etkili yorum 12

62

Upload: ihlas-koleji

Post on 06-Apr-2016

246 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

İhlas Koleji'nin Çıkardığı Kurumsal Dergi

TRANSCRIPT

Page 1: Etkili Yorum 12
Page 2: Etkili Yorum 12
Page 3: Etkili Yorum 12

01

İMTİYAZ SAHİBİHami Koç

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü

GENEL YÖNETMENAzmi AKSOY

GENEL YAYIN YÖNETMENİServer Gürsoy

SANAT YÖNETMENİAytekin Karaca

DANIŞMA KURULUHamdi Özakay

Sebahattin Kazaz

Müge Kılıç

Sıtkı Çelik

REKLAM SORUMLUSU Ali Oğuz Çelikörs

0212 639 68 70

YAZI İŞLERİA. Faruk Levent

Esin Özer

Şaban Yılmaz

Elif Tuğçe Eyikoçak

Ahmet Kenar

Kübra Hamdioğlu

Bahar Engin

GRAFİK TASARIMOzan Gürel, Ali Serdar Mert

KATKIDA BULUNANLARLevent Çelik, İsmail Baş

Nizameddin Çakır

YAPIMDVC İletişim

0 212 452 24 90 - 452 77 68

BASKIİhlas Gazetecilik A.Ş.

Yenibosna/İstanbul - 0 212 454 35 08

YORUMETKİLİ

Sayı12

Annelik Duygusu

04Çocuklarda Gelişim ve Öğrenme

06Alışveriş mi Yapıyorsunuz Kendinizi mi Kandırıyorsunuz?

10

Birpınar: “Her İki KişidenBiri Çevreci Olmalı”

12Kardeş Kıskançlığı

16 18Çocuğunuza Sorumluluklar Verin

Çocuklarımızla Sağlıklıİletişim

20Sanal Değil Gerçek Canavar

24 28Sınavlara Hazırlık

30 Sorumluluk AlmanınVakti Geldi!

34 Onlar Büyürken!

36 Artık Onunda Bir Mesleğe İhtiyacı Var

40 Çocuğa Model Olmak

44 Okul Öncesi DönemdeBilgisayar Destekli Eğitim

46 Bebeklikten Ergenliğe MutluÇocuk Nasıl Yetiştirilir

48 Gözlerime Gül Çocuk

50 Haberler

56 Çocuğunuzun Özgüveni Artırmak İçin Neler Yapabilirsiniz?

58 Dersimiz “Fetih”

59 Kendinize Ne Kadar Güveniyorsunuz?

60 Beyninizin Hangi TarafınıDaha Çok Kullanıyorsunuz?

62 Çocuğumu Yeniden Yetiştirmem Mümkün Olsaydı

64 Bulmaca

İHLAS KOLEJİ BİREYSEL GELİŞİM VE EĞİTİM DERGİSİ İÇİNDEKİLER

Page 4: Etkili Yorum 12

3

Bilgisayarlar… Modern dünyanın vazgeçilmezleri .İş-lerimizi kolaylaştırmanın yanısıra , eğ-lence aracı olarak da kullanılabiliyorlar.Özellikle çocuklar, can sıkıntısından,bilgisayar oyunlarının içine adeta hap-solmakta, sanal dünyanın içinden çı-kamaz halde saatlerce ekran karşısındakalmakta, çevresinden soyutlanarak,oyundaki karakterini yöneten, hayattankopuk kişiler haline gelebilmekteler.

Uzmanlar, bilgisayar oyunları konusundaaileleri uyarıyor.” Benim evladım,bilgi-sayarda sessiz sessiz oturuyor deme-yin,o anda dehşet verici bir oyununvahşi karakterlerinden birini yönetiyorolabilir. Anne baba olarak çocuğunuzudinleyin ve onlarla daha çok iletişim veduygusal bağlantı kurun, aile birliğineçok daha fazla önem verin.”

İlgisiz,hedefsiz,modelsiz çocuklar cansıkıntısından bilgisayara yönelmekte,sosyal ortamdan uzak durmaktalar.Yüz yüze iletişim yerine sanal dünyayıtercih etmekteler.

Eşler, çocuklarına ve birbirine kalitelizaman ayırmalıdır. Çocuklara sorumlulukverilmeli, zamanını kaliteli geçirecekmeşguliyetler bulunmalıdır. Probleminçözümü: Can sıkıntısını gidermek,yakınilgi göstermektir. Yeterince ilgilenilmeyençocukların canı daha çok sıkılacak,daha çok bilgisayar başında kalacaktır.

h h h

Vaktiyle can sıkıntısından, hayatın ya-şanmaya değmez olduğundan yakınan

bir prens vardı. Kardeşleri, arkadaşlarıgezer, ava gider, eğlenirken o odasınakapanır, sürekli düşünürdü. Oğlununbu hali hükümdar babasını çok üzü-yordu.Bir gün hükümdar, ülkesinin enbilge kişisini sarayına çağırtıp ona oğ-lunun durumunu anlattı ve buna bir çö-züm bulmasını istedi. Bunun için bilgeyebir hafta süre verdi. Bir hafta içinde birçözüm bulamazsa, bunun hayatına malolabileceğini de hatırlattı.

Yaşlı Bilge, üç beş gün düşünüp taşındı;aklına hiçbir çözüm gelmedi. Bu ne-denle canını olsun kurtarmak için ülkeyiterk etmeye karar verdi. Üzgün vedalgın bir şekilde ülkeyi terk ederken,bir köyün yakınında koyunlarını, keçileriniotlatan küçük bir çobanla sohbet etti.Küçük çoban yaşlı bilgeye “Amca şuhayvanlara biraz göz kulak oluver de,ben de köyden yiyecek bir şeyler alıpgeleyim, bu gün unutmuşum da”, dedi.Bilge de zevkle kabul etti.

Bilgenin kafası, karşılaştığı olaylarlameşgul bir halde hayvanlara göz kulakolurken, bir koyun yavrusu, kenarındaoynamakta olduğu uçurumdan aşağıyuvarlanıverdi. Çobana verdiği sözüdoğru dürüst tutabilmek için kuzuyukendisi kurtarmaya karar verdi. Buamaçla uçurumun dibine indi. Öncekuzuyu sırtına bağladı sonra, tırman-maya başladı.

Birkaç tırmanma başarısızlıkla sonuç-landı. Ama Bilge yılmadı. Uğraştı, di-dindi, zorlandı; ama sonunda kuzuyuyukarı çıkarmayı başardı.

Küçük dostuna verdiği sözü tutabilmek,bunun için de kuzuyu uçurumdan çı-karmak bir süre kafasını öyle meşguletti ve kendini bu işe o kadar verdi ki,başından geçmekte olan olayı, canınıkurtarabilmek için ülkeyi terk etmekteoluşunu unuttu.

Fakat bu durum onun kafasında yenibir şimşek çakmasına neden oldu veşöyle düşündü:’’ Bir kimse ciddi olarakbir işle meşgul olur, bir girişimde bulunurbunu başarı ile sonuçlandırmak arzusubenliğini tam olarak kaplarsa , o kimseiçin can sıkıntısı, olayları kafasına takmakdiye bir şey söz konusu olamaz ‘’. Bugerçek, dolayısıyla hükümdarın oğluiçin de geçerlidir. Bilge artık kaçmafikrinden vazgeçip hemen geri döndüve hükümdarın huzuruna çıkarak şuçözümü sundu:

“Hükümdarım, eğer oğlunuzun can sı-kıntısından kurtulmasını hayata bağ-lanmasını istiyorsanız ona bir sorumlulukyükleyin, zamanını kaplayıcı bir meş-guliyet verin. Can sıkıntısının, yaşa-maktan şikayet etmenin ana sebebibaşıboşluktur. Oğlunuza yükleyeceğinizsorumluluk ne derece ciddi, sonucune derece ağır olursa, kendini o derececan sıkıntısından kurtaracak, yaşamamücadelesi ve azmi o derece arta-caktır.’’

Çocuklarımıza sorumluluk yükleyelimSevgi ve saygılarımızla….

YORUMETKİLİ

Sayı12

Çocuklarımıza Sorumluluk Yükleyelim

E D İ T Ö R D E NServer GÜRSOY

Page 5: Etkili Yorum 12

YORUM4 ETKİLİ

Psk. Elif Tuğçe EYİKOÇAK

Annelik DuygusuAnne denildiğinde, aklımıza sıcak bir kucak, sarıp sarmalayan kollar, güven vesevgi gelir. Annelik üzerine bir şeyler söylememiz istense, herhalde hepimizinsöyleyecek pek çok sözü vardır.

Page 6: Etkili Yorum 12

nne denildiğinde, aklımıza sıcak

bir kucak, sarıp sarmalayan

kollar, güven ve sevgi gelir. An-

nelik üzerine bir şeyler söylememiz is-

tense, herhalde hepimizin söyleyecek

pek çok sözü vardır.

Bir kadın, bir bebek dünyaya getirdikten

sonra anne olur. Aslında bir bebeğin

doğumu, bir annenin doğumunu da

beraberinde getirir. Anneliğin ilk temeli,

fizyolojik ve hormonal birçok değişimi

içinde barındıran hamilelik döneminde

atılır. Çocuğun doğumu ile birlikte de

annelik hayata geçirilir.

Bir kadın annelik işlevini yerine getirmeye

başladığında, diğer canlı türlerine göre

bakıma ve ilgiye çok daha fazla ihtiyacı

olan bir bebekle karşı karşıya kalır.

Annenin tüm ilgisi, bebeğin duygularını

düşünme ve anlamaya yöneliktir. He-

defi, bebeğin gereksinimlerini uygun

olarak karşılamaktır. Bebek, doğumun-

dan itibaren, gelişimi için anneye ihtiyaç

duyar. Annenin bebeğinin ihtiyaçlarını,

bebeğin ihtiyaç duyduğu anda karşılıyor

olması önemlidir. Özellikle bebeğin

dünyaya geldiği ilk anlarda güven duy-

gusunun anne tarafından beslenebil-

mesi ve anne çocuk arasında sağlıklı

bir bağlanmanın gerçekleşmesi gerekir.

Sağlıklı annelik tutumu, bebeğin ihti-

yaçlarını karşılamaktan keyif almayı

içerir. Ancak bunu gerçekleştirmek her

zaman çok da kolay olmaz.

Anne - çocuk ilişkisi doğası gereği iç

içe geçmiş bir ilişkidir; bu noktada bir

yanıyla karşılıklı mücadele vardır. Çocuk

bağımsızlığını ilan etmek için uğraş

verirken, anne de çocuğun hayatının

içinde yer alma çabasındadır. Kısa bir

dönem için anneler çocuklarının her

şeyi olabilirler; ancak çocuklar anne-

lerinin her şeyi olmamalıdırlar.

Bu Büyülü İlişkide Kaybolmamakİçin Unutulmaması GerekenlerAnne olmak, kadın olmayı ikinci plana

atmak anlamına gelmemelidir. Annelik

bir görev değil, bir ilişki biçimidir. Mü-

kemmel çocuklar yetiştirmek adına,

bunu bir görev edinip, tüm enerjisini

buna yoğunlaştırmak, çocuğun önünde

sadece kendisiyle ilgilenen bir bağımlı

anne modeli oluşturur. Bir kadının, ken-

dini sadece anne olarak tanımlaması,

diğer yaşam alanlarına kendini kapa-

ması ne anne, ne de çocuk için ka-

5YORUMETKİLİ

Sayı12

zançlı olacaktır. Anne ile çocuk arasında

ayrışmanın olabilmesi ve annenin ço-

cuktan başka ilgi alanları bulması da

önemlidir.

Mükemmel annelik anlayışı, mükemmel

çocuklar yetiştirmeyi garantilemez. Ak-

sine çok fazla baskılanmış, engel-

lenmiş ve mutsuz çocuklar olarak

yetişmelerine sebep olabilir.. Annelik

çok yoğun bir duygudur. Bu çok yoğun

ruhsal ve fiziksel yakınlık, her iki taraf

için de zarar verici olabilir. Annenin is-

teklerine tümüyle hapsolmuş çocuk

kendini yapılandıramaz, kendi istek

ve yönelimlerini bağımsız olarak şekil-

lendiremez.

İç içe geçmiş anne - çocuk ilişkisinde

gerek annenin, gerekse çocuğun bi-

reyselleşmesi ancak babanın devreye

girmesiyle mümkün olabilir. Çocuğun

gelişimi anne - baba arasındaki nitelikli

iletişime bağlıdır. Anne ve babanın bir-

biriyle iletişime geçme biçimleri, bir-

birlerine duydukları sevgi, saygı, hoş-

görü, güven ve anlayış, çocukların

ileriki hayatlarında diğer insanlarla, özel-

likle eşleriyle olan iletişimlerinin temelini

oluşturacaktır.

Bir kadın annelik işleviniyerine getirmeyebaşladığında, diğercanlı türlerinegöre bakıma veilgiye çok dahafazla ihtiyacıolan bir bebeklekarşı karşıyakalır.

A

Page 7: Etkili Yorum 12

YORUM6 ETKİLİ

ÇOCUKLARDAGELİŞİM VE ÖĞRENME

Deniz Günim / Psikolojik Danışman / Nisan Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Page 8: Etkili Yorum 12

7

ocuk, dünyaya geldiği andanitibaren öğrenmeye başlar. Bü-yümeyle birlikte yaşadıkları doğ-

rultusunda çevreye uyum sağlayabil-mek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek içindavranışlarını değiştirmeye başlar. Ya-şantı ve deneyimler sonucu oluşandavranışlardaki kalıcı değişiklikler öğ-renmedir. Henüz birkaç aylık bebeklerbile ağlamanın ilgi çektiğini, ağladıkla-rında annelerinin onların karnını doyur-duğunu; bunun sonucunda isteklerinielde etmek için, ağlamayı öğrenirler.Yaşamın ilk yılları beynin en hızlı geliştiği,gelişimin ve öğrenmenin hızlı olduğuzamandır.

Son yapılan araştırmalar beyin gelişimininen hızlı döneminin 0–3 yaş arasındaolduğunu göstermektedir. Özellikle ya-şamın ilk yıllarında yeterli beslenme,ilgi, etkileşim ve uyaranların fazla olmasıçocuğun gelişimi ve öğrenmesi içinson derecede önemlidir. Bu yıllardaçocukla oyun oynamak, onunla bol bolkonuşmak, ona yeterli ilgi ve sevgi gös-termek gelişimi açısından gereklidir.Öğrenme gelişim ve olgunlaşmadan

bağımsız düşünülemez. Çocuk gelişimve olgunlaşmasına bağlı olarak önce-sinde yapamadığı şeyleri yapabilmeyebaşlar. Çocuğun becerileri, basittenkarmaşığa doğru ilerler. Önce basitolanı yapar, büyüdükçe ve geliştikçedaha zor ve karmaşık olan becerileriöğrenir. Çocuk, önce başını tutar, sonraoturur, akabinde emekler ve yürür. Otu-ramayan bir çocuğu yürümeye zorlamakdoğru değildir. Henüz kalemi tutup,karalama yapamayan bir çocuğa, harf-leri yazmayı öğretmeye çalışmak daanlamsızdır. Kalem tutmayı öğrenen;karalama ve boyama yapan, yeterli ol-gunluğa gelen çocuk, harfleri yazmayıda öğrenebilir.

Çocuk, birçok açıdan gelişir. Gelişimi,fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal vedil gelişimi olarak değerlendirebiliriz.Çocuk, bedensel olarak büyür; kilosuartar, boyu uzar. Çevresinde gördükleri,duydukları sonucunda; konuşma, duy-gu ve düşünceleri anlama, yorumlamave ifade edilebilme becerisi gelişir. Bi-lişsel gelişim, çocuğun nasıl düşün-düğünü; duygusal gelişim duyguların

farkındalığını ve yaşantılar sonucu ço-cuğun bu duygulara nasıl tepki verdiğini;sosyal gelişim ise, çocuğun çevresiylenasıl ilişki kurduğunu içerir.

Çocuklarda öğrenme ve gelişimi in-celeyen psikolog Jean Piaget' ye göre,öğrenme ve gelişim farklı aşamalardadeğerlendirilir. Bütün çocukların dü-şünme biçimleri benzer özellikler gös-tererek gelişir. 0–2 yaş dönemine denkdüşen zaman, çocuğun dünyayı du-yuları aracılığıyla algıladığı dönemdir.Çocuk duyarak, tadarak, dokunarak,koklayarak, görerek öğrenir. Bu dö-nemde bebeklerin ve çocukların objeleriağzına götürmesi sıkça gözlenen birdavranıştır. Çocuk dünyayı, objeleri ağ-zına götürerek, atarak, düşürerek tanı-maya çalışır. Önce çevresindekileri göz-leriyle takip eder, sonrasında saklananbir oyuncağın geçici olarak kayboldu-ğunu, aslında hala var olduğunu öğrenir.Bu dönemdeki çocukların en keyifaldığı oyunlardan biri “cee-cee” oyu-nudur. Biraz büyüdüğünde, 2–7 yaşaralığında, çocuğun dili kullanmayabaşlamasıyla sembol kullanımı başlar.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Çocukların zihinselgelişimi hayatagözlerini açtıklarıilk andanbaşlayarak yıllariçinde girdikleriyaş gruplarınagöre devam eder.Bu dönemleriçinde çocuklarçevrelerine karşıdavranışlarınışekillendirirler vesosyal hayata ilkadımlarını atarlar.

Ç

Page 9: Etkili Yorum 12

YORUM8

Çocuğun yetiştiği ortamda ne kadarçok konuşuluyorsa, çocuğun konuş-ması da o kadar gelişir. Ona masalokumanın, birlikte şarkılar söylemenindil gelişimine katkısı büyüktür. Bu dönemçocuğun soru sorarak öğrendiği dö-nemdir. Konuşmayı öğrenmeyle birlikte“Bu ne?” sorusunu sıkça sormaya baş-larlar. Bu dönemde soruları cevapsızbırakmamak, tanıyabileceği yeni şeylerüretmek, öğrendiklerini uygulama fır-satları sağlamak, yeni bir şey öğrendi-ğinde bunu fark ettiğimizi ve bunadeğer verdiğimizi ona hissettirmek, ço-cuğun öğrenmesini olumlu etkileyecektir.Bir sonraki dönemde çocuk, öğren-diklerini tanımlayabilir, karşılaştırabilir,dünyayı algılamak için bazıgenel kuralların olduğunukeşfeder. Çocuk, dahaönce oyuncaklarını renkle-rine, şekillerine göre ayırtetmeyi, gruplamayı öğren-miştir. Ancak sınıflandırmayıdaha sonra öğrenirler. Ör-neğin; ilk önce kedi ve kö-peklerin ayrı gruplar oldu-ğunu anlar, ancak her ikisininde hayvanlar sınıfında ol-duğunu anlama daha sonragelişir. Önceleri sadece ye-tişkinler istediği için kurallarauyarken, bu dönemde ku-

ralların anlamını anlamaya başlar. Budönemde çocuk, daha çok görebildiği,dokunabildiği somut şeylerle öğrenir.Deneyerek ve sonuçlarını görerek öğ-renme bu dönemde önemlidir. 11 -12yaşa gelindiğinde sadece obje ve de-neyimler değil, soyut kavramlar anla-şılmaya başlar. Ahlaki kuralları genelle-yebilir, mecaz anlamlar, benzetmelerkullanabilir.

Öğrenme için uygun zamanı göz ardıetmemek gerekmektedir. Çocuğu, hazırolmadığı zamanlarda bir takım bilgi vebecerileri öğrenmeye zorlamak, bellibeceri ve bilgileri öğrenebileceği uygunzamanlarda ise, öğrenme ortamını ha-

zırlamamak, çocuğun gelişimi açısındandoğru değildir. Çocuğun yaşına ve be-cerilerine uygun uyaranlar seçmek, uy-gun öğrenme etkinlikleri sunmak önem-lidir.

Etkileşim, çocuğun gelişimi ve öğren-mesi için en önemli faktörlerden biridir.Çocukların taklit ederek, model alaraköğrendikleri unutulmamalıdır. Çocuk,çevresiyle ve insanlarla etkileşim içindeolmadığında zor öğrenir, gelişemez.Özellikle yaşamın ilk yıllarında çocuğungelişim ve öğrenmesinde anne baba-sının rolü çok büyüktür. Öğrenmeye el-verişli bir ortam oluşturmak, çocuklayeterince etkileşimde olmak, gerekli ve

yeterli uyaranları sağlamak,çocuğun öğrenme isteğinidesteklemek, çocuğun geli-şimini ve öğrenmesini olumluyönde etkileyecektir. Bütünçocuklar, gelişiminin doğal çiz-gisinde ilerler. Ancak, her ço-cuğun kendine özgü bir geli-şim hızı ve tarzı olduğunu daunutmamak gerekir. Bu ne-denle çocuğun bireysel özel-liklerini anlamaya çalışmalıyız.Her bireyi kendi özelliklerinegöre tanımak ve desteklemek,öğrenme ve gelişim açısındanson derece önemlidir.

ETKİLİ

Öğrenme, gelişme ve olgunlaşmaya bağlı olarak ilerler

Page 10: Etkili Yorum 12

lışveriş yapmak kimisi için büt-çesi yettiğince ihtiyaçlarını kar-şılamak, kimisi için ihtiyacı ol-

duğundan fazlasını almamaya özengöstermek, kimisi içinse üzüntü ve sı-kıntılıyken kendini daha iyi hissetmekiçin bir oyalanma şeklidir. Yalnız, eğerkişi kendini her kızgın, üzüntülü, kaygılı,stresli ya da yalnız hissettiğinde, aşırıpara harcıyor veya alışveriş yapıyorsa,harcadığı paranın miktarı yüzündenailesi ve çevresi ile sorun yaşıyorsa,kredi kartları yanında olmadan kendinikötü hissediyorsa, nakit para yerine

kredi kartı kullanıyorsa, paraharcadıkça kendini rahat-lamış hissediyor ve son-rasında da utanç ve piş-manlık hissediyorsa,alışveriş bağımlılığının

YORUM10

sinyallerini veriyor olabilir. Alışveriş ba-ğımlılığında en önemli kriterlerden birikişinin para harcarken sonuçlarını gözardı ederek kendini kontrolden çıkmışhissediyor olması ve bu davranışınıkontrol altına almayı başaramıyor ol-masıdır. Alışveriş bağımlılığının altındayatan temel sebeplerden bir tanesi ki-şinin problemlerinden kaçmak istemesive hayatının gerçekleri ile yüzleşmekistememesidir.

Yapılan araştırmalar, alışveriş bağımlılı-ğının toplumun ne kadar bir bölümündeolabileceğini netleştiremiyor. Bunun te-mel sebebi ise pek çok kişinin alışverişbağımlılığının bir problem olabileceğinidüşünmemesi ve profesyonel yardımalmıyor olmasıdır. Profesyonel yardımtalep edilmediği için istatistiklerin çı-

ETKİLİ

Feyza Bayraktar / Uzman Psikolog / Nisan Psikolojik Danışmanlık Merkezi

Alışveriş mi Yapıyorsunuz;Kendinizi mi Kandırıyorsunuz?Sadece ¸lkemizdedeğil, d¸nyanın herkˆşesinde alışverişÁılgınlığına kendinikaptırmış onlarca insangˆrebilirsiniz. Ya siz?HiÁ d¸ş¸nd¸n¸z m¸alışveriş yaparkennelere dikkatediyorsunuz ya da sizde mi bir alışverişÁılgınısınız. Eğer merakediyorsanız hemenokumaya başlayın vekararı kendiniz verin.

A

Page 11: Etkili Yorum 12

11

kartılması da mümkün olamıyor. Yalnızaraştırmalar, alışveriş bağımlılığının ka-dınlar arasında erkeklere nazaran dahayaygın olduğunu gösteriyor. Alışverişbağımlığı olan bazı kişiler, ayakkabı,giysi, mutfak aleti gibi belirli şeylerdenihtiyacı olmadan pek çok adet alırken,bazı alışveriş bağımlıları ise, birbirindenfarklı pek çok objeyi alabilir. Diğer birdeyişle, onlar için para harcayacaklarıherhangi bir şey satın almak yeterli ola-bilir. Bazen, aldıkları şeylerin farkındabile olmayabilirler. Dolaplarının içindehala etiketi duran pek çok kıyafet, hiçgiyilmemiş pek çok sayıda ayakkabıya da hiç kullanılmamış pek çok eveşyası olabilir.

Alışveriş bağımlılığı depresyon, kaygıbozuklukları, kişilik bozuklukları veyeme bozukluklarıyla aynı anda gö-rülebilir.Alışveriş Bağımlılığındaki Önemli Nok-talarl Bütçenin üzerinde para harcamak:Her insan zaman zaman harcamalarısırasında bütçesini aşıp ekonomik an-lamda kendini sıkıntıya sokacak durumagelebilir. Yalnız, bir daha aynı durumadüşmemek için harcamalarını kontrolaltına almaya çalışır. Oysa alışveriş ba-ğımlılığı olan kişiler bütçe kontrolünügöz ardı ederek durmadan aynı prob-lemle karşı karşıya kalırlar. l Aşırıya kaçmak: Alışveriş bağımlılığıolan kişilerde çok sık rastlanan bir dav-ranış şeklidir. Bir çift ayakkabı almakiçin dışarı çıkıp, 3-4 çift ayakkabı veyatorbalarca giysi ile eve dönmek bunaörnek gösterilebilir.l Kronikleşmiş para harcama isteği:Bazen, insanların ihtiyaçlarına göre alış-veriş miktarları da artabilir. Özellikle de

yılın bazı zamanlarında (bayramlar, özelgünler, vs gibi)artış görülebilir. Oysaalışveriş bağımlılığı devam eden birproblemdir. Özel bir zaman olsun yada olmasın kronikleşmiş bir para har-cama veya alışveriş durumu mevcut-tur.l Problemi gizlemek: Alışveriş ba-ğımlılığı olan kişiler ne kadar harcadık-larını, ne aldıklarını ailelerinden, özelliklede eşlerinden gizlemeye çalışırlar. Alış-veriş bağımlılığı, çoğu zaman eşler ara-sında problemlere, ayrılıklara sebepolabilir.l Kısırdöngü: Alışveriş bağımlılığı olanpek çok kişide, alışveriş sonrası his-

sedilen suçluluk duygusu para harcamadürtüsünü tetikleyebilir ve kişinin dahafazla para harcamasına zemin hazırla-yabilir. Böylece suçluluk duygusu ilealışveriş yapma dürtüsü birbirini takipeder ve içinden çıkılmayacak bir kısır-döngü haline gelir. Bazen de kişi suç-luluk duygusuyla aldıklarını geri iadeedip, parasını geri alır; fakat bu, prob-lemin ortadan kalktığı anlamına gelmez. l Yıpranan ilişkiler: Aşırı para harca-maktan kaynaklanan problemler eşlerarasında ve aile içinde ilişkilerin yıp-ranmasına sebep olabilir. Bunun yanısıra kişi zamanının çoğunu alışverişyaparak geçirdiği için sosyal ortamındankendini izole edebilir. Sosyal çevreden

uzaklaşmak, kişinin çevresi ile olan iliş-kilerine zarar verebilir.

Alışveriş Bağımlılığından Kurtulmak İçinAlışveriş bağımlılığından kurtulmak içinpsikolojik destek, bireysel ve grup te-davi, aile ve arkadaş desteği oldukçaönemlidir. Bunun yanı sıra alınabilecekkişisel önlemler şunlardır: l Eğer böyle bir bağımlılığınız olduğunudüşünüyorsanız daha çok nakit paraile alışveriş yapmaya yönelin, böyleceödeyemeyeceğinizin üzerinde harcamayapmamış olursunuz.l Bir alışveriş listesi yapın ve o liste-dekiler dışında bir şey almamaya özengösterin.l Alışverişe yalnız çıkmamaya özengösterin. Yanınızda sizi frenleyecek bi-

rilerinin olması oldukça önemlidir.l Kendinizi kötü hissettiğiniz an-larda, yürüyüşe çıkın veya egzersizyapın. Yürüyüşe çıkarken yanınızapara ya da kredi kartı almamayaözen gösterin.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Alışverişbağımlılığıdepresyon, kaygı bozuklukları,kişilik bozukluklarıve yemebozukluklarıylaaynı andagˆr¸lebilir.

Page 12: Etkili Yorum 12

YORUM12

bir rakam söz konusu, yani o dönem

4 metrekareden 1’i yeşil. 1994’te İs-

tanbul Belediyesi büyük bir ağaçlan-

dırma ve yeşillendirme kampanyası

başlattı. Şu an geldiğimiz noktada, İs-

tanbul’un %50’si ağaçlarla kaplı, dün-

yada ormanı bu kadar çok olan bir

metropol yok. Ancak bu oran İstanbul’un

kuzeyinde. Yaşam güneyde, Marmara

kıyılarında olduğu için insanlar yeşilliği

hissedemiyor.

ETKİLİ

esmi rakamlara göre 12 milyon

nüfusu, 300 personeliyle, kont-

rol etmeye ve denetlemeye ça-

lışan, İstanbul İl Çevre Müdürlüğü’nün

çalışmalarını en yetkili ağızdan, İl Çevre

ve Orman Müdürü Prof. Dr. Mehmet

Emin Birpınar’ dan dinledik. Mehmet

Emin Birpınar’ la yaptığımız sohbeti,

İstanbul’un büyüleyici manzaraya sahip

Çevre İl Müdürlüğü binasında gerçek-

leştirdik. Birpınar, böylesine devasa

bir şehre İl Çevre Müdürü olarak hizmet

etmenin getirdiği sorumlulukların da

büyük olduğunu vurgulayarak sordu-

ğumuz sorulara içtenlikle cevaplar

verdi.

Dünyanın en gözde şehirlerindenbirinde Çevre ve Orman Müdürlüğüyapmaktasınız. Sizce bu şehrin enbüyük sorunu nedir?İstanbul, her daim keşfedilmeye açık

bin bir türlü fırsatı yaşayanlarına sunuyor.

Tarihi mekanları, sürekli artan nüfusu,

sanayisi, yeşilliği ve kültürel aktiviteleri

ile İstanbul’a dair söylenecek çok şey

var. Türkiye’nin en önemli finans merkezi

de olan şehir, bünyesinde pek çok çe-

lişkiyi de barındırıyor. Bu büyülü ve de-

vasa metrolpolün en büyük sorunlarının

başında bugün çevre geliyor.

İstanbul’da yeşil alan miktarı nedir?İstanbul, her gün değişen, ama de-

ğişmeyenleri de bünyesinde barındıran

müthiş bir şehir. Yahya Kemal’in meclis

notlarında 1936’da İstanbul nüfusu yak-

laşık 900.000. Beyoğlu, Üsküdar, Me-

cidiyeköy, Kadıköy, Fatih gibi ilçelerin

yeşil oranlarına bakıldığında %25 gibi

R

Bir gece saat 2 gibi, bircerrah beni aradı, dediki “Ben uyuyamadım,yarın sabah 5 yaşındabir çocuğu ameliyatedeceğim, hala uyuya-madım, eğer çocuğa birşey olursa, günahı, ve-bali senin üstünedir.” Ozaman anladım ki, gecegündüz çalışmalıyız, in-sanların huzuru için ça-lışmalıyız.

İl Çevre ve Orman Müdürü Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar:

“Her İki Kişiden BiriÇevreci Olmalı”

Page 13: Etkili Yorum 12

13 YORUMETKİLİ

Sayı12

İstanbul’un çevre problemleri ne-lerdir?Şu an en büyük sorunlarından biri,

şehrin iç kesimlerinde ağaç dikecek

alanın olmaması. 1940’lı yıllarda İstanbul,

dünyanın en güzel şehirleri yarışmasına

katıldı ve Rio De Jenerio’yla birlikte

finale kalıp, dünyanın en güzel şehri

seçildi. Geçmişte İstanbul’un çevre

planını Fransız mimar Hanry Prost’a

yaptırdık, ancak bunun büyük bir hata

olduğunu sonra anladık. Prost ilk iş

olarak, Osmanlı’nın mesire yeri olarak

kullandığı Haliç’in kıyılarını sanayi olarak

değiştiriyor ve 1980’li yılların ortalarına

kadar bütün sanayi atıklarını Haliç’ dö-

küyor. Haliç’in temizlenmesinde Çevre

Bakanımızın büyük katkıları oldu. Yine

İstanbul’da kendi elimizle mahvettiğimiz

yerlerden diğer ikisi, Kazlıçeşme ve

Küçükçekmece Gölü’dür. Küçükçek-

mece gölü, dünyanın en güzel gölle-

rinden bir tanesiydi. Alttan beslenen,

Sazlı Derenin beslediği bir göldü. Sazlı

Dereye, Meksika’dan gelen bir yılan

balığı olan, Angurya, her yıl beslenmeye

gelirdi. Üç ay beslendikten sonra Mek-

sika’ya geri dönen bu balık, Meksika

Körfezi’nde yumurtluyordu. Gölün et-

rafındaki havzayı hem konuta, hem sa-

nayiye açtık. Bütün pislikleri göle verdik

ve göl öldü. O balık artık gelmez oldu.

İstanbul’un bir diğer çevre problemi

ise, gürültü kirliliği. Beşiktaş civarında

571 tane eğlence merkezi var. Bu eğ-

lence yerlerinin bütün denetimi bizde.

Yazın teknemiz var, akşamdan sabah

5’e kadar sürekli gürültü kontrolü yapıyor,

gerekirse ceza kesiyoruz. Halkımızın

rahatı için sistemli bir şekilde denetim-

lerimizi yapıyoruz. Bununla ilgili hiç unu-

tamadığım bir anım var. Bir gece saat

iki gibi, bir cerrah beni aradı, dedi ki

“Ben uyuyamadım, yarın sabah beş

yaşında bir çocuğu ameliyat edeceğim,

hala uyuyamadım, eğer çocuğa bir

şey olursa, günahı, vebali senin üstü-

nedir.” O zaman anladım ki, gece gün-

düz çalışmalıyız, insanların huzuru için

çalışmalıyız.

İstanbul’un çevre problemlerininasıl denetliyorsunuz?İstanbul’da 12 bin tane sanayi tesisi

var, biz her yönüyle, incelemeye yeti-

şemeyiz. 300 elemanımızın 100’ü mü-

hendis, İstanbul’u bu kadar kişiyle de-

netlerim derseniz, yanlış dersiniz. Çevre

İdaresi Başkanlığı önümüzdeki dönem,

ajans adı altında kurulacak. Bu ajans

kurulursa daha etkin bir denetim ya-

pabiliriz, diye düşünüyorum. Mühendis

sayısı artmalı, bir de çevre polisinin ol-

ması gerekiyor. Nasıl orman muhafaza

memurum varsa, çevre muhafaza me-

murunun da olması lazım ki, ben işlerimi

daha rahat, daha etkili bir şekilde ya-

pabileyim. Çünkü ben bir fabrikayı de-

netlemeye gittiğimde, mühendislerimi,

biyologlarımı kendi içimizden muhafaza

memurlarıyla koruyabileyim ki denetim

daha sağlıklı yapılsın. Şu an jandarma

ve polisimiz bizle geliyor ama kendi

bünyemizden olursa daha bağımsız

ve hızlı oluruz.

Çocuklarımızın, gençlerimizin çevre ko-

nusunda bilinçlenmeleri için gerçek-

leştirdiğimiz Çevre Eğitim Projesi var.

Çünkü sizler, çocuklar, bizim gelece-

ğimizsiniz, sizler olmazsanız gelecek

olmaz, şekillenemez, sizi ne kadar iyi

birer çevreci olarak yetiştirebilirsek, ge-

lecek nesillere o kadar temiz bir çevre

“Çünkü sizler, çocuklar, bizim geleceğimizsiniz, sizlerolmazsanız gelecek olmaz, şekillenemez, sizi ne kadariyi birer çevreci olarak yetiştirebilirsek, gelecek nesillereo kadar temiz bir çevre bırakabiliriz.”

Page 14: Etkili Yorum 12

zimle paylaşır mısınız?Tuzla Orhanlı’da bulunan tehlikeli atık

varillerinin toprağın altından çıkarılması,

dünyada büyük yankı uyandırmıştır..

Ayrıca 5 defa Meclis’ten geçmemiş

olan Çevre Kanunu da bir gecede çıktı.

İstanbul bu anlamda, örnek bir şehir,

buradaki büyük bir problemi çözdü-

ğünüzde, tüm Türkiye’ye yayıldığını bu

olaydan görebiliyorsunuz. Ayrıca, bu

kanundan sonra elimiz daha da güç-

lendi. Artık idari yaptırım yetkisine sahip

bir kurum olarak cezayı kesiyor, gerekirse

tesisi kapatabiliyoruz. Bir de, eğitim te-

melli çalışmamız var ki, çevre bilincinin

oluşmasına, çocukların ve gençlerin

bu bilinçle yetişmelerine gayret ediyoruz.

“Çevre Eğitimlerimizi” yaptığımız en

önemli çalışma olarak nitelendirebili-

rim.

Çevre konusundaki sıkıntılar sizenasıl iletilebilir?Şikayet mekanizmasının çalışması çok

önemli ve faydalı sonuçlar getiriyor. Şi-

kayet etmeyi insanların öğrenmesi lazım,

çocuklarımızın geleceği için, çevre

adına yapılan yanlışı ihbar etmeliyiz.

İnternet sitesinden, isim yazmadan bil-

dirilen şikayetleri değerlendiriyoruz.

Yarım saat içinde her noktaya ulaşabi-

liyoruz. Herkesi çevre konusunda duyarlı

olmaya kendi sağlığını doğrudan ilgi-

lendiren konularda müdahil olmaya

davet ediyoruz.

YORUM14 ETKİLİ

bırakabiliriz. Bu sebeple, çevre bilinci

eğitimlerimizi, yaptığımız en önemli ça-

lışma olarak nitelendirebilirim.

Göreviniz süresince çevre bilincinekatkı sağlayan çalışmalarınızı bi-

Page 15: Etkili Yorum 12
Page 16: Etkili Yorum 12

YORUM16 ETKİLİ

KARDEŞ KISKANÇLIĞIPsk. Ayça İYİGÜN

Çocuğunuz kardeşinikıskanmaya başladıve bunudavranışlarıylagösteriyorsa paniğekapılmayın. Uygunyolları kullanaraketkilerini en azaindirebilirsiniz. Herşey sizin elinizde.

Page 17: Etkili Yorum 12

17

ıskançlık, günümüzden yüzyıllaröncesine dayanır, kaynağındasevilen bir şeyi kaybetme duy-

gusu yatar. Bireyin sevdiği, ihtiyaç duy-duğu birinden gördüğü ilgiyi bir başkasıile paylaşmaya tahammül edememesinedeniyle kendini gösterir.Bu konu hakkında yapılan araştırmalar,bize bu duygunun içgüdüsel olarakdoğumdan itibaren insanın yaşamındayer aldığını göstermektedir. Kıskançlıkçeşitli unsurlardan meydana gelir. Öfke,elde etme tutkusu, kıskançlığın temelinioluşturan duygulardır. Günümüzde ailelerin en çok karşılaştığıve çözümsüz kaldığı durum ise kardeşkıskançlığıdır. Bu durum kendini yaklaşık1,5 yaşından itibaren gösterir ve 4–5yaşlarına kadar en yoğun bir şekildeilerler.

Nereden geldikleri bilinmeyen kardeşler,çocukların gözünde, annesinin sevgisinielinden alacak olan rakipler olarak gö-rünürler. Çocuğu kardeş fikrine hazır-larken, bir kardeşi olacağı, “ailemizebir bebek katılacak” şeklinde söylenebilir.Fakat bu haberi günlük yaşamdan birdurum bildiriyormuş gibi vermek yanlıştır.Küçük bir aile toplantısı yapıp, onundabu konu hakkındaki düşüncelerini al-mak, kendine olan güvenini sağlayacakve çekinmesi gereken bir durum ol-madığını anlamasına yardım edecektir.Kuşkusuz ki, çocuk yeni gelen bebeğekarşı öfke ve kıskançlık duyacaktır; amaona sizin tarafınızdan duygularını açmaimkânı verildiği ve zaman ayrıldığınıgörmesiyle, kendini daha rahat hisse-decektir. Ailesiyle bu konuda konuşamayan vekıskançlık duygusunu içinde tutan birçocuk, bastırmış olduğu duyguyu dav-ranışlarına yansıtır. Kimi çocuk, anneve babasının yanında kardeşine zararverirken, kimisi de yalnız kaldıkları andakardeşinin canını acıtacak hareketlerdebulunabilir. Bazı çocuklarda ise bu du-rum, gerileme, bebeklik çağına dönmedavranışları olarak da görülebilir. Örneğin,alt ıslatma, parmak emme, kendi saçve kaşını yolma ya da hasta taklidiyapma gibi ilgiyi üzerlerine çekecekdavranışlar sergileyebilirler. Bu durumuçözüme ulaştıracak kişiler ebeveynlerdir.Aile, çocuğun kendine veya kardeşine

zarar verdiğini fark ettiği anda bu du-rumun ciddiyetini ona belli etmedenduygularına yönelmelidir. Çocuğun nehissettiğine tercüman olarak yaklaşıl-malıdır. Örneğin, “Benim yalnızca seninleilgilenmemi istiyorsun, seni anlıyorumfakat kardeşinin şu an bana ihtiyacıvar, kendi bakımını kendisinin yapa-madığını, bunlar için bize ihtiyaç duy-duğunu görüyorsun, ancak tabiki seninhissettiğin her şey benim için değerlive her zaman benimle paylaşabilirsin”gibi onu anladığınızı gösteren cümlelerkullanabilirsiniz.

Çocuklar çeşitli kıyaslama sorularıylakarşınıza gelebilirler. Bu durumda kı-yaslamaya imkân vermeden herkesin

tek ve kendine özgü bireyler olduğunu,kardeşini ve onu eşit sevdiğinizi anlatankonuşmalar yapılabilirsiniz. Önemsen-diğini ve kendine de zaman ayrıldığınıgören çocuk özgüven kazanır, kendisiylebarışır. Önemli olan çocukların ihtiyaçduydukları zamanlarda yanlarında yeralmak ve beraber olunan zamanlardaçocuğa bütün dikkatin verilmesidir.

Her bir çocukla “özel bir ilişki” yaşanmalı,güzel ve kaliteli zamanlar paylaşılmalıdır.Önemsendiğini ve kendine de zamanayrıldığını gören çocuk özgüven kazanır,kendisiyle barışır. Önemli olan çocuklarınihtiyaç duydukları zamanlarda yanlarındayer almak ve beraber olunan anlardakaliteli zaman geçirmektir.

YORUMETKİLİ

Sayı12

K

Page 18: Etkili Yorum 12

YORUM18 ETKİLİ

Çocuğunuza Sorumluluklar Verin

Page 19: Etkili Yorum 12

19

nne ve babalar, çocuklarını eği-tirken öncelikle gelişim evrelerinibilmeli ve çocuklarının içinde

bulunduğu gelişim dönemini tanımalı-dırlar. Başka bir deyişle, çocuklarını ta-nıyarak işe başlamalıdırlar.

Anne ve babalar, çocuklarının kendimodelleri olmadığı gibi, kardeşlerindenve arkadaşlarından farklı, bağımsız,kendine özgü zekâ ve kişilik özellikleriolan bir birey olduğu gerçeğinden ha-reket etmelidirler.

Anne ve babaların çocuklarına, “uygunolan davranışı” ya da neyin doğru neyinyanlış olduğunu öğretebilmeleri için,gerek kendi aralarında gerekse ço-cuklarına yönelttikleri davranışlarındadengeli, tutarlı ve kararlı olmaları gerekir.Anne babanın güvenli bir çocuğa sahipolabilmeleri için, önce kendilerine, sonrabirbirlerine, ardından da çocuklarınagüvenmeleri gerekir.

Anne ve babalar çocuğundan yaşı veyeteneklerine uygun isteklerde bulun-malı, çocuğu hayal kırıklığına uğratacak,yaşının üstünde beklentiler içine gir-memelidirler. Çocuk yönlendirilirken,çocuğun ilgi ve yetenekleri esas alın-malıdır.

Anne baba öncelikle çocuğunu ba-ğımsız bir birey olarak kabul eden, onasevgi ile yaklaşan ve olumlu ilişki kur-maya çalışan kişiler olmalıdır. Bilinmelidirki, sevgi temeline dayanan eğitim, sağ-lam ve başarılı eğitimdir.

Anne baba öyle bir ortam hazırlamalıdırki, çocuk sanki her zaman anne vebabası yanındaymış gibi kendini güvenlive hiç yanında değilmiş gibi özgür his-setsin. Böyle bir aile ortamı çocuğunkendine özgü anlayış ve düşüncesiniifade etme olanağı sağlar. Buna karşınsağlıksız bir aile, çocuğun nasıl algıla-

ması, düşünmesi ve davranması ge-rektiğiyle ilgilenir. Çünkü bu anne babaiçin, çocukları belirli bir kalıba sokmak,onu bağımsız olarak gelişmesindendaha önemlidir.

Anne baba, kendilerine saygısı olan,çocuğunun kişiliğine saygı duyan an-layışta olmalıdır ki, çocuklarının benliksaygısı da yüksek olabilsin.Anne babalar kendi kendini yönetebilenbireyler yetiştirmek için gerekli psiko-sosyal ortamı hazırlamalıdırlar. Bununiçin de aşırı koruyucu yaklaşımdan ka-çınarak çocuğun kendi kendini yönetenbir birey olmasına fırsat vermeleri gerekir.Anne baba, çocuğa sevgi veren, girişimyeteneğini ve özgüvenini kazanabilmesiiçin onu destekleyen kişiler olmalıdırlar.Çocuğa yeterli düzeyde desteğin sağ-landığı bu ortamda anne babanın sağ-ladığı disiplin ve eğitimin nitelikleri olum-ludur. Çocuğun istemi hiçbir zamanengellenmez. Aşırı davranışları anlayışlakarşılanır ve yumuşak bir biçimde dü-zeltilir. Böyle bir esnek ortamda çocuk,

cesaretli ve topluma uyumlu bir insanolarak yetişir. Yaşamını yapıcı çabalarüstüne kurmayı öğrenir.

İdeal anne babayı tanıtmak zor olmaklaberaber, başarılı anne-babalar, çocuğunihtiyaçlarını sezen, onlara uygun yanıtlarveren, aşırı hoşgörülü veya katı olmayıp,çocuğa karşı esnek bir yaklaşım içindeolan, davranışlarında belirli bir kararlılıkve devamlılık sağlayan, karşı çıkmadanönce her zaman çocuğunun isteklerinidinleyen anne-babalardır.

Yine başarılı anne-babalar, çocuğununkendi kendisini denetlemesini ya da içdenetim demek olan ahlak gelişimineortam hazırlayan, çocuktaki sorumlulukduygusunu geliştiren, olayların sonuç-larıyla onları baş başa bırakan, onlarahak ve özgürlüklerinin sınırını öğreten,çocuklarına korku silahını çevirmeksizin,kendi kendilerini disipline eden ve dü-şüncelerini özgürce anlatabilen birerbirey olarak yetişmelerine imkan hazır-layan kimselerdir.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Çocuk yetiştirmenin zorluğunu en iyi yaşayan bilir, derler. Anne, Baba ve Çocuküçgeninde yaşanılan sıkıntıları en aza indirmenin yolu, anne ve babanınçocuklarıyla olan ilişkilerinde izleyecekleri yolu iyi belirlemeleri veuygulamalarıdır. Anne ya da babaysanız hiç kendinize sordunuz mu nasıl birebeveyn olduğunuzu yoksa sadece kendi bildiklerinizi mi çocuğunuza aktardınız.

Önemli olan çocuğunuzu, kendi hayatını devamettirebilecek düzeye getirebilmektir.

A

Page 20: Etkili Yorum 12

YORUM20

sas olarak, sözlerle anlaşıyormuş

gibi görünsek de, iletişim kur-

mamıza yardımcı olan üç temel

özellik vardır: Kelimeler, ses tonu ve

beden dilimiz. Duygu ve düşüncelerimizi

iletmek için öncelikle kelimeleri kullanı-

rız.

Söylediğimiz kelimelerin yetmediğini

anladığımızda birkaç kelime daha ek-

leriz veya çıkartırız. Örnek olarak; “Bana

bir bardak su ver!” dediğimizde, su

gelmiyorsa, “Çok susadım, bir bardak

su verecek kimse yok mu!,” diyerek

birkaç kelime daha ekleriz. İlettiğimiz

duygu ve düşüncemiz iyi anlaşılsın

diye, ses tonumuzla birlikte beden di-

limizi de kullanırız. Su gelmezse sesi-

mizin tonu daha da yükselir veya be-

denimizle konuşmaya başlarız. “Bir su

istedim sizden, onu bile getirmeyecek

misiniz oğlum, kızım!” deriz ve bede-

nimizle konuşmaya başlarız. Gözlerimiz

açılır, kızarız, bir anda gergin bir fizyolojik

görünüme bürünürüz.

Bir iletişim içerisinde esas olarak, dikkat

etmemiz gereken şey kendi duruşumuz,

yüzümüzdeki ifademiz ve söyleşimizdeki

ses tonumuzdur. Bunları eğer başarılı

bir şekilde kontrol edebiliyorsak, sağlıklı

iletişim kurabiliyoruz demektir. Yüzü-

müzdeki sevecenlik, ses tonumuzdaki

neşe ve güven ifadesi karşımızdakine

doğru ulaşıyorsa, işler iyi gidiyor de-

nebilir. Mesajlarımızda dalgalanma varsa

“engelli iletişim”le birlikte problemler

de ortaya çıkmaya başlar. Özellikle

gençlik dönemi, engelli iletişimle sıkça

karşılaşacağınız bir dönemdir. Eğer

söylediklerimiz, olumsuz yan mesajlarla

geri dönüyorsa, o zaman aile içi ileti-

şimde işler yolunda gitmiyor demektir.

Anne ya da baba, çocuğuna bir şey

söylediğinde, çocuktan geri bildirim

alamıyorsa “tıkanık iletişim”den söz

edebiliriz. Tıkanık iletişimde kanallar ka-

palıdır, mesaj gitmekte ancak geri dön-

memektedir. Aile içerisinde iletişimin,

tıkanık noktalara gelmesine veya yak-

laşmasına sebep olabilecek iletişim

engellerinin ortadan kaldırılması gere-

kiyor, demektir.

ETKİLİ

Şaban YILMAZ / REHBER ÖĞRETMEN

«OCUKLARIMIZLA SAĞLIKLI İLETİŞİM

E

Page 21: Etkili Yorum 12

21

İletişim engellerini aşmada yardımcı

olabilecek bazı ipuçlarından yararlana-

biliriz.

Bunlar:

n Sadece biz konuşmamalı, monolog

yerine diyalog kurmalıyız.

n Dinlerken kendimizi kontrol etmeli,

problemlerimizi karşıya yansıtmamalıyız.

n Karşımızdaki insana güven ve ce-

saret verebilmeliyiz.

n Suçlama, yargı, genelleme ve yo-

rumlardan genellikle uzak durmalıyız

n Doğru dinlemek , ne dinleyeceğinize

karar vermekle başlar.

n Doğru dinlemeyi başarabilmemiz

için, esas olarak susmayı kabul etmemiz

gerekir. Çünkü dinlemek için, önce

susmak gerekir.

n Dinlerken pasif olmamız yararlıdır.

Çözüm bulma çabası içine girmemeliyiz.

Onun ihtiyacıyla ilgiliyiz, amacımız onun

duygularını ifade etmesine ve rahatla-

masına imkân sağlamak olmalıdır.

n Eğer çocuğumuz, "Bu dediğim doğ-

ru mu, ne dersin anne/baba?" diyorsa,

o zaman danışma durumundadır. İleti-

şim buraya gelmişse, fevkalade iyi bir

yoldayız demektir.

n Eğer çocuğumuz sorunlarını size

danışıyorsa bu mutluluk verici bir özelliktir.

Böyle bir iletişimde çözüm üretebilme

ihtimali oldukça yüksektir.

n Etkin dinleme biçimini kullanmalıyız.

Etkin dinlemede yapacağınız şey, ço-

cuğunuzun söylediği cümleyi anladı-

ğınızı ona iletmektir. Çocuğun söyle-

diklerini anlamak ise, onun söylediklerine

ekleme yapmadan söylediklerini açmak

demektir.

n İletişimin sağlıklı olabilmesi için “ben

dili”ni kullanmanız yararlı olacaktır. ”Beni

mutlu ettin. Ben çok üzüldüm...” gibi.

n Bireyler arası iletişim sırasında kul-

lanılan “Ben dili” olumlu ve yapıcı ilişki-

lerin temelini sağlamlaştırırken, “sen

dili” aile içi ilişkileri sarsmakta hatta yok

edebilmektedir. ”Senden ancak bu

beklenir. Sen var ya…, Sen sus…”

gibi.

n Kabul etmediğiniz davranışın ge-

rekçeli tanımını yapmalıyız.

n Bu davranışın bizde oluşturduğu

etkiyi ifade etmeliyiz.

n Gencin sergilediği olumsuz davra-

nışın bizde yaşattığı duyguları dile ge-

tirmeliyiz.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Anne ya da baba,Áocuğuna bir şeysˆylediğinde,Áocuktan geribildirimalamıyorsatıkanıkiletişimdensˆzedebiliriz.Tıkanıkiletişimdekanallarkapalıdır,mesajgitmekteancak geridˆnmemek-tedir.

Aile iÁerisindeiletişimin,tıkanık noktalaragelmesine veyayaklaşmasınasebep olabilecekiletişimengellerininortadankaldırılmasıgerekiyor,demektir.

Page 22: Etkili Yorum 12

YORUM22

Çocuğumuzla sağlıklı bir

iletişim kurabilmek için;

n Yıkıcı eleştirilerden ka-

çınmalı, yapıcı ve olumlu

yönde tavsiyelerde bulun-

malıyız.

n Ertelemeyelim.

n Suçlayıcı ifadeler kullan-

mayalım.

n Onu, beğenmediğiniz yön-

leri ile kabullenelim, ama be-

ğenmediğiniz yönlerinin de ne-

denleri ile açıklayalım.

n Çocuğumuzda güçlü bir

istek uyandırmaya çalışalım.

n Onu yüreklendirelim.

n Çocuğumuza karşı iyi bir din-

leyici olalım. Onu kendinden bah-

setmesi için cesaretlendirelim.

n Onunla iyi bir iletişim başlatmak

için ilgilendiği şeylerden bahsedelim.

n Onun fikrine saygı gösterelim ve

asla “Sen anlamazsın” demeyelim.

n Eğer hatalıysak bunu açık yüreklilikle

ifade edelim.

n Empati kuralım, yani onun duygu-

larını anlamaya çalışalım.

n Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle

başlayalım.

n Emir vermek yerine sorular sora-

lım.

n Gerektiğinde gururunu kurtarmasına

izin verelim.

n Övgü ve takdirlerimizde içten ve

cömert olalım.

n Her zaman onu sevdiğinizi ve değer

verdiğinizi hissettirelim.

ETKİLİ

Onu, beğenmediğiniz yˆnleri ilekabullenelim, ama beğenmediğinizyˆnlerinin de nedenleri ile aÁıklayalım.

Page 23: Etkili Yorum 12

YORUM24 ETKİLİ

Anne-babalardikkat edin!Başınızı dinlemekiÁin Áocuklarınızıfarkında olmadan canavarın ellerine emanetediyorsunuz. Odasında oyun oynadığınıd¸ş¸nd¸ğ¸n¸z Áocuklarınız, psikolojisibozulmuş, gerÁek hayatla ilişiği kesilmişbirer suÁ makinesine dˆn¸ş¸yor.

M. Kurtbay ÖNÜR

[email protected]

SANAL DEĞİL GER«EK

CANAVAR

Page 24: Etkili Yorum 12

25YORUMETKİLİ

Sayı12

ayat yorgunu ebeveynlerin ‘kafa

dinlemek’ maksadıyla bilgisayar

başında eğlenen çocukları, ‘start

game’ komutuyla birlikte ‘şiddet’i en

son dozajında yaşıyor. Bir tuşa tıklayınca,

gerçekten, sanal âleme uçarken, ‘suç

profili’ni de beynine ve ruhuna kazıyan

bireyler haline geliyor. Türkiye’de durum

acıklı... Peki dünya ne yapıyor?.. Bilgi-

sayarın hipnotize ettiği, kaosa, kana

ve suça susamış ‘mitolojik canavar’

olan insan nefsini fark edince, ard arda

tedbir almaya başladı. Avustralya tam

olarak 33 popüler oyunu yasakladı.

Peki biz hangi noktadayız? Neler yapıl-

malıyız... Uzmanlarımız biraz ‘kulak çe-

kerek’ ikâzlarda bulundu. Türkiye’nin

sayılı psikoloji ve psikiyatristlerinden

Prof. Dr. M. Kemal Sayar, bilgisayar

oyunlarının çocuklar üzerindeki etkilerini

anlattı:

Evimizde zamanını, eğitim hayatını ve

ruhunu oyuna teslim etmiş çocuklarımız

var. Oyun bağımlısı çocukların, hemen

hepsinde sosyal, psikolojik kayıplar ve

aile içi çatışma artıyor, ebeveynlerine

de düşman oluyor. Gerçek hayatın so-

rumluluğundan uzaklaşıyorlar. Değişikliği

gözlemleyen aile endişelenmeye ve

söz konusu oyunları yasaklamaya baş-

layınca, işin vahameti artıyor. Bağımlı

çocuklar için ‘yasak’, anne-baba-çocuk

ilişkisini bozuyor. Oyuncu gençlerde

‘sorumsuzluk’, ‘yalnızlık’, ‘sosyal yalıtım’,

‘saldırganlık’ gibi duygusal ve dav-

ranış problemi görülüyor. Öz gü-

venleri düşük, sosyal endişe ve

dengesizlik düzeyleri yüksek oluyor.

ÜRKÜTEN DEĞİŞİM! Bir çocuk bilgisayar başında nasıl

değişir?... Önce bağımlı çocuk

çevresinden kopar. Oyun içinde

‘cesur ve atak’tır. Gerçek hayatta

‘ürkek ve içine kapanık’. Gerçek

dünyanın ötesinde sanal bir dünya

kurup, burada yaşar. Yeni dünya-

sının kuralları, gerçek hayatla çatışır.

Hakiki birey, hayal bir karaktere

bürünür. Artık bağımlı için hayat

sıkıcı ve streslidir. Artık o bilgisiz,

ürkek, içine kapanık ağır para-

noyalar, bazen şizofrenik patlamalar

yaşayan psikolojisi harabeye dönüşen

bir gençtir.

ZEKİ ÇOCUKLAR TUZAKTA! Bu oyunlar zeka düzeyi aşırı gelişmiş

olan çocukları bağlıyor. Şehir hayatı

zeki çocukların enerjilerini boşaltma,

zekâlarını kullanma, kendilerini ifade

etmede ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Her

anlamda sıkışmışlık yaşayan çocuklar,

tıkalı kaldıkları 100-150 metrekare ev-

lerde, sınırsız bilişim dünyasında kay-

boluyor. Kendilerini orada ifade ediyorlar.

KONUŞ, HİSSET VE DİNLE Çocukların korkunç tuzaktan kurtulması

için, aile büyüğü bilinçli olmalı. Anne

ve baba çocuğunun karanlık bir kuyuda

olduğunu görmeli. Onunla iletişim kur-

malı. Dokunmalı, konuşmalı, hissetmeli,

dinlemeli... İlgilendiğini hissettirmeli.

Halı saha maçı, sinema, basketbol ilgi

alanı neyse, sosyal faaliyetler organize

etmeli.

TEKNOLOJİK TUZAK! Artık yetişkinler gözünü açmalı...

İstanbul’da Hakan ile Almanya’daki

Hans aynı oyunu paylaşıyor. Oyunda

kişiler ruhsal ve psikolojik bağlantıya

geçiyor. Biz buna ‘Yarıcanlı etkileşim’

diyoruz. Kullanıcı genç, karşısında has-

talıklı, sağlıklı bir tip mi var? Bilmiyor.

Karşı taraf, çocuğun zafiyetini kullanarak,

‘kademe yükseltmek’ ve ‘zafer’ vaadiyle

tavizler isteyebiliyor. Böylece, oyun tu-

zağa dönüyor

H

Page 25: Etkili Yorum 12

YORUM26 ETKİLİ

EV Mİ TIMARHANE Mİ? Oyunla hipnotize olmuş çocuk, ailesini

oyunda ilerlemeye engel görüyor. Ebe-

veynlerini yaralayan, eşyalarına zarar

verenler var. Bu tür hasta bağımlılar

için Japonya, Hollanda, ABD gibi ül-

kelerde tedavi ve rehabilitasyon mer-

kezleri kuruldu. Türkiye’de böyle bir

merkez açmalı. Yoksa bu oyunlar ge-

lecek neslimizi yutacak

AİLEDEKİ TEHLİKE! Bazı oyunlar gençlerimizin cinayet, hır-

sızlık, uyuşturucu kaçakçılığı gibi faali-

yetlerde bulunup, kademe yükseltip,

mafya babalığı tahtına oturmaları için

çabalamasını sağlıyor. Cinayet, gasp,

kumar gibi suçların provasını ruhunda

yaşıyorlar. Bu provalar tatmin etmeyince,

aktiviteleri gerçek hayata yansıtmaya

başlıyorlar. Suç dünyasının içinde olmak

oyun ve eğlenceye dönüşüyor. Ve suç

şebekeleri ve organize örgütler, evinin

odasında masumca ve sessizce oturan

çocuklardan çıkabiliyor. Çünkü vicdan

ve hissiyat yok oluyor.

ÇOCUKLARINIZI NASIL KORUYACAKSINIZ?

l Çocuğunuzun bilgisayarı herkesin kullandığı ortak bir alanda ve odada

bulunsun.

l Bilgisayarın ekranı ebeveynin takip edebileceği noktalardan görünsün.

l Çocuğunuzun interneti bir bilgi alma aracı olarak görmesini sağlayın.

l Online oyunlarda kimlerle bağlantı kurduğunu

öğrenin.

l ‘Benim evlâdım, bilgisayarda sessiz sessiz oturuyor’ demeyin. Çünkü o

anda dehşet verici oyunlarla zehirleniyor olabilir. Takip edin.

l Anne-baba olarak çocuğunuzu dinleyin ve onunla daha çok iletişim ve

duygusal bağlantı kurun.

l Çocuğunuzun sosyal hayattaki fiziksel ve zihinsel aktivitilerini artırın.

l En önemlisi çocuğunuzun manevi dünyasının

gelişmesi için inanç eğitimi verin.

l Gergin bir aile ortamı, çocukları sizden uzaklaştırır. Tartışmadan kaçının!

Page 26: Etkili Yorum 12

YORUM28

ınava hazırlık aşamasında, genç-

lerin ilgili ve anlayışlı aile ihtiyaçları

daha da artmaktadır. Sınav kay-

gısı yaşayan gençlerin kaygılarının sa-

dece sınavla ilgili olduğunu düşünmek

yersiz olur. Bu gençlerle yapılan araş-

tırmalar göstermektedir ki, kaygının

temel sebebi ,gencin çevresi tarafından

olumsuz olarak algılanma korkusudur.

Gençlerde başarısızlık korkusu yanında,

başta ailesine, akabinde akraba, komşu,

arkadaş gibi kişilere ne diyeceği endişesi

de başlar. “Başarısız, tembel, beceriksiz,

hatta kafası çalışmayan” bir insan olarak

değerlendirileceği düşüncesi,gençte

aşırı baskı oluşturur. Yoğun olarak kaygı

yaşamaya başlar. Yoğun kaygı, öğren-

me sürecine, olumsuz etki eder.

Sınavlarına hazırlık aşamasında iyi kon-

santrasyon ve motivasyon, başarının

en önemli unsurudur. Bu nedenle öğ-

renci kendini olumsuz etkileyecek duygu

ve düşüncelerden uzaklaşmak zorun-

dadır. Bunu, tek başına gerçekleştir-

mesini beklemek haksızlık olacaktır. Bu

noktada aile ve okul, öğrencinin yanında

olmak zorundadır. Gencin, "başarısız

olursam aileme ne derim?" "Tanıdıklarım

benim hakkımda ne düşünür?" "Sonra

onların yüzüne nasıl bakarım?" gibi so-

ETKİLİ

SINAVLARA HAZIRLIK

Şaban YILMAZ / REHBER ÖĞRETMEN

Sınavlarına hazırlık aşamasında iyikonsantrasyon ve motivasyon,

başarının en önemli unsurudur.Bu nedenle öğrenci

kendini olumsuzetkileyecek duygu ve

düşüncelerdenuzaklaşmakzorundadır.

Hiçbir öğrenci sınavlarabaşarısız olmak içingirmez, dolayısıylabaşarısızlıktan ziyade,öğrencinin başarılıolduğu noktalarıvurgulamak ve onlarıyüreklendirmek yararlıolacaktır.

S

Page 27: Etkili Yorum 12

29

rulardan arındırılması gerekir.

Bazı aile ve öğretmenler bu gibi dü-

şüncelerin gençlerde sorumluk duy-

gusunu geliştireceğini, dolayısıyla öğ-

rencinin derslerine daha çok çalışacağını

zannederler. Fakat araştırmalar göster-

miştir ki, bu gibi düşünceler kaygı dü-

zeyini daha fazla arttırmaktan ve öğ-

renmeyi olumsuz etkilemekten, dola-

yısıyla da sınavlarda başarısız olmaktan

başka bir işe yaramaz. Hiçbir öğrenci

sınavlara başarısız olmak için girmez,

dolayısıyla başarısızlıktan ziyade, öğ-

rencinin başarılı olduğu noktaları vur-

gulamak ve onları yüreklendirmek yararlı

olacaktır. Sınava hazırlanan gence yar-

dım konusunda aile bireylerinin en çok

dikkat etmeleri gereken nokta, her fır-

satta, ona değerli olduğunu hissettirmek

ve sınavda başarılı olsa da, olmasa da

bunun kendileri açısından değişme-

yeceğini vurgulamaktır.

Kaygının yüksek olmasının olumsuz

etkileri olmakla beraber, kaygısızlığın

da öğrenmedeki olumsuz etkileri göz

ardı edilemez. Bu sebeple dengeleri

iyi yakalamak gerekir. “Devamlı çalış,

hiç çalışmıyorsun, bu gidişle sen be-

ceremezsin” demek ne kadar yanlışsa,

“sen nasıl olsa yaparsın, boş ver, bu

kadar üzerinde durma” gibi söz ve

davranışlar da o kadar yanlıştır. Ayrıca

"Bence ,sen en iyi yerlere layıksın, senin

kazanamaman gibi bir ihtimal düşü-

nemiyorum." gibi sözler de başta ona

destek verir gibi görünse de ,sonuçta

kaygı düzeyini yükselttiği için zararlı

olabilir.

Sonuç olarak ailenin gence, doğru ve

motive edici bir yaklaşım içinde olması

gerekir. Çocuğunuzla sürekli iletişim

içinde olmalı, sadece başarılı olduğunda

değil, her zaman yanında olduğunuzu

hissettirmelisiniz. Ona çalışabilmesi için

gerekli maddi ve manevi olanakları

sağlamalısınız. Onun yetenek ve kap-

asitesini en iyi şekilde değerlendirmeli

ve beklentilerinizi bu objektif değerlen-

dirmelere göre ayarlamalısınız. Dershane

ve okulla devamlı işbirliği içinde olmalı,

gerektiğinde yapılması gerekenler ko-

nusunda yardım almalısınız. Meslek

seçimi konusunda kendi istek ve bek-

lentilerinizi direten konumda olmaktan

kaçınmalı, çocuğunuzun yetenek ve

ilgileri konusunda ileriki yıllarda başarılı

olabileceği mesleği seçmesinde des-

tekleyici olmalısınız.

Çocuğunuzun sizden farklı bir birey

olduğunu, onun da kendine özgü

istek ve beklentilerinin olduğunu unut-

mayınız!

YORUMETKİLİ

Sayı12

Çocuğunuzla sürekliiletişim içinde olmalı,sadece başarılıolduğunda değil, herzaman yanındaolduğunuzuhissettirmelisiniz.

Page 28: Etkili Yorum 12

YORUM34 ETKİLİ

ONLAR BÜYÜRKEN

Hatice Bilici - EĞİTİMCİ

Büyürlerken zamanı bile fark edemeyiz, kendimizden pek çok şeyi feda ederiz,onlar için her şeyden çabucak vazgeçeriz. Ama bazen istesek bile masumgördüğümüz hatalardan dönemeyiz. Oysa bize masum gözüken bu hatalarçocuklarımızda kalıcı hasarlar bırakabilir. Bunlardan en önemlisi de yalansöylemektir. O, çok masum bulduğumuz, kimseye zararı dokunmadığınıdüşündüğümüz küçücük yalanlar var ya...

Page 29: Etkili Yorum 12

sine büyük destek sağlayacaktır. Ar-

kadaş çevresinde ya da okul ortamında

çocuk yalanla karşılaştığında nasıl dav-

ranması gerektiğini ailesinden öğrenir.

Anne babanın, bu durumda takındıkları

tutum çocuk için temel oluşturacaktır.

Kötü örnek olabilecek arkadaşlardan,

bu konuda nasıl sakınması gerektiğini

de çocuklarımıza biz öğreteceğiz. Ha-

yatta yaşadığı tecrübelerde ona yardımcı

olmak, sorunları aşmasında ona destek

sağlamak ve her davranışımızla iyi bir

model oluşturmak çok önemlidir. Türk-

çemizde güzel bir söz vardır: “Ağaç

yaşken eğilir.” Çocuklarımızı aile orta-

mında titizlikle yetiştirirsek, onları dış

etkenlerden korumamız kolay olacaktır.

Aile, çocuğun ilk okulu, anne baba ise

ilk öğretmenleridir. Bu nedenle her ko-

nuda dürüstlüğü öğreten ve örnek olan

anne-babalar, örnek bireyler yetiştire-

ceklerdir. Çocuk hayatın hangi döne-

minde olursa olsun, ailesinden iyi şeyler

öğrendiyse sorunları aşmayı başara-

caktır. Evladını yetiştirirken ona “prob-

lemleri çözme yöntemlerini” de öğreten

ailelerin çocukları yıkılmadan ya da

yalan gibi hatalı davranışlarda bulun-

madan önlerine çıkan engelleri aşabi-

leceklerdir.

Unuttuğumuz ya da gözden kaçırdığı-

mız bir şey var: Yalan masum

değildir,masum olan çocuktur.

35

ocuklarımız, kendimizden daha

değerli görebildiğimiz yegane

varlıklar. Yuvamızın neşe kaynağı,

umutlarımız, yarınlarımız, hayallerimiz,

geleceğimiz, her şeyimiz… Büyürlerken

zamanı bile fark edemeyiz, kendimizden

pek çok şeyi feda ederiz, onlar için her

şeyden çabucak vazgeçeriz. Ama ba-

zen istesek bile masum gördüğümüz

hatalardan dönemeyiz. Oysa bize ma-

sum gözüken bu hatalar çocuklarımızda

kalıcı hasarlar bırakabilir. Bunlardan en

önemlisi de yalan söylemektir. O, çok

masum bulduğumuz, kimseye zararı

dokunmadığını düşündüğümüz küçü-

cük yalanlar var ya... Bir süre sonra bi-

zimle büyüyen çocuğumuz için de do-

ğal hale gelebiliyor.

Belirli yaşlarda çocuklarımızın öğrenme

yeteneğinin aslı taklitçilik esasına dayanır.

Özellikle ilk çocukluk döneminde model

olan anne, babadır. Onların yaptıkları

davranışlar hep doğru olarak algılanır.

Onlar ebeveynlerinden ne görürlerse

onu taklit ederler. Zira annesi ,kapıya

gelen komşusuna “Dolapta hiç do-

mates kalmamış komşu “diyor. Çocuk

dolaptaki domatesleri neden verme-

diğini sorunca da “Çocuklar her işe

karışmaz.” cevabını veriyor. Babası işten

geldiğinde telefon çalıyor, oğluna “Ara-

yana babam daha işten gelmedi de”

diyerek çocuğu yalan söylemeye kendi

teşvik ediyor. İşte bize masum gözüken

bu “küçük yalanlar!” zamanla çocuğun

karakterinin bir parçası olabiliyor. Bir

süre sonra çocuk okulda öğretmenine,

arkadaşlarına çok rahatlıkla yalan söy-

leyebiliyor, ve bunu alışkanlık haline

getirebiliyor. Ailesine şikayetler gelmeye

başlayınca “Bu çocuk , yalan söylemeyi

kimden öğrendi ” diyerek sebep aran-

maya başlanıyor.

Bizim onlara ya da başkalarına söyle-

diğimiz yalanlar, onların da yalan söy-

lemeye alışmalarında etkili olacaktır.

Özellikle, anne babaların tutumlarında

ve alışkanlıklarında titiz olmaları gerekir.

Yaptıklarımız masum gibi görünse de

çocuklarımızın bunları nasıl algıladıkları

çok önem taşımaktadır. Karşımızdaki

kişiye herhangi bir konuda dürüst dav-

ranmak ve bunu hayat şekli haline ge-

tirmek çocuklarımızın yalansız yetişme-

YORUMETKİLİ

Sayı12

Kim Demiş ki Çocuk

Küçük Bir Şeydir,

Bir Çocuk Belki en

Büyük Şeydir!

A. Hamit

Türkçemizde güzel birsöz vardır: “Ağaçyaşken eğilir.”Çocuklarımızı aileortamında titizlikleyetiştirirsek, onları dışetkenlerden korumamızkolay olacaktır.

Ç

Page 30: Etkili Yorum 12

YORUM30

orumluluk: “Kişinin kendi dav-ranışlarının veya kendi yetki ala-nına giren herhangi bir olayın

sonuçlarını üstlenmesi, mesuliyet” olaraktanımlanmaktadır. Sorumluluktan bah-sederken kişinin kendi davranışları veyayetki alanına giren olaylardan bahse-dilmektedir. Ergenlerle ilişkide, annebabanın, hem sorumluluklarını yerinegetirmesi hem de ergenden sorumlu-luklarını yerine getirmesini istemesi, er-genin kendisini bir “birey” olarak his-setmesini sağlayacaktır.

Ergenlik hem bir değişim/dönüşümdönemi hem de soyut düşünmeninbaşladığı dönemdir. Bir başka deyişleergenlik dönemi merak etme, sorgu-lama, bir birey olarak kendine özel de-

ğerler ve yorumlama becerisinin baş-ladığı yaşlardır. Öyleyse sorumluluklarıiçin de ergen kendi sınırlarını çizmekve kendi fikrini belirtmek isteyecektir.Bugüne kadar büyüklerinden aldığı bil-gileri, kendisi yorumlayarak ve değer-lendirerek kendi yolunu bulmaya çalı-

şacaktır. Ergenler bu dönemde hemenher konuda olduğu gibi bir ikilem içinegirerler. Bir yandan belirli sorumluluklarıalarak kendilerini göstermek, kendibaşlarına karar vermek, özgürlüklerinikazanmak isterler. Öte yandan ise, buyeni dönemin bilinmezliklerinin getirdiğibaşaramama, olumsuz eleştirilme ris-kinden kaçmak için sorumluluk almakistemezler. Kısaca çocuk kalmanın ra-hatlığıyla, ergen olmanın haklarını almakiçin kazanmaları gereken yeni sorum-luluk becerileri arasında gidip gelebilirler. Ergenler, hepimizin bildiği gibi nasi-hatlerden hoşlanmazlar. Dolayısıyla so-rumluluklarının, yapmaları gerekenlerinsık sık hatırlatılması onları öfkelendirebilir.Çünkü onlar sorunlarını kendilerinin çö-zebileceğine inanır ve bu nedenle baş-

ETKİLİ

Psk. Esin ÖZER

Vakti Geldi

Anne ve babamızın bizher ne kadar Áocukolarak kalmak istesekde s¸rekli sˆylediği şusˆz¸ hangimizunutabilir ki: Artık seninde sorumlulukların var.Ergenliğe hoş geldiniz.

Sorumluluk Almanın

!

S

Page 31: Etkili Yorum 12

31

kasının akıl vermesine dayanamazlar.Ama aynı zamanda sınırlarını oluşturmakve sorumluluklarını tanımlamak için bilgive kriterlere büyük bir açlık duymakta-dırlar.

İlgileri ve duyguları doğru mu, yetenekleriçevresi için bir anlam ifade ediyor mu,okulla ilgili sorumluluklar kendisine miait, kendilerinden ve başkalarındanneleri bekleyebilirler, birilerinden bir şeyistemek zayıflık mı, hangi sorumluluklarıalarak çevresinde tanınabilirler? Bu so-ruların cevaplarını tek başına bir ergeninbulması, her zaman zor olmuştur. Ergenkendi sorumluluklarından ve haklarındanoluşan bir sınırı ancak çevresi sorumlulukve haklarını bilirse oluşturabilir.

Sorumluluklarına sahip çıkması ise ilişkikurduğu kişilerle uygun bir iletişim tarzıkurarsa mümkün olur. Anne babalarergenlerle ilişkilerinde onların sorumlulukalmalarını desteklemek için önceliklekendi sorumluluk ve haklarını tanımla-malıdır. Genel bir ifadeyle anne babalarınsorumluluklarından bahsedecek olursak;çocuklara, gençlere rehber olmak,onları tehlikelerden korumak, gençlerinihtiyaç duydukları bilgileri vermek, ye-tenek ve ilgilerini desteklemek, sosyal

YORUMETKİLİ

Sayı12

«ocuğunuzunsizi ˆrnekaldığınıunutmayın

Ergenlikdˆnemindeproblemlerbaşlar.

Ergenler bu dˆnemdehemen her konudaolduğu gibi bir ikilemiÁine girerler. Biryandan belirlisorumlulukları alarakkendilerini gˆstermek,kendi başlarına kararvermek, ˆzg¸rl¸klerinikazanmak isterler. ÷teyandan ise, bu yenidˆneminbilinmezlikleriningetirdiği başaramama,olumsuz eleştirilmeriskinden kaÁmak iÁinsorumluluk almakistemezler.

!

!

Page 32: Etkili Yorum 12

YORUM32

ortamda uygun davranış becerilerinigöstermek, öğretmek olarak özetlenebilir.

Anne babalar çocuklarıyla ilişkilerindekisorumluluklarını yerine getirmede zamanzaman ikileme düşebilirler ya da nere-den başlayacaklarını bilemezler. Enbaşta model olarak, istenen davranışlarıanne baba olarak önce kendileri ser-gilemelidirler. Nasihat ederek değil,sohbet ederek çocukların/gençlerin is-teklerini müdahale etmeden dinleyerek,(bir sorun olduğunda gencin ne yaşa-dığını, düşündüğünü, hissettiğini anla-maya çalışarak), çocukların yapabile-ceklerini/yapması gerekenleri onlarınyerine yaparak değil; beklentileri ve ne-denlerini onlarla paylaşarak, tutarlı vekararlı bir tutum kullanarak (kendi duyguve düşüncelerini açıkça gecikmedenifade ederek), ergenin kendisiyle ilgilikarar sorumluluğunu almasına izin ve-rerek, saygı göstererek, teşvik etmeli-dirler. Çocuğun para, zaman kullanmabecerisini kazanmasını sağlayarak (haf-talık ya da aylık belli miktarda harçlıkvererek bu sağlanabilir) anne babalarsorumluluklarını yerine getirebilirler.

Anne babaların çocuklarına karşı so-rumlulukları olması ne kadar doğalsabeklentileri, bu ilişkide hakları olması

ETKİLİ

da bir o kadar doğaldır. Zaten ergeninde bu yönde bir beklentisi vardır. Annebaba ergenden isteklerini/haklarını be-lirtirse ergen de kendi sorumluluk vehaklarını tanımlama becerisini kazana-caktır. Anne babalar çocuklardan is-teklerini, onlarla ilişkilerinde hakları ol-duğunu aşağıdaki noktaları dikkate ala-rak gösterebilir.

Yaşanan bir durumla ilgili duygusunu,beklentisini, isteğini net olarak ifadeederek, çocukların/gençlerin yaptığı birdavranıştan nasıl etkilendiğini, bu dav-ranışın kendisinde neye sebep oldu-ğunu söylemelidirler (örneğin, sen okul-da arkadaşlarınla sorun yaşadığındaokula gelmek zorunda kalıyorum, zaman

kaybediyorum, öfkeleniyorum ya dakızıyorum gibi...). Anne baba olarakkendinize zaman ayırarak (unutmayınsiz güçlü ve enerji dolu olmazsanız nekendinize ne çocuğunuza yararlı ola-bilirsiniz), çocuğunuzla birlikte eğlenerek(onunla ders çalışmak yerine birliktemaça giderek, sinemaya giderekvb.../çünkü ders onun sorumluluğudur.),çocuğunuzun kararlarında onun işineyarayacak bilgileri sunarak; (çocuklarınyetenek ve ilgilerini geliştirebilmeleriiçin bilginizi, deneyiminizi “yönlendirmeve zorlama” yapmadan paylaşmak,)gibi yaklaşımlar yararlı olacaktır

Page 33: Etkili Yorum 12
Page 34: Etkili Yorum 12

YORUM36 ETKİLİ

Psikolog Fatmanur KULAÇOĞLU

Meslek seÁimi kişinin hayatı boyunca yapacağı en ˆnemli seÁimlerdenbiridir. Birey, mesleğini seÁmekle yaşayacağı Áevreyi, bir anlamdaekonomik durumunu, ilişkide bulunacağı insanları da seÁmişolmaktadır.

Artık Onunda Bir Mesleğe İhtiyacı Var

Page 35: Etkili Yorum 12

37 YORUMETKİLİ

Sayı12

kul çağı, meslek seçimi açısın-dan önemli kararların verildiğibir dönemdir. Kişi, anasınıfından

lise yıllarına kadar geçen süreç içinde,kendine en uygun meslekler konusundabilgilendirilir. Meslek seçimi, kişininhayatı boyunca yapacağı en önemliseçimlerden biridir. Meslek seçimi ya-pılırken, bir anlamda, gelecekteki eko-nomik durum ve ilişkide bulunulacakinsanlar da seçilmektedir. Ergenliğinbaşlarında “buluğ çağı” dediğimiz hızlıbüyümeyi içeren dönemin getirdiğiuyum problemleri, ergenlerin meslekseçiminde sağlıklı kararlar vermesiniönemli ölçüde etkilemektedir. Bu doğ-rultuda, ergenler okul ve meslek seçi-

minde bilgilendirilmeye ve rehberliğeihtiyaç duyarlar. Onların kendi ilgi, ye-tenek, kişiliklerini tanımalarını sağlamakve meslekler dünyası hakkında bilgivermek daha sağlıklı kararlar almalarınısağlar.

Okulda Mesleğe Yöneltme;Okullarımızın, öğrenci yetiştirmektekiesas işlevi öğrenciyi hayata ve mesleğehazırlamaktır. Bu doğrultuda yapılançalışmalar, anaokulundan yükseköğ-retime doğru farklılık gösterir.

Okul öncesinde Mesleğe Yöneltme;1) 4–6 yaşlarında çocuğa, günlük ha-yatında ilişkide olduğu insanların mes-leğinden başlayarak, yakın çevresindekimeslekleri, rol oynama ve pandomimyöntemiyle tanıtmak.2) Çalışma ile para kazanma arasındailişki kurdurmak.3) Yardım etme, kendini geliştirme, iş-birliği yapma gibi değerlerle, çalışmaarasında ilişki kurarak, çalışmaya verilenönemi artırmak.4) Meslekler hakkında önyargı oluştur-madan, her mesleğin insan yaşamıiçin önemine işaret etmek.5) Mesleki çalışmaların verimli olabilmesiiçin sahip olunması gereken, zamanıkullanma, bir işi sonlandırma, dürüstolma gibi, iş yaşamındaki değerleri öğ-retmek.

Ergenliğin başlarında buluğ Áağıdediğimiz hızlı b¸y¸meyi iÁerendˆnemin getirdiği uyum problemleri,ergenlerin meslek seÁiminde sağlıklıkararlar vermesini ˆnemli ˆlÁ¸deetkilemektedir. Bu doğrultuda,ergenler okul ve meslek seÁimindebilgilendirilmeye ve rehberliğe ihtiyaÁduyarlar.

O

Page 36: Etkili Yorum 12

YORUM38 ETKİLİ

İlköğretim Birinci Kademede Mes-leğe Yöneltme;1) Öğrencileri çalışma alanlarını tanımalarıiçin eğitmek, çalışma alanlarının birbi-rinden farklarını anlamalarını sağlamak.2) Mesleklerin birbirleri ile etkileşim içindeolduğunu anlamalarını sağlamak.3) Bir hizmetin veya bir ürünün çeşitlimeslek mensuplarının işbirliği içindenasıl ortaya konduğunu anlamak, bununiçin fabrikaları veya büyük firmalarıziyaret etmek.4) Ders konuları ile meslekler arasındakiilişkileri fark edebilmek.5) Meslek edinmenin ve çalışmanınpara kazanmak dışındaki temel amaçlarıhakkında farkındalık geliştirmek.6) Meslek yaşamının daha etkin ve ve-rimli geçebilmesi için okul öncesindekazandırılmaya başlanan çalışkan veüretken olma, zamanı değerlendirme,sebatkâr olma, başarılı olma, işbirliğiyapma gibi değerleri pekiştirmek.

İlköğretim İkinci Kademede Okula ve Mesleğe Yöneltme;1) Derslerle meslekler arasındaki ilişkilerianlayabilmeleri için, branş öğretmenleritarafından yönlendirilmek.2) Fen bilimleri, sosyal bilimler, ekonomi,sanat gibi mesleki alanları tanıtmayadevam ederek kendi kişisel özellikleriile mesleki alanlar hakkında düşünme-lerini sağlamak.3) Çevrelerindeki insanlarla görüşerekiş alanı ve meslekler hakkında bilgitoplamalarını sağlamak.4) Sekizinci sınıftansonra gidilebilecekortaöğretimkurum-

ları hakkında bilgi sahibi olmaları içintanıtıcı programlar hazırlamak.5) Hangi ortaöğretim kurumuna devamedeceğine öğrencinin kendisi, velisi vesınıf öğretmeni ile birlikte karar vermek.6) Çalışma yaşamını tanıyabilmeleriiçin, çeşitli mesleklerle ilgili kısa süreligözlemler yapmalarını ve bu gözlemlerinisınıftaki arkadaşları ile paylaşmalarınısağlamak.

Lisede okula ve Mesleğe Yöneltme;1) Kendilerine en uygun olan dallaraayrılabilmeleri için yönlendirmek.2) Lisede okuyacağı dallarla, yüksek-öğretimde okuyacağı programlar ara-sındaki bağlantıya dikkat etmek.3) Kendisine en uygun olan yüksek-öğretim programlarının neler olabileceğikonusunda rehberlik etmek ve meslekidanışmanlık yapmak.4) Üniversite sınavı öncesi dolduracağıtercih bildirim formunu hatasız olarakhazırlayabilmesi için öğrenciye rehberliketmek.5) Ders öğretmenlerinin her birinin derskonuları ile doğrudan ilgili olan mes-lekleri tanıtmalarını, böylelikleöğrencilerin meslek çeşitle-riyle ilgili sözcük dağarcık-larının genişlemesinisağlamak.

÷ğrenci yetiştirmekteki esas işlev; ˆğrenciyi hayata ve mesleğe hazırlamaktır. Budoğrultuda yapılan Áalışmalar, anaokulundan y¸ksekˆğretime doğru farklılık gˆsterir.

6) İş tecrübesi kazanmak için yaz ay-larında ve hafta sonları kısa süreli ça-lışmaları için öğrencileri teşvik etmek.7) Bir yükseköğretim programına gire-meyen öğrencilerin hangi mesleki alan-da kısa vadeli mesleki eğitim alacağıveya hangi işlerde çalışabileceği ko-nusunda bilgilendirmek.8) Hangi yükseköğretim programınagireceği konusunda kararsız olan öğ-rencilere gerekirse mesleki ilgi testi uy-gulamak.9) Meslekler hakkında geniş bilgi ve-rerek, teknolojik gelişmelere ve ülkeekonomisindeki ilerlemelere bağlı olarak,talebi artan veya azalan meslekleri ta-nıtmak.

Birey için büyük önem taşıyan bu sü-reçte aile, okul ve öğretmenlerin (sınıföğretmenleri, branş öğretmenleri verehberlik uzmanları) bir araya gelip,yönlendirmede yardımcı ve destek ol-maları, bireyin kendisine en uygun mes-leği seçmesinde en kritik noktadır.

Page 37: Etkili Yorum 12
Page 38: Etkili Yorum 12

YORUM40

aman zaman kendimizi sankiçepeçevre şiddet ve zulümleçevrilmiş bir dünyada yaşıyor

gibi algılayabiliriz. Şiddet ve zalimliğinçok sık görüldüğü bir dünyada, ço-cuklarının daha duyarlı, iyi insanlar olarakgelişebilmeleri, diğerlerine karşı dahaçok sevgi ve ilgi gösterebilmeleri için,neleri yapmaları ya da yapmamaları,nasıl davranmaları gerektiği, pek çokanne babanın merak ettiği bir sorudur.

Elbette ki, anne - babalar çocuklarınınyaşamını etkileyen her durumu kontroledemezler. Çocukları, dışarıdaki şiddetiçeren dünyadan tamamen koparmakda mümkün değildir. Buna rağmen,çocuklarının daha şefkatli, daha adilve daha sorumlu olarak yetişebilmeleriiçin anne-babaların yine de yapabile-ceklerinin olduğunu söyleyebiliriz.İnsanlar, bazen çocukların, dünyayı veinsanları, yetişkinlerin bildiği şekilde "bi-lemedikleri"ni düşünürler. Onların, dün-yayı kendilerine göre, kendi bakış açı-larıyla değerlendirdiklerini sanırlar; acababu ne kadar gerçektir?

Bir zamanlar araştırmacılar, diğer in-sanlara yönelik gerçek bir şefkat ve ilgiduygusunun, yetişkinliğe doğru ortayaçıktığına inanırlardı. Bugünlerde, buinancın doğru olmadığı, insanın kendinibir başkasının yerine koyma (empati)ve ilgiyle karışık endişelenme duygu-larının çok daha küçük yaşta görüldüğüsaptanmıştır Örneğin, bir anne, eşiyleyaptığı bir tartışma sonucunda ağlamayabaşladığında, daha 21 aylık olan kızı

yanına gelip, kucağına oturmuş ve an-nesine fiziksel şefkat gösteren davra-nışlar içine girmiş. Anne, "Minik kızımuzandı ve beni alnımdan öptü. O da-kikada tüm üzüntüm ortadan kalktı ;ben de ona sarıldım. Daha sonra yü-zünde bir tebessüm oluştu. Rahatla-mıştı." sözleriyle ifade etmektedir.

Pek çok çalışmada, çocukların istersınıf arkadaşları, ister komşu, ister biryabancı olsun, acı çeken insanlardanhemen etkilendikleri görülmüştür. Ayrıca,çocukların hayvanlara yönelik, sankidoğuştan getirilmiş bir yakınlıkları olduğu,çok iyi bilinir. Yeni doğan bebeklerinbulunduğu kliniklerde, bir bebek ağla-

maya başladığında, diğerlerinin de ağ-lamaya başlaması, belki de bu ilgi veduyarlılığın ilk işaretleridir.

Anne-babalar neler yapabilir?Neler hissettiğinizi bilmelerini sağlayın.Yapabileceğiniz en önemli şey, çocuk-larınızın sevgi, şefkat ve sorumlulukduyguları içinde davranmalarının, sizine kadar mutlu edeceğini onlara açıkçasöylemenizdir. Çocuğunuzun düşün-cesiz ve acımasız bir davranış içinegirdiğini gördüğünüzde hemen mü-dahale edin ve bu şekilde davranmasını

ETKİLİ

Psk. Esin ÖZER

«OCUĞA MODEL OLMAK

Her anne baba Áocuğunu Áevreye duyarlı toplumasaygılı olacak şekilde yetiştirmek ister. Bu ancakdikkat edilmesi gereken noktaları kaÁırmamaklam¸mk¸n olabilir.

Z

Page 39: Etkili Yorum 12

41

istemediğinizi söyleyin. Çocuğunuzlakonuşurken içten ama kesin bir dil kul-lanın. Üzerinde durduğunuz şey onunkişiliği ya da herhangi bir özelliği değil,yapmış olduğu ve dikkatinizi çekendavranışı olsun. Diğer deyişle, "İyi ço-cuklar böyle yapmaz!" ya da “Kötü birçocuksun!” yerine, “Yaptığın (davranış)iyi bir davranış değil” deyin. Olumlu veilgi- sevgi içeren davranışları için de

aynı yaklaşım geçerlidir. Onlara bu türdavranışlarının sizi ne kadar mutlu ettiğinicoşkulu bir şekilde ifade edin. Örneğin,“Biraz önce düşen arkadaşının yanınagidip, ona yardım ettiğini gördüm. Nekadar iyi bir davranış yaptın! Çok ho-şuma gitti, gururlandım!” diyebilirsiniz.Hangi tür davranışları onayladığınız,hangilerini onaylamadığınız konusundaçocuklarınızla açık, dürüst ve kesin ko-

nuşun. Cümlelerinizi kısa ve konu ileilgili tutun. Önemli olan onların suçlulukduymasını değil, bir şeyler öğrenmesinisağlamaktır.

Onlar için iyi modeller olunl Çocukların şefkatli olmalarına yar-dımcı olabilmek için anne-babalar, ikiaçıdan model olabilirler: Bunlardan biridiğerlerine karşı, ikincisi de çocuğunuza

YORUMETKİLİ

Sayı12

Anne - babalar Áocuklarının yaşamını etkileyen her durumu kontrol edemezler.«ocukları, dışarıdaki şiddet iÁeren d¸nyadan tamamen koparmak da m¸mk¸ndeğildir. Buna rağmen, Áocuklarının daha şefkatli, daha adil ve daha sorumluolarak yetişebilmeleri iÁin anne-babaların yine de yapabileceklerinin olduğunusˆyleyebiliriz.

Page 40: Etkili Yorum 12

YORUM42

karşı gösterdiğiniz şefkatli davranışlardır.l Sizin davranışlarınız, laf olarak söy-lenenlerden daha etkili olur.l Eğer siz kendiniz, tutarlı olarak sevgive şefkat dolu biriyseniz, çocuklarınızında bu şekilde yetişmesi olasılığı dahayüksektir. Çocuklar nasıl davranacaklarıkonusunda ipuçları almak üzere anne-babalarını ve diğer yetişkinleri gözlerler.l Şunu unutmayın! Eğer onlara birşey söylüyor ama davranışlarınızla tersiniyapıyorsanız, çocuklarınız, sizin yaptık-larınızı daha çok dikkate alacaklardır. l Herkesin gönüllü yardım kuruluşlarınaayıracağı zamanı ya da bağışlayacağıparası olmayabilir. Ama tüm ailenizin,gündelik yaşantının bir parçası olabile-cek küçük “iyilikçilik” davranışları olabilir.

Bir komşunuzun bir ricasını kırmamak,onlar istemeden bir ihtiyaçlarını öncedengörmek, incinmiş bir hayvanı korunaklıbir yere çekmek, evsiz bir insana birazpara verip iyi bir şeyler söylemek, birgrup ergen tarafından alaya alınmışbiri için araya girmek, caddeden karşı-dan karşıya geçen bir görme engelliyeyardımcı olmak, otobüste bir yaşlıyaya da çocuklu bir kadına yer vermekgibi, pek çok, “ilgi-sevgi-şefkat” gös-tergesi olabilecek, küçük davranışlarvardır. Çocuklarınız siz bunları yaparkensizi izleyebildikleri gibi, kendileri de buişlerde rol alabilirler.l Çocuklarınızın çevresinde bu türözellikleri gösteren kişilerin bulunmasınıve dolayısıyla sizden başka modeller

de olmasını sağlayın.

Çocukların yaşadıkları evde kendilerinigüvende hissetmeleri, etrafında olupbitenleri fark etmeleri ve başka insanlarınsorunlarına karşı duyarlı olmaları açı-sından oldukça önemlidir. Bunun tamtersi durumlarda ise, sevgi ve şefkattenmahrum yetişmiş çocuklar kendilerinisürekli güvensiz hissedeceklerinden,onların sadece kendilerini korumayı,kurtarmayı düşünmeleri, sadece kendiihtiyaçlarına yönelmeleri söz konusudur. Bundan yola çıkarak söyleyebiliriz ki,çocuklarımızın iyi insanlar olarak yetiş-meleri için en önemli faktör, kendilerininilgi, şefkat, iyilik dolu bir ortamda ya-şamalarıdır

ETKİLİ

«ocukların yaşadıkları evde kendilerini g¸vende hissetmeleri, etrafında olupbitenleri fark etmeleri ve başka insanların sorunlarına karşı duyarlı olmalarıaÁısından oldukÁa ˆnemlidir. Bunun tam tersi durumlarda ise, sevgi ve şefkattenmahrum yetişmiş Áocuklar kendilerini s¸rekli g¸vensiz hissedeceklerinden,onların sadece kendilerini korumayı, kurtarmayı d¸ş¸nmeleri, sadece kendiihtiyaÁlarına yˆnelmeleri sˆz konusudur.

Page 41: Etkili Yorum 12
Page 42: Etkili Yorum 12

YORUM44 ETKİLİ

Psk. Melisa KÜÇÜK

OKUL ÷NCESİ D÷NEMDE BİLGİSAYAR

DESTEKLİ EĞİTİM Teknolojinin geldiği noktada artık Áocuklarımız bilgisayarla dahaokul ˆncesinde tanışıyorlar. Okul ˆncesi dˆnemde verilen eğitimleresağlanan bilgisayar desteği artık Áok ˆnemli.

Page 43: Etkili Yorum 12

45

ilgisayar Destekli Eğitim (BDE),bilgisayar teknolojisinin öğretimsürecindeki uygulamalarını kap-

sayan bir tanımdır. Bu uygulamalarkişiye bilgi sunmak, özel öğretmenlikyapmak, bir becerinin gelişmesine kat-kıda bulunmak, olaylar arasında ilişkikurabilmek ve sorun çözücü veri sağ-lamak olabilir. BDE kısaca, bilgisayarlarınders içeriklerini doğrudan sunma, başkayöntemlerle öğrenilenleri tekrar etme,problem çözme, alıştırma yapma vebenzeri etkinliklerde öğrenme-öğretmearacı olarak kullanılmasıyla ilgili uygu-lamalardır. BDE, uyarı ve pekiştirme il-kelerine dayanır. Bilgisayarda öğrencisorulan soruya karşı bir yanıt verir, buyanıta karşılık bir pekiştireç alır. Bu et-kinlikler üzerinde sürekli çalışma, öğrenciüzerinde davranışın gerçekleşmesineneden olmakta ve bu da öğrenimi ger-çekleştirmektedir.

Okul öncesi dönemde bilgisayardestekli eğitimin yeri ve önemiBilgisayarın çocuk ve gençler üzerindeolumlu etkileri vardır. Bilgisayar, kolaylığınedeniyle küçük çocuklar arasında dayaygın şekilde kullanılabiliyor. Böyleceöğrenme eğlenceli hale geliyor. Çocuğumerak ve rekabet duygusuyla cesa-retlendirir. Çocuğun dikkatini yoğun-laştırmayı öğrenmesini sağlar. Zihinselgelişim, özellikle alfabenin tanınması,kavram bilgileri, sayıların tanınması,sayma becerisi ve ön matematik be-cerileri, planlama, karşılaştırma, se-bep-sonuç ilişkisi kurma, hedefe ulaş-ma ve problem çözme yeteneğiningelişmesine yardımcı olur. Bilgisayardestekli eğitim yoluyla öğrencinin, öğ-rendiği konuyla ilgili değerlendirmeyikendi kendine yapmasını sağlanır. Böy-lece bilgisayar, çocuğa, anlama dü-zeyini belirleme fırsatını tanır. Yazmave iletişim becerilerinin gelişmesinekatkıda bulunur. Çocuğun ilgisini çektiğisürece, bilgisayar özgül bir öğretmenişlevi görür. Öğrencinin okulda başarıgösteremediği dersleri, ev ortamındakendi kendine başarabilme olanağıverir. Böylece okulda yaşadığı eksikliğievde bilgisayarı sayesinde kapatacaktır.Özellikle okul öncesi eğitim program-larında, yaşa uygun bilgisayar etkinlikleri,el-göz koordinasyonunun gelişmesine

büyük katkı sağlar. Bütün bu olumluyanlarının yanı sıra kullanımın belirli birsınırı aştığı taktirde bir çok olumsuzdurumun yaşanacağı unutulmamalıdır.

Dikkat edilmesi gereken noktalar:Eğitim için bilgisayar kullanırken ebe-veyn olarak dikkat edilmesi gerekennoktalar var. Bilgisayarda kullanılmaküzere seçilen öğretim materyalinin,okul öncesi eğitim programını des-tekleyici olup olmadığının doğru belir-lenmesi gerekiyor. Uygun bir yazılımınuygunluk, etkinlik, etkililik ve verimliliği

çok önemlidir. Bunun için materyalinalınmadan önce kısa bir ön araştırmayapmak, hata yapmamak için iyi biryöntemdir. Ayrıca öğrenim materyalininiçerdiği bilgilerin doğruluğuna, çocuğunyaşına uygunluğuna, konuları anlatışdilinin anlaşılır ve açık olmasına, öğ-rencinin dikkatini çekebilir nitelikte ol-masına dikkat edilmeli. Bu tarz eğitimmateryalleri seçilirken, teknik açıdanyeterli, içerisinde kullanma kılavuzu ileilgili yazılı bir dokümanın bulunmasıda dikkat edilmesi gereken diğer ko-nulardır.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Bilgisayarda kullanılmak ¸zere seÁilen ˆğretimmateryalinin, okul ˆncesi eğitim programını

destekleyici olup olmadığının doğru belirlenmesigerekiyor.

B

Page 44: Etkili Yorum 12

YORUM46

nne ile çocuk ilişkisindeki sü-

reklilik ve tutarlılık, çocukta temel

güven duygusunun özünü oluş-

turur. Bebeklik çağında elde edilen gü-

ven duygusunun niceliği, bebeğe ve-

rilen besinlerin ya da yapılan sevgi

gösterilerinin niceliğine değil, daha çok

anne - çocuk ilişkisinin niteliğine bağlıdır.

Yaşamın ilk yılında, çocukla kurulan

duygusal iletişim, güven ya da güven-

sizlik duygularının oluşumuna neden

olur. Bu dönemde, bebeğin psiko-

sosyal görevi güvenmeyi öğrenmektir.

Bebek ile annesi arasındaki ilişkiden

doğan güven duygusu, çocuğun ge-

lecekte kuracağı bireylerarası ilişkilerin

temelini oluşturur. Bebek için anne,

dünyanın tamamıdır. Anne gülümse-

dikçe, bebek de gülümser ve karşılıklı

sıcak bir ilişki başlar. İşte bu karşılıklı

olumlu ilişki, güvenin temelini oluşturur.

Dört çeşit anne yaklaşımından söz

edebiliriz;

1- DUYARLI ANNE: Bebekten gelen işaretlere ve iletişim

simgelerine olumlu tepki verir. Sağlıklı

bir etkileşim ortamını hazırlar.

Buna karşılık, duyarsız anne, son derece

keyfi bir yaklaşım içerisindedir; kendi

istekleri ve hayatı ön plandadır.

2-KABUL EDEN ANNE: Çocuğuna

bakma ve ihtiyaçlarını karşılama so-

rumluluğunu üstlenir. Ara sıra sinirlilik

belirtileri gösterse de çocuk ön plan-

dadır. Buna karşılık reddeden anne,

ETKİLİ

Psk. Elif Tuğçe EYİKOÇAK

Bebeklikten, Ergenliğe Mutlu

Çocuk Nasıl Yetiştirilir

A

Page 45: Etkili Yorum 12

47

çocuğa karşı, sevgi ve şefkatini göl-

gede bırakan öfke ve içerleme duy-

guları ile doludur. Çoğunlukla çocuğa

sinirlenir ve ceza ile denetim sağla-

maya çalışır. Çocuğunu kucağına

almaz, okşamaz. Bebekle tensel

temas kurmaz, onunla bir başkasının

ilgilenmesini sağlayarak, kendi yaşan-

tısını sürdürür.

3-İŞBİRLİĞİNE AÇIK ANNE: Çocu-

ğun özerkliğine saygı duyar. Nadiren

onun üzerinde denetim kurmaya çalı-

şır. Çocuğun ihtiyaçlarını kendisinin

karşılamasına izin verir.

Buna karşılık mücadeleci anne, ço-

cuğun o andaki psikolojik durumunu

yeterince dikkate almadan, kendi ar-

zularını ona zorla benimsetmeye

çalışır, dayatmacıdır. Annenin isteklerinin

aşırılılığı karşısında başarısızlığa uğrayan

çocuk, bir yandan kendi gözünde de-

ğersizleşirken, öte yandan cesareti kı-

rıldığı için, başarıya ulaşmada çaba

göstermez.

4-ERİŞİLEBİLİR - ULAŞILABİLİR ANNE: Çocuğun iletişim girişimlerini anlar ve

belli uzaklıktan da bunları fark eder,

dolayısıyla dikkati kolaylıkla çocuğa

çevrilir. Buna karşılık; ilgisiz, kayıtsız

anne ise kendi etkinlikleri ve düşünce-

leriyle fazlasıyla meşgul olduğundan,

çocuğun iletişim girişimlerini çoğunlukla

fark etmez. Annenin mutluluğu ve ruh

sağlığı, çocuk yetiştirmedeki etkinliği

açısından da özel bir önem taşır.

İlgili anne, sadece çocuğu doğrultu-

sunda yaşamak yerine, kendisi için

farklı etkinlikler planlayıp yapıyorsa, ço-

cuk da kendi adımlarıyla gelişip öğ-

renmeyi başaracaktır. Kendi ilgilerini

geliştirmeye devam eden anneler, ço-

cuklarının da benzer girişimlerini des-

tekler.

Annenin kişisel yaşamı iyi gittiğinde,

çocuğuyla çok daha iyi bir ilişki içine

girer. Sözgelimi, mesleğini icra etmenin

mutluluğunu yaşayan ve eşiyle iyi ilişkiler

içinde olan bir annenin, çocuğuna karşı

tutumu olumludur. Buna karşılık anne,

bir şeylerden endişe duyduğunda, ço-

cuğun hareketleri daha fazla canını sı-

kacaktır.

Babanın dolaylı görevlerinden biri de,

sıcak anne-çocuk ilişkisinin zeminini

hazırlayabilmektir. Yapılan bazı araştır-

malara göre böyle bir ilişkinin gerisinde,

destekleyen baba faktörünün olduğu

görülmektedir. Eğer baba, sorumluluk-

larının bilincinde olan bir bireyse, bu

durum annenin rahatlamasına ve ço-

cuğuyla sıcak ilişkiler geliştirmesine se-

bep olur. Mutlu ve huzurlu çocuklar ye-

tiştirebilmek için öncelikle mutlu ve hu-

zurlu bir aile ortamının olması gerekir.

İnsanların zihninde, çalışan annelerin

yetersiz olduklarına dair inançlar vardır;

fakat çalışan ve zamanını doğru kullanan

anne için böyle bir yetersizlik söz konusu

değildir. Çalışan ve ekonomik bağımsızlığı

olan anne, suçluluk duygusuyla çocuğu

şımartmadığı takdirde, ideal anne olma

yolundadır. Yeter ki, geri kalan zamanını

çocuğuyla geçirmiş olsun. Önemli

olan zamanın çokluğu değil, kaliteli za-

manın birlikte geçirilmesidir.

YORUMETKİLİ

Sayı12

Anne figürünün çocuklarının gelişimindeki rolünü asla göz ardı edemeyiz.Annenin verdiği ilgi ve şefkat, sadece bebeklik ya da çocukluk için değil

bireylerin tüm hayatları boyunca sergiledikleri davranışlarına yön veren en temel unsurlardır.

Page 46: Etkili Yorum 12

YORUM50

ambridge Üniversitesi Sınav

Genel Merkezi (UCLES) ile The

British Council işbirliğiyle dü-

zenlenen İngilizce Yeterlilik Sınavlarında

yüzde yüz başarı gösteren İhlas Koleji

öğrencilerine sertifikaları ve plaketleri

düzenlenen bir törenle verildi. İhlas Koleji

Marmara Evleri ve Bahçelievler Kampüsü

Konferans Salonunda yapılan törenlerde

öğrenciler mutluluk ve heyecanı aynı

anda yaşadılar. Sertifika ve plaket törenleri

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Hami Koç’un konuşması ile başladı.

Koç yaptığı konuşmada, yabancı dildeki

başarıyı zirveye taşıyan tüm öğrenci ve

öğretmenlere teşekkür etti. İhlas Kolej-

lerinin bu sene bir yüksek okulda oku-

mak için tercih yapan bütün lise me-

zunlarının tamamının bir yüksek öğretim

kurumuna yerleştiğini, bu neticenin çok

ciddi bir başarı olduğunu ve

her alanda olduğu gibi yabancı dil eği-

timinde de iddialı olduğunu söyleyen

Koç, başarılarımıza bir yenisinin daha

eklenmesinden son derece mutluyum

dedi.

Törende, Cambridge ESOL Türkiye Ko-

ordinatörü Toros Öztürk ve British Side

Akademik Direktörü Sally Gayford’la ya-

pılan röportajlar izletildi. Öztürk, Cam-

bridge Üniversitesi tarafından tasarlanan

bu sınavların, dünyanın birçok ülkesinde

yabancı dil eğitim standartlarını yükselt-

tiğini vurgulayarak, hedef dilde iletişim

becerisini ölçmeyi hedefleyen sınav-

lara katılımın her yıl katlanarak arttığını

belirtti. YÖK’ün FCE sınavlarını tanı-

masıyla birlikte, Cambridge Üniver-

sitesi sınavlarının daha büyük bir

önem kazandığını belirten Gayford

ise, İhlas Koleji öğrencilerinin gös-

terdiği başarıdan çok etkilendiğini

ifade etti.

Yapılan konuşmaların ardından İhlas

Eğitim Kurumları Genel Müdürü Hami

Koç, Özel Marmara Evleri İhlas İlk-

öğretim Okulu Müdürü Sebahattin

Kazaz, Özel Bahçelievler İhlas İlk-

öğretim Okul Müdürü Server Gürsoy

ve İngilizce öğretmenleri öğrencilere

sertifika ve plaketlerini verdi. Öğren-

cileri sınavlara hazırlayan öğretmenlere

plaketlerini takdim eden İhlas Eğitim

Kurumları Genel Müdürü Hami Koç,

yabancı dile verdikleri önemin altını

bir kez daha çizerek gösterilen ba-

şarıdan duyduğu memnuniyeti ifade

etti. Koç, “Uluslararası standartlarda ha-

zırlanan bu sınavlara katılan öğrencile-

rimizin elde ettikleri başarılar, kurum

olarak yabancı dile bakış açımızı ve

geldiğimiz noktayı net bir şekilde ortaya

koymaktadır. Gayret gösteren tüm öğ-

renci ve öğretmenlerimizi yürekten kut-

luyorum.” dedi. Mutluluklarını arkadaşları

ve öğretmenleriyle paylaşan öğrenciler

2010 yılında daha büyük başarılara

imza atma sözü verdiler. Programa ka-

tılan veliler de gösterdikleri üstün gay-

retlerden dolayı İngilizce öğretmenlerini

tebrik ettiler. Tören toplu hatıra fotoğrafı

çekimi ile sona erdi. 1913’ten itibaren

yapılmakta olan ve öğrencilerin dinleme,

konuşma, yazma ve okuma becerilerini

ölçen, Cambridge Sınavları Young Le-

arners, KET (Cambridge Key English

Test), PET (Preliminary English Test) ve

FCE (First Certificate in English) olmak

üzere 4 aşamada gerçekleştiriliyor.

ETKİLİ

İhlas Koleji÷ğrencileriCambridgeYeterlilik SertifikalarınıAldı

Cambridge Sınavı Sertifika Tˆreni B¸y¸k Heyecana Sahne Oldu

C

Page 47: Etkili Yorum 12

“Özellikle Türk dünyası ile ilgili olarak,

böyle bir ödüle layık görüldüğüm için

çok teşekkür ediyorum” dedi. 2007 Ya-

bancı Dil Sınavı Türkiye İkinciliği, 2006

ve 2007 ÖSS Türkiye Birinciliği, 2007

ve 2008 OKS Türkiye Birinciliği, 2007

ve 2008 Özel Okullar Sınavı Türkiye Bi-

rinciliği gibi bir çok başarının sahibi

İhlas Koleji, “Yılın Eğitim Kurumu” ödü-

lüne layık görüldü. İstanbul Vali Yardımcısı

Orhan Öztürk “Yılın Eğitim Kurumu”

ödülünü İhlas Eğitim Kurumları Genel

Müdürü Hami Koç’a takdim etti. Başa-

rılarının temelinde öğrencilerle tek tek

ilgilenen bir anlayış olduğunu söyleyen

Hami Koç, “Elde ettiğimiz başarıların

ardından aldığımız bu ödül, bizim açı-

mızdan mutluluk verici. Bu başarıda

tüm eğitimcilerimizin büyük payı var.”

şeklinde konuştu. Yılın Devlet Adamı

ödülünü TBMM Başkanı Köksal Toptan

alırken, Azerbaycan'da Yılın İşadamı da-

lında Azersun Holding Başkanı Abdulbari

Güzel ödüle layık görüldü. Gece bo-

yunca ekonomi, siyaset, eğitim, yerel

yönetim, proje ve Türk dünyası gibi ka-

tegorilerde çeşitli ödüller sahiplerini

buldu.

51YORUMETKİLİ

Sayı12

luslararası FirstBusiness Dergi-

si'nin geleneksel Zirvedekiler

Ödülleri Grand Cevahir Otel'de

düzenlenen törenle sahiplerine verildi.

Türkçe-İngilizce hazırlanarak 20 ülkede

20.000 seçkin yönetici ve işadamına

ulaşan FirstBusiness Dergisi Seçici Ku-

rulu her yıl, Ekonomi, Siyaset, Yerel Yö-

netim, Proje ve Türk Dünyası gibi kate-

gorilerde yılın başarılı isimlerine ödüllerini

takdim etti.

Törende, son 2 yıldır OKS Türkiye birin-

ciliğini elden bırakmayan İhlas Koleji,

başarılarından dolayı yine ödüle layık

görülen kurumlar arasında yer aldı.

Ödül töreni, çok sayıda ülkeden pek

çok devlet adamı, bürokrat, işadamı,

diplomat, akademisyen ve sanatçıların

buluşmasına sahne oldu. FirstBusiness

Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Seyfullah

Türksoy, “Zirvedekiler-2008” ödüllerinin

Türk dünyasında yılın başarılı kişi ve

kurumlarına verildiğini belirtti. Törende,

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,

AK Parti Genel Sekreteri Naim Şahin,

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, İhlas Holding

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yavuz

Özgün, İhlas Eğitim Kurumları Genel

Müdürü Hami Koç, Bağcılar Belediye

Başkan Lokman Çağrıcı’nın yanı sıra

Türk dünyasından bürokratlar, iş adamları

ve medya mensupları yer aldı. Türk

Dünyası Hizmet Ödülü'ne layık görülen

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğul Günay,

İhlas Koleji Yılın Eğitim Kurumu

Geleneksel Zirvedekiler ÷d¸lleri Sahiplerini Buldu

U

İHLAS KOLEJİ GenÁ Basketbol Takımı Final Grubunda hlas Koleji Genç Basketbol Takımı play-off grubunu namağlup bitirerek final

grubuna kaldı. İhlas Koleji Genç Basketbol Takımı Final grubunda İTO Spor

Kulübü, Yeşilyurt ve İstanbulspor ile grupta ilk iki sırada yer almak için

mücadele edecek. İhlas Koleji Genç Basketbol Takımı ilk iki sırada yer aldığı

takdirde 2010-2011 sezonunda bir üst lig olan A Ligi’nde İhlas Koleji’ni temsil

etme hakkını kazanacak.

Basketbol takımının antrenörü Ta-

cettin Çıpa, “başarılarımızı çok ça-

lışma ve takım oyununa borçluyuz,

amacımız final grubunda ilk iki sı-

rada yer almak olacaktır.” dedi

İİhlas Koleji Basketbol Takımının Maç Sonuçlarıİhlas Koleji Gelecek Nesil İhlas Koleji Uni Basket İhlas Koleji B. Sancak İhlas Koleji Netspor İhlas Koleji Kurtuluş İhlas Koleji Karşıyaka

606654604494

8583

1019389

103

Page 48: Etkili Yorum 12

sergiyi Özel Marmara Evleri İhlas İlköğ-

retim Okulu’nda gezebilecekleri gibi,

sergide yer alan resimlere İhlas Koleji’nin

kurumsal web sitesinden Görsel Sanatlar

Kulübü başlığı altından da ulaşabilirler.

YORUM52 ETKİLİ

007 ve 2008 OKS Türkiye birin-

cisi, 2007 ve 2008 Özel Okullar

Sınavı Türkiye birincisi, 2006-

2007 ÖSS Türkiye birinciliği alan İhlas

Koleji, bu yılda büyük bir başarı elde

etti. 2006 ve 2007 Yılında Öğrenci Seç-

me ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM)’nin

açıkladığı verilere göre ÖSS Türkiye bi-

rincisi olan İhlas Koleji, bu yıl da ÖSS’ye

yerleştirmede büyük başarı gösterdi.

2009 ÖSS ek yerleştirme sonuçlarının

açıklanmasıyla beraber İhlas Eğitim Ku-

rumları’nda üniversite kazandırma oranı

İhlas Koleji nden Y¸zde 100 Başarı

÷SS Ek Yerleştirme

SonuÁları AÁıklandı

yüzde 100 olarak gerçekleşti. ÖSS ek

yerleştirme sonuçlarına göre tercih ya-

pan öğrencilerin yüzde 100’ü bir yük-

seköğretim programına yerleşti. Bu yer-

leştirme yüzdesiyle İhlas Kolejleri başarı

zincirine bir halka daha ekledi.

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Hami Koç açıklanan ÖSS ek yerleştirme

sonuçlarının ardından yaptığı değer-

lendirmede: “İhlas Koleji eğitime baş-

ladığı günden bugüne kaliteli, güvenli

ve disiplinli eğitim anlayışıyla öğrenci-

lerine yön verdi ve vermeye devam

edecek. Gerek bireysel anlamda ge-

rekse genel olarak elde ettiğimiz ba-

şarıların temelinde sadece işini düzgün

ve kaliteli yapmak için yola çıkmış öğ-

retim kadromuz vardır. Bu kadro, yaptığı

işe gönülden inanmış ve geleceğimiz

olan gençlerimizi yarınlarına kendinden

emin olarak hazırlamak için yola çıkmıştır.

Son yıllarda elde ettiğimiz başarılar Tür-

kiye’de İhlas Koleji’nin ne kadar önemli

bir yere geldiğinin en iyi göstergesidir.”

dedi.

2

Daimi Resim Sergisi Artık İnternetten de İzlenebilecek

hlas Koleji öğretmen ve öğrencileri

tarafından yapılan resimlerden oluş-

turulan sergi İhlas Koleji internet si-

tesinden sanat severlerin ilgi ve beğe-

nisine sunuldu. Halen Özel Marmara

Evleri İhlas İlköğretim Okulu’nda sergi-

lenen “Daimi Resim Sergisi” artık inter-

netten de izlenebilecek. 2008 yılı içinde

İhlas Koleji’nde açılan sergi velilerin ve

resim severlerin büyük ilgi ve beğenisini

kazanmıştı. Açılışını dönemin İstanbul İl

Milli Eğitim Müdürü ve kalabalık bir katı-

lımcı grubun yaptığı sergi gezenlerden

tam not almıştı. Serginin internet site-

sinden yayınlanmasına ilişkin olarak ko-

nuşan İhlas Eğitim Kurumları Genel Mü-

dürü Hami Koç, İhlas Koleji olarak sanata

her zaman destek verdiklerini belirtti.

“İyi bir sanat eğitimi alan insan canlı ve

cansız hiçbir varlığa kolay kolay zarar

vermez.” diyen Koç, sanat eğitiminin

çocukların gelişimi için ne kadar önemli

olduğunu vurguladı.

İhlas Koleji, “Daimi Resim Sergisi” ile,

sanatsal eğitime destek vermeyi amaç-

lıyor. Öğrencilerin doğru bir sanat eğitimi

alarak estetik duygularının geliştirilmesi

için gerekli eğitimlerin verildiği İhlas Ko-

leji’nde, öğrencilerin hayal dünyasının

gelişmesinin yanında aynı zamanda al-

gılama, düşünme ve bunları çevresiyle

paylaşmasına yardımcı olacak bilgilerin

kazandırılması da hedefleniyor. Sanat

severler el emeği göz nuru ile hazırlanan

İ

,

www.ihlaskoleji.k12.tr www.ihlaskoleji.com

Page 49: Etkili Yorum 12

büyük beğenisini kazandı. Yarışma bo-

yunca çok heyecanlı oldukları görülen

Özel Bahçelievler İhlas İlköğretim Okulu

öğrencileri yarışmayı kazanabilmek için

kıyasıya mücadele ettiler.

Rekabet ¸st d¸zeydeydiÇekişmenin son ana kadar devam

ettiği yarışmayı 6-B, 7-C ve 8-B sınıfları

kazandı. Kendileri için çok güzel bir

deneyim olduğunu belirten öğrenciler,

yarışma boyunca çok eğlendiklerini ve

bilgilerini pekiştirdiklerini söylediler.

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Hami Koç, öğrencilerin kendilerine gü-

venmelerini sağlamanın yanında bu

yarışma ile öğrencilerin bilime olan sev-

gilerini arttırmayı hedeflediklerini söyledi.

Biliminde doğru ortam oluşturulduğu

takdirde eğlenceli ola-

bileceğinin altını çizen

Koç, “Öğrencilerimiz,

bilimsel konuları eğ-

lenceli bir halde su-

narak hem konular

hakkında bilgilerini pe-

kiştirdiler hem de bir-

birleriyle rekabeti ya-

şadılar.” dedi.

debiyat Kültür ve Sa-

nat Araştırmaları De-

neği (ESKADER), ta-

rafından kültür ve sanat dal-

larına ait 34 kategoride 2009

yılının en iyilerinin belirlendiği

“ESKADER 2009 Yılı Ödülleri”

sahiplerini buldu. Beyazıt Dev-

let Kütüphanesi’nde yapılan

toplantıda açıklanan sonuçlarda, Çocuk

Edebiyatı dalında İhlas Koleji Edebiyat

Öğretmeni Yusuf Dursun ödüle layık

görüldü.

2009 yılında çıkarmış olduğu kitaplarla

bu ödülü kazanan Yusuf Dursun, ça-

lışmalarının böyle bir ödüle layık görül-

düğü için çok mutlu ve gururlu olduğunu

söyledi. “Ödülü kazanmamda hizmeti

ve emeği geçen bütün arkadaşlarıma

teşekkürü bir borç bilirim.” diyen Dursun,

verilen bu ödüllerle, ülkemizde kültür

ve sanatın gelişmesine hizmet eden

insanların çalışmalarına verilen önemin

vurgulandığını belirtti.

İhlas Koleji’nde de büyük

bir mutlulukla karşılanan

ödülle ilgili olarak İhlas Eğitim

Kurumları adına konuşan

Genel Müdür Hami Koç,

Yusuf Dursun ile tüm İhlas

Koleji camiası olarak iftihar

ettiklerini söyledi. “İhlas Koleji

adına Yusuf Dursun öğret-

menimizin edebiyat dünyasına yapmış

olduğu katkılardan dolayı teşekkür edi-

yorum. Ayrıca bu alanlarda çok faydalı

hizmetler veren diğer şair ve yazar öğ-

retmenlerimizi de kutluyorum,”diyen

Koç, Yusuf Dursun’a bundan sonraki

çalışmalarında da başarılar diledi.

Bu yıl ikincisi düzenlenen “ESKADER

Ödülleri” kültür ve sanat dallarında yıl

içinde yapılan çalışmaların incelenmesi,

takip edilmesi ve değerlendirilmesi açı-

sından büyük bir sorumluluğu üstleniyor.

ESKADER Genel Başkanı Mehmet Nuri

Yardım, titizlikle yürütülen çalışmalar

sonucunda ödüllerin belirlendiğinin altını

53 YORUMETKİLİ

Sayı12

«ocuk Edebiyatında Yılın En İyisi Yusuf DURSUN

çizdi. Bu çalışmalar sayesinde 2009

yılı Kültür Sanat dünyasının envanterinin

çıkarıldığını söyleyen Yardım. “Geçen

yılki ilk ödüllerimiz çok beğenilmişti.

İnanıyorum ki, bu seneki ödüller de

kültür sanat çevrelerinden takdir göre-

cektir.” dedi.

E

İhlas Koleji’nden Bilime Farklı Bakış AÁısı

BİLİM VE SANAT AYNI SAHNEDE BULUŞTUhlas Koleji’nin düzenlemiş olduğu

“Fen ve Teknoloji Sunum Yarışması”

renkli görüntülere sahne oldu. Bi-

limsel konuların, tiyatro, şarkı ve dans

gibi sahne sanatlarıyla da sunulabile-

ceğini gösteren yarışmada hem yarış-

macı öğrenciler hem de izleyiciler ol-

dukça keyifli dakikalar geçirdiler.

Yarışma gˆrsel bir şˆlene dˆnd¸ 6., 7. ve 8. sınıf öğrencilerinin Fen ve

Teknoloji derslerindeki becerilerini art-

tırmayı hedefleyen yarışmada, öğren-

cilerin hazırlamış oldukları stantlar izleyicin

İ

Page 50: Etkili Yorum 12

ir zamanlar öğrenci olarak bu-

lunduklara sınıflara öğretmen

olarak dönen İhlas Koleji’nin

12 öğretmeni, heyecan ve gururu aynı

anda yaşıyorlar. İhlas Koleji’nde görev

yapan zamanın öğrencileri şimdinin

öğretmenleri eskiden öğrenci olarak

dolaştıkları koridorlarda artık birer öğ-

retmen olarak dolaşıyorlar.

Bilgi ve tecrübelerini geleceğin yetiş-

kinlerine aktaran öğretmenler, İhlas Koleji

çatısı altında olmanın ayrıcalığını ve

mutluluğunu yaşadıklarını söylediler.

İhlas Koleji 2003 mezunu İngilizce öğ-

retmeni Fatma Sarışahin’de bu ayrıcalığı

ve mutluluğu yaşayan 12 öğretmenden

sadece biri. Sarışahin, “Seneler önce

öğrencileriyken şimdi meslektaşları ol-

duğumuz saygı değer hocalarımla ça-

lışmanın gururunu yaşıyorum.” dedi.

Yine İhlas Koleji mezunlarından olup

şu anda İhlas Koleji öğretmen kadro-

sunda bulunan Matematik öğretmeni

Kasım Koyuncu da yaşamış olduğu

gururu şu şekilde aktardı. “Üniversite

eğitimim sırasında öğretmenlik mesleğini

yapmak istediğimi fark ettim ve kendimi

bu yönde geliştirmeye başladım. Mezun

olup da mesleğimi gerçekleştirebile-

ceğim bir kurum için düşünmeye baş-

ladığımda aklımın ve gönlümün tek

isteği İhlas Koleji’ydi.” Koyuncu, ayrıca

zamanında kendi öğretmenleriyle şimdi

meslektaş olmaktan duyduğu hazzı hiç

bir şeye değişmeyeceğini vurguladı.

2004 yılı mezunlarından Hatice Kübra

YORUM54 ETKİLİ

Eskiden Oturdukları Sıralarda Şimdi Ders Veriyorlar

B Oğuz da İhlas Koleji öğretmenlerinden.

Halen İhlas Koleji’nde Matematik öğ-

retmeni olarak görev yapan Oğuz, ça-

lışma ortamındaki samimiyetten dolayı

çok mutlu olduğunu ve İhlas Koleji’nde

öğretmen olarak çalışmayı herkese tav-

siye ettiği söyledi. “Şimdi beni yetiştiren

hocalarımla birlikte çalışmak, mesai ar-

kadaşlığı yapmak hem heyecan verici

hem de çok gurur verici. Bu samimi

ortam daha verimli olmamızı

sağlıyor.” diyen Oğuz, bir dö-

nem öğrenciliğini yaptığı öğ-

retmenlerinin kendisine verdiğini

destekten dolayı çok minnettar

olduğu belirtti.

Değişik dönemlerde İhlas Ko-

leji’nden mezun olduktan sonra

eğitimlerini tamamlayıp yeniden

İhlas Koleji bünyesine dönen

öğrencileriyle gurur duyduklarını

belirten İhlas Eğitim Kurumları Genel

Müdürü Hami Koç, onlara her zaman

destek olacaklarının altını çizdi. “Onlarla

aynı çatı altında gelecek nesillere eğitim

vermekten bir eğitimci olarak büyük

mutluluk duyuyorum.” diyen Koç, bun-

dan sonra da İhlas Koleji olarak genç

kuşak öğretmenlerle tecrübeyi birleşti-

rerek eğitim dünyasında hizmet vermeye

devam edeceklerini söyledi.

Page 51: Etkili Yorum 12

zman Psikolog Özkan Şenol,

Özel Marmara Evleri İhlas Koleji

Konferans Salonunda öğrenci

ve velilere “Çocuğunuzun, ailenizin ve

kendinizin farkında mısınız ?” konulu

bir seminer verdi. İhlas Koleji ve Bey-

likdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün

ortaklaşa düzenlediği seminere Bey-

likdüzü Kaymakamı Yusuf Odabaşı,

Beylikdüzü Belediye Başkanı Yusuf

Uzun, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Mü-

dürü İkram Karapınar, Şube Müdürleri,

İhlas Eğitim Kurumları Genel Müdürü

Hami Koç, Beylikdüzü ilçesinden üst

düzey yetkililer ve eğitimciler de katıldı.

Seminerde aile içinde ebeveynlere dü-

şen görevler hakkında konuşan Özkan

Şenol, çocuklar ile etkili iletişimin nasıl

kurulacağı üzerine tavsiyelerde bulundu.

Aile içinde ebeveynlerin dikkat etmesi

gereken konulara değinen Şenol, “Aile

içinde anne ve baba hiçbir zaman oto-

riteyi elden bırakmamalı.” dedi.

Şenol: “Bilgisayarı Áocuklarınızın oda-sından ÁıkartınGelişen teknolojiyle artık neredeyse her

evde bir hatta iki bilgisayar olduğuna

değinen Şenol, bilgisayarın ve televiz-

yonun aile içi iletişimi zayıflattığını, bu-

nunda bireyler arasındaki sorunları bü-

yüttüğüne dikkat çekti. Odasında bil-

gisayar bulunan çocukların çevreye

karşı olan ilgilerini kaybettiğini söyleyen

Şenol, çocukların ilerleyen yaşlarda

YORUMETKİLİ

Şenol: “Aile İÁinde Sosyal Ortam Oluşması İÁin Elektriğin Kesilmesini Beklemeyin”

sağlıklı bir sosyal yaşama sahip olabil-

meleri için anne ve babaların üzerine

büyük görevler düştüğüne vurgu yaptı.

Seminer sonunda yapmış olduğu kat-

kılardan dolayı Özkan Şenol’a Beylik-

düzü Kaymakamı ve Belediye Başkanı

tarafından bir plaket ve çiçek takdim

edildi.

U

Sayı12

55

hlas Koleji tarafından ikincisi düzenlenen “Sahne

Senin Söz Senin” etkinliklerinde öğrenciler hem takım

hem de bireysel olarak yarıştılar.

Bütün öğrencilerin en az bir dalda katıldığı organizasyonda,

sahne yarışmalarının yanı sıra spor kategorilerinde de

öğrenciler yeteneklerini sergileme fırsatı buldular.

Kazaz: “÷nemli olan yarışırken eğlenebilmek”Özel Marmara Evleri İhlas İlköğretim Okulu Müdürü Se-

bahattin Kazaz yarışmalarda öğrencilerinin ortaya koy-

dukları çabadan ve performanstan oldukça mutlu ol-

duklarını söyledi. “Önemli olan yarışırken de eğlenmeyi

sağlayabilmek.” diyen Kazaz, bu yarışmalar sayesinde

öğrencilerin kendilerine olan özgüvenlerini arttırmayı he-

deflediklerini belirtti. Kazaz ayrıca sosyal aktivitelerin ço-

cukların gelişimini olumlu yönde etkilediğine vurgu ya-

parken, “Tüm öğrencilerimizin katıldığı bu organizasyonda;

bireysel yetenekler kadar çocuklarımızın takım içindeki

yeteneklerini de görebilmek bizim için oldukça önemli.”

dedi.

İ“SAHNE SENİN S÷Z SENİN” de Heyecan Doruktaydı

Page 52: Etkili Yorum 12

YORUM48 ETKİLİ

GÖZLERİME GÜL ÇOCUK

Kim boyadı gözlerini maviye,Yanakları elma elma al çocuk.İşte döndüm gülüşünden deliye;

Hiç büyüme salıncakta kal çocuk,Bir öpüşle dünyaları al çocuk.

Saçlarına gül kokusu sinmiştir,Gökyüzünden gülce selam inmiştir,Can kokulum canevime konmuştur;

Hiç büyüme salıncakta kal çocuk,Gülüşünü gökyüzüne sal çocuk.

Gamzelerin güller açan ebrudur,Kirpiklerin yüreğime doğrudur,Seni sevmek bir doyumsuz duygudur;

Hiç büyüme salıncakta kal çocuk,Sevgi üzre domur domur dal çocuk.

Bir akşam/sefası tatlı nefesin,Bülbüle meşk olur billurdan sesin.Akşam oldu, oyun bitti, nerdesin?

Hiç büyüme salıncakta kal çocuk,Sabah akşam gözlerime gül çocuk.

Page 53: Etkili Yorum 12
Page 54: Etkili Yorum 12

YORUM56 ETKİLİ

ÇOCUĞUNUZUN ÖZGÜVENİNİ ARTIRMAK İÇİN

l Kendini Ve Duygularını “Ne Düşünüyorsun,

Nasıl Hissediyorsun” Gibi Sözlerle Anlamaya Çalışın.

l Onun Fikirlerine Değer Verdiğinizi Hissettirin.

l Onun Olumlu Davranışlarını Kesinlikle Takdir Edin.

l O, Konuşurken Onun Yüzüne Bakın Ve Ciddiye Alındığını Hissettirin.

l Onun İçin Zaman Ayırın.

l Yaşına Uygun Görevler Verin Ve Daha Sonra Başarısını Takdir Edin.

lOnunla, Değişik Konularda Sohbet Etme Ortamı Oluşturun.

lOnun Korku Ve Endişelerine Saygı Duyun.

l Aşırı Eleştirici Olmaktan Ve Yargılayıcı Olmaktan Çekinin.

l Hatalı Davranışlarını Konuşarak Uyarın Ve Ona Doğru Olanı Anlatın.

l Başkalarının Yanında Onu Küçük Düşürmeyin.

l Onun Başarısızlıklarını Büyütmeyin.

l Başkaları İle Kıyaslamayın.

l Kabiliyetlerini Fark Edin Ve Teşvik Edin.

l Topluluk İçerisinde Söz Almasını Teşvik Edin.

l Onu Sevdiğinizi Sık Sık Söyleyin.

l Onun İçin Önemli Olanlara Siz De Önem Verin.

l Onun Önemli Günlerini Unutmayın

l Sadece Onun İçin Ayırdığınız Zamanlar Olsun.

l Yanlış Ve Uygunsuz Cezalandırmadan Kaçının.

l Ondan Beklentileriniz Çok Aşırı Olmasın.

l Ona Yaşından Ve Olduğundan Küçükmüş Gibi Davranmayın

l Onunla Birlikte Sosyal Aktivitelerde Bulunun.

NELER YAPABİLİRSİNİZ?Ona

Sık Sık Söz Hakkı

Verin

Page 55: Etkili Yorum 12

YORUM58

ir gece, Molla Güranî hazret-

leri, istikbâlin Fâtih’i Şehzade

Mehmed’e mûtad dersini ver-

dikten sonra odasına çekilmişti. Gece

bir ara uyandığında, şehzâdenin lam-

basının yandığını görünce, acaba

rahatsız mıdır diye odasına kadar

gider, kapısını çalar. Şehzâde kapıyı

açınca hoca sorar:

- Hayırdır inşâallah, neden uyuma-

dın?

Şehzâde Mehmed cevap verir:

- Müzâkere ediyordum efendim!

— Hangi dersi müzâkere ediyordun?

Deyince şehzâde cevap vermez...

“Sır küpü” Şehzade!Masanın üzerine bakan Molla Gürani,

kâğıtlar üzerinde birtakım notlar ve

haritayı hatırlatan askerî plan ve pro-

jeler görüp sorar:

- Bunlar nedir?

- Efendim, uykusuz kalışımın sebebini

arz edeyim. (Fakat sır olarak sizde kal-

ması ricâsıyla...) Gönlümü ateşler içinde

bırakan sır şudur: Ta Sahâbe-i kirâm

zamanından beri defalarca muhâsara

edildiği halde, Konstantiniye niçin fet-

hedilemiyor? İşte bu gece beni bu

saatlere kadar uykusuz bırakan mes’ele

bu idi.

Alevden bir cümle!..Bu alevden cümleyi dinleyen Molla

Güranî hazretleri, şehzâde Mehmed’e

şu şekilde cevap verir:

-Evlâdım, bu büyük zafere kavuşmanı

bütün gönlümle arzu ederim. Lâkin

ben senin câhil bir kumandan olmanı

değil, âlim bir hükümdar olmanı isterim.

Peygamber Efendimizin müjdelediği

bu büyük fetih, mutlaka ki âlim, âlim

olduğu kadar da âdil ve dirâyetli bir

kumandana nasip olacaktır. Bu se-

bepten senin okuman gereken her

şeyi okuyup değerlendirdikten sonra

bu büyük zafere seferber olman,

rûhumun en büyük emelidir...

Netice zafer olmuştur...Şehzâde Mehmed, hocasının bu

cihan-kıymet nasihat ve vasiyetini

yıllar yılı rûhunda en mukaddes bir

bayrak olarak dalgalandırırken, dur-

madan aklî ve rûhî melekelerini ke-

mâle erdirerek, 21 yaşında o büyük

zaferi kazanmış ve bu cennet vatanı

bizlere emânet etmiştir...

ETKİLİ

Vehbi Tülek / Binbir Osmanlı Hikayesi

Dersimiz “Fetih!”

19 Ekim 2003 Pazar Türkiye Gazetesi

B

Page 56: Etkili Yorum 12

59YORUMETKİLİ

Sayı12

İş yada üniversite için yaptığınızüç başvurunuz reddedilirse kendiyeteneğinizden şüphe eder misiniz? l Evet n Hayır

Büyük kalabalıklar kafanızı karıştı-rıyor ya da sizi korkutuyor mu? l Evet n Hayır

Şu anda dolabınız eski püskü kı-yafetlerle mi dolu? l Evet n Hayır

Kendinize sürekli aynada bakar mı-sınız? l Evet n Hayır

Yürürken ya da birini beklerkenvücudunuzun duruşu dik mi? l Evet n Hayır

Çoğu zaman insanların sizin hak-kınızda dedikodu yaptığını düşünürmüsünüz? l Evet n Hayır

Güvenlik kuvvetlerinden biri sizeyaklaştığında kalbiniz daha hızlı at-maya başlar mı? l Evet n Hayır

Lokanta otobüs ya da caddedekiyabancılar arasında size birinin dik-katle baktığını ya da size kahkahaattığını hissediyor musunuz? l Evet n Hayır

Tanımadığınız bir ülkeye bilet ka-zansanız ya da size böyle bir biletverilse, yalnız gitmekten korkar mı-sınız?l Evet n Hayır

Çoğu zaman kötü rüyalar görürmüsünüz? l Evet n Hayır

Bir sorun gözüktüğünde çoğu za-man başkalarının yardımıyla mı çö-zersiniz? l Evet n Hayır

Ebeveynlerinizin size olan sevgi-lerinin az olduğunu düşünüyor mu-sunuz? l Evet n Hayır

Her gün yeni bir şey öğrenmenizgerekli olmadığını düşünür müsü-nüz? l Evet n Hayır

Satın aldığınız ucuz bir şeyi gerivermektense zarara katlanarak kul-lanmayı mı tercih edersiniz? l Evet n Hayır

Çabalarınızın çoğu zaman başarı-sızlıkla sonuçlandığını hissediyormusunuz? l Evet n Hayır

EVET’ LER ÇOĞUNLUKTAYSAKendine güven noktasında zaman za-man problem yaşayabilen, etrafında-kilerin önderlik ve rehberliğine ihtiyaçduyabilen birisiniz. Hayatı güzel yaşamakiçin biraz desteğe ihtiyacınız olabilir.Bilmemek sizi bıktırmasın. Öğrenmeninsihirli kapılarının her zaman ardına kadaraçık olduğunu ve kişilerarası ilişki be-cerilerini geliştirmenin mümkün oldu-ğunu unutmayın.

HAYIR’ LAR ÇOĞUNLUKTAYSAÖzgüven konusunda hem güçlü hemzayıf yönleri olan bir insansınız. İnsanilişkileriniz ve kendinize olan güveniniz,birçok problemi aşmada size yardımcıoluyor. Ancak bazen durup biraz nefesalmak ve etrafınızdaki insanların sizeyardım etmesine fırsat vermek olumlukatkılar sağlayabilir.

?Kendinize Ne KadarGüveniyorsunuz

Page 57: Etkili Yorum 12

YORUM60

Okuldayken hangi dersleri daha çok tercih eder-diniz?A) Sosyal dersleri

B) Sayısal dersleri

Hangi spor dalını tercih edersiniz?A) Yalnız yapılanı

B) Takım halinde yapılanı

Gördüğünüz rüyayı berrak canlı olarak hatırlıyor musu-nuz?A) Çoğu zaman

B) Nadir veya asla

Konuşurken…A) Çok mimik ve hareket kullanırım

B) Az mimik ve hareket kullanırım

Ellerinizi birleştiriniz; sağ baş parmağınız.A) Üstte

B) Altta

Saatinize bakmadan doğru zamanı tahmin etmeyeçalışınızA) Tahminimden 10 dakikadan fazla fark var

B) Tahminimden 1-10 dakika arası fak var

Daha çok;A) İnsanların yüzünü hatırlıyorum

B) İnsanların ismini hatırlıyorum

İki gözünüzü açık olarak bir kalemi düz bir kenaradoğru tutunuz. Sol gözünüzü kapatınız ve kale-

minizi yerleştiriniz, yer değiştirmedi mi?Not ediniz, ondan sonra aynısını sağgözünüzü kapatarak yapınız ve not edi-niz. Kaleminiz;A) Sol gözünüzü kapatınca yer değiştirdi

B) Sağ gözünüzü kapatınca yer değiştirdi.

ETKİLİ

Beyninizin Hangi Tarafını

Daha Çok Kullanıyorsunuz?

A’ LAR ÇOĞUNLUKTAYSA

SAĞ BEYİN ÖZELLİKLERİ1- Çoğu çocuklar sağ beyinli olurlar 2- Üretkenlik vardır. 3- Müzikten dinlemekten hoşlanırlar 4- Koku alma özellikleri gelişmiştir. 5- Renk ve görme özellikleri geliş-miştir. 6- Nesneleri bir bütün olarak algılarlar. 7- Artistik faaliyetlerde bulunmayıçok severler. 8- Zor kontrol edilebilme özelliklerinesahiptirler. 9- Hayal güçleri fazla gelişmiştir. 10- Hissi hareket eder, olayları te-ferruatlı düşünmezler. 11- İnsanlarla sosyal ilişkileri iyi de-ğildir.

B’ LER ÇOĞUNLUKTAYSA

SOL BEYİN ÖZELLİKLERİ1- Mantıklı hareket ederler 2- Problem çözme teknikleri geliş-miştir. 3- Şuurlu hareket ederler. 4- Nesnelerin detaylarını görürler. 5- Analiz etme özellikleri vardır. 6- Akademik faaliyet içerisinde bu-lunurlar. 7- Matematik işlemler öncelik sırayıalır. 8- Yabancı dil öğrenmeye daha yat-kındırlar. 9- Kolay yönetilebilen insan tipidirler. 10- Beşeri münasebetleri oldukçagelişmiştir.

Page 58: Etkili Yorum 12
Page 59: Etkili Yorum 12

YORUM62

Çocuğumu yeniden yetiştirmem mümkün olsaydı,Ona işaret parmağımı kaldırıpYasaklar koymak yerine,Parmaklarıyla resim yapmayı öğretirdim.Hatalarını daha az düzeltir,Onunla daha çok yakınlık kurmaya çalışırdım.Onu sadece gözlerimle izler, saat kısıtlamaları koymazdım.Daha ilgili olmaya çalışır, daha çok şefkat gösterirdim.Onunla daha çok yürüyüşlere çıkar, uçurtmalar uçururdum.

Ona karşı ciddi bir tavır içinde olmak yerine,Onunla oyun oynardım.Onunla kırlarda koşar, yıldızları seyrederdim.

Onunla daha az çekişir, ona daha çok sarılırdım.

Önce benlik saygısını kazanmasını sağlar,Ona her zaman katı davranmaz,Onu daha çok onaylar ve yüreklendirirdim.Güç konusunda daha az ders verir,Sevgi konusunda daha çok şey öğretirdim.

ETKİLİ

ÇOCUĞUMU YENİDEN YETİŞTİRMEMMÜMKÜN OLSAYDI

DİANNE LOOMANS

Page 60: Etkili Yorum 12
Page 61: Etkili Yorum 12

YORUM64 ETKİLİ

Page 62: Etkili Yorum 12