2010 ocak sayisi 4x4 supersport

72
D ergimizin 2010 yılı ilk sayısında, size karşı vermiş olduğumuz sözü tutmanın sevincini ve siz değerli okurlarımızla yeniden buluşmanın heyecanını yaşamaktayız. 2010 yılının öncelikle tüm okurlarımıza ve destek- çi firmalarımıza hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Ülkemizin de içinde bulunduğu ve başta otomotiv sektörü olmak üzere hemen hemen her sektörün etkilendiği küresel ekonomik kriz bizi de derinden etkilemiştir. Yaşanan tüm olumsuzlukları her zaman olduğu gibi çalışarak ve sektörlerin birbirlerine vere - ceği destek ile aşacağımıza ve bu senenin hepimize daha parlak bir gelecek için iyi başlangıçlar yapma fırsatları sunacağına inanıyorum. Dergimizin zor koşullarda yayımına devam etmesi, basın ve otomotiv sektörünün karşılıklı desteğinin göstergesidir. Önemli olan, her zaman ve her koşulda doğru olanın yanında olmak, belirli ve tutarlı hedefler doğrultusunda çalışmaktır. Hedeflerimiz doğrultusun- da Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED)’na bağlı basın üyesi olarak yayınına devam eden dergimiz 4x4, otomobil, doğa, kara ve deniz motor sporları alanlarında yapılan aktiviteleri, bu alanlarda ülkemizde ve Dünya’da yaşanan gelişmeleri yakından takip etmektedir. Dergimiz, özel - likle sporun hemen her branşından başarılı sporcular başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliklerini kanıtlamış yazar ve editörleri ile de sektörün- de yayımlanan diğer dergilerden farkını ortaya koymaktadır. Dergimizin bu sayısında desteklerini esirgemeyen ve değerli görüşleri ile bu sayının oluşturulmasında büyük çaba gösteren eniştem S. Ata Serol Bey’e huzurlarınızda ayrıca ve özellikle teşekkür ederim. Yeni yıl ilk sayımızı keyif alarak okuyacağınızı umuyorum. Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere, Saygılarımla, Umut Özgür SUNAY

Upload: mediasun

Post on 26-Mar-2016

243 views

Category:

Documents


5 download

DESCRIPTION

2010 yılı Ocak sayımızı e-dergi olarak okuyun..

TRANSCRIPT

Page 1: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

1 2010 Ocak

D ergimizin 2010 yılı ilk sayısında, size karşı vermiş olduğumuz sözü tutmanın sevincini ve siz değerli okurlarımızla yeniden buluşmanın

heyecanını yaşamaktayız.

2010 yılının öncelikle tüm okurlarımıza ve destek-çi firmalarımıza hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Ülkemizin de içinde bulunduğu ve başta otomotiv sektörü olmak üzere hemen hemen her sektörün etkilendiği küresel ekonomik kriz bizi de derinden etkilemiştir. Yaşanan tüm olumsuzlukları her zaman olduğu gibi çalışarak ve sektörlerin birbirlerine vere-ceği destek ile aşacağımıza ve bu senenin hepimize

daha parlak bir gelecek için iyi başlangıçlar yapma fırsatları sunacağına inanıyorum. Dergimizin zor koşullarda yayımına devam etmesi, basın ve otomotiv sektörünün karşılıklı desteğinin göstergesidir.

Önemli olan, her zaman ve her koşulda doğru olanın yanında olmak, belirli ve tutarlı hedefler doğrultusunda çalışmaktır. Hedeflerimiz doğrultusun-da Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED)’na bağlı basın üyesi olarak yayınına devam eden dergimiz 4x4, otomobil, doğa, kara ve deniz motor sporları alanlarında yapılan aktiviteleri, bu alanlarda ülkemizde ve Dünya’da yaşanan gelişmeleri yakından takip etmektedir. Dergimiz, özel-likle sporun hemen her branşından başarılı sporcular başta olmak üzere tüm alanlarda yetkinliklerini kanıtlamış yazar ve editörleri ile de sektörün-de yayımlanan diğer dergilerden farkını ortaya koymaktadır.

Dergimizin bu sayısında desteklerini esirgemeyen ve değerli görüşleri ile bu sayının oluşturulmasında büyük çaba gösteren eniştem S. Ata Serol Bey’e huzurlarınızda ayrıca ve özellikle teşekkür ederim.

Yeni yıl ilk sayımızı keyif alarak okuyacağınızı umuyorum.

Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere,

Saygılarımla,

Umut Özgür SUNAY

Page 2: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

2 | 4x4 SuperSport Magazine

KAPAK KONUSU S. 48-53

İmtiyaz SahibiMediaSun Ltd. Şti. adına, Genel Yayın Yönetmeni ve (Sorumlu) Yazı İşleri MüdürüUmut Özgür SUNAY

Yayın DirektörüS. Ata SEROL

Genel Koordinatör Ayşe Özden SUNAY Doğa Sporları ve Test Editörü Kutsal Zafer ŞAHİN

Test Editörlerimiz (Güsem)Yener GÜLÜNAY Mehmet ÖZCAN Özkan BAŞARAN Ersin KARAMAN

İsoff Off-Road EditörAhmet TINKIR (isoff Başkan Yrd.)Ayşin UYSAL (Basın Editörü)

Zor Yollar -TRT Aydın DİKİM (Yapımcı)Mehmet Becce (Danışman)

Yazar Kurulu Erkan BIRINCI / Aroma Şampiyon Off-road takim baskanıÜnsal SAHİN / Klasik Otomobil Edi-törü ve Lpg sıralı sistem uzmanıCan AYDENİZ / Oyun Editörü

Fotoğraf ve Pr SorumlusuTolga AYDENİZ

Grafik-Tasarım veReklam Satınalma MediaSun Ltd. Şti.

DağıtımYAYSAT A.Ş.

Baskı ve CiltDOĞAN OFSET YAYINCILIK VE MATBAA A.Ş.

İrtibat AdresiSerasker Cad. Pavlonya sok. No:29/5 Bahariye-Kadıköy Tel: 0216 347 64 63 [email protected]

Tüm Türkiye’de büyük illere ve kitap evlerine dağıtılmaktadır. Basın kanunu gereğince ulusal aylık ve süreli yayındır. Tüm yayın hakları MediaSun Org. Reklam Yayıncılık İletişim ve Turizm San. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olup, Tüm reklamların sorumluluğu reklam veren firmalara, yazılardaki görüşler yazarlara aittir. İzin almaksızın tümüyle yada kısmen kopyalanamaz kullanılamaz. Firmalar araçların görünüm, donanım ve teknik özelliklerini değiştirme hakkını saklı tutar.

MUSTANG AVX S. 16

AUDI R8 TESTI S. 8-13

E-COUPE S.22-23

TUR KAYAĞI S. 69-70

GALA ÖDÜL GECESİ S.44-47

ZOR YOLLAR S.60-63

AYIN KONUSU

KIŞ LASTİKLERİ S.56-59

Page 3: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

3 2010 Ocak

Page 4: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4 | 4x4 SuperSport Magazine

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (Kanun) ve bu Kanun’un tanıdığı muafiyet kapsamında Rekabet Kurulu (Kurul) tarafından çıkarılan grup muafiyeti tebliğlerinden, 2005/4 sayılı “Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafi-yeti Tebliğ” bu yazımızın inceleme konusudur.

1994 yılında yürürlüğe giren Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un amacı, mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar, uygulamaları ve pi-yasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Bu amacı sağlamak bakımından Kanun’un 4. maddesinde, Kanun kapsamında yasaklanan, reka-beti yasaklayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar düzenlenmiştir. Madde düzenlemesine göre,

belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma veya kısıtlama amacı taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birlikle-rinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.

Bununla birlikte, Kanun’un 5. maddesinde önemli bir düzenleme yapılarak “muafiyet” hali düzenlemiştir. Madde düzenleme-sine göre,

a) Malların üretim veya dağıtımı ile hizmetlerin sunulmasında yeni gelişme ve iyileşmelerin ya da ekonomik veya teknik geliş-melerin sağlanması,b) Tüketicinin bundan yarar sağlaması, c) İlgili piyasanın önemli bir bölümünde rekabetin ortadan kalkmaması, d) Rekabetin, yukarıda a ve b bentlerindeki amaçların elde edilmesi için zorunlu olandan fazla sınırlanmaması hallerinin birlikte sağlanması koşulu ile Kurul tarafından muafiyet tanınabilir.

Grup muafiyet tebliğleri de Kanun’un 5. maddesi kapsamında Rekabet Kurulu tarafından çıkarılır. Bu tebliğler, Kanun’un 4. maddesinden muafiyet hallerini düzenler. 2005/4 sayılı “Motorlu Taşıtlar Sektöründeki Dikey Anlaşmalar ve Uyumlu Eylemlere İlişkin Grup Muafiyeti Tebliğ” (Tebliğ) de bu tebliğlerden bir tanesidir. Motorlu araçların dağıtımı ve tamiri tüketiciler nezdinde çok büyük önem taşır. Ülkemizde motorlu araçlar ile bunların yedek parçaları tüketicilere üreticilerin ve ithalatçıların yetkili satıcılarının oluşturduğu dağıtım ağları kanalı ile ulaşmaktadır. Yine, bu araçların bakım ve onarım hizmetleri de sağlayıcılar tarafından kurulan yetkili servis ağıyla tüketicilere sunulmaktadır. Üretici ve ithalatçılar satış ve servis ağlarını, büyük bir çoğunlukla mülkiyet bağlarının olmadığı dağıtıcı ve servislerle yaptıkları yetkili satıcılık ve yetkili servis anlaşmaları ile kurmaktadır. Motorlu taşıtların dağıtımı ve servisine ilişkin anlaşmalarda, yeniden satıcı (dağıtıcı), belirli bir bölgede belirli motorlu taşıt ürünlerinin dağıtımı ve servisini sağlamayı, bu hizmeti geliştirmeyi üstlenmektedir. Sağlayıcı ise, anlaşma bölgesi içinde an-laşma konusu malları yeniden satış amacıyla sadece anlaşmanın diğer tarafı olan dağıtıcıya veya onunla birlikte, dağıtım ağı içindeki sınırlı sayıdaki işletmeye sağlamayı üstlenmektedir. Bu anlaşmalar genel olarak rekabet sınırlamaları içermekte ve bu hali ile Kanun’un 4. maddesi kapsamında yasaklanmakta-dır. Ancak, a) tüketicinin bu ürünlere ve servislere daha kolay ulaşmasını,b) üreticinin üretimini daha uzun süreli olarak planlayabilmesini, c) üreticinin üretimde, dağıtıcıların da dağıtımda uzmanlaşmasını sağlaması gibi olumlu yönlerinin olması ve bu kapsamda otomotiv sektöründe etkinliği ve kaliteyi arttırması nedenleriyle ve bazı koşulları taşımak şartıyla bu anlaşmalar Kanun’un 5. maddesi kapsamında düzenlenen muafiyet çerçevesinde değerlendirilmektedir.

-OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE GRUP MUAFİYETİ-

Page 5: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

5 2010 Ocak

1 Ocak 2006 tarihi itibariyle yürürlüğe giren Tebliğ’in 2. maddesine göre, “Yeni motorlu taşıtların, bunların yedek parçalarının tamir ve bakım hizmetlerinin alımı, satımı veya yeniden satımı konulu dikey anlaşmalar, dikey sınırlamalar içermeleri halinde bu Tebliğ’de düzenlenen koşullara uymak kaydıyla, Kanun’un 4 üncü maddesindeki yasaklamadan Kanun’un 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak grup olarak muaf tutulmuştur.”.

Dikey anlaşma, üretim veya dağıtım zincirinin farklı seviyelerinde faaliyet gösteren iki ya da daha fazla teşebbüs arasında belirli mal veya hizmetlerin alımı, satımı veya yeniden satımı amacıyla yapılan anlaşmalardır. Dikey sınırlama ise, bir dikey anlaşmada yer alan ve Kanun’un 4. maddesi kapsamında yasaklanan rekabet sınırlamalarıdır.Tebliğ’in 4. maddesi, grup muafiyetinin uygulanması için anlaşmalarda uyulması gereken genel koşulları belirlemiştir. Maddede öncelikle, muafiyetin uygulanmasını belirli Pazar payı eşiklerine bağlanmıştır. Tebliğ kapsamına giren herhangi bir anlaşmanın grup muafiyetinden yararlanabilmesi için gerekli olan ön koşul, pazar payı eşiklerine bağlı olarak uygun dağıtım sisteminin benimsenmesidir. Şöyle ki; muafiyet hükümleri, öncelikle, sağlayıcının motorlu taşıt veya yedek parça ya da bakım ve onarım hizmeti sağladığı ilgili pazardaki Pazar payının %30’u; motorlu taşıtların dağıtımı için niceliksel seçici dağıtımın tercih edildiği anlaşmalarda ise %40’ı geçmemesi durumunda uygulanır. Niteliksel seçici dağıtım sistemi oluşturan anlaşmalar için Pazar payı eşiği yoktur. Diğer koşullar ise, anlaşma vasıtası ile taraflar arasında kurulan hukuki ilişkiyi destekleyen, dolayısıyla dağıtıcı ve yetkili servisler arasındaki rekabeti arttırarak dağıtım sisteminin yararlarını tüketicilere aktarmalarını sağlayabilecek nitelikteki hükümlerin anlaşmalarda yer almasını gerektirmektedir.Bu amaç doğrultusunda Tebliğ, muafiyete konu anlaşmada, bir yetkili satıcıyı veya yetkili servis işletmesini ilgili tüm hak ve yükümlülüklerle birlikte marka ağının başka bir üyesine devretme hakkı, anlaşmanın feshedilmesinin gerekçelerini bildirme yükümlülüğü, Tebliğ kapsamına giren tüm anlaşmalara ilişkin uyuşmazlıkları bağımsız bir uzmana ya da hakeme götürme hakkı ve belirli süreli anlaşmalara, anlaşmanın yenilenmemesi ya da sonlandırılmasına ilişkin tebligat sürelerine yönelik asgari bir süre bulunmasını düzenlemektedir. Tebliğ’de öngörülen sistem uyarınca, sağlayıcının ilgili markanın dağıtıcılığını yapan ve yapmayan yetkili servisler bakımından aynı kriterleri getirmesi ve ayrımcı uygulamalar içine girmemesi gerekmektedir. Yine, Tebliğ’in ana amaçlarından biri satış sonrası servis hizmetleri bakımından rekabetin artmasını sağlamaktır.Tebliğ’in 5. maddesinde ise, anlaşmaları grup muafiyeti dışına çıkaran sınırlamalara yer verilmiştir. Dağıtıcı veya yetkili ser-visin kendi satış fiyatını belirleyebilme serbestisinin kısıtlanması; Tebliğ ile sayılan haller dışında dağıtıcı veya yetkili satıcının anlaşma konusu mal veya hizmetleri satacağı bölge ya da müşterilere ilişkin kısıtlamalar getirilmesi; dağıtıcının, bakım onarım hizmetlerine ilişkin yükümlülüklerini imzalayacağı alt anlaşmalarla yetkili servislere devretme hakkının kısıtlanması gibi kısıtla-malar ağır kısıtlamalar arasında sayılmıştır. Rekabet Kurulu, Tebliğ kapsamında önüne gelen bir uyuşmazlıkta,

a) anlaşmanın rekabeti sınırlamadığına (Kanun’un 4. maddesine aykırı olmadığına),b) anlaşmanın rekabeti sınırladığına (Kanun’un 4. maddesine aykırı olduğu) ve 5. maddeye göre muafiyetten yararlanaca-ğına c) anlaşmanın rekabeti sınırladığına (Kanun’un 4. maddesine aykırı olduğu) ve 5. maddeye göre muafiyetten yararlanamaya-cağına bu nedenle yasaklanmasına ve geçersiz kılınmasına, d) Kanun’un 4. maddesine aykırılık nedeniyle para cezasına karar verebilir.

Saygılarımla, Av. Nesrin AKIN

Page 6: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

En ateşli Ibiza - Bocanegra

Volkswagen'in İspanya kolu , Bocanegra asıl olarak Ibiza Cupra versiyonunun dramatic görünümlü değişik bir yorumu. Araç üzerinde 1.4 litrelik 150 HP ve 180 HP güç üreten twin-charged TSI motor yer alıyor. Bu sportif versiyon bir değişik açıdan da İspanyol üreticinin 1975 yılındaki orijinal Bocanegra 1200 Sport aracına olan saygısını ifade ediyor. Araç

Cenevre’de gösterilen konsept gibi üretim modeli de benzersiz siyah burun yapısına sahip. Bocanegra ismi asıl olarak İspanyolca’da ‘siyah ağız’ anlamına geliyor. Bocanegra ismini bu siyah ön tasarım çizgisinden alıyor. Ibiza’nın bu versiyonu dış tasarım olarak da kendine özgü çizgiler taşıyor. Dış tasarımda göze çarpan parçalar arasında daha geniş ön ızgara renkli arka cam ve bagaj kapağı üzerine yerleştirilen “Bocanegra” rozeti yer alıyor. Bocanegra’ya özel tasarlanan iç mekanda kırmızı dikişler ile çevrelenen ve baklava desenli spor koltuklar üç kollu alt kısmı düz spor direksiyon simidi ve aliminyum pedal takımı yer alıyor. Ibiza Bocanegra önümüzdeki yaz Avrupa’daki showroomlarda yerini alacak.

Page 7: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

7 2010 Ocak

Mazda3 MPS Türkiye yollarında

Eğlenceyi ve kompakt bir oto mobilin kullanışlılığını bir arada sunan Mazda3 MPS’te yer alan 2.3-litrelik benzinli MZR DISI Turbo motor performansı ile dikkatleri üzerinde topluyor. Daha rafine bir sürüş deneyimi için daha da geliştirilmiş bir tork kontrol sistemine sahip olan bu motor, güçte veya torkta hiçbir kayıp yaşamadan Euro V emisyon şartlarına

da uyum sağlıyor. Yeni Mazda3 MPS 105 bin TL’den başlayan fiyatıyla Mazda showroom’larında yerini aldı. Mazda Genel Müdürü Bora Koçak ”Müşterilerimizin beklentileri doğrultusunda Türkiye’ye yeni modellerimizi getirmeye dikkat ediyoruz. Mazda3 serisinin dinamik üyesi Mazda3 MPS’in Türkiye’de beklenen ilgiyi göreceğini düşünüyorum.” dedi. Tasarım - Hiç Olmadığı Kadar Agresif Mazda3 MPS’e eşi görülmemiş derecede dinamik ve agresif bir görünüm veren spor tasarımı, onu sınıfının en aerodinamik spor otomobillerinden biri yapıyor. Daha büyük beş noktalı ızgara ve yere daha yakın spor bir duruş sağlayan boyutları atletik görünüme destek sağlıyor. 2.3-litrelik DISI Turbo 5.500 rpm devirde 191 kW/260 PS maksimum güç üretiyor.

Page 8: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

Audı R8 QuAttRo V8 FSı®

Page 9: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

9 2010 Ocak

Page 10: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

10 | 4x4 SuperSport Magazine

FSI®

Audi’nin eşsiz FSI teknolojisi yüksek güç çıkışı, yüksek tork, düşük yakıt tüketimi ve azaltılmış egzoz emisyonu anlamına gelir.

TÜRKİYE’DE AUDI R8’İN İLK TESTİ

Page 11: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

11 2010 Ocak

Şanzıman;

Benzersiz bir şekilde hızlı vites değiştirmeyi sağlayan joystick ve kol ile kumanda edilen yarışa özendirici R tronic kademeli vites kutusunu veya 430 Nm torka kanalize olmak için altı vitesli manuel şanzımanı seçebilirsiniz.

TÜRKİYE’DE AUDI R8’İN İLK TESTİ

Page 12: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

12 | 4x4 SuperSport Magazine

TÜRKİYE’ DE İLK DEFA AUDI R8’ İ TEST ETMEK BİZE NASİP OLDU..!

Geçtiğimiz aylarda dünyanın en pahalı superspor otomobilleri arasında yer alan safkan alman otomobili Audi R8’ in 2009 model V6 Quattro modelini İstanbul yollarında sizler için test etme imkanımız oldu. İstanbul’da anadolu yakasında oturanlar hatta çok iyi bilir, Audi R8’i Capitol alışveriş merkezi satın alarak 5 ay boyunca özel bir reklam çekilişi ile tanıtım

kampanyası için sergilemişti. Tam da biz o sıralarda Almanya’dan özel bir iş için Türkiye’ye gelen ve dergimize kuaförde görüp okuduktan sonra Audi R8’in sahibi olan iş adamı bu vesile ile bana mail atarak aracı test edebilmemiz için özel bir teklifte bu-lundu. Bende araçla ilgili bir takım bilgileri kendisinden istedikten hemen sonra, gerekli incelemeleri yaparak uygun bir günde test etme imkanımız olur ise mutlu olacağımızı bildirdim. Audi R8’i Türkiye’de ilk defa dergimiz tarafından test edilecek ve çekimlerinin yapılacak olması ekibimize ayrı bir heyecan yaşatacağından dolayı cazip geldi. Ve Audi R8 gibi çok hızlı bir superspor otomobilin çekimi gerçekleştirmek için en uygun olarak düşündüğüm İstanbul Park pisti yetkilileri ile geçtiğimiz temasta konuyu kendilierine açarak ricada bulunmuş olmama rağmen üzülerek söylüyorum ki maalesef olumsuz karşılanıp kabul görmedik. Bunun üzerine test çekimi için B planı olarak hazerfen havaalanı düşünmeme rağmen pistin hem mesafe olarak kısalığı hem de eğim açısı olarakta uygunsuzluğu bakımından yetersiz kalması testimize gölge düşürmüş olmasına rağmen siz sevgili saygıdeğer okur kitlemize tüm olumsuz şartlara rağmen testimizi gerçekleştirerek sunmuş bulunuyoruz. Audi R8 ilk gördüğüm anda eşsiz motor sesine hayran kaldım diyebilirim. İnanılmaz derece en az ferrari kadar yırtıcı bir motor sesine sahip. Zaten bir superspor otomobilden beklenen ve en fazla sürüş keyfine zevk veren bu sanırım. Binlerce dolar yada euro’lar yere yakın bu tarz eşsiz arabalar ile gaza basmak ve bu sesi duymak için veriliyor sanırım. Tabii bir de diğer katkısı olan presitjide unutmamak gerekiyor. Hep merak etmişimdir. Şimdi böyle bir aracı kullanırken size olan bakış açısı araçtan inip otobüse binip eve gittiğinizde de aynı şekilde olur mu ? acaba....bu konulara girecek olursak sanırım çıkamayız, o yüzden en iyisi ülkemizde çok az sayıda bulunan ve genelde iş adamlarının 4x4’lerinin dışında tercih ettikleri superspor otomobil audi R8’in özelliklerinden bahsedelim. Audi R8, 420 HP’lik güçlü motoru ile Porsche ve Ferrari ile resmen rakip olarak yarışmaya çalışıyor. Audi markasının daha önce ki super-sport ve pistte kullandığı araçlarınıda göz önünde bulunduracak olursak audi gerçek anlamda bir superspor otomobil üretmiş olsada bu porsche ve ferrari gibi safkan sadece bu özellikler için üretilen araçların seviyesine gelebilmesi için sanırım yıllar ve daha fazla teknoloji ile beraber bu konuda da tecrübe gerektiriyor. Audi markası ve araçları her zaman lüksün kalitenin bir sim-gesi olmuştur ve olmayada devam etmektedir. Durum böyle olunca audi en güzel şekilde R8 aracın içine bu kaliteyi ve konforu oturtmayı başarmış.

Page 13: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

13 2010 Ocak

R8 tasarım olarak yeni TT Coupe ile Le Mans quattro’dan izler tasıyor olsada ferrariden de izler taşıyor olmasıkaçınılmaz bir gerçek. R8 aracı test için sahibinden ödünç alıp kokpit kısmına oturduğumda kendimi sanki bir uçak kokpitinin içinde sandım. Bu sizi dört bir yandan çevreleyen tasarımı ile iç dizaynda kullanılan aliminyum ve metal kaplı

düğmeler ile direksiyon simidinin tasarımının benzerliğine, aydınlatmada eklenince otomobilin içinde tam bir kokpit havası estirilmiş. R8’in malzeme kalitesine ve konforuna diyecek bir şey bulamıyorum. Gel gelelim yol tutuşuna ve performansına ; aracımızı çok yüksek hızlarda test edememiş olsam bile trafiğe kısa süreli izin alarak trafiği durdurduğumuz kapalı yolda elimden geleni yaptığıma emin olabilirsiniz. Şunu belirtmek isterim ki ilk başta aracın hareket etmesi için gaza dokunduğunuzda araç sizden gelen tepkileri ölçüp size göre bir kullanım ve performans özelliği ayarlamakta ve gaz pedalına bastığınız zamanki tep-kiler önemli. İlk kalkışta gaza dokunduğumda aracın beklediğimden ağır ve hantal olarak kalkmasından ve vitesleri kendi otoma-tik olarak geçirirken çok boşluk vermesi yüzünden kafam bir öne ve arkaya doğru gidip gelmesi beni şaşırtmıştı. Bu ortalama beş dakika devam ettikten sonra araçla birbirimize daha fazla ısınıp gaza basarak aracın verdiği tepkileri ölçmeye çalışırken kay-boldu diyebilirim. Gaza sonuna kadar bir anda basarak turboyu roketlemek için devreye sokmak istediğinizde rakiplerine oranla biraz daha geç tepki vererek kısa sürede hızlanıyor. Türkiye yollarında aracın altının gerektiğinden daha fazla alçak olması se-bebi ve aracın ölçüleri bakımından da boyunun uzun olması çok fazla bir dezavantaj sağlasada 90 derece olmayan virajlara yüksek hızda girebilmenizi ve gücü quattro dört tekerlekten çekiş sistemiyle (% 44’ü ön, % 56’sı arka tekerleklere) aktaran motor, otomobili 4.6 saniyede 0’dan 100 km/s hıza çıkartırken maksimum 301 km/s’lik hız sağlıyor. Önde ve arkada çift salıncaklı süspansiyon sisteminin kullanıldığı otomobilde “Magnetic Ride” adı verilen adaptif süspansiyon sistemi opsiyon listesinde yer alan sistem ile esp devrede iken kaymadan ve savrulmadan virajın içinde kalabilmenizi sağlayan en önemli faktörü. Dar yol-lardan geri dönmek istediğinizde manevrası ve dönüş açıları quattro siteminin de vermiş olduğu dez avantaj ile çok kolay ol-mayan ve sizi zorlayan direksiyon dönüş çapı ile lastik dönüş açısının araç için dezavantaj olduğunu söyleyebilirim. Audi’nin karakteristik “trapez” formlu ızgarasının kullanıldığı otomobilin ön kısmındaki en dikkat çekici detay, LED teknolojili farları. Dünyanın tüm ışıklandırma üniteleri LED teknolojisine sahip ilk seri üretim otomobili olarak yollara çıkacak. Yani Audi R8’in flaşörlerinden uzun ve kısa farlara kadar tüm ışıklandırma sistemi, konvansiyonel aydınlatma sistemlerinden çok daha uzun ömürlü LED teknolojisine sahip. Bunun dışında R8’in geniş omuz çizgisinin güçlü görünüme katkıda bulunduğunu da söyle-mek gerek. Audi Space Frame (ASF) adı verilen alüminyum gövdeye sahip otomobilin iç mekanında sürücü odaklı kokpite yer verilmiş. Karbon fiber kaplamalar ve napa deri döşeme ile daha sportif bir kimlik kazanan kokpitte MMI sisteminin kontrolünün orta konsola taşınması da bir başka yeni detay olarak ön plana çıkıyor.

Test ve yazı - U. Özgür Sunay Fotoğraf - K. Zafer Şahin

Page 14: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

14 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 15: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

15 2010 Ocak

Page 16: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

4x4 SuperSport Magazine

İnsanın bazen şöyle bir arabam olsun demesi geliyo Ford Mustang ‘lara bakınca. Evet bu Ford Mustang ama başka bir mustang. Ford Racing performans değişikliklerini görmüş; süperkompresör, Hand-ling Pack ve egzoz ayarlı egzoz ipuçları 550 oluşturulmasına yardımcı Horsepower Alüminyum 4.6L 24-valf motoru konulmuş. Özel yarış Handling Pack performansını optimize edilerek deneyim tanık olmak gerekir. Ford Mustang AV-X10 çarpıcı tasarım, sarı burun konisi ve arka kanat, sarı pervane ipuçları sıvı Gümüş 19 Shelby GT500 jantlar ile özel Sa-ten Gümüş dış boya içerir ve beyaz vurgular yorumlamak ünlü P-51 Mustang WWII gelen uçak ile bağlantı vurgulamakta. Hafiften böyle askeri araca benzemekte. Ford Racing pirometre yakıt basınç ölçer artı benzersiz özel koltuk ve kapı ekler saklanmış ve AV-X10 küme gra-fik paketi görülmekte.

Ford Mustang Şef Tasarımcı Darrell Behmer, Dizayn Müdürü George Saridakis ve Ford Mustang Başkanı tabela Mühendisi Dave Pericak ve Kıdemli Tasarımcılar Robert Gelardi ve Garen Nicoghosian dahil ol-mak üzere özel bir Ford takımı tarafından özenle yapılmış...

FORD MUSTANG AV-X10

Page 17: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

17 2010 Ocak

2009 Frankfurt Otomobil Fuarı’nda iki kişilik bir spor model konseptini tanıtan MINI, model ailesinin çekici görünümünün gelecekte ne yön-de gelişeceğini gözler önüne serdi. Esin kaynağı olarak, bir kez daha, her MINI’nin ardındaki özgün ve temel amaç kullanılıyor: Sürüş keyfi. Dolayısıyla MINI Coupé Concept, her açıdan nefes kesici bir deneyim sunmayı ve her yolculuğu benzersiz bir deneyime dönüştürmeyi amaç-layan ideal otomobili temsil ediyor. MINI Coupé Concept, sportif ve tutkulu bir sürüş tarzı için geniş bir özellikler yelpazesini bir araya getiriyor. İki koltukla sınırlı olan ve tutarlı şekilde hafif yapı felsefesini izleyen otomobil, özellikle aktif ve dina-mik bir coupé’ye yönelik tüm beklentileri karşılıyor. Kompakt boyutlar, kusursuz aks yükü dağılımı ve düşük ağırlık merkezi, MINI’nin tipik çe-vikliğini daha önce hiç görülmemiş bir düzeye taşıyan ideal koşulları sunuyor. MINI Coupé Concept, tasarımı ile bireysel hareketliliğin heyecanına ve saf sürüş keyfine odaklanıyor. Güçlü oranları ve dinamik tasarım diliyle güçlü bir cazibe etkisi yaratan MINI Coupé Concept, yoldaki sportif ve sıradışı duruşuyla markanın saf ifadesini yansıtıyor. Mevcut durumda MINI model yelpazesi pek çok farklı talebi karşılaya-biliyor. Her biri başlı başına özgün birer karakter olarak öne çıkan MINI, MINI Clubman ve MINI Cabrio markanın tipik sürüş deneyimini gözler önüne seriyor. Şimdi de MINI Coupé Concept sürüş keyfini en yoğun şekliyle sunarken aşırı hafif yapı teknolojisi bu iki kişilik otomobili özel-likle atak ve alışılmadık ölçüde verimli kılıyor.

MINI COUPE KONSEPT 2010’ DA GELİYOR MU ?

Page 18: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

18 | 4x4 SuperSport MagazineFotoğraf : U. Özgür SUNAY

Page 19: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

19 2010 Ocak

GL-Serisi 320 CDI Testi

Page 20: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

20 | 4x4 SuperSport Magazine

FAZLA SÖZE GEREK YOK! YENİ MERCEDES-BENZ GL 320 CDI!

Mercedes-Benz Yeni GL Serisi ile sıradışı bir seyahate davetlisiniz ve kendinizi arazide off-road yaparken aynı evinizde gibi rahat hissede-ceksiniz. Yılların eskitememiş olduğu Mercedes-Benz ambleminin al-tında Türkiye’de satışa sunulan GL modeli 320 CDI 4MATIC ve GL 420 CDI 4MATIC dizel modellerin yanı sıra GL 450 4MATIC ve GL 500 4MATIC benzinli üst modelleri arasında yer alıyor. Testini yapmış olduğumuz Mercedes-Benz firmasının 4x4 off-roader modellerinden yeni GL 320 CDI dizel modeli ile sıra dışı fazla söze gerek olmayan eşsiz bir deneyim yaşadık. GL modeli ise 320 cdi V6 silindir ve 3200 motor, çok hassas yakıt ölçümü ve akıtma zamanlaması temin etmek için piezo elektrik en-jektörler kullanan bir yüksek basınçlı doğrudan enjeksiyon sistemine sahip 224 beygir gücünde.7G-TRONIC otomatik şanzıman, mevcut duruma ve sizin sürüş stilini-ze göre daima en uygun vitesi bularak ve tekerleklere yüksek çekiş/ivme gücü sağlayarak işin zor kısmını sizin yerinize yapıyor. GL 320 dizel modelinde yolda ilerlerken, hızı bir dereceye kadar artırmak istediğiniz takdirde vites küçültmeyle birlikte ivme sağlama işlevi fa-aliyete geçiyor.

EASY-PACK yük emniyet donanımıy-la, off-road arazi şartlarında otomo-bilinizi kullanırken bile her şey sıkıca yerine bağlanıp muhafaza edilebil-mekte, 3 ayardan oluşan off-road kademeli yükseltme kiti de standart olarak sunuluyor.

Page 21: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

21 2010 Ocak

Daha keskin ivme tepkileri için vites düşürürken bazı vitesleri atlaya-rak hızınızı hızlı bir şekilde düşürmenize araç akıllı vites küçültmeleri ile yardımcı oluyor. İstediğiniz takdirde, direksiyon simidi vites deği-şim tuşlarını kullanarak vitesleri elle de değiştirme özelliği de araçta sunulan ama pek kullanılmasına ihtiyaç duyulmayan ekstra bir sistem olarak sunuluyor. Gaz pedalına köküne kadar basmanız sonucu şanzı-man azami ivme için hemen en uygun vitesi seçmekte ve araca ani olarak sürat kazandırıyor. Entegre ABS ve ASR sistemi elektronik dina-mik yol tutuş kontrol sistemi (4ESP®/4ETS) tüm tekerleklerden çekiş sisteminin etkinliğine katkıda bulunarak mükemmel çekiş ile stabilite sağlıyor. GL otomobiliniz içinde, sizi en fazla memnun edecek klima seçeneği THERMOTRONIC otomatik klima kontrolü sistemi, sürücü, öndeki yolcu ve ikinci koltuk sırasında oturan yolcular için farklı sı-caklık ayarları yapabilmenize olanak sağlıyor. Ayrıca, THERMATIC oto-matik klima kontrol sistemi de GL 320 CDI 4MATIC içinde en elverişli sıcaklığı sağlamaktadır. Sürücü ve öndeki yolcu koltukları standart olarak tamamen elektronik koltuk ayarlama sistemine sahip. Koltuk, hafıza paketiyle (GL 320 CDI 4MATIC’de opsiyonel olarak mevcut) bir düğmeye dokunarak daha önce kaydettiğiniz konuma geçebiliyorsu-nuz. Harici dikiz aynaları ve direksiyon mili ayarları da hafızaya alı-nabiliyor. Isıtmalı ön koltuklar (ısıtılabilen ve havalandırılabilen) veya ısıtmalı çok hatlı koltuklar V6 ve V8 modellerinde standart donanım olarak sunuluyor. 5,08 metre uzunluk, 1,92 metre genişlik ve 1,84 metrelik yüksekliğiyle GL’de çok geniş bir iç hacim mevcut olup Op-siyonel donanım olarak sunulan üçüncü koltuk sırasına EASY-ENTRY sistemi sayesinde kolayca binilebiliyor.

Standart olarak bulunan Off-Road paketi, ön tarafta paslanmaz çelikten yapılan takviyeli bir kartelle bu korumayı tamamlamaktadır. Sudan geçiş derinliği 90 mm yükseltilerek 600 mm seviyesine çıkarılmakta ve böylece kayalık arazide veya suda geçişleri kolaylaştırmaktadır. Sonuç olarak en zorlu ve sert zeminlerde bile kendinizi rahat hissedeceksiniz.

Aynı şekilde ikinci koltuk sırası da öne doğru katlanabiliyor ve böylece toplam 2300 litrelik bir yük alanı oluşturabil-mekte. Opsiyonel donanım olarak mevcut olan EASY-PACK sayesinde yüklerinizi bagajınıza yüklemek çok kolay, Engel sensörlü EASY-PACK bagaj kapısı (GL 500 4MATIC için standart) elektro hidrolik prensiplere göre açılır-kapanır ve alçak garaj tavanlarına çarpma gibi olayları önlemek için ara bir konumda durmakta.

Test : Özgür Sunay

Page 22: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

22 | 4x4 SuperSport Magazine

Yeni E-Serisi Coupé sportif karakter ile zarafetin eşsiz sentezini ortaya koyan bir tasarıma sahiptir. Yeni E-Serisi Coupé, iki çıtalı

radyatör ızgarasından, egzoz çıkışına kadar her ayrıntısında kendine özgü çizgisini belli etmektedir.Otomobilin ön kısmını diğerlerinden ayırt edici en önemli özelliği kaslı hatlarıdır ve arkadaki LED park lam-baları da saf dinamizmi simgelemektedir. Yeni E-Serisi Coupé’deki köşeli ikiz farlar da etrafındakileri ilk bakışta kendine hayran bırakmaktadır. E-Serisi Coupé’nin en güçlü motoru E 500’dür. V8 motoru 285 kW (388 hp) güce sahiptir ve 2800-4800 rpm devir hızı aralığında azami 530 Nm tork sağlar. Coupé’nin 100 km/saat hıza erişmesi için üstün bir değer olarak ka-bul edilen yalnızca 5.4 saniye gereklidir. (E 500: Ortalama yakıt tüketimi: 10.9 litre/100 km, ortalama CO2 emisyon değerleri: 254 gr/km) Yeni E-Class Coupe’ye göz attığımızda, ilk başta göze çarpan aracın genel görünümü ufaltılmış bir CL Coupe gibi görünüyor. CL ve CLS’in başarılı silüetinden vazgeçilmemiş. Burundaki büyük ızgara da spor modele gönderme yaparken yeni E-Class farları da aracın ait olduğu sınıfı doğrular bir şekilde duruyor. Arkada ise E serisinin ışıkları yine farlar gibi belirgin bir duruş sergiliyor. EASY-ENTRY arka koltuklara rahat geçiş sağlamaktadır. Ön koltuğun arkalıklarını katladığınız zaman tüm ön koltuk öne doğru itilebilir ve arkalığı kaldırılınca yeniden eski konumuna döndürülebilir. ELEGAN-CE iç mekan sportif E-Serisi Coupe’nin zarif yönünü vurgulamakta-dır.

YENİ E SERİSİ COUPE SAF ÇEKİM GÜCÜ

Page 23: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

23 2010 Ocak

Renk konsepti gösterge panelinin ve direksiyon simidi yanında vi-tes ve selektör kolunun hafif kontrast renkte (iç mekan renginin

siyah olduğu durumlar dışında) denge sağladığı sürücü mahallinde de devam etmektedir. Döşeme için standart seçenekler siyah veya alpaka gri renkte kumaş/ARTICO suni deri bileşimidir.Diğer seçenekler arasında siyah, alpaka grisi veya badem bej renkte deri veya napa deri bulunmaktadır. Ayrıca kaplama elemanları kah-verengi çam veya ceviz seçenekleri olarak sunulabilmektedir.CLK Coupe nin bir uyarlaması olan E- Class Coupe altı silindirli tur-bodiezel motor, direk püskürtmeli 3.5 litre 292 HP V6, dört silindirli supercharged ve 5.5 litre V8 388 HP lik benzinli motorlar seçenekle-ri yer almakta. Otomobil güvenli sürüşü temin etmek için standart donanım ATTENTION ASSIST, opsiyonel donanım radar ve kamera teknolojisinin yardımlarıyla sürücünün kritik durumları hemen tespit etmesini sağlar. Ve sürücünün bu durumlarla güvenli bir şekilde başa çıkmasına katkıda bulunmaktadır. Sensörler öndeki araçla arada çok az mesafe kalması durumunda, sürücüyü uyarmakta ve freni harekete geçirmektedir. İkinci evrede, kaza durumunda, sayısız önlem yaralanma riskini azalt-mak için devreye girmektedir. Örneğin otomatik fren uygulaması çar-pışmayı önleyebilir. Kaza durumunda otomobil içindekiler geniş çaplı pasif emniyet sistemlerinden yararlanmaktadır.

Kaza sonrasında kurtarılmayı kolaylaştıran ilave önlemler de dev-reye girmektedir.

KARŞI KOYMAK İMKANSIZ..

Page 24: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

24 | 4x4 SuperSport Magazine

Terrafugia şirketi,"POC (Proof of Concept) Transition pro-jesinin test ve tanıtım uçuşlarını tamamladı. Uçan araba hayalinin gerçeğe dönüşmesine çok az kaldı. Amerika’da bulunan Terrafugia şirketi, uzun bir süredir üzerinde çalıştığı ve 2010’un sonlarına doğru satışına başlayacağı Transition adı verilen uçan arabanın fiyatını belirledi.

Havaalanına inin, kanatlarınızı katlayın ve evinize sürün! 725km. mesafeyi saatte 115 km. hızla uçabilirsiniz. Uçak-tan arabaya dönüşüm 30sn.den az sürüyor. Aracın hızı 185 km/saat, benzinle çalışıyor. Merkezi Massachusetts’te bulunan Terrafugia şirketinin sahibi Carl Dietrich, herhangi bir garaja girebilecek boy-utlardaki, normal kurşunsuz benzinle çalışan otomobilin türünün ilk örneği olacağını söyledi.

Eski NASA mühendisleri tarafından geliştirilen otomobil, karada ve havada gücünü 100 beygirlik motorundan ala-cak. Maksimum 180 km hıza erişebilen otomobilin tek bir depo benzinle 750 km uçabileceği öne sürülüyor. Dietrich, otomobile şimdiden 40 sipariş aldığını belirtti. Ancak otomobille ilgili hâlâ şüpheler var. Uçan otomobile kasko yaptırmak ve yasal olarak havalanacak bir yer bul-mak oldukça zahmetli olacak gibi görünüyor. ABD’de yoldan havalanmanın yasal olduğu tek eyalet Alas-ka. Terrafugia şirketinin uçan otomobili yaklaşık 200 bin dolara satılacak... Dünyanın ilk uçan otomobili diye lanse edilen Terrafugia Transition’ın “test sürüşü” önümüzdeki aylarda yapılacak.

Araçla ilgili daha fazla bilgi edinebilmek üzere dergimizin adına Terrafugia yetkilisi Anna Mracek Dietrich ile geçmiş olduğumuz temasta şu sıralarda Avrupa ve Ortadoğu pazarı Türkiye dahil olmak üzere pazar araştırması yaptıklarını aracın pazarlanmasında çeşitli holdingler ile görüştüklerini ve bazı iş adamlarından ön sipariş aldıklarını belirtti.

Havaalanına inin, kanatlarınızı katlayın ve evinize sürün! 2010 DEVON GTX

Page 25: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

25 2010 Ocak

8.4-liter V10 650 hp

Siz değerli okuyucularımıza yeni Devon GTX e bir göz atma-nızı rica ediyoruz. 8.4 Litre motor ve 650 Beygir gücünde olan bu araç tam bir hız canavarı. Saatte 200 mil’ e kadar

çıkıyor. Karbon fiber üst yapısı ve tamamen yeni 2010 Devon GTX cesur tasarımı, verimli performansı ve anlamlı teknolojileri ile diğer super spor otomobillerden çok farklı bir araç. Uçakların arka kanat kısmında kullanılan kaliteli karbon fiberi, Devon GTX anında tekerlek kilidi ultra-agresifliği, kompakt ve oranları (20-inç) lastiklerinin büyük performans özelliği ile yol-larda. Geçmişte bilim kurgu arasındaki dış tasarımı bakıldığında usta bir şekilde yansıtıldığı gözler önüne seriliyor. Araç Yapısı Yapısal özünde, Devon GTX olduğu gibi herhangi bir global oto-motiv sektöründe gelişmiş bir çerçeve üzerine inşa edilmiştir. Çelik yapılı üst overlaying fit tek parça karbon fiber ile yapılmış kaplanmıştır. Aracın üst yapısı karmaşık bir kalıp gerektirsede aracın esas boyutu olan tüm data ve ek noktaları bir milimetre-lik olarak konumlandırılmıştır.Bir kez üst yerde, tüm vücut paneli ek puan doğasında nadiren tutarlı için doğru olduğundan kurar. Üstyapı - karbon fiber kul-lanımına bağlı - da son derece güçlü, hafif ve sert, mükemmel çarpışma performans, gürültü sağlamak / titreşim ayar ve son derece hassas şasi ayarı. Sınırlı Slip Diferansiyel Devon GTX arkadan çekişli bir çerçeve ile donatılmıştır. Sürücü hızlı olan mekanik tüm manevraları sırasında gelişmiş araç per-formansı için yüzeylerde tekerleği tork yönetir ve sınırlı diferan-siyel kaymayı algılamak için araca monte edilmiş.Dış arka tarafta yer alan optimize edilmiş aero dinamic özel-liğine sahip aynalar Dr Joe Katz San Diego Devlet Üniversitesi (SDSU) liderliğindeki bir ekip tarafından takım çabaları ile üç parçalı göbek karbon fiber alt yapısına dahil edilmiş. Eğer bu araçlardan bir tanesine sahip olmak istiyorsanız acele etseniz iyi olacak çünkü bu önümüzdeki yıl için şipariş alınmaya başlandı ve önümzüdeki yıl içi 36 adet üretmeyi planlıyor firma. Ortalam olarak aracın fiyatı ise 250 ile 500 bin dolar arasında değişiyor.

2010 DEVON GTX

Page 26: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

26 | 4x4 SuperSport Magazine

RENAULT FLUENCE 1.5 DCI PRIVILEGE EN ÇOK SATAN FRANSIZ ASILLI TÜRK MODELDE BÜYÜK DEĞİŞİM...

TEST PİLOTU: YENER GÜLÜNAY (Güsem)

MEGANE SEDAN GİTTİ, HOŞGELDİN FLUENCE!

Uzun süre Türkiye’nin en çok satan yerli otomobili olarak sınıfında %20’lik bir pay sahibi olan Renault Megane 2 Sedan, keskin hatlara sahip, şık ve iddialı sıra dışı bir tasarımla dikkat çekmişti. Ay yüzeyinde geçen reklam filmleriyle geleceğin otomobili olarak sempati toplamıştı. Zaman çabuk geçiyor. Türk tüketicisinin en çok tercih ettiği sınıf olan C segmentindeki kompakt sedan araçlar içinde Renault’nun yeni modeli 2009’un sonunda yollara çıktı. Adı biraz zor olsa da, söylemeyi başarınca kendinizi zarif bir Fransız asilzadesi gibi hissedeceksiniz: Fluence… Söyleyemeyenler üzülmesin ve hemen Fluence’ın içine binsinler. Onlar da aynı duyguları ferah iç mekanla, şık iç dizaynla ve kaliteli işçilikle tanışınca hissedecekler. Fluence, Laguna ile aradaki farkı kapamayı hedeflemiş gibi kaliteli bir iç mekana sahip. Rahatlık ve konfor ön planda görülüyor. En çok hoşuma giden değişikliklerden biri analog hız göstergelerinin yeni perspektife sahip hali oldu. Star Wars filminin akan yazıları gibi bir 3 boyutlu bir his uyandırıyor, okunaklı ve çok şık.Dış tasarımla ilgili ise ilk izlenimim yumuşak ve akıcı hatlara sahip yeni Fluence, Megane Sedan kadar etkileyici değil.

Page 27: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

27 2010 Ocak

Renault’nun yeni çevreci sloganı Drive The Change’in ilk adımlarından olan elektrikli otomobilin Fluence olması da Bursa’da OYAK fabrikalarında üretilen yerli bir otomobil için büyük bir misyon sayılıyor. 2011 yılında yollara çıkacak Fluence Zero Emission Concept elektrikli otomobil Renault için önümüzdeki 5 yılın en önemli adımlarından olacak ve bu teknoloji diğer tüm modellere yayılacak .Test için kullandığımız Renault Fluence 1.5 dCi’ın en yüksek donanımlı versiyonu Privilege idi. Türkçe yönlendirme yapabilen TomTom marka navigasyon sistemi de ilk kez bu sınıfta kullanılmış. Ancak uzaktan kumanda cihazıyla kontrol ediliyor olması, sonradan takılmış olduğu etkisi bırakıyor. Eski Megane’da gördüğümüz anahtar yerine kartlı çalıştırma sistemine ek olarak eller serbest kapı açabilme özelliği Fluence’ta sunulan diğer bir özellik. Sürüş pozisyonu ve koltuk ergonomisi çok iyi. Görüş açısında sorun yok.Test otomobilimizin 105 beygir gücündeki dizel motorunun alternatifi bir de 85 beygirliği bulunuyor. Ayrıca 110 beygirlik bir de benzinli motor seçeneği mevcut. 6 ileri düz vitesli otomobilin vites geçişleri rahat, alt devirleri çok keyifli olmasa da 240 Nm’lik maksimum tork değeri 2000 devirde geliyor. Sonrası ise tatmin edici bir performans veriyor. Otomobilin 0-100 km/s hızlanma süresi 11.4 saniye, maksimum hızı ise 186 km/s. Yakıt tüketimi verileri ise şehir içinde 5.5 lt/100 km, şehir dışında 4.0 lt/100 km ve ortalamada 4.5 lt/100 km. 119 g/km’lik karbondioksit salınımı iyi seviyede.

Page 28: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

28 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 29: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

29 2010 Ocak

Sade ama hatasız yuvarlak hatlar, önde gömme, ince ve uzun büyük farlarıyla yeni tasarım anlayışından izler taşıyor. Elektrikli kumandalı aynalar kör noktaları başarıyla azaltıyor. Arka koltuk başlıklarının koltuğa gömülebilmesi de doğru bir tercih. Küçük eşya koymak için bir çok göz bulunan iç mekanda arka koltuklarda oturanlar için orta konsolun devamına havalandırma kanalı eklenmiş. Çift bölgeli klima ve kumanda düğmeleri kullanışlı. Baz donanımda elektrikli ön ve arka camlar, klima, yol bilgisayarı, katlanabilen arka koltuklar standart olarak yer alıyor. Privilege donanım seviyesinde ise ESP, park sensörü, Xenon far, deri döşeme, 17 inç jantlar ve navigasyon sistemi ekstra…Kapalı test parkurumuzda denediğimiz Fluence’ın Megane’dan daha iyi bir süspansiyon ayarına sahip olduğu, direksiyon tepkilerinin de hassaslaştığı bariz şekilde slalomda görülebiliyor. Yerli Megane’da arka savrulma problemi olmasına karşın sunulamayan ESP ise Fluence’ta artık opsiyon olarak bulunuyor. Süspansiyon konforu da darbeleri içeri rahatsız etmeden emecek şekilde tasarlanmış. Bu dış sesleri engelleyen iyi bir izolasyonla da birleşince dizel motor sesini de zorlukla duyuyorsunuz.Fluence’ın frenlemesi de yeterince başarılı. 100 km/s hızla yapılan frende 38 m’de araç duruyor. ABS fren sistemi AFU (Acil durum fren desteği) ile kuvvetli fren yapmayanlara yardımcı oluyor. Frenle birlikte manevra kabiliyeti, aracın kontrol edilebilirliği beni tatmin etti. Eski Megane’ın en büyük özrü fren sırasında yaşanan ön lastiklerin ileri-geri hareketi ve titremesi sonucu fren mesafesinin uzaması problemi Fluence ile tarihe karıştı. Renault Fluence’ın satış fiyatı yaşlanmış rakipleri Ford Focus’un benzer donanımından yaklaşık 4 bin TL daha pahalı, VW Jetta’dan ise bir o kadar daha ucuz. Megane’ın başarısını devam ettirmesi beklenen Renault Fluence’in işi hiç de kolay değil. Buna karşın ilk ikide olmaya çok yakın görünüyor.

Page 30: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

30 | 4x4 SuperSport Magazine

AZ YİYEN KÜÇÜK CANAVAR MİKROHİBRİT TEKNOLOJİLİ SMART FORTWO COUPE

TEST PİLOTU: ÖZKAN BAŞARAN (Güsem)

Test ettiğimiz Smart’ın beni etkileyen en önemli özelliği, başarılı yol tutuşu ve fren performansı oldu. Böyle küçük bir araçtan beklenmeyecek kadar iyi yol tutuş özelliği olması beni çok şaşırttı. Araçta standart olarak sunulan ESP‘nin ani şerit değişimlerinde müdahalesi çok doğru zamanda gerçekleşiyor. Özellikle ilk manevrada karşılaştığım manzara beni öyle cesaretlendirdi ki, ikinci turdan sonra kendimi Smart‘ı değil, sanki üst sınıf bir aracı test ediyor gibi hissetmeye başladım. Frenlere gelince test ettiğimiz araçta kış lastiği olmamasına rağmen yaptığım ani fren ve manevralarda oldukca kararlı bir duruş çizgisi olduğunu gösteren bir performans sergiledi. Ani şerit değişimlerinde direksiyonun aşırı sertleşmesi pek hoşuma gitmedi. Bu sürücüyü oldukça yoracak bir özellik.Araçtaki start-stop özelliği, aslında çok faydalı bir özellik olsa da, çalışırken çok sert bir çalışma şekli olması biraz keyfimi kaçırdı. Ama bu olumsuzluk bile bu küçük canavarın sevimliliğini gölgelemeye yetmedi. Otomobilin oturma pozisyonu 1,80 boyu olan bir sürücü için oldukca iyi, sanılandan çok daha ferah bir alan sunuyor. Cam açma kapama düğmelerinin alışkın olduğumuz yerde olmaması biraz keyifsiz, ama tekrar belirtmek istiyorum ki özellikle kolay park edilmesi, 999 cc’den beklenmeyecek motor performansı, sunduğu güvenlik donanımları, çevreci bir araç olma özelliği ve o sevimli hali beni gerçekten çok etkiledi. Her ailede mutlaka bir tane olması gereken bir araç…

Page 31: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

31 2010 Ocak

SMART FORTWO HAKKINDA…

Daimler’in 1998 yılında tanıttığı ve 2007 yılında yenilediği iki kişilik şehir otomobili smart fortwo, pazara sunulduğu günden beri küçük ölçüleri, sunduğu etkin güvenlik önlemleri ve işlevselliği ile kısa sürede bir yaşam tarzının sembolü, sıradışı ve yeniliklere açık insanların tercih ettikleri bir otomobil haline geldi.

Yeni smart fortwo coupé ise, smart’ın yenilikçi konsepti, sürdürülebilir ve ileri görüşlü teknolojisine paralel olarak, artık çok daha iyi bir çevre dostu olması ve günümüze uyarlanmış fonksiyonelliği ile ön plana çıkıyor ve mikro hibrit teknolojisini pazara sunuyor. Mikro hibrit teknolojisi ile yeni smart, bir otomobilin ne kadar ekonomik ve çevre dostu olabileceğini gösteriyor. Bu akıllı ve etkili teknoloji, smart’a otomatik start/stop fonksiyonu olarak yansıyor.

Start/stop fonksiyonu, sürücü fren yaptığında ve aracın hızı 8 km/saat’in altına düştüğünde, aracın motorunu otomatik olarak durduruyor ve o anda yakıt tasarrufu başlıyor. Sürücü fren pedalından ayağını çektiği anda ise motor hiç vakit kaybetmeden yeniden çalışıyor. Böylelikle yolculuk performansdan ve konfordan ödün vermeden trafik durumuna göre şehiriçi trafiğinde % 20’ ye, ortalamada ise % 8’ e kadar daha az yakıt tüketimi sağlayarak devam ediyor.

Start/stop fonksiyonunu kullanmak istemeyen sürücü, sistemi bir düğme ile devre dışı bırakabiliyor. smart, bu özellikleri ile geleneksel sistemlere karşı alternatif ve gerçekçi çözümler sunarak geleceğe adım attığını gösteriyor.

2,7 metrelik uzunluğu ve 1,5 metrelik eniyle smart fortwo coupé, büyük şehirlerdeki park problemine de meydan okuyor. Otomobilde hayat tarzını yansıtarak bir simge haline gelen ve başlı başına bir sınıf oluşturan smart, yeni, genç ve modern tasarımı ile hareketlilik, sorumluluk ve çevre uyumu kavramlarını birleştiriyor.

Smart fortwo, hava yastıkları, aktif gergili ve gergi gücü sınırlandırıcılı emniyet kemerleri, geliştirilmiş tridion güvenlik hücresi, dayanıklı polikarbon panoramik tavan ve yan havayastıkları ile donatılıyor.smart fortwo coupé, € 15.750 fiyatıyla satışa sunuluyor.

Page 32: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

32 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 33: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

33 2010 Ocak

Page 34: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

34 | 4x4 SuperSport Magazine

Toyota yenilenen modeli Hilux 4x4, 3.0 lt D-4D dizel ve 4x2 güçlü motor seçenekleri ile kalite ve dayanıklılık özellikleri ile fark yaratan Toyota Hilux, yenilenen tasarımı, ve artan donanımı ile pick-up segmentindeki model yelpazesi ve pazar ağırlı-ğını artırıyor.

Testimizin Yorumu;Testimizin konusu olan yeni Hilux 4x4 ile müthiş bir off-road deneyimi ve kabiliyeti yaşadık. Her yönden kuvvetli ve geniş kaslı yapıya sahip bu araç arazide tamamen bir off-road canavarı kesilsede asfalt ve düz yollarda ise tam bir şehirli olma özel-liğini lüx yapılı görünüşü ve iç konforu ile sağlamaktadır. Pick-up segmentinde önemli bir role sahip olan hilux 4x4 özellikle yenilenen tasarımı güçlü motor ve vites seçenekleri ile az yakıt sarfiyatı sağlayan motor ve iyi seçilmiş özellikli lastikleri ile de rakiplerine karşı pazarda önemli bir rol sağladağı kaçınılmaz bir gerçek. Yenilenen Toyota Hilux 4x4 modelini pek çok yön-den off-road kabiliyeti, bagaj hacmi ve taşıma kapasitesi aynı zamanda doğa sporları malzemelerini taşıması ve uygunluğu içinde doğa sporları test editörümüz Kutsal Zafer Şahin'ninde görüşlerini yansıtmış olduğu yeni hilux 4x4 aracımızın testini zorlu arazi şartlarında herhangi bir kusur olmadan başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Yeni Hilux’ın testini yapmış olduğumuz modeli, Çift kabin 2.5 lt D-4D dizel motor 325 Nm tork ve 120 beygir gücü; 3.0 lt D-4D dizel motor ise 360 Nm tork ve 171 beygir güce sahip. Common-rail direkt enjeksiyon teknolojisi ile donatılan D-4D dizel modeller daha sessiz ve yüksek perfor-mans sunuyor. Aracın Off-Road kabiliyetini incelediğimizde ; Eğimi oldukça yüksek İstanbul’u oldukça zirveden gören, çakıllı kayalıklı ve zemin olarak yumuşak bir toprak yapısına sahip olan dik bir eğimde yukarı tırmanış ve aşağı iniş arazi vitesleri H-4 ve L-4 özelliklerini kullanarak gerçekleştirdiğimizde yeni hilux 4x4’ün kuvvetli motor gücü kaçma açıları ve frenaj gü-venliklerinden ödün vermeden oldukça başarılı bir şekilde ve asla yarı yolda bırakmadan çıkabildiğini, dik eğim inişinde ise oldukça hızlı süratlerde aracımızı test ettiğimizde oldukça atak kontrollü ve güvenli aynı zaman da ne kadar sağlam olduğunu da bu şartlarda bize gösteriyor. Teknik alt yapısı ve off-road kabiliyetine değenecek olursak araç tamamı ile arazi vitesinde seyrederken zorlanmadığını ve performans kaybına asla uğramadığını söyleyebilirim. Eğim açısı çok dik bir yerden Hilux 4x4 ile eğer inmek isterseniz ve teknik olarak hiçbir şey bilmiyorsanız aracın vitesini L konumuna getirerek Aracınızı arazi vitesini H4 yada L4 konuma almanız yeterli olacaktır, herhangi bir şekilde korkmadan araç sizi güvenli bir şekilde ufak frenajlarınız ile aşağıya kadar ulaştıracaktır. İstesenizde daha hızlı gidemezseniz buna hilux 4x4 arazi vitesi engel olacaktır. Çünkü aşağı inişte ancak arazi vitesinin çıkış kapasite oranında iniş gücünü kullanarak gerçek-leştireceğinizden gaza basmış olsanız motor dik eğimde otomatik olarak komprosör yapacağından belirli bir hızda inişiniz gerçekleşecektir. Ama tabi ki ilk tavsiyem bunu kontrollü ufak ve yumuşak frenajlar ile düz bir şekilde inmeyi denemeniz olacaktır. Genel olarak ise aracın güçlü yapısı sağlam şasesi dayanıklılığı ve off-road özellikleri bizi mutlu ediyor.

MACERACI RUH YENİ HİLUX 4X4 ZİRVEDE..!

Page 35: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

35 2010 Ocak

Güvenlik ve Konfor özelliği Güvenilirlik ve dayanıklılık özellikleri ile iş hayatında tercih edilen Toyota Hilux çift kabin modeli 857 kg’lik kapasitesi ile kullanıcılarına yüklerini taşımak için büyük kolaylık sağlıyor. Yüksek manevra kabiliyetine sahip yeni Hilux 4X2 ve 4x4 modelleri 5.9 mt ve 6.1 dönüş yarıçapları ile şehir yaşamında da çok rahat bir sürüş konforu sunuyor. Yeni Hilux 2.5 lt 4x2 D-4D modeli 7.5 lt, 2.5 lt 4x4 D-4D modeli 8.3 lt ve 3.0lt D-4D modeli de 8.9 lt birleşik yakıt tüketim değerlerine sahip. Ekonomik yakıt tüketimi ve düşük karbondioksit salımı ile birleşen sürüş keyfi, çevreci Euro IV emisyon standartlarına uygunluk gösteriyor. Yeni Hilux’ın 3.0 lt D-4D dizel 4x4 versiyonu da, 5 ileri otomatik vites, VSC (araç denge kontrolü), otomatik klima, cruise control (hız sabitleme sistemi), sürücü ve yolcu hava yastıkları, sürücü/yolcu yan hava yastıkları, ön ve arka yolcular için perde havayastıkları, 17’’ aluminyum alaşımlı jantlar ve spor ön koltuk özellikleri ile de kullanıcılar için çok cazip bir tercih oluyor.

Doğa Sporları Malzemelerine Uygunluğu : Toyota’nın Hilux’unu doğa ve extreme sporlarda kullanım için malzeme taşıma kapasitesi, iç konforu, eğimli bozuk araziyi tırmanma kabiliyeti ve dağlık alanda dengesi açılarından incelediğimizde uygun bir araç olarak değerlendirebiliriz. Ancak aracın genel yapısının büyüklüğü, sporcunun aracın herhangi bir yerine ulaşımında ve araca giriş ve çıkışlarında yan basamaklar olmasına rağmen hareket kabiliyetine yavaşlık ve hantallık kattığı gerçeğini de testlerimiz sırasında yaşadık. Hilux’un alt yüksekliği ve tırmanma açıları, aracın uzunluğuna rağmen iyi bir performans ser-gilemesini sağlıyor. Compact gövdeli arazi araçlarının doğa sporlarına yatkınlık özelliği kadar olmasa da..Çift kabin Hilux’un 955 kg. maksimum yük taşıma kapasitesi ve 1.5 m. döşeme uzunluğu malzeme taşıma yönünden zaten yeterli. VSC ( Araç Denge Kontrol Sistemi ): Lastiklerin kaymasını azaltma ve aracın yola tutunma dengesinde kontrolün sağlanma-sında yardımcı olan bir sistemin olması aracın bir çok araziye ve aktivite bölgesine ulaşımında mutlak faydalar sağlayacaktır.LSPV / Load Sensing Proportional Valve ( Yük Algılayan Basınç Oranlama Valfi ): Hilux bu özellik sayesinde üzerine yüklenen ağırlığı algılayarak, yükün ağırlığına göre arka fren basıncını artırarak, fren performansını en iyi şekle getirecektir. Bu da, aynı zaman diliminde birden çok aktivite yapmak isteyen outdoorcunun sporuna göre çeşitlilik gösteren malzeme grubunu aracın kapasite sınırları içerisinde rahatlıkla yükleyebileceği ve farklı arazi yapılarında güvenli olarak seyahat edebileceği anlamına geliyor. Çamurlu Ortamdan Geçiş: Aracın yüksekliği sayesinde yüksek süratte giderken çamur ve suyun ön camlara sıçrama durumunu pek yaşamadık. Doğa Sporları Test Editörü : Kutsal Zafer Şahin

Sonuç olarak: Tüm yol şartlarında başarılı performans sergileyen Toyota Hilux yolcularına konfor ve şıklığı bir arada sunuyor. Yeni Hilux, yenilenen metalik gri kaplamalı trapezoid ön ızgaraları ile Toyota’nın SUV modellerinin güçlü görüntüsüne bürü-nüyor; ön alt tampondan başlayan ve arkaya kadar giden kaslı çizgilerle dinamik bir görünüm sağlıyor.Yeni Hilux’ın SUV şıklığındaki görünümüne yeni renk seçenekleri metalik mavi ve açık kahverengi eşlik ediyor.

Off-Road Test Editörü : Umut Özgür Sunay - Fotoğraf : Tolga Aydeniz

Page 36: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

36 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 37: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

37 2010 Ocak

Page 38: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

38 | 4x4 SuperSport Magazine

2010 Subaru Impreza WRX-STI

Japon’yanın ünlü Tuning firması DAMD, Subaru Impreza WRX STI için yeni bir stil ve performans paketi hazırladı. Bu paket çeşitli görsel yenilikler, süspansiyon iyileştirme-si ve egzoz sistemini içeriyor. Ralli otomobili baz alınarak üretilen STI WRX şimdi daha zarif bir hal aldı. Subaru, 2009 Los Angeles Auto Show'da Impreza WRX STI'ın özel seri versiyonlarından birisini tanıttı. Avrupa pazarında satılacak olan otomobil 2010 yılının ilkbahar aylarında teslim edilmeye başlanacak.İlk 125 modeli beyaz gövde ve siyah jant rengine sahip olacak olan aracın bu jantları Japonya pazarına özel Spec-C modelindekilerle aynı. Aracın sahip olduğu süs-pansiyon sistemi de Japonya'da satılan özel seri versiyo-nu ile aynıyken 2.5 litre hacimli motoru Amerika ve Avru-pa kıtasında satılan standart WRX STI motorunun aynısı. Turbo besleme yardımıyla 305 beygir güç, 393 Nm tork üretebilen motor gücünü 6 ileri vitesli manüel şanzıman-la dört tekerleğe aktarıyor.Brembo marka fren sisteminde ABS ve fren gücü dağıtıcı-sı bulunan otomobilde yokuşlarda geriye kaymayı engel-leyici bir sistem de sunulmakta. iŞTE ÖZELLİKLERİ : - Karbon fiber parçalara sahip yeni ön tampon- Logosuz ve karbon fiber ön hava giriş ızgarası- Difüzörlü ve karbon fiber spoiler parçalı arka tampon- Marşpiye altına karbon fiber ek marşpiye- Uçları yakılmış ve daha sportif sesli egzoz çıkışları- Arka spoiler- Cam rüzgarlıkları- Sportifleştirilmiş kokpit- KYB süspansiyon sistemi- Ancel marka koltuk kaplaması- Mavi halkalı 19 inç jantlar- Bridgestone Potenza RE-11 245/35R 19 lastikler

Silindir Hacmi: 2457 cc Maksimum Hız: 250 km Yakıt Tüketimi: 10,3 lt Maksimum Güç: 300 hp 100 km Hızlanma: 4,5 sn Başlangıç Fiyatı: 135,255 TL

Page 39: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

39 2010 Ocak

Mitsubishi Lancer Evolution X FQ-400, firmanın’nin mo-tor sporlarından türetilmiş makinesinin en hızlı ve en ek-strem versiyonu. FQ-400 400 bg ve 525 Nm tork üreten gelişmiş, hafif alüminyum 2.0 litre turbo beslemeli MIVEC (Mitsubishi Innovative Valve timing Electronic Control - Mitsubishi Yenilikçi Valf zamanlaması Elektronik Kon-trolü) benzinli motoruyla FQ-400 0’dan 100 km/s hıza yaklaşık 3.8 saniyede çıkabiliyor. Otomobilin azami hızı elektronik olarak 250 km/s ile sınırlanmış.Standart Evo X gibi 2.000 cc hacmindeki 4 silindirli ve tur-bo beslemeli makineye sahip. Ancak FQ ‘ nun fabrikasyon motor gücü 403 hp ve torku da 525 nm gibi harika bir se-viyede. Üstelik bu torku da 3.500 devirde verebiliyor. Sadece motoru değil , çekiş sistemleri , elektronik kon-trol sistemleri , süspansiyonları da tamamen geliştirilen daha agresif bir gövde kiti giydirilen bu en özel model kesinlikle tam bir adrenalin deposu...Mitsubishi’nin sofistike Super-All Wheel Control (Süper Dört Teker Kontrolü, S-AWC) dört teker çekiş sistemi gücü onu en iyi kullanabilecek tekerleklere aktarıyor ve Mitsubishi’nin ifadesine göre Lancer Evolution X FQ-400’ün oldukça heyecan verici performansa çıkmasını sağlıyor.

Mitsubishi, daha artırılmış iz genişliği, Eibach yaylar ve Bilstein amortisörler içeren alçaltılmış süspansiyonu sayesinde FQ-400’ün viraj alma yeteneğinin diğer FQ modellerine göre iyi olduğunu, üzerlerine Toyo Proxes R1R lastikler takılmış hafif alaşım 18 inçlik, dokuz kollu jantlar ile aracın yol tutuşunun arttığını ve ona yolda daha keskin viraj alma tepkisi ve daha hassas yönlendir-ilme özelliği verdiğini ifade ediyor. Aracın yükselen performansını dizginlemesi için, havacılık sınıfı alüminy-umdan üretilmiş fren sistemi yüksek performanslı bala-talar içeriyor.

Mitsubishi’nin yalnızca 2.0 litreden 403 bg gibi muazzam bir güç elde etmek için FQ-400’ün gelişmiş güç kaynağını kayda değer biçimde gözden geçirmesi gerekmiş.

Alüminyum silindir üst bloğuna motor sporlarından alınma yüksek akışlı yakıt enjektörleri takılmış ve yeni melez bir turbo besleme monte edilmiş.

Daha iyi özelliklere sahip turbo tepkiyi artırmak ve turbo gecikmesini azaltmak için düşük sürtünmeli yataklar ve yüksek sıcaklıklı bir türbin barındırıyor.

Geliştirilmiş bir ara soğutucu turboyu soğutulmuş hava ile besleyerek performansını ve verimini iyileştiriyor, egzoz gazları ise motordan 7.6 cm çapında yüksek akışlı paslanmaz çelik borularla atılıyor.

Lancer Evolution X FQ-400

Page 40: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

40 | 4x4 SuperSport Magazine

2010 yılında 100. yaşını kutlamaya hazırlanan Alfa Romeo’nun kompakt sınıfta yer alan yeni modeli Alfa

Romeo Giulietta resmen tanıtıldı. Uluslararası anlamda ilk tanıtımı 2010 yılında Mart ayında düzenlenecek olan Cenevre Otomobil Fuarı’nda gerçekleştirilecek olan Alfa Romeo Giulietta, İtalyan otomobil üreticinin kompakt sınıfta rekabet gücünü daha da artıracak önemli bir yeniliği temsil ediyor. Yeni İtalyan kompakt sınıf savaşçısı, aynı zamanda Alfa Romeo’nun 1950’li yıllarda ilk olarak tanıttığı ve kısa sürede farklı karoser tipleriyle de birer efsane haline dönüşen “Giulietta” model ailesinin adını taşıyarak yollara çıkacak. Alfa Romeo Giulietta, ilkbahar aylarından itibaren üretiminin başlamasına paralel öncelikli olarak Batı Avrupa pazarlarında satışa sunulacak.

Alfa Romeo 100. Yılını Yeni Giulietta’yla Taçlandıracak!

AUDI E-TRON İLE SANAL TEST

SÜRÜŞÜ..!

Audi Space olarak bilinen kendi sanal alanını meydana getiren ilk otomobil üreticisi olan Audi’nin tam elektrikli

motorla donatılmış, yüksek performanslı spor otomobili Audi E-Tron, Aralık ayından itibaren Vertical Run oyunuyla evlere geliyor. Yarış meraklıları, geleceğin Audi sürüş konseptini, yakında PlayStation®Home’da izleyebilecekler. Vertical Run’daki üç boyutlu yarış pistinde dört ayrı motordan güç alacak E-Tron sadece PlayStation Home’un içinde yer alan yeni Audi Space’de mevcut. Yeterli enerjiyi topla, en yüksek hıza ulaş; Vertical Run’da amaç, E-Tron’da sürüş hatası yapmadan ve yeterli elektrik enerjisini toplayarak, rakipleri geçip, mümkün olan en yüksek hıza ulaşmak. Aralık itibarıyla Audi Space’e erişmek için PlayStation®3 oyuncuları, PlayStation®Home’u konsollarına ücretsiz olarak indirebilecekler.

Bosch’tan Elektronik Yaya Koruma (EPP) sistemi Bosch, yayalar ve bisikletliler için artırılmış koruma sağlayan EPP sisteminin üretimine başlıyor İstatistiklere göre, özellikle yayalar ve bisikletliler için cadde trafiğinde ölüm riski oldukça yüksek. 2005 yılında trafik ölümlerindeki pay Avrupa Birliği’nde yüzde 25 oranında, Kore ve Japonya’da ise bu oran yüzde 45’lere ulaşmış bulunuyor. Yayaların ve bisikletlilerin kendilerini trafik kazalarına karşı koruyabilmesi amacıyla, Bosch yeni teknolojiler geliştiriyor. Bu teknolojiler arasında, aracın ön ucunun bir çarpışmadaki etkinin çoğunu emmesini sağlayan yenilikler de yer alıyor.

Avrupa Birliği, konuya ilişkin olarak “eSafety”(eGüvenlik) programını 2010 yılı itibariyle AB ülkelerindeki trafik kazalarını yarıya indirme amacıyla hayata geçiriyor. Bu kapsamda, Avrupa-NCAP çarpışma testi de yayaları korumak için etkili teknikler arasında yer alıyor. Japonya ve Kore’de ise yasa koyucular da benzer ölçümlerle hareket ediyor. Bosch tarafından EPP için geliştirilen bir diğer özel sistem ise, çarpışmayı güvenilir bir şekilde tespit ve analiz eden özellik. Bu özellik sayesinde, sistem bir insan bedenini ya da bir alışveriş arabası gibi cansız nesneleri tam olarak ayırt edebiliyor. Canlı bedenleri tespit eden sistem, koruma amaçlı işlevleri aktive ederken, cansız nesneleri tespit etmesi durumunda fonksiyonlar aktive olmuyor. Bosch düzenlediği birçok testten 3000’den fazla veri elde etti. EPP’li iki araç modelinin bu yıl seri üretimine başlanıyor, ve yakında sistemin ilave uygulamaları da hayata geçecek.

Page 41: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

41 2010 Ocak

Shell Eco-marathon 2010’da 17 Türk okullu yarışacak..

Daha az yakıtla çalışacak araç tasarlama ve üretim üzerine kurulu Shell Eco-marathon 2010 yarışmasıda 4-7 Mayıs 2010 tarihinde Almanya’nın Berlin kentinde gerçekleştirilecek olan Shell Eco-marathon 2010 yarışmasında 25 ülkeden 221 tasarım ve üretim yarışacak.Daha az yakıtla daha fazla yol alma hedefi çerçevesinde, okulların tasarlayıp ürettikleri ve test ettikleri Shell Eco-Marathon 2010 yarışları için Türkiye’den liseler ve üniversiteler olmak üzere 20 ekip başvuruda bulundu. Uluslararası jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda Türkiye’den 17 proje Shell Eco-Marathon 2010’da yarışmaya hak kazandı.

Dacia Duster, günlük hayatlarında her türlü yol koşu-luna uygun, sağlam, güvenilir ve kullanımı kolay bir 4x4’ün ulaşılabilir ve ekonomik olabileceğini ispatlıyor. Dacia Duster ekonomik bir araç:Satın alırken ekonomik: Rakipsiz bir fiyat/iç mekân ge-nişliği/ürün özellikleri oranı sunuyor. - kullanımda eko-nomik: Düşük yakıt tüketimli ve CO2 salınımlı motor seçenekleriyle donatıldı. Dacia Duster’ın dizel versi-yonları 4X2 versiyonda 140 g CO2/km’den daha az bu nedenle Dacia eco² imzasını taşıyor, 4X4 versiyonda ise 150 g CO2/km’den az salınım değerleri sergiliyor.

Dacia Duster: 4x4 Dünyasını Alt Üst Edecek

Dacia, Duster ile her türlü yol koşulunda kullanılabilen sağlam, güvenilir ve çekici bir tasarıma sahip bir 4x4’ün ekonomik ve ulaşılabilir olduğunu gösteriyor. 2004 yılında Logan Sedan’ın lansmanıyla çekici tasarımlı, uygun kullanım maliyetli, güvenilir ve sağlam bir otomobilin uygun fiyatlı olabileceğini göstererek otomotiv dünyasında devrim yaratan Dacia, Duster sayesinde bu kez de 4x4 dünyasındaki yerleşik inanışları alt üst etmeye kararlı. Dacia Duster Romanya’da Piteşti fabrikasında üretilecek. 4X2 ve 4X4 versiyonları 2010 ilkbaharından itibaren Avrupa, Kuzey Afrika ülkeleriyle birlikte Türkiye’de satışa sunulacak. Logan ve Sandero’da olduğu gibi, Duster de dünyanın farklı bölgelerinde Renault veya Dacia markaları altında üretilip ticarileştirilecek.

Peugeot 5008 ve 308 Yeni Euro NCAP 2009 “global rating” testinden 5 yıldız aldılar

Peugeot markasının güvenlik konusundaki taahhüdü doğrultusunda, Euro NCAP’ın “global rating” adı verilen, katılaştırılmış yeni 2009 protokolü çerçevesinde gerçekleştirilen test sonucunda Peugeot’nun yeni kompakt monospace modeli 5008 en yüksek not olan “5 yıldız” aldı. Peugeot, aynı zamanda 2007 sonunda lansmanı yapılmış olan 308 HB ve 308 CC modellerinin bu katılaştırılmış yeni protokol çerçevesinde test ettirdi. Peugeot’nun her ürün düzeyinde maksimum güvenlik hedefiyle uzun yıllardan beri sürdürdüğü çalışmalar ve deneyiminden güç alan 308’ler de 5 yıldız ile ödüllendirildi. Bugün itibariyle, dört farklı Peugeot modeli, yeni Euro NCAP 2009 “global rating” testinden tam not 5 yıldız almış bulunuyor.

Page 42: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

42 | 4x4 SuperSport Magazine

Standart modellere göre daha alçak bir süspansiyon sistemine sahip olan araçta daha çok krom kaplama kullanılırken 19 inç çaplı jantlar standart donanım-da. Makyaj öncesi 220 beygir güç üreten 3 litre hacimli v6 motorunun gücü 230 beygire yükselirken direk-siyon arkasında bulunan kulakçıklar 6 ileri vitesli otomatik şanzımanı manüel olarak kullanmak iste-yenler için düşünülmüş. Aracın aktif ön diferansiyel kontrolüne sahip aktarma sistemiyse Lancer Evolu-tion X'dan alınmış.

Araçta sportifliğin yanında lüks donanımlar da bu-lunmakta. Bunlardan biri koltuklar ve kapı içleriyle birlikte ön konsolu da kaplayan deri döşeme.

2010 OUTLANDER GT !Mitsubishi, Outlander GT prototipini New York Oto-mobil Fuarı’nda tanıttı. Mitsubishi Lancer’ın jet uçak-larından esinlenilerek tasarlanan burun yapısının adapte edildiği Outlander GT prototipi, sportif sürüş odaklı tasarlanmış. 19 inçlik OZ jantların kullanıldığı otomobilde ayrıca S-AWC (Super All Wheel Control) sistemine de yer verilmiş. Elektronik kontrollü 4 te-kerlekten çekiş sistemi ve aktif limitli kaydırmalı ön diferansiyel kilidine sahip S-AWC’nin markanın off-road ve ralli tecrübelerinden yararlanılarak ortaya çıkarıldığı ifade ediliyor.

Gaza basma oranı, direksiyon açısı, tekerleklerin dö-nüş hızı ve otomobilin yana yatma açısı gibi birçok farklı değişkenden toplanan verilerin ışığında çalışan S-AWC sisteminin, Outlander GT’nin her yürlü yol koşulunda ilerlemesini sağlamasının yanı sıra sürüş zevkini de ön planda tuttuğu ifade ediliyor.

Mitsubishi Outlander GT’de, 230 HP gücünde, 3.0 lit-relik, SOHC MIVEC V6 motor görev yapıyor.

Page 43: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

43 2010 Ocak

Dizel ERAD Hibrit & e_TERRAIN Teknolojileri

Dünyanın ilk dizel hibrit araç programı ; Temiz ve verimli dizel motor

Land Rover’ın gelecekteki model ve güç ünitelerini şekillendirmek için tasar-lanmış, modüler hibrit tek-nolojisi. Temiz ve verimli dizel motor –Dünyanın ilk dizel hibrit araç programı. Mühendisliğin son hari-kası: Elektrikli Arka Diferansiyel Ünitesi (Electric Rear Axle Drive - ERAD) Land Rover’ın farklı zeminlerdeki üstün performansından fedakârlık etmeden çalışan ERAD, enerjisini krank miline bağlı marş jeneratö-rü (Crank Integrated Starter Generator – CISG) ve yeni nesil Lityum iyon akü-den alıyor.

Land Rover Mühendisleri, Land Rover’ın farklı zemin koşullarındaki performans özelliklerinden fedakar-lık etmeyecek şekilde sürekli dört çeker özelliğini devam ettiren, CO2 ve diğer emisyon oranlarını azaltmayı amaçlayan Dizel ERAD hibrit aracını, Ekim 2008’den bu yana yollarda test ediyor. Land Rover ‘ın bu mühendislik harikası, Freelander 2 temel alı-narak geliştirilmiş olmakla birlikte, teknolojik olarak tüm Land Rover model ve güç sistemlerine adapte edilebilecek ölçülerde tasarlanmıştır. “e_TERRAIN TECHNOLOGIES” sürdürülebilir bir çev-re yaratmak amacıyla Land Ro-ver tarafından yürütü-len mühendislik programıdır. Bu program kapsamın-da yürütülen projelerden biri olan Dizel ERAD Hibrit dışında, yakıt tüketim ve emisyon salınımının azaltıl-masını sağlayan bir çok yeni teknoloji, önümüzdeki on yıl boyunca Land Rover tarafından üretilen tüm araçlar üzerinde görülecektir.

Stop/Start Freelander 22009 yılından itibaren düz şanzımanlı dizel motorlu Freelander 2 modellerinin hepsinde standart olarak sunulacak olan “Stop/Start” sisteminde, sürücü tra-fikte aracı boşa alıp frene basıp ayağını debriyajdan çektiği zaman motor otomatik olarak duracak olup, tekrar debriyaja bastığında motor tekrar çalışmaya başlamaktadır. Freelander 2’de kullanılan gelişmiş marş motoru sayesinde CO2 emisyonları 196 g/km’den 179 g/km’ye %8.6 oranında azaltılarak, sıkı-şık trafikte bu oran daha da yukarılara çıkmaktadır. Hareket halinde değilken aracın motorunun durması yerel havanın kalitesine de olumlu etki yapacağı gibi, karbonmonoksit, hidrokarbon, nitrojen ve partikül oksitlerinin azaltılmasına da katkıda bulunmaktadır.Aracın motor yönetim sisteminin içinde yer alan bir yazılım aracın ne zaman durdurulup ne zaman dur-durulmaması gerektiğine karar vermektedir.

Page 44: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

44 | 4x4 SuperSport Magazine

Tosfed 2009’da Ödül Alan ‘’Şampiyonlar’’

TürkiyeOtomobil Sporları

Federasyonu

Page 45: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

45 2010 Ocak

Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED)'nun her yıl düzenlediği geleneksel ''Şampiyonlar Gecesi'' Ödül Töreni, 21 Aralık 2009 akşamı gerçekleştirildi. Otomobil sporları camiasının yanı sıra yerel yönetimden davetlilerin de katılım gösterdiği tören Ceylan Inter Continental İstanbul Otel'de düzenlendi. Törende 2009 sezonunu Türkiye Şampiyonu veya Birincisi olarak kapatan sporcuların yanı sıra, ülkemizi yurt dışında temsil eden sporcularımız ile Özel Kupa şampiyonları da kupalarına kavuştu.

Toplam 8 kategoride 48 sporcunun ödül aldığı gece, TOSFED Başkanı Sn. Mümtaz Tahincioğlu’nun yaptığı açılış konuşma-sıyla başladı. Sn. Tahincioğlu konuşmasında, 2009 yılı içinde etkisini sürdüren ekonomik krize karşı almış oldukları bir çok tedbirler ile az zarar alarak krize rağmen başarılı bir yıl geçirdiklerini belirtti. Aynı zamanda Tahincioğlu konuşmasında Türkiye'de her yıl gerçekleşen Formula1 pist yarışlarınında devamlılığı ve İstanbul Park pistinide iyi bir şekilde otomo-bil sporlarına açma konusunda ısrarlı bir davranış sergilemeye devam ederek bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını önemle belirtten Tahincioğlu, İstanbul Park pistinin ve Formula yarışlarının Türkiyedeki otomobil ve motosiklet kulüpleri açısından önemini bir kez daha vurgulayarak dile getirdi.

Birçok “ilk”e sahne olan 2009 Şampiyonlar Gecesi Ödül Töreni’nde başka ödüller de sahiplerini buldu. Türkiye Otomobil Sporları Federasyonu (TOSFED) tarafından ilk kez düzenlenen, yazılı ve elektronik medya mensupları ile fotoğrafçıların ka-tıldığı ''Otomobil Sporlarında Aksiyon'' temalı fotoğraf yarışmasının oylaması davetliler tarafından yapıldı. Katılan 11 adet fotoğraf arasında Hakan Mertoğlu birincilik ödülünü alırken Atilla Özgen ikinci ve Mine Toker de üçüncü oldu.

TOSFED'in geleneksel olarak organize ettiği ve 21:45'ten itibaren Dspor ekranlarında canlı olarak yayınlanan gecenin iler-leyen saatlerinde düzenlenen piyango çekilişinde ise bilet alan konuklar birbirinden değerli ve sürpriz hediyelere kavuş-tular.

Özel Haber : Umut Özgür SUNAY

TOSFED 2009 ÖDÜL TÖRENİ GALA GECESİ !

Page 46: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

46 | 4x4 SuperSport Magazine

Tosf

ed 2

009’

da Ö

dül A

lan

‘’Şam

piyo

nlar

’’

Page 47: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

47 2010 Ocak

TOSFED 2009 GALA GECESİNDEN GÖRÜNTÜLER!

Page 48: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

48 | 4x4 SuperSport Magazine

ActıVeHybRıd2010 bMW X6

459 beygir güç ve 760 Nm tork

Page 49: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

49 2010 Ocak

bmw x6

Dünyanın en güçlü hibrid otomobili, BMW X6 ActiveHybrid tanıtıldı.

459 beygir güç ve 760 Nm tork

Hibritten çok daha fazlası..

Page 50: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

50 | 4x4 SuperSport Magazine

BMW ‘nin İLK HYBRID MODELİ X6

BMW’nin ilk hibrid otomobili X6 olması planla-nıyor. İlk defa 2007 yılında Frankfurt’taki Ulus-lararası Otomobil Fuarın’da ziyaretçilere aracın konsept modeli tanıtılmıştı. BMW konsept oto-mobilinde verim ve sürüş keyfi aynı seviyede, “BMW ActiveHybrid” ismiyle zaten kendini ortaya koyuyor. Münihli otomobil yapımcıları bu teknolojiyle daha düşük yakıt tüketimini ve daha az emisyonu hedefleyen BMW EfficienD-ynamics stratejine katkıda bulunmayı hedefli-yor; tabii sürüş keyfinden ödün vermeden. As-lında bunun tam tersi gerçekleşiyor. Otomobil geliştirme uzmanlarının bir hayal peşinde olma-dıkları, daha fazla güç ve daha az yakıt tüketimi arasındaki çelişkiyi ortadan kaldırarak,

bu iki özelliği rahatlıkla günümüzün otmobille-rinde kullanmalarından belli. BMW hibrit sürüş sayesinde BMW CleanEnergy hidrojen teknolo-jisine dayalı ve CO2’den tamamen aınarak yeni bir çağ başlatan yolda önemli bir adım daha atmış. BMW X6 ActiveHyrid’in teknoloji, tasarım ve sürüş özellikleri birbirleriyle uyumlu bir bütün oluşturuyor. Hibrit sürüş hem sportif sürüşe ayarlı bir şasi ile hem de akıllı xdrive dört te-kerlekten çekiş sistemiyle uyumlu. Gövde tasa-rımında tepeden tırnağa kendini hemen belli eden BMW X genleri açıkca görünüyor.Gövdenin güçlü duruşu, dinamik görüntüsü ve coupe benzeri biçimi göz alıcı tasarım unsurları içeriyor.

Page 51: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

51 2010 Ocak

X6 ActiveHyrid farklılaştırılmış ön kısmı ve ka-portadaki güç kubbesi ile hemen kendini belli ediyor. Ayrıca otomobilde özellikle karan-lıkta kendini belli eden ve etkileyici bir detay olan aydınlatılmış “BMWActiveHyrid” harfleri görülüyor. X6 ActiveHyrid tasarımında, arka bölümünde de akıllıca bir rötuş yapılmış ve otomobil içten yanma dışında bir seçenek kul-landığında (elektirik modu gibi) egzoz borusu-nun arka kısmını kaplayan hareketli bir alt sürüş koruması konulmuş. Özetle otomobilin şık gö-rüntüsünün her bir detayı olağanüstü bir sürüş deneyimi vaat ediyor. Tabii X6 ActiveHyrid’in bu vaadi eksiksiz bir biçimde gerçekleştirdiğini belirtmeye lüzum yok bile. Bu eski hibrit tek-nolojisinin gerçekleştiremediği bir şey olduğu için, BMW yepyeni bir....

yaklaşımla General Motors ve Daimler-Chrysler ile işbirliği yaparak “Global Hyrid Cooperation” adlı girişimi geliştirmiş. Bu kapsamda, her ortak bu ortak girişimin so-nuçlarını kendilerine özgü bir şekilde hayata geçirecek. BMW ise esas olarak sürüş keyfine odaklanıyor. Küresel Hibrit ortaklığı sonucun-da, yanmalı motoru iki yüksek performanslı elektrik motoru ile bağlayan ve “iki modlu ak-tif transmisyon” olarak nitelendirilen oluşum ortaya çıkıyor. Bu yenilik, gezer dişli setini gücü farklı üniteler arasında dağıtan “split” mod için kullanılıyor. Sistem kullanılan iki mod arasında ihtayaca göre değişiklik yapıyor: Bir tanesi daha yüksek tork ve düşük hızda hareket için, diğeri ise daha yüksek tork ve düşük hızda hareket..

Page 52: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

52 | 4x4 SuperSport Magazine

için, diğeri ise daha yüksek hız seviyesinde kullanılıyor. Bu da sürüş durumuna göre gücün en iyi şekilde kullanılmasını sağlıyor. İki işlem modu arasındaki sabit oranlı vitesler des-tek sağlayarak her türlü hız seviyesinde verimliliği ve sürüş dinamiğini arttırıyor. Bu işlemde iki elektirik motoru hem ivmelenme hemde fren enerjisinin toparlanmasında kullanılabiliyor. Otomobil sonradan hareket ettirmeye hazır bu enerji neredeyse hiç zahmetsiz oluşuyor. Bu yüzden BMW X6 ActiveHyrid her iki dünyanın da en iyi özelliklerine sahip: Tamamen elektirik modunda, tamamen yanmalı motorun gücüyle veya her iki sürüş kaynağının birleşimiyle hareket edebiliyor.

için, diğeri ise daha yüksek hız seviyesinde kullanılıyor. Bu da sürüş durumuna göre gücün en iyi şekilde kullanılmasını sağlı-yor. İki işlem modu arasındaki sabit oranlı vitesler destek sağ-layarak her türlü hız seviyesinde verimliliği ve sürüş dinamiğini arttırıyor. Bu işlemde iki elektirik motoru hem ivmelenme hemde fren enerjisinin toparlanmasında kullanılabiliyor. Otomobil sonra-dan hareket ettirmeye hazır bu enerji neredeyse hiç zahmetsiz oluşuyor. Bu yüzden BMW X6 ActiveHyrid her iki dünyanın da en iyi özelliklerine sahip: Tamamen elektirik modunda, tama-men yanmalı motorun gücüyle veya her iki sürüş kaynağının birleşimiyle hareket edebiliyor. Sonuç güçlü bir performans ve her türlü sürüş durumunda maksimum verimlilik. Daha önceki hibrit sistemlerinin takıldığı nokta tam olarak buydu. Ekonomik sürüş sağlanmasına rağmen, bu özellik daha düşük hız seviyelerine mahsustu.

Daha önceki hibrit sistemlerinin takıldığı nokta tam olarak buydu. Ekonomik sürüş sağlanmasına rağmen, bu özellik daha düşük hız seviyelerine mahsustu. Sürücü gaza basarsa ve yanmalı motoru harekete geçirir-se, gücün transmisyonda elektrikli yol kanalıyla aktarıl-ması gerekir, gücün transmisyonda elektirikli yol kanalıyla aktarılması gerekir ve bu da enerjiyi çabucak tüketir. BMW X6 ActiveHyrid’in böyle bir dezavantajı yok. Sonuç daha başlangıçtan belli. BMW X6, elektirikli sürüşe has özellikleri ve BMW’ye has dinanizmi yansıtan eşsiz bir sü-rüş deneyime sağlıyor.

Page 53: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

53 2010 Ocak

Sürücü hızlı ve duyarlı otomatik transmisyonu hissedi-yor ve aynı zamanda içten yanmalı motorlu bir BMW’ye has geri bildirimi de elde ediyor. Tek süpriz yakıt tüketi-mi ve emisyon rakamlerı; geleneksel sürüş özelliklerine sahip bir otomobil ile kıyaslandığında yaklaşık yüzde yirmi daha düşük.

BMW hibrit ile başarılı BMW EfficientDynamics stratejisinde yeni bir kilometre taşı oluşturmuş. Bu otomobil sadece bir konsept olarak raflarda kalmıyacağını ispatlıyor.

Bu üretim aşamasına dahil edilerek sürekli geliştirilen BMW X6 ActiveHyrid’in seri üretim versiyonu, sürüş keyfinden ödün ver-meden yakıttan tasarruf eden son derece göz alıcı,sportif bir mo-del olacak.

Geliştirme uzmanlarının deyimiyle “Diğer hibrit otomobillerin arasındaki BMW”, elektirik gücünün her zaman yaptığı şeyi ger-çekleştirmek üzere: Elektiriklendirmek.

Kaynak : BMW Magazine

Sürüş keyfi ve gücün verimli olarak kullanılması, hibrit teknolojisinin geleceği

Page 54: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

54 | 4x4 SuperSport Magazine

BMW’ nin yeni kullanmaya başladığı düz konumda iki silindirli orta sınıf dinamik bir yol motoru. İlk mo-torundan sonra bir kademe üste çıkmak isteyenler için çok tatminkâr olabilecek bir motor BMW F800 R. BMW’ nin “küçük” motorlarında kullandığı zincir tahrik bu motorda da var. Tek sinyal düğmesi bmw de çok rastlanan bir özellik olmamasına rağmen kul-lanışlı. Daha önce Japon motorları kullanıcıları çok acemilik çekmeyecekler. Motosiklette gözü rahatsız eden tek görüntü fren hidroliğinin şekli. Çok güzel di-zaynlarda araçlar üreten BMW den daha iyi bir fren hidroliği görüntüsü beklerdik.

Sele yüksekliği ayarlanabilir olması doğru oturuş pozisyonunun bulunabilmesini sağlıyor. Yol bilgisayarı her türlü bilgiyi size ve-riyor. Farları gece iyi bir aydınlatma sağlıyor. Bilhassa farların

yan aydınlatmaları viraj içlerini görmek açısından oldukça iyi. En çok sevdiğim tarafı çok kolay yönlendirilebilir olması. 177 kg kuru ağırlığıyla kolay yönlendirilebilir olması, onu şehir içinde kolay kullanılabilir hale getiriyor. Ama uzun seçilen 1. Vites oranı dur kaklarda daha fazla yarım debriyajda kalmanıza sebep olarak biraz parmaklarınızı yoruyor. Süspansiyon biraz sert seçilmiş ama sürüş kalitesini etkilemiyor ve yol tutuşunu iyileştiriyor. 120 km. den sonra gidonda biraz titreşim hissediliyor. Arka lastiğin spor makinelerdeki gibi 180 ebadında se-çilmiş oluşu hafif de olsa spor kullanabilmeye imkan tanıyor. Fakat yağmurlu havada kolay aquaplanning (su yastığı) olabiliyor.Test edilen günde hava sıcaklığı 4-5 derece civarındaydı. Bu tür hava-larda elcik ısıtma bulunmaz bir nimet. Eğer olmasaydı test sırasında çok sıkıntı yaşardık. Motorun “çıplak” olması rüzgar koruması olma-ması anlamına geliyor. 110 km. den sonra rüzgarın baskısı hissedilmeye başlanıyor. 150 km sürat civarında ise artık çok iyi bir kol kasına ve güçlü bir enseye ihtiyaç duymaya başlıyorsunuz. Direksiyon amortisörü gidonun sta-bilizesini arttırmakla beraber görüntüsü daha güzel olabilirdi.

Bu kesinlikle gelmiş geçmiş en alımlı yalın motosik-let nesli. Bu son-teknoloji 2-silindirli roadster mo-tosiklet sade bir çekiciliğe sahip: hafif, şık, formda. Tam anlamıyla klas tasarıma sahip olan F 800 R, günlük kullanıma son derece uygun oluşu ile ben-zersiz sürüş keyfinin kusursuz birleşimi. Bütünüyle siyah renge bürünmüş bir 798 cc 2-silindirli: sadece klas bir görünüme değil, klas bir motor sesine de sahip. Ve bu motor bünyesinde çekiş gücü barındı-rıyor.

EĞLENCELİ NAKED

Page 55: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

55 2010 Ocak

İki silindir 800 cc motor oldukça torklu. Alt devirlerden itibaren 8 bin devre kadar çekiş bulabiliyorsunuz. Ara hızlanmalar daha kolaylaşı-yor. Gaz tepkisi iyi. Kesintisiz her tepkinize cevap veriyor. Sollamalar-da sorun yaşamıyorsunuz. ABS li olan frenleri spor motosikletleri kıskandıracak düzeyde. Önde iki adet 320 mm 4 piston kaliperli arkada bir adet 265 mm tek piston kaliperli brembo frenler motosikletin istikrarlı bir biçimde ve çok kısa sürede güvenli bir şekilde durabilmesini sağlıyorlar. ABS Arka frenler de çabuk devreye girerken ön frenlerde çok geç devreye giriyor. ABS frenlere alışık olmayan biniciler için ABS devreye girdiğinde frenin tutma gücünün anlık kesilmesi tedirginlik yaratabilir. Ancak ABS nin güvenirliği, alışıldığında bu tedirginliği ortadan kaldıracaktır.Yol bilgisayarı testin sonunda 100 km. de 6 lt. gösterdi. Bu da 800 cc lik bir motor için çok tatminkâr.

BMW F 800 R şehir içinde rahatlıkla kullanabileceğiniz, uzun yollara da 110 Km. yi geçmediğiniz sürece keyifli seyahatler yapabileceğiniz bir motosiklet…

Test pilotu ve editörü : Yener Gülünay (Güsem)

Eğlence, eğlence, eğlence.. Motosiklet kullanmak eğlen-celidir. BMW F 800 R ile bundan fazlasını yaşayacaksınız.

BMW F serisi diğer modellerinde ekonomik oluşuyla bilinen paralel ikizler gerçek bir keyif sağlıyor. 86 Nm tork seviyesi bu kategoride olağanüstü bir değer - tıpkı 87 bg güç seviyesi gibi. Bu motosiklet mükem-mel bir sürülebilirlik sunuyor; ve BMW F 800 R eski kurtları ve benzer şekilde yeni kullanıcıları memnun edecek özellikler sahip. Uygun ergonomi, sert, sar-sılmaz bir şasi ve kusursuz bir şekilde dengelenmiş geometri bu klas donanımı tamamlıyor: şehir kulla-nımda mükemmel bir hakimiyet ve köy yollarında yapılacak yüksek hızlarda ise ultra-sarsılmazlık sevi-yesi.Ve son olarak: bu bir BMW - ve son derece klas bir BMW.

MotorTipi Su-soğutmalı, 2-silindir, 4-piston vuruşu, silindir başına dört valf, iki üstten kam mili, kuru karterliÇap x Strok 82 mm x 75.6 mmSilindir Hacmi 798 ccMotor Gücü 8.000 dev/dk seviyesinde 64 kW (87 bg) (6.000 dev/dk seviyesinde 25 kW (34 bg) çıkış gücün-de azalma elde mümkün)Azami Tork 6.000 dev/dk seviyesinde 86 Nm (per-formans azalması: 3.250 dev/dk seviyesinde 58 Nm) Kompresyon oranı 12.0 : 1Karışım kontrolü / motor yöne-timiElektronik emme borusu enjeksiyonu / dijital motor yönetimi (BMS-KP)

EĞLENCELİ NAKED

Page 56: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

56 | 4x4 SuperSport Magazine

AYIN KONUSU : KIŞ LASTİKLERİ..

Page 57: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

57 2010 Ocak

NEDEN KIŞ LASTİĞİ KULLANILMALI ?

Kış lastikleri özellikle, düşük sıcaklıklarda ıslak, karlı, çamurlu ve kuru zeminlere aktif olarak cevap vererek bu yol ve hava şartlarında yaz lastiklerine oranla daha yüksek güvenliği garanti etmek üzere üretilmiştir. Özel sırt deseni soğuk kış aylarında ıslak yol koşullarında yüksek güvenilirlik sağlar. Geleneksel lastiklere göre ıslak zeminlerde %10 ve kar

üzerinde %20 daha kısa fren mesafesi sağlamaktadır. 7°C’nin altındaki sıcaklıklarda kış lastikleri, yaz lastiklerinin aynı hızda sunduğu sürüş konforunu sunar (zincir ise ancak 50km/h ile sınırlandırılmıştır). Kış sezonu başında takıldığında, ıslak ve karlı zeminlerde maksimum hareket kabiliyeti sunar. Mevsimine göre yaz ve kış lastiği kullanmak lastiklerinizin kilometre performansını artırdığı gibi kış lastiklerinin sağladığı yararlardan da faydalanmanızı sağlar. Sonbahardan ilkbahara kadar kış lastikleri, hava koşullarındaki ani değişimlerden kaynaklanan planlanmamış frenlemelere maruz kaldığınızda özgürce seya-hat etmenizi sağlar. Kış sezonu boyunca bazı ülkelerin yolları uzun süre karla kaplı kalırken, başka ülkelerde bu süre aralıklı yoğun kar yağışlarının meydana gelmesiyle daha kısa sürebilir. Bu problemler bireysel veya toplu taşımayı etkilediği gibi aracın performansını da etkilemektedir.

Bir sonraki sayfamızda kış kullanımı için özel olarak üretilmiş kış lastiklerinden maksimum güvenlik ve performans elde edebilmek için Pirelli’nin önerilerini bulabilirsiniz.

Page 58: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

58 | 4x4 SuperSport Magazine

Karlı ve buzlu zeminlerde tutunma kaybına yol açacak ani hızlanma ve frenlemelerden kaçınılmalıdır. Optimum performans ve güvenli sürüş için lastiklerin araçla uyumu çok önemlidir. Her zaman aynı taban desenine sahip dört adet kış lastiği kulla-nın ve aynı aks üstünde kesinlikle farklı ölçülerde lastik kullanmayın. Çivili lastikler de aynı şekilde kullanılmalıdır. Doğru lastik ölçüsü için araç kullanım kitapçığınıza bakınız.Lastik hava basınçları düzenli olarak kontrol edilmeli, gerekli ise yola çıkmadan önce lastikler soğukken bu kontrol yapılma-lıdır. Ayrıca ortam hava sıcaklığındaki değişimden kaynaklanan basınç değişimlerini de göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin, lastik hava basıncı +20°C'de 2.0 bar iken, -5°C'de 1.74 bar'a ve -20°C'de ise 1.59 bar'a düşmektedir. (toplam de-ğişim %20). Lastiğin yanağında işaretlenmiş hız koduna dikkat edilmelidir. Orjinal ekipman olarak araçta kullanılan lastiğin hız kodundan daha düşük hız koduna sahip bir kış lastiği kullanılmasına izin verilmektedir. Ancak böyle bir durumda EEC yönetmeliğine uygun olarak sürücüyü uyarmak amacıyla aracın ön camına veya konsoluna kolaylıkla görünen ve okunan bir çıkartma yapıştırmak gerekir. Yaz lastikleri, yasal diş derinliği olan, 1.6mm'nin üzerinde performans açısından yeterli olurken kış lastiklerinde ise bu sınır 3mm'dir. Kış lastikleri kullanılmadıkları zaman tercihen jantlı bir biçimde ve şişik bir durumda depolanmalıdır. Jantsız olarak depolandıklarında ise yanaklarının üstünde dizilmelidirler (maksimum dört lastik üst üste ge-lecek şekilde). Her 10.000/12.000 km’de kış lastiklerinin doğru bir şekilde rotasyonunu yapınız.Peki Sonbahar da ne yapmalıyız ?- Yaz lastiklerini Pirelli kış lastikleriyle değiştirin; - Aracın soğutma sistemine anti-friz ekleyin ( 50% su, 50% anti-friz)- Aracın fren sistemi kontrol edilmelidir: bu işlem soğuk mevsimlerde daha da önem kazanmaktadır.- Silecek suyu kontrol edilmeli ve içine anti-friz eklenmelidir. Önde giden araçlardan sıçrayan çamuru temizliyebilmek için şarttır.- Kış aylarında daha zor olan görünürlük için aracın elektirik ve far sistemi kontrol edilmelidir.Kışın neler yapmalıyız ?- Lastik hava basınçları sık sık kontrol edilmelidir (doğru değerler aracın kullanma kılavuzunda bulunur). Unutulmamalıdır ki basınç ölçer kış aylarında hava basıncını gerçek değerin altında ölçebilir. Havası indirilmiş lastiklerin tutunmayı artırmadığını unutmamak gerekir.- Taban desenindeki diş derinliği kontrol edilmelidir: Türkiye’de kanuni diş derinliği minimum 1.6mm olmasına rağmen kış lastikleri için bu derinlik minimum 3mm olmalıdır. Diş derinliği 3mm’nin altında olan kış lastiklerinde özellikle kaygan zemin-lerde tutunma azalmaktadır.

Page 59: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

59 2010 Ocak

- Aküden güç harcayan far, radyo ve benzeri ekipmanlardan önce her zaman motor çalıştırılmalıdır: diğer ekipmanlar bekle-yebilir ancak motorun çalışması önceliklidir.- Sileceğin donarak ön cama yapışmaması için geceleri sileceğin havaya kaldırılarak ön camla temasının kesilmesi gerekir.- Sürüş esnasında yoldan sıçrayan çamurun ön cama yapışarak görüşü engellememesi için silecek suyunun her zaman yeterli seviyede olduğu kontrol edilmelidir.- Güvenli takip mesafesi her zaman korunmalı ve hız limitlerine uyulmalıdır. Alternatif çözümler;KAR PALETİ Kullanım koşulları: Kar kalınlığının yüksek olduğu koşullar.Uygulanması: Jant’a sabitlenen kullanım aparatı takıldıktan sonra tüm araçlarda kullanılabilir.ZİNCİRLER Kullanım koşulları: Yüksek kar kalınlığında ve dik yamaçlarda kullanım için çözüm olmaktadır.Uygulanması: Araç üreticilerinin izin verdiği araçlarda kullanılabilir. Maksimum kullanım hızı: 50 km/h.Sıkça Sorulan Sorular1. Kış süresince şehir içinde yaşıyorum ve aracımı düz yolda kullanıyorum, kış lastiğine ihtiyacım var mı? - 7° C altında, özellikle Kasım ve Mart ayları arasında, yaz lastikleri yapıları itibarıyle sertleşerek kış lastiklerine oranla yol tutuşta, çekişte ve frenlemede performans kaybına uğrarken kış lastikleri ise her alanda üstün performans sergilerler. 2. Şayet kış lastikleri yaz lastiklerinden daha iyi bir performans sergiliyorsa neden tüm yıl boyunca kış lastiği kullanmıyo-rum?- Kış lastikleri, 7°C’nın alltındaki sıcaklıklarda üstün performans sergilemek için yaz lastiklerine oranla daha yumuşak bir karışım kullanılarak üretilirler. Yaz aylarında bu yumuşak karışım daha çabuk aşınacağından performans ve güvenlikte de azalma meydana gelir. 3. Kış lastikleri sadece kar üzerinde kullanım için midir? - Kış lastikleri kar üzerinde aktif olarak harekete geçer fakat aynı zamanda çevresel kanallı ve yönlü taban desenleri sayesin-de soğuk kış aylarında ıslak ve kuru yol şartlarında da üstün yol tutuş sergilerler.4. Sadece çekişin olduğu aksa kış lastiklerini taksam olur mu? - Pirelli bu çözümü önermemektedir, çünkü: eğer aracınız önden çekişliyse, aracınızın arkadan savrulması tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız: eğer aracınız arkadan itişliyse, bu sefer de önden savrularak yol dışına çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalır-sınız. Sonuç olarak sadece çeker aksınıza kış lastikleri takarsanız kaygan ve karlı zeminlerde sürüş problemleri yaşarsınız.

Page 60: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

60 | 4x4 SuperSport Magazine

Page 61: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

61 2010 Ocak

Bazen bir dağın tepesinde bazen bir göl kenarında ama genelde pek bilinmeyen veya bilinip de o gözle görülmemiş bir yerlere götürüyoruz sizleri. Anadolu’nun bilinmeyen yüzünü arazi araçlarımız sayesinde keşfedip sizlerle paylaşmayı amaç-lıyoruz. Bu aracımızın Bir Tanesini yedi yıl Türkiye Off Road Şampiyonu olmuş Mehmet Becce kullanıyor.Ülkemizin yedi bölgesini mevsimlere göre takip ediyoruz bu takibi bilinen yollardan değil de zor yollardan giderek yapıyoruz bu yollarda başımıza ne gelmişse araçlara takılan kameralar sayesinde sizlerle paylaşıyoruz. Bölgesine hakim rehberler le çalışılarak onların şivesi ile mekânlar , kültürel değerler (bu bazen bir efsane olurken bazen de oranın bir insanı veya yemeği olabiliyor) sizlere tanıtılıyor..Yeni yerler keşfetmek ve sizlere tanımak için Ankara dan Yapımcımız Mahmut Gökdemir in kullandığı Ford Connect ara-cımızla yola çıktık Niye ford connect bir önceki Doğu Akdeniz seyahatimizde Arazi araçlarımız bayağı bir hasar görmüş Mehmet Becce ve benim kullandığım gri aracımızın ön takımı ve difrensiyel dağılmıştı siyah aracında epey bir problemi vardı bu nedenle araçları sponsorumuz Inter City Rent a Car’ın İstanbul’daki ana atölyesine bıraktık emanet aldığımız Ford la tekrar araçlarımızı almaya ve Ekibimizin danışmanları Mehmet Becce ve Ömer Kokal la buluşmak için İstanbul’a doğru yola koyulduk 435 km yolu 5 saatte kuru ve kapalı bir havada kat ettik. Ümraniye’den araçlarımızı alıp yola devam ettik. O gece İstanbul da konaklayıp Ertesi gün danışmanlarımızla birlikte 8 gün sürecek Trakya turumuza başladık. İki araçta toplam 6 kişiydik ilk araçta Ben (Aydın DİKİM) Mehmet Becce ve Ömer Kokal ikinci araçta Mahmut Gökdemir Bülent Sarpkaya ve Tolga Toga vardı. İlk durağımız Terkos gölü oldu.. Çekimlerimizi tamamladıktan sonra Orman Köy ve Karadeniz Sahilleri gör-sel ziyafetin zirvesi oldu… Karaman dere önce bizi biraz korkuttu ama Becce geçeriz diyince bizler için problem yoktu. Çünkü bu güne kadar 8 ay boyunca 50 000 km yol kateddik, hiç yolda kalmadık. Biraz off road dan sonra Aydınlar köyüne ulaştık. Günün sonu artık gelmişti kış aylarının en kötü yönü bu idi saat 16:30 da çekim için iş bitiyordu. İlk gün için hedeflediğimiz konaklama noktası Saray veya Tekirdağ idi Tekirdağ’a gitmek için biraz gece yol yapmamız gerekecekti ama ertesi sabah rahat edecektik. Tekirdağ da konaklamanın ardından ertesi gün 08:30 yola koyulduk bugünkü rotamız Marmara kıyılarıydı Barbaros-Kumbağ-Uçmak Dere-Gazi Köy-Mürefte-Şarköy ve konaklama için hedef Keşan dı.. Önce ….

ZOR YOLLAR…..

Page 62: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

62 | 4x4 SuperSport Magazine

Barbaros ve Kum bağ’ı geçtik Eylül ayında yaşanan sel felaketinin izleri hala gözler önündeydi. Marmara da yamaç paraşütü için kullanılan alana gittik Nişan Tepe 580 metre de ve hava sıcaklığı 2 derecenin üstünde değildi amacımız hem bu güzelliği sizlere yansıtmak hem de koru dağını aşmaktı ama kar buna müsaade etmedi ve geri dönüp Uçmak dereye doğru yolumuza devam ettik. Uçmak Dere anlamı itibari ile cennet deresi idi ve tam adına yakışan bir eski bir Rum köyüydü mübadele ile Se-lanik ten gelenler yerleşmişti buraya… Görmenizi tavsiye edeceğimiz bir mekandı yol tarifini bir daha yaparsam İstanbul dan Tekirdağ’a kadar geliyorsunuz. Tekirdağ Malkara yönünde Tekirdağ’ın hemen çıkışından Barbaros Kumbağ yoluna sapıyorsu-nuz ve bu yol sizi Uçmak Dere ye ulaştırıyor. 30 dakikalık bir yol bahar ve yaz aylarında her araçla gidebilirsiniz. Kış aylarında binek araç sizi biraz üzebilir bunun için 4x4’lerle seyahat etmenizi öneririz. Uçmak dereden yöresel ürünler pekmez, zeytin alabilirsiniz… Harika manzaralar eşliğinde 10-15 dakika sonra Gazi köye ulaşıyorsunuz. Harika yöresel şarap eşliğinde taze balık ve salata şiddetle tavsiye olunur..Fiyatlarda oldukça cazip deniz levreği 20 lira Şarap şişesi 7 lira gerisini siz düşünün…Sakın ha sürücüler alkol almasın yollar dalga geçilecek gibi değil hem dar hem de sol taraf deniz… Yolumuza devam edip Mürefte de birçok şarap mahzenini ziyaret edip alış veriş yapabilirsiniz. Biz yolumuza devam ediyoruz. Artık hava hafiften düşmeye başladı ve yağmur atıştırıyordu. Şarköy den devam edip Gelibolu yoluna çıkmaya karar verdik tam yola geldiğimiz-de yol inşaatı nedeni ile yolun kapalı olduğunu gördük ama Becce durumu bir Menfezi gözüne kestirdi içinden kılı kılına bir araç geçebilecek genişlikte idi geçtik ama asıl sürpriz çıkışta biz bekliyordu tam çıkıyoruz oda ne bir iş makinesinin kepçesi tam önümüzde belirdi mesafe 2 metre o an ki şaşkınlığımızı anlatamam bu arada aynı şaşkınlığı operatörde yaşıyordu biraz yüksekten inip çamurla boğuşup asfalta çıktık koru dağı geçişinde karla karışık yağmur bizi bekliyordu Keşan’a ulaştığımızda başlayan yağmur sabaha kadar devam etti eh buda bize ertesi gün işlerin bayağı iyi olacağının göstergesi idi… Gece Keşan da konakladıktan sonra sabah yine 08:30 da yola koyulduk bugünkü rota İbrice-Enez-Gala gölü-İpsala-Edirne idi yağmur eş-liğinde ibrice ye asfalt yoldan geldik İbrice limanı Saroz da dalış yapanlar için ilk duraktı güzel bakir bir limanda çekimlerimiz yapıp güzel bir çay içebildik, yemek yeme lüksünüz yok çünkü tek lokanta mühürlenmişti.. Eneze doğru yolumuza devam ediyoruz Mecidiye-Yayla-Vakıf- ı takip edip kıyı kıyı gitmeye çalışıyoruz.. Bol miktarda çamur ve su geçişi, lastiklerimiz bu yol şartları için pek uygun değil onun için tutunmada bayağı zorlanıyoruz. Günlerdir yağan yağmurlar suları iyice yükseltmiş.. Sultaniçe yakınlarında kameramanlarımız Bülent ve Tolga bir geçiş çekmek istediler ben den sonra Mahmut’ un geçişinde lastiğin bir çukura düşmesi bizimkileri ve kamerayı baştan aşağı çamur etmeye yetti… Öğle saatlerine doğru Eneze vardık hava epeyce soğuktu kale ve klise çekimlerini yaptık. Cenevizlerin yaptığı kale dönemler boyunca hizmet etmiş en son Os-manlılara ev sahipliği yapmış kale içindeki kilisede zamanla camiye çevrilmiş. Kalenin hemen altındaki mezarlıktaki şapel de bulunan Osmanlı paşasının mezarı da bu bölgede yaşayan kültürlerin nasıl iç içe girdiğinin göstergesi olmuştur. Enezden Gala gölüne doğru yolumuza devam ediyoruz bir yandan gün gidiyor bir yandan da yağmur ha geldim ha geleceğim diyordu Gala gölüne geldiğimizde kuş çeşitliği hemen göze çarpıyordu.. Bu arada av ve yaban hayatını koruma genel mü-dürlüğünden bir görevli kameramızın önüne atlayarak çektirmem diyor. Biraz konuşma ve telefon görüşmelerinden sonra çekimlerimizi yapıp vedalaşıyoruz.

Page 63: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

63 2010 Ocak

Hedef Edirne.. Pelikan sürüsü muhteşemdi navigasyonda yol dışını seçtik ve yola devam bazen uzaklaşıp zaman zaman yak-laşarak akşam 18.30 civarında Edirne kervansaraya yerleştik akşamki yaprak ciğer harikaydı Edirne ye yolunuz düşerse ciğer yemeden geçmeyin… Edirne de sabah soğuk ve yağışlı başladı ha bu arada kahvaltıda börekçileri ziyaret etmeyi unutmayın. İlk durağımız Karaağaç oldu şu an Trakya Üniversitesi bünyesindeki istasyon binası ve Lozan anıtı Edirne de sizler için Zor Yollar farkı ile çektiğimiz mekanlar oldu. Hedefimiz Kırklareli ama önce yine pek bilinmeyen oldukça zor yolları olan DOLMEN ler ve MENHİR ler İlk Dolmen Lalapaşa da. Yollar yağan yağmurla iyice kaygan bizim lastiklerde bu ortama uyum sağladı dans ediyoruz, derken arkadan anons geldi yoldan koptuk tarladayız… Neyse ki ucuz atlattık 50 metrelik bir tarla ziyaretini hasarsız kurtardık. GPS ve Navigasyonda Kuş uçumunu seçip macera aradık yoldan 26 km olan güzergah kuş uçumu 15 km düştü biraz kar biraz çamur tabiî ki yol arama ile başarılı bir şekilde yolumuzu bulduk ve muhteşem coğrafya da bol su geçiş-leri ile Dupnisa mağarasına ulaştık. Dupnisa Mağarası 950 metre uzunluğunda içinde yılların birikimi ile sarkıtlar ve dikitler oluşmuş mağara aynı zamanda yarasalar için de mekan olmuş 15 kasım la 15 mayıs arası yarasaların üreme dönemi olduğu için mağaranın Islak bölümü içinden dere geçişi olan kısım kapalı yukarıdaki Kuru kısım ziyarete açık aydınlatma yapılmış çok güzel bir mağara bu yörede görülmesi gereken bir mekan muhakkak zaman ayırın Demirköye 25 km civarında. İğne adaya giderken Becce İstanbul’ dan Cumartesi-Pazar için gelecek olan İSOOF üyelerinin geçeceği bulanık dereye bir bakalım su çok yüksekse gece gece ekibi riske atmayalım insanları Karadenizden toplamayalım diyor. Ekibi bölüyoruz. Mahmutlar Otel ayar-lamak için Ömer le birlikte İğneadaya giderken Becce ben ve Bülent Bulanık dereyi kontrole gidiyoruz.. Cumartesi bugün rehberimiz Ömer Kokal ı gönderiyoruz. İstanbul Off Road klübü üyesi 15 ekiple İğnada civarında iki gün boyunca off road yapacağız tabii bizim araçlar ve lastiklerin izin verdiği ölçülerde.. ISOOF lularla buluşuyoruz. Meydanda biri fink ten sonra numaralarımız alıyoruz biz Becce ile 1 numarayız Mahmut 2 numara ama o çekim yapacağı için serbest.. Yola koyuluyoruz aracı ben kullanıyorum. Zor Yollar ekibi olarak bugüne kadar yaşamadığımız bir yol şartına giriyoruz sular altında çim dere ve çamur lastiklerimizin azizliği kısa sürede biz kalıyoruz. Macera devam ediyor. Ben Becce gibi Şampiyonlar şampiyonu tam 7 kez Türkiye şampiyonu olmuş bir kişinin yanında off road yaparken Becce den direktif beklediğim için terettütler yaşıyorum. Diğer araçların geçişide bayağı maceralı oluyor ilk yaklaşışta şaha kalkışlar yana yatışlar görsel ziyafet çekiyor bize Zor Yollar da izleyince umarım sizde katılırsınız. Mahmut sürekli bize takılırdı hep siz kırıyorsunuz ben güzel kullanıyorum diye bu sefer nazar değdi galiba bu Programa başladığımızdan beri 60.000 km yol kat ettik araçlarımızda bir çok arıza meydana geldi özellikle hups ve Diferansiyel ve motor arızaları genel de bizim araç ta meydana gelmişti… Bizim için İğneada gezisinin sonu. Bu arada gecede oldu Beğendik köyü ne ulaşıyoruz. Ekibe kamp kuracakları bir yer arayışına gidiyoruz becce ile her taraf su deniz kenarı kuru ama orada çok esiyor ormanın içine dalıyoruz bir yer buluyoruz ama yer su yine bir patikaya dalıyoruz patika bitiyor.. Kamp yerini de bu arada ekibin diğerleri bulmuş denize yakın bir yerde kalmaya karar veriyorlar.. Biz de ekibi yerleştirip vedalaşıp İğne adaya doğru yola koyuluyoruz.. Tabi Trakya’nın Zor ve güzel yollarına da veda ediyoruz.

Yazı : Aydın DİKİM [email protected]

Page 64: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

64 | 4x4 SuperSport Magazine

Hyundai'ın yeni lüks modeli ix55

Test Pilotu - Ahmet Tınkır

Segmentinin lüks modeli ix55, Avrupa`dan sonra Türkiye`de de yol-lara çıktı.. Firmanın Tucson ve Santa Fe`den sonra ix55 ile SUV seg-mentinde gücünü daha da artırmayı amaçladığı bildirildi. Avrupa

pazarı için özel olarak hazırlanan ix55 ilk olarak geçtiğimiz yıl yapılan Paris Otomobil Fuarı ile otomobilseverlerin karşısına çıktı. Hyundai’den yapı-lan yazılı açıklamada ix55’in, şık tasarımı, güçlü duruşu, üstün sürüş dina-mikleri, güvenlik ekipmanları ve rakiplerinin opsiyonel verdiği özellikleri standart olarak sunduğu ifade edildi. Avrupalı tüketicilerin ”kalbini çalan” ix55’in, şimdi de Türk tüketicisinin ”gönlünde taht kurmak” için hazırlan-dığı görüşü savunuldu. ix55’in, Hyundai’nin Avrupa pazarı için geliştirdiği i10, i20 ve i30 modellerinin tasarım anlayışıyla hazırlandığı vurgulanan açıklamada, araç hakkında şu bilgilere yer verildi: ”Ön tasarımda xenon farları, kendine özgü ön ızgarası ve kaslı omuzlarıyla dikkat çeken ix55, yolcularına güven hissini en üst seviyede sunan yüksek bel çizgisi ve arka bölümdeki büyük stop lambaları ile egzoz çıkışları saye-sinde göze en iyi şekilde hitap ediyor. Artırılan yüksekliği ve güçlü yürüyen aksamı sayesinde karlı veya çamurlu yollarda olduğu kadar arazi koşulla-rında da üstün çekiş sunan ix55, asfalt üstünde de kabiliyetlerini en iyi şekilde sergiliyor. Kabin içinde de segmentinin gerektirdiği genişliği faz-lasıyla sağlayan araç, fonksiyonellik, ekipman, konfor ve lüks konularında da 7 yolcusu için her türlü özelliği sunuyor. Kaliteli ahşap, deri ve süete yer verilen şık kabin içinde 7 hoparlörlü ve subwoofer ile amfili Infinity marka iPod/MP3 uyumlu müzik sistemi, çok fonksiyonlu yol bilgisayarı, mavi ışıklandırmalı göstergeler, çift bölgeli elektronik klima, hız sabitleyici gibi birçok özellik standart olarak sunuluyor.

Page 65: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

65 2010 Ocak

Hyundai'ın yeni lüks modeli ix55

4 bin 840 milimetrelik uzunluğa, bin 972 milimetrelik genişliğe ve bin 795 milimetrelik yüksekliğe sahip ix55′in 2 bin 805 milimetrelik dingil mesafesi tüm yolcuları için rahat bir alan sunuyor. 598 litrelik büyük

bagaj hacmi ise arka sıradaki koltuklar yatırıldığında bin 746 litreye kadar büyütülebiliyor.” Hyundai Assan Başkanı Kwang-Heum Um, ix55’in özellikle bir 4×4’ten daha fazlasını bekleyenler, kaliteyi, güvenliği, konforu ve performansı bir SUV’de en üst seviyede yaşamak isteyenler için geliştirildiğini belirtti. ix55’in, Tucson ve Santa Fe ile birlikte Hyundai’nin SUV segmentindeki gücünü artıracağına ve pazarda sürekli gelişen marka imajına büyük katkı sağlayacağına inandı-ğını belirtti. McPherson kovanları ve arkada da çok kollu süspansiyonlara yer verilen, son tek-noloji ürünü bilgisayar teknikleriyle hazırlanmış tasarıma sahip, hem güçlü, hem ekonomik hem de çevre dostu olan 3.0 litre V6 CRDi turbo dizel motorun bulun-duğu Hyundai ix55’in anahtar teslim satış fiyatının 185 bin TL olduğu kaydedildi.

Test Kısa Yorumu : Hyundai ix 55, santafe ve tucson araca göre test değerle-rindeki performansı ile daha üst düzeyde bir araç olduğunu bize kanıtladı. İx55’in rakiplerine göre iç hacim ve dış tasarım olarak daha büyük ve uzun olması artılarını ortaya koyarken arazideki performansını yada off-road şartlarını herhangi bir şekilde olumsuz yönde etkilediği yaşanmamıştır. ix55 kuvvetli yapısı ve 4x4 özelliği ile zor sayılabilecek off-road şartlarında göre-vini herhangi bir şekilde takılmadan zorda olsa yerine getirmeyi başarıyor. Konsept olarak uzun yol tam bir aile otomobili. Aileniz ile arazi şartlarında dağda, bayırda piknik yapılabilecek özellikle çamurlu sulu göl kenarı gibi alanlarda üzerine takılı olacak arazi yada off-road lastikeri ile daha iyi yol alabilecek ve herhangi bir şekilde zorluk yaşamadan keyif alabileceksiniz.

3.0 litre V6 CRDi turbo dizel

Page 66: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

66 | 4x4 SuperSport Magazine

5-6 Aralık tarihlerinde İstanbul Off-Road Kulübü / İSOFF’un Şile’de düzenlediği 2009 Türkiye Off-Road Şampiyonası 8. ve son ayağında iki gün boyunca mücadele eden ekiplerden sadece dördü finişe ulaşabildi ve hepsi kupa aldı. Ne zaman bir İSOFF yarışı öncesinde, direktör ve etap görevlileri, yarışçılara dönüp “Muhteşem bir yarış parkuru hazırladık, bayılacaksınız!” derler, o zaman anlarım ki yarış sonunda kupa verecek kimse bulamayacağız.Bu sefer de tüm belirtiler vardı. Takvim senenin son yarışını gösteriyordu, mevsimlerden kıştı, önümüzdeki katsayılı iki günlük bir yarıştı… Ve etap görevlileri parkurların müthiş olduğunu söylüyordu.Ekipler Cumartesi sabah Kapalı Parka girdiklerinde çoğunun finiş göremeyeceğinin farkındaydı kuşkusuz. Herkes kuşkuyla diğer ekipleri ve araçları süzüyor, tahminler yapmaya çalışıyordu. Off-Road Perisi –ya da cadısı- bu yarış kime gülecek kime çelme takacaktı acaba? Stres vardı, rekabet vardı, iyi ve kötü kahramanlar vardı, puan hesapları vardı, şakalar ve takılmalar vardı. Yani klasik bir yarış öncesiydi. Parkurlar gerçekten güzeldi. Yani durum vahimdi. İki günde 228 km yol, 113 km Özel etap geçecekti yarışçılar. 11 Özel Etap vardı. 5’i ilk gün geçilecekti. İnci Akü’nün, Monroe’nun ve Ağaoğlu’nun çeşitli yerleşimlerinin ismini alan etaplardan biri de gece etabı olarak planlanmıştı, yani o “güzel” parkuru bir de gece karanlıkta aşacaktı ekipler. İkinci gün sahilde kumsalda hazırlanan Kapılı etabın yanı sıra iki de Dayanıklılık etabı geçecekti yarışçılar. Tüm bu etaplara “dayanan” ekipler ise finiş görecekti. Plan buydu yani. Ekipler ilk fireyi starttan önce verdiler. Mustafa Demirci – Kamil Demirci araçlarının hazırlıklarını tamamlayamadıkları için start alamadılar. 5 kapı numaralı Suzuki Vitara ile yarışan Ümit Güvendik – Sabri Bilen ekibi daha ilk etapta derelerden birinde kalıp yarışı terk etmek zorunda kaldılar. (Ama kimbilir belki de bu şekilde iki gün yaşanacak stres ve ezadan kurtuldular) 12 kapı numaralı Jeep CJ8 ile yarışan Sadık Vefa – Ümit Uyar ekibi, ilk etapta finiş gördüler ama servise ulaşamadılar. Sorun CJ’nin beynindeydi. Suzuki X90 ile yarışan 7 kapı numaralı Murat Öztürk – Osman Kutlu günün son etabında start aldıktan 1 km sonra etap içinde kaldı. 2 kapı numaralı Jeep Wrangler ile yarışan Cemil Islıkçı – Selçuk Akkafa da günü tamamlayamayan ekipler arasındaydı.11. sırada start alan Tarık Gökbay – Bülent Gültekin’se S4 sınıfını tek başlarına temsil etmenin ağır yükünü taşıyorlardı sırtlarında. İkili son etabın son metrelerine kadar bu sorumlulukla geldiler ama birkaç yüz metre kala pes etmek zorunda kaldılar.

Yazı : Ayşin Uysal - İSOFF

Yeni yarış sloganımız: Bitirebilirsen kupan hazır…

Page 67: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

67 2010 Ocak

Tabii kalanlardan bahsettik ama günü bitirebilen şanslı 11 ekibin de sorun yaşamadığı sanılmasın. En sık sorunla karşılaşan Aroma Off-Road Takımı adına yarışan Ali Doğaner – Selçukhan Altınordu oldu. İlk etapta araçlarının lastiklerinden birini kaybeden ikili finişe zar zor ulaştı. Ama bu daha başlangıçtı. Ekip yarış sonuna dek tam 4 lastik kaybedecekti. Bu arada yarışmakla ilgisi olmayan bir başka ekip de ciddi sorunlar yaşıyordu. “0” olarak görevlendirilen ekip, ilk etapları tamamladı ama araçları kırılıp kaldı. Hemen B Planına geçti İSOFF, ikinci “0” araç yola devam etti. Ama o da 3 etap dayandı. 2. Gün C Planı ve üçüncü “0” araç devreye girdi. Tahmininiz doğru. O da kırıldı. Ama merak etmeyin, İSOFF’un D, E, F ve G Planları mevcuttu. Sonuçta benim sayabildiğim 4 adet “0” pilotu start aldı yarışta. Tüm bu araçlar ve pilotlar devamlı sirkülasyon halindeyken, co-pilotun hiç değişmemesi bazı söylentilere neden oldu. Kimi görevlilerce 7 kocalı Hürmüz olarak adlandırılan co-pilotumuz yeni pilot bulmakta zorlanır oldu.Yarışın ilk ayağı sonuçlandığında 1. Ayak Genel Klasmanda ilk sırada İnci Akü Off-Road Team Ali Gökhan Yazıcı – Tarık Sağlam yer aldı. İkinci ve üçüncü sırayı Birlas&Ağaoğlu takımları Hakkı Ağaoğlu – Caner Akkafa ve Volkan Gönülalan – Necmi İnan aldılar. S1’de birinci Aroma Off-Road Takımı Arman Özdemir – Yiğit Ünal, S3’de Birlas&Ağaoğlu Hakkı Ağaoğlu – Caner Akkafa oldu. 6 Aralık Pazar günü sabah 9.38’de yarışın ikinci ayağı Kapılı etapla start aldı. Etabı dolaşan co-pilotlar bir yandan not alıyor bir yandan da mırıldanıyorlardı. “2. Kapı, kumdan aşağı uç, 3. Kapı, kum tepesine saplan, 4. Kapı, doğru denize sür…”Bir önceki gün güneş altında deniz pırıl pırıl parlar, kumlar sıcak bir ışık saçarken keyifli ve hoş görünen etap, tüm gece yağan yağmurun ardından şimdi pek de davetkar durmuyordu. Dik rampanın olduğu kapının aşılmaz olduğu iyice anlaşıldıktan sonra kapı iptal edildi. Deniz kıyısındaki kapı da fırtınayla sahile vuran dalgalar arasında görünüp kayboluyordu. Ama organizasyon kapıya dokunmama kararı aldı. Yarışçıların çoğu zaten yaşamlarının farklı zamanlarında denizle haşır neşir olmuşlar, Karadeniz’den Rusya’ya doğru araçları ile yol almışlardı. Alışıktılar yani.11 Ekip vardı bugün. Gelin sıra ile neler yapmışlar görelim, çünkü 6’sı finişe ulaşamayacak.Bir önceki günün birincisi İnci Akü Off-Road Team Ali Gökhan Yazıcı – Tarık Sağlam kapılı etaba hızlı başladılar ve hızlı bir şekilde kaldılar. Sorun mekanikti –ya da insansaldı.- Servis sırasında minicik bir parçayı takmayı unutmuştu elemanlar: Radyatör kapağını. Kapılı etabı yine de bitirmeyi başaran Yazıcı bu sefer şanzıman arızası nedeni ile bir sonraki etapta kaldı. Yazıcı’nın kalması hem takım arkadaşlarını hem de 2009 Off-Road Şampiyonluğu için özel olarak onu destekleyen bir çok yarışçı arkadaşını üzdü.

Yazı : Ayşin Uysal - İSOFF

Page 68: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

68 | 4x4 SuperSport Magazine

Cumartesi günkü ilk ayağı 2. ve 3. sırada tamamlayan Birlas&Ağaoğlu takımları Hakkı Ağaoğlu & Caner Akkafa ve Volkan Gönülalan – Necmi İnan Pazar günü arka arkaya start aldılar. Ağaoğlu – Akkafa ekibi İnci Akü Etabının dik bayırlı yollarında görevlilerce baş aşağı durur bulundu. Tek başına kalan takım arkadaşı Gönülalan – İnan ekibi, tüm etaplarda en iyi zamanları yaparak yarışa hızla devam ettiler. Hızları son etabın finişini gördükten sonra biraz kesildi. Pajeroları yarışı bitirip son nefesini vermeye niyetlenmişti. Ama ekip, araçlarını kapalı parka kadar devam etmeye ikna etti böylece günü ve yarışı birinci olarak tamamladı.Güne 4. sırada başlayan İnci Akü Off-Road Team’den Ahmet Tınkır – Rafet Yılmaz Kapılı etabın ikinci geçilişinde kumun üzerinde debriyaj sorunu nedeniyle stop edip kaldı. Fırtınaya rağmen inatla yarışı seyreden izleyiciler hemen koşup iterek aracı kıpırdatmayı başardılar. Son hız ileri atılan Tınkır, kum tepelerinin ardında kaybolunca seyirciler de görevlerini yapmış insanların rahatlığı ile seyir yerlerine çekildiler ama heyhat! Tınkırın aracı oradan kurtulmuştu ama öbür tepenin yanında yatıyordu.Bu arada 10. Özel etap, İnci Akü etabı, yarışçıları ve artık isyan etmeye başlayan araçlarını zorluyordu. Parkurun bazı yerleri giderek oyulmuş ve aşılmaz hale gelmişti. Ne mutlu ki, seyirci alanı olarak belirlenen bölüm bu alanlardan birinin hemen yanında yer alıyordu. Bu sayede hem seyirciler bol bol çamura saplanış görüntüleri izleme şansı buldula,r hem de yarışçılar itecek, taş toplayıp lastiklerin altını döşeyecek, vinç halatlarını bağlayacak çok sayıda gönüllü yardımcıya kavuştular. Güne 5. sırada başlayan Güneş Top – Mustafa Kemal Baş da yarışın ikinci yarısında bu gönüllü yardımcıların arasında yer aldı. İnci Akü etabında takılan Güneş Top, durumunun umutsuz olduğunu ve yarışın onun için sona erdiğini anlayınca, yarışçı kimliğini anında bırakıp yardımsever seyirci kimliğine büründü. 6. sırada Nihat Keskin – Yasemin Toker start aldı. Çeşitli sorunlara rağmen inatla 10. Özel Etaba kadar gelen ekip, aracı yutan balçık çamurda neredeyse görünmez hale geldi. Ciddi bir ekip çalışması ile kurtulan ikili yarışa devam etti ama hemen arkasından gelen Monroe Özel Etabında araç gaz yemeyince devam edemez hale geldi ve yarışı bıraktı. .7. ve 8. sıralarda start alan Aroma Off-Road Takımı günü Bir fire / Bir kupa ile tamamladı. Lastik canavarı Ali Doğaner – Selçukhan Altınordu sonunda finiş görmeyi başardılar ve günü 2. olarak tamamladılar. Tam sırasıydı çünkü servisleri çevre illerden lastik bağışı için acil duyuru yapmaya hazırlanıyordu. Arman Özdemir – Yiğit Ünal ise günün 2. Etabında araçlarını parçaladılar. Ekip yarışı sürdürmeye çabalasa da araçları izin vermedi. Yazık oldu çünkü Arman Özdemir tam da araç ve şanzıman tamiri konusuna ısınmaya başlıyordu.

Page 69: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

69 2010 Ocak

9. ve 10. sırada Trakya, TRAKOFF’dan yarışa katılan iki yeni ve inatçı yarışçı Onur Alptekin – Merih Utkular ve Ünsal Akın – Sevgin Atabey büyük bir başarı ile bu zorlu yarışı tamamladılar ve finiş gördüler. Alptekin – Utkular sınıflarında birinci olup, Genel Klasman 3. olarak da kupalarını aldılar. Akın – Atabey de S1 ikincisi olarak kupalarını aldılar.Ödül töreninde bitiren tüm ekiplere kupa verildikten sonra, normal olarak bir sürü kupa arttı. Ama bence en doğrusu, kalan kupaların, böylesi bir yarışa katılan ekipler ve bu yarışı organize etmek için çamur adamlar olarak sabahın altısından gece yarılarına kadar etabın içlerinde gözcü, gözetmen, etap sorumlusu, check point sorumlusu, kurtarıcı, süpürücü olarak görev yapan sayısız görevliye dağıtılmasıydı.

Belki de bundan sonraki yarışlarda görevli kupaları geleneği de başlatılır kimbilir.

Gün sonunda Genel Klasman ve Sınıf Dereceleri şu şekilde netleşti:2009 Türkiye Off-Road Şampiyonası 8. Ayak Genel Klasman1.

1. Birlas&Ağaoğlu / S3 Volkan Gönülalan – Necmi İnan Mitsubishi Pajero 1972. Aroma Off-Road Takımı / S2 Ali Doğaner – Selçukhan Altınordu Suzuki G. Vitara 1443. Onur Alptekin – Merih Utkular S1 Suzuki Vitara 1244. Ünsal Akın – Sevgin Atabey S1 Suzuki Vitara 122S1 Sınıfı1. Onur Alptekin – Merih Utkular S1 Suzuki Vitara 1242. Ünsal Akın – Sevgin Atabey S1 Suzuki Vitara 122

S3 Sınıfı1. Birlas&Ağaoğlu / S3 Volkan Gönülalan – Necmi İnan Mitsubishi Pajero

Page 70: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

70 | 4x4 SuperSport Magazine

Tur kayağı, cross country kayağı, klasik kayak. Bunlar çeşitli kayak tipleri ve branşlarıdır. Ama içlerinden biri kışın doğada daha rahat gezmenize ve doğayı daha sınırsız keşfetmenize en iyi olanağı sağlayan kayak türü olan Tur Kayağıdır.Görüntü olarak klasik kayağa benzese de bazı yapısal ve teknik farklılıkları vardır. Yapısal olarak en önemli farkı bağlantı mekanizması ve altına takılan bir aparattır. Teknik olarak en önemli farkı da hareketli mekanizma ile yürüme ve sürükleme tekniğidir. Tabi bunun yanında başka yan ekipmanlarda da değişiklikler vardır. Ayrıca tur kayağı kayak pisti dışında henüz ezilmemiş kar üzerinde yapılmaktadır. Yapısal Farklar: Kayak: Tur kayağının burun kısmında bir delik ve arka kısmında bir çentik bulunur. Delik tırmanmayı sağlayan suni derinin takılması, arkadaki çentik de bu derinin çıkmasını engellenmesi içindir. Tur kayağı klasik kayaktan farklı olarak öncelikle kayakçının boyundan uzun olmamalı, ya aynı ya da 10 cm kadar kısa olmalıdır. Klasik kayağın da bağlantıları değiştirilerek, tur kayağına çevrilebilir. Bağlantı mekanizması: Klasik kayakta kar ayakkabısını burun ve topuktan kilitleyen mekanizma yerine, yine ayakkabıyı kilitleyen ama topuğu isteğe bağlı olarak serbest bırakan bir bağlama sistemi vardır. Bundan neden, kayak yerden kaldırılmadan sadece topuk kaldırılarak kayakla yürümeye imkân vermesi ve eğimli yerleri çıkmada ilerleme sırasında eklem hareketini kolaylaştırmada kolaylık sağlamasıdır. Aşağı kayarken de topuk kilitlenerek, klasik kayak gibi normal kayma işlemi gerçekleştirilebilmektedir.Bağlama olarak adlandırılan bağlantı ve kilitleme mekanizmasının hafif ve sağlam olması gerekmektedir. Klasik kayakta olduğu gibi tur kayaklarının çoğunda da düşmelerde ve kara saplanma durumlarında ayağı sakatlamamak için ayaktan otomatik olarak ayrılmasını sağlayan sistem ve kilo ayarlaması da mevcuttur. Ayrıca topuk bağlantısında kademe sistemi de olması faydalıdır. Bu eğimli çıkışlarda kullanılır ve ayak bileğindeki öne yapılan açının daralmasını engelleyerek daha düz alanda ilerliyormuş gibi bir kolaylık sağlar.Fok Derisi / Cool-Tex: Foklar sudan eğimli buza geriye kaymadan çıkarlar ve tekrar suya girecekleri zaman kayarak giderler. Derisindeki kılların açısı sayesinde bu olmaktadır. Bu yüzden fok derisi kullanılmış, ama artık fok derisi örnek alınarak sunileri yapılmaktadır. Ama adı hala fok derisi olarak anılmaktadır. Tur kayağının ikinci önemli malzemesidir ve bu malzeme sayesinde karda tutunabiliriz. Kayağın altına kayak boyunca yapıştırılarak kullanılır. Eğim çıkarken kayağın geri kaymasını engelleyerek yürümeyi kolaylaştırırken, aşağı rahatça kaymayı engellemeyen bir sistemdir. Kayağa uygun boyutta ve uzunlukta alınmalıdır. Kayağa gergin olarak monte edilmelidir. Bu derinin yapışkanı zamanla özelliğini kaybeder. Benzin veya tinerle kazınarak temizlenip, yeni yapıştırıcı sürülmelidir. Teknik Farklar:Klasik kayakla sadece düz zeminde ilerler ve aşağı kayabilirsiniz. Tur kayağında ise buna ek olarak eğim de çıkabilirsiniz. Ayrıca klasik kayağa nazaran daha az yorularak daha uzun mesafelere gidebilirsiniz. Gezi çapınız artar, kamp ekipmanı taşıyabilir ve hemen hemen her alanda dolaşabilirsiniz. Amaç her yere, hatta zirvelere kadar ulaşmaktır. Eğim çıkarken kayağı kaldırmadan topuğunuzu kaldırarak ve ayağınızı kayak takılı olduğu halde ileri sürüyerek ilerleme tekniğini kullanırsınız. Bunu klasik kayakla yapamazsınız. Düz ilerlerken kayakla kayma hareketinin yanında adeta patenle ilerliyormuşsunuz gibi topuk ve hafif ayak kaldırma hareketi ile kayarak ilerlemeniz de mümkündür. Böylelikle baton yorgunluğunuz da azalacaktır. Aşağı doğru kaymadan önce de cool-tex’i (fok derisi) çıkartıp, topuğu da kilitledikten sonra klasik kaymayı yapabilirsiniz. Görüldüğü gibi tur kayağı geniş imkânlar sunmaktadır.Klasik kayaktan farklı olarak, tur kayağında kullanılan iki önemli malzeme daha: Batonlar: Klasik kayakta tek parça baton kullanılırken tur kayağında teleskopik yürüyüş batonları kullanılması, farklı eğimli yamaçlarda ilerlerken daha avantajlı olacaktır. Ayakkabılar: Klasik kayak ayakkabılarına nazaran boğazı kısa ve bilekten daha rahat oynayabilen, yürüyüşe uygun daha geniş tabanlı, gore-tex özellikli olan mesleri bulunan ayakkabılardır. Tur kayağına uygun özelliktedirler.Tur Kayağında Dikkat Edilmesi Gerekenler:Tur kayağı ile ilgilenenler, kayak kaymayı bilmelerinin dışında bazı dağcılık bilgilerine de sahip olmaları gerekir. Tur kayağı zaten özellikle trekkingciler ve dağcılar için klasik kayaktan daha uygundur. Tur kayakçıları klasik kayakçılara nazaran daha geniş bölgelere ulaşabildiklerinden, çığ tehlikesi ile karşılaşabilecekleri bölgelere girmemelidirler.Tur kayağına çıkanların mutlaka yanlarında içinde sinyal aleti, pusula, sıcak içecek termosu, enerji verecek yiyecekler, ilkyardım paketi ve kaybolup da gecelemek durumunda kaldıklarında hayatlarını devam ettirecek bazı malzemeleri almalıdırlar. Yazı: Kutsal Zafer Şahin - Doğa Sporları Eğitmeni ve Editörü [email protected] - [email protected]

TUR KAYAĞI NEDİR ? NASIL YAPILMALI DIR ?

Page 71: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

71 2010 Ocak

Page 72: 2010 OCAK SAYISI 4X4 SUPERSPORT

72 | 4x4 SuperSport Magazine

Mobilya parçaları üreticisi AGT desteğiyle yarışan Mustafa Söyle-mez / Cem Bakançocukları ikilisi Antalya’da elde ettiği Türkiye Otok-ros Kategori 3 Şampiyonluğu kupa-sını yetkililerin elinden teslim aldı.

J-WRC Şampiyonu Prokop S-WRC’ye Geçiyor Mustafa Söylemez Şampiyonluk Kupasını AldıBu sezon Junior WRC şampiyonlu-ğuna ulaşan Martin Prokop önü-müzdeki sezon Ford fiesta S2000 ile yarışmaya başlayacak. 27 yaşındaki Çek pilot FIA WRC Cup ve S-WRC için puan veren yedi yarışta start alacak, Prokop’un sezonun ilk yarı-şında İsveç’te yer alması bekleniyor.

IRC yönetimi Subaru’nun ge-lecek sezon, efsanevi Grup N Impreza ile IRC mücadelesinde yer alacağını duyurdu. 2009 se-zonunda Abarth, Honda, Peu-geot, Proton, Ralliart, Skoda ve Volkswagen olmak üzereyedi marka IRC mücadelesinde yer almıştı.

Günarslan, 2. Yarışta A6 Üçüncüsü Subaru IRC’de2009 İstanbul Şampiyonası’nın 2. yarışı, 26-27 Aralık tarihle-rinde organize edildi. Murat Günarslan-Bora Arabacı ikilisi, 2.yarışı Citroen Saxo VTS ile 7 ekibin yarıştığı A6 Sınıfı müca-delesini 3. sırada tamamlarken, genel klasman mücadelesini de 16. sırada tamamladı.

Dünya Otomobil Sporları Federas-yonu FIA yaptığı son toplantısında 2010 Dünya Şampiyonaları’nın de-taylarını ve kesin tarihlerini açıkladı. 1. Türkiye : 18/04/10 2. Portekiz : 30/05/10 3. Bulgaristan : 10/07/10 4. Almanya: 22/08/10 5. Fransa : 03/10/10 6. İspanya: 24/10/10

Türkiye Tırmanma Şampiyonu Bursa’dan Fia 2010 Dünya Şampiyonası Takvimini Açıkladı

Antalya Motor Sporları Kulübü tarafından düzenlenen Türkiye Otokros Şampiyonası sona erdi. 1400 cc motor hacmine sahip ka-tegori de Alper Akgün birinci, İs-mail Cabaca ikinci, Serdar Komaç üçüncü olurken, 1600-2000cc ka-tegoride ise Tunç Tuncer birinci, Mustafa Çakal ikinci, Ferhat Tan-rıbilir üçüncü oldu

Wittmann S2000’le ParladıIRC sezonunu Ralliart Mitsubishi Lancer Evo IX ile takip eden Franz Wittmann, Avusturya’daki Rally Waldviertel’de ROMO Motorsport tarafından hazırlanan Peugeot 207 S2000 ile start aldı. Bu fırsatı iyi değerlendiren Wittmann yarışın ilk gününü liderin 30 saniye gerisinde tamamladı.

2009 Tırmanma Şampiyonası’nın “Kategori 3 Şampiyonu” Bursalı Tolga Çilingir oldu. Tolga Çilingir, Türkiye tarihinde bir ilke imza attı ve Tırmanma Şampiyonu olan ilk Bursalı pilot olma ünvanını ele ge-çirdi.

Eyvind Brynildsen İngiltere Rallisi’nden İhraç

Şok bir kararla İngiltere Rallisi, PWRC birincisi Eyvind Brynildsen aracındaki kurallara uygun olma-yan frenler nedeniyle yarıştan ih-raç edildi. Brynildsen’in arka fren kaliperlerinin homologasyon nu-marasının doğru ancak kullanılan pistonların araçta homologe edi-lenden küçük olduğu tespit edildi.

Antalya OtoKros Şampiyonasında Final

Abarth Grande Punto S2000

Giandomenico Basso, Mitia Dotta ikilisi Abarth Grande Punto S2000 ile 2009 Avrupa Ralli Şampiyonluğuna ulaştılar. Ekip Rallye du Valais son-rası Michal Solowow ile puan farkını 22’ye çıkardı ve sezonu mutlu sonla kapattı.

motorsporları