hdv bulten sayi 4

24
4 12 7 Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” konulu konferans HDV Multifestijn Kültür Fuarına katıldı Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru sergisi ve sertifika töreni H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ TEMMUZ • 2009 SAYI 4

Upload: bulent-yigittop

Post on 28-Mar-2016

252 views

Category:

Documents


7 download

DESCRIPTION

7 Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” konulu konferans Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru sergisi ve sertifika töreni HDV Multifestijn Kültür Fuarına katıldı H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İ TEMMUZ • 2009 SAYI 4

TRANSCRIPT

Page 1: HDV BULTEN SAYI 4

4

12

7

Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler

Buluşması ve Küresel İslam” konulu konferans

HDV MultifestijnKültür Fuarına katıldı

Deventer HDV Merkez Camii’nde Ebru sergisi ve sertifika töreni

H O L L A N D A D İ Y A N E T V A K F I A Y L I K H A B E R B Ü L T E N İTEMMUZ • 2009

SAYI 4

Page 2: HDV BULTEN SAYI 4

2 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

ÖNSÖZ

HDV Bülten’in değerli okuyucuları;

Öncelikle HDV Bülten’in Temmuz ayı sayısında da bir-likte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifadeyle başlamak istiyorum. Temmuz ayında izin mevsimi olması hasebiyle Camilerimizin tenhalaştığını görmekteyiz. İzne gidecekler artık, ya karayoluyla veya havayoluyla gitmişlerdir. Herhangi bir sebeple izne gitmeyen okurlarımız için hayat Hollanda’da devam etmektedir. Ancak, bizzat hissettiğim için belirtme-den geçemeyeceğim. Herkesin izne gittiği hatta en yakınla-rınızın dahi izinde olduğu Türkiye’deki yakınlarıyla hasret giderdiği bir durumda gerçekten Hollanda’da kalmak insanı hüzünlendirmektedir. Camiler tenhadır, mahzundur. Din görevlisi de izne gittiği için okuyan çocuklar da yoktur. An-cak yine de hayat devam etmektedir.

Değerli okuyucular.

Bu sayımızda da Hollanda Diyanet Vakfı’nın izin se-zonunda yaptığı faaliyetlerden bahsetmek istiyorum. Özellikle Rotterdamda bulunan HDV Eğitim merkezi-mizde izin sezonu boyunca Türkiye’den davet edilen dört Kur’an Kursu öğreticisi hocamız öğrencilere ders verdiler.

İzne gitmeyen ailelerin çocuklarının katıldığı bu altı hafta-lık kurs, HDV’nin yaz sezonunda yüz akı oldu. Tam 140 öğ-rencimiz burada kurs gördü. Okulların başlamasıyla birlikte bu kurs sona erdi ancak talep olması halinde hafta sonları da devam edecek.

Yine bu sayımızla birlikte HDV Bülten’de bazı değişiklik-ler getirdik. Örneğin artık bu sayıdan sonra her sayıda bir fı-kıh köşesi yer alacaktır. Fıkıh köşesinde önemli gördüğümüz bazı dini konular Diyanet İşleri Başkanlığımız, Din işleri Yüksek Kurulu’nun kararları doğrultusunda işlenecektir. Bu cümleden olarak, yaklaşan Ramazan ayı vesilesiyle ilk konu-muzu zekat olarak tespit ettik.

HDV Bülten’de yine bu sayıdan itibaren bir şiir sayfası ile bir de İslam alimlerinin tanıtılacağı bir İslam alimi sayfası açmayı uygun gördük.

Böylece HDV Bülten sadece bir haber ve faaliyet bülteni olmakla kalmayan dini ve kültürel konulara da yer veren bir dergi halini almasını amaçladık.

Gelecek sayıda buluşmak üzere bütün okurlarımı Yüce Allah’a emanet ediyor sağlık ve mutluluk temenni ediyorum.

Bu sayıda

Hollanda Diyanet Vakfı Aylık Haber Bülteni

Sayı 4 | Temmuz [email protected]@diyanet.nl

Islamitische Stichting NederlandHollanda Diyanet Vakfı

Javastraat 22585 AM Den Haag

T. 070-3624481F. [email protected]

Genel Yayın YönetmeniDoç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüCevdet Keskin

HDV İdari Koordinatör

HDV Bülten Yayın KuruluCevdet Keskin

Sabri GündoğanAbdullah Kaya

TasarımBülent Yiğittop

BaskıDrukkerij Dizayn 010-4254030

HDV PersoneliAdı Soyadı Görevi

1 Cevdet Keskin İdari Koordinatör2 Sabri Gündoğan Muhasebe3 Abdullah Kaya Sekreter4 Erdal Çetinkaya Cenaze Fonu5 Ali Korkmaz İletişim&Medya6 Uğur Kaya Gençlik Koordinatörü7 Alparslan Coşkun Hizmet Birimi8 Orhan Yemenoğlu Cenaze Firması9 Turgay Ergezen Cenaze Firması

10 Osman Ergin Cenaze Firması

Cevdet KESKİNHollanda Diyanet Vakfı

İdari Koordinatör

Page 3: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 3

BAŞYAZI

Değerli Dostlar,

Önceki sayımızda, maruf kavramı ve anlayışı ile muâmelât kavramı arasındaki ilişkiye işaret ederek devam edeceğimizi belirtmiştik. Tekrar hatırlamak gerekirse, marufu emretmek, yani toplumsal ahlâkı oluşturmak, bir sosyal inşa sürecidir. Marûf, toplumsal ahlak açısından o kadar önemlidir ki, bu kavramla beraber aynı kelime kökünden yani “ ’a-r-f ”den türemiş ve toplumsal ahlak anlayışımızın temel direklerini oluşturan başka kavramlar da gelişmiştir. Bunlar irfân (bilgi ve hikmet sahibi olmak), arif (bilgi ve hikmet sahibi olup amelinde bunu yaşayan kişi), teâruf (bilgi ve ahlaka dayalı bilgilenme-tanışma), ve marifet (bilinmesi gereken şeyin bilgisi) gibi kavramlardır. Bunlar birbiriyle o derece irtibatlıdır ki, marufun irfâna dönüşmesi, irfandan arifler yetişmesi, taarrufun marifete dayanması sonunda “maarif” yani “bilgilenme” geleneği ve müessesesi oluşturulur. O sebeple, eskiden Eğitim Bakanlığı’na Maarif Vekaleti denirdi. Anlam derinliği bakımından aradaki fark önemlidir. Eğitim ve maarif aynı şeyler değildir. Eğitim maarifin bir bölümüdür. Maarif ise daha geniş bir ufuk ve vizyon ifade eder. Maarif, yetişkin eğitimini de içine alan, toplumsal ahlak inşâ etme sorumluluğunu da taşır. Yani Maarif, marufu tavsiye ve telkin eder. Böyle olmalıdır. Oysa çağdaş eğitimin temel sorunu, “öğretim”i öne çıkarmasıdır. Bu anlayış “maarif ”i ve “marufu” kapsamaz. Toplumsal ahlakın temellerini yeterince oluşturamaz. Marufun eğitimi kalbin ve ruhun eğitimini içine almalıdır. Toplumsal ahlak, öncelikle kalbî ve ruhi, ondan sonra aklî bir rehberliği gerektirir.

Burada, toplumsal ahlak açısından marufun gerekli olup olmadığı sorulabilir. Bir başka ifadeyle, toplumsal alanda yapılması ya da yapılmaması gereken hususlar bulunmalı mıdır? Ya da “helaller, haramlar ve mekruhlar” gibi ölçüler bulunmalı mıdır? Bu ölçüler, aynı zamanda İslam’ın toplumsal ahlak anlayışının temelindeki muâmelâtın ilkeleridir. Muâmelat, en geniş manasıyla, “gündelik hayatta yaşayış biçimi” demektir. Muamelat ile toplum ahlakı arasında doğrudan ilişki vardır. O sebeple bir “muamelat ahlakı”ndan bahsedebiliriz. Çağdaş insanın zihninde bu konunun anlaşılması her şeyden önce “din nedir?” sorusuna cevap vermekle mümkündür. Dinin doğru tanımı, dinin anlaşılması için, bir başka ifadeyle, dinin inanç, ibadet ve muamelat ile ilgili konularının

anlaşılabilmesi için ön şarttır. Özellikle muâmelat alanında yani gündelik hayata ve sosyal meselelere ilişkin konularda, Kuran-ı Kerim’in, Hz. Peygamber’in Sahih Sünneti’nin yani Nebevi geleneğin ve buna dayalı olarak İslam alimlerinin tavsiye ettiği yapılması ya da yapılmaması gereken hususlara dikkat etmek gerekir. Yani mesela hem Müslüman olacak kişi, hem de dinin toplumsal ahlaki ölçülerini çağa uygun değil diyerek reddedecekse, bu durum, o kişinin kendi dinini nasıl anladığı ile ilgili ciddi bir meseledir. İslam Allah’ın insanlığa sevgi ve rahmeti sayesinde gönderdiği peygamberler tarihi zincirindeki en son hakikat mesajı olarak farklı dil, kültür ve milletlerden insanları kucaklayarak bugüne gelmiştir. İslam’ı bu tarih sürecinde diğer dinlerden ayıran en seçkin özelliği sadece bir “iman” dini olmayıp aynı zamanda “amel” ve “ahlak” dini olmasıdır. Bu da iman, ibadet ve muâmelât iliişkisinde kendisini gösterir. İslam dışında ve bir ölçüye kadar Yahudilik dışındaki dinlerde muâmelat denilen, insanın hayatını dinine göre düzenlemesini öngören inançlar ve prensipler

manzumesi bulunmamaktadır. Yani bir tür ahlak anlayışı pek çok dinde vardır. Ancak bu ahlak anlayışının gerçekten toplumda var olabilmesi için yapılması ve yapılmaması gerekenler, bir başka ifadeyle helaller-haramlar-mekruhlar ya da farzlar-vacipler-sünnetler gibi insanın hayatını oldukça düzenli yaşamasını

sağlayan ilkeler ve ölçüler bulunmamaktadır. Dinler arasında bir karşılaştırma yapıldığında bu ölçülerin evrensel düzeyde tüm insanlara hitabeden en gelişmiş ve detaylı bir şekilde İslam’da var olduğunu görürüz. Dinler arasında İslam dışında sadece Yahudi din adamlarının etkisi altında muharref hale geldiğine inanılan Yahudilikte detaylı bir şekilde mitzvot denilen bazı emirler ve yasaklar bulunmakta ancak bunlar sadece kendilerince seçilmiş Yahudi “milletine/ırkına” mahsus emirler ve yasaklar olarak kabul edilmektedir. Yahudilikte, “on emir” denilen “öldürmemek, yalan söylememek, vb” temel everensel değerler dışındaki bu “mitzvot”un Yahudi olmayanların tarafından da uyulması gereken emirler ya da yasaklar olduğuna inanılmaz. İslam’da farzlar, vacipler, hellaller ve haramlar evrensel kabul edilir. Böylece maruf ve muamelat ahlakı her toplum için öngörülür. Gelecek sayımızda buradan devam edelim.

Selam ve dostlukla.

İslam’da Marûf, Muâmelât ve Toplum Ahlâkı (III)

Tekrar hatırlamak gerekirse, marufu emretmek,

yani toplumsal ahlâkı oluşturmak, bir sosyal

inşa sürecidir.

Doç. Dr. Bülent ŞenayHollanda Diyanet Vakfı

Yönetim Kurulu Başkanı

Page 4: HDV BULTEN SAYI 4

Hollanda Diyanet Vakfı ta-rafından Kutlu Doğum Haftası çercevesinde ilk

defa geçen yıl başlatılan ve “Birlik-te yaşamak” (Living Together) adını taşıyan konferanslar serisine bu yıl da devam edildi. Akademik içerikli İngilizce ve Hollandaca dillerinde ve daha ziyade yüksek eğitimli dinleyici kitlesine hitap eden konferansın bu yılki ana teması, “Medeniyetleri bu-luşması ve Küresel İslam” (Alliance of Civilisation and Global Islam) adı-nı taşıdı. Konferans, geçen yıl olduğu gibi Noordwijkerhout şehrindeki NH Hotel konferans salonunda 26 Nisan 2006 tarihinde yapıldı.

Konferansa konuşmacı olarak Din Hizmetleri Müşaviri ve Hollanda Di-yanet Vakfı Başkanı Doç. Dr. Bülent Şenay, İngiltere’den Dr. Tim Jacoby,

Hollanda’dan Prof. Dr. P.S. van Ko-ningsveld katılarak birer tebliğ sun-dular.

HDV Roermond Fatih Camii din görevlisi Menduh Karslı’nın okuduğu Kur’an-ı Kerim ile başlayan program-da bir selamlama konuşması yapan Hollanda Diyanet Vakfı Başkanı ve Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, Kutlu Doğum hafta-sı münasebetiyle Hollanda Diyanet Vakfı tarafından yapılan faaliyetler hakkında bilgi vererek, Peygamber Efendimizin sadece müslümanlar ta-rafından değil bütün insanlık tarafın-dan örnek alınması gereken bir şah-siyet olduğuna dikkat çekerek, onun doğumuyla ilgili böyle bir programda katılımcılarla birlikte olmanın mutlu-luğunu yaşadığını ifade etti.

Açılış konuşmasından sonra peygam-berimize özlem ve sevgiyi anlatan ilahiler okundu. Okunan ilahilerin ardından tekrar kürsüye davet edilen Doç. Dr. Bülent Şenay, “Medeniyet-ler Paradigması, İslamda İttifak ve müşterek iyilikler “başlığını taşıyan tebliğini sundu.

Hollanda’da yaşayan müslüman top-lumun sorumluluklarının bilincinde olmasının önemine değinen Şenay, ‘Medeniyetler İttifakının’ gerçekleş-

HDV BÜLTEN

4 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

Hollanda Diyanet Vakfı’ndan “Medeniyetler Buluşması ve Küresel İslam” (Alliance ofCivilisation and Global Islam) konulu konferans

Page 5: HDV BULTEN SAYI 4

mesi için anahtar kelimenin –dinle-mek- olduğunu özellikle vurguladı. Tarafların birbirlerini iyi dinlemeleri ve müşterekleri ön plana çıkarma-larının önemine de vurgu yapan La-hey Din Hizmetleri Müşaviri, ‘İnsan Hakları’ konusunun ortak müşterek-leri anlamada önemli bir yerinin oldu-ğunu belirtti.

Konferansın ikinci davetlisi, çatışma-lar analizcisi, dinler tarihi ve devlet kurumları geliştirme uzmanı Dr. Tim Jacoby de, “Yeni Kültürler, Savaş

ve Terör” başlığını taşıyan konuşma-sında, soğuk savaşın ardından özellikle müslümanlara yö-nelik başlayan bir şiddet politikası-nın yürütüldüğünü belirterek, batının müslümanlara uygu-ladığı bu politikanın dışında dünyanın çeşitli bölgelerinde

müslümanların yine müslümanlara uyguladığı şiddete dikkat çekti.

Konferansın son konuşmacısı Prof. Dr. P.S. Koniningsveld, “İslam’da Hoşgörü” başlıklı konuşmasında, dinler açısından hoşgörünün önemini ve tarihini anlattı. Özellikle İslami açı-dan hoşgörünün öneminin vurgulan-dığı konuşmada bazı İslami terimlerin batı üzerindeki etkileri ve bu terimle-rin tarih içinde yeniden yorumlanma-sına yer verildi.

Konferansda ayrıca ebru sanatı ile ilgili yapmış olduğu çalışmaları her-kes tarafından beğeni ile takip edilen Dr. M. Refii Kileci tarafından neyzen Mutlu Yılmazer’in ney dinletisi eşli-ğinde izleyicilere ebru sunumu yapıl-dı.

Konferansın sonunda düzenlenen panelde davetliler konuşmacılara soru sorma şansı buldular. Dinleyi-ciler tarafından sorulan sorulara her üç konuşmacı da cevap verme imka-nı buldu. Konuşmacıların İngilizce yaptıkları tebliğler simültan olarak Hollandaca’ya çevrildi.

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 5

HDV BÜLTEN

Delft HDV Sultan Ahmet Camii Gençlik teşkilatı, din görevlisi Mahmut Arcaklıoğlu’nun da reh-

berliğinde milli bayramlarımızdan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Cocuk Bayramı dolayı-sıyla camiye devam eden çocuk ve gençlerin katıldığı eğlenceli bir kutlama töreni düzen-lediler.

Cami konferans salonunda yapılan ve çok sayıda yurttaşınn ilgi ve heyecan icerisinde takip ettikleri kutlama programı, ayrıca cami cemaatinin de beğenisini ve takdirini kazandı.

Yaklaşık yüz civarında çocuğun bizzat ice-risinde görev aldığı bu bayram kutlaması, gü-nün anlam ve önemini belirten konuşmalar, şiirler, yarışmalar, halkoyunları, skeçler ve bilgi yarışmaları ile ayri bir tad kazandı. 23 Nisan kutlamasında ayrıca iki öğrencinin bas-tan sona kadar İstiklal Marşımızı okumaları uzun bir müddet alkış topladı. Program, bütün çocuklara cami yönetim kurulunun dağıttığı çesitli hediyelerle sona erdi.

Delft HDV Sultan Ahmet Camii Gençlik Kolundan 23 Nisan kutlaması

Page 6: HDV BULTEN SAYI 4

6 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

HDV BÜLTEN

HDV Dieren Selimiye Ca-miinde eğitim sezonunun sona ermesi nedeni ile Din

Görevlisi Abdullah Söylemez ve Hoca Hanım Hatice Söylemez tarafından or-ganize edilen; cami derneği ve hanım-lar kolu tarafından desteklenen bir pik-nik düzenlendi. 05.07.09 Pazar günü düzenlenen pikniğe yaklaşık yüz kişi katıldı. Öğrenciler, veliler ve hocaların buluştuğu piknikte yenilen yemekler, yapılan değişik sportif faaliyetler, ya-rışmalar; katılımcılara neşeli, huzurlu, eğitici ve dinlendirici bir hafta sonu ya-şattı. HDV Dieren Selimiye Camiinde 2008–2009 eğitim sezonunda kayıtlı 100 öğrenci K:Kerim ve Dini Bilgiler dersleri aldı. 550 vatandaşımızın yaşa-dığı bu küçük şehirde yüz öğrencinin camimize devam etmesinin büyük ni-met olduğunu belirten din Görevlisi Abdullah Söylemez; öğrencilere ve ve-lilere ilgilerinden dolayı teşekkür etti.

Dieren HDV Selimiye Camii’nden öğrencilere ve velilere Piknik

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLANDONDERSTEUNINGFONDS IN GEVAL VAN OVERLIJDEN

FONA KAYIT OLMAYI İHMAL ETMEYELİM!!!!

Meşhur, meşhur olduğu kadar da gerçek bir sözdür. “Acılar paylaşıldıkça azalır. Sevinçler paylaşıldıkça çoğalır.”

Vatanımızdan, aile ve sevdiklerimizin birkısmından çok uzaklarda yaşadığımız şu gurbette, başımıza gelebilecek ve bize en çok acı verecek gerçek, ölümdür. Bu gerçekle karşılaştığımızda acımızı paylaşacak, bizi anlayacak ve hepsinden önemlisi yapılması gerekenleri bizim için yapacak bir hizmet kurumuna, ne büyük ihtiyaç vardı.

İşte bu ihtiyaçtan doğdu Cenaze Yardımlaşma Fonu. Onun şemsiyesi altına girenler, en acılı gününde bir yardım eliyle karşılaşır, bu yardım eli cenaze sahibine hiçbir külfet yüklemeden gerekli bütün hizmeti görür. O yardım eli, Hollanda Diyanet Vakfı Cenaze Yardımlaşma Fonu’dur ve yirmiyedi yıldır bu hizmeti başarıyla sürdürmektedir.

O halde bu fona kayıt olalım. Çevremizdekileri kayıt olmaya teşvik edelim. Bu mükemmel hizmetten hiçkimsenin mahrum kalmasına razı olmayalım.

Sağlık ve mutluluklar dileriz.

HOLLANDA DİYANET VAKFICENAZE YARDIMLAŞMA FONU

Page 7: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 7

HDV BÜLTEN

Hollanda Diyanet Vakfına bağlı Deventer Merkez ve Apeldoorn Eyüp Sul-

tan camiilerinde Dr. Mehmet Refii Kileci’ nin verdigi ebru kurslarında geleneksel Türk Ebru sanatını öğre-nen 27 öğrenci sertifikalarını aldı. Öğrencilerin sertifikaları, geniş bir davetli grubunun huzurunda HDV Merkez Camii konferans salonunda yapılan bir törenle kendilerine veril-di. Törene Deventer Belediye Başka-nı, Deventer Başonsolosunu temsi-len ikinci konsolos Melek Derviş ve Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Mustafa Kahraman katıldı. Deventerlilerin de büyük bir ilgi gösterdiği tören-de, öğrenciler ebru yaptılar ve daha önce yaptıkları ebruları sergilediler. Dr.Kileci törende yaptığı konuşmada şunları söyledi. “Ebru ve hat sanatı kurslarına çok büyük ilgi var, bu kur-sumuza 4 Hollandalı hanımefendi de katıldı. Öğrencilerimiz haftada üç saat ders alarak üç ayda Ebru sa-natının temelini öğreniyorlar. Daha

Deventer HDV Merkez Camiinde Ebru sergisi ve sertifika töreni

Geniş bilgi için: www.kileci.net, [email protected]

sonra kendilerini geliştiriyorlar ve bu sanatın Avrupa’daki temsilcileri ol-maya aday oluyorlar. Şu anda, Zaan-dam, Rotterdam ve Arnhem de Ebru kurslarımız devam ediyor. İnşaallah sonbaharda başta Rotterdam, Amster-dam ve Tilburg olmak üzere bir çok şehirde yeni kurslarımız başlayacak .”

Page 8: HDV BULTEN SAYI 4

8 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

FIKIH KÖŞESİ

1. Zekât nedir?Sözlükte artma, çoğalma, temizlik, be-reket, iyi hal ve övgü anlamlarına ge-len zekât, dinî bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının Allâh rızası için muayyen kişilere verilmesi demek-tir. Malî ibadetlerden biri olan zekât, İslâm’ın beş temel esasından olup, hicretin ikinci yılında Medine’de farz kılınmıştır. Kur’an-ı Kerim’de “Na-mazı dosdoğru kılın, zekâtı verin...” (Bakara, 2/43, 110; Hac, 22/78; Nur, 24/56; Mücadele, 58/13; Müzzemmil, 73/20); “Onların mallarından, kendi-lerini temizleyeceğin, arıtıp yücelteceğin bir sadaka al ve onlar için dua et; çün-kü senin duan onlara huzur verir. Al-lah işitendir, bilendir.” (Tevbe,9/103) buyrulmaktadır.

2. Zekât kimlere farzdır?Bir kimsenin zekât vermekle mükellef olması için Müslüman, hür, akıllı, bu-luğ çağına erişmiş olması; borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla hakikaten ya da hükmen artıcı, yani kazanç sağ-layıcı nitelikte nisap miktarı mala sa-hip olması gerekir.

3. Nisap ne demektir? Miktarı ne kadardır?Nisap, zekât, sadaka-i fıtır ve kurban gibi ibadetler için konulan bir zengin-lik ölçüsüdür. Nisap, asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır. Böyle bir kişi, zekât veya sadaka alamayacağı gibi; sadaka-i fıtır vermek ve kurban kesmekle de yükümlü olur. Fazla olan bu malın artıcı olması ve üstünden bir yıl geçmesi halinde zekâtının verilmesi gerekir. Zenginliğin asgari sınırı olan «nisap» Hz. Peygamber tarafından belirlenmiştir. Bu asgarî sınırlar, o dö-nem İslâm toplumunun ortalama ha-yat standardını ve zenginlik ölçüsünü göstermektedir. Hadislerde belirlenen nisap miktarları şöyle sıralanabilir;

80,18 gr. altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı; 40 koyun veya keçi, 30 sığır, 5 deve. Nisap mikta-rının belirlenmesinde kullanılan bu malların, o dönemin en yaygın zen-ginlik aracı olduğu açıktır. Nisabın bu mallar üzerinden belirlenmesi, sosyal ve ekonomik şartların fazla değişme-diği ileriki dönemlerde de aynen ko-runmuştur. 4. Hâvaic-i asliye (asli ihtiyaçlar) nedir?Havâic-i asliyye, temel ihtiyaçları karşılayan, bu yüzden de zekâta tabi olmayan maddi varlıklar demektir. İslâm’da diğer bedenî ve malî yü-kümlülüklerde olduğu gibi, zekâtta da mükellefin durumu göz önünde bulundurularak, ona makul ve taşı-nabilir bir sorumluluk yüklenmiştir. Bu nedenle İslâm bilginleri, zekât ve sadaka-i fıtr ile yükümlü olmak için, kişinin ve bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerinin temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olma şartını aramışlardır. Temel ihti-yaç miktarı mal, kişinin yaşaması için zarurî olan miktardır. Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeyler-dir. Bunlar, genel olarak, nafaka, otu-rulan ev, ev eşyası, ihtiyaç duyulan el-bise, borç karşılığı mal, sanat ve mesle-ğe ait alet ve makineler, binek taşıtları, ilim için edinilen kitaplar gibi eşyadır. 5. Araç-gereç ve malzemeye zekât düşer mi?Sanat ve mesleğin icrası için gerekli olan araç-gereç, makine ve malzeme-ler, aslî ihtiyaçlardan olup bunların zekâtının verilmesi gerekmez. Ancak, kendi mesleğinin icrası için değil de, ticaret için üretilen veya alınıp sa-tılan araç-gereç, malzeme ve maki-nelerin zekâtının verilmesi gerekir.

6. Zekât vaktinden önce verilebilir mi?Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi zekât konusunda da kameri ay hesabı uygulanır. Zekâtın farz olma-sı için nisap miktarı malın üzerin-den bir kameri yılın geçmesi gerekir. Buna rağmen mal sahibi dilerse vakti gelmeden önce de zekâtını verebilir.

7. Bir zengin vadeli alacağına dair bir senedi fakire zekât olarak verebilir mi?Zekât gıda ve giyim eşyaları gibi aynî olarak verilebileceği gibi, para, döviz, altın gibi nakdî olarak da verilebilir. Senet ise; bir hakkın, bir malın, ödünç bir paranın kime ait olduğunu belir-ten, iki veya daha fazla kişi arasında tanzim edilmiş bir belgedir. Dolayı-sıyla üzerinde yazılı miktardaki parayı temsil etmektedir. Bu nedenle, zekât mükellefi olan bir zengin, vadesinde ödeneceğini kesin olarak bildiği se-nedi, zekâtına mahsuben fakire ciro edebilir. Bu durumda zekat, senedin tahsil edildiği gün ödenmiş olur. 8. Taksitli olarak zekât verilebilir mi?Asıl olan kişinin üzerine terettüp eden zekâtı ödemesidir. Bu itibarla, zekât bir defada ödenebileceği gibi, taksitle de ödenebilir. 9. Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?Zekât vermenin belli bir zamanı ol-mayıp, farz olduğu andan itibaren ve-rilmesi gerekir. Bunun için belli bir ayı veya Ramazanı beklemeye gerek yok-tur. Zekât vermekle yükümlü olanla-rın, yükümlü oldukları andan itibaren en kısa zamanda zekâtlarını vermeleri uygun olur.

ZEKÂT (1)

Page 9: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 9

FIKIH KÖŞESİ

10. Ticaret malının zekâtı kendi cinsinden ödenebilir mi?Ticaret mallarının zekâtı, malın değeri üzerinden hesaplanıp parayla verilebi-leceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir. 11. Ticaret malının zekâtı neye göre hesaplanır?Kâr amacıyla alınıp satılan mallara “ticaret malları” denir. 80.18 gr. altın değerinde ticaret malına sahip olan ki-şinin, bu malın elde edilmesinin üze-rinden bir yıl geçmesi halinde, kırkta bir (%2,5) oranında zekâtını vermesi gerekir. Zekât, ileride elde edilmesi muhtemel kârdan değil, mevcut ser-mayeden ödenmesi gereken mali bir ibadettir. Bu itibarla, ticaret malının zekâtı verilirken, kârsız olarak zekâtı-nın verildiği tarihteki değeri esas alın-malıdır. 12. Alacakların zekâtı nasıl verilir?Geri ödeneceği kesin olan alacakların, her yıl alacaklı tarafından zekâtları-nın ödenmesi gerekir. Alacak tahsil edilmeden önce zekâtı verilmemişse, tahsil edildikten sonra, geçmiş yıllara ait zekâtlar da ödenmelidir. İnkâr edi-len veya geri alınma ihtimali olmayan alacakların her yıl zekâtının verilmesi gerekmez. Şayet böyle bir alacak daha sonra ödenirse, alacaklı bu tarihten itibaren zekât mükellefi olur; geçmiş yıllar için zekât ödemez. 13. Alacaklar zekâta mahsup edilebilir mi?Ödeme güçlüğü çeken borçlu olan kişi, kendisine zekât verilebilecek ki-şilerden ise, alacaklar zekâta mahsup edilebilir. 14. Arazî mahsulünden zekât verilmesi gerekir mi?Odun, kamış (şeker kamışı hariç) ve ottan başka topraktan elde edilen her türlü ürünün, nisap miktarına ulaş-ması halinde (yaklaşık 650 kg.) zekâ-tının verilmesi gerekir. Yüce Allâh; “Ey

iman edenler! Kazandıklarınızın iyile-rinden ve rızık olarak yerden size çıkar-dıklarımızdan infak edin...” (Bakara 2/267); “Çardaklı ve çardaksız (üzüm) bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmala-rı, ekinleri, birbirine benzer ve benze-mez biçimde zeytin ve narları yaratan O’dur. Herbiri meyve verdiği zaman meyvesinden yeyin. Devşirilip toplan-dığı gün de hakkını (zekât ve sadaka-sını) verin, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (En’am 8/141) buyurmaktadır. Hz. Peygam-ber de, “yağmur ve nehir sularıyla su-lanan toprak mahsullerinde onda bir; kova ile sulananlarda ise yirmide bir vardır” buyurmuştur (Buhârî, Zekât, 55). Hadiste de belirtildiği gibi, mah-sulün zekâtının verilmesinde toprağın işlenmesi ve su kullanımı esas olarak alınmaktadır. Buna göre toprak emek sarf edilmeden yağmur, nehir, dere, ırmak ve bunların kanallarıyla sula-nıyorsa, çıkan mahsulün 1/10’i; kova, dolap gibi emekle veya suyun ücretle alınması, motorla sulama gibi masraf gerektiren bir yolla sulanıyorsa 1/20’i zekât olarak verilir.

15. Ürün elde etmek için yapılan masraflar, öşür verilirken dikkate alınır mı?Günümüzde gübre, mazot, ilaç gibi masraflar da üretimin maliyetinde önemli bir yekûn oluşturmaktadır. Bu nedenle, tarımsal ürünlerin zekâtın-da, elde edilen hâsılattan (gayr-i safi), ürün için yapılan günümüz tarım şart-larının getirmiş olduğu ekstra masraf-lar çıkarıldıktan sonra, geriye kalan ürünün nisap miktarına ulaşması halinde, tabiî yollarla sulanan arazide 1/10, kova, tulumba, su motoru vb. usullerle masraf veya emekle sulanan arazide 1/20 oranında zekât verilmesi gerekir.

16. Ortak olarak ekilen bir tarlanın ürünün zekâtını vermekle kim yükümlüdür?Arazi mahsullerinin öşrünü, ara-zi sahibi değil, ürünün sahibi verir. Bu itibarla mal sahibi hiçbir karşılık beklemeden tarlasını ekilmek üzere başka birisine verirse, çıkan mahsulün zekâtını eken şahıs öder. Arazi ekilmek üzere belli bir ücretle kiralanmışsa, zekâtı (öşrü) kiracı tarafından ödenir. Eğer arazi, yarıcılık (müzâraa) usulü ile kiralanmışsa, mal sahibi ve mahsu-lü eken kişi, hisselerine düşen mahsu-lün zekâtlarını ayrı ayrı verirler.

17. Hayvanların zekâtı yerine değeri verilebilir mi?Malın zekâtı, kendi cinsinden ve-rilebileceği gibi belli olan başka maddelerden de verilebilir. Buna göre, hayvanların zekâtını vermek isteyen kimse, kendi cinsinden ve-rebileceği gibi, değerleri üzerinden de verebilir. Ancak fakirin yararına olanı tercih etmek daha uygundur.

18. Ziynet eşyasına zekât verilir mi?Altın ve gümüş dışındaki ziynet eş-yaları zekâta tabi değildir. Altın ve gümüşten yapılmış ziynet eşyaları ise, zekât için gerekli diğer şartları da taşıdığı takdirde zekâta tabidir. Bu iti-barla altından yapılmış ziynet eşyaları, 80.18 gr. veya daha fazla ve üzerinden bir yıl geçmiş ise zekâta tâbidir.

19. Emlakçiler, mülkiyetlerindeki dairelerin zekâtını vermekle yükümlü müdürler?Emlakçilerin ticari amaçlı olarak alıp sattıkları daireler zekâta tabidir. Buna göre, büro, ikamet gibi kulla-nım amaçlı olmayıp alıp satmak için emlakçilerin ellerinde bulunan dai-relerin, borçları çıktıktan sonra piya-sa değeri nisap miktarına ulaşmış ve üzerinden bir yıl geçmiş ise kırkta bir oranında zekâtının verilmesi gerekir.

devamı Ağustos sayısında...

Page 10: HDV BULTEN SAYI 4

10 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

HDV BÜLTEN

HDV Eğitim Merkezinde yaz Kur’an kursuHollanda Diyanet Vakfına bağlı Rotterdam

Eğitim merkezinde yaz tatili dönemin-de Kur’an’ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu

düzenlendi. Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından Türkiye’den gönderilen dört Kur’an Kursu öğreticisi tarafından verilen kursa, bu yıl Hollanda genelinden 140 öğrenci katıldı. Okul tatilinde izne gitmeyen öğ-rencilerin katıldığı bu kurs, Hollanda’nın okul tatil-lerinin denk geldiği altı hafta boyunca sürdü. Kurs’da Kur’an-ı Kerim ve Dini bilgilerin yanısıra haftada 4 saat olmak üzere Türkçe dersleri de verildi. Öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda ve okul düzeninde bu kursta ders gördüler. Kurs bitiminde ise velilerin de katıldığı bir veda programı düzenlenerek öğrencilerin kurs boyun-ca öğrendikleri dua, kısa surelerden örnekler sundular.

Rotterdam HDV Eğitim merkezinde her yıl yaz dö-nemlerinde ilan edilen bu kurs için Türkiye’den görevli getirtilmekte ve yatılı Kur’an kursu statüsünde hizmet verilmektedir. Kurs ile ilgili duyurular yine her yıl Tem-muz ayında bütün HDV camilerine gönderilmektedir.

Page 11: HDV BULTEN SAYI 4

ISLAMITISCHE STICHTING NEDERLANDHOLLANDA DİYANET VAKFI

ROTTERDAM EĞİTİM MERKEZİ

HDV Rotterdam Eğitim Merkezi Yönetim Kurulu, 06 Temmuz 2009 ile 20 Ağustos 2009 tarihleri arasında erkek çocuklarımız için Yatılı Kur’an-ı Kerim ve Dini Bilgiler Kursu düzenlemiştir. Kursumuz, Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından görevlendirilen tecrübeli din görevlileri tarafından verilecektir. Kursta Erkek Çocuklarımıza: Kur’an-ı Kerim, Dini Bilgile ve Türkçe Dersleri verilecektir.-Kursiyerler dörder kişilik odalarda kalacaklardır.-Kursiyerlere üç öğün yemek verilecektir.-Kontenjanımız 100 öğrenciyle sınırlıdır.-Kursiyerlerimiz 12-15 yaş arası olacaktır.(16 yaşından gün almamış)-Kurs ücreti herşey dahil 160 Euro’dur. -Kurs süresi 4 haftadır. Kayıt için gerekli Belgeler:1.Veli tarafından doldurulup imzalanmış kayıt formu.2.Kurs ücretinin Gültepe Educatief Centrum, Fortis Bank Rotterdam 80.09.93.144 nolu hesaba ödendiğine dair belge. Müracaat ve kayıt için: Tel: 010-4664164 nolu telefon aranabilir.(Hafta içi saat 10.00 – 16.00 arası)

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 11

HDV BÜLTEN

Hollanda eğitim sistemi içeri-sinde yer alan devlet ilkokul-larında (Openbare scholen)

İslam dini dersleri verilmesinin gün-deme gelmesi üzerine, Müslümanları temsil kurumu olan CMO tarafından bir konferans organize edildi.

3 Eylül 2009 tarihinde Den Haag şehrinde yapılan konferansa, Hollan-da içinden ve dışından akademisyenler

katılarak ilkokullarda verilmesi planla-nan İslam din dersleri ile ilgili görüş-lerini dile getirdiler. İslam Din ders-lerinin Hollanda Eğitim sistemi içeri-sinde verilmesi hususunda bir çalışma komisyonu kurma hazırlıklarını da sürdüren CMO, önümüzdeki günler-de bu komisyonu resmi hale getirerek 2009-2010 öğretim yılında bu dersle-rin başlamasını sağlamayı düşünüyor.

Konferansa; Groningen Üniversitesinden eğitimci Prof. Dr. W.A.J. Meijer, Fas’dan İslam Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. A. Ait Iazza, İngiltereden Dr. A. Baker, Din Hizmetleri Müşaviri Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmacı olarak katıldılar.

Konuşmacılar özellikle devlet okul-larında okutulacak islam din dersle-

rinin karakteri, dersi verecek öğret-menlerin kalitesi ve ders metod ve materyalleri üzerinde fikirlerini beyan ettiler. Konferansın panel bölümü-ne Belçika’dan katılan Belçika İslam Konsey Başkanı Şemsettin Uğurlu ise Belçika Eğitim sistemi içerisinde 1975 yılından bu yana yer alan İslam dini dersleriyle ilgili uygulamalar hakkında bilgi verdi.

İlokullarda din dersi ile ilgili konferansİlokullarda din dersi ile ilgili konferans

DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU

Page 12: HDV BULTEN SAYI 4

Fuar açılışında bir konuşma yapan Din Hizmet-leri Müşaviri ve Hollanda Diyanet Vakfı Başka-nı Doç. Dr. Bülent Şenay, konuşmasında; Bu

tür etkinliklerin hem müslümanlar arasında birlik ve be-raberliği pekiştirici hem de Hollanda’lılara islamın yaşa-yan kültürel yönünü yansıtıcı bir rol oynadığını belirtti.

Hollanda İslam Merkezi Vakfı öncülüğünde son üç yıl-dır organize edilmekte olan fuar, Türk ve Hollandalılar tarafından ziyaret edilmektedir. Dört gün süren fuarda hemen hemen her çeşit ürüne rastlamak mümkün. Ürün satışları 250 stantta ziyaretçilere sunulmakta, ayrıca, mehteran, karagöz ve Hacivat, Temel ile Dursun göste-rileri gibi kültürel temalara da yer verilmektedir. Fuara bilet alarak giren ziyaretçilere bilet numaralarına göre çe-kiliş yapılarak ve ana sponsorlar tarafından çekilişte ismi çıkanlara çeşitli hediyeler verildi. Hollanda Diyanet Vakfı olarak çekilişte ismi çıkan altı ziyaretçiye Diyanet yayın-larından oluşan kıymetli birer kitap seti hediye edildi.

12 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

HDV BÜLTEN

HDV MultifestijnKültür Fuarına katıldı

Gecen yıl Rotterdam’da yapılan Fuar yaklaşık 80 bin kişi tarafından ziyaret edilmişti. Bu yıl Hollanda Diyanet Vakfının da ana sponsor olarak katılmasıyla Utrecht’de 20 dönüm bir alanda kurulan Fuar dört gün sürmüş ve yak-laşık yüzyirmibin civarında ziyaretci tarafından gezilmiştir. Fuarda yine ayrıca Hollanda Diyanet Vakfı tarafından bir stant açılmış ve Diyanet İşleri Başkanlığımız ve Türkiye Diyanet Vakfı yayınları bu stantta satışa sunulmuştur.

Hollanda Diyanet Vakfı Yönetim Kurulu 2009 yılında Hollanda’nın Utrecht şehrinde yapılan “Multifestijn Kültür Fuarına” ana sponsor olarak katılma kararı verdi. Hollanda’nın Utrecht şehrinde 7-10 Mayıs 2009 tarihleri arasında organize edilen Multifestijn Kültür Fuarının açılışı 7 Mayıs 2009 tarihinde yapıldı.

Page 13: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 13

HDV BÜLTEN

Bir Ayet:

Bakara Suresi, Ayet, 143

“Ve işte böyle, sizi ortada yürüyen bir ümmet kıldık ki, siz

bütün insanlar üzerine adalet örneği ve hakkın şahitleri ola-

sınız, Peygamber de sizin üzerinize şahit olsun. Daha önce

içinde durduğun Kâ’be’yi kıble yapmamız da şunun içindir:

Peygamber’in izince gidecekleri, iki ökçesi üzerinde geri

döneceklerden ayıralım. Bu iş elbette Allah’ın hidayet ettiği

kimselerin dışındakilere çok ağır gelecekti. Allah imanınızı

kaybedecek değildir. Hiç şüphesiz Allah, bütün insanlara

çok şefkatlidir, çok merhametlidir.”

Bir Hadis-i Şerif,

Ebu Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resülullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

”Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi sevece-ğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız!” (Müslim, îman 93-94. Ayrıca bk.Tirmizî, Et’ime 45, Kıyamet 56; İbni Mace, Mu-kaddime 9, Edeb 11)

Hadisten Öğrendiklerimiz1. İmansız cennete girilmez.2. Birbirlerini sevmeyenler gerçek manada iman etmiş sayılmazlar. Çünkü iman sevgiden doğar, sevgi ile kemal bulur.3. Selamlaşmak müminler arasındaki sevgi bağlarının kuvvetlenmesine vesîledir.4. Mü’minlerin birbirlerini sevmemeleri, iman zayıflığının işaretidir.

Page 14: HDV BULTEN SAYI 4

14 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

İSLÂM BÜYÜKLERİ

İmam-ı a’zam, Kufe’de doğup büyüdü ve orada yetişti. Aile-sinden çok üstün bir terbiye ve

din bilgisi aldı. Küçük yaşta Kur’an-ı kerimi ezberledi ve Arapçanın o za-man tasnif edilmekte olan sarf, nahv, şiir ve edebiyatını öğrendi. Gençli-ğinin ilk yıllarında Eshab-ı kiram-dan Enes bin Malik’i, Abdullah bin Ebi Evfa’yı, Vasile bin Eska’ı, Sehl bin Saide’yi ve hicri 102’de en son Mekke’de vefat eden Ebu’t-Tufeyl Amir bin Vasile’yi görmüştür. Bun-lardan hadis dinlemiştir.

O zaman Kufe, Irak’ın büyük şe-hirlerinden ve önemli ilim merkezle-rindendi. Eski medeniyetlerin yatağı olan Irak’ta değişik dinlere ve sapık itikadlara mensup çeşitli kavimler yaşıyordu. Ayrıca itikadı bozuk olan Şia ve Mutezile burada ortaya çıkmış, çölde Hariciler türemişti. Diğer taraf-tan Eshab-ı kiramla görüşüp onlardan Ehl-i sünnet itikadını ve din bilgile-rini nakleden Tabiinin büyükleri de orada bulunuyordu. Burada hükümet güçlerini ele geçirmek isteyen fırkalar arasında da çetin bir mücadele sürüp gidiyordu. İmam-ı a’zam böyle bir muhitte, ilk gençlik yıllarında babası gibi önce ticaretle meşgul olmaya baş-ladı. Bir taraftan da sık sık âlimlerin meclisine gidip onları dinliyordu.

Bu âlimler kargaşalıkları ve fitneleri ortadan kaldırmak için Ehl-i sünnet itikadını yayıyorlar ve sapık fırkalarla mücadele edip onların bozuk fikirleri-ni çürütüyorlardı. Kufe genellikle bu tip münazaralara sahne oluyor, hatta bu münazaralar meclislerden, çarşıya pazara taşıyordu. Henüz çok genç yaş-

ta olan imam-ı a’zam da, ailesinden ve gittiği ilim meclislerinden aldığı din bilgileriyle bazen münazaralara katılı-yor ve onun üstün kabiliyeti, keskin zekası, derin anlayışı ve çabuk kavra-yışlılığı yüzünden okunuyordu. Daha ilme başlamadığı halde sapık fırkalara mensup olanlarla yaptığı münaza-

ralarındaki ikna kabiliyeti ve üstün başarıları, zamanın büyük âlimlerinin dikkatini çekmişti. Onun bir cevher olduğunu anlayan âlimler, onu ilim öğrenmeye teşvik ettiler. O da bu tav-siyelere uyarak ilim öğrenmeye başla-dı.

İlim öğrenmeye başlayışını kendisi şöyle anlatır:

“Bir gün zamanın âlimlerinden Şabi’nin yanından geçiyordum, beni çağırdı ve bana; “Nereye devam edi-yorsun?” dedi. Ben de; “Çarşıya, pa-zara!” dedim. “Maksadım o değil, âlimlerden kimin dersine devam edi-yorsun?” dedi. “Hiçbirinin dersinde devamlı bulunamıyorum” dedim. “İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile gö-rüşmeyi sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve kabiliyetli bir genç ol-duğunu görüyorum” dedi. Onun bu sözü bende iyi bir tesir bıraktı. Çarşı-yı, pazarı bırakıp, ilim yolunu tuttum. Allahü teâlânın yardımı ile Şabi’nin

sözünün bana çok faydası oldu.” İmam-ı Şabi’nin tavsiyesinden sonra ilme sarılıp, ders halkalarına devam etmeye başladı. İmam-ı a’zam önce kelam ilmini, iman ve itikadı ve mü-nazara bilgilerini Şabi’den öğrendi. Kısa zamanda bu ilimlerde parmakla gösterilecek bir dereceye ulaştı. Daha sonra Hammad bin Ebi Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh ilmine başladı. Onun derslerini takip eder-ken huzurunda gayet edepli oturur, söylediği her şeyi ezberlerdi. Hocası talebelerini müzakere yoluyla yokla-ma yapınca, onun dersleri ezberledi-ğini görürdü ve benim yanımda ders halkasının başına Numan’dan başka kimse oturmayacak derdi.

İmam-ı a’zamın hocası Hammad, fıkıh ilmini İbrahim Nehai’den, bu da Alkame’den, Alkame de Abdullah bin Mesud’dan, bu da Peygamber efen-dimizden öğrenmiştir. Hammad’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur oldu. Hocası Hammad’ın dersine de-vam ettiği sırada sık sık Hicaz’a gidip Mekke ve Medine’de çoğu Tabiinden olan âlimler ile görüşür, onlardan ha-dis rivayeti dinler ve fıkıh müzakere-leri yapardı. Ehl-i beytten Zeyd bin Ali’den, Muhammed Bakır’dan ilim öğrendi. Muhammed Bakır ona ba-kıp; “Ceddimin dinine ait hükümle-ri  bozanlar çoğaldığı zaman sen onu canlandıracaksın, sen korkanların kurtarıcısı, şaşıranların sığınağı ola-caksın. Şaşıranları doğru yola çevi-receksin. Allahü teâlâ yardımcın ola-cak!” buyurmuştur.

Asıl adı Numan’dır. 80 (m. 699) senesinde Kufe’de doğup, 150 [m.767]’de Bağdat’ta şehid edildi. Babasının adı, Sabit’tir. Acemistan’ın (İran’ın) ileri gelenlerinden bir zatın soyundan olup, Faris oğullarındandır. Dedesi Zuta, İslam dinini kabul et-miş ve Hazret-i Ali’ye ikramda bulunmuştu. İlim sahibi salih ve kıymetli bir zat olan babası Sabit, Hazret-i Ali ile görüşmüş, ken-disi, evladı ve zürriyeti için duasını almıştır.

devamı Ağustos sayısında...

İmam-ı A’zam Ebu Hanife

Kufe genellikle bu tip münazaralara

sahne oluyor, hatta bu münazaralar meclislerden,

çarşıya pazara taşıyordu

Page 15: HDV BULTEN SAYI 4

23 Nisan Ulusal Egemen-lik ve Çocuk Bayramı Zaandam HDV Sultan

Ahmet Camii konferans salonunda 25 Nisan 2009 Cumartesi akşamı yapılan bir törenle kutlandı. Zaandam Sultan Ahmet Camii Yönetim Kurulu, Eği-tim Komisyonu ve din görevlisi M. Akif Karabulut’un destek ve katılımıy-la organize edilen programa cemaatten de ilgi büyüktü.

Konferans salonunun tamamen dolduran izleyiciler, çocukların 23 Nisan kutlamaları çerçevesinde hazır-ladıkları programı zevkle takip ettiler. Programda, çocuklar hazırladıkları skeçler, şarkılar ve oyunları profesyo-nelleri aratmayacak şekilde sundular. 23 Nisan eğlencesi hazırlık ekibinden Canan Gök, eğitim rehberlerlerinden Ömer Demirözcan, Hüseyin Ayaz, Ramazan Öztürk ve Beytullah Emral’a da teşekkür edildi.

Ayrıca Zaandam Sultan Ahmet Ca-mii Eğitim Komisyonu da öğrencile-rin gösterdiği başarılı performansdan memnun olarak çocukları kutladrlar.

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 15

HDV BÜLTEN

Zaandam Sultan Ahmet Camii’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Coskuyla kutlandı

Page 16: HDV BULTEN SAYI 4

16 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

Basından

Page 17: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 17

Basından

Page 18: HDV BULTEN SAYI 4

18 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

Basından

Page 19: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 19

HDV BÜLTEN

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 19

Basından

Page 20: HDV BULTEN SAYI 4

ŞİİR KÖŞESİ

Bu şiir tek kelime/ tek heceÇözdükçe/ çözüldükçe…düğümlenen bir bilmece“ Kavuşamazsın Aşk olur” öyle mi?Aşk olsun… Aşk olsun…Aşk olsun sana koca Veysel Aşk olsun…Aşk o kadar bait mi?

Bu hal: “HİÇ” bitmez, “ HİÇ” tükenmez…Bu hal, Mavinin Aklı Ziyanda, Fikri Firarda olma halidir…Bu hal, Şairin Şerri Şiirle Şerbet ettiği haldir…Bu hal, kanadı kırık bir martının Konacak sol bir omuz bulup konaklama halidir…O martı kanadı kırıkda olsa artık bir Zümrüd-ü Ankadır…

Aşkın Atlası’nda en uzak mesafeEn fazla bir karışSol omuzdan kalbe….

Bu hal: Ben, Beni, bana, bende benden sonraIsmin de, cismin de altıncı halidir…

Rivayet odur ki, Yavuz Nufel şairdirKalan ömrüme yemin olsunkiAllah şahidim olsun kiDeğilim…. Değilim… değilim….Şairin her aldığı nefesBir demir leblebidir…Ve verdiği her nefes Allah AdınaAllah aşkıylaHer kulunu sevmektir…Ölenle bin kere ölmek,Acıyı bal eyleyip içmektir….

Şair değilim haşaŞiirin şerrinden korkarımAllah’tan korkduğum kadarAllahım bu nasıl bir bilmece?deniz çözersu çözerdemir çözer, çelik de AŞK: ÜÇ HARF TEK HECE…VUSLAT FENA FİLLAH MERTEBE…AYRILIK İŞKENCE/ ÇİLE…demir de benim deniz desu da benim, kılıçtaakmayan kanda çıkmayan can da benim

ben senim… ben senim… ben senim ben senim…sen ben misin…

An,Şairin Şerri Şiirle Şerbet ettiği andır…Bu an “Aklı ziyanda fikri firarda Mavinin”Deilik med-cezirlerinde “ hiçlik” mertebesindeKendi Elleriyle deli gömleğiniBiçtiği/diktiği/ giydiği andır..

sen benim imgeler içinde mecazımsın…Anlatabildim mi, anlayabildin mi,Hâlâ anlamadıysanEvin yıkılsınBaykuşlar tünesin viraneneAkrepler yılanlar yuva yapsın gecelerine..

ben senim… ben senim… ben senim. ben senim….sen ben misin…Enel HAK…İŞTE AŞK….

Yavuz Nufel/Nisan 2009

DEMİR LEBLEBİ

20 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

Page 21: HDV BULTEN SAYI 4

Hollanda’nın Helmond şehrinde bulunan HDV Hel-mond Fatih Camii Yönetim Kurulu ve din görevlisi tarafından,

cevredeki vatandaşların da davetli olduğu bir iftar programı düzen-lendi. Cami avlusunda açılan bir çadırda dü-zenlenen iftar progra-mına büyük küçük çok sayıda vatandaş katıldı.

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 21

HDV BÜLTEN

HİCRİ TARİHLER MİLADİ TARİHLERGÜN AY YIL GÜN AY-YIL HAF.GÜN DİNİ GÜNLER

26/27 RECEB 1430 19/20 TEMMUZ-2009 PAZAR / PAZARTESİ MİRAC KANDİLİ1 ŞABAN 1430 23 TEMMUZ-2009 PERŞEMBE

14/15 ŞABAN 1430 05/06 AĞUSTOS-2009 ÇARŞAMBA/PERŞEMBE BERAT KANDİLİ1 RAMAZAN 1430 21 AĞUSTOS-2009 CUMA RAMAZAN’IN BAŞLANGICI

26/27 RAMAZAN 1430 15/16 EYLÜL-2009 SALI/ÇARŞAMBA KADİR GECESİ30 RAMAZAN 1430 19 EYLÜL-2009 CUMARTESİ AREFE1 ŞEVVAL 1430 20 EYLÜL-2009 PAZAR RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün) 2 ŞEVVAL 1430 21 EYLÜL-2009 PAZARTESİ RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün) 3 ŞEVVAL 1430 22 EYLÜL-2009 SALI RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün) 1 ZİLKADE 1430 19 EKİM-2009 PAZARTESİ 1 ZİLHİCCE 1430 18 KASIM-2009 ÇARŞAMBA 9 ZİLHİCCE 1430 26 KASIM-2009 PERŞEMBE AREFE

10 ZİLHİCCE 1430 27 KASIM-2009 CUMA KURBAN BAYRAMI (1.Gün) 11 ZİLHİCCE 1430 28 KASIM-2009 CUMARTESİ KURBAN BAYRAMI (2.Gün) 12 ZİLHİCCE 1430 29 KASIM-2009 PAZAR KURBAN BAYRAMI (3.Gün) 13 ZİLHİCCE 1430 30 KASIM-2009 PAZARTESİ KURBAN BAYRAMI (4.Gün) 1 MUHARREM 1431 17 ARALIK-2009 PERŞEMBE HİCRİ YILBAŞI10 MUHARREM 1431 26 ARALIK-2009 CUMARTESİ AŞURE GÜN

2 0 0 9 Y I L I D İ N İ G Ü N L E R

HDV Helmond Fatih Camiinde İftar programı

Helmond HDV Fatih Camii Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Şahiner

ile Din görevlisi Hasan Küçük, Helmond Belediye Başkanı A.A.M.

Jacops ile birlikte.

Page 22: HDV BULTEN SAYI 4

22 | SAYI 4 | TEMMUZ 2009

HDV BÜLTEN

Hollanda’nın güneydoğusunda yer alan Helmond şehrinde, HDV Helmond Fatih Camii Yönetim

Kurulu, Gençlik Kolları ve din görevlisi rehber-liğinde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bir kutlama programı ya-pıldı. Programda çocuklar, 23 Nisanı’ı tam bir bayram havasında kutaldılar. Halk oyunları, şi-irler, skeçler ve çeşitli oyunlarla doyasıya eğlen-diler. Helmond Fatih Camii Başkanı Mehmet Ali Şahiner de, çocuklar için yapılan 23 Nisan kutlamalarına bizzat katılarak destek oldu.

Helmond HDV Fatih Camii’nden 23 Nisan kutlaması

Page 23: HDV BULTEN SAYI 4

TEMMUZ 2009 | SAYI 4 | 23

HDV BÜLTEN

Helmond HDV Fatih Camii, şehirde bulunan ilkokul ve orta okullarda okuyan öğren-

ciler tarafından ziyaret edildi.

Öğrenciler okul yönetimlerinin organi-zesiyle Fatih camiine gruplar halinde ge-liyor ve gerek islam dini ve gerekse cami hakkında, cami gezdirilerek kendilerine bilgiler veriliyor. HDV Helmond Fatih Camii, temelden inşa edilmiş, kubbe ve minaresiyle Helmond’da cami özelliği taşı-yan tek bina olarak yerini koruyor.

Helmond HDV Fatih Camii’ne öğrencilerden ziyaret

ULUSLARARASI İLAHİYAT PROGRAMI

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI DESTEĞİYLE AVRUPA’DA LİSE ÖĞRENİMİNİ TAMAMLAMIŞ TÜRK GENÇLERİNE

TÜRKİYE’DE İLAHİYAT ÖĞRENİMİ İMKÂNIANKARA VE MARMARA ÜNİVERSİTELERİ

İLAHİYAT FAKÜLTELERİNDE OKUMAK İSTEYENTÜRK GENÇLERİ

2009-2010 ÖĞRETİM YILI İÇİNBAŞVURULAR BAŞLAMIŞTIR.

GEREKLİ BİLGİ VE MÜRACAAT İÇİN:Lahey Din Hizmetleri Müşavirliği, Jan Evertstr.15 2514 BS Den HaagTel. : 070-3617641 • Fax : 070-3616912 E-mail : [email protected]

Bu özelliğinden dolayı da her yıl deği-şik okullardan öğren-ciler gerek turistik ve gerekse ders amacıy-la, cami yönetimin-den randevu alınarak ziyaret ediliyor.

DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU - DUYURU

Page 24: HDV BULTEN SAYI 4

T.C.Lahey Büyükelçiliği

DİN HİZMETLERİ MÜŞAVİRLİĞİile

HOLLANDA DİYANET VAKFItarafından

KAMPANYASI

Dergilerimize abone olmak için;1. Yıllık abone ücretini Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası,

Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına yatırınız.2. Adres bilgilerinizin yer aldığı ekteki formu doldurarak Din Hizmetleri Müşavirliğine gönderiniz

veya bölgenizdeki HDV camii din görevlisine veya yöneticilerine teslim ediniz.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI SÜRELİ YAYINLARI YURTDIŞI YILLIK ABONE ÜCRETLERİ

Derginin Adı Yıllık Abone Ücreti 

Diyanet Avrupa Aylık Dergi 24 AvroDiyanet Çocuk Dergisi 24 Avro

Diyanet İlmi Dergi 20 Avro Diyanet Aylık Dergi 30 Avro

Adı :.......................................................................................................................................

Soyadı :.......................................................................................................................................

Adresi :.......................................................................................................................................

Posta Kodu :.......................................................................................................................................

Şehir :.......................................................................................................................................

E-mail adresi :.......................................................................................................................................

Telefonu : +31-......................................................................................................................

ABONELİK MÜRACAATI

Tarih : . . . . . . . . . ./ . . . . . . . . . ./2009

HOLLANDA DİYANET VAKFI’NA

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından süreli yayınlar olarak çıkarılan dergilerden aşağıdakilere abone olmak istiyorum. (Abone olmak istediğiniz dergiyi/dergileri işaretleyiniz.)

1. Diyanet Avrupa Aylık Dergi (24 Avro)2. Diyanet Çocuk Dergisi (24 Avro)3. Diyanet Aylık Dergi (30 Avro)4. Diyanet İlmi Dergi (20 Avro)

Bir yıllık abonelik ücretini, Bureau van Sociale Zaken adına ABN AMRO bankası, Den Haag şubesindeki 51.77.34.958 nolu hesabına ödedim. Ödeme belgesinin fotokopisini ekte gönderiyorum. Adres bilgilerim aşağıda verilmiştir. Aboneliğimin bugünden itibaren başlatılmasını talep ediyorum.

Abonenin: