medeni hukukta yorum ve metodları...3 ancak bu yorum metodu çeşitli nedenlerle eleştirilerle...
TRANSCRIPT
1
MEDENİ HUKUKTA YORUM VE YORUM METODLARI
I. MEDENİ HUKUKTA YORUM KAVRAMI
Yorum, bir hukuk kuralının gerçek anlam ve kapsamını ortaya koyma işlemi yahut
kanun koyucunun düşüncesinin kapsamının açıklanması olarak tanımlanabilir. Kanunun
yorumlanması, kanunun tamamına hâkim olan ilke ve esaslar ışığında belli bir kanun
hükmünün içerdiği anlamı ortaya koymak için yapılan faaliyettir.1
Bazen bir düşünceyi açıklamak isterken kullanılan kelime ile esasen açıklanmak
istenen düşünce arasında fark olabilir. Bunun sebebi kanun koyucunun, kanun maddesi tanzim
ederken kelime seçiminde titiz davranmaması yahut kullanılan kelimenin birden çok anlam
ihtiva etmesi olabilir.2
Gerçekten de soyut bir hukuk kuralının anlam ve uygulama alanını belirlemek için
yorum kaçınılmaz olacaktır. Bu sebeple yorum yapacak olan hâkimin ilk hareket noktası
kelimeler olacaktır. Kanun maddesinin lafzının yanında hâkim kanunun/maddenin özü ve
ilkesi ışığında araştırma yapacaktır. Bunun yanında hâkim kuralın zamanla anlamını
yitirebileceğini göz önünde tutarak ilgili hukuk kuralının hangi menfaati korumayı amaçladığı
konusunda da yorum yapacaktır. Zira bir kuralın hangi menfaati ve değeri korumayı
amaçladığı yönünde yapılacak yorum tutarlı ve adaletli bir hukukun uygulamasına hizmet
edecektir.3
1 AKİPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEŞ, KARAMAN, Derya; Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, 7. Bası, İstanbul, 2009, s. 114. 2 ÖZTAN, Bilge; Medeni Hukukun Temel Kavramları, 23. Basım, Ankara, 2006, s. 133. 3 ÖZTAN; s. 133-134, SEROZAN, Rona; Medeni Hukuk Genel Bölüm/Kişiler Hukuku, İstanbul, 2011, s. 129.
2
Kanun hükümlerinin yanında örf ve adet kuralları da yorumlanabilir. Ancak bu
kuralların yorumlanması yoluna fazlaca başvurulmadığından, kanunun yorumlanması kadar
önemli değildir.4
Yorum yöntemleri genel olarak özel hukuk için geliştirilmiştir. Özel hukukta çok
sayıda tamamlayıcı norm bulunduğundan yorum türlerinden en çok amaca uygunluk yorumu
kullanılır.5
II. YORUM METODLARI
A. Sübjektif Yorum
Sübjektif yorum kanunun tanzim edildiği dönemdeki kanun koyucunun iradesinin ön
plana çıkartıldığı yorum metodudur. Sübjektif yorumculara göre; yorum için ele alınan kanun
maddesinin fiili durumunu, kuralların tanzim edilme nedenini, amaçlanan hedefi ve kanun
tanzim edilmezden önce yapılan çalışmalar ve kanun yürürlüğe girdiğinde diğer kurallarla
olan bağlantısını değerlendirirler.6
Bu yorum metodunda yasa malzemeleri yani ön çalışmalar, teklif ve tasarılar, uzman
ve milletvekili görüşleri ile açıklamaları ele alınarak incelenir. Yani kısacası yasama organı
bünyesinde bulunan ilgili belgeler incelenir. Kanunun tanzim edilmesinden sonra, süreçte
görev alan uzman ve milletvekillerinin görüş ve açıklamaları dikkate alınmaz. Zira bu
kişilerin hafızasının zayıf olduğuna inanılır. Ayrıca yine bu yorum metodunda, kanunun
dilbilimsel anlamına da dikkat edilmez.7
4 ÖZTAN; s. 133, AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 114. 5 SÖZER, Ali Nazım; Hukukta Yöntembilim, 3. Baskı, İstanbul, 2012, s. 129. 6 SÖZER; s. 90 7 SÖZER; s. 91.
3
Ancak bu yorum metodu çeşitli nedenlerle eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır. Tüm
yurttaşların kanunları bilmesi gerekmekte ancak kimse gerekçe ve hazırlık aşamalarını bilmek
zorunda değildir. Bu sebeple bu yorum metodunda, tanzim edilen kanunların muhatabının
halk ve uygulayıcılar olduğu unutulmuştur. Bu açıklamalardan da görüleceği üzere yalnızca
kanun koyucunun iradesi tek başına ölçüt olarak kullanılamaz. Sübjektif tarihi metod,
dürüstlük kuralı ve hukuki güvenlik prensibi ile çatıştığından zamanla tamamen terk
edilmiştir.8
B. Objektif Yorum
Objektif yorumcular sübjektif yorumun tam tersi olarak, kuralları tanzim edenlerin
iradelerini araştırmanın anlamsız olduğunu düşünmektedirler. Zira bu yorumculara göre
gerçekte hiçbir zaman irade yeteneğine sahip kanun koyucu olmamıştır.9
Objektif yoruma göre, yasanın tanzim edilmiş bulunduğu dönemdeki toplumsal
koşullar, uygulanacağı zamandaki koşulları ve yaşamsal ihtiyaçları karşılayarak, tatmin
etmez. Dolayısı ile yorum yapılacağı zaman tarihsel koşuların değil, yorum yapıldığı andaki
mevcut günümüz hayatının ve şartlarının göz önünde bulundurulması gerekir. Bu sebeple
yasaların, toplum gereksinimini sağlayacak ve karşılayacak, toplumsal ve teknik ihtiyaçlara
cevap verecek şekilde yorumlanmaları gerekir.10
Ancak bu yorum metodu da çeşitli nedenlerle eleştirilerle karşı karşıya kalmıştır. Söz
konusu yorum metodu yasaya değil, uygulayıcıların keyif ve arzusuna hizmet etmektedir. Bu
yorum metodu yargıcın gücünü artırarak onu efendi konumuna getirmektedir. Eleştirenlere
göre, kanunun bu şekilde yorumlanarak kanun koyucunun iradesinden uzaklaştırılması hukuk
8 SÖZER; s. 91, ÖZTAN; s. 134. 9 SÖZER; s. 91. 10 SÖZER; s. 91-92, AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 116.
4
güvenliğini sarsacağı gibi; keyfilik, ilkesizlik ve kontrol edilemezliğin ortaya çıkacağı
belirtilmektedir.11
Bu tartışmalar zamanla objektif tarihi metod ve objektif zamana uygun metod
yöntemlerini geliştirmiştir.
1. Objektif Tarihi Metod
Bu yorum metodu yasa koyucunun, yasanın tanzim edildiği andaki iradesini araştırır.
Bu sebeple kanunun tanzim edildiği andaki, yasanın anlamını tespite çalışır. Bu sebeple ilk
olarak, kanunun tanzim edildiği politik, ideolojik, sosyo ekonomik koşullar belirlenerek
kanun koyucunun iradesi belirlenecektir. İkinci olarak da, yasa malzemeleri yani ön
çalışmalar, teklif ve tasarılar, uzman ve milletvekili görüşleri ile açıklamaları ele alınarak
incelenecektir. Bu belgeler, o günkü dil bilim, öğreti ve tüm yasal mevzuat ışığında
değerlendirilmelidir. Bunun yanında meclisteki tüm milletvekillerinin görüşlerinin de dikkate
alınması doğru olmaz, zira hepsinin kanun çalışmaları ile ilgili tam anlamıyla bilgi sahibi
olmaları da beklenemez.12
Objektif tarihi metod kuvvetler aykırılığı ilkesi ile tam bir uyum içerisindedir. Zira
yorumu yapacak hâkim, kanun koyucunun tanzim ettiği kanunu kullandığı kelimelerden onun
amacını belirlemektedir. Dolayısıyla bu yorum metoduyla hukuki güvenlik sağlanılarak,
hâkimlerin yorum yaparken olası keyfilik, ilkesizlik ve kontrol edilemezliğin de önüne
geçilmiş olunur.13
11 SÖZER; s. 92. 12 SÖZER; s. 93. 13 ÖZTAN; s. 134-135.
5
2. Objektif Zamana Uygun Metod
Hâkim, objektif zamana uygun metodda kanun maddesinin anlamını, zaman
içerisindeki duruma göre belirler. Kanunun tanzim edilmesinden sonra toplumdaki tüm
değişimler ve gelişimler bu yorum metodunda göz önünde tutulur. Yorumda yasanın
içerisinde bulunduğu sistem, kullanılan kelimeler yorum anında değişmiş olan düşünceler
dikkate alınmalıdır. Böylece, kanunun konuluş amacı da zamanla yorum ile değişikliğe
uğramaktadır.14
Objektif zaman uygun metod, objektif tarihi yorum metodunun yetersiz kaldığı
noktalarda kullanılan bir yol olmalıdır. Zira bu metodda hâkimin maddenin konuluş
amacından uzaklaşma ihtimali fazladır ve bu da hukuki güvenliği tehlikeye atmaktadır.
Ayrıca hâkime yorum konusunda bu kadar geniş yetkiler verilmesi kuvvetler ayrılığı ilkesini
de zedeleyebilecektir. Dolayısıyla bu yorum metodu olabildiğince ihtiyatlı kullanılmalıdır.15
III. YORUM UNSURLARI
A. Lâfzî Yorum (Kanun Metni-Gramatikal Yorum)
1. Genel Olarak
Lâfzî yorum, kuralların kelime anlamıyla aranır. Hukuk kurallarının bünyesinde
barındırdığı kelime, söz dizimi, noktalama işaretleri ve dilbilgisi kuralları ile metin anlamının
ortaya çıkarılmasına dayanır. Zira bir metnin anlamı en basit şekilde o metinin bünyesinde
bulunan kelimeler ile ortaya konulabilir.16
14 ÖZTAN; s. 135, SÖZER; s. 95. 15 ÖZTAN; s. 135. 16 ÖZTAN; s. 136, SÖZER; s. 38, AKINTÜRK/AKİPEK/KARAMAN; s. 120.
6
Lâfzî yorum genellikle sabit metinler üzerinden yapılması nedeniyle, kanunun
muhatabı olan yurttaşlar tarafından fazlasıyla güven verici bulunmakta ve hukuki güvenliği
tam anlamıyla sağladığı kabul edilmektedir.17
2. Hukuki Dayanağı
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1/I fıkrasına göre “Kanun, sözüyle ve özüyle
değindiği bütün konularda uygulanır.” Söz konusu maddede “sözüyle” uygulanması gerektiği
bahsedildiğinden lâfzî yorumun bu anlamda hukuki dayanağının 1. madde olduğu tartışma
götürmez bir durumdur.18
3. Lâfzî Yorumda Dikkat Edilmesi Gereken Durumlar
a) Günlük-Mesleki Dil
Bir kelimeye anlamı veren kanun koyucudur. Bu nedenle lâfzî yorumda temel görev
hâkime düştüğünden, kelimenin anlamının ortaya konulması esas itibariyle hâkimin ufkuna
bağlıdır. Hâkim, kelimelerin anlamını ortaya koyarken sözlük yardımına da başvurabilir.
Ancak ilgili kelimenin sözlükte karşılığı yok ise bu durumda kendi dil yeteneğine
başvurmalıdır.19
Bir metinde kullanılan dil, günlük dil olabileceği gibi mesleki dil de olabilir. Bu
sebeple kullanılan dilin mesleki bir bilim dalı var ise yorum yapılırken ilgili bilim dalı göz
önünde tutularak yorum yapılmalıdır.20
17 SÖZER; s. 38, AKINTÜRK/AKİPEK/KARAMAN; s. 121. 18 SÖZER; s. 39. 19 SÖZER; s. 42, GÜRİZ, Adnan; Hukuk Felsefesi,5. Bası, Ankara, 1999, s. 62. 20 SÖZER; s. 42.
7
Kelime yorumlarında ülkenin genelinde kullanılan günlük dilden yararlanılması da son
derece doğaldır. Ancak açık ve anlaşılması mümkün mesleki kelimelerin yorumlanması
sırasında da onların içerdiği anlamların dışına çıkmamak gerekir. Binaen aleyh günlük dilin
yanında mesleki dilin kullanılması da bir zaruriyettir. Zira her mesleğin kendine özgü
uygulamalarını ifade eden teknik terimler ve kavramlar vardır.
Fakat hukukun, hayatın ta kendisi ve muhatabının yurttaşlar olması nedeniyle genel
dilden tamamen soyutlaşması da onu işlevsiz bir hale getirmektedir. Bu sebeple hukuk dili
genel dilden de uzak olmamalıdır.
b) Kelimelerin ve Cümlelerin Özellikleri ve Yapılarının Tahlili
Günlük dilde kelimeler bağımsız olarak, mevcut durumdan soyut olarak anlam
taşıyamazlar. Soyut kelimelerin somutlaştırılmaları ancak güncel koşullardan yola çıkılarak
yapılabilir. Bu anlamda kelimeler günlük şartların, politik ve tarihi durumların değişmesi ile
farklı anlamlara bürünebilirler. Buradan hareketle hukuki bir terimin tanzim edildiği an ile
okunduğu an arasında ciddi anlam farklılıkları olabilir. Toplumun değişmesi ile birlikte
kelime anlamları da değişeceğinden, tanzim edilen kuralın da değişmesi mutlak olacaktır.21
Bunun yanında bir kelimenin çok anlamlı olması da dikkate alınmalıdır. Bu sebeple
kelimenin kullanıldığı koşul, anlamı da değiştirecek olup anlam belirsizliğini ortadan
kaldıracaktır. Bir kelime “Hak” olarak yazıldığında “Tanrı”, “Allah” anlamına gelir. Küçük
harfle yazıldığında ise, kullanıldığı ortama göre “toprak”, “yer” olarak anlaşılabilir. Kelime
ayrıca hukuki anlamda “çıkar”, “pay”, “ücret” olarak da kullanılmaktadır.22
21 SÖZER; s. 46. 22 SÖZER; s. 46-47.
8
Cümle yapısında ise bilindiği üzere cümle içeriğinde kullanılan bağlaçlar cümlelerin
ve dolayısıyla kelimelerin anlamını değiştirmektedirler. Kanun metninde kullanılan “ve”
bağlacının bağlayıcı “veya” bağlacının ise seçimlik bir ifade tarzını ortaya koyup koymadığı
dikkate alınmalıdır. Ayrıca bunun yanında “ile” bağlacı “ve” bağlacında da olduğu gibi iki
grubu birbirine bağlar. Burada kastedilen bağlama iki ayrı olguyu tek bir hukuki sonuca
götürmedir.23
Bunun yanında cümlelerin ve paragrafların yapıları incelendiğinde ilk kısmın normun
düzenlendiği durumu ikinci kısmın ise bu norma uyulmaması halinde karşılaşılması muhtemel
hukuki sonucu düzenlediği görülür.24
c) Kenar Başlıkları
Anayasanın 176. maddesine göre “Madde kenar başlıkları, sadece ilgili oldukları
maddelerin konusu ve maddeler arasındaki sıralama ve bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar
Anayasa metninde sayılmaz.” Ayrıca Meclis tarafından verilen 26.12.1944 tarih ve 1367
sayılı yorum kararında da kenar başlıklarını kanun metni içerisine dâhil etmemiştir. Yargıtay
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun vermiş olduğu bir kararda da bu konuda boşluk
olmaması sebebiyle başlıkların kanun metnine dâhil edilmemesi gerektiğini ve kenar
başlığından hareket edilerek sonuca gidilemeyeceğine belirtmiştir.25
Anayasa, Meclis kararı ve YHGK kararına rağmen doktrinde, kanun kenar
başlıklarının metinden ayrılmasının mümkün olmaması nedeniyle başlıklardan yararlanmanın
23 SÖZER; s. 51. 24 SÖZER; s. 52-53. 25 SÖZER; s. 53.
9
gerekli olduğu ifade edilmektedir. Zira başlıklar, kanunların sistematiğini düzenlemekte hem
de eksik metinlerin tamamlanmasına hizmet etmektedir. 26
4. Lâfzî Yorumun İcrası Sırasında Takip Edilecek Aşamalar
a) Kelime Anlamlarının Çözümü
İlk aşamada, metinde kullanılan ve anlamları bilinmeyen kelimelerin tespit edilerek,
bunların dar, geniş, duygusal ve akli anlamları araştırılır. Genel-mesleki dil ayrımı yapılır.
Bundan sonra kelimenin içerisinde bulunduğu konuya en uygun şekilde anlamı tespit edilir.27
b) Teknik Kavram ve İfadelerin Çözümü
Yukarıda bahsettiğimiz gibi mevzuat içerisinde gündelik dilin yanında mesleki dil olan
hukuk dilinin kullanılması da kaçınılmazdır. Bu sebeple mesleki kavramların, anlamlarının
ortaya konulması gerekmektedir. Anlamlarının ortaya konulamaması halinde, yorumun da
yapılması imkânsız olacaktır.
c) Dil Bilgisi Kurallarının Yardımı ile Cümlelerin Çözümü
Üçüncü aşamada kelimelerin gramer yapısı tahlil edilir. Kural dilbilim çerçevesinde
incelenir. Bu bağlamda virgül, noktalı virgül, özne, yüklem, sıfat, zamir, bağlaç ve sairlerin
görevi belirlenir.
d) Müesseselerin Çözümü
Dördüncü aşamada çözümü gereken olaya uygulanacak müessesenin unsurlarının
tespit edilmesi gerekir. Doğru ve anlaşılır bir yorum için müessese çözümü yaparak gerekli
formülü bulmak ve her bir unsuru maddi olaya uyarlamak gerekmektedir. Sözü edilen formül 26 SÖZER; s. 53. 27 SÖZER; s. 56.
10
genellikle yasanın lafzında bulunmayabilir. Bunu bulmak uygulayıcıların yani hâkimlerin
görevidir. Hâkimler bu alandaki ilmi ve kazai içtihatlardan yararlanarak uygulanacak formülü
tespit edebilir. Ancak aranan formülde, doktrinde üzerinde fikir birliğine varılmış bir kurum
bulamayabileceği gibi normun yeni tanzim edilmiş olması nedeniyle kazai içtihada da
rastlayamayabilir. Bu sebeple hâkim kendi kişisel çabası ile formülü oluşturmak zorunda
kalacaktır.28
B. Sistematik Yorum (Kanunun Sistematiği)
1. Genel Olarak
Bir kanun maddesi yorumlanırken, tek başına ve diğer kanun maddelerinden ayırarak
yorumlanmamalıdır. Bu sebeple bir kanun maddesi yorumlanırken, diğer maddelerle birlikte
ve hatta tüm hukuk sistemi içinde değerlendirilerek yorumlanmalıdır. Bir maddenin anlamı
onun ilgili yasa, ait olduğu hukuk dalı ve tüm hukuk sistemi içindeki yeri dikkate alınarak
yorumlanmalıdır. Zira normlar sistem içerisinde bağımsız değildirler; aralarında irtibat
mevcuttur.29
Bir norm değerlendirilirken diğer normlar ile arasında çelişki bulunmamalıdır. Bu
sebeple bir norm diğer normun anlamı dikkate alındığında çelişkisiz olmalıdır.30
2. Sistematik Yorum Çeşitleri
a) Şekli Yorum
Şekli yorumda aksi ile kanıt yöntemi, norm yığılması gibi özel kanunun genel
kanundan önce uygulanması gibi ilkelerden yararlanılır.
28 SÖZER; s. 56-57. 29 ÖZTAN; s. 136, SÖZER; s. 64-65, AKINTÜRK/AKİPEK/KARAMAN; s. 121. 30 SÖZER; s. 64, GÜRİZ; s. 63.
11
aa. Aksi İle Kanıt Yöntemi
Bir hukuk kuralı, belirli bir olaya belirli bir sonuç bağlamış ise, söz konusu
düzenlemenin dışında kalan diğer tüm olaylar aksi hukuki sonuçlara tabii olur. Aksi ile kanıt
yöntemi kıyas yönteminin tam tersidir.31
Örneğin; İş Kanunu’nun 25/II-g maddesine göre, işverenden izin almaksızın veya
haklı bir sebebe dayanmaksızın işçinin bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi işverene
haklı nedenle fesih hakkı vermektedir. Cümlenin açık lafzından çıkan sonuç, bir ayda iki
işgünü devamsızlığın haklı fesih nedeni sayılmamasıdır. Yine aynı maddeye göre, işçi
işyerinde yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlediğinde,
işveren iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilecektir. Düzenleme ile ifade edilmek istenen
husus, işyerinde işlenen suç yedi gün veya daha az cezayı gerektirmiş ise işveren için haklı
nedenle fesih hakkı doğmayacaktır.32
bb. Norm Yığılması
Bazen aynı konuya ilişkin hukuk sisteminde birden fazla hukuk kuralı mevcut olabilir.
Böyle bir durumda ortaya çıkabilecek ihtilafın hallinde hangi kanun maddesinin uygulanacağı
sorunu ortaya çıkmaktadır.
aaa. Seçimlik Normlar
Bir hukuk sistemi içerisinde aynı hukuki ihtilafı çözen birden fazla hukuki norm
olabilir. Bu normlar aynı madde içerisinde bulunabileceği gibi farklı yasalarda da olabilir. Bu
31 SÖZER; s. 54, AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 122. 32 Aynen SÖZER; s. 54.
12
durumda iki olasılık ortaya çıkabilir; ya ilgili kanun maddeleri birbirlerini tamamlamaktadır
ya da ilgili maddeler birbirleriyle çatışmaktadırlar.33
Sözleşme ya da haksız fiilden doğan sorumlulukların yarışması halinde, her ikisinden
doğan hakkın bağımsızlığından, sonuçta da birinin diğerinin alternatifi olmasından söz edilir.
bbb. Birbirini Tamamlayan Normlar
Bazı durumda aynı hukuki ihtilafı düzenleyen farklı kanun maddeleri birbirlerini
tamamlamaktadırlar. Bunun için normların birbirleriyle çatışmaması ve fakat birbirlerini
tamamlamaları gerekir. Tamamlama halinde zaten çatışma olmayacağından ilgili kanun
maddeleri birbirleri ardına uygulanırlar. Örneğin; bir devlet memuru yüz kızartıcı suç
işlediğinde hem TCK kapsamında hem de Devlet Memurları Kanunu’na göre ayrı ayrı
cezalandırılacaktır.34
ccc. Çatışan Normlar
Bazı durumda aynı hukuki ihtilafı düzenleyen farklı kanun maddeleri birbirleriyle
çatışmaktadır. Yani bir hukuki olaya farklı maddeler farklı hukuki sonuçlar bağlamış olabilir.
Bir olay birden fazla kuralın uygulama alanı içerisinde kaldığında, her iki kuralın da
uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilir. Her ikisi de söz konusu olaya uygulanabiliyor ise
gerçek bir norm çatışmasından bahsedilir. Her iki kuralın da aynı olay bakımdan bağladığı
hukuki sonuçlar örtüşür ise tam çatışma; biri diğerinden daha geniş bir uygulama alanına
sahipse kısmi çatışmadan bahsedilir.35
33 SÖZER; s. 68. 34 SÖZER; s. 74. 35 SÖZER; s. 78.
13
Çatışan normlar farklı düzeydeki normlar arasında doğmuş ise üst düzey norm alt
düzey norma hükmeder. Yani normlar hiyerarşisine göre üstte olan, altta olana hükmeder.
Anayasa basit yasalara göre; yasalar yönetmeliklere göre önceliklidir.
Çatışan normlar aynı düzeyde ise bu durumda çatışan normların tarih ve içeriklerinin
özel veya genel olmasına göre değerlendirme yapılmaktadır.
-İki özel ya da iki genel yasa birbirleriyle çatışırsa bu durumda, özel-genel yasa ayrımı
yapılamıyorsa, zaman ölçütü kullanılır. Yani yürürlük tarihi itibari ile sonraki yasa, önceki
yasaya göre öncelikli olarak uygulanır. Fakat çatışan iki normun aynı tarihte çıkması
durumunda iki kanun hükmü birbirini etkisiz hale getirir ve bu durumda ortaya bir boşluk
çıkar. Hâkim böyle bir durumda hukuk yaratmak durumunda kalmaktadır.36
- Çatışan yasalardan birinin genel diğerinin ise özel olması ihtimali de mümkündür.
Bu durumda eski tarihli yasa genel ve yeni tarihli yasa özel nitelikte yahut eski tarihli yasanın
özel ve yeni tarihli yasanın genel nitelikte olmasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Zira her iki durumda da özel nitelikte normun hâkimiyeti aşikârdır. Binaenaleyh özel normun
genel norma kıyasla daha hususi olması ve daha fazla ayrıntı içermesidir.37
ddd. Örtüşen Normlar
İki norm bazen aynı hukuki olayı tek bir sonuca götürüyor olabilir. Bu halde
örtüşen normdan söz edilir. Bu durumda her iki norm farklı iki uygulama getirmediğinden
normların birinin fazlalık olduğundan bahsedilebilir. 38
36 SÖZER; s. 80-81-82, KARAYALÇIN, Yaşar/ YONGALIK, Aynur; Hukukta Öğretim-Kaynaklar- Metod- Problem Çözme, 7. Bası, Ankara, 2008, s. 151.
37 SÖZER; s. 82-83-84, KARAYALÇIN/YONGALIK; s. 51. 38SÖZER;s.88-89.
14
b) Anayasaya Uygunluk Yorumu
Sistematik unsurdan yararlanırken yorum Anayasa’ya uygun olarak yapılmalıdır.
Esasen anayasaya uygunluk normu ayrı bir yorum unsuru olmayıp diğer yorum unsurlarının
tamamlayıcısıdır. Yorum çalışması tamamlandıktan sonra ortaya çıkan sonuçlar arasında
seçim yapmaya hizmet eder. Ortaya çıkan sonuçlar arasında anayasaya bağdaşmayan yorum
sonuçları dikkate alınmazlar. Anayasaya uygunluk yorumu, sistematik yorumun özel bir hali
olarak hukuk düzeninin birliğini, anayasanın üstünlüğünü ve kurallar hiyerarşisinin getirmiş
olduğu bir sonuçtur.39
Anayasaya uygunluk yorumu bir yorum unsuru olmayıp, diğer yorum unsurlarının
ortaya çıkarmış olduğu sonuçları değerlendiren bir sistemdir. Yani bir kanun maddesi tüm
yorum unsurları ile değerlendirildikten sonra ortaya çıkan sonuçlar Anayasa’ya aykırı ise bu
durumda aykırı olmayan yorum unsuru, aykırı olana tercih edilmelidir.
3. Sistematik Yorumun İcrası Sırasında Takip Edilecek Aşamalar
- Olayla ilgili norm saptanır ve okunur.
- Yapılan ilk yorumu denetlemek üzere, yorum yapılan kuralın içinde bulunduğu
yasanın anlayışı değerlendirilir.
- Konu ile ilgili aynı yahut farklı yasalarda başka bir kuralın olup olmadığı
araştırılır. Eğer farklı kuralın mevcudiyeti tespit edilir ise bu durumda söz konusu
kuralların birbirini tamamladığı, birbirleri arasında seçimlik, birbirleriyle çatışan
nitelikte olup olmadığı tespit edilir.
- Son olarak saptanan normların Anayasaya uygunluk denetimi yapılır.
39 ÖZTAN; s. 137, SÖZER; s. 119.
15
C. Amaca Uygunluk Yorumu (Kanunun Konuluş Nedeni)
1. Genel Olarak
Amaca uygunluk yorumu, kanun koyucunun kanunu tanzim etmesindeki amaç ve
varılmak istenen hedef dikkate alınarak yapılan yorumdur. Yasayı yorumlayacak olan yargıç,
kanunu tarafların verebileceği anlama göre değil de herkesin anlayabileceği şekilde
yorumlaması gerekmektedir. Zira kanun yalnızca taraflar için değil tüm yurttaşlar için tanzim
edilmiştir. Kanunu herkesin anlayacağı şekilde yorumlamak için yargıcın yapacağı ilk iş
kanun metnini okuyup, değerlendirmek olacaktır. Bu durum yukarıda açıklamasını yapmış
olduğumuz lâfzî yorum anlamına gelmektedir. Yani yargıç ilk önce lâfzî yorumla yola
çıkacaktır.40
Bazı yasalarda kanunun çıkarılış amacı açıkça yazılmış bulunduğundan bu tür
kanunların amaca uygunluk yorumu yönünden sakıncası bulunmamaktadır. Amaca uygunluk
yorumu metni açık olan kurallarda uygun düşmez. Zira yargıç kanunun açık amacını bertaraf
ederek, kendi değerlendirmesini esas alamaz. Bu sebeple yargıcın normun lafzına bağlılığı
esastır. Ancak amacın belli olmadığı kurallarda, yargıç yasanın yanında hukuka da bağlı
olacağından, norm içindeki çatışmayı önlemek amacıyla amaca uygunluk yorumu yapacaktır.
Ancak kanunun çıkarılış amacı belirtilmemiş olduğu durumlarda yargıç lâfzî yorumun
ardından, münferit ve kolektif inceleme yapacaktır.41
Münferit incelemede, yargıç öncelikle yalnızca yorumunu yapacağı kuralı
inceleyecektir. Yasanın esas anlamıyla korumasını istediği menfaati araştıracaktır. Bunun için
kanundaki menfaat çatışmaları, yasadan tanzim edilmesinden önce hangi durumun bu
kanunun tanzim etmeye sebebiyet verdiğini araştıracaktır. Yargıç daha sonra düzenlemenin
40 SÖZER; s. 98,AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 124, GÜRİZ; s. 66. 41 SÖZER; s. 98-103,AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 124.
16
amacını ortaya koymak için yorum yaptığı andaki sosyo-ekonomik durumu araştıracak ve
gerek duyarsa kanunun tanzim edildiği andaki dönemi de dikkate alabilecektir. Bu yukarıda
incelemesini yapmış olduğumuz objektif ve sübjektif tarihi metoddur. Aslında yargıç münferit
incelemede bir bakıma tarihi yorum yapacaktır.42
Yargıç daha sonra kolektif incelemeye geçecektir. Zira yukarıda da değindiğimiz
üzere bir kanun diğer kanunlardan izole olmuş değildir. Bu sebeple birbirleriyle bağımsız
olmayıp hali hazırda irtibatları devam etmektedir. Münferit incelemeyi yapan yargıç daha
sonra kolektif inceleme yaparken kanunların birbirleriyle olan ilişkisini kuracak ve aralarında
değerlendirme yapacaktır. Dolayısıyla amacı tespit ederken, hükümlerin lafzından ziyade
onların arkasında, yasanın tamamında ve içinde bulunduğu hukuk dalı ve nihayet tüm hukuk
sistemi içerisinde inceleme yapacaktır. Aslında yargıç kolektif incelemede bir bakıma
sistematik yorum yapacaktır.43
Yargıç yukarıda belirtilen tüm işlemleri yaptıktan sonra kuralın amacını
belirleyecektir. Ancak yargıç kuralların birden fazla amaç taşıyabileceği ihtimalini de göz
önünde tutacaktır.44
Yargıç daha sonra toplumsal değer yargılarına ve onlarda meydana gelen değişimleri
ortaya çıkan değerleri incelemeye alacak (sosyolojik yorum) ve son olarak objektif
amaç(adalet ve eşitlik ilkeleri) ile eşyanın tabiatına uygun(düzenleme konusu şeyin yapısı) bir
biçimde yorumunu tamamlayacaktır.45
Kısacası yorum yapılırken yargıç evvelce kanunun metnini esas alacaktır. Yani kuralın
lafzı ve dil bilgisi kuralları üzerinde duracaktır. Metin ile bulduğu sonuç kendisine makul 42 SÖZER; s. 98-99. 43 SÖZER; s. 99. 44 SÖZER; s. 100. 45 SÖZER; s. 101.
17
gelmiyorsa kanun koyucunun iradesini araştıracaktır. Eğer kanunun metni ile yasa koyucunun
iradesi arasında bir çelişki olduğu kanaatine varır ise kanunun metni üzerinde kısmi tasarrufta
bulunabilecektir. Ancak tasarrufu metinin tamamen dışına çıkacak şekilde olmayacaktır.46
2. Hukuki Dayanağı
Medeni Kanun’un madde 1/I’de “Kanun sözüyle ve özüyle değindiği bütün konularda
uygulanır” demektedir. Maddenin ifadesinden anlaşıldığı üzere bir norm incelenirken evvelce
lâfzî yorum ardından da normun özüne bakılacaktır.
3. Amaca Uygunluk Yorumunun Türleri
Lâfzî yorum ile ulaşılan sonuç yargıca makul gelmiyorsa bu durumda yargıcın, kuralın
amacına ulaşması gerekmektedir. Bu sebeple yargıç kuralın amacını saptamalıdır. Saptadığı
amacın bazen daraltılması bazen de genişletilmesi gerekmektedir. Ayrıca yargıç kural
çatışmalarını önleyecek şekilde de yorum yapabilir.
a) Daraltıcı Yorum
Bir kural eksiksiz gibi gözükse de bazen bir boşluk bulunabilir ve bu boşluk olması
gereken bir istisnanın bulunmamasından kaynaklanabilir. Bir kuralın metnine sıkı sıkıya bağlı
kalınarak yapılan yorum, yasanın amacına aykırı sonuç verebilir. Bu nedenle kural, normun
amacı gözetilerek sınırlandırılabilir. Zira yasa koyucu amacın gerçekleşmesi için gereken
istisna hükmü fark edememiştir. Buna teoride “amaca aykırı kullanımı önleyen yorum”
denir.47
46 SÖZER; s. 104. 47 SÖZER; s. 111.
18
Ya da bir kural eksiksiz olarak uygulandığında her iki taraf içinde sıkıntı doğuracak
ise bu durumda normun amacı aşan kısımları göz ardı edilebilir. Buna teoride “amacı aşan
kullanımı önleyen yorum” denilir.48
b) Genişletici Yorum
Bazen norm, çözümü gerektiren sorunlara uyarlanamayacak kadar dar ifade edilmiş
olabilir. Yani kanunun metni ile kanunda ulaşılmak istenen amaç arasında fark vardır. Daha
doğru bir ifade ile kanunda ulaşılmak istenen amaç maddenin lafzında bulunmamaktadır.
Adalete ve eşitliğe uygun olmayan bu durum maddenin genişletilerek yorumlanmasını
gerektirir.49
Ancak yargıç genişletici yoruma başvuracağı zaman yasanın metninden ayrılmayacak
yalnızca normu oluşturan sözcüklere geniş anlamlar yükleyecektir.
c) Kural Çatışmalarını Önleyen Yorum
Bazen yargıç önündeki somut meseleye uygulayacak iki kanun maddesi tespit edebilir.
Ancak söz konusu maddeler birbirleriyle çeliştiği zaman hangi kanun maddesinin
uygulanacağı sorunu gündeme gelir. Yargıcın çatışan iki normu tespit etmesi halinde,
koruyucu olan kuralı tespit ederek onu uygulayacaktır.
48 SÖZER; s. 115. 49 SÖZER; s. 115.
19
4. Amaca Uygunluk Yorumunun İcrası Sırasında Takip Edilecek
Aşamalar
-Lâfzî yorum
-Münferit İnceleme
-Kolektif İnceleme
-Eşyanın Tabiatına Uygunluk Değerlendirmesi
-Sosyolojik Değerlendirme
-Objektif Amaç (Hukukun Genel İlkeleri)
D. Tarihi Yorum
1. Genel Olarak
Bir kanun yorumlanırken, yasanın uygulama tarihi ile yayımı tarihi arasında zaman
farkı olacağından bu durumda yasanın uygulandığı dönemin mi yoksa uygulanacağı dönemin
mi dikkate alınacağı sorunu ortaya çıkacaktır. Bu durumda yukarıda bahsetmiş olduğumuz
sübjektif ve objektif metod dikkate alınarak yorum yapılacaktır. Konu evvelce anlatılmış
bulunduğundan, bu bölümde tekrara mahal vermemek adına yalnızca ilgili bölüme atıf
yapılacaktır.50
2. Tarihi Yorumun Uygulanması
“-http://www.tbmm.gov.tr adresine girilir.
-Solda mevcut seçeneklerden “yasama faaliyetleri” ibaresinin üstü tıklanır.
50 Bkz; II. Bölüm: Yorum Metotları.
20
-Ekranda çıkan “kanun sorgu formu”nda aranan kanun numarası girilir ve “getir”
kelimesi tıklanır.
-“Kanun sorgu sonucu” başlığı altında solda yazılı olan kanun numarasının üstü
tıklanır.
-“Kanun bilgileri” başlıklı yeni bir sayfa açılır. Bu sayfada çıkan çizelgede en altta
mevcut “Geçmiş Dönem Tasarı Bilgileri ve Komisyon Raporları” başlığı tıklanır.
Ekrana “Geçmiş Dönem Kanun Tasarı Bilgileri” ve “Geçmiş Dönem Kanun Tasarısı
Komisyon Bilgileri” çizelgeleri çıkar. Adalet Komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu,
Sağlık Aile Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları hakkında bilgi edinilmek
istenildiğinde bu komisyonların isimleri tıklanır. Değinilen her iki çizelgenin en
altında “Esas Komisyon Raporu” ibaresi tıklanınca genel gerekçeye ve madde
gerekçelerine ulaşılır.”51
IV. TEAMÜL KURALLARININ YORUMLANMASI
Teamüli hukuk kurallarının yorumlanması, kanunların yorumlanmasına nazaran farklı
özellik taşır. Zira yargıç öncelikle böyle bir teamül kuralı olup olmadığını tespit etmelidir.
Ancak bir kuralın teamül kuralı olup olmadığının tespiti kolay bir iş değildir. Bir kere her
şeyden önce teamül kuralı olduğu iddia olunan kuralın uzun zamandan beri aynı biçimde süre
gelen ve belli bir davranış biçimini barındırması gerekir. İkinci olarak da söz konusu kuralı
uygulayanlar arasında hukuki bir buyruğu yerine getirdikleri kanısı olması gerekmektedir. Bu
sebeple aslında teamüli yorumun, ilgili kuralın insanlar üzerindeki varlığının saptanması işi
51 SÖZER; s. 96-97.
21
olarak değerlendirilebilir. Hâkim, teamüli kuralın varlığını tespit ettiği takdirde amaca uygun
yorum yoluyla ilgili kanun metnini yorumlayacaktır.52
V. YORUM UNSURLARI ARASINDA UYGULAMA SIRASI
Yorum unsurlarının çeşitliliği karşısında hâkim yorumlaması gereken bir norm için
hangi unsura başvuracağı konusunda çelişkiye düşebilir. Zira yorum unsurlarının hiç birisi
mükemmel olmadığı gibi birbirleriyle de çelişmektedir. Bu durumda iki görüş ortaya
atılmıştır. Tek Yöntemin Yeterliliği Görüşü’ne göre; unsurlardan biri seçildiği zaman zaten
diğer unsura gerek kalmayacağı belirtilmiş; Birden Fazla Yöntemin Kullanılabilirliği
Görüşü’ne göre ise, bir unsurun kullanımı diğer unsurun kullanılamayacağı anlamına
gelmeyeceği belirtilmiştir. Ancak bu durumda hiyerarşik durumun nasıl çözüleceği meselesi
gündeme gelecektir.53
Hiyerarşik sırada kuralın lafzına öncelik verilmesi normal karşılanmalıdır. Ardından
yasaların dış sistematiği ve yasanın dayandığı kavramsal sistematiğe önem verilmelidir.
Amaca uygunluk yorumu ise her yorumla birlikte yapılması gerekmektedir. Lâfzî, sistematik
ve amaca uygunluk yorumu dışında kuralın tarihi yorumu da yapılmalıdır. Bütün yorumların
ardından en son Anayasa’ya uygunluk yorumu yapılmalıdır. Zira bütün yorumlar Anayasa’ya
uygun olmalıdır.54
52 ARAL, Vecdi; Hukuk Felsefesinin Temel Sorunları, İstanbul, 2011, s. 194-195, AKİPEK/AKINTÜRK/KARAMAN; s. 130. 53 SÖZER; s. 121. 54 SÖZER; s. 122-123.
22
VI. SONUÇ
Yorum, yasaların anlamlarını ortaya koymak ve dolayısı ile hukuk düzeni içerisinde
bulunan müphem kavramların açıklanması olarak nitelendirilebilir.
Uygulayıcı, önüne gelen somut olaya uygulayacağı soyut kavramı bulmakta güçlük
çekmeyecektir. Yargıç, meselenin halli bakımından somut olayda hangi hukuk dalının ve
hangi kanunun ve nihayet hangi kanun maddesini uygulayacağını araştıracaktır. Kanun
maddesini teşhis ettikten sonra onunla ilgili doktrindeki ve mevzuattaki- ki bunlar mevzuatın
yanında yargısal içtihatlar da olabilir- araştırma yaparak soyut kuralı, somut hadiseye
uygulayacaktır.
Ancak meselenin halli bakımından, tespit ettiği soyut norm ile ilgili gerek doktrinde ve
gerekse mevzuatta konuyla ilgili açıklama bulmakta zorluk çekebileceği durumda yorum
unsurlarını göz önüne alacaktır. Öncelikle kanunun lafzından yola çıkacak, kelimelerin ve
cümlelerin yapısı ile ona bir anlam yükleyecektir. Ardından kanun maddesinin içerisinde
bulunduğu kanunun sistematiğini irdeleyecek ve sistematik yorum yapacaktır. Bunun
ardından, kanunun tanzim edilmesinde esas korunmak istenen menfaatin ne olduğunu ve
yaptığı yorum ile korunmak istenen menfaat arasında bir çelişki olup olmadığını
değerlendirecektir. Tüm bunların yanı sıra objektif ve sübjektif tarihi yorum ile gerekse
kanunun tanzim edildiği anda kanun koyucunun iradesini araştıracak ve gerekse yorum
yaptığı an da mevcut hayatın koşullarını birlikte değerlendirecektir. Nihayet, yapmış olduğu
yorumun Anayasa’ya aykırı olup olmadığını tespit ederek, yaptığı yorumun denetimini
gerçekleştirecektir.
Her ne kadar uygulayıcının yorum yapması bir nev’i takdir yetkisi olarak
değerlendirilse de esas amaç kanunun anlamının ortaya koyulması çabasıdır. Kaldı ki
23
uygulayıcının takdir yetkisi de sınırsız olmayıp, takdir yetkisinin bağlı bulunduğu bir takım
kurallar vardır. Zira 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca; “Kanunun
takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini ya da haklı sebepleri göz önünde tutmayı
emrettiği konularda hâkim, hukuka ve hakkaniyete göre karar verir.”
Maddenin lafzında hâkimin önüne gelen olayda, hukuku bir tarafa bırakıp meselenin
hallinde sadece hakkaniyeti gözetecekmiş gibi bir kanı uyandırmaktadır. Oysa hâkim, takdir
yetkisini kullanırken önce hukuka, daha sonra hakkaniyete göre karar vermek zorundadır.
Dolayısı ile yorumun amacı hakkaniyetten önce hukukun uygulanmasına hizmet etmek
olmalıdır.
24
KAYNAKÇA
AKİPEK, Jale; Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri - Şahsın Hukuku, Ankara, 1960.
AKİPEK, Jale/ AKINTÜRK, Turgut/ ATEŞ KARAMAN, Derya; Türk Medeni Hukuku Başlangıç Hükümleri Kişiler Hukuku, 7. Bası, İstanbul, 2009
ANSAY, Sabri Şakir; Hukuk Bilimine Başlangıç, Ankara, 1952
ARAL, Vecdi , Hukuk felsefesinin Temel Sorunları, İstanbul, 2011
ARSEBÜK, Esat; Medeni Hukuk Cilt-1,2, Ankara, 1938.
BİLGE, Necip; Hukuk Başlangıcı,4.Baskı, Ankara, 1983.
EDİS, Seyfullah; Medeni Hukuka Giriş ve Başlangıç Hükümleri, Ankara,1979.
GENÇCAN, Ömer Uğur; Türk Medeni Kanunu Şerhi (Cilt-1), Ankara, 2007.
GÖZLER, Kemal; Hukukun Genel Teorisine Giriş: Hukuk Normlarının Geçerliliği ve Yorumu Sorunu, Ankara, 1998
GÜRİZ, Adnan; Hukuk Felsefesi,5. Bası, Ankara, 1999
KARAYALÇIN, Yaşar/ YONGALIK, Aynur; Hukukta Öğretim-Kaynaklar- Metod- Problem Çözme, 7. Bası, Ankara, 2008
OĞUZOĞLU, H. Cahit; Medeni Hukuk(Giriş, Başlangıç, Şahsın Hukuku), 2. Basım, Ankara, 1949.
SEROZAN, Rona; Medeni Hukuk Genel Bölüm/Kişiler Hukuku, İstanbul, 2011
SÖZER, Ali Nazım; Hukukta Yöntembilim, 3. Baskı, İstanbul, 2012
İMRE, Zahit; Medeni Hukuka Giriş, 3.Basım, İstanbul, 1980.
İNAN, Ali Naim; Medeni Hukuk, Ankara, 2005.
OĞUZMAN, M. Kemal; Medeni Hukuk Dersleri, 6.Basım, İstanbul, 1990.
OĞUZMAN, M.Kemal/ BARLAS, Nami; Medeni Hukuk Giriş Kaynaklar Temel Kavramlar, 17.Basım, İstanbul,2011.
ÖZTAN, Bilge; Medeni Hukukun Temel Kavramları, 23. Basım, Ankara, 2006.
TEKİNAY, Selahattin Sulhi; Medeni Hukukun Genel Esasları ve Gerçek Kişiler Hukuku, İstanbul, 1992.
VELDET, Hıfzı; Medeni Hukukun Umumi Esasları, 2. Basım, İstanbul, 1945.
25
ZEVKLİLER, Aydın; Medeni Hukuk Başlangıç Hükümleri, Kişiler Hukuku- Aile Hukuku, Diyarbakır, 1980.
ZEVKLİLER, Aydın/ HAVUTÇU, Ayşe; Medeni Hukuk Temel Bilgiler, 5.Basım, Ankara, 2005.
ZEVKLİLER, Aydın/ ACARBEY, M. Beşir / GÖKYAYLA, K. Emre; Medeni Hukuk Başlangıç Hükümleri-Kişiler Hukuku-Aile Hukuku, 6. Basım, Ankara, 1999.