Transcript
Page 1: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

YIL: 1 SAYI:6 / KASIM - ARALIK 2013FİYAT: 10

Nekton’un Hedefi, sektörde dünya markası olmak

Gemi İnşa’da 2023 Hedefi 10 Milyar Dolar!

İsmail Hakkı KUTER: Nekton Bot A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

Murat KIRAN | GİSBİR, Yönetim Kurulu Başkanı

Gemi İnşa, B

akım Onarım

Dosya:

Page 2: 7deniz dergisi kasim aralik 2013
Page 3: 7deniz dergisi kasim aralik 2013
Page 4: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

Yönetim7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibiİbrahim Kocamış

Sorumlu Yazı İşleri Müdürüİbrahim Kocamış[email protected]

EditörÇilem Kocamış[email protected]

MuhabirÖmer Öztürk

Görsel YönetmenGrafikart

Yayın Danışma KuruluAltan Köseoğlu, Atilla Özdöl, Can Besev Engin Koçak , Kapt. Kubilay Ulucan Prof. Dr. Ahmet Dursun Alkan Prof. Dr. Güldem Cerit, Kapt. Savaş ErcanBahadır Tonguç, Rıza ArslanSemih Ege

TemsilciliklerABD Temsilcisi: Kapt. Kubilay Ulucanİngiltere Temsilcisi: Tahsin ÖzalanFransa Temsilcisi: Onur Koyuncuoğlu

Reklam ve PazarlamaReklam ve Halkla İlişkiler MdEbru İş[email protected]

İletişim adresiOsmanağa Mah. Reşit Efendi Sok. No: 66/22 Kadıköy / İstanbul Tel: 0216 550 55 46e-mail: [email protected]

CTP ve BaskıÖzkan Basım Tanıtım Hizmetleri San. Tic. Ltd. Şti.

Yayın: Yerel - Süreli Yayın7deniz dergisi’nde yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların hakları, logosu ve isim hakkı 7 Deniz Basın Yayın Reklam, Danışmanlık, Turizm ve Org. Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. İzinsiz hiçbiryerde kullanılamaz. Yayımlanan ilanların sorumlu-luğu sahibini bağlar.

İÇİNDEKİLER

4 Gemi İnşa Sektörü Göçebe Sektörü Olmaktan Çıkmalı6-19 KISA KISA20 Gemi İnşa’da 2023 Hedefi 10 Milyar Dolar! 26 Pilotluk Hayali Onu Başarılı Bir Denizci Yaptı31 DOSYA32 Tersanelerin Geleceğine Yönelik Stratejisi Bir An Önce Belirlenmeli36 Türk Gemi İnşa Sanayii Dünyaya Açılarak Büyük Tonajlı Projelere Hizmet Vermeli38 Gemi İnşa Kalifiye Eleman Bulma Sıkıntısı Yaşıyor40 Türkiye Dünya Denizcilik Sektöründe Söz Sahibi42 Tuzla, önemini ve geçerliliğini asla kaybetmemeli44 Ham Maddenin Uygun Fiyata Alınması İçin Bazı Önlemler Alınması Şart48 Gemi inşa sektörünün niş projelere ihtiyacı var50 Gemi inşanın çıkışı offshore pazarı ile sağlanır52 Sektör Yüzde 40 Kapasiteyle Çalışıyor54 Devlet, özel sektörün önünü yatırımları teşvik edici yönde açmalı58 Nekton’un Hedefi, sektörde dünya markası olmak62 SAVUNMA70 GEMİ İNŞA76 DERNEKLER76 Salih Zeki Çakır Konuştu, DTO Meclisi Karıştı78 Meclisin aklını karıştırmaya çalışıyorsanız bu doğru yöntem değil!

MAKALE

24 Can Besev : Yakıt Tasarrufunda Dikkat Edilmesi Gerekenler56 Engin Koçak : Noel Arifesi Eğlencesi64 Atilla Özdöl : Görev Modülleri: Harp Gemilerinde Yeni Bir Konsept68 Bahadır Tonguç : Tahkim Uygulamalarına Genel Bakış

Page 5: 7deniz dergisi kasim aralik 2013
Page 6: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 4 | • KASIM-ARALIK

Editö

r

Ocak 2013 yılı itibariyle yayın hayatımıza başla-dıktan bu yana 7deniz Dergisi olarak dönem dönem bazı sayılarımızda sektör iş kolumuzu dosya konusu yaparak, aynı iş kolunda faaliyet

gösteren firmalarımızdan aldığımız görüşleri okuyucuları-mızla paylaştık. Bu özel çalışmalar içinde Savunma sanayi ve deniz araçları, Gemi sigortaları ve gemi brokerliği, Deniz taşımacılığı ve Lojistik gibi dosya çalışmalarımızdan son-rasında ise bu sayımıza Gemi inşa, bakım-onarımı ve yan sanayi sektörümüzü taşıdık. Gemi inşa sektörü deyince hemen aklımıza 2008 yılı orta-larında kendini göstermeye başlayan küresel ekonomik kriz gelir. Hatırlayacağınız gibi gemi inşa sektörü olumsuz etki-lemiş ve bütün ülkeler küçülmeye gitmişti. Tabi kriz döne-minde kendi devletlerinden destek alan yurtdışı gemi inşa sektörü ise krizi, Türk gemi inşa sektöründen daha erken atlatmıştı. Türkiye’de uygulanan teşvik mekanizmalarının diğer ülkelere kıyasla oldukça yetersiz kaldığını görüyoruz. Rakip ülkelerin uyguladığı bazı teşvikler ülkemizde yapıl-mış olsaydı, tersanelerimiz yeniden sipariş alma konusunda bu kadar gecikmezdi ve gemi inşa krizden daha erken çıka-rak, 2023 için koyulan 10 milyar Euro’luk ihracat rakamı-nın üstünde bir başarı grafiği yakalayabilirdi. Gemi inşanın bugünkü verilerine ve iş gücüne baktığımızda ortaya şöyle bir tablo çıkıyor; bu yılın ilk 10 ayında bir mil-yar doların üstünde ihracat gerçekleştirerek, 2013 yılı sonu itibari ile bu rakamın 1.2 milyar dolara çıkmasını bekleyen gemi inşa sektörü, 2014 yılı için ihracatta yaklaşık yüzde 20 büyüme hedefliyor. 2014’te başta Avrupa olmak üzere canlanmanın daha net görüleceği bir dış piyasa olacağına dikkat çekilse de 2013 yılı sonlarına doğru, özellikle büyük tonajlı gemilere yönelik siparişlerde önemli canlanma olası-lığı sinyalleri var. 2014 yılı itibariyle, özellikle hizmet sınıfı, offshore yat ve mega yat inşası ile bakım-onarımda daha da canlı bir dönem olmasını bekliyor ve umut ediyoruz.Gemi inşa sektöründen güzel haberler alırken, bir yandan da Tuzla Tersaneleri gündeminde yeni bir tartışma söz konusu. Tersane gündemine, 49 yıl olan tersane işletim süresinin uzatılıp uzatılamama endişesi hakim. Anayasa Mahkemesi’nin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulu-nan yerler ile hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşın-mazların üzerinde kıyı yapısı inşa edebilmek için yapılan irtifak hakkı ile kullanma izni sözleşmelerinin süresinin 49 yıla çıkarılmasına ilişkin Kanun hükmünü iptal tartışmaları

kriz kadar can sıkıcı hale geldi. Tuzla Tersaneleri’nin süre-leri için yeniden 49 yıla uzatılmama endişelerinin sektörde konuşulması, yatırımcı açısından tedirginlik ve belirsizlik havası yaratıyor.Haliç, Camialtı ve Taşkızak Tersaneleri tarihimizin bir üre-tim modeliydi. Oradan Tuzla’ya taşınan tersanelerimiz bizi dünya gemi inşa sektörü sıralamasında üçüncülüğe taşıma-sında pay sayibi oldular. Haliç Tersaneleri çok uzun bir geç-mişe ve tarihe sahipken neden Tuzla Tersaneleri de böyle bir geçmişe sahip olmasın! Tuzla Tersaneleri, Haliç Tersa-neleri’nden sonra ikinci bir tersane tarihine sahip olmalıdır. Türk gemi inşa sektörünün dünyada ve özellikle Avrupa’da iş gücü ve marka değerinin güçlü kılınması adına Tuzla Tersaneleri’nin 50. ve 100. yılı için hedefler konulmalı ve bu hedefler çerçevesinde konuşulup tartışılmalı. Tuzla Ter-saneler Bölgesi’ne herhangi bir faaliyetin yapılacağı “arsa” olarak bakılmamalı. En gelişmiş donanım ve en tecrübeli kadroya sahip Tuzla Tersaneleri’ni feda etme lüksüne sahip olmamalıyız. Gelişmiş ülkelerdeki benzer sektörlere baktı-ğımız zaman büyük proje ve yatırımların güven içinde ya-pıldığını görüyoruz. Bugün geldiğimiz noktada Türk Gemi İnşa sektörü, İtalya ve Hollanda’dan sonra üçüncü sırada ise bu başarıda Tuzla Tersaneleri’nin payı yüksektir. Gemi İnşa sektörü göçebe sektörü olmaktan çıkmalı, kalıcı olarak Tuz-la’da varlığını sürdürmelidir.Tuzla Tersaneler gündeminde bunlar tartışılırken, 7deniz Dergisi olarak konuyu gündemimize taşıdık ve bu sayı-mızda gemi inşa, bakım- onarım ve yan sanayi sektörünü ele aldık. Yan sanayi firmalarıyla ve tersanelerle yaptığımız görüşmelerimiz neticesinde sürelerin tekrar 49 yıla çıkarıl-ması gerektiği, aksi takdirde gemi inşa sektörünün çok fazla kan kaybedeceği yönünde oldu. Sektörün nabzını tutmak adına firmalardan aldığımız görüşleri dosya konumuz içe-risinde bulabilirsiniz. Ayrıca sektöre dair güncel haberlere ve son gelişmelere de sayfalarımızda yer verdik.

2014, sektörümüzün daha da iyi seviyelere doğru çıktığı, ticari anlamda kazançların arttığı ve sorunların çözüme ka-vuştuğu bir yıl olmasını dilerim. Yeni yılda, yeni sayımız ile buluşmak üzere sevgiyle kalın…

İbrahim KOCAMIŞ

Gemi İnşa Sektörü Göçebe Sektörü Olmaktan Çıkmalı

Page 7: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 5 |

Page 8: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 6 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

aDEVAF Semineri’nde Yüzde 100 Yerli Üretim Olan BLT-250 Pnömatik Halat Atar TanıtıldıİTÜ Denizcilik Fakültesi (YDO) Mezunları Sosyal Yardım Vakfı (DEFAV) üyelerinden, TRANSBOSPHOR firmasının sahibi, 1988 mezunu Kaptan Mustafa Can tarafından kurulan ACSF Savunma ve Denizde Güvenlik Teknolojileri Sanayi ve Ticaret A.Ş. hisselerinin önemli bir bölümü ve kontrolünün tamamı DEFAV’a bağışlandı.

Türk denizciliğinin kaptan ve mühendislerinin kurduğu, DEFAV bünyesinde ve kontrolündeki ACSF Sa-vunma ve Denizde Güvenlik Teknolojileri Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından üretilen BLT-250 Pnomatik Halat Atar ve diğer ürünlerin tanıtımı amacı ile 21 Kasım 2013 Perşembe günü Kadıköy’de bulunan Gündüz Aybay Denizcilik Merkezi’nde bir seminer düzenlendi. Açılış konuşmasını DEFAV Yönetim Kurulu Başkanı Müh. Bülend Temur’ün yaptığı seminerde, yüzde 100 yerli üretim olan ASCF ürünü Pnömatik Halat Atar’a dikkat çekildi. Yerli üretim olan bu ürünün, Türk üreticisine ve Türk ekonomisine sağladığı katkı ve faydalar da dile getirildi.

BLT 250’nin en önemli farkı hava basıncı ile çalışmasıTemur’dan sonra sözü alan Müh. Nuri Can, ASCF ürünü Pnömatik Halat Atar ile ilgili katılımcıları bilgi-lendirdi. BLT 250’yi rakiplerinden ayıran en önemli farkın hava basıncı ile çalışması olduğuna dikkat çeken Can, BLT 250’nin barut ve patlayıcı madde içermediği için daha güvenli olduğunu belirtti. Gü-venlik mekanizmaları sayesinde rahatlıkla kullanılabilen BLT 250, İş Sağlığı ve Güvenliği açısından da bir tehlike oluşturmadığı, sevk ve saklama koşullarının daha kolay ve ucuz olduğu, maliyet açısından emsallerine oranla daha avantajlı olduğu belirtildi. Pnömatik Halat Atar, bir kez alınıp değiştirilmeden, ömür boyu kullanım özelliğine sahip olduğu için patlayıcı içeren halat atarlar gibi her 3 yılda bir imha edilerek yeniden satın alınması gerekmediğine özellikle dikkat çekildi. Wheelmark, RINA ve US Cost Guard sertifikalarına sahip olup tüm klas kuruluşlarına bağlı olan gemilerde kullanılabilen bu ürünün tanıtımını, tatbiki olarak Nuri Can ve firma yetkililerinden Ertürk Ergenekon birlikte gerçekleştirdi.

2 farklı güvenlik mekanizmasına sahipUluslararası kargo maliyeti çok düşük olan BLT 250, dünyanın her yerinde son tüketiciye ulaştırılabilir olması, hem maliyet hem de zaman açısından, pazar rakiplerine göre çok daha büyük kolaylık sağla-maktadır. Ayrıca güvenlik butonu ve fazla basınç tahliye mili ile 2 farklı güvenlik mekanizması bulunan bu cihaz ile kullanıcılara daha güvenli bir kullanım şekli sunulmakta. 4 ana parçadan oluşan BLT 250 Pnömatik Halat Atar Cihazı, kullanım ve taşıma kolaylığını arttırabilmek için ergonomik olarak tasarlan-dı. Ağırlık merkezi tam olarak atış mekanizmasında, yani ürünün ortasında bulunduğu için rahatlıkla taşınabilir.

Nuri Can’a plaket verildiSeminer sonunda Bülend Temur, böyle bir firmanın vakfa bağışlanmasının önemini vurgulayarak, vak-fın sadece bağışlarla değil aynı zamanda sürekli gelir getirecek ticari girişimlerle daha da gelişeceğini vurguladı. Dolayısıyla alınan her ürünün DEFAV’a bağış olduğunun bilinmesini istedi. Temur, daha son-ra bu anlamlı bağış için hazırlanan plaketi Kaptan Mustafa Can adına oğlu Müh. Nuri Can’a takdim etti. Seminer, tüm davetlilerin katıldığı bir kokteyl ile sona erdi.

Page 9: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 7 |

Bursa yeni ‘Deniz Uçağı’ siparişi verdiBudo ve SeaBird yatırımlarıyla Türkiye gündemine oturan Bur-sa Büyükşehir Belediyesi, 2 yeni deniz uçağını daha yılbaşından sonra hizmete sokuyor.Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Alte-pe, SeaBird hizmetine dahil edilecek 2 deniz uçağı ve Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Bursa Hava Yolları´nın uçuşlara başlamasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Page 10: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 8 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

a

Tuzla’da su kanalları ve denize yapılacak adacıklarla “Venedik” modelinin uygulanacağı 840 yat ka-pasiteli marinanın 2015 yılı Mart ayında hizmete girmesi planlanıyor.

İnşa çalışmaları süren Tuzla Marina projesi hak-kında bilgi veren Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, bu kapsamdaki bir projenin ilçeyi dünya ölçeğinde bir cazibe merkezi haline getireceğini ifade etti. Yazıcı, Tuzla Marina’nın, mimari yapısı ve içerisindeki fonksiyonel birimleriyle dünyanın sayılı marinaları arasında yer alacağını anlattı.Tuzla Marina’nın, sosyal alanları ve 840 yat ka-pasitesi ile bir çekim merkezi olacağını ifade eden Yazıcı; “Bu proje ile Tuzla’ya yılda 25 mil-yon iç ve dış turizmden ziyaretçi bekliyoruz. Tuz-la Marina, E-5 ve raylı sistem ile entegre olacak ve ulaşım akslarının da merkezinde yer alacak. Tuzla Marina, vatandaşın ekonomik yaşamına da büyük katkı sağlayacak. Marina projesi ile en az 2 bin 500 vatandaşa istihdam sağlanacak” diye konuştu.Marina, 2015’te hizmete girecekTuzla’ya dünya ölçeğinde bir proje kazandırma-nın mutluluğunu yaşadığını dile getiren Başkan Yazıcı, projenin, her ekonomik düzeyden insanın faydalanacağı ve hem yerli hem yabancı ziyaret-

çilerin tercih edeceği fonksiyonel bir yapıya sa-hip olacağını vurguladı.Başkan Yazıcı; “İnşaat çalışmaları sürmekte olan ve ilk günden itibaren duyan herkesin büyük heyecanla beklediği projenin 2015 yılı mart ayı içerisinde tamamlanması planlanıyor” ifadeleri-ni kullandı.Tuzla MarinaTuzla’da 185 bin metrekare yeşil alanı da bün-yesinde barındıracak 840 yat kapasiteli marina projesi kapsamında balıkçı barınağı, alışveriş, hizmet ve servis alanları, su oyunları, eğlence parkı, seyir terasları, kafe ve restoranlar, parklar, çocuk oyun alanları, açık spor sahaları, yürüyüş yolları, gösteri alanları, konaklama alanı, kent meydanı ve 5 bin araçlık otopark da yer alacak.550 dönüm üzerine kurulacak projede, su ka-nalları ve denize yapılması planlanan adacıklar-la “Venedik” modeli uygulanacak. 250 milyon dolara mal olacağı belirtilen projeyle Tuzla’ya yatırımların ve gelen turist sayısının artması he-defleniyor.

Tuzla’da Venedik Modeli Marina İnşası Başladı

Arkas Vergi Rekortmenliğini Kimseye Bırakmadıİzmir Ticaret Odası, 2012 yılı vergi rekortmenlerine ödüllerini verdi. Lucien Arkas’ın en çok gelir ver-gisi ödediği kentte onu Nail Özkardeş ve Bernard Lucien Marie Arkas izledi.

İzmir Ticaret Odası, 2012 vergilendirme döneminde başarılı olan üyelerini ödüllendirdi. Swissotel Grand Efes’te düzenlenen ‘Geleneksel Vergi Ödül Töreni’nde, Lucien Arkas, 2012 yılı vergilendirme döneminde İzmir’de en fazla gelir vergisi ödeyen kişi oldu. Bu kategoride Nail Özkardeş ikinci, Bernard Lucien Marie Arkas üçüncü olurken, Philsa Philis Morris Sabancı ve Tütüncülük Sanayi ve Ticaret A.Ş.M-SC Gemi Acenteliği A.Ş. ile Akdeniz Kimya Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise Kurumlar Vergisi kategorisinde kentteki ilk 3 rekortmen oldu.

Page 11: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 9 |

Page 12: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 10 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

a Bahama’da Göçmen Teknesi Alabora Oldu

Bahama’nın güneyinde, 27 Kasım 2013 tarihinde 150 Haitili göçmeni taşıyan teknenin aşırı yük-lenme nedeniyle karaya oturmasının ardından alabora oldu. İlk belirlemelere göre 20 kişi ha-yatını kaybetti.Bahama Savunma Kuvvetleri Sözcüsü Origin De-leveaux, yaptığı açıklamada, 150 Haitili göçmeni taşıyan teknenin aşırı yüklenme nedeniyle karaya oturmasının ardından alabora olduğunu belirtti.Bölgedeki yetkililerin incelemelerine göre ölü sa-yısının 20 olduğu ancak kurtulanlar bunun 30′a kadar yükselebileceğini söylediği kaydedildi. Sı-nırlı yiyecek ile can yeleği olmadan yaklaşık 8 gündür denizde seyreden teknede bulunan Haiti-lilerin ABD’ye gitmeye çalıştığı ifade edildi.Bahama polisi ve askeri tarafından yürütülen ara-ma kurtarma çalışmalarına ABD Sahil Güvenlik ekipleri de destek verdi.

IMO Genel Kurulu Başkanlığı’na Türkiye Seçildi

Birleşmiş Milletler Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 28. Genel Kurulu toplantısında, Genel Başkan-lığı’na Türkiye seçildi. Türkiye adına başkanlığı Londra Büyükelçisi ve IMO Türkiye Daimi Temsilcisi Ahmet Ünal Çeviköz yapacak.İngiltere’nin teklifiyle gündeme gelen ve Genel Kurul üye-lerinin yoğun destekleriyle seçilen Türkiye, IMO’ya üye olduğu 1956 yılından bu yana ilk kez bu görevi üslenmiş olacak. Türkiye’nin Başkan olarak görev yapacağı Genel Kurul’a Başkan Yardımcısı olarak Panama Londra Büyü-kelçisi Ana Irene Delgado seçildi. Başkanlığa seçildikten sonra Genel Kurula hitaben kısa bir konuşma yapan Bü-yükelçi Çeviköz, Başkanlığa seçilmesi için verdikleri des-tekten ötürü İngiltere ve Meksika’ya ve tüm Genel Kurula teşekkür etti.Denizcilikle ilgili ülkelerin bağlayıcı kararların alındığı ve Birleşmiş Milletlerin alt ihtisas örgütü olan Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde (IMO) 170 üye ülke, gözlemci sta-tüsü kazanmış olan 78 hükümet dışı (NGO) uluslararası kuruluş ve 61 adet hükümetler arası (IGO) teşkilat tem-sil ediliyor. 2 yılda bir yapılan IMO Genel Kurulu’nda 40 Konsey üyesi seçimi gerçekleşiyor. 3 statüde yapılan se-çimlerde A Statüsünde 10 ülke, B statüsünde 10 ülke, C statüsünde ise 20 ülke konseye seçiliyor.25 Kasım 2013 tarihinde başlayıp 4 Aralık 2013 tarihinde biten, 25’i Bakan düzeyinde bin 400’e yakın delegenin ta-kip ettiği IMO Genel Kurulu’nda alt komiteler ve konsey toplantıları sonrası alınan kararlar onaylandı.

GİSBİR Mutabakat Anlaşması’nı imzaladı İslami Armatörler Birliği Teşkilatı OISA’nın Dubai’de 26. Ge-

nel Kurul Toplantısı’nda GİSBİR ve OISA arasında başta gemi inşa olmak üzere Mutabakat Anlaşması imzalandı.

İslami Armatörler Birliği Teşkilatı OISA’nın Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai şehrinde 27 Kasım 2013 tarihinde gerçek-leştirilen 26. Genel Kurul Toplantısı’nda Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) ve OISA arasında başta gemi inşa olmak üzere denizcilik alanında karşılıklı işbirliği sağlamak amacıyla Mutabakat Anlaşması imzalandı.GİSBİR Yönetim Kurulu BaşkanıMurat Kıran ve Muhasip Üye Orkun Özek, GİSBİR’i temsilen imza törenine katıldı. GİS-BİR ile OISA arasındaki ilişkileri güçlendirmek, denizcilik, gemi inşa, tamir, bakım ve onarım faaliyetlerini artırmak gibi konuları kapsayan Mutabakat Anlaşması, GİSBİR’i temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran ve OISA’yı temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Mohammad Shawky Younis tarafından imzalandı.

Page 13: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 11 |

65Mayıs - Haziran 2013

Page 14: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 12 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

aCiner Holding 5 Konteyner Gemisi Siparişi VerdiBir yıldır sessizliğini koruyan Türk yatırımcılar, gemi siparişleriyle yeniden sahneye çıkmaya başladı. Bu yatırımcılardan biri olan Turgay Ciner, 5 konteyner gemisi siparişi verdi.

Bir yıldır sessizliğini koruyan Türk yatırımcılar, gemi siparişleriyle yeniden sahneye çıkmaya başladı gibi görünüyor. Ekim ayının sonunda bir Türk yatırımcısının Kore’de bulunan Hanjin Ter-sanesi’ne 2 capesize siparişi verdiği rapor edildi. 180.000 dwt tonajında dökme kuru yük gemile-rin toplam fiyatı ise 110 milyon dolar olarak be-lirtilmişti. Brokerlik siteleri araştırıldığında sipa-rişlerin arkasındaki ismin tanıdık olduğu ortaya çıktı. O yatırımcı, kriz süresince gemi yatırımını sürdüren işadamı Turgay Ciner’di. 2009’da gemi yatırımlarına başlayan Ciner Holding, ilk olarak dökme kuru yük gemileriyle ardından da tanker siparişleriyle yatırıma devam etti. Aradan henüz bir ay geçmemişti ki uluslararası araştırma şir-ketlerinin raporlarında aynı isimle karşılaşıldı. İsim aynıydı fakat sipariş edilen gemiler ve tutar daha da büyüktü.Yabancı denizcilik gazetelerine düşen haberlere göre; Ciner Holding, geçen hafta da aynı tersa-neye 9.200 teu kapasiteli 5 konteyner gemisi siparişi verdi. Yatımların toplam tutarının 400 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Her birinin 80-82 milyon dolar olduğu tahmin edilen kon-teyner gemileri 2015 yılı sonu ile 2016 yılları arasında teslim edilecek. Geçen ay sözleşmesi yapılan iki capesize gemi de 2015 yılında Ciner Holding’in filosuna katılacak. Konteyner gemi-lerin siparişleriyle birlikte holdingin bir aydaki gemi yatırımı 500 milyon doları aştı.4 yıl önce armatörlüğe giren işadamı Turgay Ci-ner’in, bugüne kadar Uzakdoğu tersanelerinde yaptığı gemi yatırımı ise 1.5 milyar doları buldu.9.200 teu konteyenr taşıma kapasitesi

olan gemiler Türk armatörleri için oldukça yeni bir tonaj. Şu anda Türk deniz ticaret filosunda bunun yarısı büyüklüğünde dahi konteyner ge-misi bulunmuyor.Çıkan haberlere göre sipariş edilen konteyner gemilerinin kiracısı da hazır. Gemileri Hanjin Tersanesi yapacak. Teslim alındığında ise Koreli grubun taşımacılık şirketi Hanjin Shipping kira-layıp işletecek. Çünkü Hanjin bir süredir, 9.200 teu’luk yeni gemi siparişi vermek veya kirala-mak için arayışını sürdürüyordu. Bu arayışı, fark-lı gemi işletmeciliğine girmeyi planlayan Ciner Holding ile bütünleşti ve yatırıma dönüştü.2009 yılında yeni gemi siparişlerine başlayan Ciner Denizcilik’in şu an denizdeki filosunda farklı tonajlarda 18 dökme kuru yük gemisi bu-lunuyor. Bu gemilerin 6 tanesi de bu yıl filoya katıldı. Ciner’in ayrıca inşası devam eden iki de Suezmax tankeri bulunuyor. 163.000 tonluk bu gemiler de capesize gemiler gibi 2015’te şirketin filosuna katılacak.Yeni siparişler, Türk deniz ticaret filosu için gü-zel bir haber fakat Türk gemi adamları için pek önem arz etmiyor. Çünkü Ciner, bütün gemi-lerinde Filipinli gemi adamı çalıştırıyor. Sahibi Türk, gemilerin isimleri Hopa, Rize, İzmir diye yurttan gidiyor fakat bayrağı da personel de yabancı. Geçen yıl şirketin Yunan yöneticisi Va-sileios Papakalodoukas’a neden Filipinler diye sorulduğunda şu yanıtı verdi: “Şirket politikamız tüm gemilerimizde tek uyruk çalıştırma yönün-dedir. Filipinlileri tercih etme sebebim; disiplinli olmaları, kabul edilebilir derecede İngilizce ko-nuşmaları ve gemide içki içmemeleridir.”

Page 15: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 13 |

Page 16: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 14 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

a

Türk Denizciliği yıllar sonra hayaline kavuşuyorDeniz Ticaret Genel Müdürlüğü koordinasyonu ile 2012 yılının ikinci yarısında başlatılan projede sona gelindi.

Yıllardır milli bir P&I sigortasının bulunmaması Türk Denizciliğinin hak ettiği uluslararası pres-tij ve saygınlık için önemli bir eksiklikti. Bugü-ne değin bu sigorta için yüksek miktarlardaki milli servetimiz yabancı ülkelere aktarılmakta ve sigorta sektörümüz bu önemli pastadan pay alamıyordu.Türk Denizciliği yıllar sonra hayaline kavuşuyorBu noktadan hareketle Türk denizcilik sektö-ründen gelen talepler de dikkate alınarak 655 sayılı KHK ile Deniz Ticareti Genel Müdürlü-ğü’nün deniz sigortacılığının gelişmesine ve etkin bir şekilde işlemesine yönelik görevine istinaden Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme

Bakanlığı’nın teşvik ve koordinasyonu ile kamu ve özel sigorta firmaları ortaklığında Türk P&I’ının kurulması için öncülük yaptı.Ve çalışmalar meyvesini verdiNihayetinde, Türk P&I’ı anonim şirketinin, kamu sigortacıları ve deniz sigortası konusun-

da muhabirlik yapan şirketlerden oluşan bir konsorsiyum tarafından şirket esas sözleşme-sinde mutabık kalınarak şirket kurulması için gerekli hazırlıklar yapıldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığın’a müracaatla destek olunması talep edildi. Deniz Ticaret Genel Mü-dürlüğü koordinasyonu ile 2012 yılının ikinci yarısında başlatılan proje de sona gelindi.Yoğun müzakereler gerçekleştirildiBu çalışmalar kapsamda, potansiyel piyasa analizi çalışması tamamlanarak, yönetim mo-dellemesi, idari ve finansal yapı hususlarında karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmak üzere uzman ve yöneticiler düzeyinde yoğun istişa-reler ve çok sayıda toplantı gerçekleştirildi.“Türk P&I” ismi hakkı alındıŞirketin ticaret unvanında “Türk” ifadesinin kullanımına izin verilebilmesi için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı aracılığı ile18.12.2013 tarih ve 7076 sayılı Bakanlar Ku-rulu Kararı alındı.Bütün hazırlıklar tamamDiğer taraftan şirketin faaliyetlerini yürüteceği ofis kiralaması, tefrişi, insan kaynaklarının te-mini, hukuki ve teknik altyapı hazırlıkları kuru-cu şirketler tarafından tamamalndı ve şirketin ticaret unvanının tescili ile birlikte Gümrük ve Ticaret Bakanlığının şirket esas sözleşmesi üze-rinde yapacağı ön inceleme akabinde kurulum safhasının 2013 Aralık ayı içerisinde tamam-lanması ve Şubat 2014’te poliçelerin kesilme-ye başlanması planlanıyor.

Hastane Gemisi Ocak’ta İhaleye ÇıkacakSağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, ABD’de bile olmayan doğal afetlerde görev yapacak 3 gemi hastanesi için ihaleye çıkılacağını söyledi.

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren projenin ayrıntıları ile ilgili bilgi verdi. Müezzinoğlu, Başbakan Recep Tayyip Er-doğan’ın yapımı için talimat verdiği ve dünyada eşi benzeri olmayan “Depreme karşı yüzen gemi’lerden bahsetti. Proje ihale aşamasında. En geç Ocak ayında ihaleye çıkacak.

Gemi hastanede 200 yatak varBakanlığın bir ay içinde ihaleye çıkacağı gemi hasta-neyle ilgili rakamlar ise şöyle: Toplam alan 15-20 bin metrekare. 15 muayene, 15 müşahede, 2 müdahale, 2 resüsitasyon yatağına sahip. 17 branşta poliklinik

bulunacak. Her türlü ameliyat yapılabilecek. 8 ameli-yathaneden 2’si özellikle beyin cerrahi için kullanıla-cak. 2 doğumhane, 6 yataklı diyaliz ünitesi, 2 yataklı yanık ünitesiyle toplam 200 yatak olacak. 316 sağlık personelinin gemi hastanede görev yapması planla-nıyor.

Page 17: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 15 |

Page 18: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 16 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

a

Rusya’dan, Greenpeace üyelerine çıkış vizesi Rusya’da tutuksuz yargılanan ve af yasasından yararlanan Greenpeace üyeleri ülkelerine dönebil-meleri için vize almaya başladı.

Aralarında Türkiye vatandaşı Gizem Akhan’ın da bulunduğu 30 Greenpeace üyesi 18 Eylül’de Gazprom’a ait platforma tırmanmaya çalışmış-tı. Rusya güvenlik birimleri Arctic Sunrise ge-misine operasyon düzenleyerek 30 eylemciyi gözaltına almıştı. Belli süre tutukluk bulunan eylemciler mahkeme kararı ile kefaletle tu-tuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış-tı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in çı-

karttığı af yasasından yararlanan eylemciler hakkında devam eden mahkeme durduruldu. Serbest kalan Greenpeace üyeleri ülkelerine dönebilmek için Rusya Federal Göçmen Ser-visi’ne (FSM)başvuruda bulundu. Greenpea-ce twitter hesabından başvuruda bulunan 20 kişiden 11’ne vize verildiğini duyurdu. Geriye kalan eylemcilerinde en kısa zamanda vize al-ması bekleniyor

Global Yatırım’dan dev yatırım atağı Daha önce Barcelona Limanı’nın işletmesini yapan şirkete ortak olan Global Yatırım şimdi de Liz-bon Limanı Yolcu Terminali Kamu Hizmeti İmtiyazı’nı almak için teklif verdi.

Barcelona Limanı’nı işleten Creuers del Port de Barcelona’ya ortak olan Global Yatırım şimdi de Lizbon Limanı’na ortak olmak için girişimlerde bulunacak. Şirketin Kamuyu Aydınlatma Plat-formu’nda yaptığı açıklama şöyle: “Şirketimizin yüzde 100 bağlı ortaklığı olan Global Liman İşletmeleri A.Ş.(“Global Liman”), Royal Carib-bean Cruises Ltd (“RCCL”), Creuers del Port de Barcelona, S.A. (“Creuers”) ve Grupo Sousa – Investimentos SGPS LDA (“Sousa”), ile birlikte kurdukları Ortak Girişim Grubu vasıtasıyla, Lizbon Yolcu Terminali Kamu Hizmeti İmtiya-zının Sınırlı İhale Yöntemiyle İhalesine bugün

itibariyle teklif verdiğini şirketimize bildirmiştir.Ortak Girişim Grubu üyelerinden RCCL 41 cruise gemisi ve 460 varış noktası ile dünyanın ikinci en büyük cruise işletmecisi olup, New York borsasında işlem görmektedir. Global Liman’ın ve RCCL’in müştereken %23′üne sahip oldukları Creuers, Barselona Limanını işlet-mekte olup, Malaga Limanını işleten şirketin çoğunluk hissesine ve Singapur Limanını işleten şirketin de azınlık hisselerine sahiptir. Sousa ise, Portekiz’in denizcilik ve limancılık sektörünün önde gelen 3 grubundan biri olup, lojistik ve enerji alanlarında da yatırımlar yapmaktadır.

Page 19: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 17 |

Enerji gemisiyle ülkeleri gezip elektrik satacak Altınbaş Holding’in Onursal Başkanı Ali Altınbaş, 2014 sonunda teslim alacakları enerji gemisiyle Irak, Sudan, Lübnan gibi ülkelere elektrik ihraç edeceklerini söyledi

Finans, enerji, lojistik, mücevherat ve eğitim alanlarında faaliyet gösteren Altınbaş Holding, gemiyle elektrik ihracatına hazırlanıyor. Bu kapsamda ‘enerji gemisi’ (powership) yaptır-dıklarını söyleyen Altınbaş Holding’in Onursal Başkanı Ali Altınbaş, “Birer yüzer enerji üretim

tesisi olan bu gemiler, enerji alım anlaşmaları doğrultusunda ülkelerin acil elektrik ihtiyaçla-rını karşılıyorlar. Biz de hâlihazırda tersanede yapımı süren gemimizi 2014 sonunda teslim alacağız. Bu gemiyle Irak, Sudan, Lübnan gibi ülkelere elektrik ihraç edeceğiz” dedi.Şu anda dünya çapında faal 75 adet enerji ge-misi bulunduğunu kaydeden Altınbaş, “Enerji gemileri, geleneksel enerji santrallerinin gemi üzerine konmasıyla yapılıyor. Yüzer santral ya da santral gemi olarak da adlandırılıyorlar” diye konuştu.Altınbaş, üretim kapasitesi 102.78 MW gücün-de olacak geminin, ihtiyacı olan ülkelerin sahil-lerine yanaşarak elektrik satacağını belirtti.

Deniz Harp Okulu kapılarını basına açtıDeniz Kuvvetleri Komutanlığı Tuzla Deniz Harp Okulu kapılarını basına açtı. Basın mensuplarını, Deniz Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Mesut Özel karşıladı. Basın mensuplarına okulun derslikleri ve sos-yal faaliyet alanları gezdirildi. Komutanlar ve öğrenciler basın mensuplarıyla beraber öğle yemeği yedi.

Deniz Harp Okulu basın gezisi ilk olarak müze tanı-tımıyla başladı. Deniz Öğretmen Binbaşı Aslı Güler, Deniz Harp Okulu’nun müzesiyle ilgili bilgi verdi. De-nizcilikte kullanılan araç gereç ve minyatür gemilerle dizayn edilen müzede, okula başlamış ancak bitire-memiş veya mezun olmuş ünlü simaların öz geçmiş-lerinin bulunduğu köşe dikkat çekiyor. Yaklaşık aynı dönemlerde Deniz Harp Okulu’na başlayan şairler-den Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek. Nazım Hikmet, rütbe alamadan okulu bırakmış. Deniz Harp Okulu’nu babasının vefatıyla 3. sınıfta bırakan şair Necip Fazıl Kısakürek de burada okuyanlardan sade-ce biri. Deniz Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Me-

sut Özel, okulun misyonu ve vizyonuyla ilgili bilgi ver-di. Okulun kuruluşundan bu güne kadar geçen süreci anlatan Özel, 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün temelini attığı Tuzla Deniz Harp Okulu’nun 777 dö-nüm arazi üzerinde kurulduğunu söyledi. Deniz Harp Okulu’nda 21 bayan olmak üzere 861 öğrencinin eğitim gördüğünü aktaran Özel, ayrıca 8 ülkeden 70 misafir askeri öğrenci olduğunu söyledi. Daha sonra okul bahçesinde toplanan öğrencilerin öğle iştiması alındıktan sonra yemekhaneye geçildi.Deniz Harp Okulu’nun basın tanıtım gezisi, öğrencilerin eğitim faaliyetleriyle devam edecek

Page 20: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 18 | • KASIM-ARALIK

Kısa

Kıs

a

Okyanus Araştırmaları İçin 43 Milyon Dolarlık ProjeYaşadığımız gezegenin üçte ikisini oluşturan okyanus dünyasının gizemini çözmeyi amaçlayan Fransız mi-mar Jacques Rougerie liderliğindeki uluslararası bir ekip, uzay gemisini andıran yarısı suyun altında yarısı ise üzerinde yer alan dikey gemi SeaOrbiter‘ı tasarladı.

12 yıllık çalışmanın sonucu olarak duyurulan 58 metre yüksekliğe sahip gemi, 18 bilim insanını aylar boyunca hem çalışıp hem yaşay-abilecek şekilde barındırabiliyor.

30 metresi suyun altında, 28 metresi ise suyun üstünde olan geminin alt kısmından araştırma dalışları yapılabilecek ve okyanus

yaşamını keşfetmeye yönelik deniz altıların giriş ve çıkışı sağla-nabilecek. SeaOrbiter, ihtiyaç duyduğu enerjiyi rüzgar, güneş ve dalgalardan sağlıyor. Projeyi destekleyenler arasında Ifremer, NASA ve National Geographic de yer alıyor. 43 milyon dolar gerek 2014 yılında üretimine başlan-

ması planlanan geminin su üze-rinde kalan ve “göz” olarak ad-landırılan kısmının üretimi için Kisskissbankbank.com adlı site üzerinden 325 bin Euro destek to-planmak isteniyor. Projenin tama-mının gerçekleşmesi için gereken toplam bütçe ise 43 milyon dolar.

Türkiye İle Pakistan Ortak Askerî Gemi İnşa Ediyor Pakistan Savunma Üretim Bakanlığı ile Savunma Teknolojileri Mühendislik A.Ş. arasında ortak üretim sözleşmesi imzalandı. Buna göre Karaçi’deki bir tersanede askeri deniz ikmal tankeri inşa edilecek.Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın ih-tiyacı olan ve tasarım-ekipman ihalesini Türki-ye’nin kazandığı denizde ikmal tankerinin ilk saç kesim töreni Karaçi’de yapıldı.Geminin inşası, Türk mühendisler tarafından Pa-kistan’ın Karaçi Tersanesi’nde gerçekleştirilecek. Törende konuşan Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, iki ülkenin şimdiye kadar birçok ortak projeye imza attığını söyledi. Bayar, hem Türkiye hem Pakistan’ın savunma alanında dışa bağımlılığa son vermek için önemli mesafeler kat ettiğini vurguladı. Bayar, ayrıca inşa edilecek geminin Pakistan ordusunun operasyonel kabili-yetlerine de büyük katkı yapacağını dile getirdi.Pakistan Savunma ve Üretim Bakanı Rana Tenvir ise iki ülke arasındaki dostluk ve işbirliğinin altını

çizdi. İnşa edilecek geminin önemine dikkat çe-ken Tenvir, savunma sanayinde ortak projelere devam etmek istediklerini belirtti. Diğer yandan törende Pak-Türk okulları öğrencileri de hazır bulundu. Pakistan Savunma Üretim Bakanlığı ile Savunma Teknolojileri Mühendislik AŞ (STM) arasında imzalanan sözleşme geminin tasarım paketi, malzeme, ekipman, ELD, yedek parça, test ve tecrübelerinin yapılması, tersane ve kul-lanıcı eğitimleri ile danışmanlık hizmetlerinin verilmesini kapsıyor. Askerî gemi inşası konu-sunda Pakistan ile Türkiye arasında bir ilk olan bu sözleşme ile Savunma ve Gemi İnşa Sanayi alanında özgün bir işbirliği projesi başlatılmış oldu. Denizde İkmal Tankeri Projesi; STM’nin MİLGEM Projesi ile kazandığı tecrübe ve bilgi bi-rikimi ile hayata geçirilecek. Söz konusu geminin inşası ve donanımı Türk mühendis ve uzmanla-rın kontrol ve gözetiminde Pakistan Karaçi Tersa-nesi tarafından yapılacak.Proje kapsamında Pakistan Deniz Kuvvetleri için dizayn edilen 15.600 tonluk tanker yaklaşık 155 metre boyunda. Tanker, denizde ikmal sistemi (RAS/FAS) ile helikopter iniş/kalkış imkanına sahip olacak ve 20 deniz mili sürat yapabilecek. Proje dört senede tamamlanacak.

Page 21: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 19 |

Tersane İrtifak Hakkı ve Kullanma İzni Sözleşmelerinde Yeni DüzenlemeAYM, hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazların üzerindeki kıyı yapısı inşa edebilmek için yapı-lan irtifak hakkı ile kullanma izni süresinin 49 yıla çıkarılmasına ilişkin Kanun Hükmünü iptal etti.

Anayasa Mahkemesi, devletin hü-küm ve tasarrufu altında bulunan yerler ile hazinenin özel mülkiye-tinde bulunan taşınmazların üze-rinde kıyı yapısı inşa edebilmek için yapılan irtifak hakkı ile kullan-ma izni sözleşmelerinin süresinin 49 yıla çıkarılmasına ilişkin Kanun hükmünü iptal etti.Bodrum Turgutreis’te yat limanı inşa eden şirket, sözleşmeyle be-lirlenen 25 yıllık işletme süresinin, 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda değişiklik yapılması hakkında ka-nuna 2008 yılında eklenen geçici madde uyarınca, hakkın başlangıç tarihinden itibaren 49 yıla kadar uzatılması istemiyle başvuru yap-tı.Ulaştırma, Denizcilik ve Haber-leşme Bakanlığı istemi reddetti. Bu işlemin iptali istemiyle açılan davaya bakan Danıştay 10. dai-resi, Bazı Kanun ve Kanun Hük-münde Kararnamelerde Değişik-lik Yapılmasına Dair Kanunun 29. maddesiyle 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlen-dirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen Geçici 8. maddenin Anayasaya aykırı ol-duğu kanısına vararak, Anayasa Mahkemesine başvurdu.Anayasa Mahkemesi, Kanunun, “devletin hüküm ve tasarrufu al-tında bulunan yerler ile Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşın-mazların üzerindeki kıyı yapısı inşa edebilmek için, ilgili idare ile 49 yıldan az süreyle yapılan irtifak hakkı ile kullanma izni sözleşme-lerinin süresinin, özel düzenle-meler hariç olmak üzere madde-de öngörülen yükümlülüklerin yerine getirilmesi şartıyla hakkın başlangıç tarihinden itibaren 49 yıl olarak değiştirilmesine olanak tanıyan” geçici 8. maddesini iptal etti.

Yüksek Mahkemenin Resmi Gaze-te’de yayımlanan gerekçesinde, lehlerine 49 yıldan az süreli ola-rak irtifak hakkı tesis edilen veya kullanma izni verilen yatırımcılar tarafından, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç dört ay içinde başvuruda bulunul-ması ve sözleşmeden doğan mali yükümlülükler ve belirli koşulları yerine getirmesi şartıyla irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşme-lerinin süresinin hakkın başlangıç tarihinden itibaren 49 yıl olarak değiştirileceğinin öngörüldüğü belirtildi.Anayasa’nın 2. maddesinde be-lirtilen hukuk devletinin temel ilkelerinden birinin “belirlilik ilke-si” olduğu kaydedilen gerekçede, bu ilkenin, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönün-den herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabi-lir olmasını, ayrıca kamu otorite-lerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesini ifade ettiği vurgulandı.“Hariç tutulan özel düzenlemeler net değil”Hazine taşınmazlarının satışı, ki-raya verilmesi, trampası ve mülki-yetin gayri ayni hak tesisinin, ilgili kanuni düzenlemelerle yürütül-düğü belirtilen gerekçede, buna göre hazine taşınmazları üzerinde kullanma izni verilmesi ile irtifak hakkı tesis edilmesi görev ve yet-kisinin Maliye Bakanlığına ait ol-duğu kaydedildi.Gerekçede, Maliye Bakanlığının bu yetkisini, yatırım yapılacak Ha-zine taşınmazı üzerinde en fazla kırk dokuz yıla kadar irtifak hakkı tesis ederek veya kullanma izni vererek kullandığı ifade edildi.İtiraz konusu maddede, kıyı ya-pıları yapılması amacıyla, hazi-nenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer-

ler üzerinde, “özel düzenlemeler hariç” tesis edilen irtifak hakkı ve

kullanma izni sözleşmelerinin sü-resinin uzatılmasının öngörüldü-ğü hatırlatılan gerekçede, madde metninde “özel düzenlemelerin” nelerden ibaret olduğu, neden özel düzenleme olarak kabul edil-dikleri ya da hariç tutuldukları ko-nusunda herhangi bir açıklama-nın yer almadığına işaret edildi:Gerekçede şu değerlendirmeler yapıldı: “Bu durumda idarenin, özel düzenlemeler kapsamına ne-lerin dahil olabileceğinin belirlen-mesi hususunda geniş bir takdir yetkisine sahip olacağı açıktır. Bu haliyle sözleşmelerden hangileri-nin sürelerinin uzatılacağının ilgili kişilerce önceden bilinebilir oldu-ğu söylenemeyecektir.Hazine taşınmazları üzerinde kıyı yapıları yapılması amacıyla tesis edilen irtifak hakkı ve kullanma izni sözleşmelerinin süresinin uzatılmasında özel düzenleme-lerin tespiti konusunda idareye geniş takdir yetkisi tanıyan itiraz konusu kural, yatırımcılar açısın-dan anlaşılabilir, bilinebilir ve öngörülebilir değildir. Bu durum kuralın uygulanmasında tereddüt ve belirsizliklere yol açacağından kural, hukuk devleti ilkesine aykı-rılık oluşturmaktadır.”

Page 22: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 20 | • KASIM-ARALIK

Röpo

rtaj

MURAT KIRAN GİSBİR | Yönetim Kurulu Başkanı

Türk gemi inşa sanayi, 700 bin ton çelik işleme, 4 milyon DWT gemi inşa ve 16 milyon DWT bakım onarım kapasitesine sahip.

Gemi İnşa’da 2023 Hedefi 10 Milyar Dolar!

Page 23: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 21 |

1971 yılında kurulan ve şu an Murat Kıran yönetimin-deki GİSBİR’in kurumsal kimliği, 40’ıncı yılını vur-

gulayacak şekilde yenilenerek modern bir görünüme ve internet sitesi, birlik, üyeler, gemi inşa sa-nayi, kanunlar ve faaliyetler konu-sunda güncel ve ayrıntılı bilgilerin bulunduğu bir içeriğe ve tasarıma kavuşturuldu. Murat Kıran’ın baş-kanlığı sonrasında Yalova başta olmak üzere KKTC, İskenderun ve Tuzla’dan toplam 44 yeni üye birliğe kazandırıldı ve üye sayısı 86’ya yükseltildi.Göreve geldiği 3 Ekim 2011 ta-rihinden itibaren Türkiye Gemi İnşa Sanayicileri Birliği’ni gücüyle orantılı bir sivil toplum kuruluşu haline getirme yolunda önemli adımlar atan GİSBİR Başkanı Mu-rat Kıran GİSBİR’in çalışmalarını ve sektörde yaşananları 7deniz Dergisi’ne değerlendirdi.

Muvazza sorunun çözümüne iliş-kin öneriler Bakanlığa sunuldu Son zamanlarda firmaların gün-deminde olan, tersaneler için önemli bir problem sahası oluş-turan muvazaa sorununun çözü-müne ilişkin önerilerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunduklarını belirten Kıran, ko-nuya ilişkin yasal Bakanlık düzen-lemesinin devam ettiğini, bugüne kadar neticelenen davaların da kazanıldığını ifade etti. Yıllardır tersanelerin en önemli problem sahalarından birini oluşturan Mil-li Emlak - Kira Artışı sorunu ise her seviyede yapılan girişimler ve uzun süreli mücadeleler sonu-cunda, kanunda tersaneler lehine bir yasal düzenleme yapılmasının sağlanması ile sonuçlandı.

Murat Kıran, toplam 54 tersanede yatırımlara başlandığını ancak ya-şanan ekonomik kriz nedeniyle bu tersanelerin zor bir duruma girdi-ğini belirtti.2008 yılı sonu itibariyle ihraç edi-

len yeni gemi, yatlar ve bakım-o-narım faaliyetleri sonrasında bu değerlerin yaklaşık 4 milyar dolara ulaştığının bilgisini veren Kıran; “Avrupa’daki gemi inşa faaliyeti gösteren ülkeler, 2008 global ekonomik krizin etkilerini göstermesi ile bir çok tersanesini kapattı. Günümüzde çok az Av-rupa ülkesi gemi inşa faaliyetine devam etmektedir. Bu sebepten dolayı ülkemiz tersaneleri gemi inşa faaliyetleri bakımından Avru-pa ile kıyasladığımızda ilk 3’te yer almaktadır” diyerek ayrıca Türk gemi inşa sanayinin, 700 bin ton çelik işleme, 4 milyon DWT gemi inşa ve 16 milyon DWT bakım onarım kapasitesine sahip oldu-ğunu söyledi.

Rakip ülkeler rekabetçiliklerini kriz döneminde aldıkları devlet desteği ile korudu2008 yılı içerisinde kendini gös-termeye başlayan küresel ekono-mik krizin, gemi inşa sektörünü olumsuz etkileyerek, birkaç ülke dışında tüm ülkelerin önemli bo-yutta küçülmeye gittiğini belirten Kıran; “Kriz döneminde aldıkları devlet destekleriyle rekabetçilik-lerini koruyan rakip ülkeler, krizi Türkiye’den daha çabuk atlattı. Bu nedenle Avrupa’daki üretim, önemli ölçüde Uzakdoğu ülkeleri-ne kaydı” dedi.2006,2007 ve 2008 yılında alınan siparişlerin bir kısmının gecikmeli olarak dünya deniz ticaret filosu-na katılmasının olumsuz sonuçla-rı da yaşandı. Baktığımız zaman 2008 yılı sonrası dönemde, dün-yada gemi siparişlerinde önemli oranda düşüş yaşandığı gözlendi. Uygun rekabet koşullarında Türk gemi inşa sektörü belirli segment-lerde, maliyetler bazında, dünya-nın önde gelen gemi üreticileriyle rekabet edebilecek durumda oldu-ğu ortada. Ancak rakip ülkelerde-ki önemli devlet destekleri, gemi inşa sanayisini olumsuz etkile-mektedir.

AB ülkeleri dâhil, gemi inşaya doğrudan ve dolaylı teşvik sağ-lamayan bir ülke bulunmadığını belirten Kıran, özellikle Güney Kore, Çin, Brezilya ve Rusya gibi ülkelerin gemi inşa sanayini ulusal politikalarının önemli bir parçası haline getirdiğini ve son 2-3 yıl içerisinde krizi de bir fırsat olarak görerek, yeni teşvik mekanizmala-rını hayata geçirdiklerine dikkat çekti. Ancak yine de bütün bu olumsuzluklara rağmen tersaneler Avrupalı müşterilerden, başta özel maksatlı gemiler olmak üzere yeni gemi siparişleri alıp, bakım-ona-rım faaliyetlerine devam etmek-tedir.

Bugün Yalova ve Tuzla Bölgele-ri’nde bulunan 8 tersanede Nor-veç’li alıcılar için Platform Destek Gemileri (PSV) balıkçı gemileri, feribotlar ve römorkörler gibi özel maksatlı gemilerin inşa edildi-ğinin bilgisini veren Kıran; “Rö-morkör inşasında dünyada marka haline gelmiş tersanelerimiz mev-cuttur. Sübvansiyonların olmadığı bir ortamda, Türk gemi inşa sek-törü, belirli ürün segmentlerin-de, maliyetler bazında, dünyanın önde gelen gemi üreticileriyle rekabet edebilecek durumdadır. Eco-friendly gemiler, offshore bağlantılı yapılar ve destek gemi-leri ile askeri gemiler, iç sularda ve kabotajda kullanılacak küçük to-najlı gemiler, sofistike “niş” enerji gemileri, gemi inşa sektörü için fırsattır. Diğer yandan rüzgâr/dal-ga enerjisi platformu taleplerinin artacak olmasının da dünyada ar-tan lüks yat ve kruvaziyer ihtiyacı, bu alanda pazar bulabileceğimiz başka önemli fırsatlar yaratmak-tadır” dedi.

Tersaneler kurulu kapasite, alt yapı ve teknoloji, uzmanlaşmış ve yetişmiş iş gücüne sahip olması nedeniyle yat, römorkör, kimyasal tanker, ahşap tekne, koster, askeri gemi gibi segmentlerde branşlaş-

AB ülkeleri dâhil, gemi inşaya doğ-rudan ve dolaylı teşvik sağla-mayan bir ülke bulunmadığını belirten Kıran, özellikle Güney Kore, Çin, Brezil-ya ve Rusya gibi ülkelerin gemi inşa sanayini ulusal politikala-rının önemli bir parçası haline getirdiğini ve son 2-3 yıl içerisinde krizi de bir fırsat olarak görerek, yeni teşvik me-kanizmalarını hayata geçir-diklerine dikkat çekti.

Page 24: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 22 | • KASIM-ARALIK

Röpo

rtaj

mış durumdadır. Ayrıca, tamir ve bakımda da bölgesel güç hali-ne gelindi. Bu unsurlar, özellikle bugün dünya tarihinin en büyük ekonomik krizinin etkilerini ül-kemizde en ağır şekilde hisseden gemi inşa sektörünün varlığını ve hayatiyetini sürdürebilmesine im-kân sağlamaktadır.

Türkiye gemi ihracatı rakamla-rı 2008 yılında en üst seviyelere ulaşarak 2,8 milyar dolara çıktı. 2012 yılını ise 1,1 milyar dolar se-viyesinde kapattı. Bu rakam 2013 yılının ilk 6 ayında ise 1,2 milyar dolar seviyesinin üzerine çıktı. Ta-mirle birlikte gemi inşa sanayinin yaklaşık 2 milyar dolarlık bir ihra-catı yakalayabileceği de değerlen-dirmeler arasında. Bu seviyelerin 2023’te ise 10 milyar dolara ulaş-ması hedeflenmekte.

İstenilen hedeflere ulaşmak için Offshore tipi gemiler inşa edil-meye başlanmalıOffshore sektörünün gittikçe yük-selen bir grafiğinin olduğunu ve milyar dolarların konuşulduğu bir alan olduğuna dikkat çeken Kıran; “Yabancı basından takip ettiğimiz haberler ve araştırma şirketlerin-

den edindiğimiz veriler ışığında görmekteyiz ki offshore sektörü, alışık olduğumuz milyon dolar-ların değil milyar dolarların ifade edildiği ve her geçen gün büyü-meye devam eden bir sektördür. Keppel, Hyundai, Samsung gibi dev tersanelerin almış olduğu of-fshore platformu, platform des-tek gemisi, jack up ve rig benzeri siparişlerin her biri ortalama bir milyar dolar değerine sahip dev projelerdir. Offshore konusunda referansa sahip olmamız ve of-fshore tipi gemileri inşa etmeye başlamamız durumunda 2023 yılı için hedeflenen 10 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşabiliriz” dedi.Dünyada milyar dolarların ifa-de edildiği offshore sektörünü, gemi inşa sanayisi için bir çıkış noktası olarak gördüklerini be-lirten Kıran, offshore konusunda referansın olmaması durumunda ise pazara girmek zorlaşacaktır dedi. Offshore sektöründe ciddi işler alınıyor. İnşası devam eden gemi ve platformların yüzde 7’si cironun yüzde 26’sına tekabül et-mekte. Bu da gemi inşa sanayinde işlem gören her dört liranın bir lirasının offshore marketine ait ol-duğunu göstermektedir.

Kıran, gemi inşa sanayisinin of-fshore pastasından pay alabil-mesi için Birlik olarak, Enerji Bakanlığı’nın öncülüğünde Tür-kiye Petrolleri Anonim Ortaklı-ğı TPAO’nun bir offshore filosu oluşturulması yönünde önerileri-nin olduğunu dile getirdi. Bura-da, Brezilya’daki PETROBRAS ve TRANSPETRO arasındaki ilişkinin örnek alınarak bir off-shore şirketi kurulabilir ve Türk tersaneleri bu filoya platformlar, platform destek gemileri (FPSO, PSV, FSO, Jack-up, Rig, v.b.) inşa edilebilir diyen Kıran; “Bu proje-leri hayata geçirebilmek ve gerekli know-how desteğini sağlayabil-mek için bu konuda dünyada söz sahibi firmalarla verimli bir or-taklık geliştirilmesi gerekecektir. Çünkü iş ortaklığı (joint venture) bu işin anahtarı olacak. Böylelikle, TPAO’nun Transpetro benzeri bir şirket bünyesinde deyim yerin-deyse offshore, makine parkı oluş-turulacaktır. Oluşturulacak olan bu filo, Enerji Bakanlığımızın böl-gemizdeki offshore faaliyetlerinde kullanılabilecek ve gerektiğin-de kiralanabilecektir. Böylelikle, gemi inşa sanayimiz hem boyut değiştirecek, hem de milyon do-

Page 25: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 23 |

larların döndüğü bu dev markette referansa sahip hale gelecektir” dedi.

Türkiye ofshore’da kendi platfor-munu üretebilecek duruma gele-cektirEnerji Bakanı Taner Yıldız’ın, ‘Eğer sismik araştırmalarda iyi bir nokta yakalarsak, petrol ve doğal-gaz bulgusuna rastlarsak, bir plat-form ihtiyacımızın olduğunu söy-lemek isterim. Bu platformun, ilk alacağımız teklifin, şu ana kadar hiç yapmamış da olsa, yerli sanayi tarafından, Tuzla tarafından ya-pılmasını can-ı gönülden isterim’ açıklamasına paralel olarak Baş-kan Kıran şu yorumda bulundu; “Offshore platformlarının bakım ve onarım faaliyetlerini başarıyla gerçekleştirmiş 3 tersanemiz var. Buna ek olarak, bugüne kadar of-fshore platformu alanında bakım onarım faaliyetleri yürütmemiş, fakat sahip olduğu imkânlar ve te-sis kapasitesi itibariyle bu tür pro-jeleri tamamlama gücüne sahip olan yaklaşık 10 tersanemiz bu-lunmakta. Birden fazla tersanenin bir araya gelmesiyle inşa edilmesi

durumunda bu sayı artabilir ve bu durumda Türkiye, kendi platfor-munu üretebilecek duruma gele-cektir” dedi.

2008-2012 yılları arasında inşa edilen gemilerin çoğu ihraca-ta yönelik olan Türk tersaneleri, bu gemilerin tamamına yakınını Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ar-matörlerine ihraç etmektedir. Şu anda bakıldığında ise yeni gemi inşada ağırlıklı olarak askeri ge-miler ve Norveç siparişi ağırlıklı, balıkçı tekneleri inşa eden tersa-neler bulunmakta.

Tersaneler açısından 2013 yılını değerlendiren Kıran; “Türk gemi inşa sanayi, 2013 yılının ilk yarısı-nı, geçmiş yıllarda alınmış sipariş-ler, savunma sanayi ihaleleri kap-samında yapılan işler, platform destek gemisi (PSV) ve römorkör, balıkçı gemileri gibi niş market için inşa edilen gemilerle geçirdi. Yılın ikinci yarısını da kapasitenin yaklaşık yüzde 20’sini kullanarak benzer projeler, tamir, bakım ve onarım faaliyetleriyle tamamlaya-cağı öngörülmekte. Özellikle Nor-

veç olmak üzere ihracata yönelik balıkçı tekneleri, offshore destek gemisi (OSV) projeleri devam etmekte olup yeni siparişlerin yıl içerisinde alındığı bilinmektedir” dedi.

Ayrıca Kıran, Türk gemi inşa sa-nayisinde, dünya deniz ticareti filosundaki ve tersanelerdeki ka-pasite fazlasının (overcapacity) bir süre daha negatif etkisini sürdüre-ceği yönünde öngörüleri olduğu-nu, bu durumun bilincinde oyun-cuların, Türk gemi inşa sanayinin hedefini daha çok enerji, offshore ve savunma sanayi için inşa edilen gemilerin ihracatı yönünde belir-lendiğini ifade etti.Kıran, son olarak gemilerin tamir ve bakımında Akdeniz, Karade-niz ve Ege Havzaları’ndaki önemli oyunculardan biri olmaya devam edeceklerine değinerek, navlun fiyatlarının tüm zamanların en düşük seviyelerinde olduğu, bu yılkı verilerin dikkate alındığın-da, önümüzdeki yılın bu yıla göre nispi bir büyüme ve iyileşme ola-cağını öngörmek fazla iyimser bir öngörü olmayacaktır dedi.

Page 26: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 24 | • KASIM-ARALIK

Mak

ale

Can BESEVYönetici-Analist

Yakıt Tasarrufunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

2013 yılı da bitti ama ne mali kriz ne de denizcilik şirketlerinin çilesi bitti. Piyasaların durumuna

ve arz talep dengesine bakılacak olursa yakın zamanda herhangi bir sürdürülebilir iyileşme gö-zükmüyor. Sürdürülebilirlik de-mişken bu kelimenin denizciliğe getirdiği külfet de artık çok da uzakta değil; düşük sülfürlü ya-kıtların kullanım mecburiyetinin yaygınlaşması. Bu yaygınlaşmayla beraber talebi karşılayacak bir mekanizma hali hazirda olmadigi için yakıt fiyat-lari daha da yukarıya çıkacak. Özellikle 2015’de Avrupa emisyon kontrollerin ağırlaşmasıyla (0.1% sülfür) MGO (Marine Gasoil) ya olan talep artacak. Ancak, Avrupa rafinelerine baktiğımızda böyle bir arz kapasitesinin olmadığı-

nı görüyoruz ve kısıtlı ürün icin rekabet fiyatları doğal olarak yu-karıya itecek ve bu 2018, 2020 ve 2025 kademeleriyle yaygınlastıkça devam edecek.

1998’de MGO 100 dolar iken, 2008’de marketin tepesinde bin300 dolara ulaşmıştı. Şu an için ise bin dolar seviyesinde. Önümüzdeki yıllarda2 bin dolar seviyesini öngörenlerin sayısı ise hiç de azımsanacak gibi değil. 100 tonluk küçük bir yakıt ikmalini ele alalım; 1998’de 10 bin dolar iken 20 yıl sonra 200 bin dolar. Yani 20 yılda yirmi kat artan bir maliyet yakıt. Maaşlar, boya fiyat-ları, yedek parça, sigorta fiyatları veya gemi fiyatları yirmi kat art-madı. Daha önceki yazılarımda alıcıların nasıl uygun ve muteber yakıt satı-

cıları, brokerleri seçerek fiyatları biraz da olsa indirebileceklerini konu almıştım. İşini iyi bilen bir alıcıya sahip ve düzenli ödeyen bir armatörluk şirketi, aksine oranla yakıtı yüzde 10 ucuza alabiliyor demiştik. İyi bir tedarikçiyle ça-lışınca da anlaşılan miktarın tam olarak teslimi de gerçekleşiyor.

Bu sayıda diğer bir önemli etkene, yakıt tasarrufuna kısaca da olsa değinmek isterim. Birincisi tabi ki en kolay olan düşük hızda seyir, araba kullanırken de aynı şey ge-çerli 150 km/saat hızdaki yakıt tü-ketimi ile 80 km/saat deki aynı de-ğil. Ancak burada marifet sadece hızı düşürmek değil, en kestirme yolu bulabilmek ve denizlerdeki akıntılardan, hava durumundan da faydalanmak gerek. Sadece 0.5 deniz mili hız düsürerek bile bazı

Yakıt alırken çaldırmamak, kaliteden taviz vermemek ne kadar önemliyse, kullanırken de iktisatlı olmayı başara-bilmek ortalama bir hesapla her aya bir hafta daha eklemeye kadar faydalar sağlayabilir

Page 27: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 25 |

gemilerde yüzde 5-8 gibi tasarruf sağlamak mümkün gözükmekte. İkincisi, kaliteli yakıt çok önemli; yakıta sadece 100 tonluk bir mik-tar olarak bakmamak gerek, kali-tesiz kömür ile kaliteli kömür gibi bir fark var arada. Biri az miktarla ısıtırken diğerinden çok daha faz-la yakmak gerekir.

Üçüncüsü de geminin teknik du-rumu ki bu çok geniş kapsamlı bir konu. Örneğin Scamping de denilen (Scamp firmasina atfen artık endüstride Selpak gibi mar-ka adının ürün için kullanılma-sından ötürü) pervane ve denizal-tı temizliği bile tek başına önemli tasarruflar sağlayabiliyor. Uygun boyalar, düzenli bakım onarım hatta gemideki ampullerin tasar-ruflu ampullerle değişmesi bile katkı sağlıyor. Tüm bunlarla yüz-de 30 civarında bir tasarruf sağla-mak hiç de imkansız degil, fazlası da mümkün. Bunların çoğu da önemli ek maliyetler getiren sey-ler değil, ama bilgi ve beceri ge-rektiren şeyler.

En önemlisi ise, eğitim ve insan faktörü. Aslında en büyük mer-hale tasarrufun armatörden başla-

yıp finans, satın alma, operasyon, teknik müdür, planlama ve gemi personeline kadar herkesin katı-lımıyla mümkün olması. Ancak topyekün seferberlik saglanabi-lirse ve her birim birlik icinde en az yakıtla seferi tamamlamak için bilgi ve beceri sahibi olursa deni-ziclik firmalari çok büyük kazanç-lar sağlayacaklardır.

Yüzde 30 olarak düşünsek bile, 200 bin dolarlık küçük bir MGO ikmali yerine 140 bin dolar har-canacak ve 60 bin dolar cepte kalacaktır. Bu miktar ortalama bir Türk gemisi icin neredeyse 10 günlük kazançtır, çoğu gemi için maaşların toplamı kadar bir pa-radır.

Yakıt alırken çaldırmamak, kali-teden taviz vermemek ne kadar önemliyse, kullanırken de iktisatlı olmayı başarabilmek ortalama bir hesapla her aya bir hafta daha ek-lemeye kadar faydalar sağlayabi-lir. Bu da çoğu firma için varoluş savaşında sıklıkla göz ardı edilen ama hayat kurtarabilecek bir fak-tör.

Bu yüzden “yakıt yönetimi” bu-gün çoğu büyük şirkette artık çok önem verilen bir husus ve cahil alıcıların ve kullanıcıların çok pa-halıya patladığı bir gerçek. Anlaş-mazlıklarda da bu geçerli; örneğin yakın zamanlı bir vakaya bakarsak bir ihtilaf uzlaşmayla 5 bin dola-ra çözülebilecekken ve bu rakam da zamanla amorti edilebilecek-ken salt iş bilmezlikten armatör firmaya 25 bin dolardan fazla bir külfetle sonuç buldu. Küçük kuru yük gemisine baktığımızda (5,000 dwt) gördük ki maalesef 25 bin dollar, bu geminin neredeyse 10 günlük TCE kazancına eşit geli-yor.

Çok büyük bir Danimarka’lı şirke-tin yakıt yöneticisi ile konuşurken, arkadaşım artık bizim şirkette ki-ralama departmanı ile es seviye-deyim, bizim yarattığımız kazanç, şirketi karda tutuyor, meğer ceha-letten ne çok zarar etmişiz demiş-ti. Kendisini de burada anıp, her-kese tasarruflu ve karlı bir 2014 yılı diliyorum.

“Yakıt yönetimi” bugün çoğu büyük şirkette artık çok önem verilen bir husus ve cahil alı-cıların ve kullanıcıların çok pahalıya patladığı bir gerçek. Anlaşmaz-lıklarda da bu geçerli; örneğin yakın zamanlı bir vakaya bakarsak bir ihtilaf uzlaşmayla 5 bin dolara çözülebi-lecekken ve bu rakam da zamanla amorti edilebilecekken salt iş bilmezlikten armatör firmaya 25 bin dolar-dan fazla bir külfetle sonuç buldu. Küçük kuru yük gemisine baktığımızda (5,000 dwt) gördük ki maa-lesef 25 bin dollar, bu geminin neredeyse 10 günlük TCE kazancına eşit geliyor. ”

Page 28: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 26 | • KASIM-ARALIK

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?1977 Karabük do-ğumluyum. İlk, orta

ve lise ögrenimimi Safranbolu’da tamamladıktan sonra 1996/98 yıl-ları arasında yeni kurulmuş olan ve Türkiye’de ilk kez denizciliğin kara ve deniz departmanlarında-ki profesyonel çalışan ihtiyacını tamamlamak üzere eğitim veren, Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Denizcilik MYO’da yüksek okul eğitimime başladım. Üniversite yıllarında eğitimime devam etti-ğim süre içerisinde Körfez bölge-sinde hizmet veren bir denizcilik şirketinde çalışma hayatına adım attım. 1998-2000 yılları arasında RT Shipping, Kaptanoğlu Denizci-lik şirketleri gemilerinde çalıştım.

2001 yılında eğitim amaçlı olarak Amerika’ya gittim. Amerika’da hem okuyup hem de çalıştığım süre içerisinde halen çalısmak-ta bulunduğum GAC Shipping (USA) Inc. firmasından iş teklifi aldım. 2005 yılından bugüne de-nizcilik sektorünün dünyada önde gelen şirketi olan GAC Denizcilik firmasında yönetici olarak çalış-maktayım. Aynı zamanda Ameri-ka’da 2008 yılında kurulmuş olan, Türk ve Amerikan şirketlerini bir araya getirmek, Türk şirketlerine öncülük etmek ve Amerika’da-ki çalışmalarında yardımcı ol-mak amacıyla kurulmuş bulunan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), Denizcilik odası baş-kanlığı görevini de yürütmekte-yim. Bunun dışında 2009 yılından

bu yana Amerikan Sahil Güvenlik kurumunda (USCG) yardımcı ve destek ünitesinde görev yapmak-tayım. 2010 yılında ayrıca Ame-rika’da bir denizcilik kurumundan Gemi kiralama ve Brokerlik eğiti-mi ve diploması aldım.

Bu mesleği seçmenizdeki etkenler neydi?Aslında çocukluğumdan bugüne hep pilot olmak istemişimdir. Bu isteğime üniforma giymek arzusu da eklenince denizcilik okulu be-nim için cazip bir seçenek oldu. Ailemizde başka bir denizci ol-madığından birinci kuşak denizci olarak yeni nesil aile bireylerime, denizcilik eğitimine yönlendirici bir rol model oldum.

Pilotluk Hayali Onu Başarılı Bir Denizci Yaptı

Röpo

rtaj

Kubilay ULUCANATCOM DENİZCİLİK

Sektörü Başkanı

Dünya ekonomisinin daraldığı bu dönemde Amerika limanları ile çalış-mayan şirketler zorlanabilir.

2001 yılında eğitim amacıyla Amerika’ya giden ve 2005 yılında GAC Shipping firmasından aldığı iş teklifi üzerine orada yaşama-ya karar veren Kaptan Kubilay Ulucan, şu anda GAC Denizcilik fir-masında yönetici olarak çalışıyor. Bunun yanı sıra 2008 yılında ku-rulan ATCOM’un Denizcilik Sektörü Başkanlığı görevi-ni de yürütüyor.

7deniz Dergisi yayın hayatına başladığı günden itibaren makaleleri ile her sayımızda yer alan AmerikaTemsilcimiz Kaptan Kubilay Ulucan ile bu sayımıza özel bir röportaj gerçek-leştirdik.

Page 29: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 27 |

Her gurbette yaşayan insan gibi bizlerinde burada en büyük eksikliği Türki-ye’deki sosyal ortamlarımıza duyduğumuz özlemdir. Ancak son yıllardaki iletişim çağı ve imkanları bu eksikliğimizi bir nebze olsun azalttı.

2001 yılında eğitim amaçlı Ame-rika’ya gittiniz. Peki, GAC Ship-ping firmasından aldığınız teklif üzerine mi orada yaşamaya karar verdiniz? Ülkenizden uzakta baş-ka bir ülkede yaşamanın zorluk-larıyla karşılaştınız mı?Benim Amerika’ya geldiğim yıllar Amerika’nin ekonomik ve imaj olarak iyi konumda olduğu yıl-lardı. GAC denizcilik firması ile çalışmaya başlayana dek bu ülke-de sektör dışında işlerle meşgul oldum. Eğitimimi aldığım de-nizcilik sektörü üzerine çalışma fırsatı bulmam, Amerika’da kal-mamda en önemli etkendir. Her gurbette yaşayan insan gibi bizle-rinde burada en büyük eksikliği Türkiye’deki sosyal ortamlarımıza duyduğumuz özlemdir. Ancak son yıllardaki iletişim çağı ve im-kanları bu eksikliğimizi bir nebze olsun azalttı.

ATCOM’da her kesimden ve her düşünceden iş adamı bir arada…

Amerikan Türk Ticaret Odasi Denizcilik Sektörü Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Bize ATCOM’un kurulma amacından ve Türk denizcilik sektörüne sun-duğu katkılardan bahsedebilir misiniz?Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), New Jersey’de Türk Amerikan iş adamlarının iş, bilgi, kültürel ve sosyal durumlarını iyi-leştirmek, iki ülke arasında ticaret köprüsü olmak, beraberlikten kay-naklanan tasarruflar elde etmek amacıyla, kar amacı gütmeyen bir organizasyon olarak 11 Mart 2008’de kuruldu. ATCOM’un

genel merkezi Cherry Hill, New Jersey’de bulunuyor. ATCOM’un ayrıca 10’un üzerinde eyalette temsilciliği, Paterson, New Jersey ve New Castle, Delaware’de şube-leri var (Boston, Massachusetts şube çalışmaları hala devam et-mekte). Geniş bir tabana dayalı olan ATCOM, her kesimden ve her düşünceden iş adamının sa-dece Türkiye paydasıyla bir araya geldiği bir oluşumdur. Hali ha-zırda New Jersey, New York, De-laware, Pennsylvania ve Maryland başta olmak üzere Kuzey Amerika bölgesinde 200’ün üzerinde üyeye hitap etmektedir.

KOBİ’lerin mütevazı bir daya-nışması ile yola çıkan ATCOM, 2 sene gibi kısa bir süre zarfında bünyesinde Türk Hava Yolları, Ça-nakkale Seramik, İstikbal Mobil-ya, Vakıflar Bankası, Ziraat Ban-kası gibi Türk devlerini, Vintage, Preston Üniversitesi, Rowan Üni-versitesi, Beneficial Bank, Troy Granit gibi Amerikalı büyük işlet-meleri bulunduran uluslararası bir kuruluş haline geldi.ATCOM Ocak 2009’da imzaladığı bir protokolle (memorandum of understanding) Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (MÜ-SİAD) Amerika Birleşik Devletleri ortağıdır ve ABD kontak noktası olarak hizmet vermektedir. AT-COM ayrıca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dış Ticaret Müstaşarlığı’nın kurdu-ğu Dünya Türk İş Konseyi’nin (DTİK) Amerika Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi’dir. Amerika komi-tesi DTİK’in Kuzey Amerika, Ka-rayipler ve Güney Amerika bölge-

lerinden sorumludur. Türkiye’den İstanbul Ticaret Odası (İTO), Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO), Gebze Genç Sanayici ve İşadamları Derneği (GENCSİ-AD) gibi birçok şehrimizin ticaret ve sanayi odaları ile formal veya informal dayanışma ve iş birliği protokolleri olan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), Türkiye ile Amerika arasında çok sınırlı olan uluslararası ticareti artırma-ya katkıda bulunma amacını güt-mektedir.

ATCOM, faaliyetleri çerçevesinde şimdiye kadar Türkiye’den bir-çok önemli konuğu ağırladı. AT-COM’u geçtiğimiz bir yıl zarfında ziyaret eden simalar arasında, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Baka-nı Zafer Çağlayan, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TOBB Yöne-tim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İTO Başkanı Dr. Murat Yalçın-taş’ın dışında daha birçok isim sa-yılabilir. Ayrıca ATCOM Ameri-ka’daki ticari ve politik alanlardaki etkinliğini Denizcilik şirketleri-miz ve ülke tanıtımımız için lobi faaliyetine dönüştürmektedir.

ATCOM’a dahil olma süreciniz-den ve ATCOM’daki çalışmaları-nızdan bahsedebilir misiniz?ATCOM faliyetlerine, kurulduğu günden bugüne katılmaktaydım. Amerika’daki değişik sektörlerden Türk işadamları ile tanışma fırsatı yaratması dolayısı ile Amerikan Türk Ticaret odası, Amerika’da yaşayan kişiler ve Amerika ile iş yapmaya niyetli olan kurumunlar için en uygun ortamı sunmakta-dır. ATCOM Amerika’daki deniz-

Page 30: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 28 | • KASIM-ARALIK

Röpo

rtaj cilik sektöründe Türk şirketlerinin

temsil ve gelişim imkanını yarat-mak için bana getirdiği teklifden sonra 2012 yılında ATCOM de-nizcilik odasını bünyesinde kurdu ve yönetim kurulu seçimi ile bu sektörün başkanlığına getirildim. Çalışmalarımız Amerika ile iş yapmak isteyen denizcilik şirket-lerimize uygun şartları yaratıp ih-tiyaç duyduklari bilgi akışı, teknik ve hukuki desteği vermektir. Ayrı-ca Amerika’daki iş imkanlarını da üyelerimizle paylaşmakta ve onla-ra muhtemel veya mevcut ihalele-ri önceden bildirmekteyiz.

Türkiye’de denizcilik sektörünün geleceği için neler söyleyebilirsi-niz?Ülkemizde her sektörde olduğu gibi denizcilik sektöründe de ilk yatırımlar devlet eliyle yapılmış-tı. Bunlar elbetteki çok sınırlı ve rekabete açık değildi. Limanları-mızın özelleştirilmesi ve değişik sektörlerdeki büyük kuruluşların denizciliğe eğilimleri son yıllarda Türk deniz filosunun büyümesini ve gençleşmesini sağladi. Şirket-lerimizin profesyonel ellerde yö-netilmesi ile Türk deniz filomuz son yıllarda daimi olarak beyaz listede bulunmaktadır. Bununla beraber Türkiye, denizcilik eğiti-mine yaptığı yatırımların karşılı-ğını ilerleyen zamanlarda almaya başlayacaktır.

Deniz ticaret filosu ve denizyolu taşımacılığı, deniz yapıları (ter-saneler, limanlar, marinalar vb.), denizde seyir, can, mal ve çevre emniyeti, denizcilik eğitimi, kül-türü ve turizmi, ve Ar-Ge ve deniz teknolojileri alanlarının her birin-de yapılacak çalışmalar ülkemizi bölgesinde lider, uluslararası de-nizcilik arenasında da ilk sıralarda yer alan bir konuma getirecektir.

Denizcilik şirketlerimiz içinden ancak kurumsallaşabilen, kuşak-tan kuşağa geçen, aile yönetimine profosyonel yöneticileri de kay-naştırabilen şirketlerimiz ulus-lararası arenada rekabet edebilir durumda olacaklardır.

Şu an Türkiye-Amerika hattında kaç denizcilik şirketi çalışmakta? Amerika ile düzenli olarak çalışan çok fazla Türk şirketi bulunma-makta. Bununla beraber son 10 yılda bu şirketlerin sayısı belirgin şekilde arttı. Genelde tanker şir-ketlerimiz dünyanın büyük pet-rol şirketleri ile yapmış oldukları anlaşmalar sayesinde Amerika’ya düzenli seferler yapmaktadırlar. Bunun dışında birçok kuru yük şirketi sıklıkla Amerika limanla-rına yük getirmekte veya yükleme yapmaktadır. Ayrıca Amerika’nın doğu kıyılarından (New Jersey, Norfolk, Savannah) düzenli ola-rak sefer yapan bir de Türk liner konteyner şirketi bulunmaktadır. Amerika’ya düzenli sefer yapan tüm kuru yük ve tanker şirketle-ri ile yakın çalışmalarım mevcut olup, bu şirketlerimize gerek ça-lıştığım GAC Denizcilik gerekse ATCOM kurumumuz aracılığı ile yardımcı olmaktayım.

Amerika hattına çalışan armatör-lerimize iletmek istediğiniz mesa-jınız var mı?Güvenliğin ve terörizmin ön pla-na çıktığı yeni dünya düzeninde, Amerika limanlarına sefer yap-mak Türk denizcilik kurumları ve denizcilerimiz için endişe verici bir hal teşkil etmeye başladı. İyi bir ön çalışma yaparak hazırlanan şirketlerimiz bu seferlerden ba-şarıyla döndü. Yaklaşık 10 yıldır Türk denizcilik şirketlerimize bu seferlerinde bayrağımızı başarıyla taşımaları için yardımcı olmak-tayım. Genelde Akdeniz ve Ka-radeniz gibi yakın seferleri tercih eden şirketlerimizin altyapı ça-lışmalarını tamamladıktan sonra okyanus ötesine düzenli seferler yapabilmeleri sürpriz olmayacak-tır. Dünya ekonomisinin daraldığı bu yıllarda Amerika limanları ile çalışamayan şirketlerimizin de bu günlerde zorlanacağı aşikardır.

Denizle ilgili bir anınızı paylaşa-bilir misiniz? Denizde çalıştığım süre içerisin-de birçok tehlike atlattım ve güzel anlar da yaşadım. Denizde çalışan

herkesin tecrübe ettiği bu anılar-dan ziyade denizci olmamdan do-layı Amerika’da yaşadığım stresli bir anıdan bahsetmek istiyorum.

Amerika’ya 11 Eylül 2001 tarihin-de düzenlenen saldırı herkesin olduğu kadar benimde hayatımı etkiledi. O yıl Amerika’ya yeni gel-miştim ve eğitimime devam eder-ken bir yandan da çalısıyordum. Saldırıların olmasının ardından kısa bir süre sonra Amerikan Federal Arastırma Bürosu’ndan (FBI) 2 dedektif bir sabah kapı-mı çaldı ve benimle konuşmak istediklerini söylediler. Tabi ki bu bende büyük endişe yarattı, ma-lum o günlerde büyük bir bilgi kaosu yaşanmaktaydı. Dedektif-lerin benimle yaptıkları uzun gö-rüşmeler ve sorular sonunda bana açıkca sordukları soru bende şaş-kınlık yarattı. FBI ajansları benim bir gemiyi kullanıp kullanamaya-cağımı soruyorlardı. Benim ce-vabım elbette gemi yüzdürmenin veya haraket ettirmenin bir takım çalışması olduğu ve tek bir kişiy-le gemiyi götürmenin mümkün olmadığı idi. Ardından peki bir uçak kullanabilir misin diye sor-dular. Buna cevabım ise böyle bir eğitim almadım ancak uçak düşü-yorsa ve uçakta başka bir gönüllü yok ise uçmayı denerdim oldu.

Bu cevabı da oldukca samimi ve esprili bulmuş olacaklarki FBI de-dektiflerinin bu cevabıma güldük-lerini hatırlıyorum . Yaşadığım bu soruşturma ertesinde Amerika’da gazetelerde okuduğumuz haber-ler, güvenlik kurumlarının neden bu kadar endişeli olduklarını açık-lıyordu. Haberlere göre teröristle-rin bir sonraki hedefi Amerika’ya tanker veya LPG tipi gemilerle saldırı düzenlemekti. Denizcilik eğitimine ve mesleğine sahip ol-mamın bana yaşattığı en stresli günlerdi diyebilirim.

Okuyucularımıza yeni yıl mesajı-nız var mı?Herkese yeni yılının mutluluk, ba-şarı, sağlık ve bol kazanç getirme-sini diliyorum. Vira 2014…

Page 31: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 29 |

Page 32: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 30 | • KASIM-ARALIK

80 Temmuz - Ağustos 2013Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Page 33: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 31 |

dosya | Gemi İnşa, Bakım Onarım

80 Temmuz - Ağustos 2013Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

Adres: Evliya Çelebi Mah. Tersaneler Cad. Nuh San. Sit A Blok No:3 Tuzla - İSTANBUL / TÜRKİYETelefon: (+90 216) 395 29 30 - (+90 533) 500 76 93 / Fax: (+90 216) 446 68 48

E-Posta: [email protected] - www.huzuryat.com.tr

HAYALLERİNİZİGERÇEKLEŞTİRİYORUZ

Huzur Yat

İçinde bulunduğumuz şu dönemde sektörün yaşadığı en önemli problemlerden birisi tersanelerin kira sürelerinin tekrar 49 yıla tamamlanıp tamamlanmayacağıdır. Tuzla’da ciddi anlamda bir yatırım söz konusu ve Tuzla, Türkiye ekonomisi için ciddi girdiler sağlayan bir sektör. Tüm tersanelerde tersane kira süreleri tartışılırken, bizde Tuzla için önem arz eden bu konuyu sayfalarımıza taşıdık. 2008 yılında yaşanan krizin denizcilik sektöründe de olumsuz yansımaları oldu. Yaşanılan kriz nedeniyle kızaklar boş kalınca tersanecilerin çoğu bakım-onarıma yönelmek durumunda kaldı. Şu anda Tuzla Tersaneler Koyu’nda neredeyse tamir yapmayan tersane kalmadı. Sektörde yaşanılanları analiz etmek adına görüştüğümüz firmaların değerlendirmelerini ilerleyen sayfalarımızda bulabilirsiniz.

Page 34: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 32 | • KASIM-ARALIK

Dos

ya

Tersanelerin Geleceğine Yönelik Stratejisi Bir An Önce Belirlenmeli

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Süheyl DemirtaşGİSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı

2008 sonrası yaşanan kriz nedeniyle kızaklar boş kalınca tersanecilerin çoğu bakım-onarıma yöneldi. Bu tersaneler ayakta kalabilmek için ciddi indirimler yaptı ve sonuç olarak sektörde aşırı bir rekabet ortamı oluştu.

GİSAŞ Gemi İnşa Sanayi A.Ş., Tuzla Gemi İnşa ve Onarım Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren tersaneler ve yan sanayi kuruluşlarının katılımı ile 1995 yılında kuruldu. GİSAŞ, Tuzla Tersaneler Bölgesinde, tersane sahibi girişim-cilerin önemli bir vizyonu ile oluşturulmuş, 150’nin üzerinde çalışanı olan büyük bir anonim şirketidir. 30’un üzerinde ortağı olan ve büyük çoğun-luğunu tersane sahiplerinin oluşturduğu GİSAŞ, Tuzla tersaneler koyunda pilotaj ve römorkaj hizmeti vermekte. 5 römorkaja ve 2 de pilot botuna sahip. Tuzla’ya gelip giden tüm gemilerin manevrası GİSAŞ’ın sorumlulu-ğunda. Bu hizmeti devlet tarafından aldığı yetki ile yapmakta. Tuzla-Aydınlı koyu’nda 51 tesis yer almakta. Bu tesislerden 27’si tersane tanımına giriyor. 18’i tekne imal ve çekek yeri, 5’i kooperatif ve bir de denize kıyısı olmayan tesis var. GİSAŞ bu 51 tesise hizmet vermekte. Bu tesislerin yanı sıra Un Ro-Ro’ya da hizmet vermekte.

Page 35: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 33 |

“Şunu açıkça ifade edebilirim ki şu anda Tuzla Tersaneler Ko-yu’nda neredey-se tamir yap-mayan tersane kalmadı. Hatta bunun için yüzer havuz edinenler oldu. Dolayısıyla sektörümüz için bakım-onarım önem arz etmek-te”

GİSAŞ’ın öncelikli işinin römorkaj ve pilotaj hiz-meti vermek olduğunu belirten GİSAŞ Yöne-

tim Kurulu Başkanı Süheyl De-mirtaş; Tersanelerin raspalama işleminde kullandıkları griftin Türkiye’deki tek ithalatçısı da Gİ-SAŞ’tır. Deniz Kuvvetleri’nin işlet-mekte olduğu 2 askeri tersane, Gölcük ve Pendik’teki İstanbul Tersanesi dahil olmak üzere tüm grifti bizden alıyor. Bu yönüyle de sektörün en önemli bileşenini oluşturuyoruz. Bunun haricinde 8 mühendis arkadaşımızın gö-rev aldığı bir çevre danışma bi-rimimiz var. Tuzla Tersanesindeki tüm tesislere çevre danışmanlık hizmeti veriyoruz. Tüm lisans-lama ve çevre izinleri, onların takibi ile yönlendirilmesinde yardımcı oluyoruz. Ayrıca Te-miz Tuzla diye bir teknemiz var, onunla Tuzla koyunun temizliği-ne katkıda bulunuyoruz”.

GİSAŞ gemi inşa sektörünün önemli güçteki şirketlerinden biridir Demirtaş, GİSAŞ’ın neden kurul-

duğunu ve sektörün neden böyle bir yapılanmaya ihtiyacı olduğu-nu şöyle açıklıyor: “ Şu anda için-de bulunduğumuz GİSBİR Gemi İnşa Sanayisi Birliği 1971’de ku-rulmuş bir dernektir. Tersanelerin ulusal ve uluslararası platform-larda temsilciliğini yapmak ama-cıyla kurulur. O dönemlerde Der-nekler Kanunu, derneklerin bağış dışında başka bir ticari faaliyette bulunmasına izin vermiyordu. Dolayısıyla bağışlarla bu yapıla-rın büyümesi mümkün değildi. Ekonomik faaliyetten kaynak yaratmak gerekiyordu. Bunun üzerine GİSBİR’in üyeleri (ki yüz-de 90’ı GİSAŞ’ın kurucu ortakla-rıdır) GİSAŞ’ı kurarlar. GİSAŞ’ın yola çıkış amacı, derneğe sürekli ekonomik katkıda bulunacak bir yapı sağlamaktı. Geçen yıllar içerisinde hem sektörün büyü-mesi, hem de GİSAŞ’ın sektöre paralel büyümesi bizi bugünkü konuma getirdi. 2003 yılı sonra-sında ise yeni yasada derneklere bir iktisadi işletme kurma hakkı tanınmış. Dolayısı ile o sorun da ortadan kalktı fakat GİSAŞ bütün hızıyla yoluna devam etti. Çok

71 operasyonel tersane-den sadece bir tersanenin resmi olarak iflasına karar verildi. Dolayısıyla çok büyük sıkıntılar yaşayan tersaneler, bu dönemde hayatta kalmanın bir yolu-nu buldular. Fakat şu an 5 üyemiz savunma sanayinin projelerini başarı ile yapı-yor. Bu projeler Değer-San ile başladı. Değer-San milli karakol botu proje-si, RMK tersanesi sahil güvenlik kurtarma gemisi, İstanbul tersanesi yedek-leme ve kurtarma gemisi ve Yonca-Onuk tersanesi de sahil güvenliğe hızlı botlar yaptı. Tabi sektörün ayakta kalmasını sağlayan sadece tersaneler değil o tersanelere malzeme sağlayan ekipmancıların, tersanelerde eleman çalış-tıran alt firmalarla birlikte sektörün ayakta kalması sağlandı” dedi.

Page 36: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 34 | • KASIM-ARALIK

Dos

ya

rahatlıkla söyleyebilirim ki finan-sal açıdan gemi inşa sektörünün önemli güçteki şirketlerinden bi-risidir GİSAŞ.

Gemi inşa sektörünün yaşadığı sorunlara da değinen Demirtaş, 2008 ile başlayan süreçte dünya-da denizcilik sektörünün tüm za-manların en büyük krizini yaşa-dığını, 2008 yılı Mayıs ayında 11 bin ve üzerini görmüş Baltık kuru yük endeksinin Ekim 2008’de 650 – 670’ler civarına düştüğü-nü hatırlattı. Dünya ekonomisi için önemli bir parametre sayılan Baltık kuru yük endeksinde o yıl-larda yüzde 95 gibi ciddi bir dü-şüş yaşandı. 2014’te is 4 binleri gördü. Son bir yıldır 800 ila 1000 arasında gidip gelirken, son 3-4 aydır bu rakamda yaklaşık yüzde 50 yükselme görülmekte.

Kriz döneminde 71 tersane-den sadece biri iflas kararı aldıTürk gemi inşa sanayinin yaşanı-lan krizi başarı ile atlattığını be-lirten Demirtaş, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “ 71 operasyonel tersaneden sadece bir tersane-nin resmi olarak iflasına karar verildi. Dolayısıyla çok büyük sıkıntılar yaşayan tersaneler, bu dönemde hayatta kalmanın bir yolunu buldular. Fakat şu an 5 üyemiz savunma sanayinin pro-jelerini başarı ile yapıyor. Bu projeler Değer-San ile başladı.

Değer-San milli karakol botu pro-jesi, RMK Tersanesi sahil güvenlik kurtarma gemisi, İstanbul Tersa-nesi yedekleme ve kurtarma ge-misi ve Yonca-Onuk Tersanesi de sahil güvenliğe hızlı botlar yaptı. Tabi sektörün ayakta kalmasını sağlayan sadece tersaneler değil o tersanelere malzeme sağlayan ekipmancıların, tersanelerde eleman çalıştıran alt firmalarla birlikte sektörün ayakta kalması sağlandı” dedi.

Dünya üzerinde küçük bir yüz-de oluşturan ama hareketi ge-nel ekonomiden bağımsız olan niş marketlerin olduğuna dikkat çeken Demirtaş; “ Römorkör piyasası, balıkçı gemileri, plat-form supplay dediğimiz platform destek gemilerini yapanlar var. Son dönemde Türkiye’deki 20 tesise bakarsanız, yapılanların neredeyse hepsi bu gemilerden. Tanker ve konteyner gemisi ya-pan tersane pek göremezsiniz. Çünkü o segmentlerde hala ciddi sıkıntılar var” diyerek sektördeki bir diğer önemli konunun ise ba-kım-onarım olduğunun altını çiz-di. Her geminin bir klası vardır ve sertifiye olmak zorundadır dedi.

Tuzla Tersaneler Koyu’nda ta-mir yapmayan tersane kalma-dıBu dönemde kızaklar boşalınca, gemi inşa sanayicilerinin nere-

deyse tamamının tamire yönel-diğini ve şu anda sektörde 3 tip tersanenin var olduğunu ifade eden Demirtaş; “ 2008 yılından önce, sadece bakım-onarım ya-panlar (örneğin GEMAT ve Tuzla Shipyard gibi ), sadece gemi inşa yapanlar ve her ikisini bir arada yapanlar olarak 3 tip tersane vardı. Şunu açıkça ifade edebili-rim ki şu anda Tuzla Tersaneler Koyu’nda neredeyse tamir yap-mayan tersane kalmadı. Hatta bunun için yüzer havuz edinenler oldu. Dolayısıyla sektörümüz için bakım-onarım önem arz etmek-te. Bakım-onarımı önemli yapan ise devamlı bir faaliyet olmasıdır. Öte yandan sektörde aşırı reka-betin yaratmış olduğu bir durum söz konusu. Yani bir firma bir yıl-da 10 gemi onarıp, diğer yıl bu sayıyı iki katına çıkarsa dahi yine de cirosu yarı yarıya düşüyor. Bunun nedeni ise bakım-onarım sahası uzmanlık gerektiren bir sahadır ve sonradan bakım-ona-rıma yönelen tersaneler ayakta kalabilmek için ciddi indirimler yaptı ve bu da aşırı rekabete yol açtı. Bu durum sadece Türkiye’de değil dünyada da böyle” diyerek tersanelerin bakım-onarıma yö-nelmesi ile aşırı rekabet ortamı-nın oluştuğuna dikkat çekti.

Şu anda sektörün yaşadığı en önemli problemlerden birisi de tersanelerin kira sürelerinin tek-

Page 37: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 35 |

rar 49 yıla tamamlanıp tamam-lanmayacağıdır. Konuyla ilgili değerlendirmelerini sorduğumuz Demirtaş, şu açıklamayı yaptı: “ Öncelikle bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. GİSAŞ ola-rak bu konuyu farklı platformlar-da gündeme getirdik. Yasal dü-zenleme gereği tüm ülke kıyıları devletin malıdır. Tersaneler de kıyılarda, devletin malı arazileri üzerin konuşlanmıştır. Bu yerler devletten de kimisi 49 yıllığına, kimisi daha az süreyle irtifak hakkı sözleşmeleri ile kiralan-mış arazilerdir. Neticede devletin de bir stratejisi, planı programı vardır. Ancak burada çok ciddi yatırımlar var. Bu tersaneler ve yatırımlar, Tuzla için önemli bir değer oluşturuyor. Askeri gemi yaptığı için stratejik, istihdam ve ihracat girdisi sağladığı için eko-nomik önem arz ediyor. Dünya-da gemi inşa diğer sektörlerden farklı bir yere konur. Ülkemizde de bunun böyle olacağından şüphemiz yok. Ancak tersanele-rin kira süreleriyle ilgili durumu devletimizin bir an önce açıklığa kavuşturup, hem gemi inşanın hem de Tuzla Tersaneler Bölge-si’nin geleceğine yönelik strate-jisini belirgin bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.”

Türkiye’nin son 10 yıl içerisinde-ki ekonomik gelişimi, ülkemize olan yabancı yatırımcı ilgisini arttırdı diyen Demirtaş, Türki-ye’nin ekonomik açıdan bir cazi-be merkezi konumuna geldiğini ortaya koydu. Ancak artan ya-bancı ilgisinin olduğu böyle bir yerde, bugüne kadar tersanelere hiçbir yabancı yatırımcının talip olmadığını, bunun nedeninin de

tersane kiralarındaki kalan süre-ler olduğunu açıkça ifade eden Demirtaş; “ Buradaki yatırımlar milyon dolarla ifade edilen ya-tırımlardır. Yatırımcılarda bir yatı-rıma karar verdiği zaman, o ya-tırımın ne zaman döneceğini ve ne şekilde karlılık sağlayacağını öngörmek durumundadır. Ancak böyle bir ortamda bunun müm-kün olacağını sanmıyorum” dedi.Demirtaş, tersane kira süreleri-nin uzatılması konusunda Bakan-lığa, Müsteşara ve Genel Müdüre kadar tüm müracaatları yaptıkla-rını ve yapmaya da devam ettik-lerini, her platforma bu konuyu taşıdıklarını söyledi.

Her şey objektif, mantıklı, ma-kul olmalıdırSon dönemde tersanelerin, ter-sane kazaları ve çevre ile ilgili cezalarla gündeme gelmesini değerlendiren Demirtaş; “ Ter-sanecilik ve gemi inşa, ağır risk grubunda yer alan bir iştir. Maa-lesef dünyada ve ülkemizde de bu iş kolunda kazalar yaşanabi-liyor. Dileğimiz hiç yaşanmaması tabi ki. Kaybolan bir insan hayatı hiçbir şey ile ölçülmez. Biz, olan kazaların hepsinden son derece üzüntü duyduk. Gemi inşa sektö-rü eleştirilmeden önce matema-tiksel bir hesap yapılmalı. Zaten meydana gelen kaza da iflas eden bir firmada gerçekleşti. İf-las sürecinden kaynaklanan bir otorite boşluğundan dolayı böy-le bir olayın meydana geldiğini düşünüyorum. Daha önce eski tersane sahipleri kaza ihtimaline karşı uyarılmıştı. Tek bir olayın tüm tersaneye mal edilmesi çok yanlış. Toplamda kesilen ceza-lar ise bilgi v belge bazındadır.

Çünkü atık oluşturan bir sektör değiliz. Çevreye ciddi zararlar vermiyoruz. Ne atık suyumuz var ne de hava kirliliğine sebep olu-yoruz. Bu çıkan haberler objektif, mantık ve makul bir çerçevede yapılmalı” dedi.

GİSAŞ Çevre Danışmanlık Biri-mi 41 tesise hizmet veriyorTuzla Tersaneler Bölgesi’nde ver-diği çevre danışmanlık hizmeti hakkında GİSAŞ Çevre Danışman-lık Birimi Koordinatörü Türkan Manasır Öz şunları aktardı: “Gİ-SAŞ Çevre Danışmanlık Birimi sa-dece Tuzla Tersaneler Bölgesi’n-de faaliyet gösteren, GİSBİR‘in kardeş kuruluşu olan bir firmadır. Bu amaçla GİSAŞ bünyesinde ku-ruldu. Çevre Denetim Yönetmeli-ği kapsamında Türkiye’deki tüm tesisler ya bir çevre danışmanlık birimi kurmak zorunda ya da çevre görevlisi istihdam etmek istihdam etmek zorundalar. GİS-BİR ve GİSAŞ’ta 2010 Aralık ayın-da böyle bir birim kurmaya karar verdiler. Bu çevre birimi faaliyet-lerine 2011 yılında başladı. Şu anda birimde 8 kişi görev alıyor. Tuzla Tersane Bölgesi’nde sade-ce tersaneler olmak üzere 41 te-sise hizmet veriyoruz. Yaptığımız hizmetler sonucu Çevre Bakanlı-ğı’ndan teşekkür aldık ve bizzat takdir edildik.”

Son olarak sektörle ilgili yapılan tüm forumlara katıldıklarını söy-leyen Demirtaş, 6 ayda bir yapı-lan OİCD’nin gemi inşa çalışma grubuna katıldıklarını da belirte-rek, bu platformlarda edindikleri gözlemler neticesinde 2014’ün daha iyi bir yıl olacağını ifade etti.

“Tersanelerin kira süreleriy-le ilgili durumu devletimizin bir an önce açıklığa kavuşturup, hem gemi inşanın hem de Tuzla Tersaneler Böl-gesi’nin gele-ceğine yönelik stratejisini be-lirgin bir şekilde ortaya koyması gerekiyor.”

Page 38: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 36 | • KASIM-ARALIK

Dos

ya İstihdam sağlama-ya devam eden ve birçok yatırım veya başka giderlerden kısarak istihdamını bütçesiyle orantılı tutabilen şirketlere, vergi desteği veya yatırım faiz desteği gibi teşvikler veril-melidir.

Türk Gemi İnşa SanayiDünyaya Açılarak Büyük Tonajlı Projelere Hizmet Vermeli

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Gökalp GündoğduShipyard Famagusta Cyprus Genel Müdürü

Gemi havuzlama, kızaklama ile denizde gemilerin her türlü bakım-ona-rım işlerini ve her tip yeni gemi inşası da yapan Shipyard Famagusta Cyp-rus, Gazimağusa Tersanesi ile Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren gemilere hizmet sağlayan, aynı zamanda büyük doğu-batı ticaret rotaları üzerinde bulunan bir şirkettir. Şirket, halen bünyesinde bulunan 100 çalışanı ile fa-aliyetlerini sürdürmekte. Shipyard Famagusta Cyprus Genel Müdürü Gökalp Gündoğdu, son dö-nemde yaşanan, Türk gemi inşa, bakım-onarım ve tersanelerin içinde bu-lunduğu koşullarla ilgili görüşlerini 7deniz Dergisi ile paylaştı.

Page 39: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 37 |

Türkiye tersaneleri, için-

de bulunduğu dönemde,

bu koşullarda gemi inşa

bakım onarım ve iş kol-

larının varlığını uzun süre sür-

dürebilmesi için öncesinde acil

eylem planları alınması gerekti-

ğini belirten Gündoğdu; “Bu acil

planı örneğin yangın tehlikesine

karşı, olay gerçekleşmeden çok

önce planlanır, tatbikatlar yapılır

ve dersler çıkarılarak bir standart

haline dönüştürülür. Artık, bu

plana tâbi her kişi bu eylemin bir

parçasıdır ve planlanan yapıldığı

için karışıklığa, paniğe dönüşme-

den olay çözümlenir. Oysa bizim

piyasalarımız bütünüyle böyle

bir plan için geç kaldı. Şimdi dö-

nem, her firma için günü kurtar-

ma planlarıyla işlemekte” dedi.

Şirketlere vergi ve yatırım faizi

desteği gibi teşvikler verilmeli

Gündoğdu, alternatif olarak Türk

gemi inşa sanayinin hedefler ko-

yabileceğini, üyelerine boyutları-

na ve imkan kabiliyetlerine göre

kontrat imkanı verilebileceğini,

her üyesine pazarlama ve proje

yönetim desteğinin de sağlan-

ması gerektiğini vurguladı. Bu,

profesyonellerin elleriyle yapıl-

malı ve bunu bir devlet meselesi

olarak görüp devlet nezdinde de

kalkınma projesi olarak destek-

lenmelidir dedi. Kredi ve mali

desteğin dışında, dolaylı olarak

vergiler düşürülerek tersanelerin

ve yan sanayi kuruluşlarının ça-

lışmalarının desteklenebileceğini

belirten Gündoğdu; “İstihdam

sağlamaya devam eden ve bir-

çok yatırım veya başka giderler-

den kısarak istihdamını bütçe-

siyle orantılı tutabilen şirketlere,

vergi desteği veya yatırım faiz

desteği gibi teşvikler verilme-

lidir” diyerek Türk gemi inşa çı-

kışı ve devlet teşviki ile ilgili şu

değerlendirmede bulundu: “Türk

Gemi İnşa bir bütün olarak dün-

yaya açılmalı ve farklı, aynı za-

manda büyük tonajlı gemi proje-

lerine de artık hizmet vermelidir.

Akdeniz ve Karadeniz’de olan

trafiği yabana atmayarak, tamire

de bu desteği sağlamalıdır” dedi.

Gündoğdu, son olarak tersanele-

rinde 2+2 adet RINA klaslı 18 ton

çeki güçlü, manevra kabiliyeti

yüksek, maliyeti düşük römor-

körler inşa ettiklerini, 2 adedinin

ise 2014 Haziran-Eylül aylarında

anahtar teslim hazır olarak sa-

tışa sunulacağının bilgisini pay-

laştı.

“Türk Gemi İnşa bir bütün olarak dünya-ya açılmalı ve farklı, aynı zamanda büyük tonajlı gemi projele-rine de artık hizmet vermelidir.

Page 40: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 38 | • KASIM-ARALIK

Gemi İnşa Kalifiye Eleman Bulma Sıkıntısı Yaşıyor

Torlak, gemi inşanın 2023 hedeflerine ulaşabilmesi konusunda, birkaç offs-hore platform projesi ile

bu hacimlere çok rahat bir şekil-de ulaşılabileceğini, arz olduğu sürece talebi sağlamanın kolay olduğunu belirtti.

Sektöre küsen iş gücünün dön-mesi için cazip fırsatlar sunul-malıSektörde yaşanan en belirgin problem ise kalifiye eleman bul-ma sıkıntısı. Kriz sonrası sektöre küsen bir iş gücü var. Kalifiye elemanların neredeyse tamamı-

nın başka sektörlere kaydığını ve geri dönüş yapmak istemediğini belirten Torlak, sektöre küsen bu iş gücünün dönüş yapması için çok cazip fırsatların sunulması gerektiğini, ancak bu fırsatlar su-nulduğu takdirde Türk gemi inşa sektörü, maliyet ve işçilik açısın-

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Mustafa Kemal TorlakTORGEM Yönetim Kurulu Başkanı

Gemi inşa sektörü 2023 hedeflerine birkaç offshore platform projesi ile çok rahat bir şekilde ulaşılabilir.

Sektörün, 2008 krizi sonrasında durağan bir döneme girdiğini, birçok tersa-nenin elindeki işleri bitirdikten sonra atıl bir duruma düştüğünü ifade eden Torgem Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kemal Torlak, ancak 2012-2013 yılı içerisinde bir hareketlenmenin olduğunu ifade etti. 2014’ün ise daha umut verici bir profil çizdiğini de sözlerine ekledi. Gemi inşa konusunda hacmin biraz daha büyüyeceği kanaatinde olduklarını ve kriz sonrası yıllara oranla daha iyiye doğru bir gidişatın başladığını belirten Torlak, gemi tip-lerindeki değişikliklerle ilgili şöyle dedi: “Gemi tiplerinde bazı değişiklikler gözleniyor. Piyasada daha çok Norveç projeleri hakim. Torgem olarak Or-tadoğu’da ufak tip gemiler ve balıkçı gemileri yapıyoruz. Gözlemlediğim kadarı ile daha çok ticari yük gemileri haricindeki gemilerde bir yoğunluk ve talep var. Gemi inşa bu süreci hafif büyümeler ile devam ettirecek gibi gözüküyor.”

Dos

ya

Page 41: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 39 |

dan Avrupa’daki sektör ile eşit duruma gelebileceğini ifade etti. İşlem hacminde yıllık yüzde 5-10 gibi bir artış olsa bile iş gücünde-ki sıkıntının son dönemde yoğun bir şekilde hissedildiğini hatırlat-tı. İş gücünü geri çekebilmek için maliyetlerin ikiye katlanması ge-rekiyor. Ancak bu durumda dev-let, sektörü teşvik edici bir takım önlemler almalı, aksi takdirde ne kadar işlem hacmi ve rakamlar büyüyor gibi gözükse de sektör kan kaybetmeye devam eder. Kalifiye eleman sıkıntısı iş gücü fiyatlarını arttırıp, az iş gücünün proje teslim sürecini uzatarak maliyetlerin artmasına ve karlı-lık seviyesinin azalmasına neden olur diyen Torlak, bu durumda iş alınsa dahi zara etme olasılığı-nın yüksek olduğunu söyledi. Bu gelişmeler neticesinde sektörde riskli bir tablonun hakim olduğu ortaya konuldu.

Kira süreleri 49 yıla çıkarıl-mazsa sektör çok fazla zara görürTersanelerin 49 yıllık kira sü-relerinde olumsuz bir sonucun çıkması durumunda sektörün ol-dukça fazla zarar görebileceğini belirten Torlak; “Bizim 22 yılımız kaldı. İş gücünden daha fazla ve-rim almak ve tersanenin ömrünü uzatmak için yatırım yapmamız gerekiyor. Fakat yatırım yapmaya kalkışsak, yaptığımız yatırımdan ne kadar sürede dönüş alabiliriz diye bir analiz yaptığımızda orta-ya şu çıkıyor; diyelim ki 10 yılda yaptığımız yatırımı geri alsak bile

geriye bir 10 yılımız kalıyor. O 10 yılda ne olacağını ise sektörün içinde bulunduğu koşullar nede-ni ile öngöremiyoruz” dedi.Tersanelerin yaşadığı bir diğer problemin ise yer sorunu oldu-ğuna değinen Torlak, Haliç’ten sonra Tuzla’ya taşınan tersane-lerin, ikinci kez yer değiştirmesi durumunda sektör çok fazla de-ğer kaybeder dedi. Özellikle de uluslararası piyasada… Torlak; “1980’li yılların başında Haliç’ten Tuzla’ya gidin dediler. 2030’larda da denecek ki Yalova’ya gidin. Zaten bunu kısmen der gibi oldu-lar. Böyle bir durumun olması ih-timalinde Tuzla’dan ayrılanlar ya Yalova’dan yer alacaklar ya da Yalova’dakiler yetmeyecek, baş-ka bir lokasyon belirlenip orada yatırımlar yapılacak. Bu tablo sonucunda ne olacağını kestire-miyoruz. Bu da sektör için iyi bir gösterge değil. Zaten bu durum-da yabancı yatırımcı da yatırım yapmaktan kaçınır” dedi. Kira süreleri ile ilgili olumlu yön-de bir karar çıkarsa kesinlikle yatırım yapmayı planladıklarını söyleyen Torlak, böyle bir du-rumda çok rahat yabancı yatı-rımcı da bulunabileceğine dikkat çekti.Bankacılık veya finansman bacağı tersaneler üzerinden müşteriye sunulabilir hale gel-meliTorlak, şu anda Türk gemi inşanın olumlu yönde bir marka değeri-nin olduğunu, bu değerin artma-sında son zamanlardaki askeri ihalelerin ve kamu ihalelerinin

sağladığını ifade etti. Bu değerin sürekliliğinin sağlanması için atı-lacak birkaç adım var diyen Tor-lak; “İlk olarak kira sürelerinin 49 yıla uzatmak ve ekonomik olarak rekabetçi hale gelebilmek gere-kiyor. Çünkü tersanelerimizin ka-pasitesine göre gelen siparişler çok sınırlı. Onu arttırmanın yolu ise daha cazip hale getirmektir. Cazip hale getirmenin en gü-zel yolu ise teşvik sağlamaktan geçer. Bu teşvik ya uluslararası kontaklar ile sağlanmalı ya da bir kredi yapılanmasına gidip müş-teri potansiyelimizi arttırarak sağlanmalı. Bir diğeri ise ban-kacılık veya finansman bacağı-tersaneler üzerinden müşteriye sunulabilir hale gelmeli. Finans-man bacağı armatöre sunulduğu zaman armatör uluslararası piya-sada kendi tercihini yapabiliyor fakat tersane üzerinden yapıldığı zaman müşteri direkt çekilebi-lir. Yapılması gereken sadece fi-nansman bacağı değiştirilmeli” açıklamasını yaptı.Torgem bünyesinde şu anda 10 inşaatları olduğunu söyleyen Tor-lak, bu inşaatlardan 8 tanesini haftaya teslim edeceklerini, 2 tanesinin ise kızakta olduğunun belirtti. Torlak; “Bir 10 tane daha paketimiz var. İmzaları attık fa-kat henüz inşaatlarına başlama-dık. Önümüzdeki senelerde baş-layacağız. Teslim programımız 2018’e kadar dolu. Hali hazırdaki siparişlerimiz kapasitemizin yüz-de 20’sini teşkil ediyor” dedi.

Sektöre küsen iş gücünün dönüş yapması için çok cazip fırsatlar sunulmalı. An-cak bu fırsatlar sunulduğu tak-dirde Türk gemi inşa sektörü, maliyet ve işçilik açısından Avru-pa’daki sektör ile eşit duruma gelebilir.

Page 42: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 40 | • KASIM-ARALIK

Dos

ya

Türkiye Dünya Denizcilik Sektöründe Söz Sahibi

Havuzlarda yüzde 50, yeni inşada ise yüksek bir pa-zar payına sahip oldukla-rını belirten Jotun Türki-

ye firma sahibi Şükrü Ergün bu başarıyı ekibine ve yüksek ürün kalitesine bağlıyor. Şirketin en büyük varlığının ekipleri olduğu-nu belirten Ergün; “Şirket bünye-sinde yer alan tüm arkadaşları-mız özenle seçilmiş, uzun yıllar emek verilmiş kişilerdir” diyerek organik büyümeye inandıklarını ve genç yetenekleri şirket kültü-rü ile yetiştirdiklerine dikkat çe-kiyor. Bakıldığı zaman Jotun Tür-kiye, Jotun ülkeleri arasında da örnek gösterilen bir organizas-yona sahip. Ergün, yöneticilerin başarılarının ise Jotun Global’in dikkatini çektiğini ve bu per-formansları onların uluslararası platforma transferlerini berabe-rinde getirdiğini de sözlerine ek-ledi. Jotun bünyesinde uluslara-rası görevde bulunan birçok Türk yönetici de bulunmakta.

Son 10 yıllık süreçte Türki-ye’nin gemi inşa kapasitesi artış gösterdiTürkiye’nin dünya denizcilik sektöründe, geçmişte küçük bir paya sahipken, günümüzde bu payı yükselttiğine ve söz sahibi bir konuma ulaştığına değinen Ergün; “Özellikle son 10 yıllık süreçte Türkiye’nin gemi inşa

kapasitesinin arttığını görmek-teyiz, fakat ekonomik kriz ne-deniyle yatırımları durdurulmuş tersane sayısı da oldukça fazla. Aktif tersanelerin büyük kısmı da yeni sipariş bulamadığı için gemilerin bakım onarım faali-yetlerine yöneldi. Unutmama-lıyız ki Türkiye jeopolitik açıdan önemli bir konumda bulunuyor ve dünyada denizcilik sektörü için yeni bir merkez olabilecek kapasitede. Tek ihtiyacımız ola-nın doğru alt yapının kurulması olduğuna inanıyorum” dedi.2012 yılı sonunda yeni bir global yapılanmaya geçen ve dünyayı 7 parçaya bölen Jotun, her böl-geyi ayrı bir yönetime bağlaya-rak Türkiye’yi de Jotun’un, Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölgesi’nin merkezi haline getirdi. Türki-ye’nin merkez olduğu bölgede Rusya, Balkanların bir kısmı, Ka-radeniz ülkeleri ve Çin sınırına kadar tüm ülkeler mevcut.

Dünyanın en büyük inşaat boyaları, deniz boyala-rı, endüstri boyaları ve toz boya üreticilerinden biri olan ve Norveç’te kurulan Jotun Boya, 80 yıllık uluslararası dene-yimi ile bugün 5 kıtada 71 şirketi ve 40 fabrikasıyla faaliyet göstermektedir. Birçok sektörün ihtiyacını karşılayan firma, yüksek müşteri memnuniyeti, ileri teknolojisi, geniş Ar-Ge ağı, yüksek ürün kalitesi ve mükemmel teknik ser-vis ilkelerini, her koşulda koruyarak günümüze kadar başarılı bir şekilde gelmiştir.

Türkiye jeopoli-tik açıdan önem-li bir konumda bulunuyor ve dünyada deniz-cilik sektörü için yeni bir merkez olabilecek kapa-sitede. Gerekli olan ise doğru alt yapının kurul-masıdır.

“Türkiye dünya denizcilik sektörün-de, geçmişte küçük bir paya sahipken, günümüzde bu payı yükselterek söz sahibi bir konuma ulaştı.”

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Şükrü ErgünJOTUN, Doğu Avrupa ve Başkan Yardımcısı

Page 43: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 41 |

Page 44: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 42 | • KASIM-ARALIK

Tuzla, önemini ve geçerliliğini asla kaybetmemeli

Sektöründe ilk üçte yer

alıyor

Türkiye’deki öncelikli he-

deflerinin İnternational

Boya’nın kalitesini, Türkiye mar-

ketlerine tanıtmak olduğunu dile

getiren İnternational Paint Pa-

zarlama’nın Marine EMEA Bölge

Müdürü Kaptan Cengiz Karabü-

ber, 20 yıl içerisinde bu hedefle-

rine ulaştıklarını söyledi. Kara-

büber, “İnternational Boya’nın

sektöründe ilk üçte yer aldığını

söyleyebiliriz” dedi.

İnternational Boya marin bo-

yaların market paylarında li-

der konumda

İnternational Boya’nın marin bo-

yalarında dünyadaki pazar payı

ve market payının birbirine çok

yakın olmakla beraber market

paylarının liderlik düzeyinde

olduğunu söyleyen Karabüber,

market paylarının birkaç boya

firması ile çok yakın bir dilimde

yer aldığını, buna sanayi ve yat

boyaları dahil olduğunda ise

farklı yüzdelerin ölçülebileceğini

belirtti. İnternational, global baz-

Kaptan Cengiz Karabüberİnternational Paint Pazarlama Marine EMEA Bölge Müdürü

Akzonobel, merkezi Hollanda’da bulunan ve geçmişi 1700’lü yıllara dayanan ol-dukça köklü bir firma olan, İnternational Boya’nın bağlı olduğu bir holdingdir. 50 ülkede üretim, 85 ülkede operasyon ve 60 binin üzerinde çalışanının olduğu çok uluslu bir kimya devidir. İnternational Boya, yaklaşık 18 yıl önce Akzonobel bün-yesine dahil olur. Önce deniz boyaları üreterek sektöre adım atan İnternational Boya, sonrasında yat ve sanayi boyalarını da üretim bandına dahil eder. Türki-ye’deki yapılanması önce distribütörlük yöntemi ile olur. Ancak 1994 yılında yüz-de 100 sermayeli firma olan İnternational Paint Pazarlama kurulur. İnternational Boya, Türkiye pazarına marin, sanayi ve yat boyaları olmak üzere üç farklı seg-mentte hizmet sunmakta. Hali hazırdaki boyaların tamamı İngiltere ve İsveç’teki fabrikada üretilip Türkiye’ye gelmekte.

Dos

yadosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Page 45: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 43 |

da ise teknolojiye öncülük ede-

rek, market payındaki liderliğini

devam ettirme vizyonunu ortaya

koymuştur.

2008 sonundaki global krize

kadar her şeyin çok iyi gittiğini,

tersanelerin neredeyse kendi sa-

haları içerisinde yer bulamadığı-

nı belirten Karabüber; “Firmalar,

tersane dışında Orhanlı’ya kadar

boş olan her sahada, taahhütle-

rini yerine getirebilmek için üre-

tim yapar durumdaydılar. Ancak

krizle beraber siparişlerin iptal

olması, sektörü ciddi bir kaosa

soktu. Bazı tersaneler bu duru-

ma ya hazırlıklıydı ya da sistem-

leri tam oturmuştu. Bu sebeple

sıkıntılı ve sancılı dönemi daha

az hasarla atlattılar. Ancak geçen

yıl gördüğümüz olumlu işaretler

2013 yılında daha da güçlendi.

Özellikle spesifik gemilerde İs-

kandinav ülkelerinden, eskiden

kabuk olarak verilen siparişlerin

zaman içerisinde anahtar tesli-

me döndüğünü gördük. Bu da

esasında Türkiye’deki yeni gemi

inşanın kalitesine duyulan güve-

nin bir göstergesidir” dedi. Ter-

sanelerin, anahtar teslim gemi

yapabilecek donanıma, kaliteye,

imkana ve tecrübeye sahip ol-

duğunu, sadece yabancı müş-

terilerin bunu görmesi ve buna

inanmasının biraz zaman aldı-

ğını söyleyen Karabüber, bunda,

yapılan iyi işlerin iyi bir referans

olduğunu ve yeni siparişlerin

gelmesini sağladığını da sözleri-

ne ekledi.

Yakın zamanda Türkiye’deki

gemi inşa marketine bakıldığı

zaman gerek Türk donanmasının,

gerekse civardaki komşu donan-

maların, dolaylı olarak vermiş

oldukları siparişlerin canlılık ya-

rattığı, ayrıca spesifik gemilerde;

açık deniz temin gemisi, destek

gemisi, balıkçı gemisi, offshore

gemisi diye adlandırılan gemiler

ve römorkörde oldukça iyi yönle-

re doğru bir gidiş var. Firmaların,

krizi fırsata çevirip hatta büyüye-

rek ve yatırımlar yaparak geliştiği

gözlenmekte.

Gemi inşa sanayinin istenilen se-

viyelere ulaşabilmesi için devlet

teşvikinin sağlanması gerektiği-

ne dikkat çeken Karabüber, ter-

sanelerin devletten bekledikleri

desteği alamadıklarını söyledi.

Devlet desteği alınmış olsaydı,

mevcut yabancı siparişlerin Tür-

kiye’de kalması sağlanabilir ve

Uzakdoğu’ya gitmemesine teş-

vikle engel olunabilirdi.

Geçmiş dönemde talepleri kar-

şılayabilmek adına çok büyük

yatırımların yapıldığını, bu ya-

tırımların ömrü olan yatırımlar

olduğunun ifade eden Karabü-

ber; Tuzla mutlaka devamlılığını

sürdürmeli. Kapasitenin kullanıl-

ması bakımından yeni tersane

bölgesi olarak Altınova büyük bir

artı oluşturmakta. Fakat Tuzla,

önemini ve geçerliliğini asla kay-

betmemeli” dedi.

Bakım-onarımda bölgedeki en

iddialı ülkeyiz

Sektörle ilgili oldukça pozitif dü-

şüncelere sahip olduğunu ifade

eden Karabüber, son olarak ola-

rak şunları aktardı: “5 yıllık bir

süre zarfında kapasitenin düş-

mesi, işlerin azalması ve aka-

binde yeniden bir iyileşmenin

olması bizlere sabrı öğretti. Yani

planlarımızı kısa vadede değil

de uzun vadede yapmamız ge-

rektiğini gördük. 2012-2013 yılı

bu anlamda umut verici bir yıl

oldu. Zaten bunu ihracat rakam-

larından da görmekteyiz. İnanı-

yorum ki 2014 yılı çok daha iyi

bir yıl olacak ve yıldan yıla gerek

gemi inşa sektörü, gerekse gemi

bakım onarım sektörümüz yük-

selen bir grafiği olacaktır. Krizle

beraber gemi inşa pazarının dibe

vurması ve siparişlerin iptal edil-

mesi, bizi sektör olarak bakım-o-

narıma yöneltti. Zaten bakım ve

onarım konusunda kalitemiz or-

tada. Bu konuda bölgedeki en id-

dialı ülkeyiz. Verilere baktığımız

zaman yıldan yıla bakım-onarım

volümümüzün arttığını söyle-

yebiliriz. Türkiye’yi tercih eden

yabancı bayraklı gemi sayısı her

geçen gün artıyor. Gemi inşa ve

bakım-onarım konusunda ileriye

dönük oldukça umutluyum ve

daha da iyi olacağını düşünüyo-

rum.”

Türk tersaneleri, anahtar teslim gemi yapabile-cek donanıma, kaliteye, imkana ve tecrübeye sa-hip. Ancak iste-nilen seviyelere ulaşabilmesi için devlet teşvikinin sağlanması şart.

“Tersane kira süre-leri tekrar 49 yıla çı-karılmalı. Türk gemi inşa sanayi önünü görmek istiyor. Aksi takdirde gemi inşa sanayimizin kaderi ve izleyeceği yol bir belirsizliğe gidecek-tir”

Page 46: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 44 | • KASIM-ARALIK

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Ham Maddenin Uygun Fiyata Alınması İçin Bazı Önlemler Alınması Şart

Fuat ÇolakSelay Group Genel Müdürü

Selay Group, farklı gemi tipi ve özel maksatlı gemilerde ciddi projelere imza atarak, bu gemi tiplerinde bir marka olma yolunda ilerliyor.

Tersane faaliyetlerine 1988 yıllarında başlayan Selay Group, Türkiye’de tanker ve kimyasal tankeri ilk imal eden firmadır. 2005 yılında kendi tersanesini alan firma, bugüne kadar şu andaki projeleri de dahil olmak üzere yaklaşık 42 proje gerçekleştirdi. Farklı gemi tiplerini tersanelerine kazandırmayı hedefleyen firma, çok detaylı olmamakla beraber bakım-onarım işi de yapmakta. İskele ve rıhtım bedeli karşılığında ufak tamirler yaptıklarını dile getiren Selay Group Genel Mü-dürü Fuat Çolak, bu konuda çok fazla havuz olduğunu ve şartlara göre ilerlemeyi tercih ettiklerini söyledi.

Dos

ya

Page 47: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 45 |

“Sektör olarak baktığımızda şöyle bir durum ortaya çıkıyor; şu anda tersa-nesinde proje-si olan kişiler ancak finans konularını ayar-lamış, teminat ve garanti mektup-larını alıp-vermiş kişilerdir. Fakat krizden sonra bankaların, ter-sanelere bakış açısı da değişti. Bu durum bir an önce değiştiril-meli.

Türkiye‘de gemi inşaya kat-kı sağlamış olmanın ken-dileri için gurur verici oldu-ğunu belirten Çolak, Tuzla

Tersaneler bölgesinin bir marka olduğunu ve bu marka değerinin devam ettirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “ Tuzla tersane-leri, gemi inşadaki potansiyelini kaybetti. Gemi inşa artık eskisi gibi değil ve 2008 krizi ile be-raber gemi sipariş sayısında bir düşüş yaşandı” dedi. Diğer yan-dan bakım-onarım konusunda sektörün iyi referanslara sahip olduğuna belirten Çolak; “Bu du-rum diğer tersanelere de sıçradı. Tabi gemi inşadan ne kadar pay alabiliriz veya eski günlere döne-bilir miyiz diye çalışmalar yapı-yoruz. Bu konuda hem biz hem de GİSBİR birtakım çalışmalar yapmakta. Artık, eski devir sona erdi. Bizlerin çok ciddi bir şekilde hem araştırma geliştirme, hem de müşteri ziyaretleri yapması gerek. Dünyada süregelen bu

gemi inşa trafiğinden pay ala-bilmek için hala geç kalınmadı-ğını düşünüyorum ve bu trafikte Uzakdoğu’daki tersanelerin aktif

bir yol oynadığını söyleyebilirim” diyerek 2008 yılı sonrası tanker ve kuru yük gemilerinin çok fazla yapılamamasına da dikkat çekti.

Tuzla’nın gemi ihracatı %1Avrupa’da tersaneciliğin gemi inşa tarafında hemen hemen durduğu bu ortamda, farklı ol-mak ve farklılık yaratmak adına tersanelerin de ortak hareket et-mesi gerektiğini belirten Çolak; “ Sektöre baktığımızda şöyle bir durum ortaya çıkıyor; şu anda elinde projesi olan tersaneleri-miz finansal açıdan güçlü, gerek-li teminat ve garanti mektupları-nı ayarlamış olan tüzel kişilerdir. Fakat krizden sonra bankaların, tersanelere bakış açısı da de-ğişti. Bu durum bir an önce de-ğiştirilmeli. Tersanelerin, sipariş iptalleri yüzünden gereksiz yere krizden dolayı borç yükümlülüğü artmış olup, elimizde kalan ge-milere sahip olmak durumunda kalındı ve bu gemileri tersane-

“Bütün tersanelerin belli bir kapasiteye kadar ham madde ihtiyaçları belirlenip, ortak olarak aynı satın alma yapılıp toplu indirim sağla-nabilir. Ayrıca bize uygun fiyatta sacın verilmesi için bazı teşvikler yapılmalı. Gemi inşa, dünya-nın en büyük ikinci sanayisidir.”

Page 48: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 46 | • KASIM-ARALIK

18 Mart - Nisan 2013

Dos

ya

lerimiz işletmek gibi ek külfet gereken faaliyetlerimizin oluş-masına neden olmuştur. Dolayı-sıyla bu da çok ciddi borçlanma-lar yarattı. Bu süreçte tersaneler yatırım yapmaya devam etti. Fakat proje alamayınca o yatırım maliyeti, genel giderler ve tabi sonrasında gelen yeni bir kural ve regülasyonların değişimi gibi durumlar da eklenince, tersane-lerin borçları daha da arttı. An-cak bizim sektörün bir handikapı var, o da ham madde sorunu. Uzakdoğu ile rekabet edemiyo-ruz, çünkü onlar saç ve profili, ekipman ve sevk sistemlerini uygun fiyata alıyorlar. Biz ise sac alımlarını çok yüksek fiyatlarla yurtdışından ya da Erdemir’den temin diyoruz. Bu donanımlar neredeyse inşaatın yüzde 40-50 sini oluşturmakta. Devlet banka-ları sektörümüzü, kontrat veya iş bazında desteklemeli” açıklama-sında bulundu.

Türkiye’de yapılmış ilk proje…Şu anda tersanelerinde daha çok niş projeler yaptıklarını belirten Çolak, boyut olarak daha ufak fakat içerisinde katma değer üstünlüğü olan, ciddi sermayeli projelere yöneldiklerini söyle-di. “Tersanemizde 1 + 1 olmak

üzere Ropax gemisi inşası de-vem etmektedir” diyen Çolak, dizaynını tamamen armatör ile birlikte tasarladıkları bu projeye başladıklarının bilgisini verdi. Bu projenin, 450 taşıma kapasiteli yolcu, 54 kamyon ya da 36 tır taşıma kapasiteli olacağını, mi-nimum güç ve minimum yakıt tüketimi ile maksimum hız ve yakıt tasarrufu da sağlayabile-ceğine dikkat çeken Çolak; “ Bu projelerimizin devamı gelecek. Yurtdışındaki yatırımcılar da bu proje ile çok ciddi ilgileniyor. Ayrıca buna ilaveten 2 adet Oil Recovery Vessel olmak üzere Irak hükümetine çevreci gemi-ler inşa etmekteyiz. Yapacağımız bu gemiler Basra Körfezi’nde, deniz yüzeyindeki sıvı ve katık atıkları depolama donanımına sahip olup, Türkiye’de bu boyut-ta yapılmış ilk projelerdir. Offsho-re tipi bu gemilerde seri sipariş yakalama durumumuz var, hatta üçüncü imzamızı attık” diyerek bu tonajda, bu gemi tiplerinde bir marka olma yolunda adım attıklarını aktardı.

‘Norveç bize anahtar teslim gemi inşa ettiriyor’Çolak, Türkiye’de gemi inşanın zamanla çok iyi yerlere geldiğini,

20-30 yıl öncesinde bin veya 2 bin tonluk gemi inşa eden ter-sanelerin şimdi askeri gemi inşa etme noktasına olduğunu, hatta 2001 yılından itibaren ihraca-tın krize kadar çok ciddi şekilde arttığı istatistiklerden görülebilir diyerek şöyle devam etti: “Dola-yısıyla devletimize tersaneciliği ve yaratmış olduğu katma değe-rin önemini anlatmak şart. Gemi inşada Norveç sektörün baş oyuncusudur. Tersanelerimiz-de Norveç’e yapılan farklı gemi tipleri içerisinde anahtar teslim projelerimiz de var.”

Bireysel başarılar günlük ba-şarılardır, toplu hareket etmek başarı sağlarSon olarak sektörün rekabet şartlarının geliştirilmesinin ve ham maddeleri daha uygun fiya-ta almak için bir mekanizmanın yaratılması gerektiğini söyleyen Çolak; “ Bütün tersanelerin belli bir kapasiteye kadar ham madde ihtiyaçları belirlenip, ortak ola-rak aynı satın alma yapılıp toplu indirim sağlanabilir. Ayrıca bize uygun fiyatta sacın verilmesi için bazı teşvikler yapılmalı.

Gemi inşa, dünyanın en büyük ikinci sanayisidir. Uçak sanayiden sonra ağır sanayi gemi sanayidir. Diğer yandan sektörümüze olan bakış açısını değiştirip, tersane ile ilgili bir iktisat komisyonu ku-rulmalı. Nasıl ki devlet planlama teşkilatının bazı sektörlerle ilgili iktisasları varsa, bu komisyon da odaların yardımıyla hayata geçi-rilmeli. Öte yandan Murat Kıran başkanlığındaki GİSBİR çok güzel işler yapıyor. Fakat biz tersaneci-lerin de bir şeyler yapması gere-kiyor. Bireysel başarılar günlük başarılardır, toplu hareket etmek her zaman bu sektöre hareket getirir” dedi.

Page 49: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 47 |

18 Mart - Nisan 2013

Page 50: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 48 | • KASIM-ARALIK

Dos

ya

70 dönümlük arazi alanını 40 dönüm daha genişletmeyi planlayan Cemre Tersanesi, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Bin 2 yüz personeli ile çalışan tersane, 2012’de 6, 2013’te ise 4 gemiyi denize indirerek tam kapasite ile çalışmalarına devam etmekte.

Gemi inşa sektörünün niş projelere ihtiyacı var

İ İstanbul Tersanesi Komu-tanlığı’nda 2 adet Anchor handling denilen offshore support gemisinin çelik ka-

buk inşaatı yapılmaya başlandık-tan sonra 2006’da Cemre bünye-sine katılan Cemre Mühendislik Ticaret ve Pazarlama Müdürü Si-nan Kavala, Tersanesi’nin şu anki iş potansiyelini, yapılan projeleri ve gelecek dönem hedeflerini 7de-niz Dergisi’ne değerlendirdi.

Cemre Tersanesi’nin kurulduğu yıldan bugüne yükselen bir grafi-ğinin olduğunu söyleyen Kavala, Pendik’te askeri tersanedeki ki-ralık alanda 9 gemi, Ereğli’de bir gemi yapıldığını ve geri kalan 18 gemiyi de Yalova’da kendi tersane-lerinde yapılarak teslim edildiğini aktardı. Bu işe ilk olarak kabuk ile başladıklarını, şu anda donatımlı gemi de inşa ettiklerini söyleyen Kavala; “ İlk olarak Norveçli Se-aworks AS firmasına, 2 bin ton

ufak bulk carrier ( kum taşıma gemisi ) ile donatımlı gemi yap-maya başladık. Gemiler şu anda Norveç’te çalışır vaziyette. Sonra-sında bir de 75 metre Purse seiner / trawler ( gırgır ve trol gemisi ) dedikleri donatımlı, kombine ba-lıkçı gemisi siparişi aldık. Bu ge-miyi 2 hafta önce denize indirdik ve Mart sonunda teslim etmeyi planlıyoruz. Buna ilaveten yine Norveç’ten 2 adet donatımlı sis-mik destek gemisi siparişi aldık.

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Sinan KAVALACemre Mühendislik Ticaret Müdürü

Page 51: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 49 |

Bu gemileri 2015’in son çeyreğin-de teslim edeceğiz” dedi.

Tersane tam kapasite ile çalış-makta2012’de 6, 2013 yılı içerisinde ise 4 gemiyi denize indirdiklerini, şu anda tersanelerinde 10 order ( si-pariş ) olduğunu belirten Kavala, Cemre Tersanesi’nin şu an tam ka-pasitesi ile çalıştığı bilgisini verdi.Cemre Tersanesi’nin başından itibaren Norveç’e gemi yaptığını söyleyen Kavala; “ Firmalarla gü-vene dayalı bir ilişkimiz var. İşleri zamanında teslim ettiğimiz için müşteriler bizden memnun kalı-yor. Ayrıca imkanlarımızı, kapa-sitemizi ve kalitemizi arttırdık. 7 yıl önce yaptığımız gemi ile bugün yaptığımız gemi arasında çok fark var. Şu anda çok daha iyi imkan-larla ve işlerinde uzman kişilerle çalışıyoruz. İlk dönemler Pendik Tersanesi’nde kiralık kızaklarda iş yaparken, şimdi ise 70 dönümü aşkın olan kendi tersanemizde projelerimizi teslim ediyoruz. Ça-lışma yapımıza uygun bir alanımız var. Ancak alanımızı 40 dönüm kadar genişletmeyi planlıyoruz. Tersanemize yatırımlarımız de-vam diyor ki zaten hiç ara verme-dik. Ayrıca yeni bir bina ve boru hangarı gibi yapımlar da devam etmekte. Bünyemizde bin 2 yüze

yakın personel çalışıyor, bunların 2 yüzü kendi personelimiz, geriye kalanı ise taşeron firma persone-lidir.

Sektör ancak niş projeler yapa-rak devam edebilirÖzel amaçlı, spesifik gemi projele-rine devam edeceklerini söyleyen Kavala, tersanecilerin, büyük to-najlı gemileri, hem işçilik olarak hem de materyal olarak Uzakdo-ğu kadar ucuz imal etme şansının olmadığını ve büyük gemi sahibi armatörlerin haklı olarak Uzakdo-ğu’ya gittiklerini ifade etti. Kavala; “ Biz, niş projeler yapalım ki sek-törde devam edebilelim. Ancak yine de sektörde olumlu bir gidişat var. Bunu Tersan Tersanesi, Beşik-taş Tersanesi ve Cemre Tersanesi gibi tersanelerin yaptıklarına ba-karak görmek mümkün. Hepsi olumlu dönüşleri olacak olan, büyük emekli işlerdir. Cemre Ter-sanesi olarak amacımız bugüne kadar inşasını yaptığımız gemileri ve o tipte daha birçok donanım-lı gemileri anahtar teslim olarak tersanemizde yapmak. Fakat sek-tör olarak iş seçebilecek durumda değiliz. Örneğin bizde iki ayrı iş bir arada yürüyor. Bir yandan sa-dece çelik inşasını yaptığımız, ka-buk dediğimiz gemileri Norveçli bir müşterimize yapmaya devam

ediyoruz. Diğer yandan donatım-lı projeleri yapıyoruz. Yaklaşık 15 bin ton saç işleme kapasitemiz mevcut. Bunu yeni alanla daha da arttıracağız. Donatımlı projeleri-mizin sayısını arttırmak istiyoruz” diyerek 70 dönümlü araziye ekle-necek 40 dönüm arazi ile birlikte tersanede işlerin daha rahat yapı-lacağına da dikkat çekti.

Ticari gemilerde hareketlilik ya-kalanabilir2014 hedeflerinden bahseden Ka-vala; “ 2014’te kabuk gemilerden 7’sini teslim etmeyi planladık. Anahtar teslim projemiz olan ba-lıkçı gemileri kızaktan iner ve tes-lim olur. Teslim zamanı 2015 olan sismik geminin inşası başlar ve devam eder. Bu balıkçı gemilerini 2015 Mart ayı gibi denize indiri-riz diye tahmin ediyorum” diye-rek olumlu bir tablo çizdiklerini fakat önemli olanın bu projelerin devamlılığını sağlamak olduğuna dikkat çekti.

Kavala, son olarak gemi inşanın bu yıla kıyasla 2014’te daha iyi olacağını düşündüğünü, gemi in-şada iyiye giden bir şeylerin oldu-ğunu fakat bunun çok yavaş iler-lediğini ve gelecek dönemde ticari gemilerde tekrar bir hareketlilik yakalanabileceğini ifade etti.

1996 yılında kuru-lan, 2005 yılı sonuna kadar tersanelerde boya uygulama-ları yapan Cemre Mühendislik Gemi İnşa Sanayi Ticaret Şirketi, 2005 Aralık ayından itibaren gemi inşa etmeye başladı. Sektörün başarılı tersanelerinden biri olan Cemre Tersane-si, özellikle Norveç’e yaptığı gemiler ile başarılı bir profil çiziyor.

Page 52: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 50 | • KASIM-ARALIK 1975’te faaliyete başlayan Elektro Deniz Seyir ve Haberleşme Sistemleri, denizcilik sektörüne seyir

elektronik ve haberleşme cihazla-rının satış, montaj, bakım-onarım ve yedek parça hizmeti sunmakta. Bugüne kadar yaklaşık 270 yerli ve yabancı bayraklı geminin haber-leşme ve seyir ekipmanlarının do-natımı ile 6 askeri projenin belirli ekipmanlarının tedarikini yapan

firma günümüzde de bu faaliyet-lerini devam ettirmekte.

2008 kriziyle beraber gemi inşa projelerinde bir düşüş yaşandı-ğını söyleyen Elektro Deniz Satış ve Müşteri Hizmetleri Yöneticisi Mutlu Yelten; “ Fakat çözüm or-taklarımızdan bazıları ( Cemre ve Tersan tersanesi gibi) tersane bazında vizyonlarını geliştirdi. Bu firmalar, Baltık ülkelerindeki tanı-

tımları ve diğer yollar vasıtası ile o bölgeden sipariş almaya başladı. Cemre Tersanesi ile ortak yürüt-tüğümüz projelerimiz var. Geç-tiğimiz yıl Cemre Tersanesi’nde yapılan 2 kuru yük gemisini Nor-veç’li müşterilerimize teslim ettik dedi.

İş kazalarına eğitimsiz iş gücü sebep oluyorGemi yan sanayisinin içinde bu-

Dos

ya

Gemi inşanın çıkışı offshore pazarı ile sağlanır

dosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Mutlu YeltenElektro Deniz Satış ve Müşteri Hizmetleri Yöneticisi

Gemi yan sanayisinin gelişmesini engelleyen iki faktör var; ilki kalifiye eleman sıkıntısının olması , diğeri ise organize bir bölgenin olmamasıdır.

Page 53: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 51 |

“Şu andaki en büyük soru-numuz kalifiye eleman sıkıntısı-dır. Yaşanan kriz nedeniyle sek-tördeki tecrübeli ustamızın çoğu başka sektörlere kaydı.”

lunduğu durumu değerlendiren Yelten; “ Sektörde başıbozuk bir düzen var. 2004-2008 yılları ara-sındaki inşa furyasında, sektörde tecrübe edinmemiş alt işverenler türedi. Son dönemlerde iş kaza-larının çoğalmasını, eğitimsiz in-sanların işlerin başında olmasının tetiklediğini düşünüyorum. GİSBİR Başkanı Sayın Murat Kı-ran, ve Genel Sekreter Süheyl Ba-tum bize göre GİSBİR’in önceki kabuk yapısını kırdılar. GİSBİR’de daha önce sadece tersane ve tersa-ne sahiplerinin konuştuğu, onla-rın istekleri doğrultunda işleyen bir yapı vardı. Şimdi bu yapı de-ğişti, yelpaze daha da büyüdü ve gemi yan sanayine gereken önemi vermeye başladı. Şimdi GİSBİR ile beraber hareket ediyoruz. Alt iş-verenlerin kimdir, hangi standart-larda çalışması gerektiği konu-sunda yaklaşık 5 aylık bir çalışma yapıldı. Tamamlanan bu çalışma şu an ilgili müdürlüğün masasın-da hayata geçmeyi bekliyor. Bu taslak proje hayata geçerse, Tuzla-daki gemi inşa yan sanayi belli bir standarda ulaşmış olacak” dedi. Yelten, gemi yan sanayinin ge-lişmesini engelleyen problemle-rin ve bu problemlere sunulması gereken çözümlerin ne olduğu konusunda şu açıklamayı yaptı: “ Genel olarak şu andaki en bü-yük sorunumuz kalifiye eleman sıkıntısıdır. Yaşanan kriz nede-niyle sektördeki tecrübeli ustamı-zın çoğu başka sektörlere kaydı. 2004-2008 sezonundaki furyada, Tuzla’daki tersanelerin yaklaşık çalışan sayısı 40-50 binler civa-rındaydı, şu an ise bu rakam 7-8 binler civarına düştü. İnsan fak-törü tersanecilikte çok önemlidir. Çünkü tersanelerde yüzlerce mü-hendis ve işçi istihdam etseniz bile işini bilen, belli alanlarda uzman-laşmış teknik personeliniz yoksa bir şey yapamazsınız. Bu konuda

bazı önlemlerin alınması ve okul-ların teşvik edilmesi lazım. Ayrıca okullarda yeterli seviyede mes-leki eğitim almayan öğrencilerin eğitim seviyeleri yükseltilmediği sürece, oradan gelen öğrencilerin uzmanlık ve tecrübe kazanmaları uzun bir süre alacak. Dolayısıyla bunu alt işverenler olarak biz fi-nanse etmek zorunda kalacağız. Kısacası birincil sorunumuz insan faktörü. İkincisi ise organize bir sanayi bölgesinin olmamasıdır. Tuzla, Haliç’teki tersanelerin bu-raya toplanması ile oluşturulmuş bir alan. Bütün tersaneleri Ha-liç’ten Tuzla’ya taşıdılar, şimdi ise Tuzla’dan Yalova’ya taşının gibi durumla karşı karşıyayız. Fakat bunun yanı sıra Aydınlı’ya kadar ufak tefek sanayi siteleri oluşturul-du. Organize bir yan sanayi böl-gesi oluşturulmadığı için bize ait belirli bir bölge yok. Açıkçası bu durum da problem teşkil etmekte. Yaşanan kazaların da yer sıkıntısı yüzünden olduğunu düşünüyo-rum. Çünkü yan yana, sırt sırta gemi yapılmaya çalışılıyor.”

Offshore pazarına odaklanmak gerekirDevletin bu konuda üzerine dü-şen birkaç noktanın olduğuna dikkat çeken Yelten, özellikle savunma sanayideki projelerin askeri tersanelere değil de özel tersanelere verilip, özel tersanele-re bu kazanımların kazandırılıp, daha sonra ihraç yoluna gidilmesi gerektiğini belirtti. Sektörün ke-sinlikle kuru yük konteyner veya tanker piyasasında Kore, Japonya ve Çin ile baş edebilecek durumda olmadığını söyleyen Yelten; “Sek-tör olarak odaklanmamız gereken offshore pazarıdır. Çünkü offshore pazarında çeşitli gemi ihtiyaçları var. Bunun yanı sıra spesifik pro-jelere yönelmek gerekiyor. Buna örnek olarak Tersan tersanesinde

yapılan Norveç balıkçı gemisini gösterebiliriz. Cemre Tersanesi ise tamamen Norveç’e çalışıyor. Denizcilikte Norveç bir markadır. Önemli olan müşteriyi yüzde 100 memnun etmektir ve biz bu vizyo-na sahibiz” diyerek gemi inşanın çıkışının ancak bu şekilde olabile-ceğini aktardı.

Bakım-onarım hiçbir zaman durma noktasına gelmediBakım-onarım sektöründe belli bir kalite tutturulursa durgunluk yaşanmaz diyen Yelten, bakım-o-narımda GEMAT ve Kıran Ter-sanelerinin uzmanlaşmış, kaliteli ve iyi işler yaptığını da ifade etti. Bakım-onarımın Tuzla için hiçbir zaman durma noktasına gelme-diğini söyleyen Yelten; “Tuzla’da gemi inşa yapan tersanelerde şu an faaliyetler yok denecek kadar az fakat bakım-onarımda, özellik-le 10 civarı tersane 2008’den itiba-ren hiç durmadan çalışıyor. Biz de onlara servis hizmeti veriyoruz. Dolayısıyla tersanelerin ihtisaslaş-ması gerekiyor. Yani gemi inşa ile bakım-onarım aynı tersanede zor olur” dedi.

Gemi yan sanayi bir çatı altında birleşmeliÖncelikle gemi inşa yan sanayinin birlik olması, bir STK çatısı altın-da birleşmesi gerektiğine dikkat çeken Yelten; “ Açıkçası GESAT’ın (Gemi Yan Sanayicileri Derneği) kendini tam olarak tanıtamadığı-nı düşünüyorum. GİSBİR ile çalış-malar yapıyoruz fakat GESAT’ın yan sanayide ne gibi önlemler al-dığını, nasıl çalışmalar yaptığı ve devlet ile koordinasyonunu nasıl sağladığı hakkında bir bilgim yok. Ancak sektörün problemleri ve ihtiyaçları bir birlik olunduğu tak-dirde çözülebilir.

Page 54: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 52 | • KASIM-ARALIK

Sektör Yüzde 40 Kapasiteyle Çalışıyor

Gemicilik sektörüne ya-lıtım malzemesi tedari-ki ve inşaat sektöründe dış cephe yalıtım uy-

gulamaları yapmak amacı ile 2004 yılında faaliyete başlayan Efes Yalıtım, yalıtım ürünleri başta ol-mak üzere, yalıtım uygulamasında kullanılan tüm yardımcı malze-melerin (alüminyum folyo bant, yanmaz kumaş, seramik yünü, izolasyon çivisi ve pulu gibi ) yurt içi ve yurtdışından tedarikini sağ-lamakta. Tersanelerin, alt yapısı daha iyi düzenlenmiş yan sanayi içinde uzun vadeli planlama yapılmış yeni bir yere taşınmasının gemi inşa sanayisine yara aldırmayaca-ğını ifade eden Efes Yalıtım Genel Müdürü Erhan Çorap; “İstanbul çok hızlı büyüyen bir şehir. Ter-sanelerin Tuzla’dan taşınma ihti-malinin bugün olmasa bile 5-10 yıl sonra en nihayetinde bu olayın gerçekleşeceğini düşünüyorum. Bu durum gerçekleşene kadar da tekrar tekrar tartışmanın zaman kaybı yaratacağını kanaatindeyim. Asıl önemli olan tersanenin taşın-ması planlanan yerin, uzun vade-

de tüm sektöre hizmet edebilecek seviyede olmasıdır” dedi.

Gemi inşa sektörü için yüzde 8 KDV ile alınmalı.Gemi yan sanayide yaşanan so-runlara değinen Çorap, devlet eliyle çözülebilecek en önemli sorunun Katma Değer Vergisi’nin olduğunu belirtti. Çorap; “ Bu KDV oranları yan sanayi şirketi muafiyetli bir tersaneye mal sa-tarken aldığı için daha düşük bir KDV’den alacak. Örneğin biz İzo-cam bayisiyiz, inşaat sektörü için ürünü yüzde 18, gemi inşa sektörü için yüzde 8 KDV ile almalıyız ya da KDV iade dosyalarımızın en geç 3 ay içerisinde ödenmesinin, bağlı bulunduğumuz vergi dai-relerince yapılmasını, iade öde-melerini hızlandırıcı tedbirlerin alınmasını sağlamaları gerekir” dedi. Türk Gemi İnşa sanayinin yapamayacağı bir projenin olma-dığını, her türlü askeri veya ticari projeyi başarıyla gerçekleştirecek kapasiteye sahip olduğunu ifade eden Çorak; “ Zaten teslim edilen projeler ile bunu kanıtladı. Fakat sektör şu an yüzde 40 kapasitey-

le çalışıyor. Kriz zamanında, ye-tişmiş iş gücü kaybı yaşandı. Bir türlü toparlanamayan tersanele-rin finansal sebepler dışındaki en büyük sorunu yetişmiş iş gücünü kaybetmeleri oldu. 4 yıl kapanan bir tersanenin tekrar taşeron ve teknik ekip oluşturup yeni proje-lere başlaması kolay değil. Şu sı-ralar elinde proje olan tersaneler yeni projeler alırken, işi olmayan-lar bakım-onarıma kayarak veya kapalı kalarak devam ediyorlar. Yani büyüyen iş hacmini daha da arttırırken, elinde projesi olma-yan tersaneler ise boş kalmaya devam edecek. Birçok kızak, açık ve kapalı üretim alanları boş du-ruyor, stratejik satın almalar veya birleşmelerin olması kaçınılmaz. Ama ataerkil tersaneci kültürü bunu yapmaya çok müsait değil. Kurumsallaşabilen tersaneler aynı bankacılık sektörü gibi stratejik satın alma ve birleşmelerle güçle-rini birleştirip, işi olmayan tersane de böylece kendine destek bulup tekrar ayağa kalkabilir. Aksi halde büyüme kapasitesi olan da sadece kendi altyapısı kadar büyüyebilir” dedi.

Gemi yan sanayide yaşanan, devlet eliy-le çözülebilecek en önemli sorun Katma Değer Vergisi’dir.

Dos

yadosyaGemi İnşa, Bakım Onarım

Erhan Çorap Efes Yalıtım Genel Müdürü

Page 55: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 53 |

Page 56: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 54 | • KASIM-ARALIK

2013 yılı itibari ile iskele ve depo-lama konusunda yaklaşık yüzde 60’lık bir büyü-me kaydeden Yeşilyurt Limanı, depolama alanın-daki yatırımlarına, 2014 yılı itibari ile hız kesmeden devam etmeyi planlıyor.

Devlet, özel sektörün önünü yatırımları teşvik edici yönde açmalı

2006 yılında faaliyete geçen Yeşilyurt Limanı, Samsun merkezli bir liman işlet-mesidir. Modern bir alt

ve üst yapıya sahip olan limanın en önemli avantajı ise 20 metreyi bulan drafta sahip olmasıdır. İş-letme, kaliteli, hızlı, zamanında ve güvenilir bir hizmet anlayışı ile müşterilerine hizmet vermekte. Faaliyetlerine her zaman çevreye duyarlı ve müşteri memnuniyeti odaklı bir şekilde sürdüren Yeşil-yurt Limanı, İSO 9000 ve 2008 belgelerine de sahiptir.

Yeşilyurt Limanı ve verdiğiniz hizmetler hakkında bilgi alabilir miyiz?Yeşilyurt Limanı, Yeşilyurt Group bünyesindeki teşekküllerden bir tanesidir. Ana faaliyet alanımız demir-çelik olmak üzere 1987’den itibaren sektördeki faaliyetleri-mizi sürdürmekteyiz. Samsun merkezli bir firmayız. Karabük ve

İskenderun’da faal kurumlarımız bulunmakta. Yine grup bünyesin-de alışveriş merkezi, enerji santra-li, bu yıl faaliyete başlayan elektrik santralimiz mevcut.

Yeşilyurt Limanı ise 2006 yılın-da faaliyete geçen yeni bir liman işletmesidir. Dökme yük üzerine çalışan limanımız alt ve üst yapı olarak modern bir yapıya sahip. Tesisat bakımından da yeterli bir seviyedeyiz. Rıhtımımızda yak-laşık bin metreye yakın yanaşma mümkün. 20 metreyi bulan derin-liğe ve aynı anda 8 adet gemiyi ka-bul edip hizmet verme durumuna sahibiz. Hizmetimizi kaliteli, hızlı, zamanında ve güvenilir bir şekilde veriyoruz. Yaklaşık 70 bin ton ka-pasiteli kapalı depolama alanımız ve 60 bin metre kadar açık alan depolarımız mevcut. İSO 9000 ve 2008 belgeli bir liman işletme-siyiz. Faaliyetlerimizi her zaman çevreye duyarlı ve müşteri mem-

nuniyeti odaklı bir şekilde sürdür-mekteyiz.

100 bin tonaja kadar olan büyük tonajlı gemileri kabul edebiliyorYeşilyurt Limanı’nı öne çıkaran farkları ve avantajları nelerdir?Yeşilyurt Limanı’nın en önemli avantajı konumudur. Konum iti-bari ile Samsun ilinden kaynak-lanan bir avantaja sahip. Samsun ili tüm yolların kavşak noktasında yer alıyor. Hava, deniz, demir yolu ve kara yolları gibi tüm ulaşım im-kanları Samsun’da mevcut. Gelen tüm yükler, bütün imkanları kul-lanarak Türkiye’nin ve aktarma olarak dünyanın her tarafına çok rahat bir şekilde ulaşabilir. Liman olarak bizi ön plana çıkaran en önemli noktamız ise draftımızdır. Karadeniz’deki ender limanlardan biri olduğumuzu söyleyebilirim. 100 bin tonaja kadar olan büyük tonajlı gemileri kabul edebiliyoruz 2013 yılının son çeyreğindeyiz.

Murat Yeşilyurt Yeşilyurt Limanı Yönetim Kurulu Üyesi Rö

port

aj

Limanı ve sektö-rün içinde bu-lunduğu durumu konuşmak üzere Yeşilyurt Limanı Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yeşilyurt ile bir araya geldik.

Page 57: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 55 |

2013 yılında firmanız ticari açı-dan nasıl bir süreç geçirdi?Limanımız yıllık 8 milyon ton elleçleme kapasitesine sahip bir limandır. Ancak süregelen kriz nedeniyle bu rakamlara henüz ulaşmış değiliz. Son yıllarda ya-şanan ihracat rakamlarındaki dü-şüklükte buna eklenince, doğal olarak bu durum limanların yük hacmini etkiledi. Buna istinaden bizim yük hacmimizde bir düşüş yaşanmadı ancak 2008’deki gibi ivmeli bir artış olmadı. Bu, sektör olarak yaşadığımız bir durumdur. Tabi yeni yasalarla, yatırımcıları teşvik edici ve ihracatı özendirici bir takım çalışmalar yapılırsa, bu çalışma bize olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Biz alt ve üst yapı olarak hazırız. Yeter ki yük gelsin ve çalışalım.

Önümüzdeki süreçte liman ya-tırımları ile ilgili planlarınızdan bahsedebilir misiniz?Biz zaten yeni bir liman işletmesi olduğumuz için 2013 yılına yeni yatırımlarımızı bitirmiş bir du-rumda girdik. Hem iskelede, hem de depolama konusunda yakla-şık yüzde 60’lık bir büyüme kay-dettiğimizi söyleyebilirim. Fakat gözlemlerimiz sonucunda son 6 ayda depolama konusunda daha da fazla büyümeye gitmemiz ge-rektiğini anladık ve depolamada gelen taleplere cevap verme ko-nusunda sıkıntı yaşayınca yeni yatırım planlaması içerisine gir-dik. Bu yatırım planımız şu an izin aşamasında ve izin aşaması-nı geçtikten sonra 2014 yılında faaliyetine başlayacağız. Gelecek

süreçlerde depolama bakımından çok ciddi noktalara geleceğimizi ön görüyorum. Ayrıca Yeşilyurt Group olarak dünyadaki tüm ge-lişmeleri yakından takip ediyoruz. Sektörün ivme kazandığı kanalları belirleyip ona göre yatırımlarımı-za yön vermeye çalışıyoruz.

Peki konjonktürel açıdan Türkiye ekonomisini ve denizcilik sektö-rünü limanlar bazında değerlen-direbilir misiniz?Son 10 yılda kamuya ait limanla-rın özelleştirilmesi ve bu limanları alan firmaların modernizasyonu bakımından yapılan yatırımlar, li-mancılık sektörüne hız kazandır-dı. Özellikle Körfez, Aliağa-İzmir Bölgesi ve Karadeniz’deki limanlar, Türkiye’deki limanların dünyadaki limanlar ile rekabet edebilecek se-viyeye getirilmesinde önemli bir faktörü oynamakta. Bunlar yeterli mi dersek tabi ki değil! Henüz alt yapı yetersizliğine sahip olanlar da var. Bir limanın gemi saha-sı, depolama sahası ve her türlü ulaşım ağının birbirine paralel şekilde gelişmiş olması lazım. İyi bir limana sahip olabilirsiniz fakat buna bağlı ithalatınız olmadığı ve karayolu size gerekli cevabı vere-mediği zaman, tren yolundaki va-gon sayısı yetersiz olduğu takdirde bu tıkanıklığa yol açar. Bir limanı değerlendirirken bunların hepsini göz önünde bulundurmak gereki-yor. TCDD (Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları) bir yatırım başlattı ve bu yatırım ile özelleş-tirmenin önünü açtı. Vagon sayı-larının arttırılması ve mevcut ray sistemlerinin iyileştirilmesi lazım.

Karayollarında ise düzelmeler var. Depolama bakımından Samsun’da lojistik bir üs kurulması ile ilgi-li çalışmalar valilik önderliğinde sürdürülüyor. Gelinen aşamada bir neticeye varılıp, yer tespiti yapıldı. Bu projenin hayata geçi-rilmesi ile Samsun ve Karadeniz Bölgesi bayağı bir yol kat etmiş olacak. Çünkü modern bir limana sahip ve geri sahası da iyi olduk-tan sonra dünya ile rekabet konu-sunda iyi bir noktaya gelecektir diye düşünüyorum.

Limancılık sektörünün yaşadığı sorunlar neler ve bu sorunlara ne gibi çözümler sunulabilir? Devletin, özel sektör temsilcileri-nin yatırımlarının önünü, teşvik edici yönde açması gerekiyor. Ka-musal izin, yönetmelikler ve güm-rük mevzuatı konusunda zaman açısından bir şeyler yapılabilir. Bir yatırımcı yatırımını planladığı zaman, bu yatırımını bir an önce faaliyete geçirebilmeli. Prosedür-ler için uzun süreler beklemek zorunda bırakılmamalı. Ortada bir iş gücü, sermaye ve istihdam var ve bunun önünün açılması gerekir. Son dönemde devlet, bu sektöre önem verdiğini, yaptığı çalışmalar ile gösterdi. Özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın karayolu ve denizyolu ile ilgili yapmış oldu-ğu çalışmalar oldukça sevindirici. Bu çalışmalara daha da hız verilir-se, bizlerde özel sektör temsilcileri olarak kamu ile beraber bu sektö-rü ayağa kaldırmak için çalışmala-rımızı daha da ilerletiriz.

“Yeni yasalar-la, yatırımcıları teşvik edici ve ihracatı özendiri-ci bir takım çalış-malar yapılırsa, bu çalışma bize olumlu bir şekilde yansıyacaktır. Biz alt ve üst yapı olarak hazırız. Yeter ki yük gelsin ve çalışalım.”

Son 10 yılda kamuya ait limanların özelleştiril-mesi ve bu limanları alan firmaların moderni-zasyonu bakımından yapılan yatırımlar, liman-cılık sektörüne hız kazandırdı. Özellikle Körfez Bölgesi, Aliağa-İzmir Bölgesi ve Karadeniz’de-ki limanlar, Türkiye’deki limanların dünyadaki limanlar ile rekabet edebilecek seviyeye getiril-mesinde önemli bir faktörü oynamakta.”

Yaklaşık 70 bin ton kapasiteli ka-palı alan ve 60 bin metreye kadar açık alan depoları mevcut

Page 58: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 56 | • KASIM-ARALIK

Mak

ale

Engin KOÇAKUzman Yönetici

Noel Arifesi Eğlencesi

Hepinizin malumu-dur, bilhassa Kuzey ülkelerinde bir nevi bayram geleneğidir,

Kasım ayının sonuyla birlikte şe-hir merkezlerinde, belediye sa-raylarının bahçelerinde, turistik mekanlarda hatta işlek caddelerin kenarlarında rengarenk, insanı kendine çeken pazarlar kurulur, esnaf ve halk buradaki tezgahlar-da soğuk havaya rağmen her ak-şam “Noel hâlet-i rûhiyesi” için-de sıcak bir ortamda buluşurlar. Tezgâhlar rengârenktir, çeşit çeşit şekerlemeler, tarçınlı özel hamur işleri, kırmızılı, beyazlı Noel Baba ve kar temalı envai çeşit noel süs-leri, hatta atkılar bereler vesaire ne ararsanız bulursunuz. Akşamları da ışıklarıyla sizi kendine çeker bu mekânlar ve bir şey alacak olma-sanız da yolunuz buraya düşerse tezgâhlara bakarak belki bir kupa

sıcak çikolata eşliğinde hoş vakit geçirirsiniz.

Bu girizgâhtan sonra aklınızda beliren soruya hemen cevap ve-reyim; hayır, bu köşede seyahat-name yazmaya karar vermedim. Noel falan kutlamaya da heves et-miş değilim. Ama yukarıda tasvir ettiğim hâlet-i rûhiye şu an aynen koster piyasalarındaki armatör ve brokerler için de geçerli. Güzel, rengarenk bir pazardan geçiyor-lar, nereye baksalar yüzleri gülü-yor, her “tezgahta” ilgilerini çeken bir şeyler var ama bir yandan da “Bayram elbet bitecek, peki bu tezgâhlar burada kalacak mı? Keşke biraz daha sürse bu güzel zamanlar…” diye endişe ve me-lankoli içindeler.

Bunu anlamak da çok kolay aslın-da. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de

işler birden bire o kadar iyileşti ki, sevinçle birlikte bir “nazar de-ğecek” endişesi hâsıl olması nor-mal. Karadeniz’den tek ayaklı yük çıkışlarında ton başına konuşulan navlunlar, yaz aylarına göre yüzde 30-40 artmış durumda. Eskiden Doğu Akdeniz’den yakıt parasını ancak çıkartacak navlunlar elde edilirken, en son geçen haftalarda-ki bağlantılarda işletme masrafla-rına tekabül eden bağlantılar göze çarpmakta.

Kuzeybatı Avrupa’da da tam bir patlamadan bahsediliyor. Noel arifesinde yüklerini kaldırma te-laşı içerisindeki kiracıların, arma-törlerin insafına kaldıkları rapor ediliyor. Burada da günlük getiri-ler üst üste 2 aydır her hafta 100 avro artarak seyretti.

Bunlar inanılmaz gelişmeler ve

Kuzeybatı Avrupa’da da tam bir patla-madan bahsediliyor. Noel arifesinde yüklerini kaldırma telaşı içerisindeki ki-racıların, armatörlerin insafına kaldıkla-rı rapor ediliyor. Burada da günlük geti-riler üst üste 2 aydır her hafta 100 avro artarak seyretti.

Page 59: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 57 |

herkes daha fazla sürmesini isti-yor. Kimi armatörler, daha sürecek beklentisiyle zaman kiralarında (time charter) artışlar yapmakta, kiracılarından daha fazla günde-lik gelir talep etmekteler, kiracı konumundakiler de bunun ne ka-dar sürebileceğini, “pazar yerine birden kar yağıp esnafı kaçırırsa” zarar edip etmeyeceklerini hesap-lamaya çalışıyor.

Ben de bir önceki yazımda his-settiğiniz temkinli iyimserliğimi sürdürmekteyim. Önce iyimser-liğimi izah edeyim: Karadeniz’de Rusya’nın tahıl hasadı 100 milyon tonu aştı ki bu son yılların reko-ru. Ukrayna’nın tahıl hasadı ise 62 milyon tonu bulmuş durumda, hem buğday hem mısır burada da rekor kırmış vaziyette. Zaten Ka-radeniz’de şu an tahıl çıkmayan yer yok gibi.

Öte yandan çelik yüklerinde kı-pırtı beklenmekte. Rusya ve Uk-rayna’nın biraz da çelik ihracat-larındaki durgunluk yüzünden sanayi büyümeleri düşük seyret-

mekte. Yine de İspanya ve İtalya’da iyileşme başlarsa -ki böyle umulu-yor- Karadeniz çeliklerine akacak yeni mecralar açılabilir. Çünkü bu ülkeler iç talep eksikliğinden kapasitelerini ihracata yöneltmiş durumdalar.

Orta ve Batı Akdeniz’de Cezayir ve Libya’nın inşaat malzemeleriy-le ilgili talepleri bazı uzmanlara göre 2014’te yüzde 7 ila 9 artabilir. Zaten Batı’daki çimento ve inşaat çeliği bölgedeki navlunları genel olarak ortalamanın üzerinde tut-maktaydı. Aynı durum Batı Afri-ka’nın Avrupa talebi için de geçer-li. Kaldı ki Batı Afrika’daki petrol ihracatçısı ülkelerin büyümesi muazzam bir hıza ulaştı.

Kuzeybatı Avrupa’da, ekonomi-de bu aralar İngiltere’nin yıldızı parlıyor. İrlanda’yla birlikte 67 milyon nüfusa sahip bulunan bu bölgede büyüme de AB’den ba-ğımsız olarak yükselmeye başladı. Dolayısıyla, Baltık’tan ve Konti-nant Bölgesi’nden buraya akışlar hızlanıyor.

Temkin kısmına gelirsek…

Yazımın başında aktardığım endi-şelere ben de katılıyorum. Tamam, bir şeyler iyiye doğru değişiyor fakat 2011 sonunda Yunanistan krizi patlamadan önce de benzer bir tırmanış görüyorduk. Bölgede Suriye’de, Libya’da, Mısır’da, hat-ta bazen Tunus’ta hala patlamaya hazır bombalardan bahsediliyor. İran ile olumlu bir yöne girilmiş olunabilir, Türkiye ile Irak’ın bir yakınlaşması da söz konusu ama bunların koster ticaretine etkisi tamamen dolaylı olacaktır. İster-seniz paranoya deyin, genel itiba-riyle Avrupa Birliği krizden çıkar-ken, birliğin doğudaki komşuları yani Balkanlar ve Rusya’da artçı şoklar hissedilmekte.

Ama her şeye rağmen, güzel bir dönemden geçiliyor ve umalım ki sonu da hayırlı olsun.

ISTFIX olarak 2014’ün tüm de-nizcilere huzur, sağlık ve yıllardır özledikleri bereketi getirmesi di-lekleriyle…

ISTFIX’de Kasım sonu itibariyle 2-4 bin DWT gemilerin bölge ortalaması olarak günlük gelirleri (TCE) 2.100 doları, 4-6 bin DWT gemilerin geliri de ortalama 3.200 doları aşmış bulunuyor. Daha büyük tonajda, 6-8 bin DWT gemiler günde 4.400, 10.000 dwtlik büyük kosterler ise 6.300 dolar kazanabilmekteler. Bu durum Eylül sonuna göre ortalama yüzde 25’lik gelir artışına tekabül etmekte.

Page 60: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 58 | • KASIM-ARALIK

Son dönemde yaptıkları çalışmalar

ve imal ettikleri botlar hakkında bilgi almak

üzere Nekton Bot A.Ş. Yönetim Kurulu

Başkanı İsmail Hakkı Kuter’i firmalarında

ziyaret ettik.

Nekton Bot ‘un hedefinde, 2014 yılında ihracat payını yüzde 60-70‘lere çıkartarak, sektörde bir dünya markası haline gelmek var.

Nekton’un Hedefi, sektörde dünya markası olmak

Röpo

rtaj

2009 yılı Nisan ayında faaliyetlerine başlayan Nekton Bot, polietilen malzemeyi kullanarak özel amaçlı hizmet tekneleri imal eden bir firma. Bu hizmet tekneleri-ni; güvenlik ve devriye botları, sağlık hizmet botları, liman hizmet botları ile yol-cu ve servis botları oluşturmakta. Bunların dışında özel proje hizmetleri de veren firma, temelde bu dört kategoride faaliyetlerini sürdürmekte ve bu hizmetlerin yanı sıra 2009 yılından bu yana hem proje hem de imalat yapmakta.

Page 61: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 59 |

Firmamızın ku-ruluşundan bu yana hedefi ihracattı. 2014 yılında ihracat payımızı yüzde 60-70‘lere çıkart-mayı hedefliyo-ruz.

Ürün bazında çok faz-la çeşitliliğe sahip olduklarını, her bir ürünün müşterinin

talebi ve verdiği datalar doğrultu-sunda oluşturulduğunu söyleyen Kuter; “ Kendi bünyemizdeki ta-sarım ofisimizde, müşterinin ih-tiyaç duyduğu teknenin bilgileri doğrultusunda çalışıp, teknenin boyutu, içindeki ekipmanı, dona-nımı, hızı, çalışma koşullarını be-lirleyip, önce müşterinin onayına sunuyoruz ve üzerinde mutabık kalındığı takdirde imalatını ya-pıyoruz. Botlarımızın en önemli özelliği ana yapı malzemesidir ve yüksek yoğunluklu olan polietilen malzeme, ülkemizde kullanılan çok yeni bir malzemedir. Polieti-len teknelerin veya gemilerin bir-çok yerinde kullanılmış olmasına rağmen, daha önce teknenin ana yapı malzemesi olarak kullanılma-mış. Kullanılmaya başlanmasının sebebi de deniz koşullarına daya-nıklılığı, çürümemesi, ömrünün çok uzun olması ve elastikiyetidir” dedi.Kuzey ülkelerinde, özellikle Nor-veç ve Kanada’da polietilenin so-ğuğa karşı dayanıklılığı da göz

önüne alınarak yaklaşık 30- 40 yıldır ufak boyutlu tekneler yapıl-dığını, son 10-15 yıl içerisinde bu teknelerin boyutlarının büyüyüp, biraz daha hizmet teknelerine dönüşmeye başladığını belirten Kuter, dünyanın kabul ettiği de-nizcilik kuralları çerçevesinde bu malzemeyi, belirli bir boyuta kadar olan tekneler için, ana yapı malzemesi olarak kabul ettirmeyi başardıklarına dikkat çekti.

Polietilenin ölçülebilen ömrü 50 yıldan uzunKuter, polietilen malzemesinin avantajları konusunda şunları ak-tardı: “ Öncelikle malzeme çok hafif. Hafif olduğu için de muadil teknelere göre daha süratli tek-neler yapabiliyoruz. Malzemenin elastikiyeti dolayısıyla kırılganlığı daha düşük ve bu nedenle darbe-lere daha dayanıklı, şeklini muha-faza edebilen tekneler üretiyoruz. Malzemeyi işlemek, kaynatmak, kesmek, biçmek ve birbirine ila-ve etmek oldukça kolay. Saydığım özellikler nedeni ile teknelerimizi bir kalıpta yapmıyoruz. Hizmet tekneleri ana başlığı altında he-men her türlü amaca hitap edebi-

len tekneler üretebiliyoruz” diye-rek bu malzemenin sağladığı en önemli avantajın ömrü olduğunu söyledi. Kuter, malzemenin, labo-ratuar ortamında yapılan yaşlan-dırma testlerinde ölçülebilen öm-rünün 50 yıldan uzun olduğunu, denizde böyle bir malzemenin de olmadığını aktardı.

İmalat kapasitemiz yüzde 90’ın üzerinde 2013 yılının Nekton Bot için ilk ticari yıl olduğunu ifade eden Kuter, bu durumu şöyle açıkladı: “Kuruluştan bu yana 3 buçuk yıl içerisinde öncelikli olarak imala-tın oturması için çaba sarf ettik ve sonrasında yeni tekne projeleri oluşturmak, o projeleri ve atölye-nin düzenini, işçilerimizi, maki-nelerimizi ve diğer her şeyimizi sertifikalandırmak için uğraştık. Sonrasında da ortaya çıkardığı-mız yeni özellikli polietilen tek-nelerimizin tanıtımı için çaba-ladık. Açıkçası özetlediğim tüm bu işler 2012’nin sonlarına kadar bizi meşgul etti. Dolayısıyla 2013 yılı Nekton Bot için ticari anlam-da geri dönüşün başladığı ilk yıl oldu. Amacımız sistemi oturtmak,

Page 62: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 60 | • KASIM-ARALIK

ürünlerimizi tanıtmak ve daha ka-liteli hale gelmelerini sağlamaktı. Yıl ortalamasına bakarsak imalat kapasitemizin yüzde 90’ın üzerin-de dolu olduğunu söyleyebilirim. Yurtdışında birçok yeni pazara açıldık. Latin Amerika’dan Asya’ya kadar tekne satar duruma geldik” diyerek 2014’ün firmaları açısın-dan daha da güzel bir yıl olacağını umduğunu belirtti.

2014 hedefinde ihracat payını yüzde 60-70‘lere çıkartmak varSon iki yıldır yurtiçindeki tekne fuarlarına katılmadıklarını söyle-yen Kuter, yurtiçinde kendilerini tanımayan firma kalmadığı için tanıtım faaliyetlerini yurtdışın-da sürdürdüklerini ifade ederek, kendimize Ortadoğu ve Afrika’yı hedef pazar olarak seçtik dedi. Bu tanıtımlar sonucunda hiç bekle-medikleri pazarlardan talepler al-maya başladıklarını ve bu duruma yurtdışında katıldıkları fuarların etkisinin olduğunu düşünen Ku-ter; “ Şu anda Venezuela’ya tekne yapıyoruz. Bunun dışında Rusya, Kazakistan, Azerbaycan gibi ül-kelerle birlikte tekne imalatı ko-nusunda görüşmelerimiz sürüyor. Benzer görüşmelerimiz bazı Afri-ka, Ortadoğu, Orta Asya ve Latin Amerika ülkeleriyle de başladı. 2014 yılında daha çok yurtdışı odaklı tanıtıma, bu yatırımlara ve ilişkilere önem vereceğiz. Fir-

mamızın kuruluşundan bu yana hedefi ihracattı. 2014 yılında ih-racat payımızı yüzde 60-70‘lere çıkartmayı hedefliyoruz. Zaten gidişatımız da o yönde. Hedefimiz Nekton Bot’u sektörde bir dünya markası haline getirmek.” dedi.

Şu anda yaklaşık 15-20 ülke ile ticari ilişkileri varŞu anda yaklaşık 15-20 ülkede acentesi, temsilciliği veya irtibatta bulunduğu firma olduğunu belir-ten Kuter, bunların ise; Afrika’da Gana, Nijerya, Angola, Libya ve Cezayir; Ortadoğu’da Dubai, Abudabi, Katar, Suudi Arabistan, İran ve Irak; Asya’da Azerbaycan, Kazakistan, Rusya, Bangladeş ve Hindistan; Avrupa’da Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz ve Nor-veç; Amerika’da ise Panama, Ve-nezuela, Kolombiya ve Meksika’da Nekton Bot’u temsil eden birçok firmanın olduğunu aktardı ve “2014 yılında da bu ilişkilerimizi geliştirerek sürdürmeyi hedefli-yoruz” dedi. Kuter, bu hedefleri gerçekleştirebilmek adına, mevcut çatıları altındaki nitelikli eleman sayısını arttırmayı ve personelini daha eğitimli ve disiplinli hale ge-tirmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.

‘Firmamızı krizin ortasında kur-duk’Türkiye’deki bot üretiminin 2008

yılında yaşanan kriz öncesinde çok iyi durumda olduğunu, hem kaliteden hem de fiyatlardan dola-yı yabancı firmaların Türkiye’den bot almaya başladığını aktaran Kuter, krizin denizcilik sektörün-deki olumsuz yansımalarından dolayı birçok firmanın piyasadan kaybolduğunu belirterek, krizle beraber Türkiye’de bot üretim pa-zarının yara aldığını söyledi. Sek-törün bu aşağı yönde gidişinden çok fazla etkilenmediklerini ifade eden Kuter; “ Firmamızı krizin ortasında kurduk. Kurduğumuz günden bugüne kadar olan süreç-te yukarı yönde, dikine gelişen bir grafiğimiz var” dedi.Afrika pazarında, hizmet teknele-rinde Türk üreticilerin aktif oldu-ğunu, birçok Avrupalı tersane ve tasarım firmasının dahi projele-rini Türkiye’deki imalatçılara yap-tırdıklarını söyleyen Kuter, son olarak şu bilgileri aktardı: “ Fakat yine de Türk firmalarının yurtdışı pazarında, geçmiş yıllara kıyasla yükselen bir grafiğinin olduğunu düşünmüyorum. Krizle birlikte bunun sebebi olarak da plansız büyümeyi gösterebiliriz. Çünkü plansız büyüme göz ardı edileme-yecek kadar önemli bir faktördür. Bu büyüme esnasında kriz gibi bir engel baş gösterdiğinde ise plansız ani bir küçülmeye dönüştü.”

Röpo

rtaj

“Türk firmala-

rının yurtdışı pazarında,

geçmiş yıllara kıyasla yükselen

bir grafiğinin olduğunu düşün-müyorum. Krizle

birlikte bunun sebebi olarak da plansız büyüme-yi gösterebiliriz.”

Page 63: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 61 |

Evliya Çelebi Mah. Rauf Orbay Cad. Yasemin Sok. No:10 - Kat 2 Daire 1 İçmeler / TuzlaTelefon: 0216 395 22 35 - 446 01 75 - Fax: 0216 446 01 75

www.korkmazyat.com

Geçmişten bu yana süregelen ve gelişmekte olan portföyümüz ve ilkelerimiz doğrultusunda sunduğumuz “kalite”,

çalışmalarımızın ciddiyeti ve öneminin en güçlü kanıtıdır.

Page 64: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 62 | • KASIM-ARALIK

Savu

nma 10 Sahil Güvenlik Botu Teslim Edildi

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenen LOT 1 projesi kapsamında An-talya’da imal edilen sahil güvenlik botu teslim törenine katıldı.

Antalya Serbest Bölge’de faaliyet gösteren ARES Tersanesi’ne DE-ARSAN Gemi İnşaat Sanayi A.Ş. tarafından yaptırılan 10 Sahil Gü-venlik Kontrol Botu, Sahil Güven-lik Komutanlığı’na törenle teslim edildi. İçişleri Bakanı Muammer Güler; “Amacımız Türkiye’nin kolayca geçilebilen ülke imajını değiştirmek, caydırıcı tedbirler-le yasa dışı göç rotası olmaktan çıkarmaktır” dedi. Avrupa Birliği tarafından desteklenen “Tür-kiye’nin Pilot ve Prototip Böl-gelerde Kara ve Deniz Sınırları Gözetleme Ekipmanları Tedarik Bileşeni LOT 1 Projesi” kapsamın-

da Antalya Serbest Bölge’de faa-liyet gösteren ARES Tersanesi’ne DEARSAN Gemi İnşaat Sanayi A.Ş. tarafından yaptırılan 10 Sahil Gü-venlik Kontrol Botu, Sahil Güven-lik Komutanlığına törenle teslim edildi.Antalya Serbest Bölge’de düzenle-nen teslim töreninde konuşan Ba-kan Güler, şöyle konuştu: “Bu yasa dışı geçişler sırasında hem karada hem de denizde yürekleri sızlatan insanlık dramları yaşanmakta, aileler parçalanmakta, çok sayı-da insan hayatını, eşini, evladını kaybetmektedir. Yürüttüğümüz bütün bu çalışmalarla amacımız

Türkiye’nin kolayca geçilebilen ülke imajını değiştirmek, caydırıcı tedbirlerle yasa dışı göç rotası ol-maktan çıkarmaktır. Sınırlarımızın daha iyi ve etkin korunması, ülke-miz için temel gereksinimdir.

TCG Göksu Fırkateyni Türkiye’ye DöndüAden Körfezi ve Somali açıklarında deniz haydutluğuna karşı oluşturulan Birleşik Deniz Kuvvetleri bünyesindeki görevini tamamlayan TCG Göksu Fırkateyni, yurda döndü.

Uluslararası deniz ticaret yol-larında deniz korsanlarına karşı güven ortamı sağlamak amacıyla 13 Mayıs 2013’te Türkiye’den ayrılan TCG Gök-su Fırkateyni 7 ay 8 gün sonra yurda döndü. Gölcük Donan-ma Ana Üs Komutanlığı’nda düzenlenen karşılama tö-renine Donanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele, çok sayıda üst rütbeli subay, ast-subay ile göreve katılan bahri-yelilerin aileleri katıldı. Göksu Fırkateyni Gölcük Donanma Limanı’na girişte helikopter ile limanda bulunan diğer fırka-teynlerin sirenleri tarafından karşılandı. Göksu, iskeleye ya-naştıktan sonra üst rütbeliler karaya çıkarak selamlamaya katıldı. Selamlama ve karşıla-ma töreni sonrasında komu-tanlar gemiye davet edildi.

TCG Gökova fıkrateyninden görevi devralarak, NATO Bir-leşik Deniz Kuvveti (CMF) ve Avrupa Birliği Görev Kuvveti işbirliği çerçevesinde Aden Körfezi, Somali Havzası, Arap Denizi ve bölgelere yakın yer-lerde faaliyet gösteren deniz haydutlarına karşı koruma gö-revini TCG Göksu Fıkrateyni, 6 Aralık 2013 tarihinde TCG Gelibolu Fıkrateyni’ne görevi devrederek yurda dönmek üzere yola çıkmıştı. TCG Gök-su Fırkateyni, Gölcük Ana Üs Komutanlığı’nda düzenlenen törenle karşılandı. Gemi Ko-mutanı Deniz Kurmay Yarbay Ahmet Gül tarafından Do-nanma Komutanı Koramiral Veysel Kösele’ye görev sonu raporunun verilmesi sonra-sında aileler ve gemi persone-li kavuşmasında duygu dolu

anlar yaşandı.

Komutanların hemen ardın-dan da bahriyeli eşlerini, evlatlarını ya da kardeşleri-ni bekleyen aileler gemiye alındı. Güvertede tarihi bir gün yaşadı. Bahriyeliler ile yakınlarının kavuşması sıra-sında gözyaşları tutulamadı. Çocuklar babalarına sımsıkı sarılırken sevinç gözyaşlarını tutamadılar.

Page 65: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 63 |

Katar’a Türk Hücumbotu Teslim Edildi Yonca-Onuk A. ortaklığı tarafından Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri için inşa edilen ve sınıfının ilk gemisi olan ileri kompozit “ONUK MRTP34” isimli yüksek hızlı hücumbotu, Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri’ne teslim edildi.

Savunma Sanayi Müsteşarı Mu-rad Bayar ve Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri Komutanı Mohammed Bin Nasser Al-Mohannadi, Tuz-la’daki Yonca-Onuk Tersanesi’n-de botun teslimi için düzenlenen törene katıldı. Törende konuşan Murad Bayar, bölgenin iki kardeş ülkesi olan, ilişkileri gelişerek ve artarak süren Türkiye ile Katar’ın din, tarih ve gelenek gibi önem-li bağları bulunduğunu belirtti. Bayar, bu sağlam ilişkilere bağlı olarak iki ülke arasında Savunma İşbirliği Anlaşması ve Savunma İşbirliği Protokolü’nün 2011′de imzalandığını hatırlatarak, söz konusu anlaşmaların Yonca-O-nuk’un hızlı devriye botları, Kale-baykar’ın insansız hava araçları, HAVELSAN’ın AW-139 helikopter simülatörü gibi projelerle somut-laştığını anlattı.

Yonca-Onuk Ortaklığı ve Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri’nin yaptığı sözleşmeyle MRTP16′nın 2013′te teslim edildiğini ve ONUK MRTP34′ün d 24 Aralık 2013’te teslim edildiğini dile getiren Ba-yar, ilave ONUK MRTP34 proje-lerinin devamını destekledikleri-ni vurguladı. Bayar, müsteşarlık olarak Mart 2014′te düzenlene-cek DIMDEX Deniz ve Savunma Fuarı’na 25 firmayla katılmayı planladıklarını ifade ederek, bu işbirliğinin diğer savunma konu-larında yeni girişimlere öncülük yapacağına inandığını belirtti. Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri Komutanı Mohammed Bin Nasser Al-Mohannadi ise, Katar ve Türki-ye arasında imzalanan anlaşmayla 6 parça yüksek manevra kabiliye-tinde MRTP16′larından 3′ünün bi-tirilerek teslim edildiğini kaydetti. Kalan 3 botun inşa edildiğini ifa-

de eden Mohannadi, “Yeni plat-formlar, Katar Deniz Kuvvetleri’ne daha büyük görevler ekleyecektir. Bu botlar, Katar Deniz Kuvvetle-ri’ne ekonomik ve kontrollü sula-rın korunması için ilave güç sağla-yacaktır” dedi.

Konuşmaların ardından Savun-ma Sanayi Müsteşarı Murad Ba-yar, Katar Emirliği Genelkurmay Başkanı Ghanim Bin Shaheen Al Ghanim, Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri Komutanı Mohammed Bin Nasser Al-Mohannadi ve Yon-ca-Onuk Ortağı Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Yılmaztürk tarafın-dan kurdele kesilerek, botun tes-limi gerçekleştirildi. Bota, Katar bayrağı çekildi. Türkiye ve 7 ülke-de 130′un üzerinde ONUK MRTP yüksek hızlı ileri kompozit hücum-bot görev yapmakta. Botların ta-sarımı ve üretimi tamamen Türk mühendis ve işçileri tarafından yapıldı.

MRTP34 Hücumbotu’nun özel-likleriYonca-Onuk tarafından Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri için inşa edilen ve sınıfının ilk gemisi olan ileri kompozit ONUK MRTP34 yüksek hızlı hücümbotu, 42 knots

üzerinde sürate sahip. 36,80 met-re tam boydaki hücümbotu, 21 personeliyle yaklaşık 3 gün lojistik destek almadan harekat yapma özelliğine sahip. Hücümbotuna, Katar Emirliği Deniz Kuvvetleri ta-rafından “THAT ASSUARY (Q-31)” adı verildi.

Dünya denizlerinde 2004’ten bu yana görev yapan ONUK MRTP33’lerin gelişmiş bir devamı olan ONUK MRTP34, denizcilik, performans ve taşıyabileceği gö-rev, silah, sistem yükü açısından bilinen 250-300 tonluk hücüm-botlardan üstün olmak amacıyla tasarlandı.

Page 66: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 64 | • KASIM-ARALIK

Mak

ale

Harp Gemilerinde Yeni Bir Konsept

Modülerlik aslında yeni değildir, daha evvel Mısırlılar ve Romalılar tarafın-

dan kullanıldı. Hava Kuvvetleri değiştirilebilen pod (ISR, EW, hava-hava, hava-yer) uygulama-ları ile görev modülerliğini halen kullanmaktadır. Modüler harp gemisi yapımı da eski bir konsept-tir. İlk defa 1975 yılında Hollanda Kortanaer Sınıfı Fırkateynler’de uygulandı. Bu gemilerin tüm sis-temleri modüler konteynerler şeklinde dizayn edilir. Kortenaer ismi konteynere benzemekle be-raber tamamen isim benzerliğidir ve ismini 17’nci yüzyılda yaşamış Hollanda Amirali Egbert Bartho-lomeuszoon Kortenaer’den alır. Bu şekilde herhangi bir sistem isabet aldığında, o sistemi içeren konteyner yedeği ile süratle değiş-tirilebilmesi hedeflenir. 1975-82

yılları arasında bu gemilerden 10 adet yapıldı ve Hollanda, Yuna-nistan ve Birleşik Arap Emirlikleri deniz kuvvetlerinde kullanıldı. Almanlarda aynı dizayna sahip ancak daha büyük Bremen Sınıfı Fırkateynler yapmışlardır.

Daha sonra bunların yerini Al-man Blohm + Voss firmasının geliştirdiği MEKO Sınıfı Fır-kateynler aldı. MEKO “Mehr-zweck-Kombination” (İngilizce: multi-purpose-combination) an-lamına gelmektedir. Bu gemiler de benzer konseptle; tüm silah, silah sistemi, elektronik sistemler ve diğer cihazları süratle değiştiri-lebilecek şekilde modüler şekilde tasarlanır. MEKO Sınıfı Gemiler Türk Deniz Kuvvetleri (YAVUZ ve BARBAROS Sınıfı Fırkateynler) dahil 11 deniz kuvvetinde kulla-nılmaktadır.

Görüldüğü üzere burada sistem modülerliği esas alınır ancak şim-di ABD ve NATO tarafından ge-liştirilen bir konsepte göre “Görev Modülerliği”ni esas alan modül-ler kullanılmaktadır. Bu şekilde geminin üzerine konacak görev esasına göre inşa edilmiş kontey-nerler ile örneğin gemiye MKT- Mayın Karşı Tedbirleri, Su üstü Harbi (ASUW) veya Denizaltı Savunma (ASW) kabiliyeti kazan-dırılabilmektedir. ABD için görev modülerliği özellikle Littoral War-fare Ship (LCS) için düşünülmüş bir konsepttir. Bu maksat ile ABD tarafından iki adet prototip LCS-1 (USS FREEDOM) ve LCS-2 (USS INDEPENDENCE) farklı tersane-lere inşa ettirilmiş ve halen deniz kuvvetleri tarafından denenmek-tedirler. Bunlardan LCS-1 bizim MILGEM Ada Sınıfı Korvetleri-mize benzemekte. Resimde LCS-2

Görev modülerliği NATO tarafından 2008 yılından itibaren NATO Submarine Rescue System (NSRS), yani NATO Deni-zaltı Kurtarma Sistemi olarak kullanım-dadır.

Atilla ÖZDÖL Deniz sistemleri

Proje Koordinatörü

GörevModülleri:

Page 67: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 65 |

üzerindeki görev modülleri göre-bilirsiniz.NATO için ise şimdilik dört gö-rev modülerliği üzerinde çalışılı-yor. Bunlar İnsanı Yardım ve Afet Müdahalesi (HADR – Humanita-rian Assistance and Disaster Re-lief), Korsanlıkla Mücadele (CP – Counter Piracy), Liman Savun-ma (HP – Harbour Protection) ve Arama Kurtarma (SAR – Search and Rescue)’dır. Bu çalışmanın sonucunda NATO tarafından

inşa ettirilecek Görev Modülleri, bu modülleri kendi Görev Böl-mesi’ne (Mission Bay) alabilecek hale getirilen gemilere havadan süratle intikal ettirilerek, yukarıda belirtilen görevlere hazır hale ge-tirilmesi hedefleniyor. Böylece bir nevi Plug-and-Play gemi ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma tamam-landığında NATO bir STANAG (Standardization Agreement) ya-yınlayarak NATO üyesi ülkelerin gemilerine Mission Bay yapılma-sını isteyecek. Şimdilik öncelikle sahip oldukları güverte üzeri alan nedeni ile LPD ve LHD tipi gemi-ler için düşünülüyor.Görev modülerliği NATO tara-fından 2008 yılından itibaren NATO Submarine Rescue System (NSRS), yani NATO Denizaltı Kurtarma Sistemi olarak kulla-nımdadır. Amaç herhangi bir yerde Denizaltı batma kazasını belirten SUBSUNK alarmı alın-dığında, kazaya müdahale edecek MOSHIP (Mother Ship)’e hava-dan süratle intikal ettirilerek ge-minin müdahale kabiliyetinin ar-tırılması veya kazandırılmasıdır. Halen böyle bir MOSHIP, Türk Deniz Kuvvetleri’nde kullanılmak üzere İstanbul Tersanesi tarafın-dan inşa edilmektedir.

Görev modülerliği; NATO’nun 2012’deki Chichago zirvesinde al-

dığı SDI-Smart Defense Initiative kararına göre başlatılan, 22 adet projeden birisidir. SDI ile birlikte kolektif gereksinimler ve ulusal önceliklere uyum amacıyla geliş-tirilmiş çokuluslu işbirliği ve kay-nakların daha verimli kullanılması amaçlanmaktadır. Görev modül-lerinden elde edilecek faydalar şu şekilde belirtilir; adapte edilebilen görev kuvvetleri, ölçeklenebilir ve yeniden düzenlenebilir savaşma gücü oluşturma, harekata hazırlı-ğın artması, yeni bir tehdide kar-şı süratle cevap verebilme, çeşitli şekilde kullanılabilen insansız sistemlerin görevlendirilebilmesi, artırılmış görev esnekliği, daha az personelle verimin artırılması, yatırım maliyetinin düşürülmesi, idame ve bakım maliyetlerinin azaltılması, gemilerin üzerinde-ki sistemlerin yenilenebilmesi ve müttefikler arası ortak harekatlar-da karşılıklı kullanabilmedir.

Şu anda askeri gemiler tek veya çoklu görevler için inşa edilmekte ve ömürleri de 35+ olarak değer-lendirilmektedir. Halen var olan asimetrik savaş tehdidi sürekli karşı stratejilerin ve yeni görev yeteneklerinin geliştirilmesini dikte ettirmektedir. Modülerleş-me ile bir geminin savaş yeteneği süratle yeniden yapılandırılarak kuvvet çarpanı oluşturulmaktadır. Modülerlikle, bir donanma, farklı görevler için gemileri yeniden di-zayn etmek ya da tekne-makine ve sistemlerini yükseltmek zorunda kalmamakta. Bu şekilde yaşam döngüsü maliyetlerinin azaltılma-sı sağlanır. Durumsal farkındalık sağlamak için kullanılan bilgisa-yar ve ağ teknolojileri doğal mo-düler tasarımda da kullanılır. Tüm alanlarda kullanılan (hava, su üstü ve sualtı) insansız sistemleri, mü-rettebat gereksinimlerini azaltmak için modularize edilebilir. Modü-lerlik kullanılarak, hızla değişen görevler için yeniden yapılandırıl-mış deniz platformları ile donan-maların büyüklüğü azaltabilir.

< Görev Modülleri

• Mayın harbi • Su üstü harbi • Denizaltı savunma harbi • İnsani yardım/Afetle müda hale • Korsanlıkla mücadele/Deniz emniyeti • Liman savunma • İllegal göçmenlik ile mücadele • Acil tıbbi müdahale • İnsansız hava aracı (UAV) desteği • Deniz-Hava desteği• Elektronik Harp • Gayrinizami harp • Özel harekatlar

Page 68: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 66 | • KASIM-ARALIK

Savu

nma

Ege’de İmha Edilen Mayınlar GörüntülendiTürkiye’nin ev sahipliğinde, NATO ve Türk Deniz Kuvvetleri unsurlarının katılımıyla Ege Denizi’nde gerçekleştirilen “Nusret 2013″ tatbikatı Saros Körfezi’nde yapıldı. TCG Ayvalık mayın avlama gemi-sinin su altındaki mayını bulup imha ettiği anlar ise saniye saniye görüntülendi.

Tatbikat kapsamında Saros Körfezi’ne havadan ve denizden 50’ye yakın mayın bırakıldı. Eğitim mayınlarından bir tanesi mayın arama ve tara-ma gemisi TCG Ayvalık tarafından sonar cihazı ile bulundu. Sonar operatörünün “Mayın bulun-du” anonsundan sonra gemide alarm durumu-na geçildi. Tespit edilen cisim insansız su altı cihazı ile görün-tülendi. Bu cihaz sayesinde cismin mayın olduğu tespit edildi. Ardından mayın harbi dalgıçları ma-yının bulunduğu alana gitti. Ekipler, mayına su üs tüne çıkardıktan sonra patlayıcı bağladı. Dal-gıçların bölgeden ayrılmasının ardından mayın patlatılarak imha edildi. Dalgıçların gemiye dön-mesiyle faaliyet sona erdi.

22 Kasım’da başlayan “Nusret 2013″ tatbikatına Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 7 mayın karşı tedbirleri (MKT) gemisi, 1 mayın dökücü gemi, 1 firkateyn, 2 karakol gemisi, 1 mayın toplama ge-misi, 1 helikopter, 1 su altı savunma (SAS) timi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan mayın dökü-şü için 1 C-130 uçağı, Sahil Güvenlik Komutan-lığı’ndan 3 sahil güvenlik botu, NATO daimi ma-yın karşı tedbirleri görev grubu-2 (SNMCMG-2) unsurlarından Türkiye ve Almanya’dan 1 komuta kontrol ve 1 mayın avlama gemisi ile Yunanis-tan’dan 1 mayın avlama gemisi katıldı. Tatbikatı çok sayıda ülkeden gözlemci ve personel izledi. Tatbikat 1 Aralık tarihinde sona erdi.

Japonya ve Amerika Donanma Kuvvetleri Liaoning’i İzliyorLiaoning’in, ülkenin kuzeyindeki Çingdao limanı’ndan Haynan eyaletinin Sanya kentindeki askeri limana vardığı ve seferin ABD ile Japonya donanma kuvvetlerine ait gemilerce izlendiği bildirildi.

Çin’in ilk uçak gemisi Liaoning’in, ülkenin kuzeyindeki Çingdao limanı’ndan Haynan eyaletinin Sanya ken-tindeki askeri limana vardığı ve seferin ABD ile Japonya donanma kuvvetlerine ait gemilerce izlendiği bildirildi.

Sanya’daki askeri limana varan Liaoning uçak gemisi, burada Güney Çin Denizi’nde yapılacak bilimsel in-celemeler ve askeri eğitim için hazır duruma getiri-lecek. Liaoning ve beraberindeki filonun, Güney Çin Denizi’nde Diaoyü adalarına yakın noktadaki Tayvan Boğazı’ndan geçişi sırasında çok sayıda ABD ve Ja-ponya donanma gemisi tarafından yakın takip altına alındığı vurgulandı. ABD, Tayvan ve Japonya tarafın-dan izlenen Liaoning’in, hiçbir ülkenin deniz sınırını ihlal etmediği ve uçak gemisinin bölgede yapacağı faaliyetlerin olağan düzenleme çerçevesinde devam

edeceği belirtildi.Liaoning, Çin Donanması’na ait iki hava savunma destroyeri ve iki füze fırkateyni eşliğinde, ülkenin doğusundaki Şandong eyaletinin Çingdao kentinde-ki askeri limandan ayrılmıştı. Ülkenin ilk uçak gemisi muharebe grubunu oluşturduğu vurgulanan filonun, kısa ve uzun mesafeli hava savunma gücü ile deni-zaltı savunma misyonlarını temsil ettiği belirtilmişti.Ukrayna’dan alınan ve Türkiye’de Boğazlardan geçi-şi büyük ses getiren, eski adıyla “Varyag” olan uçak gemisi, geçen yılın Eylül ayında Çin donanmasının en büyük müteahhit şirketi Çin Gemi İnşa Sanayi Kuru-luşu tarafından ülkenin kuzeydoğu liman kenti Da-lien’de törenle donanmaya teslim edilmişti.ABD, İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya, Rusya, Hindis-tan, Tayland ve Brezilya’nın ardından uçak gemisine sahip olan 10. ülke konumunda olan Çin, Liaoning’in barışçıl amaçlarla kullanılacağını savunuyor.

Page 69: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 67 |

İlk Türk Uçak Gemisi Sedef Tersanesi’nde ÜretilecekSavunma Sanayi İcra Komitesi’nin dün aldığı karar kapsamında Sedef Gemi İnşaatı A.Ş. ile sözleşme görüşmelerine başlanması, anlaşma sağlanamaması durumunda sözleşme görüşmelerine ikinci sı-radaki DESAN Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. ile devam edilmesi kararı alındı.

Koç grubunun RMK Tersanesi, geçen Ocak ayın-da Milli Savaş Gemisi (MİLGEM) projesi kapsa-mında 6 geminin yapım ihalesini kazanmış, an-cak Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun “kamu zararı doğduğu” yönündeki raporu üzerine bu ihale iptal edilmişti. Gezi Parkı eylemleri sonrasında yaşanan bu gelişme nedeniyle çıkarma gemisi ihalesinde RMK Tersanesi’nin durumu merakla bekleniyordu.

DEV PROJENİN KAPSAMIHavuzlu Çıkarma Gemisi Projesi kapsamında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı için 1 adet Havuzlu Çıkarma Gemisi inşa edilecek. Havuzlu Çıkarma Gemisi (LPD); Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekat alanlarında ve gerektiğinde NATO operasyonla-rı ve tatbikatları için okyanuslarda kullanılacak. LPD’nin ana görev fonksiyonu kuvvet aktarımı

ve çıkarma harekatı olacak. Gemi tabur seviye-sinde askeri personeli taşıyacak.

BU İHALE İÇİN ÜÇ FİRMA YARIŞIYORDUGemi, gerektiğinde doğal afetlerde, bünyesin-de yer alan hastane sayesinde insani yardım ve mülteci tahliyelerinde de görev yapacak. Havuz-lu Çıkarma Gemisi Projesi, 22 Haziran 2005’te başlatılmıştı. İhaleye sadece DESAN Deniz İnşaat Sanayi A.Ş., Koç grubundan RMK Marine Gemi Yapım Sanayi A.Ş. ve SEDEF Gemi İnşaatı A.Ş. katılmıştı.

İŞTE DEV GEMİNİN ÖZELLİKLERİGemi, su alabilen bir kıç havuza sahip olacak. Bu havuzun içinde tank taşıma kapasiteli 6 adet bot girecek.

GEMİNİN ÖZELLİKLERİ:

Ağırlığı: 19 bin ton

Boyu: 200 metre

Hızı: 22 knot (Saatte 40 kilometre)

TAŞIMA KAPASİTESİ:

* 190 Gemi Personeli 3.20 M* 56 Uçuş Personeli 498 T* 50 Sağlık Personeli 600 T* Bin 200 Amfibi Personel 205 T* 13 adet Tank 9710830* 27 adet Zırhlı Amfibi Hücum Aracı (AAV) TCWE2* 6 adet Zırhlı Personel Taşıyıcı (ZPT)* 33 adet Muhtelif Araç* 15 adet Romörk* 8 adet Helikopter* 3 adet İnsansız Hava Aracı

Page 70: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 68 | • KASIM-ARALIK

Mak

ale

Tahkim Uygulamalarına Genel Bakış

Yargısal bir işlem olarak da nitelendirile-bilen tahkim, bir ‘Alternatif Uyuşmazlık Çözümü’ (Alternative Dispute Resolution) yöntemidir. Temel ADR yöntemleri ise

aşağıda listelenenler ve türevleridir.

• - Arbitration (Bağlayıcı)

• - Consiliation (Bağlayıcı değil)

• - Mediation (Bağlayıcı değil)

• - Facilitation (Bağlayıcı değil)

• - Negotiation (Bağlayıcı değil)

• - Med/Arb (Karma)

• - Adjudication (Karma)

Tahkimin özelliklerine değinecek ve devlet mahke-melerine kıyasını yapacak olursak, avantajlarını aşa-ğıdaki biçimde sıralayabiliriz:

Hız: Tahkimin tek başına en önemli avantajı bile de-nilebilir. Süreç, genellikle yoğunlukla boğuşan devlet mahkemelerine oranla daha hızlıdır.Gizlilik: Tahkim yargılaması ve kararları gizlidir. Ka-muoyu ile paylaşılmaz.

Maliyet: İhtilafın niteliğine göre daha düşük maliyet-li olabilmektedir fakat uzun ve detaylı tahkim süreç-leri istisna yaratabilmektedir.

Seçme imkanı ve uzmanlık: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, konunun profesyonelleri tarafından de-ğerlendirilir, böylece hata ve haksızlık yapma riski azdır. Taraflar hakemlerin seçim usulünü belirleye-bilirler.

Yargılama usulü: Taraflar hakem veya hakem kuru-lunun uygulayacağı yargılama kurallarını serbestçe kararlaştırabilirler. Örneğin LMAA (kurumsal), ICC (kurumsal), Ad-Hoc (Arızi) vb.

Londra tahkimi tarafsızlık yönünden de ciddi bir itibara sahiptir. Verilen yüzlerce kararın sadece birkaçına itiraz edilmiştir. Verilen yüzlerce kararın sadece birkaçı-na itiraz edilmiştir.

Bahadır TONGUÇ Broker

Page 71: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 69 |

Tahkimin devlet mahkemelerine kıyasla bazı deza-vantajları ise şunlardır:

Maliyet: Dava konusunun düşük değerde olduğu durumlarda tahkim, devlet mahkemelerinden daha masraflı bir uygulama halini alabilir.

Temyiz: Hakem kararları belirli durumlar dışında temyiz edilemez.

Bu kıyaslamaları elbette çeşitlendirebiliriz ve günü-müzde ADR yöntemleri halen tartışma konusudur. Bazı kesimler hakem yargılaması ile hukuk güvenliği ilkesinden vazgeçildiğini savunurlar. Harcanan vakit ve masraflar ise uyuşmazlığın özelliklerine göre fark-lılık gösterebilmektedir. Hakem kararlarının tenfizi konusu yine beraberinde fazlaca tartışma getiren bir noktadır. Fakat tahkim, avantajlarının dezavantajla-rından fazla olduğu gerçeği ile gelişmeye ve geliştiril-meye hızla devam etmektedir. Uncitral Model Kanu-nu ile ilgili çalışmalar buna güzel bir örnektir. Ayrıca ADR yöntemlerinin devlet mahkemelerinin yükünü hatırı sayılır biçimde hafiflettiği gerçeği yadsınamaz.

Konuya sübjektif bir yön vererek, bizi çokça ilgilendi-ren LMAA (London Maritime Arbitrators Associati-

on) ile ilgili gerçekler ve gelişmelere de değinmemiz yerinde olur.

Çin Deniz Hukuku Birliği (China Maritime Law As-sociation), geçtiğimiz yıl 2000 uyuşmazlığın Londra tahkiminde çözüldüğünü belirtmiştir. 2008-2009’da patlak veren piyasa koşullarının yarattığı ilave yük (özellikle time-charter sözleşmelerinin erken fesih-leri) olmasaydı, kanımca bu rakam daha fazla olabi-lirdi.

2012 senesinde, LMAA üyeleri tarafından verilen 650 adet Londra tahkim kararı bulunmaktadır. Bu rakam Singapur Deniz Tahkim Odası, Hong Kong Uluslara-rası Tahkim merkezi, Paris Deniz Tahkim Odası ve New York tahkiminde karara bağlanan uyuşmazlık-lardan oldukça fazladır.

Bana sorarsanız Londra bu üstünlüğünü dünyanın en önemli deniz ticaret üslerinden biri olmasına, yüzyıllardır deniz ticareti ile uğraşıyor olmasına ve deniz ticaretine ilişkin düzenlemelerin de merkezi olmasına borçludur. Londra tahkimi tarafsızlık yö-nünden de ciddi bir itibara sahiptir. Verilen yüzlerce kararın sadece birkaçına itiraz edilmiştir.

Gemi alım-satım ve taşıma sözleşmelerimizin ne-redeyse hepsinde tahkim şartı bulunmaktadır. Bu nedenle sürekli tekrarlamakta fayda görüyorum; uyuşmazlık anında belirsizlik yaşamamak için “pro-per incorporation” kuralına dikkat etmeliyiz. Ana sözleşmeye ek olarak bir tahkim sözleşmesi hazır-lanması veya tahkim klozunun dikkatli bir biçimde ana sözleşmeye dahil edilmesi veya dış tahkim klozu/şartlarına atıfta bulunulması şarttır.

Değerli hocam, imtiyazlı uluslararası hakem ve CIArb/FICA eğitmeni Bill McLaughlin’in dediği gibi ‘Collaboration is better than confrontation’, bu ne-denle riskleri analiz edip, uyuşmazlık çıkmadan ev-vel önlem alabilmek en başarılı risk yönetimidir diye düşünüyorum.

Son olarak, zorlu geçen bir senenin daha ardından büyük umutlarla beklediğimiz 2014’ün, dünya de-nizciliğine refah getirmesini ve tüm denizci meslek-taşlarımın sağlıklı, başarılı bir yeni yıl geçirmesini dilerim.

“Gemi alım-satım ve taşıma sözleşmelerimizin neredeyse hepsinde tahkim şartı bulun-maktadır. Bu nedenle sürekli tekrarlamakta fayda görüyorum; uyuşmazlık anında belirsizlik ya-şamamak için “proper incorpo-ration” kuralına dikkat etmeliyiz. Ana sözleşmeye ek olarak bir tahkim sözleşmesi hazırlanması veya tahkim klozunun dikkatli bir biçimde ana sözleşmeye dahil edilmesi veya dış tahkim klozu/şartlarına atıfta bulunulması şarttır.”

Page 72: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 70 | • KASIM-ARALIK

Gem

i İnş

a

Çin’in gemi yapımı yılın ilk 11 ayında %23,1 düştüÇin Ulusal Gemi İnşa Endüstrisi Birliği (CANSI) tarafından açıklanan verilere göre bu yılın ilk 11 ayın-da Çin’de inşası tamamlanan gemi tonajı bir önceki yılın aynı dönemine göre %23,1 düşüşle 38,68 milyon dwt oldu.

Yılın Ocak-Kasım döneminde Çin gemi inşa sek-törünün aldığı toplam sipariş hacmi, bir önceki yılın aynı dönemine göre %204 artışla 51,86 mil-yon dwt olarak kaydedildi. Kasım ayı sonu itiba-rıyla Çin’de toplam gemi siparişleri, yıllık %5,2, 2012 yılı sonuna göre ise %11,5 artışla 119,23 milyon dwt seviyesinde yer aldı.Ocak-Kasım döneminde Çinli üreticilerin ihra-cata yönelik gemi üretimi yıllık %24,2 düşüş-le 32,41 milyon dwt olurken, bu miktar Çin’de söz konusu dönemdeki toplam gemi üretiminin %83,4′üne karşılık geldi. Söz konusu dönemde Çin’de yeni gemi ihracat siparişleri yıllık %260 artışla 48,07 milyon dwt olurken bu miktar, yılın ilk 11 ayında alınan toplam yeni gemi sipariş-lerinin %92,7′sine karşılık geldi. Kasım ayı sonu itibarıyla Çinli üreticilerin aldığı toplam ihracat sipariş hacmi 2012 yılının aynı dönemine göre %11,5 artışla 104,68 milyon dwt olarak kayde-dildi. Bu miktar ocak-kasım dönemindeki top-lam gemi ihracat siparişlerinin %87,8′ine karşılık geliyor.Bu yılın ilk 11 ayında, Çin’de 80 gemi inşa şir-ketinin toplam üretim değeri, bir önceki yılın aynı dönemine göre %10,6 düşüşle 322,8 milyar RMB (52,75 milyar $) olarak kaydedildi. Aynı dö-nemde söz konusu şirketler, yıllık %15,4 düşüşle 163,5 milyar RMB (26,72 milyar $) ihracat değe-ri elde etti. Bununla beraber, söz konusu şirket-ler ocak-kasım döneminde yıllık %15,8 düşüşle

217,4 milyar RMB (35,52 milyar $) faaliyet karı ile yıllık %63,5 düşüşle 4,66 milyar RMB (760 milyon $) brüt kar elde etti.

Yılın ilk 11 ayında Çin’de 39 büyük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin toplam gemi üretimi yıllık %28,8 düşüşle 32,07 milyon dwt seviyesine ge-riledi. Söz konusu şirketler, aynı dönemde yıllık %253 artışla 49,55 milyon dwt yeni gemi siparişi aldı. Kasım ayı sonu itibarıyla söz konusu şirket-lerin aldığı toplam yeni gemi sipariş hacmi ise 2012 yılının aynı ayına göre %7,7 artışla 108,96 milyon dwt olarak kaydedildi.

Bu yılın ocak-kasım döneminde Çin’de 39 bü-yük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin ihracata yönelik gemi üretimi yıllık %28,9 düşüşle 27,22 milyon dwt olurken, bu miktar şirketlerin söz konusu dönemdeki toplam gemi üretiminin %84,9′una karşılık geldi.Söz konusu dönemde Çin’de 39 büyük ve orta ölçekli gemi inşa şirketinin ihracata yönelik gemi yapım siparişleri yıllık %319 artışla 46,13 milyon dwt olurken, bu miktar söz konusu şirketlerin toplam siparişlerinin %93,1′ine karşılık geldi. Kasım ayı sonu itibarıyla söz konusu şirketlerin toplam ihracat siparişi hacmi, 2012 yılının aynı dönemine göre %13,7 artarak 95,44 milyon dwt olarak kaydedildi. Bu miktar şirketlerin toplam siparişlerini %87,6′sına karşılık geldi.

Page 73: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 71 |

İnebolu Tersanesi’nde talep yoğunluğuİnebolu Tersane Müdürü Kalyoncu “Son aylarda gemi bakım ve onarımı için yurt içi ve yurt dışın-dan talep artışı yaşıyoruz” dedi

İnebolu Tersanesine son aylarda gemi bakım ve onarımına yönelik taleplerin arttığı bildiril-di. İnebolu Tersanesi Müdürü Kıvanç Kalyoncu,, gemi bakım ve onarımında başarılı çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Tersanede, “Kaptan-ı Derya-2″ adlı batık çıkar-ma gemisinin onarımını sürdürdüklerini belirten Kalyoncu, “Karadeniz bölgesinde gemi bakım ve onarım havuzu sadece İnebolu’da bulunuyor. Bu avantajımızı tecrübemizle birleştirerek Türk

ve yabancı bayraklı gemilere hizmet veriyoruz” dedi.Kalyoncu, Ukrayna’dan gelen iki geminin onarım havuzuna girmek için sıra beklediğini ifade ede-rek, şunları kaydetti:

“Türkiye’nin yanı sıra Karadeniz’de kıyısı olan diğer ülkelerin gemilerine de hizmet veriyoruz. Ukrayna’dan St. Filip ve Zenith isimli iki gemi onarım için limanımıza geldi. Bu gemileri sırasıy-la havuza alarak bakım ve onarımlarını gerçek-leştireceğiz. Yurt dışından yeni bağlantılar için görüşmelerimiz devam ediyor. Son aylarda gemi bakım ve onarımı için yurt içi ve yurt dışından talep artışı yaşıyoruz. Ocak ayında da bunun sü-receğini tahmin ediyoruz.”

Bu “yüzer – gezer gemi” Çok MarifetliİZSU Genel Müdürlüğü’nün karada ve suda hareket edebilen yeni dere temizlik aracı İzmir’e geldi. Tür-kiye’de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kullanılacak “marifetli gemi”, ilk olarak Meles’de temizlik çalışmalarına başladı. 2 milyon liranın üzerinde yeni aracın güçlü emme ve iletme pompaları ile kırma, parçalama ve kesme gibi özellikleri var.

11.2 milyon liralık yatırımla 20 adet iş makinesi ve 20 adet kamyon alarak kent merkezi ve çevre ilçelerde dere temizliklerini 2 yıldır kendi ekipleri ile sürdüren İZSU Genel Müdürlüğü, teknolojik yeniliklerle çalış-malarına hız katıyor. Kısa bir süre önce sazlık alanlar-da kullanılmak üzere makine aparatı alarak hizmet kapasitesini artıran İZSU, yine dere temizliklerinde kullanılmak üzere karada ve suda hareket edebilen, sığ derinliklerde mükemmel temizlik sağlayan iş ma-kinesini temizlik filosuna kattı.İZSU Genel Müdürlüğü Çevre Koruma ve Kontrol Da-ire Başkanlığı yetkilileri, “yüzer – gezer gemi” diye ta-bir edilen ve palet sistemi ile hareket edebilen “am-fibik” dere temizlik makinesinin Türkiye’de ilk kez İzmir’de kullanılmaya başlandığını bildirdi. Yetkililer, özellikle Manda, Meles ve Arap derelerinin Körfez’e açılan ağızlarında ulaşamadıkları bölümlerin temiz-liklerini bu araç sayesinde kolaylıkla yapabilecekle-rini belirterek, “Sığ derinliklerde hareket edebilen, güçlü emme ve iletme pompaları, kırma, parçalama, kesme gibi özellikleri olan bu aracın gelmesi ile ça-lışmalarımız hız kazanacak. Yağışlı mevsimlerde bile dere temizliği yapabilecek hale geleceğiz. Amfibik dere temizlik makinesi, dere tabanlarında ve yan-

larında yer alan kargı, ot, çöp ve katı malzemeleri alabilecek; karada ve suda hareket edebilecek. Böy-lelikle hem za-mandan hem de iş gücünden tasarruf edeceğiz” diye ko-nuştu.

“Yüzer-Gezer” ara-cı ilk gün Meles Deresi temizliğin-de kullanan yet-kililer, “Daha önce hiçbir iş makinemizle müdahale edemediğimiz bölümlerde rahatlıkla temizlik yaptık. Bu aracı merkez derelerimizde olduğu deniz çıkış ağızlarının tıkandığı Menderes’teki Tahtalı ve Azmak derelerinde de kullanacağız ve dere temizlik çalış-malarımızda yüzde yüz hız kazanmış olacağız” dedi. İZSU, yeni araç için 2 milyon 51 bin liralık yatırım yaptı.

Page 74: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 72 | • KASIM-ARALIK

Gem

i İnş

a

Cemre Tersanesi Tarafından İnşa Edilen ‘Osterbris’ Denize İndirildiYalova’da, Cemre Tersanesi tarafından Norveç Osterbris AS için inşa edilen Osterbris adlı balık av-lama gemisi, törenle denize indirildi.Yalova’nın Altınova İlçesindeki Tersaneler Bölgesi’nde Cemre Tersanesi tarafından Norveç Osterbris AS firması için yapılan balık avlama gemisinin denize indirilişi için bir tören düzenlendi. Trawler tipi olan 75 metrelik geminin denize indiriliş törenine Altınova Kaymakamı Nurullah Kaya, Cemre Tersa-nesi ortakları Orhan Gülcek, Hüseyin Toftar ve Necmettin Çubuk, Osterbris AS Firması Sahibi Olav Ostervold ve eşi Margareth Ostervold ile tersane çalışanları katıldı.2014 yılının Nisan ayında sahibine teslim edilmesi planlanan geminin denize indiriliş kurdelesini Cem-re Tersanesi Ortağı Orhan Gülcek ile Osterbris AS Firması Sahibinin eşi Margareth Ostervold birlikte kesti. Gemi, tersane çalışanlarının alkışlarıyla suyla buluştu. 75 metre boyunda ve 15 metre genişli-ğindeki geminin 3 bin 200 metreküp taşıma kapasitesine sahip olduğu, geminin anahtar teslim olarak yapıldığı bildirildi. Cemre Tersanesi’nin suya indirilen 29’uncu gemisi olma özelliğini taşıyan Osterbris, 2014 yılının Nisan ayında donanım işlemleri tamamlandıktan sonra Norveç’e yola çıkacak

İzmir’in ilk yolcu gemisi denize indirildiİzmir’de körfez ulaşımında kullanılacakı 15 adet karbon kompozit gövdeli katamaran tipi yolcu gemilerinden ilki, Yalova’daki Özata Tersanesi’nde denize indirildi.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin körfez ulaşımında kullanacağı 15 adet karbon kompozit gövdeli kata-maran tipi yolcu gemilerinden ilki, Yalova’daki Özata Tersanesi’nde denize indirildi.İhale sürecinin tamamlanmasının ardından Haziran 2013′te Yalova’daki Özata Tersanesi’nde inşa edilmeye başlanan karbon kompozit gövdeli katamaran tipi yolcu gemilerinden ilki tamamlanarak denize indirildi. 39 metre uzunluğunda, 11.6 metre genişliğinde karbon fiber malzemeden inşa edi-len gemiler 420+6 yolcu kapasitesi ve 18 knot (mil) servis hızında olacak.Son iki gemi 30 knot (mil) servis hızında hizmet verecek. Kullanılan malzemeden dolayı daha uzun ömürlü ve hafifliği sayesinde yakıt olarak daha tasarruflu olan gemiler çevreci olarak adlandırılıyor.Tersanede yapımı tamamlanan ve dünyadaki en büyük karbon fiber yolcu gemisi olduğu belirtilen ‘Çakabey’den sonra, 90 gün arayla diğer 14 geminin de inşa edileceği ve İzmir’in deniz ulaşımında kullanılacağı belirtildi.

Page 75: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 73 |

Page 76: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 74 | • KASIM-ARALIK

Gem

i İnş

a Deniz üzerinde bir mega şehir projesiABD’li girişimci Norman Nixon’ın 10 milyar dolara mal olacak dev gemi projesi, deniz üzerinde sü-rekli bir hayat vaat ediyor. Bin 317. metrelik gemi uçak pistinden evlere kadar tam bir yüzen şehir.

Amerikalı girişimci Norman Nixon’ın gemi projesi, bilimkurgu filmlerine taş çıkarta-

cak cinsten. Proje, tamamen deniz üzerinde bir yaşamı mümkün kılacak dev bir gemi... Bin 317 metre uzunluğunda, 229 metre genişliğin-de ve 117 metre yüksekliğinde, 11 milyon ton ağırlığındaki bu dev geminin, her 2 yılda bir dünyada tur atması ve sürekli olarak yüzmesi planlanıyor. Tam 10 milyar dolar (21 milyar TL) değerindeki “dünyanın en büyük gemi projesi-nin” adıysa Özgürlük Gemisi...

3 YILDA İNŞA EDİLECEKTasarımı Florida merkezli Freedom Ship In-ternational tarafından gerçekleştirilen yüzen şehrin yapımı, Norman ve mühendislerin he-sabına göre 3 yılda, binlerce işçinin yoğun çalışmasıyla tamamlanabilecek. Büyüklüğün-den ötürü deniz üzerinde yapılması gereken gemi, dünyanın en büyük kruvaziyeri Queen Mary’nin dört katı büyüklüğünde bir yüzen şehir olmakla kalmayacak, teknolojik özel-likleri ve tasarımıyla da çığır açacak. Gemide vergiden muaf bir alışveriş merkezi ve çeşit-li şirketlerin ürünlerini sunabileceği 158 bin metrekarelik bir alan bulunacak. Okyanus üzerinde süzülecek bu şehir iş merkezlerinin

yanı sıra, sanat ve spor etkinliklerine de ev sahipliği yapabilecek altyapıya sahip. Dünyayı sürekli dolaşacak gemideki hayat; yaşamak, çalışmak, tatil yapmak, kısa süreli ziyaretlerde bulunmak hatta emeklilik hayatı sürmek üzere kurgulanmış durumda. Maksimum 40 kişiye kadar yolcu kapasiteli özel ve ticari uçakların iniş yapabileceği bir havaalanının da buluna-cağı geminin ana güvertesine inşa edilecek 25 katlı bir binada ev, kütüphane, okul, birinci sınıf bir hastane, mağazalar, bankalar, oteller, restoranlar, eğlence mekanları, kumarhaneler, ofisler, depolar bulunacak.

50 BİN KİŞİ İKAMET EDECEKLüksün ön plana çıkarılacağı gemiyle ilgili tüm detaylar henüz belli değil. Ev satın almak iste-yenler için freedomship. com internet sitesine “Daire malikleri için ilk tasarımlar inşaat başlar başlamaz belirlenecek” ifadesi konulmuş. Evle-rin fiyatları büyüklük ve manzarasına göre 150 bin dolarla 9 milyon dolar arasında değişecek. Güneş panelleri ve dalga enerjisiyle çalışacak Özgürlük Gemisi’nde sürekli olarak yaşayan 50 bin kişi bulunacak. 20 bin mürettebatı bulunan gemide her gece ekstra 10 bin ziyaretçinin kal-ması bekleniyor.

Page 77: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 75 |

Total Türkiye ekipleri tara-fından Akbaşoğlu Holding’e yaptırılan M/T CITY tanker gemisi, Yalova Kocatepe Ter-sanesi’nde yapılan bir tören-le suya indirildi.Total Türkiye ekipleri tara-fından Akbaşoğlu Holding’e yaptırılan M/T CITY tanker ge-misi, Yalova’da Kocatepe Ter-sanesi’nde 4 Aralık 2013 ta-rihinde saat 11.00’da yapılan bir törenle suya indirildi. Suya indirme töreni öncesinde yapılan toplantıda M/T CITY tanker gemisi basına tanıtıldı. Törene Akbaşoğlu Group Hol-ding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Akbaşoğlu, Akbaşoğlu Group Holding Genel Müdü-rü Kemal Akbaşoğlu, ailesi ve Total Oil Türkiye Müdürü Antoine Tournand, Lub Mari-ne Dünya Direktörü Norbert Shieren, Total Oil Türkiye Ge-nel Sekreteri Begüm Egesel ile denizcilik sektöründen çok sayıda davetli katıldı. Açılış konuşmasını Kemal Akbaşoğ-lu’nun yaptığı toplantıda ko-nuşan Total Oil Türkiye Mü-dürü Antoine Tournand, M/T CITY tanker gemisinin yapıl-masının en önemli nedeninin emniyetli bir servis sağlamak olduğunu belirtti.

Teknolojiye uygun, çevreye duyarlı ve emniyetli servise sahipZorlu piyasa şartlarına rağ-

men, hizmet kalitesini daha da ileri taşımak istediklerini belirten Kemal Akbaşoğlu; “Total ailesi ile birlikte günü-müz teknolojisine uygun, çev-reye duyarlı ve daha emniyetli servis hedefleyen bu projeye imza atmayı başardık. Emeği geçen herkese teşekkür eder, hayırlara vesile olmasını dile-rim” açıklamasında bulundu.

Akbaşoğlu sonrasında sözü alan Antoine Tournand, bu-günün kendisi için çok önemli ve özel bir gün olduğunu dile getirdi. Kendileri için emni-yetin ve güvenin öncelikleri arasında yer aldığını söyle-yerek sözlerine şöyle devam etti: “Bir süredir yatırım yap-ma kararımız vardı. M/T CITY tanker gemisini inşa etmeden önce, emniyetli ve müşteri-lerimizin güven duyacağı bir yatırım yapmak istiyorduk. Bu doğrultuda Total Türkiye’nin ekipleri ile çalışmaya karar verdik ve Akbaşoğlu Holding ile anlaşma yaptık. Sonrasın-da Kocatepe Tersanesi’nde M/T CITY tanker gemisinin yapımına başlandı. Sonuç itibariyle insanların güvene-bileceği, emniyet açısından son derece güvenli bir tanker gemisi inşa ettik. Denize gemi indirmek büyük bir cesaret örneğidir. Bu yüzden burada sizlerle birlikte bu töreni ger-çekleştirmekten büyük mut-

luluk duyuyoruz. Rüzgarı bol olsun” dedi. Norbert Shieren’ın konuşma-sının ardından M/T CITY adlı tanker gemisinin açılışına ge-çildi. Açılış kurdelesini Total Oil Türkiye Genel Sekreteri Begüm Egesel kesti. Açılış kurdelesinin kesilmesinin ar-dından M/T CITY adlı tanker gemisi denizle buluştu.

M/T CITY Tanker Gemisi Suya İndirildi

GEMİNİNÖZELLİKLERİ:

LOA : 45.99 M

LBP : 43.88 M

BREADTH: 9.60 M

DEPTH : 4,00 M

DRAFT : 3.20 M

GROS : 498 T

DWT: 600 T

NET: 205 T

IMO NO: 9710830

CALL SING: TCWE2

Page 78: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 76 | • KASIM-ARALIK

Der

nekl

er

İMEAK Deniz Ticaret Odası Aralık ayı olağan meclis toplantısında konuşan Salih Zeki Çakır, Piri Reis Üni-versitesi’nin ilgili 9 maddelik soru önergesini meclis kürsüsünden okuyunca, başta Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu olmak üzere, Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ve Yönetim Kurulu Üyesi Sualp Ürkmez tarafından tepkiyle karşılandı.Kürsüye gelen Salih Zeki Çakır, Denizcilik endüstrisinin en büyük kamu kuruluşu olan Deniz Ticaret Odası’nın kaynaklarının çok önemli bir kısmının aktarıldığı Türk Deniz Eğitim Vakfı’nın inşaat etmekte olduğu Piri Reis Üniversitesi’nin sektör gerçeklerini dikkate alarak ölçek ekonomisine göre fayda -maliyet analizinin yapılabil-mesi gerektiğini söyledi. Bütün sektör mensuplarına kısa, orta, uzun vadeli sağlayacağı yararların ortaya ko-nulabilmesi ayrıca söz konusu bu üniversitenin TÜDEV üzerinden Deniz Ticaret Odası desteğinin devamının sağlanabilmesi açısından meclis üyelerini nezdinde oluşturulacak bir araştırma komisyonu tarafından ince-lenerek tüm denizcilik sektörünün paydaşlarının görüş ve önerilere açılması konusunun meclis oturumunda gündeme alınarak oylanmasını istedi.

Salih Zeki Çakır’ın 9 Maddelik Soru Önergesi Sözlerine, İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanlığı’na verdiği 9 maddelik öneriyle devam eden Salih Zeki Çakır, bu maddelerin sektör mensupları tarafından merak edildiğini kaydetti.Salih Zeki Çakır’ın İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanlığı’na sunduğu 9 madde ise şöyle:

• 1-TOBB (Türkiye Odalar Borsalar Birliği) ve Vakıflar Kanunu bağlamında Deniz Ticaret Odası TÜDEV arasındaki hukuki organik bağın konumun tespiti.

• 2- Deniz Ticaret Odası’nın TÜDEV’e günümüze kadar aktarmış olduğu ayni ve maddi kaynaklar.• 3-TÜDEV mütevelli üyelerinin ve sektör mensuplarının vakfa bağışlamış olduğu ayni ve nakdi değerler.• 4-Piri Reis Üniversitesi kurulması bütçesi çerçevesinde TÜDEV’e Deniz Ticaret Odası tarafından bun-

dan sonra aktarılması planlanan miktarın belirlenmesi.• 5-TÜDEV’in ‘Deniz Akademisyen’ yetiştirmesi misyonu hakkında günümüze kadar yapılanlar hakkında

bilgi edinilmesi.• 6-Mevcut vakıf tüzüğüne göre ki başkan izahatta bulundu bu konu ile ilgili arzu eden İMEAK Deniz

Ticaret Odası üyesi TÜDEV’e üye olabilir mi?• 7-Piri Reis Üniversitesi ile denizci yetiştiren aynı durumdaki devlet ve vakıf okullarına alınan öğrencile-

rin okula giriş puanları ve kontenjan kayıt sayısı gibi istatistiki bilgilerin değerlendirilmesi.• 8-Deniz Ticaret Odası’nın sektör kaynaklarını TÜDEV vasıtasıyla kullandığı yatırımlar ve projeksiyon

hakkında öncesinde gerekçelerini ve sonrasında periyodik olarak 4982 sayılı bilgi edinme kanunu bağ-lamında sektör paydaşlarını bilgilendirip bilgilendirmediğinin tespit edilmesi.

• 9-Söz konusu komisyon üyelerinin gündeme getirebileceği sektörün merak edebileceği varsa diğer konular.

• Ankara Feribotu, Piri Reis’e Okul Gemisi Olarak DevredilecekAnkara Feribotunun Piri Reis Üniversitesi’ne okul gemisi olarak devredilmesinin doğru olup olmadığını dile getiren Salih Zeki Çakır, geminin değerinin merak edildiğini söyledi. Salih Zeki Çakır sözlerine şöyle devam etti: “Ankara Feribotu Piri Reis Üniversitesi’ne okul gemisi olarak devredilecek. Ben uzun yıllardır bu sektör-de faaliyet gösteriyorum feribot işi de yapmış biri olarak ve en çok zarar ettiğim bir iş olarak bu işten biraz anlarım. TÜDEV, odanın tüzel kişiliğinde bir vakıf olmuş olsaydı bu muhakkak burada gündeme gelecekti ve bizde kalkıp görüşlerimizi söyleyecektik. Bu gemi, feribot Piri Reis için okul gemisi olarak uygun mu değil mi? Ben ve benim gibi bu işten anlayan arkadaşlar burada kalkıp görüşlerini belirteceklerdi. Ortaya çıkan değer, gerçekçi mi değil mi? Bu tartışılacaktı. Bu hepimizin herkesin faydasına olacak bir durumdur. Katılımcının da esası budur. Bu ve benzeri uygulamaların öncelikle meclisle, sektörle paylaşmaktan her zaman fayda gör-düm. Bundan sonraki çalışmalarımı da benzeri sektörü aydınlatma hissettiğim hususları gündeme taşımaya gayret edeceğimi ifade ediyorum hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum” dedi.

Salih Zeki Çakır Konuştu, DTO Meclisi Karıştı

Page 79: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 77 |

Hong Kong’ta yapılan Uluslararası Gemi Geri Dönüşüm Birliği (ISRA) Genel Kurulu’nda yapılan seçimlerde, Türkiye Gemi Geri Dönüşüm Derneği Başkanı Adem Şimşek, 3 yıllığına yeniden Başkanlığa seçildi.

ADEM ŞİMŞEK ISRA’YA YENİDEN BAŞKAN SEÇİLDİ ISRA’ya 3 yıllığına yeniden Başkan seçilen Türkiye Gemi Geri Dönüşüm Derneği Yönetim Kurulu Başka-nı Adem Şimşek, yaptığı açıklamada, “ISRA üyeleri olarak, yeni dönemde özellikle gemi geri dönüşü-

münde Avrupa Birliği yönetmeliğine uygun çalışma-lar yapacağız. ISRA üyelerinin Başkanlık görevinde bana güvendikleri için büyük bir onur duyuyorum” dedi. ŞİMŞEKLER SERTİFİKA ALAN TEK TÜRK FİRMASI OLDUHong Kong’ta yapılan Uluslararası Gemi Geri Dönü-şüm Birliği (ISRA) Genel Kurulu’nda, ISRA standartla-rına tam uyum sağlayan firmalara sertifikaları verildi. Şimşekler, Gemi Geri Dönüşüm Firması, ISRA Serti-fikasını alan tek Türk firması oldu. ISRA Direktörü Arjen Uytendaal, Şimşekler firmasının aldığı serti-fikanın uygulanan standartlar ve ISRA adına Lloyds Register tarafından denetlenerek ISRA sertifikasını almaya hak kazandığını belirtti.

ISRA Başkanlığını 3 Yıllığına Adem Şimşek Yürütecek

“Bunker Survey Implementations” konu başlığı ile düzenlenen ilk ihtisas semineri-ne denizcilik sektöründen oldukça yoğun ilgi yaşandı.

Barbaros Denizciler Derneği (BADER) dernek merke-zinde ve sınırlı sayıda katılımcılara yönelik düzenle-yeceği ihtisas seminerlerinden ilkini 23 Kasım 2013 tarihinde “Bunker Survey Implementations” konu başlığı ile düzenledi.Seminerin açılış konuşması BADER Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Mustafa Dülgar tarafından yapıldı. Dülgar, BADER’in bugüne kadar 50’ye yakın seminer gerçekleştirdiğini fakat ihtisas seminerlerinin ilki ol-ması sebebiyle ayrı bir mutluluk ve heyecan duyduk-larını belirtti. Özellikle sektörün göstermiş olduğu ilgiye teşekkür eden Dülgar, ihtisas seminerlerinin devam edeceğini belirtti.Yakıt alımı ve kiraya giriş çıkış surveylerinde karşıla-şılan sorunlar, çözüm önerileri, dikkat edilmesi gere-ken konuların ele alındığı semineri Andrew-Moore

Associates İstanbul ofis müdürü ve Bader yönetim kurulu üyesi Hamdi Demirkol sundu. İnteraktif ola-rak ele alınan konularda sadece belli sayıda katılım-cıya açık olan seminere, denizcilik sektörü yoğun ilgi gösterdi.40’ın üzerinde genel katılımlı seminer düzenleyen BADER’de, yeni dönemde düzenlenecek ihtisas se-minerleri ile seminer konularının temel bilgiye sa-hip olan, o alanda iş yapan 30-40 katılımcı ile interak-tif ve detaylı olarak ele alınması hedeflendi.Seminer, katılımcıların karşılaştıkları sıkıntıları, ya-şadıkları sorunları, çözüm yollarını birbirleri ile pay-laştıkları, karşılıklı beyin fırtınalarının ve fikir alışve-rişlerinin konuşulduğu güzel bir atmosferde yapıldı. Fotoğraf çekiminin ardından seminer sona erdi.

BADER İhtisas Seminerlerinden İlkini Gerçekleştirdi

Page 80: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

| 78 | • KASIM-ARALIK

Der

nekl

er

İMEAK Deniz Ticaret Odası Aralık Ayı Olağan Meclis toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Piri Reis Üniversitesi hakkında konuşan Salih Zeki Çakır’a cevap verdi. Türkiye’nin IMO’daki etkinliğini her geçen gün ar-tırdığını belirten Kalkavan, emeği geçen herkese de teşekkür etti. Salih Zeki Çakır’ın konuşmasında değindiği TÜDEV ve Piri Reis Üniversitesi’ne ilişkin hususlara da de-ğinen Kalkavan, Çakır’ın soru önergesi şeklinde bir önerge sunmasının yanlış olduğuna dikkat çekti. Soru önergesinin ifadesinin genelde mecliste yer al-dığını ve muhalefet tarafından iktidara karşı yapılan icraatlarda art niyetli orada birşey var, birşey kaçırı-yorsunuz, ya bir götürme var diye sözlü ya da yazılı belge verilen ad olduğunu belirterek Çakır’ın verdiği önergenin iyi niyetli olarak verildiğini düşünmediğini söyledi. Kasım ayı toplantısında aynı konudaki soru-lara cevap verdiğini ifade eden Kalkavan, YÖK’ün de-netimler gerçekleştirdiğini ve en ufak detaya kadar incelendiğini belirtti. Piri Reis Üniversitesi’nin DTO üyelerinin eseri oldu-ğunu vurgulayan Kalkavan, “Bir kuruma bağış ya-pıyoruz. Oraya yapılan yardımlar, gelirler, bağışlar hakkında bilgileri Türk Eğitim Vakfı’ndan alacaksınız. Piri Reis ile ilgili bilgiyi Piri Reis Üniversitesinden ala-caksınız. Bilgi edinme kanuna göre yazarsınız bilgi alırsınız. Siz kalkıp burada onu niye açıklamadınız, bunu niye söylemediğiniz diye geldiğinizde ben üzü-lüyorum” dedi. MECLİSİN AKLINI KARIŞTIRMAYINYapılan eleştirilerin seçimde alınan sonucun bir gös-tergesi olarak mı yapıldığını merak ettiğini söyleyen Kalkavan, Meclis üyelerinin aklını karıştırmaya çalış-manın doğru olmadığını belirterek; “Eğer seçimde yediğiniz golün karşılığını atmak istiyorsanız doğru yol bu yol değil. Üniversiteden çıkın başka bir alana

girin. Üniversiteyi bırakın. Üniversiteden devamlı gol yersiniz. Ben gol atmaktan sıkıldım siz bıkmadı-nız gol yemekten. Muhalefet liderisiniz diye burada çıkıp sürekli konuşmak zorunda değilsiniz. İstatistikî bilgilerin paylaşılması demişsiniz, rektörüm çıkar size öğrenciler ile ilgili bilgi verir. Devlet üniversitelerine giren öğrenci sayısını merak ediyorsanız internetten açar bakarsınız. Birisi bedava aldığı puan bellidir, üst puan bellidir. Ama paralı eğitime geldiğiniz zaman hepsi tuş olmuştur, en üstte Piri Reis vardır. İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi paralı bölüm-de bizden çok daha düşük puanlı öğrenci almıştır. Ama bunu ne niyetle sorduğunuz önemli. Ne yaptı-nız? Ne becerdiniz? Merak ederseniz gider bakarsı-nız. Burada meclisin aklını karıştırmaya çalışıyorsanız bu doğru yöntem değil” dedi. Toplanan kaynakların öğrencilerin burs kaynaklarına aktarıldığını da söyle-yen Kalkavan, dar gelirli öğrencilere uygun şartlarda eğitim için harcandığını söyledi. SEKTÖRÜN BİN TANE SORUNU VARSektörün binlerce sorunu olduğunu dile getiren İME-AK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Me-tin Kalkavan “ Marmaray açıldı, yolcu teknelerinin yolcu sayısı yüzde 18 düştü, taşımacılarımızın sorunu var. Birçok sorunumuz var. Teşekkür edeceğiniz yer-de, bu kadarı fazla. Üniversite kurmak herkesin ha-yali olması lazım, ebedi bir eser bırakıyorsunuz, çok ciddi bir olay bu. Böyle bir şey nasıl dersiniz? Zeki olmasanız olayı başka bir şeye yoracağım. Üniversi-te konusunda eksiğimiz olabilir, ama bu proje tüm Türkiye’nin büyük projesidir. Üniversite modelimiz, vadeli eğitim ücreti modelimiz bir ilktir. Üniversite innovasyon ödülünü biz alacağız. Ayda 300 TL ile ço-cuk okutuyoruz. Yeni yılın bol kazançlar ve hayırlar getirmesini diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

Meclisin aklını karıştırmaya çalışıyorsanız bu doğru yöntem değil!

İMEAK Deniz Ti-caret Odası Aralık Ayı Olağan Mec-lis toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, ay içerisinde ya-pılan çalışmalara ilişkin üyelere bilgi aktardıktan sonra Türkiye’nin IMO Genel Kurul Baş-kanlığı görevini yürütecek olması ve IMO Konse-yi’ne rekor oy ile seçilmesinin gurur verici olduğunu ifade etti.

Page 81: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

7 DENİZ

KASIM-ARALIK • | 79 |

Page 82: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

74 Mayıs - Haziran 2013

Yat-yelken

ACO Clarimar, IMO’nun atık arıtma tesisleri için atık su standartları ve performans testi prosedürlerini içe-ren revize edilmiş MEPC 159(55) ka-rarnamesini benimsemiş durumda.

Bu yeni kararname, 1 Ocak 2000 tarihinde veya bundan sonraki tarih-lerde mevcut gemilerdeki ve omur-gaları bu tarihten sonra inşa edilen gemilerdeki bütün atık arıtma tesis-leri için geçerli olacak. 400 GRT ve üstündeki gemiler ile 400 GRT’nin al-tın olan ve 15 kişiden fazlasını taşıma izni bulunan gemilerin, bu tarihten itibaren bu kararnameye uymaları gerekecek.

ACO Clarimar® atık arıtma sistem-leri, IMO MEPC 159(55) standartlarına göre onaylıdır ve geniş-letilmiş Havalandırma ve Çökeltme Sistemi aktif çamur prensi-bini kullanan ACO Clarimar®, doğal biyolojik süreçleri etkin bir şekilde hızlandırır. Son aşama klorlaması ve ardından boşaltma için klordan arındırmayı takiben, temiz, güvenli ve gemiden dışa-rı boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur.

n IMO MEPC 159(55) ve MED Modül B’ye göre Tip Onaylı, n Hem yerçekimi hem de vakumlu toplama sistemleri ile

uyumlu,n Otomatik sıvı kimyasal ile dezenfekte etme ve klordan arın-

dırma, denize boşaltmaya uygun bir atık su oluşturur,n Tamamen AB’de, kaplamalı siyah çeliğin aksine tamamıyla

korozyona dirençli ve hafif olan yüksek performanslı kompozit malzemelerden üretilmiştir,

n Basit kurulum için modüler tasarım konsepti, doğrudan montajlı bir vakumlu toplama sistemi kullanılsa bile, tek bir güç

bağlantısı gerektirir,n Basit otomatik çalışma, asgari

operatör müdahalesi ve bakım gerek-tirir.

CLARIMAR TEKNIK BILGILERAna tank, kaplamalı siyah çeliğin ak-

sine tamamıyla korozyona, aşınmaya ve kimyasal saldırılara dirençli eşsiz bir yangın geciktirici kompozit malze-meden üretilmiştir. Malzeme, dışarı-dan müşterinin istediği renkte ve cila kalitesinde boyanabilir.

Tank, tam bir kaynaklı yapı veya gemi yükseltmesi, değiştirilme veya dönüş-türme kurulumlarında yerleştirilmek üzere vidalanır bir “düz-paket” olarak

mevcuttur. Bütün bileşenler, tank yapısı üzerine modüler olarak monte

edilir ve böylece “tak-kullan” türü bir kurulum çözümü sağlar.Sistemin kontrolü, güvenlik yalıtıcısı ve geminin merkezi izle-

me ve kontrol sistemine bağlantı için gerilimsiz kontakları içeren IP55 sınıfı çelik kabin aracılığıyla yapılır.

Bir veya daha fazla döner hava üfleyicisi - çalışma/ bekleme - havalandırma elemanlarına ve dahili hava köprüsü sistemine hava sağlamak üzere monte edilmiştir.

Bir veya daha fazla atık su pompası - çalışma/bekleme - atık suyun boşaltılmasının yanı sıra, periyodik çamurdan arındırma işlemini de sağlarlar.

Klorlama ve klordan arındırma, kendine özel ve tamamen oto-matik dozaj sistemleri aracılığıyla gerçekleştirilir. Her sistemde 30 litrelik bir tank bulunmaktadır ve standart olarak ACO Clari-mar®’a monte edilmiş olarak sunulur, ancak alanın önemli oldu-ğu yerlerde, uzak bir yer için ayrı bir modül olarak da sunulabilir.

ACO Clarimar ile gemiler çevreye daha duyarlı

marinesystem

74 Mayıs - Haziran 2013

M.I.S. MARINE & INDUSTRIAL SYSTEMS LTD.Eğitim Mah. Kasap İsmail Sk. İstanbul Plaza No: 10 Kat: 3 D.25 PK 34777 Hasanpaşa, Kadıköy, İstanbul, Türkiye

Phone: +90 216 330 74 80 +90 216 349 70 37 Fax: +90 330 74 06e-mail: [email protected] www.mis-istanbul.com

Page 83: 7deniz dergisi kasim aralik 2013
Page 84: 7deniz dergisi kasim aralik 2013

GİSAŞ GEMİ İNŞA SANAYİ A.Ş.Tersaneler Caddesi No:24 (34944) Tuzla - İSTANBULTel : +90 216 446 00 81 Pbx Faks : +90 216 446 06 83www.gisasgemi.com

Pilotage-TowagePort Services

Grit SalesTraining

Emergency Intervention Of The Sea ServicesEnvironmental Consultancy ServicesCleanup Activities of Marine


Top Related