tÜrkİye’de genÇ İŞsİzlİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın...

185
1 T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ ANABİLİM DALI TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİ VE YÜKSEK ÖĞRETİM MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA GEÇİŞTEKİ SORUNLARI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hande TUFAN DEMİRAY Ankara - 2003

Upload: others

Post on 30-Dec-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

1

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ

ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİ VE

YÜKSEK ÖĞRETİM MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA GEÇİŞTEKİ SORUNLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hande TUFAN DEMİRAY

Ankara - 2003

Page 2: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

2

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ

ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİ VE

YÜKSEK ÖĞRETİM MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA GEÇİŞTEKİ SORUNLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Hande TUFAN DEMİRAY

Tez Danışmanı

Prof. Dr. Ahmet MAKAL

Page 3: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

3

Ankara - 2003

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ

ANABİLİM DALI

TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİ VE

YÜKSEK ÖĞRETİM MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA GEÇİŞTEKİ SORUNLARI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Tez Danışmanı:

Tez Jürisi Üyeleri Adı ve Soyadı İmzası Prof. Dr. Ahmet MAKAL ..............................

Doç. Dr. Berrin CEYLAN ATAMAN ..............................

Page 4: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

4

Doç. Dr. Kasım KARATAŞ ..............................

Tez Sınavı Tarihi: 08.12.2003

İÇİNDEKİLER

ŞEKİLLER DİZİNİ......................................................................................IV

TABLOLAR DİZİNİ.....................................................................................V

GİRİŞ ........................................................................................................VI

BİRİNCİ BÖLÜM:

ÇALIŞMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

I.GİRİŞ.........................................................................................................1

II.GENÇLİK................................................................................................. 1

A. BİR KAVRAM VE DÖNEM OLARAK GENÇLİK.............................. 1

B. GENÇLİK DÖNEMİNİN SONLANMASI VE SOSYALLEŞME........ 5

1.Gençlik Döneminin Sonlanması ve Sosyalleşmede Önemli Faktörler....10

a.Aile......................................................................................................... 11

b.Eğitim..................................................................................................... 15

c.Boş Zaman............................................................................................. 17

d.İş............................................................................................................ 18

III.EĞİTİMLİ GENÇLERİN ÇALIŞMA HAYATINA GEÇİŞİ....................... 20

A. ÇALIŞMA, İŞ, VASIFLI İŞGÜCÜ VE İŞSİZLİK.............................. 20

1.Çalışma, İş ve Vasıflı İşgücü................................................................. 20

2.İşsizlik.................................................................................................... 25

Page 5: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

5

B. EĞİTİMİN ÖNEMİ.......................................................................... 30

1.Eğitim ve Günümüzde İhtiyaç Duyulan İşgücü...................................... 30

2.Eğitim, Melsek Seçimi ve Mesleki Yönlendirme.................................... .36

3.Yüksek Nitelikli İnsangücü Yetiştirmede Üniversitenin Rolü...................41

C. KONUYA EKONOMİK BAKIŞ........................................................ 50

D. KONUYA DEMOGRAFİK BAKIŞ....................................................63

E. KONUYA SİYASAL BAKIŞ............................................................ 69

F. GENÇ İŞGÜCÜNE KARŞI İŞVERENLERİN TUTUMU.................. 75

G. GENÇLERİN ÇALIŞMAYA KARŞI TUTUM VE DAVRANIŞLARI.. 78

İKİNCİ BÖLÜM:

TÜRKİYE’DE YÜKSEKÖĞRETİM

MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA

GEÇİŞTEKİ SORUNLARINA YÖNELİK BİR ALAN ARAŞTIRMASI

I. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ........................................................ 81

A. ARAŞTIRMANIN AMACI...................................................................... 81

B. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ...................................................................... 81

C. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÇALIŞILAN GRUP................................82

D. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI....................................................... 88

E. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI........................................................ 88

F. ARAŞTIRMADA KULLANILAN YÖNTEM VE TEKNİKLER................. 89

II. ARAŞTIRMANIN BULGULARI.............................................................. 90

A. GİRİŞ.................................................................................................... 90

Page 6: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

6

B. AİLE, SOSYO-EKONOMİK DURUM VE ÇEVRE..................................91

C. GENÇLERİN ÇALIŞMAYA KARŞI TUTUMU İŞ ARAYIŞLARI VE

BEKLENTİLERİ........................................................................................ 97

D. MESLEK SEÇİMİ............................................................................... 105

E. EĞİTİM............................................................................................... 109

F. GENÇ İŞGÜCÜNE KARŞI İŞVERENLERİN TUTUMU...................... 122

G. BOŞ ZAMAN VE İLGİ ALANLARI...................................................... 127

H. BİREY................................................................................................ 133

I. TOPLUM.............................................................................................. 142

İ. DEVLET POLİTİKALARI................................................................... 145

SONUÇ................................................................................................... 148

KAYNAKÇA.............................................................................................152

EK 1.........................................................................................................167

Page 7: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

7

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1.

Ferdin sosyalleşme süreci.................................................................. 7

Şekil 2.

Mesleki ve Teknik Eğitimde program geliştirme modeli...................... 35

Şekil 3. 2001 yılında işgücü maliyetinin işçi geliri açısından dağılımı............. 59 Şekil 4. OECD ülkelerinde istihdam vergilerinin yükü (Ücretten alınan vergiler ile işçi ve işveren sosyal güvenlik primleri toplamının işgücü maliyetine oranı,yüzde)2001.............................................................................. 60 Şekil 5. 1995-2000 döneminde birim işgücünün maliyetindeki değişim(%).... 61

Page 8: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

8

TABLOLAR DİZİNİ Tablo 1.

Yüksek öğretimin getirileri............................................................... 43

Tablo 2.

Yükseköğretimdeki öğrenci sayıları (milyon)................................ 48

Tablo 3. Yıllar itibariyle çalışan başına ortalama kıdem tazminatı yükü (TL).... 62 Tablo 4:

Okullaşma Oranları............................................................................ 66

Tablo 5.

2003 Mart Ayı Sonu İtibariyle Başvuru, İşe Yerleştirme ve

İşsizlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımları......................................... 83

Tablo 6.

Yükseköğretim kurumlarından 2000-2001 eğitim-öğretim yılında

mezun olan öğrencilerin sayıları...................................................... 84

Tablo 7.

Örgün öğretim lisans programına kayıtlı öğrenci sayısının

yıllara göre değişimi........................................................................... 85

Tablo 8.

Öğretim Alanlarına Göre Lisans Düzeyindeki Öğrenci Sayıları.......... 86

Tablo 9.

Lisans düzeyindeki örgün öğretim programlarında öğretim üyesi

başına düşen öğrenci sayısının alanlara göre dağılımı.................. 87

Tablo 10.

ÖSYM’ye başvuran öğrenci sayılarının yıllara göre dağılımı ve

toplam yerleştirilenlerin başvuranlara oranının yıllara göre değişimi. 114

Tablo 11.

Page 9: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

9

Yüksek lisans programlarına kayıtlı olanların yıllara göre değişimi..121

GİRİŞ Gençlik, hayatın hiçbir dönemine

benzememektedir. Hiç kimseyi atlamadan her ömre uğramakta, ama hızlıca da ömürleri terk edip

gitmektedir. Çocuklar büyüyememekten endişe etmekte, gençler hep genç kalacaklarını

düşünmektedirler. Yetişkinler ise, çoktan unutmuşlardır gençliklerini. Hep olgun, yaşama hep hâkimdirler. Oysa gençlik, insanın içindeyken değeri

bilinmemekte, kaybedilince de bir daha sahip olunamamaktadır. Gençlik, bu kadar hızlı yaşamımıza

girip ayrılırken, acaba bizde neler bırakmaktadır? Gençlik olgusu birçok araştırmaya konu olmuş, her yönüyle

çözümlenmeye çalışılmıştır. Gençlikle ilgili birçok yorum yapılmış,

nihayetinde “15 ile 24 yaş arasındaki zaman dilimidir” şeklinde kesin ve net

bir yargıyla tanımlanmıştır. Oysa, bu döneme sadece biyolojik bir aşama

olarak bakılmamalı, ekonomik, sosyal, kültürel ve daha birçok açıdan önemi

kavranmalıdır. Dönemi temsil eden “gençler” ise toplumda hep ayrı bir grubu

oluşturmuş ve genelde yetişkinlerle kıyaslanarak olumsuz özellikleriyle

anılmışlardır. Dolayısıyla gencin kendisi bile bu konumda yer almaktan

hoşnutsuz olabilmekte, yetişkinliğe özenebilmektedir. Yetişkinlerin

dünyasında yer almak ise bazı rollerin kazanılmasıyla mümkündür. İşte bu

durumda, en önemli koşullardan biri bireyin çalışma yaşamına girebilmesidir.

Birey, çalışarak kendi ekonomik bağımsızlığını kazanmakta, kendi ayakları

üzerinde durabilmektedir. Hayatı anlamlı kılan değerler arasında çalışma çok

Page 10: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

10

önemli bir yere sahiptir ve çalışma isteğinde olup da çalışamama kuşkusuz

üzücü etkiler yaratmaktadır.

Günümüzün teknolojik ve küreselleşen dünyasında işgücü olarak

değerlendirildiğinde, gencin yerinin çok daha önemli olduğu fark

edilmektedir. Gerek gelişmiş, gerekse gelişmekte olan ülkelerde ekonomik

koşullar hızlı değişimlere uğramakta, bu yeni koşullara cevap verebilecek,

eğitim düzeyi yüksek ve vasıflı işgücüne talep artmaktadır. Bu doğrultuda

çalışma yaşamında yer alabilmek için gençlerin kendilerini geliştirdikleri,

özellikle yüksek öğretime daha fazla ağırlık verdikleri ve mesleki

yeterliliklerini mümkün olduğunca artırma eğiliminde oldukları

gözlenmektedir. Ancak sağlanan bu gelişmelere rağmen, iş bulmak onlar için

bir dar boğaz haline gelmekte ve bu dar boğazdan geçememenin verdiği

olumsuz yansımalar artmaktadır.

Gençlerin çalışma yaşamına geçişte yaşadığı güçlükler birçok sebebe

dayandırılabilir. Bu bağlamda özellikle alınan eğitimin faydası sorgulanmalı,

sonra da sorun ekonomik, demografik ve siyasal etkiler bakımından ele

alınmalıdır. Bunlara ek olarak genç işgücünün çalışmaya karşı, işverenlerin

de genç işgücüne karşı tutum ve davranışları değerlendirilmelidir.

Çalışmamızın amacı, özellikle çalışma yaşamına geçişte sorunlar

yaşayan gençleri, onların bakış açılarıyla değerlendirebilmektir. Elbette, bu

değerlendirmenin bize ne fayda sağlayacağı önemlidir. Belirtmek gerekir ki,

gençlik aslında hiçbirimizden fazla uzak değildir. Öncesinde veya sonrasında,

mutlaka bir şekilde gençler içinde yer alınmış, sorunları paylaşılmıştır. Aynı

toplumda yaşayıp herhangi bir paylaşımın olmaması gerçekçi

Page 11: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

11

gözükmemektedir. Genç kuşak, toplum içinde değişimlere en hızlı maruz

kalan kesim olarak bilinmektedir. Özellikle “işsizlik” gibi hızla büyüyen bir

sorun şüphesiz toplum içinde öncelikle gençleri etkilemektedir. Burada amaç,

gençlerin toplumdan farklı bir grup olarak görülmemesini, işsiz kalan

gençlerin kendi hallerine bırakılmalarının önlenmesini sağlamak olacaktır. Bu

amaç doğrultusunda da yapılması gereken, mevcut sorunlara çözüm

arayışına girmeden önce, sorunların temeline inmek ve sebeplerini ortaya

koymaktır.

Yaşamın en değişken ve tutarsız dönemi olan gençlikte, karşılaşılan

sorunlara direnç, diğer yaş dönemlerinden daha az olabilmektedir.

Dolayısıyla hem bireysel, hem ekonomik, hem de toplumsal anlamda büyük

zararlarla karşı karşıya gelinebilmekte ve bu zararlar sadece işsiz gençleri

değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir.

Çalışmamız kapsamında, birinci bölümde öncelikle gençlik farklı

açılardan tanımlanmış, eğitimli gençlerin çalışma yaşamına geçişinde

yaşadıkları güçlükler ve bu güçlüklerde etkili olan faktörler tek tek ele

alınmıştır. Eğitimin, özellikle de yüksek öğretimin hızla artan öneminden

bahsedilmiştir. İkinci bölümde ise mevcut sınırlılıklar çerçevesinde gençlerle

yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilerek, kendi konumlarıyla ilgili yorumları

alınmış, çalışmaya bire bir katılımları sağlanmıştır. Yine bu doğrultuda

gençlerle ilgili olarak ulaşılabilen mevcut birçok çalışma taranmış, bu

çalışmaların genellenen sonuçlarıyla araştırmamıza katılan gençlerin

görüşleri bir araya getirilerek bulgular elde edilmiştir.

Page 12: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

12

Sonuçta, değinilen tüm bu hususlarla ilgili olarak çalışmamızın temel

amacı: Yüksek eğitim düzeyindeki gençlerin iş bulamamasıyla ilgili sorunun

çözümlenebilmesi için, öncelikle sebeplerine açıklık kazandırmaktır.

Page 13: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

13

BİRİNCİ BÖLÜM: ÇALIŞMANIN KURAMSAL

ÇERÇEVESİ

I. GİRİŞ

Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, öncelikle

gençlik bir kavram ve dönem olarak ele alınmıştır. Bu

dönemin sonlanmasında önemi olan faktörlerden

kısaca bahsedilmiş, bu faktörlerden özellikle işin

önemi ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra çalışmanın

kapsamını oluşturan eğitimli gençlerin çalışma

hayatına geçişi konusunda genel bilgiler toplanmış,

eğitimin giderek artan önemi vurgulanmıştır. Bununla

birlikte eğitim düzeyinin yükselmesine rağmen

gençlerin bu geçişte sorunlar yaşaması ve işsizlik

gibi bir problemle yüz yüze gelmesi üzerinde

durulmuştur. Konu, daha önce yapılmış

çalışmalardaki ekonomik, demografik ve siyasal bakış

açılarıyla irdelenmiş, işverenlerin genç işgücüne

karşı, gençlerin de çalışmaya karşı tutumları

Page 14: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

14

konusunda literatür taraması yapılarak genel bilgi

birikimi sağlanmıştır.

II. GENÇLİK

A. BİR KAVRAM VE DÖNEM OLARAK GENÇLİK

Gençlik konusunda çok farklı tanımlar yapılmakla

birlikte, evrensel bir tanımın varlığından söz

edilememektedir.1 Bu tanımlarda en çok başvurulan

ölçüt biyolojik özellikler ve yaş olmaktadır.

Gençlik, Türk Dil Kurumu sözlüğünde “genç olma durumu, ihtiyarlık

karşıtı, insan hayatının ergenlikle orta yaş arasındaki dönemi” olarak

tanımlanmıştır.2 Başka bir tanımda gençlik; bebeklik, çocukluk, olgunluk

arasında kalan kategorinin adıdır. Genç, çocuk değildir, ama henüz olgun,

yetişkin de değildir.3

Köknel’e göre genç “Belirli ve sınırlı bir yaş dilimi içinde duygu,

düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme çabası harcayan kişidir.”4 Milli

Eğitim Bakanlığı gençliği “12-24 yaş arasında kalan grup” olarak

1 DPT, 1983, s.11

2 Türk Dil Kurumu, 1988, s.537-538

3 Çelebi, 1985, s.103

4 Köknel, 2001, s.17-19

Page 15: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

15

tanımlamıştır.5 OECD’nin gençlik tanımında da 15-24 yaş dilimi kabul

edilmektedir. UNESCO’nun önerdiği, tüm dünya ülkelerine genellenebilecek

tanımlardan birinde de, gençlik 15-24 yaş arası olarak görülmektedir.6 Bu yaş

sınırları, toplumların yapısına, coğrafik koşullara göre farklılaşmakla birlikte,

dönemin başını ve sonunu net olarak sınırlandırabilmiştir.

Sosyolojide, topluluklar teorik olarak bu şekilde yaş gruplarına

bölünmekte ve araştırmalarda yaş kategorileri kullanılmaktadır. 16 yaş altı,

16-24 yaş, 24-35 yaş, 35-45 yaş gibi... Bunun nedeni, değişik yaş gruplarının

farklı davranış sergileyeceklerine olan inanıştır. Ancak, 35 yaşındakilerin 25

yaşındakilerden veya 36 yaşındakilerden farklı davrandıklarını ispatlamak

güçtür. Yaş farkları önemlidir, ama bu kadar kesin ayrımlar yaratması

mümkün müdür? Gençler, çocukluk ile yetişkinlik arası yaştaki kişilerdir.

Ancak hangi yaşta çocukluk bitmekte ve genç olunmaktadır veya hangi yaşta

yetişkin olunmaktadır? 15 yaşındaki birçok kişi çocuk gibi, 18 yaşındaki

birçok kişi de yetişkin gibi davranabilmektedir. Örneğin, evlenmiştir ve çocuk

sahibidir.7 Micheal de Saint Pierre’ye göre “gençlik bir yaş değil, haldir”.8 Yani

gençlik, sadece biyolojik yaşla değil, bu yaşın etkisi olan sosyal konumla da

5 Yazıcı, 2001, s.6

6 DPT, 1983., s.12

7 Frith, 1984, s.1-2

8 DPT, 1983, s.12

Page 16: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

16

ilgilidir. Çünkü, özünde biyolojik olan bu kavram, insan söz konusu olduğunda

toplumsal bir hâl almaktadır.9

Gençlik çağı bir süreç olarak ele alınırsa, görülen değişimler şu şekilde

tanımlanabilir; “Gençlik çağının başlangıcında hızlanan bedensel değişme

sonraları yavaşlamakta ve durmaktadır. Bunu ruhsal ve toplumsal gelişme

takip etmektedir.”10 Dolayısıyla, gençlik döneminin başlangıç evresini

belirlemede yaş ve biyolojik özelliklerin öncelikli etkenler olduğu

söylenebilir; ancak dönemin sonunu belirlemede evlilik, çocuk sahibi olma,

iş, kariyer, ev sahipliği gibi yetişkin rollerinin alındığı çok daha farklı

etkenler rol oynayabilmektedir.

Ergenlik belirtilerinin ortaya çıktığı 12-15 yaşlar, olumsuz davranışların

yoğun olduğu dönemdir. 15-17 yaş aralığında güvensizlik ve çekingenlik

hakimdir. 17 yaş sonrasında ise kendine güven ve gösteriş ağır

basmaktadır.11 Zihin yaşı ise ortalama 14 yaşa kadar sabit kalmakta, 18 yaşa

kadar da egzersizlerle olgunlaşmaktadır. Kanunun, reşit olma yaşını 18

olarak saptaması da buna bağlıdır. Felsefi kavramlarla ilgilenmeye başlama

ise 25 yaşına doğru tamamen gelişmiş olmaktadır.12

9 Gökçe, Birsen; Orta Öğretim Gençliğinin Beklenti ve Sorunları, MEB Yayınları, İstanbul,

1984, s. 4’den aktaran Bayhan, 1997, s.203

10 Çakmaklı, Kemal; Aileler İçin Sosyal Hizmet, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu

Başkanlığı Yayınları, Ankara, 1983, s. 164’den aktaran Yazıcı, 2001, s.7

11 Yörükoğlu, 1980, s.279

12 Çakmaklı, Kemal; Aileler İçin Sosyal Hizmet, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu

Yayınları, Ankara, 1983, s. 164’den aktaran Yazıcı, 2001, s.7

Page 17: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

17

Gençlik psikolojisi konusunda ilk çalışma 1904’te G. Stanley Hall

tarafından yapılmıştır. Hall, Adolescence adlı kitabında, gençliğin bir yeniden

doğuş dönemi olduğundan bahsetmektedir. İnsanoğlu önceleri biyolojik

ihtiyaçlarını ve yaşamlarını sürdürmeye yönelik içgüdüleriyle yaşarken;

uygarlaşmış ve başkalarını düşünme, adalet, sosyal refah gibi idealleri,

içgüdülerinin önüne geçirmeye başlamıştır. İşte gençlik, insanlığın uygarlığa

ilk geçişte yaşadığı sıkıntıların her bir birey için tekrar yaşanmasıdır. Anna

Freud13 gençlik dönemini benzer biçimde “fırtına ve stres” olarak

tanımlamıştır. Bu dönem aynı zamanda bir çelişkiler dönemidir. Gençler bir

yandan kendilerini çok kolay feda edebilmekte, bir yandan da kendilerini

kainatın merkezi gibi görmektedirler. Hem kendilerini toplumun içinde görmek

istemekte, hem de yalnızlığa özlem duymaktadırlar. Bazen yorulmak

bilmeden çalışmakta, bazen de kaygısız olabilmektedirler.14

Aristo, 2300 yıl önce gençlerden şu şekilde bahsetmektedir:

“Gençlerin istekleri pek çoktur ve bunları hemen eyleme dönüştürmek

isterler. Tutkulu, huysuz ve öfkelidirler. Onura ve başarıya paradan çok değer

verirler. Çünkü paraya gereksinimleri olmamıştır. Eli açık ve iyilikseverdirler.

Çünkü kötülükleri tanımamışlardır. Çabuk güvenir ve çabuk bağlanırlar.

Çünkü aldatılmamışlardır. Yüksek amaçları ve idealleri vardır. Çünkü daha

yaşamın sillesini yememişler, koşulların sınırlayıcı etkisini öğrenmemişlerdir.

13 Sigmund Freud’un psikanalist kızı

14 Özbay; Öztürk, s.14-15

Page 18: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

18

Yanılınca çok yanılırlar. Herşeyi bildiklerini sanır, onun için yanlışlarında

sonuna kadar direnirler. “15

Gençlik için yapılan yorumlar göstermektedir ki, dönem, birey için

hayatın en zorlu ve değişken dönemidir. Dönemin sonlarına yaklaştıkça

sosyal öğelerin etkisi artmakta ve bu öğelerin bireyin bilinçaltında yerleşmesi

ve kabullenilmesi bireyde sıkıntılara ve çelişkilere neden olmaktadır. Bireyin

bu bunalımı kendine ve topluma yansımakta ve bu dönemin değişkenlerini

ayrı bir sosyolojik sorun haline getirmektedir.

B. GENÇLİK DÖNEMİNİN SONLANMASI VE SOSYALLEŞME

Gençlerin bir tarafında bağımsızlıklarını kazanmış yetişkinler, diğer

tarafında ise bağımlı çocuklar vardır. İşte gençler, bağımlılık ile bağımsızlık

arasındaki bir hareketi tanımlamaktadır. Gençler çocuklardan çok daha

bağımsızdır, ama geçim, bilgi, güvenlik ve sevgi gibi boyutlarda yetişkinlere

bağımlıdır. 16

Dönemin sonlanmasındaki ve bağımsızlığa geçişteki öneminden

dolayı “sosyalleşme” kavramını ele alma gereği doğmaktadır.

Sosyalleşme, insan yavrusunun toplumun bir

üyesi haline gelmesidir. Yani ailesinin, akraba ve

komşuluk düzeyinin, şehir ve köyünün ve nihayet

15 Yörükoğlu, 1989, s.19-20

16 Frith, 1984, s.2

Page 19: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

19

ulusunun bir parçası olduğunu öğrenmesidir.17 Daha

genel bir tanımla, bireyin içinde bulunacağı grup veya

toplumun değer ve normlarını öğrenerek, o grupta

veya toplumda kendisine düşen sosyal rolleri

yeterince yerine getirmesini sağlayacak bilgi, görgü,

beceri ve alışkanlıklara sahip olması, dolayısıyla ait

olduğu toplumun veya grubun bir üyesi haline

gelmesidir. Yani insanın topluma uyum sürecidir.18

Sosyalleşme çok karmaşık bir süreçtir. Çünkü

insan, sayılamayacak kadar çok faktörün etkisindedir

ve bu karmaşık etkileniş sonucunda “bir birey”

olarak belirmektedir. Bu karmaşık bütün hiçbir zaman

iki ayrı insanı tıpatıp aynı kılmayacaktır.19 Bununla

birlikte, bireylerin sosyalleşme süreci için ortak bazı

değerler söz konusu olabilmektedir. Şekil 1’de bu

değerler, birbirleriyle bağlantılı olarak görülmektedir.

17 Kağıtçıbaşı, 1989, s.245

18 Bayhan, 1997, s.203

19 Kağıtçıbaşı, 1989, s.246

Page 20: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

20

Şekil 1: Ferdin sosyalleşme süreci

Page 21: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

21

Sosyal Kurumlar

Kitle İletişim Araçları

TOPLUM

İş ve Çalışma Yaşamı

FERT

Aile Akran ve Arkadaş Çevresi

Okul Çevresi

Kaynak: Bayhan, 1997, s.205

Çocuk, önce ilk sosyalleşme kurumu olan aile

içinde yer alır, toplumun dilini öğrenerek iletişime ve

etkileşime girer, öğrenmeye başlar. Aileden toplumun

sosyal ve kültürel mirasını devralır. Daha sonra akran

ve arkadaş çevresinde farklı bir kültür daha kazanır,

aynı zamanda eğitim kurumlarından eğitim alır. Okul

çevresinden sonra, çalışma hayatı bireyin

sosyalleşmesi ve olgunlaşması için önemli bir

Page 22: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

22

vasıtadır. Kitle iletişim araçlarının da bu dönemde

önemi olacaktır. Sosyal kurumlar ise bütün süreçleri

kuşatacak ve kapsayacaktır.20

Aslında her birey yeganedir, kendine özgü bir

kişilik gelişimine ve ayırt edici deneyimlere sahiptir,

ancak sosyalleşme bunlarla ilgilenmez. Bireyi,

çevresindekileri öğrenme yeteneği yönünden ele alır.

Beklentilerin zihne yerleşmesine yardımcı olur.

Toplumsal rolleri ve onları destekleyen tutumları

öğreterek, bireye temel bir hazırlanma sağlar.21

Bireyler yaşamları boyunca yeni roller

edindiklerinden, sosyalleşmenin tamamlandığı belli

bir yaş sınırını düşünmek mümkün olmayacaktır. Yani

sosyalleşme tüm yaşam boyunca sürebilecektir.22

Bununla birlikte gençlik döneminin, bireylerde

yarattığı daha önce değinilen köklü değişimler

20 Bayhan, 1997, s.204

21 Tezcan, 1995, s.39-40

22 Tezcan, 1995, s.48

Page 23: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

23

sebebiyle sosyalleşmenin büyük bir bölümünü

kapsadığı söylenebilir. Ayrıca yapılan araştırmaların

sosyalleşme olgusunu ele alma yönlerinden birinin

bağımlılık olması,23 “bağımlılık ile bağımsızlık

arasında bir hareket olarak” tanımlanan gençlik ile

yakından ilişkisini ortaya koymaktadır.

Esasen kişiye toplumsallığı veren, onun oynadığı

rollerdir. Yani bireyden beklenen davranışların

bütünüdür. Örneğin bir aile üyesinden bazı tutum,

davranış, görev ve ayrıcalıklar beklenir. O üye,

beklenen kalıplara uyduğu ve davranışları

gerçekleştirdiği taktirde rolünü yerine getirmiş sayılır.

Toplumsal rol sınıflandırmaları içinde “tayin edilmiş

roller ve kabul edilmiş roller” vardır. Tayin edilmiş

roller, kişiye kendisinin dışında verilmiş toplumsal

rollerdir. Kız, oğul, amca, büyükbaba olmak gibi.

Kabul edilmiş roller ise bireyin kendi isteği ile

23 Kağıtçıbaşı, 1988, s.246

Page 24: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

24

edindiği rollerdir. Bir işte çalışmaya karar vermek,

evlenmeye karar vermek gibi.24 Bazen de birey, rolden

role zorunlu bir değişim gerçekleştirir. Bu değişimin

(rol hareketliliğinin) bir çeşidi, sürecin sosyalleşme

içinde derece derece yaşanmasıdır. Çocuklukta

ailesel ve oyunsal roller öğrenilir. Sonra eğitimsel,

dinsel, ekonomik ve siyasal roller oynanır. Evlenince

de yeni roller edinilir.25

Gençlik dönemi içindeki bir birey, öncelikle

iradesinin dışında kazanılan tayin edilmiş rollerle

donatılmıştır; ancak yetişkinlerin bağımsızlığını

kazanmak istemesi, onda benliğini ortaya

koyabileceği kabul edilmiş rolleri daha cazip

kılabilecektir. Buna benzer biçimde,

toplumsallaşmanın gereği olan zorunlu rol hareketleri

de onu mutlu edecek, üstleneceği yeni roller gençlik

24 Tezcan, 1995, s.69-70

25 Tezcan, 1995, s.73-74

Page 25: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

25

evresinin bitişi ve yetişkinliğin göstergesi

sayılabilecektir.

Sosyalleşmeyle ilgili bir başka nokta ise

toplumların yapısıdır. Sosyalleşme süreci her topluma

göre farklılaşabilmektedir. Geleneksel toplumlarda

kişiden beklenen roller, biyolojik dönemlere bağlı

olarak belirlenmektedir. Bu tür toplumlarda özellikle

ömür süresinin kısalığı da etkili olmakta, sosyal

ortamlarda süre erken tamamlanmaktadır ve o

toplumun kültürüne uygun bir olgunluk dönemi

başlamaktadır. Sanayileşmiş, modernleşme yolunda

olan toplumlarda ise bireyin beklenen rollere ve

statülere ulaşması daha ileri yıllara itilmiş olup, bu

dönem “uzatılmış gençlik” olarak tanımlanmaktadır.26

Sanayileşmiş toplumlardaki modern gençlik artık

sadece hayat süreci içinde kendi ağırlığı olmayan bir

geçiş dönemi değildir. Aksine tüm hayat süreci için 26 Berkay, Fügen; “Gençlik Sosyolojisi Konferansı”, İnönü Üniversitesi, Malatya, 18 Kasım

1985, s.3’den aktaran Bayhan, 1997, s.213

Page 26: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

26

büyük önemi olan kalifikasyon kazanma, yönelme ve

karar verme dönemidir. İlerisi için en önemli karar ve

tedbirler bu dönemde alınmaktadır.27

Gerek azgelişmiş toplumlarda, gerekse

sanayileşmiş toplumlarda başarılı bir sosyalleşme

sağlamak, dönemin nasıl geçtiğiyle yakından ilgilidir.

Bayhan, konuyla ilgili şu yorumu getirmektedir;

”Bütün sınırlandırılmışlıklar, normlar ve kültürel

kodları seçerek alabilen ve kendi benliğinde

özümseyerek senteze ulaştıran genç birey, kişiliğini

kazanarak toplumun bir üyesi olmaktadır. Aksi

taktirde genç ya pasif bir birey, taklitin takliti olarak

hayatını sürdürür ya da topluma yabancılaşır ve

bunalımlı olarak toplumun kenarında hayatını

sürdürür” 28

27 Münchmeier, 2000, s.33

28 Bayhan, 1997, s.204

Page 27: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

27

1. Gençlik Döneminin Sonlanması ve Sosyalleşmede

Önemli Faktörler

Gençler için başından beri değinilen

bağımlılıktan bağımsızlığa geçiş ve buna bağlı olarak

sosyalleşmede dört öğe önem taşımaktadır:29 Aile,

eğitim, boş zaman, ve iş.

Bundan sonraki bölümde, özellikle iş kavramı

üzerinde durulacaktır. Ancak tüm öğelerin bireyin

yaşamında çakışacağı, dolayısıyla diğer öğeleri de

konunun dışında tutmanın mümkün olmayacağı

düşüncesiyle; öncelik kısaca aile, eğitim ve boş

zamana verilecektir.

a. Aile

Toplumun en küçük birimi olan aile, bireyin

içinde yer aldığı ilk toplumsal kurumdur. Bu nedenle,

bireyin sosyalleşme süreci bütünüyle olmasa da

29 Frith, 1984, s.2

Page 28: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

28

büyük oranda ailesine bağlı olarak yönlenecektir.

Çocuğun kişilik gelişimi ailede başlamakta, toplumsal

normlar orada öğrenilmektedir. Zaten aileden

beklenen en önemli işlevlerden biri, çocukların

büyütülmesi ve topluma kazandırılmasıdır. İlk

ödüllendirme ve cezalandırma, kendisi hakkında ilk

araştırma deneyimleri ailede yaşanmakta ve temel

kişiliğin gelişimine yardım etmektedir.30

Çocukların yaşlarının artması, aile içi rolleri

değişikliğe uğratmaktadır. Çocuklar ergenlik yaşına

geldiğinde ihtiyaç duydukları özerkliğin onlara

sağlanması, üstlerindeki kontrolün azaltılması

gerekmektedir.31 Ancak her ailenin çocuklarına olan

tutumu aynı değildir. Çocuk yetiştirme biçimiyle ilgili

dört ebeveyn türü tanımlanmıştır:32

30 Tezcan, 1994, s.147

31 Özbay; Öztürk, s.75-77

32 Özbay; Öztürk, s.78-81

Page 29: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

29

Baskıcı Ebeveynler: Katı standartları vardır.

Kısıtlayıcı ve reddedicidirler. Koydukları kuralların

kayıtsız kabul edilmesini beklerler. Bu tür ailelerde

yetişen çocuklar ailelerince bağımsız bir birey olarak

görülmezler. Birey yetişkin olduğunda gelenekçi, katı

ve tutucu olur.

Aşırı İzin Verici Ebeveynler: Çocuğun istekleri

herşeyden üstün tutulur. Çünkü sadece onun mutlu

olması ve kendilerini sevmesi beklenmektedir.

Dolayısıyla disiplin gerektiği gibi uygulanmaz. Çocuk

benmerkezcidir, dikkat çekmeye çalışmaktadır.

Yetişkin olduğunda kendine güvensiz ve nerede

duracağını bilemeyen bir kişilik sergiler.

İhmalci, Tutarsız Ebeveynler: Kuralları yoktur,

olsa bile belirgin değildir. Çocuk bazen sevilir, bazen

aşağılanır, reddedilir. Sonuçta toplumu suçlayan,

antisosyal davranışlarla öfkesini dışa vuran bireyler

oluşur.

Page 30: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

30

Yönlendirici Ebeveynler: Değişmeyen bir şefkat,

esnek ama mantıklı uygulanan bir disiplin vardır.

Sınırları belirlenmek koşuluyla çocuğa özgürlükler

tanınır. Böylece çocukta kendini kontrol gelişecektir.

Bu tarzda yetiştirilen bireyler kendilerine güvenirler.

Aktif, başarılı ve sorumluluk sahibi olurlar.

Ekşi, gencin kendini bulabilmesi için, özellikle

17-21 yaş arasının öneminden bahsetmektedir.

Bireyin önceki yıllarda temel güven duygusu sağlıklı

geliştiyse bağımsız kararlar verebilecektir.

Gelişmediyse, bu dönemde güven duyabileceği

insanlar, sığınabileceği bir din, ideoloji veya bir

felsefe arayacaktır.33

Bireyler hayata ebeveynlerinin bulunduğu sosyo-

ekonomik statü ile başlarlar.34 Ailenin ne tür bir

yaşam biçimi varsa çocuk da durumdan derin bir

33 Ekşi, 1982, s.40

34 Yazıcı, 2001, s.15

Page 31: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

31

şekilde etkilenecektir.35 Shell Gençlik Araştırması’na36

göre aile, gençlerin % 81,8’i için genci koruyan ve ona

kucak açan bir kurum olarak görülmektedir ve bu

görüşler yaşa veya cinsiyete göre değişmemektedir.

Buna ek olarak, daha düşük sosyo-ekonomik statülü

toplum diliminde ailenin koruyucu bir kurum

olduğuna daha fazla inanılmaktadır. 37

Ailenin büyüklüğü de çocuğun gelişiminde etkili

olabilmektedir. Geniş bir ailede çocuk sayısının fazla

oluşu, çocukların yeterli derecede eğitimine engel

olmaktadır. Sanayileşme süreci içinde aile daralmış

ve bir kısım görevlerini başka kurumlara devretmiştir.

Ancak yine de çocuğun toplumsallaştırılması

35 Tezcan, 1995, s.15

36 Alman Shell Gençlik Araştırması 12-14 yaşları arasındaki 2102 kişiyle, 60 röportaj, 19

biyografik portre ve temsil edici bir anket araştırması şeklinde yapılmıştır. Araştırma

sonuçları Mayıs 1997 ‘de yayımlanmıştır.

37 Münchmeier, 2000, s.53

Page 32: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

32

değişmeyen ve önemini yitirmeyen bir işlev olarak

ailenindir.38

Bir başka konu, ebeveyn evliliğinin gencin

kişiliğiyle doğrudan ilişkisidir. Evlilik dengeli ve

başarılı ise gençler doğal olarak bundan olumlu

etkileneceklerdir. Aksine ebeveynin boşanması

gencin sorunlarını arttıracaktır. Yapılan araştırmalara

göre, boşanmış aile çocuklarında ruhsal uyumsuzluk

oranı daha fazladır. Bu uyumsuzluklar ruhsal

çöküntü, okul başarısızlığı ve çeşitli davranış

bozuklukları şeklinde olabilmektedir. 39

Yine bazı durumlarda annenin çalışması da,

çocuğun gelişiminde aksaklıklar yaratabilmekte,

çocukta uyum ve davranış bozukluklarına yol

açabilmektedir. Çocuğun ruhsal gelişimi

aksayabilmektedir. Sonuçta kırgınlık, güvensizlik,

38 Tezcan, 1994, s.148,153

39 Tezcan, 1994, s.149

Page 33: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

33

kaygı ve karamsarlık baş gösterebileceği gibi,

saldırganlık ve suçluluk duyguları oluşabilmektedir.40

Aile, doğası gereği tutucu bir kurumdur. Çünkü,

ana babalar çocuklarına kendi anne babalarından

aldıkları kültürü iletme eğilimindedirler.41 Gençlerin

sosyal ilişkilerini büyük oranda etkileyip, ilerideki

cinsiyet rollerini de hazırlarlar. Kızlarına ve oğullarına

verdikleri değerler farklı olabilmektedir. Aileleri

tarafından daha çok ev içi bir hayat için hazırlanan

kızlar, gelenek ve göreneğe saygıyı, klasik anne ve

kadın rolünü öğrenmektedirler. Bu bireylerin

toplumsal hareket alanları dar olmaktadır. Erkekler ise

daha çok hayat içindeki önderlik için

yetiştirilmektedirler ve daha fazla toplumsal hayata

yönlenip, daha fazla özgürlüğe sahip olmaktadırlar.42

Yetişkin erkek ve kadınlar iş fırsatı, ücret gibi

40 Tezcan, 1994, s.149-150

41 Tezcan, 1995, s.44

42 Münchmeier, 2000, s.53-54

Page 34: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

34

konularda eşit olmadıkça; kadınlar genelde erkeklere

göre daha bağımlı olacaklardır ve kızların

bağımsızlığa geçiş süreci bundan olumsuz

etkilenecektir.43

Ebeveynler, çocuklarının kendileri gibi

yetişmesini, kendi tutum ve davranışlarını

benimsemesini ve kendi amaçlarını

gerçekleştirmesini arzularlar. Oysa gençler için kendi

tutum ve davranışlarının, kendi amaçlarının varlığı

önem taşımaktadır. Çünkü, bu yetişkinliğe geçiş için

büyük bir adım olacaktır. Bu durum, kuşaklar arası

anlaşmazlıklar yaratmakta ve her kuşak kendinden

önceki kuşağı kınamakta ve yargılamaktadır. Duruma

bakış açısı iki taraf için de faklı olacaktır; Ebeveynler

için çocukları asi, söz dinlemez ve dejenere olmuş

durumdadır. Gençler için ise ana babalar tutucudur.44

43 Frith, 1984, s.5

44 Gökçe, Birsen; Orta Öğretim Gençliğinin Beklenti ve Sorunları, MEB Yayınları, İstanbul,

1984, s.6’den aktaran Bayhan, 1997, s.221

Page 35: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

35

Eğer genç, yetişkinlerden oluşan bu toplumla

uyuşamıyorsa, sebebi; aralarındaki zevklerin,

tarzların, değerlerin ve normların çatışmasına

bağlanabilmektedir.45

b. Eğitim

Aileden bağımsızlığa ilk açık hareket, çocuklar

okula başladıklarında söz konusu olmaktadır. Çünkü

bireylere ilk benzer deneyimi kazandıran ve biyolojik

yaşa göre hareket eden tek kurum okullardır.46 Yani

okullar aileden sonra kültürü aktaran temel

araçlardan ikincisidir. Okulun kurallarına göre

toplumsallaşan genç, toplum kurallarına da uyum

göstermektedir. Ayrıca eklemek gerekir ki, okullar

aileye göre daha yenilikçidir ve gelişime açıktır.

Gençleri hayata hazırlamakta eğitim-öğretim odak teşkil etmektedir.

Bununla birlikte, günümüzün koşulları eski eğitim seviyelerini yeterli

45 Yazıcı, 2001, s.14

46 Frith, 1984, s.3

Page 36: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

36

kılmamakta, gençlerin kendilerini daha fazla geliştirmeleri için onları

zorlamaktadır. Münchmeier, yetişkinliğe geçiş ile eğitim arasında şu şekilde

bir bağ kurmaktadır: “Gençlik döneminin tamamlanması zorlaştıkça ve

yetişkinliğe geçişe karşı tedirginlik arttıkça, bu iğne deliğine o oranda daha

geç varılması istenmektedir.” Sona daha iyi hazırlanabilmek, eğitim ve

kalifikasyon almak için daha fazla zaman ayırmak gerekmektedir. Bir yandan

yetişkin olmak istemek, bir yandan da geçişteki zorluklar nedeniyle, genç

kalmak zorunda olmak günümüz gençliği için aşılması gereken bir

paradokstur.47 Öğrenim süresi arttıkça toplumsallaşma gecikecek ve aileye

bağlılık çocukluk dönemindekinden farklı olmayacaktır.

Günümüzün modern gençliği, sadece eğitim açısından ele

alınmamalıdır. Çünkü, gençler artık kendi yaşam şekli yönünde belli bir

bağımsızlık kazanmıştır. Bu durum, gençliği tekdüze bir hale getirmemiş, tek

tip bir kalıba yerleştirmemiştir. Günümüzde eğitim fırsatları geçmişe göre

daha fazladır ve geçmişten bu yana eğitime uzak kalmış kızlar, kırsal kesim

gençliği gibi gruplar da gençlik tanımlamalarına dahil olabilmişlerdir. Ancak

belirtmek gerekir ki, gençlik dönemini tamamlamak, kızlar için erkeklerden

yine de daha zordur.48

Gençlik evresini hızlı şekilde tamamlamak

isteyenler, daha çok mesleki eğitim görenler

47 Münchmeier, 2000, s.41

48 Münchmeier, 2000, s.34, 43

Page 37: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

37

olmaktadır.49 Denilebilir ki bu yönüyle eğitim, temel

olarak kişileri ilerideki mesleklerine hazırlamaya

yönelik bir araçtır. Özellikle de üniversitenin rolü

tartışılmaz olmaktadır. Çalışmamızın ilerideki

bölümlerinde üniversite eğitimi daha ayrıntılı olarak

ele alınacaktır.

c. Boş zaman

Yaşamda sarf edilen zaman dilimleri üç grupta

ele alınabilmektedir. Birincisi biyolojik olarak var

olmayı, canlı kalmayı gerektiren, yemek yemek,

uyumak gibi fiillerle geçirilen zamandır. İkincisi,

geçinmek ve yaşamak için çalışılarak geçirilen

zamandır. Üçüncüsü ise bunlardan arta kalan boş

zamandır.50

49 Münchmeier, 2000, s.41

50 Tezcan, 1993, s.7

Page 38: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

38

Gençler, boş zaman etkinliklerine özellikle daha

fazla katılmaktadırlar. Çünkü ikinci zaman dilimi

henüz çoğu için mevcut değildir. Gençler bu

dönemde ailenin, okulun, toplumun normlarına

koşulsuz bağlılıktan da sıkıldıklarından, kendileri gibi

olabilecekleri bir zaman aralığı aramaktadırlar. Boş

zamanlar bu nedenle onlara cazip gelmekte,

bağımsızlığa ve yetişkinliğe yaklaştıklarını

hissettirmektedir.

Bu zamanlarda kıyafetleriyle, müzik ve

danslarıyla kendilerinden hoşnutturlar. Bu onları ayrı

bir sosyal grup yapmaktadır. Çoğu genç sosyolojisi

tanımı, aslında boş zaman sosyolojisi tanımıdır ve

boş zamanın böyle yorumlanması

eleştirilebilmektedir. Boş zamanların nasıl geçtiği,

aile, eğitim ve iş yaşantısından ayrı anlaşılmamalıdır.

Sosyologlar özellikle bu konu üzerinde

durmaktadırlar. Çünkü gençler, bu zamanlarda

Page 39: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

39

görülür şekilde daha bağımsız davranmaktadırlar.

Yetişkin olmayan üslup ve değer yargılarıyla ifade

edilmektedirler.51

Yapılan araştırmalarda, boş zamanların eğitimle

ilişkili olduğu ortaya konmuştur. Eğitim düzeyinin

arttığı oranda, bireylerin boş zaman değerlendirme

etkinliklerine daha geniş ölçüde ve daha yoğun olarak

katıldıkları saptanmıştır.52 Ayrıca ailelerin yapısı ve

çocuklarına davranış şekilleri de etkili olmaktadır.

Özellikle Amerikan ailelerinde, çocuklar ergenlik

döneminde aileden bağımsız olmak istemekte ve

evden uzaklaşmaktadırlar. Ailenin gevşekliği ve

bütünleşememesi, çocuğun boş zaman

değerlendirme dürtülerinin olması gerekenden daha

erken yaşta gelişmesine yol açmaktadır.53

51 Frith, 1984, s.3-4

52 Tezcan, 1993, s.131

53 Tezcan, 1993, s.55

Page 40: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

40

d. İş

Yaygın bir inanış, okulu bitirmenin gençliğin sonu olduğudur.54 Oysa

eğitimi tamamlamış olmak, bağımlılıkları bitirmemektedir. Gençlerin işgücü

piyasasına dahil olması daha fazla önem taşımaktadır. Gençlik döneminin,

kişinin sosyal ve ekonomik bağımsızlığını kazanması ile sonlandığı kabul

edilecek olursa, iş sahibi olmanın, dönemin başlıca gelişimsel

görevlerinden biri olduğu açıktır.55 Gençlerin kendi gelirlerini kazanmaları,

bir bakıma yetişkin rolü almalarıdır.

İlkel toplumlardan bu yana, yetişkinler dünyasına girme teşebbüsü

önemli olmuştur. Örneğin ortaçağda şövalye unvanı verilişi veya dine girişin

tasdiki, toplumda aynı anlayış içinde yapılmıştır. Amerikan gençleri,

ayakkabılarına ve ilk kez giydikleri uzun pantolonlarına yetişkinliğin bir

sembolü olarak bakmışlardır. Yine kızlar için, evlilik bir dönüm noktası olarak

kabul edilmiştir. Ancak azgelişmiş toplumlarda, iş bir dönüm noktası değildir.

Çünkü iş, bireylerin yetişkinliğe varmadan çok önce yüz yüze geldikleri bir

olgudur. Bu dönemde (okuldan ayrılan) bir genç bulaşıkçılık veya otopark

işçiliği gibi vasıfsız işler yapabilmektedir. Böyle bir genç, emeklerinin boşa

gittiğine inanan bir insan konumundadır. Başkalarının kendisine değer

vermediğine inanmaktadır. İşini kısa bir zaman sonra terk edecek, başka bir

iş arayacaktır. Böylece 22 yaşından küçük gençler arasında iş değiştirme,

yetişkinler arasındakinden çok daha fazla olacaktır. Üstelik bu durum planlı

değil, tamamen tesadüfidir. Modern toplumlarda ise gençlik dönemindeki iş 54 Frith, 1984, s.3

55 Özbay; Öztürk, s.92

Page 41: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

41

fırsatları ortadan kalkmış gibidir. Bu dönemdeki kız ve erkeklere verilebilecek

çok az kalifiye iş vardır. Modern ekonomiler sadece daha olgun insanlara iş

verdiğinden ve değerler görevlerle ölçüldüğünden iş, yetişkinler dünyasına

kabul edilmenin bir sembolü haline gelmiştir. Artık ne dini merasimler, ne

evlenmeler, ne de okul bitirme törenleri topluma giriş sembolü olarak iş kadar

önemlidir. Ölçüler, yetişkinler dünyasının ölçüleridir ve her genç yetişkin

olmanın ve onlara ait işleri yapmanın hasretini çekmektedir.56

Bu durumda söylenebilir ki, modernize edilmiş gençliğin

göstergelerinden biri, iş ehliyeti (kalifikasyon) elde ederek gelecekteki hayata

hazırlık yapmaktır. 19. yüzyıl sanayileşme sürecinin başından itibaren gelişen

gençlik modernizasyonuyla birlikte eğitim şartlarının iyileştirilmesi, hayat

şartlarındaki eşitsizliğin giderilmesi, demokratikleşme, toplumsal katılım gibi

hedefler belirlenmektedir. Gençlik bu anlamda başarısız olursa, başarılı bir

hayat süreci için gerekli ön şartlar riske atılmış olacaktır. Bu modele göre

gençliğin tanımı, “İlerisi için vasıflar kazanmak, daha sonraki yaşama özellikle

de iş ve meslek hayatına kendini hazırlamak”tır. Bu demektir ki, gencin

kendini topluma kabul ettirebilmesi için çalışmayla ilgili becerilerini

geliştirmesi gerekmektedir ve bu uzun bir zaman alacaktır.57 Böylelikle,

gençlik dönemi, alışılmıştan farklı olarak daha uzun sürebilecek ve ne zaman

sona ereceği göreceli olacaktır.

56 Venn, 1968, s.22-24

57 Münchmeier, 2000, s.32-33

Page 42: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

42

III. EĞİTİMLİ GENÇLERİN ÇALIŞMA HAYATINA GEÇİŞİ A. ÇALIŞMA, İŞ, VASIFLI İŞGÜCÜ VE İŞSİZLİK

1. Çalışma, İş ve Vasıflı İşgücü

Çalışma, Ekonomik Terimler Sözlüğü’nde “Bir mal ya da hizmet

üretmek, bir sonuç ortaya koymak için harcanan emek, yapılan iş ve yaratılan

eser” olarak tanımlanmaktadır.58 İnsanın günlük yaşamı, çalışma, dinlenme

ve uyuma arasında geçmektedir ki bunların içinde en önemlisi çalışmadır.

Çünkü diğerleri için herhangi bir çabaya gerek duyulmamaktadır.59 İnsanın

hem fiziksel hem de sosyal anlamda yaşamını sürdürebilmesi için çalışmaya

ihtiyacı vardır. Maslow, İhtiyaçlar Hiyerarşisi kuramında bireyi çalışmaya

yönlendiren güdüleri incelemekte, insan davranışını yönlendiren en önemli

etkenin ihtiyaçlar olduğunu savunmaktadır. Maslow’a göre öncelikli ihtiyaçlar

yaşam gereksinimlerini giderecek fiziksel ihtiyaçlardır. Sosyal ihtiyaçlar ve

güvenlik ihtiyaçları ise ikincil ihtiyaçlardır.60 Gerçekten fiziksel ihtiyaçların

karşılanmadığı durumda, diğerleri de işe yaramamakta ve sonuç olarak her

bir ihtiyacın birlikte karşılanma olasılığı anca çalışarak doğmaktadır.

İnsanlar için çalışmanın üç temel anlamından bahsedilmektedir:61

• Çalışmak, insanın yaşamının devamını sağlamak için gelir elde

etme öğesidir.

• İnsanın kendini mutlu ve bağımsız hissetmesini, yaşamdan

doyum almasını sağlar. 58 Seyidoğlu, 1992, s.121

59 Köknel, 2001, s.249

60 Can; Akgün; Kavuncubaşı, Ankara 1998, s.304-305

61 Aytaç, 2002

Page 43: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

43

• Kendisi ve ailesi için statü ve sembol unsurudur.

Karataş’a göre çalışmak, bireyin gelecek yaşamını kurmada, kişiliğini

geliştirmede, toplum içinde bir rol ve statü edinmede, yaşamasını sağlayacak

her türlü olanağın yaratılmasında büyük rol oynamaktadır. Çalışmak, bireyin

güven içinde var olması ve kendini gerçekleştirebilmesi için tek çıkar yoldur.

Yine çalışmak, çağdaş anlayışa göre bir insan hakkı olarak

değerlendirilmektedir.62

Çalışma ve iş kavramlarının çoğu kez birbirinin yerine kullanıldığı

görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki; aralarındaki fark,

endüstrileşmeyle birlikte ücretli çalışmanın ortaya çıkmasıdır ve iş, ücret

karşılığı yapılan bir çalışma olarak tanımlanmaktadır.63

İnsan kaynağı, doğada kullanımı ve geliştirilmesi en güç kaynaktır.64

İşgücü gelişimi, her ülkede, ülkenin ekonomik gelişimine bağlı olarak

şekillenir.65 21. yüzyıl işgücü, yeni durumlara, değişen topluma ve süratli

gelişime ayak uydurabilen esnek ve yaratıcı bir insan istemektedir. Teknoloji

geliştikçe, şirketler daha fazla sorumluluk verebilecekleri çalışanlar

aramaktadırlar. Bu durumda çalışanların sürekli yeteneklerini ve eğitimlerini

geliştirmeleri gerekmektedir.66 Şirketler için rekabet üstünlüğünde önemli

olan, teknolojik gelişmeye paralel olarak işgücünün bireysel ve kolektif

yaratıcı gücünden de faydalanabilmektir. Uluslararası anlamda rekabet

62 Karataş, 1996, s.16-17 63 Şen, 1995, s.28

64 Selamoğlu, 1998, s.35

65 Van der linde, 2000, s.696-703

66 Van der linde, 2000, s.696-703

Page 44: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

44

üstünlüğünü yakalayabilen şirketler ve ulusal ekonomiler, insan unsurunun

artan önemini ön plana çıkaran, yönetim ve üretim anlayışları geliştirmek

sayesinde fark yaratmışlardır. 67

İşgücü piyasasını küreselleştiren eğilimler arasında karşılıklı neden

sonuç ilişkisine dayalı karmaşık bir etkilenme alanı olduğu düşünülmektedir.

Bu görüşe göre, süreci beş temel etmen belirlemektedir:68

• Uluslararası ticarette yaşanan serbestleşme

• Mikro-ekonomik ve enformasyon teknolojisindeki gelişmeler

• Gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerdeki liberalleşme ve

kuralsızlaşma temelli politikaların yaygınlaşması

• Gelişmekte olan ülkelerdeki işgücünün eğitim seviyesinin

gelişmesine bağlı olarak ortaya çıkan ve sayıları artan nitelikli

işgücü varlığı

• Teknolojinin çokuluslu işletmeler yoluyla küresel düzeyde

yayılması

Görülmektedir ki günümüzde işgücü farklı şekilde kullanılmaya

başlanmıştır. Artık bedeni güçle çalışanlardan çok daha fazla, zihinsel güçle

iş yapan yani daha kalifiye ve uzmanlaşmış işgücüne talep artmıştır. Buna

Microsoft firması örnek olarak gösterilebilir. Çalışan yaklaşık 7000 kişinin

6300’ü yazılım ve yazılımları geliştirme işi için zihinsel enerji harcayarak

67 Selamoğlu, 1998, s.28, 32

68 Memedovic, Olga vd, “Introduction and Summary”; Ed. Olga Memedovic ve diğerleri,

Globalization of Labour Markets, Kluwer Academic Pub., Netherlands, 1998, s.3-4’den

aktaran Şimşek, (http://www.isguc.org/birgul1.htm), 04.03.2003

Page 45: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

45

çalışan bilgi işçisi, sadece 700’ü de yazılımın çoğaltılması ve paketlenmesi

işinde bedenen enerji harcayarak çalışan işçilerdir.69

Bütün bu gelişmelerin, işgücünde vasıf arayışını artırdığı

anlaşılmaktadır. Dolayısıyla vasıf kavramı üzerinde ayrıca durulması gereği

doğmaktadır. “Vasıf, yapılan iş alanındaki iş bilgisine dayanır ve işin

yapılmasını öğrenme süresi ile veya icra edilen mesleğin dayandığı temel

bilginin türüne göre somut olarak tanımlanabilmektedir.”70 Uzman işçinin

faaliyet alanı daha önce aldığı profesyonel eğitime dayanmaktadır. Bu kişi,

belirli bir mesleğe sahiptir, işini bütün olarak kavramakta ve işiyle

bütünleşerek kendini ve işini geliştirebilmektedir. Vasfın genel özellikleri şu

şekilde sıralanabilir:71

• Profesyonel bilgi alarak belli bir mesleki bilgiye sahip olmak

• İşin bütününü kavrayacak şekilde üretim bilgisine sahip olmak

• İşle bütünleşerek kişiliğini ve yaptığı işi geliştirebilmek

• İşin yapılışında taktir yetkisini kullanıyor ve emek sürecini

kontrol edebiliyor olmak

• Tek bir parça iş değil, çeşitli işler yapıyor olmak

• Tasarım ve uygulama bilgisine sahip olmak, kendi tasarladığı

emek sürecini kendi planladığı biçimde taktir yetkisini kullanarak

uygulamaya sokabilmek

69 Altan, 1997, s.63

70 Lordoğlu, 1995, s.12

71 Lordoğlu, 1995, s.12, 14

Page 46: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

46

Vasıflı işçi ekonomik terimler sözlüğünde tanımlandığı biçimiyle

“mesleki veya teknik eğitim ya da kazanılan deneyimler sonucunda bir işte

bilgi, beceri ve el alışkanlığı edinmiş işçileri” ifade eder. Üretimde verimliliği,

vasıfsız ya da düz işçiye göre daha yüksektir. Vasıflı emeğin yetiştirilmesi

önemli bir sermaye yatırımı ve zaman gerektirir. Az gelişmiş ülkelerde

kalkınma hızını sınırlandıran faktörlerden birisi de yeterli nitelik ve miktarda

vasıflı emek bulunmamasıdır. Bu ülkelerin kalkınmaları için asıl ihtiyaç

duydukları faktör vasıflı emektir. Emeğin eğitilerek vasıflı duruma getirilmesi

ise önemli bir yatırımı gerektirmektedir. Oysa birçok az gelişmiş ülkenin,

eğitim yatırımlarının gerektirdiği sermayeyi karşılayacak bir kapasiteye sahip

bulunmadığı bilinen bir gerçektir.72 Endüstrileşmiş ülkelerde ise vasıfsız

işçilerin istihdamdaki payı azalmış, kendi hesabına çalışanlardan oluşan

vasıflı ve profesyonel işçilerin payı artmıştır.73 Avrupa ülkelerinin sanayileşme

deneyimlerinde, sanayi geliştikçe, ihtiyaç duyulan işgücünün sağlanmasının

bir gereklilik olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla sanayileşme sürecinin

gerçekleştirilebilmesi için, diğer üretim faktörlerinde olduğu gibi işgücünde de

önemli sınırlılıklar ve sorunlar aşılmıştır. Üstesinden gelinen bu sorunlar,

işgücünün niceliğiyle olduğu kadar niteliğiyle de ilgili olmuştur.74

Yeni teknolojilerin işgücü niteliğine etkisi konusunda çok farklı yorumlar

yapılmaktadır. Bu yorumlardan biri, işgücünün teknolojik gelişmelerle

birlikte vasıf kazandığını ya da yeniden vasıflandığını ileri sürmekte, bir

72 Seyidoğlu, 1992, s.945-946

73 Elliot, 1997,s.163

74 Makal, 2002, s.34

Page 47: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

47

başka yorum ise yeni teknolojilerin işçi başına düşen vasıf gereksinimini

düşürdüğü, sermayenin vasıflı emeğe olan bağımlılığını ortadan kaldırdığı

bir üretim sürecinin oluşturulduğunu belirtmektedir.75 Lordoğlu’na göre “İş

ritmini, hızını ve yapılış biçimini tamamen makineler belirleyici hale

getirmekte, işçi makinenin bir uzantısına dönüşmektedir. Bu durum vasfı

ortadan kaldırmaktadır. Dolayısıyla işçinin vasıfsızlaştırılması, aslında

sermayenin makineyi emek sürecine katış ve kullanış biçimine bağlı olarak

ortaya çıkmaktadır. Vasıfsızlaştırma, sermayenin işçi sınıfı mücadelesine

getirdiği yöntemlerden biridir.”76

2. İşsizlik

Uluslararası Çalışma Örgütü’nce işsiz tanımı “Çalışmaya hazır olan ve

herhangi bir işi olmayan ve işe başlamaya hazır olan kişi” olarak

belirlenmiştir.77

İşsizlik, genel olarak açık ve gizli işsizlik adı altında sınıflandırılmaktadır.

Açık işsizlik, çalışma isteği ve gücü olduğu halde iş bulamayanların

mevcut olmasıdır.78 Açık işsizlik; teknolojik, yapısal, konjonktürel,

friksiyonel, mevsimlik ve tesadüfi işsizlik olarak ortaya çıkabilmektedir.

Teknolojik işsizlik; tekniğin ilerlemesi ve makineleşme ile bazı iş kollarında

75 Lordoğlu, 1995, s.11-12

76 Lordoğlu, 1995, s.14

77 ILO, 1972, s.420 78 Zaim, 1986, s.157

Page 48: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

48

istihdam olanaklarının azalması durumudur. Yapısal işsizlik ise toplam

talepteki yetersizliğe bağlı olarak ortaya çıkan işsizlik şeklinde

tanımlanmaktadır.Keynesyen Kuram olark da bilinmektedir. Bunun yanı

sıra oluşabilen konjonktürel işsizlik, iktisadi konjonktürün bunalım ve

daralma dönemlerinde ortaya çıkan bir işsizlik türüdür. Friksiyonel işsizlik

ise hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde görülen, yer

değiştirmelerden ve bir işten başka bir işe geçişte görülen işsizliktir. Ayrıca

mevsim işsizliğinden bahsedilebilir. Bu işsizlik, iklime ve zamana göre

oluşmakta, özellikle tarımsal işgücünün hakim olduğu geri kalmış ülkelerde

yılın büyük bir kısmının boş geçmesine sebep olmaktadır.Tesadüfi işsizlik

ise tüm ekonomiler içinde ortaya çıkabilen, konjonktürün seyriyle ilgili

olmayıp rastlantılar sonucu oluşan işsizliktir.79

Bir diğer işsizlik sınıflandırması da gizli işsizliktir. Bu durumda görünürde iş

arayanlar olmamasına rağmen işsizlik söz konusudur. İşçilerin bir kısmı işe

gelmediği halde üretilen mal miktarında bir değişiklik olmamaktadır. Başka

bir deyişle marjinal verimliliği sıfır olan çalışanlar bulunmaktadır.80

Talas’a göre işsizlik, kişi ve toplum bakımından olmak üzere iki farklı

şekilde tanımlanmaktadır. “Kişi bakımından işsizlik; çalışma yeteneğinde,

isteğinde ve çalışmaya hazır bir durumda olup da gelir sağlayan bir işe

sahip olamamaktır. Toplum bakımından işsizlik ise; üretici kaynakların

başta işgücü olmak üzere bir bölümünün kullanılmaması, boşa

harcanmasıdır.”81 İktisatçılar ise işsizliği, mevcut ücret hadlerindeki fazla

79 Talas, 1997, s.129-141 80 Parasız, 2000, s.210-211 81 Talas, 1997, s.129

Page 49: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

49

işgücü arzı olarak tanımlamaktadırlar.82 Yine işsizlik tanımına farklı bir

yorum da Ataman tarafından getirilmiştir. “Artık kişiler cari ücret düzeyinde

değil, kendi yeteneklerine, aldıkları eğitim ve formasyona uygun işlerde,

bunlara karşılık gelen bir ücret düzeyinde çalışmayı arzu etmektedirler.

Kişiler kendi belirledikleri koşullar gerçekleşinceye kadar cari ücret

düzeyindeki işleri reddederek iş aramaya devam etmektedirler. Bu

durumda bu kişilerin işsiz kabul edilip edilmemeleri konusunda tartışmalar

doğacaktır ve bu tartışmalar gönüllü işsizlik ve gönülsüz işsizlik kavramları

etrafında yoğunlaşacaktır.” Yani işsizlik tanımı artık sadece kişinin cari

ücret düzeyinde çalışmayı istediği halde iş bulamaması değil,

yeteneklerine uygun çalışma koşullarında ve ücret koşullarına çalışmaya

hazır olup iş bulamamasını da kapsamaktadır. Dolayısıyla gönüllü işsizler

de tanımın içinde yer almaktadır.83

İşsizliğin çok farklı sebepleri olabilmektedir. Talas, genel olarak işsizliğin

üç sebebi üzerinde durmaktadır. Birincisi işsizlik donatım yetersizliğinden

doğabilmektedir. Bu durumda az çalışma ve çalıştırma veya gizli işsizlik

söz konusu olmaktadır. Donatımın ya da işçileri sürekli işte tutabilmek için

gerekli tamamlayıcı kaynakların mevcut olmaması halidir. Daha çok, geri

kalmış ülkelerde karşılaşılmaktadır. İkincisi ekonomik yapının

özelliklerinden doğan işsizliktir. Çeşitli sebeplerle bazı sanayi faaliyetlerinin

gerilemesi veya bazı işlerin artıp eksilmesi işsizlik yaratabilmektedir. Bu

82 Elliot, 1997, s.466

83 Ceylan–Ataman, 1998, s.60-61

Page 50: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

50

durum, sanayileşmiş ülkelerde olabildiği gibi geri kalmış ülkelerde de

görülebilmektedir. Üçüncüsü ise toplam talep yetersizliğinden ve

istikrarsızlığından doğan işsizliktir. Keynes kuramı olarak da adlandırılan

bu kurama göre ekonomi kendiliğinden tam istihdam düzeyinde dengeye

kavuşamayacak, devletin düzenleyici bir rol oynaması gerekecektir.84

Kısaca, Keynesçi işsizliğin özü, az talep edilen mal ve hizmete karşılık

firmaların da az emek talep etmesine dayanmaktadır.85

Ekin ise işsizliği son yılların olgularıyla konumlandırmış ve iki sebebinden

bahsetmiştir. İşsizliğin birinci sebebi, ileri teknoloji ve otomasyondur.

Üretim emek yoğun sanayiden makine ve sermaye yoğun sanayiye doğru

kaymaktadır. İkincisi ise uluslararası rekabet giderek artmakta ve hata

affetmeyecek bir yapıya kavuşmaktadır. Bu yapı gereği sermaye ve

yatırım ucuz emeğin bulunduğu yerlere yönelmektedir.86 Gelişmiş

ülkelerde, insanlar üretken istihdamda ve örgütlü sektörlerde çalışırken

ortaya çıkan bir teknolojik veya ekonomik faktör nedeniyle işlerini

kaybetmektedirler. Gelişmekte olan ülkelerde ise kentleşen nüfusun,

hayatlarının hiçbir döneminde böyle formel, üretken bir modern sektör

istihdamına sahip olamadıkları gözlenmektedir. Yani, ilk sebebin

istihdamdaki temel niteliği üretken istihdam ve bunun kaybedilmesi iken,

ikincisinin, gelir yaratıcı değil gelir paylaştırıcı, üretken olmayan veya

84 Talas, 1997, s.139-142

85 Ceylan–Ataman, 1998, s.61

86 Ekin,Nusret; Küresel Bilgi Çağında Eğitim, Verimlilik, İstihdam, İTO Yayınları, 1997-43,

s.181’den aktaran Erdinç, 1999, s.116

Page 51: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

51

üretkenliği sınırlı bir istihdamda yapay olarak çalışır gözüken bir niteliği

mevcuttur.87

Karataş, işsizliğin temelde ekonomik süreçlere bağlı ortaya çıktığını

vurgulamakta, buna karşılık toplumsal ve bireysel sebeplerinin de

olabileceğine deyinmektedir. İşsizlik; göç ve kentleşme olgusu, eğitim,

cinsiyet ve yaş gibi değişkenlere duyarlı bir sorun olarak ele alınabilir.88

Küreselleşmeyle birlikte, uluslararası sermaye dünya çapında

hareketlenmiş, piyasalar birbirine açılmış, ticaret serbestleşmiş,

uluslararası şirketler küresel şirketlere dönüşmüştür. Uluslararası

sermayenin denetlenemediği bu sistemde işgücünde de sorunlar

yaşanmaktadır. Sanayileşmiş ülkelerde bile, küreselleşmenin gerektirdiği

yapısal değişime ayak uydurulamadığında işsizlik problemi ortaya

çıkmaktadır. 89

B. EĞİTİMİN ÖNEMİ

1. Eğitim ve Günümüzde İhtiyaç Duyulan İşgücü

Eğitim süreci, içeriği, hedefleri ve görevleri açısından bir bütün olarak ele

alındığında genel ve mesleki eğitim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Açıktır

ki, genel eğitim düzeyi düştükçe işsiz kalma riski de artacaktır. Ancak

günümüz koşullarında sadece bu orantıyı kurarak işsizliği yorumlamak

87 Ekin, 2001, s.14

88 Karataş, 1996, s.8-11

89 Erdinç, 1999, s.112

Page 52: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

52

yeterli olmayacaktır. Eğitim seviyelerinin artık hızla yükseldiği ve

teknolojinin egemen olduğu günümüzde, uzmanlaşmış işgücüne talep

arttıkça mesleğe yönelmiş eğitim daha da önemli hale gelmektedir.

Genel eğitim veren kurumlardaki eğitimlerini tamamlayan gençler meslek

alanında eğitim almaktadırlar. Bu eğitim günümüzde çoğunlukla

yükseköğretim ile noktalanmaktadır.

Bilgi çağının yaşandığı dünyamız küçülüp küreselleşmekte, teknolojik

değişmeler takip edilmesi güç bir hız kazanmaktadır. Bu değişim, teknolojinin

geçerlik süresini kısaltmakta, dolayısıyla teknolojinin yoğun biçimde eğitime

uygulanmasını zorunlu kılmaktadır. Özellikle mesleki eğitim ile ihtiyaç

duyulan işgücünün yetiştirilmesi ön plana çıkmaktadır.90 Kitle üretimi için

yeterli sayılan vasıfsız işgücü 21. yüzyılda geçerliliğini koruyamamaktadır.

Artık kaliteli üretim, düşük maliyet, düşük fiyat, tüketici beğenisi gibi bir çok

sebeple yüksek verimle çalışacak nitelikli işgücü zorunluluk

kazanmaktadır.91

Bunun yanı sıra, küreselleşen dünyada zorlayıcı bir unsur olan

rekabet en iyi, insan kaynağına yatırım yaparak mümkün olacaktır. Konuyla

ilgili geliştirilmiş olan İnsan Sermayesi Kuramı, insanların eğitim, yetiştirme

veya diğer etkinlikler aracılığıyla kendilerine yatırım yapmaları ve böylece

yaşam boyu kazançlarını artırarak gelecekteki gelirlerini yükseltmeleri

gerçeğine dayanmaktadır.92 Bu kuramın özü, insanların sadece şimdiki

90 Balta, 1999, s.3-5

91 Serter, 1998, s.49

92 Woodhall, 1994, s.19

Page 53: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

53

zevkleri uğruna değil, gelecekteki maddi ve maddi olmayan getirileri için de

kendilerine çeşitli yollarla harcama yapma fikridir. Bireyin şimdiki eylemlerinin

haklılığı için geleceği dört gözle beklemesi meselesidir.93

İktisatçılar, vasıf kazanma sürecini bir yatırım kararı olarak

görmektedirler. Diğer yatırım kararları gibi bu yatırım da, gelecekte beklenen

kazançlar için şimdiden harcama yapılmasını gerektirmektedir ve diğer

yatırım kararlarında olduğu gibi kazanma beklentisi, kişileri bu kararı almaya

itmektedir. Elde edilen yüksek kazançlar, kurulan aile ortamında bu

kuşakların çocuklarını da beşeri sermayeye yatırım yapmaya yönlendirmekte,

böylece bir kuşaktaki kazanç farkları gelecek kuşaklarda da

tekrarlanmaktadır.94

Serin’in de 1970’lerde belirttiği gibi bu yatırım öncelikle işçi başına

gerçek kazanç seviyesini yükseltecektir. İnsanlar kendilerine yatırım yapmak

suretiyle kendilerine açık olan iş alanlarında seçim imkanlarını

artırabileceklerdir. Kısacası, fiziki mallara yapılan yatırım gibi, insangücü

kaynağına yapılan yatırım da ek gelir kaynağı bulmanın yollarını

oluşturacaktır.95 Böylece bireyde olduğu gibi ülke kalkınmasında da önemli

faydalar sağlanacaktır. Bu noktada en can alıcı unsur, tahmin edilen

ihtiyaçlara uygun yüksek seviyeli insangücünün yetiştirilmesidir. Yine

Berkman ve Selamoğlu da eğitim seviyesinin dünya çapında artmakta

olduğunu ileri sürmekte, iyi eğitimin yüksek kalkınma hızının temeli olduğunu

93 Woodhall, 1994, s.26

94 Elliot, 1997, s.177-178

95 Serin, 1979, s.153-154

Page 54: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

54

dile getirmektedirler. En değerli üretim unsuru olan insan kaynağının eğitim

sürecinde edindiği beceriler, şirketlerin ve ulusal ekonomilerin rekabet

üstünlüğü olarak nitelendirilecektir. 96 Bu durumda uluslararası rekabette

mesleki eğitimin önemi bir kez daha karşımıza çıkmaktadır. Erdut’a göre ise

oluşturulacak yeni mesleki statü, belirli bir mesleğin istikrarından daha çok

yaşam boyu sürekliliğini koruyan bir konumdur.97

Sanayileşmiş ülkelerin üretim ve verim seviyesinde yüksek bir artış

hızına sahip olmasının başlıca sebeplerinden birisi, işgücü içinde yüksek

nitelikli insangücü oranının fazlalığıdır. Bu da ancak eğitim ile söz konusu

olmaktadır. Az gelişmiş ülkelerin ise karşılaştıkları en önemli güçlüklerden biri

her alanda nitelikli işgücünün yetersizliğidir.98 Ayrıca, bu ülkeler gelişme için

daha hızlı bir büyümeye gerek duyduklarından, nitelikli insangücüne

ihtiyaçları kalkınmış ülkelere oranla daha fazla olmaktadır. Bununla birlikte,

sürekli değişimlerin meslekleri de değiştirdiğinden bahsetmek gerekmektedir.

Serter, eğitim ile işsizlik arasındaki bağı kurarken, enformasyon sektörüne

geçiş sürecinin yaşanmakta olduğunu, dolayısıyla tüm dünyada meslek

şablonlarının genişlediğini, bazı yeni mesleklerin ortaya çıktığını ve bazı

mesleklerin de eski önemini yitirdiğini öne sürmektedir.99 Başka bir deyişle,

yüksek teknolojiye dayanan alanlarda işgücü açığı yaşanırken, emek yoğun

iş alanlarında işgücü fazlasıyla karşılaşılmaktadır.100 96 Berkman, 1996, s.70-72; Selamoğlu, 1998, s.33

97 Erdut, 2002, s.86

98 Serin, 1979, s.171-172

99 Serter, 1998, s.50

100 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, 1991, s.7

Page 55: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

55

“Eğitimden çalışma hayatına geçişte genç nüfus önemli sorunlarla

karşı karşıya kalmaktadır. Ülkelerin birçoğunda eğitim sistemiyle emek

piyasası arasında yeterli ölçüde bir ilişki kurulamamıştır. Okullarda uygulanan

nispeten dar ekonomik gelenekler, öğrencinin okul dışı dünyayla ve özellikle

endüstrideki istihdamla ilişkisini koparmaktadır. Okul eğitiminden istihdama

yönelmede gençlerin önemli bir kısmı psikolojik gerginliklerin içine

düşmektedir. Okulla çalışma arasında hiç kimsenin sahip çıkmadığı bir saha

bulunmaktadır.”101

Alınmış olan mesleki eğitimin, o mesleğin yapılabilmesi için yerini

bulması ve bireyde gerçekleşmiş olması ön koşul olarak kabul edilebilir. Bu

doğrultuda, eğitimde program geliştirmede amaç, endüstrinin ihtiyacını nicelik

ve nitelik yönleriyle belirleyerek bu ihtiyaçlara cevap verebilecek bir eğitim

programı oluşturmaktır. Şekil 2’de görüldüğü gibi, bu amaçlara ulaşabilmek

için eğitim durumu belirlenir, eğitim durumunda belirlenen şartlarda eğitimi

yapma ve amaçta belirlenen davranışlara ne ölçüde ulaşıldığı veya

ulaşılmadığı saptanır. Eğer amaçta belirlenen davranışlar istenilen düzeyde

kazanılmamış ise eğitim amaçlarının belirlenmesine kadar geri gidilir ve hata

kaynağı sistemli bir şekilde araştırılır. Gerekli düzeltmeler yapılarak öğrenci

istenen davranışları kazanıncaya kadar bu faaliyet sürdürülür. Okulda bütün

davranışları kazanan öğrenci endüstriye girer ve bir işe girer. Normalde, bu

programla yetiştirilen bireylerin işe girişte bir problemle karşılaşması

beklenmez.102

101 Ekin, 1980, s.43-44

102 Erişen, 1998, s.95-96

Page 56: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

56

Şekil 2: Mesleki ve Teknik Eğitimde program geliştirme modeli

Eğitim ihtiyacının belirlenmesi

Eğitim amaçlarının belirlenmesi

Eğitim durumunun belirlenmesi

Eğitimin denenmesi ve uygulanması

Amaca ulaşıldı mı?

Mezun ve işveren

sonuçtan memnun mu?

hayır

Eğitimin değerlendirilmesi

Geri besleme

hayır

Geri besleme

Page 57: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

57

Kaynak: Mahiroğlu, Ahmet, “Türkiye’de Mesleki ve Teknik Eğitimde Program Geliştirme

Sorunları, Uluslararası Mesleki ve Teknik Eğitim Sempozyumu, Ankara,1994, s.9’dan

aktaran Erişen, 1998, s.95.

Günümüzde bilgi toplumu olarak adlandırılan yeni bir toplum

anlayışına gidilmektedir. Bilgi toplumunun dayandığı yeni işgücünün en

çarpıcı yönü, sahip olduğu öğretim seviyesiyle ilgilidir. Bilgi toplumu, son

derece iyi yetişmiş insangücü istemektedir. Bu istek, üniversiteleri de daha

önemli bir konuma getirmektedir.103

2. Eğitim, Meslek Seçimi ve Mesleki Yönlendirme

“Bir meşe üzerinde aralarında komşuluktan başka ilişki olmayan iki yüz

çeşit böceğin barındığı görülmüştür. Bu böceklerden bir kısmı ağacın

meyvelerinden, bir kısmı yapraklarından, bir kısmı kabuklarından, bir kısmı

da köklerinden gıda almaktadırlar. Oysa bunların hepsi aynı çeşide mensup

103 İyibozkurt, E., Güncel Sorunlarımız Ekonomik Küreselleşme ve Ekonomimiz, Bursa Ezgi

Kitabevi Yayınları, 1997, s.478, Ercan, F., Eğitim ve Kapitalizm, Bilim ve ÖES Öğretim

Elemanları Sendikası Yayınları, İstanbul, 1998, s.164’den aktaran Nartgün, 2002, s.133

Page 58: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

58

olup da ağacın yalnız meyve ya da kökü ile beslenmeye mecbur olsaydılar

beraber yaşamalarına kesinlikle imkan olamayacaktı.”104

Bireylerin nasıl bir işte çalışacaklarına karar vermeleri ve bu karara

göre bir mesleğe yönlenmeleri, aslında hayatlarını nasıl geçireceklerini

belirlemeleri anlamına gelmektedir. Çünkü meslek, bireyin yaşam tarzıyla

ilgili birçok konuda belirleyici rol oynayabilmektedir. Daha geniş açıdan

düşünülürse, meslekler, bir çeşit toplumsal paylaşım yaratmaktadır. Bu

paylaşım, gönüllü yapıldığında etkin olabilecek, hem bireylerin her birinin

yaşamını mutlu kılacak hem de toplumsal bir huzur ve kalkınma

sağlayacaktır.

Gençlerin yön ve amaçlarını saptayıp saptayamamaları,

çocukluklarında kazandıkları kişilik özellikleriyle ve yetiştirilme şekilleriyle

yakından ilgilidir.105 Gençler, meslek seçiminde yaş gruplarına göre farklı

özellikler göstermektedirler. Ginzberg’e göre, meslek seçimiyle ilgili üç evre

vardır: 11 yaş öncesi, 11-17 yaş ve 17 yaş sonrası. 11 yaş öncesi birinci

evredir ve bu evrede gerçekçi olmayan meslek tercihleri görülmektedir.

Taklitçilik söz konusudur. İkinci evre 11-17 yaş arasıdır. Bu evrede, gerçekçi

olmayan bir deneme dönemine girilir. Son evre ise 17 yaş sonrasıdır. Genç,

bir keşif dönemindedir. Kendi iş seçimi ile ilgili tüm bildiklerini birleştirmeye

başlar ve artık fikri kristalleşir. Belli bir mesleğe doğru hazırlanır. Bu

aşamada mesleğiyle ilgili kararını vermiştir.106 Dolayısıyla söylenebilir ki

104 Kansu, 1947, s.6

105 Ekşi, 1982, s.150

106 Ekşi, 1982, s.127-128

Page 59: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

59

bireyin, yaşının getirdiği mesleki olgunluk düzeyi arttıkça verdiği eğitsel ve

mesleki kararlar da daha isabetli olmaktadır.107

Köknel’e göre, doğru seçilmiş bir meslek insanın başarısının,

mutluluğunun ve ruh sağlığının anahtarıdır. İnsanın mesleğini sevmesi ve

mesleğine uyması, toplumun dengesine, kalkınmasına ve olgunlaşmasına

katkı sağlamaktadır. Bu öneminden dolayı meslek seçimi, gençlik döneminin

önemli sorunlarının başında gelmekte, bu seçim ile tüm yaşam

etkilenmektedir.108

İnsanlar daima meslekler arasında tercihler yapmak zorunda

kalmışlardır. Önceleri bireylerin işleri, babalarının işinin devamı olmuş,

kendilerine başka bir tercih hakkı genellikle tanınmamıştır ve bir genç ister

din adamı, ister sanatkar veya çiftçi olsun, mesleğini hayatı boyunca sürecek

devamlı bir şey olarak tanımıştır. 19. yüzyıldan başlayarak gelişen bir eğitim

anlayışıyla farklı bir eğilim gelişmiş ve bu eğilim, değişiklik olarak

nitelendirilmiştir. Endüstriyel devrim, endüstri, sanat ve ticaret kelimelerine

yeni anlamlar getirmiş, değişiklik ve devamlı olmayış özellikleri işler için

belirginleşmiştir.109 Günümüzde teknolojinin hızlı değişimi yeni iş alanları

açmış, zor bir karar olan meslek seçimini daha da zor hale getirmiştir.110

Seçilen meslek, bireyin toplum içindeki

konumunu da etkilemektedir. Toplumsal tabakaları

107 Sayın, 2001, s.94-95

108 Köknel, 2001, s.249

109 Venn, 1968, s.49-50

110 Sayın, 2001, s.94-95

Page 60: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

60

belirlemede kullanılan göstergeler; meslek, eğitim

durumu, gelir, toplumsal etkileşim, toplumsal

ayrışma, boş zaman faaliyetleri, oturma bölgesi ve

konut, tüketim normları ve standartları ve değerler ile

normlar sistemidir. Bunlar arasında en çok ve verimli

olarak kullanılan gösterge, meslek olmaktadır. Öyle ki

meslekler toplumsal tabakaları adlandırmada bile

kullanılabilmiştir. Bu, mesleklerin saygınlığının

değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.111 Daha

fazla saygınlığı olan meslekleri ön plana çıkaran

“mesleki itibar”ın boyutları şu şekilde

belirlenmiştir:112

• İktidar boyutu:Çok sayıda kişi ve/veya maddi kaynak üzerinde geniş

nüfuzu ve denetimi bulunan meslekler

• Maddi boyutu: Yüksek gelir ve maddi karşılık sağlayan meslekler

• Hayati önemde rol boyutu: Bireyin ve/veya toplumun sıkıntılı

zamanlarında hayati önemde rol oynayan meslekler

• Eğitim boyutu: Daha fazla ve uzun süreli eğitimi gerekli kılan meslekler

111 Gündüz, 2000, s.47-48

112 Thomas, 1963, s.430-434

Page 61: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

61

• Zihni boyut: Daha çok zihni çalışmayı gerektiren meslekler

• Topluma hizmet boyutu: Toplumun ideallerinin gerçekleşmesinde

daha fazla katkısı olan meslekler

Mesleğin insan hayatındaki önemine karşın, gençlik gibi fikirlerin çok

değişken olduğu bir dönemde şekillenmesinin gerekliliği risk de

yaratabilmektedir. Çünkü birey, daha kendi kimliğini yeni keşfederken tek

başına karar vermekte zorlanmakta veya yanlış mesleklere yönelmektedir.

Bu doğrultuda mesleki yönlendirme konusundan bahsetme gereği

doğmaktadır. Meslek rehberliğinin niteliği, kişiye ili duyabileceği ve bunun için

yetiştirilebileceği işin eksiksiz olarak kendisine tanımlanmasıdır. Bu rehberlik

yardımı, bireyi en uygun bir mesleki alana yerleştirme veya ileri bir eğitime

gidiş amaçları taşımaktadır.113

Avrupa Sosyal Şartı’nın 9. maddesinde mesleğe yöneltme hakkının

etkin biçimde kullanılmasını sağlamak üzere herkese niteliklerine ve bu

niteliklerin iş bulma olanaklarıyla ilişkisine göre işini seçme ve mesleğini

geliştirmesine ilişkin sorunlarını çözmek üzere yardımcı olacak bir hizmet

verilmesinin gereğinden bahsedilmektedir.114 Yine Uluslararası Çalışma

Örgütü’nün 88 Sayılı Sözleşmesi’nin 8. maddesinde üye ülke tarafından

kurulacak Mesleki Yönlendirme Servisi’nin çerçevesi içinde gençler için özel

tedbirler alınması ve geliştirilmesinin gereğinden bahsedilmektedir.115

113 Venn, 1968, s.162

114 Şen, 2003, s.186

115 Şen, 2003, s.290

Page 62: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

62

OECD Eğitim ve Yenilikleri Araştırma Merkezi tarafından yapılan bir

araştırmada farklı ülkelerdeki danışmanlık sistemleri incelenmiş ve üç

bölümde birleştirilmiştir:116

1.Eğitim Rehberliği: Gençleri akademik süreçte kontrol etmek, etkin

olarak öğrenmelerinin önündeki engelleri kaldırmak ve hangi okula devam

etmesinin kendisi için faydalı olacağına karar vermesine yardımcı olmak

2.Mesleki Rehberlik: Gencin çalışma yaşamını tanımasını sağlamak,

meslek seçimi ve okuldan çalışma hayatına sorunsuz geçmesini sağlamak

3.Kişisel ve Sosyal Rehberlik: Gence, kendini tanıması ve geliştirmesi

konusunda rehberlik etmek, bireysel, mali ve ailevi sorunlarının çözümüne

yardımcı olmak

Ülkemizde öğrencilerin mesleğe yönlendirileceği bir eğitim sisteminin

kurulamadığı ileri sürülmektedir. Bunda çok çeşitli etkenlerin payından söz

edilebilir. 1991’de Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nca yapılan

değerlendirmeyle ülkemizde işgücü eğitimi incelendiğinde ele alınan

etkenlerden bazıları şunlar olmuştur:117

• Hedef kitlenin çok büyük olması, teknolojik bilgi yetersizliği ve

organizasyon eksikleri sebebiyle bir standardın

oluşturulamadığı çeşitli eğitim tiplerinin mevcut olması

• Sanayi-eğitim işbirliğinin tam anlamıyla kurulamaması

• Nüfusun hızla artması

116 St. John-Brooks, Caroline, “Educational and Career Guidance: What Works”, The OECD

Observer, No.202, October/November 1996, s.37’den aktaran Gündoğan, 2001, s.46-47

117 Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, 1991, s.34-35

Page 63: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

63

• GSMH ve konsolide devlet bütçesi içinde eğitime yeterli

payların ayrılmaması

• Bilim ve teknolojideki hızlı değişme ve yoğun bilgi birikiminin

eğitime yansıtılamamış olması

• Eğitimde istikrarlı ve etkin bir yönetimin kurulamamış olması

• Eğitim kurumlarının, teknolojik gelişmelere göre insangücü

ihtiyacını hesaplamayan sistemsiz bir yaklaşım içinde olması

Özellikle eğitim kurumlarının iş dünyasına uygun programlar

uygulamayışı, bazen işe alınan gençlerin tekrar işverenlerce eğitilmesini bile

gerekli kılabilmektedir.

3. Yüksek Nitelikli İşgücü Yetiştirmede Üniversitenin Rolü

Yüksek öğretim; orta öğretime dayalı, en az iki yıllık, yüksek düzeyde

eğitim veren her kademedeki eğitim kurumlarının tümünü kapsar.

Yükseköğretimin amacı; ülkenin bilim politikasına, toplumun yüksek düzeyde

ve çeşitli kademelerdeki insan gücü gereksinimine göre öğrencileri ilgi, yeti

ve yetenekleri doğrultusunda yetiştirmek, bilimsel alanlarda araştırmalar

yapmak, araştırma-inceleme sonuçlarını gösteren ve bilim-tekniğin

ilerlemesini sağlayan her türlü yayını yapmak, hükümet tarafından istenecek

inceleme ve araştırmaları sonuçlandırarak düşüncelerini bildirmek,

toplumunun genel seviyesini yükseltici ve kamuoyunu aydınlatıcı bilimsel

verileri söz ve yazı ile halka yaymak ve yaygın eğitim hizmetinde

bulunmaktır.118

118 (http://www.meb.gov.tr/), 13.02.2003

Page 64: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

64

Üniversiteler, araştırma yapmanın yanı sıra toplumun ihtiyaç duyduğu

sosyal, siyasal, ekonomik ve teknolojik alanlarda yetişmiş insangücünü

topluma kazandıran müesseselerdir.119 Bir ülkenin bilim ve teknoloji

alanlarındaki bilgi ve deneyim birikiminin kaynağı üniversitedir. Bunun için

beyin gücü kaynaklarının artırılması ve niceliğinin yükseltilmesi gibi bir ihtiyaç

ortaya çıkmışsa akla gelecek ilk kurum üniversite olmalıdır. Üst düzeyde

eğitim, öğretim ve araştırmalar yapmak, yaratıcı beyinler geliştirmek

üniversitelerin sorumluluğudur.120 Yine yüksek öğretimin önemine şöyle bir

yolla varılmıştır: Bugün azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gündemindeki

en önemli sorun olan kalkınmanın kaynağı kuşkusuz insandır. İnsanı

geliştiren en etkili yöntem eğitim olduğuna göre eğitimdeki en yetkin pay da

üniversitelerin olacaktır. Bunun sebebi üniversitelerin insanda saklı olan

potansiyeli ortaya çıkararak bunu bilimin ve toplumun hizmetine

sunmasıdır.121

Yüksek Öğretim Kurumu’nun raporuna göre yüksek öğretimin yarattığı

toplumsal ve bireysel getiriler tablo 1’de sıralanmıştır.122

Tablo 1: Yüksek öğretimin getirileri

Toplumsal Kişisel

119 Oral, 1998, s.28

120 Güzel, 1998, s.64-65

121 Özaydın, 1998, s.75

122 (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf), 14.06.2003

Page 65: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

65

Ekonomik

• Vergi gelirlerindeki artış

• Üretkenlikteki artış

• Tüketimdeki artış

• İşgücü esnekliğinin artışı

• Devletten beklenen mali desteğin

azalması

• Yüksek kazanç düzeyi

• İş bulmada kolaylık

• Yatırımda artış

• Daha iyi çalışma koşulları

• Kişisel/Mesleki hareketlilik

Sosyal

• Suç oranındaki azalma

• Bağış ve topluma hizmette artış

• Vatandaşlık bilincinin gelişmesi

• Sosyal kenetlenme

• Teknolojiye uyum sağlama ve

Teknoloji kullanma becerisinin

gelişimi

• Daha sağlıklı ve uzun yaşam

• Çocuklar için daha iyi yaşam koşulları

• Müşteri olarak daha iyi karar verebilme

• Kişisel statünün yükselmesi

• Daha fazla hobi ve boş zaman

aktiviteleri

Kaynak:(http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf), 14.06.2003

Bir başka araştırmaya göre yüksek öğretimin doğrudan (bireysel)

faydaları içinde işgücüyle ilgili olanlar; liseyi bitirenlere göre sağladığı ücret

farkı, istihdam olanaklarını genişletmek gibi parasal olmayan seçim

olanakları, teknolojik değişikliklere karşı uyabilirlik ve kendini, teknolojik

işsizliğe karşı koruyabilme olanağıdır.123 Yüksek öğretimin dolaylı (sosyal)

faydaları içinde işgücüyle ilgili olanlar ise toplumda potansiyel yetenekleri

123 Weisbrod, B.A., External Benefits of Public Education, New Jersey, Princeton U.P.,1964,

s.15-39’dan aktaran Akalın, 1980, s.27-28

Page 66: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

66

keşfetme bakımından etkin bir mekanizma olması ve işgücünün istihdam

biçiminin değiştirilebilmesi olanağını sağlamasıdır.124

Günümüzde çok yaygın olarak bahsedilen bir kavram da “üniversite

sanayi işbirliği”dir. Amaç, üniversitelerin piyasadan ve toplumdan uzak

olmamasının gereği üzerinde durmaktır. Bu işbirliğinin gereklerinden biri,

yetişen işgücünün iş piyasasına dahil edilebilmesini sağlamaktır. Sanayinin

gelişimi, üniversitelerin eğitim öğretim görevine yeni görevler eklemiştir.

Ülkelerin sosyal yapısı ve gelişmesi sürdükçe toplumlar giderek daha fazla

uzman işgücüne ihtiyaç duymaya başlamıştır. Bu uzmanların yetiştirilmesi

görevi üniversitelere yüklenmiştir. Böylece üniversite hem bilgi kazanma ve

kişiliğini geliştirme ocağı olmuş, hem de gençleri mesleklerde uzmanlaştıran

kurumlar haline gelmiştir.125

Bununla birlikte Amerika, Almanya, İngiltere gibi bazı gelişmiş ülkeler,

öğrenciyi üniversiteden mezun etmekle yetinmemekte, istihdam sırasında

mezunları tekrar sınava girmek zorunda bırakmaktadır. Böylece üniversite

eğitimi dönemindeki eksikliklerini giderebilmek için mezunlar, durumlarını

gözden geçirmek, yeni bilgiler edinmek, bazı yetersizliklerini telafi etmek

fırsatını kazanmış olmaktadırlar. Yani öğrencinin kalitesi hem üniversiteye

girişte, hem de mezun olduktan sonra test edilmektedir.126 Son yıllarda

ülkemizde de bu uygulamaları gerek kamu sektöründe gerekse özel sektörde

124 Blaug, M., An Introduction to Economics of Education, London Penguin, 1970, s.108’den

aktaran Akalın, 1980, s.29-30

125 Dura, 1994, s.50

126 Korkut, 1997, s.65

Page 67: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

67

açılan işe alım sınavlarında görmek mümkündür. Türkiye’de devlet

memuriyetine merkezi sınavla giriş uygulaması 1999 yılında başlatılmıştır.127

Üniversitelerle ilgili ele alınması gereken bir olgu da “kalite”dir. Çünkü

istihdam edilebilmek için ispatlanması gereken üniversite bitirmiş olmak değil,

kaliteli bir eğitim hizmeti almış olmak ve alınan bu bilgileri yaşamda

uygulayabilmektir. Kalite, “Bir ürünün pazarda kabul edilebilirlik derecesini

belirleyen özellikler” olduğuna göre müşterilerine kaliteli hizmet sunmayı

hedefleyen üniversiteler bu görevi yerine getirebilecek yeterlilik ve uzmanlığa

sahip olmalıdır. 128 Çünkü bu kalite, çok önemli olarak tüm sektörlerin

kalitesini etkileyen bir yapıya sahip bulunmaktadır. Eğitimde kalite yönetimi,

ülkenin ihtiyaç duyduğu elemanı, ihtiyaç duyulan zamanda yetiştirmeyi,

sürekli iyileşme ve gelişmeyi sağlamayı hedeflemektedir.

Kaliteli eleman yetiştiremeyen üniversiteler, rekabet ortamında iş

bulamayan mezunlar verdiklerinde tartışma konusu olmaktadırlar. Kaliteli

eleman yetiştirmek, dünyadaki değişmeleri takip etmeyi gerektirmektedir.

Bunun için eğitim kurumlarındaki değişimin hızı ve yönü iyi belirlenmek

zorundadır. Bu değişim için değerlendirmesi ve önerisi alınacaklar; öğretim

elemanı, öğrenci, mezun ve piyasa olacaktır.129 Benzer olarak, yüksek

öğretimde kalite güvencesi ve akademik değerlendirmeyle ilgili eğilimler

Avrupa Birliği ülkelerinde ele alındığında, kullanılan yöntemlerde

127(http://www.ekutup.dpt.gov.tr/plan/viii/taslak.pdf), 02.12.2002, s.126

128 Eyitmiş, 1999, s.1

129 Ceylan, 1998, s.51

Page 68: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

68

paydaşların130 da rolünden bahsedilmekte, değerlendirmenin yükseköğretim

kurumu ve bu paydaşlarca dengeli bir dağılımla gerçekleştirilmesin

gereğine değinilmektedir. Mezunlar ve işverenler gibi, halen öğrenim

görmekte olan öğrencilerin, programların kuvvetli ve zayıf yönleri

konusunda somut izlenimleri bulunmaktadır. Öğrenciler, bazı şeyleri

rahatlıkla sorgulayabilmekte ve değişim için öğretim üyelerine hoş

gelmeyen önerilerini çekinmeden açıklayabilmektedirler. Kısacası,

yükseköğretimdeki kalite güvencesi için öğrencilerin görüşlerinden

yararlanılması zorunlu olmaktadır.131 Yüksek öğretimdeki eğitim

hizmetlerinin çok yönlü olarak düşünülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede

yüksek öğretim eğitim hizmetinin kalitesini etkileyen faktörleri şu başlıklar

altında toplamak mümkündür:132

• Öğretim elemanları

• Fiziksel ortamlar

• Eğitim yöntem ve materyalleri

• Sosyal ve kültürel etkinlikler

• Kariyer gelişim olanakları

• Öğrenciler

Yine, üniversitelerin kalitesini belli bir standart altına almaya yönelik

olarak “akreditasyon” kavramından bahsedilebilir. Akreditasyon; ”Kabul

130 Yükseköğretim kurumlarında üretilen hizmetlerden yararlanan kişi, kurum ve kuruluşlar.

Örneğin; öğrenciler, mezunlar, ebeveynler, işverenler, hükümet.

131 Yüksek Öğretim Kurulu, 2000, s.30-31

132 Torlak, 2001, s.402

Page 69: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

69

edilmiş standartlara uygun ve dönemsel olarak yapılan akademik

değerlendirmeler sonucunda bir kurumun kalitesi hakkında formel olarak

yapılan yazılı beyan” olarak tanımlanmaktadır.133 Kısacası, akredite edilmiş

bir yükseköğretim kurumu, faaliyetlerini belirli standartlara göre yürüten ve

belirli bir kalite düzeyinin üzerinde öğrenci yetiştiren ve araştırmalar yapan bir

kurumdur. Başka bir ifadeyle, akademik değerlendirmelerin nihai sonucu

olup, başlıca işlevleri kalite kontrolü ve kalite teminatıdır. Akreditasyon, henüz

sadece ABD’de tam anlamıyla uygulanmaktadır. Bu uygulama gereği,

akredite olmamış bir yükseköğretim kurumu kamu kaynaklarından mali

destek alamamaktadır. Bunun yanı sıra mezunlarının iş bulma imkanları son

derece kısıtlı olmakta, mesleklerini icra etmeleri ise esasen yasak kabul

edilmektedir. Avrupa’da ise sistemin kurumsallaşması yeni yeni

başlamaktadır. Dünyada işgücünün giderek küreselleştiği düşünüldüğünde,

bir ülkeden alınan bir diplomanın başka bir ülkede bir üst dereceye yönelik

programa kabul edilmeye veya iş bulmaya imkan vermesi şeklinde oluşacak

bir diploma denkliği, yüksekokulların kalitesine getirilecek bir standart ile söz

konusu olabilecektir.134 Türk üniversitelerinde batıdaki oluşumlara benzeyen

bir akreditasyonun varlığından söz edilememektedir. Çünkü gerek mesleki

boyutta, gerekse üniversiteler üzerinde bir akreditasyon yetkisinde ve

özelliğinde olan kurumlar bulunmamaktadır. Son yıllarda ODTÜ ve Bilkent

133 Doğan, 1999, s.511

134 (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 14.06.2003

Page 70: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

70

Üniversitesi’nin bazı bölümleri bir ABD kuruluşu tarafından akredite edilerek

ABD’deki emsalleriyle eş değerli sayılmıştır.135

Teknolojideki ve işgücü piyasasındaki değişimler, eğitimin önemini

artırmıştır. Alınan eğitim seviyeleri, istihdam edilmek için yetmemekte, bu

da, daha yüksek eğitim düzeylerine talebi yoğunlaştırmaktadır. Gelişmekte

olan ülkelerde ilk ve ortaöğretimdeki okullaşma oranlarının hızla

yükselmekte, gelişmiş ülkelerde ise teknolojideki gelişmelerin yükseköğrenim

görmüş olmayı neredeyse zorunlu hale getirmekte olduğu görülmektedir.

1970'ten 1995'e çeşitli ülke gruplarındaki yükseköğretim öğrencisi sayıları

tablo 2’de gösterilmiştir.136

Tablo 2: Yükseköğretimdeki öğrenci sayıları (milyon)

ÜLKE GRUBU 1970 1975 1980 1985 1990 1995

Yüksek Gelir Gr. 20.9 21.3 23.9 24.7 31.0 36.3

Diğer Ülkeler 6.0 19.0 26.9 33.6 37.3 44.2

Dünya Toplamı 26.9 40.3 50.8 58.3 68.3 80.5

Kaynak: UNESCO Statistical Yearbook 1999 ve Gürüz, K., "Dünyada ve Türkiye'de

Yükseköğretim", ÖSYM Yay.No.2001-4‘den aktaran

(yok.gov.tr/eğitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) ,14.06.2003

Tüm dünya ülkelerinde gençler, aileler, işverenler ve politikacılardan

yükseköğretime daha yüksek oranda erişim için baskılar gelmektedir. Modern

ya da modernleşen, sanayi ötesi ya da gelişmekte olan ülke ayrımına

bakılmaksızın tüm toplumlar yükseköğretim erişimi konusunda giderek artan

135 Doğan, 1999, s.511

136 http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 14.06.2003

Page 71: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

71

bir taleple karşı karşıya kalmaktadır.137 Avrupa Konseyi’nin 1998 yılı için

aldığı, istihdamı arttırmaya yönelik kararlar arasında okul sisteminin kalitesini

artırarak eğitimden erken yaşta kopuşun önlenmesi ve gençlerin teknolojik ve

ekonomik değişime uyum sağlayacak şekilde eğitilmelerine ilişkin

düzenlemelere yer verilmektedir.138

Yüksek öğretim, genel eğitim olarak görülmektedir. Yani eğitilen kişinin

verimliliğini, istihdam edileceği bütün işlemler açısından yükseltmektedir. Bu

nedenle istisnalar dışında yüksek öğretimden yararlanan bireyin ve devletin

finanse etmesi gereken bir eğitim olarak yorumlanmaktadır.139

1980 yılında Akalın tarafından yapılan bir çalışmada, Türkiye’de

yüksek öğretime kişisel talebi etkileyen faktörler belirlenmiştir. Bunlar;

askerliği yedek subay olarak yapma imkanı sağlaması, üniversitenin

toplumda bir sosyal prestij kurumu olarak görülmesi, orta öğretim mezunu

sayısının hızla artması, ekonomideki her kesim gibi üniversitelerin de

talebin gelir esnekliğine göre büyümesi, üniversite ve lise mezunları

arasındaki ücret farkı ve yükseköğretimin finansman biçimidir. Özellikle

finansman biçimi incelendiğinde görülmektedir ki Türkiye’de yükseköğretim

bir sosyal maldır ve sosyal maliyet devletçe vergiler yoluyla finanse

edilmektedir. Aşırı talebi doğuran en önemli sebep budur ve zamanla bir

yığılma sorunuyla karşılaşılması kaçınılmaz olmaktadır.140 Ancak hemen 137 Tural, 2002, s.101

138 Serter, 1998, s.54

139 Beckher, G.S., Human Capital, Second Edition, New York, NBER, 1975, s.26’dan aktaran

Akalın, 1980, s.70

140 Akalın, 1980, s.135-137

Page 72: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

72

belirtmek gerekir ki 1960larda Türkiye’de özel yüksekokullar kurulmaya

başlanmıştır. 24 Ocak 1980 ekonomik kararından sonra sağlık ve eğitim

hizmetlerinin özel sektörce de sunulması ya da özelleştirme kapsamına

alınması düşüncesi ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla daha sonraki süreçte bu

hizmetlerin sunumunda özel kişi ya da kuruluşlar da görev almaya

başlamışlardır. Ayrıca devletçe sunulan hizmetlerin maliyetlerinin belli bir

bölümünün harç ve benzeri uygulamalarla hizmetten yararlananlarca

karşılanması uygun görülmüştür.141 Yani yükseköğretimin bir sosyal mal

olma niteliği değişime uğramıştır.

C. KONUYA EKONOMİK BAKIŞ

Gençlerin, bağımsız bireyler olarak yaşama isteği, çoğu zaman

ekonomik nedenlerle engellenmektedir. Gençler ya işsiz kalmakta ya da

düşük ücretlerle çalışmaktadırlar. Dolayısıyla da kendi yaşamını, çalışarak

kazanma isteği gerçekleşememektedir.142

UÇÖ’nün Uluslararası Çalışma Konferansı raporuna göre, çalışabilirlik

yeteneğinin daha az olduğu ve dolayısıyla talebin azaldığı birçok sayıdaki

işçilerin içinde gençler de bulunmakta ve bu grup ya işten çıkarılmakta ya da

düşük ücretli, alt kademe ve güvenliği az olan işlerde çalıştırılmaktadır. Bu da

sürekli olarak sosyal dışlanma riski yaratmaktadır.143

141 Karakütük, 2001, s.70-74

142 Karataş, 1996, s.18

143 ILO, 2000, s.240

Page 73: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

73

Gençler arasındaki işsizlik, onların aldıkları eğitimi, profesyonel

yeteneklerini ve beklentilerini göz önüne almaksızın yüksek düzeylerde

seyretmektedir. Endüstriyel olarak gelişmiş dünyada, bugünkü ekonomik

bunalım için en yüksek bedeli ödeyenler, yine gençler olmaktadır.

Hükümetler ve sivil toplum örgütleri, mevcut olan iş seviyesini korumak için

büyük çaba harcamaktadırlar. Bu demektir ki halen bir işi olan, çok fazla

üzülmemelidir çünkü işgücü piyasası içindedir. Ancak dışarıda kalmış olan

gençler, genellikle “geç gelenler” olarak görülmektedir ve genel izlenim,

sürekli dışarıda kalacak olmalarıdır. Bu durumda sık sorulan soru şu

olmaktadır: “Neden gençler içe kapalılar?” ve hemen arkasından şu soru

gelmektedir: “Neden gençler dışlanmaktadır ve bu dışlamaya etki eden

nedir?”144

Gençlerde işsizliğin yüksek seviyelerde olması, Clark tarafından iki

farklı şekilde açıklanmıştır. Birincisi, gençlerin işe yetebilmeleri açısından

yapılan bir değerlendirmedir ve bireysel nitelikler esas alınmaktadır. İkincisi

ise genç işsizliğini yapısal bir işsizlik sorunu 0olarak görmekte ve piyasanın

analizi üzerinde durmaktadır.145

Genç işsizliği ile ilgili çeşitli teoriler öne sürülmüştür:146

İş Arama Teorisi: Daha çok az yetenekli işçilerin iş arama stratejileriyle

ilgilidir. Gençler çalışan nüfusa yeni katıldıkları için iş çevresine yabancıdırlar.

144 Ferrarotti, 1979, s.42-43

145 Clark, 1990, s.49-50

146 Ashton, D.N.; Field, D., Young Workers, London, 1976; Canson, M, Young

Unemployment, London, 1979’dan aktaran Gündoğan, 2001, s.15-19

Page 74: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

74

Becerilerinin azlığı ve deneyimsizlikleri nedeniyle sorun çözmede daha az

başarılıdırlar. Ayrıca bu gençler okul hayatından mümkün olduğunca erken

ayrılma eğilimindedirler. Yetenekli gençlerin okul hayatı daha uzun

sürmektedir ve yetenekleri olduğu için iş konusunda daha seçici düşünürler.

Becerilerinin fazla olmasından dolayı mobiliteleri daha düşüktür. İşsizlik daha

çok iş değiştirme sıklığı ile ilgilidir. Gençler, iş ararken formel metotları değil,

kişisel ilişkiler gibi informel metotları kullanmaktadırlar.

Seçici İşten Çıkarma Teorisi: İşverenler, işten çıkarma kararı verirlerse

önce genç işçileri işten çıkarmaktadırlar. Bunun sebebi, genç işçilere

genellikle daha az yatırım yapılmış olması, LIFO (son giren ilk çıkar)

politikasının izlenmesi ve işten çıkarma tazminatının hizmet süresiyle orantılı

olmasıdır.

Yaşam Süreci Teorisi: İstihdamın, ücretlerin düşük ve uzun vadeli

kariyer beklentilerinin az olduğu işlerde yoğunlaşmış olmasıdır. Gençler er ya

da geç işlerini değiştirmeye yöneleceklerdir. Tecrübeleri az olduğu için

nitelikli iş bulma şansları da azdır. Ayrıca gençler, sosyal bir iş çevresi, kişisel

ilişkiler gibi gelir dışı değerlere daha fazla önem verdikleri için düşük ücretli

işlerde yoğunlaşmışlardır. Yaşları ilerledikçe ve mali sorumlulukları arttıkça

yüksek ücretli iş arayışına girmektedirler. Bunun yanı sıra mobiliteleri yüksek

olduğu için kendilerine önemli bir eğitim harcaması yapılmamaktadır.

Trend Teorileri: İşsizlik, sosyal yapı ve sosyal davranışlar gibi bazı

sebeplerden kaynaklanmaktadır. İş değiştirme sıklığı, endüstrileşmiş

ekonomilerde iş tatminsizliği nedeniyle artmaktadır. Buna ek olarak genç

Page 75: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

75

işsizliğindeki eğilimleri, genç işgücü arzı ve talebindeki eğilimler

belirlemektedir. Nüfus artışı, arzı önemli ölçüde artırmaktadır.

Sıra İşsizlik Teorisi: Yetişkin ücreti almaya elverişli duruma gelen

genç işçiler, işten çıkarılmaktadır. Dolayısıyla yetişkin işçiler, göreli olarak

daha yüksek ücret alırlar, genç işçiler ise yaşları ilerledikçe işsiz durumuna

düşerler.

Oktay’a göre ise, genç işsizliği sorununun kaynağı, Keynesyen

politikaların başarısızlığına kadar uzanmaktadır. 1970lerin ikinci yarısından

itibaren hem ekonomik durgunluğun hem de aynı zamanda da yüksek

enflasyonun yaşanması ve bu durgunluktan dolayı talep daralmalarının

yaşanması, istihdam olanaklarının daralmasına sebep olmuştur. Bu

gelişmeler sonucu ortaya çıkan işsizlik ise en fazla gençleri etkilemiştir.

Dolayısıyla 1970’lerden itibaren genç işsizlerin sayısı, yetişkin işsizlere göre

daha hızlı artış göstermiştir. Bununla birlikte işsizlik sorunu sadece

Keynesyen politikaların başarısızlığıyla açıklanmamakta, özellikle Türkiye

gibi yarı sanayileşmiş ülkelerde istihdam yaratılmadan ekonomik gelişmenin

gerçeklenmesi şeklinde de yorumlanmaktadır.147

Günümüzde, gençlerde işsizlik ve eksik istihdam, her yerde problem

olmaktadır. Gelişmekte olan ülkelerde işsizlik, daha çok yapısal nedenlerden

kaynaklanmaktadır. Bunun yanı sıra tutarlı bir insangücü politikasının mevcut

olmaması veya varsa bile yetersiz kalması sonucunda hem gereksinim

duyulduğu halde yeterince bulunamayan, hem de gereksinimden fazla

147 Oktay, 1986, s.248-249

Page 76: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

76

olduğu için işsiz kalan işgücü bulunmaktadır.148 Gelişmekte olan ülkelerde

istihdam artışının küçük bir kısmı formel ekonomide gerçekleşmektedir.

Formel sektörde iş bulamayan, beceri ve çalışma davranışı da informel

sektöre uymayan kesim, işsizlik veya eksik istihdam sorunuyla karşı karşıya

kalmaktadır. Bu kesim içinde eğitimli gençlerin payı büyüktür.149 Gelişmekte

olan ülkelerde eğitimli gençlerin işsizliği, emeğin eksik kullanımı ve eğitim

üzerine harcanmış kaynakların yanlış tahsisi olarak yorumlanmaktadır.150

Özel işgücü piyasası uygulayarak azalma eğilimi sağlayan birkaç ülke

dışında çoğu ülkede genç işsizliği oranı çok yükselmiş, %20’lere kadar

varmıştır. Bu durum önemli sosyal problemlere ve korkunç bir kaynak israfına

yol açmaktadır.151 UÇÖ’nün verdiği son istatistiklere göre hemen hemen

dünyanın bütün ülkelerinde işsizlik en yüksek gençleri etkilemektedir. Güney

Afrika’da 25 yaşın altındakilerin %25’i , Mozambik’te %50’sinden fazlası

işsizdir.152 Bunun yanı sıra, UÇÖ’nün tahminlerine göre, gelecek 20 yılda,

gelişmekte olan ülkelerdeki aktif nüfus içinde gençlerin sayısının artması için

uygun iş imkanları sağlayacak 100 milyondan daha fazla yeni iş

yaratılacaktır.153 Bu durumda önemli koşul, açılacak yeni işler için uygun

eğitimlerin alınmış olmasıdır. Sorun şudur ki iş sahalarının değişim hızına bu

alanda oluşturulacak eğitim sistemi yetişebilecek midir? 148 Karataş, 1996, s.18-19

149 Erdut, 2002, s.84

150 Murat, s.70

151 United Nations Economic and Social Council, 1995, s.3-7

152 Novo; Janlert, 1999, s.4

153 United Nations Department of Economic and Social Affairs (DESA), 1995, s.11-13

Page 77: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

77

Gelişmiş ülkelerde, günümüzdeki duruma bakılacak olursa, Avrupa’da

yüksek işsizlik düzeyinin alışılmış bir durum haline geldiği ve toplumsal

maliyetinin de giderek ağırlaştığı dikkati çekmektedir. Bu bedel herkesin

yaşam kalitesini düşürmekte, tüm toplumda, özellikle de toplumun en küçük

birimi olan aileler üzerinde yıkıcı etkiler yaratmaktadır. Avrupa ülkelerinde

yaşanan işsizliğin etkileri, Sen tarafından şu şekilde sıralanmıştır:154

• Üretim kaybı ve mali yük

• Özgürlük kaybı ve sosyal dışlanma

• Yetenek kaybı ve uzun dönemli tahribat

• Psikolojik hasar

• Sağlığın ve moralin kötüleşmesi

• Motivasyon kaybı ve iş korkusu

• İnsan ilişkilerinin zayıflaması ve aile yaşantısının etkilenmesi

• Irk ve cinsiyet eşitsizliği

• Sosyal değerlerin ve sorumluluk duygusunun kaybı

• Teknolojik tutuculuk

1970’lerden bu yana hızla ilerleyen sanayileşmeyle birlikte istihdam

sorunu daha fazla yaşanmaya başlamıştır. OECD ülkelerinde iş trendleri

tartışılmaktadır. İstihdam yapısının değişimiyle yeni işler ortaya çıkmakta, eş

zamanlı olarak eski işler de dışlanmaktadır. Genç işgücü oranlarını artırmak

için okuldan işe geçiş programlarına, her zamankinden çok ihtiyaç

olmaktadır. Sadece gençlerin değil, yetişkin çalışanların da yeni beceriler

154 Sen, 1997.s.154-168

Page 78: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

78

geliştirerek kendilerini daha kalifiye hale getirmeleri gerekmektedir.155 OECD

toplamında 2000 yılında %6.3 olan işsizlik oranı, 2002 yılında %7.0’a

yükselmiştir. Aynı dönemde ABD’de %4.0’dan %5.8’e, Japonya’da %4.7’den

%5.4’e varan artışlar gözlenmiştir.156 Neredeyse bütün Avrupa ülkelerinde 25

yaş altı olarak tanımlanan gençler, diğer yaş gruplarına göre daha yüksek

oranda işsizlik tecrübesi yaşamaktadır.157 Avustralya’da 20-24 yaş arası

gençlerin işsizlik oranı 1980’de %9.6 iken 1992’de %15.2’ye yükselmiştir.158

İtalya’da da işsizlik daha fazla gençlerde görülmektedir. 1996’da 15-29 yaş

arası işsizlik oranı %25.8’dir. Bu sorun, ülkenin güneyinde çok daha fazladır

(%45.3).159 Yine Kanada’da son yıllardaki düzelmeye rağmen özellikle 20-24

yaş grubunun işsizliği halen oldukça büyüktür. Bu gençler, sert bir işgücü

piyasası ortamıyla, karmaşık bir okuldan işe geçiş süreciyle ve gerçek giriş

engelleriyle karşılaşmaktadırlar.160 Görülmektedir ki, genç işsizliği oranı,

genelde toplam işsizlik oranından daha fazladır.

Türkiye’de ise DİE’nin sonuçlarına göre, 2002 yılında işsizlik oranı

toplamda %10.3, erkeklerde %10.7, kadınlarda ise %9.4 olarak

gerçekleşmiştir.161 Gündoğan’a göre, Türkiye’de işsizliğin çeşitli türlerinin bir

arada olması, bazı işsizlik türlerinin ölçülmesindeki sıkıntılar ve verilerin

155 OECD, 1994, s.4

156 (http://www.OECD.org/dataoecd/41/13/2752342.pdf), 29.04.2003

157 Goede vd., 2000, s.587

158 Winefield vd., 1993, s.6

159 Caroleo; Mazzotta, 1999, s.1-72

160 Tal, 1998, s.9-10

161(http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/), 19.05.2003

Page 79: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

79

yetersiz olması sebebiyle işsizliğin gerçek boyutlarını saptamak

güçleşmektedir.162

Türk-İş’in 2003 Ekonomik ve Sosyal Konsey Toplantısı sonuçlarına

göre, Türkiye’de gözlenen ekonomik sorunların ve işsizliğin nedenleri genel

olarak şu şekilde açıklanmıştır:163

• Yolsuzlukların artması nedeniyle kamu açıklarının büyümesi

• Vergi kaçakçılığı

• Gümrük birliğiyle ithalatın artıp ihracatın buna uyamaması

sebebiyle birçok işletmenin kapanması veya küçülmesi

• İstihdam için gerekli parasal kaynağın yurtdışına aktarılması

• Özelleştirme sebebiyle birçok işçinin işten çıkarılması

• İşgücü maliyetlerinin yüksekliği, yeni istihdam olanakları yaratan

işverenlere teşvik sağlanmaması

• Yaşam boyu eğitim uygulamalarının yetersizliği

• Türk iş Kurumu’nun etkili bir şekilde çalışmaması

• Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde mevzuatta yapılan

değişiklikler çerçevesinde yabancıların Türkiye’deki istihdamına

yönelik engellerin kaldırılacak olması

• Emekli aylıklarının düşüklüğü nedeniyle emeklilerin tekrar

işgücü piyasasına katılması

• Ailelerin gerçek gelir düzeyinin düşmesi

162 Gündoğan, 2001, s.109

163 Türk-İş, (http://www.turkis.org.tr/eskissizlik.doc), 19.Nisan.2003

Page 80: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

80

• Çalışanların gerçek gelirlerinin azalması sebebiyle kayıt dışı

sektörde ikinci bir iş arama eğilimi

• Nüfus artışı

• Haftalık ve yıllık toplam çalışma sürelerinin gelişmiş ülkelerden

fazla olması

• Tarım politikalarının kırsal kesimde yoksullaşma yaratması

Buna ek olarak, TİSK’in araştırmalarına göre, Türkiye ekonomisi, 2000

ve 2001’de tarihinin en derin krizini yaşamıştır. Sermaye hareketlerinin

değişim politikası, işgücünde önemli olumsuzluklara sebep olmuştur. 2001

yılında, uluslararası piyasalarda rekabet eden 36 dünya ülkesi içinde Türkiye

sanayi üretimi azalışında ilk sırayı almıştır. 2002 yılında, dünya rekabet

sıralamasında ise 49 ülke arasında 46. sıradadır. Ekonomik kriz nedeniyle

işsiz kalanların 1,5 milyon kişi olduğu tahmin edilmektedir. Yine araştırma

sonuçlarına göre 2001 yılında çalışılan saat başına işgücü maliyeti ortalama

%36,5 artmıştır. Aynı dönemde işgücü verimliliği ise %27 azalmıştır. 2001’de

işçi çalıştırmak için işverenin ödediği her 100 liradan sadece 52 lirası işçinin

cebine girebilmektedir. Şekil 3’de dağılım daha ayrıntılı olarak

görülmektedir.164

164 TİSK, (http://www.tisk.org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=601), 03.07.2003

Page 81: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

81

Kaynak: TİSK, 2003

Yine, 2001 yılında OECD ülkeleri arasında istihdam vergilerinin en

fazla olduğu ülke, Şekil 4’te görüldüğü gibi Türkiye’dir

Şekil 3: 2001 yılında işgücü maliyetinin işçi geliri açısından

dağılımı

Page 82: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

82

Kaynak: TİSK, 2003

Ayrıca, 1995-2000 yılları arasında, OECD ülkeleri içinde Türkiye, birim

işgücü maliyetinin en yüksek oranda seyrettiği ülke olmuştur. Şekil 5’te

durum net olarak görülmektedir.

Şekil 4: OECD ülkelerinde istihdam vergilerinin yükü (Ücretten

alınan vergiler ile işçi ve işveren sosyal güvenlik primleri

toplamının işgücü maliyetine oranı, (yüzde) 2001

Page 83: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

83

Kaynak: TİSK, 2003

Türkiye’de kıdem tazminatı yükünün de yıllar itibariyle çok hızlı bir artış

sağladığı dikkati çekmektedir. Tablo 3’de 1990-2002 yılları arasındaki dönem

Şekil 5: 1995 – 2000 döneminde birim işgücü maliyetindeki değişim (%)

Page 84: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

84

ele alınmıştır. İşten çıkarmalarda gençlere öncelik tanınmasının bir nedeni de

işverenlerin yüksek tazminatlar ödemek durumunda olmaması sayılabilir.

Tablo 3: Yıllar itibariyle çalışan başına ortalama kıdem tazminatı yükü (TL)

Kaynak: TİSK, 2003

Bütün bu gelişmeler, Türkiye’deki işsizliğe farklı bir boyut getirmiştir ve

bundan en çok etkilenenlerin ise gençler olacağı açıktır.

Gençlerle ilgili veriler incelenecek olursa, DİE sonuçlarına göre Türkiye’de

2002 IV. Dönemde, eğitimli genç nüfusun işsizlik oranı %30’a yükselmiştir.

Eğitimli gençler arasındaki işsizliğin %31.6 olduğu gözlenmektedir. Bu

oran, kentsel yerlerde erkeklerde%27.5, kadınlarda %37.6 olarak

gerçekleşmektedir. Eksik istihdam edilen eğitimli gençlerin ise işgücü

Page 85: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

85

içindeki oranı Türkiye genelinde %6.5’tir. Bu oran, kentsel yerlerde %4.6,

kırsal alanda %12.5 olarak ölçülmüştür. 165

Türkiye’deki işsizlik nedenlerine göre genç işsizler incelendiğinde,

görülmektedir ki diğerlerinden çok daha yüksek bir orana sahip olan

neden, okuldan yeni mezun olmaktır. Hemen belirtmek gerekir ki genç

işsizlerin %58.6’sı ilk kez iş aramaktadır. 166

D. KONUYA DEMOGRAFİK BAKIŞ

Bir ülke ekonomisinin analizi yapılırken, ekonominin temel faktörü olan

insan faktörünün gelişimini nitelik ve nicelik yönünden incelemek gerekli

olacaktır. İnsan faktörü, mal ve hizmet üretiminin temel kaynağı olmanın yanı

sıra, üretilen mal ve hizmetlerin tüketimi açısından da önemli olmaktadır. Bu

doğrultuda, ülkenin nüfusu, nüfusun nitelikleri ve yaş gruplarına dağılımı,

ülkenin gücünü belirleyen önemli bir gösterge sayılmaktadır.167

Nüfusun sayı olarak yetersiz olması, ekonomik kaynakların atıl

kalmasına yol açarken, nüfusun ekonomik kaynaklara göre fazla olması,

insan gücünün iş bulamaması, sağlanan gelirin daha çok kişi tarafından

tüketilmesi, refah kaybı ve bunlara bağlı birçok ekonomik ve sosyal sorunlara

yol açabilmektedir.168

165 (http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/isgucu.html) ,19.05.2003

166 Gündoğan, 2001, s118, 122

167 Karluk, 1997, s.5

168 Karluk, 1997, s.5

Page 86: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

86

İşgücü talebi açısından bir değerlendirme yapılacak olursa,

gelişmekte olan ülkelerde nüfus artış hızı dünya ortalamasının altında

bulunurken, gelişen ülkelerde üstüne çıkmaktadır. Dolayısıyla gelişmekte

olan ülkelerde istihdam imkanlarının yetersizliği sebebiyle işsizlik

artmaktadır.169 İşgücü arzı açısından bakıldığında ise görülmektedir ki,

gelişen ülkelerin modern sektöründe işgücü artış oranı daima nüfus artış

hızının üstünde seyretmektedir. Modern sektöre işgücü akımı devam ettikçe

bu açık büyümekte ve teknolojinin gelişmesiyle iş imkanları azalmaya devam

etmektedir.170

Nüfusun yaş, ve cinsiyeti de istihdam seviyesi ve işsizlik oranı için

önem arz etmektedir. Bir ülkede çalışma çağındaki nüfusun fazlalığı, istihdam

edilebildiği sürece ekonomiye fayda sağlayacak ve atıl kalmayacaktır. Hızlı

nüfus artışı, her yıl işgücü piyasasına katılan kişi sayısını da artırmaktadır.

Ancak ekonomi, bu kişileri istihdam edecek ölçüde büyümüyorsa işsizlik

gündeme gelecektir. Genç nüfusun işgücü piyasasına sığmayacak kadar

fazla olması ve ilk kez işgücü piyasasına atılma durumu, bu kesimin aleyhine

bir durum yaratabilmektedir. Buna ek olarak yeni iş olanakları yaratmada

karşılaşılan yetersizlik yine öncelikli olarak gençleri etkileyecektir.171

İstihdam edilme olasılığında cinsiyet ayrımı önemli bir rol

oynamaktadır. Kadın ve erkeğin toplumsal rollerindeki farklılık, kadının işgücü

piyasasına daha uzak kalmasına sebep olabilmektedir. Kadınlar, erkeklere

169 Ekin, 1999, s.25

170 Karasoy, 1999, s.25

171 Karataş, 1996, s.19

Page 87: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

87

oranla aynı vasıflara sahip olmalarına rağmen geleneksel olarak, iş bulmakta

zorluk çekebilmektedirler.172 Avrupa Birliği ülkelerinde genç kadın işsizliğinin,

genç erkek işsizliğinden daha fazla olduğu saptanmıştır.173 Ayrıca ekonomik

durgunluk dönemlerinde gençler arasında kadınların daha büyük güçlüklerle

karşılaştıkları saptanmıştır. Bunun sebebi olarak da kadınların yeni bir iş

aramaktan daha kolay vazgeçmeleri görülmektedir.174 Özellikle evli

kadınların, hem işgücü piyasasındaki hem de evdeki sorumlulukları nedeniyle

erkeklere kıyasla daha az çalışma saati sunabildikleri saptanmıştır. Örneğin

büroda geç saatlere kadar daha az kalabilmekte, hafta sonları daha az

çalışabilmekte, işle ilgili yolculuklara daha az çıkabilmektedirler. Bu nedenle

daha çok evlerine yakın ve evdeki çalışmalarıyla uyumlu iş saatleri onlara

cazip gelebilmektedir.175 Bununla birlikte belirtmek gerekir ki uluslararası

ticaretin gelişmesi ve yeni teknolojilere bağlı olarak yeni iş imkanlarının

ortaya çıkması, kadınların özellikle hizmet sektöründe iş bulma şansını

artırmaktadır. Ayrıca, sosyal yapıdaki değişmeler, aile gelirine katkıda

bulunma isteği, kültür düzeyinin artması ve daha iyi yaşama arzusu gibi

faktörler de kadınların istihdamını artırmaktadır.176

Nüfusun eğitim düzeyi de önemli bir değişkendir. Gerek gelişmiş

gerekse gelişmekte olan ülkelerdeki okullaşma oranlarının genel bir artış

eğilimi gösterdiğinden daha önce bahsedilmişti. Türkiye’deki okullaşma 172 Karasoy, 1999, s.50

173 ILO, 1999

174 Murat, 1991, s.31

175 Elliot, 1997, s.403-404

176 Murat, 1991, s.45

Page 88: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

88

oranlarının da bu eğilime paralel özellikler gösterdiği gözlenmektedir. 1990-

2001 yılları arasındaki dağılım tablo 4’deki gibidir.

Page 89: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

89

Tablo 4: Okullaşma Oranları (%)

Yıllar /

Okul

düzeyi

1990

1991

1991

1992

1992

1993

1993

1994

1994

1995

1995

1996

1996

1997

1997

1998

1998

1999

1999

2000

2000

2001

İlkokul

101.9 102.0 99.7 97.3 104.4 103.5 100.0

Ortaokul

60.3 60.1 63.4 65.1 65.6 65.2 64.3 87.6(1) 92.6(1) 97.6(1) 100.7(1)

Lise ve

dengi 38.5 41.7 44.9 47.7 53.0 55.0 57.7 53.3 57.6 59.4 64.0

Yüksek

öğretim 15.7 16.4 18.1 22.2 22.1 22.4 23.2 25.7 27.4 27.8 28.0

(1)Sekiz yıllık ilköğretim (ilkokul + ortaokul)

Not:1997-1998 yılından itibaren hesaplanan okullaşma oranlarına açık ilköğretim ve lise öğrencileri

dahil edilmiştir

Kaynak:http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf, 14.06.2003

Okullaşma oranındaki artış, nitelikli işgücü arzını artırmaktadır. Gelişmekte

olan ülkelerin en fazla gereksinim duydukları meslek dallarında yetişmiş olan nitelikli

işgücü, kendi ülkesindeki olanaksızlıklar nedeniyle gelişmiş ülkelere göç etmektedir.

Bu kişiler, ülkeleri için çok büyük maliyetlere mâl olarak yüksek düzeyde bir eğitim

olanağı bulmuşlardır. Doğumlarından itibaren ülkelerine maliyetleri hesaplandığında

rakamlar çok daha fazla çıkacaktır.177 Gelişmekte olan ülkelerde yurt dışına giden

işçiler özellikle nitelikli olanlarının önemli bir bölümü çalışmak için gittikleri

sanayileşmiş ülkelerde mesleki alanda yeni bilgiler ve teknikler kazanacaklarını

düşünmektedirler. Böylece gelişmekte olan sanayilerin ihtiyaç duyduğu yeni ve ileri

tekniklere ulaşmayı ummaktadırlar. Ancak gerçekte farklı bir durumla

karşılaşılabilmektedir. Örneğin Türkiye’de bu olumsuz bir şekilde gerçekleşmektedir.

177 Oğuzkan, Turhan, Yüksek Düzeyde Elemanların Ülkelerarası Göçü, İstanbul Üniversitesi Bülteni,

Kasım 1977, s.6’dan aktaran Gürses; Gürses, 1979, s.232

Page 90: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

90

Çünkü bu işçiler kendi uzmanlık dallarından çok, iş bulabildikleri alanlardaki işlerde

çalışmak zorunda kalmaktadırlar. Ağır ve yerli işçiler açısından aşağılayıcı sayılan

işlerde ücretlerin yüksekliği ve hızlı iş bulabilme imkanı nitelikli yabancı işçileri,

nitelikleriyle hiçbir ilgisi olmayan işlere çekmektedir. Böylece daha çok uzmanlaşma

umutlarını yitirdikleri gibi, ülkelerinde kazanmış oldukları niteliklerini de zamanla

yitirmektedirler.178

Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının sayısının 1995 –1999 yılları

arasında artış gösterdiği görülürken yurt dışında çalışan vatandaşların sayısının yine

bu yıllar arasında azaldığı görülmektedir. Özellikle Batı Avrupa ülkeleri açısından

durum ele alındığında görülmektedir ki, 2000’li yıllarda vatandaşlarımızın bu ülkelerin

işgücü piyasalarına girebilmeleri, bu piyasalarda yerli işgücü ile rekabet

edebilmelerine, bunun için de eğitim ve meslek eğitimine katılımlarına bağlıdır.179

Yurt dışına göçün yanı sıra, yurt içinde yaşanan göçlere de değinmek

gerekmektedir. Bir ülkede sanayiye dönük gelişme, kırsal kesimden kente göçü

yaratmaktadır. Sonuçta, kentlerde yaratılan istihdam olanaklarından daha hızlı bir

nüfus yoğunlaşması yaşanmaktadır ve bu durum beraberinde işsizliği

getirmektedir.180 Kentsel yaşama sosyal ve kültürel açıdan uyum sağlamak, eğitimle

mümkün olabilecektir. Ayrıca kentsel iş piyasasında iş edinmek ve yetenekleri

geliştirmek için öncelikli şartın yine eğitim olduğu açıktır. Yapılan bir araştırmada,

kente göç eden ailelerin ortak eğiliminin, daha çok çocuklarının üniversite eğitimi

görmeleri yönünde olduğu saptanmıştır. Buna ek olarak bu ailelerin daha düşük

kültür düzeylerinden gelmelerine rağmen cinsiyet ayrımı yapmaksızın hem erkek hem

178 Talas, 1997, s.202-204

179 (http://www.ekutup.dpt.gov.tr/plan/viii/taslak.pdf), s.137, 02.12.2002

180 Karataş, 1996, s.19

Page 91: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

91

de kız çocuklarını okutmak istedikleri gözlenmiştir. Ancak bu ailelerin çocuklarının, bu

eğilimin aksine düşük öğrenim düzeyine sahip bulundukları görülmüştür. Bunda,

ailelerin büyük çoğunluğunun (%77) gelir düzeyinin düşük olması etkili olmaktadır.

Yani aile gelirinin düşüklüğü, kişinin alacağı eğitimi, dolayısıyla da iş fırsatlarını

olumsuz yönde etkilemektedir.181

Genç işsizlik probleminin yaşandığı dönemlerde, bundan tüm etnik ve alt

kademedeki sınıflar etkilenmektedir.182 Özellikle etnik köken işsizliğin kişisel

sebeplerinden biri olmaktadır. ABD’de, 1995 yılı itibariyle zenci gençler arasındaki

oranı %35.7 iken, beyaz gençlerde %15.7’dir.183

Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak yüksek nüfusluluk özelliği taşımaktadır.

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün 7.Şubat.2003 tarihli açıklamasına

göre, ülke nüfusu 70.535.000.000’dir ve bu nüfusun 5.666.0000’i 65 yaşın

üstündedir. Son yıllarda nüfus artışının yavaşladığı görülmektedir.184 Türkiye’deki

genç nüfusun toplam nüfusa oranı 1995’te %19.81 iken, 2000’de %20.19

olmuştur.185 Gençlerin, işgücüne katılma oranları ise 1980’de %64.5 iken 1999’da

%45.7’ye düşmüştür. OECD ve AB ülkeleriyle karşılaştırıldığında, ülkemizdeki

gençlerin işgücüne katılım oranlarının daha düşük olduğu ileri sürülmektedir.186

E. KONUYA SİYASAL BAKIŞ 181 Erjem, 2001, s.48-53

182 Murat, 1991, s.45

183 O’Higgins, Niall, The Challenge of Youth Unemployment, ILO Employment and Training Papers:7,

Geneva, 1997, s.44’den aktaran Gündoğan, 2001, s.28

184 Hürriyet Gazetesi, 18.05.2003

185 DPT, 2000, s.25

186 Gündoğan, 2001, s.105

Page 92: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

92

Küreselleşme ile ön plana çıkan bilgi, bilgiyi kullanacak bireylerin yetiştirilmesi

ve hızla gelişen teknolojiye ayak uydurmak, toplumlar için zorunluluk haline gelmiştir.

Bu zorunluluk devletlere, teknolojiyi kullanma, yenilikleri izleyecek düzenlemeler

yapma ve rehberlik etme şeklinde yeni görevler eklemektedir. Aksi taktirde toplum

ilerlemelerin gerisinde kalacak ve dünya ile bağı kopabilecektir.187 Rekabetçi güçler

pek çok istihdam alanında tıkanmakta, işgücü piyasasındaki bu tıkanıklığı gidermek

için farklı mekanizmaların gerekli olduğu sürekli dile getirilmektedir.188

İşgücü piyasası politikaları, işsizlere gelir desteği sağlamaya yönelik “pasif

politikalar” ve bireylerin işsizliklerini doğrudan önlemlerle azaltmaya yönelik “aktif

politikalar”dır. Özellikle aktif politikaların amacı, gençlere sadece gelir desteği

sağlamak değil, onların çalışma hayatına geçişlerini kolaylaştırmaktır. OECD, beş tür

aktif işgücü piyasası politikası üzerinde durmaktadır. Bunlar:189

• İş piyasası eğitimi

• Doğrudan iş yaratma

• Sübvanse edilmiş istihdam

• Danışma ve işe yerleştirme hizmetleri

• Gençlere yönelik önlemler

Farklı ülkelerde uygulanan aktif politikalarla sağlanan ortak sonuçlara göre, en

olumlu ve etkin performans, iş arama ve yeni iş kurmaya yönelik yardımlarla

sağlanmıştır.190 Pasif politikalar ile ilgili olarak da işsizliği tazmin eden çeşitli

programlardan bahsedilebilir. Günümüzde Türkiye’de de uygulanmaya başlayan

187 Nartgün, 2002, s.135

188 Elliot, 1997, s.277

189 Gündoğan, 2001, s.35

190 OECD, The OECD Job Study, Paris, 1996, s.7’den aktaran Gündoğan, 2001, s.65

Page 93: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

93

işsizlik sigortası bunlardan birisidir. Amaç, isteği dışında işsiz kalanlara gelir desteği

sağlamak ve mesleklere uygun yetenekleri geliştirerek bireylerin işgücü piyasasına

yeniden entegre olabilmelerini teşvik etmektir.191 Sistemin başarısı, ülkenin özgün

koşullarına ve genel karakteristiklerine uygun olmasıyla sağlanabilecektir. Bireylerin

işsizlik ödeneklerinden yararlanabilmesi için işsiz kalmadan önce belirli bir süre

sigortalı olarak çalışması ve işsizlik sigortası sistemine mali katkıda bulunması

gerekmektedir.192 Ancak bu koşul, işgücü piyasasına ilk defa girecek olanları,

özellikle de gençleri sistemin dışında bırakmaktadır. Buna ek olarak bazı ülkelerde

eğitimini yeni bitirmiş gençlere istisnai hükümler uygulanabilmektedir.193

UÇÖ’nün, gençlere kabul edilebilir bir iş oluşturulabilmesiyle ilgili olarak

ülkelere önerileri şunlardır:194

• Emek yoğun gelişmenin özendirilmesi

• Güçlü bir eğitim, işgücü piyasası ve sosyal politikaların gerekliliği

• Bilgi ve iletişim teknolojilerinde yeni imkanlar yaratılması

• Gençlere, eğitim sırasında iş deneyimi kazandırılması

• Okuldan erken ayrılmanın azaltılması

• Mesleki eğitimin, piyasa şartlarına uyumlu hale getirilmesi

• Genç kadınların eğitim imkanlarının artırılması

• Eğitimin, bir paket programın parçası olarak algılanması

• Girişimciliğin geliştirilmesi

191 Özşuca, 1998, s.22-23

192 Özşuca, 1998, s.27-28, 71

193 ILO, 1976, s.17-18’den aktaran Özşuca, 1998, s.28

194 ILO, (http://www.ilo.org/public/english/employment/skills/youth/decent.htm), 11.12.2002

Page 94: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

94

• Genç işgücü talebini yükseltmeye yönelik politikalar

geliştirilmesi

Sıralanan maddelerde özellikle eğitimin gerekliliği öne çıkmaktadır.

Bilinmektedir ki devletin, eğitim imkanlarının sağlanmasında önemli bir rolü vardır.

Devlet, günümüzde özellikle yüksek öğretime finansman kaynağı sağlamaya daha

fazla ağırlık vermektedir. Çünkü üniversiteleri, ekonomiye nitelikli insangücü yetiştiren

kurumlar olarak görmekte ve bu insangücü niteliklerinin ekonomik gelişme için

stratejik öneme sahip olduğunu düşünmektedir.195

Hükümetlerin gözü, mezun oldukları halde iş bulamayan ve her an patlamaya

hazır, genç işsizlerin üzerindedir Bu nedenle bazı hükümetler, sosyal baskıları

azaltmak için gerçek ihtiyaçlara dayanıp dayanmadığına bakmaksızın, üniversite

mezunlarına iş imkanı sağlamaktadırlar. Bu durum hükümet gelirleri üzerinde yutucu

olmakta, eğitilmiş işgücünün daha verimli kullanılmasını da engellemektedir.196

1985 yılının Uluslararası Gençlik Yılı olması, özellikle gençliğin her açıdan

korunması ve geliştirilmesine ilişkin politikaları gündeme getirmiştir.197 Baydarol’un

açıklamasına göre AB’nin temel uğraş alanı, işsizlerin yeni ekonomik gereksinimlere

göre niteliklerinin artırılması ve bu sayede yeniden istihdam edilebilir hale

gelmelerinin sağlanmasıdır. Bu amaçla yaşam boyu eğitim ön plana çıkmaktadır.

İşgücü piyasasıyla yeni tanışan genç işsizlerin kronik işsiz haline dönmelerini

önlemek için 6 aylık bir iş arama döneminin hemen ardından değerlenmeye alındığı,

bir işte çalışıp da işsizliğe düşenlerin kronik işsiz kategorisine düşmelerinin önüne

geçebilmek için 6 ilâ 12 aylık süre içinde yeniden eğitime tabi olacakları bir mantığın

195 Ünal, 1996, s.328-336

196 World Bank, 1994, s.74

197 Danışoğlu, 1992, s.54

Page 95: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

95

geliştirildiği görülmektedir.198 Anlaşılmaktadır ki devletin, insan sermayesine yapacağı

yatırım önemlidir. İnsan sermayesine çok yatırım yapan uluslar, kalkınan uluslar

olmaktadır. 199 Hemen belirtmek gerekir ki, eğitime bir insangücü politikası olarak

bakma bağlamında Türkiye’de eğitimin finansmanı, büyük ölçüde kamu finansmanına

dayanmaktadır ve bütçeden eğitim için, özellikle de yükseköğretim için ayrılan

ödeneğin yıllar itibariyle artış gösterdiği gözlenmektedir.200 Ancak bu gelişmenin,

sorunun çözümlenmesine yetmeyeceği açıktır.

AB İstihdam Paketi, 2001 Ortak İstikrar Raporu Taslağı, üye devletlerin

istihdam sorunlarıyla ilgili genel izlenimleri ve çözüm önerilerini içermektedir. Rapora

göre, cinsiyet farkları, yaşam boyu eğitim, işgücü piyasası katılımının artırılması ve

işgücü organizasyonunun modernleştirilmesi gerekmektedir.201 İtalya’da son yıllarda

işgücü politikasının geliştiği üç alandan biri risk gruplarına yönelik olmuştur. Bu

grupların içinde gençler de bulunmaktadır.202

OECD ülkelerinde genç işsizliğinin azaltılmasına yönelik ilerleme

kaydedilmeye çalışılmaktadır.203 Yine Avrupa Birliği’nde son yıllarda işsizliğe karşı

yoğun bir mücadele başlatılmıştır. Bu doğrultuda oluşturulan istihdam stratejisinin

dört temel ayağı bulunmaktadır. Bunlar; “istihdam edilebilirlik”, “girişimcilik”,

198 Baydarol, 2002, s.22-33

199 Ercan, F., Eğitim ve Kapitalizm, Bilim ve ÖES Öğretim Elemanları Sendikası Yayınları, İstanbul,

1998, s.163’den aktaran Nartgün, 2002, s.133

200 Ünal, 1996, s.347-350

201 TİSK, 2003

202 Caroleo; Mazzotta, 1999, s.1

203 The Economist (US), 1997, s.90

Page 96: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

96

“uyarlanabilirlik” ve “eşit fırsatlar”dır.204 Özellikle genç işsizliğini azaltma çabalarında

temel vurgu, mesleki eğitimin daha çekici ve gençlere daha uygun hale

getirilmesidir.205 1990’larda, AT İstihdam Sorunları Komisyonu da, genç işsizliğinin

nedenlerini araştırmak, genç işsizlerin çalışma hayatına katılmasını sağlamak

amacıyla çeşitli incelemeler yapmış ve bu konuda bazı önlemler alınmasını

önermiştir. Uzmanların görüşlerine göre, gençler arasındaki işsizliğin nedeni sadece

ekonomik konjonktürün durumu ile ilgili değildir. Gençlerin sanayinin gereklerine

cevap verecek mesleklerde eğitim görmemesi, eğitim ve iş karşısında olumsuz bir

tavır takınması da etkili olmaktadır.206 Dolayısıyla çözüm arayışlarının salt ekonomik

boyutta bırakılmamasının gereği ortaya çıkmaktadır.

Türkiye’de, 1960’ların başında ekonomik gelişme ve kalkınma beş yıllık

kalkınma planlarına bağlandığında istihdam sorunlarını da çözüleceği

düşünülmüştür. Ancak ülke yapısı planların gerisinde kalmış, özellikle 1977 sonrası

ekonomik bunalım sonucu istihdam düzeyi orta ve uzun dönemli plan hedeflerinin

gerisinde kalmıştır. 1980’lerde birçok OECD ülkesinde ve Türkiye’de gençlere

istihdam olanağı sağlanmaya çalışılmış ve politikalar uygulanmıştır. Ancak buna

rağmen bu konuda önemli gelişmeler sağlanamamıştır.207

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda yapılan genel durum

değerlendirmesinde eğitimin bütün kademelerinde fiziki altyapı ve insangücü

eksikliklerinin devam ettiği ve bu durumun eğitimin kalitesini olumsuz etkilediği

belirtilmektedir. Kaynak yetersizliği, mevcut kaynakların etkin kullanılamaması, sanayi 204 Larssson, Allen; “The EU Employment Strategy, Putting Europe to Work”, Norwegien Business and

Industry Confederation Conference, Oslo, 2000’den aktaran Gündoğan, 2001, s.68-69

205 Gündoğan, 2001, s.71

206 Kutal, 1990, s.356

207 Oktay, 1986, s.235

Page 97: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

97

ve işbirliğinin yeterince geliştirilememesi gibi sebeplerle plan hedeflerinin gerisinde

kalındığı, iş piyasasının ihtiyaç duyduğu nitelik ve türde mesleki eğitim programları

geliştirilmesinde yeterli ilerlemenin sağlanamadığı ortaya konmaktadır. Yine insan

gücünün, uluslararası rekabet gücünün ana unsurlarından biri olduğu ve

geliştirilmesinin gereğinden bahsedilmektedir.208

Ekin’e göre, “Türkiye’de planlı dönemde geçen yaklaşık kırk yıla rağmen, ne

işsizliğin miktar ve niteliği, ne de üstesinden nasıl gelineceğine yönelik istihdam

politikaları veya istihdam sorunlarının geleceği, yeterli açıklıkla ortaya

konulamamıştır.”209

Talas’a göre ise, Türkiye’de kısa vadede ilk adım, kullanılmayan kapasiteleri

harekete geçirmek olmalıdır. Uzun vadede de, nüfus artışı hızı kesilerek seçilmiş yeni

yatırımlar gerçekleştirmek ve bunların yanında eğitim sisteminde köklü bir değişim

yapmak gerekmektedir.210

F. GENÇ İŞGÜCÜNE KARŞI İŞVERENLERİN TUTUMU

İşverenlerin, iş alımında veya istihdamın devamını sağlamada genellikle

gençleri tercih etmediği görülmektedir. Bunun çok çeşitli sebepleri vardır. Öncelikle

firmalar, yeni işçi istihdam ederken genellikle yüksek başlangıç maliyetleriyle

karşılaşmaktadırlar ve bu maliyetlerin kısa sürede telafisi olamamaktadır. Bu nedenle

başlangıç harcamaları, işgücüne yapılan bir yatırım olarak görülmeli ve uzun

dönemde getiriye dönüşeceği düşünülmelidir. Ancak getirilerin gerçekleşmesinin bir

208 (http:www.ekutup.dpt.gov.tr/plan/viii/plan8.pdf), 02.12.2002, s.15-17

209 Ekin, 2001, s.14

210 Talas, 1997, s.185

Page 98: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

98

koşulu, işçinin uzun yıllar boyunca firmada kalmasıdır.211 Ne var ki işverenler, düşük

eğitimli de olsa beceri ve deneyim kazanmış yetişkinleri, gençlere tercih etmekte,

buna karşılık eğitim giderleri ve sık sık personel değiştirme risklerini bile göze

almaktadırlar.212

Gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar, genç işçi çalıştırmanın firmaya

maliyetinin onların istihdamından sağlanacak faydadan daha yüksek olduğunu ortaya

koymaktadır. Bu demektir ki genç işçilere ödenen ücret, onların verimliliklerinden

daha fazladır. Bununla birlikte 20-24 yaş grubundaki gençlerin diğerlerinden daha

farklı değerlendirilmesi gereği ortaya çıkmıştır. Çünkü bu tip işçiler işbaşında eğitime

daha az gereksinim duymaktadırlar. Çalışma motivasyonları ve çalışmadan

bekledikleri ümitler konusunda daha gerçekçidirler ve maliyet-fayda oranları daha

elverişlidir.213

Ayrıca şirketlerin ücret düzeyleri önemli olabilmektedir. Şirket, ortalama ücret

düzeyinin üstünde ücret ödemesiyle biliniyorsa başvuranlarda çok iyi yetenekler

arayacaktır. Aksine düşük ücret ödüyorsa düşük nitelikleri tercih etmektedir. İkinci bir

husus, yeni başvuranlara göre çalışmakta olan işgörenlerine öncelik verilmesidir.

Çünkü onlar hakkında daha fazla bilgi sahipliği söz konusudur. Ayrıca çalışanların

arkadaşları ve yakınları da tercih edilebilmektedir. Çünkü sonuç, dışarıdan tesadüfi

bir alımdan daha memnun edici olacaktır. Buna ek olarak, arkadaşı da aynı şirkette

çalışan bir kişi, işini daha çabuk benimseyecek ve uzun zamandır o şirketteymiş gibi

işte çalışmaya canla başla koyulacaktır.214

211 Elliot, 1997, s.245

212 Yıllar, 1998, s.56

213 Ekin, 1980, s.41-42

214 Reynolds, 1974, s.117

Page 99: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

99

İşverenler iş kazası gibi risklerden de mümkün oldukça kaçmaktadırlar. Sosyal

Sigortalar Kurumu’nun 2001 yılı verilerine göre Türkiye’de iş kazalarına kadınlarda en

çok 20-24, erkeklerde 25-29 yaşlarında rastlanmaktadır.215 Dolayısıyla istatistikler

genç işgücünün iş kazalarına daha yatkın olduğunu ortaya koymaktadır. Bu durum,

büyük olasılıkla gençlerin çalışma yaşamında fazla deneyimleri olmamasından

kaynaklanmakta, işe alımlarda işverenleri deneyim sahibi yetişkinlere

yönlendirmektedir.

İşverenler için doğal olarak her iş başvurusu aynı öneme sahip değildir. Cinsiyet,

yaş, etnik köken, eğitim, deneyim gibi sebepler işin niteliğine göre işverenlerin

görüşlerini değiştirebilmektedir.216 Örneğin işverenler, çalıştıracakları erkek

işgören için askerlik sorununun çözülmüş olmasını istemektedirler.

İşgücü piyasasının yapısı da işverenin eğilimlerini değiştirmektedir. Genç

vasıflı işgücü arzının yüksek olduğu bir ortamda, işverenin seçiciliği doğal olarak

artmaktadır. Dolayısıyla binlerce işsiz gencin mevcut olan az sayıdaki işe girebilmek

için rekabet halinde olmaları, işverenlere büyük üstünlük sağlamaktadır. İşverenler,

diledikleri şartlar ve ücret düzeyinde kalifiye işçi bulabilmektedir.217

G. GENÇLERİN ÇALIŞMAYA KARŞI TUTUM VE DAVRANIŞLARI

Fransa’da yapılan bir araştırmaya göre gençlerde yaş, cinsiyet, sosyal orijin,

eğitim seviyesi ve işin tipine bağlı olarak önemli davranış farklılıkları olduğu

saptanmıştır.218 Bununla birlikte ortak bir paydada toplamak gerekirse gençler, ilk

215 http://www.calisma.gov.tr, 20.08.2003

216 Reynolds, 1974, s.120-121

217 Murat, 1991, s.34

218 Ekin, 1980, s.42-43

Page 100: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

100

bölümde ele alınan gençlik dönemi özelliklerinden dolayı iş yaşamına da

yetişkinlerden farklı bakmaktadırlar. Özellikle de henüz ailevi bir sorumluluk almamış

olanlar daha rahat ve boşvermiş bir tavır sergileyebilmektedirler. Yine gençlik

döneminde sosyal değerlerin bellekte yeni yeni yerleşmesi, bireye asi, disipline tepkili

ve tutarsız bazı özellikler katabilmekte ve bütün bunlar, gencin istihdam olasılığını

azaltmaktadır.

Gençler, yaşamın en enerjik döneminde olmanın bir getirisi olarak dinamik,

hırslı ve heveslidirler. Ancak iş adabıyla ilgili olarak kendilerini geliştirmelerinin gereği

genelde işverenlerce dile getirilmektedir.219 Bu konu, daha işe alım aşamasında

kabul veya ret sebebi olabilmektedir. Eğitimini yeni bitirmiş olan ve iş hayatına yeni

adım atan gençlerin işe alımıyla ilgili işverenlerin tercihleri, genelde mülakattan yana

olmaktadır. İşe alınmak için son basamak olan mülakatta, gerek dış görünüm,

gerekse davranış, hitap biçimi ve beden dili işverenler tarafından ayrıntılı olarak

incelenmektedir. Bu ayrıntılar genç birey tarafından çoğunlukla dikkate alınmamakta,

mesleki yeteneğe bakılmaksızın mülakat olumsuz sonuçlanabilmektedir. Ayrıca işe

alınmış olan genç de iş ilişkilerini iyi kuramamak, hiyerarşik düzene uymakta zorluk

çekmek, sorumlulukları düzgün yerine getirmemek gibi sebeplerle işinden

olabilmektedir.

Gençler, üniversite eğitimleri için kendi istek ve becerileri doğrultusunda

olmaktan çok, tesadüfe ve yakınlarının etkisine dayalı bir meslek seçimi

yaptıklarından çalışamaya karşı hevesli olmamaktadırlar. Ayrıca içinde bulundukları

ekonomik ortamın güvensizliği ve gelecekten ümitsizlikleri de, çalışıp ekonomik

bağımsızlığını kazanan bir yetişkin olmaya onları uzak hissettirmektedir.

219 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

Page 101: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

101

Yüksek öğrenim görmüş, üstün vasıflı gençler, kendileri için uygun bir iş

aramaya daha fazla zaman harcamakta ve bu süre içinde işsiz kalmayı tercih

etmektedirler.220 Reynolds’a göre işsiz kalan bir bireyin iş arayışı, aslında bir kabus

değildir. Bu çabalar, birey için faydası ve getirisi olan olumlu etkinlikler olarak da

görülebilir. Öyle ki daha fazla araştırma, daha fazla iş kapısı açacak, belki bulunan

yeni iş, önceki işe göre çok daha iyi olacaktır. İş arayışında olan bireyin, hangi öneriyi

kabul, hangi öneriyi reddedeceğini belirlemesine yardımcı olacak kriterlere ihtiyacı

vardır. Ancak birey iş arayışını sürdürdükçe beklentileri düşme eğilimi göstermekte,

çalışmak için bir yerden başlamak zorunda olduğunu düşünmektedir. Ayrıca, işsiz

olarak geçirilen zamanın maliyeti artmaktadır ve ne yazık ki birey, kendi minimum

standartları altında bir işi kabul edebilmekte ve işsizliğini sona erdirmeyi tercih

edebilmektedir.221

İşgücü piyasasındaki değişimler de, bireylerin hayata doğru olan yolculuğunu

hem nitelik hem da gelişim açısından bozabilmekte veya iyileştirebilmektedir.222

İçinde bulundukları ortam, mesleki gelişimlerini, iş yaşamından beklentilerini

etkilemektedir.

Son olarak gençlerin sağlık durumları da davranışlarını etkilemektedir. Sıhhati

iyi olmayan bir kişiden iktisadi bir faaliyette bulunması veya çalışması

beklenmemelidir.223 Özellikle gelir düzeyi düşük ailelerden gelen gençler,

çalışmadıkları süre boyunca sağlık güvencesinden yoksun kalabilmektedirler.

220 Karasoy, 1999, s.50

221 Reynolds, 1974, s.122-125

222 Allatt; Yeandle, 1992, s.1

223 Serin, 1979, s.153-154

Page 102: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

102

İKİNCİ BÖLÜM: TÜRKİYE’DE YÜKSEK ÖĞRETİM MEZUNU GENÇLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA GEÇİŞTEKİ SORUNLARINA YÖNELİK BİR ALAN ARAŞTIRMASI

I. ARAŞTIRMANIN METODOLOJİSİ

A. ARAŞTIRMANIN AMACI

Bu araştırmanın genel amacı, yüksek öğretim mezunu gençlerin çalışma

yaşamına geçişteki sorunlarını, dolayısıyla işsizlik sebeplerini ortaya koymaktır. Bu

amaçla aşağıdaki sorulara cevap aranacaktır:

1.Yüksek öğretim mezunu gençlerin işsiz kalmasında:

• Aile, sosyoekonomik durum ve çevrenin etkisi var mıdır?

• Bu gençlerin çalışmaya karşı tutumlarının, iş arayışlarının ve beklentilerinin

etkisi var mıdır?

• Aldıkları eğitimin ve seçtikleri mesleğin etkisi var mıdır?

• Genç işgücüne karşı işverenlerin tutumunun etkisi var mıdır?

• Yürütülen politikaların etkisi var mıdır?

2.İşsiz kalan gençlerin ilgi alanları nelerdir ve bu gençler boş zamanlarını nasıl

değerlendirmektedirler?

3.İşsiz kalmaktan birey nasıl etkilenmektedir?

4.Gençlerin işsiz kalmasından toplum nasıl etkilenmektedir?

Page 103: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

103

B. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

İşsizlik ve işsizlikten en çok etkilenen yaş grubu olarak gençlik daha önce birçok

çalışmaya konu olmuştur. Yapılan çalışmalar daha çok gençlik dönemini bir bütün

olarak ele almış, genelde eğitimli gençleri diğerlerine kıyasla daha avantajlı olarak

tanımlamıştır. Genel kabul gören varsayım, daha fazla eğitim almış olmanın iş

bulma şansını artırdığıdır. Buna rağmen günümüzde üniversite mezunu gençler

arasında da işsizliğin arttığı görülmüş, gençlerin çalışma yaşamına geçişte

güçlükler yaşamaya başladığı anlaşılmıştır. Bu güçlüklerin ortadan kaldırılması

için öncelikle nedenlerini sorgulamanın gerekli olduğu düşünülmüştür. Dolayısıyla

yapılan çalışmanın, çözüm yolları arayanlar için gerçekçi çözümler bulmak adına

yol gösterici olabileceği düşünülmektedir.

C. ARAŞTIRMANIN EVRENİ VE ÇALIŞILAN GRUP

Mart 2003 verilerine göre İş Kurumu tarafından işe yerleştirilemeyip en fazla işsiz

kalan yaş grupları, tablo 5’de görülmektedir. İşe yerleştirilmemiş kayıtlı işsizler

arasında en yüksek payın, 20-29 yaş grubuna ait olduğu anlaşılmaktadır.

Belirtmek gerekir ki işsizler sadece İş Kurumu’na kayıtlı gençlerden oluşmamakta,

üstelik işsizliğin farklı tanımlarını da dikkate almak gerekmektedir. Bu doğrultuda

toplum içinde çok daha fazla sayıda işsiz gencin olduğu varsayılabilir. Sonuç

olarak, araştırmanın genel evreni, Türkiye’deki yüksek öğretim mezunu işsiz

gençler olarak belirlenmiştir.

Page 104: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

104

Tablo 5: 2003 Mart Ayı Sonu İtibariyle Başvuru, İşe Yerleştirme ve İşsizlerin Yaş

Gruplarına Göre Dağılımları

Başvuru İşe Yerleştirme İşsiz Yaş Grupları Toplam

Gen. Top. Oranı

(%) Toplam

Gen. Top. Oranı

(%) Toplam

Gen. Top. Oranı

(%)

İşe Yerleştirmenin

Başvuruya Oranı

(%)

15 – 19 4 540 2.58 431 2.10 12 495 2.84 9.49

20 – 24 42 109 23.97 3 142 15.28 102 271 23.26 7.46

25 – 29 48 824 27.79 9 028 43.91 123 907 28.18 18.49

30 – 34 34 136 19.43 3 020 14.69 85 354 19.41 8.85

35 – 39 23 599 13.43 2 347 11.42 57 344 13.04 9.95

40 – 44 14 083 8.02 1 706 8.30 35 587 8.09 12.11

45 – 64 8 248 4.70 878 4.27 22 007 5.01 10.65

65 ve daha

büyük 125 0.07 8 0.04 678 0.15 6.40

Genel

Toplam 175 664 100 20 560 100 439 643 100 11.70

Kaynak: (http://www.calisma.gov.tr), 20.08.2003

Page 105: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

105

Çalışmanın evreni ise Türkiye’de sözel ağırlıklı bölümlerden mezun olmuş,

lisans düzeyinde yüksek öğretimli işsiz gençlerdir. Öncelikle araştırmada lisans

mezunlarının tercih edilmesinin sebebi, tablo 6’da görüldüğü gibi 2000-2001 eğitim

öğretim yılında, mezun olan öğrenci sayısının en yüksek olduğu eğitim birimlerinin,

lisans düzeyinde eğitim veren birimler olmasıdır. Bu doğrultuda en yüksek oran

%50.9 ile fakültelere ait gözükmektedir.

Tablo 6: Yükseköğretim kurumlarından 2000-2001 eğitim-öğretim yılında mezun

olan öğrencilerin sayıları

Kaynak:(http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 25.06.2003

Bununla birlikte, lisans programlarına kayıtlı öğrenci sayısının kendi içinde de yıllar

itibariyle artış gösterdiği tablo 7’de görülmektedir. Bu rakamlar da çalışma

evreninin belirlenmesinde önem teşkil etmiştir.

Mezun Öğrenci

Eğitim birimi Sayı Yüzde

Fakülteler 118 569 50.9

Yüksekokullar 8 535 3.7

Meslek Yüksekokulları 64 343 27.7

Açık öğretim 41 127 17.7

Toplam 232 571 100

Page 106: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

106

Tablo 7: Örgün öğretim lisans programına kayıtlı öğrenci sayısının yıllara göre

değişimi

Kaynak:(http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 14.06.2003

Öğretim alanlarına göre lisans düzeyindeki öğrenci sayıları incelendiğinde ise

dikkati çeken nokta, tablo 8’de görüldüğü gibi, sözel bölümlerde daha fazla gencin

öğrenim gördüğüdür.

Tablo 8: Öğretim Alanlarına Göre Lisans Düzeyindeki Öğrenci Sayıları

Eğitim- öğretim

dönemi

Lisans programına kayıtlı

toplam öğrenci sayısı

1993-1994 510 682

1994-1995 502 083

1995-1996 550 785

1996-1997 590 118

1997-1998 640 337

1998-1999 686 617

1999-2000 713 259

2000-2001 752 715

2001-2002 782 793

Öğretim Alanı Sayı Yüzde

Dil ve Edebiyat 32 467 4.2

Matematik ve Fen Bilimleri 73 194 9.5

Sağlık 72 308 9.3

Sosyal Bilimler 81 729 10.6

Uygulamalı Sosyal Bilimler 345 804 44.6

Teknik Bilimler 131 087 16.9

Ziraat ve Ormancılık 25 804 3.3

Sanat 12 746 1.6

Toplam 775 139 100

Page 107: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

107

Kaynak:(http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 25.06.2003

Bu bölümlerde öğrenci sayısının artışıyla oluşacak yığılmanın, ileride işgücü

arzında da bir yığılma yaratacağı düşünülmektedir. Ayrıca, tablo 9’da görüldüğü

gibi bu bölümlerde öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının da fazlalığı

dikkati çekmektedir. Bütün bu veriler, çalışma evreninin profilini bu alanda

belirlemede etkili olmuştur.

Page 108: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

108

Tablo 9: Lisans düzeyindeki örgün öğretim programlarında öğretim üyesi başına

düşen öğrenci sayısının alanlara göre dağılımı

Kaynak: (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf ), 25.06.2003

Çalışma grubunun seçiminde ise, Ankara ili baz alınmıştır. Bu tercihte, Ankara

ilinin, eğitimli işsizliğin yoğun yaşandığı illerden biri olması büyük rol oynamıştır.

Buna ek olarak değinmek gerekir ki Ankara ili, araştırmamıza daha fazla zaman

ayırabileceğimiz ve daha rasyonel gözlemler yapabileceğimiz bir il olması

sebebiyle de tercih edilmiştir. Bu bağlamda il merkezinde ikamet eden gençlere

ulaşılmaya çalışılmıştır. Çalışılan grup ise hem İş Kurumu’na müracaat eden, hem

de İş Kurumu’na kayıtlı olmayan fakat çalışma evrenimizin kapsamında yer

alabilecek gençlerden oluşturulmuştur. Çalışma grubu 11’ierkek, 9’u bayan olmak

üzere toplam 20 gençten oluşmuştur. Katılımcılar sözel bölümlerde örgün lisans

(fakülte) eğitimini tamamlamış bireylerdir.

Alan Öğrenci/ Öğretim Üyesi Oranı

(2001-2002)

Dil ve Edebiyat 46

Matematik ve Fen Bilimleri 28

Sağlık 9

Sosyal Bilimler 40

Uygulamalı Sosyal Bilimler 78

Teknik Bilimler 32

Ziraat ve Ormancılık 16

Sanat 24

Diğer Alanlar -

Genel Oran 31

Page 109: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

109

D. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI

1.Yüksek öğretim mezunu gençlerin çalışma yaşamına geçmelerinde:

• Aile, sosyoekonomik durum ve çevre etkili olmaktadır.

• Bu gençlerin çalışmaya karşı tutumları, iş arayışları ve beklentileri etkili

olmaktadır.

• Aldıkları eğitim ve seçtikleri meslek etkili olmaktadır

• İşverenlerin tutumu etkili olmaktadır.

• Yürütülen politikalar etkili olmaktadır

• İlgi alanları ve boş zamanlarını değerlendirme şekilleri etkili olmaktadır.

2.İşsiz kalmaktan birey ve toplum çeşitli şekillerde etkilenebilmektedir.

E. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI

1.Araştırma, daha önce kuramsal çerçeve içinde belirttiğimiz 15-24 yaş arası

genç tanımlarına uyularak gerçekleştirilmiştir.

2.Araştırma, lisans düzeyinde sözel bölümlerden mezun olan ve çalışmak

istediği halde iş bulamayan gençlerle sınırlandırılmıştır.

3.Araştırma alanı olarak Ankara il merkezi alınmıştır.

4.Araştırma, sorunu daha çok bireysel ve sosyolojik sebepleriyle ele almış,

kuramsal ekonomik yaklaşımlarla konu analiz edilmemiştir.

5.Araştırma, bir yüksek lisans tezi kapsamında gerçekleştirildiği için belirli bir

süre içinde sonuçlandırılmak üzere ve sınırlı maddi imkanlar dahilinde planlanmış ve

yürütülmüştür. Dolayısıyla sınırlı sayıda katılımcıyla konular analiz edilmeye

çalışılmıştır.

6.Sosyal bilimlerin özelliği gereği görecelik söz konusu olduğundan bulguların

tüm gençlere genellenmesi gerçekçi olmayacaktır.

Page 110: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

110

7.Yaşanan kentlerin yapısındaki farklılıklar ve bireylerin sosyal, ekonomik ve

kültürel farklılıkları yok sayılmamalı, bu farklılıkların yaşantılara, davranış kalıplarına

ve beklentilere yansıyabileceği göz önüne alınmalıdır.

F. ARAŞTIRMADA KULLANILAN YÖNTEM VE TEKNİKLER

Gençlerin, çalışma yaşamına geçişte güçlükler yaşaması, ekonomik olduğu kadar

sosyal ve psikolojik boyutlarıyla da sorunu gündemde tutmaktadır. Çalışmamız,

oluşturulan katılımcı gruptaki her bir birey ile yüz yüze görüşmeler yapılarak ve

gözlemler gerçekleştirilerek değerlendirilmiştir. Görüşmeler için hazırlanmış olan

görüşme formu, Ek 1’de sunulmuştur.

Alanda daha önce yapılmış olan mevcut araştırmaların varlığından söz edilebilir.

Bu araştırmalar, ya genel genç tanımına uyan tüm bireyleri ya da sadece

üniversite öğrencilerini hedef almış, geniş kapsamlı olarak gerçekleştirilmiştir.

Evreni temsil edebilecek sayıda ve nitelikte gence ulaşılmış, daha çok istatistiksel

verilerle yorumlara gidilmiştir. Bu mevcut çalışmaların konuyu niceliksel anlamda

yorumlamasına ek olarak yüksek öğretimli genç işsizliği sorununun ayrıca ele

alınması ve ayrıntılı çözümlemelere gidilmesinin katkı sağlayacağı düşünülmüştür.

Nitel yöntemlerdeki asıl amaç, araştırılan konuyla ilgili okuyucuya betimsel ve

gerçekçi bir resim sunmak olarak yorumlanmaktadır. Bunun için de toplanan

verilerin ayrıntılı ve derinlemesine olması, araştırmaya konu olan görüş ve

deneyimlerin mümkün olduğu ölçüde doğrudan sunulması gerekmektedir.224

Ayrıca, günümüzde araştırma konularının doğası gereği uygulamalarda bileşik

çalışma metotlarının tercih edilmesi gerektiğinden de bahsedilmektedir.225

224 Yıldırım, 2000, s.13-28, 92-100

225 Özdemir, 2001, s.73

Page 111: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

111

Araştırmamızda, bu ölçütlerin ikisine de bağlı kalınmaya çalışılmış hem

tarafımızdan sınırlılıklar ölçüsünde nitel analizler yapılmış, hem de mevcut nicel

analizler kullanılarak bulgular harmanlanmıştır. Böylece bilimsel çalışmaların

geçerlilik ve güvenirlilik ilkelerinden uzaklaşılmamıştır. Yine katılımcıların homojen

bir grup olması da, niteliksel bir çalışmanın daha verimli sonuçlar getireceği

kanısını uyandırmıştır.

Bütün bunlara ek olarak, sorunların çözümünün, bu sorunlara maruz kalan

bireylerin görüşleri ve katılımları doğrultusunda yön bulacağı düşünülmekte,

gençleri daha iyi anlamak ve yardımcı olabilmek için böyle bir çalışma uygun

görülmektedir.

Katılımcılarla yapılan görüşmeler öncelikle genel bilgi sağlama, daha sonra

da açık uçlu sorular yönlendirme şeklinde gerçekleştirilmiştir. Ek1’de görüşme

içeriği, genel hatlarıyla mevcuttur.

II. ARAŞTIRMANIN BULGULARI

A. GİRİŞ

Bu bölümde, oluşturulan yöntem çerçevesinde araştırma sonuçları

değerlendirilmiş, mevcut araştırmacıların sonuçları ile karşılaştırılarak

yorumlanmıştır. Bulgular, görüşmelerde değinilen konuları ortak paydalar altında

toplayarak gerçekleştirilmiş ve bu paydalardan her biri ayrı bir başlık olarak

sunulmuştur.

B. AİLE, SOSYOEKONOMİK DURUM VE ÇEVRE Aile, sosyalleşme süreci içinde genç için farklı bir yere sahiptir. Bireyin

kişiliğinin gelişimi, öncelikle ailede başlamaktadır. Çocukluktan kazanılan kişilik

Page 112: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

112

özellikleri ve toplumsal çocuk yetiştirme şekillerinin, gencin yön ve amaçlarını

saptamasıyla yakından ilgili olduğu düşünülmektedir.226 Yüksek öğrenimini

tamamlamış gençler, bu öğrenim boyunca aileden uzak kalabilmektedirler. Buna

rağmen aileler eğitime çok önem vermektedirler. Çocuklarının eğitimi için

katlanamayacakları fedakârlık bulunmamaktadır.227

Gençler, eğitim yaşamları bittiğinde, yine çocukluk dönemindeki gibi aileye

koşulsuz bağlanmaktadırlar. Araştırmaya katılan işsiz gençler, ailelerinin kendileri için

önemini vurgulamışlar, karar almada onların fikirlerine önem verdiklerini özellikle dile

getirmişlerdir. Katılımcılardan biri şunları ifade etmiştir:

“Ailem benim için çok önemli. Beni yetiştirdiler, büyüttüler. Bu yaşa gelene

kadar hep bana destek oldular. Kendimi onlardan uzak hissedemiyorum. Benim için

yaptıklarına karşılık vermek istiyorum. Aslında bana şimdiye kadar hiçbir baskıları

olmadı, yani boş oturduğumu ve çalışmadığımı, onlardan maddi anlamda destek alıp

durduğumu hiç başıma vurmadılar, ama ben yine de üzülüyorum. Sonuçta iş

bulamamın sebebinin doğrudan bana bağlı olmadığının onlar da farkındalar. Beni

nasıl suçlasınlar ki? Daha çok teselli etmeye çalışıyorlar. Üzülmememi, herkesin aynı

sorunları yaşadığını söylüyorlar.”

Yapılmış olan başka araştırmalar da, gençlerin gelecek yaşantılarını ve

gelecek rollerini ilgilendiren önemli konularda öncelikle anne babalarının

beklentilerine önem verdiklerini göstermiştir.228 Gerçekten ülkemizde çoğu genç,

ailesine aşırı bağımlı kalmıştır. Bu nedenle karşılaştığı her güçlük karşısında

dayanacak insanlar aramaktadır. Buna karşılık çoğu anne baba da bağlılık ile

226 Ekşi, 1982, s.150

227Oğuzkan, 1991, s.331

228 Ekşi, 1982, s.45

Page 113: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

113

bağımlılığı aynı şey olarak değerlendirmektedir. Dolayısıyla genç, kendi

bağımsızlığına olan hareketini, ailesine karşı bir nankörlük olarak algılamakta ve

bundan suçluluk duyabilmektedir.229 Ancak yine de yaş ilerledikçe birey, ailenin

koruyuculuğundan uzaklaşmaktadır.230

Aile için gençler hem gözlerinde büyütülmek istenmeyen çocuklardır, hem de

onlardan olgun davranışlar sergilemeleri istenmektedir. Gencin çocukça davranışları

aileler tarafından kınanabilmektedir. “Koskoca adam oldun, ben senin yaşındayken

ev geçindiriyordum” şeklinde eleştiriler yapılabilmektedir. Oysa dönem farklıdır,

gençlik çağı çeşitli etkenler sebebiyle uzamıştır. Gencin kendi gelirini kazanacak

duruma gelmesi için en az yirmi beş yaşına girmesi gerekmektedir. Genç, ailesine

bağımlı olduğu sürece kendi kimliğine ve bağımsızlığına kavuştuğunu

hissedememektedir. 231

İşsizlik, ailedeki dengeleri bozan unsurların başında gösterilmektedir. Çünkü

ailede sahip olunan belirleyici roller tam netleşememekte veya netliğini

yitirmektedir.232 Araştırmamıza katılan gençler, kuşak çatışmaları yaşadıklarını ve

bazı konularda aile büyüklerinden farklı düşündüklerini belirtmişlerdir. Tezcan’ın

araştırma sonuçlarına göre de gençler, yetişkin kuşakların tutuculuklarını,

bağnazlıklarını, katı kurallara bağlılıklarını, otoriter davranışlarını, hoşgörüsüzlük ve

anlayışsızlıklarını onların en beğenmedikleri yanları olarak görmektedir. Kendilerini

en fazla rahatsız eden sorun ise ailelerinin, onların özgürlüklerini kısıtlamasıdır. Kızlar

229 Ekşi, 1982, s.355-356

230 Hortaçsu, 1991, s.424

231 Yörükoğlu, 1991, s.315

232 Aytaç; Keser, 2002, s.21

Page 114: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

114

daha çok fikir anlaşmazlığı, arkadaş ilişkileri ve eve yardım konusunda; erkekler ise

okul, öğrenim, evlenme ve ekonomik durum konusunda sorunlara sahiptir.233

Ailesinin ikamet ettiği ilin dışında üniversiteye devam etmiş olan bir katılımcı

şunları ifade etmiştir:

“Aslında bana işle ilgili değil de, şunu yapma, bunu yapma, geç gelme gibi

müdahaleleri oluyor. Ben artık çocuk değilim ki. Okul devam ederken daha kendi

başıma oluyordum. En azından kimseye hesap vermek zorunda değildim.

Döndüğümden beri sanki liseyi yeni bitirmişim gibi davranıyorlar. Sanki hiç

yanlarından ayrılmamışım. Bu da beni biraz sıkıyor. Bununla ilgili tartıştığımız da

oluyor. Ama bir yere varamıyoruz. Sanırım onlar benim tarafımdan olayı

göremiyorlar. Klasik annelik babalık yapmaya kalkınca da böyle oluyor işte. Belki ben

de onların yaşına gelince aynılarını yapacağım, bilemiyorum...”

Bu cümleler göstermektedir ki katılımcı, hem ailesinin ona çocuk gibi

davranmasından hoşlanmamakta ve bunu dile getirmekten çekinmemekte, hem de

onların gözüyle olayları değerlendirebilmek için çaba harcamaktadır.

Aile, genç birey için aynı zamanda bir otoritedir. Araştırmamıza katılan

gençlerin, ailelerinin gizli otorite gücüne göre iş arayış davranışlarını şekillendirdikleri

gözlenmiştir. Bu konuda yapılan bir başka araştırmaya göre anne babaya yüksek

veya düşük güç atfedilmesi, gencin anne babaya uyumunu etkilemektedir. Yani

gencin anne babasını güçsüz olarak tanımlaması, onlardan gelen davranışlara

tepkisini etkilemektedir. Yetkin bir anne babanın denetimi genç tarafından kabul

edilirken, güçsüz kabul edilen anne babanın denetim çabaları etkisiz kalmaktadır.234

Bir bayan katılımcının şu cümleleri konuya kendine özgü bir boyut kazandırmaktadır:

233 Tezcan, 1997, s.26

234 Atakan, 1991, s.339-352

Page 115: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

115

“Ailem bana mesleki anlamda rehberlik etmedi. Nasıl etsinler ki, annemin de babamın

da eğitim düzeyi düşük. Kendim karar vermek durumundayım. Onlar benim kararıma

bir şey demezler.” Görülmektedir ki güç, katılımcı tarafından eğitim ile eşleştirilmiştir.

Bir başka konu ise, araştırma kapsamında görüşülen işsiz gençlerin

tamamına yakınının ailesinden maddi destek almasıdır. İşsizliğin yıllar itibariyle artış

göstermesi, bu bağımlılığa da yansımaktadır. Bu konuyla ilgili Avustralya’da yapılan

bir araştırmaya göre, 21-24 yaş arası gençlerin ekonomik anlamda aileye

bağımlılıklarının yıllar itibariyle artış gösterdiği görülmektedir. Bu oran 1986’da %27

iken 1995-1996’da %30’a çıkmıştır. Aynı yaş dönemindeki işsiz gençlerin ekonomik

anlamda aileye bağımlılığı ise 1995-1996’da %95 olarak ölçülmüştür.235

Dikkati çeken başka bir konu da ailelerin sosyoekonomik durumudur. Katılımcı

gençlerin ailelerinde genel olarak gözlenen, orta düzeyde bir ekonomik durum ve

sosyal statüdür. Anneler, babalara oranla daha düşük seviyeli eğitime sahiptir. Gazi

Üniversitesi’nce yapılan bir çalışmaya göre, üniversite öğrencilerinin annelerinin

%50.7’si ilkokul mezunudur, %13.7’si ise okuma yazma bilmemektedir. Babanın

eğitim durumuna bakıldığında ise %35.3’ünün ilkokul mezunu olduğu, okur-yazar

olmayan babaların oranının ise annelerden düşük olarak %2.2 olduğu

saptanmıştır.236 Buna ek olarak maddi yetersizlik, katılımcı gençlerin isteklerini

gerçekleştirememelerine sebep olmaktadır. Oysa bu tür sorunların mevcut

olmayacağı bir gençlik coşkusu, verimli, üretken ve yaratıcı erişkinler olma yolunda

kullanılabilecektir. Gençler, olanakları dahilinde idealler oluşturmaktadır. Olanakları

dar olanlar, genellikle daha alçak gönüllü işlerde çalışarak sade yurttaşlar olma

235 Schneider, 2000, s.5-21

236 Yazıcı, 2001, s.78-80

Page 116: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

116

yoluna gitmektedirler.237 Düşük gelirli ailelerden gelen gençlerin çoğunlukla, yakın

çevrelerinin uzağında konumlanmış farklı iş fırsatlarını reddettikleri saptanmıştır.

Çünkü böyle işlerin akrabalar ve yakınlar arasındaki önemli sosyal bağları bozduğunu

düşünmektedirler. Çoğunlukla bu işler, işgücü piyasasına yeni atılan gençlerin kolay

çözemeyeceği kültürel çatışmalar yaratmaktadır.238 Araştırmamız kapsamında da

düşük gelirli aileden gelen gençlerin ailelerine daha fazla bağlı olduğu gözlenmiştir.

Gençlerle aileleri arasındaki bir başka olgu da kız ve erkeklere farklı

davranılmasıdır. Ülkemizde erkeklere aşırı değer kazandıran toplumsal etkenler,

erkek çocukta kimlik kazanamama sorunu yaratabilmektedir.239 Kızlar ise toplumun

beklentileri ile kendi üst benlikleri arasında çatışabilmektedirler. Bunun yanı sıra,

çağdaş kadın rolü ile geleneksel rol beklentileri arasında denge kurmaya çalışmak da

bir sorun olabilmektedir.240

Ayrıca ülkemizde diğer ülkelere ters olarak kızların benlik kavramları erkeklere

kıyasla daha olumludur. Babaların, kız çocuklara erkek çocuklardan daha olumlu

davrandıkları izlenimi uyanmıştır. Bu eğilim veya tersi anneler için de görülmektedir.

Sonuç olarak annelerin çocuklarına davranışlarında cinsiyet ayrımı gözetmedikleri,

babaların ise gözettikleri görüşü oluşmaktadır.241

Erkek kardeşi olan bir bayan katılımcı aile içindeki konumunun

kardeşininkinden farklı olduğundan bahsetmektedir. Ama anlaşıldığı kadarıyla bu

farklılıktan hoşnutsuzluk söz konusu değildir. Bunun normal ve olması gereken bir

şey gibi görüldüğü izlenimi ortaya çıkmıştır. Katılımcı, annesine ev işlerinde yardımcı 237Yörükoğlu, 1991, s.316

238 Borman, 1991, s.46

239 Ekşi, 1982, s.358

240 Ekşi, 1982, s.359

241 Hortaçsu, 1991, s.417-424

Page 117: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

117

olarak zaman geçirdiğinden bahsetmektedir. Ailenin profili hakkında daha fazla bilgi

elde edinildiğinde, annenin ilkokul, babanın ise orta okul mezunu olduğu görülmüştür.

Ailenin Ankara’dan önce küçük bir ilçede yaşıyor olduğu ve katılımcının lise

eğitimden önceki yaşamını bu mekanda geçtiği saptanmıştır. Bu etkenlerin,

katılımcının görüş ve davranışlarına yansımış olduğu olasılığı düşünülebilir. Bu

istisna dışında araştırmamızda aile içinde cinsiyet ayrımıyla ilgili net bir yorum

alınamamıştır. Durumun sebebi, ailelerin büyük şehirde ikamet ediyor olması ve

gençlerin de yüksek öğrenim görmeleri sayesinde hem kendilerinin hem de ailelerinin

daha modern bir düşünce yapısına kavuşmuş olmaları şeklinde yorumlanabilir.

C. GENÇLERİN ÇALIŞMAYA KARŞI TUTUMU İŞ ARAYIŞLARI VE BEKLENTİLERİ

Okul ile iş dünyası arasında bir boşluk olduğu, birinden diğerine geçişte ise

gençleri çok sert bir deneyimin beklediği ifade edilmektedir. Bu boşluğun, okulun

çocuklara ait, iş dünyasının da yetişkinlere ait olmasından kaynaklandığı ileri

sürülmektedir.242 Gençler, yetişkinlerin dünyasına girmenin, çalışma ile söz konusu

olacağının bilincindedirler.

Katılımcı işsiz gençlere, yaşamlarını anlamlı kılan değerler içinde çalışmanın

yeri sorulduğunda hepsi, ilk sırada olduğunu ifade etmişlerdir. Onlar için para

kazanmaktan çok, çalışıyor olmak önemlidir. Farklı olarak, Japonya’da genç nesilde

bazı değerlerin değiştiğine dair işaretler bulunmuştur. Gençlerin işten çok

arkadaşlarıyla veya seyahat ederek zaman geçirmek istedikleri görülmektedir. Bir

imalatçı firma sahibine göre gençler, çalışmayı gönüllü olarak istemektedirler, ancak

ailelerinin onları yönlendirmesinden nefret etmektedirler.243 Dolayısıyla

242 Carter, 1962, s.207

243 Brown; Lubove, 1994, s.58

Page 118: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

118

anlaşılmaktadır ki çalışma isteğinin olmamasının temelinde, zorunlu yönlendirmeler

yatabilmektedir.

Araştırmamıza katılan gençler, sabah herkes işe giderken bütün günü evde

bomboş oturarak, verimsiz bir şekilde geçirmenin yaşadıkları en acı tecrübe olduğunu

ve sadece bu durum için bile bir an önce çalışmaya başlamak istediklerini ifade

etmektedirler. Katılımcılardan birinin şu sözleri dikkati çekmiştir:

“Çalışmak, kendi hayatım içinde çok önemli bir role sahip. Çünkü bir şeyler

yapıyor olmak bence insan yapısının gereği. Bir şeyler üretmek, kendi ayaklarının

üzerinde durabilmek, kendi kendini geliştirmek, yeni bir şeyler öğrenmek gerekiyor.”

Ayrıca aldıkları üniversite eğitiminden asla pişmanlık duymadıklarını, ancak iş

sahibi olmak için başka ne yapmaları gerektiğini bilemediklerini ifade etmektedirler.

Bu çaresizlik sadece ülkemizde değil gelişmiş ülkelerde de görülmektedir. Michigan

Üniversitesi, Zooloji bölümünden mezun olan bir genç, mesleğiyle ilgili iş arayışına

girmiş, ancak kendisine yardımcı olacağını düşündüğü birçok kişinin şimdi kendi

işlerini kaybetmenin üzüntüsü içinde olduklarını dile getirmiştir. Yine Rice

Üniversitesi, Makine Mühendisliği bölümünden mezun olan bir genç, hayalindeki işi

değil, herhangi bir işi bulduğunda bile şanslı olacağını kısa zamanda fark ettiğini

belirtmektedir. Yine ekonomi alanından mezun olduktan sonra, henüz düzenli bir iş

bulamadığını, ancak işsiz kalmama konusunda ümidini koruduğunu söyleyen bir

genç, isyanını şu sözlerle dile getirmektedir. “Önereceğiniz her şeyi yaptım. İyi bir

okula gittim, iyi notlar aldım, spor yaptım, 4 yıl süren bir stajım oldu ve bir iş

bağlantısı kurabilmek için elimden geleni yaptım”.244

Gençlerin iş bulmayı istemesi, daha çok toplumdaki rolünün değişecek olması

sebebiyledir. Ancak çalışma olgusu yetişme çağında genellikle net olarak

244 Rawe, 2002, s.36-38

Page 119: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

119

gelişememektedir. Çocuk, ilkokul birinci sınıftan itibaren anne babasıyla oturup

çalışmaktadır. Bu çocuklar, ileri yaşlarda kendi başlarına çalışma alışkanlığı

kazanamamaktadırlar. Buna ek olarak, ders kitaplarının düşünme alışkanlığı

kazandıracak niteliklerden yoksun oluşu, çalışmanın zevksiz bir yük olarak

algılanmasına sebep olmaktadır. Sonuç olarak da “diplomalı okumazlar”ın sayısının

gittikçe arttığı ileri sürülmektedir.245 Çalışmaya karşı bu olumsuz izlenimlere rağmen

gençler yine de çalışıyor olmayı tercih etmektedirler.

Bir iş sahibi olmak sadece iş arama sürecini sürdürmeyi değil, aynı zamanda

sosyal ilişkiler içinde olmayı da gerektirmektedir.246 Ancak ülkemizde gençlerin

girişim yeteneğinin yeteri kadar gelişmediği görülmektedir. Merak edip araştırmak,

evde, okulda veya çevrede desteklenmemektedir. Bu şekilde yetişen çocuklar

yeniliklere cesaretle girişememekte, üstlendiği sorumlulukları sonuna kadar

götürememektedir. Çekingen ve pasif bir kişilik sergileyebilmektedir.247

Katılımcılar, bütün gençlerin iş bulma konusunda aynı şansa sahip olmadığını

düşünmektedirler. Onlara göre, kendi işsizliklerinin sebebi daha çok budur.

Gerçekten, sosyal geçmiş ile eğitim dalını seçme ve doğru işi bulma şansı arasında

yakın bir ilişki olduğu saptanmıştır.248

Okul hayatından çalışmaya geçerken gençleri ilgilendiren üç konu vardır: İş

bulmak, işe başlamak, ne şekilde olursa olsun bir işi bırakıp diğerine geçmek.

Gençlerin bir işte ortalama kalma süresi altı ay olarak tespit edilmiştir. Yani işi

bırakmak, birçok genç için söz konusu olmaktadır. Üstelik çoğu zaman işi bırakmak,

245 Ekşi, 1982, s.363

246 Seyidoğlu, 1992, s.945-946

247 Ekşi, 1982, s.357

248 Morio; Zoctizoum, 1980 s.28

Page 120: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

120

onlar için başarmak zorunda oldukları bir fiil olabilmektedir.249 Araştırmamız

kapsamında da görülmüştür ki; katılımcılar istedikleri işi buluncaya kadar iş

değiştirme eğiliminde olacaklardır. Yetişkinler gibi mali sorumluluklarının olmaması ve

çalışma amaçlarının geçim sağlamak değil, mutlu olduğu işi yapıyor olmak olması, iş

değiştirme sıklıklarının sebebi olarak görülebilir. Buna ek olarak işsizlik süresinin

artmasıyla birlikte gençler tarafından meslekleriyle ilişkisi olmayan ve herhangi bir

vasıf gerektirmeyen işler bile tercih edilebilmektedir. Ancak bu görüşe sahip olanlar

bunu uzun vadeli düşünmediklerini, iki veya üç yıl bu işi sürdürdükten sonra mutlaka

asıl mesleklerinde çalışmak istediklerini ifade etmişlerdir.

Hürriyet İnsan Kaynakları’nın yaptığı Genç İşgücü Araştırması’na250 göre

gençlerin %33’ü bir seneden fazla süredir işsizdir. Araştırmaya göre, iş bulamama

sebeplerinden en önemlisi istenilen çalışma koşullarında iş bulunamamasıdır.

İstenilen özelliklere sahip bir iş bulabilme konusunda gençlerin %67si biraz umutlu,

%18’i çok umutlu, %15’i ise hiç umutlu olmadıklarını söylemiştir.251

Oysa iş arayan gençler, bir kez iş bulduklarında orada kalıcı olmak için

ellerinden geleni yapmalıdırlar. Bu da, ilişkilerini gerek iş arkadaşlarıyla gerekse

amirlerle iyi tutmakla mümkün olabilecektir. Özellikle genç kadın çalışanlar, işe yeni

girdiklerinde iş arkadaşlarına karşı daha az sevecendirler. Bankada çalışmaya

başlayan bir genç kadının iki hafta sonra halen dinlenme odasının nerede olduğunu

bilmediği görülmüştür.252 Yine eklemek gerekir ki, genç kızların, okuldayken iş

249 Borman, 1991, s.46

250 Araştırmanın gençler ile ilgili kısmı, İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde 18-35 yaş grubunda 741’i

üniversite öğrencisi, 759’u üniversite mezunu olmak üzere toplam 1500 kişiyle yüz yüze anket yöntemi

kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

251 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.96-133

252 Borman, 1991, s.47

Page 121: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

121

araştırma ve kariyerle ilgili plan yapmada erkeklerden daha az fırsata sahip oldukları

ileri sürülmektedir. Kızlar, piyasada dar bir payı olan ve düşük ücretli büro işlerinin

öğretildiği eğitim programlarına daha fazla rağbet etmektedirler, böylece nasıl bir iş

sahibi olacaklarıyla ilgili düşüncelerini baştan sınırlamış olmaktadırlar.253

Katılımcılara göre iş bulmada en etkili yol, informel bağlantılar kurmaktır.

Onlara göre işe alımda liyakat değil, tanıdık ilişkileri etkili olmaktadır. Görüşülen

gençlerin, kamu sektörü de dahil olmak üzere iş alma süreçlerine güveni yoktur.

Formel iş bulma yollarının bile aslında informel olarak işlediğini düşünmektedirler. Bu

doğrultuda özellikle iş bulmalarına sağlayacak mevkilerde yakınları olmayan

katılımcılar, iş bulma inançlarını daha fazla yitirmiş görünmektedirler. Sosyolojik

açıdan kent işsizliğini inceleyen bir araştırmacıya göre iş bulmada güçlü tanıdığın

olması %64.5, eğitim ise sadece %34 etkili olmaktadır.254 Borman’a göre de, iş

bulmada en etkili yol, informel bağlantıları, özellikle de arkadaş ve aile üyelerini

kullanmaktır. İş arayan gençler, böyle kaynaklarla sınırlı kaldıkları için, bir

özgeçmişle başvurma, bir istihdam bürosuyla bağlantı kurma gibi formel metotları

daha az güvenilir bulmaktadırlar.255 Gençlerin gazetelerdeki iş ilanlarını takip etmeleri

ise mutlaka o işi istedikleri ve ilk tercihlerinin o işle ilgili olduğundan değil, daha çok

dikkatlerini çekmesinden veya ilginç buldukları için tercih etmelerinden

kaynaklanmaktadır.256

Katılımcıların üniversite mezunu olmalarına rağmen işte fazla seçici

olamadıkları gözlenmiştir. Araştırma kapsamında görüşülen Dil Tarih ve Coğrafya

Fakültesi mezunu bir gencin konuyla ilgili ifadesi şu şekilde olmuştur: 253 Borman, 1991, s.46

254 Erdoğan, 1991, s.74

255 Borman, 1991, s.47

256 Carter, 1962, s.174

Page 122: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

122

“İşsiz kaldığım süre uzadıkça açıkçası umudumu biraz daha yitiriyorum. İlk

başta kendi mesleğimden başka hiçbir iş yapmam diyordum, ama şimdi sıradan bir iş

de olsa yapmaya hazırım. Tabi, bu ancak birkaç yıl kadar sürmeli, sonra mesleki

kariyeri olan bir iş bulmalıyım.”

Gençlere göre, çalışılacak iş ortamında istenen en önemli özellik, sahip olunan

nitelikleri geliştirme imkânı sağlamasıdır.257 Gerçekten, araştırmamız boyunca süren

görüşmelerde de gençler, kendilerini geliştirme amacı içinde olduklarını dile

getirmişlerdir. Katılımcıların ortak isteğinin, eğitimlerine uygun ve mesleki kariyer

elde edebilecekleri bir iş olduğu gözlenmiştir. Bireylerin tercihleri kamu sektörü ve

özel sektör yönünde olabilmektedir. Özellikle çalışma ortamının cazip olmasını ve

daha samimi iş ilişkilerini isteyenler özel sektöre olumlu bakmakta, daha resmi ve

sınırlı ilişkiler isteyenler ve maddi getirisi düşük olsa bile daha garantili ve güvenceli

bir iş arayanlar ise kamu sektörünü tercih etmektedirler. Katılımcılar arasında maddi

durumu düşük ailelerden gelenlerin daha çok güvenilirlik ve maddi getiri kıstaslarını

baz aldıkları saptanmıştır. Yapılan bir başka araştırma da, gençlerin %77’sinin

sektör ve firma seçimini bilinçsiz yaptıklarını ortaya koymuştur.258 Bu bilinçsizlik,

araştırmamız kapsamında görüşülen bazı gençlerin sektör tercihlerini daha çok

mesleki değil de fiziksel ölçütlere ve sosyal ilişkilere bağlı olarak yaptıkları

gözlemiyle örtüşmektedir.

Çalışılacak iş ortamına yönelik en büyük beklenti; huzurlu, uyumlu ve sakin

bir ortam olmasıdır. Gençlerin, çalışmak istedikleri dalı tercih etme sebeplerinin

başında sevmek, ilgi duymak ve yeteneklerine uygun bir iş olması gelmektedir.259

257 Yazıcı, 2001, s.170

258 Hürriyet Gazetesi, İnsan Kaynakları, 1996, s.94-133

259 Hürriyet Gazetesi, İnsan Kaynakları, 1996, s.94-133

Page 123: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

123

Bu yaklaşım, aslında hızlı değişen ekonomik ve toplumsal koşullara uyum sağlama

çabası olarak nitelendirilebilir. Gençlerin, bir ülkenin geleceği olarak görülmesi

çerçevesinde bu çaba mümkün olduğunca desteklenmeli, işgücü piyasası içinde

gelişecek bireysel mesleki becerilerin, hem ekonomik hem de toplumsal faydaya

döneceği unutulmamalıdır.

Görüşmelerde değinilen bir başka konu da yurt dışında istihdamdır. İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi mezunu olan bayan bir katılımcının konuya bakışı aşağıdaki

gibidir:

“Şu an imkanım olsa, yurt dışına gözü kapalı giderim. Bir yerde şans ve fırsat

işi. Dönmemek üzere de gidebilirim. Buradaki şartların olumsuzluğu benim bu şekilde

düşünmemde etkili oluyor. Fırsat olduğu an değerlendireceğim. Çok uygun iş teklifleri

olduğunu duydum. Mesleğimle örtüşmese bile düşünülebilir. Yurt dışındakilerin

işsizlik sigortası bile bizim maaşların iki-üç katıymış. Ben burada zaten

yararlanamıyorum.”

Yine diğer katılımcılar da yurt dışının kendilerine cazip geldiğinden

bahsetmişlerdir. 58 üniversiteyi kapsayan geniş çaplı bir araştırmaya göre de

üniversite öğrencilerinin %75.5’inin yaşamak üzere yurtdışına göç etmeyi düşündüğü

ortaya çıkmıştır.260

D. MESLEK SEÇİMİ Eğer bireye daha önceki dönemlerde çalışmaktan zevk alma duygusu

aşılanmışsa, genç için artık iş ve meslek büyük anlam taşıyacaktır. Bu duyguları

260 Yazıcı, 2003,

Page 124: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

124

taşımayan birçok genç, kendi tercihi olmayan bir mesleğe ve işe zorlanmaktansa, hiç

çalışmayıp boş oturmayı tercih etmektedir.261

Üniversiteye kadar gelen öğrencilerin çoğu, verilen bilgiyi tek yönlü olarak

almakta, okul hayatı boyunca çalışmadan zevk almadan ve öğrenme işini bir yük

görerek büyümektedirler. Böylece kendi ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendi

amaçlarını saptamaları ve geleceklerini gerçekçi biçimde planlamaları

zorlaşmaktadır.262

Araştırmamızda, öncelikle katılımcı gençlerin mesleki bir yönlendirme

almadıkları saptanmıştır. Onlara göre, aileleri de meslek seçiminde etkide

bulunmamıştır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, bazı katılımcıların aile büyüklerinin

meslekleriyle aynı mesleği seçtiği görülmüştür. Bu durumda ailelerin açık bir şekilde

olmasa da çocuklarının meslek seçiminde yönlendirme etkilerinin olabileceği

anlaşılmaktadır. Köknel’e göre kimi anne babalar, çocukların baba mesleğini

sürdürmesini istemekte ve gence bu yönde baskı yapmaktadırlar. Kimi anne babalar

ise kendi gerçekleştiremedikleri meslek hayallerini çocuklarının gerçekleştirmesini

istemektedirler. Bu nedenle bilerek veya bilmeyerek gençleri etkilemektedirler. Kimi

anne babalar da çocuklarının gireceği mesleğin para getirmesini, kolay ve rahat

olmasını arzulamakta ve bu görüşlerini benimsetmeye çalışmaktadırlar.263 Bu tür

etkilemeler, günümüzün koşulları ve ailelerin eğitim düzeyi itibariyle daha bilinçli

yapılıyor olmakla birlikte eskiden beri gençlerin kararına yansımaya devam

etmektedir. ABD’de 1950’lerde, bugünkü izlenimlere benzer olarak meslek seçiminde

261 Ekşi, 1982, s.40

262 Ekşi, 1982, s.358

263 Köknel, 2001, s.250

Page 125: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

125

gençlerin anne babalarından etkilendikleri, kendi istedikleri meslekleri tercih

edemedikleri ileri sürülmektedir.264

Doğru meslek seçimini gerçekleştirebilmek için, genç dış baskılardan kendini

arındırmalı, isteğine, becerisine ve yeteneklerine göre kendini bir mesleğe

hazırlamalıdır. Bu seçimde, hem bedensel hem de ruhsal özelliklerin etkisi olacağı

unutulmamalıdır.265 Araştırmamızın sonuçlarına göre, katılımcıların hemen hepsinin

meslek seçimini bilinçli yapmadıkları görülmüştür. Özellikle sosyal alandaki

mesleklerin birbirine yakınlığı, üniversite öncesi eğitimde başarılı oldukları dersler,

üniversite sınavındaki tercih listeleri seçimlerinde rol oynamış, onları daha çok

tesadüfi seçimlere yönlendirmiştir. Bir erkek katılımcı, ailesi ve yakınlarının eğitim

düzeyinin yüksek olmasına rağmen meslek seçimini bilinçli yapmadığını dile

getirmiştir. Yine mesleki yönlendirme almayan bir başka katılımcının ifadesi şöyledir:

“Lisede bize meslekleri tanıtan olmadı. Neyin ne olduğunu tam bilmediğimiz

için bizim de okul yönetimine bu yönde talepte bulunmadık. Ben liseyi bitirdiğim yıl

üniversite sınavını kazanamadığım için özel dershaneye devam ettim. Açıkçası,

dershanede daha fazla bilinçlendirildiğimi söyleyebilirim.”

Karataş’a göre, ülkemizde uygulanan üniversiteye giriş sistemi, seçimi

yapacak bireyin tam olarak kişisel iradesini yansıtmasını engellemektedir. Koşulların

zorluğu ve sınırlılığı, genci kendi ilgi ve yeteneklerinin dışında meslekler seçmek

durumunda bırakmaktadır. Ayrıca bu yaş, meslek seçimi için geç bir yaş olarak

264 Landis, 1952, s.324

265 Köknel 2001, s.254

Page 126: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

126

görülmektedir.266 Öğrenimini sürdüren gençler için meslek seçiminin ilköğretim

döneminden sonra yapılmasının uygun olduğu saptanmıştır.267

Gençlerin meslek seçiminde öğretmenlerinin önerisi, gencin ekonomik

durumunun yetersizliği nedeniyle kısa yoldan para kazanma çabası, askerliği

erteletmek istenesi , aile baskısından kurtulma isteği de etkili olabilmektedir. Böyle bir

seçim sonucu yapılacak çalışmada başarı ve çaba gösterilememektedir. Bir sonraki

aşamada işyerinde çatışmalar ve sürtüşmeler yaşanmaktadır. Gençler çoğunlukla

bilinçli meslek tercihi yapamamaktadırlar. Yapılan görüşmelerden birinde şu cümleler

kaydedilmiştir:

“Üniversite sınavına girerken açıkta kalmamak için tercih listesinin tümünü

doldurdum. Puanım hangisine denk geldiyse o bölümü okudum. Sonuçta iktisat,

işletme, maliye gibi alanların farkını bile bilmiyordum. Üniversiteyi kazanıp da kendi

bölümümde okumaya başlayınca farklarını kavradım.”

Mevcut araştırmalar göstermiştir ki, hemen hemen bütün ülkelerde gençler,

yaşanan hızlı değişimler sebebiyle çok daha etkili rehberliğe ve desteğe ihtiyaç

duymaktadırlar. Bunun için de önce eğiticilerin rehberlik ihtiyacının karşılanması

gerekmektedir.268

Gelişmiş toplumlarda gençlikten yetişkinlik dönemine geçişin uzaması,

gençlerin karar verme süresini de uzatmış, meslek seçmek daha büyük bir sorun

haline gelmeye başlamıştır. Fakültesini seçen gençler bile henüz ne olacaklarına

266 Karataş, 1996, s.17

267 Köknel, 2001, s.254

268 Ekşi, 1982, s.123

Page 127: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

127

karar verememişlerdir. Bu uzatılmış gençlik dönemi, onları, yetişkinlerin ayrıcalık ve

sorumluluklarından yoksun bırakmaktadır.269

Mesleki kararın verilememesi hem topluma hem de bireyin kendisine zararlı

olabilmektedir. Gençlik döneminin en büyük tehlikesi, genelde kimlik karışıklığıdır ve

genç, bu karışıklığı özellikle meslek ve iş seçiminde yaşamaktadır. Erikson’a göre

kimlik karışıklığı çeşitli şekillerde dışa yansımaktadır:270

• Genç içine kapanabilmektedir. Bu durumda insanlardan kaçmakta, ancak

zorunlu ilişkilerini sürdürmektedir.

• Eskisi gibi dikkatini toplayamamakta, eski başarısını ve çalışma yeteneğini

yitirmektedir.

• Hiçbir iş veya eğitimi benimsememekte, bir meslekte yerleşememektedir.

Amacını saptayamamaktadır.

Yapılan çeşitli araştırmalarda cinsiyetin mesleki olgunluk üzerinde etkisi

olduğu, kızların mesleki olgunluk düzeylerinin, erkeklerinkinden daha yüksek olduğu

bulunmuştur. Toplumumuzda aile içinde kızlara erkeklerden daha fazla sorumluluk

verilmesinin, kızları erkeklerden daha önce olgunlaştırdığı düşünülebilir.271 Ne var ki

olgunluk iş yaşamında değil, daha çok hane içindeki işlerde kendini göstermektedir.

Dolayısıyla bu durum, kadın işgücünün değerlendirilmesine de yansımakta, kadına

geleneksel bakış açısının önüne geçilememektedir. Araştırmamız kapsamında

yapılan görüşmeler sırasında bayan ve erkek katılımcıların mesleğe bakış açılarında

bu farklılık hissedilmiştir. Bayan katılımcılar kendilerini daha az yoracak meslekler

aramaktadırlar. Sümeroloji bölümünden mezun bir bayan katılımcıya göre

269 Tezcan, 1997, s.20

270 Ekşi, 1982, s.41-42

271 Sayın, 2001, s.94-97

Page 128: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

128

öğretmenlik en iyisidir. Çünkü çalışma saatleri bir bayan için idealdir. Erkek

katılımcıların ise böyle bir rahatlık arayışının içinde olmadıkları gözlenmiştir. Onlar

için işin birincil derecede önemli olduğu açıktır.

E. EĞİTİM

Daha iyi eğitimli insanlar, ulusal ekonomiyi daha güçlü

kılmakta, daha fazla rekabete sevk etmekte, daha fazla iş

imkanı oluşmasını sağlamakta, suça, kötü muameleye,

ayaklanmaya ve ümitsizlik ortamına gidişi hissedilen bir

derecede azaltmaktadırlar.272

Araştırmamız kapsamında ulaşılan eğitimli gençler,

üniversite mezunu olmaktan mutludurlar. Eğitim için

harcadıkları zaman ve emeğe değdiğini düşünmektedirler.

Bununla birlikte, işsiz kalmış olmaları onları her şeyden çok

üzmekte, işsizlik süreleri arttıkça iyimserliklerini

kaybetmeye başladıklarını belirtmektedirler.

Genel kabul gören eğilim, eğitimin artışıyla, iş bulma

imkânlarının da artmasıdır. Ancak, Hollanda’da yapılan bir

çalışmaya göre eğitim seviyesi ile genç işsizliği arasında

272 Van der linde, 2000, s.696

Page 129: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

129

negatif bir ilişki olup olmadığı araştırılmış, “Eğitim yoksa iş

umudu da olmaz” şeklinde bir görüş netlik kazanmamıştır.

Dolayısıyla aralarında anlamlı bir ilişki kurulamamıştır.273

Yine İtalya’da eğitim düzeyi yüksek gençlerin işsiz kalıyor

olmaları dikkat çekmiştir. 1996 verilerine göre üniversite

mezunu 25-29 yaş arası kesimin %6.7’si istihdam edilmiş,

%13.8’i ise işsizdir.274

Eğitim seviyesi yükselen gençler, yeteneklerini çok daha iyi kullanabilecekleri

işler istemektedirler; buna karşılık onlara verilen, daha çok beceri gerektirmeyen ve

iyi çalışma koşullarına sahip olunmayan vasıfsız işlerdir. Araştırmamıza katılan işsiz

gençler, işverenlerin kendilerine nitelikli işler sunmadıklarından yakınmakta, aldıkları

eğitimle sahip oldukları becerileri ve bilgiyi, körelmeden kullanmak istediklerini dile

getirmektedirler.

Sadece ilk ve orta dereceli okullara değil, üniversitelere de artık çok talep

olmaktadır. Herkes için en yüksek düzeyde eğitim neredeyse genel bir gereksinim

olmuştur. Geçmişin seçkin üniversiteleri yığın kümeleri haline gelebilmektedir. Bu

duruma sebep olan etkenin, daha çok gelişen modern üretim teknolojisinin karmaşık

yapısı olduğu ileri sürülmektedir. Endüstri toplumları tipik olarak daha hareketli ve

dinamiktir. Güç, prestij ve başarı kişisel yeterlilik ile ilişkilendirilmektedir. Yeterlilik,

273 Goede vd, 2000, s.587-592

274 Caroleo; Mazzotta, 1999, s.42

Page 130: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

130

eksiksiz bir bilgi birikimi gerektirmektedir ve bu gereksinim, eğitim sistemini çok ağır

bir yük altına almaktadır.275

Dolayısıyla, günümüzde işgücü piyasasının özellikleri hızla değiştiğinden,

eğitim sistemleri bu değişimlere yetişmekte zorlanmaktadır. Bugünün işsizlik

deneyiminin, yakın gelecekte mesleki eğitim alma olasılığını artıracağı açıktır.276

Üniversiteler, gençlerin toplumsallaşmasında son

basamak olmakla birlikte en önemli ve belirleyici aşama

olarak görülmektedir. Çünkü toplumun geleceğine açılan

yolun nasıl ve ne kadar biçimlenebileceği, ancak bu

kurumlarda planlanmaktadır. Üniversiteler, değişimlere

kendini hazırlayıp eleştirisel yaklaşabilen, değişimleri

sentezleyebilen, ve yeni değişimlere yol açacak faktörleri

yaratacak bireyleri yetiştirmektedirler.277 Ne var ki gençlerin

yorumları farklı olabilmektedir. Araştırmamız kapsamında

ulaşılan gençler, aldıkları eğitimin kaliteli ve yeterli

olduğunu düşünmemektedirler. Onlara göre, üniversite

eğitimi almış olmak fark yaratmaktadır, ancak bu fark

sadece diploma şeklinde kendini göstermektedir. İster

275 Ferrarotti, 1977, s.40

276 Savage, 1999, s.2

277 Yazıcı, 2001, s.18

Page 131: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

131

gelişmiş, ister yeni kurulmuş üniversiteler olsun;

mezunlarından seçilen katılımcılar, eğitimin içeriğini

eleştirmekte, iş hayatına geçişe ve pratik bilgiye ağırlık

verilmediğine değinmektedirler. Ailesi büyük şehirde

ikamet etmesine rağmen küçük şehirlerde konumlanmış

olan üniversitelerde okumuş olan katılımcı gençlerin

eğitimden hoşnutsuzluğunun daha fazla olduğu

görülmüştür. Kendi değimiyle taşra üniversitesinde

okumuş olan bir katılımcı, öğrenim gördüğü üniversite ile

ilgili şunları söylemiştir:

“Aldığım eğitimi sorguladığım çok oluyor. İstediğim

üniversiteye giremedim. Okuduğum üniversite çok düzgün

eğitimi olan bir üniversite değildi. Ne sunulmuşsa onunla

yetindik. Bu mesleği öğrenmek oradaki şartlarla olacak bir

şey değilmiş.”

Alınan eğitimin eleştirilmesi, Ankara’nın merkezindeki

bir üniversitede öğrenim görmüş olan bir katılımcı

tarafından da bezer şekilde yapılmıştır. Eğitim, liseden çok

farklı görülmemiş, ezbere dayalı olarak nitelendirilmiştir.

Page 132: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

132

Dolayısıyla üniversitenin yapısına ve konumlandığı şehrin

koşullarına bakarak eğitim kalitesi hakkında yorum

yapmanın yanlış olacağı kanısı doğmuştur.

Aslında gençler arasındaki işsizliğin tüm

endüstrileşmiş ülkelerde arttığı gözlenmektedir.

Üniversiteler ve diğer okullar, gençleri yaşamla yüz yüze

gelmeye hazırlayamamaktadır. Okul ve toplum arasındaki

boşluk tehlikeli bir şekilde büyümektedir.278 21. yüzyılın

başından itibaren eğitimde teori ve uygulamanın

bütünleştirilmesi yönünde Amerika ve Avrupa’da büyük

çabalar harcanmıştır. Bu sayede öğrencilerin deneyim

kazanmaları, gözlem, analiz ve araştırma, sayısallaştırma

yapmaları ve geleceği tahmin etme gibi bilişsel

yeterliklerini geliştirmeleri amaçlanmıştır.279 ABD’de

yapılan bir araştırmaya göre, okuldan işe geçiş teorisi ile

uygulamada öğrencilerin işgücü piyasasında yer almak için

yeterince hazırlanamadıkları görülmektedir.280 Yine 278 Ferrarotti, 1977, s.42

279 Doğan; Kurt, 2000, s.28

280 Craig, 1998, s.4

Page 133: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

133

Kanada’da da eğitim sisteminin, eğitimle iş bağlantısı

konusunda yeniliğe ve esnekliğe ihtiyacı olduğu

saptanmıştır. Grup çalışması, yaratıcı düşünce, problem

çözme ve liderlik yetenekleri gibi içeriği olan programların

oluşturulması için araştırmaya ihtiyaç olduğu öne

sürülmektedir.281

Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında ise üniversite

eğitiminin gerçekçi olmayan çok yüksek istihdam ümitleri

yarattığı, hatta bazı ülkelerde kamu kesiminde güvenilir bir

iş bulmak için bir garanti olarak görüldüğü anlaşılmaktadır.

Birçok ülkede de üniversite, elit sınıfa dahil olmak için bir

araç olarak kabul edilmektedir.282 Ayrıca eğitimde fırsat

eşitliği sağlanamamaktadır. Herkes yüksek düzeydeki

eğitim olanaklarından eşit yararlanamadığı için, gelir düzeyi

yüksek ailelerin çocukları daha iyi eğitim almakta, daha

kalifiye işgücü arzı oluşturmaktadır. Bu fark, tüm

yaşamlarını, sosyal statülerini etkilemektedir.

281 Tal, 1998, s.9-12

282 Ekin, 1980, s.49

Page 134: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

134

Üniversitelere talebin ve üniversitelere yerleştirilen

öğrenci sayısının Türkiye’de de yıllar itibariyle arttığı

gözlenmektedir. Tablo 10’da ÖSYM’ye başvuran öğrenci

sayılarının yıllara göre dağılımı ve toplam yerleştirilenlerin

başvuranlara oranının yıllara göre değişimi verilmiştir.

Tablo 10: ÖSYM’ye başvuran öğrenci sayılarının yıllara göre dağılımı ve toplam

yerleştirilenlerin başvuranlara oranının yıllara göre değişimi

Yıl Başvuran öğrenci

sayısı

Toplam yerleştirilenlerin

başvuranlara oranın yıllara göre

değişimi (%)

1990 892 975 22.0

1991 875 385 22.8

1992 977 550 26.6

1993 1 154 571 28.1

1994 1 249 880 27.1

1995 1 263 379 27.9

1996 1 398 367 29.5

1997 1 398 367 31.8

1998 1 355 707 30.8

1999 1 478 365 30.3

2000 1 414 823 31.2

2001 1 473 908 31.0

2002 1 823 099 33.8

Kaynak: (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 14.06.2003

Bununla beraber, gerek eğitimli insan gücüne talebin

artması, gerekse politik sebeplerle üniversite sayısı

Page 135: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

135

artmıştır. Türkiye’de 2001-2002 öğretim yılında 53’ü devlet

üniversitesi, 23’ü vakıf üniversitesi olmak üzere 76

üniversite bulunmaktadır. Üniversite öğrencilerinin %95.5’i

devlet üniversitesine devam etmektedir. Vakıf

üniversitelerinde bir öğretim üyesine 14.7 öğrenci, devlet

üniversitelerinde ise 18.3 düşmektedir.283

Orta öğretimde gereksiz bilgilerle yüklü ağır

programlar ve kuru öğretim yöntemleri, gençte öğrenme

isteğini zayıflatabilmektedir. Liseden mezun olduğu halde

almış olduğu bilgiler ve formasyon ile yükseköğretime

hazır olmayan bir öğrenci kitlesi oluşmaktadır.284

Üniversite ve dolayısıyla giriş koşulu olan üniversite sınavı, gençlerin

hayatında çok önemlidir. Yapılan araştırmalara göre okul başarısızlığı, özellikle de

üniversite sınavını kazanamamak; gençlerde sıkıntı, huzursuzluk ve kendine güven

kaybı yaratmaktadır. Bu durumda genç, aile ve çevrenin beklentilerini yerine

getirememenin suçluluğunu duymaktadır. Kendini başarısız hissetmekte ve aldığı

eğitimin işe yaramadığını düşünmektedir.285 Toplum yapımız, yetenek ve beceri

283 (http://www.meb.gov.tr/), 04.12.2002

284 Oğuzkan, 1991, s.330

285 Özbay; Öztürk, s.91

Page 136: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

136

yerine diplomaya değer vermektedir. Bu da gençleri bir diplomanın güvencesine

sarılmaya itmektedir.286

Bir insanda yaşama sevinci olması için öncelikle yaptığı işi, mesleğini sevmesi

gerekmektedir. Ülkemizde gençlerin mesleklerini belirleyecek eğitim alanı seçimini

gerçek talepleri doğrultusunda yapmadıkları konusunda pek çok eleştiri

bulunmaktadır. Tarhan, yükseköğretim sisteminin öğrenciye istediği meslek dalını

seçme hakkını vermediğini ileri sürmektedir. Üniversiteye girmeye çalışan bir öğrenci

“beş şıktan hangisi doğru” sistemine şartlanmaktadır. Puanına denk gelen mesleği

seçmek durumundadır ve bunun yanında üzerinde yoğun bir aile ve çevre baskısı

hissetmektedir.287

Araştırmamız kapsamında görüşülen iktisat bölümü mezunu bir katılımcı,

hayalindeki mesleğin öğretmenlik olduğunu ısrarla vurgulamaktadır. Belki de aynı

önemde öğretmenlik eğitimi almış bir genç de iktisat bölümünü bitirmiş olmayı hayal

etmektedir. Zamanında gençlerin istekleri ve ilgi alanları doğrultusunda bir birey-

meslek eşleştirilmesi yapılabilmiş olsa, bireyler ömür boyunca sevmedikleri bir

mesleği sürdürmek durumunda kalmayacaklardır. Bu geç kalma sadece bireyleri

etkilemekle kalmayıp, aslında tüm topluma yansıyabilmektedir. İşinde mutsuz olan bir

toplum ise verimsiz bir topluma dönüşmektedir.

Ülkemizde genellikle gençler, orta öğretimlerini ezbere dayalı bir sisteme

şartlanmış olarak geçirdiklerinden üniversiteye geldiklerinde Tarhan’ın deyimiyle,

bilginin kendilerine hap gibi yutturulmasını istemektedirler. Oysa üniversite, analiz

yapan, analizden senteze gidebilen, bilgiyi öğrenen ve yaratıcı olan öğrenci

yetiştirmek istemektedir.288 Gerek sistemini oturtmuş, gerekse yeni kurulmuş

286 Ekşi, 1982, s.150

287 Tarhan, 1999, s.8-9 288 Tarhan, 1999, s.8-9

Page 137: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

137

üniversitelerden mezun katılımcıların ortak söylemleri, aldıkları bilgilerin kendilerine

çok şey kattığı ve hayata bakışlarını değiştirdiği ancak daha çok teorik ağırlıklı bilgi

birikimine sahip oldukları olmuştur. İfadelerden biri şöyledir:

“Sınavlardan önceki son birkaç hafta derslere çalışıyorduk ve

ezberliyorduk.Tabi, konulara özel ilgisi olanlarımız dersleri daha kolay kavrıyordu.”

Tarhan’a göre, üniversitelerden kaynaklanan bir yanlış uygulama da

öğrencilere gereğinden fazla bilgi yüklenmesidir. Çünkü 6-7 yıl sonra bu bilgilerin

yaklaşık yarısı silinmektedir. Ayrıca öğrenci için pratik bilgi açısından büyük önemi

olan stajlara, şirketlerin çoğu bir angarya olarak bakmaktadır. Oysa staj, öğrenci için

gelecekteki istihdam şansı, şirket için de yetenekli olan işgören adayını keşfetme

olasılığı demektir. Bununla birlikte, üniversitelerin görevlerinden biri de gençleri iş

dünyasının sarp ve çetin kayalıklarına yumuşak iniş yapacak şekilde hazırlamaktır.

Bazı üniversitelerde gerçekleştirilen Kariyer Günleri, gençler için iyi bir

bilinçlendirme yöntemi olarak görülebilir. Ancak bu ve benzeri etkinlikler oldukça az

sayıda ve kısıtlı olarak yapılmaktadır.289 Araştırmamız sonucunda da görülmektedir

ki, katılımcıların çoğunun staj deneyimleri yoktur ve üniversitelerince yapılan

mesleki anlamda bir bilinçlendirmeye rastlanmamıştır. Bununla birlikte, yapılan

görüşmeler sonucunda büyük şehirlerde konumlanan üniversitelerin öğrencilerinin

iş yaşamıyla bağlantılar kuracak girişimleri olduğu görülmüştür.

Araştırmamız kapsamında görülmüştür ki, eğitim aldığı bölümü kendi isteği ile

seçmiş olan katılımcılar üniversitelerinden daha olumlu bahsetmektedirler. Eleştirileri

oldukça azdır ve hoşnutsuzlukları sosyal faaliyetler ile değil, daha çok eğitim ile

ilgilidir. Bu duruma benzer olarak farklı üniversiteleri içeren bir araştırmaya göre,

okuduğu bölümü isteyerek tercih eden öğrencilerin kalite algılamaları fiziki ortam ve

289 Tarhan, 1999, s.8-9

Page 138: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

138

olanaklar bakımından tesadüfen tercih eden öğrencilere oranla daha düşük, buna

karşılık derslerin güncelliği ve yürütülmesi ile kütüphane hizmetleri bakımından ise

diğer şekillerde tercih eden öğrencilere oranla daha yüksek çıkmaktadır. Buradan

anlaşılmaktadır ki, istediği bölümde okuyan öğrencilerin bir takım eksikliklere rağmen

kalite algılamaları yüksektir ve dolayısıyla üniversitelerde eğitim hizmetleri

pazarlanması açısından hedef pazarın doğru belirlenmesi ve müşteriler olarak aileler,

iş hayatı ve genel olarak da toplumun taleplerinin dikkate alınması önemli ve

gereklidir.290

Görüşmelerde yapılanmasını tamamlayamamış ve daha çok küçük şehirlerde

konumlanmış üniversitelerden mezun olan katılımcıların bilgisayar lâboratuvarı,

kütüphane, dil lâboratuvarı gibi imkanların olmamasından yakındıkları gözlenmiştir.

Yine üniversitelerde yapılan bir araştırma, eski ve yeni devlet üniversitelerinin

öncelikli sorununun mali kaynak yetersizliği olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca yeni

devlet üniversitelerinde nitelikli öğretim elemanı ihtiyacı yüksektir. Bunun yanında

büyümenin ve gelişmenin verdiği sıkıntılar, eski devlet üniversitelerinde bürokratik

sorunları arttırmaktadır.291 Ayrıca Türkiye’de devletin küçültülmesi, yeniden

yapılanmalar, özelleştirme uygulamaları ve dış krediler yoluyla çözülmeye çalışılan

ekonomik kriz, pek çok kamu kurumunu olduğu gibi nitelikli insangücünü yetiştirecek

olan üniversiteleri de derinden etkilemiştir.292

Görüşmelerde gözlenen bir başka konu da katılımcıların, üniversitede

öğrendikleri bilgilerin gerçek yaşamdan uzak kaldığını düşünmeleridir. Onlara göre

eğitimin güncelleştirilmesi şarttır. Bu yorumlara paralel olarak Doğan’a göre

290 Torlak, 2001, s.414

291 Arslan, 2001, s.8-13

292 Tural, 2002, s.117

Page 139: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

139

Türkiye’de 1935’lerden itibaren eğitim sisteminin çevreden kopmaya başladığı, teoriyi

değerli, uygulamayı da değersiz kılan eski ve güncelliğini yitirmiş değerlere yöneldiği

gözlenmektedir. Eğitimde akademik ve mesleki olmak üzere birbirine paralel yollar

oluşmuştur. Yükseköğretim alabilmenin yolu genel lise olarak görüldüğü için tüm

eğitim sistemi genel liseye benzemeye başlamış, meslek liselerine talep azalmıştır.

Eğitim sistemi, toplumdaki sosyal ve ekonomik gelişmelerden uzak kalmakta,

toplumdaki değişmelere rağmen eğitimin içeriği değişmemekte ve uygulamadaki

gelişmelere yetişememektedir. Bugünkü sistemde öğrenci, konuyu ne amaçla

öğrendiğini, bu konuyu nerede ve nasıl kullanacağını bilmemektedir. Dolayısıyla

bilgiyi ezberlemekte, üstelik uygulama imkânı da bulamamaktadır.293

Katılımcılar üniversite eğitimi almak için yüksek maddi

bedellere katlandıklarını dile getirmişlerdir. Katılımcılardan

birinin konuyla ilgili yorumu şöyle olmuştur:

”Ailemin maddi durumu çok iyi değil. Tek okuttukları

ben değilim, dört kardeşim daha var. Sonuçta benim

üniversitede okuyabilmem için ailem çok fedakarlık yaptı.

Tabi ileride nasıl olsa üniversite mezunu olduğum için bir iş

bulurum diye düşünüyordum. Aslında iş imkanı

bulabilseydim ben de kardeşlerimin okumasına destek

olacaktım.”

293 Doğan; Kurt, 2000, s.28

Page 140: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

140

Görülmektedir ki, gençler daha fazla eğitim almanın

ileride kendilerine yüksek ücretli işler kazandıracağını

düşünmektedirler, ancak iş hayatına girmek için pahalı bir

yolu seçmiş olmaktadırlar.294 Hemen belirtmek gerekir ki

ailesinin gelir düzeyi düşük olan birkaç katılımcı,

öğrenciliği boyunca almış olduğu öğrenim kredisinin geri

ödemesini nasıl yapacağından yakınmaktadır. Çünkü

eğitimden kısa bir süre sonra başlatılan geri ödemeler,

gencin bir iş bulmuş ve gelir elde etmeye başlamış olduğu

varsayımına dayanmaktadır.

Araştırmamızdaki katılımcıların çoğu, imkân olursa

lisansüstü eğitime devam etmeyi istemektedir. Bu istek,

işsiz gençler için daha yüksek ücret değil, iş bulma

olasılığının artacağı varsayımına dayanmaktadır.

Görüşmelerden birinde geçen cümle şöyledir: ”Kendi

alanımda yüksek lisans yapmanın özel sektörde veya kamu

sektöründe iş ararken fark yaratacağına inanıyorum.Hem

böylece, işsiz kaldığım süreyi de değerlendirmiş oluyorum”

294 ILO, 2000, s.6-7

Page 141: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

141

Bir başka görüşmede de şu cümleler kaydedilmiştir: “Şu an

iş bulmam için bana üniversite eğitimi bile yetmiyor.”

Tablo 11’de yüksek lisans programlarına kayıtlı

olanların yıllara göre dağılımı ele alınmıştır. Hemen

belirtmek gerekir ki, YÖK’ün araştırmasına göre

öğrencilerin %60’ı lisansüstü eğitime devam etmek

istediklerini belirtmişlerdir. Ancak bu oran, üniversite ve

programlar ile öğrencilerin sosyoekonomik özelliklerine

göre değişmektedir. Örneğin, vakıf üniversitelerinde

öğrencilerin %71’i, devlet üniversitelerindeki öğrencilerin

%60’ı lisansüstü eğitime devam etmeyi planlamaktadır.

Durum, sosyoekonomik düzey açısından ele alındığında,

aile gelirleri düşük olan öğrencilerde bu oran %58’e

düşmekte, aile geliri yüksek olan öğrencilerde %64’e

çıkmaktadır. Ayrıca anne baba eğitim düzeyi ile lisansüstü

eğitime devam etme planları arasında da bir ilişki olduğu

görülmektedir. Anneleri okur yazar olmayan üniversite

öğrencilerinin %58’i, anneleri lisans ve lisansüstü

dereceye sahip öğrencilerin sırasıyla %70 ve %79’u

Page 142: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

142

lisansüstü eğitime devam etmeyi planlamaktadır. Durum,

gelişmiş ve gelişmekte olan üniversiteler açısından

karşılaştırıldığında ise görülmektedir ki, gelişmiş

üniversitelerde öğrenim gören öğrencilerin yaklaşık %70’i,

gelişmekte olan üniversitelerde eğitim gören öğrencilerin

%50’sinin lisansüstü eğitime devam etmek istediği

görülmektedir.295 Araştırmamız kapsamında da işsiz

gençler arasından seçilen katılımcıların, yüksek lisans

yapma isteğini daha çok maddi yetersizliklerden dolayı

erteledikleri gözlenmiştir. Bazılarının yorumuna göre

lisansüstü eğitim için yabancı dili ilerletmek

gerekmektedir. Bu da ancak özel kurslara katılarak

olabilecektir ve yine maddi imkanlara dayanmaktadır.

Tablo 11: Yüksek lisans programlarına kayıtlı olanların yıllara göre değişimi

295 (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/ailegel.html) , 05.06.2003

Page 143: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

143

Kaynak: (http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf) , 25.06.2003

Ek olarak belirtmek gerekir ki üniversiteleri sadece eğitim yönüyle yorumlamak

yeterli olmayacaktır. Görüşülen bir bayan katılımcı şunlara değinmiştir:

“Bence üniversite okumuş olmak bir bakıma ayrıcalıktır. Çünkü insanın

hareketleri, davranışları, hayata bakışı ve hatta dış görünüşü bile değişmektedir.”

Erkek bir katılımcı da şunları ifade etmiştir:

“Doğrusunu söylemek gerekirse üniversite bana çok şey kattı. Ben

üniversitede kendimi ve toplumu daha iyi tanıdım. Şimdi insan ilişkilerinde daha

başarılıyım.”

Görülmektedir ki üniversite sadece mesleki değil, kişilik gelişiminde de etkilidir.

Dolayısıyla üniversite eğitiminin sosyalleşme süreci içinde önemli bir yeri olduğu

açıktır. Hemen belirtmek gerekir ki bireyin çalışma yaşamına kolay geçişi sadece

mesleki eğitim düzeyi ile değil, sosyalleşme ile de ilgilidir.

F. GENÇ İŞGÜCÜNE KARŞI İŞVERENLERİN TUTUMU

Her şeyden önce, işgücünün güçlü olduğu ve iyi organize edildiği

endüstrileşmiş toplumlarda profesyonel uzmanlık ve deneyimi olan ve aile

sorumluluklarıyla ilgili en fazla yükü olan orta yaşlı bireyler, gençlere ve yaşlılara göre

Dönem Öğrenci sayısı

1993-1994 35 820

1994-1995 41 044

1995-1996 49 887

1996-1997 51 341

1997-1998 49 137

1998-1999 50 986

1999-2000 53 553

2000-2001 65 076

2001-2002 73 517

Page 144: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

144

daha fazla istihdam edilen grup olmaktadırlar.296 Bunun nereden kaynaklandığını

çözmek, çeşitli faktörleri ayrı ayrı ele almayı gerektirmektedir.

Araştırmamızdaki katılımcılar sadece işsiz gençlerden oluştuğu için onların

görüşlerine bağlı kalınarak işverenlerin tutumu yorumlanmıştır. Dolayısıyla mevcut

araştırmaların işverenlerin bakış açısından yaptığı yorumlar da eklenerek konu

bütünleştirilmeye çalışılmıştır.

Üniversite mezunları, kendilerini mutlu edecek, tüm yeteneklerini

kullanabilecekleri bir iş bulma arayışı içine girmektedirler. İşverenler ise rekabetin

insan kaynaklarında yattığının bilinci içinde, mezunlar arasından en yetenekli olanları

seçerek işe alma çabasında olmaktadırlar. Katılımcılar, ülkemizde son yıllarda

yüksek öğretim mezunu gençlerin sayı olarak arttığını, dolayısıyla da işverenlerin,

vasıflı işgücü talebinin her şekilde karşılanacağının rahatlığında olduklarını dile

getirmektedirler. En iyi üniversitelerden mezun olmak, yabancı dil sorunu olmamak,

deneyimli olmak, bilgisayarı aktif kullanabilmek ve bunlara ek olarak birçok beceri

aranmaktadır. Katılımcıların görüşlerine göre “en iyi” olamamak onları işsizliğe

sürüklemektedir. Katılımcı gençlerden biri şunları dile getirmiştir:

“Sokakta binlerce insan var. İşveren emeği ucuz görüyor. Bir sürü üniversite

mezunu var. Nasıl olsa birini bulurum diye düşünüyor. Bunun için en vasıfsız işlere

bile, belki hiç gerekmeyecek birçok nitelik aranıyor. Yani seçkin kişileri almak

istiyorlar. Sistem böyle...”

Mevcut araştırmalar göstermektedir ki; yeni mezun adaylarda eğitim ve

tecrübe dışında aranan kişisel özelliklerin başında çalışkan, istekli, aktif, hırslı olma

gelmektedir. Bunu önem sırasına göre izleyen diğer bazı özellikler ise insanlarla iyi

296 Longman, 1991, s.1

Page 145: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

145

iletişim kurabilmesi, dış görünüm, davranış ve konuşmaların düzgün olmasıdır.297

Katılımcıların bu konudaki fikirleri genelde aynıdır. İşsizlikleriyle ilgili bir özeleştiri

yapmaları istendiğinde, işverence beklenen özelliklere zaten sahip olduklarını,

ancak bunun işverenlerce keşfedilemediğini veya gençlere bu özelliklerini

gösterecek fırsatların tanınmadığı belirtmektedirler. İşe alım sırasında yapılan kişilik

ölçümlerini ise gerçekçi bulmamaktadırlar. Daha önce yaptıkları sayısız iş

başvurusu sonucunda, ortak görüşleri, o işe uygunluklarının doğru şekilde

ölçülmediğidir.

Yine mevcut araştırmalarda görülmektedir ki; şirketlere göre, iş hayatına yeni

atılmış gençlerin davranışları açısından olumlu yönlerinin başında atak, girişken ve

dinamik olmaları, yeniliğe açık, yaratıcı ve araştırmacı olmaları, hırslı azimli ve

öğrenmeye hevesli olmaları gelmektedir. Şirketlere göre olumsuz yönleri ise

sırasıyla sabırsız olmaları, her konu hakkında fikir sahibi olduklarını düşünmeleri,

davranış ve iş adabı bilmemeleri ve disiplinsiz olmaları ile tecrübesiz ve temel

bilgilerden yoksun olmalarıdır.298

İşverenlerin seçiciliğinde farklı faktörler de rol oynayabilmektedir. Örneğin

evli olmak bazı işler için bir garanti yaratabilmektedir. Çünkü evli bireyler için

sorumluluk daha fazladır. Bu sorumlulukları taşıyor olmak, işlerini asla riske atmak

istemeyecekleri anlamına gelebilir. Bazı işler için ise evlilik ve özellikle kadınlar için

çocuk sahipliği, bireyin işe gerekli özeni sağlamayacağı ve işin o birey için ikincil

planda olacağı önyargısı yaratabilir. Örneğin Hollanda’da yapılan bir araştırmada,

aile ve kişilik özelliklerinin, gençlerin iş konumlarına etkisi incelenmiştir. Sonuçlara

göre, anne babanın boşanması ile genç işsizliği arasında pozitif bir ilişki vardır.

297 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

298 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

Page 146: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

146

Bununla birlikte anne babanın işsizliği ile genç işsizliği arasında net bir ilişki

kurulamamıştır.299

İşverenlerin seçiciliklerinde alışkanlıkların da etkisi olabilmektedir. Örneğin

yapılan araştırmalar, şirketlerin %75’inin ofisinde sigara içilmediğini

göstermektedir.300

Hürriyet İnsan Kaynakları’nın yaptığı Genç İşgücü Araştırması’na301 göre,

personel alımı ihtiyacı doğduğunda en fazla başvurulan yöntem, %94 ile gazeteye

ilan vermektir.302 Bunu, %81 ile mevcut aday kayıtlarında uygun kişilerle temasa

geçmek izlemektedir. Şirketlerin %55’i ise yakın çevrenin tavsiye edeceği kişileri

soruşturarak personel alımına gitmektedir. Şirketler arasında %19’luk bir kesim,

üniversitelerde düzenlenen şirket tanıtım günlerine katılmaktadır. Şirketlerin %41’i

orta kademe ve alt kademe pozisyonlar için gazeteye ilanla personel alımını tercih

etmektedir. Şirketlerin %83’ü, gazete ilanı ile aradığı personeli bulabildiğini ifade

etmektedir. Personel alımında danışmanlık şirketlerine başvurmada en önemli

sebep ise üst düzey yönetici alımında, ulaşmanın zor olduğu kaynaklara

ulaşabilmektir. Personel alımında başvurulan yöntemler çeşitli özellikler bakımından

karşılaştırıldığında, en fazla tercih edilen yöntemin mevcut aday kayıtlarından

299 Goede vd., 2000, s.587-590

300 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

301 Araştırmanın şirketlerle ilgili kısmı, İstanbul, Ankara ve İzmir illerinde 17’si Türk ve Yabancı

sermayeli, 29’u Türkiye’de yerleşik yabancı sermayeli ve 45’i Türk sermayeli olmak üzere toplam

101şirketin insan kaynakları yetkilileri ile yüz yüze anket yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir.

302 Belirtmek gerekmektedir ki bu araştırmanın bir gazete tarafından yapılmış olması, gerçekçi

tercihleri yansıtmamış olabilir.

Page 147: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

147

uygun kişilerle temasa geçmek olduğu görülmektedir. Bunu sırasıyla gazete ilanı

vermek ve yakın çevrenin tavsiye edeceği kişilerle temasa geçmek izlemektedir.303

İş başvurularında sık istenen bir belge olan “özgeçmiş”in amacı ve önemi fazla

kavranamamakta, en çok rastlanan bir sorun olarak hayat hikayesi yazılmaktadır.

Oysa özgeçmiş, işverene, bireyin o işe uygun olup olmadığını gösterecek bir araçtır

ve işe alımda bireye, bir sonraki aşama olan mülakat hakkını kazandıracaktır.304

Araştırmamız kapsamında da görülmüştür ki katılımcılar özgeçmişin öneminin

farkında değildirler. Onlar için genelde özgeçmiş, sadece bir başvuru formudur ve

iletilmesi gereken, işe alım sürecini başlatan bir dilekçedir. Dolayısıyla da nasıl

yazılması gerektiği konusunda bilinçli değildirler. Oysa iyi bir özgeçmiş sunmak,

onları işe alımda bir sonraki aşama olan mülakata getirecektir. Eklemek gerekir ki,

işgücü arzının çok olduğu bir ortamda bireylerin mülakat aşamasına gelebilmeleri

için binlerce kişiyi elemeleri gerekmektedir. Bu elemelere katılımcıların hiç

güvenmedikleri gözlenmiştir. Katılımcılardan biri şunları söylemiştir:

“İşe alım sürecinde şu etkili oluyor diyemeyeceğim. Sınavda alınan puan da,

torpil de etkili olabiliyor. Ama torpilin kamu sektörünce yapılan sınavlarda olduğunu

duyuyoruz. Özel sektörde ise kesinlikle torpil işliyor. En basit, vasıfsız işlerde bile

tanıdığı olan alınıyor.”

Katılımcılar için önemli olan iş kapısının açılmasıdır. İşe yerleştikten sonrası

için uyum sağlayabilmekle ilgili endişelerinin olmadığı saptanmıştır. Yani, bu

konuda kendilerine güvenleri tamdır. Yine araştırmalara göre, şirkete yeni alınan

personele, şirketlerin %73’ü oryantasyon programı uygulamaktadır. %91’i özel bir

303 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

304 Soysal, 1999, s.15-17

Page 148: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

148

eğitim programı uygulamaktadır.305 Bu durum ayrıca göstermektedir ki, şirketlerin

hizmet içi politikaları dışa yansımakta ve işe girme aşamasındaki adaylar, bu

konuda şirketle ilgili bilgi sahibi olmaktadırlar.

İşverenler, ayrıca kendi şirketlerinin cazibesini artırmak ve böylece rekabet

ortamında kalabilmek için çalışanlarına farklı imkânlar sunmaktadırlar. Uygulanan

bu imkânlar arasında en fazla görülenler, kültürel ve sosyal aktivitelerdir. Bunu

sırasıyla sağlık ve hayat sigortası ile piyasa şartlarının üstünde ücret takip

etmektedir.306 Araştırmamız kapsamında da saptanmıştır ki, bu farklı imkânlar

gençleri etkilemektedir. Dahası, gelir düzeyi yüksek ailelerden gelenler için kültürel

ve sosyal aktiviteler çok cazip gözükmektedir.

G. BOŞ ZAMAN VE İLGİ ALANLARI

Mesleklere göre boş zaman değerlendirme şekilleri farklılık gösterebilmektedir.

İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre yüksek sosyoekonomik düzeyde olan kişiler,

boş zamanlarında hem daha çeşitli hem de daha aktif etkinliklere baş vurmaktadır.307

Tezcan’a göre ise eğitim değişkeni, boş zaman değerlendirme etkinliklerini

etkilemektedir. Amerika’da yapılan bir araştırmada, açık hava boş zaman

etkinliklerine katılanların daha çok yükseköğrenimli oldukları saptanmıştır. Bunun

yanı sıra ırksal ve etnik köken de, boş zaman etkinliklerine katılma yönünden farklılık

yaratabilen bir değişkendir.308

Düzenli eğitim hayatı bittikten sonra hiçbir zaman olmadığı kadar uzun bir

boşluk dönemine girilmekte, ancak bu genç tarafından uzun bir tatil olarak 305 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

306 Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları, 1996, s.30-72

307 Parker, S.,The Future of Work and Leisure, s.60’dan aktaran Tezcan, 1993, s.19

308 Tezcan, 1993, s.20

Page 149: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

149

algılanacak olursa zevk ve eğlence dönemi olarak kabul edilmektedir.309 Dolayısıyla

bu dönemin bitmesi arzulanmayacak, özellikle de maddi problemler yoksa mümkün

olduğunca uzatılmaya çalışılacaktır. Belli bir zaman sonra da yaşam biçimine

dönüşebilecektir. Ancak bilinmelidir ki boş zaman, kalkınma için gereken

insangücünün ve zamanın harcanmasıdır.

Ülkemizde gençliğin ilgi alanlarının televizyon seyretmek, radyo dinlemek,

maça gitmek, arkadaşlarla amaçsız dolaşmak gibi daha yumuşak ve edilgen

etkinlikler olduğu görülmektedir. Bu özellikler hem kır, hem kent gençliği için söz

konusudur.310 Ülkemizde çocukluk döneminde boş zaman değerlendirme yeteneği

verildiği söylenememektedir.311 Yine Köknel’e göre, yüksek öğretimde bulunan

gençlerin %70’inden fazlası, serbest zamanlarını edilgen olarak geçirmektedirler.312

Gençlerin spor yapmak, kitap okumak, araştırma yapmak, resim yapmak, yabancı dil

öğrenmek gibi yapıcı zaman değerlendirme etkinliklerine katılmamalarının çeşitli

sebepleri olduğu düşünülmektedir. Bunlar; ekonomik yetersizlikler, örgütleşememe,

sosyal ve geleneksel baskılar olarak sıralanmıştır. Özellikle sosyal ve geleneksel

baskılar, kızlar için daha fazla gerçekleşmektedir.313

Yapılan bir araştırmaya göre, üniversite öğrencileri ders dışı zamanlarını en

fazla kitap ve dergi okuyarak, internetle ilgilenerek geçirmektedirler. Bunun dışında

tiyatro, sineme ve konsere gitmek, müzik dinlemek, spor yapmak ve televizyon

seyretmek ilgi alanlarına girmektedir. Gazete okuyan öğrenciler arasında %36.7’lik bir

çoğunluk rastgele okumaktadırlar. Geri kalan kısım ise belli tutkular veya tercihler 309 Baltaş; Baltaş, 1991, s.310

310 Tezcan, 1997, s.136-137

311 Ekşi, 1982, s.357

312 Köknel, 2001, s.276

313 Tezcan, 1997, s.139

Page 150: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

150

doğrultusunda hareket etmekte, sırasıyla köşe yazılarını, kültür sanat, spor, politika,

ekonomi ve magazin yazılarını okumaktadırlar. Sonuçlardan anlaşılmaktadır ki,

öğrencilerin yarısı, sosyopolitik içerikli konuları okumayı tercih etmektedir. Mevcut

araştırmalara göre, öğrencilerin %25.5’i televizyonda kültür, sanat ve belgesel

ağırlıklı programları, %24.4’ü haberleri ve açık oturumları izlemektedir. %20.2’si

eğlence, magazin, film ve dizi film izlemekte, %17.7’si ise program seçimi

yapmamaktadır.314

Yine boş zamanların değerlendirilmesiyle ilgili YÖK’ün araştırmasına göre,

gençlerin %74’ü her sene en az bir kez tatile çıkmaktadır. %69’u ayda bir kitap

okumaktadır. %68’i tavla, dama, satranç gibi oyunlar oynamaktadır. %66’sı düzenli

olarak spor yapmaktadır, %51’i düzenli olarak tiyatro, sinema ve konsere

gitmektedir, %39’u ise boş zamanlarını genellikle cafe ve benzeri yerlerde

geçirmektedir,%29’u ise resim yapmak, müzik aleti çalmak gibi sanatsal

faaliyetlerden en az birini düzenli olarak yapmaktadır.

Yapılmış olan araştırmaların sonuçları, daha çok gençlerin üniversite eğitimleri

boyunca boş zamanlarını nasıl kullandıkları konusunda bilgi vermektedir. Eğitim

döneminde gençler gelişime açık ve aktiftir. Ayrıca çevresinin de kendisine benzer

özellikteki bireylerle dolu olması, onu boş zamanını daha iyi değerlendirmeye

yönlendirmektedir. Genç, eğitimini bitirip iş yaşamına da atılamadıysa, önceden

eğitimden arta kalan boş zaman, bireyin günlük yaşamına dönüşecektir. Özellikle de

çevrenin değişmesi ve bireyin aileye daha bağımlı hale gelmesi, boş zaman

faaliyetlerini etkileyebilecektir. Araştırmamız kapsamında görüşülen işsiz gençler,

zamanlarını daha çok evde geçirdiklerini, edilgen faaliyetler gerçekleştirdiklerini,

kültürel ve sportif etkinliklere, sürekli olmasa da arada bir katıldıklarını dile

314 Yazıcı, 2001, s.101-109

Page 151: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

151

getirmişlerdir. Özellikle maddi imkanları sınırlı olan katılımcılar için bu etkinlikler daha

da sınırlı kalmaktadır.

Bilinmektedir ki kültürel faaliyetler, birey için önemlidir ve alışkanlığa

dönüşmelidir. Özellikle de toplumdan yabancılaşmak üzere olan genç işsiz, bu

sayede kendini toplumun bir parçası olarak hissedebilecektir. Görüşülen gençlerin

çoğu, üniversite öğrenciliği sırasında çok daha aktif bir kişi olduğunu ve birçok

kültürel ve sportif faaliyete katıldığını ifade etmektedir. Sadece kamu sektöründe

açılacak işe alım sınavlarını takip eden İşletme bölümü mezunu bir katılımcı şunları

dile getirmektedir:

“Zamanımın çoğunu evde ders çalışarak geçiriyorum. Kamu sektöründe

açılma olasılığı olan sınavların ilanlarını bekliyorum. Ders dışında da müzik

dinleyerek, ilgi alanıma giren çeşitli kitaplar okuyarak zaman geçiriyorum. Düzenli

olarak gazete okuyorum. Özellikle ekonomi sayfalarını kaçırmamaya çalışıyorum.

Üniversitedeyken ekonomi dergilerinden bazılarını sürekli takip ediyordum. Şimdi pek

yapamıyorum. Onun dışında, örneğin sinemaya üniversitede daha çok gidiyordum.

Biraz uzaklaştım... Elbette maddi olanaksızlıkların da etkisi oluyor. Ayrıca okuldan

kopup ev hayatına geçtim. Çevrem çok azaldı. Fazla görüştüğüm arkadaşım

kalmadı.”

Yine sporun da faydasından bahsetmek gerekir. Hem fiziksel sağlığın, hem

de kişiliğin gelişmesi ve olgunlaşmasını sağlamaktadır. Spor, bir amaç uğruna çaba

harcamayı, kendine güvenmeyi sağlamaktadır.315 Spor sayesinde başarılı insan

ilişkileri kurulabilmekte, sosyal bir kişilik kazanılabilmektedir. Görüşülen gençlerin

düzenli bir spor yapmadıkları gözlenmiştir. Öğrencilik dönemindeki arkadaşlık

315 Köknel, 2001, s.277

Page 152: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

152

çevresinden uzaklaşmış olduklarından, takım sporlarına olan ilgilerinin daha da

azalmış olduğu saptanmıştır.

Katılımcı gençler, özellikle de kendilerine ait bilgisayarı olmayanlar,

zamanlarının bir kısmını internet kafeleri kullanarak geçirdiklerini belirtmişlerdir.

Amaçlarının daha çok, o ortamda olmak değil, internet imkânından faydalanmak

olduğu gözlenmiştir. İnternet insanlara yalnızca bilgiye erişim imkanı sağlamakla

kalmayıp, bunun yanı sıra elektronik posta, sohbet grupları, tartışma grupları, ilan

tahtaları, haber grupları, oyun oynama, müzik dinleme gibi olanaklar da

sunmaktadır.316 Ayrıca iş imkanı aramak ve iş başvurularında bulunmak için de tercih

edilebilmektedir. İnternet kafeler, iş imkanı bulamayan gençler için son yıllarda en çok

kullanılan boş zaman değerlendirme mekânlarından biri haline gelmektedir. Kafelerin

sayılarında gözlenen artış da talebin fazlalığını ortaya koymaktadır.

2000 yılında Ankara ilinde yapılan bir araştırmaya göre internet kafeleri

kullanan grubun yaş ortalaması 21.3’tür. Bu sonuç, araştırmamız kapsamındaki yaş

grubu ile örtüşmektedir. Kafeleri kullananların %87.5’i erkek, %12.5’i kadındır.

Sonuçlara göre kullanıcıların %61.3’ü elektronik posta, %53.8’i sohbet, %52.5’i oyun

amaçlı olarak kafelerden yararlanmaktadır. Araştırma, fiziksel ortam özelliklerinin

yetersizliğini de ortaya koymaktadır. Günün uzun zamanının geçirildiği bu ortamlar,

çoğunlukla sağlıklı koşullar içermemektedir. Örneğin %75’inde havalandırma sistemi

bulunmazken, %71.7’sinde sigara içilebilmektedir. Ayrıca kumar, bahis ve

gayriâhlaki amaçlarla kullanılması yasal olmamasına rağmen, %75’inde

engellenmemektedir.317

316 Deryakulu; Eşgi, 2001, s.52

317 Deryakulu; Eşgi, 2001, s.52-60

Page 153: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

153

Boş zamanların sürekli aynı şekilde değerlendirilmesi alışkanlıklar da

yaratmaktadır. Özellikle bu zamanlar amaçsız ve verimsiz geçiriliyorsa, beden ve ruh

sağlığı olumsuz etkilenebilmektedir. Alkol, ilaç, uyuşturucu ve uyarıcı madde

bağımlılığı, oyun, kumar tutkusu sık görülen sorunlar olmaktadır. Bireyleri bu

davranışlara sürükleyen temel nedenin duygusal doyumsuzluğun yarattığı alışkanlık

ve bıkkınlık olduğu düşünülmektedir.318

Araştırmamızın üniversite mezunu gençlerle sınırlandırılmış olması, bu tür

sapma davranışların olasılığını azaltmaktadır. Çünkü daha yüksek bir eğitim

düzeyinden dolayı, çok daha bilinçli bir kitleden söz edilmektedir.

H. BİREY

Toplum gence değil, genç topluma sosyalize olmaktadır. Yani birey topluma

uymak mecburiyetindedir. Sosyalizasyon süreci başarılı gerçekleşemezse, gençler

hayallerle yaşayabilir, gerçeklerden uzaklaşabilirler.319 Daha önce değinildiği gibi

sosyalleşme sürecinde işin büyük önemi bulunmaktadır. Bir iş sahibi olamamak,

bireyin toplumdaki konumunu netleştirememesi anlamına gelmektedir ve birey

bundan çok çeşitli yönlerde olumsuz etkilenebilmektedir. Gerçekten, Ekşi’ye göre

genç, gerçekçi ve yeteneğine uygun bir şekilde geleceğini planlamaya ve bu planları

uygulamaya başladığı zaman kimliğini bulacaktır.320 Kendisiyle barışık bireylerin,

çevresiyle uyumlu, daha başarılı ve topluma daha yararlı oldukları saptanmıştır.321

Gençlikten yetişkinliğe geçiş için en önemli aşamalardan birinin, okuldan iş hayatına

geçiş olduğu belirtilmiştir. Bu geçiş, gençlerin yüz yüze olduğu birçok problemi 318 Köknel, 2001, s.273-348

319 Çelebi; 1985, s.103-107

320 Ekşi, 1982, s.149

321 Güneysu; Bilir, 1991, s.355

Page 154: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

154

çözmekte, onların ekonomik sistemde, daha da önemlisi toplumda bir yer

edinmelerini sağlayabilmektedir.322 Ruh sağlığı iyi olan bir kişi, problemlerini gerçekçi

bir şekilde görüp, bunları, toplumun isteklerini de az çok göz önünde bulundurarak

çözen kişidir. Böyle bir kişi yaşamaktan ve çalışmaktan kıvanç duyar ve geleceğe

umutlu bakar.323

İhtiyaçlar, güdüler, dürtüler, organizmadan ya da çevreden gelen çeşitli

nedenlerle bazen doyumsuz kalmaktadır. İş bulamama da bu nedenlerden biridir.

Bireyin iş bulamaması sonucu ortaya çıkan ruh hali “çalışmama psikolojisi” olarak

adlandırılmaktadır.324 Bu durumda birey amaca ulaşmada engellenmiş olmaktadır.

Engellenme insanda yılgınlığa, üzüntüye ve kaygıya yol açmaktadır. Bu

engellemelerin sınırlı bir şekli, insanı çalışmaya ve başarmaya sevk etmede fayda

sağlamaktadır. Ancak bu engellemelerin uyardığı öfke, gerginlik gibi halleri

yenemeyen bireylerde kompleksler gelişebilmektedir ve bu kompleksler bireyde

nefret, kin, kıskançlık ve peşin hükümler yaratmaktadır.325 Dolayısıyla görülmektedir

ki, bireyin içinde bulunduğu ruh hali ile yaptığı yanlış davranışlar olumsuz duygulara

yol açmakta ve birey, bir kısır döngü içinde kalmaktadır326

Doyurulmamış ihtiyaçlar karşısında birey kendi varlığını tehlikede görmekte ve

benliğini savunmaya geçmektedir. Savunma mekanizmalarının rolü, engellemelerin

ve çatışmaların meydana getirdiği kaygıları, huzursuzlukları ve gerilimleri bir

dereceye kadar hafifletmektedir. Engellenme durumlarında daha olgun ve gerçeğe

uygun çözüm yolları buluncaya kadar, savunma mekanizmaları devreye girer ve 322 Adamski; Greetings, 1989, s.1

323 Baymur, 1989, s.95

324 Aytaç; Keser, 2002, s.18

325 Baymur, 1989, s.85-90 Kompleksler, bireyde aşırı heyecan uyandıran fikir ve tasarımlardır.

326 Aytaç; Keser, 2002, s.23

Page 155: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

155

insanın bir bunalıma düşmesini önler. Birey tarafından gerçekleştirilen savunma

mekanizmalarından bazıları şunlardır327:

1.Mantığa bürüme: Birey, başarısızlıklarını mazur göstermek ister. Bunun için

mantıklı, ancak tam doğru olmayan nedenler ileri sürer.

2.Pollyanna davranışı: Birey, her başarısızlıkta bir iyi taraf görmeye çalışır ve

bu şekilde teselli bulur. Böylece pasif, herşeyi kabul eden bir ruh yapısına bürünür.

3.Yansıtma: Birey, olumsuzlukların nedenini kendi dışındaki eşya, olay ya da

insanlarda aramaya başlar.Böylece vicdan azabından kurtulmaya çalışır.

4.Ödünleme: Birey, üstün olma ve beğenilme ihtiyacının engellendiği

durumda, onurunu korumak için bir başka alanda çaba gösterir ve üstünlük arzusunu

doyurmaya çalışır.

5.Özdeşim: Birey, başarısızlık ve engellemeler karşısında herhangi bir alanda

başarılı bir kişi ya da kişilerle kendini bir sayar, kendini onlara yakın hissederek

doyum sağlar.

6.Karşıt tepkiler kurma: Birey, topluca beğenilmeyen duygu ve güdülerini inkâr

etmek için, davranışın tam tersini yapmaya çalışır ve bunda bir dereceye kadar

başarılı olur.

7.Yer değiştirme: Birey, engellemelere sebep olan kişiye çatamadığı zaman,

hıncını egemenlik kurabileceği başka bir kişiden veya eşyadan alır.

8.Gerileme: Birey, temel ihtiyaçlar ve istekler karşılanmadığında oluşan

doyumsuzluk ve kaygı hallerinde daha ilkel bir olgunluk düzeyine geriler. Bu gerileme

olduğundan daha küçük yaş düzeyinde davranışta bulunma şeklinde gerçekleşebilir.

İşsiz kalınan süre uzadıkça, beceriler ve moral değerleri azalmakta, iş bulmak

zorlaşmaktadır. Genç işsizliğinin yüksek oranlara çıkması, toplumdan

327 Baymur, 1989, s.91-94

Page 156: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

156

yabancılaşmaya sebep olmakta ve toplumsal huzursuzlukları artırmaktadır.328

İşsizliğin birey üzerinde yaratabileceği etkiler şunlardır:329

• Birey, yaşamını sürdürebilmek için gerekli gelirini kaybeder.

• Ailesi ya da bakmakla yükümlü olduğu kişilere karşı itibarını yitirebilir.

• Özgüvenini ve kendisine olan saygısını kaybedebilir.

• Daha önce bir işi olmuşsa, çalışma arkadaşlarını ve sosyal çevresini

kaybedebilir

• Bir iş yapıyor olmaya bağlı olarak, topluma karşı gelişen sorumluluk

duygusundan yoksun kalabilir.

• Yaşam kalitesinin en önemli unsurlarından birinden yoksun kalmaktadır.

Kanada’da yapılan bir araştırmaya göre işsiz olmak, bireylerin ruhsal

durumuna yansımakta ve davranışlarını etkileyebilmektedir. Araştırma kapsamındaki

birçok işsiz genç, olumsuz duygusal tepkiler göstermiştir. Bu tepkiler, depresyon ve /

veya kendi işsizliklerinden suçluluk duyma şeklinde olmuştur.330

Yine mevcut araştırmalar göstermektedir ki işsiz gençlerin ailelerinde, çalışan

gençlerinkine oranla daha çok tartışma ve anlaşmazlık yaşanmaktadır. Bununla

birlikte bu gençler işsizlikleri nedeniyle çevreden de eleştiriler almaktadırlar.331

Araştırmamız çerçevesinde yapılan yüz yüze görüşmelerde, yukarıda bahsedilen

stres belirtileri genç işsizlerin davranışlarında açıkça fark edilmektedir. Bir erkek

katılımcının konuyla ilgili yorumu söyle olmuştur:

328 ILO, 2000, s.6-7

329 Aytaç; Keser, 2002, s.19

330 Baron, 2001, s.189-216

331 Karataş, 1996, s.135-136

Page 157: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

157

“Çalışmak çok önemli ve insanı farklı kılıyor. Çalışan ve çalışmayan kişilerin

konuşmaları bile birbirinden farklı. Kendi açımdan olayı değerlendirecek olursam

benim kendime güvenim azaldı. Etrafa karşı daha çekingen oldum.

Arkadaşlarımdan bazılarının çalışmaya başlamış olması beni onlardan ister

istemez uzaklaştırıyor. Çünkü konuşacak pek ortak konumuz kalmadı. Çalışmıyor

olmayı kendimde bir kompleks olarak değerlendirmiyorum ama rahatsızlık

vermediğini de söyleyemem.”

Genel olarak katılımcılar, görüşmelere çok ılımlı bakmışlar, mevcut olan ve

sıkıntıları katlayarak artan işsizlik sorunları hakkında bir kişiyle konuşuyor

olmaktan bile mutluluk duyduklarını dile getirmişlerdir. Böyle bir araştırmaya

katılmış olmanın kendi sorunlarına çözüm olamasa bile, tüm genç işsizlere fayda

sağlamasını ümit ettiklerini bildirmişlerdir. Burada dikkati çeken bir nokta birey

tarafından tüm genç işsizlerin bir grup olarak görülmesidir. Birey, aynı sorunları

yaşayan bireylere kendini yakın hissetmektedir. Aslında bu yakınlığın bir

dayanışma da yarattığından bahsedilebilir. Birbirini izleyen görüşmelerde

katılımcıların birbirlerine karşı iyimser bir tavır sergilediği gözlenmiştir. Yine

katılımcıların boş zamanlarını değerlendirdikleri mekanların benzer özellikleri

taşıyan genç işsizlerin buluşma yerleri olduğu görülmüştür. Ancak belirtmek

gerekir ki, beraber geçirilen bu zamanlar genelde verimsiz ve edilgen faaliyetlere

ayrılmaktadır. Buna ek olarak, buluşulan ortamların sağlık şartları açısından da

uygun olmadığı bazı katılımcılar tarafından dile getirilmiştir.

Karataş’a göre, işsizlik bireyin fizyolojik sağlığı üzerinde de olumsuz etkiler

yaratabilmektedir. İşsizlik aslında doğrudan değil, dolaylı olarak etkiler yaratmaktadır.

İşsizliğin neden olduğu yoksulluğa bağlı olarak yaşam standardı düşmekte ve bu da

sağlık sorunlarıyla sonuçlanabilmektedir. Uzun vadeli etkilerde de hastalık ve

Page 158: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

158

ölümden bahsedilmektedir. İşsizlik kadar, işsizlik korkusu da sağlığı olumsuz

etkilemektedir.332

Babası devlet memurluğundan emekli olan bir bayan katılımcı, babasının

sağlık güvencesinden yararlandığını açılamaktadır. Bu konumdaki gençlerin işsiz

kaldıkları süre boyunca sağlık açısından da aileye bağlı kaldıkları dikkati

çekmektedir.

İşsizlik psikolojisi, genci alkol, sigara, uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklara

sürükleyebilmektedir. Aslında gençlik dönemine ayrıcalık veren gelişmelerden birisi

de gencin ailesinin etki alanından çıkarak yaşıtlarının etkisi altına girmesidir. Bu

değişim, beraberinde işsizlik durumu olmasa da zaten sigara, alkol gibi bağımsızlık

denemelerini getirmektedir. Böylece genç, hem yetişkinler dünyasının özelliklerini

tanımakta, hem de ebeveyn ve yaşıtlarının tepkisini ölçmektedir. 333 Özellikle, gençlik

dönemi işsizlikle devam ederse, yetişkinliğe geçiş, iş gibi verimli yollardan

sağlanamayınca yetişkinlik göstergesi varsayılan sigara ve alkol kullanımı ile

ispatlanmaya çalışılmaktadır.

Araştırmamız kapsamında görülmüştür ki katılımcıların çoğu eski

alışkanlıklarını sürdürmektedirler. Örneğin eğitimi sırasında sigara kullanmayan bir

bayan katılımcı işsiz kaldığı dönemde de sigara kullanmaya başlamadığını ifade

etmiştir. Buna ek olarak daha önce sigara kullanan katılımcıların da alışkanlıklarına

devam ettikleri gözlenmiştir. Ancak belirtmek gerekir ki kullanım düzeylerinde

hissedilir bir artış vardır. Ayrıca katılımcılarda üniversite mezunu olmanın verdiği bir

bilinçli davranma eğilimi gözlenmiştir. Katılımcılar kendilerini iyi analiz etmektedirler.

332 Karataş, 1996, s.21-24

333 Baltaş; Baltaş, 1991, s.300

Page 159: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

159

Ancak yine de bazı bağımlılıklara ve kötü alışkanlıklara karşı dirençlerinin bu

dönemde zayıfladığını itiraf etmektedirler.

Buna ek olarak, ekonomik bağımsızlığı kazanamamış ve ailesiyle yaşayan

gençler benlik saygılarını yitirmekte, bir kısmı da çözümü toplum değerlerine sırt

çevirmekte bulmaktadırlar. Gençler, kendilerini umursamayan topluma benzer bir

umursamazlıkla tepki vererek, örneğin uyuşturucuya yönelebilmekte, kendilerine ayrı

bir alt kültür yaratabilmektedirler.334

Görüşülen erkek katılımcılardan biri şunları söylemiştir:

“Bazı zamanlar kendimi yalnız hissediyorum. Sanki bu topluma ait değilim gibi

geliyor. Yeni tanıştığım bir kişi bile önce ya nerede okuduğumu ya da nerede

çalıştığımı soruyor.”

Gençler, işsizlik psikolojisi içinde topluma sırt çevirebilmektedirler. Toplumdan bu

yabancılaşma, gençleri kendine ve yaşama isyan ettirebilmekte, hatta bu isyanlar

intiharlara kadar gidebilmektedir. Katılımcılar, sürekli olmasa da arada bir böyle

isyanlar yaşadıklarına değinmektedirler. Onlara göre, hayattan beklentiler işsiz

kalınan süre boyunca giderek zayıflamaktadır.

Genç intihar oranlarının, endüstrileşmiş ülkelerde çok

yüksek olduğu saptanmıştır. Avustralya’da intiharların

%20’den fazlası 18-24 yaş arasındadır. Ayrıca yasa dışı ilaç

kullanan en büyük kesim yine gençlerdir. Amerikan genç

yetişkinlerinin %18’i yasa dışı ilaç kullanıcısıdır.335 Bunun

334 Yörükoğlu, 1991, s.315

335 Novo; Hammarstrom; Janlert, 1999, s.4

Page 160: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

160

gibi Avustralya’da genç işgücü piyasasının esneklikten

yoksun oluşu, çok yüksek yüzdelerde gencin, çalışma

yaşamının dışında kalmasına sebep olmaktadır. Bu

durumun en üzücü sonucu yine genç intiharlarıdır. Ayrıca

ilaç bağımlılığı, suç işleme, alkol bağımlılığı, evsizlik,

yabancılaşma, bozuk sağlık şartları ve aile yaşamının

dağılması gibi çok tanıdık gelecek bir liste ile

karşılaşılabilmektedir.336

Mevcut araştırmalarda işsiz kadınlarla intihar eden kadınlar arasında anlamlı

bir ilişki bulunamamıştır. Ancak erkekler için böyle değildir. 1907 ile 1990 arasındaki

Avustralya kayıtlarına göre, intihar eğilimleri yaşa ve cinsiyete göre

değişebilmektedir. Kayıtlar, genç erkekler tarafından gerçekleştirilen intiharlar daha

fazla olduğunu göstermektedir ve bu eğilim, işsizlik oranlarıyla eşleştirilmektedir.337

İngiltere’de yapılan bir çalışma da, benzer şekilde göstermektedir ki işsizlik ve intihar

eğilimleri çakışmaktadır. Özellikle genç erkeklerde bu çakışma daha da belirgin

bulunmuş.338

Birey işsiz kaldığında başlangıçta durumuna inanmayarak bir şok yaşamakta

ve “neden ben” sorusunu sormaya başlamaktadır. Şoku, iyimserlik süreci izlemekte

ve işsiz kişi iş aramaya başlamaktadır. İş arama faaliyeti başarısızlıkla sonuçlandıkça

336 Day , 1999, s.10-12

337 Maley, 1993, s.3-4

338 Makinen, 1999, s.941

Page 161: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

161

kendine güveni, azmi ve kararlılığı azalabilmekte, kişi iş aramaktan

vazgeçebilmektedir.339

Psikolojik ve ekonomik olarak çalışmaya daha fazla ihtiyacı olan işsizlerin,

ruhsal olarak daha kötü durumda oldukları saptanmıştır. İşsiz kaldığı dönemde

ekonomik ve psikolojik olarak kendini bu duruma adapte etmeyi başarmış olan

kişilerin ruhsal durumlarını düzeltebildikleri ve iş aramaya daha fazla kendilerini

verdikleri gözlenmiştir.340

Araştırmamız kapsamında yapılan görüşmelerde de benzer tablolara

rastlanmıştır. Durumunu kabullenmiş olan katılımcılar, sorunlara daha mantıklı

yaklaşmakta ve çözüm arayışlarına gitmektedirler. Aksine durumuna isyan eden,

işsizliğinden kendini ve etrafını suçlamakla yetinen katılımcılar ise işsizlik ve bunun

getireceği sorunların döngüsünden çıkamamakta, ruhsal durumlarını

düzeltememektedirler.

Bütün bu sonuçlara göre işsizliğin basit sonuçları yoktur, ancak çözümünün

kaynağı çok basit bir şekilde iş sahipliği olarak tanımlanmaktadır.341

I. TOPLUM

Eğer her nesilde birçok genci aylaklığa, başarısızlığa doğru itersek ve onların

umutlarını engellersek, onları toplumdan uzaklaştırmış oluruz. Güvenilir, yüksek

becerili, ekonomiye uyabilir, küreselleşmeden ve teknolojik değişimlerden fayda

sağlayabilir bireylerden yoksun oluruz. Bu durum, birçok toplumsal huzursuzluğa ve

istikrarsızlığa sebep olabilecektir. Bilinmelidir ki iyi işler yaratmak, iyi vatandaşlar

339 Kumaş, 2001, s.380

340 Nordenmark; Strandh, 1999, s.577

341 Day, 1999, s.10-12

Page 162: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

162

yaratmak anlamına gelecektir.342 Bir yanda nüfus içindeki payı giderek artan gençler,

diğer yanda ekonomik, toplumsal ve siyasal gücü elinde bulunduran geniş bir yaşlılar

grubu bulunmaktadır. Ayrıca insan ömrünün uzaması ile birkaç kuşak bir arada

yaşamak durumunda kalmıştır.343 Bu doğrultuda gençlerin coşkusuyla yetişkinlerin

bilgilerini ve deneyimlerini birleştirmek gerekmektedir. Bu beraberliğin sağlanabilmesi

için de gençlere katılma olanağı vermek ve onlarla sağlıklı diyaloglara girmek

gerekmektedir.344

“Gençlik, bir milletin eşikte bekleyen geleceği” olarak tanımlanmıştır.

“Toplumun geleceği için beslediği umutları, hayalleri gerçekleştirecek olan gençlerdir

ya da toplumun umudu karamsarlığa, hayalleri hayal kırıklığına dönüşecektir. Ya,

hayatın kalitesini yükselterek dünyayı daha mutlu hale getirecek, ya da geleceği daha

mutsuz kılacaktır.”345 Tezcan, gençliğin ülkemizdeki yabancılaşma biçimlerinden

birini üniversite gençlerinin iş bulamamaları olarak tanımlamaktadır.346

Genç işsizliği bunalımı, aynı zamanda gençlerin bağımsızlıklarını kazanmaları,

aile kurmaları ve toplumda yer edinmeleri gibi fırsatların da yokluluğu anlamına

gelmektedir. Eğer etkili çözümler bulunamazsa uzun dönemde bunun topluma

maliyeti çok fazla olacaktır. İşsizlik çok geniş çapta toplumsal yaralar açmakta ve

bunun etkilerinden en fazla gençler incinmektedir. Beceri geliştirmekten yoksunluk,

kendine güvenin azlığı, geçim zorluğu, yoksullaşma ve muazzam bir insan kaynağı

israfı yaratmaktadır.347

342 Johnston, 1997, s.4

343 Tezcan, 1997, s.20

344 Yörükoğlu, 1991, s.316

345 Oğuzkan, 1991, s.317

346 Tezcan, 1997, s.184-185

347 United Nations Department of Economic and Social Affairs (DESA), 1995, s.11-13

Page 163: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

163

Toplum ve işsizlik birbirini karşılıklı olarak etkilemektedir. Toplumsal ve

özellikle ekonomik güçler, işsizlik düzeyini ve bu işsizliğin sosyal boyutunu

belirlemektedir. İşsizlik tekrar topluma yansımakta, toplumun değer yargılarını ve

beklentilerini etkileyebilmektedir.348

Yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa’daki gençler dünyanın kötü durumundan

kendilerini sorumlu tutmamakta, gönüllerince yaşamayı tercih etmektedirler. Batı

Avrupa’nın en büyük sorunlarından birisi gelecek için umudunu yitirmiş inançsız bir

gençlik kuşağıdır.349 Türkiye’deki gençlerin sorunları da, dünyanın hemen her yerinde

ve her zaman görülebilen, dönemin kendine özgü sorunlarına benzerlik

göstermektedir. Bunun yanı sıra toplumun kendine özgü koşulları, çocuk yetiştirme

biçimi gençlerin sorunlarında farklılıklar yaratabilmektedir.350

İşsizlik, toplumda huzursuzluk kaynağı olabilmekte ve toplumun kendine

güveninin kaybolmasına yol açabilmektedir. Bireyler, çalışma ve geçinme

olanaklarından mahrum kaldıkça kentlere yığılmalar ve sonrasında da toplumsal

suçların artışı görülebilmektedir.351 Dolayısıyla anlaşılmaktadır ki kötü ekonomik

koşullar, toplumun suça eğilim oranının yükselmesinde sorumlu olabilmektedir.352

Karataş’a göre, istihdam sorununa formel çözümler bulamayan sorunlarını çözmede,

toplumsal destek ve hizmetten yeterince yararlanamayan gençler, toplumca suç

sayılan çeşitli eylemlere sürüklenmektedirler. İşsizlik ve bu işsizliğin getirdiği

yoksulluk içinde kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünen genç, suç işleyerek

348 Te Grotenhuis; Meijers, 1996, s.227-248

349 Vassaf, Gündüz, Daha Sesimizi Duyurmadık, İstanbul, 1983, s.146-147’den aktaran Tezcan, 1997,

s.191

350 Ekşi, 1982, s.355

351 Baştaymaz, 1998, s.28-29

352 Britt, 1994, s.99

Page 164: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

164

yaşamını kazanmayı deneyebilecektir.Yasa dışı para kazanan organize gruplardaki

insan kaynağının, çoğunlukla genç işsizlerden kaynakladığı görülmektedir.353

Katılımcıların fikirleri incelendiğinde görülmüştür ki, kendilerini toplumdan çok uzak

hissetmemektedirler. Topluma karşı bir kin duygusu, katılımcılarda

gözlenmemiştir. Bunun sebebi, katılımcıların eğitim düzeyi olabilir. Buna karşılık,

kendilerini toplumun bir parçası olarak gördükleri de söylenememektedir. Kalabalık

ortamlardan kaçtıkları, daha çok ve kapandıkları gözlenmektedir. Yine, görüşülen

kişiler, kendilerinin toplumdan dışlanmak istememelerine rağmen, toplumun onları

bir kenara atabildiğini düşünmektedirler.

İ. DEVLET POLİTİKALARI

Ülkelerin refah düzeyi, çalışma yaşamına bakış açısını, beklentileri, tercihleri

ve değerleri etkileyebilmektedir.354

Anayasanın 58. maddesinde, “Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet

edildiği gençlerin müspet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve

devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen

görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirler alır. Devlet, gençleri alkol

düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü

alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır”355 ibaresi yer

almaktadır.

Yine Anayasanın 49. maddesinde “Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet,

çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları

353 Karataş ,1996, s.30

354 Kumaş, 2001, s.384

355 T.C Anayasası, 1999, s.74-75

Page 165: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

165

korumak, çalışmayı desteklemek ve işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam

yaratmak için gerekli tedbirleri alır” ibaresine yer verilmektedir.356

Günümüz gençliğini anlamak için genel ekonomiye ve sosyal görünüme

bakmak gerekmektedir.357 Bu tabloda da devletin katkısı olduğunu düşünmek

kaçınılmazdır. Araştırma çerçevesinde görüşülen gençlerden çoğu, işsizliklerini

ülkenin ve ekonominin durumu ile direkt bağdaştırmaktadırlar.

İnönü Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre de gençlerin %82’si

bürokrasiye ve resmi kurumlara güven duymamaktadır.358

Genç işsizliğin özellikle en yoğun yaşandığında gelişmekte olan ülkelerde

sorunu tespit etme ya da çözme yönünde yeterli girişimler bulunmamaktadır.359

İşsizliğin yaygın olduğu toplumlarda yaşayanların gelecekle ilgili kaygıları ön

plana çıkmaktadır. Ülkeye ve devlete karşı güvenleri sarsılmaktadır. Bu durum yoğun

öfke hisleriyle birleştiğinde her an patlamaya hazır bir kesim ortaya çıkmaktadır.360

Görüşülen genç işsizler, devlete ve siyasal ortama olan güvensizliklerini sık sık

tekrarlamaktadırlar. Onlara göre, işsizliklerinin büyük bir sebebi, uygun işgücü

politikalarının mevcut olmamasıdır. Ayrıca, tesadüfler meslek seçiminde etkin rol

oynamakta, bu da insangücü politikaları geliştirmeyi zorlaştırmaktadır.361 Katılımcılar,

devlet kurumlarının işsizliklerine çözüm getirecek etkinlikte çalışmadığını

söylemektedirler. Görüşülen genç işsizler son çare olarak İş Kurumu’na kendilerini

kaydettirmektedirler. Daha önceden veya bu başvuruya paralel bir zamanda, gerek

356 T.C Anayasası, 1999, s.69

357 Ferrarotti, 1977, s.41

358 Bayhan, 2002, s.133

359 Kumaş, 2001, s.379

360 Aytaç; Keser, 2002, s.20

361 Ekşi, 1982, s.134

Page 166: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

166

özel, gerekse kamu sektörüne başvurularının olduğunu belirtmektedirler. Bunun yanı

sıra Kamu sektörü kapsamında açılan sınavlar için yüksek ücretler yatırmak zorunda

olduklarını ve işsiz oldukları ve herhangi bir gelir kaynakları olmadığı halde

kendilerinden bu şekilde maddi beklentiye girilmesini kavrayamadıklarını

belirtmektedirler.

Katılımcılar, ayrıca öğrencilik haklarının eğitimle birlikte sona ermesinden ve

bir işleri de olmadığı için toplumda başka hiçbir haklarının oluşmadığından

yakınmaktadırlar. Ailelerinden sosyal güvenceleri olduğu için kendilerini şanslı

hissettiklerini belirtmekte, aileleri olmadığı durumda onlara sahip çıkabilecek herhangi

bir kurumun olmadığına inanmaktadırlar.

Ülkemizde, işsizlerin tamamının kayıt altına alınamadığından yakınılmaktadır.

Örneğin, Rusya’da görülmektedir ki, her üç kişiden biri yirmi dokuz yaşından önce bir

istihdam bürosuna kayıt edilmiş olmaktadır.362 Genç İşadamları Derneği’nce 1989

yılında yapılan bir araştırmaya göre, gençlerin devlete yönelik en önemli beklentileri

gençlere iş bulmada kolaylık sağlanmasıdır (%72).363

362 Chuprov, 1999, s.52-64

363 Genç İşadamları Derneği, 1989, s. 11

Page 167: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

167

SONUÇ

Sosyolojik araştırmalarda yaş kategorileri kullanılmakta, değişik yaş gruplarının farklı davranışlar

sergileyeceği düşünülmektedir. Gençlik, bu yaş kategorileri arasında önemli bir yere sahiptir. Çünkü birey için hayatın

en zorlu ve değişken dönemi olarak kabul edilmektedir. Gençlik döneminin, kişinin sosyal ve ekonomik

bağımsızlığını kazanması ile sonlandığı kabul edilecek olursa, iş sahibi olmanın önemi ortaya çıkmaktadır.

Gençlerin kendi gelirlerini kazanmaları, bir bakıma yetişkin rolü almalarıdır. Bununla birlikte çalışma isteğinde olup da

çalışamama, her birey için olduğu gibi gençler için de üzücü bir deneyimdir ve bu deneyimin4 neden yaşandığı

önemlidir. Gençler arasında eğitim düzeyinin tüm dünya genelinde hızla arttığı

gözlenmektedir. Bu artış beraberinde vasıflı işgücü arzını yükseltmesine rağmen

işsizliğin de arttığı görülmekte, bu durum bir çok açıdan olumsuz sonuçlar

yaratabilmektedir. Özelikle yüksek öğretim mezunu gençlerin işsiz kalıyor olması,

çeşitli sebeplere dayandırılabilir. Çalışmamızın amacı, bu sebepleri gençlerin bakış

açısıyla değerlendirmek olmuştur. Oluşturulan yöntem çerçevesinde araştırma

sonuçları değerlendirilmiş, elde edilen bulgular, sebepleri ortak paydalar altında

toplama gereği doğurmuştur. Paydalar, aşağıdaki gibi sıralandırılmıştır:

1. Ailenin, sosyoekonomik durumun ve çevrenin, gencin iş bulamamasında

etkisi olabilmektedir. Çalışmamız kapsamında görülmüştür ki, bu etki olumlu veya

olumsuz şekilde gerçekleşmektedir. Aile, bireyin yer aldığı ilk toplumsal birim olması

açısından önemlidir. Kişilik gelişiminin aile içinde başlaması, gencin çalışmaya ve

hayata karşı görüşlerinin filizlenmesi anlamına gelmektedir. Kuşkusuz her ailenin

yapısındaki farklılık, doğrudan bireye yansıyabilmektedir. İşsizlik aile içindeki

dengeleri bozabilmektedir. Çünkü ailede sahip olunan belirleyici roller

netleşememektedir. Görülen bir başka önemli eğilim ise kızların ve erkeklerin

Page 168: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

168

yetiştiriliş farkıdır ve bu fark da gençlerin mesleklere ve çalışmaya bakış açısını

değiştirebilmektedir. Gencin çevresi ve ailesinin sosyoekonomik durumu da işsiz

kalmasına sebep olabilmektedir. Anne ve babanın eğitim durumu ve meslekleri,

gencin beklentilerine yansıyabilmektedir.

2. Gencin çalışmaya karşı tutumu, hayattan beklentileri ve iş arayış

davranışları işsiz kalmasında etkili olabilmektedir. Elde ettiğimiz bulgulara göre

söylenebilir ki, çalışma anlayışı, kişilik ile ilişkili olabilmekte, gençlik dönemindeki

bireyin ruhsal durumu çalışmaya bakışını değiştirebilmektedir. Daha fazla sorumluluk

yüklenmiş olan bir yetişkinle gencin çalışmaya bakış açılarının aynı olmadığı

gözlenmiştir. Gençlerin iş bulmayı istemesinin, daha çok toplumdaki rolünün

değişecek olmasıyla bağlantılı olduğu gözlenmiştir. Ancak görüşülen işsiz gençlerin

çoğunun iş bulma konusunda iyimserliğini yitirdiği izlenimi elde edilmiştir. Bununla

birlikte görüşülen gençlerin iş bulma yöntemlerine fazla güvenmedikleri, aynı

niteliklere sahip bireylerin eşit şansa sahip olmadıklarını düşündükleri ortaya

çıkmıştır. Bu güvensizlik de iş bulma isteklerini köreltebilmektedir.

3. Gencin aldığı eğitim ve seçtiği mesleğin de, işsiz kalmasında etkili olabildiği

görülmüştür. Bu doğrultuda, gencin yetenekleri ve istekleriyle örtüşen doğru mesleği

seçmesi ve bu alanda eğitim görmesi önemlidir. Ancak gençlerin çoğunun,

mesleklerini tesadüfen ve bilinçsizce seçtikleri gözlenmiştir. Ayrıca görüşülen

gençlerin çoğunun herhangi bir mesleki yönlendirme almadıkları anlaşılmaktadır.

Sevilmeyen bir meslek, iş arama davranışına yansıyabilmekte, işsiz kalınan süreyi

gönüllü olarak uzatabilmektedir. Buna ek olarak, araştırmamız kapsamında bayan ve

erkek katılımcıların mesleğe bakış açılarında farklılık hissedilmiş, anne ve babanın

eğitim durumu ve mesleği de bireyin fikirleri üzerinde etkili olabilmiştir. Ayrıca

Page 169: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

169

çalışmamız sırsında görüşülen gençler, aldıkları genel ve mesleki eğitimi

sorgulamakta ve eğitimin kalitesi ve yeterliliği konusunda eleştiriler getirmektedirler.

4. Görülmüştür ki, işverenlerin tutumu da gençlerin işe alımında etkili

olabilmektedir. İşverenlerin daha çok deneyimli kişilerle çalışmak istedikleri

saptanmıştır. Dolayısıyla, gençlerin eğitim düzeylerinin yüksekliğine rağmen yetişkin

ve deneyimli bireyler karşısında iş bulma olasılıkları azalmaktadır.

5. Devletçe izlenen politikalar da, gencin iş bulma olasılığını

etkileyebilmektedir. Bu etki, eğitim ve istihdam politikalarına ağırlık verildiği durumda

olumlu olacak, uygun işgücü planlamalarının mevcut olmadığı veya etkili olmadığı

durumda olumsuz olacaktır. Belirtmek gerekir ki, çalışmamız kapsamında görüşülen

gençlerin devlete ve siyasal ortama güvensizlikleri dikkati çekmiştir.

6. İşsiz kalan gençlerin bu süreyi verimli geçirip geçirmemesi de işsizliklerinin

uzamasında etkili olmaktadır. Boş zamanlarını etken ve mesleğiyle ilgili gelişimlere

ayıran ve iş başvurularıyla geçiren bireylerin iş bulma olasılıkları daha yüksek

çıkmaktadır. Ancak genel izlenim, görüşülen gençlerin işsiz kaldıkları süreyi verimli

faaliyetlerle geçirmedikleri olmuştur.

7. Birey, işsiz kaldığı süre boyunca bu durumundan olumsuz etkilenip ruh

halini düzeltemezse, bir döngüye girebilmektedir. Aksine, duruma çabuk alışan

bireylerin bunalım yaşamadığı ve iş arama davranışının bundan olumlu etkilendiği

gözlenmiştir. Çalışmamızda görülmüştür ki, katılımcılar kendilerini iyi analiz

etmektedirler. İşsizliğin olumsuz psikolojik etkilerinden kendilerini uzak tutmaya

çalışmaktadırlar. Ancak, yine de yaşadıkları bu bunalım, bazen onları topluma,

çevrelerine ve yaşama isyan ettirebilmektedir.

8. Gençlerin işsiz kalmasından ekonomi ve toplum olumsuz

etkilenebilmektedir. Bu etkilenme özellikle genç nüfus oranının yüksek olduğu

Page 170: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

170

ülkelerde tehlike yaratmaktadır. Gençlerin işsiz kalmasıyla ekonomik düzensizlikler

gelişebilmekte, toplumdan yabancılaşma, suç oranlarının artması gibi sorunlar

görülebilmektedir.

Sonuçta, gençlerin çalışma yaşamına geçişte karşılaştıkları güçlüklerin

ortadan kaldırılması için öncelikle nedenleri üzerinde durulması gerekmektedir.

Dolayısıyla, yapılan çalışmanın, çözüm yolları arayanlar için gerçekçi çözümler

bulmak adına yol gösterici olabileceği umulmaktadır.

Page 171: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

171

KAYNAKLAR

• Adamski Wladyslaw; Greetings, Peter; Youth, Education and Work in Europe,

Routledge, London, 1989.

• Akalın, Güneri; Yüksek Öğretim Karma Malına Maliyet-Fayda Analizinin

Uygulanması, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1980.

• Allatt, Patricia; Yeandle, Susan; Youth Unemployment and The Family,

London, 1992.

• Altan, Mehmet; “Üçüncü Bin Yıla Girerken Değişim ’97”, Mercek, Kasım 1997.

• Arslan, Hasan; “Yüksek Öğretimde Kalitenin Algılanması”, Eğitim

Araştırmaları, Ekim 2001, s.8-14.

• Atakan, Semiha; “Gençlerin Ana Babaların Beklentilerine Uyumunu Etkileyen

Faktörler: Ana Baba Davranışları ve Ana Baba Tutumlarının Etkisi”, Aile

Yazıları 3, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1991, s.339-354.

• Aytaç, Serpil; Keser, Aşkın, “İşsizliğin Çalışan Birey Üzerindeki Etkisi”,

http://www.isguc.org/ik_issiz.phd, cilt 4, sayı 2, 2002.

• Balta,Necati; Çalışma Hayatında Mesleki Eğitimin Önemi, Türk-İş Eğitim

Yayınları, 1999.

• Baltaş, Zuhal; Baltaş, Acar; “Gençlik Çağı ve Stres”, Aile Yazıları 3, TC

Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1991, s.299-311.

• Baron, Stephen W.; “Street Youth Labour Market Experiences and Crime”,

Canadian Review of Sociology and Anthropology, Vol. 38, Issue 2, May 2001,

s.189-216.

• Baştaymaz, Tahir; “Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Açmaz: Aşırı İşsizlik veya

Kırsal Eksik İstihdam”, Mercek, Nisan 1998, s.20-24.

Page 172: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

172

• Baydarol, Can; “Avrupa Birliği’nde İstihdam Sorunu”, Mercek, Temmuz 2002,

22-33.

• Bayhan, Vehbi; Üniversite Gençliğinde Anomi ve Yabancılaşma, T.C. Kültür

Bakanlığı Yayınları, 1997.

• Bayhan Vehbi; Genç Kimliği: Üniversite Gençliğinin Sosyolojik Profili (İnönü

Üniversitesi Uygulaması), İnönü Üniversitesi Basımevi, Malatya, 2002.

• Baymur, Feriha; Genel Psikoloji, İnkılap Kitabevi, İstanbul, 1989.

• Berkman, Mehmet Ali; “Yeni Yönetim Tekniklerinin Endüstri İlişkilerine Etkileri”,

Mercek, Temmuz 1996, s.70-72.

• Borman, Kathryn M.; The First Real Job, A Study of Young Workers, State

University of New York Press, 1991.

• Britt, Chester L.; “Crime and Unemployment Among Youths in the United

States, 1958-1990: A Time Series Analysis” The American Journal of

Economics and Sociology, Vol.53, No.1, Jan. 1994, s.99-110.

• Brown, William S.; Lubove, E. Rebecca, “Karoshi: Alternative Perspectives of

Japanese Management Styles”, Business Horizons, Vol.37, Issue 2, Mar/Apr.

1994, s.58-61.

• Can, Halil; Akgün, Ahmet; Kavuncubaşı, Şahin; Kamu ve Özel Kesimde

Personel Yönetimi, Siyasal Kitabevi, Ankara 1998.

• Caroleo, Floro E.; Mazzotta, Fernanda; Youth Unemployment and Youth

Employment Policies in Italy, Employment and Trainig Papers, Employment

and Training Department, International Labour Office, Geneva, 1999.

• Carter, M.P.; Nottingham, B.A.; Home, School and Work, The Macinillan

Company, New York, 1962, s.207.

Page 173: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

173

• Ceylan–Ataman, Berrin; “İşsizlik Sorununa Yeni Yaklaşımlar”, Ankara

Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt 53, No: 1-4, Ocak – Aralık,

1998, s.59-72.

• Ceylan, Memduh; “Yeni Kurulan Üniversitelerde Toplam Kalite Yönetiminin

Uygulanması”, Eğitim Yönetiminde Kuram ve Uygulama, Kış 1998, s.49-54.

• Chuprov, Viladimir I.; “Youth in Social Reproduction”, Russian Social Science

Review, Vol.40, Issue 5, Sep/Oct. 1999, s.52-64.

• Clark, Kim B.; The Dynamics of Youth Unemployment, Understanding

Unemployment, he MIT Press, London, 1990.

• Craig, Heather N.; School to Work: The Key to Economic Ascendancy or to

National Decline, Dissertation for the Degree of Master, Regent University,

Virginia, 1998.

• Çelebi, Nilgün; “Genç Sosyalleşme, Sosyal ve Kültürel Yapı”, Milli Gençlik

Kongresi, Selçuk Üniversitesi, 6-8 Kasım 1985, Tebliğler, Konya, s.103-107.

• Danışoğlu, Emel; Gençlerin Sosyal Güvenliği ve Gençlik Politikaları,

Başbakanlık DPT Yayınları, Mayıs 1992.

• Day, Bob; “Slave Labour, If We are So Concerned About Youth

Unemployment, Why do We Impose It”, IPA Review, Vol. 51, Issue 1, Mar.

1999, s.10-14.

• Deryakulu, Deniz; Eşgi, Necmi; “İnternet Kafelerin Ortam ve Kullanıcı Profili:

Eğitimde İnternet Kullanımına İlişkin Kullanıcı Görüşleri”, Eğitim Araştırmaları,

Ekim 2001, s.52-60.

• Doğan, Hıfzı; Kurt, Mehmet, “Eğitim Sistemimizde Kuram ve Uygulama

İlişkilerinin Değerlendirilmesi”, Eğitim Araştırmaları, Ekim 2000, s.21-30.

Page 174: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

174

• Doğan, İsmail; “Eğitimde Kalite ve Akreditasyon Sorunu: Eğitim Fakülteleri

Üzerinde Bir Deneme”, Eğitim Yönetiminde Kuram ve Uygulama, Güz 1999,

s.503-519.

• DPT; Gençlik ve Spor Özel İhtisas Komisyonu Raporu, 1983.

• DPT; Sosyal Sektördeki Gelişmeler 1996-2000, Ankara, 2000, s.25.

• Dura, Cihan; “Verimlilik Kültürünün Yaratılmasında ve Geliştirilmesinde

Yüksek Öğretim Kurumlarının İşlevleri”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler

Fakültesi Dergisi, Cilt:49, Sayı:1-2, 1994, s.50-60.

• Ekin, Nusret; “Türkiye Yeni Çağa Doğru İstihdamda İki Defa Sıçramalıdır”,

Mercek, Ocak 2001, s.13-17.

• Ekin, Nusret; “Gençlerin İşsizlik Sorunu”, İstanbul Üniversitesi, 1980 Yılı

Sosyoloji Konferansları, 1980, s.39-50.

• Ekşi, Aysel; Gençliğimiz ve Sorunları, İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul,

1982.

• Elliot, Robert F.; Karşılaştırmalı Çalışma Ekonomisi, Çeviren Mehmet Beşeli,

Seyhan Erdoğdu, Arif Geniş, Fatih Güngör, Gülay Toksöz; Ankara Üniversitesi

Rektörlüğü Yayınları, 1997.

• Erdinç, Zeynep; “Küreselleşmenin İstihdama Etkileri”, Dumlupınar Üniversitesi,

Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:3, Kasım 1999, s.111-120.

• Erdoğan, Nihat; Sosyolojik Açıdan Kent İşsizliği ve Anomi, Ege Üniversitesi

Edebiyat Fakültesi Yayınları, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir, 1991.

• Erdut, Tijen; “İstihdam ve İstihdam Edilebilirlik”, Mercek, Temmuz 2002, s.86.

• Erişen, Yavuz; “Program Geliştirme Modelleri Üzerine Bir İnceleme”, Kuram ve

Uygulamada Eğitim Yönetimi, Kış 1998, s.79-97.

Page 175: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

175

• Eyitmiş, Ahmet M.; “Kalite ve Yüksek Öğretim”,

http://www.isguc.org/amelih1.htm, Sayı:1, 1999.

• Ferrarotti, Franco; Youth Employment İn Europe: Problems and Prospects,

Youth and Work, Report, Recommendation and Documents of a European

Regional Meeting, Venice, UNECSO, 7-11 November, France, 1979.

• Frith, Simon; The Sociology of Youth, Causeway Books, 1984.

• Genç İşadamları Derneği; Gençler ve Çalışma Yaşamı, Eylül 1989.

• Goede, Martijn de; Spruijt, Ed; Mass, Cora; Duindam, Vincent; “Family

Problems and Youth Unemployment”, Adolescence, Vol.35, Issue139, Fall

2000, s.587-597.

• Gündoğan, Naci; Genç İşsizliği, Anadolu Üniversitesi Yayınları, Eskişehir,

2001.

• Gündüz, Mustafa; “Toplumsal Tabakalaşma Ölçütlü Meslek Olarak

Öğretmenliğin Saygınlığı”, Eğitim Araştırmaları, Mart 2000, s.44-50.

• Güneysu Sibel; Bilir, Şule; “Üniversite Gençlerinin Kendi Kabul Düzeyine

Algılanan Ana Baba Tutumlarının Etkisi”, Aile Yazıları 3, TC Başbakanlık Aile

Araştırma Kurumu, 1991, s.355-364.

• Gürses, Fulya;. Gürses, Hasan B; Dünya’da ve Türkiye’de Gençlik, Der

Yayınları, 1979.

• Güzel, Abdurrahman; Üniversite-Sanayi İşbirliği, Bilim-Teknoloji-Üretim

Üçgeninde Üniversitelerimizin Rolü, Başbakanlık Basımevi, Ankara, 1998.

• Hortaçsu, Nuran; “Sosyoekonomik Düzey Yaş ve Cinsiyet ile Benlik Kavramı

İlişkisi”, Aile Yazıları 3, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1991, s.417-

424.

• Hürriyet Gazetesi İnsan Kaynakları; Genç İşgücü Araştırması, Hürriyet, 1996.

Page 176: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

176

• Hürriyet Gazetesi, 18.05.2003.

• ILO; Decent Work For Young People: Key Messages,

http://www.ilo.org/public/english/employment/skills/youth/decent.htm, 11.12.

2002.

• ILO; International Labour Review,Summer 2000, V.139, I.2, s.240.

• ILO, Yearbook of Labour Statistics, Geneva, 1972

• ILO; “Youth Unemployment: A Universal Problem”, Worklife Report, V.12, I.3,

Wntr. 2000, s.6-10.

• ILO; Key İndicators in Labour Market, Geneva, 1999.

• Johnston, Donald J.; “The Fight Against Unemployment: Mobilising People

Support”, OECD Observer, N209, 1997, s.4-5.

• Kağıtçıbaşı, Çiğdem; İnsan ve İnsanlar, Evrim Basım-Yayım-Dağıtım, İstanbul,

1989.

• Kansu, Şevket A.; Gençlikte İrade Eğitimi ve Büyük Adamlar, Ankara

Üniversitesi Yayınları, 1947.

• Karakütük, Kasım; “Yüksek Öğretimde Finansman Darboğazı ve Vakıf Yüksek

Öğretim Kurumlarına Yapılan Parasal Devlet Yardımı”, Eğitim Araştırmaları,

Mart 2001, s.70-82.

• Karasoy, Siret; Genç İşsizlerin Sosyo-ekonomik Sorunlarına İlişkin Bir

İnceleme, Sivas Örneği, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yüksek Lisans Tezi, Sivas, 1999.

• Karataş, Kasım; Genç İşsizliği, Ekonomik Toplumsal ve Ruhsal Sonuçları,

Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayınları, Ankara, 1996.

• Karataş, Kasım; “Genç İşsizliğinin Psiko-spsyal Sonuçları”, Sosyal Hizmet, 6,

13: 16-22 Nisan 1996, s.16-22

Page 177: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

177

• Karluk, Rıdvan; Türkiye Ekonomisi, Tarihsel Gelişim, Yapısal ve Sosyal

Değişim, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1997.

• Korkut, Hüseyin; “Üniversitede Kalite Ne Durumda?”, Amme İdaresi Dergisi,

Cilt:30, Sayı:2, Haziran 1997, s.59-72.

• Köknel, Özcan; Kimliğini Arayan Gençliğimiz, Altın Kitaplar Yayınevi, 2001.

• Kumaş, Handan; “İşsizliğin PsikoSosyal Boyutu ve Çalışma Yaşamına İlişkin

Değerler Üzerine Etkileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi, Cilt: 3; Sayı: 4; Ekim-Kasım-Aralık 2001, s.1-425.

• Kutal, Gülten; “Avrupa Topluluğu Ülkelerinde ve Türkiye’de Genç İşsizliği”,

Cahit Talas’a Armağan, Mülkiyeliler Birliği Yayınları, Ankara, 1990, s.355-375.

• Landis, Paul H.; Adolescence and Youth, The Process of Measuring, Mc Graw

- Hill Book Company, Inc., USA, 1952.

• Longman, Orient; “Young People and Unemployment Around the World”,

UNESCO, 1991.

• Lordoğlu, Kuvvet; Çalışma Ekonomisi, Beta Yayıncılık, 1995.

• Makal, Ahmet; “Türkiye’nin Sanayileşme Sürecinde İşgücü Sorunu, Sosyal

Politika ve İktisadi Devlet Teşekkülleri: 1930’lu ve 1940’lı Yıllar”, Toplum ve

Bilim 92, Bahar 2002, s.34-70.

• Makinen, Ilkka H.; “Effect on Suicide Rate of Having Reduced Unemployment

is Uncertain” British Medical Journal, V.318, I.7188, April 3, 1999, s.941-942.

• Maley, Barry; “Youth Suicide and Youth Unemployment”,

http://www.hrnicholls.com.au/nicholls/nicvo16/voll67yo.htm, 1993.

• Morio, Simone; Zoctizoum, Yarrise; Two Studies on Unemployment Among

Educated Young People, UNESCO, 1980.

Page 178: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

178

• Murat, Sedat; Sosyo-Ekonomik Boyutlarıyla Genel Olarak ve Türkiye’de

Gençlerin İşsizliği, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora

Tezi, İstanbul, 1991.

• Münchmeier, Richard; Tükiye ve Avrupa’da Gençlik, Konrad Adonauer Vakfı,

Türk Demokrasi Vakfı, Ofset Fotomat, Ankara, 2000.

• Nartgün, Şenay S.; “Bilgi Toplumu Olma Yolundaki Türkiye’de Eğitim”, Eğitim

Araştırmaları, Ocak 2002, s.131-156.

• Nordenmark, Mikael; Strandh, Mattias; “Towards a Sociological Understanding

of Mental Well-Being Among the Unemployed: The Role of economic and

Psychosocial Factors”, Sociology, V33, I3, August 1999, s.577-586.

• Novo, M; Hammarstrom A; Janlert, U; “An Uncertain Future”, UNESCO

Sources, Issue113, Jun 1999, s.4-18.

• OECD (Employment Outlook) (Editional); “Creating Viable and Productive

Jobs”, OECD Observer, N190, Oct-Nov 1994, s.4-8.

• Oğuzkan, Turhan; “Gençlik Döneminin Öğrenim Sorunları”, Aile Yazıları 3,

T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1991, s.317-331.

• Oktay, Ertan; “Türkiye’de İstihdamın Yapısı ve Genç İşsizler Sorunu”, Gazi

Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:2, Sayı:1-2, 1986,

s.235-262.

• Oral, Erol; Üniversite-Sanayi İşbirliği, Bilim-Teknoloji-Üretim Üçgeninde

Üniversitelerimizin Rolü, Başbakanlık Basımevi, 1998.

• Özaydın, Mehmet; Üniversite-Sanayi İşbirliği, Bilim-Teknoloji-Üretim

Üçgeninde Üniversitelerimizin Rolü, Başbakanlık Basımevi, 1998.

• Özbay, Haluk; Emine Öztürk; Gençlik, Yeni Yüzyıl Kitaplığı, İletişim Yayınları.

Page 179: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

179

• Özdemir, Şennur; Religious and Socioeconomic Transformation of Turkey:

The Case of the MUSIAD, the Degree of Doctor of Philosophy, The Graduate

School of Social Science of METU, December 2001.

• Özşuca, Şerife T.; İşsizlik Sigortası ve Emek Piyasası, İmaj Yayıncılık, Ankara,

1998.

• Parasız, İlker; İktisadın ABC’

• Rawe, Julie; “Young and Jobless”, Time, June 10, V.159 I.23, 2002, s.36-42.

• Reynolds, Lloyd G.; Labor Economics and Labor Relations, Prentice-Hall, Inc.,

Englewood Cliffs, New Jersey, 1974.

• Savage, Timothy H.; The Long Term Effects of Youth Unemployment,

Dissertation for the Degree of Doctor of Philosophy, The University of North

Carolina at Chapel Hill, North Carolina, 1999.

• Sayın, Saime; “Lise Öğrencilerinin Mesleki Olgunluk Düzeyleri ve Denetim

Odaklarının İncelenmesi”, Eğitim Araştırmaları, Mart 2001, s.94-98.

• Schneider, Judy; “The Increasing Financial Dependency of Young People on

Their Parents”, Journal of Youth Studies, Vol. 3, Issue 1, Mar.2000, s.5-21.

• Selamoğlu, Ahmet; Küreselleşe Sürecinde İnsan Kaynağı, Kurtuluş Ofset

Basımevi, İstanbul, 1998.

• Sen, Amartya; “In Equality, Unemployment and Contemporary Europe”,

International Labour Review, Vol. 136, No. 2, Summer 1997, s.155-171.

• Serin, Necdet; Eğitim Ekonomisi, Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Yayınları, Ankara, 1979.

• Serter, Nur; “1998’e Girerken İşsizlik ve Eğitim İlişkisi”, Mercek, Ocak 1998,

s.49.

Page 180: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

180

• Seyidoğlu, Halil; Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Adalet Matbaacılık,

Ankara, 1992.

• Soysal, Suat; İş Ararken, Remzi Kitabevi, 1999.

• Şen, Murat; Türk Cumhuriyeti’nin Onayladığı İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku

Alanındaki Çok Taraflı Sözleşmeler, Türk Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü

Kamu İşverenleri Sendikası, Ankara, 2003.

• Şen, Sabahattin; “Geleceğin İşi ve İşin Geleceği”, Türk-İş, Sayı:298, Şubat

1995, s.25-40.

• Şimşek, Birgül; “İşgücü Piyasalarının Küreselleşmesi ve Küresel İşgücü

Piyasasında Ulusal İşgücü Piyasalarının Yeri”,

http://www.isguc.org/birgul1.htm, 04.03.2003.

• T.C Anayasası, Seçkin Yayınevi, Ankara, 1999.

• Tal, Benny; “Dimensions of the Youth Unemployment Problem”, CIBC

Observations, Vol. 6, Issue 3, Mar. 1998, s.9-14.

• Talas, Cahit; Toplumsal Ekonomi, İmge Kitabevi, Ankara, 1997.

• Tarhan, Okan; “21. Yüzyıl’ın İnsan Kaynağını Yetiştirmekte Üniversitelerin

Rolü”, Mercek, Nisan 1999, s.4-9.

• Te Grotenhuis, Hannie; Meijers, Frans; Societal Consequences of Youth

Unemployment, Youth Employment Society, Cambridge University Press, New

York, 1996.

• Tezcan, Mahmut; Boş Zamanlar Sosyolojisi, Ankara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara, 1993.

• Tezcan, Mahmut; Eğitim Sosyolojisi, Zirve Ofset, Ankara, 1994.

• Tezcan, Mahmut; Gençlik Sosyolojisi ve Antropolojisi Araştırmaları, Ankara

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları, Ankara, 1997.

Page 181: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

181

• Tezcan, Mahmut; Sosyolojiye Giriş, Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Fakültesi Yayınları, Ankara, 1995.

• The Economist (US); Newspaper, Economic Indicators, July 19, V.344,

N.8026, 1997, s.90.

• TİSK, 2003 Yılı Çalışma İstatistikleri ve İşgücü Maliyetinin TİSK Araştırma

Servisince Değerlendirilmesi,

http://www.tisk.org.tr/yayinlar.asp?sbj=ic&id=601, 03.07.2003.

• Thomas, RM; Sueperman, C; “Occapitional Prestige: Indonesia and America”

Personel and Guidance, Journal, 41, 1963.

• Torlak, Ömer; “Eğitim Hizmetleri Pazarlaması Açısından Üniversite

Öğrencilerinin Hizmet Kalitesini Algılamalarının Önemi”, Kuram ve

Uygulamada Eğitim Yönetimi, Yaz 2001, s.399-416.

• Tural, Necati K.; “Küreselleşmenin Üniversite Üzerine Etkileri: Çeşitli

Ülkelerden Örnekler”, Eğitim Araştırmaları, Ocak 2002, s.99-120.

• Türk Dil Kurumu; Türkçe Sözlük, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara,

1988.

• Türk-İş; Ekonomik ve Sosyal Konsey Toplantısı, 19.Nisan.2003, Ankara,

http://www.turkis.org.tr/eskissizlik.doc, 18.07.2003.

• Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu; Türkiye’de Mesleki Eğitim, 1991.

• United Nations Department of Economic and Social Affairs (DESA); Regional

Coopeation in The Economic, Social and Related Fields, Summary of The

Economic Survey Of Europe, 1995,

http://www.atee.org/htm/index.html, 03.09.2002 .

• United Nations Economic and Social Council, New York, 1995,

http://www.atee.org/htm/index.html, 03.09.2002.

Page 182: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

182

• Ünal, Işıl; Eğitim ve Yetiştirme Ekonomisi, Epar Yayınları, Ankara, Ekim 1996.

• Van der linde, Ch; “The Need For Relevant Workforce Education For The 21st

Century”, Education, Summer 2000, Vol.120, Issue:4, s.696-703.

• Venn, Grant; Çeviren Haydar Taymaz; İnsan, Eğitim ve İş, Mesleki ve Teknik

Öğretim Kitapları, 1968.

• Winefield, Anthony; Tiggeman, Marika; Winefield, Helen R; Goldney, Robert

D.; Growing Up With Unemployment, Adolencence and Society Series,

London and NY, 1993.

• Woodhall, M.; Çeviren Yüksel Kavak; Berrin Burgaz, Eğitim Ekonomisi:

Seçilmiş Yazılar, Pegem Yayınları, Ankara, 1994.

• World Bank, World Development Report 1980, New York, Oxford University

Press, August 1980; Çeviren Yüksel Kavak; Berrin Burgaz, Eğitim Ekonomisi:

Seçilmiş Yazılar, Pegem Yayınları, 1994.

• Yazıcı, Erdinç; Üniversite Gençliği 2001, Gazi Üniversitesi Yayını, Ankara,

2001.

• Yazıcı, Erdinç; Türk Üniversite Gençliği Araştırması: Üniversite Gençliğinin

Sosyokültürel Profili, Gazi Üniversitesi Yayını, Ankara, 2003.

• Yıldırım, Ali; Şimşek, Hasan; Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri,

Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2000.

• Yıllar, Hakkı; Genç İşsizliği Sorunu ve Çözümleyici Politikalar, Türkiye Örneği,

Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Bursa,

1998.

• YÖK; Üniversite Öğrencilerinin Aile Gelirleri , Eğitim Harcamaları, Mali Yardım

ve iş Beklentileri Araştırması, 1997,

http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/ailegel.html, 05.06.2003.

Page 183: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

183

• Yörükoğlu, Atalay; “Gençlik ve Yetişkinler: Kuşaklar Çatışması”, Aile Yazıları

3, T.C. Başbakanlık Aile Araştırma Kurumu, 1991, s.313-317.

• Yörükoğlu, Atalay; Çocuk Ruh Sağlığı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,

Ankara, 1980.

• Yörükoğlu, Atalay; Gençlik Çağı, 1989.

• Yüksek Öğretim Kurulu; Avrupa Birliği Ülkelerinde Yüksek Öğretim Yeni

Gelişmeler, Mayıs 2000.

• Zaim, Sabahattin; Çalışma Ekonomisi, Filiz Kitabevi, İstanbul, 1986

• http://www.calisma.gov.tr, 20.08.2003

• http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/, 19.05.2003.

• http://www.die.gov.tr/TURKISH/SONIST/ISGUCU/isgucu.html,

• http://www.ekutup.dpt.gov.tr/plan/viii/taslak.pdf, 02.12.2002.

• http://www.meb.gov.tr/, 04.12.2002.

• http://www.meb.gov.tr/, 13.02.2003.

• http://www.OECD.org/dataoecd/41/13/2752342.pdf, 29.04.2003.

• http://www.yok.gov.tr/egitim/raporlar/mart2003/baslik.pdf, 14.06.2003.

Page 184: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

184

EK: GÖRÜŞME FORMU

KİŞİSEL BİLGİLER

• Yaş:

• Cinsiyet::

• Medeni durum:

• (Erkekler için) askerlik durumu:

• Doğduğu yer:

• Annenin eğitim durumu:

• Annenin mesleği:

• Babanın eğitim durumu:

• Babanın mesleği:

• Lise türü ve ili:

• Lisans eğitimi aldığı üniversite ve il:

• Lisans eğitimi aldığı branş:

• Yaşadığı yer:

• Bilgisayar bilgisi:

• Yabancı dil bilgisi:

• Sigara ve içki alışkanlığı (bu dönemde artma eğimi gösterip göstermediği):

• İş deneyimi olup olmadığı ve ne kadar süredir işsiz olduğu:

• Mali destek alıp almadığı (alınıyorsa kimden alındığı):

SORULAR

1. Eğitimle işsizliğin son yıllarda Türkiye’de çok daha

yüksek oranlarda birlikte gerçekleştiğini görmekteyiz.

Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 2. Neden işsiz kaldığınızı düşünüyorsunuz?

3. Meslek seçimini nasıl yaptınız? Bu seçimde nelerin etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?

4. Aldığınız eğitimin yeterliliğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Aldığınız eğitimle aradığınız iş sizce örtüşüyor mu?

Page 185: TÜRKİYE’DE GENÇ İŞSİZLİĞİacikarsiv.ankara.edu.tr/browse/431/728.pdf · Çalışmanın kuramsal çerçevesi içinde, ... düşünce, davranış ve tutum olarak gelişme

185

5. İş bulmada hangi yöntemlerin etkili olduğunu düşünüyorsunuz ve bu yöntemlere başvurulmasını yerinde buluyor musunuz?

6. İş sizin için neden önemli? Çalışmamak hayatınızda ne gibi olumsuzluklar yaratıyor?

7. Boş zamanlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?