Transcript
Page 1: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN‘İN HABER DERGİSİ

TEMMUZ / JULI 2012 | AUSGABE 05

ücretsiz

kostenlos

www.berlinturk.de

Direksiyon gölgesinde mücadele

Merkel, Avrupa’yla paylaşmaya hazır

Bekir Yılmaz Herkese Çifte Vatandaşlık

Sinem Altan Genç Yetenek

Komponist

Page 2: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5
Page 3: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5
Page 4: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

İÇİNDEKİLER

SICAK SİYASET

FELSEFE

06

38

Gücümüz sonsuz değil

U f u k Ya l t r a k l ıPlaton`un platonik aşkı

SICAK SİYASET

KÜLTÜR-SANAT

BERLİN HABER

SAĞLIK

PORTRE

SPOR

14

39

19

41

30

45

Türkiye’ninyanındayız

Türk modacılar Berlin’de

IHK - MÜSİAD Berlin’de

D r. S e r p i l Ö c a lRAMAZAN

SİNEM ALTANKomponist

T.C. Büyükelçisi Türkiyemspor´u kabul etti

BİLİM VE TEKNİK

42

09

 Yeni bir atomaltı parçacığı bulundu

S A Y F A S A Y F A S A Y F A S A Y F A

S A Y F A S A Y F A S A Y F A S A Y F A

S A Y F A

S A Y F A

Friedrich - ’’Türkiye’de vize alım merkezleri kuruyoruz’’

11S A Y F A

Herkese Çifte Vatandaşlık

20S A Y F A

AB bakanı Bağış ATİYAB’ı ziyaret etti

22S A Y F A

REMZİ KAPLAN

36S A Y F A

Almanya’da sünnet olmak yasaklandı mı?

Page 5: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

GİRİŞKÜNYE

5

Almanya aklanacak mı?Berlintürk’ün bu sayısı yaz sezonuna denk geldi.Her zaman olduğu gibi, yine Almanya’nın başkenti Berlin’e ve Almanya siyasetine ayna tuttuk. İçinde yaşadığımız kent turizm patlaması yaşıyor. Şehrin ekonomik duru-muna olumlu yansıyan bu durum, ülke ge-nelinde de farklı değil. Eriyen işsizlik oranı, Berlin’de de aynı çizgide seyrediyor. Keza, Alman ekonomisindeki atak, içinde yaşadı-ğımız kentin ufkuna daha ılımlı bakmamız için yeterli bir neden. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da 2 milyonlarda sey-reden işsizlik „kalifiye eleman“ sıkıntısını da beraberinde getirdi. Gelişme, bir kaç yıl önce işsizler ordusunun, umutsuz vakaları İleri yaştakilerinde yüzünü güldürdü. 50 yaş üstündekilere iş olanağı doğuran bu durum, tüm AB ülkelerine de örnek teşkil edecek.Öte yandan bu ülkedeki bazı gelişmeler ne yazık ki iç açıcı bir manzara sergilemiyor. Nitekim bu da şu soruyu gündeme getiriyor; Almanya aklanacak mı? Aklanma süreci ne kadar zaman dilimini kapsayacak?Dünya’nın araştırma, belgeleme, sıfır hatalı üretim de önde gelen ülkesi olan Almanya, neden aşırı sağcıların cinayetinde, bu şanını ters yüz ediyor?Almanya 2000-2007 yılları arasında işle-nen cinayetleri açıklığa kavuşturamadı. Se-kizi Türk, on kişinin öldürüldüğü cinayet-leri Neonazilerin işlediği biliniyor. Ancak karanlıkta kalan noktalar halen aydınlana-madı. Anayasayı Koruma Teşkilatı bazı bel-geleri imha etti. Bu da son bir kaç haftadır biliniyor. Kurumun belgeleri neden imha et-tiği ise kafaları karıştırmaya devam ediyor.Almanya’da yaşayan göçmenleri tedirgin

eden bu saptamalar, ülkeye olan güveni ve bağlılığı zedeliyor. Federal Alman Meclisi bu cinayetleri araş-tımak için kurduğu komisyonda “ şaşkın” gibi. Komisyon, yanıt aranan pek çok so-ruyu yaz tatiline beraberinde sürükleyerek çıktı. En çarpıcı açıklama ise: Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın belgeleri imha etmiş olması. Nazilerin, Yahudi Soykırım döne-minde dahi tüm belgeleri özenle koruma yanlısı bir tutum izleyen mantelitası, burada farklı bir yaklaşım izliyor. Anayasayı Koru-ma Teşkilatı Başkanı Heinz Fromm’un is-tifası ve yankıları da ilginçti. Zira, Fromm, belgelerin hangi gerekçeyle imha edilmiş olduğuna dair kamu oyunu tatmin edici bir açıklama getiremedi.Aslında Fromm, neonazi cinayetlerini açık-lığa kavuşturmada “ kilit” isim olabilirdi. Keza, Fromm’un 12 yıl gibi uzun bir zaman diliminde, Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın tepesinde olduğunu da unutmamak gereki-yor.

Almanya aklanacak mı? Bekliyoruz...

Sevim Ercan

Pullandık, zira Temmuz ayının ortasından itibaren biz göçmenleri anlatan posta pulları piyasaya sü-rülüyor. “Almanya’da kendi evinizdesiniz” belgisi altında çıkan pullar, “Yılmaz, Peters“ benzeri zil isimlerinin fotoğrafından oluşuyor. Alman Fede-ral Maliye Bakanlığının çıkardığı pulların ederi 55 cent. Umarız bu pullarla verilecek “çeşitlilik” mesajı gerekli adreslerde yerini bulur. Öte yandan Ramazan başlıyor. 20 Temmuz’da sahura kalkıla-cak. 30 gün boyu Berlin’de Ramazan ayının bere-ketini yaşayacağız. Başta Federal Almanya İçişleri Bakanlığı olmak üzere, pek çok birimde verilecek “iftar yemekleri” ile dinler arası yakınlaşmaya zemin hazırlanacak. Biz de şimdiden, hangi dine mensup olursa olsun, tüm Berlin’lilerin Ramazan ayını kutlar, dileklerinin yerine gelmesini temenni ederiz. Metin Yılmaz

İmtiyaz Sahibi / Inhaber:Sevim Ercan

berlinturkBundespressekonferenzRaum: 1104Schiffbauerdamm 4010117 BerlinMobil: 0 176 228 505 74Büro: +49(0) 30 / 537 933 90E-Mail: [email protected]: 24/279/61277

Yazı kurulu / Redaktion:Yazı İşleri Müdürü: Metin Yılmaz

Haber Koordinatörü:

Özgür ÖzataFotoğraf Editörü /Görsel Yönetmen / Layout:

Mehmet Dedeoğlu

Görsel Yönetmen / Layout:

Çağlar Öztürk

Ercüment KırdarBilişim Uzmanı

Aras Yüz Kapak Foto by Mehmet Dedeoğlu

Basım Evi / Druckerei:MOTIV OFFSET DRUCKEREIPrinzessinnenstraße 2610969 Berlin

Baskı / Auflage: 10.000 / Aylık / Monatlich

Fotoğraflar / Fotos:Mehmet DedeoğluAnadolu Ajansı (AA)Cihan Haber Ajansı www.istockphoto.comfotolia.de, photodune.net

Reklam için:Mobil: 0 176 228 505 74

Pullandık

www.berlinturk.de

Page 6: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

6

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa’daki eko-nomi ve para birliğini güç-

lendirmek için ellerinden geleni yaptıklarını, ancak Almanya’nın gücünün de sınırlı olduğunu söy-ledi.Merkel, bugün başkent Berlin’de, Aile İşletmeleri Vakfı’nın bir top-lantısında yaptığı konuşmada, Av-rupa’daki partnerleriyle birlikte ekonomi ve para birliğini güçlen-dirmek için her türlü çabayı harca-dıklarını, ancak Almanya’ya çok fazla da yüklenilmemesi gerekti-ğini belirterek, ‘’Gücümüz sonsuz değil’’ dedi.Avro ülkelerinin, ortak para biri-minden dolayı birbirleriyle çok

bağlı oldukları için Avrupa poli-tikasının her zaman iç politikanın da bir parçası olduğunu ifade eden Merkel, bu nedenle avro bölgesi-nin istikrar kazanmasının kendi-leri için en önemli konu olduğunu kaydetti.Yunanistan’daki seçimlere 2 gün kala bir kez daha avronun ve avro ülkelerinin birlikteliğinin önemine vurgu yapan Merkel, borç krizinin aşılmasının Avrupa’nın en önemli tarihi sınavlarından biri olacağını söyledi.Merkel, ‘’Avrupa konusu, bu ay-larda, bu yıl içinde çok önemli ölçüde belirlenecek’’ şeklinde ko-nuştu.

Merkel ’’Gücümüz sonsuz değil’’

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, ülke-de “radikal akımlar”la mü-

cadele amacıyla oluşturulan mer-kezlerin birleştirilmesini istediğini söyledi.Bakan Friedrich, “Die Welt” gazete-sine yaptığı açıklamada, “Mücadele merkezini diğer radikal akımları da kapsayacak şekilde genişletebilme-liyiz” şeklinde konuştu. Friedrich,

bunun için öncelikle yasal zeminin hazırlanması gerektiğini kaydetti.Almanya’da bu yılın başına kadar, dini içerikli “radikal akımlar”la mücadele amacı güden tek bir mer-kez bulunuyordu. Aşırı sağcıların 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 kadın polisi öldürdüğünün ortaya çıkmasından sonra, aşırı sağa karşı mücadele amacıyla da yeni bir merkez oluştu-rulmuştu.

Friedrich “radikal akımlar”la mücadeleyi birleştiriyor

Mısır parlamentosunun feshedilmesini de-ğerlendiren Alman Dışişleri, Mısır’daki demokratikleşme sürecinin devam etme-

si çağrısında bulundu.Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle adına bir Bakanlık Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Mısır’daki gelişmelerle ilgili ola-rak “Demokrasi boşluğu yaşanmamalı” denildi. Açıklamada, Mısır yönetimin sivillere devri için ivedilekle bir yol haritası hazırlanması gerektiği ifade edilirken, “Alman hükümetinin Mısır’daki seçimlerde başkanlık yarışını kazanacak adaydan inandırıcı bir şekilde, demokratik yaşam biçimini tanımlamasını beklediği” belirtildi.

Alman Dışişleri: ”Mısır’da demokrasi boşluğu yaşanmamalı”

Page 7: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

7

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Euro krizi ile boğu-şan Avrupa Birliği’nde siyasi

birliğin derinleştirilmesi gerekti-ğini söyledi. Birinci devlet kanalı ARD’nin Morgenmagazin programı-na açıklamada bulunan Merkel, ortak para birimi Euro ülkeleri ile diğer AB ülkelerinin siyasi birliği derinleştir-mesi kaçınılmaz olduğunu savundu.Haziran ayının sonunda düzenle-necek AB-Zirvesi öncesi Federal Başbakan Angela Merkel, birliğin güçlendirilmesinden yana olduğunu açıkladı. Siyasi birliğin yapılandı-rılmasına yönelik zirvede öneride bulunacağını belirten Hıristiyan De-mokrat Birlik Partili (CDU) Merkel, “Avrupa’nın sadece parasal birliğe değil, ayrıca mali birliğe, yani ortak maliye politikasına ihtiyaç var.” dedi. Özellikle siyasi birliğin önemli oldu-ğunu vurgulayan Merkel,, “Bu kade-

me kademe sorumlukları Avrupa’ya devretmek, Avrupa’ya denetleme hakkı vermek manasına gelir.” diye devam etti. Merkel, yapılacak zirve-nin atılacak adımlar ve başlatılacak diğer reformlar açısından önemli ol-duğunu belirtmesine rağmen, zirve-den çok fazla beklentili olunmaması gerektiği sinyali verdi.Bilindiği gibi Başbakan Merkel, Euro ve borçlanma kriziyle boğuşan Avrupa’nın orta ve uzun vadeli stra-teji geliştirmesi gerektiğini belirtmiş-ti. Bu çerçevede AB Konseyi Başka-nı Herman Van Rompuy, bankalar birliği gibi değişik düşünceleri içeren öneri paketini tanıtacak. ARD’nin kalkınmaya daha yeni önem verildiği yöndeki soruya Merkel, bunun yersiz olduğunu, öncülüğüyle kabul edilen Euro-Plus anlaşması sadece kalkın-ma ve rekabet konularını içerdiğine dikkat çekti.

Merkel, Avrupa’yla iktidarı

paylaşmaya hazır

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Suriye yönetimi-ne, ülkede yapılacak uluslararası

insani yardıma izin vermesi çağrısında bulundu.Westerwelle, yaptığı yazılı açıklamada, “Suriye’deki şiddetin sona ermesini isti-yoruz. Suriye’de her şeyden önce insani yardımların şatsız mümkün kılınması la-zım” ifadesini kullandı.Bakanlığının bugün Suriye Arap Kızılay Örgütü Başkanına 650 bin avro değerin-de ambulans ve lojistik destek vereceğini ifade eden Westerwelle, “Biz Suriye hal-kının yanındayız. Alman Kızılhaçı’yla birlikte Suriye Arap Kızılay’ını destekli-yoruz ve yaralılar için destek veriyoruz”

açıklamasında bulundu.Almanya Dışişleri Bakanlığından ya-pılan açıklamada, Suriye Arap Kızılay Örgütü Başkanının, Suriye’ye yapılacak insani yardım konusunda bugün bakan-lıkta görüşmelerde bulunduğu bildirildi.

Açıklamada ayrıca, Alman hükümeti-nin, Suriyeli yaralıların Almanya’daki hastanelerde tedavi görebilmesi için çaba harcadığı belirtilerek, Almanya’nın Suriye’ye 7,9 milyon avroluk insani yar-dım yaptığı hatırlatıldı.

Westerwelle’den Suriye yönetimine çağrı

Alman Yeşiller Partisi, hüküme-tin uyguladığı vize politikası-nın gevşetilmesi için Federal

Meclis’te görüşülmek üzere bir önerge sundu.Önergede, özellikle doğudaki bazı ül-kelerle Rusya ve Kosova vatandaşları-na yönelik vizenin gevşetilmesi gerek-tiği, Türk vatandaşlarına yönelik vize uygulamasının da 1963 yılında imza-lanan AB Ortaklık Anlaşmasına aykırı olduğu belirtildi.Özellikle Ermenistan, Azerbaycan, Belarus, Gürcistan, Moldova, Ukray-

na, Rusya ve Kosova’dan Almanya’ya gelen insanlar için vize uygulamasının kolaylaştırılmasının, bir değişiklik sü-reci yaşayan bu ülkelerin insanlarına Almanya’nın açık bir topluma sahip olduğu imajını vereceği ifade edilen önergede, özellikle kısa süreli ziyaret-lerde vize uygulamasının gevşetilme-sinin şart olduğu, Almanya’da yaşayan yabancıların, yakınlarını bu ülkeye ge-tirememesinin yanlış bir sinyal verdiği kaydedildi.Önergede ayrıca, çok yük-sek olan vize ücretlerinin de düşürül-mesi gerektiği belirtildi.

Yeşiller Partisi vize politikasının gevşetilmesini istiyor

Page 8: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

8

Türk çevre örgütü Gauck‘la

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, bugün cum-hurbaşkanlığı konutu olan Bellevue Sarayının bahçesin-

de 2 gün sürecek olan Çevre Haftası‘nı başlattı.Almanya Çevre, Doğayı Koruma ve Nük-leer Güvenlik Bakanı Peter Altmaier‘in de davetli olduğu açılışta binlerce vatan-daşın önünde konuşan Cumhurbaşkanı Gauck, çevrenin korunmasının gelecek nesiller için önemine vurgu yaptı.Gauck, çevrenin korunabilmesi ve dün-yada azalan kaynakların iyi bir şekilde değerlendirilebilmesi için çeşitli yön-temlerin geliştirilmekte olduğuna işaret ederek, Bellevue Sarayının bahçesinde açılan çok sayıdaki stantta bu konularda bilgi alınabileceğini söyledi.Konuşmasının ardından Altmaier ile bazı

stantları dolaşan Gauck, burada kendisi-ne bir tişört hediye eden Yeşil Çember adlı Türk çevre örgütünün başkanı Gül-can Nitsch ile bir süre sohbet etti.Nitsch, Berlin‘deki tek Türk çevre örgü-tü olarak hem göçmen kuruluşlarla hem de Alman kuruluşlarıyla birçok konuda işbirliği yaptıklarını söyleyince, Gauck, örgüte ilginin yoğun olup olmadığını sor-du. Nitsch de Türklerin çevre konusunda çok hassas olduğunu ve Yeşil Çember‘e

büyük ilgi gösterdiğini ifade etti.Tişörtü alan Gauck, „Bunu şimdi hemen giyeyim mi?“ diye sorarken, Nitsch de ti-şörtü hemen giymek zorunda olmadı-ğını söyledi. Almanya çapında her yıl çeşitli etkinliklerle düzenlenen Çevre Haftası‘nın en önemli kısmını Bellevue Sarayı‘ndaki etkinlik oluşturuyor. Bu et-kinlik çerçevesinde vatandaşlara yiyecek

Page 9: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

9

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, Almanya‘da iş yapmak isteyen Türk iş adam-

larının vize işlemlerini kolaylaştırmak amacıyla Türkiye‘de yeni vize alım mer-kezleri kurduklarını söyledi.Bakan Friedrich, Berlin-Brandenburg Türk-Alman İşadamları Birliği‘nin (TDU) daveti üzerine dernekte düzenle-nen toplantıya katıldı, burada vatandaş-ların sorularını yanıtladı.Friedrich, vize uygulamasının kolaylaştı-rılması için Türk bakanlarla görüşmeler-de bulunduğunu, Türkiye‘nin kendileri için önemli bir ticaret ortağı olması sebe-biyle bu konuya önem verdiklerini belir-terek, ‚‘Türkiye‘de iş adamları için yeni vize alım merkezleri kuruyoruz‘‘ dedi.İstanbul‘da böyle bir merkezin açıldı-ğını, temmuz ayı başında Ankara ve İzmir‘de, sonbaharda da Antalya, Bursa ve Gaziantep‘te bu merkezler açacakları-nı ifade eden Friedrich, söz konusu mer-kezlerde iş adamlarına 3 ile 5 yıl süreli vize vereceklerini kaydetti.Friedrich, vize konusuyla ilgili olarak en büyük şikayetlerin bürokrasi ve uzun bekleme süresi olduğunu anlatarak, bu merkezlerle şikayetleri azaltmaya çalışıp iş ilişkilerinin geliştirilmesine katkı sağ-layacaklarını söyledi.Türkiye‘nin vize uygulamasının tümüy-le kalkmasını istediğini, kendilerinin ise buna karşı olduğunu ifade eden Fri-edrich, ‚‘Sonuçta AB‘nin önerdiği gibi ‚orta vadede bir perspektif verilmesi‘ konusunda görüşme yapma kararı aldık. Vize uygulamasının gevşetilmesi konu-sunda bazı Balkan ülkelerinden gelen göçmenlerle ilgili sorunlar yaşıyoruz. Bu ülkelerden Almanya‘ya kaçak gelen insanların sayısı arttı. Bu nedenle bu uy-gulamayı yeniden sıkılaştırmayı da düşü-nüyoruz‘‘ dedi.

Friedrich, Türkiye ile ayrıca kaçak göçmenlerin iadesi konusunda bir anlaşma yapmak istediklerini be-lirterek, ‚‘Bu konuda bir anlaşma hazırlandı ancak henüz imzalan-madı‘‘ ifadesini kullandı.

Almanya‘da öldürülen TürklerAlmanya‘da aşırı sağcıların Türk-lere yönelik saldırılarına da deği-nen Friedrich, güvenlik konusunun her ülkenin temelini oluşturdu-ğunu anlatarak, tüm vatandaşları,

hem dışardan gelecek tehlikelere hem de ülke içindeki suç olaylarına karşı koru-mak için elinden gelen her türlü çabayı harcadıklarını söyledi.Friedrich, işlenen seri cinayetlerin, gü-venlik makamları arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koydu-ğunu belirterek, ‚‘Thüringen eyaletinde-ki cinayetler önceleri sadece bu eyalete mahsus suçlar gibi görüldü. Bu nedenle tüm araştırmalara rağmen aşırı sağcıların izine rastlanamadı. Söz konusu iş birliği-ni geliştirmek amacıyla aşırı sağa karşı mücadele merkezi kurduk‘‘ diye konuş-tu.İnternet üzerinden yapılan şiddet ve nefret propagandalarının sahiplerini be-lirlemenin daha zor bir çalışma gerek-tirdiğini, bu amaçla Köln‘de de bu kişi-lerin tespit edilebilmesi için bir merkez kurulduğunu bildiren Friedrich, ‚‘Şiddet ve nefret çağrısında bulunan hiçbir siya-si akımın bu ülkede yer edinmesine izin vermeyeceğiz‘‘ dedi.Friedrich, seri cinayetlerle ilgili araştır-malar çerçevesinde bugüne kadar neden hata yapan bazı güvenlik görevlilerinin görevden alınmadığı yönündeki soruya karşılık, o zamanlar görev yapan birçok politikacının günümüzde görevde olma-dığını, bunun yanı sıra zamanında hiç-bir ipucu bulunmamış olması sebebiyle araştırma yapan polislerin suçlanamaya-cağını söyledi.

‘‘Çifte vatandaşlığa karşıyım‘‘Bakan Friedrich, Almanya‘da doğan ve doğrudan çifte vatandaş olan göçmen kö-kenli gençlerin, neden 18 ile 21 yaşları arasında iki vatandaşlıktan birini seçmek zorunda bırakıldığı ve göçmenlere neden yerel seçim hakkı verilmediği şeklindeki bir soruya karşılık da çifte vatandaşlığı

tasvip etmediğini belirterek, Almanya‘da yaşamak isteyen insanların Alman vatan-daşı olması gerektiğini savundu.İki vatandaşlıktan birini seçmek zorunda kalan gençlerin büyük çoğunluğunun za-ten Alman vatandaşlığını tercih ettiğini ifade eden Friedrich, bir insanın hangi ülkede yaşamak istiyorsa o ülkenin va-tandaşlığını seçmesini doğru bulduğunu, böylece hangi ülkeye bağlılık duyacağı konusunda da tereddüt geçirmeyeceğini kaydetti.Yerel seçim hakkı konusunda açıklama yapmayan Friedrich, göçmenlerin toplu-ma uyumu konusunda da olumlu örnek-lerin ön plana çıkartılması gerektiğini anlatarak, ‚‘Bu konuda tüm topluma gö-revler düşmektedir ancak sorunların da göz ardı edilmemesi gerekir. Sorunlarla ilgilenilmediğinde, ülkedeki Müslüman göçmenleri eleştiren Thilo Sarrazin gibi insanlar ortaya çıkabilmektedir‘‘ dedi.

Müslüman gençlerle ilgiliaraştırmaya tepkiFriedrich, bakanlığı tarafından yapılan ve ‚‘Müslüman gençlerin dörtte birinin şiddete meyilli olduğu ve uyumu isteme-diği‘‘ şeklinde bir sonuca varan araştır-mayla ilgili bazı eleştirilerin dile getiril-mesi üzerine, bu araştırmanın bir skandal yaratması için yayımlanmadığını ifade ederek, araştırmanın bazı bölümlerinin, kendisinin bir gazeteye vereceği demeç vesilesiyle gazetede yayımlandığını ve bunun bir bütün olarak ele alınması ge-rektiğini kaydetti.Yabancılarla ve Müslümanlarla ilgili ön yargıların ortadan kaldırılması için her-kesin birlikte çaba harcaması gerektiğini bildiren Friedrich, yabancı düşmanlı-ğının, özellikle yabancıların olmadığı yerlerde ortaya çıktığını, gençlerin aşırı sağa kaymaması ve demokrasiye özendi-rilmesi için bazı çalışmalar yaptıklarını, yine de bunun için toplumsal çabaya ih-tiyaç duyduklarını söyledi.TDU Başkanı Remzi Kaplan da seri ci-nayetlerin yetkili makamlar tarafından önceleri ciddiye alınmadığını savunarak, Almanya‘da hiçbir şeyden endişe ya da korku duymadan çalışmak istediklerini belirtti.Toplantıya, vatandaşların ve TDU yöne-tim kurulu üyelerinin yanı sıra Berlin Baş-konsolosu Mustafa Pulat ve Berlin Eyalet Meclisi Üyesi Kurt Wansner de katıldı.

Friedrich ’’Türkiye’de yeni vize alım merkezleri kuruyoruz’’

Page 10: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

10

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, Avro Bölgesi’nde süregelen borç krizinin, Avrupa

entegrasyonunun hızlandırılmasının ge-rekliliğini gösterdiğini bildirdi.Westerwelle, Fransız Le Figaro gazete-sine verdiği demeçte, ‘’Kriz, bize enteg-rasyonun hızlandırılmasının gerekliliğini gösterdi’’ diyerek, ortak paranın oluş-turulması sırasında bir hata yapıldığını, Avrupa ülkelerinin mali ve ekonomi po-litikaları arasında yeterince koordinas-

yon sağlanmadığını vurguladı.Avrupa’nın artık ortak para ve ortak pa-zardan daha fazlası olduğuna işaret eden Westerwelle, Avrupa’nın, ortak kültürü onaylayan bir birlik olduğunu söyledi.Westerwelle, Avrupa projesinin yineden onaylanmasının, güvenin sağlanmasında ve borç krizin aşılmasında kararlı bir ön-lem olacağını ifade ederek, Avrupa’nın ilerlemek için çalıştığına inanmazsa hiç bir yatırımcının Avrupa’ya güvenmeye-ceğinin altını çizdi.

İtalya’daki borç sorununa da değinen Westerwelle, oldukça rekabetçi bir ülke olan İtalya’da yapısal reformların haya-ta geçirildiğini hatırlattı ve ülkenin tüm zorlukların üstesinden geleceğine vurgu yaptı.Westerwelle, ‘’Almanya, 10 yıl önce Avrupa’nın hasta adamı olarak nitelen-diriliyordu. Talih hızla tersine dönebili-yor’’ dedi.

Westerwelle„Kriz, bize Avrupaentegrasyonununhızlandırılmasının

gerekliliğini gösterdi“

Almanya’da ikti-darda bulunan Hristiyan Bir-

lik partileriyle (CDU/CSU) koalisyon ortağı olan Hür Demokrat Par-ti (FDP), muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti (SPD) ve Yeşiller Partisi ile Avrupa’daki mali bir-lik konusunda anlaşma sağladı.Almanya Başbakanı Angela Merkel’in bu-gün başbakanlıkta SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel ve Yeşiller Parti-si Eşbaşkanı Cem Özde-mir ile yaptığı görüşme-de, mali birliğin Federal Meclis’te (Bundestag) ve Federal Eya-let Temsilciler Meclisinde (Bundesrat) onaylanması konusunda anlaşma sağlan-dığı bildirildi.Gabriel, görüşmeden sonra yaptığı açık-lamada, daha fazla büyüme ve istihdam konularında alınacak önlemler üzerinde anlaşma sağlandığını belirterek, özellikle gençler arasındaki işsizliğin azaltılması ve mali piyasaların düzenlenmesi konu-sunda çok daha fazla çaba harcanması

gerektiğini söyledi.Özdemir de hükümetin tasarruf politika-sından vazgeçtiğini ve Avrupa çapında gerçek bir mali işlem vergisi uygulama-sının başlatılması için çalışmalar yapma-yı vaat ettiğini ifade etti.Hükümetin, çalışmalarıyla ilgili olarak Federal Meclis’e daha fazla bilgi verme-yi de taahhüt ettiğini belirten Özdemir, varılan anlaşmanın yine de avro krizinin aşıldığı yönünde bir düşünce olarak algı-lanmaması gerektiğini sözlerine ekledi.

İktidar partileriyle muhalefet arasında varılan anlaşmaya göre, hükümet, Avrupa ça-pında daha fazla ekonomik büyüme ve istihdam sağlan-ması için daha fazla çaba harcayacak ve mali işlem vergisinin 2012 yılı sonuna kadar uygulamaya konulma-sı için çalışacak.Merkel, mali birliğin kabul edilebilmesi için Bundestag ve Bundesrat’ta gerekli olan üçte ikilik çoğunluğa sahip olabilmek amacıyla muhale-fetle görüşmeler yapıyordu.Muhalefetteki Sol Parti’nin

eşbaşkanı Katja Kipping ise anayasa-ya aykırı olduğu gerekçesiyle mali bir-liğin kabul edilmemesi için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunacakla-rını açıkladı.Hükümetin gelecek hafta Çarşamba günü yapacağı kabine toplantısında ka-bul edilmesi beklenen mali birlik konu-suyla ilgili olarak gelecek hafta Cuma günü Bundestag ve Bundesrat’ta oyla-malar yapılacak.

Almanya’da mali birlikte anlaşma

Page 11: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

11

Federal Meclis’in çifte vatandaşlık konusunu gündemine alabilme-si için imza kampanyası başlatan

Berlin Türk Cemaati (TGB) Başkanı Be-kir Yılmaz, Mart ayından bu yana 27 bin imza topladıklarını söyledi. Yılmaz, 50 bin imzaya ulaşınca konuyu parlamento gündemine taşıyacaklarını ifade etti.Almanya gibi modern bir toplumda va-tandaşlar arasında ayrımcılık yapılma-sını doğru bulmadığın belirten Yılmaz, “Almanya’da 53 ülke vatandaşı çifte vatandaşı olabiliyor. Bunun içerisinde de bu ülkede göçmenler arasında en çok toplumu oluşturan Türklere bu hak ta-nınmıyor. O açıdan buna karşı mücadele ediyoruz.” dedi.Türk insanının Türk va-tandaşlığından çıkmayı duygusal anlam-da kabul edemediğini dile getiren Başkan

Yılmaz, “Alman vatandaşı değilseniz memur olamıyorsunuz. Birçok gen-cimiz de Alman vatandaşlığına geç-meye direniyor. Ama çifte vatandaş olsalar hem buradaki siyasette daha çok söz sahibi olacaklar ve kamuya girebilecekler.” diye konuştu.TGB’nin başlattığı ‘Herkese Çifte Vatandaşlık’ kampanyasının Dilekçe Komisyonu’nda görüşülmesi ve daha sonra federal parlamentoya taşınması için yaklaşık 23 bin imzaya ihtiyaç duyduklarını hatırlatan Yılmaz, 50 bin imzaya en kısa zamanda ulaşmak istediklerini ifade etti.Yılmaz, “Bazı kuruluşlar ve şahıslar bu konuya duyarlılar. Ama biz istiyoruz ki bu gibi çalışmalar belli insanlar üze-

rinden yürümesin sadece. Bu kampan-yaya genelin ilgi göstermesi gerekiyor. Başlamışken bu işe başarıyla sonuçlan-dıralım diyoruz.” sözlerine yer verdi.

‘Herkese Çifte Vatandaşlık’ 23 bin imzaya ihtiyaç var

Alman hükümeti ile muhalefet partileri arasında AB bütçe disip-linini güçlendirmeyi hedefleyen

‘Mali Istikrar Paktı‘ üzerinde pazarlık sürüyor. Başbakan Angela Merkel ve hü-kümet ortakları, konuya çözüm bulmak için muhalefet parti başkanları ve grup başkanlarıyla bir araya geldi. Görüşme-lerin devam ettiği süreçte Fransa‘nın yeni Cumhurbaşkanı François Hollan-de, Başbakan Angela Merkel‘den önce Sosyal Demokrat Parti (SPD) yönetimini Paris‘te ağırladı.Fransa‘daki genel seçimler öncesi Nico-las Sarkozy‘yi açıktan destekleyen Hı-ristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU)

Başbakan Angela Merkel, Fransa‘nın yeni Cumhurbaşkanı sosyalist François Hollande ile ‘Merlande‘ dedirtecek ilişki kuracağa benzemiyor. Seçim sürecinde Berlin‘de Merkel tarafından ağırlanma-yan Hollande, Merkel‘den önce SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Meclis Grup Başkanı Frank-Walter Steinmeier ile eski Maliye Bakanı Peer Steinbrück‘ü Paris‘e davet etti. Hollande‘nin, 2013 yılında yapılacak genel seçimlerde SPD‘nin başbakan adayları arasında ismi geçen üçlüyü birlikte ağırlaması dikkat çekti. Diğer taraftan hükümet ile muhalefet partileri arasında AB bütçe disiplinini

güçlendirmeyi hedefleyen ‘Mali Istikrar Paktı‘nın onaylanması konusunda görüş-meler devam ediyor. Mali Istikrar Paktı Başbakan Merkel‘in girişimi ile AB üye-si 25 ülkenin taraf olduğu bir anlaşma. Bu paktın, Federal Meclis‘ten üçte ikilik çoğunlukla kabul edilmesi gerekiyor. Bundan dolayı Merkel muhalefet parti-lerin oylarına ihtiyaç duyuyor. Merkel, Almanya‘nın tavrını netleştirmek için AB Mali Istikrar Paktı‘nı 6 Temmuz‘da başlayacak yaz tatile girmeden önce Fe-deral Meclis‘ten geçirmeyi planlıyor. Anamuhalefet SPD‘nin Meclis Grup Başkanı Steinmeier, yaz tatilinden önce uzlaşma sağlanması hükümetin elinde olduğunu belirterek, ‘borsa ek vergisi‘ ve ekonomik büyüme ilişkin ek madde-ler üzerinde uzlaşma sağlanmasını şart koşmuştu. Taraflar arasında uzlaşma sağlanması durumunda oylamanın 29 Haziran‘da yapılması bekleniyor.

Hollande, Merkel‘den önce Sosyal Demokratları ağırladı

Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı

Schröder, kendi yasa teklifiyle ilgili

oylamaya geç kaldı

Almanya Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik Bakanı Kristina Schrö-der, kendi hazırladığı bakım

parasıyla ilgili yasa teklifi için bugün Federal Meclis’te yapılan oylamaya geç kaldı.“Die Welt” gazetesinin haberine göre, Bakan Schröder, bu sabah mecliste ya-pılan ve yasa teklifinin mecliste çoğun-luk bulunmadığı gerekçesiyle redde-

dildiği oylamaya, meclise doğru yolda olmasına rağmen yetişemedi.Federal Meclis Başkan Vekili Petra Pau, bu sabah yapılan oylamayı mecliste ye-terli çoğunluk bulunmadığı gerekçesiy-le iptal etmiş ve oturumu kapatmıştı.Bakım parasıyla ilgili yasa tasarısı hak-kındaki oylamanın artık yaz tatilinden sonra yeniden yapılması bekleniyor.

Page 12: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

12

Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert, bugün Berlin’de yap-tığı açıklamada, Suriye Devlet

Başkanı Beşşar Esed’in geri çekilmesi gerektiğini belirterek, “Ülkesinde böyle olayların meydana gelmesine izin veren bir yönetim her türlü yasallığını yitirmiş-tir. Esed’in Suriye’nin başında olduğu sürece siyasi bir çözüm ve krizin sona ermesi düşünülemez” şeklinde konuştu.Suriye’deki gelişmeler konusunda şimdi BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı karar-ların çok önemli olduğunu ifade eden Se-ibert, bu konuda Rusya’ya da önemli bir sorumluluk düştüğünü kaydetti.

Fridrich “radikal akımlar”la mücadele

Almanya Içişleri Bakanı Hans-Peter Fri-edrich, ülkede “radikal akımlar”la mü-cadele amacıyla oluşturulan merkezlerin birleştirilmesini istediğini söyledi.Bakan Friedrich, “Die Welt” gazetesine yaptığı açıklamada, “Mücadele merkezi-ni diğer radikal akımları da kapsayacak şekilde genişletebilmeliyiz” şeklinde

konuştu. Friedrich, bunun için öncelikle yasal zeminin hazırlanması gerektiğini kaydetti.Almanya’da bu yılın başına kadar, dini içerikli “radikal akımlar”la mücadele amacı güden tek bir merkez bulunuyor-du. Aşırı sağcıların 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 kadın polisi öldürdüğünün ortaya çıkmasından sonra, aşırı sağa karşı mü-cadele amacıyla da yeni bir merkez oluş-turulmuştu.

Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Wittig

Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Peter Wittig, BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) Suriye rejimine karşı yaptırım kararı alması çağrısında bulundu.BM Genel Kurulu’nun Suriye toplan-tısının bitiminin ardından gazetecilere açıklama yapan Büyükelçi Wittig, Suriye rejiminin BMGK kararları ve 6 maddelik Annan Planı’na uymadığını, bu yüzden sorumlu tutulması gerektiğini söyledi.Wittig, BMGK’da bundan sonraki adım-

la ilgili bir tartışma başlattığını belirte-rek, şunları kaydetti:‘’Annan Planı’na uyması konusunda Şam üzerindeki baskıyı artırmamız ge-rek. Sayın Annan da bugün söyledi, plana uymamanın sonuçlarının olması gerekir. Bu kapsamda BMGK olarak, BM Ana Sözleşmesi’nin 7. bölümü altında, Şam’a ve Annan Planı’na uymayanlara yaptırım getirmeliyiz. Ayrıca BMGK, Suriye’deki katliamların soruşturulması için bağım-sız bir soruşturma komisyonunun kurul-ması konusunda da yetki vermelidir.’’Suriye’deki krize mutlaka siyasi çözüm gerektiğini vurgulayan Wittig, ‘’Bizce sorunun askeri hal alması bir çözüm de-ğildir. Bu, hem Suriye’ye hem de bölge-ye daha fazla karmaşa getirir’’ dedi.Bu arada, BMGK’nın Suriye toplantısı başladı. Basına kapalı toplantıda, BM-Arap Birliği’nin Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın, Suriye’deki krizin çözü-mü kapsamında bundan sonra neler ya-pılması gerektiğine ilişkin BMGK’nın 15 üyesine bilgi vermesi bekleniyor.

Alman hükümeti, BM Güvenlik Konseyi’nden Suriye’ye karşı daha sert tedbirler almasını istedi.

Almanya’da Sosyal Demokrat Par-ti (SPD) ile Yeşiller gelecek ge-nel seçimleri kazanmaları halin-

de şehir içinde azami hız sınırını saatte 30 kilometreye indirmeyi planlıyor. Fe-deral düzeyde uygulanan mevcut trafik mevzuatı sürücülere şehir içinde bu tür bir hız sınırlaması getirmiyor.SPD’nin Federal Meclis Grubu’nun ula-şım politikaları sözcüsü Sören Bartol planları hakkında Welt am Sonntag ga-zetesine yaptığı açıklamada, “Şehir için-de yapılabilecek en yüksek hızın saate 30 kilometre ile sınırlanması gerekiyor. İşlek trafik koridorları üzerindeki yolla-

ra ise azami hızın istisnai olarak 50 ki-lometreye çıkarıldığını gösteren trafik levhaları yerleştirilebilir.” ifadelerini kullandı.SPD’li siyasetçi bu yeni düzenleme sa-yesinde bir yandan ulaşım güvenliğinin artırılabileceğini, diğer yandan ise şehir içi ulaşımda gürültü ve karbondioksit kirliliğini azaltmanın mümkün olacağını kaydetti.Federal Meclis Trafik Komisyonu’nun Yeşiller Partisi’ne mensup başkanı Anton Hofreiter ise SPD ile “modern bir ulaşım politikası” izleyebileceklerine inancının tam olduğunu belirterek, “Azami hızın

indirilmesi fren mesafesini de yarıya dü-şüreceği için yayalar ve bisiklet sürücü-lerinin yanında bilhassa çocukların can güvenliği açısından önem taşıyor.” şek-linde konuştu.

SPD-Yeşiller şehir içinde hızı ‘30’a indirecek

Almanya Başbakanı Angela Mer-kel, Suriye’deki durumun kötü olduğunu belirterek şiddete bir an

önce son verilmesi gerektiğini söyledi.Merkel, bugün başbakanlıkta Yeni Zelan-da Başbakanı John Key ile yaptığı görüş-meden sonra, BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki şiddete son verilmesi için ge-rekli her şeyi yapması gerektiğini belirte-rek, “Suriye’deki durum çok kötü” dedi.

Başbakan Merkel, Suriye’de gerekli olan güvenli ortamın yeniden yaratılabilmesi için siyasi bir çözüm bulunması gerektiği konusunda Key ile aynı görüşü paylaştı-ğını ifade etti.Merkel ayrıca, Key’e AB ülkelerinin avro krizinin çözümü konusundaki çabaları hakkında bilgi verdiğini, ekonomik istik-rarın sağlanmasının tüm dünya ülkeleri-nin çıkarına olduğunu kaydetti.

- Merkel -

”Suriye’deki durum çok

kötü”

Page 13: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

13

Almanya Federal Mec-lis Başkanı Norbert Lammert, okullarda

kültürel eğitimin azaltılma-ması uyarısında bulundu.Lammert, Halle kentindeki Federal Kültür Vakfı’nın 10. kuruluş yılı münasebetiy-le düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada, okullar-daki kültürel eğitimin ihmal edilmemesi gerektiğini belir-terek, “Okullardaki kültürel eğitim çoktan can çekişmeye başladı” dedi.Almanya’da giderek çeşitle-nen kültürel ortamın tehdit

altında bulunduğunu savunan Lammert, sanat ve kültür ala-nında yapılacak tüm yatırım-ların gelecekte ülkeye ekono-mik kazanç olarak döneceğini söyledi.Bütçede sanat ve kültür ala-nında kesintiye gidilmemesi gerektiğini ifade eden Lam-mert, bu alanlarda yapılan harcamanın milli gelirin yüz-de 0,4’ten bile azına karşılık geldiğini, bunun da Alman-ya’daki zengin kültür harita-sına bakıldığında çok yetersiz olduğunu kaydetti.

”Eğitim can çekişmeye başladı”

Federal Meclis Başkanı Lammert

Page 14: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

14

”Türkiye’ninAlmanya Savunma Baka-

nı Thomas de Maiziere, Suriye’nin Türk askeri uça-ğını düşürmesi konusunda “tümüyle Türkiye’nin ya-nında olduklarını ve bu ko-

nudaki görüşlerini paylaştıklarını” belirtti.Bakan Maiziere, başkent Berlin’de Yaban-cı Gazeteciler Cemiyeti üyelerini Savunma Bakanlığında ağırlayarak, çeşitli konulara ilişkin sorularını yanıtladı.Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında Türk yetkililerle Suriye’deki durumu ayrıntılı bir şekilde ele alma fırsatını bulduğunu ifade eden Maiziere, Suriye’nin yarattığı kriz ile ilgili olarak, askeri uçağın kısa bir süre Suri-ye hava sahasına girdiğine, ancak durumun fark edilerek düzeltildiğine, buna rağmen uçağın uluslararası hava sahasında düşürül-düğüne işaret etti.Uçağın keşif amacıyla uçuş yaptığını ve si-lahı bulunmadığını hatırlatan Maiziere, bu nedenle uçağın düşürülmesinin hiçbir şekil-de kabul edilemeyeceğini, AB dışişleri ba-

kanlarının dün Lüksemburg’da bu konuda yaptıkları açıklamaları tümüyle destekledi-ğini kaydetti.Suriye’nin, olayın ardından Türk kurtarma uçağına da ateş ettiğine dikkati çeken Ma-iziere, bu tutumun daha da sert bir şekilde eleştirilmesi gerektiğini, Türkiye’nin bu olayla ilgili olarak tümüyle kendi destekle-rine güvenebileceğini söyledi.Türkiye’nin NATO’yu istişareye çağırdı-ğını hatırlatan Maiziere, AB’nin şimdiden Suriye’ye karşı yaptırımları sertleştirme kararı aldığını, bunun önemli ve doğru bir adım olduğunu, ancak Rusya’nın bu konu-daki tutumunun da önemli olduğunu, Esed rejimini, kendi halkını öldürmekten vazge-çirmesi gerektiğini kaydetti.Ortadoğu’daki diğer bazı ülkelere hızlı bir şekilde müdahale kararı alan Batılı dev-letlerin Suriye’ye askeri müdahale konu-suna neden bu kadar büyük bir çekinceyle yaklaştığı şeklindeki bir soruya karşılık da Maiziere, diğer ülkelere yönelik müdahale-ler konusunda BM Güvenlik Konseyi’nde

bir uzlaşma sağlanmış olduğunu, ayrıca Suriye’nin coğrafi, siyasi ve askeri konumu-nun farklı olduğunu, bu ülkeye yönelik olası bir askeri müdahalenin komşu ülkelere de olumsuz etkisi olabileceğini söyledi.Bakan, Suriye’den Türkiye’ye gelenler konusunda, “Türkiye, özellikle Suriyelile-rin kabul edilmesi konusunda mükemmel derecede iyi bir rol oynuyor. Şu ana kadar yaklaşık 30 bin kişiyi kabul etti ve gerekir-se hepsini alacağı şeklinde açıklama yaptı. Türkiye bu tutumuyla çok büyük saygıyı hak ediyor. Bu konuda örnek teşkil ediyor” şeklinde konuştu.

”Alman ordusunda daha fazla göçmen kökenli yer almalı”Bakan Maiziere, daha önce yaptığı bir açık-lamada, Alman Silahlı Kuvvetlerinde daha fazla göçmen kökenlinin yer almasını iste-diğinin hatırlatılması ve bunu neden istedi-ğinin sorulmasına karşılık da Almanya’nın çoktan göçmen kökenli insanların sayısının

Page 15: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

15

”Türkiye’nin

Almanya Savunma Bakanı Thomas de Maiziere

yanındayız”arttığı bir ülke haline geldiğini, sadece Mü-nih kentinde bile okula yeni başlayan ço-cukların yarısının göçmen kökenli olduğunu belirterek, ordunun da toplum içindeki bu durumu yansıtması gerektiğine inandığını söyledi.“Bu nedenle Alman ordusunda daha fazla göçmen kökenli yer almalı” diye konuşan Maiziere, bunun için kendisinin tek şart olarak Alman vatandaşı olunmasını gerekli gördüğünü, Türkiye ziyareti sırasında da 2 Türk kökenli Alman subayın kendisine eşlik ettiğini kaydetti.Türkiye’ye yaptığı ziyaret sırasında, yasala-ra göre Almanya’da askerlik hizmetini yap-tıktan sonra yeniden Türk vatandaşlığına ge-çen ya da çifte vatandaş olan Türk kökenli bir gencin Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmasına gerek olmadığını öğrendiğini belirten Maiziere, ancak şimdi Almanya’da askerlik hizmetinin “isteğe bağlı” olması se-bebiyle bu konuda Türkiye’deki “zorunlu” askerlik nedeniyle bazı sorunların yaşandı-ğını, Türk meslektaşının, bu konuda gerekli

düzenlemeleri yaparak konuyu bakanlar ku-ruluna götüreceğini söylediğini ifade etti.Bir Türk gazetecinin, Alman ordusu içindeki aşırı sağcılara karşı ne şekilde mücadele et-tiklerini sormasına karşılık da Maiziere, top-lumun bir yansıması olduğu için ordu içinde de aşırı sağcıların olabileceğini, ancak asker alırken buna dikkat ettiklerini ve aşırı sağcı tutumuyla dikkati çeken bir askerin hemen ordudan ihraç edildiğini, bu konuda hoşgö-rülü olmadıklarını kaydetti.

Maiziere’nin diğer konulara ilişkin görüşleriMısır’ın yeni cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin yaptığı ilk açıklamaları nasıl de-ğerlendirdiğinin sorulması üzerine de Mai-ziere, Mursi’nin, uluslararası anlaşmalara bağlı kalacağını, İsrail ile olan anlaşmanın da sürdürüleceğini açıklamasının olumlu ol-duğunu belirterek, Mursi’nin bundan sonra yapacağı açıklamaların da önemli olduğunu ifade etti

Bakan Maiziere, Afganistan’daki gelişme-lerle ilgili olarak da beklentilerin fazla yük-sek tutulmaması gerektiğini, çatışmaların azaldığını, ancak hiçbir gücü kalmadığını belirttiği Talibanın, halkın moralini bozmak amacıyla hala çok sayıda terör saldırısı dü-zenlediğini söyledi. Maiziere, 2014 yılı so-nuna kadar ülkedeki güvenliğin sağlanması-nın Afgan makamlarına devredilebileceğini, ancak şu anda ülkenin buna hazır olmadığını ve 2014 yılı sonunda da buna hazır olacağı-nın garantisi olmadığını belirttiABD’nin Avrupa’daki asker sayısını azalt-ma kararını nasıl bulduğunun sorulması üzerine de Maiziere, Amerikan askerlerinin Almanya’daki varlığından her zaman mem-nuniyet duyduklarını, Ramstein kentindeki Amerikan hava üssünün Afganistan’a ya-pılacak lojistik destek açısından önemli ol-duğunu, ancak kara birliklerinin sayısının Avrupa’da azaltılmasının çok mantıklı oldu-ğunu ifade etti.

Page 16: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

16

Avrupa Birliği Bakanı ve Baş-müzakereci Egemen Bağış, Yurt dışında yaşayan her bir

Türk’ün en az Türkiye’deki kardeş-leri kadar bu vatana bağlı ve sevdalı olduğunu söyledi.Bağış, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın düzen-lediği ‘Yurt Dışında Yaşayan Vatan-daşlar, Sivil Toplum Kuruluşları Bu-luşması’’ toplantısında bir konuşma yaptı.Konuşmasına Türkiye’nin yurt dı-şında yaşayan Türklerle gurur duy-duğunu belirterek başlayan Bağış, “17 yıl boyunca gurbetçi olarak yaşamış bir kardeşiniz olarak, yurt dışında yaşayan her bir Türk’ün en az Türkiye’deki kardeşleri kadar bu vatana bağlı ve sevdalı olduğundan hiç şüphemiz yok” dedi.

”Sözü geçen bir milletiz”Avrupa’da artık Türklerin geçmiş-te olduğu gibi sadece işçi olarak bulunmadığını vurgulayan Bağış, “Avrupa’nın her yerinde sözü ge-çen, avukat olarak Avrupa’yı sarsan kararlara imza atabilen, akademis-yen olarak bilim çalışmalarında he-pimizin göğsünü kabartan, doktor olarak hayatları kurtarabilen, sanat-çı olarak muazzam performanslarla ödül üstüne ödül alabilen, yönetmen olarak sanatı Avrupalılara Amerika-lılara öğretebilen kardeşlerimiz var, sizler gerçekten zincirleri kırdınız. Biz sizlerle gurur duyuyoruz” diye konuştu.

”En büyük sorun vize”Dünyada önemi giderek artan bir ülke olan Türkiye’nin, bugün önün-deki en büyük sorunlardan birinin vize sorunu olduğuna değinen Ba-ğış, Istanbul’da Ahmet Davutoğlu ile birlikte katılacağı Türkiye-Av-rupa Siyaset Diyaloğu toplantısının başlıca gündem maddesinin, yurt

dışında yaşayan Türkleri yakından ilgilendiren vize konusunun oluştu-racağını belirtti.Türkiye’nin kaydettiği gelişmenin, vize konusunda açılan sohbetlerde karşıdan gelen tepkiden çok iyi an-laşılır hale geldiğini ifade eden Ba-ğış, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çok açık ve net söylüyorum. 9,5 sene önce iktidara ilk geldiğimizde bu vize konusunu gündeme getir-diğimiz zaman konuşmak bile iste-meyen bazı Avrupalılar, şimdi biz daha sözü açmadan (gel size vize kolaylıkları sağlayalım. Iş adam-larınız sanayi odalarından ticaret odalarından birer yazı getirsin on-lara uzun süreli vizeler verelim, vize ücretlerini düşürelim isterseniz Akdeniz’de ve Karadeniz’de ortak birer vize ofisi açalım) gibi öne-rilerle gelmeye başladılar. Biz ise diyoruz ki biz vize kolaylığı istemi-yoruz. Vize muafiyeti istiyoruz. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nin 75 milyon vatandaşının AB üyesi tüm ülkelere vizesiz gidebilmesini istiyoruz.

”AB için elzem ülkeyiz”Türkiye’nin ‘hem çoğrafi konumu, hem genç nüfusu, hem farklı pa-zarlara ve enerji kaynaklara erişim olanaklarıyla’’ stratejik önemi olan bir ülke olduğuna işaret eden Bağış, tüm bu faktörlerle Türkiye’nin “AB için elzem bir ülke” olduğunu söy-ledi.Türkiye’nin kendi gücünün farkına varması halinde başka ülkelerin de Türkiye’nin gücünün farkına vara-cağını anlatan Bağış, yurt dışında birer vergi mükellefi, seçmen ve vatandaş olan, 5,5 milyon nüfusu, 160 bin işyeri sahibi, 100 bin kişi-ye istihdam sağlayan Türklerin artık seslerinin gür çıkması gerektiğini vurguladı. Bağış, “Artık sesimizi yükseltmenin vakti geldi” dedi.Bugün artık Avrupa’nın 6, dünya-nın en büyük 17. ekonomisi haline

gelen ve “gündemi belirlenen de-ğil, uluslararası gündemleri belirle-yen bir ülke olan” Türkiye’nin AB üyeliği önündeki en önemli sorunu ön yargıların oluşturduğuna dikkati çeken Bağış, bu sorunu aşmak için birlik olmanın önemine işaret etti.Yurt dışında yaşayan Türklerden en büyük beklentilerinin birbirlerini oldukları gibi kabul etmeleri oldu-ğuna işaret eden Bağış, “birbirinizi olduğunuz gibi kabul edin, değiş-tirmeye çalışmayın. Binlerce yıldır bu topraklarda birbirimizi değiştire-mediğimiz gibi sizler de, Avrupa’da Amerika’da Avustralya’da birbiri-nizi değiştiremezsiniz. Birbirinizi olduğunuz gibi sevip sayıp birlikte ter dökmeye birlikte üretmeye, mü-cadele etmeye başlayınca hepsini de kazandığınızı göreceksiniz” dedi.Yurt dışında yaşayan Türklerin bir araya gelmelerinin çok önemli ol-duğunu anlatan Bağış, yurt dışında yaşayan Türklerden en azından bir Türk derneğine üye olmalarını ve aktif olarak faaliyetlere katılma-larını ve büyükelçilikler ile temas halinde olmalarını istedi. Böylece Ankara’dan gelen mesajların yurt dışındaki her bir vatandaşa, soyda-şa ulaşabileceğini anlatan Bağış, “Bunu başaran toplumların dünyada ne güçlü lobilere sahip olduğunu siz de görüyorsunuz” dedi.Türkiye’nin altyapısıyla, eğitim sistemiyle son yıllarda AB’ye üye olan ülkelerden 20-30 yıl ileride ol-masına karşın kendisine yönelik ön yargıları kıramadığına işaret eden Bağış, “Türkiye çok farlı bir nokta-ya gidiyor bunu hissetirebilmemiz lazım. Bunu hissetirebilmemiz için bizim gerçekten iyi okumuş iyi eği-tilmiş bir genç nüfusa ihtiyacımız var. Işte bu yüzden sizlerin çabala-rınızı ve bize destek vermenizi çok önemsiyoruz. Her birinizi AB mü-zakere heyetimizin doğal bir üyesi olarak görüyoruz” diye konuştu.

“Yurt dışında Yaşayan Vatandaşlar Sivil Toplum Buluşması”

Page 17: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

KÜLTÜR-SANAT

17

Page 18: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SICAK SİYASET

18

Almanya’da adalet ve emniyet bi-rimleri internetteki sosyal ağlarda suçlu takibatı yapmayı kolaylaş-

tıracak çalışmalara hız verdi. Hazırlıkları yürüten Adalet Bakanları Konferansı bu kapsamda ABD’li sosyal ağ devi Face-book ile görüşmelere başladı. Konferan-sa başkanlık eden Hessen Eyaleti Adalet Bakanı Jörg-Uwe Hahn diğer yandan da “sanal takibatı” mümkün kılacak hukuki zemini araştırdıklarını açıkladı.Almanya’da suçluların yakalanması için yürütülen soruşturmalarda artık sosyal ağlardan da istifade edilecek. Adalet Ba-kanları Konferansı bu kapsamda merkezi ABD’de bulunan sosyal ağ devi Facebo-ok ile görüşmelere başladı. Konferansa başkanlık eden Hessen Eyaleti Adalet Bakanı Jörg-Uwe Hahn, asayiş soruştur-malarında Facebook ve benzeri sosyal ağların geniş imkanlar sağladığına dik-kat çekti. Hahh, Bild gazetesine yaptığı

açıklamada, “İşlenen suçların aydınla-tılmasında sosyal ağlardan yararlanmak mümkün. Devletin bu potansiyelden isti-fade etmesi gerekiyor.” diye konuştu.Jörg-Uwe Hahn halihazırda veri koruma, emniyet ve adalet birimlerinin internette soruşturma yapma imkanlarını araştırdı-ğını ve sosyal ağlarda gerçekleştirilecek takibatın hukuki zemini üzerinde çalış-tıklarını belirtti. Bakan Hahn, Facebook ile bu kapsamda başlayan görüşmelerin sonbahara doğru neticelenmesini bekle-dikleri kaydetti. Dünyanın en yaygın sosyal ağı olan Fa-cebook ile yürütülen görüşmelerin ana konusunu resmi birimlerin sosyal ağa yerleştireceği verilerin nerede saklana-cağı hususu oluşturuyor. Facebook’un sunucularının ABD’de bulunması, veri suiistimali yaşanması halinde özel dava açılmasını neredeyse imkansız kılıyor.

Diğer yandan Amerikan şirketi bilhassa kullanıcı verilerini keyfi olarak kullan-ması sebebiyle eleştiriye uğruyor.

İLK KEZ HANNOVER EMNİYETİ DENEDİAlmanya’da sosyal ağları asayiş soruş-turmalarında kullanan ilk asayiş biri-mi ise Hannover Emniyeti olmuştu. Bu amaçla geçen yılın başında Facebook’ta bir kullanıcı hesabı açan Hannover Em-niyeti ağustos ayına kadar sürdürülen denemeden olumlu sonuçlar elde etmişti. Pilot projenin önceliği ise işlenen suçla-rın tanıklarına ulaşarak faillere buradan ulaşılması yönünde olmuştu. Bu olumlu örnekten yola çıkan Adalet Bakanları Konferansı Başkanı Jörg-Uwe Hahn da uygulamanın eyaletler düzeyinde ve ülke genelinde hukuki engelle karşılaşmadan hayata geçirilebilmesini hedefliyor.

Almanya, Facebook’ta ava hazırlanıyor

Alman Yeşiller Partisi Federal Meclis (Bundestag) üyesi ve partinin meclis grubu entegras-

yon sözcüsü Memet Kılıç, Almanya’nın uyguladığı vize politikasının, bu ülkenin diğer ülkelerle olan ilişkilerini ciddi an-lamda zorlaştırdığını belirtti.Yeşiller Partisi’nin, vize uygulamasının kolaylaştırılması konusunda meclise sunduğu önerge hakkında bilgi vermek amacıyla yazılı açıklama yapan Kılıç, “Almanya’nın uygulamakta olduğu vize politikası birçok ülkeyle ilişkilerini ekonomik, toplumsal, bilimsel ve ailevi açılardan ciddi anlamda zorlaştırıyor. Avrupa Birliği’ne komşu Doğu Avrupa ülkelerinin yanı sıra Türkiye Cumhuriye-ti vatandaşları da Alman dış temsilcilik-lerinin katı tutumundan nasibini alıyor-lar” ifadesini kullandı.Önergede federal hükümetten vize iş-

lemleri konusundaki katı tutumundan vazgeçerek AB Vize Kodeksi’nin ön-gördüğü kolaylıkları uygulamasını talep ettiklerini belirten Kılıç, şunları kaydetti:“Ayrıca Avrupa Komisyonu’nun da vize siyasetini esnetmesini, Vize Kodeksi’ni yeniden düzenleyerek, Türkiye’nin de aralarında yer aldığı belirli ülkeler için vize zorunluluğunu kaldırmasını istiyo-ruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları-nın, 1963 Katılım Anlaşması (Ortaklık Anlaşması) ve buna bağlı olarak Avrupa Birliği ile uzun dönemli ilişkileri göz önüne alındığında, kısa süreli seyahatler için Almanya’ya vizesiz giriş yapabilme-lerini talep ediyoruz.”

Bu taleplerinin temelinde Türk vatan-daşlarının, Almanya’nın yanı sıra diğer AB üyesi ülkeler için de pasif hizmet özgürlüğü kapsamında zaten bir vize zo-runluluğunun bulunmamasının yattığını kaydeden Kılıç, “Meclis grubu olarak 2010 yılında da sadece Türkiye Cumhu-riyeti vatandaşlarının kısa süreli seyahat-lerinde vizeden muaf olmaları yönünde bir önergede bulunmuştuk. O önergemiz reddedilmişti, ancak bizler bu konunun peşini bırakmadık. Türk vatandaşlarının uğradıkları bu haksızlığın, birçok diğer Avrupa ülkesinin ele alındığı bu kapsam-lı önergede yer almasına büyük önem ve-riyoruz” açıklamasında bulundu.

Yeşiller Partisi Milletvekili Memet Kılıç

Page 19: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

19

IHK Berlin Genel Müdür Yardımcısı Christian Wiesenhütter, MÜ-

SİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya’yı MÜSİAD Berlin bürosunda ziyaret etti. Görüşmede öncelikle Veli Karakaya MÜSİAD Berlin’in çalışmaları ve ya-pısı hakkında IHK da Uluslararası İliş-kiler Bölümü Genel Müdürlüğü göre-vini de yürüten Christian Wiesenhütter ve Ekonomi Politikası Masası Başkanı Dr. Constantın Terton’a bilgi verirken, MÜSİAD ın uluslararası yapısı ile MÜ-SİAD Fuarı ve IBF- Uluslararası İş Fo-rumu hakkında da bilgiler aktararak bu

uluslararası platform-da ne gibi işbirlikleri gerçekleştirilebileceği hususunda görüşlerini dile getirdi. Christian Wisenhütter ve Dr. Terton ise MÜSİAD ın bu potan-siyelinden faydalnabilecek olmanın Ber-lin ekonomisi için sevindirici olduğunu vurguladı. Özellikle Berlin’deki işsizlik ve mesleki eğitim konusunda işbirliğine yönelik çalışmalar yapılabileceği, IHK nın CSR – Sosyal Sorumluluk projesine MÜSİAD Berlin olarak aktıv katkı sağ-

lanacağı vurgulandı.İstanbul’da gerçekleştirilecek olan Ulus-lararası MÜSİAD Fuarı’nın tanıtım plat-formu olarak kullanılması kararlaştırıldı.Çok olumlu bir havada geçen görüşme sonucunda, MÜSİAD Berlin Başkanı Veli Karakaya günün anısına Christian Wisenhütter ‘ e İznik çinisi hediye etti.

IHK - MÜSİAD Berlin’de

Almanya Türk Toplumunun 25 kişilik Yönetim Kurulu hafta so-nunda Berlin’de biraraya gelerek

önümüzdeki iki yılın çalışma programını görüştü ve karara bağladı.Yönetim Kurulu 2012-2014 arasında-ki dönem için iki temel konuda çalışma yapılma yapacak. Bunlardan ilkinin Irk-çılıkla Mücadele diğerinin Katılım So-runsalı olduğunu belirtken TGD Genel Başkanı Kenan Kolat, bu iki alanda da yoğun bir çalışma içinde olduklarını bil-dirdi.

TGD Toplandı

Almanya’da gelecek yıl yapı-lacak “Miss & Mister Ger-many” yarışmasında Berlin

eyaletini temsil etmek amacıyla Ekim ayında düzenlenecek “Miss & Mister Berlin 2013” güzellik ya-rışmasına katılacak Türk kökenli adaylar belli oldu. Yasemin Akan ve Enis Özbayam, bu yılın birincileri olarak seçildi.Berlin’de düzenlenen yarışmada, kuaförlük eğitimi alan işitme en-

gelli Yasemin Akan “Miss Türkiye Berlin 2012”, öğrenci Enis Öz-bayam da “Mister Türkiye Berlin 2012” seçildi.Akan ve Özbayam, ikinci olan ga-zeteci Gizem Schumann ve taksici Yakup Bacak ile Ekim ayında dü-zenlenecek “Miss & Mister Berlin 2013” yarışması ile film, tiyatro galalarına, fuarlara ve hayır etkin-liklerine katılacak.

Miss ve Mister Türkiye Berlin

Page 20: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

20

Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Almanya’nın başken-

ti Berlin’e yaptığı resmi bir ziya-ret çerçevesinde genellikle Alevi işverenlerin örgütlendiği Almanya Ticaret ve Yatırım Birliği ATİYAB’ı ziyaret etti. Berlin Büyükelçisi Hü-seyin Avni Karslıoğlu’nun da hazır bulunduğu ziyarette ATİYAB Baş-kanı Emre Kiraz önce birlik üzerine bilgiler verdi. Almanya’da sayıları 30 bini bulan Alevi işverenleri ör-gütlemek üzere 3,5 yıl önce kurul-duklarını; Berlin, Frankfurt, Hanno-ver ve Köln olmak üzere dört eyalet kentinde şube açtıklarını, kuruluş amaçları arasında gençlere istih-dam olanakları yaratmak, lobicilik yapmak, işverenler arasında ortak projeler üretmek bulunduğunu anla-tan başkan Kiraz, üye sayılarının ise 210’a ulaştığını ifade etti. Almanya’da Alevi topluluğunun ekonomik ve siyasi entegrasyon sürecinde önemli yerlere gelindiği-ni, ATİYAB üyesi Özgür Ergül’ün Berlin Ticaret ve Sanayii Odası IHK’nın meclisine seçildiğini, yine ATİYAB üyesi Aziz Bozkurt’un Sosyal Demokrat Parti SPD çatısı altında uyum politikasına yön veren kişi olduğunu söyleyen Emre Ki-raz, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’a „Türkiye’nin AB’ye girme-sini yüzde yüz destekliyoruz, zira Avrupa’daki demokratik standartla-

rın Türkiye’ye yerleşmesini istiyo-ruz. Türkiye’de demokratik stan-dartlara en çok ihtiyaç duyanlar da bizleriz“ dedi. Türkiye’de ileri de-mokrasinin yerleşmesini bekledik-lerini vurgulayan Kiraz Aleviler’in inançları ve temel haklarıyla ilgili kararları Sünniler’in değil kendile-rinin vermeleri gerektiğinin altını çizdi ve bu bağlamda işverenler birliği olarak katkıda bulunma-ya hazır olduklarını, gelişmelerin takipçisi olacaklarını söyleyerek sözü AB Bakanı Bağış’a devretti.

Karanlık dönemlerin üzerine gidilmeli

AB Bakanı ve Başmüzakereci Ege-men Bağış ATİYAB’lılara davetten dolayı teşekkür ederken Türk top-lumunun yapısını aşureye benzet-ti ve „Mutfağımızın güzel yemeği aşurede farklı lezzetlerdeki besinler birbirleriyle doğru bir kıvamda kay-naşarak daha büyük ve muazzam bir lezzet oluştururlar. Türk toplumu da böyledir. Biz Türkiye’de son 9.5 yıldır böyle bir birlikteliği, o doğ-ru kıvamı yakalamaya çalışıyoruz“ dedi. „Alevilerin sorunlarının bir kısmına çözüm ürettik, bir kısmına da çözüm üretmeye çalışıyoruz“ diyen bakan Bağış Dersim olayla-rını gündeme getiren ve olaylardan dolayı özür dileyen bir Başbakan’ın kabinesinde yer almaktan gurur

duyduğunu söyledi ve Cumhurbaş-kanı Abdullah Gül’ün Atatürk’ten sonra bir Cemevi’ni tğunu hatırlattı. Sıvas’ta, Madımak’ta, Malatya’da olanların unutulmadığını da vurgu-layan Egemen Bağış „Bir daha bu karanlık günlerin yaşanmaması için gerçeklerin açığa çıkarılması gere-kir. Dersim sorgulansaydı Madımak olmayabilirdi, Maraş olmayabilir-di, Gazi olmayabilirdi. Bu karanlık olayların tekrarlanmaması için ger-çeklerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Karanlık dönemlerin üzeri-ne gidilmeledir“ dedi.

„Canlar“ diye seslendi

Yaklaşık 30 ATİYAB üyesine hita-ben konuşan AB Bakanı Egemen Bağış, konuşurken sık sık „Canlar“ diye seslendi. “Daha yolun başın-dayız. Yapılacak çok iş var ama her şey ilk adımla başlar. Kerbelayı duyup da gözleri dolmayan ne Ale-vilik, ne Müslümanlık ne de insan-lıktan söz edebilir” diyerek “Gelin canlar bir olalım sözüne asıl şimdi ihtiyaç var” şeklinde konuştu.

2015’te 120 bin işletme

AB Bakanı Egemen Bağış ATİYAB’lı işverenlere „Sizler burada ne kadar çok başarılı olur-sanız bizler o kadar gurur duyarız. Başarılı olmak için elinizden gele-ni yapın“ çağrısında bulundu. 2015 yılında Almanya’daki Türk kökenli işletme sayısının 120 bine, istihdam ettiği işgücü sayısının da 750 bine yükselmesinin beklendiğini belir-ten Bağış, Türklere uygulanan vize konusunda da “Burada bir haksızlık bir hukuksuzluk var. Bunu Alman makamlarına buranın vatandaşları olarak sizler anlatacaksınız” dedi. ATİYAB üyelerinin kendilerileni tanıtmaları ve yapılan konuşmalar-dan sonra başkan Emre Kiraz birlik adına ATİYAB üyesi ressam İbra-him Coşkun’un bir tablosunu Bakan Bağış’a armağan ederken bakan Ba-ğış da ATİYAB’a değerli bir plaket hediye etti.

AB bakanı Bağış ATİYAB’ı ziyaret etti

Page 21: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

Name / Vorname_____________________________________________________

Firma:_____________________________________________________

Strasse: PLZ / Ort:_____________________________________________________

Telefon: Telefax:_____________________________________________________

1 Jahr per Bankeinzug für 59,- € inkl. Porto

Einzugsermächtigung

__________________________________Datum / Unterschrift des Kontoinhabers oder Bevollmächtigten

Name, Vorname des Kontoinhabers__________________________________

Geldinstitut:__________________________________

BLZ:__________________________________

Konto-Nr.: __________________________________

ABONNEMENTSBESTELLUNG hiermit bestelle ich BERLINTURK:

Ausschneiden und senden an: Bundespressekonferenz - BerlinTürk - Schiffbauerdamm 40, 10117 Berlin

DERGİMİZE ABONE OLUNHER AY EVİNİZE YOLLAYALIM

Page 22: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

22

Sayın Remzi Kaplan, Berlin Türk kökenli işverenlerin hemen her alanda etkin olduğu bir kent haline geldi. Siz başarılı bir iş adamı olmanın yanında aynı zamanda TDU’nun da başkanısınız. Berlin’li iş adamları ola-rak neredeyiz. Bir değerlendirme yapa-bilir misiniz?Berlin degilde Almanya’yı ele alalım. Küçümsenmeyecek bir yerdeyiz. 80 bin Türk kökenli işletme var. 350.000 bin kisiye iş sahası açıyorlar. 35 Milyar ciroları var. Kendilerini kanıtladılar, is-patladılar ve kabul ettirdiler.Türk işletmeleri artık bilinçli işler yap-maya başladılar. Neden? Çünkü danışıyorlar. Danışmanlık hiz-metlerinden yararlanıyorlar. Son tekno-lojiyi kullanıyorlar. Tabii burada yeni jenerasyonlar da çok önemli. İkinci, üçüncü nesil son teknolojiyi kullanıyor. İyi eğitimliler. Örneğin eskiden benim masamda dünya kadar zarf olurdu. Bu-gün kağıt bile yok. Herşey bilgisayar üzerinden yürüyor. Ben bile öğrenmek mecburiyetinde kaldım. Biz Türkler olarak son 25 yılda kendimize gelebil-dik.

„İlk 25 yılda bizimönümüzü kestiler“

Neden son 25 yıl?Ben şuna inanıyorum. Biz 50 senedir bu-radayız ama son 25 yılda kendimize ge-lebildik. İlk 25 yılda bizim önümüzü kes-tiler. Kendi işyerimizi açamadık. Ruhsat vermediler, taşınma yasağı koydular, misafir işçi dediler, geri göndermek iste-diler vs. Bu nedenle ilk 25 seneyi kayıp zaman olarak görüyorum. Benim babam ticarete başladığında ruhsat almaya mü-sadeli değildi. Bir nevi yasaklıydı. Bir Alman üzerinden şirket kurdu. Ona para ödüyorduk. Bir telefon müracaatını bize 2 bin marka sattılar. Bizim önümüzü ke-secek, engelleyecek herhangi bir işlem yapılmadıği sürece biz Alman ekonomi-sine çok katkısı olan, vergisini ödeyen bir topluluk olmaya devam edecegiz.

Yeterki önümüzü kesmesinler. Bizler çalışkanız, aktifiz, cesaretliyiz ve bizde vicdan var. Bu da çok önemli. Siz aynı zamanda DTİK (Dünya Türk İs Konseyi)’n de aktifsiniz. Yöneticisi-niz. Son aylarda DTİK bir atılım için-de. DTİK’ten bahsedermisiniz.DTİK (Dünya Türk İş Konseyi) TOBB bünyesinde bulunan DEİK (Dış Eko-nomik İlişikiler Kurulu) çatısı altında kurulmuştur. Ben DTİK’in Avrupa Ko-mitesi Başkan Yardımcısıyım. DTİK Dünya’daki yerleşik Türk isverenlerini biraraya getirmek, aralarındaki ticari alışverişi ve ağı güçlendirmek, pekiştir-mek ve yurtdışında Türk lobisini geniş kitlelere yaymak üzere kurulmustur. Bunu yaparkende öncü ve köprü göre-vi üstlenmiştir. Nasıl biz TDU olarak üyemiz olsun veya olmasın yardımcı oluyorsak, DTİK’te dünyada bunu ba-

şarmaya çalışıyor. DTİK Yönetimi dün-yanın altı bölgesinden oluşuyor. Avrupa, Asya-Pasifik, Afrika-Ortadogu, Ameri-ka, Balkanlar ve Avrasya. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoglu TOBB’yi olduğu gibi DTİK’iği de çok iyi yönetmekte. Yönetim Kurulu’nda Rahmi Koç, Güler Sabancı, Muhtar Kent gibi hepsi birbi-rinden değerli iş adamlarımız yer alıyor.Öncülükten ne kastediliyor?Örneğin bir Türk restoranlar imaji ya-ratmak. Böyle bir çalışmamız var. Bir İtalyan, bir Çin, Hindistan veya Macar restoranını uzaktan tanıyabiliyorsumuz. Bir Türk restorantının imaji henüz yok. Bunu yaratmak gerekli. Yani herkes anında görebilmeli, farkedebilmeli. Tür-kiye artık dünyaya yayılmış bir ülke. Bü-yük bir Diasporası var. Ayrıca artık Türk insanı da dünyayi gezmeye başladı. Bu açıdan da bu imaj önemli.

Remzi KaplanTDU Yönetim Kurulu Başkanı

„Bakarsın ilerde bir başbakan yardımcısı da Türk kökenli

olabilir.“

Page 23: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

23

“İp atlamıyoruz artık, çağ atlıyoruz”

Geçen ay Ankara’da Türkçe konuşan girişimciler toplantısına katıldınız.Evet! Dünyanın 20 ülkesinden 45 giri-şimci idik. Çok güzel bir duygu. Örne-ğin Afganistan’da Süper Market’i olan arkadaşımız var. Kazakistan, İran, Çin, Macaristan, hatta Kırım’dan, dünyanın dört bir yanından Türk girişimcilerle bir-likte olmak çok güzel. Ben oraya Türk-çe Konuşan Girişimciler heyeti başkanı olarak katıldım. Anıtkabiri de ziyaret edip, şeref defterini imzaladım. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim DTİK’in önemi giderek artacak.Bir iş adamları derneği nasıl olmalı sizce?İş adamları derneğinin çizgisi belli ola-cak. Yani ben işadamıysam, ticaretle ugraşırım. Politika yapacak isem, gider bir partide politika yaparım. Dini öne çıkaracaksam, gider herhangi bir mez-hep gurubunda çalışma yaparım. Ama iş adamları derneklerinin bu tip şeylerle uğrasmaması lazım. Ideolojik olmamalı. İş adamı ufku açık, geniş perspektifli ol-malı.Örnegin TDU! Biz her dernekle çalı-şabiliriz. Bizim herhangi bir ideolojik saplantımız, çalışmamız yok. Parti-ler üstü ve mezhepler üstüyüz. TDU Almanya’da kurulu ve bugüne kadar kurulmuş en sağlıklı derneklerden bir tanesidir. Kurulduğu günden bu yana hiç bir yerden para almadan, hiç bir kurum ve kuruluşa yaslanmadan kendi öz im-kanlarıyla, yönetim kurullarında görev almış arkadaşların çalışmalarıyla bir yerlere gelmiş, kendisini kabul ettirmiş ve başarılı olmuştur.Berlin dışında Türk kökenli iş adamla-rının örgütlenmesi çok düşük. Onlarla ilişkileriniz nasıl?O eskidendi! Şimdi yavaş yavaş oluşu-yor. Zaman zaman bir araya geliyoruz. Bir ATİAD, BTEU var. Diğer kentlerde de örgütleniyorlar. Gelişme var. Ayrıca TD-IHK’nın merkezini Berlin’e taşıma-sı bizim açımızdan çok iyi oldu. Bir de bir kaç ay önce kurulan Bil-dung! Eğitim! Vakfı’nın Yönetim Ku-rulu üyesisiniz?Bunun öncülügünü Şahinler Holding Şirketi Başkanı Kemal Şahin arkadaşı-miz yaptı. Eğitim görmek isteyen, ka-biliyetli, başarılı ancak imkanı olmayan göçmen kökenli gençlerimize yardımcı olmak, onların ellerinden tutmak istiyo-ruz. Bildigim kadarıyla bu Almanya’da bir ilk. Kendim küçükken parasızlık ve yokluk nedeniyle egitim alamadığım için, bu vakıfta çalışmak bana ayrı bir heyecan ve zevk veriyor, verecek. Bu yılki hedefimiz 2000 gence burs vermek.

„Göç, migrasyon, integrasyon gibi kelimelerden nefret ediyorum“„Eskiden bir Türk kökenli dok-

tor, bir mühendis çok önemliydi. Ama artık olağan oldu”

Şimdi üçüncü dördüncü jenerasyon. Ben göç ve migrasyon, integrasyon de-diğimiz bu kelimelerden nefret ediyo-rum. Ne demek integrasyon. Biz hala 50 senedir integre olmadık mı? Bizi benimseyecekler. Biz burada yerleşiğiz. Bakarsın bir gün başbakan yardımcısı da Türk kökenli olabilir. İp atlamıyoruz ar-tık, çağ atlıyoruz.

„Tabanla, halkla vatandaşımla birlikteyim, barışığım“

Birazda sizden bahsedelim. Remzi Kaplan’ı diğer işverenlerden ayıran te-mel özellik nedir?Herkesin kendine göre bir özelliği vardır ama benim özelliğimde ben saate bak-mam. Ben her zaman ayaktayım. Çalı-şırım. Bir de yardımlaşmayı ve calışma-yı cok seviyorum. Kibirli değilimdir. Tabanla halkla vatandaşımla barışığım. Esnafımla. Remzi Kaplan vatandaşının veya iş dünyasının düğününde yanında, cenazesinde yanında, bayramında ya-nında, açılışanında yanında, kapanışında yaninda. Yağmur yağdığı yere şemsi-yeyle gitmiyorum. Özelligim bu.Sizin Remzi Kaplan olarak hic hatanız oldu mu?Olmaz mı! Hatasız insan olmayacağı gibi, hatasız ticarette olmaz. Ticarette hatasız insan yokki. Ama hatayı cok bü-yütmemek lazım. Hatadan ders çıkarmak lazım. Örneğin yapacagın bir yatırımda bütün sermayeni riske atmaman lazım. Ben hep yeni yatırımlarımda bu oranın %30 lar da kalmasına dikkat etmişim-dir. Basarılı olmak istiyorsan paylaşımcı olacaksın. Paylaşmadığın müddetce hiç bir yerde başarılı olamazsın. Hep bana dediğin zaman olmaz. Sağlıklı olmaz.Berlin de bir işveren olarak geriye bak-tığınızda nasıl bir Remzi Kaplan görü-yorsunuz?Geride biz cok imkansızlıklarla yoksul-lukla calıştık. Ben mesela uzun yıllar Berlin pazarlarında pazarcılık yaptım. Biz o zaman tezgahın üzerinde satış ya-pardık. Önceden buz dolabı yoktu. Biz peynirciydik. Tezgahın üzerinde satıyor-duk. Şimdi vitrinde satıyoruz. Onlarda güzeldi. Yaşadığımız hersey güzeldi. Biz onları görmesek başarılı olamaz-dık. Geriye mutlaka bakacaksın. Nerden geldiğine, ne iş yaptığına bakacaksın. Nerde doğduğuna değil, nerede doydu-ğuna bakacaksın. Bir de biz ne rüzgarlar geçirdik. Adımızı bir takım seylere ka-rıştırmaya çalıştılar. İftira attılar. Yalan

söylediler. Yılmadık, kendimize inan-dık. Birde biz hizmette sınır tanımıyo-ruz. Ben gerekirse 50 kilo döneri 500 km uzakta bir şehre götürürüm. Götürmem de gerekiyor.Sayın Kaplan siz bir dönerciler kralı mısınız?Dönerciler kralıyım demek uygun ol-maz. Yaptığım çok yönlü çalışmalar, sempatik olmam nedeniyle bana döner-ciler kralı dediler. Eğer onu bana layık gördülerse, çok döner sattığımdan değil, iyi döner yaptığımdan, titiz çalıştığım-dan, döneri döner gibi sattığımdan, dün-yaya tanıttığımdan bana bu lakabı verdi-ler. Ben döneri Avrupa`ya tanıtanlardan bir tanesiyim. Yıllardan beri tek ismi ve yöneticisi aynı kalan, değismeyen bir şirketiz.

„Dernek çalışmaları benim için bir aşk“

Ceşitli kuruluşlarda yöneticilik yapı-yorsunuz, aktif görevleriniz var. Bu kadar karpuzu bir koltuğa nasıl sığdı-rıyorsunuz?Dediğim gibi ekipman çok önemli. Ben 35 yıldır ticaretin içerisindeyim. Belli bir tecrübeden sonra, bu iş bensiz yürümez. Bensiz gider demek mantığını bırakmak profesyenel çalışmak lazım. Profesye-nelliğe yönelmek lazım. Ekibini ona göre kurman lazım. Tabi burada ailenin de çok büyük önemi var. Profesyenel ekibin olduğu zaman başarılı olmamak mümkün değil. Cocuklar işin başına geçtiler. Ben de sivil toplum örgütleriyle sosyal alanda, kültürel alanda calışmalar yapmaktayım. Bu konuda da çok raha-tım. Zaten ilk önce işin olacak, ondan sonra aşın olacak daha sonra aşkın ola-cak. Dernek çalışmaları benim için bir aşk, yani bu gönüllülük işidir. Özverilik işidir. Ben bunu zevkle yapıyorum. İşimi engelleyecek bir durum yok.

Son olarak bir şey söylemek ister misi-niz?BerlinTürke başarılar diliyorum. Bunun devamını diliyorum. Bizler bunları des-teklemeliyiz. Yayın kuruluşları, dergi-ler reklamlarla yaşıyor. Aklıselim olan, vizyonu olan dergileri, gazeteleri yayın organlarını mutlaka desteklemek zorun-dayız. Bu da bizim işadamı olarak gö-revlerimizden biri. Uzun vadeli iş yapan iş adamları bunların bilincinde.

Söyleşi: Mümtaz Ergün

Page 24: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

24

Almanya’da gençlik dairelerinin devlet himayesine aldığı ço-

cuk ve gençlerin sayısı son beş yılda yüzde 36 artarak re-kor seviyeye ulaştı. Bu arada geçen yıl yaşanan 38 bin 500 himaye vakasının yarıdan fazlasında ise çocukların aile-lerine geri verilmediği ortaya çıktı.Almanya’da “Jugendamt” olarak bilinen gençlik daire-lerinin “resmi himaye” altına aldığı çocukların sayısında yaşanan artışın geçen yıl da sürdüğü ortaya çıktı. Federal İstatistik Dairesi’nden yapı-lan açıklamaya göre yetki-lilerin 2011 yılında müdahil olduğu vaka sayısı önceki yıla kıyasla 2 bin 100 (yüzde 6) artarak 38 bin 500’e yük-seldi. Ancak açıklanan son

rakamlarda asıl dikkat çekici olan husus ise devletin “el koyduğu” çocukların sayısın-da son beş yıl içinde yüzde 36 gibi rekor olarak nitelenebile-cek bir artış yaşanması oldu. Gençlik dairesi yetkililerinin şiddet ya da suistimal tehli-kesi altındaki çocuk ve genç-ler için başvurduğu “himaye altına alma” (Inobhutnahme) uygulaması ya doğrudan ini-siyatif kullanılarak ya da il-gili çocuğun talebi üzerine gerçekleştiriyor. Sosyal Hizmet Kanunu’nda (SGB VIII) “Çocuk ve Genç-lik Yardımı” başlığı altında yer alan 42’nci maddenin dü-zenlediği kriz yönetimi esas-larına göre hareket eden yet-kililer, acil durumlarda çocuk ve gençleri geçici tedbirlerle ailelerinden uzaklaştırarak

himaye edebiliyor. Resmi hi-maye altına alınan çocuklar ilk etapta birkaç saat ya da birkaç gün süreyle yasaların uygun bulduğu kişi, kuruluş ya da barınma yurtlarına tes-lim ediliyor. Çoğu durumda ise acil himaye tedbirlerini çocukların asıl ailelerinin ha-ricindeki koruyucu ailelere teslim edilmesi izliyor. Hu-kuken tartışmalı olan “çocu-ğun selameti” (Kindeswohl) kavramına başvuran gençlik dairesi yetkililerinin, çoğu kez aceleci hareket etmesi nedeniyle her yıl çok sayıda Türk ailesi de dağılmanın eşi-ğine geliyor.

ÇOCUKLARIN YARI-DAN FAZLASI GERİ VERİLMİYOR 

Federal İstatistik Dairesi’nin rakamlarına göre geçen yıl resmi himaye kararı çıkarı-lan 10 bin 400 çocuk ve genç ailelerine geri verilmeyerek koruyucu aile yanına ya da barınma yurduna yerleştiril-di. Bu arada 4 bin 700 çocuk ve gencin hastane ya da psi-kiyatri kliniğine yatırılması gerekti. Yetkilerin devreye girdiği himaye vakalarının yüzde 41’ini oluşturan 15 bin 800 çocuk ve genç ise daha sonra tekrar ailelerine geri verildi. Öte yandan ebeveyn-leri olmadan Almanya’ya giriş yapan çocukların duru-munun da her geçen gün bü-yüyen bir sorun haline geldi-ği dikkat çekiyor. Bu şekilde ülkeye gelen çocuk ve genç-lerin sayısı son beş yılda üç kat (yüzde 292) artarak 3 bin 500’e yükseldi.

Gençlik Daireleri’nin “el koyduğu” çocuklarda rekor

Page 25: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

25

Berlin Eyaleti Başbakanı ve Belediye Başkanı Klaus Wowereit’ın evinde yangın çıktı.

Wowereit’ın evinde çıktığı belirtilen yangında, eşcinsel olan Wowereit’ın birlikte yaşadığı doktor Jörn Kubicki’nin de elinden yaralandığı ve hasta-nede tedavi edildiği bildirildi.Bild gazetesi, sigara içmeyen Wowereit’ın, Kubicki’nin yatakta sigara içtiğini, bu sırada yata-ğın alev aldığını söylediğini yazdı.Gazetenin haberine göre, yangını önce Wowereit ve Kubicki birlikte söndürmeye çalıştı, ancak yan-gının daha da büyümesi ve Kubicki’nin elinden ya-ralanması üzerine Wowereit itfaiyeye haber verdi ve bir ambulans çağırdı.Haberde, itfaiyenin yangını sadece 10 litre suy-la söndürdüğü, hastanede ayakta tedavi gören Kubicki’nin de hastaneden ayrıldığı kaydedildi.

Wowereit’ın evinde yangın

Almanya’nın başkenti Berlin’de dün eşcinsellerin düzen-lediği Christopher Street Day (CSD) adlı yürüyüş sıra-sında doğum sancıları tutan ve hastaneye yetişemeyen

Saliha Yakut adlı Türk, Mario Stöcklein adlı Alman polisinin yardımıyla otomobil içinde doğum yaptı.“B.Z.” gazetesinin birinci sayfadan verdiği, Bild, “Der Tagess-piegel” ve “Berliner Morgenpost” gazetelerinde de yer alan ha-bere göre, Saliha ve Özcan Yakut çifti, CSD yürüyüşü nedeniy-le yolların kapalı olması sebebiyle hastaneye gidemedi. Eşinin doğum sancılarını fark eden Özcan Yakut, otomobilinden inerek en yakın polis aracına gitti ve eşinin doğum yapmak üzere ol-duğunu söyledi.Haberlerde, otomobilin yanına giden Stöcklein ve meslektaşla-rının, Saliha Yakut’un doğum sancılarının sıklaştığını fark ettiği belirtilen haberde, çağrılan ambulansın da gecikmesi sebebiyle Stöcklein’ın, tek kullanımlık eldiven takarak Saliha Yakut’un bebeğini dünyaya getirmesine yardımcı olduğu ifade edildi.

Tüm olayın 10 dakika içinde olduğu, küçük Yaren’in doğumun-dan 2 dakika sonra ambulansın da olay yerine gelerek anneyle bebeğini hastaneye naklettiği, 2380 gram ağırlığında dünyaya gelen Yaren’in ve annenin sağlık durumunun iyi olduğu kayde-dildi.Saliha Yakut’u hastanede bir buketle ziyaret eden Stöck-lein, annenin ve bebeğin sağlıklı olmasından do-layı çok mutlu olduğunu belir-terek, yıllar önce ilk yardım kursu gördüğünü ve bu-rada kendilerine doğum yardımının nasıl yapıldığının da anlatıldığını söyledi.

Alman polisinin yardımıyla otomobilde doğum yaptı

Almanya’nın başkenti Berlin’de 9 ay önce aniden ortaya çıkarak, 5 yıldır ormanda yaşadığını ileri süren kim-

liği meçhul kişinin Hollandalı olduğu tespit edildi. Adının Robin van Helsum olduğu belirlenen 20 yaşındaki gencin, geçen sene Hollanda’nın Hengelo şehrindeki evlerini terkettiği kaydedildi.Hollanda yayın kurumu NOS, meçhul gen-cin okul arkadaşları tarafından fotoğraf-larından tanındığını duyurdu. Helsum’un arkadaşlarından birisinin kendileriyle ir-tibata geçmesinden sonra konuyla ilgili polisi haberdar ettiklerini belirten NOS, meçhul gencin kimliğinin polis tarafından

da onaylandığını bildirdi.Haberde, Helsum’un geçen sene Berlin’de ortaya çıkmadan bir kaç gün önce evini ter-kettiğine de yer verildi.Geçen sene Eylül ayında Alman yetkililere başvuran ve isminin Ray olduğunu belirten meçhul genç, annesinin ölümünden sonra uzun yıllar babasıyla birlikte ormanda ya-şadığını iddia etmişti.18 yaşında olduğunu, İngilizce’den başka dil bilmediğini ve babasıyla birlikte ma-ğaralarda kaldığını ileri süren gencin esra-rengiz hikayesi uzun süre medyayı meşgul etmişti.

Berlin'deki esrarengiz genç, Hollandalı

Page 26: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

26

Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, görevinden istifa eden Almanya’nın eski cumhurbaşkanı Christian Wulff ile bir araya geldi.

Wulff ile Karslıoğlu, geçen hafta 10. yılını kutlayan Berlin’deki ünlü restoran Adnan’da öğle yemeğinde buluştu.Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı’yken cumhurbaşkanı seçilen Wulff, cumhurbaşkanlığına seçilmesinden sonra yaptığı bir ko-nuşmada, “İslamiyet Almanya’nın bir parçasıdır” demişti.Chris-tian Wulff, geçen yıl Türkiye ile Almanya arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 50. yılı dolayasıyla Almanya’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü memleketi Osnabrück’te misafir etmişti.Wulff, eyalet başbakanlığı döneminde, yakın bir iş adamı arkada-şının eşinden uygun faizle kredi aldığı ve başka bir iş adamı arka-daşının villasında tatilini geçirdiği iddialarının basında yer alması nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştı.

Karslıoğlu, Christian Wulff ile buluştu

Page 27: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BERLİN HABER

27

19 yıl önce 2 Temmuz’da Sivas’ta on binlerce kişinin tekbir naraları eşliğinde hun-

harca öldürülen, güpegündüz polisin ve askerin gözü önünde yakılan 33 Canın acısını yüreğinde hisseden yaklaşık 5000 kişi Berlin’de Hermannplatz’da bir ara-ya geldi. Yürüyüşü organize eden Berlin Alevi Toplumu - Cemevi’nin çağrısına Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu üyesi Hannover Alevi Toplumu, Salz-gitter Alevi Kültür Merkezi ve Leibzig Cemevi ile Berlin’deki Al Dersimspor, Akdağ Derneği, ATİYAB, Bahadın Der-neği, BDAJ-HSG Berlin, Çorum Derne-ği, Dersim Cemaati, Gaziantep Çepni-leri Derneği, Omcalı Derneği ve Sivaslı Canlar yanı sıra binlerce Alevi vatandaşı, dostu katıldı. Ayrıca Berlin Eyalet Genel Kurulu’nda kabul edilen önergeyle Die Linke Partisi de destek verdi.Yürüyüş şehitlerimiz anısına durulan bir dakikalık saygı duruşuyla başladı. Şehitlerin adları tek tek okunarak her biri için „Yaşıyor“ sloganı atılmasından sonra gençlerimiz Semah döndü. Berlin Alevi Toplumu İnanç Kurulu Başkanı Hasan Doğan Dede’nin birlik duasın-dan sonra Berlin Alevi Toplumu Başkanı Ahmet Taner, öncelikle Sivas katliamın-da yaşananları ve Alevi toplumunun ta-leplerini özetleyerek, ‘’Alevi Örgütleri olarak devletten taleplerimiz oldu. Ör-neğin, Madımak Otel’inin utanç müzesi yapılması, Almanya’da ve Avrupa’da kol gezen Sivas katillerinin Türkiye’ye iadesinin sağlanması. Ayrıca AKP Hükü-meti gerekli önlemler almayarak canileri zaman aşımına uğratarak insanlık suçu işlemiştir. Bizler Sivas Şehitlerimizi unutmadık ve unutmayacağız, taleple-rimizi her zaman dile getireceğiz. Sivas yürüyüşü Aleviler için bir simgedir. Ale-

vi oldukları için katledilen bütün şehitle-rimizi sonuna kadar anacağız’’ dedi.Daha sonra Almanca basın açıklamasını katılımcılarla paylaştı. Ardından söz alan Berlin Alevi Toplumu 2. Başkanı Erdal Çağlar, gün birlik olma günü diyerek, aksi durumda Alevileri asimile etmeyi amaçlayan 4+4+4 Eğitim Yasası, Didim Cemevi’nin yıkım kararı, Istanbul’da bir ilköğretim okulunu Hacı Bektaş Veli İmam Hatip Okulu diye adlandırıl-ması gibi saldırılar karşısında dayanak-sız kalacağımızı dile getirdi. Alevilerin Diyanet’ten bir beklentisi olmadığını, tam tersine inancımızı yok sayan, bizleri asimile etmeye çalışan Diyanet’in büt-çesine aktarılan Alevilerin paralarını he-lal etmediklerini, zehir zıkkım olmasını söyledi. Yürüyüş boyunca sırasıyla Salzgitter Alevi Kütlür Merkezi Başkanı Yüksel Erdemir, Hannover Alevi Toplumu Baş-kanı Duran İnce, Berlin Dersim Cemaati Başkanı Kemal Uzundağ, Leibzig Ceme-vi Başkanı Burcu Arslan, Die Linke Eya-let Başkanı Klaus Lederer söz alıp, güne dair düşüncelerini dile getirdiler.Ellerinde kalemleri, dillerinde ezgileri, gözlerinde sevgileri ile yüreklerine göm-dükleri 33 Canı anmaya gelen binlerce

Can, 19 yıllık acılarına sünger çekme-diklerini ve utanç müzesi olması ge-rektiği halde tabelasına „bilim“ müzesi yazılarak gerçekleri örtemeyeceklerini hep bir ağızdan haykırdılar. Varış noktası Oranienplatz’a ulaşıldığında gençleri-mizin semah dönmesinden sonra Hasan Göçer Dede’nin okuduğu gülbenk ile yü-rüyüşümüzü sonlandırdık.Ardından Berlin Cemevi’nde toplanarak, hem gençlerimizin hem de bizimle ilk defa birlikte yürüyen dostlarımızın acı-mızı daha iyi anlayabilmeleri için Can Dündar’ın hazırlayıp sunduğu Sivas Ce-hennemi isimli belgesel izlendi. Acıyı bal eyleyen, bir dilim lokmayı beş eyleyen bir temel öğreti, inanç ve felse-feyle yoğurulan bu Canları bizler unut-madık ve unutturmayacağız…

Erdal ÇağlarBerlin Alevi Toplumu2. Başkanı

Sivas Katliamı Berlin’de anıldı

Almanya Cumhurbaşkanı Joac-him Gauck, Başbakan Angela Merkel’e avro krizi ile ilgili alı-

nan önlemleri halka anlatması yönünde uyarıda bulundu.Gauck, Alman İkinci Televizyon Ka-nalı ZDF’e verdiği yaz röportajında, Merkel’in avro para biriminin kurtarıl-ması konusunda halkı bilgilendirmesini

isteyerek, ‘’Onun, bunun ne anlama gel-diğini detaylı bir şekilde, maliyet olarak da anlatma görevi var’’ dedi.Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) ve mali birlik konusundaki çekinceleri anlayabildiğini ve bu konuda Anaya-sa Mahkemesi’ne gidilmesinden dolayı memnun olduğunu ifade eden Gauck,

dava açanların endişelerini dile getirme hakkı bulunduğunu, bu yola başvurulma-sından dolayı memnun olduğunu kaydet-ti.Başbakan Merkel’in çalışmalarını saygı ile izlediğini belirten Gauck, Merkel’in yaptığı şeyleri ve yapabileceklerini ken-disinin yapamayacağını ifade etti.

Gauck, Merkel’den, halkı aydınlatmasını istedi

Page 28: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SAĞLIK

28

IRKÇILIK

28

Brandenburg Eyaleti İçişleri Ba-kanı Dietmar Woidke, eyalette faaliyet gösteren “Wiederstand-

sbewegung in Südbrandenburg” (Güney Brandenburg’da Direniş Hareketi) adlı aşırı sağcı derneği yasakladı.Woidke’nin bakanlığından yapılan açık-

lamada, yasaklama kararıyla bağlantılı olarak derneğe ve derneğin kurucuların-dan bir kişiye ait toplam 27 yerde arama yapıldığı belirtildi.Açıklamada ayrıca, 1995 yılından beri eyaletteki 8 aşırı sağcı dernek hakkında yasaklama kararı alındığını, bir derneğin kendi kendini kapatması sonucu 7 derne-ğin yasaklandığı kaydedildi. Bu konuda bir açıklama yapan Woidke,

yasak kararıyla Südbrandenburg bölge-sindeki aşırı sağcı kesime ağır bir darbe vurulduğunu ifade ederek, anayasaya ay-kırı faaliyetlerde bulunduğu tespit edilen derneğin, hukuk devleti prensiplerine bağlı demokratik bir devlet için dayanıl-maz bir hal aldığını söyledi.Woidke, söz konusu derneğin anayasal düzene ve halklar arasında anlaşma ruhu-na aykırı davrandığını sözlerine ekledi.

Aşırı sağcı dernek yasaklandı

Türkiye, Almanya’da 2000-2006 yıllarında 8 Türk’ün katledilmesi olaylarının zanlılarının üyesi ol-

duğu Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı aşırı sağcı terör örgütü hakkında yü-rütülen soruşturmaları yakından takip et-tiğini belirterek, Almanya’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile mücadelede tüm Alman makamlarının titizlik ve hassasi-yet içinde hareket etmelerinin önemine dikkati çekti.Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açık-lamada, söz konusu soruşturmaların ya-kından takip edildiği dile getirilerek, Al-manya Federal Meclisi NSU Soruşturma

Komisyonu’nun 27 Haziran’da gerçek-leştirilen oturumunda, katil zanlılarının da üyesi olduğu ‘’Thüringer Heimats-chutz’’ isimli oluşuma ilişkin soruşturma dosyalarının imha edildiğinin ortaya çık-tığını bildirdi.‘’Dosyaların NSU soruşturmasının Fe-deral Savcılık tarafından üstlenildiği 11 Kasım 2011 günü silinmesi düşündürü-cüdür’’ denilen açıklamada, bu gelişme ile aynı dönemde NSU videolarının ha-zırlanmasına yardımcı olduğundan şüp-helenilen bir diğer zanlının daha serbest bırakıldığı, böylece halen tutukluluğu

devam eden sadece iki zanlının kaldığına işaret edildi. Bakanlık açıklamasında, şunlar kayde-dildi:‘’Almanya’da ırkçılık ve yabancı düş-manlığıyla mücadelede ve NSU soruş-turmasında da federal ve eyalet seviye-sinde tüm Alman makamlarının titizlik ve hassasiyet içinde hareket etmeleri, bu tehlikeli akımların ortadan kaldırılması için mutlak bir zaruret arz etmektedir.Alman makamlarının bu konuda her tür-lü önlemi almalarının önemi bu vesileyle bir kez daha ortaya çıkmıştır.’’

Türkiye’den ırkçılık uyarısı

 Kanıtlar 3 ay boyunca silinmiş

Türkiye, Almanya’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla mücadelede tüm Alman makamlarının titizlik ve hassasiyet içinde hareket etmelerinin önemine dikkati çekti.

Almanya Federal Suç Dairesi’nde (BKA) ve Federal Poliste, Te-lekomünikasyon İzleme Yönte-

mi (TKÜ) ile ağır suçlular ve teröristler hakkında toplanan kanıtların bir yazılım hatasından dolayı 3 ay boyunca fark edil-meden silindiği belirtildi. Haberde, bilgi-lerin silindiğinin BKA tarafından doğru-landığı ifade edildi.Haberde, bu kanıtların dinlenen telefon görüşmeleri, elektronik posta, kısa me-sajlar (SMS), faks ve cep telefonları ile tespit edilen yer bilgilerinin olduğu kay-dedildi.

Eski bilgilerin internet ortamındaki ar-şive geçirilmesi sırasında yazılım hata-sından dolayı geri getirilemez şekilde silindiği, hatanın kopya oluşturmasını da engellediği belirtilen haberde, durumun polis teşkilatı tarafından görevlendiren ve bilgileri yöneten Syborg şirketinin elemanları tarafından Şubat ayında fark edildiği ifade edildi.Şirketin açıklamasına göre, yazılımdaki hatanın TKÜ yöntemiyle BKA ve Fede-ral Polis tarafından elde edilen bilgilerin 14 Aralık 2011-10 Şubat 2012 tarihleri arasında sistematik olarak BKA’nın Wi-

esbaden merkezinde silinmesine yol aç-tığı ifade edildi.Haberde, BKA’nın, bilgilerin silinmesi-nin 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle sorum-lu tutulan aşırı sağcı ‘’Nasyonalsosyalist Yeraltı’’ (NSU) adlı terör hücresinin so-ruşturması ile ilgili olmadığını vurgula-dığı kaydedildi.BKA tarafından yapılan açıklamada, bazı soruşturmalarla ilgili bilgilerin silindiği, ancak soruşturmalar için önemli olan tüm bilgilerin daha önce değerlendirildi-ği ve kayıt altına alındığı, bu konunun da Savcılığa bildirildiği ifade edildi.

Page 29: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

IRKÇILIK

29

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich, 8’i Türk 10 kişinin ölümünden sorumlu tutulan aşırı sağ-cı Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) adlı terör hüc-

resi ile ilgili Federal Anayasayı Koruma Dairesi’nde (BfV) ortaya çıkan hataların araştırılması için özel görevli atadı. Bild gazetesinde yer alan haberde, BfV’nin bir altı birimin-

de müdür olan Hans Georg Engelke’nin Friedrich tarafından BFV’de NSU cinayetleri ile ilgili dosyaların nasıl imha edi-lebildiğini araştırmak üzere özel görevlendirildiği belirtildi. Engelke’nin, BfV’nin Köln merkezinde gelecek hafta çalışma-lara başlayacağı ifade edildi.

Friedrich, NSU cinayetlerindeki hatalar için özel görevli atadı

Federal Anayasa Koruma Dairesi (BfV) Başkanı Heinz Fromm, ça-lışanlarını, dosyaların imha edil-

mesini kasıtlı bir şekilde örtbas etmekle suçladı.Almanya’da 2000-2007 yılları arasında 8’i Türk 10 kişiyi öldürmekle sorumlu tutulan aşırı sağcı ‘’Nasyonalsosyalist Yeraltı’’ (NSU) terör örgütünün işledi-ği cinayetleri araştıran Federal Meclis Araştırma Komisyonu’nda ifade veren Fromm, 31 Temmuz’da görevinden alın-ma talebinin cinayetlerin soruşturulması konusunda yapılan hatadan dolayı değil, bu hatayı örtbas edilmeye çalışılması ol-duğunu belirterek, çalışanlarının kendisi-ni kandırdığını savundu.Dosyalar imha edildiğinden dolayı gö-revinden ayrılmayı talep ettiğini, bu konuda başka bir nedenin olmadığını vurgulayan Fromm, dosyaların neden imha edildiği konusunda ikna edici bir açıklamasının olmadığını kaydetti. Fromm, dosyaların imha edilmesinin BfV’nin itibar kaybına yol açtığını ifade etti.

NSU cinayetlerinin soruşturulmasında hata yapıldığını kabul eden Fromm, ‘’Ci-nayetler soruşturulduğunda aşırı sağla bağlantı bulamadık. Bu analitik bir hata’’ ifadelerini kullandı.NSU üyelerinin 2001 yılından sonra aranmasının durdurulduğunu anlatan Fromm, ‘’Bugün bakıldığında bu da bir hataydı’’ dedi.Aşırı sağ terörünü ‘’ağrı bir yük’’ olarak nitelendiren Fromm, bu olayın Alman güvenlik birimleri için ağır bir yenilgi olduğunu belirtti.Aşırı sağla mücadelede muhbirlerin kul-lanılmasının önemli olduğunu ifade eden Fromm, muhbirlerin çalışmalarını müm-kün olduğu kadar kontrol ettiklerini, bil-gilerin de güvenilir olması yönünde araş-tırma yaptıklarını kaydetti.Araştırma Komisyonu’nda, Fromm’dan önce dinlenen ve dosyaların imha edildi-ği birimin müdürü olan kişi ise dosyala-rın neden imha edildiğini söylemedi ve bu konuyla ilgili susma hakkını kullandı. Komisyon üyesi Clemens Binninger,

BfV’nin dosyalama yöntemini ‘’loto oy-namaya’’ benzeterek, ‘’Bazı dosyalar sili-niyor, bazıları 15 yıl kalıyor’’ diye konuştu. Komisyon Başkanı Sebastian Edathy, BfV’de 2011 yılında 15 yıllık dosyaları imha etme girişimi bulunduğunu ancak NSU üyelerinin açığa çıkmasıyla daha sonraki yıllara ait dosyaların da imha edilmesinin şaşırtıcı olduğunu kaydetti. Sosyal Demokrat Parti’li (SPD) komis-yon üyesi Eva Högl de ‘’bir şeylerin ört-bas edilmek istediği’’ şüphesinin kalk-madığını belirtti.Öte yandan, Bavyera Eyalet Meclisi’nde kurulan ve NSU cinayetlerini araştıracak Araştırma Komisyonu, bugün ilk top-lantısını yaptı. Eyalet Meclis Araştırma Komisyonu Bavyera’da NSU tarafından işlenen 5 cinayeti araştıracak.Fromm, NSU ile ilgili dosyaların imha edildiğinin ortaya çıkmasının ardından 31 Temmuz’da geçerli olmak üzere gö-revinden alınma talebinde bulunmuştu. Alman İçişleri Bakanı Hans-Pater Fried-rich, Fromm’un bu talebini kabul etmişti.

 Fromm, çalışanları imhayla suçladı

Alman Yeşiller Partisi Federal Meclis Grubu entegrasyon söz-cüsü ve meclis içişleri komisyonu

üyesi Memet Kılıç, 8 Türk, 1 Yunanlı ve 1 kadın polisi öldüren aşırı sağcı “Nas-yonalsosyalist Yeraltı” (NSU) adlı terör hücresinin cinayetlerini araştıran Fede-ral Meclis Araştırma Komisyonu’nun toplantısında, “Küçük Adolf” lakabıyla tanınan bir istihbarat görevlisinin bu-lunduğunun açıklandığını, bu kişinin bir an önce görevinden alınması gerektiğini belirtti.Kılıç, “Hessen Eyaleti Başbakanı me-mur ‘Adolf’un hesabını vermeli” başlı-ğıyla yaptığı yazılı açıklamada, “Küçük Adolf’ takma adıyla tanınan eski İstih-barat Örgütü çalışanının halen memur olduğu ortaya çıktı. Hessen Eyaleti Baş-bakanı Volker Bouffier, ‘Küçük Adolf’u ve diğer aşırı sağcı ispiyoncuları neden

koruduğunu açıklamak zorunda” ifadesi-ni kullandı.Federal hükümete daha önce yazılı ola-rak, “Küçük Adolf” olarak bilinen Ana-yasayı Koruma Dairesi görevlisi And-reas Temme’nin hala Kassel kentindeki valilikte çalışıp çalışmadığını sorduğunu ifade eden Kılıç, “Hükümet bu soruya cevap vermeyi, sözde soruşturmanın güvenliğini tehlikeye atmamak gerekçe-siyle reddetmişti. Üstelik o sırada bu kişi hakkında bir soruşturma yoktu. Şimdi gün ışığına çıkan bilgilere göre ‘Küçük Adolf’, 1994’e kadar uzun yıllar Fede-ral Ordu (Alman Silahlı Kuvvetleri) için çalışmış ve ardından Anayasayı Koruma Dairesi’ne geçmiş. Ancak, Halil Yozgat cinayetinde olay yerinde olduğu, dört adet ruhsatlı büyük kalibreli silahı ve Federal Ordu’ya ait yasadışı 100 mer-mi sahibi olduğu, bazı anayasaya aykırı

metinleri yazmanın yanı sıra esrar da bulundurduğu ortaya çıkınca Anayasayı Koruma Dairesi ile anlaşmalı olarak ili-şiği kesildi” ifadesine yer verdi.Temme’nin Kassel Valiliğinde memur olarak çalışmaya devam ettiğine dik-kati çeken Kılıç, “Suç Masası’nda so-ruşturmayı yürüten memurlar, Andreas Temme’nin, Halil Yozgat cinayetinden 45 dakika önce ve olaydan 15 dakika sonra aşırı sağcı olduğu bilinen bazı ispi-yoncularla telefonlaştığını tespit etti. An-cak, eyaletin Anayasayı Koruma Dairesi bu kişilerin sorgulanmasına engel olmuş. Yetkililer bu kararlarını eyaletin güvenli-ğini korumak için almışlar. Hessen Ana-yasayı Koruma Dairesi bu konuda dö-nemin Hessen Eyaleti İçişleri Bakanı ve şimdiki başbakanı Volker Bouffier’den destek almış” ifadelerini kullandı.

Memet Kılıç ‘Adolf’un hesabı verilmeli”

Page 30: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

KÜLTÜR-SANAT

30

Sinem Altan-Komponist-

Page 31: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

KÜLTÜR-SANAT

31

Uzun yıllardır Berlin’de sanat hayatınızı sürdürüyorsu-nuz. Berlnlilerin yakından tanıdığı bir sanatçısınız. 2012’de ne tür projelerin al-

tına imza attınız?2011 senesinde yaptığımız projelerin ba-şarıları ve devamlılığını 2012’ye taşıdı-ğımızı söyleyebilirim. Özellikle Başkent Kültür Fonu (Hauptstadtkulturfonds) destekli projemiz olan ve Atze Müzik Tiyatrosu’nda gerçekleşen deLIGHTed Müzik Festivali büyük ilgi gördü ve ba-şarı elde etti. Bunun üzerine senatonun ve sanat yönetmenleri olarak benim ve OLIVINN’i oluşturan ekip arkadaşları-mın kararıyla festivalin 2012’de tekrar-lanmasına karar verildi. deLIGHTed’ın en büyük başarısı ve farkı da birbirinden uzak kalmış müzik kültürlerini ve ayrı za-manlara ait müzik stillerini birbiriyle har-manlayarak yeni konser ve performans şekillerini ortaya koymasıdır. Özellikle Türk ve Alman dinleyicilerin birarada iki kültürün zenginliklerinin sentezine eşlik edebilmeleridir. Bu festivalin ev sahibi olan topluluğumuz OLIVINN sayesinde opera, club ve breakdance’i buluşturan OpeRap gibi ya da Türk tangolarının dünya tangolarıyla ve klasik batı müzi-ğiyle buluşmasını sağlayan light-hearted konseri gibi heyecan verici projeler orta-ya çıkmış ve çeşitli başarılı Türk-Alman ve diğer milletlerden olmak üzere oluşan misafir müzisyenlerle hayat bulmuştur.

Ayrıca bu sene Keloğlan ve 40 Haramiler adlı başarılı ve ödüllü çalışmamız Atze Tiyatrosu’nda dinleyiciyle buluşmaya devam etti. Aynı zamanda 2012, içinde bulunduğum OLIVINN topluluğunun al-dığı özel ödül ve gerçekleştirdiği başarılı ve ses getiren konserler sonrasında iler-lemesine de şahit olan bir sene oldu ve oluyor. En son Olivinn olarak Kiel şeh-rinde düzenlenen ‘Kieler Woche’ festivali kapsamında Türkiye’yi temsilen çok ses getiren bir konser sunduk. Yazdan sonra bu ekiple daha sık Berlin ve Berlin dışın-da konserler vereceğiz. Ve nihayet albüm için çalışmalara başlamak istiyoruz. Bu-nun için de sponsor desteğine ihtiyacımız olacak. Bu vesileyle bizi destekleyebile-cek kurum ve şahıslara da duyurulmuş ol-sun. Bunun yanısıra, kısa bir aradan sonra yine daha yoğun olarak müzik tiyatrosu projelerinde yer alacağım. Bu sezonda bestelediğim ve ayrıca müzik direktör-lüğünü ve aranjörlüğünü yapacağım, üç oyun gerçekleşecek:

1) Saison der Krabben (Ballhaus Na-unynstrasse-Kreuzberg) Prömiyer 15 Eylül 20122) Der kleine Wassermann (FEZ Astrid Lindgren-Bühne-Wuhlheide) Prömiyer 26 Eylül 20123) Herr Flügel und das blaue Piano (Atze Musiktheater-Wedding) Prömiyer 21 Ekim 2012

Ankara doğumlusunuz. 5 yaşında piya-no ile tanıştınız. 7 yaşında klasik müzik bestenizi gerçekleştirdiniz. O yıllarda sizi klasik müziğe, piyanoya bağlayan neydi?Aslında o yaşlarda çok haylaz bir çocuk-tum. Daha ziyade sokakta futbol oyna-maktan ve spor yapmaktan hoşlanırdım. Biraz da annemin zoruyla piyano ders-lerine başladım. Piyano çalışmayı pek sevmezdim. Ancak daha sonraları piyano çalarken apayrı bir dünyaya adım attığı-mı hissettim. İçimde oluşan tüm duygu ve düşünceleri onunla paylaşmaya başladım. Tabii hamurum, derste öğrendiğim Mo-zart, Bach ya da Chopin gibi klasik batı müziği bestecilerinin eserleriyle yoğrul-du. Böylece bu müziğin etkileri benim de temelimi oluşturmuş oldu. Ama bir süre sonra sadece onları olduğu gibi yorumla-mak bana çok heyecan vermemeye başla-dı, o noktada daha öncesinde denemeye başladığım beste çalışmalarım da daha derin bir boyutta ilerleme gösterdi. Yara-tıcılığım bu arayış sayesinde gelişti diye-bilirim. Sanırım beni piyanoya ve müziğe bağlayan en büyük etken de bu oldu. Bilkent Üniversitesi’ndeki müzik eğiti-miniz yine çok küçük yaşlarda başladı. Sonraları Azeri komponist Arif Meliko‘ dan ders almaya başladınız. Melikov ‘un sizin sanat hayatınıza katkısı konusun-da neler söylemek istersiniz?

PORTRE

Page 32: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

KÜLTÜR-SANAT

32

Sanıyorum, şu anda geldiğim noktada en çok, değerli hocam Arif Melikov’un emeği ve öngörüsü var. Onun bana kat-tığı değerler sayesinde büyük bir kari-yer yolculuğuna ve gerçek bir sanatçı ve besteci olma yolunda emin adımlarla yürümeye başladım. Onunla tanıştığım zaman henüz 7 yaşındaydım. Benim için ikinci bir baba oldu, yani ‘sanat babam’ oldu. Bana öğütlediği en önemli şey de özüme ait müzikleri ve melodileri, yani

içimden gelen sesleri asla unutmamam ve onlardan yola çıkıp yeni eserler üret-mem gerektiğiydi. Bu ilke benim bugün-lere gelmemi sağladı. O yüzden hocama çok şey borçluyum.Henüz 11 yaşında iken, üstün yetenek-ler katagorisinde yurt dışı bursu ka-zandınız. Böylece Almanya’nın başkenti Berlin’e geldiniz. O yıllarda Berlin’de sınava girmeniz gerekiyordu. Özel izin-le siz bu sınava girdiniz. Sinem Altan için daha sonraki yıllarda aldığı eğitim bu zahmete değdi mi?Sinem Altan için değdiği kesin. Zira baş-ka şartlar altında bu kadar başarılı, çalış-kan ve verimli olabilir miydim bilemiyo-rum. Şu ana kadar sığdırdığım çalışma ve başarılara baktığımda bazen ben bile inanamıyorum. O yaşlarda bu yeteneğin bu denli incelikle ve yüreklilikle değer-lendirilmesi başıma gelen en büyük talih bence ve bunun asıl mimarları da tabii ki sevgili ailem. Ama onların benim için feda ettiklerini ve girdikleri zahmeti dü-şündüğümde bu zorlukları ve sıkıntıları yaşamadan başka bir imkan olsaydı aca-ba; daha iyi, daha güzel, daha rahat olabi-lir miydi diye hayıflandığım oluyor.Berlin, sizin özel yeteneğinize neler kattı?Berlin, sanat eğitimi ve özellikle benim branşım için son derece önemli bir yer ve ayrıca bir çok büyük sanatçının özgeçmi-şinde Berlin durağına rastlamak müm-kün, tarihte de, bugün de. Benim için ayrıcalığı çok kültürlü ve çok yönlü bir şehir olmasıyla başlıyor. Aldığım eğitime baktığımda da; içimde taşıdığım müzik

dünyasının burada orta Avrupa müzik anlayışı ve yapısıyla harmanlanıp evren-sel bir boyuta ulaştığını ifade edebilirim. Ayrıca Berlin, deneyler ve sıradışı kon-sept denemeleri için çok uygun bir yapı-ya sahip. Burada bulunan sanat kurum-ları ve takipçileri de sizi bambaşka bir biçimde besleyebiliyor. Bu farklı renkle-ri örneğin İstanbul ya da Amsterdam gibi diğer dünya metropollerine taşıdığınızda muazzam ilgi görüyor, dikkat çekiyor.

Özetle; Berlin’in sanatımın ve müziğimin fark-lılığını ve kalıcı özelliklerini or-taya koyma ve pekiştirme anla-mında çok şeyler kattığı su götür-mez bir gerçek.Siz piyanonun başına geçince, sizi ve piyanoyu ayrılmaz ikizler gibi görmek de olası. Piyano ve Sinem Altan ne kadar yakınlar?Aslında dedi-ğiniz gibi iki-sini ayırmak

pek mümkün değil. Piyano sanki benim 6.duyum ya da 3. elim, ya da hızla çar-pan 2. kalbim. Çalmaya başladığımda bir bütün oluyoruz, sanki piyano hep içimde çalmaya devam ediyor ya da ben onun içinde yaşam bulmaya devam ediyorum. Böylesine yoğun bir ilişki. Bir de kendi müziğimin oluşmasında çok büyük rol oynadığı için çoğu zaman onu çaldığı-mın farkında bile olmuyorum. O denli içiçe geçiyoruz çünkü. Bazen, özellik-le beste yaparken mesafe almak da iyi geliyor. Zira o zamanlarda bile fiziksel olmasa da beyin piyano çalmaya devam edebiliyor. Kimi zaman üzüntümü dinli-yor, bana birşeyler anlatmaya çalışıyor, kimi zaman sevincimi, heyecanımı ona yüklüyorum beni umutlandırıyor, huzur veriyor. Böyle bir delilik yani..:)Sizce, Türkiye’de önümüzdeki yıllarda, sizin gibi özel yetenek ve komponistler yetişecek mi?Elbette yetişecek ve yetişiyor da zaten. Asıl önemli olan yetişebilmeleri için imkanların oluşması, yeteneklerinin keş-fedilebilmesi bence. Gerçek sanata ve sanatçıya değer veren kuşakların yeti-şebilmesi de bir o kadar önemli. Yoksa olan yeteneklere sahip çıkmak ve destek-lemek de mümkün olmaz. Türkiye doğa, müzik ve kültür bakımından birçok ülke ve bölgeden çok daha zengin ve verim-li bir ülke. Yaratıcılığı birebir besleyen özelliklere sahip. O yüzden şimdi bizim olduğumuz gibi ileride de çok daha çar-pıcı ve tüm dünyanın daha da dikkatini çeken, yakından tanınan, beğenisini ve

saygısını kazanan bestecilerin yetişe-ceğine inanıyorum. Yeter ki ülkeleri ve çevreleri tarafından desteklensin..Şu an sanatınızı Berlin değil de mese-la İstanbul’da icra ediyor olmak ister misiniz?Aslında bir yer de değil bir çok yerde ol-manın bir sanatçı için daha ideal olduğu-nu düşünüyorum. Avrupa’nın bir çok şeh-rinde çalışmış olmama rağmen maalesef İstanbul’da çok fazla çalışma imkanı kıs-met olmadı. Dolayısıyla İstanbul’da daha sık projeler yapmayı elbette çok isterim. Ama bu tamamiyle orada olmak istedi-ğim anlamına gelmiyor. Özellikle içinde bulunduğum ve yarattığım çalışmalarla iki şehir arasında güzel bir diyalog oluş-turduğuma inanıyorum. O yüzden çok daha fazla burada sunduğumuz çalışma ve konserleri sadece İstanbul değil, tüm Türkiye’ye ulaştırmayı ve tanıtmayı ger-çekten çok istiyor ve umut ediyorum.Önümüzdeki yıllarda Sinem Altan’ın ne tür çalışmalarına tanık olacağız?Son senelerde edindiğim tecrübeler doğrultusunda tamamiyle benim beste-leyeceğim büyük bir opera projesi ha-zırlığı içerisindeyim. Çok fazla detay verme şansım yok ama Berlin dışında olacak. Ama daha öncesinde; bu sene içerisinde yine besteci ve aranjör olarak Avusturya- Viyana’da bulunan Wiener Kammeroper’de yapılacak Puccini’nin La Boheme’inden yola çıkan yeni bir opera çalışmam olacak. Yine Olivinn ekibi olarak sanatçı arkadaşlarım Be-güm Tüzemen ve Özgür Ersoy ile bir-likte çeşitli konser ve projelerle karşı-nızda olmaya devam edeceğiz. Ayrıca deLIGHTed müzik festivalinin her sene gerçekleşmesi konusunda kalıcı adımlar atmaya başladık. Çok daha geniş kitlele-re ve farklı ülkelere ulaşmak hedeflerim ve arzularım içerisinde. Umarım gerçek-leşecek imkanlar yakalamak mümkün olur..

Page 33: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

EKONOMİ

33

Avrupa Birliği’ndeki (AB) Schen-gen bölgesine bağlı ülkeler, ka-çak göç dalgasına karşı sınır

güvenliğinin güvence altına alınması kapsamında geçici olarak gümrüklerdeki kontrolleri tekrar uygulamaya koyma ko-nusunda uzlaşma sağladı.AB içişleri bakanlarının Lüksembourg’da yaptığı toplantıda varılan uzlaşı, dönem başkanı Danimarka tarafından kamuoyu-na açıklandı.Dönem başkanı Danimarka tarafından yapılan açıklamada, kaçak göç dalgası-na karşı, AB ülkelerinin, sınırlarını ko-rumak adına Schengen’in daha uyumlu hale getirilmesi konusunda anlaşmaya vardıklarını bildirdi.

Schengen Anlaşması’nın serbest dola-şımla ilgili düzenlemesinin daha uyum-lu hale getirilmesi konusundaki talebin AB’nin iki büyük ülkesi Almanya ve Fransa’dan geldiği bildirildi.Toplantı sonucunda Alman ve Fransız yetkililer, Schengen’in daha uyumlu hale getirilmesi konusundaki yeni düzenle-melerin belirli ve katı koşullara tabi tutu-lacağını ifade edildi.Fransa Içişleri Bakanı Manuel Valls, Su-riye kriziyle birlikte meydana gelebile-cek gelişmeleri de dikkate alarak, dönem başkanı Danimarka tarafından getirilen uzlaşma metnini kabul ettiklerini söyle-di.Avusturya Içişleri Bakanı Johanna Mikl-

Leitner ise gazetecilere yaptığı açıkla-mada, özellikle Türkiye ve Yunanistan sınırındaki gelişmelerin Schengen’le il-gili daha açık bir mekanizmanın ortaya konulmasını gerekli kıldığını ifade etti.Schengen Anlaşması’na göre, üye ülke-ler, gerektiğinde, kamu güvenliği adına sınırlardaki kontrolleri geçici olarak yü-rürlüğe sokabiliyor.Son olarak Polonya, Avrupa Futbol Şam-piyonası nedeniyle sınırındaki kontrolle-ri tekrar yürürlüğe sokmuştu.AB Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu ise ‘’özgür dolaşım hakkını ihlal ettiği’’ gerekçesiyle bu konudaki sınırlamalara karşı çıkıyor.

Schengen ülkelerine geçici sınır kontrolleri

İspanya’nın bankalar sistemini yeniden yapılandırmak için avro kurtarma şemsiyesinden yardım talep etmesi, Alman hükümeti tarafından olumlu karşılandı.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Seibert, başkent Berlin’de yaptığı açıklamada, İspanya’nın yardım talep etmesinin, piya-salar ve Avrupa’daki partner ülkeler için iyi bir işaret olduğunu söyledi.Bunun, Avrupa’nın hareket yeteneğine sahip olduğunu ve kriz-lere karşı günümüzde, bir kaç yıl öncesine göre etkili araçların bulunduğunu gösterdiğini belirten Seibert, İspanya’nın yardım talebinde bulunacağının bilinmesinin iyi olduğunu kaydetti.İspanya’nın yardım müracaatını resmen ne zaman yapacağı-na bu ülke hükümetinin karar vereceğini ifade eden Seibert, bundan sonra, yapılacak yardımların Avrupa Finansal İstikrar Fonu’ndan mı (ESFS) yoksa 1 Temmuz’dan itibaren başlaması öngörülen Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan mı (ESM) verile-ceğinin belirleneceğini söyledi.Seibert, talebin İspanya devletinden geldiğini, paranın da dev-lete verileceğini, yükümlülüklerinden de İspanya devletinin so-

rumlu olduğunu belirtti.Seibert ayrıca, Alman hükümetinin, mali işlem vergisini istedi-ğini, muhalefetin, hükümetin verdiği taahhütlere güvenebilece-ğini ifade etti.Başbakan Angela Merkel’in, böyle bir verginin gerekli olduğu-na inandığını kaydeden Seibert, verginin yürürlüğe konulması için de Avrupa çapında çaba harcayacağını söyledi.Alman hükümetinin, mali işlem vergisinin AB’ye üye 27 ülke-de de yürürlüğe girmesini istediğini, ancak bazı ülkelerin buna karşı çekincelerinin bulunduğunu ifade eden Seibert, bu tered-dütlerin ortadan kalkmaması durumunda, uygulamayı daha az sayıdaki ülkeyle de başlatmak istediklerini sözlerine ekledi.

Alman hükümeti, İspanya’nın yardım talebinden memnun

Rus Gazprom ile Almanya’nın E.ON AG şirketi, uzun vadeli sözleşmelerle Almanya’ya tedarik

edilen Rus doğalgazının fiyatı konusun-daki müzakereleri sonuçlandırdı.Gazprom’dan yapılan açıklamada, ko-nuyla ilgili anlaşmanın Gazprom Yö-netim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Gazprom Export Genel Müdürü Ale-xander Medvedev ile E.ON Ruhrgas AG CEO’su Klaus Schäfer tarafından imza-landığı bildirildi.

Açıklamaya göre, Gazprom Export Ge-nel Müdürü Alexander Medvedev konu-ya ilişkin olarak, ‘’Bu anlaşma doğalgaz piyasasındaki güncel eğilimleri ve ge-lişmeleri göz önünde bulundurarak orta yolda buluştuğumuzu ifade etmektedir’’ dedi. E.ON Ruhrgas AG CEO’su Klaus Scha-fer ise müzakerelerin her iki taraf için de kabul edilebilir bir sonuca bağlanmış olmasından memnuniyet duyduklarını belirterek, ‘’Gazprom ve E.ON bir kez

daha uzun vadeli stratejik ortaklar olarak uygulanabilir çözümlere ortaklaşa vara-bildiklerini göstermiş oldular. Bugünün anlaşmalarını imzalamakla, Gazprom’la olan uzun soluklu ve başarılı ortaklığımı-zı güçlendirmiş bulunuyoruz’’ değerlen-dirmesinde bulundu.Gazprom, E.ON Grubuna 1973’ten bu yana doğalgaz tedarik ediyor. 2036 yılına kadar geçerli mevcut doğalgaz sözleşme-leri ile azami 600 milyar metreküplük bir hacim öngörülüyor.

Gazprom, E.ON ile anlaştı

Page 34: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

EKONOMİ

34

Almanya’da enflasyon oranının Mayıs ayında, 2010 yılından beri ilk kez yeniden yüzde 2’nin

altına düştüğü bildirildi.Wiesbaden kentindeki Federal İstatistik Dairesi tarafından yapılan açıklamada, Nisan ayında yüzde 2,1 olan enflasyon oranının Mayıs ayında yüzde 1,9’a ge-rilediği belirtildi.Bunun başlıca sebebinin benzin ve ya-kıtlardaki fiyat baskısının azalmasından kaynaklandığı ifade edilen açıklamada, son olarak 2010 yılının Aralık ayında bu oranın yüzde 1,7 ile daha düşük ol-duğu kaydedildi.

Almanya’da enflasyon oranıyüzde 2’nin altına düştü

Almanya ve İngiltere mali işlem vergisi konusunda anlaşamadı

Almanya Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Bakanı Dirk Nie-bel, Afganistan’a Mart ayında

yaptığı ziyaret sırasında Kabil’de satın aldığı bir halıyı gümrükte vergilendir-meden ülkesine getirttirdiği için eleş-tiriliyor.Alman basınında yer alan haberlerde, Niebel’in Mart ayında Afganistan’a yaptığı ziyaret sırasında 9 metrekare ve 30 kilogram ağırlığında bir halıyı 1400 Dolara satın aldığı belirtildi.Niebel’in halıyı kendisinin Almanya’ya getirmesi yerine 20 Mayıs’ta Kabil’den Berlin’e dönen Alman Istihbarat Teşkilatı (BND) Başkanı Gerhard Schindler’in bulun-duğu uçakla Almanya’ya getirildiği ifade edilen haberlerde, daha sonra Niebel’in halıyı gümrükten geçirme-den şoförüne aldırttığı kaydedildi.Niebel, Bild gazetesine yaptığı açık-lamada, Afganistan’da yaptığı ziyaret sırasında güvenlik nedeniyle normal yollarla halı almanın mümkün olma-dığını, bir rica üzerine elçilik çalışanın güvenilir bir halı tüccarını kendisine tavsiye ettiğini ifade etti.Resmi programın sonunda tüccarın çeşitli halılarla elçiliğe geldiğini be-

lirten Niebel, bu vesile ile halıyı satın aldığını kaydetti.Niebel ayrıca, halının özel bir hatıra olduğunu hiç bir zaman gizlemediğini belirtti.Halıyı uçakla Almanya’ya getiren BND’den yapılan açıklamada, halı-nın Niebel’e verilen bir resmi hediye olduğunun sanıldığı ve bundan dolayı uçağa alındığı ifade edildi.Bu arada Niebel’in halı için gümrük vergisi ödemek için başvurduğu, böy-lelikle Federal Maliye Bakanlığı’nın Niebel hakkında vergi kaçırmaktan soruşturma açılmasına gerek kalmadı-ğı kaydedildi.Niebel’in 200 avronun üstünde güm-rük vergisi ödemesi gerektiği bildiril-di.Alman hükümet sözcüsü Steffen Se-ibert, Başbakan Angela Merkel’in, Niebel’in halının Almanya’ya getiril-mesinde yaptığı ihmali hızlı bir şekil-de telefi edeceğine inandığını belirtti.Ana muhalefet partisi Sosyal Demok-rat Partisi’nden (SPD) Sascha Raabe, Niebel’in görevini kötüye kullandığı yö-nünde eleştirirken, Sol Parti’den Niema Movassat, bu görevde bulunan Niebel’e bunun yakışmadığını kaydetti.

Almany Bakan Niebel, eleştirilerin hedefinde

Almanya Başbakanı Angela Mer-kel, başkent Berlin’de Ingiltere Başbakanı David Cameron ile

düzenlediği basın toplantısında, mali işlem vergisi konusunda muhalefet partileriyle önemli noktalarda anlaşma sağlandığını, mali birlik konusunda da muhalefetle nihai bir uzlaşmaya varmak istediklerini söyledi.Görüşmelerin hem koalisyon, hem de muhalefet partileri tarafından yapıcı bir şekilde sürdürüldüğünü kaydeden Mer-kel, “Bunun Avrupa için iyi bir katkı ol-duğunu düşünüyorum” dedi.Cameron ise, mali işlem vergisini açık bir şekilde bir kez daha reddederek, böyle bir verginin Ingiltere’deki mali işlerin diğer ülkelere kaymasına yol açabileceğini ifade etti.Bankaların ve mali kuruluşların belirli bir ölçüde vergilendirilmesine ise karşı olmadıklarını belirten Cameron, borsa işlerinde “damga vergisi” uygulayan Ingiltere’nin, bu konuda diğer bazı Av-rupa ülkelerine göre çok daha fazla çaba harcadığını kaydetti.

1905 yılında kurulan ve mer-kezi Brüksel’de bulunan

FIEC, 25 Avrupa Birliği ve 2 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi ile Hırvatistan ve Türkiye’nin de ara-larında bulunduğu 29 ülkeden 33 üye birliği temsil ediyor. 2000 yılından bu yana Türkiye Müteahhitler Birliği’nin

de üyesi olduğu FIEC’in misyonu, Avrupa inşaat sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek koşulların oluşturulma-sını teminen Avrupa Komisyonu nez-dinde gerekli çalışmaları ve sektörün sözcülüğü görevini yürütmek olarak tanımlanıyor.

Avrupa Inşaat Sanayi Federasyonu (FIEC)

Merkez Bankaları piyasa bek-lentileri doğrultusunda hare-kete geçerek büyümeyi teş-

vik etmek ve borçlanma maliyetlerini düşürmek için adım atmaya başladılar. Dün ECB’nin faizleri çeyrek puan in-dirmesi, İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) varlık alım programı tutarını artırması ve uzmanlar tarafından sürp-riz olarak nitelendirilen Çin Merkez Bankası’nın faizleri indirmesi dün piyasaların açık olduğu bir saat içinde gerçekleşti. Piyasaların tepkisine bakıldığın-da ise genel olarak kar satışları-nın ve bu adımların yeterli olma-yacağını düşünen yatırımcıların satışlarının hakim olduğu görülüyor.

Dün Dow Jones endeksi yüzde 0,36 oranında değer kaybederken, bunda ABD’de açıklanacak 2. çeyrek karla-rının dolardaki değerlenme ve emtia fiyatlarındaki düşüş nedeniyle önceki döneme göre gerileyebileceği beklen-tilerin etkili olduğu belirtiliyor. Avrupa borsalarında ise güne yükse-lişle başlayan endekslerin açıklama-ların ardından düşüşe geçtiği ve günü yüzde 0,20 - 0,40 arasında düşüşlerle kapattığı görüldü. Bunda ECB’nin po-litika faiz oranını 25 baz puan indire-rek tarihin en düşük seviyesi olan yüz-de 0,75’e çekmesiyle birlikte mevduat faiz oranını sıfıra indirmesinin etkili olduğu belirtiliyor.

Avrupa, ABD’nin istihdam verilerini bekleyecek

Page 35: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

EKONOMİ

35

Almanya’da enflasyon oranıyüzde 2’nin altına düştü

Almanya ve İngiltere mali işlem vergisi konusunda anlaşamadı

Türk müteahhitler Avrupa’da da söz sahibi

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Avrupa Inşaat Sanayi Fe-derasyonu (FIEC) yönetiminde

daimi üyeliğe sahip oldu.TMB’den yapılan açıklamaya göre, Istanbul’da düzenlenen Avrupa Inşa-at Sanayi Federasyonu (FIEC) Genel Kurulu’nda tüzük değişikliğine gidildi. Daha sonra yapılan seçimlerde 2012-2014 dönemi için TMB Başkan Vekili ve Yapı Merkezi AŞ Yönetim Kurulu Baş-kanı Emre Aykar, FIEC Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildi.Bu yıl 60. kuruluş yıldönümünü kutlayan Türkiye Müteahhitler Birliği, Avrupa in-şaat sektörünün en üst çatı kuruluşu olan

Avrupa Inşaat Sanayi Federasyonu’nun (FIEC) temsilcilerini Istanbul’da ağırla-dı.Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Hırva-tistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Fin-landiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Irlanda, Italya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya, Slovenya, Ispanya, Isveç ve Isviçre’den üst düzey sektörel temsilcileri, FIEC Ge-nel Kurul’u için Istanbul’da buluştu.Genel Kurul Toplantısı’nda yapılan tü-zük değişikliği ile FIEC yönetiminde daha önce sadece Almanya, Fransa ve

Italya’nın sahip olduğu daimi üyeliğe Türkiye de sahip oldu.Yapılan seçimlerde de 2012-2014 döne-mi için FIEC Başkanlığına Alman Fede-rasyonlarını temsilen Thomas Schleicher getirildi. Yönetim kurulu üyeliklerine ise TMB Başkan Vekili ve Yapı Merkezi AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Emre Aykar’ın yanı sıra Frank Dupre (Almanya), Jac-ques Huillard (Fransa), Paolo Astaldi (Italya), Kjetil Tonning (Norveç), Nestor Turro (Ispanya), Johann Willlemen (Bel-çika), Michel Buro (Isviçre), Venelin Terziev (Bulgaristan) ve Duccio Astaldi (EIC) seçildiler.

Alman hükümetinin 9. Göç Raporu hakkında bilgi veren “Die Welt” gazetesi, ülkedeki her üç şirket-

ten birinin yabancılar tarafından kurul-duğunu, 2010 yılında Türkler tarafından kurulan şirketlerin sayısının, 20 yıl ön-cesine kadar yaklaşık üç katına çıktığını yazdı.Almanya’daki yaklaşık 80 bin Türk şir-ketinin 400 bin kişi çalıştırdığı, 36 milyar avro gelir elde ettiği ve bu şirketlerde ça-lışanların yüzde 35 ila 40’ının Alman ol-duğu belirtilen haberde, Türk-Alman Ti-caret ve Sanayi Odası (TD-IHK) Başkanı Rainhardt Freiherr von Leoprechting’in, gelecek yıllarda Türk şirketlerinin bü-yüklüğünün ve sayısının hızlı bir şekilde artacağını söylediği ifade edildi.Göç ve Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer’in, yaklaşık 700 sayfalık 9. Göç Raporu’nun ön sözünde, göçmen kökenli ailelerin, çocuklarını daha yoğun bir şekilde çocuk yuvalarına gönderme-ye başladığını, diploma almadan okuldan ayrılan göçmen kökenli öğrencilerin sa-yısının azaldığını ve iyi eğitimli göçmen kökenlilerin sayısının arttığını belirterek, bunun olumlu bir gelişme olduğunu, an-cak Almanlarla karşılaştırıldığında hala geride kaldığını ifade ettiği bildirildi.Göçmen kökenli ailelerin çocuklarını

ana okullarına gön-dermesinin memnu-niyet verici olduğu kaydedilen raporda, 2008-2011 yılları arasında ana okulla-rına gönderilen göç-men kökenli çocuk-ların oranının yüzde 53, Almanların ora-nının ise yüzde 39 arttığı belirtildi.Raporda, 3 yaşın altındaki her 7 göçmen kökenli çocuktan birinin çocuk yuva-sında eğitim gördüğü, çocuk yuvalarına giden 3 ila 6 yaşındaki göçmen kökenli çocukların sayısının da neredeyse Alman çocukların sayısına ulaştığı kaydedildi.İşsizlik konusunda ise göçmen köken-lilerin durumunun kötüleştiğine işaret edilen raporda, 2011 yılında işsiz göç-men kökenlilerin sayısının Almanlara göre yaklaşık 2,5 kat daha fazla olduğu, bu durumun da göçmen kökenlileri daha fazla ticaret yapmaya teşvik ettiği belir-tildi.Almanya’nın geleceği için göçmenlerin topluma başarılı bir şekilde entegre ol-malarının çok önemli olduğuna dikkati çekilen raporda, Almanya’da 5 yaşın altındaki her 3 çocuktan birinin göçmen

kökenli olduğu, Almanya’nın gelecekte de ekonomik açıdan güçlü bir ülke ola-rak kalabilmesi için göçmen kökenlilerin istihdam piyasasına entegre edilmesinin şart olduğu kaydedildi.Başarılı göçmen kökenli girişimciler ola-rak Crytek adlı bilgisayar oyunları üre-ticisi şirketin sahipleri Yerli kardeşleri örnek gösteren gazete, Avni, Faruk ve Cevat Yerli’nin, iki kültürlü yetişmekten dolayı mutluluk duyduğunu yazdı.Yerli kardeşlerin, Türklerin Almanla-ra göre daha iyi konuşma ve pazarlama yeteneği olduğunu, ayrıca daha dinamik olduğu için risk üstlenmeyi sevdiğini, Almanların ise disiplini ve kalite anlayışı olduğunu söylediği, bu özelliklerinden dolayı her iki ülkenin kültürünün birbi-rini mükemmel bir şekilde tamamladığı görüşünde olduğu belirtildi.

Almanya GöçmenŞirketlere Teslim

Page 36: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

UYUM

36

Almanya Başbakanı Angela Merkel, genel başkanlığı-nı yaptığı Hristiyan De-

mokrat Birlik Partisi ile Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’ne bağlı Orta Ölçekli İşletmeler Birliği’nin ge-leneksel olarak her yıl düzenlediği yaz şenliğinde döner kesti.Merkel, Berlin’de bir döner firma-sının sahibi Hanefi Aydın ile kes-tiği dönerden yedi. Hanefi Aydın ile bir süre sohbet eden Merkel, döner standında çalışanlarla hatıra

fotoğrafı çektirdi.Öte yandan, Merkel’in, Almanya Milli Futbol Takımı’nın Avrupa şampiyonasında finale kalması durumunda Kiev’deki final maçı-na gitmek istediği bildirildi.Ancak Merkel’in bu isteği kamu-oyunda tartışmaları da berabe-rinde getirdi. Angela Merkel’in, Ukrayna’daki insan hakları ihlali iddiaları nedeniyle bu ülke başba-kanıyla aynı karede yer almaması gerektiği savunuldu.

Angela Merkel, döner kesti

26 Haziran 2012 tarihinde Köln Eya-let Ceza mahkemesi talihsiz bir

karar vererek erkek çocuklarının sünnet edilmesini suç olarak değerlendirdi. Dört yaşındaki müslüman bir çocuğu sünnet etmesi neticesinde sünnet etme işlemin-de bulunan doktora Köln savcılığı kamu davası açmıştı. Köln Ceza Mahkemesi sünnet işlemini velilerin izni bulunduğu için suç olarak değerlendirmezken, Köln Eyalet Ceza Mahkemesi velilerin izni bulunsa da bu işlemin suç sayılacağına kanaat getirdi. Mahkeme kararına göre ‘sünnet işlemi telafisi mümkün olmayan bir yara açarak çocuğun kendisiyle ilgili karar yetkisini’ ihlal ediyor.Berlin İslam Federasyonu Başkanı ve Müslüman Avukatlar Birliğinin yönetim üyesi Avukat Fazlı Altın konuyla ilgili bir açıklama yaparak, bu kararın Alman Anayası tarafından temin edilen din öz-

gürlüğü ilkesine aykırı olduğunu ifade etti. ‘Köln mahkemesi malesef çok talih-siz bir kararda bulunmuştur.Almaya’da yaşayan milyonlarca müslü-man ve yahudi vatandaşın din özgürlüğü tehlikeye düşmüş durumda. Her iki din için de vazgeçilmez olan sünnet işlemi-nin suç sayılması toplum barışını zedeli-yecek bir meseledir. Bir ilahiyatçı olarak sünnet olmanın dini bir vecibe olduğunu açıklıkla söyleme durumundayım.’ diyen Fazlı Altın ‘Mahkeme kararları yasa gibi işlev görmez. Bu yüzden karar sadece hakkında karar verilen doktoru bağlar. Doktorlarımız lütfen korkmasınlar, müs-lüman çocukları sünnet etmekten çekin-mesinler. Aleyhinde karar verilen dokto-ru anayasa mahkemesi ve Avrupa İnsan hakları mahkemesine kadar destekleme-ye hazırız.’ diyerek sözlerine devam etti.

‘Sünnet olmanın hem dinimizde hem de kültürümüzde özel bir yeri vardır. Ço-cuklarımızın sünnet merasimleri hayat-larında unutulmaz güzelliklerden bir ta-nesidir. Sünnet merasimlerine gösterilen önem ve bu olayın dini ve kütürel arka planı malesef Köln Eyalet Ceza Mahk-mesi tarafından gözardı edilmiştir. Kaldı ki sünnet olmanın tıbbi açıdan da bir çok faydası bulunmaktadır. Bundan sonra mahkemeleri sünnet meselesinde daha hassas davranmaya davet ediyoruz. Ya-sama hakkını elinde bulunduran Alman Millet Meclisine de din özgürlüğünü te-min altına alan yasalar ihdas etmesinin anayasal bır sorumluluk olduğunu hatır-latıyoruz.’ diyerek sözlerini tamamlayan Fazlı Altın toplum barışının öneminin altını çizerek ‘Hukuki karalar toplum ba-rışına katkıda bulnmalı’ dedi.

Almanya’da sünnet olmak yasaklandı mı?

Berlin İslam Federasyonu Başkanı Avukat Fazlı Altın, Köln Eyalet Mahkemesi’nin sünneti ‘’yarala-

ma suçu’’ kapsamına alan kararıyla ül-kedeki doktorlara “gözdağı verildiği”ni söyledi.Altın, Almanya’da sünneti yasaklayan

herhangi bir kanunun olma-dığını, sadece Köln Eyalet Mahkemesi’nin, sünneti yara-lama suçu kapsamana alan bir kararın bulunduğunu hatırlata-rak, ‘’Başka bir eyaletin mah-kemesi konuyu farklı değer-lendirebilir ve farklı bir karar verebilir. Sünneti yasaklayan herhangi bir yasa yok’’ dedi.Köln Eyalet Mahkemesi’nin kararında doktora ceza ve-rilmediğine işaret eden Al-tın, doktorun, sünnet etme-

yi yasal olduğunu sandığı için ceza verilmediğini, ancak bundan sonra sünnet edecek doktora ceza verile-bileceğinin ifade edildiğini kaydetti. Doktora ceza verilmediği için de kararın ‘’can sıkıcı bir karar olduğu’’, böylelikle

doktorun temyize gitme imkanının kal-madığını, savcının da temyize gitme der-dinin olmadığını belirten Altın, tek dava-da böyle bir karar alınarak, Almanya’da yaşayan Müslüman ve Yahudilerin din özgürlüklerinin fiilen kısıtlandığını ifade etti.‘’Bu kararla Almanya’da tüm doktorla-ra gözdağı verildi’’ diyen Altın, Alman-ya’daki Müslüman ve Yahudilerin son derece mağdur olduklarını belirtti.Bu kararın sadece doktoru bağladığı-nı, ancak hukuken önemli olanın başka mahkemelerin bu kararı emsal olarak değerlendirebileceğini ifade eden Altın, şu an konunun açık olduğunu, bu kararın Yargıtay kararı olması durumunda diğer mahkemeler için de bağlayıcı bir yönü olabileceğini kaydetti.

Fazlı Altın: “Almanya’daki doktorlara gözdağı verildi”

Page 37: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

EKOLOJİ

37

Merkezi Almanya’da bulunan EWE Grubu’nun Yönetim Kurulu Üyesi, Kayserigaz ve

Bursagaz’ın Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Willem Schoeber, Türkiye’nin ve şe-hirlerin yakaladığı dinamik büyüme orta-mının devam ettirilebilmesi için düzenle-yici kurumların da mevzuat bağlamında hem şehre hem de ülkeye katma değer yaratacak yatırımları ciddi anlamda des-teklemesi gerektiğini söyledi.Türkiye’deki şirketlerinin yönetim kuru-lu toplantısı dolayısıyla Kayseri’ye gelen Dr. Willem Schoeber, bazı soruları yanıt-ladı.Schoeber, doğal gaza yapılan son zam-mın, bağlı şirketleri Kayserigaz ve Bursagaz’ı herhangi bir şekilde etkile-mediğini, müşterilerden tahsil ettikleri gaz faturalarını tedarikçiye ödediklerini, bu nedenle gelirlerinde bir yükselme ol-madığını anlattı.Yaptıkları yatırımlar üzerinden tarife yo-luyla gelir elde ettiklerine dikkati çeken Schoeber, ‘’Dolayısıyla müşterilerimizin maruz kaldığı bu fiyat artışı, bizim tama-men dışımızda ve bizim onlara isteme-den yapmak zorunda kaldığımız olgudan ibarettir’’ dediçSchoeber, Kayseri ve Bursa’daki ya-tırımlarının devam ettiğini belirterek, ulusal düzeyde yapacakları yatırımlar konusunda ise iletişim ve tasarlama ça-lışmalarının sürdüğünü dile getirdi.Gelecek dönemde Türkiye’ye yapmayı planladıkları yatırımlar konusunda ge-lişmelar olacağını vurgulayan Schoeber, şöyle devam etti:

‘’Kayseri oldukça hızlı büyüyen di-namik bir şehir. Bir süre önce Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanına gerçek-leştirdiğimiz ziyarette, özellikle turizm alanında ciddi bir açılım olduğundan bahsetti. Özellikle Erciyes Master Planı bağlamında ciddi bir yapılanma, büyük bir inşaat akımının olduğunu anlattı. Biz bundan son derece memnunuz. Bizim gayemiz Kayseri’nin içerisinde bulun-duğu bu dinamik büyüme ve gelişme ortamına ayak uydurabilmek. Şebeke-mizi Kayseri’nin büyüdüğü yerlere rahat ve etkin bir şekilde götürmek istiyoruz. Ancak, EPDK’nın yaptığı düzenleme-lerde bize daha çok esneklik tanımasını bekliyoruz. Yapacağımız yatırımlarda bize çok ciddi kısıtlamalar koymasının, bizim şehrin dinamik değişiminin geri-sinde kalmamıza neden olabileceği endi-şesi taşıyoruz. Bu bağlamda EPDK’nın Kayserigaz’ın Kayseri şehri ile olan işbirliğini desteklemesi ve Kayseri’nin gelişen dinamiklerini göz önünde bu-lundurarak Kayserigaz’a gerekli desteği vermesi ve ihtiyaç duyduğumuz esnekli-ği sağlaması gerekmektedir.’’Schoeber, bunun bir ayrıcalık olduğunu hiçbir şekilde düşünmediğini vurgula-yarak, ‘’Bu bir ayrıcalıktan ziyade hem Kayseri’nin menfaatleri açısından hem de daha da önemlisi ülke menfaatleri açısından oldukça büyük bir önem arz etmektedir. Şöyle ki, Türkiye’nin ve şe-hirlerin yakaladığı dinamik büyüme orta-mının devam ettirilebilmesi için düzenle-yici kurumların da mevzuat bağlamında hem şehre hem de ülkeye katma değer yaratacak yatırımları ciddi anlamda des-teklemesi gerekmektedir. Dolayısıyla bu

kesinlikle bir ayrıcalık olmamakla be-raber ülkenin menfaati ve geleceği için gerekmektedir’’ diye konuştu.Schoeber, EPDK’nin yatırımlarını des-teklemesi halinde, Kayseri’nin büyü-mesine ayak uydurmaktan ve doğal gaz şebekesini Erciyes, Develi gibi bölgelere götürmekten ve insanlara hizmet sun-maktan dolayı oldukça memnun olacak-larını anlattı.

-Avrupa’daki kriz-Avrupa’nın yaşadığı finansal kriz ne-deniyle EWE Grubu’na bugüne kadar direkt bir etki olmadığını ifade eden Schoeber, bankaların yükselen faiz oran-larından dolayı bazı yansımalar olsa da ciddi ve özel bir yansımanın olmadığını bildirdi.Schoeber, düşük faiz imkanlarıyla yatı-rım yapmak isteyen birçok yatırımcı ol-duğuna dikkati çekerek, ‘’EWE Grubu, düşük risk algısı sayesinde bankalardan oldukça düşük faizlerle kredi alabilmek-te. Yatırımlarını çok daha rahat gerçek-leştirebilmekte’’ dedi.Türkiye’nin gelişen dinamik yapısıyla ol-dukça önemli bir ülke olduğunu vurgula-yan Schoeber, ‘’Biz bu pazarda olmaktan oldukça mutluyuz. EWE Grubu olarak Türkiye’yi çok ciddi anlamda önemsiyo-ruz. Ayrıca, müşterilerimizin bir Alman şirketi olarak bize gösterdikleri sempa-tiden ve ilgiden de oldukça memnunuz. Bu şehrin, bu ülkenin bir parçası olmak-tan dolayı oldukça memnunuz.Türkiye büyüdükçe ve geliştikçe biz de Türkiye ile beraber burada büyümeyi ve gelişme-yi hedefliyoruz’’ diye konuştu.

Alman EWE Enerji` den SchoeberTürkiye büyüdükçe ve geliştikçe biz de Türkiye ile beraber burada büyümeyi ve gelişmeyi hedefliyoruz

Page 38: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

FELSEFE Felsefece...

38

Biri Homeros destanında geçen Afrodit ki başkalarının aşk iliş-kilerine sürekli burnunu sokan

bir Afrodit`tir bu. Durup dururken gü-zel Helen`in kocasından kaçıp Troyalı Paris`e sevgili olmasını sağlar ve on yıl sürecek Troya savaşlarının başla-masına neden olur. Bu yüzden de ba-bası Zeus`tan epey azar işitir. Klasik Yunan Felsefesinde bu aşk tanrıçası pek rağbet görmez, hatta Platon ünlü „Şölen“ eserinde Pausanios`un ağzın-dan bu tanrıça için „ayak takımı“nın tanrıçası diye sözettirir.Bir felsefe klasiği olan „Şölen“de („Symposion“) Agathon’un davetine katılan düşünür ve felsefecileri ilgi-lendiren Afrodit ise Homeros`tan yüz yıl sonra yaşamış olan Hesiodos`un destanındaki gök tanrısı Uranos`un denize saçılan spermlerinden oluşan ve köpükler içinde Kıbrıs adasına çı-kan Afrodittir. Göklerin kızı bu Afrodit ağırbaşlı ve kutsal bir tanrıçadır.Ama bu ünlü Platon metninde asıl konu Afrodit değil Erostur. Yeryüzün-de hiçbir şey yokken, tam bir kaos ve kuraklık varken ana tanrıça toprak ile gök tanrısı Uranos arasında çöpçatan-lık yapan Tanrı Eros her ikisinin bir-leşmesini sağlamış ve yeryüzüne can-lılığı getirmistir; Uranos yağmurlarıyla toprak anayı dölleyerek tüm canlıların oluşmasını sağlamış... Metinde asıl be-lirleyici olan yaratıcılığın ve yaşamın sürdürücü gücün Eros olmasıdır. İşte „Şölen“ toplantısı bu Eros`u tartışmak için biraraya gelenlerden oluşur. Dö-nemin önemli kişilerinden oluşan bu buluşmada Sokrates te vardır.Sokrates sanki her zamanki şaşırtı-cılığıyla erosu yaşlı bir bilge kadın-dan; Diatoma`dan öğrendiğini anlatır. Platon`un burada Sokrates`e söylettik-leri tarihte bugüne dek „platonik aşk“ olarak bildiğimiz konunun özünü oluş-turur. Her ne kadar bu öz tamamen de-ğişmiş olsa da! Ne söyler koca Sokra-tes ? Daha doğrusu Diatoma Sokrates`e neler anlatır ?„Bu dünyanın güzelliklerinden başla-

yacaksın, hiç durmadan basamak ba-samak yüce güzelliğe yükseleceksin, bir güzel bedenden ikisine, ikisinden bütün güzel bedenlere, sonra güzel bedenlerden güzel işlere…“ (Şölen, cev; A. Erhat – S. Eyuboğlu, s:80). So-nunda varılan tek bilgi aşaması olan eros „salt güzellik“tir. Bu güzellik, „kendini bir yüzle, elle ayakla, bede-ne bağlı hiç bir şeyle göstermeyecek, ne bir söz olacak, ne bir bilgi..“(a.g.y. s:80). Görüldügü gibi varılan nok-tadaki eros sadece zihinde ya da akılda olan; hiç bir somut güzellikle bağı olmayan güzellik idesidir. Yaş-lı kadın Diatoma devamla; „İnsanın salt güzellikle karşı karşıya geldiği an yok mu, sevgili Sokrates, işte yal-nız o an için insan hayatı yaşamaya değer“(a.g.y.s:80).Her türlü cinsellikten arınmış olan bu güzellik anlayışı daha sonra Batı dünyasına „platonik aşk“ olarak ge-çer. Geçer ama belli bir anlam de-ğişikliğiyle, anlam kaymasıyla geçer. Çünkü, bugün biz „platonik aşk“tan söz ettiğimizde hiç te, Platon`un yu-karıdaki ünlü metninde Diatoma`nın ağzından vurguladığı „..bir güzel be-denden ikisine..“ anlamındaki uzun bir cinsellik deneyimini aklımıza ge-tirmeyiz. Üstelik yukarıdaki metin bu deneyimi herkesin yaşaması gerekti-ğini söylüyor .! Kısaca, bizim bugün-kü „platonik aşk“ımız pek Platon`un kastettiği eros anlayışına uymuyor.Bu anlam kaymasına neden, Platon`dan çok sonra gelen Hıristi-yanlıktı. Hıristiyan dini ilk çağ fel-sefesinden kendi kutsallık anlayışına uyan bir çok şeyi alırken yukarıda sözü geçen „salt güzellik“ , „mutlak güzellik“ ya da „güzellik idesi“ an-layışını alarak kutsallaştırdı, Tanrı’ya olan sevgiye yöneltti. Tabiki bu ak-tarımda artık „güzel bedenlerin“ ayık-lanması ve unutturulması gerekiyor-du. Hıristiyanlık Platon`un erosuna giden yaşam dolu deneyim yolunu yok saydı. Böylece insanlık yüzyıl-larca „platonik aşk“ın cinsellikle hiç-bir bağı olmadığını „öğrendi“.

Hıristiyan teolojisinin temellerini atan Aziz Augustinus da ( 4.yüzyil) Hıristiyan olmadan önce kendisi-ni günahkar olarak değerlendirdiği „deneyim“ dolu dünyasını anlatırken sanki bir zorunluluktan bahseder; an-cak günahkar olması sayesinde “doğ-ru yolu” bulmuştur. İlahi aşka giden yolda günahkarlık ona yardımcı ol-muştur. Böyle bir “itiraf” daha son-raki Hıristiyan düşünürlerinde pek görülmez. Aziz Augustinus Platon`un mutlak güzelliğe giden yolda tecrübe-lerin önemini henüz inkar etmemiş-ti. Ayrıca onun Tanrı’ya giden yolda erosun önemini vurgulaması da başka bir Platon etkisini gösterir gibi. Daha sonra Ortaçağ boyunca cinsel-likten arınmış aşk anlayışı hakim ola-caktır. Ta ki Rönesans ile birlikte insan vücudu tekrar konu oluncaya dek.Platon`un Hıristiyanlıkta kutsallaşan „ilahi güzellik“ anlayışı İslam dünya-sında da tasavvuf düşüncesinde ken-disini gösterecektir. İlahi aşka ulaşmada sevgiliye bir yan-sıtıcı olarak ihtiyaç duyulur, burada da cinsellikten arınmışlık kendisini gösterir; sevgiliye kavuşmak, beraber olmak ilahi aşka giden yolu tıkayaca-ğından, ayrılık zorunludur. Sevgili sa-dece ayna işlevi, Tanrı’nın güzelliğini yansıtan bir ayna işlevini yerine ge-tirmelidir. Fazlasını değil.Günümüz modern toplumunda birey için „platonik aşk“ın ilahi aşkla hiç-bir ilgisi olmadığı aşikar. Ama onun „platonik aşk“ının ne olduğu ise başlı başına ayrı bir konu.

Platon`un platonik aşkıKlasik Yunan Mitolojisi bize iki aşk tanrıçası sunuyor.

Ufuk Yaltraklı

Page 39: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

KÜLTÜR

39

Felsefece...

Kreuzberg Müze-sindeki serginin açılışına, Müze

Müdürü Martin Düs-pohl ve Bergama Müze-si (Pergamonmuseum) bünyesinde kurulan İs-lam Sanatı Müzesinin Müdürü Stefan Weber’in yanı sıra Konya Mü-zeleri Müdürü Yusuf Benli, Akşehir Müze Müdürü Ömer Faruk Türkan, Afyonkarahisar Müze Müdürü Mevlüt Üyümez, Konya Müzeler Müdür Yardımcısı Naci Ba-kırcı, Berlin Elçi Müsteşarı Hakan Karaçay, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bazı yetkilileri, ayrıca çok sayıda Türk ve Alman vatandaşı katıldı.

Selamlama konuşmalarının ardından, Kreuzberg Müze-sinin “Cam Merdiveni”nin çevresinde, Mevlana Mü-zesine ait resimlerin ve bazı heykellerin yer aldığı sergi-nin açılışı yapıldı.Akşehir Müze Müdürü Türkan, yaptığı açıklama-da, bölgedeki müzelerin ve Mevlana’nın tanıtılma-sı amacıyla daha önce de

Türkiye’de açılan benzer bir serginin bu kez de bazı Alman müzelerin işbirliğiyle Berlin’de açılmasından büyük mutluluk duyduklarını söyledi.Kreuzberg Müzesindeki “Anadolu’da Krallık” sergisi 19 Ağustos’a kadar açık kalacak.

Berlin’de “Anadolu’da Krallık” sergisi

İtalya’da her yıl geleneksel olarak Yabancı Gazeteciler Birliği tara-fından verilen Altın Küre (Globo

d’Oro) sinema ödülleri, bu yılki sa-hiplerini bulurken, İtalya’da yaşayan Türk yönetmen Ferzan Özpetek’in 9. filmi Şahane Misafir de 5 ödül aldı. Roma’daki Alman Akademisi’nin bahçe-sinde düzenlenen ödül törenine sinema dünyasının önde gelen isimleri ve birlik üyesi 200’ü aşkın gazeteci katıldı.Gecede, bu ödülü farklı kategorilerde

daha önce pek çok kez kazanan Ferzan Özpetek, Şahane Misafir (Magnifica Pre-senza) filmiyle ‘’En İyi Yönetmen’’ ödü-lünü aldı.Bu ödülün yanı sıra Şahane Misafir’in başrol oyuncusu Elio Germano da ‘’En İyi Erkek Oyuncu’’ ödülüne layık görüldü. Ödül töreninde, Şahane Misafir, Paola Minaccioni ile ‘’En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’’, Beppe Fiorello ile de ‘’En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’’ ödüllerini ka-zandı.

Filmin oyuncularından Anna Proclemer’a da gecede özel ödül verildi. Proclemer, ödülünü alırken yaptığı ko-nuşmada, Özpetek’in oyuncularını seven ve onlarla çok iyi anlaşan büyüleyici bir yönetmen olduğunu belirterek, övgüler-de bulundu.Gecede, ‘’En İyi Film Ödülü’’ Giuliano Montaldo’nun L’Industriale filmine veri-lirken, ‘’En İyi Kadın Oyuncu’’ ödülünü ise ‘’Isole’’ filmindeki rolüyle Asia Ar-gento aldı.

Özpetek’e 5 ödül

Moda haftasında ortak sunum gerçekleştiren genç moda tasa-rımcıların defilesi, beğeni top-

ladı. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Tanıtma Fon’u ve Kültür ve Turizm Ba-kanlığı tarafından desteklenen “İstanbul Next” sunumu ile düzenlenen defileyi çok sayıda modasever izledi.Genç moda tasarımcı Zeynep Erdoğan, defileden sonra yaptığı açıklamada, New York’taki Mercedes Fashion Week’in çocukluğundan beri hayali olduğunu, Berlin’i bu hayali gerçekleştirmek için ilk adım olarak gördüğünü belirterek, “Berlin, sanat, kültür ve moda açısından

yükselen bir şehir. O yüzden çok önemli bir etkinlikte olduğumun farkındayım. Bana çok güzel geri dönüşleri de olaca-ğını biliyorum” dedi.Burçe Bekrek de burada olmanın çok iyi bir tecrübe olduğunu anlatarak, “Benim ilk yurtdışı Fashion Weekim. Dünyanın en önemli moda haftalarından olduğu için çok önemli. Çok memnunum. Fu-arda güzel tepkiler aldık. Çok ilgi vardı” diye konuştu.Günseli Türkay da ilk uluslararası defile-sini gerçekleştirdiği Berlin’in kendisine uğur getireceğine inandığını kaydetti.Defilede manken olarak podyuma çıkan

“Öyle Bir Geçer Zamanki” adlı dizinin oyuncularından Wilma Elles de daha önce İSTANBUL FASHION WEEK’te podyumda yürüdüğünü, şimdi de bunu Berlin’de yaptığını belirterek, “Benim için farklı bir duygu. Kardeşim de izledi.Çok güzel bir şey. Hem de İstanbul ve Berlin birleşmiş oldu. Benim için süper bir şey” dedi.

İstanbullu Türk moda tasarımcıları Burçe Bekrek, Günseli Türkay ve Zeynep Erdoğan, Berlin’de düzenlen Mercedes-Benz Fashion Week Berlin Moda Haftası’nda “İstanbul Next” sunu-muyla tasarımlarını tanıttı

Türk modacılar Berlin’de

Page 40: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SAĞLIK

40

Almanya’nın salgın hastalıklar konusunda uzman kuru-luşu olan Berlin’deki Robert Koch Enstitüsü tarafından yapılan açıklamada, cinsel temas sırasında bulaşabilen

hastalığa yakalananların sayısının 1 yıl içinde yaklaşık beşte bir oranda arttığı belirtildi.Açıklamada, hastalığın sadece yaygın şekilde büyük kentler-de yaşayan eşcinsellerde değil, normal erkek ve kadınlarda da görüldüğü kaydedildi. Frengiye yakalanan erkeklerin oranının 1 yıl öncesine göre yüzde 23, kadınların oranının da yüzde 13 oranında arttığı ifade edildi.Almanya’daki 16 eyaletten 11’inde frengi hastalarının sayısının

arttığı, bu eyaletlerin ba-şında, aynı zamanda birer kent olan Berlin, Ham-burg ve Bremen’in geldi-ği, en fazla frengi hasta-sının görüldüğü kentlerin başında da Köln, Frankfurt ve Münih’in bulunduğu belirtildi.Bir süreden beri düşüşte olan frengi hastalarının sayısının, yeni-den 1986 yılındaki düzeye ulaştığı ifade edilen açıklamada, bu gidişatın aynı şekilde sürüp sürmeyeceğinin henüz belli olmadı-ğı, ancak bu yıl da sayıların yüksek olduğu kaydedildi.

Almanya’da frengi büyük ölçüde arttı

Almanya’da artık bütün vatan-daşlara organlarını bağışlamak isteyip istemedikleri hayatları

boyunca birkaç kez sorulacak. Federal Meclis’in yeni organ bağışı düzenle-mesini onaylamasının ardından Federal Eyalet Temsilcileri Meclisi de yasaya geçit verdi.

Transp lan tasyon Yasası’nda yapılan yeni düzenlemeye göre vatandaşlar organ bağışı hak-kında sadece bağlı oldukları hastalık kasası tarafından değil, kimlik ya da pasaport çıkartma-dan önce ilgili resmi daire tarafından da bilgilendirilecek.

Vatandaşlara kimlik ya da pasaportlarıyla birlikte organ bağış kartı ve bilgilendirici evraklar da beraberinde teslim edilecek. Böylelikle vatandaşlardan çeşitli resmi süreçler sırasında organ bağışına ilişkin nihai kararlarını kayıtlara geçirmeleri is-tenecek.

İSTEMEYEN CEVAP VERMEYE-BİLECEK

Yeni düzenleme vatandaşlara belli or-ganlarını bağış kapsamı dışında tutma imkanı verdiği gibi organ bağışını ta-mamen reddetme ya da bu soruya cevap vermeyerek çekimser kalma hakkını da tanıyor. Organ bağışı hakkındaki yeni düzenleme ile halkın bağışta bulunmaya karşı duyarlılığının arttırılması hedefle-niyor. Almanya’da halen 12 binden fazla hasta hayatta kalabilmek için bağışçı çık-masını bekliyor. Federal Sağlık Bilgilen-dirme Dairesi’nin verilerine göre halkın 16 yaşın üzerindeki kesiminin yüzde 75’i organlarını bağışlamayı düşünmesine rağmen, bunların sadece dörtte biri ba-ğışçı olarak kayıtlarda yer alıyor.

Almanya’da organ bağışı meselesi her fırsatta sorulacak

Almanya’da 2011 yılında doğan bebek sayısının önceki yıla göre yüzde

2,2 azaldığı bildirildi.Federal İstatistik Dairesi’nden yapı-lan açıklamada, Almanya’da 2011 yılında canlı doğan be-beklerin sayısının 663 bin olduğu, bu sayının 2010 yı-lına göre yüzde 2,2 (15 bin) oranında azaldığı belirtildi. Açıklamada, 2011 yılında 852 bin kişinin öldüğü, bu sayının

2010 yılında 859 bin olduğu ifade edildi.Almanya’da 1972 yılından beri her yıl, ölenlerin sayısının yeni doğanlardan daha yüksek ol-duğuna işaret edilen açıklama-da, evlenenlerin sayısında da azalma kaydedildiği bildirildi.Açıklamada, 2011 yılında ya-pılan evliliklerin, 2010 yılına göre yüzde 1,1 oranında azala-rak 378 bine gerilediği kayde-dildi.

Almanya’da bebek azaldı

Page 41: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SAĞLIK

41

Nedir? Tıbbi açıdan Ramazanı incelediğimizde, fiziksel değişikliklerin yanısıra psikolojik etkisinin de çok fazla oldu-ğunu fark ederiz. Ramazan’da tüm gün aç susuz kalmak değil-dir amaç. Vücudun yanısıra düşüncelerimizin ve hislerimizin arınması, dinlenmesi, temizlenmesi hedeftir. Dünyevi ve güncel işlerden uzaklaşarak iç dünyayı yenilemek için sadece Müslü-manlar değil, diğer dinlerde de oruç tutmak ve benzeri ibadet türleri vardır.

Neden? Tüm sene iş güç ile uğraşı, zaman kısıtlığı, sağ-lıksız, dengesiz hayat tarzını düzenlemek için insanları zoraki bir düzene sokmak için, son derece tesirli bir yöntemdir. Aşı-rı kilolara karşı pek faydalı olmayabilir. Dini açıdan, fakir, aç insanlara karşı anlayış göstermek, yardıma muhtaç olanları anımsamak, onları düşünmek ve desteklemekle hadeflenen bir kuraldır.

Nasıl? Vücudu oruç esnasında nasıl destekleyebiliriz? Sahurda ve iftarda bol sıvı almaya dikkat edilmelidir. Hele hele bu dönemlerde, ramazanın yaz aylarına denk geldiğinde bu bol sıvının yanısıra serinletici, elektrolit oranı bol olan yiyecek ve içeceklere ağırlık konulmalıdır. (Mesela ayran!). Fazla yağlı ve beyaz undan yapılmış (makarna, börek, pide, beyaz ekmek vs.) besinlerden uzak durulması önemle vurgulanır.

Kim? İslam’ın şartlarına göre kimlerin oruç tutması gerek-tiginin bildiği sanılır. Ama özellikle hamile hanımlar, şeker hastaları, yüksek tansiyon hastaları, böbrek hastaları, sara has-taları, düzenli ilaç kullanmak zorunda olanlar, v. b. tibbi açıdan oruç tutmaları sakıncalıdır. Hatta fiziksel ağır çalışanlar, büyük mesuliyet taşıyanlar da oruç konusunda bir doktora ya da bir hocaya danışarak bu görevden mazur tutulabilirler.

Was? Unersucht man Ramadan aus medizinischer Sicht, stellen sich während des Fastens neben den körperlichen Veränderungen auch psychologische Veränderungen ein. Der Zweck von Ramadan ist nicht, den ganzen Tag zu hungern und zu dursten. Das Ziel ist neben der körperlichen Abstinenz die Gedanken und Gefühle zu bereinigen, von weltlichen und alltäglichen Verrichtungen Abstand zu gewinnen und die inne-re Welt zu erneuern. Das Bewußtsein zu sich selbst zu richten durch entsagung der weltlichen Genüsse gibt es nicht nur im Islam sondern in vielen religiösen Kreisen weltweit.

Warum? Das ganze Jahr Berufstätigkeit, Zeitnot, unge-sunde Ernährung und unausgeglichene Lebensweise wieder zur Ordnung zu bringen, ist diese religiöse Regel ein sehr wirkung-svoller Weg. Kann sein, dass durch Ramadan nicht unbedingt an Gewicht abgenommen wird. Aus religiöser Sicht dient Ra-madan dazu, Arme, Hungernde zu verstehen, Hilfsbedürftigen zu helfen und zu unterstützen.

Wie? Wie können wir unseren Körper während der Fasten-zeit unterstützen? Sowohl bei dem Morgenmahl (Sahur) als auch bei dem Abendmahl (Iftar) sollte insbesondere in dieser Jahreszeit viel getrunken werden. Außerdem sollte auf ausreic-hende Elektrolytzufuhr geachtet werden (Ayran ist ein idealer Durstlöscher). Zu fette Speisen und Produkte aus weißem Mehl (Nudeln, Börek, Pide, weißbrot etc.) sollten gemieden werden.

Wer? Jeder denkt, dass er weiß, wer fasten darf. Aber ins-besondere schwangere Frauen, Diabetes Erkrankte, Hoch-druck Patienten, Nieren Erkrankte, Epileptiker, Patienten, die regelmäßig Medikamente einnehmen müssen u. Ä. Sollten aus medizinischen Gründen nicht fasten. Sogar körperlich schwer Arbeitende und Berufe mit hoher Verantwortung können nach Rücksprache mit dem behandelnden Arzt und / oder mit dem Hoca dieser Pflicht entbunden werden.

RamazanRamadan

Federal Doktorlar Odası (Bundesaerztekammer) tarafından yapılan açık-

lamada, geçen yıl 2287 has-taya yanlış tedavi uygulan-dığının ve 99’unun hayatını kaybettiğinin tespit edildiği belirtildi.Odaya 2011 yılında 11.107 şikayetin iletildiği, bunun da 2010 yılına göre yüzde 0,8

oranında artış olduğu ifade edilen açıklamada, yanlış tedavi gören ve bunun sonu-cunda hayatını kaybedenlerin sayısının çok daha fazla oldu-ğunun tahmin edildiği kayde-dildi.“Sağlık Girişimi” adlı derne-ğin başkanı Wolfram Arnim ise her yıl yaklaşık 40 bin kişiye yanlış tedavi uygulan-

dığını ve 17 bin kişinin bu ha-talı tedaviler sonucunda ha-yatını kaybettiğini savundu.Mecklenburg-Vorpommern eyaleti Doktorlar Odası Baş-kanı Andreas Crusius, ko-nuya ilişkin olarak “B.Z” gazetesine yaptığı açıklama-da, yanlış tedavilerin, dok-torların işlerinin çok yoğun olmasından kaynaklandığını

belirterek, bu nedenle itinalı şekilde tedavi yapılamadığını söyledi.Doktorların tedavi sırasında çok dikkatli olması gerektiği-ni ifade eden Crusius, ancak tüm şartların uygun olması durumunda bile her zaman kusursuz tedavi yapılabilece-ğinin düşünülmemesi gerek-tiğini kaydetti.

Doktor hataları artıyor

N. Serpil Öcal

Page 42: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

BİLİM VE TEKNİK

42

İsviçre’deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nden (CERN) yapılan açıklama-da, Higss bosonu olması muhtemel yeni bir ato-

maltı parçacığının bulunduğu bildirildi.Bilim ekiplerinden birinin başı olan Joe Incandela, Büyük Hadron Çarpıştırıcısından elde edilen veri-lerin, yeni bir atomaltı parçacığının bulunduğuna ilişkin keşfi, şüpheye yer bırakmayacak ölçüde kesin hale getirecek düzeyde olduğunu söyledi.CERN’deki ATLAS deneyinin sözcüsü Fabiola Gia-notti, “Elimizdeki veride, 126 GeV kütle bölgesinde yeni bir parçacığın belirgin izlerini 5 sigma seviye-sinde gözlemliyoruz” ifadesini kullanarak, sözlerini şöyle sürdürdü:“Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (BHÇ) ve ATLAS’ın mükemmel verimi ve çok sayıda kişinin olağanüs-tü çabası bizi bu heyecan verici duruma getirdi. Bu sonuçları son haline getirmek için biraz daha zaman gerekiyor. Daha fazla veri ve daha fazla çalışma da bu yeni parçacığın özelliklerini bulmak için gerekli olacaktır.”CERN Araştırma Müdürü Sergio Bertolucci de “Bu sonuçlar karşısında heyecanlanmadan durmak çok güç. Bende, ihtiyatlı bir yaklaşımla, şimdi dallara ayrılan bir noktaya geldiğimiz izlenimi uyandı: Yeni parçacığı inceledikçe, gelecekte elde edilen verileri daha iyi kavrayabileceğimiz bir gelecek görüyorum” diye konuştu.

Torunlarıma ben ordaydım diyeceğimATLAS deneyinin araştırmacılarından Califorina Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Dr. Gökhan Ünel, bugün atomaltı parçacığı konusunda iki kardeş ve rakip deneyde beklentilerin üzerinde sinyal görüldü-ğünü belirtti. Ünel, “Gerçekten bir şey gördüğümüze inanıyoruz. Unutulmaz günler yaşıyoruz. Torunları-mıza işte ben oradaydım diyeceğim çok heyecanlı anlar yaşadım” dedi.

 Yeni bir atomaltı parçacığı bulundu

V akfın resmi sitesi ile çeşitli kay-naklardan derlenen bilgilere göre, halihazırda Firefox internet tara-

yıcıyı gibi çeşitli yazılım uygulamaları geliştiren Vakıf, aynı isimle akıllı cep telefonları için bir işletim sistemi geliş-tirmeye karar vermiş ve çalışmalara baş-lamıştı.

Söz konusu işletim sistemi yüklü ilk ci-hazın, ticari olarak 2013 yılının başla-rında Telefonica’nın yerel ortaklığı Vivo tarafından Brezilya’da tüketicilere su-nulması bekleniyor.Yeni işletim sistemi, hem geliştiricilerin kod yükünü hafifletmek hem de tele-fonun yeteneklerini artırmak amacıyla

‘’HTML5’’ teknolojisini destekleyecek.Standart yazılımın yeni versiyonu olan HTML5, zengin medya desteğinin yanı sıra kullanıcıların yerel verilerini ya da sunucularını kullanarak etkileşimli in-ternet uygulamaları geliştirmeye imkan tanıyor.

Akıllı cep telefonlarına Firefox

BlackBerry telefonlarının üreticisi Research İn Motion (RİM), 5 bin çalışanını daha işten çıkardı. RİM’den yapılan açıklamada, BlackBerry 10’un piyasaya çıkarıl-

masının da gecikeceği kaydedildi.Dünya genelinde toplam 16 bin 500 çalışanı bulunan RİM, his-se değerlerinde yılın ilk çeyreğindeki düşüşün, tahmin edilen-den daha fazla olduğunu açıkladı. Şirket açıklamasında, yeni BB10 sisteminin, önümüzdeki yılın ilk üç ayı içerisinde piya-saya verilmesinin planlandığı belirtildi.

BlackBerry 5 bin kişiyi işten çıkardı

Rabat’ta alkışlarla karşılanan uçağın İsviçreli pilotu And-re Borschberg, uçuşun çok iyi geçtiğini ifade etti.Uçağın İsviçre’ye inme tarihi kesinlik kazanmadı.

“Solar Impulse”, ilk kıtalararası uçuşunu yapmak üzere İsviçre’nin Payerne kentinden 24 Mayıs’ta havalanmış, 5 Haziran’da Rabat’a gelmiş ve 22 Haziran’da Ouarzazate’ye ulaşmıştı.Uçak, bir damla yakıt kullanmadan İsviçre’den Fas’a kadar 2 bin 500 kilometreden uzun yolu katetti.

Güneş enerjisiyle çalışan uçak 

Page 43: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5
Page 44: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SPOR

44

Alman Futbol Federasyonu (DFB) Kontrol Komisyonu, geçen sezon maçlarda çıkan olaylardan dolayı

toplam 9 kulübe ceza verdi.DFB tarafından yapılan açıklamada, For-tuna Düsseldorf, Karlsruher SC, Hertha Berlin, FC Köln, Eintracht Frankfurt ve Dinamo Dresden’e geçen sezon yapılan karşılaşmalarda seyircilerin çıkardığı olaylar nedeniyle seyircisiz oynama ve para cezası, Borussia Dortmund, Bayern Münih ve Jan Regensburg takımlarına da para cezası verildiği belirtildi.Açıklamada en ağır cezayı Almanya Birinci Futbol Ligi’ne yükselen Fortu-na Düsseldorf’un aldığı ifade edilerek, kontrol komisyonunun, bu takım için ikinci ligde oynadığı 3 maçta ve Hertha Berlin ile yaptığı baraj maçlarında çıkan

olaylar nedeniyle ilk maçı seyircisiz oy-nama ve 100 bin avro para cezası veril-mesini talep ettiği kaydedildi.Kontrol komitesinin Karlsruher SC için de bir maç seyircisiz oynama ve 15 bin avro para cezası verilmesini istediği be-lirtilen açıklamaya göre, Hertha Berlin, FC Köln, Eintracht Frankfurt ve Dinamo Dresden’e de birer maç kısmen seyircisiz oynama ve 50 bin avroya kadar değişen para cezası verilmesi talep edildi.Bundesliga şampiyonu olan Borussia Dortmund’a, geçen sezon 5 maçta seyir-cilerin yaktığı meşalelerden dolayı 75 bin avro para cezası verilmesinin istenildiği belirtilen açıklamada ayrıca, bu olayların tekrarlanması durumunda takımlara bir maçı seyircisiz oynama veya saha kapat-ma cezası verileceği ifade edildi.

Bayern Münih’e de 3 lig maçında ve Almanya Kupası finalinde seyircilerin yaktığı meşaleler ve patlattığı maytaplar sebebiyle 40 bin avro para cezası veril-mesinin istenildiği, Jan Regensburg ta-kımına da toplam 3 lig karşılamasında çıkan olaylar nedeniyle 10 bin avro para cezası verilmesinin talep edildiği kayde-dildi.Açıklamada, 9 takıma da gelecek hafta başına kadar kontrol komitesinin verdiği kararları onaylaması için süre tanındığı, kulüplerin kendileri hakkında verilen ka-rarları kabul etmesi durumunda cezaların yürürlüğe gireceği, aksi takdirde bu ka-rarların DFB Spor Mahkemesi’ne sevk edileceği bildirildi.

Futbol Federasyonu`ndan ceza yağdı For tuna D üsseldor f takımına bir maç se yirc is iz oynama cezası ver i ldi

Berlin Alevi Toplumu’nun geleneksel olarak dü-zenlediği Dostluk Fut-

bol Turnuvası’nın üçüncüsü bugün 12 takımın katılımıyla Al-Dersimspor’un sahasında ger-çekleştirildi. Akdağ Dayanışma Derneği, Al-Dersimspor (U 40), Berlin Cemevi, Çorum Derneği, Diyarbakır Şarabispor, Gaziantep Çepnileri, Can Dostlar, Mirseyid e.V., Omcalı Derneği, Pazarcıklı Canlar, Şebge Spor ve Sivaslı Canlar dostluk futbol karşılaşma-larına katıldılar.Turnuvanında başında başlayan şiddetli sağanak yağmura inat futbolcularımız turnuvayı büyük bir başarıyla sonladırdılar.

Büyük bir şölen ve dostluk havasında geçen turnuvada dostluklar pekiştirildi.Oynanan futbol, atılan çalımlar, verilen şık paslar bilhassa izlemeye değerdi, atı-lan onca enfes gol de işin cabası…Cumartesi günü yapılan 3. Dostluk Fut-bol Turnuvası’nda 12 takım arasında mücadele eden Berlin Cemevi futbol takımı oynadığı müsabakaların tama-mından galibetle ayrılmayı bilerek 2. Dostluk Turnuvası’nda elde ettiği birin-ciliği kimseye vermeyerek tekrar birin-

cilik kupasını alırken, Şebge Spor futbol takımı ikinci, Omcalı Derneği futbol takımı üçüncü ve Sivaslı Canlar futbol takımı dördüncü olarak kupalarını aldılar. Ayrıca turnuvada centilmen-lik kupası Akdağ Dayanışma Derneği futbol takımına verildi.

Şampiyon Berlin Cemevi

Milli atlet İlham Tanui Özbilen, Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda 1500 metre finalinde 6’ncılıkta kaldı. Helsinki Olimpiyat Stadyumu’nda sona erecek şam-

piyonada en son milli atlet İlham Tanui Özbilen yarıştı. Dör-düncü kulvarda başladığı yarışta, kendine 5. sırada yer bulan Özbilen, mücadelenin bitmesine 2 tur kala 9’unculuğa kadar ge-riledi. Son tura 6’ncı sırada giren dünya salon ikincisi milli at-let, son 100 metrede yaptığı atakla bir anda ikinciliğe yükseldi. Ancak arkadan gelen atletlerin deparıyla yeniden geriye düşen Özbilen, yarışı 3:46.85’lik zamanıyla 6’ncı sırada bitirebildi. Altın madalyanın sahibi, 3:46.20’lik derecesiyle Norveçli Hen-rik Ingebrighten olurken, gümüş madalya, 3:46.33’lük dere-ce elde eden Fransız Florian Carvalho’ya gitti. İspanyol David Bustos da 3:46.45’lik zamanıyla bronz madalyanın sahibi oldu. Türkiye, şampiyonada 4’ü altın olmak üzere, toplam 7 madalya kazandı.

Avrupa Atletizm Şampiyonası Türkiye’ye 4’ü altın 7 madalya

Page 45: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

SPOR

45

Avrupa Futbol Şampiyonası’nda İspanya, İtalya’yı 4-0 yenerek üst üste ikinci kez Avrupa şampiyonu oldu.Kiev’deki Olimpiyat Stadyumu’nda oynanan final ma-

çında baştan sona üstün bir oyun ortaya koyan son Dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya, 2008’den sonra 2012’de de mutlu sona ulaşarak Avrupa şampiyonu oldu.İspanya 2008 Avrupa Şampiyonluğu, 2010 Dünya Kupası ve 2012 Avrupa Şampiyonluğunu kazanarak üst üste 3 büyük tur-nuvada şampiyon olan ilk takım unvanını elde ederek tarihe geçti.

-İkinci yarı-46. dakikada Abate’nin sağ kanattan yaptığı ortaya iyi yükselen Di Natale’nin kafa vuruşunda top az farkla üsten auta çıktı.47. dakikada İspanya, Fabregas’la üçüncü gole çok yaklaştı. Seri çalımlarla ceza sahası içine giren Fabregas’ın şutunda Buf-fon topu güçlükle çıkardı.51. dakikada İtalya bir kez daha büyük bir gol fırsatından yarar-lanamadı. İspanyol defansının ofsayt diye durakladığı bir anda Di Natale kaleci Casillas’la karşı karşıya kaldı. Ancak İtalyan oyuncunun vuruşunda Casillas topu çeldi.61. dakikada oyuna henüz 4 dakika önce giren Thiago Motta sakatlanarak oyunu terk etti. Ancak İtalya üç oyuncu değiştirme hakkını da kullandığı için bu dakikadan itibaren oyunu 10 kişi sürdürdü. 84. dakikada Xavi’nin ara pasında kaleci Buffon’la karşı karşıya kalan Fernando Torres takımını üç farklı üstünlüğe taşıdı.

3-088. dakikada İspanya, oyuna bir dakika önce giren Juan Mata ile farkı dörde çıkardı. Fernando Torres kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu daha uygun durumdaki Mata’ya çıkar-dı. İspanyol futbolcunun düzgün vuruşunda top filelerle buluştu:4-0İspanya, karşılaşmayı 4-0 kazandı ve üst üste 2. kez Avrupa Şampiyonasında mutlu sona ulaştı.

Avrupa Futbol Şampiyonası İspanya: 4 - İtalya: 0

Türkiye Cumhuriyetinin Almanya Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslı-oğlu altı kişilik Türkiyemspor de-

legasyonunu kabul etti. Siyasetçilerden ve sivil toplum kuruluşları yöneticilerin-den oluşan delegasyon Türkiye Büyü-kelçisine Türkiyemspor ´un durumu dile

getirdi ve “SENsiz eksiğiz, SENle Tür-kiyemspor” isimli kurtarma kampan-yası çerçevesinde gerçekleştiren akti-vitelerden bahsetti.Türkiye Büyükel-çisiyle çay içen T ü r k i y e m s p o r Denetim kuru-lu üyeleri Robert Schaddach, Kurt Wansner, Özcan Mutlu, Jörg Stei-nert, yönetim ku-rulu başkanı Murat Doğanve Türki-yemspor Daya-nışma ve Kalkın-ma Derneğinin Temsilcisi Gio-vanna Krüger El-çiyle Berlin’de

futbolun tarihi hakkında sohbet ettiler. Ayrıca Alman-Türk Dostluğu da günün konusu oldu.Türkiyemspor ‘un yöneticilerinin yanı sıra iflas sürecine giren kulübe mah-keme tarafından atanan kayyum de-

legasyonu da eşlik etti. Hüseyin Avni Karslıoğlu´na Türkiyemspor ‘un maddi durumu hakkında bilgi verildi, ayrıca iflastan kulübün nasıl çıkabileceği de anlatıldı. Bunun ardından Murat Do-ğan “SENsiz eksiğiz, SENle Türkiyems-por” kurtarma kampanyasını dile getirdi ve “600x100” isimli aktiviteden bahsetti. Bu aktivitenin amacı iflasın yükünü bir kişiye yükleyerek değil de, toplumdan 600 kişinin 100 Euro vererek kulübün yaşamasını birlikte sağlaması gerektiği anlatıldı. Hüseyin Avni Karslıoğlu ’da Türkiyemspor´ a destek vermek isteğini tekrar dile getirdi.Fikir alışverişinde ortaya çıkanlar şöyle özetlenebilir, Türkiyemspor ‘un kulübü-nün yaşaması için hem Türk hem de Al-man toplumuna ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur ve kulübün kurtarılması için toplumun takıma sahip çıkması gerekli-liğini belli etmiştir. Hüseyin Avni Kars-lıoğlu Türkiyemspor’u daha yakın takip etmek için sahada takımları ziyaret et-mek istediğini dile getirdi. Belki o ziya-rette top koşturan birBüyükelçi görmek-te mümkün olur, ziyaret sırasında Sayın Karslıoğlu’na on numaralı mavi beyaz Türkiyemspor forması hediye edildi.

T.C. Büyükelçisi Türkiyemspor´u kabul etti

Page 46: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5
Page 47: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5
Page 48: berlintürk Temmuz / Juli 2012 #5

Top Related