olgu sunumu konjenİtal trombofİlİ...1 olgu sunumu: konjenital trombofili gönül emine karadaş,...
TRANSCRIPT
1
Olgu Sunumu: Konjenital Trombofili
Gönül Emine Karadaş, Songül Can, Nergiz Zamanlar, Fatma Sargın, Özge Özomay
27 - 30 Nisan 2009 tarihleri arasında Çeşme Sheraton Otel’de düzenlenen 17. Ulusal Neonatoloji
Kongresi’nde elektronik poster olarak sunulmuştur.
ÖZET
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına 18.12.2008 tarihinde kontrol randevusuna gelen 20 günlük ikiz
eşi erkek bebeğin sol kol ve sol ayağında lokalize konvülsiyon gözlenmesi nedeniyle, takip amaçlı
Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi (NICU)'ne yatırıldı.
Yatış kilosu 2040 gr. olan bebek E.D. açık yatağa (radiant ısıtıcı) alınarak kalp, satürasyon ve solunum
monitörizasyonu yapıldı. İstenen tetkikler için venöz kan alındı. Çıkan tetkik sonuçlarına göre
“Hipokalsemi” teşhisi konuldu ve infüze edilmekte olan %5 dekstroz 250 ml içine %10 kalsiyum
glukonat 20 ml (9,4 mEq) eklendi ve saatte 1 ml (0,04 mEq)’den gidecek şekilde tedavisine devam
edildi. 20.12.2008 tarihinden itibaren konvülsiyon gözlenen hastanın tedavisine eklenen fenobarbital
sonucunda 24.12.2008'de konvülsiyon gözlenmedi. 21.12.2008 saat 24:00'de periferden uygulanan IV
kalsiyum glukonat tedavisi sırasında sol kol ve bacakta kızarıklık ve ekimoz gözlendi ve IV yol hekim
istemine göre sonlandırıldı. Yatışı süresince ekstravaze bölgeye plastik cerrahi uzmanı istemi
doğrultusunda, yenidoğan yoğun bakım hemşireleri tarafından steril şartlarda 34 ºC ılık distile su ile yara
üzeri temizlendikten sonra 2X1 Chiroxy pomad ve ardından Bepanthene ve Bactroban pomad karışımı
ile pansuman uygulandı.
Bu olguda, yapılan tetkikler sonucu heterozigot faktör II ve MTHFR geninde homozigot C677T
polimorfizmine ek olarak protein C eksikliği saptanarak konjenital trombofili tanısı konulan, iskemik
enfarkt sonucu konvülsiyon geçiren, aynı zamanda IV kalsiyum tedavisi sırasında ekstravazasyon
gelişen bebeğe uygulanan tedavi ve hemşirelik bakımı paylaşılmaktadır. Hasta yatışı süresince NICU
hemşireleri tarafından gözlenmiş ve bunun doğrultusunda hemşirelik bakımları planlanarak
uygulanmıştır. Planlı uygulanan hemşirelik bakımı, trombofili nedeni ile iyileşme süreci uzayan
ekstravaze bölgenin yakından takip ve tedavi altına alınarak izlenmesini sağlamış ve E.D.
konvülziyonları kontrol altına alınarak eve taburcu edilmiştir.
GİRİŞ
Kanın aşırı pıhtılaşma eğilimi göstermesi, hiperkoagülabilitedir (1). Trombofili, kazanılmış veya kalıtsal
olabilir ve hemostatik sistemde tromboza neden olan bozuklukları tanımlamaktadır. Kötü gebelik
sonuçları ve venöz trombozlarla ilgilidirler. Kalıtsal trombofililer antitrombin III eksikliği, protein C
2
eksikliği, protein S eksikliği ve genellikle faktör V Leiden mutasyonuna bağlı olan aktive olmuş protein
C direncini, hiperhomosisteinemiyi, protrombin mutasyonunu kapsar (2).
Ekstravazasyon, vezikant veya iritan kemoterapötik ajanların damar içi uygulanması sırasında çevre
dokulara sızması ile ortaya çıkan doku harabiyetidir (3)
Yenidoğan yoğunbakım ünitelerinde yatırılan 500 bebekten birinde veya 20000 doğumdan birinde
semptomatik hiperkoagülabite görüldüğü sanılmaktadır. Bu güne kadar yenidoğan bebeklerin çok
değişik damarlarda trombüs geçirdiği bildirilmiştir. Periferik arterial bir tıkanıklık olduğunda soğukluk,
solukluk ve nabız alınamaması gibi bulgular saptanabilirse de, bulgular çoğunlukla özgün değildir.
Yenidoğan bebeklerde damar duvarında değişikliğe yol açan en önemli neden damar içi kateterlerdir.
Umblikal arter kateteri takılan bebeklerin yaklaşık %1 inde şiddetli semptomatik trombüs bulguları
olduğu görülmüştür. Uygun şekilde konan umblikal venöz kateterli asemptomatik bebeklerde kateterin
çıkarılması sırasında venogram ile saptanan trombus oranı %30 dur. Yenidoğan bebeklerde kan akımını
azaltan en önemli faktör hiperviskozitedir (4).
Koagülasyon inhibitörlerinden antitrombin III (AT-III), heparin kofaktör II (HC-II), protein C ve protein
S düzeyleri fetüste gebelik boyunca artma gösterir, ancak yenidoğan bebeklerde erişkinlere göre oldukça
düşüktür. Bu düşüklük bu faktörlerin heterozigot eksikliğinin erişkinlerde spontan tromboza yol
açabileceği kadardır (4).
Yenidoğan bebeklerde prokoagülan, antikoagülan ve fibrinoletik sistemler arasında çok duyarlı bir
denge söz konusudur. Bu nedenle kanama veya tromboz şeklinde hemostaz bozuklukları beklendiği
kadar sık görülmez. Buna karşılık Respiratuar Distress Sendromu (RDS), pulmoner hipertansiyon ve
sepsis gibi durumlarda kritik hemostatik dengede kolayca bozularak hem kanamaya hemde tromboza
eğilim artar. Polisitemik yenidoğan bebeklerde protein C, protein S ve AT-III düzeyleri düşük, D- dimer
düzeyleri yüksek bulunmuş; bu bulguların düşük dereceli dissemine intravasküler koagülasyona bağlı
olabileceği ileri sürülmüştür(4).
Aktive protein C rezistansı (APC-R) kalıtsal tromboz sebeplerinin en sık görülenidir. APC-R vakalarının
%90-95’inde faktör V Leiden (FVL) mutasyonu mevcuttur. Bu mutasyon, faktör V geninde 506.
sıradaki arginin ile glutaminin yer değiştirmesi sonucu meydana gelen tek nokta mutasyonudur (5,6).
FVL mutasyonu prevalansı genel popülasyonda %2-15 arasında değişir (7) . Heterozigot FVL
mutasyonu saptanan hastaların %10-15’inde aynı zamanda heterozigot protein C (PC) eksikliği ve
%22’sinde protein S (PS) eksikliği saptanmıştır (3).
PS eksikliği olan ailelerin %40’ında aynı zamanda FVL mutasyonunun da olduğu bildirilmiştir (7,8).
FVL heterozigot taşıyıcılarında VTE riskinin yedi kat fazla olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’de
heterozigot FVL mutasyonu prevalansı, bir çalışmada %7.1 olarak bulunmuştur(8). Başka bir çalışmada,
sağlıklı yenidoğanda %11.9, erişkinde %9 olmak üzere daha önce bildirilenlerden oldukça yüksek
oranda saptanmıştır (9) . Yine Türkiye’den bildirilen bir çalışmada pulmoner emboli ve/veya derin ven
3
trombozu (DVT) olan olgularda FVL mutasyonu prevalansı %24.4 ve %17.8, protrombin 20210A
mutasyonu %8.1 ve %4.4 olarak bulunmuştur (10).
Bu olgu, sol kol ve sol ayakta lokalize konvülsiyonlarla yenidoğan yoğun bakıma yatırılan, konjenital
trombofilinin tetiklemesiyle IV kalsiyum tedavisi sonrasında extravazasyon gelişen bebeğe uygulanan
tedavi ve hemşirelik bakımını paylaşmak adına sunulmaktadır.
OLGU
Doğum Bilgileri: 28.11.2008 tarihinde saat 16:21 de 37 gestasyon haftasında secsio ile doğurtulan erkek
ikiz eşi E.D.’nin doğum kilosu 1584 gr, doğum boyu 42 cm, doğum baş çevresi 30 cm dir. 9/10 apgar ile
doğan E.D.’nin kan grubu O Rh (+) pozitif olup anne sütüne ek olarak formül mama ile beslenmeye
başlanmıştır. Doğum sonrasında 1mg Libavit K IM olarak uygulanmıştır.
E.D. “Polisitemi ve Miad SGA (Small Gestasyonel Age – Doğum haftasına göre küçük bebek-)”
tanısıyla bebek bakım ünitesinde takip edildikten sonra sağlıklı olarak taburcu edilmiş ve 03.12.2008
tarihinde kontrol randevusuna çağrılmıştır.
Anne ve babası ayrı yaşayan E.D. sağlıklı ikiz eşiyle beraber anne yanında yaşamaktadır.
Anne; 34 yaşında, ev hanımıdır. İlk gebeliği olan annenin abortus ve küretajı bulunmamaktadır. IVF (In
Vitro Fertilizasyon) yöntemi ile gebe kalan annenin gebeliğinde preeklampsi hikayesi mevcut iken,
gestasyonel diyabeti ve akraba evliliği mevcut değildir.
E.D. kontrol randevusuna 18.12.2008 tarihinde geldiğinde sol kol ve sol ayakta lokalize konvülsiyon
olduğu gözlendi. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı aile ile görüşerek E.D.’nin NICU’da takip
edilmesini önerdi. Ailenin onayı ile E.D.’nin 18.12.2008 st:12:00'de NICU'ya yatışı yapıldı. Bebek
ED'nin yatış kilosu 2040 gr’dır.
Hasta güvenliğine dikkat edilerek (İlaç uygulama kuralları, el yıkama, eldiven giyme, hasta kimlik
doğrulama vb...) E.D. açık yatağa (radiant ısıtıcı) alındı, monitörize edildi, idrar tahlili için idrar torbası
takıldı, IV yol açılarak %5 Dekstroz 250 ml, saatte 1 ml’den gidecek şekilde infüzyon tedavisine
başlandı. İstenen tetkikler için venöz kan alındı. Çıkan tetkik sonuçlarına göre “Hipokalsemi” teşhisi
konuldu, infüze edilmekte olan %5 dekstroz 250 ml içine %10 kalsiyum glukonat 20 ml eklenerek saatte
1 ml (0,04mEq)’den gidecek şekilde tedavisine devam edildi.
Ek olarak saat 17:00 de her öğünde beslenmesine 2ml (4,7 mEq) %10 kalsiyum glukonat eklenerek oral
beslenmeye geçildi. Aynı gün içerisinde konvülsiyon gözlenmedi. Açlık ağlamaları oluyordu, oral aktif
besleniyordu. Cilt rengi pempe, vital bulguları stabildi. Klinik seyrinin iyi olmasına bağlı (konvülsiyon
gözlenmemesi) olarak 2. gün IV %10 kalsiyum glukonat tedavisi stoplandı, oral tedaviye devam edildi.
4
20.12.2008 de yapılan laboratuvar tetkik sonucu (Calsiyum ve Fosfor) ve sol ekstremitelerde
konvülsiyonlarının tekrar başlaması üzerine doktor istemiyle 4x4 ml kalsiyum glukonat IV 1 saatte
gidecek şekilde verilmeye başlandı. Ayrıca konvülsiyon esnasında desatüre oldu (SP02:%80). Hemen
dakikada 5lt'den serbest oksijen açılarak, pozisyon (sol yan) verilerek SPO2: %90-95 olması sağlandı.
Bu arada nabız, solunum, ateş normaldi.
21.12.2008 saat 24:00'de periferden uygulanan IV Ca glukonat tedavisi sırasında sol kolda kızarıklık ve
ekimoz gözlendi ve IV yol stoplandı (Hekim istemine göre). Saat 01:00'de sol bacaktan damar yolu
açılarak Ca glukonat tedavisine devam edildi. Saat 06:00'da sol bacakta tekrar kızarıklık, ödem, ekimoz
gözlendi ve nöbetçi çocuk doktoruna haber verilerek IV Ca glukonat tedavisi stoplandı, oral tedaviye
devam edildi. Oral anne sütüne ek olarak formül mama (Conformil) ile beslenen bebekte batın
distansiyonunun olması ve beslenmeyi tolere edememesi üzerine hekim istemiyle Nenatal ile
beslenmeye geçildi, sonrasında batın distansiyonu gözlenmedi. Oral alımı aktif olarak gözlendi.
Ekstravaze bölgeye plastik cerrahi uzmanı tarafından steril şartlarda saat başı Bactroban pomad,
Bepanthene pomad pansumanı başlandı ve saatlik pansumanı Yenidoğan yoğun bakım hemşireleri
tarafından uygulandı.
22.12.2008 tarihinde 34 ºC ılık distile su ile yara üzeri temizlendikten sonra 2X1 Chiroxy pomad ile
taburcu oluncaya kadar Bepanthene ve Bactroban pomad da pansumana eklenerek tedavisine devam
edildi.
Tüm ekstremitelerde konvülsiyonları (sol, sağ, yüz) belirginleşen hastadan 24.12.2008'de nöroloji
konsültasyonu istendi. Konvülsiyon esnasında vital bulguları normaldi. Hekim istemine göre radyolojik
tetkikleri planlanıp Cranial MR çekimine götürüldü (radyoloji ünitesine indirilirken transport küvöz,
pulse-oximetre ile monitörize edilerek transferi yapıldı). MR çekimi esnasında 1 dk süren tüm
ekstermitelerde generalize konvülsiyon gözlendi, bu esnada vital bulguları stabildi. Cranial MR
sonucuna göre iskemik enfarkt tanısı kondu (Resim 1).
Hekim istemine göre %15 Magnezyum sülfat tek doz 0,4 ml(60mg) IM, B6 vitamini 1x100mg-3gün IM
yapıldı. Hastaya 5mg/kg/gün fenobarbital oral başlandı (24.12.2008).
27.12.2008 idrar Kalsiyum sonucuna göre kalsiyum glukonat tedavisi kesilip, kalsiyum laktat PO
4X0.25mg şeklinde başlandı (yatış süresince).
İskemik enfarkt etiyolojisi araştırılmak üzere pediatrik hematoloji konsültasyonu istendi. Yapılan
laboratuar sonuçlarında protein C aktivitesinin düşük olduğu görüldü. MTHFR geninde hemozigot
C677T polimorfizmi ve heterozigot faktör 2 polimorfitizmi saptandı (31.12.08).
Hastaya önce (04.01.2009) Clexan 2x1250 IU subkutan 2 gün süreyle uygulandıktan sonra PO tek doz
0.2mg/kg/gün antitrombotik tedaviye geçildi. Hasta yattığı süre içinde 1000 IU D vit PO aldı. Tek doz
Rocaltrol tb PO verildi.
(05.01.2009). Hastada luminizasyon tedavisi süresince konvülsiyon gözlenmedi. Hastaya taburcu
5
olacağı gün anemisi nedeniyle 10mg/kg/4saatte yavaş infüzyon ile ışınlanarak PRBC transfüzyonu
yapıldı. Herhangi bir reaksiyon gözlenmedi, vital bulguları stabildi, konvülsiyon gözlenmedi
07.01.2009).
Çocuk endokrin / hematoloji / nörolojiye gitmek üzere salah ile taburcu edildi. Yara bakımları yattığı
süre içinde plastik cerrahi uzmanı takibi ile yapıldı. (7.01.2009'da taburcu edildi).
Yapılan tetkik sonuçları:
Tablo 1: Laboratuar Sonuçları
Tarih/Tetkik Ca mg/ dL
P mg/dL
K mmol/L
Na mmol/L
Mg mg/dl
Hct %
Hgb g/dl
PLT K/mL
CRP mg/dL
PTH pg/mL
Protein C %
Protein S %
18.12.08 6.4 9.9 5.91 132 1.51 45 15.4 326 0.15 - - -
19.12.08 - - - - - - - - - 20.75 - -
20.12.08 6.2 7.9 - - - - - - - - - - 22.12.08 7.0 7.9 - - - - - - - - - -
26.12.08 6.5 - - - 2.07 30.6 10.7 352 - - - -
27.12.08 0.23 (idrar) - - - - - - - - - - -
29.12.08 - - - - 1.92 - - - - - - - 02.01.09 6.0 9.8 - - 1.78 24.9 8.7 434 0.03 - 25.7 62.9
05.01.09 - 8.2 4.91 135 1.83 - - - - - -
06.01.09 8.2 8.2 - - - - - - - - - -
Tablo 2: Radyoloji Sonuçları
Tarih/Tetkik Kranial USG
Kranial MR
EEG Tüm Abdomen USG
Toraks USG
EKO İşitme Testi
Kalça USG
18.12.08 Normal
24.12.08 İskemik Enfarkt?
Serebral Disfonksiyon
27.12.08 Sol böbrekte pelvikaliksiyal yapılarında hafif derecede genişleme
Normal
30.12.08 Üfürüm
02.01.09 Normal Normal
6
Resim 1: Cranial MR Görüntüsü
7
Resim 2: Extravazasyonun 2. günü Resim 3: Extravazasyonun 4. günü
(23.12.2008) (25.12.2008)
Resim 4: Extravazasyonun 10.günü Resim 5: Taburculuk sonrası kontrol
(31.12.2008) (09.01.2009)
Resim 5: Taburculuk sonrası kontrol
(26.03.2009)
8
Tablo 3: Hasta bakım planı
Tarih/Saat Sorun Beklenen Sonuç Girişimler
Hedef Ulaşıldı-Ulaşılamadı
18.12.08 ST:12.00
IV kalsiyum tedavisine bağlı ekstravazasyon gelişme riski
IV kalsiyum tedavisine bağlı ekstravazasyon olmaması
Ven dikkatli seçilecek ve vene bir defada girilecek.
Venden sete kan gelmesi önlenecek. IV girişim bölgesi ödem, kızarıklık,
doku hasarı, nekroz gibi belirtilere karşı gözlenecek.
Damarın her ilaç arasında 1-3 ml, infizyon bitiminde 1-3 ml serum fizyolojik ile irigasyonu sağlanacak.
En küçük bir ekstravazasyon belirtisi veya şüphesinde uygulama kesilecek.
21.12.08 Ulaşılamadı Ekstravazasyon gözlendi,
ancak konjenital trombofili tanısı ekstravazasyon sonrasında konuldu ve bu durum ektravazasyon gelişimini tetikledi.
18.12.08 Bebeğin gestasyonel haftasına göre düşük doğum ağırlığına sahip olmasına bağlı hipotermiye girme riski
Bebek taburcu olana kadar hipotermiye girmemesi
Bebeğin ateşi axiller 36 ºC nin üzerinde olması
Saatlik vücut ısısı takibi yapılacak. taşipne/bradipne yönünden solunum
takip edilecek. Cilt soğukluk ve solukluk yönünden
gözlenecek. Açık yatağın ısısı normal seviyelerde
tutulacak (cilt probu ile; 36.5-37.5) NICU oda ısısı 22ºC -24ºC olacak.
07.01.09 Ulaşıldı. Vücut ısısı taburcu olana
kadar axiller 36.8 ºC derece civarında seyretti.
9
18.12.08 Bebekte invazif girişimlere bağlı (IV kanülizasyon, aspirasyon vb…) enfeksiyon gelişme riski
Bebekte taburcu olana kadar invazif girişimlere bağlı enfeksiyon olmaması
Her girişim öncesi ve sonrası eller en az 30sn yıkanacak.
İnvazif işlemler uygulanırken eldiven giyilecek.
IV yol açılırken aseptik tekniğe uyulacak
Vital bulguları takip edilecek. Invazif katater giriş bölgesi
enfeksiyon belirti ve bulguları (kızarıklık, ödem, akıntı, ekimoz) yönünden gözlenecek .
Girişim bölgesinde enfeksiyon belirti ve bulguları gözlenirse IV yol stoplanacak ve hekime haber verilecek.
07.01.09 Ulaşıldı. Invazif girişimlere bağlı
enfeksiyon gözlenmedi
18.12.08 E.D.’nin gestasyonel haftasına göre gelişim geriliği olmasına bağlı emme yutma koordinasyonunu gerçekleştirememe riski nedeniyle oral beslenmeyi tolere edememe riski
Taburcu olana kadar beslenmeyi tolere etmesi; rezidüsü olmaması haftada ortalama 200 gr
kilo artışı olması, beslenme sonrası
kusmaması beslenme esnasında emme
yutma koordinasyonu iyi olması.
Kusma, rezidü yönünden takip edilecek.
Vital bulguları takip edilecek. Günlük kilo takibi yapılacak. Aldığı-çıkardığı miktar ve nitelik
yönünden takip edilecek. Kayıtlar düzenli tutulacak. Distansiyon belirtileri izlenecek
(barsak sesi, batında gerginlik, hassasiyet).
Hekim istemine göre beslenmesi düzenlenecek ve takip edilecek.
07.01.09 Ulaşıldı. Beslenmeyi tolere ediyor,
emme yutma koordinasyonu mevcut, kusma ve rezidü gözlenmedi, düzenli kilo alıyor.
18.12.08 st:12:00
Aile içi sorunlardan dolayı bebeğin güvenliğini sağlayamama riski
Bebek taburcu olana kadar güvenliği sağlanması.
Bebek yalnız bırakılmayacak. Hasta güvenliği hedefleri
doğrultusunda işlem yapılacak. Kimlik belirleyici kol bantı
takılacak. Yatak başı kimlik kartı takılacak. Gerektiğinde pempe kod verilecek. NICU 'ya giriş çıkışlar önlenecek.
Anne ve baba dışında ziyaretçi alınmayacak.
07.01.09 Ulaşıldı E.D taburcu edilerek
annesine teslim edildi.
10
18.12.08 st:12:00
Bebeğin düşürülme riski Bebek taburcu olana kadar düşme deneyimlememesi
Açık yatağın kenarlıkları aktif olarak kapalı tutulacak.
Bakımları yapılırken yalnız bırakılmayacak.
07.01.09 Ulaşıldı. E.D düşme deneyimlemedi
18.12.08 Ailenin bebeklerini kaybetme korkusundan dolayı gergin ve endişeli olması
Bebek taburcu olana kadar ailenin bebeklerini kaybetme korkusundan dolayı endişesi olmaması
Ebeveynlerle konuşularak kaygılarını ifade etmeleri sağlanacak ve bu konudaki korkuları, yanlış anlamaları ve endişeleri giderilecek
Bebeğin ebeveynlerle ten teması sağlanarak kanguru pozisyonu verilerek bebekle bağ kurmaları sağlanacak
Gerekirse bir uzmandan yardım alması sağlanacak.
07.01.09 Ulaşıldı. Bebeklerini kaybetme
endişesi nedeniyle soruları olmadı
20.12.08 ST:03.00
Hipokalsemiye (6.4mg/dl) bağlı bebeğin sol extremitelerinde lokalize kasılmanın olması
Hipokalsemi olmaması (8mg/dl üzerinde olacak).
Bebeğin sol extremitelerinde kasılma olmaması
Saatlik vital bulgu takibi yapılacak Tremor yönünden takip edilecek. Kasılma yönünden gözlenecek. Cilt rengi gözlenecek (siyanoz
yönünden). Kasılma anında gerekli olursa
oksijen desteği verilecek Labaratuar bulguları takip edilecek. Hekim istemine göre IV yol açılarak
kalsiyum glukonat tedavisine başlanacak ve oral calsiyum ek olarak verilecek.
06.01.09 Ulaşıldı. (Ca:8.2mg/dl) Bebeğin sol
ekstremitelerinde tremor gözlenmedi
11
20.12.08 Konvülsiyona bağlı santral sinir sisteminin etkilenmesine bağlı solunum kaslarının etkin kullanılamaması nedeni ile solunum sıkıntısının olması riski
Taburcu olana kadar solunum sıkıntısı olmaması
Bebek monitörize edilip saat başı ateş, solunum, nabız, SPO2 takibi yapılacak.
2-3 saat aralıklarla pozisyonu değiştirilerek solunumun rahat olduğu pozisyon verilecek.
Siyanoz yönünden cilt rengi gözlenecek
Solunum sıkıntısı belirti ve bulguları yönünden takip edilecek (interkostal, subkostal, suprastenal çekilme, burun kanadı solunumu).
Konvülsiyon açısından sık takip edilecek. Acil işlemler için malzemeler ve ilaçlar hazır bulundurulacak.
07.01.09 Ulaşıldı. Taburcu oluncaya dek
solunum sıkıntısı gözlenmedi
21.12.08 Beslenme esnasında konvülsiyon geçirmesine bağlı aspirasyon riski
Beslenme sırasında aspirasyon olmaması
Beslenme esnasında dik pozisyon verilecek.
Beslendikten sonra yarım saat sağ yan / yüzüstü yatırılacak
Cilt rengi gözlenecek. Vital bulguları takip edilecek. Biberon deliği bebeğin tolere
edebileceği büyüklükte olacak. Acil işlemler için malzemeler ve
ilaçlar hazır bulundurulacak. Aspirasyon bulgusu
gözlemlendiğinde bebek oral ve nasal aspire edilecek.
07.01.09 Ulaşıldı. Beslenme sırasında
aspirasyon olmadı
21.12.08 Oral beslenmeyi tolere edememe riskine bağlı batın distansiyonu gelişme riski
Distansiyon olmaması
Distansiyon belirtileri izlenecek (barsak sesi, gerginlik, hassasiyet).
Batın palpe edilerek kontrol edilecek.
Gerektiğinde lavman yapılacak. Rezidü takibi yapılacak. Vital bulguları takip edilecek. Hekim istemine göre beslenmesi
düzenlenecek.
23.01.09 Ulaşıldı. Batın distansiyonu olmadı
12
21.12.08 st:01:00
IV Ca tedavisine bağlı sol kol ve bacakta ekstravazasyon olmasına bağlı deri bütünlüğünde bozulma
Taburcu olana kadar ekstravaze bölgedeki yara dokusunda ilk oluşum gününe göre ilerleme olmaması
Yara bölgesinde sekonder deri enfeksiyonu olmaması,
Deri enfeksiyon belirti ve bulguları yönünden izlenecek ve kayıt tutulacak.
3 saatte bir pozisyon verilecek. Deri bütünlüğünde sürtünmeye bağlı
bozulmanın olması engellenecek. Hekim istemine göre yara pansumanı
yapılacak.
07.01.09 Ulaşıldı. Ekstravaze bölgede ilk
güne göre deri bütünlüğünde iyileşme gözlendi, yara bölgesinde ilerleme ve sekonder enfeksiyon belirti ve bulguları gözlenmedi, Plastik cerrah tarafından taburculuk sonrası takip edilecek.
24.12.08 İskemik enfarkta bağlı tüm extremitelerde (sol, sağ extremiteler ve yüz, ağız) generalize konvülsiyon olmasına bağlı travma riski
Taburcu olana kadar konvülsiyon nedeni ile travma olmaması
Vital bulguları takip edilecek. Kasılma yönünden gözlenecek ve
kayıt tutulacak. Yatak kenarları kaldırılacak Bebeğin yatak çevresi pedlerle
desteklenerek yumuşak zemin oluşturulacak
Bebek yuva yapılarak ektremiteleri desteklenecek
Konsültasyonları ve radyoloji istemleri organize edilecek ve tedavileri yapılacak.
Hekim istemine göre kan tetkikleri alınacak.
Tetkik sonuçlarına ve hekim istemine göre antikonvülsan tedaviye devam edilecek.
07.01.09 Ulaşıldı. Bebek ilaç tedavisi
planlanarak taburcu edildi bu süre esnasında konvülsiyon ve buna bağlı travma gözlenmedi.
13
07.01.2009 Anemi (Hct:%24.9) nedeni ile kan transfüzyonu yapılmasına bağlı tranfüzyon reaksiyonu gelişme riski
Transfüzyon esnasında reaksiyon gelişmemesi
Transfüzyon edilecek kan, son kullanma tarihi, kan grubu, ısı, pıhtı, cross-match uygunluğu yönünden kontrol edilecek
Vital bulgular takip edilecek(Taşipne, taşikardi, hipotermi / hipertermi)
Solunum sıkıntısı belirti ve bulguları yönünden gözlenecek (interkostal / subkostal / substernal çekilme, burun kanadı solunumu).
Transfüzyon esnasında deri ürtiker yönünden gözlenecek.
Reaksiyon belirtileri farkedildiğinde transfüzyon sonlandırılacak, hekime haber verilecek, bebeğe sırtüstü düz yatar pozisyon verilecek,hava yolu açılacak, acil malzeme ve ilaçlar hazırlanacak
Gerektiğinde oksijen verilecek.
07.01.2009 Ulaşıldı Tranfüzyon esnasında
reaksiyon gözlenmedi
07.01.09 Annenin tecrübesizliğine bağlı bebek bakımındaki bilgi eksikliği
Annenin bebek bakımı ile ilgili bilgi eksikliği olmaması
Taburcu olmadan önce bebeğin bakımlarını planlayarak uygulayabilmesi.
Anneye bebeğin bakımı, evde kullanacağı ilaçları hakkında uygulamalı eğitim verilecek.
NICU'nun telefonları verilerek danışmanlık desteği sağlanacak.
07.01.09 Ulaşıldı. Anne bebeğin günlük
bakımlarını planlayarak uygulayabiliyor
15
TARTIŞMA VE SONUÇ
Erken yaşta görülen tromboembolilerde, belirgin bir risk faktörü olmaksızın tekrarlayan tromboz ve
ailesel tromboz varlığında etyolojik faktör olarak ailesel hiperkoagülabilite hastalıklarından biri akla
getirilmelidir (5,11).
Aktive protein C rezistansı (APC-R), en sık görülen (yaklaşık %50) kalıtsal tromboz nedenidir.
Otozomal dominant (OD) geçişlidir. APC-R’nin nedeni, faktör V’teki nokta mutasyonudur. Faktör V’te
arginin yerine glutamin gelmesi ile FVa, APC tarafından inaktive edilmeye dirençli hale gelir ve buna
faktör V Leiden mutasyonu (FVL) denir. Böylece pıhtılaşmaya eğilim artar. Normalde PC, etkisini
arttıran bir kofaktör olan PS ile birlikte, FVa ve FVIIIa’nın pıhtılaştırıcı etkilerini ve trombin oluşumunu
engeller. APC-R olan hastaların %90-95’inde neden FVL mutasyonudur(10). PS, K vitaminine bağımlı,
protrombin grubundan, işlevi için kalsiyum gereken, serumda bulunan, dayanıklı faktörlerdir. Bebek
E.D. de ise PC aktivitesi düşük (%25,27) olarak bulunmuş olmakla beraber PS normal sınırlardadır ve
faktör V te herhangi bir nokta mutasyonu yoktur. Moleküler genetik inceleme raporuna göre faktör II
protombin polimorfizmi saptanmıştır.
Tromboembolizm tanısı almış çocuklarda yapılan bir çalışmada FVL prevalansı, 0-0.5 yaşta %26, 0.5-
10 yaşta %13, > 10-18 yaşta %30, kontrol grubunda %12 olarak bildirilmektedir (12). Venöz tromboz
ya da PE ile başvuranların %6-10’unda kalıtsal PC eksikliği vardır. Genel toplumda 1/200.000-300.000
sıklıkta görülür. Olguların bir kısmı geç adolesan dönemde tekrarlayan DVT ve PE ile gelirler. İlk
tromboz atağı 20-30’ lu yaşlarda görülür (12). Ancak hastamızda bu klinik tablo yenidoğan döneminde
saptanmıştır.
PC eksikliğinde semptomsuz kişiler sıktır. Aynı ailede bile klinik bulgular değişken olabilmektedir
(11,13). Bununla birlikte hastamızın özellikle ikiz eşinde ve diğer aile bireylerinde bu durum
saptanmamıştır.
Konjenital trombofili nedeniyle IV kalsiyum tedavisi sonrasında ektravazasyon gözlenen E.D’nin
ekstravazasyon bölgesinin bakımı yattığı süre içinde plastik cerrahi uzmanı takibi ile yapıldı. Hasta
taburcu edilirken vital bulguları stabil, konvülsiyon yok, oral alımı aktif, kilo artışı mevcuttu (çıkış
tartısı: 2505gr). Bu dönemde hasta bakım planı üzerinden aileye düzenli eğitim verildi (ilaç tedavisi,
yara bakımı, ...). Hasta, çocuk endokrin, hematoloji ve nörolojiye gitmek üzere salah ile taburcu edildi
(07.01.2009). Olgunun halen dermatoloji ve hematoloji polikliniği takipleri izlenmektedir.
Olguda uygulanan bakım planlarının, hastanın tedaviye ve iyileşme sürecine katkısı olduğu görülmüştür.
Hastaya özel yapılan bakım planları, hemşirelikte hizmet kalitesinin yükseltilmesini ve bakımın sistemli
yapılmasını sağlamaktadır.
16
KAYNAKLAR
1. http://www.itusozluk.com 09.02.2009
2. http://www.perinataldergi.com 09.02.2009
3. Akyolcu N: Ekstravazasyonda hemşirelik bakımı. Hemşirelik Bülteni, sayı:7 s:29, İstanbul, 1993.
4. Katkı Pediatri Dergisi, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim
Dalı ve Çocuk Sağlığı Ensititüsü yayını. Tromboz Cilt:22 Sayı:2 Mart-Nisan 2001.
5. Herold CJ, Bankier AA, Burghuber OC, et al. Pulmonary embolism: pulmonary vascular disorders,
vasculitides and hemorrhage. In: Albert RK, Spiro SG, Jett JR (eds). Comprehensive Respiratory
Medicine. Philadelphia: Mosby, 1999:1-12.
6. Rees DC, Cox M, Clegg JB. World distribution of factor V Leiden. Lancet 1995;346:1133-4.
7. Zoller B, Bernsdotter A, Garcia de Frutos P, et al. Resistance to activated protein C as an additional
genetic risk factor in hereditary deficiency of protein S. Blood 1995;85:3518-23.
8. Koeleman BPC, Van Rumpt D, Hamulyak K, et al. Factor V Leiden: An additional risk factor for
thrombosis in protein S deficient families? Thromb Haemost 1995;74: 530-3.
9. Gürgey A, Mesci L. The prevalence of factor V Leiden (1691GA) mutation in Turkey. Turk J
Pediatr 1997;39:313-5.
10. Bertina RM, Reitsma PH, Rosendal FR, et al. Resistance to activated protein C and factor V Leiden
as risk factors for venous thrombosis. Thromb Haemost 1995;74:449-53.
11. Koeleman BPC, Reitsma PH, Allaart CF, et al. Activated protein C resistance as an additional risk
factor for thrombosis in protein C deficient families. Blood 1994; 84:1031-5.
12. Keskin, G. İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksekokulu.Akyolcu N: Ekstravazasyonda
hemşirelik bakımı. Hemşirelik Bülteni, sayı:7 s:29, İstanbul, 1993.
13. Ünlü B, Kanama ve Tromboza Eğilim Trombofili, Sempozyum dizisi No:36 Kasım 2003 s,133-142.