temİzlİk sektÖrÜnde İsg
TRANSCRIPT
TEMİ ZLİ K SEKTÖ RÜ NDE İ Ş SAĞ LİĞ İ VE ĞÜ VENLİ Ğ İ Dr. Ğizem Ğü lsüna
Bu rapor günümüzde temizlik sektörü çalışanlarının karşılaştığı iş sağlığı ve güvenliği risklerini ve bu
risklerin sağlık açısından olası sonuçlarını incelemektedir.
Temizlik işi; her türlü endüstriyel alanlarda, kapalı ve açık alanlarda, kamu alanlarında ve özel
şirketlerde yapılan temel hizmet sektörüdür. Günümüzde temizlik işleri daha çok küresel servis
paketlerine doğru gelişim göstermektedir. Basit temizlik işleri dışında sektörün tesis yönetimi ve
destek hizmetlerini de kapsamaya başlamıştır.
İş sağlığı ve güvenliği koşulları işçilerin çalıştığı çevreye ve işyerlerine bağlı değişmekle beraber, genel
anlamda kötü durumdadır. Bunun sebeplerinden biri temizlik işlerinin çoğunun güvencesiz iş
sözleşmelerine bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. Birçok temizlik işçisi taşeron sistemiyle alt
yüklenici tarafından işe alınıp farklı firmalarda çalıştırılmaktadır. Temizlik şirketinin işvereni
çalışanların sağlığı ve güvenliğinden sorumlu olmakla beraber, çalıştıkları çevrenin kontrolüne sahip
değildir. Temizlik işi aynı zamanda geniş yelpazede görevler içerdiği için, çalışanlar potansiyel olarak
çeşitli kimyasal, biyolojik, fiziksel ve psikososyal risklere maruz kalmaktadırlar.
Temizlik çalışanlarının maruz kaldığı tehlikeli maddeler sadece temizlik malzemelerinin içerisindeki
kimyasal bileşenleri değil, aynı zamanda kir, toz, kurum, püskürtü (aerosol) içerisinde yer alan
kimyasal ve biyolojik ajanları da içermektedir. Temizlik sırasında karşılaşılan biyolojik riskler; temizlik
sürecinde veya elektrik süpürgesiyle süpürme sırasında ortaya çıkan toz ve aerosolların içerisinde
bulunan mikroorganizmalar (bakteri, virüsler ve küfler), mantar salgıları ve bakteriyel endotoksinleri
içerirler. Kontamine kan ve diğer vücut sıvıları, ev hayvanları, kemirgen ve kuşlar ve onların dışkıları,
böceklerle temas da aynı şekilde sağlık açısından tehdit oluşturabilir.
Temizlik işindeki fiziksel tehlikeler ergonomik olmayan iş ekipmanı (elektrik süpürgelerinin kısa tutma
boruları gibi), çalışma alanı (düzgün olmayan postüre sebep olan kapalı ve dar çalışma alanları gibi),
elle yük taşıma, merdivenlerden ve yüksek platformlardan düşme, ıslak ve kaygan zemin, düşen
objeler, hareketli makine parçaları, kırık cam gibi keskin objeler, elektrik tehlikelerine bağlı gelişen
her türlü riski içerir. Düzgün olmayan postür sebebiyle sektörde en sık rastlanan sağlık sorunu kas
iskelet sistemi rahatsızlıklarıdır. Entegre hizmetler ve tesis yönetimi gibi yeni gelişen modern temizlik
hizmetlerinde çalışanların daha sofistike ekipman kullanımı sebebiyle özel eğitim ihtiyacı
doğmaktadır.
Temizlik işi çoğu zaman normal çalışma saatleri dışında yapılmaktadır. Sabah erken saatte, mesai
sonrası akşam veya gece saatlerinde, tam zamanlı işin oluşabilmesi için bölünmüş farklı vardiyaların
kombinasyonu gibi seçenekler olabilmektedir. Genel olarak emek yoğun ve çoğunlukla yalnız çalışma
içerir. İşveren ve müşterinin artan esneklik ve verimlilik istekleri karşısında temizlik çalışanları
çoğunlukla ağır iş yükü ile karşılaşmaktadırlar. Çoğu zaman güvencesiz iş sözleşmeleri veya sözleşme
yapılmadan işe alınırlar. Genel olarak kazançları ve sosyoekonomik statüleri düşüktür. İşi kaybetme
korkusu, sözleşme sorunları, eğitim ortalamasının düşüklüğü ilave stres faktörlerini oluşturmaktadır.
Sonuç olarak temizlik şirketleri zaman zaman işçi bulmakta zorlanmaktadırlar.
ÇALİŞMA KÖŞÜLLARİ VE Rİ SKLER
Süpürme, çöp boşaltma, tuvalet temizliği gibi birçok temizlik işlemi evler, ofisler, fabrikalar, okullar,
marketler, uçaklar ya da hastaneler gibi çeşitli ortamlarda yapılmaktadır. Bu sebeple temizlik
çalışanlarının karşılaştığı riskler sadece yaptıkları göreve spesifik değildir. Riskler değerlendirilirken
çalıştıkları sektör ve çevre de göz önünde bulundurulmalıdır.
1. Kimyasal Tehlikeler
Temizlik çalışanlarının toz alma, kir çıkartma, yüzey bakımı ve dezenfeksiyonu için kullandıkları farklı
temizlik ajanları kimyasal tehlikelerin kaynağını oluşturmaktadır. Maruziyeti etkileyen faktörler;
kullanılan ürünün tipine, miktarına, kullanma sıklığına ve şekline, temizlik personelinin solunum
sayısına, havalandırmanın etkinliğine, kullanılan koruyucu donanıma bağlıdır. Örneğin; asit ve bazlar
gibi bazı kimyasallar düşük konsantrasyonlarda iritan özellikleri olması yanında yüksek
konsantrasyonlarda korozif özellik kazanabilmektedir. Yine bazı kimyasallar aşırı püskürtüldüğünde
(sprey), yeterli havalandırma olmadan kullanıldığında veya sıcak yüzeylere döküldüğünde solunum
problemlerine yol açabilir. Temizlik ürünlerinin içindeki bir takım kimyasallar da yanıcı ve patlayıcı
özellik gösterebilmektedir. Belli kimyasalların yanlış kullanımı (aşırı dozda kullanma, bilinmeyen
ürünlerle karışımları, uygun olmayan temizlik metotları gibi) temizlik çalışanlarının riskini
arttırabilmektedir. Ek olarak; mesai saatleri dışında havalandırma ve iklimlendirme sistemleri kapalı
olabileceğinden çalışanların kimyasallara maruziyetinde artış olabilmektedir.
Temizlik ajanlarının yanı sıra çalışanın çıkarmaya çalıştığı kir ve toz da kimyasal (aynı zamanda
biyolojik) risk kaynağı olabilir. Bu sebeple temizlik çalışanlarının karşılaştığı kimyasal riskler
değerlendirilirken kullanılan malzemelerin içeriği kadar temizlenen kir, toz ve isin içeriği de hesaba
katılmalıdır. Temizlik işlemi sırasında açığa çıkan kimyasal tehlikenin ortaya çıkarılması bu sebeple çok
önemlidir.
1.1. Temizlik İşlemi Sırasında Ortaya Çıkan Kimyasallar
Temizlik işlemi, tozu solunan hava ile karıştırır. Bazen bu karışım çalışanları ve bina sakinlerini sağlık
problemleri ile karşı kaşıya getirebilecek düzeye ulaşabilmektedir. Tozun sadece kendi karakteristiği
toksikolojide önemli rol oynamakla beraber toz taneciklerinin içerdiği yüzlerce kimyasal ve biyolojik
aktif öğeler de önem arz etmektedir. Bu aktif öğeler vücuda tozun havalanması sonrası deri üzerine
birikmesi, gözlerin mukozal membranları, solunum sonrası akciğerlerde fagositozu ve lenf sistemine
alınması ya da yutma, sindirme gibi çeşitli yollardan girebilir.
Toz, insan deri döküntüsü, kâğıt, diğer organik partiküller ve lifler, mikroorganizmalar(bakteri, virüs,
küf), uçucu organik karışımlar (VOCs) ve yarı uçucu organik karışımlar(semi-VOCs) aynı zamanda
surfaktan, kuvars, mineraller ve diğer eser metaller gibi uçucu olmayan farklı özelliklerde partikülleri
içerir. Bazı çalışmalar ev ve iş yerlerinde bulunan tozun formaldehit ve zirai ilaç da içeren 200 VOCs
(uçucu organik karışım) içerdiğini göstermektedir.
Toz miktarı ve dolayısıyla risk seviyesi temizlik yapılan çevreye bağlıdır (ev ya da ofis ortamı gibi).
İnşaat ya da renovasyon işi yapılan sanayi alanlarında toz maruziyeti çok yüksektir. Riala’nın yaptığı
bir çalışmada toz seviyesi renovasyon veya inşaat yapılan alanlarda yeni binalara göre iki kata kadar
daha fazla ölçülmüştür. Aynı şekilde en yüksek toz seviyesi kuru süpürme işlemi yaparken ortaya
çıkmaktadır.
1.2. Temizlik Ürünlerinin İçerdiği Kimyasallar
Temizlik; hijyenik ve estetik yararlarının yanı sıra kullanılan ürünlerin içerdiği tehlikeli maddelerin
inhalasyon riski gibi tehlikeleri de içermektedir. Genel temizlik işlerinde kullanılan temizlik ürünleri
çoğunlukla cildi ve solunum sistemini tahriş eden kimyasal karışımlardan oluşurlar. Temizlik ürünleri,
ürünün fonksiyonuna bağlı olarak genelde bir ya da birden fazla aktif bileşen, su ve katkı
maddesinden oluşur.
Temizlik ürünlerinin çoğunluğunda bulunan sürfaktanlar (yüzey-aktif maddeler) temizlik çalışanlarının
cilt problemlerinin büyük kısmından sorumludurlar. Bu cilt problemlerinden biri deterjanlarla temas,
uzun süreler su ile temas ya da hava geçirmez eldivenlerle çalışma sebebiyle oluşan ellerde görülen
dermatittir. Temizlik çalışanlarının yanı sıra sağlık çalışanları ve mutfak çalışanlarında da artan mesleki
dermatozlar göz önüne alındığında, bu konuda farkındalığın arttırılması için önleme ve cilt koruma
programlarına çok ihtiyaç vardır.
Diğer aktif maddeler; asitler, bazlar, dezenfektanlar, solventler (çözücüler) ya da solüsyon içerisinde
başka maddelerle kompleks oluşturan maddelerdir. Tuvalet temizliğinde kullanılan hidroklorik asit
gibi maddeler gözlere ve cilde korozif etki gösterdiğinden en yüksek tehdidi oluşturur. Aynı şekilde
sofra takımlarını, fırın ve ızgaraları temizlemek için kullanılan endüstriyel temizlik ürünleri güçlü
bazlar içerir ve korozif etki gösterirler.
Bazı temizlik malzemelerinin içerisinde dezenfektan veya koruyucu ajan olarak formaldehit bulunur.
Affset tarafından yapılan bir araştırmada kamu alanları, evler gibi temizlik yapılan 28 bölgede havada
bulunan formaldehit miktarı ölçülmüştür. Ortalama ölçüm konsantrasyonu 1,65 mg/m3’tür bu da
temizlik çalışanlarının önemli düzeyde formaldehite maruz kaldıklarını gösterir. Affset ve Bilimsel
Mesleki Maruziyet Komitesi (SCOEL) kısa dönemli mesleki maruziyet sınırını (OEL) 0,5 mg/m3 olarak
belirlemiştir. Bu düzey, çalışanları iritan etkilere karşı ve solunumla alınacak akut maruziyete karşı
korumaktadır. 8 saatlik mesai süresince maruz kalınabilecek ortalama konsantrasyon 0.25 mg/m3’tür
bu da çalışanları formaldehitin karsiyojenik etkilerine karşı korumaktadır.
EDTA (Etilen Diamine Tetra Asetikasit) gibi kompleks oluşturabilen maddeler de cilt ve gözlerin
tahrişine neden olabilir.
Temizlik çalışanları aynı zamanda temizlik ürünlerinden açığa çıkan uçucu organik karışımlara da
maruz kalabilirler.
Ek olarak; teneke kutular içerisinde bulunan itici gaz çoğunlukla yanıcıdır ve önemli risk teşkil eder.
Temizlik ürünlerinde en fazla kullanılan katkı maddeleri güzel kokular ve parfümlerdir. Ancak bu katkı
maddelerinin bir kısmı alerjen özellik taşımaktadır. Aynı zamanda bu kokuların bir kısmı havayı
kontamine eden maddelerle reaksiyona girip ikincil ürünler ortaya çıkmasına sebep olabilirler. Bazı
kokuların içinde yer alan terpenler (özellikle kozalaklı bitkilerden üretilen hidrokarbonlar) gibi
kimyasallar oda havasında bulunan ozonla birleşerek formaldehit, hidroksil radikalleri gibi son derece
aktif ikincil ürünler oluşturabilirler. Özellikle son dönemdeki “doğal” ve “yeşil” ürünlere olan ilgi alfa-
pinen, limonen, delta-carene gibi terpenlerin temizlik ürünlerinde kullanımını arttırmıştır. Ulusal
Mesleki Emniyet ve Sağlık Enstitüsü (NIOSH) tarafından yapılan bir araştırmaya göre çam kokulu
temizlik malzemelerinde sıkça kullanılan alpha-terpineol; ozonla reaksiyona girerek gaz fazında veya
yüzeylerde birçok oksijenize organik bileşiğe dönüşmektedir. Alpha-terpineol artış gösteren mesleki
astımın ortaya çıkmasından sorumlu olan ve duyarlı hale getiren, tahriş eden kimyasalları oluşturur.
Genel olarak temizlik ürünlerindeki satüre olmayan organik bileşenler; ozon, hipoklorit, nitrojen oksit
gibi oksidanlarla reaksiyona girerek dolaylı kirliliğe yol açabilir.
Temizlik ürünlerinin uçucu olmayan bileşenleri de solunumla vücuda girebilir. Temizlik işleminin
kendisi sıvı ve katı bileşenlerin havaya karışmasına ve aerosol oluşmasına yol açar. Temizlik
ürünlerinin kalıntıları abrazyon gibi sebeplerle tekrar oda havasına karışıp asılı kalabilirler.
Son olarak temizlik ürünün miktarı, uygulama sıklığı gibi kullanma şekilleri de önemlidir. Asit ve bazlar
gibi bazı kimyasallar düşük konsantrasyonda tahriş edici olsalar da yüksek konsantrasyonlarda korozif
etki gösterebilirler. Ayrıca kimyasalların yangınlara, patlamalara ve çevre kirliliğine sebep
olabilecekleri de göz önünde bulundurulmalıdır.
1.3. Maruziyet Yolları
Kimyasal bileşenler özelliklerine ve kullanım şekillerine göre (sıvı, gaz vs.) vücuda farklı yollardan
girebilir. Vücut içerisine nefes alarak solunum sistemi aracılığıyla, gözler ve ciltle direkt temasla ya da
kazara yutarak girebilirler.
Cilt yoluyla:
Temizlik ürünleri ile temasın en çok oluştuğu bölge ellerdir. Tahriş eden ve toksik özelliklerinin yanı
sıra temizlik ürünleri cildin doğal bariyerini kıran maddeler içerebilirler. Bununla beraber sıklıkla suya
maruz kalmak da cildin savunma mekanizmalarını bozarak, geçirgen hale getirerek diğer kimyasal
maddelere daha duyarlı olmasına yol açar. Cildin zarar görmüş doğal savunması iritan kontakt
dermatit oluşumuna yol açabilir. Eldivenler cildi sudan ve kimyasal ajanlardan korusa da cildin hava
almasına izin vermiyorlarsa paradoksik olarak cilt sorunlarına yol açabilir. Lateks eldiven kullanımı
cildin lateks alerjisine karşı bir risk faktörü oluşturabilir. Ek olarak; pratikte uygun olmayan
eldivenlerin kullanımı veya uygun olan eldivenlerin yanlış ve çok uzun süreler kullanımı da kendi
başına risk oluşturabilir. 89/656/EEC Direktifine göre diğer koruyucu ekipmanlar gibi eldivenler de
seçim ve kullanımı öncesi değerlendirilmelidir. Dermal riske karşı düzenli eğitimlerin yanı sıra risk
altındaki çalışanların farkındalığının arttırılması ve beraberinde kullanılacak koruyucu kremlerin etkisi
kanıtlanmıştır.
Ofis temizliği
Temizlik endüstrisindeki ıslak çalışmayı (wet work) inceleyen bir araştırmaya göre; ofis temizliği ıslak
çalışma olarak değerlendirilmiştir. Ofis ortamında yapılan ana temizlik işleri; yer, tuvalet, mobilya, çöp
kutusu temizliğidir ve bunların %50’den fazlası ellerin suya ve diğer cildi tahriş eden maddelere
(asitler, alkalinler, solventler gibi) maruz kaldığı ıslak çalışma işidir. Tahriş edici ve alerjen maddeler
içeren ürünler günlük olarak kullanılır ve çoğu zaman cilt teması oluşur.
Solunum yoluyla:
Daha önce bahsedildiği gibi temizlik çalışanları temizlik işlemi sonucu havaya karışan toz ve diğer
parçacıkları, temizlik ürünlerinin içeriğini ve ortamdaki maddelerle temizlik ürünlerinin oluşturduğu
sekonder maddeleri soluma riskine maruz kalırlar.
Bazı durumlarda temizlik çalışanları farklı temizlik ürünlerini karıştırarak son ürünü elde ederler.
Bunun en yaygın kullanılanı amonyakla çamaşır suyu karıştırılarak yer temizleyici ürün elde
edilmesidir. Bu işlem ise klorin ve kloramin gibi tehlikeli gazların ortaya çıkmasına ve acil müdahale
gerektirebilecek ciddi akut respiratuar problemlere sebep olabilir.
Medina-Ramon ve ekibi ev temizliği yapan çalışanlarda oluşan obstruktif akciğer hastalığı ile
kullanılan çamaşır suyu, yağ çözücü, oda spreyleri gibi temizlik ürünleri arasındaki bağlantıyı ortaya
koymuştur. Ev temizliği yapan astım veya kronik bronşiti olan kadın çalışanlarda belli başlı iritan
temizlik maddelerinin alt solunum yolu semptomlarını arttırdığı sonucuna varmışlardır.
2004 yılında Nazaroff ve Weschler astım ve alerji bağı bulunan 13 temizlik ajanını belgelemişlerdir.
Bunlar arasında temizlik çalışanlarında solunum sorunlarına yol açan asıl maddeler; aktif madde
olarak etanolamin içeren halı şampuanı ya da yer temizleyiciler olarak belirlenmiştir. Aynı
araştırmacılar İspanya, Finlandiya, Brezilya ve Amerika Birleşik Devletlerinde yaptıkları çalışmada
temizlik çalışanlarında mesleki astım prevalansının artışta olduğunu ortaya koymuşlardır. Zock J.P. ve
ekibinin yaptığı çalışmada da görüldüğü üzere yaygın temizlik spreylerinin sık kullanımı yetişkin astım
için önemli bir risk faktörüdür. Profesyonel olmayan ev temizliği için yapılan risk değerlendirmesinde;
cam, mobilya temizliği, oda kokusu için kullanılan spreyler en tehlikelileridir. Sprey formunda
kullanılmayan temizlik ajanları ile astım arasında bir bağ bulunamamıştır.
Sonuç olarak çalışanın sağlığına gelecek tehlike; temizlik malzemelerinin içeriği kadar, kullanma şekli
de olduğu için uygun koruma önlemleri geliştirilirken bunların beraber değerlendirilmesi
gerekmektedir.
Hastane Temizliği
Hastane temizliği; dezenfektanları da içeren çeşitli temizlik ürünleriyle, hastaları ve çalışanları
tehlikeye sokabilecek enfektif mikroorganizmaların oluşumunu engellemek ve hijyenik ortamı
korumak için sık aralıklarla yapılan temizleme işlemi ile karakterizedir. Mikroorganizmaları öldürmek
için kullanılan dezenfektanlar; formaldehit, sodyum hipoklorit ya da benzalkonium klorit gibi aktif
bileşenlerin oluşumu ile ciddi sağlık problemlerine yol açabilirler. Bu maddeler hem ciltle temasta
korozif etki gösterirler hem de uzun dönemde kronik sağlık problemlerine sebep olurlar.
Bello ve ekibinin yaptığı çalışmada yaygın temizlik görevlerinin solunum açısından potansiyel riskleri
kalitatif olarak değerlendirilmiş ve “düşük”, “orta” ve “yüksek” tehlike şeklinde sınıflandırılmışlardır.
Yer temizliği görevleri solunumsal maruziyet açısından düşük tehlike düzeyi kategorisinde; cam ve
ayna, tezgah ve lavabo, tuvalet temizliği orta tehlike düzeyi kategorisinde sınıflandırılmıştır.
Sökme, cilalama, parlatma gibi yer yüzeyini tamamlayıcı işlemler; kullanılan malzemelerde çok
miktarda VOC’lar (volatil organik madde) olmasından ve parlatma/cilalama makinelerinin çalışma
sırasında toz ve partikülleri tekrar havaya kaldırması sebebiyle yüksek inhalasyon riski taşıyan
kategoride sınıflandırılmıştır.
Cilt teması açısından değerlendirildiğinde ise yer temizliği en düşük riske sahipken, malzemelerin
sprey şeklinde kullanılması sebebiyle ayna/cam, lavabo, tuvalet temizliği en yüksek risk
kategorisindedir.
2. Biyolojik Tehlikeler
Temizlik çalışanları kimyasal tehlikelerin yanı sıra temizlik işlemi sırasında ortaya çıkan toz ve
aerosolların içinde bulunabilen bakteri, virüs, küf gibi mikroorganizmalara ve bunların salgılarına,
bakteriyel endotoksinlere maruz kalabilirler. Biyolojik ajanlara maruz kalma yolları da kimyasal
ajanlarla aynıdır. Ana bulaş yollarını; solunum, cilt teması ve kazara yutma oluşturur.
Küfe maruziyet; özellikle toz tutucuların filtrelerinin temizliği/boşaltılması sırasında gelişir. Küf ve küf
sporlarına maruziyet çalışanların sağlığında olumsuz etkilere yol açmaktadır. En sık görülen
rahatsızlıklar arasında alerjik hastalıklar, astım ve diğer solunum yolu hastalıkları, burun-göz- boğaz
iritasyonları, fungal enfeksiyonlar ve hasta bina sendromu bulunmaktadır.
Hepatit A gibi virüslere ve E. Coli gibi bakterilere maruziyet; kontamine yıkanmamış eller, kontamine
eldivenlerin ağıza teması ile fekal-oral transmisyonla oluşabilir. Krüger’in 1993’te yaptığı çalışmanın
sonucuna göre Hepatit A prevelansının en çok görüldüğü grup hastane ve kreş/anaokulundaki
temizlik çalışanlarıdır. Yine bir bakım evinde Norovirüs salgınında yapılan çalışmada temizlik
çalışanlarının sağlık çalışanları kadar enfeksiyon riski altında olduğu bulunmuştur. Salmonella ve
Campylobakter enfeksiyonları direk temasla, hayvanların bulunduğu bölgenin temizliği sırasında
enfekte hayvanlar veya dışkılarıyla temas sırasında gelişebilir. Örneğin; güvercin tüyleri ve dışkılarının
bulunduğu bölgeyi temizleyen çalışanlar birçok değişik hastalığa yol açabilecek (psittakoz, tüberküloz,
salmonella gibi) bakterilerin bulaş riski altındadırlar. Düzenli ve efektif el yıkamanın
mikroorganizmaların yayılmasını engellediği, grip virüsü ve diğer influenza türleri de dahil olmak
üzere kontaminasyonu azalttığı gösterilmiştir.
Temizlik sırasında özellikle biyoaerosollar oluştuğunda inhalasyon; bakteri ve virüslerin muhtemel
bulaş yollarından biridir. Örneğin Legionella; Pontiac ateşine ve Lejyoner hastalığına sebep olan
toprakta ve suda düşük konsantrasyonlarda bulunabilen bir bakteridir. Vücuda bakteriyi içeren mist
damlacıklarının solunması yolu ile girebilir. Sprey cihazları ile temizlik yapmak (basınçlı su spreyleri
gibi) solunabilir bu tarz mist damlacıkları oluşturabilirler. Legionella suda 20 ila 50 santigrat derece
arasında üreyebilir.
Temizlik çalışanları kanda ve vücut sıvılarında bulunan biyolojik ajanlara da maruz kalabilirler. En çok
risk altındaki temizlik çalışanları hastanelerde, bakım evlerinde, klinik ve laboratuvarlarda
çalışanlardır. Temizlik çalışanları için en tehlikeli biyolojik ajanlar HCV, HBV, HIV-1, HIV-2 gibi kan
yoluyla taşınan virüslerdir.
Kan yoluyla taşınan patojenler; kan ve vücut sıvılarının cilt bütünlüğü bozulmuş bir bölge, vücut
boşluklarını çevreleyen mukoz membranlar (burun ve gözler gibi) ya da iğne batması ile direkt kan
dolaşımına ulaşması ile bulaşabilir. HIV’in bulaş yolu kan olduğundan ortak tuvalet ve lavaboları
temizleyen, kan temizliği yapan, tıbbi atık teması olan çalışanlar risk altındadır ve koruyucu eldiven,
sıçramalara karşı koruyucu ekipman (koruyucu gözlük, maske gibi) giymelidirler. Ek bir koruma
önlemi Hepatit B gibi kan yolu ile bulaşan virüslere karşı aşılamadır.
3. Fiziksel Çalışma Koşulları
Temizlik sırasında karşılaşılan fiziksel tehlikeleri merdiven veya yüksek platformlardan düşme, ıslak,
kaygan zeminler, düşen objeler, hareket eden veya dönen makine parçaları gibi sadece temizleme işi
değil aynı zamanda çalışılan ortamın da getirdiği riskler oluşturur. Parlatıcılar (buffers), moplar ya da
süpürme aletleri gibi iş ekipmanlarının tehlikeleri kullanılan aletin çalışana uyumuna
bağlıdır(antropometri, fiziksel güç açısından). Aksi takdirde kas iskelet sistemi rahatsızlıkları ile
sonuçlanabilir. Diğer fiziksel risk faktörü temizlenen çevrenin yapısına bağlıdır; çalışanların kaldırmak
durumunda kaldığı mobilyaların ağırlığı, dizaynı gibi.
3.1. Posturel ve Ergonomik Risk Faktörleri
Temizlik çaba gerektiren ve iş yükü yoğun bir meslektir. Temizlik çalışanlarının çoğu bir iş günü
içerisinde birçok farklı türde görev yerine getirirler. Bu ne kadar değişken görev ve postür anlamına
gelse de bunlar genellikle kısa sürelerle devamlılık göstererek sık ve tekrar eden hareketler özelliğini
alır. Temizlik işlerinin kardiyopulmoner ve muskuloskeletal sistem için zorlayıcı ve yorucu olduğu
tespit edilmiştir. Temizlik işindeki asıl ergonomik risk faktörü postürel yüklenmedir.
Temizlik çalışanları genelde öne doğru eğilerek ve sırtlarını bükerek çalışırlar. Gün içerisinde çok
sayıda tekrarlayan hareket yaparlar. Mesela yer silme (mopping) sırasında kolların aşırı miktarda
statik ve dinamik güç altında kalması olağandır. Bu tarz musküler hareketler kas yorgunluğuna ve kas-
iskelet sistemi rahatsızlıklarına sebep olabilir.
Temizlik çalışanları tarafından taşınan yüklerin ağırlığı da değerlendirilmesi gereken önemli bir risk
faktörüdür. En ağır kaldırma ve taşıma aktiviteleri mobilya ve yer parlatma makinelerinin
taşınmasıdır. Kaldırma ve taşıma işleminin probleme sebep olmasının asıl sebebi işlem sırasında
oluşan uygunsuz postürlerdir.
Kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarına sebep olan temizlikle bağlantılı temel ergonomik risk faktörleri:
Uzanma ve eğilme sırasında dar alanlarda çalışırken girilen uygunsuz çalışma postürleri
Aşırı güç kullanılması gereken uygulamalar (ovma, sıkma, temizlik makinelerinin taşınması
gibi)
Bazen bir saate kadar süren tekrarlayan hareketlerin yapılması ve yetersiz dinlenme süreleri
Yüklerin kaldırılması ve taşınması (özellikle endüstriyel temizlik sektöründe)
Statik iş yükü (toz almak için kollar omuz üstünde uzun süre boyunca çalışmak, yüksek
basınçlı su spreyi ekipmanının kullanılması gibi.)
Kullanılan ekipmanların ergonomik özelliklerinin yetersiz olması.
Temizlik çalışanları türlü risk faktörlerinin kombinasyonuna maruz kalırlar. Yukarda bahsedilen
ergonomik risklere ek olarak temizlik işi; aşırı iş yoğunluğu, iş yükü, zaman baskısı altında çalışma,
kötü iş organizasyonu, işe ayak uydurmada güçlükler, aşırı psikolojik baskı gibi özellikleri de
barındırmaktadır. Bu faktörlerin hepsi kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarının oluşumunda yer
almaktadır.
Spesifik Sektörler
Okullar
Aickin’in okul temizlikçileri üzerinde yaptığı araştırmaya göre; çalışanların maruz kaldığı fizyolojik
baskı en fazla ovalarken ortaya çıkmakta, bunu takip eden aktiviteler sırasıyla yer silme (mopping),
süpürme, ofis temizliği ve tuvalet temizliğidir. Açık alanda ve kapalı alanda yapılan temizlik işlerinin
risk seviyeleri arasında da anlamlı bir fark gözlenmiştir. Açık alanda yapılan temizlik işlemleri daha
ağır yüklerin kaldırılması ve taşınmasını aynı zamanda temizlik ekipmanlarının düz olmayan zeminde
ve merdivenlerde taşınmasını gerektirmektedir.
Oteller
Otel yönetimindeki yeni pazarlama stratejileri sebebiyle otel temizlik çalışanlarının iş yükünde artış
meydana gelmiştir. Odalara yerleştirilen kahve makinaları, kozmetik tepsileri, yiyecekler, ütü masaları
her seferinde kontrol, düzenleme ve temizlik gerektirmektedir. Ek olarak; daha büyük yataklar ve üç
kat çarşaf kullanımına yönelim olması çalışanları fiziksel olarak baskı altına almaktadır. Yapılan
araştırmalarda otelde çalışan temizlikçilerin çarşaf takmak için her odada yatağı ortalama sekiz kere
kaldırdıkları görülmüştür. Aynı zamanda yatak boyutlarının büyümesi sebebiyle çalışanlar yatakları
artık daha yükseğe kaldırmak zorundadırlar. Otel temizlikçilerinin karşılaştığı diğer sorunlar ise
dekorasyona dahil olan aynalar, ulaşılması güç mobilyalar ve toz toplayan gözenekli yüzeyler olarak
sıralanabilir.
Kullanılan ekipmana ve çalışılan binanın yapısına bağlı ergonomik risk faktörleri
Vakumlama ve parlatma makinelerinin kaldırılması, taşınması, uygun olmayan şekil ve büyüklükteki
tutma kolları ve ihtiyaçları yönünde adapte etme konusundaki zorluklar temizlikçiler açısından
düşündüren asıl problemleri oluşturmaktadırlar. Bu problemler ergonomik olmayan eklem açıları ile
uygunsuz çalışma postürlerine neden olabilir. Kullanılan ekipmanın türüne göre gerekli kuvvetler de
değişmektedir; toz kontrol mopu temiz yüzeyde minimal güç gerektirirken, ıslak mop kirli bir yüzeyde
çok daha fazlasına ihtiyaç duyacaktır. En fazla güç gerektiren işler olarak; temizlik malzemelerini
çekmek için kullanılan servis arabaları bulunmuştur. Woods ve Buckle’ın araştırmasına göre temizlik
ekipmanının çalışanların fiziksel karakteristik ve kapasitelerine çoğu zaman uyum sağlamaması ve
kullanılması gereken ortamın özellikleri (örneğin; temizlik ekipmanının stok miktarı, düşük
performanslı makineler, kapalı ve dar alanlarda çalışma, eldiven gibi temel iş aksesuarlarının eksikliği
gibi) işin tamamlanmasını daha da zorlaştırmaktadır.
Aynı zamanda uygunsuz makine bakımları da risk faktörü olarak belirlenmiştir. Makine bakımlarının
ihmal edilmesi durumunda çalışanların büyük çoğunluğu; özellikle parlatma (buffer) makinelerini
çalıştırırken sıçrama (jerk) yaptığını ve bunu fiziksel güç kullanarak kontrol ettiklerini
belirtmektedirler. Bunun yanında artmış vibrasyon (titreşim) not edilmiştir. Temizlik ekipmanlarının
kullanımı fiziksel güç gerektirdiği için boyun, omuz, dirsek, sırt ve dizlerde rahatsızlıklara yol
açmaktadır.
Sonuç olarak kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının oluşumundaki önemli risk faktörü; temizlik
ekipmanın uygunsuzluğu ve son kullanıcıdan yeterli görüş alınmadan tercih edilmesidir.
3.2. Titreşimler
Yerleri temizlemek için kullanılan elektrikli aletler, yer parlatma makineleri ve diğer elle tutulan
elektrikli ekipmanların temizlikçileri el-kol titreşimlerine maruz bıraktığı hususunda bilimsel kanıtlar
vardır. Bu titreşimler özellikle statik kas yüküyle birleştiğinde kas iskelet sistemi sorunlarının yanı sıra
nörolojik ve lokomotor fonksiyonları bozarak uzun vadede üst ekstremitenin el-kol vibrasyon
sendromları gibi bozukluklara yol açmaktadır. El-kol vibrasyon sendromları (HAVS) terimi; dayanılmaz
ağrı, hissizlik, uyuşma, hareket kısıtlaması, eklem ağrıları, karpal tünel sendromu, Raynaud hastalığı
(“beyaz”, “mavi”, “ölü” parmak hastalığı) gibi geniş bir spektrumdan rahatsızlıkları içermektedir.
Bu rahatsızlıklar için risk seviyesi kullanılan makinenin özelliklerine ve ne kadar süre ile kullanıldığına
bağlıdır. Ancak yapılan araştırmalarda titreşim maruziyeti makinelerin dizaynından çok yanlış kullanım
ve makinelerin bakımsız olması sebebiyle artmaktadır.
3.3. Gürültü
Temizlikçilerin gürültü maruziyetini araştıran çalışmalarda gürültü seviyesi Avrupa Direktifleri’nde ön
görülen günlük 85 desibel sınırını aşmadığı görülmüştür. Ek olarak; Woods ve Buckle’ın iki yıl süreyle
yaptığı araştırma sonucunda parlatma (buffing) makinelerini kullanan çalışanların makinenin ürettiği
ses sebebiyle yaklaşan kişi ve cisimleri duyamadıkları ve bu sebeple çarpışmalar yaşadığını görmüştür.
3.4. Kayma, takılma ve düşmeler
Kayma, takılma ve düşmeler bu sektörde en sık rastlanan kazalardır. Bu kazalara sebep olan temel
faktörler:
Bakımı yapılmamış merdivenler
Yüksekte çalışma (ör: merdiven üzerinde)
Düşük kayma rezistansı ile yer temizliği yapma
Islak ve kirli yüzeyler
Ayakkabı tabanının aşınması
Yol üzerindeki öngörülemeyen engeller (alçak mobilya, çöp kutusu, kablolar gibi)
Yetersiz aydınlatma
Güvenlik işaretlerinin olmaması
Temizlik sektöründeki düşmelerin büyük çoğunluğunu sırasıyla; yüksekten düşme ve aynı seviyeden
düşmeler oluşturmaktadır. Sürekli sakatlıkların %20’den fazlasını kaymalar, takılma ve düşmeler
oluşturmaktadır. Bu düşmelerin neredeyse yarısı merdivenlerde gerçekleşmektedir. Bunlar da
çalışanlar ya merdivenleri temizlerken ya da merdivenlerde eşya taşırken meydana gelmektedir.
Diğer vakalar raf veya pencere temizlerken kullanılan seyyar merdiven üzerinden düşmeler şeklinde
meydana gelmiştir. Seyyar merdiven kullanmadan önce ayakların kaygan olmadığını, bakımının
yapılmış ve iyi durumda olduğunu kontrol ederek, düzgün pozisyonda güvenli bir şekilde kullanmak
önemlidir. Seyyar merdiveni cam panel veya ağaç gibi stabil olmayan yüzeylere dayamak temizlikçileri
riske atar. Aynı zamanda seyyar merdiven kullanırken kavraması iyi olan uygun ayakkabılar giymek de
önemlidir. Ek olarak; seyyar merdivenlerin acil çıkış yolu, bina merdiveni gibi yürüme yollarını bloke
eden yerlerde kullanılması gerektiğinde ev sahibi şirket ile temizlikçiler arasında iyi bir koordinasyon
gerekmektedir.
Kayarak ve takılarak düşmeler ise yer seviyesinde ıslak ve kaygan yüzeyler yüzünden, eşya taşıma
sırasında ve yürüme yolu üstünde beklenmeyen engeller olduğunda oluşmaktadır.
3.5. Elektriksel tehlikeler
Hasarlı elektrikli alet ve ekipmanlar, kablolar, elektrik priz ve fişleri ya da transformatörler elektriksel
tehlikeleri oluştururlar. Doğru ekipman seçiminden sonra riskleri minimal düzeye düşürmek için
aletlerin düzenli bakımlarının yapılması gereklidir. Vakumlama ve parlatma makineleri gibi temizlik
ekipmanlarının elektriksel tehlikelerini denetlemek için Yıllık Portatif Elektrikli Alet Denetimi (PAT-
Annual elektrical Portable Appliance Testing) kullanılabilir. Döner diskli makineler gibi kablo hasarının
sıkça meydana geldiği yüksek riskli aletler için her kullanım öncesi kabloların görsel olarak kontrolü
gereklidir. Ek olarak; temizlik çalışanları ekipmanı kullanmadan önce herhangi bir hasar için kontrol
etmeli ve ekipmanı kullanmak için gerekli eğitimi almış olmalıdır.
3.6. Termal olarak uygunsuz ortamlar
Genelde restoran mutfakları, çamaşır odaları gibi sıcak ortamlarda ısı stresi oluşabilir. Sıcak ve nemli
atmosferlerde çalışma; cilt ve kıyafetlerin buharlaşmayan ter sebebiyle nemli kalması sonucu ısı
ürtikerine (heat rash) yol açar. Olası semptomları; kaşınma, batma hissi, kırmızı nokta kümeleridir.
Ürtiker cildin küçük bir bölümünü ya da tamamını kaplayabilir. Eğer ürtiker vücudun büyük bölümünü
içeriyorsa, terleme mekanizmasında bozulma olduğu düşünülebilir. Bu da sıcak ortamlarda çalışma
kapasitesini düşürecektir. Terleme mekanizmasının bozulması aynı zamanda ter retansiyon sendromu
gibi sistemik etkilere de yol açabilir. Daha hafif düzeyde ısı maruziyeti özellikle aşırı kilolu ve diyabetik
bireylerde intertrigo (katlanan ciltte gelişen dermatit), cilt maserasyonu (cilt bariyerinin bozulması) ve
üstüne eklenen bakteriyel ya da fungal enfeksiyonlara sebep olabilir.
Cildin sıcak obje ve yüzeyler gibi dış ısı kaynakları ile direk teması yanıklar ve ısı ürtikerleri gibi mesleki
termal kazalarla sonuçlanabilir. Isı ürtikeri cildin ısı ile direk teması sonrası oluşan iyi demarke
ürtikeryal lezyon halinde kendini gösterir.
4. İş Organizasyonu ve Psikososyal Faktörler
İş organizasyonu, çalışma saatleri, iş yükü ve yoğunluğu, tekrarlama gerektiren görevler, iş üzerindeki
kontrol, işten çıkarılma korkusu, sosyal ilişkiler ve destek, eğitim ve kariyerini geliştirme imkanları ve
stres yönetimi temizlik çalışanları için genel olarak psikososyal risk faktörlerini oluşturur.
İş organizasyonu: esneklik ihtiyacı
1960’lardan itibaren işletmeler temizlik işini çoğunlukla dış kaynaklardan (taşeron) temin
etmektedirler. Sektördeki taşeronlaşma ve rekabet daha ucuz ve esnek hizmet vermeleri hususunda
şirketler üzerine artan bir baskı oluşturmaktadır.
Bu esnekleşmeye organizasyonun farklı noktalarında rastlamak mümkündür. Örneğin işe alım
sırasında (süreli iş sözleşmeleri, geçici dönem işe alım gibi), çalışma zamanının düzenlenmesinde
(vardiya, part-time, mesai gibi), müşterinin ihtiyaçlarına uygun şekilde yapılacak görevlerin
tanımlanmasında karşımıza çıkmaktadır.
Çalışma saatleri
Munar Suard ve ekibinin yaptığı çalışma; sabah erken saatlerde ve akşam geç saatlerde olan atipik
çalışma saatlerinin işçinin iş-hayat dengesi açısından oldukça sakıncalı olabileceğini göstermiştir.
Akşam vardiyaları aktif sosyal hayatı zorlaştırırken, çalışanlarda sosyal hayatlarının üzerinde kontrol
sahibi olmadıkları hissini oluşturmaya başlar. Bu durum rastgele veya geçici işler gibi sabit ve güvenli
olmayan işe alımlarda daha da artmaktadır. Bunun yanı sıra kötü uyku, bozulmuş sosyal ve aile hayatı,
düzensiz ve sağlıksız öğünler gibi işçinin sağlığında yan etkilere de sebep olmaktadır. Atipik çalışma
saatleri olan işçilerin sıkça şikâyetçi olduğu bir durumsa kronik yorgunluktur. Bozulmuş vücut
biyoritmi uykusuzluk ve kronik yorgunlukla birleştiğinde; sabah saatlerinde efektif çalışmanın
azalmasına yol açmaktadır. Özellikle gece vardiyası çalışanların biyoritminin değişmesine sebep
olmaktadır. Aynı zamanda gündüz çalışanlarla karşılaştırıldığında gece ve akşam çalışanlarında
yaralanma sıklığı da artmış bulunmaktadır. Bunun sebebinin ise kronik yorgunluk ve uzun çalışma
saatlerinin işçinin davranış ve dikkati üzerine etkili olması olarak düşünülmektedir.
Tekrarlı işler
Tekrarlı işlerin uzun süreler yapılmasının kas iskelet sistemi bozukluklarına sebep olduğu bilimsel
olarak kanıtlanmıştır. Woods ve Buckle tekrarlı işlerin yaptığı hasarı azaltmak için yapılan iş türlerinin
değiştirilerek, rotasyonlu şekilde yapılmasını veya tekrarlı işlerin daha kısa sürelerde ve daha küçük
yüzeylerde yapılmasını önermektedirler. Mesela fiziksel olarak zorlayıcı işler bir gün yerine bir hafta
içinde tamamlanacak şekilde planlanabilir. Diğer bir alternatif ise temizlenecek alanı farklı temizlik
çalışanlarına dönüşümlü olarak temizletmek olabilir.
Planlanmamış durumlar
Temizlik çalışanları bazen beklenmeyen durumlara göre adapte olmak ve işlerini modifiye etmek
zorunda kalabilmektedir. Buna yol açan başlıca sebepler; son dakika görevleri, öncelik listesinde
değişiklikler, yöneticilerden gelen uyuşmayan emirler, işe gelmeyen diğer çalışanlar, iş hakkında fazla
bilgisi olmayan ve desteğe ihtiyacı olan yeni işe girenler olarak sıralanabilir.
Görev hakkındaki belirsizlikler, uyuşmayan roller
İş gerginliği açısından karar serbestliği iş yükünden daha belirleyici bir faktördür. Eşit miktarda sosyal
destek ve aşırı iş yüküne sahip çalışanlar karşılaştırıldığında; yapılacak iş hakkında karar verme
serbestliğine sahip işçilerin stresinin iş üzerinde daha düşük otonomiye sahip işçilerden daha az
olduğu görülmektedir.
İş güvencesinin olmayışı
Ortalama olarak temizlik işçilerinin eğitim seviyelerinin düşük olduğu gözlemlenmektedir bu da
rahatça iş değiştirme olanaklarını kısıtlamaktadır. İş pazarında sabit olmayan işler ve sektörün
ekonomik olarak aşırı baskı altında olması sebebi ile (taşeronlaşma, yüksek rekabet gibi) çalışanlar
daha iyi çalışma ortamı ve daha iyi maaş isteyebilecek pozisyonda hissetmemektedirler. Atipik
çalışma saatlerini ve sabit/süresiz olmayan iş sözleşmelerini kabul etmek zorunda kalmaktadırlar.
Sosyal ilişkiler ve destek
Temizlik çalışanları genelde yalnız çalışırlar. İş arkadaşları ve yöneticilerinden aldıkları sosyal destek
yetersizdir. Ev sahibi işyerinin personelinden, işyerinde bulunan diğer kişilerden (hastanedeki hastalar
gibi), toplumun genelinden saygı görmemeleri ve öğrenciler gibi cep harçlığı kazanmak için temizlik
işini geçici süreli ve yarı zamanlı yapan iş arkadaşları temizlik çalışanlarının mutluluğunu ve akıl
sağlığını etkileyen faktörlerdendir.
Yalnız çalışma
Temizlikçiler genelde yalnız çalışırlar ve her biri spesifik bir bölgeden sorumludur. Yalnız çalışma;
izolasyon hissini arttırır, aidiyet duygusu gelişimini köreltir ve iş arkadaşları ile güven içeren ilişkilerin
oluşma ihtimalini azaltmaktadır. Gamperiene ve ekibinin çalışmasında günde birden daha az sıklıkla
gerçekleşen iş arkadaşı iletişiminin çalışanlardaki akıl sağlığı problemleri ile bağlantısı bulunmuştur.
Çalışma arkadaşlarının desteği
Fazla miktarda yalnız çalışma ve çalışanların sıklıkla değişimi (high staff turnover) sektör
karakteristiklerini oluşturduğundan temizlik çalışanları iş arkadaşları ile iyi sosyal ilişkiler kurma
şansını genelde bulamamaktadırlar. Seifert’in çalışmasına göre; iş güvencesinin olmayışı ve iş
yoğunluğu, çalışanlar arasında kendilerini korumak için bozulmuş sosyal ilişkilere sebep
olabilmektedir. Çalışanlar arasında tansiyonu yükselten diğer bir durum ise; işe gelmeyen (hastalık
veya kişisel sebepler gibi) çalışma arkadaşının işini de yapmaları gerektiği için fazla miktarda iş günü
kaybı olan kişilerin olmasıdır.
İş yoğunluğunun fazla olması sebebi ile (zaman baskısı, sıkça yaşanan personel azlığının sonucu
olarak) temizlikçiler işi zamanında bitirebilmek adına arkadaşlarından yardım alma veya yardım etme
şansını bulamamaktadırlar.
Yöneticilerin desteği
Çalışanlarla yöneticileri arasında iyi bir ilişki olması aşağıdaki bazı faktörleri temel almaktadır;
İşin özelliklerini bilen süpervizörler
Sektörün çalıştığı sosyoekonomik düzeyin zorluklarının karşılıklı olarak tanınması ve
paylaşılması
Süpervizörlerin özeleştiri yapmaktan korkmaması ve yönetme yeteneklerinin olması ve
bunun yanında yöneticilerine saygı gösterme kabiliyetini gösterebilecek çalışanlar olması
Gampierene ve ekibinin yaptığı çalışmaya göre çalışanların mental sağlığı; zaman baskısı, iş üzerindeki
kontrol ve bilgi eksikliğinden çok süpervizörün yönetim şekline ve iş arkadaşları ile iş birliğine bağlıdır.
Müşteriler/ Ev sahibi şirketle ilişkiler
Müşteri ile ilişkilerdeki en önemli stresörlerden biri müşterinin bazı zamanlarda temizlikçilere saygısız
davranmasından kaynaklanmaktadır. Bu da işin tanınmaması ve düşük sosyal statü ile bağlantılıdır.
Buna ek olarak müşterinin direk istekleri üzerine temizlik çalışanları bazen görev tanımlarında
olmayan işleri de yapmak durumunda kalmaktadırlar. Farklı hiyerarşik seviyelerden gelen uyumsuz
istekler temizlikçilerin görevlerini öngörmeleri ve planlamalarını zorlaştırmaktadır. Ayrıca müşteriden
gelen şikâyetler adil olsun ya da olmasın çalışan için ciddi stres faktörlerindendir.
Zayıf sosyal takdir
Krüger ve ekibinin çalışmasına göre profesyonel temizlik herkes tarafından nasıl yapılması gerektiği
bilinen vasıfsız iş olarak düşünülmektedir. Alınamayan toplum takdiri temizlikçilerde iş
motivasyonunu ve meslek kimliğini olumsuz yönde etkilemektedir.
İşin yeterli takdir almaması çalışanların memnuniyetini azaltarak, strese sebep olmakta ve sonuç
olarak mental ve fiziksel sağlığın bozulması ile sonuçlanmaktadır.
5. Temizlik Sektöründe Sağlık Sorunları
Bilimsel çalışmalarda temizlik çalışanlarını etkileyen sağlık problemleri aşağıda sıralanmıştır;
Muskuloskeletal bozukluklar (sırt ağrısı, omuz ve kollarda çekilmeler, eklem ağrıları vs.)
Cilt rahatsızlıkları (dermatitler vs.)
Solunum bozuklukları (üst havayolları vs.)
Dolaşım bozuklukları (kardiyovasküler rahatsızlıklar vs.)
Yaralanmalar (iğne batmaları vs.)
Gastrointestinal şikayetler
Enfeksiyonlar
Metabolik bozukluklar
Üriner bozukluklar
Hepatit
Göz semptomları
Genel sağlık bozukluğu, stres, uyku bozuklukları
Kanserler
5.1. Muskuloskeletal bozukluklar
Mesleki kas iskelet sistemi rahatsızlıkları; birincil olarak yapılan işin etkisiyle ortaya çıkan veya
kötüleşen ya da işin yapıldığı çevrenin etkileri ile kaslar, eklemler, tendonlar, ligamanlar, sinirler,
kemikler ve lokalize dolaşım sistemi gibi vücut yapılarının bozulmasıdır. Kas iskelet sistemi
rahatsızlıklarının semptomları ağrı, hissizlik, uyuşma olabilir.
Kas iskelet sistemi rahatsızlıklarının oluşmasında rol oynayan potansiyel faktörler:
Fiziksel faktörler:
Güç kullanımı, kaldırma, taşıma, çekme, itme, alet kullanımı gibi
Tekrarlayan hareketler
Uygunsuz ve statik postür, ellerin omuz seviyesinin üzerinde olması ya da uzun süreli ayakta
durma ve oturma gibi
Aletler ve yüzeyler tarafından lokal bası uygulaması
Titreşim
Soğuk veya aşırı sıcak
Kötü ışıklandırma – kazalara sebep olabilir
Yüksek gürültü seviyesi - vücudun kasılmasına sebep olabilir
Organizasyonel ve psikososyal faktörler:
Zorlayıcı iş, yapılan işler üzerinde kontrol sahibi olmamak, otonomi sahibi olmamak
İş memnuniyetinin olmaması
Tekrarlayıcı, monoton, yoğun iş
Çalışma arkadaşları, süpervizör ve yöneticilerin desteğinin alınamaması
Kişisel faktörler:
Tıbbi özgeçmiş
Fiziksel kapasite
Yaş
Obezite
Sigara içmek
5.2. İğne batma yaralanmaları (NSI- needlestick injuries)
Temizlik çalışanları için tıbbi atık içeren işler; iğne ve kesici objelerle yaralanmalar açısından açık bir
risk oluşturmaktadır.
5.3. Cilt hastalıkları
Cilt hastalıkları temizlik çalışanlarında en sık görülen mesleki hastalıklardandır.
Darsow ve ekibinin yaptığı çalışma sonucu en fazla konulan tanı alerjik kontakt egzema (%40.5) ve
iritan kontakt egzemadır (%21). Eller %52.6 ile en sık etkilenen bölgedir. Yapılan diğer çalışmalarda da
temizlik çalışanlarında mesleki dermatitin yüksek prevalansı ortaya konmuştur.
Temizlik çalışanlarındaki mesleki kontakt dermatite şu sebepler yol açabilir:
Cildin temizlik ürünlerindeki kimyasallarla teması
Islak çalışma (wet work) ve su ile sık temas (özellikle günde 2 saatten daha fazla süre ile)
Cildin biyolojik ajanlarla teması (bitki, bakteri, mantar)
Mekanik abrazyon
Fiziksel ajanlar (titreşim)
Ek olarak; cildin solumasına izin vermeyen eldiven gibi koruyucu ekipmanlar cilt yapısının
bozulmasına ve cilt hastalıklarına sebep olabilir.
K. Messing’in yaptığı araştırma temizlikçilerin dermatit ve egzema gibi yüksek prevalanslı cilt
problemlerini ve ıslak ellerle daha çok zaman geçiren temizlikçilerin daha fazla cilt problemleri
yaşadığını ortaya koymuştur.
5.4. Solunum yolu hastalıkları ve astım
European Community Respiratory Survey (ECRHS)’e göre temizlik astım yapma riski en yüksek
dördüncü meslektir. Bronşial hipersensitivite, raporlanmış astım semptomları ve astım ilaçları tanımı
çerçevesinde sırasıyla; çiftçiler, boyacılar, plastik işçileri, temizlikçiler, sprey boyacılar, ziraat işçileri
bulunmaktadır. İşyerindeki temizlik kimyasalları, biyoaerosollar, akarlar, zirai ürünler ve lateks ile
temas astım gelişme riskini arttırmaktadır.
Astım riski yapılan iş ve işin yapıldığı yerle bağlantılı olarak değişim gösterir. Mutfak temizliği, mobilya
cilalama, vakumlama ve süpürme, mobilya temizliği, sıhhi tesislerin temizliğinde risk daha fazladır.
Klorin, amonyak, amonyak bileşikleri ve (etanol) aminlerin mesleki astıma sebep olduğu öne
sürülmektedir.
5.5. Mental Sağlık
Ev temizliği, çamaşır, temizlik ve hizmet işlerinde çalışanların şizofreni riskinin 4.1 kat daha fazla
olduğu gözlenmiştir. 50-59 yaş aralığındaki temizlik çalışanı kadınlar mental sağlık açısından diğer
gruplara göre daha fazla risk altındadır.
Yönetim şeklinden memnuniyetsizlik, çalışma arkadaşları ile ilişkilerin iyi olmaması mental sağlığın
bozulmasında etkili olmuştur. İletişimin kalitesi, iletişim miktarına göre daha fazla rol oynamaktadır.
5.6. Kanserler
Birbirinden bağımsız olarak yapılan çeşitli çalışmalar incelendiğinde temizlik işçilerinde kronik
lenfositik lösemi, non-Hodgkin lenfoma, mesane kanseri, özofageal skuamoz hücreli karsinoma, mide
kanseri, glioma, invazif serviks kanseri açısından artmış risk bulunmuştur.
5.7. Reproduktif (üreme) bozukluklar
Krüger ve ekibinin yaptığı çalışma sonucu temizlik çalışanlarında spontan düşük, erken doğum, düşük
doğum ağırlıklı bebekler ve gebelik hipertansiyonu açısından artmış risk bulunmuştur. Risk faktörleri
uzun süreli ayakta durma, ağır yüklerin taşınması/kaldırılması, eğilme ve çömelme sonucu artan
abdominal basınç olarak düşünülmektedir.
Sonüç
Temizlik sektöründeki sorunları ele alabilmek ve koruyucu önlemler geliştirebilmek için ilk adım; risk
faktörleri ve bu risklerin güvenlik, sağlık gibi sonuçları hakkında geniş bilgi sahibi olmaktır. İş sağlığı ve
güvenliği temizlik ekipmanları kadar temizlik hizmetinin temin şekline de uygulanmalıdır. Ekipman
seçiminde ve iş organizasyonunda temizlik çalışanının da görüşleri alınmalıdır. Aynı zamanda temizlik
çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirmek için temizlik şirketleri ile müşteri arasındaki iletişim ve
koordinasyonun geliştirilmesi önemlidir. Son olarak; iş sağlığı ve güvenliği hakkında farkındalığın
artması için temizlik işçilerinin eğitimi önem arz etmektedir. Öte yandan işveren, müşteri, çalışan ve
süpervizörlerle birlikte yaptıkları işlerle temizlik çalışanlarına etkisi olan mimar, mobilya üreticileri,
temizlik ekipmanı üreticileri gibi kişilere de iş sağlığı ve güvenliği riskleri anlatılmalı, korunma
yöntemleri açıklanmalıdır. Ayrıca bilgi kaynakları paylaşılarak farkındalığın arttırılması için daha fazla
çaba sarf edilmelidir.
Kaynaklar
Brun E., European Agency for Safety and Health at work (EU-OSHA): The occupational
safety and health of cleaning workers; Literature review (2009)
Occupational Safety and Health Council, Occupational Safety and Health Survey in
the Sanitary & Cleaning Industry (2003)