sevgi kapısı sayı 6 haziran 2014

44

Upload: mustafa-kursat

Post on 24-Mar-2016

245 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

Okul Dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014
Page 2: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

İçindekilerEğitim Kadromuz..................................................................................01

Editörden& Başyazı.............................................................................2-3

İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mucip KINA İle Yapılanan Röportaj.........4-5

Buluşma Projesiyle Kesişen yollar........................................................6

Sakıp Sabancı Müzesinde Atölye Çalışmamız....................................7

Hobi Bahçemiz.......................................................................................8

Özbenlik..................................................................................................9

Engellilerde Sağlık zihin Engellilerde Obezite.............................10-11

Okul etkinlikleri...............................................................................12-13

İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün Okulumuza Ziyereti....................14

Hollanda’dan Okulumuza Ziyaret.......................................................15

23 Nisan Kutlamamız......................................................................16-17

Bağımsız Yaşıyorum........................................................................18-19

Çocuğumla Nasıl Vakit Geçirebilirim................................................20

İlginç Bilgiler..........................................................................................21

Özel gereksinimli Çocuklarda Sporun Önemi..................................22

Spor Aktiviteleri.....................................................................................23

Okul Gezileri....................................................................................24-25

Engellilerde Ağız ve Diş Sağlığı......................................................26-27

Korumalı iş yeri Tasarısı ve Özel Gereksinimli Bireylerin İstihdamı.....28-29

Rehberlik................................................................................................30

Velilerimize Özel Kahvaltı....................................................................31

Velilerin Kaleminde Okulumuz......................................................32-33

Tükenmişlik Diye Bir Sendrom Var...............................................34-35

Çocukların Dünyasında Bizler.............................................................36

Çocuğunuz Resimleriyle Bizlere Neler Anlatıyor..............................37

Okul etkinlikleri...............................................................................38-39

Farkındalık Orkestrası...........................................................................40

2014 Sayı: 6Sahibi / Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi adına Refik ESİNEditör/ Şebnem KÖMÜRKARAYazışma adresi/ Mevlanakapı Mh. Hacı Evliya Cami sk. No: 3 Şeheremi-ni/ FATİH

Web Sitesi: www.mevlanakapi.meb.k12.trTelefon: 0 (212) 585 06 73 Faks: 0 (212) 633 11 21grafik Tasarım/ Mustafa Kurşat 506 402 01 99Baskı/--Sevgi Kapısı 2569 Sayılı Teblliğler dergisi’nde yayımlanan sosyal etkin-likler yönetmeliğine göre hazırlanmıştır.

2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILINDAİZ BIRAKANLARA

TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİZ.

• Çocuklarımızın dengeli ve sağlıklı beslenmeleri için bize ücretsiz öğlen yemeği sağlayan İSTANBUL BÜ-YÜKŞEHİR BELEDİYESİ ANA MUTFAK YETKİLİ-LERİ ve ÇALIŞANLARINA;

• Okulumuz kermesine yer sağladıkları için ;İSTAN-BUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KÜLTÜR A.Ş. MÜDÜRLÜĞÜ MİNİATÜRK GEZİ PARKI YETKİ-LİLERİ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARINA;

• Okulumuza desteklerini hiç esirgemeyen FATİH BELEDİYESİNE ;

• Yeni okulumuzun Uygulama Evi ,Oyun Odası ve Müzik Odası Donanımını sağlayan İSTANBUL Tİ-CARET ODASINA ;

• 2013-2014 Eğitim –Öğretim yılı boyunca çocukla-rımızı güvenle taşıyan, il içi il dışı etkinliklerimizde servis desteği sağlayan DOĞANAY TURİZMİN YÖ-NETİCİLERİ Mustafa KAYKUM ,Cengiz AKSOY ,Hasan KUMANTAŞ ve DEĞERLİ ÇALIŞANLARI-NA ;

• Çocuklarımızın doğayla, toprakla rehabilitasyonu için okulumuza hobi bahçesi tahsis eden ARNA-VUTKÖY BELEDİYESİNE ve buna aracı olan Öznur AFŞAR ‘a;

• BULUŞMA PROJESİ kapsamında bize kapılarını açan MODERN SANAT MÜZESİNE ve bu proje ile bizimle işbirliği içine giren BEŞİKTAŞ YENİ LE-VENT ANADOLU LİSESİ ve ZİYA KALKAVAN DE-NİZCİLİK LİSESİNE

• Özel Gereksinimli Çocuklarımızın müze ve atölyele-rinde ağırlayan SABANCI MÜZESİNE ;

• Her zaman yanımızda olan OKUL AİLE BİRLİĞİ YÖNE-TİM KURULUNA ve TÜM VELİLERİMİZE

SONSUZ TEŞEKKÜRLERMevlanakapı

Özel Eğitim Uygulama Okulu ve İş Uygulama Merkezi

Page 3: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

3Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

“Sen taş, kaya ve mermer dahi olsan, eğer bir terbiyecinin (gönül sahibinin) eline düşersen cevher olursun…”

MEVLANA

Maşukiye gezimiz İzmit Yuvacık Barajına Gezimiz

Öğretmenlerimize Özel Ballı Kaya GezisiATV Turumuz Maşukiye

Eğitim Kadromuz

Page 4: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

4 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Editörden

“ Bir Kızılderili dede ile torunu evlerinin önünde oturmuş, biraz ötede boğuşan biri siyah diğeri beyaz iki köpeği

seyrediyorlarmış. Torunu sormuş: - Neden iki tane köpek besliyorsun? Dede yanıtlamış: -Onlar benim için iki simgedir evlat. İyilik ve kötülüğün simgesi... İyilik de kötülük de içimizde böyle sürekli mücadele eder durur.”Torun sorar: -Peki, sence hangisi kazanır mücadeleyi? ” Dede bilgece gülümser ve der ki: -Hangisi mi evlat? Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır...”

Merhaba;

2013-2014 eğitim öğretim yılında bir yıllık çalışma-larımızla bültenimizin 6. sayısı ile sizlerleyiz. Sizler bülteni-mizi incelerken her bir etkinlikte çocuklarımızın yüzlerinde-ki mutlu ifadeye tanık olacaksınız. Bu yeni sayımızda farklı konulara yer verdik: Öğret-menlerin mesleki tükenmişlik sendromu ile ilgili yaşam ko-çundan görüş aldık. Velilerin de eğitimin önemli bir paydaşı olduğunu düşünerek okulu veli gözüyle değerlendirmele-rini sağladık. Velilerimizin okul ile ilişkisini güçlendirmek ve kendi aralarındaki ilişkilerinin gelişmesi ve tecrübelerini paylaşmaları için çeşitli sosyal-kültürel aktiviteler düzenle-dik. (Özelikle bir velimizin, aile çevresi dışında başka insan-larla ilk defa kahvaltıda bir araya geldiğini itiraf etmesi bizle-ri çok etkiledi.) Çocukların biz yetişkinleri nasıl algıladıkları ile ilgili onlara sorular sorarak cevaplar aldık; çocukların, yetişkinlerin birer aynası olduklarını tekrar gördük. Özel gereksinimli çocuklarımızda önemli gördüğümüz sağlık so-runlarına değindik. Çocuklarımızın akranlarıyla birlikte ha-yatın içinde aktif olmalarını sağlayacak ve özel yetersizlikten etkilenmemiş bireylerde farkındalık oluşturabilmek amacıy-la kaynaştırma projelerine yer verdik. Farkındalık çalışmalarımızın temelinde; toplumun çocuklarımızı tanıması, ve dışlamaması amaçlanmaktadır. Toplum çocuklarımızı kabullendikçe, çocuklarımızın ve ai-lelerimizin hayata tutunma şansları yükseliyor. Bu amaçla okul olarak özel gereksinimli çocuklarımızın alışveriş mer-kezlerinde, sinemalarda, tiyatrolarda, kafelerde, müzelerde, parklarda vb... sosyal hayatın içinde aktif olmalarını amaçlı-yoruz. Özel gereksinimli bireylerimizi sadece Engelliler Gününde ve Engelliler Haftasında hatırlayıp sorunlarına de-ğinmek değil önemli olan onları diğer bireylerden ayırmadan sürekli hayatın içinde bağımsız birey olarak var edebilmektir. Aynı göğün altındayız nasılsa, aynı mavilikte serinliyoruz, aynı hayata “günaydın” diyoruz. Bu ayrıştırma neden? Payla-şımdır insanlığın özü… Bu dünyada bütün insanların ihtiyaç duyduğu en önemli şeyler sevgi, dostluk, paylaşım, güven, hoşgörü ve iyilik değil midir? Küçük bir tebessüm ve tatlı dil karşımız-

dakine verebileceğimiz en güzel hediyedir. İnsanlar birbirini sevmeli, şartlar ne olursa olsun sevmesini bilmeli. Şunu hiç bir zaman unutmamak gerekiyor: Olaylara koşulsuz sevgi ve iyilikle bakınca olaylar yumuşuyor… Yukarıda anlattığım hikâyeyi hatırlayın ne demişti yaşlı Kızılderili: “Ben hangisini daha iyi beslersem o kaza-nır...” Söylendiği anda dillerde naif bir tat bırakan bu söz ne kadar da doğru. Herkes iyiliğin sevginin, güzelliğin peşinden koşar ancak yakalamaktan çok yanında yürümeyi ister. Sev-gi de iyilik de yalnızlığı sevmez. Hep bir dost arar yanına. Sadık, el ele yürüyebileceği, masumiyetini gözlerinden oku-yabileceği, inançlarıyla kalplere dokunacağı birilerini ister… Senin gibi, bizim gibi… Bir olmanın gücüne kavuşmak, beraber mutluluğu yakalamak, ıslak çimlerde ayaklarımızda biriken enerjiyi toprağa bırakmak gibidir. … Değerlidir birlik olmak. Kim ol-duğumuza, ne olduklarına bakmadan her atan kalbi kucak-lamak... Kilolar, yaşlar, zekâ ölçümleri farklılık değil sadece matematiksel birer sayı görüp herkesi bir görebilmek… Özel gereksinimi olan çocuklarımız, kardeşlerimiz de masumiyetin en sıcak renkleri olarak toplumun en unutu-lan köşesini kaplarlar. Oysa onlar sosyal yaşam içinde sıcacık gülümsemeleriyle, umudun, sevginin, iyiliğin, mutluluğun taşıyıcılarıdır. Günlük koşuşturmacamızda farkında olamadığımız bu güzel çocuklara emek veren, onları yaşamlarına katan du-yarlı insanlara, onlara ve çalışmalarımıza katkı sunan kurum ve kuruluşlara, bültenin sizlere ulaşmasında emeği geçen eğitim kadromuza, desteğini hiçbir zaman esirgemeyen okul müdürümüz Refik ESİN’e, daima bize güvenen ve bülteni-mizde samimi paylaşımlarda bulunan velilerimize, masu-miyetleriyle bültenimizi renklendiren çocuklarımıza sonsuz teşekkürler… Koşulsuz sevgilerle, kalbimizdeki ve beynimizdeki engellerin kalkması dileğiyle... Selamlıyorum sizi. Sevgi ve iyilikle kalın...

Şebnem KÖMÜRKARA Müdür Yardımcısı

Page 5: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

5Sayı 6

Baş Yazı

Merhaba Değerli okurlar;

2013-2014 Eğitim öğretim yılının sonuna yaklaştığımız bu günlerde bültenimizin 6.sayısıyla karşınızda olmanın sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Mevlanakapı ailesi olarak bütün bir yıl boyunca yaptık-larımızı, yaşadıklarımızı ve geçmişimizde hoş bir anı ola-rak kalmasını istediğimiz anları sizlerle paylaşmak istedik.

Bültenimizde göreceğiniz gibi; özel gereksinimli çocuk-larımıza verdiğimiz akademik eğitimin pekişmesi, gerçek hayatta karşılık bulması ve toplumsal yaşama olumlu dav-ranış olarak yansıması için sosyal, kültürel ve sportif et-kinlikler gerçekleştirdik.

Özel çocuklarımızın kendilerini sanat yoluyla ifade etmelerini sağlamak, yetersizlikten etkilenmemiş akranla-rıyla bir araya getirip kaynaştırmak için müzeler ve diğer okullarla projeler yürüttük.

Bu projeler sonucunda gerek sözlü gerekse yazılı olarak aldığımız geri dönütlerde “bu özel çocukların farkında ol-madığım ve onları tanımadığım için kendimden utandım” diyen insanların mahcubiyetini gidermek için, suya atılan taşların yaydığı dalgalar misali toplumsal yaşamın her ala-nında olmak ve hayata dokunmak istedik.

Değerli okurlar, zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılma-sından sonra daha önce yaygın eğitim kapsamında olan 3. Kadememiz zorunlu hale geldi. Artan talep nedeniyle mevcut okullarda sıkıntılar yaşandı. 2014-2015 eğitim öğretim yılında açılacak yeni binamızda bu sıkıntıları aşa-cağımızı düşünüyorum. Ancak 3. Kademeden (İş Uygula-ma Merkezi) mezun olan öğrencileri tekrar eve ve sokağa göndermememiz için somut, uygulanabilir projeler geliş-tirmemiz gerektiğine inanıyorum.

Engelli memur ve işçi seçme, yerleştirme sınavı ve İş-Kur kanalıyla özel ve kamuda istihdam edilen engelli-ler içinde en dezavantajlı grup orta-ağır ve hafif düzeyde zihin engelli adaylardır. Bu anlamda orta-ağır ve hafif dü-

zeydeki mezun ve çalışabilecek öğrencilerimizin sosyal hayatın içinde kalması, üretken ve saygı gören bireyler olarak hayatlarına devam etmeleri için özel sektör için ca-zip olmayan “Korumalı İş Yeri” yasasının kamu idareleri tarafından hayata geçirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu şekilde esnek ve özel durumlarına uygun oluşturulan iş yerlerinde çalışan özel çocuklarımızın daha mutlu olacak-larını düşünüyorum.

Okul sürecinde bir nebze olsun rahatlayan, nefes alan ve yaşam kalitesi artan velilerimizin mezuniyet son-rası eve kapanan özel çocukları nedeniyle psikolojilerinin bozulmaması; sosyal, kültürel ve ekonomik olarak yaşam kalitelerinin devamı için istihdam imkânlarının artırılma-sı ve “Yaşam Merkezleri”nin hayata geçmesi gerektiğini düşünüyorum.

Değerli okurlar, Özel Eğitim zor ve meşakkatli bir gö-rev. Ancak genç, dinamik, işini seven ve uzman bir ekiple çalıştığımız için kendimizi şanslı görüyoruz. Bu anlamda kendileriyle çalışmaktan son derece gurur duyduğum, eğitimin gerçek neferleri olan öğretmenlerime şükranla-rımı sunuyorum.

Bize desteklerini esirgemeyen ve her zaman yanımızda olan Okul Aile Birliğine, velilerimize ve yardımcı persone-limize teşekkür ediyorum.

Ayrıca bu bültenin hazırlanmasında emeği geçen baş-ta editörümüz Şebnem KÖMÜRKARA olmak üzere katkı sunan bütün öğretmen arkadaşlarıma teşekkürlerimi su-nuyorum.

Engelsiz yarınlarda buluşmak üzere…

Refik ESİNOkul Müdürü

“Özel Eğitim zor ve meşakkatli bir görev; ancak genç, dinamik, işini seven ve uzman bir ekiple

çalıştığımız için kendimizi şanslı görüyoruz.”

Page 6: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

6

İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mucip KINA İle Yapılanan Röportaj

İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mucip KINA ile röportaj yapmak amacıyla gerçekleştirdiğimiz buluşmamız, kendisinin

mütevazılıği, içtenliği, gerçekçiliği ve öğrencilerimize göstermiş olduğu babacan tavrı ile yarattığı pozitif elektrik içerisinde özel eğitim üzerine sıcak bir sohbete dönüştü.

1.Sayın Müdürüm bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Mucip KINA kimdir?

1967 yılında Erzurum ‘da doğdum. İlk –orta ve lise tahsilimi Erzurum’da, üniversite eğitimimi Erzincan ‘da tamamladım.

1990 yılında öğretmen oldum. Göreve Malatya’ da başladım. Sırası ile öğretmenlik, müdür yardımcılığı, okul müdürlüğü, şube mü-dürlüğü, il milli eğitim müdür yardımcılığı, il milli eğitim müdür-lüğü yaptım. Sonunda tekrar daha önce şube müdürü olarak görev yaptığım Fatih İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü görevine atandım ve halen bu göreve devam ediyorum.

Evliyim ve iki kız çocuğum var.

2. Genç yaşta yöneticilik yapmaya başladınız. Uzun süredir yö-neticilik yapıyorsunuz. Bu başarılı yaşantıyı nelere borçlusunuz?

Hayatta başarılı olmak için önce mutlu olmak lazım. Bu da çok mal varlığıyla herhangi bir şeyi çok elde etmek isteği ile mümkün değil de eldekine kanaat etmekle mümkündür. Ben yoksul bir aileden geldim. Babamı küçük yaşta kaybettim. Başımızda bize rol ve mo-del olacak bir babamız yoktu; kardeşlerimizle annemize dayanışma içerisinde tutunduk. Okulumu çok önemsedim. Okulda başarılı bir öğrenciydim. Hayatım boyunca planlı ve programlı çalıştım. Öğ-rencilik yıllarımda başarılı bir öğrenciydim. Önüme çıkan fırsatları iyi değerlendirdim.

Başarı asla tesadüf değildir. Başarılı olmak için çok çalışmak gere-kiyor. Ancak yönetici görevine gelmek için sadece başarılı olmak yetmiyor onun beraberinde, insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek ge-rekiyor. Bununla birlikte gerçekten ürettiğimizi pazarlayabilmemiz de çok önemlidir. Onun için genç arkadaşlarımızın kendilerini ifa-

de edebilecekleri ve ispatlayacakları projeleri üretmeleri ve bunları da çok iyi sunmaları gerekiyor.

3. Sınıf öğretmenliği branşı kökenlisiniz. Öğretmen ve yönetici açısından Türkiye’deki Eğitim ve öğretimi kısaca değerlendirir mi siniz?

Öğretmenlik bizim tabi ki asli görevimiz. Nerede, ne zaman olursa olsun bu görevi unutmamak gerekiyor. Benim hayatta kabul edebildiğim vasfım öğretmenliktir. Taşra teşkilatı kabul ettiğimiz teşkilatın içinde her göreve geldim. Bir tek müdür başyardımcılığı yapmadım. O da müdür yardımcılığından okul müdürlüğü göre-vine geçtiğim içindi. En doyum aldığım görev öğretmenlikti. Zor ve kutsal bir görev olduğuna inanıyorum. Öğretmenlik sorumlu-luğu ağır olan görev; insan yetiştiriyorsun. Kumaşta imalat hatası olduğu zaman dönüşümü var ancak insan yetiştirmek ve öğretmen olarak çocuğa şekil vermek zor bir sorumluluk bu anlamda öğret-menlik mesleği ayrı bir sanattır. O nedenle öğretmenlere gıpta edi-yorum. Yükü ağır ve tatmin edici meslektir.

İdarecilik görevi içerisinde de en tatmin eden görev okul müdürlüğüdür. Çünkü okul müdürlüğü, insanın kafasında tasar-ladığı projeleri uygulayabildiği ,bunlara ait sonuçlara uygulamada ulaşabildiği görevdir. Ben okul müdürlüğünü çok sevmiştim hala o günlerimi arıyorum. Şu anda bulunduğum görev hizmet açısından önemli bir konumdur. Bulunduğum makamın hakkını vermeye çalışıyorum.

Başarı Asla Tesadüf Değildir…

Page 7: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

7Sayı 6

Röportaj

4. Fatih İlçesinde bulunan okullar hakkında gözlemleriniz neler-dir? Örneğin köklü, başarılı ve tarihi okulların yanı sıra göç alan mahallelerde ki okulların da ilçemizde bulunmasını nasıl değer-lendiriyorsunuz? Üzerinde yaşadığımız topraklar insanlık tarihinin en eski topraklarıdır. On iki, on üç bin yıl kadar eski olan bu topraklar cazibe merkezi haline gelmiştir. İstanbul bulunduğu stratejik ko-numu itibariyle hem Anadolu’nun hem de dünyanın gözdesi hali-ne gelmiş. Günümüzde de Cumhuriyetten sonra özellikle 1950‘ler itibaren sanayileşme ile birlikte İstanbul’a büyük bir göç olmuş. Fatih ilçesi modern ve merkezi bir yer olduğu için insanlar burayı tercih etmişlerdir. Fatih ilçesi bu anlamda tarihin yorgunluğunu da içerisinde getirmeye başladı. Özellikle bazı bölgelerimiz örneğin; Haydar Bölgesi, Pazar İçi, Eminönü gibi semtlerimizde yapılaşma anlamında yorgun binalar var. Bu göç almış şehirlerin karakteristik özelliğidir. Örneğin New York ‘a gidersiniz, gökdelenlerin altında barakaları görmemiz mümkündür ya da Berlin’e gidersiniz o modern Berlin dışında çok yoksul insanların yaşadığı barakalar görürsünüz. Bu durum gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ka-deridir. İstanbul’un 1950‘den sonra göç alması, karmaşık yapıların ve gecekonduların oluşma-sıyla dezavantajlı kesimler dediğimiz kavramı beraberinde getirmiştir. Daha çok Anadolu’dan göç eden insanlar genellikle bu binalarda yaşı-yorlar. Bunun yanı sıra İlçe içerisinde çok ge-lişmiş, İstanbul ve Türkiye ‘de ilk sırada tercih edilen okullarımız da var. Bu tezatlık ailelerin homojen yapısının olmamasından kaynaklanı-yor. Avantajlı ve dezavantajlı okullar arasında biz bir denge kurmaya çalışıyoruz. Özellikle dezavantajlı okullarımıza pozitif ayrımcılık yaparak, sosyal ve ekonomik açıdan, öğretmen ve insan kaynakları olarak destek vermeye çalışıyoruz. Tecrübeli ve kaynakları fazla olan okullarımızdan bu anlamda yararlanmaya çalışıyoruz. Dezavantajlı okullarımız da sosyal projeler geliştirerek, daha fazla rehber öğretmenlerimizi görevlendirerek, seminerler düzenleyerek, öğrenci yönlendirmeleri ile aile danışmanlığı gibi hizmetleri vererek, okullar arasında denge oluşturmaya çalışıyoruz.5. Okulumuzu ziyaret ettiniz. Duygularınız ve gözlemleriniz ne-lerdir? Fatih ilçesinde ilçe milli eğitim müdürü olarak göreve baş-ladıktan sonra her gün bir okulu ziyaret etmeye çalışıyorum. Sizin okula da geldim. Özel eğitim okulları ilgi alanıma giren okullar. İstanbul’la doğu illerini kıyasladığımda; doğunun bu anlamda çok daha geride olduğunu fark ettim. Van il milli eğitim müdürlüğü yaparken OÇEM, işitme engelliler okulu ve özel eğitim kurumu-nun açılmasını sağladık. Van depreminden sonra zor şartlarda olsa da bu okulların açılmasını sağladık. Ailelerin özel eğitime muhtaç olan çocuklarını evde saklamamalarını ve bu çocukların da okul-laşmaları için elimden geleni yaptım. Bunun vicdani boyutunun olduğuna inanıyorum ve bu makamlarda bulunduğum sürede üze-rime düşen sorumlulukları yapmaya çalışacağım. Sizin okulunuz merkezi ve eski bir okul, okulunuzda gerek idarecilerin gerekse öğ-retmenlerin fedakârlık ve özveri ile çalıştıklarını gördüm. Özellikle yeni yapılan binaya geçildikten sonra her şeyin daha güzel olaca-ğına inanıyorum. Ben Mevlanakapı Özel Eğitim okulunun temeli atılırken burada yoktum. Ama okul arsasının kamulaştırması süre-cinde Fatih ilçesinde şube müdürüydüm bu anlamda katkım oldu. Fatih ilçesine tekrar göreve başladığımda okulun bitmek üzere ol-duğunu görünce ve buna vesile olduğum için çok mutlu oldum. 6. Fatih ilçesinde altı tane Özel Eğitim Okulu var. Fatih İlçesi bu özelliği ile örnek bir ilçe konumunda bu fırsatı önümüzdeki yıllar içinde hangi projelerle, nasıl iyi değerlendirebiliriz?

Bir şeyin nicelik olarak fazla olması onun iyi olduğu anlamına gelmez. Tabiki İlçemizde altı tane özel eğitim okulunun bulunması olumlu bir örnek ve bu örnek ilçede bulunmaktan da gurur duyu-yorum. Engelli öğrencilerimizin daha kaliteli bir eğitim almasını istiyoruz. Engelliler için mesleki projeler geliştirerek onların üre-time katılmalarını amaçlıyoruz. Pozitif ayrımcılığa yönelik olarak önümüzdeki yıllarda güzel sürprizlerimiz olacak. 7. Zihinsel Engelli Çocuklar, Eğitim Uygulama Okulundan me-zun olduktan sonra tekrar eve ve sokağa gönderilmekte, aileler çocukların gelecekleri ile ilgili kaygı duymaktadırlar. Bu çocukla-rın eğitimi ve istihdamı için neler yapılabilir? Engellilerin istihdamına yönelik özel kurumlarda % 3, kamu kurumlarında ise % 4 oranında istihdam edilmesi kanunlarda yer almaktadır. Ancak bu oranların engellilerin özellikle zihin engel-lilerin istihdamında tam olarak kullanıldığını söyleyemeyiz. En-gellileri istihdam ederek, daha az dış desteğe ihtiyaç duymalarını sağlayabiliriz. Hollanda’da özel eğitim okullarına gittim. Bana “21

yaşından sonra gidecek kurumlarınız yok. Bakımevleri ve huzur evleriniz yok.” diye telkinlerde bulundular. Ben de bu soruya cevaben; “Bizim bakımevlerine ve huzur evlerine ihtiyacımız yok. Toplum olarak yaşlılarımıza ve engellilerimize bakmakta iyiyiz. Bizim çocuklarımız ve yaşlılarımız aile içerisinde yaşamaktan mutlu, ancak ül-kemizde engellilerin toplum içinde bağımsız ve üretken bireyler olarak yaşamaları konusunda gerideyiz.”dedim. Son yıllarda devletimizin engellilere ve ailelerine yönelik evde bakım ücreti, engelli maaşı, korumalı işyeri kanunu ve okul dışında destek eğitimi gibi hizmetler vermekte-dir. 8. Özel Eğitim öğretmenlerine tavsiyeleriniz nelerdir?

Özel Eğitim öğretmenliğinin manevi tatmini yüksek ve zor bir görev olduğuna inanıyorum. Öğretmenlerimin bunun hakkını vermeye çalıştığını görüyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor. Bu anlamda özel eğitim öğretmenlerinin maaşlarının diğer öğretmen-liklerden daha iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Hem bu dün-yada hem de öteki dünyada kazanıyorsunuz. Öğretmenlik mesle-ği peygamberlik mesleğidir. Çok kutsal bir görevdir. Çok bilinçli olunması gerekiyor. Yetiştirdikleri ve şekillendirdikleri insan oldu-ğu için ürününde imalat hatası oldu diye değiştirilmeyecek ve geri dönüşümü olmayan bir varlık, o bilinçle daha dikkatli olunması gerekiyor. Öğretmenlerimizin sürekli kendilerini güncellemelerini ve yenilemelerini tavsiye ederim. Gelişen teknoloji ile gençlerimiz yaşlılarımızdan daha bilgili hale geldi. Böyle bir kesimle muhatap olan öğretmenlerimizin kendilerini yenilemeleri ve ünovatif ol-maları gerekiyor. Günümüzde insan kromozomları ve şifreleri çö-zülüyor böyle bir nesille muhatap olan öğretmenlerin kendilerini sürekli yenilemeleri gerekir. 9. Özel Çocuklara sahip velilerimize mesajınız nedir?Özel eğitime muhtaç olan çocukların ailelerine baktığımda çocu-ğun sorumluluğunun annede olduğunu görüyorum. Babaların da çocukları ile ilgilenmelerini, annelerinin yükünü azaltmaları du-rumunda aile için daha sağlıklı bir ortamın oluşacağını düşünüyo-rum. Ailelerin çocuklarından utanmamalarını, bu çocuklarını eve kapatmamalarını ve sosyal hayata katmalarını tavsiye ediyorum. Eğitim süreçlerinde sabırlı olmalarını, anlayışlı olmalarını, çocuk-larına kendileri değer vermezse başkalarının da değer vermeyece-ğini hatırlatmak istiyorum. Sayın İlçe Milli Eğitim Müdürümüz, bize zaman ayırdığınız ve paylaşımlarınız için çok teşekkür ederiz. Asıl ben teşekkür ederim. Okulumuzun tüm fertlerini, güzel ve özverili çalışmalarından dolayı tebrik ediyorum. Gelecekte özel eğitim üzerine olumlu gelişmelerin olacağı dileğiyle yeni okulu-nuzda hepinize başarılar dilerim

Page 8: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

8 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

“BULUŞMA PROJESİ” İLE KESİŞEN YOLLAR

Hiç kimse üstün değildir, hiç kimse aşağı değildir; fakat kimse eşit de değildir. İnsanlar yalnızca eşsizdir, karşılaştırılamaz. Sen sensin, ben benim. Ben potansiyelimi hayata vermek zorundayım; sen potansiyelini hayata vermek zorundasın. Ben varoluşumu keşfetmek zorundayım, sen kendi varoluşunu keşfetmek zorundasın...! OSSO

İstanbul Modern Sanat Müzesi tarafından hazırlanan “Buluş-

ma” isimli sanat etkinliğine biz de katıldık. “Buluşma” lise öğ-rencileri ile zihinsel yetersizliği olan çocukları bir araya getir-meyi hedefleyen sosyal bir pro-jedir. Projede 1. dönem, Beşik-taş Yeni Levent Anadolu Lisesi 9. sınıf öğrencileri ile 2.dönem de ise Beşiktaş Ziya Kalkavan Denizcilik Lisesi ile okulumuz öğrencileri toplam 10 atölye et-kinliğinde bir araya geldi. Her bir atölye çalışması 1,5 saat sür-dü. Eğitim atölyesinde öğren-ciler önce müzeyi gezip sonra müzenin içeriği ile ilgili sanatsal grup çalışmaları yaptı. Öğrencilerimizin başarı duy-gusunu tatmasında, güven ve cesaret duygularının artırılma-sında, sosyal uyum sağlama-sında katkısı bulunan; İstanbul Modern Sanatlar Müzesine ve Beşiktaş Yeni Levent Anadolu Lisesi ile Beşiktaş Ziya Kalka-van Denizcilik Lisesi yöneti-mine ve öğrencilerine teşekkür ederiz.

Page 9: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

9Sayı 6

Sanat eğitimi çocuklarımıza kişilik kazandırmada, insancıl değerler aşılamada, yaşanılan olumsuz

koşulları olumlu hale getirmede, çocuklarımızın kendini gerçekleştirmelerinde önemli bir araçtır. 24 – 27 Aralık Tarihleri arasında 6 grup halinde Sabancı Müzesini ziyaret ettik. Eğitim sorumlusu eşliğinde bütün öğrencilerimiz müzeyi gezdiler. Gezinin ardından öğrencilerimiz sergiyle ilgili sanatsal çalışmalar yaptılar. Öğrencilerimize değişik ortamda bulunma fırsatı ve çalışma imkânı sundukları için SAKIP SABANCI MÜZESİ YÖNETİMİNE teşekkür ediyoruz.

SAKIP SABANCI MÜZESİNDEKİ

ATÖLYE ÇALIŞMAMIZ

Page 10: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

10

Arnavutköy Belediyesinden kiraladığımız Hobi Bahçesi ; ‘’Öğrencilerimizle Tarımsal Terapi ‘’Pro-jesi devam etmektedir. Bu proje ile öğrencileri-mizde doğa sevgisi oluşmaktadır. Öğrencilerimiz sebze ve meyvelerin oluşum aşamalarını gözlemle-yerek yaşamaktadır.

Hobi Bahçemiz

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Page 11: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

11Sayı 6

ÖZBENLİK Çocuğun 6-12 yaşları arasında birey olarak kendini nasıl algıladığı, ilerleyen yıllarda onun başarısı, sosyal etkileşimi ve duygusal durumu üzerinde önemli ölçüde etkili olur.

Özbenlik saygısı olan çocuk; Başarılarını büyük ölçüde kendi emeği ve becerisi olarak görür. Kendi kontrol duygusunu hisseder ve başa-rısızlığa uğradığında daha iyisini yapmak için motive olur. Değişiklikler yapmaya ve daha fazla çalışmaya ihtiyaç duy-duğunun farkına vararak, hatalarını kabul eder, başkalarını suçlamaz. Özbenlik saygısına sahip olan çocuk kendisini, gerçekçi hedefler koyabilen ve onları gerçekleştirebilen bir birey ola-rak algılar.

Özbenlik saygısı olmayan çocuklar; Hayattaki becerilerinin büyük bir bölümünü kendi kontrollerinin dışındaki diğer etkenlere dayandırırlar. Bu nedenle kendilerine olan güvenlerini ve gelecekte başarılı olma şanslarını azaltırlar. Hata yaptıklarında veya başarısız olduklarında bunu kendileri dışındaki nedenlere dayandırarak açıklarlar. Örneğin “Öğretmen zaten beni sevmiyor, hep ayrımcılık yapıyor” derler. Bu da onların başarılı olmalarını veya yardım almalarını zorlaştırır. Özbenlik gelişimi olmayan çocuk, okulda ve hayatının geri kalanında kapasitesinin daha altında başarılar hedefleme eğilimindedir. Başarısı onun için tatmin edici değildir. Sebep de, kendisi değildir. İnsanların dikkatini çekememektedir. Takdir toplayamamaktadır. Çözümü kendinde aradığında yetersizliklerini, başarısızlıklarını gidermeye yönelik çalışmalar yapmadığından utanç duyar, bunalıma girer. Özbenlik gelişimi olmayan çocuk akranlarını taklit ederek takdir toplama eğilimine girer. Kabul görmek, ait olma duygusu yaşamak, kendisini değerli hissetmek için onların davranış ve değerlerini kendi davranış ve değerleri gibi benimser. Ki bunlar da, her zaman olumlu değer ve davranışlar olmayabilir.

“Özbenlik” dediğimiz olgu, çocuğun kendi hak-kındaki düşünceleridir. Bu düşünceler ve resimler çevre ile doğrudan ilişkilidir. Çünkü çocuklar özbenliklerini oluştu-rurken dışarıdan gelen ve kendileri hakkında yapılan olum-lu ya da olumsuz eleştirileri dikkate alarak benliklerini oluş-tururlar. Okul çağındaki çocuk, kendisini, ailesine ve aile dışında-ki çevresine karşı kanıtlayabilme ihtiyacındadır. Örneğin

okulda başarılı olmak, arkadaşları ile iyi ilişkiler kurabil-mek ister. Çünkü çocuğun bu aşamalarda kendisi hakkında olumlu bir duyguya ihtiyacı vardır. Arkadaşlarından, aile-sinden, öğretmeninden hep bu yönde olumlu destek bekler. Çocuğun 6-12 yaşları arasında birey olarak kendini nasıl algıladığı, ilerleyen yıllarda onun başarısı, sosyal etki-leşimi ve duygusal durumu üzerinde önemli ölçüde etkili olur.

Özbenlik gelişimi için neler yapabilirsiniz? Çocuklara erken yaşlarından itibaren doğru mesajlar ve-rerek kendileri hakkkında sağlıklı bir özbenlik kavramı oluştur-malarına yardımcı olmak için;•Çocuğunuzunenküçükbaşarılarınabilekutlamayapın,hattaevin belli bir yerine başarı panosu ya da tablosu hazırlayın. •Herzamançocuğunuzhakkındatarafsızdeğerlendirmeyapın.Olumlu görüşlerinizi önce belirtin, daha sonra olumsuz olanları anlatın. •Çocuğunuzunbaşarılıve/veyayetenekliolduğualanlarıortayaçıkarın. Bu alanlarda ilerlemesine yardımcı olun. •Ailenizileilgilikararlaralırkençocuğunuzundafikrinialın. •Başkalarıylaaslakıyaslamayın,onlarısadecekendileriilekı-yaslayın. Kendi gelişimi üstünden bir kıyaslama yaparak ilerleme-sini ona fark ettirin. •Çocuğunuzunhedeflerseçmesinevebuhedeflereulaşmasınayardımcı olun.o hedefe ulaşması için çıkması gereken basamak-ları ona gösterin. •Çocuğunuzun belli ölçülerde risk almasına izin verin ve onudestekleyip başarabileceğine onu inandırın.

•Çocuğunuzlakuracağınıziletişimde,onunnasılçabaharcadı-ğını, nasıl kendini geliştirdiğini ve etrafındakilere ne denli yar-dımcı olduğunu vurgulayan bir dil kullanın, çocuğunuza inandı-ğınızı ona hissettirin. •Çocuğunuzahatayapmayıkabullenmesigerektiğinivebudu-rumun öğrenmenin bir parçası olduğunu öğretin. •Çocuğunuzunilgiduyduğukonularlailgileninveonubuko-nularda destekleyin. •Onabirişverdiğinizdeonateşekküredin.•Çocuğunuzafizikselyakınlıkgösterin,başarılıolduğundaonuöpün ya da ona sarılın, kendini iyi hissetmesine yardımcı olacak-tır.

Beyza ÖZÇELİK Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Page 12: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

12 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

İZZET KAÇMAZ ÖZEL EĞİTİM SINIF ÖĞRETMENİ

ENGELLİLERDE SAĞLIKZİHİN ENGELLİLERDE OBEZİTE

Obezite, vücutta aşırı yağ depolanmasıyla ortaya

çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olabi-

len bir enerji metabolizması bozukluğudur. Obezite,

çoğunlukla erişkinlerin bir sorunu olarak kabul edilse

de, son yıllarda hem gelişmiş, hem de gelişmekte olan

ülkelerde çocukluk ve ergenlik döneminde görülme

sıklığının giderek arttığı saptanmış durumdadır.

Obezite ciddi, yaygın ve hızla büyüyen bir sağlık so-

runudur. Çocuklarda obezitenin sebebi büyük bir

oranda yanlış beslenmeyle ilgilidir.

Ailenin beslenme alışkanlıkları, çocuklarda

obezite için önemli bir risk etkenidir. Pek çok araş-

tırmacı, çocuklarda obeziteye etki eden ailesel birçok

etkenin bulunduğunu bildirmektedir. Çalışmalar, do-

ğumdan itibaren anne sütüyle beslenen çocuklarda

obezitenin daha az görüldüğünü göstermektedir.

Yaşamın ilk yılında karışık ya da yapay besle-

nen çocuklara, her ağlayışlarında biberonla süt ya da

muhallebi gibi zengin kalorili yiyecekler vermekse,

obeziteye yol açabilmektedir.

Fazla yağ içeren besinlerle beslenen ailelerin

çocuklarında obezite daha fazla görülmektedir. Ço-

cukların severek yedikleri “fastfood” türü, fazla yağ

ve kalori içeren besinler de obeziteye yol açabilmekte-

dir.

Çocuklarda obezite; hipertansiyon, kanda

trigliserit ve kolesterol yüksekliği ve buna bağlı kalp-

damar hastalıkları, kanda pıhtılaşma eğilimi, enfarktüs

ve felç, şeker hastalığı, safra taşlarına ve bazı kanser

türlerine eğilim ve yatkınlık, nefes alma zorluğu, gece

uyku apneleri, yorgun uyanma, kas-iskelet problemle-

ri, eklem sorunları ve cilt problemleri gibi sorunlara

yol açmaktadır.

Zihinsel engelli bireyler, zihinsel engelli olma-

yan bireyler ile karşılaştırıldıklarında obezite (şişman-

lık) görülme oranının oldukça yüksek olduğu bulun-

muştur. Yapılan araştırmalarda, obezite (şişmanlık) ile

zeka düzeyleri arasında ters bir ilişki olduğu belirtil-

miştir . Bu bilgilere rağmen zihinsel engelli bireyler

arasında obezite görülme oranı çok fazla araştırılma-

mıştır. Hafif ve orta derecede zihinsel engelli olan bi-

reylerde obezite oranının ciddi ve ağır olanlara göre

daha fazla olduğu görülmektedir.

Page 13: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

13Sayı 6

İZZET KAÇMAZ ÖZEL EĞİTİM SINIF ÖĞRETMENİ

Zihinsel engelli bireylerde obezitenin temel nedeni,

uygun olmayan beslenme alışkanlığı ve inaktivitedir.

Ağır derecede zihinsel engelli bireyler başkalarına ba-

ğımlı bir hayat sürdürdükleri için bu grupta obezite-

nin görülme oranı daha düşüktür

Zihinsel engelli yaşlılarda kardiyovasküler bo-

zukluklar oldukça yaygındır ve yaşamdan beklentile-

ri doğrudan aktivite ile ilgilidir. Bu nedenle zihinsel

engeli bireylere egzersizin önerilmesi önem taşımak-

tadır . Pek çok çalışma,

zihinsel engelli yetiş-

kin bireylerin kuvvet

seviyelerinin zihinsel

engelli olmayan birey-

lerden düşük olduğuna

dikkat çekmektedir. Kas

kuvveti ve enduransı,

ağırlık taşımak ve kal-

dırmak, merdiven inip çıkmak, iyi bir duruşu devam

ettirmek, işle ilgili aktiviteleri yerine getirmek dahil

günlük aktivitelerde geliştirilmiş performans ile ilişki-

lidir

Zihinsel engelli çocukların göstermiş olduğu

davranış bozukluklarında ailelerin gelişigüzel şekilde

çocukların her istediğini yapması ve çocuklarına iste-

dikleri her türlü yiyeceği (bisküvi,cips,şekerli yiyecek-

ler vb.) vermesi, yeterli ve dengeli bir beslenme şeklinin

olmaması, zihinsel engelli çocukların hareketlerindeki

sınırlılıklar, büyük kas becerilerindeki yetersizlikler,ek

engel durumları, ailelerin zihinsel engelli çocuklara

yönelik uygulanan diyet programlarında esnek dav-

ranması, zihinsel yetersiz çocuklarda obezite durumu

ile karşılaşıldığında sağlık kurumlarından yararlanıl-

maması ve ailenin ne yapacağını bilmemesi bu çocuk-

larda obezite durumunun görülmesinde önemli olan

etkenlerdir.

Zihinsel engelli çocuklarda obezite ile kar-

şılaşıldığında doktor kontrolünden geçtikten sonra

uygun bir diyet planlanması, enerji içeriği yüksek

besinler ve hazırlama yön-

temlerinden kaçınılması

obezite sorununun çözü-

münde yarar sağlayacaktır.

Bazı obezite durumlarında

ise davranış terapisi soru-

nun çözümünde yardımcı

olacaktır.

Kaynakça

*Erdi KANBAŞ Özel eğitim uzmanı, Çınar Dede, Nursan: “Ço-cukluk Çağında Şişmanlık Nedenleri”, Bilim ve Teknik,Dergisi, Sayı:417. Ağustos-2002Ertürk, Berrin Benan: “Mental Retardas-yon ve Fiziksel Uygunluk” www.ozida.gov.trGürdağ, Mahinur: “Zihinsel ve Bedensel Özürlülerde Beslenme Sorunları ve Çözüm Yolları”, Başbakanlık Özürlüler İdaresi Yayınları, 2001.Hatun, Şükrü: “Çocuklarda Şişmanlık ve Zararları” www.arkadasimd

yabet.org

Page 14: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

14 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Okul Etkinlikleri

Okul

Etkinlikleri

ENGELLİ HAKLARI SEMİNERİMİZ Okulumuz velilerine, engelli hakları konusunda son yasal değişikliklerle ilgili 13.03.2014 tarihinde İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Engelliler Biriminde çalışan Avu-kat Adile ÜNAL bilgilendirme semineri ver-di. Bize bu imkanı sağlayan İstanbul Büyük Şehir Belediyesine ve velilerimizi aydınlatan Avukat ÜNAL’a Mevlanakapı Özel Eğitim Uygulama Okulu olarak sonsuz teşekkürle-rimizi sunarız.

SU GÖSTERİ SANATLARI SAHNESİNDEYİZ

18 Aralık 2013 tarihinde öğrencilerimizi Su Gösteri

Sanatları Sahnesinde oynanan ‘’ÇÖP ÇETESİ ‘’ adlı kukla

oyununa götürdük. Çocukların oyunu izlerken keyifli zaman geçirmeleri bizleri oldukça

mutlu etti.

AKADLAR KÜLTÜR MERKEZİNDEYİZ

4 Aralık 2013 tarihinde Akad-lar Kültür Merkezinde oynanan

‘’Kayıp Orman ‘’ adlı çocuk oyununa gittik. Müzikal oyunun konusu küre-sel ısınma etkisiyle, doğada yaşayan

tüm canlıların yok olma teh-likesiyle karşı karşıya olması

üzerineydi.

Page 15: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

15Sayı 6

OKULUMUZDA 2014 HEYECANI

BÜTÜN FEDAKÂR ÖĞRETMENLERİMİZİN

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUZ.

Page 16: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

16 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

İlçe Milli Eğitim Müdürümüzün Okulumuza Ziyareti İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Mucip KINA ve Şube Müdürümüz Yusuf KÖROĞLU okulumuzu ziyaret etti. Mevcut okulumuzu ve inşaatı de-vam eden ek binamızı gez-erek okul idaresinden yerinde bilgi aldılar. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz sınıflarımızı dolaşarak öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle sohbet etti. İlçe Milli Eğitim Müdürümüze, öğrencilerimize vakit ayırdığı ve yüzlerindeki tebessüme ve-sile olduğu için çok teşekkür ederiz.

Page 17: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

17Sayı 6

Hollanda’nın Maastrich şehrinde öğ-retmenlik eğitimi gören son sınıf öğ-rencilerinden ve öğretmenlerinden oluşan 30 kişilik grup okulumuzu 7 Mayıs 2014 Çarşamba günü ziyaret etti. Ziyaret esnasında önce okul ida-resinden okulumuz ve Türkiyedeki di-ğer özel eğitim okulları hakkında bilgi alan grup, daha sonra okul müdürü nezaretinde sınıflarımızı gezdi. Sınıf-larımızda öğrencilerimiz yetenekleri doğrultusunda gösteriler yaptılar. Sınıf öğretmenleri uyguladıkları özel eğitim programı, eğitim - öğretim yöntem ve teknikler hakkında grubu bilgilen-dirdiler. Ziyaret sonunda dinlenme sırasında sunulan ikramlar eşliğinde soru-cevap kısmına geçildi. Grubun gözlemleri ve iki ülkede uygulanan eği-tim sistemleri değerlendirildi ve karşı-lıklı paylaşımlarda bulunuldu.

OKULUMUZA ZİYARET

HOLLANDA’DAN

Page 18: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

18 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Marifet Nedir Bilir Misin ..? Taşlara Bak an Gözlerin

Çiçekleri Görm esidir…! Mevlana

Page 19: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

19Sayı 6

Marifet Nedir Bilir Misin ..? Taşlara Bak an Gözlerin

Çiçekleri Görm esidir…! Mevlana

Page 20: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Okul ortamından; toplumsal yaşama geçişe hazırlık ve yaşam beceririni edinme bilgileri biz öğretmenler tarafından öğrencilere sunulmaktadır. Bizim okul or-tamında teorik olarak öğrettiklerimiz siz velilerin öğ-rencilere evde yapma fırsatı vermesiyle başarıya ulaşıp çocuklarımız bağımsız yaşayabilmelerini sağlayacaktır.

Bağımsız yaşam, hayatın her anında bireyin kendini savunmasını, kendi kararlarını vermesini ve bağımsız yasamasını sağlar. Engelli bireylerin yasam kalitelerinin yükseltilmesini, bağımsız yaşamasını sağlayan kazan-malarının gereğini ortaya koymaktadır.

Bağımsız yaşam alanlarını kısaca şöyle sıralaya biliriz:

Kişisel Bakım Becerileri

Çocuğun gelişim dönemine uygun olarak yapabilme-si beklenen, kendi bakımı ve yaşamını başka kişilerin yar-dımına ve varlığına ihtiyaç duymadan sürdürebi lmesini sağlayan kişisel bakım becerilerinin tamamına özbakım becerisi denir. Bebeklikten itibaren, her yaş döneminde aşama aşama öz bakım becerisi kazanılır. Bu becerilerin kazanılması ve desteklenmesinde anne-babanın ve ço-cuğun içinde yetiştiği sosyal çevrenin çok önemli rolü bulunmaktadır.

Özbakım becerilerinin gelişiminde

Çocuğun fiziksel gelişimi çok önemlidir .Çocuğumuzdan, kazanmasını istediğimiz beceri için öncelikle o beceri ile ilgili fiziksel ve sosyal gelişiminin de tamamlanmış olması gerekir. Özbakım becerileri temizlik, giyinme ve çıkarma, tuvalet eğitimi, yemek yeme vb kişisel becerilerdir.

20 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Bağımsız YaşıyorumBağımsız yaşam becerilerine

sahip çocuklar; özgüveni yüksek, girişken, yeniliklere açık ve sosyal

bireyler olurlar.

ÇOCUKLAR ÖZBAKIM BECERİSİ KAZANIRKEN ANNE BABALAR Model olunResimlerle hatırlatın

Keyifli Hale getirin Olumlu gelişmeleri ödüllendirin.

BAĞIMSIZ YAŞAMA BECERİLERİBireyin başkalarına bağımlı olmadan yaşamını sürdürmesi için gerekli olan becerileri gerçekleştirmesi, bağımsız

yaşam olarak tanımlanır.

Ahmet GÜLEÇ Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Page 21: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Toplum içinde hareket etme:

Bir yerden başka bir yere gidebilme toplumsal yasam için büyük bir önem taşımaktadır. Özel gerek-sinimli olan insanlar için en büyük güçlük-lerden biri de bağım-sız hareket edebilme eksikliğidir. Özel ge-reksinimli bireyler de diğer insanlar gibi işyerine, parklara, marketlere, sinemaya, arkadaşlarına gitme gereksinimi içindedir.

Arkadaş edinme: Akran ilişkileri ve arkadaş edinme de geçiş süre-cinin bir başka

boyutunu oluşturmaktadır. Eğitim süreci boyunca il-köğretimden ortaöğretime,

ortaöğretimden yükseköğretime ya da yetişkinlik yaşa-mına geçişte yeni

arkadaşlıklara, yeni dostluklara gereksinim duyulmak-tadır. Bu nedenle, yetişkin

ortamlarda genç insanların arkadaş tanımada ve arka-daşlığı sürdürmede

bağımsızlığa ulaşmış olmaları beklenir. İssizlik, hareket sınırlılığı ve yetersiz

yasam biçimleri akran ilişkilerine engel olan faktörler olarak ifade edilmektedir.

Yeni dostluklar kurma, eski arkadaşlıkları devam ettir-me, akran ilişkilerinde

değişmeler karsısında mücadele edebilme, özel gereksi-nimli insanlar için geçiş

sürecinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.

Cinsellik ve kendine saygı: Yetişkinlik döneminde pek çok genç kendi özelliklerini ve değerlerini öne çıkarmaya başlar. Gü-ven düzeyleri ve karsı cinsle olan arkadaşlıklarını nasıl oluşturacakları çok önemlidir. Giyimleri, saç biçimleri, eğlenme etkinlikleri, konuşmaları ve davranışları geçiş sürecinin önemli bir boyutunu oluşturmaktadır.

Eğlenme ve bos zaman etkinlikleri: Eğlenme ve yaşamdan zevk alma, toplumsal ya-samın bir başka yönünü oluşturmaktadır. Yaşa uygun, bos zaman etkinliklerini yansıtan pek çok materyal ve geliştirilmiş program vardır. Bağımsız olarak dinlenme, aile destekli dinlenme ve eğlenme, toplumsal eğlenme ve dinlenme programlarına katılma, dostluklar ve top-lumsal örgütlenmeler bu programlardan bazılarıdır. (Gürsel ve Ergenekon, 2000).

Öğrencilerin bağımsızlaşmasında ailelere düşen görev büyüktür.

Aile desteği alan çocuklar sevgi ve başarma is-teği ile yaşarlar. Gerektiğinde çevrenin düzenlenmesi, becerilerin basitleştirilerek çocukların yapabileceği dü-zeye indirilmesiyle öğrencilerin bağımsızlaşması kolay-laştırılabilir.

Ailelerin aşırı korumacı tutumu çocuklarda öz-güven eksikliğine, içe kapanmaya ve başarılarını sakla-maya iter.

Aileler çocuklarından her şeyi biranda değil de yavaş yavaş, yapabildiklerini ödüllendirerek, başarıları-nı hissettirerek çocuklarına destek olmalıdır. Başardı-ğı en ufak şey bile ödüllendirilen, fark edilen çocuklar daha iyisini ve daha üst düzeydekini başarmak için ça-balamaya başlarlar.

21Sayı 6

Bağımsız yaşam becerilerine sahip çocuklar; özgüveni yüksek, girişken,

yeniliklere açık ve sosyal bireyler olurlar.

Unutmayın! Çocuklarımız zamana ve sabra ihtiyaçları var. Bizler öğret-

menleri olarak, sizler de en yakınları, aileleri olarak gereken sabrı gösterip za-manla başaracaklarına inanırsak her biri

bağımsız birer birey olabilir.

Page 22: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

22 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Merve ÇİÇEK & Merve NUR ÖRKMEZ

Çocuğumla Nasıl Vakit Geçirebilirim?”Çocuk kırmızı elmayı görmeden, elindeki

kokulu soğanı bırakır mı..?” Mevlana

Biz öğretmenlerin en çok arzu ettiği şey hiç şüphesiz, mut-lu çocuktur. Bir öğrencinin, daha doğrusu bir çocuğun

mutlu olması, özel bir gereksinime sahip olsun veya olmasın olumlu bir sınıf ortamı açısından oldukça önem taşımakta-dır. Çünkü mutsuzluk hastalık gibi bulaşıcıdır ve çevresine olumsuz enerjiler yayar. Bu olumsuz enerji bizim öğrencile-rimizde davranış problemi olarak şekil bulur.

Engelli bireyler, yaşamlarını anne ve babalarına bağımlı olarak sürdürmekte, kendi yaş gruplarının gereği olan aktivi-telere ve sosyal ortamlara katılamamaktadırlar. Evde, genel-de aile büyükleri ile yaşayan bireylerin var olan yetenekleri de hızla körelmekte ve giderek sosyal yalnızlığa itilmektedir-ler. Zaman açısından bir sorunları olmadığı halde sosyal ve sportif aktivitelere katılımları sınırlıdır. Bu sınırlılığın büyük ölçüde, henüz böyle bir gereksinimin varlığının toplumsal ve kurumsal olarak gereği gibi algılanamamasından, toplum-sal ön yargılardan ve bu bireyler için özel olarak sosyal ve sportif etkinlikleri organize eden bir kurumun bulunmama-sından kaynaklanabileceği düşünülmektedir. Akranlarıyla etkileşimleri de olmayan ya da yetersiz olan engelli bireyler bir arkadaş grubuna ait olma, sevme, sevilme, beğenme ve beğenilme, başarılı olma gibi ruhsal gereksinimlerini karşı-layamamaktadırlar. Bu gereksinimlerin karşılanmaması so-nucu giderek yalnızlığa itilmekte ve psikolojik rahatsızlıklar açısından riskli bir grup haline gelmektedirler.

Okul dışarısında da aktif olan çocuk sosyal ve dolayısıyla mutlu çocuktur. Çocuklarımızı okuldan alıp eve koyduğu-muz zaman onlar ile verimli zaman geçirilmelidir. Onlara asla “sen engellisin, kenarda otur ben her şeyi yaparım” me-sajı verilmemelidir. Çünkü bizim çocuklarımız özel çocuk-lardır ve bu nedenle hayatlarındaki sürekli olacak aktivite onlar için oldukça önem arz etmektedir. Peki, bu aktiviteden kastımız nedir? Çocuk için aktivite, onun gün boyu öğren-diklerinin evde pekiştirilmesidir. Onun hayatını kolaylaştıra-bilmesi için günlük yaşan becerileri kazanmasıdır. Bağımsız-lığını kazanabilme adına yeni şeyler öğrenmesi ve arkadaşlık ilişkileri kurmasıdır. Akıl, beden ve ruh sağlığına katkıda bulunacak bedensel faaliyetlerde bulunmasıdır.

Bizler çocuklarımız için yapabileceklerimize dair birkaç öneri geliştirdik;>>Özel gereksinimli çocuğunuzu dışarıya çıkarmanız, nor-mal yaşıtlarının ev dışı ortamlarda görerek, yaşayarak öğ-rendiklerini onun da öğrenmesi için gereklidir. Kendinizi ve çocuğunuzu toplumdan uzak tutmayın.

>Parklara, pazara, markete çocuğunuzla gidebilir. Onu çeşitli sosyal etkinliklere katabilirsiniz. Ayrıca spor,

yüzme vb faaliyetlere katılarak çocuğunuz farklı paylaşım-larda bulunmasını sağlayabilirsiniz.

>>Özel gereksinimli çocuklar görmek ve işitmekten çok yaparak öğrenirler. Öğrenmede işitme ve görme de önemli olmakla birlikte yaparak öğrenmede daha yararlı sürekli so-nuçlar sağlar. Çocuğun evdeki faaliyetlere katkıda bulunma-sını sağlayın.

>Örneğin, yattığı yatağı düzeltmesi, masaya bardak ve tabak yerleştirmesi v.b. mümkün olduğunca yani çocu-ğunuz yapabildiğince her şeyini kendisinin yapmasına özen gösterin.

>>Boş zamanlarını yaralı bir şekilde değerlendirmesini sağ-layıcı faaliyetlerde bulunmasını sağlayın.

>Eğitici oyunlar, öğretici filmler, yapabildikleri be-ceriler ile ilgili faaliyetler… Örneğin, çocuğunuz boncuk dizebiliyorsa, ona bileklikler kolyeler yaptırabilirsiniz. Örgü örebiliyorsa, atkı, şal vb. örmeyi öğreterek üretmesini sağla-yabilirsiniz.

>>Okul ile işbirliği içerisinde olun.

>Özel gereksinimli çocukların eğitimlerinde devam-lılık olmalıdır. Varsa diğer çocuklarınızın ödevlerini kontrol ettiğiniz gibi bu çocuklarınızın ödevlerini de kontrol edin. Öğretmeni ile iletişim halinde olun ve okulda öğrendiklerini evde pekişmesini sağlayın.

Özel gereksinimli çocuklarımız için izleyeceğimiz bu adımlar onların; daha sosyal, okul yaşamlarında daha başarılı, topluma daha faydalı ve bağımsız yaşama bir adım daha yaklaşan bireyler olmalarını sağlayacaktır. Biliyoruz ki onlarla yaşam oldukça meşakkatli. Onları hem çok seviyoruz hem de bazen çok zorlanıyoruz. Fakat sabrınızın sınandığı o en zor anlarda şunu aklınıza getiriniz, çocuklarımız bizlere kalplerinde taşıdıkları o katıksız sevgi ile onları bu dünyaya gönderenin birer armağanıdır. Bizlerin görevi bu armağana gözümüz gibi bakmak ve onları kendilerine en faydalı olacak şekilde yetiştirebilmektir.KAYNAKLAR

http://www.rehberogretmen.biz/zihinsel-engelli-cocugukisi-olan-ailelere-oneriler.htm

Engellilere yönelik serbest zaman aktivitelerinin organizasyonu. Eğitim ve kültür. Leonardo Da

Vinci Projesi. Hayat Boyu Öğrenme Programı. 2007- 2013

Mutsuzluk hastalık gibi bulaşıcıdır ve çevresine olumsuz enerjiler yayar. Bu

olumsuz enerji bizim öğrencilerimizde davranış problemi olarak şekil bulur.

Page 23: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

23Sayı 6

A.K.S.BUĞRA Zihin Engelliler S.Öğrt.

1. Suudi Arabistan’da bir kadın kocasına kahve yapmazsa, bu boşanma sebebidir.

2. Bir insan hayatı boyunca 22 kg deri kaybediyor.

3. Dünyanın en hızlı büyüyen bitkisi; Bambu günde 90 cm ka-dar uzuyor.

4. Baykuş mavi rengi görebilen tek kuştur.

5. Sabahları elma yemek, kahve içmekten daha fazla uyku açar.

6. Peru’da hiç umumi tuvalet yoktur.

7. Soğan doğrarken, sakız çiğnemek; göz yaşarmasını önler.

8. 1 kilo limonda, 1 kilo çilekten daha fazla şeker vardır.

9. İnsanın kendi dirseğini yalaması imkansızdır.

10. ABD Başkanı John Kennedy 20 dakikada 4 gazete okuya-bilmekteydi.

11. Çin’de yere tükürmek serbest ama balgam üzerine basmak yasaktır.

12. Hindistan’da sokağa tuvaletini yapmak serbesttir.

13. Fenerbahçe Spor Kulübünün eski adı “Siyah Çoraplılar”dır.

14. Beşiktaş Spor Kulübünün kırmızı-beyaz renkleri, Balkan Savaşındaki mağlubiyet sonrası siyah-beyaz olarak değiştiril-miştir.

15. İnci sirkede erir.

16. Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.

17. Deniz atının erkeği üreme yapar.

18. Çakmak, kibritten daha önce bulunmuştur.

19. II. Dünya Savaşında Hiroşima’yı bombalayan uçağın adı; “Enola Gay”dir. Bu isim pilotun annesinin ismidir.

20. Ornitorenk dünyada memeli olduğu halde yumurtlayan tek hayvandır.

21. Ahtapotların üç kalbi vardır.

22. Kalbimiz günde ortalama 100.000 kez çarpar.

23. Dünyanın en eski sakızı bundan 9000 yıl öncesine aittir.

24. Timsahların dilleri damaklarındadır.

25. Muz ve yeşil elma koklamak, zayıflamaya yardım eder.

26. Sibirya’da insanlar sütü, donmuş çubuklar halinde alırlar.

27. İtalyan bayrağını Napoleon Bonaparte tasarlamıştır.

28. Bir çok ruj çeşidi balık pulu içerir.

29. Ketçap 1830’lu yıllarda ilaç olarak satılırdı.

30. Deniz yıldızının beyni yoktur.

31. Amerikan Hava Yolları, uçuşlarda sunduğu kahvaltılarda her tepsiden bir zeytini kaldırarak, 1987 yılında 40 bin dolar kar etmiştir.

32. Marlboro şirketinin ilk sahibi akciğer kanserinden öldü.

33. Ördeklerin “VAK” sesi yankı yapmaz. Sebebini de kimse bilmez.

34. Marilyn Monroe’nun altı adet ayak parmağı vardır.

35. Kağıt para, kağıttan değil; pamuktan yapılır.

36. Eğer ağzımıza attığımız bir şeye tükürüğümüz değmez ise; onun tadını alamayız.

37. Kalınlığı ve büyüklüğü ne olursa olsun hiçbir kağıt parçası, 7 kereden fazla katlanamaz.

38. Kaptan Cook Antartika hariç; tüm kıtalara ayak basan ilk insandır.

39. Gün ışığından daha fazla yararlanabilmek için, saat uygu-lamasını Benjamin Franklin başlatmıştır.

40. İnsan uzun süre bir böbrek ve bir akciğerle, midesiz, da-laksız yaşayabilir, ama karaciğersiz bir dakika bile yaşayamaz.

41. Parmak izi gibi herkesin dil izi de farklıdır.

42. Topuklu ayakkabılar aslında erkekler için yapılmıştır.

Page 24: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

24 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Önder ABDİK

Birey, spor yaparak yalnızlığını diğer insanlarla paylaşabilmekte, arkadaşlık kurabilmekte, dayanışmayı öğrenebilmekte, yeteneklerini tanıyarak gelişme olanağı yakalayabilmekte kendisine, bedenine ve diğer insanlara karşı olumlu duygular geliştirebilmektedir. Tüm bunlar da bireye anlamlı ve doyumlu bir yaşamı yakalama ve

sürdürme şansını vermektedir

Spor, sağlıklı ve mutlu bir yaşam için gerekli bir uğraştır

ve tüm insanlar için önemlidir. Ancak sporun, engelli bireyler

için daha farklı bir önemi vardır. Çünkü spor, zaten yaşamla-

rında birçok engelle karşılaşan ve bu engellerin yarattığı stresle

birlikte yaşayan engelli bireylere yeni bir pencere açabilmekte-

dir.

Engel türü ve derecesi ne olursa olsun hareket etme, egzer-

siz yapma, sportif aktivitelere katılma bire-

ye haz vermekte, hareket etmekten duyulan

haz da bireyin yaşama arzusunu arttırmak-

tadır.

Sağlık için olumlu katkılarının yanı

sıra, birey spor yaparak yalnızlığını diğer

insanlarla paylaşabilmekte, arkadaşlık ku-

rabilmekte, dayanışmayı öğrenebilmekte,

yeteneklerini tanıyarak gelişme olanağı yakalayabilmekte ken-

disine, bedenine ve diğer insanlara karşı olumlu duygular ge-

liştirebilmektedir. Tüm bunlar da bireye anlamlı ve doyumlu

bir yaşamı yakalama ve sürdürme şansını vermektedir.

Hatta engelli bireyler, özel olarak düzenlenmiş yarış-

ma sporlarının eğitim sürecini tamamlayabilmekte, yarışma-

lara katılabilmekte, başarı ve başarısızlığı yaşayabilmektedir.

Bu anlamda da artık kendilerini engelli bir birey olmaktan çok

“sporcu” olarak algılamaktadırlar. Bu duygunun verdiği güven-

le bireyler engelleri ile başa çıkmasını öğrenebilmektedirler.

Fiziksel Etkinliklerin Gelişime Katkıları

Fiziksel etkinlik, özellikle 0-21 yaş arasındaki kas bü-

yümesi, kemikleşme, kalp ve karaciğerler gibi iç organların

fonksiyonlarını yerine getirebilmeleri için gerekli görülmek-

tedir. Araştırmalar, egzersizlerin kemik genişliği ve dayanık-

lılığını arttırdığı, buna karşın hareketsizliğin kemikleşme da-

yanıklılığını azalttığını ve kemiklerin daha kolay kırıldığını,

daha zayıf bir iskelet sisteminin oluştuğunu ortaya koymak-

tadır. Engelli olmayan çocuklar, normal büyüme ve gelişimini

sürdürmek için günlük oyun aktivitelerine katılarak yeterli fi-

ziksel aktivite gereksinimini karşılamaktadırlar. Ancak engelli

çocuklar, yeterli fiziksel egzersizleri yapmamaktadırlar. Birçok

engelli bireyin büyümesinin duraklaması, yetersiz fiziksel akti-

vitelere katılmasına bağlanabilmektedir.

Sporun hem bedensel ve zihinsel yön-

den sağlıklı hem de engelli bireyler için

son derece değerli olduğunu ancak, en-

gelli bireylerin spora olan gereksinimi-

nin daha fazla olduğunu, sporun, engelli

bireylerin hareket etmekten haz alma,

eğlenme ve başarma gereksinimlerinin

karşılanmasında önemli bir araçtır. Spor

kişilere engeli ile başa çıkmasını ve engelini hafifletmesini

öğretmekte, keyif vermekte, iletişim ve paylaşım sağlamakta,

yaşam sevincini arttırmakta, dürüstlük, hoşgörü, işbirliği, gibi

olumlu kişilik özelliklerinin kazanılmasını sağlamaktadır.

Çocuklar değerli oldukları ya da olmadıkları fikrini

doğdukları andan itibaren diğer insanların kendilerine yöne-

lik davranışlarından, kendileri hakkındaki düşüncelerinden

öğrenmektedirler. Fiziksel yeteneklerdeki beceri ve başarının

olumlu benlik kavramının gelişmesine katkıda bulunmaktadır.

Spor, engelli bireylerin sağlam ve engelli bireylerle bir araya

gelmelerine olanak sağlayarak özel eğitimde ulaşılması hedef-

lenen bir arada yaşama için son derece önemli bir işlevi yerine

getirmektedir. Böyle bir ortamda, engelli birey, diğer engelli

kişilerin sorunlarını gözleyerek kendine karşı olumlu tutum

geliştirmekte, yaratıcılığı uyarılmakta, yalnızlık duyguları en

aza inmekte, çevresi genişlemekte ve daha anlamlı bir yaşam

sürme şansı yakalamaktadır.

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUKLARDA SPORUN ÖNEMİ

Page 25: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

25Sayı 6

Antalya’da 26-28 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Özel Sporcular Spor Federasyonu 3. Bölge Atletizm Şampiyonasına okul kulübümüzde katıldı.Şampiyonada bayanlarda 100 metre koşu yarışmasında; sporcularımızdan Hülya BEŞİRİK birinci, Büşra ŞENGÜN ikinci oldu. Erkeklerde 100 metre koşu yarışmasında; Yunus Emre ÖZALP ikinci oldu. Sporcularımızı tebrik eder,

başarılarının devamını dileriz

Antalya’nın Alanya ilçesinde 7 – 9 Mart 2014 tarihleri arasında yapılan Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanlığı 1. Bölge (Marmara, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi) Yüzme Şampiyonasına Okulumuz Elif YONAR ve Havva YONAR adlı öğrencilerimizle katıldı. Havva YONAR 50 metre Sırt Üstü Yüzmede 3. oldu. Öğrencilerimizi tebrik eder. Başarılarının devamını dileriz.

Okulumuz öğrencilerinden

Mahsun YILMAZ ve Ali KAZAK 27- 28

Aralık 2013 tarihlerinde ESKİŞEHİR ‘de

düzenlenen Türkiye Bowling turnuvasına

katıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Engelliler Müdürlüğünün organize ettiği 26 KASIM Florya (Çiroz) Halı Saha Zihinsel Engelliler Futbol Turnuvası’na okulumuz da katıldı.

3. BÖLGE ATLETİZM ŞAMPİYONASI

ANTALYA / ALANYA’DA YAPILAN ÖZEL SPORCULAR FEDERASYONU 1. BÖLGE YÜZME ŞAMPİYONASINA OKULUMUZ DA KATILDI.

TÜRKİYE ÖZEL SPORCULAR FEDERASYONUNUN DÜZENLEDİĞİ

TÜRKİYE BOWLİNG ŞAMPİYONASINA KATILDIK

HALI SAHA FUTBOL TURNUVASI’NA KATILDIK

Page 26: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Okulumuzun Lunapark EğlencesiOkulumuzun Lunapark Eğlencesi

Sahil Gezisinden

Okulumuzun Lunapark Eğlencesi

Okulumuzun Lunapark Eğlencesi

26

Okul Gezileri

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Okulumuzun Florya Sosyal Dinlenme Tesislerindeki kahvaltısından, sahil gezisinden

ve lunapark eğlencesinden kareler.

Dinlenme Tesisinde Kahvaltımız

Dinlenme Tesisinde Kahvaltımız Dinlenme Tesisinde Kahvaltımız

Page 27: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Sahil Gezisinden

27Sayı 6

OKULUMUZUN HAVACILIK MÜZESİ GEZİSİNDEN KARELER

Page 28: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

28 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni Alpay YAMAN

Engellilerde Ağız ve

Diş Sağlığı

Engellilik; fiziksel veya zihinsel kısıtlamalardan dolayı; yürümek, duymak, görmek, nefes almak, ayakta durmak, okumak, çalışmak, konuşmak, öğrenmek ve / veya düşünmek gibi temel günlük aktivitelerin yerine getirilememesi durumudur.

UNESCO tarafından yapılan araştırmalara

göre Türkiye nüfusunun %10’unun yani yaklaşık

6.5-7 milyon insanın engelli olduğu düşünül-

mektedir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde

de engelliler birçok sosyal ve sağlık sorunları

yaşamaktadır. Sağlıklı bireylerin yüzde 85-90’ında

ağız ve diş sağlığı sorunları yaşanırken, bu oranın

engellilerde neredeyse yüzde 100’e yakın olduğu

görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, engelli

hastalarda genel sağlık problemleri ile uğraşılırken

ağız ve diş sağlığının gözardı edilebilmesidir. Bu

nedenle engelli hastalar, ağız-diş hastalıkları bakı-

mından yüksek risk grubundadırlar. Engellilerde

sıklıkla karşılaşılan ağız diş sağlığı problemleri; di-

şetlerinde kanama, çürük dişler, kötü ağız kokusu,

yutma problemleri, salya akıtma problemleridir.

Engelli çocuklarda ağız ve diş sağlığı sorunlarının

daha sık görülmesinin birkaç nedeni vardır:

Ağız ve Diş Yapısı

Bazı genetik durumlar ya da geçirilen yüksek ateş,

engelli çocukların diş minelerinin etkilenmesine

ve bundan dolayı da diş çürümelerine daha yatkın

hale gelmelerine neden olabilir. Dişlerin doğuş-

tan eksikliği, dişlerdeki şekil bozuklukları ve diş

dizisinde çapraşıklık da birçok engelli çocukta

görülmektedir. Bu diş problemlerine ve en çok da

doğru ve düzenli olarak ağız diş bakımının yapıla-

mamasına bağlı olarak ciddi dişeti hastalıkları ile

de sıklıkla karşılaşılmaktadır.

Page 29: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

29Sayı 6

Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni Alpay YAMAN

Fiziksel Kısıtlamalar

Çiğneme ve yutkunma gibi işlemler ile dişler tükürük sayesinde doğal olarak temizlen-mektedir. Ancak bazı engelli çocuklarda görülen dudak, yanak ve dil kaslarındaki koordinasyon bozukluğundan dolayı tükürüğün bu temizleyici özelliği ortadan kalkar. Özellikle kasları etkileyen hastalıklara sahip çocuklar (kas distrofisi, serebral palsy vb.) ideal diş fırçalaması ve diş ipi kullanımı gibi koruyucu işlemleri yapmakta zorlanmaktadır-lar.

Özel Diyetler (BESLENME)

Çiğneme ve yutkunma sorunu olan ço-cuklar çoğu zaman püre kıvamında yumuşak ve yapışkan gıdalarla beslenirler. Bu gıdalar dişlerin üzerine yapışır ve dişlerin çok daha çabuk çürü-mesine neden olurlar. Sürekli şekerli besinlerin tüketilmesi, uyurken biberon içerisine süt, meyve suyu gibi içeceklerin konulması diş çürüklerinin daha sık görülmesine neden olur. Ayrıca bir şeyler içebilmesi için bir başkasının yardımına ihtiyaç duyan kişiler normal insanlardan daha az sıvı tü-kettikleri için sıvıların (özellikle suyun) yıkayıcı ve temizleyici etkisinden de yeterince yararlanama-maktadırlar.

İlaçlar

Sürekli şurup formunda ilaç almak zorun-da kalan bireyler, şurupların içerisinde bulunan şekerden dolayı diş çürüklerine daha fazla maruz kalabilirler. Epilepsi hastalarının sürekli kullan-dığı ilaçlar (Dilantin vb.) da dişetlerinde kanama, şişme/büyümegibiproblemlerenedenolabilir.Bu hastalarda konuşma, estetik problemler veya beslenme gibi sorunlar dişeti büyümesinden do-layı sıkça görülmektedir. Kas koordinasyonunun düzenlenmesi, alerjik durumlar veya sakinleştirici amaçla verilen sedatif ilaçlar (Barbitüratlar, Anti-histaminikler vb.) ise tükürük akışının azalmasına neden olurlar. Tükürük akışının azalması nedeniy-le de çürük ve dişeti hastalıkları daha sık görülür.

Engellilerde ağız ve diş sağlığını korumak için neler yapılmalıdır?

•Önceliklebeslenmealışkanlıklarınaözeldikkatgerekmektedir. Biberonla beslenebilen engelliler-

de tüketilen süt, hazır mama ve meyve suları gibi şeker içerikli gıdalar nedeniyle diş çürükleri çok hızlı ve kolay oluşur. Bu nedenle her beslenme sonrasında mümkünse diş fırçası ile, değilse temiz bir tülbent ile dişler temizlenmelidir. Çok gerekli olmadığı sürece gece beslenmeleri olmamalıdır.

•Dişçürüğününananedenişekerli,asitli,dişvedişetine kolayca yapışıp kalan besin maddeleridir. Engelliye özel bir diyet önerilmemiş ise bol şeker ve karbonhidrat içeren gıda maddeleri mümkün olduğunca tüketilmemeli; tüketileceği zaman da kesinlikle yemek aralarında verilmemeli, bu gıda-lar ana öğünlerde tüketilmelidir.

•Püretarzında,yumuşakgıdalarlabeslenmekzorunda kalan engellilerde diş fırçalama yapılamı-yorsa yemek sonrası ağız çalkalatılmalı veya gıda artıkları silinerek temizlenmelidir.

•Şurupformundakiilaçlarınçoğuşekeriçerdi-ğinden bu ilaçları sürekli kullananlarda ağız-diş bakımına daha fazla özen gösterilmelidir.

•Hastanındişleriebeveyniyadabakıcısıtarafın-dan mutlaka fırçalanmalı, hasta düzenli diş heki-mi kontrollerine götürülerek çürükten koruyucu uygulamaların yapılması sağlanmalıdır.

•Güvenilişkisiaçısındanmümkünsehastatakibiaynı dişhekimi tarafından yapılmalıdır.

Page 30: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

30 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Fırat KESER Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

KORUMALI İŞ YERİ TASARISI VE ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERİN İSTİHDAMI

Türkiye’de özel gereksinimli bireylere yeterince önem verilmediğinin belki de en önemli kanıtı özel

gereksinimli bireylerin istihdamında yaşanan sıkıntı-lardır. Her ne kadar Türkiye’deki özel eğitimin tarihçe-si Osmanlı Devletinin yükselme dönemine dayanacak kadar eski ise, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen devlet destekli istihdamda yaşanan problemin tarihçesi de o kadar eskidir. Bunun en büyük nedeni ise insana verilen değerin yetersiz oluşudur.

Sakat, kör, sağır vb. terimlerin ilgili yönetme-liklerden silinmesi, özel gereksinimli bireylere verilen önemin daha da arttığının göstergesidir. Bu önem, şüp-hesiz ki dünya örneklerinde olduğu gibi yine özel ge-reksinimli bireylerin annelerinin haklı mücadelesi so-nucudur. Ayrıca bazı uluslararası antlaşmalar Türkiye’yi birtakım yasal düzenlemelere zorlamıştır. Örneğin UNESCO’nun Yetişkin Eğitiminin Geliştirilmesine dair 1976 tarihli Tavsiyesinin 19. maddesi fiziksel ya da zi-hinsel engelli yetişkinlerin eğitimine yöneliktir:

Uluslararası antlaşmalar göz önünde bulun-durularak Türkiye’de atılan adımlardan biri 4857 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan değişikliktir. Bu kanu-nun 30. maddesine göre; İşverenler 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde %3 özürlü, kamu işyerlerinde ise %4 özürlü çalıştır-makla yükümlüdürler.

Ancak bu kanun da istihdam konusunda yaşanan sıkıntılara çözüm üretemedi. Gerek dün-ya konjonktüründeki değişimler gerek toplumsal hareketler yeni yasal düzenlemeleri gerekli kıldı. Özellikle kaynaştırma ve toplumu insan hakları ko-nusunda ciddi bir tutum sınavından geçiren bütün-

leştirme uygulamaları bu konuda ciddi bir süreçsel değişimi beraberinde getirdi. Bütünleştirme uygu-lamalarının son zamanlarda Türkiye’de de tartışıl-ması istihdam konusunda da yeni yeni düşüncele-rin olgunlaşmasını sağladı. Bu düşünceler yasaların zaman zaman güncellemesine rehberlik ediyor. Bu anlamda, 26 Kasım 2013 tarihinde yürürlüğe giren en son güncellenen 28833 Sayılı Korumalı İş Yeri Tasarısı hakkında bilgi verecek olursak, şöyle özet-leyebiliriz:

Korumalı işyeri: Normal işgücü piyasasına ka-zandırılmaları güç olan özel gereksinimli bireyler için mesleki rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla, devlet tarafından ilgili mevzuatta teknik donanımın sağlandığı ve mali yönden desteklendi-ği, çalışma ortamının özel olarak düzenlendiği iş-yeridir.

Korumalı işyeri statüsü almak için, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvuran ger-çek veya tüzel kişilerin talepleri işyerinde gerekli tespit ve incelemeleri yapmak suretiyle en geç otuz gün içinde komisyonca değerlendirilmesi gerek-mektedir. Başvurusu yapılanlardan komisyonca yapılacak değerlendirme sonucunda uygun görü-len işyerlerine valilikçe, Korumalı İşyeri Statüsü Belgesi düzenlenir.

Madde 19: Fiziksel ya da zihinsel engelli ye-tişkinlerin eğitimi ile ilgili faaliyetler, özellikle en-gelliliklerinin bir sonucu olarak kaybettikleri veya bozulan fiziksel ve zihinsel kapasitelerinin yeniden yapılanmasına veya dengelenmesine ve engellilik halleriyle uyumlu işe dönük bir çalışma pratiği ve sosyal yaşamları için gerekli olan profesyonel nite-liklerin zorunlu olduğu yerleri ve bilgi ve becerileri elde etmelerine imkân sağlamaya yönelik tasarlan-malıdır.

Page 31: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

31Sayı 6

Fırat KESER Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Korumalı işyerinin fiziksel özellikleri:

a) Türk Standartları Enstitüsü tarafından işyerleri için

belirlenen fiziksel standartlar, korumalı işyerlerinde de

geçerlidir. Korumalı işyerinin müstakil bir binada ol-

ması tercih nedenidir. Korumalı işyerinin çok katlı bir

binada olması halinde, yangın merdiveni ve asansör

şartı aranır. Asansörün kapısı, genişliği ve düğmeleri

engelli bireylerin kullanımına uygun olmalıdır.

b) Korumalı işyeri rutubetli ortamda olmamalı, gün

ışığı almalı ve uygun elektrik ışığı ile aydınlatılmalıdır.

c) Korumalı işyeri tabanı sağlığa zarar vermeyecek ve

kolay temizlenen bir malzeme ile kaplanmalıdır.

ç) Merdivenlerin genişliği ve yüksekliği iniş ve çıkışlar-

da kolaylık sağlayacak şekilde olmalı, emniyet korku-

lukları bulunmalıdır.

d) Kapılar geniş olmalı, tekerlekli sandalye kullananlar

için girişte ve katlarda rampalar olmalıdır.

e) Atölyeler ve diğer bölümlerin arası duvarla bölün-

meli, sesli makinelerin kullanıldığı yerlerde ses geçir-

mez materyaller tercih edilmelidir.

f) Korumalı işyerinin tuvaletleri ve duş alanları engelli

bireylerin kullanımına uygun olmalıdır.

Korumalı işyerine engelli bireylerin kabulü: Türkiye

İş Kurumuna kayıtlı ve korumalı işyerinde çalışmak is-

teyen engelli bireyler, bireysel olarak veya Çalışma ve

İş Kurumu İl Müdürlükleri aracılığı ile işyerlerine baş-

vururlar. İşyeri, işe aldığı engelli bireyleri en geç bir ay

içinde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü ve Aile ve

Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne bildirmekle yüküm-

lüdür.

Korumalı İş Yerlerinin açılması ve sayısının artırılması:

14 Şubat 2014 tarihinde meclis kurulunda görüşülen

torba yasasıyla Korumalı İş Yeri Tasarısında en son şu

ibareler yer aldı: Devlet, özel gereksinimli bireyler için

korumalı işyeri açan kişilere 5 yıl süreyle vergi indiri-

mi, engellilerin maaşlarının belli oranda Hazine’den

karşılanması, sigorta primlerini devletin ödemesi gibi

destekler sağlayacak. Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nde

korumalı işyeri açanlar ayrıca ‘bölgesel teşvik’ de ala-

bilecek. Elektrik, su, doğalgaz, iletişim vb. faturaların

%60’ı devlet tarafından ödenecek. Ayrıca işletme sahibi

gelir vergisinden de muaf olacak

Korumalı İşyerine Kabul Edilecek Özel Gereksi-

nimli Bireyler Ve İstenecek Belgeler

(1) Başvuruda;

a) En az % 40 oranında zihinsel veya ruhsal en-

gelli olmak,

b) Türkiye İş Kurumuna kayıtlı olmak,

c) 15 yaşını bitirmiş olmak gerekir.

(2) Kabulde;

a) T.C. Kimlik Numarası beyanı,

b) Engelliler için Sağlık Kurulu Raporunun aslı

veya onaylı örneği,

c) İki adet fotoğraf,

d) Var ise öğrenim belgesinin veya çıkış belgesi-

nin aslı veya aslı ibraz edildiğinde Aile ve Sosyal

Politikalar İl Müdürlüğünce onaylanan örneği

istenir.

(http://mevzuat.meb.gov.tr/html/26183_0.html)

Page 32: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Ailelere açıklayıcı, somut, uygulanabilir, kaygı giderici bil-gilendirme, aile bireyleri için çok faydalı olmakta ve onların kendilerini daha iyi hissetmeleri yönünde rehber olmaktadır. Aileler çocuğunun engeliyle ilgili yeterli bilgi ve beceriye sa-hip olamadıkları durumda stres ve kaygı yaşamakta ne yapa-caklarını bilememektedirler. Özel gereksinimli çocuğu hak-kında bilgi ve yardım alan anne, problemli durumla daha kolay baş edebilmekte, çocuğun hem ruhsal hem de gelişim-sel gereksinimleri karşılanarak, çocuğun gelişimi sekteye uğ-ratmamaktadır.

Etkili bir sosyal destek ailelerin sağlığı hem de çocukların gelişimi bakımından oldukça önemlidir. Kendisinin yalnız ve çaresiz olmadığını önemsendiğini hisseden anne, kendi yaşamından doyum aldığı için diğer aile üyeleriyle de daha sağlıklı ilişkilere girebilmektedir.

Özel gereksinimli çocuğa sahip bir çok anne babanın en önemli ihtiyacı çocuklarının belirli zamanlarda aile dışında birileri tarafından bakılması ya da onlarla ilgilenilmesidir. Böylece aileler biraz da olsa kendilerine zaman ayırıp rahat nefes alabileceklerdir.

Ailelere, kişisel ve çocuğuyla ilgili sorunlarını konuşup dertleşebileceği, paylaşabileceği ortamların sağlanması; bi-reylere kısa ya da uzun süreli sorunların yarattığı katlanıl-ması güç durumlar için direnme gücü sağlamakta, yalnız olmadıkları, önemli ve değerli oldukları duygusunu vererek onları rahatlatmaktadır.

Özel gereksinimli çocukları olan aileler için sosyal destek daha da önemlidir. Aileler, çocuklarının engeline uyum sağlamaya çalışırken öte yandan da engelin beraberin-de getirdiği maddi güçlüklerle mücadele etmektedir. Sosyal destekle maddi durumu iyileşen ailelerin stres ve kaygı düze-yi düşmekte ve çocuğuna daha fazla zaman ayırmaktadır.

OkulumuzdaVelilereYönelik Sosyal Destek Hizmetleri

>>Okulumuzda velilerimizi güler yüzle karşılayarak, kendi-leriyle empati kurularak, güven ortamında sağlıklı veli- okul ilişkisi geliştirmek.

>>Velilerimize, engelli çocuğunun kabulüne ilişkin, bireysel ve grup rehberliği yapılarak

>>Psikolojik olarak rahatlamaları ve eğitim programları ko-nusunda bilgilendirerek çocuğunun eğitimini doğru ve etkili yapabilmelerini sağlamak.

>>Anne babalara engelli çocukları ile aralarındaki sorunları çözmek için gerekli tutum ve becerileri geliştirmeleri üzerine uzman işbirliği ve desteği sağlamak.

>>Okul ile ev eğitiminin birbirine paralellik göstermesini sağlamak amacıyla, uzman seminerleri, ev ziyaretleri, veli toplantıları, drama çalışmaları, okul dergisi, rehberlik pano-su çalışmaları yapmak.

>>Sosyal paylaşım projelerimiz kapsamında velilerin bir araya gelerek kendilerine ve çocuklarına ilişkin duygu ve dü-şüncelerini, ev içinde yaşadıklarını paylaşarak yapılan aktivi-teler ile psikolojik açıdan rahatlamalarını sağlamak.

>>Okulumuzun internet sitesinden yayınlanan haberler ve uzman görüşlerinden yararlanmalarını sağlamak.

>>Yapılan piknik ve kermes etkinlikleri başta olmak üze-re, tüm sosyal etkinliklerde amaç; velilerin bir araya gelerek okul bilincinin oluşturulması, okul-aile işbirliğinin pekişme-si, okulun aileye her zaman ve her alanda destek olduğu duy-gusunun verilmesi.

32 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Semra RIZAOĞLU Rehber Öğretmen

ÖZEL GEREKSİNİMLİ ÇOCUĞU OLAN AİLELER İÇİN

SOSYAL DESTEĞİN ÖNEMİ

Sosyal destek; ailelere çocuklarına karşı pozitif tutum ve bilinçli davranışlar sergilemelerine, hayattan aldıkları tatmin ve özgüveni artırma, aile içi problemleriyle baş edebilme, stres ve kaygı düzeyini düşürme, ailenin psikolojik ve fizyolojik sağlığı üzerinde olumlu katkı sağlamaktadır (Ersoy, Çürük,2009

Yeterli sosyal destek; özel gereksinimli çocukların ailelerinin kendilerini iyi hissetmelerini, karşılaştıkları güçlüklerin üstesinden gelebilmeleri açısından anahtar bir faktördür. Bu destek genel olarak aileye düzenli bir gelir, yeterli bir sağlık güvencesi, topluma açık hizmetlerden yararlanma, eğlence ve rahatlamaları için etkinliklere katılma, tatil önceliği, aile danışmanlığı, rehberlik, evde bakım ve eğitim desteği aynı zamanda aileyi ve arkadaşları korumak gibi imkânları içermelidir. Tüm bunlara rağmen aile daha fazla desteğe gereksinim duyabilmektedir.(Allen ve Cowdery, 2005:166-167)

Page 33: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

33Sayı 6

Velilerimize Özel Kahvaltı

Engelli bir çocuk sahibi olarak; büyük bir sabır, emek

ve fedakârlıkla çocuklarına hayatını adayan velilerimizi kendilerini

iyi hissedebilecekleri, tecrübelerini paylaşabilecekleri ve rahatlayabilecekleri

mekânlarda bir araya getiriyoruz. Mutlu zaman geçirdiklerini söyleyen

velilerimizle birlikte biz de mutlu oluyoruz.

Velilerimize Özel Kahvaltı

Page 34: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

34 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Mevlana TAPAR Özel Eğitim Sınıf Öğretmeni

Velilerin Kaleminden Okulumuz

Mevlanakapı Eğitim Uygulama ve İş

Okulu sadece eğitimle sınırlı bir kurum

değil, sevgiye giden yola açılan kapı ve

bu kapıda sadece eğitim değil çocukları-

mızın sevgi ve değer verilerek nasıl eği-

tildiklerini gösteriyor. Biz aileler olarak

gün bitiminde çocuklarımızın yüzün-

den bu sevginin yansıdığını görüyoruz.

İdarecilerimiz, öğretmenlerimiz ve tüm

okul personeline en içten teşekkürleri-

mizi iletirim.

7-A sınıfı öğrencisi Ali Burak KAN’IN

ANNESİ Fadime ASLAN’ın kalemin-

den.

Dokuz yıllık okul hayatında oğlumun

zor zamanlarında her zaman öğret-

menlerimizin ve idarecilerimizin des-

teğini gördüm. Okulumuzda sadece

eğitim değil, geziler, sosyal aktiviteler,

rehberlik ve veli etkinlikleri düzenlen-

mektedir. Bunlar bizim için çok büyük

moral kaynağıdır. Herkese çok ama çok

teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız.

12-A sınıfı öğrencisi Alperen KARA’nın

annesi Kıymet KARA’ın kaleminden.

Değerli öğretmenlerimiz ve müdürümüz okulumuzda yapılan bütün etkinliklerden ve eğitimlerinizden çok memnunuz. Çocuklarımıza bizden daha fazla sevgi ve şefkat gösteriyorsunuz. Gerçekten çocuklarımızı size içimiz rahat olarak emanet ediyoruz. Emeği geçen herkese saygılarımı sunarım. 8-A sınıfı öğrencisi Mustafa ÇİLİ’nin babası Hacıali Çİ-Lİ’ninkaleminden

Yetersizliği olan çocuklarımızda toplumun bir parçası. Herkes gibi onlar da eğitime ihtiyaç duymakta. Sevmek, sevilmek, takdir edilmek, değer görmek çocuklarımızın da doğal hakkı. Özel çocuklarımızın eğitimine katkıda bulunan tüm çalışanları ve değerli öğretmenlerimizi ve müdürümüzü kutluyorum. 12-A sınıfı öğrencisi Ayşenur YILDIZ’ın annesi Fatma YILDIZ’ın kaleminden.

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okuluna gön-

derdiğimiz çocuğumuzun gerek davranışların-

dan, okula ziyaretlerimizde gözlemlerimizden

okulun ve öğretmenlerin tutum ve davranış-

larından çok memnunuz. Çocuğumuz her gün

okuldan geldiğinde o gün okulda bir sorun yaşa-

yıp yaşamadığını, onu okulda üzen bir şey olup

olmadığını rutin olarak soruyoruz ve çocuğumuz

bugüne kadar olumsuz bir cevap vermemiştir.

Çocuğumuza şefkat ve sevgiyle yaklaştığınız ve

yaklaşacağınız için sonsuz teşekkürler.

7-A sınıfı öğrencisi Hejan DURUK’un annesi

Bedriye DURUK’un kaleminden.

İnsanın ilişki sahası, merkezden

çevreye doğru gittikçe genişleyen daireler şeklinde

ortaya çıkar. Bu dairenin odak noktasında aile

bulunur.

Page 35: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

35Sayı 6

Velilerin Kaleminden Okulumuz

Çocuklarımıza çeşitli beceriler verilerek ken-di kendilerine yetebilmeleri, okulla olan bağlarını ve akranlarıyla uyumlu davranış geliştirmelerini aile ile kurduğunuz iletişim ve sağlanan sosyal faaliyetler ço-cukların yararına olmaktadır. Bütün gelişim alanlarına hitap edilerek öğrencilerin ailelerini bir araya getirerek ve onlara her alanda destek olarak yapılan çalışmala-rınızın eğitim süreci boyunca devamını temenni eder ilgilenen tüm öğretmenlere başarılar dilerim. 7-A sınıfı öğrencisi Muhammed YÜCEL’in annesi Ayşe YÜCEL’in kaleminden.

Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu idarecilerine ve eğitime

gönül vermiş öğretmenlerine bir engelli çocuk annesi olarak

onlara vermiş olduğunuz eğitim, olanak ve anlayıştan dolayı

çok teşekkür ederim. Sizlerin sayesinde çocuğumun yaşam tarzı

yüksek bir kaliteye ulaştı, bundan dolayı okulunuza ve eğitmen-

lerinize çok teşekkür ederim.

5-A sınıfı öğrencisi İrem ÖZŞERBETÇİ’nin annesi Süreyya

BABATÜRK’ün kaleminden.

Düzenlemiş olduğunuz sosyal programlar

ve geziler çocuğumuzun gelişimi ve sosyalleşmesi

açısından çok faydalı. Ayrıca biz velilere verdiğiniz

motivasyon, “Gece-gündüz demeden bizi arayabi-

lirsiniz.” demeniz kendimizi güvende hissettiriyor.

Bununla birlikte okulumuzda çocuklar için oyun

alanı yetersiz, çocuklarımız enerjilerini istedikleri

gibi atamıyorlar. En kısa zamanda yeni okulumu-

zun yapılması diliyor, çocuklar için daha geniş bir

oyun alanı oluşturduğu taktirde biz veliler ve ço-

cuklar açısından daha güzel daha faydalı bir okula

kavuşacağımızı umuyoruz.

4-A sınıfı öğrencisi Muhittin YILMAZ’ın annesi

Menekşe YILMAZ’ın kaleminden.

Mevlanakapı Eğitim Uygulama evinde yedinci yılımızı geride bırakıyoruz. Geriye dönüp baktı-ğımda oğlum için verdiğim kararların en zoru okul seçimiydi. Ben oğlumla geçirdiğim 24 saati-mizi kimseyle paylaşmamıştım. Paylaşacağım okul ve eğitimcileri ona bir anne baba sıcaklığını hissettirmesini istiyordum. Kızımdaki okul arayışımda iyi bir okul ve kaliteli eğitimciler olması önemliydi ama oğlum için bunlar yeterli değildi. Mutlaka evi gibi hissetmesi gerekiyordu.Birçok alt sınıf ve okullara gittim. O ev sıcaklığını hissedemedim. Belli bir süre eğitimine ben yardımcı oldum ama bu da yeterli olmadı. Umudumu yitirdiğim günlerde Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okuluna gittim. İdareci, öğretmen ve öğrencilerin okulun küçük olmasından dolayı yaşadığı sıkıntılarını biliyorum ve özür diliyorum. Ama o küçücük okul bana bir ev sıcaklığını hissettirdi ve o gün karar verdim ki, oğlumun evi gibi hissedip, kaliteli bir eğitim ve öğretim alabileceği okulu Mevlanakapı Eğitim Uygulama eviydi. Yedi yılın ardından bugünde verdiğim kararın doğru bir karar olduğuna inanıyorum. Biz, müdürümüz, müdür yardımcılarımız, sınıf öğretmenimiz, beden eğitimi öğretmenimiz, müzik öğretmenimiz, rehber öğretmenimiz, Sema annemiz ve diğer öğretmen ve çalışanlarıyla MEVLANAKAPI EĞİTİM UYGULAMA EVİMİZ-DE ÇOK BÜYÜK BİR AİLEYİZ 12-A sınıfı öğrencisi Umut Mert TURNA’nın annesi Belgin ALTAY TURNA’nın kaleminden.

Page 36: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Tükenmişlik sendromu, kişiyi bedensel ve ruhsal olarak zorlayan bir etkene uzun süre maruz kalması sonrası ortaya çıkan tükenme halidir. Tükenmişlik sendromu, özellikle iş stresinin yoğun olduğu ve iş

yükünün sürekli yüksek olduğu yerlerde çalışanlarda olmak üzere günümüzde oldukça yaygın görülen bir

sendromdur.

36 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Hülya Konar hulyakonar.com facebook/hulyakonar

TÜKENMİŞLİK Diye Bir Sendrom Var!

Son zamanlarda özellikle mesleki bir tehlike olarakta görülen “tükenme”; duyarsızlaşma ve kişisel başarı

düşüklüğü algısı olarak tanımlanmaktadır. Kişide yoğun bir şekilde, enerji kaybı sonucu bireyin iç kaynaklarında tükenme durumu, mutsuzluk ve yıpranmışlık hissi, kişisel başarı duygularında azalma, işten geri çekilme ve işe bağlılıkta, kaza ve yaralanmalarda artış, yaşamın her noktasında motivasyon düşüklüğü, iş doyumunda ve iş verimliliğinde yüksek oranda azalma, iş ve sosyal yaşamda aşırı stres hissetme, umutsuzluk duygularıyla kendini gösterir.

Tükenmişlik sendromunu ortaya çıkış nedeni tek başına iş yerindeki koşullar değildir. İş yeri koşulları kadar çalışanlara ait özellikler de tükenmşilik sendromunun ortaya çıkmasını etkilemektedir. Tükenmişlik sendromu, kendisinden, yaşamdan ve diğer insanlardan beklentileri yüksek olan, insanları önemseyen, onların beklentilerini veya gereksinimlerini karşılamaya çalışan, insanlara değer veren, işini en iyi biçimde yapmaya çalışan, yaşamda yüksek hedefleri ve yüksek idealleri olan, yaptığı işe gelir getiren bir etkinlik olması yanında başka anlamlar da yükleyen, yaşadığı her sorunda kendini suçlamaya ve kendini olumsuz değerlendirmeye eğilimli, yetersizlik duygularına sahip, kolayca moral bozukluğu yaşayan kişilerde daha sık görülmektedir. Ayrıca kişinin iş yaşamı, aile yaşamı ve sosyal yaşam gibi birden çok alanda stres yaşatan olayla karşı karşıya kalması ve stres yaşamaya yatkın bir kişilik yapısına sahip olması da tükenmişlik sendromunun ortaya çıkmasını kolaylaştırmaktadır.

Tükenmişlik sendromu, ilginçtir ki işine yeni başladığında çok daha heyecanlı ve istekli olan çalışanlarda daha fazla görülüyor. Bunun sebebi bu kişilerin ilk heyecanlarıyla çok fazla enerji harcayarak kısa zamanda tükenmelerinden kaynaklanıyor. Bu tip çalışanlar genellikle kısa zamanda çok büyük başarılar kazanacaklarına inanır; fakat zaman geçtikçe amaçlarına ulaşamadıklarında heyecanları söner.

Sonuç olarak gerçeği kabullenmek ve hedeflerini düşürmek yerine hayal kırıklığına sürüklenirler.

Kişisel kaynakların sona dayandığı, sürekli ümitsizlik ve negatifliğin baskın olduğu enerjinin tükenişi durumunun baskın olduğu “tükenmişlik” hissi yaşamın değişik evrelerinde ortaya çıkabilir. Özellikle sağlık çalışanları ve öğretmenler arasında çok daha sık görülmektedir.

Tükenmişlik sendromunun belirtileri duygusal, fiziksel ve zihinsel belirtiler olmak üzere 3 grupta toplanıyor.

1-Fiziksel tükenmişlik belirtileri

Kronik yorgunluk, güçsüzlük, enerji kaybı, sık baş ağrıları, bulantı, hastalıklara daha hassas olma, yıpranma, kramplar, bel ağrısı, uyku bozuklukları gibi değişik sorun ve yakınmaları içerir.

2-Duygusal tükenmişlik belirtileri

Duygusal tükenme, çoğunlukla bireyde diğer insanlara yardım ederken, istenen psikolojik ve duygusal taleplerin aşırılığı yüzünden ortaya çıkan bitkinlik durumunu ifade eder.

Page 37: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

37Sayı 6

Hülya Konar hulyakonar.com facebook/hulyakonar

Depresif duygulanım, kendini desteksiz ve güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde gerginliğin artışı, kızgınlık, huzursuzluk, mutsuzluk gibi negatif duygulanımlarda artış, nezaket, saygı ve dostluk gibi olumlu duygulanımlarda azalma içermektedir.

3-Zihinsel tükenmişlik belirtileri

Doyumsuzluk, duyarsızlaşma kendine, işine ve genel olarak yaşama karşı olumsuz tutumları kapsar. Tükenmişlik sendromu ilerledikçe işi önemsememe ve işi bırakma, gibi davranışlar görülür.

Gerek bu konuda yapılan mesleki araştırma çalışmalarında olsun gerekse MEB anketlerinde olsun öğretmenlerin tükenmişlik sendromunu yoğun bir şekilde yaşadığı oldukça net bir şekilde görülmektedir. Çeşitli sebeblerden dolayı tükenmişlik sendromuna kapılan öğretmen kendisine, meslektaşlarına, öğrencilerine, ailesine, velilere, sosyal çevreye, zarar verebilmektedir. Mutsuz öğretmen mutlu bireyler yetiştiremez. Mutsuz bireyler de mutsuz toplum meydana getirir. Bu noktada bu soruna bir çözüm üretmek gerekmektedir!

Mesleki Tükenmişlik Nasıl Önlenir?

Tükenmişlik, bir sendrom ve sistem sorunu olarak ele alınmalıdır. En önemlisi baştan, ortaya çıkarıcı etmenlerin giderilmesi, bu olmuyorsa erken dönemde tanınarak hızla müdahale edilmesidir.Ülkemizde çağdaş yönetim ilkelerine uygun olarak örgütlenmesi için çalışanların görevlerini ve yetkilerini belirleyen gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve yaşama geçirilmesi, sistemdeki ödül kaynaklarının arttırılması, düşük ücret sorununun giderilmesi, tatil ve sosyal aktivite olanaklarının arttırılması, personel yetersizliği sorununun giderilmesi. görev tanımlarının açık ve net olması, işe yeni başlayan kişinin oryantasyon programına katılımının sağlanması, düzenli ekip içi toplantıları ile öneri ve eleştirilerin alınması önemli ve güçlü çözüm yollarındandır.

Bununla birlikte kişinin kendisine düşen önemli onarma yöntemleri vardır. “Her şey benim kontrolümde olsun, mükemmel olursam kontrolü ele

alabilirim, başkalarını memnun etmek zorundayım, insanları incitmemem gerekir, herkes beni sevsin” gibi mantıksız inançların, otomatik düşüncelerin, olumsuz algıların fark edilmesi ve düşüncelerin yeniden yapılandırılması gerekir. Stresi kontrol etmeyi bilmeli. Herkesin bir stres eşiği vardır ve bu eşiği aşmamak gerekir. Düzenli bir hayat tarzı, sağlıklı beslenmek, ve ideal kiloyu korumak uygulanması gereken temel kurallardır.

Ayrıca uyku ritmine dikkat etmek gerekir. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce; günlük bütün stres nedenlerini aklınızdan uzaklaştırmak, hoşa giden konuları düşünmek, hoşlandığınız bir filmi seyretmek; size düzenli bir uyku sağlayabilir. alkol ve sigarayı bırakmak ya da azaltmak yorgunluktan kurtulmada en önemli etkenlerden biridir. Aynı yerde çalışan kişilerin zaman zaman iş dışı konularda konuşmaları ve birlikte hoşça vakit geçirmeleri, aralarında daha sıcak ve yakın bir ilişki kurulmasını sağlayarak birbirlerine olan desteklerini arttırır. Birlikte çalışanların uyumlu bir ekip çalışması içinde olmaları, aralarında adil bir görev paylaşımının olması, hem hizmetin kalitesini arttırır, hem de ilişki sorunlarını önler. Birlikte çalışmadan doğan sorunların zamanında, sorun kronikleşmeden çözülmesi gereklidir. İşte karşılaşılan sorunların ve duygusal zorlukların paylaşılabileceği destekleyici grupların oluşturulması da yararlıdır. Daha kıdemli iş arkadaşları, işe yeni başlayan kişilere gerçekçi rol modelleri olabilmelidirler. İş yerinde destekleyici bir ortam içinde olmak kritik bir öneme sahiptir. İş dışındaki yaşamda ailenin ve diğer yakın kişilerin desteği vazgeçilmezdir, ayrıca bu yolla kişi, işi dışında var olduğu ve takdir edildiği bir alan bulmuş olacaktır.

Ve her şeyden önemlisi yaşam kalitemizi aşağıya çeken bu sendromdan sıyrılabilmek için, böyle bir problemimiz olduğunu kabullenmek, tedavi için gerekli adımları atmayı istemek ve göstereceğimiz çaba sayesinde başarılı olacağımıza inanmamız gerekir

Page 38: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Çocukların Dünyasında

Bizler

38 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Esra AYGÜN ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİ

AH ÇOCUK OLMAK!..

Ben Öğretmen Olsaydim;

ÇOCUĞUNUZ RESİMLERİYLE

BİZLERE NELER ANLATIYOR?

Ben Anne Olsaydim;

Ben Baba Olsaydim;

Ben Doktor Olsaydim;

Ben Büyüyünce;

Çocuklar bizleri yansıtan aynalardır. Etraflarında yaşanan her olayı anlayıp kendilerine göre iç dünyalarında şekillendirirler. Bizler de bu sayfamızda çocuklara bazı

sorular sorduk. Bakalım onlar bizlerin yerinde olsaydı neler yaparlardı…

Fatih Demirkol (6A): Ders yapardım. Kardeşime yardım ederdim. Çocuklara yazı yazdırırdım..Onları çok severdim. Gezmeye götürürdüm.Leyla Sartık(8A):Öğrencilere kızardım çünkü yaramazlık yapıyorlar. Ders yapardım. Öğretmen olsaydım spor yapardım yoksa kilo alırdım.Ayşegül Demircan(3A): Hep bahçede kalırdık. Pikniğe ve parka giderdik. Çizgi çizdirirdim

Şevval Nur Talaş(8A):Anne olsaydım Pakizeye süt verirdim. Kucağıma alırdım.Ayşenur Avşar(6A):Kardeşime mama verirdim. Polis olurdum.Çocuklarıma bakardım.Kahvaltı hazırlardım. Temiz-lik yapardım. Boya yapardım.Kevser Yolasığmaz(6A):Çocuklarıma yemek yapardım. Mutfağı toplardım. Temizlik yapardım. Bir de çocuklarımı sarardım (sarılma işareti yapıyor) Ayşegül Demircan(3A): Yemek yapardım. Mantar pişirirdim. Ev işi yapardım.

Yunus Emre Aşçı(8A):Sigara içmezdim. Para kazanırdım. Çocuklarımı parka götürürdüm. Mutfakta yemek yapardım.Umut Mert Turna(12A):Çalışırdım, çocuğuma bakardım. Eve para getirirdim. Anneanneme bakardım.Batuhan Gümüşok(8A):Ben baba olmak istemiyorum.Ozan Başer(12A):İşe giderdim. Askere giderdim. Kızıma bakardım. Hanım pazara çıksın diye para getirirdim.

Meriç(5A):Asker ya da polis olacağım. Silahla suçluları yakalayacağım. Evleneceğim, annem gelinlik giyecek. Davullar çalacak. Annemle düğünde oynayacağım.Ömer Beşkardeş(11A):Polis olacağım, hırsızları yakalayacağım.Ayşenur Yildiz(12A):Büyüyünce doktor olacağım. İğne yapacağım.Ümit Bulut(11A):Büyüyünce itfaiyeci olacağım. Yangınları söndüreceğim.Mahsum Yilmaz(11A):Büyüyünce polis olacağım. Para kazanacağım, evleneceğim. Karıma yüzük alacağım. Yiyecekler alacağım.Çağla İlhan(6A):Büyüyünce öğretmen olacağım. Ders yapacağım.Evim olacak, anneannemle olacağım. Anneanneme ben bakacağım. Yemek yapacağım. Elbise alacağım.

Mustafa İsa Çili(8A):İğne yapardım ama acıtmazdım. Hap yazardım.Gülşah Er(6A):Hastaları muayene ederdim. Boğazlarına bakardım. Sırtını dinlerdim. İlaç yazardım.

Page 39: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

39Sayı 6

ÇOCUĞUNUZ RESİMLERİYLE

BİZLERE NELER ANLATIYOR?

Çocuğun

yaşantılarını

anlamak

istiyorsanız, en

kolay yöntemlerden

biri olan çizdiği

resimleri

inceleyebilirsiniz.

Çocuk, ruhsal yaşantılarını, en çok sevdiği faali-yetlerden biri olan resimlere yansıtır. Oraya farkında olmadan duygularını, düşüncelerini aktarır. Bu nedenle çocuğun yaşantılarını anlamak istiyorsanız, en kolay yöntemlerden biri olan çizdiği resimleri inceleyebilirsi-niz. Tabii ki çıkaracağınız sonuçlara kesin gözüyle bak-mamak ve test etmeye devam etmek şartıyla. Ayrıca bu konuda hata yapmak çocuğun içine kapanmasına sebep olacağından, çocuğa yaptığı resimlerin anlamını söyle-mek veya onu yargılamak yanlış olur. Sadece sizin onun dünyasını anlamaya çalışmakta kullanabileceğiniz ve düzeltilmesi gereken bir davranışınız varsa buna eğilmeniz için iyi bir yöntemdir. Her konuda olduğu gibi tabii ki hatalı kullanılırsa yarardan çok zarar getirebilir. Çocuğa hesap sormak, duygularından, düşüncelerinden dolayı onu sorgulamak yapabileceğimiz en büyük hatalardan biridir. Bunun yerine evde neler yanlış gidiyorsa, bunu bulup, kendi davranışımız üzerine yoğunlaşmamız gerekir. Yoksa çocuğu suçlamak veya ona yaptığını anlatmak değil amacımız.

Kullandığı renklerden çizdiği desenlerin özel-liklerine, küçüklerin resimleri onlar hakkında zengin bilgi kaynaklarından biridir. Sıcak renkler, sevecen, uyumlu, işbirliğine önem veren bir kişiliği, sürekli soğuk renklerin kullanılması ise, çekingen, iddiacı, uyumsuz ve güç kon-trol edilen çocukların göstergesidir. Doğal gelişim soğuk renklerden sıcak renklere geçişi gerektirir. Eğer çocuğunuz düzenli olarak mavi ve kahverengi kullanıyorsa, bu belki de sizin dışkı kontrolü için aşırı baskı yaptığınız anlamına gelebilir.

İçedönük ve özgüvensiz çocuklar ,hiperaktif çocuk-lar sayfanın tümünü kaplayan büyük resimler çizerler.Bazen çekingen ,ürkek olan çocuklar da güçlü olma arzularını yansıtan büyük resimler çizebilirler.

Zihinsel olarak çocuğun kendini yetersiz algılaması da resimlerinde kendini çok küçük veya çok büyük kafa çizmesi ile ortaya koyar.

Page 40: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

40 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

Okul Etkinlikleri

SULTANAHMET - YEREBATAN SARNICI - GÜLHANE PARKI - EMİNÖNÜ GEZİSİ

Ekim ayında 4-A ve 6-A sınıfları olarak düzen-lediğimiz Sultanahmet -Yerebatan Sarnıcı - Gülhane Parkı gezimizde ve Eminönü sahilinde balık-ekmek ziyafetimizde öğrencilerimizle keyifli anlar yaşadık. Sultanahmet Meydanında başladığımız gezi-mize Yerebatan Sarnıcını gezerek devam ettik. Bir çok öğrencimizin ilk kez ziyaret ettiği bu tarihi yerde öğ-rencilerimiz, balıklara ekmek attılar ve bol bol fotoğraf çekildiler. Yerebatan Sarnıcı sonrası Gülhane Parkı’nda yaptığımız yürüyüşte temiz havanın ve güneşin tadını çıkardılar.Gülhane Parkı-Eminönü arasındaki mesafeyi mağaza-lardaki ürünlere bakarak keyifli bir şekilde yürüdük. Eminönü sahiline geldiğimiz de hepimiz çok acıkmıştık. Sabırsızlıkla balık-ekmeklerimizin hazır-lanmasını bekledik. Deniz havası ve vapur sesleri eş-liğinde yemeğimizi yedikten sonra üzerimizde kalan tatlı yorgunluk ve güzel anılarımızla okulumuza geri döndük.

4/A 6/A

Eminönü ve Gülhane Gezisi 8-A

Sınıfının

Page 41: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

41Sayı 6

Okul etkinlikleri

İş Uygulama Sınıflarımız, Sabancı Müzesi’ndeki atölye

çalışmasından sonra, boğaz manzaralı bir ortamda çay içmenin keyfine

vardılar. Mekânın ve havanın güzel

olmasıyla eğlenceli bir gün yaşayarak okula

döndüler.

6 Mayıs - 01 Haziran 2014 tarihleri arasında Miniatürk ‘de okul kermesimiz yapıldı. Düzenlediğimiz kermeste görev alan öğretmenlerimize, kermesimize katkı sağlayan okul aile birliği üyelerine, bağışlarıyla bize destek olan velilerimize ve bağışçılarımıza, kapılarını bize açan ve yardımlarını esirgemeyen Miniatürk yönetimi ve görevlilerine ve bütün duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederiz.

ÇINARALTI’NDA ÇAY KEYFİİş

UygulamaSınıfının

OKUL KERMESİ

Page 42: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

42 Mevlanakapı Eğitim Uygulama Okulu ve İş Eğitim Merkezi

FARKINDALIK ORKESTRASI

Fatih İlçe Milli Eğitim Şube

Müdürlerimizden Sayın Muhittin ÖZBAY ’ın öncülüğünde, Fatih ilçesindeki beş Özel Eğitim Okulu ile

Hattat Rakım Ortaokulu müzik öğretmenleri; okullarındaki müzik gruplarını bir araya getirerek büyük bir orkestra oluşturdu.

Okulumuz Mevlanakapı’nın müzik öğretmeni Sayın Fırat KÜLÇEK ’in ve okulumuz öğrencilerinden oluşan ritim grubu ile dâhil olduğumuz bu anlamlı proje; 28 Mayıs 2014 tarihinde Mimar Sinan İşitme Engelliler

Okulunda ön gösterisini sundu. Şube müdürü, okul müdürleri, veli, öğretmen ve öğrencilerin

heyecanla izlediği küçük konserimiz beklentilerin üstünde bir performans gösterdi.

Page 43: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

Çocuklarımızın Eserleri

Page 44: Sevgi Kapısı Sayı 6 Haziran 2014

İletişim

Mevlanakapı Mh. Hacı Evlliya Cami sk. N

o: 3

Şeheremini/ FATİH

Telefon: 0 (212) 585 06 73 Faks:

0 (212) 633

11 21

www.mevlanakapi.meb.k12.tr

Sevgi Kapısı

MkursatSevgi Kapısı

Sevgi Kapısı

Sevgi Kapısı

Sevg

Sevgi Kapısı

Sevgi Kapısı

Sevgi Kapısı

SevgiSeSe

Se

Kapısı

Sevgi KapısıSevgi Kapısı

Sevgi KapısıSevgi Kapısı