cilt 1, sayı 1, mayıs 2013

64
ISSN 2147 - 8945 Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013 Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ ERGOTERAPİ BÖLÜMÜ HACETTEPE UNIVERSITY FACULTY OF HEALTH SCIENCES OCCUPTIONAL THERAPY Volume 1, Number 1, May 2013

Upload: lekhuong

Post on 11-Feb-2017

244 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

ISSN 2147 - 8945 Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapive

RehabilitasyonDergisi

Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİSAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

ERGOTERAPİ BÖLÜMÜ

HACETTEPE UNIVERSITYFAcuLTy OF HEALTH ScIEncES OccuPTIOnAL THERAPy

Volume 1, Number 1, May 2013

Page 2: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

yAyInIn ADI Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi

yIL 2013 cİLT (1) SAyI (1)

yAyIn SAHİBİnİn ADI Hacettepe Üniversitesi Sağlık BilimleriFakültesi Ergoterapi Bölümü adına

Halit Tanju BESLER

SORuMLu yAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ Esra AKI

yAyIn İDARE MERKEZİ Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

Ergoterapi Bölümü Samanpazarı

06100 / ANKARA

yAyIn İDARE MERKEZİ TEL. +90 (312) 305 2560 FAKS +90 (312)309 3625

yAyIn DİLİ Türkçe ve İngilizce

yAyIn TÜRÜ Yaygın süreli yayın

yAyInLAnMA BİÇİMİ Yılda 3 kez

BASIMcInIn ADI Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri Basımevi

Sıhhiye 06100 / ANKARA

BASIMcInIn TEL. 0 (312) 310 9790

BASIM TARİHİ / yERİ 04 Ekim 2013 / ANKARA

ISSn 2147 - 8945

Page 3: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Editörler

Prof. Dr. Hülya KAyIHAn

Prof. Dr. Esra AKI

Editör yardımcıları

Prof. Dr. Mine uyAnIK

Prof. Dr. Gonca BuMİn

Doç. Dr. Gamze EKİcİ

Doç. Dr. Çiğdem ÖKSÜZ

Doç. Dr. Burcu Semin AKEL

Dr. Fzt. Songül ATASAVun uySAL

İngilizce Editörü

Okutman Çiğdem KAyIHAn ASLAn

Teknik Sorumlu

Dr. Fzt. Meral HuRİ

yayın Sekreteri

Dr. Fzt. Onur ALTunTAŞ

İletişim

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü

06100 Sıhhiye – AnKARA

[email protected]

www.ergoterapidergisi.hacettepe.edu.tr

www.ergoterapirehabilitasyondergisi.org

Page 4: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Danışma Kurulu

Prof. Dr. Sibel AKSU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Müfit AKYÜZ Ankara Üniversitesi

Prof. Dr. Candan ALGUN Medipol Üniversitesi

Prof. Dr. Hülya ARIKAN Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Servet ARIOĞUL Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Kadriye ARMUTLU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Pınar AYDIN Hacettepe Üniversitesi

Prof. Susan BAPTISTE, Kanada

Prof. Dr. Esra BURCU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. İsmail ÇELİK Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Tülin DÜGER Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Sharon BRINTNELL Alberta Üniversitesi, Kanada

Prof. Dr. Uğur CAVLAK Pamukkale Üniversitesi

Prof. Dr. Mahmut Nedim DORAL Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Tuncay ERGENE Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Nevin ERGUN Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Kıvılcım GÜCÜYENER Gazi Üniversitesi

Prof. Dr. Çağatay GÜLER Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Meltem HALİL Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Serap İNAL Yeditepe Üniversitesi

Prof. Dr. Ayşe KARADUMAN Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Kasım KARATAŞ Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Gürsel LEBLEBİCİOĞLU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Fatma ÖZ Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Arzu RAZAK ÖZDİNÇLER İstanbul Üniversitesi

Prof. Dr. Berna ÖZSUNGUR Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Bilsen SİRMEN Bilgi Üniversitesi

Prof. Dr. Gül ŞENER Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Meral TOPÇU Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. E. Handan TÜZÜN Kırıkkale Üniversitesi

Prof. Dr. Berna ULUĞ Hacettepe Üniversitesi

Prof. Dr. Öznur YILMAZ Hacettepe Üniversitesi

Doç. Dr. Songül AKSOY Hacettepe Üniversitesi

Doç. Dr. Aynur B. AYHAN Ankara Üniversitesi

Doç. Dr. Patricia BOWYER Texas Woman’s Üniversitesi, ABD

Doç. Dr. Mustafa CANKURTARAN Hacettepe Üniversitesi

Doç. Dr. Elif GÖKÇEARSLAN ÇİFÇİ

Doç. Dr. Arzu DAŞKAPAN Kırıkkale Üniversitesi

Doç. Dr. Ali KİTİŞ Pamukkale Üniversitesi

Doç. Dr. Ebru Ç. KÜLTÜR Hacettepe Üniversitesi

Doç. Dr. Umut TUĞAY Muğla Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Hanneke Van BRUGGEN Dalhousie Üniversitesi, Hollanda

Yrd. Doç. Dr. İbrahim KEKLİK Hacettepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. A. Zeynep ORAL Hacettepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Fatma SAĞLAM Hacettepe Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ela TARAKÇI İstanbul Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Eda TONGA Başkent Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Ebru TURAN Osmangazi Üniversitesi

Yrd. Doç. Dr. Tüzün FIRAT Hacettepe Üniversitesi

Dr. Fzt. Bülent ELBASAN Gazi Üniversitesi

Dr. Fzt. Murat DALKILIÇ Turgut Özal Üniversitesi

Dr. Fzt. Muhammed KILINÇ Hacettepe Üniversitesi

Dr. Ayşe TURAN Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Dr. Fzt. Numan DEMİR Hacettepe Üniversitesi

OTR Dr. Susanne SMITH ROLEY, ABD

OTR Lyle DUQUE, Filipinler

OTR Mackleen Clois IVY, ABD

Page 5: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

İçindekiler

Editörlerden � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � VI

Başlarken � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � VIIIHülya KAyIHAn

Erişkin Nöromusküler Hastalıklarda Üst Ekstremite Fonksiyonlarını Değerlendiren Yöntemlerin Karşılaştırılması � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � 1The Comparison of Upper Extremity Functions Evaluation Methods in Adult Neuromuscular Disorders

Muhammed KILInÇ, Sibel AKSu yILDIRIM, Hülya KAyIHAn

Effects of Physiotherapy and Occupational Therapy in A Case with Winchester Syndrome � � � � � � 9Winchester Sendromlu Bir Olguda Fizyoterapi ve Ergoterapinin Etkileri

Songül ATASAVun uySAL, İpek ALEMDAROĞLu, Öznur yILMAZ, Hülya KAyIHAn, Ayşe KARADuMAn

Amatör Sporcu Çocuklarda Benign Eklem Hipermobilitesi, Ağrı ve Yaşam Kalitesinin İncelenmesi � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � 17Investigation of Benign Joint Hypermobility, Pain and Quality of Life in Amateur Children Athletes

Anıl ÖZÜDOĞRu, Gamze EKİcİ

Investigation of Working Capacity of Physiotherapists � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � 25Fizyoterapistlerin Çalişma Kapasitesinin Belirlenmesi

Çiğdem ÖKSÜZ , Hülya KAyIHAn

Senil Kataraktı Olan Geriatriklerde Fakoemülsifikasyon Cerrahisinin Aktivite Performansı ve Katılımı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � � 33Effects of Pachoemulsification Surgery on Activity Performance and Participation in Geriatrics with Cenile Cataract

Meral HuRİ, Esra AKI, Gonca BuMİn , Fatih KAREL

Page 6: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 7: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Editörlerden

Değerli Okurlar,

Ergoterapi ve rehabilitasyon alanında bilimsel, kanıta dayalı ve orijinal çalışmaların paylaşımını amaçlayan dergimizin akademik bir iletişim olanağı sağlayacağını ve alanda çalışan profesyonellerin değerlendirme ve müdahaleye bakışını zenginleştirmeye katkı vereceğini düşünmekteyiz.

Büyük bir heyecanla hazırladığımız ilk sayımızda üçü Türkçe, ikisi İngilizce olmak üzere dört araştırma makalesi ve bir olgu raporu yer almaktadır. Makaleler nöromusküler hastalıklarda üst ekstremite fonksi-yonları, sporcu çocuklarda yaşam kalitesi, fizyoterapistlerde çalışma kapasitesi ve senil kataraktı olan ge-riatriklerde aktivite performansı ve katılım konularını inceleyen araştırmalar olup, olgu raporu Winchester Sendromunda fizyoterapi ve ergoterapinin etkinliği ile ilgilidir.

Gelecek sayılarda görüşmek dileğiyle.

Saygılarımızla,

Prof. Dr. Hülya KAYIHAN

Prof. Dr. Esra AKI

Page 8: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 9: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Başlarken...

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, ergote-

rapi bilimi ve ilgili diğer disiplinler için sağlık

ve rehabilitasyon alanında çeşitlilik, değişim ya-

ratma ve interdisipliner adımlar atma ve ka-

nıt temelli çalışmaları geliştirmek amacı ile yayın

hayatına başlıyor ve Hacettepe Üniversitesi ülke-

mizde bir ilki daha gerçekleştiriyor.

Eğitim, uygulama ve politikalara ışık tutan

araştırmalara yer vererek uluslararası indekslere

girmek amacı ile yayın hayatına başlayan dergi-

mizin vizyonu ergoterapinin küresel anlamda bi-

limsel gelişimine katkıda bulunmaktır. Bu vizyona

ulaşmak için amacı ile dergide kanıt değeri yük-

sek araştırmalara, sistematik derlemelere, meta-

analizlere, kalitatif, psikometrik araştırma ve poli-

tika analizlerine yer verilecektir.

Toplumsal katılım zorluğu bulunan kişi ve

grupları, yaş, cinsiyet, kültürel özellikleri ve

yaşam tercihlerine göre roller ve anlamlı aktivi-

telerle buluşturarak yeni yaşam becerileri öğ-

retmek, iyilik ve sağlığı geliştirmek ergoterapi-

nin en önemli amaçları arasındadır. Ergoterapi

bilimi; günlük yaşam, üretim ve serbest zaman

aktiviteleri ve çeşitli rollerin yerine getirilebilmesi

ile insan fonksiyonlarının gelişimi, yaşamın anla-

mı, yaşam kalitesi, toplumsal katılım arasındaki

ilişkinin bilimsel olarak incelenmesi ve ilişkilendi-

rilmesi ile ilgilidir. Aktivite ve rollerde yeterliliği

artıran ergoterapi yaklaşımları gün geçtikçe kişi

merkezli ve holistik bir bakışla gelişmekte, sağlık

ve iyi olmanın artırılmasında önem kazanmak-

tadır. Kişinin aktivite ve rolleri yerine getirme

performansı kişi, çevre ve aktiviteye ait çeşitli

faktörlerin incelenmesi ve birbirleri ile ilişkilen-

dirilmesi ile incelenir ve gelişimi için ergoterapi

yaklaşımları oluşturulur.

Ölçme, değerlendirme ve tedavi yaklaşım-

larının etkinliği için kanıt temelli çalışmalara

ihtiyaç büyüktür. Hizmet alanlarla ilgili bilgiye

dayalı araştırmalar, deneyimler ve uzman uzlaş-

maları kanıta dayalı ergoterapi ve rehabilitasyon

biliminin gelişimine katkı sağlayacaktır. Sağlık ve

iyi olmaya anlamlı aktiviteler, roller, yeni yaşam

becerileri perspektifinden bakan ergoterapi bili-

minin teori ve uygulamaları ile ilgili bilimsel ka-

nıtlar bularak yaşamın anlamı ve kalitesine vurgu

yapabilmek, interdisipliner bir rehabilitasyon ba-

kışının gelişimine katkı sağlamak derginin önemli

amaçlarından birisi olacaktır.

Ergoterapi mesleğinin ülkemizde; 1961 yı-

lında Prof. Dr. İhsan Doğramacı ile Hacettepe

Üniversitesi’nde Fizyoterapi ve Rehabilitasyon

Okulu’nda temeli atılmış, 1980’li yıllardan itibaren

araştırma, uygulama ünitesi olarak gelişimini sür-

dürmüş, 1996 yılında Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde

İş ve Uğraşı Yüksek Lisans ve Doktora Program-

ları başlamıştır. Bu programlar 2009 yılında

aynı enstitüde kurulan Ergoterapi Anabilim Dalı

altına çekilmiş ve yine aynı yıl Sağlık Bilimleri Fa-

kültesi altında Ergoterapi Lisans programı kurul-

muştur. Lisans programının başlama yılı dikkate

alındığında oldukça yeni olan alanın geçmişinin

Hacettepe Üniversitesinin kuruluşundan bile es-

kiye dayanması ve sağlam bir akademik temelin

verdiği güçle dev adımlarla gelişimini kaçınılmaz

kılmaktadır. Fizyoterapi yanında rehabilitasyo-

nun diğer konularına da yer vererek sağlığa çok

yönlü bir bakışla yaklaşmamızı sağlayan o günkü

adı ile Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu

kuruluşundan itibaren farklı disiplinlerin perspek-

tifinden kişilere çok yönlü bakma yeteneğinin ge-

lişmesine yol açmıştır. Prof. Dr. İhsan Doğramacı

“biz yalnızca fizyoterapist değil aynı zamanda re-

habilitasyon terapistleri yetiştirmeyi hedefledik”

diyerek o günden bu günü kucaklayan vizyonunu

ifade etmiştir. Yine aynı okulun uzun yıllar müdür-

lüğünü yapan Prof. Dr. Rıdvan Özker bu konunun

önemine inanmış, ergoterapi (ilk yıllarda iş ve

Page 10: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

meşguliyet tedavisi daha sonra iş ve uğraşı teda-

visi günümüzde ergoterapi olarak tanımlanmıştır)

alanında uzmanlaşmama büyük destek vermiştir.

Prof. Özker, rehabilitasyonun çeşitli alanların ko-

ordineli çalışması ile gerçekleşen sanat ve bilim

olduğuna inanarak, özellikle rehabilitasyon çalış-

malarında fizyoterapi ve ergoterapinin yan yana

uygulanmasına önem vermiştir. Bu gün gelişmiş

ülkelerin hepsinde, sağlık hizmetlerinin kalitesini

artırmak için sağlık ve rehabilitasyon disiplinleri-

nin mezuniyet sonrasında interdisipliner araştır-

malar yapmalarına imkan veren nörobilim, insan

fonksiyonları ve rehabilitasyon bilimleri program-

larının gelişimi hızlanmıştır. Ülkemizde de sağlık

profesyonellerinin kendilerine özgü yaklaşımları

ve bakış açılarını birbirini tamamlayacak şekilde

birleştirerek toplumun sağlığı ve refahını arttır-

maya yönelik kanıt temelli ortak çalışmalar yap-

maları gerekmektedir.

Ergoterapinin geçmişten günümüze uzanan

gelişiminin yeni bir ürünü olarak yayın hayatına

başlayan dergimiz Türkiye’de ilk ve tek ergote-

rapist yetiştiren program Hacettepe Üniversite-

si’ndedir. Alanın dünyadaki gelişimi ve ülkemiz-

de de fark edilen ihtiyacına paralel olarak yakın

bir gelecekte yeni bölümlerin açılması gerçek-

leşecektir. Ergoterapistlik mesleğinin topluma

sunduğu hizmetlerinin gelişimi içinde, hizmetin

kalitesini sorgulamak ve etkinliğin bilimsel ka-

nıtlarına ulaşmak giderek önem kazanmaktadır.

Uluslararası literatüre baktığımızda, aktivite-

sağlık, aktivite-kültür, aktivite-çevre, kişi-mer-

kezli ve kanıt temelli çalışmaya dikkat çekilmekte

ancak bu kavramlarla ilgili araştırma sonuçlarının

yetersiz olduğu vurgulanmaktadır. Uygulamalara

rehberlik etmek, ergoterapi yaklaşımlarının etki-

sini artırmak için bilimsel araştırmaların sayısının

artırılmasına gereksinim vardır. Bilimsel dergiler,

bilginin ve araştırma sonuçlarının paylaşılmasına

sağladıkları katkının yanı sıra gelecek kuşaklara

mesleğin hafızasını taşımak açısından da önemli

roller üstlenirler. Bu nedenle Ergoterapi ve Reha-

bilitasyon Dergisi’nin de önemli bir misyonun ilk

adımını oluşturmak açısından üstlendiği rol an-

lam kazanmaktadır.

Teorinin pratikle bütünleşmesi, eğitim

standartlarının yükseltilmesi, yeterliliklerde ulusla-

rarası değişiklikler, insan fonksiyonlarının geliştiril-

mesi; özellikle el, az gören ve sürücü rehabilitasyo-

nu, duyu bütünlüğü tedavisi, okullarda danışmanlık,

afetler, kanser rehabilitasyonu, ruh sağlığı, geriatri,

rehabilitasyon bilimi, nörogelişimsel ve bilişsel te-

davi, hippotherapi, motor öğrenme, sanal gerçeklik,

robotik teknoloji, toplumsal katılım, toplum temelli

rehabilitasyon, derginin başlıca yer vereceği konu-

lar arasında olacaktır. Değişen dünya içinde sağlık

ve iyi olma ile ilgili parametreleri ergoterapiye, in-

terdisipliner ve transdisipliner çalışmaya özgü ba-

kış açısı içinde ele almak , değişimi, birlikte çalışma

kültürünü ve çok sesliliği ve en önemlisi “yapmak,

içinde olmak ve başarmak “ olgusunun ülkemizde

gelişimine katkı verme sözü ile yayın hayatımıza

başlıyoruz.

Geçmişin biriktirdikleri, bu günün düşündür-

dükleri ve geleceğin umutları ile hepinize merha-

ba …

Prof. Dr. Hülya Kayıhan

2013, Ankara

Page 11: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Erişkin Nöromusküler Hastalıklarda Üst Ekstremite Fonksiyonlarını Değerlendiren Yöntemlerin Karşılaştırılması

The Comparison of Upper Extremity Functions Evaluation Methods in Adult Neuromuscular Disorders

Araştırma Makalesi

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 1–8

Muhammed KILInÇ1, Sibel AKSu yILDIRIM2, Hülya KAyIHAn3

1 Dr. Fzt., Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, [email protected]

(Sorumlu yazar)

2 Prof.Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, [email protected]

3 Prof.Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, [email protected]

A B S T R Ac T

Purpose: The study that was aimed to compare 4 different upper extremity functional capacity evaluation met-hods in neuromuscular patients. Material and Methods: Sixty subjects with muscle weakness due to muscular dystrophy, inflammatory myopathy and other myopathies were included in the study. The patients were evalu-ated with dynamometric muscle strength, grip strength, functional assessment (FA), Minnesota hand dexterity (MHDT) test, functional independence measurement (FIM), disability of arm shoulder and hand questionnaire (DASH), at the beginning of the study and 15 days afterwards. Results: The mean age of the patients included to the study was 32.25±12.36 year. According to the evaluations results it was thought that FE, MHDT, FIM and DASH could be used as a valid and reliable method in neuromuscular diseases (p<0.05). conclusion: In conclu-sion the results of our study showed that complete and detailed evaluation in neuromuscular patients provide to determine the progress of the illness to select the proper treatment program to show effectiveness of the treatment method to predict the possible complication risk.

Keywords: Neuromuscular diseases; Upper extremity functional assessment; Minnesota hand dexterity test; Functional independence measurement; Disability of arm shoulder and hand questionnaire

ÖZ E T

Amaç: Nöromusküler hastalıklarda (NMH), üst ekstremite fonksiyonel kapasitesini değerlendirmek amacıyla kullanılan 4 yöntemi karşılaştırmak, avantaj ve dezavantajlarını saptayarak en uygun değerlendirme yöntemle-rini ortaya çıkarmaktır. Gereç ve yöntem: Çalışmaya sadece kas tutulumu bulunan musküler distrofiler grubu, inflamatuar miyopatiler grubu ve diğer miyopatiler grubundan, toplam 60 hasta alınmıştır. Olgulara başlan-gıçta ve 15 gün sonra dinamometrik kas testi, kavrama kuvveti, fonksiyonel değerlendirme (FD), Minnesota el beceri testi (Minnesota EBT), Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği (FBÖ), Kol, omuz ve el sorunları anketi (DASH) değerlendirmeleri uygulanmıştır. Sonuçlar: Çalışmaya katılan olguların yaş ortalamaları 32.25±12.36 yıl idi. Çalışmamızın sonuçları FD, Minnesota EBT, FBÖ ve DASH’ın NMH’larda hastaların fonksiyonel kapasitelerini de-ğerlendirmek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir yöntemler olduğu bulunmuştur (p<0.05). Tartışma: Çalışmamızın sonuçları, nöromusküler hastaların tam ve kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini sağlayarak, hastalığın seyrinin belirlenmesinde, uygun tedavi programının seçilmesinde, tedavi yönteminin etkinliğinin be-lirlenmesinde ve olası komplikasyon risklerinin önceden bilinmesine olanak sağlayacak değerlendirme yöntem-lerini klinisyenlerin kullanımına sunmuştur.

Anahtar Kelimeler: Nöromusküler hastalıklar; Üst ekstremite fonksiyonel değerlendirmesi; Minnesota el beceri testi; Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği; Kol, Omuz ve El sorunları anketi

Dergiye geliş tarihi: 14.02.2013 Kabul tarihi: 21.03.2013

Page 12: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

2

Nöromusküler hastalıkların çoğunda var

olan ilerleyici kas zayıflığı üst ekstremite

fonksiyonlarını doğrudan etkiler. Hastalar özellikle

üst ekstremite proksimalindeki kas zayıflığının

derecesine bağlı olarak kendine bakım, giyinme, hij-

yen, üst ekstremite desteği gereken transferler ve

ambulasyon aktivitelerinde yetersizliğe sahipken dis-

tal kas gruplarının güçsüzlüğü ellerini ağızlarına gö-

türme, bilateral çatal-bıçak kullanma ve tırnak kesme

gibi ince el becerilerinde hastaların zorluk çekmeleri-

ne neden olmaktadır (Saperstein, Anthony ve Barohn,

2001; Hiller ve Christine, 1992). Hastalığın doğasında

var olan ilerleme süreci sonunda hem proksimal hem

de distal kaslarda kuvvet kaybı görülebilir ve yukarı-

da sayılan fonksiyonel yetersizliklere ek olarak, teker-

lekli sandalye aktiviteleri, yazı yazma, banyo yapma,

makyaj yapma, tıraş olma, yemek yeme, tuvalet ihti-

yacının giderilmesi ve yatak içi hareketlilik gibi birçok

aktiviteyi yerine getirmede yetersizlikler meydana

gelebilir (Hiller ve ark, 1992; Jensen, Abresch ve Car-

ter, 2005). Fonksiyonel yetersizlik düzeyi tutulan kas

gruplarının lokalizasyonu ve kuvvet kaybının doğur-

duğu ikincil sonuçlar gibi nedenlerle değişik nöromus-

küler hastalık tiplerinde, hatta hastadan hastaya bile

farklılıklar gösterebilmektedir (Zupan,1996).

Nöromusküler hastalıklarda değerlendirmenin amacı hastalığın prognozunu izlemek, uygun teda-vi yaklaşımlarını belirlemek, uygulanan tedavi yak-laşımlarının etkinliğini ortaya koyabilmek ve olası komplikasyon risklerini tahmin edebilmektir (Aksu, 1998). Geleneksel değerlendirme yöntemleri solu-num fonksiyonlarının değerlendirilmesi, kas testi, normal eklem hareketi, fleksibilitenin değerlendiril-mesi, süreli performans testleri, postür ve yürüyüş analizini içermektedir (Fowler, Abresch, Aitkens ve Kimler,1995; McDonald, Abresch, Carter ve ark, 2005). Klinikte prognoz takibinde en çok tercih edilen yöntem kas kuvvetinin değerlendirilmesi olmakla birlikte son yıllarda yapılan çalışmalarda hastalarda kompansatuar cevaplar nedeniyle kas kuvveti ile fonksiyonel kapasite arasındaki ilişki-nin değişik derecelerde etkilendiği, aynı düzeyde kas zayıflığına sahip hastaların bile farklı fonksi-yonel kapasiteye sahip olabileceği belirtilmektedir (Zupan, 1996; Cook ve Glass, 1987).

Hastaların ifade ettiği fonksiyonel kısıtlılıklar-la hastalığa eşlik eden klinik bulgular her zaman iyi bir korelasyon göstermeyebilir. Örneğin eklem hareketindeki bir limitasyon belirli bir aktivitenin

yapılmasını engeller gibi görünse de evde veya işte o aktiviteyi yapmanın birçok değişik yolu ola-bilir (Pransky, Feuerstein, Himmelstein, Katz ve ark, 1997). Son yıllarda nöromusküler hastalıklar-da tedavi programlarının etkinliğini gösteren ça-lışmalarda en güvenilir ve doğru bilgiyi veren yön-temin fonksiyonel ölçümler olduğu ifade edilmek-tedir (Stübgen ve Stipp, 1997). Literatür göz-den geçirildiğinde nöromusküler hastalıklarda kullanılan fonksiyonel değerlendirmelerin daha çok alt ekstremite ve genel ambulasyon aktivi-telerine odaklandığı görülmektedir. Oysa erişkin nöromusküler hastalıklarda günlük yaşam aktivi-tesindeki bağımsızlığın, mesleki becerilerin, aile ve toplum içindeki rollerin devam ettirilmesinde üst ekstremitedeki fonksiyonel kapasitenin rolü büyüktür (Zupan, 1996).

Nöromüsküler hastalıklarda üst ekstremite fonksiyonlarının kapsamlı ve tam olarak değerlendirilmesi, hastalara hayattaki öncelikleri, hedefleri ve beklentileri çerçevesinde ve bireysel farklılıklara odaklaşan en uygun tedavi programı-nın planlanması ve ardışık değerlendirmelerle de klinisyenlerin tedavi programının etkinliği ve hastalığın ilerleyişi hakkında en doğru bilgiyi sağlayacaktır. Nöromusküler hastalıklarda fonk-siyonel durumu değerlendirmek amacıyla süreli performans testleri, günlük yaşam aktiviteleri testleri, hastalığa özel fonksiyonel derecelendirme ölçekleri ve fonksiyonel durum anketleri sıklıkla kullanılmaktadır (Torres, Moxley ve Griggs, 1983). Fonksiyonel durumun ve aktivite seviyesinin tam olarak belirlenmesi, hastanın üst ekstremite en-duransının, günlük yaşam aktivitelerindeki bağım-sızlık düzeyinin, ve fonksiyonel kapasitesinin tüm yönleri ile değerlendirilmesi ile mümkün olacaktır.

Çalışmamızın amacı erişkin nöromusküler hastalıklarda, üst ekstremite fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla kullanılan 4 yöntemi karşılaştırmak, avantaj ve dezavantajlarını saptayarak en uygun değerlendirme yöntemlerini ortaya çıkarmaktır.

GEREÇ ve yÖnTEMÇalışmamız Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bi-limleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü’nde Nöromusküler hastalık tanısı ile takip edilen olgular üzerinde yapıldı. Çalışmaya alt eks-tremite kasları manuel kas testine göre 4 ve üzeri

Page 13: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 1–8 3

olan bağımsız yürüyebilen nöromusküler hastalık-ların değişik tiplerinde 60 olgu dahil edildi.

Çalışmaya dahil edilen olgulara kas kuvveti değerlendirmesi, fonksiyonel bağımsızlık ölçümü (FBÖ), minnessota el beceri testi (Minnesota EBT), fonksiyonel değerlendirme ölçeği (FD) ve omuz-kol ve el sorunları anketinden (DASH) oluşan de-ğerlendirmeler çalışmanın başlangıcında ve 15 gün sonra yapıldı.

Kas Kuvvetinin Değerlendirilmesi Değerlendirme omuz fleksörleri, ekstansörleri, abdüktörleri, internal ve eksternal rotatörleri, dir-sek fleksörleri, ekstansörleri, el bileği fleksörleri ve ekstansörlerine uygulandı. Üst ekstremite kas kuvveti sağ ve sol ekstremiteye uygulandı ve her iki ekstremitenin toplanan değerleri, üst ekstremi-te toplam kas kuvveti (Kas Kuv.) olarak ifade edildi.

Kavrama Kuvvetinin Değerlendirilmesi Hastaların kavrama kuvveti Grip Track modül ile ikinci pozisyonda değerlendirildi. Ölçümler bireyler oturma pozisyonunda omuz addüksi-yonda gövdeye bitişik, dirsek 90° derece fleksi-yonda, önkol supinasyonla pronasyon arasında nötral pozisyonda, elbileği 0-30° ekstansiyonda ve 0-15° ulnar deviasyonda (amerikan el terapis-tleri derneği kavrama kuvveti çalışma grubunun belirlediği standartlar) dominant ellerine 3 tekrar-da yapıldı ve bu değerlerin ortalaması kaydedildi (Kurillo, Zupan ve Bajd, 2004). Çalışmaya katılan tüm olgular sağ elli olduğu için değerlendirme sadece sağ ele uygulandı.

Endurans DeğerlendirmesiOlgularda üst ekstremitede endurans ve performansı değerlendirmek amacıyla Minnesota el beceri testi (Minesota EBT) kullanıldı. Test ken-dine uygun bir delikten başka bir deliğe gidebilen hareketli 58 diskten oluşmuştur. Diskleri oyuklar-dan alma, çevirme, yerleştirme olarak sağ ve sol üst ekstremitede ve bilateral olarak uygulandı ve sonuç ‘saniye’ cinsinden kaydedildi (Pransky, Feu-erstein, Himmelstein ve ark, 1997).

Günlük yaşam Aktiviteleri DeğerlendirmesiOlguların günlük yaşam aktivitelerinin değer-len-dirilmesinde Fonksiyonel Bağımsızlık Öl-çeği (FBÖ) kullanıldı. FBÖ Amerikan Tıbbi

Rehabilitasyon kongresi ve Amerikan Fizik Teda-vi ve Rehabilitasyon Akademisi tarafından 1983 yılında düzenlenmiş ve 1987 yılında Hamilton ve diğerleri tarafından yayınlanmış, 2001 yılında Küçükdeveci ve arkadaşları tarafından T’ye uyar-lanmıştır (Stinemann, Ross, Fiedler ve ark, 2003; Küçükdeveci, Yavuzer, Elhan ve ark, 2001). Onüç motor ve 5 kognitif komponenti içeren bir testtir. Bu komponentler, kendine bakım,yemek yeme, hijyenik aktiviteler, banyo yapma, tuvalet, trans-ferler, lokomosyon, iletişim, sosyal iletişim ve giyinme aktivitelerinden oluşmaktadır. Ölçümcü tüm parametreleri 1-7 arasında puanlamaktadır (1: aktiviteyi tamamlamakta tam bağımlıdır, 7: aktivi-teyi baStinemann ve ark, 2003).

Üst Ekstremite Fonksiyonel Becerilerinin DeğerlendirilmesiHastaların üst ekstremitedeki fonksiyonel kapasite-lerini ölçmek amacıyla 1996 yılında Zupan tarafın-dan geliştirilen fonksiyonel değerlendirme (FD) ve omuz, kol ve el sorunları anketi (DASH) kullanıldı.

FD testi, her biri iki şıktan (a ve b) oluşan 14 maddeden oluşmuştur. Her şık birbirinden ba-ğımsız olarak ½ puan alır ve toplamda alınabi-lecek maksimum puan 14’tür. Hareketler doğru olmayan bir şekilde, kompansasyonla veya hatalı yapılırsa hastanın alacağı puan yarı yarıya düşü-rülür. Her hareket 5-7 saniyede yapılmalıdır, süre aşıldığı takdirde hastanın alacağı puan yine yarıya düşürülür. Hareketlerin dereceleri görsel olarak belirlenmiştir (Zupan, 1996).

Olguların üst ekstremite fonksiyonel durum-larını kendi bakış açılarından değerlendirmek amacıyla omuz-kol ve el sorunları anketi (DASH) uygulandı. DASH ‘Institue of Work and Health. Ontario and American Academy of Orthopaedic Surgeons’ tarafından üst ekstremite problemi olan hastalarda kullanılmak üzere geliştirilmiştir (Hudak, Amodio ve Bombardier, 1996). Bir çok versiyon ve kültürel adaptasyon çalışmaları bu-lunmaktadır. Düger ve diğerleri tarafından Türkçe kültürel adaptasyonu gerçekleştirilmiştir (Düger, Yakut, Öksüz ve ark, 2006). İsteğe bağlı olarak doldurulan spor ve müzisyen modülü ile birlikte tüm üst ekstremite fonksiyonuna yönelik bir an-kettir. Semptomlar ve günlük yaşam aktivitele-ri ile ilgili otuz madde içerir. Tamamlama süresi yaklaşık 5 dakika olup puanlama kolaylığı orta

Page 14: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

4

derecededir. Ankette tüm maddeler 1-5 arasında puanlanır (1:zorluk yok, 5: hiç yapamama). Toplam puan 20-100 arasında değişir ve yüksek puanlar daha fazla özrü gösterir (Hudak ve ark, 1996).

İstatistiksel Analizİstatistiksel analiz için Windows tabanlı SPSS 10 analiz programı kullanıldı. Ölçümle belirlenen de-ğişkenler için ortalama ± standart sapma, sayımla belirlenen değişkenler içinde (%)değeri hesaplan-dı (Green, Salkind, Akey, 2000). Aynı grubun ar-dışık değerlendirmelerinde iki eş arasındaki farkın anlamlılık testi kullanıldı.

Değerlendirmede kullanılan parametrelerin birbiri ile olan ilişkilerinin değerlendirilmesinde Pearson korelasyon analizi kullanıldı. Ölçümlerde test-tekrar test güvenirliği için ICC kullanıldı. ICC değeri 0.00 ile 1.00 arasında değişkenlik göster-mekte, 0.60-0.80 arası skorlar anketin güvenir-liğinin iyi derecede olduğunu, 0.80 üzerindeki değerler ise güvenirliliğin mükemmel olduğunu göstermektedir (Boyer, Morrone , Laffont ve ark, 2006). Yanılma olasılığı p<0.05 olarak alındı.

SOnuÇLARBireylere ait bulgularNöromusküler hastalıklarda üst ekstremite fonksi-yonlarını değerlendiren 4 farklı yöntemi karşılaş-tırmak amacıyla yaptığımız bu çalışma, 38 erkek (%63 ) ve 22 kadın (%27) toplam 60 erişkin olgu üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan olgu-ların yaş ortalaması 32.25±12.36 yıl idi, olguların diğer demografik özellikleri tablo 1’de verilmiştir.

Tablo 1. Olgulara ait demografik özellikler

n=60 X±SD Min- Maks

yaş (yıl) 32,25±12,36 18-64

Boy uzunluğu (cm) 167,95±8,55 152-191

Vücut ağırlığı (kg) 63,10±10,79 39-95

Hastalık süresi (yıl) 5,13±6,55 0,3-32

Çalışmaya alınan olguların, 29’u (%49) miyo-

pati (22 miyopati, 6 distal miyopati,1 polimiyozit-

dermatomiyozit), 27’si (%44) musküler distrofi (14

musküler distrofi, 5’i fasioskapulohumeral, 2’si limb-

girdle, 1’i becker musküler distrofi, 5’i myotonik dist-

rofi) ve 4’ü (%7) spinal musküler atrofi tanısı ile

izlenmektedir.

Araştırma BulgularıDahil edilen tüm olgulara başlangıçta ve 15 gün sonra uygulanan değerlendirmeler sonucunda elde edilen FD, DASH, FBÖ, Minnesota EBT ve kas kuvveti değerlerinin aritmetik ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerleri tablo 2’de gösterilmiştir.

Fonksiyonel değerlendirme yöntemlerinin güvenirlik bulgularıOlguların FD, Minnesota EBT, FBÖ ve DASH de-ğerlendirmelerinden elde edilen sonuçlar busahip oldu EBT’den elde edilen sonuçlar incelendiğinde ise testin nispeten daha düşük güvenirliğe sahip olmasına rağmen klinik kullanıma uygun olduğu bulunmuştur (Tablo 3).

Kas Kuvveti ile fonksiyonel değerlendirme yöntemlerinin korelasyonuOlguların üst ekstremite dinamometrik kas kuvve-ti ile FBÖ, FD, DASH ve MİNESOTA EBT arasında hem tedavi öncesi hem de tekrar ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon bulun-muşur. Korelasyon katsayıları göz önünde bulun-durulduğunda, kas kuvveti ile en güçlü korelasyo-nu FD ve DASH anketinin, en zayıf korelasyonu ise MİNESOTA EBT’nin sağladığı görülmektedir. Kas kuvveti ile fonksiyonel ölçüm yöntemleri arasın-daki korelasyonlar tablo 4’de gösterilmiştir.

Fonksiyonel değerlendirme yöntemlerinin birbirleri ile korelasyonuÇalışmada olgulara ait veriler incelendiğinde fonksiyonel değerlendirme yöntemlerinin tümü-nün birbiri ile korele olduğu, en güçlü korelasyon-ların FBÖ-DASH ve FBÖ-FD arasında, en zayıf ko-relasyonların ise MİNESOTA EBT-FD ve MİNESOTA EBT-FBÖ arasında olduğu görülmüştür. Olguların fonksiyonel ölçümlerinin birbirleri ile olan kore-lasyonları tablo 5’te verilmiştir.

TARTIŞMANöromusküler hastalıkların çoğu ilerleyici karak-terde olup klinik olarak farklı özellikler göstermele-rine rağmen en önemli ortak özellikleri çeşitli dere-celerde fonksiyonel kayıplara yol açmalarıdır (Har-ris-Love, 2003). Temel sorunun ilerleyici kas za-yıflığı olması nedeniyle, kas kuvveti ölçümü motor yetersizliğin ve prognozun izlenmesinde klinikte en

Page 15: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 1–8 5

sık kullanılan yöntemdir. Bununla birlikte hastalığın progresyonunu ve günlük yaşam üzerindeki etkisi-ni yansıtmadaki hassasiyeti hala tartışma konusu-dur. Bir grup araştırmacı kas kuvveti ile fonksiyo-nel kapasite arasında doğrusal bir ilişki olduğunu, kas kuvvetinde meydana gelen değişimlerin direkt olarak fonksiyonellik seviyesini etkilediğini ileri sürerken, diğerleri nöromusküler hastalığa sahip kişilerin kompansatuar mekanizmalar ve bireysel farklılıklar gibi sıklıkla görülen faktörler nedeniyle fonksiyonel seviyenin kas kuvvetindeki değişim-lerin dışında da değişkenlik gösterebileceğini ileri sürmektedir. Aynı kas kuvvetine sahip olan hasta-lar bile hedefleri, öncelikleri ve hayattan beklenti-leri doğrultusunda farklı fonksiyonel kapasiteye sa-hip olabilirler (Zupan, 1996; Merlini, Bertini, Minetti ve ark, 2004; Stübgen ve Stipp, 1997).

Literatür gözden geçirildiğinde son yıllarda nö-romusküler hastalıkların prognozunun takibinde

fonksiyonel durum ölçümlerinin klinik kullanım-daki yerini almakta olduğu görülmekle birlikte çalışmaların daha çok çocuk hastalarda yoğunlaş-tığı yada alt ekstremite fonksiyonel kapasitesi ve mobiliteyi değerlendirmek amacıyla kullanıldığı görülmektedir. Erişkin nöromusküler hastalıklarda üst ekstremiteye yönelik fonksiyonel değerlendir-me yöntemlerini tanımlayan ya da karşılaştıran çalışmaların ise kısıtlı olduğu dikkati çekmektedir. Çalışmamızda literatürdeki bu eksiklik göz önüne alınarak nöromusküler hastalığa sahip kişilerde 4 farklı üst ekstremite fonksiyonel değerlendirme yöntemi karşılaştırıldı ve klinik kullanıma uygun ol-dukları görüldü. Bu sonuçlar nöromusküler hasta-ların tam ve kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi-ni sağlayarak, hastalığın seyrinin belirlenmesinde, uygun tedavi programının seçilmesinde ve olası komplikasyon risklerinin önceden bilinmesine ola-nak sağlayacağını düşünmekteyiz.

Fonksiyonel durum ölçümlerini klinikte kul-lanmanın birçok yararı vardır. Hastaların temel he-defleri tam olarak belirlenmemişse yada özelleş-tirilmemişse tedavinin başarısı yanlış hedef veya sonuçlarla değerlendirilebilir. Sonuç ölçümleri, hasta için önemli olan fonksiyonel hedeflerde yo-ğunlaşılmasını sağlar ve hastanın bakış açısından tedavinin etkinliğini değerlendirir. Bu değerlendir-me sonucu elde edilen bilgi; tedaviye devam etme taburcu olma yada tedavi yöntemini değiştirme gibi klinik karar vermede yol göstericidir (Binkley, 2001; Wright, 2000).

Tablo 2. Test tekrar testi sonucunda elde edilen değerlerin aritmetik ortalama, standart sapma, minimum ve maksimum değerleri

nI.değerlendirme

X±SDII.değerlendirme

X±SDEn düşük-En yüksek

Kas Kuv. 60 134,89±81,84 137,16±78,81 6,3-431

Kavrama K. 52 12,62±7,01 12,79±7,30 2-34

FBÖ 60 111,27±12,75 111,67±12,36 84-126

Minnesota EBT 60 258,61±85,25 243,78±67,42 157-654

FD 60 12,14±1,62 12.16±1,61 6,5-14

DASH 60 29,31±17,48 28,51±16,87 2,5-67,5

Kas kuv: Dinamometrik kas kuvveti, Kavrama K: Kavrama kuvveti, FBÖ: Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği, Minnesota EBT: Minnesota el beceri testi, FD: Fonksiyonel değerlendirme, DASH: Omuz-kol ve el sorunları anketi

Tablo 3. FD,DASH, FBÖ, Minnesota EBT değerlendirme yöntemlerinin güvenirlik bulguları

Icc %95 cI

Minnesota EBT ,881 ,923

FBÖ ,949 ,968

FD ,974 ,983

DASH ,946 ,965

FBÖ: Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği, Minnesota EBT: Min-nesota el beceri testi, FD: Fonksiyonel değerlendirme, DASH: Omuz-kol ve el sorunları anketi

Page 16: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

6

Günümüzde ön plana çıkan görüş; nöromus-küler hastalıklarda kas kuvvetinin fonksiyonel seviyeyi etkileyen en önemli etkenlerden birisi ol-duğu ancak uygun tedavi yaklaşımlarının geliştiri-lebilmesi ve tedavi programlarının etkinliğinin iz-lenmesi sırasında aktivite limitasyonlarının objek-tif ve doğru olarak değerlendirilmesi ve özürlülük ile ilgili faktörlerin de göz önünde bulundurulması gerekliliğidir (Nair, Vasanth, Gourie-Devi ve ark, 2001; Natterlund ve Ahlström, 2001).

Kavrama kuvveti genellikle maksimal is-temli kavrama yöntemi ile değerlendirilir ancak

obje kavranması gerektiren günlük aktivitelerde genellikle sub-maksimal düzeyde kavramanın yeterli olması nedeniyle elin fonksiyonel kapa-sitesi değerlendirilirken, kavrama kuvvetinin yanı sıra el beceri testlerinin de değerlendiril-meye dahil edilmesi önerilmektedir (Kurillo ve ark, 2004).

Biz de çalışmamızda elin fonksiyonel kullanı-mını değerlendirmek amacıyla literatürün öner-diği şekilde kavrama kuvveti ve Minnesota el beceri testini kullandık. Çalışmamızda Minnesota EBT bulgularının diğer kas kuvveti ve özellikle

Tablo 4. Üst Ekstremite Kas Kuvveti İle fonksiyonel değerlendirmelerin korelasyonu

Üst ekstremite kas kuvveti

I. değerlendirme II. değerlendirme

r p r p

Minnesota EBT ,38 ,000* ,36 ,000*

FBÖFD

,65,68

,000*,000*

,62,68

,000*,000*

DASH ,69 ,000* ,64 ,000*

r: Pearson korelasyon katsayısı, *p<0.05FBÖ: Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği, Minnesota EBT: Minnesota el beceri testi, FD: Fonksiyonel değerlendirme, DASH: Omuz-kol ve el sorunları anketi

Tablo 5. Fonksiyonel Değerlendirme Yöntemlerinin Birbirleriyle Korelasyon Bulguları

I. değerlendirme II.değerlendirme

FD-DASHr -,782 -,729

p ,000* ,000*

FD-FBÖr ,848 ,793

p ,000* ,000*

FD-Minnesota EBTr -,508 -,444

p ,000* ,000*

FBÖ-DASHr -,837 -,880

p ,000* ,000*

FBÖ-Mİnnesota EBTr -,551 -,580

p ,000* ,000*

Minnesota EBT-DASHr ,662 ,692

p ,000* ,000*

r: Pearson korelasyon katsayısı, *p<0.05 FBÖ: Fonksiyonel bağımsızlık ölçeği, Minnesota EBT: Minnesota el beceri testi, FD: Fonksiyonel değerlendirme,

DASH: Omuz-kol ve el sorunları anketi

Page 17: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 1–8 7

kavrama kuvveti ile yüksek korelasyon göster-mesi testin kas testi ile birlikte fonksiyonel kapasi-teyi belirlemek amacıyla kullanılabileceğini ancak güvenirliğin diğer fonksiyonel kapasite ölçüm yöntemlerinden nispeten az bulunması nedeniyle de diğer fonksiyonel durum testleri ile birlikte kul-lanılmasının daha doğru olacağını göstermektedir.

Çalışmamızda fonksiyonel değerlendirme yön-temlerinden birisi olarak seçilen FBÖ’nün kas kuv-veti testleri ve fonksiyonel kapasiteyi değerlendiren diğer testler ile anlamlı bir ilişki içinde olduğu gö-rülmektedir. FBÖ’nün kognitif fonksiyonlar, sfinkter kontrolü gibi nöromusküler hastalıklarda genelde etkilenmeyen fonksiyonları değerlendiren paramet-reler içermesi ve çalışmaya katılan olguların mo-bilite fonksiyonunu bağımsız olarak yapabilmeleri nedeniyle FB Çalışmamızda fonksiyonel seviyeyi belirlemek amacıyla kullandığımız bir diğer yöntem olan FD tüm nöromusküler hastalıklarda ve değişik yaş gruplarında uygulanabilmesi, kişinin fonksiyo-nel olduğu bütün pozisyonları değerlendirmesi ve 0-14 arası puanlamanın hastanın fonksiyonel düzeyi hakkında ayrıntılı bilgi vermesi nedeniyle tercih edil-miştir. Çalışmamızda FD bulguları ile kas kuvveti ve kavrama kuvveti bulguları arasında her iki ölçümde de anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Ayrıca FD bulgu-ları FBÖ, Minnesota EBT, DASH anketi bulguları ile de anlamlı ilişki içerisinde bulunmuştur. Bu sonuçlar FD yönteminin ülkemizde de nöromusküler hasta-lığa sahip kişilerde üst ekstremite fonksiyonel kapa-sitesini değerlendirmek amacıyla kullanılabileceğini göstermiştir.

FD ve FBÖ’nün bir dezavantajı fonksiyonel düzeyin belirlenmesinde değerlendirmeyi yapan kişinin yönlendirici olması ve hastanın düşüncesi-nin ihmal edilmesidir. Oysa ki fonksiyonel kısıtlılık her zaman klinik verilerle iyi bir korelasyon göster-meyebilir. FD ve FBÖ’nün herhangi bir maddesini değerlendirme sırasında yapamayan ve düşük bir skor alan hastanın evde veya işte o aktiviteyi ya-pabileceği unutulmamalıdır. Son 20 yılda araştır-macılar hastanın görüşünün dikkate alındığı özür ve yaşam kalitesi anketlerine ihtiyaç duymuşlardır (Padua, Aprile, Caliandro ve ark, 2004). Bu neden-le sonuç ölçümlerinde hastalık aktivitesi ve fonk-siyonel kapasiteye hastanın perspektifinden bakan ölçümler kullanılmaya başlamıştır (Pransky ve ark, 1997; Ponyi, Borgulya, Constantin ve ark, 2005).

Literatür incelendiğinde nöromusküler

hastalıklarda fonksiyonel kapasiteyi, hastanın dü-şüncesini dikkate alarak değerlendiren anketlerin sınırlı sayıda olduğu ancak üst ekstremiteye özel bir anketin bulunmadığı görülmektedir. Çalışmamızda üst ekstremite fonksiyonel kapasitesini değerlen-dirmek amacıyla ortopedik vakalarda hastanın özür seviyesini belirlemek üzere sıklıkla kullanılan ve son zamanlarda nörolojik hastalıklarda da kullanılmaya başladığı görülen, kol, omuz ve el sorunları anketi (DASH) tercih edilmiştir.

Padua ve diğerleri otoimmün nörolojik has-talıklarda intravenöz immünglobin tedavisinin yaşam kalitesine etkisini araştırdıkları çalışma-larında üst ekstremitedeki özrü değerlendirmek amacıyla DASH’ı, yaşam kalitesini değerlendir-mek amacıyla da Kısa Form 36’yı kullanmışlardır. Çalışmada anketler fonksiyonel özrü belirlemekte kas testi ile karşılaştırılmış aralarında anlamlı bir ilişki bulunmuştur (Padua ve ark, 2004).

Çalışmamızda olgulara 2 kez uygulanan DASH’ın geçerliliği klinik kullanıma uygun bulunmuş, FD ve FBÖ ile aynı oranlarda geçerliliğe sahip olduğu gö-rülmüştür (ICC= 0.946, 0.918, 0.965, sırasıyla).

DASH’ın bazı maddelerinin nöromusküler has-talıklar için üst ve alt ekstremitedeki bozukluklar-la ilgili olması nedeniyle çalışmamıza alt ekstre-mite kas kuvveti manuel kas testine göre ‘4’ puan ve üstünde olan ve bağımsız yürüyebilen hastalar alınmıştır. Bu sonuç çalışmamızın zayıf yönü ola-rak görünmekle birlikte sadece üst ekstremite kas zayıflığı olan hastalarda güvenilir ve geçerli sonuçlar sağlayacağı görülmüştür.

Çalışmamızın sonuçlarından elde edilebilecek ikincil sonuçlar düşünüldüğünde; DASH’ın ortopedik vakalarla sınırlı kalmayarak nörolojik ve diğer has-talıklarda kullanılmasını teşvik eden ve buna bağlı olarak kullanım alanının genişlemesine katkı sağ-layan bir çalışma olduğu görülmektedir. Ayrıca nö-romusküler hastalıklarda üst ekstremitedeki fonk-siyonel kaybı, hastanın bakış açısı ile değerlendiren tek yöntem olması nedeniyle anketin araştırmacılar tarafından sıklıkla tercih edileceğini düşünmekteyiz.

Sonuç olarak, çalışmamız nöromusküler has-talıklarda fonksiyonel kapasiteyi değerlendirmek amacıyla kullanılabilecek 4 farklı yöntemi, ulusal ve uluslararası platformda, nöromusküler hasta-lığa sahip kişilerle çalışan fizyoterapistlere, amaç-larına uygun olarak kullanabilecekleri alternatif seçenekler olarak sunmuştur.

Page 18: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

8

K Ay n A K L A R

Aksu, S. (1998) Amyotrofik Lateral Sklerozlu Olgularda

Egzersizin etkileri. Hacettepe Üniversitesi Sağlık

Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi, Ankara.

Binkley,J. (2001) Functional outcome measures in clinical

practice, treatment and evaluation of the shoulder.

F.A. Davis Company,Philadelphia,132-146.

Blair, S.J., McCormick, E., Lehman, J.B., Fess, E.E., Rader

E. (1987) Evaluation of impairment of the upper

extremity. Clin Orthop Rela Res, 221, 42-58.

Boyer F, Morrone I, Laffont I, Dizien O, Etienne JC, Novella

JL. (2006) Health related quality of life in people with

hereditary neuromuscular diseases: an investigation

of test-retest agreement with comparison between

two generic questionnaires, the Nottingham health

profile andtheshort form-36 items.; Neuromuscul

Disord 2006;16 (2):99-106

Cook, J.D., Glass, D.S. (1987) Strength evaluation in

neuromuscular disease. Neurol. Clin., 5(1), 101-123.

Düger T., Yakut E., Öksüz Ç., Yörükan S., Bilgütay B.S.,

Ayhan Ç ve diğerleri (2006). Kol-omuz ve el sorunları

anketi: Türkçe uyarlamasının geçerlik ve güvenirliği.

Fizyoter Rehabil., 17(3), 99-107.

Fowler, W.M., Abresch, R.T., Aitkens, S., Carter, G.T., Johnson,

E.R. Kimler, D.D. (1995) Profiles of neuromuscular disea-

ses. Am.J Phys.Med.REh., 74,5,62-69.

Green, S.B., Salkind, N.J., Akey,T.M. (2000) Using SPSS

for Windows analyzing and understanding data. 2nd Ed.

Prentice Hall. New Jersey, 208 – 232.

Harris-Love, M.O. (2003) Physical activity and disablement

in the idiopathic inflammatory myopathies. Curr. Opin.

Rheumatol., 15, 679-690.

Hiller, L.B., Christine, W.K. (1992) Upper extremity

functional assessment scales in children with

duchenne muscular dystrophy:a comparision. Arch

Phys Med Rehabil, 73, 527-534.

Hudak P.L., Amodio P.C., Bombardier C. (1996)

Development of an upper extremity outcome

measure: the DASH (disabilities of arm, shoulder and

hand) The upper extremity collaborative group. Am J

Ind Med., 29, 602-608.

Jensen, M.P., Abresch, R.T., Carter, G.T. (2005) The

reliability and validity of self report version of the FIM

instrument in persons with neuromuscular diseases

and chronic pain. Arch Phys Med Rehabil, 86, 116-122.

Kilmer, D. D., McCrory, M. A., Wright, N. C., Rosko, R. A., Kim,

H., Aitkens, S. G. (1997) Hand – held dynamometry

reliability person with neuropathic weakness. Arch

Phys Med Rehabil, 78, 1364 – 1368.

Kurillo, G., Zupan, A., Bajd, T. (2004) Force tracking system

for the assessment of grip force control in patients

with neuromuscular diseases. Clinical Biomechanics,

19, 1014-1021.

Küçükdeveci A.A., Yavuzer G., Elhan A.H., Sonel B., Tennant

A. (2001) Adaptation of the Functional Independence

Measure for use in Turkey. Clinical Rehabilitation,

15,311–19.

McDonald, C.M., Abresch, R.T., Carter, G.T., Fowler, W.M.,

Johnson H.R., Kilmer D.D. (2005) Impairment and

disability profiles of neuromuscular disease:Becker

muscular dystrophy. Am.J Phys.Med.REh., 74,5,93-103.

Merlini, L., Bertini, E., Minetti, C., Mongini, T., Morandi, L.,

Angelini, C., Vita, G. (2004) Motor function-muscle

strength relationship in spinal muscular atrophy.

Muscle Nerve, 29(4), 548-52.

Nair, K.P., Vasanth, A., Gourie-Devi, M., Taly, A.B., Rao, S.,

Gayathri, N., Murali, T. (2001) Disabilities in children

with Duchenne muscular dystrophy: a profile. J

Rehabil Med, 33(4), 147-149.

Natterlund, B., Ahlström, G. (2001) Activities of daily living

and quality of life in person with muscular dystrophy.

J Rehabil Med, 33, 206-211.

Padua, L., Aprile, I., Caliandro, P., Padua, R., Mazza,

S., Tonali, P. (2004) Intravenous immunoglobulin

tratment in autoimmune neurological disorders:

pilot study on early effects on patients quality of life.

Journal of the Peripheral Nervous System, 9,3-6.

Ponyi,A., Borgulya,G., Constantin, T., Vansca, A., Gergely,

L., Danko, K. (2005) Functional outcome and quality

of life in adult patients with idiopathic inflammatory

myositis. Rheumatology, 44, 83-88.

Pransky, G., Feuerstein, M., Himmelstein, J., Katz, J.N.,

Vickers-Lahti, M. (1997) Measuring functional outco-

mes in work related upper extremity disorders. JOEM,

39(12), 1195-1202.

Saperstein, D.S., Anthony, A.A., Barohn, R.J. (2001)

Clinical and genetic aspects of distal myopathies.

Muscle&nerve, november, 1440-1446.

Stinemann, M.G., Ross, R.N., Fiedler, R., Granger, C.V.,

Mailsin, G. (2003) Functional independence staging:

Conceptual foundation, face validity , and empirical

derivation. Arch Phys Med Rehabil, 84, 29-37.

Stübgen, J.P., Stipp, A. (1997) Limb girdle muscular

dystrophy: a prospective follow-up study of functional

impairment. Muscle & Nerve, april, 453-460.

Stübgen, J.P., Stipp, A. (1997) Limb girdle muscular

dystrophy: a prospective follow-up study of functional

impairment. Muscle & nerve, april, 453-460.

Torres, C., Moxley, T.R., Griggs, R.C. (1983) Quantitative

Testing of Hand-Grip Strength, Myotonia and Fatigue

in Myotonic Dystrophy, J Neur Sci., 60,157-168,.

Wright, J.G. (2000) Evaluating the Outcome of Tratment:

Shouldn’t we asking patients if they are better? Clin

Epi, 53, 549-553.

Zupan, A. (1996) Assessment of the Functional abilities

of the Upper Limbs in Patients with Neuromuscular

Diseases. Disabil Reh., 18(2), 69-75.

Page 19: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Effects of Physiotherapy and Occupational Therapy in A Case with Winchester SyndromeWinchester Sendromlu Bir Olguda Fizyoterapi ve Ergoterapinin Etkileri

Olgu Raporu

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 9–16

Songül ATASAVun uySAL1, İpek ALEMDAROĞLu2, Öznur yILMAZ3, Hülya KAyIHAn4, Ayşe KARADuMAn3

1 PT PhD, Hacettepe University Faculty of Health Sciences, Department of Occupational Therapy, [email protected]

(corresponding author)2 PT PhD, Bezmialem University, Faculty of Health Sciences, Department of Physical Therapy and Rehabilitation, ipekalemdaroglu@

windowslive.com3 PT PhD Prof, Hacettepe University Faculty of Health Sciences, Department of Physical Therapy and Rehabilitation, oznurtunca@

yahoo.com, [email protected] PT PhD Prof, Hacettepe University Faculty of Health Sciences, Department of Occupational Therapy, [email protected]

ÖZ E T

Amaç: Çalışmanın amacı, Winchester Sendromu olan bir vakada fizyoterapi ve ergoterapinin etkilerini araştırmaktır. Gereç ve yöntem: Bu raporda, Winchester Sendromu olan 13 yaşında bir erkek çocuğu ve uygulanan fizyoterapi ve ergoterapi yaklaşımları sunuldu. Kamakura’s El Kavramaları Değerlendirme Yöntemi ve Kanada Aktivite Performans Ölçeği, el becerileri ve günlük yaşam aktivitelerindeki performansı değerlendirmek için kullanıldı. Cümleleri yazma süresi ve el fonksiyonları Jebsen Taylor El Fonksiyon Testi ile değerlendirildi. İnce motor beceriler Bruininks-Oseretsky Motor Beceri Testi’nin ince motor beceri alt testi ile, günlük yaşam aktiviteleri çocuklar için Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçeği (WeeFIM) ile ve yaşam kalitesi Çocuk Sağlık Değerlendirme Anketi (CHAQ) ile değerlendirildi. Olgunun eklem hareket açıklığı ve postür analizi yapıldı. Fiziksel fonksiyonları ve motor becerileri artırmaya yönelik fizyoterapi ve ergoterapi yaklaşımlarını içeren egzersiz ve aktivite çalışmaları planlandı, 6 ay boyunca düzenli olarak haftada 3 gün uygulandı. Sonuçlar: Olgunun eklem hareket açıklığı, günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığı, yaşam kalitesi ve aktivite katılımının tedavi sonrasında arttığı bulundu. Tartışma: Winchester sendromlu vakalarda fizyoterapi ve ergoterapi yaklaşımları önemli bir tedavi seçeneği olabileceği sonucuna varıldı.

Anahtar Kelimeler: Winchester sendromu; Fizyoterapi; Ergoterap; Nöromusküler hastalıklar

A B S T R Ac T

Purpose: The aim of this study was to investigate the effects of physiotherapy and occupational therapy in a case with Winchester syndrome. Material and methods: In this report, 13 years old boy with Winchester Syndrome and physical and occupational therapy approaches were presented. Kamakura’s Hand Grips Evaluation Method, Canadian Occupational Performance Measure were used to assess hand ability and performance in daily living activities. Duration of writing sentences and hand functions were assessed by Jebsen Taylor Hand Function Test. Fine motor skills were assessed by using the fine motor skills’ subtests of Bruininks- Oseretsky Motor Proficiency Test, activities of daily living by Functional Independence Measurement for children (Wee-FIM), and quality of life by Child Assessment of Health Questionnaire (CHAQ). The range of motions and posture analysis of the subject were also examined. Exercise and activity trainings that included physiotherapy and occupational therapy approaches were planned to increase physical functions and ability in motor skills and performed 3 days in a week during six months regularly. Results: The range of motions of joints, independency level in daily living activities and quality of life of the subject were improved obviously after trainings. conclusion: It is concluded that physiotherapy and occupational therapy approaches may be one of the important supportive therapeutic options for the cases with Winchester Syndrome.

Keywords: Winchester syndrome; Physiotherapy; Occupational therapy; Neuromuscular diseases

Dergiye geliş tarihi: 01.03.2013 Kabul tarihi: 26.03.2013

Page 20: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

10

Winchester Syndrome is an autosomal recessi-ve disorder, which is caused by an alteration

in MMP2 gene (Rouzier et al., 2006; Zankl, Bona-fe, Calcaterra, Di Rocco, & Superti-Furga, 2005). The syndrome was first described by Winchester et al. in 1969 in two sisters aged four and twel-ve years (Winchester, Grossman, Lim, & Danes, 1969). Between 1969 and 2001 only 12 cases of Winchester Syndrome were reported. The cases were dominantly females with female to male ratio of 3:1 (Ferguson, Mackay, & McNicol, 1970; Matthiesen, Pedersen, Helin, Jacobsen, & Nielsen, 2001; Winter, 1989). This syndrome may be diag-nosed relying on clinical and radiological findings; however, the exact etiology is still unknown.

The syndrome usually presents itself in the first year of life with limitations in the movements of the large joints and symmetrical joint swelling. It is also characterized by generalized osteoly-sis, progressive painful arthropathy with joint stiffness, and contractures of distal phalanges, coarse face, short height, corneal opacities, and osteoporosis and skin changes. Growth restric-tion is probably due to degenerative changes in vertebras and long bones of the limbs. The oste-olysis is most seen in the small bones of the hands and feet. Significant bone deformities like in the vertebral column may be seen due to the patho-logic changes of the knee, elbow, hip, shoulder jo-ints and joints of hands and feet (Ferguson, et al., 1970; Matthiesen, et al., 2001; Winchester, et al., 1969; Winter, 1989). In Winchester’s original re-port, symptoms were expressed as painful enlar-gement of the wrist and proximal interphalangeal joints (Winchester, et al., 1969). Morphological changes may cause limited joint mobility and pain during active movements.

Other non–musculoskeletal symptoms inclu-de craniofacial abnormalities. Protruding through forehead, large nose, thickened lips, hypertrophy of gums and with the disease progression coar-ser face may occur (Winter, 1989). The skin may be thickened and may vary with personal cha-racteristics (Hollister, Rimoin, Lachman, Westin, & Cohen, 1974). Systematic symptoms were also reported as ECG changes and hearth murmurs.

No previous study has been observed on the effects of physiotherapy and occupational therapy in Winchester syndrome in literature. In

the light of these observations, it was hypothesi-zed that both physical therapy and occupational therapy have effects on joint limitation of upper and lower extremities and ability of hand in this syndrome. The aim of the present study was to in-vestigate if there are any positive effects of physi-otherapy and occupational therapy in a case with Winchester syndrome.

case PresentationOur subject was born in 1998 and after birth he had an icterus and hospitalized for two months. Motor developmental milestones, especially head control, were delayed. Macrocephaly, cardiomegaly and he-arth murmurs were also found just after birth. Den-ver test was abnormal. Genetic test results, inclu-ding fibroblast analysis collagen type I, II and V were normal. Bone age was not matched with calendar age. Low bone density and increased trabeculation were observed. Increased BOS distance in both tem-poral lobes was identified in computerized tomog-raphy. The subject was diagnosed as Winchester Syndrome when he was 5 years old.

The subject walked until 5 years old and lost independent walking with a fracture after falling. Cast correction in the flexed position of the left knee was applied, but leg extension could not suc-ceed again after the removal of the cast. Bilateral Knee Ankle Foot Orthosis (KAFO) was used to provide independent walking during one year, but walking ability was fully lost when the orthoses did not fit anymore.

He has a coarser face and limited mobility in all upper and lower extremity joints especially including hand and knee joints. Therefore, he has several difficulties in gross and fine motor skills.

We are consistent with the principles for hu-man research established in the Declaration of Helsinki. The subject and his parent were asked to sign a written consent form, which has full infor-mation about assessments and therapy process. After signing the consent form, the subject, who had not walked for seven years and has several problems in daily living activities and hand skills, underwent physiotherapy and occupational ther-apy for six months regularly in 2009 after detailed assessments in our department by a physiothera-pist and occupational therapist. The assessments were repeated after six-month treatments.

Page 21: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 9–16 11

MeasuresAssessment methods and interventions in occu-pational therapy department were selected and planned according to the activities that he needs and requires and has to do considering the social roles (student, child, etc.) of the subject.

Kamakura’s Hand Grips Evaluation Method was used for the assessment of hand grip(Exner, 2005). Duration of writing sentences and hand functions were assessed by Jebsen Taylor Hand Function subtests (Jebsen, Taylor, Trieschmann, Trotter, & Howard, 1969; Kasch, 1996). The fine motor skills’ subtests of Bruininks-Oseretsky Motor Proficiency Test 9, including upper limb speed and dexterity, visual motor control and upper limb coordination were applied. These bat-teries were selected especially considering the student role of the subject. Independence in acti-vities of daily living were assessed by Functional Independence Measurement (Msall et al., 1994) for children (Wee-FIM). Quality of life was evaluated with Child Assessment of Health Questionnaire (CHAQ), (Landgraft, 1996).

Canadian Occupational Performance Measure (COPM) which analyzes the activity performance of children was used. This measure consists of 3 parts including self-care, productivity and leisure. Each activity is composed of 3 problems. The par-ticipant scores the activities between 1 and 10, and then, she/he determines 5 activities that are most important for her/his self between these prob-lems. These 5 activities are scored over 10 depen-ding upon the performance and satisfaction. 1 is

defined as the `worst score and 10 is the ‘best score (Carswell et al., 2004; Cusick, Lannin, & Lowe, 2007; Law, 2005). By this way, the individu-als determine their performance and satisfaction scores according to their own perspectives.

Because of the negative effects of the disea-se process on joints, using a manual goniometer assessed the range of motions of elbow, shoulder, wrist, ankle, knee and hip joints. Limitations of the joints were recorded and observational pos-ture analysis in a sitting position was performed before and after treatment.

TrainingsThe subject was taken to the physical and occu-pational therapy for 3 sessions in a week with 60 minutes (20 minutes physiotherapy, 40 minutes occupational therapy) during 6 months, totally 72 sessions.

Subject and his caregivers main goals were to gain independence in daily living activities and upper and lower extremity endurance. Therefore; subject who has limited mobility in wheelchair, begun physiotherapy with active-active assistive upper and lower extremity exercises with a stable bicycle called MotoMed by ReckMedizine (Arisoy et al., 2008) in a proper sitting position. Despite the fact that he is on wheelchair, lower extremity exercise on bicycle was preferred to protect the muscle strength, to stimulate the blood circulati-on and prevent the progression of joint limitati-ons of lower extremities. The upper and lower ext-remity training was progressed according to the

Table 1. Joint limitations of the subject

Limitations of joints (°)BT

L RAT

L R

Elbow flexion 45 92 45 85

Shoulder abduction 50 25 40 0

Shoulder flexion 60 25 40 25

Ankle plantar flexion 30 40 30 30

Knee extension 65 40 50 30

Hip extension 60 60 50 45

BT: Before Treartment; AT: After Treatment; L: Left; R: Right

Page 22: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

12

toleration of the subject with forward and back-ward directions from 10-minute durations to 15-20 minutes in advancing resistance within 6 months (72 sessions). Stretching exercises for upper and lower extremities (10 repetitions with 10 seconds waiting in stretched position, two times in a day) were involved in the physiotherapy program and performed daily by caregiver of the child as intro-duced by the physiotherapist.

Occupational therapy was planned as client centered according to the baseline assessments. Subject and his caregiver wanted to develop the independence in the functions of upper extre-mity and develop the fine and gross motor skills of the hands such as handgrips, writing ability and speed. Therefore; the training progressed with the aim of strengthening of hand muscles, increasing visual-motor skills and upper limb coordination, improving hand dexterity, incre-asing writing speed and independence in the activities of daily living. Theraputty and rub-ber band were used for strengthening the hand muscles. Drawing picture, copying a figure and tracing away with using a paper and pen were used for visual motor control training. Throwing and holding a ball was performed to increase upper limb coordination. Using scissor and pa-inting were used for the development of hand dexterity.

Table 2. Results of Hand Function Test

THE JEBSEn TAyLOR

HAnD FuncTIOn TEST (second)

BT

L R

BT

L R

Writing Duration

Turning page

Stacking objects

Feeding

Pick up objects

3.30

6 5.25

5 4.37

9 16.50

7.23 7.06

2.21

3.51 2.91

10.58 12.02

6.97 13.41

6.53 6.81

BT: Before Treartment; AT: After Treatment; L: Left; R: Right

Table 3. Results of motor proficiency and daily living ac-

tivities

Tests BT AT

THE BRuInInKS-OSERETSKy MOTOR PROFIcIEncy TEST (point)(0-34)

Upper limb coordination 2 2

Upper limb speed and dexterity 20 31

Visual motor 15 20

Wee-FIM (point)

(18-126)

Self care 15 19

Sphincter control 14 14

Mobility 3 3

Locomotion 2 2

Communication 14 14

Social cognition 21 21

Total 69 73

BT: Before Treartment; AT: After Treatment

To improve writing speed, initially, writing on a straight line was tried, and then more complex activities were requested (Fig. 1) after the deve-lopment in speed within 6 month. All activities were timed in all sessions to increase endurance.

The daily living activities like buttoning up from with wide sized buttons to small sized ones and the types of grips from gross to fine grips which were needed by the subject were practiced. Writing and page turning activities were decided to be important for the subjects’ student role. As the subject was a child, all the activities were conducted as the parts of several games. The subject also wanted to write better, and his caregiver wanted him to participate more actively in his self-care like dressing on and feeding. Considering the requires of the subject and his caregiver, oc-cupational therapy program was advanced as practicing the dressing on and undressing his t-shirt and simulating the eating activity with proper sized spoons and crotches.

The physiotherapy and occupational therapy

Page 23: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 9–16 13

assessments were repeated again after 6 months (72 sessions) interventions and compared to the first assessments. Limitations of joints before and after intervention are provided in Table 1.

The duration of the active bicycle training inc-reased from 10 minutes to mean 18 minutes after training.

The right wrist of the patient was found rigid in the neutral position in the assessments befo-re and after treatments. There was no active ex-tension of the left wrist. It was found that the 10 degrees active flexion movement of the left wrist joint was increased to 20 degrees after treatment.

Light colored areas were observed in skin examination due to altered pigmentation of the skin.

Distal phalanges of hands and feet were hypoplasia.

The subject was observed as sitting on the sacrum with kyphosis and shoulder protraction was seen in posture analysis.

Finger contact was inadequate in the power grip both before and after training. However, all fingers, except the index and middle fingers, con-tact on an object were increased in hook grip. Palmar grip and lateral pinch didn’t show any dif-ference after training.

The performance of the subject in The Jebsen Hand Function subtests were increased (Table 2).

In The Bruininks-Oseretsky Motor Proficiency Test, there were improvements in the scores of visual- motor control and upper-limb speed and dexterity. After the training, only self-care score was found to have increase in Wee-FIM (Table 3).

There were significant differences between pre and post-training in CHAQ-PF28 scores of the subject in physical functioning, role/social li-mitation depending on emotional-behavioral and physical causes, bodly pain/discomfort, self este-em, parental impact emotional, parental impact time (Table 4).

The participant reported that he mostly ex-perienced difficulties in productivity (doing ho-mework), leisure and self-care (feeding and dres-sing). The children reported that his activity per-formance (from 2 to 6), satisfaction (from 3 to 9) and total scores (from 2 to 8) increased after the treatment.

Table 4. The results of CHAQ PF-28 scores before and af-ter treatment

cHAQ PF-28 subgrups

BT AT

GGH 60 60

PF 66,6 100

REB 60 100

RP 0 100

BP 20 100

BE 100 100

GBE 100 100

MH 100 100

SE 50 100

GH 27,5 27,5

PE 75 87,5

PT 66,6 100

FA 100 100

Fc 100 100

BT: Before Treartment; AT: After Treatment; CHAQ PF-28: Child Assessment of Health Questionnaires- Parent Form-28; PF : Physical functioning; RP: role/ social-physical limitations; GH: general health perception; BP: bodily pain/discomfort; REB :role / social, emotional / behavioural limitations; SE: self-esteem; MH: mental he-alth; BE: behavior; PE: emotional impact on parents; PT: impact on the parent’s personal time; FA: limitations in family activities; FC: family cohesion; GBE: global beha-vior; GGH: global general health

DiscussionIn rare disorders such as Winchester Syndrome, it is difficult to plan and perform a rehabilitation program both because the lacking of adequate amount of subjects with same diagnose does not allow to research on a rehabilitation procedure and its short and long term effects and because of the characteristics of the disease. But we also know that, the condition itself formulizes the short and long term goals of the treatment for

Page 24: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

14

each individual (Cup et al., 2007; Dubowitz, 1995; Fowler, 2002). In the base of this point of view, we planned and performed a rehabilitation program both involving physiotherapy and occupational therapy interventions considering the disease characteristics, patient needs and requirements with client centered approach.

Increasing the abilities in daily living activities and function were the primary goals in the tre-atment for this subject. The secondary goals of the treatment were to prevent the possible furt-her contractures, to provide the optimal sitting position and to help the active movements while protecting the normal range of motion.

According to the test results; all subtest sco-res were improved in Jebsen Hand Function Test after treatment. It was thought that page turning, writing, eating and self care activities which were all selected as to needs of the subject helped to development in the test results.

According to the Bruininks- Oseretsky Motor Ability Test results; Upper limb speed and dex-terity and Visual motor control subtests results were increased, whereas Upper limb coordinati-on subtest results remained the same after the treatment. The assessments of upper extremity coordination also include some grasping types. The lack of development in grasping ability during treatment was an expected result for our subject who had difficulties in accomplishing some daily activities. The muscle strengthening training for hands were thought to pave the way for impro-vement in grasping types in further months of treatment.

Improvements were obtained in Upper extre-mity speed and ability test and in the Visual mo-tor control subtest parameters such as cutting figures with scissors and copying basic figures, meanwhile there was no development in copying complex figures. It was difficult for the subject and therapist to progress to more difficult hand ability activities because of the rigid finger joints of the subject.

There were significant differences between pre and post-treatment of the scores of Physical Functioning, Role/ Social limitation emotional/behavioral, Role/ Social limitation-physical, Bodly Pain/discomfort, Self esteem, Parental impact emotional, Parental impact time. These

alterations might be in a relation with impro-vements in the upper extremity functions that lead to more independency within the limits and more self-confidence. The significant diffe-rence shows the positive effects of training on the quality of life of the subject and his family.

Fig 1. Training on writing activity to develop the writing skills

Self-care points were merely increased in the activities of daily living. Self care activities that were included in the treatment lead to minimal assistance in washing the lower extremities and trunk after treatment by the subject as indicated by the bathing item of the self-care subtest. Zip fastening was accomplished while dressing the lower trunk, but it was still difficult for the sub-ject to fasten the small buttons which was an in-convenient activity because of the need for fine motor ability of the hand. The subject also star-ted to help to clean himself in toilette which gave more courage to his caregiver, therapist and him to progress self care activities.

The increased COPm’s scores also prove the increased occupational performance in the activi-ties and satisfaction of child (Dunford, 2011; Petty, McArthur, & Treviranus, 2005; Sakzewski et al., 2011). We also concluded that this measure may be used to reflect the occupational performance of Winchester Syndrome like any other patients in childhood.

The decrease in joint limitation with the stretching exercises after six months was thought

Page 25: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 9–16 15

to contribute to the success in upper extremity functions. The significant improvement in the du-ration of bicycle training showed the development in active participation to movement. This might contribute to more independency in daily living activities.

In conclusion; the originality of the case and the syndrome made us search any thera-peutic option for Winchester Syndrome. There were not any study in literature for the suppor-tive therapeutic interventions in this disorder. Furthermore; we designed a patient-centered active physical and occupational therapy prog-ram with the primary goals to increase the physical functioning, independency in daily liv-ing activities and quality of life while consider-ing the needs and requirements of the caregiver and the subject. The therapy programs which were planned in the basis of these goals then directed and progressed to the needs of the pa-tient with realistic goals. The training program showed increased success in upper extremity functions in this subject. These results indicate that physiotherapy and occupational therapy approaches may be one of the important sup-portive therapeutic options for the cases with Winchester Syndrome.

R E F E R E n c E S

Arisoy, M., Temiz-Arpaci, O., Yildiz, I., Kaynak-Onurdag, F.,

Aki, E., Yalcin, I., et al. (2008). Synthesis, antimicrobial

activity and QSAR studies of 2,5-disubstituted

benzoxazoles. SAR QSAR Environ Res, 19(5-6), 589-

612.

Carswell, A., McColl, M. A., Baptiste, S., Law, M., Polatajko,

H., & Pollock, N. (2004). The Canadian Occupational

Performance Measure: a research and clinical

literature review. Can J Occup Ther, 71(4), 210-222.

Cup, E. H., Pieterse, A. J., Ten Broek-Pastoor, J. M.,

Munneke, M., van Engelen, B. G., Hendricks, H. T., et al.

(2007). Exercise therapy and other types of physical

therapy for patients with neuromuscular diseases:

a systematic review. Arch Phys Med Rehabil, 88(11),

1452-1464.

Cusick, A., Lannin, N. A., & Lowe, K. (2007). Adapting the

Canadian Occupational Performance Measure for use

in a paediatric clinical trial. Disabil Rehabil, 29(10),

761-766.

Dubowitz, V. (1995). Muscle Disorders in Childhood

(Second edition ed.): W. B. Saunders Company Ltd.

Dunford, C. (2011). Goal-Orientated Group Intervention for

Children with Developmental Coordination Disorder.

Phys Occup Ther Pediatr.

Exner, C. E. (2005). Development of Hand Skills. St.

Louis,Missouri: Elsevier Mosby.

Ferguson, J. C., Mackay, N., & McNicol, G. P. (1970). Effect of

feeding fat on fibrinolysis, Stypven time, and platelet

aggregation in Africans, Asians, and Europeans. J

Clin Pathol, 23(7), 580-585.

Fowler, W. M., Jr. (2002). Role of physical activity and

exercise training in neuromuscular diseases. Am J

Phys Med Rehabil, 81(11 Suppl), S187-195.

Hollister, D. W., Rimoin, D. L., Lachman, R. S., Westin, G.

W., & Cohen, A. H. (1974). The Winchester syndrome:

clinical, radiographic and pathologic studies. Birth

Defects Orig Artic Ser, 10(10), 89-100.

Jebsen, R. H., Taylor, N., Trieschmann, R. B., Trotter, M. J.,

& Howard, L. A. (1969). An objective and standardized

test of hand function. Arch Phys Med Rehabil, 50(6),

311-319.

Kasch, M. C. (1996). Hand Injuries. In L. W. Pedretti (Ed.),

Occupational Therapy Practice Skills for Physical

Dysfunction (pp. 661-693). Baltimore: Mosby.

Landgraft, J. M., Abetz, L., Ware, J.E. . (1996). In The CHQ

User’s Manual. In T. H. Institute (Ed.). Boston: New

England Medical Center.

Law, M., Baptiste, S., Carswel, A., McColl, M.A.,

Polatajko,H.,Pollock,N. (2005). Canadian

Occupational Performance Measure: CAOT

Publications ACE.

Matthiesen, G., Pedersen, V. F., Helin, P., Jacobsen, G. K.,

& Nielsen, N. S. (2001). Winchester syndrome. Int

Orthop, 25(5), 331-333.

Msall, M. E., Digaudio, K., Rogers, B. T., Laforest, S.,

Catanzaro, N. L., Campbell, J., et al. (1994). The

Functional Independence Measure for Children

(Weefim) - Conceptual Basis and Pilot Use in Children

with Developmental-Disabilities. Clinical Pediatrics,

33(7), 421-430.

Petty, L. S., McArthur, L., & Treviranus, J. (2005).

Clinical report: use of the Canadian Occupational

Performance Measure in vision technology. Can J

Occup Ther, 72(5), 309-312.

Rouzier, C., Vanatka, R., Bannwarth, S., Philip, N.,

Coussement, A., Paquis-Flucklinger, V., et al. (2006).

A novel homozygous MMP2 mutation in a family with

Winchester syndrome. Clin Genet, 69(3), 271-276.

Sakzewski, L., Ziviani, J., Abbott, D. F., Macdonell, R. A.,

Jackson, G. D., & Boyd, R. N. (2011). Participation

outcomes in a randomized trial of 2 models of upper-

Page 26: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

16

limb rehabilitation for children with congenital

hemiplegia. Arch Phys Med Rehabil, 92(4), 531-539.

Winchester, P., Grossman, H., Lim, W. N., & Danes, B. S.

(1969). A new acid mucopolysaccharidosis with

skeletal deformities simulating rheumatoid arthritis.

Am J Roentgenol Radium Ther Nucl Med, 106(1), 121-

128.

Winter, R. M. (1989). Winchester’s syndrome. J Med Genet,

26(12), 772-775.

Zankl, A., Bonafe, L., Calcaterra, V., Di Rocco, M., & Superti-

Furga, A. (2005). Winchester syndrome caused by a

homozygous mutation affecting the active site of

matrix metalloproteinase 2. Clin Genet, 67(3), 261-

266.

Page 27: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Amatör Sporcu Çocuklarda Benign Eklem Hipermobilitesi, Ağrı ve Yaşam Kalitesinin İncelenmesiInvestigation of Benign Joint Hypermobility, Pain and Quality of Life in Amateur Children

Araştırma Makalesi

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 17–24

Anıl ÖZÜDOĞRu 1, Gamze EKİcİ 2 1 Uz.Fzt.,Ahi Evran Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu, [email protected] Doç.Dr.Fzt., Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, [email protected] (Sorumlu yazar)

A B S T R Ac T

Purpose: This research was designed to investigate Benign Joint Hypermobility (BJHM), pain, quality of life and their relationship of these parameters with each other in amateur children athletes. Material and Meth-ods: Ninety-three amateur children athletes whose ages were ranged between 8 and 13 years were included in this study. Subjects were assessed for existing BJHM according to the Beighton criteria. Quality of Life of children was evaluated by Pediatric Quality of Life Inventory form 4.0 version (PedsQL). Pain location was de-termined by body diagram. Pain intensity was assessed by using a Numeric Rating Scale (NRS)Results: Forty-nine girls and 44 boys were participated to study. The mean age of the children was 9.88±1.35years. The average of pain intensity was determined 1.41±1.85; according to family and the children, quality of life level was 18000±327.89 and 2025.54±229.27, respectively; and also the mean score of hypermo-bility was 3.48±1.88. There was no significant relationship between joint hypermobility, pain and quality of life (p<.05). conclusion: According to the data obtained from this study, BJHM was seen common approximately 1/5 rate in the children who was making sports regularly. As a conclusion, BJHM must be cared while the physi-cal activity is planning.

Keywords: Joint hypermobility; Pain; Quality of life; Children

ÖZ E T

Amaç: Bu araştırma amatör sporcu çocuklarda Benign Eklem Hipermobilitesi (BEHM), ağrı, yaşam kalitesi ve bu parametrelerin birbirleriyle olan ilişkisini incelemek amacıyla planlandı. Gereç ve yöntem: Araştırmaya yaşları 8 ile 13 yıl arasında değişen, 93 amatör sporcu çocuk dahil edildi. Çocukların sosyo-demografik bilgileri kayde-dildi. Olgular BEHM varlığı için Beighton’un kriterlerine göre değerlendirildi. Yaşam Kalitesi ise Pediatrik Yaşam Kalitesi Envanteri 4.0 versiyonu (PedsQL) ile değerlendirildi. Ağrı lokalizasyonu vücut diyagramı ile belirlendi. Ağrı şiddeti Numerik Ağrı Skalası (NAS) kullanılarak ölçüldü. Sonuçlar: Araştırmaya 49 kız, 44 erkek çocuk katıldı. Çocukların yaş ortalaması 9.88±1.35 yıldı. Ortalama ağrı düzeyleri 1.41±1.85, aileye ve çocuğa göre yaşam kalitesi seviyeleri sırasıyla 18000±327.89 ve 2025.54±229.27, hipermobilite skorları ise 3.48±1.88 olarak belirlendi. Hipermobilite ile ağrı ve yaşam kalitesi arasında anlamlı ilişki bulunmadı (p<.05). Tartışma: Bu araştırmadan elde edilen verilere göre, BEHM’nin düzenli spor yapan çocuklarda yaklaşık 1/5 oranında yay-gın olduğu görüldü. Sonuç olarak, BEHM’nin fiziksel aktivite planlanırken dikkate alınması gereken bir durum olduğu görüşüne varıldı.

Anahtar Kelimeler: Eklem hipermobilitesi; Ağr; Yaşam kalitesi; Çocuk

Dergiye geliş tarihi: 10.03.2013 Kabul tarihi: 28.03.2013

Page 28: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

18

Son yıllarda çocukluktan erişkinliğe geçişte kemik ve eklem sağlığını koruyup geliştire-

cek sportif faaliyetlerin yapılmasının önemine dikkat çekilmektedir (Bachrach, 2000). Fizik-sel aktivite ve spor, çocukluk dönemi boyunca normal büyüme ve gelişmeyi desteklemesi ne-deniyle üzerinde durulması gereken unsurlar-dır. Yapılan araştırmalarda; çocuklar için spo-run sağlık, büyüme ve motor gelişim üzerine olumlu etkileri bildirilmiştir (Erceg, et al., 2008; Fisher, et al., 2005). Bunlara ek olarak, spor ve fiziksel aktivite programları çocukların takım çalışması, disiplin, sportmenlik, liderlik ve sos-yalleşme gibi becerilerle tanışmalarını da sağ-lamakta, dolayısıyla çocukların yaşam kalitesini olumlu yönde etkilemektedir (Pate, et al., 1996). İnflamatuvar olmayan kas eklem ağrısı çocukluk döneminde en sık rastlanan şikâyetlerden olup Benign Eklem Hipermobilitesi (BEHM) de bunlardan biridir (Cassidy, et al., 1995). BEHM çocukluk döneminde tek başına ya da çeşitli sendromlarla ortaya çıkabilen, eklemlerin aşırı hareketliliği ile birlikte olan klinik bir tablodur (Beighton, et al., 2012; McCluskey, et al., 2012). BEHM’de semptomların başlangıcı herhangi bir yaşta olabilir. İnfantil dönemde; motor gelişim-de gecikmelere, konjenital dislokasyonlara, art-raljilere, kas ağrılarına ve spinal problemlere yol açabildiği gibi çocukluk döneminde de eklem instabilitelerine ve yumuşak doku lezyonlarına sebep olabilir. Bu kişilerde instabilite, travmaya bağlı zedelenmeler, erken dejeneratif değişik-likler sık görülebilir. Tekrarlayan zedelenmele-re bağlı olarak hafif inflamatuvar sinovit veya kronik artrit gelişebilir (Beighton, et al., 2012; McCluskey, et al., 2012).

BEHM’nin neden olduğu kas iskelet problem-leri, vücudun faklı bölgelerinde ve eklemlerinde ağrıya neden olabilmekte ve çocuğun gelecek yaşamı boyunca devam edip kronikleşebilmekte-dir. Hipermobilite, kronik ağrının major nedenle-rinden biri olarak bilinmektedir (Grahme, 2000). Erken yaşlardan itibaren ağrıya maruz kalan çocuklarda ise, genel hastalık hissinin yanında bu durumun çocuğun okul, aile ve sosyal yaşan-tısında kısıtlamalara neden olduğu sonuç olarak çocukların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkile-diği bildirilmektedir (Hunfeld, et al., 2001). Eiser, çocuklarda yaşam kalitesi belirlenirken, yaşam

kalitesinin aile tarafından da değerlendirmesi-nin sonucu daha nesnel olarak ortaya koyacağı-nı belirtmektedir (Eiser, 1997). Çocuğun yaşam kalitesinin iyi anlaşılabilmesi için hem çocuğun hem de ailenin değerlendirmesini göz önünde bulundurmanın önemli olduğu bildirilmektedir10. Literatürde hipermobilite ile ağrı ve yaşam kali-tesi arasındaki ilişkiye dair henüz ortak bir görüş bulunmamaktadır (Mikkelson, et al., 1996; Hasija, et al., 2008).

Bunların yanı sıra, BEHM’nin spor yapan ço-cuklar için yaralanma ve sakatlık açısından bir risk oluşturduğu bildirilmektedir. Artmış mobilitenin, değişen nöromuskuler refleksler ve azalmış ek-lem pozisyon hissi ile eklemleri travmaya karşı sa-vunmasız bıraktığı belirtilmiştir (Beighton, et al., 2012). Stilman ve Hall BEHM’li olguların sağlıklı ki-şilere göre, ekstansiyonda hareket açıklığının son noktasında eklemlerini lokalize etmede zorlandı-ğını bildirmişler, buna bağlı olarak bu hastalarda denge problemleri ve düşme riskinin artmış oldu-ğunu göstermişlerdir (Stilman, et al., 2002; Hall, et al., 1995).

Literatürde çocuklarda ağrı ve hipermobilite üzerine çok sayıda araştırma bulunmasına rağ-men, kas iskelet sistemi açısından risk altında bulunan amatör sporcu çocuklar ile yapılmış bir araştırma bulunmamaktadır. Bu araştırma, ama-tör sporcu çocuklarda BEHM, ağrı ve yaşam kali-tesine odaklanarak ve bu parametrelerin birbirle-riyle olan ilişkisini incelemek amacıyla planlandı.

GEREÇ VE yÖnTEMAraştırmaya İzmir ili içerisinde faaliyet gösteren amatör bir spor kulübüne kayıtlı, velisi tarafından izin verilmiş 49’u voleybol, 44’ü basketbol oyna-yan 93 gönüllü çocuk katıldı. Çocuklar haftada 2 gün düzenli olarak antrenmana katılmaktaydılar.

Bu araştırma Helsinki Deklarasyonuna uygun olarak yürütülmüş, araştırmaya katılan tüm olgu-lar değerlendirme öncesinde bilgilendirilmiştir.

Olguların Demografik ÖzellikleriOlguların cinsiyet, yaş (yıl), boy (m), vücut ağırlığı (kg), vücut kütle indeksi (VKİ) (kg/m2) kaydedildi (Tablo 1). Ayıca çocukların yaralanma ve sakatlan-malarına dair özgeçmişleri, herhangi bir tedavi alıp almadıkları ailelerin refakatinde çocuklara so-rularak kaydedildi.

Page 29: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 17–24 19

Tablo 1. Olguların Demografik Özellikleri

X±SS

yaş (yıl) 9.88±1.35

Boy (m) 1.40±0.12

Vücut Ağırlığı (kg) 36.44±9.05

VKİ (kg/m2) 18.44±3.54

cinsiyet n (%)

Kız 49 (52.7)

Erkek 44 (47.3)

X: Ortalama, SS: Standart Sapma, n:kişi sayısı, VKİ: Vücut Kitle İndeksi

AğrıOlgularda, ağrı şiddetini belirlemek için “0” (ağrı yok) ile “10” (dayanılmaz ağrı) arasında değişen aralıkta rakamların gösterildiği 10 cm’lik Numerik Analog Skala (NAS) kullanıldı (Wong, et al., 1988). Ağrının lokalizasyonu belirlemek için ise vücut di-yagramı kullanıldı (Staud ,et al., 2006).

Benign Eklem Hipermobilitesi (BEHM)Benign eklem hipermobilitesinin varlığı Carter-Wilkinson hipermobilite kriterlerinin yeniden düzenlenmesi ile oluşturulan Beighton kriterlerine göre aşağıdaki incelemeler yapılarak belirlendi (Beighton, et al., 1973; Yıldırım, et al., 2005).

1. Dizler ekstansiyondayken el ayasının yere değmesi,

2. Dirsek hiperekstansiyonunun >10°, 3. Dizin hiperekstansiyonu > 10°, 4. Başparmağın pasif olarak ön kol iç yüzüne

değmesi, 5. İşaret parmağının dorsifleksiyonu >90°

Çocuklar BEHM için belirlenen kriterlerinden ilk dört değerlendirmede sağ ve sol ekstremite için birer puan, beşinci değerlendirmede ise bir puan olmak üzere toplam dokuz puan üzerinden değerlendirildiler. Bu puanlamaya göre yetişkin-ler 4 ve üzeri, çocuklar ise 6 ve üzeri puan aldık-larında hipermobil olarak değerlendirilmektedir. Altı puanın üzerinde alan çocuklar hipermobil

olarak kabul edildiler. Beighton kriterleri için ge-rekli olan eklem hareket açıklığı belirlenirken gon-yometre kullanıldı (Beighton, et al., 1973).

yaşam KalitesiSağlıkla ilgili yaşam kalitesi 2001 yılında Varni ve arkadaşları tarafından geliştirilen PedsQL 4.0 Pediatrik Yaşam Kalitesi Envanteri formu ile değerlendirildi. Envanter 1- Fiziksel Fonksiyonlar (8 madde), 2- Duygusal Fonksiyonlar (5 madde), 3- Sosyal Fonksiyonlar (5 madde) ve 4- Okul Fonksiyonları (5 madde) olmak üzere toplam 23 madde ve 4 alt gruptan oluşmaktadır. Anket aile ve çocuk formu olmak üzere paralel sorular içermektedir. Çocuklar için 5-7 yaş, 8-12 yaş, ve 13-18 yaş için ayrı ölçekler; aileler için ise 2-4 yaş, 5-7 yaş, 8-12 yaş için ayrı ölçekler bulunmaktadır. Aile formları dahil tüm formlarda tamamen aynı maddeler olup, sadece çocuğun gelişim evresine uygun maddeler ve çocuğun anlayabileceği dil ile 3. şahıs kullanılarak oluşturulmuş cümleler bakımından farklılık vardır. Envanter 5 dereceli likert üzerinden puanlanmakta olup, toplam puan ne kadar yüksek ise sağlıkla ilgili yaşam kalitesi de o kadar iyi olarak değerlendirilmektedir (Varni, et al., 2001). Araştırmamızda çocukların yaş aralığına uygun olan 8-12 yaş grubu için olan form kullanılmıştır. Ülkemizde Sönmez ve arkadaşları anketin bu yaş aralığı için Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yapmışlar ve Envanterin güvenilirlik katsayısı olarak, cronbach α katsayısını çocuk formu için 0.78, aile formu için 0.83 olarak bulmuşlardır (Sönmez, et al., 2007).

Ailelerin doldurduğu formlar ve çocukların bir refakatçi yardımıyla doldurdukları formlar tarafı-mıza teslim edildi.

İstatistiksel Analizİstatistiksel Analizlerde “SPSS 15 for Windows”

istatistik programı kullanıldı. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, frekans ve/veya aritmetik ortalama ± standart sapma (X±SS) olarak ifade edildi. Sosyodemografik bilgiler dışındaki veriler Spearman korelasyon analizi ile değerlendirildi. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi.

Page 30: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

20

SOnuÇLARAraştırmamıza yaşları 8 ile 13 arasında değişen 49 kız, 44 erkek olmak üzere toplam 93 çocuk katıldı (Tablo 1). Çocukların ortalama ağrı şiddeti, yaşam kalitesi düzeyi, hipermobilte skoru ve hipermobili-te durumları Tablo 2’de verilmiştir.

Tablo 2. Olguların Ağrı, Yaşam Kalitesi ve Hipermobilite Skorları Ortalama Değerleri

X±SS

Ağrı (nAS) 1.41±1.85

yaşam Kalitesi - Aile

Fiziksel Fonksiyonlar 621.24±135.83

Duygusal Fonksiyonlar 358.60±91.29

Sosyal Fonksiyonlar 425.81±84.65

Okul Fonksiyonları 394.35±93.40

Toplam 18000±327.89

yaşam Kalitesi - Çocuk

Fiziksel Fonksiyonlar 698.39±88.83

Duygusal Fonksiyonlar 420.43±76.96

Sosyal Fonksiyonlar 475±56.38

Okul Fonksiyonları 431.72±70.62

Toplam 2025.54±229.27

Hipermobilite Skoru 3.48±1.88

Hipermobilite Durumu n (%)

Var 17 (18.3)

Yok 76 (81.7)

X: Ortalama, SS: Standart Sapma, n:kişi sayısı

Hipermobilite ile ağrı ve yaşam kalitesi arasın-daki ilişkiyi incelediğimizde; hipermobilite skoru ile ağrı şiddeti (p=0.70, r=0.04) arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Hipermobilite skoru ile ailelerin belirlediği toplam yaşam kalitesi puanları (p=0.16, r=0.14) arasında anlamlı bir ilişki bulunmazken,

hipermobilite skoru ile ailelerin belirlediği duy-gusal fonksiyonlar arasında pozitif yönde anlamlı ilişki bulundu (p=0.01, r=0.25). Hipermobilite sko-ru ile çocukların belirlediği yaşam kalitesi puanları (p=0.90, r=0.90) arasında ve çocukların belirledi-ği yaşam kalitesine ait diğer alt maddeler arasın-da anlamlı ilişki tespit edilmedi (Tablo 3).

Tablo 3. Hipermobilite ile Ağrı ve Yaşam Kalitesi Arasın-daki İlişki (n=93)

Hipermobilite

r p

Ağrı (nAS) 0.04 0.70

yaşam Kalitesi (Aile)

Fiziksel Fonksiyonlar 0.01 0.87

Duygusal Fonksiyonlar 0.25 0.01*

Sosyal Fonksiyonlar 0.09 0.36

Okul Fonksiyonları 0.12 0.24

Toplam 0.14 0.16

yaşam Kalitesi (Çocuk)

Fiziksel Fonksiyonlar -0.14 0.17

Duygusal Fonksiyonlar 0.00 0.96

Sosyal Fonksiyonlar 0.13 0.20

Okul Fonksiyonları 0.11 0.28

Toplam -0.01 0.90

p<0.05, n:kişi sayısı, r:korelasyon katsayısı

TARTIŞMAÇalışmamızda, dünya ve ülkemiz verileri ile paralel olarak, amatör sporcu çocukların %18.3’ünde BEHM skoru 6≥ olarak tespit edilmiştir (Murray, et al., 2001; Yıldırım, et al., 2005). Çocukların eklem mobiliteleri, ağrı ve yaşam kalitesi düzeyleri ara-sında ise ilişki tespit edilmemiştir.

Kemik ve eklem sağlığı için fiziksel aktivite ve sportif faaliyetlerin erken yaştan itibaren önemli olduğu bildirilmiştir. Bunun yanında BEHM olan

Page 31: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 17–24 21

çocuklar büyüdükçe sportif aktivitelerle bağ-lantılı olarak birbirini takip eden yaralanmalar da artmaktadır (Murray, et al. 2001). McCluskey BEHM’nin farklı popülasyonlardaki prevalansının %7.8 ile %58.7 arasında olduğunu göstermiş-tir (McCluskey, et al., 2012). Ülkemizde sağlıklı okul çocuklarındaki prevelansı ise % 13 olarak bulunmuştur18. Bunun nedeni BEHM’nin yaş, cin-siyet ve ırka göre farklılıklar göstermesi olduğu düşünülmektedir(Beighton, et al., 1973; Jansson, et al., 2004).

Hipermobilite, herhangi bir romatizmal hasta-lıktan bağımsız olarak eklemlerin normalin üzerin-de mobiliteye sahip olması ile karakterize klinik bir bulgudur. Murray araştırmasında hipermobiliteli bireylerin kas iskelet sistemi lezyonlarına daha eğilimli olduklarını saptamıştır (Murray, 2006).

Araştırmamızın sonuçlarına göre hipermo-bilite skoru ile ağrı şiddeti (p=0.70, r=0.04) ara-sında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Bunun nedeni örneklemimizin küçük olması olgularımızın spor-cu ve düzenli fiziksel aktivite yapıyor olmalarına bağlanabilir. Literatürde ise ağrı ve hipermobilite arasındaki ilişkiye dair bir fikir birliği yoktur.

Literatürde ağrı ile hipermobilite arasın-daki ilişki arasında farklı görüşler mevcuttur. Mikkelsson ve arkadaşlarının yaş ortalaması 9.8 ve 11.7 yıl olan, 1637 üçüncü ve beşinci sınıf öğ-rencilerinde yaptığı araştırmada Beighton skorla-rını 2.7 ve 2.4 olarak bulmuş ve hipermobilite ile ağrı arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmemiştir (Mikkelsson, et al., 1996). Leone ve arkadaşları da yaş ortalaması 10.8 yıl olan 1046 çocuk üze-rindeki araştırmasında hipermobilte ile kas iskelet ağrısı arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığını belirtmiştir (Leone, et al., 2009). Bu sonuçlara paralel olarak Juul-Kristensen ve arka-daşları 524 ilkokul ikinci sınıf öğrencisinde yaptığı araştırmada generalize eklem hipermobilitesi ile muskuloskeletal ağrı, fiziksel aktivite düzeyi ve süresi ile ilişkili olmadığını bildirmişlerdir (Juul-Kristensen, et al., 2009).

Yukarıda bildirilen araştırmalardan farklı olarak Yazgan ve arkadaşları ise yaş ortalama-sı 8.26±1.07 yıl olan 922 çocuk üzerinde yaptığı araştırmada hipermobilite ile pes planus ve art-ralji arasında anlamlı ilişki bulmuştur (Yazgan, et al., 2008). Viswanathan ve arkadaşları 433 çocuk üzerindeki araştırmasında eklem hipermobilitesi

ve diz hipermobiltesinin büyüme ağrısı ile yüksek oranda ilişkili olduğunu belirtmişlerdir (Antony, et al., 2003). Bir başka araştırmada yaşları 3 ile 19 yıl arasında olan 829 Hintli çocuk üzerinde yap-tıkları araştırmada eklem hipermobilitesi olan ço-cuklarda kas iskelet sistemine ait ağrı insidansının yüksek olduğunu bulmuştur (Hasija, et al., 2008).

Araştırmamızda amatör sporcu çocuklarda hipermobilite ile çocukların ve ailelerin belir-lediği toplam yaşam kalitesi puanları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Olgularımızda düşük olarak bulunan ağrı şiddetinin (1.41±1.85) (Tablo 1.) yaşam kalitesini etkilemediği düşünül-müştür. Yalnızca hipermobilite ile ailelerin belir-lediği duygusal fonksiyonlar (p=0.01, r=0.25) ara-sında pozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Bu da ailelerin küçük yaştaki çocuklarına karşı daha duygusal ve endişeli olmalarına bağlanabilir.

Ağrı ve kas iskelet sistemi bozukluklarının, kişinin sosyal fonksiyonlarını ve mental sağlığını etkileyerek yaşam kalitesini azalttığı bilinmektedir (Antony, et al., 2003). Rombaut ve arkadaşları bir tür kollajen doku hastalığı olan ağrı ve hipermobi-lite ile eşlik eden Ehlers–Danlos Sendromlu yetiş-kin hastalarda yaşam kalitesinin fiziksel ve duygu-sal fonksiyonlarında azalma olduğunu belirtmiştir (Rombaut, et al., 2010). Fatoye ve arkadaşları yaş ortalaması 11 olan 66 çocuk ile yaptığı araştırma-sında hipermobilitesi olan çocukların yaşam ka-litesinin hipermobilitesi olmayan çocuklara göre anlamlı olarak daha düşük olduğunu göstermiştir (Fatoye, et al., 2012). Ferrell ve arkadaşları yaşları 16 ile 49 arasında değişen 20 hipermobiliteli ol-guya haftada 4 gün, 8 hafta boyunca eklem sta-bilizasyonunu geliştirmeye yönelik kapalı kinetik zincir egzersiz programı uygulanmış araştırmanın sonuçlarında ise ağrı, yaşam kalitesinin fiziksel ve mental fonksiyonlarında iyileşme olduğunu bildir-miştir (Ferrel, et al., 2004).

Literatürde çocuklarda hipermobilite üzerine yapılan çok sayıda araştırma bulunmasına rağmen sporcu çocuklarda yapılmış bir araştırma bulun-mamaktadır (Juul-Kristensen, et al., 2009; Fatoye, et al., 2012). Farklı literatür verilerine karşın araş-tırmamızda amatör sporcu çocuklarda hipermobil-te ile ağrı ve yaşam kalitesi arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır. Literatürde kontrollü çalışmalar incelendiğinde, bu çalışmaya dahil edilmiş olgula-rın sporcu olması, düzenli olarak antrenmanlara

Page 32: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

22

katılıyor olmaları, büyük çoğunluğunda herhangi bir eklem sorununun olmaması, çocukların henüz adölesan dönemde olmamaları yani adölesan dö-nemlerde yaşanabilecek boy uzaması sırasındaki ağrı durumunun bu çocuklarda olmaması (Leone, et al., 2009; Mikkelsson, et al., 1996), gibi pek çok faktörün hipermobilite ile ağrı ve yaşam kalitesi arasında anlamlı bir ilişki bulunmamasına neden olmuş olabileceği görülmektedir. Buna karşın ka-tılımcı sayısının daha yüksek olduğu araştırmala-ra ihtiyaç vardır. Sonuç olarak BEHM’nin amatör sporcu çocuklarda yaklaşık 1/5 oranında yaygın olduğu görüldü. Çocuklarda kas iskelet sistemi ağrıları farklı zamanlarda farklı sıklıkta ortaya çıkabilmektedir (Leone, et al., 2009). Bu nedenle BEHM ile ağrı ve yaşam kalitesi arasındaki ilişki değerlendirilirken ileriye yönelik uzun süreli ta-kipler yapılmalıdır.

Araştırmamızın limitasyonları olarak, araştır-maya dahil edilen örneklemin küçük ve hipermobil olan ve olmayan çocukları içermesi gösterilebilir. Hipermobilitenin ağrı gibi parametrelerle olan iliş-kisini incelemek için hipermobilitesi olan homojen yapıda, cinsiyetlere göre daha geniş grupların da-hil edildiği ve kontrol grubunun kullanıldığı ileri araştırmalara ihtiyaç vardır.

Amatör sporcu çocukların geleceğin profes-yonel sporcuları olabilecekleri ve küçük yaşlarda yaşayabilecekleri yaralanmalar ve sakatlanmala-rın onların ilerideki yaşamlarını olumsuz yönde etkileyeceği düşünülürse, bu çocukların hipermo-bilite ve ağrı açısından değerlendirilmeleri, kas is-kelet sistemi yaralanmalarına karşı gerekli önlem-lerin erken dönemden itibaren alınması önemlidir. Bizde bu araştırmada, hipermobilite, ağrı, yaşam kalitesi ilişkilerinin yanısıra, çocuklarda eklem mobilitesi açısından farklılıklar olabileceğini orta-ya koymayı, çocuklarda fiziksel aktivite seçilirken bu farklılıkların dikkate alınması gerektiğini ve bu konuda farkındalık oluşturmayı hedefledik. Aynı zamanda, ülkemizde bu konuyla ilgili çalışma sa-yısının yetersizliği nedeniyle araştırmamızın ileri çalışmalara altyapı oluşturacağı düşüncesindeyiz.

TEŞEKKÜRYazarlar değerli katkıları nedeniyle Yrd.Doç.Dr. Tolgahan Acar’a teşekkür ederler.

K Ay n A K L A R

Anthony, D. W., Bruce, P. (2003). Burden of major

musculoskeletal conditions. Bull World Health Organ,

81(9), 646–656.

Bachrach, L. K. (2000). Making an impact on pediatric

bone health. J Pediatr, 136(2), 137-9.

Beighton, P., Solomon, L., Soskolne, C. L. (1973). Articular

mobility in an African population. Ann Rheum Dis,

32(5), 413-8.

Beighton, P., Grahame, R., Bird, H. A. (2012). Hypermobility

of joints, 4th ed. Berlin Springer-Verlag.

Cassidy, J. T., Langman, C. B., Allen, S. H., Hillman, L. S.

(1995). Bone mineral metabolism in children with

juvenile rheumatoid arthritis. Pediatr Clin North Am,

42(5), 1017-33.

Eiser, C. (1997). Childrens quality of life measures. Arch

Dis Child, 77, 350-354.

Erceg, M., Zagorac, N., Kati, R. (2008). The impact of

football training on motor development in male

children. Coll Antropol, 32(1), 241-7.

Fatoye, F., Palmer, S., Macmillan, F., Rowe, P. (2012). Pain

intensity and quality of life perception in children with

hypermobility syndrome. Rheumatol Int, 32(5), 1277-84.

Ferrell, W. R., Tennant, N., Sturrock, R. D., Ashton, L.

(2004). Amelioration of symptoms by enhancement

of proprioception in patients with joint hypermobility

syndrome. Arthritis Rheum, 50(10), 3323-8.

Fisher, A., Reilly, J. J., Kelly, L. A., Montgomery, C.,

Williamson, A., Paton, J. Y., Grant, S. (2005).

Fundamental movement skills and habitual physical

activity in young children. Med Sci Sports Exerc, 37(4),

684-8.

Grahame, R. (2000). Pain, distress and joint hyperlaxity.

Joint Bone Spine, 67(3), 157-63.

Hall, M. G., Ferrell W. R., Sturrock, R. D., Hamblen,

D. L., Baxendale R. H. (1995). The effect of the

hypermobility syndrome on knee joint proprioception.

Br J Rheumatol, 34(2), 121-5.

Hasija, R. P., Khubchandani, R. P., Shenoi, S. (2008). Joint

hypermobility in Indian children. Clin Exp Rheumatol,

26(1), 146-50.

Hunfeld, J. A., Passchier, J., Perquin, C. W. (2001). Quality

of life in adolescents with chronic pain in the head or

at other locations. Cephalalgia, 21(3), 201-6.

Jansson, A., Saartok, T., Werner, S., Renström, P. (2004).

General joint laxity in 1845 Swedish school children of

different ages: age- and gender-specific distributions.

Acta Paediatr, 93(9), 1202-6.

Juul-Kristensen, B., Kristensen, J. H., Frausing., B., Jensen,

D. V. (2009). Motor competence and physical activity

in 8-year-old school children with generalized joint

hypermobility. Pediatrics, 124(5), 1380-7.

Page 33: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 17–24 23

Leone, V., Tornese, G., Zerial, M., Locatelli, C. (2009). Joint

hypermobility and its relationship to musculoskeletal

pain in schoolchildren: a cross-sectional study, Arch

Dis Child, 94(8), 627-32.

McCluskey, G., O’Kane, E., Hann, D., Weekes, J., Rooney,

M. (2012). Hypermobility and musculoskeletal pain

in children: a systematic review. Scand J Rheumatol,

41(5), 329-38.

Mikkelsson, M., Salminen, J. J., Kautiainen, H. (1996).

Joint hypermobility is not a contributing factor to

musculoskeletal pain in pre-adolescents. J Rheumatol,

23(11), 1963-7.

Murray, K. J., Woo, P. (2001). Benign joint hypermobility

in childhood. Rheumatology (Oxford), 40(5), 489-91.

Murray, K. J. (2006). Hypermobility disorders in children

and adolescents. Best Pract Res Clin Rheumatol,

20(2), 329-51.

Pate, R. R., Heath, G. W., Dowda, M. (1996). Associations

between physical activity and other health behaviors

in a representative sample of US adolescents. Am J

Public Health, 86(11), 1577–1581.

Rombaut, L., Malfait, F., Cools, A., De Paepe, A., Calders, P.

(2010). Musculoskeletal complaints, physical activity

and health-related quality of life among patients

with the Ehlers-Danlos syndrome hypermobility type.

Disabil Rehabil, 32(16), 1339-45.

Sönmez, S., Başbakkal, Z. (2007). Türk çocuklarının

Pediatrik Yaşam Kalitesi Envanterinin (PedsQL 4.0)

Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması. Türkiye Klinikleri

J Pediatr, 16, 229-237.

Staud, R., Vierck, C. J., Robinson, M. E., Price, D. D. (2006).

Overall fibromyalgia pain is predicted by ratings of

local pain and pain-related negative affect-possible

role of peripheral tissues. Rheumatology (Oxford),

45(11), 1409-15.

Stillman, B., Tully, E., McMeeken, J. (2002). Knee joint

mobility and position sense in healthy young adults,

Physiotherapy, 88, 531-538.

Üneri, Ö., Memik, N. Ç. (2007). Concept Of Quality Of Life

In Children and Review Inventories About Quality Of

Life. Turk J Child Adolesc Ment Health, 14(1), 48-56.

Varni, J. W., Seid, M., Kurtin, P. S. (2001). PedsQL 4.0:

reliability and validity of the Pediatric Quality of Life

Inventory version 4.0 generic core scales in healthy

and patient populations. Med Care, 39(8), 800-12.

Viswanathan, V., Khubchandani, R. P. (2008). Joint

hypermobility and growing pains in school children.

Clin Exp Rheumatol, 26(5), 962-6.

Wong, D. L., Baker, C. M. (1988). Pain in children: comparison

of assessment scales. Pediatr Nurs, 14(1), 9-17.

Yazgan, P., Geyikli, I., Zeyrek, D., Baktiroglu, L. (2008).

Is joint hypermobility important in prepubertal

children? Rheumatol Int, 28(5), 445-51.

Yıldırım, Y., Yılmaz, S., Ayhan, E., Saygı, S. (2005). Sağlıklı

okul çocuklarında eklem hipermobilitesi sıklığı. Türk

Pediatri Arşivi, 40, 83- 6.

Page 34: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 35: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Investigation of Working Capacity of Physiotherapists Fizyoterapistlerin Çalişma Kapasitesinin Belirlenmesi

Araştırma Makalesi

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 25–32

Çiğdem Öksüz1, Hülya Kayıhan2

1 Doç.Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, [email protected]

(Sorumlu yazar)2 Prof.Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, [email protected]

ÖZ E T

Amaç: Çalışmanın amaci fizyoterapistlerin çalışma kapasitesini değerlendirmek ve yaşın çalışma kapasitesine etkisini ortaya koymakıtr. Gereç ve yöntem: Herhangi bir yaralanma hikayesi olmayan, en az 2 yıllık tecrübeye sahip 45 fizyoterapist çalışmaya dahil edildi. Fizyoterapistler çalışma yılları dikkate alınarak üç farklı gruba ayrıldı. Çalışma kapasitesi dahilinde kavrama kuvveti, çimdikleyici kuvvet, ağırlık kaldırma kuvveti, kas kuvveti, lumbal bölge hareket açıklığı değerlendirmeleri yapıldı. Sonuçlar: Deneyimli fizyoterapistlerin bir çok fonksiyonel kapasite değerlendirmesi alt parametresinden daha yüksek sonuçlar aldığı görülmüştür. Kavrama kuvveti, çimdikleyici kuvvet üçlü kavrama kuvveti ve lateral kavrama kuvveti, üst extremite kas testi sonuçları açısından üç grup arasında anlamlı bir fark olduğu bulunmuştur (p<0.05).Kaldırma kuvveti ve spinal bölge hareket açıklığı değerlendirmeleri açısından gruplar arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0.05). Tartışma: Tecrübeli fizyoterapistlerin tecrübesizlere oranla özellikle üst extremite kuvveti açısından daha kuvvetli olduğu sonucuna varılmıştır. Tecrübesiz fizyoterapistlerde daha fazla kas iskelet sistemi yaralanması görülmesinin daha az kas kuvvetine sahip olmaları nedeniyle olabileceği düşünülmüştür. İleriki çalışmalar fizyoterapistlerin çalışma ortamlarını ve çalışma alışkanlıklarının detaylı analizinin de yapıldığı çalışma kapasiteleri değerlendirmelerini içeren çalışmalar planlanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Fizyoterapist; İşe bağlı kas iskelet sistemi yaralanmaları; Çalışma kapasitesi değerlendirmesi

A B S T R Ac T

Purpose: The aim of our study was to evaluate the working capacity of physiotherapists and to determine the effect of age on working capacity. Material and methods: At least 2 years experienced 45 physiotherapists who do not have injury history are included into our study. Physiotherapists are separated into three different groups according to their work experience. Work capacity of physiotherapists including grip strength, pinch strength, lifting, muscle strength, spinal range of motion evaluated. Results: The results of functional capacity evaluation (FCE) showed that the experienced physiotherapists had higher scores from most of the sub parameters of FCE. There were a statistically significant difference between three groups for grip, pinch, tripod and lateral pinch grip strength, upper extremity muscle strength (p<0.05). There were no significant differences in scores between groups for lifting and spinal range of motion results. (p>0.05). conclusion: It has been considered that experienced physiotherapists are stronger than the inexperienced physiotherapists especially for the upper body muscle strength. Injuries in younger physiotherapists may be associated with having less muscle strength. Further studies should be planned to assess the practice settings and the work habits of physiotherapists to detailed analysis of working capacity.

Keywords: Physiotherapist; Work related musculoskeletal disorders; Functional capacity evaluation

Dergiye geliş tarihi: 30.01.2013 Kabul tarihi: 10.03.2013

Page 36: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

26

The term of “work capacity” refers to an individual’s ability to perform work tasks on

a safe and dependable basis. These abilities are measured and compared to task demands in order to determine the likelihood that the individual will be able to perform the tasks with reasonable safety and dependability (Matheson, Mooney, Grant ve ark, 1996). The work capacity performance based determined through a functional capacity evaluation (FCE). An FCE aims to measure an individual’s physical capability to perform work related activities .The basic items of functional evaluations (lifting, carrying, bending, reaching, climbing) are compiled into a comprehensive test which results in information about the whole of work and overall ability of the worker (Isernhagen, 1992).

Occupational disability can be defined as the individual’s uncompensated shortfalls in responding to work demands. The occupational disability that a person experiences after an injury is a consequence of the severity of the pathology and resultant impairment and functional limitations that are work related, compared to the individual’s pre-injury work capacity (Matheson ve ark, 1996).

Work-related musculoskeletal disorders (WRMD) among health care workers are the most common occupational injury that results from a work-related event (Wilkonson, Salazar, Uhl, 1992). Activities involving patient contact and working long hours at static posture are the main causes of occupational injuries among health care workers (Nelson, Olson, 1996). The results of the studies indicate that WRMD are very common among physiotherapists, dentists and nurses (Holder, Clark, Di Blasio, 1999).

Physiotherapy profession requires the performance of many labor-intensive tasks like bending, twisting, reaching, performing manual therapy and maintaining awkward positions for a prolonged period of time (Arad, Ryan, 1986).These job-related tasks reported as contributing to WRMD in physiotherapists.

The most common WRMDs among physiotherapists has been reported in the literature are back and neck pain, upper extremity tenosinovitis and tennis elbow, wrist injuries, lower extremity varicose veins, and pes planus

and thumb problems .Molumphy et al indicated that the onset of WRMD occurred most frequently within the first 4 years of professional practice. Female therapists had spinal symptoms and wrist and hand symptoms more than male therapists (Molumphy, Unger, Jensen ve ark 1985). One another issue that also affects WRMD is the working conditions of the physiotherapists which mostly affected by the culture (Darragh, Campo, King, 2012).

Work capacity of the individual must be measured in a manner that allows comparison to the work capacity of that person if the pathology had not occurred. The net loss of work capacity can be used to “rate” the disability that is attributed to the injury. This presents a difficult problem in that, prior to an injury, an individual’s work capacity usually is not known. Further, because the effects of age are confounded with work capacity, this estimate must take age into account. Age-linked changes in work capacity have been studied extensively (Matheson ve ark, 1996).

In the literature the studies made to determine the extent and nature of WMSDs among physiotherapist are all self-administered questionnaires. They all mailed to physiotherapist and/or physiotherapist assistants and they were asked to complete the questionnaire (Holder ve ark,1997; Molumphy, ve ark 1985; Darragh ve ark, 2012). There is not any study that investigates the work capacity of physiotherapist before the pathology happens.

The first aim of this study was to analyse the working capacity of physiotherapists prior to injury. The second aim was to determine the working capacity difference between experienced and inexperienced physiotherapists.

MATERIAL AnD METHODSWorking capacity evaluation was assessed in female physiotherapists in Hacettepe University Health Sciences Faculty Physical Therapy and Rehabilitation Department. Working capacity evaluation included spinal ROM measurement, muscle strength measurement, lifting, and grip and pinch strength measurement is evaluated with The Tracker Functional Evaluation System from J-Tech Medical. At least 2 year experienced

Page 37: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 25–32 27

volunteered physiotherapists living in Ankara were included to the study. Physiotherapists with a previous injury were excluded. The study was conducted in accordance with the tenets of the Decleration of Helsinki. Informed consent to participate was obtained from all subjects.

Grip and pinch strength were measured with a grip and pinch track module. According to the American Society of Hand Therapists the proper positioning of the patient for the 5 position grip test is as follows: Seated, with the shoulder adducted and neutrally rotated, elbow flexed at 90°, forearm in neutral position, and the wrist between 0 and 30° extension and between 0 and 15° ulnar deviation. All tests are performed in position 2. Tripod, lateral and palmar pinch strengths were also measured.

The mean score of three trials was recorded (Mathiowetz, Weber, Volland ve ark, 1984).

Lifting is evaluated according to NIOSH (National Institute of Safety and Occupational Health) Lift Tasks with Lift tracker system. The arm, leg and floor static lifting postures were used to compile an isometric strength database and are summarized in the Work Practices Guide for Manual Lifting (NIOSH 1981).In the arm lifting height of the lift bar is determined by positioning the patient such that the elbows are flexed to 90 degrees with the shoulders in neutral position. The patient lifts upward without swaying backward, rising up on toes, or elevating shoulders. This test primarily stresses the elbow. In the leg lifting the height of the bar is 15 inches, and the medial malleol are placed at 0 inches. The patient should use a leg lift technique, emphasizing the

quadriceps. This test primarily stresses the knee. In the floor lifting the height of the lift bar is 6 inches, and the medial malleol are positioned at 10 inches on the platform. The patient flexes the trunk and the knees to reach the lift bar. The patient lifts upward utilizing the hip, back and leg extensors. The mean score of three trials was recorded (J-tech,2005).

Muscle strength is evaluated with the Power Track II Manuel Muscle Test System. According to Dr. Lowett’s test positions the resistance against the trancedure is evaluated by kilogram. Lumbar flexors-extensors, shoulder flexors-extensors, elbow flexors-extensors flexors-extensors, hip flexors-extensors, adductor-abductors, ankle dorsi flexors are evaluated.

Spinal range of motion is measured by Tracker ROM’s dual inclinometer according to American Medical Association (AMA) protocols. Lumbar flexion- extension, right- left lateral rotation is evaluated (J-tech,2005).

Data AnalysisAll data analyses were done with SPSS software (SPSS version 17.0; Chicago, Illinois, USA). Continuous variables were described by mean (x) and standard deviation (SD) such as age and years of experience. Categorical data such as the type of injury, the body part affected are given as counts and percentages.

The variables were investigated using visual and analytical methods to determine whether or not they are normally distributed. As the datas were not normally distributed Kruskal Wallis test were conducted to compare these parameters.

Table 1: Descriptive information of physiotherapists

1st group(n=15)

2nd group(n=15)

3rd group(n=15)

Age year (Mean ± SD) 25,6±1.59 33.33±1,91 41±3,02

years of experience (Mean ± SD) 20.61(3.0) 11,33±1,67 18,8±2.14

Working hours per week (Mean ± SD) 37±5,08 39,33±4,57 41±2,07

Working hours per day Mean ± SD 1,90±0,96 1,50±0,53 1,66±0,36

number of patient treated per day (Mean± SD) 6,66±4,51 7,33±3,49 7,60±4,10

Page 38: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

28

The Mann-Whitney U test was performed to test the significance of pairwise differences using Bonferoni correction to adjust for multiple comparisons. The level of significance was set at p<0.05 (Sümbüloğlu, 2000).

RESuLTSPhysiotherapists are divided into three groups according to their experience years. Physiotherapists whose work experience is between 2-8 years included to the first group, 9-16 years to the second group and 17-22 years to the third group.

The mean of the age of physiotherapists in the first group is 25.6±1.59, the second group is 33.3± 1.91, and the third group is 41, 3±3.02. The average working time of physiotherapists was 4, 26± 1.53 years for the first group, 11.33± 1.67 years for the second group, 18.8±2.14 years for the third group. Table 1 shows the descriptive information of physiotherapists.

The specialty area of the physical therapists in the first group is especially working with

pediatrics, the second and the third group is especially working with orthopedics (Table 2).

Functional capacity EvaluationAlthough some of them were not statistically significant, the results of functional capacity evaluation showed that the physiotherapists in the third group had higher scores from most of the sub parameters of FCE.

Table 3 shows the results of grip and pinch strength measurements. There were a statistically significant difference between three groups for grip, pinch, tripod and lateral pinch strength (p<0.05). Physiotherapists in the third group was found to have statistically significantly highest value for grip, pinch and palmar grip strength (p<0.25).

The results of the three different lifting measurements were showed in table 4.

There were no statistically significant difference between three groups for lifting measurements (p<0.05).

Scores of muscle strength test showed that physiotherapists on the third group had

Table 2. Work settings of the physiotherapists.

1st group(n=15)

2nd group(n=15)

3rd group(n=15)

n % n % n %

Work

Set

tin

g Pediatric8 17.6 3 6.6 1 2.2

neurologic 3 6.6 4 8.8. 2 4.4

Orthopedic 4 2.2 8 17.6 12 26.6

Table 3. Comparison of the grip and pinch strength measurements of the groups

Group I Group II Group III p

Mean±SD Mean±SD Mean±SD

Grip strength 11.73±1.48 12.13±2.32 13.73±1.480.02*

I-III 0.02**

Pinch strength 5.00±1.32 5.3±1.23 6.34±1.220.01*

I-III 0.02**

Lateral pinch strength 6.22±1.49 7.11±1.04 7.28±0.81

0.03*I-III 0.04

Palmar pinch strength 5.84±1.38 6.67±1.16 6.84±0.81

0.04*I-III 0.01**

*p<0.05, **P<0.025 after bonferoni adjustment

Page 39: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 25–32 29

the highest upper extremity muscle strength compared with the other groups, however difference was meaningful only for shoulder flexion and abduction strength results (p<0,05). For the lower extremity muscle strength there were no statistically significant difference between groups (p>0.05) (Table 5)

According to lumbar inclinometric measurement results there were no significant differences in scores between groups for lateral flexion, extension and flexion range of motions (p> 0.05). (Table 6)

cOncLuSIOnThe main finding of this study was that experienced physiotherapists are stronger than the younger physiotherapists.

The difference is especially due to the upper body muscle strength. There is also general consensus that as age increases, both the number of injuries and injury rates decline (Breslin, Koehoorn, Smith ve ark 2003). The lack of strength and endurance are the key factors leading to a number of musculoskeletal injuries(Lavender, Conrad, Reichelt, 2000). Performing manual orthopedic techniques, lifting or transferring dependent patients, assisting patients during gait activities carrying, lifting, or moving heavy materials or equipment were the activities which all considered as major problems for physiotherapy profession and which were mostly done by the upper extremity muscle strength. The literature reports the higher prevalence of having WRMDs at young age (Molumphy ve ark, 1985) Such injuries in younger physiotherapists may be associated with having

less muscle strength than older physiotherapist. Also lack of professional experience, and the lower knowledge and skill levels people tend to have in the early years of this career are reported as the other factors of high prevalence of WRMDs (Salik, Ozcan, 2004).

Muscle strength, muscle power and functional mobility values decline with age Reduction in muscle strength and power might be associated with the reduced function in various activities of daily living (Lindle, Metter, Lynch, 1997). Muscle strength increases in the second and third decades, stable in the fourth and fifth decades and decreases after the fifth decades Avlund, Damsgaard, Osler, 2004). Murray et al evaluated knee flexion-extension by the Cybex II dynamometer in 72 physiotherapists, occupational therapists, office and hospital workers whose ages are vary between 20- 86. He divides the cases into three groups according to their ages like young (20-35), middle age (42- 61) and old (68-70). He reported that muscle strength is more rapidly decreasing in the older group than the younger one (Murray,1985). Philips evaluated upper and lower extremity muscle strength of the 100 physiotherapists whose ages are between 20 and 69. He reported that the muscle strength of the lower extremity is earlier decreasing than the upper extremity strength (Phillips, Sing, Mastaglia, 2000).According to our study upper and lower extremity total muscle strength is maximum in the third group. Physiotherapists are all using their upper extremities during their work. High effort needed activities such as transferring dependent patients, assisting patients in gait, providing manual resistance, lifting heavy and cumbersome

Table 4. Comparison of the lifting measurements of the groups

Group I Group II Group III p

Mean±SD Mean±SD Mean±SD

Arm lifting (kg) 33.33±15.06 35.26±17.79 39.40±19.54 0.73

Leg lifting (kg) 55.60±23.02 61.86±25.91 60.66±26.48 0.58

Floor lifting (kg) 56.13±21.34 58.13±16.95 56.73±20.87 0.53

Page 40: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

30

equipment are used in clinical environment. This extreme use of upper extremity can be a factor of increased muscle strength of experienced physiotherapists.

Physical work demands mostly center on the strength of the worker. Within the context of strength, the worker’s demonstrated lifting capacity and grasping. Studies showed that the occupation had an effect on grip force. Mathiowetz reported that grip strength reaches

the highest level between 25-39 years and begins to decrease after the age of 40 (Mathiowetz, Kashman, Volland, ve ark 1985). Josty reported that while farmers worked manually had the maximum grip strength, office workers had the minimal grip strength (Josty, Tyler, Shewell ve ark 1997).In our study like the muscle strength grip, pinch, lateral ad palmar strength measurement results’ of experienced physiotherapists were. The higher grip strength can be related to their

Table 5. Comparison of the muscle strength measurements

Group I Group II Group III p

Mean±SD Mean±SD Mean±SD

Lumbar flexion 9.53±2.19 9.53±1.95 10.60±2.26 0.30

Lumbar extension 11.60±1.40 10.73±1.70 11.40±1.63 0.30

Shoulder flexion 9.40±1.91 9.26±1.38 10.93±1.570.01*

I-III 0.03II-III 0.02

Shoulder abduction 9.66±1.54 9.46±1.35 11.26±1.27

0.02*I-III 0.09II-III 0.03

Elbow flexion 12.66±1.83 12.66±2.02 13.66±2.02 0.30

Wrist extension 7.00±1.85 7.66±1.49 8.06±1.16 0.16

Hip flexion 11.40±1.50 11.33±1.87 11.13±1.92 0.88

Hip extension 11.53±1.92 10.73±2.05 10.80±2.51 0.54

Hip abduction 11.46±1.80 10.46±1.68 10.73±2.52 0.38

Hİp adduction 11.00±2.67 11.20±1.89 10.40±1.80 0.57

Knee extension 11.33±1.34 10.60±1.24 10.66±2.38 0.44

Knee flexion 11.53±1.59 10.80±1.32 9.66±2.60 0.32

Dorsi flexion 7.86±1.12 8.3±1.17 7.86±2.01 0.62

upper extremity total muscle

strength109.60±10.12 98.40±11.31 98.86±14.64

0.02*I-III0.05

II-III 0.04

Lower extremity total muscle

strength150.77±17.14 145.14±14.24 145.13±24.81 0.65

*p<0.05

Page 41: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 25–32 31

work experience like muscle strength. Additionally, because of the ages of the physiotherapists are between 30-45 years we expect the grip strength to be maximum in this group. On the other hand the experienced physiotherapists could lift more heavily than the younger therapists. But there is no statistically significant difference between the groups.

As the age increase spinal activity decreases (Melin, 1990). Einkauf evaluated flexion, extension, lateral flexion of the trunk of the 19 female physiotherapists whose ages are between 20 and 84. He demonstrated that spinal activity is decreased in sagittal and coronal planes as the age increase. Spinal activity difference is mostly seen between the younger and the older group (Einkauf, Gohdes, Jehsen ve ark, 1987). Our study also indicates that the experience of the therapists had negative effect on the spinal range of motion like reported in the literature.

One of the limitation of our study is the physiotherapists included in our study were all female. Like the other Europe countries the physiotherapy profession in Turkey is female dominant. Beside this in order to maintaining the homogeneity of the group male physiotherapist were excluded from the study. Future studies are required with a larger and different gender population to be able to determine the cause of the disability. In addition to our study an assessment of the practice settings and the work habits of physiotherapists within these settings would be helpful to detailed analysis of working capacity.

R E F E R E n c E S

Arad, D, Ryan M.,D. (1986). The incidence and prevalence

in nurses of low back pain: a definitive survey exposes

the hazards. Aust Nurses J,16:44-48.

Avlund, K, Damsgaard, MT, Osler, M. (2004). Social position

and functional decline among non-disabled old men

and women. Eur J Public Health, 14(2),212-6.

Breslin, C, Koehoorn, M, Smith, P, Manno, M. (2003) Age

related differences in work injuries and permanent

impairment: comparison of workers’ compensation

claims among adolescents, young adults, and adults.

Occup Environ Med, 60(9),E10.

Cromie, J.,E, Robertson, V.,J, Best, M. (2002) Work related

musculoskeletal disorders and the culture of physical

therapy. Phys Ther, 82(5),459-472.

Darragh, A.,R, Campo, M, King, P. (2012). Work-related

activities associated with injury in occupational and

physical therapists. Work,42(3),373-84.

Einkauf, D.K., Gohdes, M.L., Jehsen, G.M., Jewel, M.J.

(1987). Changes in spinal mobility with increasing age

in women. Physical Therapy, 67(3), 370-375.

Holder, N. L., Clark, H.A., Di Blasio, J.M. etal. (1999).

Cause, prevalence and response to occupational

musculoskeletal injuries reported by physiotherapists

and physiotherapist assistants. Physical Therapy,

79(7), 642-652,

How to use tracker FCE software to conduct functional

capacity evaluations,(2005). J-Tech Medical.

Isernhagen, S. J. (1992). Return to work testing, functional

capacity evaluation and work capacity evaluation.

Orthopaedic Physical Therapy Clinics of North

America, 1(1), 157–168.

Josty, I.C., Tyler, M.P.H., Shewell, P.C., Roberts, A.H. (1997).

Grip and pinch strength variations in different types

of workers. Journal of Hand Surgery, 22B, 266-26.

Lavender, S. A., Conrad, K. M., Reichelt, P. A Johnson, P.

W., & Meyer, F. T. (2000). Biomechanical analyses

Table 6. Comparison of the lumbar range of motion

Group I Group II Group III p

Mean±SD Mean±SD Mean±SD

Left lateral flexion 32.73±7.33 34.46±7.29 33.40±7.00 0.80

Right lateral flexion 26.93±5.13 28.13±8.10 28.60±7.54 0.80

Flexion 71.40±6.91 68.80±16.40 76.13±11.85 0.50

Extension 14.86±6.59 19.93±6.71 19.93±5.43 0.60

Page 42: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

32

of paramedics simulating frequently performed

strenuous work tasks. Applied Ergonomics, 31, 167-177.

Lindle, R. S., E. J. Metter, N. A. Lynch, J. L. Fleg, J. L.

Fozard, J. Tobin, T. A. Roy, and B. F. Hurley (1997).

Age and gender comparisons of muscle strength in

654 women and men aged 20–93 yr. J. Appl. Physiol,

83(5), 1581–1587,

Matheson, L., Mooney, V., Grant, J., Leggett, S., & Kenny,

K. (1996). Standardized evaluation of work capacity.

Journal of Back and Musculoskeletal Rehabilitation, 6,

249-264.

Mathiowetz, V., Kashman, N., Volland, G., Weber, K. et

al (1985). Grip and pinch strength normative data

for adults. Archives of Physical Medicine and

Rehabilitation, 66, 69-72.

Mathiowetz, V., Weber, K., Volland, G., Kashman, N., (1984)

Reliability and validity of grip and pinch strength

evaluations. The Jourbal of Hand Surgery. 9A:222-226.

Melin, G. (1990). Decreased joint and spinal mobility

associated with low back pain in young adults. Jornal

of Spine Disorders, 3, 238-243.

Molumphy, M, Unger, B, Jensen, G.,M, Lopopolo, R.,B.

(1985). Incidence of work Related Low back pain in

Physiotherapist. Physical Therapy, 65(4), 482-486.

Murray, M.P.,(1985). Age related difference in knee muscle

strength in normal women. Journal of Gerentology,

40(3), 275-280.

Nelson, M.,L, Olson, D.,K. (1996). Health care worker

incidence reported in a rural health care facility: a

descriptive study. AAOHN J, 44,115-122.

Phillips, B.A., Sing, K. L., Mastaglia, F. L. (2000). Muscle

force measured using break testing with a hand held

myometer in normal subjects aged 20 to 69 years.

Archieves of Physical Medicine and Rehabilitation, 81,

653-661.

Salik, Y, Ozcan, A. (2004). Work-related musculoskeletal

disorders: a survey of physical therapists in Izmir-

Turkey. BMC Musculoskelet Disord, 18,5:27.

Sümbüloğlu K ve Sümbüloğlu V. “Biyoistatistik”, 9.

Baskı,Hatipoğlu Yayınevi, Ankara, 2000.

Wilkonson, W.,E, Salazar, M.,K, Uhl., Je, et al.( 1992).

Occupational injuries: a study of health care workers

at a northwestern health science center and teaching

hospital. American Association of Occupational

Health Nursing Journal,40,287-293.

Page 43: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Senil Kataraktı Olan Geriatriklerde Fakoemülsifikasyon Cerrahisinin Aktivite Performansı ve Katılımı Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi Effects of Pachoemulsification Surgery on Activity Performance and Participation in Geriatrics with Cenile Cataract

Araştırma Makalesi

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44

Meral HuRİ1, Esra AKI2, Gonca BuMİn2, Fatih KAREL3

1 Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ergoterapi Bölümü, [email protected] (Sorumlu yazar)

2 Prof.Dr.Fzt, Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü, [email protected], [email protected] Prof.Dr. Ankara Dünya Göz Hastanesi Katarakt ve Refraktif Cerrahi Bölümü, [email protected]

A B S T R Ac T

Purpose: Our aim is to assess the effects of pachoemulsification surgery on activity performance and participation among the geriatrics with cenile cataract. Material and Methods: Patients were divided into two groups according to peroperative visual acuity (Group 1: ≤0,4; Group 2: >0,4). Demographic data and ocular findings were recorded. Visual acuity was assesed with Snellen Chart. The Turkish translation of National Eye Institute Visual Functioning Questionnaire (NEI-VFQ-25), Functional Independance Measure (FIM) and Canadian Occupational Performance Measure (COPM) were surveyed to each goup before and 3 months after the operation. Results: Group I (n: 36) mean age was 70,91±6,429 years and Group 2 (n: 24) mean age was 70±6,15 years. Visual acuity before and after surgery were 0,31±0,85 and 0,9±0,06 in Group I also 0,53±0,05 and 0,90±0,03 in Group II. NEI-VFQ-25, FIM and COPM results were significantly higher in Group I (p<0,05) after pachoemulsification. Group I’s activity preference were activities of self care while Group II prefered productive and recreational activities additional to self care activities. There were statistically meaningfull change in occupational performance, participation, independence in activites of daily living and quality of life in Group 1 (p<0,05). conclusion: Pachoemulsification effects the activity performance and participation of geriatrics with cenile cataract with preoperatif 0,4 and under visual acuity. More studies must be planned to evaluate the effects of occupational therapy on activity performance and participation among cenile cataract patients.

Keywords: Cenile cataract; Occupational performance; Participation; Quality of life

ÖZ E T

Amaç: Çalışmamızın amacı senil kataraktı olan geriatriklerde fakoemülsifikasyon cerrahisinin (FC) aktivite performansı ve katılımı üzerindeki etkisini değerlendirmektir. Gereç ve yöntem: Bireyler operasyon öncesi(OÖ) görme keskinliklerine göre iki gruba ayrıldı (Grup 1: ≤0,4; Grup 2: >0,4). Demografik bilgiler ve ayrıntılı göz muayenesi sonuçları kaydedildi. Görme keskinliği Snellen Eşeline göre tespit edildi. Tüm hastalara OÖ ve operasyon sonrası(OS) 3. ayda 25 Sorulu Ulusal Göz Sağlığı Enstitüsü Görme İşlevleri Anketi (NEI-VFQ-25)’nin Türkçe çevirisi, Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçümü (FBÖ), Kanada Aktivite Performans Ölçümü (COPM) uygulandı. Sonuçlar: Grup I (n:36)’in yaş ortalaması 70,91±6,429 yıl iken Grup 2’nin yaş ortalaması 70±6,15 yıl idi. Grup I’in OÖ ve OS görme keskinliği ortalaması 0,31±0,85 ve 0,9±0,06 iken Grup 2’nin OÖ ve OS görme keskinliği ortalaması 0,53±0,05 ve 0,90±0,03 idi. OS NEI-VFQ-25, FBÖ ve COPM puanlarının istatistiksel olarak anlamlı şekilde değişiklik gösterdiği tespit edildi (p<0,05). Grupların aktivite tercihleri incelendiğinde Grup 1’in kendine bakım aktiviteleri ile ilgili tercihler yaparken Grup 2’nin kendine bakım aktiviteleri yanında üretkenlik ve rekreasyonel aktiviteleri tercih ettikleri tespit edildi. Grup I’ de OS görmeye bağlı yaşam kalitesi, günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık seviyesi, aktivite performansı ve katılımında anlamlı değişim tespit edildi (p<0,05). Tartışma: FC öncesi görme keskinliği 0,4 ve altında olan senil kataraktı olan geriatriklerde aktivite performans ve katılımını etkiler. Senil kataraktı olan geriatriklerde ergoterapinin aktivite performans ve katılımı üzerindeki etkilerinin değerlendirildiği çalışmalar planlanmalıdır.

Anahtar Kelimeler: Senil katarakt; Aktivte performansı; Aktivite katılımı; Yaşam kalitesi

Dergiye geliş tarihi: 24.01.2013 Kabul tarihi: 26.03.2013

Page 44: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

34

L ensin görme işlevi sırasında fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için saydamlığını ve

ışığı kırıcılık özelliğini koruması gerekir. Lensin saydamlığını yitirmesi ve/veya ışığın dağılmasına yol açan herhangi bir büyüklükteki opasite katarakt olarak tanımlanır ve prevalansı 74 yaş ve üzeri hastalarda % 50’lere kadar çıkar (Andrew Beaver, 2011; Eichenbaum, 2012).

Geriatriklerde görme azalmasının başlıca nedenlerinden biri yaşlanmaya bağlı (senil katarakt) katarakttır. Yaşlanma ile beraber lensin ağırlığı, kalınlığı artar ve akomodatif gücü azalır. Bu da lensin sıkışıp, sertleşmesine ve lens üzerinde nükleer skleroz alanlarının oluşmasına neden olarak görme işlevi bozukluklarına yol açar (Andrew Beaver, 2011)

Senil katarakt görme alanı, kontrast duyarlılığı ve görme keskinliği gibi objektif klinik değerlendirmelerin yapıldığı detaylı bir oftalmolojik muayene ile tanılanır ve lensin değiştirilmesi ile görme keskinliğinin arttırıldığı fakoemülsifikasyon tekniği ile yapılan cerrahi operasyonlar ile tedavi edilir (Coroi, Bembea, Hanciu, Constantinescu, Roiu, 2011).

Görme keskinliği ölçümü katarakttın görme işlevi üzerindeki etkilerini tespit etmekte kullanılan standart bir metottur (Yamaguchi, Negishi, Tsubota, 2011). Görme işlevi bozuklukları görme keskinliği gibi objektif klinik değerlendirmeler ile tanılansa da bireyin günlük yaşam aktivitelerindeki performansını olumsuz yönde etkilediği için günlük yaşam aktiviteleri sırasında yaşadıkları zorluklar sırasında keşfedilir (Elliot, Hurst, Weatherill, 1990; Ross, Stelmack, Stelmack and Fraim, 1991) Literatürde görme işlevinin günlük yaşam aktiviteleri performansı üzerindeki etkileri fiziksel, fonksiyonel, sosyal ve psikolojik boyutları içeren; hareket kısıtlılığı, sosyal/psikolojik sağlık, bilişsel durum ve ağrı temel alanlarına yoğunlaşan sağlığa bağlı yaşam kalitesi testleri ile değerlendirilir (Quintana ve ark, 2010). Literatürde snellen eşeline göre 0,4 ve altında görme keskinliğine sahip hastalarda cerrahi sonrası görme fonksiyonlarında rehabilitasyon sürecini etkileyebilecek anlamlı değişiklikler olduğu; cerrahi öncesi 0,4 üstü görme keskinliğine sahip hastalarda ise görme fonksiyonlarında ışığı algılama ve parlaklık açısından değişiklikler meydana geldiği belirtilse

de görmeye bağlı yaşam kalitesi testleri hastanın kendi yapmak istediği ve kendisi için anlamlı olan aktivitelerdeki performans ve katılımının görme işlevinden nasıl etkilendiği konusunda yeterli kanıta dayalı bilgi sağlamakta eksik kalabilir (Cole, Beck, Moke, Gal, and Long, 2000; 2001; Szlyk ve ark, 2001; West ve ark, 2002; Swanson, Bodner, Sawyer, Allman, 2012). Günlük yaşam aktivitelerindeki başarının en iyi şekilde değerlendirilebilmesi için gerçek veya yapılandırılmış ortamlarda yapılan aktivite performansının günlük yaşam aktiviteleri testleri ile değerlendirilmesinin yanında bireyin bireysel özelliklerinin bu performans ile ilgili öznel memnuniyet ve tatmin olma seviyesinin değerlendirilmesi gereklidir (Crepeau, Cohn, Boytschell, 2003).

Literatürde fakoemülsifikasyon cerrahisinin görmeye bağlı yaşam kalitesine etkisi üzerine çok sayıda araştırma bulunmasına rağmen fakoemülsifikasyon cerrahisinin aktivite katılımı ve performansı üzerindeki etkisinin incelendiği çalışma bulunmamaktadır. Bu araştırma senil kataraktı olan geriatriklerde fakoemülsifikasyon cerrahisinin görmeye bağlı yaşam kalitesi, aktivite performansı ve katılımına olan etkisini görme keskinliğine odaklanarak eğitim, cinsiyet parametrelerine göre incelemek ve senil kataraktlı geriatriklerin aktivite tercihlerini belirlemek amacı ile planlandı.

GEREÇ ve yÖnTEMÇalışmamıza göz hastalıkları ve cerrahisi kliniğine görme işlevi bozukluğu ile başvuran ve senil katarakt tanısı ile fakoemülsifikasyon tekniği ile katarakt cerrahisi yapılması planlanan 62 hasta dahil edildi.

Çalışmaya dahil edilme kriterleri; hastanın mevcut görme şikayetlerinin sadece var olan kataraktına bağlı olması, (görme keskinliği ya da kontrast duyarlılığını etkileyecek düzeyde glukomu, diyabetik retinopatisi, makulopatisi ya da keratopatisi olmaması), herhangi bir göz cerrahisi geçirmemiş olması, yaşam kalitesini etkileyecek düzeyde sistemik hastalığının olmaması, cerrahinin fakoemülsifikasyon cerrahisinde ustalaşmış bir cerrah tarafından gerçekleştirilecek olması, hastanın Türkçe okuyup-yazma becerisinin olması olarak belirlendi.

Page 45: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44 35

Çalışmaya dahil edilmeme kriterleri olarak; tam körlük, kognitif fonksiyonlarda bozukluk, nörolojik hastalık, her hangi bir nedene bağlı fiziksel yetersizlik, operasyon sonrası rutin kontrollerine gelmeme, operasyon sonrası herhangi bir komplikasyon gelişmesi olarak belirlendi. Çalışmaya katılmak istememe, değerlendirme formlarının uygun şekilde dolduramama ve/veya terapistin doldurmasına izin vermeme araştırmadan çıkartılma kriterleri olarak belirlendi. Çalışmadan çıkarılan hastalar için gözlem süresi belirlenmedi.

Çalışma kriterlerine uyan ve çalışmaya katılmayı kabul eden hastalara ait cinsiyet, yaş, medeni hal, eğitim durumu, meslek, operasyon tarihi ve hangi gözün opere edileceği, tam oftalmolojik muayene ve Snellen Eşeline göre görme keskinliği tespitine ait demografik bilgiler göz kliniğinde kaydedildi. Diğer değerlendirme testleri operasyonundan 1 gün önce Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü uygulama ünitesinde uygulandı. Operasyon sonrası 3. ayda aynı testlerin tekrardan uygulanacağı bilgisi hastalara verildi.

Çalışma Helsinki Deklerasyon Kriterlerine uygun olarak hazırlanmış ve her katılımcıya Bilgilendirilmiş Onam Formu imzalatıldı. Çalışma Hacettepe Üniversitesi Girişimsel Olmayan Klinik Araştırmalar Etik Kurulu tarafından GO 13/210 numarası ile uygun bulundu.

Tüm hastaların operasyon öncesi görme keskinlikleri (GK) tespit edildi ve hastalar görme keskinliği 0,4 ve altında olanlar (I. grup) ve 0,4’ün üzerinde olanlar (II. grup) olmak üzere iki gruba ayrıldı. Tüm hastalara fakoemülsifikasyon cerrahisinden 1 gün önce 25 Sorulu Ulusal Göz Sağlığı Enstitüsü Görme İşlevleri Anketi’nin (NEI-VFQ 25) Türkçe çevirisi, Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçümü (FBÖ) ve Kanada Aktivite Performans Ölçümü (COPM) uygulandı. Her iki gruba operasyon sonrası 3. ayda görme keskinliği tespiti yapıldı ve diğer testler aynı terapist tarafından tekrar uygulandı. Gruplar fakoemülsifikasyon cerrahisinin günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık, aktivite performansı, katılımı ve görmeye bağlı yaşam kalitesi üzerindeki etkileri görme keskinliği, eğitim ve cinsiyet parametrelerine göre incelendi ve hastaların aktivite tercihleri belirlendi.

Aktivte performansı, katılımı ve görmeye bağlı yaşam kalitesi, eğitim düzeyi (ilkokul mezunu olanlar düşük eğitim düzeyi; lise ve üniversite mezunu olanlar yüksek eğitim düzeyi) ve cinsiyete (kadın-erkek) göre incelendi.

Görme keskinliği operasyon öncesi ve sonrası Snellen Eşeline göre tespit edildi. Klinik uygulamalarda görme keskinliği ölçümü için en sık kullanılan eşel, hayali bir kare içine sıkıştırılmış çeşitli büyüklükteki harflerden meydana gelmiş olan Snellen Eşeli’dir. Eşel, harf boyunun 5 dakika, ayrıntısının ise 1 dakika olduğu optotiplerden oluşturulmuştur. Göze geliş açısının farklı mesafeler için 5 dakika olduğu çeşitli sıralar vardır. Yani 20 metre mesafeden bakıldığında 5 dakikalık açıya denk gelen sıra, 40 metre mesafeden bakıldığında 5 dakikalık açıya denk gelen sıra, 60 metreden bakıldığında 5 dakikalık açıya denk gelen sıra gibi değişik boyutlarda optotiplerin oluşturduğu çeşitli test sıralarını içerir. Test sırasında bütün optotipleri içeren eşel yaklaşık 6 metreden okutularak görme keskinliği ölçülür. Birey en üstteki bir sırayı okuyabiliyorsa görme düzeyi 0,1 dört sırayı okuyabiliyorsa görme düzeyi 0,4’tür. Bütün sıralar yani on sıra da okunabiliyorsa görme düzeyi ’tam’ olarak değerlendirilir (Öztürk, Şener, Sana, 2001).

Fakoemülsifikasyon cerrahi tekniği katarakt tedavisinde sıklıkla kullanılan; göz içine 2.2 mm’lik kesiden girilerek ve özel bir sıvı olan “Viscoelastik jel” ile doğal merceğin gözün diğer tabakalarından zarar verilmeden ayrılması sağlayan bir cerrahi tekniktir. Saydamlığını yitirmiş göz içi merceği ultrasonik ses dalgaları yayan özel bir cihazla göz içinde parçalanarak emilir. Yapay, katlanabilir bir merceğin göze yerleştirilmesi yolu ile görme fonksiyonu geliştirilir. Konuda deneyimli hekimlerce uygulanır (Coroi, Bembea, Hanciu, Constantinescu, Roiu, 2011).

NEI-VFQ 25 görme işlevi bozukluğu olan tüm yaş aralığındaki hastalarda kullanılabilen bir yaşam kalitesi testidir. Test genel sağlık, genel görme, göz ağrısı, yakın görme, uzak görme, görmeye bağlı sosyal etkileşim, görmeye bağlı ruhsal sağlık, görmeye bağlı rol güçlükleri, görmeye bağlı başkalarına bağımlılık, araba kullanımı, renkli görme ve periferik görme alanlarını değerlendirir. Test adı geçen alanlarda hasta yakınmalarını ve performanslarını sorgulayan

Page 46: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

36

25 sorudan oluşur. Test Toprak ve arkadaşları tarafından Türkçe’ye kazandırılmış, Türkçe çevirisinin geçerlilik ve güvenirlik çalışmaları 61 hasta üzerinde yapılmıştır. Çeviri adı geçen hastalığa sahip olanlarda hastalığın şiddetine göre ayırma açısından istatistiksel olarak anlamlı ve yeterli duyarlılığa sahiptir (p<0.001, 0,59 < r < 0,84). Güvenilirdir ve farklı tedavi yöntemlerini karşılaştırmak için kullanılabilmektedir (Toprak, Eser, Guler, Baser, Mayali, 2005; Labiris ve ark,, 2008).

FBÖ hastaların günlük yaşam aktivitelerini gerçekleştirmedeki fiziksel ve bilişsel yetersizliklerini, yardım ihtiyacını ve bakım yükünü değerlendiren Türkçe geçerlilik ve güvenilirlik çalışmaları yapılmış bir günlük yaşam aktivitesi değerlendirme testidir (0,44< r < 0,48). Test kendine bakım, sfinkter kontrolü, mobilite, hareket, iletişim ve sosyal bilişsellik ana fonksiyon alanları altında 18 maddeden oluşmaktadır. Her madde yardım miktarını belirten 7-puanlı Likert skalasına göre değerlendirilir (1=tam bağımlılık, 7=tam bağımsızlık) (Küçükdeveci, Yavuzer, Elhan, Sonel, Tebbent, 2001).

COPM hastaların kendileri için önemli ve anlamlı olan kendine bakım, üretkenlik ve boş zaman aktivitelerindeki performanslarına ait performans ve tatmin olma puanlarını değerlendirir. COPM’a göre hastanın memnuniyet puanı aktivite performansı ile ilgili ve aktivite tatmin puanı aktivite katılımı hakkında bilgi verir. Bununla beraber hastalara ait aktivite tercihleri hakkında da bilgi edinilmesine yardımcı olan test ergoterapi alanında sıklıkla kullanılan hasta merkezli bir değerlendirme yöntemidir (Dedding, Cardol, Eysen, Dekker, Belen, 2004; Bumin, Zarif, Kayıhan, 2007).

İstatistiksel Analiz:Çalışmamızda istatistiksel analizde SPSS (Statistical Product and Service Solutions) for Windows 17.0 programı kullanıldı. Tüm istatistiklerde p anlamlılık değeri 0,05 olarak alındı. İstatistiksel yöntem olarak Wilcoxon analizi ve bağımlı gruplarda eşleştirilmiş örneklem t testi kullanıldı. Değerlendirme sonuçlarına ait değişkenlerin arasındaki ilişkilerin yönü ve şiddetini belirlemek için korelasyon analizi kullanıldı. Analizde ilişki olarak kabul edilebilmesi

için r değerinin en az 0,05 olması gerekmektedir (Sümbüloğlu, Sümbüloğlu, 1994).

SOnuÇLARÇalışmada hastalar cerrahi öncesi görme keskinliklerine göre 2 grupta incelendi. Toplam 62 hastadan 2 tanesi cerrahi sonrası rutin kontrollerine gelmediği için çalışma dışı bırakıldı ve çalışma 60 hasta ile tamamlandı. Görme keskinliği 0,4 ve altında olan I. grup 18 kadın ve 18 erkek toplam 36 kişiydi. Görme keskinliği 0,4 üstünde olan II. grup 12 kadın ve 12 erkek olmak üzere toplam 24 kişiydi (Tablo 1). Hastaların yaşı 60 ile 83 yıl arasındaydı. I. grubun yaş ortalaması 70,91±6,429 yıl iken II. grubun yaş ortalaması 70±6,15 yıl idi. Tüm hastaların 5’i ilkokul, 24’ü lise ve 31’i üniversite mezunuydu. Tablo 1. Çalışmaya katılan birey sayısı

I. grup II. grup Toplam

Kadın 18 12 30

Erkek 18 12 30

Toplam 36 24 60

60 hastaya ait 60 göz Snellen Eşeline göre incelendiğinde I. grup hastalarının cerrahi öncesi en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ortalaması 0,31±0,85 iken cerrahi sonrası en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ortalaması 0,9±0,06’tü. II. grup hastalarının cerrahi öncesi en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ortalaması 0,53±0,05 iken cerrahi sonrası en iyi düzeltilmiş görme keskinliği ortalaması 0,90±0,03’tü. Her iki grupta görme keskinliğinin anlamlı şekilde artığı tespit edildi (p:0,00 0) (Tablo 2).

I. grup hastalarının cerrahi öncesi NEI-VFQ 25 puanı ortalaması 114,25±12,6 iken cerrahi sonrası 81,166±9,32 idi. II. grup hastaların cerrahi öncesi NEI-VFQ 25 puanı ortalaması 92,87±9,58 iken cerrahi sonrası 67,0±12,04 idi. Her iki grupta NEI-VFQ 25 puanı ortalaması yani görmeye bağlı yaşam kalitesi cerrahi sonrası olumlu gelişme gösterse de I. gruptaki değişim istatistiksel olarak anlamlı bunundu (p:0,000) (Tablo 2). I. grup NEI-VFQ 25’in alt parametrelerinden araba kullanmak dışındaki tüm parametrelerde (p:0,000) istatistiksel olarak

Page 47: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44 37

anlamlı değişim tespit edilirken II. grupta sadece genel sağlık (p:0,423), genel görme (p:0,419), göz ağrısı (p:0,000), yakın faaliyetler (p:0,416), uzak faaliyetler (p:0,468), renkli görme (p:0,354), ve periferik görme (p:0,455) parametrelerinde istatistiksel olarak anlamlı değişim tespit edildi (Tablo 3).

I. grupta cerrahi öncesi FBÖ puan ortalaması 3,88±0,854 iken cerrahi sonrası 6,08±0,806 idi. II. grupta cerrahi öncesi FBÖ puan ortalaması 3,95±0,69 iken cerrahi sonrası 6,08±0,82 idi. I. ve II. gruba ait FBÖ puanları karşılaştırıldığında I. grupta istatistiksel olarak anlamlı artış gözlense de grup II’de anlamlı değişim gözlenmedi (p:0,343, p2: 0,551) (Tablo 2).

COPM performans puanı incelendiğinde I. grup cerrahi öncesi performans puanı ortalaması 3,44±1,05 iken cerrahi sonrası 7,08±1,05; II. grup cerrahi öncesi performans puanı ortalaması 3,33±1,01 iken cerrahi sonrası 7,58±0,82 olarak tespit edildi. Her iki grupta cerrahi sonrası performans puanı ortalaması karşılaştırıldığında her iki grupta artış gözlense de I. gruptaki değişim istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p:0,213) (Tablo 2).

COPM tatmin puanı incelendiğinde I. grup cerrahi öncesi puan ortalaması 3,0±0,98 iken cerrahi sonrası 6,52±1,27 olarak tespit edildi. II. grupta cerrahi öncesi puan ortalaması 3,16±0,96 iken cerrahi sonrası 6,45±1,64 olarak tespit edildi. Her iki grupta cerrahi sonrası tatmin puanı ortalaması karşılaştırıldığında her iki grupta artış gözlense de I. gruptaki değişim istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p:0,412) (Tablo 2).

COPM aktivite tercihleri doğrultusunda incelendiğinde tüm hastaların cerrahi öncesi ve sonrası yapmak isteyip de yapmakta zorlandığı 123 aktivite içerisinden en çok zorlandıkları kendine bakım aktiviteleri giyinme – soyunma, ilaç ayırt etme, ince beceri (gömlek-düğme-ilik), traş yapma, saç şekillendirme-makyaj yapma ve ayakkabı bağlama; üretkenlik aktiviteleri kalabalık objeler içerisinden isteneni bulma, yazı yazma-not alma, iğne-iplik kullanma, yemek yapma, alış-veriş yapmaya yalnız gitme ve boş zaman aktiviteleri televizyon izleme, kitap/gazete okuma, ev içi küçük tamir/el sanatları yapma, arkadaş ortamında bulunma/sohpet etme, spor yapma olarak belirlendi. Gruplar aktivite tercihleri açısından karşılaştırıldığında I. grubun tercihi

Tablo 2. Grupların görme keskinliği, NEI-VFQ 25, FBÖ, COPM-performans ve COPM- katılım puanlarının karşılaştırılması

Görme KeskinliğiOÖ

X±SSOS

X±SSt p

Görme KeskinliğiI. grupII. grup

0,311±0,850,53±0,05

0,90±0,060,90±0,03

-11,198,000*

nEI-VFQ 25 I. grupII. grup

114,25±12,692,87±9,58

81,166±9,3267,0±12,04

9,223,000*

FBÖ I. grupII. grup

3,88±0,8543,95±0,69

6,08±0,8066,08±0,82 -,332 ,451*

cOPM-performans I. grupII. grup

3,44±1,053,33±1,01

7,08±1,057,58±0,82 -11,834 ,412*

cOPM-katılım I. grupII. grup

3,0±0,983,16±0,96

6,52±1,276,45±1,64 -8,476 ,213*

OÖ: Operasyon Öncesi, OS: Operasyon Sonrası, *p<,05

Page 48: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

38

daha çok kendine bakım aktiviteleri yönünde iken; II. grubun kendine bakım aktivitelerinin yanında üretkenlik ve boş zaman aktiviteleri tercihlerinde de bulunduğu tespit edildi (Tablo 4).

Tüm hastalar eğitim düzeyine göre incelendiğinde eğitim düzeyi yüksek olan hastaların aktivite performansı, aktivite katılımı ve görmeye bağlı yaşam kalitesi puanlarının eğitim düzeyi düşük olan gruba göre daha yüksek olduğu tespit edildi (Tablo 5).

Tüm hastalar cinsiyete göre incelendiğinde aktivite performansı, katılımı ve görmeye bağlı yaşam kalitesi açısından erkeklerin kadınlara göre daha başarılı olduğu tespit edildi (Tablo 5).

TARTIŞMA Son yıllarda katarakt cerrahisinde hızlı yenilikler olmuş ve fakoemülsifikasyon tekniği ile katarakt cerrahisi ayaktan yapılan bir işlem haline gelmiştir (Javitt, Wang, Trentacost ve ark.,1997; McLeod,

Tablo 3. Operasyon öncesi ve sonrası NEI-VFQ-25 ortalama puanların karşılaştırılması

nEI-VFQ-25OÖ

X±SSOS

X±SSt p

Genel Sağlık I. grupII. grup

62,65±17,4569,24±14,565

72,35±13,4374,14±16,6

-,743,000*,423*

Genel Görme I. grupII. grup

44,65±8,6556,32±4,56

56,76±7,7563,43±2,64

-1,232,000*,419*

Göz Ağrısı I. grupII. grup

98,56±1,8789,58±1,2

89,56±1,8781,58±1,2

-2,83,000*,000*

yakın Faaliyetler I. grupII. grup

63,21±20,3268,23±1,99

73,53±14,1276,15±8,23

-6,386,000*,416*

uzak Faaliyetler I. grupII. grup

63,56±11,2368,45±9,56

71,46±13,2172,53±8,32

-7,721,000* ,613

Sosyal Faaliyetler I. grupII. grup

79,65±9,6875,78±6,54

81,42±7,8276,83±8,73

-8,825,000*,834

Ruh Sağlığı I. grupII. grup

62,49±12,6978,23±1,67

72,64±13,2379,43±4,32

-3,312,000* ,712

Rol Güçlükleri I. grupII. grup

54,57±16,9868,3±4,77

64,43±5,7872,45±7,49

-8,793,000* ,616

Bağımlılık I. grupII. grup

53,62±14,2164,21±7,53

79,32±12,3474,32±5,74

-3,563,000* ,613

Araba Kullanma I. grupII. grup

53,62±23,7159,32±11,89

69,21±17,4564,21±8,54

-2,45,65

,733

Renkli Görme I. grupII. grup

51,65±14,458,89± 1,12

73,78±15,9169,45±53,22

-4,542,000*,354*

Periferik Görme I. grupII. grup

42,67±6,7847,78±2,11

64,84±9,2159,53±5,43

-3,386,000*,455*

OÖ: Operasyon Öncesi, OS: Operasyon Sonrası, *p<,05

Page 49: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44 39

Tablo 4. COPM’ye göre bireylerin yapmak isteyip de yapmakta zorlandıkları kendine bakım, üretkenlik ve boş zaman aktivitelerinin listesi

AKTİVİTE n %

Kendine Bakım

Giyinme – soyunmaİlaç ayırt etme

İnce beceri (gömlek-düğme-ilik)Traş olma, saç şekillendirme, makyaj yapma

Ayakkabı bağlama

39281912

9

31,722,715,49,7

7,3

Üretkenlik

Kalabalık objeler içerisinden isteneni bulmaYazı yazma-not almaİğne-iplik kullanma

Yemek yapmaAlış-veriş yapmaya yalnız gitme

41

3522178

33,3

28,417,813,86,60

Boş zaman

Televizyon izlemeKitap/gazete okuma

Ev içi küçük tamir/el sanatları yapmaArkadaş ortamında bulunma/sohpet etme

Spor yapma

342617

1411

27,621,113,8

11,38,9

Tablo 5. Operasyon öncesi ve sonrası aktivite performansı, aktivite katılımı ve görmeye bağlı yaşam kalitesi ortalamalarının eğitim seviyesi ve cinsiyete göre değişimi

Özellik ParametreO.ÖnceX±SS

O. SonraX±SS

Eğitim

DüşükcOMP (performans)

cOMP (katılım)nEI-VFQ 25

3,03±3,233,43±2,3465,3±12,43

4,45±3,564,23±6,5497,43±6,98

yüksekcOMP (performans)

cOMP (katılım)nEI-VFQ 25

4,32±1,214,35±3,3271,23±13,32

6,45±3,217,32±2,21

96,58±12,43

cinsiyet

KadıncOMP (performans)

cOMP (katılım)nEI-VFQ 25

2,13±3,233,445±2,3364,2±12,23

5,34±7,5542,453±5,3488,23±5,67

ErkekcOMP (performans)

cOMP (katılım)nEI-VFQ 25

5,142±2,614,67±4,4269,13±12,3

7,85±4,619,32±4,21

93,56±6,78

Page 50: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

40

2004). Fakat bu tedavi yönteminin geriatrik bireyin aktivite performansı ve katılımı üzerindeki etkilerinin rehabilitasyon bakış açısı ile hasta merkezli olarak değerlendirme arayışı halen devam etmektedir.

Geriatri, günlük yaşam aktiviteleri, az gören rehabilitasyonu ve yaşam kalitesi ergoterapinin ana konuları içerisinde yer almaktadır. Bu ortak paydada çalışmamız senil kataraktı olan geriatriklerde fakoemülsifikasyon cerrahisinin görmeye bağlı yaşam kalitesi, aktivite performansı ve katılımına olan etkisini görme keskinliğine odaklanarak eğitim, cinsiyet parametrelerine göre incelemek ve senil kataraktlı geriatriklerin aktivite tercihlerini belirlemek amacı ile planlandı.

Literatürde fakomülsfikasyon tekniği ile yapılan katarakt cerrahisi sonrasında görme keskinliğinin arttığını belirten birçok çalışma vardır (Javitt, Wang, Trentacost ve ark,1997; McLeod, 2004). Çalışmamızda da literatür ile uyumlu olarak her iki grupta fakoemülsifikasyon tekniği ile yapılan cerrahi sonrası görme keskinliğinin cerrahi öncesi döneme göre anlamlı şekilde artığı tespit edildi (p:,000). Bunun nedeninin hasarlı ve kırıcılık özelliğini kaybetmiş eski lensin yenisi ile değiştirilmesi sonucunda görme fonksiyonunun anatomik ve fonksiyonel olarak tekrardan işlevsel hale gelmesi olduğu düşülmektedir.

Görme keskinliği görme gibi çok boyutlu bir işlevi ölçmek için önemli bir ölçüt olsa da hastaların cerrahi sonrası görme işlevinde meydana gelen değişikliklerin hastanın hayatını nasıl etkilediğine dair yeterli bilgi sağlamaz. Hastayı tedavi arayışına iten günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlığın görme azalmasından etkilenmesidir. Görme keskinliği cerrahinin günlük yaşam aktivitelerindeki değişiklikleri, aktivite performansını veya aktivite katılımını değerlendirmez (Javitt, Wang, Trentacost ve ark.,1997; McLeod, 2004). Bu nedenle kataraktı olan geriatriklerde fakoemülsifikasyon tekniğinin etkilerini değerlendirmek için sadece görme keskinliği ölçümü yeterli olmaması cerrahinin etkilerinin belirlenmesinde farklı yöntemlerin kullanılması gerektiğini doğrular. Çalışmamızda bu nedenle görmeye bağlı yaşam kalitesi de değerlendirilmiştir. Literatürde konu ile ilgili yapılan çalışmalarda VF-14 anketinin sıklıkla kullanıldığına rastlanmaktadır. Nosen

ve arkadaşları katarakt cerrahisi sonuçlarını değerlendirmek için görme keskinliğine ek olarak hasta temelli Quality of Well-being Scale (QWB-SA) ile VF-14 anketlerinin uygulamıştır. Operasyon sonrası her iki ölçek puanında operasyon öncesi 0,4 ve altı görme keskinliğine sahip hastalarda daha fazla olmak üzere anlamlı artış olduğu belirtilir. (Nosen, Kaplan, David, 2005). Bununla beraber literatürde fakoemülsifikasyon cerrahisi sonrası görmeye bağlı yaşam kalitesindeki değişimi ölçmek için NEI-VFQ 25’in kullanıldığı birçok çalışmaya rastlanmaktadır. Bu çalışmalarda fakoemülsifikasyon sonrası görmeye bağlı yaşam kalitesinde çalışmamızda da olduğu gibi artış tespit edildi. Fakat bu çalışmaların hiç biri görmeye bağlı yaşam kalitesini sınır kabul edilen 0,4 görme keskinliğine göre incelememiştir. Farklı görme işlevi sorunları olan hastalarda yapılan bir çok hçalışmada 0,5 ve üzeri görme keskinliği olan hastaların operasyon sonrası görme işlevinden çok parlaklık ve seçicilik alanında gelişim gösterdiği belirtilir (Stelmack, Stelmack, Massof, 2002; Reeves, Harper). Bizde çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak fakoemülsifikasyon tekniği ile yapılan katarakt cerrahisi sonrasında görmeye bağlı yaşam kalitesinde artış tespit ettik. Fakat bu artışı görme keskinliğine göre incelediğimizde cerrahi öncesi 0,4 ve altı görme keskinliğine sahip hastaların cerrahi sonrası görmeye bağlı yaşam kalitelerinde istatistiksel olarak anlamlı artış tespit ettik. Bunun nedeninin cerrahi öncesi görme keskinliği düşük olan grupta NEI-VFQ 25’in araba kullanmak dışındaki tüm parametrelerinde operasyon sonrası anlamlı değişimler olurken görme keskinliği daha yüksek olan grupta operasyon sonrası parlaklık ve seçicilik artışı sonucu sadece genel sağlık, genel görme, göz ağrısı, yakın faaliyetler, uzak faaliyetler, renkli görme ve periferik görme alanlarında istatistiksel olarak anlamlı değişim olması olduğu düşünülmektedir.

Kataraktı olan geriatrikler üzerinde yapılan çalışmalarda günlük yaşam aktivitelerinden çok görmeye özel günlük yaşam aktiviteleri fonksiyonlarının değerlendirildiği testler kullanılmaktadır. Çünkü yapılan çalışmalar görme foksiyonunun günlük yaşam aktiviteleri üzerindeki etkisinin özel testler ile

Page 51: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44 41

değerlendirilmesi gerektiği yönündedir (Haymes, Johnston, Heyes, 2002; McCabe ve ark, 2000). Biz çalışmamızda görmeye bağlı yaşam kalitesi testi yanında geriatriklerde sıklıkla kullanılan Fonksiyonel Bağımsızlık Ölçümü’nü de kullandık. Operasyon’un FBÖ sonuçları üzerindeki etkisini incelediğimizde operasyon öncesi görme keskinliği düşük olan grupta günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık seviyesinin istatistiksel olarak anlamlı değişim gösterdiğini tespit ettik. Görme keskinliği yüksek olan grupta ise günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık seviyesi incelendiğinde p değerinin anlamlılık değerine çok yakın olmakla beraber anlamlılık sınırının üzerinde olduğunu tespit ettik. Bunun nedeninin operasyon öncesi görme keskinliği düşük olan gruba ait FBÖ toplam puanının görme keskinliği yüksek olan gruba göre daha düşük olması olduğu düşünülmektedir.

Literatürde kataraktlı geriatriklerde fakoemülsifikasyon’un aktivite performansı ve katılımı üzerindeki etkilerini farklı kişi merkezli değerlendirmeler ile inceleyen çalışmalar bulunsa da COPM ile değerlendiren çalışma bulunmamaktadır. Farklı kişi merkezli değerlendirme anketlerinin kullanıldığı çalışmalarda görme keskinliğindeki değişimin bireylerin kendi seçtikleri aktivitelerdeki performans ve katılım seviyelerini etkilediği belirtilir (Legro, 1991; Talley-Rostov, 2008). Çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak operasyon öncesi aktivite performans puanı gruplar arası karşılaştırıldığında görme keskinliği düşük olan grupta daha düşük olduğu tespit edildi ve cerrahi sonrası istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlendi. Bunun nedeninin görme keskinliği düşük olan grupta günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlık puanının daha düşük olması olduğu düşünülmektedir. COPM aktivite katılım puanı incelendiğinde düşük görme keskinliği olan grupta aktivite katılımı yüksek görme keskinliği olan gruba göre daha düşüktü ve cerrahi sonrası bu grupta istatistiksel olarak anlamlı değişiklikler tespit edildi. Bu düşüklüğün görme keskinliğinin zayıf olması sonucu günlük yaşam aktivitelerindeki performansın kötü olmasından kaynaklandığını ve kötü aktivite performansının düşük katılım seviyesine neden olduğunu düşünmekteyiz.

Literatür kataraktlı geriatrikerin yapmak isteyip de yapmakta zorlandıkları aktiviteler açısından incelendiğinde sıklıkla karşımıza küçük puntolu yazıları okumak, kitap ya da gazete okumak, büyük puntolu yazıları okumak ya da telefon sayılarını görmek, trafik işaretlerini, cadde ve mağaza isimlerini okuyabilmek, el işi yapmak, form doldurabilmek, bingo domino ya da kart gibi oyunlar oynayabilmek, spor yapabilmek, yemek pişirmek, televizyon izlemek, gündüz araba kullanmak, gece araba kullanmak aktiviteleri sıklıkla karşımıza çıkmaktadır (Steinberg ve ark, 1994, Massof ve ark, 1998). Çalışmamızda da literatür ile uyumlu olarak hastaların yapmak isteyip de yapamadıkları aktiviteler benzerlik göstermektedir. Her iki grup karşılaştırıldığında görme keskinliği düşük olan grup sıklıkla küçük punto yazıları okumak, yüz tanımak, kendine bakım aktivitelerini (hijyen, makyaj gibi) yapmakta zorlandıklarını belirtirken; görme keskinliği yüksek olan grupta kendine bakım aktivitelerine ek olarak üretkenlik ve boş zaman aktiviteleri ile ilgili tercihlerin de yapıldığı tespit edildi. Bunun nedeninin görme keskinliği düşük olan grubun aktivite performansı ve katılımının düşük olmasının bireyin üretkenlik ve boş zaman aktivitelerinden çok bağımsız yaşamın en temel unsurlarından olan kendine bakım aktivitelerini tercih ettikleri düşünülmektedir.

Çalışmayı geçerlilik açısından değerlendire-bilmek için hastaları çeşitli gruplara ayırarak inceledik. Öncelikle eğitim seviyesini düşük (ilkokul) ve yüksek (lise, üniversite) olarak ikiye ayırdık. Toprak ve arkadaşlarınınkine benzer olarak cerrahi öncesi düşük görme keskinliği olan grupta görmeye bağlı yaşam kalitesini daha düşük tespit ettik (Toprak ve ark, 2005). Hastaları cinsiyete göre iki gruba ayırdığımızda erkeklerin cerrahi öncesi toplam puanlarının anlamlı şekilde daha yüksek olduğunu tespit ettik. Son dönemde yapılan çalışmalarda tespit edilmiştir ki cinsiyet ile görmeye bağlı yaşam kalitesi, aktivite performansı ve katılımı arasında kuvvetli ilişki vardır. Lundquist ve arkadaşlarının çalışmasında katarakt operasyonu sonrası 5 yıllık dönemde cinsiyetin öznel ve nesnel olarak görme işlevi üzerindeki etkilerini incelemişlerdir (Lundquist, Mnestam, 2002). Bizde çalışmamızda literatüre benzer şekilde kadınların aktivite performans

Page 52: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

42

ve katılım seviyelerinin, operasyon öncesinde erkeklerle eşit seviyede olsa da operasyon sonrası daha düşük olduğunu tespit ettik. Bundan yola çıkarak erkeklerin daha yüksek görme keskinliği seviyelerinde ve daha erken dönemde yaşam kalitesine ait değişiklikleri tespit ettikleri düşünülmekteyiz.

Sonuç olarak; kataraktı olan geriatriklerde fakoemilsifikasyon tekniği ile yapılan cerrahiler görme keskinliğinin arttırılması sağlar. Fakat bu operasyonun farklı görme keskinliğine sahip grupların aktivite performansı ve katılımı üzerindeki etkileri değişiklik göstermektedir. Senil kataraktı olan geriatriklerde fakoemülsifikasyon cerrahisi, cerrahi öncesi 0,4 ve altı görme keskinliğine sahip olan geriatriklerin aktivite performans ve katılımını, görme keskinliği 0,4 üstü olan gruba göre cinsiyet ve eğitim düzeyine bağlı olarak daha fazla etkilemiştir. Konu ile ilgili çeşitli görme keskinliklerine sahip hastaların aktivite performansı ve katılımının arttırılmasına yönelik geniş katılımcı sayısı ile yapılacak ileri ergoterapi çalışmaları planlanmalıdır.

K Ay n A K L A R

Andrew, G., Beaver, H. (2011) Geriatric Ophthalmology

Principles and Practice of Geriatric Surgery.

Bumin, G., Zarif, MH., Kayıhan, H. (2007) Construct validity

of Canadian Occupational Performance Measure

in children with developmental disorders in Turkey.

European Journal of Pediatric Neurology, 11(1):47.

Cole, S., Beck, R., Moke, P., Gal, R., and Long, D. (2000)The

National Eye Institide Visuel Function Questionnaire:

experience of the ONTT, Optic Neuritis Treatment

Trial. Invest. Ophthalmol. Vis. Sci., 41:1017-1021.

Coroi MC, Bembea D, Hanciu D, Constantinescu C, Roiu

G. (2011) First 5 years in facoemulsification in

Department of Ophthalmology in Oradea County

HospitalOftalmologia, 55(1):77-83.

Crepeau, EB, Cohn ES., Boytschell, BA. (2003) Willard

and Speckman’s occupational therapy. (10th edi.)

Lippincott, Williams and Wilkins, Philedelphia.

Dedding, C., Cardol, M., Eysen, IC., Dekker, J., Belen,

A. (2004) Validity of Canadian Occupational

Performance Measure:a client centered outcome

measurement. Clin. Rehabil., 18(6):660-667.

Elliot, D., Hurst, M. and Weatherill, J. (1990) Comparing

test of function in cataract with the patients percivied

visual disability. Eye, 4:712-717.

Haymes, SA., Johnston, AW., Heyes, AD. (2002)

Relationship between vision impairment and ability

to perform activities of daily living. Ophtalmic Phsiyol

Opt., 22(2):79-91.

Javitt JC, Wang, F., Trentacost, DJ. et.al. (1997) Outcomes

of cataract extraction with multifocal intraocular

lens implantation: functional statusand quality of life.

Ophthalmology, 104: 589-599.

Eichenbaum JW. (2012) Geriatric Vision Loss Due to

Cataracts, Macular Degeneration and Glaucoma,

79(2): 276–294.

Küçükdeveci, AA, Yavuzer G, Elhan AH, Sonel B, Tebbent

A. (2001) Adaptation of functional Independence

Measure for use in Turkey. Clinc. Rehabil., 15:311-9.

Labiris G, Katsanos A, Fanariotis M, Tsirouki T, Pefkianaki

M, Chatzoulis D, Tsironi E. (2008) Pschometric

properties of the Grek version of the NEI-VFQ. BMC

Ophthalmol., 6(8):4.

Legro, MW. (1991) Quality of life and cataracts: a review

of a patient –centered studies of cataract surgery

outcomes. Ophthalmic Surgery, 22(8):431-443.

Lundqvist B., Mnestam, E, (2006) Longitidunal changes in

subjective and ogjective visual function after 5 years

of cataract surgery. J. Cataract Refract. Surgery.,

31:369-378.

Massof, R. (1998) A system model of low vision

rehabilitation. II Measurement of vision diasasbilities.

Optom. Vis. Dis. 75, 349-373.

McLeod SD. (2004) Beyond Snellen acuity: the assessment

of visual function after refractive surgery (editorial).

Arch Ophtholmol, 15:238-243.

Nosen PN., Kaplan, RM., David K. (2005) Measuring

outcomes of cataract surgery using the Quality of

Well-being scale and VF-14 Visual function Index. J.

Cataract Refract Surg., 31: 369-378.

McCabe P., Nason, F., Demers, P, Turco, PD, Friedman, D.,

Seddon, J. (2000) Evaluating the effectiveness of a

vision rehabilitation intervention using an objective

and subjective measure of functional performance.

Opththalmic Epidemiology. 7:259-270.

Öztürk B., Şener C., Sana Ş. (2001) Görme keskinliğinin

klinik değerlendirilmesi. T.Oft.Goz., 31,166-172.

Quintana JM., Escobar A., Bilbao A., Navarro G., Begiristain

JM., De Larrea NF., Perea E., Alberdi T., the IRYSS

Cataract Group (2010) Effect of hospital on variation

in visual acuity and vision-specific quality of life after

cataract surgery. Journal of Evaluation in Clinical

Practice, 16(4):665-672

Reeves, BC., Harper, RA., Russell, WB. (2002) Measuring low

vision outcomes with the NEI-VFQ-25. Investigative

Ophthalmology & Visual Science, 43(9):2859-2868 .

Ross, C., Stelmack, J., Stelmack, T., Fraim, M. (1991)

Preliminary examination of the realibility and clinical

Page 53: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi, 1(1) 2013, 33–44 43

state of measure of low vision patient functional

status. Optom. Vis. Sci., 68: 918-923.

Szlyk, J., Seiple, W., Fishman, F., Alexander , K., Grover ,

Sandmahler, C., (2001) perceivied and actual

performance of daily tasks: relationship to visual

function tests in individuals with retinitis pigmentosa.

Ophtholmalogy, 108: 65-75.

Stelmack JA., Stelmack TR, Massof RW. (2002) Quality of

life of low-vision patients and outcomes of low –vision

rehabilitation. Optometry and Vision Science, 78

(5):335-342.

Sümbüloğlu, K., Sümbüloğlu, V. (1994) Biyoistatistik.

Ankara.Özdemir Yayıncılık.

Swanson MW. , Bodner E., Sawyer P., Allman R. (2012)

Visual Acuity’s Association with Levels of Leisure-

Time Physical Activity Among Community-Dwelling

Older AdultsJ Aging Phys Act., January 20(1): 1–14.

Talley-Rostov, A. (2008) Patient-centered care and

refractive cataract surgery. Current oppinion in

Ophthalmology, 19(1):5-9.

Toprak, AB., Eser, E, Guler C., Baser FE, Mayali H. (2005).

Cross validation of Turkish version 25 item national

eye institute visual functioning questionarie (NEI-VFQ

25). Ophthalmic Epidemiol., 12(4):259-269.

West SK, Rubin GS, Broman AT, Munoz B, Bandeen-Roche

K, Turano K. 2002. How does visual impairment affect

performance on tasks of everyday life? The SEE

project. Archives of Ophthalmology, 120:774–778.

Yamaguchi, T., Negishi, K., Tsubota, K. 2011 Functional

visual acuity measurement in cataract and intraocular

lens implantation, 22(1):31–36.

Page 54: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 55: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

ERGOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ

yAy I n İ L K E L E R İ

Yazarlar İçin BilgiErgoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi yılda 3 kez yayımlanan hakemli bir dergidir. Derginin dili Türkçe olup, İngilizce yazılara da yer verilmektedir. Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi’nde ergoterapi alanında yapılan özgün araştırmalar, derleme makaleleri, olgu sunumları ve editö-re mektuplar yayımlanmaktadır. Dergide herhangi bir sağlık problemi nedeniyle vücut yapı ve işlevlerinde bozukluğu olan, yer aldığı sosyal yada kültürel toplumdan dışlanmış yada katılımı kısıtlanmış tüm kişilerin yanı sıra sağlıklı kişilerin de katılım sorunlarını, kişisel ve toplumsal ye-terliği geliştirmeye yönelik bilgi, beceri ve deneyimleri ve alana ilişkin müdahale ve rehabilitas-yon yaklaşımlarını içeren bilimsel çalışmalara yer verilmektedir. Tüm gönderilerin ingilizce başlık, anahtar kelime ve özetide olmalıdır.

Yazım Kuralları Yazılar A4 boyutunda sayfaya Times New Roman yazı tipi kullanılarak, 12 punto ve çift satır aralıklı olarak yazılmalıdır. Araştırma makaleleri 5000, derlemeler 3000, olgu sunumu 2000, editöre mektup ise 500 kelimeyi geçmemelidir. Makaleler giriş, gereç ve yöntem, sonuçlar ve tartışma bölümlerinden oluşmalıdır. Editöre mektup yazılarında atıfta bulunulan makalenin adı, yayınlandığı sayı ve tarih belirtilmeli, mektubu yazan kişinin isim, kurum ve adres bilgileri veril-melidir. Türkçe makalelerde TDK ve tibbi derneklerin terimler sözlüğü esas alınmalıdır. Tüm ya-zarlar “Yayın Hakları Sözleşmesi”ni imzalamalıdır. Yazıların yasalara ve etik kurallara uygunluğu ve bilgilerin doğruluğu yazarların sorumluluğundadır. Yayımlanan yazılar için yazarlara herhangi bir ücret ödenmez.

Başlık SayfasıYazının içeriğini tanımlayıcı başlık, yazar adları, unvanları, çalıştıkları kurum, e-posta adresleri ile iletişim kurulacak yazara ait yazışma adresi, e-posta adresi ve telefon numarası bilgileri yer almalıdır. Daha önce tebliğ edilmiş ise sunum tarih ve yeri belirtilmelidir.

Özet ve Anahtar KelimelerÖzet Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmalı ve 200’er kelimeyi aşmamalıdır. Yabancı yazarlar için Türkçe özet editörler tarafından yazılır. Araştırma makalelerinde özet; amaç, gereç ve yöntem, sonuçlar, tartışma (purpose, material and methods, results, conclusion) bölümlerini içerecek şekilde, derleme ve olgu sunumlarında bölümsüz olarak hazırlanmalıdır. Editöre mektup niteliğindeki yazılarda özet yer almamalıdır. Türkçe ve İngilizce özetlerin sonunda en az 3, en fazla 5 anahtar kelime, Türkçe-İngilizce olarak yazılmalıdır. İngilizce anahtar kelimeler “Medical Subject Headings (MeSH)” (www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html)’e ve “BISAC Subject Headings” (http://www.bisg.org/what-we-do-20-73-bisac-subject-headings-2012-edition.php)’e uygun olarak verilmeli, Türkçe anahtar kelimeler MeSH terimlerinin çevirisi olmalıdır. Anahtar kelimeler (;) ile ayrılmalıdır.

Metin BaslıklarıGiriş başlığı kullanılmamalıdır. Gereç ve yöntemler, sonuçlar, tartışma ve gerekli ise teşekkür baş-lığı yer almalıdır.

Yayın HakkıYayın Hakları Devir Formu dergiye makale ile birlikte gönderilmelidir.

Page 56: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

KaynaklarKaynaklar alfabetik olarak listelenmelidir.

● Metin içinde ilk geçişte yazar adları 3 ve daha az ise; (Saperstein, Anthony ve Barohn, 2001; Hiller ve Christine, 1992) şeklinde,

● Üçden fazla ise; (Pransky, Feuerstein, Himmelstein ve ark, 1997)şeklinde, ● İkinci ve daha sonraki geçişlerde ise; (Saperstein ve ark, 2001; Hiller ve ark, 1992) şeklinde göste-

rilmelidir.Kaynak yazımında “American Psychological Association (APA). (2001) Publication Manual of the Ameri-can Psychological Association (5th ed.) Washington, DC: Author.” rehber alınarak yazılmalıdır.

Kaynak yazımına bazı örnekler aşağıdaki gibidir: Jones, C� D� (2007) Title of paper, which is an article or chapter published in a book� In X� Y�

Editor (Ed�), Complete title of book� City, MA: Some Univer� Press� Pp� 3-23�

Jones, X� Y� (2006) Title� In W� Y� Editor (Ed�), Book Title� City, MT: Another Univer� Press�

Smith, A� B� (2007) Title of paper, which is published in a journal� Name of Journal, 1, 1-20�

Smith, A� B�, & Jones, C� D� (2007) Title of paper, which is a government publication� (Current

Reports, Special Series P23-189) Washington, DC: U�S� Department of Something�

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, & Green, G� H� (2007a) Title� Journal, 17, 36-55�

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, & Green, G� H� (2007b) Title of book written in original language [Title of book

translated into English]� (V� W� Translator, Transl�) New York:

Name of Publ� (Original published 1900)

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, Green, G� H�, Webb, I� J�, Smart, K� L�, & Black, M� N� (2006) Title� Journal, 104,

54-67�

Tablolar, Grafikler ve FotoğraflarHer biri farklı sayfada olacak şekilde, metin içinde verilen numaralandırmaya uygun olarak makale-nin sonunda yer almalıdır. Tablolar, Grafikler ve Fotoğrafların adları belirtilmeli ve kısaltmalar uygun olmalıdır. Resim ve fotoğraflar JPEG olarak iletilmelidir.

Makale Gönderimi Makaleler Word formatında, Yayın Hakları Sözleşmesi ise PDF formatında [email protected] adresine gönderilmelidir.

Page 57: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

JOURNAL OF OCCUPATIONAL THERAPY AND REHABILITATION

E D I T O R I A L P O L I c y

Instructions to AuthorsJournal of Occupational Therapy and Rehabilitation is a peer-reviewed journal with high etical statndarts and it is published three times a year. Official language of the journal is Turkish but both Turkish and English articles are considered for publication. Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation invites submission of Original Articles based on clinical and laboratory studies, Invited Review Articles including up to date published material, Original Case Reports, Letters to the Editor and News and Announcements of congress and meetings concerning all aspects of Occupation, Occupational Therapy, Rehabilitation, Social Participation of people with/or without problems of body structure and function and related fields. All the manuscripts must also have English Title, Key Words and Abstract.

Preparation of ArticleArticles should be typed in A4 paper with 12 pt (Times New Roman) and doublespaced. Original articles should not exceed 5000, review articles 3000, case reports 2000 and letters to editor should not exceed 500 words. The article should include objective, material and methods, results and conclusions. Case reports should also include a structured abstract [objective, case report(s), and conclusion]. Authors are responsible for their articles’ conformity to ethical rules. The study protocol for human experimentation must conform the ethical guidelines established in the World Medical Association Declaration of Helsinki Therefore, all articles submitted for publication must specify that the ethic standards of the above committee were adhered. The author does not paid.

Title PageThe title page should contain the article title, authors’ names and complete affiliations, and the address for manuscript correspondence including e-mail address and telephone and fax numbers. If the article was presented at a scientific meeting, authors should provide a complete statement including date and place of the meeting.

Abstract and Key WordsOriginal articles should contain Turkish and English abstracts. For foreign authors, Turkish abstract and key words will be written by the editorial board. Abstracts must be no longer than 200 words. The structured abstract should include purpose, material and methods, results and conclusions in original articles. Case reports should also include a structured abstract [objective, case report(s), and conclusion]. Abbreviations should not be used in the abstract. Letter’s to Editor should not include abstract.The authors should list three to five key words or phrases taken from ‘’Medical Subject Headings (MeSH)’’ (http://www.nlm.nih.gov/mesh/MBrowser.html) and ‘’BISAC Subject Headings’’ ( http://www. Bisg.org/what-we-do-20-73-bisac-subject-headings-2012-edition.php). Turkish keywords should be translation of MeSH. Keywords must be separated by (;).

Main HeadingsArticles should be organized in three main headings (introduction heading should not be used). Main headings should be Material and methods, Results, and Discussion. If it is needed the acknowledgements are placed at the end of the article, before the references. This section contains statements of gratitude for personal, technical or material help, etc.

Page 58: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Scientific Responsibility Authors are responsible for their articles’ conformity to scientific rules. Each person listed as an author is expected to have participated in the study to a significant extent. Corresponding author accepts author name order by filling the “ Copyright Transfer Form”.

ReferencesReferences should be provided at the end of the article, under the title “References” and should be numbered and listed alphabetically. They should be referred to in parentheses within the text. Follow The 5th edition of the Publication Manual of the American Psychological Association (APA, 2001) should be followed for referencing.

Example of references are given below:Jones, C� D� (2007) Title of paper, which is an article or chapter published in a book� In X� Y�

Editor (Ed�), Complete title of book� City, MA: Some Univer� Press� Pp� 3-23�

Jones, X� Y� (2006) Title� In W� Y� Editor (Ed�), Book Title� City, MT: Another Univer� Press�

Smith, A� B� (2007) Title of paper, which is published in a journal� Name of Journal, 1, 1-20�

Smith, A� B�, & Jones, C� D� (2007) Title of paper, which is a government publication� (Current

Reports, Special Series P23-189) Washington, DC: U�S� Department of Something�

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, & Green, G� H� (2007a) Title� Journal, 17, 36-55�

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, & Green, G� H� (2007b) Title of book written in original

language [Title of book translated into English]� (V� W� Translator, Transl�) New York:

Name of Publ� (Original published 1900)

Smith, A� B�, Jones, C� D�, Brown, E� F�, Green, G� H�, Webb, I� J�, Smart, K� L�, & Black, M� N� (2006) Title� Journal, 104,

54-67�

Tables, Figures and IllustrationsTables, figures and illustrations should be typed in order of mention in the text on a seperate page following the referances. Tables, figures and illustrations should include a short descriptive title. Illustrations should be given JPEG.

Submission of ManuscriptsThe manuscripts are accepted via internet from [email protected] with PDF of Copyright Transfer Form.

Page 59: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Ergoterapi ve Rehabilitasyon DergisiYAYIN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Biz aşağıda isim ve imzaları bulunan yazarlar, “Ergoterpi ve Rehabilitasyon Dergisi”nde yayınlanmak üzere gönderdiğimiz yazımızın orijinal olduğunu; eşzamanlı olarak herhangi bir başka dergiye değerlendirilmek üzere sunulmadığını; daha önce yayınlanmadığını; gerekli görülen düzeltmelerle birlikte her türlü yayın hakkımızı, yazı yayına kabul edildiği taktirde “Ergoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi”ne devrettiğimizi kabul ederiz�

Tarih: ���� / ����� /�����

Yazının Adı:

(Makaledeki Sırasıyla)

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Ünvanı, Adı-Soyadı: İmza:

Çalışma sahipleri tarafından imzalanmış orjinal form aşağıdaki adres veya e-mail adresine iletilmelidir�e-mail: ergoterapidergisi@hacettepe�edu�trHacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Ergoterapi Bölümü06100 Sıhhiye-Ankara

Page 60: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 61: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013

Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation COPYRIGHT TRANSFER FORM

We all underlined authors certify that, we have all participated sufficiently in the conception and design of this work and the analysis of data, as well as the writing of the manuscript take public responsibility for it� We believe the manuscript represents valid work� We have all reviewed the final version of the manuscript and approve it for publication� Neither this manuscript nor one with substantially similar content under our authorship has been published or being considered for publication elsewhere� Furthermore, we attest that we will produce the data upon which the manuscript is based for examination by the editors or assignees if requested�In consideration of the action of Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation in reviewing and editing this submission, all copyright ownership is hereby transferred, assigned or otherwise conveyed to Journal of Occupational Therapy and Rehabilitation�

Date: ���� / ����� /�����

Title of Manuscript:

(Respectively in the article)Author Title/Name:Signature:

Author Title/Name:Signature:

Author Title/Name:Signature:

Author Title/Name:Signature:

Author Title/Name:Signature:

Author Title/Name:

Signature:The original copy of this form must be sent to the address below, after being completely filled and signed by all the authors�:e-mail: ergoterapidergisi@hacettepe�edu�trHacettepe University, Faculty of Health Sciences, Department of Occupational Therapy 06100 Sıhhiye-Ankara/Turkey

Page 62: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 63: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013
Page 64: Cilt 1, Sayı 1, Mayıs 2013