s t ê r kas t ê r ka bak u rbak u rfanzin

Email: sterkabakur@gmail.com Yıl: 2014 Sayı: 1

“ U m u t g e n ç l i k t e “ U m u t g e n ç l i k t e

g e n ç l i k m ü c a d e l e d e ! ”g e n ç l i k m ü c a d e l e d e ! ”

GG ü n d e mü n d e m 22

Merhaba değerli Stêrka Bakur okuyucuları,

Elinizde bulunan ve ilk sayısını çıkardığımız fanzinimiz; Özelde Kürdistan, genelde deTürkiye’deki toplumsal ve siyasi meselelerle alakadarlık kurmuş, liseli öğrenci gençliğehitap etmeyi amaç edinmiş bir çizgiye sahiptir. Bu çizgisinin gereği olarak, liseli öğrencikitlesine ulaşıp, onların sesi olmayı ve mutlak suretle okuyucu ağının bu fanzinin asılsahibi olmasını sağlamaya çalışacaktır. Stêrka Bakur; zengin içeriği ile her liselinin ken-dini içinde varedebileceği, onu da kendinde yaşatabileceği bir misyona sahiptir. Fanzini-miz, ulaştığı her liselinindir!.. Dolayısıyla, her liselinin duygu ve düşüncelerini, eğitimgördüğü (ya da görmeye çalıştığı) okulun sorunlarını, genel gelişmeleri vb. fanzimiz üzerinden dile getirmesi de en temel talebimizdir.

Bir daha ki sayıda görüşmek üzere.Me ji bîr nekin!Slav û rêzên şoreşger… J

Newroz, Seçimler, 1 Mayıs

Kimi zamanlar hüzünlü, kimi zamanlar coşkulu, kimi zamanlar durağan, kimi zamanlar hareketlive kimi zamanlarda zaferi arkaladığımız bir süreci geride bıraktık. Geçtiğimiz Newroz’dan buyana devam eden “diyalog/çözüm süreci”, birkaç ay sonrasında patlak veren Gezi direnişi veardından gelen şehit haberleri, Licê ve Gever’deki katliamlar, yolsuzluk ve rüşvetoperasyonları, internet sansürleri, tapeler, 2014 Newroz’u ve seçimler...

Esasında bizim ‘Gündem’imizin konuları 2014 Newroz’u ve seçimler. Ama bir girizgah olsundiye süreci baştan ele almakta fayda var. Newroz’a kuşkusuz, geçen yıl olduğu gibi, bu yıl daKürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın mesajı damgasını vurdu. Öcalan’ın çözüm sürecine ilişkinAKP’nin adım atmaması durumunda, sürecin sağlıklı yürümeyeceği ile ilgili temel olarakdeğindiği noktaları, Cemil Bayık detaylandırarak izah etti. Dolayısıyla, aslında aynı eksende du-ruldu ama heval Cuma’nın daha derinlikli bir açıklama yaptığını söyleyebiliriz. Tabi mesajındışında da Newroz’un bu yıl ki farkı fazlaca tartışma konusu oldu. Katılım… Newroz’a sayısalkatılım geçen yıllara nazaran daha yüksekti. 2 milyon insanın hınca hınç doldurduğu alanda,hep bir ağızdan “Çerxa Şoreşê” marşının söylenmesi de ayrı bir hava kattı.

Gelelim seçimlere… 2014 yerel seçimlerine biliyorsunuz ki batıda HDP, Kürdistan’da ise BDP ilegirildi. İkisinin de girdikleri seçimlerde tüm hilelere rağmen başarılı çıktıkları kesin bir sonuç.BDP’nin belediye sayılarını artırması, HDP’nin ise yeni bir parti olmasına rağmen batıdaki oylarıartırması, bundan sonraki sürecin sağlıklı ve umutlu geleceğini temin etti.

CHP’nin ve AKP gibi gerici burjuva düzen partilerinin özellikle Serêkaniyê (Ceylanpınar) baştaolmak üzere Kozluk, Ahlat, Mersin’in Akdeniz ilçesi ve Ağrı’da BDP’nin belediyeleri almasınarağmen hala çirkef yöntemlerle itiraz etmeleri ve AKP’nin Serêkaniyê’de savaş halini arat-mayan saldırılarda bulunması, bir kez daha seçimlerde kimin kazandığını, kimin kaybettiğinianlaşılır kıldı.

Ezilenlerin iradelerini ve zaferini hazmedemeyenlerden sokakta hesap soracağız. Newroz veseçimlerin sağladığı coşku, moral ve motivasyon ile; 1 Mayıs’ta alanları doldurarak, sömürgecizihniyetin ‘inlerine gireceğiz’! Onları inlerinde yeneceğiz. Nasıl sandıkta ve serhildan

alanlarında kaybettilerse, bir daha onlara kaybettirerek, biz kazanacağız! J

Bijî Berxwedan a Serêkaniyê!Bijî Newroz Bijî 1 Gulan!

33KK ü l t ü rü l t ü r SS a n a ta n a t

Gelecek Uzun Sürer

Birçok kişinin yapmaya cesaretedemediği bir sinema eseri. Kürdis-tan’daki 30 yıllık acının izlerindegeziniyor. Yüzleşmekten kaçındığımız,görünce başımızı çevirdiğimiz mese-leler üzerinde geziniyor. Oysa sonderece insancıl bir beklenti üzerindedurup düşündürüyor; 'ADALET'.

Bunu düşünüp peşinden koşan Sum-ru'un yolculuğunu izliyoruz ardından.Filmin baş kahramanı Sumru, okuduğubölüm üzerinde tez hazırlamaya çalışanbir doktora öğrencisidir. Tezi için ağıtlartopluyor. Dertlerin peşinde koşuyor,arda kalan acıların izini sürüyoraslında.Ona bu yolculuğunda sokakta“korsan” DVD satan Ahmet yoldaşlıkediyor. Ona bildiklerini idrak etmesininyolunu açıyor. Ahmet'in güzel bir kadınkarşısında ki çaresizliği ve baş gösterenaşkı filme daha canlılık kazandırıyor. İkikahraman; Sumru ve Ahmet kendiler-ine ve izleyicilere sorular soruyor vedüşündürüyor. Özellikle Sumru'nunsordukları dikkat çekiyor. Bundan 25 yıl

sonra bu ülkede neler olacak?..

Bu sorularla Sumru ve izleyici cevabınpeşinden koşuyor. Aynı zamanda kayıpyakınlarının ve tarihimizin taşıdığıacıları gün yüzüne çıkarıyor.

Baş kahraman Sumru, ağıtlarınpeşinden koşarken aynı zamanda mü-cadele yürütmek için Hakkari'ye gidensevgilisi Harun'un peşinden de gidiyor.Sumru, kayıp yakınlarından şanslı (!)olarak Hakkari'de bir köyde Harun'unmezarını buluyor. İnsanın yüreğiniyakan üstü karla kaplı mezarını. Hikayeböyle son buluyor. Ardından bizdearayışlar, sorgulamalar, umutlar, sev-dalar bırakıyor. Umudun, sevgininiyileştirici gücü kalıyor. Sorularıyanıtlamak kalıyor bizlere. İyi birsinema filmi ve anlamlı mesajlarlayüklü bir hikaye. Sorulara yanıt bulmakisteyen, soruları merak edenlerinizlemesi gereken dopdolu bir film. J

MM E r v EE r v E AA S l A NS l A N

44ll î l î t hî l î t h dd e n G êe n G ê JJ i n êi n ê

Umut’a Sahip Çıkmak

Bitlis Budaklı doğumlu olan Güldünya'nın ailesi "Şego" aşiretine bağlıydı.Halasının kızı ile evli olan ve aynı zamanda teyzesinin oğlu tarafından tecavüzeuğrayan Güldünya, hamile kaldı. Kısa bir süre içinde ailesi hamileliğini fark etti.Aile meclisinde sorgulanan Güldünya, çocuğunun babasının kim olduğunusöyledi. Fakat teyzesinin oğlu reddetti. Aşiretin kararı Güldünya'yı kuma olarakverip, köyü terk etmeleri yönünde oldu. Fakat teyzesinin oğlu kaçarak izini kaybet-tirdi.

İstanbul'a amcasının yanına gönderilen Güldünya öldürülmek istendi. Polisesığınan Güldünya'nın amca ve abisi genç kadını öldürmeyecekleri yönünde sözverdi. Babasının arkadaşının yanına taşındı. "Umut" adını verdiği bir bebekdünya'ya getirdi. Fakat yavrusunun öldürülmesinden korkan Güldünya, bebeğievlatlık vermek zorunda kaldı. Kardeşi İstanbul'a gelerek Güldünya'yı öldürmekistedi ve silahını ateşledi. Güldünya hastaneye kaldırıldı, ameliyata alındı veifadesinde kardeşinden şikayetçi olmadı.

Kardeşi, aynı gece, yarım bıraktığı “işi” bitirmek için hastaneye gelerek başına ikiel ateş etti Güldünya’nın. Ailesi tarafından istenmeyen Güldünya'nın cenazesiBingöl'e defnedildi...

Güldünya'nın ölümünden on yıl geçti ancak, ismi tecavüz ve töre cinayetikonularında sembol oldu. 13 kadın sanatçı "Güldünya" adlı bir albümhazırlayarak, aile içi şiddete dikkat çekti. Güldünya şiddet gören kadınlara dair birdiziye adını verdi. Ankara Yenimahalle'de kurulan bir parka ve Bitlis’te kurulankadın derneğine Güldünya'nın ismi verildi.

Erkek egemen toplumlarda dinin yorumu, örfün yorumunu erkekler belirliyordu.Onun için Güldünya hakkında da erkekler kararını vermişti! Güldünya ölmeliydi,namus temizlenmeliydi. Onlar için namus ancak kanla temizlenebilirdi. Fakatölenler her zaman biz kadınlar oluyorduk. Halbuki kadınsız bir dünya her zamaneksiktir. Verimsiz ve kısır bir yaşamdır. Bu erkek zihniyeti kadına ve kadının yaşamiçerisindeki duruşuna, cellat gibi baktıkları sürece hayat herkes için yaşanmaz birhal alacaktır.

O yüzden dünyanın gülmesi için, Güldünya'lar yaşamalı. Umut’lar analı büyümeli! J

rr o j B î No j B î N AA r pAr pA

55BB e l l e Ke l l e K

lİSElİ ÖĞrENCİ BİrlİĞİ (lÖB) KİMDİr?

1990’lı yıllardan bu yana, Liseli Öğrenci Birliği (LÖB) kuruldukları her lisede anti

bilimsel, gerici eğitim sistemine karşı, mücadele yürüttü. ‘90’lı yıllarda

Demokratik Lise Birliği (DLB) adıyla faaliyet yürüten "LÖB", Türkiye'de temel

olarak liselerde ve her kara parçasında özgürlükleri talep eden; antiemperyalist

ve antikapitalist bir çizgide ilerleyen, sosyalizm düşüncesiyle mücadele veren liseli

öğrenciler topluluğudur.

Yaşları 13 ile 19 arasında değişmektedir. ÖSS karşıtı, ana dilde eğitim yanlısı, idare

baskısına karşı, kılık kıyafet ve zihniyetçi eğitime karşı; parasız, bilimsel eğitim için

(vb.) yüzlerce eylem yapmışlardır. Liselerin sorunlarını kendilerine gündem

alırken, gerek halkı gerek üniversite öğrencilerini ve hatta dünya sorunlarını da

gündem edinmiştir. Hala faaliyete süratle devam eden bu topluluk Türkiye'de

geniş liseli kitlelerine ulaşmıştır.

LÖB, Kürdistan’da da liseli öğrenci gençliğin sorunlarını gündemleştiren, onların

çözümleri için eylem-etkinlikler düzenledi. Dêrsim’de; zorunlu din dersine karşı

okulları boykot çağrısı, Amed’de ise; Pozantı hapishanesinde çocuk tutsaklara

cinsel istismarda bulunanların cezalandırılması için imza kampanyası yürüttü. 1

Mayıs’larda ve 6 Mayıs Deniz Gezmiş’lerin anmasına yüzlerce kişi taşıdı.

AOBP eşitsizliğine, adaletsiz ÖSS sistemine, okullarda ki yozlaşma, çeteleşme ve

uyuşturucuya karşı liseli gençlik olarak birleşiyoruz ve haklarımızı kazanmak için

mücadele ediyoruz. Tıpkı öğretmenlerin sendikaları olduğu gibi, LÖB’de bizim

haklarımız için mücadele eden öz örgütlülüğümüzdür. Eşit, parasız, bilimsel,

anadilde eğitim ve demokratik lise için mücadele ettiğimiz LÖB, lise ve dershane

öğrencilerinin bir araya geldikleri, sorunlarını tartıştıkları, beraber çözüm yolları

ürettikleri bir örgütlenmedir. Bize dayatılan düzeni reddediyoruz. Özgürlük

kavgasında asi yüreklerimizle koşuyoruz.

Bu coşkulu mücadelede sen de yerini al! J

AMED  lÖBAMED  lÖB

66dd î r o Kî r o K aa m em e

GUTİlEr

Gutiler şimdiki İran’ın kuzeybatısında Zagros dağlarında yaşadığı bili-nen en eski halktır. Bunlar Hurilerin birleşerek bir araya gelen bazıaşiretleri oldukları ve dillerinin de Huri dili olduğu bilinmektedir.

Gutiler; Kafkas halkı olarak nitelenen Marlar, Lulular, Elamlar, Huriler,Kasitler ve Kaldaharlarla aynı halktırlar. Bunlar o dönemde Zagrosdağlarında yaşayan bu halkın aşiretlerinin birleşimi idiler.

Zagros dağlarında yaşayan Gutiler çok esli tarihlerden beri dalgalarhalinde Mezopotamya’nın ve çevrelerindeki diğer verimli arazileregidip yerleşiyorlardı. M.Ö. 2600 yıllarında kral Kamassi Zagrosdağlarında yaşamakta olan bu halkın aşiretlerini birleştirerek bir de-vlet kurdu.

Batıdan gelen Samilerin Mezopotamya’nın kuzeyinde Akad devletinikurmalarından sonra, Gutilere batıdan komşu oldular. AkadlarlaGutiler arasında ilişkiler, sürtüşmeler ve çok uzun süren savaşlar budönemden sonra başladı.

Akad kralı Rimuş zamanına kadar devam eden bu savaşlar, Akad kralıManiştsu zamanında da devam etti. Elamlıların başşehri Susa’da bulu-nan ve Maniştsu adını taşıyan yazılı belgeye göre, Akad kralı Maniştsuşimdiki İran denizinin kuzey kıyılarını Gutilerden almak için, Gutilerekarşı çok sayıda saldırılarda bulundu. Bu sıralarda dağlık bölgedeyaşamakta olan Kürt aşiretlerinin birleşimi olan Gutiler, bu saldırı-

Dîrok a me (tarihimiz) adlı sayfamıza Kürt ve Kürdistan tarihini

konu etmekle başladık. Kırk yılı aşkındır bölgemizde devam eden

özgürlük mücadelesine her Kürt genci kuşkusuz duyarlıdır. Bu

mücadelenin aslında bugünlere kadar dimdik ayakta kalmasını

sağlayan en önemli faktörlerindendir Kürt gençliği. Bizde; bu

durumu referans alarak, liseli Gençlik içerisinde ki okurlarımıza

tarihimizi yakinen bilmek bakımından bu sayfayı ayırdık. Zira,

tarihimiz, geleceğimizin aynasıdır! J

77dd î r o Kî r o K aa m em e

larda yenildiler. Her şeye rağmen yine de Gutilerin, Akad devletinekarşı saldırıları devam etti.

Guti kralı Erridupiçir, Akad kralı Maniştsu’yu M.Ö. 2233 yılındayaptıkları savaşta yenerek, Akad devletini bir daha tarih sahnesineçıkmayacak şekilde ortadan kaldırıp tüm Mezopotamya’yı hakimiyetialtına aldı.

Gutiler, tüm Mezopotamya’ya yüz yıldan fazla bir süre hakim oldular.Fakat Gutilerin son dönemlerinde bazı bölgeler ve aşiretleri merkez-den ayrıldılar. Bu ayrılanlar Lulular, Susa, Kimaş ve Urbilum (Arbela)idi. Bunların ayrılmaları üzerine Gutiler Mezopotamya’da zayıfladılar.

Ur devleti, Gutiler bu zayıf durumu üzerine Gutilere karşı saldırıyageçerek M.Ö. 2120 yılında Gutilerin yenilmesiyle Mezopotamya’dakihakimiyetlerine Urlar tarafından son verildi.

Uruk kralı, Uluhengal zamanında yazılmış bir yazıtta, Urlarla Gutilerkuzey Sümer ’de büyük bir savaş yaptıkları ve bu savaşta Gutilerinyenildiğini ve böylece bölgedeki hakimiyetlerine son verildiğinianlatılmaktadır. Yine aynı yazıtta Urukların da defalarca Gutilerlesavaştıkları ve her defasında yenildiklerini belirtilmektedir. Ayrıca Gutilerin Sümer ülkesinde istedikleri şekilde hareket ettikleri veonların dağların cinleri oldukları anlatılmaktadır. Gutilerin Urlara ye-nilmelerinde büyük kayıplar verdikleri ve büyük bir kesiminin tekrar Zagros dağlarına geri çekildiklerini belirtilmektedir.

Gutilerin Zagros dağlarına geri çekilmelerinden sonra, Asur kralı Sala-manassar, Guti halkı hakkında şöyle diyor: “Guti kavmi bu devrenin

semalarında yıldızlar gibi parlıyor. Yalnız ziverlikte (şık, yiğit) değil,

belki azim, şiddet ve tahribatta meşhurdurlar.”

Akad yazılı belgelerinde bu halka Guti, Cuti, Kurti veya Kuti isimleriile rastlandığı halde, Sümer yazılı belgelerinde ise Guti, Kuti, Garduveya Kardu olarak rastlanılmaktadır. J

K AY N A K : K ü r d i s t a n Ta r i h i / Ete m X E M G î NK AY N A K : K ü r d i s t a n Ta r i h i / Ete m X E M G î N

88KK a v r a ma v r a m

Bir düş değil: SoSYAlİZMMerhaba sevgili okurlar bu sayfamızda kavramları işleyeceğiz. Her sayıda bir ya dabirkaç kavramı açmaya, anlatmaya çalışacağız. Bu sayının konusu KAPİTALİZM veSOSYALİZM.

Tarih beş üretim biçimi tanır: İlkel komünal, köleci, feodal, kapitalist vesosyalist/komünist üretim tarzı. Aslında sosyalizm; komünist üretim tarzının altaşamasıdır. Kapitalizmden komünizme geçiş aşamasıdır, ara bir aşamadır. Elbettesosyalizm ya da komünizm özünde aynı üretim biçimidir. Biri, ‘alt aşama’ (yani sosyal-izm) henüz geçiş aşaması olduğu için daha tam olgunlaşmamıştır. Fakat üst aşamadaartık olgunlaşmış bir komünizmden bahsedebiliriz. Yani sosyalist olmakla komünistolmak gerçekte aynı şeydir. Kapitalist olmakla burjuva olmak nasıl ki aynı şeysesosyalist olmakla komünist olmak da aynı şeydir.

En kısa haliyle tanımlamak istersek; sosyalizm; üretim araçları (yani fabrikalar, ham-maddeler, toprak, barajlar vs.) üzerinde toplumsal mülkiyetin olduğu üretimbiçimidir. Bu tanımlamadaki en önemli kısım ‘toplumsal mülkiyet ’ ifadesidir. Mülkiyetbiçimleri tarihte iki tanedir: Özel mülkiyet ve toplumsal mülkiyet.

Özel mülkiyetin hakim olduğu toplumlar sınıflı toplumlardır. Sömürücü toplumlardır.Zaten sınıflı toplum; sömürücü toplum demektir. Köleci toplum, feodal toplum vekapitalist toplum; özel mülkiyetin hüküm sürdüğü sınıflı toplumlardır.

Toplumsal mülkiyet ise sınıfları ortadan kaldırır. Sömürüyü ortadan kaldırır. Tarihte ilkel komünal toplum ve komünist toplum toplumsal mülkiyetin olduğu sınıfsıztoplumlardır. Burada şöyle bir parantez açalım: Sosyalizm; komünist toplumun altaşaması, komünist topluma geçiş aşaması olduğu için sınıflar henüz tam olarak or-tadan kalkmamışlardır. Sosyalizmin ideal hali komünizmdir, komünist toplumdur.

Her toplum biçiminin ilkeleri, yasaları vardır. Kapitalizmin ilkesi ve temel yasası kâriçin üretimdir. Her şey kâra endekslidir. Kâr getiren her şey iyidir. Bunun için ‘kapital-izm gölgesini satamadığı ağacı keser ’ denilir.

Sosyalizmde ise üretimin amacı toplumun maddi ve kültürel ihtiyaçlarını azamidüzeyde karşılamaktır. Kapitalizmin temel bölüşüm ilkesi; çalışsan da çalışmasan daseni bekleyen açlık ve yoksulluktur. Kapitalizm bir yandan toplumu açlığa veyoksulluğa sürüklerken bir yandan da asalaklığı üretir. ‘Kısa yoldan köşe dönme’yüceltilir. Sosyalizmin temel bölüşüm ilkesi ise çalıştığın kadar alırsın. Büyük sosyalistönder Stalin’in deyimiyle ‘çalışmayan yemez!’.

Kapitalizm nasıl ki burjuva sınıfın feodalizme karşı savaşımından ortaya çıkmışsa veburjuva sınıfın çıkarlarını ifade ediyorsa, sosyalizm de işçi sınıfının eseridir ve işçisınıfının çıkarlarını ifade eder. Sosyalizm ancak işçi sınıfının eseri olabilir çünkü ken-disiyle birlikte bütün diğer ezilen toplumsal katmanları kurtarma yeteneğine sahipyegane sınıf; işçi sınıfıdır.

Sosyalizm sadece gerekli değil aynı zamanda zorunludur. Çünkü sosyalizm aslında

kapitalizmin uzlaşmaz, onulmaz çelişkilerinin çözümüdür. J

99mm e K t u pe K t u p

Berkin Elvan’a…

Güllük, güneşlik bir vakitte ansızın yağan yağmurlar gibi hayattandüştüğünü gördük.

Tanırsın bizi. İki gözüm, kardeşim… Siluetin yoktu bu fotoğrafta! Ama hatıran, ruhun, her şeyinle senoradaydın. Biliyorum, "Ölüm eski bir şeydir ama, her insana yenigörünür". İnsanın yakınına bu kadar sokulunca, nefesini böylesinebırakınca, inanılası bir şey gibi gelmiyor insana. Dışımızda, uzağımızdabirinin ölümü değildi seninki; artık bize ait olmuş oldu ölümün. Hemölümle iç içe hem de yaşıyor olmak garip bir çelişki. Kabullenmektezorlansak da hakikat bu!

Doğar doğmaz, yaşarken, ölüme yürüyoruz. Ölüm hayatın dışındadeğil, hayat ölümün içinde saklı. Farkında olmadan insana maruzkalırız. Zamanın içinde öylece kıvrılırken biri hikâyemizin kapılarındaniçeri girer. Esaslı dostlar böyle ansızın girerler hayatımıza ama zorçıkarlar. Ölüm ayırır dostları birbirinden. Kim önce ölmüşse, kalanınkalbinde derin bir kuyu oluşturur. Sen de bize bunu yaptın. Ölümün;içimizde açılmış bir kuyu gibi duruyor şimdi. Uğur ’un, Ceylan’ınşahadeti gibi…

Şimdi senin sesindir bize onları anımsatan, unutturmayacak olan. Şimdi sensin bizim yüreğimizden kopan. onlarda olduğu gibi… J

MM E S U TE S U T EE r D î N Çr D î N Ç

2015 Newroz Tertip Komitesihazırlıklara başladı!

2014 Newroz’unda Batman’daki fırlatma

rampasından uzaya yollananilk Kürdonot’un,

1 Mayıs’ta Amed’in İstasyonMeydanına iniş yapacağı bil-

gisi verildi.

mm î z a hî z a h 1010

Amed, çocuk, taş!*

Amed sokaklarında bir tinerciye sorsan/desen ki;kardeşim bu Doğu expresi/nin kaç vagonu var?

der ki; - geçtiği şehir kadardır bir trenin vagonu… sorsan - Hangi kaldırımın taşları daha çok kırılabilir? der ki; - kaldırım ülkesine ihanet etmez ki be abi! desen ki; - sen hangi yakılmışın doğurganısın? der ki; - her yakılmış, her paçası kanayan, her göç/enrahim beni doğurur kekêmin..

peki, hangi varoşta kapıp-kaçtılar seni? - hahayt! her metropol Licê/dir dilê min. J

*F*F E r î D U NE r î D U N UU r FAr FA

hh e l B e S te l B e S t 1111

s t ê r kas t ê r ka bak u rbak u rfanzin

amedlob @Amed_LOB Stêrka Bakur fanzinine yazı yazmak isteyenler;

yazılarını, sterkabakur@gmail.com adresine

gönderebilirler!

“ U m u t g e n ç l i k t e “ U m u t g e n ç l i k t e

g e n ç l i k m ü c a d e l e d e ! ”g e n ç l i k m ü c a d e l e d e ! ”