tÜrkİye’de ÖzÜrlÜlere yÖnelİk yasal dÜzenlemeler · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve...

27
© Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 60, 2011/1, s. 169–221. http://www.iudergi.com/tr/index.php/sosyalsiyaset TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER Yener ŞİŞMAN * ÖZET Çağdaş ülkelerde, özürlü bireylerin hayatın her yönüne eşit katılım imkânı ile bağımlı olmadan yaşama olanaklarına kavuşturulması doğrultusunda devletlere önemli sorumluluklar yüklenmekte, özürlü bireylerin hakları yasal düzenlemelerle güvence altına alınmaktadır. Türkiye'de ise, özürlü bireylerimiz ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgili pek çok yasal düzenlemeden söz edilebilir. Ancak mevzuatımızda büyük bir dağınıklık söz konusudur. Çalışmanın amacı ise bu bağlamda, özürlülere yönelik ülkemizdeki dağınık mevzuatın konuları açısından bir arada ve topluca değerlendirilmesidir. Anayasamız özürlü bireylere yönelik diğer yasal düzenlemelere hukuki bir dayanak sağlayan maddeleri nedeniyle ve 5378 sayılı Özürlüler Kanunu özürlü bireylerin haklarını koruma altına alan özel bir yasal düzenleme olarak ülkemizdeki diğer yasal metinlerden ayrılarak öne çıkmaktadır. Bu temel gerekçeden hareketle çalışmamızda özürlülere yönelik yasal düzenlemeler ele alınırken ilk olarak * Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi, İİBF, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü, e-posta: [email protected] 170 YENER ŞİŞMAN Anayasamızdaki düzenlemelere değinilmiş ardından 5378 sayılı Özürlüler Kanununun eğitime, istihdama vb. alanlara yönelik düzenlemeleri ayrıntılı bir biçimde irdelenmiştir. Konunun açıklanmasında gerekli görüldükçe diğer yasal metinlerden de yararlanılmıştır. Anahtar kelimeler: Özürlü, engelli, mevzuat. ABSTRACT DISABLED PEOPLE ORIENTED LEGAL REGULATIONS IN TURKEY In modern societies, the governments have the responsibility for pledging equal rights and opportunities, which have been assured by laws and regulations, in all aspects of life for the disabled to act independently. This is also true in Turkey, where there are many regulations related directly or indirectly to disabled people. However, the rules and regulations on disabled people are fairly disorganized. The aim of this study is to evaluate these scattered regulations in our country and study them as a whole. Constitutional Law, which provides a basis for all legislative laws and regulations, and Disabled People Law 5378 are two distinctive Laws that take the rights of disabled people under protection in our country. This study focuses on the regulations towards disabled people by considering the rationale given above. Firstly, the laws and regulations embraced within the constitutional law are discussed, and then the Disabled People law 5378 is debated in detail in terms of its regulations regarding education, employment and similar issues. In order to explain and clarify the subjects some legal documents and texts were used in this study. Key Words: Disabled, handicapped, regulations.

Upload: others

Post on 13-Jul-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

© Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 60, 2011/1, s. 169–221.http://www.iudergi.com/tr/index.php/sosyalsiyaset

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİKYASAL DÜZENLEMELER

Yener ŞİŞMAN*

ÖZET

Çağdaş ülkelerde, özürlü bireylerin hayatın her yönüne eşitkatılım imkânı ile bağımlı olmadan yaşama olanaklarına kavuşturulmasıdoğrultusunda devletlere önemli sorumluluklar yüklenmekte, özürlübireylerin hakları yasal düzenlemelerle güvence altına alınmaktadır.Türkiye'de ise, özürlü bireylerimiz ile doğrudan veya dolaylı olarakilgili pek çok yasal düzenlemeden söz edilebilir. Ancak mevzuatımızdabüyük bir dağınıklık söz konusudur. Çalışmanın amacı ise bu bağlamda,özürlülere yönelik ülkemizdeki dağınık mevzuatın konuları açısındanbir arada ve topluca değerlendirilmesidir.

Anayasamız özürlü bireylere yönelik diğer yasal düzenlemelerehukuki bir dayanak sağlayan maddeleri nedeniyle ve 5378 sayılıÖzürlüler Kanunu özürlü bireylerin haklarını koruma altına alan özelbir yasal düzenleme olarak ülkemizdeki diğer yasal metinlerdenayrılarak öne çıkmaktadır. Bu temel gerekçeden hareketle çalışmamızdaözürlülere yönelik yasal düzenlemeler ele alınırken ilk olarak

* Yrd. Doç. Dr., Anadolu Üniversitesi, İİBF, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü,e-posta: [email protected]

170 YENER ŞİŞMAN

Anayasamızdaki düzenlemelere değinilmiş ardından 5378 sayılıÖzürlüler Kanununun eğitime, istihdama vb. alanlara yönelikdüzenlemeleri ayrıntılı bir biçimde irdelenmiştir. Konununaçıklanmasında gerekli görüldükçe diğer yasal metinlerden deyararlanılmıştır.

Anahtar kelimeler: Özürlü, engelli, mevzuat.

ABSTRACT

DISABLED PEOPLE ORIENTEDLEGAL REGULATIONS IN TURKEY

In modern societies, the governments have the responsibility forpledging equal rights and opportunities, which have been assured bylaws and regulations, in all aspects of life for the disabled to actindependently. This is also true in Turkey, where there are manyregulations related directly or indirectly to disabled people. However,the rules and regulations on disabled people are fairly disorganized. Theaim of this study is to evaluate these scattered regulations in our countryand study them as a whole.

Constitutional Law, which provides a basis for all legislative lawsand regulations, and Disabled People Law 5378 are two distinctive Lawsthat take the rights of disabled people under protection in our country.This study focuses on the regulations towards disabled people byconsidering the rationale given above. Firstly, the laws and regulationsembraced within the constitutional law are discussed, and then theDisabled People law 5378 is debated in detail in terms of its regulationsregarding education, employment and similar issues. In order to explainand clarify the subjects some legal documents and texts were used inthis study.

Key Words: Disabled, handicapped, regulations.

Page 2: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 171

GİRİŞ

Ülkemiz açısından özürlülere yönelik uygulamalar için politikabelirleme, yasal mevzuatı ve kurumsal yapıyı oluşturma faaliyetlerinin1990’lı yılların ikinci yarısından itibaren yoğunlaştığını söyleyebiliriz.1997 yılında Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın kurulması, 1999 yılında“Özürlüler Şûrası”nın toplanması ve 2005 yılında kısaca “ÖzürlülerKanunu” olarak bilinen yasal düzenlemenin yapılması özürlülereyönelik politikalardaki yoğunlaşmanın temel göstergelerinioluşturmaktadır. Buna karşın ülkemizde özürlü bireylerimizinsorunlarının daha çok hukuki bir zemine taşınarak tartışıldığıgözlenmektedir. Bu düşüncenin, yasama ve yürütme organı tarafındanda benimsendiği söylenilebilir. Nitekim yürürlüğe konulan mevzuat vemevzuat hükümlerinde yapılan değişikliklere bakılacak olursa;ülkemizde özürlü bireylerin pek çok yasal düzenlemeye konu olduğugörülür. Mevzuat hükümleri üzerinde bu denli sıkça ve çokça yapılandeğişiklikler, hem sorunun varlığını ve hem de çözümü doğrultusundahukuki düzenlemelere yüklenen önemi göstermektedir. Ancaközürlülere ilişkin bir özel kanunun (Özürlüler Kanunu) varlığınarağmen özürlü bireyimiz ile ilgili düzenlemeler bir arayatoplanamamıştır ve bu anlamda mevzuatımızdaki dağınıklık devametmektedir. Çalışmanın amacı ise bu bağlamda, özürlülere yönelikülkemizdeki dağınık mevzuatın konuları açısından bir arada ve toplucadeğerlendirilmesidir. Çalışmamızda özürlülere ilişkin düzenlemeleröncelikle Anayasa ve Özürlüler Kanunu1 çerçevesinde genel olarak elealınacak ardından ise bakım ve rehabilitasyona, eğitim ve öğretime,istihdama, sosyal güvenliğe, erişebilirliğe ve ayrımcılığa ilişkindüzenlemeler sırasıyla irdelenecektir.

1 5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde DeğişiklikYapılması Hakkında Kanun kısaca Özürlüler Kanunu olarak adlandırılmaktadır.

172 YENER ŞİŞMAN

1. GENEL OLARAK

1.1. Anayasa

Anayasanın 50/I, II maddesi, “Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüneuymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhîyetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar”demekte, çalışma yaşamının özürlüler açısından özel olarakdüzenlenmesini öngörmektedir (Altan, 2008, 198).

Anayasası’nın sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunmasıgerekenlerin sıralandığı 61. maddesi’nde ise “Devlet, sakatlarınkorunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır”denilmekte ve bu doğrultuda devlete görev yüklenmektedir.

12 Eylül 2010 tarihinde halkoyuna sunularak kabul edilen metinise Anayasamızın 10. maddesine “Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp vevazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacaktedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz” hükmünü getirmiştir.

Bu üç madde dışında Anayasamızda özürlülere ilişkin doğrudanbir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, yapılan genellemelerözürlüleri de kapsar niteliktedir. Örneğin Anayasa’nın 17. maddesinde“Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkınasahiptir” hükmü, 49. maddedeki “Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir”hükmü ile bütünlenmiş ve çalışma hakkı özürlüleri de kapsar birbiçimde anayasal bir hak olarak düzenlenmiştir. Anayasanın devleti,çalışanları korumak ve çalışmayı desteklemekle yükümlü gören budüzenlemesi, özürlülerin istihdam edilerek korunmalarını öngörensosyal politikaların özü ile de uyumludur.

Ayrıca 42. maddede “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksunbırakılamaz” ve “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanlarıtopluma yararlı kılacak tedbirleri alır” denilmekte, özürlülerin özel ve temeleğitim gereksinimlerinin karşılanması doğrultusunda korunmalarınahukuki bir dayanak oluşturulmaktadır (Altan, 2008, 198).

Son olarak Anayasanın bazı maddelerinde hiçbir ayrımgözetmeksizin kullanılan herkes sözcüğü nedeniyle bu maddelerinin de

Page 3: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 173

özürlüler için aynen geçerli olduğu söylenmelidir. Örneğin Anayasanın10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç,din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir”,60. maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir” denilmektedir.

1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun HükmündeKararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun

5378 sayılı Özürlüler Kanunu2, özürlülerin sorunlarının çözümüiçin yeni sosyal politikalara ve özürlüleri ilgilendiren mevzuatın yenidendüzenlenmesine duyulan ihtiyaçtan hareketle başlatılan çalışmalarsonucunda 2005 yılında yürürlüğe girmiştir (ozida.gov.tr).

Özürlüler Kanunu ile ulaşılabilirlik, istihdam, bakım ve sosyalgüvenliğe ilişkin sorunların çözümü, özürlü bireylerin her bakımdangelişmeleri, toplumsal hayata tam ve etkin katılımlarının sağlanması vebu hizmetlerin koordinasyonu için gerekli düzenlemeler yasal birçerçeveye oturtulmuştur (ozida.gov.tr).

Amacı; özürlülerin toplumsal yaşama tam ve etkin katılımınınsağlanması olan 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve KanunHükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” biryandan yeni düzenlemeler getirmekte iken diğer yandan özürlüleriilgilendiren bazı yasal düzenlemelerde değişiklikler yapmaktadır.

Birinci bölümünde amaç, kapsam, tanımlar ve genel esaslara yerverilen Kanunun ikinci bölümünde özürlülerle ilgili sınıflandırma,bakım, rehabilitasyon, istihdam, eğitim ve öğretim gibi konulardüzenlenmektedir. Üçüncü bölümde ise, özürlülere ilişkin mevcut yasaldüzenlemelerde yapılan değişiklikler sıralanmıştır.

Kanunun 1. maddesinde amaç; özürlülüğün önlenmesi,özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyalgüvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerinive önlerindeki engelleri kaldırmayı sağlayacak tedbirleri alarak topluma

2 5378 Sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik YapılmasıHakkında Kanun, Yayımlandığı Resmi Gazete: 07.07.2005/ 25868.

174 YENER ŞİŞMAN

tam katılmalarını sağlamak ve bu hizmetlerin koordinasyonu içingerekli düzenlemeleri yapmak şeklinde belirlenmektedir.

Kanunun amaçları arasında ilk olarak özürlülüğün önlenmesindensöz edilmesi dikkate değerdir. Zira özürlülüğün nedenleri dikkatleincelenirse ister doğuştan gelsin isterse de sonradan ortaya çıkmış olsunönemli bir bölümünün kaçınılabilir, önlenebilir nedenler olduğugörülecektir3. Bu gerçekten hareketle Özürlüler Kanunu, amaçlarındanilki olarak özürlülüğün önlenmesine değinmiş ve bu doğrultuda görev,erken tanı ve koruyucu hizmetler başlılığını taşıyan 11. maddede SağlıkBakanlığı’na verilmiştir.

“Yeni doğan, erken çocukluk ve çocukluğun her dönemi fiziksel, işitsel,duyusal, sosyal, ruhsal ve zihinsel gelişimlerinin izlenmesi, genetik geçişli veözürlülüğe neden olabilecek hastalıkların erken teşhis edilmesinin sağlanması,özürlülüğün önlenmesi, var olan özrün şiddetinin olabilecek en düşük seviyeyeçekilmesi ve ilerlemesinin durdurulmasına ilişkin çalışmalar SağlıkBakanlığınca planlanır ve yürütülür”

Yine Özürlüler Kanunu’nun 36. maddesi ile 3960 sayılı KalıtsalHastalıklarla Mücadele Kanunu’na4 eklenen ve aşağıda verilendüzenleme de özürlüğün önenmesi amacına yöneliktir.

“Devlet, kalıtsal kan hastalıklarından thalessemia ve orak hücreli anemidahil olmak üzere, bütün kalıtsal kan hastalıklarıyla ve özürlülüğe yol açandiğer kalıtsal hastalıklarla koruyucu sağlık hizmetleri kapsamında mücadeleeder. Bunun için gerekli ödenek Sağlık Bakanlığı yılı bütçesine konulur”.

3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından; gebelik öncesindeki, gebelik sürecindekiveya doğum sırasındaki nedenlerden kaynaklanıyor olabilir. Akraba evliliği, anneningebelikte aldığı radyasyon, kullandığı ilaçlar, geçirdiği hastalıklar, annenin yanlış ve özellikleyetersiz beslenmesi, annenin alkol, uyuşturucu, sigara vb. alışkanlıkları, doğumun eminolmayan ellerde ve uygun olmayan koşullarda yapılması, doğumda yaşanılan travmalar, yanlışuygulamalar (Şişman, 1995, 27–31). Tüm bu nedenler aslında önemli ölçüde kaçınılabilir veönlenebilir nedenler olarak karşımıza çıkar. Doğumdan sonra karşılaşılan olaylar arasında ise,trafik kazaları, iş kazaları, ev kazaları, hastalıklar, savaşlar, depremler, depremler, yangın vesel felaketleri gibi kitlesel olaylar, kötü beslenme, alkol ve uyuşturucu gibi alışkanlıklarsayılabilir. (Şişman, 1995, 31–36; Karataş, 2002, 45).

4 Yayımlandığı Resmi Gazete 30.12.1993/21804.

Page 4: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 175

Kanunun üçüncü maddesinde ise, özürlü kavramı tanımlandıktansonra hafif özürlü ve ağır özürlü ayrımına yer verilmiş ardından dabakıma muhtaç özürlü tanımlanmıştır. Üçüncü madde ayrıca korumalıişyeri ve rehabilitasyon kavramlarını da tanımlamaktadır.

Buna göre özürlü, “doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenlebedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerdekaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlükgereksinimlerini karşılama güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon,danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişi” olaraktanımlanmaktadır.

Aynı maddeye göre hafif özürlü ve ağır özürlü tanımlarıuluslararası temel ölçütler esas alınarak hazırlanacak özürlülük ölçütüçerçevesinde belirlenecek ve gerek duyuldukça bu ölçüt revizeedilebilecektir. Sınıflandırma başlıklı 5. madde ise özürlülük ölçütününtespiti ve uygulama esaslarının çıkarılacak bir yönetmeliklebelirleneceğini söylemektedir. Bu şekilde sağlık, eğitim, rehabilitasyongibi alanlarda ortak bir uygulama geliştirilebilecektir.

Sözü edilen Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve ÖzürlülereVerilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik5 çerçevesindeağır özürlü; özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı %50'nin üzerinde olduğu tespit edilen özürlülerden; beslenme, giyinme,yıkanma ve tuvalet ihtiyacını giderme gibi öz bakım becerilerini yerinegetirmede, kendi başına hareket etmede veya iletişim kurmada zorlukya da yoksunluk yaşadığına ve bu becerileri başkalarının yardımıolmaksızın gerçekleştiremeyeceğine tıbbi olarak karar verilen kişi olaraktanımlanmıştır. Yani özürlü bir bireyin, ağır özürlü sayılabilmesi içintüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 50'nin üzerinde olmasıyetmeyecek, aynı zamanda öz bakım becerilerini yerine getirmede,kendi başına hareket etmede veya iletişim kurmada zorluk ya dayoksunluk yaşadığına ve bu becerileri başkalarının yardımı olmaksızıngerçekleştiremeyeceğine tıbbi olarak karar verilmesi de gerekecektir.

5 Yayımlandığı Resmi Gazete 16.07.2006/26230.

176 YENER ŞİŞMAN

Yönetmelik hafif özürlü tanımına ise Kanunda belirtilmesinerağmen yer vermemiştir. Ancak ağır özürlü sayılmayan özürlü bireyler,hafif özürlü olarak kabul edilebilecektir. Bu çerçevede Yönetmeliğin ağırözürlü tanımından hareketle hafif özürlü; özür durumuna göre tümvücut fonksiyon kaybı oranına bakılmaksızın, beslenme, giyinme,yıkanma ve tuvalet ihtiyacını giderme gibi öz bakım becerilerini yerinegetirmede, kendi başına hareket etmede veya iletişim kurmada zorlukya da yoksunluk yaşamayan ve bu becerileri başkalarının yardımıolmaksızın gerçekleştirebilen kişiler olarak tanımlanabilir.

5378 sayılı Kanunun 3. maddesine göre bakıma muhtaç özürlü ise,özürlülük sınıflandırmasına göre resmi sağlık kurulu raporu ile ağırözürlü olduğu belgelendirilenlerden, günlük hayatın alışılmış, tekrareden gereklerini önemli ölçüde yerine getirememesi nedeniyle hayatınıbaşkasının yardımı ve bakımı olmadan devam ettiremeyecek derecededüşkün olan kişi şeklinde tanımlanmaktadır.

Kanunun özünü veren madde ise genel esasların belirlendiğidördüncü maddedir. Bu maddeye göre;

Devlet, insan onur ve haysiyetinin dokunulmazlığı temelinde,özürlülerin ve özürlülüğün her tür istismarına karşı sosyalpolitikalar geliştirir. Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz;ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temelesasıdır.

Özürlülere yönelik olarak alınacak kararlarda ve verilecekhizmetlerde özürlülerin, ailelerinin ve gönüllü kuruluşlarınkatılımı sağlanır.

Özürlülere yönelik hizmetlerin sunumunda aile bütünlüğününkorunması esastır.

Kurum ve kuruluşlarca özürlülere yönelik mevzuatdüzenlemelerinde Özürlüler İdaresi Başkanlığının görüşününalınması zorunludur.

Bu madde gereğince devlet, özürlülere yönelik ayrımcılık ilemücadele etmeli, alınacak kararlarda ve verilecek hizmetlerde ilgilitarafların katılımını sağlamalı ve hizmetlerin sunumunda mümkün

Page 5: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 177

olduğu ölçüde özürlü bireyin ailesinden uzaklaştırılmamasına çabagöstermelidir.

2. BAKIM VE REHABİLİTASYONA İLİŞKİNDÜZENLEMELER

2.1. Bakım Hizmetlerine İlişkin Düzenlemeler

5378 sayılı Özürlüler Kanunu’nun 6. maddesi’nde, bakımhizmetleri ile ilgili olarak, özürlü kişilerin yaşamlarını önceliklebulundukları ortamda sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi,toplum içinde kendi kendilerini idare edebilecek ve üretken hâlegelebilecek şekilde bakım ve rehabilitasyonlarının yapılması, bunlardanihtiyacı olanların geçici veya sürekli bakım altına alınması veya bunlaraevde bakım hizmeti sunulmasının esas olduğu belirtilmektedir.

Bilindiği gibi, bakım hizmetleri, evde bakım veya kurum bakımımodelleriyle sunulabilir. Bakım hizmetlerinin bu amaçla özel olarakhazırlanmış bir kurumda sağlanması biçiminde tanımlanabilecek kurumbakımı, çoğu zaman yararlanıcıları pasif alıcılar haline getirdiği için,yüksek maliyeti nedeniyle, insanları alışkın olduğu çevreden, ailesindenayırdığı böylece sosyal bir izolasyona neden olduğu için vb. birçokaçıdan günümüzde eleştirilmekte ve ancak evde bakım verilmesinin çokgüç olduğu özel durumlarda tercih edilmektedir. Kanun bu nedenle“öncelikle kişinin sosyal ve fiziksel çevresinden ayrılmaksızın hizmetinsunulması esas alınır” diyerek ailenin bütünlüğünün korunması temelilkesine de uygun bir düzenleme getirmiştir.

5378 sayılı Özürlüler Kanunu’nun 30. maddesi ise 2828 sayılıSosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na aşağıdakimaddeyi eklemiş, böylece bakıma muhtaç özürlülerin bakım ücretialabilmesi sağlanmıştır. Bu ücret asgari ücretin 2 katına kadarçıkabilmektedir.

“Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamı esas alınmaksuretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına görekendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgarî ücret tutarının

178 YENER ŞİŞMAN

2/3'ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlülere, resmî veya özel bakımmerkezlerinde ya da ikametgâhlarında bakım hizmeti verilmesi sağlanır.

Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetlerinin kapsamına,bakım hizmetinden yararlanabileceklerin başvuru şekline ve bu hizmetleriverecek olan gerçek ve tüzel kişilerin izin, çalışma, denetim, ücretlendirme ilebakım hizmeti karşılığı yapılacak ödemelere ilişkin usûl ve esaslar; Kurumunkoordinatörlüğünde, Maliye Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Özürlüler İdaresiBaşkanlığınca müştereken çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

Bakıma muhtaç özürlülere sunulacak bakım hizmetinin karşılığı olarakbelirlenecek kişi başına aylık bakım ücreti tutarı, iki aylık net asgarî ücrettenfazla olamaz.

Bakıma muhtaç özürlülerden Kurumca ve diğer resmî kurumlarcabakılanlar dışında kalanlara ilişkin bakım ücreti, bu amaçla Kurum bütçesinekonulacak ödeneklerden karşılanır.

Bakıma muhtaç özürlülere, ücretleri Kurum bütçesinden karşılanmaksuretiyle sağlanacak bakım hizmetleri 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamuİhale Kanunu hükümlerine tâbi olmaksızın temin edilir”

Ayrıca, bakıma muhtaç özürlülerin tespiti ve özürlülerin bakımhizmeti talebi ile ilgili süreçler bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Şahsiolarak veya akrabaları aracılığıyla başvuruda bulunmayan özürlülerintespiti için özürlünün yaşadığı şehrin mülki amirleri, sağlık kuruluşları,köy muhtarları veya güvenlik görevlileri ile kamu kurumları sosyalhizmetler il/ilçe müdürlüklerine beyanda bulunabilirler. İl/ilçemüdürlüklerinde özürlü ve/veya yakınlarıyla yapılacak olan öngörüşme sonrasında Bakım Hizmetleri Talep formu düzenlenecektir.

Başvurusu kabul edilen özürlü için sosyal inceleme raporu, bakımraporu ve yukarıda belirtilen belgeleri içeren bir dosya oluşturulur.Dosyadaki bilgiler doğrultusunda bakım hizmetleri değerlendirmeheyetinin önerdiği “bakım hizmeti türü” il müdürlüğü tarafındanonaylanır.

Özürlülere sunulacak hizmetler ise kişisel bakım hizmetleri ilepsiko-sosyal destek hizmetleri olarak ayrılmaktadır. Özürlü ve ailesi buhizmetleri, tercihlerine bağlı olarak Genel Müdürlüğe bağlı bakım verehabilitasyon merkezlerinde, Genel Müdürlük oluruyla açılan diğer

Page 6: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 179

resmi kurum veya kuruluşlara bağlı merkezlerde, özel bakımmerkezlerinde veya özürlünün ikametgâhında alabilir. Hizmeti verecekolan merkez, bakım hizmetleri değerlendirme raporunu dikkate alarakhizmeti alacak bireye özgü bakım planı hazırlayacaktır. Hizmetinözürlünün birinci dereceden olmayan akrabaları tarafından verilmesidurumunda ise bakım hizmetleri değerlendirme heyeti, hizmeti verecekkişiye rehberlik yapmakla yükümlüdür.

Ödemeler SHÇEK Genel Müdürlüğü tarafından hizmeti verenkuruma yapılır. Bakım hizmetinin bakım merkezi tarafındangörevlendirilen bakıcı tarafından merkezde veya özürlününikametgâhında vermesi durumunda ise, kurum ödemeyi aşağıdakibelgelerin sunulması karşılığında hizmeti üstlenen kişiye yapmaktadır.Bu belgeler merkez tarafından onaylanmış Bireysel Bakım Planı,merkezin bakım ücretini alacak kişiye verdiği noter onaylı senedinfotokopisi, merkezin açılış izninin fotokopisi, Sosyal Hizmetler İlMüdürlüğü'nün hizmet onayı, merkezin hizmet verdiği tüm bakımamuhtaç özürlülerin isim listesi ve merkezde görevli personel listesidir.Hizmetin akrabalar tarafından verilmesi durumunda ise görevlendirilenkişiye ödeme Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün hizmet onayı veBireysel Bakım Planı'nın aybaşında sunulması ile yapılır.

2.2. Rehabilitasyon Hizmetlerine İlişkin Düzenlemeler

Esenlendirme olarak da ifade edilebilecek rehabilitasyon kavramı;onarma, yeniden kazandırma, alıştırma yönünde tıbbi, mesleki ve sosyalbir içerikle irdelenebilir (Altan, 2008, 200–203). Bu anlamdarehabilitasyon, eksilen yada kaybolan yeteneklerin yenidenkazandırılması sürecidir. Birleşmiş Milletlerin Özürlüler İçin FırsatEşitliği Konusunda Standart Kurallar belgesi ise rehabilitasyonprogramlarının; zeka seviyesini yükseltici eğitimler, özürlülere veailelerine danışmanlık hizmetleri, kendine güvenin geliştirilmesi, ihtiyaçhalinde değerlendirme ve rehberlik hizmetleri gibi çok geniş bir alanıkapsaması gerektiğini ifade etmektedir.

Bu yaklaşımla 5378 sayılı Özürlüler Kanunu ise rehabilitasyonu,“doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle oluşan özrü ortadan kaldırmakveya özürlülüğün etkilerini mümkün olan en az düzeye indirmek, özürlüye

180 YENER ŞİŞMAN

yeniden fiziksel, zihinsel, psikolojik, ruhsal, sosyal, meslekî ve ekonomikyararlılık alanlarında başarabileceği en üst düzeyde yetenekler kazandırarak;evinde, işinde ve sosyal yaşamında kendine ve topluma yeterli olabilmesi veözürlünün toplum ile bütünleşmesi, ayrımcılığa karşı tüm tedbirlerin alınmasıamacıyla verilen koruyucu, tıbbî, meslekî, eğitsel, rekreasyonal ve psiko-sosyalhizmetler bütününü” biçiminde tanımlamıştır (md.3).

Ayrıca, “toplumsal hayata katılım ve eşitlik temelinde özürlülerinbireysel ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak rehabilitasyonhizmetleri verileceği ve rehabilitasyon sürecinin her aşamasında özürlü veailesinin aktif ve etkili katılımı esas olduğu” belirtilmiştir (md.10).

Konumuz açısından tıbbi, mesleki veya sosyal birrehabilitasyondan söz edilebilir. Tıbbi tedavi ve rehabilitasyonhizmetlerinde önce özür türünün ve yetenekler üzerindeki etkisininbilinip, belirlenmesi gerekir. Özürlülüğün tümü ile ortadan kaldırılmasıbu aşamada kuşkusuz öncelikli hedeftir. Ancak, bu hedefe her zamanvarılamayabilir. Eğer özürlülüğün tümü ile ortadan kaldırılamayacağısaptanacak olursa, bu kez olabildiğince en alt düzeye indirilmesi amacıöne çıkar. Doğuştan özürlülerin bu hizmetlerden mümkün olan en erkenyaşlarda yararlandırılmaları gerekir. Örneğin, göz transplantasyonununyapılması, koklear implant ya da protez kol takılması ve kişinin bunlarıkullanmaya alıştırılması (Altan, 2008, 201) süreçlerinin erken yaşlardabaşlaması ile başarılı sonuçlar alma olasılığı yükselecektir. Bu çalışmalarkişinin özürlülüğü ile yaşayabilir hale getirilmesine yöneliktir. Ziratoplu taşıma araçlarını kullanamayan, merdivenlerden inip, çıkamayan,yönünü bulamayan, giyinme, soyunma, yemek yeme gibi özbakımbecerilerine sahip olmayan bireylerin toplumsal hayata tam ve etkinkatılabilmede büyük güçlüklerle karşılaşacakları söylenilebilir (Altan,2008, 201).

Doğuştan özürlülerde bu çalışmaların erken başlaması hem dahaekonomik olur, hem de yukarıda da belirtildiği gibi başarılı sonuçlaralınabilme şansını çoğaltır. Bu hizmetler, devletçe sağlanan sağlıkhizmetleri kapsamında yer alır. Ancak, belirli bir oranda özürlüailelerinin katkısı da sağlanabilir. Edinsel özürlülerde, kişinin çatısıaltında yer aldığı sosyal sigorta kurumları bu bağlamda sorumluluktaşır (Altan, 2008, 201).

Page 7: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 181

Ancak Türkiye’de özürlülerin büyük bir kısmı ekonomik zorlukveya haberdar olmama nedeniyle rehabilitasyon hizmetlerinden yeterive gereğince yararlanamamaktadır. Bu nedenle hizmetlere ulaşımıkolaylaştırmak için özürlülere yönelik bilgilendirme çalışmalarınınyapılması ve tıbbi rehabilitasyonun evde yapılabilmesine yönelik gereklidüzenlemelerin oluşturulması gerekmektedir. Diğer yandan, sağlıkkuruluşlarındaki özürlüleri zorlayan fiziksel ve işleyişe aitolumsuzlukların ortadan kaldırılması zorunludur. İşitme-konuşmaözürlülere yönelik olarak ise en azından büyük merkezlerde işaret dilitercümanlarının istihdam edilmesi, iletişim zorluklarını belli ölçülerdeortadan kaldırabilecektir (Bakırcı ve diğerleri, 2006, 185–186).

Mesleki rehabilitasyona ilişkin olarak ise Özürlüler Kanun’un13. maddesi, özürlülerin yeteneklerine göre mesleğini seçme ve bualanda eğitim alma hakkı kısıtlanamayacağını, özürlülerin yetenekleridoğrultusunda yapabilecekleri bir işte eğitilmesi, meslek kazandırılması,verimli kılınarak ekonomik ve sosyal refahının sağlanması amacıylameslekî rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasının sağlanmasınınesas olduğunu belirtmektedir.

Özürlüler Kanunu’nun 12. maddesi ise, özür türlerini dikkate alaniş ve meslek analizlerinin yapılması, bu analizlerin ışığında özürlülerindurumlarına uygun mesleki rehabilitasyon ve eğitim programlarınıngeliştirilmesini ön görmüştür. Böylece özürlülerin istihdamı açısındanda büyük bir mesafe kat edilebilecektir. Zira istihdamıngerçekleştirilmesinde ilk adımın genel ve mesleki eğitim olduğu dikkatealındığında bu alanda günümüze kadar olan süreçte ciddi bir eksiklikbulunduğu açıktır (Alpagut, 2005, 154).

Ayrıca Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmelik6 “mesleklerin gerektirdiği nitelik ve şartlar ile özürlü ve eskihükümlülerin özelliklerini göz önünde bulundurarak; bunların istek vedurumlarına en uygun iş ve mesleği seçmesi, seçtiği meslekle ilgili eğitimimkânlarından yararlanması, işe yerleştirilmesi ve işe giriş sürecinde meslekieğitim, danışmanlık ve rehabilitasyon programları veya işyerinde mesleki eğitim

6 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik. Yayımladığı Resmi Gazete:25.04.2009/27210

182 YENER ŞİŞMAN

programları uygular/uygulatır, iş danışmanlığı hizmeti verir/verdirir”7

diyerek bu doğrultuda Türkiye İş Kurumu’na bir sorumlulukyüklemektedir.

Özürlüler Kanunu’nun 40. maddesi ise 5216 sayılı BüyükşehirBelediyesi Kanununa8 bir madde ekleyerek, Büyükşehir Belediyelerineözürlülerle ilgili bilgilendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal vemesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere özürlü hizmet birimlerioluşturulması yükümlülüğü getirmiştir. Bu çerçevede sosyal ve meslekirehabilitasyon hizmetleri belediyeler tarafından da verilebilecek,belediyeler halk eğitim ve çıraklık eğitim merkezleri ile işbirliğiyapabileceklerdir (md.13). Aynı madde belediyelere meslekirehabilitasyon hizmetleri açısından bir görev yüklemekle yetinmemiş“özürlünün rehabilitasyon talebi”nden de söz etmiştir. Bu düzenlemeyegöre özürlü bireyin rehabilitasyon talebinin bağlı olduğu belediyetarafından karşılanamaması halinde rehabilitasyon hizmetinin en yakınmerkezden alınması ve ilgili belediyenin her yıl bütçe talimatındabelirlenen miktarı, hizmetin satın alınacağı merkeze ödemesi kabuledilmiştir.

Düzenleme yerel yönetimlerin veya kamu makamlarının çeşitligerekçelerle hizmet verememesi sorununu ortadan kaldırmayayöneliktir. Kuşkusuz buradaki sorun öncelikle, özürlüye yönelik temeleğitim, mesleki eğitim ve rehabilitasyon merkezlerininyaygınlaştırılmasıdır. Bugün için Türkiye İş Kurumu tarafındanyürütülen mesleki eğitim hizmeti sadece belirli büyük şehirlerde vesınırlı sayıdadır. Yerel yönetimlerin bu konuda sisteme dâhil edilmesiyerindedir. Ancak gerekli yapının oluşturulmasının belirli bir sürecigerektirdiği açıktır (Alpagut, 2005, 154).

7 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.12.8 Yayımlandığı Resmi Gazete 10.07.2004/25531.

Page 8: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 183

3. EĞİTİM VE ÖĞRETİME İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Özürlü bireylerin mümkün olduğunca bağımsızlaşmalarında9 vetoplumsal yasamın tüm alanlarına katılabilecek düzeyde gelişimlerininsağlanmasında, eğitim önemli bir role sahiptir.

Anayasamızın 42. maddesinde ise “Kimse, eğitim ve öğrenimhakkından yoksun bırakılamaz” ve “Devlet, durumları sebebiyle özel eğitimeihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır” denilerek, özürlülerinözel ve temel eğitim gereksinimlerinin karşılanması doğrultusundakorunmalarına hukuki bir dayanak oluşturulmuştur (Altan, 2008, 198).

Özürlülerin eğitimlerinin temel yönü dışında, özür türlerine göredeğişebilen özel bir yönü de vardır. Zira yetersizlikleri çoğu kezözürlülerin temel eğitim hizmetlerinden yararlanabilmelerini engeller.Bu nedenle çoğu zaman özürlü bir birey temel eğitim hizmetlerindenyararlanabilmek için özel bir eğitim de almak zorundadır (Altan, 2008,201).

Bazı durumlarda özel ve temel eğitim hizmetlerinin bir arada veaynı ortamlarda verilebilmesi mümkündür. Ancak böyle bir olanakbulunmuyorsa özür türlerine göre özel eğitim veren eğitim kurumlarınada ihtiyaç duyulacaktır. Örneğin işitme engelli bir çocuğun normaleğitim ve öğretim kurumlarından yararlanabilmesi güçtür (Altan, 2008,201).

Özürlüler Kanununun eğitim ve öğretim başlıklı 15. maddesi ise“Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara,gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak,bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânısağlanır” demektedir. Bu hüküm uyarınca özürlü bireyler toplumsalhayata tam katılımlarının sağlanması amacıyla eğitim ve öğretimimkânlarından yararlandırılmaktadırlar.

9 Bağımsızlık “yardım almadan yıkanabilme, giyinebilme, tuvaletini yapabilme, yemekpişirebilme ve yiyebilme gibi kendine bakabilme faaliyetleri” ile tanımlanamaz. Bağımsızlık,“seçme özgürlüğü” olarak tanımlanmalıdır. Daha açık bir ifadeyle, “bazı şeyleri tek başına veyardım almadan yapabilme yerine, kendi hayatını kontrol edebilme ve hayatıyla ilgili kararlaralabilme” bağımsızlık olarak kabul edilmelidir (Winter, 2004).

184 YENER ŞİŞMAN

Türkiye’nin de taraf olduğu Engellilerin10 Haklarına İlişkinSözleşme11 çerçevesinde ise özürlü çocukların büyük çoğunluğunungenel eğitim sisteminin dışında, özel eğitim kurumlarında eğitimgörmek zorunda bırakılması, dolaylı bir ayrımcılık olarak kabuledilmelidir. Çünkü özürlü çocuklar yaşıtlarından ve genel eğitimsisteminden ayrı tutulmakta ve dışlanmaktadırlar. Ayrıca, özel eğitimokulları ile genel eğitim sisteminin içinde yer alan okullar, mezuniyetbakımından denk değildir. Özel eğitim okulundan mezun özürlü birçocuk, genel eğitim sistemindeki okullara devam edemeyecektir. AncakSözleşme’nin hazırlanma aşamasındaki tasarıya göre, bu farklımuamelenin dayandığı kriterler makul ve objektif ise, ayrıca ulaşılmakistenen sonuç meşru ve haklı bir sebebe dayandırılabiliyorsa, özürlüçocukların ayrı okullarda eğitim görmesi ayrımcılık olarak kabuledilmeyecekti. Fakat bu hüküm sonradan, devletlerin özellikle dolaylıayrımcılık fiillerine meşruiyet kazandıracağı gerekçesiyle Tasarı’dançıkarılmış, ayrımcılığın türlerine değinilmeden “her tür ayrımcılık”yasaklanmıştır. Bu anlamda Sözleşme ile oldukça geniş kapsamlı vekoruyucu bir genel ilkeye dönüştürülen ayrımcılık yasağı, hiçbiristisnaya yer bırakmamıştır (Çağlar, 2009, 41–42). Engellilerin Haklarınaİlişkin Sözleşme’nin Tanımlar başlıklı 2. maddesi’ne göre “Engelliliğedayalı ayrımcılık siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni veya başka

10 “Convention on The Rights of Persons with Disabilities’’ orijinal adlı Sözleşmenin resmiçevirisi “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme” biçiminde yapılmış böylece ilk kezülkemizdeki resmi bir çeviride “persons with disabilities” in karşılığı olarak “engelliler”ifadesi tercih edilmiştir. Bkz. Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmenin OnaylanmasıHakkında Kanun, Yayımlandığı Resmi Gazete: 18.08.2008/27084. Örneğin “SakatlarınMeslekî Rehabilitasyonu ve İstihdamı Hakkında 159 Sayılı Uluslararası Çalışma Teşkilatı(ILO) Sözleşmesinin Onaylanması Hakkında Kanun” sözü edilen Sözleşmedeki “disabledpersons” ifadesinin karşılığı olarak “sakat” kavramını tercih etmiştir. Bkz. Resmi Gazete10.07.1999/23751. Ancak çalışmamızda sözü edilen BM sözleşmesinin ülkemizdeki resmiçevirisinde “engelliler” kavramına yer verdiği için bu kavram değiştirilmeden kullanılacaktır.Yine de Sözleşmenin resmi çevirisi yapılmadan önceki süreçte Özürlüler İdaresi Başkanlığıtarafından yapılan gayri resmi çeviride “özürlü” kavramının kullanıldığı belirtilmeli ve bukullanımın resmi çeviride de tercih edilmesinin yeni bir kavram tartışması açılmamasıaçısından bizce daha yerinde olacağı söylenmelidir.

11 Görüşmelerine 2002 yılında başlanılan ve 2006 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndaoylanmaksızın kabul edilen “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme” 2007 yılında imzayaaçılmış ve ilk imzalayan ülkeler arasında Türkiye’de yer almıştır. 2009 yılı içinde ise onaysüreci tamamlanmıştır.

Page 9: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 185

herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam ve diğerleri ile eşitkoşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önünde engelliliğedayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayıkapsamaktadır. Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemeleringerçekleştirilmemesi dâhil her türlü ayrımcılığı kapsar”.

Bu nedenle özürlü çocuklar mümkün olan en yüksek düzeydegenel eğitim sistemi içinde eğitim almalı, bunun için genel eğitim sistemiiçinde özürlü bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeler12

yapılmalıdır.

Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin Eğitim başlıklı24. maddesine göre:

1. Taraf Devletler engellilerin eğitim hakkını tanır. Taraf Devletler,bu hakkın fırsat eşitliği temelinde ve ayrımcılık yapılmaksızınsağlanması için eğitim sisteminin bütünleştirici bir şekilde her seviyedeengellileri içine almasını ve ömür boyu öğrenim imkânı sağlar. Bununiçin aşağıdaki hedefler gözetilmelidir:

(a) İnsan potansiyelinin, onur ve değer duygusunun tam gelişimive insan haklarına, temel özgürlüklere ve insan çeşitliliğinesaygı duyulmasının güçlendirilmesi;

(b) Engellilerin; kişiliklerinin, yeteneklerinin, yaratıcılıklarının,zihinsel ve fiziksel becerilerinin potansiyellerinin en üstderecesinde gelişiminin sağlanması;

(c) Engellilerin özgür bir topluma etkin bir şekilde katılımlarınınsağlanması.

2. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçirilmesi için aşağıdabelirtilenleri sağlar:

(a) Engelliler engelleri nedeniyle genel eğitim sistemindendışlanmamalı ve engelli çocuklar engelleri nedeniyle parasız

12 Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme’nin Tanımlar başlıklı 2. maddesi’ne göre makuldüzenleme “engellilerin insan haklarını ve temel özgürlüklerini tam ve diğer bireylerle eşitşekilde kullanmasını veya bunlardan yararlanmasını sağlamak üzere belirli bir durumdaihtiyaç duyulan, ölçüsüz veya aşırı bir yük getirmeyen, gerekli ve uygun değişiklik vedüzenlemeleri ifade eder”.

186 YENER ŞİŞMAN

ve zorunlu ilk ve ortaöğretim olanaklarının dışındatutulmamalıdır;

(b) Engelliler yaşadıkları çevrede bütünleştirici, kaliteli ve parasızilk ve orta öğretime diğer bireylerle eşit olarak erişebilmelidir;

(c) Bireylerin ihtiyaçlarına göre makul düzenlemeleryapılmalıdır;

(d) Engellilerin genel eğitimden etkin bir şekildeyararlanabilmeleri için genel eğitim sistemi içinde ihtiyaçduydukları desteği almalıdır;

(e) Engellilere yönelik bireyselleştirilmiş etkin destekleyicitedbirler, engellilerin tam katılımı hedefine uygun olarak,akademik ve sosyal gelişimi artırıcı ortamlarda sağlanmalıdır.

3. Taraf Devletler engellilerin toplumun eşit üyeleri olarak eğitimetam ve eşit katılımlarını kolaylaştırmak için yaşamı ve sosyal gelişimbecerilerini öğrenmelerini sağlar. Taraf Devletler bu amaçla aşağıdabelirtilen tedbirleri alır:

(a) Braille ve diğer biçemlerdeki yazıların okunmasınınöğrenilmesi, beden dilinin ve alternatif iletişim araçları vebiçimleri ile yeni çevreye alışma ve bu çevrede hareket etmebecerilerinin öğrenilmesi, akran desteği ve rehberlikhizmetlerinin kolaylaştırılması;

(b) İşaret dilinin öğrenilmesine, işitme ve konuşma engellilerindilsel kimliğinin gelişimine yardımcı olunması;

(c) Görme, işitme veya hem görme hem işitme-konuşmaengellilerin özellikle çocukların eğitiminin en uygun dille,iletişim araç ve biçimleriyle, onların akademik ve sosyalgelişimini artırıcı ortamlarda sunulmasının sağlanması.

4. Taraf Devletler bu hakkın yaşama geçmesini sağlamak için,engelli olanlar dâhil olmak üzere, işaret dilini ve Braille alfabesini bilenöğretmenlerin işe alınması ve eğitimin her düzeyinde çalışanuzmanların ve personelin eğitimi için uygun tedbirleri alır. Söz konusueğitim engelliliğe ilişkin bilincin artırılmasını, alternatif iletişim araç ve

Page 10: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 187

biçimleri ile destekleyici eğitim tekniklerinin ve materyallerininkullanılmasını içermelidir.

5. Taraf Devletler engellilerin genel yüksekokul eğitimine, meslekieğitime, erişkin eğitimine ve ömürboyu süren eğitime ayrımcılığauğramaksızın diğer bireylerle eşit koşullar altında erişimini sağlar. TarafDevletler bu amaçla engellilerin ihtiyaçlarına uygun makuldüzenlemelerin yapılmasını temin eder.

Ülkemizde 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu13 gereğince MilliEğitim Bakanlığı özel eğitime gereksinim duyan çocuklar için özeltedbirler geliştirmekle yükümlüdür.

Özel eğitim gerektiren bireylerin genel ve mesleki eğitim görmehaklarını kullanabilmelerini sağlamak amacıyla 1997 yılında 573 sayılıÖzel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname14 çıkarılmıştır.

Sözü edilen Kararname çerçevesinde;

"Özel eğitim gerektiren birey", çeşitli nedenlerle, bireyselözellikleri ve eğitim yeterlilikleri açısından akranlarından beklenilendüzeyden anlamlı farklılık gösteren bireyi,

"Özel eğitim", özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarınıkarşılamak için özel olarak yetiştirilmiş personel, geliştirilmiş eğitimprogramları ve yöntemleri ile onların özür ve özelliklerine uygunortamlarda sürdürülen eğitimi,

"Kaynaştırma", özel eğitim gerektiren bireylerin diğer bireylerlekarşılıklı etkileşim içinde bulunmalarını sağlamak ve eğitim amaçlarınıen üst düzeyde gerçekleştirmek için geliştirilmiş eğitim ortamlarını,

"Tanılama", eğitsel amaçla, bireyin tüm gelişim alanlarındakiözelliklerinin belirlenerek değerlendirilmesi sürecini ifade etmektedir.

Bu Kararnameye göre özel eğitim gerektiren bireylerin sosyal vefiziksel çevrelerinden mümkün olduğu kadar ayrılmadan veakranlarıyla birlikte kaynaştırma sınıflarında eğitilmesi ve özel eğitime

13 Yayımlandığı Resmi Gazete 14.06.1973/14574.14 Yayımlandığı Resmi Gazete 06.06.1997/23011 (Mükerrer).

188 YENER ŞİŞMAN

erken başlanılması esastır. Karma, bütünleştirilmiş, kaynaştırılmış eğitimortamları, nasıl adlandırsak adlandıralım özürlü çocukların özürlüolmayan akranlarıyla birlikte eğitim görmelerini sağlayacakdüzenlemelerin yararı bilinmektedir. Bu yararlar özürlü olmayanbireyler açısından da söz konusudur. Örneğin özürlü olmayan bireyler,erken yaşlardan itibaren özürlü bireylerle bir arada olarakönyargılardan arınabilir ve özürlülerle birlikte yaşamayı daha kolayöğrenebilirler (Altan, 2008, 201).

Bu Kararname kapsamında eğitim süreci safhalara ayrılmış, hersafhada yapılması gerekenler ve devletin yükümlülükleri açıklanmıştır.Buna göre erken çocukluk döneminde aile bilgilendirilmeli vedesteklenmelidir.

Okul öncesi eğitimi ile ilgili olarak ise tanısı konulmuş özel eğitimgerektiren çocuklar için okul öncesi eğitimin zorunlu olduğu, çocuklarıngelişim ve bireysel özellikleri dikkate alınarak bu okul öncesi eğitimsüresinin uzatılabileceği belirtilmiştir. Bu düzenleme özürlülerin eğitimhakkı açısından önemlidir.

Okul öncesi eğitimini tamamlayan veya okul öncesi eğitimgörmemiş olmakla birlikte zorunlu ilköğretim çağına gelmiş özel eğitimgerektiren çocukların örgün eğitimi izleyebilecekleri duruma getirilmesiamacıyla hazırlık sınıfları açılabilir.

Özel eğitim gerektiren bireyler, ortaöğretimlerini özel eğitimokullarında ve/veya diğer genel ve mesleki teknik ortaöğretimokullarında sürdürürler. Özel eğitim gerektiren bireylerin ilgi, istek,yetenek ve yeterlilikleri doğrultusunda ve ölçüsünde yükseköğretimimkânlarından faydalanabilmeleri için gerekli özel tedbirler alınır.

Özel eğitim gerektiren bireyler için temel yaşam becerilerinigeliştirmek, öğrenme ihtiyaçlarını karşılamak, işe ve mesleğe hazırlamakamacıyla yaygın eğitim programları düzenlenir.

Milli Eğitim Bakanlığı ayrıca özel eğitime muhtaç bireyler için işhayatında geçerliliği olan görevlere hazırlayıcı kurslar düzenlemekleyükümlüdür. Kursların planlanması ve uygulanmasında kişilerin ilgi,ihtiyaç ve becerilerinin dikkate alınması gereklidir. Bu kurslardaöğrencilere çırak ve öğrenci statüsü verilmektedir.

Page 11: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 189

Ayrıca özel eğitim ihtiyacı olan bireylere her türlü eğitimortamında özel eğitim desteği sağlanması, rehabilitasyon hizmetlerinegereksinim duyulması durumunda ilgili kurumlarla işbirliği yapılması,eğitim programlarının ihtiyaç ve becerilere uygun olarak düzenlenmesive bireysel değerlendirmenin bu programlar dikkate alınarak yapılmasıgereklidir.

2006 yılında çıkarılan bir yönetmelikte15 ise özürlülerin yetenekleridoğrultusunda yetiştirilmesi ve ekonomik ve sosyal refahlarınarttırılması amacıyla kurulacak olan mesleki rehabilitasyon merkezleriile ilgili açılış, denetleme ve işleyiş esasları belirtilmiş, mesleki eğitim verehabilitasyon kursları kapsamında, fizyoterapi ve rehabilitasyon,mesleki yönlendirme ve rehberlik, mesleki eğitim ve sosyalrehabilitasyon hizmetlerinin verilmesi öngörülmüştür. Bu merkezlerebaşvurabilmek için özürlü bireyin en az % 40 özürlü olması, 15 yaşınıdoldurmuş olması ve Türkiye İş Kurumu'na kayıtlı olmasıgerekmektedir. Merkeze kabul için kimlik belgesi örneği, ikametgâhbelgesi, Sağlık Kurulu Raporu veya özürlü kimlik belgesi, 2 adetfotoğraf ve varsa öğrenim durumunu belirten güncel bir belge ilemerkeze başvuru yapılması gerekmektedir.

Özürlü öğrencilerin yüksek öğrenimleri ile ilgili düzenlemeler iseyine Özürlüler Kanununun 15. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddehükmü gereğince özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarınıkolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereçtemini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim,araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibikonularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve KoordinasyonMerkezi kurulmuştur.

Özürlüler Kanunun 15. maddesine dayanılarak hazırlanan biryönetmelik çerçevesinde ise tüm üniversiteler bünyesinde “Özürlü

15 Özel Mesleki Rehabilitasyon Merkezleri Hakkında Yönetmelik. Yayımlandığı Resmi Gazete:02.05.2006/26156

190 YENER ŞİŞMAN

Öğrenci Birimleri” kurulmuş, bu birimlerin çalışma usul ve esasları isesözü edilen Yönetmelik16 ile düzenlenmiştir.

Özürlüler Kanunu ile Devlet Memurları Kanunu'nda17 dadeğişiklikler yapılmış, devlet memurlarının sağlık kurulu raporuylabakıma muhtaçlığı ispat edilen eş, çocuk veya kardeşlerinin, özel eğitimalmaları gerektiği Özel Eğitim Değerlendirme Kurulu tarafındanbelgelenirse, memurun özel eğitim veya öğretim kurumununbulunduğu il veya ilçe sınırlarında bulunan ilgili boş bir kadroyaatanmasına imkân sağlanmıştır (6nokta.org.tr).

Diğer yandan özürlü bireylerin eğitim olanaklarından etkin birbiçimde yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla, özürlü üniversiteöğrencileri için Başbakanlık Bursu verilmekte, Kredi ve Yurtlar Kurumuyurtlarından özürlü öğrenciler öncelikle yararlandırılmaktadır. YineKredi ve Yurtlar Kurumu tarafından harç ve öğrenim kredisi tahsisindeözürlülere öncelik tanınmakta, harç kedisinin geri ödenmesinde yönetimkurulu kararı ile % 50 indirim yapılmaktadır.

Üniversite giriş sınavında farklı özür gruplarının uygun sınavmekânları hazırlanmakta, görme özürlüler ve az görenler için 30 dakikaek sınav süresi verilmektedir.

4. İSTİHDAMA İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Özürlüler ne yazık ki toplumsal engeller nedeniyle sorunlarınaanlamlı çözümler üretememekte, ortaya çıkan düşük yaşam kalitesi,temel bir insan hakkı olan bireyin kendini gerçekleştirme hakkınıortadan kaldırmaktadır. Diğer yandan özürlüler, günlük yaşamdakarşılaştıkları dezavantajlar nedeniyle toplumdan uzaklaşmakta,toplumsal destek sistemlerinin yetersizliği, toplumun dışlayıcı tutum vedavranışları da özürlülerin topluma eşit bireyler olarak katılmasınıengellemektedir (Karataş, 2002, 43–45). Böylece özürlüler toplumun

16 Yüksek Öğretim Kurumları Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Yönetmeliği. YayımlandığıResmi Gazete: 20.06.2006/26204.

17 Yayımlandığı Resmi Gazete 14.07.1965/12056.

Page 12: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 191

marjinal18 gruplarından birisi haline gelmektedir (Tufan ve Arun, 2006,15). Dünya Bankası tarafından 2002 yılında yapılan bir araştırma, eğitimve istihdam olanaklarından sistematik şekilde dışlanan özürlülerin“yoksullar arasında en yoksul” kesimi oluşturduğunu ortayakoymuştur. Dünya Bankası, aynı raporda, özürlülerin toplumsal hayatatam katılımlarının ve özürlülere fırsat eşitliği sağlanmasının, sadeceözürlüler değil, tüm toplum bakımından gerek ekonomik ve gereksesosyal fayda sağlayacağı ifade edilmiştir.19.

Ayrıca sosyal devletin en önemli göstergelerinde birisi, özürlübireylere de eşitlik20 çerçevesinde insanca yaşama olanağı sağlamasıdır.

18 Marjinalleşme, bireyin sosyal hayatın dışına itilme sürecidir. Marjinal kişi sosyal hayatın idarive ekonomik işleyişinden dışlanır. Dahası, marjinalleştirme kişinin kendi hayatı üzerindekiotoritesini elinden alır. ABD’deki özürlü hakları hareketi ise, marjinalleşmenin eksikliği olankişiyi özürlü hale getirdiğini ifade etmekte ve bu süreç ile mücadele etme amacı taşımaktadır(Winter, 2004).

19 Stienstra, Deborah / Fricke, Yutta /D’Aubin, April, Baseline Assessment: Inclusion andDisability in World Bank Activities, Canadian Centre on Disability Studies, 2002, s. 1.

20 Eşitlik kavramı sadece “fırsat eşitliği” olarak algılanmamalıdır. Zira “fırsat eşitliği, bazı kişiya da grupların özel durumları nedeniyle diğerleriyle daha başlangıçta farklı olduğunu ve bukişilerin fırsatlara erişimleri sağlanmadığı ve yasal güvenceye kavuşturulmadığı sürecetoplumun geri kalanıyla eşit olamayacağını savunan bir eşitlik türüdür. Bu anlamda fırsateşitliği “başlangıçta eşitliği” savunur. Diğer bir ifadeyle, herkesle birlikte eşit sansa sahipolmak önemlidir ve “oyunun kurallarının” eşit olması yeterlidir, bu şansın kullanılmasısonucunda meydana gelecek sonuç ise herkes için eşit olmayabilir” (Çağlar, 2009, 45–46).Ancak eşitlik anlayışının gerçek bir anlam ifade etmesi için hukuk alanına hapsedilmektenkurtarılması ve eşitlik doğurucu mekanizmaları da beraberinde taşıması gerektiğiunutulmamalıdır (İnsel 2009). Avrupa Birliği (AB-European Union) direktifleri deuygulamada eşitliğe ulaşabilmek açısından ayrımcılığı yasaklamanın yetersizliğini kabulederek tarihsel dezavantajların giderilmesi veya tazmini için önlemler alınmasına izin verir(Ayrımcılıkla Mücadele Bir Eğitim El Kitabı, 2005, 17; Korkut, 2009, 27). Zira eğitimeulaşma, iş bulma gibi insanların birbiriyle rekabet halinde bulunduğu bir konuda özürlülüğedayalı bir ayrım yapılmamasına önem vererek sadece “oyunun kurallarının” eşit olması yeterlideğildir, “oyuncuların” başlangıç donanımlarının da göreli eşit olması gereklidir. Yani yineoyun benzetmesi üzerinden gidilecek olursa oyun adil olmalıdır. Hatta eşitlik somut sonuçlaraçısından ele alınmalı, veri bir durum değil, sürekli üretilmesi, elde edilmesi gereken bir idealolarak kabul edilmelidir (İnsel 2009). Aksi halde eşitlik anlayışının özürlülere sağladığıözgürlük alanı da sınırlı olacaktır. Özürlüler açısından sonuçlarda bir eşitlik sağlayamayan bueşitlik anlayışı özgürlükçü de olmayacaktır. Bu anlamda özürlü bireyler hukuki anlamda eşithaklara sahip olmalı, bu haklardan ayrımcılığa uğramadan yararlanmalı, ayrımcılık yaratandurumlarda ise olumlu eylem ve olumlu ayrımcı uygulamalarla desteklenmelidir. “Olumlueylem” bu açıdan eşitliği sağlamaya yönelik bir araç olarak değerlendirilebilir. Olumlueylem, özürlülerin topluma eşit ve tam katılımını sağlamak için yapısal dezavantajlarının

192 YENER ŞİŞMAN

Özürlülere insanca yaşama imkânı sağlayarak topluma kazandırmanın,kimseye muhtaç olmadan bağımsız yaşayabilmelerini sağlamanın enrasyonel yolu ise onları istihdam etmektir.

Bu nedenle Anayasa’nın 17. maddesinde “herkes yaşama, maddi vemanevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir” hükmü, 49.maddesindeki “çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir” hükmü ile bütünlenmişve çalışma hakkı özürlüleri de kapsar bir biçimde anayasal bir hakolarak düzenlenmiştir.

İşverenin işyerinde özürlü işçileri yasal bir zorunlulukbulunmaksızın, kendi istekleri ile istihdam etmeleri ender rastlanan birdurumdur. Bu nedenle sosyal politikaların konuya ilişkin hedefinibelirleyen “özürlüyü çalışma yaşamının içine alarak koruma” ilkesiningerçekleştirilmesinde sağlık ve eğitim politikalarının yanı sıra çalışmahukuku da önemli bir araç olarak ortaya çıkmaktadır ve özürlülerinistihdamı devletin yasal müdahaleleri ile gerçekleştirilmeyeçalışılmaktadır21. Gelişmiş ülkelerin bu doğrultuda kullandıklarıyöntemler şunlardır.

Kota yöntemi: Yasalarla belirlenen sayıda istihdam kapasitesibulunan işverenlere, yine yasalarla saptanılan oranlarda özürlü

azaltılması, çevresel engellerin yok edilmesi, uygun seçim şanslarının yaratılması anlamınagelmektedir (Çağlar, 2009, 49). Özürlü bireylerin istihdamı için devletin işverenleri finansalaçıdan desteklemesi ve teşviki, özel eğitim programları ile istihdam olanaklarının arttırılmasıgibi uygulamalar “olumlu eylem” olarak nitelendirilebilir (Alpagut, 2004, 119; AyrımcılıklaMücadele Bir Eğitim El Kitabı, 2005, 17; Korkut, 2009, 27). Olumlu ayrımcılık deyimi ise,alınan özel önlemlerin gerçekleştirilmesinin özürlülere ayrı haklar sunmadığı, diğerlerininsahip olduğu hakları özürlüler için de kullanılabilir hale getirdiğini; bu anlamda ayrımcılıkoluşturmayacağını anlatmak üzere kullanılır. (Çağlar, 2009, 49). Diğer bir deyişle özürlülerfarklı oldukları için değil, eşit oldukları ama bu eşitliğin hayata geçirilmesine engel olanayrımcı ve farklı deneyimlere sahip oldukları için, bu deneyimlere karşı “nötr” olmayanpolitikaların geliştirilmesi gerektiğinde olumlu ayrımcılık bir araç olarak kullanılır (Öztan,2004, 206). Bu anlamda “kota yöntemi” bir olumlu ayrımcılık uygulaması olarak karşımızaçıkar.

21 Devletlerin özürlü istihdamını yasal müdahalelerle gerçekleştirmeye çalışması literatürde“korumalı istihdam” olarak da adlandırılmaktadır (Kutal, 1993, 391–392). Ancak bukavrama “korumalı işyeri” kavramı ile karıştırılabileceği endişesiyle çalışmamızda yerverilmeyecektir.

Page 13: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 193

çalıştırma yükümlülüğünün getirilmesini öngören istihdamyöntemi (Altan, 2004, 263).

Tahsis yöntemi: Çeşitli özürlü gruplarının farklılıkları gözönünde bulundurularak, bahçıvanlık, santral operatörlüğü gibibazı iş ve mesleklerin kısmen veya tamamen özürlüler içinayrılmasını, eş değişle özürlü olmayan kişilerin çalışmasınınyasaklanmasını öngören istihdam yöntemi (Altan, 2004, 264).

Sınırlı tahsis yöntemi: Bazı iş ve mesleklerin tümü ile değil,yasalarla belirlenen işyerleri, çalışma kolu veya mevkiler içinözürlülere ayrılması yöntemi.

İşe girmede öncelik tanınması yöntemi: İşyerinde çalışırkenözürlü hale gelenlerin iyileşmesi halinde diğer isteklilerenazaran öncelikle işe alınmalarını öngören yöntem (Aydın,2002).

İşverenlerin işçi talep ve boş işlerini zorunlu olarak bir kurumabildirmesi ve kurumun bu talep ve boş işlere göre özürlüleriyerleştirmesi yöntemi (Meşhur, 2004).

Bu yöntemler dışında özellikle bir işyerinde çalıştırılması güçözürlü kişiler için “korumalı işyeri” ve “evde çalıştırma22” gibi23

sistemlerde Fransa ve Almanya gibi gelişmiş ülkelerde başarıylauygulanmaktadır.

Ülkemizde de uygulamadaki başarısı tartışılır olmakla birlikte2005 yılından itibaren “korumalı işyeri” kavramının hukuk sistemimizekazandırıldığı gözlenir. Özürlüler Kanununda da korumalı işyeri;“normal işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlüler için meslekîrehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla devlet tarafından teknik ve malîyönden desteklenen ve çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği işyeri olarak”

22 İşlerin özel olarak özürlülerin evlerine götürülüp dağıtılmasını, daha sonrada yine evlerindentoplanılarak pazarlanmasını öngören yöntem.

23 Bu yöntemlerin özürlü bireyi toplumdan izole ettiği ve diğer bireylerle eşit kabul etmediğigerekçesiyle eleştirildiği de belirtilmelidir.

194 YENER ŞİŞMAN

tanımlanmaktadır24. Korumalı işyeri devlet tarafından kurulabileceğigibi, devletin teknik ve mali desteği ile özel sektör işverenleri ve gönüllükuruluşlarca da kurulabilir.

Özürlüler Kanunu’nda ayrıca “korumalı işyeri statüsü kavramınayer verilmiştir. Buna göre; korumalı işyeri statüsü “çalışanlarınınyönetmelikle belirlenen oranını özürlülerin oluşturduğu veya özürlülere yönelikçalışmaları ile korumalı işyerine sağlanan teknik mali destek sağlanmaşartlarını” ifade eder.

Özürlüler Kanunu’nun 14. maddesinde ise özürlülük durumlarısebebiyle işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan özürlülerinistihdamının, öncelikle korumalı işyerleri aracılığıyla sağlanacağıbelirtildikten sonra korumalı işyerleriyle ilgili usul ve esasların biryönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür25.

Ancak özürlülerin istihdamını sağlamayı amaçlayan ve yukarıdakısaca sıraladığımız yöntemler içinde ülkemizde de uygulanan ve enyaygın olanı, kota yöntemidir.

Tarihsel olarak kota yöntemi, I. Dünya Savaşından sonra tümözürlü kişilerin istihdam edilmesine yönelik olarak olmasa da enazından harp malullerin istihdamını kolaylaştırmak amacıyla, ilk kezAlmanya'da (1919), daha sonra Avusturya (1920), İtalya (1921), Polonya(1921) ve Fransa'da (1923) uygulamaya konulmuş, kamu ve özelsektörde belirli sayıda özürlünün istihdam edilmesi yönündeçalışmalar yapılmıştır (Uşan, 1999, 90).

Başta sadece harp malulleri, özürlü çalıştırma yükümününkapsamına alınmışken, zamanla bu kapsam genişletilmiş ve diğer özürlügruplar da kota yönteminden yararlanabilmişlerdir (Seyyar, 2000, 1;Seyyar, 2006, 44).

24 Altan, Özürlüler Kanunu’na paralel bir biçimde, normal işgücü piyasasına kazandırılmalarıgüç olan özürlüler için, iş ortamı ve koşullarının özel olarak düzenlendiği işyerlerinikorumalı işyeri olarak tanımlamaktadır (Altan, 2008, 205).

25 Sözü edilen yönetmelik 2006 yılında yayımlanmıştır. Korumalı İşyerleri HakkındaYönetmelik. Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi:30.05.2006/26183.

Page 14: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 195

Türkiye'de özürlülere yönelik kota yöntemi, ilk olarak 1967yılında yürürlüğe giren Deniz İş Kanunu ile düzenlenmiştir. Çeşitlitarihlerde yapılan birçok değişiklik sonrasında konu, 2003 yılındayürürlüğe giren 4857 sayılı İş Kanunu’nda26 yeniden ve son olarak elealınmıştır. Sözü edilen düzenlemeyle “İşverenler, elli veya daha fazla işçiçalıştırdıkları özel sektör iş yerlerinde yüzde üç özürlü, kamu iş yerlerinde ise yüzdedört özürlü ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygunişlerde çalıştırmakla yükümlüdürler”27.

Ancak 4857 sayılı İş Kanunu bir özürlü tanımı yapmamış, bu kapsamdaçalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri,bunların işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özelçalışma koşulları ile mesleğe yöneltilmeleri, mesleki yönden işverencenasıl işe alınacakları bir yönetmelikle düzenlenmiştir. Bu Yönetmelik28

çerçevesinde ise özürlü “doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenlebedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerdekaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlükgereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım,rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerdençalışma gücünün en az % 40’ından yoksun olduğu sağlık kurulu raporu ilebelgelenenler” biçiminde tanımlanmıştır.

İstihdam edilmesi gereken özürlü sayısını hesaplarken;

Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bukapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısınagöre hesaplanır29. Dolayısıyla Türkiye’nin 10 ilinde 10 ayrı işyeribulunan ve her birinde 30’ardan toplam 300 işçi çalıştıran işverenin,

26 15.05.2008 tarih ve 5763 S.K/2.md. ile değişik27 Ayrıca konuya ilişkin Yönetmelik gereği “tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde 51

veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç özürlü, kamu işyerlerindeise yüzde dört özürlü ile yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarınauygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler”. Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmelik m.10.

28 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik. Yayımladığı Resmi Gazete:25.04.2009/27210

29 4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelikm.11.

196 YENER ŞİŞMAN

özürlü işçi çalıştırma yükümlülüğü bulunmazken; Herhangi bir ildekiiki işyerinde 30’ardan toplam 60 işçi çalıştıran bir işverenin 2 özürlü işçiçalıştırma yükümlülüğü bulunmaktadır (Aydın, 2002).

Belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan tüm işçileresas alınır. Ancak kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışmasüreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür30.

Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz,yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür31. Örneğin 60 işçiçalıştıran bir işveren için (60X0.03=1.8) 2 özürlü işçi; 80 işçi çalıştıran birişveren için de (80X0.03=2.4) 2 özürlü işçi çalıştırma yükümlülüğübulunmaktadır (Aydın, 2002).

İşyerinin işçisi iken sakatlananlara32 öncelik tanınır.

Yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz33.

Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradanmaluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarınıistedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boşyer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, oandaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu haldeişveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işealınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminatöder34.

30 4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelikm.11.

31 4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelikm.11.

32 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30. maddesinde ifade bu şekilde yer aldığı için çalışmamızda dadeğiştirilmeden kullanılmıştır. Ancak Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmelik m.13’te “işyerinin işçisi iken özürlü duruma düşenlere öncelik tanınır”denilmektedir.

33 4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelikm.11.

34 4857 sayılı İş Kanunu’nun m.30.

Page 15: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 197

Ayrıca konuya ilişkin Yönetmelik35 gereği işyerinde zatençalıştırılmakta olan özürlü işçiler36, özel güvenlik şirketleri ilekurumların kendi ihtiyacı için kurduğu güvenlik birimlerinde güvenlikelemanı olarak çalışan işçiler toplam işçi sayısının hesabında dikkatealınmayacaktır37. Örneğin 47 özürlü olmayan ve 3 özürlü işçiyi çalıştıranişverenin, özürlü işçi çalıştırma yükümlülüğü ancak üç özürlü olmayanişçinin daha istihdam edilmesinden sonra başlayacaktır (Aydın, 2002).

Diğer yandan anılan Yönetmelikte çalıştırılması gerekenözürlülerin “tam süreli” işlerde çalıştırılma zorunluluğunun bulunduğuda belirtilmelidir. Bu düzenlemenin amacı işverenlerin, kısmi süreli işsözleşmeleri ve bununla orantılı ücretlerle, özürlü işçi çalıştırmayükümlülüğünden kurtulma yolunu seçmelerinin önlenmesidir.Bununla birlikte kısmi süreli çalıştırma yasağı doğru bir biçimde mutlakbir yasak olarak düzenlenmemiştir. Bu doğrultuda özürlü kişilerin kısmisüreli bir işte çalışmak yönünde bir talebi halinde, işverenlerin özürlüişçileri kısmi süreli iş sözleşmesiyle istihdam edilebilmesi demümkündür. Ancak işverenlerin tamamen veya kısmen kısmi süreli işçiçalıştırarak özürlü çalıştırma yükümlülüğünü yerine getirilmesidurumunda, kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışan özürlüler, çalışmasüreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmış gibi hesaplanacaktır(Alpagut, 2004, 122; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmelik m.11).

İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İşKurumu aracılığı ile sağlarlar38. Ancak Kurumun aracılığı olmaksızın daözürlü işçi işe alınabilir. Bu durumda özürlü işçiyi işe alan özel sektörişverenleri durumu en geç onbeş işgünü içinde Kuruma bildirmeli vetescil ettirmelidir39. Kamu kurum ve kuruluşları ise özürlü işçileri

35 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik. Yayımladığı Resmi Gazete:25.04.2009/27210

36 İşyerinde kısmi süreli olarak çalıştırılan özürlü işçi bulunması halinde bunlar da çalışmasüreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve toplam işçi sayısından düşülür.

37 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.11.38 4857 sayılı İş Kanunu m.30; Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik

m.13.39 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.13.

198 YENER ŞİŞMAN

“Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdam Edilecek ÖzürlülerHakkında Uygulanacak Sınav Yönetmeliği”40 hükümlerine göre teminedecektir.

Bu doğrultuda işverenler özürlü çalıştırma yükümlülüğünündoğmasından itibaren beş işgünü içinde özürlü işçilerde aradığınitelikleri de belirterek Türkiye İş Kurumu’ndan özürlü işçileri yazılıolarak talep eder41. Bu şekilde işverene herhangi bir özürlü işçiyi değil,çalıştırabileceği işe uygun, verim alabileceği özürlü işçiyi çalıştırabilmeolanağı sağlanmıştır (Caniklioğlu, 1991, 91). Ancak Yönetmelik kötüniyetli uygulamaların önüne geçebilmek amacıyla, “taleplerde, işyerindeyapılan işin gerektirdiği ağırlıklı vasıfların üstünde istihdamı zorlaştırıcı şartlaröne sürülemez. Özürlü statüsündeki işçi taleplerinde, işin niteliğigerektirmediği sürece, özürlülük oranına üst sınır getirilemez ve özür gruplarıarasında ayrım yapılamaz” hükmünü getirmiştir42. Ayrıca yine kötü niyetliolabilecek uygulamaların önüne geçilmesi amacıyla “özel sektör işvereni,özürlü açığını yükümlülüğün doğduğu andan itibaren otuz gün içindekarşılamak zorundadır” hükmü getirilmiştir 43.

Kurum ise işverenin talebinden itibaren en geç on gün içinde,başvuranlardan nitelikleri uygun özürlüleri durumlarını ve niteliklerinibelirten belgelerle birlikte işverene gönderir. İşveren özürlü açığını, engeç on beş gün içinde, Kurum tarafından gönderilenler ya da Kurumportalında kayıtlı diğer özürlü iş arayanları bizzat seçerek veya kendiimkânlarıyla temin edeceği özürlüler arasından karşılar44. İşvereneKurum portalında kayıtlı iş arayan özürlüler arasından seçim yapmaveya kendi imkânlarıyla temin olanağının verilmiş olması işvereneseçim olanağı vermesi açısından olumlu bir düzenleme olarak kabuledilmelidir.

40 Kamu Kurum ve Kuruluşlarında İstihdam Edilecek Özürlüler Hakkında Uygulanacak SınavYönetmeliği. Yayımladığı Resmi Gazete: 18.03.2004/25406

41 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.14.42 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.14.43 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.15.44 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.15.

Page 16: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 199

Kurum öncelikle talepte bulunan işyerinin işçisi iken özürlüduruma düşenlere öncelik tanır45.

Bu sürecin devamında, işveren yukarıda da belirtildiği gibi en geçonbeş gün içinde Kurumca kendisine gönderilen özürlü adaylardanveya Kurum portalından veya kendi olanaklarıyla temin ettiği özürlüişçilerden uygun gördüklerini işe almalı, işe alınanları ve alınmayanlarıişe alınmayış nedenlerini de belirterek Kuruma bildirmelidir46.

Özürlü çalıştırma yükümlülüğüne uymamanın cezai müeyyidesiise İş Kanunu’nda düzenlenmiştir. Buna göre, yükümlülükleri yerinegetirmeyen işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü veçalıştırmadığı her ay için yediyüzelli milyon lira para cezası verilir.Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaftutulamaz47. Bu rakam yeniden değerleme oranındaki artırım sonucu2010 yılı için 1.552 TL olmuştur.

Tahsil edilecek cezalar, özürlülerin mesleki eğitim ve meslekirehabilitasyonu, kendi işini kurmaları, özürlünün iş bulmasınısağlayacak destek teknolojileri ve bu gibi projelerde kullanılmak üzereTürkiye İş Kurumu’na aktarılmaktadır.

Diğer yandan, özürlü istihdamının teşvik edilmesi amacıyla,çalışma gücünü yüzde seksenden fazla kaybetmiş özürlüyü çalıştıran,kontenjan fazlası özürlü çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde özürlüçalıştıran işverenlerin bu şekilde çalıştırdıkları her bir özürlü için sigortaprimine ait işveren hisselerinin yüzde ellisi Hazinece karşılanır. Ancak,yasal oranlar dâhilinde özürlü çalıştıran işverenler için herhangi birdestek veya teşvik bulunmaktadır. Diğer yandan özürlü istihdamınınçoğu kez işyerinde az veya çok yeni bir organizasyonu gerekli kıldığı vedonanım bakımından belirli bir maliyetin üstlenilmesi gereği dolayısıylaözürlü istihdamının özel zorluklar arz ettiği kabul edilmelidir. Yineözürlü işçilerin daha az eğitimli ve bu anlamda çoğu zaman daha azverimli çalıştığı doğrultusundaki önyargılar doğru kabul edilirse, özürlü

45 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.13.46 Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik m.15.47 4857 sayılı İş Kanunu m.101.

200 YENER ŞİŞMAN

istihdamının arttırılabilmesi, etkin ve gerçekçi bir uygulamanınsağlanabilmesi için hükümetlerin somut, pratik ve verimli olabilecek birtakım yeni önlemlerle istihdamı teşvikinin kaçınılmaz olduğugörülecektir (Alpagut, 2004, 121; Kurt, 1997, 27–29). Bu anlamda devletinmali imkânları çerçevesinde özürlü istihdam edilecek işyerlerini parasalya da ayni nitelikte yardımlar ve hizmetlerle desteklenmesi uygunolurdu. Ayrıca gerek işverenleri daha istekli kılmak gerekse de dahagerçekçi bir uygulamayı sağlamak bakımından, özürlülük oranı belirlibir rakamın üzerindeki işçilerin istihdamında (daha ağır özürlülerinistihdamında) bu özürlü işçilerin bir yerine iki ya da üç kişi sayılması dauygulamada olumlu sonuçlar verebilirdi. Örneğin Alman hukukundaözürlü işçinin işyerinde çalışabilmesi için işyerinde sürekli nitelikte özelbir organizasyonun yapılmasının gerektiği hallerde; özürlü işçininnormalden önemli ölçüde düşük verimle çalışacağının bilindiğidurumlarda; özürlü işçinin iş görme gücünün en az yüzde ellisininkaybına neden olacak şekilde zihinsel veya ruhsal özürlü olması ya da50 yaşını tamamlamış olması gibi durumlarda yani çalışma yaşamınakatılımları özel bir zorluk arz eden özürlünün çalıştırılması durumundabu özürlü işçinin bir yerine iki veya üç kişi olarak kabulüöngörülmüştür. Benzer bir uygulama Fransa açısından da geçerlidir veülkemiz açısından ise bu yöndeki bir uygulama daha az eğitim almış,herhangi bir mesleği olmayan, zihinsel ve ruhsal özürlü gibi istihdamolanakları daha sınırlı özürlüler açısından daha gerçekçi ve etkili olabilir(Alpagut, 2004, 121). Oysa ülkemizde uygulanmakta olan mevcutsistem; yaş, verimlilik, özürlülük oranı, özürlülük cinsi vb. özeldurumları dikkate almamaktadır (Alpagut, 2004, 128).

Çalışma yaşamı ise, özürlüler açısından özel olarakdüzenlenmelidir. Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmeliğin 18.maddesine göre;

“İşverenler, işyerlerini özürlülerin çalışmalarını kolaylaştıracak ve işinözürlü çalışana uygunluğunu sağlayacak şekilde hazırlamak, sağlıkları içingerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerdeçalıştırmak, işleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları içingerekli araç ve gereçleri sağlamak zorundadırlar”.

Page 17: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 201

Benzer bir düzenleme Özürlülerin Devlet Memurluğuna AlınmaŞartları İle Yapılacak Yarışma Sınavları Hakkında Yönetmelikte48 de yeralmaktadır. Buna göre

“Kamu kurum ve kuruluşları çalışma yerlerini ve eklentilerini,özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirmek, özürlülerin çalışmalarınıkolaylaştıracak gerekli tedbirleri almak ve özürlülerin görev yaptıkları kadronungereği olan işleri yapabilmeleri için özür durumlarına göre gerek duyulanyardımcı ve destekleyici araç-gereçleri temin etmek zorundadır”

Diğer yandan Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri HakkındaYönetmeliğin 19. maddesine göre;

“Yer altı ve su altı işlerinde özürlü işçi çalıştırılamaz. Özürlüler, sağlıkkurulu raporunda çalıştırılamayacakları belirtilen işlerde çalıştırılamaz”49.

Ancak, getirilen tüm bu yükümlülüklerle, çalışma düzenibozulmamalı, işverene bu bağlamda taşıyamayacağı bir yükgetirilmemelidir. Aksi halde, özürlülerin çalışma yaşamındakorunmasını öngören bu hükümler, onların istihdam edilebilmelerinidaha da güçleştiren bir başka engel haline dönüşebilir. Bu yöndeuygulamaların, özürlülerin çalışma yaşamında korunmasını öngörenpolitikaların özü ile çelişeceği de açıktır (Altan, 2008, 207).

Bu nedenle işveren bu yükümlülüklerinden yukarıda da ifadeedildiği gibi imkânları ölçüsünde sorumlu olduğu unutulmamalıdır.Dolayısıyla özürlü işçinin çalışması için gerekli görülen araç ve gerecinsağlanması işveren açısından çok masraflı olacaksa veya işyerindeki

48 Yayımlandığı Resmi Gazete: 16.09.2004/ 25585.49 Sözü edilen bu düzenlemeye göre özürlülerin yapabilecekleri işlerin belirlenmesi yerine

yapamayacakları işlerin belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Ancak konuya ilişkin bir öncekidüzenleme olan Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmeliğin(Yayımlandığı Resmi Gazete: 24.03.2004/ 25412) 14.maddesinde; “Özürlüler,yapabilecekleri işler dışında sağlıklarına zarar verecek diğer işlerde çalıştırılamaz. Uygunkoşulların varlığı halinde çalışma sürelerinin başlangıç ve bitiş saatleri, özürlünün durumunagöre belirlenebilir” denilmekte ve özürlülerin çalıştırılabilecekleri işler ise, sözü edilenYönetmeliğe ekli listede ayrıntılı olarak sıralanmaktaydı. Özürlülere listedeki işlerdenherhangi biri verilemediğinde ise, işyerinin özeliklerine göre işyeri hekimi tarafındanbelirlenecek herhangi başka bir iş verilebilmekte idi. Bizce eski düzenlemenin yeniYönetmelikte aynen korunması özürlü işçilerin sağlığı ve güvenliği açısından daha olumluolurdu.

202 YENER ŞİŞMAN

gerekli görülen özel düzenlemeler işletmenin gereği bakımından talepedilebilir bir nitelikte değilse, işverenin herhangi bir yükümlülüğündensöz edilemeyecektir. Buna karşın özürlü bireylerin bir işyerindeçalışabilmesi çoğu kez özel bir teknik donanımı veya organizasyonugerektirir ve geniş bir bilgi ve tecrübeyi zorunlu kılar. Bu nedenleişverenin olanakları ve yetenekleri ile gereği ve yeterince yerinegetirilmesi zaten beklenemez. Özel bir uzmanlık gerektiren bu türdüzenlemeler ile ilgili olarak Özürlüler Kanunu da özürlülerinkarşılaşabileceği engel ve güçlükleri azaltmaya veya ortadan kaldırmayayönelik istihdam süreçlerindeki önlemlerin alınması ve işyerinde fizikseldüzenlemelerin bu konuda görev, yetki ve sorumluluğu bulunan kurumve kuruluşlar ile işyerleri tarafından birlikte yapılmasının zorunluolduğunu vurgulamaktadır (Alpagut, 2005, 156).

Bu doğrultudaki düzenlemeler Anayasamızın 50. maddesindeki“Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçüklerve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımındanözel olarak korunurlar” hükmü ile de uyumu olacaktır. Ancak devletin bukonuda mali bir teşvikinin ve bu teşvik için kesilen idari para cezalarınınkullanılması hususu da düşünülmelidir (Alpagut, 2004, 123).

Öte yandan Özürlüler Kanunu’nun istihdam başlıklı 14. maddesigereğince, işe alım sürecinin hiçbir aşamasında özürlülerin aleyhineayrımcı uygulamalarda bulunulamaz. Çalışan özürlülerin aleyhindesonuç doğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklımuamelede bulunulamaz.

Benzer bir düzenleme 4857 sayılı İş Kanunu’nun “İş ilişkisinde dil,ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep vb. sebeplere dayalıayrım yapılmayacağını’’ belirten 5. maddesi’nde de yapılmıştır.

Belirtilen işe alım ve istihdam yükümlülüklerine bağlı olaraközürlü bireylerin özellikle kamu kurumlarında işe alım için karşı karşıyakaldıkları kuralları da belirtmek gereklidir.

Özürlüler Kanununa göre; mevzuata uygun olmak kaydıyla;özürlülerin mesleklerine uygun münhal kadrolara atanması,mesleklerini icra veya infaza yardımcı araç ve gerecin kurumlarıncatemin edilmesi esastır. Özürlülerin Devlet memurluğuna alınma şartları

Page 18: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 203

ile hangi işlerde çalıştırılacakları, mesleklerini icra ve infazda hangiyardımcı araç ve gereçlerin kurumlarınca temin edileceği, zihinselözürlülerin hangi görevlere atanmasında asgari eğitim şartından istisnaedileceği hususları hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.

İl özel idareleri, belediyeler ve 657 Sayılı Devlet MemurlarıKanunu'na göre memur istihdam eden tüm kamu kuruluşlarına girişteözürlüler, yapılacak iş ile ilişkili ve özür gruplarına göre ayarlanmışçoktan seçmeli sınavlara tabidirler (6nokta.org.tr).

Devlet memurluğu kadrolarına başvurabilmek için özürlülerintercihen en az ortaokul mezunu olması gerekmektedir. Öğretim durumuile ilgili koşullar elbette açık kadronun gerektirdiği niteliklere göredeğişiklik gösterebilecektir. Sınav başvurusu esnasında kurumunisteklerine bağlı olarak özürlü bireyler nüfus cüzdanı örneği, eğitimdurumunu gösterir belge, adli sicil kaydı belgesine ek olarak özürdurumlarını belgelemek üzere sağlık kurulu raporunu sunmalıdır(6nokta.org.tr).

Devlet memuru kadrolarına ek olarak, kamu kurum vekuruluşlarında işçi olarak istihdam edilme koşulları hakkında da kısabilgi verilmesi gereklidir. Özürlüler ÖSYM tarafından özürlülere özelolarak en erken yılda bir en geç dört yılda bir yapılacak KPSS sınavınınilgili alanından alacakları puanlar ile işçi olarak görevlendirilebilmekiçin kamu kurumlarına başvuru yapmalıdırlar. Belirtilen sınava zihinselveya ruhsal engeli bulunmayan, en az ortaokul (ilköğretim) mezunuözürlüler başvuruda bulunabilirler (6nokta.org.tr).

5. SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

Anayasası’nın 60. maddesinde “Herkes, sosyal güvenlik hakkınasahiptir” denilmekte, sosyal güvenlik bakımından özel olarakkorunması gerekenlerin sıralandığı Anayasası’nın 61. maddesi’nde ise“Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarınısağlayıcı tedbirleri alır” denilerek bu doğrultuda devlete görevyüklenmektedir.

204 YENER ŞİŞMAN

Bu çerçevede değerlendirilebilecek bir şekilde 5510 sayılı SosyalSigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nu50 gereğince sigortalı olarakilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malûl sayılmayı gerektirecekderecede hastalık veya özrü bulunan ve bu nedenle malûllük aylığındanyararlanamayan sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmakve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmişolmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır (m.28).

Aynı Kanuna göre, çalışma gücündeki kayıp oranının;

% 50 ilâ % 59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,

% 40 ilâ % 49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün, malûllük, yaşlılık ve ölümsigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla, diğer sigortalılarda aranan(58 ve 60) yaş şartları aranmaksızın yaşlılık aylığına hak kazanırlar(m.28/4).

Ayrıca, emeklilik veya yaşlılık aylığı bağlanması talebindebulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli bakımına muhtaçderecede malûl çocuğu bulunanların, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğegirdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün sayılarının dörtte biri, primödeme gün sayıları toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilikyaş hadlerinden de indirilir (m.28/6).

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (SSGSSK)gereğince geçirilen bir iş kazası dolayısıyla gelir elde etme yeteneğininen az % 10'unu kaybeden bireylere sürekli iş görmezlik geliri verilirken(m.19), meslekte kazanma gücünün % 60 ya da daha fazlasını sürekliolarak kaybeden bireylere malullük aylığı bağlanır (m.25 vd.).

Yukarıdaki düzenlemeler dışında yine sosyal güvenliğe ilişkin birdüzenleme olarak ekonomik sıkıntı içindeki özürlü bireylere bağlananaylıklardan da söz edilmelidir.

Özürlü bireylere aylık bağlanması 5378 sayılı ÖzürlülerKanunu’nun Ek 1. maddesinde getirilen değişiklik ile 2022 sayılı 65

50 Yayımlandığı Resmi Gazete 16.06.2006/26200.

Page 19: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 205

Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk VatandaşlarınaAylık Bağlanması Hakkında Kanununda düzenlenmiştir.

Bu çerçevede;

a. Bakıma muhtaç özürlü aylığı

18 yaşını doldurmuş ve başkasının yardımı olmaksızın hayatınıdevam ettiremeyecek şekilde özürlü olduğunu sağlık kurulu raporu ilekanıtlayan ancak kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayanözürlü birey eğer her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması kanunlabelirlenen miktardan az ise yani bu kanun açısından ekonomik sıkıntıiçindeyse kendisine yine kanunla belirlenen aylık tutarın üç katınispetinde aylık bağlanır.

b. Özürlü aylığı

65 yaşından küçük, 18 yaşından büyük olup, tüm vücut fonksiyonkaybı oranı %40 ila %69 arasında olan ve

18 yaşını doldurmuş, kanunen bakmakla mükellef kimsesiolmayan ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlü birey eğer hertürlü gelirleri toplamının aylık ortalaması kanunla belirlenen miktardanaz ise yani bu kanun açısından ekonomik sıkıntı içindeyse kendisineyine kanunla belirlenen aylık tutarın iki katı nispetinde aylık bağlanır.

c. Özürlü yakını aylığı

Her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması kanunla belirlenenmiktardan az olduğu halde yani bu kanun açısından ekonomik sıkıntıiçinde olduğu halde, kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşınıtamamlamamış özürlü yakını bulunanlara, bakım ilişkisi fiilengerçekleşmek kaydıyla kanunla belirlenen aylık tutarın iki katınispetinde aylık bağlanır.

Aylık bağlanmasına esas özürlülük oranı değişenlerin aylıklarıdurumlarına göre yeniden tespit olunur. Özürlülük oranı, bu Kanunagöre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenler ile her türlügelirleri toplamının aylık ortalaması kanunla belirlenen miktarın üzerineçıkanların aylıkları kesilir.

206 YENER ŞİŞMAN

Herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan malûl olmalarısebebiyle yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan bukurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları bu maddegereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara isearadaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından ödenir.

Yukarıda sözü edilen 2022 sayılı Kanuna bağlı olarak yayınlananyönetmelikte ise aylık bağlanacak özürlüler için aranan kriterler vebağlanacak aylıklar düzenlenmiştir.

Ancak özürlülere aylık bağlanması ile ilgili yukarıda sözü edilendüzenlemelerin hakları daraltıcı şekilde yorumlanması yoluyla çoksayıda özürlü bireyin mağdur edildiği ifade edilmektedir. Özellikle“kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan” ifadesi ile ilgilisorunlar uygulamada sıkça dile getirilmektedir. Zira bu ifade nedeniyleözürlü bir bireye aylık bağlanabilmesi için eşinin, annesinin, babasının,kardeşlerinin ve çocuklarının bulunmaması diğer bir ifadeyle gerçekanlamda “kimsesiz” bulunması gerekmektedir. Ya da bakmaklamükellef olan bu kişilerin özürlü bireye bakamayacak derecede zorlukiçinde bulundukları mahkemece tespit edilmelidir.

6. ERİŞEBİLİRLİK İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

Erişebilirlik, binalardan hizmetlere, bilişim ve iletişimteknolojilerine kadar, özürlülerin her alanda erişim olanaklarınakavuşturulmasıdır. Bu anlamda özürlülerin erişebilirliklerini(accessibility) arttırmak doğrultusunda mevzuatımızdaki temeldüzenlemeler Özürlüler Kanunu çerçevesinde yapılmıştır.

Özürlüler Kanunu özellikle mimari uygulamalar ve şehir içiulaşımın düzenlenmesinde önemli değişiklikler getirmiştir.

Özürlüler Kanunu kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarına aitmevcut resmi yapılarda, mevcut tüm yol, kaldırım ve yaya geçitlerinde,açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapıalanlarında ve kamuya açık her türlü hizmet binasında özürlülerin tamerişimini sağlayıcı düzenlemelerin, 1 Temmuz 2005 tarihinden başlamaküzere yedi yıl içerisinde, yapılması kararlaştırılmıştır.

Page 20: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 207

Ayrıca tüm belediyeler, şehir içinde kendilerince sunulan ya dadenetimlerinde olan toplu taşıma hizmetlerinin özürlülerinerişilebilirliğine uygun olması için gereken tedbirleri almalıdır. Mevcutözel ve kamu toplu taşıma araçları, bu Kanunun yürürlüğe girdiğitarihten itibaren (1 Temmuz 2005) yedi yıl içinde özürlüler içinerişilebilir duruma getirilmelidir.

Mimari uygulamalar ile ilgili olarak ise Türk Standartları Enstitüsüözürlüler için özel düzenlemeleri içeren standartlarhazırlamış/hazırlamaktadır. 572 sayılı Bazı Kanunlarda DeğişiklikYapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye51 göre ise,belediyeler özürlülere uygun düzenlemeleri bu standartlara göreyapmak zorundadır.

Özürlüler Kanunu’nun 19. maddesi de yine özürlüler açısındanmimari engelleri ortadan kaldırmak üzere, 634 sayılı Kat MülkiyetiKanunu’na52 aşağıdaki düzenlemeyi ekleyerek özürlülerin oturduğuapartmanda fiziki değişiklik yaptırabilmesine olanak sağlamıştır.

“Özürlülerin yaşamı için zorunluluk göstermesi hâlinde, projetadili kat maliklerinin en geç üç ay içerisinde yapacağı toplantıdagörüşülerek sayı ve arsa payı çoğunluğu ile karara bağlanır. Toplantınınbu süre içerisinde yapılamaması veya tadilat talebinin çoğunlukla kabuledilmemesi durumunda; ilgili kat malikinin talebi üzerine binagüvenliğinin tehlikeye sokulmadığını bildirir komisyon raporunaistinaden ilgili mercilerden alınacak tasdikli proje değişikliği veyakrokiye göre inşaat, onarım ve tesis yapılır. İlgili merciler, tasdikli projedeğişikliği veya kroki taleplerini en geç altı ay içinde sonuçlandırır”.

5378 sayılı Özürlüler Kanunu’nun 30. maddesi ise 2828 sayılıSosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’na53 “İşitme vekonuşma özürlülerine gerek görüldüğü hâllerde tercümanlık yapmak üzereillerde işaret dili bilen personel görevlendirilir” hükmü eklenmiş, böyleceözürlü bireylerin SHÇEK bünyesinde sunulan hizmetlere

51 Yayımlandığı Resmi Gazete 02.07.1965/12038.52 Yayımlandığı Resmi Gazete 23.06.1997/23011.53 Yayımlandığı Resmi Gazete 27.05.1983/18059.

208 YENER ŞİŞMAN

erişebilirliğinin sağlanması doğrultusunda bir başka adım atılmıştır.Zira erişebilirlik, hukuken ve fiilen erişimin mümkün kılınmasıanlamına gelmektedir. Bu nedenle sadece fiziki erişilebilirliğinsağlanması yeterli değildir. Hukuken bir ayrımcılığın bulunmaması yanihukuki erişim imkânının sağlanması yanı sıra ekonomik olarak daerişebilirliğin sağlanması gereklidir.

Bu yaklaşımla Özürlüler Kanunu çerçevesinde 3065 sayılı KatmaDeğer Vergisi Kanununa54 eklenen bir madde ile “Özürlülerin eğitimleri,meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç veözel bilgisayar programları” Katma Değer Vergisi’nden muaftutulmuştur55. Bu düzenlemenin de özürlülerin erişim olanaklarınıarttıracağına şüphe yoktur. Zira yapılan araştırmalar, dünyanın heryerinde özürlülerin çok büyük çoğunluğunun toplumun yoksulkesimlerinden geldiğini ve yoksulluk içinde yaşadıklarınıgöstermektedir56 (Karataş, 2002). Bu anlamda özürlülerin için gerekliaraç-gerecin kolay yoldan tedarik imkânlarını sağlayan bu düzenleme,fırsat eşitliği yaratma yoluyla özürlülerin toplumsal hayata tam ve etkinkatılımı amacına da hizmet edecektir57.

Özürlüler Kanunu’nun 31. maddesi çerçevesinde ise 2918 sayılıKarayolları Trafik Kanunu’na58 eklenen bir madde ile özürlülerinaraçları için ayrılmış park yerlerine park etmek yasaklanarak bu yasağınihlali halinde “hatalı park cezasının” iki kat arttırılması gerektiğidüzenlenmiştir.

54 Yayımlandığı Resmi Gazete 02.11.1984/18563.55 Düzenleme ile ayrıca, “sakat bakımı” ile ilgili kurum ve kuruluşlar sosyal amaç taşıyan

istisnalar başlığı altında düzenlenmekte ve buralarda sunulan hizmet katma değer vergisindenmuaf tutulmaktadır.

56 Bu belirleme gelişmiş/endüstrileşmiş ülkeler için de geçerlidir. Ancak bu gerçek bizim gibigelişmekte olan ülkelerde çok daha çarpıcı ve dramatik bir biçimde ortaya çıkmaktadır.Ayrıca yoksul kesimler arasından gelen özürlüler, yoksulluğu üreten işsizlik gibi başkanedenlerle de bir arada yaşadıkları için, onlar için yoksulluk adeta bir kısır döngüyedönüşmektedir (Karataş, 2002).

57 Düzenleme Birleşmiş Milletlerin “Özürlüler İçin Fırsat Eşitliği Konusunda Standart Kurallar”belgesinde, özürlülerin topluma eşit katılımı için önkoşulların ele alındığı bölümüne de (Kural4) çok uygundur.

58 Yayımlandığı Resmi Gazete 18.10.1983/18195.

Page 21: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 209

Ulaştırma Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda59 da,özürlülerin erişebilirliğine yönelik özel düzenlemeler yapılmıştır. Sözüedilen Kanun gereği Ulaştırma Bakanlığı’nın görevlerinden birisi deözürlülerin “evrensel hizmetten60 eşitlik, taraf gözetmeme ilkeleri temelinde vekarşılayabilecekleri fiyat seviyesinde yararlanabilmelerine ilişkin usul veesasları belirlemek”tir. 572 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik YapılmasıHakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre ise, belediyeler toplutaşıma araçlarından özürlüleri ücretiz veya indirimli olarakyararlandırmak zorundadır.

Yine bu çerçevede düşünülebilecek bir biçimde, cep telefonuoperatörleri özürlüler için indirimli tarifeler hazırlamakta, DevletDemiryolları ve Türk Hava Yolları özürlülere indirim sağlamaktadır.Devlet Tiyatroları ise gösterilerini özürlülere ücretsiz sunmaktadır.

Son olarak Özürlüler Kanunu ile Gençlik ve Spor GenelMüdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna61 eklenen birmadde ile ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü “Özürlü bireylerin sporyapabilmelerini sağlamak ve yaygınlaştırmak üzere; spor tesislerininözürlülerin kullanımına da uygun olmasını sağlamak, spor eğitim programlarıve destekleyici teknolojiler geliştirmek, gerekli malzemeyi sağlamak, konu ileilgili bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları ile yayınlar yapmak, sporadamları yetiştirmek, özürlü bireylerin spor yapabilmesi konusunda ilgili diğerkuruluşlarla işbirliği yapmakla” görevlendirilmiştir. Böylece özürlülerin birbaşka açıdan erişim olanaklarına katkı sağlanmıştır. Diğer yandanözürlü bireylerin spor yapabilmelerini sağlamak amacıyla engellisporları federasyonu kurulmuştur.

Ayrıca özürlüler bazı vergilerden muaf tutulmakta veyakendilerine belirli vergi indirimleri sağlanarak toplumsal hayata

59 Yayımlandığı Resmi Gazete 17.04.1987/19434.60 Kanun metninde geçen “evrensel hizmet” kavramı, Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşmede

kullanılan “evrensel tasarım” kavramına benzer bir içeriktedir. Sözleşme’nin ikincimaddesinde evrensel tasarım “ürünlerin, çevrenin, programların ve hizmetlerin özel bir ektasarıma veya düzenlemeye gerek duyulmaksızın, mümkün olduğunca herkes tarafındankullanılabilecek şekilde tasarlanması” olarak tanımlanmıştır.

61 Yayımlandığı Resmi Gazete 28.05.1986/19120.

210 YENER ŞİŞMAN

katılımları arttırılmaya çalışılmaktadır. Konuya ilişkin kanun veuygulamalar aşağıda özetlenmiştir62.

Gelir Vergisi Kanunu'na63 göre ölüm, sakatlık, hastalık ve işsizliksebepleriyle verilen tazminat ve yapılan yardımlar gelir vergisindemuaftır. Aynı Kanuna göre, çalışma gücünün asgarî % 80'ini kaybetmişbulunan birinci derece sakat, asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan ikinciderece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan ise üçüncü derece sakatsayılır ve sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, serbestmeslek erbabı veya ücretli çalışanların gelir vergisi matrahındanindirilir. Yani Gelir Vergisinden bu kısımlar muaf tutulur. Kendisiözürlü olmasa bile ailesinde özürlü kişi bulunan serbest meslek erbabıile ücretli çalışanlar gelir vergisi indiriminden yararlanabilir.

1981 yılında uygulamaya konulan sakatlık derecelerinin tespitineilişkin yönetmelik gereğince, gelir vergisi indiriminden yararlanmakisteyen özürlü birey, nüfus kâğıdı örneği ve çalıştığı işyerinden alacağıçalışma belgesi ile birlikte bulunduğu ildeki Defterdarlık GelirMüdürlüğü'ne veya bağımsız Vergi Dairesi bulunan ilçelerde VergiDairesi Müdürlüğü'ne bir dilekçe ile başvurmalıdır. Dilekçe uyarıncakamu kurumu görevlileri Sağlık Kurulu Raporu formlarının üç nüshasıüzerinde ilgili yerlere başvuruda bulunan özürlünün adı, soyadı, babaadı ve doğum tarihini yazarak, çalışanı en yakın yetkili sağlık kurumunasevk etmelidir. İlgili sağlık kurumunda Sağlık Kurulu Raporu hazırlığıtamamlandıktan sonra, hastane raporu kendisine gönderen kamukurumuna gönderecektir. İlgili kurum raporda belirtilen sakatlıkyüzdesini gelir vergisi indirimi için kaydedecektir. Yurtdışında görevyapan hizmet erbabı ise başvurusunu aynı belgeler ile T.C. Elçilik veyaKonsoloslukları'na yapmalıdır (6nokta.org.tr).

62 Bu düzenlemelerin bütününde, haktan yararlanmanın belirli oranda “özürlü olma” veya“çalışma gücünün belirli oranda kaybedilmiş olması” şartına bağlanması, bilinçli birpolitikanın sonucu değil ekonomik gerekçelerin bir ürünüdür. Eş deyişle yapılan budüzenlemeler, hakların kapsamını daraltarak ve sağlanan hakların düzeyi düşürerek devleteekonomik maliyetini azaltma kaygısının bir ürünü olarak değerlendirilebilir.

63 Yayımlandığı Resmi Gazete 06.01.1961/10700.

Page 22: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 211

Gümrük Kanunu'na64 göre ise malul ve sakatların kullanımına özeleşyalar gümrük vergisinden muaftır. Özürlülerden uygun şartlarıtaşıyanların yurtdışından getirtecekleri özel tertibatlı araçlar gümrükvergisinden muaftır.

Özürlüler Kanunu’nun 22. maddesi 1319 sayılı Emlak VergisiKanunu’nun aşağıda verilen 8. maddesine özürlüleri de eklemiştir.Böylece Bakanlar Kurulu brüt 200 m2'yi geçmeyen tek meskeni olanözürlülerin tabi olduğu Emlak Vergisi oranını düşürmek veya tamamenkaldırmakla yetkilendirilmiştir. Bu yetki neticesinde Bakanlar Kurulutarafından özürlü bireylerin 2007 ve müteakip yıllar için 200 m2'yigeçmeyen tek meskenlerinde Emlak Vergisi sıfıra indirilmiştir.

“Bakanlar Kurulu, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliriolmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyalgüvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin,özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt200 m²'yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunmasıhali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadarindirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskenehisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında dauygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenlerhakkında bu hüküm uygulanmaz”

Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu’na65 göre ise, sakatlık dereceleri% 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ilediğer malûl ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özeltertibatlı taşıtlar motorlu taşıtlar vergiden müstesnadır.

Taşıt kullanımı ile ilgili bir başka vergi indirimi de Özel TüketimVergisi üzerinden sağlanmaktadır. 4760 sayılı Özel Tüketim VergisiKanunu’na66 göre, sakatlık derecesi % 90 ve üzerinde olan özürlüler beş

64 Yayımlandığı Resmi Gazete 04.11.1999/23866.65 Yayımlandığı Resmi Gazete 23.02.1963/11342.66 Yayımlandığı Resmi Gazete 12.06.2002/24783.

212 YENER ŞİŞMAN

yılda bir defaya mahsus olarak yeni otomobil ve bir kısım ticariaraçlarda özel tüketim vergisinden muaftır.

Özürlü bireylerin toplumsal hayata katılımı açısından demokratikhaklarını kullanabilmeleri de gerekir. Bu amaçla 298 sayılı SeçimlerinTemel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda67

özürlülerin seçme hakkını etkin olarak kullanabilmesine yönelikdüzenlemeler yapılmıştır. Sözü edilen Kanuna göre, seçmen kütüğüyazımı sırasında, seçmenin oyunu kullanmasını engelleyecek birözürlülüğü varsa forma kaydedilmekte, seçim zamanında ise özürlüseçmenlerin oylarını rahatlıkla kullanabilmeleri için gerekli tedbirleralınmaktadır. Özürlülerin oy vereme gününde sandık başındabekletilmeden oy vermeleri sağlanmakta, körler, felçliler veya bu gibibedeni sakatlıkları açıkça belli olanlar, ilgili seçim çevresi seçmeni olanakrabalarından birinin, akrabası yoksa diğer herhangi bir seçmeninyardımı ile oylarını kullanabilmektedirler.

7. AYRIMCILIK İLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

Anayasa’nın 10. maddesinde “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasidüşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırımgözetilmeksizin kanun önünde eşittir” denilmektedir.

Bu çerçevede Özürlüler Kanunu’nun genel esaslarının ortayakonulduğu 3. maddesi “Özürlüler aleyhine ayrımcılık yapılamaz;ayrımcılıkla mücadele özürlülere yönelik politikaların temel esasıdır” demekteve ayrımcılık68 konusuna özel bir vurgu yaparak devlete özürlülereyönelik ayrımcılık ile mücadele etme görevi yüklemektedir. Zira özürlü

67 Yayımlandığı Resmi Gazete 02.05.1961/10796.68 Ayrımcılık, paylaşılan ortak bir özellik nedeniyle, grubun tüm üyelerine başkaca özellikler

atfederek olumsuz tutum ve davranışlar sergilenmesi olarak tanımlanabilir. EngellilerinHaklarına İlişkin Sözleşme ise “Engelliliğe dayalı ayrımcılık siyasi, ekonomik, sosyal,kültürel, medeni veya başka herhangi bir alanda insan hak ve temel özgürlüklerinin tam vediğerleri ile eşit koşullar altında kullanılması veya bunlardan yararlanılması önündeengelliliğe dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü ayrım, dışlama veya kısıtlamayıkapsamaktadır. Engelliliğe dayalı ayrımcılık makul düzenlemelerin gerçekleştirilmemesi dâhilher türlü ayrımcılığı kapsar” demektedir.

Page 23: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 213

bireylerin toplumsal yaşama tam ve etkin katılımı için yetersizliklerinedayalı dışlanma ve ayrımcılık fiillerinin önlenmesi, toplumsal hizmetlereerişimlerinin önündeki yasal, toplumsal ve siyasal tüm engellerinkaldırılması gereklidir.

Özürlüler Kanunu’nun 41. maddesi ise 5237 sayılı Türk CezaKanununun69 122 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "dil, ırk, renk,cinsiyet," ibaresinden sonra gelmek üzere "özürlülük," ibaresinieklemiştir. Sonrasında Türk Ceza Kanunu 122. maddesi;

“Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasi düşünce, felsefiinanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;

a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetinicrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işealınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hallerden birinebağlayan,

b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmetiyapmayı reddeden,

c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen, Kimsehakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir”demektedir.

Özürlü bireyler ile vücut bütünlüğü tam ve sağlam olanlararasında yapılabilecek dayanaksız ve keyfi ayırımların önünegeçilmesini amaçlayan bu düzenleme ile ayrımcılıkla mücadeletemelinde ciddi yaptırımlar getirildiği görülmektedir.

Ceza Kanunu’nun 122. maddesi çerçevesinde istihdam alanındakiayrımcılık ile ilgili olarak ise “kişinin işe alınmasını veya alınmamasını”denilerek salt işe alımla ilgili bir ayrımcılık yasağı getirildiğibelirtilmelidir. İş ilişkisinin devamı ve sona ermesi aşamalarındaayrımcılığın önlenmesine yönelik bir düzenleme ise yapılmamıştır.Elbette bu açıdan ortaya çıkan boşluk İş Kanunu’na tabi iş ilişkileribakımından eşit davranma ilkesini düzenleyen İş Kanunu’nun “İşilişkisinde dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep benzeri

69 Yayımlandığı Resmi Gazete 12.10.2004/25611.

214 YENER ŞİŞMAN

sebeplere dayalı ayrım yapılamaz” diyen 5. maddesi hükmü iledoldurulabilir. Ancak bu eksiklik asıl olarak 2009 yılında çıkarılanYurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik ilegiderilmiştir. Zira sözü edilen Yönetmeliğin “ayrımcılık yasağı” başlıklı17. maddesinde

“işe alınmada; iş seçiminden, başvuru formları, seçim süreci, teknikdeğerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan aşamalarınhiçbirinde özürlüler ve eski hükümlüler aleyhine ayrımcı uygulamalardabulunulamaz.

Çalışan özürlü ve eski hükümlülerin aleyhine sonuç doğuracak şekilde,diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz.

Ayrımcılık veya farklı muamele gösteren kamu kurum ve kuruluşları ileişverenler için 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 122 ncimaddesi hükümleri uygulanır” denilmektedir.

Böylece gerek işe alınma gerekse de iş ilişkisinin devamı ve sonaermesi aşamalarında ayrımcılığın önlenmesi doğrultusunda önemli biradım daha atılmıştır.

Diğer yandan Özürlüler Kanunu’nun istihdam başlıklı 14.maddesi cezai bir yaptırım öngörmemekle birlikte hem işe alımsürecinin hiçbir aşamasında özürlülerin aleyhine ayrımcı uygulamalardabulunulamayacağını, hem de çalışan özürlülerin aleyhinde sonuçdoğuracak şekilde, özrüyle ilgili olarak diğer kişilerden farklımuamelede bulunulamayacağını düzenlemektedir.

Ancak ayrımcı düşünce ve davranışların bazen açık, çoğu zamanise örtülü olarak karşımıza çıktığı, hukuki eşitliği güvence altına alandüzenlemeler yolu ile ancak açık ayrımcı uygulamaların70 ortadan

70 Açık ayrımcılık (doğrudan ayrımcılık), doğrudan ve somut biçimde algılanıp, doğrulanabilenayrımcılık türüdür ve bir kimsenin karşılaştırılabilir durumlarda diğerlerine göre daha aztercih edilir bir muameleye tutulması, şimdiye kadar tutuluyor olması veya tutulma ihtimaliolması durumu olarak tanımlanır (Ayrımcılıkla Mücadele Bir Eğitim El Kitabı, 2005, 13).Eğer yapılan uygulama “meşru ve haklı bir gerekçe”ye sahipse ve amacı aşmıyorsa durumayrımcılık sayılmayacaktır. Doğrudan ayrımcılığın, güdü/saik ile bir ilgisi yoktur. Düşmancabir niyetle, kötülük yapma isteği ile hareket edilmiş olması şart değildir. “Öyle olduğu sanılanözelliklere” ya da “olduğu sanılan bağlantı”ya bağlı ayrımcılığı da kapsamaktadır. Açıkayrımcılıkla genellikle insanların meşru ve haklı bir gerekçe sunabildiği vaka sayısı çok

Page 24: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 215

kaldırılabileceği, örtülü ayrımcılığın71 ortadan kaldırılması için iseayrımcılığı ortaya koyan değer yargılarının değiştirilmesidoğrultusunda kamuoyunun oluşturulması gerektiği unutulmamalıdır.

Diğer yandan negatif ve dışlayıcı tutumlar özürlü bireylerintopluma katılım ve haklardan tam olarak yararlanmalarına engelolmaktadır. Deneyimler göstermiştir ki, özellikle zihinsel özürlülerekorku ve acıma yüklü bakış, önyargıların bir sonucudur. Uygun tedavi,eğitim ve rehabilitasyon yöntemlerinin uygulanması halinde kendileriya da toplum açısından hiçbir şekilde tehlikeli olmayan zihinselözürlüler, diğer özürlü gruplarıyla birlikte toplumsal yasamın zenginliğive rengi olarak düşünülmelidir. Bu nedenlerle, fırsat verildiğindeözürlülerin de toplumsal yaşamın her alanına katkıda bulunabileceğialgısının yerleştirilebilmesi için toplumun bilgilendirilmesi, özürlülerinhak ve özgürlük sahibi bireyler olduğu konusunda farkındalıkyaratılması gerekmektedir (Çağlar, 2009, 45). Bu temel düşüncedenhareketle Özürlüler Kanunu ile 3984 sayılı Radyo ve TelevizyonlarınKuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda değişiklik yapılmış veyapılacak yayınlarda “kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşışiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi” gerektiğini düzenlemiştir. Ancaktüm bu olumlu düzenleme ve gelişmelere rağmen özürlülere yöneliktoplumsal duyarlılığı arttıracak yeni çabaların desteklenmesine ihtiyaçolduğu kesindir. Birleşmiş Milletlerin 1993 tarihli Özürlüler İçin FırsatEşitliği Konusunda Standart Kurallar belgesi de, devletlerin özürlüler veözürlülerle ilgili politikalarına ilişkin bilgilendirme kampanyalarbaşlatması ve desteklemesi gerektiği belirtir. Belgeye göre devletlerceyapılacak ya da desteklenecek bu kampanyalarda, özürlülerin diğerinsanlarla aynı haklara ve yükümlülüklere sahip olduklarının ve detoplumsal hayata tam katılımlarına engel olan tüm engelleri ortadankaldıracak kararların alınması gerektiği mesajı verilmelidir.

sınırlıdır. Ayrımcılık yapıldığı kolayca anlaşılabilir, ama zamanla daha örtülü (dolaylı) olarakyapılma eğilimindedir ve bu da ispatı zorlaştırır.

71 Örtülü ayrımcılık (dolaylı ayrımcılık), doğrudan ve somut değil, örtülü biçimde yapılan vebu nedenle de kanıtlanabilmesinde güçlük çekilen ayrımcılık türüdür. Aslında görünüştetarafsız görünen bir hüküm, kriter ya da uygulamanın farklı ırk, etnik köken, din, inanç, yaş,özürlülük ve cinsel tercihe sahip bir kişiyi diğerlerine kıyasla daha dezavantajlı bir konumasokması ve bunun nedenini açıklayan “haklı ve meşru bir gerekçe” olmamasıdır.

216 YENER ŞİŞMAN

SONUÇ

Çağdaş ülkelerde özürlü bireylerin hakları yasal düzenlemelerlegüvence altına alınmaktadır. Türkiye'de ise, konuya ilişkin pek çok yasaldüzenlemeden söz edilebilir. Ancak Anayasamız özürlü bireylereyönelik diğer yasal düzenlemelere hukuki bir dayanak sağlayanmaddeleri nedeniyle ve 5378 sayılı Özürlüler Kanunu özürlü bireylerinhaklarını koruma altına alan özel bir yasal düzenleme olarak diğer yasalmetinlerden ayrılarak öne çıkar.

07.07.2005 tarih ve 25868 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan,amacı; özürlülerin toplumsal yaşama tam ve etkin katılımınınsağlanması olan 5378 sayılı “Özürlüler ve Bazı Kanun ve KanunHükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” biryandan yeni düzenlemeler getirmekte iken diğer yandan özürlüleriilgilendiren bazı yasal düzenlemelerde değişiklikler yapmaktadır. İnsanhaklarına dayalı "ayrımcılıkla mücadele" eksenli bir sosyal politikanınçerçevesini belirleyen Özürlüler Kanunu'nun ruhunu özürlülükalanında fırsat eşitliği, insan hakları ve ayrımcılığın önlenmesi ilkelerioluşturmaktadır. Bu esaslar doğrultusunda Özürlüler Kanunu ileulaşılabilirlik, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğe ilişkin sorunlarınçözümü, özürlü bireylerimizin her bakımdan gelişmeleri ve toplumsalhayata tam katılımlarının sağlanması ve bu hizmetlerin koordinasyonuiçin gerekli düzenlemelerin yapılmasının yasal çerçevesi belirlenmiştir.Böylelikle yasa ile getirilen düzenlemelerin uygulanması sağlanaraközürlü bireylerin önündeki engellerin kaldırılması yönünde önemlisayılabilecek adımlar atılmıştır.

Sürecin devamında 5378 sayılı Özürlüler Kanunu'nda çıkarılmasıöngörülen yönetmelikler Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğegirmiş ve Kanuna işlevsellik kazandırılmıştır. Uygulamada elbetteeksiklikler söz konusudur ve birçok eleştiri getirilebilir. Ancakistikametin olumlu yönde olduğu da vurgulanmalıdır.

Page 25: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 217

KAYNAKLAR

ALPAGUT Gülsevil (2004). “4857 sayıl Yasa’da İşverenin Özürlü, EskiHükümlü ve Terör Mağduru Çalıştırma Zorunluluğu”, Mercek, Y.9, S.4,Nisan 2004.

ALPAGUT Gülsevil (2005). “Özürlüler Hakkında Kanun ve Özürlü ÇalıştırmaZorunluluğu Konusunda Mevzuattaki Son Değişiklikler”, Mercek, Y.10,S.40, Ekim 2005.

ALTAN Ömer Zühtü (1976). Sakatlar ve Türkiye’de Çalışma Sorunları,Eskişehir Ticari İlimler Akademisi, No. 146/90, Eskişehir.

ALTAN Ömer Zühtü (1998). “Kota Tekniği ve Kota OranlarınınYükseltilmesinde Ülkemizde Daha Çok Sakatın İstihdam EdilebilmesineYardımcı Olabilir mi?”, Mercek Dergisi, MESS, Türkiye MetalSanayicileri Sendikası, s. 25–33.

ALTAN Ömer Zühtü (2004). Sosyal Politika Dersleri, Anadolu ÜniversitesiYayınları, No. 1592, Eskişehir.

ALTAN Ömer Zühtü (2008). Sosyal Politika. Eskişehir: Anadolu ÜniversitesiAÖF Yayını.

AYDIN Ufuk (2002). “İşverenlerin Özürlü İşçi Çalıştıra Sorumluluğu”,http://www.eso-es.net/kurumsal/yazi.asp?15 adresinden 06.08.2002tarihide elde edilen nüsha.

AYDIN Yusuf (1991). Sakatların İstihdamı Hakkında Tüzük UygulamasıAçısından Sakatların Çalışma Sorunlarının İncelenmesi ve ZonguldakÖrneği, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Hacettepe ÜniversitesiSosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Ayrımcılıkla Mücadele Bir Eğitim El Kitabı (2005). Avrupa Topluluğu ResmiYayınlar Bürosu, İtalya.

AYTAÇ Serpil (1993). Sakatların Mesleki Rehabilitasyonu ve İstihdamı,Verimlilik Dergisi, Milli Prodüktive Merkezi Yayınları, S.2.

BAKIRCI Nadi ve diğerleri (2006). “Özürlülerin Sağlık HizmetlerineUlaşmadaki Zorlukları: Ön Çalışma”, Ulusal Katılımlı Kent ve SağlıkSempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 7-9 Haziran 2006, s.185-186.

218 YENER ŞİŞMAN

BEYAZOVA Mehmet (1986). “Mesleki Rehabilitasyon Açısından SakatlarınDeğerlendirilmesi”, Hacettepe Üniversitesi Sosyal HizmetlerYüksekokulu Dergisi, C.4, S.2-3, Mayıs-Eylül 1986.

CANİKLİOĞLU Nurşen (1991). Türk Hukukunda Sakat ve Eski HükümlüÇalıştırma Yükümlülüğü, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul.

ÇAĞATAY Güler (2006). “Kent Ergonomisi”, Ulusal Katılımlı Kent ve SağlıkSempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 7-9 Haziran 2006, s.86-92.

ÇAĞLAR Selda (2009). Uluslararası Hukuk ve Türk Hukuk SistemindeEngellilerin Eğitim Hakkı ve Devlet Yükümlülükleri, (YayınlanmamışDoktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.

DİE , Türkiye Özürlüler Araştırması, (2002).

EKMEKÇİ Ömer (1987). “Yeni Tüzük Hükümleri Uyarınca Sakat İşçi ÇalıştırmaYükümü”, İstanbul Barosu Dergisi., C.IV, S.6., İstanbul.

GÖZE Ayferi (1976). Sosyal Devlet Sistemi, İstanbul.

GÜVEN Sami (1995). Sosyal Politikanın Temelleri, Ezgi Kitabevi, Bursa.

İNSEL, Ahmet (2009). “Fırsat Eşitliği Değil, Eşitlik!”, Radikal İki, 15.2.2009

KARATAŞ Kasım (2001). “Özürlülerin İstihdamı ve Çalışma YaşamındaKarşılaşılan Sorunlar”, Kasım Karataş (Ed), Görme Özürlüler İçinRehabilitasyon Deneyimleri, Yeni Rehabilitasyon Politikaları ve MeslekTanımları, Körler Federasyonu Yayını, No:4, 2001b:141-151, Ankara.

KARATAŞ Kasım (2002). “Engellilerin Toplumla Bütünleşme Sorunları”, UfkunÖtesi Bilim Dergisi, C.2, S.2, Kasım 2002, s.43–55.

KONGAR Emre (1972). Sosyal Çalışmaya Giriş, Ankara, Sosyal BilimlerDerneği Yayınları.

KONGAR Emre (1978). İnsani Yönlendirme ve Sosyal Hizmetler, Ankara.

KORAY Meryem-TOPÇUOĞLU Alper (1995). Sosyal Politika, Ezgi Kitabevi,Bursa.

KORKUT Levent (2009). Ayrımcılık Karşıtı Hukuk, İnsan Hakları GündemiDerneği, Ankara.

KURT Dilek (1997). “Çalıştırma Zorunluluğu İstihdam İçin Çözüm mü?”,Mercek, Y2, S.7, Temmuz 1997.

Page 26: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 219

KUT Sema (1981). Sakatlıklar ve Sosyo-Ekonomik Önlemler, Halk Sağlığı veSakatlıklar Sempozyumu, Ankara.

KUTAL Gülten (1993). “Sakatların Ekonomik Hayata Katılması”, İşHukukunun Ulusal ve Uluslararası Temel ve Güncel Sorunları, Kamu-İş,Ankara.

MEŞHUR A. Filiz (2004). “Özürlülerin Çalışma Yaşamına Katılma Gereği veUygulanan İstihdam Politikalarının Değerlendirilmesi”, ÖZ-VERİDergisi, Aralık 2004, Cilt: 1 Sayı: 2,http://www.ozida.gov.tr/ozveri/ov2/ov2ozcalyaskatilma.htm (ErişimTarihi:13.03.2009).

MERT Gülten (1990). “Özürlülerin Rehabilitasyon Sorunları ve İlgiliÇalışmalar”, Atatürk Üniversitesi Tıp Bülteni, C.22, S.4, Nisan 1990.

ÖLÇEN Maksule ve ÖLÇEN Ali Nejat (1991). Özürlüler Hukuku, ZihinselYtersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı Yayın No: 1, Ankara.

ÖN RAPOR HAZIRLAMA KOMİSYONU (2005). II.Özürlüler Şurası,Özürlülerin İşgücü Piyasasına Katılımı Taslak Raporu,T.C.BaşbakanlıkÖzürlüler İdaresi Başkanlığı, Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı, s.52-63.

ÖZGÖKÇELER Serhat ve ALPER Yusuf (2010). “Özürlüler Kanunu’nun SosyalModel Açısından Değerlendirilmesi”, İşletme ve Ekonomi AraştırmalarıDergisi, C.1, S.1, s.33–54.

ÖZTUNA Bedi Nur (1971). “Lütfen, Davamıza Bütün Derinlikleri İle KulakVeriniz…”, Sakatlar Dünyası, S.1, Temmuz 1971.

ÖZÜRLÜLER ŞURASI (1999). Çağdaş Toplum Yaşam ve Özürlüler KomisyonRaporları Genel Kurul Görüşmeleri, Ankara.

Özürlü Nüfusun Temel Nitelikleri, http://www.ozida.gov.tr/arastirma/tr_ozurluler_arastirmasi/blm1.pdf (Erişim Tarihi: 15.01.2010).

II. Özürlüler Şurası, Yerel Yönetimler ve Özürlüler, Komisyon Raporları veGenel Kurul Görüşmeleri, 26-28 Eylül 2005, T. C. Başbakanlık Özürlülerİdaresi Başkanlığı Yayını, Ankara.

Sakatlar İçin Ulusal Eylem Planı (1993). Ç.S.G.B. Sakatları Koruma MilliKoordinasyon Kurulu, Ankara.

SEYYAR Ali (2000). “Uluslararası Boyutuyla Özürlü Kota Sistemi”, Kamu-İşDergisi, S.1, C.6, Ekim 2000.

220 YENER ŞİŞMAN

SEYYAR Ali (2006). Özürlülere Adanmış Sosyal Politika Yazıları, AdapazarıBüyükşehir Belediyesi.

SÖZER Ali Nazım (1994). Türkiye’de Sosyal Hukuk, Kamu-İş Yayınları,Ankara.

ŞAHİN Hatice (2004). “Engellilik Kimin Sorunu? Bireyin mi, Toplumun mu?”,Özveri, Sayı:1.

ŞİŞMAN Yener (1995). Türkiye’de Sakat Çalıştırma YükümlülüğününDüzenlenmesi ve Uygulanması, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi),Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Eskişehir.

TELİMEN Osman (1971). “Kişisel Özelliklerinden Dolayı İş Bulma İmkânıSınırlı Olanlar Sorunu”, Sevk ve İdare Dergisi, S.38, Ekim 1971.

TUFAN İ., ARUN, Ö. (2006). Türkiye Özürlüler Araştırması 2002 İkincil Analizi,Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Sosyal ve Beşeri BilimlerAraştırma Grubu, Ankara.

Türkiye Özürlüler Araştırması 2002. (2004). T.C. Başbakanlık Devlet İstatistikEnstitüsü Başkanlığı ve T.C. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı,DİE Matbaası, Ankara.

UŞAN M. Fatih (1999). İş Hukukunda Sakat İstihdamı, Türkiye Sağlık İşçileriSendikası, Ankara.

UŞAN M. Fatih (2003). Mesleki Eğitim ve İstihdam Devlet Personel Rejimi ve İşMevzuatı, e-akademi Hukuk, Ekonomi ve Siyasal Bilimler Aylık İnternetDergisi, S.15, s.1–50.

WINTER Jerry Alan (Çev. Mehmet ERGÜN) (2004). “Toplumsal Bir SorunÇözümleyici Olarak Özürlü Hakları Hareketinin Gelişimi (TheDevelopment of The Disability Rights Movement As a Social ProblemSolver)”, Özveri Dergisi, C.1, Sayı 2, http://www.ozida.gov.tr (ErişimTarihi: 09.04.2009).

YILMAZ Zuhal (2004). Çalışan Özürlülerin İş Yaşamında KarşılaştıklarıSorunlar ve Bunları Etkileyen Etmenler, Özveri Dergisi, Cilt. 1, Sayı: 2,s.153- 375, Aralık 2004.

YILMAZ Zuhal (2004). Çalışan Özürlülerin İş Yaşamında KarşılaştıklarıSorunlar ve Bunları Etkileyen Etmenler, (Yayınlanmamış Yüksek LisansTezi), Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

http://www.ozida.gov.tr/engelsizturkiyeprojesi.htm, Erişim Tarihi: 09.04.2009.

Page 27: TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER · 2015-02-14 · 1.2. Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde ... 3 Doğuştan gelen nedenler, zamansallık açısından;

TÜRKİYE’DE ÖZÜRLÜLERE YÖNELİK YASAL DÜZENLEMELER 221

http://www.6nokta.org.tr/#105 (Erişim Tarihi: 09.04.2009).

http://www.ozida.gov.tr/raporlar/uluslararasi/bm/ozurluhaklaribildirgesi/BMsakathaklaribildirisi.htm (Erişim Tarihi: 15.01.2010).