sivi-elektrolİt ve asİd-baz dengesİzlİklerİ · sivi-elektrolİt dengesİ sağlıklı ve normal...

67
SIVI - ELEKTROL İ T VE AS İ D - BAZ DENGES İ ZL İ KLER İ İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ DR.ÖĞR.ÜYESİ ASLI GENÇ İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ ARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ ÜMÜ İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ

Upload: others

Post on 22-Jan-2020

27 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

SIVI-ELEKTROLİT VE ASİD-BAZ

DENGESİZLİKLERİ

İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ

İSTANBUL GELİŞİM ÜNİVERSİTESİ

HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ

İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ

DR.ÖĞR.ÜYESİASLI GENÇİÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ

ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ

ARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ

ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ

ÜMÜ

İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ DERSİ

ÖĞR.GÖR. ASLI GENÇ

SIVI-ELEKTROLİT DENGESİ

Sağlıklı ve normal vücut işlevleri, sıvı ve

elektrolit dengesine dayanır.

Erişkin bir insanda vücut ağırlığının

yaklaşık %50-60’ı sudur ve bu su miktarı

yaşa, cinse, kiloya vs. göre değişir.

Vücut sıvıları da hücre içi ve hücre dışı

sıvılar olarak ikiye ayrılır.

Suyun Vücuttaki Fonksiyonu

Hücre metabolizması için ortam sağlar.

Maddelerin hücre içine ve hücre dışına taşınmasını sağlar.

Hücre fonksiyonları için gerekli katı maddelere çözücü görev yapar.

Vücut ısısını düzenler.

Vücut sıvılarının fiziksel ve kimyasal devamlılığını sağlar.

Besinleri moleküllere ayırır (hidroliz), böylece sindirime yardım eder.

Kan volümünü sağlar.

Vücuttan artık maddelerin atılabilmesi için gerekli ortamı sağlar.

TOTAL VÜCUT SUYU

YAŞ TOTAL VÜCUT SUYU

Yeni Doğan %70-80

1Yaş %64

Puberte-39 yaş Erkek:%60

Kadın:%52

40-60 yaş Erkek:%55

Kadın:%47

60 yaş ve üzeri Erkek:%52

Kadın:%46

VÜCUT SIVILARININ BÖLÜMLERİ (ERİŞKİNDE)

Vücut Sıvı Bölümleri Vücut Ağırlığına Oranları

TotalVücut Suyu %60-80

İntraselüler Sıvı %40

Ekstraselüler Sıvı

• İntertisyel sıvı

• İntravasküler sıvı

• Transselüler sıvı

(sindirim salgıları, BOS, idrar ,

ter, intraokuler sıvı)

%20

%15

%5

%1

24 saatte normal koşullarda alınan-kaybedilen su

miktarı (Erişkinde)

Organizmaya Alınan Sıvı

Gün/m

Organizmadan Çıkarılan

Sıvı

Gün/ml

Yiyeceklerle

(Eksojen)

1000 Deri ile 500

Oksidasyonla

(Endojen)

300 Akciğerlerle 350

Sıvılarla 1200 Feçesle 150

İdrarla 1500

TOPLAM + 2500 TOPLAM -2500

Kanın Hidrostatik Basıncı

Kapillerdeki kan hücrelerinin ve plazmanın basıncıdır.

Sıvıyı damar dışına iten kuvvettir.

Basınç arteriyollerde 32mmHg, venüllerde 12 mmHg’dır.

Kolloid Osmotik Basınç (Onkotik Basınç)

Plazma proteinlerinin osmotik basıncıdır.

Sıvıyı damar içinde tutmaya çalışır.

22 mmHg civarındadır.

Sıvı-Elektrolitlerin Hareketi

Filtrasyon Basıncı

Hidrostatik basınç ile onkotik (kolloid

osmotik) basınç arasındaki farkla oluşur.

HB-OB=FB arteriyollerde 32-22=+10mmHg

venülde 12-22=-10mmHg

Sıvı-Elektrolit Dengesinin

Değerlendirilmesi Fizik Muayene

Anamnez ile birlikte fizik muayene önemlidir. Deri turgoru, mukoz membran durumu, periferik nabız, kan basıncı, boyun venleri, idrar miktarına bakılır.

Labaratuvar Bulguları

Hematokrit, idrar yoğunluğu, BUN/kreatininelektrolit seviyelerine bakılır.

Hemodinamik Ölçümler

Santral venöz basınç

SIVI VOLÜM DENGESİZLİKLERİHipovolemi

Dolaşımda etkili sıvı volümünün azalması

ile görülen bozukluktur.

Su ile birlikte elektrolit kayıpları da olur.

Serum sodyum değerine göre hipovolemi;

hipernatremik, hiponatremik ve

izonatremik olarak üçe ayrılır.

Hipovolemiye eşlik eden serum sodyum

değerindeki değişiklikler klinik bulguları

değiştirebilmektedir.

Hipovoleminin Nedenleri

Nazogastrik drenaj, fistül,cerrahi drenaj,

kusma, diyare

Kanama, devamlı yüksek ateş, aşırı

terleme

Yanık, peritonit

İdrar ile aşırı sıvı kaybı: Diüretik ted., ADH

eksikliği

Hipovoleminin Belirtileri

Postüral hipotansiyon, taşikardi, filiform

nabız, şok

Boyun venlerindeki dolgunluğun. deri

turgorunun

Oligüri ve ciddi vakalarda anüri, metabolik

asidoz

Hafif hipovolemide bitkinlik, iştahsızlık,

bulantı, baş dönmesi ve senkop,

Stupor ve koma

Hipovolemide Tedavi ve Hemşirelik

Bakımı Hipovolemi tedavisinde hastanın sıvı ihtiyacı

hesaplanarak sıvı tedavisine başlanmalıdır. Ciddi dolaşım yetersizliği olmadıkça sıvı replasmanı, pulmoner ve periferal ödeme neden olmamak için dikkatli ve yavaş yapılmalıdır.

Kan kayıpları mutlaka kan ile tamamlanmalı, diğer kayıplarda ise tercihen Ringer Laktat ve Isolayte-M gibi dengeli solüsyonlar kullanılmalıdır.

Hipovolemi tedavisinde kullanılan sıvı miktarı, veriliş hızı hastanın klinik yanıtına göre ayarlanmalıdır.

Hemşire en az 8 saatte bir (gerekirse saatlik) idrar miktarı ve sıvı girişini yakından izlemelidir.

Vital bulgular 2-4 saat arayla izlenmelidir.

Günlük kilo takibi yapılmalıdır.

Deri turgoru kontrolü yapılmalıdır.

Serebral perfüzyonun azalmasına bağlı mental durumda değişiklikler olabilir. Bu nedenle hemşire mental durumu da yakından izlemelidir.

Hipervolemi

Hücre dışı sıvı artışıyla karakterize volüm

bozukluğudur.

Hücre dışı sıvı volümü sodyum tarafından

belirlendiği için hipervolemide sodyum da

artar.

Hipervoleminin Nedenleri

Böbrek yetmezliği

Konjestif kalp yetmezliği

Siroz

İyatrojenik

Hipervoleminin Belirtileri

Sodyum retansiyonu nedeniyle hipertansiyon

Konvülsiyon

Akciğer ödemi

Boyun venlerinde dolgunluk

Gode bırakan ödem

Santral venöz basınçta artış

Taşikardi

Vücut ağırlığında artış

Hipervolemide Tedavi ve Hemşirelik

Bakımı Altta yatan nedene yönelik tedavi

uygulanmalıdır. Hipervolemide sodyum

kısıtlaması gereklidir.

Diüretikler verilir. Diüretik tedavisi

hipervoleminin ciddiyeti, böbrek

fonksiyonlarının durumuna göre

yapılmalıdır.

Hastanın böbrek fonksiyonları bozulmuşsa

diyaliz gerekebilir.

Hemşire mutlaka aldığı-çıkardığı sıvı izlemi

yapmalıdır.

Günlük kilo takibi yapılmalıdır.

Hemşire ödem kontrolü yapmalı, ödemin

derecesini, hangi bölgelerde olduğunu

gözlemleyip kayıt etmelidir.

Parenteral sıvı tedavisi yapılan hastalarda

akciğer ödemi açısından dikkatli

olunmalıdır.

Ödem

Ödem: Ekstraselüler sıvının artarak

interstisiyel alanda toplanmasıdır.

Ekstraselüler alanda hem su hem de Na

aynı oranda artmış, kanın onkotik basıncı

düşmüştür (hipoalbüminemi)

Ödem Nedenleri

Kapiller permeabilitenin artması: Allerjik

reak., yanık

Hidrostatik basıncın artması: Konjestif

kalp yetmezliği, venlerin tıkanması

Plazma proteinlerinin azlaması (onkotik

basıncın azalması): Nefrotik sendrom,

yanık, malnutrisyon, kronik diyare, siroz

Lenfatik drenajın azalması: Lenf nodlarının

kanseri, elefantiyazis (lenflerin tıkanması)

Ödemin Belirtileri

Kilo artışı

TA normal veya artmış, taşikardi, dispne

Ekstiremitelerde şişlik (yumuşak ödem)

Baş ağrısı, konfüzyon

Göz kapaklarında şişlik

Ödem Tedavisi ve Hemşirelik Bakımı

Na ve sıvı alımını kısıtlanır.

Diüretik tedavisi yapılır.

Hipoalbüminemi varsa yeterli protein alımını sağlama/human albumin infüzyonu.

Yaşam bulguları takibi, aldığı-çıkardığı sıvı takibi, kilo takibi yapılır.

Ödemli bölgeler basınçtan korunur.

Uygun cilt bakımı yapılır.

Parenteral sıvı verilen hastayı sıvı akış hızı ve hidrasyon yönünden gözlemlenir.

Pulmoner ödem ve serebral ödem belirtileri yönünden hasta gözlemlenir.

ELEKTROLİT DENGESİZLİKLERİ

Elektrolitlerin Vücuttaki Fonksiyonları

Normal hücre metabolizmasının sürdürülmesi

Su ile birlikte hücre içi ve dışı bölümlerdeki

ozmolaritenin devamının sağlanmasını

Asit-baz dengesinin düzenlenmesini

Nöromuskuler irritabiliteyi sağlar

EKSTRASELÜLER SIVININ BAŞLICA Katyonu Na+

Anyonu Cl- ve HCO3

INTRASELÜLER SIVININ BAŞLICA

Katyonu K+ ve Mg

Anyonu PO4 ve proteinler

Katyonlar ; elektrolitlere ait tumfonksiyonlarda

Anyonlar; asit-baz dengesinin devamında rol oynar

HİPONATREMİ

Su kaybıyla birlikte ya da olmaksızın hücre

dışı bölmede sodyumun 135mEq/lt’nin

altına düşmesine denir.

Sodyumun organizmada bir çok görevi

vardır. Plazma ve hücreler arası bölümde

sıvı volümünü sağlar. Potasyum ve

kalsiyum ile birlikte nöromuskuler iletileri

sağlar.

Hiponatremi Nedenleri

Kusma, ishal ve GİS fistülleri

İleus, peritonit

Diabetik ketoasidoz

Bol sıvı yüklemesine karşın az tuz

verilmesi

Uzun süre tuzsuz diyet uygulaması

Aşırı terlemeler

Hiponatremide Belirti ve Bulgular

Kas krampları, kas seyirmesi

Serum Na135mEq/L’nin altına inmesi

Algılama güçlüğü,

Konvulsiyon,

Diyare,

Abdominal kramplar

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Şiddetli hiponatremilerde fazla su verilmek istenmiyorsa %3-5’lik NaCl solüsyonu uygulanmalıdır.

Hiponatremi uzun sürede gelişmişse , sodyum açığı yavaş yavaş %0,9’luk NaCl solüsyonu ile kapatılmalıdır.

Su atılımını arttırmak için diüretikler kullanılabilir.

Aldığı-çıkardığı ölçülür,

Her gün tartılır,

Diyetinin planlanması ve devamının sağlanması (Naiçeren besinler önerilir),

Vital bulguların alınması ve kayıt edilmesi,

Labaratuar bulguları izlenir.

Santral sinir sistemi bulguları açısından takip edilmelidir (laterji, konfüzyon, kas krampları).

HİPERNATREMİ

Serum Na: 145mEq/L’nin üzerinde olması.

Nedenleri

Na+ 'un diyetle veya tedavi amacıyla fazla

verilmesi,

Atılımında yetersizlik olması

Aşırı terleme

Diabetes insipitus

Sıcak çarpması

Deniz suyunda boğulma

Hipernatremide Belirti ve Bulgular

Huzursuzluk

Laterji

Baş dönmesi

Dezoryantasyon

Konvülsiyon

Stupor

Koma

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Su ve tuz kısıtlaması yapılır.

Glomerüler filtrasyon hızı düşükse diyaliz

yapılabilir.

Aldığı-çıkardığı sıvı takibi yapılır.

Hemşire mutlaka hastanın yeterli sıvı alıp

almadığını kontrol etmelidir.

Serum Na düzeyleri izlenir.

Mental bozukluklar kontrol edilmelidir.

HİPOKALEMİ(HİPOPOTASEMİ)

Serum K düzeyi 3,5 mEq/L’nin altında

olmasıdır.

Potasyumun başlıca görevi iskelet kası ve

miyokardın uyarılmasını sağlamaktır.

Potasyum düzeyindeki değişiklik kalbin

uyarılmasına ve ritminin bozulmasına yol

açar.

Hipokaleminin Nedenleri

Böbreklerden aşırı potasyum kaybı

Potasyumdan fakir sıvılarla uzun süre

yapılan tedaviler

Kusma, ishal

Hiperinsülinemi, hiperaldesteronizm gibi

durumlarda potasyumun hücre içine

girmesi

Hipokalemide Belirti ve Bulgular

Adele zayıflığı, paralizi, tonüs azalması,

uykusuzluk, reflekslerde azalma, bulantı-

kusma,

Barsak seslerinin azalması veya kaybolması,

abdominal gerginlik, hipotansiyon,

Kardiyak aritmiler, EKG değişiklikleri, kalp

durması

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı Hipokaleminin nedenleri araştırılmalıdır.

K+ hemen ağız veya IV yol ile tamamlanır.

K+'dan zengin yiyecekler önerilir (greyfurt, muz, kavun, portakal, incir, uzum, fındık, patates, kakao, süt, havuç, tavuk, dana eti, taze fasulye)

Potasyum IV yol ile st. 8-10 mEq/l'den fazla verilmemeli ve serum fizyolojik içinde perfüzyon seklinde ve infüzyonpompası ile uygulanmalıdır.

Hemşire hipokalemi açısından risk altındaki hastaları dikkatli bir şekilde gözlemlenmelidir.

İdrar miktarı dikkatli bir şekilde ölçülüp kayıt edilmelidir.

Oral yolla potasyum klorür tabletleri veriliyorsa ilaç saatleri düzenli aralıklarla olmalı ve idrar çıkışı mutlaka kontrol edilmelidir.

Nabız 15-20 dk'da bir kontrol edilmeli, EKG değerlendirmesi hiper- ve hipopotasemi kontrolü için dikkatli yapılmalıdır.

HİPERKALEMİ (HİPERPOTASEMİ)

Serum K düzeyi 5,5 mEq/L’nin üzerinde olmasıdır.

Hiperkalemi böbrek fonksiyonları ormal olan hastalarda görülme sıklığı azdır.

Hiperkalemi görülme sıklığı hipokalemidendaha azdır.

Genellikle serum potasyum düzeyi 6mEq/L’nin üzerine çıktığında belirtiler görülmeye başlar. EKG’de T dalgası sivrileşir, QRS kompleksi genişler ve P-R aralığı uzar.

Potasyum artışı çok hızlı ise kalp bloğu, ventriküler fibrilasyon ve arrest gelişir.

Hiperkalemi Nedenleri

Akut ve kronik böbrek yetmezliğinde

Metabolik ve solunumsal asidozda

Aşırı potasyum verilmesinde

Hücre yıkımı, rabdomiyoliz, hücre yıkımı

durumlarında

Massif banka kanı transfüzyonlarında

Hiperkalemide Belirti ve Bulgular

Bulantı-kusma, oliguri, kas zayıflığı, kas ve

solunum felçleri, bradikardi.

Ventriküler fibrilasyon ve kalp durması,

EKG değişiklikleri görülür.

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Plazma potasyumu 7 mEq/L’yi geçti ise kalbi korumak için 10-30 ml %10 kalsiyum glukonat yapılır.

Potasyumun hücre içine girmesini sağlamak amacıyla insülinden yararlanılır. Bu amaçla %10-20l lik glukoz çözeltisi içine 5 gr glukoz için 1 ünite kristalize insülin koyularak IV yolla yavaş verilir.

İyon değiştirici reçineler oral ya da lavman yoluyla verilebilir.

Tüm bu yollar işe yaramıyorsa diyaliz yapılabilir.

Vital bulgular, aldığı-çıkardığı, deri turgoru, mukozaların durumu ve dehidratasyon bulguları izlenir.

İlave K formları veya K tutucu diüretiklerden kaçınmak.

Serum elektrolit değerine bakılır, EKG bulguları dikkatle izlenir.

K alımı kısıtlanır.

Ağızdan uygun gıdalar alması için teşvik edilir.

HİPOKALSEMİ

Serum Ca++ düzeyi 4,5mEq/L’nin altında

olması.

Vücuttaki kalsiyumun %99’u kemikler ve

dişlerde diğer %1’i ise kanda

bulunmaktadır.

İyonize kalsiyum kas ve kardiyak uyarım

üzerinde önemli etkileri vardır.

Hipokalsemi Nedenleri

Cerrahi hipoparatiroidzm

D vit eksikliği, yetersiz Ca++ alımı

Akut pankreatit

Aşırı miktarda sitratlı kan verilmesi

Renal fonksiyon bozukluğu

Hipokalsemide Belirti ve Bulgular

Ağız çevresi ve parmak uçlarında uyuşma

Kemik ağrısı, kemik kırıkları

Kramplar, tetani,

Ekstremitelerde karıncalanma, çift görme,

Kanamaya eğilim,

Kas spazmı,

Özellikle larenks spazmı öldürücü olabilir.

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Ca oral veya IV verilir. Kalsiyum laktat, kalsiyum glukonat, kalsiyum klorür %5 dekstroz içinde verilmeli, fosfat ya da karbonat içeren sıvılarla verilmez.

Kalsiyum tuzlarının damar yoluyla hızlı bir şekilde verilmesi kardiyak arreste neden olabilir. Özellikle dijital alan hastalarda infüzyon yavaş yapılmalıdır.

EKG monitörize edilmelidir.

Kan kalsiyum düzeyleri izlenmelidir.

Hafif düzeyde kalsiyum eksikliklerinde oral yolla kalsiyum ve D vitamin desteği yapılmalıdır.

Osteoporoz riski olan grupları diyetle Ca almaları için eğitme (menapozdaki kadınlar)

Larenks spazmı olabileceğinden hava yolu açıklığı izlenmelidir.

Konvülsiyon gelişen hastalarda yaralanma açısından dikkatli olunmalıdır.

HİPERKALSEMİ

Serum Ca++ düzeyi 5mEq/L’nin üzerinde olması.

Hiperkalseminin Nedenleri

Hiperparatiroidizm

Kemik tümörleri

Yüksek dozlarda D vit. alınması

Ca içeren antiasitlerin ve Ca ilavesinin fazla kullanılması

Thiazid grubu diüretiklerin fazla kullanılması

Uzamış yatak istirahati

Hiperkalsemide Belirti ve Bulgular

İştahsızlık, bulantı-kusma,

Konstipasyon, susama hissi, dehidratasyon,

Kas - zayıflığı, kemik ağrıları

Mental durgunluk, konfüzyon, koma

Böbrek taşı

EKG’de QT aralığının kısalması

Kaşıntı, oküler değişiklik

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Primer hastalığın tedavisi esastır.

Ca ve D vit alımı kısıtlanır.

IV serum fizyolojik uygulanır (kalsiyumun dilüe edilmesi için).

Gerekirse furosemid grubu diüretik verilerek kalsiyum atılımı arttırılır.

Miyeloma, lenfoma, lösemili hastalarda gelişen kronik hiperkelsemili hastalarda hiperkalsemin tedavisi için kortikosteroidler kullanlır.

Oral yolla yeterli sıvı alımına teşvik etme.

Süt ürünleri ve diğer Ca içeren besinlerin tüketimine dikkat edilmelidir.

Uzun süren hiperkalsemi veya immobilizasyon durumlarında böbrek taşı oluşumunu önlemeye yardım edilmelidir.

Hasta ve ailesi hareket etme ve bol sıvı alma konusunda bilgilendirilmelidir.

Mental değişiklikler yönünden hasta izlenmelidir.

ASİD-BAZ DENGESİZLİKLERİ

Vücutta sabit tutulan fizyolojik parametrelerin en önemlilerinden biri H yoğunluğudur.

H+ iyonu konsantrasyonundaki değişiklikler yaygın organ disfonksiyonuna yol açabileceğinden, H+ vücut sıvılarında sıkı bir şekilde regüle edilir. Bu regülasyona asit-baz dengesi denir.

H+ iyon yoğunluğunu anlayabilmek için pHterimi kullanılır.

Solüsyonların H+ iyonu yoğunluğu yükseldikçe pH düşer.

pH'ı 7'den küçük eriyikler - ASİT

Ph'ı 7'den büyük eriyikler - BAZ - Alkalen

Kan pH'ı - 7.35-7.45 (Alkalen)

Mide pH'ı- 1-2 (ASİT)

İdrar pH'ı 4.5-8.0

Asidoz ve Alkaloz

Vücut sıvılarında H+ iyonunun artmasına

(Ph düşük) asidoz denir.

Vücut sıvılarında H+ iyonunun azalmasına

(pH yüksek) alkaloz denir.

Asidoz ve alkalozun oluşma nedeni

akciğer hastalıkları ise olaya solunum

asidozu veya alkalozu, metabolik veya

böbrek hastalıkları ise metabolik asidoz

veya alkaloz denir.

Tampon Sistemleri

Vücutta hidrojen iyonlarında bir değişiklik

olduğunda pH’ı normal sınırlarda

tutabilmek için bazı kontrol mekanizmaları

vardır. Hidrojen iyonları hücre içi ve hücre

dışı tampon sistemleri ile tamponlanır.

Bikarbonat karbondioksit tampon sistemi,

fosfat tampon sistemi, protein tampon

sistemi, hemoglobin tampon sistemi,

böbrekler ve akciğerler.

ASİD-BAZ DENGESİZLİĞİNİN TANISI

İlk adımda kan Ph’ı değerlendirilir.

Normal değeri

ASİDOZ 7.35-7.45 ALKALOZ

İkinci adım pCO2 değeri kontrol edilir.

Normal değeri

ALKALOZ 36-44 mmHg ASİDOZ

Üçüncü adım HCO3 değeri kontrol edilir.

Normal değeri

ASİDOZ 22-26mmHg ALKALOZ

Son olarak pO2 değeri kontrol edilir.

Normal değeri

(Oda hava) 80-100mmHg↓→Hipoksemi O2 tedavisi

ASİD-BAZ DENGESİBOZUKLUKLARI

Metabolik Asidoz

Plazma bikarbonat yoğunluğunun

düşmesiyle birlikte hidrojen iyon

yoğunluğunun artması ve pH’ın

düşmesiyle karakterize asit-baz dengesi

bozukluğudur.

Metabolik Asidozun Nedenleri

Bikarbonat kaybı: Renal tübüler asidoz,

diyare,

Organik asit üretiminin artması:

Ketoasidoz, laktik asidoz, açlık, sepsis

Asit atılımının azalması: Böbrek yetmezliği

Organik asitlerin (ASA, sitrik asit) veya

vucutta organik asite dönüşen maddelerin

alınması: Metanol vs.

Metabolik Asidozda Belirti-Bulgular

Kussmaul solunum, hiperventilasyon

Bulantı-kusma

Hipotansiyon

Kardiyak ritim bozukları

Baş ağrısı-şuur bozukluğu-koma-ölüm

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Metabolik asidozıun nedeni bulunmalı ve tedavi planlanmalıdır.

Tedaviye karşın asidoz devam ediyorsa alkali tedavisi uygulanır. Bunun için sodyum bikarbonat kullanılır.

IV HCO3 verme: Plazma HCO3 15mEq/L’den düşük ise %0,9 NaCl/Laktatlı Ringer içinde HCO3/ sodyum laktat inf.

Sıvı, elektrolit dengesizliğini düzeltmek için gerekli sıvılar verilir,

Böbrek yetersizliği varsa hastanın düşük proteinli ve yüksek karbonhidratlı besinler alması sağlanır,

Aldığı-çıkardığı takip edilir.

Kan gazı takibi yapılmalıdır.

Dehidratasyonun belirti-bulguları kontrol edilir.

Glikoz, potasyum, diğer elektrolitler için laboratuar tetkiki.

Hasta elektrolit ve sıvı alması için cesaretlendirilir.

Şuur seviyesi kontrol edilir.

METABOLİK ALKALOZ

Vücutta plazma bikarbonat düzeyinin artması ya da hidrojen iyonlarının kaybına bağlı olarak gelişen duruma metabolik alkaloz denir.

Nedenleri

Uzun süren nazogastrik aspirasyon,

Kusma,

Diüretik tedavi ve kortikosteroidlerin alınmamasına bağlı olarak organizmadan H+ iyonlarının kaybedilmesi,

Anti asit tedaviye bağlı olarak bikarbonat iyonlarının aşırı birikimi.

Metabolik Alkalozda Belirti-Bulgular

Huzursuzluk, oryantasyon bozukluğu

Kas seyirmeleri, tetani, konvülsiyon

Hipoventilasyon, apne periyotları (Cheyne

stoks solunum), siyanoz

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Nedenin bulunması, uygun tedavinin planlanması

Sıvı ve klorür açığının kapanması gerekir. pH>7.55 ise HCl/Amonyum klorür/Ringer inf.

Sıvı ve elektrolit dengesizliği giderilir, potasyum kaybı varsa potasyum klorür verilir.

Bikarbonatın atılımı için ecetazolamide hekim istemine göre yapılır,

Vital bulguları, laboratuvar sonuçları dikkatle takip edilir.

Kan gazı takibi yapılmalıdır.

Bu hastalarda spazm ve konvülsiyonlar gelişebileceği için hastalar yalnız bırakılmamalı ve gerekli koruyucu önlemler alınmalıdır.

SOLUNUM ASİDOZU

Nedenleri

Solunum merkezinin inhibisyonu:ilaçlar(barbitüratlar, hipnotikler, trankilizanlar, narkotikler), uyku apne sendromu, intrakraniyalbasınç artışı,

Göğüs duvarının ve solunum kaslarının hastalıkları: Mysterna gravis, Multiple Skleroz, poliomiyelit, travma,

Hava yolu obstrüksiyonu: Laringospazm, astma, mekanik obstrüksiyon

Alveolar gaz değişiminin bozulması: akut akciğer ödemi, ARDS, pnomotoraks, hematoraks, KOAH

Solunum Asidozunda Belirti ve

Bulgular Pa CO2 yükselimiş, pH düşmüştür.

Kan basıncı, solunum ve nabız artar.

Aritmi

Oryantasyon bozukluğu

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Primer nedenin tedavisi (antibiyotik tedavisi, postüral drenaj)

Bronşial spamı önlemek amacıyla bronkodilatörlerverilebilir.

NaHCO3/Ringer Laktat/Na Laktat IV uygulama

O2 tedavisi ve elektrolit dengesizliğinin tedavisi

Hemşire hastanın yeterli sıvı alıp almadığını kontrol etmelidir.

Oksijen tedavisi yapılan hastalarda uygun bakım ve izlem yapılmalıdır.

SOLUNUM ALKALOZU

Nedenleri

Hiperventilasyon yaratan olaylar: anksiyete, histeri, kafa travmaları, SVO, akciğer ödemi/pnömonisi, karbonmonoksit zehirlenmesi,

Solunum merkezinin aşırı uyarılması: yüksek ateş, ensefalit, serebral tümör,

Metabolik olaylar: metabolik yetmezlik, salisat intoksikasyonu,

Ağır egzersizler

Solunum Alkalozunda Belirti ve Bulgular

Pa CO2 düşmüş, pH yükselmiştir.

Huzursuzluk

Anksiyete

Tetani, konvülsiyon

Tedavi ve Hemşirelik Bakımı

Primer nedenin tedavisi gereklidir

Psikoterapi

Hiperventilasyonun azaltılması için derin-

yavaş solunum yapılması öğretilir.

Torba/kese kağıdına solutma

Hastanın arteriyel kan gazları takip edilir.

SONUÇ: ASİD-BAZ DENGESİZLİKLERİ

pH H+ Bozukluk Kompan.

Metabolik

asidoz

HCO3 Pco2

Metabolik

alkaloz

HCO3 Pco2

Solunum

asidozu

Pco2 HCO3

Solunum

alkalozu

Pco2 HCO3

TEŞEKKÜRLER