beyaz peynir yuzeyinde gelisen mayalarin izolasyonu ve identifikasyonu isolation and identification...

84
1 BEYAZ PEYNİR YÜZEYİNDE GELİŞEN MAYALARIN İZOLASYONU VE İDENTİFİKASYONU MUSTAFA APAN YÜKSEK LİSANS TEZİ GIDA MÜHENDİSLİĞİ ANA BİLİMDALI

Upload: sinem-turan

Post on 29-Jul-2015

573 views

Category:

Documents


9 download

TRANSCRIPT

Page 1: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

1

BEYAZ PEYN İR YÜZEY İNDE GELİŞEN MAYALARIN İZOLASYONU

VE İDENTİFİKASYONU

MUSTAFA APAN

YÜKSEK L İSANS TEZİ

GIDA MÜHEND İSLİĞİ ANA BİLİMDALI

Page 2: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

2

T.C.

ONDOKUZ MAYIS ÜN İVERSİTESİ FEN BİLİMLER İ ENSTİTÜSÜ

BEYAZ PEYN İR YÜZEY İNDE GELİŞEN MAYALARIN İZOLASYONU VE İDENTİFİKASYONU

MUSTAFA APAN

YÜKSEK L İSANS TEZİ

GIDA MÜHEND İSLİĞİ ANA BİLİMDALI

DANI ŞMAN

YRD.DOÇ.DR. MUSTAFA EVREN

SAMSUN

OCAK 2007

Page 3: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

3

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜN İVERSİTESİ

FEN BİLİMLER İ ENSTİTÜSÜ Bu çalışma jürimiz tarafından 28 / 12 / 2006 tarihinde yapılan sınav ile Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı’ nda YÜKSEK L İSANS tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan: Prof. Dr. A. Kadir HUR ŞİT Üye: Prof. Dr. İbrahim ÖZKOÇ Üye: Yrd. Doç. Dr. Mustafa EVREN (Danışman) ONAY: Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım. / /

Prof. Dr. A. Nur ONAR

FEN BİLİMLER İ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRÜ

Page 4: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

i

BEYAZ PEYN İR YÜZEY İNDE GELİŞEN MAYALARIN İZOLASYONU

VE İDENTİFİKASYONU

ÖZET

Bu çalışmada beyaz peynir yüzeyinde gelişen ve peynirde potansiyel bozulma

etmeni olan maya suşlarının izole edilerek tanılarının yapılması amaçlanmıştır. Bu

amaçla, Samsun ilindeki farklı marketlerde satışa sunulan farklı marka ve

ambalajlardaki peynirlerden 28 adet, evlerden sağlanan 12 adet olmak üzere toplam 40

adet beyaz peynir örneği alındı. Peynir örnekleri Glikoz Pepton Yeast Extract Broth

besiyerine inoküle edilerek zenginleştirme işlemi yapıldıktan sonra petri kaplarına ekim

yapılarak inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sonunda gelişen kolonilerden rengi, şekli,

büyüklüğü ve mikroskoptaki görünüşlerinin incelenmesi sonucunda 100 adet maya izole

edildi. Bu izolatlara biyokimyasal ve morfolojik tanı testleri uygulandı ve bu testlerden

elde edilen sonuçlar Lodder (1970), Kreger–Van Rij (1987), Barnett ve ark. (1990) ve

Kurtzman ve Fell (2000)’ in tanı anahtarı kullanılarak mayaların tanımlanması yapıldı.

Tanımlama testlerinin sonucunda, izole edilen suşların % 22 Candida spp.,

% 20 Pichia spp., % 16 Rhodotrula spp., % 14 Kluyveromyces spp., % 10 Cryptococcus

spp., % 6 Metschnikowia spp., % 5 Debaryomyces spp., % 4 Yarrowia spp. ve

% 3 Trichosporon spp. cinslerine ait türler olduğu düşünülmektedir.

Bu sonuçlar, Candida spp., Pichia spp., Rhodotrula spp., Kluyveromyces spp. ve

Cryptococcus spp.cinslerinin beyaz peynir yüzeyinden izole edilen dominant maya

cinsleri olduğunu göstermektedir.

Anahtar kelimeler: maya, peynir, izolasyon, tanımlama.

Page 5: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

ii

ISOLATION AND IDENTIFICATION OF YEASTS GROWN ON THE

SURFACE OF THE WHITE CHEESE

ABSTRACT

In this study, it is aimed at isolation and identification of yeast strains grown on

the white cheese surface and was an potential spoilage agent. For this purpose, total 40

pieces samples of white cheese were collected. 28 samples belonging to different marks

and packages were provided from different markets and the other 12 samples were

provided from homes in Samsun. Cheese samples were inoculated into petri plates for

enrichment procedure and then were left for the incubation. Total 100 yeast strains were

obtained in the result of the examination of color, shape, size and the microscopic

appearances from growing colonies after incubation. Biochemical and morphologic

identification tests were applied for these isolates and yeasts were identified according

to these tests results by using Lodder (1970), Kreger–Van Rij (1987), Barnett ve et.al.

(1990) and Kurtzman and Fell (2000)’ s identification key.

At the results of identification test, yeast strains isolated are taught belonging to

the following genus. 22 % of them was Candida spp., 20 % Pichia spp., 16 %

Rhodotrula spp., 14 % Kluyveromyces spp., 10 % Cryptococcus spp., 6 %

Metschnikowia spp., 5 % Debaryomyces spp., 4% Yarrowia spp. and 3 % Trichosporon

spp..

These results showed that the genus of Candida spp., Pichia spp., Rhodotrula

spp., Kluyveromyces spp. and Cryptococcus spp.are those dominant yeast genus

isolated on the surface of the white cheese.

Key words: yeast, cheese, isolation, identification.

Page 6: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

iii

TEŞEKKÜR

Beyaz peynir yüzeyinde gelişen ve bozulmalara neden olan mayaların izole

edilerek tanılarının yapılması, beyaz peynirlerde hangi mayaların bulaşık olduğu ve

bunların ürünlerde neden olabileceği olumsuzluklara ilişkin bilgilerin sağlanması ile

bunları önleyici önlemlerin alınması yönünden büyük önem taşımaktadır.

Yüksek lisans tez çalışması olarak bana bu konuyu veren, bilgi ve

deneyimleriyle çalışmamı yönlendiren, çalışmamın her aşamasında destek olan

danışmanım sayın hocam Yrd.Doç.Dr. Mustafa EVREN’ e;

Bana yüksek lisans yapma fırsat ve olanağı sağlayan, Meslek Yüksek Okulumuz

laboratuarlarında çalışmama imkan veren Terme Meslek Yüksek Okulu Müdürü sayın

hocam Prof.Dr. Ünal ZEYBEKOĞLU’ na;

Her konuda bana yardımcı olan, tez çalışmamla ilgili analizler için

laboratuarlardan yararlanmama izin veren Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı sayın

hocam Prof.Dr. A. Kadir HURŞİT’ e;

Tezimin değerlendirilmesi aşamasında katkı ve yönlendirmelerde bulunan sayın

hocam Prof.Dr. İbrahim ÖZKOÇ’ a;

Yardım ve destekleri için Terme Meslek Yüksek Okulundaki çalışma

arkadaşlarıma, laboratuar çalışmalarım sırasında analizlerde emeği geçen tüm

arkadaşlarıma ve öğrencilerime, her koşulda yanımda olan ve destek veren aileme

içtenlikte teşekkürlerimi sunarım.

Ayrıca, projeye parasal destek sağlayarak projenin gerçekleştirilmesini olanaklı

kılan OMÜ Bilimsel Projeleri Destekleme Birimi’ ne teşekkür ederim.

Page 7: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

iv

İÇİNDEKİLER

Sayfa No:

ÖZET………………………………………………………………………………... i

ABSTRACT…………………………………………………………………………. ii

TEŞEKKÜR………………………………………………………………………… iii

İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………... iv

ÇİZELGELER L İSTESİ…………………………………………………………... viii

1. GİRİŞ……………………………………………………………………………... 1

2. KAYNAK ARA ŞTIRMASI……………………………………………………... 8

2.1. Peynirde Maya İzolasyonu ve Tanımlaması……………………………… 8

2.2. Mayaların Farklı Ortamlardan İzolasyonu ve Tanımlaması……………. 12

2.3. Peynirde Yapılan Mikrobiyolojik ve Kimyasal Analizler………………... 17

3. MATERYAL ve METOT……………………………………………………….. 27

3.1. MATERYAL………………………………………………………………… 27

3.2. METOT……………………………………………………………………… 27

3.2.1. Analiz Öncesi Laboratuvarda Uygulanan İşlemler……………………. 27

3.2.2. Morfolojik Tanı Testleri……………………………………………… 29

3.2.2.1. Askospor Oluşumu…………………………………………….. 29

3.2.3. Biyokimyasal Tanı Testleri………………….………………………… 29

3.2.3.1. Tuza Dayanıklılık Deneyi…………………………………..….. 29

3.2.3.2. Üre Hidrolizi………………………………………………….… 29

3.2.3.3. % 50 Glikozda Gelişme………………………………………... 30

Page 8: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

v

3.2.3.4. % 1’lik Asetik Asitte Gelişme……………………………......... 30

3.2.3.5. Karbonhidrat Fermentasyonu………………………………… 31

3.2.3.6.Antibiyotik Direnci………………………………….………….. 32

3.2.3.7. Arbutin’in Hızlı Parçalanması………………………………... 32

3.2.3.8. Diazonyum Blue B (DBB) Analizi……..……………………… 33

3.2.3.9. Farklı Sıcaklıklarda Gelişme………………….………………. 33

3.2.3.10. Orta Derecede Ozmotik Basınçta Gelişme………………….. 33

3.2.4. Hücre Boyutunun Ölçülmesi………………………………………… 34

3.2.5. Tanı Anahtarları…………………………………………………… 34

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTI ŞMA…………………………………. 35

4.1. Candida spp.…………………………….…………………………………….. 35

4.1.1. Candida spp. grup 1…………………………………………………….. 35

4.1.2. Candida spp. grup 2…………...………………………………………... 39

4.1.3. Candida spp. grup 3……..……………………………………………... 40

4.2. Cryptococcus spp.………………………………..…………………………… 41

4.2.1. Cryptococcus spp. grup 1……………………………………………….. 42

4.2.1. Cryptococcus spp. grup 2……………………………………………….. 43

4.3. Debaryomyces spp.……………………...…………………………………….. 44

4.3.1 Debaryomyces spp. grup 1……………………………………………… 44

4.4. Kluyveromyces spp……………………………………..……………………... 45

4.4.1. Kluyveromyces spp. grup 1…………..………………………………... 46

4.4.2. Kluyveromyces spp. grup 2…………..………………………………... 47

Page 9: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

vi

4.5. Metschnikowia spp…..………………………………………………………... 48

4.5.1. . Metschnikowia spp. grup 1..………………………………………….. 48

4.6. Pichia spp……………….………………………………………….................. 49

4.6.1. Pichia spp. grup 1…………………...………………………………… 50

4.7. Rhodotorula spp..……………………………………………………………... 50

4.7.1. Rhodotorula spp. grup 1.…………….……………………………….... 51

4.7.2. Rhodotorula spp. grup 2..…………………………………………….... 52

4.8. Yarrowia spp………………………………………………………………….. 53

4.8.1. Yarrowia spp. grup 1…...………………………………………………... 53

4.9. Trichosporon spp.……………………………………..……………………… 54

4.9.1. Trichosporon spp. grup 1……...………………………………………... 55

5. SONUÇ ve ÖNERİLER…………………………………………………………. 56

6-KAYNAKLAR …………………………………………………………………… 59

7-KULLANILAN BES İYERLER İ ve AYIRAÇLAR ……………………………. 66

7.1.Besiyerleri…………………………………………………………………….. 66

7.1.1. Arbutin Agar……………………………………………………………. 66

7.1.2. Asetat agar ……………………………………………………………… 66

7.1.3. Antibiyotik Direncini Belirleme Ortamı………………………………. 66

7.1.4. Diazonyum blue B (DBB) Test Ortamı ……………………………….. 67

7.1.5. Gorodkova Agar………………………………………………………... 67

7.1.6. Glucose Peptone Yeast Extract Broth ………………………………… 68

7.1.7. %50 D-Glikoz İçeren Yeast Extract Agar Ortam……………………. 68

Page 10: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

vii

7.1.8. Karbonhidrat Fermentasyon Ortamı…………………………………. 68

7.1.9. Malt Yeast Glucose Pepton Agar(MYGPA)…………………………... 69

7.1.10. Malt Yeast Glucose Pepton Broth (MYGPB)………………………. 69

7.1.11. Malt Extract Agar (%5)………………………………………………. 70

7.1.12. Patates Glikoz Agar (PDA)…………………………………………… 70

7.1.13. Rapid Urea Broth……………………………………………………... 70

7.1.14. %10 Sodyum Klorür Ve %5 Glikoz Bacto Yeast Nitrogen Base Ortamı…………………………………………………………… 71

7.1.15. Tuza Dayanıklılık Deneyi İçin Kullanılan Ortam………………….. 71

7.2. İndikatörler……………………………………………………………… ...… 71

7.2.1. Malaşit Yeşili…………………………………………………………… 71

7.2.2. Bazal Pararosanilin (Basic Fuchsin)………………………………………... 72

ÖZGEÇM İŞ………………………………………………………………………… 73

Page 11: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

viii

ÇİZELGELER L İSTESİ Sayfa

No: Çizelge 1.1. Peynirin Kimyasal Bileşimine Göre Tipleri ……………………………

2

Çizelge 3.1. Analizde Kullanılan Besiyerleri ve İndikatörlerin İsimleri Kullanıldığı Yerler………………………………………………………………….... 28

Çizelge 4.1. Beyaz Peynirlerden İzole Edilen Suşların Cins ve Türlere Göre Dağılımı…………………………………………………………………

36

Çizelge 4.2. Beyaz Peynirlerden İzole Edilerek Tanımlanan Farklı Maya Türlerinin

Özellikleri……………………………………………………………… 37

Page 12: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

1. GİRİŞ

İnsanlar gelişmelerini ve yaşamlarını sürdürebilmek için beslenmek zorundadır.

Sağlıklı gelişme için enerjiden vitaminlere ve iz elementlere kadar gereksinim duyulan

tüm besin öğelerinin yeterli düzeyde alınması ön koşuldur. Bu nedenle tüketilecek besin

maddelerinin cins, miktar ve doğal yapısının bileşiminin yanı sıra, işleme sırasında

besin maddesinin uğradığı mikrobiyolojik bulaşma sonucu oluşan metabolitlerin de iyi

bilinmesi zorunludur.

Süt ve süt ürünleri özellikle yüksek protein, vitamin (B2, B6, B12 ve A vitamini),

mineral maddeler (yüksek oranda kalsiyumun yanında, potasyum, fosfor, magnezyum,

iyot ve çinko) bakımından oldukça zengin gıdalardır. Bu nedenle, insanların sağlıklı

beslenebilmesi için tüketilen besinler arasında süt ve süt ürünlerinin mutlaka yer alması

gerekir. İnsan beslenmesinde bu kadar önemli olmasına karşın, süt çok çabuk bozulan

bir gıda maddesi olması nedeniyle, sütün raf ömrünü arttırmak için çeşitli yöntemler

geliştirilmi ştir. Bu uygulamalardan birisi de çabuk bozulan sütün besin değeri yüksek ve

uzun süre bozulmadan saklanabilen bir gıda ürünü olan peynirin yapılmasıdır

(Demirci, 1993; Tekinşen, 2000).

Peynir, çiğ ve pastörize edilmiş sütlere peynir mayası veya organik zararsız bir

asit eklenerek pıhtılaştırılıp, belli bir olgunlaşma süresi geçirmesi sonunda elde edilen

tadı, kokusu ve kıvamı kendine özgü bir süt ürünüdür (Keskin, 1982). Peynir yapımında

maya, organik asit, maya ile birlikte organik asit, organik asit ve ısıtma gibi farklı

yöntemlerle sütün pıhtılaşması sağlanmaktadır. Hammadde olarak inek, koyun, keçi,

manda sütü ve bunların kombinasyonu olan sütler kullanılmaktadır (Hurşit, 1999).

Dünyada çok fazla sayıda peynir çeşidi bulunmaktadır. Sütteki besin

unsurlarının önemli bir kısmını yoğun bir biçimde içermesi, uzun dayanma süresine

sahip olması ve bunlara bağlı olarak süt üretiminin bol olduğu mevsim ve yörelerde

alışılagelen tekniklerle sütün peynire işlenerek değerlendirilebilmesi, peynir çeşitlerinin

fazla olmasında önemli nedenlerdir. Süt ürünleri içerisinde, ülkemizde üretilen toplam

çiğ sütün yaklaşık % 20’ si gibi önemli bir kısmını peynir almaktadır. Üretimde

kullanılan sütteki yağın, çözünmeyen tuzların ve kolloidal maddelerin tümüne yakın

miktarı peynirin bileşimine geçer; süt serumundaki proteinler, çözünen tuzlar,

vitaminler ve diğer besin öğeleri de belirli oranda peynirin bileşimine katılırlar. Ayrıca

Page 13: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

2

peynirlerin olgunlaşması sırasında proteinlerin parçalanması nedeniyle, proteinlerin

sindirilebilme oranı artmakta ve diğer gıdaların sindirilmesinde yardımcı olmaktadır

(Demirci, 1993). Peynir protein, kalsiyum, fosfor, riboflavin ve vitamin A yönünden

oldukça zengindir (Tekinşen, 2000). Peynir yapısında bulunan besin öğelerinin yanı sıra

kolay sindirilebilme nedeniyle günlük beslenmemizde önemli bir yere sahiptir.

Türkiye’ de üretimi ve tüketimi en fazla olan peynir çeşidi beyaz peynirdir.

Ülkemizdeki peynirler arasında % 60’ lık orana sahip olan beyaz peyniri, % 17’ lik

oranla kaşar peyniri, % 12’ lik oranla tulum ve Mihaliç peyniri ve % 11’ lik oranla da

diğer peynir çeşitleri almaktadır. Bu üretilen peynirin büyük bir kısmı mandıralarda

üretilirken % 10 gibi bir miktar modern işletmelerde üretilmektedir. Bu üretilen

peynirin tamamının aynı yıl tüketildiği varsayılırsa, kişi başına peynir tüketiminin

yaklaşık olarak 5 kg/yıl olduğu söylenebilir; bu oran Yunanistan’ da 22 kg, Almanya’

da 17.5 kg, Hollanda’ da 15.2 kg ve İspanya’ da 7 kg kadardır (Tekinşen, 2000).

Peynirler kimyasal bileşimlerine, özelliklerine, nem ve kuru maddede yağ

oranına göre tekstürel bakımdan sert, yarı sert ve yumuşak olmak üzere sınıflandırılır.

Bu sınıflandırma ürünün besleyici değeri hakkında da bir fikir verdiğinden yaygın

olarak kullanılmaktadır (Çizelge 1.1).

Çizelge 1.1. Peynirin Kimyasal Bileşimine Göre Tipleri (Tekinşen, 2000)

Peynir tipi

Kuru maddede

yağ (%) Nem (%)

Yağsız

maddedeki nem

(%)

Çok sert > 60 < 20 <51

Sert 45-60 20-42 51-55

Yarı sert 30-44 43-55 56-61

Yumuşak <30 >55 >61

Peynir yapımında kullanılacak sütün bakteriyolojik yönden iyi kalitede olması

gerekir. Aksi halde, çiğ sütteki mikroorganizmaların bir kısmı peynire geçer ve

aktivitelerine bağlı olarak çeşitli kusurlara neden olur. Peynir yapımında kullanılacak

sütün, genel canlı mikroorganizma sayısının 1x106 kob (Koloni Oluşturan Birim) /ml’

Page 14: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

3

den fazla olmaması, koliform grubu, Clostridium ve mayaların da mümkün olduğunca

az olması istenir (Tekinşen, 2000).

Besin maddelerinde mikrobiyolojik bulaşmalar büyük önem taşımaktadır.

Kaynağı, cinsi, bileşimi ne olursa olsun tüm besin maddeleri doğal olarak

mikroorganizmalarla bulaşıktır. Bu mikroorganizmaların bazıları endüstriyel olarak

gıdaların üretilmesinde rol oynarken, bazılarıysa gıdaların kalitesinin düşmesine ve

insanların gıda kaynaklı zehirlenmesine neden olurlar (Şahin ve Korukluoğlu, 2000).

Besin değeri yüksek olan peynirin insan sağlığına uygun ve mikroorganizmalar

tarafından kalitelinin düşmesine engel olmak için, peynire işlenecek sütün önceden

pastörize edilmesi önerilmektedir. Çünkü, çiğ sütün mayalanması ve işlenmesiyle elde

edilen teleme veya ham peynir, sütteki mikroorganizmaların büyük bir bölümünü

yapısında barındırır. Bu da, süte bulaşması olası patojen mikroorganizmalar nedeniyle

tüketici sağlığı yönünden sakıncalar yaratabilir (Şahin ve Öztürk, 1998). Ülkemizde,

hala peynire işlenecek sütün pastörizasyonuna gereken önemin verildiği söylenemez.

Ayrıca peynir üretiminde kullanılan katkı maddeleri (tuz, maya) kullanılan su ve işletme

içi alet-ekipmanların temizliği peynirin taşıdığı mikrobiyolojik yük üzerinde etkilidir.

Uygun çevre koşulları buldukları takdirde, birçok mikroorganizma peynirde de

bozulma yapabilir. Bu mikroorganizmalar arasında bakteriler, küfler ve mayalar önemli

bir yer tutmaktadır. Türk Gıda kodeksine göre peynirde izin verilen maya sayısı 103

kob/g ve küf sayısı 102kob/g dır (Anonymous, 2006). Özellikle beyaz peynirlerde

gelişen mikroorganizmalar insan sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmekte, bazı

durumlarda sağlık açısından önemli bir sorun oluşturmasa bile, peynirde görünüş ve

yapı gibi bazı duyusal özellikleri bozduğu için tüketici tarafından kabul edilemez

kusurların oluşmasına neden olabilmektedir. Bu kusurları; lezzet ve tekstür kusurları

(gözeneklilik ve şişkinlik), sert-kuru yapı, yumuşak yapı, kırıntılı yapı, unumsu yapı,

pütürlü yapı, zayıf kitle, görünüm ve renk kusurları şeklinde sıralamak mümkündür

(Ünlütürk ve Turantaş, 2003). Peynirin kalitesi açısından uygulamada, hijyenik

koşulların sağlanması ve özellikle uygun starter ile inhibitör içermeyen sütlerin

kullanılması büyük önem taşır. Çünkü tüketici sağlığı için potansiyel tehlike arz eden

mikroorganizmaların peynirde gelişmeleri, ancak bu önlemlerin alınması ile büyük

ölçüde önlenebilmektedir (Tekinşen, 2000).

Page 15: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

4

Mikroorganizmaların yukarıda sıralanan birtakım zararlı etkileri olmasına

karşın, fermentasyon teknolojisinde (sirke, organik asit, etil alkol, enzim, protein, yağ

ve vitamin gibi maddelerin üretiminde), et ve et ürünlerinde (sucuk üretiminde), süt

ürünlerinde (yoğurt, peynir), unlu ürünler teknolojisinde (ekmek, pasta) vb. gıdaların

üretiminde önemli rol oynamaları nedeniyle endüstriyel gıda üretiminde vazgeçilmez

bir yerleri bulunmaktadır. Ancak, gıdanın doğal florasında bulunan ve dışarıdan bulaşan

mikroorganizmalar, hatalı üretim, uygun olmayan koşullarda depolama ve taşıma

koşullarının yanında, tüketicilerin bu ürünleri tüketim aşamasına kadar geçen süreçte

yanlış muhafaza etmelerinden dolayı gıdanın bozulmasına neden olmaktadır. Bu

bulaşmalar hammaddeden kaynaklanabileceği gibi yukarıda belirtilen nedenlerle

ürünlere mikroorganizmalar bulaşabilmekte ve uygun koşullar bulduklarında da

gelişebilmektedir. Mikroorganizmaların bulaşması sonucu oluşan bozulmalar ürünün

çeşitli katmanlarında görülmekle birlikte, çoğunlukla peynir yüzeyinde görülmekte ve

bozulmaların büyük çoğunluğu yüzeyde gerçekleşmektedir. Peynirlerin üretiminde ve

olgunlaştırılmasında starter veya tat ve aroma geliştirici olarak kullanılan bazı suşlar

dışındaki bir çok maya suşları peynirin özelliklerini bozucu rol oynamaktadır.

Mikroorganizmalar birçok ürün için olumlu fonksiyonlara sahip olabilirken, diğer

birçok üründe bozulma etkeni olabilirler. Örneğin, sirke üretiminde kullanılan asetik

asit bakterileri, şarabı sirkeleştirerek bozucu özellik gösterirler. Hem faydalı hem de

zararlı yönleri ile mayalar da önemli bir yer tutmaktadır.

Mayalar uygun ortamlarda yalancı misel oluştursalar da tek hücreli, büyük

(5-8µm çapında), oval, uzun, eliptik veya yuvarlak hücre şekilleri ile ve bölünme

esnasında tomurcuk oluşturmaları nedeniyle bakteri ve küflerden ayrılırlar. Geniş pH,

şeker ve alkol sınırları içerisinde gelişebilirler. Krem renginden pembe kırmızıya kadar

değişen renkte pigmentler oluşturabilirler (Ayhan, 2000).

Mayaların proteinazları sütlerdeki olumsuz etkilerinin yanı sıra olumlu

etkileriyle de teknolojik açıdan önem taşırlar. Mayalar, proteolitik aktiviteleri nedeniyle

çeşitli gıdaların, özellikle peynirlerin olgunlaştırılmasında kullanılır. Mayaların

olgunlaşmasının normal geçmesini sağlayacak mikroorganizmalar için yararlı azotlu

madde meydana getirirler. Bu sayede bakteriler hızlı bir gelişme olanağına kavuşurlar.

Maya ve maya benzeri mikroorganizmalar süt sığırlarındaki klinik mastisitlerle ilişki

Page 16: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

5

göstermektedir. İnek klinik mastisitlerinden izole edilen maya izolatlarının büyük bir

kısmı Candida cinsi türlerine aittir (Yıldırım, 1997).

Mayalar gıda sanayisinde, daha çok fermentasyon teknolojisinde insan

beslenmesine uygun ürün elde etmek amacıyla kullanılırlar. Mayalar çeşitli morfolojik

ve biyokimyasal özellikleriyle birbirlerinden ayrılırlar.

Barnett ve ark. (1990), Deak ve Beuchat (1996), Kreger-van Rij (1987)’ e göre

mayaların sınıflandırılması aşağıda verilmiştir.

Alem: Fungi

Bölüm: Eumycota

Alt Bölüm: Ascomycotina

Sınıf: Hemiascomycetes

Takım: Endomycetales

Familya: Spermophthoraceae

Cins: Holleya, Nematospora

Familya: Saccharomycetaceae

Alt Familya: Nadsonioideae

Cins: Hanseniaspora, Nadsonia, Saccharomycodes,

Wicherhamia

Alt Familya: Schizosaccharomycetoideae

Cins: Hasegawaea,Schizosaccharomyces

Alt Familya: Saccharomycetoideae

Cins: Ambrosiozma, Arthoascus, Arxiozma, Botryoascus,

Citeromyces, Clavispora, Cyniciomyces, Debaryomyces, Dekkera, Dipodascus,

Endomyces, Endomycopsella, Galactomyces, Guilliermondella, Hansenula,

Hormoascus, Hyphopichia, Issatchenkia, Kluyveromyces, Lodderomyces,

Metschnikowia, Pachyticospora, Pichia, Saccharomyces, Saccharomycopsis,

Schwanniomyces, Sporopachdermia, Strephanoascus, Torulaspora,

Wickerhamiella, Williopsis, Wingea, Yarrowia, Zygoascus, Zygosaccharomyces,

Zygozyma

Alt Familya: Lipomycetoideae

Cins: Lipomyces, Waltomyces

Page 17: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

6

Alt Bölüm: Basidomycotina

Takım: Ustilaginales

Familya: Filobasidiaceae

Cins: Chionoshphaera, Flobasidiella, Filobasidium, Tremellales

Familya: Teliospore-forming yeast

Cins: Cytofilobasidium, Leucosporidium, Mrakia,

Rhodosporidium, Sporidiobolus

Takım: Tremellales

Familya: Tremellaceae

Cins: Holtermannia, Tremella

Familya: Unclassified

Cins: Sterigmatosporidium

Alt Bölüm: Deuteromycotina

Sınıf: Blastomycetes

Familya: Sporobolomycetaceae

Cins: Bensingtonia, Bullera, Fibulobasidium, Sporobolomyces

Familya: Cryptococcaceae

Cins: Aciculoconidium, Candida, Cryptococcus, Eeneilla,

Fellomyces, Geotrichum, Kloeckera, Malassezia, Mastigomyces, Myxozyma,

Oosporidium, Phaffa, Rhodotorula, Saitoella, Sarcinosporon,

Schizoblastodporion, Sterigmatomycessympodiomyces, Trichosporon,

Trignopsis

Her ne kadar mayalar gıda üretiminde bu kadar önemli olsalar da yukarıda

belirtildiği gibi maya çeşitli nedenlerle gıda maddelerinin, özellikle de beyaz peynirin

bozulmasına neden olarak, çeşitli ekonomik kayıplara yol açar ve insan sağlığını tehdit

edebilir.

Peynirde genel ve laktik asit mikroorganizma sayılarının bilinmesinin pek az

önemi vardır. Bu nedenle, peynirin mikrobiyolojik muayenesi daha çok halk sağlığı için

tehlikeli ve üründe bozukluklara neden olan mikroorganizmaların (örn, Staphylococcus,

koliform grubu, maya ve küf mikroorganizmaları) sayısını saptamak için yapılır.

Peynirde özellikle toksin oluşturan Staphylococcus’ ların kontrolü, halk sağlığının

Page 18: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

7

güvence altına alınması yönünden önemlidir. Çünkü bu mikroorganizmalar bazı yapım

koşulları altında (örn., peynir yapımında çiğ süt kullanımı, zayıf starter kullanımı vb.)

besin zehirlenmelerine neden olabilirler. Bu mikroorganizma sayıları herhangi bir

olgunlaşma süresinde peynirlerde 1x103 kob/g’ dan fazla olmaları durumunda, ürünün

besin zehirlenmesi yönünden şüpheli olarak değerlendirilmesi önerilmektedir

(Tekinşen, 2000).

Beyaz peynirin yüzeyinde gelişen mayaların izolasyonu ve tanımlanması

amacıyla yürütülen bu araştırma, beyaz peynirlerde gelişen ve potansiyel bozulma

etkeni olan maya suşlarının izole edilip tanılarının yapılması, bu ürünlerin üretilmesinde

ve depolanmasında yaşanılan sorunların iyileştirilmesi ve beyaz peynir çeşitlerinde

yüzeyde gelişen suşlarının belirlenmesi açısından oldukça faydalı olacaktır.

Page 19: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

8

2. KAYNAK ARA ŞTIRMASI

2.1. Peynirde Maya İzolasyonu ve Tanımlaması

Fleet ve Mian (1987), Sydney kentinde satışa sunulan çeşitli (pastörize süt,

krema, yağ, dondurma, yoğurt ve peynirin) süt ve süt ürünlerinin oluşturduğu toplam

161 örnek üzerinde mayaların tanımlanması ve sayısı üzerinde inceleme yapmışlardır.

Araştırma sonucunda, en yüksek maya sayısının yoğurta ve peynir örneklerinde

106-107 kob/g olarak saptamışlardır. Peynirden izole edilen mayaları Kreger–Van Rij’ e

göre tanımlayarak Candida famata, Kluyvermyces marxianus ve Candida diffluens

türleri olduğunu belirtmişlerdir.

Coppola ve ark. (1988), toplam 16 Mozeralla peynir altı suyunun

mikroflorasında Bütrik ve Propionik asit bakterisi, Lactobacillus lactis, Streptococcus

lactis, Streptococcus thermophilus, Escherichia coli bakterilerinin yanında, Candida,

Kluyveromyces, Debaryomyces ve Brettanomyces cins mayaların da bulunduğunu

belirtmişlerdir. Araştırıcılar sonuç olarak proteolitik aktiviteye sahip suşların gelişmesi,

peynir üretiminde kullanılan süt tiplerine ve sıcaklığa bağlığı olduğunu belirtmişlerdir.

Valdes-stauber ve ark. (1997), Almanya’ da 6 süthaneden 21 sert peynirde

mayaları ve bazı bakterileri belirleme için yaptıkları çalışmada önemli sayıda

Arthrobacter nicotianae, Brevibacterium linens, Corynebacterium ammoniagenes,

C. variabilis ve Bhodococcus fascians tespit edildiğini belirtmektedir. Çalışma sonunda,

rennet ve asit eklenmesiyle yapılan pıhtıdan elde edilen peynirlerin maya yükünün

birbirinden farklı olduğunun görüldüğü, sadece rennet eklenmesiyle yapılan pıhtıdan

elde edilen peynirlerinde Debaryomyces hansenii ve Galactomyces geotrichum türleri,

sadece asit eklenmesiyle yapılan pıhtıdan elde edilen peynirlerde ise Kluyveromyces

marxianus ve Pichia membranaefaciens türleri bulunmuştur. Candida valida ve

Geotricum candidum içeren ticari maya kültürlerinin, rennet peynirlerinin olgunlaşma

işleminde uygun olmayabileceğini belirtilmişlerdir.

Şahin ve Öztürk (1998), 1996-1997 yıllarında Tekirdağ ve Bursa yörelerinden

sağladıkları toplam 52 adet peynir örneğinin maya florası ve kimyasal yapısını

araştırmışlardır. Bu örneklerden izole edilen 113 adet maya suşunun tanısı için

morfolojik ve biyokimyasal testler uygulamışlar, elde edilen bulguların

değerlendirilmesinde izole edilen maya suşlarının Candida, Debaryomyces,

Kluyveromyces, Pichia ve Trichosporon cinslerine ait olduklarını saptamışlardır.

Page 20: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

9

Ayrıca, toplam asitlik ve tuz analizleri yaparak örneklerin asitliğini % 0.35-% 1.60

arasında; tuz miktarını ise % 2.8-% 6.2 arasında saptamışlar ve bu tuz değerlerinin maya

gelişimini engellemediğini belirtmişlerdir. Salamura beyaz peynirlerde mayalardan

kaynaklanan mikrobiyolojik bozulmaları engellemek için peynire işlenecek sütün

mutlaka pastörize edilmesi gerektiği vurgulamışlardır.

Westall ve Filtenborg (1998)’ un üç farklı süthanede feta (yağsız sert peynir)

peynirindeki maya içeriğini inceledikleri araştırmada örneklerin tamamına yakınının

hayli yüksek sayıda (104-106 kob/g) maya içerdiğini belirtmişlerdir. İncelenen 227

örnekten yalnızca sekizinde maya görülmediği, süthanelerden birisindeki baskın türün

Torulaspora delbrueckii olduğu ve bunun kutularda şişmeye neden olduğu, ikinci

süthanede Debaryomces hansenii, Candida sake ve Kluyveromyces marxianus ve

üçüncü süthanede ise Candida butyri ve Debaromyces hansenii’ in baskın olduğu

saptanmıştır. Ayrıca, üretim alanında yüksek oranda maya bulunmuştur. Çalışmada,

T.delbrueckii konsantrasyonu ile örneklerdeki şişme arasında açık bir ilişki olduğunun

gözlendiği; yüksek oranlarda Geotrichum ve Trichosporon sp. varlığının zayıf hijyen

koşullarının bir sonucu olduğu belirtilmektedir.

Welthagen ve Viljoen (1999) tarafından, Cheddar peynirinin yapımı sırasında

bulaşabilen mayaların kaynağını ve bulaşan maya türlerini belirlemeye yönelik olarak

peynir fabrikasında yürütülen araştırmada, peynirin üretimi ve olgunlaştırılması

sırasında toplam 77 maya türü tanımlanmıştır. İncelenen tüm peynir türlerinde sayılan

maya miktarının 9x102 ile 1.4x107 kob/g arasında değiştiği ve baskın türlerin

Debaryomyces hansenii ve Cryptococcus albidus olduğu saptanmıştır. Bu iki türün

kullanılan ekipmanlardan ve elden bulaşabildiği, üretim hattında ise Debaryomyces

hasenii’ nin peynir altı suyunda, tuzlamadan önceki pıhtıda ve peynir yüzeyinde;

Crptococcus albidus’ un peynir yüzeyinde tespit edildiği belirtilmektedir.

Gadaga ve ark (2000), Zimbabwe’ de bulunan ev, küçük çiftlik ve süt

merkezlerinden 30 adet geleneksel fermente süt örneklerini sağlayarak maya sayımını

ve tanımlamasını yapmışlardır. Maya sayısını 101-109 kob/g olarak saptandığı

çalışmada, maya izolatlarının tanımlanmasında API ID 32C maya tanımlama test kitini

ve geleneksel identifikasyon metotlarını kullanmışlardır. 30 örnekte toplam 20 farklı

maya türü tanımlamışlardır. Saccharomyces cerevisiae, Candida lusitaniae, C.

colliculosa ve S. dairenensis’ in ortama hakim türler olduğunu, Dekkera bruxillensis,

Page 21: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

10

C. lipolytica ve C. tropicalis’ ın tanımlama sıklığının daha az olduğunu

belirtmektedirler. Yedi S. cerevisiae izolatın. DL-laktozu asimile edebildiğini, C. kefyr

izolatlarının suşları laktozu ve DL-laktozu asimile edebildiği halde sitratı asimile

edemediği belirtilmektedir.

Corbo ve ark. (2001), peynir üretiminde starter kültür seçimi için farklı hayvan

orijinli sütlerden ve tipik Apulia bölgesinde üretilen peynirinden izole edilen 105 maya

suşunun tanımlamasını yapmışlardır. İnek, koyun, keçi ve mandadan sağlanan toplam

26 süt örneği ve bir çeşit sert İtalyan peyniri olan Canestrato pugliese peynirinde 12

örneğin analiz edildiği çalışmada, peynir üretiminin başlangıç aşamalarında

peynirlerdeki mayaların önemsiz olduğu, fakat olgunlaşma sırasında mikrofloranın

önemli unsurlarından biri olduğunun gözlendiği, süt ürünlerinden izole edilen 36 tür

arasında en sık rastlanılan mayaların (% 15.24) Trichosporon cutaneum, (% 1.48)

Candida catenulata, (% 8.57) Yarowia lipolytica, (% 4.76) C. zeylanoides ve (% 4.76)

C. sake türleri olduğu belirmişlerdir.

Cosentino ve ark. (2001) tarafından, farklı çeşit Sardinian koyun peynirlerinin

(32 adet pecorino, 32 adet caciotta, 40 adet feta, 56 adet ricotta) oluşturduğu toplam 160

adet örnekten izole edilen maya suşlarını Lodder (1970), Kreger-Van Rij (1984) ve

Barnett ve ark. (1990)’nın önerdiği biyokimyasal testler doğrultusunda, Debaryomyces

hansenii, Geotrichum candidum, Kluyveromyces lactis, K. marxianus, Dekkera

anomala, Yarrowia lipolytica, Rhodotorula rubra, Candida catenulata, C. sake, Pichia

fermentans ve P. membranaefaciens olarak tanımlamışlardır. Araştırıcılar,

Debaryomyces hansenii’ ni baskın tür olarak saptamışlar ve bu mikroorganizmanın sert

peynirlerde starter kültür olarak kullanılmasını umut vereci olacağını belirtmişlerdir.

Petersen ve ark. (2002), Debaryomyces hansenii’ nin özel önemini vurgulayarak

maya ve bakterileri birlikte içeren kompleks bir mikrofloradan oluşan bir yüzey

tabakasına sahip olan Danbo tipi peynirde Debaryomyces hansenii suşlarını

inceledikleri çalışma, Danimarka’ da bir mandıradan pastörize süt, salamura ve

olgunlaşma sırasında peynir yüzeyinden alınan örneklerde yapılmıştır. Peynirin

olgunlaşmasının başlangıç döneminde Trichosporon spp., Rhodotorula spp., ve

Candida spp., gibi maya türleri düşük miktarlarda bulunurken, başlangıçtan itibaren tüm

olgunlaşma süresi boyunca baskın maya türünün D. hansenii olduğu ve üretim

esnasında bu suşun çevre koşullarına diğer suşlardan daha iyi adapte olduğu

Page 22: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

11

belirtilmektedir. Ayrıca, laktoz ile suşların büyüme yeteneklerinin değiştiği,

olgunlaştırmanın ilk günlerinde mayaların baskın olmasına karşın, olgunlaştırmadan

yaklaşık beş gün sonra maya populasyonunun azaldığı vurgulanmaktadır.

Pereira-Dias ve ark. (2000), Portekiz’ de Evora bölgesinde çiğ sütten imal

edilen, yarı sert koyun peynirinde maya florasını inceledikleri çalışmada, ortalama maya

sayısının 102-107 kob/g arasında değiştiğini ve yüksek rakamların 30 günlük olgunlaşma

süresinden sonra gözlendiğini belirtmektedir. Bu çalışmada, telemeden ve 60 günlük

olgunlaşma periyodu sırasında peynirlerden 344 maya suşu izole edilerek, fizyolojik

karakteristikleri test edilen 150 örnek API ID 32 C sistemiyle incelenmiştir. En sık

görülen türlerin Debaryomyces hansenii ve Candida intermedia olduğu ve bu iki tür

maya miktarının telemede % 9 iken, olgunlaşmış peynirde % 86’ ya yükseldiği

belirtilmektedir. Araştırıcılar, API ID 32 C sistemiyle tanımlamanın yorucu ve elde

edilen sonuçların şüpheli olduğunu belirterek, tanımlama kalitesinin zayıf olduğu

durumlarda ilave testlerin kullanılmasını önermektedirler.

Savova ve Nikolova (2002) tarafından Bulgaristan’ ın farklı yörelerinde

geleneksel süthane ürünlerindeki mayaların izolasyon ve sınıflandırılmasının yapıldığı

çalışmada, keçi ve inek yoğurdu, keçi ve inek peyniri, çökelek (lor peyniri) ve

tereyağın’ dan izole edilen 12 maya çeşidi sınıflandırılmıştır. İzolasyon işleminde rutin

mikrobiyolojik işlemler ve selektif besi ortamı (% 4 dekstroz, % 1 pepton, % 2 agar)

kullanılmıştır. Suşların tanımlanmasının Kurtzman ve Fell, Kreger van Rij ve Barnett ve

ark. tarafından açıklanan işleme göre yapıldığı araştırma sonucunda, inek yoğurdunda

Kluyveromyces marxianus, keçi yoğurdunda Trichonosporon beigelii, Deboryomyces

hansenii var hansenii, Candida krusei marxianus var ve, K. marxianus var bulgaricus,

C. rugosa; çökelekte C. famata var famata ve Candida sphaerica; inek ve keçi

peynirlerinde Deboryomyces hansenii var. hansenii, K. lactis var lactis, C. famata var

famata maya türlerinin teşhis edildiği belirtilmiş. Peynir örneklerinde miktar olarak %

50 D. hansenii, % 40 K.lactis var lactis, % 7-8 C.famata ve % 2-3 C.sphaerica maya

türlerinin teşhis edildiği belirtilmektedir.

Viljoen ve ark. (2003) tarafından bir çeşit yumuşak peynir olan Camembert ve

Kuzey Fransa’ da Brie bölgesine has tuzlu ve yumuşak bir peynir cinsi olan Brie

peynirlerinde 56 günlük olgunlaşma döneminde, işleme sırasında mevcut mayalar

izlenmiştir. Araştırma sonucunda, farklı mevsimlerde izole edilen maya türlerinin

Page 23: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

12

önemli farklılık gösterdiği, kış mevsiminde daha fazla maya çeşidi belirlenmiştir. Kış

örneklerinden izole edilen 93 maya türünde, 10 farklı cins ve 20 farklı tür teşhis

edilmesine karşılık; yaz örneklerinden izole edilen 76 türün de 6 farklı cins ve 7 farklı

tür teşhis edildiği belirtilmektedir. Her iki peynir çeşidinden izole edilen mayalar

arasında en fazla Debaryomyces hansenii ve Yarrowia lipolytica türlerinin bulunduğu

ve peynirin son kalitesi üzerine etkisi olan bu maya çeşitleri bakımından yaz ve kış

örneklerinde önemli farklar görüldüğü ifade edilmektedir.

Lore ve ark. (2005) tarafından Kenya’ nın orta kesimindeki deve çiftliklerinde

geleneksel olarak deve sütünden üretimi yapılan 15 suusac peynirlerden oluşan

örneklerin mikroflorası incelenmiştir. Bu çalışmada, toplam yaşayabilir

mikroorganizmalar, laktik asit bakterileri (LAB), mayalar, küfler ve koliform bakteriler

sayılmıştır. Suusac peynir örneklerinden izole edilen 45 LAB izolatı API 50 CHL

tanımlama sistemiyle, 30 maya izolatıda 20C AUX tanımlama sistemiyle

tanımlanmıştır. Çalışmada, LAB sayımı 6.3x106 kob/g bulunurken, maya ve küf oransal

olarak daha düşük (1.3x102 kob/g) olmuştur. Rastlanılan koliform sayısının da düşük

(<1 kob/g) kaldığı belirtilmektedir. LAB türleri Lactobacillus curvatus, Lactobacillus

plantarum, Lactobacillus salivarius, Lactococcus raffinolactic ve Leuconostoc

mesenteroides var. mesenteroides olarak, izole edilen mayalar Candida krusei,

Geotrichum penicillatum ve Rhodotorula mucilaginosa olarak tanımlanmıştır. En sık

izole edilen türler olarak % 24 L. mesenteroides var. mesenteroides, (% 20) C .krusei ve

(% 16) L. plantarum olduğu belirtilmektedir.

2.2. Mayaların Farklı Ortamlardan İzolasyonu ve Tanımlaması

Machota ve ark. (1987), orta İspanya’ da süt kooperatiflerinden toplanan 103 çiğ

sütün mikroflorasını incelemişlerdir. Araştırıcılar, maya suşlarını Lodder (1970)’ a ve

küfleri ise Von Arx’ a göre tanımlamışlar ayrıca değişik sezonlarda maya ve küf

florasını incelemişlerdir.

Deak ve Beuchat (1988) tarafından, taze tatlı mısırdan izole edilen 72 mayanın

tanımlanmasında ticari tanımlama kitleri (API 20 C, API Yeast-İdent ve API Zym),

geleneksel fakat basitleştirilmi ş tanımlama metoduyla karşılaştırılmıştır. Basitleştirilmi ş

tanımlama metodunun yalnızca iki izolatın tanımlanmasında hata verdiği, tanımlanan 20

türün yalnızca 11’ nin API 20 C profil indeksini kapsadığı belirtilmektedir. Üç izolat

Page 24: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

13

cins düzeyinde %100 doğrulukla tanımlanmıştır. Maya tanımlama kitinin oldukça

güvenilmez sonuçlar verdiği, yalnızca dört izolatın % 75-85 oranında uygun reaksiyon

verdiğinin görüldüğü ifade edilmektedir. Araştırıcılar sonuç olarak, API 20 C kitinin,

birkaç ilave test yapılarak, klinik olmayan mayaların tanımlanmasında

kullanılabileceğini belirtmektedir.

Jordano ve ark. (1991), İspanya’ da üretilmiş 20 Bifidobacteria içeren ticari

fermente edilmiş süt ürünlerini kapsayan örneklerin florasını incelemişler ve örneklerin

%30’ da 102 kob/g veya daha yüksek olduğunu belirlemişlerdir. Mayaların

tanımlanmasında Lodder standart tanımlama anahtarı ve API 20C AUX’ u kullanarak

Torulopsis candida olarak saptamışlardır.

Haridy (1992), 1990 ve 1991 yıllarında Mısır’ ın Al-Minia şehrinden toplanan

çiğ süt örneklerinden toplam 126 maya izolatını, Lodder ve Kreger Van Rij’ e göre

Deboryomyces hansenii, Clavispora lusitaniae, Kluyveromyces marxianus,

Trichosporon beigelii ve Rhodotorula mucilaginosa olarak tanımlamıştır. Araştırıcı,

Trichosporon beigelii ve Rhodotorula mucilaginosa patojenik maya türleri yer

aldığından, bunlarla çalışıldığında dikkat edilmesi gerektiğini belirmiştir.

Liu ve ark. (1996), Tayland’ ın üç şehrinden Haipao çay örnekleri toplayarak

onların mikrobiyel analizlerini yapmışlardır. Mikrobiyel analizlerde YM agar ve MRS

gibi selektif besiyeri kullanarak iki asetik asit bakteri türü ve üç maya türü izole

edilmiştir. Mayaları, geleneksel fenotipik özellikleriyle birleştirilen maya tanımlama

programına göre, Saccharomyces cerevisiae, Zygosaccharomyces bailii ve

Brettanomyces bruxellensis olarak tanımlamışlardır. Mayanın gelişme yaptığı sıvı

besiyerinde, gliserol, asetik asit ve etanol içeren, yüksek perfomanslı sıvı kromotografi

(HPLC) yoluyla analiz edilmiştir.

Yıldırım (1997), çeşitli süt işletmelerinden toplanan 90 adet çiğ süt örneğinden

izole edilen toplam 50 maya ve maya benzeri mikroorganizmanın morfolojik

görünümleri, biyokimyasal karakterleri, fermentasyon ve asimilasyon testlerine göre

tanımlamasını yapmıştır. İncelenen maya ve maya benzeri mikroorganizmalar arasında

en sık rastlanan türlerin Torulopsis (% 40) cinsine ait olduğu, izole edilen diğer

cinslerin sırasıyla Trichosporon (% 20), Candida (% 16), Cryptococcus (% 14),

Saccharomyces (% 4), Rhodotorula (% 4) ve Sporobolomyces (% 2) şeklinde tespit

edildiği belirtilmektedir. Tanımlaması yapılan mayaların proteinaz enzim aktivitelerinin

Page 25: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

14

YCB-BSA (Yeast-Carbon Base-Bovine Serum Albumin) agar ve Skim milk agar

besiyerinde değerlendirilmeleri sonucu, izolatların YCB-BSA agarda daha iyi proteinaz

aktivitesi gösterdiğinin saptandığı, en kuvvetli proteolitik aktiviteyi Saccharomyces

cerevisiae türünün gösterdiği belirtilmektedir.

Espınel-Ingroff ve ark. (1998), yeni enzimatik RapID Yeast Plus sistemiyle

maya izolatlarını tanımlama yeteneği ile API 20C sistemiyle maya izolatlarının

tanımlama yeteneği karşılaştırılmıştır. Çalışmada, Blastoschizomyces capitatus,

Candida spp., Cryptococcus spp., Geotrichum spp., Hanseniaspora spp., Hansenula

anomala, Hansenula wingei, Rhodotorula spp., Saccharomyces cerevisiae,

Sporobolomyces salmonicolor, Trichosporon beigelii, ve Prototheca spp. temsil eden

toplam 447 maya izolatı değerlendirilmiştir. Aynı zamanda RapID Yeast Plus System

yoluyla reaktivitesi belgelenmiş olan beş kalite kontrol suşu (Candida spp. ve

Cryptococcus laurentii) kullanılmıştır. Her izolat, Sabouraud dekstroz agarda 30°C’ de

48 saatte gelişen kültürü yoluyla her iki metotla değerlendirilerek, karşılaştırılmada

morfolojik testlerden de yaralanılmıştır. RapID Yeast Plus System, enzimatik

reaksiyonları inkübasyonun dört saat sonrasında okudukları halde, API 20C

karbonhidrat asimilasyon identifikasyon profilleri 72 saat inkübasyon sonunda elde

etmişlerdir. Cryptococcus neoformans’lı ve sekiz genel Candida spp.’ de iki metotla

elde edilen tanımlamalar arasında benzeşmenin iyi olduğunu (% 95.7), gelişen Candida

spp. ve diğer maya benzeri patojenlerin test edildiği zaman benzeşmenin daha az

olduğunu saptamışlardır. Bu sistemle, genel maya patojenlerinde olduğu gibi, gelişen ve

bazı yeni türlerin de hızlı bir şekilde tanımlanacağını belirterek klinik laboratuarlarında

kullanımını önermişlerdir.

Güdük (1999), 90 adet çiğ süt örneğinden izole ettiği toplam 48 adet maya ve

maya benzeri mikroorganizmaları, 19 Torulopsis, 9 Trichosporon, 8 Candida, 7

Cryptococcus, 2 Saccharomyces, 2 Rhodotorula ve 1 Sporobolomyces olarak

tanımlamış ve bunların proteolitik ve lipolitik aktivitelerini incelemiştir. Proteolitik

aktivite üzerine % 0.5, % 1, % 1.5, % 2, % 2.5 konsantrasyonlarında glikoz ve NaCl’

nin etkileri YCB-BSA (Yeast-Carbon Base-Bovine Serum Albumin) agar ve Skim milk

agar olmak üzere iki besiyerinde denenmiştir. YCB-BSA agarda, Skim milk agara

oranla daha kuvvetli proteolitik aktivite gösterdiğini, besiyerlerine ilave edilen glikozun

proteolitik aktiviteyi artırdığını, ancak NaCl’ nin azalttığını tespit etmiştir. Araştırıcı,

Page 26: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

15

ayrıca maya ve maya benzeri mikroorganizmaların lipolitik aktivitesi üzerine sıcaklığın

etkisinin de incelendiği çalışmada, BSBA-BLR agar (Bacto Spirit Blue Agar-Bacto

Liase Reapent) besiyerinde 37°C inkübasyon sıcaklığında orta derecede lipolitik aktivite

gösterirken, 21°C sıcaklıkta maksimum lipolitik aktivite gösterdiğini belirtmektedir. Çiğ

sütlerde kontamine olarak bulunan maya ve maya benzeri mikroorganizmaların büyük

çoğunluğunun saprofit ve aynı zamanda patojen olduklarını belirten araştırıcı, bunların

protein ve lipitleri hidrolize eden enzimleri salgılayarak sütün niteliğini ve süt ürünlerini

etkileyebileceğini, böylece ekonomik kayıplara neden olabileceğini vurgulamaktadır.

Wolter ve ark. (2000), Güney Afrika’ da en çok tüketilen et ve et ürünleri

üzerine PCA (Plate Count Agar), M17 agar, MRS agar, YGC agar (Yeast Glucose

Chloramphenicol Agar), PDA (Potato Dextrose Agar), VRBA (Violet Red Bile Agar),

BPA (Baird Parker Agar) ve YM (Yeast Extract Malt Extract Agar) selektif

besiyerlerini kullanarak hakim olan mikroflorayı inceledikleri çalışmada,

mikroorganizma sayılarının örnek çeşidine göre değiştiğini tespit etmişlerdir. Bu

analizlerin yanı sıra örnekler üzerinde hakim olan maya izolatlarını Kurtzman’ a göre

geleneksel tanımlama metotları yardımıyla tanımlayarak, Debaryomyces hansenii,

Cryptococcus laurentii, Cryptococcus hungaricus, Torulaspora delbrueckii,

Rhodotorula mucilaginosa, Sporobolomyces roseus, Debaryomyces vanriji,

Trichosporon beigelii, Yarrowia lipolytica, Saccharomyces cerevisiae ve Candida

zeylanoides olarak belirlemişlerdir. Araştırıcılar, mayaların tanımlanmasının yanında et

örneklerinin kimyasal ve fiziksel özelliklerini de incelemişlerdir.

Moreira ve ark. (2001), Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında Brezilya’ da dört

farklı süper marketten alınan 6 farklı marka sade ve meyveli yoğurttan 72 örnekte maya

ve mantarların izolasyonu ve tanımlamasını yapmışlardır. FDA kriterlerine göre

hazırlanan örneğin mikroflorası üzerinde toplam mikroorganizma sayısını 6 x 107 kob/g,

toplam maya sayısını 1-2.7x102 kob/g olarak belirlemişlerdir. Saklama koşulları

uygunsuz hale geldiğinde maya sayısının arttığını ve ayrıca genellikle, sıcaklığın yüksek

olduğu aylarda kontaminasyonun daha yüksek olduğunu, ancak diğer ülkelerdekinden

daha az olduğunu rapor etmişlerdir. Toplam 577 izolattan tanımlanan mayaların, 10 türe

ait olduğu belirlenmiştir. En çok rastlanılan mayaların, Debaryomyces hansenii,

Saccharomyces cerevisiae, Mrakia frigida, Hansenula spp., Candida parapsilosis,

Debaryomyces castellii ve Candida maltosa. Mrakia frigida olarak tespit edilmiştir.

Page 27: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

16

Aynı zamanda çok az örnekte düşük düzeyde Monilia ve Penicillium kontamine

olduğunu belirlemişlerdir. Gelişme testlerinde sakkarozu fermente yeteneği, 5ºC’ de

gelişme ve 300 µg/g sorbat koruyucusunun kullanımını önermişlerdir. Daha sıcak hava

ve yetersiz buzdolabı koşullarının, yüksek kontaminasyonun mikrobiyel floradaki

değişimin ve çeşitlili ğin artmasının temel nedeni olduğunu belirtilmektedir.

Ünaldı ve Arıkan (2001), tarafından doğal ortamlardan izole edilen çeşitli tip

yabani maya suşlarında termotoleranslığın incelendiği çalışmada, izole edilerek

termotolerans davranışına bakılan 34 suşun 6’sında (%17) termotolerens davranış

bulunmuştur. Araştırıcılar, termotoleransın bulunmasının bu suşun yüksek sıcaklıkta

gerçekleştirilen fermentasyonda kullanılabileceğini gösterdiğinin ve termotolerans

davranışın yüksek sıcaklıklarda gerçekleştirilen fermentasyon çalışmaları sırasında

ortamın soğutulması için harcanan yüksek enerji kullanımını minimuma indireceği için,

işletmelere ekonomik olarak büyük katkı sağlayacak boyutta olduğunu belirtmişlerdir.

Limtong ve ark. (2002) tarafından, geleneksel fermente ürünlerde fermentasyon

starteri olarak kullanılan ve Çince maya kalıbı olarak bilinen Loog-pang’ ın maya

çeşidine etkisi araştırılmıştır. Tayland’ ın çeşitli bölgelerinden Loog-pang-kao-mag

(tatlandırılmış pirinç içkisi starteri)’ dan 38 örnekten 43 maya izolatı ve Loog-pang-lao

(pirinç şarabı starteri)’ dan toplanan 19 örnekten 49 maya izolatı elde edilmiş; bunların

arasından, loog-pang-kao-mag’ dan 31 izolat ve loog-pang-lao’ dan 20 izolat

Saccharomycosis fibuligera olarak tanımlanmıştır. Her iki Loog-pang tipinde tespit

edilen diğer maya türleri (8) Pichia anomala, (4) Candida rhagii, (3) C.glabrata

biçiminde sıralandırılmıştır. Loog-pang-kao-mag örneklerinin 23’ ünde (%60.53),

Loog-pang-lao örneklerinin yedisinde (%36.84) S. fibuligera tek maya türü olarak

belirlenmiştir.

Şafak ve ark (2003), Kamboçya çayından izole ettikleri 15 mayanın tanımlaması

sonucu bunların, Saccharomyces cerevisiae, Candida krusei, Kloeckera apicula ve

Kluyveromyces africanus olduğunu belirlemişlerdir. Araştırma sonuçları, mayaların

Staphylococcus aureus üzerinde değişik oranlarda etkilerinin olduğunu, diğer test

bakterileri üzerinde antimikrobiyel etkisinin olmadığını göstermiştir. Genel olarak

sonuçlar değerlendirildiğinde, C.krusei’ nin diğer maya türlerine göre daha yüksek

inhibisyon etkisi gösterdiğini belirlemişlerdir.

Page 28: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

17

Benli ve Çakmakçı (2003), elmalarda hasat sonrası hastalıklara neden olan

Penicillium expansum ve Botrytis cinerea ’ya karşı etkili 13 maya izolatını tanımlamış

ve sınıflandırmışlardır. Tanımlamada karbon kaynağı testleri ve morfolojik testler

kullanmışlar, maya izolatlarının Candida sp., Rhodosporidium sp., Hansenula sp.,

Debaryomyces sp., Rodotorula sp., Torulaspora sp. ve Williopsis sp. cinslerine dahil

olduğunu belirlemişlerdir.

2.3. Peynirde Yapılan Mikrobiyolojik ve Kimyasal Analizler

Karakuş ve Alperden (1992) tarafından, ticari koşullarda üretilen peynirlerde

olgunlaştırma sürecinde meydana gelen mikrobiyolojik ve kimyasal değişimlerle

duyusal niteliklerini inceledikleri üç işletmenin peynirlerinde toplam mikroorganizma

ve laktik asit bakteri sayıları olgunlaşmanın başlangıcında benzer düzeylerde

belirlemişlerdir. Olgunlaştırma süresince elde edilen bulguların değerlendirilmesi

sonucunda, beyaz peynirlerde olgunlaşma sürecinde hakim floranın laktik asit

bakterilerinden oluştuğu ve bunlar içerisinde laktobasil grubunun önemli bir yer tuttuğu

saptanmış; diğer mikroorganizma gruplarından koliform bakterileri ile stafilokok-

mikrokok sayılarının olgunlaşma süresince azaldığı, enterkokların düzeylerini

koruduğu, mayaların ise örneklere bağlı olarak farklı değişim gösterdiği belirtilmiştir.

İncelenen peynirlerin kimyasal özelliklerinden tuz içeriklerinin olgunlaşma süresince

hafifçe arttığı, pH değerinin örneklere göre farklı oranda azaldığı ve çözünür azot

içeriklerinde yüksek oranlarda artışlar olduğu gözlendiği belirtilmektedir.

Dığrak ve Özçelik (1996), Elazığ kapalı çarşıda satışa sunulan 17 adet Erzincan

tulum (Şavak) ve 21 adet taze beyaz peynir olmak üzere toplam 38 örnekten koliform

gurubu bakterileri izole ederek tanımlamasını yaptıkları araştırmada, Erzincan Tulum

peynirinden 316 adet, taze beyaz peynirden 302 adet koliform bakterileri izole

etmişlerdir. Erzincan Tulum peyniri örneklerinden tanısı yapılan bakterilerden % 22.8’

inin Escherichia coli tip I, % 10.1’ inin E.coli tipII, % 24’ ünün Enterobacter aerogenes

ve % 17.4’ ünün Enterobacter cloacae olduğu; taze beyaz peynir örneklerinde % 28.5’

inin Escherichia coli tip I, % 14’ ünün Escherichia coli tip II, % 30.1’ inin Enterobacter

aerogenes ve % 11.2’ sinin Enterobacter cloacae olduğunu tespit etmişlerdir. Araştırma

sonucunda, Elazığ kapalı çarşıda satışa sunulan Erzincan Tulum ve taze beyaz

peynirlerin koliform grubu bakterilerle bulaşık olduğu belirtilmiştir. Araştırıcılar,

Page 29: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

18

koliform grubu bakterilerin peynirlerde tad ve aromayı değiştiren, peynir yapısının

bozulmasına neden olan, bazı türlerinin patojen etki göstermesi nedeniyle peynir

teknolojisinde en zararlı bakteri grubu olduğunu belirmişler. Peynire işlenecek sütün

uygun koşullarda pastörize edilmesi ve bu işlemden sonra her türlü hijyenik şartların

yerine getirilerek bu bakterilerin tekrar süte bulaşmasının önlenmesi konusunda peynir

üreticilerinin bilinçlendirilmelerinin gerektiğini vurgulamışlardır.

Şahan ve ark. (1996) tarafından, çiğ sütlerde koruyucu olarak kullanılan hidrojen

peroksitin beyaz peynirin kimyasal niteliğine etkisi inceleyerek, hiçbir işlem

uygulanmamış çiğ süt, ısıl işlem uygulanmamış süt, %0.05 hidrojen peroksit

uygulanmış süt ve önce hidrojen peroksit ve sonra da ısıl işlem uygulanmış sütten

üretilen peynirler kimyasal bileşimleri yönünden karşılaştırmışlardır. Araştırma

sonucunda, uygulanan farklı işlemlerden pH, titrasyon asitliği, protein, olgunluk

dereceleri, tuz değerleri, yağ, kurumadde ve laktoz değerlerinin etkilendiği sonucuna

varmışlardır.

Özkalp ve Durak (1998), küflü peynirlerde küflendirme işleminin herhangi bir

starter kültür kullanılmadan yapıldığı gibi, bu işlemin ayrıca sağlığa elverişli olmayan

ortamlarda da gerçekleştirildi ğini ve yöre halkı arasında, mavi ve yeşil küflerin peynire

hoş koku ve güzel tat verdiği ve sağlığa yararlı olduğu inancının yaygın olduğunu

belirtmektedir. Bu nedenlerle çok aranan bu peynir çeşidinin küf florasının tespiti

sonucu, küflenmeye neden olan küfler ve bunların mikotoksin üretme yeteneğine sahip

olup olmadıklarını belirlenmek amacıyla, Konya'daki çeşitli mandıra, market, semt

pazarları ve Konya Halk Sağlığı laboratuarına gelen, küflü peynirlerden toplam 140

peynir örneği incelenmiştir. Peynir örneklerinden izole edilen toplam 296 izolatın

tanımlandığı araştırma sonucunda, izolatların % 87.16' sını Penicillium, % 12.84' ünü

ise Aspergillus türlerin teşkil ettiğini ve tüm örneklerde P.roqueforti’ nin baskın tür

olduğunu belirleyip, tanımlanan bu türlerin B1, B2, G1, G2 ve Penisilik asit

mikotoksinlerini meydana getirdiklerini belirten araştırıcılar, küflü peynir üretiminde

kullanılan türlerin mikotoksin üretme yeteneklerinin belirlenmesi ve üretim yerlerinin

rasgele ve uygunsuz ortamlarda yapılmaması gerektiğini vurgulamışlardır.

Kara ve ark. (1999), Erzurum piyasasından Ocak 1995-Nisan 1996 tarihleri

arasında toplanan 34 beyaz peynir ve 16 civil peynir örneğinde Listeria türlerini LSA

besiyerinde “Henry’nin Modifiye Aydınlatma Tekniği” ile, Palcam Agar’ da ise çıplak

Page 30: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

19

gözle incelemeler sonucunda izole edip, çeşitli biyokimyasal ve morfolojik testler

uygulayarak tanımlamışlardır. Çalışmada, toplanan beyaz peynir örneklerinden sadece

bir örnekte (% 2.94) 3 farklı Listeria türü (2 L. monocytogenes, 1 L. innocua ), 16 civil

peynir örneğinden ise yine birisinde (% 6.25) tek bir Listeria türü izole etmişlerdir.

Araştırıcılar, peynirler üzerinde yapılan daha önceki araştırma sonuçları ile

karsılaştırıldığında, bu oranların fazla yüksek olmadığını, hatta çoğu ülkede belirlenen

oranlardan daha düşük olduğunu ve sonuçlar arasındaki en büyük benzerliğin de tür

çeşidi olduğunu, civil peynirinin ülkemize has bir peynir türü olması nedeniyle, elde

edilen bulguları karşılaştıracak bir araştırmanın bulunmadığını belirtmişlerdir.

Ülkemizdeki peynirlerde, özellikle de civil peynirinde, Listeria aranması konusundaki

çalışmaların artırılmasını önermişlerdir.

Arıcı ve ark (1999), inek ve koyun sütlerinden yapılan beyaz peynirde imalat,

olgunlaşma ve depolama aşamalarında Listeria monocytogenes’ in durumunu

araştırmışlardır. Çalışmada, pastörize inek ve koyun sütleri yaklaşık 103 adet/ml

L. monocytogenes ile inoküle edilerek beyaz peynire işlenmiş; starter kültür olarak %1

oranında yoğurt kültürü kullanılmıştır. Beyaz peynirlerin imalattan sonra ve

olgunlaştırma aşamasında su, yağ, tuz ve su aktivitesi değeri ile sütün peynire işlenmesi

ve ön olgunlaşma aşamalarında ve peynirlerin depolanması süresince

L. monocytogenes’ in durumu ve pH değerleri ayrı ayrı belirlenmiştir. Bütün bu peynir

örneklerinde L. monocytogenes sayısı; oda sıcaklığında beşinci gün sonunda 105 kob/g,

soğuk hava deposunda muhafaza edilen peynirlerde sekizinci hafta sonunda >104 kob/g;

20. hafta sonunda inek peynirlerinde >100 kob/g olarak bulunmuştur. Beşinci gün

sonunda 5.0 olarak bulunan pH değeri de 20. hafta sonunda, inek peynirinde 4.18,

koyun peynirinde 3.95 olarak ölçülmüştür. Araştırıcılar, pastörizasyonun bazen

L.monocytogenes’ i bertaraf etmek için yeterli olmadığını, bu nedenle peynir yapımı

sırasında hijyene azami dikkat edilmesinin, özellikle mikrobiyolojik olarak kaliteli su

kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Dervişoğlu (1999) tarafından, ağaç ve plastik materyallerle ambalajlanarak ve

farklı ortamlarda olgunlaştırılan külek peynirlerinin kimyasal, biyokimyasal,

mikrobiyolojik ve duyusal özelliklerinde olgunlaşma süresince meydana gelen

değişiklikleri incelemiştir. Çalışmada, yağ oranı % 2.2’ ye ayarlanan ve pastörize edilen

sütten kullanılmış, üretilen peynirler 2 farklı ambalaj malzemesinde, 2 farklı ortamda

Page 31: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

20

olgunlaşmaya bırakılmış ve meydana gelen değişiklikler başlangıçtan itibaren her 30

günde bir incelenmiştir. Sonuçta, ağaç ambalaj materyallerinin külek peynirinin duyusal

özelliklerinin tamamını daha beğenilir hale getirdiği, maya ve küf sayısının 90. gün ayrı

tutulduğunda olgunlaşma boyunca sürekli artış gösterdiği, toplam bakteri, psikrofil ve

proteolitik mikroorganizma sayılarının 30. ve 60. arttığı, 90. günde azaldığı

belirtilmiştir.

Temiz (1999) tarafından, hellim peyniri yapımında soya sütünün kullanımının,

peynirin kimyasal ve duyusal niteliklerine etkisi incelenmiştir. Bu amaçla, % 85 inek

sütü %15 soya sütü kullanılarak hazırlanan peynirler 1, 10 ve 20 gün depolandıktan

sonra kimyasal ve duyusal teste tabi tutulmuştur. Araştırma sonucunda, en iyi hellim

peynirinin pH’ sı 6.0, % 0.04 CaCl2 içeren ve 2.5 ml maya ilave edilmiş olan %85 inek

sütü % 15 soya sütü karışımından elde edilebileceği belirtilmiştir.

Uraz ve Gencer (2000) beyaz peynirin tuz alımı ve diğer bazı nitelikleri üzerine

kalıp büyüklüğü ve salamura miktarının etkisini belirlemek amacıyla yürüttükleri

araştırma sonucunda; farklı kalıp büyüklüğü ve salamura miktarının peynirin tuz alımını

etkilediğini, kalıp büyüklüğü daha fazla olanların tuz alımının küçük boyutta olanlara

göre daha az olduğunu ve peynirlerin tuz alımının olgunlaşma süresi boyunca artış

gösterdiğini belirtmektedirler.

Erdoğrul ve Dığrak (2001), tarafından Kahramanmaraş ilinde satışa sunulan

pastörize sütten yapılmış beyaz peynirlerde Streptococcus faecalis varlığının

belirlenmesi amacıyla yapılan çalışmada, 22 adet peynir örneği incelenmiş ve araştırma

sonucunda beyaz peynir örneklerinin tamamında Streptococcus faecalis tespit edilmiş;

bu yönüyle peynir örneklerinin hijyenik karakteristiklerinin iyi olmadığı

değerlendirilmesi yapılmıştır.

Demirel ve Karapınar (2002), İzmir ili piyasasında satılan bazı peynirlerin TSE’

de verilen mikrobiyolojik ölçütlere uygunluğunun kontrolü amacıyla pazardan alınan

peynir örneklerinde Escherichia coli O:157 araştırması yapmışlardır. Bu amaçla, ticari

firmaların marketlerde satılan orijinal ambalajlı tulum, kaşar ve beyaz peynirlerden

seçilen toplam 75 peynir örneği incelenmiştir. Sonuç olarak İzmir ilinde tüketime

sunulan, marketlerde veya pazarlarda açık olarak satılan peynirlerin yüksek oranda

koliform grubu bakteri, maya ve küf içerdiği, bazı peynirlerde Staphylococcus aureus,

Salmonella ve E.coli O:157 gibi patojenlerin bulunduğu saptanmıştır. Orijinal ambalajı

Page 32: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

21

içinde satılan peynir örneklerinin yalnız % 8.6’ sının standarda uygun olduğu, incelenen

örneklerden hiçbirisinin TSE’ de istenilen mikrobiyolojik özellikleri taşımadığı

görülmüş; bu peynirlerin hijyenik kalitelerinin düşük olduğu ve halk sağlığı açısından

yeterli güvenceye sahip olmadıkları belirtilmiştir.

Şengül ve Çakmakçı (2002), tulum peynirinin üretimi ve dağıtımının en fazla

yapıldığı Bingöl, Elazığ, Erzincan, Erzurum ve Tunceli illeri piyasasında satışa sunulan

40 adet tulum peynir örneğinden izole edilen 221 adet Lactobacillus suşunu Mikrobiyel

İdentifikasyon Sistem (MIS) kullanarak tanımlamışlardır. Mikrobiyel İdentifikasyon

Sistemine göre tanımlanan 221 Lactobacillus (Lb) suşundan; 94 Lb.parabuchneri, 50

Lb.bifermentans, 14 Lb.buchneri, 14 Lb.paracasei, 12 Lb.fermentum, 8 Lb.suebicus, 6

Lb.casei, 5 Lb.melefermentans, 4 Lb.collinoides, 3 Lb.coryniformis, 2 Lb.confusus, 2

Lb.kefir, 2 Lb.vaccinostercus, 1 Lb.brevis ve 1 suşu ise Lb.helveticus olarak

tanımlamışlardır. Araştırıcılar, tulum peynirinin tipik özelliklerini ve lezzetini

koruyarak, standart kalitede ürün üretilebilmek için, tulum peynirinin orjininde mevcut

olan diğer laktik asit bakterilerinin de tanımlanması ve özelliklerinin tespiti sonucunda,

bu peynir çeşidi için starter kültür hazırlanma ve böylece standart kalitede ürün

üretiminin mümkün olabileceğini belirtmektedir.

Aykut (2003), yağ yerine geçen bazı maddelerin beyaz peynir üretiminde

kullanım olanaklarını belirlemek amacıyla yaptığı çalışmada; 3 farklı yağ oranına sahip

sütlere dört faklı yağ yerine geçen madde katılarak üretilen beyaz peynirlerin 30 günlük

olgunlaşma sürecinde fiziksel, kimyasal ve duyusal özelliklerini incelemiştir. Sonuçta,

peynir yapımın da yağ yerine geçen madde miktarı arttıkça peynirlerde kurumadde, yağ,

protein ve kül oranında düşüş görüldüğü; ayrıca beyaz peynir üretiminde % 1’ den fazla

oranda yağ yerine geçen madde kullanımının peynirlerin fiziksel, kimyasal ve duyusal

özelliklerini olumsuz yönde etkilediği belirtilmiştir.

Türkoğlu ve ark. (2003), Şanlıurfa ilinde üretilen ve Kasım-Aralık aylarında

satış yerlerinden sunulan 19 adet çiğ inek sütü, 20 adet yoğurt ve 9 adet taze Urfa

peyniri örneğini belirlenen fiziksel ve kimyasal özellikler bakımından incelemişlerdir.

Araştırıcılar, taze Urfa peynirlerinin % laktik asit değerleri, yağ, kurumaddede yağ,

protein ve kül içeriklerinin sırasıyla pH 5.02-5.24, % 0.36-0.40 laktik asit, % 8.6-16.4,

% 12.36-20.18, % 28.79-54.6, % 0.94-1.6 olduğunu belirtmektedirler. Araştırıcılar,

üretimde süt ve ürünleri üretim standardizasyonunun bulunmaması ve çiğ sütün

Page 33: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

22

muhafazasında çeşitli hilelere başvurulması, pazarlama sırasında gerekli saklama

koşullarının sağlanamaması nedeniyle incelenen süt, yoğurt ve peynirlerin

bileşimlerinin çok geniş aralıkta değiştiğini ve ilgili standartlara geniş ölçüde

uymadığını ortaya koyarak acilen bu peynirlerin üretim metodunun standardize edilmesi

gerektiği önerisinde bulunmaktadır.

Atasoy ve Akın (2004), Şanlıurfa ilinde satışa sunulan Urfa peynirlerinin bazı

kimyasal niteliklerini ve proteoliz düzeylerini belirlemek için 44 adet peynir örneğini

IDF (International Dairy Fedaration)’a göre analize hazırlayarak; ortamın titrasyon

asitliği, pH, kurumadde, yağ, kurumadde de yağ, tuz, kurumadde de tuz, toplam azot,

suda çözünen azot, olgunlaşma katsayısı, protein olmayan azot ve fosfotungustik asitte

çözünen azot değerlerini sırasıyla % 0.69, % 5.31, % 50.09, % 23.16, % 46.50, % 7.81,

% 16.21, % 2.662, % 0.254, % 9.55, % 0.135 ve % 0.081 olarak bulmuşlardır.

Araştırmada, incelenen Urfa peynirlerinin, kurumadde yönünden % 95.45’inin,

titrasyon asitliği yönünden % 100’ünün, kurumaddede tuz açısından ise % 46.82’inin

Beyaz Peynir Standardına uygun olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonucunda, Urfa

peynirlerinin kimyasal nitelik açısından farklılık gösterdiği, proteoliz düzeyinin ise

düşük olduğunu saptamışlardır. Ayrıca araştırıcılar, ülkemizde üretilen peynirlerin

çeşitli pazarlarda aranan bir peynir olabilmesi için, yöresel peynirlerin üzerinde

yapılacak çeşitli araştırmalarla standart bir üretim sağlanması saptanması gerektiğini

önerisinde bulunmaktadır.

Starter kültür kullanımının külek peynirinin bazı özelliklerine etkisinin

incelenmesi amacıyla yapılan çalışmada çiğ süt ve pastörize süt ile starter kültür

kullanılarak 3 çeşit peynir üretilerek peynirin olgunlaşması süresince her 30 günde bir

yapılan analizlerle peynirin fiziksel, kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal

özelliklerindeki değişmeler incelenmiştir. Elde edilen bulgular sonucunda, ısıl işlem ve

starter kültür ilavesinin peynirlerin beyaz rengine katkıda bulunduğu, tüm peynir

örneklerindeki proteolitik mikroorganizma sayılarının 30. güne kadar arttığı maya ve

küf sayılarının sürekli azaldığı belirtilmiştir (Aydemir, 2004)

Gürses ve ark. (2004), Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği

Bölümü Pilot Süt Fabrikası’ndan sağlanan yağlı inek sütünü kullanıp, tulum peyniri

üretmişlerdir. Taze üretilmiş tulum peyniri iki eşit parçaya bölünerek parçalardan

birisinin aşılanmasında, TÜBİTAK-MAM Gıda Araştırma Bölümü’nden temin edilen

Page 34: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

23

ve aflatoksin ürettiği bilinen Aspergillus parasiticus NRRL 2999 suşu kullanılmış ve

standart aflatoksin B1, B2, G1 ve G2 “Food and Drug Administration”, Washington

D.C., USA” adresinden sağlanmış küf suşuyla 104 spor/g düzeyinde aşılanmış, diğer

kısmın ise üretiminde laktik starter olarak, Sacco-Lyoto-CMS-4.00 (Streptococcus lactis

subsp. lactis / S. lactis subsp. cremoris (1/1)) aktif kültürü aşılanmış olan kontrol

örneği; 10 ± 1 ve 20 ± 1 °C sıcaklıklarda; % 85 ± 2 ve % 95 ± 2 oransal nemde 90 gün

süreyle olgunlaştırılmıştır. Peynir örneklerinde olgunlaştırma süresince 1. günden

başlamak üzere 15., 30., 45., 60. ve 90. günlerde ince tabaka kromatografisi (İTK)

yöntemi kullanılarak aflatoksin analizi yapılmıştır. Olgunlaştırma süresince 10 ± 1 ºC’

de depolanan aşılı ve kontrol grubu örneklerin hiç birisinde tespit edilebilir seviyede

aflatoksine rastlanmamıştır. Kontrol grubu örneklerde 20 ± 1 ºC’ de aflatoksine

rastlanmazken, aşılı örneklerde 15. günden itibaren aflatoksin oluşumu gözlenmiş ve

miktarı zamanla azalmıştır. Doksanıncı gün sonunda % 85 ± 2 oransal nemde 0,98

µg/kg aflatoksin B1, 47.90 µg/kg G1 ve 4.20 µg/kg G2; % 95 ± 2 oransal nemde de

32.76 µg/kg aflatoksin B1, 118.80 µg/kg G1 ve 51.98 µg/kg G2 belirlenmiştir. Aflatoksin

B2 ise en son 30. günde % 85 ± 2 oransal nemde 47.25 µg/kg ve % 95 ± 2 oransal

nemde 60.50 µg/kg seviyesinde belirlenmiş ve daha sonraki günlerde saptanamamıştır.

Araştırma sonunda, küf bulaşması yanında, depolama sıcaklığı ve oransal nem

değerlerindeki değişmenin tulum peynirinde aflatoksin oluşumunu önemli ölçüde

etkilediği belirlenmiştir. Araştırıcılar, tulum peynirini 10 ºC ve altında depolamanın

aflatoksin oluşumu açısından risk oluşturmadığını belirtmişlerdir.

Sağun ve ark. (2005), 90 gün süreyle salamurada olgunlaştırılan otlu peynirlerde

bazı kimyasal özellikler ile mineral madde içeriğindeki değişimlerini incelenmişler ve

peynirlerde olgunlaşma süresince kurumadde miktarında önemli bir değişiklik olmadığı

(P>0.05), tuz ve kül miktarlarında 15. güne kadar önemli bir artış (P<0.05) ve pH

değerlerinde önemli bir değişim olduğunu (P<0.05) gözlenmiştir. Olgunlaşma süresince

peynirlerdeki Na miktarının arttığı (P<0.05), Ca, Mg, Zn, Fe, Mn, Cr ve Ni

miktarlarının azaldığı (P<0.05) ve P, Cu, Co ve Cd miktarlarının ise önemli bir

değişiklik göstermediği (P>0.05) belirlenmişlerdir. Ayrıca, otlu peynirin insanların

mineral madde ihtiyacını karşılamada önemli katkı sağlayabileceği ve günlük tüketilen

otlu peynir miktarının Zn, Fe, Cu ve Cd yönünden bir toksikasyona sebep olmayacağı

kanısına varmışlardır.

Page 35: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

24

Çelik ve ark. (2005), yaptıkları çalışmada, geleneksel taze örgü peyniri laktik

asit bakteri florasının tanımlanması amacıyla Diyarbakır iline yakın Karacadağ

yöresindeki küçük süt işletmelerinden topladıklar 13 adet peynir örneğinde laktik asit

bakteri florasını incelemişlerdir. Laktik asit bakteri izolasyonu için 3 farklı besiyeri

(PCA, MRS ve M17 agar), tanımlama amacına yönelik ise 3 farklı API test kitleri (API

50CHL, API 20Strep ve API 50CHE) kullanmışlardır. Peynir örneklerinden, gram

pozitif ve katalaz negatif toplam 265 adet bakteri izolatı tanımlayıp, taze örgü

peynirinin baskın laktik asit bakteri florasının Lactobacillus (Lb.) ve Enterococcus (E.)

cinsi bakterilerden oluştuğunu tespit edip, bu iki bakteri cinsinin oranını sırasıyla, %40

ve % 38.87 olarak hesaplamışlardır. Bunlardan, Lb. cruvatus, Lb. parabuchneri, Lb.

paracasei, Lb. plantarum, E. durans, E. faecalis, E. faecium ve E. hirae türlerini ve

ayrıca, Lactococcus lactis (% 9.81) ve Pediococcus acetilactici (% 3.40) suşları da

tespit edilmiştir. Laktik asit bakteri izolatlarının % 7.92’si tanımlanamamıştır.

Araştırıcılar, örgü peynir florasında saptanan, termofilik karakterli ve homolaktik

Lactobacillus cinsi bakterilerin pastörize sütün kullanıldığı peynir üretiminde starter

kültür olarak kullanılabileceğini, ancak taze örgü peyniri laktik asit bakteri florasında

yer alan bakterilerin starter kültür olarak peynir üretiminde tek başına veya

kombinasyonlar oluşturularak kullanımını sağlamak amacıyla, öncelikle florada yer alan

bakterilerin süt ortamında gelişme kinetikleri, laktik asit üretim kapasiteleri ve patojen

bakterilere karşı antogonistik etkilerinin araştırılması gerektiğini belirtmişlerdir.

Gümüşsoy ve Gönülalan (2005), enterohemorajik Escherichia coli O157:H7

suşunun varlığı, fekal orijinli E. coli ve koliform bakterilerinin bulunma sıklığını

incelemek amacıyla Kayseri ili köy pazarlarından (Bünyan garajı, Köylü garajı ve Salı

pazarı ile Develi, Bünyan ve Yahyalı ilçelerinden) toplam 100 adet peynir örneğini

incelemişlerdir. Peynir örneklerinde ortalama olarak 2.2x101 kob/g koliform bakterisi ve

ayrıca, 58 adet peynir örneğinde fekal orijinli E. coli saptanmıştır. Araştırıcılar, elde

ettikleri veriler doğrultusunda, hijyen indikatörü mikroorganizmalarla kontaminasyon

düzeylerinin Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliğinde bildirilen

düzeylerin üzerinde olduğunu ve tüketici sağlığı açısından risk oluşturabileceğini

belirtmişlerdir.

Güven ve arkadaşları (2006), starter kültür oranı ile pıhtının ısıtılmasının ve

olgunlaşma süresinin yarı sert keçi peynirinin kimyasal, fiziksel ve duyusal özelliklerine

Page 36: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

25

etkilerini incelemişlerdir. Çalışma sonucunda, pıhtıya uygulanan ısıl işlemlerin

peynirdeki suda çözünür azot, protein olmayan azotlu madde ve pepton-pepton azotu

değerlerini önemli düzeyde etkilediği, pıhtısı ısıtılmadan üretilen peynirlerin

olgunlaşma indekslerinin ısıtılanlardan daha yüksek olduğu, olgunlaşma süresince

peynirlerin kuru madde, tuz, yağ, protein ve olgunlaşma indeksi arasında bir fark

bulunamadığı belirtilmiştir. Yarı sert keçi peyniri üretiminde en iyi sonucun, pıhtısı

ısıtılmayan ve % 1 oranında starter kültür eklenen peynirlerde görüldüğü

vurgulanmıştır.

Küçükönder ve Tarakçı (2006), peynirlerin yağ içeriği azaltıldığında ortaya

çıkan ve istenmeyen bazı duyusal, fiziksel ve fonksiyonel özellikleri gidermek amacıyla

starter kültür ve enzim kullanımının etkili olduğunu, bunun için düşük proteolitik ve

yüksek peptidolitik aktiviteye sahip starterlerin uygun olabileceğini ve enzimlerin de

peynirde tekstürü geliştirdiğini, ancak olgunlaşma sırasında acılığa da neden

olabileceğini belirtmişlerdir.

Demirel ve Karapınar (2006), gıda zehirlenmeleri arasında yer alan

Staphylococcus zehirlenmesine neden olan S.aureus enterotoksinlerinin varlığını

belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada çeşitli firma ve mandıraların ürettiği beyaz

peynir, kaşar, tulum, örgü ve Van otlu peynirlerinden oluşan toplam 75 örneği

incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, 27 örnekte Enterotoksin saptanmış; Van otlu

peynirlerinin bu bakımdan en riskli grubu oluşturduğu belirtilmiştir. İncelenen 75

örnekten 27’ sinde enterotoksin tespit edilmiş olmasının bazı peynirlerin Türk Gıda

Kodeksine uymadığını ve halk sağlığı açısından potansiyel bir risk oluşturduğunu

gösterdiğini belirtmişlerdir. Peynir üretiminde kullanılacak sütün mikrobiyolojik

standartlara uygunluğuna ve peynir işletmelerinde bulaşmaların önlenmesi için iyi

üretim tekniklerine ve düzenli temizliğe önem verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.

Evrensel ve ark. (2006), Bursa’ da tüketime sunulan beyaz peynir, kaşar peyniri,

tulum peyniri, mihaliç peyniri, eritme peyniri ve lor peynirinden oluşan süt ve ürünleri

ile kıyma, köfte, sucuk ve sosisten oluşan et ürünlerinin her birinden 10’ ar olmak üzere

toplam 100 örnekte Yersinia enterolitica’ nın varlığını araştırmışlardır. Çalışma

sonunda, beyaz peynirlerden 2 örnekte, tulum peynirlerinden 1 örnekte, kıyma

örneklerinden ikisinde ve köfte örneklerinden birinde olmak üzere toplam 6 örnekte

Y. enterocolitica tespit edilmiştir. Araştırıcılar, bu durumun üretim sırasında hijyenik

Page 37: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

26

koşullara uyulmaması ve yeterli ısıl işlemin uygulanmamasının bir göstergesi olduğunu,

işletmelerde uygun hammadde seçimi, yeterli ısıl işlemlerin uygulanması ve personel

hijyeni konularında HACCP sisteminin uygulanması gerektiğini belirtmişlerdir.

Ayar ve ark. (2006), beyaz, kaşar, tulum gibi önemli tüketim potansiyeli olan

peynirlerle daha çok yöresel olarak tüketilen küflü, lor ve örgü peynirleri arasındaki

kimyasal farklılıkları belirlemek amacıyla her bir peynir örneğinden 1 adet olmak üzere

toplam 42 adet örneğin analizini yapmışlardır. Peynir örneklerinde kurumadde, protein,

yağ, kül, pH ve asitlik değeri AOAC (Analitical Official Methods of Analysis)’ ya göre

yapmışlardır. Araştırma sonucunda; kurumadde miktarının % 31.47-63.16; protein

miktarının % 13.11-34.40; yağ miktarının % 4.08 – 27.66; tuz miktarının % 1.77 – 6.14;

pH’ nın 4.30–5.98 arasında değiştiğini belirlemişlerdir. Mineral madde miktarındaysa;

Ca 449-1172 mg/100g, Fe 0.11-0.90 mg/100g, Na 616-3318 mg/100g,

Cu 0-0.546 mg/100g, Mg ve P’ un peynirlerde bulunma oranın Ca ile benzer eğilim

gösterdiği ve bunun konu ile ilgili yapılan diğer çalışmalarla paralellik gösterdiğini ve

Ca ve Mg konsatrasyonunun diğer minerallere göre mevsimlerden daha fazla

etkilendiğini belirlemişlerdir. Peynirler arasındaki bu farklılıklarının kullanılan süte,

katkı maddesine, üretim tekniklerine, depolamaya ve olgunlaştırma koşullarına bağlı

olduğuna dikkati çekmişlerdir. Araştırıcılar, buldukları sonuçlar ışığı altında kontrollü

üretilen peynirlerin tüketilmelerinin beslenmeye daha fazla yardımcı olacağını

vurgulamışlardır.

Erceyes ve ark. (2006), Tokat piyasasında satışa sunulan 30 adet tulum peynirin

mikrobiyolojik, kimyasal ve duyusal niteliklerini incelemişler. Araştırma sonucunda,

titrasyon asitliği % 1.27, pH 4.80, kurumadde % 53.8, yağ % 29.1, tuz % 3.15, toplam

azot % 3.449, suda çözünen azot % 0.708 olgunlaştırma indeksi % 20.5, toplam

karbonil madde içeriği 317.4 ppm, toplam bakteri 8.3x105 kob/g, koliform bakteri

2.1x103 kob/g ve maya-küf sayısı 8.2x105 kob/g olarak belirlenmiştir. İncelenen hiçbir

örnekte Staphylococcus türüne rastlanmamış; koku, tat, renk ve yapı puanları ise beş

üzerinden sırasıyla 3.9, 3.7, 3.9 ve 3.6 şeklinde saptanmıştır. Araştırıcılar, Tokat

piyasasında satılan tulum peynirlerinde koliform ve maya-küf miktarının yüksek sayıda

çıkmasının bu peynirlerin düşük kaliteli olduğunun bir göstergesi olduğunu

belirtmişlerdir.

Page 38: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

27

3. MATERYAL ve METOT

3.1. MATERYAL

Maya izolasyonu ve tanımlaması amacı ile yapılan bu çalışmada, Samsun ilinde

çeşitli marketlerde satışa sunulan farklı marka ve ambalajlardaki 28 adet, evlerden

sağlanan 12 adet olmak üzere toplam 40 adet beyaz peynir örneği materyal olarak

kullanıldı. Alınan peynir örnekleri ambalajlarıyla veya 500ml’ lik steril kavanozlara

konularak laboratuvara getirildi. Getirilen bu örnekler analiz edilinceye kadar

buzdolabında +4ºC' de saklandı ve en kısa sürede analize alındı.

3.2. METOT

3.2.1. Analiz Öncesi Laboratuvarda Uygulanan İşlemler

Analiz amacıyla getirilen peynir örneklerinden maya izolasyonunu sağlamak

amacıyla, Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Broth (YM broth) besiyerine inoküle edilerek

ön zenginleştirme işlemi yapıldı. Gelişme gözlenen tüpler seri dilisyona (10-6’ ya kadar)

tabi tutularak yüksek dilüsyonların (10-4-10-6 dilüsyon) her birinden içerisinde, önceden

121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilize edilmiş, Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Agar

(YM agar) besiyeri bulunan petri kaplarına 1 ml ekim yapıldıktan sonra 30°C’ de 3 gün

inkubasyona bırakıldı. İnkübasyon sonunda bir birinden uzak gelişen kolonilerden;

farklı renk, şekil, büyüklük ve farklı mikroskopik görünüşlerine sahip maya izolatları

yatık Patates Glikoz Agara (PDA) inoküle edildi. Ekim yapılan tüpler 28°C’ de 5 gün

inkübasyona bırakıldıktan sonra tüpler buzdolabına konularak biyokimyasal ve

morfolojik tanımlama testleri yapılıncaya kadar +4°C’ de saklandı. Bu tanı testleri

yapılana dek her iki ayda bir tekrar yatık PDA’ ya ekim yapıldı (Deak ve Beuchat,

1988; Welthagen ve Viljoen, 1999; Şahin ve Öztürk, 1998; Kurtzman ve Fell, 2000;

Laubscher, ve ark., 2000; Moreira ve ark, 2001).

Page 39: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

28

Çizelge 3.1. Analizde Kullanılan Besiyerleri ve İndikatörlerin İsimleri Kullanıldığı

Yerler

BESİYERİ VE İNDİKATÖR ADI

KULLANILAN YER

Arbutin Agar Arbutini kullanıp kullanılamamasını belirlemek amacıyla kullanılır

Asetat Agar Askospor oluşumunu incelemek amacıyla kullanılır. Antibiyotik Direncini Belirleme Ortamı

Mayaların antibiyotik direncini ölçmek amacıyla kullanılır.

Diazonyum Blue B (DBB) Test Ortamı

Eşeysiz çoğalan mayaların basidiomycetous ya da ascomycetous türlerine sahip olduğunun belirlenmesinde kullanılır.

Gorodkowa Agar Mayaların askospor oluşumunu incelemek amacıyla kullanılır.

Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Broth

Ön zenginleştirme ve vejetatif hücre yapılarının incelenmesinde kullanılır.

% 50 D-Glikoz İçeren Yeaast Ekstrakt Agar Ortam

Yüksek osmotik basınçlarına karşı dirençlerine belirlemek amacıyla kullanılır

Karbonhidrat Fermantasyon Ortamı

Mayaların karbonhidrat fermentmantasyon yeteneklerini belirlemek amacıyla kullanılır.

Malt Yeast Glikoz Pepton Agar (MYPGA)

Mayaların izolasyonu ve askospor oluşturma yeteneklerinin araştırılması amacıyla kullanılır.

Malt Ekstrakt Agar (% 5) Mayaların askospor oluşumunu incelemek amacıyla kullanılır.

Malt Ekstrakt Broth Biyokimyasal ve morfolojik analizler için geç kültür elde etmek amacıyla kullanılır.

Patates Glikoz Agar (PDA) Stok kültür saklanması amacıyla kullanılır.

Rapid Urea Broth Mayaların üreaz aktivitesini belirlemek amacıyla kullanılır.

% 10 Sodyum Klorü ve % 5 Glikoz Bacto Yeast Nitrogen Base Ortamı

Orta dereceli osmotik basınçlarına karşı dirençlerine belirlemek amacıyla kullanılır.

Tuza Dayanıklılık Deneyi İçin Kullanılan Ortam

Mayaların %7.5, %10 ve %12.5 konsantrasyonlarında gelişip-gelişmeme durumlarını incelemek amacıyla kullanılır.

Malaşit Yeşili Askospor besiyerlerinde gelişen mayaları mikroskopta inceleme incelemek amacıyla kullanılır.

Bazal Pararosanilin (Basic Fuchsin)

Askospor besiyerlerinde gelişen mayaları mikroskopta incelemek amacıyla kullanılır.

Page 40: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

29

3.2.2. Morfolojik Tanı Testleri

3.2.2.1. Askospor Oluşumu

Aktif gelişen genç kültürler 25°C’ de, askospor oluşumu sağlayan besiyerleri

üzerine ekim yapıldı. İnoküle edilen tüpler 25°C’ de üç gün inkübasyona bırakıldıktan

sonra gelişme görülen tüpler mikroskobik olarak incelendi. Bu suşlarda askospor

görülmediğinde yaklaşık 20°C’ de daha uzun inkübe edilerek altı haftaya kadar her

hafta incelendi. Mayaların askospor oluşumunu ve kültürel özelliklerini gözlemek için

Gorodkowa Agar, Acetat Agar, Yeast Malt Glikoz Pepton Agar, Yeast Malt Glikoz

Pepton Broth ve Malt Ekstrakt Agar besiyerleri kullanıldı.

Yukarıda belirtilen besiyerlerinde gelişen kültürler daha sonra mikroskopta

incelenmek üzere lama alındıktan sonra üzerine % 0.5 Malaşit Yeşili ve % 0.05 Bazal

Pararosanilin (basic fuchsin) solüsyonları döküldü ve 1 dakika buhardan geçirilip su ile

yıkandıktan sonra incelendi (Lodder, 1970; Kreger – Van Rij, 1987; Barnett ve ark,

1990; Şahin ve Öztürk, 1998; Kurtzman ve Fell, 2000).

3.2.3. Biyokimyasal Tanı Testleri

3.2.3.1. Tuza Dayanıklılık Deneyi

% 7.5, % 10 ve % 12.5 tuz içeren Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Broth 10’ar ml

olarak tüplere eklendi ve 121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilize edildi. Genç

kültürlerden birer damla inoküle edilen tüpler 28°C’de inkübe edildi. İki haftaya kadar

gelişme olup olmadığı besiyeri bulanıklığı durumu izlenerek belirlendi (Lodder, 1970;

Şahin ve Öztürk, 1998).

3.2.3.2. Üre Hidrolizi

Ürea Broth besiyeri hazırlandıktan sonra 0.22µm gözenek çaplı filtreyle sterilize

edildi. Ön zenginleştirme yapılan kültürlerden bir öze alınarak bu besiyerine inoküle

edildi ve 37◦C’ de 2 gün inkübasyona bırakıldı. İnkübasyon sonunda tüplerdeki

besiyerinin rengi portakal kırmızısından kırmızıya dönmesi incelendi (Deak ve Beuchat,

1988; Barnett ve ark., 1990; Deak ve Beuchat, 1996; Liu ve ark., 1996; Kurtzman ve

Fell, 2000; Benli

ve Çakmakçı, 2003).

Page 41: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

30

3.2.3.3. % 50 Glikozda Gelişme

Mayalar genellikle yüksek şeker ve tuz içerikli substratların yüksek osmotik

basınçlarına karşı dirençlidirler. Birçok maya türü ağırlıkça % 40’ lık (w/w) glikoz

içeren ortamda iyi gelişir, oysa çok az sayıda tür % 50 ile % 70 (w/w) glikoz içeren

ortamda gelişir. Yüksek şeker konsantrasyonlarında gelişme yeteneği genellikle % 50

ile % 60 (w/w) arasındaki glikoz içeren ortam da test edilmektedir.

Yüksek şekerli ortamda gelişimin incelenmesi amacıyla, yatık % 50 D-glikoz

içeren Yeast Ekstrakt agar hazırlandı. İzole edilen maya suşlarının şekerin yüksek

konsantrasyonlarda gelişme yetenekleri % 50 D-glikoz içeren Yeast Ekstrakt agar

ortamın üzerinde gelişmesiyle test edildi. Şeker fazla ısıtıldığında belirgin bir kararma

meydana gelir. Çünkü şeker karamelize olmaya başlayıp yapısı bozulacağından kararma

gösteren her ortam mutlaka ayrılmalıdır. Bu nedenle ortam 110°C’ de 10 dakikada

sterilize edilerek petrilere dağıtılır. Petrilere aktif gelişen kültür mayaları aşılandı ve

25°C’ de 3-4 gün inkübasyona bırakıldı (Lodder, 1970; Kreger–Van Rij, 1987; Barnett

ve ark., 1990; Şahin ve Öztürk, 1998; Kurtzman ve Fell, 2000; Moeini ve ark., 2004).

3.2.3.4. % 1’lik Asetik Asitte Gelişme

Mayalar benzoik ve asetik asite dirençliklerine göre ayırt edilebilirler. % 1 asetik

asit içeren besiyerinde gelişme Zygosaccharomyces bailii ve Z.bisporus’ tan Z.rouxii

ayırmak için kullanılmaktadır (Kurtzman ve Fell, 2000).

Bu testte, 0.22µm gözenek çaplı filtreyle sterilize edilen, % 15’lik asetik asit

içeren, önceden 121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilizasyon işlemi görmüş, Malt

Ekstrakt Agar (MEA) kullanıldı. Hazırlanan bu besiyeri üzerine 24 saatte gelişmiş genç

kültürlerden 1-2 damla inoküle edilip 28°C’ de inkübasyona bırakıldı. İnkübasyonun

üçüncü ve altıncı günlerinde koloni gelişmeleri incelendi (Kreger–Van Rij, 1987; Şahin

ve Öztürk, 1998; Kurtzman ve Fell, 2000).

Page 42: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

31

3.2.3.5. Karbonhidrat Fermentasyonu

Mayaların karbonhidrat fermente yetenekleri durham tüplerinde biriken

karbondioksit yoluyla ölçülür. D-glikoz, D-galaktoz, sakaroz, maltoz, laktoz, rafinoz ve

α-α-trehalosenin fermentasyonu çoğunlukla genel tanımlamalar için kullanılırken;

bazen, inulin, nişasta, melibiose, sellobiyoz ve D-ksiloz gibi diğer bileşikler de ilave

tanımlamalar için kullanılır (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000).

Mayaların fermentasyon yeteneklerinin belirlenmesinde Yeast Ekstrakt broth

içerisine genellikle % 2 oranında karbon kaynağı katılmalıdır. Bu oran rafinoz için % 4’

tür, çünkü bazı maya suşların rafinoz molekülünde bulunan sakaroz ile galaktoz

arasındaki 1α-6 glikozit bağını fermentasyonda kullanamaz (Anonymous, 2007a).

Karbon kaynağı olarak D-glikoz, D-galaktoz, sakaroz, maltoz, laktoz, rafinoz ,

α-α-trehalosenin, inulin, nişasta, melibiose, sellobiyoz ve D-ksiloz kullanıldı. İçine ters

durham tüpü konulmuş 150 x 12 mm’lik deney tüplerine yaklaşık 5-6 ml hazırlanan

besiyeri dolduruldu. 121°C’ de 15 dakika süre ile otoklavda sterilize edildi. Otoklavda

sterilizasyondan sonra soğutulduğunda tüplerin içerisi besiyeri ile dolu olabilir, çünkü

tüpler içerisindeki hava otoklavda sterilizasyon sırasında yer değiştirir.

İçinde bazal ortam ve şekerli besiyeri bulunan tüplere, 24-48 saatlik kültürlerden

inoküle edilerek 25°C’ de 28 gün inkübasyona bırakıldı. Tüpler karıştırılarak ve sık sık

gaz oluşumu kontrol edilip, sonuçlar, içerisindeki gazın zamana bağlı olarak

depolanması ve biriken miktara bağlı olarak değerlendirildi;

+→ kuvvetli pozitif, içerdeki birikim 7 günde oluşuyorsa,

l→ gecikmiş pozitif, içerdeki birikim 7-14 gün arasında oluşuyorsa

s→ yavaş pozitif, içerisindeki birikim 14-28 gün arasında oluşuyorsa

z→ zayıf pozitif, içerisindeki gaz durham tüpünün 1/3 ve daha azını doldurur ise

d→ değişken, tür içerisindeki bazı suşlar pozitif diğerleri negatif olarak

değerlendirildiğinde kullanılmaktadır (Lodder, 1970; Kreger–Van Rij, 1987; Barnett ve

ark, 1990; Şahin ve Öztürk, 1998; Kurtzman ve Fell, 2000; Moeini ve ark, 2004).

Page 43: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

32

3.2.3.6. Antibiyotik Direnci

Kurtzman ve Fell (2000)’ in bildirdiğine göre, çeşitli mayaların Cyloheximide

antibiyotiğine duyarlılığını ilk olarak Whiffen 1948’ de rapor etmiştir. Kurtzman ve Fell

(2000), 22 türü temel alarak yaptığı çalışmasında mayaların antibiyotiğe duyarlılık

bakımından 3 kategoriye ayrılabileceğini gösterdi:

1. Önemli derecede duyarlı, 1µg/ml değerine duyarlılık, örneğin Saccharomyces

cerevisiae’ nın inhibisyonu.

2. Orta derecede duyarlı, 25µg/ml değerine duyarlılık, örneğin

Schizosaccharomyces pombe’ nin inhibisyonu.

3. Yüksek konsantrasyonlarda dirençli, inhibe olmayan, 1000µg/ml gibi, örneğin

Kluyveromyces lactis

Bu test için D-glikozlu Bacto Yeast Nitrogen Base besiyeri hazırlanıp, 121° C’

de 15 dakika otoklavda sterilize edildikten sonra 10 ml’ lik tüplere 4.5 ml konuldu.

Daha sonra bu tüplere 0.5 ml 0.22µm gözenek çaplı filtre ile sterilize edilen

Cycloheximide son konsantrasyon % 0.01 oluncaya kadar eklenip, bu ortam üzerine bir

damla örnek inoküle edildi. Ekim yapılan tüpler 25-28°C’ de üç hafta inkübasyona

bırakılarak bulanma olup olmadığı incelendi (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell,

2000).

3.2.3.7. Arbutin’in Hızlı Parçalanması

Arbutin’ in hızlı parçalanması testi, mayanın arbutin kullanıp kullanmadığını

anlamak için yapılan gelişme testine alternatif bir testtir. Beta glikozidaz aktivitesinin

belirlenmesinde kullanılır. Çözülebilir demir tuzlarıyla ortamdaki maya suşları arbutin

hidroliz ettiğinde kahverengi bir renk verir.

Bu analizde 121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilizasyon işlemi gördükten sonra

eğdirilerek yatık hale getirilen Arbutin Agar kullanıldı. Hazırlanan bu besiyerine genç

aktif gelişen kültürden bir damla inoküle edildi. Ekim yapılan tüpler 28ºC sıcaklıkta

inkübasyona bırakıldı. Mayaların arbutini kullanıp-kullanmadığı inkübasyon süresinin

ikinci ve yedinci günlerinde besiyeri renginin koyu kahverengi olup-olmadığı kontrol

edilerek değerlendirildi (Lodder, 1970; Kreger – Van Rij, 1987; Kurtzman ve Fell,

2000).

Page 44: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

33

3.2.3.8. Diazonyum blue B (DBB) Analizi

Bu test genellikle eşeysiz çoğalan mayaların Basidiomycetous ya da

Ascomycetous türlerine sahip olduğunun belirlenmesinde kullanılır. Eş olanların

ayırımı, kimyasal terminolojideki ayıraçlar ve ilgili bileşikler Barnett et al. (1990)

tarafından belirlenmiştir.

Malt Yeast Glikoz Pepton (MYGP) agar üzerine bir günlük taze kültürden ekim

yapılarak, 10 gün 28°C ’de inkübe edildi. Olgunlaşan kültüre DBB solusyonu

damlatılarak renk oluşumuna göre değerlendirildi. Kırmızı renge dönen kültürler pozitif

kabul edilirken renk dönüşümü görülmeyen kültürler negatif kabul edildi (Lodder,

1970; Kreger – Van Rij, 1987; Barnett ve ark. 1990; Yıldırım, 1997; Kurtzman ve Fell,

2000).

3.2.3.9. Farklı Sıcaklıklarda Gelişme

Maya olduğu düşünülen mikroorganizmalardan, tüplere dağıtıldıktan sonra

121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilize edilen Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Broth

besiyerne bir damla inoküle edilip, 15°C ve 40°C sıcaklıkta inkübasyona bırakıldı.

İnkübasyonun birinci ve üçüncü haftalarından sonra besiyerlerinde gelişme durumları

incelendi (Lodder, 1970; Kreger–Van Rij, 1987; Gadaga ve ark., 2000; Kurtzman, ve

Fell, 2000; Moeini ve ark, 2004).

3.2.3.10. Orta Derecede Ozmotik Basınçta Gelişme

Bu test için % 5 ve % 10 glikoz içeren Yeast Nitrogen Base besiyeri hazırlandı,

5 ml tüplere dağıtıldı ve 121° C’ de 15 dakika otoklavda sterilize edildi. Daha sonra 24

saatlik genç kültürlerden birer damla inoküle edilen tüpler 28°C’ de 2-3 hafta

inkübasyona bırakıldı.

Sonuçlar aşağıdaki gibi değerlendirildi; gelişme görülen kültürler pozitif

gelişme, 2. haftadan sonra veya zayıf gelişme gösteren kültürler zayıf gelişme ve

gelişme olmayan kültürler ise negatif gelişme olarak belirtilmiştir (Lodder, 1970; Deak

ve Beuchat, 1996; Gadaga ve ark., 2000; Kurtzman ve Fell, 2000; Moreira ve ark.,

2001).

Page 45: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

34

3.2.4. Hücre Boyutunun Ölçülmesi

Bu ölçüm için oküler mikrometre kullanıldı. Öncelikle objektif mikrometre

kullanılarak oküler mikrometrede iki birim arasının gerçek değeri µm cinsinden

belirlendi. Daha sonra Yeast Malt Pepton Broth besiyerinde geliştirilen 24 saatlik genç

maya kültüründen basit preparat hazırlandı. Oküler mikrometrenin gerçek birim

aralığının belirlendiği objektifte mikroorganizma boyutları ölçüldü. En az 20 farklı en

ve boy veya çap ölçümü yapıldıktan sonra ortalamaları alındı ve mikroorganizmaların

en-boy veya çapları belirlendi (Pamir, 1967).

3.2.5. Tanı Anahtarları

Bu çalışmada peynir yüzeyinden izole edilen mayaların test sonuçlarının

değerlendirilmesinde Lodder (1970), Kreger–Van Rij (1987), Barnett ve ark (1990),

Kurtzman ve Fell, (2000) tanı anahtarlarından yararlanıldı. Standart olarak Kurtzman ve

Fell, (2000) baz alındı.

Page 46: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

35

4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTI ŞMA

Laboratuara getirilen peynir örneklerinden izole edilerek buzdolabında, +4°C’

de yatık Patates Glikoz Agar’ da depolanan maya izolatları analize alınmadan önce

tekrar Malt Extrakt Broth’ da zenginleştirme yapılarak tanımlama testlerine tabi tutuldu.

İzole edilen suşların (Çizelge 4.1.) katı ve sıvı besiyerlerindeki kültürel ve

mikroskobik özelliklerinin diazonium blue b, üreaz aktivitesi incelenmesi sonucunda,

teleomorphic ascomycetous Debaryomyces, Kluyveromyces, Metschnikowia, Pichia ve

Yarrowia; anamorphic ascomycetous Candida; anamorphic heterobasidiomycetous

Cryptococcus, Rhodotrula ve Trichosporon cinleri oldukları tespit edilmiştir.

4.1. Candida spp.

Candida spp. Berkhout katı besiyerinde koloniler koyu krem rengi-sarımtırak

renkte, solgun, düzgün, parlak veya kuru, buruşuk, pütürlü, mat doku da görülmektedir

(Anonymous, 2007b). Sıvı besiyerinde zar yapabilir (Kurtzman ve Fell, 2000).

Candida' lar küresele yakın, oval ve silindirik hücrelere sahip olan ökaryot

mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; bazen pseudo ve septalı hif oluştururlar ve

multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli göstermektedir ve seksüel üreme

yapmamaktadır (Barnett ve ark., 1990; Şahin, 1995; Yücel ve Kantarcıoğlu, 1999;

Kurtzman ve Fell, 2000).

Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi negatiftir.

Karbonhidrat fermentasyonları pozitif veya negatif olabilmektedir (Barnett ve ark.,

1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 22’ si bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçlarına göre Candida cinsi içerisinde 3 grup oluşturulmuştur.

Oluşturulan bu 3 grup içerisine giren maya izolatlarının 2 tanesi evlerden temin edilen

peynir örneklerinden izole edilirken, 20 tanesi de marketlerden temin edilen örneklerden

izole edilmiştir. Candida türlerine ait özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

4.1.1. Candida spp. grup 1

Malt ekstrakt ve asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Gorodkowa agarda

gelişen kültürler beyaz renkte, mat ve parlak dokuda görülmüştür.

Page 47: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

36

YM agarda (Glikoz-Yeast Ekstrakt- Malt Ekstrakt-Agar) kültürler beyaz renkte,

mat ve parlak dokuda görülmüştür.

YM broth da (Glikoz-Yeast Ekstrakt- Malt Ekstrakt) bulanıklık ve dibe çökme

saptanmıştır.

Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin küre şeklinde, 2.1-7.8 µm boyutunda olduğu ve multilateral tomurcuklanarak

vejetatif çoğalma şekli gösterdiği gözlenmiş; askospor oluşumu gözlenmemiştir.

Çizelge 4.1. Beyaz Peynirlerden İzole Edilen Suşların Cins ve Türlere Göre Dağılımı

TÜR İSMİ SUŞ SAYISI

Bulunduğu Oran

ÖRNEK NO

Candida spp. 22 22 Candida spp. grup 1 3 3 37A, 39D, 39E Candida spp. grup 2

16 16 13A, 16A, 16B, 16C, 18A,19B, 20A, 27B, 30A, 30B, 33C, 34C, 37D, 41A, 41C, 43A

Candida spp. grup 3 3 3 23C, 31C, 35E Cryptococcus spp. 10 10 Cryptococcus spp.grup 1 3 3 12A, 24B, 24C Cryptococcus spp.grup 2 7 7 12B, 23A, 24A, 26C, 29C, 34A, 37B Debaryomyce spp. 5 5 Debaryomyce spp. grup 1 5 5 13B, 17A, 39F, 43B, 43C Kluyveromyces spp. 14 14 31B, 34G, 37C, 39B, 39G, 42A Kluyveromyces spp .grup1 12 12

14A, 16D, 16F, 22A, 23B, 27A, 32A, 32C, 33D, 35D, 35B, 42A,

Kluyveromyces spp .grup2 2 2 26C, 35A Metschnıkowıa spp . 6 6 Metschnıkowıa spp . grup 1 6 6 31B,34F, 37C, 39B, 39D, 42B, Pıchıa spp . 20 20 Pıchıa spp . grup 1 5 5 26D, 38A, 38B, 39C, 42C, Pıchıa spp . grup 2 15 15 17B, 20B, 26B, 27C, 28B, 28C, 31A,

32B, 34E, 36A, 40A, 40B, 41B, 44A, 44B

Rhodotorula spp . 16 16 Rhodotorula spp . grup 1 14 14

12C, 15A, 15B, 16E, 19A, 22B, 26A, 29A, 29B, 29D, 30D, 33A, 37B, 43D

Rhodotorula spp . grup 2 2 2 28A, 35C Yarrowia spp . 4 4 Yarrowia spp . grup 1 4 4 19C, 22C, 25A, 39A Trıchosporon spp . 3 3 Trıchosporon spp . grup 1 3 3 30C, 33B, 17B

Toplam 100 100

Page 48: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

37

Çizelge 4.2. Beyaz Peynirlerden İzole Edilerek Tanımlanan Farklı Maya Türlerinin Özellikleri

FERMANTASYON TEST İ

FA

RK

LI

SIC

AK

LIK

TA

G

ELİŞ

ME

T

ES

TU

ZA

D

AY

AN

IKLI

LIK

TE

STİ

TÜR İSMİ

SUŞ S

AY

ISI

GLİK

OZ

GA

LAK

TO

Z

MA

LTO

Z

SA

KA

RO

Z

α-α

T

RE

HA

LOS

E

ME

LLE

BİO

Z

LAK

TO

Z

SE

LLO

BİY

OZ

RA

FİN

OZ

İNU

LİN

NİŞ

AS

TA

KSİL

OZ

ÜR

E HİD

RO

LİZİ

15°C

40°C

% 7

..5

% 1

0

% 1

2..5

% 1

AS

ETİK

ASİT

DİA

ZO

NİU

M B

LUE

B

% 5

0 G

LİK

OZ

AR

BU

TİN

% 0

.01

CY

CLO

HE

XİMİD

E

% 1

0NaC

l/%5

GLİK

OZ

Candida spp. 22 Candida spp. grup 1 3 + + + - - - - - - - - - D + - + + Z - - + + + + Candida spp. grup 2 16 + + Z + Z Z + - + + - Z D + Z + + + - - D + + + Candida spp. grup 3 3 + + Z + Z - + - - - + - D + + + + Z - Z + Z Z + Cryptococcus spp. 10 Cryptococcus spp. grup 1

3 - - - - - - - - - - - - D + Z - - - - + + + Z -

Cryptococcus spp. grup 2

7 - - - - - - - - - - - - D Z Z + + - - + + + Z +

Debaryomyce spp. 5 Debaryomyce spp. grup 1

5 + + - Z + - - + - - - - D + Z + + + - - + + + +

Kluyveromyces spp. 14 Kluyveromyces spp. grup 1

12 + + - + - - + Z + - - - D + Z + + + - Z + Z + +

Kluyveromyces spp. grup 2

2 + + - + - - - - Z - - Z D + + + + - - - + - + +

Metschnıkowıa spp. 6 Metschnıkowıa spp. grup 1

6 + + - - - - - - - - - - D + - + + - - Z + + + +

Pıchıa spp. 5

Pıchıa spp. grup 1 5 - - - - - - - - - - - - D + Z + + - - - - - + +

Z: Zayıf pozitif; D:Değişken; +: Pozitif; -: Negatif

Page 49: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

38

Çizelge 4.2. (Devamı)

FERMANTASYON TEST İ

FA

RK

LI

SIC

AK

LIK

TA

G

ELİŞ

ME

T

ES

TU

ZA

D

AY

AN

IKLI

LIK

TE

STİ

TÜR İSMİ

SUŞ S

AY

ISI

GLİK

OZ

GA

LAK

TO

Z

MA

LTO

Z

SA

KA

RO

Z

α-α

T

RE

HA

LOS

E

ME

LLE

BİO

Z

LAK

TO

Z

SE

LLO

BİY

OZ

RA

FİN

OZ

İNU

LİN

NİŞ

AS

TA

KSİL

OZ

ÜR

E HİD

RO

LİZİ

15°C

40°C

% 7

..5

% 1

0

% 1

2..5

% 1

AS

ETİK

ASİT

DİA

ZO

NİU

M B

LUE

B

% 5

0 G

LİK

OZ

AR

BU

TİN

% 0

.01

CY

CLO

HE

XİMİD

E

% 1

0NaC

l/%5

GLİK

OZ

Rhodotorula spp.

16

Rhodotorula spp. grup 1

14 - - - - - - - - - - - - D + Z + + Z - + + - - +

Rhodotorula spp. grup 2

2 - - - - - - - - - - - - D + + + - - - + Z - - -

Yarrowia spp. 4 Yarrowia spp. grup 1 4 - - - - - - - - - - - - + - - + + + - - - - Z +

Trıchosporon spp. 3 Trıchosporon spp. grup 1

3 - - - - - - - - - - - - - + Z + - - - - + + + -

Z: Zayıf pozitif; D:Değişken; +: Pozitif; -: Negatif

Page 50: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

39

Bu grup içerisindeki suşlar üreyi hidrolize etme yeteneğinde değişkenlik

gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu negatif olduğu ve glikoz, galaktoz ve maltoz

fermente etmesine rağmen sakaroz, α-α trehalose, mellebioz, laktoz, sellobiyoz,

rafinoz, inulin, inşasta ve ksilozu fermente edemedikleri tespit edilmiştir. Bu sonuçlar

doğrultusunda bu gruba giren mayaların Candida cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Candida spp. Grup 1’ deki suşların arbutin’ i parçaladığı belirlenmiştir. Bu

suşun % 1’ lik asetik asite dayanıksız olmalarına karşın, % 0.01 cycloheximide ve %

12.5 tuz konsantrasyonuna dayanıklı olduğu gözlenmiştir.

Bu suş % 50 glikoz, % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda ve 15°C

sıcaklıktaki bulunduğu ortamda gelişme gösterdiği halde, 40°C sıcaklıktaki ortamda

gelişmediği görülmüştür.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Candida catenulata Diddens & Lodder

(1942) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür, toplam peynir örneklerinden alınan

suşların % 3’ ünü, Candida cinsine dahil suşların ise % 13.16’ sını teşkil etmektedir. Bu

türde tanımlanan izolatların 2 tanesi evlerden getirilen peynir örneklerinden, bir tanesi

de marketten alınan peynirlerden izole edilmiştir.

Bu sonuçlar Barnett ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)’ in sonuçlarıyla

benzerlik göstermiştir. Yalnızca her iki araştırmacı, bu suşun galaktoz ve maltoz

fermente etme yeteneğinin zayıf olduğunu belirlemiştir.

4.1.2. Candida spp. grup 2

Asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Malt ekstrakt ve YM agarda gelişen

kültürler sarımtırak-beyaz renkte ve nemli dokuda görülmüştür. Gorodkowa agarda

gelişen kültürler beyaz renkte, mat, parlak ve kuru dokuda görülmüştür. YM broth’ da

zar oluşturmamakta, bulanıklık, dipte tortu ve tüp çeperinde ince kırılgan zar yapmış

olduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi

sonucunda, hücrelerin oval ve küre şeklinde, 3.1-3.1x6.8-9.3 µm boyutunda olduğu ve

bipolar tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği gözlenmiş, askospor

oluşumu gözlenmemiştir. Bu grup içerisindeki suşlar üre hidrolize etme yeteneğinde

değişkenlik gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu negatif olduğu ve glikoz,

galaktoz, sakaroz, laktoz, rafinoz ve inulini fermente edebildikleri halde, maltoz,

α-α trehalose, mellebioz ve ksilozu fermentasyonunda zayıf gelişme gösterdikleri,

Page 51: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

40

inşasta ve sellobiyozu fermente edemedikleri gözlenmiştir; Barnett ve ark. (1990),

ksiloz fermetasyonunu negatif göstermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren

mayaların Candida cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu gruptaki suşun arbutin’ i parçaladığı, % 1’ lik asetik asite dayanıksız olduğu,

% 0.01 cycloheximide ve % 12.5 tuz konsantrasyonuna dayanıklı olduğu gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz, % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda ve

15°C sıcaklıktaki ortamda gelişme gösterdiği ve 40°C sıcaklıktaki ortamda ise zayıf

gelişme gösterdiği belirlenmiştir.

Kurtzman ve Fell (2000) tarafından fermentasyon testinde glikoz, galaktoz,

maltoz, laktoz, sakaroz, rafinoz ve α-α trehalose’ u karbon kaynağı olarak kullanmış ve

elde ettiği sonuçlar bu çalışmada bulunan sonuçlarla örtüştüğü saptanmıştır. Ayrıca,

Kurtzman ve Fell (2000) 15°C’ de gelişme gösterdiği halde 40°C sıcaklıkta

gelişmediğini belirtirken, bu çalışmada sadece 40°C sıcaklıkta zayıf gelişme

görülmüştür.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Candida membranaefaciens (Lodder &

Kreger-van Rij) Wicherham & K.A. Burton (1954b) türü olabileceği düşünülmektedir.

Bu tür, toplam peynir örneklerinden alınan suşların % 16’ sını, Candida cinsine dahil

suşların ise % 72.7’ sini teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı

marketten alınan peynirlerden izole edilmiştir.

4.1.3. Candida spp. grup 3

Asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürler

sarımtırak-beyaz renkte, pütürlü ve yumuşak dokuda görülmüştür. Gorodkowa agarda

gelişen kültürler beyaz renkte ve kuru dokuda görülmüştür. YM agarda sarımtırak,

beyaz renkte, pütür ve yumuşak doku görülmektedir.

YM brothda zar oluşturmamakta, bulanık, dipte kalın tortu ve tüp çeperinde ince

kırılgan zar yapmış olduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin

mikroskopta incelenmesi sonucunda, hücrelerin oval ve küre şeklinde,

1.6-1.6x3.1-12.4 µm boyutunda olduğu, multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma

şekli gösterdiği görülmüş; askospor oluşumu gözlenmemiştir. Bu grup içerisindeki

suşlar üre hidrolize etme yeteneğinde değişkenlik gösterirken, diazonium blue b

reaksiyonu negatif olduğu ve glikoz, galaktoz, sakaroz, maltoz, laktoz ve nişastayı

Page 52: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

41

fermente yeteneklerinin olmasına karşın, α-α trehalose, mellebioz, sellobiyoz, rafinoz,

inulin ve ksilozu fermente edemedikleri tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu

gruba giren mayaların Candida cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Candida spp. grup 3 arbutin’ i parçalamasının ve % 0.01 cycloheximide

direncinin zayıf, % 1’ lik asetik asite dayanıksız ve % 12.5 tuz konsantrasyonuna

dayanıklı olduğu gözlenmiştir.

Bu gruba giren suşun % 50 glikoz, % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda ve 15°C ve

40°C sıcaklıktaki ortamlarda gelişme gösterdiği belirlenmiştir.

Barnett ve ark. (1990), Candida tropicalis’ in glikoz, galaktoz, maltoz, sakaroz,

α-α trehalose ve nişastayı fermente etme yeteneğini saptarken, yapılan bu çalışmada α-α

trehalose zayıf fermente edebildiği belirlenmiştir. Lodder (1970), Şahin ve Öztürk

(1998) ve Kurtzman ve Fell (2000) bu suşun nişastayı fermente etme yeteneğinden

bahsetmemişlerdir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Candida tropicalis (Castellani) Berkhout

(1923) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür toplam peynir örneklerinden alınan

suşların % 3’ ünü, Candida cinsine dahil suşların ise % 13.16’ sını teşkil etmektedir. Bu

türde tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan peynirlerden izole edilmiştir.

Şahin ve Öztürk (1998), Candida tropicalis’ in laktik asiti yıkabilme

yeteneklerine sahip olduklarından, peynir yüzeyinin asitliğini düşürerek bozulma yapan

mikroorganizmaların gelişmelerine imkan sağladıklarını, proteolitik etkileri ve gaz

oluşturma yeteneklerinden dolayı bozulmayı arttırdığını belirtmiştir. Bu suş genelde

şarküteri ürünleri, sirke, su, meyve ve ekmek ürünlerinde bulunmaktadır (Barnett ve

ark., 1990).

4.2. Cryptococcus spp.

Cryptococcus spp. Vuillemin katı besiyerinde koloniler beyaz veya krem, ve

bazı suşlar kırmızı, sarı veya turuncu pigment oluşturur. Sıvı besiyerinde genellikle zar

oluşturmaz (Kurtzman ve Fell, 2000).

Cryptococcus' lar küresele yakın ve oval hücrelere sahip olan ökaryot

mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; bazen pseudo ve septalı hif oluştururlar ve

multilateral veya polar tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği halde,

seksüel üreme yapmamaktadır (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000).

Page 53: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

42

Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi pozitiftir.

Karbonhidrat fermentasyonları negatiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların %10’ u bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Cryptococcus cinsi içerisinde 2 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu 2 grup içersine giren maya izolatlarının tamamı

marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Cryptococcus spp. türlerine ait

özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

4.2.1. Cryptococcus grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenememiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürler

sarımtırak-beyaz renkte, nemli ve yükselen yapıda görülmektedir. YM ve Gorodkowa

agarda sarımtırak-beyaz renkte, nemli ve pütür yapıda görülmektedir.

YM broth da zar oluşturmamakta, bulanıklık, tortu ve tüp çeperinde ince kırılgan

zar oluşturduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta

incelenmesi sonucunda, hücrelerin oval ve küre şeklinde, 2.1-2.1x6.2-9.3 µm boyutunda

olduğu ve multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği belirlenmiştir.

Bu suşun üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik gösterirken, diazonium blue b

reaksiyonu pozitif olduğu ve glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α trehalose,

mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme kabiliyetlerinin olmadığı

belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların Cryptococcus cinsi

mayalar olduğu saptanmıştır.

Cryptococcus spp grup 1 gruba giren suşların arbutin’ i parçaladığı ve % 0.01

cycloheximide zayıf da olsa direnç göstermediği, % 1’ lik asetik asite ve hiçbir tuz

konsantrasyonuna dayanıksız olduğu gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz ortamında geliştiği, fakat % 10 NaCl/% 5 glikoz

içeren ortamlarda gelişmediği görülmüştür. Cryptococcus spp. grup 1 15°C ve 40°C

sıcaklıkta bulunduğu ortamlarda gelişme gösterdiği belirlernmiştir.

Kurtzman ve Fell (2000), Cryptococcus amylolentus’ un 15°C’ de gelişme

gösterdiği halde 40°C’ de gelişmediğini belirtirken, bu çalışmada, analiz sonucunda

sadece 40°C’ de zayıf gelişme görülmüştür. Barnett ve ark. (1990), ise 40°C’ deki

gelişme olmadığını belirtmiştir.

Page 54: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

43

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Cryptococcus amylolentus (van der Wall

et al) Golubev (1981) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür toplam peynir

örneklerinden alınan suşların% 3’ ünü, Cryptococcus cinsine dahil suşların ise % 30’

unu teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan

peynirlerden izole edilmiştir.

4.2.2. Cryptococcus spp grup 2

Asetat agarda gelişme gözlenememiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürlerin

sarı-pembemsi renkte, pütürlü ve nemli dokuda olduğu görülmüştür. YM ve Gorodkowa

agarda turuncu-beyaz renkte, kuru-nemli ve pütür yapıda olduğu gözlenmiştir.

YM brothda zar oluşturmadığı, bulanıklık ve dipte çökelme yaptığı saptanmıştır.

Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda, hücrelerin oval

ve küre şeklinde, 1.6x6.2 µm boyutunda olduğu, multilateral tomurcuklanarak vejetatif

çoğalma şekli gösterdiği ve pseudohif oluşturduğu belirlenmiştir. Bu suşun üre hidrolize

etme yeteneği değişkenlik gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu pozitiftir ve glikoz,

galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α trehalose, mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve

ksilozu fermente etme kabiliyetleri yoktur. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren

mayaların Cryptococcus cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Cryptococcus spp grup 2’ nin arbutin’ i parçaladığı, % 0.01 cycloheximide

direncinde zayıf gelişme gösterdiği, % 1’ lik asetik asite ve % 12.5 tuz

konsantrasyonuna dayanıksız olduğu gözlenmiştir.

Bu gruba giren suşun % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda

geliştiği belirlenmiştir.

Cryptococcus spp grup 2’ nin15°C ve 40°C sıcaklıktaki ortamlarda zayıf

gelişme gösterdiği görülmüştür.

Yapılan çalışmanın biyokimyasal sonuçları Kurtzman ve Fell (2000)’ in

bulgularıyla uyuşmaktadır, ancak Kurtzman ve Fell (2000) bu suşun morfolojisi

hakkında bir bilgi vermemiştir. Lodder (1970), Kreger-van Rij (1987) ve Barnett ve

ark.(1990) bu suşa yer vermemiştir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Cryptococcus glivescens

Chernov & Bab’ eva (1988) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür toplam peynir

örneklerinden alınan suşların % 7’ sini, Cryptococcus cinsine dahil suşların ise % 70’

Page 55: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

44

ini teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan

peynirlerden izole edilmiştir.

4.3. Debaryomyces spp.Lodder & Kriger-van Rij Nom. Cons.

Sıvı besiyerinde bazen zar oluşturur (Kurtzman ve Fell, 2000).Bu maya

hücreleri; bazen pseudohif oluştururlar, ancak septalı hif oluşturmazlar ve multilateral

vejetatif çoğalma şekli gösterirler ve 1-4 askospor oluştururlar (Barnett ve ark., 1990;

Kurtzman ve Fell, 2000). Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre

hidrolizi negatiftir. Karbonhidrat fermentasyonları pozitif veya negatif olabilmektedir

(Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 10’ si bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Debaryomyces cinsi içerisinde 1 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının tamamı

marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Beyaz peynirden izole edilen

suşların % 10’ u bu cinse aittir. Debaryomyces spp. türlerine ait özellikler Çizelge 4.2.’

de verilmiştir.

4.3.1. Debaryomyces spp. grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürler

beyaz, nemli dokuda olduğu belirlenmiştir. YM ve Gorodkowa agarda beyaz renkte,

kuru-nemli ve mat yapıda olduğu görülmektedir.

YM broth da zar oluşturduğu, bulanıklık, dipte çökelme yaptığı ve tüp çeperinde

zar oluşturduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta

incelenmesi sonucunda, hücrelerin oval ve küre şeklinde, 1.1-1.1x6.2-7.8 µm boyutunda

olduğu, multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği ve askospor

oluşturduğu belirlenmiştir. Üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik gösterirken,

diazonium blue b reaksiyonu negatiftir, glikoz, galaktoz, α-α trehalose ve sellobiyozu

fermente ederken sakarozu fermantasyon yeteneğinin zayıf olduğu ve laktoz, maltoz,

mellebioz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme kabiliyetleri olmadığı saptanmıştır.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların Debaryomyces cinsi mayalar

olduğu saptanmıştır.

Page 56: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

45

Bu gruptaki suşun arbutin’i parçalamadığı ve % 1’ lik asetik asit içeren ortamda

gelişme gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ve % 12.5 tuz içeren ortamlarda

gelişme gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda

geliştiği bulunmuştur. Debaryomyces spp. grup 1 15°C sıcaklıktaki ortamda geliştiği

halde 40°C sıcaklıktaki ortamlarda gelişmelerinin zayıf olduğu belirlenmiştir.

Bu sonuçlar Barnett ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)’ e göre

incelenmiş ve 40°C sıcaklıkta gelişme hariç sonuçlar uyumlu bulunmuştur. Kurtzman

ve Fell (2000) Debaryomyces tamarii’ yi Candida zeylanoides içerisinde vermiştir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Debaryomyces tamarii Ohara ve

Nonomura ex van der Walt & Johannsen (1975) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu

tür, toplam peynir örneklerinden alınan suşların % 10’ u, Debaryomyces cinsine dahil

suşların tamamını teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten

alınan peynirlerden izole edilmiştir.

4.4. Kluyveromyces spp.

Kluyveromyces spp. van der Walt emend. Vander Walt sıvı besiyerinde

genellikle zar oluşturmaz (Kurtzman ve Fell, 2000).

Kluyveromyces' ler küresele yakın, elipsoidal ve oval hücrelere sahip olan

ökaryot mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; bazen pseudohif oluşturabilirler

ancak, gerçek hif oluşturmazlar, multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli

göstermektedirler ve genellikle 1-60 ascospor oluştururlar (Barnett ve ark., 1990;

Kurtzman ve Fell, 2000).

Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi negatiftir.

Karbonhidrat fermentasyonları pozitiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 14’ ü bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Kluyveromyces cinsi içerisinde 2 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu 2 grup içersine giren maya izolatlarının tamamı

marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Kluyveromyces spp. türlerine ait

özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

Page 57: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

46

4.4.1. Kluyveromyces spp. grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürler

beyaz renkte ve nemli dokuda olduğu görülmektedir. YM agarda gelişen kültürler

pembemsi-beyaz renkte, kuru-nemli ve parlak yapıda, Gorodkowa agarda gelişen

kültürler beyaz renkte ve kuru-nemli yapıda görülmüştür.

YM brothda bulanıklık, dipte çökelme yaptığı ve tüp çeperinde zar oluşturduğu

saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin oval ve küre şeklinde, 1.1-1.1x6.2-9.3 µm boyutunda olduğu, multilateral

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği halde, askospor oluşumu

gözlenememiştir. Bu da kullanılan besiyerinin farklı olmasından ileri gelmektedir. Bu

suşun üre hidrolize etme yeteneği ve diazonium blue b reaksiyonun da zayıf pozitif

olarak bulunmuştur. Glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz ve rafinozu fermente ederken

sellobiyoz da fermente etme yeteneğinin zayıf olduğu, sakaroz, maltoz, α-α trehalose,

mellebioz, inulin ve ksilozu fermente etme kabiliyetlerinin olmadıkları tespit edilmiştir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların Kluyveromyces cinsi mayalar

olduğu saptanmıştır.

Bu gruptaki suşun arbutin’ i parçalama yeteneğinin zayıf olduğu ve % 1’ lik

asetik asit içeren ortamda gelişme gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ve %

12.5 tuz içeren ortamlarda gelişme gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda

geliştiği gözlenmiştir. Kluyveromyces spp. grup 1 15°C sıcaklıktaki ortamda geliştiği

halde 40°C sıcaklıktaki ortamlarda gelişmeleri zayıf olduğu görülmüştür.

Elde edilen bulgular, diazonium blue b dışında Kurtzman ve Fell (2000) ve

Savova ve Nikolova (2002)’ de belirtilen tüm bulgularla örtüşmektedir. Bu sonuçlar

doğrultusunda bu grubun Kluyveromyces lactis (Dombrowski) van der Walt (1971) türü

olabileceği düşünülmektedir. Bu tür toplam peynir örneklerinden alınan suşların % 12’

sini, Kluyveromyces cinsine dahil suşların ise % 86’ sını teşkil etmektedir. Bu türde

tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan peynirlerden izole edilmiştir.

Süt ve ürünleri üzerine yapılan çalışmalarda genelde Kluyveromyces lactis

izole edilip tanımlanmıştır. Şahin ve Öztürk (1998) Kluyveromyces lactis’ in laktoz

da dahil olarak hemen hemen tüm şekerleri fermente etmesi nedeniyle peynirde

Page 58: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

47

gözenekli yapı ve gaz keselerinin oluşumu sonucu bozulmaya neden olacağını

belirtmişlerdir.

4.4.2. Kluyveromyces spp grup 2

Asetat agar ve Malt ekstrakt agarda gelişme gözlenmemiştir. YM agarda gelişen

kültürler açık kahverengi-beyaz renkte, nemli ve yumuşak yapıda görülmektedir.

Gorodkowa agarda gelişen kültürler açık kahverengi-beyaz renkte, nemli ve yumuşak

yapıda görülmektedir.

YM brothda bulanıklık, dipte çökelme yaptığı ve tüp çeperinde zar oluşturduğu

saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin oval ve küre şeklinde, 2.1-2.1x6.2-9.3 µm boyutunda olduğu, multilateral

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği halde, askospor oluşumu

gözlenememiştir. Bu da kullanılan besiyerinin farklı olmasından ileri gelmektedir. Bu

suşun üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu

negatiftir. Glikoz, galaktoz ve sakarozu fermente ederken ksiloz ve rafinozu da zayıf

fermentasyon, laktoz, rafinozu maltoz, α-α trehalose, mellebioz, sellobiyoz ve inulin

fermente etme kabiliyetlerinin olmadıkları tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda

bu gruba giren mayaların Kluyveromyces cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu gruptaki suşun arbutin’ i parçalayamamakta ve % 1’ lik asetik asit içeren

ortamda gelişme gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ve en fazla % 10

konsantrasyonlarda tuz içeren ortamlarda gelişme gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda

geliştiği görülmüştür. Kluyveromyces spp. grup 2 15°C ve 40°C sıcaklıktaki ortamda

gelişme gösterdikler belirlenmiştir.

Analiz sonuçları Barnett ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)’ e bulduğu

sonuçlar la tutarlılık göstermektedir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Kluyveromyces marxianus (hansen) van

der Walt (1971) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür toplam peynir örneklerinden

alınan suşların % 2’ sini, Kluyveromyces cinsine dahil suşların ise % 14’ ünü teşkil

etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan peynirlerden izole

edilmiştir.

Page 59: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

48

4.5. Metschnikowia spp.

Metschnikowia spp. Kamienski sıvı besiyerinde genellikle zar oluşturmaz

(Kurtzman ve Fell, 2000).

Metschnikowia' lar elipsoidal, küresel, armut ve yarım ay şeklinde hücrelere

sahip olan ökaryot mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; bazen pseudohif

oluşturabilirler ancak, gerçek hif oluşturmazlar ve multilateral tomurcuklanarak vejetatif

çoğalma şekli göstermektedirler ve genellikle 1-2 ascospor oluştururlar (Barnett ve ark.,

1990; Kurtzman ve Fell, 2000).

Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi negatiftir.

Karbonhidrat fermentasyonları pozitiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 6’ sı bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Metschnikowia cinsi içerisinde 1 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının 2 tanesi evlerden,

4 tanesi ise marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Metschnikowia spp

türlerine ait özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

4.5.1. Metschnikowia spp. grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenememiştir. Malt ekstrakt, YM ve Gorodkowa

agarda gelişen kültürler sarımtırak (turuncu)-koyu beyaz renkte, kuru-nemli yapıda

olduğu belirlenmiştir.

YM brothda zar oluşturmamış, bulanıklık, dipte çökelme yaptığı ve tüp

çeperinde zar oluşturduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta

incelenmesi sonucunda, hücrelerin elipsodial şeklinde, 2.2-3.2x.9.3-9.3 µm boyutunda

olduğu, multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği ve askospor

oluşturduğu belirlenmiştir. Bu suşun üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik

gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu zayıftır. Glikoz ve galaktozu fermente

ederken, rafinoz, ksiloz, laktoz, rafinoz, sakaroz, maltoz, α-α trehalose, mellebioz,

sellobiyoz ve inulin fermente etme kabiliyetlerinin olmadıkları tespit edilmiştir. Bu

sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların Metschnikowia cinsi mayalar olduğu

saptanmıştır.

Page 60: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

49

Bu gruptaki suş arbutin’ i parçalayamadığı ve % 1’ lik asetik asit içeren

ortamda gelişme gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ve en fazla % 10

konsantrasyonlarda tuz içeren ortamlarda gelişme gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda

geliştiği bulunmuştur. Metschnikowia spp. grup 1 15°C sıcaklıktaki bulunduğu ortamda

gelişme gösterdikleri halde, 40°C sıcaklıktaki bulunduğu ortamda gelişme

gösteremedikler görülmüştür.

Elde edilen sonuçlar, Barnett ve ark. (1990) Kurtzman ve Fell (2000)’

sonuçlarıyla örtüşmektedir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Metschnikowia pulcherrima Pitt & M.W.

Miller (1968) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür, toplam peynir örneklerinden

alınan suşların % 6’ sını, Metschnikowia cinsine dahil suşların tamamını teşkil

etmektedir. Bu oluşturulmuş grup içersine giren maya izolatlarının 2 tanesi evlerden, 4

tanesi ise marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir.

4.6. Pichia spp.

Pichia spp. E.C. Hansen enmend. Kurtzman katı besiyerindeki koloniler koyu

krem rengi-sarımtırak renkte, solgun, düzgün, parlak veya kuru, buruşuk, pütürlü, mat

dokuda görülmektedir (Anonymous, 2007c). Sıvı besiyerinde genellikle zar

oluşturmaktadır (Kurtzman ve Fell, 2000).

Pichia' lar elipsoidal ve küresel şeklinde hücrelere sahip olan ökaryot

mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; pseudo ve gerçek hif oluşturabilirler,

multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli göstermektedirler ve genellikle 1-2

ascospor oluştururlar (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000). Bu cins

mayaların diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi ve karbonhidrat

fermentasyonları negatiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 5’ i bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Pichia cinsi içerisinde 1 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının 2 tanesi evlerden,

3 tanesi ise marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Pichia spp türlerine

ait özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

Page 61: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

50

4.6.1. Pichia spp. grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenmemiştir. Malt ekstrakt, YM ve Gorodkowa agarda

gelişen kültürlerin sarımtırak-koyu beyaz renkte, dalgalı pürüzsüz yapıda olduğu

belirlenmiştir.

YM brothda zar oluşturmamış, bulanıklık ve dipte çökelme yaptığı saptanmıştır.

Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda, hücrelerin küre

şeklinde, 2.1x9.3 µm boyutunda olduğu, multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma

şekli gösterdiği ve 1-4 askospor oluşturduğu belirlenmiştir. Bu suşun üre hidrolize etme

yeteneği değişkenlik gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu negatiftir, glikoz,

galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α trehalose, mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve

ksilozu fermente etme kabiliyetlerinin olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar

doğrultusunda bu gruba giren mayaların Pichia cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu gruptaki suş arbutin’ i parçalamadığı ve % 1’ lik asetik asit içeren ortamda

gelişme gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ve % 12.5 konsantrasyonlarda

tuz içeren ortamlarda gelişme gözlenmiştir.

Bu gruptaki suşun % 50 glikoz içeren ortamda gelişmediği halde,

% 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamlarda geliştiği belirlenmiştir. Pichia spp. grup 1

15°C sıcaklıktaki bulunduğu ortamda gelişme gösterdikleri halde, 40°C sıcaklıktaki

bulunduğu ortamda zayıf gelişme gösterdikleri görülmüştür.

Bu sonuçlar Lodder(1970), Şahin ve Öztürk (1998) ve Kurtzman ve Fell (2000)’

in bulduğu sonuçlarla örtüşmektedir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Pichia amethionia Starmer, Phaff,

Miranda & M.W.Miller var. amethionia (1978) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu

tür, toplam peynir örneklerinden alınan suşların % 5 ini, Pichia cinsine dahil suşların

tamamını teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan maya izolatlarının 2 tanesi evlerden, 3

tanesi ise marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir.

Şahin ve Öztürk (1998) bu suşun peynir üzerinde kaliteyi düşürücü etkisi

olduğunu belirtmişlerdir.

4.7. Rhodotorula spp.

Rhodotorula spp. F.C. Harrison katı besiyerindeki koloniler kremden pembe,

mercan kırmızısı, turuncu veya sarı renkte, pürüzlü-pürüzsüz, parlak veya mat, yumuşak

Page 62: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

51

ve sümüksü yapıda görülmektedir (Şahin, 1995; Anonymous, 2007d). Sıvı besiyerinde

zar oluşturmaktadır (Kurtzman ve Fell, 2000).

Rhodotorula' lar küresel veya oval şeklinde hücrelere sahip olan ökaryot

mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; pseudo ve gerçek hif oluşturabilirler,

multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli göstermektedirler ve ascospor

oluşturmamaktadır (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000). Bu cins mayaların

diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi pozitiftir. Karbonhidrat fermentasyonları

negatiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 16’ sı bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal analiz sonuçları dikkate alınarak Rhodotorula cinsi içerisinde 2 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının tamamı

marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Rhodotorula spp türlerine ait

özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

4.7.1. Rhodotorula spp. grup 1

Asetat agarda gelişme gözlenememiştir. Malt ekstrakt, YM ve Gorodkowa

agarda gelişen kültürler açık pembemsi beyaz turuncu renkte, nemli-kuru-pütürlü

yapıda olduğu belirlenmiştir.

YM brothda bulanık, dipte çökelme yaptığı, ağız kısmında ve tüp çeperinde zar

oluşturduğu saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi

sonucunda, hücrelerin oval ve küre şeklinde, 2.1-2.1x4.7-10.4 µm boyutunda olduğu,

polar ve multilateral tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli göstermekte olduğu tespit

edilmiştir. Ascospor gözlenmemiştir. Üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik

gösterirken, diazonium blue b reaksiyonu pozitiftir ve glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz,

maltoz, α-α trehalose, mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme

kabiliyetlerinin olmadığı gözlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren

mayaların Rhodotorula cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu suş arbutin’ i parçalamamakta ve % 1’ lik asetik asit ve % 0.01

cycloheximide içeren ortamda gelişme gösteremediği halde, % 12.5

konsantrasyonlarda tuz içeren ortamlarda gelişme gözlenmiştir.

Page 63: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

52

Rhodotorula spp. grup 1’ in % 50 glikoz ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren

ortamlarda geliştiği belirlenmiştir. Bu gruptaki suş 15°C ve 40°C sıcaklıklardaki

ortamlarda gelişme göstermişlerdir.

Elde edilen sonuçlar, Barnett ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)

tarafından belirtilen hücre boyutları hariç diğer tüm sonuçlarla örtüşmektedir. Kurtzman

ve Fell (2000)’ i hücre boyutunu malt ekstrakt brothda 2.7-5x3-8 µm olarak belirtmiştir.

Hücre boyutları bakımından olan farklılık besiyerinin farklı olmasından kaynaklanmış

olabilir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Rhodotorula acuta (Goto) Rodrigues de

Miranda & Weijman (Weijman et al.1988) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür,

toplam peynir örneklerinden alınan suşların % 14’ ü, Rhodotorula cinsine dahil suşların

ise % 87.5’ ini teşkil etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten

alınan peynirlerden izole edilmiştir. Bu oluşturulmuş grup içersine giren maya

izolatlarının tamam marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir.

4.7.2. Rhodotorula spp. grup 2

Asetat agarda gelişme gözlenememiştir. Malt ekstrakt agarda gelişen kültürlerin

sarımtırak-beyaz renkte olduğu; YM agarda gelişen kültürlerin sarımtırak-beyaz renkte,

pürüzlü-nemli yapıda görülmektedir. Gorodkowa agarda gelişen kültürlerin ise,

pembemsi-beyaz renkte, nemli yapıda olduğu gözlenmiştir.

YM brothda bulanıklık, dipte çökelme yaptığı ve tüp çeperinde zar oluşturduğu

saptanmıştır. Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin oval ve küre şeklinde, 2.1x4.2 µm boyutunda olduğu, multilateral

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği gözlenmiştir. Ascospor

gözlenmemiştir. Bu suşun üre hidrolize etme yeteneği değişkenlik gösterirken,

diazonium blue b reaksiyonu pozitiftir ve glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α

trehalose, mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme

kabiliyetlerinin olmadığı belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren

mayaların Rhodotorula cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu gruptaki suş arbutin’ i parçalamadığı, % 1’ lik asetik asit ve % 0.01

cycloheximide içeren ortamda gelişme gösteremediği halde, sadece % 7.5

konsantrasyonlarda tuz içeren ortamlarda gelişme göstermiştir.

Page 64: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

53

Rhodotorula spp. grp 2 % 50 glikoz içeren besiyerinde zayıf ve % 10 NaCl/% 5

glikoz içeren ortamlarda gelişmeği görülmüştür. Bu suş 15°C ve 40°C sıcaklıklardaki

ortamlarda gelişme göstermişlerdir.

Bu sonuçlar Lodder (1970), Kreger–Van Rij (1987), Baranett ve ark. (1990) ve

Kurtzman ve Fell (2000)’ e uyum göstermektedir.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Rhodotorula araucariae Grinbergs ve

Yarrow (1970) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür, toplam peynir örneklerinden

alınan suşların % 14’ ü, Rhodotorula cinsine dahil suşların ise % 12.5’ ini teşkil

etmektedir. Bu türde tanımlanan izolatların tamamı marketten alınan peynirlerden izole

edilmiştir.

4.8. Yarrowia spp. van der Walt & von Arx

Sıvı besiyerinde zar oluşturmaktadır (Kurtzman ve Fell, 2000). Rhodotorula' lar

küresel veya elipsoidal şeklinde hücrelere sahip olan ökaryot mikroorganizmalardır. Bu

maya hücreleri; pseudo ve gerçek hif oluşturabilirler, multilateral tomurcuklanarak

vejetatif çoğalma şekli göstermektedirler ve 1-4 ascospor oluşturmaktadır (Barnett ve

ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000). Bu cins mayaların diazonium blue b reaksiyonu

negatif olmasına rağmen üre hidrolizi pozitiftir. Karbonhidrat fermentasyonları

negatiftir (Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların % 4’ ü bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal sonuçlar dikkate alınarak Yarrowia cinsi içerisinde 1 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının 1 tanesi evden

temin edilen örnekten, 3 tanesi de marketlerden temin edilen örneklerden izole

edilmiştir. Yarrowia spp türlerine ait özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmiştir.

4.8.1. Yarrowia spp. grup 1

Asetat agar, Malt ekstrakt, YM ve Gorodkowa agarda gelişme gözlenmemiştir.

YM brothda zar oluşturmuş, bulanık ve dipte çökelme yaptığı saptanmıştır.

Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin oval ve küre şeklinde, 1.1-1.1x6.2-12.4 µm boyutunda olduğu, multilateral

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği ve 1 tane askospor oluşturduğu

belirlenmiştir. Bu suş üreyi hidrolize etme yeteneğine sahiptir, diazonium blue b

Page 65: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

54

reaksiyonu negatiftir ve glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α trehalose,

mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme yeteneklerinin

olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların

Yarrowia cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Bu suş arbutin’ i parçalamadığı, % 1’ lik asetik asit içeren ortamda gelişme

gösteremediği halde, % 0.01 cycloheximide ortamda zayıf gelişme gösterdiği, % 12.5

konsantrasyonlarda tuz içeren ortamlarda gelişme gösterdiği gözlenmiştir.

Yarrowia spp. grup 1 % 50 glikoz ortamında gelişme gözlenememiştir ve

% 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamda geliştiği; 15°C ve 40°C sıcaklıklardaki ortamda

gelişme göstermedikleri görülmüştür.

Elde edilen sonuçlar Baranett ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)’ e

uyum göstermektedir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Yarrowia lipolytica

Yarrowia van der Walt ve von Arx türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür, toplam

peynir örneklerinden alınan suşların % 4’ ünü Yarrowia cinsine dahil suşların ise

tamamını teşkil etmektedir. Bu grup içersine giren maya izolatlarının 1 tanesi evden

temin edilen örnekten, 3 tanesi de marketlerden temin edilen örneklerden izole

edilmiştir.

4.9. Trichosporon spp.

Trichosporon spp. Behrend katı besiyerindeki koloniler beyaz (beyazdan koyu

krem renge) veya sarımtırak, düzgün, pürüzsüz, buruşuk, kabarık, kıvrık, tüysüzden

kadifeye, mat, kırılgan, cilalı yapıda görülmektedir (Anonymous, 2007e). Sıvı

besiyerinde zar oluşturmaktadır (Kreger–Van Rij, 1987).

Trichosporon' lar küresel veya oval şeklinde hücrelere sahip olan ökaryot

mikroorganizmalardır. Bu maya hücreleri; pseudo ve gerçek hif oluşturur, multilateral

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli göstermektedirler ve ascospor

oluşturmamaktadır (Barnett ve ark., 1990; Kurtzman ve Fell, 2000). Bu cins mayaların

diazonium blue b reaksiyonu ile üre hidrolizi pozitiftir. Karbonhidrat fermentasyonları

negatiftir (Kreger–Van Rij, 1987; Barnett ve ark., 1990).

Beyaz peynirden izole edilen suşların% 3’ ü bu cinse aittir. Morfolojik ve

biyokimyasal sonuçlar dikkate dikkate alınarak Trichosporon cinsi içerisinde 1 grup

oluşturulmuştur. Oluşturulan bu grup içersine giren maya izolatlarının tamam

Page 66: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

55

marketlerden temin edilen örneklerden izole edilmiştir. Trichosporon türlerine ait

özellikler Çizelge 4.2.’ de verilmektedir.

4.9.1. Trichosporon spp. grup 1

Asetat agar, Malt ekstrakt, YM ve Gorodkowa da gelişme gözlenmemiştir. YM

brothda zar oluşturmuş, bulanık ve dipte çökelme yaptığı saptanmıştır.

Sıvı besiyerinden alınan örneklerin mikroskopta incelenmesi sonucunda,

hücrelerin oval ve küre şeklinde, 1.1-1.1x6.2-12.4 µm boyutunda olduğu, bipolar

tomurcuklanarak vejetatif çoğalma şekli gösterdiği ve askospor oluşturmadığı

belirlenmiştir. Bu suşun üre hidrolize etme yeteneği değişken, diazonium blue b

reaksiyonu pozitif olduğu, glikoz, galaktoz, sakaroz, laktoz, maltoz, α-α trehalose,

mellebioz, sellobiyoz, rafinoz, inulin ve ksilozu fermente etme yeteneklerinin

olmadıkları belirlenmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda bu gruba giren mayaların

Trichosporon cinsi mayalar olduğu saptanmıştır.

Trichosporon spp. grup 1’ in arbutin’ i parçalamadığı ve % 1’ lik asetik asit

içeren ortamda gelişme göstermediği, % 0.01 cycloheximide dirençli olduğu; % 7.5 tuz

konsantrasyonuna dayanıklı olduğu belirlenmiştir. Bu gruptaki suşun % 50 glikoz

ortamında gelişme gözlenmiştir ve % 10 NaCl/% 5 glikoz içeren ortamda gelişmediği

görülmüştür. Trichosporon spp. grup 1 15°C ve 40°C sıcaklıklardaki ortamda gelişme

göstermiştir.

Kreger–Van Rij (1987)ve Şahin ve Öztürk (1998) bu sonuçlara benzer sonuçlar

bulmuştur. Lodder (1970), Barnet ve ark. (1990) ve Kurtzman ve Fell (2000)

sınıflamalarında Trichosporon eriense’ ye yer vermemiştir.

Trichosporon cinsine sınıflanan suştan tamamının biyokimyasal, morfolojik ve

mikroskobik incelemeler sonucunda, türüne ait olabileceği sonucuna varılmıştır.

Bu sonuçlar doğrultusunda bu grubun Trichosporon eriense HEDRICK ET

DUPONT (1968) türü olabileceği düşünülmektedir. Bu tür, toplam peynir örneklerinden

alınan suşların % 3’ ü Trichosporon cinsine dahil suşların ise tamamını teşkil

etmektedir. Bu grup içersine giren maya izolatlarının tamamı marketlerden temin edilen

örneklerden izole edilmiştir.

Page 67: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

56

5. SONUÇ ve ÖNERİLER

Beyaz peynir yüzeyinde gelişen ve peynirde potansiyel bozulma etmeni olan

maya suşlarının izolasyonu ve tanımlanması amacıyla yürütülen bu çalışmada, 40 adet

peynir örneğinde uygulanan ön işlemlerden sonra izole edilen 100 maya suşu,

biyokimyasal ve morfolojik tanı testlerinin sonuçlarına göre sınıflandırılmıştır.

Araştırmada elde edilen bulgulardan beyaz peynirlerin maya açısından büyük

ölçüde bulaşık olduğu sonucuna varılmıştır. Yapılan tanı testlerinin sonuçlarına göre,

izole edilen maya suşlarından tanımlanabilenleri % 22 Candida spp., % 20 Pichia spp .,

% 16 Rhodotrula spp., % 14 Kluyveromyces spp., % 10 Cryptococcus spp., % 6

Metschnikowia spp., % 5 Debaryomyces spp., % 4 Yarrowia spp. ve % 3 Trichosporon

spp. cinslerine ait türler olduğu düşünülmektedir.

İncelenen beyaz peynirlerde en fazla Candida cinsi mayalara rastlanmıştır.

Candida cinsine giren türlerin belirlendiği izolatlardan ikisi evlerden gelen peynir

örneklerinden, 22 izolat ise marketlerden gelen peynir örneklerinden temin edilmiştir.

Bu cins içerisine dahil olan suşların hepsinin fermentasyon yeteneğine sahip oldukları

saptanmış, özellikle laktozu fermente etme yeteneği olan ve % 10, % 12.5 tuz

konsantrasyonlarında gelişme gösteren türlerin saptanması, bu türe giren mayaların

peynirde hoşa gitmeyen koku ve zar oluşmasıyla nedeniyle peynir kalitesinin düşmesine

neden olacağı söylenebilir.

Yapılan çalışmada ikinci sıklıkta rastlanan maya cinsi olarak Pichia

belirlenmiştir. Bu maya cinsine giren türlerin belirlendiği izolatlardan beşi evlerden

gelen peynir örneklerinden, 15 izolat ise marketlerden gelen peynir örneklerinden temin

edilmiştir. Pichia cinsi maya türlerinin fermentasyon yetenekleri olmamasına karşın

Özellikle % 10 konsantarsyonda tuz içeren peynir salamurasında zar oluşturarak

peynirin kalitesini düşürebilir.

Bu çalışmada, üçüncü sıklıkta görülen Cryptococcus cinsine giren türlerin

tamamı marketlerden gelen peynir örneklerinden izole edilmiştir. Bu cinse giren

mayalar fermentasyon yeteneği göstermemiş, ancak % 12.5 tuzda bile gelişme

göstermiştir. Bu özellikleri nedeniyle gaz oluşumundan kaynaklanan bozulmalara neden

olmayacağı söylenebilir. Ancak, yüksek konsantrasyondaki tuz ortamında gelişmeleri

nedeniyle peynirde yumuşama, hoşa gitmeyen koku gelişmesi gibi bozulmalara neden

olabilecektir.

Page 68: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

57

Bu çalışmada, dördüncü sıklıkla görülen Kluyveromyces cinsi mayalar olarak

saptanmıştır. Bu cinsi giren türlerin tamamı marketlerden gelen peynir örneklerinden

izole edilmiştir. Kluyveromyces cinsi mayalar karbon kaynaklarının büyük çoğunluğunu

etkin bir biçimde fermente etme yeteneğine sahiptir. Bu nedenle peynirlerde gaz

oluşumundan kaynaklanan gözenekli yapı ve gaz keselerinin oluşumu bozulmalara

neden olabilecektir. Bu maya türünün antibiyotiğe karşı dirençli olduğunun belirlenmesi

de, bağışıklığının güçlü olduğunu göstermektedir.

Daha az sıklıkta rastlanılan Yarrowia cinsi maya içerisinde düşünülen

Y. Lipolytica adından da anlaşılacağı gibi peynir de bulunan yağları parçalayarak

oksidasyon sonunda acılaşmaya ve kötü kokuya neden olabilir. Bu cins içerisine giren

tür % 12.5 tuz konsantrasyonlarında gelişme göstermiş olması nedeniyle peynirde

birtakım yapı bozukluklarına neden olabilecektir.

Beyaz peynirden izole edilerek tanımlanan maya türlerinin % 71.4’ ü % 50

glikoz ortamında gelişme gösterdiği, % 57.1’ i % 0.01 konsantrasyonda cycloheximide’

dayanıklı olduğu, % 62.3’ ü arbutini parçaladığı, %21.4’ ünün laktozu, 7.1’ inin inulin

ve nişastayı fermente edebildiği, % 28.6’ sı tuz konsantrasyonu % 12.5 olan ortam da

geliştiği ve izole edilen suşların % 10 evlerden gelen peynir örneklerinden temin

edildiği belirlenmiştir.

Belirtilen sonuçlar dikkate alındığında, beyaz peynirlerde mayalardan

kaynaklanan mikrobiyolojik bozulmaları önleyebilmenin ön koşulu, peynire işlenecek

olan sütün pastörize edilmesidir. Aksi halde, çiğ sütteki mikroorganizmaların bir kısmı

peynire geçerek, aktivitelerine bağlı olarak peynirde çeşitli kusurlara neden olarak

tüketilemez duruma gelmelerine ve hatta bazen sağlık yönünden bir takım sorunlara

neden olabilecekleri unutulmamalıdır.

Üretilen peynirlerin kalitesi bakımından, peynir üretiminde kullanılan katkı

maddeleri, kullanılan su ve işletme içi alet-ekipmanlarda da hijyenik koşulların

sağlanması, büyük önem taşımaktadır.

Yukarıda sıralanan önlemler alınarak mikroorganizmaların bulaşması sonucu

peynirin çeşitli katmanlarında ve özellikle yüzeyinde görülen bozulmalar, böylece

beyaz peynirdeki bozulmalar nedeniyle oluşacak ekonomik kayıplar da önlenebilir.

Eldeki imkanlarla yapılan analizler sonucunda tanımlanan cinslerin doğruluğunu

kanıtlamak, grup bazında verilen suşların tür olarak tanımlamasını yapmak ve genetik

Page 69: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

58

yapılarının da tespiti amacıyla bu çalışmada yapılmış olan analizlere ek olarak yeni

analizlerin yapılması planlanmaktadır.

Page 70: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

59

6. KAYNAKLAR

Anonymous, 2006. Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği

(No:2001/19)

Anonymous, 2007a. Carbohydrates-Chemical Structure. 28, 01, 2007. http://www.

Scientificpsychic.com/fitness/carbohydrates1.html

Anonymous, 2007b. Candida spp. 28, 01, 2007. http://www.doctorfungus.com/the

fungi/Candida_spp.htm

Anonymous, 2007c. Pichia spp. 28, 01, 2007. http://www.doctorfungus.com

/thefungi/Pichia.htm

Anonymous, 2007d. Rhodotorula spp. 28, 01, 2007. http://www.doctorfungus.com/

thefungi/Rhodotorula.htm

Anonymous, 2007e. Trichosporon spp. 28, 01, 2007. http://www.doctorfungus.com/the

fungi/Trichosporon.htm

Arıcı, M., Demirci, M. ve Gündüz, H. H., 1999. Listeria monocytogenes’ in inek ve

koyun sütünden yapılan beyaz peynirlerin imalat, olgunlaşma ve depolama

aşamalarındaki durumu. Tr.J. of Agriculture and Forestry, 23, Ek say. 5, 1133-

1137

Atasoy. A. F. ve Akın. M. S., 2004. Şanlıurfa ilinde satışa sunulan Urfa peynirlerinin

bazı kimyasal özellikleri ve proteoliz düzeylerinin belirlenmesi üzerine bir

araştırma. Hr.Ü.Z.F.Dergisi, 8, (3/4), 9-15

Ayar, A., Akın, N. ve Sert, D., 2006. Bazı Peynir Çeşitlerinin Mineral Kompozisyonu

ve Beslenme yönünden Önemi, Türkiye 9. Gıda Kongresi, Bolu, Tebliğler

Kitabı, 319-322

Ayhan, K., 2000. Gıdalarda Bulunan Mikroorganizmalar, Gıda Mikrobiyolojisi ve

Uygulamaları. Ankara, 55-56

Aydemir, O., 2004. Starter Kültür Kullanımının Külek Peynirinin Bazı Özellikleri

Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Samsun, 108s.

Aykut, U., 2003. Bazı Yağ Yerine Geçen Maddelerin Beyaz Peynir Üretiminde

Kullanımı. Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Samsun, 57s.

Page 71: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

60

Barnett, J. A., Payne, R. W. ve Yarrow, D., 1990. Yeasts: Characteristics and

Identification. Cambridge University Press, Cambridge, 1002s.

Benli, M. ve Çakmakçı, L., 2003. Elmalarda hasat sonrası hastalıkların kontrolünde

kullanılan mayaların tanımlanması ve sınıflandırılması. Orlab On-Line

Mikrobiyoloji Dergisi, 1, (1), 30-37.

Coppola, S., Parente, E., Dumontet, S. ve La Peccerella, A., 1988. The microflora of

natural whey cultures utilized as starters in the manufacture of Mozzarella

cheese from water-buffalo milk, Le Lat, 68, (3), 295-310

Corbo, M. R., Lanciotti , R., Albenzio, M. ve Sinigaglia, M., 2001. Occurrence and

charaterization of yeasts ısolated from milk and dairy products of apulia region.

International Journal of Food Microbiology 69, (1-2), 147-152

Cosentino, S., Fadda, M. E., Deplano, M., Mulargia, A. F. ve Palmas, F., 2001.

Yeasts associated with Sardinian ewe's dairy products, International Journal of

Food Microbiology, 69, 53–58

Çelik, Ş., Erdoğan, A. ve Gürses, M. 2005. Geleneksel taze örgü peynirinden izole

edilen laktik asit bakterilerinin tanımlanması. GAP IV. Tarım Kongresi.,

Şanlıurfa, 634-637

Deak, T. ve Beuchat, L.R., 1988. Evaluation of simplified and commercial systems for

identification of foodborne yeasts. International Journal of Food Microbiology 7,

135-145

Deak, T. ve Beuchat, L. R., 1996. Handbook of Spoilage Yeasts, CRC Press, Boca

Raton, New York. 210s

Demirci, M., 1993. Beslenme İlkeleri. Trakya Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayın No:

94, Tekirdağ, 108s

Demirel, N. N. ve Karapınar, M. 2006. İzmir ilinde satılan bazı beyaz peynirlerde

S.aureus enterotoksinlerinin ELİSA yöntemi ile belirlenmesi. Gıda, 31(1),

37-41.

Dervişoğlu, M. 1999. Külek Peynirinde Olgunlaşma Süresince Meydana Gelen

Değişmeler. Doktora Tezi, Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne,

108s.

Dıgrak, K. ve Özçelik, S., 1996. Elazığ’ da satışa sunulan peynirlerden izole edilen

Koliform grubu bakterilerin tanımlanması, Gıda, 21(1), 3-7

Page 72: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

61

Erceyes, Ö., Tokatlı, M., Bayram, M., Erinç, H., Yıldırım, Z. ve Yıldırım, M., 2006.

Tokat Piyasasında Satışa Sunulan Tulum Peynirlerin Bazı Niteliklerinin

İncelenmesi, Türkiye 9. Gıda Kongresi, Bolu, Tebliğler Kitabı, 779

Erdoğrul, Ö. T. ve Dığrak, 2001, Kahramanmaraş’ ta satışa sunulan beyaz peynirlerde

Streptcoccus faecalıs varlığı üzerine araştırmalar, 26 (3), 167-169

Espınel-Ingroff, A., Stockman, L., Roberts, G., Pıncus, D., Pollack, J. ve Marler, J.,

1998. Comparison of rapıd yeast plus system with API 20C system for

ıdentification of common. New, and Emerging Yeast Pathogens. Journal of

Clınıcal Mıcrobıology, 36 (4), 883-886

Evrensel, S. S., Yüksek, N. ve Temelli, S., 2006. Bursa’ da tüketime sunulan bazı

gıdalarda Yersinia enterocolitica’ nın varlığının araştırılması. Gıda, 31 (1),

59-63.

Fleet, G. H. ve Mian, M. A., 1987. The occurence and growth of yeasts in dairy

products, International Journal of Food Microbiology, 4, 145-155

Gadaga, T. H., Mutukumira, A. N. ve Narvhus, J. A., 2000. Enumeration and

identification of yeasts isolated from Zimbabwean traditional fermented milk,

International Dairy Journal, 10, 459-466

Güdük, S., 1999. Maya ve Maya Benzeri Mikroorganizmaların Proteolitik Aktiviteleri

Üzerine Glukoz ve Sodyum Kloridin, Lipolitik Aktiviteleri Üzerine Sıcaklığın

Etkisinin Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ankara, 120s.

Gümüşsoy, G.F. ve Gönülalan, Z., 2005. Kayseri ilinde köy pazarlarında satılan taze

peynirlerde Enterohemorajik Escherıchıa Colı O157:H7 suşunun araştırılması.

Sağlık Bilimleri Dergisi, 14(1), 13-19

Gürses, M., Erdoğan, A. ve Sert, S., 2004. Farklı depolama şartlarının Aspergillus

Parasiticus NRRL 2999 küf suşu ile aşılanan tulum peynirinde aşatoksin

oluşumu üzerine etkisi. Türk J. Vet. Anim. Sci. 28, 233-238

Güven, M., Karaca, O.B., Saydam, B. ve Cadun, C., 2006. The effects of starter

culture level and warming of curd on the properties of semi-hard goat cheese.

Gıda. 31(2), 93-99

Harıdy, M. S. A., 1992. Yeast flora of raw milk in El-Mınıa city, Egypt, Cryptogamie,

Mycol. 13, (4), 321-326

Page 73: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

62

Hur şit, A., 1999. Süt Bilimi ve Teknolojisi, OMÜ Ziraat Fakültesi Ders Kitabı No: 3,

Samsun, 159s

Jordano, R., Medina, L. M. ve Salmeron, J., 1991. Contaminating mycoflora in

fermented milk, Journal of Food Protection, Vol: 54, No: 2, 131-132

Kara, A. A., Algur, Ö.F., ve Kaya, M., 1999. Erzurum piyasasından temin edilen

beyaz ve Civil peynirlerden Listeria türlerinin izolasyon ve identifikasyonu.

Tr.J. of Biology, 23, 331-337

Karaku ş, M., ve Alperden, İ., 1992. Beyaz peynirin olgunlaşma sürecinde

mikrobiyolojik ve kimyasal özelliklerindeki değişmeler. Gıda Sanayii, 6 (2),

34-47

Keskin, H., 1982. Besin Kimyası, 4. Baskı, Fatih Yayınevi, İstanbul, 558s

Konar, A., ve Şahan, N., 1995. Hidrojen peroksit ve peynir teknolojisinde

kullanılması. Gıda, 20 (2),107-111.

Kreger–Van Rij N. J. W., 1987. The Yests, A Taxonomic Study, Elsevier Science

Publishers B.U., Amsterdam, 1082s.

Kurtzman, C.P. ve Fell, J.W., 2000. The Yeast, A Taxonometric Study.Third

impression, Elsevier Science B.V.The Nederlands., 1055s.

Küçükönder, E. ve Tarakçı,Z., 2006. Yağ içeriği azaltılmış peynirlerde starter kültür

ve enzim kullanımı, Gıda, 31(2), 117-121

Laubscher, W. D. F, Viljoen, B. C. ve Albertyn, J., 2000. The yeast flora occuring in

the trachea of broiler chicken. Food Technol. Biotechnol. 38 (1) 77–80

Limtong, S., Sintara, S., Suwanarit, P. ve Lotong, N., 2002. Yeast diversity in thai

traditional fermentation starter (Loog-pang). Kasetsart J. (Nat. Sci.). 36 (2),

149-159

Liu C.-H., Hsu W.-H., Lee F.-L. ve Liao C.-C, 1996. The isolation and identification

of microbes from a fermented tea Beverage, Haipao, and their interactions

during Haipao. FermentationFood Microbiology. 13, 407–415

Lodder J., 1970. The Yeasts. North – Holland Publishing Company, Amsderdam,

London, 1385s.

Lore, T. A., Mbugua, S. K. ve Wangoh, J., 2005. Enumeration and identification of

microflora in suusac,a Kenyan traditional fermented camel milk product.

Lebensm,-Wiss.U-Tecnol. 38,125-130

Page 74: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

63

Machota, S. V., Vicens, J. M. P., De Simon M.T. C. ve Frenandez, G. S., 1987. Raw

milk mycoflora, Milchwissenschaft, 41 (1), 20-22

Moeini, H., Nahvi, I. ve Tavassoli, M. 2004. Improvement of SCP production and

BOD removal of whey with mixed yeast culture. Electronic Journal of

Biotechnology Vol.7 No.3

Moreira, S. R., Schwan1, R. F., de Carvalho, E. P. ve Wheals, A. E. 2001. Isolatıon

and ıdentıfıcatıon of yeasts and fılamentous fungı from yoghurts in Brazıl.

Brazilian Journal of Microbiology 32, 117-122

Özkalp, B., ve Durak, Y., 1998. Konya ve civarı küflü peynirlerinde küf florasının

araştırılması. Tr. J. of Biology, 22, 341-346

Pamir H., 1967. Fermentasyon Teknolojisinde Mikrobiyolojik Metodlar. Ankara

Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları: 283. Yardımcı Ders Kitabı: 99, 169s

Pereira-Dias, S., Potes, M. E., Marinho. A., Malfeito-Ferreira. M. ve Loureiro, V.

2000.Characterisation of yeast flora ısolated from an artisanal Portuguese Ewes’

cheese. International Journal of Food Microbiology, 60, 55–63

Petersen, K. M., Westall, S. ve Jespersen, L. 2002. microbial succession of

Debaryomyces hansenii strains during the production of Danish rurfaced-

ripened cheeses. American Dairy Science Association, J. Dairy Sci. 85, 478–486

Sagun, E., Tarakçı, Z., Sancak, H. ve Durmaz, H., 2005. Salamura otlu peynirde

olgunlaşma süresince mineral madde değişimi. YYÜ. Vet. Fak. Dergisi,

16(1), 21-25

Savova, I. ve Nikolova, M., 2002. Isolation and taxonomy study of yeast strains form

Bulgaria dairy products. Journal of Culture Collections, 3, 59-65

Şafak, S., Yüksendağ, Z. N., Aslım, B. ve Beyatlı, Y., 2003. Kamboçya çayından izole

edilen mayaların antimikrobyal aktivitelerinin incelenmesi. Gıda, 28(1), 105-108

Şahan, N., Konar, A. ve Kleeberger, A., 1996. Hidrojen peroksit ısıl işlem

uygulamaları ve olgunlaşma süresinin beyaz peynirin kimyasal niteliğine etkisi.

Gıda, 21(2), 109-117

Şahin. İ., 1995. Endüstriyel Mikrobiyoloji, Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Ders

Notları No: 64, Bursa. 151s

Şahin, İ. ve Öztürk, N., 1998. Salamura Beyaz Peynirlerde Bozulmaya Neden Olan

Mayaların Tanımlanması, Tubitak Proje no: TOKTAG-1582, 47s

Page 75: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

64

Şahin, İ. ve Korukluoğlu, M., 2000. Küf Gıda İnsan, Vipaş A. Ş. Bursa, 122s

Şengül, M. ve Çakmakçı, S., 2002. Erzincan (Şavak) Tulum Peynirlerinden İzole

Edilen Lactobacillus’ Ların Mikrobiyel İdentifikasyon Sistem (MIS)

Kullanılarak Tanımlanması, Gıda Teknolojisi Derneği Türkiye 7. Kongre,

407-414

Tekinşen, O. C., 2000. Süt Ürünleri Teknolojisi, Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya,

329s.

Temiz, H., 1999. Hellim Peyniri Yapımında Soya Sütü Kullanımı. Doktora Tezi,

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Samsun, 103s.

Türko ğlu, H., Atasoy, F. ve Özer., 2003. Şanlıurfa ilinde üretilen ve satışa sunulan süt

yoğurt ve Urfa peynirlerinin bazı kimyasal özelikleri, HR. Ü.Z.F.Dergisi,

7 (3-4), 69-76

Uraz, T. ve Gencer, N., 2000. Beyaz peynirlerde kalıp büyüklüğü ve salamura

miktarının tuz alımı üzerine etkisi. Turk. J. Agric. For., 24, 621-628

Ünaldı, M.N., ve Arıkan, B., 2001. Yaban Tip Maya Suşlarında Termotoleranslığın

Araştırılması ve Heat-Shock Proteinlerinin İzolasyonu. Doktora Tezi, Ç.Ü. Fen

Bilimleri Enstitüsü, Adana, 150s.

Ünlütürk, A. ve Turanta ş, F., 2003. Gıda Mikrobiyolojisi, 3. Baskı, Ege Üniversitesi

Ege Meslek Yüksekokulu Gıda Teknolojisi Programı 35100 Bornova/İzmir,

294-295

Valdes-Stauber, N., Scherer, S. ve Seiler, H., 1997. Identification of yeasts and

Coryneform Bacteria from the surface microflora of Brick cheeses. International

Journal of Food Microbiology, 34, 115-129

Viljoen, B. C., Khoury, A. R. ve Hatting, A., 2003. Seasonal diversity of yeasts

associated with white-surfase mould-ripened cheeses. Food Research

International,36(3), 275-283

Yıldırım, İ., 1997. Çiğ Sütlerden İzole edilen Maya ve Maya Benzeri

Mikroorganizmaların Dağılımları ve Bu Mikroorganizmaların Proteinaz Enzim

Aktiviteleri, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

Ankara, 160s.

Yücel, A., ve Kantarcıoğlu, A.S., 1999. Candida albicans’ ın taksonomisindeki bazı

değişiklikler. Cerrahpaşa J. Med., 30(3), 236-246

Page 76: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

65

Welthagen, J. J. ve Viljoen, B. C. 1999. The ısolation and identification of yeasts

obtained during the manufacture and ripening of Cheddar cheese. Food

Microbiology, 16, 63-73

Westall, S. ve Filtenborg, O., 1998. Yeast Occurrence in Daish Feta Chees. Food

Microbiology, 15, 215-222

Wojtatowicz, M., Chrzanowska, J., Juszczyk,P., Skiba, A. ve Gdula, A. 2001.

Identification and biochemical characteristics of yeast microflora of Rokpol

cheese. International Journal of Food Microbiology, 69, 135–140

Wolter, H., Laing, E. ve Viljoen, B.C., 2000. Isolation and ıdentification of yeasts

associated with ıntermediate moisture meats. Food technol. Biotechnol.38(1),

69-75

Page 77: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

66

7. KULLANILAN BES İYERLER İ ve İNDİKATÖRLER

7.1. Besiyerleri

7.1.1. Arbutin Agar

Mayaların arbutini kullanıp kullanmamasını belirlemek amacıyla

kullanılmaktadır. Besiyeri hazırlanıp, otoklavda 121◦C’ de 15 dakika sterilize edildikten

sonra üzerine filtreyle steril edilmiş 2.0 ml %1’ lik steril Demirli Amonyum Sitrat

(Merck) çözeltisi eklenir ve tüplere dağıtılarak yatık hale getirilir (Lodder, 1970;

Kreger van Rij, 1987; Kurtzman ve Fell, 2000).

Arbutin (Fluka) 0.5 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 1.0 g

Agar (Acumedia) 2.0 g

Damıtık Su 100 ml

7.1.2. Asetat Agar

Bazal ortam hazırlanıp 121°C’ de 15 dakika otoklavda steril edildikten sonra

ortama 10 ml asetik asit (Merck) eklenerek hazırlanır (Deak ve Beuchat, 1996).

Bazal ortam

Glikoz (Carlo Erba) 5.0 g

Tryptone (Oxoid) 5.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 5.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık Su 1.0 litre

7.1.3. Antibiyotik Direncini Belirleme Ortamı

Mayaların antibiyotik direnici ölçmek için kullanılan ortamdır.

Bazal ortam

Glikoz (Carlo Erba) 10.0 g

Tryptone (Oxoid) 5.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 5.0 g

Damıtık Su 1.0 litre

Page 78: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

67

Hazırlanan bazal ortam otoklavda 121◦C’ de 15 dakika sterilize edilir ve 5.0 ml

tüplere dağıtıldıktan sonra, son konsantrasyon % 0,01 oluncaya kadar 0.22 µm gözenek

çaplı filtre ile sterilize edilen Cycloheximide (AppliChem) eklenir.

7.1.4. Diazonyum blue B (DBB) Test Ortamı

Bu test genellikle eşeysiz çoğalan mayaların basidiomycetous ya da

ascomycetous türlerine sahip olduğunun belirlenmesinde kullanılır. Malt Yeast Glikoz

Pepton Agar besiyerine hazırlandıktan sonra otoklavda 121◦C’ de 15 dakika sterilize

edilir ve 0.22 µm gözenek çaplı filtreyle steril edilmiş DBB solüsyonu eklenerek bu

ortam hazırlanır.

Malt Yeast Glikoz Pepton Agar (MYGP)

Malt Ekstrakt (Acumedia) 3.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 3.0 g

Pepton (Acumedia) 5.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 10.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

DBB Solusyonu

DBB tuzu (Fast Blue B Salt) (Fulka), soğuk 0,1 M-tris-HCl (Fluka) (pH 7,0) tamponun

her ml’ sinde 1.0 g çözündürülmesi yoluyla hazırlanır.

7.1.5. Gorodkowa Agar

Mayaların askospor oluşumunu incelemek amacıyla kullanılmaktadır. Besiyeri

hazırlandıktan sonra tüplere 5.0 ml aktarılır ve 121 oC’ de 15 dakika otoklavda sterilize

edildikten sonra yatık hale getirilir (Barnett ark., 1990).

D- Glikoz (Carlo Erba) 1.0 g

Pepton (Acumedia) 10.0 g

NaCl(Carlo Erba) 5.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

Page 79: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

68

7.1.6. Glikoz Pepton Yeast Ekstrakt Broth

Bu besiyeri izole edilen mayaların 15 °C ve 40 °C sıcaklıkta gelişme durumları

incelemek amacıyla kullanılmaktadır.

Yeast Ekstrakt (Criterion) 5.0 g

Bacto Pepton (Acumedia) 10.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

Otoklavda 121 °C’de 15 dakika sterilizasyon işlemi yapılır.

7.1.7. %50 D-Glikoz İçeren Yeast Ekstrakt Agar Ortam

Bu ortam, genellikle mayaların yüksek şeker ve tuz içerikli substratların yüksek

osmotik basınçlarına karşı dirençlerini belirlemek amacıyla kullanır.

Glikoz (Carlo Erba) 500.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 10.0 g

Agar (Acumedia) 13.0 g

Damıtık su 1.0 litre

Otoklavda 110 °C’de 20 dakika sterilizasyon işlemi yapılır.

7.1.8. Karbonhidrat Fermentasyon Ortamı

Mayaların karbonhidrat fermente yetenekleri durham tüplerinde biriken

karbondioksit yoluyla ölçülür. D-Glikoz (Carlo Erba), D-galaktoz, sakaroz

(Carlo Erba), maltoz (Merck), laktoz (Merck), rafinoz (Acros Organic) ve

α-α-trehalosenin (Fluka) fermentasyonu çoğunlukla genel tanımlamalar için

kullanılırken; bazen, inulin (Fluka), nişasta (Carlo Erba), melibiose (Acros Organic),

sellobiyoz (Acros Organic) ve D-ksiloz (Merck) gibi diğer bileşikler de ilave

tanımlamalar için kullanılır. Ortam hazırlandıktan sonra otoklavda 121 °C’de 15 dakika

(Maltoz ve D-ksiloz 110 °C’de 10 dakika) sterilize edilir.

Page 80: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

69

Karbon kaynakları:

−− in Trehalosen ve

Ksiloz-D veSellobiyoz

Melibiose, Laktoz, Maltoz,

Sakkaroz, Galaktoz,-D Glikoz,-D

αα

20.0 g

Nişasta 20.0g

İnulin 20.0g

Rafinoz 40.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 4.5 g

Pepton (Acumedia) 7.5 g

Damıtık su 1.0 litre

7.1.9. Malt Yeast Glikoz Pepton Agar (MYGPA)

Mayaların izolasyonu ve askospor oluşturma yeteneklerinin araştırılması

amacıyla kullanılır. Bu besiyeri otoklavda 121°C’ de 15 dakika sterilize edilir.

Yeast Ekstrakt (Criterion) 3.0 g

Malt Ekstrakt (Acumedia) 3.0 g

Bacto Pepton (Acumedia) 5.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 10.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

7.1.10. Malt Yeast Glikoz Pepton Broth (MYGPB)

Peynir ortamındaki mayaların ön zenginleştirilmesinde ve askospor incelemesi

için kullanılmaktadır. Bu besiyeri hazırlandıktan sonra tüplere 10.0 ml konur ve

otoklavda 121 °C’de 15 dakika sterilize edilir.

Yeast Ekstrakt (Criterion) 3.0 g

Malt Ekstrakt (Acumedia) 3.0 g

Bacto Pepton (Acumedia) 5.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 10.0 g

Damıtık su 1.0 litre

Page 81: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

70

7.1.11. Malt Ekstrakt Agar (%5)

Mayaların askospor oluşumunu incelemek amacıyla ilk olarak Wickerham

tarafından 1951 yılında kullanılmıştır. Besiyeri hazırlandıktan sonra tüplere 5.0 ml

aktarılır ve 115°C’ de 15 dakika otoklavda sterilize edildikten sonra yatık haline getirilir

(Kurtzman ve Fell, 2000).

Malt Ekstrakt (Acumedia) 50.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

7.1.12. Patates Glikoz Agar (PDA) (Acumedia)

İzole edilen maya kültürlerini +4°C’ de depolamak amacıyla bu besiyeri

kullanıldı. Otoklavda 121 °C’ de 15 dakika sterilize edildikten sonra asitlendirme

gerekiyorsa önceden 0.22 µm gözenek çaplı filtreyle sterilize edildi, % 10 tartarik veya

laktik asitle besiyerine eklenerek ortamın pH’ sı 3.5’ e ayarlanır.

Patates Ekstrak t 4.0 g

Glikoz 20.0 g

Agar 15.0 g

Destile su 1.0 litre

7.1.13. Rapid Urea Broth

Mayaların üreaz aktivitesini belirlemek amacıyla kullanılmaktadır. Ticari olarak

satılan toz Urea Broth’ besiyeri (Merck) damıtık suda çözülüp, tüplere 5.0 ml

konduktan sonra otoklavda 121°C’ de 15 dakika sterilize edilir. Ticari Urea Broth

kullanılmaz ise besiyeri bileşimi aşağıdaki şekildedir:

Yeast Ekstrakt 0.1 g

KH2PO4 0.091 g

NaHPO4 0.95 g

Üre 20.0 g

%1Fenol Kırmızısı 1.0 ml

Damıtık su 1.0 litre

Page 82: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

71

Besiyeri hazırlandıktan sonra pH 6,9’ a ayarlanır ve otoklavda 121°C’ de 15

dakika sterilize edilir.

7.1.14. %10 Sodyum Klorür ve %5 Glikoz Bacto Yeast Nitrogen Base Ortamı

NaCl (Carlo Erba) 100.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 50.0 g

Tryptone (Oxoid) 5.0 g

Yeast Ekstrakt (Criterion) 5.0 g

Agar (Acumedia) 20.0 g

Damıtık su 1.0 litre

Besiyeri hazırlandıktan sonra tüplere 5.0 ml konur ve otoklavda 110◦C’ de 20

dakika sterilize edilir.

7.1.15. Tuza Dayanıklılık Deneyi İçin Kullanılan Ortam

Mayaların %7.5, % 10 ve % 12.5 konsantrasyonlarında gelişip-gelişmeme

durumlarını incelemek amacıyla hazırlanıp, tüplere 5.0 ml konduktan sonra otoklavda

121°C’ de 15 dakika sterilize edilir.

Yeast Ekstrakt (Criterion) 5.0 g

Bacto Pepton (Acumedia) 10.0 g

Glikoz (Carlo Erba) 20.0 g

NaCl (Carlo Erba) %7.5, %10 ve %12.5

Damıtık su 1.0 litre

7.2. İndikatörler

7.2.1. Malaşit Yeşili

Askospor besiyerlerinde gelişen mayaları mikroskopta incelemeden önce lam

üzerine malaşit yeşili (Carlo Erba) damlatılır. Stok solüsyona % 0.5 konsantrasyon elde

edilinceye kadar damıtık su konur.

Page 83: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

72

7.2.2. Bazal Pararosanilin (Basic Fuchsin)

Askospor besiyerlerinde gelişen mayaları mikroskopta incelemeden önce lam

üzerine bazal pararosanilin (basic fuchsin) (Merck) damlatılır. Stok solüsyona % 0.05

konsantrasyon elde edilinceye kadar damıtık su konur.

Page 84: Beyaz Peynir Yuzeyinde Gelisen Mayalarin Izolasyonu Ve Identifikasyonu Isolation and Identification of Yeasts Grown on the Surface of the White Cheese

73

ÖZGEÇM İŞ

Nisan 1979’ da Erzurum’ da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Samsun’ da

tamamladım. 1998 tarihinde OMÜ Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü

kazandım. Ertesi yıl yatay geçiş yaptığım Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda

Mühendisliği Bölümünden Haziran 2002’ de mezun oldum. Aynı yıl Ankara

Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim Dalın da Yüksek

Lisans eğitimine başladım. 2003 tarihinde OMÜ Terme MYO Gıda Programına öğretim

görevlisi olarak atandım; ve OMÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Gıda Mühendisliği Anabilim

Dalında Yüksek Lisans eğitimine başladım. Halen Terme MYO’ ndaki görevime devam

etmekteyim.