yeryüzüne Özgürlük v7

4
Yeryüzüne Özgürlük 1 25/11/2010 Perşembe / Sayı 7 / Haftalık Ücretsizdir! UYGARLIĞA KARŞI İSYAN VE DİRENİŞ HABERLERİ - İtalya'da merkez sağ koalisyonun üni- versitede reform tasarısı öğrencilerin şiddetli tepkisiyle karşılaştı. Bir- çok kentte öğrenciler üniversiteleri işgal ederken, Roma’da öğrencilerin Senato’yu basma girişimine sert müda- hale edildi. - Amasra sınırları içerisinde yapılacak olan ve aralarında bir buçuk km'lik mesafe olan Amasra ve Bartın Ter- mik santral projesi bilgilendirme toplantılarından birincisi halkın yoğun baskısı ile yaptırılmadı. - Öğretmenler gününün kutlanacağı 24 Kasım'da İstanbul, İzmit, Ankara, Ad- ana, Antalya olmak üzere 5 farklı ilde "13" okul kapısı zincirlenerek kapatıldı. - Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi'nin kurban katliamına karşı eylem çağrısıyla 2 hafta boyunca süren süren eylemlerin son ayağı Büyükada, Beşiktaş ve Üsküdar'da gerçekleştirildi. Büyükada'nın çeşitli bölgelerine Kurban Katliamdır! yazılamaları ve stikırlamalar yapıldı. Ada vapurunu stikırlar yapıştırıldı. Üskürdar'da ve Beşiktaş'ta ise Kurban tebrik pankartları tahrip edildi. - “Beit Ummar” topraklarındaki (El Halil yakınlarındaki bir kasaba) İsrail'li illegal “Karmei Tsur” yerleşimcilerine yönelik barışçıl gösteride, 14 yaşında bir Filistin'li, 2 Uluslararası ve 3 İsrail'li aktivist askerler tarafından tutuklandı. - Sendikalaştıkları için işten atılan Akdeniz Çivi işçilerinin direnişi devam ediyor. Birleşik Metal- İş Sendikası’na üye olmalarının ardından 27 Ekim'de 14 işçinin işten atıldığı Akdeniz Çivi’de fabrika önündeki direniş kararlılıkla sürüyor. - Dumlupınar Üniversitesi’nde bir öğrencinin bıçaklanarak ölmesinin ardından Kütahya’yı terk eden Kürt öğrenciler, okuma ve yaşama garantile- rinin kalmadığını söyledi. Basının iddia ettiği gibi olayın ‘kız meselesinden’ kaynaklanmadığını belirten öğrenciler, “Olay tamamen Kürt olmamızdan kaynaklı. Birçok arkadaşımız baskılar nedeniyle yurttan ayrılmak zorunda kaldı. Yurttan eşyalarını almaya gidenler bile 30-40 kişilik ülkücü grupların saldırısına uğradı. Kütahya’da okuma ve yaşama garantimiz kalmadı” dedi. - Yüksekova’da çarşı merkezinde Oslo oteli önünde bir polis kimliği belirsiz bir kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Yaralı polis hastanede ameliyata alındı. - Kızıltepe’de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın 6. ölüm yıldönümünde bu defa da Şırnak’ta 12 yaşındaki Ahmet Açar askerler tarafından vurularak ağır yaralandı. Türkiye’de son 20 yılda polis ya da askerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren çocuk sayısı ise 350’den fazla. - Sendikal ihaneti teşhir etmek için 4 Ekim gününden bu yana 4. Levent’teki Tek Gıda-İş önünde eylemlerini sürdüren TEKEL işçileri, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel’in ve korumalarının saldırısına maruz kaldı. Saldırıya çanak tutan polisler ise havaya ateş açtı. Saldırının olduğu akşam bir dayanışma çağrısı yapan işçiler ve destekçiler akşamın bir protesto eylemi düzenlendiler. - 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde ‘Hayata Dönüş’ adı altında hapishanelere yapılan eş zamanlı operasyonlar kapsamında Bayrampaşa’da yaşanan katliama ilişkin dava Bakırköy Adliyesi’nde görülüyor. Kanlı bir bayram haftasının sonunda Şırnak'tan gelen haber devlete ve militarizme olan öfkemizi bir kat daha arttırdı. Şırnak'ta 12 yaşındaki Ahmet Açar askerler tarafından vurularak ağır yaralandı. Bu olayın tam 6 yıl önce 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın katledilişinin yıldönümünde gerçekleşmesi bize devlet tarafından katledilen, yaralanan, işkence edilen ve hapsedilen yüzlerce çocuğu bir kez daha hatırlattı. Diğer taraftan, Yunanistan'dan gelen bir haber bizleri sevindirdi. Neredeyse başından beri her hafta bir yazısını yayınladığımız İtanyalı isyancı anarşist Alfredo M. Bonanno yattığı süre ve 70 yaş üzerinde olduğu göz önünde tutularak serbest bırakıldı. Bonanno geçtiğimiz sene Christos Strati- gopoulos ile birlikte silahlı banka soy- gunu suçlamasıyla hapsedilmişlerdi. Christos ise 2011'in sonunda serbest ka- lacak. Bonanno ve Chriostos için Tür- kiye dahil bir çok ülkede dayanışma eylemleri düzenlenmişti. Bilginin istem olarak doğabilmesi ve özgür kişi olarak kendisini hergün yenilemesi için ölmesi gerekiyor - Max Stirner Bilmediklerinin köleliğinde oradan oraya savrulmaya her - kes bir son verebil- ir…ve boş sözlerle beslenmeyi reddedip, yaşamla hançer hançere gelebilir. - C. Michelstaedter

Upload: internationala-aforum

Post on 23-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


4 download

DESCRIPTION

Haftalik Yeryuzune Ozgurluk Bulteni 7. Sayi

TRANSCRIPT

Page 1: Yeryüzüne Özgürlük v7

Yeryüzüne Özgürlük

1

25/11/2010 Perşembe / Sayı 7 / HaftalıkÜcretsizdir!

UYGARLIĞA KARŞI İSYAN VE DİRENİŞ HABERLERİ- İtalya'da merkez sağ koalisyonun üni-versitede reform tasarısı öğrencilerin şiddetli tepkisiyle karşılaştı. Bir-çok kentte öğrenciler üniversiteleri işgal ederken, Roma’da öğrencilerin Senato’yu basma girişimine sert müda-hale edildi.

- Amasra sınırları içerisinde yapılacak olan ve aralarında bir buçuk km'lik mesafe olan Amasra ve Bartın Ter-mik santral projesi bilgilendirme toplantılarından birincisi halkın yoğun baskısı ile yaptırılmadı.

- Öğretmenler gününün kutlanacağı 24 Kasım'da İstanbul, İzmit, Ankara, Ad-ana, Antalya olmak üzere 5 farklı ilde "13" okul kapısı zincirlenerek kapatıldı.

- Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi'nin kurban katliamına karşı eylem çağrısıyla 2 hafta boyunca süren süren eylemlerin son ayağı Büyükada, Beşiktaş ve Üsküdar'da gerçekleştirildi. Büyükada'nın çeşitli bölgelerine

Kurban Katliamdır! yazılamaları ve stikırlamalar yapıldı. Ada vapurunu stikırlar yapıştırıldı. Üskürdar'da ve Beşiktaş'ta ise Kurban tebrik pankartları tahrip edildi.

- “Beit Ummar” topraklarındaki (El Halil yakınlarındaki bir kasaba) İsrail'li illegal “Karmei Tsur” yerleşimcilerine yönelik barışçıl gösteride, 14 yaşında bir Filistin'li, 2 Uluslararası ve 3 İsrail'li aktivist askerler tarafından tutuklandı.

- Sendikalaştıkları için işten atılan Akdeniz Çivi işçilerinin direnişi devam ediyor. Birleşik Metal-İş Sendikası’na üye olmalarının ardından 27 Ekim'de 14 işçinin işten atıldığı Akdeniz Çivi’de fabrika önündeki direniş kararlılıkla sürüyor.

- Dumlupınar Üniversitesi’nde bir öğrencinin bıçaklanarak ölmesinin ardından Kütahya’yı terk eden Kürt öğrenciler, okuma ve yaşama garantile-rinin kalmadığını söyledi. Basının iddia ettiği gibi olayın ‘kız meselesinden’ kaynaklanmadığını belirten öğrenciler, “Olay tamamen Kürt olmamızdan kaynaklı. Birçok arkadaşımız baskılar nedeniyle yurttan ayrılmak zorunda kaldı. Yurttan eşyalarını almaya gidenler bile 30-40 kişilik ülkücü grupların saldırısına uğradı. Kütahya’da okuma

ve yaşama garantimiz kalmadı” dedi.- Yüksekova’da çarşı merkezinde Oslo oteli önünde bir polis kimliği belirsiz bir kişi tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Yaralı polis hastanede ameliyata alındı.

- Kızıltepe’de 13 kurşunla öldürülen 12 yaşındaki Uğur Kaymaz’ın 6. ölüm yıldönümünde bu defa da Şırnak’ta 12 yaşındaki Ahmet Açar askerler tarafından vurularak ağır yaralandı. Türkiye’de son 20 yılda polis ya da askerin açtığı ateş sonucu yaşamını yitiren çocuk sayısı ise 350’den fazla.

- Sendikal ihaneti teşhir etmek için 4 Ekim gününden bu yana 4. Levent’teki Tek Gıda-İş önünde eylemlerini sürdüren TEKEL işçileri, Tek Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel’in ve korumalarının saldırısına maruz kaldı. Saldırıya çanak tutan polisler ise havaya ateş açtı. Saldırının olduğu akşam bir dayanışma çağrısı yapan işçiler ve destekçiler akşamın bir protesto eylemi düzenlendiler.

- 19-22 Aralık 2000 tarihlerinde ‘Hayata Dönüş’ adı altında hapishanelere yapılan eş zamanlı operasyonlar kapsamında Bayrampaşa’da yaşanan katliama ilişkin dava Bakırköy Adliyesi’nde görülüyor.

Kanlı bir bayram haftasının sonunda Şırnak'tan gelen haber devlete ve militarizme olan öfkemizi bir kat daha arttırdı. Şırnak'ta 12 yaşındaki Ahmet Açar askerler tarafından vurularak ağır yaralandı. Bu olayın tam 6 yıl önce 12 yaşındaki Uğur Kaymaz'ın katledilişinin yıldönümünde gerçekleşmesi bize devlet tarafından katledilen, yaralanan, işkence edilen ve hapsedilen yüzlerce çocuğu bir kez daha hatırlattı.Diğer taraftan, Yunanistan'dan gelen bir haber bizleri sevindirdi. Neredeyse

başından beri her hafta bir yazısını yayınladığımız İtanyalı isyancı anarşist Alfredo M. Bonanno yattığı süre ve 70 yaş üzerinde olduğu göz

önünde tutularak serbest bırakıldı. Bonanno geçtiğimiz sene Christos Strati-gopoulos ile birlikte silahlı banka soy-gunu suçlamasıyla hapsedilmişlerdi. Christos ise 2011'in sonunda serbest ka-

lacak. Bonanno ve Chriostos için Tür-kiye dahil bir çok ülkede dayanışma eylemleri düzenlenmişti.

Bilginin istem olarak doğabilmesi ve özgür kişi olarak kendisini hergün yenilemesi için ölmesi gerekiyor - Max Stirner

Bilmediklerinin köleliğinde oradan

oraya savrulmaya her-kes bir son verebil-ir…ve boş sözlerle

beslenmeyi reddedip, yaşamla hançer

hançere gelebilir. - C. Michelstaedter

Page 2: Yeryüzüne Özgürlük v7

2

S endikacılık düşüştedir. Mücadele-nin bu yapısal biçimiyle, eski olanın gelişmiş ve düzeltilmiş bir şekilde yeniden üretilmesi açısından görülen bir model ve bir gelecek dünya görüşüne sahip bir çağ kapanıyor.

Yeni ve derin dönüşümlere doğru yol alıyoruz. Üretici ve sosyal yapıda.

Mücadelenin metotları, perspekti-fler hatta kısa dönemli projeler de dönüşüyor.

Genişleyen endüstriyel bir toplumda, sendika, mücadele aracı olmaktan üretici yapının kendisini destekleyen bir araca dönüşmektedir.

Devrimci sendikalizm de kendi rolünü oynadı: dövüşken işçileri ileri sürerek, ama aynı zamanda, geleceğin toplumunu veya devrimin yaratıcı gereksinimlerini görme kapasiteleri açısından onları geriye iterek. Her şey, fabrika ölçüsü içerisinde parsellenmiştir. İşçicilik, sadece otoriter komünizm içerisinde yaygın değil. Sınıf çatışmasının öncelikli alanının belirlenmesi, bugün halen kaybedilmesi zor olan en köklü alışkanlıklarından biridir.

Sendikacılığın sonu o yüzden. Bunu 15 yıldır

söylüyoruz. Bir zamanlar bu, eleştiri ve hayretle karşılandı, özellikle de eleştirimize anarko-sendikalizmi de kattığımız zaman. Bugün daha fazla onaylanıyoruz. Aslında, bugün kim sendikaları eleştirmiyor ki? Hiç kimse veya hemen hemen hiç kimse.

Ancak bağlantı gözden kaçırılmaktadır. Sendikacılığa yöne-lik eleştirimiz embriyodaki tüm parti karakteristiklerine sahip olan "niceliksel" metodun da eleştirisidir. Eleştirimiz ayrıca belirli sentez örgüt-lenmelerinin de eleştirisidir. Burju-vaziden devralınmış ve sözümona proleterya ahlakı klişesinin süzgecin-den geçmiş olan sınıf saygınlığının da eleştirisidir. Göz ardı edilemeyecek her şeyin...

Bugün eğer birçok yoldaş, bizim şimdiki geleneksel sendikacılık eleştirimize katılıyorsa da, bu eleştirilerimize yol açan tüm sonuçlara bir bakan azdır.

Bizler sadece, kendilerini niceliksel perspektifte konumlandırmayan ara-çlarla üretim dünyasına dahil olabili-riz. Onlar, bu nedenle, arkalarında devrimci sentezin hipotezi üzerinde çalışan belirli anarşist örgütlenmeler olduğunu iddia edemez.

Bu, bizim değişik bir metoda geç-

memize, kendilerini belirli bir anarşist yapı ile bağlantıyı korumakla kısıtlayan fabrika "çekirdeğinin" veya bölgesel "çekirdeğin" inşaa edilme-sine neden olur. Bu, yeni bir devrimci mücadele modelinin isyancı metotlara başvurma yoluyla sermaye ve devletin yapılarına saldırmak için ortaya çıkan belirli bir anarşist yapı ile ana çekird-ek arasındaki ilişkidendir.

Bu, üretici yapıda yer alan derin dönüşümlerin daha iyi bir takibine izin verir. Fabrika yok olmaya yüz tuttu, yeni temelde otomasyona day-anan üretici örgütlenmeler kendi yer-lerini alıyor. Dünün işçileri, kısmen, kısa dönemde sosyal güvenliğe, uzun dönemde ise hayatta kalmaya entegre edilmiş olacak. Ufukta çalışmanın yeni biçimleri belirecek. Klasik işçilerin cephesi artık yok. Aynı şekilde sendika da göründüğü gibi artık yok. En azından şimdiye kadar bildiğimiz şekliyle artık yok. Sendika diğerleri gibi bir firma haline geldi.

Katılımın, çoğulculuğun, demokra-sinin vs.nin bayrağı altındaki her şey; gittikçe artan, farklı ilişkilerden oluşan bir ağ, hemen hemen tüm yıkım kuvvetlerini boyunduruk altına alan bir toplumda yayılacaktır. Devr-imci projelerin aşırı yönleri, sistema-tik olarak kriminalize edilecektir.

Ancak mücadele kendine yeni yollar bulacaktır, yeni ve akılalmaz bir sem-bolizmle birlikte öfke ve yıkımın yüz binlerce patlamasından zuhur ederek binbir yeni yeraltı kanalına doğru süzülecektir.

Anarşistler olarak dikkatli olmak zorundayız, bizler geçmişten gelen, çoğu kez ağır bir ipoteğin taşıyıcıları, anlamayacağımız ve iyi bir günde bile şiddetinin bizi korkutacağı bir fenomenden uzak kalmamalıyız. Ve ilk durumda bizler, analizimizi tam olarak geliştirmeye dikkat etmek zorundayız.

InsurrectIon DergIsI 4. sayI, MayIs 1988

Isçiciligin ötesinde, sendikalizmin ötesinde - Alfredo M. Bonanno

Page 3: Yeryüzüne Özgürlük v7

Modernizmin

yeni robot insanı

Modernizmin cinnetine hoş geldiniz. İnsanın doğa hayvan ve insan üzerindeki tahakkümü maksimum seviyelere ulaştı. Bu büyük yıkım modernizmin kitlel-er üzerine tıpkı bir yıldırım misa-li düşmesiyle başladı. Tükettikçe mutlu olan ve aksi halde mutsuz olan bir yitik kitle karşımızda. Tüketimden kastım sadece yene-bilir giyilebilir şeylerle sınırlı değil. Aslında görmediklerimizle sonsuzluğa akıyor neredeyse…

Şartlandırılmış bir kitle ... Bugün Pavlov’un köpekleri misali eğitim gören bir öğrenci kitlesi. Telefon alarmıyla uyanıp işe yetişmeye çalışan kitle. Zart kitle zurt kitle. Böyle uzuyor işte.

Benim canımı sıkan kısmı ise modernitenin dayattığı normlara uyum sağlamaya çalışma çabası. Uygarlık her gün silahlarıyla kapımıza dayanırken biz onu anlamaya çalışıyoruz. Onu bir masaya oturup dinliyoruz. Bize gök yüzüne bakmamayı öğretiyor. Alışıyoruz…Bunun yerine reklamlardaki kadınların dudaklarına veya erkeklerin şekilli vücutlarına bakıyoruz. Biri çıkıp şöyle diyor “özgürlüğün canı cehenneme” biz de “lan adam haklı” diyoruz…Durum aslında bundan daha trajik olsa da ben ılımlattım biraz. Ben ait olduğum yere vahşi doğanın bağrına geri dönüyorum. Çok uğraşmama rağmen alışamadım modernizme ve onun ahlakına…sizi de beklerim sonsuz yeşil günlere…

Munga munga dostlar…(uygarlaşamayan bir yabani)

- Mısır'da 20 yaşındaki genç, 6 Kasım'da gözaltına alındıktan cansız bedeni günler sonra bir kanalda bulundu. Aile dava açtı. Polis, "in-tihar" diyor. Gencin ailesi, polisin Ahmed'e işkende edip öldürdükten sonra kanala attığını belirtiyor.

- Belgrad ormanları İ.B.B. eliyle su şirketlerinin yağmasına açılıyor. Belgrad ormanlarında bugün 3 şirket 2 yıl önce aldıkları geçici ruhsat-larla su şişeleme üretimine başlamış durumda. 24 adet su şişeleme şirketi ise başvuru yapmış yağma için sıra beklemekte.

- Bitlis merkeze bağlı Çeltikli (Şêx Cuma) Köyü Karakolu'na bağlı askerler bölgede OHAL'i aratma-yan uygulamalar devreye koydu. Uygulama kapsamında Çeltikli (Şêx Cuma) Köyü Karakolu tarafından yörede bulunan Çeyman, Hevsork, Herde, Hedeya Jor, Herdeya Xwar, Gedanê, Hêlekan köylerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 köye giden insanların kimliklerinin kontrol edildiği ve gıda ambargosu uyguladığı kaydedildi.

- Sinop’a yapılması planlanan nükleer santral için Güney Kore ile yapılan görüşmeler sonuç ver-medi. Güney Kore ile anlaşma sağlanamaması üzerine açıklama yapan En-erji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Tan-er Yıldız, Sinop’u katletmek için başka bir ülke aradıklarını duyurdu.

- Batman'ın Kozluk ve Sason ilçeleri arasında bulunan Mereto Dağı'nda korucu ve özel harekat timlerinin de katılımıyla geniş çaplı operasyon başlatıldı.

- Atina’da, bir grup, Bangladeşli göçmenlere saldırdı, 2 göçmenin

yaralandı.

- Trabzon’un Araklı ilçesi Kayacık köyünde (kizirnos) Yüceyurt Enerji firması tarafından yapılması plan-lanan HES projesi protesto edildi. Kayacık Köyü Dayanışma plat-fromu tarafından düzenlenen eyleme çevre iller birçok platform ve kurum destek verdi.

- Atina sokakları son on yılın en büyük Politeknik ayaklanması gösterisini yaşıyor. 50-60,000 kişi sokakta. Bir eylemcinin göz yaşartıcı gaz ile yaralandığı haberini aldık. En az 25-30 kişi gözaltında.

- Kaos GL tarafından her yıl 17 Mayıs Haftasında organize edilen Homofobi Karşıtı Buluşma’nın altıncısının merkezi etkinlikleri, 1-22 Mayıs 2011 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşecek. Cin-sel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği ayrımcılığına karşı mücadele yürüt-en Kaos GL, Buluşma’yı, homofobi ve transfobiye karşı örgütlüyor.

- Önceki akşam Antalya meydana gelen bir olayda polisin yetkilerini nasıl bir keyfiyetle kullandığı bir kez daha görüldü. Yat limanında bira içerek gitar çalan gençlere sopalarla

saldıran esnafa karşı kayıtsız kalan polis, saldırıyı

görüntüleyenleri gözaltına alarak para

cezası kesti.

- Çukurca’ya bağlı Üzümcü (Deştanê) Kampı’nın üst kısımlarında bulunan ormanlık alanın operasyona

çıkan askerler tarafından

ateşe verildi. 3

"Uygarlık tarafından yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olan bir uygarlık çağını yaşıyoruz." Friedrich Wilhelm Nietzsche

Page 4: Yeryüzüne Özgürlük v7

Minimum Güvenlik (Stephanie McMillan’la) Basit ama kolay değil...

4YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK’ü indirebileceğiniz internet adresi:http://www.internationala.org/ İletişim adresi: [email protected]

teknokratik kapitalist uygarlık mutluluğumuzu şaşalı kırıntılarla takas etmiştir. bu uygarlık toplumsal düzeni disipli-ni altına alıp kurumları aracılığıyla gündelik hayata nüfuz etmiş bulunmaktadır. bu sinsi ideolojik aygıt hiçbir yaşamsal olanak tanımaz.

parçalanmış olsa da yüzü hala gülebiliyor,direnci henüz güçlü...hayatın çaresiz yolları bu şiddeti yaratmıştır. zavalılığın gizlenmek istenmesi güçsüzlüğü daha çok kışkırtmıştır. mutsuz-luk yalnızca bireylere yüklenildiği zaman toplumun sallantılı hali biraz daha sürdürülmüş olacaktır. bu olanak nedeniyle yabancılaşmış olan hayat görünmez kılınmıştır. sokağa bakılabilse pekçok olgu algılanıp anlaşılmış olacaktır. sokağın olum-sal dönüştürücüsü, monotonlaştırılmış sokak gösterileri, basın

Kanıksamanın Reddiaçıklamaları, deşarj olma alanları olarak algılanmaktadır. bu alanın muhteşem oluş gücü unutalarak var olunmaya çalışılmaktadır.hiçleştirilmiş, acısını artık duyuramıyor, ruhuna çakılan çivilerden bihaber bedeni bite-viye kanırıyor, gerçeklik; radyo, televizyon, internet ve gazete üzerinden yeniden üretilerek yabancılaştırılmış ruhunu daha çok kanırtıyor.

mevcut toplumsal formasyon, mualif örgütsel yapıları asimile etmektedir. bu yapıların talapleri-yle mevcut tüketim toplumunun beyhude arzuları hemen he-men aynılaşmaktadır. gündelik hayatın dönüştürücü mücadelesi unutturulmuş yerine teknokratik kapitalist uygarlığın içeriksiz, yavan politik gündelik sorunları konulmuştur. geçmiş mücadele deneyimlerine yalnızca ağıt yakılarak bakılırken öte yandan neo-liberal hareketlerden ve bunların yapay gündemlerinden daha çok medet umulmaktadır. hakikatin temsili bulantısı olarak görülmüş olabilir mi bu?

devrim ronans