yelpaze istanbul güncel online dergisi

s a y ı

97

ay l ı k a l ı ş v e r i ş v e ya ş a m d e r g İ s İ y ı l : 9 29 ekim - 29 kasım 2011

Bahçeşehİr, Ardıçlı , Ispartakule, Esenkent, Boğazköy halkına dağıtılır. alabİlİrsİnİz.

İstanbul ve Bahçeşehir’den en güncel haberler

www.yelpazeistanbul.com’da...

Lütfen

İ S T A N B U L

Avrupa'nın devi Gorenje, ankastre cihazları

ve mutfak modelleriyle evinizde.

A V R U P A K A L İ T E S İ Ş İ M D İ B A H Ç E Ş E H İ R ' D E

Gorenje Mutfak;2.Kısım Mah. Bahçeşehir Park Çarşısı No:5 Bahçeşehir Tel: 0212. 669 41 20

BO 87 ORA X Multifonksiyonel fırın

EIT 695 ORA-E Cam seramik indüksiyonlu ocak

DKG 552 ORA S Duvar tipi davlumbaz

Model: SORAYA I Renk: Beyaz Siyah

TÜM MUTFAKLARDA

252525%

İNDİRİM

Mutfağa yeni bir yorum

YETENEK GELİŞTİRME MERKEZİ SİSTEM VE İŞLEYİŞİ

Bahçeşehir şubemizde açılmış olan Yetenek Geliştirme Merkezi'nde 3/6 yaş arası çocuklara branş öğretmenleri ve pedagog eşliğinde yaş dönemlerine uygun şekilde sanat ağırlıklı eğitim verilmektedir. Yetenek Geliştirme Merkezi tam zamanlı BİR OKUL olup, dersleri-miz 08:30-18:00 saatleri arasında haftaiçi gerçekleşmektedir.

Merkezimizde İngilizce, gitar, piyano, keman, bateri, perküsyon (orff), bale, jimnastik, dans, tiyatro-drama ve resim dersleri veril-mektedir. Bunların yanında tiyatro, sinema, konser, buz pateni, at biniciliği, yüzme gibi etkinliklerimiz dönem içersinde gercekleşe-cektir.

Yetenek Geliştirme Merkezi'deki eğitim sistemi klasik okul öncesi eğitim kurumlarının benimsemiş olduğu sistemden farklı olarak ço-cukların sözel-dilsel, mantıksal-matematiksel, müziksel-ritmik, gör-sel-uzamsal, içsel, kişilerarası, doğa ve bedensel-kinestetik zeka olmak üzere zekanın bütün alanlarını geliştirmeyi hedefleyen Çoklu Zeka Kuramı'na uygun şekildedir.

Aynı zamanda zihinsel, fiziksel, sosyal ve ruhsal olarak maksimum düzeye ulaşmalarını hedefleyen Montessori eğitim sistemi öncülü-ğünde eğitimlerimiz gerçekleşmektedir.

• Bale Programları Klasik Bale, Modern bale, Pre bale... (3 yaş altı baleye hazırlık), Bale-Jazz, Yetişkin Bale, Yabancı Dil Bale Sınıfları, Konservatuara Hazırlık Bale...

• Jimnastik Programları Temel jimnastik, Ritmik jimnastik, Artistik jimnastik...

• Dans Programları Latin Dansları, Klasik danslar, Modern danslar, Disco, Bugi, Break, Flemenko, Hiphop, Oryantal, Roman dansları, Aero oryantal...

• Kişisel Gelişim Programları Tiyatro, Diksiyon, Artükülasyon, Fonatik, Feden dili, NLP teknikleri, Seminer teknikleri, Duyma engellilere diksiyon, Oyunculuk teknikleri, Pandomin, Resim, El sanatları...

• Müzik Programları Elektro Gitar, Pop Gitar, Klasik Gitar, Bass Gitar, Flemenko Gitar, Mandolin, Org, Piyano, Bateri, Darbuka, Perküsyon, Bağlama, Saksafon, Trompet, Klarnet, Yan Flüt, Ney, Viyolonsel, Keman, Kemençe, Ud, Kanun, Akordeon...

• Diğer Eğitim Programları Şan, Solfej, Konservatuar ve güzel sanatlara hazırlık dersleri, Stüdyo, Ses kayıt, Demo kaset, Stüdyo ortamında orkestra çalışmaları, Step Aerobik, Plates, Yoga...

BAHÇEŞEHİR Yetenek Geliştirme Merkezi ve Sanat Eğitim Merkezi

1. Kısım Çınar-10 Villa-4 Bahçeşehir / İSTANBUL Tel: 0212 - 669 92 67

ADAKENT

Beylikdüzü / İSTANBUL Tel: 0212 -873 11 05 / 0212 - 873 03 59

MİMARSİNANMimarsinan - B.Çekmece / İSTANBUL Tel: 0212 - 864 11 14

TORİUM AVM Enstrüman Satış Mağazası ve Sanat Eğitim Merkezi

Esenyurt / İSTANBUL Tel: 0212 - 450 10 95

Müzik Bölümü öğrencilerimiz; Eğitimlerinin sonunda MEB sertifikası yanı sıra (LCM) LONDRA MÜZİK AKADEMİSİ Sertifikası almaya hak kazanır. Ayrıca (ABRSM) İNGİLİZ KRALİYET MÜZİK AKADEMİSİ (Royal Müzik) sınavlarına,öğrencilerimiz çalıştırılmaktadır.

Bale Bölümü öğrencilerimiz;Sofya Ulusal Müzik Akademisi Bale Sanatları Bölümü sertifikası almaya hak kazanır.

DOĞULU MÜZİK’TE 3 YAŞ ve ÜSTÜ HER GRUBUN EĞİTİM ALABİLECEĞİ ALANLAR

YeniŞubesiyle,BAHÇEŞEHiR’deHiZMETiNiZDE...

Son yıllarda ABD, Avrupa Birliği ve Çin’in bü-yük yatırımlar yaptığı rüzgar elektrik santral-leri konusunda Türkiye tarihi bir adım attı. 2,5 yıldır gizlilikle sürdürülen hazırlıktan sonra Temmuz ayında onaylanan 50 milyon liralık dev bütçeyle tamamen yerli rüzgar tür-bini üretimi başladı. 121 akademisyenden oluşan dev bir kadroyla tasarım ve teknoloji geliştirme çalışmalarını yürüten ekip, önü-müzdeki yılın sonunda 500 kilovat gücünde-ki ilk Milli Rüzgar Enerji Sistemini (MİLRES) çalıştırmayı planlıyor.

2014 yılında da 2 bin 500 kilovatlık büyük model bitirilecek. Bütçesiyle savunma proje-leri dışında, Cumhuriyet tarihinin en büyük araştırma geliştirme projesi olan MİLRES’in Türkiye ekonomisine beş yıl içinde otomotiv sanayi kadar katkı sağlaması hedefl eniyor. 2023 yılına kadar 20 bin megavat rüzgar enerjisi üretmek için 30 milyar doları rüz-gar türbinlerine yatıracak Türkiye, bunun en azından 7.5 milyar dolarını kendi imkanlarıy-la sağlamayı planlıyor. Kalanının ise yabancı markalarca karşılanacağı düşünülüyor.

Bu organizasyonda, Enerji Bakanlığı’nın başkanlığında Sabancı Üniversitesi, TÜBİ-TAK, TAI, İTÜ, İstanbul Ulaşım görev alıyor.

Üretimin tamamı yerel sanayicilere yaptı-rılacak. Böylelikle yerel rüzgar türbini yan sanayinin temelleri atılmış olacak. Bunun haricinde, Sabancı Üniversitesi, araştırma geliştirme dışında sanayiyle işbirliği oluştur-mak için Rüzgar Enerjisi Teknoloji Platformu (RETEP) adıyla sivil bir girişimi de başlatmış durumda. Sabancı Üniversitesi Rektör Da-nışmanı Cemil Arıkan, MİLRES Projesi’nin koordinatörü olan Sabancı Üniversitesi Me-katronik Mühendisliği’nde görevli Doç.Dr. Mahmut Faruk Akşit, RETEP üyelerinden Heksagon’un Genel Müdürü Murat Oğuz Ar-can, konuyla ilgili olası senaryolarını ve he-defl erini CNBC-e Business’a anlattı.

İsterseniz, olayı daha iyi kavramak için bir-kaç yıl geriye gidelim. 2007 yılının 1 Kasım sabahı Türkiye ekonomisi yepyeni bir sek-törle tanıştı. O gün, Enerji Bakanlığı, Türki-ye’deki rüzgar enerjisi üretimi için lisans başvurularını almaya başladı. Hedef rüzgar enerjisinde ilk adımları atmaktı. Ülkenin toplam elektrik üretimi, o gün için 40 bin megavattı. Önümüzdeki 10 yıl için ise rüzgar enerjisi için koyulan hedef 20 bin megavat olarak açıklanmıştı. Ama talep beklenenin çok üzerinde oldu. Çeşitli kuruluşlardan 78 bin megavatlık talep geldi. Herkes şaşkındı.

Çünkü bu talep, yukarıda yazdığımız gibi, Türkiye’nin o günkü toplam elektrik üretimi-nin iki katı, on yıl sonraki rüzgar enerjisi he-defi nin ise neredeyse dört katıydı. Bu yoğun ilgi Türkiye’de rüzgarın bir hayli hızlı eseceği-nin ilk sinyaliydi.

SÜPER GÜÇLERİN RÜZGARLA YARIŞI...

Aslında, bir süreden beri rüzgar enerjisi ge-lişmiş ülkelerin gündeminde. Kömür, petrol gibi kaynakların küresel ısınmaya olumsuz etkileri ve rezervlerle ilgili tartışmalar, nükle-erle ilgili malum kuşkular, doğalgazda dışarı bağımlılık gibi birçok etken rüzgarın işine ya-rıyor. ABD, Avrupa Birliği ve Çin başta olmak üzere pek çok ülke, önümüzdeki on yıl için oldukça büyük rüzgar yatırımı hedefl iyor.

Çin geçen yıl 16 bin 500 megavatlık dev ya-tırımıyla ABD’yi geçerek rüzgar enerjisinde dünyanın en güçlü ülkesi haline geldi. Bu iki ülkeyi Almanya ve İspanya takip ediyor. Çin 2020 yılında rüzgar kapasitesini 300 bin megavata çıkarmayı planlarken, Avrupa Birliği ise bu rakamı 213 bin megavat ola-rak açıklıyor. Kısacası yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları arasında gösterilen rüzga-ra, dünyada da ilgi ve yatırım hızla artıyor.

Cumhuriyet tarihinin en büyük projesiTürkiye, ABD, AB ve Çin’in büyük yatırımlar yaptığı rüzgar enerjisinde dev bir adım atıyor. 121 akademisyenden bir kadro oluşturuldu. Sabancı Üniversitesi, TÜBİTAK, TAI, İTÜ, İstanbul Ulaşım A.Ş. el ele verdiler. Hazırlıklar 2,5 yıl gizli olarak sürdürüldü. Sonuçta, 50 milyon lira bütçeli Milli Rüzgar Enerji Sistemi ortaya çıkarıldı. Projenin mi-marları, Türk sanayisi için milat sayılabilecek olayı CNBC-e Business’a anlattı.

İstanbul Aktüel

Yelpaze Bahçeşehir I 5 Kasım ‘118

İstanbul Aktüel

İstanbul’da üç projede kentsel tasarım ça-lışması başlatıldı. Kent için silüet tartışma-larının yaşandığı şu günlerde Ataşehir’deki İstanbul Finans Merkezi (İFM), Hoşdere ve Zekeriyaköy’de başlatılan çalışmalarda pro-je bitmiş gibi siluetler yaratılacak ve bunlar, imar planına yansıtılacak.

İstanbul’u dünyanın en önemli fi nans mer-kezleri arasına sokacak olan ve proje kon-septi sır gibi saklanan İFM’yi kurma görevi Kanun Hükmünde Kararname ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a dev-redilmiş durumda. Elde edilen bilgilere göre, yerli ve yabancı bir mimarlık grubu geçtiği-miz hafta Bakan Bayraktar’a bir sunum ger-çekleştirdi. Bakanın gelecek günler içinde projeyi tanıtması bekleniyor. Proje hakkında bilgi sızdırılmasa da binanın hem çevre dos-tu hem de akıllı bina özelliğini taşıması ka-dar tarih ve moderniteyi bir arada sunması bekleniyor.

İstanbul'un silüetine uygun yapılacak...Emlak Konut GYO Genel Müdürü Murat Ku-rum, Hoşdere ve Zekeriyaköy’de başlatılan çalışmalara ilişkin açıklama yaptı. Bakanlık-la birlikte yürüttükleri çalışmalara bir aydır başladıklarını belirten Kurum, bugünlerdeki silüet tartışmasının iki bölgedeki çalışmaya yansımasını ise, “Projeler bitmiş gibi siluet-lerini yaratarak, onu imar planına yansıtı-yoruz. Binanın cephesi, yüksekliği, altyapı-sı olmak üzere her türlü detayı düşünerek bunu oluşturuyoruz. Ataşehir, Hoşdere ve Zekeriyaköy için yenilenebilir enerjiyi de zorunlu hale getireceğiz. Plan notlarında bunu işleyeceğiz” sözleriyle anlattı.

İki bölgede ne oldu, ne olacak?..Hoşdere Köyü’nün yanı sıra bölgede Ba-şakşehir ve Esenyurt ilçelerinde de TOKİ mülkiyetinde olan yaklaşık 1 milyon 105 bin metrekare yüzölçümlü taşınmazlardan imar planı ve uygulaması sonucunda oluşa-

cak olan 550 bin metrekare imar parsel, 14 Haziran 2011 tarihinde 302 milyon 500 bin lira bedel karşılığında satın alındı.

2 Mart tarihinde ise Sarıyer Zekeriyaköy’de-ki TOKİ mülkiyetindeki yaklaşık 500 bin met-rekarelik 34 taşınmaz, 225 milyon 370 bin lira bedel karşılığında satın alındı.

Murat Kurum, Ataşehir de dahil olmak üzere bu bölgeler için bu adımlar sonrasında yap-tıkları çalışmaları şu sözlerle anlattı:

“Bölgelerin kentsel tasarım projeleri üç grup tarafından ortaklaşa geliştiriliyor. Projeler, şehrin geliştirilmesine altyapı sağlamak amacıyla insan ve doğanın bir harmoni içinde yaşadığı, büyüdüğü ve geliştiği bir global şehircilik modeli çer-çevesinde tasarlandı. Karma kullanımları içeren projelerde canlı bir ticari koridor da yaratılacak.”

NTV yayınına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un deprem hazırlığını anlattı, çürük binaları yı-kacaklarını söyledi.

Başbakan Erdoğan’ın yeni düzenlemeyle ka-çak ve çürük binaların yıkılacağını söylemesi üzerine bunun nasıl yapılabileceği tartışıl-maya başlandı.

Radikal adımlar atıp İstanbul’daki çürük ve kaçak yapıları kamulaştıracaklarını, sağdu-

yulu vatandaşların kamulaştırma bedeline razı olacağını söyleyen Topbaş, ‘Devlet kim-seyi mağdur etmez’ dedi ve Başbakan’ın sözlerine katıldığını ifade etti.

Yıkım ve yeniden inşa projelerinin yüksek maliyet gerektirmediğini, aksine kendi ma-liyetini oluşturabileceğini söyleyen Başkan Kadir Topbaş, İstanbul depreminde çadırla-rın nerelere kurulacağının belli olduğunun altını çizerek, yapılan yorumların maksatlı olduğunu öne sürdü.

İstanbul'un üç noktası yeniden tasarlanıyor...Ataşehir, Hoşdere ve Zekariyaköy için kentsel tasarım çalışmaları başladı.

İstanbul'da çürük binalar yıkılacak...Topbaş İstanbul’un kaçak ve çürük bina sorununu değerlendirdi: İşi çadıra bırakmayacak binalar yapmalıyız.


İstanbul Aktüel

Su ve Orman İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İs-tanbullulara 'kent ormanları' müjdesi verdi. İstanbul'un her iki yakasına kent ormanları oluşturacaklarını belirten Eroğlu;

"Ormanların içinde yürüyüş alanları, ka-feteryalar, dinlenme alanları, hatta belli alanlarda yaban hayatı da olacak." dedi.

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından oluş-turulacak hatıra ormanına ilişkin protokolün imza törenine katıldı. Törenden sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Eroğ-lu, İstanbul'un Anadolu ve Avrupa yakaların-da olmak üzere iki kent ormanı oluşturacak-larını belirtti.

Oluşturulacak ormanın dünyanın sayılı or-manlarından olacağını kaydeden Eroğlu, "Bunun için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. Yer seçimini de yapıldı. Bu ormanlar ger-çekten dünyaya örnek olacak. Ormanların içinde yürüyüş alanları, kafeteryalar, din-lenme alanları, hatta belli alanlarda yaban hayatı da olacak. Kısacası akla gelebile-cek her şey var.

Bu konuda projeyi hazırladık. Başbakanı-mıza son bir sunum yapacağız. Başbakan'ın annesi rahmetli olunca projeyi kendisine sunamadık ama yakında inşallah projeyi Başbakanımıza arz edeceğiz. Başbakan'ın onayını aldıktan sonra hemen faaliyete başlayacağız." diye konuştu.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) ve İstanbul Üni-versitesi işbirliği ile düzenlenen Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı (International Science and Technology ISTEC) 7-9 Aralık tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek. Her yıl geleneksel ola-rak düzenlenen ISTEC konferansı bu yıl Sa-

karya Üniversitesi'nin katkılarıyla, İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenecek. Dünya'nın en prestijli konferansları arasında gösterilen ISTEC Konferansı'nda, sunulan bildirilerin bir kısmı, değerlendirme sürecinden geçiril-dikten sonra, The Online Journal of Science and Technology (TOJSAT) dergisinde yayın-

lanacak. Konferansla ilgili bilgi veren ISTEC Genel Koordinatörü Prof. Dr. Aytekin İşman, konferansın temel amacının Türkiye'deki ve uluslararası alandaki bilim ve teknoloji çalışmalarını bir araya getirmek olduğunu söyledi.

Geçen seneki kongrenin 30 farklı ülkeden 240 katılımcı ile gerçekleştirildiğini anlatan İşman;"Bu yıl da, yaklaşık olarak 250 çalışma bekliyoruz. Konferansta sunulan bildiriler daha sonra uluslar arası bilimsel endeks-lerce taranan The Online Journal of Sci-ence and Technology (TOJSAT) dergisinde yayınlanacak."

Dünyaca ünlü yerli - yabancı yelkenli, motor-lu yat, motorlu-motorsuz deniz araçları, su sporları, sistem, cihaz ve aksesuar markala-rı 17- 25 Şubat 2012 tarihleri arasında TÜ-YAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen İstanbul Boat Show Fuarı'nda buluşuyor.

Denizcilik sektörünün dünya pazarında önemli bağlantılar kurmasına hizmet ede-

cek olan İstanbul Boat Show, katılımcıları-na küresel pazarda söz sahibi olma imkanı tanırken, ziyaretçilerine de sektördeki son trendleri ve teknolojiyi bir arada sunacak.

Ekim başı itibarıyla 100'ü aşkın fi rma ve fi rma temsilciliğin katıldığı Tüyap İstanbul Boat Show 2012'nin sergileme alanı şimdi-den 25.000 m2'yi aştı.

Kent ormanı müjdesi...Bakan Veysel Eroğlu, İstanbullulara 'kent ormanları' müjdesi verdi.

İstanbul'da bilim ve teknoloji konferansı...Uluslararası Bilim ve Teknoloji Konferansı 7-9 Aralık tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi'nde gerçekleştirilecek.

Dünyaca ünlü tüm markalar Boat Show'da...Dünyaca ünlü markalar 17- 25 Şubat tarihleri arasında İstanbul Boat Show Fuarı'nda buluşuyor.


www.tekorganizasyon.com.tr

T: (212) 669 44 18 - F: (212) 669 29 18 G: 538 366 18 18 - G: 533 595 07 18

E: [email protected]

İlet iş im;

3. Cadde KC Group AVM E Blok Kat: 1 No: 41 Bahçeşehir-Istanbul-Türkiye

• Düğün Organizasyonları ve Sosyal Davet Dekorasyonları,• Basın Toplantısı, Ürün Lansmanları,• Bayii Toplantıları, Gala Geceleri,• Kurumsal Şirket Yemekleri,• Açılış, Sergi, Seminer Organizasyonları,• Yaratıcı Tasarımlar,• Fuar Hizmetleri,• Host ve/veya Hostes Temini,• Davetiye Tasarımı,• Hat Sanatı İle Yazılım ve Dağıtım Hizmeti,• LCV Hizmeti,• Mezuniyet Tören ve Baloları,• Açık Alan Piknik ve Tekne Turları Organizasyonu,• Süsleme Dekorasyonu,• Sahne - Podyum Kurulumu ve Kaplaması,• Sahne Arkası Dekorasyonu,

• Balon Süsleme,• Gösteri ve Animasyonlar,• Şenlik ve Festivallerin Süsleme ve Dekorasyonu,• İftar Yemekleri,• Bina Dış Cephe Süsleme,• Kumaş Kaplama ve Çiçek Hizmeti,• Hediye Alternatifleri ve Kişiye Özel Tasarımlar,• Havai Fişek, Volkan, Maytap ve Işık Seli Gösterileri,• Sünnet Düğünü Organizasyonları,• Dönemsel Etkinlikler;• Yılbaşı, Mezuniyet Törenleri, Mezuniyet Baloları,• Ramazan Özel Gün Etkinlikleri,• Özel Günler (Evlenme, Sevgililer Günü, Anneler Günü...)• Doğum Günü Kutlamaları,• Bahçe Partileri,• Bebek Odası Süslemeleri...

HIZMETLERIMIZ:

TEK Organizasyon ve Danışmanlık;Tüm faaliyetlerinde kurum kültürünü benimseyerek, şirket politikaları doğrultusunda hareket etmeyi ilke edinmiştir.Zoru tanımıyoruz, imkânsızı hemen yaparız, hayallerinizi gerçekleştirebilmek için ise sadece; Size ve biraz zamana ihtiyacımız var.

BAHÇEŞEHIR’de AÇILDI...

Editör

Bekir [email protected]

Avrupa Birliği'nin yaşanmakta olan Mega Krizde varmış olduğu son nokta olan Borç Krizi dersler çıkarılması gereken ibret verici bir durum arz etmektedir. Rönesans ile dış dünyaya açılarak büyük bir çıkış yakalayan Avrupa bugün kabuğuna çekilmiş, birinin di-ğerini tabir caiz ise “Kazıkladığı”, 21. yüzyıl vizyonlarından tamamen yoksun bir “Hıris-tiyan Birliği” konumuna gelmiş bulunmak-tadır.

AB‘de yaşanmakta olan Kriz o kadar derin-dir ki Brüksel AB liderler zirvesinde çaresiz-ce ABD'den iyi düşünülmeden kopyalanan “Euro basılarak, krize çözüm ve Euro yo-luyla krizi dünya ya ihraç edip rahatlama” modeli ile Euro üyesi Almanya ve özellikle Finlandiya hiç hak etmedikleri tehlikeli bir sürece doğru yol almaktadırlar. Türkiye’nin AB sürecinde ve 21. yüzyılın yeniden şekil-lenmesinde izleyeceği stratejinin “Ana Ek-seni”, AB ekseninde değil doğal alarak ABD + Rusya + Çin + Hindistan ekseninde oluşa-caktır. AB izlediği ve halen de devam ettirdiği iki yüzlü politikalarla Türkiye’ye aslında bü-yük iyilik etmiş bulunmaktadır.

Türkiye Atatürk öncülüğünde Cumhuriyetin kuruluşundan sonra yaşamış olduğu başa-rısız siyasi-ekonomik tüm krizlere rağmen, büyüme “Ana Trendini” korumayı başarmış-tır. Türkiye bu büyüme trendini 2001 yılında yaşadığı ağır krizin getirdiği tecrübeleri ve tek başına iktidar olmanın avantajlarını ba-

şarıyla kullanarak bugün dünyanın 16. Bü-yük Ekonomisi ve G-20 üyesi olarak zirveye taşımış bulunmaktadır.

Türkiye’de bölücü terörden trafi k terörüne kadar birçok sorunların kaynağını teşkil eden “Ana Sorun” batının tam tersine, ge-rek toplum ve gerekse bireylerde sosyal-kültürel gelişmenin ekonomik büyüme ve sanayileşmenin hep arkasında kalmasıdır. Gerçekten de Türkiye’de köylerden şehirle-re göç eden nüfus “Varoş” kavramı altında şehirlerde ve hatta Avrupa da tepki kaynaklı uyumsuz kendi kültür ve dünyalarını kurmuş bulunmaktadırlar. Ekonomik büyüme ile sosyo-kültürel gelişimler arası “Kalkınma Bazında” sağlıklı dengelerin kurulamaması neticesi aralarında uçurumlar oluşma sü-recinin başlaması durumunda Türkiye'nin geleceği için yeni riskler ortaya çıkacaktır. Bundan ötürü özellikle Milli Eğitim, Kültür ve Turizm bakanlıkları daha etkin ve yeni proje-ler geliştirmek zorundadır. 2020 Olimpiyat-ları hedef ve motivasyonu sürece olumlu hız kazandıracağı düşünülmektedir.

Özel ve bireyi devletin önüne çıkararak orta-ya çıkan kontrolsüz otorite boşluğu ile aslın-da çöküşüne zemin hazırlayan Batı toplum-larının, tarihinden dersler çıkarılarak fazla aceleye getirilmemesi gereken Yeni Anaya-sa sürecinde “Devlet ile Birey arası hassas denge” batıdan kopyalanarak ya da Batı ve onun yerli-yabancı sözcüleri istediği için de-

ğil, tamamen Türkiye’nin ulusal özgün koşul-ları, 21. yüzyıl hedef, ihtiyaç ve istekleri göz önünde tutularak kurulmalıdır.

Özel ve Bireyi önce Devletin önüne çıkarıp sonra da kontrolü kaybeden Batıda, özellik-le ABD’de “Bonozedeler Faciası” örneği ile kanunların açıklarından yararlanarak “Hu-kuk Kılıfı”na uydurulmuştur. Güç ve para kazanmanın hatta ele avuca sığmayacak profesyonel düzeyde gerçekleştirilen sahte-karlıkların dahi haksız ama artık bir sektör haline geldiği ve bu konuların artık üniver-sitelerde ders konusu olduğu bilinmektedir. Türkiye’de bu konuda geçmişteki “Banker-ler Faciası” örneği oldukça kabiliyetli “Yük-sek bir potansiyel bulunduğu” ortaya çıkan tipik skandallar ışığında özellikle göz önün-de tutulmalıdır.

Rusya, Türkiye gibi çok köklü devlet gelene-ği ve kültürü olan bir devlettir. Dünya da ya-şanmakta olan Mega Kriz o kadar derindir ki 21. yüzyılda dünyanın yeniden şekillenmesi söz konusu olacaktır. Rus devletinin bu çok zor sürece uluslararası arenalarda satranç misali büyük başarılar kaydeden Putin-Med-vedev ikili kombinasyonunda devam etme eğilimi tesadüf değildir. Türkiye Yeni Anaya-sa süreci dahil 21. yüzyıla yönelik devletin stratejik olarak yeniden şekillenmesinde öncelikle Batıdan değil bu kez tam tersine doğudan yani Rusya ve Çin örneklerinden dersler çıkarması çok yerinde olacaktır...

Global KrizdenÇıkarılacak Dersler veTürkiye’de Yeni Anayasa süreci...

Dipnot: Yazara ait bu okuduğunuz metin yazının tamamı değil sonuç bölümüdür. Yazının tamamına www.yelpazeistanbul.com sitesi güncel haberlerden ulaşabilirsiniz.


Detaylı Bilgi ve Randevu İçin:

[email protected]

DERSLERİMİZİstanbul Amerikan

ROBERT LİSESİ ve ABD’de HARVARD,PENNSYLVANIA, COLUMBIA, NEW YORK

Üniversitelerinden mezun

UZMAN EĞİTİMCİLERtarafından verilir.

Bahçeşehir Atrium Mavi Çarşı 2. Kat, No:214T:(0212) 669 52 63-64 Gsm: 0536 815 06 04

İngilizce Eğitim Programlarımız:

• TOEFL / IELTS / KPDS / ÜDS / YDS / SAT / GRE / ICAO• SBS Sınavları için ingilizce• Proficiency ( ingilizce hazırlık atlama )• Genel Amaçlı İngilizce• Teknik İngilizce• Microsoft ve Cisco Sertifika Sınavlarına Ön Hazırlık

Başarınız İçin Bahçeşehir

İngilizce ve BilgisayarEğitim Danışmanlığı

Başarınız İçin Bahçeşehir

İngilizce ve BilgisayarEğitim Danışmanlığı

Bilgisayar ile destek ve uygulamalar

dökümleri

İBB ve 26 ilçe belediyesinin hazırladıkları yardımlar Çamlıca gişelerinin yanında bulu-nan park alnında düzenlenen bir törenden sonra konvoy halinde yola çıktı.

Çadır, battaniye, kışlık giyecek, soba, çocuk ve kadın bezleri, içme suyu, gıda vb. malze-melerden oluşan acil ihtiyaç maddeleri kon-voyuna 6 ilçe belediye başkanı da eşlik etti.

Başakşehir'den iki TIR yardım...

Yaklaşık 60 araçtan olulan konvoya Başak-şehir Belediyesi de 2 TIR acil ihtiyaç mad-desiyle katıldı. Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, yardım malzemelerini acil ihti-yaç maddesinden seçtiklerini ve bununla bir nebze de olsa depremzedelerin yaralarına merhem olmak istediklerini belirtti.

Turnuvada Marmara bölgesinden 270 tenis-çi 12 kategoride kupaya uzanabilmek için kaliteli tenis maçları oynadılar. Baştan sona çekişmeli geçen turnuvanın özellikle son iki günü oynanan yarı fi nal ve fi nal maçları ne-fesleri kesti. Turnuvaya katılan tüm sporcu-lara sürpriz hediyeler hazırlayan Bahçeşehir Tenis Kulübü, turnuva organizasyonu ile katı-lımcıların beğenisini kazandı. Turnuva direk-

törü Burak Reis Kızıltan, Başhakem Muhar-rem Ataç, yardımcı hakemler Emre Şener ve EmreTanç turnuvayı kusursuzca yönettiler. Turnuvanın ödül töreni ve kapanış kokteyli 2 Ekim Pazar saat 18.00’ de 400’e yakın tenisseverin katılımı ile gerçekleşti. Kapanış kokteylinde bir konuşma yapan Bahçeşehir Tenis Kulübü Başkanı Dr. Mehmet Gümüş turnuvanın bir festival havasında geçtiğini ve kulüpte yapılacak iyileştirmelerle ilgili tüm hazırlıkların tamamlandığını çok yakın zamanda Uluslararası tenis turnuvası orga-nizasyonlarına ev sahipliği yapabilecekleri-nin altını çizdi. Ayrıca kulüpleşme sürecini tamamladıklarını, teniste altyapı çalışma-larına büyük önem verdiklerini de söyleyen Gümüş şu anda altyapıda 60 a yakın küçük tenisçinin bulunduğunu geleceğin tenisçile-rini yetiştirmek üzere ciddi atılımlar yapma-

ya devam edeceklerini sözlerine ekledi.

Bu yıl ilk kez 3.Tenis Ligi müsabakalarına ka-tılan Bahçeşehir Tenis takımına hediyelerini vererek onlardan gelecek yıllarda daha bü-yük başarılara imza atmalarını istedi.

Turnuvaya sponsor olan başta Özyurtlar Gayrimenkul A.Ş. olmak üzere Capacity AVM, Ekspres Tekstil, Ecole Anaokulu, Pro-mat Matbaa, Bilgi Etiket, Remax Erguvan, Şark Sofrası’na ve Tenis kulübünden des-teklerini esirgemeyen Başakşehir Belediye Başkanı Sayın Mevlüt Uysal’a teşekkür eden Dr. Mehmet Gümüş, spora verilen desteğin sporun ayrılmaz bir parçası olduğunu söy-leyerek tenisseverlere sağlıklı ve bol tenisli günler diledi.

İstanbul'dan Van'a yardım köprüsü...Geçtiğimiz günlerde 7.2 şiddetinde bir depremle sarsılan Van iline, İstanbul'dan giden yardımlara bir yenisi eklendi. Ak Parti İstanbul İl Başkanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin ortaklaşa hazırladıkları binlerce tonluk yardım malzemesi 25 Ekim 2011 tarihinde araçlara yüklenerek, Van'da bulunan depremzede vatandaşlara gönderildi.

Bahçeşehir Tenis Kulübü görkemli turnuvalarınabir yenisini daha ekledi...Bahçeşehir Tenis Spor Kulübü kortlarında 23 Eylül – 2Ekim tarihleri arasında Özyurtlar Gayrimenkul A.Ş. ana spon-sorluğunda 10.Bahçeşehir Seniors Open Tenis Turnuvası yapıldı.

İstanbul Aktüel

Lağos çok doğru bir seçim vetuzda tavsiye ediyorum.

Ayrıca kırmızı şarap seçiminiz de mükemmel... Benim adım Tahir tekrar hoş geldiniz. Efendim,

keyifli, mutlu bir gece ve afiyet olsun!..

Beyaz peynir, kavun, uskumru, ahtapot,duble meşhur salata, karides güveç yazdım

efendim. Bu arada ben Şuayip...Sizi tekrar burada görmek ne kadar güzel,

siparişlerinizi hemen getiriyorum.

Adım Leman...Söz konusu balık olunca,

mutfak ve hijyenibenden sorulur...

Adım Ayşe... Bu kadar leziz tatları yedikten sonra benim meşhur damla

sakızlı kahvemi içmeden sizibir yere bırakmam. Biliyorsunuz ki,bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...

Adım Doğan...Tahir’i, Ramazan’ı ve Şuayip’i

asiste ederim. Laf aramızda bensiz yapamazlar.

Adım Hakim...Sıcak soğuk meze konusunda

master yaptım. MBA içinReal Balık’tayım...

Bahçeşehir Gölet Mevkii (Prestige Mall yanı), 1nci Kısım Mh. Doğa Parkı Cd. No:11/F Bahçeşehir-İstanbul/TÜRKİYE

T: (0212) 669 7 989 - F: (0212) 669 7 988www.realbalik.com - [email protected]

Lüferlerinizi ızgara yaptırıyorum.Beyaz şarabınızı da soğuttum.

Mezelerinizi ve salatanızı hemen getiriyorum. Evet efendim adım Ramazan teşekkür ederim.

Afiyet olsun!..

Adım Rüstem...Şekerpare, kabak, incir, dondurmalı irmik,ekmek kadayıfı, kısaca tatlı benim işimdir.

Afiyet olsun!..

Balık kokoreç, kalamar, balığın en taze,en seçkin ve en lezzetlisi burada...

Merhaba, Bendeniz Metin Usta, Hakim, Rüstem, Ayşe ve Leman ile sizlere en özel lezzetleri

hazırlamaktan onur duyuyoruz.

Merhaba bendeniz İsa.Burası Real Balık...

Lezzetin, eğlencenin ve kalitenin doruk noktası...Ben ve ekibim

sizleri ağırlamaktan kıvanç duyuyoruz.Saygılarımızla...

Geniş repertuvarı ve üstad müzisyenarkadaşları eşliğinde, her Salı ve Cuma

muhteşem performansıyla Tarkan,Real Balık’ta sizlerle...



Ayrıca kırmızı şarap seçiminiz de mükemmel... Benim adım Tahir tekrar hoş geldiniz. Efendim,

keyifli, mutlu bir gece ve afiyet olsun!..

Beyaz peynir, kavun, uskumru, ahtapot,duble meşhur salata, karides güveç yazdım

efendim. Bu arada ben Şuayip...Sizi tekrar burada görmek ne kadar güzel,

siparişlerinizi hemen getiriyorum.

Adım Leman...Söz konusu balık olunca,

mutfak ve hijyenibenden sorulur...benden sorulur...

Adım Leman...

Adım Ayşe... Bu kadar leziz tatları yedikten sonra benim meşhur damla

sakızlı kahvemi içmeden sizibir yere bırakmam. Biliyorsunuz ki,bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır...

Adım Doğan...Tahir’i, Ramazan’ı ve Şuayip’i

asiste ederim. Laf aramızda bensiz yapamazlar.

Adım Ayşe... Bu kadar leziz tatları

Adım Hakim...Sıcak soğuk meze konusunda

master yaptım. MBA içinReal Balık’tayım...

Bahçeşehir Gölet Mevkii (Prestige Mall yanı), 1nci Kısım Mh. Doğa Parkı Cd. No:11/F Bahçeşehir-İstanbul/TÜRKİYE

T: (0212) 669 7 989 - F: (0212) 669 7 988www.realbalik.com - [email protected]

Lüferlerinizi ızgara yaptırıyorum.Beyaz şarabınızı da soğuttum.

Mezelerinizi ve salatanızı hemen getiriyorum. Evet efendim adım Ramazan teşekkür ederim.

Afiyet olsun!..

Adım Hakim...

Evet efendim adım Ramazan teşekkür ederim. Adım Rüstem...

Şekerpare, kabak, incir, dondurmalı irmik,ekmek kadayıfı, kısaca tatlı benim işimdir.

Afiyet olsun!..

Benim adım Tahir tekrar hoş geldiniz. Efendim, keyifli, mutlu bir gece ve afiyet olsun!..

Beyaz peynir, kavun, uskumru, ahtapot,


Merhaba, Bendeniz Metin Usta, Hakim, Rüstem, Ayşe ve Leman ile sizlere en özel lezzetleri

hazırlamaktan onur duyuyoruz.


Merhaba, Bendeniz Metin Usta, Hakim, Rüstem,



sizleri ağırlamaktan kıvanç duyuyoruz.Saygılarımızla...


Ayrıca kırmızı şarap seçiminiz de mükemmel... Benim adım Tahir tekrar hoş geldiniz. Efendim, Benim adım Tahir tekrar hoş geldiniz. Efendim,



(Prestige Mall yanı), 1nci Kısım Mh. Doğa Parkı Cd. No:11/F Bahçeşehir-İstanbul/TÜR

Geniş repertuvarı ve üstad müzisyenarkadaşları eşliğinde, her Salı ve Cuma

muhteşem performansıyla Tarkan,Real Balık’ta sizlerle...

Bahçeşehir

Yelpaze İstanbul-Bahçeşehir, Yaşanan te-rör olayları sonrası aynı günün akşamı saat 20:00’da Bahçeşehir Sivil Toplum Kuru-luşları Yönetim Kurulu Başkanları önder-liğinde, üyeleriyle birlikte Bahçeşehirliler Derneği’nde bir araya geldiler.

Bahçeşehirliler Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Boğazköylüler Derne-ği, Bahçeşehir Musiki Cemiyeti ve Rotary Kulübü’nün katıldığı gecede, acılarını yü-reklerinde hisseden katılımcılar, duyarlılık-larını dile getirmek ve Bahçeşehir’in ortak sesi olmak adına, toplantının daha ilk 10

dakikasında aldıkları kararla ulaşabildikleri Bahçeşehirlilere telefon ve sms yoluyla ulaş-maya çalıştılar ve saat 21:00’de Bahçeşehir Migros önünde protesto için toplanılması çağrısında bulundular.

Çok kısa bir sürede yaşanan bu iletişim tra-fi ği sonrası saatler 21:00’i gösterdiğinde, Bahçeşehir Migros önünde araçlarına sarılı Türk Bayrakları ile toplam 250 araç seferber oldu. Konvoy düzeneği alan araçlar kornala-rıyla yaşanılan olaya tepkilerini gösterirken, Bahçeşehir Süzer Bulvarı, Şalale Caddesi üzerinden Boğazköy’e ulaştıklarında kon-

voydaki araç sayısı neredeyse 400 ‘ü bul-muştu. Bahçeşehir’de çok kısa bir sürede ve öncesinde hiçbir organizasyon olmama-sına rağmen bunca kalabalık araç konvoyu-nu ilk kez gören bölge halkı da balkonları-na çıkarak salladıkları Türk bayraklarıyla şehitlerimize karşı sessiz kalmadıklarının mesajını ilettiler. Korno sesleri ile inleyen Bahçeşehir’de, konvoy testili kızlar mevkiine geldiğinde araçlarından inen sürücüler terör örgütüne tepki dolu haykırışları, “Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez“ sloganlarının ar-dından, hep bir ağızdan söyledikleri İstiklal Marşı sonrasında evlerine dağıldılar.

Bahçeşehir sessiz kalmadı!..

Başakşehir Park ve Bahçeler Müdürlüğü, iki etaptan oluşan projeyle, bölgede tehlike arz eden ağaçların yerine yeni ağaç dikimini ger-çekleştirirken, kullanılamaz durumda olan Çocuk Parkı’nı yenileyerek, çevre düzenle-meleri gerçekleştirdi. Özelikle astım, bronşit gibi rahatsızlığı olan bölge halkının isteklerini dikkate alarak oluşturulan projeye, bölgede inceleme yapılarak başlandı. Orman Genel Müdürlüğü ile ortaklaşa yapılan araştırma-larda, Bahçeşehir Parkı (Gölet) etrafında ve içinde bulunan Akkavak ağaçlarının pamuk-çuklar ile insan sağlığını ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği, bu ağaçların devril-me tehlikesi arz ettiği tespit edildi. Kesilmesi

zorunlu olan ağaçlar, kesilme sebepleri, Or-man Mühendisleri Odasından onaylı bültenle 2 ay süreyle bölge halkının bilgisine ve onayı-na sunuldu.

Halktan alınan olumlu destekle başlatılan projenin birinci kısmında, 9428 m2'lik alanın peyzaj düzenlemesi gerçekleştirilirken, Bah-çeşehir (Gölet) bölgesinde 65 adet Akkavak ağacı kesildi. Kesilen ağaçlar’ın yerine bölge özelliklerine (topoğrafi k ve mikro klima) uy-gun 160 adet ağaç dikildi, ağaç türleri yeni-lendi ve çoğaltıldı. Ayrıca bu bölgeye 6700 adet çalı, 9500 adet yer örtücü dikilerek, 4000 m2 alan hazır çim ile yeşillendirildi.

Park ve Bahçeler Müdürlüğü projede ayrıca oyun alanında masal ve hayvan fi gürlü bank-lar kullanarak, çocukların parklara olan ilgisi-ni artırmayı hedefl iyor.

Engelli Vatandaşlar unutulmadı...2428 m2 andezit, bazalt ve taban tuğlası ve 300 adet dekoratif ışıklı taş ile aydınlatılarak düzenlenen yürüyüş yolları, salıncaklar ile engelli vatandaşların parklardan daha rahat yararlanabilmelerine olanak sağlandı.Bahçe-şehir halkının kullanımına sunulan “Park ve Çocuk Oyun Parkı Projesi” bölgenin çehre-sini değiştirerek çocukların yüzünü güldürür-ken, vatandaşların da takdirini kazandı.

Bahçeşehir Park’ı ve Çocuk Oyun Alanı yenilendi...Başakşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü yürüttüğü özenli bir çalışma ile Bahçeşehir Parkı (Gölet) bölgesi ve mevcut çocuk Parkı’nı yenileyerek Bahçeşehir’e yeni bir nefes alanı oluşturdu.

Hakkari’nin Çukurca ilçesinde terör örgütünün hain saldırılarıyla yaşanan veülkemizi yasa boğan şehit haberlerine duyarlı Bahçeşehirliler de sessiz kalmadı!..


BAHÇEŞEHİR Bistro&Coffee

Gölet Manzarası eşliğindeDünya Mutfağı’nın farklı lezzetlerinin

yanı sıra KiDS CLUB hizmetimizlefarklı seçenekler sunmaya

devam ediyoruz...

Prestige Avm Jimmy Joker Bistro’da,

HerCumamartesi

CANLI MÜZİK!..martesi

CANLI MÜZİK!..martesi

CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..CANLI MÜZİK!..

10:00 - 02:00 saatleri arasında hizmetinizdeyiz

Prestige Mall AVM Doğa Parkı Cd.Gölet Mevkii 1. Kat Bahçeşehir

www.j immyjoker.com

0212 669 35 98Rezervasyon:

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

10:00 - 02:00 saatleri arasında hizmetinizdeyiz

0212 669 35 9810:00 - 02:00 saatleri arasında hizmetinizdeyiz

0212 669 35 98

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

1 Fi

ncan

Kah

ve a

lana

, 2. K

ahve

YELPAZE O

kurla

rına

Özel B

u Kup

onla

1 Fi

ncan

Kah

ve a

lana

, 2. K

ahve

BİZDEN!..

BİZDEN!..

“İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratmasına küresel ısınma deniyor. Son zamanlardaki or-man kayıpları,nüfus artışı, tüketim artışı küresel ısınmanın belli başlı bilinen nedenlerdir. Asıl gözden kaçan bir sebep varki; oda Birleşmiş Milletler konferansı iklim değişikliği ko-nusundaki 4. değerlendirme raporunda açıklanan insan fak-törüdür. Bu raporda küresel ısınma nedenlerinin en başında %90 oranında İNSAN faktörünün geldiği belirtilmiştir. Rapor-lara göre denizler yükselecek, Antartika ve Grönland’daki buzullarının erimesiyle yükselme ciddi boyutlara varacak. Küresel ısınmaya bağlı olarak kasırgalar, seller ve taşkınlık-ların şiddeti artacak. Diğer yandan çölleşme ve kuraklıklar etkili olacak. Ve son olarak buzullaşma devri gelecek. Ben bir sanatçı olarak dünya üzerinde yaşadığımız bu yok oluşa ça-resizlik içinde seyirci kalmayıp eserlerimde sorgulayarak pay-laşıyorum. Kimi zaman anılarımıza kazınan bir olaydan yola çıkarak, kimi zaman gelecekte yaşanacak fantezilerle, yada tamamen fantastik somut, soyut kavramsal kurgularla bu oluşuma dikkat çekmek amacındayım. Selleri, orman yan-gınlarını ve buzul çağını kendi elleriyle çağıran İNSAN kendi kendini nasıl yok edecek, yaşadığı dünyayı, yaşadığı evreni nasıl katledecek?.. Çoktandır çalan siren seslerini neden duymuyor?.. Oysa her yerden siren sesleri geliyor. İMDAT ses-leri geliyor. Bütün bu gerçeklerden yola çıkarak, ben resimle-rimi etkin hale getirebilmek için yağlı boyanın yanı sıra farklı malzemelerle besliyorum. Mesela sel sularında, arabalarda sıkışıp kalan insanların derdini anlatırken arabayı çağrıştıran metalik bir parça ekliyorum. Resim üzerinde gazete kağıtları kullanarak ormandan elde edileni ormana ekliyorum gibi... Yaldız boyalarla yer yer efektler veriyorum. Kısacası eserlerin sanat niteliğini bozmadan, tam tersine vurgulayacak özellik-te olmak şartıyla yağlı boya ağırlıklı karışık tekniklerde kulla-nıyorum.” dedi.

Bahçeşehir’deÇarpıcı Resim Sergisi...Bahçeşehir Gelişim Merkezi’nin düzenlediği, Ressam Öznur Erkey’in “SİREN SESLERİ” temalı resim sergisi, anlamlı me-sajıyla büyük beğeni topladı. Erkey Sergisine dair düşüncele-rini dergimize yorumladı...

Bahçeşehir

Törene İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan SA-LICI, İstanbul 3.Bölge Mv. Ali ÖZGÜNDÜZ, İstanbul 3. Bölge Mv. F. Mevlüt ASLANOĞ-LU, DİSK Eski Genel Başkanı ve Tekstil-İş Sendikası Genel Başkanı Rıdvan BUDAK, Zeytinburnu İlçe Başkanı Metin DOĞAN, Bahçelievler İlçe Başkanı Rıza AKPOLAT, Yüksek Ticaretliler ve Marmara Üniversite-si Mezunları Derneği Genel Başkanı Saffet AÇIKGÖZ ün aralarında olduğu kalabalık protokol katıldı.

TBMM’nin açılış günü olması ve yoğun par-ti çalışmaları sebebiyle törene katılamayan Genel Başkan Yardımcıları Nihat MATKAP, Bihlun Tamaylıgil, Faik Öztrak, Perihan SARI, Ayten KAYALIOĞLU, Sezgin TANRIKULU, İs-tanbul Milletvekilleri M. Akif HAMZAÇEBİ, Umut Oran, İhsan Özkeş, Celal DİNÇ, Kadir Gökmen ÖĞÜT’ün gönderdikleri kutlama mesajları okundu. CHP Başakşehir Kadın Kolu Eski başkanı Emine AKKAYA’nın bağla-ması eşliğinde verdiği mini Türk Halk Müziği konserinin ardından törenin açılış konuş-masını yapan CHP Başakşehir İlçe Başka-nı Özgür KARABAT konuşmasında; ”Bizler milli kurtuluş hareketiyiz, bir direniş hare-ketinin temsilcileriyiz, karşımızdakilerse uluslararası pazarlama kültürünü temsil ederler.

Türkiye’de hem sınıfsal eşitsizlik, hem ka-dın erkek eşitsizliği hem etnik ve kültürel eşitsizlik ve gelir dağılımında adaletsizlik artarak devam ediyor. Üstünlerin huku-kundan hukukun üstünlüğüne geçmemiz gerekmektedir. Bugün meclis açıldı ne ya-zık ki Meclis TV milletvekillerimizi meclis-

te bize göstermiyor. Özgür medya en temel gerekliliklerden birisi olarak bugün karşı-mızda duruyor ve bugün burada bulunan yerel basın temsilcilerine kendi tarafsızlık-larından ve objektifl iliklerinden dolayı bir kez daha teşekkür ediyorum.

Reklamlarda duyduğumuz Kayaşehir’de açılan okullarda henüz eğitim ve öğretime başlanamadı. Öğretmenler yok, koskoca 10.000 kişilik konutları teslim ediyorsu-nuz ama açılmış okul, başlamış eğitim ve öğretim söz konusu değil. İlçemizde 80-90 kişilik sınıfl arı vekillerimizle beraber gözlemledik. Bütün bu baskıları yılmadan kıracak tek yapı CHP‘dir. Bugün aramıza değerli yol arkadaşlarımız katıldılar, bizim-le beraber bu haksızlıklara mücadele vere-cekler. Aramıza katılan yoldaşlar hoş geldi ama aramıza katılmayanlar için sensiz bir eksiğiz diyoruz. Parti programımızın dediği gibi özgür insan, özgür birey yaratmak için, sürdürülebilir kalkınmayı yaratmak için, çağdaş rantçı kentler değil çağdaş kentler yaratmak için, adil ve güvenli bir ülke için mücadele etmeye devam edeceğiz. Şunu çok iyi biliyoruz ki “TÜRKİYE RAHAT BİR NEFES ALACAK, DAHA İYİ BİR GELECEK CHP İLE GELECEK.”

CHP İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan SALI-CI yaptığı konuşmada; Cumhuriyet Hak Partisi’nin tüm partilerin kökeni olduğunu hatırlatarak, “CHP Cumhuriyet’i kuran par-tidir. CHP’den sonra kurulan tüm partilerin de çıkış noktasıdır. Bugün partimize katı-lan arkadaşlarımızın yuvaya geri dönmesi bizleri çok mutlu etti. CHP Türkiye’deki

tüm muhalifl eri, helal süt emmiş herkesi bağrında barındıracak büyük bir partidir. Cumhuriyet’in temel değerlerini sosyal de-mokrasinin evrensel değerleriyle harman-layarak CHP’yi hep birlikte daha da ileri-ye taşıyacağız.” diye konuştu. İstanbul’u AKP’nin elinden almanın İstanbul’luya karşı bir borç olduğunu vurgulayan Salıcı, “Önü-müzdeki yerel seçimlerde hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni hem de Başakşe-hir Belediyesi’ni CHP’ye katacağız. Biliyor-sunuz Başakşehir’in ismi dönemin Refah Partisi’nin amblemindeki başaktan esinle-nerek konuldu. Bu başakları hasat etmek boynumuzun borcudur” dedi.

Daha sonra CHP Parti meclisi üyesi ve İs-tanbul 3.bölge Milletvekili Ferit Mevlüt As-lanoğlu CHP Başakşehir ilçe örgütüne yap-tığı konuşmada hepimiz el birliği ile çiçeği burnunda il başkanımızın arkasında dimdik duracağız dedi.İstanbul 3. Bölge Mv. Ali ÖZ-GÜNDÜZ konuşmasına Başakşehir ilçesinin bir üyesi olduğunu ve bu nedenle İlçe Baş-kanı Özgür KARABAT’ın daveti üzerine mec-lis açılışından hemen sonra törene yetişmek için İstanbul’a döndüğünü ifade ederek baş-ladı. KARABAT’ın çalışkanlığıyla atom karın-ca başkan lakabıyla anıldığı dile getiren ÖZ-GÜNDÜZ eski bir Cumhuriyet Savcısı olarak herkese gerekli olan Hukuk’un ayaklar al-tında olduğunu söyledi. Partiye katılan yeni üyelere aramıza hoş geldiniz dedi. CHP‘ye katılan DSP İlçe Başkanı Hayrettin Özbakır ve Merkez Disiplin Kurulu üyesi Arif MERT’in kısa selamlama konuşmalarının ardından rozet takma törenine geçilmesiyle sahnede ve salonda oluşan hava şenliğe dönüştü.

CHP BAŞAKŞEHİR’DE ÖNEMLİ KATILIM!..

CHP Başakşehir İlçe Basın Ofi si

CHP Başakşehir İlçe örgütü 01 Ekim 2011 Cumartesi günü düzenlediği törenle gücüne güç kattı. Başakşehir Bele-diyesi Bahçeşehir Muhsin Ertuğrul Tiyatro Salonunda yapılan törenle DSP Başakşehir İlçe Başkanı Hayrettin Özbakır ve yönetim kurulu üyeleri ile DSP Merkez Disiplin Kurulu Üyeleri ve MHP Mahalle birimlerinin yanı sıra yaklaşık 100 kişilik yurttaş CHP’ye katıldı.


Editör

BAHÇEŞEHİR VE BOĞAZKÖY’DEBAZ İSTASYONUNA KİM İZİN VERDİ?..Belediye iki kez belediye meclisinden Başak-şehir’in tüm bölgelerine güvenlik kameraları ku-racağım diye ödenek aldı. Kameraları kurarken bunu fırsata dönüştürmek isteyenler, belediyeyi kira ödemek şartıyla bu noktalara baz istasyonu da kurmaya ikna etmişler. Boğazköy Mahallesi sakinleri baz istasyonları kaldırmazsa direklerin tepesine çuval geçiririz diye ayağa kalktı. Başak-şehir Belediyesi halkın sesine kulak vererek bu konuda yeni bir düzenleme yapılacağını bildirdi. Şimdi bölge yaşayanları Belediye Başkanının uy-gulamasını bekliyorlar.

Baz İstasyonuna “hayır” diyen yüzlerce duyarlı okuyucumuzdan sadece birinin görüşünü siz-lerle paylaşıyoruz...Manavgat 3.4.5 bloklarına giderken yokuşun köşesinde bir baz istasyonu çalışması var. Tahminimce bu konudan belediyenin de kay-makamlığında haberi var; Çünkü 15 gündür burada çalışma yapılıyor. Site olarak emek verdiğimiz yeşillik alana beton döktüler, par-keleri kırdılar. Ben vatandaş olarak bir parkeyi söksem gelip bulurlar, ceza keserler... Biz site olarak ortak alanımız olan yeri tel örgüler ile kapatıp bir takım önlemler almaya, güvenlik görevlimizi her saat başı kontrol etmeye ve bu baz istasyonunu evimizin yanı başına kurdurma-mak için elimizden geleni yapıyoruz. Ancak ne kadar başarılı oluruz bilemiyorum. Bu işin kara-

rını veren kurul bilgi teknolojileri kurumuymuş, orayı da aradım; Bana bilgi veremeyeceklerini, resmi yazışma yapmamı, önyargılı olmamamı, iletişimin önemli olduğunu, baz istasyonlarının sağlığa zararlı olmadığını söylediler Bende ken-dilerine; Bu kararı alanlarında evlerinin yanında, çocuklarının okuduğu okullarının hemen yanın-da baz istasyonları var mı? Diye sordum! Tabii ki cevap alamadım, tıpkı belediyemizden ve kaymakamlığımızdan alamadığımız gibi... İşimiz allaha kaldı; Allah herkesi bu baz istasyonlarının vereceği zarardan korusun. (bu baz istasyonla-rını kurmaya karar verenleri, kurduranları değil) Biliyorum halkımız yine duyarsız kalacak ve böy-le giderse çok yakın bir zamanda bu bölgenin her tarafı baz istasyonları ile dolacak. Duyarlılı-ğınızı bildiğim için sizi bilgilendirmek istedim. İyi çalışmalar dilerim. Bahçeşehir Manavgat Sakini Aydın Metin

Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal-’dan Baz istasyonları ile ilgili açıklama geldi...

Başakşehir Belediyesi 2012 Bütçe görüşmeleri-ni yapmak üzere özel gündemle toplandı. Gün-dem değerlendirmesi yaparken sorulan sorula-ra cevap vermek için kürsüye çıkan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal Baz İstasyonları ile ilgili açıklama yaptı.

Uysal açıklamasında Başakşehir Belediye Mec-lisinden Mobese kameraları yerleştirilmesi için dikilen direklere baz istasyonu yerleştirildiği doğruladı. Başkan Uysal 3 GSM operatörünün taşeronluğunu yapan bir fi rmaya 39 mobese direğinden sadece 8 tanesine belediyeye gelir amaçlı baz istasyonu konulmasına izin verdik-lerini belirtti. Başkan Uysal‚ söz konusu fi rma-nın Başakşehir Belediyesi ile yapmış olduğu sözleşmeyi basınla paylaştığını ve Başakşehir Belediyesinin kullanıldığını kabul etti. Başkan Uysal‚ GSM Operatörlerinin işini yapan taşeron fi rmanın asıl hedefi nin binalara yerleştirilen baz istasyonlarında vatandaşın binasına yerleştirilir-ken vatandaşla pazarlık yaparak kendi şahısla-rına kar oluşturmaya çalışmak olduğunu açık-

ladı. Yerleşim yerlerinden uzak olması gereken baz istasyonlarının kurulması durumunda kendi şahıslarına pazarlık yapacakları bir alan kalma-dığı gerekçesiyle operatör fi rmaları ve Başak-şehir Belediyesini karşı karşıya getirerek tepki oluşturmak ve baz istasyonlarının yeniden bina çatılarına yerleştirmek suretiyle kendilerine kar amacı gütmektedirler‚ dedi. Bu durumu fark ettiğimizde söz konusu fi rmaya kiraladığımız di-reklerde bulunan baz istasyonlarının kaldırılma-sı talimatını verdik şeklinde açıkladı.Basaksehirrehberi.com

Çok kez yazdık ama bir kez daha yazıyoruz. Bahçeşehir’in ulaşım sorunu toplu taşıma araç-ları ile çözülür. Kesin çözüm; METRO olmalıdır.

GEÇİÇİ ÇÖZÜMLER:1- OTOBÜS SEFERLERİ ARTIRILMALIDIR...Bahçeşehir’den kalkan hiçbir İETT otobüsü yoktur. Esenkent ve Boğazköy’den gelenler ise dolu olmaktadır. Araçlar kalitesiz ve yetersizdir. Bir süre Belediye Başkan ve Meclis Üyeleri İETT otobüslerine binsinler de görsünler ne kadar kalitesiz ve tıkış tıkış yolculuk yapıldığını. Belki o zaman Bahçeşehir’in bir ulaşım sorunu olduğu-nu ve çözüm üretilmesinin gerektiğini gündem-lerine alırlar.

2- BANLİYÖ SEFERLERİ BAHÇEŞEHİR’EKADAR UZATILMALIDIR...

Bahçeşehir kurulduğundan bu yana ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bahçeşehir’e ilk yerle-şenlerden olduğum için bu konuda yapılan tüm çalışmaların Bahçeşehirliler Derneği vasıtası ile içinde bulundum. Bunlardan bir tanesi de Ban-liyö tren seferlerinin Bahçeşehir’e kadar uzatıl-ması önerisi idi. O dönemlerde Bahçeşehir’de

Nihat [email protected]

Bahçeşehir’de olumlu ya daolumsuz tüm düşüncelerinizibizlerle paylaşabilirsiniz...


Akasya 05 Ada K10 Villa Bahçeşehir-İstanbul

www.miepastanesi.com

T:0212 669 05 89 0212 669 94 33

henüz belediye kurulmamıştı. Bahçeşehir’de kurucular tarafından oluşturulan site yönetimi vardı. Trenin Bahçeşehir’e kadar uzama-sı için Halkalı İstasyonundan sonra yarım Burgaz’a yeni istasyon yapılması ve Ispartakule İstasyonunun peronlarının banliyö tren-lerine göre düzenlemesi gerekiyordu. Devlet Demir Yolları ile an-laşmaya varıldı. Ispartakule İstasyonu’nu site yönetimi, Yarım Bur-gaz İstasyonlarını DDY yapacaktı. DDY Yarım Burgaz’a iki istasyon yaptı. Ancak, Ispartakule İstasyonu yeniden düzenlenmedi. Bu nedenle banliyö treni Bahçeşehir’e gelmedi. Şimdi görev Beledi-yeye ve sivil toplum örgütlerine düşüyor. Bu konuda Büyükşehir ve Başakşehir Belediyesi Meclis üyesi Serdar Bayraktar’ın girişimle-rine destek versinler. Ayrıca kendileri de çaba göstersinler ki bir an önce belli saatlerde banliyö treninin Ispartakule İstasyonuna gelmesini sağlayalım.

3- MEVCUT TREN SEFERLERİNİN SAYISI ARTIRILMALIDIR...Bildiğiniz gibi her gün üç kez Ispartakule istasyonuna Sirke-ci- Trakya treni uğramaktadır. Seferler sabahları 08:25, öğlen 12:05, akşam 20:50’de Ispartakule’den Sirkeci’ye, Sirkeci’den de Ispartakule’ye sabah 07:30, öğlen 15:20, akşam da 18:00’de hareket etmektedir. Ortalama 50 dakika süren bu seyahatle 150 civarında bölge yaşayanımız servislerle evlerine kadar götürül-düğü için konforlu bir yolculuk yapmaktadırlar. Akşam 20:50’de Ispartakule’den, sabah 07:30 Sirkeci’den kalkan trenlerin saat-leri bize uygun olmadığından servislerce karşılanmamaktadır. Bu trenlerini Ispartakule İstasyonu’ndan kalkış ve geliş saatleri ye-niden düzenlenerek daha çok kişinin yararlanması sağlanabilir.SONUÇ: Bu sorunları tartışacak ve çözümler üretecek KENT KONSEY’i olsaydı inanıyorum ki çok daha fazla çözüm yolları bu-lunurdu. Bu düşüncelerin gerçekleşmesi için çaba harcayan sivil toplum örgütlerine Başakşehir ve Esenyurt Belediyeleri katkı ve-rirse geçici de olsa ulaşım konusunda ilerleme kaydedeceğimize inanıyorum. Nihat Emeksiz

BU BİR ÇAĞRIDIR!.. ARAÇLARINIZI İŞYERLERİNİZE BIRAKIN VE TREN’LE ULAŞIMINIZI SAĞLAYIN...

Müjdeli haber; Bu haberin yazıldığı tarihten sonra yayınımıza ulaşan bilgiye göre Sirkeci –Halkalı Banliyo seferleri çok yakın-da Ispartakule’ye kadar uzanacak. Çok yakında diyoruz ancak bu süre sizlerinde elinde. Ispartakule Tren İstasyonu yetkililerin-den aldığımız bilgiye göre bu proje başlangıç olarak Ispartakule -Halkalı aktarmalı olarak başlayacak. Sonrasında yolcu talebi göz önünde bulundurularak banliyo hattı Ispartakule’ye gelecek. Konu hakkında gerek Devlet Demiryolları ve gerekse Başakşehir Belediyesi’nden daha detaylı bilgiyi alarak bir sonraki sayımızda sizlere ulaştıracağız.

Devamı Sayfa 22’de

Editör

BAŞAKŞEHİR GAZ DAĞITIM KONUTLARA İS-TEDİĞİ KADAR DOĞAL GAZ VERMİYOR...Bahçeşehir’de doğal gaz dağıtımı özel bir kuru-luş tarafından yapılmaktadır. Bahçeşehir’de uy-gulanan bu sistemle Bahçeşehirli, İstanbul’da tüm abonelerden 7 kat daha pahalıya gaz kul-lanmasına karşın, istediği kadar doğal gaz sa-tın alamamaktadır. Temmuz ayından bu yana şirket yetkilileri abonelere ancak kendilerinin belirlediği miktarda gaz vermektedirler. Şirket yetkililerinin bu davranışı Bahçeşehirliyi fiyat artışından dolayı milyonlarca zarara sokmuştur. Kış aylarına girdiğimiz şu günlerde yeteri kadar parası olmasına karşın istediği kadar doğal gaz satın alamayan apartman yöneticileri, hem gaz alamamaktan, hem de fazla ödedikleri paralar-dan dolayı muzdaripler.

LOCAYA KOMŞUYENİ KARDEŞ BİNA GELİYOR...

Bahçeşehir’de betonlaşmaya herkes karşı ol-masına rağmen hızla çok sayıda binalar yapı-lıyor. Bunlardan sonuncusu LOCA’nın yanında yapılacak. Belediye Meclisinden oy çokluğu ile gecen, 10.10.2011 tarihinde askıya çıkan plan tadilatlarına bir ay içinde itiraz eden olmazsa LOCA gibi bir binaya daha kavuşacağız.

BAHÇEŞEHİRLİ ŞEHİTLERİNE AĞLADI...Bütün Türkiye’de olduğu gibi Bahçeşehir’de teröre lanet yağdırdı. 24 şehidimizin olduğu günde başta BAHÇEŞEHİRLİLER DERNEĞİ ol-mak üzere ÇYDD, BODER, MUSİKİ DERNEĞİ ve ROTARY KULÜBÜ gibi sivil toplum örgütlerinin

öncülüğünde, geniş katılımlı Bahçeşehir, Boğaz-köy, Esenkent’ten gelen vatandaşların katıldığı terörü lanetleyen yürüyüşler yapıldı.

FİLM FESTİVALİ DÜZENLEME FİKRİ KİMİN?..Geçtiğimiz ay Başakşehir Belediyesi’nin ana sponsorluğunda yapılan Uluslararası SUÇ VE CEZA Film Festivalini izlemek için 26 Eylül’de Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’nda film izlemeye gittim. Biraz geç kaldığımdan bilet veren genç arkadaşa filmin başlayıp başlamadığını sordum. Başlamadı yanıtını alınca, mümkünse arkalar-dan bir bilet vermesini istedim. Genç arkadaş sinema öğrencisi olduğunu, filmin çok güzel ol-duğunu, geldiğim için teşekkür ederek istediğim yere oturabileceğimi söyledi. Salon genel olarak boştu; Benimle beraber sadece 7 kişi vardı. Fil-min gösterime başlama saati saat 13:30 olarak ilan edilmişti, biz de beklemeye başladık. Yeni geleceklerin beklendiğini düşünürken, görevli olduğunu söyleyen birisi “ilk kez bu salonda film gösterisi yapıldığından bazı aksaklıklar olduğunu” söyleyerek beklememizi istedi.

Bir süre sonra film başladı ama ne ses var nede net bir görüntü vardı. Tekrar film gösterisi durdu. Dışarı çıkarak yetkililerden bilgi almaya çalıştım. Dışarıda izleyiciden çok görevliler hep bir ağız-dan “bekle” diyerek yerime oturmamı işaret ettiler. Saat 14.10 olmuştu. Cennet Batıda filmi-ni izleyemeden ayrıldım. Bir başka gün 30 Eylül Cuma günü tekrar Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu’na gittim. Bu kez giriş ücretsiz olmuştu. Demek ki Bahçeşehirli biletler ücretli olduğu için gösteri-lere gelmiyor diye düşünülmüştü. Ancak yine de gösteriye 5 kişi gelmişti. Demek ki sorun para değildi. Acaba neden katılım olmuyor diye sor-gulamaya başladığımda: konusu darbeler olan politik, son derece taraflı, demagojiye açık, hal-kın temsil edilmediği festivale katılımın olma-ması son derece doğaldı. Bahçeşehirli üzerine görev olmayan konulara para harcayan Beledi-yeyi; gösterilere katılmayarak protesto etmişti. Bahçeşehirli, yeri geldiği zaman ne kadar duyar-lı olduğunu gösterir. Tıpkı 24 şehidini uğurlarken gösterdiği duyarlık gibi.

BAHÇEŞEHİR POLİKLİNİĞİ’NDENKESİNTİSİZ HİZMET BEKLİYORUZ...Başakşehir Devlet Hastanesi iyi bir şey yaptı. Bahçeşehir, Boğazköy, Esenkent bölgelerine hizmet vermek üzere 2009 yerel seçimler ön-cesi Bahçeşehir’de poliklinik açtı. Başlangıçta çok sayıda doktor varken şimdi devamlı çalışan

bir tek doktor var. Ayrıca laboratuar ve röntgen cihazı var, ancak, röntgen cihazı çalıştırılmıyor. Başka bölgelerden operatör gelirse haftada bir gün Cuma günleri hizmet veriyor. Devamlı elaman değişmesi, bakımın yapılmaması nede-niyle değeri 100.000 TL’yi (yüzbin) geçen cihaz çürümeye terk edilmiş durumda. Yetkililer fazla hasta olmadığı için cihazın haftada bir gün çalış-tığını söylüyorlar, röntgen cihazı ise bu bölgede yalnız Bahçeşehir’de bulunuyor.

Başakşehir, Boğazköy, Esenkent ve Ispartakule nüfusu toplamda 50 binden fazla. Cihazların ça-lışması için insanların her gün hasta mı olması gerekiyor? Böyle bir anlayış olabilir mi? Hasta tek bir kişi de olsa hasta çok sayılır, devlet ola-rak aynı hizmeti götürmek zorundadır. Nitekim 30.09.2011 günü bakımsızlıktan arıza yapan cihaz haftanın tek günü olan Cuma günüde çalışmadı. Hastalar Güvercintepe’ye araçlarla taşınarak filmler çekildi. Konuyu Başakşehir Hastanesi Başhekimi ile bizzat görüşmemize karşın, kısa bir süre içerisinde bir çözüm olacağı görülmüyor.

ÇOCUK PARKINA NEDEN KARŞISINIZ?..

Sayın Emeksiz; Gölet Bölgesinde yapılan çocuk parkından dolayı ağaçların kesildiğini, oranın betonlaştırıldığı yazmıştınız. Şimdi gelin görün park son derece güzel oldu. Kesilen ağaçların yerine yeni ağaçlar dikildi. Çocuklarımız oynaya-cak bir alana kavuştu. Lütfen sırf belediye yaptı diye karşı çıkmayınız.Adem Sönmez

Kıymetli okuyucumuz Adem Sönmez’e yanıtımdır.

“BEN SÖĞÜT AĞAÇLARI KESİLMESİN DEDİM”Bahçeşehir’in geçmişi ile tek bağı gölet bölgesi-dir. Bahçeşehir, Bahçeşehir olmazdan önce gö-let bölgesi çiftlik alanıydı. O dönemden bu güne yalnız söğüt ağaçları kalmıştır. Söğüt ağaçlarının kesilerek Bahçeşehirin geçmişi ile olan bağının yok edildiğini iletmiştim. Ben çocuk parkına karşı çıkmıyorum, çocukların, bölgenin geçmişi ile olan bağının koparılmasına karşı çıkıyorum. Belediyenin asli görevlerinden biri de çocuk par-kı yapmaktır. Türkiye’nin en fazla emlak vergisi verenlerin başında gelen Bahçeşehirliye çocuk parkı yapılması lütuf değil belediyecilik görevi-dir. Kaldı ki yapılan çocuk parkında, ithal ağaç-lar yerine söğüt ağaçlarının kalmasının ne zararı olabilirdi?..



MASTER SAYFA

Şanslı Bebe;yeni ismi (Baby Premium)yeni yeri, ve yepyeni konseptiylePrestige Mall zemin katındaAralık ayında hizmetinizde...

669 66 42

Tekstilde %50 indirim

Oyuncakta %20 indirim

Beslenme Ürünlerinde %25 indirim

Çocuk Arabalarında %15 indirim

Oto koltuklarında %15 indirim

Mamalarda %10 indirimİndirimler 1 Aralık 2011 tarihine kadar geçerlidir!..

Taş ınmadan dolayı ;

Baby PremiumBaby Premium

Taşınıyoruz!..Taşınıyoruz!..

BELEDİYE SESİNİ KES DEDİ AMA…Bahçeşehir’de bir market kuruluş yıl dönümünü kutluyordu. Merkezinde müzik çalıyor, kampan-ya yaptığı ürünleri hoparlörle anons ediyordu.

Ayrıca tüm servis araçlarını seferber ederek seçim sırasında siyasi partilerin yaptığı gibi fir-masının tanıtımını yapıyordu. Saat 10:00’da başlayan bu yayın yapıldığında, Başakşehir Be-lediyesine 100 metre uzaklıktaydı ancak, bu gü-rültüyü hiçbir yetkili duymadığından müdahale edende olmadı. Sonunda bizzat zabıtayı araya-rak çağrı merkezine şikayetimizi bildirdik, yayın kesildi. Ancak kısa süre sonra yeniden başladı, yayın binanın içinden kesilmişti ama; bu kez marketin önüne getirilen servis aracından de-vam ediyordu. Tam bu sırada Belediyeden bir görevli arayarak şikayetimizin gereğinin yapıl-ması için ilgili birime bildirildiğini haber verdi. Duyarlılığımızdan dolayı teşekkür etti.

Bizde kendisine tekrar bize döndüğünden dola-yı centilmenlik gösterdiğini söyleyerek teşekkür ettik. Ama ses kirliliği, diğer günlerde de devam etti.

EKMEK FIRINLARINA DİKKAT!..Bahçeşehir’de market ve fırınlarda değişik lez-zetlerde ekmekler üretilmektedir. Ancak üreti-len ekmeklerin fiyatları ve kaliteleri çok farklı.

Fiyatlar tüketicilerin tercihine göre belirleniyor ama ekmeğin kalitesini belirleyecek olan da Be-lediye. Ekmeklerin üretildiği alanlar hangi sıklık-la denetleniyor çok merak ediyorum?..Veli Küçükcan

YÖNETİCİLERİMİZE DUYURULUR;APARTMAN GÖREVLİLERİ NE İSTİYOR?..Bahçeşehir’in kuruluşundan bu güne kadar ge-çen sürede Bahçeşehirle bütünleşen geniş bir çalışanlar grubu var.

Kimisi bekçi, kimisi temizlikçi, kimisi bahçıvan olarak kendilerine verilen görevleri en iyi şekilde yapıyorlar. Onların da farklı farklı sorunları var. Bize gelen kişisel isteklerin dışında Bahçeşehiri ilgilendiren en önemli sorun eskiyen bekçi kulü-belerinin yenilenmesi isteğidir. Yöneticilerimize duyurulur.

BİZİM MUHTARLAR UYUDU MU?..Sayın Emeksiz; Köşenizde, Güvercintepe Muh-tarı İbrahim Çifçi’nin açmış olduğu dava sonu-cu emlak vergilerinde Belediyenin yaptığı artışı durduğunu yazıyorsunuz. Bu artışlar olduğunda

Başakşehir mahallesinin iki muhtarı da uyudu-lar mı?.. Hasan Aslan

Yanıt: Başakşehir idari bakımdan 6 mahalleye bölünmüş durumdadır. Muhtarlara tanınan iti-raz etme hakkını mahallesi adına yalnız Güver-cintepe Muhtarı İbrahim Çifçi kullanmıştır.

BAŞARILAR GÖKBERK...Ailesiyle Esenkent’te yaşayan ve bölgemizi gu-rurla temsil eden genç sporcumuz Gökberk Se-mercioğlu, Türkiye Muay Thai Fedarasyonunun 30 Eylül 2011’de İstanbul’da gerçekleştirdiği ilk müsabakada önemli bir başarıya imza attı.

Türkiye Muay Thai Fedarasyonu Süper ligin 4.ayağında 71 kiloda ringe çıkan Semercioğlu, karşılaştığı ilk profesyonel maçının 2.raundun-da rakibini knockout ederek spor yaşamına ba-şarılı bir giriş yaptı. Maçlar TRT 3 ve Tempo Tv’de de canlı olarak yayınlandı. Müsabaka sonrası düşüncelerini aldığımız Gökberk Semercioğlu, çalışmalarına Dünya ve Avrupa Şampiyonu Ha-lis Avşar’ın Spor Kulübünde yoğun bir tempoda devam edeceğini ve bölgemizin ismini başarıyla duyuracağını söyledi.

DÜNYANIN İLK ŞEHİR TELEVİZYONUİSTANBUL’DA YAYINA BAŞLADI...İBB’nin kurduğu dünyanın ilk şehir televizyonu olan İstWeb TV’nin internet yayını tanıtım top-lantısında konuşan Başkan Kadir Topbaş, tele-vizyonun sokakta, alış-veriş merkezlerinde, ula-şım araçlarında ve daha binlerce ayrı noktada 5 milyon İstanbullunun parmak ucunda olacağını söyledi.

TEKNOLOJİSİ TAMAMEN İBB’YE AİT...

Türkiye’nin ve dünyanın ilk şehir televizyonu İstWeb TV test yayını sürecini tamamlayarak internet üzerinden normal yayına başladı. Çok sayıda gazetecinin yer aldığı toplantıya ünlü te-levizyoncu Özlem Gürses ve Başkan Topbaş’ın Basın Danışmanı Ahmet Faruk Yanardağ’ın yanı sıra İBB. Gen. Sekreter Yardımcıları Köksal Tan-dıroğlu, Mevlüt Vural, Ali Altıntaş, Bilgi Teknolo-jileri Daire Başkanı Hakkı Tok, Destek Hizmet-leri Daire Başkanı Mevlüt Bulut, BELBİM Genel Müdürü Harun Maden ve İstWeb TV çalışanları katıldı. İstWeb TV’nin İstanbul’daki otobüs, met-ro, duraklar gibi şehir ekranlarından ve internet üzerinden hizmet vereceğini belirten İBB Baş-kanı Kadir Topbaş, projenin tamamen İBB’ye ait olduğunu belirterek, dünyada bilgiyi üretmenin ve paylaşmanın çok önemli bir boyuta geldiğini söyledi. Teknolojinin imkanlarını öncelikle İs-tanbul’lulara yaşatmak istediklerini ifade eden Başkan Kadir Topbaş, “İstanbul artık bu tele-vizyonla İstanbulluların parmak ucunda bulu-

nuyor” dedi. Kadir Topbaş, yurtdışından televiz-yon alıcılarının bu teknolojiye sahip olmak için taleplerinin oluşmaya başladığını kaydederek, şöyle konuştu; “Modernlik dünya teknolojile-rini yakından takip etmek ve o teknolojileri kendinize adapte ederek en iyi şekilde kullan-maktır. İstanbul ve belediyemizin her alanda, her konuda dünya ile yarıştığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Mesai arkadaşlarımızın gayret-li çalışmaları ile İstanbul dünyada yakından izlenen bir şehir hale geldi. Burada istweb tv ile birlikte internet üzerinden açılışı yapıyoruz. Yazılım ve programlar her şey kendimize aittir. Belediyenin kendi elemanlarının gayreti ile yapılan bir çalışmadır.” Bu çalışmanın bir mi-lat olduğunu ve birçok çevre tarafından örnek alınacağını dile getiren Topbaş, “Artık gelişen dünya şartlarında özellikle televizyonculukta büyük çığır açılıyor. Şu anda bir dizüstü bilgi-sayar ile bu yayını yapabilirsiniz. Artık kimse kendi özel hayatının başkaları tarafından tan-zim edilmesini istemiyor. Bu televizyonda kişi ne istiyorsa, neyi seçecekse ona özel yayınlar alabilecek” diye konuştu. İstanbul’da yaşayan insanların birçok alanda bilgiye kısa yolla ulaş-ması gerektiğini ifade eden Topbaş, trafikten meteorolojiye kadar İstanbul ile ilgili her şeye televizyonda yer verileceğini söyledi. Televizyo-nun ilk çıktığı dönemde televizyon misafirlikleri-ni hatırlatan Topbaş, artık herkesin elindeki cep telefonundan bile televizyon izleme fırsatının bulunduğunu ve şehir televizyonu açısından ya-şam alanındaki bilgilere ulaşılabileceğini anlat-tı. Her ilçenin kendi sorunu veya taleplerine göre de yayın yapılabileceğini ifade eden Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ne kadar led ekran, alıcı varsa o kadar program olacak. Herkesin bir başkasına bağımlı olmadan kendi keyfine yönelik bir çalışma ortaya konulacak. Metro-da, taksilerde, istasyonlarda her noktada bu sistem kullanılabilecek. Bu şehrin diğer şehir-lerle olan yarışını güçlendirecek. Hayatınızın bir parçası olacak. 5 milyon belki 10 milyon insana ulaşılacak. Bir tarafta dizi, bir tarafta haberler, bir tarafta maçı takip edebilirsiniz.”

“ÖYKÜ OKUR” BEBEK;ARAMIZA HOŞ GELDİN...Dergimiz yerel haberler editörlerinden Nihat Emeksiz’in 05.11.2011 günü Eskişehir’de kız torunu dünyaya geldi. Yazar dede’ye Öykü isimli bebek veren Özgün ve Çağlar Okur’u kutluyor, Öykü bebeğe sağlıklı bir ömür diliyoruz. Yelpaze İstanbul Ailesi...

Editör


Çilek Odası BahçeşehirBahçeşehir Mobilyacılar Sitesi, H1 Blok No:11 T: 672 93 33

Bahçeşehir

“Titiz, Elit ve Kurumsal” baş harfl erinden olu-şan ve bu kelimeleri şirket prensibi edinerek sloganlaştıran TEK Organizasyon ve Danış-manlık şirketi, Bahçeşehir KC E Çarşısı’nda 15 Ekim Cumartesi öğle saatlerinde gerçek-leşen görkemli açılışla hizmete girdi.

Açılışın kurdelesini TBMM Başkan Vekili Meral Akşener keserken, açılışa Akşener’in yanısıra, Başakşehir Kaymakamı Cevdet Can, MHP İstanbul 3.Bölge Başkanı Murat Türkmen, MHP Başakşehir İlçe Başkanı Aytekin Horasan, MHP Büyükçekmece İlçe Başkanı Alaaddin Yavuz Güneş, MHP Beylik-düzü İlçe Başkanı Ali Aydın ile 250’ye yakın davetli katıldı. Dualarla açılan işletmenin

açılış duasını Bahçeşehir Camii İmamı Fatih Gökçer gerçekleştirdi. İstanbul dışında ol-duklarından açılışa katılamayan Başakşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal ve Başkan Yardımcısı Nurettin Ertemel açılışa çelenk göndererek katkı sağladılar.

Tek Organizasyon veDanışmanlık hakkında...

TEK (Titiz, Elit, Kurumsal) Organizasyon & Danışmanlık düğün, nişan, doğum günü, sosyal davet, açılış, kurumsal şirket yemek-leri, özel günler (Evlenme teklifi , sevgililer günü anneler günü, vs...) bahçe partileri, bebek odası süsleme, ramazan özel gün et-

kinlikleri, host/es temini davetiye tasarımı, süsleme dekorasyonu, havai fi şek, volkan gösterisi, ışık seli gösterileri ve yaratıcı tasa-rımlar ile hizmet vermekte.

Açılışa özel bir konuşma yapan İşletme sa-hibi Burak Tekbaş konuşmasında “Bahçe-şehirimizi ve bizleri onurlandıran TBMM Başkan Vekili Sayın Meral Akşener, Ba-şakşehir Kaymakamı Sayın Cevdet Can’a ve bütün davetlilere şükranlarımızı iletiyo-rum. Biz işletme olarak zoru tanımıyoruz, hayallerinizi gerçekleştirmek içinse sade-ce size ve birazda zamana ihtiyacımız var’’ diyerek organizasyonlar konusunda çok id-dialı olduklarını belirtti.

Bahçeşehir’de iddialı bir Organizasyon şirketi hizmete Açıldı...Bahçeşehir’de hizmet vermeye başlayan Tek Organizasyon ve Danışmanlık şirketinin açılış törenine, işletme sahiplerinin yakın dostlarının yanı sıra TBMM Başkan Vekili Meral Akşener ve resmi erkanın önde gelen isimleri de katıldılar.

Bahçeşehir’de hizmet veren Hair Kokosh Kuaför Salonu kış sezonuna yepyeni sürprizlerle giriyor. İşletmeciliğini Birol ve Tuğba çiftinin ger-çekleştirdiği kuaför salonu, 8 Ekim Cumartesi günü düzenlenen “yaza veda kışa merhaba” kokteyliyle, 2012 Kış Dönemi Saç Model ve Trendlerini müşterileriyle ve dostlarıyla paylaştı.

Hair Kokosh ile “yaza veda kışa merhaba” kokteyli...Bahçeşehir Defne 04 ada villa 27’de hizmet veren Hair Kokosh Kuaför Salonu 2012 Saç Modelleri ve Kış sezonu trendlerini müşterilerine düzenlediği kokteylde tanıttı.


Size yakın bir Aziz Bebe şubesimutlaka vardır...

Yeni Sezon ÜrünlerimizleMağazalarımızda

Sizleri Bekliyoruz...

%70’e VaranİNDİRİM

•FABRİKA: 0212 678 36 81 ARMONİ AVM: 0212 426 36 33 • ATAŞEHİR: 0216 573 18 32 • AV-CILAR: 0212 694 60 74 • BAĞCILAR: 0212 634 76 90 • BAŞAKŞEHİR: 0212 486 30 03 • CENNET: 0212 541 03 65 • ESENKENT (SUN FLOWER AVM): 0212 672 59 18 • FATİH: 0212 521 39 62 • GÜNEŞLİ: 0212 655 75 67 • İKİTELLİ: 0212 472 94 87 • KADİR HAS AVM: 0212 441 96 38 • MİMARSİNAN: 0212 863 29 23 • ŞİRİNEVLER: 0212 503 94 01 • YENİBOSNA: 0212 551 98 96 • OSMANBEY (TOPTAN): 0212 232 19 79 • PERLAVISTA AVM: 0212 871 19 86 • TERASIUM AVM: 0212 487 18 63 • İNEGÖL AVM: 0224 715 20 71-72 • SİLİVRİ: 0212 728 95 79-80 • BOZÜ-YÜK AVM: 0228 315 77 62 • ARENA PARK AVM: 0212 470 99 89/39

• MERKEZ: ORTA MH. CUMHURİYET CD. ŞAHİN SK. NO:28 Tel: 0212 678 14 77

Dekar DK, bahçeli bir hayata adım atmak isteyen aileler için tasarladığı Asmalı Evler projesi ile Bahçeşehir’e yeni bir soluk getiriyor. ‘Her eve bir bahçe’ anlayışı ile tasarlanan Asmalı Evler Projesi, 40 m2 ile 300 m2 arasın-da değişen bahçelere sahip, 134-180 m2 arası brüt alanlı 9 farklı ev tipinden oluşuyor.

Toplam 170 bahçeli evden oluşan ve 80 milyon TL yatırım değerine sahip olan Asmalı Evler Projesi’nin 64 bah-çeli evden oluşan ilk etabı Kasım 2012 tarihinde teslim edilecek. Ön satışları büyük ilgi gören ilk etap için satış-lar devam ediyor. Asmalı Evler’in 64 konuttan oluşan ikinci etabı Haziran 2013 tarihinde, 42 konuttan oluşan üçüncü etabı ise Eylül 2013 tarihinde teslim edilecek.

Yüzde 25 peşin,yüzde 75 taksit imkanı...

Fiyatları 308 bin TL ve 590 bin TL arasında değişen Asmalı Evler Projesi’nde konut sahibi olmak iste-

yenlere, yüzde 25 peşin yüzde 75 tak-sitli veya banka kredili olarak ödeme olanağı sunuluyor. Projenin bir diğer dikkat çekici özelliği ise, benzer pro-jelere göre daha uygun bir aidat bede-li belirlenecek olması.

Salih Kuzu:“Bahçeli bir eve sahip olmak her ailenin özlemidir.”

Gayrimenkul sektöründe uzun yıllar profesyonel olarak görev yapan ve ardından kendi markasını yaratan De-kar DK Yönetim Kurulu Başkanı Salih Kuzu, sektörde bugüne kadar kazan-mış olduğu deneyim ve birikimi ile, ai-lelerin ihtiyaçlarının ön planda olduğu farklı konseptlerde projeler gerçek-leştireceklerini söyledi.

Yine Bahçeşehir’de inşa edilen ve 2010 yılında teslim edilen Günışığı Evleri Projesi ile yatırımcılara 2 yılda yüzde 60 prim sağladıklarına dikkat çeken Salih Kuzu, “Asmalı Evler projemizde de yatırımcılarımız yüksek bir prim elde edecekler. Profesyonel hayatım

boyunca sadece bahçeli ev olarak 3 bine yakın ev inşa ettim. Bahçeli ev talep eden ailelerin ihtiyaçlarını çok iyi biliyor ve projelerimize bu doğrul-tuda yön veriyoruz. Bahçeşehir’de konut sahibi olmak isteyenlerin te-mel önceliği bahçe içinde bir eve sahip olmak. Biz de bu istekten yola çıktık ve Asmalı Evler projesini haya-ta geçirdik. Üç etaptan oluşan proje-mizin ilk etabı, satışlar başlamadan büyük ilgi gördü ve önemli bir bölü-münün satışını gerçekleştirdik. Hem ilk etabın kalan bölümünde, hem de diğer etaplarımızda bu ilginin ar-tarak devam edeceğine inanıyoruz. Asmalı Evler, hem oturmak hem de yatırım yapmak isteyenlerin yüzünü güldürecek bir projedir” dedi.

Toplam 48 bin 327 m2 arsa alanı içe-risine inşa edilen Asmalı Evler, konut-lara özel bahçeler, yarı olimpik yüzme havuzu, kafe ve fitness salonunun yer aldığı sosyal tesisler, kapalı ve açık otoparklar, rekreasyon alanları, yürü-yüş parkurları ile betonun değil yeşilin hakim olduğu bir hayat sunuyor.

Gayrimenkul sektörünün deneyimli isimlerinden Salih Kuzu tarafından kurulan Dekar DK,Asmalı Evler Projesi ile İstanbul’da bahçeli bir yaşam hayalini gerçeğe dönüştürüyor.

Bahçeşehir’de inşaa edilen Asmalı Evler, ‘Her Eve Bir Bahçe’ anlayışı ileBahçeşehir’e yeni bir soluk getiriyor.

ASMALI EVLER, BAHÇEŞEHİR’DEBAHÇELİ EV KONSEPTİNE YENİ BİR SOLUK GETİRİYOR...

İstanbul Aktüel

Mutluluk ve refah derecelerini ortaya koyan raporda, Türkiye memnuniyet sıralamasında 32. oldu. OECD 11 kriter üzerinden hareket-le; gelir, barınma, sağlık ve iş-ev dengesi gibi insanların yaşam kalitelerini ortaya koyacak sorular sordu. Araştırmaya göre, insanlar için en önemli mutluluk kriteri gelir olarak tespit edildi. Bunu sağlık, temiz çevre ve güvenli yaşam çevresi izliyor. Ancak rapora göre, yüksek gelir her zaman iyi yaşam de-mek değil.

OECD, raporu şöyle özetliyor:“İnsanlar giderek zenginleşirken ve iş ola-nakları artarken; daha iyi şartlarda barın-mak, hava kirliliğinde uzaklaşmak istiyor.İnsanlar giderek daha uzun yaşıyor, daha eğitimliler ve suç oranları azalıyor.”

İşte, “İşinizi seviyor musunuz? Sağlığınız nasıl? Çocuklarınıza yeteri kadar vakit ayı-rabiliyor musunuz? Komşularınıza güveni-yor musunuz? Genel olarak hayatınızdan memnun musunuz?” gibi soruların soruldu-ğu raporun sonuçları:

Katılımcılara hayatlarından memnun olup olmadıkları sorulduğunda Danimarka en olumlu cevabı vererek ilk sırayı aldı. Kanada 2., Norveç 3. olurken Türkiye 32. ve Çin son sırada yer aldı.

Katılımcılara “Bugün nasıl hissediyorsu-nuz” sorusu sorulduğunda Türkiye en az olumlu cevabı vererek sonuncu oldu. Soru-ya en olumlu cevabı veren ülke Danimarka

oldu. 2. sırada İzlanda ve 3. sırada ise Ja-ponya var.

Politikada aktif olan ülkeler arasında Nor-veç, Finlandiya ve Danimarka başta geliyor. Bu ülkede yaşayanların yüzde 60′ı bir politi-kacıyla iletişim kurduğunu, bir imzaya veya protestoya katıldığını belirtti. En az aktif olanlar ise Türkler, Portekizliler ve Ruslar. Türkiye bu sırada sonuncu oldu.

Yeşil çevre olmamasından şikayet edenlerin başında İtalya ve Türkiye geliyor. Türkiye lis-tede 2. sırayı aldı. Bu ülkedekilerin üçte biri yeşil alanın az olmasından yakınıyor. Finlan-diya, Danimarka ve İsveç ise şikayetçi değil.

Ülkeler arasında en fazla çalışan ülke Türki-ye olarak belirlendi. Son sırayı ise Hollanda aldı.

İşe gitmek için harcanan süre ortalama 38 dakika olarak belirlendi. Türkiye’de ise bu süre 40 dakika veya daha fazla. Türkiye işe gitmek için en fazla süreyi harcayan 3. ülke oldu. İlk sırada Güney Afrika yer aldı.

Okul çağında çocukları olan annelerin çalış-ma oranları ise yüzde 24 olarak belirlendi. Bu listede Türkiye sondan 3. oldu. İlk sırada olan ülke ise Almanya.

Katılımcılara ülkedeki havanın temizliğinden memnun olup olmadıkları sorulduğunda Türklerin yaklaşık yüzde 70′i olumlu cevap verdi. Hava memnuniyeti sıralamasında Tür-

kiye sondan 10′uncu oldu. Suyun temizliği sorulduğunda ise, Türklerin yaklaşık yüzde 65′i memnun olduğunu söyledi. Ancak Tür-kiye sondan 3. sırada yer aldı.

Uzun dönemli işsizlik rakamları kadınlarda ve gençlerde yüksek görüldü. Kadınlar ve erkekler arasında büyük boşluk görülmez-ken en fazla boşluk Yunanistan’da görüldü. İrlanda’da ise erkeklerde işsizlik oranı yük-sek çıktı. Son 15 yıl içinde aşağı yukarı tüm OECD ülkelerinde kadınlar için işsizlik oranı düşüş gösterdi. İspanya, İtalya ve İrlanda’da keskin bir düşüş tespit edilirken, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti’ndeyse tam tersi işsizlik oranlarında artış belirlendi.

Tüm ülkelerde yaşlı (55-64 yaş) nüfusun is-tihdam oranı genç nüfusa göre daha düşük. Bunun en çok görüldüğü ülkeler Türkiye, Macaristan, Polonya; en yüksek olduğu ül-keler ise İzlanda, Yeni Zelanda ve İsveç. 15-64 yaş arası çalışan oranına bakıldığında Türkiye en son sırada yer aldı. İlk sırayı ise İzlanda aldı.

İş yeri çalışma ortamından memnun olup ol-mama konusunda ise; Danimarka, Norveç, İngiltere, İsviçre, Avusturya, Belçika, Hol-landa ve Almanya’da her on kişiden dokuzu işinden hoşnut olduğunu belirtti. Türkiye’de her iki kişiden biri, Yunanistan’daysa her üç kişiden ikisi çalışma ortamından memnun.

Türkiye çalışma ortamından en az memnun olan ülke oldu.

Türkler çalışıyor ama mutlu değil!..40 ülkede araştırma yapıldı; Türkiye ‘memnuniyet listesi’nde 32. sırada yer aldı. Çalışma saatlerine göre de Türk insanı daha çok çalışıyor. Paris merkezli Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OECD’nin ‘How’s life’ (Hayat nasıl) raporu, 40 ülkede yürütülen araştırmalar sonucunda insanların yaşamlarından memnun olup olmadığını tespit etti.


Bahçeşehir 1. Kısım Çınar 09, Villa 02 T: (0212) 608 13 40

www.fitmutfak.com

Fitmutfak Nedir?.. • Fitmutfak, sağlıklı yaşamı desteklemek üzere, size özel günlük beslenme paketlerinin hazırlanması ve kapınıza teslim edilmesi hizmetidir.

• Tüm menüler doğal ve mevsiminde olan meyve ve sebzeler ile gıda mühendisi kontrolleri altında günlük olarak hazırlanır.

• Fitmutfak'tan çıkan “Sağlıklı, Lezzetli ve Pratik” menüler ile hızlı yaşam temposu içinde artık kendinize daha fazla zaman ayırabileceksiniz.

LezzetliPratik

Sağlıklı

FitDiyet VejeteryanDiyet SporcuDiyeti ProteinDiyeti

DÜZENLİ OLARAK ÖLÇÜMLERİNİZ TEKRARLANIR VE BESLENME PLANINIZ GÜNCELLENİR.

Merkezimizdeölçümleriniz yapılır,

metobolizma hızınız ve günlük kalori ihtiyacınız

tespit edilir.

Günlük beslenme ihtiyacınıza göre diyet

paketi seçeneğinizbelirlenir.

Beslenme planınızıizlemek üzere,

isminize özel takipçizelgesi açılır.

Günlük hazırlanan diyet paketiniz adresinize

teslim edilir.

KAPINIZA TESLIM

PAKETLERIDIYET• KAHVALTI

• ARA ÖĞÜN• ÖĞLE YEMEĞİ

• ARA ÖĞÜN• AKŞAM YEMEĞİ

BİR GÜNLÜK MENÜ:

Kış aylarında, yol şartları çok değişkendir. Üstelik zemin koşulları, önceden kestiremi-yeceğiniz şekilde farklılık gösterebilir ya da aniden değişebilir. Kuru zeminde yol alırken, çevresinde ağaçlar bulunan, bu nedenle gü-neş ışığı daha az alan bir virajın içinin ıslak olduğunu fark edebilirsiniz. Bu tip durumlara hazırlıklı olabilmek, otomobilinizin zeminle temas eden tek noktası olan lastiklerinizin kabiliyetiyle doğru orantılıdır.

7o DERECENİN ALTINDA...Yaz lastikleri, kauçuk ve desen yapıları itiba-rıyla kış koşulları için üretilmediğinden Soğuk havalarda yol tutuş ve özellikle de frenleme kabiliyeti anlamında güvenlik beklentilerinizi karşılıyamaz. Hava sıcaklığı 7o’nin altına düş-tüğünde, zemin kuru bile olsa yaz lastiklerinin kauçuğu sertleşir ve yola tutunma özelliğini kısmen kaybeder. Kısaca kış lastikleri hak-kında araç kullanılıcılarının doğru bildiği en büyük yanlış, bu tip lastiklerinin sadece karlı ve buzlu yollarda kullanılması gerektiğidir.

Bir örnek vermek gerekirse, hava sıcaklığı 7o’nin altında, ıslak bir yolda, 80 km/saat’le ilerleyen bir otomobil tamamen durabilmek için yaz lastiğiyle 40 metreye, kış lastiği aynı koşullarda 34 metrede tamamen durabilir. Aradaki 6 metrelik fark, bir tehlike anında çok ciddi bir fark yaratır. Karlı zeminde 50 km/saat’le ilerleyen yaz lastikleri bir araçı an-cak 63 metrede durabilirken, kış lastikli araç tam 31 metreden önce durmayı başarabilir. Neredeyse iki katına yakın olan bu fark, kış lastiklerinin önemini çok iyi özetliyor.

DÖRT TEKERLEĞE BİRDEN...Kış lastikleriyle ilgili kullanılıcıların bir diğer hatası da otomobillerinin sadece çekişin olduğu tekerleklerine kış lastiği takmaktır. Bu yaklaşım, kış lastikleri sadece ön tarafa takılmış önden çekişli bir araçta, arkadan dengesizlik oluşur ve aracın savrulma riski artar. Kış lastikleri sadece arka tarafa takıl-mış arkadan itişli bir araçta, önde dengesiz-lik oluşur ve virajı dönememe riski doğar. Bu nedenle, Michelin, aracınızın çekiş sistemi ne olursa olsun, dört tekerleğe birden kış lastiği takılmasını öneriyor.

LASTİK BASINCI...Hava sıcaklığı, lastik hava basıncını doğrudan etkiler. Hava sıcaklığı ne kadar düşük olursa ölçülen hava basıncı da o kadar düşük olur. Kışın havanın genel olarak soğuk olduğunu düşünürsek, doğru hava basıncını ayarlamak oldukça zordur. Bu nedenle, doğru basıncı ya-kalamak için araçların günlük kullanım basın-cına 3 PSI (Lastik Soğukkan Ölçmelidir.) daha fazla hava basıncı ilave edilmesi gerekir.

KIŞIN ARAÇ KULLANIMI...Kendinizin ve diğer sürücülerin sınırlarının bilincinde olmak ve çevreye iyi dikkat etmek gerekir. Ani hareketlerden, hızlanmadan, (Hızlanma kademeli ve düşük hız seviyesinde olmalıdır.) fren darbelerinden ve çok yüksek hızlardan kaçınmak kaza riskini azaltır. Kış aylarında öndeki araçla mesafeyi arttırmak gereklidir. Yokuş çıkarken patinaj riskini ön-lemek için kuru havalarda kullanılana oranla daha yüksek vites tercih edilir. Gerekli fren

mesafesini koruyarak, gerektiğinde alternatif olarak motor frenini ve fren pedalini kullana-rak fren yapılması zorunludur. Kademeli ola-rak yapılan fren tekerleklerinin kilitlenmesini engeller ve böylelikle aracın kayma riski ve kontrol kaybı önlenir. Kilitlenme ve kaybı ha-linde, yola tutunmayı yeniden sağlamak için fren pedalini bırakmak gerekmektedir.

Yokuş aşağı inerken tekerleklerin kilitlenme riskini azaltmak için kuru havalara oranla daha düşük vites tercih edilir. Zor bir manev-radan önce sert viraj, yavaşlama gibi, motor frenini kullanarak münküm olduğunca kade-meli olması için frenlemeyi önceden planla-mak en doğrusudur.

Karlı zeminde kalkış esnasında patinaj riski-ni azaltmak kademeli olarak hızlanılmalıdır. Eğer patinaj olursa, tekerleklere uygulanan kuvveti azaltmak ve aracı yönlendirmek için üst vitese geçmek gerekir. Viraja girmeden önce düz çizgi halinde yavaşlamaya özen göstererilmelidir. Virajı dönerken lastiğin yola tutunmasının azalması ve komutlara cevap vermemesini önlemek için direksiyon hare-ketleri yumuşak ve sabit olmalıdır. Bunun için gaz pedalına baskı azaltılır, direksiyon fazla döndürülmüşse biraz boşaltılır. Eğer gerekir-se tekerlekleri kilitlemeden frene hafi fce bas-mak gerekir. Önden çekişli bir araç arkadan savrulduysa dengeyi tekrar sağlamak için gaza basmak gerekebilir.

Hiçbir durumda frene basılmaz çünkü bu ar-kadan dengesizliği arttırır.

Kış Lastiği Kullanım Önerileri...Kış lastiklerinin kullanımıyla ilgili, araç kullanılıcıları arasında doğru bilinen en büyük yanlış, bu lastiklerin sadece buzlu ve karlı zeminlerde etkin olduğu ile ilgilidir. Oysa yaz lastiklerinin kauçugu 7o derecenin altında sertleşir ve etkinliğini kaybeder. Bu ne-denle Michelin; hava sıcaklığı 7o derecenin altına düştüğünde, güvenlik adına Kış lastiklerinin kullanılması öneriyor.

EKENLERLASTiK OTOMOTiV

Otomotiv


MASTER SAYFAMASTER SAYFA

7oC’nin altında,

güvenliğiniz için

MICHELIN kış lastiği kullanın.

Alkent 2000 Mh. Hadımköy Yolu Cd. No:11/2 B.Çekmece-İstanbul

T: (0212) 889 20 08 F: (0212) 889 20 06

Kıs7

oC’de

başlar.

EKENLERLASTİK OTOMOTİVGIDA.TUR.iNŞ.SAN.TiC.LTD.ŞTi.

İstanbul Aktüel

Milyonlarca insan her gün internet üzerin-den nerede olduğunu, neler yaptığını ve kendisini nasıl hissettiğini paylaşıyor. Bu dev veri yığınından, Twitter’den yararlanan Cor-nell Üniversitesi sosyologları Scott Golder ve Michael Macy, dünya genelinde 2,4 milyon kişinin “ruh hali barometresini” çıkardı.

Araştırmacılar, olumlu ve olumsuz duygu durumlarını tarayan bir metin analiz prog-ramı kullanarak, kişilerdeki ruh hallerinin gün içindeki değişimlerini izlemiş. Sonuca göre hangi kültürden ve hangi ülkeden olur-sa olsun, tüm dünyadaki insanlar sabah ve akşamları en iyi ruh halindeler. Çalışma sı-rasında morallerimizin daha bozuk olması sürpriz olmadı ama ilk kez dünyadaki tüm insanların davranışlarını gerçek zamanlı iz-leme şansına kavuştuk diyor araştırmacılar.

Harvard Üniversitesi bilim insanları da aynı yoldan ABD’lilerin ruh hali barometresini çı-

karmışlar. Buna göre “twitleyen” Amerikalı-lar pazartesileri değil perşembe günleri en kötü ruh halindeler.

Fakat Twitter araştırmaları aynı zamanda tartışmalıdır da. Nitekim verilen bilgiler her zaman doğru olmuyor. Araştırmacılar 32 milyon Twitter profilini inceledikten sonra kullanıcılardan %34’ünün bulundukları yer hakkında yalan söylediklerini görmüşler. Kimileri hayal ettikleri kentin adını verirken, bazıları da bilim kurgu filmlerindeki yer isim-lerini vermiş.

Diğer araştırmalar buna rağmen güvenirli sonuçların da elde edildiğini göstermiş. Palo Alto Üniversitesi bilim insanları örneğin, Twitter mesajlarına göre sinema filmlerinin başarısını tahmin etmişler. Yeni gösterime giren 25 film için üç milyon Twitter kullanıcı-sının mesajını inceleyen bilim insanları %97 doğruluk payına ulaşmışlar.

İngiliz bilim adamlarının, sonuçları Nature dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, varsayılanın aksine çocukların IQ’su zaman içerisinde değişim gösterebiliyor.

Bilim adamları, yaşları 12 ile 16 arasında-ki gençler üzerinde yaptıkları araştırmada, dört yıl arayla çocukların IQ’sunu ölçtü ve manyetik rezonans görüntüleme tekniğini kullanarak beyinlerini inceledi.

Araştırmada yer alan İngiliz bilim adamı Prof. Cathy Price, çocukları oldukça erken yaşta değerlendirme ve eğitim hayatını be-lirleme eğilimine dikkati çekerek, sonuçların ise çocukların yeteneklerinin ilerleyen yaşla da geliştiğini ve IQ’larının önemli ölçüde ar-tabileceğini gösterdiğini söyledi. Price, başa-rılı çocukların ise IQ’larının düşebileceğini belirtti. İnsanlarda yeteneğin yıllarca aynı kaldığı düşünülüyordu.

Ruh halimiz sabahları ve akşamları iyi...Bu araştırma kişilerdeki ruh hallerinin gün içindeki değişimlerini izledi.

Zeka ile ilgili önemli buluşIQ’nun, ergenlik döneminde değişebildiği ortaya çıktı. Zeka ile ilgili bu önemli buluş çığır açacak.

1800'lere kadar dünya nüfusu bir milyara ulaşmamıştı. 100 yıl sonra dünya nüfusu bir milyar daha arttı. Son bir milyarlık artış ise sa-dece 13 yıl içinde geldi. Ancak artışın hız kes-mesi beklenmiyor. Independent gazetesinin haberine göre; Birleşmiş Milletler 2080'ler-de dünya nüfusunun 10 milyara ulaşacağını tahmin ediyor. Zengin ülkelerde nüfus göçle artıyor. Bu ülkelerde doğum oranları düşük, nüfus yaşlı. En yüksek doğum oranları ise

yoksulluğun pençesindeki ülkelerde. Nüfus artışının yüzde 95'i gelişmekte olan ülkeler-den özellikle de Sahra çölünün güneyindeki ülkelerden kaynaklanıyor.

Bir milyar kişi sıklıkla kanalizasyonu ve temiz suyu olmayan gecekondu mahallelerinde ya-şıyor. Bu durum da kıt kaynaklar üzerindeki baskıyı ve açlık sosyal huzursuzluk ve savaş tehlikesini artırıyor.

Dünya nüfusu 7 milyar oluyor...Birleşmiş Milletler'in tahminlerine göre, 31 Ekim'dedünya nüfusunun ilk kez 7 milyara ulaşması bekleniyor.


TBMM, bütçe hazırlık döneminde, saray ve kasırlara ilişkin ziyaret ve etkinlik ücretlerini yeniden belirledi. Bu çerçevede "Milli Saray-lar Daire Başkanlığı'na Bağlı Birimlerde Fotoğraf Çekme ve Görüntü Alma Yönet-meliği" değiştirilecek...

TBMM Başkanlık Divanı'nda önümüzdeki hafta ele alınacak yönetmelik değişikliğine göre, bundan böyle gelin ve damatlar iste-dikleri gibi saray ve kasırların bahçesinde fotoğraf çektiremeyecek.

DOLMABAHÇE VE BEYLERBEYİ HARİÇ...Düzenlemeye göre, Dolmabahçe ve Beyler-beyi Sarayları hariç, Meclis'e bağlı Milli Sa-raylar bünyesindeki tüm tarihi yerlerin dış mekanlarında bir saatlik çekim bedeli ola-rak 1500 TL ödenerek düğün fotoğrafı çe-kilebilecek. Başvurunun önceden yapılması ve ücretin yatırılıp dekont getirilmesi halinde çekime izin verilecek.

TALEP ÇOK...Değişikliğin gerekçesinde, "Milli Saraylar'a bağlı mekanlarda yoğun olarak gelin-da-

mat fotoğraf çekimi talepleri geldiği, ta-rihi mekanların güvenlik ve korumasının kontrollü olarak sağlanması amacıyla ücreti karşılığı çekimlerin uygun olacağı" belirtildi.

Yönetmelikle Dolmabahçe Sarayı'nda oldu-ğu gibi, Beylerbeyi ve Yıldız Şale'nin iç me-kanları da ürün, fi lm ve fi rma tanıtımlarını konu alan reklam fotoğrafı çekimlerinde kul-lanılmayacak.

LOUVRE'A BAK...Dolmabahçe Sarayı'nın, Milli Saraylar Dai-re Başkanlığı etkinliklerine açık olan ünlü Medhal Salonu, ülkeye prestij kazandıracak etkinliklere, TBMM Başkanı'nın onayı ile açı-labilecek.

Saray ve kasırların gezi biletlerine yüzde 100 zam yapıldı. Yeni tarifeye göre, Dolma-bahçe Selamlık 30 TL, Harem 20 TL, her ikisi 40 TL karşılığı gezilebilecek. Zammın gerekçesi açıklanırken Versailles Müzesi'nin 50 TL, Louvre Müzesi'nin 63 TL, Alhamra'nın 123 TL, Buckıngham'ın 45 TL, Hampton Co-

urt Sarayı'nın 46 TL karşılığı gezilebildiği vurgulandı.

HAS BAHÇEYE ZAM...Padişahların kullandığı has bahçeleri etkin-liklerde kullanmak isteyenler de yüklü bir miktar ödemek zorunda kalacak.

Dolmabahçe'deki has bahçenin kira bedeli, hafta içi 80 bin TL'den 100 bin TL'ye, hafta sonları ise 100 bin TL'den 120 bin TL'ye çı-karıldı. Harem bahçesi ise 20 bin TL'ye kira-ya verilmeye devam edilecek. Beylerbeyi has bahçe için bu rakam 75 bin TL oldu. 40 bin TL olan harem kirası, 50 bin TL olacak.

Dolmabahçe hasbahçe ve Beylerbeyi has bahçe ile harem bahçesi dışında tüm me-kanlar, kişi kurum ve kuruluşlara, kültürel bilimsel ve geleneksel etkinlikler için kiraya verilebiliyor.

Dolmabahçe has Bahçe ile Beylerbeyi has bahçe ve Harem bahçesi ise, TBMM Başka-nı onayı ile ancak uluslararası prestij sağla-yacak etkinlikler için tahsis edilebiliyor.

Sarayda fotoğraf çektirmek 1500 TL!..Meclis Başkanlığı, saray ve kasırlarda 1 saatlik fotoğraf çekimi için gelin-damattan 1500 TL alacak.

İstanbul Aktüel


KOKOREÇ

SUCUKTAVUKKÖFTE

SUCUKKOKOREÇ TAVUKKÖFTE

SUCUKKÖFTE

SUCUKTAVUK

SUCUKKÖFTE

SUCUKTAVUK



KÖFTE KÖFTE

KOKOREÇ TAVUKKÖFTE KOKOREÇ TAVUKKÖFTE

KÖFTE KÖFTE

669 60 70Sipariş Hattı:

0212HEP AÇIKHEP AÇIK TÜRK MALITÜRK MALITÜRK MALI%100

fast food

KOKOREÇ TAVUKKÖFTE KOKOREÇKÖFTE KOKOREÇ TAVUKKOKOREÇLoca İstanbul D Blok Bahçeşehir-İstanbul

“Tabakta Porsiyon” servisimiz mevcuttur...


KOKOREÇ

SUCUKKOKOREÇ TAVUK

SUCUKKOKOREÇKÖFTE KOKOREÇ

Sucuk ekmeğintek adresi...

www.meshursucukcu.comwww.tontonbaba.com

KOKOREÇ TAVUK

SUCUK

KOKOREÇ TAVUK

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ TAVUK

SUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKSUCUK

KÖFTE

KÖFTE

SUCUKSUCUKSUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKSUCUKKÖFTE

SUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKKÖFTE

SUCUK

KOKOREÇKÖFTE KOKOREÇ

SUCUKKOKOREÇ

SUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUKSUCUKSUCUKSUCUKSUCUKSUCUK SUCUK

TAVUK

SUCUK

KOKOREÇ TAVUK

SUCUKTAVUK

SUCUK

KOKOREÇ

SUCUKKOKOREÇ

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUKSUCUK

KOKOREÇ TAVUK

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUKKÖFTE

SUCUKKÖFTE

SUCUKSUCUKKOKOREÇ

SUCUKSUCUKSUCUKSUCUKSUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKSUCUK

KOKOREÇ

SUCUKSUCUK

KOKOREÇKÖFTE

SUCUKKÖFTE

SUCUKSUCUKKÖFTE

SUCUKKÖFTE

SUCUKSUCUKKOKOREÇ

SUCUKSUCUKMidye Dolma

Travma sadece zihinde, davranışta ya da duyguda kodlanmaz. Bedenimiz de travma yaşandığı anda nasıl tepki verdiğini hatırlar. Bazı durumlarda zihnimiz tarafından bastı-rılmış, hafızamız tarafından geri getirilmekte zorlanan sahnelerin bedenimiz tarafından hatırlandığını belirten Dr. Mehmet Yavuz, be-denimizin verdiği tepkileri dikkatlice izleme-nin yaşadığımız travma ve sonrası hakkında oldukça önemli bilgiler verdiğini söylüyor.

Sosyal Hafıza Bozukluğu Anti Sosyalliğe Neden Oluyor…

Travma sırasında farkında olduğumuz ya da olmadığımız birçok şey, bilinçaltına kaydedilir ve bunların pek çoğunu zamanla unuturuz. Yaşadığımız pek çok olumsuz olay sosyal ha-fızamıza kaydedilir. Sosyal hafızanın beynin ön, yani frontal loblarında bulunduğunu ve şakak loblarındaki ana bellekten farklı oldu-ğunu belirten Dr. Yavuz, psikolojik dünyamı-zın merkezinin de sol frontal lobda olduğu-nun altını çizdi. Şakak loblarındaki ana bellek yani ana hard disk genel hafıza ile alakalıdır.

Bu bölgelerin fonksiyon görmemesi Alzhei-mer hastalığı ile sonuçlanır. Sosyal hafızanın görülen, yaşanılan olaylarla beraber eğitimle de şekillendiğini vurgulayan Dr. Yavuz, bu

hafızanın kişinin toplumdaki davranışları-nı, ahlaki yapısını teşkil ettiğini; anti sosyal, psikopatik kişilerde sosyal hafıza bozukluğu olduğunu belirtti.

Travmalar İç Organlarımızı da Etkiliyor!..

Sosyal hafıza davranışlarımızda önemli rol oy-nar aynı zamanda beden dili ile de yakından ilgilidir. Mide ve bağırsaklar gibi iç organları-mız sosyal hafıza ile iç içedir. Yaşanılan trav-malar bir yandan sosyal hafızaya kayıtlandığı için aynı zamanda iç organlarımızın çalışma şeklini de etkiler.

Örneğin önemli bir randevu öncesinde mide ve bağırsak fonksiyonları bozulabilir, çarpıntı yaşanabilir, kan basıncında iniş çıkışlar olabi-lir. Bu tablonun ruhsal gerilimin psikosomatik yansımaları olduğunu belirten Dr. Yavuz bu durumun, yaşanmış travmaların mide bağır-sak fonksiyonları üzerindeki kalıcı olumsuz etkilerinden kaynaklandığının altını çizdi.

Travmaların Bedene Etkisi Ömür Boyu Süre-bilir!..Kişi, travmayı yaşamış ve olay bitmiştir. Hat-ta tamamen de unutmuş olabilir. Ancak bu travmadan oluşan bedensel bozuklukların devam ettiğini vurgulayan Dr. Yavuz, duru-

mun bazen bir ömür boyu sürebildiğini, beyin unutsa da bedenin yaşanmışlıkları asla unut-madığını hatırlattı.

Bedenin Travmaları Unutmaması Panik Atak Nedeni...

Bazı durumlarda ağır travmaların oluşturdu-ğu ani bedensel tepkimeler bir süre sonra otomotizma kazanır. Kişi yaşadığı travmayı çoktan unutmuştur ama bu olay bir kere özel-likle sol frontaldaki sosyal hafızaya kayıtlan-mıştır. Buradan hiç beklenmedik zamanlarda bedensel dille hatırlanan travmayla kişi kalp krizi, mide kanaması ya da felç geçirdiğini dü-şünür. Böylece panik atak denilen olay gelişir.

Kişinin mutlu anında bile, birden sosyal ha-fızanın harekete geçtiğini ve kişiye aynı tep-kisel olayı yaşattığını belirten Dr. Yavuz, çoğu kez vücudun abartıya kaçtığını ve kişiye ölüm korkusu yaşattığını vurguladı.

Travmaların uzun süreli bedensel tepki-melerinin psikosomatik bozukluklara; kısa süreli ani tepkimelerininse panik ataklara neden olduğunu belirten Dr. Yavuz tedavi için çevresel koşulların düzeltilmesi, ilaç tedavile-ri, psikoterapiler ve TMS ile beyin resetlemesi yöntemini önererek sözlerini tamamladı.

Yaşanan travmalar zamanla veya çeşitli tedavi yöntemleriyle hafızadan silinebiliyor ancak bedenimiz bu travmayı unutmuyor! Sosyal hafızaya kaydedilen travma anındaki bedensel tepkilerimizi bedenimiz ileriki dönemlerde hatırlar ve bize o anları tekrar yaşatır. Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Uzman Dr. Mehmet Yavuz, bu durumun olumsuz etkilerini ve tedavi yollarını anlattı...

Beden Unutmuyor...Yaşanan Travmaları Beyin Unutsa da

İstanbul Aktüel


Mutfağınızı karıştırarak, aklınıza gelmeye-cek malzemelerle güzelliğinize güzellik kat-maya ne dersiniz?..

Saç diplerinizi hacimlendirmek içingazlı içecek...

Pompalı bir şişeye doldurduğunuz gazlı bir içeceği nemli saçınıza sıkın. Havaalanında uçuştan önce hacimlendirici saç spreyine el koyulan Kelly Clarkson için bu yöntemi uygu-layan Brett Freedman, içeceğin içinde bulu-nan şekerin tutucu özelliği olduğunu ve sa-çınıza seksi bir doku kazandıracağını ekliyor.

Saç renginizi canlandırmak için kahve...

Michelle Williams-la çalışan Pierre Michel, koyu renk saçlarınızın rengini ortaya çıkar-mak için ilk iş koyu bir kahve hazırlamanızı öneriyor. Soğuduktan sonra kahveyi kuru sa-çınızın üzerine dökün ve durulamadan önce 10 dakika kadar saç diplerinizin bu rengi emmesini bekleyin.

Bulaşık makinesi deterjanı ile açılın...

Eğer saç renginizin çok koyu olduğunu dü-şünüyorsanız, şampuanınızın içine birkaç damla sıvı bulaşık makinesi deterjanı dam-

latıp karıştırın. Uzmanlar, deterjanın saç ren-ginizi bir-iki ton açmaya yardımcı olacağını belirtiyor.

Dağılmayan çizgiler içinkalemleriniz dolaba...

Kullanmadan yarım saat önce, göz kalemle-rinizi buzluğa koyarak bekletin. Eski manken ve ünlü markaların temsilcisi olan Padma Lakshmi-nin uyguladığı bu yöntem sayesin-de kalemlerin uçları sertleşecek ve daha belirgin çizgiler çekebileceksiniz.

Ödemi indirmek içinfolyo kağıdını deneyin...

Yüzünüzü kapatacak büyüklükte bir folyo kağıdını buzluğa koyun. Aşırı derecede so-ğuduktan sonra ağız kısmına nefes alabile-ceğiniz büyüklükte bir delik açın ve folyoyu yüzünüzün üzerine yerleştirin. Bu ipucunu gibi ünlülere uygulamış olan makyaj artisti Ramy Gafni, folyonun adeta özel yapım se-rinletici bir maske gibi yüzünüzü saracağını ve şişkinliğinizi azaltacağını belirtiyor.Kirpiklerinizi kaşıkla kıvırın...

Max Factor-ün makyaj artisti Jake Bailey, bir çay kaşığının kenarını dikkatli bir biçim-

de kirpik diplerinize bastırmanızı öneriyor. Kirpik kıvırıcısını kaybettiğinde bu yöntemi Katy Perry üzerinde deneyen makyaj artisti, kaşığın metal kenarının kirpiklerinize seksi bir görünüm vereceğini belirtiyor.

Topuzu çorapla deneyin...

Topuz yaptıktan bir süre sonra saç telleriniz dağılmaya başlıyorsa, saç renginize uygun, parlak bir külotlu çorap bulun. Ayak kısmını kestikten sonra topuzu tutturmak için ço-rabın geriye kalan elastik kısmım kullanın. Molly Sims üzerinde denediği bu tekniği an-latan kuaför salonu sahibi Patrick Melville, çorabı topuzu kıvırdığınız bölgeye sararak dışarıda kalan tutamları da içeriye doğru sokuşturmanızı öneriyor. Normal bir lastik tokadan daha eğlenceli olduğu kesin olan bu yöntem ayrıca saçınızın daha uzun süre bozulmamasını sağlayacak.

GüzelliğinGİZLİStratejileri...

İşlevi çok farklı olan ürünlerin bir gün güzelliğinizde önemli rol alacağı aklınıza gelir mi? İşte ünlüler üzerinde dedenenen birkaç gizli güzellik stratejisi...

Güzellik


ETKİLERİ NELERDİR?..Cilt altı dokunun bölgesel olarak ısıtılmasıyla, kollajen liflerinin anında kasılmasını, boyları-nın kısalarak gerilmesini sağlar ve fibroblast aktivitesini artırarak yeni kollajen liflerinin üretimini hızlandırır.

Bu da, cildin sıkılaşarak daha pürüzsüz, daha sağlıklı ve daha genç görünmesini sağlar. Cildin gerilmesi, parlak ve canlı olma etkisi; hemen ilk uygulamada oluşan ve tedavi süre-since devam eden, uygulamanın bitmesinden sonra da 1 yıla kadar sürebilen bir etkidir.

UYGULAMA ALANLARI NELERDİR?..Yüz ve boyun bölgesinde; ince çizgilerin azal-tılması, yüz ovalinin düzeltilmesi, yüz operas-yonları sonrasında cildin alt destek dokusunun kuvvetlenmesini sağlamak...Vücutta; kol ve bacak sarkmaları, doğum sonrası karın bölgesinde doku bozulması, bacaklarda sellülit görüntüsünün azaltılması, liposuction sonrası derinin dalgalı hal aldığı durumlar, popo düşüklüklerinin düzeltmekte kullanılmaktadır.

UYGULAMA BİÇİMİ...Cihaz, kremlenmiş cildin ısısını 41-43 derece-ye çıkarmak üzere özel bir başlıkla uygulanır. Bu sırada hasta cildinde hafif ısınma haricinde hiçbir şey hissetmez, oluşan belli belirsiz kı-zarıklık ise tedavi biter bitmez geçen bir be-lirtidir. Tedavi sonrası hasta günlük yaşamına dönebilir, makyaj yapabilir, özel bir uygulama veya kaçınmaya gerek yoktur. Her mevsimde ve her cilt tipinde uygulama yapılabilir.

UYGULAMA SIKLIĞI VE SEANS SAYILARI...Kişinin ihtiyacına ve uygulanan bölgeye göre haftada 1 veya 2 kez yapılan ve yaklaşık ola-rak 8-15 seans olabilen bir uygulamadır.

TEDAVİ SÜRESİ...Yüz bölgesinde ve karında 30-40 dakika, kal-çalarda ise 45-60 dakika sürer.

KİMLERE UYGULANMAZ?..Ciltte açık yara, uçuk gibi lezyonların olduğu durumlar, kalp pili ve vücutta büyük metal protez taşıyanlar ile hamilelik durumlarında uygulanmaz!..

www.klinikd.comwww.drdevrim.com

[email protected]

Not: Yukarıdaki yazılar bilgilendirme amaçlıdır. Bir uzmanla görüşülülüp ve bir doktora danışarak size uygun tedavi biçiminin seçilerek uygulama yapılması sağlığınız için önerilir.

RADYOFREKANS UYGULAMASI veLED SİSTEM (PHOTOGEN) NEDİR?..Radyofrekans;Cerrahi müdahale ve anestezi gerekmeden yüz,kollar, bacaklar, karın gibi vücut bölgelerine uygulanarak cildi sıkılaştıran, ”cilt ütüsü” olarak da tanınan yöntemdir.

LED sistem; Üretilen 4 dalga boyundaki ışığın çeşitli kombinasyonlarıyla; doku yenilenmesi, akne iyileştirilmesi, cilt parlaklığının arttırılması, kırışık önleyici, sellülit oluşumunu azaltıcı, cilt lekelerini azaltıcı olarak işlev gösterir.

Photogen sistem; Bu iki yöntemi birleştirerek büyüleyici sonuçlar elde eden cihaz teknolojisidir. Uygulamanın etkin sıkılaşma yaratması ve insan sağlığına olumsuz etkisi olmadığı FDA tarafından 2002 de onaylanmıştır.

Kemal Sunal CaddesiDefne 02-03 B-10 K:3 D:14

Bahçeşehir - İstanbul

T : (0212) 669 00 45G: (0530) 938 62 69

Klinik DDDDDDDDDDDDDDDDDD

İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi’nin Kuruluş Amacı Nedir?..Merkezimiz çocuk, ergen, yetişkin ve ailelere yönelik danışmanlık ve psikososyal eğitim vermek üzere Bahçeşehir’de kuruldu. Birey ve aile-lerin sorunlarına “çözüm ortağı” olmayı, birey ve ailelere destek vere-rek yaşam kalitelerinin artmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktayız.

Belirli aralıklarla uzman davet ederek ücretsiz seminerler düzenliyor-sunuz. Kısaca bahseder misiniz?..Evet ihtiyaçlara yönelik olarak ücretsiz seminerler düzenliyoruz. Öfke kontrolü, çocukluk çağı travmalarının etkileri, sınav kaygısıyla başa çıkma yolları şu ana kadar düzenlediğimiz seminerler arasında yer al-makta. “Öfke kontrolü”, “Çocukluk çağı travmaları”, “Sınav kaygısıyla başa çıkma yolları” başlıklı seminerleri tekrarlayacağız. Seminer tarih-leri www.imgedanismanlik.com adresinden takip edilebilir.

İlgilenenler kayıt yaptırmak koşulu ile seminerlere ücretsiz olarak katılabilir.

İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi’nden Uzm. Psikolog Eylem Ceyhan sorularımızı yanıtladı.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?..Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölü-münden mezun oldum. Mezuniyetimin hemen ardından Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Anaokulu’nda psikolog olarak görev yapmaya başladım. Çocuklar ve ailelerine yönelik danışmanlık hizmeti verdim. Hacettepe Üniversitesi’nde yük-sek lisansımı tamamlamamın ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Psikiyatri Anabilim Dalı’na psikolog ola-rak atandım. GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Servisi’nde de çalıştıktan sonra aile terapisi, bilişsel davranışçı terapi ve şema terapi eğitimle-rini aldım. İmge Eğitim ve Aile Danışman-lık Merkezi’ni kurarak mesleki çalışmaları-mı sürdürmekteyim.

İmge Eğitim ve Aile Danışmanlık Hizm. Ltd. Şti.www.imgedanismanlik.comT: (0212) 669 99 59

Yüz Şeklinize Göre İdeal Saçlar...İster uzun, ister kısa saçlı olun yüzünüzün şekline göre saçlarınızı şekillendirmezseniz size uygun saç modelinibulamazsınız. Bunu için size bir kaç öneri...

Yuvarlak Yüzler İçinÖnerilen yüzünüzü uzun göstermektir. Klasik ovalden daha kısa ve dar bir görünüş, genellikle çeneyle ağzın arasında kısa bir mesafe vardır. En uygun kesim, bir ilizyonla yüzünüzü daha ince ve uzun göstermek olacaktır. Daima alnınız açık tutmalısınız.

Yuvarlak yüz baş kısmında düz olabilir, bunu dengeleyebilmek için baş kısmından tepe noktasından bombele yapılabilir. Yüzü çerçeve-lemek için, saçı arkaya doğru itin ya da göz hizasında tutun.

Saçın uzunluğunun çeneye kadar olması en ideal görünümü verir. Sakın çok kısa bir kesim uygulamayın. Eğer yanaklarınızda ve çene-nizde çıkıntı varsa biraz daha kısa kestirebilirsiniz, ta ki yüzünüz bir nitelik kazanana kadar.

Köşeli YüzlerSaçlarınıza yukarıya doğru dolgunluk kazandırmalısınız. Güçlü, ge-niş bir çene yapısı ve alın birlikte şakak ve çene arasında dar bir alan. Yüze, derli toplu bir görünüm kazandırın.

Öncellikle yapılması gereken, köşeli yüzdeki düzlüğe, başın tepe kısmında bombe oluşturacak bir kesimle karşılık vererek yüze çer-çevelenmiş bir görüntü sağlamak. Başın sağ tarafının uzunluğu ve-rilecek kat saçı tamamlar. Boyun hizasından kulak arkasına doğru saça sıralanmış kat vermek iyi gider. Çene hizasından kırçıllı kat ve kulak arkasına saçın bir bölümün sıkıştırılması çenenizi bütün güzelliği ile ortaya çıkarır. Üçgen çağında saçınızı yandan ayırmayla alnınız ortaya çıkarabilirsiniz. Saçlarınızı öne doğru atıp alnınız sa-kın kapatmayın, alın bölgesini açık tutmalısınız.

Üçgen Biçimde YüzlerDaha çok yumuşaklığa ihtiyacınız vardır. Geniş bir alın ve dar bir çene yapısı.

Yanak bölgesinden kulak arkasına, kısadan uzuna kat ve ensede biten kesim. Daima saçların yüzünüzün iki bölümüne, burundan çeneye doğru dökülmesi kural olarak görülmelidir. Bu dökümler yumuşaklığı sağlayacaktır. Tepeden uzanan uzun bir saç gibi bir ha-tada sakın bulunmayın. Böylece üçgen yüz yapınızı bütün açıklığıyla sergileyebilirsiniz.

Oval YüzOval yüzlerin diğerlerine oranla daha fazla seçenekleri vardır. Oval yüzdeki belirgin özellikler, alın ve çenenin genişliğinin neredeyse aynı olmasıdır.

Omuzları sıyıran uzunluk, ve ağız hizasından çeneye doğru uzanan bir kesim yüzün ön tarafından uygulanabilir. Eğer burnunuz küçük ise alnınızı ortaya çıkarabilirsiniz.

Çeneye yoğunlaşmış ve omzun altına uzanan saçlar yüzü olduğun-dan fazla uzun gösterir.

Güzellik


K A V İ T A S Y O N8 Seans Kavitasyon Radyo Frekans8 Seans Ultrasonik Tripolar Radyo Frekans8 Seans Ultra Monopole Radyo Frekans8 Seans Lenf Dranaj4 Seans Pasif Jimnastik36 Seans Toplam

1. Seansta kilo durumuna göre 2-12 cm bölgesel inceltme garantisi vardır. Cihazımızın artıları yüzde, göğüslerde ve komple vücutta botoks etkisi uygular, aynı zamanda toparlayıcı etkisi vardır. Selülit tedavisinde de uygulanır.

2.500 TL849 TL

Boya + Saç Bakımı + El Bakımı + Ayak Bakımı + Manikür + Pedikür + Kaş + Bıyık

ŞOK KAMPANYA!..Lütfen Randevu Alınız!..240 TL 99 TL

Türkiye’de bir ilk ekip Diva’da örgü kaynak(acıtmaz, baş ağrısı yapmaz, görünmez, tamamen doğal ve kullanışlı)

Saç Kaynak ( garantili )

350 TLKalıcı OJE

69 TL 49 TL

Bay Bayan Kuaför ve Güzellik Salonu

Brezilya FÖNÜNano keratin yanmış yıpranmış saçlaraultra bakım + kalıcı düz fön 5-8 ay kalıcıdır.

Protez Kirpikİpek Kirpik 5-8 ay kalıcıdır.

249 TL600 TL 149 TL250 TL

Mistik müzikeşliğin deprofesyonelmasaj

Erkek Bölümümüz açılmıştır

Bay - Bayan Bölümümüz ayrıdır.

40 TL

tanıtım amacıylakısa bir süre için

19 TL

tanıtım amacıylakısa bir süre için

Randevu Tel.: 0535 383 44 98300 TL600 TL

Permanent make up Designer Aslı ÖztürkKaş kontur - Eyeliner - Dudak kontur

Kalıcı Makyaj TasarımStüdyosu Tanışma Fırsatı

Çocuğunuz dünyaya geldiği ilk günden itiba-ren adeta öğrenmeye programlanmış gibidir. Ama yine de öğrenme sürecinde ona yar-dımcı olmanızda yarar var. Her gün yeni bir şeyler öğreniriz. Kimi zaman büyüklerimiz-den, kimi zaman ise küçücük bir çocuktan… Öğrendikçe şekillenir, değişir hayatımız. Öğ-renmenin sonu yoktur. Çocuklar bazen öğ-renme konusunda sıkıntılar yaşayabilir, çün-kü karşısındaki kişi çok sıkıcı olabilir. Oysa öğrenmek, çocuklar için her zaman büyük bir eğlenceye dönüşmelidir. Öncelikle her çocuğun farklı bir öğrenme biçiminin oldu-ğu, unutulmaması gereken önemli bir nokta.NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Etiler Polikliniği’nden Psikiyatrisi Özlem Mestçi-oğlu Gökmoğol, çocukların nasıl öğrendiğini anlattı ve onlara öğrenmeyi sevdirmeniniz için önerilerde bulundu. Doğru öğrenme ve öğretme biçimleri, aslında çocukların haya-tına yön verecek kadar önemlidir, Yaşadık-larından öğrendiği şeyleri ifade etmesinde onlara her zaman destek olunmalıdır.

ÇOCUKLAR DOĞAL ÖĞRENCİLER...Öğrenmenin amacı; gereksinimi karşılamak, etkinliği arttırmak, koşullara daha İyi uyum sağlamak, potansiyelini tam olarak ve bilgiyi iyi kullanmaktır. Gözlem-algılama-anlama, yorumlama-uygulama, sınama ve son aşa-mada yansıtma süreçlerini izleyerek öğreni-riz. Öğrenme sürecinde konuyu görsel sim-gelerle birleştirmek, yaratıcı ve mantıksal işlevlerin birbirini desteklemesini sağlamak, aşırı genellemelerden kaçınmak, sürece ak-tif katılmak, sık geribildirim almak, öğrenme abusunu sürekli canlı tutmak için etkileşim ve mizahı kullanmak öğrenmeyi kolaylaştı-rır. Çocuklar doğal öğrencidirler. Her zaman yeni şeyler öğrenmeye meraklıdırlar, İlgili, İstekli ve coşkuludurlar.

Çocuklara bir şey öğretirken her birinin ayrı bir öğrenme stili olduğuna dikkat etmek ve

bu konuda duyarlı olmak çok önemlidir.

ÇOCUKLAR NASIL ÖĞRENİR?..

YAŞAYARAK...Ünlü bir Çin atasözü der ki; “Duyarım unu-turum, görürüm hatırlarım, yaparım anla-rım.” Bir tehlikeyi anlayabilmesi ve tehlike olduğunu öğrenebilmesi için çocuğun o teh-likeye çok yakınlaşması gerekebilir. Duyu organları yoluyla...Ne kadar çok duyu organları devreye girerse öğrenme süreci de o kadar kolaylaşır ve hız-lanır. Öğrenilen bilgiler de daha kalıcı olur. Dil yoluyla...Çocukların edindikleri deneyimler hakkında konuşmaları, düşündüklerini, hissettiklerini söylemeleri ve bu konuyla İlgili büyüklerin düşünce ve duygu paylaşımlarını duymala-rı bu deneyimden bir şey öğrenebilmeleri İçin çok önemlidir. Heyecanla eve gelen ve yaşadığı günü anlatan çocuğunuzu mutla-ka dikkatle dinleyin ve yaşadıklarından bir şey öğrenmesini istiyorsanız duygularını ve düşüncelerini İfade etmesi için onu teşvik edin. Soru sormalarına olanak tanıyın ve olabildiğince sorularını yanıtlamaya çalışın. Çevredeki nesneleri adlandırmaları da öğ-renme süreci açısından değerlidir. Hareket ederek...Özellikle bazı çocuklar öğrenme sürecinde daha hareketlidirler. Ancak bütün çocuklar hareket halindeyken çevrelerini yakından İzler ve kaydederler. Hareket onlar için bir tür öğrenme aracıdır, sadece enerjilerini bo-şaltmazlar, yeni şeyleri fark eder, dener ve öğrenirler. Motive edilerek...Çocuklar takdir-ödül yoluyla öğrenirler. Olumlu deneyimler yaşama, yaptıklarından dolayı tebessüm, sırt sıvazlama, aferin tarzı takdir sözleri duyma hem öğrenme isteğini hem de özgüveni arttırır.

TAKLİT EDEREK...Çocuklar çevresindeki insanları model ala-rak öğrenirler, Çocukların öğrenme sürecin-de anne-babalara bu nedenle çok büyük rol düşer. Çocuklar söyleneni değil, doğrudan davranışı taklit ederler ve o davranışı doğru, işe yarar kabul ederek benimserler. Tekrar etme yoluyla...Çocuklar deneme-yanılma yoluyla öğrenirler. Çocuklara denemeleri, seçim yapabilmeleri için özgür bir alan bırakmak, cesaret ver-mek öğrenme süreçlerini kolaylaştırmak açı-sından değerli ve önemlidir. Çocuklarınızın hata yapmasına izin verin. Hata yaptıktan sonra bir değerlendirme yapılıp hata yaptı-ğı için yargılanmazsa çocuklar hatalarından çok şey öğrenir. Eleştiri yerine geribildirimi kullanmak, eleştiriyi yapıcı tarzda yapmak çocukların öğrenme sürecini kolaylaştırır.

İLETİŞİM KURARAK...Sosyalleşmeye 3 yaşından sonra başlayan çocukların arkadaş olan ortamlarda zaman geçirmeleri pek çok davranışı geliştirme-lerini sağladığı gibi öğrenme süreçlerini de hızlandırır. Bu yüzden yaşıtlarıyla zaman ge-çirmesi önemlidir.

POZİTİF ÇEVRE ETKİSİYLE...Sevildikleri, korundukları, güvende oldukla-rını hissettikleri yerlerde çocuklar çok daha kolay öğrenirler.

FİZİKSEL GEREKSİNİMLERİKARŞILANDIĞINDA...İyi beslenen, uykusunu almış, sosyal desteği olan çocuklar daha kolay ve hızlı öğrenirler.

HER ÇOCUĞUN KENDİNE ÖZGÜBİR ÖĞRENME BİÇİMİ VAR!..Okuduklarımızın yüzde 10′unu, İşittikleri-mizin yüzde 20′sini, gördüklerimizin yüzde 30′unu, hem işitip hem gördüklerimizin yüz-de 50′sinl, söylediklerimizin yüzde 80′ini ve

Yaşadıklarından öğrendiği bir şeyler var!..Çocuğunuzun öğrenme sürecinde ona yardımcı olmanızda yarar var. İşte öneriler. Dr. Özlem Mestçioğlu Gökmoğol Bebeğim Dergisi Ekim sayısında anlattı…

Eğitim


sözlerimize davranışları eklediğimizde yüzde 90′ını hatırlarız. Öğrenme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalardan biri de her çocuğun kendine özgü bir öğrenme biçimi olduğudur. Öğrenme biçimleri genellikle şöyle sınıfl an-dırılır:Dokunsal öğrenme: Bu çocuklar daha yavaş hareket eden, oldukça duygusal, az ve öz konuşan, dokunmaya çok önem veren çocuklardır, Çalışırken müzik dinlemeyi severler, plan yapmayı pek sevmezler, somut şeyleri daha kolay kavrarlar. Dokunsal öğrenenler; ders çalışırken sık ara vermelidirler. Sözel bilgileri öğrenirken hareket etmek, not tutmak veya yazı yazmak dikkatlerini daha iyi toparlamalarına yardımcı olur. Onları bir masada çalışmaya mahkum etmek doğru ol-maz. Ayrıca deneylerle çok daha kolay öğrenirler.İşitsel öğrenme: Bu çocuklar kelimeleri seçerek kullanırlar, ritimli konuşurlar, sözlerinin kesilmesinden hiç hoşlanmaz-lar. Grup çalışmalarına yatkındırlar, gürültüden çok rahatsız olurlar, İşitsel öğrenenler; ses olmayan yerde daha rahat ederler, yüksek sesle ders çalışmak onlar için daha öğretici olur, ayrıca arkadaşlarla çalışmak daha verimli sonuçlar elde etmelerine yol açar.Görsel öğrenme: Bu çocuklar hızlı konuşurlar, özel yaşam-larında titiz ve düzenlidirler, okumaya düşkündürler. Görsel öğrenenler; düzenli not tutarlarsa ve ortamları derli-toplu olursa daha rahat öğrenirler. Sessizliği tercih ederler. Renkli materyallerden hoşlanırlar.

ÖĞRENMEYİ KOLAYLAŞTIRIN!..• Çocukları standartlara göre değil, onların becerilerine göre yetiştirin,• Çocuğunuzun öğrenme biçimlerini öğrenip, ona ders çalış-tırırken bu biçimlere uygun hareket edin.•Hata, eksik ve farklılıklarından dolayı onları eleştirmek ve gözden çıkarmak yerine, zekalarına nasıl güveneceklerini ve kendilerini nasıl keşfedebileceklerini öğretin.•Yeteneklerini geliştirmek için beceri kazanmasını sağlayın.•Pozitif yönde bile olsa baskı yapmayın.•Neleri yapamadıklarına değil, neleri yapabildiklerine odak-lananın, Olumsuzlardan çok olumlulara yönelin.•Doğal düşünme süreçlerini, bilgi edinme yöntemlerini ve kendilerini ifade etme biçimlerini eleştirmeyin ve görmezden gelmeyin.•Sınıfl andırmalardan, karşılaştırmalardan, etiketlemelerden kaçının.

PSİKİYATRİST ÖZLEM MESTÇİOĞLU GÖKMOĞOL:“Öğrenme biçimi doğuştan gelen bir özelliktir. Çocuğun öğrenme biçimini bilmek ve ona göre hareket etmek; bilgi-ye en kolay yoldan ulaşılmasını sağlar. Öğrenme biçimini bilen çocuklar, sorunları daha etkin şekilde çözer, kendi-ne daha çok güvenir, benlik saygısı artar ve daha başarılı olurlar. Ayrıca çocukların oyun yoluyla öğrendiğini unut-mayın. Yaşamın küçük bir yansımasıdır çocuklar için oyun. Duygularını İfade edebilmeleri ve öğrendiklerini yaşantı-larına yansıtabil-meleri açısından bir sahnedir. Oyun aynı zamanda yaşam dinamiklerini, kurallarını, iletişim kurma yollarını ve başkalarının duygularını anlayabilmeleri için bir araçtır.”

Estetik ve Sağlık

FussMed’leAyağınıza geldi...

Ayak sağlığı ve bakımıalanında klinik hizmeti veren FussMed, batık tırnak,mantar, nasır, çatlaklar ve tüm ayak problemleriyle ilgili profesyonelbakım sağlıyor.

FussMed’i DAHA YAKINDAN TANIYABİLİR MİYİZ?..

Medikal ayak sağlığı ve medikal ortopedi üzerine hizmet vermekteyiz. 7 yıl-lık geçmişi olan bir firmayız. Daha önce Nişantaşı’ndaydık. 2 senedir de Beylikdüzü’nde hizmet vermekteyiz. Ayak sağlığı kabininde GEHWOL marka ürün satışı yapmaktayız. Aynı zamanda medikal ve ortopedik malzeme satışı, özel yapım tabanlık uygulanmaktadır..

FussMed’de yapılan uygulamalar nelerdir?..• Batık tırnak bakımı • Kalınlaşmış tırnak bakımı• Nasır bakımı • Mantar tırnak bakımı• Çatlak topuk bakımı • Diyabet ayak bakımı• Deforme tırnak bakımı • Medikal ve ortopedik malzeme

Batık Tırnak Bakımın da Yenilik!..

Ayak sağlığı sistemi ülkemizde yeni yeni hizmet vermektedir.Avrupa da ve gelişmiş ülkelerde yaygın olan podiatri,PODOLOJİ cihazları ve M.E.B. onaylıuzman kadromuz ile uygulanmaktadır.

Ekinoks Rezidans E 1 Blok Kat:6 Daire: 94 Beylikdüzü-İstanbul0212 871 52 62-63 | www.fussmedikal.com | [email protected]

Batık Tırnakların Çekilmeden Kurtarılması, Olası Tırnak Batmalarının Önlenmesi TEL SİSTEMİ İle Artık Mümkün.

TEL SİSTEMİ nedir ve ne için kullanılır?.. :TEL SİSTEMİ aynı diş çengeli gibi, ayak ve el tırnakları için, tırnak deformelerini düzeltici bir teldir.

TEL SİSTEMİ nin kullanıldığı durumlar:Etin içersine batmış tırnakların kurtarılmasında Tırnak ağzının enfeksiyon kap-ması durumunda da uygulanabilir. Gerekli hallerde uzman bir hekim ile birlikte çalışılır.

• İçeriye doğru çok kıvrılmış tırnaklarda• Etin içersine hafifçe batmış tırnaklar-da önlem olarak.

TEL SİSTEMİ nasıl çalışır?.. :Uçlarında kancacıklar olan iki çok ince yaylı çelik teller, tırnak kenarlarının alt kıs-mına dikkatlice yerleştirilerek, bir halka ile birbirine bağlanır. Böylece tırnak kenarları, enfeksiyonlu tırnak ağzından kaldırılarak, öne doğru çekilir.

• Hassas Bakım: Tel takılırken hemen hemen hiç bir şey hissetmezsiniz.• Hızlı Rahatlama: Tırnak ve deri bölgesinin yükünü hafifleterek ayak parmağındaki acıyı hızlı bir şekilde ortadan kaldırır rahatlama sağlar.• Ayakkabıların içersinde herhangi bir engel teşkil etmez.• Spor ve iş hayatında kısıtlama getirmez.• Uzun vadeli iyileşme:Tırnağın doğal uzamasını destekleme ile iyileşme sağlar, hemen hemen problemin tekrarını ortadan kaldırır.• Ameliyata (tırnak çekilmesine) en iyi alternatiftir: Özellikle şeker hastaları için çok avantajlıdır.• Mükemmel uyum şekli sayesinde tırnakların şekline göre bireysel uyum sağlar.

FUSSMED ORTOPEDİ VEMEDİKAL AYAK SAĞLIĞI

ZUMBA

BODY COMBAT

YOGA

SPINNING

KICK-BOX

SQUASH

YÜZME

DÜŞLEDİĞİNİZDEN FAZLASI !..

Ozon sistemiyle temizlenen açık-kapalı yüzme havuzuve güneşlenme alanlarıyla keyifli zaman geçirmenin

Bahçeşehir’deki tek adresi...

Şelale Cd. Banu Sk. (Düden evleri karşısı)Teras Garden No: 30-31 Bahçeşehir - İSTANBUL

669 669 50212

TANGO

ÇOCUK KULÜBÜ

PILATES

TOTAL BODY

SHAOLIN CONDITION

BODY PUMP

HAYATINIZI SAĞLIKLI KILIN!..

BİLGİSAYARLI KONDİSYON ALETLERİ

Detaylı Bilgi İçin(0212) 669 16 50

Güvercin Sk. Papağan Çıkmazı Badem -16 Villa-1 Bahçeşehir / İst.

kayıtlarımız devam ediyor...

SolfejŞan vePiyano KemanGitar- - • Arıların bazı çiçeklerden yaptığı balların zehirli olduğunu,bu zeh-

rin arıları etkilemediği için arıların bu çiçeklerden de nektar topla-dıklarını, ancak yaptıkları balın insanları zehirlediğini ve bu zehirli bala deli bal dendiğini,

• Çiftçilere zarar veren böceklerden bugün bilinen bir milyon civa-rında böcek türü olduğunu, tüm böcek türlerinin sayısının ise 10 milyon civarında olduğunu,

• Dünyada yaşayan en büyük hayvanların mavi balinalar oldu-ğunu,30 filin ağırlığında ve futbol topu büyüklüğünde gözlerinin olduğunu,

• Balinaların balık olmadıklarını, deniz de yaşayan memeli hay-vanlar olduklarını,

• Balinaların yavrularını doğurup, sütle beslediklerini ve karada yaşayan canlılar gibi akciğeri ile nefes aldıklarını,

• Yavru Mavi balinaların 7 metre Boyunda ve 3 ton ağırlığında doğduklarını, bu hayvanların çok büyük olmalarına karşın başlıca besinlerinin sürüler halinde yaşayan ve kirli denilen bir çeşit kari-des olduğunu,

• Karada yaşayan en büyük hayvanın fil olduğunu,

• Denizlerde yaşayan çoğu gözle görülemeyecek kadar küçük bit-ki ve hayvanlara plankton denildiğini, bitkisel planktonların dünya-daki tüm ormanlardan daha fazla oksijen ürettiğini,

• Planktonların olmadığı bir deniz hayatının düşünülemeyeceğini,

• Birçok balığın ve diğer deniz canlılarının bu planktonları yiyerek yaşadıklarını, planktonlar olmazsa, karalarda da hayatın olmaya-cağını,

• Her solucanın 32 bölümden oluştuğunu,

• Akreplerin sırtında 2 tane kanadı olan çeşitleri olduğunu ve bun-ların o kanatlarla uçabildiklerini,

• Balıkçıl (Japon turnaları)’ların yumurtalarını rastgele suya bırak-tıklarını ve bu yumurtaları zamanı gelince elle koymuş gibi bulduk-larını,

• Orix ve kertenkelelerin su içmeden yaşayabildiklerini,

Biliyor musunuz?..Bunları

Açılış Saatlerimiz: 07:40-20:0007:40-20:00

KENDİNİZE BİR GÜZELLİK YAPMAK İSTER MİSİNİZ?.. BİZE BEKLİYORUZ...

MASAJ BÖLÜMÜMÜZ AÇILMIŞTIR.FÖN+KESİMDE ÖĞRETMEN VE ÖĞRENCİLERİMİZE ŞOK FİYATLAR!.

ERDAL GÜRSOYBAYAN KUAFÖRÜ

FÖN 8 TL

KESİM 20 TL

DİP BOYA 35 TL

BALYAJ 60 TL

DİP RÖFLE 80 TL

DİP ORGANİK BOYA 60 TL

PERMA 80 TL

MANİKUR 10 TL

PEDİKÜR 15 TL

KAŞ+BIYIK 10 TL

KOMPLE AĞDA 45 TL

Mavi Çarşı (Atrium) Kat:3 No:303 Bahçeşehir-İstanbul

669 51 69T: (0212)

• Ceylanların su ihtiyaçlarını bitkilerden sağladıkları için, hiç su içmeden yaşayabildiklerini,

• Her insanın beyninin %90’ının su olduğunu, Beyindeki sinir da-marlarının % 40’ının protein,% 51-54’ünün ise yağ olduğunu,

• Beynin metabolizmasında sadece karbonhidrat (glikoz) kulla-nıldığını,

• Beyinin doku hücreleri ürettiğini ve bu hücreleri üretirken yaptığı tüketimin, 100 mgr doku için 3,5 ml/dk olduğunu,

• Bir insan beyninde yaklaşık olarak 90-100 milyar tane hücre bulunduğunu,

• Bir bitin yaşadığı sürece 200-300 yumurta bıraktığını,

• Ergin bir bitin her ısırışta yaklaşık olarak 0,008 gr kan emdiğini,

• İnsanların vücutlarında olan bitlerin 6 ayakları olduğunu,

• Mavi balinaların günde yaklaşık olarak 40 milyon tane plank-tonla beslendiğini,

• Mavi balinaların başının üstündeki deliklerden 100 ton su ala-bildiklerini ve bu suyu bir süzgeç göreviyle tuttuklarını,

• Mavi balinaların hızlarını aldıktan sonra 3 saat hiç kıpırdama-dan su üstünde süzülebildiklerini,

• Mavi balinaların dişleri yerine kıkırdakları olduğunu,

• Mavi balinaların yediği plankton balıklarının insanlar için de çok önemli bir besin maddesi (balık) olduğunu,

• Planktonların bir kerede 10,000 tane yumurta yumurtladığını,

• Plankton balığının 6 ülkede en pahalı balık olarak satıldığını,

• Yavru köpek balıklarının 3000 tane dişleri olduğunu,

• Ormanın kralı nasıl aslan ise okyanusların krallarının da köpek balıkları olduğunu...

Mükemmel bir cilt ve bazı ve doğru uygula-ma teknikleriyle her trendy rengi tarzınıza uygun hale getirebilirsiniz. Cilt tonunu den-geleyen baz ürünün üzerine cildinize uygun bir sıvı fondöten uygulayın ve transparan bir pudrayla sabitleyin. Yoğun kapatıcı özelliği olan bir fondöten hem ince çizgilerin hem de lekelerin büyük ölçüde görünmesini en-geller.

Bu makyaj tarzında allıktan mümkün oldu-ğunca uzak durmakta fayda var. Gözlerdeki ve dudaktaki rengin belirgin oluşu yeterli. Ama isterseniz yanaklarda taze bir etki için şeftali ya da gül tonlarına başvurabilirsiniz.

Gözlerde uzmanlar kesinlikle tek bir renk ailesinde kalınmasını öneriyor; gözlerinizi

güçlü bir turkuazla renklendirdiyseniz, göz kalemini de mavi tonlarından seçin. Şeker renkleri de kendi içlerinde uyumlu olduğu sürece güzel duruyor. Genel kural: Koyu ton-ları göz kapağının alt kısmında uygularken, kaş diplerine kadar uzanan görünen alan-da açık tonlara başvurmak. İster ince, ister kalın dudaklara sahip olsun herkes istediği renk ruju kullanmakta özgür.

Rengin en belirgin şekilde ortaya çıkmasını sağlamak için yapılması gereken ilk şey, du-daklara uygulama öncesi fondöten sürmek. Ardından dudak rengine en yakın bir kalem-le dudak çevresini belirginleştirin. Son ola-rak da rujunuzu bir dudak fırçası yardımıyla uygulayın. Renk seçiminde uzmanlar cilt to-nunun önemini vurguluyor.

Öncelikle, sanatta “chiaroscuro” olarak adlandırılan ışık ve gölge tekniğinin iki basit kuralını bilmek gerekir.

•Açık renkler ışık verir ve hacim kazandırır.•Koyu renkler gölge yapar ve hacmi küçültür.

Bunu makyaja uyguladığımızda; Açık renkler, yüzümüzdeki dar alanları geniş göstermek, çökük ve koyu bölümlerini yu-muşatmak için...

Koyu renkler ise, çok geniş bölümleri da-raltmak, uzun bölümleri kısa göstermek için kullanılır.

İki ayrı renk yan yana geldiğinde çarpıcı bir zıtlık ortaya çıkar. Buna kontrast denir. Mak-yajdaki temel prensip, bu kontrastlardan yararlanarak yüzdeki kusurları düzeltmektir.

Örneğin, burnunuza uyguladığınız rengin daha koyusunu burun ucuna ve burun ka-natlarına uyguladığınızda burnunuz normal-den daha kısa ve ince görünecektir. Aynı yoğunlukta ama aynı olmayan iki rengi yan yana koyarsak, parlak olan renk her zaman

daha açık görünür. Aynı koyuluktaki mavi ile sarıyı yan yana koyduğumuzda mavinin daha koyu görünmesi gibi.

Siyah ve beyaz, ışık ve tonun en güçlü kont-rastını yaratan iki renktir.

Siyah, koyu ve tonludur. Saf ve duru bir ren-gin yanında daha parlak görünür.

Diğer yandan beyaz, şeffaf ve durudur. Tüm renkler beyazın yanında koyu görünür. Si-yah, karıştırıldığı rengi kasvetli yapar ve par-laklığını azaltır; beyaz ise canlandırır.

Kontrast sadece açık ve koyu veya sıcak ve soğuk renklerin bir araya gelmesiyle oluş-maz. Tamamlayıcı kontrastlarda vardır. Bun-lar bir araya gelince birbirlerini takviye eden renklerdir. Birbirleriyle karışınca ise, yok olup gri-kahve bir renk alırlar.

Tamamlayıcı kontrastlar, özellikle göz mak-yajında gölgeyi nötralize etmek ve göz ren-gini ortaya çıkarmak için sıkça kullanılır. Kahve-turuncu, mor-pembe göz farı uygula-maları gibi.

Sonbahar makyajı nasıl yapılır?..Yüzde doğal etki yaratan çıplak makyaj ve dumanlı gözler, yeni bir trendin de habercisi. Gözlerde ve dudaklarda ışıldayan canlı renkler aynı zamanda ruh halini de olumlu etkiliyor.

Makyajın Sırrı Işık, Renk ve Gölge...Makyajda amaç, yüzün kusurlarını gizlemek, güzel bölümlerini ise ortaya çıkarmaktır. Bu da ancak ışık, gölge verengin doğru olarak kullanılmasıyla gerçekleşir.

Güzellik


ÇocuklarınızıUluslararası Dans YarışmalarındaGörmek İster misiniz?..

ÇocuklarınızıUluslararası Dans YarışmalarındaGörmek İster misiniz?..

Federasyona Bağlı Antrenörlerin Eşliğinde Çalışmalarımız Başlamıştır...

T: 0212 - 669 29 50 - Antrenör: 0532 454 66 68

www.dansbahcesehir.com

Kim bu ıssız adamlar?.. Neden ıssızlaşıyorlar?..Bu kişiler değişebilirler mi yoksa böyle mutlular mı?..

Geçtiğimiz yıllarda “Issız Adam” filmi çok ko-nuşuldu. Film sonrası, Alper çok eleştirildi. Bazı erkekler Alper ile özdeşim kurdu, onu an-ladı; bazıları ise Alper’e kızdı, Ada’ya bu kadar aşıkken onu neden terk ettiğini anlayamadı. Alper, Ada’nın yanında kalamazdı çünkü o “ıssız adam”dı, bir kadına bağlanamazdı. Bu filmden sonra “ıssız adam sendromu” kavra-mıyla daha fazla karşılaşır olduk, hatta Alper gibi olan erkekler için “ıssız adam sendromu” var dedik. Peki, kim bu ıssız adamlar?.. Ne-den ıssızlaşıyorlar?.. Bu kişiler değişebilirler mi yoksa böyle mutlular mı?..

Issız adam sendromu denildiğinde genellikle ilk akla gelen, uzun süreli ilişki kuramayan, günübirlik ilişkiler yaşayan, ilişkilerini sadece cinsellik üzerine temellendiren, bağlanmak-tan korkan ve kaçan kişiler akla gelmektedir. Issız adamlar, hayatlarında duygusal ilişkiye izin vermezler, aşık olmaktan uzak dururlar, çünkü duygusal yakınlık onları korkutur. Bu-nun en önemli nedeni bağlanma sorunları yaşamaları yani bağlanamamalarıdır.

NEDİR BU BAĞLANMA SORUNU?..Neden bazı insanlar ilişkilerinde bağlanabilir-ken, bazıları bağlanma sorunları yaşamakta-dır?.. Bağlanma kavramı öncelikle bebeklerin ebeveynleri ile kurdukları ilişkiler gözlenerek ortaya atılmış bir kavramdır ve genel olarak insanların kendileri için önemli olan diğer ki-şilerle güçlü duygusal bağlar kurma eğilimi olarak tanımlanabilir. Duygusal bağ kurma eğilimi ve gereksinimi, yeni doğan bebeklerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereklidir.

Bağlanma sistemi, bebeklerin onlara bakan kişiye fiziksel yakınlığını güçlü tutarak hem kendilerini çevreden gelebilecek tehlikeler-den korumalarına yardım eder hem de çevreyi keşfetmeleri için gerekli koşulları sağlar. Yapı-lan pek çok araştırma çocukluk dönemindeki bağlanmanın, yetişkinlikteki romantik ilişkiler-deki bağlanma ile benzer olduğu ve birbirini etkilediğini göstermektedir. Çocuklar yakınlık kurmak ve kendilerini güvende hissetmek için

ebeveynleri ile yakınlık kurmaya çalışırlar, bu durum yetişkinler için de geçerlidir. Yetişkin bağlanmasında da yakınlık ve güvende his-setme önemlidir. Bireyler, kendilerini rahatsız eden bir durumla karşılaştıklarında güvende hissetmek için partnerlerine yakın olmayı isterler. Aslında herkes, başkalarıyla yakın olma, bağ kurabilme ihtiyacı ile dünyaya gelir, ancak ne tür bağlanma şekli geliştireceği kişi-nin bağlanma deneyimlerine bağlıdır. Bebek-lik dönemlerinde sağlıklı bağlamayan kişiler, yetişkinlikte yakın romantik ilişkilerinde ben-zer bağlanma problemleri ile karşılaşabilirler.

GÜVENLİ BAĞLANMA...Neden bazı kişiler romantik ilişkilerinde bağ-lanabilip, ilişki yaşarken, bazı kişiler bağlan-maktan kaçıp ıssızlaşmaktadır?.. Hangi bağ-lanma stiline sahip olduğu, ilişki içinde kişinin kendini ne kadar güvende hissedeceğini ve kuracağı yakınlığı etkiler?.. Güvenli bağlan-ma geliştirmiş kişiler, başkalarına rahatlıkla güvenebileceklerini, başkalarının da kendi-lerine güvenebileceklerini düşünürler. Bu ki-şiler ilişkileri ve partnerleri hakkında olumlu bakış açısına sahiptirler bu nedenle rahatlıkla yakınlık kurabilirler ve partnerlerine bağlana-bilirler. Yakınlık ve bağlanma bu kişilerin ba-ğımsızlıklarına engel olmaz, yakınlık ve bağım-sızlık arasında bir dengeleri vardır.

Güvenli bağlanma stili geliştirmemiş kişiler ise ya partnerlerine ya da çevresindekilere tamamen yakın olmak isterler, ya da yakın duygusal ilişkilerden uzak olmaya çalışırlar. Partnerleri ile tamamen yakın olmak isteyen güvenli bağlanma geliştirememiş kişiler, etra-fındakilerin onlarla yakınlık kurmakta isteksiz olduklarını düşünürler, yakınlık kuramadıkla-rında rahatsız olurlar, partnerlerinden sürekli onay beklerler, bu durum onların partnerle-rine bağımlı olmalarını sağlar. Duygusal iliş-kiden uzak olmaya çalışan güvenli bağlana-mayan kişiler ise duygusal ilişkiler olmadan kendilerini daha rahat hissederler. Bu kişiler için özgürlükleri ve bağımsızlıkları, kendi ken-dilerine yetebilmeleri önemlidir. Bu kişilerdeki

bağımsızlık isteği, çoğu zaman onların yakın duygusal ilişkilere girmekten kaçınmalarına neden olur. Bu kişiler, duygularını yoğun bir şekilde bastırmaya çalışırlar. Reddedilme kor-kusunu ve durumunu yaşamamak için, kendi-lerini çevresindekilere ve partnerlerine yakın-laştırmazlar, onlarla bağlanmaktan kaçınırlar.

ISSIZ ADAMLARIN BEBEKLİKLERİ...Farklı bağlanma stilleri, kişilerin romantik ilişkilere nasıl baktıklarını, ilişki içinde nasıl davrandıklarını etkilemektedir. Burada önem-li olan nokta, kişilerin bebeklik döneminde geliştirdikleri bağlanma şekilleri, daha son-raki ilişkilerine de yansıdığının farkında ol-maktır. Kişiler ebeveynlerine olan bağlanma tarzlarını, romantik ilişkilerinde partnerlerine de yansıtmaktadır. Bebeklik döneminde sağ-lıklı bağlanma geliştirememiş kişiler, romantik ilişkilerinde de benzer bağlanma problemleri yaşamaktadırlar. Issız adamlar, çocuklukların-da geliştirdiği güvensiz bağlanma sistemlerini yakın ilişkilerine yansıtırlar. Bu kişiler güvensiz bağlanma stiline sahiptirler. Bu nedenle, aşık olsalar da duygusal yakınlıktan uzak kalmaya çalışırlar. Genellikle kendilerini insanlara ya-kınlaştırmazlar, uzak durmaya çalışırlar, çün-kü yakınlık kurma onlar için korkutucudur. Bir ilişkiye başlasalar bile, bir süre sonra kendile-rinin bile farkında olmadığı kaygı ve korkular nedeniyle uzaklaşmaya çalışırlar. Yani ısısız-laşırlar.

Bağlanma stili her ne kadar çocuklukta ki-şinin ebeveyniyle kurduğu ilişki sonrasında belirlense ve bu romantik ilişkilerinde devam etse de, kişiler yaşadıkları yeni bağlanma deneyimleri ile bu güvensiz bağlanma tarz-larını değiştirebilirler. Güvenli bağlanma stili-ne sahip bir partnerle kurulan ilişki, bu ilişki içinde partnerlerinin verdiği destek, onların değişmesinde yardımcı olacaktır. Bunun yanı sıra kişiler bireysel ya da çift olarak alacakları psikolojik destek ile bağlanma sorunlarından kurtulup, ilişkilerde yakınlığın ve bağlanmanın verdiği güveni ve keyfi yaşayabilirler.

Issız Adam sendromunuduydunuz mu?..

Sağlık


GELECEĞİN SAMPİYONLARINIGELECEĞİN SAMPİYONLARINI

HAZIRLIYORUZHAZIRLIYORUZ

Antrenmanlarımız Bahçeşehir Atatürk Anadolu Lisesi ve Orhan Gazi IÖO Spor Salonlarında Yapılmaktadır.

KIZ BASKETBOL GRUPLARI LISANSLI BASKETBOLCU OLMA ŞANŞIPERIYODIK SPORCU TAKIP VE DEĞERLENDIRME SISTEMI

GÜVENILIR KURUM, DOĞRU EĞITIM VE SÜREKLILIK...

0212 - 669 79 82 0212 - 669 80 01www.antspor.com.tr - [email protected]

ANT SPOR

6/16 yaş arası her seviyeye uygunantrenman grupları tecrübeli

ve akademisyen koçlar maksimum 16 kişilik gruplar.

Dünyaca ünlü evlilik ve aile terapisti Dr. William Heibert, ev-liliği bozanın üçüncü kişi olmadığını ifade ederek, ”Üçüncü kişi, karı-koca arasındaki ilişkide bir sorun, aksaklık varsa olur” dedi. Aile içinde, anne, baba ve çocuk arasında dengeli bir ilişki kurulmasının önemine işaret eden Heibert, aile için-den birinin dışlanmasının ailenin fonksiyonlarını kaybetmesi-ne neden olacağını söyledi. Evliliklerde 3. unsurun eşlerden birinin evlilik dışında yoğunlaştığı herhangi bir ilişki olabile-ceğini anlatan Heibert, bunun illa sevgili olmayacağını, hobi, iş, anne, baba, çocuk da olabileceğini bildirdi. Heibert, evli-liği bozanın üçüncü kişi olmadığını savunarak, ”3. kişi, ka-rı-koca arasındaki ilişkide bir sorun, aksaklık varsa olur. 3. kişinin varlığı ortaya çıkınca bir suçlu aranır ve ‘evliliği bozduğu’ gerekçesiyle genelde 3. kişi suçlanır. Ama suçlu olan 3. kişi değildir. Suçlu, karı-koca arasında iyi gitmeyen ilişkidir. Bu durumda çiftlerin ilişkilerini ele almaları, ko-nuşmaları, değerlendirmeleri gerekir.”

MANTIK EVLİLİĞİ GÖREV BİLİNCİYLE YAPILIYOR...Heibert, mantık evliliklerinin görev bilinciyle, romantik ev-liliklerin ise dostluk ve arkadaşlık prensibine bağlı olarak kurulduğunu dile getirerek, ”Mantık evliliklerinde aldatma duygusal açıdan daha az yaralayıcı olurken, romantik evli-liklerde aldatmanın getireceği duygusal yaralanma daha yoğun oluyor” diye konuştu.

İYİ GİTMEYEN EVLİLİĞİ KABIZLIĞA BENZETTİ...Dr. William Heibert; ”İyi gitmeyen evlilik kabız olmak gibi-dir. Kabızlık uzun sürerse baş ağrısı yapar. Aspirin alarak baş ağrısını giderirsiniz, ama ilacın etkisi geçince yine ba-şınız ağrımaya başlar. Kabızlığı halletmezseniz başınız ağ-rımaya devam eder. Ayrıca kabızlık sivilce çıkarır, sivilceyi de ilaç sürerek geçirirsiniz, ama kabızlık devam edince yine sivilce çıkar. Önemli olan kabızlığı halletmektir. Yani öncelikle karı-koca, aralarındaki sorunu gidermenin yolla-rını aramalıdır. Erkeklerin ilişkide önceliği futbola vermesi bir nevi ‘aldatma’dır” diye vurguladı.

Eşler nedenanlaşamaz?..Evlilik terapisti Dr. Heibert, evliliği bozanın üçüncü kişi olmadığını ifade etti ve önemli bilgiler verdi.

Doç. Dr. Neslihan Kurtulmuş, temelinde hormonal hastalıkların yattığı bu cilt rahat-sızlıklarının tedavi edilebilmesi için önce asıl sorunun tedavisinin şart olduğunu belirte-rek, bu konuda merak edilenler hakkında şu bilgileri veriyor:

Hangi Belirti Hangi Hastalığın Habercisi?..Belirtiler: Sivilce, yağlanma, kıllanma varsa polikistik over hastalığından kaynaklanıyor olabilir.

Hormonel Sorunlar: Bu belirtiler vücutta prolaktin hormonunun yükseldiği durumlar-da da görülebiliyor. Bu kişiler uzun süre cilt hastalıkları uzmanlarına gidiyorlar. Aslında sorunlarının altında yatan neden, hormonlar olabiliyor. Uzmanların tavsiyesiyle endokri-noloji uzmanlarına yönlendirilip eş zamanlı olarak hormonal sorun giderilmeye çalışıldı-ğında tedavide istedikleri sonucu elde ede-biliyor.

Belirtiler: Yaralarda geç iyileşme, kaşıntılar, ciltte yer yer koyulaşma, tırnaklarda kaba-laşma, kalınlaşma, soyulmalar olabilir. Cilt-te ortaya çıkan bu sorunlar diyabet (şeker) hastalığının habercisi olabiliyor. Hastalık ilerleyince daha farklı bulgular da ortaya çı-kabiliyor.

Diyabet Hastalığı: Eğer şeker hastalığını tedavi etmezsek, ciltteki sorunlar da gideril-

memiş olur. Hem şekere yönelik, hem de cil-de yönelik tedaviyi birlikte yürütmek gerekir. Şekeri kontrol altına alındığı halde cilt, saç, tırnakla ilgili sorunlar devam ediyorsa cilt hastalıkları uzmanın tedavisi gerekebiliyor.

Belirtiler: Tiroid bezi eğer çok çalışırsa ciltte incelme oluyor, kolay zedeleniyor, tırnaklar inceliyor ve kırılıyor, saçyan dökülüyor. Eğer yavaş çalışırsa da ciltte kalınlaşma, kabalaş-ma, geçmeyen kaşıntılar, tırnak soyulması, kaşların ve vücut kıllarının dökülmesi gibi sorunlar oluşuyor.

Tiroid Hastalığı: Geçmeyen kaşıntılar, cilt kalınlaşması, kuruması tiroid hastalıkları ile ilgili olarak ortaya çıkıyor, ayrıca “Vitiligo” denilen ciltte belirgin beyaz lekelerin oluş-masıyla görülen bir başka hastalık daha var. Tiroid az çalışırsa ilaç tedavisi (tiroid hormo-nu) verilyor. Bezin çok çalışması halinde de aşırı hormon yapımını durduracak tedavile-rin verilmesi gerekiyor.

Bu Üç Hormon Yüksekse...Testosteron ve prolaktin fazlalığı meydana geldiğinde, yağ bezleri ve kıl kökü uyarılır. Yağ bezlerinin aktiflenmesi sonucunda da yağlanma ortaya çıkar, sivilceler oluşuyor. Aynı şekilde ‘Kortizol’ hormonunun aşırı salgılanmasına yol açan hastalıklarda cilt altı dokusu inceliyor, ciltte kolay morarma oluyor, cilt altı kanamaları, yaraların daha

kolay gelişmesi, kıllanma, yağ dokusunda artış gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Ciltte mor renkli çatlaklar görülebiliyor.

Hormon Hastalıkları İlacaİyi Cevap Veriyor...

Hormon tedavilerinin genellikle yüz güldü-rücü olduğunu, birçoğunun ilaçla tedavi edi-lebilmesinin mümkün olduğunu ifade eden Doç. Dr. Neslihan Kurtulmuş, tedavi hakkın-da şunları söylüyor:“Birçoğunda ilaç verip sorunu düzeltebi-liyoruz. Hormon hastalıkları ya hormonun artışıyla, ya azalmasıyla ortaya çıkıyor. Eğer arttıysa bu artışı durduran ilaç veri-yoruz, azalmışsa azalanı gideriyoruz. Hor-mon hastalıkları ilaç tedavisine iyi cevap veriyor. Cevap vermeyen çok azdır. Bir kıs-mında ameliyat gerekebiliyor. Hücrelerde değişime neden olan karmaşık mekaniz-malar var. Bazı genetik yapıları taşıyan ki-şilerde, hormonal hastalıklara olan eğilim artar.

Virüslerden, stresten kaynaklı nedenler ve dışarıdan alınan ilaçlarla tetiklenebilir. Günlük hayattaki bazı faktörler de etkili olabiliyor. Bazı kişileri kilo almak etkiliyor, yağ dokusu artınca yağ dokusundan salgı-lanan maddeler hormonların dengesini bo-zuyor. Bunlar da olayın ortaya çıkmasına neden oluyor.”

Sivilce Deyip Geçmeyin!..Ciltteki rahatsızlıklardan bazıları, hastaların uzun yıllar uğraşmasına, ciltleriyle ilgili tedavi görmesine rağmen iyileşmiyor. Hastalıkların birçoğunun cilt bozukluğuna yol açtığını belirten Acıbadem Maslak Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neslihan Kurtulmuş, cildimizde sık görülen sivilciler, tüylenme, yağlanma, saç dökülmeleri, koyu ve açık renkli lekelerin arkasında hormonal hastalıkların bulunabileceğini belirtiyor.

Güzellik


Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, genç-leşmek ve zayıflamak isteyenlerin kadınların güzellik iksiri olan kara üzüm tüketmesini istedi. Prof. Dr. Çelik kara üzü-mün yapısında bulunan mineral, potasyum, magnezyum ve demirin vücudun bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiğini ifade ederek, zayıflamak isteyen kadınların üzüm tüketme-sini, gençleşmek isteyenlerin ise kara üzümden yapılan cilt maskesi kullanmasını tavsiye etti. İçerdiği maddeler sayesin-de güzellik iksiri olarak nitelendirilen kara üzümün zayıflama diyetlerinde de rahatlıkla kullanılabileceğini belirten Çelik, "Kara üzümün kabuklarında yer alan resveratrol maddesi-nin birçok önemli yararı vardır. Kadınlar kara üzümü ezip yüzlerine maske yapabilirler. Ezilmiş kara üzümü bir saat yüzlerinde beklettiklerinde cildi taze tutarak, yüz güzelli-ği de sağlamak ve kırışıklıkları önlemekte faydası vardır. Öte yandan yoğun renginden dolayı ciddi bir antioksidan deposu olan kokulu kara üzümler doktor tavsiyesinde za-yıflamada da etkili olmaktadır. Gençleşmek ve zayıflamak isteyen bayanlar güzellik iksiri kara üzüm kullansın" dedi.

Karadeniz Bölgesi'nde yetişen kokulu üzümlerin kabukları ve çekirdekleri ile beraber tüketilmesi veya suyu sıkılarak içil-mesi gerektiğini de açıklayan Çelik, şunları söyledi: "Üzüm-deki inositol, kolesterol düzeyini azaltmaya yardımcıdır. Bu besindeki B1 vitamini kan şekerinin yakılması, kalp sağlığının korunması ve öğrenme gibi beyin fonksiyonları için gerekli olan bir vitamindir. Yaşlanmaya karşı koruduğu gibi, alkol ve sigaranın zararlı etkilerini de azaltır. Vücut-taki yağların erimesi için yardımcı olur. Kabuk ve çekir-dekleri bağırsak metabolizmasını hızlandırır. Kara üzüm, vücutta yağların erimesine yardımcı olarak cildin taze ve temiz bir görünüm almasını sağlar. İçerdiği maddeler saye-sinde güzellik iksiri olarak nitelendiriliyor. Bir salkım kara üzüm veya buna eş değer kurutulmuş kara üzüm, vücudu ve beyin hücrelerini zindeleştiriyor. Bir kilo üzüm, bin 150 gram süt, 390 gram et, 300 gram ekmek ve bin 200 gram patatese eşdeğerdir. Bu nedenle de aynı zamanda bayan-lar için en ideal rejim menüsüdür."

Güzelliğin SırrıKara ÜzümdeKadınlar müjde!.. Gençleşmek, genç kalmak ve zayıflamak istiyorsanız güzellik iksiri olan kara üzüm tüketin.

Hatta çoğumuz Eternal Sunshine of the Spotless Mind (Sil Baştan) fi lmindeki gibi geçmişimizden kurtulmak için teknolojiden medet umarız. İşte bu acı yaşanmışlıkların beyinden silinip silinemeyeceği yıllardır bilim adamlarının en önemli araştırma konuların-dan biri. Uzmanlar, geçmişteki acı hatırala-rın etkisini azaltma konusunda tüm merak edilenleri anlattı.

Ön bellek ve ana bellekten oluşan beyni-mizde, önemli olmayan bilgiler ön bellekte kayıtlanır. Örneğin bir defaya mahsus gerekli olan bir telefon numarasını ön bellek 10 da-kika için depolar ve daha sonra bu bilgi bir daha hatırlanmaz. Önemli bilgilerse ana bel-lekte depolanır. En son bilgiler en üstte, ilk öğrenilenlerse en altta kayıtlanır ve böylece hafıza katmanları oluşur. En üst katmanda depolanan en son bilgiler daha kolay hatır-lanır.

TRAVMATİK OLAYLAR SOSYAL HAFIZAYA KAYDOLUYOR...

Yaşanan acı hatıralar hem ana belleğe hem de sosyal hafızaya kayıtlanır. Sol prefrontal bölge psikolojik dünyamızın da merkezidir. Acı hatıralar aynı zamanda sosyal hafızaya da kayıtlandığı için psikolojik ruh hallerimizi ve davranış tarzlarımızı da yakından etkiler.

Bu nedenle travmatik olaylar depresyon, pa-nik atak ya da diğer psikolojik bozukluklara neden olabilir. Bazen de sosyal hafızaya ka-yıtlanan acı olaylar, ana bellekte çoktan hafı-za katmanlarının arasında kaybolup unutul-duğu halde bedensel dille hatırlanır.

Kişi, geçmişindeki acı travmayı tamamen unutsa bile sosyal hafıza zaman zaman ha-tırlayabilir. Böylece panik atak ya da diğer psikosomatik bozukluklar ortaya çıkar.

Sadece ana belleğe kayıtlanan acı hatıralar, zamanla etkisini kaybedip unutulur ancak sosyal hafızaya da kayıtlanmışsa bilinçaltı dünyamıza da yerleşmiş olur. Olumsuz sos-yal hafıza kayıtları ya sürekli bilinçli üzüntü haline ya da bilinçaltının yönettiği çeşitli davranış bozukluklarına neden olur.

AŞK ACISI HAFIZADAN SİLİNEBİLİR Mİ?..

Eğer tıbbi olarak ön frontal lobdaki sosyal hafızayı silmek mümkün olabilirse, travma-tik hatıralar hatırlansa bile acı ve üzüntü tablosu yaşanmayabilir. Olay sadece hafıza-da olmasıyla kalır ve rahatsızlık vermez. Bu başarılabilirse, aşk acıları da tarihe karışmış olacak.

Ancak burada unutulmaması gereken hu-

sus, acı hatıraların tamamen hafızadan si-linmesi değil, acısız hale getirilmesidir.

ANILARI ACISIZ HALE GETİRMEK MÜM-KÜN...

Bu kısmen de olsa mümkündür. Günümüz-de bilinçaltını temizlemek için hipnoz, EFT, NLP, meditasyon gibi birçok yöntem kullanı-lıyor ancak bunların etkinliği şüphelidir.

Kuantum olumlama tekniklerinin daha etkili olduğunu belirten uzmanlar, bu yöntemle-rin hiçbirinde beyne dışarıdan herhangi bir müdahale olmadığını vurguladı. Bilinçaltını temizlemede en etkin yöntemin Manyetik Stimülasyon, yani TMS uygulaması olduğu-nu hatırlatan uzmanlar, bu teknikle acı ha-tıraları kısmen de olsa yatıştırabildiklerini belirtti.

Beynin sol ön bölgesine uygulanan TMS se-ansları, sosyal hafızayı resetleyerek psikolo-jik olarak kişiyi rahatsız etmeyecek pozisyo-na getirmektedir.

TMS tedavisinin somut bir tedavi olup, man-yetik bir aparat aracılığı ile direkt baş bölge-sine uygulandığının altını çizen uzmanlar bu tedavinin beyne zarar vermediğini belirterek sözlerini tamamladı.

Kötü anılar beyinden silinebilir mi?..Şüphesiz herkesin aklından tamamen çıkartmak ve unutmak isteyeceği anıları vardır. Kötü anılar silinebilir mi?..

Sağlık


12 yılıkTecrübesiyle

Türkiye 5.’si (belgeli)

Bekir Enli’denMatematik ve Fizik

Dersleri

0532 713 71 63

Sınav sonuçlarının aslını görmek, öğrencilerle görüşebilmek,aileleriyle görüşebilmek siz ailelerin ve öğrencilerin en doğal hakkıdır.(öğrencilerden gerekli izin alınmıştır.)

Üniversite eğitimi çift anadal olup,akademik çalışmalar devam etmektedir.

Başarı sadece sözlüklerde,çalışmaktan önce gelir...

"Bu seneki başarılardan sadece 2’si" Matematik’teki net artışı % 164Geometri’deki net artışı %112

( Matematik - Geometri - Fizik )

( Matematik - Geometri - Fizik )

Yunus Emre Korkmaz

Aylin Karasu

Matematik Doğru: 19 Yanlış: 8Geometri Doğru: 13 Yanlış: 5

( 2010 LYS Sonuçları )

(Yıldız Teknik Üni. Endüstri Müh.)

(İTÜ İşletme Müh.)

Sağlık

O kadar çok şey öğrenmek zorundayız ki, belleğimiz yetmiyor. Peki hafıza bu bilgileri nasıl depoluyor ve neden bazılarımızınki daha kuvvetli? Öyle bir çağdayız ki, bilgiler ışık hızıyla değişiyor. Hatta o kadar ki bu bombardıman yüzünden birçoğumuz ‘hafıza yetersizliği’ içinde kıvranır olduk.

Bunu biz değil, araştırmalar söylüyor. Ameri-kan Newsweek dergisinde geçtiğimiz günler-de yer alan bir araştırmaya göre, milyonlarca Amerikalı hafızasını güçlendirmek konusun-da paniğe kapılmış durumda… İlaçlar, hor-mon ve vitamin takviyeleri, hafızayı güç-lendirecek kitaplar ve oyunlar kapış kapış satılıyor. İnsanlar, daha güçlü bir hafızaya sahip olmak için çabalarken, bilim adamları, nörologlar, psikologlar ve biyologlar da bu konuda elele vermiş durumda. Bu güne ka-dar açıklanamayan “hafıza sırlarını gözler önüne sermek için çaba harcıyorlar. Neler ispatlayabileceklerini zaman gösterecek. Ancak biz sizi, bu konuda bu güne kadar gelinen aşamaya götürmek istiyoruz.”

NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ’ın verdiği ve küçük bir araştırmayla toparladığımız bilgilerin ışı-ğında hafıza…

ÖĞRENME VE UNUTMA...

Prof. Tanrıdağ, öncelikle “Hafıza aynı za-manda ve doğal olarak, içinde unutmayı da taşıyor” diyor. Yani hiç kimsenin hafızası ya da hafızasının gücü, sadece öğrenilen yeni şeylerin aritmetik toplamından oluşmuyor. Gerçek hafıza, öğrenilenlerle unutulanların arasında bir yerde. Önemli olan bu yerin hangi etkenlerle belirlendiğini anlamak. Bu etkenler çerçevesinde ibre öğrenme tarafı-na dönükse, kişi ne kadar unutursa unutsun hafızası zayıfl amıyor. Buna karşın, eğer ye-terince öğrenemiyorsa, unutkanlığı az olsa bile hafıza bozukluğu için zemin hazırlanmış demek. Özetle, hafızanın dengesindeki ana faktör, unutmaya hayıfl anmak yerine, öğ-renmeye çaba harcamak. İşte bazılarımızın hafızasını diğerlerimize göre daha kuvvetli kılan en önemli etken de bu.

YAŞA BAĞLI DEĞİL...

Hafıza konusundaki yanılgılardan bir diğeri de, onun gücünü sadece bir-iki faktör çer-çevesinde değerlendirmek. Prof. Tanrıdağ, buna bir örnekle açıklama getiriyor: “Yaşla-nan insanların daha çok unuttuklarına ina-nılır. Fakat doğru olan, yaşlanan insanların

daha çok değil, daha sık unuttuklarıdır” diyor.

Oysa, sık sık unutmasına rağmen, kişi öğ-renmeyi sürdürüyorsa, düşüncelerini farklı sembollerle ifade edebildiği sürece, hafıza gücünün düşmesi problem olmayacaktır. Fakat şu da bir gerçek ki, beyin yapısında öğrenmeyle unutmanın dengesini belirle-yen temel faktör, zaman içinde herhangi bir organ gibi beyinin de yaşlanmasıdır. Çocuk-luktan beri beyine giren yeni bilgiler doğrul-tusunda yeni bağlantılar kurulduğundan, sürekli öğrenen bir beyin, kendini sınırlı da olsa yenileme şansına sahip olur. Yani, bil-gilenme sürecinin yoğunlu ve süresi, beyin yaşlanması kavramıyla çok yakından ilişki-lidir.

HAFIZADA GENLER ETKİLİ...

Hafızanın güçlü veya güçsüz olmasında, kişi-nin doğuşta sahip olduğu genetik ve biyolojik özellikler, içinde bulunduğu toplumsal yapı, gördüğü eğitim, öğrendiklerini uygulama çe-şitliliği ve yeni şeylere merakı da etken. Yani, bazı yetenekler ya da hastalıklar gibi hafıza da kalıtım yoluyla kuşaklara aktarılıyor. Eğer çocuk unutkanlığın fazla görüldüğü bir aile-

Hafızanızı test edin!..“Hafızamı kayıp mı ediyorum?..” Son günlerde, herkesi en çok korkutan konu bu... Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ anlatıyor.



İNTEGRALİNTEGRALERSİN DOĞAN

TÜREVTÜREVERSİN DOĞAN

ÜÇ BOYUTLU UZAY ve ANALİTİK GEOMETRİ

GEOMETRİGEOMETRİERSİN DOĞANERSİN DOĞAN

SON 40 TEKRAR


ÇOKGENLER, DİKDÖRTGENLER, ÇEMBER ve DAİRE


AÇILAR ve ÜÇGENLER


ERSİN DOĞAN

[email protected]

0532 415 80 42

Matematik ve Geometri derslerinden Birebir Çalışma için;YGS-LYS-SBS ve Arasınıf öğrencileri;

Talep edenlereÜcretsizEğitim Danışmanlığı

verilir.Spradon Kuleler A1

Bahçeşehir-İstanbul

den geliyorsa, gelecekte onun da unutkan olma ihtimali yüksek. Prof. Tanrıdağ, bunun gibi toplumsal bir kalıtımdan, daha doğru-su evrimden söz edilebileceğini belirtiyor: “Nasıl ilkçağlardaki insanların beyin ka-pasiteleriyle bugünkü bir değilse, beynin geçen zaman içinde gelişmesi, hücre sa-yısının artması, daha fazla merkezinin kul-lanılması, çağlar boyu öğrenilen bilgilerin genlerle yeni kuşaklara aktarılması, insan hafızasını daha komplike, daha geniş ve kullanılır hale getirdi. Bu bilgiler doğrultu-sunda kişiler arasındaki hafıza farklılığını da açıklayabiliriz”.

Beyin sadece bir öğrenme değil, aynı za-

manda unutma organı. Beyinde ne öğren-meyle ne de hatırlamayla ilgili ayrı ayrı mer-kezlerin olduğu söylenemez. Çünkü beyinde öğrenmeyle ilgili birden fazla alan var. Aynı durum, hatırlamak için de söz konusu. Bey-nin sağ ve sol yarılarının bile öğrenme türle-ri birbirlerinden farklı. Genel olarak beynin sağ tarafı, daha çok uzay-mekan ilişkilerini, duygulanım farklılıklarını, melodik bilgileri öğrenirken, sol tarafı beceri gerektiren iş-levleri, dili ve sayısal işlemleri depoluyor. Öğ-renmeyle ilgili beyin alanlarıysa, her iki yarıyı da kapsıyor.

FARKLI MERKEZLER...

Hatırlanması gereken bilgiler bu şekilde

alındığından dolayı, bellek ve hatırlama da beyinde benzeri bir organizasyona sahip. Sağ beyin, bazı bilgilerin belleğine daha faz-la sahipken, sol beyin de diğer bilgilerin bel-leğinde daha güçlü. Yani, hafızayı beyinde tek bir merkez yönetmiyor. Çünkü öğrenme tek bir merkezde gerçekleşmiyor. Hafıza, bu farklı merkezler tarafından öğrenilen bilgi-leri, yine bu merkezlerin içine kaydediyor. Ancak iki beyin yarısı arasında iyi bir iletişim ağı olduğundan, bu bilgileri bir arada kulla-nıyoruz.

Beynin her iki yarısında rol oynayan özel alanlar var. Bunlardan en önemlisi, beyinin derinliklerinde (daha çok şakak lobunun iç

derinliğinde) yer alan ‘Hipokampus’ isimli çekirdeksi yapı. Bu bölgeye iki yanlı bir şey olursa kişiler yeni bilgileri öğrenemiyorlar. Dolayısıyla, o bilgilerle ilgili olarak hafızaları da oluşmuyor. Ancak, bu kişiler eskiden öğ-rendikleri bilgileri kullanmaya devam edebi-liyorlar.

NASIL GÜÇLENİR?..

Peki, kişi kendi çabalarıyla hafızayı güç-lendirebilir mi?..

Bu konu, gitgide para kazandıran bir sektör haline dönüşmüş durumda. Peki bu yöntem-ler ne derece yararlı? Bunlara tek tek değin-meden önce şunu hatırlatalım:

Hafızada yıkım oluşmaya başladıysa, bunu tedavi etmek mümkün olmuyor. Uygula-nan tedaviler sadece bu gidişi yavaşlatma-yı amaçlıyor.

EGZERSİZLER...

Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ, hafızayı kuvvetlen-dirici tek bir egzersiz olmadığını savunuyor. Burada önemli olan kişinin kendi kendine “en çok neyi unutuyorum?”, “hangi alanda daha çok unutuyorum?” gibi sorular sorma-sı. Böylece kişi hangi alandaki hafızasının daha zayıf olduğunu anlayabiliyor. Kimi in-sanlar yüzleri iyi hatırlarken isimleri, kimileri isimleri iyi hatırlarken numaraları hatırlaya-

mayabilir. Yani herkes her alanda başarılı olamadığı gibi, hafızası da her alanda kuv-vetli olmayabiliyor. Ama önemli olan nokta kişinin hafızasının zayıf olan kısımlarını fark etmesi. Sonraki aşama bu alanda aktivitele-rini artırıp kendini kuvvetlendirmesi.

İLAÇLAR...Yapılan çalışmalar, hastalıklarda öğrenmey-le ilgili kimyasal madde olan ‘asetil kolin’ maddesi yıkıma uğradığı ve bunu üreten çekirdekler dejenere olduğu için bu madde-nin hastaya dışarıdan verilmesini kapsıyor. Diğer bir görüş, östrojen tedavisinin unut-kanlık konusunda çok iyi sonuçlar verdiği…40 yaş sonrasında menopoza giren kadınla-rın östrojen tedavisini uygulamalarının Alz-

Sağlık


heimer hastalığını geciktirdiği tıp dünyasında neredeyse ka-bul edildi. Özellikle damar hastalığı olan kişilerin kullandığı kan sulandırıcılarının ve damar açıcı ilaçların dolaylı yoldan geciktirici özelliği olduğu savunulan bir başka görüş. Buna dayanarak aspirin, kanı sulandırdığı, beyini beslediği ve yeni pıhtı oluşumunu engellediği için önerilen bir ilaç.

BESLENME...

Beslenmenin hafızayı doğrudan etkilediği yolunda kanıtlan-mış veriler yok. Ancak E vitamininin hafızayı kuvvetlendirdiği üzerinde duruluyor. Alzheimer hastalığına yakalanmış kişiler-de düşük E vitamini düzeyi tespit edilmiş. Bu nedenle, bu vitamin açısından zengin yiyeceklere yönelmek faydalı ola-bilir: Bitkisel yağlar, soya fasulyesi, ay çekirdeği, badem, yer fıstığı, ceviz bu açıdan zengin kaynaklar. Nispeten daha fakir

olmalarına rağmen, tüketim oranı artırıldığında yumurta, süt ve süt ürünleri, tahıllar, sebze ve meyveler de tercih edilebilir.

ÇOCUK VE HAFIZA...

Küçük yaşlardan başlayıp çocuğunuzun hafızasını güçlendi-rebilirsiniz. Bunun için:

* Çocuğunuzun önüne birkaç tane (4′ten fazla olmayacak) oyuncak koyun. Sonra ona gözlerini kapatmasını söyleyin ve bir tanesini saklayın. Çocuk hatırlamak için hafızasını çalış-tıracaktır.

* Ona beraber yaptığınız işlerin sıralamasını sorun. Mesela giyinmeye hangi kıyafetten başladığını, masayı hangi sırayla kurduğunuzu akıldan saymasını isteyin. Böylece çocuk belle-ğini daha fazla kullanmayı öğrenecektir.

Bahçeşehir’inyakından tanıdığıüç öğretmen bir arada...

HÜLYA ÖĞRETMENFEVZİYE ÖĞRETMENEMİNE ÖĞRETMEN

10 yılı aşkın süredirBahçeşehir’e hizmet verdik.Yılların tecrübesiyle eğitimdekalıcı başarılara imza attık...

Teşekkür Ederiz.

• Türkçe (ilköğretim, lise edebiyat ve dil anlatımı)• Matematik ilköğretim 1. 2. Kademe• İngilizce ilköğretim, lise, Üniversite Hazırlık

Birebir Özel DerslerGrup Dersleri3 Dersten Paket Uygulamalar

FEVZİYE ÖĞRETMEN

HÜLYA ÖĞRETMEN

Hülya Öğretmen : 0532 240 34 16

Fevziye Öğretmen : 0533 310 74 27Matematik

İngilizce

Editör

Berrin [email protected]

Her yıl yaşananözel günlerimizi gözden geçirelim;• Doğum günü, • Evlilik yıldönümü,• Sevgililer günü,• Yeni yıl,• Babalar günü,• Anneler günü...

“NE ALACAĞIM?????”

Bunların içinde en geniş yelpaze doğum günleri ve yeni yıl hediyeleridir. Aileniz ne ka-dar kalabalıksa o kadar stresin boyutu artar. Kardeşler, kardeş eşleri, kardeş çocukları, teyzeler, halalar, anneler, dayılar, amcalar, anneanneler, dedeler, babaanneler, yakın arkadaşlar, iş arkadaşları, komşular...

Evlilik yıldönümü, sevgililer günü, anneler/babalar günü muhatapları belli...

Ancak tek bir kişi var ki tüm özel günlerde hediye alınması gereken EŞİNİZ...

Etrafınızda hediyeye “Fonksiyonel olsun-da ne olursa olsun ?..“,“sakın bana biblo, tablo, ıvır zıvır şeyler almayın faydalı şeyler alın“,“bana hediye almayın parasını verin“, gibi bakış açılarıyla bakanlar olabileceği gibi zor beğenen, alınana burun kıvıran, beğen-mediğini belli eden, kaprisli, yüksek beklen-tili insanlarda olacaktır.

Bu nedenlerle basit ve keyifl i bir konu gibi görünen hediye almak/vermek işi nasıl

olduğunu anlayamadan hayatınızı cehen-neme çevirebilir. Kırgınlıklar, küskünlükler, gerginlikler yaşanabilir.

Benim için bir paketin içinde ne olduğunun hiç önemi yoktur. Süslü bir kalem, bir kahve kupası, sevimli bir peluş hayvancık, biblo, buzdolabı magneti, ıvır zıvır her şey yeterlidir beni mutlu etmek için...

Ben hediyenin veriliş şekline bakarım. Özen-le paketlenmesine ama en önemlisi içine ya-zılan nota bakarım. Paketlenmeden öylesi-ne hızla alınmış görev icabı verilen hediyeler ne olursa olsun beni etkilemez. Hediyenin ucuna konmuş duyguları anlatan bir kart, küçük bir not, bir kurdele, bir obje içindekini anlamlı yapan…

Hediye almak için illaki özel günleri bekle-meye gerek yoktur. Aslında birden içinizden gelerek aldığınız hediyeler çok daha mutlu eder insanları. Beraber çalıştığınız arkadaş-larınıza, eşinize, dostunuza, komşularınıza, çocuklarınıza ara ara ufak tefek eğlenceli şeyler alın içlerine minik bir notlar yazın;

“Çok çalıştın biraz ara...““Süpersin!!!““Öylesine içimden geldi.““Hayatımda olduğun için mutluyum.““İyi ki beraberiz...““Bir kedi daha...““Mutfakta kupa az mı ne ?..“ “Kitaplığında bir kitaba daha yer var mı?..“ Hayatı anlamlı kılmak için...

Mucize aslında doğum!..

Yaşamak mucize!..

Hayatta kalmak, mutlu olmak, dimdik dur-mak durabilmek, Nefes almak, yürüyebil-mek, sevmek ve sevilebilmek Mucize...

Yüreği dolu olmak, vicdanlı doğmak,sevgiyi sevmek...

Mucize...

Kadın olarak doğmak ta bana göremucizevi...

Önce insan, sonra kadın,yürekli kadın olmak mucize...

Baştan başa, doğumdan ölüme...

Hayatın kendisi, her saniyesi mucize...

Küçük mucizeler dükkanını okumadım ama kitabın adını görünce hayatındaki Küçük mucizelerin büyük mucizelere gebe olduğunu yaşayan arkadaşımı gördümKapağında...

Kendi mucizeler dükkanında yepyeni mu-cizeler yaratman umuduyla hayatının bun-dan sonraki...

İlk günü kutlu olsun...12.09.1968Ayşem...

Acaba ne hediye seçsem?..Konumuz bu günlere ait kutlamalar ve kabusa dönen hediye alma daha doğrusu hediye bulma çabaları...


“Boğaziçi Eğitim İle Hedeflerinize Ulaşın”

• Öğrenciye Özel Tek Kişilik SBS-YGS-LYS Hazırlık Programları • 3-5 Kişilik Gruplarla SBS-YGS-LYS • Hazırlık Programları • Tüm Branşlardan “Özel Ders” • Okul Derslerine Takviye • Etüt Çalışmaları • Eğitim Koçluğu • Aile Danışmanlığı ve Veli Müşavirliği

669 64 630212

YGS-LYS-SBS HAZIRLIK ve OKUL DERSLERİNDEKİ EKSİKLERİNİZİ TAMAMLAMAK İÇİN "ÖZEL DERS"in TAM ZAMANI !!!

Branşında Uzman Öğretmenlerden Özel Ders Fırsatından Yararlanmak İçın “Boğaziçi Eğitim”e Gelın Sıze En Uygun

Öğretmenı Ve Programı Bırlıkte Belirleyelim...

•COĞRAFYA •KİMYA •TARİH •BİYOLOJİ •FEN BİLGİSİ•MATEMATİK-GEOMETRİ •TÜRKÇE-EDEBİYAT •FİZİK

Boğaziçi Eğitim 2011 Referansları• BURAK GİRAY : İSTANBUL ÜNİ. CERRAHPAŞA TIP FAK. • ONUR BAYDEMİR : İSTANBUL ÜNİ. CERRAHPAŞA TIP FAK. (İNG.)• ŞEBNEM ÖZDOĞAN : BOĞAZİÇİ ÜNİ. İŞLETME • MUHAMMET FAZIL ÇAKIR : İSTANBUL TEKNİK ÜNİ. İŞLETME MÜH.• BERRAK LAÇİNEL : İSTANBUL TEK. ÜNİ. MATEMATİK MÜH. • KAĞAN KAPLAN : YILDIZ TEKNİK ÜNİ. MAKİNE MÜH.• KEREM ÖZİŞÇİ : İSTANBUL ÜNİ. MAKİNE MÜH. • MURAT AKMURAT : İSTANBUL TEKNİK ÜNİ. MADEN MÜH.• GÖNENÇ BAŞARAN : İSTANBUL ÜNİ. HUKUK • SİMAY CİBROS : KEMERBURGAZ ÜNİ. HUKUK (BURSLU)• ZEYNEL GÜNBEK : İSTANBUL ÜNİ. FELSEFE • FURKAN GEDİK : YEDİTEPE ÜNİ. MİMARLIK (BURSLU)• ÖZGÜR IŞIK : DOKUZ EYLÜL ÜNİ. İKTİSAT • ÖZGÜR ALİ OKTAŞLI : PAMUKKALE ÜNİ. SOSYOLOJİ• MİNE OVALE : İSTANBUL ÜNİ. EKONOMİ • MELİS DEMİRCİGİL : İSTANBUL ÜNİ. İŞLETME (İNG)• BERKAY AKÇA : DOKUZ EYLÜL ÜNİ. DENİZ İŞL. YÖN. • MEHMETCAN AKYÜREK : KÜLTÜR ÜNİ. ENDÜSTRİ MÜH. (BURSLU)• DENİZ ALP : KÜLTÜR ÜNİ. İÇ MİMARLIK • TUĞÇE KAYA : BİLİM ÜNİ. PSİKOLOJİ

EĞİTİM KOÇLUĞU HİZMETİMİZÜCRETSİZDİR

K&C Blokları B-2 Blok D:6 (Migros karşısı Teb Bankası yanı)BAKIRKÖY (0212) 571 29 70 • KADIKÖY (0216) 410 79 43 • MECİDİYEKÖY (0212) 347 57 14

Şehirde yaşayan insanların kırsal kesimde yaşayanlara kıyasla daha stresli olmasının, beyinde değişimler yaratabileceği anlaşıldı.

Bilim insanları tarafından yapılan daha önce yapılan araştırmalar, şehirlerde yaşayan insanların daha gergin ve stresli olduğunu ortaya koymuştu ancak bu son araştırma bu olgunun altını çizen beyin değişimlerini gösteren ilk çalışma oldu.

Heidelberg Üniversitesi ve McGill Üniversi-tesi’nden uzmanlar tarafından yapılan ve Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, Almanya’da büyük-küçük farklı topluluklar-da yaşayan 100 öğrenciye fMRI taraması yapıldı.

Söz konusu beyin taraması boyunca öğren-cilerden zor bir matematik sorusunu çözme-leri istendi.

Deney, şaşırtıcı sonuçlar ortaya koydu. Şe-hirlerde yaşayan öğrencilerin, beyinlerinde

ruhsal bozuklukla bağlantılı olan iki bölüm-deki faaliyetin çok daha fazla olduğunu gör-dü.

ŞEHİR YAŞAMI ZARARLI...

Araştırmada, öğrencilerin yaşadığı şehir ne kadar büyükse ve çocukluklarında ne kadar uzun süre şehirde yaşamışsa, beynin bu bö-lümlerindeki faaliyetin o kadar arttığı tespit edildi.

Çalışmayı yürütenlerden Dr. Andreas Meyer-Lindenberg;

“Elde ettiğimiz bulgular beni şaşırttı… Bir sonraki basamak şehirlerde insanları bu kadar stresli hale getiren faktörlerin ne olduğunu anlamak olacak” dedi.

Bilim insanları, elde edilecek sonuçların ar-dından, şehir planlamalarının insan sağlığı-na daha uygun bir şekilde yapılmasına katkı sağlamayı umuyor.

Meyer-Lindenberg; “Dünya nüfusunun yarı-sının bugün şehirlerde yaşadığına” dikkat çekerek, “Bu oranın 2050’de yüzde 70’e çıkacağını” belirtti.

??????? ????? ?

??????

??

??????

?????????? ??

??

????

?????????

Alman bilimcilerin yaptığı deney, insan beyninin stres nedeniyle gösterdiği değişimi ortaya koydu.

Stres beyni değiştiriyor!..

Sağlık


İLKÖĞRETİM VE SBS ÖĞRENCİLERİNE HIZLI OKUMA VETEST TEKNİĞİ İLE BİRLİKTE TÜM DERSLER VERİLİR...

• DiKKAT EKSiKLiĞi• HiPERAKTiF

• ALGILAMA GÜÇLÜĞÜ• DiSLEKSi, DiSTENSi

• SPESiFiK ÖĞRENME BOZUKLUĞU• OTiSTiK VE BENZERİ ÇOCUKLARA

ÖZEL DERS

BİLGİ, TECRÜBE VE GÜLERYÜZ İLE;ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİNİ KULLANARAK

TÜM DERSLER VE PSİKOLOJİK ALANDAKİTÜM ÇALIŞMALAR BİREBİR ÖZENLE YAPILIR.

14 YILLIK DENEYiM,

T: 0 538 561 79 17Not: Referans Verilir.

En Çok Merak Edilenler!..Doğru makyajın sırları nelerdir?.. Hangi detaylara dikkat etmeniz gerekiyor?..

Doğru fondöten nasıl seçilir?..

Rengi:Ten renginize en yakın olan ton, renk açısından en doğru tercihtir. Fon-döten seçerken eğer makyajlı de-ğilseniz rengi alın ortası veya çene ucunuzda; makyajlı iseniz elinizin üstünde deneyin.

Yapısı:Kullandığınız fondötenin yapısı cilt tipinize uygun olmalı: cildiniz normal veya karma ise sıvı

(akıcı) ve hafi f yapıda olanları; kuru ise krem yapıda olanları seçmelisiniz.

Dikkat!..Fondötenlerinizi mümkünse güneş koruma faktörü içeren-ler arasından seçin.

Nemlendiricilifondötenle günlüknemlendiricimi dekullanmalı mıyım?..

Elbette. Cildin öncelikle bakıma ihtiyacı vardır. Temizlik ve nem-lendirme cilt bakımının olmazsa olmaz kuralıdır. Nemlendiricili

fondötenler bu bakımın sade-ce gücünü ve etkisini artırır-

lar.

Hangi renk rimelsürmeliyim?..

Bu seçim aslında makyajınızda arzu ettiğiniz sonuca göre değişir. Genel-likle göz rengi temel alınsa da, bu ta-

mamen elde etmek istediğiniz makyaj tarzına bağlıdır.

Eğer gözlerinize ışıltı vermek ve göz makya-jınızı daha belirgin hale getirmek istiyorsanız, göz renginiz ne olursa olsun siyah renk rimel kullanmalısınız.

Eğer göz renginizi ortaya çıkarmak ve renklerle oynamak istiyorsanız:• Gözleriniz yeşilse, yeşil veya lal kırmızısı bir rimel,• Gözleriniz mavi veya griyse, mavi veya kahverengi bir rimel,• Gözleriniz kahverengiyse, mavi, yeşil veya kahverengi bir rimel tercih edin.

Rujumun kalıcılığını nasıl artırabilirim?..

Dudaklarınızı pudralayarak işe başlayın. Daha sonra rujunuzla aynı tonlarda bir du-dak kalemiyle dudak çevrenizi hafi fçe be-lirginleştirin. Çizgiyi daima dudak dışından başlayıp ortaya doğru çizin. Dudak çevrenizi düzgünce belirledikten sonra, aynı dudak kalemiyle dudaklarınızın tamamını doldu-run. En son rujunuzu sürün, eğer rujunuzu bir fırça ile uygularsanız daha kalıcı olacak-tır. Rujunuzu uyguladıktan sonra bir kağıt mendille fazlasını alın ve rujunuzu yeniden sürün. Oldukça kalıcı olduğunu göreceksiniz.

Göz çevresi nedenözel bir bakım gerektirir?..

Aynanın karşısına geçin ve gözlerinize dik-katle bakın. Ne görüyorsunuz?.. İncecik, ipek gibi göz kapakları, değil mi?.. Göz çev-resindeki deri yüzün diğer bölgelerindeki deriden 10 kat daha incedir ve kan damar-larıyla daha az beslenir. Tüm bunlar yetmi-yormuş gibi en çok mimik yaptığımız bölge-dir: gülerken, ağlarken, konuşurken... Sonuç: göz çevresi yüzde çizgilenmelerin başladığı ilk bölgedir. Bu nedenle özel bakı-ma gerçekten ihtiyacı vardır.

Çizgi karşıtı bakımlara başlamanınideal yaşı kaçtır?..

25 yaşından itibaren sonbahar ve/veya ilkba-har başlangıçlarında olmak üzere, yılda 1 ve/veya 2 kez çizgi karşıtı (anti-rides) bakımlar uygulamak ileriki yıllar açısından son derece faydalıdır. Yaşlanma karşıtı (anti-aging) ürün-lerin sürekli kullanımına ise genellikle 40 yaş civarında başlamak daha doğrudur.

Güzellik


Uzmanlara göre tek çocuklar, evde yaşıtları olmadığı için çabuk büyüyor, anneleri ile daha çok zaman geçirip oynadıkları için rol-ler karışıyor. Ayrıca aile çocuğun üzerine çok düştüğü için fazla korunaklı ve izole yaşıyor. Tüm bu durumlar da ileride çocuğun gelişimini olumsuz etkiliyor.

Uzmanların bunların üstesinden gelmek için önerileri ise şöyle:

• Aileniz dışarıya dönük olsun, sadece yetişkin arkadaşlarınızla değil çocuklu aileler ile de görüşün.

• Ailede çocuğunuzun yaşındaki kuzenlerini, okuldaki arkadaş-larını eve yatılı kalmaya çağırın.

• Boş zamanlarında çocuğunuzun yaşıtları ile vakit geçirebilece-ği sportif ya da kültürel aktivitelerde bulunmasını sağlayın.

• Çocuğun isteklerine, karakterine saygı duyun. Örneğin piyano çalmak istemeyen çocuğu buna zorlamayın.

• Eve aile dışında da çocukla ilgilenecek daha genç birilerinin girip çıkması gelişimi için faydalı olur. Bu nedenle örneğin bir öğ-renciden dersleri konusunda yardım almasını sağlayabilirsiniz.

Kardeşi olmayan çocuken iyi nasıl yetiştirilir?..Fransız psikoloji dergisi Psychologiestek çocuk olmanın dezavantajlarını vetek çocuğu bulunan ebeveynlerinileride sorun yaşamaması için tek çocuğunasıl büyütmeleri gerektiğiniuzmanlara danışarak derledi.

NOT: 8. ve 12. SINIF öğrencilerinin SBS, YGS VE LYS çalışmalarına başlamaları tavsiye edilir. Ayrıca öğretmenlerimiz ders materyalleri konusunda yardımcı olacaktır.

MATEMATiK KiMYA GEOMETRi FiZiK BiYOLOJi COĞRAFYA TARiH TÜRKÇE 4.5.6.7. ve 8. SINIFLAR

iÇiN MATEMATiK FEN VE TEKNOLOJi TÜRKÇE SOSYAL BiLGiLER iNGiLiZCE

0542 257 33 54

BAHÇEŞEHİR’li BOĞAZİÇİ’li VE İTÜ’lü12/18 YILLARI ARASI DENEYİMLİDERSHANE ÖĞRETMENLERİNDEN

9.10.11. ve 12. SINIFLAR

GRUPDENEYiM

Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Far-makognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Baş-kanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, kış aylarının yaklaştığı bu günlerde bağışıklık sistemini desteklemek için doğru bitkisel ürünlere yönelmemiz gerektiğini belirtiyor. Bağışıklık sistemimizin esasında bir “tasarruf hesa-bı” ya da “kumbara” gibi değerlendirilmesi gerektiğini, farklı kaynaklardan sağlanacak farklı özellikteki doğal ürünlerin akılcı bir şe-kilde kullanılması ile bağışıklık sistemimize yapacağımız katkıların, hastalıklara karşı direncimizi güçlendirmemize yardımcı ola-cağını vurguluyor.Ekinezya, Ihlamur, Adaçayı ve Zencefil'in Ya-rarları;

EKİNEZYA...Üst solunum yolu hastalıkları denince akla ilk gelen bitkilerden biri “ekinezya”. Çi-çeklerinin çok güzel bir görünüme sahip olmasının yanı sıra son yıllarda bazı türleri-nin bağışıklık sistemi üzerinde ve özellikle soğuk algınlığı şikayetleri üzerindeki yararlı etkileri dikkat çekmektedir. Yapılan bilim-sel nitelikteki deneysel ve klinik çalışmalar bu bitkinin soğuk algınlığı etkenlerine karşı vücudun bağışıklık sistemini desteklediğini ortaya koymaktadır. Yayımlanan çalışmalar-da ekinezya ürünlerinin soğuk algınlığına yol açan (influenza virüsü ve solunum sinsityal virüs) ve uçuk virüsü gibi virüsler üzerinde öldürücü etkisi bulunduğu gözlenmiş. Bu çalışmalarda, ekinezyanın hem bu virüsleri öldürüyor hem de virüslerin yol açtığı iltihap etkenlerinin (sitokinler) miktarını kontrol ederek boğaz ve akciğerlerdeki iltihabın yol açacağı hasarı engelliyor.

Ancak Prof. Dr. Erdem Yeşilada uyarıyor: "Öncelikle güvenilir kalitede ekinezya ürü-nü seçilmeli ve önerilen miktarlarda uygu-lanmalı. Yeterli seviyede etki sağlanabil-mesi için en az bir ay kullanılması gerekir. Ancak 45 günden uzun süre ile sürekli kul-lanılmaması gerekiyor."IHLAMUR...Soğuk algınlığı denince ilk olarak aklımıza gelen bitkilerden bir diğeri de “ıhlamur” çi-çekleridir. Prof. Dr. Erdem Yeşilada, birkaç yıl önce yayımladığı bir araştırmanın sonuç-larına göre ıhlamur çiçeklerinin de ekinez-ya gibi “iltihap giderici” ve “ağrı giderici” etkileri bulunduğunun deneysel olarak or-taya konulduğunu, yürüttükleri çalışmanın sonucunda ıhlamur içerisindeki bileşenler-den bazılarının (flavonoit) iltihap giderici ve ağrı kesici etki gösterirken, bazı bileşenlerin (müsilaj) de boğazı yumuşatması neticesi boğazda tahrişi önlediğini ve bu suretle so-ğuk algınlığı şikayetlerinin hafifletilmesinde tedaviye yardımcı olduğunun görüldüğünü belirtiyor. Ayrıca üzerine taze kaynatılmış sıcak su ilave edilerek çay şeklinde demlen-diğinde bazı uçucu bileşenlerinin (linalool) ve flavonoitlerinin yatıştırıcı etkisi deneysel olarak gösterildiğinden bilhassa inatçı öksü-rüklerde kişilerin rahatlamasını sağlaması bakımından da yararlı olabileceğini söylüyor.ADAÇAYI...Ağız ve boğaz iltihaplarında etkili olduğu bi-linen bir başka bitki ise “adaçayı”dır. Özel-likle bitkinin içerdiği uçucu bileşenlerin ağız ve boğaz iltihaplarında (farenjit, jinjivit gibi) yararlı olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla çay şeklinde hazırlanan (kesinlikle kaynatılma-dan) adaçayı ile hazırlanan gargaranın bu

amaçla kullanılması önerilmektedir. Yeni yayımlanan bir klinik çalışmada, adaçayı ile ekinezyanın birlikte uygulandığında dezen-fektan gargaradan daha etkili olduğu göste-rilmiş. İsviçre’de son 3 gün içerisinde boğaz ağrısı şikayeti ile hastaneye başvuran 155 gönüllü üzerinde yürütülen bu çalışmada, bileşiminde ekinezya ve adaçayı içeren gar-garanın, 5 gün süre ile günde 10 defa kulla-nılması ile üçüncü günden başlayarak etkili olduğu gözlenmiş. Deneyde paralel olarak bir başka grup hastada yürütülen çalışmada 2 saat ara ile ağza sıkılan bir dezenfektan çözeltisinden (klorhekzidin/ lidokain) daha yüksek etki bulunmuştur.

ZENCEFİL...Soğuk algınlığının önlenmesi ve tedavisinde yararlı olacak bu üç bitkinin yanı sıra "zen-cefil" rizomlarının yararları, beklenen etki-nin desteklenmesi bakımından önemlidir. Bilimsel çalışmalar zencefil içerisindeki bazı bileşenlerin (gingerol, şogaol) kuvvetli yangı giderici etkisi bulunduğunu ortaya koymak-tadır.

Sonuç olarak, özellikle soğuk algınlığı ris-kinin arttığı sonbahar ve kış dönemlerinde doğanın bizlere sunduğu bu etkili ve güve-nilir silahlardan yararlanmak en akılcı yak-laşım olacaktır. Hiç şüphesiz, öncelikli hedef “hastalığa yakalanmamak”, bu konuda bağışıklığı destekleyici bu tip ürünler koru-yucu olarak yararlı olabilmektedir. Hastalı-ğa yakalanma durumunda ise bu tip ürün-lerden uygulanan temel tedavinin yanı sıra şikayetlerin hafifletilmesinde yararlanılması düşünülmelidir.

Soğuk Algınlığına Karşı Dört Koldan Savunma...Mevsimin sonbahardan kışa doğru ilerlediği şu günlerde hastalıklar her an kapınızı çalabilir. Kış aylarında kişilerin hasta olmamak için kendi savunma silahlarını, yani bağı-şıklık sistemini güçlendirmesi, desteklemesi gerekiyor.

Sağlık


Murat Dalkılıç[email protected]

T: 0505 584 03 52 - 0532 616 96 14

Murat Dalkılıç’la kendi evinizin rahatlığında

Fen ve Matematikte “Birebir” Özel Dersler...

MURAT DALKILIÇbütün öğrencileriyle bire bir ÇALIŞMAKTADIR.

MURAT DALKILIÇ’LA B NIN SIRLARI

• senelerden günümüze gelen eksik-lerini belirleme ve giderme

• uygun anlama ve teknikleri -tirme

• Okul ve dershane takviye• Ödev takibi• ekstra• takibi ve analizi• Varsa bulma ve çözüm• veya velilerin veya

her an yüz yüze giderme.

Murat bilimlerinde yüksek lisans 15senelik tecrübesiyle bir -retmen...

Murat gençlerin ergenlik döneminde sorun-ve bu okul üzerindeki etkilerini iyi bil-

mekte, psikolojinin ilkelerini göz önüne alarak hergencin olabilmesi için özel stratejile-ri

bilginin süreli bellekten uzun süreli belle-süreçler özelliklere sa-

hip her birey için göstermektedir. Bu nedenle fark-zeka türlerine sahip(matematiksel,sözel,bedensel,görsel,,

müziksel,sosyal…) bireylere özel modelleri ge-

6-7-8 -

HAZIRLIK PROGRAMI

HAZIRLIK PROGRAMI

•

••

Fen Bilimleri Dershanesi Kurumun Aktif Görev Soru

Konu Kitap, Deneme -Kontrolü.

Marmara Analitik dershanesiYeditepe Dershanesi

Özel Ders Tecrübesi

•

Fen ve Matematik derslerinin deneyimli hocası Murat Dalkılıç; Çocuklarının geleceğini önemseyen bilinçli velilerin gösterdiği ilgiden çok mennun olduğunu söyledi.

Kendi evinin rahatlığında bire bir ders alan öğrencilerin, yolda geçen zaman ve vücut yorgunluğundan korunduğunu söyleyen Murat Dalkılıç; Her öğrencisiyle bire bir ilgilenerek kişiye özel çalışma programı ha-zırlamakta. Bu yüzden yoğun ısrarlara rağmen HER SENE SINIRLI SAYIDA ÖĞRENCİYLE ÇALIŞMAKTADIR.

Eğitim

1- İki yaşından küçüklere televizyon izle-tilmemeli: Televizyon, iki yaş altı çocukların algı yetenekleri ve beyin gelişimlerini kötü yönde etkiliyor.

2- Bebekken sürekli olarak anne sütüyle beslenmeli: Anne sütüyle beslenenlerin, altı yaşına geldiğinde okuma yazma ve mate-matik becerileri yaşıtlarından yüzde 5 daha yüksek oluyor.

3- Çocuk enstrüman çalmayı öğrenmeli: Herhangi bir enstrüman çalabilen çocuğun sözlü iletişim becerisi yüzde 15 daha yüksek oluyor.

4 -Evde en az 500 kitap bulundurulmalı: Evinde en az 500 kitap bulunan çocukların liseden mezun olma şansı yüzde 36, üniver-site mezunu olma şansı ise yüzde 19 daha yüksek.

5- Çocuğun içgüdülerini kontrol etmesi öğ-retilmeli: İçgüdü kontrolünün yüksek olma-sı, yaşıtlarına göre sınavlardan daha yüksek not almasını sağlıyor.

6- Hamileyken asla uyarıcı madde kullanıl-mamalı: Hamileliğinde uyuşturucu madde kullanan kadınların çocuklarında gelişim bo-zukluğu riski 5 kat daha fazla.

7- Çocuk aşırı kilo almamalı: Obez çocuk-lar, okuma testlerinde yaşıtlarına göre yüzde 11 daha başarısız oluyor.

8- Çocuk spora alıştırılmalı: Egzersiz yapan çocukların liderlik becerileri yüzde 100 ar-tıyor.

9- Çocuk anaokuluna gönderilmeli: Anao-kuluna gönderilen çocukların liseden mezun olma şansı yüzde 52 artıyor.

10- Geç baba olunmamalı: Babası 20’li yaş-larında olan çocukların IQ seviyesi, 40’lı yaş-larından sonra baba olanların çocuklarına göre 3 ila 6 puan daha yükseliyor.

11- Denge oyunları öğretilmeli: Denge be-cerisi, muhakeme yeteneğini geliştirir ve ço-cuğun dikkat oranı yüzde 3 artar.

12- Ekonomik etki: Ailesi sosyal yardımla geçinen çocuklar, düzenli geliri olan ailelere göre dört kat daha az kelime öğreniyor.

13- Yabancı dil eğitimi: En az iki yıl yabancı dil eğitimi alan çocuklar üniversite sınavında yüzde 14 daha yüksek puan alıyor.

14- Böcek ilaçlarından uzak durulmalı: Ha-milelikte böcek ilacına maruz kalmak, çocu-ğun IQ’sunu yüzde 1.4 oranında düşürüyor.

Dahi Nasıl Yetişir?..

İşte internet sitesinin ailelere önerileri:

Amerikan Daily Beast internet sitesi, çocukların zekâ oranını yükseltmek için ailelerin dikkat etmelerigereken belli başlı ipuçlarını derledi.


ANAOKULU İLKÖĞRETİM AKŞAM LİSESİ• Kaliteli Eğitim uygun ücretlerle Tay Koleji’nde •

Namık Kemal Mh. Ekin Cd. No: 13 Torium Yanı| İSTANBUL | TÜRKİYET: (0212) 690 92 07 F: (0212) 690 92 08 Gsm: 0554 534 37 02

Alternatifsiz değilsiniz!..

Eğitim-öğretim modelini yaparak ve yaşayarak benimsemiş olan Tay Kolejibu anlayışını öğrencilerinin trafik eğitimi konusunda bilgi almaları için bir minyatür trafik eğitim pisti kurdu. Kolej içerisine inşa edilen pist ile öğrenciler bundan böyle

trafik ile ilgili bilgileri uygulamalı olarak öğrenebilecekler.

www.taykoleji.com - [email protected]

Türkiye'de bir ilk, Tay Koleji’nde Çocuk Trafik Pisti hizmete girdi.

Eğitim

Ergenlik dönemikaç yaşında başlar ve biter?..

Ergenlik dönemi çocukluktan erişkinliği dek uzanan dönemdir. Başlangıç ve bitiş sınırları kesin olmamakla birlikte 10-20 yaşları ara-sını kapsar. Bu dönemde erkek ve kızlarda bedensel, ruhsal, cinsel, bilişsel yapıda de-ğişiklikler olur. Bu dönem, ülkemizde kızlar-da ortalama 10-12, erkeklerde 12-14 yaşla-rı arasında başlar.

Ergenlik belirtilerinin görülmesinde kişiler arasında farklar vardır. Ortaokul lise yıllarına denk gelen ergenlik dönemi sırasında, orga-nizmada gerçekleşen fizyolojik ve biyolojik değişiklikler, bu çağa çocuk olarak giren bireyi dönemin sonunda genç bir yetişkine dönüştürür.

Kızlarda ergenlikle ilgilibelirleyici noktalar neler?..

Kızlar ergenlik dönemine erkeklerden yak-laşık iki yıl önce girerler. Kilo artar, koltuk altında ve genital bölgelerde kıllanma olur. Yumurtalıklar ve rahim oluşur. Omuzlar yu-varlaklaşır. Yağ dokusu gelişir. Bu nedenle

kız ergenlerin sık sık kilo aldıklarından ya-kınmalarına şahit oluruz. Ancak bu normal bir gelişmedir. Deride yağlanma olabilir. Bu-nun sonucunda sivilceler oluşabilir. Dengeli ve sağlıklı beslenme ve spor, kilo ve ergenlik sivilceleri konusunda sorun yaşayan gencin gelişimini olumlu etkiler. Ergenlik dönemin-de kızlar âdet görmeye başlar. Âdet görme, vücudun normal işlevlerinden biridir.

Erkeklerde ergenlik konusundaneler söyleyebilirsiniz?..

Bu dönemde erkeklerde de boy uzaması görülür. Koltuk altında, genital bölge ve gö-ğüs bölgesinde kıllanma olur, sakal ve bıyık çıkmaya başlar. Ses kalınlaşır. Kas dokusu gelişir. Özellikle kalın kaslarda gelişme ve güçlenme görülür. Üreme organlarında ge-lişme ve penis sertleşmesi başlar. Cinsel gelişmenin hızlanması nedeniyle kız ve er-kek ergenlerin bilgilendirilmesi son derece önemlidir.

Kendindeki değişimlerin farkında olan er-gen, bu değişimi daha iyi anlayabilmek için bilgi edinmek ister. Ergenin ihtiyaç duyduğu bilginin, eksik ve yanlış bir biçimde çevreden

öğrenilmesi yerine, ailede verilmesi ergenin gelişimini daha olumlu etkileyecektir.

Ergenlik dönemindeduygusal ve düşünsel değişimlerdensöz edebilir miyiz?..

Ergenlik döneminde önemli bir gelişme de düşünsel alanda yaşanır. Somut düşünme niteliği, soyut düşünebilmeye varmıştır. Bu da ergenin dış dünyayı algılamasında deği-şikliğe yol açar. Olayları daha çok sorgula-maya ve farklı açılardan olaylara bakabilme-ye başlar.

Yeni toplumsal çatışma ve istekler de erge-nin kafasını karıştırır, onu huzursuz eder. Bu gelişmeyle duygular, arkadaş ilişkileri, aile ile kurulan iletişim ergenin kendini tanım-larken dikkat ettiği özellikler olur. Ergenlik döneminin başında ergen sorununu çözmek için gerekli ilişkileri görebilir, ancak çözüm için gerekli olan planlamayı yapmakta zor-lanır.

Gelişimin sonraki evrelerinde (16-18 yaş) düşünülen ve planlanan seçenek sayısı artar. Bu gelişmenin doğal sonucu olarak

Eyvah çocuğumergenlikte!..

Bütün anne babalarınkorkulu rüyasıdır ergenlik dönemi.Ama bu dönemi daha kolay atlatabilirsinizUzm. Psk. Orhan Gümüşel anlatıyor...


elindekiyle mutlu olamam durumu ortaya çıkar. “Benim cep telefonum neden yok” gibi istekler zaman zaman aileyi zor duruma sokar. Ergenle ailenin koşulları ile ilgili bilginin veril-mesi, onun düşüncelerinin dinlenip anlaşılması, sorumluluk duygusunun kazandırılması ile iletişim daha sağlıklı olacaktır.

Ergenlerin ebeveynleriyle ilişkileri nasıldır?..

Ergenler, anne-baba-kardeşleriyle de problemler yaşarlar. Ergen ailesiyle çatışabilir. Çatışma nedenleri genellikle ar-kadaşlık ilişkileri, akademik başarı, bağımsızlık istekleridir. Ailelerinin yaptıkları yönlendirmelere, uyarılara karşılık ola-rak tepkisel davranışlar gösterebilirler. Bu dönemde ergenler bağımsız olmak isterler. Anne babalarıyla ilişkilerinde bağım-lılık giderek azalır. Ancak tümüyle bağımsız olmaya da hazır değillerdir.

Arkadaşlık ilişkileri nasıl bir gelişim izler?..

Ergenin arkadaşları ile ilişkileri hayatında çok önemli bir yer tutar. Ergenliğin ilk yıllarında kızlar kızlarla, erkeler erkeklerle iletişim kurarlar. Kızlar genellikle aynı ortak zevkleri olduğu kız arkadaşları ile uzun uzun sohbetler yaparlar. Ergenlik dö-neminde kızlar erkekler, erkekler de kızlar için merak konu-sudur. Ancak karşı cins ile iyi arkadaşlıkların gelişmesi biraz daha ileri yaşlarda gözlenir. Bu yaşlarda kızlarla erkeklerin arkadaşlıkları, kendilerini ve karşı cinsi tanımaları, olayları değerlendirirken farklı bakış açılarına sahip olmaları bakı-mından önemlidir.

Bütün bu değişim ve gelişim esnasında bir ergenin sadece hormonlarında, görünümünde ya da duygu ve düşünce sis-teminde meydana gelmediği beyin yapısı ve işleyişinde de değişimler olduğu bilinmektedir.

Ergenlik dönemi boyunca;asimilasyon denilen beynin yapısı ile ilgili değişimler ve ako-damasyon denilen değişen yapının yaşama uyumu ile ilgili değişimler yaşanır.

• Aç koynunda azık durmaz.• Aç kurt arslana saldırır.• Açık yaraya kurt düşmez.• Açılan solar, ağlayan güler.• Adam adamdır olmasa da pulu, eşek eşektir olsa da çulu.• Adam eşeğinden, kadın döşeğinden belli olur.• Aba vakti aba, yaba vakti yaba alan yanıl-maz.• Abanın kadri, yağmurda bilinir.• Abdal ata binmiş bey oldum sanmış.• Abdala kar yağıyor demişler, titremeye ha-zırım demiş.• Babadan mal kalır, kemal kalmaz.• Baca eğride olsa, dumanı doğru çıkar.• Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün ol-sun.• Cahille arkadaş olma küstürün, cam kırığıyla kıçını silme kestirirsin.• Çağrıldığın yere git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme.• Çamura taş atma üstüne sıçrar.• Dağ dumansız insan hatasız olmaz.• Danışan dağ aşmış, danışmayan yolu şaş-mış.• Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.• Döğüşerek pazarlık et, güle güle ayrıl.• Dut kurusuyla yar sevilmez.

• Dünya malı dünyada kalır.• Dünya Sultan Süleyman'a bile kalmamış.• Eceli gelen keçi, çobanın ekmeğini yer.• Eğreti ata binen tez iner.• Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını.• El yumruğu yemeyen, kendi yumruğunu balyoz sanır.• Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz.• Eli dar olanın, dili kısa olur.• Eli doluya: ağa buyur, eli boşa: ağa uyur.• Eli ile köfte yuvarlıyor, gözü kırık kovalıyor.• Elin hamuru ile erkek işine karışma.• Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı.• Gergin ip, çabuk kopar.• Gezen ayağa taş değer.• Gitti ağalar paşalar, kellere kaldı köşe-ler.• Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.• Gözün ile görmediğini söyleme.• Gülme komşuna gelir başına.• Gülü seven, dikenine katlanır.• Hamala semeri yük olmaz.• Havada ahreni ile uçmayan kuşun sesi ha-vadan değil, tavadan gelir.• Helal kazanç ile pilav yenmez.• Hem kız, hem baldırı düz hem de ucuz olur mu?..• Her akla geleni işleme her ağacı taslama.• Her işin başı sağlık.• Her işte bir hayır vardır.

• Her koyun kendi bacağından asılır. • Işığını akşamdan önce yakan sabaha çıra-sında yağ bulamaz.• Irmaktan geçerken at değiştirilmez.• Isıran it, dişini göstermez.• İnsan sözünden, hayvan yularından tutu-lur.• İki baş bir kazanda kaynamaz.• İki cambaz bir ipte oynamaz.• İki çıplak bir hamama yakışır.• İki gönül bir olunca (olursa) samanlık sey-ran olur.• İnsan kocar, gönlü kocamaz.• Kaçan balık büyük olur.• Kâfirden hacı, elden bacı olmaz.• Kakma el kapısını el ucuyla, yiterler kapı-nı.• Kalem kılıçtan üstündür.• Kanaat gibi devlet olmaz.• Karamanın koyunu, sonra çıkar oyunu.• Laf ile karın doymaz.• Laf ile peynir gemisi yürümez.• Laf lafı açar.• Merhametten maraz doğar.• Minareyi çalan kılıfını hazırlar.• Misafir umduğunu değil, bulduğunu yer.• Mum dibine ışık vermez.• Oduncunun gözü omcada (bağ kütüğü) dilencinin gözü çömcede (tahta kepçe).• Oğlan dayıya, kız halaya çeker.

“Bin nasihattan bir müspet iyidir” der ya atalar;Gelin nasihatlar müspete dönüşmeden, dedelerimizden ninelerimizden evlatlarına, onlardan da yıllar sonra bize ulaşan atasözlerine bundan böyle bir göz atalım...

YAŞANMIŞhayat dersleri 1

Aktüel


ADAM OLMAKADAM OLMAK

Çevrende herkes şaşırsa,

bunu da senden bilse,

sen aklı başında kalabilirsen eğer,

herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır,

hem kendine güvenirsen eğer,

bekleyebilirsen usanmadan,

yalanla karşılık vermezsen yalana,

kendini evliya sanmadan

kin tutmayabilirsen kin tutana.

Düşlere kapılmadan düş kurabilir,

yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer,

ne kazandım diye sevinir, ne yıkıldım diye yerinir,

ikisine de vermeyebilirsen değer,

söylediğin gerçeği eğip büken düzenbaz,

kandırabilir diye safl arı, dert edinmezsen,

ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz,

koyulabilirsen işe yeniden.

Döküp ortaya varını yoğunu,

bir yazı turada yitirsen bile,

yitirdiklerini dolamaksızın dile

baştan tutabilirsen yolunu.

Yüreğine, sinirine dayan diyecek

direncinden başka şeyin kalmasa da,

herkesin bırakıp gittiği noktada,

sen dayanabilirsen tek.

Herkesle düşüp kalkar, erdemli kalabilirsen,

unutmayabilirsen halkı, krallarla gezerken,

dost da düşman da incitemezse seni,

ne küçümser, ne büyültürsen çevreni

her saatin her dakikasına

emeğini katarsan hakçasına

her şeyi ile dünya önüne serilir,

üstelik oğlum, adam oldun demektir...Rudyard Kipling(1865-1936)

İngiliz bilim adamlarının, sonuçları Nature dergisinde yayımlanan araştırmasına göre, varsayılanın aksine çocukların IQ’su zaman içerisinde değişim gösterebiliyor.

Bilim adamları, yaşları 12 ile 16 arasında-ki gençler üzerinde yaptıkları araştırmada, dört yıl arayla çocukların IQ’sunu ölçtü ve manyetik rezonans görüntüleme tekniğini kullanarak beyinlerini inceledi.

Araştırmada yer alan İngiliz bilim adamı Prof. Cathy Price, çocukları oldukça erken yaşta değerlendirme ve eğitim hayatını be-lirleme eğilimine dikkati çekerek, sonuçların ise çocukların yeteneklerinin ilerleyen yaşla da geliştiğini ve IQ’larının önemli ölçüde ar-tabileceğini gösterdiğini söyledi.

Price, başarılı çocukların ise IQ’larının dü-şebileceğini belirtti. İnsanlarda yeteneğin yıllarca aynı kaldığı düşünülüyordu.

Zeka İle İlgili Önemli Buluş!..IQ’nun, ergenlik döneminde değişebildiği ortaya çıktı. Zeka ile ilgili bu önemli buluş çığır açacak...

İnsan Belirli Zaman Çizelgesine Göre Oluşuyor...Yapılan araştırmalar, insanın belirli zaman çizelgesine göre oluştuğunu kanıtladı.

Lozan Federal Politeknik Okulu (EPFL) ve Cenevre Üniversitesi’nden Denis Duboule, Danil Noordermeer ve arkadaşlarına göre insan az çok omurların sayısıyla uyumlu yaklaşık olarak otuz yatay bölümden oluş-makta...

Boyun, göğüs, bel omurları ve kuyruk kemi-ğine denk gelen genler doğru zamanda et-kinleşmekte. Eğer zaman çizelgesine kesin olarak uyulmasaydı, örneğin bel omurların-da kaburgalarımız olurdu, diyor Duboule.

Her şeyin zaman çizelgesine uygun olarak

işleyebilmesi için DNA adeta bir saatin gö-revini üstlenmiş. Uzuvların ve belkemiğinin oluşumundan sorumlu Hox-genleri önemli bir özelliğe sahip. Bunlar DNA zinciri üze-rinde dört grup halinde belli bir sıra içinde yer alıyor. EPFL araştırmacılarına göre Hox-genleri embriyonun başlangıç evrelerinde henüz uykudalar ve bir DNA yumağında sak-lanıyorlar. Ancak doğru zaman geldiğinde yumak açılmaya başlıyor. Bu süreç, makine-nin çalışması sırasında komutları gönderen delikli karta benzer bir şekilde işlemekte.

İlk önce boyun omurlarının oluşumundan

sorumlu genler çıkıyor yumaktan ve çalış-maya başlıyorlar. Daha sonra sırada göğüs kafesi var ve bu kuyruk kemiğine kadar bu şekilde devam ediyor. Doksan dakikada bir yumaktan yeni bir gen çıkıyor. Böylece yu-mak iki günde tamamen açılıyor ve embriyo-nun katları tamamlanmış oluyor, diyor Denis Duboule.

Bu sistem genetikte keşfedilen ilk “meka-nik” saattir ve dikkat çekici dakikliği gös-teriyor. Bu fenomen insandan balinaya ve böceklerden belli başlı solucanlara kadar birçok canlı için geçerlidir.

Sağlık


T: (0212) 608 11 42 - 669 90 95GSM: 0533 301 56 12

www.istanbulpark-anaokulu.com 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 - 608 11 42 -

iSTANBUL

PARK ANAOKULUiSTANBULiSTANBUL

PARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUiSTANBULiSTANBUL

PARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULUPARK ANAOKULU

Akasya 11 Villa 3 Bahçeşehir-İstanbul

BİZİ ÖZEL YAPAN...• Tamamen eğitimcilerden oluşan kurucu ve idare kadrosu,• Pozitif Ekip ruhumuz,• Kalitemiz, Güvenirliğimiz,• Doğal, sıcak ve samimi olmamız,• Sürekli güler yüzlü eğitmenler olmamız,• Birer Anne oluşumuz,• Hijyenin en önemli kuralımız olması...SİZ OKULUNUZDA HANGİ EĞİTİMİ UYGULUYORSUNUZ?..Biz okulumuz da High Scope, Montessori gibi bilinen eğitim sistemlerinin sentezi olarak okulumuzda çocu-ğun kendine güvenmesi, birey olarak haklarına sahip çıkabilmeyi bunun yanında gerçek nesne ve objelerle çalışmalar yaparak hayatı öğrenmesini sağlıyoruz. Çocuklar okulumuzda yaşayarak öğreniyorlar. Bir balın tatlı olduğunu yaşayarak,deneyerek dokunarak, tadarak oyun yoluyla keşfetmesini sağlıyorlar.

ANAOKULUNUZDA HANGİ YAŞ GRUPLARINA EĞİTİM HİZMETİ VERİLMEKTEDİR?..Park anokulu 3-6 yaş grubu için Okul Öncesi kurum Anokulu olarak hizmet vermektedir. Bunun yanında 0-3 yaş çocuklarına yönelik Anneli Oyun Grubumuz vardır. Uzman Psikolog Alev Aykent denetimin de Emine Mutlu yönetiminde ve uzman kadrosuyla birlikte annelerin aktif olarak katıldıkları anneli oyun grubumuz çok eğlenceli ve öğretici olarak devem etmektedir.

ANAOKULUNUZDA VERDİĞİNİZ EĞİTİM BRANŞLARI NELERDİR?..Okulumuzda standart olarak İNGİLİZCE, FEN-MATEMATİK DENEYLERİ, MÜZİK,DANS-DRAMA VE TÜRKÇE DİL GELİŞİMİ dersleri branş öğretmenleri tarafından yapılarak yıl boyunca verilemektedir.

“EĞİTİM ANLAYIŞIMIZ: GÜVENE DAYALI İLETİŞİMDİR...” İstanbul Park anaokulu veli-öğretmen işbirliğinin önemine inanmaktadır. Sizin ve bizim ortak özenimiz çocuğumuzdur. Çocuğunuza olan ilginin kalitesi ve sürekliliği aramızdaki veli–öğretmen iletişimine bağlıdır.

Gardıroplara her sezon yeni kıyafetler eklenirken evler bazen göz ardı edilebiliyor. Bunda ev dekorasyonunu değiştirmenin kıyafet tarzını değiştirmekten bir parça daha zor olmasının etkisi var. Ancak her sezon evini-zin dekorasyonunda yapacağınız küçük değişikliklerin yaşam alanınızı keyifl i kılacağına şüphe yok. Özellikle, dekorasyonda kullanılan renklerin taşıdıkları anlamlar-la mekanlara farklı duygular yüklediği ve ruh halinizi etkilediği bir gerçek. Trendlerle gelen renk değişimleri-ni küçük ev aksesuarlarıyla karşılamak o kadar da zor değil.

Trend ajansından ipuçları...

Fransız trend ajansı Nelly Rodi ilkbahar-yaz 2012 sezonu için farklı temalar sunuyor. 80'lerin sokak modasından feyz alan "Crafty street" temasının renk paletinde toprak renklerinin solgun ve kirlenmiş hali bulunuyor. Bu renkler, koton, denim ve eskitme kumaşlarda mükemmel etki yaratıyor. Japon so-kak stilinden esinlenerek yaratılan "Acid Alice1" temasında bej, açık pembe, fuşya ve kehribar rengi gibi renkler öne çı-kıyor. Parlak kumaşlar, tafta ve satenle uyum içinde olmaya aday olan bu renkler, evdeki objelerde de rahatlıkla kullanıla-bilir. Doğadan alınan ilhamla ortaya çıkan "Eco love" teması, doğal taş dokusu renklerinin yanı sıra mavinin tonlarını vur-guluyor. Seyahat ve kültürlerin etkileşiminden yola çıkarak "Savannah Seduction" teması yaratılmış. Bu temada, kırmı-zı, karamel, menekşe, solgun pembe ve gökyüzü mavisi gibi renkler dikkati çekiyor.

Renkler ve desenler...

Renklerde ve desenlerde zıtlıkların uyumu söz konusu. Beya-zın yine ön planda olacağı 2012’nin ikinci yarısında, kumaş-larda iskandinav tarzı geometrik desenlerden stilize çim ve yaprak motifl erine, işlemeli Japon çiçek desenlerinden retro çizgilere kadar pek çok farklı seçenek bulunuyor. Naif çiçek desenlerinin bulunduğu kumaşlar, romantik bir atmosfer ya-ratmak için ideal. Egzotik desenli kumaşları turuncu ve pas-tel renklerle tamamlayabilir ve metal aksesuarlarla aydınla-tabilirsiniz.

Tıpkı modada olduğu gibi ev

dekorasyonunda da trendler her sezon

değişiyor.

Dekorasyonda trend:Renkler

Dekorasyon


4 Ad

et M

ich

elin lastik alana 1 adet oto paspas hediye! 4

Adet

M s h

15 YıllıkTecrübesiyle,MüşteriMemnuniyetindeSınırsızHizmet...

TEKiNKARDEŞLER

Merkez Mh. Doğan Araslı Cd. 114. Sk. No:2 Esenyurt-İST.(Esenyurt İşbankası karşısı)

Tel: (0212) 620 90 23 - Tel: (0212) 620 26 49

6 AY TAKSiT iMKANI

Peşin fiyatına

LASTiK

Gezi - Rehber

Bir genelleme yapılacak olursa, ilk kez ziya-ret edecek olanlar aşağıdaki şehirleri mut-laka görmelidirler. Bunların başında gezi yerleri ve anıtlarının bolluğuyla ziyaretçilere meydan okuyan Roma geliyor tabii ki.

Mutlaka görülmesi gereken yerler: Capi-toline Tepesi ve Forum, Colosseo (Kollez-yum), San Pietro (St. Peter) Bazilikası, Va-tikan Müzeleri (Sistina Şapeli), Pantheon, Santa Maria in Trastevere Kilisesi, Fontana di Trevi (Aşk Çeşmesi), Antik Appia Yolu ve Catacomb'lar, Caracalla Termalleri, İspanyol Merdivenleri, Villa Borghese ve şehrin Pincio ve Gianicolo Tepelerinden panoramik man-zarasına bakış.

Floransa (Firenze): entellektüellerin başken-ti. Coğrafi olarak ülkenin yaklaşık tam ortasın-da, Arno Irmağı ile ikiye ayrılmış, Toskana'nın yuvarlak tepeleri ile çevrili olan Floransa'nın etkisinde kalmamak olanaksızdır.

Burası, Michelangelo, Leonardo da Vinci, Dante, Machiavelli, Galileo ve Medici'le-rin şehridir. Bankerler ve terziler şehri olan bu küçük şehir, Rönesans'ın doğdu-ğu merkezdir.

Floransa, yürüyerek gezilebilir. Ziyaretçi-ler, 384 basamaklı Santa Maria del Fiore Katedralini mutlaka görmelidirler. Kated-ral, Yüksek Gotik tonozlu yalın iç bölümü ve çevresindeki yapılar ile bilinmaktedir. Giotto tarafından inşa edilmiş Kilisenin çan kulesi, çok renkli mermerlerle yapıl-mıştır. Romanesk yeşil ve beyaz mermerli Vaftizhane, Cennet Kapısı olarak adlan-dırılan Doğu Kapısı ile meşhurdur.

14. yüzyıla tarihlenen ve bir kapalı köp-rü olan Ponte Vecchio Fiorentina'nın sınır taşı konumundadır. Kuyumcu mağazaları 16. yüzyıldan beri köprünün her iki tara-fında birer dizi oluşturmaktadırlar. Loggia della Signoria, eski saray ve Uffi zi Müze-

si ile cevrili Piazza della Signoria, Michelangelo'nun meşhur David (Davut Peygamber) heykelinin (Ori-jinali komşu semtte bulunan Güzel Sanatlar Akademisindedir.) de bu-lunduğu heykellerle donatılmış bir açık hava müzesi gibidir. Michelan-gelo ile aralarında Galileo'nun da bulunduğu 274 kişinin mezarı Santa Croce Kilisesindedir. Donatello, Giot-to, Cimabue ve Brunelleschi tarafın-dan yapılan çalışmaların bulunduğu yaklaşık 135 m. uzunluğundaki Ki-lise, Floransa'nın eski mahallelerin-den birisinde bulunmaktadır.

Venedik (Venezia): San Marko Ka-tedrali, Çan Kulesi ve Doge Sarayı ile San Marko Meydanı.

Venedik, meşhur ressamların evi, bir za-manların güçlü cumhuriyetlerinden birisinin başkenti, kanallar tarafından bölünmüş, su üzerine inşa edilmiş, gondollar ve sarayların rüya şehri.

Giotto tarafından inşa edilmiş Kilisenin çan kulesi, çok renkli mermerlerle yapıl-mıştır. Romanesk yeşil ve beyaz mermerli Vaftizhane, Cennet Kapısı olarak adlan-dırılan Doğu Kapısı ile meşhurdur.

zarasına bakış.Burası, Michelangelo, Leonardo da Vinci, Dante, Machiavelli, Galileo ve Medici'le-rin şehridir. Bankerler ve terziler şehri olan bu küçük şehir, Rönesans'ın doğdu-ğu merkezdir.

Floransa, yürüyerek gezilebilir. Ziyaretçi-ler, 384 basamaklı Santa Maria del Fiore Katedralini mutlaka görmelidirler. Kated-ral, Yüksek Gotik tonozlu yalın iç bölümü ve çevresindeki yapılar ile bilinmaktedir.

dırılan Doğu Kapısı ile meşhurdur.

Giotto tarafından inşa edilmiş Kilisenin çan kulesi, çok renkli mermerlerle yapıl-mıştır. Romanesk yeşil ve beyaz mermerli Vaftizhane, Cennet Kapısı olarak adlan-dırılan Doğu Kapısı ile meşhurdur.

İtalya'da gezilecek en iyi 10 yer!..İtalya'da gezilecek en iyi 10 yer!..İtalya'ya gidiyorsunuz, peki mutlaka görmeniz gereken 10 yeri biliyor musunuz?..Sizin için derledik!..İtalya'ya gidiyorsunuz, peki mutlaka görmeniz gereken 10 yeri biliyor musunuz?..Sizin için derledik!..

ral, Yüksek Gotik tonozlu yalın iç bölümü ve çevresindeki yapılar ile bilinmaktedir. Giotto tarafından inşa edilmiş Kilisenin çan kulesi, çok renkli mermerlerle yapıl-mıştır. Romanesk yeşil ve beyaz mermerli Vaftizhane, Cennet Kapısı olarak adlan-

Burası, Michelangelo, Leonardo da Vinci,

(Davut Peygamber)jinali komşu semtte bulunan Güzel Sanatlar Akademisindedir.) lunduğu heykellerle donatılmış bir açık hava müzesi gibidir. Michelan-gelo ile aralarında Galileo'nun da

Bir genelleme yapılacak olursa, ilk kez ziya-ret edecek olanlar aşağıdaki şehirleri mut-laka görmelidirler. Bunların başında gezi yerleri ve anıtlarının bolluğuyla ziyaretçilere

Capi-(Kollez-

Bazilikası, Va- Pantheon,

Santa Maria in Trastevere Kilisesi, Fontana , Antik Appia Yolu ve

Catacomb'lar, Caracalla Termalleri, İspanyol Merdivenleri, Villa Borghese ve şehrin Pincio ve Gianicolo Tepelerinden panoramik man-

Burası, Michelangelo, Leonardo da Vinci,

si ile cevrili Piazza della Signoria, Michelangelo'nun meşhur David (Davut Peygamber)

gelo ile aralarında Galileo'nun da bulunduğu 274 kişinin mezarı Santa Croce Kilisesindedir. Donatello, Giot-to, Cimabue ve Brunelleschi tarafın-dan yapılan çalışmaların bulunduğu yaklaşık 135 m. uzunluğundaki Ki-lise, Floransa'nın eski mahallelerin-den birisinde bulunmaktadır.

VenedikBurası, Michelangelo, Leonardo da Vinci, Burası, Michelangelo, Leonardo da Vinci,

(Davut Peygamber)jinali komşu semtte bulunan Güzel Sanatlar Akademisindedir.) lunduğu heykellerle donatılmış bir açık hava müzesi gibidir. Michelan-gelo ile aralarında Galileo'nun da


Gezi - Rehber

Napoli: Museo Nazionale, Kraliyet Sarayı, Katedral, Castel Nuovo ve antik Kartaca San Marino manastırı. Şehirden yakın çevre-ye yapılacak gezilerle Ziyaretçiler, Ercolano, Pompeii, Amalfi tana Sahilleri, Sorrento, Pa-estum ve 18 yüzyıl Kraliyet sarayı (La Reg-gia) ile Caserta'yı görme olanağı bulabilirler. Tekne veya feribot ile ise İschia ve Capri ada-ları da rahatlıkla gezilebilir.

Genova: Milano'nun hemen güneyinde, Kolomb'un doğum yeri, Liguria Sahillerine (veya Italyan Rivierasına) açılan kapı.

Piza (Pisa): 1350 yılında yapımı tamamla-nan meşhur Eğik Kulesi’ne (Torre Pendente) ev sahipliği yapan Piza, Floransa'ya yaklaşık 90 km uzaklıkta, Arno Irmağının denize dö-küldüğü yerde bulunmaktadır.

Bu Romanesk beyaz mermerli çan kulesinin eğik olmasının iki ihtimali bulunmaktadır. Ya yapının temelinde bulunan toprak zemi-nin yumuşak olması ya da temel inşaatı hatası.

Aynı zamanda Galileo'nun doğum yeri olan Piza, Byron'a göre bir za-manlar Don Juan'ın da yaşadığı mekandı.

Milano: Lombardia'nın Göl-ler Bölgesine yakın, Scala Tiyatrosu, be-yaz mermerli Katedrali, Sforza Kalesi, Sant'Ambrogio Bazilikası ve Leonardo'nun Son Yemek Sahnesi'nin bulunduğu S. Maria delle Grazie Kilisesi ile İtalya'nın ticaret, en-düstri, müzik ve kültürel merkezi.

Ravenna: Galla Placidia Mozolesi, Kated-ral Vaftizhanesi, Basilica di San Vitale, S. Apollinare Nuova ve S. Apollinare in Classe Bazilikaları ile Bizans sanatının eşi bulunmaz mücevheri.

Torino: Alp dağları manzaralı Po Ir-mağının kenarında bulunan Torino, İtalya Birliği'nin ilk başkentidir. Via Roma caddesinde zarif ve şık alış-veriş mağazaları önemli bir kültür ve artistik merkezdir.

Ziyaretçiler, Piazza San Carlo, Palaz-zo Madama (eski sanatlar müzesi), Mısır Müzesi, San Giovanni (John) Katedrali, Kraliyet Sarayı ve Valenti-no Parkı ile Kalesini gezebilirler.

Diğer önemli şehirler: Sanat mücevhev-leri ile Siena; panoramic manzaralı tepe kasabaları Perugia ve Assisi; üniversiteleri (Avrupa'nın en eskisi) ile meşhur kemerli ortaçağ şehri ve lezzetli yemekleri ile Bo-logna; siyah ve beyaz mermerle inşa edil-miş ihtişamlı Katedrali ile Orvieto; Kuzeyde, Bergamese Alplerinin eteklerinde olağandışı konumu ve anıtları ile Bergamo; ve yunan ta-pınakları ile Sicilya...

Apollinare Nuova ve S. Apollinare in Classe pınakları ile Sicilya...

Apollinare Nuova ve S. Apollinare in Classe Bazilikaları ile Bizans sanatının eşi

Alp dağları manzaralı Po Ir-mağının kenarında bulunan Torino, İtalya Birliği'nin ilk başkentidir. Via Roma caddesinde zarif ve şık alış-veriş mağazaları önemli bir kültür ve

Ziyaretçiler, Piazza San Carlo, Palaz-,

(John)Katedrali, Kraliyet Sarayı ve Valenti-

Apollinare Nuova ve S. Apollinare in Classe

Bu Romanesk beyaz mermerli

Diğer önemli şehirler:

çan kulesinin eğik olmasının iki ihtimali bulunmaktadır. Ya yapının temelinde bulunan toprak zemi-nin yumuşak olması ya da temel

Aynı zamanda Galileo'nun doğum yeri olan Piza, Byron'a göre bir za-manlar Don Juan'ın da yaşadığı

Bu Romanesk beyaz mermerli

Yelpaze Bahçeşehir I 5 Kasım ‘11 85

Çeşitli Mekanlar

13-03EKiM ‘11 - KASIM ‘11

Caz tutkunlarının her yıl heyecanla beklediği, Türkiye’nin en uzun soluk-lu festivallerinden biri olan Akbank 21. Caz Festivali, 21. yılında yine dopdolu. Bu yıl 13 Ekim - 3 Kasım 2011 tarihlerinde dünyaca ünlü caz sanatçılarını ülkemizde ağırlayacak olan Akbank 21. Caz Festivali, aynı zamanda genç ve başarılı sanatçı-lara da performanslarını sergileme imkânı sunacak. Pozitif tarafından organizasyonu gerçekleştirilecek olan Festival’in öne çıkan isimleri; Arild Andersen, Charles Lloyd, The Ray Gelato Giants ve ZAZ.Concerto Barocco / Mi Favorita / Creatures

Çeşitli Mekanlar

20-10EKiM ‘11 - Aralık ‘11

Türkiye`denAlmanya`ya Göçün 50. Yılı

Goethe Enstitüsü, Almanya ve Tür-kiye arasında imzalanan İşçi Alımı Anlaşması’nın 50. yılını, 20 Ekim - 10 Aralık 2011 tarihleri arasında gerçek-leştireceği kültür ve sanat etkinlikle-riyle kutluyor!..

50 yıllık birlikteliğin kültürel, politik ve toplumsal yansımaları; sergi, fi lm, okuma, konferans, konser, atölye ve tiyatro etkinlikleriyle gündeme getirilecek.

Beşiktaş Fulya SanatSüreyya Operası Sahnesi12-19 Ekim/15-30 Kasım Saat: 20:00

12-30EKiM ‘11 - KASIM ‘11

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, “Concerto Barocco – Creatures – Mi Favorita”dan oluşan programıyla Kasım ayında sanatseverlere çağdaş bir dans şöleni sunuyor. 20. yüzyıl dünya bale repertuvarının önde gelen eserleri Concerto Barocco, Creatu-res ve Mi Favorita Paris Operası’nın baş dansçılarından José Martinez ve dünyaca ünlü koreografl ar Patrick De Bana ve George Balanchine’in dansçı-larından Nanette Glushak yönetimin-de Kasım ayı boyunca sahneleniyor.

www.dobgm.gov.tr, www.kkm.kadikoy.bel.tr, Fulya Sanat ve Süreyya Operası Gişe

Aktarılan habere göre, 71 yaşındaki Pacino, 2010 yazında Central Park'taki Delacorte Tiyatrosu'nda oynamaya başladığı, ardından Broadway'e taşıdığı; İtalya, İspanya ve İngiltere'de de sahnelediği Shakespeare'in “Venedik Taciri” adlı oyununu İstanbul'da da oynayacak. 28 Kasım'da mini bir partiyle duyu-rusunun yapılacağı Al Pacino'nun oyunu, Ocak sonunda dört gala olarak sahnelenecek. Hasköy'deki Yün İplik Fabrikası'nda sahnelenecek oyunda, sürpriz bir Türk sanatçı da, küçük bir sahnede Al Pacino ile rol kesecek.

Al Pacino,İstanbul'dasahneye çıkıyor...

Kevin Spacey'nin ardından dev bir oyuncu Al Pacino da,İstanbul'da sahneye çıkacak.

Etkinlik


iNGiLiZCE“ Englishis easyNOW ”

Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı) 669 00 71(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı) 669 00 71(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı) 669 00 71669 00 71(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı) 669 00 71669 00 71Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)Gölet Yolu Badem 16 Villa 01 Bahçeşehir - İSTANBUL(Eski Bahçeşehir Üniversitesi Öğrenci Yurdu Karşısı)

YETİŞKİNLER

İlköğretim Öğrencilerine Özel 7 Kişilik Sınıflarda Hafta İçi Kursları

İNGİLİZCE KUR PROGRAMI

1 AYKUR

TEKRARIHEDi YE

1 KUR

790 TLSPEAKING PROGRAM YOUNG LEARNERTÖzel Derslerde Çok Uygun Fiyatlar

BAHÇEŞEHİR - ESENKENT - BOĞAZKÖY VE ARDIÇLI EVLERİ CİVARINDAYERİNDE LASTİK, JANT YENİLEME VE TAMİR HİZMETİ VERİLMEKTEDİR...

(Lastik tamiri için 20 TL servis ücreti alınır.)

[email protected]

Esenkent Atatürk Bulvarı, Hadımköy Yolu, Parkcity D Blok No: 8 Esenkent-İstanbul

UYGUN FİYATLAR VE ÖDEME KOŞULLARI 2-12 TAKSİT İMKANI

T: (0212) 672 65 75 F: (0212) 672 65 75 - 530 974 86 22 - 0530 974 86 23

ARIKAN OTOMOTiVLASTiK & JANT - NiTROJEN SERViSi

LASTİK - JANT - AKÜ SATIŞI LASTİK SÖKME - TAKMA TAMİR ve BALANS AYARI

KAR LASTİKLERİ MEVCUTTUR!..LASTİK ZİNCİRİ BULUNUR!..

Yüzyılın sonunda bir başka devrim yaratan makine ortaya çıktı, OTOMOBİL...

Daha 20. yüzyıl başlamadan, 1899'da, OPEL'in bir otomobil fabrikası vardı. Fab-rika almanya'nın anhalt eyaletindeydi ve Friedrich Lutzmann'a aitti. OPEL kardeşler (Adam'ın oğulları), Rüsselsheim'daki otomo-bil üretim tesisini kurarken iki yıl boyunca Lutzmann ile ortak çalıştılar.

1901'de OPEL, Lutzmann'dan ayrıldı ve 1902'de lisanslı olarak fransız darracq mo-dellerini üretmeye ve OPEL -darracq markası altında pazarlamaya başladı. "Halkın motor-lu araç sahibi olmasını" daha verimli olarak teşvik etmek amacıyla şirket, 1901'de ürün-lerine motorsikletleri de ekledi.

İlk OPEL kamyonlar ise 1899'da üretilme-ye başlanmıştı bile. Büyük hamle 1909'da,

"Doktor'un otomobili" olarak bilinen OPEL 4/8 hp modeli ile geldi. Güvenilirliği ve sağ-lamlığı herkesten önce, o zamanlar ziya-retleri için pek çok taşra yolculuğu yapan doktorlar tarafından beğenildi, çünkü sert zeminli yollar yüzyılın başında sık rastlanan bir özellik değildi. 3.950 DEM'lık fi yatıyla ef-sanevi "Doktor'un otomobili" o günün lüks modellerinin yarısı kadar tutuyordu.

1924'de OPEL, bir milyon DEM’lık bir ya-tırımla almanya'da ilk seri üretim hattını kuran şirket oldu. Bu yepyeni üretim şekli OPEL müşterilerine pek çok avantaj sağla-dı. Yeni üretim hattında ilk üretilen model "Laubfrosch" veya "Ağaç kurbağası" (OPEL 4/12 hp) idi. Artan üretim hacmi ile yoğun talebin yarattığı, üretim giderlerindeki düşüş sayesinde zaten normal bir düzeyde olan fi -yatlar altı yıl içinde 4.500 Mark’tan sadece 1.990 Mark’a indi. Ekonomik kriz nedeniyle

1920'lerin sonuna doğru OPEL kardeşler güçlü bir ortak aramaya başladılar.

1929 mart'ında Adam OPEL'in oğulları Ge-neral Motors şirketinin (GM) temsilcileri ile bir anlaşmaya vardılar. Dünyanın bu en büyük otomobil üreticisi hisselerin çoğun-luğunu devraldı, fakat OPEL'i her konuda bağımsız bıraktı. Sayıları gittikçe artan spor otomobil meraklılarına çekici bir model su-nabilmek için şirket 1960'ların ortalarında bir coupe geliştirdi. GT sayesinde OPEL, özellikle dinamik otomobilerin üreticisi ola-rak ününü pekiştirdi. 1972'de yine bir iş rekoru kırıldı: %20.4'lük pazar payıyla şirket yine almanya'nın en büyük otomobil üretici-si olmuştu. 90 lı yılların ikinci yarısına doğru kötü bir patronla çalıstıkları için kalitede bi-raz düsüs ve modellerde eksilme oldu ama şimdilerde tekrar toparlanıyor.

Geçmişten günümüze OPEL Tarihi ve Logoları...Adam OPEL 1862'de zanaat işini endüstriyel bir hale dönüştürdü. Dikiş makinesi ve bisiklet radikal yeni icatlardı ve OPEL böyle başladı...

1999 - 2002

1936 - 1937

1981 - 1991

1928 - 1929

1962 - 1966

1911 - 1924

1947

1899 - 1902

1940 - 1946

1862 -1886

Otomotiv


BAHÇEŞEHİR - ESENKENT - BOĞAZKÖY VE ARDIÇLI EVLERİ CİVARINDAYERİNDE LASTİK, JANT YENİLEME VE TAMİR HİZMETİ VERİLMEKTEDİR...

(Lastik tamiri için 20 TL servis ücreti alınır.)

[email protected]

Esenkent Atatürk Bulvarı, Hadımköy Yolu, Parkcity D Blok No: 8 Esenkent-İstanbul

UYGUN FİYATLAR VE ÖDEME KOŞULLARI 2-12 TAKSİT İMKANI

T: (0212) 672 65 75 F: (0212) 672 65 75 - 530 974 86 22 - 0530 974 86 23

ARIKAN OTOMOTiVLASTiK & JANT - NiTROJEN SERViSi

LASTİK - JANT - AKÜ SATIŞI LASTİK SÖKME - TAKMA TAMİR ve BALANS AYARI

KAR LASTİKLERİ MEVCUTTUR!..LASTİK ZİNCİRİ BULUNUR!..

ELEKTRİK & ANAHTAR & ÇİLİNGİR

7/24 SAATÇİLİNGİR HİZMETİ

Mustafa KaleElektrik Teknisyeni

0532 556 79 08 - 0543 406 41 410212 6697919

Galeria İş Merkezi Zemin Kat No:6 Bahçeşehir-İSTANBUL

Hidrofor Tamir - Bakım

Elektrik & Tadilat İşleri

Elektrik & Sözleşme İşleri

Anahtar & Çilingir

YETKİLİ BAYİİ

DoğalKaynak Suyu

669 1 6690212

www.vakiftasdelensu.com

1582’ den beri...

Tarihi CAM GALON’lardantadın...

Taşdelen Lezzetini

0546

669 1 669

Cam Şişe’de Su Keyfi...

Her biri 3 Litrelik,4’lü kasalarda...

Grup ideaKoordinatör: L. Tamer İlhan ( 0555 487 6 777 )

Sadece Özel Ders Değil!..ÖZEL DERSBiLGi KUVVETTiR,

KULLANILDIĞINDA BiLiME ULAŞILIR.BiLiM iSE ENERJi, GÜÇ YANi

BAŞARMAK VE KAZANMAK'TIR...

AKADEMiK ALT YAPILI,Dershane deneyimli eğitimcilerden

ilköğretim ve tüm lise öğrencilerine yönelik,ara sınıflar için ders takviye ve

SBS + YGS + LYS’ye (Üniversite giriş sınavları)pedagojik yöntemler kullanılarak ve

öğrenci koçluğu desteklibaşarı garantili tüm derslerden

ÖZEL DERS VERiLiR.

Grup dea

0532 571 70 20 [email protected]

İNGİLİZCE DERSLERİ(Intesol Certificate, acredited by Ascentis National Awarding Body)

İlköğretim, Lise veÜniversite öğrencilerine

Uluslararası İngilizce öğretmenliği sertifikası sahibi bayan öğretmenden;

ENGLISH LESSONS

Yetişkinler için; Havacılık Terimleri ve Hava Servisleri

ile ilgili İngilizce Temel Bilgiler

Bu yüzden bu ilanda sadece ilgili bilgiyi görebileceksiniz. Derslerinde zorlanan ilköğretim öğrencilerine

Matematik, İngilizce ve Türkçe derslerini sevdirebilmek, başarabileceklerine inandırmak ve başarmalarını sağlamak için

10 YILLIK MESLEKi DENEYiMiMLE Bahçeşehir’de eğitim vermekteyim.

ÖĞRENCiLERiMiN BAŞARISI,REKLAMIM DEĞiL GURURUMDUR...

Destek almak isteyenler için iletişim numaram;

0532 615 58 87 AhuAçıksö

z

YABANCI OKULLAR iÇiN

iNGiLiZCEKiMYA DERSi ANLATIMI

LGS ve LYS Hazırlık veAra Sınıf Kimya dersi verilir.

Ezbere bağlı kalmadan öğretim...

9 Yıl Devlet Anadolu Lisesi, 10 Yıl Özel Kolej, 8 Yıl Fen Lisesi

KiMYA DERSi ANLATIMI

Ezbere bağlı kalmadan öğretim...

[email protected] 331 02 45Gülseren Özkan

Yıllık27

DeneyimiKimya ÖğretmenliğiKimya Öğretmenliği

Deneyimi

Yıllık27

Notre Dame de Sion Fr. Lisesi MezunuYıldız Teknik Üniversitesi Fransızca

Tercümanlık bölümü son sınıf öğrencisindenHer Seviyede Fransızca Ders Verilir.

İletişim

0533 819 48 79

yelpaze istanbul güncel online dergisi

Documents