· tÜrkİy at mecmuasi - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d00135/1955/1955_atesa.pdf · te bü...

12
CUd XD 1955 AT MECMUASI AST ANBUL ÜNIVERSITESi TÜRKIYAT TARAFlNDAN ÇI KARILIR Mües sis: Ord. Prof. Dr . M. Fuad Köprülü Müdür: Prof. M. Cavid Baysun AN BUL, OSMAN YALÇIN MA TBAASI 1955

Upload: others

Post on 17-Sep-2019

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

CUd XD 1955

·TÜRKİY AT MECMUASI AST ANBUL ÜNIVERSITESi TÜRKIYAT ENSTİTÜSÜ

T ARAFlNDAN ÇI KARILIR

Müessis:

Ord. Prof. Dr. M. Fuad Köprülü

Müdür:

Prof. M. Cavid Baysun

3sır AN BUL, OSMAN YALÇIN MA TBAASI

1955

Page 2: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

' . T Ü R K MÂÎM. H KÂY i ; LE jR ÎWDE B M ! S N " *

- J Ahmed Ate

Bir müddet önce, y ine bu mecmuada yayınlanmı olan b i r ma-kalede, bn Sîriâ'nin Türk halkı arasında, X . (XV I ) asırdan ba hyarakf.b ir takım içtimaî ve be erî derdlere çare arayan b ir kahraman haline,geldi i, sözde mâceralarıriın halk hikâyelerine mevzu te kil etti i g-ö -.terilmi ti. O zaman mevcud olan malzemeye göre, bu hususta elde;bulunan en eski eserin Seyy id Ziyâ'eddin Yahya adlı b i r ahsın 1038(1629)'da yazdı ı Gencîne-i hikmet'i oldu una ve bunun b i r tek e l -yazması nüshası ile b ir çok basmalarına, ark Türkçesine ve Arap-çaya tercümelerinin ve yeni Türkçeye çevrilmi eklinin basmalarınatesadüf edildi ine ^i âret edilmi ti-1. Bu yazıda,,;b.ir de,. Seyy id Ziyâ'ed)din Yahyâ'hı«i kendinden önce bu sahada eser yazmı olan DerviHasan Medhî adlı b i r ahıstan bahsetmekte oldu u ve eserini iddetletenk id etti i tebarüz ettirilmi i d i . O sırada ne Medhî'nin eseri, ne bn,Sînâ hakkında buna benzer hikâyeleri iht iva eden ba ka b ir eser bu-lunabilmi ti. unu hemen söylemek icab eder k i , bu nevi eserlerin ede-biyat tar ih i bakımından büyük b i r ehemmiyeti olmayaca ı meydanda-dır. Çünkü bu ba'umdan mühim olan bir eserin b ir çok nüshaları*bulunur, hiç olmazsa edebiyat tar ih i kaynaklarında ondan bahsedi-l i r d i . Bundan dolayı bu eserler olsa olsa Türk veya ba ka halklarınhikâyelerinde bn Sînâ'nın b ir hikâye kahramanı olarak aldı ı s imayngöstermek bakımından ehemmiyetl i o labi l i r . Bundan ba ka anılan ma-kalenin sonunda i aret edilen ve hâlâ de i memi o lan kanâatimizegöre, bu sahada gerçekten be erî b i r edebî , eser yazacak olan san'at-kâra malzeme hazırlamak bakımından da. faydalı ve lüzumlu o lab i l i r .

. * Bu makalenin I. kısmı için bk. Ahmed Ate , Türk halk hikâyelerinde bn Sînâ? ^Türkiyat Mecmua sı, stanbul 1954, e. X I , s . 33 v. dd.).* *' ^l'kEVvelfc noft̂ ^^ olan y f i ıma ' I a rMbk j . s . 34 ve not -¬

6) u iki nüshama da ilâve edilmesi icab ede r : Tagkend kütübhanesi , nr. 330 ve 331(ikincisi Tatarcaya, yâni Kazan türkçesine tercümesinin nüshasıdır). Bk. A . A . Semenovap .Sobr aniye vostoçnih rukopisey Akademii Nauk Uz ektkoy SSR, I, Ta kend 1952, s. 137..

Page 3: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yen ii k i eser daha bulunmu tur. Bulardan b i r i yukarıda anılmı olan ve kay-boldu u zannedilen Dervi Hasan Medhî'nin eseri, di eri mukaddime-

miz ve sondan noksan olup, her bakımdan Seyyid Ziyâ'eddin Yahya '-nın Gencîm-i tekmeÇk ile? Dervi ,.-...l̂ usiaı».,.A^^dh£*çi Qv..̂ .c^^-n.. kikmet'ih-den ayrı. bir eser oldu u anla ılan b ir Ebû A l i înâ hikâyesidir.

I . D e r v i H a s a n M e d h î , Esrâr-ı hikmet (Kıssa-i E b u A l i Sı-na ve Ebı'l-Haris). Bu eserin bulabildi im yegâne yazma nüshasıÜniversite kütüphanesi Türkçe yazmaları arasında bulunmakladır, (nr.T Y 690). Bu nüshanın evsafı udur:

Üniversite K i p . T Y 690. Yıpranmı y a n me in b ir c i l d , içinde, 77v a r a k ; eb?adı 14x20 (8,8x15,6) em., üzerinde pek. çok, r.üt^bei eseri.olan buru uk g i b i b i r kâ ıt. 19 sat i r l i , adî halk neshi ile yazılmı olup,»cahil b ir kimsenin yapabilece i her türlü imlâ yanlı ı ile doludur.stinsah tar ih i yok t u r , görünü üne göre. X I . (XVII .) ; a ra âid bir nü -

.ha olması ieab eder. çinde unlar vardır:1 — Varak 1 b — 77 a. Esrâr-ı hikmet. Nüshanın ba ında Kıssa-i

jEbû Sînâ ve £6u7-^am-ba 'ı ı bulunmaktadır.2 — Varak 78 b —82 a.' Hikâget-i Nasreddin Hoca- Nasreddin Ho-

•ca'nın fıkralarını ih t iva eder.3 — Varak 82 a — 84 b. Çe itli dinî mevzulara dair notlar.Biraz ileride görülece i üzere, üslûb bakımından, Seyyid Ziyâ'ed-

din Yahya tarafından iddetle tenkid edilen ve i l k kısımlarda bu ten-*kidlere cidden müstahak olan Esrâr-ı hikmet öyle ba l a r 2 :

Hudâ birdir nazır olmaz Hudâ'yaHeıu ol evveldürür her ib.tidâya

Çün ol esrveldüriir âhir de oldurGörünür zâhir ü bâııada oldur 3

fBü tevh id kısmı u beyit ler ile nihayet bulur ve na't kısmı ba lar 3 :

K 6 imd i küfrü et Me^Resû l r i Hakk'a irgür en peyâmı

Medhî mahlasını kullandı ı yukarıki beyit lerden de anla ılan hikâyesi,',biraz sonra, eserini niçin ve nasıl yazdı ını an la tır 4 :

' 2 Bu yazıda her hangi bir tran criptipn, usûlüne r iâyet edilmedi i gibi, eski me--tinlerde bulunması mümkün telâffuz, farkları da nazar-ı dikkate, alınmamı tır. Buradayazarı alâkalandıran yegâne mesele bn Sinâ ile, hikâyeleridir.

3 T Y 690, v a r ak 2 * .' *• Âym gaz,ma>.v*r*k-%:* —Zb, •

Page 4: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

. • 267

E l a ey bülbül-i gül enrno îinenSühan-sâzol söze1' aif .air yine en

1 G.ü yaırdiE hâfırındar çok hikây-ettit/tir. â ikaaner bir ri,vây.et(„> •'

Çün evvel nâmede andın Huda'mfkinci nâmede-an Mustafâ'nı

Alip destine! kâ ıt ile hâineBezet en cehd ile. bir_ yah i nâme

Ola her mısraında nükteler dereSözün gevherlerini eyleyip hare

Gedâ kim. âyine sunmu tu âhaAnın gibi sunasın pâdi âha

K i sun sultan Mühammed bin Murâd'aMurâdı ol verir her nâm ur âda

Eserin nasıl ter t ib edildi ine ve mevzuuna girmeden önce, son'beyt in mânası üzerinde durmak lâzımdır. Çünkü bu .beyte göre, eserin.Sultan Mühammed b. Murad adlı, bir hükümdara ithaf edilmi olmasıicab eder. Eserin yazıldı ı devirde b i r I I I . Mehmed b. Murad (1003—10012/1595—1603) vardır. Fakat bunun kabûl edilmesine imkân yok-

t u r . Çünkü, 1. Seyyid' Ziyâ'eddinYahya'nın eserinin mukaddimesinde,bu eserin I I I . Sultan Murad'â ithaf edildi ine dâir açık bir kayıd var-d ır 5 ; 2. bu nüshanın sonunda, eserin Sultan Murad b. Selim'e: (hükümyılları: 982 — 1003/1575 — 1595) ithaf edildi ini gösteren u cümleleretesadüf ed i lmek ted i r 0 : «Ol .hikâyetler k i letâyif üzeredir anları yaz-

«dım, zira ehriyâr-i gerdun-vekar Sultan Murad b. Selim hân-ı kâm-• kâr. . . unsur-ı lat i f ler i letâif e mâil. ve her vech i le ma'kula kaai l o ldu-

u ecilden bu letâif nâmeye ikdâm... ettim....», 3. nihayet yine bu. eserin «onlarında u beyi t vardır k i , eserin 1001 (1592—1593) yılındatamamlandı ını göstermektedir 7 : ,

Bu acâib kıssayı ben ey hümâuıBinbirihde hieretih kı dini tamâin

6 Gencine-i hikmet, stanbul, 1284 ta basması, B . 4 ve-A. Ate , adı geçen ma-,kale, a. 33.

0 T Y 690, varak 7 6 a v.d.' Varak 76« . ^

Page 5: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

268 Atained Ate

Bu tar ih , yani h. 1001 yılı, Ü. Mürad" b;,. SeHmlîn.;Mküm .'sürdü ü za-manlara tesadüf etmektedir . O halde ister istemez kabu l edilecek ey,,.ya yukarıda zikredilmi olan bey i t te b i r . yanlı lık bulundu u, veyaeserin i l k önce Sultan Mürad'a, sonray,III..: uU'a.ri'';RÎeıhmed'e takdimr-edildi idir. Gerçekten Medhî eserini 1001 yılında tamamladıktan s o n -ra, Sultan Murad tarafından be enilmemesi -üzerine,, onu gözden ge-çirmi , ve mukaddimeye i k i yıl sonra tahta çıkan o lunun adını k o -yarak, yeni hükümdara takd im etmi o lab i l i r .

Dervi Hasan Medhî hakkında hiç b ir yerde bîr b i lg iye tesadüfedi lmiyor. Bu eserinde kendisi hakkında pek mübhem bi lg i ler veren*u beyit ler vardır 8 : .... Tv

Bilirsin kim gülıer kansız bulunmazVilsâl-i yâr hicransız bulunmaz

Dem oldu sa'y ile ol yâre erdimDam oldu su gibi dîdâre erdim

Gehî rind olmu um meyhanelerdeGehî râhib gibi biithânelerde

Gehî küffâr birle ceng içindeGehî âte misâli seng içinde

Gehî zâhidleyin seeceâde ber-dûGehî deryâ-sıfat a k ile pür-cû

Gehî eyh olmu um kâ anelerdeGehî bayku layin virânelerde...

Temâ â eyledim hayli diyarıTolandım bir nice dem rûzigârı

Tevârihten mahabbet dü tü cana.Aradım em' gibi yana yana

Gel imâ i e^ e ey bülbül aer-âgaaz '•

v>..< - S iB ^ ıın ^ r <% ' ^ ^ ; ; l ıâ ııe olsıın''..Kelâmın gû eden mestâne olsun

8 Aynı yazma, varak 3 a.

Page 6: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

Türk HalK Hikâyelerinde bn Sînâ 269-

:Bü beyit lerden MedKÎ'în serseri b ir hikayeci ,dervi i 'oldu u ye, serse-riyahe dola arak, hayitını geçirdi i anla ılmakta ise de, ne .do du uyer ve zaman, ne gezdi i memleketler ve ehirler hakkında her hangibir b i lg i çıkmamaktadır. ! • v ;

Yukarıdan beri alınan parçalardan anla ılaca ı üzere, eserin man-:zum olarak devam edece i ve giri kısmının sona erdi i 'zannedi-Jirse de, öylece birden bire nesir o l u y o r : «Bu garâyibin ihtidasınımedh-i kelâm-ı Zü'1-Celâl saniyen taVîf-i, Habîb-i Hudâ'yı Lâ yezâli le tezyin kıldık. . .» 9 . Burada da yine aynı mevzua devam edi ld iktensonra, nihayet, « imden sonra maksûd-ı aslî olan Ebû A l i Sînâ'nın zu-hur ve hurûcu ve tahsi l i kadr-il-imkân (!) okuyup , yazdı ımız görüp

i itti imiz üzere in allah... takr i r ve tahr ir edelim» denilerek, asıl mev-zua girilecekmi g ib i görünüyor. Fakat bn Sîhâ hakkında, sözde mev-

.suk kaynaklara dayanılarak, biraz b i l g i ver i ld ikten sonra, yeniden«... imden ger i s ebeb i te'life urû' edelim. Râviyân-i eker-güftar ve

..nâkılân-ı gevher-nisâr üslûb-ı mergub... ile... (naklederler k i ) . . . Muham-med el-Mustafa.. hazretlerinin hicret-i eriflerinin 383 yılından sonra,.Sultan Mahmud Gaznevî'nin zaman-ı saltanatlarında, cihana geld i veMikâil Selçuk zamanında dünyadan âhirete in t ika l e t t i , nâm-ı erifine.Ebû A l i Sînâ ve biraderin in ism-i lâtifine Ebu'1-Hâris.,, derler i d i . . .Hâlâ Ebu '1-Hâris hikâyeti burada dursun. . . biz geld ik yine Ebû A l i

-Sînâ hikâyetine...»1 0 . d i yo r ve asıl mevzua g i r iyor . Y ine bunun hemenarkasından <bu kıssa-ı pür hisseyi i k i bâb üzerine ter t ib eyledik . Ev-velk i bâbı kendim tebli edip, zikr olunan (!) k i tab lardan ihrâc eyle-di im bir mikdâr ahbâr-ı acibedir.;.» 1 1 deniyor.

Müellif bu babda bn Sînâ'nın eyhlerin yoluna nasıl girdi ini, kar-;de i Ebu '1-Hâris ile beraber simya"i lmini nasıl ö rendi ini anlataca ını

^söylüyor ve hakik teri bu husüstâr&^ mânâsı i y i an-la ılmayan birkaç rivâyet naklediyor. Dört varak kadar sonra, hikâyeyeyeniden bir defa daha ba layıp, kitabına Esrâr-ı hikmet adını ve rd i-s in i ilâve e d i y o r : « te Ebu A l i Sînâ'nın hikâyetini vech-i me rûhüzere beyân ett ik . imden sonra letâif- iâr.... olan Ebû A l i Sînâ'nın

^-ahbârına urû' edelim... Biz yine, sözümüze gelel im. Ebû Al i 'n in âir-ahvâlini a a ıda nazım ve nesir üzere yazdık. Bu kitâb-ı ibret-nümâ-:nın nâmını Esrâr-ı hikmet ismiyle müsemma kıldık ... mdi ey karde -l e r . . . Ebû Ali:Sînâ'nın islimâ' olunmadık agreb-i garâib kıssasın be-

fl Aynı yazma, varalc 3 b.10 Aynı ynzma, varak 5 s — 5 b.11 Aynı yazma, varak 5 b.

Page 7: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

270 Ahmed Ate

yan ve biraderi Ebu 'l-Hâris'in a'ceb i acâib kıssa-i pür hissesini iyârt:-kılan .îistâd-ı rriüm'tâz yani M e '.cLh î» i ;iı̂ «a.f,.)p*.:Efl.â.2 toli tarz ile-hikâyet ve bu nev' ile rivâyet eder k i . . ,> , a .

Artik bu defa gerçekten hikâyeler anlatılır ve bilgili k imselerinhatalarını mazur görmesini temenni ettikten sonra, eser u beyitlerile sona erdir i l i r 1 3 :

Gül en,i »âlemde ..her i i m iî (!) ederDevranın nû unu bir gün ;nî eder .

Bir duâdır dünyede andak murâdE r ölür kalır cihanda yah i ad . .

Buraya kadar verilen izahlardan ve alınan parçalardan anla ıldı ıg ib i , >kendi kendine «kıssa perdâz» sıfatını veren Dervi Hasan Medhî;gerçekten bir hikâyeci olmalıdır. Bu eserini yakarken, kendisindenbeklenmeyen bir zamanda hikâye istenilen ve ;hikâyeye ba ladı ı hal-de, sonunu nasıl getirebilece ini, vak aları b i rb i r le r i i le nasıl ba lıya-ca ını v .b . bilmeyen b i r hikâyeci g ib i hareket etmektedir. Bundan do-layı Seyyid Ziyâ'eddin Yahya bu eser için, «kâide-i t e l i f t en hâriç o l -du undan maada hikâyatı nâmerbût» derken, gerçekten haksız b i rhüküm vermemi tir. Alınmı olan parçalarda görülen ve bir dereceyekadar bir bi lg i i'cab ettiren kelimelere geiince, bunların hepsi basma-kalıp tâbir ve kelimeler o lup, öylece kullanılmı tır. Bununla beraberMedhî'nin asıl hikâyeleri anlattı ı ve kendini b ir edib g ib i gösterme-di i yerlerde, o zaman için belki baya ı ve tatsız, fakat bugün canlıve,câzib sayılabilecek bir anlatı tarzı vardır. Meselâ bn Sînâ'nın s i-hirbaz hükümdar Takyanus ile mücadelesinin b ir safhası burada öyle-anlatılmaktadır: «Takyanus... f ikre varıp, istedi k i , bunu b i r tar ik ilehuzuruna davet [eyleye], Fi'l-hal Ebû Al i 'ye b ir serhenk gönderip, ge-l ip Ebû A l i ' n i n dükkânına geldi . Gördü k i bir dani mend oturur , önün-de kitablar yı ılmı , durmadan mütalâa eder. Serhenk bi-mehâbâ Ebû..• A l i ' y e e y i t t i : — Ey ki i ne durursun, seni padi ah ister, dur gidel imdedi . Ebû A l i e y i t t i : — Benim ahla ne alâkam va r ? Bir müsâfir ki i-y im , benden ne ister, kerem etsin, b iz i kendi halimize ko un. Bizi hodtu r kere tecrübe eyledi. Meydân-1 siyasetinden can reha kıldık. Var ,o î ki iye öyle de. Eyi t k i e er o l ulûhiyet da'vasından feragat ederset,ben-.d&1;*'Mlkı rencide etmekten feragat ederim...»1 4. Eserin türlü yer-

12 Aynı yazma, varak 19 a b.13 Aynı yazma, varak 77 a.'* Aynı yazma, varak 53 b — 5 4 a.

Page 8: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

Türk Halk 'Hikâyeleiıinde bn Sînâ 1271!

lerine serpi tirilmi > olan ii rlere gditice, îbunlâra her hang i b i r kıy metizâ'îe etmek mümkün 'de ildir.

Hikâyenin kaynaklarir ia elince, Dervi Medhî, gal iba sözlerineehemmiyet verdirmek için, i k i yerde ihikâyesinin kaynaklarını b i l d i r-mek ihtiyacını hissetmi tir; yerde öyle d iyor : « mdi bu fak i r- i .pürtaksîr yan i Medhî-i kıssa-perdâz... nice yıllar ömr-i nazenin kütü-b-i tevârihin tetebbuuna sarf edip, nice ıüzigâr hikâyet-i gar ibe v e .rivâyet-i acibe gözden geçirip^., tecessüs ve tefahhus eyledi imiz kü-tüb-i tevârihten...»1 5 . Bu sözlerden anla ılabildi i kadarına göre, onuneserini yalnız yazılı kaynak lardan aldı ını söylemek istedi i kabûlîedi lebi l i r . -Bir ba ka yerde, bu yazılı kaynakların adlarını1 tasr ih etti igibi,) hikâyelerıni ?bir5*ftmını~ seyahatlârı sırasında, görü tü ü bâzı i t i -barlı ve sözlerine güvenilir kimselerden duydu unu da ilâve etmekte-dir : «.. Ol kitâblar-bunlardır k i , ismi tahr ir o l undu : Kanun dibace ( a y -nen 1) Netâgic el-fünun ve Tevarih-i küllî zaman. Seyâhatımızda der-vi lik âleminde bâzı fuzelâ.. ve ukelâ... meclisl i eref-batı larına dahil ;o lup, anlardan'i itti imiz hikâyetleı d ir k i , te r t ib üzere dere olmu tur»

Dervi Hasan Medhî'nin bu sözlerini tarihî b ir tenkide tâbi tu t-ma a imkân yoktur . Meselâ kaynak olarak zikretti i bn Sînâ'nın Ka-nun'unun mukaddimesinde müellifinin hayatı hakkında hiç- bir bilgi)yok tu r . Eserinin hâline bakarak, esasen Medhî'nin böyle kaynaklar i iokuyabilece inden übhe etmek yersiz olmayacaktır. O halde onun.kaynak lan olsa olsa «fuzelâ» ve. «ukelâ> d iye de erlendirmek, istedi i,,belki hepsi kend si gibi az tahsil görmü , veya hiç tahsil görmemi ,kimselerin ifahî rivâyetleridir; kendisinin «kütüb i tevârih» ve «hikâ-yet» dedi i eserler de, türkçe olarak yazılmı alelâde hikâye k i tab lar i 'olmalıdır

Esrâr-ı hikmet ve müellifi hakkındaki bu izahlardan sonra k i t a-bın mevzuuna geçilebilir. Bu eserde bn Sînâ'yâ isnad edilen maceralar,,esas bakımından, kendisinden istifade edilerek yazılmı olan Gencîne-i

'•'hikmei'in aynıdır, deni lebi l ir . u .kadar var k i , bu son eserin müellifi,elinde bulündürdu unu öyledi i bu kitabda anlatılan vakaları dahamakul bir ter l ib içine sokmu tur; .burada ise hikâyeler makul b irtert ib içinde de ildir. Meselâ bütün hikâyenin ba ında bulunması icabederi ve bn Sînâ ile karde inin, sim a i lm i n i Ma rib'de yılda bir defa,açılan b ir magâradaj bit*, yıl kâ lmâk ; suretiyle, ö renmeleri hikâyesiE s r a r ı hikmefie, sonda olmak icab eden bn Sînâ'nın Hemedan'da.

15 Aynı yazma, varak 2 b — 4 a.Aynı yazma, varak 5 b.

Page 9: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

-272 Ahmed Ateg

- eyh Abdussamed'e intisabından'*sönrâ'hâk edUir1?. Bunun g ib i Hel-vadı güzeli hikâyesi Gencîne-dfhi:kmet'te bn Sînâ'nın Mısır'daki mace-raları sırasında anlatılır. Z. yahy^jâk'n&lv&.cı gencin ' ; ora 1 emîrinin

• kızı i le evlenmesi i le «sona erdirildi i halde, , b u hikâyede Hemen he-men: eserin sonuna kaçlar uzatılır ve helvacı güzelinin katledilmesi ile:sona e r d i r i l i r 1 8 . . • '..>:''

> Esrâr-ı. hikmet, bn Sina'nın Mısır'dan B̂ û̂ ^ do -du u yere "(burada bı* yer in adı En îte g i b i yazılmı ; ancak bunu Med-hî'nin mi böyle yazdı ı, yoksa müstesjhin mi böyle bozdu u bel l i de-ildir) g i tmesi , orada akrabalarından . k imseyi bulamayınca; tekrar

Buhara'ya dönmesi, nihayet halkın devamlı dedi-kodularma mevzu•te kil ettti i için, orada evlendi i zevcesi ile b i r l i k t e , bu ehri terke-d ip , Hemedan'a gitmesi ye bu son ehirde yerle mesi anlatılarak, de-vam edi l i r . En sonunda bn- Sînâ'nın akibet i hakkındaki r ivayetlernak led i l i r 1 0 . Bunlardan bir ine göre Kabus ah, imya i l imini ö renmek

-istedi i halde, bn Sînâ'nın ona bu i lmi ö retmek istememesi yüzün-den, onun tarafından zindana atılmı tır. bn Sînâ bu hükümdarın z in-danında, kitaplarını yaktıktan sonra, ölmü tür. Bir ba ka rivâyete gö-

ire, Gazneli Sultan Mahmud'un ölümünden sonra, Gazne v i layet i MikâilSelçuk'un (!) eline geçmi , bu hükümdarda bn Sînâ'nın MahmudGaznevî'ye intisabım bildi inden, onu yakalatıp öldürmü tür. Nihayetüçüncü b i r rivâyete göre, ölümüne zevcesi sebep olmu tur. Fakat buson rivâyete dâir her hangi b ir teferruat nakledi lmerrektedir . Her-halde mezarı Hemedan'da eyh Abdüssamed'in türbesi civarında bu-lunuyormu .

Görülüyor k i , Gençîne-ij hikmqfymüellifi bu ^rjvâyetleri ,almamı tır..-Buna mukabi l bn Sînâ'nın ebedî hayatı temin etmek maksadı ile ilaç-ilar yapması, sonra talebesinin kıskançlı ı yüzünden yarı ölü bir haldekalması1 ve yaptırdı ı' hamamda hâîâ feryad etmekte olması rivâyetiEsrâr-ı hikmefte yok tur . Bununla beraber Seyy id Ziyâ'eddin Yahya

Jbn Sînâ'nın mezarının Hemedan'da bulundu una dair Medhî'nin söz-ler in i , kaynak zikrederek, eserine alma ı da ihmal etmemi tir2 0. Elha--sıl Dervi Hasan Medhî'nin Esrâr-ı hikmet'i, mevzu bakımından kend i-l i n d e n de istifade edi lerek meydana getirilmi olan Gencine-i hikmet''-den çok farklı de ildir.

17 Aynı yazma, va rak 10 b y .d .18 Aynı yazma, varak 69 b. 1 / 1 9 Aynı yazma, v a r a k 75 a v .d .2 0 Bk . Gencine i hikmet, s. 158.

Page 10: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

Türk Halk Hikâyelerinde bn Sînâ 273

bn Sînâ'nın b i r hikâye kahramanı olarak bu eserde aldı ı ahsi-yete gelince, bu Gencîne-i hikmet'tekinden oldukça farklıdır. Çünkü bu;son eserde bn Sînâ ölüm, a k, aile hayatı v .b . g i b i be erî mes'elelere•cevap bulma a çalı an ve ona göre hareket eden b i r ahsiyet g ib i gö-ründü ü halde, Esrâr-ı hikmet'te elinde fevkalâde b i r kudret bulunan,fakat bunu ancak hâdiselerin tesir i ve ilcaı ile kul lanan b ir ahsiyeto larak görünür. Onun i l in i ö renmek için ciddî gayret ler sarfetti i i l kgençlik yıllarından son rak i hayatı, zeki ve serseri b i r dervi in hayatıg i b i d i r : Sık sık parasız kalır, simya kuvvet i i le kâ ıtlardan para yaparveya kendisine lüzumlu olan eyleri temin eder. Fakat çok geçmedenyine parasız kalma -a mahkûmdur. Hiç b ir yerde esaslı surette yerle -mez, yalnız veya zevcesi ile beraber, y ine ne yapaca ını bi lmeden,. ehirden ehire dola ır. Esrâr-ı hikmet'te görülen bu ahsiyet b i r çokyer le r i dola tı ını söyleyen müellifi Medhî'yi hatırlatıyor. Belk i Medhi ,bn Sînâ' nın maceralarını toplarken, onun hareketlerini kend i halini

dü ünerek mânalandırmak istemi tir.

I I . ibn Sînâ'nın maceralarını anlatan ik inc i eser, be lk i bir müsten-sihin verdi i Hâzâ hikâyet-i Ebû A l i Sînâ adını ta ıyor ve bi l inenjeg-âne nüshası Üniversite kütüphanesinin Türkçe yazmaları arasındabulunuyor . Bu yazmanın evsafı udur:

Üniversite Ktp . T Y 1178. Yen i yapılmı , y a n me in bir c i l t içinde,239 varak. Kalın, âhârlı kâ ıt, 21x14, 8 (16, 5x10) cm. eb'adında; 13•-satirli, adi , harekeli nesih. Mürekkebi kahve reng id i r . Yazmanın so-nunda istinsah kaydı y o k t u r . Nüsha XI. (XVII.) asra ait g i b i görün-mektedir . bn Sînâ'nın hikâyeleri yazmanın varak 202 b — 239 b ara-sındaki 37 varakjık b i r kısmını i gal eder ve sonuı noksandır.

? Nflshâ öyle: Ba lamaktadır: «H kâyet olunur k i , Ebû A l i Sînâ ile,Ebu '1-Hâris i k i s i b i r araya gel ip , efim Buhara'ya geldi ler. Temâ â•ederken,, gördü k i , b i r tellal nidâ eder k i — yarın ma ara kapısı açılır...

' iEbû A l i o l tellala sual ey led i : — Açılacak nasıl ma ara kapısıdır, dedi .Münâdi eyd i r k i , — Bu ehrin ma rık tarafında b ir ma ara vardır...»

Görülüyor k i , bu nüshada umûmiyetle her eserin ba ında rastlanan-ve onun nasıl, niçin.ve ne g i b i bir ter t ib i le yazıldı ını gösteren bir«mukaddime mevcut de ildir. Bundan dolayı bu eserin müellifi, ne za-man , nerede yazıldı ı v.s. hakkında her hangi bir f i k i r söylemek müm-kün de ildir. Ancak nüshanın XI. (XVII.) asra ve belki de b ir asırdaha evvele aid gibi göründü ü iddia olunabi l ir . Hikâyeler de, yukarıya.alınmı olan birkaç cümleden anla ılaca ı üzere, son derecede sâde, hertürlü yapmacık ve tasannudan uzak, alelade bir konu ma di l i ile ya-

Türkiyat Mecmuası — 18

Page 11: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

•274 Ahmed Ate

kılmı tır. Bu hususlara bakarak be lk i öyle b ir netice çıkarmak kab i l-d i r : X V L - X V I I . asırlarda bn Sînâ'nın maceralarını anlatan hikâyeler•çok söylendi i ve be enildi i için, biraz okuyup yazma bi len b ir kimse,h u hikâyeleri, kendisine anlatılan veya kendisinin anlataca ı b i r ekilde,ıtesbit etmi ve bu nüshanın aslı bu sûretle meydana gelmi tir. Hikâyei b n S înâ ile karde inin do um ve tahsil ça larını anlatmakla ba lamı-y o r , f a k a t daha i l k cümlelerde «Ebû A l i Sînâ ile Ebu '1-Hâris ik is i b ir• araya gelip...» denildi ine göre; hikâyenin i k i karde in b irb ir ler inden.ayrıldıklarını anlatan b i r ba langıç kısmının da mevcut olması lâzım.-geldi ini kabûl etmek icab eder. Bu kısım bu nüshada bulunmadı ına;göre, mü tensihin her hangi bir sebeple bu parçayı atlamı oldu u.anla ılıyor.

Yukarıya alınmı olan ba langıç bn Sînâ ile karde inin içinde b i r.:s.erıe ka larak simya i lm in i ö rendikleri ma araya nasıl g i rd ik le r in i an--/latan parçadır. Bu hikâye Esrâr-ı hikmet ile Gencîne-i hikmet'te devardır. Fakat i l k eserde, ma aranın ye r i Tus dahi (!) denilen Tunus'-tiadır, ik inc ide ise Ma rib'dedir, halbuki burada bn Sînâ'nın mem-le-2keti o l a n Buhara'da olarak gösterilmektedir.

Hikâyenin bundan sonraki kısımları, esas bakımdan, Esrâr-ı hik-,met: v e Gencîne-i hikmet'te oldu u g ib id i r . Yan i bn Sînâ ile karde inrna aradan çıkarken, cadı diye, yakalanırlar; bunun üzerine — di era k i eserde görülen sıranın aksine olarak -r-, i lk önce bn Sînâ kendini•bir havuza atar, oradan Mısır'a çıkar; sonra karde i b ir halkaya tutu-unyp, Ba dad'a gider. Bunu müteakip, yine di er i k i eserde oldu u.-gibi, i l k ö n c e Ebu '1-Hâri 'in. Ba dad'da bir hamam yaptırarak, oranın,.hükümdarına, int isap edip, rahat ve müreffeh bir hayat geçirmesi v.s...anlatılır. Bu kısım .burada teferruatta dâha çok Medhî'nin hikâyesine-benzemekle beraber, çok kısa anlatılmı tır (varak 204 a—206 a).

Bundan sonra, «Bizim hikâyetimiz Ebû A l i Sînâ'ya ge ld i . ÇünküIE;bû A J i Mısır ehrine, ge ld i , ehri temâ â etme e ba ladı. Bir gün ge-i ıerk.eri . bir helvacı dükkânına ge ld i . . .> 2 1 denilerek, bn Sînâ ile helvacıgüzel in in hikâyesine geçilir. Bu. hikâye çok kısa olmakla beraber, tıpkı«öteki i l c i eserde oldu u g ib i , anlatılıyor. Yalınız burada helvacıya A l i yy- iiSHblvâ-fürû d i ye bir ad takılmı tır ve teferruatta, beklenece i üzere,•oldukça [arklar vardır. Meselâ Ebu '1-Hâris, Mısır hükümdarının kızınıJbn Sînâ'nın himayesinden olan helvacı güzelinden kur tarmak üzere,M s ır ' a geldi i zaman, hasmının karde i oldu unu aklayınca, biraz da-simya, ilnıindeki üstünlü ünden korka rak , ona hiç bir kötülük yapmak

• 2 l Üni /ersi te Kutiiblıa.ıesi, T Y U73 , v rk 206 a.

Page 12: · TÜRKİY AT MECMUASI - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D00135/1955/1955_ATESA.pdf · te bü sebeble bu mevzudaki ara tırmalara devâm edilmi ve yeni iki eser daha bulunmutur

Türk Halk Hikâyelerinde bn Sînâ 275

is temiyor . Ha lbuk i di er i k i eserde, Ebu '1-Hâris, kıskançlık sebebi ile,,muhakkak karde ini bertaraf etmek ister. Bu farka ra men burada daıEbu '1-Hâris karde inin verdi i s ih ir l i b ir gülü kok lamak suretiyle ölür..Bu vak'adan sonra bn Sînâ'nm kendin i H ind 'den gelmi b ir tâcir kı-yafetine sokarak, saraya girmesi vak'ası vardır k i , öteki i k i eserde-mevcut de ildir. Hikâye, Gencîne-i hikmette oldu u g ib i , hükümdarın,kızını helvacı güzeline vermesi ile sona erer.

Bundan sonra ibn Sînâ'nın Buhara'ya seyahati anlatılır. Burada*teferruat bn Sînâ'nm Gencîne-i hikmetteki Gâzne seyahatına benzer.Meselâ bn Sînâ ehre girmeden önce, ehrin surlarını kaybeder , v.s.Nüsha, bu hikâye devam ederken, u cümleler i le b irdenbire kes i l i r :«...ve bunlar ardınca ell i dane demir ku aklı pehlivanlar, acâib garâib»canavarlara suvar olmu lar; bunun ardınca ayyarlar , el lerinde elmas,teberler i var , bel lerinde gümü ku aklar var>.

Bu kısa tah l i l göstermektedir k i , bu nüsha gerek met in , gereksehikâyelerin anlatılması bakımlarından Esrâr-ı hikmet, ile Gencîne-i hikmet'ten temamiyle ayrı olan b i r eserin nüshasıdır. O halde X V I . as-rın sonu ile X V I I . asrın ba larında, bn Sînâ'yı kahraman olarak alan,,herhalde halk arasında söylenen rivâyetleri tesbit eden, biribirinden»müstakil üç eser elimizde bulunmaktadır. Bu i k i eser bn Sînâ'nm Türkhalkının hatırasında ve muhayyilesinde gerçekten der in b i r iz b ır ak t ıını çok i y i gösteren yeni i k i de l i ld i r .