sularla İlİŞkİlİ hastaliklar

49
SULARLA İLİŞKİLİ SULARLA İLİŞKİLİ HASTALIKLAR HASTALIKLAR Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Upload: august

Post on 21-Mar-2016

96 views

Category:

Documents


8 download

DESCRIPTION

SULARLA İLİŞKİLİ HASTALIKLAR. Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAK Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi. HEPATİTLER. Karaciğer , vücudun hemen her etkinliğinde düzenleyici, destekleyici, düzeltici rolleri olan, vazgeçilemez bir organdır. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

SULARLA İLİŞKİLİ SULARLA İLİŞKİLİ HASTALIKLARHASTALIKLAR

Yrd. Doç. Dr. Hasan IRMAKAnkara Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Page 2: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

HEPATİTLER Karaciğer, vücudun hemen her etkinliğinde

düzenleyici, destekleyici, düzeltici rolleri olan, vazgeçilemez bir organdır.

Bu organın çalışma düzeninin bozulmasına yol açan karaciğer hücresi iltihabına HEPATİT diyoruz.

Buna yol açan nedenler; Mikroorganizmalar (Bakteri, Virüs, Amip..) İlaçlar (Anksiyolitik, Kas gevşetici, Ağrı kesici) Hormonlar (Steroidler) Zehirler (Mantar zehirleri) Birikim hastalıkları (Yağlanma)

Page 3: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Sarılık ise;

Cildin, iç örtülerin (mukozaların) ve göz aklarının sararması ile belirginleşen ve birçok hastalığa bağlı olarak gelişebilen bir bulgudur.

Ortaya çıkması için; bilirubin maddesinin yapımında artış, atılımında azalma yada bu nedenlerin birlikte bulunması gerekir.

Ancak; her hepatit olgusunda sarılık olmayabileceği gibi, her sarılık olgusu da hepatite bağlanmamalıdır.

Page 4: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

“ HER SARILIK = HEPATİT ” DEĞİLDİR

Hepatitler dışında; İlaçlar (Göz anjiyografisinde kullanılanlar), Hemolitik kan hastalıkları, Büyük hematomlar ve Karaciğer enzim yetersizlikleri de sarılığa yol

açabilir.

Page 5: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Viral Hepatit

Işık mikroskobu ile görülemeyecek kadar küçük, virüs adı verilen mikroorganizmaların, insan karaciğerinde oluşturdukları yaygın iltihaplanmaya VİRAL HEPATİT denir.

Akut Viral Hepatitler; uzun süreli iş-güç kaybına sebep olmaları, bazen de kronik hepatit, siroz ve ölümle sonuçlanmaları nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Page 6: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Viral hepatite yol açan virüsler

PRİMER HEPATOTROP VİRÜSLER: Hepatit A virüsü (HAV) Hepatit B virüsü (HBV) Hepatit C virüsü (HCV) Hepatit D virüsü (HDV) Hepatit E virüsü (HEV) Hepatit G virüsü (HGV) Hepatit TT virüsü (HTTV)

SEKONDER HEPATOTROP VİRÜSLER EBV, CMV, HSV, VZV, Coxsackie, Rubella,

Rubeola, Adenovirüs, Sarı Humma, vd. EKZOTİK VİRÜSLER: Marburg, Lassa, Ebola..

Page 7: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

AKUT VİRAL HEPATİTLERİNETİYOLOJİK AJANLARI

HAV%30HBV

%40

DİĞER%10

HCV20%

Page 8: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

VİRÜSLERİN BULAŞMA YOLLARI

Hepatit A VirüsüHepatit A VirüsüHepatit E VirüsüHepatit E Virüsü

Hepatit B VirüsüHepatit B VirüsüHepatit C VirüsüHepatit C VirüsüHepatit D VirüsüHepatit D VirüsüHepatit G VirüsüHepatit G VirüsüHepatit TT VirüsüHepatit TT Virüsü

Page 9: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit A ve E Hepatit A ve E; fekal-oral yolla yayılır. Çoğunlukla insan dışkısı ile kontamine olmuş sularla

ve insandan insana bulaşır. Uygun alt yapı ve hijyen koşulları olmayan yerlerde,

çiğ yenen sebze ve meyveler, bazen süt ve süt ürünleri ile kabuklu deniz hayvanları, bulaştırmada rol oynayan diğer kaynaklardır.

Hepatit A virüsü; gelişmekte olan ülkelerde çocuk yaş grubunu enfekte ederken; hepatit E ise, daha çok genç yaştaki bayanlarda görülür.

Page 10: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit A Virüsü (HAV)

Tek serotipi vardır ve sadece insanlarda hastalık yapar. Kalıcı bağışıklık bırakır.

Su ve deniz suyunda 3-10 ay kadar yaşayabilir. HAV’ın ısı, eter ve mide asidine direnci fazla olup,

klor, formalin ve UV karşısında çabuk inaktive olur. (-70oC) - (-20oC) ısıda bir kaç yıl, +4oC’de aylarca

yaşayabilmesine rağmen;

98oC ısıda bir dakikada harabolur.

Page 11: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Anti-HAV Prevalansı

YüksekOrtaDüşükÇok Düşük

HEPATİT A VİRÜSÜNÜN DÜNYADAKİ DAĞILIMIHEPATİT A VİRÜSÜNÜN DÜNYADAKİ DAĞILIMI

Page 12: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit A Hastalık; 15-45 günlük kuluçka süresinin

ardından, ateş, halsizlik, iştahsızlık, bulantı ve karın ağrısı belirtileri ile kendini gösterir.

Birkaç gün sonra sarılık ortaya çıkar. Genelde ilk dikkat çekici bulgu, idrar renginin

koyulaşmasıdır. İdrar, “az su içen normal insanlardaki gibi” koyu sarı/çay rengindedir.

Göz akları ve dil altı sararır; en son cilt sararır. Hastalık 1-2 haftadan birkaç aya kadar sürebilir. Ülkemizde çocuklar arasında çok yaygındır.

Page 13: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit E Virüsü (HEV)

Hemen hemen tüm özellikleri HAV’a benzemektedir. Dışkı ile kirlenmiş sular ile geniş kitleleri içeren

salgınlara yol açar. Güneydoğu Anadolu Bölgemizde salgınlar yapmıştır. Ülkemizde Anti-HEV sıklığı %5 civarında olup,

genellikle 15-40 yaş grubunu etkiler. Gebelerde %20 olasılıkla ağır formda seyreder ve

ölümcül tablolara yol açabilir. Aşısı veya tedavisi yoktur.

Page 14: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit E Virüsünün Dünyadaki Dağılımı

Page 15: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

A ve E Hepatitlerinden Korunmada Genel İlkeler

■ Kişisel hijyen kuralları, özellikle el yıkama,■ Halkın bilgilendirilmesi,■ Su ve besinlerin fekal kontaminasyonunun önlenmesi,■ Süt ve süt ürünlerinin hijyenik olarak sunulması,■ Karasinek, fare vb ile mücadele,■ Kirli sulardan elde edilen deniz kabukluları..■ Gıda imalathane ve depolarının hijyenik olması,■ Hepatit geçiren hastaların izolasyonu■ İnfekte kişilerin okula, kreşe ve işe gönderilmemesi

Page 16: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Hepatit A Aşısı

Çocukluğunda A hepatiti geçirmemiş olan aşağıdaki risk gruplarına yapılması önerilmektedir.

1. Gelişmekte olan bölgelere seyahat edenlere,2. Kronik karaciğer hastalığı olanlara,3. Faktör VIII alan Hemofili hastalarına,4. Uyuşturucu kullananlara ve homoseksüellere,5. Laboratuvarda hepatit A virüsüyle çalışanlara,6. Mental geriliği olan kişilere,7. Çocuk bakım merkezlerinde çalışan personele,8. Temizlik işçileri ve gıda elleyicilerine.

Page 17: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Lejyoner Hastalığı

Legionella türü bakterilerin sebep olduğu akciğer enfeksiyonudur.

Legionella’lar nehir, göl ve diğer su kaynakları ile klima, nebulizatör ve kaplıcalardaki (20oC-50oC) su sistemlerinde bulunurlar.

Bulaşma; kontamine suların çeşitli yollarla solunum sistemine girmesi ile gerçekleşir.

İnsandan insana doğrudan bulaşma olmaz.

Page 18: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Lejyoner Hastalığı

Legionella’ya duyarlılık yaş ile orantılı olarak artar.

Sigara içme, kronik akciğer hastalığı, bağışıklık sistemi baskılanması, cerrahi girişimler ve organ nakli uygulamaları en önemli risk faktörleridir.

Otellerde ve diğer tesislerde bulunan soğutma sistemlerindeki kontamine sulardan kaynaklanan salgınlar bildirilmiştir.

Page 19: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Lejyoner Hastalığı

Hastalık hafif öksürük ve ateş tablosundan, solunum yetmezliği, bilinç değişiklikleri ve multiorgan yetmezliğine kadar geniş bir yelpazede ortaya çıkar.

Hastalığın erken devresinde ateş, halsizlik, iştahsızlık, adale ağrısı ve baş ağrısı bulunur.

Ateş; hastaların %20’sinde >40oC’dir. %25-40’ında sulu ishal, bulantı, kusma ve karın ağrısı, %80 olguda öksürük vardır.

Page 20: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Lejyoner Hastalığı - Korunma İdeal korunma; Legionella’nın kolonize olduğu çevre

kaynağını bulmak ve yok etmektir. Hastanelerde yılda bir kez en az on uç noktadan ve

tüm sıcak su tanklarından alınan örnekler test edilmelidir. Legionella kolonizasyonu saptandığında;

Su sıcaklığı 70-80oC’ye çıkarılıp musluklardan akıtılır, 2-6 ppm konsantrasyonda hiperklorinizasyon yapılır, Bakır-gümüş iyonlama yöntemi uygulanır.

Page 21: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Leptospiroz

Esas olarak vahşi ve evcil hayvanların hastalığıdır. Hasta hayvanların idrarı ile doğrudan veya dolaylı

temas sonucu insanlara bulaşır. Grip benzeri bir klinik tablo ile seyredebileceği gibi,

olguların %5-10’unda sarılık, kanama, vaskülit ve böbrek yetmezliği ile karakterize Weil hst. görülür.

Leptospira’lar enfekte hayvanların böbreklerinde yıllarca kalabilir ve insanlara dolaylı olarak bulaşır.

Şiddetli yağmurlarla oluşan sel suları da Leptospira’lar için uygun ortamlardır.

Page 22: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Leptospiroz

Bakterinin en sık giriş yolu; kontamine göl, havuz, kanal suları, bataklık, pirinç tarlası ve su birikintileri ile temas sonucu deri bütünlüğünün bozulduğu yara ve çatlaklar, ağız, burun ve gözlerdir.

Veterinerler, askerler, çiftçiler, mezbaha, maden ve kanalizasyon işçileri; pirinç ve şeker kamışı tarlalarında çalışanlar ve kontamine sularda yüzenler risk altındadır.

Page 23: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Leptospiroz

Kuluçka süresi 2-12 gündür. Deri ve mukozalardan giren leptospiralar, kana karışıp,

BOS ve göz sıvısı dahil tüm vücuda yayılırlar. Temel patoloji; böbrekler ve Kc’de fonksiyon bzkluğu.. Hastalığın erken döneminde yüksek ateş, baş

ağrısı, karın ağrısı, kas ağrıları, titreme, gözlerde kızarıklık ve ciltte döküntüler görülür.

Sarılık, cilt ve müköz membranlarda kanama, ishal, kusma, anemi ve menenjit gibi komplikasyonlara neden olabilir.

Page 24: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Trahom Hastalığın etkeni Chlamydia trachomatis’dir. Klamidyalar; virüsler ile bakteriler arasında ortak

özelliklere sahiptir. Isıya ve antiseptiklere dayanıksız oldukları halde kuruluğa uzun süre dayanırlar.

İnsanlarda en sık görülen göz enfeksiyonu olan trahomun yaklaşık olarak 500 milyon kişiyi etkilediği hesaplanmıştır.

Tekrarlayan enfeksiyonlar ve bunların komplikasyonlarına bağlı kör olan insan sayısının 6 milyon civarında olduğu bildirilmektedir.

Page 25: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Trahom

Hastalık; su kaynaklarının sınırlı, sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğu yerlerde, kalabalık yerleşim birimlerinde ortaya çıkar.

Bulaşma kirli sularla, sineklerle, hastalara doğrudan temas veya havlu, mendil gibi eşyaların ortak kullanılması ile bulaşır. Aile içi bulaşmalar da sıktır.

Hastalık; yaklaşık 7 günlük bir kuluçka döneminden sonra, her iki göz konjunktivasında ödem, kanlanma, fotofobi ve göz yaşarması gibi belirtilerle başlar.

Tedavisiz olgularda görme fonksiyonları azalabilir.

Page 26: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Trahom

Ülkemizin doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaşayan insanların yarısından fazlasının trahoma yakalandığı 1925’lerde, soruna çözüm bulmak amacıyla Sağlık Bakanlığınca bir kontrol programı başlatılmış ve dünyaya örnek olan başarılı çalışmalar yapılmıştır.

1997 yılında uygulamaya konulan yeni “Trahom Kontrol Programı” birinci basamak sağlık kuruluşlarınca yürütülmektedir.

Yeni veri kayıt sistemine göre 1997 yılında 10 ilde 1595 kişide aktif trahom olgusu bildirilmiştir.

Page 27: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

SITMA (MALARYA)

Dünyadaki en önemli paraziter infeksiyon hastalığıdır. İnsanlara genellikle anofel türü dişi sivrisineklerle bulaşır. 45o kuzey ve 40o güney enlemleri arasında kalan, tropikal ve subtropikal bölgelerde; bataklıklara komşu alanlarda sık görülür.

40 yıl önce sadece Afrika’da sıtmaya bağlı olarak yılda 2.5 milyon kişi ölmekteydi. Sıtma günümüzde Afrika’da 5 yaş altındaki çocuk ölümlerinin ilk beş nedeninden biridir ve yılda ortalama 1 milyon çocuk bu hastalık nedeniyle hayatını kaybetmektedir.

Buna karşılık Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya’dan eradike edilmiştir.

Page 28: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR
Page 29: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Sıtma Sıtma olgusu saptanan illerin başında Diyarbakır,

Batman, Adana ve Şanlı Urfa gelmektedir. Kuluçka süresi ortalama 14 - 30 gündür. Üşüme-titreme, yüksek ateş ve bol terleme ile

karakterize sıtma nöbeti, akut sıtmanın en önemli belirtisi olup; yurdumuzda sık görülen vivax sıtmasında 48 saatte bir tekrarlar. Hastaların çoğunun dudakları uçuklar (herpes labialis).

Sıtma küçük çocuklarda daha ağır seyreder. Gebelikte de daima ağırlaşmaya meyillidir; düşük

(abortus) ve erken doğum sık görülür.

Page 30: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR
Page 31: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Sıtma

Parmak ucundan alınan bir damla kanın boyalı mikroskobik tetkiki ile çok kısa sürede kesin teşhisi konulabilen bir hastalıktır.

Her ateşli sıtma hastası yatırılmalı, bol sulu içecek (limonata vs) verilmeli, klinik belirtilere göre semptomatik tedavi (kan transfüzyonu, demirli preparatlar, beslenme vs) uygulanmalıdır.

İlaç tedavisi; Chloroquine ve Primaquine adlı ilaçlarla yapılır.

Page 32: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR
Page 33: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Sıtma - Korunma Endemik bölgelerde taramalar yapılarak sıtmalılar

belirlenmeli ve tedavi edilmelidir. Nüfus hareketleri önlenmeli, Endemik bölgeye gidenlere profilaktik olarak

haftada bir kez, 2 tablet (300 mg baz) chloroquine veya 1 tablet (25 mg) pirimetamin verilmelidir.

Bilinçli ve etkili sivrisinek mücadelesi yapılmalıdır. Bu amaçla İnsektisitlerle (DDT, Fenitritation, Malation, Popoxur, vb) ve şahsi korunma yöntemleri (Cibinlik, pencerelere tel, sinek kaçırıcı ilaçlar) ile erişkin sivrisineklere karşı tedbir alınmalıdır.

Page 34: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Sıtma - Korunma Larvalara karşı durgun sular ve bataklıklar

kurutulmalı, nehir yatakları düzenlenmeli, özellikle pirinç ekimi bilimsel usullerle yapılmalı,

Ayrıca havuz ve göl gibi su birikintileri sık sık dalgalandırılıp, larvaların barınmasına elverişsiz hale getirilmeli,

Su birikintilerinde larva yiyen Gambusia veya Respora cinsi balıklar yetiştirilmeli,

Kurutulamayan su birikintilerinde larvaların nefes almasına engel olmak için petrol ürünleri kullanılmalıdır.

Page 35: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR
Page 36: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Şistosomiazis (Bilarhiazis)

Şistosomiazis, sıtmadan sonra, toplum sağlığını etkileyen ikinci sıklıktaki paraziter hastalıktır.

Dünyada 200 milyon insan şistosomalarla enfekte olup; 600 milyon insan da risk altındadır.

Şistosomalar ağırlıklı olarak tropikal ve subtropikal bölgelerin en önemli sorunlarındandır.

Bir yörede şistosoma enfeksiyonu olabilmesi için parazitli insanların bulunması, ortamın sulak olması, çevrede yumuşakçaların bulunması ve ısının 25oC dolaylarında olması gereklidir.

Page 37: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Şistosomiazis

Enfeksiyon, serbestçe yüzen larvaların ciltten girmesi ile ortaya çıkar. Ateş, titreme, öksürük ve kas ağrıları vardır.

Hastalığın şiddeti, vücuda giren parazit sayısı ile doğru orantılıdır.

Parazitin deriden girdiği bölgede papilloma, ödem, ciltte döküntü ve kaşıntı ile lenf bezlerinde şişlik görülür. Parazitin gelişimine paralel olarak 2 ay sonra baş ağrısı, yaygın vücut ağrıları, ateş, titreme, sindirim bozuklukları; kc ve akc belirtileri ortaya çıkar.

Çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği..

Page 38: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR
Page 39: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

ŞistosomiazisKorunma;

Hastaların tedavisi, İnsan çıkartılarının kontrol altına alınması, Ara konakların ortadan kaldırılması, Hastalığın görüldüğü bölgelerdeki sularda

yüzmekten veya oynamaktan kaçınılması, Sanitasyonun düzeltilmesi, Suların kontaminasyonunun azaltılması ve Sularda çalışan insanların eğitilmesi ile mümkündür.

Page 40: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

ARSENİK ZEHİRLENMESİ Pek çok suda bir miktar arsenik bulunabilir. Dünya Sağlık Örgütü kriterlerine göre içme

suyundaki arsenik miktarı < 0.01mg/L olmalıdır. Arsenikten zengin içme suyunu uzun süre (5-20 yıl)

kullanan kişilerde arsenik zehirlenmesi ortaya çıkar. Arsenikozda; ciltte renk değişikliği, el ayası ve ayak

tabanında sertleşme, cilt kanserleri; mesane, böbrek ve akciğer kanserleri; ayak ve bacaklarda damar hastalıkları; ayrıca diabet, hipertansiyon ve üreme bozuklukları oluşabilir.

Page 41: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Arsenik zehirlenmesi

Toksik bir element olan arseniğin, ciltten emilimi yok denecek kadar azdır.

Dolayısıyla arsenikli su ile el yıkama, çamaşır yıkama, temizlikte kullanma ve banyo yapmada insan sağlığı açısından bir sakınca yoktur.

Doğal arsenik kontaminasyonu Arjantin, Bangladeş, Şili, Çin, Meksika, Tayland ve ABD gibi birçok ülke için sorun teşkil etmektedir.

Bangladeş’deki sığ su kuyularının %27’sinde yüksek düzeyde (~0,05 mg/L) arsenik saptanmıştır.

Page 42: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Florozis

İçme suyu ile aşırı miktarda flor alınması, diş ve kemikleri etkileyen florozise neden olabilir.

DSÖ, florun 1.5 mg/L düzeyine kadar olan miktarlarını kabul edilebilir bulmuştur.

Orta derecedeki alımlar dişler üzerine etkili olurken, uzun süre yüksek miktarlarda flor alınması ağır iskelet problemlerine yol açabilir.

Klinik dental florozis, dişlerde boyanma ve noktalanma ile karakterizedir.

Page 43: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

Florozis Akut yüksek doz flor maruziyetinde; ani karın ağrısı,

aşırı tükürük salgılanması, bulantı ve kusma; ayrıca nöbetler ve kas spazmları görülebilir.

İskelet florozisinin erken belirtileri, eklemlerde ağrı ve hareket kısıtlılığıdır.

Ağır olgularda kemik yapısı değişebilir, ligamentler kalsifiye olabilir ve ağrılar ortaya çıkar.

Page 44: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

FlorozisKorunma

İçme suyundan aşırı florun arındırılması pahalı ve zordur.

Bu nedenle tercih edilen yöntem, kabul edilebilir flor düzeyine sahip güvenli su kaynaklarının bulunmasıdır.

Anne sütündeki flor miktarı düşük olduğundan, annelerin bebeklerini anne sütü ile beslemeleri konusunda bilgilendirilmeleri çok önemlidir.

Page 45: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

BAZI HİJYEN KURALLARI Başkalarının (hastaların) kan, tükürük, idrar, dışkı

gibi atıkları ile doğrudan temas etmemeye özen gösterilmeli; eldiven giyilmelidir.

Hastaların kullandığı malzemeler, öncelikle kirleri temizlendikten sonra sabunlu su (veya deterjan) ile iyice yıkanmalı; durulama sonrası dezenfektan solüsyon içinde bekletilmelidir.

İdrar veya dışkı ile bulaşmanın muhtemel olduğu hallerde, mümkünse hastalık iyileşene kadar hastanın kullanacağı tuvalet (klozet) ayırılmalıdır.

Page 46: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

BAZI HİJYEN KURALLARI

Tuvalet tek ise, hastanın her kullanımından sonra bir dezenfektanla temizlenmelidir.

Tarak, jilet, diş fırçası, şapka, iç çamaşırı, yatak takımları gibi özel eşyalar ortak kullanılmamalı,

Risk altındaki kişiler aşılanmalıdır. Özellikle çocukluk çağı hastalıklarını ve Hepatit

B’yi geçirmemiş kişiler ile sağlık personelinin aşılanmaları gereklidir.

Page 47: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

KURU ve TEMİZ YERLERDE MİKROPLAR UZUN SÜRE BARINAMAZ!

Bu nedenle hiçbir zaman ortamı kirli ve nemli bırakmayınız!

Temizlik ve bulaşık bezlerini kapalı ortamda ıslak ve sıkılı halde bırakmayınız,

daima açarak havadar bir yere asınız ve kuru muhafaza ediniz!

Page 48: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR

EL YIKAMA Kendimizi ve çevremizdeki insanları bulaşıcı

hastalıklardan koruma amacıyla almamız gereken önlemlerin başında el yıkama gelir.

Elleri sabunla köpürterek ve ovalayarak yıkamak en iyi temizlik yöntemidir.

Kalabalık yerlerde mümkünse sıvı sabun kullanılmalı veya sabunluklar süzgeçli olmalıdır.

Toplu yaşam mahallerindeki lavabolarda elleri iki kez sabunlamakta yarar vardır.

Sabunluğa bırakılmadan önce sabun, suyun altına tutularak köpüğü akıtılmalıdır.

Page 49: SULARLA  İLİŞKİLİ  HASTALIKLAR