the pala gazetesi 23. sayı ayazağa işık lisesi

28
FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK LĐSESĐ YIL: 3 SAYI: 23 ARALIK 2010 Etkinlikler-1 Editörden Pala-Kitap Pala-Müzik Sine-Pala Pala-Mizah Bobi-Pala Pala-Tarih Palaskop Pala The PALASKOP BOBĐ-PALA PALA-TARĐH PALA-KÂŞĐF PALA-SPOR PALA-MÜZĐK SĐNE-PALA PALA-ETKĐNLĐK PALA-SPOR

Upload: fmv-isik-okullari

Post on 24-Mar-2016

247 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

FMV Özel Ayazağa Işık Lisesi gazetesi olan "The PALA" gazetemizin Aralık 2010 tarihli 23. sayısı

TRANSCRIPT

Page 1: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK LĐSESĐ YIL: 3 SAYI: 23 ARALIK 2010

Etkinlikler-1

Editörden

Pala-Kitap

Pala-Müzik

Sine-Pala

Pala-Mizah

Bobi-Pala

Pala-Tarih

Palaskop

Pala The

PALASKOP

BOBĐ-PALA

PALA-TARĐH

PALA-KÂŞĐF

PALA-SPOR

PALA-MÜZĐK

SĐNE-PALA

PALA-ETKĐNLĐK

PALA-SPOR

Page 2: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Zafer Yaz

S A Y F A 2

08.12.2010 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü tara-fından başlatılan “125. Yıla 125 Fidan Projesi” kapsamında projenin birinci etabında, kura ile belirlenen 25 meyve fida-nı, Okul Müdürümüz Sayın Ömer Orhan eşliğinde okul bahçemize dikildi.

07.12.2010 tarihinde gerçekleşen Sarıyer Đlçesi Münazara Yarışması’nda Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü Münazara Takımımız yarı finale yükselme başarısını gösterdi.

Matematik Bölümü tarafından “Dr. Yusuf Ziya EFE Mate-matik Üstün Başarı " ödülüne aday gösterilen Doğuş Can Ekdal, birincilik ödülünü alarak üstün başarı göstermiştir, kendisini kutluyoruz.

07.12.2010 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü, Sarıyer Đlçesi Đstiklal Marşını Ez-bere Okuma Yarışmasına 9 D sınıfı öğren-cisi Duygu COŞKUN’la katıldı.

02.12.2010 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü, Or-han KURAL’ın sunduğu “Yaşanabilir Bir Çevre Đçin El Ele” konulu konferans düzenledi.

Çığ Berfuğ Fersah KARAKAYA 22-27 Şubat 2011 tarih-lerinde Đtalya'nın Cenova kentinde düzenlenecek 11.Uluslararası GEMUN Konferansı çerçevesinde ECOSOC komitesinin başkanı olarak ilgili kurum tarafın-dan görevlendirilmiştir. Kendisini kutluyoruz.

Page 3: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Yazarlar Alara Bazlar

Berker Camcı Çağatay Celep

Dilara Çerçi Dilara Işık Doruk Işık

Elif Tahmiscioğlu E.Mümtaz Hacıpaşaoğlu

Hande Göncer Mert Erkangil

Tarık Sert Uğur Koç

Utkan Güder Zafer Yaz

Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

FMV Özel Ayazağa Işık Lisesi Okul Gazetesi The PALA

Đmtiyaz Sahibi Ömer Orhan

Sorumlu Müdür Yardımcısı

Serhat KURT

Sorumlu Öğretmenler Zafer Yaz Pelin Eyüp

Editör

Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

Baskı & Cilt Şevki Sütçü

Redaktör Zafer Yaz Selin Oruç

E-Mail:

[email protected]

Mutlu Yıllar The Pala Okuyucuları, 2010'u geride bıraktığımız şu günlerde, yepyeni bir sa-yıyla karşınızdayız. Gazetemizi yeni yıla hazırlayan çi-zimleri için arkadaşımız Can Hakan Atasoy'a teşekkürü bir borç biliriz. Bu ay The Pala ekibi olarak ''sosyal sorumluyuz''. 21. yüzyıl bağımlılıklarına geniş yer ayırdık. Onun haricin-de, gazetemiz sayfalarında Bodrum'u gezebilir, Nikita'yı izleyebilir, Bab-ı Esrar'ı okuyabilir, Bobi-Pala ve Mizah bölümlerimize katılarak gülebilir, ''Başımıza Gelenler''i izleyebilir ve XBox Kinect'i tanıyabilirsiniz. Tabii ki daha fazlası için gazetemizin sayfalarını bir an önce çevirmelisiniz. :) Sevdiklerinizle birlikle mutlu ve The Palalı bir yıl geçirmeniz dileğiyle, The Pala'nın 3. yılbaşı editör yazısını tamamlıyorum. Sevgilerimizle… Đyi okumalar...

S A Y F A 3

Editörden

Page 4: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Pala-Kitap S A Y F A 4

Sevgili PALA okuyucuları, yazıma başlamadan önce yeni yılınızı kutla-mak istiyorum. Umarım sağlıklı, başarılı, mutlu bir dönem geçirirsiniz.

Çoğunuzun da bildiği gibi yakın bir tarihte okulumuzu yetenekli Türk yazarları-mızdan biri olan Ahmet Ümit söyleşi amacıyla ziyaret etti. Benim düşüncemi so-

rarsanız, bu uzun zaman içinde dinlediğim en keyiflilerden biri. Ahmet Ümit ismi çoğunuza yabancı gelmiyordur eminim. Kendisi Işık Lisesi’nin her düzeyinde farklı kitapları okutulan bir yazardır. Ben aşağıda onun en tanınan ve başa-

rılı kitaplarından birini Bab-ı Esrar’ı özet olarak yazdım, umarım beğenirsiniz.

Karen Kimya Greenwood, babası Türk, annesi Đngiliz asıllı olan bir ailenin tek

çocuğudur. Kız genç yaşta iken, babası onu başka bir kişi için terk etmiştir. Burada dikkat çeken nokta-lardan biri, Poyraz Efendi’nin yani babasının, onları başka bir erkek için terk etmesidir. Ki bu olay Karen’ı derinden etkilemiştir, büyüdükçe eskisinden daha soğuk biri olmuş, kendisini iş hayatına ve ça-lışmaya adamıştır. Yıllar geçtikten sonra Karen, bir sigorta şirketinin davasına bakmak amacıyla Konya’ya gönderilir. Olay, bir otelde çıkan yangındır. Pek çok kişi bu nedenle hayatını kaybetmiştir. Fakat onu Konya’da tutan as-lında babasını anlamaktır. Bir akşam gizemli bir kişi tarafından ziyaret edilir, garip gelebilir ama bu kişi Şems-i Tebrizi’den başkası değildir. Şems-i Tebrizi günler geçtikçe Karen’ı değişik yerlerde ‘ziyaret’ etmeye de-vam eder. Bir gün rüyasında, başka bir gün elektrikler kesildiğinde. “Sana, senin olanı getirdim.” cümlesinden anla-şıldığı gibi ona göstermeye çalıştığı bir gerçek vardır, fakat bunu söylemek tüm heyecanını kaçıracağı için kitabı kendiniz okumak zorundasınız. Benim fikrime gelince son bir yıl içinde okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Ahmet Ümit yine söz sanatlarını ve akıcılığını tarih bilgisiyle karıştırıp mükemmel bir uyum sağlamış. Her sayfa arasında beklenmedik, garip olayların olması ise okuyucunun ilgisini taze-liyor. Eğer henüz bu kitabı okumadıysanız, tavsiye ederim.Beğenmezseniz parası iade :)))))

Berker CAMCI

Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel Bulanmadan donmadan akmak ne hoş

Dünle beraber gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.

Page 5: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Cem SEÇKĐN

S A Y F A 5

Usher New York’ta verdiği bir konser sırasında kafasına tekme yedi. Tekme atan ise çok heyecanlanmış bir hayranıydı. Sebebi Usher hayranını sahneye çıkarıp birlikte dans edip "Trading Places" şarkısını söylerken hayranın yanlış bir hareket yapmasıydı. Korkan hayran yardım etmeye çalıştı

ama bir şey olmamıştı sadece burnuna küçük bir darbe almıştı Usher. Ardından şaka bile yaptı.

2011 yazı Đstanbul için yine bol festivalli geçecek. Bon Jovi, adı açık-lanmayan bir festivalde sahne alacak, Sonisphere Festivali bu sene kamp alanı olan daha büyük bir alanda yapılacak, 2010'da yapılma-yan Rock'n Coke bu sene yapılması planlanıyor ve Efes One Love festivalini de unutmamak lazım. Şu ana kadar kesin bir şey yok ama internette Sonisphere için Headliner olarak Iron Maiden olduğu düşünülüyor. LYS haftasına denk gelecek Sonisphere, öğrencileri pek memnun etmedi. Bazı kişiler bu konuda espri bile yaptı. En sevdiğim ise

"Bruce Dickinson (Maiden solisti): Screammm for me Đstanbul! Sınavdan çıkan topluluk: içler dışlaaaaarrrr! B.D. : Scream for me ĐSTANBULLL!!!! S.Ç.T. : KÖÖKKK ĐĐĐKKKĐĐĐĐ!!!! B.D. : SCREAM FOR ME ĐSTANBULLLL!! S.Ç.T : (anlaşılamayan terimler ve çığlıklar)"

Youtube, bu yıl resmî olarak Türkiye'de kullanıma açıldı ama biz yokken ne oldu? Youtube'da 2010 yılında en fazla "Bed Intruder Song" dinlendi. Şarkı Amerika'da yaşayan Alabama'da okuyan Antoine Dodson'ın tele-vizyona verdiği röportajın auto-tuned versiyonudur. Televizyona tacizde bulunan bir adam hakkında düşündüklerini söyleyen Antonie’in röportajı Evan ve Michael Gregory (New Yorklu müzisyenler) tarafından “auto-tune”lanmıştır. Daha sonra iTunes'da satılan şarkının kârının yarısı Antonie Dodson'a yarısı Gregoty kardeşlere verilmiştir. En fazla izlenen ikinci video ise Ke$ha'nın "TikTok" şarkısının parodisi. Şarkıyı yapan ekip, Key of Awesome, Youtube'da en fazla takip edilenlerden.

1999 yılında kurulan Lowalı New Metal grubu Slipknot, grubun basçısı olmadan ilk kez bu yaz sahneye çıkacaklar. Grubun solisti Corey Taylor grubu bitirip bitirmemek arasında kaldıklarını ama devam edeceklerini açıkladı. Ama yeni bir albüm için hiçbir çalışma veya düşünce olmadığını söyledi. Slipknot bu yaz Đngiltere'de Sonisphere’de, Belçika'da Graspop Metal Meeting’da ve Brezilya'da Rock in Rio'da sahne alacak.

Lady Gaga, Kelly Clarkson gibi şarkılarını prodüksiyon şirketlerinin bilgisayarları "hack"leyip çalan ve internet üzerinden satan Deniz A. adlı Türk asıllı Alman vatan-daşı yakalandı. Hakkındaki soruşturma sürerken, Deniz, Alman Bild gazetesine ver-diği röportajda "Her şey için özür dilerim, bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim... Sadece müzikle ilgileniyordum." dedi. Deniz’in yaklaşık olarak 10.000 Euro haksız kazanç elde ettiği düşünülüyor.

Page 6: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Hande Göncer

S A Y F A 6

Life as we know it (Başımıza Gelenler)

Hayat bildiğimiz gibi, hayatta herkesin yapması gereken işleri, alması gereken so-rumlulukları var. “Aman tanrım!” dediğini-

zi duyar gibiyim. Maalesef hayat zanne-dildiği kadar da kolay değil.

Özellikle çocuk büyütmek. Anne ve ba-banın takım çalışması gerekiyor küçük bir bebeği büyütmek için. Aslında annelerimiz ve babalarımız bizi iki şey olarak tanımlar-

lar: Baş belasıyızdır ve hayatlarındaki en değerli varlıklarıyızdır.

Yakın arkadaşları, Holly ve Eric’e bir randevu ayarlar ama işler beklendiği gibi düzgün gitmez. Eric hayatını gece kulüplerinde yaşamayı seven, çok yakışıklı ve kadınların bütün ilgisini çeken bir adamdır. Holly ise küçük bir restoranda sahip, kontrol delisi, ciddi, bir kadındır. Ne yazık ki randevuları evden arabaya kadar-ki yürüme mesafesinde son bulur. Ancak bir süre son-ra kötü bir olay onların hayatlarını birbirine bağlar ve onlara ortak bir şey verir. Bu şeyin ismi Sophie’dir. Sophie’ye bakma görevi Holly ve Eric‘e kalınca işler biraz çığırından çıkar. Ne yapalım hayat adil değil. Ar-tık Holly ve Eric aynı evde yaşamaya mahkûmdur. Başta anne babalığa alışamayan bu ikili zaman geçtik-çe içlerindeki cevheri ortaya çıkarırlar. Film acemi iki insanın çocuk büyütme konusundaki ilginç ve yer yer komik tecrübelerini anlatıyor. Film bir komediyle trajedinin birleşimi. Bu filmde kendinizden bir parça bulacağınıza inanarak söylüyorum ki bu filme gitmelisiniz. Bu konuda ciddiyim, normalde komedi adıyla vizyona giren çoğu film seyirciyi hayal kırıklığı-na uğratır. Ancak bu filmi izlerken en son baktığımda sinema salonunun büyük bir kısmı gülme krizine gir-mişti. Filmin yönetmen koltuğunda Greg Berlanti oturuyor. Başrollerini de Katherine Heigl, Josh Duhamel, Josh Lucas paylaşıyor. Film sinema severlerden yüksek bir puan alarak sınıfı geçiyor. Peki, siz nasıl pu-anlandıracaksınız?

Page 7: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 7 Pala-Mizah

Zafer YAZ Kaynak: Muhtelif

Page 8: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 8

T H E P A L A

Page 9: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 9

Kaynak: bobiler.org Erdem Mümtaz Hacıpaşaoğlu

Page 10: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 0

T H E P A L A

WIKILEAKS’TEN TÜRK DĐPLOMASĐSĐNE

Son günlerde herkes Wikileaks’i konuşuyor. Hangi TV kanalını açsak Wikileaks, hangi

gazeteye baksak Wikileaks. Gerek ABD gibi bir ülkenin gizli bilgilerinin sızdırı-labilmesi gerekse çok çarpıcı iddiaların

ortaya atılması tüm dünyayı sarstı. Tabii ki Türkiye’yi de. Ben bu olaydan sonra Amerikan’ın gücünün nere-den geldiğini anladım. DĐPLOMASĐSĐNDEN! Ameri-kan diplomasisi yüzlerce ülkenin gizli bilgilerine ula-şıp bunları ülkesine günü gününe rapor etmiş. Đşte ABD bu yüzden ABD. Ben de size bu yazımda diplomasinin öneminden ve zorluğundan bahsetmeye karar verdim. Aklıma ilk olarak Türki-ye’nin ilk ve en büyük diplomatik başarısı olan Lozan Antlaşması, tabii ki anlaşma yapılmadan önce muhteşem bir diplomatik savaş verilen Lozan Konferansı geldi. Bu yazıyı yazmaya karar verince birkaç yıl önce okuduğum Sayın Erdal Đnönü’nün “Anılar ve Düşünceler” adlı kitabını tekrar elime aldım. Kitapta okuduğum Đsmet Đnönü’ye ait bir Lozan anısının çok uygun olacağını düşündüm. Lozan Konferansı’ndaki Türk heyetinde baş delege Đsmet Đnönü’nün yanında iki delege daha bulunuyordu: Dr. Rıza Nur ve Hasan Saka. Đkisi de Lozan’da çok başarılı mücadeleler vermişlerdir zaten Đsmet Đnönü’nün başarısının bü-yüklüğünü anlatacak bir kelime yok. Gelelim konumuza Fener-Rum Patrikhanesi’nin Đstanbul’dan çıkarılması ile ilgili görüşmeler devam ederken bir sabah Lord Curzon’un özel kalemi Harold Nicolson, Dr. Rıza Nur’a gelmiş ve Patrikhane’nin Đstanbul’dan çıkarılması için yürütülen mücadeleden yakınmış ve uyuyan Đngilizlerin aslanının uya-nabileceğinden bahsetmiş. Dr. Rıza Nur da cevap olarak bu meselenin Đsmet Paşa’nın meselesi olduğunu ve onunla konuşmaları gerektiğini söylemiş. Đnönü bu olayı öğrenir öğrenmez Lord Curzon’u aramış fakat iş işten geçmiş. Lord Curzon Đnönü’ye :”Patrikhane meselesinde hükümetin talimatı yokmuş, sen de bırak bu beyhude gayreti de-miş.” Đsmet Paşa ne kadar bunun doğru olmadığını söylese de kısacık bir cümle Patrikhane‘nin Đstanbul’da kalması-na neden olmuş. Kısacası diplomasi çok önemli ve çok zor. Đsmet Đnönü ve Türkiye Lozan’da inanılması zor bir ba-şarı kazandı hem de Đngiltere gibi diplomasi kurdu olan ülkelere karşı.

ANTALYALI AZĐZ NĐKOLOUS Yılbaşı geldi ben de yılın son sayısında Noel Baba’dan bahsetmeden geçmek isteme-

dim. Noel Baba Amerika’da yaratılmış bir karakter olmasına rağmen tarihi Antalya’da yazılmıştır. Noel Baba gerçek adıyla Aziz Nikolaos M.S. 4.yüzyılda Likya’nın Myra (Antalya, Demre) bölgesinde yaşamış bir Hristiyan azizidir. Nikolaous ile ilgi-

li birçok efsane vardır. Bunlardan en ünlüsü üç fakir kızı, on-ları çeyiz için köle olarak satan babalarından kurtarmasıdır. Yıl-

lar geçtikçe Nikolaus’un ünü artar. Artık çocukların ve denizcilerin koruyucusu olur. Öldüğü gün olan 6 Aralık bayram olarak kutlanır.

Nikolaus’un Noel Baba’ya dönüşme hikayesi ise çok ilginç. Ameri-kan kültürüne Aziz Nikolaus’un yerleşmesi Aralık 1773 tarihinde çıkan

bir gazete haberiyle başlar. Gazete haberinde Hollandalı bir ailenin Nikolaus’un ölümü için nasıl bir araya geldiklerini anlatır. Đlgi gören bu ha-

ber reklam sektöründe de bu azizin kullanılmasına neden olur. Aziz Nikolaus Coca-Cola reklamı için şişmanlar, saçları beyazlar ve kırmızı bir kıyafete bürünür.

Karikatürist Haddon Sundblum’un yarattığı Noel Baba 1931 yıllında Coca-Cola rek-lamlarında kullanılmaya başlanır. Böyle değişir işte Antalyalı Aziz Nikolaus.

Elif TAHMĐSCĐOĞLU

Page 11: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 1

ADALET Kılıcın yapamadığını adalet yapar. ( Kanuni Sultan Süleyman) Kuvvete dayanmayan adalet aciz, adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. ( Blaise Pascal) Kuvvetsiz adalet ve adaletsiz kuvvet iki büyük felakettir. (Joseph Loubert) Kılıç, zaferleri; zekâ, siyasi üstünlüğü; adalet de ahlaki muzafferiyeti temin eder. ( Simeon Luce) Adaletin kuvvetli, kuvvetlerin de adaletli olmaları gerekir. ( Pascal) Adaletin hâkim olduğu yerde, silahın yeri yoktur. ( J. Anyot) Devletlerin sarsılmayan temelini adalet teşkil eder. ( J.W. Pindare) Adalet, insan topluluğunun kutsi bir bağıdır. ( P.De Guizot) Adalet kâinatın ruhudur. (Ömer Hayyam) Ülkeler kılıçla alınır, ancak adalet korunur. ( Timurlenk) Adalet halkın gıdasıdır, insan ona daima muhtaçtır. (F.R.V.de Chateaubriand) Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.( Đ. Kant) Adaletsiz bir ülke mezbahadan başka bir şey değildir. (Georges Clemencau) Adalet topaldır, ağır ağır yürür fakat gideceği yere er geç varır. ( H.G. Mirabeau) Geç kalan adalet adaletsizliktir. ( W. Savage Landor) Adalet, kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun çevresinde döner. ( Confucius) Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.( Eflatun) Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine duru ve geri kalan her şey onun çevresinde döner. ( Confucius) Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir. ( Eflatun) Haksızlığa sapıp bütün insanların senin peşinden gelmeleri yerine, adaletli davranıp tek başına kalman daha iyi-dir. ( Mahatma Gandhi) Adalet haksız olana zulüm gibi gelir. ( Daniel Defoe) Bir duruşmada tek tarafı dinleyerek verilen karar doğru olsa bile, hiçbir zaman adil olmaz. ( L.A. Seneca) Çok kimse haksızlığa uğramaktan korktuğu için adalete inanır. ( François V. La Rochefoucauld)

Page 12: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 2

Koç (21 Mart-20 Nisan) Ocak ayında size karşıt düşünceli olan insanlarla aynı konu için bir araya gelmek zorunda kalabi-lirsiniz. Siz bu durumda bazı şeyleri fazlasıyla abartarak tar-tışmalar yapmaktan geri durmazsınız. Sözlerinizi sakınmadan kim olursa olsun ifade etmekten yana olursunuz. Yeni ufuklar keşfet-mek ve maceraya tutkunluğunuz gözle görülür şekilde artabilir. Sosyal yönünüz canlanmaya başlayacak ve geniş bir arkadaş topluluğuna gireceksiniz. Koç burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Aslan ve yay Koç burcunun özellikleri: Öncü, macera ruhlu, girişken, çabuk isyan eden, enerjik, esprili. Boğa (21 Nisan-21 Mayıs) Ocak ayı boyunca, duygularınızı açık ve oldukça tarafsız olarak ifade edeceksiniz. Sosyal tüm ilişkileriniz, insanları bir araya getirme gücünüzle yeni arkadaş-lar edinmek isteğiniz yoğun olacaktır. Dostluklara özel önem vereceksiniz. Özgürlüğünüz sizin için değerli hale gelecek, istediğiniz yerlerde ve istediğiniz kişilerle olma isteğiniz artacak. Her zaman kalıcı ve sabit özelliklere sahip biri olarak değişiklik size çarpıcı gelebilir. Sevimli, çekici, mutlu insanlar dikkatinizi çekecek. Özgür iradenizde sadık kalacak fakat zorlanmak istemeyeceksiniz. Boğa burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Başak ve oğlak Boğa burcunun özellikleri: Güvenilir, şefkatli, rahatına düşkün, inatçı, kendine düşkün. Đkizler (22 Mayıs-21 Haziran) Enerjinizi zorlayan konulara karşı geleceksiniz. Çevrenizdeki insanların sorunları sizi çok yordu. Đddialı karakteriniz sizi teşvik ediyor, 2011i’n ilk ayları si-zin için inanılmaz bir ay olacak. 2011 yılının ilk yarısında sağlam ve geleceğe yönelik bir ilişki arayışı içinde olabilirsiniz. Özgürlük sizin için vazgeçilmez fakat bu sıralar pek özgür değilsiniz engelleri aşacaksınız. Geçmişteki kötü olayların sizi etkilemesine izin vermeyin ve başarılı ol-mak için gerçeklerin farkına varmalı ve hiçbir şeyi şansa bırakmamalısınız. Đkizler burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Terazi ve kova Đkizler burcunun özellikleri: Mantıklı, esprili, meraklı, kararsız, çok yönlü. Yengeç (22 Haziran-21 Temmuz) 2011’de yaratıcılığınızı dış dünyaya sunabilir, gizli güçlerini-zi uyandırabilirsiniz. Bütün bunlar için şimdi önünüzde yepyeni bir yıl var. Hiç kuşkusuz bu yıl son derece şanslısınız ve birden ortaya çıkan imkânları değerlendirmeye bakmalı, tembellik yapmamalısınız. Bu yıl enerjiniz ışık saçacak. Şunu hemen belirtelim ki bu yıl yengeçlerin ger-çek aşkı bulacağı bir yıl olacak. Evet, sevgili yengeç eğer kalbin boş ise bu yıl beklediğin aşkla karşılaşacaksın. Yengeç burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Balık ve akrep Yengeç burcunun özellikleri: Sempatik, kuvvetli, becerikli, düzensiz. Aslan (24 Temmuz-23 Ağustos) Bu yılın en şanslı burcu sizsiniz. Size sunulan fırsatlarla dolu bir yıllık zamanı en iyi şekilde değerlendirmelisiniz. Ummadığınız sürprizler ve kaçınılmaz deği-şiklikler yaşayabilirsiniz. 2011 yılı siz Aslanlar için kendinizi en değerli ve etkileyici bulduğunuz ve hayata yaklaşım tarzı olarak mutlu ve huzurlu hissetmek istediğiniz bir dönem. Özellikle yılın ilk ayları gözlem gücünüz yüksek. Kıvrak zekânızla, algılama gücünüzle, iletişim ve konuş-malarınızla etrafınızda hayranlık uyandırabilirsiniz. Meraklılığınız birçok alanda bilgi toplama-nızı sağlayabilir. Bu bilgileri başkalarıyla paylaşabilir, takdir görebilirsiniz. Aslan burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Yay ve koç Aslan burcunun özellikleri: Yaratıcı, olumlu, gururlu, inatçı, lider. Başak (24 Ağustos-23 Eylül) 2011 yılı kendinizi göstermek hevesiyle dolu olacağınız bir yıl olacak. Geçmişte yaşadıklarınızın sizde bıraktığı izleri ve bundan sonra yaşanacak her türlü sorunu çözmek adına gerektiğinde her türlü değişimi uygulayabilecek kadar cesur davranabilir-siniz. Sosyal aktiviteler içinde yer almaktan hoşlanabilir bu konularda paylaşımcılığınızı birleş-tiriciliğinizi özgürce sergilemekten mutluluk duyabilirsiniz. 2011 yılı sizler için gerek hayata yaklaşım tarzınız açısından gerekse arkadaşlarınız açısından güzel bir yıl olacak.

Başak burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Boğa ve oğlak Başak burcunun özellikleri: Alçak gönüllü, güvenilir, dikkatli, titiz, mantıklı.

Page 13: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

T H E P A L A

S A Y F A 1 3

Terazi (24 Eylül-22 Ekim) Bu yıl şans sizin yanınızda. Bu yıl sizin için başarılı bir yıl olacak. 2011’de kendinizi gösterme ve takdir toplama şansınız olacak, tempolu bir yıl sizi bekliyor. 2011 yılı Siz Teraziler için kendinizi güçlü hissetmek değerli ve etkileyi-ci bulmak istediğiniz alanların başında aşk hayatınız ve yaşamın güzelliklerinin tadını çıkarmak konuları başta gelecektir. Sabırlı davranmanız eleştirel bakış açınızı biraz daha düzene koymanız ve mükemmellik ölçünüzü belirli sınırlar içinde tutabileceğiniz bir yıl önünüzde sizi bekliyor. Terazi burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Boğa ve başak Terazi burcunun özellikleri: Sevimli, uyumlu, romantik, kararsız, alıngan. Akrep (23 Ekim-22 Kasım) Bu yıl yeni ve güzel gelişmeler var! 2011 yılında kendinizi özgür hissetmek isteyebilir ve hayallerinize uygun veya kendinizi mutlu hissedeceği-niz seçimlerde bulunmak isteyebilirsiniz. Yalnız lütfen dikkatli seçimlerde bulunmalı bazı şeylerin gözünüzü boyamasına ve kandırmasına izin vermemelisiniz. Şans gezege-ninizin size vereceği mutluluklar karşısında sanki farklı bir dünyanın kapılarının size açıldığını göreceksiniz. Kalbi boş olan Akrep burçları, için ilginç bir yıl olacak. Akrep burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Balık ve yengeç Akrep burcunun özellikleri: Esrarengiz, zeki, becerikli, kıskanç. Yay (23 Kasım-22Aralık) Sosyal hayat ve yeni çevreler bu yıla damgasını vuracak. Sosyal aktiviteler ve arkadaşlık ilişkileri, yeni insanlarla tanışmak açısından son dere-ce olumlu bir dönem olacak. Arkadaşlar ile geçirilecek güzel ve neşeli vakitler, birlik-te planlanacak organizasyonlar da sizi bekliyor olabilir. Bir süredir bağlantıda olmadı-ğınız kişilerle karşılaşabilir yeniden iletişime geçerek bağlantı kurabilirsiniz. Bu yıl yeni yerler görme isteği ve hafta sonu aktiviteleriniz bol olacak. Bazı işlerinizin yavaş ilerlemesi canınızı sıkabilir, sınırları aşmak için fırsatlar yakalayabilirsiniz. Yay burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Koç ve aslan Yay burcunun özellikleri: Keyifli, neşeli, dışa dönük, sorumsuz. Oğlak (23 Aralık-20 Ocak) Hareketli kişiliğiniz yüzünden her an bir şeylerle uğ-raşıyorsunuz, sır saklama kapasiteniz çok iyi, bu nedenle arkadaşlarınızın güvenini kazandınız bu sizin için olumlu bir gelişme oldu. Đlişkilerinizi gözden geçireceğiniz bir dönem olacak. Bu yılın ilk ayında hedeflerinize ulaşabilmek için riskler alabilirsiniz. Bu yıl tanışacağınız kişiler size yeni kapılar açabilir. Oğlak burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Boğa ve başak Oğlak burcunun özellikleri: Güvenilir, kararlı, istekli, sabırlı, kötümser. Kova (21 Ocak-19 Şubat) Paraya kavuşuyorsunuz fakat dikkatli harcamanız gereke-cek, kendinizi çok kaptırmayın. Zamanınızı değerlendirmeli, yeni başlangıçlar yapmalı-sınız artık geçmişi unutmanın vakti geldi. Sabırsızlığınız ve ani çıkışmalarınızda biraz daha dikkatli olmalısınız. Kalıcı arkadaşlarınız var aynı zamanda bu yıl size isteklen-dirme sağlayacak dostlar seçeceksiniz. Sizi hem maddi hem manevi yararlı bir ay bekliyor. Kova burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Đkizler ve Terazi Kova burcunun özellikleri: Bağımsız, açık görüşlü, yardım sever, düzensiz. Balık (20 Şubat-20 Mart) Eğer bütün yıl çok çalıştıysanız tecrübeniz ve ününüz rakiplerinizin çok önüne geçecek. Hareketi, haberi bol olan bir ay içindesiniz. Fikirle-rinizin sürekli beğenilmesi sizi şaşırtacak. Birkaç ay önce işler çok yavaştı ama şimdi herkes sizin etrafınızda! Ama yine de bir yanlış anlama yüzünden önemli bir kişiyle sürtüşebilirsiniz. Eğer adımlarınızı dikkatli atarsanız bu gerçekleşmeyebilir. Bir sözle ortalığı karıştırmak siz de istemezsiniz herhalde. Balık burcunun en iyi anlaştığı burçlar: Yengeç ve Akrep Balık burcunun özellikleri: Alçak gönüllü, sempatik, hassas, anlayışlı, kararsız.

Dilara Çerçi / Dilara Işık

Page 14: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 4

T H E P A L A

FUTBOLDAN BAŞKA SPORLAR DA VAR Türkiye eskiden beri en büyük başarıyı güreşte almıştı. Fakat güreşe de belli kurallar gelince daha profes-yonel bir spor oldu ve daha disiplinli çalışmak gerekti. Disiplinli çalışmak da genelde Türklerin alışkan-lıklarıyla ters düşer doğal olarak yavaş yavaş güreşten de koptuk. Artık milli sporumuz kalmadığı gibi başarılı olduğumuz bir amatör spor da yok. Bunu bir sürü nedeni var aslında, saysak bitmez ama bana göre en bü-yük hata kesinlikle medyada, amatör sporlarla ilgili bırakın günlük rapor olarak haber yazmayı, fut-boldan çok daha fazla çalışılarak alınan başarı-larda bile çeyrek sayfa haber ancak el kadar yer alıyor ki her gün üç sayfa maç olma-sa bile sallamasyon futbol haberlerini bulabilirsiniz. Örneğin Galatasaray Bayan Basket Takımı basketbolun Avrupa kupasını ( Futbolda UE-FA ) kazandığında yarım sayfa haber ya vardı ya yoktu. Peki, bu okuldan bile kaç kişi bu-nu biliyor? Geçen sene Fe-nerbahçe Acıbadem, Av-rupa’da finalde kaybe-dip ikinci olduğunda aynı gün olan Fenerbahçe-Eskişehir maçı spor sayfasında çok daha fazla yer kaplamıştı ve daha önemli sayfalardaydı. Buna tepki gösteren Fenerbahçeliler bile vardı, ayrıca bu final maçının futbol maçıyla aynı saatte olması da ayrı bir ayıp. Artık basketbol dünyanın birçok ülkesinde futboldan önde geldiği gibi yine Avrupa’nın ve dünyanın çoğu ülkesinde amatör spor olmaktan çıkmış bir spordur basketbol. Özellikle erkek basketbol. Be-şiktaş’ın Iverson’a verdiği para yanılmıyorsam yıllık 4 mil-yon Euro ve bu NBA için oldukça az bir miktar. Peki, bu se-ne Fenerbahçe Ülker Euroleuge’de Barselona’yı yenmesinin futbolda herhangi bir Türk takı-mının yine Barça’yı veya o düzeyde bir takımı dep-lasmanda yenme-s i n d e n h i ç -bir farkı yoktur. Fakat bu galibi-yet hakkındaki yazıların güzel olmasına rağ-men yine yarım sayfaya yakın bir yer ayrıldı.

Page 15: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 5

Mert Erkangil

Özellikle takım sporu olmayan sporlarda tenis, kayak belki de yüzme vb. gibi ve engelliler için olan sporlarda ciddi maddi destek yani sponsor gerekir ancak futbol basket gibi branşlarda reklâm olsun diye sponsorluk yapan firmalar, holdingler böyle fazla reklâm yapamayacağı sporlar olunca yok olurlar. Sponsor olanlarda başarı göremeyince anlaşma biter bitmez bıra-kır. Fakat bu tür sporlar eğer sporcunun veya yakınlarının maddi durumu iyi değilse destek almadan başarılı olmaları çok zor. Doğal olarak böyle bir ülkede de başarılı sporcular yetiştirmek daha da zor. Teniste bu sene Marsel Đlhan dünya klasmanında ilk 100’e girdi ve zaten ilk 500’e giren ilk Türk tenisçiydi. Gazetelerde karşılığı ise koskoca bir yılda turnuvalar hariç yazıla yazıla bir kaç tane çeyrek sayfalık yazı olmuştur. Emin olabilirsiniz ilk 100’e girene kadar bugünlerde antrenman yapan birçok futbolcunun toplamından da-ha fazla çalışmıştır Marsel Đlhan. Medyada sutopu, masa tenisi, engelliler basket gibi sporları hiç söylemiyorum çünkü bunun gibi sporlar ya köşe yazısı halinde verilir ya da yılda birkaç kere o da yarım yamalak bir haber yaparlar tenis gibi ancak maalesef hiçbiri futbol gibi en önemli sayfalarda yer almaz.

Page 16: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

T H E P A L A

S A Y F A 1 6

Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 17: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 7

Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 18: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

T H E P A L A

S A Y F A 1 8

Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 19: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 1 9

Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 20: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 2 0

T H E P A L A Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 21: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

T H E P A L A

S A Y F A 2 1

Kaynak: NTVBLM ARALIK 2010

Page 22: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 2 2 Pala-Dizi Nikita

Nikita, 1990 yılında çıkan bir film ile başladı. Daha sonra 1997 yılında 96 bölümlük bir dizi olarak tekrar karşımıza çıktı. Bunlardan 20 sene sonra şimdi de karşımızda yeni bir Nikita var. CW kanalının son za-manlarda en popüler televizyon serisi olarak ünlenen bu dizi çok geçmeden Türk televizyonlarında yerini aldı elbette. Digitürk’ün Dizimax kanalında yayımlanmaya başlayan dizi büyük ilgi uyandırdı. Peki, kim-dir bu Nikita? Dizide ‘’Division’’ (Bölüm) diye bir örgüt var. FBI, CSI gibi kuruluşlar kadar kendini bel-li etmeyen bir örgüt hatta onlardan daha güçlü. Division hapishanelerden 16 – 18 yaş aralığındaki yete-nekli çocukları alarak bir sene boyunca eğitir. Eğitimi tamamlayabilenler Division ajanı olmaya hak ka-zanır. Nikita da bu çocuklardan biriydi fakat ajan olduktan bir süre sonra Division’ın gerçekte devlet adı-na değil de kendi istekleri doğrultusunda çalmaya başladığını fark etti. Division ajanlarına birçok kural koymuştu, bunlardan biri ise bir kimseyle kalıcı, bağlayıcı bir ilişki kurmamaktı. Nikita bu kuralı çiğnedi ve Division, Nikita’nın nişanlısını öldürdü. Nikita bölükten ayrıldı. Birkaç sene kaçtıktan sonra Division’ı yok etmek için geri döndü… Biraz da karakterleri tanıyalım:

Alara BAZLAR

Micheal: Division’da genç-lerin eğitiminden sorumlu olan kişi. Eskiden Nikita’ya âşık. Hâlâ onu sevdiğinden hiçbir zaman onu öldüre-cek cesareti ken-dinde bulamıyor.

Percy: Divison’ın başındaki adam. Division’ı kendi çıkarları için kullan-maktan asla kaçın-maz. Pek duygusal biri olduğu söylene-mez.

Alex: Nikita’nın gizli silahı. Giz-lice Division’a soktuğu bu kız sayesinde Division’ın plan-larını hemen öğrenebiliyor ve her zaman onlar-dan bir adım önde olabiliyor.

Thom: Alex’in Division’daki eği-timinde tanıştığı bir çocuk. Division ajanı olmaya çalışıyor, aynı zamanda Alex’den hoşlanı-yor.

Jaden: Divison’daki baş-ka bir öğrenci. Alex ile birbirleri-ni pek sevdikleri söylenemez. Thom’dan hoşla-nıyor.

Birkoff: Division’ın deha-sı. Bütün bilgisa-yarları kontrol altında tutan bu adam her türlü bilgisayara erişim sağlayabiliyor.

Amanda: Divison’da tam olarak ne iş yaptığı belli olmayan kimse. Dışarıdan tam bir hanı-mefendi ama dizi iler-ledikçe ne kadar ileri gidebileceğini fark ediyorsunuz.

Nikita: Silah alanında ve dö-vüş sanatlarında fazlaca eğitim görmüş olan başkarakterimiz. Elindeki her şeyi bir silaha çevire-bilir.

Page 23: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

T H E P A L A Doruk IŞIK

S A Y F A 2 3

BODRUM Merhaba Sevgili Pala-Kâşif Okuyucuları, Geçen ay tarihi bir şehrimiz olan Çanakkale’yi anlatmıştım sizlere. Bu aralar malum kış nedeniyle havalar iyice soğudu. Sizlerin içini ısıtacak bir şehri anlatacağım. Yazı özleyen herkes şimdi Bodrum’da olmak isterdi diye düşünüyorum. Sizlere bu ay, yazın gidilebilecek en gözde şehirlerimizden birini, Bod-rum’u anlatacağım. Sizlere Bodrum’un kısaca tarihini anlatmadan geçemeyeceğim. Bod-rum inanılamayacak kadar zengin bir geçmişe sahiptir. Binlerce yıldır farklı kültür ve uygarlıkların merkezi olmuştur. Aynı zaman da “Tarihin Babası “ denilen Herodot’un doğdu-ğu yer olarak da bilinir. Dünyanın yedi harikasından ikisi bilindiği üze-re Artemis Tapınağı ile Halikarnas Mozelesi burada bulunmaktadır. Bodrum’un önemli dönemlerinden birisi Rodos Şövalyeleri’nin dönemi-dir. Bin dört yüz sekiz yılında inşa ettikleri Bodrum Kalesi hala ayaktadır ve dünyanın en önemli müzele-rinden biri olan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne ev sahipliği yapmaktadır. Yakın döneme bakacak olursak eğer, mahkeme kararıyla üç yıl Bodrum’a sürgün edilen Halikarnas Balıkçısı’nı da bilmeliyiz. Bodrum’da yaşadığı süre boyunca bir sürü hikâyeler anlatmış ve şehrin gözü kulağı olmuştur. Şehrin tarihinden bahsettiğimize göre yavaştan şehrin içine girebiliriz artık. Bodrum aslında daha çok hepi-mizin yaz ayları tercih ettiği bir yerdir. Yazın hava çok sıcak olur, esen rüzgârlar ılık ve tatlıdır. Girdiğimiz denizin suyu bir başka güzellikte gelir. Bodrum’un yazın kalabalık olmasının en büyük nedenleri denize rahatça girilebilmesi, güzel ve büyük oranda plaja sahip olması ayrıca gece hayatının diğer şehirlere göre daha iyi olması da diyebiliriz. Soğuk iklime sahip yabancı ülkelerde yaşayan insanlar, yazın güzel bir tatil yapmak için Bodrum’u seçiyorlar. Bodrum’a tatil için gidenler çoğunlukla kalabilecek bir otel bulabiliyor-lar. Her ne kadar şehir çok kalabalık olsa da oteller de buna karşılık fazla sayıda. Otellerde kalmayacak olanlar bunun yerine pansiyonlar da kalabilirler. Pansiyonların çoğunun şehrin içine yakın olması avantajlı bir durumdur. Şehrin içindeki yollar kısa ancak virajlıdır. Özellikle bir taksiye bindiyseniz sakın şaşırmayın, delice kulla-nırlar. Bodrum’da gezip görebileceğiniz birçok tarihi yer vardır. Mavi tur diye adlandırılan, bir hafta süren ve şehirde tüm koyları görebileceğiniz mükemmel bir tekne tur vardır. Bana soracak olursanız eğer, öğle-den itibaren akşama kadar şehir de bulunmayın. Gerçekten çok sıcak olur ve rahatsız olursunuz. Onun yeri-ne kendinize güzel bir plaj bulun ve gözde koylardan bir tanesinde denize girin. Öğle yemeğinde güzel bir balık yiyin. Akşam ise şehrin içinde barlar sokağında kalabalığa karışarak dükkânları gezin. Çok enteresan ve hoşunuza giden eşyalara rastlayacaksınız. Gece hayatını sevenler ise Halikarnas’a girebilirler gayet hoş bir yerdir, sadece eğlencenin dozunu fazla kaçırmayın. Arkadaşlar sizlere bu ay Bodrum’u anlatmaya çalıştım. Yazın mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir şehri-mizdir. Halikarnas Balıkçısı’nın dediği gibi: “Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler, akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler.” Bir dahaki buluşmamıza dek hoşça kalın, kendinize iyi bakın arkadaşlar.

Page 24: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 2 4

Utkan GÜDER

SONUNDA GELDĐ! XBox Kinect Đşte geldi! Teknoloji harikası, hiçbir kumanda kullanmadan oy-nanabilen oyun konsolu "Xbox 360 Kinect". Sony, Play Station Move'u ile Nintendo Wii’yi geçmeye çalıştı fakat Microsoft firması ikisini de geride bırakacak bir oyun konsolu yapmayı başardı. Yazın Londra'da gezerken bu konsolun test merkezini gördüm. Oynadığımda gayet güzel olduğunu fark ettim. Fakat sadece Xbox'ın yani Microsoft'un kendi oyunlarıyla oyna-yabiliyorduk. Bu konsolda asıl eğlence, normal konsol kumandasıyla oynayabildi-

ğimiz grafikteki oyunları oynamak. Çünkü hiçbir ağırlık hissetmeden, kumandasız oynar-ken bu alet sizin ekrandaki karaktere göre si-metriğinizi alıyor. Microsoft bunun Xbox konsoluna bağlanan bir aygıt olarak yaptı, yani asıl konsol lazım. Wii’de Mii denen aşırı rahatsız edecek şirin-likte insanlar var. Ama Nintendo Wii'de düz-gün bir oyun da yoktu. Xbox’da bu eminim harika olacak. Yani benim tercihim bu Xbox Kinect olur. Belki de şu an geleceğin oyun konsollarından ilkini yaptılar. Bu daha ilk adım. Daha çok avantaj isterseniz kumanda kullan-mak zorunda olmadığınızı olduğunuz bir ku-mandanın yok. Yani öyle sürekli "Aaa yeni bir kumanda, direksiyon." gibi sözler olmaya-cak. Çünkü kontrol bizde, direksiyon istersek elimizi direksiyon gibi yapmamız yeter.

Kısacası oyun teknolojisinde bayağı ilerleme gösteriyoruz. Ben bunun Sony, Nintendo ve Microsoft'un arasındaki yarıştan kaynaklandığını sanıyorum. Bir oyun konsolu almak istiyorsanız tavsiye ederim.

Page 25: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 2 5

T H E P A L A Uğur KOÇ & Çağatay CELEP

U: Şimdi biraz eskiye dönelim, daha yeni yetme bir yapım şirketi olan ve Diablo ile yıldızı parlayan Blizzard 1994 Kasım ayında Warcraft adlı bir dünyayı kulla-nıcıların ellerine bıraktı. Başta 4 milyon sattı ve rekorlara ulaştı. C: Başta Orklar’la insanların savaşına, yeni oyunlarda ise Gece Elfleri ve Ölüler katılmıştı ve şimdi 12 tane ırk Alliance ve Horde olarak ayrıldılar ve hem birbi-rileriyle hem ortak düşmanlarıyla savaşıyorlar. Uzun zamandır beklenen eklenti Catacalysm bir sürü yenilikle geldi ve ilk gün 7 milyon satış rakamına ulaştı. U: Daha bilinmeyen oyunları yazmak isterdik ama bu yapımı göz ardı edeme-dik. Ç: Đlk olarak World of Warcraft’dan bahsedelim. Bir, Çok Oyunculu Rol Yapma oyunu olan World of Warcraft (WoW)’da strateji oyunundan farklı olarak kendi karakterimizi yaratıyor ve kontrol edebiliyoruz. U: Ve Çağatay her zamanki gibi bir ayrıntıyı atlıyor. Amacımız karakterimizi yaratmaktan ibaret değil, ayrıca bazen kendi-miz bazen başkalarıyla dünyamızı korumaya çalışıyoruz ve yoktan bir kahraman yaratıyoruz. Ç: Oyundaki ana hedefimiz karakterimizi her oyuncunun yapmaya çalıştığı gibi en son seviyeye çıkarmaya çalışmak. U: Ve ardından zırhımızı ve silahlarımızı yeterince geliştirip dünyaya tehdit güçlerinin komutanlarını (Bosslar) yok etmektir. Son Bosslardan biri olan Ragnaros ki ilk çıkışında bu kızışmış arkadaşımızı yok etmeye çalışıyorduk. Ç: Gel zaman git zaman tüm oyuncular bu arkadaşı kestiler ve oyunun içeriği orada sonlanmıştı ve bunun üzerine Blizzard oyunculara biraz daha zorlayıcı bir eklenti çıkardı.The Burning Crusade yeni eklenti paketi ve Warcraft 3’teki hikayeyi oyuna yedirdi ve o zaman Warcraft 3 ve World of Warcraft tam anlamıyla birleşmiş oldu.Ve oyuna yeni sınır olan 70 level ve yeni boss Illidan’ı oyuna dahil etti ve o da en sonunda dize getirildi. Ancak oyuncular dize getirdiklerinde Blizzard yeni eklenti paketinin dedikodularını vermişti. U: Ben de konuşayım izin ver! 2. eklenti tam bir dönüm noktası oldu ve Lich King’i (Ölülerin kralı) kendi kalesinde dize getirme şansı bize verildi ancak bu diğer paketlerdeki oyun sistemini allak bullak etmişti ve Çağatay’la biz de allak bullak olmuştuk hatırlıyorum. Ç: Sırf Lich King’e ulaşmak bile başlı başına bir olaydı ve bazen gemilerden atladık, bazen ejderleri kurtardık ve eninde so-nunda 2 yılda Lich Kral ölmüştü. U: Ancak şimdi Blizzard yine bizi uykusuz gecelere Starcraft ile döndürmüşken Catacalysm ile bizi can evimizden vurdu. Ç: Oyun deneyimini bir seviye daha yükselten Blizzard bizi şimdi oyun tarihinin en zor Bossu ile karşı karşıya getiriyor ve biz de dünyayı kurtarmak için bir daha “Online” oluyoruz! U: Ejderha yeni hedefimiz ve bu daha da zor olacak. Ç: Tüm dünyayı alt üst eden yerleri yakan ve her yeri lavlara boğan bu ejderin çıkması bile 1 yıl sürecek ve biz de bu etkiler-den nasibimizi alacağız. U: Artık dünya eskisi gibi değil bazı yerler ortadan yarılırken bazıları da sel altında kalıyor ve görevler çeşitlenmiş oluyor. Ç: Dünya bu kadar afete uğramışken bize de kazazedeleri kurtarmak düşüyor. Ayrıca oyun içi sinematikler artmakta ve bu görsel şölende bazen tarihe sadece tanıklık ederken bazen tarihin bir parçası oluyoruz. Ayrıca yeni insanlar ve “şeyler” tanı-yoruz. U: Tanışmaktan bahsetmişken büyük Gilneas Duvarı ölüler tarafından aşılmakta ve Gilneası korumak ise Gilneaslılara düşü-yor ancak Gilneaslıları kurt adama dönüştüren bir hastalık (Worgen) yayılmakta. Ç: Worgenlerde karakterimiz kendi halinde, memur maaşıyla çalışan evden işe işten eve giderken tahlisiz bir şekilde apart-man yöneticisi tarafından aidatı ödemediği gerekçesiyle saldırıya uğruyor ve hastalık kapıyor, sonra bir canavar gibi muamele gören ve yeşil pasaportunu kaybeden kahramanımız..... U: Yeter abarttın ama oyunu Türkler yapmadı! Şaka bir yana gerçekten bir görev sırasında hastalık kapıyor ve bir kurt adama dönüşüyoruz ve Blizzard’ın ince işçiliği bir daha göz önüne geliyor, gerçekten bir canavar gibi muamele (acayip bir havası var ama) görüyoruz. Đdam edilmemiz söz konusu oluyor, etrafımızdaki çocuklar bizi görünce kaçıyorlar ve ölüme ramak kal-mışken bizi bir doktorun ilacı kurtarıyor. Đnsan formumuza istediğimiz zaman geri dönebilmemizi sağlıyor. Ç: Ama benim en sevdiklerim küçük, yeşil ve cimri olan tatlı mı tatlı Goblinler de bize katılıyor. U: Cimri derken şaka yapmıyor belki de bu adamlar ozon tabakasının %75’ini kendileri deliyorlar. Mekaniğe ilgileri var ve paralarını kendi canlarından çok önemsiyorlar. Bunu da ilerki görevlerde görebiliyorsunuz. Ç: En başta sevimli adamız olan Kezan’da başlıyoruz ve burada bir parti için gerekli eşyaları falan toplayıp mafya babası gibi borcunu ödemeyenlerin peşinden gidiyoruz. En sevdiğimiz oyun olan Rugby’e benzeyen fakat top yerine bomba ve robotlarla oynadığımız oyunda topu çok uzağa atıyor ve adanın volkanının patlamasına yol açıyoruz. Neyse ki kurtuluyor ve Lost Đsles denilen bir adaya ulaşmayı başarıyoruz. Burada bir volkanın içindeki minerallere ulaşmak için bir büyük kaplumbağa öldür-memiz gerekiyor. Onu mutlu, mesut öldürdükten sonra onun koruduğu volkan tekrar patlıyor ve bizi yine yeni bir ev arayışı-na itiyor. U: Bitirsek mi? Öğle teneffüsü bitiyor ve sanırım çoğu şeyi anlattık. Devamını bir zahmet kendileri görsünler. Ç: Đyi, peki, tamam bir dahaki sefere görüşmek üzere The Pala okurları. Siz yeni dünyanın keyfini çıkarın ve bizde yazacak yeni bir oyun bulalım.

World of Warcraft:Catacalysm

Page 26: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Tarık SERT

S A Y F A 2 6

Merhaba sevgili vatandaşlar. Bu ay sizlere Multiwinia adlı strateji oyununu inceledim (hep strateji ola-

cak). Şimdi daha baştan kötü fikirlere (!) kapılmayın diye Multiwinia’nın ne 2. Dünya Savaşı ne Rusya-

Amerika anlaşmazlığı olduğunu söyleyeceğim çünkü öyle değil. Bu bir sanal gerçeklik ve Darwinia’da

geçiyor. Darwinia’da şişko, kol ve bacakları açık karton “insanlar” olan Multiwinia’lara ev sahipliği yapı-

yor. Tabii ki bu Multiwinia’lar da çeşit çeşit bazıları siyah (zenci) iken bazıları yeşil, kırmızı ve sarı gibi

renkler ile boyalı. Bir de sözünü ettiğim siyah Multiwinia’lar ve uzaylılar (tahmin edin) var ama bunlara

daha sonra değineceğiz. Şimdi Multiwinia (MW) nedir? MW bir stratejimsi oyunudur. Oyun bu

Multiwinia’ların bazı kaynakları ele geçirerek kendilerine arkadaş yaratıp (kaynaktan tam anlamıyla dökü-

lüyorlar) diğer noktaları ele geçirerek

“domination” (üstünlük) kurmasını anlatan ve

komikliği ile sizi kendine bağlayan bir oyunu-

dur. Çünkü bu oyunda silah yok. Burada

Multiwinia’ların “gövdelerinden” (!) attıkları

lazerler var (bir de el bombaları). Oyunda bunlar

ve modlar üzerine kurularak sizi izliyor. Şöyle

ki düşmanlarınıza yaklaşmadan önce gayet sakin

olan Multiwinia’lar dayak yediklerinde veya at-

tıklarında çılgına dönüyor, oradan oraya yanarak

(ve çığlık atarak) koşuyorlar. Hele büyük ve dü-

zenli bir ordunun eline “rage” (dellenme modu)

verirseniz siz daha ne olduğunu anlamadan her yer lazer oluyor. Sonraki saniyede ise “rage” kullanan taraf

göğsünü kabartıp dolaşırken (değişmeceli) kalanlar yanarak üslerine dönüyor. Şimdi damdan düşer gibi

düzenli ordu, “rage” falan dedim. Düzenli orduyu bir Multiwinia’ya sağ tıklayarak ve onun önüne adam

katarak yaparken “rage” bir özel güç oluyor. Özel güçler havadan düşen kutulardan çıkıyor ve çeşitleri faz-

la. Mesela bir karınca yuvasını bir kaynağın yanına koyarsan, koyulan kaynağa sahip olan kişi oraya bom-

ba atmadan orayı temizleyemiyor. Ya da karanlık ormanı bir yere açarsanız Multiwinia’larınız kırtasiye’ye

(Multiwinia’lar karton) yollanıyorlar. Tabii ki bunlar çok çeşitli (nuke, holy forest vs. vs.). Ama asıl büyük

olay oyunun modları. Yani sadece bir iki yer ele geçirmiyorsunuz. Mesela bir modda bir adet roketiniz olu-

yor ve uzaya gitmek için bu roketi yakıt ile doldurmanız gerekiyor bunun için solar panel ele geçiriyorsu-

nuz. Çok çevreciler canım! Ya da bir heykeli sırtlanıyor Multiwinia’larınız sonrada üssünüze götürüyorlar

fakat savaşmak zorunda da kalıyorlar tabii.

Bunlar anlatamayacağım kadar çok o yüzden

burada bırakıyorum. A bir de uzaylılar var

değil mi. Uzaylılar özel ırklar ve bu ırkı kur-

tarırsanız (bir yerde kilitliler) size çok büyük

yarar sağlıyorlar. Son olarak size puanımın

10 üzerinden 9,0 olduğunu belirtmek ister

Darwinia’da benimle bir el MW’ye beklerim.

Multiwinia

Page 27: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

Zafer Yaz

S A Y F A 2 7

01.12.2010 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü 11 TM sınıflarının katılımıyla “Forum Đstanbul Buz Müzesi”ne gezi düzenledi.

09-12 Aralık tarihlerinde MUN Kulübü öğrencileri TIMUN Slovakya delegasyonunu temsilen katıldılar.Üç öğrencimiz (Mert ÜRMEZ, Berfu KILIÇ, Dilara DE-MĐR) kendi komitelerinde Baş Müzakereci konumuna gelmişlerdir.

29 Kasım-1 Aralık 2010 tarihlerinde RHS tarafın-dan 9. sınıf öğrencilerimize "Beyin-Öğrenme ve Verimli Çalışma Đlişkisi" seminerleri verildi.

13.12.2010 tarihinde Matematik Bölümü Prf.Dr. Haluk ORAL’ın katıldığı “Matematik Söyleşisi”ni gerçekleştirdi.

01.12.2010 tarihinde Edebiyat Sosyal Dersler Bölümü 10.sınıfların katılımıyla "Panoroma 1453 Müzesi"ne gezi düzenledi.

14.12.2010" tarihinde RHS, 11. sınıf öğrencilerine mesleki

rehberlik kapsamında “Yıldız Teknik Üniversitesi Gezisi”

düzenledi.

Page 28: The Pala Gazetesi 23. Sayı Ayazağa Işık Lisesi

S A Y F A 2 8