Transcript
Page 1: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI
Page 2: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Nurgül KocaAcar

ED

IT

ÖR

DE

N

Yunanistan’ın en büyük şirketi olan Coca-Cola Hellenic (CCH) Atina borsa-sından çıkıp, Londra borsasında işlem görmeye devam edeceğini ve şirketin merkezini de İsviçre’ye taşıyacağını açıkladı. Biz de bu nedenle kemer sıkma politikaları yüzünden sıkıntılı günler yaşayan Yunanistan’a dikkat çekmek için Kasım ayı sayımızda kapağımıza, Coca-Cola komşuyu terk ediyor başlığı ile sizleri karşılamak istedik.Merve Seçkin’in kaleme aldığı yazısında ayın en çok konuşulan KSS projelerini inceleyen Medya Takip Merkezi (MTM)’nin her ay düzenli olarak Reporttürk için hazırladığı medya araştırmasına göre, Eylül ayında gazete ve dergilerin en fazla yer verdiği KSS projesi “Fıstığımız Bol Olsun” nun medya yolculuğundaki başarı hikayesi anlatılıyor.Türkiye-Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı başkanı Prof.Dr.Faruk Şen’in makalesi “Afrika ve Güney Afrika’da faaliyetlerimiz” başlığı ile bu ay ki sayımızda yerini alıyor. Davranış bilimleri ve aynı zamanda psikiyatri uzmanı olan Dr.İnci Şen ise kalem aldığı yazısında “2012 Yılına girerken Türkiye’de sağlık sorunları Avrupa’ya göre daha iyi bir gelişme gösteriyor” konusu ile sağlık sorunlarımıza farklı bir pence-reden bakarken, çözüm önerisi ile de ilgi çekiyor.Texas Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr.Tevfik Dalgıç’ın Ka-sım ayı sayımızda yer alan makalesinde işlediği konu Amerika’da alkol yasağı, anayasa maddesi oldu ama anayasa maddesi olmasına karşın kanun maddesi-nin uygulanmasının gerçekte mümkün olmadığının anlatıldığı yazıda; bu tarzda kanun maddelerinin Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, kanun yoluyla insan-ların yaşamına müdahale etmenin geri tepebileceğinin, hatta bir karşıt hareket doğuracağının belirtisi olduğu anlatılıyor.Haberlerimizden bazılarına gelince “Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza”, “Car-refour ‘a sürpriz talip”,Türkiye’den organik pamuk talebinde patlama”, “Suriye ekonomisi nefes alamıyor”, “Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ oldu”, “dijital gıda kuponu geliyor”, “Apple’a patent şoku” başlıkları ile ilginizi çekeceğini umdu-ğumuz bir sayı hazırladık. Devamı ve daha fazlası Reporttürk E-Dergi Kasım sayısında…

•Yayın Kurulu:

•İletişim Adresleri:

Esentepe Mah. Kasap Sok. Aslan Apt. No:11 D:7 Şişli/İst

•Yazı İşleri:

[email protected]

•Web: www.reportturk.com

•Telefon:

0212.272.51.51•

Fax: 0212.272.49.50

•Ankara Temsilcisi:

Abdullah KuşPortakal Çiçeği Sokak Ansera İş Merkezi

No 17/66 Çankaya /AnkaraTelefon: 0312.440.49.57

•Abd Temsilcisi:

Prof. Dr. Tevfik DalgıçDallas, Texas, USATel-214-2124343

e-mail:[email protected]

İngiltere Temsilcisi: Vehbi Koca

10 Avocet Close, Se1 5En London/UkTelefon: +44 (0)20 7232 0291

•Dijital Yayın Platformu:

Dijimecmua•

Sayfa Tasarım: V2 Medya İletişim

• REPORTTURK Basin meslek ilkelerine uymaya soz vermistir.• Kose ve makalerdeki yorum, bilgi ve haberlere iliskin sorumluluk yazirina aittir.

İmtiyaz Sahibi:Ertan Acar Medya İlişkileri Danışmanlığı adına

Ertan Acar●

Genel Yayın YönetmeniNurgül Koca Acar

Yayın KoordinatörüOnur Pulat

Yayın Koordinatör YardımcısıF. Nur Şen

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüMetin Koca

Reklam Satış:

Büşra Yıldız

● REPORTTURK Basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.

● Köşe ve makalelerdeki yorum, bilgi ve haberlere ilişkin sorumluluk yazarına aittir.

Adnan Dalgakıran, Ali Eren, Fatih Acer,Kemal Yamankaradeniz, Tufan Darbaz, Prof. Dr. Faruk Şen, Mehmet Canıtatlı,

Dr. Yusuf Adıguzel, Çiğdem Penn, Osman Yılmaz, Metin Koca

Coca-Cola komşuyu terk ediyor

Page 3: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI
Page 4: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

İçindekiler

24262830323436

HABER Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza

HABER Carrefour’a sürpriz talip

HABER Türkiye’den organik pamuk talebinde patlama

HABER Suriye ekonomisi nefes alamıyor

HABER Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ oldu

HABER Dijital gıda kuponu geliyor

HABER Apple’a patent şoku

KISA KISA

Erkan Akdemir’e “Yılın CEO’su” ödülü

Zuckerberg varyemez çıktı

ABD ekonomisine ne oluyor?

Fransızlar Euro’ya geçtiğine pişman

L’Oreal’de yüzde 75 vergi alınıyor

Groupama’ya Yılın Sigorta Şirketi ödülü

6 MAKALELER MERVE SEÇKİN

Eylül ayında “Fıstığımız Bol Olsun” en fazla konuşuldu,

PROF.DR.TEVFİK DALGIÇAmerika’da alkol yasağı anayasa maddesi oldu, fakat uygulanması mümkün olmadı…

MEHMET CANITATLIOfise yatırım yapan kazanır

DR. İNCİ ŞENTamamlayıcı sağlık sigorta uygulamaları başlıyor

PROF.DR. FARUK ŞENAfrika ve Güney Afrika´da aktivitelerimiz

FATİH ACERİnternette uzmanlaşma dönemi!

10

12

14

16

18

20

KAPAK Coca-Cola komşuyu terk ediyor8

Page 5: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI
Page 6: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Erkan Akdemir’e “Yılın CEO’su” ödülüİngiltere merkezli World Finance Magazine dergisi tarafından bu yıl beşincisi düzenlenen “World Finance Telekom Ödülleri”nde AVEO CEO’su Erkan Akdemir “Yılın CEO’su” seçildi.Akdemir, söz konusu yayın dergisi tarafından kendisine verilen ödülü “İş dünyası haberciliğin-de 120 yıllık tarihi ile haklı bir onur ve gurura sahip dünyaca ünlü bir organizasyon tarafından çok kıymetli bir ödülle onurlandırıldık.” sözleri ile özetledi. Söz konusu ödülü Avea’nın ortaya koyduğu vizyon doğrultusunda, operasyonel faaliyetlerden insan kaynakları yönetimine, pazarlamadan Ar-Ge’ye, tüm iş birimlerinin başarısı şeklinde tanımlayan Avea’nın başarılı yöneticisi Erkan Akdemir, Türkiye’nin en rekabetçi ve oyun kurucu GSM operatörü olarak çok çalıştıklarını söyledi. Akdemir, “Yatırımlarımızın karşılığını aldığımız bu yolda da hızla ilerliyo-ruz. Uluslararası alanda başarımızı taçlandıran bu ödüller ise motivasyonumuzu artırıyor” dedi.

KISA

KSI

A

6 | Report Türk - Kasım 2012

Zuckerberg varyemez

çıktı

İşe kot pantolon, plaj terliği ve tişörtle giden

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg (28),

üst düzey toplantılara katılacağı zaman genel-

likle aynı takım elbiseyi giyiyor.

İngiliz Daily Mail Gazetesi’nde yer alan habere göre 9.4

milyar dolarlık (17 milyar TL) servete sahip olan Zucker-

berg, önceki gün Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev’le

Moskova’da yaptığı görüşmede yine aynı takım elbisesini

giydi. Gazete, Zuckerberg’in mart ayında Japonya Baş-

bakanı Yoshihiko Noda ve geçen yıl ABD Başkanı Barack

Obama’yla yaptığı görüşmede de aynı takım elbiseyi

giydiğini yazdı.

ABD ekonomisine ne oluyor?ABD ekonomisinin 2. çeyrekteki büyüme oranı tahminlerin altında kaldı.ABD ekonomisi 2. çeyrekte beklenenden daha az bü-yüyerek tüketici harcamalarındaki ve çiftlik envanterle-rindeki düşüşleri yansıttı. Dünyanın en büyük ekonomi-si 2. çeyrekte yüzde 1.3’lük bir hızla ilerlerken, bu oran Ocak ve Mart ayları arasında kalan zaman diliminde yüzde 2 civarında seyretmişti. ABD ekonomisinin 2. çeyrek için öngörülen büyüme oranı yüzde 1.7 idi.Ekonominin neredeyse yüzde 70’ini oluşturan hane halkı harcamaları geçtiğimiz çeyrekte yıllık oranda yüzde 1.5 yükselirken, bir yılın en yavaş ilerlemesi olarak kayda geçti. Satın alımlar bir önceki üç aylık periyot da ise yüzde 2.4’lük ilerleme göstermişti. Hükümetin bu yıl yaşanan kuraklıktan dolayı çiftlik en-vanterlerini aşağı yönlü revize etmesi de gayrısafi yurt içi hasılanın daha az yansımasına sebep oldu. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre bu yılın stokları hava şartlarından dolayı az kalan çiftlik envanterleri dolayısıyla düşecek. 2011 yılının son 3 ayında yüzde 4’lük büyümenin ardından, son iki çeyrekte görülen yavaşlama, dünyanın en büyük ekonomisinin ivme kazanmakta zorlandığını ve şirketlerin harcamaları kestiğini göstermekte.

Page 7: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Groupama’ya Yılın Sigorta Şirketi ödülü

Dünyanın önde gelen finans dergilerinden World Finance’ın ‘2012 Yılının Sigorta Şirketi’ ödülüne Groupa-ma Sigorta layık görüldü.

Ödülün alınmasında şirketin 2011 yılında Türkiye’de yüzde 20’nin üzerinde büyümesi de etkili oldu. Tarım sigortalarında bir asrı aşkın tecrübeye sahip Groupama, Türkiye’de de bu pazarın yüzde 40’ını elinde bulunduruyor. 2011 yılı kapanışına göre prim üretiminde Groupama’nın faaliyet gösterdiği bütün ülkeler arasında Türkiye dördüncü sırada yer aldı.

Kasım 2012 - Report Türk | 7

Fransızlar Euro’ya geçtiğine pişman

Fransa’da düzenlenen bir kamuoyu araştırması, avro para birimine geçil-miş olması nedeniyle Fransız halkının duyduğu pişmanlığın oldukça yüksek seviyeye çıktığını ortaya koydu.

Fransız basınında yer alan habere göre; IFOP kamuoyu araştırma merkezi tarafından düzenlenen ankete katılan Fransızların yüzde 64’ü, 1992’daki referandumda ülkede çok az bir farkla onaylanan Avrupa Birliği’nin (AB) Maastricht Antlaşması için, “Bugün oylansa hayır derdim” yanıtını verdi. Yine Fransız-ların yüzde 67’sine göre, Maastricht’ten bu yana Avrupa Birliği kötü yönetiliyor. Anket, Fransızların yüzde 76’sının AB’nin son mali krizi yönetmede başarısız olduğunu düşündü-ğünü ve AB içinde kalmanın ülkenin çıkarına olduğuna inananların oranının yüzde 49’da kaldığını da gösterdi.

L’Oreal’de yüzde 75

vergi alınıyor

Fransa’nın en büyük şirketlerinden L’Oreal, vergi-

nin yüzde 75 olmasını sert biçimde eleştirdi.

Fransa’nın en büyük şirketlerinden L’Oreal’in Yönetim

Kurulu Başkanı ve CEOsu Jean-Paul Agon, hükümetin en

zengin kesim için gelir vergisini yüzde 75’e çıkarmasını

sert bir biçimde eleştirdi. Financial Times’a konuşan Agon,

planın yürürlüğe girmesi halinde Fransa’nın “çalıştıracak

yetenek bulmasının imkansız hale geleceğini” öne sürdü.

Agon, “Böyle bir vergi uygulanırsa, yetenekli insanları

Fransa’ya çekmek çok güç olacaktır” dedi.

Oysa Agon geçen yıl, zenginlerin daha fazla vergi ödemesi-

ni talep eden bir dilekçeye imzasını atmıştı. Dilekçede

imzası olan diğer zenginler arasında, ailesi L’Oreal’in yüzde

30’una sahip olan Liliane Bettencourt da yer alıyordu.

Fransa hükümeti, Cuma günü Cumhurbaşkanı François

Hollande’ın planına ait ayrıntıları açıklayacak. Hollande, 1

milyar euronun üzerindeki gelirin yüzde 75 oranında vergi-

lendirilmesini istemişti. Ancak bu vergi oranının en fazla iki

yıl uygulanması bekleniyor. Yıllık kazancı 4 milyon euroya

yaklaşan Agon, geçen yılki dilekçeyi imzalarken aklında

böylesi bir vergi olmadığını söyledi.

Page 8: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

8 | REPORTTURK / Kasım 2012

Ükenin en büyük şirketi olan Coca Cola Hellenic (CCH) Atina borsasın-dan çıkıp Londra borsa-sında işlem göreceğini ve şirket merkezini de İsviçre’ye taşıyacağını açıkladı.

Coca-Cola komşuyu terk ediyor

Page 9: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 9

HABER

Yunanistan, işsizlik oranının yüzde 25’i aştığını açıklar-

ken, ülkenin en büyük şirketi olanCoca Cola Hellenic

(CCH) de Atina borsasından çıkıp Londra borsasında

işlem göreceğini ve şirket merkezini de İsviçre’ye ta-

şıyacağını açıkladı.

Piyasa değeri olarak ülkenin en büyük şirketi olan ve

Rusya’dan Nijerya’ya kadar 28 ülkede Coca Cola ve

başka meşrubatların şişelemesini yapan CCH’in yüzde

23 hissesi ABD’nin The Coca Cola Co şirketine ait. CCH,

Yunanistan’daki tesislerinin çalışmaya devam edeceği-

ni bildirdi.

Dün yapılan bu açıklama, işsizlik oranının 35 aydır ara-

lıksız artışını devam ettirerek Haziran’da yüzde 24.8’den

Temmuz’da yüzde 25.1’e yükseldi.

Ülkede 15-24 yaş grubundaki nüfusun yüzde 54’ü işsiz.

Bu ortamda vergi artışları, kamuda harcama ve istihda-

mın kısılması uygulamalarına karşı şiddetli protestolar

yaşanıyor. Yunanistan’da beşinci yılını süren resesyon-

da işsizlik oranı üç katının üzerine çıktı.Bu önlemleri, Avrupa Birliği ve Uluslararası Para Fonu (IMF)2010 yılından bu yana verdikleri 200 milyar euro yardım karşılığında istiyor.Tokyo’da konuşan IMF Başkanı Christine Lagarde, Yunanistan’ın bütçe açığını kapatmak için önündeki hedefleri yakalaması için Yunanistan’a iki yıl daha süre tanınmasını istedi.Yunanlı yetkililer, böyle bir uzatma olursa fazladan 11.5-12milyar euro daha yardım gerekeceğini ve özel-leştirme projesinin yolunda gitmemesi ve beklenenden

daha derin gelen resesyonun etkisiyle de yeni para kay-naklarına ihtiyaç olduğunu söylüyorlar.IMF, euro bölgesinin en büyük ekonomisi Almanya ve diğer alacaklı ülkelerin, ellerindeki Yunan tahvillerin-den bir miktar zararı kabullenmeleri için baskı yapıyor. Aynı durumdaki özel sektör alacaklıları daha önce bu uygulamaya razı olmuşlardı. Gelecek yıl seçime gide-cek olan Alman hükümeti bu öneriye direniyor ancak Almanya’nın önde gelen bir ekonomi kuruluşu böyle bir önlem alınmazsa Yunan ekonomisinin ayakta kalama-yacağına dikkat çekiyor.

Page 10: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

10 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

Medya Takip Merkezi (MTM)’nin her ay düzenli olarak Reporttürk için hazırladığı medya araştırmasına göre, Eylül ayında gazete ve dergilerin en fazla yer verdiği KSS projesi “Fıs-tığımız Bol Olsun” oldu. İşte, ayın öne çıkan sosyal sorumluluk çalışmaları…

Eylül ayında “Fıstığımız Bol Olsun” en fazla konuşuldu

Ayın en başarılı yansımaları “Fıstığımız Bol Olsun”un oldu

Medya Takip Merkezi (MTM)’nin hazırladığı rapora

göre, Eylül ayına gazete ve dergilerde en fazla yer alan

KSS projesi Nestle Türkiye’nin “Fıstığımız Bol Olsun”

oldu. Nestle Damak’ın TEMA Vakfı il birlikte yürüttüğü

proje, Türkiye için çok önemli bir tarımsal değere sahip

olan antepfıstığı üretiminde kalite ve verimi artırmayı

MERVE SEÇKİN

Page 11: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 11

MAKALEMAKALE

Ayın en çok konuşulan projeleri

*MTM’nin Ağustos ayında, ulusal gazete ve dergilerde yaptığı basın

takibi sonuçlarından elde edilmiştir.

hedefliyor. Fıstığın en verimli olarak yetiştiği, Gazian-tep, Şanlıurfa ve Adıyaman illerini kapsayan proje, bu bölgelerde ikamet eden ve Antep fıstığı yetiştiriciliğini üstlenen çiftçilere yönelik eğitimleri içeriyor.

“Mikrokredi” Eylül ayında öne çıkan diğer pro-je olduHSBC’nin Mikrokredi projesi, ayın medyada öne çı-kan ikinci KSS çalışması oldu. 2006 yılından beri, TISVA(Türkiye İsrafı Önleme Vakfı ), TOG (Toplum Gö-nüllüleri Vakfı) ve KEDV( Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı) ve HSBC işbirliği ile faaliyetini sürdüren proje, el sanatları, çiftçilik ya da herhangi bir üretim ya da satım işiyle uğraşanlara sermaye oluşturmayı hedefliyor.

“Randevu: RA’da Sanatla Buluşma”nın ilk durağı Adana olduPfizer’in yürüttüğü “Randevu: RA’da Sanatla Buluş-ma” projesi, Eylül ayında medyada adından en çok söz edilen diğer sosyal sorumluluk çalışması oldu. Ülkemizde, Romatoid Artrit’e ilişkin (RA) farkında-lığın artmasını, hastane ortamında hastalığa dair duygu ve düşüncelerini birbirleri ile yeterince paylaş-mayan hasta ve hekimlerin farklı bir ortamda iletişim kurarak daha iyi anlamalarını sağlamayı hedefleyen proje, Adana’da başladı. Projenin ilk durağında, “RA tedavisi hayatını nasıl etkiledi?” temalı bir resim ve ka-rikatür atölyesi gerçekleştirildi.

“Kardelenler” ile 85 bin öğrenciye burs verildiMTM’nin Eylül ayında gazete ve dergileri kapsayan medya araştırmasına göre, “Kardelenler” en çok ko-nuşulan bir diğer KSS projesi oldu. 2000 yılından beri, Turkcell ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birli-ğinde yürütülen projede, şimdiye kadar 85 bin öğrenci-ye eğitim bursu verildiği öğrenildi.

“MLMM”’den “Liseler Mesleğiyle Yarışıyor” yarışmasıAraştırmada öne çıkan bir başka sosyal sorumluluk ça-lışması, “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” (MLMM)oldu. Koç Holding’in hayat verdiği proje kapsamında, tüm meslek liselerine açık şekilde “Liseler Mesleğiyle Yarışıyor” adında bir yarışmanın Ekim ayında başlayaca-ğı ve öğrencilerin 2 ay boyunca kendilerine verilen mes-lekler ile ilgili görevleri yerine getirmeye çalışacakları belirtildi. Bu yarışmada birinci olacak ekibin üyelerine iPad, okullarına ise 15 bin TL ödül verileceği açıklandı.

Page 12: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

12 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

Değerli okurlarım, Amerikan tarihinde ilk kez bir anayasa maddesi kabulünden 13 yıl sonra iptal

edildi.Bu anayasa maddesi alkol üretimi, ve dağıtımını saklayan bir madde idi. Kısaca tarihe bakacak olursak Amerikalılar bağımsız-lıklarını kazandıktan sonra ülkede içki tüketiminde bir artış gözlemlendi. Durumdan vazife çıkarma meraklısı bazı dinci örgütler değişik eyaletlerde mahalle başkısı veya “ikna yoluyla alkol kulanılmasını önleme: kampan-

yaları başlattılar. Hemen hemen tüm eyaletlerde etkili olmaya çalışan bu harekete “Temperance-Ölçülü Olma (ölçülü içki içme)” hareketi adı verildi.Zaman içinde bu baskıların ve ikna yolunun alkol ku-lanımını azaltmadığını gören bu örgütler giderek alkol karşıtlığının dozunu artırarak alkolün toptan

yasaklanması için kampanyalar yürütmeye yöneldiler. Temperance hareketi toplumun bütün sorunlarından alkolü suçlu tutmaya başladılar. Kazalardan, aile içi şid-detten, boşanmalardan, cinayetlerden, hırsızlıklardan, kısaca toplumu geren veya üzen tüm hareketlerin a-nası olarak bu “şeytani sıvı”yı sorumlu tuttular. Kısaca saloon adı verilen barlar, meyhaneler ve içki içilen yer-ler özellikle bu hareketin baş düşmanı ve hedefi haline getirildiler.

Yıllarca süren mahalle başkısı, dinci cemaatlerin etki-leri ve Temperance hareketinin çabaları ile 1900’lerin başında yaklaşık tüm eyaletlerde alkol düşmanlığı tır-mandırıldı. 1916 yılına gelindiğinde eyaletlerin yarısında alkol yasağı başlamıştı bile. 1919 yılında Amerikan Kongresi (Senato ve Temsilciler Meclisi) nin kararıy-la Amerikan Anayasasına bir madde eklendi.18 inci Ek-18th. Amendment-adı verilen bu madde 16 Ocak 1920’de yürürlüğe girdi. Anayasanın bu ek maddesine açıklık getiren Volstead Yasası ile;”bira,şarap ve diğer tüm sarhoş eden malt ve şarap kökenli, yani yüzde ya-rımdan fazla alkol taşıyan her içki bu yasak kapsamnina alındı. Yani bunların üretimi ve dağıtımına hapis yasağı da dahil değişik cezalar verilmesi” öngörüldü. Kanun Boşuluğu ve Gangsterler DönemiAnayasaya konulan 18inci ek madde içki içilmesini de-ğil, üretimini ve dağıtımını, satışını engelliyordu içmeyi yasak kapsamına almamıştı. Anayasa değişikliğinin ka-bulü ile uygulamaya geçmesi arasındaki bir yıllık süre içinde milyonlarda Amerikalı evlerini, depolarını içki

Amerika’da alkol yasağı anayasa maddesi oldu, fakat uygulanması mümkün olmadı…

PROF. DR. TEVFİK DALGIÇ

Page 13: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 13

MAKALEMAKALE

ile doldurdular. Hatta yasaya oy veren milletvekili ve senatörler ile, bu yasağın öncüsü olan bazı cemaat üyeleri de bu yolu seçtiler. Herkes özel konut niteliği ta-şıyan yerlerde içki içmeye devam etti. Ayrıca Volstead Yasası doktor reçetesi ile alkol kullanmaya izin veriyor-du. Bir süre sonra yazılan reçetelerin büyük bir kısmı içki kullanımına ayrılmıştı.Kendilerine kasa kasa içki alıp depolamayan milyon-larca insan kendine reçete yazacak”dost doktor” aramaya başladı. Bu arada alkolllu içki üretiminin sa-dece tıbbi amaçlı olması nedeniyle artan içki talebine çözümü gangsterler buldu. Kaçak içki üretimine baş-ladılar. Kaçak içki üretimindeki büyük karlar nedeniyle içki çeteleri piyasaya hakim oldular. Bunlardan bir kısmı Kanada’dan kaçak içki getirirken, bir kısmı da Karayıp adalarından kaçak Rom getirmeye başladılar. Amerikan polisi ve kaçakçılıkla mücade eden örgütler bunlar-la mücadelede başarılı olamadılar. Kaçak içki üretimi, dağıtımı ve kaçakçılığı ile görevli elemanlar az bir üc-retle çalıştıkları için gangsterlerden rüşvet alarak onlara göz yumdular. Bu gangsterler arasındaki mahalle kont-rol savaşları Hollywood yapımı çok filme konu oldu. Bu gangslerlerin en ünlüsü ise Al Capone idi. Amerika’nın Şikago kenti bu gangster savaşlarının yer aldığı kent ol-ması yüzünden ayrı bir un kazandı.Kaçak içki üretiminin gene gangsterlerin açtığı gizli meyhaneler ve barlar, ki bunlara “Speakeasies” yani “rahat konuş” anlamına gelen lakaplar verildi. Bu gizli bar ve meyhanelere, kumarhanelere gelenler buralar-da kaçak içkiyi yudumlayıp, sohbet ediyorlar ve günün yorgunluğunu atıyorlardı.Alkol yasağını getiren Anayasa ek maddesi daha ka-nunlaşmadan bunun iptali için bazı gruplar harekete geçmsti bile. Dinci cemaatler ve grupların iddia etti-ği gibi yasaklar sorunları çözememiş, tam aksine yeni sorunlar çıkarmış, şehirlerde gangster savaşları baş-lamış, kalitesi bozukve kaçak içkilerden zehirlenenler çoğalmış, sosyal ve psikolojik bir tepki olarak halkta yasağa direnme başlamış, içki içmeyenler bile yasağı delmeyi bir çeşit kahrmanlık gibi görmeye başlamıştı. Dinci cemaatlerin etksi giderek azalmaya başlamış çok

sayıda kişi içki yasağının kaldırılması yolunda çalışma-ya başlamış ve yüksek perdeden konunun bir anayasa maddesi haline getirilmesinin anlamsızlığı konuşulur olmuştu.1929 daki ünlü Wall Street Borsa’sının çökmesi ülke-yi depresyona sokmuş, Amerikan hükümeti eknomiyi düzeltmek için mali kaynaklara ihtiyaç duymaya baş-lamıştı. Bunun için de alkollü içki üretimi, dağıtımı ve halka açık yerkerde tüketiminden gelecek gelire duyulan ihtiyaç artık bu anayasa ek maddesinin an-lamsızlığını ortaya çıkarmıştı. Ayrıca sayıları milyonları bulan işsize de iş alanları yaratmak gerekiyordu. İçki piyasasının milyarları aşan potansiyelini harekete geçir-mek zorunlu olmuştu.Nihayet 5 Aralık 1933 yılında Alkolü yasaklayan anaya-sa ek maddesinin yürürlükten kaldırılması kararı alındı.Artık Amerikada içki üretimi, dağıtımı ve kamuya açık özel yerlerde; barar, meyhaneler, gece kulüpleri, ku-marhaneler ve saloon’larda kullanımı serbest hale geldi.Bu uygulama da, tıpkı Osmanlı’da olduğu gibi baskı ve zorla, hatta kanun yoluyla insanların yaşamına müda-hale etmenin geri tepeceğinin, hatta bir karşıt hareket doğacağının bir belirtisi olarak tarihe geçmiştir.

Page 14: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

14 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

MEHMET CANITATLI

Ofise yatırım yapan kazanır

Iş dünyasının en büyük yüklerinden birisi şüp-hesiz kira bedelleri. Büyük şirketlerin bile zaman Zaman başvurdukları bir müessesedir

kiralama. Müessese diyorum çünkü artık bu sektöre dönüştü. Öyle ki, memleketin yarısından fazlası kira-lık ofis dolu. Bunların büyük bir kısmı da dolu mu dolu.

Üstelik dolgun fiyatlarla… İşin içine bir de yabancılar girdi mi, eğer kiracı adayı iseniz tadı kaçı veriyor rakam-ların. Sonuç olarak, İstanbul’da söylentilerin aksine ne konut stoğu var, ne de ofis.Yabancılara mülk satışı ile 5-7 milyar dolarlık gelir bek-lentisinde olan sektörün iştahını kabartan ofis projeleri

Page 15: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 15

MAKALEMAKALE

hızla yükseliyor.Türkiye’de yabancıya mülk satışını sınırlandıran Mütekabiliyet Kanunu ile ilgili düzenleme yürürlüğe girmesiyle birlikte gözler ofis projelerine çevrildi. Bu süreci,stoktaki ofis projeleri kadar inşa edilmekte olan-lar için de büyük bir şans olarak görüyorum.Ticari gayrimenkul sektörü ile küresel ölçekte iktisadi faaliyetler arasında yakın bir ilişki olduğunu bu alanda yatırımı olan herkes bilir. 2012’nin ilk çeyreğinde dünya ekonomisindeki yavaşlama ticari işletmelerin faaliyet alanlarını da etkiledi. Yaşanan olumsuzluk kiralama ta-leplerine yansıdı .Gelişmiş ülkelerde uygulanan çok düşük faiz oranlarına rağmen ticari gayrimenkul fiyatla-rında bir duraksama yaşanmakta. Türkiye’de ise durum biraz farklı. İnşaat sektörü yaz dönemi durgunluğuna rağmen üretimine devam etti. Bu yıl sadece devam et-mekte olan AVM inşaatı sayısı 70’i buldu. Yıl sonuna kadar 30 tanesinin hizmete girmesi planlanıyor. Ofis pa-zarında yılın ilk çeyrek döneminde gecen yıldan sarkan kiralama taleplerinin yarattığı canlılık İstanbul’da devam ediyor. Karma projeler içinde yer alan ofis arzı genişler-ken, kiralama ve satışlarda geçmiş yıllara göre bir artış söz konusu.Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Işık Gökkaya, yabancıya satışla birlikte konut fiyatlarının bu yıl yüzde 10-15 arasında artacağı görü-şünde.Aynı artış ofisler için de geçerli olacak. İlk etapta İstanbul’un merkezi bölgelerinde bulunan ofislerin satış oranlarında bir artış yaşanacak. Şirketlerin çoğu artık satış stratejisini Ortadoğu, Rusya ve Uzakdoğu pazarı üzerinden belirliyor. Düne kadar ,‘Yeter ki kanun çıksın’ diyen yöneticiler, oluşturdukları satış timleri ile bu ülke ya da bölgelerin yatırımcılarına sıcak davetlerde bulunu-yor. Dubai’deki Uluslarası Gayrimenkul Fuarı’nı hatırlayın (CityScape) Ağaoğlu, iki günde Maslak 1453 projesin-den yüzlerce daire sattı. Varyap Varlıbaş CEO’su Erdinç Varlıbaş’ın’ Türkiye avantajlarını iyi kullanırsa 10 yılda 100 milyar doların üzerinde bir konut satışı yapmasını bekliyoruz”sözleri hatırıma Sonuç olarak hedefler belli, projelerin sayısı ve büyüklüğü de… Yeterki markalı pro-jeler doğru satış stratejileri oluştursun.

Ofis kiralarında son durum Ofis alanın yanında kullanıcıların boş zamanlarını de-ğerlendirebilecekleri alanları da bünyesinde barındıran ofis binalarına talep giderek artmakta. İstanbul ge-neline bakıldığında ofis alanlarının belirli bölgelerde toplanmış olduğu görülmektedir. İstanbul’da ofis bi-nalarının yoğunlaştığı 12 bölge bulunmakta. Ağırlıklı olarak Avrupa yakasında yer alan ofis işlevli yapılar Avrupa yakasında Levent, Etiler, Maslak, Zincirlikuyu, Beşiktaş-Balmumcu ve Taksim, Şişli bölgelerinin ya-nı sıra Atatürk Havalimanı etrafında bulunmaktadır. Anadolu yakasında ise Kozyatağı, Altunizade, Kavacık ve Ümraniye bölgeleri ön plana çıkmakta.Özellikle büyük firmaların çalışanları için kolay ula-şılabilir olması ve bu sebeple ulaşım maliyetlerinin düşmesi, ana ulaşım bağlantılarına yakın konumlanma-sı gibi yer seçim kriterleri göz önüne alınarak projeler gerçekleştirilmekte.Ofis piyasasında genel olarak şirketler kiralamayı tercih ederken, az da olsa satın alma yoluna giden şirketler de bulunmakta. Büyük ölçekli şirketler, gayrimenkul alanın-da faaliyet göstermedikleri için satın almak yerine uzun dönem kiralama yoluna gitmektedirler. 2012 yılı A sınıfı ofis kira ortalama rakamları Maslak’ta 24- 30, Etiler’de 25 - 32, Levent’te 33 - 40, Havaalanı Bölgesi’nde 15 - 30, Kozyatağı’nda 25 - 30, Altunizade’de 23 - 28, Kavacık’ta 20 - 35 ve Ümraniye’de 25 - 40 USD/m2/ay’dır.Değerleme uzmanlarının bakışını da hemen payla-şalım. Söz konusu projelerin sahip oldukları katma değer ve prestij farkı kira ve diğer gelir kalemlerine yansımaktadır. Değerleme çalışmalarında benzer ofis projelerindeki benzer ofislerin kullanım tarzları ve ki-ra değerleri araştırılmakta olup söz konusu proje için nakit akısı oluşturulmakta ve gayrimenkule ait ope-rasyonel gelirleri dikkate alarak finansal yöntemlerle hesaplanmakta.Bu ay ‘ofis’ dedik… Yılbaşında yeni değerlemeler nasıl yapılacak ? Gelecek ay da bu konuya değiniriz inşallah. Bol kazançlı günler…

Page 16: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

16 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

DR. İNCİ ŞEN

Tamamlayıcı sağlık sigorta uygulamaları başlıyor

Avrupa Birligi ülkelerinde sosyal sigortalarda büyük bir gerileme olur, sağlık sektörü çökme eşiğine gelirken Türkiye´de sosyal güven-

lik kurumu ciddi anlamda ataklar yapıyor ve insanları sağlık açısından ciddi bir şekilde koruma altına almayı başarıyor. Bu Türkiye için olumlu bir gelişme. 400´ün üzerinde özel hastanenin olduğu Türkiye´de sağlık sektöründe doktorlara tam gün yasa uygulanması is-tenmektedir. Bu konuda gösterilen direnç muhakkak ki önümüzdeki aylarda çözülecek gelişmeler arasın-da yer aliyor. Türkiye´de sağlık sektöründe en önemli sorunlardan biride insanlarimizin psikolojik ve psiko-somatik sorunlarının büyük ölçüde artmasıdır. Büyük kentlerdeki stress ortamı, gelir dağılımındaki adaletsiz-lik nedeniyle alt gelir grubunda kalan insanların günlük yaşamdaki sıkıntıları, trafik, Türkiye´deki Kürt sorunu, terör olayları gibi tartışmalar insanlarımızı psikolojik a-çıdan büyük ölçüde etkiliyor.

Avrupada’daki durumPsikolojik sorunların çözümü Almanya´da da önemli bir sorundur. Türkiye´de de hastanelerimizde ve özel kliniklerde psikolojik sorunlarla doktora gidenlerimizin sayısı artmaktadır. Avrupa´daki Türkler bu konuda çok daha şeffaf olarak rahat bir şekilde doktorlara gitmekte, sorunlarını anlatmakta ve çözüm önerilerini almaktadır-lar. Türkiye´de ancak üst gelir grubunun belirli üyeleri psikiyatrlara gidip sorunlarini anlatirken orta ve orta al-tı gruplarında bu sorunlar için doktora gidenlerin aynı oranda olmadigini görmekteyiz. Özel saglik sigortalari bu konuda biraz tutucu davranmakta ve psikiyatrların ücretlerini hastalarına ödememektedirler. Ayni sekilde

SGK´da bu konuda fazla bir ödeme yapmamakta ve hastalar belirli ölçüde masraflarını kendi ceplerinden ö-demek zorunda kaldıkları için doktora gitmeden önce uzun uzun düşünmektedirler.

Sağlığımız tehdit altındaİnsanlarımızda ruh saglıgı çok önemlidir. 74 milyon-luk Türkiyemizde stress altında çalışan insanlarımızın ruh sağlığı büyük ölçüde bozulmaya yönelmektedir. Bu açıdan sağlık sektöründe ve sağlık ekonomisinde psikolojik ve psikosomatik konulara daha fazla bütçe ayrılmalı insanlarımız bu konuda doktorlara gitmeye teşvik edilmelidir. Sağlık bakanlığımızın bu konuda da-ha duyarlı olmasında büyük ölçüde yarar vardır. Özellikle büyük şehirdeki insanlarımızın depresyona gir-melerinin nedenlerini söyle sıralayabiliriz; • İç göç sürecinin tam başarıyla sonuçlanmaması ve iç göçle büyük kentlere gelen insanların belirli statüye ve amaçlarına ulaşamaması• Türkiye´deki insanlarin ekonomik nedenlerle sorun-larının artması• Aile içi uyumsuzlukların artması, ailede dışlanma, ay-rımcılık ve küçümsenmenin gelişmesi• Toplum tarafından istenmemek ve kabul görmemek• Büyük kentin sorunlarıyla baş edememek • Kendini içinde yaşadığı büyük kentin toplumuna ait hissedememe ve toplum tarafından dışlanma • İşsizlik ve ekonomik sıkıntılar • Gittikçe artan fakirleşme ve sosyal yardımlarla yaşa-ma mecburiyeti • İnsanların ekonomik kayıplar nedeniyle kendini gü-vende hissedememesi

Page 17: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 17

MAKALEMAKALE

• Kadınlarımıza uygulanan aile içi şiddet• Çocuklara ailede gösterilen şiddet ve baskıÖzel sigortalar psikiyatrik sorunları sigorta kapsamına almalıdır. Kalp, damar ve diyabetik gibi hastalıklar ne kadar önemliyse insanlarimız için ruh sağlığıda o kadar önemlidir.

Tamamlayıcı sağlık sigortasıAB ülkelerinde resmi sigortaya ilave olarak

yapılan tamamlayıcı sigortalar çok revaştadır. Bu ne-denle Almanya gibi ülkelerde yalnız halkın % 4 ‘ü özel sağlık sigortasına sahip ve % 96 ‘sı resmi sigortalıyken resmi sigortalıların da yarısı kadarı tamalayıcı sigorta yaptırmış bulunmaktadırlar. Böylece, sağlık sorunu-nu sigortalar açısından çözmektedirler. Türkiye’de de tamamlayıcı sağlık sigortasını bir an önce başlamalı-dırlar. Devlet bu konuda yolu açarken sigortaların bu konuda tutucu tavırlarını anlamada güçlük çekebiliriz.

Page 18: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

18 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

PROF.DR. FARUK ŞEN

Afrika ve Güney Afrika´da aktivitelerimiz

Afrika kıtasında Türkiye’nin etkisi artiyor. Uzun zaman ihmal ettiğimiz, gerek ekonomik açıdan gerekse diplomatik açıdan fazla önem verme-

diğimiz Afrika ülkelerine son 7 yılda büyük ölçüde ilgi göstermeye başladık. Şu anda Türk Hava Yolları(THY) Afrika’da 20’nin üzerinde noktaya uçuşlarına başlamış bulunmaktadır. 2006-2007 yıllarından itibaren Afrika’ya giden Türk iş adamlarının sayıları artmış. 2008’den iti-baren Afrika’nın birçok ülkesinde Türk okulları açılmaya başlamıştır. Hizmet grubun bir aktivitesi olarak görülen bu okullar şu anda Afrika’nın 26 ülkesinde yer almakta ve 33 okulda eğitim verilmektedir. Afrika’nın Türkiye’nin ihracatında da payı gün geçtikçe artmaktadır. 2000’li yıl-ların başında ihracatımızdaki payı %2’yi geçmeyen Afrika ülkeleri geçtiğimiz yıl tüm Türkiye’nin ihracatında %24’lık bir pay almış bulunmaktadır. Avrupa Birliği’ne olan ih-racatımız geçtiğimiz yıl %39’lara düşerken Afrika’nın payının artması Türklerin oradaki aktivitelerine bağlıdır.

Afrika gözdeBu olayları gören Türkiye Cumhuriyeti THY’nın uçtuğu, okulların açıldığı ve iş adamlarının irili ufaklı bir şekilde faaliyet gösterdiği bu kıta’da 14 yeni Büyükelçilik açmış bulunmaktadır. Geçtiğimiz hafta Güney Afrika’ya gittiğ-miz zaman bu ülkedeki gelişimi gördüm. Ciddi bir Pazar oluşturan Güney Afrika ülkesi de Türkiye’nin ilgisini çeken ülkelerin başında gelmektedir. Afrika kıtasının en büyük Camii Selimiye Cami’nin bir örneği olarak burada açılmış bulunuyor. Açılışa Devlet Bakanı Zafer Cağlayan’ın ya-nında Güney Afrika Devlet Bakanı, Eyalet Başbakanı ve birçok Bakanları da katıldılar. Afrika’nın 2012 yılındaki

gelişmelerine baktığımız zaman Türkiye’nin 2012’nin ilk 6 ayında Avrupa Birliği’ne yaptığı ihracat %9 oranında dü-şerken Afrika ülkelerine yaptığı ihracatın %40 oraninda arttığını görüyoruz. 2012 yılında Türkiye’nin Afrika ihra-catındaki payı %30’lara yaklaşırken Avrupa Birligi’ne olan ihracatımiz %35’ler seviyesine düşerse şaşırmayalım.

Çin ile rekabetAfrika’da etkenliğini arttıran diğer bir ülkede Çin oluyor. Çin Afrika’nın birçok yerinde yatırım yapar ve kendi pazar payını arttırırken kendi nüfusunun da bu ülkelere büyük ölçüde gittiğini görürüz. Çin Afrika’dan genç akademis-yenler, genç üniversite öğrencilierini Çin’de okutarak orta vadede orada bir köprü sağlamak istiyor. Tüm bu gelişmeler önümüzdeki yıllarda büyük ölçüde Çin’in etken olacağı Afrika kıtasında Türkiye’nin de azımsan-mayacağını bir mesafe alacağından hareket edebiliriz.Afrika ülkeleri politik açıdan da Türkiye için çok önemli. Birleşmiş Milletler’de Türkiye 2015-2017 yıllarında tek-rar güvenlik konseyine aday olmak istiyor. Bu açıdan Avrupa’dan oy almamız oldukça güç zira diğer rakibi-miz Avrupa kıtasında Ispanya olacak ve Latin Amerika ülkeleri ve Avrupa Birliği ülkeleri, Ispanya’yi tam ola-rak destekleyecekler. Bunun icin Müslüman ükelerden de fazla bir yardım beklemeyelim. Suudi Arabistan Kralinin Mabelya’daki yazlığını ve diğer Arapların bura-daki aktivitelerini gördüğümüz zaman Arap Dünyasi’nda Ispanya’yi bize tercih edeceğinden hareket edebiliriz. Fakat Afrika’da gerek okullarımız gerek iş adamlarımız gerekse diplomatik temsilcilerimizde önümüzdeki yıllar-da daha fazla mesafe alabiliriz.

Page 19: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 19

MAKALEMAKALE

Gelelim Güney Afrika’yaGüney Afrika hakikaten Nelson Mandela’nın ülkesi olarak tanımlanabilir. Bu açıdan bugünlerde nüfusu 50 milyon aşan ülkenin acılı tarihi, sömürgeciliğin ve ırkçılığın bir kesitidir. Güney Afrika’da altın, elmas, platin gibi zengin kaynaklarına ilaveten kömüründe çok önemli rol aldığını görüyoruz. Silah, otomotiv ve makina sanayisine sahip o-lan bu ülkede siyahların büyük bir çoğunluğu hala baraka ve teneke evlerde yaşamaya devam ediyorlar. Nüfusun büyük bir çoğunluğu aids, virüs taşıyıcı. Bunun 2002 yı-lında %33’lerda olduğunu bugünlerde de bunun %20’ler sınırında dolaştığını söylüyorlar. Ulusal gelir kişi başına 10 bin Dolar aşmış bulunuyor. İşsizlik % 40’lara yaklaşı-yor. % 75’i siyah %14’ü beyaz olan bu ülkede Melezler ve Hintlilerde yer alıyor. En ilginç tarafı nüfusun % 4’ünde Müslümanlardan oluşması. Hindular, Ateistler ve 29 ye-rel din burada yer alıyor. Güney Afrika 300 milyona yaklaşan Afrika kıtasının lo-komotif ülkesi olarak nitelendirliyor. Türkiye ile ilişkilere baktığımız zaman Güney Afrika’da Johannesburg ve Cape Town başta olmak üzere takriben 3 bin kadar Türk yaşıyor. Türkiye’nin ihracatı 2000 yılında Güney Afrika’ya 750 milyon daha ve ithalatı da 70 milyon Dolar olan

Türkiye bugün ilişkilerini büyük ölçüde pekiştirmiş ve ge-liştirmiş bunları 5’e katlamış bulunuyor.

THY Güney Afrika’da başarılıGenel olarak baktığımız zaman Türk Hava Yolları´nın Johannesburg ve Cape Town´a uçan uçakları herzaman overbookingle karşı karşıya. Türk Hava Yolları´nın bu-radaki temsilcileri canla başla çalışıyorlar. Avrupa´daki THY temsilcileri son zamanlarda hizmetleri aksatırken bunu Afrika´da görmüyoruz. Güney Afrika´da Türk i-majı oldukça iyi. Hala vize istenmiyor ve Türklere karşi büyük bir saygı var. Johannesburg´taki caminin açılış törenine Güney Afrika yönetimi en üst düzeyde katıldı. Buraya yeni atanan Türk Büyükelçisi Kaan Esener da ilk defa bu cami sayesinde herhalde Eyalet Başbakanıyla ve Güney Afrika Başkanı aynı masada oturma şansı buldu. Bilimsel açıdan Güney Afrika´ya en fazla ilgi gösteren Fatih Üniversitesi rektörü Serif Ali Tekalan. Genel olarak şunu söyleyebiliriz; Afrika ülkelerinde Türkiyenin aktivite-leri sayesinde eğer şansımız olurda 2014 yıllında Birleşik Milletler Genel Sekreterliği´ne Abdullah Gül aday olursa bu ülkelerden çok oy alırmışız gibime geliyor.

Page 20: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

20 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALEMAKALE

FATİH ACER

İnternette uzmanlaşma dönemi!

Rakamlarla E-TicaretDünya e-ticaret hacmi, net olarak hesaplana-masa da, 2010 yılında 10 trilyon doları aştığını

gösteriyor. Türkiye 35 milyonu aşan kullanıcısıyla, dünya-nın en büyük 12’nci internet pazarı konumuna yükseldi. Türkiye’de 2010 yılında e-ticaret hacmi 15 milyar TL’ye ulaşırken, 2011 yılında ise e-ticaret hacmi yüzde 52 ar-tışla 22,9 milyar TL oldu.

Bankalar Arası Kart Merkezinin verilerine göre 2012 Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ülkemizde e-ticaret sektöründe 10.8 milyar TL harcama yapılmış olup toplam 51.651.579 adet işlem gerçekleştirilmiştir. • 2009-2011 yılı sonu itibarı ile 200 milyon işlem a-dedi gerçekleştirilirken 35 milyar TL’lik bir işlem tutarı oluşmuştur.• 2012 yılında ise işlem adetleri ilk çeyrekte 2011’e gö-re yüzde 40 artışla devam ederken, işlem tutarları yüzde 60 artmıştır.

• Şu anda ülkemizde aktif e-ticaret sitesi sayısı 10 bin civarındadır.• Amerika’da 2015 yılında 279 milyar dolarlık bir hacme ulaşması tahmin edilmektedir.• Avrupa’da 2015 yılına geldiğimizde internet kullanı-cılarının %68’si (205 milyon kişi ) internetten alışveriş yapar hale gelmesi tahmin edilmektedir.• Avrupa’da e-ticaret satışları her yıl ortalama %10 arta-rak 2015 yılında 133 milyar $’a ulaşması öngörülmektedir.• Ülkemizde şu anda 35 milyon internet kullanıcısı bu-lunmaktadır. Bu otuz beş milyon internet kullanıcısından yaklaşık 4.2 milyonu şu anda internetten internetten a-lışveriş yaptığı bilinmektedir.• Türkiye’de 2015 yılına gelindiğinde internet kullanıcı sayısının 45 milyon civarında olması bekleniyor ve in-ternetten alışveriş yapan tüketici sayısının da 12 milyon olması ön görülüyor. Özellikle her geçen yıl kullanıcıların gençleştiğini belirtmekte fayda görüyorum.• Önümüzdeki 3 yıl içinde e-ticaret cirosunun da 3-4 kat artması beklenmektedir.

Müşteriyi İnternette Takip Etmek ve Analiz Yapmakİnternette firmaların neden takip edildiğini anlamak a-macı ile oluşturulan aşağıda ki görsel bize müşteri davranışlarını anlamak için yardımcı olacaktır. Kısaca bakacak olursak müşterilerin indirimler ve satın alma dürtüsü ile sosyal medya’da yer alma ve firmaları ta-kip etme düşüncesi ortalama %58 ler’de iken firmaların müşterilerinin indirimler ve satın alma dürtüsü amacıy-la kendilerini takipte bulunduğunu tanımlama oranları %60’dır. Bunun yanı sıra müşterilerin topluluğun bir par-çası olmak gibi düşüncesi %22 de kalmıştır.

BKM (Bankalar Arası Kart Merkezi 2011)

Page 21: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 21

MAKALEMAKALE

İstatistikler, öngörüler, yazılanlar ve yapılan yorumlar ı-şığında Ülkemizdeki ve Dünyada ki e-ticaret sektörünce e-ticaret alanında hala çok büyük açıklar var ve önümüz-deki 5 yıl içinde gelişmeler genellikle müşteriyi anlama, ihtiyaç belirleme ve analiz edebilme yönünde ilerleyece-ği tahmin edilmektedir. Kadınlarında artık internetten alışverişte aktif bir şekilde rol alması ile beraber Teknoloji, Tekstil ve Kozmetik sek-töründe önümüzde ki 5 yılda gelişmeler son derece hızlı olacak ve e-ticarette yeni fikirlerin, yeni girişimlerinde başarılı olacağı görülecektir. Bunun haricinde satışın art-ması ile birlikte yeni gelişecek olan farklı gelir modelleri ve farklı sektörlerin internete girişi ile beraber tahminleri-mizin üzerine çıkacağı düşünülmektedir.

En büyük referans üreten kaynak İnternet - Lead GenerationFirmalar, interneti “sadece” satış mecrası olarak dü-şünmemeli, öncelikle referans üreten (Lead Generate) bir araç olarak konumlandırılmalıdır. Yani internetten potansiyel müşterinin bilgilerine ulaşıp, satış sürecini te-lefonla, e-mail ile veya yüz yüze offline olarak yürütmek

firmalara çok verim katacaktır. E-ticaret yapmayan firma-lar, ürün ve hizmetlerini internetten doğru hedef kitlere ulaştırarak yeni ve karlı müşteriler edinebilirler. Hepimiz bir ihtiyacımız olduğunda ilk yaptığımız şey internetten aramak ve aradığımız ihtiyacımızın bilgisine ulaşmak iste-riz. İşte doğru nokta da tam burasıdır. İhtiyaç olan kişinin karşısına doğru zamanda ve doğru yöntemlerle çıkmayı başardığımız anda hedefimize ulaşmışızdır.

İnternetten Nasıl Referans Üretirim?• İyi Bir web sitesine sahip olmalı, tasarımıyla, içeriği ile ve yazılımı ile kolay formlar, canlı etkileşimler, güçlü ra-porlama altyapısı olmalı. • Arama motorları üzerinde, ürün ve hizmetlerinize ait kelimelerde ilk sayfalarda yer almalı ve/veya önemli keli-melere reklam verilmeli.• İnternet reklamlarından, her kurum kendi sektörleri ile alakalı sitelerde hedef kitlelerine özel reklam banner rek-lamlar vermeli ve uygun yazarlar bulup sitelerde tanıtım ve özendirici yayınlar sağlamalı.• İnternetin en etkin reklam yöntemlerinden izinli Email pazarlama ile doğru hedef kitleye ulaşılmalı

http://www.engagesciences.com/blog/2011/04/04/the-social-media-perception-gap/ IBM Institute 2012 müşteri bazlı verileri ve algı yönetimi

Page 22: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

22 | REPORTTURK / Kasım 2012

MAKALE

• Artık Türkiye’de yaklaşık olarak 35 Milyonu aşkın kişi sosyal medya bulunuyor. Bu da bize Sosyal Medya’nın bize doğal bir Lead kaynağı olarak görmemizi sağlıyor. Firma tarafından sosyal mecralarında hepsinde yer al-mak, sosyal medyaya uygun içerik ve uygulamalar hazırlamak şu an en popüler olan referans yaratma yön-temlerinden biri olmuştur. • Ortalama olarak 4.8 milyon akıllı telefon kullanıcısına ulaşmak için özel yapılacak olan uygulamalar ve tasarım-lar ile beraber Lead yaratmak daha kolay hale gelmiştir.

Sektörlerde İnternet İlk olarak inşaat sektörüne bakacak olursak İstatistik kurumunun açıkladığı verilere göre 2012 yılının ilk çey-reğinde 96.092 konut satılmıştır. Bu konutların %60 i internetten araştırılarak bulunduğu tahmin edilmektedir. Son 5 yıl içinde Dünya’da ve Türkiye’de bu açığı gören bazı inşaat firmaları, internet üzerinden satışa başlamış bulunmaktalar. Bu sayede satışlarını ortalama olarak %4 civarında bir artış meydana geldiği görülmüştür. Konut satışı için yüksek miktarlar gerekse de bunun i-çin kredi kartından sadece belli bir peşinat/kaparo bedeli çekilmesi firmaların satış oranlarını ve müşteri memnu-niyetini arttırmış olup Marka Güvenilirliğini de ön plana çıkartmıştır.Sigorta sektörü internete en kolay ve hızlı adapte olabilecek bir sektördür. Ancak, Türkiye kişi başı sigor-talanma oranı 2011 yılında 155 TL civarında olması ve internet sigortacılığı hacmi sektörün %1 in altında olma-sı hem sektörün daha çok büyüyeceğini göstermekte hem de internet bu büyümede büyük rol oynayacağını

hissettirmektedir. Gelişmiş ülkelerde kişi başı sigortalan-ma oranı 2.000 $ geçmekte ve internet sigortacılığı %40 ları geçmektedir. Yaklaşık 11 yıldan beri öncü internet si-gortacılığı firması olmasına rağmen ancak daha yeni yeni firmalar internet sigortacılığında yaygınlaşmaya başlamış ve önümüzdeki yıllar da Türkiye’deki internet sigortacılı-ğı çok hızlı bir büyüme olacağı açıkça görülmektedir. Sigorta sektörün temsilcileri internet sigortacılığı konu-sunda şimdiden tecrübe sahibi olmalı ve gerekli altyapı çalışmalarına başlamaları gelecekte kendileri için sek-törün önünde olmalarına sebep olacaktır. Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile birlikte İnternet sigortacılığı alt-yapıları çok hızla gelişmiş ve uygun maliyetlerle verimli uygulamalar haline gelmiştir. Şirketimiz AcerPro özellikle internet sigortacılığı teknolojileri konusunda uzmanlaş-mış ve lider firma olarak hizmet vermektedir.

Göstermiş olduğumuz iki örnek, diğer sektörler için-de yapılacak uygulamaların ve fikirlerin önünü açmış olup, uygun çalışmalarla neler yapılabileceğini bize göstermektedir.

Artık Acemilik Bitti!İstatistikler, öneriler ve tahminler ışığında artık interne-ti daha iyi tanır durumdayız. Yeni fikirler ve uygulamalar sürekli olarak geliştirilmekte ve uygulamaya konulmakta. Biz AcerPro ekibi olarak yeni fikirleri, projelendirip en son teknolojilerle hayata geçirmeye devam edeceğiz.

Page 23: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI
Page 24: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

24 | REPORTTURK / Kasım 2012

Aydınlı’dan Rusya’ya 28 mağaza

Rusya’da alışveriş merkezlerinde (AVM) dünya markası olarak yer almaya başlayan Türk tekstil firmaları her geçen gün cirola-rını artırıyor. Zaman Gazetesi’nin haberine göre; Moskova’da U.S. Polo olarak ilk kon-sept mağazalarını Türkiye ile eşzamanlı olarak açtıklarını ifade eden Aydınlı Grubu Rusya Temsilcisi Emre Duru, yeni mağa-za anlayışında ürünün ön planda olduğunu, 200 metrekarelik alanda 7 binin üzerinde ü-rünü müşteriye sunduklarını söyledi. Yeni konsept mağaza anlayışında katlı ürünler, müşterinin eli ile dokunup bakabileceği şe-kilde yerleştiriliyor. Renk ve modaya uygun gömlek, kazak, kot ya da diğer ürünlerin hepsini tüketici bir arada görebiliyor. Emre Duru, Ukrayna ve Rusya gibi pazarlarda kombine ürünlerin bir arada olmasının sa-tış hızını artırdığını anlatıyor.Aydınlı Grubu’nun 5 yıldır Rusya pazarın-da faaliyet gösterdiğini belirten Emre Duru, “2007’de Rusya’da bayilerimizin 5 ma-ğazasını satın alarak pazara girdik. Şimdi tüm mağazalarımızı kendimiz işletiyoruz. Sözleşmeleri tamamlanan 16 mağazamız daha açılacak. 2013 sonunda 45, 2015 sonunda da 70 mağazaya ulaşmayı hedef-liyoruz. Şu an planlanandan hızlı ilerliyoruz. Rusya çok verimli bir pazar. Tüketmeyi se-ven bir toplum. Kaliteli ürüne hak ettiği fiyatı veriyorlar” dedi.Rusya’da ekonomik kriz anlamında

U.S. Polo ve Cacharel markalarının sahibi Aydınlı Grubu, Rusya’da 28 mağaza açtı. Grup en son başkent Moskova’nın lüks AVM’lerinden Metropolis Shopping Mall’da 28. ma-ğazasıyla Rus tüketicilerle buluştu. Aydınlı’nın Rusya’daki hedefi 2013 sonuna kadar 45, 2015 sonuna kadar 70 mağazaya ulaşmak.

Page 25: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 25

HABER

herhangi bir sorun hissetmediklerini ifade eden

Duru, bu ülkede piyasanın durumunu şöyle ö-

zetledi: “Ürünlerimizin yüzde 90’ından fazlası

Türkiye’den geliyor. Gümrüklerde herhangi bir

sorunla karşılaşmıyoruz. Yapay kriz söylentileri

olmazsa Rusya her zaman iyi. İnsanlar alışveriş

yapmayı seviyor. Gelirinden fazla harcıyorlar.

Bir miktar kontrollü de olsa büyüme devam e-

decek.” 2011’den 2012’ye Rusya pazarında

cirosal bazda yüzde 100’den fazla büyüdükle-

rini ifade eden Duru, “2011 rakamlarımız Rusya

pazarı için 11 milyon Euro idi. 2012 sonunda 30

milyon Euro’yu yakalıyoruz. 2013 için beklenti-

miz ise yüzde 30 artışla 40 milyon Euro. Allah

mahcup etmezse Rusya pazarının büyük ve ka-

lıcı markalarından biri olmayı hedefliyoruz” diye

konuştu.

Emre Duru’nun verdiği bilgiye göre Rusya paza-

rındaki başarılarının arkasındaki en büyük sır bu

ülke için özel üretim yapmak. Şirket, Rusya için

özel koleksiyonlar tasarlıyor. Rusya’daki trendi

bu yolla yakalıyor ve bu ürünü zamanında pi-

yasaya sürüyor. Aslında bu küresel ölçekte

çalışan bütün büyük firmaların çalışma tarzı.

Aydınlı da Rusya’nın şartlarına göre stratejiler

geliştiriyor. Önceleri mağaza açmak için Aydınlı

AVM’leri ikna etmeye çalışırken şimdi her yeni

açılan AVM gruba mağaza teklifinde bulunuyor.

Aydınlı’nın markaları Rusya’da tanınıyor ve ter-

cih ediliyor.

Aydınlı Grubu’nun Türkiye’de 200’ün üzerin-

de, yurtdışında ise 50’den fazla mağazası

bulunuyor. Grup, toplam ihracatının yüzde 40’ı-

nı Rusya’ya gerçekleştiriyor. 2011’de toplam

34 milyon dolar ihracat yapan Aydınlı, bunun

11,5 milyon dolarını Rusya’ya gerçekleştirdi.

2012’de beklenen 42 milyon dolarlık ihracat

içinde Rusya’nın payı yüzde 42 ve tutarı 18 mil-

yon dolar. Aydınlı 2013 için 23 milyon doları

Rusya’ya olmak üzere 50 milyon dolarlık ihracat

planlıyor. 42 ülkede 780 milyon kişilik nüfusa

hitap eden Aydınlı Grubu’nun 2011 cirosu 490

milyon lira, 2012 ciro hedefi ise 660 milyon TL.

Page 26: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

26 | REPORTTURK / Kasım 2012

Carrefour’a sürpriz talipKriz ortamında yüksek büyüme rakamları açıklayan Türkiye, ulus-

lararası yatırımcıların en kârlı işlere imza attığı pazarlardan biri.

Öyle ki bu başarılı pazarda globalde zarar eden bir marka bile

kolay alıcı buluyor. Perakende sektöründe satış süreci yerli ve ya-

bancı yatırımcılar tarafından iştahla takip edilen iki önemli şirket

var. Bunlardan biri CarrefourSA, diğeri de Migros. Her iki şirket i-

çin de yaklaşık bir yıldır çeşitli adayların adı geçiyor. Ancak zaman

ilerledikçe söylentiler daha net bir hal almaya, detaylar ortaya

çıkmaya başladı.

Auchan devredeSabah Gazetesi’nin haberine göre; Perakende piyasalarının me-

rakla beklediği Carrefour- SA operasyonunda sürpriz bir isim

devreye girdi. Fransa’nın en büyük oyuncularından Auchan’ın

Carrefour’un Türkiye operasyonuna talip olduğu, bunun için

de Carrefour yönetimiyle görüşmelere başladığı konuşuluyor.

Carrefour’un dünya genelinde 19 ülkede distribütörü olan MAF

(Majid Al Futtaim) Holding’in Türkiye operasyonuna talip ol-

duğu biliniyordu. Kulislerde dolaşan yeni bir söylentiye göre

Perakendede gözler CarrefourSA ve Migros’ta. İki dev zincirin akıbetiyle ilgili iddialar bir-birini kovalıyor...

Page 27: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 27

HABER

Fransa’da Carrefour’un en büyük rakibi olan Auchan, 6-7 ay önce İstanbul’da açtığı bir ofis aracılığıyla Türkiye pazarını araştırmaya başladı. Süpermarket ağırlıklı büyüyen şirketin Türkiye’ye, önce-likle Sabancı’nın elindeki hisseleri alarak gireceği tahmin ediliyor. Daha sonra operasyonun tümüne sahip olacağı belirtilen şirketin, Türkiye ve çevre ülkelere de ilgi gösterdiği, bu kapsamda Kuzey Irak’ta bir mağaza açtığı ifade ediliyor.

Satış yıl sonundaPerakende sektörü temsilcilerine göre Auchan’ın Türkiye operas-yonunu tamamlaması yılsonuna kadar bitebilir. CarrefourSA’da Sabancı hisselerinin değerinin 500 milyon doların üzerinde bir rakama çıkacağı tahmin ediliyor. Ancak perakende çevrelerin-de Sabancı’nın kesinlikle Carrefour’un tümünü almak istemediği, satıştan elde ettiği parayı ise enerjiye yatıracağı konuşuluyor. Perakendenin kolay elden çıkarılabilen bir sektör olduğunu söy-leyen uzmanlar, buna örnek olarak da Koç’un Migros’u satarak Tüpraş’a yaptığı yatırımı veriyor.

Migros yuvaya dönüyorPerakende kulislerini meşgul eden bir başka şirket de Migros. Uzun zamandır merakla beklenen Migros’un satış süreciyle ilgili Walmart-Koç flörtü konuşuluyor. Walmart’ın Migros’u satın al-mak istediği, ancak Koç’un ön planda olmasını istediği belirtiliyor. Koç Ailesi zaten gönülsüz sattığı Migros’tan elini çekmemişti. Bir süre önce kulislerde Koç’un Migros’a yeniden talip olabileceği konusu gündeme gelmişti. Fakat bu kez Koç, Walmart ile gün-deme oturacak gibi görünüyor. Öte yandan baştan beri Migros’la Ülker’in de ilgilendiği belirtiliyordu. Ancak Ülker’in Şok’u satın almasının ardından piyasada rakip üreticiler tarafından oldukça

eleştirildiği konuşuluyor. Dolayısıyla Ülker’in Migros operasyo-

nunda geri adım attığı yorumları da var. Migros’un satış sürecinin

2013’e sarkacağı tahmin ediliyor.

Tekstil ürünleri Türkiye’denAuchan, 1961’de Fransa’da kurulan bir zincir. Yıllık 45 mil-

yar euro cirosu, 12 ülkede toplam 269 bin çalışanı var. İtalya,

Hindistan, İspanya, Portekiz, Lüksemburg, Polonya, Hırvatistan,

Rusya, Çin, Tayvan, Romanya ve Ukrayna’da 639 hipermarketi,

2 bin 412 de süpermarketi bulunuyor. Auchan’ın sahibi Mulliez

Ailesi, Fransa’da oldukça güçlü. Birçok sektörde 6 şirkete sahip

olan ailenin portföyündeki markalar arasında Decathlon, Norauto,

Accord Bank, Kiabi, Cultura ve Pimkie yer alıyor. Şirket tekstil ü-

rünlerinin büyük kısmını Türk üreticilerden tedarik ediyor.

“Tüpraş için sattık pişmanız” demişti2008’de Migros’taki yüzde 50.83 hissesini 1.9 milyar TL’ye İngiliz

BC Partners’a satan Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, geç-

tiğimiz aylarda yangından sonra yenilenen Beylikdüzü Migros’un

açılışında pişmanlığını dile getirmişti. “Migros bizim için çok ö-

nemli” diyen Koç, “Satıştan pişman mısınız” sorusuna ise,

“Semahat Hanım hiçbir zaman satılmasına taraftar değildi. Ama

paraya ihtiyacımız vardı. TÜPRAŞ’ı alacaktık. O bakımdan tam za-

manında satmışız, çok memnunuz” yanıtını vermiş, Migros’un

tekrar satışı durumunda ilgileneceklerini de belirtmişti. Semahat

Arsel de, “Satıldıktan sonra alışkanlığımdan vazgeçmedim. Hâlâ

Migros’tan alışveriş yapıyorum. Satılması en büyük pişmanlığım”

demişti.

Page 28: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

28 | REPORTTURK / Kasım 2012

Türkiye’den organik pamuk talebinde patlamaDünya devlerinden gelen organik pamuk talebi, Türkiye’deki şirketleri atağa geçirdi.Son yıllarda Türkiye’de büyük gelişme kaydeden organik paza-rında organik pamuk üretimi büyük yükselişte. H&M, Benetton, Marks and Spencer, Adidas, Puma gibi global tekstil devleri, son 2 yıldır Türkiye’den önemli ölçüde organik kumaş, iplik gibi tekstil malzemeleri talep etmeye başladı. 2000’li yılların ortasına kadar dünya organik pamuk üretiminin yüzde 40’ını elinde bulunduran Türkiye, gelen bu talep ile birlikte organik pamuk üretiminde yeni-den atağa geçti. Türkiye genelinde 33 bin 347 ton üretim yapan 282 üreticiye önümüzdeki günlerde geçiş aşamasındaki 515 üre-ticinin daha katılması bekleniyor.

Yüzde 100 organiğin yanında karışımlı ürünler pazarı büyüttüDünya Gazetesi’nin haberine göre; Piyasada her geçen gün kit-lesini artıran organik üretimde son trend tekstil oldu. İlk etapta bebek ürünleri ile başlayan üretimler, artan talep ile birlikte fark-lı yaş gruplarına yönelik olarak da çalışmaya başladı. Tüketicideki bu değişimi dikkate alan büyük perakende ve tekstil devleri de mağazalarındaki küçük organik ürün köşeler ile bu talebe cevap vermeye çalışıyor. Üretim aşamasındaki yüksek maliyetler nede-niyle yüzde 100 organik ürünler dışında organik karışımlı ürünler de pazarı büyütmeye dönük çalışmalardan...

Page 29: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 29

HABER

515 üretici organik pamuğa geçiş aşamasındaPiyasadaki bu değişimden bereketli ve sanayiden uzak toprakla-rı ile Türkiye de nasibini almaya başladı. 2000’li yılların ortasına kadar dünya organik pamuk piyasasını elinde bulunduran Türkiye, bu noktada ABD ve Hindistan’ın gerisine düştü. Ancak son dö-nemde Avrupa’da artan talep ile birlikte üretici sayısında ve pazarda önemli bir yükseliş göze çarpıyor. Türkiye’de 6 bin 192 hektar alanda organik pamuk yetiştiriciliği yapılıyor. Piyasada top-lam 33 bin 347 ton üretim ve 282 üretici mevcut. 515 üretici de organik pamuğa geçiş aşamasında. 9 bin 384 hektarlık alan orga-nik pamuğa geçiş aşamasında bulunuyor. Buradaki ürün miktarı ise 41 bin 12 ton.

Benetton, Marks and Spencer ve H&M Türk pamuğu kullanıyorZorlu Tekstil, Sanko, Topkapı İplik ve Karsu, organik iplik ve ku-maş üretiminde öncü firmalardan. Yurtdışından gelen talebe de karşılık veren Topkapı İplik’in, 5 bin tonluk yıllık üretiminin yüzde 10’u organik ürünlerden oluşuyor. Son 2 yılda organik pamuk ve organik iplik üretici sayısında ciddi bir artış olduğuna dikkat çeken firma yetkilileri, H&M, Benetton, Marks and Spencer gibi firma-ların Berlin Viyana, Londra gibi başkentlerdeki mağazalarında yer

alan organik ürünlerini Türkiye’den tedarik edilen kumaş ve iplik i-le ürettiklerini kaydetti.

Boyahaneler, portföyüne organik kök boyayı eklediSektörün önde gelen sertifikasyon şirketlerinden Control Union Gözetim ve Belgelendirme Tekstil Bölüm Sormlusu Nükte Duman da 2010’dan bu yana organik pamuk boya ve tekstil süreçlerine ilişkin önemli sayıda başvuru aldıklarını anlattı. Duman, portföy-lerindeki 350 şirketin organik tekstilin çeşitli süreçlerine ilişkin faaliyette olduğunu kaydetti. Adidas ve Puma’nın müşterilerin-den organik pamuk talebinde bulunduğunu anlatan Duman, 100’e yakın boyahanenin de organik üretime geçtiğini anlattı.

Çok kapalı ve kontrollü üretim yapılmalıArtan talebe rağmen organik ürün yetiştiriciliği konusunda halen bazı endişe ve sıkıntılar söz konusu. Hiçbir zirai ilaç kullanılma-ması nedeniyle organik pamuk üretimi maliyetli ve zahmetli bir iş. Sektördeki organik iplik üretimindeki firmalardan olan Karsu Genel Müdürü Nevzat Soyek, üreticinin tam olarak üretimden he-nüz karşılık alamadığını aktardı. Kâr rakamlarında üreticinin henüz istediği seviyeye gelmediğini anlatan Soyek, “Gerçek organik ü-retim yapılabilmesi için pamuktan mamule kadar çok kapalı ve kontrollü üretim yapılması gerekli” dedi.

Page 30: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

30 | REPORTTURK / Kasım 2012

Suriye ekonomisi nefes alamıyorSuriye’de şiddet olayları nedeniyle ekonomi durma noktasına geldi. 18 aydır devam eden ayaklanmanın hem toplumsal hem de ekonomik faturası her geçen gün kabarıyor.

1950’lerde birçok ülke bağımsızlığı için mücadele ederken, Suriye canlı bir ekonomik ve kültürel hayata sahipti. 1960’lar ve 1970’lerde ülkede önemli altyapı, eğitim ve sağlık yatırımları ya-pıldı. 1970’lerin sonunda Suriye’nin güçlü bir ekonomisi vardı. 1983’te yani 30 yıldan daha az bir süre önce ülkede kişi başı-na düşen gelir Türkiye’den fazlaydı. Ancak ülkenin ekonomisi, 18 aydır devam eden şiddet olayları ve uluslar arası yaptırımların et-kisiyle nefes alamaz hale geldi.Cumhurbaşkanı Beşar Esad yönetimine karşı Suriye’de 18 aydır devam eden ayaklanmanın hem toplumsal hem de ekonomik fa-turası her geçen gün kabarıyor. İnsan hakları örgütlerinin verdiği bilgiye göre bugüne kadar, 20 binden fazlası sivil olmak üzere 30 binden fazla kişi rejim karşıtı çatışmalarda ve ordunun saldırısında hayatında kaybetti. 1.2 milyon kişi evlerini terk etmek zorunda ka-lırken, 250 birden fazla kişi mülteci olarak komşu ülkelere sağındı.Diğer yandan ülke ekonomisindeki sorunlar giderek derinleşiyor. Başbakan Başbakan Wael Nadir el-Halki, iç savaş nedeniyle zara-rın 29 milyar dolara ulaştığını açıkladı. Ekonominin bu yıl beşte bir oranında daralabileceği tahmin ediliyor. Ülkede enflasyon yükse-lirken, işsizlik de artıyor.

Suriye’de şiddet olayları nedeniyle ekonomi durma noktasına gel-di. Economic Intelligence Unit’e (EIU) göre, 2011 yılında yüzde 3.4 daraldığı tahmin edilen Suriye ekonomisinin bu yıl yüzde 10.2 küçülmesi bekleniyor. 2013-2016 yılları arasında ise ekonominin ortalama yüzde 2.4 büyüyeceği tahmini yapılıyor. EIU, artan şid-det olaylarının tüketici harcamalarını, yatırımları ve genel olarak ekonomik üretimi büyük ölçüde olumsuz etkileyeceğini belirtti. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) ise daha karamsar bir tahmin-de bulunarak Suriye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSYH) bu yıl yüzde 14 ila yüzde 20 küçülebileceğini bildirdi. Kuruluş; tarımsal üretimin azalması, yatırımların sarsılması ve hem şiddet olayla-rı hem de uluslararası yaptırımların doğurduğu olumsuz sonuçlar nedeniyle ekonominin büyük oranda hız keseceğini kaydetti.Syria Report’un analistlerine göre kişi başına gelir de gerilemeye devam edecek. 2010 yılında 4 bin 784 dolar olan kişi başına geli-rin 2012’de 4 bin 259 dolara inmesi bekleniyor. 2010’da GSYH’nin yüzde 22.6’sı olan bütçe açığının da 2012’de yüzde 50’nin üstü-ne çıktığı tahmin ediliyor. Son iki yılda kamu harcamaları yüzde 20 artmasına rağmen, hükümetin geliri yüzde 40 azalmış durum-da. Uzmanlar, şiddet olaylarından dolayı turizm ve petrolde en

Page 31: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 31

HABER

azından 5 milyar dolar gelir kaybı yaşandığını, yeniden imar faali-yetlerinin ise 10 milyar dolara mal olabileceğini söylüyor.Şam’dan ayrılarak Beyrut’a giden Avrupalı bir ekonomistin verdiği bilgiye göre, Suriye ekonomisinde sadece yüzde 30’luk kapasi-te kullanılıyor. Yaptırımlar nedeniyle ülkenin petrol ihracatının parasal büyüklüğü 2010’daki 12 milyar dolardan bu yıl 4 milyar dolara kadar indi. Bankalar da uluslararası yaptırımlar nedeniy-le zor durumda.Suriye Lirası, son 18 ay içinde, merkez bankasının 3 milyar do-larlık altın ve gümüş satışına karşın yüzde 50’den fazla değer kaybetti. Suriye Lirası mayıstan eylül ayı sonuna kadar yüzde 6.5 değer kaybı yaşadı.Gelecek aylarda ülkenin petrol gelirinin daha da azalacağı göz önüne alındığında, Suriye Lirası’nın değer kay-betmeye devam edeceği öngörülüyor. EIU’e göre Suriye Lirası 2012 sonunda, resmi kura göre, dolar karşısında 70.00 seviye-sine gerileyecek. EIU, Merkez Bankası’nın Aralık 2010’da 19.5 milyar dolar büyüklünde olan rezervlerinin gelecek yılın sonun-da 3 milyar dolara yani sadece 4.2 aylık ithalatı karşılayabilecek seviyeye ineceğini öngörüyor. Bunun sonucu olarak ülkede ithal ürünlerin fiyatı giderek artarken, enflasyonist baskılar ağırlaşıyor. Resmi verilere göre ülkede enflasyon temmuz ayı sonu itibariyle yüzde 36’nın üzerine çıktı.

Sebze bile lüks olduMart 2011’den bu yana ülkede bazı sebzelerin fiyatı beş kat artış gösterdi. Bloomberg’in haberine göre işçilerin tarlalara ulaşımı ve

ürünün pazara getirilmesi riskli ve daha maliyetli hale gelince fi-yatlarda ciddi bir artış yaşandı. Gelir düzeyinin azalması insanların alışveriş alışkanlıklarını tamamen değiştirmeye başladı. Carnegie Ortadoğu Merkezi ekonomistlerinden İbrahim Saif, Suriye eko-nomisini ‘Hayatta kalmaya çalışma ekonomisi’ olarak niteliyor. Harcamalar azalıyor, kredi akışı duruyor. Bloomberg’e konuşan Suriyeliler, pahalı ürünlerden temel market alışverişine kadar he-men her şeyin satışının azaldığını belirtiyorlar. Şam’dan telefonla bilgi veren bir otomobil bayii, dört aydan fazla bir zamandır hiç satış yapmadığını söyledi. El-Vatan gazetesinin haberine göre de, yılın ilk yarısında otomobil satışları 103 bin adet azalarak 30 bin adede indi. Teknoloji firmaları bilgisayar satışlarının da durduğu-nu aktarırken, makarna, şeker ve konserve gıda satışının üçte iki azaldığı belirtiliyor.Suriye hükümeti, ekonomiyi ayağa kaldırmanın yolunun ‘nor-mal hayata geri dönmekten’ ve dost ülke olarak görülen Çin ile Rusya’daki turistleri cezbederek turizmi canlandırmaktan geç-tiğini düşünüyor. Turizm Bakanlığı üst düzey yetkilisi Zuhair Ardarmouli geçer ay yaptığı açıklamada, bu sektörün canlandırıl-ması gerektiğini söylemişti. Ancak tüm yolların muhalif güçler ya da rejim yanlıları tarafından bloke edilmesi, demiryollarına saldı-rılar düzenlenmesi sebebiyle, ülkenin büyük bir kısmında seyahat etmek çok güç. Bu durum tarım sektöründe çalışanların da so-runu. Tarım ülke GSYH’sinin yüzde 16’sını oluşturuyor. Petrolün ekonomi içindeki payı yüzde 8-10 iken, imalat, finans, gayrimen-kul sektörlerinin her birinin payı yüzde 5-7 arasında.

Page 32: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

32 | REPORTTURK / Kasım 2012

Afrika Çinliler’in ‘taklit pazarı’ olduClio 4 projesini tamamlayarak üretime başlayan Oyak Renault, bu kez de mo-tor yatırımına hazırlanıyor. 234 milyon euro’luk proje onaylanırsa, Renault’nun en küçük benzinli motoru Bursa’da da üretilecek...

Page 33: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 33

HABER

Afrika’nın pek çok ülkesinde Türkiye’den gelen bazı markaların taklitlerinin yaygınlaştığı ortaya çıktı.Dünya Gazetesi’nin haberine göre; Çinliler, Türk ürünlerini tak-litte sınırları Afrika’ya kadar genişletmeye başladı. Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Afrika ve Ortadoğu Genel Sekreter Yardımcısı Timur Tiğdemir, Afrika’nın pek çok ülkesinde Türkiye’den gelen bazı markaların çok kısa bir süre içinde taklidinin görüldüğünü belirtirken, “Türk markası di-ye pazarda yer edinince Çinliler de boş durmadı. Ürünleri Çin’de üretip, tekrar Afrika’ya getiriyorlar. Çok kısa sürede üretip, paza-ra getirebiliyorlar. Viko bunlara bir örnek” diye konuştu. TUSKON Yönetim Kurulu Üyesi Osman Gemci de marka oluşturabilmenin gerekliliğine dikkat çekerek bu tip örneklerin ilerleyen yıllarda da

görüleceğini kaydetti. TUSKON, geçtiğimiz hafta Batı Afrika ül-

kelerinden Gana’nın başkenti Akra’da açılan inşaat fuarına ev

sahipliği yaptı.

Akra’da, TUSKON’un fuarcılık şirketi Evrensel Fuar tarafından or-

ganize edilen 10. Uluslararası Yapı, İnşaat Malzemeleri, Emlak,

Gayrimenkul Fuarı’na toplam 128 şirket katılırken Türkiye’den 27

şirket fuarda stant açtı. TUSKON Yönetim Kurulu Üyesi Osman

Gemci, Gana’nın Afrika’nın Dubai’si olarak görüldüğünü belir-

terek, sektörel olarak hangi alanların yatırım yapılabilir olduğu

sorusunu ise “Şu yapılabilir, bu yapılamaz gibi bir yönlendirme

yapmak bile yanlış olur çünkü Gana’da hiçbir şey yok. Gıda, teks-

til, inşaat, kimya başta gelen yatırım fırsatı olan sektörler olarak

gösterilebilir” diye yanıtladı.

Bakanların kapısı açıkGana’da bürokratik engellerin olmadığını ancak yanlış algılar yü-

zünden sorun çıkabildiğini hatırlatan Gemci, “Onların sisteminin

nasıl işlediğini bilmememizden kaynaklanan bazı sorunlar var.

Gana’ya yatırım yapana kadar, Afrika’nın pek çok ülkesini gezen

ve 100 bin dolarlar harcayan işadamlarımız var. Bu anlamda ya-

tırım sürecinde tecrübe sahibi kişilerden destek alınabilir” dedi.

Fuarı kurarken en büyük amaçlarının ihracatı artırmak ve işa-

damlarının dış dünyayı tanımasını sağlamak olduğunu söyleyen

TUSKON Afrika ve Ortadoğu Genel Sekreter

Hedef, 1 milyar dolarYardımcısı Timur Tiğdemir, “Angola ile genel bir fuarla başladık.

Normalde Afrika’da genel fuarlar olur. Mozambik’te de bir genel

fuar düzenlemiştik. Gana’da ise ilk defa sektörel bir fuar düzen-

liyoruz. 2013 yılında da bu fuarları yapmaya devam edeceğiz”

bilgisini verdi. Timur Tığdemir, Gana’da vergi muafiyeti gibi bir

yatırım kolaylığı sağlandığını belirterek isteyen işadamlarının ba-

kanlarla bile direkt görüşebileceğini ifade etti.

Gana ile 500 milyon dolarlık ticaret hacminin olduğunu, hede-

fin ise yaklaşık 3 yıl içinde 1 milyar dolara ulaşmak olduğunu

ifade eden Gemci şunları söyledi: “Gana’da sanayici ve işadam-

larımızın paralarını alamama gibi bir durumla karşılaşacaklarını

sanmıyorum. İnsan bilmediği pazarlarda zorlanabiliyor. Bir iki

kere gelirsin bir şey çıkmaz ama bir bakarsın en büyük ihracat

yapmış ülkelerden biri haline gelmiş. O yüzden sabırla, tered-

düte düşmeden bu pazarlara gelmekte fayda var. Zaman içinde

mutlaka iş çıkarırsınız.”

Page 34: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

HABER

34 | REPORTTURK / Kasım 2012

Dijital gıda kuponu geliyorMasterCard ve Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), açlıkla mü-cadele eden topluluklara yardım için küresel bir işbirliğine imza attı.

MasterCard açıklamasına göre, ‘’Dijital Gıda’’ projesi kapsamında, gıda yardımlarının, bu yardıma en çok ihtiyaç duyan topluluklara doğrudan ulaştırılabilmesi için, WFP tarafından belirlenen bölge-lere MasterCard’ın elektronik ödeme altyapısı ile dijital destek sağlanacak. Böylelikle, açlıkla mücadele eden topluluklar, yerel işletmelerden elektronik kuponlar ile gıda temin edebilecekler. Gıda yardım kuponları, cep telefonları veya kartlar aracılığıyla, fi-nansal hizmetlere erişimi olmayan kişilere de ulaştırılabilecek.İşbirliği kapsamında MasterCard, BM Dünya Gıda Programı’nın ‘’Dijital Gıda’’ projesini destekleyecek geniş kapsamlı bir online bağış mekanizması oluşturulmasına yardımcı olacak, projeye far-kındalık ve fon oluşturmak için kendi pazarlama ve marka gücünü de kullanacak. MasterCard ve BM Dünya Gıda Programı, yok-sulluk ve açlık ile mücadelede dijital yeniliklerden faydalanacak

kapsamlı küresel bir projeye imza attı. ‘’Dijital Gıda’’ Projesi, MasterCard’ın elektronik ödeme alanındaki uzmanlığını, WFP’nin gıda yardımına en çok ihtiyaç duyan top-luluklara ulaşım kapasitesi ile bir araya getiriyor. WFP, mevcut yapıda, açlıkla mücadele eden bölgelerde gıda ve diğer yardımları, bölgedeki yerel dükkanlarda geçerli kuponlar dağıtarak gerçek-leştiriyor. Bu kuponlar yerel ekonomiye destek sağlarken, ihtiyaç sahibi kişilerin bu yardımlara uygar bir yöntemle ulaşmalarını sağ-lıyor. ‘’Dijital Gıda’’ Projesi kapsamında, WFP’nin elektronik kupon dağıtma mekanizması geliştirilirken, bu kuponların cep telefonları veya kartlar aracılığıyla finansal hizmetlere erişimi olmayan kişile-re ulaştırılması da sağlanıyor.MasterCard bugüne kadar Dünya Gıda Programı için, Polonya ve Hollanda’da iki ayrı fon oluşturma kampanyası yürüttü ve bu

Page 35: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Kasım 2012 / REPORTTURK | 35

HABER

kampanyalar sayesinde WFP’nin dünya çapında yürüttüğü faali-yetler için fon toplanmasına destek verdi.MasterCard açıklamasına göre, ‘’Dijital Gıda’’ projesi kapsamında, gıda yardımlarının, bu yardıma en çok ihtiyaç duyan topluluklara doğrudan ulaştırılabilmesi için, WFP tarafından belirlenen bölge-lere MasterCard’ın elektronik ödeme altyapısı ile dijital destek sağlanacak. Böylelikle, açlıkla mücadele eden topluluklar, yerel işletmelerden elektronik kuponlar ile gıda temin edebilecekler. Gıda yardım kuponları, cep telefonları veya kartlar aracılığıyla, fi-nansal hizmetlere erişimi olmayan kişilere de ulaştırılabilecek.İşbirliği kapsamında MasterCard, BM Dünya Gıda Programı’nın ‘’Dijital Gıda’’ projesini destekleyecek geniş kapsamlı bir online bağış mekanizması oluşturulmasına yardımcı olacak, projeye far-kındalık ve fon oluşturmak için kendi pazarlama ve marka gücünü

de kullanacak. MasterCard ve BM Dünya Gıda Programı, yok-sulluk ve açlık ile mücadelede dijital yeniliklerden faydalanacak kapsamlı küresel bir projeye imza attı. ‘’Dijital Gıda’’ Projesi, MasterCard’ın elektronik ödeme alanındaki uzmanlığını, WFP’nin gıda yardımına en çok ihtiyaç duyan top-luluklara ulaşım kapasitesi ile bir araya getiriyor. WFP, mevcut yapıda, açlıkla mücadele eden bölgelerde gıda ve diğer yardımları, bölgedeki yerel dükkanlarda geçerli kuponlar dağıtarak gerçek-leştiriyor. Bu kuponlar yerel ekonomiye destek sağlarken, ihtiyaç sahibi kişilerin bu yardımlara uygar bir yöntemle ulaşmalarını sağ-lıyor. ‘’Dijital Gıda’’ Projesi kapsamında, WFP’nin elektronik kupon dağıtma mekanizması geliştirilirken, bu kuponların cep telefonları veya kartlar aracılığıyla finansal hizmetlere erişimi olmayan kişile-re ulaştırılması da sağlanıyor.

Page 36: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

36 | REPORTTURK / Kasım 2012

HABER

Apple’a patent şoku

ABD Patent ve Ticari Markalar Dairesi, Apple’ın elinde bulundur-duğu bir takım patent haklarının yerinde olmadığına karar verdi. Sürdürerek kaydırma özelliği ile ilgili olarak 20 kadar patentin ge-çersiz ilan edilmesinin ardından Apple’ın ağustosta kazandığı 1 milyar dolar da tehlikeye girdi. Samsung’un Galaxy model akıllı telefonlarında patent ihlali yaptığını ileri sürdüğü patentler geçer-siz sayıldı.Samsung yeniden kullanabilir California’daki mahkeme, ağustos ayında aldığı bir kararda Samsung’un Apple’ın patent haklarını

ihlal ettiğine karar vermiş ve 1 milyar 50 bin dolar tazminat öde-mesine hükmetmişti. Apple, Samsung’u Galaxy akıllı telefonlarını üretirken fikri haklarını ihlal etmekle suçluyordu. Patent ve Ticari Markalar Dairesi’nin bu son kararında Apple’ın patentlerinin ‘yeni-lik kriterini tam olarak yerine getirmediği’ tespiti yapılıyor. Dairenin geçersiz bulduğu teknoloji, ekranın dibine gelindiğinde beliren zıp-lama efektiyle bağlantılı. Bu karardan sonra Samsung’un ABD’de piyasaya sunacağı yeni ürünlerde bu teknolojiyi kullanmaya yeni-den başlaması bekleniyor.

Apple ile Samsung arasında birçok ülkede devam eden patent savaşında sürpriz, ABD Patent ve Ticari Markalar Dairesi’nden geldi.

Page 37: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI
Page 38: REPORTTURK E-DERGİSİ KASIM 2012 SAYISI

Top Related