169 platform kasim

84
Neden Kilo Veremiyoruz? 2014-2015 Sonbahar kış modası MESUT YAR: OKAN VE BEYAZ BENİ KISKANIYOR Emine Şenlikoğlu: Cemaatler sanki ayrı ilahlar edinmiş gibiler Ayın testi: Boşanmaya ne kadar yakınsınız? Gelin makyajının incelikleri nelerdir? Gonca Sarıyıldız ‘Diğer Yarım’ı anlattı MUTLU EVL i L i K i Ç i N; ASK VE DESTEG i N 13 TEMEL YOLU MUTLU EVLiLiK iÇiN; ASKVEDESTEGiN 13 TEMEL YOLU AÇIK PARFÜMLERE DiKKAT! 50 Ülke vergi kaçakçılığını önlemek için anlaştı Türk Camiilerindeki Mimaride ‘’Geleneksellik ile Modernlik’’ Çatışıyor mu? 2015 Yılında yapılacak değişiklikler Mutlu evlilik için 13 temel yol Kadın Dergisi’nde YIL / JAAR 17 • NR: 169 • 15 NOVEMBER - 15 DECEMBER 2014 Hollanda fuhuş sektöründe çalışanları kurtarmak için 3 milyon euroluk fon ayırdı Hollanda’da 2,5 milyon aç var! Kocam bana en son ‘güzelsin’ sözünü nişanlıyken söyledi Türklerin mal varlıkları yasadışı yollardan araştırılıyor Bulgar göçmeni her Türk iyi bilir bu hikayeyi Helal ürünler fuarı düzenleniyor

Upload: senol-acil

Post on 06-Apr-2016

257 views

Category:

Documents


10 download

DESCRIPTION

Iyi okumalar

TRANSCRIPT

Page 1: 169 platform kasim

sırt

bu

nd

e o

laca

k, lo

go

alt

ta

kesi

m y

eri

kesi

m y

eri

kesi

m y

eri

KAPAK

kesi

m y

eri

kesi

m y

eri

Neden Kilo Veremiyoruz?

2014-2015 Sonbahar kış modası

MESUT YAR: OKAN VE BEYAZ

BENİ KISKANIYOR

Emine Şenlikoğlu:Cemaatler sanki ayrı ilahlar edinmiş gibiler

Ayın testi: Boşanmaya ne kadar yakınsınız?

Gelin makyajının incelikleri nelerdir?

Gonca Sarıyıldız ‘Diğer Yarım’ı anlattı

MUTLU EVLiLiK iÇiN;

ASK VE DESTEGiN 13TEMEL

YOLU

MUTLU EVLiLiK iÇiN;

ASK VE DESTEGiN 13TEMEL

YOLU��

��

JAAR

7|N

R. 6

7|15

NOV

EMBE

R - 1

5 DE

CEM

BER

2014

AÇIK

PARFÜMLERE

DiKKAT!

50 Ülke vergi kaçakçılığını önlemek

için anlaştı

Türk Camiilerindeki Mimaride ‘’Geleneksellik ile Modernlik’’

Çatışıyor mu?

2015 Yılında yapılacak değişiklikler

Mutlu evlilik için 13 temel yol Kadın

Dergisi’nde

YIL / JAAR 17 • NR: 169 • 15 NOVEMBER - 15 DECEMBER 2014

Hollanda fuhuş sektöründe çalışanları kurtarmak için 3 milyon euroluk fon ayırdı

Hollanda’da 2,5 milyon aç var!

Kocam bana en son ‘güzelsin’ sözünü nişanlıyken söyledi

Türklerin mal varlıkları yasadışı yollardan araştırılıyor

Bulgar göçmeni her Türk iyi bilir bu hikayeyi

Helal ürünler fuarı düzenleniyor

YIL

• J

AAR

17

• N

R: 1

69 •

15

NOVE

MBE

R - 1

5 DE

CEM

BER

2014

Page 2: 169 platform kasim

ÖN KAPAK İÇİ

Gelin görüşelim, tanışalım ve gereken indirimi uygulayalım.

Kreşe gitmek her çocuğun hakkıdır.Her ailenin gelirine göre paket hazırlıyoruz.

• Hafta içi her gün sabah 07.00‛den akşam 19.00‛a kadar açığız.• Uk &Puk ile çalışmaktayız.VVE proğramı• Gruplarda kameralı güvenlik sistemi ve girişlerde Intercom bulunmaktadır.• Taze ve helal ürünler ile kendi mutfağımızda hazırlanmış, günlük yemek servisi.• Velilerin çalışma günlerine göre ayarlanabilir, esnek-fl exibel kreş hizmeti.• Kinderopvangtoeslag başvurusunda velilere yapılan muhasebe yardımı.

Dagopvang

• Çocuklara yüzme dersleri verilmekte, A Diploması almaları sağlanmaktadır.• Çocuklar değişik spor dallarına yönlendirilmektedir. (4-12 yaş arası)• Müzik ve dans gibi aktiviteler sunulmaktadır. • Özel servis aracımız bulunmaktadır.

Buitenschoolse

Çocukların, katılmak istedikleri aktivitelere kayıt işlemlerini biz yaptırıyoruz. Özel servis aracımızla çocukları götürüp, getiriyor hatta bütün masrafları da biz karşılıyoruz !!!

Şubelerimiz: Amsterdam • Alkmaar • Hoorn • Haarlem

Meral PolatTel: 020 486 54 74

Kreşe mi ihtiyacınız var?

Page 3: 169 platform kasim

‘t Zonnehoekje‛dan Büyük Fırsat !!!Fırsat 1Çocuğunuzu bize emanet edin! Hem gözümüz gibi bakalım hem de kampanyamızın sağladığı büyük indirimden yararlanın!

5 gün kreş hizmeti al ve 4 gün öde!4 gün kreş hizmeti al ve 3 gün öde!3 gün kreş hizmeti al ve 2,5 gün öde!Bu kampanyamız 1 yıl boyunca aktif olup, sadece KDV(Kinderdagverblijf) için geçerlidir.

Fırsat 2İyi ve güvenilir bir kreş seçmenin ne kadar önemli olduğunu herkes bilir. Siz de ailenizde, çevrenizde veya iş ortamında kreş ihtiyacı olan tanıdıklarınıza bu seçimi yaparken yardımcı olabilirsiniz.

Altı aydan az olmamak şartıyla, aracılık yaparak, kreşimize kayıt yaptıracağınız her çocuk için size 250 Euro ödül veriyoruz !!!

Kreş ihtiyacı olan tanıdıklarınız var ise, aşağıdaki formu doldurup bize ulaştirabilirsiniz.

Belangstellende: Mijn gegevens:Naam : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Naam : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Naam Kind(en) : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Adres : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Adres : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Postcode en plaats : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Postcode en plaats : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel prive : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Tel prive : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . Tel werk : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Tel werk : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . E-mailadres : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

E-mailadres : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .

Kinderopvang ‘t Zonnehoekje B.VBaden Powellweg 70-72, AmsterdamTel: 020 - 486 54 74www.zonnehoekje.com - [email protected]

Page 4: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 4Platform

Avrupa’daki Türklerinpsikolojik durumu

COLOFON/KİMLİK İÇİNDEKİLER

PlatformAylık düşünce, aktüalite ve haber dergisi

Yıl-Jaar 17 • Nr. 169 • 15 Kasım - 15 Aralık 2014

Sahibi / UitgeverPerfect Media Groep

Genel Yayın Yönetmeni / HoofdredacteurEbubekir Turgut

Yazı İşIeri Müdürü / EindredacteurSelim Turan

Kültür ve SanatH. Kerim Ece

Müzik / MagazinSümeyye Betül Turgut

Danışma KuruluProf. Kutlay Yağmur, Orhan Selim Bayraktar, Veli Yücesan, Sadık Yemni, Sabahattin Uçar, Özcan Hıdır, Hatice Turgut, Prof. Dr. Gürkan Çelik, Mesut Dişli, Mehmet Salih kaya, Drs. Armand Sağ, Ali Osman Biçen, Kasım Akdemir, Okan Akın

Haber AraştırmaSelim Turan, Enes Akın, Özlem Özyol, Muhammed Tahtalı, Münevver Esra Turgut, Tarık Akgün, Selçuk Öztürk, Mustafa Toga, Hatice Söylemez, Banu Çelik, Savaş Boyuktipi, Ebru Özgüner, Tarık Okan

Reklamlarınız için / AdvertentieTel : 020 - 614 53 63

Bu sayıda katkıda bulunanlarM. Kübra Turgut, Ali Durmuş, Mehtap Kayaoğlu, Özlem Özyol, Fotostudio Taç

Hukuk danışmanı: Av. Ejder ve Nürsel Köse, Av. İsmet Özkara

Abone Ücreti : Hollanda Senelik 35,- euroBelçika 70,- euro. Diğer ülkeler 85,- euro

Prijs € 3,50

Platform Dergisi her ayın 15’inde yayımlanmaktadır

Sağlıkta Türkiye Hollanda’dan ileride

Sanatcı Sevcan Orhan Platform’a konuştuDikkat bunları yaşı-

yorsanız evlenmeyin

2015’de bizi neler bekliyor?

YIL / JAAR 17 • NR: 168 • 15 OKTOBER - 15 NOVEMBER 2014

Soruşturma: Hollanda’da müslümanların imaj sorunuEn büyük tehdit borcunu

ödemeyenlerGeri dönüş yasası’nda

neler değişti? Yeni göçmenlerin uyum sorunları

Hapishane imamlarıBoşanmayı kolaylaştıran yasa kabul edildi

DOSYA

HABER

16

Platform Dergisi 15 Ekim - 15 Kasım Sayısı Kapağı

medrese İnsanlık tarihi, Hz. Adem'le başlıyor

YAYIN DÜNYASI

68

• Hollanda'ya Gelen Mülteci Sayısı Arttı

• Hollanda’ya günde 50.000 euro para cezası

• Ebola'dan ölenlerin sayısı 5 bine yaklaştı

• İngiltere'de hükümet desteğiyle sperm bankası açıldı

• Helal ürünleri fuarı düzenleniyor

• Hollanda BM İnsan Hakları Konseyine Seçildi

• İşsiz genci işe alan şirkete ekonomik destek

• 100 yaşı aşanların sayısı son 14 yılda iki katına çıktı

• Meydan Restaurant İkinci Şubesini Rotterdam'da açtı

• Hollanda’da 2,5 milyon aç var!

• İcra bürolarının tarifesi normalin çok üstünde

• 50 Ülke vergi kaçakçılığını önlemek için anlaştı

• Borcunu zamanında ödemeyenlerin topluma

maliyeti çok yüksek

• Mülteciler dolandırıyor araştırması

• Hükümet emeklileride çalıştırmak istiyor

• Hollanda'nın En Zenginleri Açıklandı

• Kirasını ödeyemeyenler artıyorYayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlara ve reklamların içeriğinden reklam verenler sorumludur. Doğacak hukuki sorumluluk hiçbir şekilde dergimizi bağlamaz. Dergimizde yer alan yazı, resim, karikatür ismimiz belirtilmek süretiyle kullanılabilir. Reklamlar müsade alınmadan kesinlikle kullanılamaz.

ISSN: 1574-022638-4014-29 8-13

Yazışma adresi:Postbus 90460 • 1006 BL Amsterdam

Tel.: 020-6145363 • Fax: 020-613 24 23E-mail : [email protected]

WWW.PLATFORMDERGIS I .COM

Dağıtım:Hollanda geneli

Tasarım / Lay-out :

/pages/Platform-Dergisi/137618706296585?ref=tn_tnmn

@DergisiPlatform /pub/platform-dergisi/62/a96/634

Page 5: 169 platform kasim

Platform

Yayın Üssü’nden

EbubekirTurgut

[email protected]

Saygıdeğer okuyucularımız,

Avrupa’daki Türklerin Psikolojik sorunlarını bu sayımızda kapak yaptık.Konuyu Avrupa Psikoloji Merkezi’nden Erdinç Üstündağ yazdı.

Avrupa’da yaşayan, hayatlarını sürdüren Türklerin birçoğu gerçekten önemli psikolojik mücadele ile uğraşıyorlar. Ama konu şudur ki, birçoğu psikolojik bir sıkıntı yaşadığının farkında değil. Aslında bir şekilde depresyon yaşadığını kişi algılamayabiliyor ve bu sebeple de destek almıyor.

Psikolog Erdinc Üstündağ, birinci kuşak Türklerin daha rahat olduğunu ifade ediyor. Niye? Sağlıklı. Çünkü onlar kendileri buraya gelmeden önce gayet ayrıntılı, gayet ciddi hatta tam anlamıyla vücut açısından sağlık kontrolünden geçirildikten sonra buraya geldiler. Çalışamayacak durumda olan kişiler zaten alınmadı. Şimdiki kuşaklar için ise böyle bir detay ve titizlik söz konusu olmadı. Fazla önem ve destek de görmedikleri için, ikinci kuşak biraz daha problem-liydi. Bugün bu konuların üzerine bir de bazı ırkçı yaklaşımların yaşanması, bu sorunları artırdığını belirtiyor Üstündağ.

Hollanda’da 2,5 milyon aç var!Borcunu ve kirasını ödeyemeyen çok sayıda insan var. İcra büroları belki de dönemin altın yılını yaşıyordur.

Eldeki verilere göre, Hollanda’da açlık sınırının altında yaşayan kişi sayısı 5 yıl içinde % 1 artarak 2,5 milyon kişiye ulaştı.

Hollanda’daki tablonun beş yıllık bir dönem içinde nasıl geliştiğini ve ekonomik krizin vatandaşlar üzerindeki olumsuz etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.

Rapora göre, çocuklar arasında yoksulluk ve sosyal dışlanma riski son beş yıl içinde % 1,5 oranında artarak % 17’ye çıktı. Toplam 604 bin çocuk açlık sınırının altında yaşıyor.

Neredeyse bir İstanbul kadar nufusu olan Hollanda’da, 2,5 milyon civarındaki kişinin açlık sınırında olması düşündürücü.

İşte dergimizde yer alan diğer konulardan bazıları:Özellikle Türkler üzerinde yoğunlaşan mal varlıkları araştırması var. Hollanda’nın bazı bölgeleri bu konuda pilot bölge olarak seçilmiştir. İşte bu sıkıntıyı yoğun olarak Tilburg’daki Türkler yaşamakta. Konuyu detaylı olarak ilerleyen sayfalarda okuyacaksınız.

Hollanda bir yandan insanları değişik vasıtalarla fuhşa teşvik ederken, diğer yandan fuhuş sektöründe çalışanları kurtarmak için 3 milyon fon ayırıyor.

Hollanda’daki, özellikle Türk camiilerinin mimarisi ile ilgili genel değerlendir-meleri bu sayımızda okuyacaksınız. Amacımız bazı camiilerin mimarisindeki olumsuzlukları bizi temsil edip etmediğini dillendirmek.

MÜZİK

HABER

BULMACAÇengel Bulmaca81

Türkiye’deki mal varlıklarıaraştırması devam ediyor39KARTPOSTALKartpostal46

Letselschade53KAZA UZMANI

KÜLTÜR-SANATŞiirler ve hikâyeler70

EVLİLİK OKULUKocam bana en son ‘güzelsin’sözünü nişanlıyken söyledi66

76

22

Bulgar göçmeni her Türk iyi bilir bu hikayeyi

Almanya’daki Türklerinuyum sorunları

5

Gelecek sayımızda buluşmak dileğiyle…

HUKUK

Page 6: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014Platform

A y ı n P a n a r o m a s ı

6

Hollanda'ya mülteci olarak gelenlerin sayısında son dönemde artış görüldü-ğü, bu kişiler arasında Suriyelilerin ilk sırayı aldığı bildirildi. Güvenlik ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fred Teeven, ko-nuyla ilgili meclise verdiği bilgide, eylül ayında Hollanda'ya iltica başvurusunda bulunanların sayısının bir önceki aya göre 700 artarak 2 bin 911'e yükseldi-ğini bildirdi. Suriyeli sığınmacı sayısında önemli artış görüldüğünü belirten Tee-ven, iltica talebinde bulunanların yak-laşık yarısının bu ülkeden gelenlerden

oluştuğu kaydedildi. Teeven, yıl boyun-ca mülteci akının devam etmesinin bek-lendiğine işaret ederek, bu yüzden Mül-teciler Merkezi'nin insanların barınmaları için ek yerler hazırladığını dile getirdi. Güvenlik ve Adalet Bakanlığı verilerine göre, geçen sene Hollanda'ya sığınma başvurusu yapanların sayısı bir önceki yıla oranla yaklaşık 4 bin artarak 17 bin 190'a yükseldi. Bakanlık, önlem alınma-ması halinde 2014 yılı sonunda bu raka-mın 65 bine ulaşabileceğini açıklamıştı. Son iki yıldır Hollanda'ya iltica amaçlı gelenlerin büyük bölümünün Suriyeliler-den oluştuğu belirtiliyor. Bakanlık verile-rine göre, 2012'de Hollanda'ya sığınan Suriyeli sayısı 450 iken bu rakam geçen sene 2 bin 670'e ulaştı. Somali ve Eritre kökenli mülteci sayısında da artış görül-dü. Rusya, Hindistan ve Irak'tan gelen-lerde ise azalma oldu.

Brüksel Hollanda hükümetini, bilimsel deneylerde kullanılan kobayların korun-ması için hiçbir çaba sarf etmediği ge-rekçesi ile mahkemeye verdi. AB komis-yonu günde 50 bin euroya kadar ceza talebinde bulunuyor.

Avrupa Birliği tarafından Perşembe günü yapılan açıklamada, Hollanda’nın kobay olarak kullanılan hayvanların ko-runması ile ilgili AB yasalarının, 2012 Kasım ayına kadar kendi anayasasına enmtegre edilmesi gerektiği ancak bu-nun yapılmadığı belirtildi. AB komisyonu bu konuda Hollanda’dan her geçen gün için 51.156 euro ceza talep ediyor.AB yasaları bilimsel deneyler için hay-vanların kullanılmasının mümkün olduğu kadar azaltılmasını ve hatta olabiliyorsa bu hayvanların yerine başka alternatifle-rin üretilmesini şart koşuyor. Ayrıca b u deneyler için kullanılacak kobayların ba-

kım ve barınmaları için gerekli olan mini-mum şartların belirtildiği AB yasalarında, bilim insanlarının bu deneyler esnasında hayvanlarda acı, ızdırap, sıkıntı veya ka-lıcı etki yaratmamaya dikkat etmesi ge-rektiği vurgulanıyor.2013 yılı başında Hollanda hükümeti-ne bir uyarı gönderen AB komisyonu özellikle AB kuralalrının ülke içinde ge-çerli olması gerektiği yönünde açıklama yapmıştı. Brüksel’in bu günkü açıkla-masında Ab kurallarının Hollanda yasa-larına entegrasyonuna çalışıldığı ancak Senato’da bununla ilgili henüz bir plan olmadığı vurgulandı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Ebola salgının-da ölenlerin sayısının 4 bin 877'ye yükseldi-ğini bildirdi.

DSÖ'den yapılan yazılı açıklamada; 19 Ekim'e kadar büyük kısmı Batı Afrika'da yer alan Liberya, Gine ve Sierra Leone'de olmak üzere 9 bin 936 Ebola vakası tespit edildiği belirtildi.

Liberya'da 4 bin 665 vaka ve 2 bin 705 ölüm, Sierra Leone'de 3 bin 706 vaka ve bin 259 ölüm, Gine'de ise bin 540 vaka ve 904 ölüm meydana geldiği ifade edildi. Ayrıca, 443 sağlık çalışanında virüs tespit edildiği, 244'ünün hayatını kaybettiği vurgulandı.

Hollanda'ya Gelen Mülteci Sayısı Arttı

Hollanda’ya günde 50.000 euro para cezası

Ebola'dan ölenle-rin sayısı 5 bine yaklaştı

Mülteciler arasında Suriyeliler ilk sırada yer alıyor.

Şu ana kadar 9 bin 936 Ebola vakası tespit edildiği, hastalık sebebiyle 4 bin 877 kişinin öldüğü açıklandı

Page 7: 169 platform kasim

7 Platform

A y ı n P a n a r o m a s ı

Helal Expo Europe müdürü Mus-tafa Şentürk fuar ile alakalı yaptığı açıklamada;

“50 milyon müslümanın yaşadı-ğı Avrupa, helal ürün üreticileri ve helal hizmetler sunan kurumlar için büyük bir pazar oluşturmakta-dır. Avupara’daki helal sektörlerin değeri 70 milyar dolardır ve böy-le büyük bir değerin nedeni ise Avrupa’da yaşayan müslümanların

yüksek alım gücüne sahip olmaları-dır. Hollanda’nın merkezi ve strate-jik konumu ayrıca burada yaşayan 850,000 müslümanın yüksek alım güçleri dünyanın her tarafında he-lal endüstrisinde faaliyet gösteren girişimcilerin Hollanda’da bir araya getirmemizin baş nedenlerindendir.

Halal Expo Europe fuarı helal en-düstrisine yönelik uluslararası bir fuar olmakla birlikte, bu fuar helal

sektörünün için-de gıda, kozmetik ve finans sektörle-rine odaklanmış bir organizasyondur. Hollanda’nın için-den ve dışından katılacak olan yak-laşık 100 üretici firmanın yanı sıra ayrıca fuar günle-rinde çeşitli faali-yetler yer alacaktır.

HOLLANDA ADINA MEMNUNİYET VERİCİDışişleri Bakanı Bert Koenders Hollanda'nın BM İnsan Hakları Komisyonu üyeliğini memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Koenders, 2015-2017 yılları arasında görev yapacak olan Hollanda’nın seçilme-sinde dünyada insan haklarına verdiği önemi etkili olduğunun altını çizdi.

EN ÖNEMLİ KONULAR KONSEYİN GÜNDEMİNDEDışişleri Bakanı Koenders "Biz 3 yıl için BM İnsan Hakları Konseyi'ne seçildik. Bu durum örneğin, ifa-de özgürlüğünü aktif yapmaya fırsat kılıyor.” dedi. Kadın hakları, azınlık hakları ve adil yargılanma hakkının korunmasının en önemli konular arasında olduğunu belirten Hollandalı bakan, “Bunun yanı sıra uluslararası çatışmalarda yapılan insan hakları ihlalleri daha somut bir şekilde ele alınmalı ve bun-lara daha dikkat edilmesi gerekir." açıklamasında bulundu. Hollanda, 2006 yılında BM Genel Kuru-lu tarafından İnsan Hakları Konseyi'ne üye olan ilk ülkeler arasında yer alıyordu. BM sistemi içinde, İnsan Hakları Konseyi dünya genelinde insan hak-larının korunması ve yaygınlaştırılması konularında çalışmalar ve ilgili ülkelere öneriler yapıyor.

47 üyesi bulunan BM’deki 5 coğrafi bölgeye göre üye dağılımı şöyle: Afrika 13, Asya-Pasifik 13, Latin Amerika ve Karayipler 8, Batı Avrupa ve Diğerleri 7, Doğu Avrupa ise 6.

Helal ürünleri fuarı düzenleniyor

Hollanda BM İnsan Hakları Konseyine Seçildi

Hollanda Genç İş Adamları Federasyonu 15 ve 16 nisan 2015 tarihleri arasında Helal Expo Europe adı altında Hollandanın en büyük fuar merkezlerinden biri olan ve Eindhoven şehrinde bulunan Beursgebouw fuar merkezinde helal sektörü içe-risinde aktif girişimcilere yönelik olarak gerçekleşecek.

Hollanda, 3 yıllık süre ile, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda yapılan oylama sonucunda merkezi Cenevre'de bulunan İnsan Hakları Konseyine seçildi.

Jan van Galenstraat 14 • 1051 KM AmsterdamTel: 020 486 53 48 • Fax: 020 258 11 05

Bestellijn: 06 28 24 57 95www.agfovertoom.nl • [email protected]

Page 8: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 8Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Genç bir işsizi işe alan bir şirket devletten de katkı olarak belli bir miktar alıyor.

Ancak bu uygulamadan yararlanan şirket sayısının az olduğunu belirten D66 milletvekili Steven van Weyen-berg, uygulamanın değiştirilmesini istiyor. Bugün Meclis’te bir açıklama yapan Sosyal İşler Bakanı Lodewijk Asscher’da D66 vekilinin önerisini dikkate alabileceğini belirtti.

Uygulamaya göre işsiz bir genci en az 6 ay boyunca işe alan bir şirkete yıllık olarak 3500 euro devlet katkısı veriliyor.

D66 vekili van Weyenberg, şirketlerin gençlere en az haftada 32 saatlik iş ver-mesi gerektiğini ancak şir-ketlerin bu süreyi uzun bul-duğunu belirterek çalışma süresinin haftada 20 saate indirilmesini önerdi.

Steven van Weyenberg’in bu öneri-si hem hükümet tarafından gençler arasındaki işsizlikle mücadele için atanan Gençlik Elçisi Mirjam Sterk, hem de bazı partili vekiller tarafın-dan da destek görüyor.Sosyal İşler Bakanı Asscher yaptığı açıklamada, van Weyenberg’in pla-nını inceleyeceğini ve bu planın pa-ranın yanlış bir harcanmaya yol açıp açmayacağına bakmak istediğini dile getirdi.

Genç işsizleri çalışma hayatına çek-mek için düzenlenen ve geçen yıl 1 Temmuzdan bu yana geçerli olan uygulama için devletin 300 milyon euro bütçe ayırdığı belirtiliyor.

İngiltere Ulusal Sperm Bankası'nın ilk şubesi Bir-mingham kentinde açıldı. Hükümet bu girişimiyle, ülkede giderek artan bağışçı donör açığını kapat-mayı hedefliyor.

İngiltere Sağlık Bakanlığı, Birmingham Kadın Hastanesi'nde açılan banka için 77 bin sterlinlik (Yaklaşık 273 bin Türk Lirası) bir fon oluşturmuştu.Ulusal Sperm Bankası tek başlarına çocuk sahibi olmak isteyen kadınlara, lezbiyen çiftlere ve çocuk sahibi olmakta zorlanan heteroseksüel çiftlere hiz-met verecek. Bankanın yakında İngiltere'nin diğer kentlerinde de şubeleri açılacak.

'Viking bebekler'İngiltere'de tüp bebek tedavisi gören çiftlerden yüzde 10'u, sperm ya da yumurta bağışına ihtiyaç duyuyor. Ancak ülkede son dönemde "sperm itha-linde" gözlenen artış nedeniyle, "Viking bebekle-rin" sayısında artış olduğundan söz ediliyordu. Zira en fazla sperm ithal edilen ülke Danimarka. İngiliz yetkililer Ulusal Sperm Bankası'na bağışta bulu-nanların kimliklerinin gizli tutulacağını söylüyor.

İngiltere’de birçok özel sperm bankası var. Ancak gerek bağışçıların sayısının yetersiz olması, ge-rekse de talep edilen yüksek ücretler nedeniyle, bu yöntemle hamile kalmak isteyen kadınlar diğer ülkelerdeki sperm bankalarına başvurabiliyordu. Ülkede ayrıca özel sperm bankalarında bekleme süresi de iki yılı bulabiliyordu.

İşsiz genci işe alan şirkete ekonomik destek

İngiltere'de hükümet desteğiyle sperm bankası açıldı

Şirketlerin işe aldığı her işsiz bir genç için alacağı prim olanağında alınan sonuçların o kadar iç açıcı olmadığı belirtiliyor. Sosyal İşler Bakanı Asscher ise bu uygulamada kolaylıklar yaratmaya hazırlanıyor.

İngiltere Ulusal Sperm Bankası'nın ilk şubesi Birmingham kentinde açıldı.

Page 9: 169 platform kasim

9 Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Mert Ventilatie

Van Heusdestraat 34 b3023 RV Rotterdam

Mert AlkaçM: 06-22 78 74 43M: 06-83 23 18 33

E : [email protected] : [email protected]

Horeca ventilatie - Afzuigmotoren - AfzuigkappenLuchtbehandelingsapparaten - Installatie & Onderhoud

Bugün Uluslararası Yoksullukla Müca-dele Günü. Ancak tam da bugün yayım-lanan bir rapor Hollanda’daki tablonun beş yıllık bir dönem içinde nasıl geliştiği-ni ve ekonomik krizin vatandaşlar üzerin-deki olumsuz etkisini bir kez daha gözler önüne serdi.Rapor; Den Haag merkezli kentsel ve bölgesel kalkınma bir bilgi merkezi ni-teliğinde olan ve aynı zamanda Avrupa Kentsel Bilgi Ağı’nın (European Urban

Knowledge Network -EUKN) Hollanda ayağını oluşturan Platform31 tarafından hazırlandı.

Rapora göre çocuklar arasında yoksulluk ve sosyal dışlanma riski son beş yıl içinde yüzde 1,5 oranında artarak yüzde 17’ye çıktı. Toplam 604 bin çocuk açlık sınırı-nın altında yaşıyor.Platform31’e göre açlık sınırının altında yaşamak zorunda kalan kesimin büyük

çoğunluğu şehirlerdeki geri kalmış ma-hallelerde oturuyor. Araştırmacılar, “Bu konsantrasyon ve aynı zamanda toplum-daki diğer gruplardan izolasyon, onların kötü durumunu iyileştirme fırsatını da azaltıyor. Bu durum çocukların eğitimde ve ileride de işgücü piyasasında eşitsiz koşullar yaratıyor” yorumunu yapıyor. Platform31 Genel Başkanı Hamit Kara-kuş raporla ilgili yaptığı açıklamada, bu durumun endişe verici olduğunu söyledi ve çözümün Güney Rotterdam örneğin-de görüleceğini dile getirdi.

Karakuş, bu bölgede devlet, belediye, eğitim kurumları, bakım kurumları ve iş-yerleri ile ortaklaşa bir mücadele yürütü-yoruz. Elde edilen tecrübeler bize uzun süreli tamamlayıcı projelerin sonuç ka-zandırdığını gösterdi. “dedi.

Hollanda’da 2,5 milyon aç var! Eldeki verilere göre Hollanda’da açlık sınırının altında yaşayan kişi sayısı 5 yıl içinde yüzde 1 artarak 2,5 milyon kişiye ulaştı.

Page 10: 169 platform kasim

A y ı n P a n o r a m a s ı

15 Ekim-15 Kasım 2014Platform

Algemeen Dagblad gazetesine açık-lama yapan bazı uzmanlar, borçlular-la muhatap olan özel icra bürolarının normalin üzerinde hatta “utanç vere-cek” derecede yüksek fiyatlar aldığını kaydetti.

Uzmanlara göre alınan sabit fiyatlar 2001 yılında yapılan hesaplamalarla belirlenen rakamlar ancak, o dönem-den bu yana birçok alanda değişiklik olduğunu belirten uzmanlar bu rakam-larda da yeni düzenleme yapılması ge-rektiğini vurguluyor.

Yeni teknikler ve özellikle otomasyoın sayesinde ödenmeyen bir borcun tah-

sili işleminde de daha az masraf yapı-lıyor ancak bu durum fatura bedeline yansımıyor. Avukat Erika Schruer sadece bu ör-nekten yola çıkılarak düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği-ni vurguluyor.

Aynı düzenlemenin Sosyalist Parti(SP), İşçi Partisi (PvdA) ve Demokratlar 66 (D66) partili milletvekilleri tarafından da yapıldığını savunan D66 vekili Ge-rard Schouw “Özel icra büroları ve bunların müşterileri arasında yöntem-lerin yeniden ve ayrıntılı bir şekilde gözden geçirilmesinin zamanı geldi” şeklinde konuştu.

Çevresel Değerlendirme Ajansı (Planbure-au voor de Leefomgeving - PBL) tarafından hazırlanan son rapora göre, kira borcu al-tına gireceği tahmin edilen kiracı sayısında artış yaşanıyor. Geçtiğimiz dönem içinde yaşanılan ekono-mik krizin mevcut durumu daha da kötüye götürdüğünü belirten PBL, 2012 yılında kiracıların yüzde 13’ünün “kira ödeyeme-me riski” ile karşı karşıya kaldığını hatırlat-tı. PBL raporuna göre 2002 ile 2013 yılları arasında neredeyse iki katı bir artış yaşandı. Raporda toplam 384 bin kişinin bu rizikoyu yaşadığına dikkat çekildi.Yapılan PBL açıklamasında, işsizliğin artma-sı ve maaşlardaki gelişmenin geri kalması-nın giderek kiracıların gelirinde düşüşe ne-den olduğu belirtilirken elde edilen gelirin, düzenli bir geçim için gerekli olana karşılık vermediği ve bu gelirin artık net kira yükünü ve giderleri karşılamadığına dikkat çekildi.

İcra bürolarının tarifesi normalin çok üstünde

Kirasını ödeye-meyenler artıyor

Özel icra bürolarının (deurwaarderskantoren) uyguladığı tarife miktarlarının aslında olması gereken miktarların çok üstünde olduğu belirtiliyor.

Ekonominin düzelme gösterdiği be-lirtilse de oturduğu evin kirasını ödeyemeyen kiracıların sayısı günden güne artmaya devam ediyor.

Vredenhofweg 111051 LM AmsterdamT: +31 20 411 48 49F: +31 84 749 00 59www.igimpex.nl

ABC deterjanı Avrupa Distribütörü

Yeni �ubem� le H� metin� d-ey� .

Yeni subem� le

h� metin� -dey� .

Page 11: 169 platform kasim

11 Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Almanya’nın Berlin kentinde bir araya ge-len 50 ülkenin Maliye Baklanları, vergi kaçakçılığı ile mücadele konusunda yeni bir adım attı.

Hollanda’dan Maliye Bakanı Jeroen Dijsselbloem’un da katıldığı toplantıda alınan karara göre vergi sistemindeki bil-giler bu ülkeler arasında otomatik olarak değiş tokuş yapılacak.

Anlaşma uyarınca Hollanda 2017 son-bahar aylarından itibaren Hollandalı mükellefleri,n yurtdışında yaptıkları olası bir vergi kaçakçılığından bu ülkelerden

bilgi almaya başlayacak ve aynı şekilde Hollanda Vergi Dairesi de yabancı ülke-lere bu bilgileri aktaracak.

Bu otomatik bilgi alışverişinin sağlanması için Hollanda’daki bankaların Vergi Daire-sine rapor sunması gerekmekte.

50 Ülke vergi kaçakçılığını önlemek için anlaştı50 ülke arasında varılan anlaşmaya göre, vergi kaçakçılığı ile mücadele için otomatik olarak karşılıklı vergi bilgileri alışverişi yapılacak.

Page 12: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 12Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Duymadım, Bilmiyordum,

Görmedim Demeyin!• Hollanda’da bu işi yapan ilk Türk ve Müslüman oluşumuz.

• Fiyatlardaki farkımız. • Dij ital tartı ile tartmamız.• Yok saat 5’i geçti, yok hafta sonu kapalıyız, demeyişimiz.• İşten veya evinizde birikmiş kablonuzu gelip almamız.FA

RKIM

IZ:

VIHB TescilliVIHB Gecertifi ceerd

Elinde her türlü KABLO ve BAKIR olanlar; bizden fi yat almadan başka yere vermeyin !..

VAN OESTENDESTRAAT 28, 3083 ME ROTTERDAM (Charlos) • MOB.: 06-26 787 344 • [email protected]

06-41 977 380WWW.KERVANMETAALRECYCLING.NL

24SAATSERViSiMiZ

Hollanda’nın en tanınmış iş adamla-rından Celal Oruç’un teşebbüsleriy-le, akrabası İlhan Zengin ve ortak-lığıyla oluşan bu şubenin açılılışını Feijenoord Belediyesi bölge başka-nı bayan Nel Neol yaptı.

Çok sayıda önemli konuğun ve ba-sın mensuplarının katıldığı açılış tö-reninde bir konuşma yapan ortak-lardan İlhan Zengin, tüm konuklara ve katkılarından dolayı ortaklarına teşekkür etti. İç mimarisi ve kulla-nılan tüm malzemelerin Türkiye’den

getirildiğini belirten Zengin: “Aynı konsept ile Hollanda’nın bir çok bölgesindeki önemli meydanlarda şubeler açacaklarını ve franchise modeli yatırım ortaklıkları hedefle-diklerini” bildirdiler.

Feijenoord Belediyesi bölge baş-kanı bayan Nel Noel’de yaptığı ko-nuşmada, Oruç ailesine başarılar dilerken bölgelerinde böylesi güzel ve kaliteli yatırımlar yapılmasından dolayı memnun olduklarını söyledi.

Meydan Restaurant İkinci Şubesini Rotterdam'da açtıDen Haag’da Türk ve yabancı göçmenlerin yoğun bulunduğu meydanda bulunan Meydan Restaurant, ikinci şubesini yine Türk ve yabancı göçmenlerin yoğun olarak bulunduğu Rotterdam Zuid’de açtı.

Bütçe Bilgileri Ulusal Enstitüsü (Nibud), borçların boyutu ve borçların önlenmesi ile ilgili raporunu yayımladı. Rapora göre borçlu olan vatandaşların topluma maliyeti milyonları buluyor.

Mali açıdan zor durumda olan bu kişilerin öde-yemediği borçların içinde gelen faturalar, danış-manlık ücretleri, sağlık sigorta primlerindeki ak-samalar, kayıp olan çalışma saatleri, ödenekler ve evden zorla çıkartılmalardan doğan maliyet-ler geliyor.

Rapora göre ortalama 1,1 milyon Hollandalı (top-lumun yüzde 15’i) ciddi borç batağının içinde yer alıyor. Önümüzdeki yıllarda da bu sayının artaca-ğından endişe duyuluyor.

Nibud’e göre şuandaki borçlarla mücadele prosedürleri daha çok kişiye ve borçlara yar-dım veren kurumlara yönelik odaklanmış du-rumda. Bu konuda rap0orda yer alan cümle ise oldukça çarpıcı: “Musluklar açıkken biz paspas yapıyoruz”

Borcunu zamanın-da ödemeyenlerin topluma maliyeti çok yüksekBorcunu zamanında ödeyemeyen va-tandaşların topluma maliyetinin mil-yonları bulduğunu belirten Nibud, her borçlu hanenin topluma maliyetinin 100 bin euroya kadar çıktığını açıkladı.

Page 13: 169 platform kasim

13 Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Duymadım, Bilmiyordum,

Görmedim Demeyin!• Hollanda’da bu işi yapan ilk Türk ve Müslüman oluşumuz.

• Fiyatlardaki farkımız. • Dij ital tartı ile tartmamız.• Yok saat 5’i geçti, yok hafta sonu kapalıyız, demeyişimiz.• İşten veya evinizde birikmiş kablonuzu gelip almamız.FA

RKIM

IZ:

VIHB TescilliVIHB Gecertifi ceerd

Elinde her türlü KABLO ve BAKIR olanlar; bizden fi yat almadan başka yere vermeyin !..

VAN OESTENDESTRAAT 28, 3083 ME ROTTERDAM (Charlos) • MOB.: 06-26 787 344 • [email protected]

06-41 977 380WWW.KERVANMETAALRECYCLING.NL

24SAATSERViSiMiZ

Emeklilik yaşı 65’e ge-len bir kişinin mecburi olarak işten çıkartılması ile ilgili yasada değişik-liğe gidiliyor. Hükümet 65 yaşından sonra ça-lışmaya olanak tanıya-cak yasal değişiklik için kolları sıvadı.

Hükümet AOW yaşı olarak bilinen 65 yaşın üzerindekilerin de ça-lışmaya devam etmele-rine olanak sağlayacak bir yasa tasarısı hazırlığı içinde olduğu belirtildi.

Hükümet’in amacı, 65 yaşındaki bir kişinin zo-runlu işten çıkartılması kuralını değiştirmek ve bu sayede o yaşa kadar elde edilen tecrübelerin yok olmamasını sağlamak. Bu yasa değişikliğinin 1 ocak 2016 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde plan-landığı belirtilmekte.

Merkezi İstatistik Bürosu (CBS) verilerine göre son yıllarda 65 yaşından sonra çalışan kişilerin sayısın-da bir artış yaşanıyor. Eldeki rakamlara göre bu yıl bahar aylarında toplam 110 bin emekli çalışmaya devam ediyordu.

Aslında bu kişiler işveren için ucuz işgücü olarak da görülüyor çünkü birçok bazı işçi sigortalarının öden-mesine gerek görülmüyor.

Yabancı İşleri Danışma Komitesi (ACVZ) mülteciler hakkında yaptığı bir araştırmanın sonucunu açıkladı.

Elde edilen sonuçlara göre Aile Birleşimi için başvuru yapan mül-teciler arasında bu sistemin kötüye kullanıldığı veya sahtekarlık yapıldı-ğı görülen kesin bir kanıta rastlan-madı.

Bu nedenle geçtiğimiz yıllar içinde Aile birleşimindeki olası dolandırı-cılık vakalarını önlemek adına ku-ralların sıkılaştırılması gerekli diye-meyeceklerini belirten ACVZ, bazı kuralların da uluslararası ve Avrupa

hukukuna ters düştüğü için kaldırı-labileceğini vurguladı.ACVZ bu alandaki uygulama ve po-litikaların geliştirilmesi anlamında ise şu tavsiyede bulunuldu: Yaban-cılar Yasasında yapılacak değişik-likle birlikte ikamet statüsü kaza-nan bir mülteciye bazı durumlarda daha fazla zaman tanınarak aile üyeleri adına başvuru yapmasına zaman tanına bilinir.

Şuandaki yasaya göre ikamet hak-kı kazanan bir mültecini 3 ay içinde başvuru yapması gerekmekte an-cak ACVZ bu sürenin yeterli olma-dığı kanısını taşıyor.

Hükümet emeklileride çalıştırmak istiyor

Mülteciler dolandırıyor araştırması“Hollanda’da ikamet etme hakkı kazanan mülteciler aileleri ile birleşmek için sistemi kötüye kullanmıyor.” Bu açıklama Yabancı İşleri Danışma Komitesi tarafından yapıldı

Page 14: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 14Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

Ülkede genelinde 100 yaşın üzerinde olan-ların sayısının 2000 yılından bu yana yaklaşık iki kat artarak 2 bin 200 kişiye yükseldiğini belirten CBS, 90 yaşın üzerindeki nüfusun en hızlı büyüyen grubu teşkil ettiğini bildirdi.CBS'nin verilerine göre, çoğu kadın 100 ya-şın üzerindeki kişilerin sayısının 2025 yılında 4 bin 500'e yükselmesi bekleniyor.

Söz konusu kesimin büyük oranda yaşlılı-ğa bağlı kronik hastalıklara yakalanmadan sağlıklı bir yaşam sürdüğüne de değinilen CSB'nin açıklamasında, gelecek yıllarda yaşlı erkek sayısında artış öngörüldüğü kay-dedildi. Açıklamada, yaşam süresinin büyük oranda sağlık sektöründeki gelişmeler saye-sinde uzadığı vurgulandı.Hollanda'nın en yaşlı erkeği unvanı Diyarba-kır doğumlu Serop Mirzoyan'a ait. Amersfo-ort kentinde yaşayan Mirzoyan, geçen hazi-ran ayında 108. yaşını kutlamıştı.

100 yaşı aşanların sayısı son 14 yılda iki katına çıktıHollanda'da yaşlı nüfus giderek artıyor. Merkezi İstatistik Bürosu (CBS), 100 yaşın üstünde olanların sayısının son yıllarda iki katına çıktığını açıkladı.

Hollanda'da en zenginler listesinin ba-şında ülkenin en büyük özel istihdam şirketi Randstad'ın sahibi Frits Golds-chmeding yer aldı.

Goldschmeding, tahmini 3,2 milyar avroluk servetiyle Quote dergisinin her yıl açıkladığı "Hollanda'nın en zengin 500 kişisi" listesinde ilk sıraya yerleşti.

Dergiye göre Goldschmeding'in ser-vetinde geçen yıla göre yüzde 6,7 ar-tış yaşandı.

Daha önce listenin ilk sırasında yer alan Heineken ailesinin varisleri ise yurt dışında yaşadıkları için bu yıl de-ğerlendirmeye alınmadı.

7 milyar avronun üzerinde serveti ol-duğu belirtilen Hollandalı Heineken'in sahibi Londra'da yaşıyor.

Listede inşaat şirketi sahibi Dik Wes-sels 2,4 milyar ile ikinci ve yaptığı te-levizyon programlarıyla tanınan Talpa adlı şirketin sahibi John de Mol ise 2,3 milyar avro ile üçüncü sırada yer aldı.

Sadece Hollanda'da ikamet edenlerin servetleri göz önüne alınarak hazırla-nan listeye göre, ülkenin en zengin 500 kişisinin toplam serveti yaklaşık 83,3 milyar avro olarak hesaplandı.

Hollanda'nın En Zenginleri AçıklandıListede ilk sırayı özel istihdam şirketi Randstad’ın sahibi aldı Ülkenin en zengin 500 kişisinin toplam serveti yaklaşık 83,3 milyar avro.

Page 15: 169 platform kasim

15 Platform

A y ı n P a n o r a m a s ı

� İpotek işlemleri � Hayat ve Kaza Sigortaları � Emeklilik Sigortaları � Emlak işlemleri � Kredi fasiliteleri

HİZMETLERİMİZ

Facebook (https://www.facebook.com/UYTAMadvies?ref=hl)

Twitter (https://twitter.com/UYTAMadvies )

Linkedin (https://www.linkedin.com/pub/senol-uyrum/3b/358/396)

ZUIDERPARKLAAN 2632574 GA DEN HAAG

+31 (0)70 392 27 00+31 (0)70 346 63 [email protected]

Page 16: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 16Platform

D o s y a

Avrupa’daki Türklerin

psikolojik durumu

“İlim ilim bilmektirİlim kendin bilmektir

Sen kendini bilmezsenBu nice okumaktır”

Yunus Emre

Erdinc Üstündağ(Avrupa Psikoloji Merkezi)

Page 17: 169 platform kasim

Platform

D o s y a

17

Page 18: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 18Platform

D o s y a

Aslında bir şekilde depresyon yaşadığı-nı kişi algılamayabiliyor ve bu sebeple de destek almıyor. Tabii ki buraya ge-len adına gurbetçi dediğimiz ilk kuşak çok daha sağlıklı. Niye sağlıklı? Çünkü bunlar kendileri buraya gelmeden önce gayet ayrıntılı, gayet ciddi hatta tam an-lamıyla vücut açısından da sağlık kont-rolünden bile geçirildikten sonra bura-ya geldiler.

Çalışamayacak durumda olan kişiler za-ten alınmadı. Şimdiki kuşaklar için ise böyle bir detay ve titizlik söz konusu ola-madı. Fazla önem ve de destek görme-

dikleri için ikinci kuşak biraz daha prob-lemli idi. Bugün bu konuların üzerine bir de bazı ırkçı yaklaşımların yaşanması bu sorunları artırır oldu.

Şimdi bir de ana dilde destek söz ko-nusu… Yani Türkçe destek olmaması psikoloji desteğini alma konusunu da engellemiş oluyor. Çünkü kendini ve duygularını, ailesindeki örf adet ve ge-leneklerin kendisine yansımasını anla-tabilmesi ifade edebilmesi için Türkçe konuşabilmesi çok önemli. Kendi örf ve adetlerini anlaması bakımından da Türk-çe bilebilmesi önemlidir.

Bu açıdan gerek eğitimcilerimizin gerek yöneticilerimizin bu konuda da ciddi ça-lışmalar yapması gerekiyor.

Temel olarak sorgulayan bir toplum değiliz. Bir Avrupalı ise böyle değil. Bir Avrupalı politikacı yanlış bir şey söyledi-ğinde devlete ait bir şeyi kişisel amaçlı kullandığında seçmen çatır çatır hesabı-nı soruyor.

Bizim toplumumuz genelde duygusuyla hareket eden bir toplum. İnancını çok öne çıkaran bir toplum. Elhamdülillah Müslüman’ız ama Müslüman demek araştırmayan sorgulamayan, her şeye “evet” diyen değildir.

Psikolojik sorunlarla kendini psikologla-rın odasına atanların ortak şikâyeti işte bu ve benzeri rahatsızlıklardır. Gurbetçi-lerin bireysel halleri öfke, stres, huzur-suzluk, bunalım… Hepsinin temeline baktığınızda içe kapanıklık ve bencillik yatar… Almak vardır ama vermek yok-tur. Paylaşmak duygusu hele hiç yoktur. Bu gizli rekabetin bir değişik yansıma-sını Avrupa’daki gözlemlerimizden yola çıkarak söylemek istiyorum.

Gurbetçi insanlarımız bu gurbet ortamı-na göre kendini geliştirmek ve bu doğ-rultuda eğitmek yerine genellikle rakip gördüğü gurbetçi komşusu, köylüsü veya hemşerisiyle boy ölçüşmek için uğraş veriyor.

Bu haliyle iğneyi kendine batırmadan bir diğer gurbetçi vatandaşa çuvaldız batır-maya kalkışıyor.Anadolu’dan vaktinde Avrupa’ya gelmiş yerleşmiş ev bark sahibi olmuş ve ken-

Avrupa’da yaşayan Türkler arasında gerçekten psikolojik anlamda depresyon ve psi-

komatik vakalarda artış gözlendiğini söyleyebiliriz. Avrupa’da yaşayan, hayatlarını

idame ettiren Türklerin birçoğu gerçekten önemli psikolojik mücadele ile uğraşıyor-

lar. Ama mevzuu şudur ki birçoğu psikolojik bir sıkıntı yaşadığının farkında değil.

Page 19: 169 platform kasim

19 Platform

D o s y a

dine göre Avrupalı olmuş bir gurbetçimiz kendisinden sonra gelmiş bir başka gur-betçi vatandaşımızla güya sohbet edi-yor. Sorduğu sorulardan bir tanesi şu:

Sen ithal misin?

Sorudaki aşağılayıcı ve küçümser eda-ya bakın. Kendisini beğenmeye kibir-lenmeye bakın. Oysa bunu söylerken bu sözün ne anlamları çağrıştırdığından kendisinin bile haberi yok.

Ne demek “ithal”?

Kendi ülkesinde olmayan ve dışarıdan temin edilen ürün demektir. Yani mem-leket haricinden eşya veya mal getirme durumu. O zaman kendisi de bu ülke-de hangi konumda oluyor? Kendisi de memleket haricinden oraya gelmiş veya getirilmiş olmuyor mu? Peki bu gurbetçi vatandaşımız bu düşüncesiz ifadesiyle aslında ne söylemek istiyor?

“Sen buraya istek olarak mı çağrıldın, yok-sa birisinin aracılığıyla mı geldin?” Sanki kendisinde olduğu gibi yıllar önce istek ile çağrılanlar birinci sınıf gurbetçi, daha sonra birisini aracı kılınarak gelip burada iş arayıp bulmak ikinci sınıf bir gurbetçi.

Diğer yandan konunun bir başka boyutu daha var ki daha ürkütücü… Bu soruyu aynı vatandaşa bir gurbetçi değil de ora-da yaşayan bir Hollandalı,Fransız veya Al-man veya İsviçreli insan sorsa ne denirdi?

‘Vay ırkçılık yapıyor!’

Oysa kendi gurbetçimiz, kendi kendini beğenmişliği yüzünden diğerine üstün-lük taslamak için hem ırkçılık yapmış oluyor hem manevi anlamda gurur ve kibir yönünden tedavi edilmesi gereken bir hasta olduğunu gösteriyor.]Bilgiden, teknolojiden, genel kültürden ve hele de manevi kültür pınarlarından beslenemeyen insan sürekli maddeyle uğraşmak durumunda kalıyor.

Bir uçağın iki kanadı gibi ikisi de insana lazım olan madde ve mana durumunda

sadece madde tarafına ağırlık verildiği için de hem kendisi hem çevresi maddi arenada dönüp duruyor. Hayatını tama-men maddiyata adamış, birikim yapmayı para kazanma, ev alma arsa alma olarak görmüş bu insanlar ne yapıyor?

Bunlara kavuşmayı hayatının amacı ya-pıyor. Bu onu bir süre rahatlatıyor. Ra-hatladığını zannediyor. Ama aslında çok huzursuzdur. Acaba kendisi yeteri kadar bu amacına ulaşabildi mi? Kendisinden daha önce bu amaçlara ulaşanlar var mı? Var ise onlar nasıl ulaşmış olabilirler?Beyni sürekli olarak böyle bir maddi en-dişe içinde olduğu için iki üç kişi bir ara-ya geldiğinde bilerek bilmeyerek, far-kında olarak ya da olmadan birbirlerine bu konuyu soruyorlar: Önce “nasılsın iyi misin? Kimlerdensin?” deniliyor. Ardın-dan ikinci soru şu:

Memlekette durumun nasıl? Mal mülk var mı? Parayı ne ettin?

Yatırım yapabildin mi? Evin var mı? Ço-cuklara ev alabildin mi? Eğer bunlara verilen cevap “evet” ise o kimse karşı-sındakinden başarılı not almıştır:

Bravo. Helal olsun. Adam işi biliyor. …

Eğer bunlara verilen cevap “hayır” ise o kimse ne yaparsa yapsın, ağzıyla kuş tut-sun, başarısızdır. Bir baltaya sap olama-mıştır. Çünkü daha bir evi bile yoktur…

Kaynak : Aradigim Kitap Iste Bu www.kekeleme-psikoloji.de

Page 20: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 20Platform

H a b e r

Ekonomi Bakanı Henk Kamp tarafından Salı günü yapılan açıklamada, aralarında ING,

Triodosbank, Accenture ve Gouda Sigortası gibi ortakların bulundu-ğu, bağımsız ve özel kredi şirketi Qredits’in kredi limitinin 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren 250.000 euroya çıkartıldığını belirtti.

Bu gelişme ile birlikte Qredits KOBİ’ler için önemli bir alternatif ha-line geldi.

Ekonomi Bakanlığı tarafından yapılan araştırma sonuçlarında , özellikle kü-çük ve orta ölçekli işletmelerin finans alanında büyük ihtiyaç duyduğunun ortaya çıktığı belirtiliyor. Yapılan bu kredi miktarı tavan seviyesinin artırıl-ması ile birlikte işletmeler için kredi

olanaklarının da genişleyeceği tah-min ediliyor.

Geçtiğimiz yıllar içinde bankaların açığını kapatma konusunda Qredits şirketinin kendini gösterdiğini be-lirten Bakan Kamp, “kredi limitinin 250.000 euroya çıkartılması şirketle-re ek finansman için fırsat sağlayacak ve ekonomik büyümeye katkıda bulu-nacak” ifadesini kullandı.

2009 yılından bu yana faaliyet göste-ren Qredits şirketi özellikle mikro kre-di alanında yeni başlayan ve var olan şirketler için çalışıyor.

İlk kurulduğu yıl 50.000 euroya ka-dar kredi veren şirket 1 Kasım 2013 yılında kredi limitini 150.000 euroya kadar çıkartmıştı.

Ödenekler konusunda yetkili devlet ku-rumu UWV tarafından pazartesi günü yapılan açıklamaya göre WW ödene-

ğinden sonra Sosyal Yardım Ödeneği (Bijs-tandsuitkerşng) alan kişilerin büyük çoğun-luğu, 55 yaş üstü, düşük eğitim seviyeli tek başına yaşayan kişilerden oluşuyor. Özellikle son beş yıl içinde bu kişilerin sayısında artış gözlemleniyor.

2008 ila 2013 yılları arasında WW ödeneğin-den sonra sosyal yardım ödeneği alan kişilerin sayısı 14 binden 31 bine çıktı. Tahminlere göre bu sayı bu yılın sonunda 34 bine önümüzdeki yıl ise 36 bin kişiye yükselecek.

Toplamda WW ödeneğinden sonra Sosyal Yar-dım Ödeneği alanların oranı yüzde 6,5, bunla-rın yüzde 96’sı ise en uzun ww ödeneği alan ve bir daha WW ödeneği uzatma hakkı bulunma-yanlardan oluşuyor.

MKB kredi limiti 250.000 euroya çıkıyor

Sosyal Yardım Ödeneği alan kişilerin çoğunluğu, 55 yaş üstü

Özellikle orta ve küçük ölçekli işletmelere kredi konusunda yardımlarda bulunan Qredits şirketi kredi limitini 250.000’euroya çıkartıyor.

Düşük eğitim seviyesine sahip 55 yaş üstü yalnız yaşayan kişilerin işsizlik ödeneğinden sonra sosyal yardım ödeneği alan en büyük grup olduğu ortaya çıktı.

Page 21: 169 platform kasim

21 Platform

H a b e r

Yönetmenliğini ve yapımcılığını 3 Emmy ödülü sahibi Terry Spencer Hesser'in üstlendiği belgesel, Hiz-

met Hareketi ve harekete fikirleriyle reh-berlik eden Fethullah Gülen’i anlatıyor. Gösterim sonrasında, yapımcısı Terry Spencer, "Love is a Verb" belgeselinin Fet-hullah Gülen'in takipçilerini işleyen bir bel-gesel olduğunu söyledi. Spencer " Bu bel-gesel ile amaç Hizmet Hareketinin yaptığı işleri, ideolojiden ziyade insanlara objektif bir şekilde anlatmak. Hizmetin geçmişini ve Türkiye'de ki serüven tarihini anlatma-ya çalıştık. Daha doğrusu Hocaefendi'nin geçmişini ve dine baskı uygulanan bir ül-kede dini bir yaşantıyı hayata geçirmesi ve onu sevenler ile birebir görüşerek bu bel-

gesel hazırladık. Bu ödüllü belgeseli ABD başta olmak üzere, Brüksel, Paris, Berlin, Stutgart ve Amsterdam'da izleyici ile bu-luşturduk. Akabainde Londa, Yeni Zellan-da ve İskandinav ülkelerine gideceğiz."Amsterdam Rode Hoed'ta "Love is a Verb" Hizmet Belgeselinin organizesini yapan Platform İNS Genel sekreteri Alper Alasağ, programa yoğun talep dolayısıyla 3 katlı salona 420 kişinin başvurduğunu söy-ledi. Alasağ " Davete katılanlar Hizmet hareketi hakkında bilgi sahibi olmak isteyen, tanıyan politikacılar, akademisyenler, farklı STK'ların başkanları olmak üzere Hollanda'nın her ye-rinden insanlar katıldılar.

Amsterdam’da Gülen Cemaatını konu alan belgeselAmsterdam Rode Hoed'da düzenlen gala gecesine üniversite, akademisyen ve siyaset dünyasından isimlerin yanı sıra bazı STK ‘lardanda katılanlar vardı.

Akşam 17:00’den gece 24:00’e kadar evlere

servis yapılır!

Burg. de Vlugtlaan 531063 BG Amsterdam020 614 47 81 www.kapadokyarestaurant.nl

MenukaartÇorbalarKahvaltı

MezeSıcak YemeklerKayseri Mantısıİskender Kebab

Pideler (Etli ekmek)Izgara Çeşitleri

ShoarmaKiremitte balık / tavuk / kuşbaşı

Soğuk mezelerPizza

Tatlılar

KapadokyaEethuis

Kiremitte balık / tavuk / kuşbaşı

KapadokyaKapadokyaK

Page 22: 169 platform kasim

2215 Kasım-15 Aralık 2014Platform

H a b e r

Amerika’nın Sesi’nin (VOA) Berlin kaynaklı habe-re göre, Almanya’da yayınlanan iki araştırmadan biri uyum süreci ile bağlantılı “şaşırtıcı” bilgiler

içeriyor. Essen kentinde bulunan Türkiye Uyum Araş-tırmaları Merkezi TAM tarafından yapılan araştırmaya göre ülkedeki Türk göçmenlerin yüzde 78 ile büyük bir bölümü Almanya'da kendini evinde hissediyor, an-cak yaşamlarını artık kalıcı olarak burada sürdürmeyi planlayanların oranı sadece yüzde 20

Bin kişinin görüşü alınarak yapılan araştırmada “Al-manya benim vatanımdır” diyenlerin oranı ise yüzde 20. Katılımcıların yüzde 30'u hem Almanya'yı hem de Türkiye'yi, yüzde 44'ü de sadece Türkiye'yi vatanı olarak kabul ediyor. Yetişkin yaştaki her 5 Türk göç-meden biri orta ve uzun vadeli olarak Türkiye’ye geri dönmeyi planladığını ifade ediyor.

Almanya’daki Türklerin

Uyum Sorunları

Almanya’daki Türklerin uyum sorunları, ABD medyasında haber konusu oldu. Almanya’da gazetelerde yer alan iki araştırmanın sonuçları ülkede yaşayan Türklerlerle ilgili değişik ve ilginç verileri kamuoyuna sunduğuna dikkat çekilirken ülkedeki Türk göçmenlerin yüzde 78 ile büyük bir bölümü Almanya'da kendini evinde hissediyor, ancak sadece beşte birinin, yaşamlarını kalıcı olarak orada sürdürmeyi planladığı ortaya çıkıyor. Bir araştırmaya göre, Almanya’daki Türklerin yüzde 44’ü, sadece Türkiye’yi vatan olarak kabul ediyor.

Page 23: 169 platform kasim

23 Platform

H a b e r

ALMANYA'DA DOĞAN GENÇ TÜRKLERDEN YÜZDE 43'Ü DÖNMEK İSTİYOR

Almanya’da doğup, büyüyen gençlerden Türkiye’ye geri dönmek isteyenler ise yüzde 43. Araştırma sonuçlarını irdele-yen yorumlara göre bu “şoke edici” yük-sek sayının nedenlerinden biri ayrımcılık ve dışlanma. Buna karşın Almanya’da dünyaya gelen ve 2. ve 3. Nesil olarak ta-nımlanan genç Türkiye kökenli göçmen-lerin eğitim durumları giderek düzeliyor, yüzde 87’sinin en az meslek eğitim diplo-maları bulunuyor. Ancak iş ve ev ararken ayrımcılığa uğradıklarını düşünenlerin oranı yüzde 64. Büyük bir olasılıkla bu deneyimin bir sonucu olarak Türklerin yüzde 73'ü kendini Almanlardan “çok farklı” görüyor.

TÜRKLERİN AYLIK ORTALAMA GELİRİ 2 BİN 393 EURO

Türklerin aylık ortalama geliri 2 bin 393 Euro, Almanlarda ise bu miktar ortalama

3 bin 100 Euro. Araştırmanın olumlu so-nuçlarından biri Türkiye kökenli göçmen-lerin sosyal yaşamları ile ilgili. Ankete katılanların yüzde 75'i Alman arkadaşı olduğunu söylüyor.

Bunlardan üçte ikisi Alman arkadaşını evinde misafir ettiğini, yine üçte ikisi de Alman arkadaşı tarafından davet edildiği-ni belirtiyor.

TÜRK İŞ YERLERİNİN EKONOMİ-YE YILLIK GETİRİSİ 13 MİLYAR EURO

Araştırmanın bir diğer sonucu ise Türki-ye kökenli göçmenlerin girişimci ruhunu kanıtlıyor. Sayıları 100 bine ulaşan ve 400 bin kişiye istihdam sağlayan Türk girişimciler Alman ekonomisine önemli katkı sağlayan göçmen grupların başında geliyor.

Çoğu satış ve gastronomi sektöründe yer alan Türk iş yerlerinin ekonomiye yıllık getirisi 13 milyar Euro.

HER ALMAN YILDA EN AZ BEŞ PORSİYON DÖNER TÜKETİYOR

Aynı gün yayınlanan bir diğer araştırma Almanya’da Türk iş yerleri dendiğinde akla ilk gelen döner büfeleri ile ilişki-li. Gene Türkiye Uyum Araştırmaları Merkezi’nin araştırmasına göre, her Al-man yılda beş porsiyon döner tüketiyor, başka bir deyişle Almanya’da yılda en az 400 milyon porsiyon döner yeniliyor.

ALMAN ERKEKLERİNİN YÜZDE 24’Ü EN ÇOK DÖNERİ SEVİYOR

Döner hazır yiyecekler arasında sosis ve pizzayı geçerek birinci sıraya yerleşir-ken, Alman erkeklerinin yüzde 24’ü dö-neri en çok sevdiği yemek olarak tanım-lıyor. Dönercilik sektörünün yıllık cirosu 2,5 ile 3 milyar euro arasında olarak tahmin ediliyor. Hamburger satan zin-cirlerin ortak cirosu ise 3,1 milyar Euro. Almanya’da çoğu aile işletmesi toplam 16 bin döner büfesinde çalışanların sa-yısı ise 60 bin kişi.

İple Kaş Alımı

€7,-Saç Kesimi

€10,-

Dames Kapsalon Nevena

Pazartesi’den Cumartesi’ye kadar, sabah 09:00’dan akşam 18:00’e kadar açığız!

Vespuccistraat 117 • 1056 SL AmsterdamTel: 020-2235843 • www.kapsalon-nevena.nl

Saç Boyama € 35,-’ten, fön uygulamaları ise

€ 15,50’den başlamakta olup, KEUNE Marka boya kullanıyoruz

Page 24: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 24Platform

H a b e r

Mal varlığı nasıl tespit edilir?Hollanda'da sosyal ödenek alan herkes mal varlığını beyan etmek zorundadır. Bildirmedikleri taktirde ileride yapılacak bir araştırma ile mal varlığı tespit edilirse ödenek derhal kesiliyor ve şahıstan geri-ye dönük ödeme talep ediliyor.

Belediye Türk vatandaşlarının mal varlık-larını üç şekilde tespit edebiliyor:

• Sosyal ödenek alan kişinin kendi beyanı• Türk vatandaşlarının izin döneminde kaldığı yerlerin belediye tarafından sorgulanması ve bu yolla kişiye ait bir evin olup olmadığının öğrenilmesi• Sosyal ödenek alan kişinin şikayet edilmesi

''TURYAP, gurbetçileri ispiyonluyor.'' iddiasıAlmaya'da ofisi bulunan TURYAP'ın bir yetkilisinin eyalet yönetimine mektup gönderdiği, bu mektupta sosyal ödenek alan Türklerin Türkiye'deki mal varlıkla-rını araştırabileceklerini belirttiği ve bilgi başına da 250 Euro talep edildiği öne sürüldü.

Hürriyet Gazetesi'ne açıklamada bulu-nan Yönetim Kurulu Üyesi Başak Soner; ''Hollanda adına yapılan araştırmada tek-lif Hollanda devletinden geldi. Biz teklif götürmedik.'' dedi.

Vatandaşlarımız TC kimlik numaralarını vermek zorunda değil!Hollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı Ejder Köse: “Hollandalı ma-kamlar araştırmayı kolaylaştırmak için vatandaşlarımızdan TC kimlik numara-larını istiyor. Vatandaşlarımızın TC kim-lik numaralarını verme zorunluluğu yok. Malvarlığı araştırmaları genellikle hukuka aykırı bir şekilde yürütülüyor.'' dedi. Sosyal ödenek alan bir Türk vatandaşı hakkında yapılan şikayeti değerlendir-mek isteyen belediye, vatandaşımızdan TC kimlik numarasını talep etmiş, bunun üzerine Türk Hukukçular Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Rasim Küçükünal olayı mahkemeye taşımıştı.Hollanda’da Rotterdam Mahkemesi, sosyal yardım alan ve Türkiye’de mal var-lığı olduğundan şüphe edilen Türklerin TC kimlik numaralarını vermek zorunda olmadığına hükmetti. Türk Hukukçular

Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Ra-sim Küçükünal, “Mahkeme sözkonusu mal araştırma komisyonuna TC kimlik numarasının verme yükümlülüğü bulun-madığını kararlaştırdı.Bunun yanısıra mahkeme davalı vatan-daşımızın sosyal ödeneğinin prosedür süresince devam etmesi gerektiğine hükmetti” dedi.

Tilburg Belediyesi, yaklaşık 250 Türk ailenin mal varlığını yasadışı yollardan araştırdı!Tilburg Belediyesi, hukuka aykırı bir şe-kilde yaklaşık 250 ailenin malvarlığını araştırmış.

Bu haber için Tilburg'a gidip, orada mağ-dur edilen Türk vatandaşları ile görüştük. Bu sayının aslında daha fazla olduğunu ve şu an sosyal ödenek alan Türklerin bü-yük panik yaşadıklarını savunan Tilburg sakinleri, ''Çoğu vatandaşımız, durumları-nı gizleme yolunu seçiyorlar.'' diyor.

Haberleri olmadan Türkiye'deki mal var-lıkları araştırılmış vatandaşlarımız, duru-mu posta kutularına atılan mektupla öğ-renmişler.

Türklerin Mal Varlıkları Yasadışı Yollardan AraştırılıyorSavaş Büyük Tipi

Hollanda'da ödenek alan çok sayıda Türk vatandaşının Türkiye'de olan mal varlıkları usulsüz yollardan araştırılarak maaşları kesiliyor. Son dönemde bu durumu kolay para kazanma kapısı olarak görüp, Almanya ve

Hollanda başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde ofisleri bulunan Türk emlak şirketlerinin gurbetçileri ispiyonladığı da iddialar arasında. Hollanda'da yaşayan Türklerin mal varlığı bilgilerini Türkiye'deki tapu dairelerinden yasadışı yollardan tespit eden emlak şirketlerinin bu bilgileri Hollanda devletine sattığı, bu nedenle binlerce gurbetçinin ödeneğinin kesildiği ve önceden aldığı yardım paralarını geri ödemek zorunda bırakıldığı öne sürülüyor.

Page 25: 169 platform kasim

H a b e r

25 Platform

''2002'den beri ödenek alıyorum. Bu süre zarfında beş sene gönüllü olarak bazı kurumlarda çalıştırıldım. Ne yazık ki! yaşım ilerlediği için kimse bana iş vermiyor.

6. ayın sonunda sosyaldan bir mektup aldım. Mektupta Türkiye'de mal varlığım olduğu belirtiliyordu ve bana randevu tarihi verilmişti.

Görüşmeye gittiğimde benden haber-siz olarak Türkiye'de bulunan bütün mal varlığımın araştırıldığını, evimin kapı numarasına kadar fotoğraflarının çekil-diğini gördüm. Bütün bu evrakları bana gösterdikten sonra, benden evimin tapu bilgilerini istediler. Bunun üzerine

Türkiye'de bulunan Hollanda Sosyal Güvenlik Ateşeliğine gidip, hakkımda araştırma yapılıp yapılmadığını sordum. Yetkili, ''Hakkınızda herhangi bir araştır-ma yapılmamış.''dedi. Böylece bilgileri-me resmi yollardan değil, avukat ve em-lakçılar aracılığı ile hukuksuz yollardan ulaşıldığını anlamış oldum.

Türkiye'de miras yoluyla kardeşlerime ve bana üç tane ev kaldı. Bu evlerden birinin tapusu benim üzerime, diğer ev-ler ise henüz pay edilmedi. Tapu daire-sinden gerekli evrakları aldıktan sonra tekrar Hollanda'ya döndüm. Bu sefer de benden bu evrakları Hollandaca'ya tercüme ettirmemi istediler. Bunun için param olmadığını söyledim ama ''Senin

problemin!'' diyerek görüşmeyi sonlan-dırdılar.

Şu an iki aydır maaş alamıyorum ve 2002'den beri bana ödemiş oldukları parayı geri istiyorlar.''

''Hastalığımdan dolayı çalışamadığım için yaklaşık 20 yıldır ödenek alıyorum. Türkiye'de tapusu benim üzerime bir ev bir de dükkan vardı. Ev, babamdan kal-

mıştı. Dükkanı ise çalıştığım dönemde almıştım. Bu yaz tatilinde ikisini de çok düşük fiyata sattım.

İzinden sonra Hollanda'ya döndükten sonra 9. ayda arkadaşlara gelen mek-tup bana da geldi. Yine aynı şekilde mal varlığım benden habersiz olarak araştı-rılmış. Bana belirtilen tarihte randevuya gittiğimde masaya evimin ve dükkanı-mın fotoğraflarını koydular.

Ben de ikisini de düşük fiyata sattığımı, elime geçen parayı izinde harcadığımı, şu an hiçbir mal varlığım olmadığını söyledim. Bunun üzerine izin dönemin-de dondurulan maaşımı tekrar almaya başladım.

Tilburg'da hukuksuz yollardan mal varlı-ğı araştırılmış çok sayıda aile var.''

Musa Baran:

''İki aydır maaş alamıyorum''

Hayri Demir:

''İzindeyken maaşımı dondurdular''

Page 26: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 26Platform

H a b e r

Hollanda Türk Hukukçular Birliği (THB) Başkanı Ejder Köse, konu hakkında dergimize önemli açıklamada bulundu. Bu yolla mağdur edilen vatandaşlarımı-zın birlik olmasını ve bir platform oluştur-masını tavsiye eden Köse, açıklamasına şu şekilde devam etti:''24 Eylül 2014 tarihinde Hollanda Da-nıştayı yurtiçinde hukuki yollardan elde edilmeyen bilgi ve belgelerin delil ola-rak kabul edilemeyecegine hükmetti. Henüz yurtdışı için geçerli olmasa dahi bu karar bizim doğru yolda olduğumuzu gösteriyor.

Bu belge ve bilgilere nasıl ulaştınız?Hollanda Devleti usulsüz yollardan ya-pılan araştırmayı Hollanda ve Türkiye arasında imzalanan Sosyal Güvenlik

Anlaşması'na dayandırmaktadır ama o anlaşmada kesinlikle bu yönde bir mad-de bulunmamaktadır.

Hukuki çerçevede araştırma yapılabil-mesi Adalet Bakanlığı ve Sosyal Güven-lik Bakanlığı aracılığı ile mümkün olabil-mektedir.

O nedenle böyle bir sorunla karşılaşan vatandaşımız ilk olarak; ''Bu belge ve bilgilere nasıl ulaştınız?'' sorusunu sor-mak zorundadır.

Türkiye'de özel yaşam anayasa ile ko-ruma altına alınmıştır. Vatandaşlarımı-zın bilgilerine usulsüz yoldan ulaşılma-sı özel yaşamın ihlali alanına girmekte ve suç teşkil etmektedir. Maalesef Türkiye'de bilgi ve belgeleri veren Tapu

Kadastro'da çalışan memur, suç işledi-ğinin farkında bile değil. Göz göre göre kanun ihlal ediliyor.

Maaşları kesilen vatandaşlarımız, hemen Yıldırım Mahkemesi'ne gitmeli, hakkını savunmalıdır. Bu, hak hukuk mesele-sidir. Gizlenirlerse ve suskun kalırlarsa daha çok üzerlerine gidilecektir.''

Avukat Ejder Köse:

''Özel hayat ihlal ediliyor!''

TÜRKÇE : CUMARTESİ VE PAZAR CBR SİSTEMLİ DERS VERİLMEKTEDİR.SAAT 16:00’DAN 18:00’E KADAR2 AYLIĞI € 100,-

Deurwaarder ve Incasso bürolarıyla başınız dertte mi?

Tel./fax: 010 - 737 06 76Slinge 584 / 1.kat3086 EX Rotterdam

[email protected]

Page 27: 169 platform kasim

Platform27

H a b e r

Özel icra büroları kendi elemanlarına inti-har konusunda eğitim vermeyi hedefliyor. Kurslarda memurlara, bir kişinin intihara eğilimi olup olmadığı veya böyle bir pozis-yonla karşılaşıldığında nasıl hareket etme-si gerektiği öğretilecek. Şuanda 1 milyon dosyaya bakan, Hollanda’nın en büyük icra bürosu GGN, borçlu olan ve bu borcun altından kalka-madığı için intihar eden kişilerin sayısının arttığını bu nedenle kursların gerekli oldu-ğunu belirtiyor.Güncel olayların işlendiği EenVandaag televizyon programına konu olan bu ge-lişme, bir yandan bir kişinin hayatını kur-tarmak amacıyla iyi bir gelişme olarak yo-

rumlansa da bazı çevrelere göre toplum içindeki değişimi de gözler önüne seriyor.GGN bu konuda yaptığı açıklamada, geç-tiğimiz bir buçuk yıllık dönem içinde ken-disine ulaşan vakalara bakıldığında intihar girişimlerinin arttığını gözlemlediklerini belirtiyor. Bu nedenle çalışan memurla-rın, intihar konusunda deneyimli olmasını amaçlayan GGN, en azından insanların hayatını kurtarabileceğini düşünüyor. Ve aynı zamanda kendi memurlarını da bu duruma karşı korumayı hedefliyor. GGN direktörü Alex Grobbee “böyle is-tenmeyen bir durumla karşılaşan büro memurlarının, her şeyi yaptıklarını bile-rek, yaşanan intihar vakasında suçluluk

duymamaları için her türlü olaya hazırlıklı olmaları gerektiğini” belirtiyor.Yapılan bir araştırmaya göre 2008 ile 2012 yılları arasında yaşanan mali kriz sonucu intihar girişiminde bulunan kişile-rin sayısı yüzde 30 civarında artış göster-di. Yine aynı dönem içinde işsizlik, borç miktarları, gerekli olan mecburi ödemeleri yapamayanların ve en sonunda evlerinden atılanalrın sayısı da artış gösterdi.

Avrupa Evsizleri Koruma Federasyonu ile Avrupa Kiliseler Birliği, toplumun fakir ke-simlerinin sosyal haklarının yeterince sağ-lanamadığı gerekçesiyle Hollanda'yı Avru-pa Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Sosyal Haklar Komitesi'ne şikayet etti.

Komite, bu şikayetler üzerine bugün aldığı kararda, Hollanda'nın Avrupa Sosyal Şartı uyarınca sorumluluklarını yeterince yerine getirmediği eleştirisinde bulundu.

Kararda, bu ülkede mevcut yasaların ve uygulamaların, çocuklar da dahil olmak üzere, toplumun yoksul kesimlerinin sos-yal haklarının Avrupa Sosyal Şartı koşulla-rından uzak olduğu uyarısı yapıldı.

Karada özellikle, "oturma ve çalışma izni olmayan göçmenlerin ve ailelerinin konut sorununun önemi boyutlara ulaştığı" kay-dedildi.

Ayrıca, toplumda zor koşullar altında ya-şayan gruplara yönelik, gıda, giysi gibi sosyal yardımların da yeterli olmadığı vur-gulandı.

Karar, gereğinin yapılması için Avru-pa Konseyi'nin karar organı Bakanlar Komitesi'ne sunuldu.

Avrupa Sosyal Şartı'nı kabul eden ülke, bu tür toplu şikayetlerin incelenmesini de taahhüt etmek zorunda kalıyor.

Borcunu ödeyemeyenler arasında intihar olayı arttı

Avrupa Konseyi: "Evsiz ve göçmenlerin sosyal hakları ihlal ediliyor"

Özel icra büroları (deurwaarderskantoren) çalışan memurlarını, borçluların intihar eğilimlerini zamanında anlayabilmeleri ve dikkatli olmaları için kursa gönderecek.

Avrupa Konseyi, Hollanda'yı evsizlerin ve göçmenlerin sosyal haklarının ihlal edildiği konusunda uyardı.

Page 28: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 28Platform

H a b e r

Hollanda’daki Türk iş yerlerinin güncellenmiş son hali

Reklamlarınız için ulaşacağınız tek adres

Derkinderenstraat 108/B • 1061 VX  Amsterdam • Tel: 020 - 614 53 63 • Fax: 020 - 613 24 23

“ b i l g i y i p a y l a ş m a n ı n e n h ı z l ı a d r e s i ”

2015 Yılı Rehberine

Reklam Çalışmaları Başlamıştır.

2015 Yılı Rehberine

Reklam Çalışmaları Başlamıştır.

Page 29: 169 platform kasim

Kişisel bütçede (pgb) 2015 yılında yapılacak değişiklikler

Hollanda’da her vatandaş

normal ba-kımdan daha fazla bakıma

gereksinimi varsa, belirli

bir engeli mevcut yardı-

ma ihtiyacı olduğunda kişiye has

bütçe hakkına sahiptirler.

Örneğin yetişkin ya da yetişkin

olmayan kro-nik, bedensel

ve zihinsel olarak engelli

olanlar, psikolojik sorunları

olanlar.

ALİ OSMAN BİÇEN

Yeni bir güncel konu ile siz okurlarıma merhaba di-yerek bu ayki konumuzu sizlerle paylaşmak istiyo-rum. Hollanda’da kişinin kendi bakımını kendisinin finanse ve organize etmesi için hesabına kurumlar tarafından aktarılan, Hollandacası ve halk tarafın-dan bilinen PGB (Persoonsgebonden budget) kişisel bütçe ile ilgili 1 Ocak 2015 tarihinden iti-baren uygulanacak değişiklikleri, kişisel bütçenin kimler için, neden yeni yılla birlikte değişikliklere gidilme gereksinimi duyulduğunu, Sosyal Sigorta-lar Kurumu’nun (SVB) niçin bakım şözleşmenizin kopyasını sizden talep etmesi gibi sorularınıza bu güncel yazımla değinmek istiyorum.

Önce PGB (Kişisel bakım bütçesi) nedir?Bakım gereksinimi olan kişilere para verilerek, o kişi kendi bakımını bir başka şahış ya da kuruma yaptırması, bunu kendisi para olarak ödemesi için verilen bir para bütçesidir. Mevcut olan şu durumda iki çeşit PGB (kişisel bakım bütçesi) vardır. Birincisi PGB-AWBZ (Genel olağan has-talık giderleri için kişisel bakım bütçesi): bu kişi-sel bakım, kişiye refakat ve rehberlik, kısa süreli kişinin bir yerde kalmasını içermektedir. İkincisi ise PGB-WMO (Toplumsal destekleme yasası için kişisel bakım bütçesi): Bunun amacı, kişinin evinde oturabilmesini sağlamak için yapılan yar-dım olarak belirtebiliriz.

Hollanda’da her vatandaş normal bakımdan daha fazla bakıma gereksinimi varsa, belirli bir engeli mevcut yardıma ihtiyacı olduğunda kişiye has bütçe hakkına sahiptirler. Örneğin yetişkin ya da yetişkin olmayan kronik, bedensel ve zihinsel olarak engelli olanlar, psikolojik sorunları olanlar.

Daha önce belirtiğim gibi şu anki mevcut iki çe-şit PGB (kişisel bakım bütçesi) 2015 yılında ek olarak iki çeşit PGB daha eklenecek. Bunlardan biri PGB-Jeugdwet (Gençlik yasası kişisel bakım bütçesi) ve diğeri ise PGB-ZVW (Bakım sigortası kişisel bakım bütçesi).

1 Ocak 2015 tarihinden itibaren neler değişecek?Bu tarihten itibaren PGB ile bakım karşılığı öde-me şekli değişerek. Bundan böyle kendi hesa-bınıza yatırılan kişisel bakım bütçesi (PGB) sizin hesabınıza değil, Sosyal Sigortalar Kurumu’nun hesabına yetkili kurum tarafından yatırılacak.

Sizin bakım masraflarınızın ödemeleri Sosyal Si-gortalar Kurumu tarafından sizin vereceğiniz tali-matla gerçekleştirilecek. Sosyal Sigortalar Kuru-muı (SVB) bakım hizmetini yapan kişiye ödemeyi fatura, çalısma saat çizelgesi ya da aylık olarak yapacak. Bundan böyle yeni yıldan sonra oto-matik olarak hesabınızdan bakım veren kişi ve kurum para çekemiyecekler. Şu an size bakım sunan kişi ya da kuruma otomatik ödeme yetkisi verdiyseniz, bu yetkiyi 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geri çekmelisiniz.

Peki bu kimler için geçerli olacak?Bu değişiklik 2015 yılından itibaren Toplumsal Destekleme Yasası (WMO), Gençlik Yasası (Je-ugdwet) , bu tarihte AWBZ (Genel olağan hasta-lık masrafları) ya da WLZ (Uzun süreli hastalar) doğrultusunda kişisel bakım bütçesi (PGB) alan kişiler için geçerli olacak. Şayet sağlık sigortanız aracılığı ile kişisel bakım bütçesi alıyor iseniz, bu Sosyal Sigortalar Kurumu’na değil sizin hesabını-za gönderilecek.

Neden böyle bir değişikliğe gidildi?Kişisel bakım bütçesinden bakım hizmti veren kişi ya da kurumlara yapılan ödemeler muhasebe ve sorumluluk gerektirmekte olduğundan. Hükü-met bu yol ile yolsuzluk yapmayı engellemek ve harcamaları kontrollü şekilde kayıt altına almayı planlamakta olduğunu görüyoruz.

Bir diğer önemli konu; Sosyal Sigortalar Kurumu (SVB) bakım hizmeti veren kişi ile aranızda im-zalanan bakım şözleşmesinin kopyasını sizden isteyecek. Bu şekilde Sosyal Sigortalar Kurumu sözleşmenin, ödemelerinin ve size hizmet veren bakıcı şahsın doğru olup olmadığını her ödeme talebinde kontrol edebilmesi amaçlanmaktadır. Şayet Sosyal Sigortalar Kurumu’na bakım söz-leşmesinin kopyasını göndermezseniz, size ba-kım sunan kişiye Sosyal Sigortalar Kurumu öde-mede bulunmaz. Henüz bir bakım şözleşmeniz yok ise, Sosyal Sigortalar Kurumu model bakım şözleşmesini kullanabilirsiniz. Bu ayki yazımızda sizinle kişisel bakım bütçesi (PGB) konusunu ve bununla ilgili yeni yıldan iti-baren geçerli olacak değişiklikleri kısa da olsa ele almaya çalıştık. Bir sonraki güncel bir konu-da buluşmak üzere sağlık ve huzurlu bir yaşam dileklerimle…

29

G ü n c e l

Platform

Page 30: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014Platform 30

H a b e r

Hükümetin planı doğrultusunda fu-huş sektöründe çalışanlar yeni bir yaşama hazırlanacak.

Eğitim, barınma, iş bulma ve bağımlılık-tan kurtulma gibi konulardaki giderleri devlet tarafından karşılanacak.İnsan kaçakçılığı ve kadın istismarının önlenmesi için paralı seksle mücadele kararı alan Hollanda, fuhuş sektöründe çalışanları sektörden ayrılması için ulusal bir ağ oluşturacak.Güvenlik ve Adalet Bakanlığı, fuhuş sek-

töründen ayrılmak isteyen seks işçileri için 4 yıllık bir plan geliştirdi. Bakan Ivo Opstelten, plan için yıllık 3 milyon euro bütçe ayrıldığını açıkladı.

Yeni ve bağımsız bir yaşam

Fuhuş sektöründen kurtulmanın bir ya-şam değişikliği ile mümkün olacağını belirten Opstelten, seks sektöründe ça-lışanlar konusundaki tabu nedeniyle ba-ğımsız bir yaşam kurmanın zor olduğunu vurguladı. >>>

Hollanda’da kadın ticaretine savaş açtıGalatasarayın Hollandalı yııldızı Sneij-der, Suriyeli kızlara Hollanda'da fuhuş yaptırılmasına karşı çıkan, "özgürlük için öde" kampanyasına destek verdi.

Eşi Yolanthe Cabau tarafından 2008 yılında kurulan " Bir kızı özgürleştirin vakfı"nın elçisi olan Wesley Sneijder, fuhuşa savaş açtı.

Cabau'nun çalışmalarına sık sık des-tek veren Hollandalı yıldız oyuncu, dün çarpıcı bir Tweet atarak Suriye'den pa-saport karşılığı Hollanda'ya getirilen ve fahişe olarak kullanılan küçük yaştaki kız çocuklarını kurtarmak için başlatılan kampanyaya anlamlı bir destek verdi.

Yaşanan zulme sessiz kalmadı

Sneijder, mesajında "Hollanda'da er-keklerin küçük kızlara fuhuş yaptırmak için ödediği para her geçen gün artı-yor. O yüzden ben de 'özgürlük için öde' kampanyasını destekliyorum" ifa-delerini kullandı.

Yolanthe 2008’de vakıf kurmuştu

Sneijder, böylesine önemli bir proje için çağrı yaparken eşi Yolanthe'nin 2008'de kurduğu vakıf, Hindistan, Taylan gibi ülkelerden getirilen kızların kurtarılması için yaptığı çalışmalarla da biliniyor.

Devlet Fuhuş sektöründe çalışanları kurtarmak için 3 milyon Euroluk fon ayırdıHollanda hükümeti, fuhuş sektöründe çalışanları gönüllü olarak sek-töründen ayrılmasını sağlamak için yıllık 3 milyon euro kaynak ayırdı.

Page 31: 169 platform kasim

31 Platform

H a b e r

1999’ dan beri hizmetinizdeyiz

Hizmetlerimizden faydalanmak için

ilginizi çektiğimizi umuyoruz.

İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz

hakkında daha fazla bilgi almak

isterseniz, bizimle temasa geçiniz.

Tel.: 075 - 771 46 36Fax: 075 - 635 70 49

[email protected]

Bakan'a göre, hazırladıkları plan, seks sektöründe çalışanların yeni ve bağımsız bir yaşam kurmasına yardımcı olacak.

Hükümet, seks işçilerinin bağlı olduğu örgütlerle birlikte çalışacak.

Fuhuş sektöründen ayrılan seks işçileri-ne eğitim, barınma, iş bulma, varsa ba-ğımılıktan kurtulma gibi konularda yardım yapılacak. Seks işçilerinin psikososyal konulardaki rehabilitasyonu sağlanacak.

Hollanda 2008 yılından bu yana bazı büyük kentlerde benzer bir çalışma yü-rütüyordu. Ancak parlamentodaki muha-fazakar partiler çalışmaları yetersiz bulu-yordu.

Güvenlik ve Adalet Bakanı Ivo Opstel-ten'de önceki uygulamalarla yeterince kişiye ulaşılamadığını düşünüyor.

Buna rağmen geçen yıl destek alan bin 750 kadının büyük bölümünün seks en-

düstrisinden gönüllü olarak ayrıldığı be-lirtiliyor. Hollanda'da seks endüstrisinde çalışan kadın sayısı konusunda güvenilir bir rakam yok. Ancak sektörde 30 bin ci-varında kadının çalıştığı tahmin ediliyor.

Bakan Opstelten, ülke genelinde uygula-nacak yeni plandan umutlu. Bu sayede daha fazla kişinin seks endüstrisini bıra-kacağına inanıyor.

Hükümetin planı, Lahey bölgesindeki Seks İşçileri Yardımlaşma Vakfı (SHOP) tarafından da destekleniyor,

'Damgalanma korkusu'

Vakıf başkanı Maria Scali, fuhuş sektö-ründe çalışanların en büyük sorununun "damgalanmak" olduğunu ve yaptıkları işi iş başvuru formlarına yazamayacaklarını söylüyor.

Birçok kimsenin seks işçilerini, "suçlu ya da kirli" gördüğünü belirten Scali, eğitim

desteği ile onların yepyeni bir yaşama adım atmalarının sağlanacağını vurguluyor.

Eğitim kurumları ve işverenlerin bu konu-da işbirliği yapmasın isteyen Scali, seks işçilerinin borçlarının kapatılması, barın-ma sorunun çözülmesinin de önemli ol-duğunu söylüyor.

Hollanda, son yıllarda artış gösteren fu-huş sektöründeki insan kaçakçılığı ve kadın istismarını önlemek için çaba har-cıyor. Özlelikle Doğu Avrupa kökenli çok sayıda kadının seks işçiliğine zorlanması ile ilgili sıkı denetimler yapılıyor.

Güvenlik ve Adalet Bakanı Opstelten, izinsiz çalışan seks işçileri ile birlikte olanların cezalandırılmasını gündeme getirmişti. Opstelten'in önerisiyle seks endüstrisinde çalışanlara da 21 yaşından büyük olma zorunluluğu getirildi.

Yusuf Özkan / Lahey

Page 32: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 32Platform

H a b e r

Avrupa'nın uyum'dan anladığı: "Bizim gibi olun","Asimile olun".

Göçmenlerin toplumla bütünleşmesi (ya da öteki deyimle "uyum"), Avrupa'da son yıllarda en çok konuşulan konulardan bi-risi. Ekonomideki sorunlar arttıkça gözler göçmenlerin üzerine çevriliyor. Göçmen-lerin farklılıkları daha bir göze batıyor. Göçmenler üzerindeki "toplumla bütün-leşin" baskısı artarak "bizim gibi olun", "asimilasyon olun"a dönüşüyor.

Avrupa yönetimleri göçmenleri asimilas-yon etmek için büyük paralar harcıyorlar.

Başka yöntemler de kullanıyorlar. Örne-ğin Almanya ile Hollanda'da olduğu gibi okullardan Türkçe anadil eğitimini kaldı-rıyorlar. Türklerin çok sayıda yaşadıkları kentlerden Türkçe radyo kanallarını kal-dırıyorlar.

"Karma evlilik bütünleşme için iyi" kavramı yanlış.

Ayrıca bu konuda da bilimsel araştırma-ları da özendiriyorlar. İşte Amsterdam Üniversitesi'nde doktorasını yapan bir öğrenci araştırma tezi olarak Hollandalı-

ların Türk ve Faslı kökenliler ile yaptıkları evlilikleri araştırmış.

Araştırmaya göre yerliler ile göçmen kö-kenliler arasındaki Karma evliliklerin başa-rı oranı eşlerin aralarındaki farklılıklar ara-sında köprü kurup kuramadıklarına bağlı. Ancak her durumda yalnızca "Karma evli-lik" olayı göçmen kökenlilinin yerli toplum-la daha iyi bütünleşmesine yol açmıyor.

Hollanda'da Amsterdam Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, "göçmen kökenli - yerli evliliği bütünleşme için iyi" diye bir varsayım yanlış.

Karma Evlilikler bütünleşmenin (uyum) güvencesi değil!

Türkiye’deki Pastanelerin lezzet ve kalitesini Rotterdam’a getirdik.

Nişan, Sünnet ve Yaşgünü gibi özel günleriniz için siparişler alınır.

30 kişilik özel toplantılarınız için müsait ortam.

Temizlik-Kalite ve hijyenik ortamı ön plana aldık.

Gelin görün bizi tanıyın. Pişman olmayacaksınız.

Baklava Kurabiye,

Pasta Börek Gözleme,

Sandevic ve Omlet çeşitleri.

Kahve Türk Kahvesi

Çay Soğuk İçecekler

Groene Hilledijk 244, 3074 AD ROTTERDAM 010 291 93 46 www.simithuis.com

S imi t Huis

Page 33: 169 platform kasim

H a b e r

33 Platform

Göçmen kökenlilerin kendi köken-lerinden kişilerle evleniyor olmaları Almarnya'da olduğu gibi Hollanda'da da tepki görüyor. Hollandalılara ya da Al-manlara göre bu "uyuma aykırı". Karma evliliklerin göçmenlerin yerli toplumla bü-tünleşmeleri ("uyuma") için gerekli oldu-ğu sık sık öne sürülüyor. Ancak Amster-dam Üniversitesi'nden Leen Sterckx'un araştırması karma evlililklerin bütünleşme için güvence olmadığını ortaya koydu.

"Karma evliliklerde, farklılıkları köprüler kurarak bağdaştırmak gerekli"

Leen Sterckx, 7 ekim'de sunduğu tezin-de, en büyük farklılıkların yerli Hollandalı-lar ile "batılı olmayan" etnik azınlıklar ara-sında olduğunu söylüyor. Araştırmacı bu amaçla 28 karma evliliği inceledi. Leen Sterckx'e göre bu evliliklerin sürmesinin tek yolu, aradaki farklılıklar arasına köp-rü kurmakta yatıyor. Ancak bu yapılsa bile bu yerli olmayan eşin kültürel olarak

Hollanda toplumu ile bütünleşeceği anla-mına gelmiyor. Araştırmacıya göre "fark-lılıklar arasındaki köprü"nün en belirgin örneği, yerli Hollandalı eşin dinini değiş-tirerek müslüman olması. Leen Sterckx yerli olmayan kişilerin görünümleri ve eğitimleri nedeni ile kendilerini %100 Hollandalı duyumsamadığını söylüyor.

"Ada sevgisi"

Sterckx'in araştırmasına göre eşler ara-sındaki farklılıklar azaldıkça çevreden ge-len olumsuz tepkiler de azalıyor. Ancak

bu kültürel uyum sürecine her zaman katkı sağlamıyor. Araştırmaya katılan Türk ile evli yerli bir Hollandalı kadın, ilişkisi-ni "ada sevgisi" olarak tanımlıyor. Kadın, "kendimiz için yarattığımız adamızdan 'anakara'ya gidip gelmemiz gerekiyor. Ne zaman bir konuğumuz olsa, sorunlarımız artıyor, farklılıklarımız su üstüne çıkıyor" diye konuşuyor.

Araştırma:L. Sterckx: Trouwen met een vreemdeling. Afstand en nabijheid in de relaties van 'Turken' en 'Marok-

kanen' in een gemengd huwelijk. Supervisors: Prof. J.C. Rath and Prof. M.L.J.C. Schrover (LU).

Türkiye’deki Pastanelerin lezzet ve kalitesini Rotterdam’a getirdik.

Nişan, Sünnet ve Yaşgünü gibi özel günleriniz için siparişler alınır.

30 kişilik özel toplantılarınız için müsait ortam.

Temizlik-Kalite ve hijyenik ortamı ön plana aldık.

Gelin görün bizi tanıyın. Pişman olmayacaksınız.

Baklava Kurabiye,

Pasta Börek Gözleme,

Sandevic ve Omlet çeşitleri.

Kahve Türk Kahvesi

Çay Soğuk İçecekler

Groene Hilledijk 244, 3074 AD ROTTERDAM 010 291 93 46 www.simithuis.com

S imi t Huis

Page 34: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 34Platform

H a b e r

Adı, Suat Yenice. Tilburg'da ya-şıyor. 22 yıllık polislik hayatının 15 yılını sivil polis olarak geçirdi.

2012 yılında rüşvet ve sahte evrak suç-lamaları ile polisliği askıya alındı.

Hakkındaki araştırmanın başlangıcı 2005 yılına dayanıyor. İki sene içeri-sinde toplam 155 kez şikayet edilmiş.

Bu şikayetlerde; İşyerlerinden rüşvet aldığı, Kenevir ektiği ve Türkiye'de çok sayıda mal varlığının bulunduğu iddia edilmiş. 2012 yılına kadar sıkı

takibe alınmış olan Yenice, bu sü-reci bize şöyle anlattı:

''Haksız yere yargılanıyorum!''

''Şubedeki polislerin şikayetleri üzerine beni uzun süre takip etmişler. Arabama mikrofon, gittiğim mekanlara kamera yer-leştirmişler. Bunlarla da yetinmeyip, dudak okuma uzmani ile beni takibe almışlar. 2012'de mahkeme süreci başladı. Evimde arama yaptılar ve tabanca görünümünde-ki çakmaktan başka birşey bulamadılar. Çakmak tabancayı da tehdit unsuru kabul edip, mahkemeye delil olarak sundular. Hakkımda toplam dokuz ayrı suçlama var-dı ve altısından aklandım. Diğer üçünden ise hüküm yedim. Bu suçlamalar; Baskın olacak diye Kenevir eken birini uyarmışım, evimde silaha benzeyen çakmak bulun-durmuşum ve rüşvet yemeğine gitmişim.

Bu üç suçlamadan savcılık altı ay ceza istedi ama her ne hikmetse mahkeme bir yıl ceza verdi. Bu karara itiraz edip,

davayı yüksek mahkemeye taşıdık ve şu an mahkemenin görüleceği tarihi

bekliyorum.Rahatlıkla şunu söyleyebilirim ki;

Türk ve Faslı polisler, ayrımcı-lığa uğruyor. Bunun en acı

örneğini şu an ben ya-şıyorum. Haksız yere

yargılanıyorum.''

Haber: Savaş Büyük Tipi /

Tilburg

TÜRK POLİS, bir komploya mı kurban gitti?

22 yıllık Türk Polise

savcılık altı ay hapis

cezası istedi, mah-

keme bir yıl verdi.

Page 35: 169 platform kasim

Albert Einstein çoğu insan tarafından dahi ola-rak görülür. Şu ana kadar yaşamış en etkili bilim insanı olmanın yanında teorik fizikçi, filozof ve yazardı. Bilime birçok katkı sağlamış Einstein’ın başarı sırlarını merak ediyor musunuz? Bu ve benzeri sırların günümüz iş hayatında hayati öne-me sahip olduğunu söylemek isterim. Düşünerek okuyunca, hayatınızın bir devresinde bu prensi-pleri somutlaştıracak onlarca irili ufaklı örnekler aklınıza gelecektir.

1. Merakınızın peşinden gidin. Einstein: "Be-nim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım." Merak ilmin hocasıdır. Sizin me-rakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyors-unuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüz-den yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız.

2. Azim paha biçilmezdir. Azim ve kararlılık en zengin kaynaktır insanlar için. "Çok zeki ol-duğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vaz-geçmediğimden başarıyorum,” diyor Einstein. Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sa-bırlı mısınız? Sabrın sonu selamettir. Azmin elin-den kurtuluş yoktur. Azmeden kazanır. Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin. Hedefinize kilitlenin, güdümlü füzeler gibi. Mehmet Akif Ersoy’un dediği gibi “Hele azminde-ki zincirleri bir kır, seyret bak ne olursun!”.

3. Bugüne odaklanın. İki atı aynı anda süreme-zsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapa-mazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.

4. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Ha-yal gücünüz geleceğinizi belirler. Einstein şöyle der: ‘‘Zekanın gerçek göstergesi hayal gücüdür, bilgi değil.’’ Bu yüzden hayal gücünüzün han-tallaşmasına izin vermeyin. Hayal gücü, güç verir. Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hersey bir hayalle başlar.

5. Hata yapın. Korkmayın, cesur olun. "Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş de-mektir." Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz, hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın. Birisi “Şu an

ulaştığım yer, yaptığım hatarladan öğrendiklerim sayesindedir” demişti, bu söz kulağıma küpe ol-muştu. Hata yapmada cesur olun. Önemli olan hatalardan öğrenmeye açık olmanıdır. O an kay-betseniz de, neticede kaybeden olmayacaksınız.

6. Anı yaşayın. "Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir." Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.

7. Değer üretin. "Başarılı olmaya değil, değer-li olmaya çalışın." Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.

8. Farklı sonuçlar beklemeyin. "Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar be-klemek." Her gün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değiş-mesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir. "Bilgi malumat değil-dir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir." Bir konu-yu tartışabilirsiniz ama, bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın. "Oyu-nun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz." Yapmanız gere-ken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kural-larını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur! Bulunduğunuz toplumun, çalıştığınız şirketin, yaşadığınız ülkenin kurallarını, davranış kodlarını ve iş ahlakını iyi öğrenin ve uygulayın ki başarınız artsın. Boşlukları görebilmeniz kuralları ve o sahayı çok iyi bilmenize bağlı.

Özetle, “Nereye gittiğini bilen insana dünya kena-ra çekilip yol verirmiş.” Nereye gittiğini bilen, me-sleki tercihlerini bizzat netleştirmiş bireyler olalım. Değişen ve gelişen yeni iş dünyası farklı tip in-san istiyor. Cesur, girişimci, kendinden motorlu, deneyerek deneyim edinmiş, hatalarından öğre-nen kişilikli şahsiyetler arıyor. İş dünyası, 'İş bitti... Sebâtin sonu yoktur!' demeyen, yılmayan, kararlı karakterler arıyor. Siz de onlardan biri olun… far-klı olun, fark atın…

Kaynak: “Einstein’dan 10 hayat dersi” CNN Türk, Ekim 2014.

Einstein’dan 10 Hayat Dersi

lbert Einstein çoğu insan

tarafından dahi olarak görülür.

Şu ana kadar yaşamış en etkili

bilim insanı olmanın yanında

teorik fizikçi, filozof ve yazardı.

Bilime birçok katkı sağlamış

Einstein’ın başarı sırlarını merak

ediyor musunuz? Bu ve benzeri

sırların günümüz iş hayatında

hayati öneme sahip olduğunu

söylemek isterim.

PROF. DR. GÜRKAN ÇELİ[email protected]

Twitter: @celikgurkan

35 Platform

G ü n d e m

Page 36: 169 platform kasim

S o r u ş t u r m a

15 Kasım-15 Aralık 2014 36Platform

Hollanda'ya Türk işçi göçünün 50. yılını kutladık geçen yıl. Onlar buraya gelirken gidecekleri günün hayalini kuruyorlardı. Nasıl olsa üç beş kuruş kazandıktan sonra döneceklerdi Türkiye'ye. Ama düşündükleri gibi olmadı.

Hollanda'ya gelen ilk nesil Türkler için toplu ibadet yapabilecekleri bir mekanın olması yeterliydi. Aile bir-leşimi yoluyla eşlerin ve çocukların getirilmesiyle Hol-landa'daki Türk nufusu artmaya, ibadet yerleri yetersiz kalmaya başladı.

Artan ihtiyaca karşılık verebilmek için 70'li yıllardan sonra camii dernekleri, federasyonlar ve vakıflar gibi çatı kuruluşlar oluşturuldu. Günümüzde Hollanda'nın her köşesinde ihtişamlı, minarelerden yükselen ezan sesi haricinde Türkiye'deki mimariyi aratmayacak nitelikte camiiler inşa ediliyor. Öyle ki artık ''Hollan-da'daki Türk camiiler geleneksel mi yoksa modern mi olsun?'' diye sormaya, sorgulamaya başladık.

Mimar Erdal Önder ve Proje Müdürü Dursun Kılıç ile bir söyleşi gerçekleştirip, Hollanda'daki Türk camiile-rin mimari özelliklerini, yapım aşamasını, karşılaştıkları zorlukları ve bir camii projesinin vücut bulması esnasın-da etken olan unsurları konuştuk.

Hollanda'da Türk Camiilerindeki Mimaride ''Geleneksellik ile Modernlik''

Çatışıyor mu?

Page 37: 169 platform kasim

S o r u ş t u r m a

37 Platform

Yüksek öğrenimini Technische Universiteit Delft'te tamamlayan Erdal Önder, HDV Bergen op Zoom Ulu Camii (2001-2010), HDV Culemborg İmamı Azam Camii (2007-2011), HDV Leerdam Anadolu Camii (2007-2013), HDV Maassluis Yeni Camii (2008-2013), HDV Middelburg Yıldırım Beyazıt Camii (2005-2014), HDV Roosendaal Yeşil Camii (2004-2014) gibi büyük camii projelerinde imzası olan bir isim. Ayrıca HDV Enschede Camii ve Kültür Merkezi yarışma projesinde birincilik ödülü kazandı.

''Belediyeler artık eskisi kadar hoşgörülü değil''

''Hollanda'daki camiilerin mimari özel-liklerine genel olarak bakacak olursak, bunu üç periyotta değerlendirmemiz ge-rekiyor. İlk periyot, Türklerin Hollanda'ya gelmesi ile başladı. İlk neslin Hollanda'da kalıcı olmak gibi bir düşüncesi yoktu. Sadece ibadetlerini yapabilecekleri bir mekan onlar için yeterliydi. Zaman geç-tikçe kalıcı olduklarını anlayan Türkler, yeni mekanlar satın almaya ve yeni bina-lar inşa etmeye başladılar. Bu aşamada daha çok Osmanlı mimarisini anımsatan klasik Türk camileri yapılmaya başlandı. 1980 sonrası başlayan bu süreç bazı yerlerde hala devam etmektedir.

Camiilerde sadece abdesthane, çay ocağı ve mescit bulunuyordu. Artık bu camiler günümüz koşullarına cevap ve-remiyor ve restorasyona uğruyorlar. Bu yapılanma yaklaşık 2005 yılına ka-dar devam etti. Bu tarihe kadar gelişen bazı olumsuz olayların yansıması olarak Hollanda'nın İslamiyete bakış açısı fazla-sıyla değişti.

Yeni neslin camilerde yönetici olma-ya başlaması, eski yönetimlere oranla daha değişik fikirlere sahip olmaları ve Hollanda'da yeni mimarların yetişmesi camii mimarisinde yeniliğe doğru atılan adımları hızlandırdı. Belediyelerin de ar-

tık eskisi gibi hoşgörülü davranmaması, estetik ve çevreye uyumlu projelere izin vermesi yeni model camilerin yapılmasını zorunlu kıldı.

''Ayasofya cami, kültürümüz açı-sından kaybedilmiş bir fırsattır!''

Amsterdam'da inşa edilen Ayasofya'yı kültürümüz açısından kaybedilmiş bir fır-sat olarak görüyorum. Aynı bütçe ile çok daha değişik ve yenilik arzeden bir camii yapılabilirdi. Klasik Türk mimarisini yansı-tan bir yapıya sahip. 500 yıl geriye gitme-nin yerine 500 yıl ileriye gitmenin daha mantıklı olacağına ve kültürümüzü daha iyi yansıtacağına inanıyorum. Köklere da-yanarak yeni bir soluk getirmek her za-man çok daha iyidir. Bir mimarın görevi de bu olmalıdır.

''Postmodern camiiler inşa ediyorum''

Bu tarzın en önemli özelliği, eskiye ba-karak ve onu eleştirerek, olaya yeni bir bakış açısı getirmektir. Yapacağınız pro-jenin kendine özgü bir yapısı bulunmalı ve çevreye uyumlu olmalıdır. Bütün projele-rimde bu özelliği görmeniz mümkündür. Eskiyi kopyalayıp, ''Osmanlı mimarisi yap-tık.'' denmesi yanlıştır, çünkü yapılamıyor.

Mimar Sinan yaşadığı zamana göre mo-dern bir mimardı. Çalışkan olması ve ken-

dini geliştirmesi onu Mimar Sinan yapan özelliklerdi. Selçuklu'dan uzanan temel-leri alıp, yenilikçi anlayışla kendi mimari özelliklerine oluşturdu.

Eski camilerde görülen kubbe ve kemer-ler günümüzde İslâm ile bağdaştırılıyor. Ama aslında bu, kolon kullanmadan ya-pılan mimarinin bir özelliğidir. Kemerlerin olmasının hikmeti ise, taşıyıcı özelliğinin olmasıdır. İslamiyet'te önemli olan, sade ve alçakgönüllü olmaktır.

Camiilerin sade tutulup mimarinin ön pla-na çıkarılması, kubbe sayısından ya da minarenin büyüklüğünden daha önemli olmalı. Mimari özellikler gelişmek ve de-ğişmek zorundadır.

''Cami yönetimi ve mimar, ortak karar alıyor''

Hollanda'da camiler yönetim ve mimarın ortak karar almasıyla inşa ediliyor. Yöne-timin aklında bir proje vardır ve bu pro-je genelde maddi olanaklar gözetilerek sınırlandırılmıştır. Mimar ise bu noktada daha özgün düşünen kişi konumundadır. Tabi belediyenin getirmiş olduğu bazı kri-terleri de göz ardı edemezsiniz.

Yoksa projeniz 15 yıl rafta bekletilir. Ci-varda yaşayan insanların da bu yapıyı benimsemesi çok önemli. Hazırladığınız proje sonuçta topluma hitap ediyor.''

Mimar Erdal Önder:

''Mimari özellikler, gelişmek ve değişmek zorundadır''

Page 38: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 38Platform

S o r u ş t u r m a

En düşük fi yat, En yüksek kalit e!En düşük fi yat,

En yüksek kalit e!KARTVİZİT - AFİŞ VE POSTER - ANTETLİ KAĞIT

BROŞÜR - EL İLANI - ZARF - BLOKNOT - DAVETİYEKATALOG - DERGİ - GAZETE - FOTOKOPİLİ EVRAKLARSERTİFİKA - DİPLOMA - STİCKER VE ETİKET - TAKVİM

& DİĞER TASARIM VE MATBAA ÜRÜNLERİ...

ZAMANINDATESLiM

YÜKSEKKALiTE

UYGUNFiYATLAR

Derkinderen straat 108-B, 1061 VX Amsterdam • t. +31 (0)20 614 53 63 • f. +31 (0)20 613 24 23

Bizi Aramakta Tereddüt Etmeyin!

06 527 330 84 / 06 874 062 00www.karizmamedia.nl / [email protected]

Yüksek öğrenimini elektrik mühendisi olarak tamamlayan Dursun Kılıç, 1992 ila 2005 yılları arasında Utrecht Belediyesi'nde elektrik mühendisi ve proje müdürü olarak görev yaptı. Utrecht Üniversitesi'nde 3 yıl daha çalıştıktan sonra camii yönetimlerinin teknik konularda bilgisiz olduklarını gören Kılıç, bu alanda bir boşluk olduğunun farkına vardı. Hem onlara yardımcı olabilmek hem de bu boşluğu doldurabilecek için 2008 yılında kendi işini kurdu.

''Proje müdürü, bir orta yol bulmakla mükelleftir''

''Proje müdürlüğü, Avrupa'da yaygın bir iş sektörü konumundadır. Türkiye'de ise henüz yeni yeni oluşmaya başladı. Proje müdürünün 5 ana sorumluluğu bulun-maktadır. Bunlar; Projenin zamanında bitirilmesi, kalite kontrolü, kurumlar ara-sında bilgi alışverişinde bulunmak, mali konular ve risklerin hesaplanmasıdır. Herşeyden önce işi ehline vermek zorun-dayız. Ayrıca o ehlin de iyi seçilmesi ge-rekiyor. Camii yapımında mimar ile yöne-tim bazı konularda ters düşebilmektedir. Mimar, daha çok estetik kaygısını öne çıkarırken yönetim, kullanım alanına ve maliyetine bakmaktadır. Tam bu noktada proje müdürü devreye girip bir uzlaşma ortamı sağlamakla mükelleftir.Bir camii projesi bana teslim edildiğin-de 20 yılın vermiş olduğu tecrübe ile camiinin nasıl yapılacağını hemen plan-layabiliyorum. Yönetimi yönlendiriyor veya onlara alternatif sunuyorum. Yapım aşamasına geçildiğinde mimar, camii yö-netimi ve benim aramda uzun süreli fikir alışverişi ve tartışmalar yaşanır ama son sözü her zaman yönetim söyler.

''Belediye, bazen siyasi kararlar veriyor''

Belediyede değişik kademede bürok-ratik bölümler bulunmaktadır. 14 yıl be-lediyede çalıştığım için yapısını çok iyi

biliyorum. Belediyenin memuru ilk olarak muhatap olduğu kişiye bakar ve konuş-tuğu kişinin bu işten anlayıp anlamadığını sorgular. Bu işten anladığınızı hissettiği anda sizi ciddiye alacaktır. Böylece me-mur ile eşit seviyede konuşma şansı ya-kalamış olursunuz. Bir projeye belediyeden red cevabı al-dığım anda yetkili kişilere hangi karara dayanarak bu cevabı verdiklerini sorarım. Çünkü belediyeler herhangi bir dayanağı bulunmadığı halde bazen siyasi karar-lar verebiliyor. Bu koşullarda meseleyi Wethouder'a (Belediye meclis üyesi) ka-dar taşıyabiliyorum. Yeri gelmişken önemli bir uyarıda bulun-mak istiyorum. Camii yönetiminin her ko-şulda belediye ile kontak halinde olması gerekiyor. Benim tavsiyem şu olacaktır; Daha sonra herhangi bir problem yaşa-mamak adına, bina ya da toprak alımında ilk olarak belediyede bu iş ile görevlendi-rilmiş memur ile görüşülmelidir.

''Camii yapılmasın diye vakıf kurdular''

Camii yapımında karşımıza çıkan diğer bir sorun, çevre sakinlerinin projeyi be-nimsemesi ve bu projeye engel olmaya çalışmalarıdır. Bazı yerlerde camii yapıl-masın diye vakıflar kuruldu ve mesele mahkemelere taşındı. Bunu yaparlarken direk olarak ''Camii istemiyoruz!'' diye-medikleri için bazı haklarını iyi kullanıp, mesela ''Yeşil alanın kaldırılmasını istemi-yoruz!'' diyorlar ya da minare izni almak

istediğimizde ''Siz minareden ezan oku-yacaksınız. Sesten rahatsız oluyoruz.'' diyorlar. O nedenle haklarımızı çok iyi bilmemiz gerekiyor.

''Özgürlükçü bir düşünceye sahibim''

Osmanlı mimarisi ve Roma mimarisi çok güzeldir. Bu mimarileri kopyalamak yeri-ne onlardan esinlenmek çok daha doğru olacaktır. Örnek vermem gerekirse; Pro-je müdürlüğünü yaptığım Amsterdam'da şu an yapım aşamasında olan Ayasofya Camii, Osmanlı mimarisinden esinlene-rek Hollanda mimarisine uygun bir şekil-de inşa edilmektedir. Ayrıca mimar, bütün kalıpların dışına çı-karak tamamen modern bir camii de inşa edilebilir. İki tarza da karşı değilim. Çün-kü ortaya çıkarılan bu eserler birer sanat-tır. Hollanda'da yaşayan birinci ve ikinci nesil modern mimariyi benimsemede zorluk çekiyor ama yeni nesil, bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamıyor. Utrecht'te inşa edilen Ulu Camii'nin yö-netim kurulunda bulunuyorum. Bu camii içerisinde diğer dinlere mensup insan-ların da ibadet edebilecekleri bir bölüm bulunuyor. Bu yapılanmada bir yanlışlık görmüyorum. Özgürlükçü bir düşünceye sahibim ve Hollanda'da yaşayan insanlar dinlerini özgürce seçebilir. Zaten asırlar boyunca değişik dinlere mensup birey-lerle bir arada yaşamadık mı!''

Savaş Büyük Tipi

Dursun Kılıç:

''Camii yapımında bir proje mü-dürünün görevlendirilmesi şart''

Page 39: 169 platform kasim

39 Platform

Türkiye’deki mal varlıkları araştırması devam ediyor

Av. İSMET ÖZKARATel: 026-351 00 [email protected]

H u k u k

Son dönemde Hollanda’daki

makamlar Dışişleri

Bakanlığı aracılıyla,

Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşların

Türkiye’deki mal varlıkları araştırmaları

sıklaştırdı.

Son dönemde Hollanda’daki makamlar Dışişleri Bakanlığı aracılıyla, Hollanda’da yaşayan Türk vatandaşların Türkiye’deki mal varlıkları araştırmaları sıklaştırdı. Genel-likle Hollanda’da sosyal ödenek alan veya emekli olup ek sosyal ödenek alan kişileri kapsıyor.

Hollanda’daki makamlar ne zaman bu araş-tırmaları başlatıyor? • Bir kişinin makamlara şikayeti üzerine;• Uzun bir süre Hollanda’da olmayıp ve

makamlar tarafından gönderilen mek-tuplara cevap verilmediği taktirde;

• Türkiye’deki sağlık hizmetlerinden ya-rarlanıp ve ikamet adresini Türkiye’deki adres bildirildiği taktirde;

• Türkiye’ye sıkca giriş ve çıkıs yapıldığı taktirde;

• T.C kimlik bilgilerinizi makamlara kendi isteğinzle verildiği taktirde.

Hollanda’daki makamlar Türkiye’deki Hol-landa Konsolosluğu aracılığıyla bu araştır-maları gerçekleşmektedir. Bu araştırmalar-da Türkiye’deki emlakçılardan değer tespit raporu istenmekte, hatta komşular ve muhtarlığa kadar araştırma yapılmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda mal varlığı-nını sosyal makamların limiti geçtiği taktirde tüm yapılan ödemeler geri talep edilmekte ve yanısıra para cezaları ödenmesi gerek-

mektedir. Hatta Hollanda’daki savcılık ta-rafından soruşturma başlatılabiliyor.

Bu durumlarda yasal haklarınız vardır. Ya-pılan araştırmalara itıraz edilebilir ve başka bir emlak veya bilirkişi tarafından ek rapor hazarlanabilir, araştırmayı ve sonucunu yar-gıya taşıyabilirsiniz. Önemli bir husus ise, Türkiye’deki Tapu Dairesi’nden aldığınız sa-tış ve değer raporu Hollanda’daki mahke-meler tarafından değer tespiti olarak kabul edilmemektedir.

Saygılarımla.

En düşük fi yat, En yüksek kalit e!En düşük fi yat,

En yüksek kalit e!KARTVİZİT - AFİŞ VE POSTER - ANTETLİ KAĞIT

BROŞÜR - EL İLANI - ZARF - BLOKNOT - DAVETİYEKATALOG - DERGİ - GAZETE - FOTOKOPİLİ EVRAKLARSERTİFİKA - DİPLOMA - STİCKER VE ETİKET - TAKVİM

& DİĞER TASARIM VE MATBAA ÜRÜNLERİ...

ZAMANINDATESLiM

YÜKSEKKALiTE

UYGUNFiYATLAR

Derkinderen straat 108-B, 1061 VX Amsterdam • t. +31 (0)20 614 53 63 • f. +31 (0)20 613 24 23

Bizi Aramakta Tereddüt Etmeyin!

06 527 330 84 / 06 874 062 00www.karizmamedia.nl / [email protected]

Page 40: 169 platform kasim

40

H a b e r

15 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Baş-bakan Yardımcısı Prof. Dr. Nu-man Kurtulmuş ve Yurtdışı Türk-

ler ve Akraba Topluluklar Başkanı Doç. Dr. Kudret Bülbül’e gönderilen yazıda, yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye’de geçerlilik kazanması sürecinin vatandaşların mağduriyetine neden oldu-ğu ifade edildi.

Avukat Ejder Köse, “Ülkemizde tanıma ve tenfiz davalarında, bütün şartlar oluş-muşsa dahi taraflara tebligat şartı bulun-maktadır ve taraflardan birinin başka bir ülkede ikamet etmesi durumunda bu tebligat prosedürü aylar hatta yıllar süre-bilmektedir. Bu sürecin uzaması davanın neticelenmesini tamamen usuli sebep-lerle geciktirmekte, yurtdışında alınan kesin hükümlerin ülkemizde geçerlilik kazanmasını zorlaştırmaktadır. Kaldı ki kanunda sayılı şartlar gerçekleştikten sonra kendisine tebligatın ulaşması bek-

lenen taraf itiraz etse bile bu durum dava sonucunu değiştirmemektedir. Bu uzun süreçten çekinen veya dava için masraf yapamayacak durumda olan vatandaş-larımız ise bazen tanıma ve tenfiz dava-larına hiç başvurmamaktadır” ifadesinde bulundu.

Yurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi Köse, yurtdışında alınan boşanma kararlarının Türkiye’de geçerlilik kazan-ması sürecinde yaşanan sıkıntıların, yeni eşten doğan çocukların nüfusta eski eşin adına kaydedilmelerine, Türkiye’de yeni bir evliliğin yapılamamasına ve miras so-runlarına yol açtığını belirtti.

Yurtdışında boşanan birinin, bu kararla ilgili tanıma ve tenfiz süreci devam eder-ken yeni bir evlilik yapabildiğini ifade eden Köse, boşanma kararı Türkiye’de henüz tanınmamış olanların yeni eşle-rinden doğan çocuklarının nüfusta eski

eşin adına kaydedildiklerine vurgu yaptı. Yurtdışında boşanıp Türkiye’ye dönüş yapmış vatandaşların da boşanma kararı tanınmadan Türkiye’de yeniden evlene-medikleri ifade edildi. Köse, “Boşanma kararının ülkemizde kesin hüküm teşkil etmemesi sebebiyle eski eş, boşandığı eşinin vefatı durumunda nüfus kayıtların-da halen kanuni mirasçı olarak görülmek-tedir” dedi.Vatandaşların mağduriyetlerinin önü-ne geçmek için bu sürecin kısaltılması gerektiğini belirten Avukat Köse, Hol-landa’daki uygulamanın bu konuda ör-nek teşkil edebileceğini kaydetti. Köse, “Farklı ülkelerde alınan kesinleşmiş bo-şanma kararları, belediyelerce incelen-mek suretiyle onaylanarak idari bir işlem-le Hollanda iç hukukunda da geçerlilik kazanmaktadır. Böylece boşanma karar-larının geçerliliği talebi çok kısa bir süre-de neticelenmekte, insanların mağduri-yeti ortadan kaldırılmaktadır. Bu durum mahkemelerdeki gereksiz iş yükünün önüne geçmekte, zaman ve para kaybını engellemektedir. Belediyeler, başvuruda bir eksiklik tespit etmeleri durumunda “ret” kararı vermekte, tanıma, tenfiz tale-bi ancak bu durumda mahkemeye intikal etmektedir” ifadesinde bulundu.

Yurtdışında yapılan boşanmalar, Türkiye’de geçerlilik kazanması istendiYurtdışı Vatandaşlar Danışma Kurulu Üyesi Avukat Ejder Köse, Hollanda ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde yaşayan Türklerin önemli sorunları arasında yer alan yabancı mahkemeler tarafından verilmiş boşanma kararlarının Türkiye’de tanınması konusunun kurul toplantısının gündemine alınmasını önerdi.

Page 41: 169 platform kasim

P e r s p e k t i f

41 Platform

Page 42: 169 platform kasim

T e k n o l o j i

4215 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Hazırlayan: Tarık Okan

Sinyal göstergesi sinyalin gücünü gösterirCep telefonlarında sinyal tam çektiği zaman (tüm bloklar yandığı zaman) te-lefonun tam olarak çektiği ve yüksek performans ile görüşme yapılabileceği düşünülür. Oysa sinyalin gücü, yanan bloklardan anlaşılmaz; zira trafiği yoğun olan bir baz istasyonunda da şeritleri tam olarak görebilmek mümkün; ancak bu güçlü bir sinyalin kullanıcıya sunulduğu anlamına gelmiyor.

Mürekkep püskürtmeli yazıcılar daha pahalıdırLazer yazıcılara göre mürekkep püskürt-meli yazıcıların daha pahalı olduğu düşü-nülür. Ancak fiyat etiketlerine bakıldığında mürekkep püskürtmeli yazıcılar aslında lazer modellerden daha pahalı değildir ve daha ucuza temin edilebilir. Asıl sorun ise mürekkep kartuşlarının değişim maliye-

tidir. Bu kartuşların maliyeti birim başına yazıcının fiyatına yaklaşabilmektedir.

Ne kadar çok monitor, o kadar verimli çalışmaHer durumda geçerli değildir. Örneğin işi gereği sadece e-mail'lere bakan veya internetle alakalı işlerle uğraşan kullanı-cıların ikinci bir monitör verimliliğini artır-mayacaktır. Ancak iki monitöre ayrı görev atayıp kullanan ve iş için gerekli olan du-rumlarda ikinci bir monitör elbette tavsiye edilebilir.

Kartuşları tekrar doldurmak yazıcıya zarar verirKartuşları doldurup kullanmak, yenisi-ni almaktan daha az maliyetlidir. Ancak üretici firmalar ve uzmanlar, genel olarak kullanıcıları bu adımdan uzak tutkmakta,

ve doldurulan kartuşun yazıcıya zarar ver-diğine hükmedip kullanıcı bu şekilde yön-lendirmektedir. Oysa kartuştan mürek-kep sızmadıktan ve bu gibi bir aksaklığın olmaması durumunda yazıcılar için böyle bir yargıya varmak yanlıştır.

IE diğer tarayıcılardan daha az güvenilirdirInternet Explorer'a şiddetle karşı çıkan kullanıcıların büyük bir bölümü, diğer ta-rayıcılara nazaran IE'nin daha az güvenilir olduğunu düşünür.

Oysa bu tamamen gerçek dışıdır. Tarayıcı-nın güncel tutulması ve gerekli önlemlerin alınması itibariyle IE, diğer tarayıcılardan daha "tehlikeli" değildir. Zira hacker'lar IE dışında Firefox gibi popüler tarayıcılara da saldırı düzenleyebiliyor.

Page 43: 169 platform kasim

43 Platform

H a b e r

Hollanda KDV tahsilatında Avrupa Birliği'nin diğer birçok ülkesinin önünde yer alıyor.

Ülkemizdeki beklenen vergi geliri ile alınan vergiler arasındaki açıklık, aynı

Finlandiya’da olduğu gibi, AB ülkeleri arasında en düşüğünü oluşturuyor.

Brüksel’de bulunan Avrupa Komisyo-nu tarafından yapılan ve eldeki son kdv boşluğu verilerine dayandırılan açıklama,

Hollanda’daki vergi sisteminin, arada ka-çaklar olsa da ne kadar oturmuş olduğu-nu ve denetlemenin de bir o kadar sıkı yapıldığını gösteriyor.

Açıklamada Finlandiya ile Hollanda ara-sında yüzde 5’lik bir fark olduğu ancak Romanya ile arasındaki farkın yüzde 44’lere kadar çıktığı belirtildi.

Komisyona göre 2012 yılında vergi gelir-lerinde 177 milyar euro açık yaşandı.

Bu miktarın içinden yüzde 16’sının birli-ğin 26 ülkesinin yaşadığı kdv açığının ol-duğu belirtildi.

Komisyona göre kdv açığının başlıca ne-denleri arasında kdv kurallarına uyulma-mak (dolandırıcılık gibi) veya kdv tutarını tahsil edememek geliyor.

Hollanda Avrupa’nın KDV ŞampiyonuAvrupa ülkeleri içinde devletin tahsil ettiği kdv (btw) miktarlarına bakıldığında bu konuda liste başı Hollanda çıktı.

Page 44: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 44Platform

H a b e r

Yaklaşık 3 yıldır ticaret içinde bu-lunan Ahmet Giden, iş yerinin tanıtımı için bize şu bilgileri ver-

di: Vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu devletten işsizlik parası alarak geçin-mektedir. Onların kısıtlı bütçesine nasıl yardımcı olurum ve onlara nasıl hizmet-te bulunurum fikri bende oluştu. Tandır dürüm örneğini memleketimde görmüş-tüm. Hollanda’da ise bizden başka tandır dürüm yapan mekan yok.

Dükkanı açtığımız andan itibaren vatan-daşlarımızın yoğun ilgisiyle karşılaştık. Çünkü günlük ve taze et gerekli karışım-lar ilave edilerek hazırlanınca eşsiz lez-zet farkı ortaya çıktı. Normalinde bir res-toranda yenilen yemek maliyetine göre çok ucuza gelmektedir. Hem ucuz hem kaliteli hem pratik yemek yemenin keyfini bizde yaşayabilirsiniz.

İddia ediyoruz

Bildiğiniz tat ve Türkiye’deki lezzeti sizle-re sunuyoruz. Gelin farkımızı görün!

Bizim tiryakimiz olacaksınız. Evlere, iş yerlerine servis yapabiliyoruz. İnternet-ten ve telefonla bize vereceğiniz sipariş-lerinizi anında hızlı servisle sizlere ulaştı-rıyoruz. Haftanın yedi günü saat 12:00'

dan akşam 22:00'a kadar servisimiz mevcuttur.

Özel günlerinizde, doğum günü, iş ye-meği, sünnet ve partilerinizde birgün ön-ceden haber vererek size kalitemizi ve lezzetimizi sunabiliriz. Kesinlikle bizden memnun kalacaksınız.

Sizleri ekmek teknesi sahibi ya-pıyoruz

Ayrıca Hollanda’nın değişik şehir ve böl-gelerine sınırlı sayıda bayilikler verilecek-

tir. Bu konuda bizden daha detaylı bilgi alabilirsiniz.

Unutmayın hijyenik ortamda taze ve ka-liteli ürünlerimizle sizlerin hizmetindeyiz!

Adres Bilgilerimiz:

Tel : 010 341 21 44 Groene Hilledijk 24 GD 3073 Ah Rotterdam www.tandir-durum.nl

Ailece gidebileceğiniz mutluluk dolu bir ortam; Tandır Dürüm.

Tandır Dürüm ile farkı yaşayınız

“HOLLANDA’NIN EN LEZZETLi DÜRÜMÜ”

Tandır Dürüm’deGünlük Mangal Keyfi Sadece bizde..

GROENE HILLEDIJK 249 D • 3073 AH ROTTERDAM • TEL : 010 341 21 44 • WWW.TANDIR-DURUM.NL

•Herkesin beğendigi tat.•Türkiye’den bildiğimiz lezzet•Tandır Dürüm’de farkı yaşayınız

Ailece gidebileceğiniz mutluluk dolu bir ortam Tandır Dürüm

Kuzu Şiş • Tavuk Şiş • Adana Şiş • Köfte • Ciğer • Kanat ve çorba çeşitleri

Evinize kadar servis ediyoruz

Sizleri her zaman bekliyoruz.Farkımızı birlikte yaşayalım.

Page 45: 169 platform kasim

45 Platform

H a b e r

“HOLLANDA’NIN EN LEZZETLi DÜRÜMÜ”

Tandır Dürüm’deGünlük Mangal Keyfi Sadece bizde..

GROENE HILLEDIJK 249 D • 3073 AH ROTTERDAM • TEL : 010 341 21 44 • WWW.TANDIR-DURUM.NL

•Herkesin beğendigi tat.•Türkiye’den bildiğimiz lezzet•Tandır Dürüm’de farkı yaşayınız

Ailece gidebileceğiniz mutluluk dolu bir ortam Tandır Dürüm

Kuzu Şiş • Tavuk Şiş • Adana Şiş • Köfte • Ciğer • Kanat ve çorba çeşitleri

Evinize kadar servis ediyoruz

Sizleri her zaman bekliyoruz.Farkımızı birlikte yaşayalım.

Almanya’da Darmstadt Teknik Üniversitesi ve Berlin Humbold Üniversitesi uzmanlarının ortak-

laşa yaptığı araştırmaya katılan yaklaşık 600 Facebook kullanıcısının üçte biri Facebook’ta geçirdikleri süre boyunca ve sonrasında kendilerini yalnız, yorgun, üzgün ya da memnuniyetsiz hissettikleri-ni ifade etti.

Uzmanlar yaşanan bu durumda en önem-li etkenin kullanıcıların arkadaşlarının sayfalarında gördükleri olumlu haberler olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Normalde insanların kendilerine benze-yen kişileri kıskandığını ifade eden proje yöneticisi Hanna Krasnova, kullanıcıla-rın Facebook üzerinden diğerleriyle ilgili daha fazla bilgi sahibi olduğunu ve ken-dilerine benzeyen insanlarla kendilerini kıyasladığını kaydediyor.

Darmstadt Teknik Üniversitesi’nden Thomas Widjaja ise kullanıcıların Facebook’ta sürekli arkadaşlarının olum-lu iletilerini gördükçe kendilerini değersiz hissettiklerini belirtiyor. En çok kıskançlık yaratansa tatil fotoğrafları.

Kıskançlık duyan bazı kullanıcıların ken-dileriyle ilgili olumlu haberler yazma eği-limine girdiğine dikkat çeken Widjaja,

bu mesajların da genelde abartılı ya da olumsuz ayrıntıları içermediğini belirtiyor.Örneğin sınavdan yüksek not almak Facebook üzerinden herkese duyuru-lurken, düşük not alındığında ise bunun bahsi bile edilmiyor. Sanal toz pempe hayatlar yaratan bu durum da diğer kul-lanıcıların kıskançlık duygularını depreşti-riyor. Uzmanlar bunu bir “kıskançlık dön-güsü” olarak değerlendiriyor.

Facebook kıskanç ve mutsuz yapıyor!

Page 46: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 46Platform

K a r t p o s t a l

Güçlerimizi birleştirdik!Siz müşterilerimize daha iyi hizmet sunabilmek için tüm faaliyetlerimizi tek çatı altında topladık.

Burg. van Walsumweg 362-366, 3011 MZ Rotterdamt. +31 10 476 76 73 • t. +31 10 411 00 96 f. +31 10 476 26 93 • f. +31 10 411 03 31

[email protected] • www.Attent.biz

ÖZEL KAMPANYA

Den Haag’ın İlk Türk Kültür ve Sanat Merkezi Açıldı

Beverwijk Alem Party Salonunun muhteşem ikilisi Mustafa bey ve eşi Keziban hanım

Hollanda Nevşehirliler günü düzenlendi

Islam ve bilim konulu toplantı yoğun ilgi gördü

Nereye gidersek gidelim davul ve zurnasız düğün olmuyor

Ahiret Bankası'na siz de para yatırdınız mı? Yatırmadıysanız Zaandam'da bulunan HDV Sultan Ahmet Camii'ni ziyaret edin

Page 47: 169 platform kasim

47 Platform47 Platform

Neden Kilo Veremiyoruz?

2014-2015

Sonbahar kış modası

MESUT YAR:

OKAN VE BEYAZ

BENİ KISKANIYOR Emine Şenlikoğlu:

Cemaatler sanki ayrı

ilahlar edinmiş gibiler

Ayın testi: Boşanmaya

ne kadar yakınsınız?

Gelin makyajının

incelikleri nelerdir?

Gonca Sarıyıldız

‘Diğer Yarım’ı anlattı

MUTLU EVLiLiK iÇiN;

ASK VE DESTEGiN

13TEMEL

YOLU

MUTLU EVLiLiK iÇiN;

ASK VE DESTEGiN

13TEMEL

YOLU��

��

JAAR

7|N

R. 6

7|15

NOV

EMBE

R - 1

5 DE

CEM

BER

2014

AÇIK

PARFÜMLERE

DiKKAT!

SENELİK ABONE ÜCRETİ

€ 35,-

WW

W.K

A

DINDERGISI.NL

H o l l a n d a ’ d a C u m h u r i y e t k u t l a m a l a r ı

İPOTEK: Yeni ipotek yaptıran müşterilerimizin, bina, ev eşyası ve sorumluluk sigortası paketinin bir yıllık primlerini biz ödüyoruz.

SİGORTA: Mevcut bireysel sigortalarını bize getiren müşterilerimize yüzde 20’ye varan ekstra paket indirimi.

MUHASEBE: İş yeri muhasebesini bize getiren müşterilerimize, iş yeri sigortası paketinde %20 ye varan ekstra indirim.

EMLAK: Ev ve iş yerleri alım, satım, kiraya verme ve kiralama işlemleriniz için hizmetinizdeyiz.

ÖZEL KAMPANYA

Page 48: 169 platform kasim

''20 yıllık mücadeleden sonra, içinde iba-det etmeyi hasretle ve özlemle bekleyen Amsterdam Müslüman Toplumunun vusla-ta ermesine az kaldı.'' diyen Gündüz, söz-lerine şöyle devam etti:

''Ayasofya, Avrupa’nın önemli projelerinden biridir''''Kamuoyunun yakından takip ettiği Ams-terdam Ayasofya Camii (Westermoskee) inşaatı hızla devam etmeketdir. İnşaatı ya-pan Pmeijer şirketi yetkileri 1 Aralık 2014 tarihi itibariye kaba inşaatı bitirerek camii yönetimine teslim edeceklerini belirttiler. Bu arada camiinin iç inşaat çalışmaları da hızlı bir şekilde devam etmketedir. Şu an itibariyle ana kubbenin iç kısmı tamamlan-dı ve yarım kubbelerin çalışması devam etmektedir. Camii iç inşaatının büyük bir kısmı da tamamlanarak sıva ve boya aşa-masına gelmiş durumda.

Amsterdam Ayasofya Camii (Westermos-kee), klasik Osmanlı İslam mimari tarzında olması bakımından Avrupa’nın önemli pro-jelerinden biridir. Yine etrafındaki yerleşim alanları ile mimari bakımdan uyumlu bir projesi olması bakımından da Avrupa’nın tek projesidir. Proje henüz inşaat aşama-sında olmasına rağmen İslam Mimarisi hakkında ders yapan orta ve yüksek de-receli okullar şimdiden Ayasofya Camii (Westermoskee)’e gelerek pratik ders al-maktadırlar. Camii şimdiden yerli ve yaban-cı ziyaretçi akınına uğramaktadır. Bu proje hakkında kitaplar neşredildi ve televizyon-lar belgeseller çekmektedir.

''Müslüman kardeşlerimizin yardımına ihtiyacımız var!''Camii inşaatını yapan Pmeijer firmasına ödemelerin büyük bir kısmı düzenli olarak yapıldı. Yapılan anlaşmalar gereği Pmeijer firmasına, kaba inşaat ve iç inşaatın büyük bölümü olmak üzere ödenmesi gereken toplam miktar (btw dahil) €4.756.641,68 Şu ana kadar Pmeijer firmasına ödenen toplam miktar (btw dahil) €4.211.895,08 Pmeijer firmasına ödenecek geri kalan miktar (btw dahil) €544.745,60. Yuka-rıdaki mali tabloya göre projenin finans kısmının büyük bir bölümü tamamlanmış görünmektedir. Ancak kalan inşaatın ta-mamlanması ve ayrıca camii iç kısmının ince işleri dediğimiz hat işlemeleri ve diğer çalışmaların gerçekleşmesi için müslüman kardeşlerimizin yardımına ihtiyaç var.

''Ayasofya Camii, şu an herhan-gi bir çatı kuruluşa bağlı değil''Amsterdam Ayasofya Camii (Westermos-kee), şu an itibariyle herhangi bir çatı ku-ruluşa bağlı olmayıp çalışmalarını müstakil olarak icra etmektedir. Ancak bu güzel çalışmalar yapılırken ma-alesef Ayasofya Camii (Westermoskee) yönetiminden habersiz ve onaysız bir kişi, camii adına sahte makbuz ile yardım topla-maktadır. Hayırseverlerimizden bu konuda dikkatli olmalarını, mümkünse yardımlarını banka yoluyla yapmalarını rica ediyoruz.''

Savaş Büyük Tipi / Amsterdam

Ayasofya Camii'nin yapımı için verilen mücadelede sona yaklaşıldı. Nisan 2013'te temelleri atılan Ayasofya Camii'nin (Westermoskee) Aralık 2014'te kaba inşaatının bitmesi bekleniyor. Amsterdam'ın göbeğinde yükselen minaresi ile ihtişamlı bir görüntüye sahip olan Ayasofya Camii'nin son durumu hakkında Proje Komisyonu Başkanı Hüseyin Gündüz'den gerekli olan bilgileri aldık.

H a b e r

15 Kasım-15 Aralık 2014 48Platform

Ayasofya Camii bittiği takdirde bu şekilde olacak

Ayasofya Camii'nde son durum

Ayafofya Camii Yöneticisi Hüseyin Gündüz

Page 49: 169 platform kasim

49 Platform

H a b e r

Döner piyasasında yılların tecrübesiyle üstün kalite sunuyoruz.

Kaliteli, lezzetli ve sağlıklı dönerin sırrı bizdeGüven ve kalite için • Profesyonel hizmet

Müşteri memnuniyeti • Uygun Fiyat

Food Center Amsterdam • Jan van Galenstraat 4 pand D5 • 1051 KM AmsterdamT. 020 6821582 • F. 020 6818204 • [email protected] • www.eminchicken.nlK.v.K. Amsterdam nr. 51622513

Güvenilir fi rma ve yüzde yüz helal.

Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza.

Kaliteli, lezzetli ve sağlıklı dönerin sırrı bizdeGüven ve kalite için • Profesyonel hizmet

Kaliteli, lezzetli ve sağlıklı dönerin sırrı bizdeGüven ve kalite için • Profesyonel hizmet

Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza.

Döner piyasasında

Heeft u nog vragen, of wilt u een offerte, aarzal dan niet om met ons contact op te nemen.

Ons team staat voor u klaar: 020-682 15 82

Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır.Not: Toptan olarak  Hollanda’nın her yerine servisimiz vardır. Bir telefon açmanız sizin menfaatınıza.

Heeft u nog vragen, of wilt u een offerte, aarzal dan niet om met ons contact op te nemen.

020-682 15 82

Page 50: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 50Platform

H a b e r

JAAR

5 |

NR.

48

| 15

NOV

- DEC

201

2

Çocuk istismarı

ve geldiği boyutlar

Son Moda Boşanma Bahanesi

Kilo aldıran

besinler

Kadınlar Kimin için Süslenir! SİGARA 

ÇOCUK SAHİBİ OLMANIZI

ENGELLEYEBİLİR!

Söz ve Nişan Hazırlığı

Nasıl Olmalı?

Orhan Gencebay: Bizim sılamız öbür taraf

Türkiye Yüz Güzeli Serap Akıncıoğlu

Kreşler cep yakacak!

Erkekler Neden ilgisiz Davranır? ʻYUVAMIZI KURTARINʼ  MEKTUPLARI ALIYORUZ

Bindallı Modelleri

JAAR

5 |

NR.

49

| 15

DEC

-15

JAN

2012

-201

3

Kilo aldıran

besinler Kilo aldıran

besinler Kilo aldıran ENGELLEYEBİLİR!

Söz ve Nişan Kreşler cep

yakacak!Kreşler cep

yakacak!Kreşler cep yakacak!

ʻYUVAMIZI KURTARINʼ MEKTUPLARI ALIYORUZHalen Kadın Dergisi’ne reklam vermediniz mi?

Geç kalmadınız reklam kampanyamız devam ediyor.

DERKINDEREN STR 108 / B • 1061 VX AMSTERDAMT. +31 (0)20 - 614 53 63 • F. +31 (0)20 - 613 24 23

[email protected] • WWW.KADINDERGISI.NL

Sayın Girişimci,

Kadın Dergisinin Türk iş çevreleri için yürütmüş olduğu promosyon kampanyası çerçevesinde, firmanızın/ürünlerinizin tanıtımı ve tüketici hedef kitlenize ulaşmanızı

sağlamak amacıyla dergimizde size de bir yer vermek istiyoruz.

Bu kampanyaya katılmak için, isterseniz üç aylık, altı aylık ya da yıllık kontrat yapabilirsiniz. Bu kampanyada vereceğiniz reklam ile birlikte firmanızı tanıtıcı

yazılar da ek olarak ücretsiz yayınlama imkanından yararlanabilirsiniz.

Abone, reklam, haber ve daha geniş bilgi için:

3 ay reklam

verenlere firma ile

ilgili röportaj hediye

6 ay reklam

verenlere firma ile ilgili

röportaj + 1 sayı reklam hediye

12 ay reklam verenlere

firma ile ilgili röportaj + firma ile ilgili haber

+ 2 sayı reklam hediye

JAAR

5 |

NR.

49

| 15

DEC

-15

JAN

2012

-201

3

Page 51: 169 platform kasim

51 Platform

CR=IS, Islam Is Vrede

In het Midden Oosten, woedt

een grote oorlog, die zijn effecten

ook in de rest van de wereld

laat gelden. In Irak en Syrië in het bijzonder is deze oorlog niet

alleen gaande tussen, moslims onderling, maar

ook tussen landen die

wapens leveren aan de vechtende

partijen.

MEHMET SALİH KAYA (Hollanda UETD Başkanı)

In het Midden Oosten, woedt een grote oor-log, die zijn effecten ook in de rest van de we-reld laat gelden. In Irak en Syrië in het bijzon-der is deze oorlog niet alleen gaande tussen, moslims onderling, maar ook tussen landen die wapens leveren aan de vechtende partijen. Er wordt strijd gevoerd tussen verschillende volkeren, geloofsovertuigingen, of ideologie-en. Elke groep vecht om meer invloed en zeg-genschap. De IS die geen landsgrenzen kent, trekt zijn zwaard tegen iedereen die in verzet komt. Andere groepen proberen zich te wre-ken door nog meer geweld te gebruiken. Het is niet meer origineel om te roepen dat de oorlog wordt gevoerd om de olie, maar de effecten beïnvloeden vreemd genoeg vooral de benzi-neprijzen. De gevolgen versterken de oorza-ken en de oorzaken de gevolgen. Er is een groot menselijk drama aan de gang en geen enkel macht is in staat om de tij te keren.

Moslims in Nederland worden in een lastig parket gemanoeuvreerd door sommige poli-tici, opiniemakers en gezagdragers. Moslims worden gevraagd zich tegen de IS te keren. Deze oproep is onbegrijpelijk en is volledig misplaatst. Waarom zou een bevolkingsgroep zich moeten uitspreken tegen verwerpelijke en een onmenselijke oorlog? Ieder welden-kend en rationeel mens is natuurlijk tegen dit soort praktijken van X, Y, of de IS. Moslims in Nederland denken op dezelfde wijze als ieder ander mens. Zij kunnen en willen niet de last dragen van het drama, waar zij geen invloed op hebben.

Is de IS de oorzaak of het gevolg van deze vuile oorlog? Voor de IS was er ook veel geweld in de regio. Wat is er veranderd? Met wie handelt de IS? Aan wie wordt de olie verkocht uit de regio van de IS? Wie zijn de leiders van deze organisatie en waar zijn ze opgeleid? Deze vra-gen wachten direct op antwoord. Er zijn meer vragen die beantwoord moeten worden, om het hele vraagstuk beter te begrijpen.

In Nederland is niet al te veel lang geleden aandacht geschonken aan de zogenaamde “Syriëgangers”. Ze moesten ten koste van al-les tegengehouden worden. We spraken toen de angst uit dat als deze Syriëgangers weer

zouden terugkeren naar Nederland mogelijk geweld zouden gebruiken. Vandaag de dag, willen we mensen juist bewapenen en naar Sy-rië sturen. Wat is er eigenlijk veranderd? Was het niet Assad die de bevolking jaren lang heeft onderdrukt? Werd het Onafhankelijke Syrische Leger niet ondersteund om Assad omver te werpen? Is Assad nu weg, of wordt er strijd gevoerd om deze dictator om ver te werpen?

Turkije heeft zijn grenzen geopend voor vluch-telingen uit Syrije , uit menselijke motieven. Bijna 2 miljoen mensen zijn naar Turkije ge-vlucht, waarvan 200.000 recentelijk door de oorlog in Kobani. De EU daarentegen heeft de grenzen dicht gegooid. Moet Turkije als bond-genoot niet beter worden erkend? Is Turkije de veroorzaker van alle ellende in de regio? Is dit niet in contrast met elkaar?

Alle oppositie in Syrië is decennia lang onder-drukt en vervolgd. Het is hierom gerechtvaar-digd dat juist de hele mensheid zich hiertegen verzet. Echter opkomen voor de rechten van de ene groep mag niet de vrijheid en hande-lingsruimte van de andere groep beknotten. Groepen die zeggen op te komen voor meer vrijheden en mensenrechten, hebben juist straten in brand gezet, winkels leeggeplun-derd en zelfs moorden gepleegd. Is dit niet iets om veroordeeld te worden? Waar waren deze activisten toen de Turkmenen en andere be-volkingsgroepen in Syrië werden verjaagd en vermoord? Is de vrijheid die men opeist voor zich zelf belangrijker?

Moslims in Nederland willen niet en mogen niet verantwoordelijk worden gesteld voor de daden van terreurgroepen, waar dan ook in de wereld. Zij spreken zich uit tegen alle vormen van geweld en terreur. Islam, een van de groot-ste religies van de wereld, komt van de bron-letters: s l m, wat SELAM, SHALOM of te wel VREDE betekent. Geen enkel mens of volk is verheven boven een andere volk en geen en-kel mens is meer of minder in rang. Iedereen is gelijk aan elkaar.

Moslims hebben zich overgegeven aan de Is-lam. Selam, Shalom, vrede zij met u.

G ü n d e m

Page 52: 169 platform kasim

H a b e r

15 Ekim-15 Kasım 2014 52Platform

500 kilometre uzunluğundaki oto-yolda denenen uygulama ile trafik kazalarının azaltılması ve enerji ta-

sarrufu sağlanma

Hollanda, dünyanı

Dünyanın İlk Akıllı Yolu Hollanda'da Açılıyor

Hertürlü işyeri, camii ve dernek-lere ekonomik ofis mobilyaları.

Hızlı teslimat ve tecrübeli montaj ekibimizle hizmetinizdeyiz.

Açılış saatlerimiz:Pazartesi 09:00 -17:00Salı 09:00 -17:00Çarsamba 09:00 -17:00Perşembe 09:00 -17:00Cuma 09:00 -17:00Cumartesi 10:00 - 15:00

| InduStrIeweg 167 | 3044 AS rotterdAm | T. 010 230 99 44 | m. 06 227 784 81 |

Online Alışveriş imkanıwww.officeimage.nl

Page 53: 169 platform kasim

53 Platform

K a z a u z m a n ı s u n a r . . .

De Letselschade Raad (Kişisel Hasar Hizmetleri Konseyi) verilerine göre, 2013 yılındaki hasar mik-tarı tazminat olarak 1 Milyar Avro olmuş. Bu hasarların % 80 onarına 10.000 avro-yu geçmeyecek kaza tazminatları öden-miştir. Geri kalan % 20’lik oranı ise büyük hasarlar olup, sigorta şirketleri tarafından yüksek tazminatlar ödenmiştir.

De Letselschade Raad kurumuna göre, Hollanda’da kaza dosyaları takibi olduk-ça hızlı ve başarılı bir şekilde yürütülüyor. Ancak, kaza dosyası takibi temposunun gelecek yıllarda daha da artması ve hiz-mette kalitenin yükseltilmesi istenmek-tedir. Hollanda’da % 90 oranında kaza tazminatları yönetimi takdir ile karşılan-maktadır. Hizmet başarı notu 10 üzerin-den 7,5’tur. Buradan da anlaşıldığı gibi, hizmet kalitesini yükseltmeye daha fazla yatırım yapmak gerekmektedir.

Elbette insani ve finansal bir perspektif ile ileriye bakmak gerekir. Sigorta şirketleri olmasaydı ne olurdu acaba? Kaza geliyo-rum demez ve insan her zaman kazaya maruz kalabilir. Peki, sigorta şirketleri ol-masaydı, dünyanın hali ne olurdu acaba?O nedenle sigortalı olmak elbette çok önemlidir. İnsanın başına herhangi bir

kaza gelmesi halinde, sigortası sayesin-de en azından finansal rahatlama sözko-nusu olacaktır. Aracı sigorta şirketinizle hangi sigortaları yaptırmanız gerektiğini konuşmanızı öneriyoruz. Sigorta şirket-leri ile ilgili zaman zaman memnun kalın-mayan durumlar, örneğin: dosyanın ya-vaş ilerlemesi, tazminat miktarında daha yüksek beklentiler gibi…

De Letselschade Raad; sigorta ve kaza hukuku şirketleri için çok önemli bir kurumdur. Geçtiğimiz bir kaç yıl için-de aşağıdaki bazı konularda hem sigor-ta şirketleri, hem kaza hukuku büroları, avukatlar ve elbette mağdur kazazedeler için bir çok iyileştirici çalışmalar yapmış-tır; bunlardan bazıları şöyle: • GBL ve GOMA kurallarında

iyileştirmeler• İş hukuku 15. Maddesinde

iyileştirmeler• WA/Rechtsbijstand ile ilgili olarak

Kwaliteitscode Rechtsbijstand uygulaması getirildi

• Sigorta şirketleri ve tüketici haklarını koruma konusundaki yeni uygulamalar

• Konuyla ilgili mesleki kurumlar Klachtenistituut Financiele Dienstver-lening kurumuna bağlandı

• Verbond Tuchtraad Financiele Diens-tverlening (Assurantiën) kuruldu. Bu kurum sigorta şirketlerinin tutum ve davranışlarını kontrol etmektedir.

Gelecek yıllarda ne gibi yenilikler öngörülmektedir?1. Acı parasının yükseltilmesi2. Sağlık sürecinde bağımsız sağlık

danışmanlığının oluşturulması3. Tazminat normlarının getirilmesi4. Merkezi hükümetin yeni yasal

düzenlemeleri5. Araba sektöründeki teknolojik

yenilik ve gelişmeler

Biz, Kaza Uzmanı (ELFI ve Randstad Let-selschade & Advies kardeş kurumları) olarak kaliteye, dosyaların hızlı takibine, müşterilerimizin memnuniyetine önem vermekteyiz. Hollanda’da ilk kültürlerara-sı kaza hukuku bürosu olarak, hizmetle-rimizi artırarak sunmaya devam ediyoruz.

Letselschade

Ethem Emre | Kaza Uzmanı & Eksper

[email protected] | 020-410 94 94www.letseladvies.nl | www.kazauzmani.nl

Hollanda’da yılda çok sayıda; az, orta ve ağır hasarlı trafik kazaları meydana gelmekte-dir. Bu kazalardan dolayı bir çok kazazede, insan odaklı bedensel yaralanma ve incin-melere (letselschade) maruz kalıyorlar. Bir çok insanın kazadan sonra hayatı olumsuz etkileniyor. Kimileri halk deyimiyle kazayı ucuz atlatmış, kimileri halen kazanın izlerini taşıyor ve kimileri de maalesef daha acı sonuçlara maruz kalıyorlar.

Page 54: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 54Platform 54

H a b e r

Yılın ikinci dört aylık döneminde gençler arasında WW başvurula-rında da azalma kaydedildiğini be-

lirten UWV, yeni başvuru sayısını geçen yılın aynı dönemine göre 2 bin 500 kişi azalma ile 33 bine indiği belirtildi.

Buna karşı bazı sektörlerde işsizlik öde-neği başvurusunda artış yaşandı.WW başvuru artışının gözlemlendiği sektörler içinde horeka ile transport ve depolama sektörü geldi.

Mbo’lulara talep artıyor

Mesleki Eğitim ve Sanayi İşbirliği Vakfı (Stichting Samenwerking Beroepson-derwijs Bedrijfsleven -SBB) tarafından yine bugün yapılan birrapor açıklama-sında ise bu okullardan mezun olanlara yönelik talebin arttığı belirtildi.

SBB rakamlarına göre mbo mezunu is-teyen işyerlerinin oranı geçen yıla göre yüzde 14 artış gösterdi.

SBB tarafından sunulan rapor sonuçla-rından memnun olduğunu belirten Eğitim Bakanı Jet Bussemaker (PvdA), gençler arasında okuyan ve çalışanların artmasını ve daha fazla gencin ödeneğe bağlı ya-şamayı tercih etmemesini sevindirici bir gelişme olarak değerlendirdi.

Bakan Bussemaker okuyacak olan genç-lere de hangi bölümü seçmeleri konu-sunda bir uyarı yaparak bu seçimin ileriye

dönük olması gerektiğini okul bitiminde elinde diploma ile iş aramanın oldukça sıkıntılı bir durum yarattığını dile getirdi.

İşsizlik ödeneği alanların sayısında azalmaUWV tarafından açıklanan rakamlara göre bu yılın ilk dört aylık döneminde ödenek alanların sayısının 7 bin azalma ile 31 bin kişiye indiğini görüldüğü, ikinci dört aylık dönemde ise 27 yaş altındaki işsizlik ödeneği alanların sayısında ortalama 4 bin kişi civarında azalma kaydedildiği belirtildi.

Bu adreste haber var

WWW.PLATFORMDERGISI.COM

Page 55: 169 platform kasim

55 Platform55 Platform

H a b e r

Maliyeden sorumlu Devlet Sekre-teri Eric Wiebes’ın yaptığı açık-lamalar ve Vergi Dairesinden

alınan bazı verilere göre, önümüzdeki yıl için 5 ila 6 milyon kişiden geriye dönük olarak vergi kesilecek.

Bu kişilerin birçoğunun yaklaşık 300 euro geri ödeyeceği ancak bu miktarla-rın 700 euroya kadar çıkma ihtimalinin olduğu belirtiliyor. Ortaya çıkan bilgiler

bununla da kalmıyor. Birçok kişini aldığı ödenek (toeslagen) miktarlarının da indi-rileceği gelen bilgiler arasında kalıyor.

5-6 milyon kişi geçmişe yönelik vergi mağduru olacak

Geriye dönük yüksek vergi miktarları as-lında 2013 yılı ekim ayında hükümet or-takları VVD, PvdA ve muhalefet partileri D66, CU, SGP arasında varılan Bütçe

Anlaşmasından kaynaklanıyor. O dönem-de alınan değişiklik karaları yürürlüğe girmemiş olmasına rağmen 2014 ge-lir vergisi sisteminde değişiklik yapıldı. Buna göre vergi indirimlerinde azaltılma gerçekleşti.

Sadece önümüzdeki yıl 2014 vergi yılı için geçerli olan bu uygulama sonra-sında, vergi sistemindeki değişiklikle-rin yapılacağı ve 2016 yılında tüm vergi başvurusunda geçerli olan bölümlerin sistemde ayarlanacağı belirtildi. Temsilciler Meclisi Wiebes’in 2015 pla-nını önümüzdeki hafta pazartesi günü görüşecek.

Devlet milyonlarca kişiden geriye dönük vergi alacak

Maliyeden sorumlu Devlet Sek-reteri Eric Wiebes’ın Meclisin yönelttiği sorulara verdiği ce-vaplarından önümüzdeki yıl için 5-6 milyon kişiden geriye dönük yüklü vergi alınacağı ve bazı ödeneklerin de makaslanacağı ortaya çıktı.

Page 56: 169 platform kasim

Werkkostenregeling 2015

Maliye 2011 yılında uygulamaya başladigi “werkkosten-regeling” i (iş için yapilan masraflar düzenlemesi) icraatta çok meşekkatli olmasindan dolayi 2015 yılında şeklini değiştirerekten zorunlu olaraktan yürürlüğe koyacak.

ADEM ÖZDEMİR

Maliye 2011 yılında uygulamaya başladigi “werkkostenregeling” i (iş için yapilan mas-raflar düzenlemesi) icraatta çok meşekkatli olmasindan dolayi 2015 yılında şeklini de-ğiştirerekten zorunlu olaraktan yürürlüğe koyacak. Bu vesileyle şu an yürürlükte olan 29 çeşitli uygulama iptal olmuş olacak.

Gerekçe olarakda bu kadar yasanin uygu-lanmasi, takibi ve kontrolu imkansiz bir boyut almis olmasi. Örnegin bu uygulamalardan biri olan “fietsregeling” hususunda işveren tarafindan işciye temin edilen bir bisiklet için epey husus dikkate alinmasi ve dosya tutul-masi gerekmekte. Işveren sözkonusu işçi için daha önce bir bisiklet alinmişmi? Evinin işyerine uzakligi, ve ne kadar kullandiği gibi hususlari dikkate alip dosyalanmali.

Yeni uygulamada yıllık maaş oraninin 1,2% miktari gibi bir tutarin ne maksatla olursa olsun werkkostenregeling adi altinda işçi-nize vergilendirilmeden ödeme imkaniniz sözkonusu.

Işçiniz eski yasaya nazaran bazi seçimlerde daha hur. Mesela yeni uygulamada fitness salonu seçimi gibi hususlar işçinin tercihine birakilmakta.

Iş veren olarak işçinize vermiş oldugunuz iş masaraflari hususunda iki seçenek var diye-biliriz,

A) Işçinize vermiş olduğunuz her bir masraf karşiligi (vergoeding) kayitsiz şartisiz vergilendirilir.

B) Işçinize vermiş olduğunuz miktarda 1,2% gibi bir miktar dikkate alinmaz ve bu miktari üstü olan oranti üzerinden 80% eind-heffing ödemeniz.

Şu an yürürlükte olan uygulamalardan dola-yi işverenlere tavsiye edecegimiz aşagidaki süreci dikkate almalarini tavsiye ediyorum.

Şu an yürürlükte olan 29 çesit ‘werkkosten-regeling’ adindaki uygulamalarin hangileri işçileriniz icin geçerli. Bu uygulamalardan dolayi yıllık harcamalariniz ne kadardir ve çeşitleri nelerdir.

Yukarda da bildirildigi gibi 2015 yılında yıllık maaş oraninin 1,2% tutarini vergisiz çali-şanlariniza dağitabilirsiniz. 2014 Yılının ça-lişanlari 2015 yılındada çalişacaksa bu tu-tarin 1,2% i sizin vergilendirilmeyen dagitim bütçeniz sayabiliriz.

Örnegin 2014 yılında yıllık brüt maaş orani € 100.000,-olduğunu düsünürsek bu bütçe bu durumda € 1200,- dir. Işçilere “werk-kostenregeling adinda” dagitilan miktar bu miktarin üstündeyse seçim yapmak zorunda kalacaksiniz;

Hangi masraflari maaş olarak nitelendire-bilirim veya hangi uygulamalari iptal etmek zorundayim diye zorunlu seçim yapmak zo-rundasiniz.

Aksi takdirde bütceniz olan € 1200,- üstün-deki harcalamalardan 80% gibi bir yüksek tarifeden vergi ödemek zorunda kalmayi ter-cih etmiş olacaksiniz.

Işçinize temin etmiş oldugunuz zaruri araç gereçler, ve yine zaruri olan bilgisayar ve telekomünikasyon araçlari yukardaki uygu-lamadan muaf tutulabilir.

Muafiyet için aranan gerekçe işçinin işini yapabilmesi için bu nesnelerin zaruri olmasi aranmakta.

M u h a s e b e c i

15 Kasım-15 Aralık 2014 56Platform

Muhasebe ile ilgili sorularınızı bekliyoruz: [email protected]

Page 57: 169 platform kasim

57 Platform

E b e d i y e t

Page 58: 169 platform kasim

15 Ekim-15 Kasım 2014 58Platform

H a b e r

ING Ekonomi Bürosu tarafından yapı-lan bir açıklamada bu yılki tahmin edi-len iflas sayısının geçen yılki sayıdan

düşük olacağı belirtildi.

ING ekonomistleri 2015 yılında ise eko-nomi artsa da kurtarma operasyonunun daha az ilerlemesi nedeni ile bu düşüşün daha mütevazi bir şekilde gerçekleşece-ğini tahmin ediyor.

En büyük iflas inşaat sektöründe

En büyük iflas sayısı düşüşünü-n endüst-ri ve inşaat alanında gerçekleştiğini belir-ten ING perakende alanında da tüketici

harcamalarındaki kıpırdanma ile iyileşme belirtilerinin görüldüğü kaydedildi.

İflas edenlere bakıldığında her sektörde bir düşüş yaşanmıyor.

Örneğin iş hizmetleri sektöründe bü-yük farklılıklar yaşanıyor. Bilgi İşlem Şirketleri arasındaki iflas sayısı bu yılın ilk üç çeyreğinde neredeyse yüzde 50 düşüş gösterirken, güvenlik ve finansal

aracılardaki iflas sayısı hala daha çok yüksek.

ING’ye göre en çarpıcı nokta, üçüncü çeyreğin sonuna kadar yönetim holding şirketleri ile finansal holding şirketlerin-deki iflas sayısının çokluğu.

Bu kısmen girişimcilerin zayıf giden eko-nomik durumdan dolayı heveslerinin kırıl-masından kaynaklanabileceği belirtildi.

Hollanda’da iflas sayısında geçen yıla göre düşme yaşanacağı tahmin ediliyor. 2014 yılında 7600 iflas olacağı bu sayınında 2013 yılındaki 9400 iflas tavan sayısında yüzde 20 daha az olduğu belirtiliyor.

2014 yılında iflas sayısı azaldı

Bu adreste haber var

WWW.PLATFORMDERGISI.COM

Page 59: 169 platform kasim

59

H a b e r

Platform

Page 60: 169 platform kasim

15 Kasım-15 Aralık 2014 60Platform

H a b e r

1Ocak 2015 tarihinden itibaren Hollanda sağlık sigortası sistemin-deki hizmet paket şekilleri, içeriği

ve de fiyatlarında önemli değişiklikler ola-cağını belirten Esens Çok Kültürlü Psiki-yatri Klinikleri müdürü Psikoterapist Dr. Murat Can, Hollanda Türklerini yayımla-dığı bir basın bildirisi ile aydınlattı.

“Biz sağlık çalışanları olarak, vatandaşla-rımızı sağlıklı bir seçim yapabilmeleri için, bu konuda bilgilendirmeyi bir borç biliyo-ruz” diyen Dr. Can “her şeyden önce kişi-nin şu anki sağlık sigortasından ne denli memnun olduğunu yeniden değerlendir-mesinin faydalı olduğuna değindi.

Dr. Murat Can bu konuda göz önünde tutulması gereken meseleleri maddeler halinde açıkladı:

Sigorta şirketini değiştirmek: bir başka sigorta şirketinin sunduğu içe-rik ve fiyat artık size daha cazip olabilir ve onun için şimdiki sigorta şirketinizden çıkıp o şirkete geçebilirsiniz;

Paket içeriğini değiştirmek: sunulan hizmetlerin (örneğin hamilelere ve lohusalara özel hizmetler, fizik tedavisi

gibi) bazıları size artık uygun olmayabilir veya gerekmeyebilir, onun için hizmet paketinin içeriğini değiştirip/ azaltıp fiyatı düşürtebilirsiniz;

Pahalı bir paket almak: pahalıda olsa size daha çok seçme imka-nı veren ve geniş kapsamlı hizmet sunan bir paket alıp hastalık durumlarında pake-tinizin kapsamı dar olduğu için her hangi bir sürprizle karşılaşmak istemeyebilirsi-niz, ki bu sağlık sorunları çok olan kişiler için iyi bir yöntemdir;

Budgetpoliçesi almak: 2015 yılı itibariyle hayata geçecek 'bud-getpolis' denilen ucuz ve paket kapsamı oldukça az olan bir poliçeyi de seçebilir-siniz. Daha çok gençlerin seçtiği bu tür sigortayı seçerken nerdeyse hiç sağlık sorununuzun olmamasında yarar vardır;

Eigen risico' nuzu yükseltmek: sigorta primlerini azaltmanın bir yolu da

kişiye özel ödeme risk (eigen risico) mik-tarının yükseltilmesidir. 2015 de herkes için 375 Avro olacak bu miktarın isteğe bağlı olarak daha da yükseltilmesiyle, ay-lık ödenmesi gereken sigorta primlerinin ciddi olarak düşürülmesi mümkündür. Yalnız hasta olma riski taşıyan kişilerin bu konuda çekimser olmasında fayda vardır.

Restitutie model'i seçmek: biraz daha pahalı da olsa size gidebilece-ğiniz sağlık kuruluşları ve uzmanları konu-sunda seçme özgürlüğü veren ve 'restitu-tie model' denen sigorta şeklini seçerek seçme imkanınızı geniş tutabilirsiniz. Bu Türkçe hizmet veren sağlık kuruluş ve uz-manlarına gidebilmenizi kolaylaştıracak bir sigorta şeklidir.

Türkiye'yi de göz önünde tutun: Sağlık sigortası şekil ve içeriğini seçer-ken bu tür hizmetlerin Türkiye’de de öde-nip ödenmediği konusunu da göz önüne alıp seçim yapmanızda fayda vardır.

Psikoterapist Dr. Murat Can, önümüzdeki yıl için sağlık sigortasını değiştirecek olanları uyardı. “Sigorta paketini seçerken dikkatli davranın”

Sigorta paketinizi iyi seçin!

Page 61: 169 platform kasim

61 Platform

Kobani

De ongeveer 5.000

PKK-strijders

namen het in Ayn

al-Arab op tegen

naar schatting

tussen de 20.000

en 80.000 IŞİD-

strijders. De

PKK zag zich

gesteund door

vele vrijwillige

Koerden over

de hele wereld

en andere anti-

IŞİD groepen,

maar ook door

luchtsteun van de

Verenigde Staten

van Amerika en

andere landen.

DRS. ARMAND SAĞ Bestuursvoorzitter ITS (Instituut voor Turkse Studies) www.turksestudies.org

Historicus en turkoloog www.armandsag.nl

Onlangs was iedereen in de ban van de Noord-Syrische stad Kobani, welke eigenlijk de naam Ayn al-Arab heeft, waar twee terreur-groepen elkaar te lijf gingen. Eén daarvan was de terreurorganisatie PKK, waar Koerdische strijders sinds de jaren ’70 bomaanslagen ple-gen op Turkse burgers en ondertussen ruim 50.000 doden op hun geweten hebben. Deze strijders namen het op tegen de jihadisten van IŞİD, welke begonnen als een terreurgroep in Irak maar ondertussen hun eigen staat heb-ben uitgeroepen in grote delen van Syrië en Irak: Islamitische Staat. De PKK op zijn beurt had bepaalde regio’s van Syrië uitgeroepen tot “Koerdische autonome regio’s” en zocht actief aansluiting bij de Koerdische regio’s van Irak om een groter onafhankelijke Koerdische staat te creëren.

De ongeveer 5.000 PKK-strijders namen het in Ayn al-Arab op tegen naar schatting tussen de 20.000 en 80.000 IŞİD-strijders. De PKK zag zich gesteund door vele vrijwillige Koer-den over de hele wereld en andere anti-IŞİD groepen, maar ook door luchtsteun van de Verenigde Staten van Amerika en andere lan-den. IŞİD werd gesteund door vele vrijwillige jihadisten die vanuit de hele wereld toestroom-den naar het gebied dat nu onder controle van IŞİD staat. Naar schatting sluiten zich wekelijks 500 jihadisten aan bij IŞİD, terwijl grote delen van het Irakese en Syrische leger zich ook aansluiten bij IŞİD. Hierdoor heeft IŞİD de be-schikking over zware tankwapens, straaljagers en andere technologische apparatuur.

Toch moest IŞİD zich terugtrekken van de strijd om Kobani, mede omdat er een internationa-le coalitie ontstond tegen IŞİD. De PKK kreeg deze steun door hun enorme propagandama-chine in het westen en de aanwezigheid van een grote groep diaspora-Koerden in Europa. Door het linkse karakter van PKK, de PKK be-gon als een marxistische organisatie maar is thans een extreemnationalistische en ultrafas-cistische terreurgroep, verkozen veel Europe-se leiders de anti-Turkse terreur van de PKK boven de anti-Westerse terreur van IŞİD.Voor Turkije lag de zaak compleet anders, daar

beide groepen Turken als een vijand zagen. Toch smeekte PKK de Turkse troepen, die bij de Turks-Syrische grens gestationeerd ston-den, om ze te helpen in de strijd tegen IŞİD. Toen Turkije alleen humanitaire hulp bood door ruim 300.000 (vooral Koerdische) Syriers op te vangen in vluchtelingenkampen en medi-sche hulp bood aan de bijna 700 in de strijd te-gen IŞİD gewond geraakte PKK-strijders, vond PKK-oprichter Abdullah Öcalan dit toch niet genoeg. Terreuraanslagen van de PKK in Tur-kije waren het gevolg: ruim 30 Turkse doden, waaronder twee hooggeplaatste politiefunctio-narissen, en ruim 350 gewonden werden het slachtoffer van de PKK.

Desalniettemin kreeg PKK steun van het wes-ten en kon het de aanval van IŞİD afslaan. Hierbij heeft de situatie bepaald geen windei-eren gelegd voor de Koerden. Door de grote media-aandacht die de Koerdische demon-straties in Europese steden genereerden, zijn veel Koerdische vrijwilligers naar de stad Ayn al-Arab gekomen. Hierdoor is de stad in korte tijd sterk gekoerdificeerd. De verandering van de oorspronkelijke naam Ayn al-Arab (Lente van de Arabieren) naar de Koerdische verbas-tering van het woord ‘company’ (Kobani), is een prachtige illustratie hiervan. De slag om Kobani was voor de PKK, vanuit een ideolo-gisch oogpunt, een succes.

De conclusie dat IŞİD is verslagen, is echter compleet onjuist. Ayn al-Arab is een relatief kleine stad met ongeveer 45.000 inwoners en is voor de PKK een symbolische stad omdat het dicht bij de Turks-Syrische grens lag; pre-cies die regio wat de PKK als zijn bolwerk be-schouwt. Voor IŞİD is de stad niet van belang en werd het meer gebruikt als een afleidings-manoeuvre om de tactisch gezien veel belang-rijkere stad Hīt (met ruim 400.000 inwoners) in te nemen, wat IŞİD overigens wel gelukt is. De strategie van IŞİD bij Kobani lijkt dus een succes te zijn. De opmars van IŞİD is, in mijn ogen, dan ook nog ver van gestopt. Hoe de PKK zal reageren op de versterkte opmars van IŞİD in de toekomst, dat is nog een overpein-zing waar ik niet helemaal uit ben…

M i j n o v e r p e i n z i n g e n

Page 62: 169 platform kasim

H a b e r

15 Kasım-15 Aralık 2014 62Platform

Amsterdam Belediyesi yönetiminde yer alan partiler, esrar üretiminin, belirlenecek çiftçiler tarafından

belediye adına resmi olarak yapılmasını istiyor. Demokratlar 66 (D66), Yeşil Sol (GL), Sosyalist Parti (SP), Liberal Sağ Parti (VVD) ve İşçi Partisi'nden (PvdA) oluşan koalisyon, uygulanacak plan ko-nusunda anlaştı.

Eski bir bakan olan Amsterdam Beledi-ye Başkanı Eberhard van der Laan da belediyenin deneme amaçlı yasal üretim yapması için girişimlere başlayacağını söyledi. Belediye yönetimine göre, esrar üretiminin belediye tarafından yapılması,

yüz milyonlarca euroluk pazarın kontrol altına alınmasını sağlayacak.

Sırada diğer kentler de var

Hollanda'da "Hoşgörü Yasası" kapsa-mında açık alanda beş köke kadar Hint keneviri yetiştirmeye göz yumuluyor. Pi-yasada serbest olarak satılan esrar ise, kaçak yollarla üretiliyor.

Hollanda'da esrar satışı yapılan ve "cof-fee shop" adı verilen 700 kafe bulunuyor. Bu kafelerin yüzde 85'inin yer aldığı 54 belediye, esrar üretiminin belediyeler ta-rafından yapılmasını istiyor. Belediyeler

bu amaçla ortak bir bildirge imzaladı.

Utrecht, Eindhoven ve Heerlen belediye-leri de, Amsterdam Belediyesi gibi esrar üretimi yapmak için plan hazırlıyor.

Güvenlik ve Adalet Bakanı Ivo Opstelten, esrar üretimi amacıyla Hint keneviri ekimi-

Amsterdam Belediyesi kendi esrarını üretecek

Başkent Amsterdam Belediyesi, devlet bütçesine yıllık 750 milyon euro yük getiren kaçak üretimi önlenmek için bizzat esrar yetiştirmeyi planlıyor.

Page 63: 169 platform kasim

63 Platform

H a b e r

nin serbest bırakılmasına karşı çıkıyor.Es-rar üretiminin serbest bırakılmasını savu-nan derneğin sözcüsü Derrick Bergman, hükümetin yasa değişikliği yapması konu-sunda önemli adımlar atıldığını söylüyor.

Hollandalı yetkililere göre kaçak esrar üretiminin bütçeye verdiği yıllık zarar 750 milyon euro civarında.

Kaçak esrar ekimi kaçak elektiriği de artırıyor

Devlet, kaçak üretimle mücadele için yıl-lık 460 milyon euro masraf ediyor. Polis-lerin bir bölümü, sadece kaçak esrar üre-timi ile mücadele için görevlendiriliyor.

Evlerin çatıları ve işyerlerinin gizli böl-melerinde yasa dışı olarak yapılan esrar ekiminde kaçak elektrik kullanılması da, milyonlarca euroluk zarara yol açıyor. Hollanda makamlarına göre, kaçak üre-timden doğan vergi kaybı en 250 mil-yon euro.

Belediyelere göre, esrar üretiminin ya-sal olarak kendileri tarafından yapılması durumunda en azından yılda 750 milyon euronun devletin kasasında kalacak.

Kafelerin sattıkları esrarı belediyelerden alması nedeniyle kaçak üretim ve kayıt dışı ticaretin büyük ölçüde önleneceği düşünülüyor.

Polise göre, Hollanda'da yıllık 50 bin farklı alanda kaçak esrar üretimi yapılılı-yor. Her yıl bunlardan 5 - 6 bini ihbar ya da baskınlar sonucu yakalanıyor.

Hollanda polisine göre esrar üretimi Türk ve Kürt kökenli göçmenler arasın-da da oldukça yaygın. Polise göre, Türk-ler ve Kürtler çok zor ulaşılabilen grup-lar. İçe kapalı yaşıyorlar, "hemşehricilik" çok yaygın. O nedenle mücadele etmek zorlaşıyor.

Arnhem kentinin eski polis şeflerinden M. Daniel, Türk ve Kürtlerle, ancak bir-birlerini ihbar etmeleri sağlamak suretiyle başa çıkılabileceğini savunuyor.

Yusuf Özkan -Amsterdam

BABBureau Achterstand Bemiddeling 8048 de norm voor

schuldhulpverlening

BAB (Bureau Achterstand Bemiddeling)

Tel 075 711 30 46

Fax 075 635 70 49

[email protected]

www.bureauachterstand.nl

Postbus 217 1500 EE Zaandam

,

,

,

,

) )

,

,

Page 64: 169 platform kasim

6415 Kasım-15 Aralık 2014Platform

S a ğ l ı k

Yoğun kafein içeren enerji içecekleri, özellikle çocuk ve gençlerin sağlığını tehdit ediyor. Enerji içeceklerinin fazla miktarda tüketilmesi, kafein zehirlenmesi riskini artırıyor.

WHO Avrupa Ofisi, enerji içeceklerinin halk sağlığı üzerindeki etkileri konusun-da kapsamlı bir rapor hazırladı. Rapora göre, enerji içecekleri, sağlık açısından olumsuz etkiler içeriyor.

Uyarıcı etki yaptığı gerekçesiyle özendiri-len enerji içecekleri, geçici olarak öğren-

me performansını artırıyor. Bu nedenle özellikle çocuklar ve gençler tarafından sıkça tüketiliyor.

Kafein zehirlenmesi riski

Rapora göre, enerji içecekleriyle ilgili en önemli sorun, içerdiği kafein mikta-

rı. Kahve sıcak olduğu için yavaş yavaş tüketiliyor. Ancak enerji içeceği soğuk olduğu için kısa sürede aşırı miktarda tüketilebiliyor. Bu da kafein zehirlenmesi olasılığını artırıyor.

Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu'nun araş-tırmasına göre çocukların vücuduna gi-

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Türkiye ve Avrupa genelinde tüketimi hızla artan enerji içeceklerinin, halk sağlığını olumsuz etkilediğini belirtiyor.

Page 65: 169 platform kasim

65 Platform

S a ğ l ı k

ren kafeinin yüzde 43'ü enerji içecekleri yoluyla alınıyor. Bu oran gençlerde yüzde 13, yetişkinlerde ise, yüzde 8.

Enerji içecekleri ile ilgili bir başka sorun da alkolle birlikte alınması. 18 - 29 yaş aralığındakilerin yüzde 70'i enerji içece-ğini alkolle karıştırıyor. Bunun yol açtığı sorunlardan biri, enerji içeceğinin alko-lün etkisini bastırması nedeniyle sarhoş olunduğunun geç anlaşılması.

WHO Avrupa Ofisi'nin raporuna göre, ABD ve Avustralya'da yapılan araştırmalar aşırı enerji içeceği tüketiminden kaynakla-nan sorunların arttığını gösterdi ve örgüt, bu tür kapsamlı araştırmaların Avrupa'da da yapılması gerektiğini vurguluyor.

Enerji içecekleri Türkiye ve bütün Avrupa ülkelerinde satılıyor.

Sınırlama getirilsin

Ancak bazı ülkeler bu içeceklere kar-şı önlem almaya başladı. Örneğin Macaristan'da enerji içecekleri özel sağ-lık vergisine tabi. İsveç'te de bazı içe-cekler sadece eczanelerde satılıyor ve çocuklara satışı yasak.

WHO Avrupa Ofisi araştırma grubu, ener-ji içeceklerinin çocuklar üzerindeki olum-suz etkisinin kesinleştiğini belirtiyor. Bu nedenle enerji içecekleri konusunda yaş sınırlandırması getirilmesini salık veriyor.

Örgüt ayrıca maksimum kafein seviyesi-nin belirlenmesini ve sözkonusu içecek-leri çocuk ve gençlere pazarlayan rek-lamların yasaklanmasını da öneriyor.

Raporda, hekimlerin enerji içeceğine bağlı sağlık sorunlarının belirtilerini daha kolay tanıyabilmeleri için eğitimden geçi-rilmeleri de öneriliyor.

Alkolsüz ve çok fazla kafein içeren enerji içecekleri, aynı zamanda vitamin ve uya-rıcı etkiye sahip taurine, gingseng, gua-rana gibi maddeler barındırıyor.

Türkiye pazarında artan enerji içeceği miktarı, 2012 yılı rakamlarına göre 30 milyon litreden fazla. Türkiye'de kişi ba-şına düşen yıllık enerji içeceği tüketimi 0,33 kutu.

Bu oran Avrupa'da çok daha yüksek bir seviyede seyrediyor. Kişi başı yıllık enerji içeceği tüketim Avrupa'da ortalama 10 kutu civarında.

Kalbe zararlı mı? Araştırmacılar, 'kafein içeren enerji içe-ceklerinin kalp atışlarının seyrini değiştir-diği' uyarısını yaptı.

Almanya’daki Bonn Üniversitesi’nde ya-pılan araştırmada enerji içeceği içen 17 kişinin kalp atışları, söz konusu içeceği tüketmelerinden bir saat sonra incelendi.

Araştırma, enerji içeceği içilmesinin ar-dından 'kalp kasılmalarının' çok daha güçlü yaşandığını ortaya koydu.

Araştırmayı gerçekleştiren ekip, Kuzey Amerika Radyoloji Derneği’nin yıllık top-lantısında, çocukların ve özel sağlık du-rumu bulunanların enerji içeceklerinden uzak durması gerektiğini söyledi.

Araştrımacı Dr. Jonas Dorner, bu içecek-lerdeki kafein oranının kahve veya Cola içeceklerindeki kahve oranından üç kata kadar daha fazla olduğunu hatırlattı.

Dr. Dorner, yüksek kafein oranlarıyla bu içeceklerin, hızlı kalp atışı, çarpıntı, kan basıncının yükselmesi gibi yan etkilerinin bulunduğunu söyledi.

Ölüm riski

Dr. Doyner bazı durumlarda bunun hasta-lık nöbetleri veya ani ölümle sonuçlanabi-leceğini de belirtti.

Araştırmada katılımcılara 100 ml’sinde 35 mg kafein ve 100 ml’sinde 400 mg torin içeren bir içecek verildi.

Dr. Dorner, enerji içeceği kullanımının kardiyak kontraktilite üzerinde kısa vadeli etkisi olduğunu söyledi.

Bunun yanında Dr. Dorner kardiyak kont-raktiliteyle ilgili bu güçlü etkinin günlük aktiviteleri veya spor performansını etki-leyip etkilemediğini veya nasıl etkilediğini bilmediklerini söyledi.

Kalp hastalığı bulunan insanlar üzerinde-ki söz konusu etki de bilinmiyor.

Bununla birlikte araştırma ekibi, çocuklar ve düzensiz kalp atışı olanların bu içecek-lerden uzak durması gerektiğini söylüyor.

Daha önce de İngiltere Alkolsüz İçe-cekler Derneği enerji içeceklerinin ço-cukların kullanımı için uygun olmadığını açıklamıştı.

Bu adreste haber var

WWW.PLATFORMDERGISI.COM

Page 66: 169 platform kasim

“Kocam bana en son ‘güzelsin’ sözü-nü nişanlıyken söyledi. Ondan beklen-tim sadece bir çift tatlı söz. O ise çok talepkâr olduğumu söylüyor. Eşimden ilgi görmeyince bir tavsiye üzerine girdi-ğim arkadaşlık sitesinde biriyle tanıştım. İnternetteki kişi benim güzel ve çok iyi biri olduğumu söylüyor. Problem bende mi?” Bu sözler 11 yıllık evli ve 2 çocuk annesi Ayşe Y.’ye ait. Evlilik iletişim uzma-nı İnci Yeşilyurt, Ayşe Hanım’ın kendisine bir vicdan azabıyla geldiğini söylüyor.Yeşilyurt, Ayşe Hanım’ı, ‘evliliği kâğıt üze-rinde devam eden ancak duygusal anlam-da boşanmış bir kadın’ olarak tanımlıyor. Kadınlar arasında kullanımı artan internet ve sosyal medyanın aile hayatını tehdit et-tiğini vurgulayan Yeşilyurt: “Aile içerisinde

iletişim ve istişare olmaması, kadını sos-yal medyaya yönlendiriyor” diyor.Aile fertlerinin iletişiminin koptuğu sü-reçte aile kurumunun dağılma tehli-kesiyle karşı karşıya kaldığını aktaran Yeşilyurt, bu durumda kadınların prob-lemlerden kaçış yolu olarak sosyal med-yaya yönlendiğini belirtiyor. Son yıllarda boşanma sayısının çoğaldığını kayde-den uzman, aile danışmanlarına başvuru sebepleri arasında aldatma konusunun artışına dikkat çekiyor.

Sanal platformlarda iletişim bil-gileri paylaşılıyor

Yaklaşık 7-8 sene önce internet kullanı-mının yaygınlaşmasıyla birlikte ailelerde

Özlem Özyol

E v l i l i k O k u l u

6615 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Gelişen teknolojiyle ve kitle iletişim araçlarının çoğalmasıyla beraber aile içi iletişim de her geçen gün giderek azalıyor. Uzmanlar, aile içerisinde kaybolan istişare kültürünün bireyleri yalnızlaştırdığını ve kadını da sanal aleme ittiğini söylüyor. Sosyal medyada

gelişen sanal arkadaşlıklar ise birçok yuvanın dağılmasına sebep oluyor.

KOCAM BANA EN SON

‘GÜZELSIN’ SÖZÜNÜ NIŞANLIYKEN SÖYLEDI

Kocam bana en son ‘güzelsin’ sözünü nişanlıyken söyledi. Ondan beklentim sadece bir

çift tatlı söz. O ise çok talepkâr olduğumu söylüyor. Eşimden

ilgi görmeyince bir tavsiye üzerine girdiğim arkadaşlık sitesinde biriyle tanıştım. İn-ternetteki kişi benim güzel ve çok iyi biri olduğumu söylü-yor. Problem bende mi?” Bu

sözler 11 yıllık evli ve 2 çocuk annesi Ayşe Y.’ye ait.

Page 67: 169 platform kasim

67

E v l i l i k O k u l u

Platform

boşanmaların da arttığını söyleyen Ye-şilyurt, bu süreci yakından takip ettiğini anlatıyor. Özellikle yaygınlaşan arkadaş-lık sitelerini inceleyen İnci Yeşilyurt, bir deneme yapıyor. Arkadaşlık sitelerinde 3 erkek, 3 kadın olmak üzere sahte pro-filler oluşturarak sohbete giriyor. Oluştur-duğu 3 ayrı karaktere de ciddi talepler geldiğini anlatan İnci Yeşilyurt, “Zengin olarak oluşturduğum kadın karakterine direkt evlenme teklifi yapıldı. Memur kızı karakterine ‘deneyelim’ diyorlar. Gariban, saf kıza da ‘katlanabilirim’ diye yaklaşıyor-lar. Zaten sanal âlemde kurulan üçüncü cümleden sonra telefon ve iletişim bilgi-leri paylaşılıyor” diyor. Danışanlarından 29 yaşındaki Ayşe Y.’nin de böyle bir dö-nemde geldiğini anlatan aile danışmanı Yeşilyurt, Ayşe Hanım’ın da eşinden gör-düğü bu ilgisizlik üzerine bir arkadaşının tavsiyesiyle arkadaşlık sitelerine ve sos-yal medyaya daha çok girdiğini aktarıyor. Sanal alemde çok kısa bir sürede tanış-tığı adam, ‘Sen güzel şeyler yazıyorsun, demek ki güzel kadınsın’, ‘Günaydın gü-zel kadın!’ gibi cümleler kullanıyor.

Kadın, ilk zamanlar bu mutlulukla ailesine daha da motive oluyor. Sanal alemdeki kişi iltifat ve güzel sözlerine devam ettik-çe, merak artıyor ve Ayşe Hanım, karşı-daki kişiyi tanımak istiyor. Sorularına iyi cevaplar aldıkça sanal duyguların gerçek olduğunu zannediyor.

İnci Yeşilyurt, süreci “Aslında Ayşe Ha-nım, sadece duygusal açlığını gideriyor-du” diye özetliyor durumu. Ayşe Hanım’ın eşi Mehmet Y.’yi arayarak seansa çağıran

Yeşilyurt, 37 yaşındaki Mehmet Bey ile yapılan 5 seanslık görüşme sonrası eşi-ne çiçek alma ödevi veriliyor. İlerleyen seanslarda çiftlerin arası düzeliyor.

Ne yapılmalı

Erkek empati kurarak ‘Eşimin ihtiyaçları-nı nasıl karşılayabilirim?’ diye düşünmeli. Sınırları iyi bilinmeli ve kişi yapamayaca-ğı konularda nişanlılıktan itibaren sahte davranışlar yerine gerçekçi davranmalı. Hayatın 7/24 övgü dolu söz ve güzel kelimeler sarf edilemeyecek kadar prob-lemleri olduğu da unutulmamalı. Kadınlar erkekleri mahrem hayatlarıyla cezalandırmamalı. İstekler dolaylı değil, net anlatılmalı. ‘Rahatsızım’, ‘bekliyorum’ ve ‘rica ediyorum’ kelimeleri ihtiyaç du-yulan yerlerde açıkça ifade edilmeli. Aile hayatı; yeme, uyuma, TV izleme ve çalış-ma üçgeninden kurtarılmalı.

Kadınlar arasında kullanı-mı artan internet ve sosyal

medyanın aile hayatını tehdit ettiğini vurgulayan Aile ve ile-tişim uzmanı Yeşilyurt: “Aile içerisinde iletişim ve istişare

olmaması, kadını sosyal med-yaya yönlendiriyor” diyor.

Page 68: 169 platform kasim

Y a y ı n D ü n y a s ı

6815 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, insanlık tarihinin Hz. Adem'le başladığını söylüyor. Sırma'ya göre İslam tarihi değil, Müslümanların tarihi.

Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, uzun za-mandır kendi çalışma sahasında sessiz sedasız birbirinden hacimli kitaplar ören bir İslam tarihçisi. Sırma'yla ömrünün hüla-sası da sayılabilecek Beyan Yayınları ara-sından okurla yeni buluşan 5 ciltlik Müs-lümanların Tarihi'ni ve eserinden hareketle tarih yazımı ve algısı üzerine konuştuk.

Müslümanların Tarihi'ni yaz-ma fikri, Paris'te Muhammed Hamidullah'ın konuşmalarını takip ederken ortaya çıkmış. İsterseniz önce geriye gidelim, ne tetikledi bunu?Allah'ın bu fakire verdiği en büyük lütuf, küçüklüğümden beri İslâm'ı ve ilmi, ilim adamlarını sevmekti. Rahmetli Hamidullah Hocam'ı ilk defa 1963 yılında, Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi konferans sa-lonunda gördüm ve o ilmî şahsiyete öyle bir hayranlık duydum ki, içimden, 'Demek ki kitaplarda okuduğum ilim adamları böy-leymiş' diye kendi kendime fısıldadım. O ne tevazu o ne vakardı? On yedi dil bilen, yazdığı eserler, makaleler dâhil bini geçen bu ilmen koca ve fakat cismen zayıf şah-siyet, tarihe mal olmuş büyük âlimlerimizi hatırlattı bana… Demek ki henüz nesli kesilmemiş bu değerli zevatın… Ondan sonra onun her kitabını okuduğumda, gözlerimin önündeydi âdeta… Daha son-ra Rabbim öyle bir lütufta bulundu ki, doktoramı Paris'te yaptım ve her hafta, bu büyük âlimle iki defa bir araya geldik: Haftanın birinci görüşmesi Cuma günü Paris Camiinde, haftanın ikinci görüşmesi de Pazar günü Paris'te kurduğumuz Müs-lüman Talebe Cemiyeti'nde (Association des Etudiants Musulmans en France) ver-diği konferanslarda oldu. Ondan sadece ilim değil, yaşam tarzı da öğrendim. Yüce Rabbim, inşallah faydalı olacağına inan-

dığım bu kitabı, Müslümanların Tarihi'ni yazmayı nasip etti. Onun için şükürdarım.

İSLAM 'IN DEĞİL MÜSLÜMANLARIN

TARİHİEserinizin adı, Müslümanların Tarihi ancak 'genel insanlık tarihi' de 'Müslümanların siyasi tarihi' de diyebiliriz aynı zamanda. Zaten kitap okunduğunda görülecektir ki 'Müslümanların Tarihi' ile 'Genel İnsanlık Tarihi' iç içe ve ayrılmaz parçalardır. Bun-dan şunu kast ediyorum. İslâm dininin tari-hi de, insanlık tarihi de Âdem'le başladığı-na göre, bu her iki kavram aslında iç içedir.

Neden İslâm Tarihi değil de, Müslümanların Tarihi?Bunu şunun için tercih ettim. Bugün, hat-ta geçmişte, çeşitli dillerde yazılmış olup,

bize 'İslâm Tarihi' olarak sunulan eserler, hattızatında İslâm Dininin tarihi değil, bi-zim gibi tiplerin, Halifelerin, sultanların, âlimlerin, Müslüman kavimlerin tarihidir. Onun için 'İslâm Tarihi' tabiri yanlış, 'Müs-lümanların Tarihi' tabiri doğrudur deriz. Bunu böyle kabul etmeyenlere de, bu bizim görüşümüzdür; hiç kimsenin bunu kabul etme zarureti de yoktur!

KESİN BİLGİ ESAS ALI-NIR

Tarihin ne zaman başladığı mese-lesi, dünyayı nasıl anladığımızla doğrudan ilgili… Modern tarih, insanlık tarihini Hz. Adem'le başlatmıyor. Tarihi Hz. Adem'le başlatan bir zihin açıklığına ihtiyacımız var değil mi? Kitap da bu ihtiyaçtan…Modern tarih derken, Hz. Âdem öncesi tarihi kastediyorsanız, o tarih, tamamen varsayımlara dayalı, göreceli bir tarihtir. Bazı kitaplarımız, bizim bildiğimiz, yani Kur'an'da ve Kitâb-ı Mukaddes'te anla-tılan Âdem (as)dan önce de bazı başka Âdemlerin de gelmiş olabileceğini yaz-maktadırlar. Bu olabilir de, olmayabilir de. Fakat biz sadece bu son Âdem'i bildiği-mizden, tarihi onunla başlatıyoruz.

OSMANLI'DA DA ZAYIFTI

Osmanlı eğitim modelinde tarih öğretimi, tarih algısı ne şekildey-di, bugünkü gibi miydi?Gerek Osmanlı'da, gerekse Osmanlı dışın-daki diğer Müslüman devletlerin medrese-

İnsanlık tarihi, Hz. Adem'le başlıyor

Page 69: 169 platform kasim

Y a y ı n D ü n y a s ı

69 Platform

lerinde, hatta günümüz medreselerinde maalesef tarih ilmine pek değer verilmez-di/verilmiyor. Sadece Siyer okutulur, belki de fazla ağır olmasın diye, tarih alınma-yıp, Şer'î ilimlere değer verilirdi. Nitekim o dönemlerde yazılmış olan tarih eserleri, medrese dışında yazılmıştır. Medrese ho-cası bile kendini tarihe vererek, bir eser yazınca, bunu medresede okutmaz ilim mahfillerine arz ederdi. Tabi ki medrese-den mücâz olanlar da, müderris olduktan sonra, zaman zaman kendilerine gelen so-rulardan dolayı, tarih ilmine ihtiyaç duyduk-larından, mecburen tarih kitaplarına baş-vururlardı. Kur'an, meseleleri ele alırken pek çok yerde tarihi hadiseleri aktarıp, on-ları örnek kılıyor. Bu açıdan tarihin kendisi kadar yorumu da önem arz ediyor. Tarih mutlaka yorumla okunmalıdır. Ancak bu yo-rumları yapabilmek için, hem tarih kaynak-larını çok iyi bilmek, ideolojik kaygıları bir tarafa bırakmak ve en önemlisi, olaylara, olabildiğince tarafsız bakabilmektir. Bunu yaparken de, 'hele şu kitaba bakayım da neler yazıyor, benim ideolojime tersse bir şeye yaramaz!' şeklinde tarih kitabı okun-maz. Zira tarihin bir felsefesi, bir okuma yöntemi ve bir algılama usulü vardır.

Müslümanların Tarihi, aslında bir tarih oku-ma yöntemi de sunuyor. Bu açıdan ese-rinizin başlatacağı tartışma, Türkiye'nin eğitim politikalarını da yeniden düşünmeyi mümkün kılabilir. Biz tarihi Batı'nın başlat-tığı yerden başlatıyor bugüne kadar gelen akışı da öyle konumlandırıyoruz.Doğrudur. Tartışmalar olabilir. Zaten bu kitabın yazılış gayesi de budur: Batı'nın, ya da bizdeki 'Batılı olamamış Batıcılar'ın dayattıkları yanlış tarih anlayışından sıyrıl-mak, tarihi gerçek verilerle ele almaktır. Başka bir deyişle, tarihi bir 'övgü hamule-si' olmaktan çıkarmak, onu 'ibret alınacak bir kaynak' hâline getirmektir.

BEŞYÜZ KİŞİ DİNLİYORMUŞ GİBİ BİR

KİŞİYE ANLATTIEserinizde insanlığın tarihini, en başından 1900'lü yılların ilk çeyreğine kadar sistemli bir şekil-de işliyorsunuz. Bu ciddi disiplinli bir çalışma demek. Muhammed Hamidullah'ın bu konuda da size tesiri oldu değil mi?Paris'teki Müslüman Talebe Cemiyetin-de her Pazar saat 14.30 seminer olur ve genellikle seminerleri Hocamız yapar biz de dinleyici olurduk. Her Pazar, biz ida-recilerden birisi görevli olurdu. Görevli olan arkadaş Pazar sabahı Rue Boyyer Barret'de olan lokalimize gider, lokali süpürür, kışsa sobayı yakar (öğrenci pa-ralarımızla aldığımızdan, kaloriferli yere gücümüz yetmemişti), Hoca gelince de 14.30'da konferansını verirdi. Bir kış gü-nüydü ve o Pazar nöbet bendeydi. Gü-zel ve lapa lapa bir kar yağıyordu. Saat 14.te lokale vardım; lokali süpürdüm ve sobayı yaktım. Saat 14.15'te Hoca geldi. Henüz hiç kimse yoktu. Hocayla birlikte öğrenci arkadaşları beklemeye başladık. Saat 14.30 oldu; hiç kimse yok. Kendi kendime, 'madem saat doldu hâlâ hiç kimse gelmedi, o halde sobayı söndüre-yim, gidelim' dedim ve sobayı söndürmek için eğildim. Dünyada tanıdığım en nazik ve kibar olan Hamidullah Hocam, sert bir tonla, 'ne yapıyorsun?' diye bana seslen-di. 'Hocam, hiç kimse gelmedi; sobayı söndüreyim ve gidelim' dedim. O kibar-lıkta zamanımızda yekta olan hocam, eği-lerek kulağımı çekti ve karşısına oturtarak seminerine başladı. Tam kırk beş dakika, beş yüz kişi dinliyormuş gibi konusunu anlattı sonra da bana şöyle dedi: Bugün burayı kimse gelmedi diye kapatırsak, bir daha burası açılmaz!' İşte o gündür, bu gündür bendeniz de konferanslarıma ve derslerime hem vaktinde giderim hem de iki kişi dahi olsa konuşmamı yaparım. Bu Hocam'dan kalan çok güzel bir prensip. Hatta hiç unutmam: Viyana'daki derslerim sırasında, yine soğuk havadan dolayı ola-cak bir tek öğrencim gelmişti ve onunla ders yapmıştım… O ve onun gibiler ne güzel insanlardı…

YALANLARI DÜZELTMEYE

ÇALIŞTIKBaşlıkların belirlenmesinde hareket sahanız neresi oldu? Hangi başlığı ayrıntılı açıp hangi başlığa üzerinden temas etmeyi neye göre belirlediniz?Okuyucu herhangi bir konu arıyorsa, onu bütün kitabı okumaya mahkûm etmemeli-yiz. Tabii ki, konu başlıklarını seçerken se-çici olduk. Değilse her olay için bir konu başlığı verilse, kitabın muhtevası değişir.Birinci ciltte Hz. Âdem'le başlayıp, son cilt-te Sultan Vahdettin dönemiyle sona eriyor eseriniz. Bu açıdan İslam tarihinin son bü-yük atılımı olan İstiklal Harbi'ni ve sürecini 'Müslümanların Tarihi'ne dâhil etmemek eksiklik olarak da yorumlanabilecektir. Aslında kısaca da olsa, İstiklâl Savaşına değindik. Fakat kitabın çerçevesi çok büyüdüğünden, fazla ayrıntıya giremedik. Bir de, son zamanlarda, bu konuda çalı-şan arkadaşlarımız vardır. Ve bize liseler-de yalan-yanlış öğretilmiş olan hadiseler, düzeltilerek anlatılmaktadır. Tarihteki her konuya da çok ince teferruata girerseniz, tarih içinden çıkılmaz bir hâl alır.

Page 70: 169 platform kasim

K ü l t ü r S a n a t Hazirlayan:H.Kerim [email protected]@platformmedia.nl

Değerli okuyucular!

Eskiler Eylûl ayına başka bir anlam verirlerdi. Sonbaharın adı da onlara göre “Güz Mevsimi” idi. Güz mevsimi... Eylûl yani güz mevsimi ölümü hatırlatırdı. Ta-biatın geçici ölümü, insanın kesin ölümüne işaret eden bir ha-berdir. Tabiatın renginin değiştirmesi, insan hayatının da renk-lerinin değişeceğini haber verir. Eylûl, yaprakların dökülmeye başladığı zaman. Eylûl, yazı bittiğini hatırlatan ay. Eylûl sona doğru yaklaşıldığımnı açık kulaklara fısıldayan bir dost. Eylûl, zamanın yani ömrün sınırlı olduğunu duyuran dost. Eylûl, “toparlan arkadaş, yolculuk var” diyen dost. Öyle ya yaz bitti, güz başladı. Bir açıdan ömrün olgunluk yaşı geçti, artık ihtiyarlık çağı geldi. Atak, cevval, hareketli, canlı, aktif, heyecan dolu yaz ayları, yerini sarı renkli bir zamana bı-raktı. Yaz ömrün en doruk noktasını, güz ömrün aşağıya doğru dönüşünü sembolize eder. Bahar çocukluk ve ilk gençlik yılla-rını, sonbahar sona doğru yaklaşmayı. Kış mı? Kış artık ömre nisbetle sondur. Ötesi yoktur. Dünya hayatı bitmiş, hayatın üze-rine kefen gibi bembeyaz bir örtü örtülmüştür. Ölüm şiirlerini bir araya getirip bir güldeste yapan Hasan Ali Kasır, kitabına Eylûl Şiirleri antolojisi ismi verdi. Eylûl... Sarı zaman... Yap-rakların dökülmeye başladığı ay... Yani hüzün mevsimi...

Yaz gider güz gelir... Yeşillikler yerini sarıya bırakır... Güç ye-rini zayıflığa terkeder. Sevinçler yavaş yavaş hüzne dönüşür. Hırslar yerini iştahsızlığa bırakır. Eylûl, bitişi, tükenişi, yolcu-luğu ve en sonunda ölüm gerçeğini haykırır. İnsanlar Eylûl’e teşekkür etmelidir. Onlara bu müthiş gerçeği haber veriyor diye. Celâlüddin Rumî’nin bir şiirinde şöyle dediğini duymuştum. “Hani sonbaharda ağaçlardan yapraklar yere düşer ya. Sayısız, çok çok fazla... Sen onların öylesine sararıp ağaçtan düştüğü-nü zanndersin. O öyle değil. Unutma ağaçtan düşen her yaprak sana gönderilmiş bir mketuptur. Yere eğil, bir yaprak al ve oku-maya çalış. Göreceksin ki o yaprakta: Ölüm var diye yazıyor.” Sonbaharda yere düşen her yaprak insana gönderilmiş bir mek-tuptur. O mektupları okuyabilen ondaki mesajı alır. Onları oku-yabilenleri tebrik etmek gerekir.

Bu sayımızda Almanya’dan Özay Arslan Bey’in Kurban Bayra-mı ve Hac dolaysıyla yazdığı ve “Anayurt Notları” adını verdiği hac notlarını yayınlamaya devam ediyoruz.

İyi okumalar dileğiyle,

açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ

sakın sorma bana neden sevdiğimi

gökte oynaşan yıldızları ve her biçimini ayın

pelit ağacını yağmuru karı

gök gürültüsünü ve kuzu melemelerini

ve fırtınayı bile

yalnızlığı ve korkuyu bile

neden sevdiğimi sorma anla

açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ

annem dağ gibi bir köylü kadını

sessiz mahzun ama başı dik kararlı

yüreğinde kırların bütün çiçekleri

ve bütün kuşları gökyüzünün

bir yanı çalı çırpı bir yanı süt bakracı

başında ak tülbendi ve dağların dumanı

ardında bir ben bir kardeşim kuzu

ve çocuk kalbimde

yüzünden derlediğim deste deste gülüş

annem dağ gibi bir köylü kadını

babam geride kalmış çok az güllerden

fakir ve o kadar âşık

fakir ve o kadar mağrur ve o kadar mümin

babam da bir dağ / başı yüksek

başı karlı dumanlı tipili boranlı

sallar geçirmiş deli sulardan

büyük yangınlar söndürmüş

eşkıya atlatmış

hayatın deli akışında yaralar almış

umur görmüş ağlamış bozgun görmüş ağlamış

allah demiş ağlamış

muhammed demiş ağlamış

babam geride kalmış çok az güllerden

açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ

keklik ötüşlerinde ve kekik kokularında

yuğmuşum kalbimi aklımı

sahici ceylanlar dahi okşamışım bakışlarımla

onlara eş kızların uykularına mihman olmuşum

sakın sorma bana neden sevdiğimi

kaya diplerindeki yaşlı badem ağaçlarını

ince uzun yoksul keçi yollarını

karanlığı

geceyi çarşaf gibi sallayan kurt ulumalarını

ve dikenleri bile çıyan ve akrepleri bile

korkuyu ve yalnızlığı bile

neden sevdiğimi sorma anla

açmışım gözlerimi dağ / yürümüşüm dağ

Vahap Akbaş

(VAHAP AKBAŞ, DAĞI ÖZLEYEN ŞAİRDİR. ONU BÖYLE BİR ŞİİRİYLE HATIRLAYALIM VE KENDİSİNE DUA EDELİM. ŞİFA BULSUN DA DAHA NİCE ŞİİRLER YAZSIN.)

Dağı Özleyen Adamın Şiiri

Page 71: 169 platform kasim

Suud, Türkiye´nin yetmişli, seksenli yıllarında daha. Toz toprak, trafik, gürültü, düzensizlik…vs. 94 de Umre için geldiğimde daha kötüydü durum. Mesela șoförler kırmızı ıșığı bir kaç metre geçseler de duruyorlar șimdi. O zamanlar kornaya ve gaza aynı anda basıyorlardı. Gündüz gözüyle görüyorum Mekke´yi. Aman Allah´ım gözlerime inanamıyorum. Her taraf çöplük. Müslümanlar böyle olamazlar.

Hani burası Harem bölgesiydi? Hani Harem bölgesi, insanın dünya hayatı için seçilmiș örnek ve ideal bir özerk bölgeydi?

Hani burası İnsan, bitki, hayvan ve çevre bilincine ideal bir örnekti? Her taraf pislik ve rezalet içinde. İnsanlar ne yiyip içmișlerse rastgele savurmușlar etrafa.

Suud ailesinin insana saygısı olmadığı gibi çevreye ve tarihe de saygısı yok. Efendimiz (s) in doğduğu ev güya kütüphane. Hiç açık görmedim. Kaç kere sordum. Zaten harabe halinde. Bütün bir tarih yok edilmiș. Her yer yüksek beton oteller ile çevrili. Bu oteller Kâbe´yi öyle bir sıkıștırmıșlar ki Kâbe nefes almakta zorlanıyor.

Biz ne zaman kendimiz olacağız? İhram insanın öz/ana elbisesi. Bu maya üzerine kültür ve medeniyet inșa etti insan. Farklı coğrafyalarda, farklı iklimlerde farklı giyindi. Her millet kendi giyim kușam kültürünü geliștirdi. Biz Türkler biraz taklitçi olduk galiba. Avrupa da takım elbisesi, kravatı ile görmeye alıștığım sakallı bir çok insanı burada hemen cellabiye, afgani elbiseler altında görmek șașırtmadı beni. İranlılar, afganlılar, afrikalılar, malezyalı ve endonezyalılar, doğu türkistanlılar… kendi yerel kıyafetleriyle dolduruyorlar Mescid-i Haram´ı rengarenk. Türk kıyafeti diyebileceğimiz bir giysimiz yokmu bizim?

Genelde gruplar halinde tavaf ediliyor. Üç kișiden bașlayan ve ikiyüz, üçyüz kișilik gruplara kadar çeșitlilik var. Her grubun bașında bir imam, onun elinde bir kitap. O yüksek sesle okuyor diğerleri tekrar ediyor. Sa´y da da durum aynı. Özellikle iranlılarda bu durum bazen bir șöleni veya

bir gösteriyi andırıyor. İlginçtir Afgan, Pakistan ve Hindistan bölgesinden gelenleri kalabalık gruplar halinde hiç göremedim. En kalabalık grupları Türkler ve İranlılar olușturuyorlar. Sonra Malezyalılar ve Endonezyalılar geliyorlar. Dualar hep aynı dualar. Rabbimiz bir, Peygamberimiz bir, Kıblemiz bir, Kitabımız bir, İbadetimiz bir, duamız da bir. Bu parçalanmıșlık niye?

Mescid-i Haram´dan çıkıyoruz namazdan sonra. Otele dönüyoruz. Bütün caddeler bembeyaz nehir olmuș akıyor. Bu nehirin içinden biri olarak yürürken Beytullah´ı düșünüyorum. Hâlâ gözlerimin önünde. Hanımla el eleyiz. Kâbe´nin örtüsünün üst tarafı siyah, etekleri beyaz. Artık kendimi tutamıyorum; dudaklarımdan dökülüyor. Hayır dökülmüyor tașıyor;

„Beyaz giyme toz olurSiyah giyme söz olurGel beraber olalımMuradımız tez olur

Salına da salına da gelDön dolaș yine bana gel

Beyaz giyme tanırlarSeni yolcu sanırlar

Zaten bende talih yokSeni benden alırlar

Salına da salına da gelDön dolaș yine bana gel“

Her ne kadar bizim hacılar pek hoș karșılamasalar da türküyü bitene kadar okuyorum. İçimi sevinç kaplıyor. Dönüyor dolașıyor yine sana geliyorum Sevgilim. Aslında bir yere gittiğimiz yok. Bu bir zan bașka bir șey değil. Uzaklaștığımızı sanıyoruz. Kim kimden nereye uzaklașabilir ki. Ağlamayana așkolsun. Kim demiști dua gözyașıdır diye?

Tavaf: dairevi dönüș. Bir bașlangıç șart. „kûn“ emriyle bu olușa Hacer´ul-Esved´i selamlayarak bașlıyoruz; „ Bismillahi Allah-u Ekber“. Sağ elin ayası Karataș´a bakıyor. Sanki bir yed´i beyza el.Varolușa böyle giriyor, șahit oluyor insan. Ayrılma, kopma, uzaklașma sözkonusu değil. Böyle bir șey mümkün değil. Tavafa bașladıktan sonra artık ne bir bașlangıç ne de bir son var.

Șöyle de düșünülebilir: Dünyanın her tarafından kopup geliyorsun/getiriliyorsun. Yaratanın huzurunda birleșiyorsun.Yani yolculuk karanlıklarından tevhid nuruna çıkıyorsun. Var kılınıyorsun. İnsan eșref-i mahlukattı. Mesnevideki tabiriyle damlaydın, karataștan geçerek deryaya karıștın. Artık sen yoksun. Deniz dalgaları misali bir o yana bir bu yana yayılıyorsun. Direnmen, karșı koyman mümkün değil.Tavaf esnasında insan bazen kaburga kemikleri birbirine geçecek derecede sıkıștırılıyor.

Allah´ın kulları çeșit çeșit. Bunlara kaba, anlayıșsız, bedevi ve ilkeller de dahil. Bunlara denizi kirletenler de dahil. Bunlara dümeni kırık gemiler gibi, hangi yöne gideceğini bilmeyen gemiler gibi denizin ahengini bozanlar, çarpıșmalara, ölümlere sebebiyet verenler de dahil.

Varoluș, var ediliș de bu değil mi zaten; Kabz ve bast hali.Karataș köșesinden bașlayan kabz hali Irak ve Șam köșelerine kadar devam ediyor.Șam köșesinden dönünce hafif bir meltem esiyor ve bast haline dönüyor.

Tavaf esnasında Hint-Pakistan-Afganistan bölgesinden gelen müslümanların sürekli acelecilikleri dikkatimi çekiyor. Önlerine gelen herkesi sağa sola itekleyerek acele ve hızlı tavaf etmeleri herkesi rahatsız ediyor. Tavafın ilk üç șavtında Remel yapılmasının sünnet olduğunu ben de biliyorum ama bunlar yedi șavtta da remel yapıyorlar herhalde.

Rasûlüllah (s) efendimiz Hudeybiye anlașmasından bir yıl sonra umre yapmak için Mekke´ye gelirler.O yıl Medine de humma hastalığı vardır. Bunu duyan kureyș müșrikleri, zayıf düșmüș müslümanları görmek ve alay etmek için Dar´un Nedve önünde toplanırlar. Bunu anlayan Efendimiz (s) sağ kolunu ihramının dıșına çıkararak pazusunu șișirir ve tavafın ilk üç șavtını kısa adımlarla koșarak remel yapar ve ashabına da;“Bugün kendini onlara kuvvetli gösterenlere Alah rahmet etsin“ buyurur.

Özay Arslan Almanya

ANAYURT NOTLARI (3)

Page 72: 169 platform kasim

Ebrunun akademisyen sanatçılarından Ressam Yard. Doç. Şemseddin Ziya Dağlı ile ebru üzerine söyleşi

“Ebru yapmak, tekneye iki dal boya atmak değildir, önemli olan onun gerisindeki felsefeyi ve manifestoyu bilmek,

konjuktörel sanat içerisindeki yerini konuçlandırabilmektir”

Bölüm 4

15 Kasım-15 Aralık 2014 72Platform

S a n a t v e F i k i r G ü n l ü ğ ü

Son yıllardaki çalışmalarla eb-runun müstakil bir sanat haline geldiğini gözlemliyoruz. Yani ebru günümüzde bir arka fon sanatı, bir kağıt süsleme sana-tı olmaktan çıktı, tablo değeri taşıyan eserlerin verildiği bir sanat alanı oldu. Sizce bun-dan sonraki basmak evrensel bir sanat olması mıdır? Yoksa geleneksel çerçevede yapılan lokal bir sanat olarak kalmaya mahkum mudur?

Ebrunun geleneksel bir Türk sanatı ola-rak rol ve kaidelerini ortaya koymak, hem Türk sanatçısının hem de Türk araştırma ve akademisyenlerin görevidir. Tüm kısır çekişmelerden arındırılmış olarak, ben-cillikten ve tutarsız yaklaşımlardan uzak, gerçek Türk kimliği ve sanatsal doktrini ön plana alarak Batı sanatına, özellikle Batı soyut resmine form ve kıriterler tek-nik ve plastik yaklaşımla öncülük etmiş olan bu nadide sanatımızı öncelikle ülke-mizde olması gereken konuma oturttur-mak gerekiyor. Daha sonraki aşamada dünya plastik sanatları içerisine plastik kriterleriyle yerine koymalıyız. Bunun için ebru yapan, Türk ebrusuyla uğraşan her-kesin, yazan çizen, üzerinde araştırma yapan herkesin işbirliği yapması gerekir. Özellikle Kültür Bakanlığı’nın bu işe el atıp, bir konsensüs kurarak işbirliği orta-mı yaratması en doğru yöntem olacaktır.

Ebru hakkında ebruya gönül vermiş çiçeği burnunda ebrucu gençlerimize ve ayrıca ebruyla profesyonelce uğraşan sanat-çılarımıza bir mesajınız olacak mı?

Ebru kızlarımıza verdiğimiz isimdir, mağa-zalarımıza verdiğimiz isimdir ve pek çok yerde ebru ismi ile karşılaşmaktayız. Bu bizim kültürümüzün artık ta içerisinde olmazsa olmazlarımızdan bir hale gel-miştir. Bunu bir yaşam felsefesi haline getirmeliyiz. Bir Mozart’ın Avusturya ile

özdeşleşmesi, bir van Gogh’un Hollan-da ile özdeşleşmesi gibi bir şey. Biz de ruhumuzla ebru ile özdeşleşmiş bir toplum olma yolundayız. Gençlerimizin de bunu yakından tanıması, ilgilenme-si gerekmekte. Batılı sanatcı kendisini Doğu rüzgarlarına kaptırdığı gibi, bizim

AMASTERDAM / Okan Akin

Page 73: 169 platform kasim

73 Platform

gençlerimizin de kendi dinamiklerinden hareket etmeleri, kendi milli kültür ve benliklerinden Batı’yı yakalamaları daha akılcı bir yaklaşımdır. Bugün van Gogh, Picasso, Klee, Kandinski, Holbayn ve tüm grafiksel sanatlarla uğraşan Batılı sanatçıların Doğu sanatlarından ve İslam sanatlarından fazlasıyla faydalanıldığını görmekteyiz. Eşher muhteşem çizgi ve perspektif zenginliğine El Hamra Sarayı çinilerinden hareketle erişmiştir. Ame-rikalı sanatçı Jackson Follow ve diğer taşist sanatçıların Karel, Apfel, Asgar, John George Mathieu Türk ebrusundan yapılış ve yöneliş tarzından etkilendikleri araştırma konusudur. Gençlerimizin bu yönde çalışmaları dileğimizdir. Dileğimiz, profesyonel anlamda çalışan sanatcılara-mızın iyi bir uygulamacı olmaları dışında, araştırma ve bilimci taraflarının da geliş-mesidir. Ebru yapmak, tekneye iki dal boya atmak değildir, önemli olan onun gerisindeki felsefeyi ve manifestoyu bil-mek, konjuktörel sanat içerisindeki yerini konuçlandırabilmektir.

Bu söyleşi için size çok teşek-kür ederim.

Bu fırsatı tanıdığınız için ben teşekkür ediyorum.

Tesadüfen internette gezinirken tanıştım Halil Çokyürekli’yle. Muğla Büyükşe-hir Belediyesi’nin düzenlediği 2. Uluslararası Zurna Festivali’nde verdiği küçük konseri dinledim. Ardından internette paylaşılmış diğer videolarını seyrettim. Muhteşem bir usta... Zurnayı zurna bileli bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyo-rum doğrusu. Zurnaya nefesiyle can veren, ona zurna olduğunu hissettieren bir sanatçı Halil Çokyürekli. Ya Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne ne deme-li!.. İki sene önce başlatıp, büyük başarı ve özveriyle gerçekleştirdiği “Zurna Festivali”nde dünyanın dörtbir yanından zurna sanatçılarını topluyor ve onları sevenleriyle buluşturuyor, tanımayanlarla tanıştırıyor. Bu ne güzel bir inisiyatif-tir! Kutluyorum...

Son yapılan Uluslararası 2. Zurna Festivali’ni baştan sona internetteki bir ka-yıttan seyrettim. Memleketimin dörtbir yanından gelen zurna sanatçıları ile kül-türlerinde zurnayı barındıran diğer ülkelerden gelen zurna sanatçıları arasın-daki yorum farklılıkları sizi sizden alıp, diyar diyar gezdiriyor. Farklı farklı ezgiler zurnanın tınısında birleşip, adeta tek bir ezgiye dönüşüyor. Zurna sesinin aynı olmasından mıdır, nedir bilemem ama ben hangi ülkenin zurna sanatçısı ça-larsa çalsın, sanki çalan bizim müziğimiz gibi hissettim. Eminim ki bizim zurna sanatçıları çalarken de diğer ülke mensupları aynı şeyi hissetmişlerdir.

Ülkemizde birçok değerli zurna sanatçısı var ve Halil Cokyürekli de olardan bi-risi, hat da bana göre en önde geleni. Kendisini araştırıp biraz olsun tanımaya çalışırken, ilk karşılaştığım şey, mütevazi kişiliği ve her zaman yeniye, yeniliğe açık tavrı oldu. Geleneksel motiflerden beslenerek yeni arayışlara cesaret et-mek gibi bir yiyitliği var. Diğer taraftan, geliştirdiği metodlarla evrensel müziğin de peşinde olduğunu gösteren bilge bir yönü var. Sanatda bir yere gelmek, ölümlü vucudunuzla ölümsüz eserler üretmek, yenilikçi, aydın ve korkusuz bir yürekle mümkündür. Bunların hepsi Halil Çokyürekli’de var. Geçmişi yıllar ön-cesine dayanan otantik bir enstürüman olan zurnadan çıkabilecek ezgilerin en mükemmelini çıkaran adamdır O. O zurnanın yaşayan efsane yorumcusudur. Bu değerde bir müzik adamının dünya ile tanıştırılıp, evrensel müzik insanlarıy-la ortak projelere dahil edilmesi en büyük dileğim. Böyle bir inisiyatifi üstlene-cek kişi veya kurum müziğimiz ile zurnamızın tanıtımının yanısıra, dünya müzik mirasına da büyük katkıda bulunacaktır.

Sevgiyle ve dostlukla kalınız,

OKAN AKINkunstenaarwww.atelierokanakin.com

S a n a t a D a i r

Milli çalgımız zurnanın yaşayan efsane yorumcusu, Halil Çokyürekli

Page 74: 169 platform kasim

Platform

ANAHTAR DELİĞİ

Bir kapının önünde kırk tane deli kuyruğa girmiş, sırası gelen anahtar deliğinden içeri bakıyormuş. Akıl hastanesine yeni gelen doktor da merak et-miş "Ne var içeride?" diye. O da girmiş delilerle birlikte kuyruğa, sırası gelince bakmış anahtar deliğinden; hiçbir şey görememiş, çekilmiş kenara, delinin birine dert yanmış:-Yahu ben hiçbir şey göremedim!Doktora ters ters bakan deli demiş ki:-Biz kırk yıldır bakıyoruz; hiçbir şey göremiyoruz, sen bir bakışla mı göreceksin?

5 KURUŞ

Nasrettin Hoca yolda yürürken, biri ensesine öyle bir vurmuş ki, nerdeyse yere düşecekmiş, hiddetle dönüp bakmış; kar-şısında tanımadığı genç bir adam. Nasrettin Hoca sormuş:-Ne cüretle vuruyorsun!..-Özür dilerim hocam, sizi birine benzettim, küçük bir hata yaptım, ama siz pireyi deve yaptınız. -Yürü o zaman, kadıya gidiyoruz!Gitmişler kadıya, ikisini de dinleyen kadı efendi, Nasrettin Hoca'ya vuran gencin akrabasıymış. Kadı efendi, Nasrettin Hoca'yı yumuşatıp, akrabasını kurtarmaya çalışmış:-Hoca, hislerini anlıyorum. Bu durumda herkes aynı şeyi hissederdi. Şimdi bu genç adam kendine bir tokat atsa, kabul eder misin?Nasrettin Hoca ısrar etmiş:-Olmaz, mahkeme yapılsın.Kadı efendi, bunun üzerine akrabası olan genç adama dönüp kararını vermiş:-Ceza olarak Nasrettin Hoca'ya 5 kuruş ödeyeceksin, he-men gidip getir!.. Nasrettin Hoca, para almaya giden genc adamın dönmesini beklemiş. Bir saat geçmiş, iki saat geçmiş, ama genç adam ortalıkta gözükmüyormuş. Mahkeme kapısının kapanma saatine kadar bekleyen Nasretti Hoca, kadı efendinin ense-sine okkalı bir tokat indirdikten sonra demiş ki: -Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyememem, gelirse söyle ona; 5 kuruşu sana versin!.

İNGİLTERE GEZİSİ

İngiltere'yi gezmek isteyen Temel, İngilizce bilmedi-ğinden arkadaşı Dursun'a sormuş: - Ula Tursun, İngiltere'ye cidince onlarla nasıl anlaşa-cağum da? Dursun Temel'e akıl vermiş: - Bak uşağım, konuştiğun her cümlenin sonuna "ing" koy, onlar senin ne demek istediğuni anlarlar. Temel İngiltere'ye gitmiş ve soluğu bir cafede almış. Dursun'un verdiği aklı uygulamak isteyen Temel, garsonu çağırmış: - Sen bana bir çay getirebiling? Bunu duyan garson, çayı hemen getirmiş. Temel garsona sormuş: - Bak, ben ne güzel ingilizce konuşuyoring değiling? Garson cevabı yapıştırmış: - Ben Türk olmaying, sen nah içerdin çaying!..

ALIŞTIRA ALIŞTIRA YAZ

Temel askere gidecekmiş, çok sevdiği kedisini arkadaşı Dursun'a emanet ederken demiş ki:-Bu kediye iyi bak, ben askerdeyken bir şey olursa, bana mektup yaz.Temel bir aylık asker olunca, Dursun'dan mektup gelmiş, "Temel, kedin dama çıktı, damdan ayağı kaydı, düştü ve öldü." yazıyormuş. Çok üzülen Temel de, "Ula Dursun, insan alıştıra alıştıra söyler da!.. Bir daha böyle bir şey olursa alıştıra alıştıra yaz." diye cevap yazmış. Bir Ay sonra Dursun'dan yine mektup gelmiş. Temel mektubu sevinçle açmış ve okuyunca şok olmuş. Gelen mektupta, "Temel, anan dama çıktı!.." yazıyormuş.

F ı k r a l a r

74

Derleyen: ÖMER MUHTAR

15 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Page 75: 169 platform kasim

75 Platform

H a b e r

22 yaşındaki Türk genci İhsan Gürz, 2 Temmuz 2011'de Hollan-da polisi tarafından bir kafede gö-

zaltına alınmış, 3 Temmuz sabahı İjmui-den karakolundaki hücresinde ölü olarak bulunmuştu. O günden itibaren suçluların cezasını çekmesi için olayın peşini bırakmayan ve hukuk mücadelesi veren Baba Cengiz Gürz, Hollanda polisi tarafından yıllarca takip altına alındı. Defalarca karakola çağrılan Gürz, Hollanda polisi tarafından hapse atılmakla tehdit edildi.

Bu süre zarfında Gürz ailesini Bakan Be-kir Bozdağ, Ak parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk ve Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ziyaret etti. Yıllarca verilen hukuk mücadelesinin ar-dından artık sona gelindi. Hollanda mah-kemesine göre; ''Olayda şiddet varmış ama suç unsuru yokmuş!'' Verilen karara fazla şaşırmadığını belirten Baba Cengiz Gürz, dergimize şu açıkla-mada bulundu:

''Verilen karara açıkçası fazla şaşırma-dım. Zaten mahkemeden böyle yanlı bir karar çıkacağını tahmin ediyordum. Mahkemenin verdiği kararda, oğlumun üzerindeki yara izlerinin ölümden son-ra gerçekleştiği, polis tarafından şiddet uygulandığı fakat ölüm sebebinin bu ol-madığı belirtiliyor. Oysa ki mahkemeye sunduğumuz video kayıtlarında herşey çok açık. Avukatımla görüşüp, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimizi belirleyeceğiz.

Türkiye'deki davamız halen devam edi-yor. Suçluların Türkiye'de kırmızı bültenle arananlar listesinde yer alması için uğ-raş vereceğim ve davayı İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağım.''

2011 yılında gözaltına alınan ve polis bürosunda hayatını kaybeden İhsan Gürz'ün davası sonuçlandı. Mahkemenin verdiği karara göre; ''Şiddet var ama suç yok!''

İhsan Gürz Davası sonuçlandı: Şiddet var ama suç yok!

Page 76: 169 platform kasim

Bulgar göçmeni her Türk iyi bilir bu hikayeyi

M ü z i k / S i n e m a / T i y a t r o

7615 Kasım-15 Aralık 2014Platform

Türkiye'de 'Binnaz' şarkısıyla tanınan şarkıcı Ciguli'nin yürek burkan hayat öyküsü...

Page 77: 169 platform kasim

Kalp rahatsızlığı nedeniyle Sofya'daki bir hastanede ameliyata alınan Ciguli, ciğerlerinde yaşanan sorun nedeniyle aldığı narkozdan uyanamayıp, hayata gözlerini kapadı. İşte akordeonun güler yüzlü ustasının hayatı...

CİGULİ KİMDİR?

Türkiye'de 'Binnaz' şarkısıyla tanınan şarkıcı Ciguli, 1957 Bulgaristan doğumlu olan şarkıcının resmi kayıtlarına göre adı Angel Jordanov Kapsov’dur. Hasköy doğumlu müzisyen ve akordeon virtüözü sanatçının asıl adı Ahmet’dir.

Bulgaristan'da uygulanan İslami ve Türkçe isimlere yönelik yasaklama ve baskı yüzünden ailesi Ahmet ismini kayıtlara geçiremese de kullanmaya de-vam etti.

"TÜRKÇEYİ BİZE OKUTMADILAR"

Bulgarca yazmayı, Türkçe okumayı öğrendi. Yener Süsoy'a "Ne yapalım, o dönem bize Türkçeyi okutmadı Bulgar-lar" diye anlatmıştı.

BABASI ÖLÜNCE AİLESİNE BAKMAK ONA KALDI

Hamal olarak çalışan babası 1972 yılında vefat edince 5 kardeşinin ve annesinin geçimini sağlaması lazımdı.

Babasından sonra iş Ciguli ile akordeo-nunun başına düştü, düğünlerde çaldı, söyledi, ailesi için para kazandı.

"CİGULİ" LAKABI RUS OTOMOBİLİNDEN

11 yaşından beri düğünlerde ve eğlence yerlerinde akordeon çalan sanatçının merak edilen ciguli lakabı o yıllara dayanıyor.

Çocukluğundan beri akordeonu çok hızlı ve kıvrak çaldığından ötürü, Bul-garistan'da o yıllarda çok popüler olan, Sovyet AvtoVAZ firmasının ürettiği VAZ-

2101 model sedan arabanın daha çok bilinen adı olan Ciguli (İngilizce: Zhiguli) adıyla anılmaya başlandı.

FERDİ TAYFUR VE İBRAHİM TATLISES HAYRANIYDI

Haskova’ya gelen Türk otobüslerinin, TIR’larının yanına gidip kaset isterdi. İbrahim Tatlıses’ler, Ferdi Tayfur’lar... 17’sinde Ayten’le evlendiğinde oğullarının adını İbrahim ve Ferdi koyacak kadar tut-kundu onlara.

TÜRKİYE HAYALİ GERÇEK OLDU

90'lı yıllarda yasanın değişmesiyle zor bir hayatı olan Ciguli için de her şey bir anda değişmişti.

Pasaportunu çıkarttı, otobüse atlayıp İstanbul’a geldi ilk defa. Bu şehir bir cen-netti onun için. “O gece otelde kaldık, su var, banyo var, yumuşak yatak var” diye anlatıyordu: “Hemen beni götürdüler bir düğüne. Bana o gece 50 bin lira verdiler. Nasıl sevindik biliyon mu?”

Sonra ver elini Kumkapı... Ayağında yırtık pabuçlar, üstü başı perişan ama gönlü gene şen. “Güldüler bana, aldılar beni

öyle makara yerine” diye anlatıyordu ilk günü. Ama akordeonunu konuşturmaya başlayınca değişti işler. Hemen Üçler Restoran’da çalışmaya başladı. Çok sevdiği Hint filmlerinden öğrenerek çıkarttığı ince sesler hayrete düşürüyordu dinleyenleri.

HÜLYA AVŞAR'A AKORDEON ÇA-LARAK GAZİNO HAYATINA GİRDİ

1991 yılında Çakıl Gazinosu’nda Hül-ya Avşar’a akordeon çalmaya başladı. 1998’de İzmir Fuarı, tutkunu olduğu İbrahim Tatlıses ve Sibel Can’ın arkasında... Arada kendi şovunu da ser-giliyor, bolca alkış alıyordu. Sonunda ‘Binnaz’la bütün Türkiye’ye duyurdu adını.

NE BİNNAZ UNUTULDU NE CİGULİ

2000 yılında bir de albüm çıkarttı, ‘Horozum’du adı... Ezel Akay’ın ‘Nere-desin Firuze?’ filminde oynadı sonra... Ciguli efsanesi parladığı gibi söndü yavaş yavaş.

2006’da ‘Ben Akordiyonum’, 2007’de ‘Safinaz’, 2010’da ‘Sensiz Kaldım Şimdi’ albümlerini yaptı, çok duyulmadı... Gel-gelelim ‘Binnaz’ da, Ciguli de unutulmadı.

77

M ü z i k / S i n e m a / T i y a t r o

Platform

Page 78: 169 platform kasim

B u l m a c aH a b e r

15 Ekim-15 Kasım 2014 78Platform 78

Page 79: 169 platform kasim

79 Platform

KAYIN MANTARI BÖREĞİ YAPILIŞI :

İnce doğradığınız soğanları yağ ekleyerek orta ateşte pembeleşe-ne kadar kavurun. Dilimlediğiniz mantarları, tuzu ve karabiberi de ilave edip suyunu çekene kadar pi-şirin. çukur bir kapta yumurta, yağ ve sütü çırpın. Yufkaların ilk ikisini sütlü karışımla ıslatın ve yağladığı-nız fırın tepsisinin tabanına yayın. Kavurduğunuz mantarları üzerine ekledikten sonra diğer 2 yufkayı da sütlü karışımla ıslatarak üzerine yayın. Önceden 180 derecede ısıttı-ğınız fırında 20-25 dakika pişirin. Sıcak servis yapın.

MALZEMELER :

3 soğan500 gr kayın mantarı (veya shiitake mantarı-istiridye mantarı)1 yumurta1 çay bardağı fındık yağı1 su bardağı süt4 hazır yufkaTuzKarabiber

79 Platform

A y ı n y e m e ğ i

BADEMLİ KURABİYE YAPILIŞI :

Fırını 180 dereceye ayarlayın. Beyaz çikolatayı benmari usulü eritin ve ılınmaya bırakın. Tereyağı ve şekeri krema kıvamına gelene kadar mik-serle çırpın. Un, badem unu, çikolata, yumurta, vanilya ve kabartma tozu-nu ekleyip yoğurun. Hamuru streç filme sarıp 30 dakika buzdolabında dinlendirin. Dolaptan çıkınca yağlı kağıt arasında merdane ile 5 mm kalınlığında açın. 3 cm’lik yuvarlak kurabiye kalıbıyla kesin ve yağlı ka-ğıt serili fırın tepsisine aralıklı ola-rak dizin. önceden ısıtılmış fırında 10-12 dakika pişirin. Izgara teli üze-rine alıp soğutun. Soğuyan biskü-vilerin üzerine pudra şekeri serpin. Eritilmiş beyaz çikolatadan bir çay kaşığı dolusu kurabiyelerin ortasına dökün. Çikolataların üzerine soyul-muş birer tane bademi yapıştırın. Soğuduktan sonra servis yapın.

MALZEMELER :

120 gr tereyağı50 gr toz şeker180 gr un80 gr badem unu80 gr beyaz çikolataYarım paket kabartma tozu1 paket vanilya - 1 yumurta1 tutam tuz - Üzeri içinPudra şekeri30 gr eritilmiş beyaz çikolata20 gr soyulmuş iç badem

ZEYTİN EZMELİ AÇMA YAPILIŞI :

Ilık süt ve mayayı büyük bir kaseye alıp karıştırın. Tuz, şeker ve ayçiçek yağını başka bir kapta karıştırıp mayalı karışıma ekleyin. Unu ilave ederek hamuru yoğurun. Yumuşak bir kıvam elde edinceye kadar yo-ğurmaya devam edin. Hamur ha-fifçe ele yapışır kıvama geldiğinde üzerini streç folyoyla kapatıp sıcak bir ortamda mayalanmaya bırakın. Elinizi hafifçe yağlayıp hamurdan büyükçe bir parça koparın. Eliniz-le pasta tabağı büyüklüğünde açıp üzerine zeytin ezmesi sürün. Rulo şeklinde sarıp uçlarından tutarak ters yönlere doğru çevirin ve uçla-rın birbirine yapıştırın. üzerine yu-murta sarısı sürüp susam ve çörek otu serpin. önceden 175 derecede ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirin.

MALZEMELER :

3 su bardağı ılık süt1 paket (11 gr) instant maya2 yemek kaşığı toz şeker1 tatlı kaşığı tuz1 su bardağı ayçiçek yağı7 su bardağı unDolgusu içinZeytin ezmesiÜzeri içinSusamÇörek otu

Page 80: 169 platform kasim

15 Ekim-15 Kasım 2014 80Platform

S p o r

Vleutenseweg 543532 HL Utrecht

Tel. 030 – 877 57 94

[email protected]

Bay ve Bayanlar kay-gısız bir tatil mükemmel

bir vücut için başla-manın tam zamanı!

Bayanlarda komple bacak € 275,- + bikini € 75,-koltuk altı € 75,- + dudak üstü € 30,-

Şimdi Sadece

€ 250,-Baylarda

tüm sırt € 225,- + omuzlar € 150,-+ ense € 50,- + yanaklar € 30,-

Şimdi Sadece

€ 200,-

Melinda Güzellik salonumuzda yapılan tedaviler.Lazer epilasyon - İğneli epilasyon - Cilt bakımı - Akne tedavisi

Masaj - Ağda - Makyaj - El ve ayak bakımı - Biopeeling (Neoderma)

Microdermabrasie: € 80,- NU VOOR € 50,-4 kuur behandelingen: € 320,- NU VOOR € 180,-Neoderma Bio-peeling VOOR € 65,- 3 kuren in 10 dagen VOOR € 170,-Gezicht € 100,- NU VOOR € 50,-Oksels of bikinilij n € 75,- NU VOOR € 50,-

Dünyada en gelişmis Diode Light Sheer sistemiyle kalıcı bir çözüm sunuyoruz!

+31 (0)20 614 53 63

Page 81: 169 platform kasim

81 Platform

B u l m a c a

Vleutenseweg 543532 HL Utrecht

Tel. 030 – 877 57 94

[email protected]

Bay ve Bayanlar kay-gısız bir tatil mükemmel

bir vücut için başla-manın tam zamanı!

Bayanlarda komple bacak € 275,- + bikini € 75,-koltuk altı € 75,- + dudak üstü € 30,-

Şimdi Sadece

€ 250,-Baylarda

tüm sırt € 225,- + omuzlar € 150,-+ ense € 50,- + yanaklar € 30,-

Şimdi Sadece

€ 200,-

Melinda Güzellik salonumuzda yapılan tedaviler.Lazer epilasyon - İğneli epilasyon - Cilt bakımı - Akne tedavisi

Masaj - Ağda - Makyaj - El ve ayak bakımı - Biopeeling (Neoderma)

Microdermabrasie: € 80,- NU VOOR € 50,-4 kuur behandelingen: € 320,- NU VOOR € 180,-Neoderma Bio-peeling VOOR € 65,- 3 kuren in 10 dagen VOOR € 170,-Gezicht € 100,- NU VOOR € 50,-Oksels of bikinilij n € 75,- NU VOOR € 50,-

Dünyada en gelişmis Diode Light Sheer sistemiyle kalıcı bir çözüm sunuyoruz!

+31 (0)20 614 53 63

Page 82: 169 platform kasim

15 Ekim-15 Kasım 2014 82Platform

B u l m a c a

Page 83: 169 platform kasim

ARKA KAPAK İÇİ

TOTAAL WINKELINRICHTINGENBakkerij | Horeca | Supermarkt | Slagerij | Viswinkel

“Güzel bir gelecek, Güzel bir hayalle başlar”

2 0 1 4

www.mondiconcept.com [email protected] [email protected] Tel : 06 19 25 93 53 [email protected] @turanerkan23

T V V

Page 84: 169 platform kasim

Kinderopvang nodig?

• Open van 07.00 tot 19.00• Camera toezicht en Intercom• Dagelijks warme maaltijden• Flexibele opvang

Dagopvang

• Haal kosteloos je A zwemdiploma tijdens de opvang• Wij hechten veel waarde aan sport en spel• Leer muziek en dans kennen op de opvang

Buitenschoolse

Zwem en Sport BSO, U doet niets. Wij doen alles!Aanmelden, brengen, ophalen en zelfs betalen!

ARKA KAPAK