gunumuzde •• •• •• aile -...
TRANSCRIPT
tb3 3J \
•• •• •• • GUNUMUZDE AILE
(FAMILY IN THE WORLD AND IN TURKEY)
Uluslararası Aile Sempozyumu International Smposium on Family
02-04 Aralık/ December 2005 Eresin Topkapı Hotel/İstanbul
'1'tiflHy6 Pllyıtnet v aKTı lııliim Ai'a~tırımıları Merkezi
İstanbul 2007
KUtUphanesi
Dem. No: ~At;g9.>31
Tas. No: 3ö\·4'2-GlSN.A
{ED ~
ENSAR NEŞRİYAT Ticaret Anonim Şirketi
ISBN: 978-9944-152-84-6
İSLAMi İLİMLER ARAŞTIRMA V AKFI Tarhşmalı İimi Toplantılar Dizisi: 49
Milletlerarası Tartışmalı İlmi Toplantılar Dizisi: 11
KitabınAdı
Günümüzde Aile
Editör Prof. Dr. Ömer ÇAHA
Yayın Öncesi Hazırlık Dr. İsmail KURT
Seyit Ali TÜZ
SonOkuma Sadık ÇELENK
Kapak Düzeni Erhan AKÇAOGLU
Baskı
Step Ajans 0212 446 88 46
1. Basım Nisan2007
isteme Adresi Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.
Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel : (0212) 513 43 41 Faks : (0212) 522 46 02
www.ensamesriyat.com.tr
J.. !
PAKiSTAN'DA AİLE: ZORLUKLAR ve İHTİMALLER
Prof. Dr. Anis AHMAD1
Özet
Aile, dünyanın bütün medeniyetlerinde, sosyal ve kültürel yapının oluş
turulması için daima temel birim olarak görülmüştür. Ancak sosyal, ekono
mik ve siyasi değişiklikler toplumun temel kurumu olarak ailenin yapısını
ve işlevini her zaman için etkilemiştir. Avrupa bağlamında aile ilk ciddi kri
zini endüstrileşme çağında yaşadı. Son analizde endüstrileşme, Avrupa'da
aile sisteminin fazla göze çarpmayan bir şekilde ve tedrici olarak bozulması
na neden oldu. Bu durum, ekonomik kalkınma ile aile sistemi kavramı ara
sındaki ilişkiye dair temel meseleye sosyal bilimci ve felsefecilerin dikkatini
çekti. Avrupa toplumu aile kurallarını ve değerlerini ekonominin doğası ve
büyüklüğüne göre ayarlamaya çalışh. Bu da sivil topluma yeni bakış açıları
nın tanıtılmasına yol açh. Sonuç olarak da, evlerin planları, ailenin büyüklü
ğü, iletişim ve ulaşım araçları tamamen büyük bir değişiklikten ve düzelt
meden geçti. Ayrıca bu durum~ intibakla ilgili bir sürü sosyolojik ve sosyal
problemierin ortaya çıkmasına neden oldu.
Makale Recep Şentürk tarafından çevrilmiştir. Prof. Anis, İsiamabad Riphah Uluslar arası Üniversitesi'nde profesör ve rektör yardırncısıdır. Aynı zamanda üç ayda bir yayımlanan West & Islam Dergisinin de editörüdür. Kendisine [email protected] veya [email protected] adreslerinden ulaşabilirsiniz.
204 GÜNÜMÜZDE AİLE
Endüstrileşmenin yavaş olduğu pek çok Müslüman ülkede, sosyal prob
lemierin su yüzüne çıkması daha uzun bir süre aldı.
Yeni bir ekonomik, siyasi ve kültürel sömürgecilik dalgası için türetilen
süslü bir İsimlendirmeden öteye geçemeyen "küreselleşme", sadece İslam dünyasında değil başka yerlerde de ciddi tarhşmalar başlatb. Yakın zaman
da yapbğım bir ziyarette Hong Kong, Singapur ve diğer güney ve güney do
ğu Asya ülkelerinde ailev! değerlerin yok olmakta olduğuyla ilgili çok bü
yük bir endişe gördüm.
Pakistan' a gelince, aile beş büyük zorlukla karşı karşıyadır. Birinci ve en
önemlisi ailenin bir birim olarak, Avrupa aile kavramı ışığında yeniden ta
nımlandığı kavramsal bir zorluktur. İkincisi, Bab' daki ailenin ekonomik kö
keni göz önünde tutularak allevi değerler gözden geçiriliyor. Üçüncüsü, aile
içi şiddet aşırı dincilik veya fundamantalizm ile ilişkilendiriliyor. Dördüncü
sü, Pakistan ailesi kültür, eğitim ve ahlak alanlarında ilerleme vasıtası bir ku
rum olarak toplumdaki işlevini kaybetmekte olduğundan, eğitimsel bir zor
lukla da karşı karşıya bulunuyor. Elektronik ve basılı medya ailenin bu rolü
nü büyük ölçüde üstlenmiş bulunmaktadır ve çoğu aile bu zorluklarla yüz
leşmede kendilerini yalnız hissetmektedir. Beşinci ve son olarak, bireylerin
kendi hayat tarzlarını seçmelerine izin veren sözde hürriyet ve kişisel özgür
lük meydan okumasıdır. Sekülerleşme adı allında evlilik hayalı kendi içinde
sorgularuyor. Bab pekçok ülke, insan hakları ve özgürlük adına aynı cinsten
kişilerin birlikteliğini yasallaşbrdı. Bazı Müslüman ülkelerde dahi tabiattan
ve hidayetten bu derece sapmalar kabul edilebilir olarak gösterilmektedir.
Bu makale yukarıdaki beş büyük zorluğa çözüm sunmaya ve mücadele
gerektiren bu konularla evrensel İslami ahiakın nasıl bir alakası olduğunu
ortaya koymaya çalışacakbr.
Pakistan' da Aile: Zorluklar ve imkanlar
İnsan toplumundaki köklü değişimlere rağmen aile insanlık tarihindeki
en önemli ve en temel kurum olarak kalmaya devam ediyor. Ailenin başlan
gıcına, ilk insanın yarabiışına işaretle Kuran' da şöyle buyrulur: "Ey insanlar!
PAKiSTAN'DA AİLE: ZORLUKLAR ve İHTİMALLER 205
Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek
ve kadın (meydana getirip) yer yüzüne yayan Rabbinize karşı gelrnekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'a karşı gel
rnekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah üzeri
nizde bir gözetleyicidir." (Nisa: 1)
Aile rnedeniyetin ve kültürün beşiğidir. Tarih içinde etkin olan insan
sosyal tavır ve davranışlarla ilgili ilk dersini, ailesinin, anne-babasının, kar
deşlerinin, büyük anne-babasının ve yakın akrabalarının sevgisini ve ilgisini
gözlernleyerek ve hissederek öğrenir. Bu sayılanlardan her biri geleceğin ya
pıcı veya yıkıcı insanının sosyal tavır ve davranışlarının gelişmesine kendi
payınca katkıda bulunur. Aile küresel medeniyet ve kültürün oluşum süre
cinde olduğu kadar ileri teknoloji kültürüyle post-modem dünyada da bilgi
nin ilk akademisi olmaya devarn ediyor. Bu kururnun öneminin farkında ol
duğu ve bir değer olarak aileye hak ettiği önernin verilmemesi durumunda
olabilecekleri çok iyi bildiği için Hz. Peygamber (sav) 'evlenen kişinin ima
nını tamamladığını' söyleyerek ve 'evlenrneyen benden değildir' şeklindeki
çok güçlü bir ifadeyle İslam' da bekarlık ve ruhhanlığa yer olmadığını ortaya
koymuştur.
Muhtemelen İslam' da aile hayatının bu önceliğine binaen Müslüman
toplurnda bir kişi aile sorumluluğunu ornuzlayabilecek duruma gelir
gelmez, Kuran, devleti, aileyi ve toplumu bu kişinin evlilik sünnetini takip
etmesi için nikah akdi ile evlendirilmesi konusunda teşvik eder.
Dünyanın bu bölümünde Müslüman aile sistemi, Muhammed ibn Ka
sırn'ın 711 yılında Irak valisi tarafından bugün Maldiv adaları ve Sri Lanka
olarak bilinen güney Hint adalarından gernilerle memleketlerine dönerken
Sind hükürndarı tarafından kaçırılan ve esir alınan kimsesiz çocuklan ve dul
kadınları kurtarmak üzere gönderilmesinden çok önce rnevcuttu. Müslüman
tüccarların Hindistan'ın güneyinde toplulukları vardı ve burada Hindu hü
kümdarlığı nezdinde büyük saygınlıkları vardı. Bu tüccarlara gösterilen saygıdan dolayı Hint hükümdarına Müslüman din ve iş adamları tarafından
sıkça kaftan ve taç giydirildiği rivayet edilir. Kısacası, Müslüman aile siste-
206 GÜNÜMÜZDE AİLE
Ininin etkisi çağının dünyasında İslam'ın entelektüel, ilmi ve siyasi kültür
üzerindeki etkisinden daha az derin değildir.
İngiliz sömürgeciliğinden bağımsızlığını kazanmasından bu yana (1947)
Pakistan, gerçek ideolojik, entelektüel ve tarihi köklerini arayan idareci elitin
tipik durumunu sergilemektedir. Yüzeli milyon civarında nüfusu ile Birleş
miş Milletierin tahminine göre 2050 yılında dünyanın en çok nüfusa sahip
dördüncii ülkesi olacak olan ve yaklaşık 500.000 kilometrekare yüz ölçümü
ne sahip Pakistan halen a:ile kavramı üzerinde bir ortak anlayış geliştirmek
için mücadele ediyor.
Ortalama a:ile fertleri sayısının beş-sekiz çocuk ile nispeten büyük oldu
ğu ve geniş ailelerde üç neslin birlikte yaşadığı bir ülkede batılı sekiller ve
materyalist değerler gözle görülür bir değişime neden oluyor. 1951-1981 yıl
ları arasında nüfus arhş oranı yüzde 3.1 iken 1988'de yüzde 2.1'e indi. Pakis
tan Federal İstatistik Bürosuna göre ortalama yaşama süresi 65 yıl olarak
tespit edilmiştir ve genç yaşta ve hayahnın doğurganlık özelliğine sahip ol
duğu yıllarında ölen kadınların oranı nispeten yüksek görünüyor.
Doğum kontrolünün tanıhiması resınl siyaset olduğu için doğum oran
ları da düşmeye devam ediyor. Pakistan Üreme Sağlığı ve Aile Planlaması
Anketine göre nüfusun yüzde 27.8'i a:ile planlaması metotlarından birini kul
lanıyor ve evli çiftierin yüzde 95.7'si bu metotlardan haberdar. Bu metotlan
kullanan kadınların oranı şehirlerde ve eğitimli kadınlar arasında kırsal ke
simlerdekinden daha fazla.
Evli çiftler şehirlerde de kırsal kesimde de muhtemelen feodal ve gayri
İslfunl kültürün etkisiyle erkek çocuk sahibi olmayı tercih ediyorlar. 1998 nü
fus sayımına göre Pakistan' da cinsiyet dağılımı 52 erkeğe 48 kadın şeklinde.
Ortalama evlilik yaşı erkeklerde 25.8 ve kadınlarda 21.7 oranında görünüyor.
1981' de bu yaş ortalaması erkekler için 25.1 yaş ve kadınlar için de 20.2 ile
daha düşüktü.
PAKİSTAN'DA AİLE: ZORLUKLAR ve iHTiMALLER 207
Aile Y~pısı
Geleneksel olarak Pakistan' daki Müslüman toplum geniş aile sistemine
alışkındır. Evin reisi ekmeği kazanan erkektir. Ancak şehir toplumunda aile
lerin yüzde sekizi kadın aile reisierine sahiptir. Toplam doğurganlık oranı
4.8'dir. Şehir nüfusu ile kırsal nüfus arasında geniş bir boşluk dikkati çek
mektedir. 1996-97 Pakistan Doğurganlık ve Aile Planlaması anketi kırsal ke
simde doğurganlık oranının 5.9 şehirlerde ise sadece 3,9 olduğunu gösterdi.
Orta dereceli bir endüstrileşme ve nüfus hareketine rağmen Pakistan, ai
le büyüklüğünün her zaman hoş karşılandığı bir tarım ülkesidir. Şehirlerde
çalışan aile fertleri bile hasat zamanı geldiğinde bir vazife olarak ebeveynle
rine yardun etmek için köylerine giderler. Şehir nüfusunda genelde üç ço
cuklu bir aile ideal sayılmaktadır. Çocukluğun on sekiz yaşına kadar oldu
ğunu belirleyen Birleşmiş Milletierin "Çocuk Hakları Kongresi"ne rağmen
on sekiz yaşını geçen çocuklar normal olarak ebeveynleriyle birlikte yaşarlar.
Pakistan kültüründe bazı istisnalada beraber, evli çiftierin çoğıınluğu yaşlı
büyükleriyle birlikte geniş bir aile içerisinde yaşarlar.
Erken evlilik veya erken çocuk doğurma Pakistan toplumunda yaygın
değildir. Hindistan kültüründe yaygın olmasına karşın, 15-19 yaşlarındaki
erkeklerin yüzde 93,8'i ve kadınların biraz daha az oranı hiçbir zaman için
evlenmemiştir. Kadınlar için evlilik yaşı 25-29, erkekler için ise 30-39' dur.
Pakistan Ulusal Nüfus Çalışmaları Sağlık ve Demografik Anketine göre
(1990-91, İslfunabat) İslam dünyasında boşanma oranının en düşük olduğu
ülke on dokuz yıldan kısa süredir evli bulunan ailelerde yüzde 0.3 ile Pakis
tan' dır. 40-44 yaş arası erkeklerde boşanma oranı yüzde 2.5 ile daha yüksek
tir. Erkeklerde boşanma oranı yüzde 0.4 iken kadınlarda ise yüzde 0.7'dir. Bu
rakamlan belli bazı Müslüman ülkelerle karşılaştırdığımızda durumun a
larm verici olduğu görülür. Mesela Birleşik Arap Emirlikleri'nde boşanma
oranı muhtemelen bölgedeki en yüksek oran olan yüzde 46'ya çıkmıştır. Ka
tar' da yüzde 38, Kuveyfte yüzde 35, Bahreyn'de yüzde 34 olduğu nakledil
mektedir. Riyad' da bulunan Prens Selman Sosyal Merkezine göre Arapça
konuşan Müslüman ülkelerde boşanma oranlarında yıllık olarak hızlı bir ar-
208 GÜNÜMÜZDE AİLE
tış gözlemlenmektedir. Suudi Arabistan' da 2003 yılından bu yana boşanma
oranmda yüzde yirmi artış vardır. 8500 örnek evlilikten 3000'inde kadınlar kocalan tarafından boşanmışlardır.
İzin verilmiş davranışlar arasında Allah tarafından en hoşlanılmayanm
boşanma olduğunu açıkça ortaya koyan Şeriat'a bağlılık üzerine kurulmuş
sosyal-dini gelenekte bazı Müslüman ülkelerdeki boşanma oranlarındaki
endişe verici artış, bunun altında yatan sebeplerin ciddi bir şekilde incelen
mesini gerektirmektedir. Görünürde bazı Müslüman ülkelerde bu, ailedeki
bir krize işaret etıniyor.
Post-endüstriyel toplumun etkisi
Avrupa toplumu, özellikle de ailesi, endüstri devriminden bu yana ve
ekonomik araçlardaki büyük değişiklikden dolayı gerçek ve ciddi problem
lerle karşılaştı. Çağımızda, şehirleşme, endüstrileşme ve hareketlilik ciddi
sosyal sonuçlara katkıda bulundu. Aşikar etkilerden biri, bireyselliğin yük
selmesi oldu. Bireysel tatmin, kişisel başarı ve zaferin elde edilmesi birey için
fedakarlıktan ve ailenin karşılıklı ve ortak çıkarlarından daha önemli hale
geldi.
İslam tarafından getirilen sosyal devrimin bir önemli boyutu, ailenin ge
leneksel kabile zihniyetindenkurtarılması, estetik ve evrensel ahlak değerleri
sistemi üzerine yükseltilmesi üzerinde odaklanmasıdır. Kabileci ve gelenek
sel aile sistemi doğru da olsa yanlış da olsa benim kabilem prensibi üzerine
kurulmuştu. Kuran bunun yerine hak ve adaleti veya şeriat tarafından ga
ranti altına alınan dürüstlük, adalet ve eşit muameleyi getirdi. Anlaşmazlığa
düşülmesi durumunda tabilerinden taraf tutmamalarını, kendi kabilelerin
den olanlarla aralarının açılmasına bile neden olsa doğru olana şahitlik etme
lerini ister.
Hem hanım hem de bey, cinsiyet aynmı yapmaksızın ahlaken doğru (maruf) ve takvaya uygun olanı izlemekle yükümlüdürler. Kuran aile içinde
karşılıklı haklar konusunda aile reisini, bir diktatör gibi davranmamaya, her
P AKİSTAN'DA AİLE: ZORLUKLAR ve iHTiMALLER 209
konuda aile fertleriyle İstişare etmeye, onların ihtiyaçlanru görmeye ve onla
ra samimi hediyeler vermeye yönlendirir.
Geleneksel bir kabileci aile sisteminden, dinamik ve ahiili aile sistemine
bu etik ve ahiili değerler düzeniyle geçiş, küresel kültüre ve medeniyete en
büyük İsUlmi katkıdır. İslam'ın mesajının ulaşlığı ve insanlarca benimsendiği
her yerde, İslami aile sistemi onların kimliği ve ayırt edici özelliği olur.
Pakistan' da ailenin karşılaşlığı modem zorluklar
Bir İsHlm Cumhuriyeti olan Pakistan' da ilk ve en önemli sorun ailenin
yapısıyla ilgili kavramsal bir karmaşa içinde bulunulmasıdır. İngiliz sömür
ge yönetimi döneminden kalma sekiller ve materyalist eğitim temelinin etki
si sayesinde Pakistan'ın kurulmasından sonra doğanlar ve bu eğitim siste
minde yetişenler ailenin çekirdek aile modelinde yani eşler ve çocuklardan
oluşması gerektiğine inandırılmışlardır. Devlet tarafından kontrol edilen
medya, basılı ve elektronik medya ile iş birliği halinde bu tarz aile anlayışını
diziler, şovlar, reklamlar ve sosyal konuların işlendiği haber programları ile
yaymaya çalışıyorlar.
Tarım temelli toplumlar ve kabilesel toplumlar yakın aile bağları ve ge
niş aile çerçevesindeki fertlere olan bağlılıkları ile tanınırlar. Güney Asya
bağlamında hakim aile sistemi tarzı birleşik aile sistemiydi. Bu sistemde ge
nelde fertler bir mutfağı paylaşır ve bir çalı allında yaşarlar. İslami kaynaklar
bireylerin yiyeceklerini sadece ebeveynleri ve kardeşleri ile değil aynı za
manda karşılıklı bir hak olarak halaları, teyzeleri, amcaları, dayılan ve bü
yük anne ve babalarıyla paylaşlıkları büyük aileleri savunur. Ancak aynı çalı
allında yaşamak şart değildir. Bu yaklaşım, ailelere kişisel özgürlük verir ve
aynı zamanda geniş aileyle de yakınlığın devam etmesini sağlar.
Endüstriyel dönemi sona erdiren devrimle, Avrupa'da bireyselliğin, ma
teryalistliğin ve deneyselliğin yükselmesi hem ekonomi hem de toplum üze
rinde gözle görülür etkiler yaplı. Sadece kendi bireysel ekonomik imparator
luğunu ve finansal güvenliğini düşünen sözde ekonomik birey yalnızca ka
pitalist cennet veya dünyanın gerçekleştirilmesine alet olur. Bu Francis
210 GÜNÜMÜZDE AİLE
Fokuyarna tarafından öne sürilldüğü şekliyle "tariltin sonuna" bir yolculuk
tur: Sosyal seviyede deneysellik, rnateryalizrn ve bireysellik sosyal bir değer
ler dizisi değişimine neden oldu ve çekirdek aile Avrupa'daki eski kuralın
yerini aldı.
Laik ve post Hıristiyan Avrupa toplumunun yukarıdaki üç direği ahlak
ve edep anlayışı üzerinde derin etki yaptı. Pozitivizrnin etkisi alhnda edep,
ahlak ve ailev! değerler deneysel toplum gerçeğine bağlı hale gelmiştir. Eko
nomik ve sosyal evrim süreci, nesilden nesle aktanlan edep, ahlak ve aile
değerlerini ekonomik gelişmenin emri alhna sokrnuştur. Emperyalist dönem
sonrası Pakistan' da eğitim ve medyanın katkısı ile çekirdek aile yapısı top
luma aşılanmaya başlandı. Bu değişirnin sonuçları çok sınırlı bir ölçüde gö
rülmeye başlıyor. Çekirdek aile yapısı ve arabuluculuk yapacak, tarafları ya
tıştıracak ve krizleri önlernede deneyimlerini kullanacak aile büyüklerinin
bulunmarnası nedeniyle aile içi anlaşmazlıklarda ve tarhşmalarda artış göz
lernlenrnektedir. Ebeveynler ve çocukları arasındaki nesil uçurumu da gözle
görülür hale gelmiştir. Sadece ebeveynleri ve bir ya da iki kardeşleri ile etki
leşim halinde olup büyük anne ve büyük babaları, hala, teyze, amca ve dayı
gibi akrabaları ile etkileşim içinde bulunma şansları az olan çocukların ben
merkezli bir yaklaşım sergilerneleri olağandır. Fedakarlık, başkaları ile pay
laşma, toplumsal vazifelerin yerine getirilmesi gibi İslam! değerler kenara
itilrniş olacak ve hayahn tek gayesinin kişisel ilgi ve başarılar olduğu rneka-- ~· .,?" .
nik, robot glbividonksiyonel bir toplum ortaya çıkacaktır.
Öne çıkan ikinci rnesele meslek! ve ekonomik durum ile alakalıdır. Bazı
ları aile bütçesine katkıda bulunabileceği için çalışan bir hanırnla evlenmeyi
tercih ederler. Bunun olumlu ve olumsuz sonuçları vardır. Bu aile bütçesini
artırırken aynı zamanda çeşitli ciddi toplumsal, sağlık ve eğitim problemle
rine de sebep olur. Bir barıkacı, doktor, sekreter veya polis memuru olarak
rnesleğini düşünen evli ve çalışan bir hanım günde en az sekiz saat çalışmak
zorundadır. Buna ilaveten bir de her gün eviyle işi arasında 3-4 saat toplu
taşıma araçlarında gidip gelme eziyeti vardır. Hem kadın hem de erkek fark
lı iş yerlerinde farklı mesleki taleplere cevap vermeye çalışıdarken birbirleri,
çocukları, ebeveynleri ve yakın akrabaları için neredeyse hiç vakit ayırarnaz
lar. Günün sonunda eşler, basit bir görüş ayrılığının kriz halini alabileceği
P AI<İST AN 'DA AİLE : ZORLUKLAR ve iHTiMALLER 211
bir ruh hali içindedirler. Meslek sahibi olma endişesi geciken evliliklerin de
bir nedenidir.
Bu sadece Pakistan'a mı hashr? Tabii ki hayır. Bu endüstrileşme mode
linin küresel bir meyvesidir. Ekonomik gücün toplumsal ve kültürel ihtiyaç
ların önüne geçtiği her yerde insanlık benzer durumlarla karşılaşacakhr. Bu
yetefiekli kadınların bile çalışmaması anlamına mı gelir? Yine hayır. İslam her iki cinse de çalışma ve ekonomik aktivitelere kahlma hakkı verir. Ancak
İslam çalışma gücünün ailede uyum, huzur, sevgi ve birliğe hakettiği önceli
ği vermesini ister. Aynca aileye yani ebeveynlere, büyük anne ve dedelere,
amcalara, teyzelere ve diğerlerine çocukların eğitimi ve evrensel değerlerin
onlara verilmesi için örnek bir çevre oluşturmalarını emreder. resmi okullan
tek başına gelecek nesillere kültür ve değerleri verernekte yeterli bulmaz.
Çocuklara değerlerin öğretilmesi öncelikli olarak ailenin bir görevidir ancak
resmi eğitim kurumlanyla da takviye edilmelidir.
Ailenin karşı karşıya olduğu problemierin üçüncüsü hukuki ve toplum
sal boyutların bir karışımıdır. Aile fertleri, özellikle de kadırılar genelde sos
yal ve hukuki haklan konusunda yeterince bilgi sahibi değildir. Pek çok du
rumda aile baskısı sebebiyle evli bir kadın, hatta bekar bir kız bile düğünün
de ailesinin kendisine verdiği zinet eşyalan ve hediyeler karşılığında miras
hakkından resmi belge üzerinde vazgeçmeye ikna edilmektedirler. Bu ken
disine Kuran ve sünnet tarafından verilen miras hakkının tam bir ihlalidir.
Aynı zamanda kadınlar kendileri için normal bir evlilik hayalı yaşamanın
imkansız olduğu durumlarda boşanma (talak) hakkını alma konusunda da
bilgiye sahip değillerdir. Benzer şekilde çocuklannın velayetlerini alma ve
mehir alma haklan konusında da yeterince eğitimli değillerdir.
Genelde insanlar mehiri erkeği ikinci bir hanımla evlenmekten veya ev
liliği sonlandırmaktan caydıran bir çeşit baskı olarak algılıyorlar. İslam hu
kukuna göre ise nikahın geçerli olmasının bir şarhdır ve evliliğin gerçekleş
mesinden önce en azından bir kısmının ödenmesi gerekir.
Dördüncü sorun ise arhk Pakistan'la sınırlı kalmayıp evrensel bir prob
lem haline gelıniştir. Elektronik medya daha geniş kitlelere ulaşması saye-
212 GÜNÜMÜZDE AİLE
sinde yeni neslin sosyal, ahiili ve kültürel vizyonlannı etkiliyor. Topraklan
nın işgal edilerek sömürülmesi ve bah eğitim sisteminin getirilmesi ile Müs
lüman toplumlann kültürel geleneklerinin tahrip edilmesi, elektronik medya
tarafından tasarlanan film yıldızlannca da desteklenmektedir. Bu yıldızlara
çizgi film karakterleri (Tom ve Jerry), efsanevi figürler, pop starlar ve şarkıcı
lar da dahildir. Elektronik medyanın sebep olduğu ahiili erozyon,
internetten kolayca ulaşılabilen gayri ahiili malzeme seliyle iyice şiddet
lenmiştir. Genç nesillerin özel zamanını, zihnini ve ruhunu işgal eden med
yanın hızını ve gücünü hayal etmek bile zordur. Bütün bunlar aile değerleri
ne ciddi zarar vermektedir. Onalh yaşındaki homoseksüel bir gencin hayah
ni yansıtan "Lola and Bitty the Kid" gibi filmler toplumun ahiili etik kökle
rini sarsmaktadır.
1. Ailenin Geleceği
Ailenin geleceği ile insanlığın geleceği arasında mantiki bir ilişki vardır.
Kişinin edep, değerler ve güzel ahiakı öğrendiği ilk eğitim kurumu olan aile
toplumsal gelişimin temeli olarak kalmaya devam ediyor. Huzur dolu bir
toplumsal, ekonomik ve siyasi düzen, ancak aile içerisinde barış, sevgi, feda
karlık, yardımlaşma ile haklarm ve görevlerin gözetilmesi ile mümkün olabi
lir. Dağılmış aileler ile kişisel ve sosyal ilişkilerinde bireysellik ve mateiya
lizmden etkilenmiş, ben merkezli kişiliklere sahip bireyler barış dolu bir
dünya düzeni oluşturamazlar.
Medeni bir dünya düzeninin geliştirilmesinde ailenin amacı ve rolü, ilk
ve orta dereceliler yanında yüksek okullarda da millredatm bir parçası ola
rak derslerde vurgulanmalıdır. resmi eğitim programlan AiZevi değerler ve
Ebeveynlik konularında düzenli kurslar açmalıdırlar.
2. Medyanın Rolü
Basılı ve elektronik medya aile hayahnın olumlu yönleri üzerinde odak
lanmalı ve aile içi şiddet, tarhşmalar ve bozulmalan ön plana çıkarmamalı
dır. Aile içi şiddet bir hanımın veya kocanın nasıl kendini kaybederek şidde-
P AKİSTAN'DA AİLE: ZORLUKLAR ve İHTİMALLER 213
te başvurduğunu göstermekle azaltılamaz. Diğer taraftan birbirine iyi bağlı,
birbirini seven ve gözeten aileler yansıtılınalıdır. Bu sorumlu bir aile haya
tından kaçman gençlerin zihnine huzurlu bir aile sisteminin önemini yeni-
den yerleştirmek için çok önemlidir. ·
Medya ve Batı' da üretilen filmler genelde gençlere bir ailenin sorumlu
luğuı:ıu omuzlanmaktan kaçışı öğretiyor. Kişisel tercih ve cinsiyet yetkisi adı
altında onlara cinsel ve sosyal ihtiyaçlarını sorumlu bir hayat sürmeksizin
giderebilecekleri söylenmektedir. Buna ancak bir aile hayatı yaşamanın fay
dalarına odaklanan sağlıklı ve yapıcı programlarla karşılık verilebilir.
3. Uzman Çalışma Grupları
Sosyologlar, psikologlar ve din alimleri ailede krizin nedenleri üzerine
alan araştırmaları yapmak için el ele vermeli ve çözüm önerileri sunmalıdır
lar.
4. Medeniyetler Arası Diyalog
Çağdaş dünyada ailenin statüsünü yükseltmek amacıyla farklı dünya
dinlerinden ilim adamları, dinler arası evrensel ahliikz güçbirliği oluştıırmaya
çalışmalıdırlar.
5. Ahlaki Öğretiler
Kuran ve sünnetin ahlaki öğretileri ilk ve orta dereceli okullarda eğitim
müfredatına dahil edilebilir ve aile değerleri hakkında genç katılımcılara a
tölye çalışmalan düzenlenebilir.