İktİsadİ dÜŞÜnceler tarİhİ - kisi.deu.edu.trkisi.deu.edu.tr/nevzat.simsek/nevzat...

19
DR. NEVZAT Şİ M Ş EK DOKUZ EYLÜL ÜN İ VERS İ TES İ İ KT İ SAD İ VE İ DAR İ B İ L İ MLER FAKÜLTES İ 2017-2018 7.DERS İKTİSADİ ŞÜNCELER TARİHİ İKT-3003 1

Upload: others

Post on 03-Sep-2019

22 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

DR . NEV ZAT ŞİMŞEKDOK UZ EY L ÜL ÜNİV ER SİTESİİK TİS ADİ V E İDARİ BİLİM L ER

FAK ÜL TESİ

2 0 1 7 - 2 0 1 8

7 . D E R S

İKTİSADİ DÜŞÜNCELER TARİHİ

İKT-3003

1

� Adam Smith (1723-1790)� 1776, “Ulusların Zenginliğinin

Niteliği ve Nedenleri Üzerine Bir İnceleme”

� Liberalizmin İncili deniyor.� Hangi dönemde yazıldı?� İngiliz tarımının yapı değişikliği

yaşadığı bir dönem.� Çitleme hareketi� Koyunlar insanları yedi.

2

Klasik İktisadi DüşünceDönemin Siyasal, Sosyal ve Ekonomik Yapısı

� Ticari kapitalizmden sınai kapitalizme geçiş ve Londra’nın büyük bir bankacılık, antrepoculuk ve ulaştırma merkezi haline gelmesi¡ Ücret karşılığı çalışma¡ Toprağın konsolidasyonu¡ Tarımsal ürünün ticaretinden elde

edilen artı değer¡ Geniş tüccar, sanayici, esnaf ve serbest

meslek kitlesi¡ Bina, yol, kanal yapımı gibi alt yapı

yatırımları¡ Arkwright’ın iplik bükme makinesini

geliştirmesi ve su kasnağı ile su gücünden yararlanması (1769).

¡ Watt’ın buhar makinesi bulması (1769) ve buhar gücünü dokuma tezgahlarına ve makine sanayine uygulaması (1786)

3

Klasik İktisadi DüşünceDönemin Siyasal, Sosyal ve Ekonomik Yapısı

� Sanayi yatırımlarının karlılığı için¡ Feodalizmin yıkılması ve merkezi güçlü

krallıkların kurulmasıyla iç piyasa¡ Sömürgeler ile dış piyasa genişlemiştir.

� Üretim faktörleri piyasası oluşmaya başlamıştır.¡ Hammadde¡ Toprak¡ Emek

� Sanayi, küçük ölçekte ve çok sayıda hiç biri malın fiyatını tek başına etkileyebilecek çapta üretim yapamayan firmalardan oluştuğundan rekabet fikri ön planda idi.

� ABD’nin bağımsızlığı ile merkantilizm önemli bir sömürgesini kaybetmiştir.

� Ticari kapitalizmin çıkmazı, düşünce bazında, merkantilist düşüncenin geçerliliğini azaltmıştır.

4

Klasik İktisadi DüşünceDönemin Siyasal, Sosyal ve Ekonomik Yapısı

� Klasik İktisat ile Fizyokrasi arasında felsefi görüş benzerliği söz konusudur.

� Serbest dış ticaret ilkesi, her ikisinde de geçerlidir.¡ Bu dönemde İngiltere’de, siyasi alanda hala

Lordlar gibi ayrıcalıklı sınıfların egemenliği söz konusu.

¡ Yeni doğan kapitalist-girişimci sınıfın savunulması, bireyciliğin faydalarının ve iktisadi özgürlüğün savunulmasını gerektiriyor.

� Aydınlanma felsefesi ile ekonomik alanda birey çıkarı ve özgürlüğünün merkeze alındığı bir ekonomik düzen anlayışı gelişiyor.

� Piyasa mekanizmasında Newton’un monarşik Tanrısı bir Monarşik devlet tasavvur ediliyor.

� Newton’un evrenindeki gibi toplumsal hayatta ve piyasada bir denge vardır.

5

Klasik İktisadi DüşünceDönemin Düşünce Yapısı

SerbestTicaret North,Hume,Boisguillebert,Quesnay

GenelDenge Cantillon,Boisguillebert,Quesnay,Galiani,Beccaria,Verry

Değer Petty,Cantillon,Davanzeti,Galiani,Condillac,Beccaria,Verry

SermayeTeorisiveFaiz

Cantillon,Turgot,Galiani

ParaTeorisiveFiyatlar

Cantillon,Hume,Law

6

Klasik İktisadi DüşünceDönemin Düşünce Yapısı

� Ticaretin Niteliği Üzerine Bir Deneme isimli eseri, A. Smith’in Ulusların Zenginliği kitabından önce, iktisat ilkelerinin en düzenli ifadesi sayılabilir.

� Dış ticaret nedeniyle bollaşan parayı devletin piyasadan çekmesini ileri sürer.

� Zenginliğin kaynağı toprak, bu zenginliği üreten şey emektir.

� Net bir değer teorisi ortaya koymaz.� Klasik İktisadın asgari geçim teorisine

çok yakın açıklamalar yapmıştır.� Artan para arzının fiyatlar genel

düzeyini etkileyip etkilemeyeceği, harcamaları arttırıp arttırmasına bağlıdır.

� Cantillon Etkisi

7

Klasik İktisadi DüşünceÖncüler – Richard Cantillon (1680-1734)

� Doğal düzenin varlığı deney yolu ile keşfedilebilir.

� Özel mülkiyet çalışmayı teşvik eder ve tasarruf artışı sağlar.

� Servetin kaynağı altın ve gümüş değil, bir toplumun sahip olduğu emek ve üretim potansiyelidir.

� Serbest ticaret uluslararası para akımını dengeye getirir.

� Hume’un miktar teorisi yaklaşımı Fisher-Keynes karmasıdır.

� Para arzı ile faiz oranı arasında dolaylı bir ilişki kurulabilir.

8

Klasik İktisadi DüşünceÖncüler – David Hume (1711-1776)

� Homoeconomicus kavramının oluşmasında en fazla katkısı olan düşünürlerden biridir.

� İnsan zevk ve acı arasında bir tercih yapmak suretiyle davranışlarını şekillendirir.

� Her birey çıkarlarının farkındadır ve çıkarlarını maksimize etmek için çaba harcar.

� Bireyler, sempati ve onay kazanmak için empati yaparlar ve rekabeti vahşi boyuta taşımazlar.

� Bir malın değeri, o malın kullanım değerine göre belirlenir.

9

Klasik İktisadi DüşünceÖncüler – Jeremy Bentham (1748-1832)

10

Klasik İktisadi DüşünceAdam Smith (1723-1790)

� “Masamızdaki yemeği, biracının ve fırıncının iyiliksever oldukları için değil, fakat kendi çıkarlarını düşündükleri için hazır buluyoruz. Kendimizi onların iyilikseverliğine değil, onların kendilerini sevmelerine bırakıyoruz ve onlara kendi ihtiyaçlarımızdan değil, fakat onların çıkarlarından söz ediyoruz”.

� “Her birey sermayesini yerli sanayinin yararına kullanmaya gayret ederken sanayi üretiminin artması için yönlendirme görevini de yerine getirir. Her birey mutlaka toplum gelirinin artması için çaba gösterir. Aslında bunu yaparken genelde, ne toplumun gelirini arttırmayı amaç edinir, ne de toplumun gelirine ne ölçüde katkıda bulunduğunun farkındadır. Yabancı sanayi yerine yerliyi desteklerken sadece kendi güvenliğini düşünür, sanayi üretiminin artması için yönlendirme yaparken de kendi kazancını düşünür. Bu sırada pek çok durumda olduğu gibi görünmez el bireyin hiç farkında olmadığı bir amaca katkıda bulunmasını sağlar. Birey salt kendi çıkarını kovalarken farkında olmadan toplumun çıkarlarını da gözetmiş olur. Bu şekilde farkında olmadan toplum refahına katkı, bireyin toplumun refahını arttırmaya yönelik olarak yapacağı bilinçli katkıdan daha fazla olacaktır. Ben bundan başka ticareti toplum yararına yöneltecek daha etkin bir yöntem bilmiyorum”.

11

Klasik İktisadi DüşünceSmith – İnsan Doğası ve Görünmeyen El

� “Her ulusun yıllık emeği, o ulusun bir yılda tüketeceği gerekli mal ve hizmetleri temin eden fondur”.

� “Uluslar, yıllık emekleri sayesinde, gereksinim duydukları şeyleri, ya bizzat üreterek kullanırlar ya da bunları, ürettikleri malları diğerlerine satarak, başkalarının mallarını satın almak suretiyle, elde ederler”.

12

Klasik İktisadi DüşünceSmith – Üretim Teorisi

� Emeğin verimliliğini işbölümü 3 nedenle önemli ölçüde arttırır. ¡ Toplu iğne örneği

� İşbölümü, “bir şeyi başka bir şeyle takas, trampa ve mübadele etme eğiliminin bir sonucudur”.

� “Filozof ve sokak hamalı arasındaki fark, doğuştan olmaktan çok, alışkanlık, gelenek ve eğitimden kaynaklanmaktadır”

� “İşbölümü, pazarın büyüklüğü ile sınırlıdır”

13

Klasik İktisadi DüşünceSmith – Üretim Teorisi - İşbölümü

� “Bu ürünün ya da bu ürün sayesinde satın alınan şeylerin, bunları tüketecek kişilerin sayısına oranla az ya da çok oluşuna göre, ulus, ihtiyaç duyduğu malların tümüne iyi ya da kötü derecede kavuşmuş olur… Ancak bu oran, her ulusta iki ayrı koşul tarafından belirleniyor olmalıdır. Birinci koşul, emek harcarken gösterilen ortalama ustalık, beceri ve muhakeme yeteneği, ikinci koşul ise, yararlı işte çalıştırılan kişi sayısının, böyle çalıştırılmayan kişi sayısına oranıdır.”

� “Bir çeşit emek vardır. Mevcut bir mala değer katar. Başka bir çeşit emek vardır ki böyle bir değer yaratmaz. Birincisi, değer ürettiği için üretken emek, ikincisi ise değer üretmediği için üretken olmayan emektir.”

14

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Üretim Teo.–Üretken-Üretken Olmayan Emek

� Smith kitabında paranın özellikleri, altın stoku, gümüş stoku, konvertibilite konularını incelemiştir.

� Örneğin, 1. kitap 4. bölümde paranın orijinini incelemiş, mübadele ekonomisi içinde paranın sağladığı kolaylıkları anlatarak paranın değişim aracı olma fonksiyonuna dikkat çekmiştir.

15

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Para Teorisi

� “Değer bazen bir malın kullanım değerini, bazen diğer mallar karşısındaki satın alma gücünü ifade eder. Bunlardan birincisi kullanım değeri, diğeri ise değişim değeridir. Çoğunlukla kullanım değeri çok yüksek olan malların değişim değeri ya çok küçük veya hiç olmayabilir. Buna karşın değişim değeri çok yüksek olan malların da çoğunlukla kullanım değeri ya çok çok küçük veya hiç olmayabilir. Hiçbir şeyin kullanım değeri suyun kullanım değerinden fazla değildir. Su karşılığında kıt olan hiçbir mal satın alınamadığı halde miktarı kıt olan herhangi bir malla su satın alınabilir. Elmasın kullanım değeri düşüktür, fakat karşılığında diğer mallardan satın alma gücü yüksektir.”

16

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Değer (Fiyat) Teorisi – Değer Paradoksu

� Değer nasıl ölçülür? (Değerin emek-kumanda teorisi)� Değeri ne belirler? (Değerin reel maliyet teorisi)� Değerin emek-kumanda teorisi: ““Her insan, hayatını devam ettirecek şeylere ve eğlenceye

ne ölçüde harcama yaptığına göre zengin veya fakirdir. İşbölümü nedeniyle bunların pek azını kendi emeğiyle elde ettiklerinden karşılayabilir. İhtiyaç duyduklarından pek çoğunu, başka insanların emeğinden sağlamak zorundadır ve kişi bu tür emekten ne kadarını satın almaya gücünün yettiğine göre zengin veya fakir olacaktır. Bu nedenle herhangi bir malın, o malı kendisi kullanmak veya tüketmek istemeyen fakat başka mallarla değiştirmek isteyen sahibine göre değeri, o malın satın alabileceği emek miktarına eşittir. Dolayısıyla emek, bütün malların mübadele edilebilir değerinin gerçek ölçüsüdür.”

� Değerin reel maliyet teorisi¡ İlk ve ilkel toplum aşamasında emek¡ Kapitalist toplumda, emek, sermaye ve toprak

� W.Petty ve Cantillon, tek ve değişmez bir değer ölçütü bulabilmek için, üretim faktörlerinin birini diğeri cinsinden ifade etmeye çalışıyordu.

� Smith ise, bunlardan farklı olarak ortak ölçüt bulmak yerine, mallar arasındaki nispi fiyatların, üretim maliyetini oluşturan ücretlere, ranta ve kara bağlı olarak belirleneceğini ifade etmiştir.

17

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Değer (Fiyat) Teorisi – Emek ve Değer

� “Bir malın genel olarak satıldığı fiyat, onun piyasa fiyatı olarak adlandırılır.”

� “Bir malın piyasadaki satış fiyatı, o malın üretimi, pazara hazırlanması ve satışa sunulması için doğal ölçütlerde ödenen ücret, rant ve kar toplamından fazla veya eksik değilse, o malın satış fiyatını doğal fiyat olarak adlandırırız.”

� Doğal ücret + Doğal rant + Doğal kar = Doğal fiyat� “Her malın piyasa fiyatı; piyasaya sürülen

miktarı ile, bu mala doğal fiyatını, başka bir ifade ile, o malın piyasaya sürülmesine kadar olan ücret, rant ve kar şeklindeki masrafları karşılayacak fiyatı ödemeye arzulu kişilerin talebine göre şekillenecektir. Bu kişiler fiili alıcılar (effectual demanders), bunların talep miktarı ise fiili talep (effectual demand) olarak adlandırılmalıdır.”

� “Her malın piyasa fiyatı doğal fiyatına sürekli bir uyum eğilimindedir.”

� Arz = Efektif talep

18

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Değer (Fiyat) Teorisi – Doğal ve Piyasa Fiyatı

UDS

D

KDS1KDS0

KDS2

q2q0q1

pn

pm2

pm1

� Dengeye yönelmedeki analiz yöntemi Marshall’ın kısmi denge analizine benziyor.

� Mal ve faktör piyasalarının eşanlı denge koşulları analiz edilmesi, genel denge kuramı açısından Walras’a öncülük etmiş olabilir.

� Doğal fiyat kavramı, Cantillon’dakiintrinsic value yani üretim maliyetine karşılık geliyor, fakat dengelenme mekanizması farklı.

� Doğal fiyat kavramı, adil fiyat kavramına (Aristo ve St Thomas) benziyor.

� Piyasada fiyatı etkileyen unsurlar,¡ piyasada çok sayıda satıcı bulunması¡ piyasa ile ilgili bilgilerin az ya da çok olması¡ faktör mobilitesi

19

Klasik İktisadi DüşünceSmith–Değer (Fiyat) Teorisi –Doğal ve Piyasa Fiyatı