeyin-de.

Kendimize ne kadar vakit ayırabiliyo-ruz?Günlük azami çalışma süresinin 10 saatten 12 saate çıkarılması yönündeki yeni istihdam yasasının protesto edildiği Fransa’da vatandaşlar günde ortalama 16.4 saati kendilerine ayırabiliyor.

İş dışında geçirilen zaman açısında Fran-sa’yı İspanya takip ediyor. İspanyolların kendilerine ayırabileceği günde ortalama 15.9 saati bulunuyor. OECD’in 38 ülkeyi kapsayan raporıunda mesai dışı zaman ortalamalaınrda Avrupa ülkeleri zirvede. Hollanda ve Danimarka’da 15.9, Belçi-ka’da insanlar 15.8 saati iş yeri dışında geçiriyor.

38 ülke arasında Türkiye sonuncu. Türkiye’de iş yeri dışında geçirilen zaman ortalaması günde 12.2 saat.

Türkiye, çalışanların gelir düzeyinde ise 0.7 puan alabildiEğitim, çevre, barınma ve toplum yaşamı Türkiye’nin 10 üzerinden 5’in altında puan aldığı diğer kriterler oldu.

OECD’nin yaptığı araştırmada Türkiye en yüksek notu 6.8 ile güvenlik kriterinde aldıOECD’nin yaptığı araştırmada Türkiye en yük-sek notu 6.8 ile güvenlik kriterinde aldı. OECD ortalamasına göre gece yolda yürürken kendi-ni güvende hissedenlerin oranı yüzde 68 iken, Türkiye ortalamanın yüzde 8 gerisinde kaldı.

OECD genelinde 100 bin kişiye düşen cina-yet oranı 4.1 olarak kaydedilirken, Türkiye’de bu oranın yalnızca 1.7 olması güvenlik notu-nun yükselmesinde etkili oldu.Araştırmaya katılanlara yaşam memnuni-yeti düzeyleriyle ilgili sorular da yöneltildi. Türkiye’den alınan cevaplarda ortalama 10 üzerinden 5.5’te kalırken, ülkelerin ortalaması 6.5 olarak gerçekleşti. Böylece Türkiye bu kriterde 2.3 puan aldı.

OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’nde

Türkiye Sondan Üçüncü

HOECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’nde Türkiye yine son sıralarda yer aldı. Yaşam kalitesinde sondan üçüncü olan ülkemiz 10 üzerinden 3.9 puan alarak Meksika ve Güney Afrika’nın üzerinde kendisine yer bulabildi.

YAŞAM

29

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

EPI performans değerlendirme metodo-lojisinde 9 konu başlığı var: • İnsan sağlığı• Hava kalitesi• İçme suyu ve sanitasyon• Su kaynaklarının korunması, • Tarım• Ormancılık• Balıkçılık• Biyo çeşitliliği Koruma• İklim ve Enerji evresinde belirlenmiş 20 indikatör için kamu kuruluşları, uluslararası kuruluşlar ve akademi tarafından üretilen verilerden faydalanarak değerlendirmede bulunuyor.

Bu verilerin tümünün kamuya açık ve paylaşılabilir durumda olmasına özen gösteriliyor.

Doğruluk payı’nın değerlendirmesine göre, Çevre Performansı Endeksi’nde Türkiye’de durum nasıl? Yakından bakalım...

Genel performans değerlendirmesinde Türkiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68Genel performans değerlendirmesinde Tür-kiye’nin puanı yüz üzerinden 67,68 ve bu puanla Türkiye 180 ülke arasında 99’uncu sırada yer alıyor. Türkiye’nin diğer ülkelerle karşılaştırıldığında bulunduğu sıra pek iç açıcı değil, ancak Türkiye’nin son on yıldaki (2006-2016) EPI puanının yüzde 7,31 artış göstermesi olumlu sayılabilir.

EPI’nin öncelik verdiği 9 konu başlı-ğında Türkiye’nin 2006-2016 arasında yaşadığı değişim ise aşağıdaki verilerle özetlenebilir...Tabloda görüleceği üzere 2006-2016 yılları arasında Türkiye en büyük ilerlemeyi hava kalitesi, atık su arıtım kapasitesi ve balık rezervleri alanlarında göstermiş.

180 ülke arasında 177’inci sıradayız...Ancak sağlıklı bir ekosistemin en önemli gös-tergesi kabul edilebilecek biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşamış. Türkiye hem deniz hem de kara koruma alanlarını hem de sınır-ları içindeki endemik ve endemik olmayan canlı türlerini korumak konusunda kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabilmiş.

‘Çevre haklarını gözeten hukuki kararlar’ vurgusuAnalizde ‘eşsiz tabiatının ev sahipliği yaptığı canlı türleri düşünüldüğünde, Artvin’in ma-dencilik nedeniyle maruz kalacağı çevresel tahribat Türkiye’nin hâlihazırda son derece kötü olan biyolojik çeşitlilik performansını daha da dibe çekecektir’ deniliyor ve final-de şu temenni yer alıyor:

“Türkiye’nin her yerinde doğa ve insan sağ-lığına olumsuz etki potansiyeli olan projeler uygulamaya konulurken yerel düzeydeki sosyoekonomik koşulları dikkate alan bi-limsel çalışmalar ve çevre haklarını gözeten hukuki kararlar yol gösterici olur.”

Kaynaklar: EPI Türkiye

Yale Üniversitesi’nin girişimiyle başlatılan Çevre Performansı Endeksi çalışmaları, 15 yıldır insan sağlığının ve ekosistemlerin korunmasında ülkelerin performanslarını değerlendiriyor ve yıllık raporlar yayımlıyor. Raporda yer alan verilere göre biyolojik zenginliği koruma konusunda Türkiye son 10 yılda büyük bir düşüş yaşadı ve kötü bir performans sergileyerek 180 ülke arasında ancak 177’inci sırada yer alabildi...

Türkiye’nin Çevre Performansı: Biyolojik Zenginliğimiz Tehlike Altında

YAŞAM

Renkli bahar

Erkek 37-39 ve 46-50 & Bayan 33-35 ve 41 -44 arasıArayıpta bulamadığınız büyük ve küçük numaralar fitbas.com’da...

Tek renk kıyafetlerinizi çarpıcı renklerde ayakkabılar ile birleştirerek yaza

rengarenk bir merhaba deyin...

Ömer Avni Mah. Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya Sokak No:21/A Gümüşsuyu - Beyoğlu İstanbul Tel: 0212 671 89 36

Hoşdere-Bahçeşehir Yolu Cad.Park City Evleri D-Blok No:12 Esenkent / İstanbul

Tel: 0212 549 49 90

Fitbas.com (FBS E-Ticaret Bilişim Hizmetleri Ltd.Şti.)

89,90 TL Tek fiyat

Tarzınızı tamamlayın

32

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Arjantin’den şelale

4. Bölüm

Bir Güney Amerika Macerası

ARjANTİN’DE NIGUAÇUki gündür eziyetini çektiğim mig-ren bugün şiddetini iyice artırdı. Midemin ve görüşümün bulan-masına sebep oluyor. Üstüne üstlük yine iki gündür çektiğim karın ağrıları da durumu kolay-

laştırmıyor. Aşırı sıcak ve nemli havalar artı suni klima havası mı sebep oluyor bunlara emin değilim. Ama bugün mig-ren hayatımı çok zorlaştırıyor.

Bugün hava inanılmaz güzel. Tam bir yaz havası. Gökyüzü masmavi. Ama saatler ilerledikçe sıcak iyice bastırdı. Sabahtan sınırı geçip, Arjantin’e girdik.

Arjantin ve Brezilya arasındaki Iguaçu nehri üzerindeki köprü 1985’te inşa edilmiş. Aynı Yunanistan ve Türkiye ara-

sındaki Meriç Nehri üzerindeki köprü gibi, iki ülkenin bayraklarının renkleriyle yarı yarıya boyanmış.

Köprünün tam ortasında durduğumuz-da iki ülkenin topraklarını artı Iguaçu ile kesişen Paranara Nehri karşısındaki ve yine çok yakın olan Paraguay toprakla-rını da görebildik.

Iguazu Parkı’nın Arjantin tarafındaki gezimiz benim için çok sevindirici başladı çünkü parka girer girmez bir tukan kuşu gördük. Gözlerime inanamadım. O kocaman, turun-cu ağzı plastik gibi, bir çizgi film karakterine benziyor. Diğer kuşlar tarafından saldırıya uğruyordu. Sanki taştan yapılmışa benzer bir kuş yuvasına vurarak, tukan diğer kuş-lardan öç alıyor gibiydi.

Önce parkın içinde kısa bir tren yolcu-luğundan sonra Gargantua del Diablo isimli kısmına geldik şelalenin.

Bu sefer karşımızda Brezilya toprakları-nı görebiliyorduk. Suyun kuvvetini tasvir etmem mümkün değil. Hiçbir canlının o kuvvet altında yaşabileceğini sanmı-yorum.

Sonra panoramik manzara için başka bir alana gittik ve burada kovboy şapka-sı, Brezilya t-shirtü ve şortlarıyla gezen Türk Büyükelçisini gördük.

Şelalelerin bu manzarası, insanlar bu gezegende varolmadan önce dünya nasıl bir yerdi, anlamamı sağladı. Dina-zorların buralarda gezindiğini çok kolay

İ

/Travelogueress / travelogueress / Travelogueress

33

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Büyük kertenkeleTukan

Yavru Quiati

Siz de seyahat anılarınızı paylaşmak ve özellikle yazılarınızda gezilerinizde gözlemlediğiniz çocuk, hayvan, kadın, yaşlı hakları, çevre ve yaşam sorunlarını dile getirmekle ilgileniyorsanız, uluslararası alanda uyguladığımız GET HEARD (Sesini Duyur) Projesi’ne katılmanızı öneririz. Daha fazla bilgi için aşağıdaki linki ziyaret edebilir ya da [email protected] ‘a yazabilirsiniz.

Gezi yazılarımın tümü yeni web sayfam www.travelogueress.com adresinden ulaşabilirsiniz.

resmedebilirim kafamda. Gezegenimizin ve doğanın kuvvetini burada hissetmek ve anlamak çok kolay oldu.

Tüm kolum uzunluğunda ve elim ge-nişliğinde kertenkeleler gördük. Dönüş yolunda trene binmek yerine ormanın içinden yürümeyi tercih ettik. Ormanın içinde „quiati“ isimli rakun ailesinden bir hayvanı, daha doğrusu birçoğunu, hatta bebeklerini bile gördük. İnanılmaz şirinlerdi. İnsanlardan hiç çekinmiyorlar, hatta bayağı yaklaşıyorlar çünkü turistle-re alışmışlar.

Bu sub-tropik yağmur ormanları aslında karman çurman. Ağaç ve otları çok yük-sek olmadığından, bu ormanda yürümek neredeyse imkansız. Ancak Amazolar’da ağaçların boyu 100 m’yi bile bulabildi-ğinden, dipleri güneş görmediği için, başka bitki üremediğinden, Amazon ormanlarında yürümek daha kolaymış.

Sao Paolo uçağımıza yetişmek için sınırdan tekrar Brezilya’ya giriş yaptık. Şimdi havaalanında gecikmeli Sao Paolo uçağımızı bekliyoruz.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

YAŞAM

Zihinde Halüsinasyon Oluşturulabiliyorİnsan beynine girmek mümkün müdür? Maddesel olarak gerçekleşmese de zihnin derinlerine inebilmek, fikri yerleş-tirmek olası mıdır? Nörobilimciler, insan beynini keşfedeceklerini, gerektiğinde onarabileceklerini ve zaman zaman da kontrol edebileceklerini öne sürüyorlar. Peki, nasıl?Zihin kontrolü, düşük frekanslı ve mik-rodalga yoluyla beynin belli kısımlarına özel titreşimler göndererek uzun vadede

insanların bir takım davranış değişiklikleri sağlamasını amaçlar. Bu çalışmaların temelinde istenilen insan zihninin hakimi-yetini ele geçirmek, bir şekilde beyinde ödüllendirme sistemi oluşturulup insanla-rın davranışlarına yön vermektir.

Öte yandan mikrodalga sinyalleriyle beynin işitsel, görsel bölgelerinde halü-sinasyonlar oluşturmak da mümkündür. Bu sinyalleri, geniş bir topluluk içinde bile olsa istenilen kişiye gönderebilme

olanağı, o kişi de halüsinasyonlara sebep olacak fakat diğer insanlar bu durumu deneyimlemedikleri için o kişinin şizofre-nik bir rahatsızlığı olduğu düşünülecektir.

Zihin Kontrolünün Temelindeki Amaçİnsan davranışlarının merkezinde edin-diği bilgiler ve bu bilgileri yorumlayarak çıkardığı sonuçlar vardır. Her birimiz bu yorumlamalardan edindiğimiz sonuçla-ra göre şekillendiririz düşüncelerimizi, dolayısıyla da davranışlarımızı. Kısacası

Muhtemelen Sizin de Maruz Kaldığınız,

İnsan Beynine Girme Yöntemi:

İnsan zihnine girmek, zihnin derinlerine sızmak ve zihnin içine normalde bulunmayan düşünceler, varsayımsal görüntüler yerleştirmek… Son dönemlerde belki de en çok üzerine araştırmalar yapılan, başarıya ulaşılıp ulaşılmadığı büyük bir muamma olan konulardan birisi bu, zihin kontrolü.

Zihin Kontrolü

34

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Seda AKYÜZElla Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Şirketinin Kurucusu9 The Cheviots, Overbury Road BH14 9JL, Poole,Dorset+44 744 025 42 13 • +90 533 283 10 84 (whatsapp)[email protected] • www.ellaedu.com

Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı; çocuklarının geleceğini düşünen anne- babalara ve yeni ufuklara açılmak isteyen yetişkinlere dogru secimler yapmalarinda rehberlik eder.

Her anne-babanın en büyük arzusu, çocuklarını yetkin, kendi ayaklarının üzerinde duran, hayata hazır insanlar olarak yetiştirmektir. Hızla değişen dünya düzeni içinde bunun bazi ‘olmazsa olmaz’ları vardır:

•Akıllı seçimler•İyi bir eğitim•İyi bir İngilizceGenellikle 7. ve 8. aylarda yapılan İngilizce Yaz Kampları, dil öğrenirken aynı anda farklı sosyal, kültürel ve sportif aktivitelere katılmak isteyen sekiz ile on yedi yas arasındaki öğrencilere hitap etmektedir. Yaz kurslarının hedefi, kişilerin dil bilgilerini iyileştirirken, öbür yandan da başka kültür ve milletleri tanımasını sağlamaktır. Peki Çocuğumu İngiltere Yaz Kampında ne bekliyor?Yaz Kampı sırasında öğrenciler haftada yirmi saat İngilizce’nin yanı sıra, haftada en az 1 tam gün ve 1 yarım gün şehir dışı ve içine kültürel gezilere katılım göstermektedir. Ayrıca haftanın her günü, çoğunlukla öğleden sonra, bireyler için sportif ve sosyal etkinlikler hazırlanmaktadır.

Bu yaz çocuğunuzu ELLA Yurtdışı Eğİtİm Danışmanlığı rehberlİğİnde İngİltere’de yaz kampına gönderİn!

advertorial

Seda KOÇDAĞ AKYÜZ Kimdir?2006 yılında İstanbul Üniversitesi İlköğretim Matematik Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra yükseköğrenimini İngiltere’de tamamlamıştır. Daha sonra Yıldızlar Koleji, Avrupa Koleji ve MEF Okulları’nda öğretmenlik ve yöneticilik görevinde bulunmuştur. 2015 yılında İngiltere’ye yerleşmiş ve Ella Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı şirketini kurmuştur. İngiltere’de eğitim almak isteyenlere ücretsiz danışmanlık hizmeti vermektedir.

Yaz Kampı başvuruları her yıl Nisan ve Mayıs aylarında yapılır. Siz de geç kalmadan bizimle iletişime geçip, yerinizi şimdiden ayırın.

ÖRNEK PROGRAM *Her okulun program içeriğinin farklı olabileceği unutulmamalıdır.

GÜNLER SABAH 09:00-12:30 ÖGLEN 14:00-17:30 AKŞAM 20:00-22:00

PAZAR Ögrencilerin varışı Yerleşme ve okul oryantasyonu Hoşgeldiniz daveti

PAZARTESİ 9:00 – 11:00 Yerleştirme testi 11:00-12:00 Hoşgeldiniz konusması Sahil yürüyüşü ve Oceanarium gezisi Grup etkinligi `Who are you?`

SALI Dersler 13:30-18:30 Yarım gün gezi Hazine avı

ÇARŞAMBA Dersler Bournemouth Bahçeleri, Müze ve Alışveriş Zumba

PERŞEMBE 07:30 – 20:00 Londra’ya tüm gün gezi BBQ ve film gecesi

CUMA Dersler Tenis veya Yüzme Black and White Disco

CUMARTESİ Dersler Top oyunları Futbol ve Basketbol veya Arts and Crafts Mr. and Mrs. Wentworth

PAZAR Tüm Gün Gezi İngiliz oyunları: Cricket, croquet and Netball veya Drama Uluslararası Spor Musabakaları

36

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

bilginin kaynakları ve sunulma biçimleri, doğrudan davranış kalıplarının etkiler ve insan davranışlarına yön verir.

Geldiğimiz noktada kitle iletişim araçlarının ne denli yaygınlaştığını göz önüne alırsak eğer bilginin, belki de gelmiş geçmiş en önemli silah olabileceğini varsaymak çok da yanlış olmayacaktır. Bilgi yoluyla zihin ve davranış kontrolü, her birimizi bireysel olarak ilgilendirdiği için, sanıldığından çok daha büyük öneme sahiptir. Zira bireyin bilinçlenmesi, toplumsal zihin kontrolünü güçleştiren en önemli faktörlerden birisidir ve zihin kontrol mekanizmaları en çok da bu alanda işletilmektedir.

Zihin Nasıl Kontrol Altına Alınır?İstihbarat örgütleri ve istihbarat örgütleri için çalışan bilim insanları yıllarca insan zihnini kontrol etmek amacıyla çeşitli maddeleri kullandılar. Bu maddelerin çoğu, nörotrans-mitterleri çok sistematik bir şekilde değiştiren halüsinojenler, amfetaminler ve türevleridir.

Örneğin esrar (THC), sodyum pentotal gibi birçok madde bireysel zihin kontrolü ama-cıyla kullanılmıştır. THC’nin etkisinde bilinç dışına ait çeşitli bastırılmış motifler, imajlar ortaya çıkar. Güçlü halüsinojenler olan LSD, MDA, STP, Meskalin, PCP, İbogain algılan-makta olan her şeyin distorsiyona uğrama-sına, renklerin, seslerin veya bilinç dışından gelen her türlü düşüncenin değişmesine yol açarlar. Bu ilaçlarla bir kült içinde insan-ları transa sokmak ve istenilen amaçlar doğrultusunda kullanmak mümkündür. Sodyum pentotal kemo-hipnoz yapmak-tadır ve bunu insanları konuşturmak için kullanmışlardır. Gerçekten kimyasal ajanlar kullanılarak yapay anksiyete, hipnoz, rüya görme hali, ağrıya duyarlılığın artırılması ve azaltılması, hafıza kaybı veya hatırlatma, sersemlik, psikoz, yaratıcı düşünce, aşırı duyarlılık oluşturulabilir.

Mançurya KobayıMançurya Kobayı, kendi iradesi dışında, birtakım beyin yıkama seansları, ilaçlar veya hipnozun etkisiyle başkasının istediği eylemleri yapanlara verilen genel isimdir. Mançurya Kobayı teriminden hedeflenen robotlaştırılmış ve her istenileni yapabilen bireyler elde edebilmektir. Temel konusu LSD, halüsinojenler ve kimyasal ajanlarla beyin kontrolü olan MK-ULTRA projesi-ni başlatan Ailen Dulles’ın 1953 yılında yaptığı konuşma bu bağlamda oldukça ilgi çekicidir.

Ailen Dulles yaptığı konuşmada, hedefleri-nin ne olduğunu şu cümlelerle açıklamıştır: “Hedef, insan zihnindeki savaşı kazanmak-tır. Bu savaşın ilk cephesi propaganda, de-politizasyon ve sansür ile kitlesel sindirmeyi sağlamaktır. İkinci cephe ise bireyin bey-ninde kazanılacaktır. Hedef, beyin yıkamak, ideoloji değiştirmek ve gerektiğinde birçok Mançurya Kobayı yaratabilmektir.”

CIA’in Zihin Kontrolü ile Alakalı Deneyleri1950’li yıllarda Kore’de savaş tutsakla-rına beyin yıkama, zihin yönlendirme ve insanların davranışsal mühendisliği üzerine deneyler yapıldığı istihbaratı üzerine CIA (Amerikan Merkezi İstihbarat Teşkilatı), bu yarışta geri kalmamak adına 1953 yılında MK- Ultra projesine start verdi. Projenin başına ise dönemin ünlü CIA ajanlarından Allen Dulles getirildi. Uzun bir süre gizli tutulmaya çalışılan, 44’ü üniversite olmak üzere toplamda 80 enstitünün ortak olarak yürüttüğü bu projede, CIA’in toplam bütçe-sinin %6’sı kullanılmıştır.

Temel olarak LSD üzerine kurulan bu deneyde, LSD’nin yanında halüsinojenler, hipnoz, beyin yıkama ve ağır işkence se-ansları da denekler üzerinde uygulanmıştır. Denekler sandalyelere bağlanmış, zorla kimyasallar yutturulup, bu kimyasallara

verdikleri tepkiler görülmek istenmiş daha sonra ise bireysel ve toplumsal zihin kont-rolü, kimyasal maddeler yardımıyla kişinin düşüncelerinin etki altına alınması amaç-lanmıştır. ‘Böyle bir deneyde kim denek olmak ister’ sorularının cevabını ise bizzat deneyde yer almış bir yetkili şöyle veriyor:“Deneylerde, bize karşı koyamayacak herkesi kullandık.”

‘’Kanımda hiçbir duygu yoktu.’’1981’de öldürülen John Lennon’un katili Mark David Chapman’ın, bir ruh hastası olmasının yanı sıra, bir MK-ULTRA projesi kurbanı olduğu iddia edilmiştir. David Chapman kendisini John Lennon sanı-yordu ve onu öldürürken söylediği sözler şunlardı:

“Kanımda hiçbir duygu yoktu. Hiçbir öfke yoktu. Hiçbir şey yoktu. Beynimde ölü bir sessizlik hâkimdi. Ölüm, soğuk sessizlik, kalkıp yürüyene kadar devam etti. O bana baktı… Beni geçerek ilerledi ve sonra kafamda onu duydum. O bana tekrar ve tekrar ‘onu yap, onu yap, onu yap’ diye emir verdi.”

37

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Athletic Yatak Winter Nevresim TakımıWedding Premium Yatak

BAHÇEŞEHİR MOBİLYACILAR ÇARŞISI'NDA

Eski yataklarınızı evinizden alıyor, yeni YATAŞ'ınızı teslim ediyoruz.

Bahçeşehir Mobilyacılar Çarşısı H-1 Blok No:3 Bahçeşehir-İstanbulT: 0212 605 06 15 • www.bahcesehiryatas.com

Özel ev tekstil ürünlerinde %60'a varan İNDİRİMLER...

2. BAHAR D E Ğ İ ŞT İ R M EKAMPANYASI

38

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

1. Yenice Ormanlarında KampKarabük’ün Yenice ilçesinde bulunan ve adını ilçenin adından alan Yenice Or-manları, son yıllarda bölgede yapılan çalışmalar sayesinde doğaseverler için karşı konulmaz bir cazibe merkezi haline geldi. Burada doğa yürüyüşleri ve kampçılık dışında kaya tırmanışı, kanyon geçişi gibi başka doğa sporları da yapmak mümkün. Yenice'de bisiklet rotaları ve özel kamp alanlarının bulunması burayı daha da özel bir hale getiri-yor. Ayrıca Yenice Ormanları, dünyadaki en önemli anıt orman alanlarından biri. Yenice, İstanbul’dan 417 km, Ankara’dan ise 257 km uzaklıkta bulunuyor.

Filmlerde gördüğünüz eğlenceli doğa aktivitelerine katılmak istediğiniz oldu mu? Into The Wild’ı izleyip birden bire çılgın bir maceraya atılmak istediniz ama Amerika çok uzak mı geldi? Öyleyse çantaları hazırlayın, bisikletleri ve çadırları kapın. Türkiye’de yaşanılması gereken maceralar sizi bekliyor!

Türkiye’de Yaşanması Gereken

YAŞAM

10 Macera

2. Ölüdeniz Babadağ’da Yamaç Paraşütü

Yüksekliği 1969 metre olan Babadağ’da her dönem yamaç paraşütü yapmak mümkün. Buradan yapılacak bir uçuş Ölüdeniz ve çevresine 2 bin metre yüksekten bakmayı sağlıyor. Başlangıçta yaşanan heyecan, havalandıktan kısa bir süre sonra yerini hay-ranlığa bırakıyor ve kendinizi hiç hissetmedi-

ğiniz kadar özgür hissediyorsunuz. Eğer hava açıksa, uçuş sırasında Patara, Dalaman, hatta

Rodos’u bile görebilirsiniz

3. Bisikletle GökovaBisikletle Ege kıyılarında gezmek, köylerde ve sahillerde konaklamak, denize yüksekten bakmak, ormanlarında kaybolmak, dalgaları dinleyerek uyumak... Gökova Körfezi’nde yaşanacak bir maceranın kazanımlarından sadece birkaçı bunlar. Bodrum’dan bisikletle yola çıkabilir; yolda Kızılağaç Köyü, Yalıçiftliği, Hurmanlık ve Çökertme gibi köylerde soluklanabilirsiniz ya da farklı noktalarda kamp kurabilirsiniz. İnanın bambaşka bir deneyim olacak. Bunların dışında bölgede bulunan Sedir Adası’na, Çamlık İskelesi’ne ve Ayın Koyu’na günübirlik geziler de yapılabilir.

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

39

4. Demirkazık TırmanışıDemirkazık, barındırdığı farklı rotalarıyla yerli ve yabancı dağcıların en çok uğradığı zirve-lerin başında geliyor. Aladağlar’ın en yüksek zirvelerinden biri olan Demirkazık, Ağrı ve Süphan Dağları’nın aksine, iyi bir dağcılık deneyimi olmayanlar için yaşamsal risk taşıyor. Dolayısıyla deneyiminiz yoksa buraya gitmeden önce iki kere düşünmekte fayda var.

5. Frig Vadisi KeşfiKütahya-Eskişehir-Afyon arasındaki üçgende bulunan Frig Vadisi’ni dolaşmak, dağların arasında, ormanların içinde gizlenmiş Frig yerleşimlerini keşfetmek geçmişe uzanan bir macera sanki. Vadi çoğunlukla tüflerle kaplı. Kayalar kolay şekillendiği için yörede

peri bacaları da oluşmuş. Bu yüzden de vadi, fotoğraflara çok güzel görüntüler veriyor.

6. Kızılırmak’ta KanoTürkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın, Kızıldağ’ın güney yamacından doğup Bafra Burnu’nda Karadeniz’e ulaşana dek yaptığı toplam yol 1355 kilometre. Bu nehri kanoyla geçmek ise oldukça eğlenceli ve yaşanması gereken bir deneyim. Sivas’tan başlayıp Ge-merek yakınlarına kadar olan 120 kilometrelik etap, yaz aylarında kano geçişi için oldukça uygun.

7. NallıhanAnkara’nın Nallıhan ilçesi sınırları içinde kalan Kıztepe, günübirlik macera etkinlikleri için oldukça uygun bir yer. Doğal bir alanın onlarca yıl sonra ne hale gelebi-leceğinin en güzel örneğini Nallıhan erozyon bölgesi veriyor. Burası sadece ormanda, yaylada değil; hiçbir bitkinin yetişmediği bir coğrafyada da olağanüstü

saatler geçirilebileceğinin en güzel örneği.

8. Karapınar KumullarıKarapınar Kumulları’nın apayrı bir güzelliği var, ger-çek bir çöl deneyimi sunuyor ziyaretçilerine. Fakat bununla bağlantılı olarak ufak bir hatırlatma yapa-lım: Çöl ortamında öğle sıcağında yürümek zor olduğu için burada yapılacak etkinlikleri akşam saatlerine bırakırsanız daha iyi olur. Ayrıca burada yapacağınız yürüyüşlerin kumulun yapısı dolayısıyla oldukça zorlu olduğunu da ekleyelim. Dolayısıyla kendinizi ilerlemek için çok da zorlamadan, etrafınızın tadını çıkara çıkara gezmekte fayda var.

9. Çoruh’ta RaftingBirçok çayın ve derenin birleşmesiyle olu-şan Çoruh Nehri, derin vadilerden akarak Gürcistan’da Karadeniz’e dökülüyor. Kaçkar Dağları’nın sularıyla beslenen Çoruh, Türki-ye’nin en coşkun akan nehirlerinin başında geliyor. Nehrin sakin olduğu ağustos ve eylül ayları Çoruh Nehri’nde rafting yapmak için en ideal zamandır. Raftingden alınan zevkin yanı sıra Çoruh Vadisi’nin muhteşem görüntüleri de katılımcıları büyülüyor

10. Buzul Göllerini KeşifTürkiye’nin Rize-Erzurum sınırları içinde kalan Verçenik Dağı civarındakiler Doğu Karadeniz Dağları’ndaki en güzel buzul gölleri arasında gösteriliyor. Mal Gölü, Deli Göl ve Yıldız Gölü günübirlik turlar için en uygun yerlerin başında geliyor. Altıparmak Dağları’ndaki buzul göller, diğer göllerin aksine çok fazla ziyaretçisi olmayan göllerdir, diyebiliriz. Muhteşem doğal anıtlar olan bu buzul göllerde kamp kurarak doğayı keş-fetmek mümkün en güzel buzul gölleri Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alıyor.

40

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

RÖPORTAJ

41

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

42

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

TEKNOLOJİ

1. Ses dalgaları kullanılarak beyne komut-lar verildiBilim insanları ilk kez ses dalgalarını kullana-rak beyin hücrelerini kontrol etmeyi başardı. “Nature Communications” dergisinde yayımla-nan çalışmaya göre, araştırmacılar, laboratu-var ortamında ultrason dalgalarıyla minik bir kurtçuğun beynindeki bazı nöronları faaliyete geçirerek hayvanın farklı bir yöne hareket etmesini sağladı.

2. Laboratuvar ortamında sperm üretildiFransa’da 10 yılı aşkın bir süredir yapılan çalışmalar sonucu, kısırlığı tedavi etmek için bir çözüm yolu bulundu. Lyon kentinde hükümete ait CNRS laboratuvarında yapay ortamda insan spermi üretilmeye başlandığı açıklandı. Kısırlığa çözüm olması beklenen uygulamanın, kanser hastaları için de umut olması bekleniyor.

3. Her türlü virüsü tespit etmemizi sağlaya-cak bir test geliştirildiABD’nin Missouri eyaletindeki Washington Üniversitesi’nden araştırmacılar, insan ve hayvanda bulunan neredeyse her türlü virüsü tespit edebilecek basit bir test geliştirdiklerini açıkladı. Çalışmayı yürüten ekibin başında bulunan Dr. Gregory Storc, “Bu testle ne aradığınızı bilmek zorunda değilsiniz. Standart testlerin tanı koymakta zorlandığı ve salgına neyin sebep olduğunun bilinmediği durumlar-da ViroCap testinin özellikle yararlı olacağını düşünüyorum” dedi.

4. İnsanın atası olan yeni bir tür bulundu: Homo nalediGüney Afrika’da yapılan kazılarda insanın atası olan yeni bir tür bulundu. Bulunan yeni tür ‘Homo naledi’ olarak adlandırıldı. Araştırma-da yer alan Wisconsin-Madison Üniversitesi uzmanı John Hawks, “Homo Naledi, ilkel ata-larımızı andırıyor. Ama bununla birlikte şaşırtıcı şekilde insanla benzer yönleri de var” dedi.

5. Plüton’da buz halinde su bulunduğu ve gezegenin mavi bir gökyüzüne sahip olduğu keşfedildiNASA, bugün uzay aracı ‘New Horizons’ tarafından çekilen Plüton’un yeni fotoğraflarını yayımladı. Uzay aracının aktardığı verilere göre Plüton’da buz halinde su ve mavi bir gökyüzü bulunuyor. New Horizons ekip lideri bilim adamı Dr. Alan Stern yaptığı açıklamada, Plüton’daki mavi gökyüzünün ‘göz kamaştırıcı’ olduğunu ifade etti.

6. Türk bilim insanları tarafından karaciğer hücresi geliştirildiKök hücreden karaciğer hücresi elde etmeyi başaran Türk bilim insanları, bir tür üre döngü-sü hastalığı olan “sitrüllinemi”nin tedavisi için önemli bir adım attı. Tedavi uygulanmasının 10-15 yıllık bir zaman dilimini alabileceği belirtildi. Araştırmayla ilgili açıklama yapan İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi Müdür Yar-dımcısı Prof. Dr. Nur Arslan , sitrüllineminin bir metabolik hastalık olduğunu, dünyada da has-talığın kesin tedavisinin bulunmadığını ancak bazı diyet programlarıyla vücutta “amonyak birikiminin” engellenmeye çalışıldığını söyledi.

7. Diş dolgularının tarih olmasını sağlaya-cak bir diş macunu üretildiJapon bilim insanı Kazue Yamagishi kişisel bakım konusunda çığır açan bir buluş yaptı.

Ülkece nasıl bir süreçten geçtiğimiz herkesin malumu. Zaten bir süredir siyasetle boğulduğumuz yetmezmiş gibi bir de Ankara’da yaşanan katliam sonrası canımızdan can gitti. Ülkemizin gündemi

uzun süredir kanla yazılıyor.

Biz siyasetle, birbirimizi ötekileştirmeyle, hatta ve hatta katletmeyle meşgulken bilim dünyası ise birbiri ardına insanlığın yararına olacak ve ufuk açacak buluşlara imza atıyor. Biz birbirimizin

hayatını zorlaştırırken, bilim bizlerin torunları için daha kolay ve güzel bir hayat sunmak için ilerliyor. İşte son zamanlarda gerçekleştirilen ve sanki başka bir dünyada gerçekleşiyormuş hissi

uyandıran bazı bilimsel ve teknolojik gelişmeler:

Biz Terör ve Politikayla Uğraşırken

Bilim Dünyasında Yaşanan 16 Önemli Gelişme

43

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Bilim adamının bulduğu yeni diş macunu kolayca ve acısız bir şekilde dişlerdeki delik ve çatlakları dolduruyor, ayrıca diş minesini de yeniden oluşturuyor. Bu diş macunu aslında bileşenleri olarak dişin minesine oldukça benziyor, ve diş çatlağına direkt olarak uygu-lanabiliyor.

8. İlk ‘tam vücut nakli’ için geri sayım başladı33 yaşındaki Rus bilgisayar uzmanı Valery Spiridonov, Aralık 2017’de Dünya’nın ilk tam vücut nakli hastası olacak. Spiridonov, Werdnig-Hoffmann hastalığı olarak bilinen kas zayıflatıcı nadir bir genetik hastalığa sahip. Bu hastalığın, şu anda bilinen bir tedavisi bulun-mamakta. Bu hastalık nedeniyle vücudundaki kasların yüzde 90’ı çalışmayan ve bu nedenle kafasının sağlıklı bir vücuda aktarılmasını iste-yen Rus bilgisayar mühendisi Valery Spirido-nov hayaline bir adım daha yaklaştı.

9. Bilim insanları beyinden beyine iletişim kurmayı başardıWashington Üniversitesi Öğrenme ve Beyin Bilimleri Enstitüsü araştırmacıları, internet üzerinden birbirleriyle soru cevap oyunu oynayan katılımcıların beyinleriyle birbirlerine sinyal göndererek iletişim kurmayı başardığını açıkladı. Araştırmayı yöneten Doç. Dr. Andrea Stocco, şimdiye kadar insanlar üzerinde yapılan en kapsamlı beyinden beyine iletişim deneyinde iki bireyin görsel deneyimlerini

birbirlerine aktardığını belirtti.

10. Köpek klonlama dönemi başlıyorİnsan klonlama hala bilimkurgu filmlerine özgü olsa da Dolly ile başlayan süreçte şimdiye kadar birçok başarılı veya başarısız klonlanmış hayvana rastladık. Güney Koreli bir şirket ise bu işi artık “seri üretime” dökmeyi amaçlıyor ve para karşılığı köpek klonlamaya başlıyor. Bilim dünyası açısından her ne kadar heyecan verici olsa da köpek klonlama işi bir-çok tartışmayı da beraberinde getirmiş durum-da. Aktivistler bunun doğayı aykırı olduğunu ve bu yüksek meblağların köpek barınaklarına harcanabileceğini savunuyor. Bazı uzmanlar ise klonlama işleminin epey düşük bir başarı oranına sahip olduğuna dikkat çekerek bu işin etik olmadığı görüşünde.

11. Kanser hastasına titanyum göğüs kafe-si nakledildiKansere yakalandıktan sonra göğüs kemiğinin ve göğüs kafesinin bir kısmını kaybeden 54 yaşındaki İspanyol bir adam, dünyanın ilk 3D yazıcıdan elde edilen titanyum protez göğsü ile hayata döndü. İspanyol bir hastayı hayata döndüren dünyanın ilk 3D yazıcıdan çıkan titanyum göğüs kafesi bir tıp mucizesi olarak değerlendiriliyor.

12. Tüy kadar hafif olmasına rağmen çelik-ten güçlü olan madde üretildiÇinli bilim insanları, “tüy kadar hafif olmasına karşın çelikten güçlü” bir süper madde geliş-tirdi. Çin Bilimler Akademisi Şanghay Seramik Enstitüsü araştırmacıları, köpüksü yapıya sa-hip süper maddenin “mucize yapıtaşı” olarak da bilinen grafen tüplerinin elmas kadar kararlı bir hücresel yapıya dönüştürülmesi sırasında ortaya çıkarıldığını açıkladı.

13. Protez kolla beyne sinyal iletildiDaha çok robot teknolojileriyle ismini duyma-ya alıştığımız DARPA, HAPTIX projesi kapsa-mında duyusal geri bildirimi en üst düzeyde olan protezler üreteceğini vaat etmişti. HAPTIX

projesiyle felçlilere ve uzuvlarını kaybedenlere derman olmaya çalışan DARPA ’dan sevindi-rici haber sonunda geldi. Yapılan açıklamada HAPTIX projesi kapsamında üzerinde çalışılan protez kol ile beyine sinyal göndermeyi başar-dıkları ve ilk duyusal geri dönüşlerin alındığı belirtildi.

14. NASA, Mars’ta su bulunduğunu açıkladıABD Havacılık ve Uzay Dairesi NASA, Mars’ta sıvı halde su tespit ettiklerini açıkladı. Bilim in-sanları Kızıl Gezegen’de yaz aylarında görülen ancak yılın geri kalan bölümünde kaybolan siyah çizgilerin, periyodik olarak akan tuzlu suların sonucunda oluştuğunu bulduklarını belirtti.

15. Domuzlardan insan organları üretilecekJapon bilim insanlarından, organ üretimi ile ilgili büyük bir gelişme yaşandığı açıklaması yapıldı. Açıklamaya göre domuz vücudun-da, insan organı yetiştirilebilecek. Domuz vücudunda oluşturulmaya çalışılacak insan organlarının, ne derece işlevsel ve verimli olacağı konuları ise, şu an için merak konusu olarak kalmaya devam ediyor. Ayrıca insan kök hücrelerinin, domuz tarafına aktarım çalışmalarının ne zaman başlayacağı da, yine merak konusu olarak kalmaya devam eden başlıca unsurlar arasında yer alıyor.

16. Işık tabanlı bellekler geliyorElektronlar çok hızlı olsalar da, modern bilişim elektronlardan daha hızlısına ihtiyaç duya-cak kapasiteye gelmiş durumda. Şimdi ise bir araştırma takımı, dünyanın ilk ışık tabanlı bellek yongasını geliştirmeyi başardı. Bu yeni bellek, veriyi “sınırsız” olarak depolama yeteneğine sahip.

44

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

TEKNOLOJİ

Enerji kaynaklarının hızla tükendiği gü-nümüzde, yılın büyük bölümünü güneşli geçiren Türkiye’nin elindeki bu sonsuz ve değerli enerji kaynağını sürdürülebilir bir gelecek için daha iyi değerlendirmesi gerekiyor. Kuzey Yarımküre’de en uzun günün yaşandığı 21 Haziran’da kutlanan Dünya Güneş Günü kapsamında açıkla-ma yapan İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğ-lu, Türkiye’nin büyümesinin güneşten geleceğini ifade etti. Prof. Dr. Karaos-manoğlu, güneşten ısı enerjisi elde eden ülkeler arasında Türkiye’nin şu anda 4’üncü sırada olduğunu ancak potan-siyelinin çok azını değerlendirebildiğini ancak geleceği güneşin şekillendireceğini vurguladı.

Güneş enerjisi kayıp kaçağı önleyecekGüneş enerjisinin ekonomiye kazandı-rılmasının önemine dikkat çeken SÜT-D Başkan Yardımcısı Karaosmanoğlu, güneş enerjisine yapılacak her yatırımın ekonomiyi aydınlatacağını ifade etti. Karaosmanoğlu

sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye, yılda 2 bin 460 saat güneş gören bir ülke olmasına rağmen maalesef bu potansiyeli kullanmıyo-ruz. Güneşten ısı enerjisi üretiminde dünya dördüncüsüyüz. Ancak güneşi daha çok çatılarımızda sıcak su elde etmek için kulla-nıyoruz oysa bu yetmez. Sahip olduğumuz bu enerjiyi başta elektrik olmak üzere pek çok alanda kullanmalıyız. Bugün baktığımız-da ülkemizde güneşe dayalı üretilen elektrik daha az güneş gören ülkelere göre çok

düşük seviyelerde. Anadolumuzun güneşine yazık oluyor.”

Güneş enerjisinin en büyük avantajlarından birinin yerinde enerji üretimi için mükemmel bir seçenek olması diyen Karaosmanoğlu, yenilenebilir enerjinin en yaygın formu olan dağıtık enerji sistemleri için güneşle en iyi uygulamaların başarılabileceğine ve böylece dağıtımda oluşacak kayıp-kaçak miktarının da azaltılabileceğine dikkat çekti.

Güneş seferberliği gerekiyorProf. Dr. Karaosmanoğlu, güneş enerjisi potansiyeli açısından son derece elverişli bir konumda olan Türkiye’nin sahip olduğu bu avantaj ile geleceğin en büyük enerji üreti-cileri arasında liderlik payına bile sahip ola-bileceğini vurguladı. Güneş elektrik üretimi için adeta bir seferberlik gerektiğini belirten Karaosmanoğlu, Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelesinde güneş enerjisinin büyük rol oynayacağını, bu enerji ile iklime dirençli binalar, köyler hatta kentler yaratabileceği-nin altını çizdi.

Türkiye’nin büyümesi güneşten gelecek“Anadolumuzun güneşine yazık oluyor”

Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu

Türkiye yılda 2 bin 460 saat güneş görmesine rağmen bu potansiyelini enerjiye dönüştürme konusunda zayıf kalıyor. 21 Haziran Dünya Güneş Günü kapsamında açıklamalarda bulunan İTÜ Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüke-tim Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, “Anadolumuzun güneşine yazık oluyor, sürdürülebilir bir dünya için güneş seferberliğini başlatmalıyız” dedi

45

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Yelpaze Emlak & Gayrimenkul sayfaları ile ücretsiz konut alım satım ilanı verebilirsiniz...İlanlarınız Yelpaze Bahçeşehir Dergisi’nde, yelpazeistanbul.com web sitesinde ve Yelpaze Emlak & Gayrimenkul’ün sosyal medya hesaplarında..

Nasıl ilan verebilirim? Metin İlanlar (ÜCRETSİZ) 25 kelimeye kadar alım satıma konu olan mülkünüze dair bilgileri paylaşabilirsiniz.

Örnek 1: Sahibinden Funda Bloklar’da Satılık 3+1 135 m2, tadilatlı, 6.kat daire; 480.000 TL

Örnek 2:Emlak Ofisinden Manavgat’larda 2+1 Kiralık95 m2, kullanışlı, Bahçe Katı Daire 1.350 TL

1 Kutu İlan, 1 görsel (50,00 TL) İlave her kutu ve görsel için 40 TL alım ya da satımınızı güçlendirebilirsiniz. • Kimden: Sahibinden /Emlak Ofisinden • Konut Tipi : Kiralık Apartman Dairesi• Konut Şekli: Daire• Banyo Sayısı: 1• Kat Sayısı: 4• Bulunduğu Kat: 3• Yakıt Tipi: Doğalgaz• Yapı Tipi: Betonarme• Yapının Durumu: İkinci El• Kullanım Durumu : Boş• Aidat: 30 TL• Cephe Seçenekleri: Doğu, Batı• Fiyat: 1.500 TL• Açıklama: Kullanışlı, merkeze yakın...

Görüntülü İlanİlanlarınızı video sunumu eşliğinde 1-2 dk.’lık sunumlar halinde hazırlayabilir ve sosyal medya hesaplarımızda paylaşabiliriz.

Diğer İlanlar ve detaylı bilgi içinEmlak ve Gayrimenkullerinizin alım satımları için size özel sayfalar tasarlayabiliriz. Detaylı bilgi için (0212) 669 2339 numaralı tele-fondan lütfen bilgi alınız.

Ücretsiz duyurularınızı [email protected] adresine iletebilirsiniz. facebook/yelpazeemlakinstagram/ yelpazeemlakwww.yelpazeistanbul.combahcesehir.web.TV

Hizmetlerimiz Emlak&Gayrimenkul Alım-Satım Mimari Projelendirme- UygulamaKentsel Dönüşüm ProjeleriKurumsal Kiralama ve SatınalmaTicari Kurulum ve Marka Danışmanlığı Kurumsal Kimlik & Tanıtım

Yelpaze Emlak & Gayrimenkul & İnşaat bir Yelpaze Yayıncılık, Organizasyon, İnşaat, Tur.Mad. Ltd.Şti markasıdır.

Bahçeşehir 1.Kısım mh. Bülbül cd. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir/İstanbulT: (0 212) 669 23 39 • G: 0533 551 87 17•E: [email protected]

yelpazeemlak yelpazeemlak

yelpazeemlak

46

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

[email protected]. OSMAN ERK

Bu hastalıklar

B Tiroid Bezi HastalıklarıHipotiroidi: Tiroid bezinin çalışmaması veya az çalışması kilo artışı ve ödeme sebep olur. Tiroit hormonlarının kanda çok az bulunması ve işlevlerini tam olarak

yerine getirememesi durumunda ortaya çıkan hastalığa hipotiroidi adı verilir. Hipotiroidi, meta-bolizma üzerinde birçok olumsuz etki gösterir. Metabolizma yavaşladığı için hastada kilo artışı ortaya çıkar. Kilo artışı ise bozulmuş glikoz toleransına, şeker hastalığına, kalp damar hastalıklarına yol açmaktadır.

Hipotalamus BozukluklarıLeptin hormonu eksikliği ve leptin hormonu direncinin söz konusu olduğu durumlar enerji alımının artmasına ve kilo fazlalığına neden olur. Leptin hormonu beyaz yağ dokusundan salgılanan ve dolaşıma girerek beyine kadar ulaşıp, orada yaptığı etkiyle iştahı azaltan bir hormondur. Leptin hormonu eksikliği duru-munda ise kana leptin hormonu verilemez ve bu durumda kişinin iştahı artar ve aşırı yemek yiyerek şişmanlar. Fazla kalori, tatlandırıcı-lar, fazla trans ve doymuş yağlar ve rafine karbonhidratlar ise leptin direncine yol açarak obeziteye neden olurlar.

Polikistik Over SendromuPolikistik Over Sendromu; beyin, hipofiz bezi, yumurtalıklar, böbreküstü bezi ve diğer endok-rin organlar arasındaki iletişimin bozulmasına

bağlı olarak; üreme çağındaki kadınlarda en sık ortaya çıkan endokrin bozukluktur. Adet düzen-sizliği, tüylenme ve kilo problemleri ile kendini gösteren bir hastalıktır.

Böbreküstü Bezi HastalıklarıKortizol bir stres hormonudur ve yüksekliğinin yol açtığı tabloya Cushing Sendromu adı verilir. Cushing Sendromu obezite ile beraberdir. Diyet ve egzersize rağmen kilo veremeyen şişman kişilerin vücutlarında daha çok karın bölgesinde, göğüs ve koltuk altlarında görülen kırmızı-mor renkli çatlaklar; tansiyon yüksekliği; ay dede yüzü tabir edilen özellikle yanak böl-gesinde yağ dokusu artışı ve karın bölgesinde yağ dokusu artışı varsa Cushing Sendromu ola-sılığı düşünülmelidir. Hastalıkta büyük olasılıkla beyinde hipofiz bölgesinde veya böbreküstü bezlerinde adenom söz konusudur.

Endokrin Pankreas Hastalıklarıİnsülin direnci, reaktif hipoglisemi, Tip 2 diya-bet de obeziteye neden olur. İnsülin, kandaki şekerin kandan ayrılarak hücre içine girmesini sağlar. Kanda yüksek olan insülin önceleri kan şekerini hücrelere sokar, ancak hücrele-rin alabileceğinden daha fazla glikoz vücuda girerse insülin artık bu görevini yapamaz hale gelir. İnsülin hormonunun yeterince etkili ola-mamasına insülin direnci (rezistansı) adı verilir. İnsülin direnci arttıkça kan şekerinin hücreye girmesi için daha fazla insülin salgılanması gerekir. Belirli bir süre sonra pankreastan

salgılanan insülin hormonu, pankreas bezinin çok çalışmasından dolayı yorulması nedeniyle azalır ve önce acıkma atakları olarak görülen şeker düşüklüğü (reaktif hipoglisemi) sonrasın-da da gizli şeker ve hatta şeker hastalığı ortaya çıkabilir. İnsülin direnci kilo aldırır. Kilo arttıkça bu direnç artar ve şeker hastalığı görülme olasılığı yükselir. Reaktif hipoglisemi, diyabeti olmayan kişilerde yemeklerden bir müddet sonra oluşan ani kan şekeri düşmesidir. Kan şekerindeki düşme, özellikle karbonhidratlı besinler aldıktan birkaç saat sonra ortaya çıkar. Kan şekeri düşünce sık yemek yenir. Özellikle glisemik indeksi yüksek, rafine karbonhidratla-rın tüketilmesi bu tabloya yol açar. Bunun sonu-cu da şişmanlık olur… Tüm çabalarına rağmen kilo veremeyenlerin çoğunda reaktif hipogli-semi vardır. Şeker hastalarının büyük bir kısmı obezdir. Şeker hastalığının yanı sıra, pankreas-ta yerleşen, aşırı ve otonom insülin salgılayan “İnsülinoma” denilen tümoral hastalıkta insülin direncine bağlı olarak çok fazla yemek yemek şişmanlıkla sonuçlanmaktadır.

Uyku ApnesiUykuda belli aralıklarla solunum durması olarak tanımlanan uyku apnesi de şişmanlığa yol açabilir. Derin uyku başladığı zaman büyüme hormonu, yağları yakan hormon da salınmaya başlar. Eğer bu hormonların salgılanmasında bir bozukluk olursa (horlama ve uyku apne sendromlarında buna çok sık rastlanır) vücutta bir yağlanma eğilimi ve obezite ortaya çıkar.

Ne yaparsanız yapın bir türlü zayıflayamıyor hatta durmadan şişmanlıyor musunuz? Nedeni bazı hastalıklar olabilir… Bu hastalıkların tedavisiyle kilo alımının önüne geçebilirsiniz...

şişmanlatıyor!

47

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

48

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

SAĞLIK

1. Çünkü bu bitki, içinde polisakkarit-lerin, vitaminlerin, çeşitli enzimlerin, ami-noasitlerin ve minerallerin de yer aldığı 200’ün üzerinde bileşene sahip. Sarımsak ve soğan gibi bitkilerin de dahil olduğu zambakgiller familyasında yer alan aloe vera, farklı kısımlarının farklı amaçlar için kullanılabildiği, besin değeri oldukça yüksek bir bitkidir.

2. “The Journal of Environmental Science and Health” adlı derginin verdiği bilgiye göre bu bitki aynı zamanda antibakteriyel, antiviral ve antifungal etkilere sahiptir.Yani Türkçesiyle söylemek gerekirse bakteri-leri, virüsleri ve mantarları önlemek konusun-da oldukça faydalı bir bitki. Ancak bu bitki de, tıbbi amaçlarla kullanılan pek çok diğer bitki gibi uzun süre boyunca her gün tüketilmeye uygun değil.3. Yapraklarının içinde bulunan jel benzeri maddenin %99’luk kısmı sudan oluşmak-

tadır ve bu jel 5000 yıldır insanlar tarafın-dan tıbbi amaçla kullanılmaktadır.

Aloe veranın sahip olduğu bu madde adeta bir vitamin ve mineral deposudur. İçerisinde A, C, E vitaminleri, folik asit, kolin, B1, B2, B3, B6 ve B12 vitaminleri, ayrıca kalsiyum, mag-nezyum, çinko, krom, selenyum, sodyum, demir ve potasyum elementlerini barındırmak-tadır.

4. Aloe vera aynı zamanda aminoasit ve yağ asitleri bakımından da oldukça zengin bir bitkidir.Aminoasitler, proteinlerin yapı taşlarıdır. İnsan vücudu toplamda 22 farklı çeşit aminoasite ihtiyaç duyar ve bunların içinden 8 tanesi hayati öneme sahiptir. Aloe vera bitkisinde bulunan aminoasit sayısı ise 18-20 civarında-dır ve bu sayının içine hayati olan 8 aminoasit de dahildir. Ayrıca bu bitki, önemli yağ asitleri olan üç farklı bitki sterolü içermektedir ve

bunlar kandaki yağ oranının azalmasında, alerjilerin ve mide yanmasının tedavisinde oldukça etkilidir.

5. Aloe vera, vücut üzerinde dengeleyici etki yaratan bir bitkidir.Adaptojen ismi verilen bu tür dengeleyici ürünler, bedenlerimizin değişen dış etkilere adapte olma kabiliyetini geliştirerek hastalık-lara karşı direncimizi artırmaktadır. Bu özelliği sayesinde aynı zamanda fiziksel, duygusal ve çevresel stresi rahatlatmak konusunda oldukça faydalıdır.

6. Sindirim rahatsızlıklarını gidermek konu-sunda mucizevi etkiye sahiptir.Sindirim problemleri pek çok hastalığın belir-tisi olarak ortaya çıkabilmektedir. Sağlıklı bir biçimde çalışan sindirim sistemi, çoğu zaman bedenimizin sağlıklı olduğunun en önemli işa-retlerindendir. Aloe vera bitkisi de sindirim kanalı üzerinde düzenleyici ve temizleyici bir etkiye

Evet dostlar, Mısırlılar bu bitkiye “ölümsüzlüğün bitkisi”, Kızılderililer ise “cennetin âsâsı” ismini veriyorlar. Aloe Vera o kadar çok faydası olan bir bitkidir ki, sanki özellikle insan vücudunu tedavi etmek üzere evrimleşmiştir. Evinizde besleme imkânınız da olan bu bitki, sıyrık, kesik, yanık gibi lokal tedavilerde oldukça faydalı olmakla birlikte, vücudunuza aldığınız zaman iç organlardaki rahatsızlıkların tedavisinde de olağanüstü bir takım etkilere sahip...

Mısırlıların “Ölümsüzlüğün Bitkisi” Dediği

Aloe Vera’nın Vücudumuzdaki 11 İnanılmaz Etkisi

Teknik sorunların çözümünde tek adres!

607 000 8 0544 221 36 21Servis Tel

www.mertyapibilisim.com

Elektrik Arıza & Onarım

Sıhhi Tesisat ve Doğalgaz İşleri

Cam Balkon Küpeşte

Alçı Boya Tadilat İşleri

PVC& Alüminyum Doğrama

Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım

Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst

Hizmetlerimiz

sahip olduğu için kabız, ishal, reflü gibi hastalıklar üzerinde iyileştirici bir etkiye sahiptir ve sindirim sistemimiz için zararlı olan bakteriler-den arınmamıza yardım etmektedir.

7. Toksinlerden arınmak için kullanılabilecek en etkili ilaç-lardandır.Bitki, sindirim borusunu ve bağırsakları temizleyici bir etkiye sahip olduğu için vücudun toksik maddelerden arınması için önerilen en etkili ilaçlardan bir tanesidir.

8. Kalp sağlığı konusunda kilit rol oynamaktadır.Aloe veranın kalp ve damarlar üzerindeki etkisine dair yapılan ça-lışmalar henüz çok yetersizdir ancak bitkinin jeli vücuda enjekte edildiğinde kırmızı kan hücrelerimizin oksijen taşıma ve yayma kapasitelerini artırdığı bilinmektedir. Bitki, ayrıca tansiyonun ve kan dolaşımının düzenlenmesinde ve kolesterolün düşürülme-sinde yardımcı rol oynamaktadır.

9. Bağışıklık sistemini güçlendirmek konusunda kesinlikle başvurulması gereken bir bitkidir.Aloe veranın içinde bulunan polisakkaritler, bağışıklık sistemimizin virüslerle savaşmasında destekleyici rol üstlenmektedir. Ayrıca içinde bulunan antioksidanlar, vücudun yaşlanma sürecinde büyük rol oynayan dengesiz bileşiklerle savaşmasına yardımcı olmaktadır.

10. Cilt üzerinde yenileyici ve hastalık giderici etkiye sahiptir.Cilt üzerindeki iyileştirici etkisi sebebiyle aloe vera, bugün kozme-tik endüstrisi tarafından çokça tercih edilen bir bitkidir. Cilt yarala-rının, yanıkların ve böcek ısırıklarının iyileşme sürecini hızlandıran bir etkiye sahiptir. Özellikle tıp endüstrisinin henüz gelişmediği dönemlerde, yaralanmalar üzerindeki etkisi sebebiyle hayat kurtarıcı bir bitki olarak görülmüştür.

11. Ve vücudun sağlıklı kilosuna ulaşmasına yardımcı olur.Bitkinin sindirim sistemi üzerindeki etkileri ve antioksidan özelliği, ikincil bir etki olarak zayıflamaya yardımcı olmaktadır. Biraz daha açmak gerekirse, sindirim sisteminin düzenli çalış-ması ve vücudun toksik maddelerden arınması, bedeninizde-ki yükü azaltarak enerjinizin artmasına olanak sağlamaktadır.

50

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

SAĞLIK

İshal; bağırsakta hareketliliğin artması sonucu dışkı miktarının fazlalaşması ile günlükdışkı sayısının artması ve kıvamının bozularak yumuşak, sulu bir görünüm almasıdır.Büyük çocuklarda günden 3 kereden fazla sayıda sulu dışkılama ishal olarak kabul edilir.

Yalnızca sık dışkılama, kıvam bozuk değilse is-hal sayılmaz. Özellikle küçük bebeklerde bes-lenme şekline göre dışkılama sayısı değişir.

Yeni doğan döneminde anne sütü alan bebeklerde sulu, altın sarısı renginde, günde 6 kereyi bulabilen dışkılama normal sayılır. Bundan sonraki dönemde dışkı sayısı genel-likle 2-3 tür. Ancak özellikle anne sütü ile beslenen sağlıklı bebekler, bazen her emzirme sonrası az miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir.

İlk 2 yaşta, ileri yaşa kıyasla ishal daha kolaylıkla oluşur. Bu durum, ilk aylardakiçocukların besi bileşimindeki de-ğişikliklere kolay uyum göstereme-meleri, ayrıca ishalyapabilen birçok etkene karşı henüz bağışıklık kazanmamış olmaları ile açıklanır.

Anne sütü ile beslenme, ishal gelişimini önle-yen en iyi ve etkili korunma yöntemidir.Anne sütü ile beslenen bebeğin, ishal yapıcı etken ile temas riski çok azdır. Ayrıca, anne sütünün bebeğin bağışıklık yanıtını artırma, bağırsağı koruyan ve uygun bağırsak florası-nın devamını sağlayan faktörler içerme gibi önemli koruyucu özellikleri vardır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde genellikle ağır ishal görülmez.

Bağırsak sistemi enfeksiyonlarında ishalin yanı sıra ateş, karın ağrısı, kusma, iştahsızlık,

halsizlik (ağır vakalarda uykuya meyil, bilinç değişiklikleri) görülebilecek bulgulardır. Dışkı-nın cıvık veya sulu olmasının yanı sıra dışkıda sümüksü yapıdaki mukus veya kan görüle-bilir. Dışkının cıvık ve bol miktarda olması nedeniyle vücudumuz için önem arz eden su, besin ve minerallerin kaybı oluşur. Beslenmesi iyi olmayan veya kusan çocuklarda bu mad-delerin kaybı ağızdan beslenme yolu ile yerine konulamayabilir.

Çocuklarda sıvı kaybı fazlaysa gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru olur, hastanın cildi esnek-liğini yitirir, idrar çıkışı azalır, ağır vakalarda bilinç değişiklikleri görülebilir.Enfeksiyonun nedenini bulmak için dışkı tahli-

li, ishalin vücudumuzu ne kadaretkilediğini belirlemek için kan

tetkikleri istenebilir. Çocuğa damar yolu açılarak kaybe-

dilen sıvı serum olarak verilebilir. Ağır vakalar-da çocuk hastaneye yatırılarak tedaviye devam edilebilir.

Mevsim geçişlerinde çocuklarda ishal olma sıklığı artar. Çünkü

mevsim geçişlerindeallerjik şikayetler daha

fazla görülür ve allerji de enfeksiyon oluşması için

gerekli ortamı hazırlar. Ayrıca yine mevsim geçişlerinde kapalı

ortamlarda daha fazla kalınması, solu-num yolu enfeksiyonu riskini artırır. Solunum yolu ile hastalık yapan bazı etkenler bağırsak enfeksiyonuna da yol açarak ishale sebep olabilirler.

İshale neden olan enfeksiyon etkenleri bakteriler, virüsler ve bunların ürettiği toksinler olabileceği için her ishalin teda-visinde mutlaka antibiyotik kullanılması gerekmez ve hatta bakterilerin sebep olmadığı ishallerde antibiyotik kullanmak vücudumuz için yararlı bakterileri de öldü-rerek zararlı bile olabilir.

Çocuğun dışkıyla çok su kaybetmediği, dışkıda mukus ve kan görülmediği, yüksek ateşinin olmadığı, şiddetli karın ağrısının ve kusmasının olmadığı, beslenmesinin iyi ol-duğu vakalarda tedavide sadece ishal diyeti uygulamak ve ağızdan sıvı alımını sağlamak yeterlidir.

Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı; yoğurt, ayran, patates püresi, pirinç lapası, yoğurtlu çorbalar, şeftali, muz gibi yiyecek-lerden zengin bir diyet uygulanmalıdır. Ateş varsa, ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Vücudumuz için yararlı olan bakterileri içeren probiyotik veya prebiyotik olarak adlandırılan besin takviyeleri kullanılabilir. Eczanelerde hazır olarak satılan ve vücudumuz için gerekli mineralleri içeren “oral rehidratasyon sıvısı--‐ORS” hafif ishali olan çocukların kayıplarını karşılamak için verilebilir.

Ateşli, mukuslu ve kanlı ishal olgularında bakteriler ve parazitler için antibiyotik kullanılması gerekebilir.• İshalli bir bebekte emme iyice azaldıysa, • ishali olan çocukta sıvı kaybı fazlaysa • ateş yüksekliği, • dışkıda kan veya mukus gözleniyorsa, • şiddetli karın ağrısı varsa, • beslenme ve sıvı alımı yetersizse • şiddetli kusmalar varsa,mutlaka bir doktora müracaat etmelisiniz.Korunmak için; çiğ meyve ve sebzelerin iyice yıkanması, sıcak yaz aylarında uygun koşullarda saklanmamış yiyeceklerin tüke-tilmemesi ve tuvaletleri kullanırken hijyen koşullarına uyulması yeterlidir. 0-2 yaş arası ishallerin %50’sinden sorumlu olan ve 10 gün süreyle günde 10 kez ve daha fazla dışkılamaya sebep olabilen rotavirüse karşı ağız yoluyla uygulanan aşının uygulanması büyük oranda koruyuculuk sağlayacaktır.

Özellikle 1 yaş altında, 2 haftadan uzun süren ve kilo kaybına yol açan ishallerdealtta yatan besin emilim bozuklukları, gıda allerjileri, mide, bağırsak sisteminin yapısalsorunları gibi enfeksiyon dışı nedenlerin de akılda tutulması ve ileri tetkiki gerekir.

bebekleri ishalden koruyor...2 yaşına kadar bebeklerde ishal gelişiminin ileri yaşlara kıyasla daha kolay oluştuğunu söyleyen Kadıköy Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim Eker, anne sütünün ishali önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu vurguluyor.

Anne Sütü

51

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

HER TÜRLÜ HALIFLEKS - KOLTUK YIKANIR YERİNDE HALIFLEKS YIKANIR

HALI KENARLARINA OVERLOK YAPILIR

(0212) 876 63 22 (0535) 206 41 38

Yakuplu Merkez Mah. 46. Sk. No:32 Beylikdüzü, İstanbul

• İPEK

• ÇİN

• NEPAL

• DECO

• YÖRÜK

• ŞAGE

• KİLİM

• BATTANİYE

• YORGAN

• MİLAS

• STEP

• BÜNYAN

• ANTİK

• LADİK

Halılarınız El Değmeden En Son Teknoloji İle Yıkanır, Kurutulur, Evinizden Alınıp, Evinize Steril Ambalajda

Teslim Edilir.

DOĞRU ADRES - SORUNSUZ TESLİMATGÜVENİLİR TEMİZLİKSeyahat esnasında uykuya dalmanın kas spazmına neden

olabileceğini söyleyen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, “Seyahat sırasında vücut ağırlığı her iki ba-cağa eşit verilerek dik pozisyonda seyahat edilmelidir. Uyumak, oturma pozisyonunda kısa süre bile olsa kas spazmlarına sebep olabilir” dedi.

Uyuduğumuzda bilinç kaybı yaşadığımız için uyuma aktivitesinin oturarak yapılacak bir şey olmadığının altını çizen Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, kafanın, sırtın ve kalçaların uzun süre aynı pozisyonda kalmasının kas spazmına yol açabileceğini belirtti.

Seyahat sırasında uyumanın bel ve boyun zedelenmesinin yanı sıra bacak kasılmalarına da sebep olabileceğini söyleyen Öztürk, “Vücudumuzdaki sinirler kasların içindedir. Fakat bazı yer-lerde yüzeye çıkarlar. Kontrolsüz oturma ve uyuma birlikte olursa kısmı sinir felçleri de gerçekleşe-bilir” dedi.

“Toplu taşıma araçlarında uyuya-rak seyahat etmeyin”Omurga sağlığı için ideal yatış pozisyonunun sırtüstü ya da cenin şeklinde olduğunu vurgulayan Öztürk, “Cumartesi gecesi hastalığı denen bir hastalık var. Hafta içi çalışıp hafta sonu eğlenen ve bunun sonucu dengesiz uyku pozisyonda yatan kişiler, sinirlerin gerilmesine bağlı olarak pazar sabahı kalktıkla-rında kolları kasılmış olarak uyanırlar. Bunu önüne geçmek için ortopedik bir yatakta yatmak gerekir. Bu gibi yataklar kas, sinir ve bağ gibi oluşumların zorlanmasını en aza indirir.”

Öte yandan toplu taşıma araçlarında da ağırlığı her iki bacağa eşit vererek dik pozisyonda oturmak gerektiğini söyleyen Orto-pedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağatay Öztürk, “Uyumak oturma pozisyonunda kısa süre bile olsa kas spazmlarına sebep olabilir. Bu yüzden toplu taşıma araçlarında uyumak yerine soh-bet etmek, müzik dinlemek, kitap okumak gibi aktivitelere yer verilerek bu şekilde seyahat edilmelidir” diye açıkladı.

Siz, oturarak uyuyanlardan mısınız?

52

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

SAĞLIK

1- Beyin açık havadayken ve ayaktayken daha iyi çalışır. İnsan beyninin ayaktayken yaklaşık yüzde 10 daha fazla çalıştığı düşü-nülmektedir. Hayatınızla ilgili Önemli kararlar alırken açık havada veya doğada deneyebi-lirsiniz.

2- Yürürken kolları sallamak beynin perfor-mansını olumlu etkiliyor. Önemli kararlarınızı açık havada, kollarınızı sağa sola sallayarak yürürken almaya ne dersiniz?

3- Yabancı bir dil öğrenme beyni güçlen-diriyor. Her gün birkaç yabancı ya da yerli yeni kelime öğrenip, kullanabilirsiniz. Sözlük okuyabilirsiniz. Alışveriş listesi veya telefon numaralarını ezberlemeyi deneyebilirsiniz.

4- Zihinsel jimnastik /antrenman yapın. Bunun için çeşitli bulmacaları çözebilirsiniz. Satranç gibi akıl oyunları oynayın.

5- Rutin olarak tekrar ettiğiniz davranışlardan vazgeçin. Bazen telefonu sol elinizde tutun, çantanızı diğer elinizle taşıyın, evinize başka bir yoldan gidin. En azından bir günlüğüne televizyon kumandasını sık kullanmadığınız elinizde tutun.

6- Entelektüel zevklerinizi geliştirmek için her gün mutlaka iyi bir özdeyiş antolojisinden birkaç cümle okuyun. Beyninizi kaliteli cümle-lerle besleyin!

7-Her gün güzel bir resme veya fotoğrafa bakmaya çalışın. Estetik algınız, gördüğünüz estetik şeyler kadar gelişir.

8- Sevdiğiniz bir müziği bir süre gözleriniz

kapalı dinleyin. Beyin otoriteleri tarafından klâsik müziğin zekâya 7 puan ekleyebildiği iddia edilmektedir.

9- Günde aklınızdan 60 bin ile 80 bin arası dü-şünce geçer. Bu düşünceler ne hakkındaysa, hayatınız da ona göre şekillenir. Unutmayın, kafanızda en çok neyi düşünürseniz, hayatı-nızda da onu çoğaltırsınız.

10- Bir konu hakkında düşünürken, nasıl düşündüğünüzü de gözlemleyin. Düşünmek üzerine düşünmek, beyin ve düşünce kapasi-tesini artırır.

11- İyi bir uyku kaliteli bir beyin için şarttır. Çok uyuyorum diye üzülmeyin. Einstein‘in günlük 10 saatten fazla uyuduğu biliniyor. 24 saati geçen uykusuzluk beyinde sarhoşluğa benzer bir etki yapar.

12- Bol ve temiz oksijen beyin için çok önemlidir. Beynimiz ağırlık olarak vücudumu-zun yüzde 2’sini oluşturduğu halde, vücuda gelen oksijenin yüzde 25’ini tüketir. Oksijensiz kaldığımızda ölümü gerçekleşen ilk organımız beyindir. Odanızın penceresini açarak kendi-nize bol bol oksijen ısmarlayın.

13- Farklı düşünme tarzları beyninizi geliştirir. Çocuklar ve hayvanlarla daha fazla vakit geçi-rin. Sizden farklı düşünen insanlarla konuşun.

14- Kullanılmayan organ körelir. Sürekli televizyon seyrederek beyninizi “düşük viteste çalıştırmayın.

15- Beynin en tehlikeli yanı “ters çaba” kura-lına göre çalıştığı anlardır. Başınıza gelmesin-

den en çok korktuğunuz şeye odaklanırsanız, korktuğunuzu başınıza getirir! Buna ters çaba kuralı denir. Beyin odaklanılan hedef olumsuz olsa bile, bunu gerçekleştirmek için çalışır. Topluluk önünde konuşma yaparken “acaba heyecanlanır mıyım?” diye düşünürseniz, heyecanlanırsınız.

16- Beyni yoran monotonluktur. Hayatınızı ne kadar renklendirirseniz, beyninizi o kadar neşelendirirsiniz.

17- Beyin kısa süreli hafızada beş ile yedi arasındaki bilgiyi işleyebilir. Yeni bir bilgi gelince, bu bilgilerden birini atar. Buna “sihirli sayı” kuralı denir. Bu kural aşılıp aşırı bilgi yüklenmesi durumunda beynimiz “servis dışı” olur. Hayatınızın en büyük kararlarını alırken “kafadan “ değil, tıpkı beş haneli iki rakam grubunu çarparken yaptığınız gibi, bir kâğıt üzerine yazarak ne yapacağınızı hesaplayın.

18– Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Fizik-sel zindelik, zihinsel zindelik getirir. Uzun süre hareketsiz kalmak, zihni de hareketsizleştirir. Spor yapmaya, fazla kilolarınızdan kurtulmaya özen gösterin. Yeterince su için. Çünkü, insan beyninin yüzde 78’i su ile kaplıdır.

19- Ders çalışırken ilk öğrenilenler, son öğre-nilenler, sık tekrarlananlar ve ilginç bulunanlar en çok akılda kalanlardır. Dersleri kısa aralar vererek çalışmak akıllıca bir harekettir.

20- Bu hafta kafanızı nasıl daha iyi çalıştı-rabileceğiniz üzerine daha fazla düşünün. Unutmayın, beynimizi daha iyi çalıştırmak için kullanacağımız organ yine beynimiz. Aklınızı “başınıza” toplayın ve kullanın.

Beynimizi Daha Çok Çalıştırmanın Yolları

53

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

Açık tenlilerEğer beyaz yakın, açık tene sahipsen şeftali, narçiçeği gibi yumuşak tonları tercih etmelisin. Yazın enerjisini oldukça güçlü yansıtan bu renkler senin ten rengine çok yakışacaktır. Kış aylarında dudaklarında daha mora yakın renkler tercih edebilirsin.

KumrallarKumral tenliler farklı renkleri kullanmak konusunda çok şanslılar! İster nude istersen de mat ve vurgulu turuncu tonlarını kullanabilirsin. Dudaklarında vurgulu renkler kullandığında göz makyajını sade bırakarak dikkatleri rujunda toplayabilirsin.

Buğday tenlilerBuğday tene sahip olanlar, sıcak tonlarda ruj kullanmalılardır. Gri tonlarındaki renkler yerine mora yakın pembeler, kırmızılar kullanabilirsin. Bu taktiği sadece dudak makyajında değil göz makyajında da aklından çıkarmamalısın. Sıcak tonlu renkler seni daha iyi ifade edecektir.

EsmerlerEsmer tene sahip olanlar, metalik renkleri deneyerek farklı bir görünüm yakalayabilirler. Canlı kırmızılar, turuncunun koyu tonları sana çok yakışacaktır. Kylie Jenner’in da favorisi olan kahverengi tonları esmerler için çok uygundur! Bu renkleri deneyerek yaz aylarında taze ve enerjik bir görünüm yakalayabilirsin.

BronzlarYaz aylarında bronzlaştıktan sonra dudaklarında mutlaka vurgulu renkler denemelisin. Morlar, bordolar bronz teninde harika görünecektir! Bu görünümü strobing tekniği ile birleştirerek yaz aylarında damga vurabilirsin.

Ten rengine göre ruj rehberi:

Senin rengin hangisi?

54

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016

GÜZELLİK

İddialı bakışlara saniyeler içinde kavuşmayı kim istemez! Cüretkar ama ulaşması da bir o kadar kolay... Neyse ki Blackbuster var!L’Oréal Paris’in Güzellik Elçisi Barbara Palvin de Blackbuster’ın büyüsüne kapılmış ve masum mavi gözlerini çarpıcı bir göz makyajına bürümek için Blackbuster’ın uygulama kolaylığından yardım almış. Sen de gözlerini siyahın sofistike etkisi ile vurgulamak istersen, senin için hazırladığımız rehbere bir göz at!

Birinci adım:Göz makyajı uygulamak istediğin alanın çerçevesini çizerek işe başla.

İkinci adım:Çerçevesini çizdiğin alanın içini doldur.

Üçüncü adım:Gözünün dış köşelerinden, şakaklarına doğru eyelinerının kuyruğunu uzat.

Dördüncü adım:Alt kirpik çizgine kalın bir çizgi çek.

Bonus: Superliner Blackbuster’ın temizlemesi de uygulaması kadar kolay! Bakışlarda rock’n roll havasına bürünmek hiç bu kadar kolay olmamıştı!

Siyah devrimi:

4 adımda iddialı göz

makyajı

Hata 1: Cilt tonuyla aynı tonda ürün kullanmakKapatıcını cildinle aynı tonda seçmek, kapatıcının etkisini azaltacaktır. Bunun yerine görünümünü aydınlatması için ideal kapatıcı cilt tonundan bir ton açık olandır.

Hata 2: Fondöten öncesi uygulamakKapatıcını fondötenden önce uygulayarak kapatıcı etkisini kaybedeceksin. Bunun yerine cildine önce nemlendiricini ardından BB kre-

mini veya fondötenini ve son olarak kapatıcını uygulamanı öneriyoruz.

Hata 3: Fırça kullanmakSıvı yapısıyla kapatıcılar göz çevrendeki gölge-lenmeleri maskeleyebilir. Doğal bir görünüm için ürünü fırça yerine parmaklarınla uygulama-nı öneririz. Ürünü tampon hareketlerinle göz çevrene uygula.

Şimdi kapatıcını daha çok seveceksin!

Yapmaman gereken 3 kapatıcı hatasıMakyaj çantamızın olmazsa olmazı kapatıcılar, doğru kullanıldığında mucizeler yaratabiliyor. Zor gecelerin, yorgun günlerin sonucu ortaya çıkabilen yorgunluk görünümünü saniyeler içinde maskeleyebiliyor!

Buğulu göz makyajlarına bayılıyoruz. Vazgeçemediğimiz bu göz makyajıyla, bakışlarımıza saniyeler içinde iddia ve çekicilik katıyoruz. Doğru tonlar ve bir kaç dağıtma hareketinin yardımını da es geçemeyiz tabii! Peki gün içinde buğulu makyajını nasıl uygulayabileceğini biliyor musun?

Gri ve tonlarının vurgulama efektini kullanarak, bakışlarına gün içinde çarpı-cılık kat diye sana kolay bir rehber hazırladık!

Sıra sendeHazırladığımız beş kolay adımı takip ederek saniyeler içinde bakışların odak noktası olacak!

Birinci adımColor Riche 111 Urban Grey göz kalemini kirpik çizgini takip ederek, göz kapaklarının üzerine çek.

İkinci adımBuğulu etki için oluşturduğu çizgiyi fırçan yardımı ile dağıt.

Üçüncü adımColor Riche E5 Velours Noir far paletindeki gri göz farını göz kapaklarına uygula.

Dördüncü adımGözün etrafındaki yoğun bölgeleri fırça ve temizleme suyu yardımı ile düzelt.

Beşinci adımSon olarak aynı adımları diğer gözün için de tekrarla.İşte bu kadar!

Günlük buğulu makyaj nasıl uygulanır?

Nöbetçi Eczaneler

3. Cadde Eczanesi 608 00 26Armağan Eczanesi 669 93 00Bahçeşehir Aydın Eczanesi 608 00 37Bahçeşehir Eczanesi 669 34 34Boğazköy Eczanesi 607 06 07Defne Eczanesi 669 96 59Deniz Eczanesi 672 43 03Derman Eczanesi 605 02 13Dilek Öz Eczanesi 669 70 10Eczane Akbatı 397 01 17Eczane Filiz 672 01 03Elit Eczanesi 672 33 32Elvin Eczanesi 669 18 27Güngör Eczanesi 672 94 01İstanbul Eczanesi 672 33 30Kent Eczanesi 596 55 53Mavi Eczane 669 59 51Oksijen Eczanesi 669 44 66Şehir Eczanesi 608 17 27Şelale Eczanesi 669 09 11Su Eczanesi 669 97 97Yıldız Eczanesi 607 08 10

BAHÇEŞEHİR SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ (BADER) 669 61 61BAHÇEŞEHİR ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ 672 70 16BAHÇEŞEHİR Ç.Y.D.D. 672 01 05BOĞAZKÖYLÜLER DERNEĞİ (BODER) 607 13 77BAHÇEŞEHİR ÖNEMLİ TELEFONLARYELPAZE İSTANBUL HABER AJANSI (YİHA) 669 83 86AİLE HEKİMLİĞİ 444 06 69 ALO AMBULANS 669 55 66 BAHÇEŞEHİR SU-ARITMA 669 38 62BAHÇEŞEHİR GAZ DAĞITIM A.Ş. 669 00 03 1.KISIM MUHTARLIĞI 669 62 102.KISIM MUHTARLIĞI 669 80 25ZABITA KARAKOLU 669 37 07BARINAK 669 47 29BAŞAKŞEHİR BELEDİYESİ 444 0 669PTT 669 16 00İTFAİYE 669 31 37- 669 38 60SAĞLIK OCAĞI 669 63 60TAKSİ 669 63 60ESENKENT ÖNEMLİ TELEFONLARESENYURT BELEDİYESİ 596 30 00ISI DAĞITIM 672 16 13KENT YÖNETİMİ 672 11 62TAKSİ 672 62 72EĞİTİM KURUMLARIBAHÇEŞEHİR KOLEJİ 669 51 77TAY SÜRÜCÜ KURSU 669 84 04ÖZEL DERS VERENLERARDA ÇANKAYA 0532 777 83 38NERİMAN GÜNEŞDOĞDU 0542 832 17 25

ETÜT MERKEZLERİYELPAZE İSTANBUL SANAT MERKEZİ 669 16 50KAFE/RESTORANT/GIDA/PAKET SERVİSBAHÇEŞEHİR PROFİTEROL 669 73 45MİE PASTANESİ 669 05 89EMLAKÇILARARDA EMLAK (22. YIL) 669 21 32İrtibat Cengiz Yılmaz 0532 213 77 53SU SERVİSİGÜMÜŞ SU 444 78 44KORUSU 669 00 13 - 672 20 30TAŞDELEN SU 669 1 669HİZMET SEKTÖRÜ /ELEKTRİK/SU TESİSATBAHÇEŞEHİR ELEKTRONİK 669 00 25SAĞLIK/GÜZELLİK MERKEZLERİPOLA FITNESS CENTER 669 00 25GİYİMARZU YETİŞ KOCATEPE Haute Couture(Gelinlik - Abiye) 0539 456 03 00 HALI YIKAMAMis Köpük Halı Yıkama 853 95 24VETERİNER&PET SHOP BOĞAZKÖY VETERİNER KLİNİĞİ 607 09 39 GÜNER VETERİNER SAĞLIK MERKEZİ 608 0 432GÜNER PET 0532 266 14 91SPRADON VETERİNER KLİNİĞİ 0532 646 14 31İŞLETME REHBERİAKYOL DANIŞMANLIK TERCÜME&BİLİŞİM 249 99 97AKSİGORTA Gürsoylar Sigorta 596 41 33AJANS YELPAZE 669 83 86 Ay içerisinde nöbetçi çizelgelerinde değişiklik olduğundan

dolayı güncel liste için www.ieo.org.tr adresinden bilgi edinebilirsiniz.

FRANSIZCA DERS VERİLİR.NDS ve İ.Ü. mezunu emekli öğretmenden

ilk, orta ve lise öğrencilerine

HER SEVİYEDE DERS VERİLİR.

İletişim : 0532 323 41 66

Tecrübeli Kimya Öğretmenindenlise öğrencilerine okul sınavı ve

YGS-LYS için oldukça etkili KİMYA dersi verilir.

Merve Yurdakul: 0537 324 53 83

İlk ve Orta Okul öğrencilerine Öğrenci Koçu- Kimyager’den

TEOG hazırlık ve destek dersleri verilir.

Hazal Görkey: 0534 411 75 68

Marketten taşımaya son! Arayın getirelim...

10 TL

10 TL10 TL

8 TL 8 TL

8 TL

3. Cadde E Blok AVM Kat:1 No:28 - Bahçeşehir

(0212) 669 1907-1905 - 0532 265 44 21Bekir Usta

KİLİTÇİLİNGİR

• Çilingir Hizmetimiz gündüz 40 TL gece 50 TL• Çilingir ve Otomatik Kapı Kilitleri,

7/24Hizmet

KALE ÖZEL KİLİT SERVİSİ

• Her Türlü Elektrik ve Arıza,• Plan Proje ve Uygulama,• Parmak izi kapı sistemleri montajı...

Bundan böyle gıdadan eğitime, güzellikten sağlığa sektörel telefon rehberimizde sizde yerinizi alın... Detaylı bilgi için; (0212) 669 83 86

Teknik sorunların çözümünde tek adres!

Elektrik Arıza & Onarım

Bilgisayar Laptop Tamir & Onarım

607 000 8 0544 221 36 21Servis Tel

Bahçeşehir 2.Kısım Mh. Yürüyüş Yolu Cad. No: 56 -1 Bahçeşehir/İst • www.mertyapibilisim.com

56

Yelpaze İstanbul / 15 Haziran 2016NOT: Otobüs saatleri, İETT’nin resmi yayınlarından, dergimiz baskıya girmeden önceki son haliyle alınmaktadır.

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

76D

Not: Otolar Avcılar Yanyola Girmez, E-5 Yolundan Gider.Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

bAhÇEşEhİR Kalkış TARLAbAşI Kalkış

BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (ÇİFT KATLI) Gidiş-Dönüş sefer süresi: 180 dakika KITA İND. hattır

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

E - 58

ESENKENT Kalkış MECİDİYEKÖY-M.bUS Kalkış

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - MECİDİYEKÖYGidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika EKSPRES hattır

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

146T

bOĞAZKÖY Kalkış YENİKAPI Kalkış

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-YENİKAPI Gidiş-Dönüş sefer süresi: 155 dakika

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

146

bOĞAZKÖY EVLERİ Kalkış bAKIRKÖY Kalkış

BOĞAZKÖY MH.-BAHÇEŞEHİR-BAKIRKÖY Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

76E

ESENKENT Kalkış TAKSİM Kalkış

ESENKENT BAHÇEŞEHİR-TAKSİM (EKSPRES)Gidiş-Dönüş sefer süresi: 150 dakika KITA İND. hattır

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

E - 57

ESENKENT Kalkış bAKIRKÖY Kalkış

ESENKENT BAHÇEŞEHİR - BAKIRKÖYGidiş-Dönüş sefer süresi: 100 dakika KITA İND. hattır

Not: Kırmızı Servisler ÖHO (Özel Halk Otobüsü) servisidir.

19:15 19:45 19:1519:30 20:00 19:3019:45 20:15 19:4520:00 20:30 20:0020:15 20:45 20:1520:30 21:00 20:3020:45 21:15 21:0021:15 21:30 21:1521:30 21:45 21:3021:50 22:00 21:5022:10 22:15 22:1022:30 22:30 22:3022:50 22:50 22:5023:10 23:10 23:1023:30 23:30 23:3023:50 23:50 23:50

00:15

05:00 05:30 06:0005:15 05:50 06:2505:30 06:10 06:5005:45 06:25 07:1006:00 06:40 07:3006:10 06:55 07:4506:20 07:05 08:0006:30 07:15 08:1506:40 07:30 08:3006:50 07:45 08:4507:00 07:55 09:0007:15 08:10 09:1507:30 08:25 09:3007:45 08:40 09:4508:00 08:55 10:0008:15 09:10 10:1508:30 09:25 10:3008:45 09:40 10:4509:00 09:55 11:0009:15 10:10 11:1509:30 10:25 11:3009:45 10:40 11:4510:00 10:55 12:0010:15 11:10 12:1510:30 11:25 12:3010:45 11:40 12:4511:00 11:55 13:0011:15 12:10 13:1511:30 12:25 13:3011:45 12:40 13:4512:00 12:55 14:0012:15 13:10 14:1512:30 13:25 14:3012:45 13:40 14:4513:00 13:55 15:0013:15 14:10 15:1513:30 14:25 15:3013:45 14:40 15:4514:00 14:55 16:0014:15 15:10 16:1514:30 15:25 16:3014:45 15:40 16:4515:00 15:55 17:0015:15 16:10 17:1515:30 16:25 17:3015:45 16:40 17:4516:00 16:55 18:0016:15 17:10 18:1516:30 17:25 18:3016:45 17:40 18:4517:00 17:55 19:0017:15 18:10 19:1517:30 18:25 19:3017:45 18:40 19:5018:00 18:55 20:1018:15 19:10 20:3018:30 19:30 20:5018:45 19:50 21:1019:00 20:10 21:3019:15 20:30 21:5519:30 20:5019:50 21:1020:10 21:3020:30 21:5020:50 22:1021:1021:3021:55

06:10 06:10 06:3006:30 06:30 06:5006:50 06:50 07:1007:20 07:10 07:3007:40 07:35 07:5007:50 07:50 08:1008:15 08:10 08:3008:35 08:30 08:5008:45 08:50 09:1008:55 09:05 09:3009:10 09:20 09:5009:25 09:35 10:1009:35 09:50 10:2509:50 10:05 10:4010:05 10:25 10:5510:25 10:40 11:1010:40 10:55 11:2510:55 11:20 11:4011:20 11:40 11:5511:35 12:00 12:1011:50 12:20 12:2512:10 12:40 12:4012:25 12:55 12:5512:40 13:10 13:1012:55 13:25 13:3013:10 13:40 13:4513:20 13:55 14:0013:40 14:10 14:1513:55 14:25 14:3014:10 14:40 14:4514:25 15:00 15:0014:40 15:20 15:1515:00 15:40 15:3015:15 16:00 15:4515:30 16:20 16:0015:50 16:40 16:1516:05 16:55 16:3516:20 17:20 17:0016:40 17:35 17:2016:55 17:50 17:4017:20 18:05 18:0017:35 18:20 18:2017:50 18:35 18:4018:05 18:55 19:0018:20 19:10 19:2018:35 19:30 19:4018:55 19:50 20:0019:10 20:10 20:2019:25 20:30 20:4019:45 20:45 21:0020:00 21:00 21:2020:15 21:20 21:4020:30 22:00 22:0020:45 22:20 22:2021:00 22:40 22:4021:20 23:00 23:0021:40 23:20 23:2022:00 23:45 23:4522:20 00:10 00:1022:4023:0023:2023:4500:10

05:25 05:25 05:3005:35 05:35 05:5005:55 06:00 06:1006:05 06:10 06:3006:15 06:20 06:5006:30 06:30 07:1006:40 06:40 07:3006:50 06:55 07:5007:00 07:10 08:1007:10 07:25 08:3007:25 07:40 08:4507:40 08:00 09:0008:00 08:20 09:1508:20 08:40 09:3008:40 09:00 09:4509:00 09:25 10:0009:25 09:45 10:1509:40 10:05 10:3009:55 10:25 10:4510:15 10:45 11:0010:30 11:00 11:1510:45 11:15 11:3011:00 11:30 11:5011:15 11:45 12:0511:30 12:00 12:2011:45 12:15 12:3512:00 12:30 12:5012:15 12:50 13:0512:30 13:15 13:2012:45 13:35 13:3513:05 13:50 13:5013:20 14:10 14:0513:35 14:25 14:2013:55 14:40 14:3514:10 14:55 14:5014:25 15:10 15:1514:40 15:30 15:3014:55 15:45 15:4515:10 16:00 16:0015:30 16:15 16:2015:45 16:30 16:4016:00 16:50 17:0016:15 17:05 17:2016:30 17:20 17:4016:50 17:40 18:0017:05 18:00 18:2017:20 18:20 18:4017:40 18:40 19:0017:55 19:00 19:2018:10 19:20 19:4018:25 19:40 20:0018:40 20:00 20:2019:00 20:20 20:4019:20 20:40 21:0019:40 21:00 21:2020:00 21:20 21:4520:20 21:40 22:1020:40 22:0021:0021:2021:4022:00

19:00 19:00 19:30

19:25 19:25 20:00

19:50 19:50 21:00

20:15 20:15 21:30

20:40 20:40 22:00

21:05 21:05 22:30

21:30 21:30 23:00

22:00 22:00

22:30 22:30

23:00 23:00

05:50 05:50 07:0006:10 06:10 07:3006:20 06:20 08:0006:45 06:45 08:3006:55 06:55 09:0007:10 07:10 09:3007:25 07:25 10:0007:45 07:45 10:3008:05 08:05 11:0008:20 08:20 11:3008:45 08:45 12:0009:15 09:15 12:2509:45 09:45 12:5010:10 10:10 13:1510:35 10:35 13:4011:00 11:00 14:0511:25 11:25 14:3011:50 11:50 14:5512:15 12:15 15:2012:40 12:40 15:4513:05 13:05 16:0013:30 13:30 16:3513:55 13:55 18:0014:20 14:20 18:3014:45 14:45 19:0015:10 15:10 19:3015:35 15:35 20:0016:00 16:00 20:3016:25 16:25 21:0016:50 16:50 21:3017:15 17:1517:40 17:4018:05 18:0518:30 18:3019:00 19:0019:30 19:3020:00 20:0020:30 20:3021:00 21:00

06:00 06:30 07:0006:10 06:37 07:1006:20 06:44 07:2006:30 06:51 07:3006:38 07:00 07:4006:46 07:15 07:5006:54 07:30 08:0007:10 07:40 08:1007:18 07:50 08:2007:26 08:00 08:3007:34 08:10 08:4507:42 08:20 09:0007:50 08:30 09:1507:58 08:40 09:3008:06 08:50 09:4008:14 09:00 09:5008:26 09:10 10:0008:34 09:20 10:1008:42 09:30 10:2008:54 09:40 10:3009:02 09:50 10:4009:10 10:00 10:5009:18 10:10 11:0009:30 10:20 11:1009:40 10:30 11:2009:50 10:45 11:3010:00 11:00 11:4010:10 11:10 11:5010:20 11:20 12:0010:30 11:30 12:1010:40 11:45 12:2010:50 12:00 12:3011:00 12:10 12:4511:10 12:20 13:0011:20 12:30 13:1511:30 12:40 13:3011:40 12:50 13:4011:50 13:00 13:5012:00 13:10 14:0012:10 13:20 14:1012:20 13:30 14:2012:30 13:40 14:3012:40 13:50 14:4012:50 14:00 14:5013:00 14:15 15:0013:10 14:30 15:1013:20 14:40 15:2013:30 14:50 15:3013:40 15:00 15:4013:55 15:15 15:5014:05 15:30 16:0014:20 15:40 16:1014:30 15:50 16:2014:45 16:00 16:3014:55 16:10 16:4015:10 16:20 16:5015:20 16:30 17:0015:35 16:40 17:1015:45 16:50 17:2015:55 17:00 17:3016:05 17:10 17:4016:15 17:20 17:5016:25 17:30 18:0016:35 17:45 18:1016:45 17:55 18:2016:55 18:10 18:3017:05 18:20 18:4017:15 18:30 18:5017:25 18:40 19:0017:35 18:50 19:1017:45 19:00 19:2017:55 19:10 19:3018:05 19:20 19:4018:15 19:30 19:5018:24 19:40 20:0018:32 19:50 20:1018:40 20:00 20:2018:50 20:10 20:3019:00 20:20 20:4019:10 20:30 20:5019:20 20:40 21:0019:30 20:50 21:1019:40 21:00 21:2019:50 21:10 21:3020:00 21:20 21:4020:10 21:30 21:5020:20 21:40 22:0020:30 21:50 22:1020:40 22:00 22:2020:50 22:10 22:3021:00 22:20 22:4021:10 22:35 22:5521:20 22:50 23:1021:30 23:10 23:2021:40 23:30 23:3021:55 23:50 23:4022:10 23:5022:25 24:0022:4022:5523:1023:2523:40

04:50 05:10 05:3005:00 05:19 05:4505:07 05:28 06:0005:14 05:37 06:1005:21 05:46 06:2005:28 05:54 06:3005:34 06:02 06:4005:44 06:10 06:5005:50 06:20 07:0005:56 06:30 07:1006:02 06:40 07:2006:08 06:50 07:3006:14 07:00 07:4006:20 07:10 07:5006:26 07:20 08:0006:32 07:30 08:1006:42 07:40 08:2006:48 07:50 08:3006:54 08:00 08:4007:04 08:10 08:5007:10 08:20 09:0007:16 08:30 09:1007:22 08:40 09:2007:32 08:50 09:3007:38 09:00 09:4007:46 09:10 09:5008:02 09:20 10:0008:10 09:30 10:1008:20 09:40 10:2008:30 09:50 10:3008:45 10:00 10:4008:55 10:15 10:5009:05 10:30 11:0509:15 10:40 11:2009:25 10:50 11:3009:35 11:00 11:4009:45 11:10 11:5009:55 11:20 12:0010:05 11:30 12:1010:15 11:40 12:2010:25 11:50 12:3010:35 12:00 12:4010:45 12:10 12:5010:55 12:20 13:0011:05 12:30 13:1011:15 12:40 13:2011:25 12:50 13:3011:35 13:00 13:4011:45 13:15 13:5012:00 13:30 14:0012:15 13:45 14:1012:30 14:00 14:2012:40 14:10 14:3012:50 14:20 14:4013:00 14:30 14:5013:10 14:40 15:0013:20 14:50 15:1013:30 15:00 15:2013:40 15:10 15:3013:50 15:20 15:4014:00 15:30 15:5014:10 15:40 16:0014:20 15:50 16:1014:30 16:00 16:2014:40 16:10 16:3014:50 16:20 16:4015:00 16:40 16:5015:10 16:50 17:0015:20 17:00 17:1015:30 17:10 17:2015:45 17:20 17:3015:55 17:30 17:4016:05 17:40 17:5016:15 17:50 18:0016:25 18:00 18:1016:35 18:10 18:2016:45 18:20 18:3517:00 18:30 18:5017:10 18:40 19:0017:20 18:50 19:1017:30 19:00 19:2017:40 19:10 19:3017:50 19:20 19:4018:00 19:30 19:5018:10 19:40 20:0018:20 19:50 20:1018:30 20:00 20:2018:40 20:15 20:3018:50 20:30 20:4019:00 20:45 20:5019:15 21:00 21:0019:30 21:15 21:1019:45 21:30 21:2020:00 21:50 21:3020:15 22:10 21:4520:30 22:30 22:0020:45 22:1521:00 22:3021:15 22:4521:3021:4522:0022:15

07:40 07:40 08:4008:20 08:20 09:1008:45 08:45 09:4009:10 09:10 10:1009:35 09:35 10:4010:00 10:00 11:1010:30 10:30 11:4011:00 11:00 12:1011:30 11:30 12:4012:00 12:00 13:1012:30 12:30 13:4012:55 12:55 14:1013:20 13:20 14:4013:45 13:45 15:1014:10 14:10 15:4014:35 14:35 16:1015:00 15:00 16:4015:30 15:30 17:1015:55 15:55 17:4016:20 16:20 18:1016:45 16:45 18:4017:10 17:10 19:1017:35 17:35 19:4018:00 18:00 20:1018:30 18:30 20:4018:55 18:55 21:1019:20 19:20 21:4019:45 19:45 22:1020:15 20:15 22:4020:45 20:4521:15 21:1521:45 21:4522:15 22:1522:45 22:45

06:15 06:15 07:0006:35 06:35 07:3007:00 07:00 08:0007:15 07:15 08:3007:45 07:45 09:0008:15 08:15 09:3008:45 08:45 10:0009:15 09:15 10:3009:45 09:45 11:0010:15 10:15 11:3010:45 10:45 12:0011:15 11:15 12:3011:45 11:45 13:0012:15 12:15 13:3012:40 12:40 14:0013:05 13:05 14:3013:30 13:30 15:0014:00 14:00 15:3014:25 14:25 16:0014:50 14:50 16:3015:15 15:15 17:0015:40 15:40 17:3016:05 16:05 18:0016:30 16:30 18:3017:00 17:00 19:0017:25 17:25 19:3017:50 17:50 20:0018:15 18:15 20:3518:45 18:45 21:1019:15 19:1519:45 19:4520:15 20:1520:45 20:4521:15 21:15

07:00 07:10 09:3007:35 07:45 10:3008:10 08:20 11:2008:45 08:55 12:1009:20 09:30 13:0009:55 10:05 13:5010:30 10:40 14:3011:05 11:15 15:1011:40 11:50 15:5012:20 12:25 16:3013:00 13:00 17:1013:35 13:35 17:5014:10 14:10 18:3014:45 14:45 19:1015:20 15:20 19:5015:55 15:55 20:3016:30 16:30 21:1517:05 17:05 22:0017:40 17:4018:15 18:1518:50 18:5019:25 19:2520:00 20:0020:35 20:3521:10 21:1021:45 21:4522:10 22:10

05:50 06:00 07:0006:05 06:15 08:0006:30 06:40 08:5006:45 06:55 09:4007:10 07:20 10:3007:35 07:45 11:2008:20 08:30 12:1009:00 09:10 13:0009:40 09:50 13:4510:25 10:30 14:3011:05 11:05 15:1511:40 11:40 16:0012:15 12:15 16:4512:45 12:45 17:3013:15 13:15 18:1513:50 13:50 19:0014:25 14:25 19:4515:00 15:00 20:3015:35 15:3516:10 16:1016:45 16:4517:20 17:2017:55 17:5518:30 18:3019:05 19:0519:40 19:4020:15 20:15

İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR İŞ GÜNÜ C.TESİ PAZAR

MK15

bOĞAZKÖY SONDURAK Kalkış OLİMPİYATKÖY METRO Kalkış

BOĞAZKÖY-BAHÇEŞEHİR-OLİMPİYATKÖY METROGidiş-Dönüş sefer süresi: 120 dakika

06:50 06:50 07:50

07:30 07:30 09:30

08:00 08:00 10:20

08:50 08:50 11:10

09:40 09:35 12:00

11:10 11:10 12v:50

12:00 12:00 13:40

13:30 13:30 14:30

15:50 15:50 15:20

16:50 16:50 16:10

18:00 18:00 17:00

18:30 18:30 17:50

19:10 19:10 18:40

20:20 20:20 19:30

20:45 20:50 20:20

22:25 22:25 21:10

00:20 00:20 22:1000:25

06:00 06:00 07:00

06:30 06:35 08:40

07:10 07:10 09:30

07:45 07:45 10:20

08:30 08:20 11:10

09:00 09:00 12:00

10:00 10:00 12:50

10:50 10:50 13:40

12:15 12:15 14:30

13:10 13:10 15:20

14:40 14:40 16:10

17:00 17:00 17:00

18:00 18:00 17:50

19:10 19:10 18:40

19:40 19:40 19:30

20:10 20:10 20:20

21:40 21:40 21:10

23:10 23:20 23:10

afiş

insert dağıtımı

advertorial ilan

reklam videosu

DERGi iLANI

kurumsal kimlik

ARAÇ GiYDiRME

TOPLU SMS GÖNDERiMi

e-bülten

indoor ve outdoor tasarımlarılogo tasarımı

Broşür / Katalog

www.yelpazeistanbul.com facebook/ajansyelpaze twitter/ajansyelpaze Bahçeşehir 1. Kısım Mah. Bülbül Cad. Badem 08 Villa 02 Bahçeşehir (0212) 669 83 86