dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/shared... · web...

281
DÖNEM : VII YASAMA YILI: 2009/II KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ CUMHURİYET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 22’nci Birleşim 17 Aralık 2009, Perşembe

Upload: others

Post on 09-Sep-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

DÖNEM : VII YASAMA YILI: 2009/II

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

CUMHURİYET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

22’nci Birleşim17 Aralık 2009, Perşembe

Page 2: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

İÇİNDEKİLERSayfa

I.GELEN EVRAK 2732

I.ÖZEL GÜNDEM

2010 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısının görüşülmesi.

– Kurumsal 10; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi. 2733

-Kurumsal 06; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi. 2862

-Kurumsal 20; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi 2900

2731

Page 3: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

GELEN EVRAK

RAPORLAR:

1. Dışişleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik No:2) Yasa Tasarısı (Y.T.No:50/2/2009) ve İdari ve Sosyal İşler Komitesinin Tasarıya ilişkin Raporu. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 17.12.2009)

SAYIŞTAY RAPORLARI:2. Güzelyurt Kaymakamlığı 2008 Mali Yılı Gelirlerinin Sayıştay Denetim Raporu

(S.R.No:156/2/2009) (Başkanlığa Geliş Tarihi:15.12.2009) (Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesine)

3. Gümrük ve Rüsumat Dairesi Girne Şube Amirliği 2008 Mali Yılı Gelirleri Sayıştay Denetimi Raporu (S.R.No:157/2/2009) (Başkanlığa Geliş Tarihi:15.12.2009) (Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesine)

YAZILI SORULAR:

4. Toplumcu Demokrasi Partisi Lefkoşa Milletvekili Sayın Dr. Mehmet Çakıcı’nın sunmuş olduğu, Bayrak Radyo Televizyon Kurumunun Programları ve Konukları İle İlgili Yazılı Sorusu. (Y.S.No:28/2/2009) (Başkanlığa Geliş Tarihi:17.12.2009) (Başbakanlığa)

5. Toplumcu Demokrasi Partisi Lefkoşa Milletvekili Sayın Dr. Mehmet Çakıcı’nın sunmuş olduğu, 2002-2009 Yıllarına Bağlı Olarak Vatandaş Yapılanlar İle İlgili Yazılı Sorusu. (Y.S.No:29/2/2009) (Başkanlığa Geliş Tarihi:17.12.2009) (Başbakanlığa)

TEZKERELER:

6. Yurt dışına giden Turizm, Çevre ve Kültür Bakanı Sayın Hamza Ersan Saner’e, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Türkay Tokel’in vekalet etmesinin uygun bulunmuş olduğuna ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 16.12.2009)

7. İdari ve Sosyal İşler Komitesi Başkanlığının, Dışişleri Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) (Değişiklik No:2) Yasa Tasarısının (Y.T.No:50/2/2009) Genel Kurulda ivedilikle görüşülmesine ilişkin Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi: 17.12.2009)

8. Türkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla Oluşturulan Meclis Araştırma Komitesi Başkanlığının, Komiteye yeni ek sürenin verilmesine ilişkin Tezkeresi. (Başkanlığa Geliş Tarihi:17.12.2009)

2732

Page 4: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

-BİRİNCİ OTURUM-(Açılış Saati: 10.36)

BAŞKAN – Hasan BOZERKATİP – Ahmet ÇALUDA

BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri; Cumhuriyet Meclisinin, 7’nci Dönem 2’nci Yasama Yılının, 22’nci Birleşimini açıyorum. Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır. Buyurun Sayın Katip.

(Ad okunarak yoklama yapıldı)

KATİP – Toplantı yeter sayısı vardır Sayın Başkan.

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı vardır. Sayın milletvekilleri; şimdi gündem gereği görüşmelere geçiyoruz. Gündemimizin birinci kısmında Başkanlığın Genel Kurula sunuşları yer almaktadır. Ancak bu kısımda herhangi bir sunuş işlemi olmadığı için gündemimizin üçüncü kısmına özel gündemde yer alacak işler kısmına geçiyoruz.

Sayın milletvekilleri bu kısımda 2010 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısını görüşmeye devam ediyoruz. Şimdi bu çerçevede önce Kurumsal (10) Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesinin görüşmesine geçiyoruz. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesinin Ödeneklerini okuyunuz lütfen.

KATİP – Kurumsal 2. Düzey 10; Tarım Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi.

II Düzey 01: Yönetim Hizmetleri. 01: Personel Giderleri (TL): 2 Milyon 778 Bin 675. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 96 Bin 598. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 790 Bin 950. 05 Cari Transferler (TL) : 55 Milyon. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : 5 Milyon. 08 Borç Verme (TL): 2 Milyon 500 Bin. II. Düzey Toplamı (TL): 66 Milyon 166 Bin 223. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

02: Tarım Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 6 Milyon 707 Bin 255. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 393 Bin 731. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL): 332 Bin 970. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 7 Milyon 433 Bin 956. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

03: Hayvancılık Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 1 Milyon 906 Bin 180. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 115 Bin 482. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 60 Bin 930. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 500 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 2 Milyon 582 Bin 592. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

2733

Page 5: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

04: Veteriner Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 6 Milyon 287 Bin 132. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 314 Bin 214. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 963 Bin 900. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 7 Milyon 565 Bin 246. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

05: Devlet Üretme Çiftlikleri Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 4 Milyon 88 Bin 715. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 471 Bin 187. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 2Milyon 177 Bin 820. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 685 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 7 Milyon 422 Bin 722. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

06: Tarımsal Araştırma Enstitüsü. 01: Personel Giderleri (TL): 1 Milyon 139 Bin 760. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 136 Bin 319. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL): 72 Bin 40. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 700 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 2 Milyon 48 Bin 119. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

07: Su İşleri Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 12 Milyon 355 Bin 780. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL):989 Bin 673. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 1 Milyon 593 Bin 390. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 4 Milyon 160 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 19 Milyon 98 Bin 843. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

II Düzey 08: Jeoloji ve Maden Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 4 Milyon 96 Bin 414. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 343 Bin 365. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 135 Bin 270. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 660 Bin 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme (TL): Yok. II. Düzey Toplamı (TL): 5 Milyon 235 Bin 249. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

II Düzey 09: Orman Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 9 Milyon 827 Bin 9-892. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 995 Bin 686. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 312 Bin 10. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 2 Milyon. 550 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme (TL): Yok. II. Düzey Toplamı (TL): 13 Milyon 685 Bin 588. Kurumsal Toplamı (TL) : 131 Milyon 238 Bin. 538.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı üzerinde söz isteyenler?

ÖNDER SENNAROĞLU (İsklele) (Yerinden) – Söz istiyorum.

BAŞKAN – Zaten sizi yazmıştım birinci sıraya. Buyurun.

2734

Page 6: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (İskele) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygı ile selamlıyorum. Bugün 2010 Tarım...

Sayın milletvekilleri; bugün 2010 yılı Bütçe Yasa Tasarısını görüşüyoruz. Sırada 17 Aralık, 2009 bugün. Namibya Afrika’dan ülkemize et getirebilme becerisini gösteren Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesini görüşmeye başlıyoruz. Biz beceremedik Namibya’dan ülkeye et getirmeyi siz de becerdiniz.

(Meclis Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Yekta, Başkanlık Kürsüsünü Meclis Başkanı Sayın Hasan Bozer’den devralır)

Evet, şimdi Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarıma bir ülkede veya ülkemizde yön verenlerin hedeflerini beş başlık altında önce bir toparlamak istiyorum. Tarıma yön verenler birinci hedefleri sürdürülebilir karlı üretim sistemini ülkede oluşturabilmelidirler. Bu, birinci hedefleri olmalıdır. İkincisi; üretimler sırasında çevreyi korumak gerekmektedir. Üçüncüsü; üretim esnasında kullanılan doğal kaynakların kuşaklar boyu daha kullanılacağının bilincinde olunması hedef olunmalıdır. Dördüncüsü; tüketiciye sağlıklı, kaliteli ve ucuz gıda sunmak ve bunu denetlemek esas hedefler arasında olmalıdır. Ve bir beşincisi ise; üreticinin yaşam seviyesini yükseltmek bu hedefler arasında olmalıdır. Beş başlık altında toplamış olduğum bu hedefler ülkemizde tarıma yön verenlerin başlıca hedefleri olmalıdır.

Şimdi sürdürülebilir karlı bir üretim sisteminin oluşturulması ne demektir? Bunu da üç, en az üç alt başlık altında incelememiz gerekir.Bir tanesi; üretimde verimliliği artırmak esas olmalıdır. Üretimde verimliliği artırmak demek, nerede? Narenciyede, tahılda, sebzede, ette, sütte, yem bitkilerinde. Yani bütün iş kollarında bu verimliliğe önem verilmesi gerekir.

Bir geriye doğru isterseniz bir bakalım geçmiş otuz-otuz beş yılı bir inceleyelim. Bir geriye bir bakalım ne yaptık, tamam mı yaptık, doğru mu yaptık bir kısaca inceleyelim ve ondan sonra devam edelim. Şimdi verimlilik kelimesi dahi bu ülkede yıllarca pek dile getirilmedi ne yazık ki, pek konuşulmadı ve günü birlik politikalarla bu iş götürülmeye çalışıldı. Şimdi çok somut olması bakımından bir örnek vermek isterim. Verimlilik konusunda bu ülkede bir arpa boyu yol almadık dersem belki Sennaroğlu Cumhuriyetçi Türk Partisi milletvekili işte iktidarı muhalefet olsun diye Sayın Bakan çıkıp bu şekilde yorumlayacak. Somut bir örnek vermek istiyorum. Herkesin anlayabileceği dilde bir örnek vermek istiyorum. Uzun yıllar bu ülkenin yönetimin Ulusal Birlik Partisi hakim oldu. Doğru değil mi söylediğim? Uzun yıllar Ulusal Birlik Partisi bu ülke yönetimine damgasını vurdu. Ama verimlilikte bir arpa boyu yol kat etmedik. Somut örnek. 1974 Barış Harekatı oldu, sınırlar çizildi. Güney Kıbrıs ve Kuzey Kıbrıs oluştu. O gün ülkemizde mevcut inekler Güney’de kalanlar oldu Rum ineği, Kuzey’de kalanlar da oldu Türk ineği. Ogün ülkemizdeki bütün inek, bütün popülasyon ayni verimlilikteydi. Değil mi? Bir bakınız bugün Güney Kıbrıs’ta o Rum ineği dediğiniz inekler 30 kilo süt vermektedir günlük ortalaması, bugün Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde inek popülasyonumuzun verimi bir ineğin ortalama günlük süt verimi 15 kilo civarlarındadır. Bunu, bu verimliliğin 15 kilo olduğunu Sayın Bakanın yapmış odluğu Sayın Nazım

2735

Page 7: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Çavuşoğlu’nun yapmış olduğu açıklamalarda görmek mümkündür. Nerede mümkündür? Sayın Çavuşoğlu şu anda 18 bin adet sağmal ineğimiz olduğunu söylemektedir. 18 bin ineğin biliyorsunuz laptasyon süresi 305 gündür yani yılda 10 ayı sağılmaktadır inek. İki ay kuruda kalmaktadır. 18 bin ineğin 15 bin tanesi her gün sağılmaktadır demektir. 15 bin inekten Süt Kurumu Müdürü buradadır. Şu anda Süt Kurumuna günde 220 ton civarında süt alınmaktadır. 220 bin bölü 15 bin eşittir yaklaşık 15 kilodur. Ülkede hayvancılığımızın süt veriminin günlük süt verimi ortalaması inek başına ne yazık ki, üzülerek ifade ediyorum. 15 kilo civarındadır. Bu işte geçmiş yıllarda uzun yıllarda Ulusal Birlik Partisi hükümetleri döneminde ki, uzun yıllar bu ülkeye damgasını Ulusal Birlik Partisi vurdu. Tarıma yön veren Ulusal Birlik Partisi oldu. Ne yazık ki, verimlilik konusunda onun için bir arpa boyu yol almadık ve inanın tarımda yaşadığımız bütün sıkıntıların, bütün cefaların, bütün çıkmazların esas nedeni verimsizliktir değerli arkadaşlarım. Bu ülke mutlaka ve mutlaka verimlilik konusunu bütün tarım iş kollarında başarıya ulaştırabilmelidir. Bunun başka yolu yordamı yoktur. Bakınız; ben 2006 Ekim ayında Tarım Bakanlığına görevine geldikten sonra narenciyede ilk yaptığım iş veya bakanlıkta ilk hayata geçirdiğim proje narenciye plantasyonlarının gençleştirilmesi ve tür değişikliği projesini hayata geçirmek oldu. 30 yıldır bu ülkede Güzelyurt’ta bulmuş olduğumuz ağaçlar güneş görmezdi, budanmamıştı, verim alamazsınız o ağaçlardan. Mutlaka gençleştirilmesi gerekirdi ve ilk hayata geçirmiş olduğumuz proje bu proje olmuştur. Şimdi diyebilirsiniz 2.5 yıl Tarım Bakanlığı yaptınız. Verimlilik konusunda ne gibi çalışmanız oldu, ne katkı koydunuz ülke tarımına diye çok haklı bir soru sorabilirsiniz.Hakkınızdır da. Yalnız arkadaşlar; unutmayınız benim Tarım Bakanlığı dönemimde gökyüzünden memlekete yağmur düşmedi. Yüzyılın 2008 yılı Yüzyılın en kurak yılı oldu. Ülkede bir taraftan hayvanların yiyeceği kaba yem balya dahi oluşmadı, olmadı, trilyonlarca lira harcanarak Türkiye’den balya getirildi. Bir tarafta hal böyleyken, bir taraftan siz çıkıp kırk kilo ortalaması olan inek popülasyonunu ülkeye kazandırmaya çalışırsanız size elbette herkes gülerdi. Mevcut popülasyonun devamlılığını sağlamak için gerekli olan tedbirleri hayata geçirdik. Tabii çok şükür olsun bu yıl olgun bir yıl, dünyada şartlar da değişti. Bakınız benim Tarım Bakanlığı olduğum günlerde arpa fiyatı dünya borsasında 400 Dolarlar civarında seyretmekteydi. 55 Kuruşa arpa aldık, üreticimize 27 Kuruşa sattı. Dediğim gibi balyayı getirdik üçte birini sübvansiye ettik, trilyonlarca kaynak buralara aktarıldı. Umarım bu önümüzdeki sezon yağışlar çok güzel, yılımız çok güzel diye başlamıştır, inşallah böyle devam eder. Dünyada arpa 400 Dolarlarda değildir, 160 Dolarlara düşmüştür. O günlerde benim Tarım Bakanlığı olduğum günlerde dünyada bir süt krizi yaşanmaktaydı.

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Ona da gaile. Yani olmazsa vay, olursa vay.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ömer Bey, benim dönemimde yaşanan kuraklığı hiç kimseye hiçbir Tarım Bakanına Allah nasip etmesin.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Amin. Allah gözetlesin.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Şimdi o günlerde süt pazarlanmasında büyük sıkıntılar vardı, o günlerde Türkiye’de süt fiyatları 35-40 Kuruşlara düşmüştü. Ve

2736

Page 8: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

imalatçılarımızın Türkiye pazarı ile ve dolayısıyla Arap Pazarı ile rekabet edebilme şansları ellerinden gitmişti. Bu sıkıntılar içerisinde bir Tarım Bakanlığı görevi yürüttük. Çok şükür olsun üreticimizi mağdur etmedik, yüzünü güldürdük. 2008 yılında unutmayınız...

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) – Allah da seni güldürsün.

AHMET ZENGİN (İskele) (Yerinden) – Amma da güldürdünüz ha... Ben gülen çiftçiyi göremedim daha bu zamana kadar.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Sayın Zengin...

BAŞKAN – Ahmet Bey,...

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Sayın Zengin, galiba milletvekili olduktan sonra pek köylere çıkmıyorsun. Zaten yöreden da bu şekilde şikayetler alıyorum hakkında.

AHMET ZENGİN (Yerinden) (Devamla) - Öyle mi?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Evet, eğer gelen defa da aday olmaya niyetiniz varsa bir köyleri ziyaret ediniz, insanların dertlerini dinleyiniz.

AHMET ZENGİN (Yerinden) (Devamla) - Köyden geldik biz buraya.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bu Bütçedeki konuşmamı da tavsiye ederim, tavsiye ederim bilmediklerini öğrenmen için dinlemende yarar var diye düşünüyorum.

AHMET ZENGİN (Yerinden) (Devamla) - Peki.

ÖNDER SEENNAROĞLU (Devamla) - Şimdi bu konu, sürdürülebilir karlı bir üretim sistemi oluşturulması hedef olmalıdır. İşte üretimde verimliliğin artırılmasının esas olduğunu söylemeye çalıştım.

İkinci bir konu sürdürülebilir karlı bir üretim sisteminin oluşturulmasında maliyetleri düşürmeniz gerekmektedir. Nedir maliyetleri düşürmek? Uzun yıllar işte yine Ulusal Birlik Partisi bu ülkede yönetime hakim olmuştur, vergisiz akar-yakıt diye bir konu hiç kimsenin dilinde dahi dolaşmamıştır, hiç kimse bu konuyu dinlendirmeye bile cesaret edememiştir. Bütün dünya ülkelerinde özellikle Avrupa Birliği ülkelerinin tümünde diyorum, tümünde üretici, tarım üreticisi vergisiz olarak akar-yakıtını kullanmaktadır. Uygulama yöntemi farklı olabilir, birçok ülkede bu renklendirilmiş mazot olarak üreticiye sunulmakta ve üzerinde devletin herhangi bir vergi oranı yoktur. Ha bizim ülkemizde biz, hükümet dönemimizde 2006-2009 yıllarında yanılmıyorsam 2007 yılında vergisiz akar-yakıt hizmetini üreticimize ilk defa biz sunduk, Cumhuriyetçi

2737

Page 9: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Türk Partisi Hükümeti sundu maliyetleri düşürmek için. Aksi halde siz Güney Kıbrıs üreticisi ile ürettiğiniz ürünlerde rekabet edebilme şansınız olamaz değerli arkadaşlar.İşte ikinci bir unsurdur bu maliyetleri düşürmek biz onu da yaptık. Bu maliyetleri düşürmek olayında ne vardır başka misal olarak verebileceğim. Tarım kredi faizlerinin oranı vardır. Bakınız; çok basittir. Geçen yıl Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümeti döneminde tarım kredi faiz oranları yüzde 5’e düşürülmüştü. Bakınız şimdi Ulusal Birlik Partisine faiz oranları yüzde 24, yüzde 14. Nasıl siz Güney Kıbrıs hiç başka birini örnek vermiyorum. Güney Kıbrıs Rum tarım üreticisi ile sizin üreticiniz rekabet edebilecek, edemez. Edemez arkadaşlar. Onun için Güney Kıbrıs’ta et daha ucuz olur. Onun için herkes Orfanidis’e, Karfura ne bileyim İKEA’ya koşmaya başlar.çünkü üretimde Rum tarafındaki üreticinin girdileri daha ucuzdur sizden. Onlar yüzde 14, yüzde 24 tarım kredi faizi uygulamaktadırlar üreticilerine. Bakın, biz onu geçen yıl yüzde 5’e düşürdük, siz geldiniz bu yıl yüzde 14 yaptınız. Var mı bunun aksini iddia edebilen? Yoktur.

AHMET ZENGİN (İskele) (Yerinden) – Cevabını alacaksınız Sayın Bakan.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Edemezsiniz de Sayın Zengin. Edemezsiniz de. Üreticinin yanında da olamazsınız. Hepsine örnek vereceğim. Sabredersen hepsine örnek vereceğim. Şimdi işletme büyüklüklerinin üçüncü bir konu, sürdürülebilir karlı bir üretim sisteminin oluşturulmasındaki alt başlıklardan bitti diğeri, üçüncüsü işletme büyüklüklerinin rantabıl hale getirilmesi gerekmektedir. Ha beni bir çok üretici arkadaşım insan bana kızabilir. Ben bunu seçim öncesi de televizyon ekranlarında söyledim. Dün de söyledim, bugün de söylüyorum., yarın da söylemeye devam edeceğim. Arkadaşlar eğer siz harup ağacının altında eski duvar kenarında, yıkık evin altında, duvarın kenarında üç tane inek besleyerek ve bu teşvik ederek üretim yapmaya çalışırsanız siz bu arenada kaybedersiniz. Siz dünya ile rekabet edemezsiniz. Bu kadar açık söylüyorum. Üç inekle, iki inekle, 10 inekle üretim edersiniz, yaparsınız ama dünyayla rekabet edemezsiniz. Edemezsiniz. Bu böyledir. Yani işletme büyüklerinin rantabıl hale gelmesi gerekmektedir.ben söylemiyorum bunu, dünya bankası raporunu açarsanız görürsünüz. Avrupa Birliği kitaplarını, dokümanlarını, İnternet’e girerseniz,araştırırsanız görürsünüz. Avrupa Birliğinin ve dünya bankası raporunun yayınlarında rantabıl bir süt inekçiliği işletmesinin 100 minimum, 100 sağmal inek olması gerekmektedir diye belirtiyorlar. Ha, 80 ineğin olursa olmaz mı, 10 ineği olanları hepsini kapatalım mı? Hayır öyle bir iddiam yoktur. Ama hedefimiz rantabıl bir işletme haline dönüştürmek gerekmektedir.hedefimiz bu olmalıdır. İki inek olmamalıdır her eve veya Sayın Küçük’ün bir zamanlar seçim öncesi yapmış olduğu bir propaganda gibi her işsiz gence 10 tane dişi kuzu bir de erkek kuzu verme yönünde…

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Erkek yoktu 20 tane kuzu vardı…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Öylemiydi Mustafa Bey. Yani ben 10 diye bilirim.

MUSTAFA ARABACIOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yok 20.

2738

Page 10: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Yani öyle bir politikayla artık dünyada yeriniz olmaz. Nerede olur biliyor musunuz? Moldovya’da bir usul vardır. Her evde iki inek vardır Moldovya’da. Köylü yoğurdunu, ayranını, sütünü ne bileyim tarhanasını hep kendisi yapar o iki inekle ekonomi yapmaya çalışır. Ama dünyada artık bu iş böyle değildir modern ülkelerde ki, bizim hedefimiz de modern bir ülke, modern bir üretim, AB standartlarında bir üretim yönündedir hedefimiz. O bakımdan rantabıl hale getirilmesi gerekmektedir işletme büyüklüklerinin. Eğer siz iki dönüm narenciyeyi desteklerseniz nereye varacaksınız iki dönüm narenciyeyle? Veya 50 dönüm arpa ekmeyle, 50 dönüm, 100 dönüm tahıl ziraatı yaparak bir ekonomi sağlanmaz arkadaşlar artık. Tabii Sayın Çakıcı ona da geleceğim konuşmamın sonrasında. Memlekette troslerin oluştuğunu, tekelleştiğinden söz ediyor. Onlara gerekli cevabı vereceğim daha sonra. Bunlar doğru şeyler değildir. Bakınız; Arap pazarında imalatçılarımız rekabet edebilme şansını kaybetmek üzereydiler bir süre önce. Tabii biz hükümet dönemimizde navlun desteği altında ihracat teşvik primi verdik ve o pazara tekrar girebildiler. Sunidir bu olay. Devletin desteği ile yapılmaktadır. Sebep nedir biliyor musunuz? Suriye’de Lübnan gibi ülkelerde ülke yönetimleri oralarda 500 başlık, bin başlık, 300 başlık sağmal ineği içeren çiftlik oluşumuna büyük destek verdiler ve Suriye-Lübnan gibi ülkelerde bu yönde büyük bir gelişme kat etmiş durumdadırlar ve hellim imal ederek Arap piyasasına girmiş bulunmaktadırlar ne yazık ki. Bunun da bilinmesinde fayda var diye düşünüyorum.

Şimdi hedefler arasında ikinci bir konu, çevreyi korumak gerekir arkadaşlar üretim sırasında. Bakınız, bu hepimizin ayıbıdır. 1974 bugün 2009, 35 yıl. Hangi köyümüzde, hangi belediyemizde ölü hayvanların atılabileceği bir yer vardır? Yoktur öyle bir şey. Bu ölen hayvanların yok edilebileceği, imha edilebileceği herhangi bir tesis de yoktur ülkemizde. Ne oluyor bunlar? “X” köyde üreticinin ölen hayvanı köy kenarında çukura, dere yatağına bir taraflara atılıyor. Hastalıkların yayılmasına ve birçok kötü duruma sebebiyet vermektedir. Yani bu üretimler esnasında çevre mutlaka korunmalıdır diye bu da bir hedef olmalıdır. Tabii bu konu, bu ölü hayvanların atılma konusundaki yaşanan sıkıntı yıllarca devam etmektedir. ha birini suçlamak için da söylemiyorum, bugüne kadar hiç kimsemiz bunu başaramamıştır. İnşallah önümüzdeki süreçte bunlara da çareler bulunur diye düşünürüm.

Üçüncü bir hedef; doğal kaynakların gelecekte de kullınılacağının unutulmaması gerekmektedir. Şimdi bakınız arkadaşlar; insanoğlu bu gezegende var olduğu ilk günden sonra ilk uğraş alanı tarım olmuştur. Emin olunuz bu gezegende bu adına dünya dediğimiz bu gezegende insanoğlu var olduğu güne kadar en son uğraş alanı yine tarım olacaktır. Nedir sebebi? Çünkü insanın beslenmesi için gerekli olan gıda maddelerini üreten sektördür. Yani bu da nerde yapılıyor? Tarım arazilerinde üretim yapılıyor. Ne yazık ki ülkemizde bugün tarım arazileri değişik maksatlarla kullanılmaktadır. Bu tarım arazilerini de çoğaltma imkanımız ve ihtimalimiz yoktur. İşte bunun gibi bu bir emsaldir. Yeraltı su kaynakları aynı şekildedir. Mutlaka bu doğal kaynakların da insanoğlu bu dünyada var olduğu sürece kullanılacağının, kullanılması gerekliliğinin bilinmesi yönünde ve bu yönde hareket edilmesi gerektiğini ve bu yönde bir hedefi olması lazım tarıma yön verenlerin bilmesi gerekir.

2739

Page 11: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Dördüncü bir hedef; tüketiciye sağlıklı, kaliteli ve ucuz gıda sunmak hedefler arasında olmalıdır. Otuz yıldır söylediğim gibi hep otuz yıl diyorum, bu ülkenin bir Gıda Yasası yoktur değerli milletvekilleri. Bu konuda iki buçuk yıllık Tarım Bakanlığı dönemimde Gıda Yasasını AB standartlarında Türkiye’den gelen uzmanlarla beraber bizim değerli uzmanlarımızla beraber ve AB uzmanlarıyla beraber bir Gıda Yasası hazırladık. 19 Nisan Seçimlerinden öncesi bu Gıda Yasası Meclisimize geldi. Tabii biliyorsunuz kadük oldu ve geri gitti, halen de daha gelmedi. Efendim...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Mağusa) (Yerinden) – Kadük oldu sonra düdük oldu gitti.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Yani. Bu konuya biraz sonraki konuşmamda yine geleceğim.

Kaliteli, sağlıklı ve ucuz gıda sunmak. İşte bu, Bakanlığın görevi olmalıdır, tarıma yön verenlerin görevi olmalıdır diyorum. Örnek mi vereyim? Tüketiciye kaliteli, sağlıklı ve ucuz. Bakın, ucuz gıda sunmak bakanlığın görevi olmalıdır, yön verenlerin görevi olmalıdır. Arkadaşlar; ilkbahar ürünü patates ülkemizde altmış Kuruşa alındı, tüketicimiz on beş gün öncesine kadar patatesi üç TL kilosu tüketti. Yalan mı arkadaşlar? İşte görevini yapmadı. 3 TL’ye patates tüketti tüketici. Ama bu aradaki farkı üreticim kazansam, aradaki fark üreticinin cebine girse inanın ağzımı açmayacağım. Kim yedi bu parayı bilir misiniz? Üç, beş tane aracı yedi. Çünkü bakanlık tedbir almadı. Ülkenin ihtiyacı olan patatesi ne yazık ki depolarında stoklamadı. Yani görevini yapmadı, hedefi olmalıdır. Beşinci bir hedef ise üreticinin yaşam seviyesini köyünde yükseltmek gerekmektedir arkadaşlar. İşte bu beş başlık altında saydıklarım tarıma yön verenlerin başlıca hedefleri olmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Önce bir bütçe rakamlarına bakmak istiyorum. 2008 Yılı Genel Bütçe rakamı 2 milyar, 355 milyon. Bu Bütçe içerisinde doğrudan gelir desteği ve Maliye Bakanlığı altında bulunan diğer teşebbüsler kaleminde olan iki teşvikin toplamı 85 milyon TL 2008 yılında. Bunun bütçeye oranı genel bütçeye oranı yüzde 3.60 çok rakamlarla uğraşacak değilim yalnız rakamı burada vereceğim. 2009 yılına geliyoruz. 2009 yılında genel bütçe miktarı 2 milyar 566 milyon, çiftçiye olan destekler toplamı diğer teşebbüsler ve doğrudan gelir desteğinin toplamı 105 milyon TL bunun bütçeye oranı yüzde 4.09 bir önceki yıla göre 2008’e göre bu oranda yüzde 0.5’lik bir artış vardır 2009 yılında bizim hükümetimizin dönemindeki bütçede. 85 milyon’dan teşvikler 105 milyona çıktı. Bu konuda geçen yıl böyle gün bu Meclis salonunda Ulusal Birlik Partisi muhalefet görevini yürütmekteydi ve bütçe hakkında söylediklerini tutanaktan az sonra sizlere aktarmaya çalışacağım. Bir bunu Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aklınızda tutarsanız, bir de önümüze gelen bu Bütçeye şimdi söyleyeceğim bir kıyaslamayı lütfen sizler yaparsanız mutlu olacağım. 2010 yılı Bütçesine bakıyoruz Ulusal Birlik Partisinin getirmiş olduğu bütçede toplam bütçe miktarı 2 milyar 645 milyon, Destekler toplamı, çiftçiye olan destekler toplamı doğrudan gelir desteği ve diğer teşebbüsler kalemi toplamı 100 milyon TL. Yani 2009’da 105 milyon, şimdi 100 milyon ve bütçe rakamı da arttı genel bütçe rakamı, buna oranı ise genel bütçeye oranı teşviklerin yüzde 3.78 bir önceki yıla göre yani yüzde 0.3 eksilme

2740

Page 12: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

vardır. Özetle şu: 2009 yılındaki Bütçe bir önceki yıla göre yüzde 05 oranında bir artış göstermişti Ulusal Birlik Partisi sözcülerinin bu bütçe için söylediklerini şimdi tutanaklardan okuyacağım. Ayni Ulusal Birlik Partisi 2009 yılına göre getirmiş olduğu bütçedeki teşvikler yüzde 0.3 gerileme vardır, takdiri de sizlere bırakacağım.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Doğrudan gelir desteği 41 trilyon gösteriyordu, 2008’de daha yüksekti.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Bakın, 2009 Bütçesindeki doğrudan gelir desteği ile diğer ...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) - 2008’in..........

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Hayır canım, bakın doğrudan gelir desteği Tarım Bakanlığının altında yer alan bir kalemdir.Diğer teşebbüsler kalemi de Maliye Bakanlığı Bütçesi altında olan bir kalemdir. Bu iki kalem nere gider? Çiftçiye, üreticiye, doğrudan gelir desteğine gider. Narenciyenin, doğrudan gelir desteğine gider. Süt 92’ye alınıp imalatçıya 72’ye satılmasına harcanır. 55 kuruşa alırsınız arpayı, üreticinize 27 kuruşa satarsınız, ona gider. İşte bu iki kalem hepsi buna gider ve bunun gibi. Bakın...

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Mağusa) (Yerinden) – Doğrudan gelir desteği düşük ama.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Hayır canım.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - Önümüzde rakamlar.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - 2009’da doğrudan gelir desteği ben toplamını söylüyorum. Doğrudan gelir desteği ve diğer teşebbüsler kalemi 2009’da 105 milyon TL’dir. Bakın yani çok, bilmeden hiçbir konuyu konuşmam. 105, bir yanlışlık var bir yerde. Sizin söylediğinizde.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 55 trilyon doğrudan gelir desteği 2010. 2009’da 41 trilyon.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Diğer teşebbüsler?

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Onu bilmiyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - İşte ben ikisini söylüyorum. Önemli olan ikisidir. Önemli olan ikisinin toplamı, ikisi de üreticiye gidiyor. 2008’de bu teşviklerin toplamı 85 milyon, 2009’da 105 milyon, 2010’da 100 milyon, bunu söylüyorum. Şimdi ama hal böyleyken bir de bütçe artıyor ama ha. Yani Genel Bütçe geçen yıla göre arttı, geçen yıl 2 milyar 566 milyon Bütçe, bu yıl 2 milyar 645 milyondur Bütçe, Bütçede büyüme vardır. Hali ile üreticiye giden teşviklerin de artması gerekmektedir aynı oranda. Eğer siz dediğiniz gibi üreticinin yanındaysanız. Ama ne yazık ki Hacı amcanın çok

2741

Page 13: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

güzel bir lafı var, “Ne yazınız belli, ne kışınız.” Şimdi geçen yıl Bütçe görüşmelerinde Ulusal Birlik Partisinin...

( Milletvekilleri kendi aralarında konuşurlar)

BAŞKAN – Karşılıklı konuşmayalım lütfen.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Geçen yıl böyle gün, geçen yıl 2009 Bütçe Yasa Tasarısı için Ulusal Birlik Partisi sözcülerinin bu Kürsüden söylediklerini sizlere okumak istiyorum. Sayın Türkay Tokel, Komite üyesi, Bütçe Komitesinin Üyesi, Ulusal Birlik Partisi. “Evet değerli arkadaşlar, tarım ülkemiz için önemli, tarım esasında dünya için önemli. Ama bir taraftan kuraklık diyoruz, bir taraftan tarım gerekli diyoruz, tarım için tedbir almamız gerekir diyoruz, tarım için şu tedbiri almamız gerekiyor ama bugün hakikaten tarıma ayrılan bütçe, tarım yapan insanlara verilen desteğe, hayvancıya verilen desteğe, üreticiye verilen desteğe, narenciyeciye verilen desteğe baktığımız zaman hakikaten bu söylediklerimiz yaptıklarımızla örtüşüyor mu? “Hayır” diye cevap veriyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl böyle gün, burada. “Buna göre, bana göre” diyor “Bu söylenenler, tarıma verdiğimiz önem, tarımın herkes için önemli olduğunu iddia ediyoruz. Ama biz bu uygulamada bunu böyle görmüyoruz, böyle almıyoruz” diyor Sayın Türkay Tokel. “Yıllarca özellikle” diyor “Cumhuriyetçi Türk Partisi gerek köy gezilerinde, gerek çıkmış olduğu platformlarda, gerek çıkmış olduğu canlı yayınlarda, miting meydanlarında, seçim meydanlarında hep neyi iddia etti?” diye soruyor ve cevaplıyor. “Üretim, üretim, üretim. Kalkınmanın üretimden geçtiğini ısrarla 30 sene hep Cumhuriyetçi Türk Partisi savundu” diyor Ulusal Birlik Partisi sözcüsü.Refahın üretimden geçtiğini yıllarca Cumhuriyetçi Türk Partisi ve bugün hükümetin büyük ortağı Cumhuriyetçi Türk Partisi icraatın başında olan Cumhuriyetçi Türk Partisi hep bunu iddia etti. Aslında Türkay Tokel çok doğru söyledi. Yine de Cumhuriyetçi Türk Partisi bu görüştedir arkadaşlar. Dün neyi savunmuşsa bugün de onu savunuyor. Yarın da Cumhuriyetçi Türk Partisi ayni şeyi savunmaya devam edecektir. Cumhuriyetçi Türk Partisinde dün başka, bugün başka olayı yoktur.

SONAY ADEM (Gazi Mağusa) (Yerinden) – Ha harnupları armut görür adam da ...

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Geleceğim Sonay Bey harnuba da.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Devam ediyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl bu salonda. Hayvancılığı biz size en iyi yerde devrettik diyor. Hayvancılığı biz size en iyi yerde devrettik, narenciyeyi biz size en iyi yerde devrettik, üzümü, sebzeyi biz bu hükümet eden arkadaşlarımıza en iyi yerlerde devrettik diyor geçen yıl Ulusal Birlik Partisi Cumhuriyetçi Türk Partisine. Kısaca diyor tarımı biz size çok iyi yerde devrettik. Şimdi arkadaşlar bunu söyleyen Ulusal Birlik Partisi ben de hakikaten biraz geçmişi hatırlamak bakımından çok fazla da bir araştırma yapmadım birkaç tane örnek getirdim yanımda. Bir hakikaten 2003 yılında Ulusal Birlik Partisi memleketi güllük gülistanlık mı devretti?

2742

Page 14: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

(Elektrik kesintisi oldu)

Şimdi değerli arkadaşlar, Ulusal Birlik Partisi 2003 yılında hakikaten arkadaşlarımızın söylediği gibi her şeyi dört dörtlük mü devretti Cumhuriyetçi Türk Partisi. Ben mi yanlış bilirim diye bir kaç tane gazete başlığı getirme ihtiyacı hissettim, kusuruma bakmayın. Bakınız Ağustos 1999 Kıbrıs Gazetesi yani CTP’nin de yayın organı değil herhalde? En pahalı et bizde diyor Kıbrıs Gazetesi 1999. İktidarda Tarım Bakanlığı Ulusal Birlik Partisinde. Bakın, aklı kesmediydi herhalde o zaman Ulusal Birlik Partisinde Sayın Bakan herhalde İrsen Küçük’tü Namibya’dan et getirsin. Aklı kesmediydi evet o zaman. Bakın bu yıl Ulusal Birlik Partisi iktidarında biraz önce bahsettim. Halk patatesi 3 TL kilosu tüketti bir süre önce. Yalan söylerse Sennaroğlu çıksın birisi desin Sennaroğlu yalan söyler.

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) - ......

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Evet, ama üretici de 60 kuruşa aldı. Eski döneme bakın ha, eski döneme bakın. 1500 ton patates çöpe. Gazete manşeti tarih 16 Aralık 2000, (Yerinden)ine Ulusal Birlik Partisi iktidarı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Gel böyle 2009’a kadar, gel böyle, devam et...

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Sen de geldiğinde istediğin yere gelin. Şimdi bakın narenciyeyi biz size iyi yerde devrettik diyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl bu salonda. Tarih, Şubat 2001 yine Ulusal Birlik Partisi iktidarda. Narenciye bitmek üzere gazete manşeti yine Kıbrıs gazetesi ha. Kıbrıs Gazetesi 19 Ocak 2001 yine Ulusal Birlik Partisi iktidarda. Süt çıkmazı büyüyor. Tarım ve Orman Bakanı İrsen Küçük’ün hayvancılar birliği ile yaptığı görüşmeler sırasında sütün pazarlanması ile ilgili zorluk yaşanabileceği konusundaki imaları üreticileri ayağa kaldırdı. Sütü bile satamazdık.

AHMET ÇALUDA (Güzelyurt) (Yerinden) – Dua et geldi yağmur geldi daha .....

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) –Ama bakın, yağmur geldi ama çıkın köylere. Sayın Çaluda lütfen lütfen köylünün arasına gidin, köylü yine mutsuz, yağmur yağdığı halde mutsuz. Neden mutsuz biliyor musun?

AHMET ÇALUDA (Yerinden) (Devamla) – Sen dedin geldin kuraklık oldu dedin. Ne ise geldik bereket geldi işte...Ama üreticiyi mutlu etmek gerekiyor yağmur yağdığında bile. Siz edemiyorsunuz onu da. Bakın devam ediyorum o dönemin gazete manşetlerine. Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Oğuz Ceyda Tarım Bakanının eleştirdi. Zannedersiniz bu arkadaş bir süre önce Ulusal Birlik Partisinde milletvekili adayıydı. “İrsen Küçük’ün ucube fikirleri ile köylü tamamen bitecek.” 26 Ocak 2001 gazetesi. Bakın, akaryakıtı bahsettim ya bu şekilde üretim yaparsanız dünya ile rekabet edemezsiniz dedim ya konuşmamın başında, 16 Şubat 2001 Halkın Sesi Gazetesi. “Bu fiyatlarla üretim ve rekabet yapılması imkansız” diyor Gazetenin manşeti. Neden biliyor

2743

Page 15: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

musunuz değerli arkadaşlar? Son yıllarda zam üstüne zam yiyen akaryakıt ürünleri Güney’deki fiyatları ile ikiye katlandı. Üretim ve dış piyasada rekabet yapılması olanağı tamamen ortadan kalktı. Ulusal Birlik Partisi iktidarı, işte söylediklerimi zaten halk söylüyordu, üretici zaten söylüyordu yıllarca. Bu fiyatlarla Güneyde mazot bir kuruş, sende iki kuruşsa rekabet edemezsin. İşte vatandaş zaten söylüyordu, sizin döneminiz. Ha değişen bir şey yoktur Ulusal Birlik Partisinde ha. Yani üreticiler de hiç kimse de bir şey beklemesin yani UBP değişti diye. Hiç de değişmedi arkadaşlar. Devam ediyor Ulusal Birlik Partisinin sözcüleri geçen yıl bu salonda. Ve şöyle diyorlar “ Hükümetin yaptığı yanlışlıklardan dolayı hayvancılıkta ve ülke tarımında büyük hasar vardır. Bu hasarın tamir edilmesi lazımdır. Bu hasarın tamir edilmesi için ne gerekir?” diyor “Ve bu neyle olur? Yıllık bütçe ile olur” diye Ulusal Birlik Partisi söylüyor. “Şimdi biz 2009 Bütçesini hazırlıyoruz, onu görüşüyoruz. Hükümetlerinde bütçesi malum aynasıdır. Bu Hükümetin hazırladığı Bütçe sektörler arasındaki verdiği önemi ve halk kesimlerine verdiği öncelikleri yansıtan bir Yasadır” diyor Ulusal Birlik Partisi sözcüsü geçen yıl. “Hükümetin sektörler için düşündüğünü yansıtan bir yasa olarak görürüz biz Bütçeyi” diyor ve devam ediyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl. “Bu Bütçe ülke hayvancısında, ülke tarımcısına müjde vermiyor. Bu şekli ile yasallaşırsa bu bütçe, bu rakamlar geçerse demek ki bizim hayvancımız, tarımcımız, çiftçimiz fazla ümitlenmesin” diye belirtiyor Ulusal Birlik Partisi. Yani diyor “Bizim hayvancımız, çiftçimiz önemli bir beklenti içerisine girmesin.” Ve soruyor bana “Tekrar sormam lazım” diyor Bakan. “Bu Bütçe herhalde Bakanlar Kurulunda olumlu oy verdi Bakan bu Bütçeye” diye “Genel Kurulda da olumlu oy verecek herhalde” diyor, nasıl olur? Ben de şimdi sormak istiyorum o bütçe oranı belli, bir önceki yıla göre artısı var. Sizin getirdiğiniz bütçe, eğer söyledikleri Ulusal Birlik Partisinin hakikatlerle bağdaşırsa, getirdiğiniz Bütçe bizim Bütçeden daha düşük. Bütçe oranı daha düşük, gerileme vardır. Sayın Bakan ben de merak ediyorum. Siz bu Bütçeye olumlu oy verecek misiniz?

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) – Biz tutarsız mıyız? Dün başka bugün başka yapacağız, nasıl?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Evet, devam ediyor Ulusal Birlik Partisi sözcüleri, Sayın Türkay Tokel sözellikle. “Şimdi ben bakıyorum istatistiklere ve bunu yetkililer de söylüyor” diyor, “Efendim hayvan popülasyonumuz yüksek” diyor geçen yıl arkadaşlar. Çok önemlidir bu. Çok yere gelecek bu konu, burası çok önemlidir. Ulusal Birlik Partisi geçen yıl bu salonda iddia ediyor ve diyor ki “Hayvan popülasyonumuz yüksek.” Doğru diyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Kim söyledi bunu?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Türkay Tokel, tutanaklardan okuyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Narenciye ile karıştırdı herhalde.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Eee vallahi Ulusal Birlik Partisinin sözcüleri biri ötekinin söylediğine böyle derse pes doğrusu Ulusal Birlik Partisine pes...

2744

Page 16: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Narenciye ile karıştırmış olmasın?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Narenciye ile bilmem, o zaman siz, o zaman siz Sayın Bakan o zaman siz her şeyi biri birine karıştırıyorsunuz, doğrudur söylediğiniz. Siz o zaman her şeyi biri birine karıştırıyorsunuz. Bunlara Hacı dayının çok güzel bir lafı var. Ne yazı belli bunların, ne kışı.

Şimdi ben bakıyorum diyor istatistiklere ve bunu yetkililer de söylüyor. Efendim hayvan popülasyonumuz yüksek. Doğru diyor Ulusal Birlik Partisi. Yani büyük baş, küçük baş, hayvan sayımız yüksek devam da ediyor yani dil yanlışlığı da değil, nüfusumuza göre yüksek diyor. Elde ettiğimiz süt oranına göre yüksek diyor. Onun için devlet oturup çeki düzen verecek diyor, bize tavsiye ediyor. Eğer hakikaten bu ülkedeki büyük hayvan, büyük baş hayvan sayısını, küçük baş hayvan sayısını bu ülke şartlarına, bu ülke koşullarına göre çok fazla olduğunu iddia ediyorsak ki onu ediyoruz der, oturup bunu değerlendirmemiz gerekir diyor. Eğer boyumuzun üzerinde gerektiğinden fazla süt üretecek hayvan popülasyonuna izin verirseniz bu rakamların büyümesine izin verirseniz hali ile bu süt en sonunda gelir sizi tıkar, sizi zorlar diyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl bu salonda. TÜK diyor hayvancının elinden hayvancının elinden hayvanlarını toplatmış, hayvanlarını kesmiş ve askerin ihalesine katılmış. Askerin ihalesinden sonra da bu hayvanlar ihtiyaçlar için, askerin ihtiyaçları için askere verilmiş. Ee bunu bir defa yapacaksınız diyor, yarın ne olacak? bizi o konuda da eleştiriyor. Pazar bulduk, üreticinin malı para etti, üretici cebine para koymaya başladı bundan da Ulusal Birlik Partisi rahatsız oluyor, öbür gün ne olacak diye soruyor. Bak Ulusal Birlik Partisi iktidara geldi, bizim yaptığımız, hayata geçirdiğimiz projeyi ne güzel devam ettiriyor, yapıyorsunuz, devam ediyorsunuz. Eğer bunun tedbirini almazsanız yarın bu sorun daha da büyüyerek, daha da artarak üzerinize gelmeye devam eder, onun için benim buradan hükümet edenlere Sayın Tarım Bakanına ve bu işin içerisinde bulunan teknik arkadaşlarıma tavsiyem hep beraber oturalım bu ülkenin boyu ne ise hayvancılığı da, diğer üretim sektörlerini de kendi ülkemizin çapına, kendi ülkemizin ölçülerine, kendi ülkemizin imkanlarına göre oturup değerlendirelim. Madem ihracat imkanı bulamazsınız, madem ki bu ürünü yabancı ülkelere, başka ülkelere gönderecek imkanınız yok o zaman küçülteceğiz diyor Ulusal Birlik Partisi geçen yıl. Küçültmek zorundayız diyor Ulusal Birlik Partisi hayvancılığımızı geçen yıl. Geçen yıl bu günler Ulusal Birlik Partisi tarafından söylenenler hayvan sayımız, miktar fazla deniyor. Şimdi bakıyorum Ulusal Birlik Partisi bugün iktidarda, hükümet ne diyor? Ulusal Birlik Partisi hükümeti ne diyor? Gazete burada, kafadan atmıyorum. Gazete diyor ki önceki hükümet yani Cumhuriyetçi Türk Partisi hükümeti döneminde ülkedeki hayvan popülasyonu yüzde 35 oranında geriledi. Şimdi daha iktidarda daha CTP’yi tokatlamaya çalışıyor. Farz edelim Sayı n Bakanın söylediği doğru. Geçen yıl neredeydiniz? Uyuşmuyor söyledikleriniz, tutmuyor, tutarsızlık var, o da Ulusal Birlik Partisi, bu da, tutmuyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bayağı düştü ben rakamlarla konuştum.

2745

Page 17: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU – Tutmuyor, şimdi bakın arkadaşlar, Ulusal Birlik Partisi gece başka, gündüz başka söyler. Dün dündü, bugün bugündür zihniyeti hala hakimdir. Eğer bu ülkede geçen yıl yüzde 35 oranında büyük baş hayvan eksilmesi olduysa Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ben geçen yıl bu Kürsüde bütçe sunuşunu yaparken çok iyi aklımdadır 51 bin 101 adet. Eğer biz bunun yüzde 35’ini eksilttiysek 18 bin taneyi eksilttik demektir. Geriye popülasyonun sayısı 33 bin. Bakın nereye geleceğim, 33 bin popülasyonun sayımız Sayın Bakanın iddia ettiği gibiyse şimdi büyükbaş hayvan işletmelerinde bir sağmal inek 2.7 toplam büyükbaş hayvan sayısıdır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yüzde 35 yalnız biliyorsun neredendir. 2006’dandır. Öyle yanlış... 63 bin.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Sayın Bakan cevabını verirsiniz, cevabını verirsiniz. Şimdi 33 popülasyonun sayısı oldu demek ülkede 12 bin tane sağmal inek oldu demektir. Bir az önceki konuşmamda da söyledim, 12 ayın on ayı sağılır, 11 inek her gün sağılır, süt verir demektir. E 220 ton süt alınır günde. O zaman ortalaması, ülke ortalaması 22 kilogram olur. Belçika’ya yaklaştık sayılır. Ama Sayın Bakan döner diğer taraftan ülke ortalamasının 15 kilo olduğunu da belirtir. Şimdi eğer, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Aldatmaca ve karalama yapacaksanız daha bir önceki Hükümete, size tavsiyem iyi hesaplama yapınız. Çünkü aritmetik denen bir şey vardır. En sonunda gelir sizi bulur arkadaşlar. Aritmetikten kaçamazsınız, kurtulamazsınız. Doğru söylemediğiniz ortaya çıkar. Size de bu benim tavsiyem olsun.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şimdi et ithali olayı üzerinde biraz durmak istiyorum. 2006 yılından önce ülkemizde geliştirilen politikalarda kesime giden büyükbaş hayvanlar ve her doğan hayvan için destek verilmeye başlanmıştı, ben göreve gelmeden önce. Bu sayede ülkemizde büyükbaş hayvan pazarlayan ve sayıları 15-20 kadar olan kişilerin bu olay hareketlenmesine neden oldu. O günlerde hayvanlar pazarlık usulü ile satılmakta, üreticiye ileri tarihli çekler verilmekte, günü geldiğinde de bu çekler nakite çevrilmekte sıkıntılar ile karşılaşılmaktaydı. Bu bir hakikattir ülkemizde. Zaten beni dinleyen bütün üretici de “Ağzına sağlık” der herhalde. O günlerde köylere yaptığımız ziyaretlerde üreticilerin en büyük istemleri, çünkü bir milletvekiliydim yine, hayvanlarını satabilmek için kendilerine pazar bulunmasında veya ellerindeki çeklerin bozulmasına, nakide çevrilmesine yardımcı olunması idi. Daha sonra uygulanan akılcı politikalarla dengeler sağlanmış, et fiyatları canlı veya karkas halinde yerleşmiş ve üreticilerimizi bu yöndeki sıkıntıları giderilmişti. Hatta biz buna, “İnek bu ülkede ilk defa kasaplık inek kantara çıktı” sloganı yaratarak böyle konuşuyorduk. Ve hakikattır, ilk defa Cumhuriyetçi Türk Partisinin Hükümet döneminde kasaplık inekler ilk defa pazarlık usulünün dışında tartı ile alınmaya başlandı ve üretici sömürülmekten kurtarıldı. Ancak bu politikalardan rahatsız olanlar hali ile rantları azalan kesimlerdi. Arkadaşlar hatırlatmak için söylüyorum, 800 bin TL’ye çok affedersiniz koç fiyatına inek satıldı bu ülkede. Ellerindeki argümanlarla bu çevreler zaman zaman çıkışlar yaparak, bakın çıkışlar yaparak suni olarak canlı ve karkas et fiyatlarını yükselterek dışarıdan et ithal isteklerini hemen gündeme getirmektedirler. Bunu defaatle yapmıştır bu çevreler. Bakanlığım süresince bu tür olaylara rağbet etmeyerek et ithaline ülkemizde yeterli kasaplık hayvan olması nedeniyle izin vermedim.Benim de üzerime çok geldi bu çevreler hem de çok.

2746

Page 18: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Sadece turizm sezonlarında özellikle bazı etlere ithal izni verilmiş, Hükümet değişir değişmez aynı senaryolar tekrar gündeme geldi ve maalesef donmuş etlerin ülkemize gelmesine izinler verildi. Bunun sonunda göstermelik bazı uygulamaların dışında et fiyatlarında bir düşüşün yaşanacağına ben inanmıyorum. Ancak halkımız bu tür etleri tüketmeye başlayacağından, canlı hayvan satışları eskiden olduğu gibi o düzeye gelecek ve hayvancılığımız bir daha toparlanması mümkün olmayan boyutlara gireceğini üzülerek görüyorum. Buradan da açıkça görülüyor ki, bu Hükümet iddia ettiği gibi üreticilerin yanında değil, rant sağlamaya çalışan kişilerin yanında yer almaktadır ne yazık ki. Değerli arkadaşlar, yapısal sorunlar çözülmeden et ithaline izin verilmesi hayvancılık için cinayet olur demiştim. Ne zaman dedim? 19 Nisan sonrası Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliğinin Genel Kurulunda. Sayın Bakan da ordaydı. Bakın dedim üzerinize gelecekler bu çevreler. Et yoktur, et pahalı oldu. Suni olarak da fiyatı yükseltecekler ve sizi buna zorlayacaklar. Sakın ola bunu görmemezlikten gelmeyiniz diye de ikaz ettim. İyi niyetli, üretici adına iyi niyetli ikaz ettim. Ama alışkanlıklarından Ulusal Birlik Partisi ne yazık ki vazgeçmiyor. İlla ki birkaç kişiyi zengin edecek ve hayvancımızı süründürecek. Arkadaşlar soruyorum, bu et ithali olayı tüketici ucuz et alabilsin diye mi yapıldı? Onun için mi yapıldı? İddiam o.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Evet.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - O mu?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Evet.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ona da, ona da siz imkan sağlamadınız. Siz bakın bugün ithal et Güney Kıbrıs’ta 5 Euro. 5 Euro yerini de söylüyorum, Litsas. Mağusalı’lar çok iyi bilirler o yöre insanı, Litsas’ta gidin bugün ithal et 5 Euro. 5 çarpı 2, 11 milyon. 2.2. Senin getirdiğin ithal et 21 milyon. İşte sen birkaç kişiyi zengin ediyorsun Sayın Bakan, halk ucuz et yemiyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Senin hiçbir şeyden haberin yoktur ben onu anladım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Benim çok yerden haberim vardır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Fiyatlardan da haberin yok, hiçbir şeyden haberin yok.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Çok yerden haberim vardır Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Fiyatlardan haberin olmadığına kanaat getirdim ha.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Siz birkaç kişiyi...

2747

Page 19: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Yahu zaten yanlış söylese gülmen lazım, sinirlendiğine göre batıyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Litsas’ın reklamını yapıyor.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Yani arkadaş çünkü akşam da Kanal T Televizyonunda çok düzmece bir program vardı, aynı konu orda da vardı onun için söylüyorum, onun için söylüyorum. Niye Litsas’ın reklamını yapıyorum? Benden iyi bilir, senden iyi bilir vatandaş neyin nerde daha ucuz olduğunu.

ÖMER KALYONCU (Yerinden)(Devamla) – Rakibin batsa gülen değil mi yahu? Sen sinirlenin.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ben Litsas’a da gitmedim ha, yanlış anlamasın hiç kimse. 2-3 senedir de Güney Kıbrıs’a da geçmedim. Şimdi eğer tüketici ucuz et yesin diye yapıldıysa bu iş anlam verebilirim, bir noktada anlam veririm ama ucuz et yok. Gelen et de 20 milyon ama aynı et Güney Kıbrıs’ta 5 Euro. Yerini de söylüyorum reklam yapıyorsun diyor. Yahu vatandaş söylüyor zaten, bilmeyen mi var? 5 Euro 11 milyon. İşte burada büyük rantlar dönüyor Sayın Bakan. Herkes, birkaç kişi cebini dolduruyor, tüketiciye de bu iş yaramıyor. 5 Euro’dur arkadaşlar ithal et. Akşam televizyonda ne dedi bir değerli arkadaşımız? O donmuş ettir diyor.O donmuş ettir, bizim getirdiğimiz ithal et donmuş et değil. Allah Allah!

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Biz karkas getiriyoruz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Karkas, e o karkasınız sağlıklı değildir Sayın Bakan. Bakın biz Hollanda’dan karkas getiriyoruz, donmuş değil diyor. Sanki gönderiyorlar tırları oraya, o saat Hollandalı görüyor tırı, çeker mandıradan hayvanları o saat boğazlar, atar tırın içine...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Aynen öyle.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - En az bu hayvanlar orda...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Aynen öyle.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bir hafta önce boğazlanır Sayın Bakan. Birbirimizi kandırmayalım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Aynen öyle.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Bir hafta önce boğazlanır Sayın Bakan birbirimizi kandırmayalım. Bir hafta da yolda alır etti mi iki hafta. Bu gelen 80 ton et bir günde bütün tüketicinin mutfağına mı girer? Bir ay da eder satılsın etti iki ay. Bir aydan fazla eder.

2748

Page 20: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yoktur.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – E, öyledir Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Tarih vuruyoruz üstüne kardeşim tarih.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – İstediğin tarihi vurursun.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Çıkış tarihi belli. Yola çıkış tarihi belli.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – İstediğin tarihi vurursun. Namibya’dan getirdiğin et de ona da geleceğim bekle de.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Onu da anlatacağım sana.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Bekle de ona da geleceğim. Geldi de bu ülkeye giremedi de gitti başka ülkelere…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Anlatacağım onu da.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Tekrar geleceğim ona bekleyin sıra ile acele etmeyin.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Tamam.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Acele etmeyin sıra ile vaktimiz çok akşama kadar konuşuruz. Ben konuşmaktan usanmam. Hele bu yanlışlıklarınızı gördük sonra bana daha o kadar daha hırs gelir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Konuşacak bir şey bulamadığınız için bunları söylüyorsunuz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – E, vallahi o takdir…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Her zaman onu söylüyorsunuz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – O kadar bizi dinleyen kamuoyunundur, halkındır. Siz cevap vereceksiniz. Güney Kıbrıs’ta ithal et beş Euro sizin getirdiğiniz ithal et 20 milyon.

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Karkas olduğu için daha ucuz olması lazım.

2749

Page 21: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Biri 11 milyon, biri 20 milyon. Tabii karkas olduğunda daha da ucuz olması lazım doğrudur kemiksizdir o.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Niçin?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Evet.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yüzde 30 firesi var.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi yani sizin bu argümanınız da tutarlı değil arkadaşlar.

ÖMER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – İşlenmemiş et daha ucuz değil mi?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Siz bu eti getiren 3-4 kişiyi zengin ediyorsunuz kabul edin. Arkadaşlar, bu eti ithal ederek…

BAŞKAN – Karşılıklı konuşmayalım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Bir argümanınız da Güney Kıbrıs’tan kaçak gelen eti önlemek miydi?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – E, ben size söylerim kaçak gelmeye devam edecek. Niye gidecek adam alsın 20’ye 11 milyondur orada?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 20’ye almıyor ki.

ÖNDER SENANROĞLU (Devamla) – Senin karkas eti bir dönerci almaz ki arkadaş. O dönerci o kıymayı alır yine o beş Euroluğu alır. Niye yani niye kapatmaya sıvamaya çalışırsınız gerçekleri? Beş Euro’dur Güney Kıbrıs’ta 11 milyondur niye 20 milyona alacak mantık var arkadaşlar. Sen beş Euro’ya et sunabilir misin? O zaman tamam sözümü geri alırım. Sen işte birkaç kişiyi zengin ediyorsun.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Pazartesi 16 TL’dir.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Ama yaptın.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 16 TL.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi sıkıntı başka aslında değerli Başkan, sayın milletvekilleri; sıkıntı başka. Bu çevrelerden bahsettim ya canlı ağırlık fiyatı ülkemizde benim bıraktığım gibi Toprak Ürünleri Kurumu’nda 6.5 TL tosunun canlı ağırlık fiyatı 6.5. Dışarıda özel sektörde 7-7.5. Canlı ağırlık fiyatı hayvanın, tosunun. Çok iyi dinleyin burayı lütfen. Çengeldeki yerli etin fiyatı 28-30 TL çengeldeki

2750

Page 22: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

fiyatı. 30/7 veya 7.5 eder dört. Yani canlı ağırlık fiyatı ile et fiyatı arasında yüzde 400. Dört katına satılmaktadır et canlı ağırlık. Allah Aşkına çıksın bir insan ve bana dünyada bir örnek göstersin dünyanın hangi ülkesinde canlı ağırlık fiyatı ile et fiyatı arasında dört katı fark vardır. Sayın Bakan çıkınız bir ülke söyleyiniz. Tek bir ülke, tek bir ülke söyleyiniz bana. yoktur dünyada öyle bir şey. İşte bunlar suni yaratılmıştır. Birkaç kişi beş Euro’luk eti 10 Euro’ya satabilsin diye Sayın Bakan da buna izin verebilsin diye yerli eti, yerli ürünümüzü ve 7.5 TL’ye, 7 TL’ye canlı ağırlık fiyatı olan hayvanı 28 TL’ye yükselttiler, 30 TL’ye. İşte et çok pahalı oldu ne yapalım et yoktur üretici çok fazla ister bize et ithali verin. Sayın Bakan da verdi. 80 ton geldi bu hafta da gelirmiş.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Upto date ister rakamlar.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Modern ve gelişmiş ülkelerde Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; canlı ağırlık fiyatı ile et fiyatı, tüketicinin almış olduğu et fiyatı arasındaki oran 2.5. Hiç bilemediniz 3’ü geçmez. Hiçbir ülkede yoktur bu. Bu rezalet hiçbir ülkede yoktur. Üç kere yedi 21 yerli et fiyatını söylüyorum size. Normali, mantıklısı, adaletlisi Sayın Bakan, Sayın Bakanlık daha doğrusu bu konuda tedbir alabilse adaletli fiyatı 21 TL’dir. Bütün dünyada bu iş böyledir. Ama suni olarak yaratılmış, işte dışarıdan et getirelim, biz izin verin olay böyledir pahalıdır çok, Bakanlık da buna uyuyor ve ne yazık ki bu izni, bu talihsizliği bu ülke yaşıyor. Bunu ben söylemiyorum sadece. Hem üretici cezalandırılıyor, hem tüketici soyguna, soyuluyor. Bunu ben söylemiyorum. Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği bir, bu olay üzerine bir açıklama yapıyor ve diyor ki, Hükümet eli ile bu ülkede soygun yapılıyor. Halkın soyulduğunun görülmesi gerekmektedir ve devam eder. Yani bunu üreticiler de yaptıkları açıklamada söylüyorlar. Bir baktık, bu çok ayıptır arkadaşlar, hakikaten bu Kürsüde bunu konuştuğum için de üzgünüm ama konuşmak zorundayım. Ülkemiz insanı için bunu hakikaten üzülerek konuşuyorum.

Şimdi Mağusa Limanına 23 ton bir et geliyor. Oradaki görevli veteriner arkadaşlar, bu et ülkeye girişi bu etin uygun değil diye bu eti geri çeviriyorlar ve bu et ülkeye sokulmuyor. 15-20 gün bu et yurt dışında dolaşıyor, bilmiyorum nereye gitti. Mersin’e mi gitti Serbest Limana, bazı söylentilere göre İtalya’ya gitti, İtalya bu eti almadı, başka Avrupa Birliği ülkesine gitti bu et içeri girmedi. Arkasından ne olduysa oldu. Hatırlı kişiler mi girdi, büyük kişiler mi girdi ara yere bilmiyorum, bu et tekrar ülkeye geldi aynı et. Oradaki görevli veterinerler soruşturma, haklarında soruşturma açıldı, bazıları sürgün yedi. Bu görevli veteriner arkadaşlar buna yine onay vermediler. Bakanlıktan, Veteriner Dairesinden ayrı başka veterinerler, görevli veterinerler tayin edildi ve bu etin ülkeye girişine yeniden izin verildi. Bu et Nabibya’dan, Nabibya Afrika’dan geldi arkadaşlar.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Menşeyli.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Nabibya herhalde milli geliri birkaç yüz dolar olan bir ülke. Bu kadar bol et üretimi var yoksa Sayın Bakan bufalo eti miydi?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Yediysen bilecen tadından.

2751

Page 23: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - O günden sonra yemedim de bu ürünlerden ben sen merak etme.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - O zaman bakalım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Yani Afrika’dan Nabibya’dan bufalo eti mi getirdiniz?...

Ve bu konuda titizlik gösteren çok değerli veteriner hekimler cezalandırıldılar, sürgün yediler, haklarında da soruşturma yapıldı. Ben söylemiyorum gazeteler yazıyor bunları. Benim bütün gazetelere saygım vardır. Bak ne diyor gazete? AB sağlık mevzuatına uygun olmadığı için İtalya, Fransa, İspanya gümrüklerinden geri çevrilen, Nabibya-Afrika menşeyli 23 ton et, 10 günlük bir operasyondan ve hatırlı kişilerin araya girmesinden sonra KKTC’ye sokuldu. Yaklaşık bir ay önce Mağusa Limanına gelen ancak yapılan tahlillerden sonra ülkeye girişine izin verilmeyen Nabibya-Afrika menşeyli 23 ton etin, 10 gün denizde dolaştırıldıktan sonra yeniden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Mağusa Limanına getirildiği ve bu kez etlerin ülkeye sokulduğu belirtildi. Tarım Bakanlığının AB sağlık mevzuatına uygun olmayan etlerin KKTC’ye girişine karşı çıkan veteriner hakkında işlem başlattığı belirtiliyor. Bakanlığın, Nabibya-Afrika menşeyli etlerin girişine onay vermeyen bir bayan veterineri de sürgüne gönderdiği iddia ediliyor. Çıkar Sayın Bakan, bu konudaki açıklamayı yaparsınız. Bu talihsizliği de yaşadı bu ülke.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tüketiciler şu anda gelen ithal et ile yerli eti nasıl ayırt ediyorlar diye çok da merak ediyorum. Biri 28 milyon, biri 20 milyon. Bakanlık bu konuda herhangi bir tedbir aldı mı? Yani nereden bilecek vatandaş bu et yerli ettir, bu et ithal ettir veya Rum Tarafından gelen beş TL olan o kaçak dediğiniz et değil, var mı herhangi bir çalışmanız, herhangi bir tedbiriniz var mı bu konuda, herhangi bir yasal düzenleme yaptınız da ondan sonra mı verdiniz bu et ithallerini izinlerini? Yok hiç öyle bir tedbir almadınız. Günlük politikalarla bu işi yürütüyorsunuz. Bana göre de halk korumasıdır. Beş Euro’luk eti de 28 milyona çok rahat kullanabilmektedir.

Biraz önce de söyledim iş bilmezlik diz boyu Sayın Bakan. Bakın, ikaz ettim bu Kürsüden. Tutanakları açın bakın 19 Nisan Seçimleri sonrası ve ülke insanını düşünerekten ikaz ettim. Almış olduğum duyumlar bu ülkenin yeni sezonda patates üretene kadar patatessiz kalacağı, fahiş fiyatlara insanlar bu patatesi tüketeceği yönünde duyumlar aldım. Hiçbir tedbir almadığınızı duydum. Sizi bu Kürsüden tutanaklarda da vardır ikaz ettim 19 Nisan Seçimlerinden hemen sonra. Sayın Bakan ülke ihtiyaçları kadar patatesi depolarınızda biriktirin, muhafaza edin ve ülke insanının ihtiyacı oranında bu patatesi elinizde tutun. Aksi halde bu ülke patatessiz kalacak diye sizi uyardım. Ne yazık ki hiç kulak asmadınız. Hiç söylediğime değer vermediniz ve bu tutumunuzdan dolayı ülke insanı üreticiden 60 Kuruşa brüt fiyata almış olduğunuz patatesi 3 TL kilosu tüketti insanlar. Sizin iş bilmezliğiniz yüzünden insanlar parasını yitirdi. Bu para üreticiye gitmedi. Bu paralar birkaç kişinin cebine gitti ve birkaç kişiyi zengin etmeye devam ediyorsunuz. Patateste özel sektöre olan güveni de sarstınız Sayın Bakan. Çünkü bakınız patates konusunu açmaktaki amacım bakın! 2009 İlkbahar ürününün patateslerini

2752

Page 24: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

özel sektöre veren üreticilerin daha ödenmemiş ve Hükümetin bu konu karşısında kayıtsız kalması hatta yükümlülüklerini yerine getirmeyen bazı tüccarlara 2010 yılı İlkbahar ürünü patates tohumu ithal etme izni verilmesidir. Ülkemizde ilk defa üreticiler özel sektöre karşı Lefkoşa’da eylem gerçekleştirmişlerdir. Hükümet ise ne demiştir? İki kişi arasında bir alacak-verecek meselesi olarak gördüğü bu olaya şimdiye dek de müdahale etme gereğini hissetmemiştir ve üreticinin özel sektöre olan durumunu da bertaraf etmişsiniz Sayın Bakan. Halbuki bakın! 2003 yılında yaşanan ekonomik krizde oluşan konut zedelerin problemi de temelde buna benzer bir konuydu iki kişi arasındaydı yine ama zamanın Hükümeti soruna taraf olarak çözümlenmesini sağlamıştı. Sizin de araya girip bu sorunu mutlaka bir türlü çözmeniz gerekirdi ve özel sektöre olan güveni sarstırmamanız gerekmekteydi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz yaklaşık ortalama 70 milyon Dolar olan ihracatının çok önemli bir kısmını tarımsal ürünlerden oluşturmaktadır. Tarımsal ürünler içerisinde ise başı narenciye sektörü çekmektedir. Bakanlığım döneminde en fazla eylemi narenciye üreticilerinden gördüğüm halde bugün eylem yapan narenciyelere neden geçmişte eylem yapmıyordunuz da şimdi yapıyorsunuz? Eyleminiz siyasi amaçlıdır şeklinde ifadelerde bulunmak hakikaten insafsızlıktır değerli arkadaşlar.Geçtiğimiz sezon Cypfruvex, üreticilerimizin talepleri doğrultusunda onları mutlu edecek fiyatlarda hem ihracat için hem de sanayi türü ürünleri alıp işlemişti. Ancak içerisinde bulunduğumuz günlerde, Cypfruvex’in geçmiş yıllarda çalışmadığı veya çalıştırılmadığı imajını yaratmak için çabalar harcandığını üzülerek izlemekteyim. Dönüyorum yine geçen yıl bu Salonda söylenenlere.

Geçen yıl Ulusal Birlik Partisi bu Salonda ne demişti bu konuda Sayın Türkay Tokel, o yörenin milletvekili? Değerli arkadaşlar, Güney Kıbrıs’tan kaçak hayvan geliyor, hala daha Güney Kıbrıs’tan hala daha kaçak et geliyor. Güney Kıbrıs’tan hala daha kaçak et ürünleri geliyor. Olacak gibi değil. Bir taraftan diyoruz ki sıkıştık, elimizde olması gerektiğinden fazla hayvan birikti. Toprak Ürünlerini hiç yapmayacağı işle meşgul ediyoruz. Toprak Ürünlerinin görevi kasapçılık yapmak değil ki diyor. Bana göre belki Toprak Ürünlerinin bugün görevi tamamlanmıştır. Devlet bu işlerin altından yavaş yavaş çıkması gerekir diyor. Yavaş yavaş sıyrılacak diyor. Sıyrılmanın yollarını bulacak. Yani tamam 1970’li dönemlerde 1970’li yıllarda bu ülkede devlet kurumlarının yeni yeni yerleşmeye başladığı dönemlerde belki Toprak Ürünlerine de ihtiyaç vardı, Süt Kurumuna da ihtiyaç vardı, Cypfruvex’e de ihtiyaç vardı. Siz devlet imkanları ile Cypfruvex’in zararını daha nereye kadar karşılayacaksınız diye Ulusal Birlik Partisi sözcüleri geçen yıl soruyorlardı. Ha bunun siyasi bir, kapatalım diyor küçültelim, bunları devreden çıkaralım. Ha bunun diyor siyasi bir bedeli varsa da siyasi bedelini hep beraber ödeyeceğiz, bunun başka çaresi yok diyor Ulusal Birlik Partisi. Bir hatırlatma olsun diye bunu okudum, konuşmama devam ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tüm dünyada tarım sektörü çeşitli şekillerde desteklenerek üretime devam etmektedir. İki ülke hariç. Birisi Yeni Zelanda birisi de Avustralya. Bunun dışındaki bütün ülkelerde tarım devlet desteği ile sürdürülmektedir. Hatta Avrupa Birliğinin ortak tarım politikasına ayrılan bütçesi, Avrupa Birliğinin bütçesinin yüzde 50’dir. Yalnız kimse yanlış anlamasın, ülkelerin

2753

Page 25: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bütçesinin yüzde 50’si tarıma gider demiyorum ha. Avrupa Birliğinin bütçesinin yüzde 50’si ortak tarım politikasına ayrılmaktadır. Ülkemizde de desteklenerek devam eden sektörün, bugün istenilen düzeyde olmadığı konusunda bir fikir ayrılığımız yoktur herhalde. Hatta tarımımızın ileriye gidebilmesi için yapısal değişikliklere gereksinme olduğu konusunda da sanırım fikir birliğimiz vardır. Yani Atalarımızdan gördüğümüz tarım teknik ve yöntemleri ile, üretime devam etmemizin mümkün olmadığını hepimiz rahatlıkla görebilmekteyiz kanısındayım. 19 Nisan seçimlerinden sonra iş başına gelen Ulusal Birlik Partisi Hükümetinin Programını incelediğimizde, yapısal değişikliklerin programlanacağı hakikaten ümit edilmekteydi. Ülke tarımının yeniden yapılandırılarak sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması amacıyla Tarım Master Planının hazırlanması çalışmaları başlatılacaktır ve Doğrudan Gelir Desteği uygulamaları, sürdürülebilir tarımsal işletme modellerini destekleyerek, kaliteyi ve verimliliği teşvik edecek şekle dönüştürülecektir sözcükleri aynen Hükümet Programından alınmıştır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Aynen öyledir.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) -Ancak 2010 Bütçe Tasarısını incelediğimizde, bu ilkelerden sapmalar olduğunu görebilmekteyiz. Öncelikle Tarım Master Planının hazırlanabilmesi için Bütçenin herhangi bir yerinde ödenek konduğunu ben göremedim. Bu konunun dahi anlaşılabilmesi için şimdi sizlere bazı örnekler vermek istiyorum.

Biliyorsunuz Doğrudan Gelir Desteğinin ilk amacı üreticileri kayıt altına almayı sağlamaktı. Büyük bir oranda bu hedefe varıldıktan sonra bu desteğin esas amacı olan maliyet fiyatının üzerine üreticilere geçim payı da eklenerek oluşan değer ile satış fiyatı arasında bulunan farkın ödenmesini öngörmektedir. Doğrudan Gelir Desteğinin esas amacı budur yani. Bu amaçtan hareket ederek 2008 yılında narenciye üreticilerimize Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümeti ve Bakanlığım döneminde 160 Türk Lirası dönümüne Doğrudan Gelir Desteği ödemesi yapılmıştı. Bir önceki yılda ise 2007 yılında ise gerçekleşen Doğrudan Gelir Desteği miktarı ve üreticilere ödenen 240 Türk Lirası dönüm başına idi. Fakat 2008 yılında o yıl narenciye üreticilerinin satış rakamları onları tatmin edecek düzeyde gerçekleşmişti. Hatırlayınız ortalama Valencia’nın tonu 500 TL olarak gerçekleşmişti. Halbuki içerisinde bulunduğumuz mevsimde narenciye fiyatlarının düşük gerçekleşmesi için Bakanlık özel çalışmalar yapmakta çok söylediğimi iyi bilmekteyim ha. Ne söylediğimi iyi bilirim. Tekrar ediyorum içinde bulunduğumuz mevsimde narenciye fiyatlarının düşük gerçekleşmesi için Bakanlık özel çalışmalar yapmakta. İlaveten Doğrudan Gelir Desteği yine 160 TL dönüm ödeyerek üreticileri mağdur duruma düşürmektedir. Sayın Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu yaptığı çeşitli beyanlarda 160 Türk Lirası’nın üzerine çıkmak için özel uğraş vereceğini açıklamıştı. Bizzat radyo ve televizyon programlarında kendi kulağımla da işittim.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Doğrudur bu doğrudur.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Fiyatların daha düşük oluşmasına katkı koyarken Doğrudan Gelir Desteği miktarını da artırma yönüne bir türlü gidememiştir. Günümüzde Doğrudan Gelir Desteği üreticilere dönüm başına ödeme şeklinde

2754

Page 26: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

uygulanmakta. Halbuki Hükümet Programında yer aldığı şekilde sürdürülebilir tarım işletmelerinin desteklenmesi modeline geçilmesi ile zaten bu sorunlar kendiliğinden aşılmış olacaktı. Yani dönüm başına göre Doğrudan Gelir Desteği ödemesi yerine bahçelerde programa göre yapılan işlerin yerinde yapıldığının saptanmasından sonra işe göre bir ödemenin yapılması gerekmektedir. Hükümet Programınızda da zaten bu böyle belirtiliyor.

Bakanlığım döneminde uygulamaya konulan Tür Değişikliği Projesi bunun ilk adımı idi. Bu Proje ile ekonomik değerini kaybeden narenciye bahçelerinin sökülüp devreden çıkması yerine yeniden üretime kazandırılması öngörülmektedir. Biliyorsunuz 1975 yılında 76 bin ve yukarısı 76 dönüm ve onun üzerinde olan narenciyemiz uzun yıllar Ulusal Birlik Partisi iktidarları dönemlerinde bu bağlı çeşitli nedenlerle ekonomik ömrünü de dolduranlar devre dışı kalmışlar ve bugün narenciyemiz 33 bin dönüme kadar düşmüş ve varlığını 33 bin dönüm olarak sürdürmektedir. Hiç kimsenin suçu yok mu değerli milletvekilleri bu konuda, hiç Ulusal Birlik Partisi’nin bu konuda hiçbir mi suçu yoktur? 76 bin dönümde aldınız narenciyeyi bugün 33 bin dönüm. Hiç mi suçunuz yok? Bakın, Bakanlar Kuruluna bir Önerge geldi önüme Bakanlık dönemimde. Bu kadar trilyon aklımda değil rakamlar yanıma da almadım. Bu kadar Dolar, milyon Dolar çok yüklü miktarda bir para. Önergeyi getiren Sayın Müsteşara sordum. Nedir dedim bu kefelet senedinin uzatılması? Çok yüklü milyon Dolarlar. İşte Ulusal Birlik Partisinin zamanında narenciye’yi ödeyebilmesi için bankalardan borçlandığı, Cypfruvex’in genel zararlarını ödemesi için seçim öncesi üreticiye ödeme yapabilmesi için borçlandığı ve yıllarca katlanarak, faizleri katlanarak çoğalan, büyüyen, devletin de kefalet senedi olarak her yıl tazelediği bir önergeydi onu imzaladım ve Bakanlar Kuruluna getirdim. Böyle idare ettiniz narenciyeyi aslında. Tarım Bakanı Sayın Nazım Çavuşoğlu yaptığı çeşitli beyanlarda bunu dile getirdi. 160 TL’yi çoğaltacağını, yükselteceğini söyledi. Göreceğiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 33 bin dönüm olan narenciyemiz çeşit değiştirme, uygulamayı yapan üreticiler de ek destekler almaktaydı. Çeşit değiştirme, tür değişikliği almaktaydı. Ödenmekteydi diyorum, almaktaydı çünkü bu desteği almaya hak kazanmış üreticiler 2009 ödemelerini henüz daha alamamışlardır. Narenciye Üreticileri Birliği 54 gündür eylem yapmaktadır. Belki de geçti yazıyı hazırladığım gün hesapladım. Aslında Sayın Kemal Dürüst’ü çok merak ediyorum nerdedir, her Perşembe buradaydı. Benim narenciyecim derdi. Türkay Tokel, içerde bile değiller şimdi. Narenciyenin kelimesini duymasınlar diye salonda bile değiller sayın milletvekilleri bu Güzelyurt milletvekilleri. Şimdi Narenciye Üreticileri Birliğinin eylem nedenleri, bir tanesi de kazanılmış bu haklarını alamamaktan kaynaklanmaktadır. Sayın Bakan ise bu eylemin siyasi amaçlı yapıldığını, üreticilerin alacak hiçbir hakları kalmadığından, hatta geçmiş yılda bu tür amaçlarla eylem yapılmadığından söz ediyorlar. Tarım Bakanlığı yaptığım 2007, 2008 yıllarında narenciye fiyatlarının serbest piyasa koşullarında oluşmasına büyük bir özen göstermiş ve Cypfruvex’i sadece üreticinin elinde ürün kalmaması için kullanmıştık. Bu amaçla Cypfruvex’in yapısal olarak küçültülmesini sağlamış, paketleme evlerini üreticilerin kurdukları şirketlere kiralayarak üreticilerin kendi ürünlerini, kendilerinin değerlendirmesini sağlamıştık. Halbuki günümüzde Cypfruvex özel sektörle rekabet edecek düzeye getirilerek üreticilerin aleyhine fiyat oluşmasına şu anda ne yazık ki katkı koymaktadır. İsterseniz burayı tekrar edeyim sayın milletvekilleri?

2755

Page 27: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Günümüzde Cypfruvex özel sektörle rekabet edecek düzeye getirilerek üreticilerin aleyhine fiyat oluşmasına katkı koymaktadır. Ülkemize gelen tüccarlar şu anda geypfurta 150 Dolar fiyat vermeyi planlarken, Cypfruvex’in 100 Dolar fiyat vermesi ile fiyatlar bu seviyede oluşmaya başlamıştır. Tüccar 150 Dolar, 200 milyon, 200 TL tonuna fiyat vermeyi planlarken, Cypfruvex kalktı dedi 140 ile 180 TL ve Sayın Müdür de, atamış olduğunuz yeni Müdür de bahçeleri gezer ve fiyatı da o tayin eder. Bu bahçenin greypfrutu eder 140, bu bahçenin greypfrutu da eder 180 herhalde rozete de baksa gerek diye düşünmemek elde değil. Herhalde rozet de işe yarar 140 mı, 180 mi?

ALİ RIZA USLUER (Yerinden) (Devamla) – Sen de öyle yapardın.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bizde, Sayın Usluer bizim dönemimizde müdürler narenciyeye fiyat biçmezdi, komisyon vardı komisyon yapardı. Teknik komisyon var, bilir kişiler var ve gider onlar yaparlar. Müdür kendisi gidip de bu bahçenin greypfrutu 140 dolardır, filan bahçenin de greypfrutu 180 Dolardır” demez. Müdürü çünkü Ulusal Birlik Partisi atadı, Ulusal Birlik Partisi görüşündedir herhalde, yani yılların bir müdürü olsa gene bir şey söylemeyeceğim de, yeni atanan bir müdürdür, herhalde de yani tarafsız birini de atamış değilsiniz, hiç yapmazsınız böyle bir hata bildiğim kadarıyla, tecrübelerime dayanarak.

Şimdi Sayın Bakan, herhalde bizi dışarıda dinler, geçen yıl sizde geçen yıl 100 TL’ye Cypfruvex’e alım yaptığımı söyleyecek, “siz 100 TL’ye alım yaptınız” diyecek geçen yıl ve bunu cevaplamaya çalışacak. Ancak arada fark vardır. İhracat tamamlandıktan sonra dalda kalan ve sadece konsantre tesislerinde işlenecek olan ürüne bu fiyat verilmişti. Halbuki şimdi sezon başında paketlenecek ürüne siz bu fiyatı veriyorsunuz ve özel sektörü de aşağıya çekiyorsunuz. Buradan özet olarak bugünkü Tarım Bakanlığının üreticinin yanında değil, tüccarın yanında yer aldığını rahatlıkla söyleme şansına sahibiz. Bunun böyle olduğunu hem biraz önce, hem ilerideki vereceğim örneklerde de ne yazık ki görmeye devam edeceğiz. Yine Hükümet Programından okuyorum; “Narenciye sektörünün sorunlarının çözümü ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulabilmesi için ilgili kesimlerin de içerisinde yer alacağı Narenciye Koordinasyon Kurulu oluşturulacaktır.” Bu da Hükümet Programında yazar. Hatta bir mini paket açıkladıydı Sayın Bakan, kibrit kutusu da diye nitelendirdik o paketi. Narenciye için de bir paket açıklanacağını önümüzdeki günlerde aylar önce bize bu Kürsüden cevap vermişti. Onun üzerine bir kaç ay sonra ben yine dillendirdim, gündem yaptım bu konuyu. Ha bugün ha yarın açıklanacak, bir türlü narenciyeyle ilgili ne paket, ne de Koordinasyon Kurulu oluşturulamamaktadır. Günümüze kadar böyle bir Kurulun henüz daha oluşmadığını görmekteyiz. Sayın Bakan’a çeşitli ortamlarda bu konu hatırlatıldığında “biz Bakanlık olarak bu Kurul için üyelerimizi atadık, fakat ilgili kesim olarak gördüğümüz üretici birlikleri temsilcilerini saptayamadıkları için Kurulun çalışmaya başlayamadığından” söz etmektedir. Yani topu üretici birliklerine atmaktadır Sayın Bakan. Üretici birliklerine “siz neden temsilcilerinizi belirlemiyorsunuz?” diye sorduğumuzda da, “temsilcilerimizi yedekleriyle beraber belirledik ve Bakanlığa bildirdik” diyorlar üretici birlikleri. Böyle bir Kurulun oluşması için yasal zeminin de henüz hazırlanmadığını zaten ben biliyorum. İnsanımızı aldatmaya da gerek yok sanıyorum. Geçtiğimiz günlerde Sayın Bakanın bir beyanatını okudum gazetelerde.

2756

Page 28: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Avrupa’da narenciye pazarı bulacağından söz ediyor Sayın Bakan. 1980’li yıllarda Avrupa pazarlarında narenciye ürünümüzün aranan bir ürün olduğunu zaten herkes biliyor. Bilinen nedenlerle uygulamaya giren ABAT Kararlarından sonra, pazara girmek için ödemek zorunda kaldığımız vergiler yüzden bu pazarda rekabet şansını ne yazık ki yitirmiş durumdayız. Türkiye’den gelen tüccarlar bugün malımızı değerlendirmekte, bunlar da genellikle paketlemelerini Türkiye’de yaparak, bir kısmını yine Avrupa pazarlarına göndermektedirler. Ancak ürünümüzün büyük bir kısmı Türkiye iç pazarında değerlendirilmektedir. Bu da Türkiye’nin narenciye üretim bölgelerinde doğal afetlerin olması ve rekoltenin düşmesiyle bizim üreticimizin rekabet etme şansları yaratılmakta, oluşmakta. Türkiye’de rekoltenin normal olduğu yıllarda ise, üreticilerimiz hedeflenen gelire ulaşamamaktadırlar. Ülkemiz açısında sadece narenciye ürünü değil, tüm tarımsal ürünlerde yaşanan pazar sorunu nedeniyle, bugün tarım sektörümüz ne yazık ki istenilen düzeyde değildir, bu bir gerçektir, bu bir realitedir. Bunun aşılmasının da tek koşulu vardır ülkemize uygulanan ambargoların sonlandırılması, bu ise Kıbrıs Sorunun çözümü ile gerçekleşecek bir konudur. Sayın Çavuşoğlu bu konuda daha değişik bir çözüm yolu buldu ise ne mutlu bizlere, ne mutlu hepimize.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Müjdeler olsun.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Böyle bir konu bulduysa ve ürünlerimizin tümünü inşallah hellimi de Avrupa Pazarlarında değerlendiririz.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; geçen yıl tarım sektöründe uygulan tüm kredi faizleri yüzde 5 olarak belirlenmiş ve uygulanmaya konmuştu. Bu yıl tohum ve gübre ve diğer girdiler için kullanılan kredilere yüzde 14 ile 24 arasında faiz uygulanmaktadır ne yazık ki. Bunu eleştirdiğimiz zaman ise geçen yıl gübrenin torba fiyatının 90 TL olduğunu, bu yıl ise bunun yarısının da altında satıldığını, faizlerin normal olduğu vurgulanmaktadır Bakanlık tarafından. Ülkemizde halbuki gübre fiyatlarına devlet müdahale etmemekte ve serbest piyasa koşullarında petrol fiyatlarına bağlı olarak gübre fiyatları oluşmaktadır. Dünyada gübrenin ucuzlamasından pay çıkararak kredi faizlerini yükseltmekle bu hükümetin ne kadar üreticinin yanında olduğu apaçık ortadadır. Bu örnekleri çoğaltmak olasıdır. Başta da söylediğim gibi günü birlik politikalarla tarım yürütülmekte ne yazık ve bu politikalarla da tarım sektörü istenilen noktalara ilerletmek olası değildir sayın milletvekilleri. Tabii ki üreticinin yanında olmak hakikatten yürek ister, cesaret ister ve o duygu içinizde olması gerekir. Bakın ne yaptı bu hükümet? Çıktı paketin içerisinde işte indirimli tohumluk fiyatı dedi. Hakikaten ben de hem bir üretici, hem bir milletvekili, hem bir de daha önce Tarım Bakanlığı yapmış bir kişi olarak güzel dedim ilk duyduğumda. Hakikaten güzel dedim, güzel bir iş yaptılar dedim kendi kendime, bunu da bu Kürsüden söylüyorum. Ama bir baktım içeriğine indirimli tohumluk fiyatın parası olanlar gidip peşin, ucuza alabiliyor. Gün geçtikçe tohumluk pahalanıyor. 10 gün sonra alırsanız veya gelen ay alırsanız daha pahalı oluyor. E, bunun adı indirimli tohumluk fiyatı mı? Bunun adı bindirimli tohumluk fiyatıdır. Parası olan insan gidip alabilmiştir. Parası olmayan, kredili alan? Ha kredili alan daha pahalı almıştır yüzde 14 faizi de cabası olmuştur değerli milletvekilleri. Geçen yıl üretici bütün tohumunu gidip toprak ürünleri kurumundan faizsiz, herkese eşit, adaletli tek fiyat uygulanarak almıştı.

2757

Page 29: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

(Meclis Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Yektaoğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Ahmet Eti’ye devreder.)

Yine üreticinin yanında olacağını vadeden bu hükümet döneminde yine bir ilk oldu arkadaşlar. Bu ülkede ilk defa harup ürünü dediğimiz ürün, harnup ilk defa bu ülkede 1974 yılından bu güne kadar, bir önceki yıla bakıldığında fiyatı bir önceki yılın altında oluşmuştur. Hiçbir yıl harnup ürününün fiyatı bir önceki yıldan daha düşük olmamıştır. Ya bir önceki yılın aynısı olmuştur ya da ondan daha yüksek olmuştur. İlk defa bu yıl harnup ürünü 40 kuruş fiyat bulmuş ve geçen yıl 55 kuruş fiyat bulan harnup ürünü bu yıl 40 kuruşa satılmış. Tabii üreticinin ağzından bir şeyler söylemek istiyorum. Gazetelerden harnup üreticisi batakta, bir üretici yalnız başlıklarını okuyacağım.“Siyah altını bu Hükümet bitiriyor. Memleket Afrika kıtasına dönüşüyor. Çavuşoğlu sesimizi duysun artık. Ürünümü yakacağım” diyor bir üretici. Ürünümü yakacağım diyor bir üretici. O kadar isyan etmiş, ürününü yakacak. Alınmayan ürünün fidanı dağıtılmasın çünkü Sayın Bakan harup fiyatlarını açıklandığı gün bir de iddiada bulundu, dedi ki; “işte önümüzdeki yıl 100 bin tane fidan diktireceğim, harnup fidanı.” Arkadaşlar eğer bir ürüne, bir üründen üretici cebine para koymazsa niye dikecek? Çam ağacı diker, daha güzel. Eğer bir üründen cebine para koymazsa niye o ürünle uğraşacak, o ağacı ekecek, bakacak, besleyecek, budayacak, altını sürecek ve para kazanmayacak ve bir önceki yıl olan değerinin altında kendine fiyat biçeceksiniz. İşte Ulusal Birlik Partisi Hükümetinin üreticinin yanında olacağımız sözün yaratmış olduğu eselerdir bunlar.

BAŞKAN – Önder Bey ben sizi dinlemeye buradan devam ediyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim Ahmet Bey.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizlere Hükümet Programından bir paragraf daha okumak istiyorum. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetindeki kıt kaynaklardan biri olan suyun kontrollü ve verimli kullanımını sağlamak için modern sulama sistemleri desteklenecektir. Deniz suyu arıtımı ve Anavatan Türkiye’den boruyla su getirilmesi projelerine hız verilecektir” Hükümet Programında yazan. Şimdi 2010 Bütçesine bakıyoruz, Modern Sulama Sistemlerinin Geliştirilmesi Projesine ayrılan para yok. Halbuki 2009 yılında bu proje 900 bin TL ayrılmış 2009 Bütçesinde ve yıl sonunda herhalde bu 1 milyon 30 bin olarak da gerçekleşmesi beklenmektedir. Siz bu projeyi, kalemi ortadan yerden kaldırdınız böyle bir para koymadınız projeniz yok. Demek ki henüz daha Damla Sulama Sistemine geçememiş Lefke ve Yedidalgalı üreticiler destek olunamayacağı için salma sulamaya ne yazık ki devam etmek zorunda kalacaklar. Türkiye’den Borularla Su Getirilmesi Projesi’nin 2013 yılında gerçekleşeceği konusunda Türkiye’nin Sayın Başbakanı Erdoğan tarafından bu açıklanmıştı. Ben 2010 Bütçesi kapsamında gelecek olan suyun ne kadarının tarım sektöründe kullanılacağını, bu su ile hangi ürünlerin üretileceği ve bu ürünlerin nerelere pazarlanacağı konusunda çalışmaların yer alacağı ödeneklerin de olmasını bekliyordum aslında. Ancak Hükümet Programında olmasına rağmen, Bakanlığın bu yönde çalışmalara başlamadığını görebilmekteyiz. Zaten birçok konuda olduğu gibi Ulusal Birlik Partisinin Seçim Bildirgesinde veya Hükümet Programında yer alan unsurların tam tersine hareket ettiğini hepimizde bilmekteyiz.

2758

Page 30: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığım döneminde ülkemizdeki büyükbaş hayvanlardan her iki ayda bir önce süt örneklerinden yapılan analiz sonucu pozitif olgu taşıyanlardan kan örnekleri alınarak, Brucella taraması yapılıyordu. Bu hastalığa yakalanan hayvanlar, günün fiyatlarından Genel Tarım Sigortası tarafından satın alınarak imha ediliyordu. Bu sayede bulaşık sürü sayısı minimum düzeye getirilmiş ve kontrol altına alınmıştı. 1996 yılından sonra Birleşmiş Milletler tarafından yapılan yardımlar çerçevesinde 10 yıllık bir program daha önce uygulanıp, 2 bin 600 adet hayvan zorunlu kesime gönderildiği halde, bu hastalığın önünün alınması mümkün olmamıştı.

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) -Kaç dediniz Önder Bey?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – 1996 yılında 10 yıllık bir proje uygulandı.Buna rağmen Sayın İrsen Küçük, sağlığında acil şifalar dilerim. 19 Nisan öncesi en az hiç mübalağa etmiyorum en az ayda 1 defa bu Kürsüyse çıkıp brucellalı hayvanlar hakkında sorular sorabiliyor ve basınımız da haklı olarak, bütün basınımız insan sağlığı nedeni ile bunun peşine düşüyordu 19 Nisan öncesinde. Basınımızı hiç kınamıyorum. Nisan 2009’dan sonra süt ve kan örnekleri analizleri tamamen durmuş durumdadır. Tamamen durmuş sözcüğü abartılmış değildir Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Nisan ayından bu yana sadece bir üreticimizin Hacı Ali İşletmelerinin hem büyük hem küçükbaş hayvanlarında ne yazık ki tarama yapılmıştır. Başka hiçbir üreticimizin hayvanlarında böyle bir tahlil ve analiz ne yazık ki yapılmamıştır. Eskiden olduğu gibi şimdi basınımızın bir araştırma yapmasını talep etmek sanırım ki benim en doğal hakkımdır. Nisan ayından bu yana, en azından daha önce brucellaya bulaşmış olduğu saptanan sürülerde ne kadar hayvan brucellaya yakalanmış ve bu hayvanların sonu ne olmuştur. Ben ve halkımız hakikatten çok merak ediyoruz. Veteriner Dairesinin laboratuarları süt ve kan örneklerini sadece brucella yönü ile incelememektedir. Daha başka çalışmalar da yapıyor.Medi-vista bunlardan birtanesidir. Bu konuda da hiçbir çalışmanın olmadığını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayım. Belki Sayın Bakan, Sayın Nazım Çavuşoğlu çıkar da duyduklarımın doğru değil, bu kadar hayvanda test yapıldı ve pozitif olan bu kadar hayvan zorunlu kesime gönderildi veya imha edildi der ve bunları kamuoyuna açıklar. Bunu hakikatten ben ve halkımız hassasiyetle bekliyoruz. Sayın İrsen Küçük’ün yine sık sık dile getirdiği konulardan biri de Ekinokok hastalığı için yapılan mücadele de tarihi ilaçların kullanıldığı yönündeydi. Mayıs 2009 ayında bakanlığı devrederken, elde mevcut ilaçların son kullanım tarihi Eylül 2009 idi. En yeni ilaç elimizde Eylül 2009 tarihliydi. Bu tarihin üstünden yaklaşık 2 aydan fazla zaman geçti. Bu ilaçların yenileri alınıp kullanılmaya başlandı mı? Bunu da ben ve kamuoyu büyük bir hassasiyetle merak ediyorum. Yoksa eski ilaçların kullanılmasına devam mı ediliyor, yoksa bu konuda hiç mi mücadele yapılmıyor, halkımızın ve değerli basınımızın bilgilendirilmesi gerekliliğine yürekten inanıyorum ve bunu yapmanız gerekir Sayın Bakan. Bana gelen bilgilere göre Ekinokok mücadelesinde şu anda tarihi geçmiş tronsit denen parazit counten ilaçlar kullanılmaktadır.Bu çok ciddi tehlike arz etmekte ve insanımızın sağlığı ile oynanmaktadır.

Sayın Başkan değerli milletvekilleri; 2007’nin Ekim ayında başlatılan üreticilere vergisiz akaryakıt desteği ile tüm üreticilerimizde, tüm üreticilerimize tarım üreticilerine

2759

Page 31: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

narenciyecisi, tahılcısı toplam yaklaşık yılda 13 buçuk milyon menfaat sağlanmıştı. Günümüzde bu sistem ağır ve aksak olarak devam etmektedir. Hatta büyük bir dedi kodu üreticiler arasında; Bakanlık 2010 yılında bu vergisiz akar yakıtı da kaldıracağı yönünde söylemler, konuşmalar, dedi kodular vardır. İnşallah bu, bu yönde cereyan etmez bu söylemler doğrultusunda cereyan etmez. Eğer bu yönde cereyan ederse bu bakanlığın yapmış olduğu ikinci cinayet olacaktır tarımda. Bu sistemin kurulmasıyla, vergisiz akaryakıt desteği sisteminin 2007 yılında Bakanlığım döneminde kurulmasıyla birlikte, ülkemizdeki hayvan varlıklarını doğru bir şekilde öğrenmek için her üreticinin iki ayda bir sürülerinde olan değişiklikleri bildirmeleri zorunlu kılınmıştı. Bu sayede Veteriner Dairemiz tarafından hayvan hareketleri izlenebilmekteydi. Üreticilerimize bu alışkanlık haline getirildi ve beyan vermeye devam ediyorlardı. Ve devam ediyorlar. Ancak Dairemiz bu bilgileri bilgisayara işlemede yeterli olmadığından, hayvan varlığını öğrenmek için eski yöntemler ile köylerde sorgulama yaparak hayvan varlıkları saptanmaya çalışılmaktadır. Bakın değerli milletvekilleri Sayın Başkan, yedi ayda bu Hükümet memlekette yedi defa hayvan saydı. Neredeyse yedi ayda yedi defa hayvan saydınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Atma, atma.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Dört defa mı saydınız? Üç defa. Yedi ayda üç defa, gerçekten yedi ayda, nerede kaldı yani her ay hayvanları sayıyorsunuz. Sanırım bu defa Sayın Bakan da sayım işine katılacak.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Beraber.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Ben size sistem bıraktım. Ben size Sayın Bakan modern AB standartlarında bir sistem yarattım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Sen saydırdıydın bire bir, bire bir saydırdın.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Sayın Bakan ben size Kayıt Yasasını yaptım bıraktım. Bu Meclisten yasallaştırdım. Kayıt Yasası yoktu bu ülkede benim dönemimde hayata geçti. Siz bunu kullanmayı öğrenin. Ona göre eleman alın. Bak hiç size itiraz etmiyorum. Bu konuda gerekli eleman yoksa bilmiyorum dairelerde, bu konuda eleman alın, hiç bu Kürsüden Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak bu yönde alacağınız elemana itirazım yoktur. Alın ve bu bilgisayarı işletin. AB standartlarında bir kayıt sistemini oluşturun artık. Köylere çıkarak hayvan sayıyoruz, güğümlerde süt taşıyoruz, ayıptır arkadaşlar bu çağda.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Sen kayıt sisteminin çalışmadığını iddia edenlerdensin başkaları da iddia ettiği için. Bir bir söyledik.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Neyse Sayın Bakan yani yedi ayda neredeyse yedi defa hayvanları çıktınız saydınız, sanırım bu defa da sen de katılacaksın. Hani hakikaten siz katılırsanız ben de size eşlik edeceğim. Evet.

2760

Page 32: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; buradan çıkan sonuca göre de “elimizde yeterli hayvan yok” diyerek, elde sayarak, et ithaline izin verilmektedir. Gerekçe de ithalatla Güney Kıbrıs’tan legal olmayan yollardan getirilen etlerin önüne geçilecekmiş. Şimdi sormak istiyorum, tekrardan sormak istiyorum, daha önce sordum konuşmamda tekrar soruyorum; Güney Kıbrıs’la canlı hayvan fiyatları ile ülkemizdeki arasında fiyat farkı olmamasına rağmen, neden Güney’de et daha ucuzdur? Bakanlık bunun üzerinde çalışma yapması lazım. Bakanlık bu konu üzerinde enerjisini, eforunu harcaması lazımdır. Toprak Ürünleri Kurumu canlı büyükbaş hayvan alımlarını neden piyasa fiyatlarının altında yapmaya çalışmaktadır? Piyasada canlı hayvan fiyatı biraz önce söyledim, yedi, yedi buçuk. Siz niye altı buçuğa almaya devam edersiniz ve ondan satın almaya çalışırsınız üreticiden? Bu yöntemle hayvan bulamadığı zaman Bakanlık, teslim etmesi gerekli olan etleri de Barış Kuvvetleri Komutanlığımıza, neden özel sektörden almaktadır? Tüm bu soruların cevabını inceleyecek olursak, bu Hükümetin üreticinin yanında olmadığı ve yandaşlarına rant sağlamaya çalıştığını ortaya koymaktadır. Arkadaşlar siz bakın, çok açıktır bu söylediğim. Bakanlık, Toprak Ürünleri Kurumu üreticiden altı buçuğa alır kasaplık hayvanı, tosunu. Bulamadığında, yedi buçuğa alan kasaptan, özel sektörden gidip et alıyor. Sanki özel sektör Toprak Ürünleri Kurumuna zararına et satıyor. Allah Allah. Toprak Ürünleri Kurumu 6 buçuğa alıyor, kasap 7 buçuğa alıyor ama Toprak Ürünleri Kurumu 7 buçuk vermiyor üreticiye. Gidip eti kasaptan alıyor. Kasap size eti zararına mı satıyor Sayın Bakan? Rant sağlıyor. 7 buçuğa aldığı halde rant sağlıyor ama siz birkaç kişiyi yandaşlarınızı zengin ediyorsunuz. Üreticinin yanında olmuyorsunuz, benim hep kavgam sabahtan beri odur. Belki sizi biraz üreticinin yanına getiririm. Bütün kavgam sabahtan beri konuşmam odur.

Öte yandan Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her yıl bu zamanlar özellikle küçükbaş hayvan üreticileri Toprak Ürünleri Kurumundan aldıkları kredili arpa Çiftçileri Esenlendirme Paketi altında yeniden şekillendirilmiş ve üreticilerin bundan yararlanamaz hale getirilmiştir ne yazık ki. 2008 yılındaki kuraklıktan sonra yapılan çalışmalarda üreticilere değil kredili Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümeti, hibe arpa sağlamıştı. Şimdi ise kredili arpa isteyen üreticimiz bankaya başvuracak, kredisi için gerekli teminatlar yerine getirilecek, sonra onaylanacak ve sonra da kredili arpasını alacak. Bu şartlarını yerine getirebilen üretici sayısı geçmiş yıllarda bu sistemden yararlanan üreticilerin çok, çok, çok altındadır. İşte yararlanamıyor üreticiler Sayın Bakan haberin olsun, bana büyük şikâyetler gelmektedir. İşte size üreticinin yanında yer alan bir Ulusal Birlik Partisi Hükümeti. Daha ne kadar örnek vereceğimi bilmiyorum.

Sayın Bakan 2 Temmuz 2009 günü bir basın toplantısı yaparak çiftçiyi veya tarım üreticisini Esenlendirme Paketi açıklamıştı. Neleri kapsıyordu bu paket? Tarımsal kredilerin yeniden yapılandırılması, Tarımsal Mekanizasyon Destek Projesi, balıkçılık konusundaki hibe desteği ile ilgili yeniden yapılandırma, hayvan barınaklarına tarımsal amaçlı su kuyularının ve hayvanlara su temini amaçlı Elektrik Altyapı Temini Projesi için verilecek hibe desteğinin yeniden yapılandırılması. Soğuk Zincir Projesi kapsamında kullandırılacak kredi ve hibe desteği, çiftçi borçlarının yeniden yapılandırılması, çünkü öyle bir fiyatlandırma, fiyat politikası izlediniz ki çiftçi bu yılı borçlu devretti Sayın Bakan.

2761

Page 33: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) – E, sayende.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Doğrudan gelir desteği ödemeleri, tarımsal alet ve ekipmanlarda KDV indirimi ve kimyevi gübrede stopaj indirimi, sulama birlikleri ve üreticilerin sulama kuyularının elektrik borçlarının yeniden yapılandırılması, ilkbahar ürünü patates alım fiyatları ve tahıl fiyatları. Bu paket buydu. Tüm bu unsurlar içerisinde yeni olan tek şey, tek bir şey vardı, tarımsal mekanizasyon. Ki eskiden belirli bazı ürünlerde bu destek de verilmeye başlamıştı. Örnek mi vereyim? Tamburlu sulama sistemini kuran üreticilere destek 2008 yılında benim bakanlığım döneminde oluşmuştu.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yani bu kadar sene içerisinde bir küçük şey.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi bakın. Geleceğim, hepsine açıklama getireceğim ama hepsi yazılıdır unutmayım diye de bir de böyle arada.

Şimdi değerli arkadaşlar; bu ülkenin oturup bunu tartışalım. Benim bugün vaktim çok, konuşacağım da bugün ha.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Biz de bu iş için buradayız.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Tarımı konuşalım bugün. Bu ülkenin hakikaten... Politika da yapmayalım, bırakın bir tarafa. Öncelikli işi veya öncelikli sıkıntısı ülke tarımcısının tırmık mıydı yahu?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Önemli.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Önemli diye sormuyorum. Mutlaka hepsi önemlidir. Önemsiz bir şey yok burda. Bir kere bu ülkenin kaynakları bellidir yahu. Ben yani o konuda hiç kimseyi suçlamıyorum. Bu ülkenin geliri, kaynağı belli. Keşke daha çok olsa. Ama bu kaynağı siz kullanmayı bilmiyorsunuz, onu söylemeye çalışıyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sağolun.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi öncelikli işi ülkede, öncelikli iş tırmık? Siz duydunuz mu Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim traktörüm yoktur diye veya eskidir diye veya tırmığı yoktur diye veya sabanım yoktur diye tarlamı süremedim. Veya bu tırmıksızlıktan eski traktörle tarım yapmaktan dolayı ürünümüzün kalitesinde bir sıkıntı yaşanır. Yok böyle bir şey ülkede. Ha ihtiyaç mı, önemli mi? Önemli ona katılıyorum. Ama öncelik mi, bu ülkenin önceliği üreticilere tırmıkta hibe yapma mı? Bunu bir kere iyice Bakanlık bürokratlarının, sayın bürokratların, değerli bürokratların çoğu buradadır. Bunu hususi onlara söylüyorum onlar da düşünsünler. Şimdi bu ülkede bakın arkadaşlar 2010’a giriyoruz. Yahu sabahtan Karpaz’dan gelirim araba ile daha arabalar gider. Hangi arabalar bilir misiniz, güğüm ile süt taşıyan arabalar gider arkadaşlar. Süt güğümü ile güğümde süt gider. Şimdi hava biraz serin. Düşünün yaz

2762

Page 34: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

aylarını 40 derece, 50 derece güneş altında saat 14.00’de sütü alır güğümle araba ve getirir ne bileyim Sayın Bakanın köyü Topçuköy’den nereye getirir bilirsiniz Erenköy’e hellim yapmaya. İki saat geçer aradan 50 derece güneş altında nor olur arkadaşlar o süt, nor ve Avrupa Birliği diyor ki bu yöntemle yaptığınız mamul AB standartlarında değildir, hijyen değildir ve bizim turist olarak da İngiltere’ye giderken çantanızda bir hellim dahi getiremezsiniz yasaktır. Hijyenik ortamlarda üretilmiyor çünkü. Şimdi ülkenin hali bu. Öncelik tırmıktadır, ben size sorarım elinizi vicdanınıza koyun.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ona da desteğimiz var ona da. İkisine de.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Nereye var desteğiniz Sayın Bakan benim size tavsiyem bütün desteklerinizi önce tarımda çünkü bizim sattığımız ne var dünyaya bir narenciye var, bir de hellim var aslında. Başka bir şeyimiz yoktur ya doğru düzgün. Yeni tarım iki kola ayrılır esas. Ha enginarda satılır Allah vesin çoğalsın. Patates de satılır tamam ama bütün kuru tarımın yaptığı iş nedir bilirsiniz, arpa üretir buğdayı da yasakladınız bu sene üreticiye arpa...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yanlış bulup bulmadığını da söyle.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Sayın Bakan bakın kuru tarım 800 bin dönüm arazi ektiniz bu ülkede bir arpa ekilir, bir de yem bitkisi ekilir. Başka bir şey var mı yahu? Var mı başka bir şey yok başka bir şey, kalmadı yani. Ne nohut kaldı, ne susam kaldı, ne bilmem ne kaldı. Belki tabii şartlardan dolayı da. Şimdi tarım onun için çok önemlidir diyorum size sütü örnek veriyorum. Sattığımız bütün tarımda neticede arpa, hayvanların yem ham maddesi et ve süt olur. Hem iç tüketim, hem yüzde 40-45’i de dış satım Arap ülkelerine ve Türkiye’ye. Şimdi siz bütün eforunuzu, bütün kaynaklarınızı bu yönde harcamanız gerekir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ha yani onlara çok önem veriyoruz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Nereye önem verirsiniz soğuk zincire bakın eğer bu kurak olmayan, inşallah böyle bereketli devam eder bu yıl da yapmanız gerekeni söyleyeyim bütün soğuk sistemi oluşturmanız lazım. Bunun ayıbı yoktur arkadaşlar. Türkiye bugün Türkiye’de 200 başlık bir çiftlik oluşturduğunuzda destekler ne kadardır bilirsiniz Türkiye’de, Anavatanda burada 200 bin TL’ye kadar olan fatura bedelinin yüzde 50’sidir. Yüzde 50’sini hibe veriyor Türkiye bugün, Arap ülkeleri öyle, Avrupa Birliği yüzde 65’ini veriyor. Siz ne veriyorsunuz yüzde 8’i. Ha bana sorma hakkın yoktur sen iki buçuk sene Tarım Bakanlığı yaptın sen niye yüzde 50 yapmadın. Sen dua edecektin arpa dünyada bakın, arpa dünyada 160, Dolar. Yağmurlar böyle inşallah devam eder süt satışında sıkıntı yoktur. Böyle bir şansı yakaladınız ben olsam Tarım Bakanı size samimiyetle söyleyebilirim ki bütün ülke gelen yıl bugüne kadar tek bir kişi sıcak sütle kalmazdı. Ve ondan sonra Avrupa Birliğini zorlamaya başlardım ama siz Avrupa Birliğine de inanmıyorsunuz, güvenmiyorsunuz o çalışmaları da durdurdunuz.

2763

Page 35: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Ben her hafta hiç bilemediniz bürokratların bazıları aynıdır bilirler her 15’de bir Bakanlıktaydım AB biriminin, Avrupa Birliği Biriminin sorumluları, yetkilileri...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bizim haftada iki geliyor.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Allah versin ama bir yol gittiğiniz yok. Bir şey yaptığınız yok.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Siz başlatmadınız ki devamını getirelim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Avrupa Birliğine inanmıyorsunuz zaten. Yani arkadaşlar ondan sonra Avrupa Birliği nezrinde işte benim üretimim sizin standarda geldi AB standardına geldi. Olması gereken de odur. Bunun yanında yalnız soğuk zincir değil, diğer tedbirleri de alarak gerekli yasaları da hazırlayarak ben hellimimi İngiltere’ye göndermek isterim diyeceksiniz. Bu yolda savaşacaksınız, bu yolda mücadele edeceksiniz ve üretmiş olduğumuz hellimi İngiltere’ye sokabilmeyi sağlamamız gerekir hep beraber.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Siz epey dolaştırdınız tırı.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Onu yaptığımız gün ne sübvansiyeye gerek vardır, ne sütte alış fiyatıyla satış fiyatı arasında devlet desteğine gerek vardır. Ne kadar tırmık aldıysanız aldınız, her eve on tane tırmık koyun, bir adım ilerlemez tarım ülkede.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Burada asıl olan mibzer ve eski traktörlerden kurtulmaktır. Bunları küçümsemeyin lütfen. Bunlar da var.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Arkadaşlar; onu yapmayın demiyorum. Yine anlatayım. Bak, demek ki bu kadar konuştum, ağzım kurudu, Sayın Bakan hiçbir şey kapmadı.

ÖMER SOYER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Önceliklerdir sorun.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Hah. Yahu size diyorum onlar da gerekli. Keşke trilyon olsa bu bütçe tarımın, 100 milyarı olmasa ya da 100 milyon TL olmasa da 1 milyar TL olsa da yüzde 65’ini herkese hibe versen. Ondan bir şikâyetim yok. Ama sen öncelikte...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ama sana sormayım. Yani sen, yüzde 8 verirken sana sormayım. Tamam.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Arkadaşlar; biz balya getirdik. Bak Avrupa’da, biz Avrupa’da hayvanlara altlık olarak kullanılan, yedirilmesi için verilmeyen buğday sapını getirip insanlara üçte birini de sübvansiye ederek, paramızı oraya kanalize

2764

Page 36: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ederek hayvanları ölmesin diye insanların biz onu yaptık ve getirdik verdik. Ne yaptık? Arpa dünyada 400 Dolardı, 55 kuruşa mal olurdu, üreticiye 55...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 5 Şubat’ta ihaleye çıkarsan öyle olur.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – 27 kuruşa sattık, sübvansiye ettik tamam mı?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 42 kuruşa da sattım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Yani biz kaynaklarımızı kuraklıktan dolayı yaşanan felakette üreticiyi mağdur etmemek için, sıkıntılarını en asgariye indirmek için mücadele ettik, böyle bir ortam yakalamadık. Bu tabii bir ortamdır, doğal bir ortamdır. Siz işte, sizi ikaz ediyorum, bundan yararlanın. Bütün ülke soğuk zincirin yüzde 50’sini hibe yapın. İnsanların tümü soğuk zincire geçsin yıl sonuna kadar, bunu öneriyorum size. Daha ne istersiniz? Bundan daha yapıcı öneri mi olur?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Önerilerinizi kayda alıyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Ama eminim hiç bu yönde olumlu bir cevap da göstermeyeceksiniz.

Tüm bu esenlendirme paketi için 2010 bütçeye konan rakam proje destekli Tarımsal Kısmi Hibe Projesi adı altında 5 milyon. Faiz Destekli Zirai Kredi Programı Projesi içinde 2 buçuk milyon TL’dir. Bu miktarların ne anlama geldiğini daha iyi kavramak için vergisiz sadece Vergisiz Akaryakıt Sağlanması Projesine üreticiden aktarılan kaynak veya üreticilerin ceplerinden çıkmamasını sağlayan rakam ise yılda 13 buçuk milyon TL’dir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – O başka, o başkadır.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Nasıl? İşte bir proje yaparsanız ülkenin tarımına hizmet edeceksiniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sende kaç paraydı?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Arkadaşlar; kaç kişi traktör alacak bu ülkede?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sende kaç paraydı onu söyle bana. Kaç paraydı?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi üstelik bu rakamlar konurken yıllardır var olan... Bakın, yıllardır var olan Bitki Koruma ve Bitkisel Üretimi Geliştirme Projesi, Modern Sulama Sistemlerinin Geliştirilmesi Projesi, Hayvancılığı ve Organize

2765

Page 37: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Hayvancılık Barınaklarının Geliştirilmesi Projesi de orta yerden kaldırılmıştır. Örnek olsun diye söylüyorum. Allah etme ülkemizde bir çekirge istilası olsa, ki yakın tarihimizde olmuştur. Bunlarla mücadele etmek için bütçemizde kalem bulamayacağız. Bütçe kalemleri tek tek incelendiğinde de her daire için bu saptamaları yapmak çok kolaydır. Konuşmamın başında da belirttiğim gibi ülkemizdeki tarım sektörünün istenilen noktaya gelmesi için atadan görme tarım teknikleri terk edilerek çağdaş bir yapılanmaya gidilmesi kaçınılmazdır değerli arkadaşlarım. Bu, tarımda kara sabanın yerine traktörün girmesiyle yaşanan devrim gibi olmalıdır. Ancak akşamdan sabaha kadar bu değişikliklerin olmasının mümkün olamadığını da biz biliyoruz. 2010 Bütçesinde...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sen akşamdan sabaha yaptığın hiçbir şey olmadı, o yüzden söylen.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Benim yaptığımı yapma aslında. Benim yaptıklarımı inşallah devam etme becerisini gösterin inanın sizi yine tebrik edeceğim. Bak bir şey yapmanı istemiyor zaten yapmayacaksınız benim yaptıklarımın Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümetleri döneminde tarıma kazandırılanların, üreticiye kazandırılanların devam ettirilmesi beni mutlu edecektir yalnız. 2010 Bütçesinde tarımın önünü açacak yeni uygulamalar için bu çalışmanın yapılmadığını da ne yazık ki üzülerek görmekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi okuyacağım metin 29 Temmuz 2009 günü bir çok gazetemizde yer aldı. Kaynak olarak da Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı basın bürosu olarak gösterildi. Yani Bakanlık tarafından yapılan bir açıklama. Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu ve beraberindeki teknik heyet orman zararlarına karşı yürütülen biyolojik mücadele ve yöntemlerini yerinde incelemek üzere Amerika Birleşik Devletlerinde gerçekleştirdikleri teknik geziden dün gece döndü. Valense Biosense Corporation adlı bilimsel kuruluşun daveti üzerine Amerika Birleşik Devletlerine giden Bakan Nazım Çavuşoğlu ve beraberinde Orman Dairesi Müdür ve mühendislerinin yer aldığı teknik heyet orman zararlarına karşı yürütülen biyolojik mücadele ve yöntemleri konusunda çeşitli incelemelerde bulundu. Bakan Çavuşoğlu ve beraberindeki teknik heyet Chicago eyaletinde bulunan Abot Laboratuarlarındaki çalışmalar konusunda detaylı bilgi aldı ve burada bulunan biyolojik ilaç üretim tesislerindeki çalışmaları inceledi. Bakan Nazım Çavuşoğlu ve beraberindeki heyet Pensilvanya’da da koruma ve doğal kaynaklar departmanı üst düzey yetkilileriyle ülkemizde de sürdürülen biyolojik mücadele ve orman sağlığı konusunda görüş alışverişinde bulundu. Ayrıca heyete biyolojik mücadele ile ilgili çeşitli uygulamaların sonuçları havadan mücadele yöntem ve uygulamaları ile biyolojik ilaçların tarım alanlarında uygulanması konusunda detaylı bilgi verildi. Şimdi biliyorsunuz ülkemizdeki ormanlarda çam, kese böceği ile geçmiş yıllarda yerden kimyasal mücadele sürdürülüyordu. Geçen yıl havadan biyolojik mücadeleye geçilmişti hatta hatırlayacaksınız bu mücadele sırasında ülkemizde bir de helikopter düşmüştü. Ancak bu yıl tekrar yerden kimyasal mücadeleye başlandı. Yani Sayın Bakan müdürlerler beraber ta Amerika’ya gittiler biyolojik mücadeleyi görmek için ardından da herhalde yararlarını görememiş olacaklar ki tekrardan yerden kimyasal mücadele çalışmalarına başlandı. Mağusa ve Girne bölge şefliklerinde mevcut olan kimyasalların geçtiğimiz ay içerisinde

2766

Page 38: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

kullanıldığını ve aynı kimyasalların yeniden temin edilmesi için çalışma yapıldığı duyumları bana ulaşmaktadır.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Hükümet Nisan’dan bugüne kadar işte yedi ay geçmiştir. Süt fiyatlarında herhangi bir uygulama, değişik bir uygulama yok. Cumhuriyetçi Türk Partisi döneminde süt fiyatları üreticinin ödendiği süt fiyatı imalatçının aldığı süt fiyatı, imalatçının ihraç ettiği ürüne ödenen navlun desteği ne ise, nasılsa aynı şekilde devam etmektedir. Bir taraftan Bakanlık kaynaklarımızın kıt olduğunu söylemekte diğer taraftan da ha bire savuruyor.Bakın Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümetleri döneminde oluşan bu fiyatlar hem üreticinin süt fiyatı, imalatçının aldığı süt fiyatı, ihracat teşvik primi, navlun desteği o günlerde nasılsa şu anda da aynı. Ama o günlerde Türkiye’de süt fiyatları 35-40 kuruş dolaylarındaydı. Ve buna paralel olarak imalatçıların sektörde pazarlama şanslarını kaybetmesinler diye navlun desteği birkaç sefer de artırılmış ve dengelenmişti 35-40 kuruşa göre, Türkiye’deki süt fiyatına göre ve Arap pazarı için. Yalnız ben kendim kısa bir süre önce, yaklaşık bir ay önce, bir buçuk ay önce İzmir’e özel bir ziyaret yaptım, İzmir’e gittim ve orda sektör temsilcileriyle bazı üretim tesislerini gezme fırsatı buldum. Oradaki süt fiyatı bizzat sektörden aldım fiyatları, birçok yerden aldım. Türkiye’de süt fiyatı en yoğun olduğu yöre İzmir-Tire bölgesi 65 ile 85 kuruş arasında değişmektedir. Şimdi bizdeki süt üretici, imalatçı süt fiyatları Türkiye’de süt fiyatı 35 kuruşa göre belirlenmiştir ve imalatçının aldığı navlun desteği. Eğer Türkiye’de süt fiyatı 65’e, 85’e çıkarsa borsada bütün süt kapışılır arkadaşlar. Emin olun bütün imalatçı sütü kapışır, kavga eder hangisi alacak. E, öyledir de. Kooperatif Merkez Bankasına bağlı Koop-Süt, süt alamaz vaziyettedir. Hatta günler olmuştur Tuncer Arifoğlu aracı konmuş ve süt fabrikasına süt öyle alınmıştır paketleme süt için. Çünkü imalatçı sütü kapışıyor. Büyük rant vardır. Ama bakanlık ne suya, ne sabuna aman elim ıslanmasın, aman elim ıslanmasın ha, hiçbir yere dokunmuyor. Veya üç-beş kişi malı götürüyor. Üç-beş kişi rant götürüyor Sayın Bakan, sabahtan beri söylediğim budur. Burda da aynisidir. Bu söylediklerimin doğru olduğunu eminim bütün bürokrat arkadaşlar da onaylamaktadır. Süt şu anda kapışılmakta, çünkü büyük rant vardır. Ama bir taraftan üreticiye gelince paramız yok dersiniz, faizi yüzde 14 yaparsınız üreticiye, “sıkışıktır durumumuz, ekonomik kriz var.” Faiz yüzde 14 üreticiye gelince ama trilyonlarca da lira haksız kazanç sağlamak için birkaç kişi, çok değil ha. Ha, bu imalatçılara ben karşı olan birisi değilim. Zincirin, üretim zincirinin bir halkasıdır bunlar da. Zincirde tek bir halka zarar vermemelidir. Mutlaka desteklenmelidir ama her an takip etmek zorundasınız. Eğer yedi aydır bu işe bakmazsanız...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kaşarı düşürdüğümüzü bilmez misin?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Kaşarı demiyorum, bu ülkenin esas ürünü hellimdir arkadaşlar, kaşar değildir. Bu ülkenin coğrafyasına en uygun kendi mamulü olan nasıl Kıbrıs patatesinin bir adı vardır, bizim de peynir türümüz hellimdir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – O yüzden düşürmedik hellimi işte.

2767

Page 39: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – O yüzden düşürmediniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – O yüzden.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – O yüzden düşürmediyseniz daha büyük bir ayıp ettiniz Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yaygın tüketimi...

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – O yüzden daha büyük bir ayıp ettiniz, çünkü kıt kaynaklarınız yüzünden üreticinin boğazını sıkıyorsunuz ama dört kişiyi de trilyoner yapıyorsunuz. İş orta yerdedir. Söyleyeyim mi aldıkları, iki ayda aldıkları? Siz dağıttınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ben sana verdim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Siz dağıttınız evet. Kaç trilyon aldıkları orta yerdedir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Söyle. İstersen söyle, açıktır. Bilinsin diye dağıttım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – İlk defa bu Hükümet tarafından Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, temel yem hammaddesi olan arpa biliyorsunuz devlet kontrolü altında bir yem hammaddesidir. Yalnız arpadır öyle. Ve ülkemizde ilk defa üreticimize Toprak Ürünleri Kurumu tarafından kârlı satılmaktadır. 24 kuruşa mal olan arpa işte üreticinin yanında, işte eğer paranız yoksa bunlara tedbir alın. 24 kuruşa mal ettiğiniz arpayı 30 kuruşa satmayın. 24’e satın. Bırakın, sübvansiye de istemiyoruz. Üretici sübvansiye de istemiyor. Mal ettiğinizle satın, kâr etmeyiniz arpadan.

Arkadaşlar, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada hakikaten en çok uğraş vermek isteyen iş tarım işidir. Aynı zamanda insanların beslenmesine de daha önceki konuşmamada da değindim. Gerekli olan gıda maddelerini üretmesi bakımından da en önemli sektörlerden biridir. Bu bakımdan zahmetli ve emeği bol olan tarım mutlaka karşılığını ve bu yolda emek sarf eden üreticiler mutlaka karşılığını alabilmelidirler. Yıllarca hep ülkemizde bir tartışma konusu oldu özellikle Ulusal Birlik Partisi iktidarları döneminde üreticiler emeğinin karşılığını alıp alamama konusu hep bir tartışma konusu oldu. Hep konuşmamada da bunları söylemeye çalıştım. Örnekler verdim geçmiş ile bugün arasında. Ancak bu Bütçeye baktığımda ve yedi aylık Ulusal Birlik Partisi Hükümetinin uygulamalarını da gördükten sonra hakikaten emeğinin karşılığını alıp almama konusunda üreticimizin bu konuda hiçbir şüphem kalmadı esas görevi söylediğim gibi hükümetin tekrar ediyorum, tarımda hedef üreticinin gelir seviyesini artırmak olmalıdır değerli milletvekilleri. Bakınız Cumhuriyetçi Türk Partisi iktidarları döneminde özellikle 2006-2009 yılları arsındaki dönemde üreticilerin cebine daha çok para girmesi konusunda bir politika izlenmiş. Bir kaç tane örnek vereceğim vergisiz akaryakıtın getirilmesi. Süt, yem oranı ilk defa bu ülkede üretici lehine 2.14 kat sayısına

2768

Page 40: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

çıktı. Süt Kumrunun Müdürü gittiğinde içeri incelesin ve bu konuda yanlışsam bir açıklama yapsın ilk defa bu ülkede süt yem oranı 2.14 kat sayısına çıktı üretici lehine. Küçük baş hayvanlara ilk defa hibe arpa verildi. Yemlik arpaya günün şartlarına göre yüzde yüz sübvansiye verildi. Canlı ağırlık hayvan fiyatları üretici lehine ilk defa bu ülkede denge buldu Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümetleri döneminde. Narenciyede verimlilik ve gençleştirme tür değiştikleri için hayata geçirildi. İlk defa narenciyede bir şey yapıldı. Tarım kredi faizleri geçen gün söylediğim gibi yüzde beş düşürüldü. Tohumluklar üreticiye geçen yıl faizsiz kolay yoldan verildi. Büyük baş hayvanlarda brucella, elizdeka projesi büyük bir başarı ile götürülüyordu.

Bakın 2006, 2007, 2008 yıllarında patates üretimine önem vererek, üretimi artırarak hem iç piyasada tüketicimizi mağdur etmeden 3 YTL’ye patates yedirmeden kilosunu, hem de üreticinin üretmiş olduğu desteklediğimiz 15 bin ton patatesin de ihraç edilmesini sağladık. Bu örnekleri bir çok daha daha da sıralama imkanına sahibim. Ayrıca ne yaptık Gıda Yasasını AB standartlarında hazırlayıp Meclise gönderdik. Bu da tüketici insanlarımıza verdiğimiz önemin göstergesiydi.

Bakın değerli arkadaşlar yedi ay geçti Ulusal Birlik Partisi Hükümete geleli. Yasa meydanda yok. Gıda Yasasının derhal Meclise gönderilmesi, görüşülmesi ve yasallaşması gerekmektedir Sayın Başkan, değerli milletvekilleri. Ulusal Birlik Partisi Hükümeti 7 aydır görev başında her geçen gün kanser vakalarında ne yazık ki artışlar yaşanmaktadır ülkemizde. Değerli arkadaşlar insanımızın sağlığı, kanser olmaması sağlıklı gıda tüketimi herhalde Sayıştay Başkanının emeklilik yaşından mutlaka daha önemli ve daha öncelikli olmalıydı. Bu 7 ayda Sayıştay Başkanının emeklilik yaşı ne yazık ki bu Mecliste gelip görüşüldü, tartışıldı ve yasallaştı ama insanımızın yediği içtiği, çoluk çocuğumuzun yediği içtiğini ilgilendiren gıda maddeleriyle ilgili Gıda Yasası bir türlü Meclise gelip görüşülme fırsatı ne yazık ki bu Hükümet tarafından bulunamamıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca tüketilen sebze ve meyvelerde limit üstünde kalıntı analizleri ve özellikle atık su kullanarak sebze üretimi yapılan sebzelerde kolibasili kalıntıları ve bunun için gerekli ve tahliller bakanlıkta istenilen düzeyde yapılmadığı yönünde duyumlar almaktayım. Bu konuda bakanlıkta büyük bir laçkalık yaşandığı söylenmektedir. Hatta bazı müdürler ile bakanlık müsteşarının da küs olduğu duyumlarını aldım. Bu konuda eğer bu doğru ise vay halimize hepimizin. En sona Sayın Çakıcı’nın söylediği bir konu var onu bırakmaya çalışıyorum ve onu da bitireceğim ama ondan önce daha var Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Rahat ol.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Ben rahatım Sayın Bakan, ömrüm boyunca hep rahat oldum zaten, hiç sıkıntıya girmedim.

Şimdi Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hayvancılıkta maliyetlerin düşürülmesi amacıyla yem bitkileri üretimi teşvik edilecektir. Bu Hükümet Programından alınmış bir paragraftır.

2769

Page 41: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Lefkoşa) (Yerinden) - Devam et sende acelemiz yok.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Sağ ol Sayın Başkan. Bu Hükümet Programından alınmış bir paragraftır. Hayvancılıkta maliyetlerin düşürülmesi amacıyla yem bitkileri üretimi, kaliteli yem bitkileri üretimi teşvik edilecektir. Bu Hükümet Programında yazıyor. 19 Nisan Seçimlerinden önce Cumhuriyetçi Türk Partisi ve Özgürlük Reform Partisi Koalisyon Hükümeti bu konuda zaten bir karar aldı ve üreticilere de bunu duyurmuştu. Üreticiler de bu doğrultuda hareket edip ürünlerini yeşil hasat yapanlar ve kaliteli kuru ot, kaba yem üreten üreticilere 10 TL teşvik verilecekti. Bunu duyurduk, hükümet olarak duyurmuştuk. Üreticiler de gitti yazdı, çizdi verdik. Nasıl?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sadece duyurdun, kayıt yapmadın, para almadın. Sadece duyurdun.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – E, bu kadarsa anlayışınız benim başka söyleyecek sözüm yok.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bu kadar yaptınız işte.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi 7 ay geçti, bir diğer kaliteli yem bitkileri üretimi teşvik edeceğiz, bir de önümde bir karar var, Bakanlar Kurulu Kararı bir önceki hükümetin. Bu karar iptal edilmiyor bakanlar, şimdiki yeni bakan. Ödemeyecekseniz, vermeyecekseniz o kararı tadil edersiniz. İptal edersiniz ve çıkarsınız kamuoyuna dersiniz yürekli ben bunu ödemem, ödemeyeceğiz. Söylersiniz üreticiye. Yani Hükümet Programında yazdığımız ile yaptığımız bizim aynı değil dersiniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kayıtlarını bile tutmadınız.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – O, yahu şimdi CTP’liler değil ya Tarım Bakanlığında çalışanlar.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kayıtları bile yoktur.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Yani müdür, müsteşar ben göreve geldiğimde müdürlerin bir çoğunu da değişmedim de zaten biliyorsunuz, yani bizim çalışanlar, çalışanlara hakaret edersiniz böyle söylemekle siz. Evet, bütün Tarım Bakanlığı çalışanlarına siz hakaret edersiniz. Müsteşar değil ki kayıtları tutan. Oradaki ilgili bölge Tarım Dairesi sorumlularıdır. Onlar da Üçlü Kararname ile değişmedi ya. Mehmetçik’teki, Mehmetçik köyündeki Tarım Dairesindeki çalışan oradaki sorumlu CTP’nin atadığı biridir?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kayıtları bile tutmadınız ….

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Veya Akdoğan’daki Tarım Dairesindeki, kayıtları onlar yapar. Üretici oralara müracaat etmiştir. Kayıtları da onlar tutmuştur.

2770

Page 42: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kayıtları bile hiç yapılmadı.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bak ben ziyaret ettim bir çok Tarım Dairesini üretici bütün kayıtlarını da yaptırmıştır. Siz bakanlık olarak hiçbir faaliyette bulunmadınız. O zaman, o zaman bulunmayacaksınız niye yazdınız Hükümet Programınıza? Zaten kazandıydınız, Hükümet Programınıza yazmanız gerek yoktu. Ama Hacı dayının söylediği geldi. Yazınız, kışınız belli değil. Gece başka, gündüz başka, dün başka bugün başka.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Biz siz miyiz. Karıştırıyorsunuz…

FATMA EKENOĞLU (Güzelyurt) (Yerinden) – Değilsiniz, doğrudur Sayın Bakan. Siz değilsiniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Şimdi, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başka bir duyum aldım. İnşallah bu duyumların tümü yalandır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Gene dedikodulara bak…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Dedikodu değil. Veteriner Dairesi Başhekiminin bütün yetkileri elinden alınmış.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kimin?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Veteriner Dairesi Başhekiminin…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet, doğru.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bütün yetkileri elinden alınmış bir durum söz konusu. Bak, demek ki duyduğum dedikoduların bazıları doğrudur. Ha! Demek ki, altı da doğrudur, söyleyeceklerim de doğrudur. Ha. Zaten ben doğru olmayan da kamuoyu bilsin, doğru olmayan da hiçbir konuyu gündeme getirmem. Bakınız;

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Altına geç bakalım da görelim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Sebep rozeti turuncu olan bir hindi üreticisinin, hindileri istenilen fiyata pazarlanabilsin diye bakanlık hindi ithalatını yasaklamış yılbaşı öncesi…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Tarım Bakanlığı yapmış bir adam böyle konuşuyorsa pardon yani.

2771

Page 43: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ve bundan haberi olmayan başhekim buna ön izin vermiş esas izini de Bakanlık Müdürü verir ha. Ön izin vermiş Başhekim bana gelen bilgi budur Sayın Bakan. Çıkarsınız görevi neden bakın; neden Başhekimin yasa ile Kamu Hizmetleri Komisyonu tarafından kendine verilmiş olan görevlerini yasa ile verilir bu görevler. Niye aldınız onu açıklarsınız kamuyla siz. Bana gelen duyum…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Cevabınızı vereceğim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bu Başhekimin görevlerini bakanlık hepsine el koymuş. Yasal mı değil mi onu bilmiyorum. Sebebi de …geldi bana. Ben de buradan aktarıyorum. Bak görevine el koyduğunuz doğruymuş.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yerli üretim politikası gerekiyor.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Görevine el koyduğunuz doğruymuş.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet,…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Demek ki, ateş olmayan yerden de duman çıkmıyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet, benim gibi, söylediğim gibi turuncu duman çıkmaz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bak, narenciyecilerde 24 gündür ateş çıkar ha, duman çıkar.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet, turuncu duman çıkmaz içinde. Doğru duman çıksın. Doğrusunu söyle.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Böyle devlet yönetimi yönetilmez arkadaşlar.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet, yönetilmez. Böyle davranılmaz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bakanlık ve bağlı dairelerde özete bakılarak sürgün ve ödüllendirmeler yapılmaktadır Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Nasıl?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bunlar da mı yalan? Buna bağlı olarak Devlet Üretme Çiftliğinde kadrolanan veterinerler ödüllendirilerek Lefkoşa’ya gönderilmiş ve şu anda Devlet Üretme Çiftliklerinde gerekli veteriner yoktur, görevli veteriner yoktur. Acil durumlarda Lefkoşa merkezden veteriner görevlendirilerek

2772

Page 44: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gönderiliyor. Herhalde bu yöntemle Devlet Üretme Çiftliğinde korkunç hayvan ıslahı ve verimlilik çalışmaları ve veterinerlik çalışmalarını hayata geçireceksiniz Sayın Bakan. Bu anlayışla büyük bir başarı sağlayacaksınız herhalde.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Böyle yani siyasete yeni başlamışlar gibi konuşuyorsunuz sadece.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Cumhuriyetçi Türk Partisi Hükümetleri döneminde Cumhurbaşkanlığı direktifleri doğrultusunda Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Başkanlığında bir Sağlık Komitesi oluşturuldu. Ben de Tarım Bakanı görevindeydim. Bu Komite iki ayaklıydı. Bir tanesi Tıp doktorları, ikincisi ise veteriner hekimlerden oluşmaktaydı. Amaç Güney Kıbrıs’taki eş komite ile ortak, rutin toplantılar yapıp bulaşıcı hastalık durumunda ortak mücadeleyi amaçlayan bir çalışma yöntemi vardı.Şu anda bu Komite çalışmalarının askıya alındığı bize ulaşan duyumlar arasında ve bu komitenin lav edildiği söylenmektedir. Eğer bunlar doğru ise Ulusal Birlik Partisi Hükümetinin çözüme olan tutkusundan kaynaklansa gerek diye düşünüyorum.

Evet Sayın Bakan özet olarak söyleyeceğim bu Bütçe hakkında budur. Bir de başka konuya değineceğim tabii. Eğer siz hiç bir yapısal sorunu çözmeden, ülke süt verim ortalaması 40 kilo olan Hollanda hayvancısı ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hayvan üreticisini karşı karşıya getirirseniz ve Hollanda’dan et ithal ederseniz biliniz tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yani sizin üreticiniz bu zihniyetle yenilgiye uğrayacaktır. Eğer siz bu zihniyetle hiçbir yapısal sorunu çözmeden, Hollanda üreticisiyle kendi üreticinizi karşı karşıya rekabet etmeye koyarsanız bu maçı Hollanda üreticisi kazanır Sayın Bakan, bizim üreticimiz bu maçı kaybeder sayenizde. Bu da kulağınıza küpe olsun diye söylüyorum.

(Meclis Başkanı Sayın Hasan Bozer Başkanlık Kürsüsünü Sayın Ahmet Eti’den devralır.)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son bir konuya değinmek istiyorum.

TEBERRÜKEN ULUÇAY (Gazimağusa) (Yerinden) – Hollanda’yla ilgili verdiğiniz rakam kaçtı?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Efendim?

TEBERRÜKEN ULUÇAY (Yerinden) (Devamla) – Hollanda’yla ilgili verdiğiniz rakam kaçtı?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Şimdi dünyada en çok süt ve en yüksek süt verimi Avrupa Birliği ülkelerinde Hollanda’dadır. 40 kilodur inek başına. 350 günde 12 tonlar civarındadır laktasyon süresindeki verimliliği.

2773

Page 45: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Şimdi bir süre önce, tabii tarımda daha konuşulacak çok çok şey vardır aslında ama diğer arkadaşlara da sıra kalsın, iki tane de bütçe var. Son bir konuya değinmek isterim.

Şimdi bu kadar sıkıntı içerisinde olan tarım sektörü bir baktım gazeteye her birine 2 buçuk trilyon diye Afrika Gazetesi bir manşet attı. Burada. Bir okudum, burada da okumak istiyorum. Yıllık yaklaşık 60 trilyon TL olan doğrudan teşvik priminin aslan payını binlerce hayvan üreticisi arasında yalnız 9 kişi alıyor. 9 kişinin her birine 2,5 trilyon verilirken 30 kişinin her birine de 1 buçuk trilyon ödendiği belirtiliyor. TDP Lideri Mehmet Çakıcı Mecliste yaptığı konuşmada eski hükümet dönemlerinden beri, yani onun için zaten söz aldım bu konuya değiniyorum. Eski hükümet dönemlerinden beri sürdürülen bu uygulamada...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – İnkar edecen yani o yüzden okun?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Nasıl?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yani sizin kurduğunuz sistem değil, onu mu inkar edecen.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Eski hükümet dönemlerinden beri sürdürülen bu uygulamada partizanlıkla akraba ilişkilerinin öne çıktığını, partileri ise bu durumdan nemalandıklarını söyledi ve devam etti. Aslan payını 9 kişinin kim olduğunun açıklanması için Pazartesi günü Meclis bir soru önergesi sunacağını belirten Çakıcı, hükümete gelmiş ve partilere bu şirketlerden kaç para aldıklarını da sordu. Yani biz sanki hükümetteydik parti olarak bu şirketlerden para aldık. Gelmiş geçmiş Tarım Bakanlarının neden hep İskele’den seçildiğini şimdi anladığını da söyleyen Çakıcı, ha buna Allah için samimi söylerim size buna kıl kadar mana veremedim ha, zırnık kadar mana veremedim, ya da ben çıkaramadım bilmiyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – İskele’de hayvancın kalmadı.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Anladığını söyleyen Çakıcı narenciyecilere para yok diyen hükümetin 9 kişinin her birine bakın arkadaşlar 9 kişinin her birine 2 buçuk trilyon vermesini sert bir dille eleştirdi. Sayın Çakıcı bakın üzülerek konuşacağım ne söylersem. Her siyasi partinin genel başkanı benim gözümde bu ülkeyi yönetmeye talip olan bir kişidir. Odur hedefimiz değil mi?

MEHMET ÇAKICI (Yerinden) (Devamla) – Tabii.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Yani her siyasi partinin genel başkanı seçimde kazanmak ister ve bu ülkeyi yönetmek ister. Hal böyleyken, ben sizi bu konuda dinledikten sonra ve gazetede de bunları gördükten sonra bir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanı olarak hakikaten üzüldüm. Üzüldüm. Çünkü bunu söyleyen bir insan nasıl bu ülkeyi yönetebilir? Nasıl yönetebilir? Şimdi ha! Bilmezdim yanlış söyledim.

2774

Page 46: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Bakın ben 1998’de bu parlamentoya girdim.Üçüncü dönem milletvekiliyim bu Parlamentodayım. Bilmediğim konuda hiç ağzımı açmadım hep öğrenmeye çalıştım. Siz naçizane tavsiyem bilmeden söyleme. Çünkü çok büyük yaralar açtınız. Nerede açtınız? Toplum da açtınız. Bazı bu tarım sektörü üzerinde değişik niyetleri olan çevrelere siz olmadık şeylerle koz verdiniz. Konuşma kozu işte. Sayın Çakıcı söyledi Mecliste işte gazetede yazıyor. Her biri alır 2.5 trilyon. Yok canım öyle bir şey. Ülkede öyle bir şey yok. Bunu bir kere bütün üreticiye de haksızlık ettiniz aslında. Hatta benim de bir üretici olduğumu ve bazı televizyon ekranlarında benim adımın da geçtiğini de işte, ben de 2.5 Önder Sennaroğlu da 2.5 trilyon destek aldığı yönünde konuşmalar oldu. Hatta yine sizin TDP’nin Tarım Komitesi sorumlusu Sami Bey o adamın günahına girmeyelim, onu bilmiyoruz diye de cevap vermiş bir televizyon ekranında. Yani işi bu noktalara kadar getirdiniz. Şimdi tabii konuyu bilmek lazım. Hakikaten bir üretici varsa ve Devletten 2.5 trilyon o kadar bol parası varsa ….verenleri asmak lazım. Evet verenleri asmak lazım. Yok öyle bir şey. Şimdi basit anlaşılsın diye kamuoyunun daha rahat anlaması için basit örnek vereceğim. Bakın; bizim dönemimizde söyledim ya süt fiyatlarına Ulusal Birlik Partisi dokunmaya korkuyor eli yanmasın diye. Şimdi 92 kuruştur sütün üreticiden alış fiyatı, bu bizde böyledir şu anda böyle devam ediyor. 92 kuruş. İmalatçıya satış fiyatı 72 kuruştur soğuk inek sütünün. 20 kuruşunu Devlet sübvansiye ediyor. Duralım burada bir dakika. Bu üreticiyi sübvansiye mi, tüketiciyi sübvansiye mi? Evvela bunun adını koyalım arkadaşlar, çok önemlidir. Süt 92 kuruşa üreticiye ödenir, 72 kuruş da imalatçı alır. 20 kuruşu Devlet öder. Bu üreticiye mi teşviktir, tüketiciye teşvik midir? Buna karar vermemiz lazım, toplum olarak karar vermemiz lazım. Bakın; Güney Kıbrıs’ta böyle bir olay yoktur. Güney Kıbrıs’ta hellim 24 milyon bizde 12 milyon. Hellimi kim tüketir? Tüketici tüketir. Yani bir yerde süte yapılan sübvansiye üreticinin cebine girmiyor, tüketiciye giriyor. Tüketici faydalanıyor, hem halkımız faydalanıyor. E, siz bunu üretici alır ve olmadık rakamlar aritmetik yani yok, aritmetik yok. Aritmetik bir kere yok ve aritmetiğin olmadığından yana bir de konu doğru değildir. Süte yapılan teşvik bana göre ve toplumun büyük kesimine göre tüketiciye yansıyan bir teşviktir. İsterseniz en yakın komşumuz Güney Kıbrıs’ta bir rekabet yapalım. Yazın, meraklı olan yazsın. Güney Kıbrıs’ta ineklerin süt verimi 30 kilo, benim üreticimin 15 kilo. Sebebini bütün konuşmamın içinde söylemeye çalıştım. Güney Kıbrıs’ta üreticinin ödendiği süt fiyatı 55 sent çarp 2.2 Euro’ynan 1. 2 TL. Litresi üretici sütüne 1.2 TL ödenir. İmalatçı 1.2 TL artı nakliye masrafları alır. Hellim Güney Kıbrıs’ta 24, bizde 12. bu üreticiye yapılan bir teşvik mi Sayın Çakıcı? Üreticinin her biri cebine 2.5 trilyon, 1.5 trilyon para mı koydu? Var mı öyle bir üretici? Üretici diyorum imalatçıları karıştırmayınız. İmalatçıların aldıkları ihracat teşvik primi başka bir şeydir. Benim üreticim şu anda bakın; çıkın köylere ben zaten köyde yaşıyorum. Her gün de üreticilerle beraberim. Arkadaşlar ülkede borçlu olmayan üretici şu anda bankalara yoktur. Bir elin parmakları kadar ancak bulursunuz.Birkaç tane büyüğü bırakın ismini verdim biraz önce. Hacı Ali İşletmeleriyle, Levent Şirketler Grubunu bir tarafa bırakın. Onları, onlar ha, onlar tarım, hayvancılık yapmalı mılar, yapmamalı mıdırlar o ayrı bir tartışma konusudur. Ona da geleceğim ama benim diğer üreticim hakikaten en büyüğünden en küçüğüne kadar borcun içinde gömülüdür. Neden gömülüdür? Güney Kıbrıs’ta süt üreten bir işletme ineğinden 30 kilo süt alır, süt parası 1.2. Yem daha ucuz ama bizim ülkemizde 15 kilo süt alır, süt 92 kuruş. Onu da Sayın Çakıcı çok görür, yem de daha pahalı. Sayın Nazım Çavuşoğlu arpayı 24’e alır, üreticiye 30’a satar. İşte halimiz budur. Üretici hakikaten destek ister, süt fiyatlarının

2775

Page 47: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yeniden düzenlenmesi gerekmektedir günün şartlarına göre. Yağmur yağar üretici üzgün. E, üzgün tabii. Üzgün, çünkü 2009 yılına ait borçlarını Sayın Bakan yüzde 75’ini devretti bir sene faizsiz, iyi yaptı. Çünkü uygulamış olduğunuz politikalarla üretici borcunu ödeyemedi.

Şimdi Sayın Çakıcı bu ülkede nereye kadar süt üretmeliyiz? Yani 80 dönüm narenciyeden sonra teşvik almamalı ve almaz. Öyle dedi almaz aslında veya kota mı konsun veya bizim ürettiğimiz süt, üretimimizin yüzde 50’si, 55’i iç tüketime gitmektedir, yüzde 40’ı da ihraç edilmektedir. Biz iç tüketim kadar mı üretsin bu ülke? O mu fikir? Kota koyalım iç tüketim kadar üretim olsun. Biliyor musunuz siz çözümden yana bir kişisiniz öyle biliyorum. Yarın sabah bu ülkede bir çözüm olsa, ki inşallah en yakın zamanda bir çözüm olur Avrupa Birliğine girdiğiniz sırada ülkenin süt üretimi miktarı 220 bin kiloysa ertesi günü 220 bin artı 1 kilo olmaz. O KKTC’nin veya Kıbrıs Kurucu Devletinin kotası olur Avrupa Birliğinde başka üretemezsiniz. Şimdi hal böyleyken böyle bir durum söz konusuyken iç üretim kadar, tüketim kadar üretim yaptığınız anda o kadar indirdiğiniz anda demek ki bir çözümden sonra bu ülkeye Hollanda’dan süt ve hellim gelece veya Rum tarafından hellim gelecek bize demektir. Çünkü hem nüfus artacak, hem turizm gelişecek, hem ihtiyaçlar çoğalacak, hem de AB standartlarında bir üretim yapacağımız için İngiltere’ye de, İngiltere’deki soydaşlarımıza kardeşlerimize de, çünkü onların da damak tadına en uygun olan ürün hellimdir ve kendi kooperatifin hellimini sevmektedir, Özlem’in hellimini, Reha’nın hellimini sevmektedir. Orfanides’in ne bileyim oradaki hellimi de pek beğenmemektedir. Damak tadı buna uygundur. Biz o fırsatı da elimizden kaçıracağız, yani siz iç tüketim kadar üretime yönlendirirseniz ülkeyi geleceği hiç düşünmezsiniz demektir, yarını hiç düşünmezsiniz demektir. Çünkü isteseniz de bir gecede siz süt üretiminizi 100 tondan 200 ton çıkarma imkanınız yok. Belli yılları, zamanı gerekli. Ha, şimdi bu iki büyük kuruluş desteklenmeli mi, desteklenmemeli mi? Bana göre bu iki büyük kuruluşa madalya dahi verilmelidir. Bak bu iki büyük kuruluşun siyasi görüşleri CTP’li değillerdir ha, kamuoyu zaten biliyor. CTP’nin de karşısındadırlar. Benim kişisel görüşümdür. Bu iki büyük kuruluşa devlet madalya vermelidir. Kendi imkan ve kaynaklarıyla, kendi paralarıyla embriyo transferi yapmışlardır, hep üretimlerinde suni tohumlama yapmışlardır kendi imkanlarıyla yapmışlardır ve bugün süt ortalamaları iki büyük işletmenin de bilebildiğim kadarıyla 30 kilonun üzerindedir ve bu iki büyük işletme başlamıştır diğer üreticilere de damızlık erkek damızlık satmaya embriyo yönünde. Bu da ülkemiz için iyi bir durumdur. Bu bakımdan ha, hiçbir tedbir almadı geçmiş hükümet birkaç konuşmanızda söylediniz Çakıcı ve büyüklere de istediğiniz desteği veriyorsunuz. Yok öyle bir şey. Bakın bu ülkede sıfır ile 2 bin litre arasında süt üreten bir üretici 92 kuruş litresini ödenmektedir. Bakın 2 bin litre ile 4 bin litre arasında süt üreten bir işletme o miktarlarına 80 kuruş ödenmektedir. 4 bin litrenin üzerinde süt üreten işletme de o miktarına imalatçıya satış fiyatı olan 72 kuruştan ödenmektedir. Yani büyükleri çok destekledi CTP Hükümeti diye eleştiri yapmanıza bir anlam veremedim. Dokuz kişiye 2.5 trilyon her birine bu Devlet destek verdi. Biri de Önder Sennaroğlu olabilir denmesini hakikaten üzülerek karşıladım. Mutlaka aritmetik eksikliği var diye yorum yaptım. Bu konuda inşallah iyi bir araştırma yapar ve ona cevap verirsiniz diye düşünüyorum. Amacım sizi biraz bu konuda gerçeklerle buluşturmaktı. Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

2776

Page 48: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

BAŞKAN – Teşekkürler Sennaroğlu. Evet, buyun Sayın Çakıcı.

MEHMET ÇAKICI (Lefkoşa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmamız birbirimizden ayrılığımız çok uzak olmadı. Gazetelerden de konuşmuyor olacağız bugün. Yüz yüze birbirimize bakarak konuşacağız ve birbirimizi de ona göre anlayacağız ama nerede Tarım Bakanı? Arkadaşlar UBP’li milletvekilleri yedek mi bıraktılar Sayın Türkay Bey sizi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI TÜRKAY TOKEL (Yerinden) – Yok. Yok, beş dakikacık sigara…

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tuvalete falan gitti acaba? Sigara içiyor, yasak kapalı alanda içmesin. Yasaktır biliyorsunuz kapalı alanda içmesinler dikkat etsinler onlara.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – Tamam. Dinliyor, dinliyor.

BAŞKAN – İhtiyaç da olabilir….

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - İhtiyaç. Sigara bağımlılığının ihtiyacı olmaz.

BAŞKAN – E, sigara ihtiyacı değil ya başka ihtiyaçlar da olabilir.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ha, evet o bekleyelim o zaman Tarım Bakanı da gelsin. Yoksa Sayın Amcaoğlu cevap verecek bize.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – Yok, yok tamam.

BAŞKAN – Yok devam edin…

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – Siz devam edin. Devam edin. Ne de olmasa tarımdan bahsetmecen.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ha, o zaman evet tarımdan bahsedeceğim. Hayır efendim buraya geldim tarımdan bahsetmemeye gelmedim. Uzun konuşmayacağım. Doğrudur Sayın Sennaroğlu’nun söylediği. Ben Tarım Bakanlığı yapmadım, tarım alanında da çalışmıyorum. Bu bakımdan tarımcılıkla ilgili bir iddiam yoktur. Ama ülkeyi yönetmekle ilgili bir iddiam vardır. Onu buradan söyleyeyim. Ama tarımla ilgili bir iddiam yok. Tarım Bakanı olmak hayalim olmadı, onu buradan söyleyeyim. Ben de benim partim de yönetime geldiğinde en uzmanını koymaya çalışacağım eğer…

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Evet, Başbakan…

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – Hadi, senin koltukta, TDP’nin senin koltukta gözü var…

2777

Page 49: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani politikaya giren bu gidişinen şart değildir olması. Ben ülkeye Başbakan olarak hizmet etmeyebilirim ama sanıyorum iyi de hizmet ettiğimi düşünüyorum şu anda. Çünkü başka türlü laftan anlamayacaksınız. Ben olmazsam buralarda vereyim partiyi laftan anlamayacaksınız.O yüzden buralarda bulunmamızda fayda görürüm. Fayda görürüm. O yüzden yani alanı boş, Meclis bir iki yıl turistik faaliyet götürdünüz. Arka tarafta düdük çalındı bilmem ne oldu Meclis dışında ne muhalefet ettiniz, ne bir şey yaptınız CTP’ye. CTP – ÖRP Hükümeti buradayken Meclisin içinde bile yoktunuz siz. Kendi içinizde kavgadan yalnızca topluma söylediniz bir hayaldi. Geldiniz yok şeyin içinde çantanın içinde sihirli formül var dedi Sayın…

ÖNDER SENNAROĞLU (İskele) (Yerinden) – Ustalık muhalefet olmadan güzel iş yapmaktır Sayın Çakıcı.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sayın Bakanı doğrularım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Hangi Bakanı? Hangi yani Sayın Sennaroğlu’nu…Yok, hayır kesinlikle. Tarım konuşacağız. Ama şu anlamda konuşacağız. Yani sizin anladığınız anlamda konuşmayacağız. Zaten bu bakış açısını konuşacağız.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Biz nasıl anlarız? Hangi anlamda anlarız?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - E, siz detayda boğuluyorsunuz be Sayın Amcaoğlu. Ben görürüm burada e, işte yani Sennaroğlu bir takım duyumlar alır onu suçlar. Yarın ertesi gün öbürü gelecek başa o da onu suçlayacak. Tarıma narenciyeyi sen böyle yaptıydın öbürü böyle yaptıydı. Yani sonuçta narenciye Güzelyurt’ta kötü mü şu anda Sayın Bakanım? Yani geçmiş yıllar göre.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – Yok. Değil.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Daha iyi.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Geçen yıla oranla daha iyidir.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Geçmişi, hayır geçen yıla göre deme. Yani yıllara bağlı olarak durumu iyi değil narenciyenin.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) – İyidir, iyidir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Arzu edilen yerde hiçbir zaman olmadı.

2778

Page 50: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Arzu edilen yerde değil...

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI TÜRKAY TOKEL (Yerinden) - O ayrı.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Arzu edilen yerde değil, arazilerinizin miktarında ciddi düşüşler oldu falan filan...

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Tuzlanma vardı o tuzlanma vardı, teşvikleri ekemediniz.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani kötü yönettiniz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Çevre duysun diye söyleyeceksin.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani kötü yönettiniz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yahu kötü yönetmeseydi beş altı dönümden otuz beş dönüme...

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Kötü yönettiniz. Şimdi demek ki sizin baktığım zaman, tarım politikalarınız tamam değildi. Böyle bir gerçeği vardı. Siz kötü yönettiniz. Kötü yönettiğiniz için zaten bu haldeyiz.

BAŞKAN – Dinleyelim lütfen.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Ben aslında baktığım zaman da notlarımda da şöyle baş şeyi birkaç, tarımı konuşacağız hele son konuyu birbirimizi daha iyi anlamak için. Aslında bazen endişe ediyorum, yani suçlamak da istemem kişisel olarak. benim ağzımdan da bilesiniz Sennaroğlu ismi herhangi bir televizyon programında çıkmadı. Ben isime, kesinlikle isimlere karşıyım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sizin geçmedi Sayın Çakıcı, ama yani tutanaklarda geçti.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Hatta dokuz isim dediğim halde bile dokuz kişiye verildi dediğim halde bile o isimleri de saymadım gittiğim hiçbir yerde.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Dokuz kişinin her birine de olamaz Sayın Çakıcı. Bunu düzeltmeniz lazım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Şimdi izin verin bir açıklayayım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bunu düzeltmeniz gerekir. Yani ülke tarım açısından düzeltmeniz gerekir.

2779

Page 51: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Şimdi düzeltecek bir durumum yoktur, tam tersine suçlamaya geldim zaten. Yani suçlamaya geldim, ben bir şey düzeltecek değilim şimdi. Ben, sizi suçlamaya geldim. Bekleyin bakalım daha, acele etmeyin. Acele etmeyin önce bir dinleyin nedir maksadı anlatmaya çalıştığı.

BAŞKAN – Tabii. Dinleyelim lütfen.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Dinlerseniz anlayacaksınız. Dinlemeden nasıl anlayacaksınız?

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Söylersen dinleyeceğiz.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Çok hızlı söylersen bu doğrudur.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yavaşçık yavaşçık söyleyeceğim acele etme. Bazı güncel konulara değinerek tarımı en sona bırakıp o bakımdan ayırmak istemem uzun da konuşmayacağım gerçekten. Bugün biz hemen hemen her oturumda konuşuyoruz çok çeşitli konularda.

Değerli arkadaşlar; dün Cumhurbaşkanlığı özellikle dün siyasi partiler Ledra Palasta’ki olan oturumda Rum partilerle olan oturumda üç parti çekildi. Bu Cumhuriyetçi Türk Partisi, Demokrat Parti ve Toplumcu Demokrasi Partisiydi. Bir kez daha çok bir uyarı niteliğindeydi bu, bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu uyarının da niteliği şu anlamdaydı. Slovak Elçiliği iki siyasal parti tarafın, siyasal parti gruplarının yaklaşık yirmi yıla yakındır uzunca bir zamandır, yirmi yıldan fazladır da uzunca bir dönemdir Ara Bölgede toplantı yapar ve Türk ve Rum partiler, siyasal partiler birbirlerinin fikirlerini konuşurlar, birbirlerine fikir teatisinde bulunurlar ve yani bir şey de üretilmez orda.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sayın Çakıcı, Ledra Palas’ın neresinde?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ama şu anlamda söylüyorum, bizim partimiz şu değerlendirmeyi biz tabii şu anlamda yaptık. Cumhurbaşkanlığı toplantısına elçiler davet edilmiştir Sayın Talat tarafından.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bir defaya mahsustu o.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Bir defaya mahsus bir protestodur bu, devam edeceğiz tabi ki oradaki görüşmelere. Ama bir defaya mahsus olmak üzere protesto eyleminde bulunduk. Bunun da sebebi, Cumhurbaşkanı yemeğe çağırıyor bütün elçileri ve bazı elçiler bu toplantıya Rum tarafından aldıkları telkinle bazı elçiler bu toplantıya katılıyor, bazıları da katılmıyor. Örneğin, İtalyan Elçisi, Hollanda Elçisi katılıyor ama Slovak Elçisi ve bir başka diğer elçilikler Rum tarafının tepkisinden korkarak katılmıyorlar. Biz de nasıl aramızda arabuluculuk görevi yapan Slovak Elçiliğine

2780

Page 52: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

baktığım zaman, bana göre Slovakya’nın ikinci hatasıydı bu. Birinci hatası Slovakya’nın bu Ara Bölgelere toplantılar yapan, bizi Slovakya’ya barış için davet eden, bizlerle görüşen ve konuşan Slovakya, Mali Yardım Tüzüğüne ve verilmesi konusunda bize ret vermiş bir devlettir bildiğim kadarı ile.

Dolayısıyla o dönem tepki koymadık. Ama bakıyorum bu ikinci oluyor. Sayın Cumhurbaşkanı, makamdır önemli olan Sayın Talat’a değildir, kişisel bir destek değildir yanlış anlaşılmasın. Biz, Sayın Talat’ı bir sürü konuda da eleştiriyoruz. Ama Kıbrıs Türk liderliğinin bir yemek davetini bilgilendirmek için korkan ve katılmayan bir elçiliğe da Toplumcu Demokrasi Partisinin bir şeyi vardır. Ve biz,...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Hareketi doğru buluyoruz.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ve biz dün diğer partilere de bunu yapmamız gerektiğini de söyledik. Yani fikir babası da olması gerekirse da bundan kaçmak durumunda da değiliz. Biz gerektiğinde beraber sert tepki koymaya da arkadaşlarımızla bu anlamda hazırız.Dolayısıyla makamadır Kıbrıs Türk Liderinin bir yemek davetine bilgilendirmek için korkup gelen kim varsa bilgi verilecek bir lider var ortada doğru, yanlış, eksik, fazla ama Kıbrıs Türk Liderliğini temsil eden bir nokta vardır. O anlamda da biz gerektiğinde beraberce o protestolarımızı da birlikte yaparız, bundan da kaçınmayın, tepkimiz de bu anlamdadır, bunun anlaşılması lazım. Bazı partiler gereksiz buldu, yersiz buldu, onlara göre gereksiz, yersiz olabilir bize göre gerekliydi. Çünkü Slovakya mali yardım tüzüğünü de bu Avrupa Birliğinin mali yardım tüzüğünü ki TDP geçmiş dönemde de o mali yardım tüzüğünü UBP reddederken, DP reddederken, CTP de hükümet döneminde doğrudan direkt ticaret tüzüğüne bağlarken biz hiç direkt ticaret tüzüğüne de bağlanayım, mali yardım tüzüğünü kabul eden deyen bir partiyiz. Ve Slovakya barıştan yanaysa eğer mali yardım tüzüğüne de evet vermesi gerekirdi. Dünkü görüşmelerimizde de en azından Kıbrıs Türk Liderinin ne anlatacağını makama saygı anlamında, sonuçta orası her zaman bir her yerde Türk tarafında da, Rum tarafında da yemek yiyoruz, konuşuyoruz, ediyoruz, Rum tarafında da görüşüyoruz, Türk tarafında da görüşüyoruz.Buradaki liderler birbirlerinin yemek davetlerine gidiyorlar. Dolayısıyla biz anlayamadık bir Kıbrıs Türk Liderinin yemek davetinin niye bu kadar tepki ile korkarak karşılanıp gelinmeyeceğini asıl biz anlayamadık. Dolayısıyla diğer partilerimiz de konunun ne olduğunu anlamamış olabilirler. Biz de Mecliste konuştuğumuz için Cumhurbaşkanı... da konuyu bildiğimiz için diğer Türk partilerin bazıları bilmemiş olabilir konuyu ve gerekli tepkiyi onlar da koyamamış olurlar. Ama tekrar söylüyorum. Kişi değildir önemli olan. Biz kişiye değil sonuçta burada Kıbrıs Türk toplumunun bir lideri var, yemek davet ediyor elçileri. Biz kibarlık gereği, etik gereği yemek davetine elçilerin gelmesini bekleriz, doğru olan da budur. Çünkü burası öcü değil. Madem oturuyoruz Ledra Palace’ta da hep beraber da yemek yiyoruz her öğlen biz Rum partilerle yemek yiyoruz. Oturuyoruz orada kimse o gün o organizasyonu yapan hepimiz sıra ile bir gün Türk, bir gün Rum parti o günkü yemek davetini o ayarlar ve her öğlen de bu iki ayda bir olan toplantılarda yemek yeriz birlikte bu da kötü bir şey değil. Çok da centilmence, etikle ilgili her partiye bir sıra gelir. UBP de gelsin, korkmayın Rumlarla konuşmaktan, yani onu söyleyeyim siz de katılın, korkmayın daima korkmayın insanlarla temastan. Onu söyleyeyim bak ne güzel şimdi yavaş yavaş siz de gidiyorsunuz, onlar da

2781

Page 53: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gelmeye başladı. Ben hatta diyorum, ben söyledim de zaten UBP’de katılsın, korkmayın arkadaşlar Rumlarla konuşmaktan, o yüzden onu söyleyelim de oradan. Katılın siz de konuşun insanlarla, fikirleriniz ne ise söyleyin ama korkmayın konuşmaktan kendileri ile insandırlar. Dolayısıyla, dolayısıyla sizi ben teşvik ediyorum korkmayın arkadaşlar. Şimdi ...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Motive yapın...

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Motive yapıyorum sizi belki biraz düzelirsiniz. Yani belki da düzelirsiniz. Tavsiye veriyorum size belki düzelirsiniz, belki yeni bir dünya düzenine başladığımızı, insanların Avrupa’da milyonlarca insan bir birini öldürdüğünü Almanya, Fransa, İngiltere birbirlerini yediler bitirdiler İtalya, ne diktatörlükler, ne katliamlar oturdular adamlar Avrupa Ekonomik Topluluğu diye bir birlik kurarak bugün Avrupa Birliği Lizbon Antlaşması, Anayasayı oluşturmaya kadar gidiyorlar. Yeni bir federal yapıya doğru giderler. Biz hala daha iki tarafta birbirimizi yemekle meşgul, siyasetle meşgul bir ortamdayız ve böyle bir dünya düzeni içinde herkesin herkesle konuştuğu Alman’ın birbirleri Fransız ve Alman, İngiliz’le milyonlarca insan birbirlerini öldürüyor bizim UBP konuşamaz Rum tarafı ile. Niçin? Rum’durlar da o yüzden. Sonra da Ulusal Birlik Partisi Başkanı çıkar ben der ki ben çözeceğim. Neyi çözeceksin sen daha konuşamıyorsun adamla? Adamla oturup konuşamıyorsun ki? Ziyaret edemiyorsun adamı. Adamla konuşamıyorsun. Konuşamadığın adamla ....

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Sen ne çözmezsin? Öyle ahkam kesmek değil.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Ben de çözemem diyor. Yahu bana sıra gelirse Amcaoğlu ben çözmesini bilirim. Ama senin Başbakanın çıkacak diyecek ki senin Başbakanın kendiymiş çözecek. Bir tek kendiymiş çözebilir. Yahu sen önce gidip Rum partilerle bir otur masaya. Rum partiler, Türk partilerin olduğu bir toplantıya da gel, korkma, gel bir otur bakalım. Önce oturmayı becer da boş ver sen önce, yani önce ana okula git da ondan sonra üniversiteye gitmeyebilin. Ana okula bile değil. Ana okuldan sonra neydi o? Kreştir. Önce kreşe git, sonra üniversiteye gitmeyi düşün, çözümü, anlaşmayı. Sen önce bir otur konuş. Rum-UBP gitsin, Ara Bölgeler otursun ha, bu filanca partidir bu filanca partidir, onların da görüşleri budur, bizim da görüşlerimiz budur diye bir anlat bakalım yok çözeceksin sen. Dur bakalım daha. Dolayısıyla hikaye işimiz. Bakarım bu anlamda da işte politika yapacağız buralarda ve yolumuza devam.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Üzdünüz ama bayanı üzdünüz dünkü protesto ile.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Bayan, yani bayan.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Oturdunuz dönüp açıklamasını yaparken ağladı.

2782

Page 54: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani bayan da sevdiğim bir şahsiyettir, üzülmesini da bir hanımefendinin hiç istemem. Çok da sevdiğim bir elçidir soru sorarken... Efendim...

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Cevabını da aldınız?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Efendim...

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Niye gelmediğinin cevabını da aldınız?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Hayır almadık ama alırız konuşuruz, onu söyledim.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Hükümetinin talimatı odur.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Sayın Talat’la böyle bir yemekte bulunamam. Açıklaması budur.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam canım oldu. Okey. Yani anladım da, Sayın Türkay Tokel ben, benim partim dün protesto etti ve ben protesto eden kişiyim. Ama sizin gibi ırkçılık temelinde

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yapma be.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Öyle öyle.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yapma be.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani yabancılardan bu Mecliste bu parti öyle konuşuyor ki, ama zannederim da burada şeydir, nedir adı, ırkçılıkla ilgili. Bakın işte Slovakya bize ne yapıyor? Bakın bize Rumlar şunu yapıyor. Bakın bize Avrupa Birliği bunu yapıyor. E, yetti yahu o şey. Ben anladım ben protestomu TDP olarak yapıyorum ama bunu bir öfke gücü olarak getirmedim. Politikadır yine otururum konuşurum Slovakya’nın da çözüme katkısını için çaba sarf ederim, uyarırım da kendilerini bir daha Mali Tüzüğe oy vermezsen, bir daha gelir da böyle şeyler yaparsan biz sana tepkimizi da veririz. Bizi zannetmeyin ayrı gayrı sırasında birlikte olur. Bu mesajı verme konusunda Toplumcu Demokrasi Partisinin bir çabası varsa, ben eminim siz de takdir edeceksiniz, çünkü buna katkı koyuyoruz. Ama tekrar söylüyorum bunu şeye da çevirmiyorum. Örneğin Slovak Elçisi söylediniz diye söylüyorum çok iyi bir hanımefendidir, çok sevdiğim bir kadındır, çok da çabası var yani bu toplantıları düzenlemekle ilgili. Kişisel olarak da tanırım, yeme içmemiz da vardır birlikte sohbetimiz de çoktur. Ama yeme içmek başka bir şeydir, sizinle de öyle sizleri de çok severim yani onu söyleyeyim size.

2783

Page 55: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Hiç şüphemiz yok.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Sizi da çok severim, yani arkadaşlarımı severim UBP’li, CTP’li, DP’li severim. Ama siyaset konuştuğumuzda da dobra konuşacağız karşılıklı o başka bir şey. Ha tepki koyacağız? Koyacağız. Ama dışarıda siz da beraber oturacağız yemek da yeriz...

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Konuşalım bakalım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Kahve da içeriz, gezmeğe da gideriz.

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Tarım konuşmayacan onun için boş ver.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yo yo. E, daha yeni başladım.

BAŞKAN – Müdahale etmeyin.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Böyle yaparsanız uzun konuşurum ha. Dört saatten önce inmem buradan. Dolayısıyla...

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ben Türkay’ı kontrol altına alayım

TÜRKAY TOKEL (Yerinden) (Devamla) - Yani kısa sürerse üzülürüm.

BAŞKAN – Sayın Bakan, lütfen çok müdahale ediyorsunuz.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Birşey değil. Zaten Güneş Gazetesi şey yazdı hani o Güven oradadır? Güneş Gazetesi şey yazdı, yahu dedi, en çok dedi konuşan Çakıcı, en çok sataşılan Çakıcı dedi. Doğrudur. Bugün ispat ettik yine. Başlarız konuşmaya yine sataşma ile başlarız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Hepsi sevgiden ibarettir.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Sevgiden ibaret. Tamam. Okey. Çok sevdiniz bizi.

Şimdi değerli arkadaşlar; bu anlamda baktığımda bu Bütçe zaten şuradan alayım ve biraz şeye doğru geleyim, yani genel konuları bırakıyorum şeylerle ilgili çok konuştuk çok çeşitli konularda ve tarımla ilgili kısa özlü konuşmamı yapacağım ve çekileceğim onu hemen söyleyeyim.

Şimdi ben şu çerçeveden değerlendiriyorum olayı. Bunu şu çerçeveden alırsam ne dediğim daha iyi anlaşılacak. Ben bu Bütçeye statükonun bütçesidir dedim. Statükonun bütçesinin dememin da sebebi vardır. Yani öyle slogan hiçbir sözüm ağzımdan sloganvari

2784

Page 56: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

belki onları cümleler süslü kelimeler olabilir ama altı hiç bizim boş değildir bu, statükonun bütçesidir. Çünkü neden? Para yoktur denir memlekette, para yoktur denir memlekette ama kime para yoktur diye baktığımda asgari ücretliye para yoktur, asgari ücretliye parayı artırmayız. Çalışan memura deriz ki, aman kamu büyüdü ya seni işten atacağız sen ödeyeceksin bedeli, ya senin emekliliğini keseceğiz sen ödeyeceksin bedeli, ya eşel-mobilini hayat pahalılığını keseceğiz sen ödeyeceksin bedeli, ya senin maaşlarını indireceğiz sen ödeyeceksin bedeli diyoruz. Diyoruz ki, aslında özet olarak diyoruz ki çalışana, işçiye, emekliye, zor durumda olana para yoktur diyoruz. O yüzden de kavga gürültü halinde burada bir yasa geçirdik. Nedir? Kamuda çalışanlara dedik ki biz bundan sonra siz çok alırsınız bundan sonra az alacaksınız girenler. Yani kendi çocuklarımızın bugün oturanlar siz, aslında kendi çocuklarınızın var olan bir hakkını ki Sayın Türkay Tokel’in de Sayın Nazım Çavuşoğlu’nun da bazılarının çocukları devlette işe girdi mi bilmiyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Daha küçüktürler.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Küçüktürler, onu söylüyorum, küçük girenler için de söylüyorum. Girenler kurtardı, girmeyen Nazım Çavuşoğlu kendi çocuğu için şunu söyledi. Sen evlatçığım bundan sonra devlete gireceğinde örneğin 2500 Lira başlayacaksan ben bu Mecliste oy kaldırıyorum ve artık sen 1700 Lira ile işe gireceksin. Sen eskiden doktor olacaksın, ama eskiden 3000 Lira ile 4000 bin Lira işe başlayacaktın artık evlatçığım sen girmeye kalkarsan doktor olduktan sonra gireceksin 2 milyara çalışacaksın. Sen aslında gittin kendi çocuğunun var olan hakkını bu Mecliste oyladın ve bu oylama neticesinde çocuklarının haklarını kestin. Göç Yasası demelerinin de muhtemelen arkadaşlarım ben icat etmedim bu kelimeyi ama Göç Yasası dememin sebebi de odur. Çünkü burada doğru dürüst maaş bulamazlarsa, giremezlerse daha iyi olanaklarla iyi yetişen çocuklarımız başka ülkede iş alacaklar. Şimdiler kendilerini belki kurtarmış olabilirler, kazanılmış hak ama onları da kesmek için uğraşıyoruz. Ama görüyorum ki gelecekteki çalışanın hakkını kesmeye kalktı. O yüzden bu bütçede aslında bir tasarruf çabası görüyorum. Yani o yüzden de bu kelimeyi yapıyorum. Ama tasarrufu nereden yapıyor bütçe? Gelecekteki devlete girecek olan çocuğun şeyini hakkını keserek yapıyor. Eşel mobili, memurun hakkını keserek gidiyor ve bundan sonra da dolaylı yoldan da işçiye şunu diyor. Allah etme kalksın işçi desin ki asgari ücreti bana yükseltin. Onlar da diyecekler ki be kardeş kusura bakma, biz devlete bile artış veremiyoruz, sana da artış yok. Yani şimdi dışarıdaki işçi ile devlet memurunu da karşı karşıya getiriyor, diyorlar ki bak yahu devlettekiler ne kadar çok para alır, biz ne kadar az alırız. Yahu bunun doğrusu neydi? Mücadele anlamında da hayır ben işçi, ben de memurun seviyesine geleyim. Eee ben söylüyorum ey işçi kardeşim memuru senin seviyeye çektiklerinde senin artış iddian olacak mı? olmaz. Dolayısıyla dolaylı yoldan aslında işçilerin de haklarını buradan artık budamış oluyoruz. Onlara da diyoruz ki bu bütçe görüyorsunuz çok kötüdür, çok zor bir durumdadır. Bu bütçenin kötü olmasını uzaylılar yaptı diyorsunuz kendilerine, uzaylılar yaptı, biz yapmadık uzaydan geldiydi birileri da yıllara bağlı bütçe açığı yaptılar. Ve biz o yüzden kamu da çok büyüdü, bu uzaylılar kim ise onlar kamuyu çok büyüttü. Uzaylılar yaptılar bu kamuyu büyütmeyi. Ne yapacağız? İşte bir kere kamu büyüdü. Eee kim yaptı be kardeş bu kamuyu, uzaylılar yaptı? Söylüyorum yüz defa. Çinliler yaptı, Tayvanlılar yaptı, Vietnamlı milletvekilleri yaptı, yoksa

2785

Page 57: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Venezüellalı Başbakan yaptı. Yoksa bir başka ülke gelsin hemen aklıma Şilili şey mi yaptı Maliye Bakanı yaptı, kim yaptı be kardeş bunları, uzaylılar mı yaptı bu Bütçeyi? Ama diyoruz ki uzaylıların yaptığı bu bütçe açıklarını ve uzaylıların yaptığı bu devleti büyütme şeyini, kamuyu büyütme ile ilgili ve bütçe açıkları yaratma ile ilgili düzeni diyoruz ki hem devletteki memurun hakkını keselim sen artık sus otur yerine memur sen bir daha bundan sonra artış martış isteme, zaten uzaylıların yaptığı bir bütçe açığı var, muhtemelen de suçlu sensin. Niçin işe girdin? Niçin iş istedin? Niçin sen işe girerek, devlete girerek kamuyu büyüttün? Memurlar da suçlu, o da yetmez. İşçiye de diyoruz ki sen da fazla sus otur yerine bu devletin bütçe açığını görün, memurların bile maaşını sen de artık isteme? Türkçesi bu bugün. Ve sonuçta geldiğimiz bir nokta oluyor, diyoruz ki memurlar, işçiler, çalışanlar siz bittiniz arkadaş durun oturun yerinize bu devlet bütçesi uzaylılar tarafından kötü durumdadır, siz artık bir kere gelin bir kere dua edin bu maaşı aldığınıza, dua edin atılmadığınıza. Hele şeyseniz bir yerlerde sözleşmeli iseniz hiç susun oturun. Mesela BRT’de 200-300 tane kadrolu var, geri kalan beş altı yüzü hepsi sözleşmeli. Herkes dudak ağzında ben 10-15 yıllık çalışanım ama beni her an atabilirler. Eee peki bu düzeni kim yaptı böyle uzaylılar tarafından yapıldı bu düzen? Kamuda bir düzen meydana geldi. Bir düzen ve bir bütçe açığı, tarihin en büyük bütçe açığı 641 trilyonla.Bu uzaylılar tarafından yapıldı bu düzen? Kamuda bir düzen meydana geldi. Bir düzen ve bir bütçe açığı. Tarihin en büyük bütçe açığı 641 trilyonla uzaylılar tarafından yapılan bütçe açığı. 641 trilyon bütçe açığı. Ve diyor ki, uzaylılar tarafından bütçe açığına lütfen gidiyoruz Türkiye’ye diyoruz ki, ver bize uzaylılar tarafından yapılan bu Bütçe açığı için 500 trilyon. Hatta bu uzaylılar tarafından yapılan bütçe açığı 141 trilyonunu da biz iç kaynaklar kaleminden bulacağız. Yani keseceğiz kırpacağız atacağız, memurdan, çalışandan, ondan bundan, yatırımdan, ondan bundan keseceğiz 141 trilyonu da böyle bulacağız. Bulamazsak Türkiye’ye gideceğiz tekrar.

Dolayısıyla arkadaşlar; bir bütçe açığı var karşımızda uzaylılar tarafından yapılan ve bu bütçe açığı 641 trilyon civarında. Ve tasarruf tedbirliliği çabası var bütçenin içerisinde, o tasarruf da kimin üzerinden? Çalışan üzerinden, işçi üzerinden, emekli üzerinden o bedeli onlar ödesin. Ve genç Ekonomi Bakanları koyuyoruz Sayın Sunat Atun, mesela en zor durumda da onlar onlar. Bu tasarruf tedbirini burada gıdım gıdım birilerini keserek birilerini atarak yapmaya çalıştığımız tasarruf tedbirlerine diyoruz ki, sen de elinde bir sihirli değnek tut, sen de yeni bir bakansın seni de koyduk biraz ekonomiden anlan İngiltere’de okudun bilmem ne yaptın. Dolayısıyla sen da gel bu tasarrufta yapabileceğin kadar milimal bir ilerleme yap da biz birazcık ilerleme gösterelim. Yani statüko diyor ki kendi kendine uzaylılar tarafından yapılan bu Bütçeyi bugüne kadar sonuç, bir sonuç olarak geldiğimiz bütçede diyoruz ki, uzaylılar yaptı bu Bütçeyi ve biz gıdım gıdım bir tedbircik alalım ve statüko göstersin ki Kıbrıs Türk halkına biz tedbir alıyoruz. Vay be! Ne kadar başarılı. Gözlerim yaşardı ve ağlamak istiyorum. Tasarruf tedbiri almakta olan uzaylılar tarafından bütçenin açıkları yaratılan ve karşımıza yepyeni hiç iktidar olmamış yepyeni bir Başbakan ve partisiniz. Biraz daha bize bunu takdim edecekler. Hem da bu Başbakan ne Başbakan? Elinde sihirli formülleri olan, yani açtığında şeyini Sayın Eroğlu’nun çantasını sihir çıkacak içinden ve o sihirle yıllardır ülkeyi bu hale getiren anlayış, statükoyu meydana getiren, bu düzeni meydana getiren anlayışın Başbakanı ve partisi ve tekrar söylüyorum, o uzaylılar da kendileridir söyleyeyim onu söyleyeyim, yıllarca sosyal sigortaları sen batıracaksın, ihtiyat

2786

Page 58: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

sandığında 700 trilyon devletin borcu var, sen batıracaksın. 700 trilyon. Batıracaksın. Hiçbir belediyeyi denetlemeyeceksin, her tarafta belediyelerin sigortaları, ihtiyat sandıkları bulunacak, işçilere, çalışanlara ödemeyen maaşlarını ödemeyen yığacaksın çiftlik gibi Kıbrıs Türk Hava Yollarına DAÜ’ye, LAÜ’ye, Toprak Ürünleri Kurumuna, oraya buraya kamuyu sen büyüteceksin ve statükonun partisi şimdi karşıma gelecek ve desin bana, ben yeni kurtarıcıyım ha çantamda da sihirli formül var diye beni kurtarmaya gelecek. Yahu sen beni batırdın. Sen beni bitirdin zaten. Benim batıran bitiren bu batış ve bitiş senaryosunun baş aktörü sensin. Ha suçlarım CTP’yi ama CTP de devam ettirdi. Ben CTP’nin düzeltebileceği şansı olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü, neden? Sayın Sennaroğlu 2008’de kuraklıktan bahsetti ama gayri safi milli hasıla CTP döneminde bir milyar Dolardan üç buçuk milyar Dolara çıktıydı ve üç buçuk kat artan ekonomi ile CTP tedbir alabilirdi ama CTP tedbir almadı. Ben CTP’ye o yüzden suçluyorum. Ama bakarsam temellere kimdir suçlu sosyal sigorta, ihtiyat sandıkları açısından? Kamu yönetimi. Çıkar biri bize şimdi der ki, kamu verimliliği. Be kardaş, kamuyu batıranlar gelir bize kamu verimliliğini. Be Kardaş, siz yönettiniz bu ülkeyi, siz bu kamuyu yarattınız, siz bu kamu düzenini oluşturdunuz. Kamu, şimdi gelip bana kamuyu batıran adam kamu verimliliği ile ilgili işbirliği teklif ediyor. Biz de ne yapalım? Kamu verimliliğini yapabilmemiz için belki bir şey olur da biz da teklif götürelim. Yani beyler gelin oturun, gelin oturalım da kamu verimliliğini konuşalım. E be Kardaş, bu düzensiz memur vardır madem ortada ve bir masası bile yoktur, sandalyesi yoktur, oturan bir kamudaki bir birimin içerisinde bir sürü çalışan vardır orada. Kim yarattı be kardeş, kim aldı bunları diye bakarım, siz aldınız. Şimdi bu statükonun bütçesi kendi kendinin fedakarlığını yapmadan çocukları üzerinden, gelecek üzerinden tasarruf yapıyor. Aslında uzaylılar tarafından iddia .... yani konuşmalara baktığımda sanki uzaylılar tarafından olduğu söylenen bu bütçenin bakıyorum 20 tane bütçesini UBP yaptı bize. 20 bütçe. Yani uzaylılar değilmiş meğer, ben bakıyorum biraz bütçeyi karıştırdığımda bu bütçeler kim yaptı? Kimin imzası var altında? 20 tane bütçe UBP, beş tanesi CTP, DP’yi Serdar Denktaş geldiğinde soracağım belki bir kaç tanesini de o yaptı. DP şey döneminde. Epey, kaç tane beş, altı tane de o yaptı?

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) – Epey yaptı.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Tamam, ben ama onu söylemiyorum. Yani en azından suçlu anlamında sıralayacak olsam birinci sıraya UBP’yi koyarım. 20 tane bütçe yapmış bir parti. Bize bütçemizi denkleştirememiş, yatırımlarımızı artıramamış, narenciyemizi geriletmiş, en son yurt dışından limondur bilmem ne Arjantin’den getirir hale gelmişiz, Hollanda’dan, Afrika’dan et getirir hale dönüşmüşüz gibi bir takım düzen meydana gelmiş. Ve ben Sayın Sennaroğlu’nu şu açıdan eleştiriyorum ve kendi söylediklerime geleyim. Statükonun tasarruf etmeyen bütçesi baktığım zaman, incelediğim zaman şu noktaya çıktığını görüyorum. Ben bütün üreticiye Sayın Çakıcı haksızlık etti. Hayır, niçin? Efendim bu ülkede et ihtiyacı vardır, süt ihtiyacı vardır, portakal eee tamam. Piyasada bildiğiniz bir kural var. Siz yapmazsanız başka biri yapar. Yani piyasada az varsa talep de doğar. Yani benim portakal yeme ihtiyacım doğarsa da Hacı Ali yapmaz. Ya da benim et yemeye ihtiyacım varsa da Sennaroğlu üretmez, biri çıkar üretir, bu piyasanın arzıdır, piyasanın arzıdır. Üretici anlamında, üreticiler

2787

Page 59: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

anlamında söylüyorum. Ve bir şey daha söyleyeyim burada. Siz, özür diliyorum ama Sayın Sennaroğlu için söylüyorum sol bir partide olduğunuzu unutuyorsunuz. Yani ben CTP’nin gene kızacak bazı gazeteciler bana bu söylemimden dolayı. Çünkü bazen CTP artık sol değildir bilmem ne dediler ama ben gene arkadaşların söylediğini doğru kabul ederek söylüyorum. Benim Sayın dostlar ve arkadaşlar, Değerli Başkan, Sayın milletvekilleri; Benim işim özü ile ve felsefesi ile bir ilişkim ve şunu görüyorum. Bir, eğer 2900 hayvan üreticisi son beş, altı yılda 700’e düşüyorsa ve bu 700’e düşen hayvan bakın ben çok detayına girmiyorum. Hasan ne dediydi, sen Hasan’a niçin tarlayı verin da sütü niçin sekiz Liraydı da yedi Lira yapmadıydın da ben bunlarla çözülebileceğini de düşünmüyorum bu işi. Ve bu kavga sizin ikinizin arasında görürüm ki daha devam edecek. Çünkü işin temeli ile uğraşmıyorsunuz, işin detayı ile uğraşıyorsunuz. Temel de söyleyeceğimdir. Şimdi sen CTP olarak geldin. 2900 da hayvan üreticim var. Ben senden beklerim sen sosyal demokratsın diyorsun. Hatta eskiden tabii ki sosyalizm anlamında söylüyorum geçmişte sende, sen dersin ki ben 2900 üreticimi hayvan yetiştiricimi ben 3900’a çıkarıyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sizin o mu? Sizin o mu? TDP’nin o mu? Bak soruyorum buradan bir vatandaş olarak.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Evet yahu ne var yahu bunda kötü bir şey yok ki herkes iş alsın. Herkes iş alsın.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - O mu? O mu?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Evet, evet yahu odur. Artırmaktır, korumaktır üretici insanının sayısını. Daha çok ailenin para yemesidir, daha çok ailenin sosyal adaletten yararlanmasıdır, daha çok eşit ücret almasıdır, daha çok sosyal adalettir.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – 3900 tane soğuk zinciri nasıl yapacaksınız Sayın Çakıcı? .......

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Bak ne diyorum. Tamam, o zaman senin stratejin çıkan den ki benim stratejim 2900 değil, 700’dür, 700’den 300’e düşmedi ve bu tekerler, tröstler büyüyecek bu memlekette. Her biri trilyonlarca lira alacak, geri kalanlar da onlara hizmet edecek. Karşıyım be arkadaş bunlara, karşıyım bunlara, karşıyım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Onun için ...

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Tabii şimdi, devam edelim, devam. Devam edelim, devam edelim, devam, devam, devam. 2 bin 900 hayvancıyı sen 700’e getireceksin ve ondan sonra 700 hayvancıyı da tekelleştireceksin demektir bunun Türkçe’si. Türkçe’de...

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Sayın Çakıcı, söyleyeceksiniz 3900 tane soğuk zincir nasıl yapacak insanlar. 3900 tane soğuk zincir verirsen söyleyeceksiniz o zaman, söyleyeceksin o zaman, söyleyeceksin.

2788

Page 60: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam yahu, oldu okey. Tamam. E kooperatifleri de iyi bilmen sen, kooperatif. Var mı oğlum sizin kooperatif düşünceniz. Var mıdır sol bir partinin kooperatiflerle ilgili düşüncesi? Ama olmaz, illa bir kişi yiyecek. İlla adam gidecek hem hayvancı olacak, hem tavukçu olacak, hem araba satacak, hem inşaatta çalışacak, diğerleri de köle gibi yanında çalışacak. Öyle mi bu ülkede? Budur kurduğumuz düzen. Da bana kalkacaksınız orada, öbürleri de köle gibi çalışacaklar yanında. Ne asgari ücretleri doğru dürüst, ne paraları doğru dürüst, ne ihtiyat sandıkları doğru dürüst, ne hayatlarını kurtarabilecekler bu memlekette ve bu insanlarım geçinemeyecek, bir kaç kişi de bal ile bakayım o adam yaşayacak bu memlekette. Ve kendine sol diyen bir parti de bununla ilgili Tarım Bakanı bana diyecek ki daha da azaltsın bunlar, öyle mi? Be arkadaş, uyarın kendisini de bu arkadaş bir programı, CTP’den hazırlanan programı okusun. Sol felsefenin ne olduğunu biz öğretmeyelim kendisine buradan. Ben diyorum ki tekelleşme ve tröstleşme vardır bu ülkede. Ve en kötüsü de değil mi 2 bin 900’den 700’e düştü hayvancı sayı. Ben bakarım hesaba, be arkadaş sen kime yardım verebilin, niçin yardım verebilin bir, bir ciddi üreticin vardır yurt dışına et ihraç edecek, süt ihraç edecek. İhracat teşvik primini verin. Teşvik ver, daha da ver, kredi ver. Bankanı aç de ki “Para getiriyor ülkeye, KDV alıyoruz bunda, vergisini alıyoruz bundan.” para gelsin, daha çok ekmek, daha çok iş ver. Ver teşvikini, ben büyük üreticine teşvik verme demiyorum. Ama teşviki fakire yaptığın yardımla eşdeğer koyma diyorum. Yani şunu diyorum, ihracat teşvik priminin yanında bir;İcar ve bağış kalemi, iki;Doğrudan gelir desteği, üç; Tarım sigortası, dört; İhracat teşvik primi, beş; Mazot desteği, altı; Süte katkı payı, yedi; Ürün fiyat artışı, sekiz; Kuru yem balya desteği, dokuz; Süpvansiye, on; Diğerleri. Hepsini toplayacaksın bir kalemde hepsini, ve hepsine sanki eşit verecekmişiz da iddiası ile bir tröste gidecek bin hayvanı olana bilmem trilyon Lira para, on tane hayvanı olan da bu zihniyette alması gereken odur. Çünkü zihniyet nedir burada, onu söyleyeyim. Neden bu yardımı yapıyoruz insanlara, diyoruz ki Avrupa Birliğinde de öyledir, dünyada da öyledir. Milli gelire bakılır, denir ki milli gelir 15 bin Dolardır be arkadaş? Bir insanın yaşayabilir, bir üreticinin yaşayabilir, ayakta durabilmesi için bir fakire yardıma, küçük üretici, küçük orta işletmelere destek verilir. O küçük orta işletmelere destek hayatta kalsınlar diye verilir, yok olmasınlar. Herkes ekmeğini eşit yesin diye verilir, herkes biraz bu toplumdan yararlansın diye verilir. Ben vergimi bu niyetle veriyorum. Herkes yararlansın diye veriyorum. Ben vergimi küçük üreticiler, orta üreticiler batsın da bir kaç tane tekel ve tröst bu ülkede büyüsün diye vergimi vermiyorum siz gönderesiniz kendini de her biri trilyonlar Lira yardım alsın. Ve doğal olarak onların da suçu değildir bu sen bu düzeni, sistemi yaratırsan ve onlar da yararlanacaklar bunda. Otuz tane hayvanı olan da yardım alacak, bin tane hayvanı olan da yardım alacak. Ve bin tane hayvanı olan da eşit şekilde para alacak. Olur mu böyle şey? Benim bildiğim ben hesapladım ve soru önergesini beş-altı gün önce verdim. Yeni bir şey değil. 80 tane hayvandan ötesi, belki 100 hayvandı bilmiyorum. Bana çıksın biri desin ki 100 tane hayvandan ötesi bulunanın, ben yüz hayvana kadar insanları her çeşit destekleyin, mazot yardımı yapın, tarım sigortasından değerlendirin, ne bileyim icat bağışından yararlanın, kuru yem, bilmem ne yardımı yapın. Siz daha iyi bilirsiniz benden, yardımınızı yapın, fakirler ayakta kalsın, küçük hayvancı ayakta kalsın, bu yardımı yapın. Ama artık adam zengin olduktan sonra da 10 bin tane işi var, bu yardımı yapmayın kendilerine. Çünkü onun parası vardır artık, çünkü zengindir ama artık. Ve bu fakirlik yardımına ihtiyaç yoktur artık. Adam 10 bin tane işe girer zaten ve buna tekel ve

2789

Page 61: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

tröstleşme denir. Ve bu ülkede bu tekel ve tröstleşme vardır. Eleştirim de ondandır. Bir bakarım bir gün büyük narenciye üreticisi Tarım Bakanı, bir gün bakarım bir büyük hayvan üreticisi Tarım Bakanı, bir gün bakarım bilmem ne üreticisi gene Tarım Bakanı. Benim eleştirim de onunla ilgilidir ve bu düzen hep korunmuştur, söylediğim de odur.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Şimdi öyle birşey yok yahu. Ben üretici değilim.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Şimdi sen, senin gelmen de ilginç oldu. Senin gelmen de benim açımdan ilginçtir onu söyleyeyim. Ama bana müdürünü müsteşarını da anlatacan, bu şeylerle ilişkisi olmayacak tekel ve tröstlerle. Onu da isterim duyayım senden. Diyecen bana ki müdürlüklerim, müsteşarlarım müdürüm bu düzeni korumaya yönelik değildir ve bunlarla ilişkisizdir. Ve ben bu düzeni, tekel ve tröst düzenini kesmeye geliyorum diyecen. Keseceksen destek olacağım sana, keseceksen destek olacağım onu bilecen. Bunu öğrenmek de istiyorum, o yüzden de soru önergesini verdim. Nasıl medyanın bütün araştırılması ile ilgili soru önergesini verdim, verdiğim ikinci önerge budur. BRT’nin bütün şeylerini bilginiz olsun diye söylüyorum, bugün vereceğim. BRT’nin bütün programlarını talep ediyorum süreleri ile, isimleri ile, kimleri ile, kim ne kadar program yapıyor ne kadar program yapıyor. Bir tane daha veriyordum neydi o yahu, unuttum da vallahi. Bugün gene önemli saydığım, vatandaşlıklarla ilgili. 2000 yılından itibaren bütün vatandaşları isim isim talep ediyorum. Neden, niçin, nasıl.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ben onu 83’ten itibaren sormuştum ve bana CTP cevap vermemişti.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Bana cevap vereceksiniz yoksa burada bu Meclis yürümez, bitmez bu Meclis. Burada bitiremeyiz bu Meclisi, tamamlayamayız dört yılı. Vatandaşlığı isim isim bazında ben talep ediyorum, kim kimdir, niçindir, nasıldır, nedendir. Kimi Bakanlar Kurulu Kararı iledir, kim evlilik nedeniyledir doğum nedeniyledir, nedendir ve isimleri ile de istiyorum çünkü araştıracağım kendilerini. Hakkı ile mi aldı, hakkı ile mi yapıldı ta 2000’den beri istiyorum. 10 yılda 6 bin 7 bin vatandaş oldu, kimlerdir bunlar öğrenmek istiyorum. Şimdi benim söylediğim odur, o yüzden soru önergemi de verdiğim bir hafta önce soru önergemde de Sayın Bakan, sizden talep ediyorum. Bu memlekete yapacağımız en büyük, 80 hayvandan... Ben küçük üreticinin kim olduğunu istemiyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Onları da bölüyorlar, onun da ayrı bir şeyi var.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Öyle mi? Ben işte bana bilgiyi, genel bilgiyi verirsen ben de sayı bilmiyorum ben işin felsefesine bakıyorum. 80 hayvandan fazlası olana ne kadar gidiyor, yok 60 hayvan. 80’dir narenciye için istediğim, 80 dönümden fazlası ve ayrıca 800 dönüm de kuru tahıl, kuru ziraat yapanla ilgilidir verdiğim soru önergesi.

2790

Page 62: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - İsimleri değişti onların öyle düşünüyorum.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Efendim?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Cevap vereceğim.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Cevap verin bize lütfen bunlarla ilgili. Ben şuna da uyarı yapıyorum, ben gördüm ki sizin verdiğiniz bir belge var elimde. Tarım Bakanlığı dağıttı bunu?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ben dağıttım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Siz dağıttınız. Burada da mesela şey dikkatimi çekti. Bazı soyadları aynıdır 2-3 kişi birden. Dolayısıyla sizden ricam, soru önergesine yazmadım. Ama benim söylediğim kriterlerin üstünde para alan varsa yani adam şunu demek istiyorum, 150 milyardır sanıyorum hayvana, hayvancıya verilecek, 60 tane hayvanla ilgili benim hesabıma göre. 150 milyarın üzerinde kim alıyor devletten para, onu talep ettim. 150 milyar. Adam 75, 80, 85 diye üç tane kardeşine bölmüş olabilir yani yanlış anlaşılmasın. Ahmet Dayı hem kendine 85, hem kızına 85, hem şeye. Bu arada bizim sınırın da altında. Bunların da tespitini tek şirket tek aile kimlerdir ve bunları birleştirerek, onlara da özel ilgi göstererek. Bence burada bakın...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Zaten bu şekilde olmasa yetki alınacaktı onu söyleyeyim.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Sayın Bakan ben aslında buradan bu bütçe sanıyorum herhalde bir 30-40 trilyon küçük orta üreticiye şey çıkarabilir, yatırımcıya yönlendirebilir. Mesela ben şu eleştiriyi şundan yapıyorum. 3 bin narenciyeci 2.5 trilyon yardım veremediniz kendilerine. Son parti ama ben görürüm ki sen burada birer ikişer trilyon tekele tröste gidiyor, sen 2.5 trilyonu bir tanesinden yani bu haksız elde eden 9 tane yahu, Çakıcı yanlıştır 9 değildi de 3’türler 5’tirler tamam, o 3’e 5’e kesin, kesin narenciyeciye verin. Deyin ki 3 bin narenciyeci, al senin girdi desteğini 2.5 trilyon. Benim söylediğim temelle uğraşıyorum. Ben sizin, aslında görüyorum birşey söyleyeyim yani elimde de bazı belgeler var, belki ileride paylaşmak da isterim bunları. Görüyorum böyle ufak tefek, aile yardımcığı, kardeş yardımcığı, bilmem UBP’lidir, bilmem şudur, budur. Aradan böyle bize sokuşturuyor her gelen hükümet. Yani onu da görebiliyorum. Bunlarda önemli ama detayda da bulunmak istemem. Bizim için en asgari şey sizin genel politika, bir felsefesini söyleyerek söylüyorum bir, ne niye veriyorum bunu? Küçük, orta işletmeciyi korumak için. ben diyorum ki bu küçük orta narenciyeciye, hayvancıya, süt üreticisine, bilmem tahılla uğraşana, kuru tarımla uğraşana, belli bir seviyeye kadar bu üreticilerimizin ayakta kalması için bu yardımların hepsi gerekir.Ve çok, binlerce insandan bahsediyorum. Yani hesabıma göre şöyle bakarım,

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bu sistemin aslında genel mantığı odur. Ama sistem delinmiştir.

2791

Page 63: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Evet.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ama sistem delinmiştir.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam. Tamam, ben de diyorum ki...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ama genel mantığı odur.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam, okey. Ben de eğer bu sistemi deliyorsam statükoyu deldim sayarım kendimi. Çünkü ben inanırım ki sizin ve diğer partilerin nemalandığınız şeylerdir bunlar, öyle inanırım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yanlış, yanlış. Yapmayın.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Öyledir, öyle inanırım. Ben size öyle inanırım. Bundan beslendiğinizi, sizi bunlar için yarattıklarını, sizi bunlar için koruduklarını düşünüyorum. O yüzden saysam isimlerini hiçbiri TDP’li değildir. Çok doğaldır da TDP’li olmamaları. Ama ben şeyi anlatamadım, işçime, köylüme anlatamadım sol partilerinin burada olduğunu. Vatan, millet, Sakarya, milliyetçilik naralar atarsınız şu, halkımda gelir peşinizden, yüzde 40’lara kadar oy aldınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - 44.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - 44 oy aldınız. Ama sen şu anda görüyorum ki bu düzenin yaratıcılarsınız sizler ve dolayısıyla ben de bu bir nebze arkadaşlar der bana “Başbakan olmuşsun, olmamışsın ne yani?” İnşallah o gün de gelir, olurum da. Geleceğim de onu da söyleyeyim ha, o ayrı bir şey. Onun da politikasını da, yani geleceğim de durduramayacaksınız be kardeşler bizi, onu söyleyeyim size. Halk teker teker görecek de durduramayacaksınız bizi, onu söyleyeyim. Politikamı da yapayım buradan tabii, izin verirseniz. Ama geleceğim yani, onu durduramayacak, bu süreç doğasında var, doğasında olacak. Ama bir şey söyleyeyim, bari yolu yürürken yolu biraz olsun temizleyerek yürüyelim diyorum. Temizleyelim, açılsın, ferahlasın...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yani geldiğinizde daha rahat olasın.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Şimdi ben senin dağıttığında bile 3 trilyon yardım alan var. 2 trilyon 884 Lira yardım alan var. 2 trilyon yardım alan var. 1 840 TL yardım alan var. Sekiz aylıktır bunlar senin yazdığın. Bir de benim yazdıklarım da yoktur içinde. Yani mesela mazot yardımın var mıydı bunun içinde?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yani onları niye dağıttığımı herhalde düşündün?

2792

Page 64: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yok anladım, tahmin ettim. Yani en azından bir örnek olsun, yani havaya da konuşmuyorum yani. Ben de seni, sen de mecbur kaldın dağıttın.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - İsteyerek dağıttım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - İsteyerek bilmem. Sen de mecbur kaldın. Ben açmasam konuyu, konuşmasak burada ne dağıtacaksın bana belgeyi.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Senden önce dağıttım, senden önce dağıttım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ne zaman? Ben soru önergesini, konuşmaları yaptım, basın toplantısı düzenledim. İçinde olasın, ben yokum, ben suçsuzum. Bakın onlar suçludur” demeye getiriyorsun sen de olayı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Hiç alakası yok. Hayır, hayır. Senden önce dağıttım. Dağıtmamın da bir maksadı var.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Ama yani halk burada görsün ki Tarım Bakanı da şimdiki beni doğruluyor. Yok Sennaroğlu’nun söylediği gibi “Çakıcı tamam değildir” de “Doğru bilgi değil”miş de. Ben hiçbir bilgiye hiçbir konuşmam, yoksa beni asarsınız be arkadaşlar, ben sizi bilirim yani. Hep beraber toplanıp asarsınız beni. Ama asamayacağınız şartlarda yürümeye çalışıyorum, belgeye dayalı yürümeye çalışıyorum, bilgiye dayalı yürümeye çalışıyorum, yolculuğumuz ona göre. Çünkü aksi takdirde tarımda konuşan Çakıcı çıkacak, tarım konuşayım ben.Haklısınız, tarımdan çok anlamıyorum. Ama şeyden anlarım, entrikadan, nedir o nadikden, madikden tam bulamadım kendisini de. Kimin entrika çevirdiğini de görürüm, öğrenirim, araştırırım, anlarım. Bunun için de uygundur meslek, Adli Tıp Uzmanı, ha,ha, ha, yaa. Psikiyatris Adli Tıp Uzmanı. O yüzden uyar bana bu araştırmacıkları yapmak. Yani kötü bir şey değil, bana da uygun bir şeydir, mesleğime de uygundur, doktorluğuma da uygundur. Ama o yüzden de ben görüyorum ki çok ciddi yardımlar var. Ey güzel halkım ben görürüm ki bu düzenin mantığı ve bu düzenin bütçesinde para vardır ve bu paralar maalesef memurun cebinden, işçinin cebinden, emeklinin cebinden, emeklinin cebinden çalınarak...

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) (Yerinden) – Ben geldim yandın.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Sen de Serdar Denktaş bu düzenin yaratıcılarındansın, sen de yıllarca Hükümetin...

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden) (Devamla) - Hoş geldin de önce.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Hoş geldin Serdar Denktaş.

2793

Page 65: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden) (Devamla) - Bu düzene rağmen politika yapanlardanım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Sen bu düzene rağmen politika yapanlardan değil, sen bu düzenin kurucusu olarak, baban da bu düzenin kurucusu olarak ve bu kuruculuğunu biraz da oğluna emanet ederek olarak bir düzenin yürütücüsüsün. Yok sen bu düzene karşı gelin, sen bu düzenin adamısın nasıl. Sen bu düzenin kurucularındansın.

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) (Yerinden) – Devleti devam ettirip, düzeni değiştirmeye çalışanlardanım.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yıllarca ülkeyi sanki yepyeni adamlar siz, hepiniz yeni kıyafetlerle bize öneriler yapacaksınız. Yani dinleyeceğiz sizi önerilerinizi...

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden)(Devamla) – Yani gençsin diye avantajlı değilsin ya, partin ihtiyardır senin.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Dolayısıyla Tarım Bütçesine baktığım zaman da, 2008’de 5.13 olan Tarım Bütçesi, 2010’da 4.94’e düşüyor değil mi tarım bütçe oranında. Yani şunu görüyorum ki, aslında siz kendi içinde tasarruf yapan ama statüko kendince aklınca biraz tasarruf yapıyor ama o da yetmez, tarıma ayırdığı kaynağı da düşürüyor bütçe.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Mecburen.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - E mecburiyet mi, sen yarattın kendin kazan kuyunu sonra düşen, mecburen düştük den bana nasıl olacak bu. Hem kuyuyu sen kazan, hem bütçe açığını sen yaratın hem düşen içine, sonra da den bana ki ben bütçeyi ne yapayım düştüm. E düştün, sen yaptın sen kazdın. Kazdın düşeyim, düştün.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Biz bu işi kapatmaya çalışanlardanız.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Tamam.

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden)(Devamla) – Vermez madem Maliye Bakanı ne yapsın adam?

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yani bak şimdi o anlamda da veri ile konuşalım. Be arkadaşlar, şimdi den ki sen CTP’ye, sen büyük bir bütçe açığı yarattın sen koydun, bütçe açığımızın benim hesap makinesi ile elde yaptığım şeylerdir öyle çok bir... Bütçe açığımızın mahalli gelire oranına bile baksak, boş verin genel bütçemize oranına bakarım bütçe açığımızın, şu anda bütçe açığımızın genel bütçeye oranı yüzde 24’tür. 2008’de, 2007’de yüzde 13.5’tu, 2006’da yüzde 21’di, 2005’te yüzde 13’tü. Hemen devam edeceğim, çıkarayım da şunu. Senin döneminde 2002’li yıllarda yüzde

2794

Page 66: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

45’lerdeydi. Bütçe açığınızın olduğu, tam kağıdımı bulamadım ama tam rakamını da size söyleyebilirim yakalayabilirsem...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Yanlış rakam söyleme.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yok yok. Yani şey anlamında söylüyorum. 2002 – 2001, o civarlardaki rakama baktığımda bir dönem yüzde 45’ler civarındadır. Yani sen aslında genel bütçeye oran bakımından bütçe açıkların da zaten yüzdelik bazında felaket durumda sen de yapıyordu. Felaket durumda devam ederken bu bütçe açıkları ve Türkiye tarafından bu bütçe açıkları kapatılırken, ki 95’lere civarına baktığımda bütçe açıklarımızı Türkiye’nin yaptığı yardımlarla kapatmıyordu, kendi mahalli bu iç borçlanma bilmem nelerle. Bütçenin geneline Türkiye’nin yardımı oluyordu ama 95 yılına baktım, oralarda Türkiye’nin illa bütçe açığı vardı ve bütçeyi kendisi kapasın gibi bir noktası yoktu bütçede yeri. Ama bir bakarım sizin dönemlerinize 2000’li yıllara, oralarda yüzde 45’lere varan bir artış var. Çok çeşitli şeyler olur yıllara bağlı olarak. Ama sona baktığımda 2004’te yüzde, buralarda 2004’te yüzde 11’lere kadar düşüyor aslında yani bu da şeyi gösteriyor, o Gayrı Safhi Milli Hasıla 1 milyardan 3.5’a çıktığında inşaatlar patladığında, bütçe açığımızın çok ciddi oranda kendimiz kapatma şansını yakalamışken, 11’den 9’a, 8’e, 7’ye, 6’ya, 5’e gibi bir strateji yapacakken, 11’den 13’e, 13’ten 21’e, 21’den 24’e doğru çıkıyoruz yani yüzdelik anlamında baktığımda artış var. Dolayısıyla evet gene şu noktadayım, bütçe açıklarını bize zaten UBP yapıyordu sen de beraber DP olarak, eşlik ederdin kendine şu da küçük ortak olarak bir dönem köy işleri Bakanlığı yapardın bir dönem turizm ekonomi yapardın beraber Serdar Denktaş, ikiniz beraber bütçeyi çökertirken, CTP’nin eline CTP’yi suçlamamın da nedeni oydu, CTP-ÖRP de bu bütçe açığı da yüzde 11’den yüzde 9, 8, 7, 6 gibi o gayrı safhi bütçe, Gayrı Safhi Milli Hasıla 1 milyar Dolardan 3.5’a çıktığında yani onları biraz gelire ve bütçe açığına kapamaya dönük bir stratejileri olsaydı, aslında galiba hesap etmedikleri şu oldu. İnşaat patlamasının nerede duracağını hesap etmediler ve bu sahte cennet ki ben hatırlarım, Sayın Akıncı’yı tekrar anayım buradan, sahte cennettir dedi bu inanmayın, dikkat edin, bu bütçe böyle devam etmez dediğinde Sayın Akıncı da çıkıp televizyonlarda şey diyordu, hep beraber biz de parti, “dikkat edin arkadaşlar, bu sahte cennettir, çökeceğiz gelecekte tedbirinizi alın” falan filan diyorduk, seçime de öyle girdik 2005-2006’da.Derler bize “Hayır siz tamam değilsiniz. Yüzde beş sahte cennet diyorsunuz ama hayır biz cennette yaşıyoruz.” Dolayısıyla seçim kazanarak yüzde 11, yüzde 13, yani geriye doğru gideceğimize gayri safi milli hasılamız büyürken...

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden) (Devamla) - Halen daha UBP’ye rağmen cennette yaşamaya devam ediyoruz.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Evet, düzen de böyle. O bakımdan söylüyorum ve tekrar söylüyorum. Ben son cümlelerimle kapatayım ve uzun konuşacak değilim. Benim için tarımda bir tedbir felsefesidir önemli olan. Tekrar söylüyorum. Küçük, orta işletmeler korunmalıdır, küçük orta işletmeler 2900’den hayvancıların sayısı 700’e düşmüştür. Bu da havyacılık alanında tekelleşme ve tröstleşmeyi gösterir. Tekelleşme de tröstleşmenin yardım bazında kalem bazı yardımında ayrı ayrı baktığım zaman yardımına, tekrar sayıyorum bunun bir daha anlaşılması için. İcar ve bağış kalemi bir,

2795

Page 67: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

doğrudan gelir desteği iki, tarım sigorta fonu kaleminden üç, ihracat teşvik primi kaleminden dört. Mazot desteği kaleminden beş, süte katkı payı kaleminden altı, ürün fiyat artışı yedi, kuru yem balya desteği sekiz, süpvansiye dokuz, ve benim bilmediğim diğer yardımlar. Benim bilmediğim diğer yardımlar olmak üzere en az on kalem ve üzeri kalemden çeşitli bakanlıklar vasıtası ile yardım alan ve giderek tekelleşen ve tröstleşen bu yapımızın ki bunları topladığınızda trilyonlar, siz yalnızca üç kalemi gösterdiniz. Bu kalemlerin tümünü topladığımızda trilyonlara varan yardımın olduğunu görüyorum bazı kesimlere. Artık zengin olan da yeter. Her memleketin her tarafını da satın alacak değilsin, bir yerde dur artık sen de deki “Yeter, on tane yirmi tane, elli tane işim var.” Sen de bırak başkaları da yapsın iş. Hep, herkes kölen olmasın senin. Dur bir yerden, bir yerlerden. Ve yeter de. Benzin istasyonu olup da mazot yardımı alamasın arkadaş devletten, böyle şey olmaz. Allah, allah. Dolayısıyla böyle bir düzen yaratacaksın ve tekrar söylüyorum trilyonlarla yardım alacağız, biz hesapladık sekiz dokuz kişi, bilmeyiz altı kişi, yoksa 15 kişi, yoksa 2.5 trilyon değildir bunlar. 1’er trilyon alanların miktarı ne kadardır? 500’er milyar Lira alanların ne kadardır? Ve bir de devletimde para yoktur. Ben görürüm ki bir zengin kesime para akıyor. Ha bir şey daha söyleyeyim. Ha derseniz bana “Bazıları batabilir.” E batarsa başka üretici çıkacak, sen de teşvikini, kredini, bilmem neyini ona göre belirleyeceksin. Diyeceksin “Ben et ihtiyacı var, arz ihtiyacı olacak, o zaman insanlar çalışmaları az olacak, kooperatif kuracaklar, birlikler kuracaklar değil mi? Bir işbirlikleri kuracaklar, öyle devam edecekler. Ne demek efendim, sen hem bin hayvanın, 1500 hayvanın, bilmem neyin olacak. Hem de mazot yardımı alacaksın, böyle şey olur mu yahu? Olmaz arkadaşlar, olmaz, olmamalıdır, ama bugüne kadar oldu. Bizim de konuştuğumuz budur ve felsefesidir. Ve bu felsefede bir sol parti olamaz. 2900’dan 700’e düşecek. Daha da düşsün. Olamaz. O zaman bazılarınız bu ülkede yağla, balla yatacak, uyuyacak, süt banyosu yapacak. Neydi o? Kimi gibi?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Kleopatra.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yoo, yoo Kleopatra değildi. O meşhur şarkıcımız vardı yahu, Bülent Ersoy gibi. Bülent Ersoy gibi süt banyosunda yüzecek. Bazılarımız da sokaklarda mendil satacak ve şey, sosyal adaletin terimi de sosyal demokrasinin birinci şartıdır bu. Hele bizim gibi sol partilerin ilk yapacağı iştir. Gereğidir, sizden beklemiyorum ama bunu, onu söyleyeyim sana.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ama biz öyle yapıyorduk.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Senin yapabileceğine de inanmıyorum, onu da söyleyeyim buradan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Biz öyle yapıyoruz. Buna ne diyeceksin. UBP öyle yapıyordu.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Senin yapacağına da inanmıyorum, onu da söyleyeyim. Sen kendini zaten liberal bir parti ilan eden ve bunun düzenin bir numaralı savunucu bir parti, sen geleceksin de bunları yapasın? Kısmet bize kalacak. Onu söyleyeyim. Yani kısmet böyleymiş diyeceğiz, kısmet böyleymiş diyeceğiz bir gün.

2796

Page 68: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Kısmet böyleymiş diyeceğiz bir gün ve bunları inşallah Toplucu Demokrasi Partisi gelecek ve düzeltecek.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Siz gelene kadar dayanamaz toplum da. Onun için biz gerekeni yapacağız.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Dayanamaz doğrudur. Belki sizi biraz yönlendiririz de bazı şeylerinizi, hatalarınızı, yaptığınız yanlışları. Ama çıkın Kürsüye de şunu da yapın, onu söyleyeyim. “Ben özür diliyorum” deyin, çıkarken böyle diyeceksin, Partimin tarihi adına, UBP’nin tarihi adına özür diliyorum, biz bu ülkeyi çökerttik, biz bu ülkenin bütçe açıklarını çökerttik, bunlara fırsat verdik bu kamu düzenini yarattık, bu bütçe açıklarını yarattık, bu narenciyeyi bu hale getirdik, bu tahıla bunu yaptık, bu kamu düzenine bunu yaptık, bunları da böyle yaptık diyeceğiz, önce özür dileyeceğiz toplumdan çıkarken. Hele bu ülkede rol almış olanlar ha onu söyleyeyim, rol almış olanlar, Bakan olmuş olanlar rol almış, Hükümette idare etmiş. Bana çıkıp da şimdi, ben şöyle yaptıydım böyle yaptıydım demeyin, diyeceksiniz ki önce özür diliyorum ben yapamadım. Yapamadıydım şimdi karar verdim yapayım bir daha. Onu söyleyeyim. Bakan oldu. Yeni Bakanlara...

TÜRKAY TOKEL (Yerinden)(Devamla) – Biz bu sözü Nisan’da verdik.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Yeni Bakanlara ancak şey diyebilirim. Kendi partileri adına en azında özür dilesinler. Geçmiş Bakanları yanlış yaptıydı, biz de geldik kendi partimiz hatalıydı, kendi Bakanlarımız yanlış yaptı şimdi geldik düzeltelim diyelim ve öyle de yolumuza devam edelim. Ve tabii Allah Kıbrıs Türkünü korusun. Öyle diyelim bu bütçeye, böyle deyip buradan inelim aşağıya. Zannediyorum ben size felsefemizi anlattık. Bilmeden konuştuğumu söylediler. Bilmeden konuşacak olsam zaten buraya gelmem, bu Kürsüye de çıkmam. Ben, benim bildiğimi Tarım Bakanı da oturuyor ve bildiğini söylüyor. Peki ben soruyorum buradan, neden ben gelince ve sorduğumda ve söylediğimde benden önceki olan siz UBP’liler, siz bunlara müdahale etmediniz? Niçin yapmadınız bunları da illa gelecektik buraya soru önergeleri verecektik ve bunlar ona göre açığa çıkacaktı? Medyaya verilen paralar bir soru önergesi ile çıkacaktı ortaya? Şimdi vatandaşlıklar. Zannetmeyin Çakıcı vatandaşlıklarda isim istiyor da rast gele istiyor. Rast gele istiyorum isimleri? Hele beni tanıyanlar, öyle isimler çıkacak ki meydana dudaklarımız uçuklayacak. O yüzden sayı istemiyorum. Bana kaç kişi değil, kimlerin olduğunu isim isim istiyorum. Kıbrıs Türk Halkı ve bundan sonra o yüzden söylüyorum, törenle yapılacak ki gideyim ben. Gary Rob karşıma geldiğinde ve vatandaşlık verilecek, törende göreyim Gary Rob’u kırmızı bültenle aranırken, vatandaşlık, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anayasasına el basarken törende konuşsun da bir göreyim bakayım. Yoksa gizli kapaklı arka taraftan vatandaş yaparsınız. 1600 kişi vatandaş bir günde. Nerde yapacaktınız töreni? Spor salonunda vatandaş yaparken? Siz yaptınız 1600 kişi bir günde sabıkalı. Şimdi Sayın İlkay Kamil geldi, vatandaşlıktan bahseder. Vatandaşlığa tedbirler alacak, şu yapacak bu yapacak. E be siz sabıkalı, 1600 kişiyi vatandaş yaptınız bir günde. Bir günde vatandaş.

2797

Page 69: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Ha ayrılmadan aklıma geldi, ben felsefemi anlattım onu söylüyorum. Benim için yeterlidir bu Sayın Tarım Bakanı. Ama Sayın Başbakana da lütfen bir ricam var Kürsüden yapıyorum bunu. Biraz önce bir vatandaşlar görüyorum burada, kapının önünde diziliyorlar. Sayın Necdet Numan’ı da gördüm o vatandaşa, git bekle dedi arka tarafta da bir ara seni alacak yahu dedi bakacağız dedi. Yahu randevu verin insanlara beklemesinler kapıda. Yazıktır vatandaşlara. Randevu verin deyin ki, burada göreceksen vatandaşı de ki, 15 dakika seni, 15 dakika seni, 15 dakika seni, şu saat seni şu saat seni. Gel de bekle kapıda, gel de bekle kapıda da uyarsa da bakacağız, beklerken sen kapıda sabahtan akşama, bir ara belki buluruz fırsatçığını da Başbakanla sen görüşün. Allah aşkına be arkadaşlar, yani bu düzen böyle bir şeydir, böyle görüşürüz insanlarla? Ve tekrar söylüyorum çok yanlış, çok hatalı. Verin randevu vatandaşlarınıza ve desin ki bunlar, bunlar, bunlar, bunlar, bunlar şu saatte, şu dakikada şu şeyde görüşülecek ve onu söyleyeyim sana ve gerçek anlamda hepsine sıra ile bir düzen içerisinde verin ve bu insanlar beklemesin. Ve tekrar söylüyorum, vatandaşlarımıza daha iyi davranalım, randevu verelim ve Sayın Başbakan bekletmesin ve yapamayacağınız işleri de söz vermeyin. Dün bir konu vardı bir Serdar Çakır isminde bir arkadaşla ilgili buradan söyledim, Serkan Çakır isminde. Bugün Başbakanla görüşebileceğini, kız kardeşinin buralarda olduğunu gördüm. Kız kardeşine dediler ki git de bekle dışarıda ki o arkadaş kimdir dün konuşmuştuk.Yani fotoğraflarını dün gösterdim. Belki tarım arazilerimizden biridir. Girne’de 3’üncü katta bir ev burası. Banyonun içerisinde tarım arazisi vardı. Yani yumurtalar böyle kuş yumurtaları, güvercin yumurtaları, pislikler banyo, tuvaletin içerisinde yani yol pis bir şekilde dokuz yıldır ihmal edilmiş Sayın Hasipoğlu bir daire devlete aitmiş. Kimse de bilmez nerede olduğunu. Dokuz yıl önce de Elektrik Kurumu’ndan kişiler birkaç kişi lojman olarak kullanıyorlar burayı ama dokuz yıldır daire duruyor orada kimse kullanmamış. Pislik, güvercinler pislik yapmış ve yaşanamaz durumda. Bir vatandaş, evsiz kalan bir içeri girdi Devlet Memuru olan bir vatandaş. Askerden de para istemiş yani biraz yardım edin. Çünkü adamın bir önemi var. Rumlar tarafından ailesi, amcası, babası, kendisi, amcası, babası öldürülmüş. Şu anda bu dava Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giden bir dava ve bu dava ile ilgili olarak da bu adam yaşadığı zorluklar nedeniyle yalnız yaşadığı psikolojik zorluklar nedeniyle ve Devlet Memuru olarak gidecek yeri de yok buraya, burada o evde kalmaya başlamış. Atmak için polise yazı yazıyorlar atılması işlem başlatılması ile ilgili. Biraz önce kız kardeşi buradaydı. Sayın Necdet Numan’da görüştürmek için söz vermiş Başbakanla. Kız kardeşinin burada odluğunu gördüm ama gidin de bekleyin dediler belki fırsat var da arka tarafta bir yerde sabahtan akşama kadar bekleyin da belki görürsünüz. Ben bu zihniyet doğru değil. Görüşün insanlarla kimseyi de mağdur etmeyin hele Şehit Ailelerini ve zor durumda olacak olanları ev gösterin, yurt gösterin bir şey yapın ama kapıya koymayın. Yok da Rumlar adamın anasını, babasını, amcasını öldürüp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine giderken bu taraftan da ayni adamı sokağa attığın için sen de Avrupa İnsan Hakları Mahkemelik olmayasın. Öyle bir rezaleti burada devlet olarak yaşamayalım diye düşünüyorum. O yüzden Başbakan da versin randevusunu böyle bekletmesin dışarıda insanları. Çünkü sırada bekliyorlar ne zaman olacağı da belli değil saat versinler randevulaşma. Vatandaşımız beklemesin.

Evet, Sayın Bakan son cümlemi bitirdim ve şey yapıyorum. Türans ve tekellerin üstüne yürümeniz lazımdır.

2798

Page 70: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hep beraber.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) - Bu tedbiri almanız lazımdır ve tekrar söylüyorum. 60 hayvandan fazla oranın ne kadar yardım aldığını, 80 dönümden fazla olanın ne kadar yardım aldığını, 800 dönümden fazla ne kadar yardım aldığını bize verirseniz ve bir yerde bir sınır…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yazılı sordunuz bize.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Yazılı sordum. Yazılı sordum bir hafta önce sordum. Ben bunun hepsini istiyorum. Neden bunları bugüne kadar düzeltmediğinizi bize hep beraber bir daha diyin. Sayın Serdar Denktaş’da portakal getirdi bize greypfurt. Çıkar ki konuşacağın da o da bu düzeni bu yaratırken herkes açıklasın bize tek tek niçin bu düzeni yarattık, niçin değiştirmedik, neden bunları?

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) (Yerinden) – Yine beni gördün bugün ha.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Efendim?

SERDAR DENKTAŞ (Yerinden) (Devamla) – Biz müştereken muhalefetteyiz benimle ne uğraşırsın.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Evet, dolayısıyla bunların üzerine gitmemiz lazımdır ve küçük,orta işletmecilerimizi korumamız narenciyecimizi bunlardan çıkardığınız kaynakla da 3 bin narenciyecinin eksik kalan Gelir Desteğini ödemeniz lazımdır. Aksi takdirde ben gerçi ümitsizim sizden ama…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ümidini kesme bizden.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Belki evet hayattan ümit kesilmez derler. Belki bazı eleştirilerimizle düzeltirsiniz ve bazı noktaları ortaya çıkarırsınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Zaten çalışırız.

MEHMET ÇAKICI (Devamla) – Siz de yapmak zorunda kalırsınız.

Evet çok teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkürler Mehmet Bey. Buyurun Ertuğrul Bey.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben bir televizyon programım nedeniyle bulunamadığım için Grup adına söz almadan milletvekilleri konuşmaya başladı. Onun için sıramı şimdi kullanıyorum.

Ulusal Birlik Partisi Hükümete gelmeden evvel Hükümet Programına koyduğu Acil Eylem Planı vardı. Yani biz iktidara gelir gelmez Acil Eylem Planımız hazır.

2799

Page 71: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Çantamızda, onunla gideceğiz her şeyi de halledeceğiz. Geldi, bir baktık ne geldi? Çalışanların hakları ile ilgili, güya da tasarruf sağlanacakmış nedir o? Hayat pahalılığı 6 ayda bir olacak. Hayat pahalılığı her ay olsa ne yazar. Hayat pahalılığı iki ayda bir neden olmuştu? Hayat pahalılığı yüzde 171’lerdeydi. Şimdi zaten sıfırda eksiye gidiyor. 6 ayda bir de verseniz, her ay da verseniz değişen bir şey olmayacaktı, bu bir tasarruf sağlamayacak bu bütçeye. Ama ne yaptınız fırsat verdiniz sendikaları ayağa kaldırdınız, eylem yapmak isteyenlere fırsat verdiniz, en büyük yanlışı yaptınız. Yasa getirdiniz neydi o? Biz yolsuzlukları denetlemek için Başbakanlık teftiş denetleme kurulu kuracağız. Çok güzel. Biz de yasaya baktık dedik ki bu Yasa Anayasa’dan dönecek, nitekim döndü ve hala 7 ay oldu bu yolsuzlukların üzerine gidilmedi. Halbuki Sayıştay var, savcılık var maliye teftiş denetleme kurulu var bunları şimdilik devreye sokabilirdiniz ve harekete geçirebilirdiniz. Ne getirdiniz ek mesailer. E, ek mesailer vardiya sistemini getirin ek mesailer vardiya sistemini getir ek mesaileri kaldır bitti. Daha da avantajlı olursun, sistem daha da güzel gider,daha iyi çalışır. Bunu da yapmadınız. Bir de maaş ve ödenekler diye bir yasa geldi o yasa Anayasadan kesin dönecek. Hiç bunu başka yolu yoktur. Eşit işe eşit ücret yasalarımızda var, Anayasa’nın 1’inci maddesi, 62’nci maddesi buna cevaz vermez, dolayısıyla abesle iştigal ettiniz gerdiniz bütün toplumu, sendikaları getirdiniz buraya kavgalar gürültüler, biber gazları dayak bilmem ne, bin bir türlü rezillik yaşandı bu ülkede. Gerek yoktu. Getirin acil eylem planınızı bu ülkenin ihtiyacı ekonomik olarak çok iyi yerlere taşınabilmektir. Ama bunu yapmadınız. Hele bir Sağlık Yasası var geçti, bundan önceki hükümet zamanında geçti evlere şenlik. Anayasa mahkemesine gitti, Meclisin avukatı gitti dedi ki bu Anayasaya aykırı. Hükümetin avukatı yani Başsavcılık Anayasa Mahkemesine gitti dedi bu Anayasaya aykırı. Anayasa Mahkemesinin de canı sıkıldı ya Meclis yaptı bunu Meclis avukatı gelir Anayasaya aykırıdır der, hükümetin avukatı Savcı Anayasa’ya aykırıdır der ne getirdiniz bunu benim önüme dedi Meclise geri attı. Artık abesle iştigal etmeyelim doğruları yapalım bu ülkede. Bu ülkenin acil, ekonomik olarak bir yerlere gelmesi lazım. Esas olan budur. Tarımda benim hatırladığım kadarı ile bundan 5-10 sene kadar evvel yapılan istatistiklerde tarımla uğraşan nüfus yüzde 25’ti. Ama bugün bakıyorum konuşmalarda söylenen yüzde 15’e inmiş, sanayileşmiş ve kalkınmış ülkelerde bu oran yüzde 12’dir. Bizde sanayileşme olmadığına göre tabii biz bütün yükü kamuya veriyoruz, biz de tarıma veriyoruz. Ama tarımda da büyük oranda bir gerileme var. Büyük oranda gerileme var, gayri safi milli hasıla içerisinde tarımın oranı yüzde 10 civarında geriledi. Gerçekte bu büyük bir oran. Hiç yadsınamayacak kadar önemli bir oran. Nedir bunun sebepleri? Tabii ki kuraklık başta gelir ama bu ülke yalnız bu 5-10 yıl içerisinde kurak olmadı ki. Bu ülke kuruldu kurulalı kurak. Bu önemli bir faktör. Girdi maliyetleri yüksek, elektrik fiyatları yüksek, dünyada en yüksek elektriği biz kullanıyoruz. Elektrik maliyetleri, gübre yüksek. Rum tarafından daha pahalı. Ha bu gübre olayı ile ilgili çeşitli spekülasyonlar var biyokimle ilgili. 7 ay geçti basın toplantısında bu konu söylendi ama henüz bir netice yok. 7 ayda netice alınmaz mı bu konuda? Bundan alan 500 milyar Kooperatif Merkez Bankası zarara uğratıldı.Ve belki de verim de alınamadı. Bu büyük bir etkendi. Ama bunun üzerine kimse gitmedi. Hala daha da gidilmedi. Bir söylemden öteye geçmedi.

Kazanç, yani hayvancılıkla, çiftçilikle uğraşanların kazancında büyük düşüşler başladı ve herkes yavaş yavaş bundan uzaklaşıyor. Aile işletmeleri halindeki çiftçiler artık çocuklarını çiftçilik yapmak için teşvik etmiyor. Çünkü belirli bir geliri olmayınca

2800

Page 72: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

herkes kamuya yüklenmeye çoluğunu, çocuğunu kamuda görev alması için her türlü siyasal entrikaların içerisine girmeye başladı. Bu da önemli bir faktör. Bir de tabii en önemli faktörlerden bir tanesi ve üzerinde durulması gereken Bakanlığın da bu işe el atması lazım. Üç kağıtçı tüccarlar türedi. Özellikle patateste. Geçmişte narenciyede de olduydu bu olaylar ama patateste çok oldu. Patateste eskiden Yeşilköy’de olay patlak verdi. Şimdi hem Çayönü’nde, hem Beyarmudu’nda. Ne oldu? Aldılar köylüden patatesi Rum’a sattılar. Ondan sonra üreticiyi ödemediler. “Paramızı alamadık” dediler. O üreticinin sorunu değildir. Üretici alın terini, emeğini, sermayesini ortaya koydu üretti, -tüccara verdi. Tüccardan parasını alamadı. Devletin, Hükümetin vatandaşı korumakla yükümlü olduğunu herkesin bilmesi lazım. Hükümet bunu herkese üç kağıtçı tüccarlara öğretmesi lazım. Sen malı alacaksın, satacaksın. Parayı alacaksın almadım diyeceksin ama üreticiyi ödemeyeceksin. Her birinin 100 milyar, 200 milyar, 300 milyar zararı var. Üretmiş malını parasını alamamış.

Bugün ülkemizde ihracatta en büyük kalem tarım bizde sanayi olmadığına göre bir de hizmet sektörü. Orada da büyük oranda düşüşler var. Narenciye hem dönüm başına düştü, hem de gelir olarak çok düştü ve ihracattaki oranı da düştü. Bu sene hem ithalatta, hem ihracatta genel anlamda büyük bir düşüş var. Bunun nedeni ne? Demek ki üretip pazarlayamıyoruz. Bir de artık herkesin alım gücü düştüğü için ithalatta da büyük oranda azalma başladı. Bu ekonomide alarm işaretidir. Buna dikkat edilmesi lazım. Aksi takdirde çok zor günler bekler bu Hükümeti bizden net ve açık olarak söylemek. Biz yolu da söylüyoruz. Bir çareleri de ortaya koyuyoruz. Her konuşmamızda bunu yapıyoruz. Yalnız çıkıp tenkit etmiyoruz. Ortaya öneriler de çare de koyuyoruz ama zannederim bir kulaktan giriyor, öbür kulaktan çıkıyor. Bu saydığım faktörler yani hayvancı ve çiftçini gelirlerinin azalması yukarıda saydığım kuraklık faktörü de, elektrik fiyatı da, üç kağıtçı tüccar da hayvancı için de geçerli malını alır, parasını vermez. Hayvancı da bıktı bu işten. Kasap alır parayı ödemez. Mahkemelere gidersiniz, Mahkemelerde yıllar sürer. Taksite bağlar 300 Lira, 500 Lira, 1 milyon ayda ama netice sıfır sıfır elde var sıfır ve en önemlisi ve dikkat edilmesi gereken hususlardan bir tanesi de verimlilik. Bizde süt üretimi ayni ırk inek 14 kilo. Bunlar raporlarda ve bütçede gösteriliyor. 14 kilo veriyor bir inek ama ayni tür bir inek İsrail’de 30-40 kilo, 50 kilo veriyor. İklime bakarsanız biz onlardan daha iyiyiz. Neden? Bunun araştırılması lazım. Bunun üzerine gidilmesi lazım ve verimliliğin artırılması lazım. Biz de hayvancı çocuğuyuz. İngiliz zamanında bizim rahmetlik pederin söylediği hayvan başına yarım Şilin verirdi diyor ve herkes memnundu bundan. Şimdi biz üretimi artırmak istiyorsak bence hayvan başına bir prim vermek lazım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Onun gibi.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - Onun gibi değil, değil.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bu sistem öyle.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - Değil. Mesela sütte.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sütte kilo başınadır, litre başınadır.

2801

Page 73: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - Veriyorsunuz ama 8 liraya Arap’a sattığınız bir kilo hellim veyahut da hellim ürünü, süt ürünü biz memlekette kooperatif 17’ye, diğer üreticiler 14-15’e satıyor. Evet liberal ekonomi diyoruz serbest piyasa diyoruz ama bu da yanlış. Kooperatif niye 17’ye satsın, diğeri 14-15’e? İhraç ederken de 8. Ben vatandaş olarak bunu 17’ye yiyeyim, 14’e 15’e yiyeyim, niye? Kooperatifin maliyetleri yüksek, Kooperatif arktık esas amacının dışına çıktı. Kooperatifin ne olması lazım? Kooperatifin sahiplerine verilmesi lazım.Yani bu köy kooperatiflerinin birleşmesinden oluşan Merkez Bankasıydı, şimdi artık bankacı oldu. Faiz oranlarına gelince bir bakarsınız yüzde 10’dan mevduat toplar, yüzde 34-35’e kredi verir. Olamaz böyle bir ye. Bu kooperatif değil artık bu bankadır. Bu maliyetlere de etki eden en önemli unsurlardan bir tanesidir. Ben o 83 yılında seçimle gelen Kooperatif Merkez Bankasının Yönetim Kurulu üyesiydim. O Bakanlar Kurulu Kararı ile görevden alınanlardan bir tanesiydim ve ilk defa tarihinde Kooperatif Merkez Bankasına 7 üye, 7’si de Ulusal Birlik Partili üyeydi. Buna rağmen görevden alındık. O zamanki siyasi aritmetiğin, Meclisteki siyasi aritmetiğin de bunda çok önemli rolü vardı ve o bizi öyle bir noktaya getirdi ki kooperatif faaliyetlerinde sıkıntı yaratıldı. Hatta çok iyi hatırlıyorum o zaman ihracatta da bir düşüş oldu, elde stop birikti ne yaptıktı, çağırdık memurlara düşük fiyattan ve kredili hellim dağıttık ve stokları bitirdik. Şimdi zannederim o stok sıkıntısı yok. Üretilen ama bir tehlike daha başladı Türkiye’de de artık hellim imal edilmeye başlandı ve Kıbrıslılar da artık gidip orada fabrika kurmaya başladı. Nasıl ki öğrenci sayısında üniversite öğrenci sayısında giderek azalma oluyor, bizim ihracatımızda da giderek azalma olacaktır. Bunun tedbirlerini şimdiden düşünmekte büyük yarar görürüm ve doğru olan da budur. Ama en önemli hususlardan bir tanesi o 14 kiloluk üretimin bizdeki, günlük verimi ve İsrail’deki 40 kilo verim arasındaki o uçurumu Bakanlığın mutlaka üzerinde durarak halletmesi lazım. Bir de rekabet çok önemli. Rekabet daima doğruları da getirir, sizi sıkıntıya da sokabilir. Et fiyatlarında Rum tarafı bizden ucuz. Şu anda 10 Euro bir kilo kuzu eti o tarafta. Önümüzdeki günlerde 14 Euro’ya çıkacağına dair işaretler var. Bu bizim açımızdan iyi. Bu bizim açımızdan güzel, en azından o taraftan gelen kaçakçılığı önler ama bize ne tehlikesini getirir? O tarafa hayvan satma tehlikesini getirebilir. Bu defa biz sıkıntıya düşeriz, bizde arz talep dengesi dolayısıyla bizde de fiyatlar yükselmeye başlar. Onun için bu dengeyi çok iyi korumak lazım. Bizde hayvan popülasyonunda son 2 yıldır büyük oranda bir düşüş var. Yani hem büyük başta, hem küçük başta büyük oranda düşüş var bunun tedbirlerini almak lazım. Ben çok iyi hatırlıyorum eskiden özellikle Kurban Bayramı dönemlerinde Araplar binlerce kuzu satardık. Şimdi o hale geldik ki et ithal etmeye başladık. Demek ki bir yerlerde biz yanlış yapıyoruz. Bunun tedbirini mutlaka almak zorundayız.

Doğrudan Gelir Desteğinde bu yıl bir artış gözlendi ama Sennaroğlu’nun söylediğine göre bir gerileme var diyor globalinde. Globalinde bir gerileme var.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Farklı bir şeydir.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) – Şimdi Türkiye teşvik amacı ile bizim bütçemize para koyar veya yatırım amacıyla koyar. Biz bu parların hepsini Kuruşu Kurşuna kullanabiliyor muyuz? Mesela bizim ülkemizde Fiyat İstikrar Fonu. Geçen sene 290 trilyon olarak öngörüldü. Gerçekleşmesi 260 trilyon civarında oldu. İlk defa 24

2802

Page 74: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

trilyonu tarıma teşvik olarak verildi gerisi Cari Harcamalara, maaş ödemelerine gitti. Endişe ederim bütün mesele bu verilen yatırımla ilgili olsun, teşvikle ilgili olsun paraların doğru yerde kullanılması. Yani Cari Giderlere ve maaş ödemelerine gitmemesi.

Türkiye, Anavatan bizim bütçemize para koyar. Der ki size bu yıl 600 milyon Dolar veriyorum. Bu 601 milyon olmaz. Çünkü Türkiye’de Ek Ödenek geleneği yok. Yani sizin bütçenize ne konduysa onu harcayacaksınız. Ama ne yapar? Siz Cari Giderlerinizde sıkıştınız yatırımlardan keser size verir Cari Giderlerde kullanırsınız bu defa yatırım durur, eşitler durur. İşte Doğrudan Gelir Desteği hiç zamanında ödenmedi hep attı. Narenciyeyi verdi üretici hep attı, geç ödendi. Bunların da önüne geçmek lazım, bunların da tedbirlerini almak lazım teşvik böyle olur. Nasıl ki geciken adalet, adalet değilse geciken para da para değil. Çünkü o borçlanan üretici onun faizini bankaya ödüyor. Yani bir yerde zarara giriyor. Bunun tedbirlerini almak lazım.

Tarım Kredi Faizlerini alabildiğine düşürmek lazım. Şimdi ne yapıldı? Ziraat Bankası yüzde 0 faiz ile üreticiye para veriyor. Çok güzel bir olay. Çok doğru bir olay ama yüzde 16 faizi devletten alıyor, Hükümetten alıyor o. O parayı toplayacak yüzde 10 mevduat faizini de sıfırdan verecek kendi zararı yiyecek olur mu böyle bankacılık. Ne yapıyor? Yüzde 16’yı devletten alıyor. Bence bunun için ihaleye çıkılması lazım. Ben iddia ile söylüyorum. Öyle bankalar var ki yerli bankalar da var. Başka bankalar da var. Ben çiftçiye sıfır faiz ile kredi vermek istiyorum. Hangi faiz farkını istiyorsunuz benden, ne kadar? Belki yüze 15, yüzde 14’de verebilecek banka var. Oraya kanalize etmek lazım ve daha az paranın devletten çıkmasını ve daha geniş kitlelere yardım yapılmasını sağlamış olursunuz. Yapılması gereken bu ama bir tek gider ve Ziraat Bankası ile anlaşırsanız yüzde 16. Belki yüzde 15’den verecek var? Çıkın bir ihalesini yapın bunun doğru olan bu. Rekabet her zaman söylüyorum doğrudur, doğruları ve güzellikleri getirir. Rekabet yapmadığınız zaman verimlilik olmaz bu mümkün değil. Bu ülkemizde zeytin, harup, narenciye çok önemli ürünlerimizdir ve bu ülkede de bu en bol yetişen ve verim aldığımız ürünlerimizdir. Ben Ürdün’e gittim. Size samimiyetle söylüyorum yol boylarına biz ne ekeriz? Çam ekeriz, azı ekeriz veyahut da akasya ekeriz. Adamlar ana caddelerin yol boylarına zeytin ekerler zeytin. Bizim Mesarya 10 senede bir kuraklıktan çıkar. Dokuz sene kuraktır para veririz. Artık Mesarya için nasıl daha verimli olacak ürün çeşidini bulmamız ve ona göre hareket etmemiz lazımdır. İlanihaye hep böyle kuraklık ödeyeceksiniz ve hiçbir netice almayacaksınız bu çekilecek ağrı değil. Ona göre bir ürün çeşidi, ürün ne zaman verecek sonuç 3 sene, 5 sene, 10 sene? 3 sene, 5 sene, 10 sene teşvik vereceksiniz bu insanlara. Teşvik edeceksiniz bu insanları. Ha yeşil hayvan bitkisi mi ürettireceksiniz hayvancılık için? Belki onu yaparsanız çok daha doğru olur, süt verimi de artmış olabilir. Ama siz her sene 10 senede 9 senesini kuraklıkla geçiren bir bölgeyi o bölgede tarım yapan insanlar hem kazanç elde edemeyecek tarımdan kopacak, hem de siz para ödeyeceksiniz devlet olarak. Bunlar doğru şeyler değil. Rezerv araziler her gelen hükümet partizanca bu rezerv arazileri kullandı. Bu benim adamımdır ona vereceğim, öbür hükümet gelir onun elinden alacağım ona vereceğim. Artık bundan uzaklaşmamız lazım, bundan uzaklaşmamız lazım. Halkı bölmeye kimsenin hakkı yoktur. Belli bir standardı mutlak getirmek lazım. İhale mi yaparsınız, kullandığı araç gerece mi bakarsınız o da çok önemli. Aracı gereci yok bin dönüm icar eder, ne yapacak işte bir tırpanlar gider. Araç gereç potansiyeli, hayvancılık potansiyeli nedir bu insanın buna

2803

Page 75: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bakmak lazım. Ancak bu şekilde verimlilik artar. Yoksa o benim adamımdır ona vereyim bin dönüm eksin. Ekmez de kuraklık nasıl olsa ödenir alır. Efendim?...

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ekmeden alamaz.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - Eker yahu, sürer tırmığı, sallar oraya.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Verilen kuraklık tarla icarını karşılamaz Allah için olsun.

ERTUĞRUL HASİPOĞLU (Devamla) - E, gördün mü? Onun için doğru dürüst tarım yapacak, araçları müsait olan insanlara verilmesi lazım, hayvancılık yapan insanlara verilmesi lazım. Dikkat edin Tarım Bakanlıkları Demokrat Partide olduğu dönemlerde hep tarım iyi gitti, bunu iddia ile söylüyorum ve köylü hiç şikayet etmedi. Biz köylere hep çıkıyoruz, ben devamlı dolaşırım. Herkesin söylediği bu. Kuraklı oldu bala getirdi bedava verdi. Yalnız taşıma ücreti, hiç. Bedava aldı, bedava dağıttı. Ama geçen seneki rezillikleri unutmadık, unutmadık. Siz ne kadar girdi maliyetlerini düşürebilirseniz üreticiden o kadar kazancı fazla olacaktır, Kazancı fazla olunca da iştahı artacaktır, hem ekipman olarak, teknik donanım olarak daha iyi hale gelecektir, hem de o kazanç sağladığı için iştahla, dört elle işine sarılacaktır. Benlik çoluk çocuğunu da o yöne teşvik edecektir, devlette bu sıkıntılardan kurtulmuş olacaktır.Bütün mesele Kooperatif Merkez Bankasının aslına dönmesidir, bu çok önemlidir. Hala daha 83’ten bu yana 26 , 27sene geçti, her gelen hükümetler kooperatifi sahiplerine devredeceğiz dedi devretmedi, devretmedi. Halbuki o Kooperatif Merkez Bankası o üreticinin malıdır. Köy kooperatiflerinin malıdır. Halbuki bugün Kooperatif Merkez Bankası en pahalı krediyi sağlayan banka. Hükümet de sıkıştığı müddetçe hep ondan borçlanmakta, cari giderlerini ve açıklarını kapatmak için Vakıflar Bankası ile Kooperatif Merkez Bankasını kullanmaktadır. Kooperatif Merkez Bankası artık köylünün yararına hizmet edebilir hale gelmeli bir, ikincisi artık Kooperatif İşleri Dairesinin de köy kooperatiflerini canlandırması lazım. O kadar güzel kooperatifler var ki çok güzel çalışan, bir Çayönü Kooperatifini misal verebilirim. Fevkalade güzel çalışıyor, yeni bina yaptı, köylüye kredi veriyor, köylüye destek veriyor. Köylüye destek veriyor. Bütün bunları yapmak için Kooperatif Merkez Bankasının asli görevine dönmesi şarttır. Başka türlü tarımı bir yerlere taşımak ve ülkeyi kalkındırmak, tarımın Gayri Safi Milli Hasıla içerisindeki o düşen oranını yükseltmek mümkün değil. Hayvan hastalıkları konusunda zannederim eskisi kadar büyük sıkıntı yaşanmıyor çoğu itlaf edildi. Brucella da olsun, diğer hayvan hastalıklarında olsun. Kulaklar numaralandıktan sonra ve sayım yapıldıktan sonra belli bir yer taşındı, bu olumlu bir yaklaşım. Önemli olan tekrar bulaşmasını engellemektir. Yani temel sağlık tedbirlerini alabilmektir. Çünkü bir hastalık olduktan sonra, tedavisi hele olmayanlarda zarar çok büyük oluyor. Halbuki siz tedbirini alırsanız da bir daha bu hastalıklara yakalanmaz gerek aşılanma konusunda, gerekse diğer konularda, yeşil çayır iğnesi yapılır özellikle bu zamanlarda, hayvanların hastalanmasını önlemek için. Bunlar yapılırsa sanırım doğru bir iş yapmış oluruz. Bizim zeytini, harubu, narenciyeyi tekrar canlandırmamız lazım. Bizim en önemli ihraç kaynaklarımızdır. Bugün ülkeye düşünebilir misiniz siz narenciye ülkesine limon gelir dışardan. Portakal gelir dışardan. Ve biz başarılı olduğumuzu iddia ederiz. Hayır, değiliz. Et gelir dışardan. Mümkün değil.

2804

Page 76: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Zeytin gelir, zeytin yağı gelir dışardan. Ve bizim iklimimiz bütün bunlara müsait ve bunları başaramıyoruz, ondan sonra da gelip ahkam kesiyoruz şöyle başardık, böyle başardık diye, hiçbir şey başarmadık. Ve büyük yanlışlar yaptık. Bizde belli zeytin, ihraç edilebilecek bir ürün. Harup, hep ihraç edilebilecek bir ürün. Narenciye hak eza. Şimdi bu sene yağmurlar iyi başladı. İnşallah bizim babalarımızın söylediği Mart Nisan söylemezse, Mesarya’da bir şey olmaz. İnşallah Mart Nisan da söyler ve verim alınır. Yalnız bir şeye daha dikkat edelim. Diyelim ki verim çok yüksek oldu, ödeyeceksiniz bunu. Bunun bir de farkı var, onu da ödeyeceksiniz. Doğa edelim, bir doğa daha yapalım hem sene çok iyi gitsin, hem de başka bizim ülkemizin dışındaki başka ülkelerde kuraklık olsun. O zaman o fark, başka çaremiz yok, o zaman sattığımız zaman elde edeceğimiz gelirle, rahatlıkla ihtiyaçlarımızı da karşılarız, tohumlukta buluruz, hayvan yemi olarak da daha rahat, daha ucuza alır, pahalı satar ucuz alır, bunu karşılarız. Benim söylemek istediğim şu; Hükümet olarak öncelikleri ortaya koymak lazım. Öncelikler o ek mesaiymiş, maaş ödeneklerin kesilmesiymiş, maaş ve ödeneklerden sağlayacağınız tasarruf 1,3 trilyon değerli arkadaşlar. Devede kulak bile değil. Bu kadar gürültüsüne değmezdi. Esas işte budur tarımda verimliliği üretimi artırmak ve bundan gelir etmek ve Gayri Safi Milli Hasılayı artırmak. Bunun içerisindeki tarımın payını yükseltmek. Yapılması gereken budur. Acil eylem planı budur. Yoksa gelip de burada masal anlatmanın hiç kıymeti harbiyesi yoktur, doğru da değildir. Evvela önceliklerinizi ortaya koyacaksınız, “nerede biz yanlış yaptık bugüne kadar” onu göz önünde bulunduracaksınız. Mesarya verimliliği olmayan, yani tahıl bakımından çok da verimliliği olmayan bir şey, bir alan değil, “onu nasıl verimli hale getiririm” bunu düşüneceksiniz, bunları yapacaksınız. Bunları yaptığınız takdirde başarılı olursunuz. Yoksa eskisi böyle yaptıydı, ben de böyle yaptım da böyle yapayım, bu mentalite ve bu mantıkla giderseniz hiçbir şey yapamazsınız, hiçbir şeyi de başaramazsınız. Teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Ertuğrul Bey.

Buyurun Fatma Hanım.

FATMA EKENOĞLU (Güzelyurt) (Yerinden) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özür dilemesini bilmek ve yanlıştan dönmek bir erdemdir. Ama görüyorum ki hala daha Ulusal Birlik Partisi bunca senelik iktidarlarına rağmen yanlış yaptığını kabul etmiyor, ülkenin bu hale gelmesine en çok payı olan parti ve bakanlar oturdukları yerden “biz yakında bu sınavdan geçtik” diyorlar. Nasıl bir sınavdan geçtiler? Seçim dönemi insanımıza gerçekleri söylemeyerek, sadece duymak istediklerini söyleyerek. Yöneticilik bu değildir. Bunca zamanlık Başbakanlık yapan bir Partinin Başkanı da bunu yapıyorsa benim çok fazla söyleyecek bir şeyim yok.

Ben, tarımı çok daha farklı bir boyuttan insan sağlığı boyutundan ele almak isterim ve bunu yaparken de şöyle diyorum: Dünyada 12 trilyon Dolarlık mal ve hizmet ticaretinin yaklaşık 950 milyar Dolarlık kısmını yani başka bir deyişle yüzde 12’sinden fazlasını işlenmiş ve işlenmemiş tarımsal ürünler teşkil etmektedir. Bu da bize neyi gösteriyor? Mali sektörün tarım sektörüne önem vermediğidir. Daha çok gelir getirecek, daha çok kazanacak noktalara gittiğini ve hayat dünyada 2000’li yıllara kadar böyle

2805

Page 77: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

giderken 2000’li yıllardan sonra tabii dünyamızda olan değişiklikler, küresel ısınmanın gittik sonra artması ve yaşanması işte o zaman tarımın önemi orta yere çıkmıştır. Ve ben burda Maliye Bakanının da olmasını isterdim ama herhalde dışardan dinliyor bizi. Gelinen noktada dünya ekonomisinin yaşadığı krizleri dört ana başlık altında toplayabiliriz.

Küresel gıda krizi. Bunu da biraz önce söyledim, mali sektörün tarım sektörüne yatırım yapmaması, desteklememesi ve daha çok kazanacağı noktalara yönlenmesi, tabii bunun yanında artan dünya nüfusu ve tarımın bir noktada enerji hammaddesi olarak da kullanılması, üretilmesi.

İkinci kriz, küresel enerji krizi.

Üçüncüsü, küresel su krizi, ki bu da tarımı yakınen ilgilendiriyor ve küresel ısınmaya paralel olarak yağışlar azalıyor, yeraltı su kaynaklarımız azalıyor, su kalitesi gittik sonra düşüyor. Bu da tarımı doğrudan doğruya ilgilendiriyor.

Ve dördüncü olarak da 2009 yılında dünyada yaşadığımız mali kriz. Bu boyutuyla baktığımız zaman ekonomik krize, tarım sektörüne gereken önemi veren ve zamanında yeterli yatırımları yapıp yapısal değişiklikleri uygulayan ülkeler krizlerden kârlı çıkmıştır veya çok az zararla çıkmıştır. Yöneticilere, teknik bireylere sorunlara doğru teşhis koymak, bu krizleri fırsata çevirip, ülkelerindeki tarım sektörü ve bu sektörde çalışanların önünü açmayı başarmak çok çok önemlidir. Başarılı olan ülkelerin yöneticilerinin temel hareket noktası budur, bundan sonra bizle de iktidarıyla, muhalefetiyle, teknik insanlarıyla birlikte bunu başarmamız artık şart olmuştur insanımız için, ülkemizin geleceği için. Ve bunun içinde tarımda yapmamız gereken bazı şeyleri sıralamak isterim. Bir, örgütlü idari ve mali yönden güçlü, bağımsız ve demokratik tarımsal örgütlenme. İki, suyu ve su havzasını çok iyi idare etme, ki bizim ülkemizde bu da yapılmadı, hoyratça su harcama yönüne gittik, son dönemlerde biraz biraz dikkat edilmesine rağmen insanımızı, bireyi o noktada eğitmememizin belli önlemler almamıza rağmen eğitmemizin cezasını hep birlikte yaşıyoruz ve bu noktada su israfını önlemek için bireyi iyice eğitmemiz gerekir, tüm yöneticilere, eğitimciler ve tarımcılara da, çünkü tarımın en büyük girdisi bu düşüyor. Üç, karar vericileri, yani siyasi otorite, teknik kadro tarafından doğru ve iyi bilgilendirme yanında çok iyi yönlendirmek. Evet, bu da bizlere, teknik bireylere düşmektedir. Bu noktada artık herkes bireysel çatışmalarını, partisel çıkarlarını bir tarafa bırakıp, ülkemiz için, insanımız için hep birlikte en iyiyi, en doğruyu yapmamız gerekir. Dört, tarladan sofraya izlenebilir ürünler üretmek. Kalite ve standarda önem vermek, gıda hakkının insan hakkı olduğunu unutmadan, tüketicilere gıda güvenliği ve kalitesi yüksek uygun fiyatlı gıda maddelerini sunmak. Evet, hepimize düşen görevler arasında. Beş, tarımı geçerli ve aranan bir sektör haline getirip, gençlerin, kadınların, girişimcilerin tarım sektörüne girmesini sağlamak. Bu 2004’den sonra yapılmaya çalışıldı, örneğin benim bölgemde organik tarımla uğraşan kadın üreticilerimizde var, bunlar destekleniyor ve bu yönde üretim yapan üreticinin muhakkak desteklenmesi gerekir. Altı, üreticilerin sağlıklı ürünler üretmesi yanında tarım sektöründe gerekli pazarlama organizasyonları kurulmalıdır. Aksi halde ülkemizde olduğu gibi üreticinin bire sattığını, tüketiciler üçe almak zorunda kalacak. Yedi, tarımsal alanların bizlere

2806

Page 78: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

emanet olarak kaldığını, doğayı ve çevreyi tahrip etmekten gelecek kuşaklara bırakmanın sorumluluk olduğu bilincini taşıyıp, uygulamak. Seksiz, tarımsal üretim yapılırken, risk yönetimini ihmal etmeden, ekonomik aklı ön planda tutarak, üretim girdilerini optimum kullanarak kapital, su, gübre, teknoloji enerji maliyetlerini düşük tutabilmek. Bunlar çok çok önemli ve hepimizin bu noktada dikkatli olması gereken noktalardır. Evet, bütün bunları sıralarken,bizim komitelerimize gelmişti Gıda Yasası ve biz bunu geçirememiştik. Evet, hazırlanmış Tarım Bakanlığında bir Gıda Yasası var. Ama bilirsiniz ülkemizde işlerin nasıl yürüdüğünü. Tüm ülkelerde de bu şekildedir. Toplumda iyi bir örgütlenme, iyi bir yapı ve tepki olursa o noktada. Örneğin Tüketiciler Birliği toplumda gıda ürünlerini tüketenler sağlıklı ürün istediklerini ısrarla vurgulasalar ve bir tepki yaratsalar, toplumda bir bilinci uyandırsalar, o yönde siyasileri, Meclisi zorlayıcı olsalardı bu Gıda Yasası diğer yasaların önünde geçerdi diye düşünüyorum. Ve yeni hükümeti, yeni Meclisi ne olur zorlayalım bu Gıda Yasasının çıkması noktasında, çünkü insan sağlığı için, insanımız için çok çok önemlidir. Ürünler, üretilen tüm gıda ürünlerinin, hayvan yemlerinin hammaddelerin sistematik olarak kontrol edilmesi ve bir otomasyonun bunu yapması, yani tarladan sofraya kadar ürünün sağlıklı bir şekilde gelebilmesi için iyi bir kontrolün belli aralarla yapılmasını içeriyor bu Yasa. Bu Yasanın özü bu. Detaylara girmeyeceğim. İnsanımızın anladığı dilden söyleyeceğim bunu, ne olur zorlayıcı olalım ve bu Meclisimizden bu Gıda Yasasını geçirelim. İnsan sağlığı için çok çok önemli bir yasa.

Evet, yine diğer önemli bir nokta, genetiği değiştirilmiş organizma GDO. Son günlerde basınımızda yer almaya başladı ve gittik sonra ülkemize de bu ürünler geliyor. Mısır geliyor, soya geliyor ve en çok genetiği ile oynanan ürünler bunlar. Bu noktada da belli tedbirlerin, önlemlerin acilen alınması ve yasanın da, bir noktada yasanın hazırlanması gerekir diye düşünüyorum acilen. Avrupa Birliği ülkelerinde genetiği ile oynanmış ürünlerin ülkeye girmesinin engellenmesi için belli ülkeler tedbirler alıyor. Bunun Fransa, Almanya bu ülkelerin başında gelen ülkeler. Biz de bu noktalarda tedbirler almalıyız. Biz de bu noktada yasalarımızı gözden geçirmeliyiz, çünkü bizim ülkemize de çok kontrolsüz ürünler geliyor ve insan sağlığına da baktığımız zaman ülkemizde gittik sonra kanser hastaları artıyor. Belli dönemlerde kalp hastalıkları birinci sırayı alıyor, kanser hastalıkları ikinci sıraya düşerken belli dönemlerde kanser hastalıkları birinci sırayı alıyor ve bunun nedenleri araştırılırken bu noktaların da göz önünde tutulması gerekir. Tarım Bakanlığı Türkiye’de Başbakanlığa öyle bir yasayı gönderdi ve Türkiye televizyonları ülkemizden yaygın bir şekilde izleniyor. Bu konunun tartışılmasını ben de bir-iki kez televizyonda izledim. Genetiği ile oynanmış ürün ve daha çok verim elde edebilmek için yapılan çabalar, genetiğiyle oynanmış tohum toprağa ekildiği zaman başka bir ürünü o toprağa ekemezsiniz. Zehirliyor, yok ediyor başka bir ürünü, bu da toprağımızın yapısının bozulmasına sebep oluyor. Bu noktadan da baktığımız zaman hem böcek türümüzün bozulmasını çünkü böcekler de bu bitkileri yediği zaman ölüyor, nesli tükeniyor, dolayısıyla ekolojik dengemizi korumak açısından da çok çok önemlidir. Bugün Biyologlar Derneğinin de bir gazete de bu yönde bir açıklaması var. Ama toplumda duyarlı örgütlerin, duyarlı kesimlerin bu noktada daha çok ses çıkarması gerekir diye düşünüyorum. Zorlayıcı olmalıdır yönetenler tedbir alma noktasında, zorlayıcı olunmazsa ve cılız cılız sesler çıkar bu nokta da tedbir alınma. Ne olur? Hayat, sağlığımız için, çocuklarımız için, geleceğimiz için daha zorlayıcı olalım diyorum. Ve

2807

Page 79: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

baktığım zaman, dünyaya baktığım zaman, 27 ülkede 125 milyon hektar arazide GDO’lu üretim yapılmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde yüzde 59, Arjantin’de yüzde 20, Kanada’da yüzde 7, Brezilya’da yüzde 6, Çin’de yüzde 4. Bütün bunlara baktığım zaman, bu ülkelerden gelen ürünler ülkemizde satılmakta, dolayısıyla da bunların gördüğüm zaman da ürperiyorum, insanlarımızı da ürpertmek istiyorum daha duyarlı olmaları noktasında. Evet, GDO’lu ürünlerin insan sağlığına ne tür etkileri vardır? Alerjik etkisi vardır. Toksit etkisi vardır. Antibiyotiklere dayanıklılığı azaltıyor. Sağlıksız hayvansal ürünler olarak geliyor. Sağlıksız beslenmeye sebep oluyor. Ve ekonomimize etkilerine baktığım zaman da ekonomiye, tohum tekelleşiyor. Daha çok daha kaliteli ürün elde edebilmek için bu tohuma yöneliyor ve tohum da tekelleşiyor. Dolayısıyla bu noktalarda hepimizin de hassas olması gerektiğine inanıyorum ve bir sağlıkçı olarak da hem tarımı, hem sağlığı ilgilendiren bu noktada da insanımızı uyarmak istiyorum.

Bir de bütün bunlara değinirken, organik tarıma da değinmek istiyorum. Aslında organik tarım atalarımızın yaptığı ve gittik sonra uzaklaştığımız bir tarım şekli. Ve dünya artık o yöne doğru gidiyor. Bizim ülkemizde de o yöne doğru gitmesi için üreticimizi teşvik etmemiz gerekiyor. Bu noktada teşvik ederken de toprağının incelenmesi gerekir. Biliyorsunuz o kadar çok kimyasallar kullanıldı ki bizim ülkemizde, toprağın yapısında da artık belli değişiklikler oldu ve toprağı o yönüyle hazırlamamız gerekiyor. Üreticimizi bu noktada eğitmemiz ve yönlendirmemiz gerekiyor. Bu da tabii ki Tarım Bakanlığına ve teknik bürokratlarına düşmektedir. Tarım Bakanı... Dediğim gibi ben sağlıkçıyım, ziraatçı değilim, Tarım Bakanı da öğretmen arkadaşımız. Dolayısıyla bürokratlarımıza düşüyor doğru yönüyle yönlendirmek, ziraat mühendislerine düşüyor doğru yönüyle yönlendirmek, veterinerlere düşüyor doğru yönüyle yönlendirmek. Bu noktalarda teknik insanlarımıza hem üreticimizi bilgilendirmek açısından, hem de yöneticilere yön vermek noktasında, dolayısıyla büyük görevler var bu bürokratlarımızın omuzlarında.

Bizim dönemimizde organik tarım yapan 2004’ten sonra 40 kadar üretici, ama fiilen 20 üretici bu noktada uğraşıyor ve biraz önce ifade ettiğim gibi bu üreticilerimizin arasında canla, başla uğraşan, bilimsel yönüyle bu işi yapan kadınlarımız da vardır. Bundan gurur duyuyorum. Bu hanımlarla konuşurken de gurur duyuyorum. Böyle hanımlarımızın üretime bizzat katkısı olan, toprağı seven insanımızın olduğunu görmek de beni gururlandırıyor, çünkü üretimi hem insan sağlığına uygun yapmak, hem de çevremizi korumak açısından çok çok önemlidir. Kaç yıl önceydi yine bir televizyon programını izliyorum, Afrika’daki bir ülkede giriyor... Bizim hanımlar bilecek, beyler de biliyor, hover makineleri vardır ya ev temizliğinde kullanılan, tarımda kullanılanlar da var bunun. Ben televizyonda izlemiştim. Ülkemizde kullanıldığını hiç görmedim. Gözümle görmedim, televizyonda gördüm. Ve arazinin içinde geziniyor. Bakıyor dengeye, arazideki dengeye ve ekolojik denge tamamsa hiç ilaçlama yapmıyor. Tamamıyla faydalı böcekler, zararlı böcekleri, zararlıları yok edecektir. O denge yerindeyse hiç müdahale etmiyor. Çok dikkatimi çekmişti o dönem. Şimdi organik tarıma bakarken de o izlediğim belgeseli hatırlayarak doğa dengesi, ekolojik denge ne kadar önemlidir diye düşünüyorum ve insanoğlu, bireyler bu dengeyi hırs uğruna, daha çok kazanmak uğruna çocuklarını ve geleceğini düşünmeden nasıl harap ettiklerini görmek de beni üzüyor gerçekten. Evet, organik tarım önemli ve ülkemizde de organik tarım yönünde üreticimiz teşvik edilmeli, bilgilendirilmeli, eğitilmelidir diye düşünüyorum ve

2808

Page 80: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bu noktada da adımlar atılmalıdır. Avrupa Birliği ülkelerinde önem taşıyor ve piyasada raflarda organik ürünler hep görülüyor ve bu organik ürün üretenler de önceleri teşvik ediliyor ama sonradan da kazananlar kendileri oluyor. Kendilerinin yanında insanımız da kazanıyor. İnsanlar da kazanıyor sağlıkları açısından ama üretici de kazanıyor o yönü ile baktığım zaman.

Ve sıralamak istiyorum bu organik tarımın faydalarını. Üretici gelirlerinde ürün çeşidine bağlı olarak yüzde 20-30 daha fazla gelir elde ediyor. Kimyasal gübre, pestisit, enerji ve ekipman giderlerinden tasarruf ediyor. Organik ürünlere her zaman yurt dışında ihraç garantisi vardır. Organik tarımda dünyanın her yerinde sözleşmeli tarımın yaygın olması alım garantisidir. Ekstra müşteri yani ekonomi de ekstra kapasitedir. Kontrol, sertifika düzenleme, ihracat gibi işlemler için yeni bir istihdam kaynağıdır. Üretimde kimyasal girdi kullanılmadığı için hasat öncesi bekleme süresinin olmaması da önemlidir. Tabii üretici açısından bütün bunlar avantajlar, bir de dezavantajları vardır verimde meydana gelen azalma.Ülkelerdeki arazi parsellerinin küçük olması ve kurulması muhtemel organik tarım işletmelerinin yeterli büyüklük imkanı bulamaması ki bizim ülkemiz için de bu geçerli. Pazarlama yeri ve pazarlama organizasyonunun olmaması ki bizim ülkemizde de bu yoktur. Yeni bir üretim tekniği olduğundan üreticinin bilgi alabileceği muhatabının olmaması yanında üretim için gereksim duyulan girdi ve ekipmanın bulmadaki zorlukları bunlar da üreticinin organik tarım yapmadaki zorluları. Bizim ülkemizde dediğim gibi 2004’ten sonra UNDP teknik adamları ile üreticimizi bilgilendirmiştir. Bu noktada destek vermiştir. Ve bu eğitime katılan gönüllü kişilerin özverili çalışmaları neticesinde ORYAD isimli Organik Yaşam ve Tarım Desteği kurulmuştur. Bu sivil toplum örgütümüzün desteklenmesi ve daha çok gelişmesi gerekir diye de düşünüyorum.

Ve biraz önce Sayın Ertuğrul Hasipoğlu da bahsetti. Bizim ülkemizde doğal yollardan dağda zeytinimiz vardır, harnubumuz vardır ve bunlar tamamı ile organik olarak yetiştiriliyor. Bu ürünlerimizi de bu yönü ile teşvik edersek ülkenin en büyük ihraç ürünü pozisyonuna da girebilir diye düşünüyorum. Son dönemlerde zaten harnup ve zeytin ekme yönünde de üreticimizde bir teşvikin olduğunu görmek mutlu ediyor beni de diğer ülkesi için sorumluluk hisseden insanları mutlu ettiği gibi.

Evet bütün bu genelden bahsederken de biraz ülkemiz özeline ve kendi bölgeme gelmek istiyorum. Bilirsiniz ülkemiz özeli ve kendi bölgemin özeli de narenciye. Narenciye ilk Meclise girdiğim zaman elime bütçeyi aldığımda hemen göz gezdirirken dikkat ettiğim noktalarda birisi neydi biliyor musunuz? Her şey rağmen yok olmasına, tükenmesine, azalmasına rağmen narenciye en büyük ihraç kalemimizi teşkil ediyor ekonomimiz içerisinde. Sanıyorum halen o özelliğini koruyor. Bu da ayrı bir önem. Tabii su kaynakları ülkemizde tükeniyor ve kıt su kaynaklarımız kalitesi de gittik sonra azalıyor ama narenciye bölgemiz için olmazsa olmaz diyorum ve bakıyorum da ülkeler peyzajları için ne kadar harcama yapıyor? Bu da bizim Güzelyurt’umuzun bir peyzajı onu da düşünelim o yönüyle ve o hiç olmazsa mevcudu korumaya devam edelim bölgemiz için. Biz kendi hükümetimiz döneminde mevcudu korumak için çaba harcandı, yeni ekim teşvik edilmedi. Zaten kıt su kaynaklarıyla bu yanlış bir politika olurdu. Tabii dünyada da rağbet olan ürünü piyasa sürmek gerekir. Dolayısıyla narenciyede tür değiştirme yönüne

2809

Page 81: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

de gidildi ve bunun içinde insanımıza bölgedeki insanımıza tür değişikliği için teşvik verildi ve yine geneli de söyledim. Tarım muhakkak desteklenmelidir, şarttır ve narenciye de desteklenmelidir bunun yanında ve bizim dönemimizde doğrudan doğruya gelir desteği artırıldı. Bunun yanına ihracata verilen destekte de bir artış oldu. bu tabii ki narenciyeyi korumak adına yapılanlardı. Buna devam edilmelidir diye düşünüyorum ve bölgemiz milletvekillerinin geçen yıl yaptığı bu Kürsüden yaptığı muhalefetin dozunu hiç unutmuyorum orada otururken. O dozu hiç unutmuyorum. Hatırlayacaksınız yüzyılın en büyük kuraklığı yaşandı ve yönetirken her kesimi de düşünmek mecburiyetindesiniz. Hayvancıyı da, narenciyeciyi de, diğer tahılcıyı da her sektörü görmek ve gözetmek durumundasınız yönetebilmek için. O boyutuyla bu Kürsüden yapılan keskin tartışmaları buradan tekrar okumak istemiyorum. Eski Tarım Bakanımız buradan örneklerini verdi okuyarak, hatırlatarak ve bende aynı şeyleri zamanınız almamak adına okumak istemiyorum ama doğrudan gelir desteği, buradan doğrudan gelir desteğinin az olduğu geçen yıl 160 TL verilmişti hatırlayacaksınız ve kuraklık yılı olduğu için diğer kesimlere de aktarılması gerektiği ısrarla söylendi. Önümüzdeki yıl gözden geçirilmek şartıyla ama eleştirileri dediğim gibi hatırlıyorum buradaki eleştirileri ama şu anda üreticimize bakıyorum da o çok çok eleştirilenler, eleştirenler sizin kadar vereceğiz dediler ve bizim verdiğimiz kadar ödediler şu anda ve daha fazlasını ödemek içinde çalışmalar yapıyoruz. Göreceğiz o çalışmalar ne düzeye ulaşacak, ki bu yıl ürün geçen yıldan daha iyi ve şu anda tüccar piyasada, tüccarın piyasada olduğunu görmekte narenciyeciyi mutlu ediyor tabii ki. Çünkü ürününü iyi fiyata satacak ve bakıyorum da sarı greyfurda, tabii dünya piyasasında yer bulmayan bir ürün. Tüccar geldi 200’e alırken, Cypfruvex açıklama yaptı 150. E, bu ne perhiz, bu lahana! Lütfen öbür ürün içinde aynı açıklamayı yapmayalım. Daha iyisi hiç açıklama yapmayalım. Yani vatandaşın bir kahve içmesi için 7-10 kilo arasında greyfurt satması gerekir bir kahve içmek için.

(Meclis Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Yektoğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Ali Rıza Usluer’e devreder.)

Ve bu çok çok önemli dolayısıyla bu noktada dikkatli olmalıyız, üreticimizin yanında olmamız gerekir diye düşünüyorum. Ve bir açıklama yaparken de bütün bunlar göz önünde bulundurulması gerekir ve narenciye geçmiş yıllara da bir göz atarak geldiğim zaman en iyi fiyat bulduğu dönem de 2003-2004 yılından 2008 yılına kadar olan süredir. En iyi fiyat bulduğu dönemler. Öncesinde ve sonrasında fiyatlar daha düşük. Dolaysıyla bütün bunlara baktığım zaman da narenciyenin gözetilmesi ve desteklenmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isterim ve Ulusal Birlik Partisi Hükümetinin yaptığı bir şeyi daha buradan vurgulamak isterim. Biz sivil toplum örgütlerimizle yani üç üreticimizle, narenciye üreticimizle birlikte bir araya gelerek ne tedbirler almamız gerekiyor, neler yapmamız gerekir noktasında narenciyeyi o yönü ile masaya yatırdık ve üreticilerimizin, üç narenciye üreticisi birliğinin de söylediklerini gözeterek yaptık yapacaklarımız. Ama bakıyorum Ulusal Birlik Partisinin Hükümet Programında da Narenciye Koordinasyon Kurulu oluşturacak deniyor. Narenciye Koordinasyon Kurulu oluşturuldu mu? Oluşturulması yönünde ne tür çabalar harcanıyor? Siz daha üç üretici birliğini bir araya getiremediniz. Böl ve yönet politikası taktiği güderek gidiyorsunuz ve onlarında direnişini, hak arayışını önlüyorsunuz bu noktada. Tabii ki bu Ulusal Birlik Partisinin çok iyi bildiği şeylerden birisidir. Ben diyorum ki sivil toplum örgütlerine kulak verelim.

2810

Page 82: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Narenciye Üreticiler Birliğine kulak verelim ve o yönüyle narenciye noktasında tedbirler alalım diyorum ve baktığım zaman piyasaya da valensiyaya tüccar 450-500 TL veriyor. Ne olur bunun altında bir açıklama yapmayın daha iyisi hiç açıklama yapmayın. King ve mandoraya 900-1000 TL arası fiyat veriyor çünkü dünyada piyasa buluyor bu mandolin tipi ve tabii ki tüccar başta greyfurda sarı greyfurda 200 verdi ama 150 açıklandıktan sonra da o da almaz oldu ve fiyatını düşürdü ve Cyprux tüm sarı greyfurdu almak mecburiyetinde kalacak. İnşallah konsantreye de piyasa bulunur diyorum. Çünkü aldığınızı konsantre yapacaksınız. Konsantreye de inşallah dünyada piyasa bulunur diyorum ve bütün söylediklerimin toplamı dünyada tarım destekleniyor, teşvik ediliyor tabii ki bunun yanında ülkemizde de desteklenmeli. Bunun yanında narenciyede desteklenmeli ama Sayın Çakıcı’ya bir noktada da katılmamak elde değildir. Nereye kadar destek bunun altınında iyi çizilmesi gerekir. Belli noktadan sonra büyük üreticiye direkt para olarak destek değil de teknolojisini yenileme açısından destek, soğuk zincire geçmesi açısından destek. Çünkü kaliteyi yakaladığı zaman artık yeterli karı elde ediyor zaten fazlasıyla. Küçük üreticinin de kooperatifleşmesi yönünde destek verilmeli. O yönüyle de üreticimiz bilgilendirilmeli, bir araya geldiği zaman karının daha büyük olacağı, narenciye üreticisinde de aynı şekildedir. Düşünün ki 10 dönüm, 20 dönüm bakmaya çalışıyorsunuz. İşte traktörünüzün olması gerekir, sürmeniz gerekir ama bir kaç üretici biraya gelir kooperatifleşebilirse bir traktörle sürecektir.O boyutuyla üreticimiz faydalanacaktır. Tabii ki ülke içinde tüketimi de artırmamız gerekir. Bu noktada da dikkatli olmak gerekir. Ürünün iyi piyasa bulabilmesi için düşük krediyle soğuk hava depolarının yapılması teşvik edilmelidir ki, ürün piyasada yüksek değer bulduğu zaman üretici onu saklasın. Değeri yükseldiği zaman piyasaya sürsün. Dolayısıyla üreticiler artık bu yönüyle büyük üreticiler bu yönleriyle desteklenmelidir. Doğrudan para olarak ellerine verilmemelidir. Bu noktaları iyi değerlendirmesi gerekir diyorum ve daha çok tarımcıların işine bulaşmayayım diyorum. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

BAŞKAN – Sayın Fatma Ekenoğlu teşekkür ederiz.

Sayın Mehmet Arif Tancer söz sırası sizde.

Buyurun.

MEHMET ARİF TANCER (Girne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Tarım Bakanlığı Bütçesini konuşuyoruz. Tarım Bakanlığımız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yaşayan bütün insanlarımızı doğumundan ölümüne kadar ilgilendiren bir bakanlıktır. Arkadaşlarımız bir şey söylediler biraz önce. Katılırım, doğrudur. Tarım desteklenmeli, bütün dünyada tarım desteklenir ama bu destek doğru yapılırsa tarım desteklenir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 105 trilyonluk bir doğrudan gelir desteği, bir teşvik programımız var geçen yıldan bu yıla 5 trilyon azaltılmış olmasına rağmen 5 trilyon bir düşüş var bu teşviklerde bu yılki bütçede. 55 milyon Dolara yakın bir parayı teşvik olarak üreticimize veriyor devletimiz. Bu 55 milyon Dolara karşılık dış satım 70 milyon Dolar, yani arada 15 milyon Dolarlık bir fark var.

2811

Page 83: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu 105 trilyonluk teşvik verilmesine rağmen veren memnun değil, alan memnun değil, vatandaş memnun değil, üreten memnun değil bu şekilde bir memnuniyetsizlik devam ediyor. Hala daha narenciye üreticilerimiz teşvikini alamadığından 2,5 trilyonluk teşvik taksitini alamadığından grevde, sokaklarda, millet perişan, gösteriler her gün Meclis önünde, Meclis kapısında.

Değerli arkadaşlarım; bu sistem artık üretim sisteminden çıkmış adeta kim ne kadar para alacak sistemine dönüşmüş bir sisteme girildi olay. Teşvik denen olay normalde küçük, orta ölçekli ekonomikman zayıf kişileri desteklemek için kullanılır. Bu dünyada bu böyle, dünyada böyle. Bunun aksini ispat edecek bir tane Allah kulu yoktur. Dolaysıyla bunun amacına uygun kullanılırlığı da önemlidir. Değerli arkadaşlarım bir örnek vermem gerekirse hellim ihracatına yüksek miktarlarda destek verilmektedir. Fakat bu hellimi ihraç eden 10-15 kişiden fazla değildir memlekette. İsimlerini söylemeye gerek yok fakat bu hellimin imal edilmesinde üretilen sütü 10 bin kişi üretmektedir. Bunların çoğu da küçük ölçekli, orta ölçekli işletmelerdir.

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) - Öyle bir rakam yok.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Davar sahipleri 10 bin kişi etkileniyor bu olaydan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ha o başka.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) – 10 bin kişilik bir aile ordusu var. Bir çoban var ama 5 tane de aile efradı vardır onlar da bu işin içerisindedir ben onu da kast ettim. Dolaysıyla bu hellim ihracatına verilen rakamın eğer süt üreticisine verilmiş olsaydı üç beş kişi, 10-15 kişi yerine 10 bin kişilik bir çiftçi ailesi bundan menfaat sağlayacak idi. Yani demek istediğim şudur; hellim ihracatına prim vermektense süt üreticisine bu desteği yapmak suretiyle bu sütü hellim ihracatçısı bir kuruş yerine 25 kuruşa alsın süt ucuzlasın, iç tüketim ucuzlasın bu sütü, bu hellimi daha çok insanımız yesin bunu ucuzluktan, bu rekabetten ihracatçımız da faydalansın ucuz süt almak suretiyle dünya piyasasında da ucuz girdiden dolayı rekabet edebilsin bu teşvikten daha önemlidir. Bu da zannediyorum ki amaca daha çok hizmet eder bir olay şekline dönüşür. Sayın Çakıcı’yı her zaman bizim rakibimizdir ama bu kondu da bazı konularda kendisine hak vermek isterim. Doğruyu da söylüyor Sayın Çakıcı. Bu teşviki önemli olan tabana yaymaktır. Küçük ve orta ölçekli üreticiye yaymaktır. Tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanına yaymaktır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletinde üretimi ucuzlatmaktır. Tüketicimin de ucuz hellim yemesini sağlamaktır. Bizim anlayışımız budur. İnsanımızın tümünü kucakladığımız zaman bir şey yapmış oluruz ve aferin alırız. Yoksa beş, altı kişiyi büyüttüğümüzde bir şey meydana gelmez.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her türlü teşviki yapıyoruz üretim 40 bin ton arpa. Kuru ziraatla uğraşan çiftçimize verdiğimiz parayı arpa olarak versek ben 100 bin ton vereceğim kendilerine 100 bin ton. Verdiğimiz teşvik 100 bin ton, üretim 40 bin ton.

2812

Page 84: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Bunu da anlamak bence mümkün değil. Teşvik üretime verilir, üretime tarlayı kaşıyana değil. Bunlar önemlidir. Üreten hak etmesi gerekir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşvik verilirken tarlaya teşvik veriyoruz bizim ülkemizde üretime değil. İsterse içinde ürün olmasın. Ekti mi tamam. Ama biz başka bir şeyi daha biliyoruz bu tarlaların kira bedellerinden herhangi bir vergi alınıyor. Teşvik verilirken de herhangi bir kira sözleşmesi de sorulmuyor. Benim rahmetlik annemden kalan bir evim vardır 400 liraya kiralıdır benden devlet yüzde 12 stopaj alıyor benden. Baktım inceledim Yasayı Yasamız her türlü kira sözleşmesinden yüzde 12 stopaj alınması gerekir diyor.Ben demiyorum, yasa diyor bunu. Yapmayanlarda suç işliyor, almayanlar, aldırmayanlar, gözden kaçıranlar kim yapıyorsa hepsi suç işlemektedir. Biz bunu da gözlemlemekteyiz. Yaptığımız araştırmada, çalışmada böyle bir olayın alınmadığı, böyle bir kira sözleşmesinin de sorulmadığı, istenmediği görülmektedir. Kim tarlayı ekiyorsa ona bu teşvik veriliyor herhangi bir kira sözleşmesi, herhangi bir icar senedi, stopajı verilmiş mi, verilmemiş mi arayan yok, soran yok. Yasaya karşı muhalefet değişik bir durum, bir kaos, kimsenin anlamadığı, yasal olup, olmadığını kimsenin kestiremediği bir uygulama. Dolayısıyla böyle şeylere behemehal son vermek lazımdır. Devletin yasası herkese şamil, devletin kanunu herkesi içine alan, herkesin kanun karşısında eşit olduğu demokratik, laik ve hukuk sistemi içerisinde yaşıyoruz. Biz öyle söylüyoruz, öyle de yemin ediyoruz. Dolayısıyla böyle de yapılması gerekir. Öyle yazdığına göre böyle yapılacak. Bunun başka türlü savunması olmaz, olamaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teşvikler verilirken yalnız geçimi çiftçilikten olan herhangi bir yerden maaş almayan insanımızla, emekli maaşı alan, memuriyette çalışan, müdür olan, hatta milletvekili olan arkadaşlarımızda aynı teşviki alıyorlar. Bu acaba adil bir sistem midir? Bir zamanlar benim kliniğim vardı, devlette doktordum hasta bakardım günde bir iki tane. Bir gün bana bir gelir vergisi beyannamesi geldi. O vergisi beyannamesinde şöyle yazıyordu; maaşımın artı klinikten aldığım, artı yüzde 40 gelir vergisi. Bu önemlidir. Memuriyetten aldığınız maaşta, teşvikten ve üretimden aldığınız gelir vergisi birleştirilerek mahsup edilir. Bu yasadır, bu yasadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde hiçbir vatandaş, hiçbir insan vergisini ödemediği gelirden istifade edemez. Bu yasadır. Öyle değil mi Sayın Bakan?

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) – Öyle.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) – Tamam, şu anda hem fikir olduk. Dolayısıyla bu konuda da bir usulsüzlük mü diyeyim, vurdum duymazlık mı diyeyim, bakıp da görmemezlik mi diyeyim, neme lazımcılık mı diyeyim, adına ne söyleyeyim ben bilmiyorum. Bir şekilde bir kaos, bir usulsüzlük, bir yasaya uymazlık devam etmektedir. Buradan Sayın Maliye Bakanına seslenmek isterim şu anda salonda yoktur. Sayın Maliye Bakanım her taraftan kısıyor, işe aldığımız, alacağımız göz bebeğimiz yetiştirdiğimiz evlatlarımızı artık asgari ücretle işe alma konusunda yasa geçirirken bazılarının da vergisiz gelire sahip olmasını, refah içine gitmesini bu şekilde bunların olmasına yasaya rağmen, yasa hilafına göz yummak ne derece doğrudur bilemiyorum. Buradan Sayın Maliye Bakanıma da bu konularda gözünü açmasını, vergisini toplamasını ve bizim

2813

Page 85: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gözbebeğimiz evlatlarımızı asgari ücretle, 1,250 lirayla geçinmeye talim ettirirken başkalarının da vergisiz kazanç sahibi olmalarını engellemesi gerekmektedir kime dokunursa dokunsun. Bu adaleti biz sağlayamazsak vatandaşımız karşısında, insanımız karşısında güvenirliliğiniz ortadan kalkar. Bizim burada olmamızın bir nedeni de vatandaşımızın, tüyü bitmemişin hakkını koruyup kollamaktır. Seçim kaygımız, kudretimiz yoktur. Vatandaş doğruyu görür, doğruyu yapanı, doğruyu söyleyeni günü geldiğinde değerlendirir. Dolayısıyla bizim görevimiz yetimin hakkını talep etmek, yetim hakkına uzanan elleri de ortadan kaldırmaktır. Bunu bu açıdan önemlidir Sayın Bakan.

Değerli arkadaşlarım narenciye olayı da öyle narenciye üreticimiz gelir desteği konusunda perişan, 2.5 trilyon alacakları olduğunu söyledik. Ama narenciye üretimimiz de narenciye fiyatı kadar….

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Neye göre söyledin?

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Efendim!

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Neye göre söyledin 2.5 trilyon alacağı olduğunu neye göre söyledin?

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - 2.5 trilyon alacakları olduğunu iddia ediyor narenciye üreticileri.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ha, iddia ediyorlar.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Evet, iddia ediyorlar. Ben de iddialardan söylüyorum. Evraklar bende değil, sizdedir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hayır, yani iddiadır.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - E, tabii iddia ediyorlar. Şimdi bir olay daha var. Daima olaylara doğruyu, doğru teşhisi koymak lazım. Narenciye miktarı kadar teşvik vermemize rağmen bir türlü narenciye ihracatımız da istenilen düzeye gelememekte. Narenciyenin fiyatı kadar teşvik vermemize rağmen bu narenciyemiz satılma konusunda, piyasa bulma konusunda zorlanmaktadır. Artık bu, bölgelerimizde alternatif ürüne geçme konusunda çalışmalar yapılması gerekmektedir. Kuyularımız da tuzlanma yolunda, kuyu tuzlu suyu narenciye bahçelerimize verdiğimizden dolayı gerekli kalite de çoğu zaman tutturulamamakta ve bu şekilde narenciye üretimimiz de zora sokulmaktadır. Bu konuda artık ne yapabiliriz olayını hep beraber oturup düzenlememiz gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşvik olayını son bir cümle daha söylemekle bitirmek isterim. Burada teşvik üreticiye, tarlaya değil, ürüne verilmesi, ürünü teşvik eder bir pozisyona gelecektir. Ülkemizde nadas olayı unutuldu, nohut ekimi olayı unutuldu, susam ekimi olayı unutuldu. Bunlar münavebeli ekim ile nadas olayı ile ortaya çıkan olaylardı, artık bunlar unutuldu. Her sene ayni tarla libezma, efendim suni

2814

Page 86: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gübre atmak suretiyle tarlanın da verimliliğini ve tuzlanmasını artırmak suretiyle her geçen gün üretim azalmakta, bu sene nimet bol yağdı. Belki bu sene Sayın Bakan biraz rahat edecek. Ama üzüntü de duyacak. Eğer ürün bol olursa hangi parayla nasıl alacağım bu kadar miktarı diye kara kara da düşünmektedir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Olsun da hep beraber alırız.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Tamam Sayın Bakan biz yardımcı oluruz vatandaşımıza, milletimize biz o yönden açığız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu teşvikin sonuç olarak üretime verilmesi daha akıllı bir yol olacağı kanısındayız ve bu konuda da çalışmalar yapılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çiftçi kimlik kartı uygulaması tarım politikasında önemlidir.Tek yaptığı iş çiftçilik olan vatandaşlarımıza da ilave teşviklerle desteklenmesi, Sosyal Sigorta, İhtiyat Sandığının Devlet tarafından sağlanması gibi olaylarla yardımcı olunması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlarım, tarımda bir diğer önemli husus denetimsiz ilaç kullanımları. Görüyoruz, biliyoruz, bu ilaçların bir çoğu kanserojen çocuklarımıza, yavrularımıza bu kanserojen ilaçlarla yedirdiğimiz gıda maddeleri her ne kadar da çeşmede yıkasak bu maddelerin bazıları kümü latif etki göstermek suretiyle meyve içerisinde durmaktadırlar. Maalesef analitik testlerde de bunları …. takip olarak analiz etmek milimikron seviyesindeki küçük dozları bu ülkede analiz etmek çok zordur Sayın Bakanım. Dolayısıyla analizde dahi ortaya çıkmayan kümü latif birikintiler meyvelerde ve sebzelerde olmaktadır. Bunun neticesi de kanser olaylarının maalesef arttığını, artarak devam ettiğini ve miktarının çok yükseldiğini görerek izlemekteyiz. Bu da bizim insanımızı üzen olaylardan bir tanesidir. Bu konuda da bir İlaç, Denetim Komisyonun kurulup bunları değerlendirmesi gerekmektedir. Bizim ülkemize bir de Rum tarafından bizim yasakladığımız kaçak ilaçlar da girmektedir. Bunları ancak tarlalarda yapılacak olan denetimler ile ortaya çıkarmak mümkün olacaktır diye değerlendiriyoruz.

Değerli arkadaşlarım; veteriner hekimler denetim ve koruyucu hekimlik yerine çoğu zaman dairelerde oturmakta ve bunları dairelerde oturur şekilde hekimlik uygulaması içerisinde olduklarını gözlemlemekteyiz. Bir gariban vatandaşın bir keçisi, bir ineği hasta olduğu zaman onu Veteriner Dairesine getirmek o vatandaşımız için bazen külfet olur. Bizim Tıp sanatında gezici koruyucu hekimlik olayı vardır. Veteriner Hekimliğinde de bu vardır. Biz arzu ediyoruz ki çiftliklerimizde, ağıllarımızda veteriner hekimi devletin hekimlerini muhakkak orada görmemizi ve devletin hekimlerinin, veteriner hekimlerinin koruyucu hekimlik uygulamaları içerisinde çiftçilerimizi ağıllarımızı muhakkak ziyaret edip rutin gezici hekimlik yapmak suretiyle onları aydınlatması, bilgilendirmesi ve onların çiftliklerini ve ağıllarını ve hayvanlarını hijyenik şartlara daha uygun şekilde üretimi için teşvik edici olması ve yol gösterici olması gerekmektedir. Okullarda da bir kural vardır, biz ilkokuldayken müfettiş gelecek diye

2815

Page 87: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bize özel hazırlık yaptırırlardı. Herkes yeni elbisesini giyer, yeni önlüğünü giyer, tırnaklarını keser bunun gibi tedbirler ve hazırlıklar yapılırdı, okulları boyarlardı.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Lefkoşa) (Yerinden) – Mendilciğini de bulundururdu.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Mendilciğini de önüne koyardı, ellerini de üzerine koyardı. Ha bu ne demektir, bunu niçin verdim bu örneği? Eğer gezici veteriner hekim bir ağılı rutin ziyaret eder ise benim hayvancım da müfettiş gelecek gibi, okul çocuğu gibi hazırlıklı bir şekle bürünür mandırasını süpürür, hayvanını tımar eder, kaşağılar ve veteriner hekimden aferin, çok güzel sözünü duymak ister her insan, her çiftçi, her vatandaş. Dolayısıyla bu bir teşvik edici unsurdur veteriner hekimlerin koruyucu hekimlik ile bütün ağıllarımızı, bütün çiftliklerimizi dolaşma olayı.

Değerli arkadaşlarım, veteriner hekimlerle bu konuları konuştuktan sonra ziraat mühendislerinin da bu şekilde tarlada mühendislik olayına girmesi gerekmektedir.Çoğu ziraat mühendislerimizi da makamlarında oturur vaziyette görmekteyiz. Vatandaş gidiyor e işte, benim ağacımda bu hastalık vardı, bu vardı falan bazen yaprak gösteriyor, yaprak bulamazsa anlatıyor, o da ha anladım diyor, falandır bir ilaç yazıyor. Ama bu şekilde uygulama bence yanlış bir uygulamadır. Telefonda hekimlik olmaz diye bir kural vardır bizde, bu da telefon hekimliğine benzer. Hastayı yerinde görmek gerekir. Ziraat mühendislerimizin da muhakkak ihbar aldıkları bölgeden gidip da tetkik yapmaları gerekir, o bölgedeki bir hastalık bir ajan patojenin faaliyette olması başka büyük yerlere de sıçrayacaktır. Bunun bilincinde olarak bu şekilde mühendislik hizmetlerinin de görevlerini gezici koruyucu mühendislik hizmeti şeklinde yapmaları en uygun konu olacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer önemli değinmek istediğim olay, Tarım Master Planının hazırlanması olayıdır. Tarım Master Planı bu ülkede şu ana kadar bir Tarım Şurası yapılarak hazırlanmış bir döküman ortada yoktur. Tarım Master Planı ülkenin tarım alanındaki gelişmesini ve ilerideki yapı ve oluşum tarzını belirleyecek en önemli unsurlardan birisidir. Tarım Master Planında hangi bölgenin hangi ekonomik ürünü nasıl ekeceği ne şekilde ekeceği ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanının tarımdan ne şekilde azami istifade edebileceği bir plan ve bir programdır. Tıpta ve sağlıkta olduğu gibi tarımda da muhakkak surette bir master planın hazırlanıp uygulanması gerekmektedir diye değerlendiriyoruz. Şu ana kadar bu yapılmadı. İnşallah Nazım Bakanımın Başkanlığında bu tarım master plan uygulaması, tarım master planı için şura toplanması olayı gerçekleşir, biz de ona katılırız, memnuniyet duyarız. Bizim insanımızın tarım alanındaki geleceği ve refahı bizim çiftçimizin, hayvancımızın gücünün gülmesi ancak bu şekilde doğru yol, doğru plan ve doğru güzergahta yürütülmesi ile oluşabilir. Rast gele tarım, rast gele hayvancılık olacak şey değildir. Olmaması da gerekir.

Değerli arkadaşlarım; konu konu gidiyorum. Tarımda biçerdöver operatörlerinin eğitimi konusu var benim başlıklarımda ve sertifikasyonu. Biliyorsunuz kuru tarımda biçerdöver uygulamaları sırasında yüzde 10 ürün kayıbı bizim ülkemizde olmaktadır. Yüzde 10. eğer eğitimli, sertifikalı, biçerdöver sürücüleri olur ise bu yüzde 10’luk kayıp

2816

Page 88: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yüzde 5’lere, yüzde 4’lere düşürülse dahi çok büyük bir kazanç ülkemizin hanesine yazılabilir. Dolayısıyla bunu da yabana atmamak lazım. Biçerdöverci kim eline para geçirirse İngiltere’den, Londra’dan ikinci el bir biçerdöver ithal etsin ve bu işi yapsın. Olmaması gerekir. bunların da sertifikasyonu, eğitimleri, yapılması gerekir. Nasıl ki, ava gidecek olanları biz okula gönderiyoruz. Askerlik yapsa dahi dün onun konuşmasını yapıyor idik. Askerlik yapsa dahi tüfek, top, her türlü askeri silahı kullanan adamı av tüfeği kullanacak diye doğa eğitimiymiş diye bir eğitime gönderiyoruz. Buna hemfikir oluyoruz da biçerdöver alan adamlara bir sertifikasyon, bir eğitim, bir lisans olayından imtina ediyoruz. Bu olamaz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarımımızda yine kanayan bir yara olan ve her Kürsüye çıkanın konu ettiği bir konumuz daha vardır. Bu çok önemli bir olaydır. Orta meserya olayı. Benim de atalarım o bölgeden gelmektedir. Orta meseryadaki tarım uygulamaları ezelden beri problem olan 10 senede bir verim alınan bir bölgemizdir. 10 sene ekersiniz ancak bir sene verim olur. Bizim atalarımız meserya bölgesinde özellikle orta meseryada dereden gelen suyla tarlalar sulanmadıkça bu ürün olmaz derlerdi eskilerimiz öyleydi. Benim annem de o bölgedendir. Bu bölgede yaklaşık 600 bin dönümlük arazi her sene tırmıkla kaşınıyor, teşvikler veriliyor ama ürün yok.

Değerli arkadaşlarım; bu bölgede Devletin, milletin tüyü bitmemişin hakkı her sene olmayacağını bile bile harcanıyor, heba oluyor gidiyor. Bunu da akılda tutarak bu bölgede değişik teşvik uygulaması, buradaki insanlarımızı da aç açık bırakacak değiliz. Buradaki bölgelerde değişik teşvik uygulaması yapılması gerekmektedir. Bu bölgedeki teşvik hayvancılığa verilmesi ve ekine, ekilen ekinin yeşil biçilmek suretiyle hayvancılıkta kullanılması için teşvik verilmesi gerekmektedir. Arpa ektik olmadı uygulaması bu bölge için geçerli değildir. 10 yılda bir ürün veren bu tuzlu topraklar artık değişik şekilde değerlendirilmesi ve bir cesur adamın, birkaç cesur adamın artık bunları vatandaşa söylemesi gerekmektedir. 10 yılda bir verim veren bir arazinin kuru ziraatta, arpa ziraatında, buğday ziraatında kullanılması uygun bir yaklaşım tarzı değildir. Bu bölgede ancak ve ancak hayvancılık teşviki ve bu bölge arazisinin de yeşil balya biçim teşviki şeklinde teşviklendirilmesi ile olabilecek bir uygulamadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer konumuz ülke şartlarına uygun fidan yetiştirilmesi ve ülke şartlarının kabul edeceği bu bölgede yetişen fidanların vatandaşımıza uygulattırılması önemlidir. Bizim bir üretim çiftliğimiz, deneme çiftliğimiz vardır biz bunu biliyoruz. Fakat bu çiftliğimizin elde ettiği sonuçlar konusunda şu ana kadar bilgimize gelen herhangi bir yazılı döküman veya bu konuda bilgilendirme en azından benim bilgime gelmiş değildir. İlgili arkadaşlarla konuştuğumda çok yakında vardıkları sonuçlar konusunda bize Meclise bir bilgilendirme yapılacağı konusunda bilginize bazı şeyler getirmişlerdir. Ancak ülke şartlarına uygun üretimin sağlanması için ülke şartlarına uygun alternatif fidan ve ürünlerin gerçekleştirilmesi için bu kuruluşumuzun elinden gelen çabayı göstermesini arzuluyoruz. Arkadaşlar yapıyoruz diyorlar ama şu ana kadar herhangi bir yazılı döküman bize ulaşmış değil, bilmiyorum belki Sayın Bakanın bilgisinde vardır. örneğin, son zamanlarda ülkemize bir gemlik zeytini getirilmiştir, bu gemlik zeytini özellikle Girne bölgesinde sulanmadan maalesef ürün vermediği ortaya çıkmıştır. Köylere yaptığımız gezilerde bize bu söylenmektedir.

2817

Page 89: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Biliyorsunuz yerli zeytinimiz hem daha kaliteli hem da yağ üretiminde daha daha fazla ürün, yağ ürünü verdiği ortaya çıkmıştır. Gemlik zeytini bizim bölgemize uygun olmadığı konusunda çiftçilerimizden malumatlar, bilgiler almaktayız. Dolayısıyla bu gibi olayların önüne geçmek için bu bizim araştırma çiftliklerimizin sonuçları ve bilgilendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda da eğer iklim şartlarına uygun olmayan çeşitler ülkemize ithal edilecek olursa, bu konudaki önlemleri, tedbirleri, yasağı veya izini bu kuruluşumuz ortaya çıkarıp uygulaması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer konu daha önce da biraz bahsettim, kalıtım yapan ilaçların ülkeye girişinin yasaklanması olarak karşımıza çıkmakta, bu ilaçlar bu kalıtım yapan ilaçlar muhakkak yasaklanmalıdır. Türkiye ile bizim benzer şartlarımız mevcut değildir. Türkiye’de serbest bırakılan bazı ilaçlar bizim ülkemizde değişik sonuçlara flora ve faunanın bozulmasına neden olacak bazı ilaç çeşitleri da maalesef ülkemize kontrolsüz bavul içerisinde getirilmekte ve bizim tarlalarımıza, çiftliklerimize serpilmektedir.

Değerli arkadaşlarım; son günlerde çok popüler olan bugün da gazetelerimizde ortaya çıkan sakıncalarıyla ilgili yazılar son günlerde gelmeye başlanan GDO’lu ürünler konusu vardır, bu GDO’lu ürünler insan organizmasına her yönden zarar veren, insan organizmasının genetik yapısında dahi hasarlar bırakan daha önce talidomit zehirlenmesi dediğimiz olaylar gibi yeni doğanlarda geriye dönüşsüz hasarlar bırakan ürünler topluluğudur. Bu GDO’lu ürünler aynı zamanda ekildikleri bölgelerdeki böcek familyalarını, faunayı bozarak ortadan kaldıran ve ülkenin diğer tarımsal ürünlerine da zarar veren ürünlerdir. Şimdiye kadar bizim ülkemize girmiş mi, girmemiş mi konusu tartışılmaktadır. Ancak Arjantin’den, Brezilya’dan getirilen ve Yem Sanayinde kullanılan mısır ürününde bu GDO’lu ürünlerin ülkeye girdiği da anlatılmakta ve söylenmektedir. Bunu engellemek için gerekli yönetmelik hali hazırda mevcut değildir. Dolayısıyla bu GDO’lu ürünler konusunda çıkarılacak olan bir yönetmelik ülkemizin insanını yavrularımızı, evlatlarımızı, yeni doğanları koruyacak bir mevzuat olması gerekmektedir. Şu ana kadar bu mevzuatı göremedik. İnşallah ümit ederim ki, Sayın bakan da bundan Komite toplantısında konu etti, söz etti bu GDO’lu ürünlerle ilgili bir komisyonu kurup bu GDO’lu ürünlerin kontrolünü yapıp bu GDO’lu ürünlerin ülkemize girmesine engel olunacağı konusunda bizi bilgilendirmiştir. Kendisine teşekkür ederim bu konuda. Bu doğmamış ve doğanların istikbali ile ilgili bir durumdur. Yeni doğacak olanları dahi ilgilendiren bir durumdur. Dolayısıyla bu konuda bir mevzuatı erken zamanda yürürlüğe koyarsa büyük sevap işlemiş olacaktır. Sayın Bakanımız bunu buradan söylemek isterim.

Değerli arkadaşlarım; bir diğer konu başlığımız sebze üretimidir. Sebze üretiminde ben üretim teknikleriyle ilgili konuşacak değilim. Ancak üretilen sebzelerin pazarda fiyatlandırılması konusuyla ilgili konuşmak isterim. Biz köylere, çiftliklere, üretim yerlerine bazen ziyaretler yapıyoruz. Bu yaptığımız ziyaretlerde üretici karşımıza dikilip biz tarlada 50 kuruşa veriyoruz, Sayın Vekilim diyorlar pazara gidiyor 4 liraya satılıyor. Yani sekiz misli fazla ülke içerisinde. Nakliyat yok, iki saatlik üç saatlik bir yere bir iki el değiştirdikten sonra ürün fiyatı sekiz misline çıktığını görmekteyiz. Bunun teknik altyapısı nasıl oluyor, nasıl ediyor diye düşünmek dahi istemiyorum. Bir ürün

2818

Page 90: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

sekiz kat tarla fiyatından daha yükseğe satılıyor ise burada bir problem var demektir. Dolayısıyla insanımız 50 kuruşluk bir sebzeyi maalesef 4 liraya, 5 liraya bakkaldan, süper marketten, alır pozisyonundadır. Bazen bunları televizyonlarda Türkiye’deki uygulamalarda görüyor idim. Vatandaş karpuzunu dereye dökerdi. 20 kuruşa satırız, 25 kuruşa satarız ama ayni şekilde İstanbul’da 8 lira 10 liraya satılır idi. Ama bizim ülkemizde de bu uygulamaların olduğunu üzülerek görmekteyiz.

Değerli arkadaşlarım; bu konuda da bakanlığımızın tedbir alıp bu tür olayları engellemesi gerekmektedir diye düşünüyorum. Bu konuda gerekli araştırmayı yaparak bu konuda fahiş fiyat uygulayanları tespit etmek suretiyle bu konuda bir çalışma yapılırsa bundan hem vatandaşımız, hem insanımız, hem de ekonomimiz fayda görecektir diye değerlendiriyorum.

Değerli arkadaşlarım; bir diğer konu başlığım teşvikte kota uygulaması konu başlığıdır. Sayın Çakıcı bunu defalarca anlattı. Doğrudur. Bu görüşlerde haklı tarafı da vardır Sayın Çakıcı’nın. Bazı insanlar trilyonlara varan yüksek teşvikler almaktadır. Bütün dünyada, Avrupa’da, Amerika’da bizim örnek almamız gerektiğini söyledikleri veya yolumuzu çevirdiğimizi söyledikleri Avrupa’da kota uygulaması her yerde vardır. Daha önce değindiğim gibi teşvik küçük ve orta ölçekli işletmeler için söz konusudur.belli bir miktarın üzerinde hayvan sayısı veya çiftlik sayısı olan insanlar artık rantabıl üretime geçmiş pozisyondadırlar. Dolayısıyla bu teşvikin daha ziyade küçük ve orta ölçekliye kaydırılması ve kotanın muhakkak surette konması gerekmektedir diye değerlendiriyoruz. Bu kotanın miktarını da ancak bir komisyon kurulmak suretiyle bakanlığın bürokratlarının ve ilgili uzmanlarının yapacağı çalışmalar ile tespit edilebileceği görüşü bizde hakimdir. Üniversite mezununu 1700 Liradan brüt, neti bir buçuk. Lise mezununu da Asgari Ücretten 1200’den işe alacağımız bir ortamda aynı şeyleri tekrar ediyoruz ama kota uygulanmaması ve bazı büyük üreticilerin trilyonlarca liralık teşvike gark edilmesi normalde bizim vicdanlarımızı yaralayan bizim gibi zor durumda olan az maaşla yetinen insanlarımızı da içten içe üzüntüye sevk eden bir uygulamadır. Dolayısıyla bu konuda adım atılması ve bu yüreklere biraz olsun ışık tutulması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir diğer konu başlığımız, hayvancılık bölgesi tesisi konusudur. Hayvancılık bölgeleri birçok yerde tesis edildi bazı yerlerde ama yeterli mi? Yeterli değil. Ve bu bölgelere hayvancılık bölgesi tesis edilmesine rağmen alt yapı hali hazırda götürülmüş değildir. Bu bölgelerin alt yapısı eksiktir. Bu bölgelerde yol, su, elektrik yoktur. Dolayısıyla bu eksik olan hayvancılık bölgelerinin biran önce alt yapılarının yapılması gerekmektedir. Bir de hiç hayvancılık olmayan bölgeler vardır, bizim Girne bölgemizde de vardır, biraz bölgecilik yapalım kendi bölgemizde Tepebaşı’nda, Akdeniz’de herhangi bir hayvancılık bölgesi tesis edilmemiştir. Tepebaşında bölge var ama hayvancılık bölgesi köyün içerisinde kalmış ve buradan doğan hayvan gübrelerinden doğan hastalıklar, sinekler ortalığı kasıp kavurmakta ve bu bölgenin da daha değişik yerlere taşınmasının zamanı gelmiştir. Bölgeler ayrılmış ama herhangi bir alt yapı konusunda, elektrik su konusunda yatırım yapılmamıştır.

2819

Page 91: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Değerli arkadaşlarım; yeni hayvancılık bölgeleri tesislik konusunda da Girne Bölgesi maalesef muzdariptir. En son Demokrat Parti iktidarında Sadrazam Köy bölgesinde benim da gittiğim eski Tarım Bakanımız Sayın Hüseyin Öztoprak’la birlikte bölgede çalışma yaptık, bölgeyi tespit ettik, hayvancılık bölgesini ayırdık ama alt yapıyı yaptırmak üzereyken maalesef hükümetin son bulmasından dolayı o bölgeyi bıraktık, hala daha bizim bıraktığımız şekilde Sadrazam Köy hayvancılık bölgesi el değmedik, dokunulmadık ormanın kapladığı bir yer olarak durduğunu son günlerde müşaade etmiş bulunmaktayız.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Bir söz söylüyorlar bazı siyasiler, e, orası turizm bölgesidir Mehmet Bey olmaz. E, olmaz ama o hayvancı, o insanımız, o inek sahibi, o davar sahibi insanımız ekmeğini nerden çıkaracak? Hepsini da otelde garson mu yapalım? Otelde garson da olmalarına imkan yok. Turizmde her geçen gün gerileme var, maalesef mevcutları kapı dışarı ediyorlar. Bu insanlarımıza da bir hayvancılık bölgesi tesis edilmesi lazım köy içlerinden, mahalle aralarından, apartman boşluklarından, ebatlarından bu ağılları bu hayvanları çıkarmak gerekir bir şekilde insanımızı korumak için.

Değerli arkadaşlarım, bizim bir öngörümüz vardır, bunu her Kürsüye çıktığımda söylerim, buradan da söylemem gerekir. Girne Bölgesinde doğu kesimi için Arapköy çanağı, şimdi Sanayi Bölgesi yapılıyor o bölge, Elektrik Santralının karşısında Sanayi Bölgemizin arkasında bir çanak bölge vardır, o bölge arkasında hayvancılık bölgesi yapılmaya müsait yerimiz mevcuttur. Bir çukurun içerisindedir gayet da müsait, turizmi da engelleyen bir bölge değil, Sanayi Bölgesi arkasında Elektrik Santralı Bölgesinde turistin fazla uğramadığı bir bölge içerisinde müsait yerlerimiz vardır. Batı tarafında ise Panara Çukuru dediğimiz Geçitköy altındaki çukur bölgede bizim beton santrallerimizin olduğu bölgede bu hayvancılık bölgeleri için müsait bölgeler vardır. Bunları da her vesile ile söylüyoruz, biz söylüyoruz, biz duyuyoruz. İnşallah günün birinde buradaki Girne bölgesindeki hayvancı insanlarımızın da ahlarını, vahlarını, üzüntülerini işiten birisi çıkar da bu insanlara yardımcı olur, bu insanlarımız ayni zamanda bütün köyler belediyeye bağlandığı için başlarına bir büyük problem daha gelmiştir değerli arkadaşlarım. Onu da burada hatırlayım ve size söyleyeyim.Belediye Başkanlarımız maalesef bu insanlarımıza, bu ağılları köy içerisinden, köy etrafından çıkarınız diye Mahkeme kağıtlarını göndermiştir. Bazı insanlarımız Mahkemelerde avukatların elinde gel babam, git babam sürünme şeklinde bu insanlarımız Belediye Başkanları tarafından Mahkemelerde süründürülmektedirler. Bu konulara da Sayın Bakanın el atması gerekir bu hayvancı insanlarımıza, bu hayvancı insanlarımıza da el atılması ve bunların kurtarılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hayvancılıktan konu açılmışken hayvan hastalıklarının eledikasyonu da önemlidir. Yani ortadan kaldırılma olayı. Burada Brucella, Miavista, Ruan, Ekinokok gibi hayvan hastalıkları konusunda gerekli mücadele yeteri kadar yapılamamaktadır diye bize bilgi gelmektedir. Bu konuda da veteriner hekimliğimizin ilgi göstermesi ve gerekirse bu veteriner hekimlerinin sayısı artırılarak biraz önce konuştuğum gibi gezici hekimlik uygulaması içerisine girip bu insanlarımızı, bu üreticilerimizi, bu illetlerden kurtarması uygun olacaktır. Değerli arkadaşlarım bir

2820

Page 92: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

diğer konu daha var. Bu benim, beni bu her zaman üzen bir konudur. Hayvansal üretimde bilinçsiz antibiyotik kullanılması beni her zaman üzmüştür. Değişik üretim yerlerine yaptığım ziyaretlerde, değişik üretim yerlerine yaptığım ziyaretlerde hayvancılarımızın, çiftçilerimizin antibiyotikleri usulsüz şekilde uygunsuz şekilde kullandıklarını müşahede ettik. Hasta olan, keyifsiz olan her hayvana streptomisin artı terramisin artı üçüncü grup sefarosborin yapmak sureti ile vatandaşımız hayvanını tedavi etmeye uğraşmaktadır. Değerli arkadaşlarım iki gün eğer herhangi bir antibiyotik depo grubu değil ise iki gün antibiyotik verdikten sonra artık hayvan iyi olacağına o hayvan daha kötüye iki günlük uygulama ile daha kötüye ve antibiyotiklere rezistans kazanmasına neden olmaktadır. Ve yüzde 90 çiftçimizin bilinçsiz olduğu ortaya çıkmıştır. Bunun suçu çiftçimizde değil Veteriner Hekimlik Dairemizdedir. Bunları bilinçlendirmesi ve bu usulsüz, uygunsuz, gelişi güzel antibiyotik uygulamasının da önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu uygulama antibiyotiklerin verimsizleşmesi, etkisizleşmesi ve ajantatojenin rezistans kazanmasına neden olmaktadır. Veteriner hekimler beni ne demek istediğimi gayet iyi anlamaktadırlar. Dolayısıyla buna da engel olmak gerekmektedir. Değerli arkadaşlarım hayvan ıslahı da önemlidir. Bizim ülkemizde 18 kilo süt hayvan başına alınmaktadır. Dünyadaki normal uygulama 40 kilo civarındadır. Dolayısıyla bu hayvan ıslahı suni döllenme yöntemi ile başarılabilir. Ancak bizim ülkemizde yapılan suni döllemelerde döl tutma oranının çok düşük olduğu ve başarı oranının da düşük olduğu gözlemlenmektedir. Bu konuda gerekli eğitim çalışmasının veteriner hekimlerimize hizmet içi eğitiminin verilmesi gerekmektedir.Çok teknik bir konudur suni döllenme olayı. Dolayısıyla her veteriner hekimin bunu laiki ile yapabilmesi olanaksızdır, eğitime ihtiyaçları vardır, ve bu konuda da vatandaşımıza yardımcı olmaları gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Biraz da soğuk zincir olayına değinelim. Soğuk zincire...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Değinmediğin konu da kalmadı.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - Değineceğim tabii, her konuya değineceğim Sayın Bakanım, vatandaşlarımızın ıstıraplarıdır, vatandaştan aldığımız duyumlardır, şikayetlerdir. Bunları size aktaracağız ki siz de tedbir alasınız. Bizim görevimiz elçilik yapmaktır vatandaşla hükümet arasında. Elimize değnek olmadığına göre birinin başına vuralım, bizim görevimiz burada söylemektir ve söyleyeceğiz de. Başka çaremiz yok.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Soğuk zincire giremeyecek olan küçük ve orta ölçekli üreticilerimize merkezi ortak soğutucu yapılması konusunda hükümetin adımlar atması, hükümetin tedbirler alması gerekmektedir bu. Küçük ve orta ölçekli insanlar da bizim insanlarımız, bizim çoğunluğu teşkil eden vatandaşlarımızdır. Çünkü biliyoruz ki 200 litrenin altındaki soğuk zincir olayı rantable değildir ve münferit soğuk zincir uygulaması 200 litrenin altında sütü olan üreticilerimizi kurtarmaz ve 200 litrenin altında üretim yapan çiftçilerimiz bunu yapamayacak konumdadırlar. Dolayısıyla da bunlar için de ortak bir soğutucu olayı her bölgede kurulması gerekmektedir, bu konuda da tedbir ve adım atılması elzemdir. Değerli arkadaşları süt kalitesi de önemlidir. Süt kalitesi mikroorganizmanın oranı, kuru madde oranı, fiyatta etkili olması gerekmektedir.

2821

Page 93: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Her süte aynı fiyat uygulaması dünyada yapılan uygun bir yaklaşım tarzı değildir. Dolayısıyla süte içerisindeki mikroorganizma oranı veya kuru madde oranına göre fiyat verilmesi gerekir ve o şekilde fiyatlandırılması gerekir. Değerli arkadaşlarım benden önce konuşan arkadaşlar da bahsetmişlerdi. Şimdi önümüzde bir Gıda Yasası vardır. Bu Gıda Yasası yediden 70’e, doğanı doğmayanı etkileyen çok önemli bir Yasa olarak karşımıza gelmesi gerekir. Daha önce geçirdiğimiz suyla ilgili İçme Suyu ile ilgili Yasada en küçük üreticiyi dahi laboratuar kurmaya mecbur ettik. Önümüzde bir Gıda Yasası var. Muhakkak geçirilmesi gerekir. Olmazsa olmaz. Geçirilecektir. Ancak su üreticisine laboratuar koşulunu koyarken bu gıda üreticilerine de ultra laboratuar koşulunu koymak gerekir. Bu ultra laboratuar bütün mikrobiyolojik testleri yapılması gerekir. Çünkü ağızdan direk alınan bu gıdalar her türlü kansorejen maddeyi, her türlü katkı maddesini, boyar maddeyi barındıran ve kansere eğer Gıda Tüzüğüne ve standardına, dünya standardına uygun değilse insanlarımızı, çocuklarımızı, kansere maruz bırakan olaylarla ilgilidir. Dolayısıyla bu önümüze gelecek olan, geleceği bize söyleyen veyahut da gelir mi gelmez mi onu bilemem, göreceğiz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Gelir Mehmet’im gelir.

MEHMET ARİF TANCER (Devamla) - İnşallah gelir. Onu göreceğiz. Bu konuda da çok daha titiz, çok daha ince eleyip sık dokuyan bir yaklaşım tarzı içerisine gireceğimizi buradan söylemek isterim. Basit bir su üreticisine dahi kişisel özel laboratuar şartını koyan Ulusal Birlik Partisi Hükümeti dediğim gibi gıda üreticilerinin her birine de ultra laboratuar, ultra mikrobiyolojik ve biyokimyasal analiz ve sentez yapan, analiz yapan, kantitatif tayin yapan laboratuar şartını koyması gerekecektir inanıyorum. İnşallah öyle olacak. Değerli arkadaşlarım bir diğer değinmek istediğim konu da kurumların yapısı ve özerkliğidir. Kurumlar dediğim zaman neyi kast ediyorum. Süt Kurumunu kast ediyorum. Kooperatif Merkez Bankasını kast ediyorum. Bu kurum, kurumlarımızın yönetim kurullarında yedi üye var örneğin süt kurumunda, beş tanesi devletten, iki tanesi özel sektörden. Hayvancılar Birliği, Çiftçiler Birliği. Dolayısıyla İmalatçılar Birliği ve Hayvancılar Birliğinden. Dolayısıyla bu kurumlar iktidara göre şekil almakta, kim gelirse onun gömleğini giymekte, onun borusunu öttürmekte, Ali’ye göre başka, Veli’ye göre başka bir yapı içerisine girmektedirler. Dünyada ve modern ülkelerde Avrupa Birliğinde ve hatta yan komşumuz olan Rum tarafında bile bu kurum ve kuruluşlar özerktir.

(Meclis Başkan Yardımcısı Sayın Mustafa Yektaoğlu, Başkanlık Kürsüsünü Sayın Esat Ergün Serdaroğlu’na devreder)

Adama göre boru çalmaz, her gelenin gömleğini giymez, memleketin menfaatine, üreticinin menfaatine, çoğunluğu ve ağırlık oyu üreticilerden oluşan kurumlar şeklindedir. Buralarda ağırlık oyu esas sözü söyleyen üretici ve imalatçılardır. Dolayısıyla bu konuları da artık düşünmenin zikretmenin, dile getirmenin, konuşmanın ve doğruları yapmanın zamanı gelmiştir. Benimdir şimdi benim, benden olsun, ben gittikten sonra da ondan olsun anlayışı ve prensibi uygun bir yaklaşım tarzı değildir. Bu kurum ve kuruluşlar Kooperatif Merkez Bankası olsun, Süt Kurumu olsun üreticinin, çiftçinin ve insanımızın malıdır. Bırakalım da bu gibi kuruluşları onlarla direkt ilgili olan

2822

Page 94: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

kuruluşları bizim insanımız, bizim üreticimiz, bizim çiftçimiz yönetsin, dünyada böyledir. Ama maalesef hükümetin tavrına, şekline ve düşünce şekline göre bu kurumlarımız iktidardan iktidara, bakandan bakana değişmekte. Dolayısıyla bir yeknesaklık, bir düzen, bir doğru yol, bir master plan tutturulamamaktadır. Bu konuları da artık konuşmanın zamanı gelmiştir. Değerli arkadaşlarım Tarım Dairesini bu şekilde bitirdikten sonra bir da Tarım Bakanlığımızın diğer bağlı kuruluşları ile ilgili bir kaç söz söylemek uygun olacaktır diye değerlendiriyorum. Usanma Sayın Bakanım usanma, biz söyleyeceğiz sen dinleyeceksin. Dedim ya biraz önce sopamız yok ki birinin başına vuralım. Mecburen burada bizim görevimiz söylemektir, söyleyeceğiz ki vatandaşımız da duysun, siz de duyun ki ızdırabları öğrenesiniz, bilesiniz diye.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Su İşleri Dairemizin ukdesine giren su işleri ile ilgili şunu söylemek isterim. Hala hazırda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde suyu olmayan mahalleler, siteler, yollar yapılmaktadır.Lefkoşa Belediye Başkanı Boğazköy’deki sitelere o insanlara yardım için mecbur olmadığı halde su tankerleri ile su gönderdiğini gazetelerden okumaktasınız. Ayni şekilde Girne bölgesinde yapılan yeni sitelerde dahi su, boru kanalları ve su teşkilatları mevcut değildir. Herkes kendi imkanları ile nereden bulursa bulsun su temini yoluna gitmektedir.Bizim yaptığımız araştırmada İngiliz döneminden kalma 150 senelik bir yasa varmış. Bu yasada kendi suyunu kendi getirecek diye imza veren herhangi bir inşaat sahibi susuz bölgeye da, ücra köşeye da, dağın burnuna da istediği yerde inşaat yapabiliyormuş cevabını aldık. Bu da artık çağ dışı bir uygulamadır. Artık şehircilik master planlarının güncel, Avrupai ve modern şartlara uygun şekilde yapılması gerekir. Bu gibi İngiliz zamanından kalma Fasılların ve yasaların da gözden geçirilip yenilenmesi gerekmektedir.Değerli arkadaşlarım, artık deniz arıtma, deniz distirlasyon ve su arıtım yünitlerinin düşünülmesi ve yapılaması zamanı gelmiştir. Bir çok yerde yavaş yavaş bu deniz distirlasyon üniteleri yapılmaya başlanmıştır. Kurak giden adamızda bu yıl yağmur var ama yıllarca yağmurun yağmadığı günler olan adamızda artık denizden maksimum seviyede istifade edilmesi gerekmektedir. Ve Su İşleri Dairemiz artık yapacağı plan ve programlarda su distirlasyon ünitelerinin, su damıtma ünitelerinin deniz suyunun arıtılması sistemlerinin güncelleştirilmesi, yaygınlaştırılması, hatta deniz kenarındaki evlere kadar indirgenmesi gerekmektedir. Bu konuda planı, programı ucuz insanlarımızın erişebileceği üniteleri düşünmesi ve bu konularda çalışmalar yapması gerekmektedir. Değerli arkadaşlarım biraz da bölgecilik yapalım. Kendi bölgemizle ilgili bir problemi arz edelim. Girne bölgesinde biliyorsunuz büyük büyük otellerimiz var ve bu otellerimize su tankerleri su taşımaktadırlar. Bu su tankerleri bu suları vatandaşın bahçesindeki kuyulardan, Lapta bölgesindeki kuyulardan çekmektedirler ve bu kuyularımız maalesef rezervuarları, su rezervuarlarını düşürmekte ve tarımda kullanılacak olan su olayı ortadan kaldırılmaktadır. Ağustos ayı geldi zaman da Girne bölgesindeki tarımsal ürün adına ne varsa susuzluktan ortadan kalkmaktadır. Değerli arkadaşlarım biz kimsenin ekmeğinin engellenmesi ve kesilmesi taraftarı değiliz. Ama Girne’mizde iki tanesi özel sektörün, bir tanesi de Esentepe Belediyesinin olmak üzere deniz suyu artım ünitesi mevcuttur. Bu tankerlerin kullanacakları, otellere satacakları suyu bu deniz suyu arıtım santrallerinden almaları bir yönetmelikle düzenlenebilir, bu konuda yönlendirilebilirler. Yoksa bahçelerdeki kuyulardan alınan su tarımsal üretimi özellikle yaz aylarında sebze ve meyve üretimini sekteye uğratan bir olgudur. Dolayısıyla bunun da önüne geçilmesi gerekir. Bir diğer konu da Girne

2823

Page 95: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bölgemizde önüne gelenin su bulmak için artezyen kuyuları açma meselesidir. Girne bölgesi adeta delik dirsik olmuş vaziyettedir. Önüne gelen bir dönümlük yere on tane delik açabilmektedir. Kontrol yok, yasal engelleme yok, kolluk gücünün yaptığı herhangi birşey yok. Dolayısıyla bu konuda da bir yönetmelik hazırlanarak bu konuda var olan Yasayı biliyorum. Bu Yasanın işlerliğini ve pratikte uygulanmasını yürürlüğe sokmak gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Su Dairesini özetledikten sonra bir de Tarım Dairemize bağlı Orman Dairemizle ilgili birkaç söz söylemek uygun olur kanaatindeyim. Orman Dairemiz son zamanlarda çam kese böceği dediğimiz ve ormanlarımızı yok eden, ağaçlarımızı yok eden ağaçlarımızı yok eden ve yaz aylarında çirken bir görüntü yaratan ve bunların tozları ile bulaşan insanlarımıza şiddetli alerjiler yaratan çam köse böceği mücadelesini biyolojik mücadele şekline dönüştürdüğünü söylüyor Orman Bakanlığımız. Bu biyolojik mücadele içerisinde ormanların bazı yerlerine böcek tuzağı dedikleri bir kaç tane böyle bazen gezmeye gittiğimizde gördüğümüz böcek tuzaklarını yerleştirmektedirler. İlaçla mücadele yapılıyordu eskiden. Şimdi bu ortadan kaldırıldı. Ama bu böcek tuzaklarının yetersiz olması nedeni ile çam köse böceğinin ormanlarımızdan eledike edilemediği, uzaklaştırılamadığı görülmektedir. Dolayısıyla bu konuda gerekli çalışmanın yapılması bizim arzumuzdur.Değerli arkadaşlarım ormanlar turizmle de direkt ilgilidir. Çöl bölgesine turist pek gitmez, ancak safariye gider. Turistin geleceği yer yeşil bölgedir, ormanlarla mücevher yeşilliklerin olduğu bölgelerdir. Türkiye’mize de gittiğiniz zaman görürsünüz bütün oteller yeşilliklerin arasındadır. En azından etrafında ve çevresinde denizin kenarında yeşillerin olduğu oteller daha çok insan çekmektedir. Dolayısıyla yeni orman alanlarının tesisi de önemlidir. Bu konuda gerekli çalışmaların yapılması en büyük arzumuzdur. Değerli arkadaşlarım, Orman Dairesi ile ilgili olarak zeytin ağaçlarının şömine odunu için kesilmeleri hala daha devam etmektedir. Bu bizi üzmektedir. Bu konuda yasal engellemeler vardır ama kim uyuyor, kaç kişi uyuyor, bu konuda neler yapılıyor? doğrusu merak ediyoruz. Zeytin ağaçlarımızın şömine odunu olarak sağda solda satıldıkları görülmektedir, bu bizi üzmektedir. Bir diğer problem de gaminiler sorunudur. Gamini dediğimiz zaman odun kömürü çıkarmak için yapılan ocaklardır. Bu ocaklar da hala daha ülkemizde tüketilememiştir. Bunlar hala daha çalışıyor. Biliyorsunuz büyük Girne yangını bu gaminilerden sıçrayan kıvılcımlarla başladı ve bütün Girne bölgesinin ormanları yok oldu. Bu konularda da sıkı denetim en büyük arzumuzdur, isteğimizdir. Değerli arkadaşlarım beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Tancer. Buyurun Mustafa Bey.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; O kadar çok ülkede o kadar çok sorun var ki değerli arkadaşlar kısa ve öz konuşmak ve özetlemek çok zor oluyor. Her gün bu sorunlara yenleri de ekleniyor. O yüzden biz muhalefet olarak görevimizi yapacağız, eleştirilerimizi yapacağız Sayın Bakan ve ekibi de bu eleştirilerimizi, iyi niyetimiz olarak algılayacak ve görevine de bizim fikirlerimizi ve eleştirilerimizi de hesaba katarak devam edecek. Öncelikle Tarım Bakanlığı da ve tarım sektörü de ülkemizdeki çözümsüzlük ve izolasyonlar ve ambargolar altında olduğu sürece hem üretimimizi hem de tarımla ilgili sektörlerimizin

2824

Page 96: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gelişmesini engelleyen en baştaki sorunlardan bir tanesidir değerli arkadaşlar. Geçen diğer bakanlıkların bütçesinde de dile getirdiğimiz gibi özellikle Abat Kararları ve Türkiye’nin Gümrük Birliği sürecindeki yapmış olduğu anlaşmalar bu ülkedeki ihracatın önüne bir set çekmiştir. Tabii bu aşılmaya çalışılmıştır. Çeşitli formüller bulunulmaya çalışılmaktadır. Ancak maalesef bu antlaşmalar Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin tarım ve ziraat ve hayvancılıkla uğraşan kesimlerini maalesef ve maalesef sıkıntıya sokmaktadır değerli arkadaşlar. O yüzden öncelikle hedefimiz hükümet olarak erken bir çözümün, erken bir barışın bu ülkede tesis edilmesidir. Ondan sonra göreceğiz ki diğer sorunlarımızı da bu bağlamda çözmüş olacağız ve tarımda da hayvancılıkta da dünya ile bütünleşmiş, uluslararası ticareti, uluslararası üretimi, uluslararası ilişkileri olan tarımda da bu ilişkileri kurabilen bir ülke konumuna ancak tam istediğimiz o konuma.Bu ülkede bir çözümden sonra, bir barıştan sonra gelebiliriz. Biz hep bunu savunduk, hep bunu dile getirdik ve bu konuda da hep irademizi ortaya koyduk değerli arkadaşlar. Bir kere 2010 Bütçesi, Tarım Bakanlığı Bütçesi düşük, yetersiz. Bu ülkede ihracatın önünü açmadığımız sürece değerli arkadaşlar maalesef tarımı bir nokta, bir adım öne götüremeyiz. Bütçemizde tarıma, sağlığa, eğitime maalesef gerekli katıyı, gerekli artışı bu Hükümetin yapmadığını görüyoruz.Aslında sosyal devlet anlayışı içerisinde Eğitim Bakanlığı Bütçesinde de aynı şeyleri söyledim.Gençlerimize büyüyen çocuklarımıza belli bir yaşa kadar, belli bir erişkin duruma gelene kadar hem sağlıklarına, hem eğitimlerine, tabii bütün vatandaşımızın, bütün halkımızın kaliteli eğitim ve düşük maliyetli sağlık ve eğitim başta gelmek kaydı ile sağlamak zorundayız. Ancak tarımdaki görevimiz de çocuklarımızın, gençlerimizin büyüyebilmesi için bir takım temel gıdaları, bir takım besinleri almaları ve yerli düzeyde almaları gerekmektedir. Aksi takdirde bu gençlerimizin, bu çocuklarımızın gelişimine ve beslenme sorununu da eklersek maalesef gelişimlerine sağlık açısından, metabolizma açısından gelişimlerine bir engel koymuş olur. O yüzdendir ki sosyal devlet anlayışının geliştiği ülkelerde ve üst düzeyde olduğu ülkelerde tarımda hep süspansiyonlar, katkılar olmuştur. Yani bir çocuk et, süt, yumurta, patates gibi ürünleri tam anlamı ile almazsa, gıdaları almazsa gelişimi de o düzeyde etkilenir ve başka gelişim sorunları, sağlık sorunları ortaya çıkar. O yüzden biz devlet olarak bu ürünleri üreten, bu ürünleri yetiştiren kesimlere gereken teşviki vermek zorundayız değerli arkadaşlar. Ancak ben görüyorum ki bu ülkede maalesef gereken süspansiyon ve gerekli kişilere bu teşvikleri verilmemektedir değerli arkadaşlar. Yani biz ülkemizde daha düne kadar 30-35 YTL’ye kasaplarda, belki yine şehirlerdeki kasaplarda fiyat aynıdır, bilemiyorum ama Sayın Bakanın geçen hafta bir iddiası olmuştu, “Fiyatlar aşağıya çekilecek” demişti. Temel gıda maddesi olan eti bile bu ülkede 30-35 TL’ye çocuklarımıza ve bu ülkenin vatandaşına yediremez olduk, yediremez olduk değerli arkadaşlar. Ve bunun sebebi, bunun sebebi kuramadığımız ve dönem dönem tıkandığımız tarımdaki politikalarımızın devamlılığının olmamasıdır. Tarımdaki politikalarımızın devamlılık arz etmemesi. Biz bunu yapamadığımız gibi, bunu yapamadığımız gibi bu açığı kapatmak için Afrika’dan et ithalatına yöneldik, dış ülkelerden et ithalatına, Avrupa ülkelerinden et ithalatına yöneldik.Ancak Afrika’dan bu ülkeye et getirmek bu topluma, bu gençlerimize, bu halka günahtır değerli arkadaşlar. Hem 35 milyona et parasını vereceğiz, 35 milyonu ödeyeceğiz 30 milyonu ödeyeceğiz, bunun yanında Afrika’dan da et getirilecek ve onun da ücreti 25 TL olacak 20 TL olacak. İthal etin de bir adabı vardır, ithal etin de bir yöntemi vardır. Bu şekilde yangından mal kaçırır gibi alelacele, nerden ne olduğu belli olmayan, Avrupa Birliğinde dolaşım izni almış, Avrupa Birliğine satma izni

2825

Page 97: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

alınmış eti alelacele bu ülkeye getirmenin ne manası vardır ben anlamadım. Ha bunlar kötü niyetten mi oldu? Ben onu demek istemiyorum. Sayın Bakanı veya ekibini suçlamak istemiyorum. Ancak niye acele edildi, niye? Niye sistem tartışılmadı? Eğer bu et ithalatı yapılacaksaydı, niye Hayvancılar Birliğinin de, Kasaplar Birliğinin de, Çiftçiler Birliğinin de, ilgili kesimlerin de görüşleri alınarak bu ithalat yapılmadı ben onu çok merak ediyorum. Alınmış olsaydı zaten, orda olay bitecekti. Orada bu işin gerçek sahipleri, bu işi yapan gerçek sahipleri karşı duracaktı. Şimdi ben tabii 35 TL aldığım bazı veriler vardır bazı arkadaşlarımdan, 7 TL kilosu canlı hayvan alınmaktadır bu ülkede. 7 TL kilosu hayvancıdan dana alınmaktadır veya bilmiyorum inek alınmaktadır, onu da tam kontrol edemiyoruz. Bazı zaman da dana yerine ineği topluma yedirmektedirler. 7 TL dana alınmaktadır canlı, 35 TL satılmaktadır değerli arkadaşlar, 30 TL satılmaktadır. Niye bunu ayarlayamıyoruz yani ben bunu da anlamış değilim. Ha Sayın Bakanı da sadece suçlamak istemem ama niye ayarlayamıyoruz? Benim bildiğim iki katı masrafı olsa ki öyledir, iki katı masrafı olsa 14 TL 15 TL. 35 TL nerden çıktı? Hangi işte yüzde 150 kar vardır ben bunu anlamış değilim. Eğer hayvancı burada zarar görmesini istemiyorsanız o zaman sübvansiye edeceksiniz kendisini ve bu eti bu halka 30 TL’ye 25 TL’ye 35 TL’ye yedirmeyeceksiniz. Devlet isek bunu yapmak zorundayız değerli arkadaşlar.

ÖNDER SENNAROĞLU (İskele) (Yerinden) – Parayı hayvancı kazanmaz ki Mustafa Bey, parayı tefeci yer.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Tamam. Şimdi ben, şimdi ben, ben Sayın Bakan bu konuda da bize açıklama getirecektir herhalde. Askerin et ihtiyacı için bugün bizim Toprak Ürünleri hayvan topluyor bildiğim kadarı ile ve belli şirketlere de bunları veriyor. Peki niye Türkiye’deki gibi...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Şirketine vermiyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Siz kendiniz verirsiniz direk?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Biz kendimiz veririz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – İhaleye kendiniz katılırsınız Toprak Ürünleri olarak?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Evet.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Peki niye bu uygulamayı da halk için yapmıyoruz? Niye bir et ve balık kombinası kurmayız bu ülkede?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Kuruldu.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – E?

2826

Page 98: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Sonra o mezbaha verildi kendilerine.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Niye yapmıyoruz bunu? Niye bir et ve balık kombinası Türkiye’deki gibi kurmuyoruz, hayvanı devlet satsın bakayım da 30 TL’ye bu açık gözle satabilecek mi insanlara halka bu eti? Ayıptır arkadaşlar, ayıptır. Bir işçi bütün gün işleyecek bir kilo et alacak yahu, bir kilo dana eti, bir kilo dana kıyması alacak. Bir taraftan da bu ülkede, bu ülkeye giren Mercedes araba, BMW araba miktarı da herhalde dünyadaki en fazla ülke olacağız, diğer taraftan da halkımıza 35 TL’ye dana eti. Bunlar hepsi değerli arkadaşlar, ben bu dönemi de suçlamak istemiyorum, Sayın Bakanı da suçlamak istemiyorum ama hepimiz, bütün gelmiş geçmiş Hükümetler bu konularda kabahatlidir ve bundan sonra bu Hükümetin bu konularda bir vizyon oraya koyması gerekmektedir. Bu ülkede her isteyen balık ithal eder, ithalatı yapar. Benim gördüğüm her köşede bir balıkçı açıldı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Onlar dönem dönemdir balıkçılar.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – E, dönem dönem.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Balık işi dönem dönemdir.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Dün duyarım bir arkadaşımdan balık ithalatı yapacak. Balıkçılığı da öldürdük.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ne ise ben söyleyeceğim.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Tavuk olayına gelelim, piliç olayına gelelim. O sektörde de bir veya iki tane üretici kaldı ve o sektörün rekabet şansını artırmak için teşviklendirilmelidir. Bir kişi bütün bir ülkenin tavuğunu veremez yanlıştır. Rekabetinin oluşturulması lazımdır bu ülkede. Rekabetinin oluşturulması lazımdır.O küçük üreticilerinde desteklenmesi lazımdı ve teşvik edilmesi lazımdı. Yani bu ülkede sanki başka insan ve başka kişiler veya kuruluşlar bu üretimi yapamaz havası estirilmektedir. Hayır. Biz devletsek ve özellikle de siz serbest piyasadan bahsediyorsanız, serbest ticaretten bahsediyorsanız açacaksınız bunun önünü. Yeni saha size açın.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kapalı değil ki.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Teşvik edin ama. Teşvik edin. Kapalı değil ama teşvik edin. Bu ülkede teşvik edilmesi gerekir. Çünkü bu dönüp dolaşıp en sonunda temel gıdalarımızın ücretleri ile ve çocuklarımızın ve halkımızın bu temel gıda ürünlerini alması, yeteri miktarlarda alması ile alakalı sorunlar ortaya çıkarıyor. O yüzden bence bu konularda artık vizyonu ve icraatı ortaya koyma zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.

2827

Page 99: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Özellikle bu ithal et konusunda geçmişte ve özellikle de Ulusal Birlik Partisi Hükümetleri döneminde bu işlerden zengin olan, bu işlerden haksız yere para kazanan, haksız rekabet yapan bir konteynır Avrupa’dan, üç konteynır Rum Kesiminden şeklinde bir organizasyon ile yıllarca bu ülkede milyonlarca Dolar paralar kazanan insanlar ve kuruluşlar yetiştirildi bu ithal et ile. Büyük karteller oluşturuldu bu ithal et olayı ile. Artık durdurun bunu. İthal et olayını bir yere kadar bir yerden sonra artık izini vermeyiniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – İthal etmiyoruz yine de Güney’den bir şekilde geliyor.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Eğer siz fiyatını aşağıya çekerseniz kimse gidip Güney’den kıyma almaz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ona uğraşıyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Alacak olan da onun sorumluluğunu da alır o zaman. Fiyatı siz makule çekerseniz kimse kendi keyfinden gidip de Güney’den ne dana eti alır, ne tavuk alır, ne et alır, ne onu alır, ne bunu alır. Bu sizin yaratacağınız piyasa koşullarına bağlıdır. Eğer siz bu piyasa koşullarını makule çekebilirseniz göreceksiniz ki kimse gidip Rum Kesiminden dana eti de almaz, gıda da almaz diğer marketteki ihtiyaçlarını da karşılamaz.

Bugün, dün de söyledim. Bir benzin istasyonundan bir ayda satılan benzin miktarı 4 bin 500 litredir. Sayın Bakan senin bölgende. Rumlara satılan bunu söyledim ben geçen gün de. Yani bizi istemeyen ki doğrudur bizi hiçbir zaman denk görmeyen Rum Tarafı bile bunu engelleyemedi. Neden? Çünkü bizde daha ucuzdur. Biz de daha ucuzudur. Ha, belki de buradan söylediğimiz zaman şimdi oradaki Hükümet de buna bir tedbir alır bilemem ama inşallah da onu yapmazlar. Öyle de bir şeye sebep vermeyiz ama bu örneği de vermek zorunda kaldım ekonomimizin savunulmasında bu örneği de vererek o tezi çürütmek için.

Değerli arkadaşlar; Tarım Bakanlığı Bütçesi yetersizdir dedik. Bir kere başı boş köpeklerin ıslahı ve uyutulması ile ilgili olan zehir bile şu anda Tarım Bakanlığında Veteriner Dairesinde yoktur.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ne ile ötenazi yaparlar?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bilmem ne ile ötenazi yaparlar. Sorun müdürlerinize, göreceksiniz ki yoktur.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ayrıntı çok.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Suni tohumlama için gereken eldiven yoktur değerli arkadaşlar. Eldiven eksikliği vardır ve yoktur. Ve siz bu ülkede suni tohumlama yapıp hayvan miktarını artıracaksınız. Eldiven, eldiven ki rakamı çok düşüktür. Eldiven eksikliği vardır bugün Veteriner Dairelerinde.

2828

Page 100: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Çok ayrıntı verir sana o adamın ha.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ben bunu sizi...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Onları ben öz değerlendirme olarak görüyorum.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Sizi yereyim diye söylemedim. Ben bunu bütçenizi artırsınlar diye, eksik olduğu için söylüyorum, size katkı yapabilmek için söylüyorum. Suni tohumlama eldiveni bugün Veteriner Dairesinde yoktur. Bu olamaz değerli arkadaşlar, yapmayın Allah aşkına. İnternette hayvanları kayıt altına alıyorsunuz Sayın Bakan. Sayın Bakan...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hiç piyasada yokmuş, sipariş vermişler.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ha, ha. Hiç piyasada yoktur, siparişi verdiler tabii. İnternette hayvanları takip edersiniz kayıt altına alırsınız. O programınızda da problem vardır. Bu şikayetleri söyleyeceğiz ki düzelsin.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hepsini yeniliyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Eğer otomasyonunuzda sorun varsa hemen otomasyona geçiniz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hepsini yeniliyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ama otomasyona geçerken de adaletli olunuz. İhalelerinde şeffaf olunuz. Sağlık Bakanının otomasyonuna benzemesin.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hiç şüphen olmasın.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bu çağda veteriner kontrolü olmayan mezbahalar vardır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Kapatacağız.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Vardır ve bu belediyeleri mezbahalarıdır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Evet. Yazılar yazdık.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Buna tedbir almak zorundayız. Bak ben isim vermeyeceğim ama bu çağda veterineri olmayan belediye vardır ve mezbahası vardır. Kasap vardır, hem kasaptır hem restorandır ben biliyorum, hayvanı bazlıyor leşini

2829

Page 101: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

de gidip şeye atıyor, olduğu yerde köyünün az ötesine atıyor. Bunların hepsini artık bu çağda...

SAĞLIK BAKANI AHMET KAŞİF (Yerinden) – Mağaraya atar.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Mağaraya ama ondan sonra da hastalıklar, her türlü şey insanların başına, bu ülke küçücük ülkede dünya kadar sağlık problemi çıkıyor, bunlar da hepsi birer nedendir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Uyarıları dikkate almazlarsa hepsini kapatacağım.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bunu, kapatın Sayın Bakan doğrusunu yaparsınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Yazılarını yazdım.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Para kazanılacak diye insanların sağlığı ile oynamamızın hiçbirimizin hakkı yoktur o yüzden buna, bu konulara eğilirseniz çok memnun olurum çünkü birileri para kazanacak diye halkımızın sağlığını şeye atmasın, atmasına da tehlikeye atmasına da göz yumamayız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Eldiveni öğrendin de yazıları öğrenmedin?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Efendim?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hepsine yazı yazdığımı öğrenmedin?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Hayır ben eminim ki siz ilgileneceksiniz, ilgilendiğinizi de kontrolü yaptığını da biliyorsunuz ama arkasından icraat gelmediği şikayetini duyduk onu iletiyoruz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ama bir süreye ihtiyaç var.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - O süreyi takip ediniz. Şimdi yerel yönetimlerle ilgili seçimler de vardır, oy kaybını düşünerek icraat yapmanız. Bak ben sizi uyarıyorum, önünüze gelecek sorunları da söylüyorum. O yüzden kararlı ve istikrarlı bir şekilde bu konunun üstüne gidiniz.

BAŞKAN – Sayın Bakan, müsaade edelim de konuşmacı biraz toparlasın şeyini de.

AHMET KAŞİF (Yerinden)(Devamla) – Neyini?

2830

Page 102: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

BAŞKAN – Dağıtmasın konuları.

AHMET KAŞİF (Yerinden)(Devamla) – Neyini toparlasın yahu?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tabii ki bu Kürsüden bir şeyleri söyleyeceğiz ki, dediğim gibi başta da Sayın Bakan ve ekibi bu tonlarca lafımızın içinden en azından birkaç tanesine olsun eğilirlerse...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hepsini not aldım.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ve yararımız dokunur, halkın yararınadır bizim yararımıza değildir o yüzden de konuşmamızı yapacağız, eleştirilerimizi yapacağız. Konuşacağız ki bir yere varacağız. Konuşmadığımız zaman, tartışmadığımız zaman, fikirlerimizi ortaya koymadığımız zaman tehlike var demektir. Öyle hayvanlar konusunu komitede de söylemiştik, Sayın Bakan o konuda da tedbir alacaklarını söylediler. Şimdi değerli arkadaşlar, biz hep bir siyaset diyoruz. Diyoruz ki, evet dünya bize ambargo uyguluyor ama biz kendi kendimize de ambargo uyguluyoruz. Bu ülkede portakal ithalatı yapılıyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yapılmıyor.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Yapılıyor.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – O adamların ikisi de aranmıştır. İkisi de topu birbirinin üstüne atmıştır yer söyleyememişlerdir. Herhangi bir ithalat yoktur.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Çünkü ithalat yoktur. Çünkü yıllarca bu ülkede Askeri Kantinler sorunu vardı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kantinler de var.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Biz onu hep söyledik. Askeri Kantinlere gelen bu mal piyasaya da dağıtır dedik.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Önlem alınmıştır.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - En sonunda tedbir alındı ama o tedbir de şöyle alındı. Eğer o Askeri Kantinlerde bir tanıdığınız varsa ya Astsubayı ya oradaki sorumluyu tanıyorsanız yine sivil halk oralara girip milletvekilleri giremiyor. Ben bir arkadaşımdan buradan dün şikayetini duydum. Milletvekilleri o kantinlere giremiyor ancak torpili olan, tanıdığı olan kişiler o kantinlere girip rahatça alışveriş yapabiliyor.Maalesef ve maalesef “Gülerler” Markası ile bu ülkede Askeri Kantinlerde portakal satılmaktadır. Türkiye’den gelen portakal satılmaktadır. Bir taraftan canımızı

2831

Page 103: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yiyoruz üç tane ağaç var portakal ağacı nasıl olur da onları da kurutalım onun ile de uğraşırız ayrı yeten.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yeşillendirelim diye uğraşırız yok kurutalım.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Yok. Hani var mı yeni ekilen narenciye? Yoktur. Tür değişikliği var. Hep mandalin, mandalin de gideriz. Greypfurt da var mı, kız memesi de var mı, portakalın çeşitleri var mı, limon var mı yeterince? Bir dönem bol olur. Bir dönem olmaz. Bir dönem olur bir dönem olmaz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Kız memesi vardır. Greypfurt yoktur.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - Niye olmaz? Çünkü düzenli istikrarlı bir ihracatımız yoktur ama yok da ithalatın önünü de açın da olanı da batıralım. Kimdir bu marka, Gülerler Markası? Bu ülkeye….

Portakal Festivallerimiz var. Portakal bizim simgemiz her tarafta bu ülkeye portakal ithalatı yapacak Askeri Kantinler ve benim vatandaşım a gidecek Askeri Kantinlerden bu portakalı alacak. Kime sordular? İşte her zaman söylediğimiz bir şey vardır irademize sahip çıkalım. Bu ülkeye sahip çıkalım. Kendi kendimizi yönetelim dediğimiz konular bunlardır. Ambargoyu kendi kendimize uyguluyoruz dediğimiz bunlardır. Bunları söylediğimiz zaman olay başka yerlere çekiliyor. Niye bizden alıp portakalı satmıyor Askeri Kantinler, niye? Sayın Bakan bu konu önemlidir. Bu konu yarın ithal patates de gelecek. Gelir de.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bize gelmez de Askeri Kantinlerde…

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Gelir ama o konuda biz geçmiş dönemlerde de Sayın Tahsin Mertekçi hep bu konuyu dile getirirdi ve söylerdi ve yine o konuyu canlandırmayalım o canavarı tekrar.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Komutanla konuşuruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – O yüzden görüşün gereken de yapılsın. Narenciye üreticisini daha fazla zora sokacak icraatlar olmasın bu ülkede. Bunu ben özellikle konuyu gündeme getirdim ki sizin elinizi kuvvetlendirmek için getirdim ve bilsinler ki her gördüğümüz üründe, bu tarzdaki tarımsal üründe ithalatını gördüğümüz üründe ithalatını isteyeceğiz. Demek ki bu ülkeye ithalat yapılmadan geldiyse kaçak gelmiştir. O daha büyük suç. O demek ki kaçak gelmiştir. Vergisi de alınmamıştır. Adam yurtdışından iki karton değil de üç karton sigara çıkaracak da cebelleşir saatlerce bazen Gümrükçülerle orada. Her türlü ithalatın bu ülkede vergisi vardır. O yüzden bu konuda duyarlı olmanızı ve gereken hataları kim yaptıysa onları da uyarmanızı sizden istiyorum. Özellikle halk adına istiyorum, üreticiler adına istiyorum.

2832

Page 104: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Bir kere Doğrudan Gelir Desteği 2009 1’inci ve 2’nci kısmından faydalanmayan ve size müracaat eden bazı kişilerin hala daha Doğrudan Gelir Desteği ödenmemiştir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Niye faydalanmamıştır?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ben bunu sizi yargılamak için sormuyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Hayır ben merak ettiğim için soruyorum. İtirazlı mı?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bunu itirazlı ve isimleri çıkmamıştır. Böyle bir bilgi var bende bunu araştırınız. Niye çıkmadı? Belki de yanlış yapmışlardır. Belki yanlış söylüyorlardır ama bu konuda böyle bir itirazın olmaması lazımdır. Böyle bir konunun olmaması lazım. 2009 yılı içindir çünkü bu. Ha, 2010 yılında da üreticilerin istediği şudur; özellikle de bunu gündeme getiriyorlar. Bütçeden ayrılan rakam ne kadardır. 55 milyonun içinde ayrılan rakam ne kadardır?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - 55’tir. Doğrudan Gelir Desteği.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Tamam, ayrılan rakam ne kadardır?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - O rakamları biz belirliyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ama o rakamları, o rakamları...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Bütçedir diyor ondan sonra.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bütçedir o ama o rakamları...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Hava raporu da önemlidir bu işlerde.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Yok, hava yağmuruna göre belirlemeyin onu. Siz onu belirleyin, ha eğer hava tamamsa da ihtiyaç da yoktur, vermeyin. Ama bütçenizi belirleyin, adam gibi deyin ki bu bütçemizdir, bunu bunu vereceğiz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Onun planları yapılmıştır.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ama bunu istiyor üretici, üretici bunu sizden duymak istiyor. Bunun planını yapınız. Ha ben şunu veriniz demiyorum ama planını yapınız. Arkadaşlar, siyaset ayrı bir olaydır, devlet adamlığı ayrı bir olay, devlet ayrı bir olaydır. Devlet isek ve kurallarımız varsa ve Doğrudan Gelir Desteğini de vereceksek, bir sistem ise orda belli olmalıdır o. Bunu vereceğiz. Ha, para bulamadık

2833

Page 105: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

veremediniz ayrı konu. Ha oldu ürün, satışı fazla oldu, dış ülkelerdeki piyasa koşullarına göre ürünümüz değer kazandı, o ayrı konu.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Doğrudan Gelir Desteğini bazı sektörlerde değiştireceğiz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Değiştireceksiniz tabii. Değiştireceksiniz ve doğru da yaparsınız. Doğru da yaparsınız. İki yerden maaş alan adama, üç yerden maaş alan adama trilyonlarca Liralık, trilyonlarca Liralık tesisi olan, trilyonlarca Liralık karı olan kişilere belli bir yere kadar vereceksiniz teşviki, belli bir yerden sonra vermeyeceksiniz. O işte biraz önce size söylediğim olaydır o söylediğim size. Serbest piyasa koşullarını yaratmak isterseniz, bu ülkede tekel olmuş şirketlere teşvik vermeyeceksiniz. Siz onu daha da tekelleştirirsiniz, işte Sayın Çakıcı’nın söylediği gibi tekelin de tekeli, tröst olur ondan sonra o da. Vermeyeceksiniz, başka alternatifler yaratacaksınız. Öyle alternatifler yaratacaksınız ki serbest piyasa ekonomisi koşulları yaratılsın ve bu tekeller oluşmasın. Siz adam zaten tek top, ona daha teşvik verirsiniz hayvan yetiştirsin diye. Adamın zaten maddi sıkıntısı yok. 10 bin dönüm bilmem nerde arazi kapatmış, 20 bin dönüm nerde arazi kapatmış, bu adama siz teşvik verirsiniz. Veriniz ama bir yere kadar. Geriye kalanını da o ihtiyacı olan kesime, o ihtiyacı olan hayvancıya, tarımla uğraşana, çiftçiye veriniz. Memur, adam memur tarla eker teşvik primi alır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Biz uygulamaya bu tarım paketi ile başladık.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Göreceğiz, göreceğiz. Yani...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Ve uyguluyoruz, memurlara uyguluyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Yani Sayın Mustafa Hacı Ali’dir? Yok, Mustafa değil şey eski milletvekilimiz...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Önder?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Şey yahu Önder değil, emekli olmuş geçen gün buradaydı...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) - Kenan Akın?

ŞERİFE ÜNVERDİ (Lefkoşa) (Yerinden) – Hacı Ahmet.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Hacı Ahmet. Buradaydı geçen gün Hacı Ahmet Bey. Şikayet etti ama yani kusura bakmasın. Bu ülkede memurun, devlette çalışanın, kamu görevlisinin ikinci bir iş yapması zaten yasak. Bir de üstüne daha teşvik ederiz kendini tarla parası veririz, sürme parası veririz. Öbür taraftan da öyle çiftçimiz

2834

Page 106: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

var hayvancımız var, geçimi bir tek çiftçilikten hayvancılıktan, o günah. Yani onunla onu bir kefeye koymamak lazımdır. Ha verecekseniz ona da bir standart getirirsiniz, bir miktar da ona verirsiniz. Diğer türü de yaparsanız yasaklarsanız, bu defa sahtekarlıklar artacaktır, bu defa tarım polisi oluşturmanız gerekecektir. O yüzden hiçbir tarafı da ürkütmeden, yanlış yollara sevk etmeden böyle bir tedbir de alırsanız ülke ekonomisi için ve sektörler için, meslekler için ve özellikle hayvancı ve tarımla uğraşan kesimler için iyi edersiniz.

Ben size direk bağlı değil ama, geçen İçişleri Bakanlığı Bütçesinde unuttuğum bir konu vardı, onu da buradan konuşmak isterim. Her dönemde devletin arazilerinin rantını yiyen arkadaşlarımız ortaya çıkmaktadır. Geçmiş dönemde de mesela Alaniçi, Akova, yıldırım Bölgelerinde bir arkadaşımız vardı. Devletin yaklaşık 2 bin, 3 bin dönüm arazisinin kime dağıtılacağını o arkadaşımız karar verirdi. Müdürlerimiz de hep bilirler kim olduğunu bunların. Ben bu konuda bu arazileri kiralayan yetkili müdür arkadaşımı aradım bir defasında.dedim ki; yahu niye dedim bir adama siz 600 dönüm arazi kiralarsınız tarımsal amaçlı? “Ayıptır yahu” dedim. 600 dönüm araziyi niye kiralarsınız başka insan yok mu kiralayasınız? Alırsınız “X” Partilinin elinden verirsiniz kendi partilinize. Sayın Bakan bu konularda da İlkay Bey’i uyaracaktım ama lütfen bu konularda dikkatli olunuz. O sizi o kötü emelleri için kullanmasınlar bu insanlar. Çünkü her dönemde bu devletin arazisinin, tarlasının sanki babalarının malıymış gibi kullanan ağalar çıkar ortaya. Kesimler çıkar ortaya ve bunu kendi siyasi fikirlerimiz doğrultusunda yandaşlarına, kendilerine, kardeşlerine, eniştelerine dağıtmaya yeltenirler ve dağıtırlar ve başarılı da olurlar. Dönerler o araziler üzerinden de devletten teşvik de alırlar. Her türlü imkanı da devletten mazot parasını da, katkıyı da hepsini de alırlar. Lütfen sizden ricam İlkay Bey’e söyleyecektim aslında bunu dün ama yetiştiremedim size söylemiş olayım. Bu konularda daha titiz ve Hükümet olarak daha titiz ve daha eşitlikçi ve demokratik davranmanız gerekir diye düşünüyorum ve değerli arkadaşlar…

SAĞLIK BAKANI AHMET KAŞİF (Yerinden) – Uyudun da geldin?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Vallahi ben dinledim Sayın Bakan. Uyudum evde geldim, gaileyi çeksin uyumayanlar.

BAŞKAN – Devam edelim Sayın Konuşmacı.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Gözümden eğer bir saat uyku uyuduysam akşamdan beri…

BAŞKAN – Eğer uykuda rüya gördüysen rüyalarını söyleme lütfen.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ben de sizin gibi çok yorgunum ama sorunlar çok konuşmamız lazım.

BAŞKAN – Sorunlardan bahsedelim.

2835

Page 107: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bahsedelim Sayın Başkan. Patatesi 3 TL’ye, 3.5 TL’ye Ulusal Birlik Partisi Hükümeti bu halka yedirdi. 300 ton, 400 ton patatesi ayırıp bir kenara koyamadık.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – 3 bin ton ayırdık.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Şimdi bu oldu. Bakanın kabahatiydi, Müdürün kabahatiydi, üreticinin kabahatiydi bunu yaşadık. 3,5 TL patates yedik. Hele hiç unutmam bir hafta sonu Cuma Pazarına giden bir vatandaşımız beni aradı ve ağlamayı beğenmezdi.

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Esat Ergün Serdaroğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Dr. Ahmet Eti’ye devreder)

Benim önerim ve tavsiyem önümüzdeki yıl için tedbirimizi alalım. Patatesi 3.5 TL’ye Rum Kesiminde 1,5 TL iken bizim kesimimizde 3,5 TL’ye satmayalım. Yani Milli Gelirimiz Rum Kesiminden daha yüksek değil de bu 3,5 TL’ye patates alacağız. Yani bu dengesizlikleri yaşatmayalım. Lütfen özellikle patates konusunda önümüzdeki yıl için dikkatli olalım.

İhracatın önü açılmalıdır Sayın Bakan. İhracatın önünü açacak ürünler de alternatif ürünler de vardır. Geçen gün de söyledim enginar üretimi bu konuların başında gelmektedir ve enginar üretimini bu ülkede hem bir verimli hale getirmeliyiz. Çünkü üreticinin de yapmış olduğu yanlışlıklar olabilir ve özellikle kullandıkları ilaç konusunda uyarılmalıdırlar. Metodunun öğretilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde yarın bundan dolayı bu sektörü kaybetmeyelim. Bundan dolayı bak bu sektörü kaybetmeyelim. Ben telaffuz etmiyorum ama bundan dolayı bu sektörü kaybetmeyelim tedbir alınız.Buna tedbir alınız. Çünkü enginar üretim zamanı açısından 3 ve 4 aylık, özellikle de Türkiye piyasası için 3 ve 4 aylık bir avantaj sağlamaktadır ve bu süreç içerisinde milyonlarca adet ihracatı yapılabilir ve yeni dönemin de yeni gelişen dönemin de insan sağlığı açısından çok önemli ve çok faydalı besinler ve mineraller ve proteyinler içerdiği de sağlık araştırmalarında, sağlıkla ilgili çalışmalarda hep tavsiye edilmektedir. O yüzden hem ihracatını yapalım, hem tanıtımını yapalım. Bugün bir enginarcılar birliğinin ve özellikle de Mormenekşe’de bir festival düzenlenmektedir. O festival çok önemlidir ve zamanı itibarı ile de çok fazla sosyal aktivitenin olmadığı bir dönemdedir. O dönemi çok güzel değerlendirdiler kim bunu ortaya koymuşsa. O yüzden hem ihracatını, hem de tanıtımını en iyi şekilde yapmamız gerekir. Gerekirse bu ihracatı yapan üreticilerimize de teşvik primi, ihracat primi vermemiz gerekmektedir değerli arkadaşlar. Çünkü satılmaktadır ve bu insanların birçok sorunları olmaktadır. Bir kere bunun ticaretini yapan kesimler, bunun ticaretini yapan tüccarlar geçmiş dönemde bu insanlara, bu üreticilere mallarını almıştır, ödememiştir zor durumda bırakmıştır kendilerini o yüzden Sayın Tarım Bakanımın ve Bakanlığının bu konuda da ve Ekonomi Bakanlığının da, Ticaret Dairesinin de bu konularda bir prosedür geliştirmesi gerekmektedir. Ayrı yeten bu değerli üretim sağlayan enginarın ulaşımında da, ihracatında da problem vardır. Ben biliyorum ki karşı tarafta nakliye ve gümrük işlemleri sırasında sorunlar çıkıyor ve bunun çözümü için de Tarım Bakanlığının, Ekonomi Bakanlığının, Ticaret Dairesinin de bu insanlara

2836

Page 108: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gerekirse özelikle, Mersinde, Taşucu’nda bir görevli tarım ataşesi vardır herhalde bilmiyorum Mersin’de veya Taşucu’nda bu insanlara oradaki işlemler için yardımcı olacak bir temsilcinin de atanması gerekir diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar; Türkiye 80 milyon ve bu 80 milyonun daha enginarı bilen kısmı yüzde 10’u, geriye kalanı enginarın ne olduğunu bilmez ve bildiği zaman, tanıtım ile bildiği zaman o piyasa bizim için çok büyük bir piyasa. Çünkü iklimden dolayı bizim ülkemizde 3 ve 4 aylık bir avantajı vardır ve enginarın sadece ham olarak değil, işlenmiş olarak da satışı söz konusu olabilir o yüzden bununun üzerinde Sayın Bakan ilgilidir biliyorum oradaki bu işi yapan üreticilerimizin de birçoğunu tanıyor. Bir üretim dalında 5 tane birlik olamaz değerli arkadaşlar ve bu 5 tane birlik hepsi bir hava çalacak olamaz. Bunu organize edecek olan Bakanlıktır. Bakanlığın tanıyacağı, bakanlığın istediği ve yapacağı teşviki bir tane birliğe, bir tane birliği tanıyarak yapması lazımdır ki vatandaşımızın da bu konularda rekabet, koyu koyu kendi kendine rekabet yapmasının önüne geçelim. Aksi takdirde bu ürünü kaybedeceğiz. Aksi takdirde bu ürünü kendi elimizle bu aştığımız kapıyı birbirimizle uğraşa uğraşa,bu kapıyı kapatacağız değerli arkadaşlar. O yüzden Bakanlığın bu konuda öncü ve yol gösterici olması gerekir diye düşünüyorum.

ALİ ÇETİN AMCAOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Onda sonra da Bakanı suçlasınlar birliklere müdahale etti diye.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Hayır, e siyaset yaparsa birliklerin içinde tabii ki suçlayacağız. Ben yapıyor muyum siyaset? Ben biraz konuyu gündeme getirdim, siyaset yapmıyorum.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Birleşmek için yapıyoruz.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ben Sayın Bakan’a önerim var, gerçekleri ortaya koymaya çalışıyorum ki ilgilensin, ilgileniyor da, ondan yana bir sıkıntımız da yok. Değerli arkadaşlar sorun çok, ancak, narenciyeden bahsettik, patatesten bahsettik...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Enginardan bahsettik kaldı pırasa.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Enginardan bahsettik, teşviklerden de bahsettik. Biraz da daha yeşilden bahsedelim. Biraz daha da yeşilden bahsedelim. Ormanlarımız bu ülkede yaşatılmalıdır. Orman arazilerimiz gelişi güzel dağıtılmamalıdır. Bir kere ben Sayın Ersan Saner’e de söyledim, size de söylüyorum Sayın Nazım Çavuşoğlu...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Dağıttılar, bitti her şey.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Dağıtılmış değil, yok. Dağıtılmış değil.

2837

Page 109: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Birşey var mı bildiğiniz?

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Geçmiş dönemlerde gerek turizm yatırımı için, gerek başka yatırımlar için, bir Neşe Plajı örneği vardır Boğaz’da örneğin mesela, yürekler acısı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – El değiştirdi.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – 380 bin Sterlin rant sağlamıştır oradaki arkadaş el değiştirdiği zaman, orası orman arazisidir. Siz de bölgenin milletvekilisiniz, buyurunuz aha size bir icraat. 380 bin Sterlin rant sağlamıştır, devretmiştir ve bu ülkede de değildir o para. O maddi kaynak bu ülkede de değildir. Aha size bir iş, gidin üstüne bakayım ne olacak. Orası orman arazisidir, denizin kenarı. Değerli arkadaşlar bir ötedeki de ......

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Oradaki boş kalan orman arazilerini belediyeye devredeceğim düzenlenmesi için.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Bilmem, kime isterseniz devrediniz, biraz daha ötede de ayni sorun vardır, liman yapıldı, liman yapıldı denizin içine yahu, liman.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden)(Devamla) – Arsa açtılar.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) – Ve insanlar gider balık avlasın kışlarlar insanları oradan. O yüzden Sayın Bakan bunlar önemli konular. Bunlar geleceğimizin gençliğimizin malı olan yerler, sahip çıkalım. Sahip çıkalım. Artı, bu orman arazilerine turizm yatırımı için verilen yerler vardır, bir an önce bunlar eğer yatırım yapmayacaksa bu kişilerin elinden bunlar geri alınsın. Benim çocukluğumun geçtiği, yazda denize girdiğimiz bir İstanbul Mücahitler Plajı şu anda mezbelelik oldu. Mezbelelik. Acırsınız, anılarımızın olduğu, gençliğimizin anılarının olduğu İstanbul Mücahitler Plajı geçmiş dönemde verilmiştir, oraya yatırım da yapılmamıştır, etrafı da bir güzel tellenmiştir, mezbelelik şeklinde durmaktadır, çünkü çevre kirliliği yaratmaya başlamıştır orası. Sayın Bakan’a, Sayın Ersan Saner’e de soracağım bunu ne oldu, durumu ne o yatırımın? İskele alçak orman arazilerine yatırım yapmayanların üzerlerine verilen, tahsis edilen yerleri geri alınız. Ben bu konudaki yasal zorluğu sizden duymak isterim. Yasal, mevzuatla ilgili sorun nedir? Verdiğimizi geri alamayız, verdiğimiz kalır, alanın üstüne oturur? Nasıldır ben bunu anlamış değilim. Bu konudaki yasal mevzuatı bize burada izah edin ve geri alınız. Ve geri alınız. Yapmayacaksa, yatırım yapmayacaksa, rant uğruna, bir başkasına verme uğruna elinde tutmasının hiçbir hakkı yoktur. Bu toplumun, bu halkın gençlerinin geleceği olan, hepimizin özlem duyduğumuz bu yeşili dağıtmayınız. Vermeyiniz ona buna. Adam gibi yatırım yapacaksa, kendisi de projesi de varsa, isterseniz vatandaş da yapınız o kişiyi, hiç itirazım yoktur, ona veriniz.Ama Cyprus Garden faaliyette değil turizm amaçlı kullanılmıyor 500 dönüm arazisi vardı orda ve ben duyuyorum dedi kodsu geliyor yok yat limanı yapmak için İsraillilerle anlaşıyorlar, yok onunla bilmem ne yapmak için onu yapıyorlar. Bu arazileri

2838

Page 110: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

kullanmayacak bu arkadaşlarımız devretsinler gerçek sahiplerine devretsinler bizi de meşgul etmesinler. İçinde ne güzel bu boy çam ağaçları var, e şu anda 500 dönümü “x” firam, “x” şirketin uhdesinde. Lütfen değerli arkadaşlar Sayın Bakan bu konuda sizi uyarmak istiyorum bu konuda tedbir alınız. Sayın Ersan Saner belki duyarlıdır, duyarlıdır Ersan Bey biliyorum, çevreye çok duyarlıdır. İpsara konusunda da tereddütleri vardır ve tam karar da vermemiştir o konuda da. Lütfen ikiniz baş başa veriniz, bir birinizi sırtlayarak bu sorunu çözünüz bu arazileri de geri alınız.

Değerli arkadaşlar; bu ülkede su kaynaklarında çok büyük sıkıntılar vardır. Su kaynaklarının hijyeni ile ilgili korkunç derecede yanlışlıklar vardır. Özellikle kullanım suları ile ilgili kullanılan su kaynaklarında yasa şart Sayın Bakan yasa şart.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Onun yasasını çıkardık.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - Siz de Nazım Beyle sırt sırta verirseniz bu yasayı çıkarırsanız çok iyi olacak. Her isteyen yeni teknoloji ile memleketi delik deşik etti.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Onun Yasasını çıkardık.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - Çıkardın ama örneklerini geçmişte iyi görmedim ben. Yasasını çıkardınız biliyorum yetkiyi verdiniz Jeoloji Maden Dairesine verdiniz tamam doğru yaptınız. Ama var olan su kaynaklarını da kontrol ediniz ve hijyen olmayanlarını da kapatınız. Bu ülkede deniz suyundan arıtma yapılıyor. Bu ülkede deniz suyu ile su arıtılıyor, şebekede, belediyenin şebekesine veriliyor. Geçen İskele’ye gittim annemle babamı ziyarete, çeşmeyi açtım kahverengi su aktı çeşmeden. Dedik nasıl oldu bu? Çok zamandır akar dediler. Niye kahverengi su, vatandaşın evinden kahverengi su aksın. Sizi dava etseler bu konuda kazanırlar bu davayı. Sizin hakkınız yoktur kahverengi su denizden su arıtacaksınız diye insanlara kahverengi su içiresiniz. Mikroplu ve hijyen olmayan su kullanımına nasıl ki biz ödediğimiz parayı, su parası ile ilgili ödediğimiz parayı belediyelere içme suyu diye ödüyoruz arkadaşlar. İçme suyu parası ödüyoruz belediyeler. Bu konuda o arıtma tesisinin alınması gerekir Sayın Bakan bilmiyorum bu konuda testler yapılıyor mu, çalışma var mı ancak bu…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sürekli yapılıyor.

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Devamla) - Bu konuda bu arıtma deniz suyundan kullanım suyu, içme suyu arıtma tesislerinin de kontrol edilmesi gerekir halkın sağlığı önemlidir.

Ben bir de bu ithal et konusunda bazı devlet görevlilerinin ve veteriner arkadaşlarımın hiç suçu yokken sürgüne uğramaları siyasi olarak cezalandırılmaları ve devlet işlerine siyasetin karıştırılması bu konuda benim çok moralimi bozmuştu. Ancak Sayın Bakan bu konuda duyarlılık göstermiştir ve o mağduriyete uğrayan arkadaşımızı tekrar görevine iade etmiştir. Buradan da bu konuda kendisine teşekkür ediyorum. Konunun, o görevlendirilmenin de kendisinden kaynaklanmadığını da bizzat öğrenmiş

2839

Page 111: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

bulunmaktayım. Eğer bu konuda yapmış olduğu bu icraatı da onaylıyorum çünkü gerçekten hoş olmamıştı ve Sayın Bakan bu konuda duyarlılık göstererek o görevli veteriner arkadaşımızı tekrar yerine vermiştir. Değerli arkadaşlar benim Tarımla ilgili söyleyeceklerim bu kadar, beni dinlediğiniz için teşekkür ederim, Tarım Bütçesi de hepimize hayırlı olsun.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Mustafa Bey. Sayın Bakanım buyurun.

TARIM VE DOĞAL KAYNAKLAR BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün ...

MUSTAFA EMİROĞLULARI (Yerinden)(Devamla) – Sayın Bakan eleştirmedik seni ha, yani teşekkür ettik, uzatma meseleyi.

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) (Yerinden) – Teşekkür et ve in, sakın cevap vermeye kalkma cevaba cevap doğar ha.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden)(Devamla) – Vallahi onu beklerim ha.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Tabii ki öncelikle ....

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden)(Devamla) – Benim bildiğim Nazım bunun altında kalmaz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Sen bilin beni. Sen beni bilin.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden)(Devamla) – Ama hep uğraşın uğraşın ...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Bilin ki ilişmem.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden)(Devamla) - Bilin.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Ha bir tek o. Onun dışında birşey yok.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden)(Devamla) – Bilmem, biraz daha çıkacak.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Evet ben bugün ülkemizin tarımının geldiği noktaya ulaşmasında gerek teriyle, gerekse bilgisiyle, gerekse enerjisiyle katkı koyan herkese öncelikle teşekkür etmek istiyorum. Bugün yapılan tüm eleştirileri de gerek ben, gerekse arkadaşlarım not olarak kayıt ettik ve biz eleştirilerin tabii ki siyasi, siyaset arenası burası, millete hizmet ediliyor ama herkesin temsil ettiği bir kesim var, bir parti var, muhalefet partilerinin de çıkıp burada bizi övmesini beklemek herhalde doğru bir beklenti olmaz. O yüzden arkadaşlarımız da halkın kendilerini seçerken kendilerine verdiği görevi yerine getirmek adına, bizim bazen eksik bıraktığımızı veyahutta

2840

Page 112: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

arkadaşlara göre eksik olan veyahutta zorlama yorumlarla bazı konuları siyasi hedeflerine, hedef kitlelerine öyle göstermek için yaptıkları konuşmaları hepimiz dinledik. Ben tabii ki gerçekten bugün Meclisimizde yapılan eleştiriler büyük bir olgunluğu da içeriyor bunu da ifade etmeden geçemeyeceğim. Herkes hem eleştirisini yaptı, bazı noktalarda da önerilerini ortaya koymaya çalıştılar. Aslında burada maksat bu ülke hepimizin, hep beraber yaşayacağız, gelecekte de birlikte olacağız, ne kadarını düzeltirsek o kadar mutlu ve ferah, refah içinde yaşayacağız ve çocuklarımıza da o kadar iyi bir gelecek bırakacağız mantığıyla bu konuşmalar yapıldığı düşüncesindeyim. Bütün yapılan konuşmaları o çerçevede algılıyorum. Tabii ki şimdi arkadaşlarımıza çok kısa bazı cevaplar verme durumundayım eğer cevap vermezsem sanki onları muhatap almamışım gibi de bir durum hasıl olmasına da buranın yapısı gereği doğasına aykırı olur diye çok kısa bazı şeyler söyleyip, kaç gecedir bire ikiye kadar çalışıyoruz burada, ne kadar tasarruf yapabilirsek zamandan diye düşünüyorum. Ve konuşma sırasına göre arkadaşlarımızın yaptıkları eleştirilere çok kısa cevaplar vermek istiyorum.

Sayın eski Bakanımız Sayın Sennaroğlu’nun yaptığı eleştirilerde süt veriminden bahsedildi ve süt verimimizin düşük olduğu, yalnız o hesabı yaparken Sayın Sennaroğlu bu rakamlar konusunda bir sıkıntımız var karşılıklı olarak. Biz 2006’tan itibaren hayvancılığın gerilediği noktasında tespitlerimizi yapıyoruz. Ancak kendisi geçen yıla göre yaptığı için ortaya koyduğumuz yüzde 35’lik rakamın birbiriyle örtüşmesi noktasında maalesef mutabakata varamıyoruz. Bu mutabakata da varmayınca ortaya konan rakamlar bu sefer örtüşmüyor. Süt verimi konusunda 15 kilo ortaya koyuyor ki bizim ülkemizde sanırım herkesin ortak kabul ettiği 18 artıdayız en küçük üretici bile 18 artıdayız.Tabii ki 30’u yakalayan, 25’i yakalayanlar var, 22’yi yakalayanlar var ama bizim için önemli olan toplamın ortalaması yani bu çok önemli. Bunu nasıl aşacağız, diğer ülkelerin seviyesine nasıl geleceğiz noktasında tabii bazı seçenekler var. Var olanları kesersiniz yerine ıslah edilmiş inekleri, büyükbaş hayvanları getirirsiniz veyahut da ne yaparsınız? Islah edilmesi için çalışabilirsiniz. Bu iki seçenekten birini veyahut da ikisini karıştırarak bir şey yaparsınız. Biz bir adım olarak 3 gün önce, daha doğrusu Pazartesi gününden beri Türkiye’deki Damızlıkçılar Birliği ile bir çalışma yürütüyoruz ve umudum odur ki önümüzdeki yıl zaten önümüzdeki yıla çık az kaldı. Bu konuda büyük bir çalışma yapacağız ve hem ülkemizde şikayet edilen bazı büyük çiftliklerin aldığı kaynakların yine tabii ki bazı kaynakları alacaklar ama en azından üretim yapıp da bu halkın üreticilerimizin verimliliklerinin artması yönünde devletin harcadığı bu para bir maksada hizmet edecek diyorum.

Dünyadaki arpa fiyatları geçen yıl tabii ki biliyorum bu yıldan daha yüksektir ve Sayın Sennaroğlu hep bunu söylüyor, yalnız şunu söylemiyor sevgili ağabeyimiz, dostumuz eski Bakanımız. Geçen yıl bir palan proje kapsamında ihaleye çıkılmış ve zamanda arpalar bağlanmamıştır. Ben anımsıyorum geçmişte bu konuda eleştiri yaparken o kadar plansız programsız gidiyorsunuz ki ambarda arpa kalmadı denince arpa edinmek yönünde çalışmalar yapıyorsunuz diye eleştiri yapmıştım Sayın Sennaroğlu’na. Aslında hükümete geldikten sonra da Bakanlar Kurulu kararlarını incelediğimiz zaman böyle günlük çözümler; işte bayram döneminde arpamız olmayacak 2 bin ton alalım. Veyahut da işte falan dönemde arpamız olmayacak 5 bin ton alalım diye bir sürü Bakanlar Kurulu Kararı olduğunu da biliyorum. Ancak biz bu yıl arkadaşlarımızın ve bizim de ortaya,

2841

Page 113: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yaptığımız tartışma ortamlarında daha önceki yıldan da edinilen tecrübelere binaen nasıl yaptık? Ağustos ayında 70 bin tona yıllık ihtiyaca ihaleye çıktık ve bir istikrar getirdik.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Sayın Bakan bu söylediğinize siz de inanmıyorsunuz ama devam edin.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Vallahi ben inanarak söylüyorum. Kaldı ki Sayın Sennaroğlu’nun döneminde alınan bu arpaların fiyatları istikrarsız bir dönem yaşanıyordu ama en kötü dönemlerde en pahalı fiyatlara alınmak zorunda bırakılması da, aslında o dönemdeki hükümetin vizyonsuzluğu da demek istemiyorum ama biraz iş bilmezlik olarak nitelendiriyorum. Yani bu konuda da elimde Bakanlar Kurulu kararları vardır ama ancak okumayacağım.

Yine üretim sırasında çevreyi korumak noktasında birçok arkadaş ortak soruyu sordu ve ölen hayvanlarla ilgili ne yapacağız diye soruldu. Gerçekten uzun yıllardan beri büyük bir eksiklik. Biz İçişleri Bakanlığımızla yaptığımız görüşmelerde kaymakamlıklara bu görevler verilmiştir ve bunu başarmak için süreci başlattık. Ölü hayvanların imha noktaları oluşturulacak ve bu konuda da gerekli tedbirler alınacak.

Yine tohumluk fiyatları konusunda bizim geçen yıl yüzde sıfır bu yıl yüzde 14 faiz durumunun ortada olduğu söylendi. Ama geçen yılki tohum fiyatlarının 85 kuruş hem de toplumda da çok tartışıldığı bilinmektedir. Oysa bizim bu yıl verdiğimiz tohum hem 49 kuruşa kadar düşen fiyatlarla hem de herkesin bildiği bir tohum. Üretime ciddi katkı yapacak bir tohum, aramızda da böyle bir fark var, onu ifade etmeliyim.

Yine DGD konusunda bazı eleştiriler var. 105 trilyondu geçen yıl, bu yıl 100 trilyondur deniyor. Tabii ki hesap açık doğru. Yalnız geçen yılki 105 trilyona unutmamalıyız ki 2008’den de 16 trilyon 2009 da ödenmiştir.Ve öyle hesapladığınız zaman sizin ortaya koyduğunuz bu bakış açısıyla 2009’da kullanılabilecek DGD miktarının da 89 trilyona denk geldiğini görebilmekteyiz. Herkesin söylediği 60 kuruşa patates aldık, millete 3 TL’ye, 3 buçuk TL’ye patates yedirdik. Ve bunun aracılara, bir kaç kişiye kaynak sağladığı veyahutta bazı insanları zengin ettiğimiz yönünde ve üreticiye hiçbir katkısı olmadığı yönünde eleştiriler yapılmaktadır. Şu bilinsin ki biz Hükümete geldiğimiz de 60 kuruşa ihracatı yapılan patatesi üretici dostu olmamızdan hareket ederek 60 kuruşa ödedik. Herhangi bir para kazanma maksadı gütmedik. Daha sonra tabii ki ülkemizde patatesin planını projesini yapamadık ve diyorsunuz ve ülkeyi patatessiz bıraktık diyorsunuz. Gerçekten neden başınıza bunların geldiğini bu patates konusu gösteriyor. Çünkü bu patatesin ihracatına ben engel olmaya çalışmama rağmen, sizin müdürleriniz, müsteşarlarınızın döneminde inatla 10 gün direnmeme rağmen beni ikna ettiler ve bu patatessiz kalacağımızı ben onlara, onlar bu işin içinde olmasına rağmen söylemiştim. Ve onlar ikna etti ve bu patatesi ihraç ettik. Ve son bir hafta kalarak, son bir hafta kalarak ülkede patates sıkıntısı olabileceği öngörülmüştü. Ancak patatesçilerle yaptığımız sohbette ve toplantıda 1 Kasım itibarıyla patateslerini sökebileceklerinden dolayı, üreticiye katkı olsun diye patates ithaline izin vermedik ve getirmedik. Ve burada sökülen patatesler 3 TL’ye tüketici yedi. Yemiştir, doğrudur. Ancak orada 3 TL’ye satılan patatesi de üretici 2 buçuk TL’ye satmıştır. 2-200’e satmıştır. Yani sizin dediğiniz

2842

Page 114: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

gibi üreticiye değil de bir kaç tüccara değil, üreticiye katkı yaptık. Ama bu patates konusu Cumhuriyetçi Türk Partisinin kadrolarının ne kadar iş bilmez olduğunu göstermesi açısından bana göre tarihe not düşülmesidir, o yüzden sizde Tarım Bakanlığında gerektiği kadar başarılı olamadığınız noktasında sizi artık eleştirmiyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden)(Devamla) – Cevap vereceğim Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Artık eleştirmiyorum. Tamam, evet. Gazete manşetleri gösterdiniz burada işte falan yılda Ulusal Birlik Partisi döneminde ki siz o dönem Ulusal Birlik Partisi Hükümetteydi siz de Ulusal Birlik Partisinin içindeydiniz, 1500 ton patates çöpe döküldü diye aslında bilmeniz gerekirdi, o doğru rakam 330 tondu. 330 tondu. Ben yerimden size dedim ki, “devam ediniz yıllara göre çöpe dökülen patatesleri” gelelim sizin dönemlere 700 ton, 300 ton dökülen yıllar da konuşalım. Dosyalar elimde, açabilirim hepsini konuşabilirim ama size ver....

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden)(Devamla) – Açmanız lazım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Açayım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden)(Devamla) – 2006, 2007, 2008.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Yani bu konuda üretimi desteklemek adına daha çok patates üretilip, gerektiği kadar pazarlanamadığı için dökülen patatesleri başarı veyahutta başarısızlık olarak algılarsanız bu cevapları da ben size vermek zorundayım. Evet 2006 yılında başlıyor, 2006 yılında çek bir şey imha edilmemiş, 2007 yılında 624 ton, 494 ton sponda senin bakan olduğun bir dönem, 130 ton da carra, 624 ton yapıyor toplamı, 200 yine senin bizzat sorumlu olduğun bir dönem, 379 ton. Bunun 95 tonu hermes, 4 tonu sponda, 280 tonu horizon diye bir patates cinsi. Mesele bu. Hayvan sayılarıyla ilgili gerçekten artık bir mutabakata varalım çünkü bizim söylediğimiz rakamlar Veteriner Dairesinin ortaya koyduğu rakamlardır. Ve biz bu kayıtları siz översiniz ki bu kayıtlarda işte kayıt sistemi bıraktım size de kayıt sistemi çok güzel çalışır. Ona rağmen bazen kayıt sistemini doğru kabul edersiniz, biz söylediğimiz zaman da rakamları kayıt sistemini doğru kabul etmezsiniz. Ve ortaya çıkan bu tartışmalardan mütevellit, biz bire bir sayımla, ki siz de daha önce bu sayımı yaptırmıştınız. Sayım yaptırdık ve 2006’da sizin kayıt sisteminizde 63 bin gözüken rakam 2008’de 51 bine ve 2009’da da 43 bine düştü. Daha sonra ben bunu Süt Kurumunun verileriyle de karşılaştırdığım zaman arada o düşüşün olduğunu gördüm ve bu rakamların birbirini sağlaması açısından doğruluğuna da kesin kanaat getirdim, çünkü sayımlarda da ortaya çıkan listeleri bildik hayvan sahiplerini bizzat kendim de telefonlar arayarak hayvan sayılarını sordum. Listeden kontrol ettim, yüzde 1 yanılma payı kabul ediyorum o sayımda. Yani 43 bin sayısında yüzde 1 yanılma payından fazla kabul etmem mümkün değildir. O kadardır.

İthal etler konusuna gelince; bilesiniz ki sevgili dostlar kesim sayılarımızda herhangi bir düşüş yoktur. Hiçbir düşüş yoktur. Eylül, Ekim, Kasım’a baktığımızda Kasım’ın 803, Ekim’in 876 yanılmazsam, Eylül’ün de 788 rakamıyla bir sayıda kesim

2843

Page 115: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yapıldığı görülmüştür. Kasım’da 803 olduğuna göre demek ki bizim bir önceki yılda ve daha önceki yıllarda ortalama aylık kesimimiz bin 300 ortalamadayken bizim daha önce de yaptığımız tartışmalarda ortaya koymuştuk, 800 ile 900 arası bir kesime eriştik. Aradaki 400 büyükbaş hayvan farkı. İnsanlar hepsi vejetaryen mi oldu? Ot mu yiyor ve bu eksikliğe ihtiyacımız yok? Güney’den üzülerek söylüyorum, gümrük kapılarımızda gerekli denetimi yapamıyoruz. Özeleştiri olarak söylüyorum. Sınır kapılarımızda gerekli kontrolü yapamıyoruz. Kaçak etler geliyor, yolcu beraberi etler geliyor. Çünkü bizim ithal ete izin vermemizden sonra gelen etlerde kesimimizi düşüren bir şey olmamıştır. İthal et havada satılmıştır. Ve bu ithal et başlangıçta doğrudur dediğiniz gibi 20 TL’lerde başlamıştır, en son 17’ye düşmüştür, kısmetse Pazartesi 16 TL’ye düşecektir. Ve 16 TL’ye düşmekle birlikte sizin hep ifade ettiğiniz canlı perakende satış fiyatı oranları noktasında da arzu ettiğimiz hedefe doğru yürüyoruz. Arzu ettiğimiz hedefte miyiz? Değiliz ama geleceğiz oraya. Bu rakamlar konusunda da isterseniz size bir şeyler aktarayım. Tabii ki burda dosyalarımız çok.

BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA BAKANI HASAN TAÇOY (Yerinden) – Mal kararını buldu.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Mal kararını... Neyse o oranlar halen daha olması gerekende değil, biliyorum bunu ama git gide yaklaşıyoruz. Git gide yaklaşacağız ve daha iyi olacağız bu konuda da bunu söylemek istiyorum. Bu ithal et politikasının açılımının çok riskli bir açılım olduğunu biliyorum. Cesaret istediğini de biliyorum. Birçok riski göze aldım. Gerek Kasaplar Birliği ile yaptığımız tartışmalarda, gerekse Hayvancılar Birliği ile yaptığımız tartışmalarda, gerekse hayvancılığımızın geleceği açısından bizim öz düşüncelerimizle sıkıntıya girebilme ihtimaline karşılık çok tartışmalar yaşadık. Sevindiricidir ki yaptığımız sayımlar üzerine oluşturduğumuz politika doğru zeminde gidiyor. Kesim sayımızda düşüş yok ve kaçakçılığın önüne geçme adına büyük bir katkı yapmıştır. Ve yerli hayvan fiyatlarının perakende satış fiyatlarının da aşağıya inmesine zorlama yapmıştır ki bu kabul edilebilen orana geliyor. Biraz daha gelecek. Yani şu anda Pazartesi’nden itibaren 23 TL’yi hedefliyoruz. Daha sonra bir-iki TL daha indirirsek tamamen kabul edilebilir seviyeye gelecektir.Namibya’dan gelen et konusunu herkes konuşuyor. Namibya’dan gelen et konusu belki insanların psikolojisi ile oynamak ve işte bu Ulusal Birlik Partisi bizi Avrupa’ya götüreceğine Afrika’ya götürüyor söylemlerini geliştirerek psikolojik bir şey yapmaya çalışıyorsunuz. Ama şimdi gerek gazete kupürlerinde, gerekse burada söylemleri izliyorum. Söylemler belki siz de deyebilirsiniz ki daha öncede aynıydı hep buradaki hükümete söyleniyordu ama gerçekle öyle değil. Gerçekler sevgili dostlar Namibya’dan gelen etin İngiltere’den satın alındığı ilgili firmanın Namibya’da yetiştiricilik yaptığı ve orada kesip getirdiği etleri Avrupa Birliği içerisinde dolaşıma çıkarttı. Ve orada sattığı bir gerçektir. Yalnız bir ekleme daha yapayım insanları bu konuda daha rahatlatmak için bu etler kasaplarda satılmamıştır. Bu bir mamulcüye verilen bir ettir. Ve bu et sağda solda dolaştı geldi daha önce anlatmıştım Komitede orijinal belgelerini getirmediği için biz geri göndermiştik geri siz mi gönderdiniz de biz geri aldık, hayır. Geri gönden de biz daha sonar gerekli belgeleri sağladıktan sonra içeriye koyan da biz. Ha bu konu ile ilgili bir sürgünden bahsediliyor. Sürgün diye nitelendirdiğiniz yer değişikliği hiçbir şekilde bu konu ile ilgili değil. Bana verilen bilgiye atfen ilgili arkadaşların görev yerine gitmeme noktasında ortaya

2844

Page 116: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

koydukları bir sebepten dolayı böyle bir şeye müsaade ettim. Daha sonra bu insanlarla bir araya geldik konuştuk ve her şey tamam düzeldi. Bir sorun kalmamıştır. O yüzden bu kadar riskle alınmış bir açılımı, bu kadar güzel giden bir açılımı hem hayvancılığa faydası var, hem tüketiciye faydası var her şeye faydası olan bir açılımı bir Namibya’yı onu da yanıltıcı bir şekilde örnek göstererek lütfen zarar vermeyeyim sürece. Siyaset yapacaksak yapalım daha farklı konularda da yapabiliriz ama bu konu bana göre bu şekilde harcanmamalıdır. Çünkü bu işler çok kolay olmadığını siyasette olan herkes ve bu Bakanlığı yürüten herkes kesinlikle biliyor.

Ha bizim yine patates konusunda özel sektörü yıprattığımızı söylüyor sevgili eski Tarım Bakanımız. Neymiş daha önceki konut zadelerle bu konu benzer bir konuymuş ve çözümü noktasında hiçbir yardımımız yokmuş. Bu ilgili kişilerle defa defa görüştüm hatta bir tanesiyle biliyorsunuz biz Hükümete geldikten sonra hesapları istediğimde ansızdan ortaya çıkmıştır ki 1 trilyona yakın bir alacak bir yıl unutulmuştur. Ve o dönemde çıkmıştır. Unutulan bu rakamı da adamın boğazına basmadık niye basmadık biliyor musunuz adam dedi ki bize üreticiyi ödeyeceğiz ve üreticiyi ödediği sürece de biz ona her türlü kolaylığı sağladık ve yavaş yavaş bizi ödemesine müsaade ettik. Kurumu zarara sokmak pahasına ve bir daha bir şey söyleyeyim size en son yine ödeme kabiliyetini yitirdiği için bu arkadaşımız elinde bulundurduğu patates paketleme makinesini da devletin ilgili kurumları ile görüşerek patates paketleme makinesini de satın aldım ve Güzelyur’ta koydum. Güzelyurt’ta patatesçilerin hizmetine koyduk. O anlamda içiniz ferah olsun, rahat olsun. Ve tabii ki diğer bir özel iş adamı halen daha patatesçilerimizi ödeme noktasında gerekli özeni göstermiyor gerekli özveriyi göstermiyor ve buna niye patates getirme izni verdiniz diyorsunuz bana. Patates getirmeyi izni vermeseydim o zaman da bana diyecektiniz ki adama izin vermediniz. Ektirmezse nasıl ödeyecek. Ve özel sektöre ihtiyacımız olduğunu bilerek ve bunu da isteyerek verdik. Özel sektörün daha güçlü olması ve gelecekte de bu işleri tamamen üstlenebilme kabiliyetine ulaşması adına bu izni verdik.Tarım Master Planı konusunda herhangi bir ödenek koymadınız. Yarın çekirge istilası olursa ona bir ödenek koymadınız. Peki, ben size sorarım. Siz kuş gribine ödenek koymuş muydunuz o sene? Koymadınız. Demek ki bütçe koşulları içerisinde yeni doğan bir durumu temizlemek için, düzeltmek için imkân vardır. O yüzden bu tip söylemler gerçekten çok da doğru durmuyor diye düşünüyorum.

Ve DGD’nin yeniden düzenlenmesi konusunda uyarılarınızı çok dikkatle dinledim. Hepsini not aldım, çok iyi değerlendireceğiz ekibimizle. Ve DGD’nin gerçekten kalite ve verimliliği artırma noktasında hizmet etmesi yönünde de bu parayı her şeye rağmen gerekirse, hep işaret edersiniz ya bazılarınız, sanki bu memleketi o işaret ettiğiniz bazıları yönetir. Bileceksiniz ki bu ülkeyi bu Meclisin içinde bulunan milletvekilleri ve bu milletvekillerinden çıkan hükümet yönetir. Hiç kimseden de hükümetlerin ve milletvekillerinin korkusu olamaz, bir bağı olamaz. Ha, bu insanları tanıma noktasına gelince; bir insanı tanımak onun himayesine girmek, onun hegemonyasına girmek anlamına gelmeyeceğini sanırım buraya gelebilmiş, hangi partiden olursa olsun buraya gelebilmiş her insan bu ayrımı yapmaya muktedirdir diye inanırım. Eğer bu muktedirliğe sahip değil ise zaten o adamın buraya gelmesi büyük hata olur.

2845

Page 117: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Ha, müdürlerim konusunda mesajınızı da aldım. Ancak bilesiniz ki benim müdürlerimin içerisinde, hepsi arkadadır burdan söylüyorum, herhangi bir tanesi kişisel tanışıklığını işine alet ettiği gün ertesi gün benimle çalışamaz, bu vesileyle de söyleyeyim size. Ertesi gün benimle çalışamaz, imkân ve ihtimal yoktur ve bunun önüne de hiç kimse engel olamaz. O ciddiyetteyiz.

Yine narenciye fiyatlarını müdür belirliyor diyorsunuz ve tabii ki başka konuşmacılar da bu narenciye fiyatları noktasında bazı uyarılarda bulundular. Halkı yanıltmamak adına birleştirerek cevap veriyorum. Bilesiniz ki biz Cypfruvex’e fırçayı sürtmeye başlayacağımız güne kadar hiçbir şekilde şu anda greypfrutun fiyatı bu fiyat değildi. Greypfrutun fiyatı en yüksek alınanı 150 TL’lere kadar gelmişi. Ve ayrıca biz yine uyarıları dikkate alarak hiçbir koşulda resmi fiyat açıklamadık. Ama biz kendi fiyatımızı beş kategoride oluşturduk ve bu kategorilerde oluşturmamıza rağmen hasat memurlarının uyarısı ve müdürün tespiti, artı Cypfruvex’le kurduğumuz bir Fiyatlandırma Komitesinin kararıyla ara noktalar da yaptık. Yani bir bahçeyi 175’e alırken öbürünü 172’ye de alabildik. Ve biz bu piyasaya gireceğimizi söylediğimizde herkesi bir heyecan sardı ve tahminimize göre 5 binle 5 bin 500 civarı olması muhtemel rekoltenin 3 binini özel tüccar almıştı ve 130 ile 155 arasına kadar ulaşmıştı biz hareketlendiğimiz için. Biz hareketlenmeseydik asla greypfrut geçen yılki fiyata ulaşmazdı. Geçen yılki fiyatın üstüne çıkmazdı. Ve şu anda ne kadar sevindiricidir Fatma Hanım ifade etti. Valensiyayı saydı, mandorayı saydı, kingi saydı. Mandarinler havada uçuyor. İnsanlar şimdiden avansını alıyor, tarlada ürününü satıyor. Niye satıyor zannediyorsunuz?

BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA BAKNI HASAN TAÇOY (Yerinden) – Niye?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Niye satıyor? Sade domuz gribinden mi satıyor? Cypfruvex bir marka olarak tekrar faaliyete geçebildiği için satıyor. Ve biz Cypfruvex’i kurarken de söyledik. Dedik ki sadece ve sadece denge unsuru olacak. Biz, özel tüccar değiliz, tüccarın rakibi değiliz ama üreticinin hiçbir koşulda da özel sektörün elinde incinmesine müsaade etmeyiz. Biz oradayız. Özel sektör işini yaptığı sürece müdahilli olmayacağız. Gerekirse bir kilo almayız, gerekirse hepsini alırız. O noktadayız.Hiç öyle bir şeyimiz yoktur ve biz sadece denge unsuru olmak adına belli bir miktar ürün almaya çalışıyoruz ve bunun devamında da gerekenleri alacağız.

Yine bu konu ile ilgili daha sonra bazı sorular olacak onlara konuşuruz. Tohumluk patates noktasında yine bir soru vardı. Yalnız bir şey söyleyeyim size bu rakamları sevmezsiniz bilirim ama ben politikada rakamların aslında bir çok şeyi gösterdiğini bilenlerdenim. Bilirsiniz ki her yıl bu ülkeye patates tohumluğu getiriliyor ve bu konularda eleştiri gelebileceğini bildiğim için de istatistiklere bir baktım. Ve sizin döneminize de baktım. Çünkü bizim bir iddiamız var biz üretici dostuyuz dedik ve bunu ispat etmek için bulara baktım. Hem satış fiyatımıza üreticiyi ödedik, hem de patates tohumluğunu kaç paraya getirdik biliyor musunuz? 35 TL’ye getirdik. Sizin döneminizde alınan patates fiyatlarına da baktım alış fiyatına, o günkü kura, liman maliyetlerine hepsine hepsine baktım. Sizin çalışma kar marjınızla bizim kar marjımız arasındaki fark

2846

Page 118: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

sadece kimin üretici dostu olduğunu, kimin üreticiden bazı açıkları Toprak Ürünlerinin içine sokulduğu durumu kurtarmaya çalıştığını gösteriyor. Sizin yüzde 30’lardan başlayan bir kar marjı ile başlayan bir süreciniz var. Ama bizim sadece yüzde 5.7. Sizin en düşük oranınız bile yüzde 13-14’lerdedir. Ve daha yüksekleri vardır. İşte üretici dostluğu budur. Sadece sözde değil yani uygulamada onu söylüyorum.,

Damlama sulama sistemine para ayırmadınız. Damlama sulama sitemi devam edecektir sevgili kardeşim ve devam etmesi için de Bakanlık bütçesi altın alınmıştır. Yani damlama sulama siteminde herhangi bir sorun yoktur. Çünkü biliyorsunuz bu Bütçede bazı kalemlerden 3-4 trilyon kesildi ve 7 buçuk trilyon olarak Bakanlığın altına aktarılmıştır. Bu aralardan bu işler devam edecektir. Ve Maliye’den de gerekirse konuşulmuştur bazı kalemlerden takviye alınacaktır.

Soğuk zincir konusunda da sırası gelmişken cevaplamak isterim. Soğuk zincir konusu da devam edecektir ve Ekonomi Bakanlığımız da bize 1 trilyonluk ekstra destek veriyor bu konuda. Faiz farkından 1 trilyonluk para ayırıyor protokolü de bugün, yarın imzalanacak ve soğuk zincire geçmek adına bu süreci sizin de ifade ettiğiniz gibi hızlandırmak adına 1 trilyon da Ekonomi Bakanlığından katkı alıyoruz. Yani biz iş ola bu günleri geçirmiyoruz. Süt ihraç teşvik primlerini ortaya koydunuz bundan çok memnun oldum, faydalandım. Süt ihraç primleri noktasında gerçekten daha önceden bizi sıkıntıya sokan ve Bakanlığın kaynaklarını da bu yönlere gitmesine vesile olan bir prosedürümüz var. Maalesef biz kaşarı yüzde 20 oranında indirmiştik. Ama bunu da söyleyeyim ki buradan imalatçılara da ulaşsın önümüzdeki zamanlarda süt miktarlarını da dikkate alarak bu konuda ikinci bir müdahale de yapacağım. Bu işlerin şekillerini değiştireceğim. Piyasa koşullarını tekrardan bu bütçe döneminden sonra netleştirip bu konuda da gerekli düzenlemeleri yapacağız ve belki de bundan sonra bizim işimizi de kolaylaştırmak adına her iki ayda bir veyahut da her ay bu tip düzenlemeleri yapma zemini sağlayacağız. Ve arkadaşlar da pazarlıklarımı, pazarlarımı onlarla da tartışarak belli dilimlere çekip belli tartışmalar yapacağız.TÜK’deki arpadan kar ediyoruz ve hayvancıya satıyoruz. Biliyorsunuz ki TÜK kuruluma gerekçelerini yerine getirme, yani fonksiyonlarını yerine getirme noktasında büyük bir sıkıntıya girmiştir. Ve biz mecburiyetten bazı tedbirler aldık ve çok şükür ki şu anda Toprak Ürünleri Kurumu kurluma gerekçelerine uygun olarak üreticiye hizmet verebiliyor.Çünkü binlerce ödenmeyen fatura, binlerce mahkemeye giden insan var biliyorsunuz ve bazı yükleri de çekiyor. Örneğin sizin döneminizde gelen tohumluk arpayı biz yüzde 75’ini faizsiz erteledik. Toprak Ürünleri Kurumu güçlenmelidir, güçlü olmalıdır ki üreticisine sahip çıkabilsin çok zor anlarda ve üretimi destekleyebilsin, üretimi ileriye götürebilsin. O anlamda TÜK’de yaptığımız uygulamadan gerek çalışanlarımız, gerekse biz çok memnunuz. Ha, üretici bankaya gönderiyoruz, oraya gönderiyoruz, buraya gönderiyoruz gibi bazı sıkıntılar var. Ama Toprak Ürünleri ayakta duramazsa sıkıntı bunun tam yüz katı daha büyüktür. Ve veterinerden, bankadan dolaşımı çok çok azalttık. İnternet üzerinden birçok veriyi veriyoruz ve bu verilerle de bazen telefonlarla nerdeyse çözülecek duruma gelmiştir bu işler.

Süt yem oranı, ben bakmıştım az önce. Süt yem oranından bahsettiniz ki sizin döneminizde 2.14 olmuştur diye. E, ben bunları hep incelemiştim ve benim kayıtlarıma

2847

Page 119: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

göre söyleyeceğim size. Daha doğrusu bizim, devletimizin dairelerinin resmi kayıtlarına göre 2008’de... Tabloyu bulmuşken her şeyi sayayım size. Süt yem oranıyla başlayalım. Süt yem oranı 2006’da 2.17. 2007’de 2.00. 2008’de 1.82. 2009 Kasım’a göre yapıldığında 2.00’dır.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Aksini söyleyen mi var?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Yani şu anda geçen seneye göre bakıldığında şu andaki durum çok daha iyidir ortalama olarak. Yine perakende canlı oranı noktasında bakınız, siz genellikle sizin döneminizi konuşmayı seversiniz diye onu söylemeye çalışıyorum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Neyi konuşayım Sayın Bakan? Raşit Pertev’i mi konuşayım?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Yani 2006’da perakende canlı kuzuyla satış fiyatları arasındaki oran şöyle şekilleniyor: 2006’da 3.17. 2007’de 3.27. 2008’de 3.05. 2009 Kasım’da 2.82. Hedef 2.40 olmalı. 2.40’tır. 2.40’a doğru inşallah gideceğiz.

Yine dana konusunda şunu söylemeliyim. 2006’da siz hep o övdüğünüz dönemlerde 4.43’tü. Canlı ile perakende dönemi 4.43. Yani o hani üretici dostuydunuz ya hep üretime, hayvancıya destek verirdiniz ya, o zaman canlıyla perakende satış fiyatı 4.43’tü.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ne zaman?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – 2006’da. 2007’de 3.60. 2008’de 3.65. 2009’da ortalaması 3.6. Hedef 2.70. Buna doğru ilerleyeceğiz, çünkü biliyorsunuz bu yıllık olarak alındığı için bir anda rakamların düşmesi mümkün değildir ve son zamanlardaki yansımalarla bunlar bayağı gerileyecek diye düşünüyorum.

Başhekimin yetkilerini aldınız dediniz bana. Başhekimin sadece... Daha doğrusu bilinsin diye söylerim. Bu, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığının bir politikası vardır. Bu politikadan habersizim, biri bana söylemedi, haberdar değilim gibi ifadelere hiç tahammülüm yoktur ve herkes Tarım Bakanlığının politikasını o pozisyonda bulunanlar öğrenmeye de gayret edecek. Ve bu gayreti belli ki bazı arkadaşlarımız geçmişten, çok geçmişlerden gelen bazı sebeplerden bize bağlı dairelerde belki dairelerin içine çok gitmiyorum ama farklı farklı şeyler duyarım ve farklı farklı böyle kümeler, kümeleşmeler, ayak oyunları. Bilinecek ki ayak oyunlarına karnımız toktur, müsaademiz de olmaz. Ve bizim bu ülkede bizim Hükümet Programımıza da bakarsanız bu ülkede tükettiğimiz her şeyi üretme hedefindeyiz diye bir söylemimiz var. Ve bu söylem çerçevesinde yine bizim Veteriner Dairemizden gelip fikir alıp civciv getirip de hindi besleyen bir işletmecimiz var. İnanınız ki bu işletmecinin bu sıkıntılara doğmadan önce kim olduğunu da bilmezdim. İnanınız buna bilmezdim. Şimdi siz diyorsunuz ki turuncu bantlı bir. Ben yeşil bantlı da olsaydı aynı şeyi yapardım ve bu kişinin turuncu bantlı olup olmadığını da bilmiyorum. İnanınız ki bilmiyorum. Ama yeşil bantlı da olsa, mavi de

2848

Page 120: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

olsa, kırmızı da olsa benim için fark etmezdi. Çünkü bizim buradaki hükümet politikamız tükettiğimiz her şeyi üretme politikasıdır. Ve yerli üreticimin elinde hindiler duracak ve ben yurtdışından hindi getirilmesine izin vereceğim. Ve Sayın Sennaroğlu’nun iddiası nedir burada istediği fiyata satsın diye diyor. E bu doğru bir şey değil. Geçen seneki fiyatın altında satıyor hindileri, geçen seneki fiyatın altında satılıyor bu hindiler yani böyle bir yansıma olmuyor zaten böyle bir şey de ben müsaade etmem. Yani böyle fırsatçılık yapıp da fiyat yükseltmeye kalksa gerekli izini veririm çünkü bağlantısını yaptığını söyleyen bazı gıda firmaları inanılmaz bir baskı yapıyor bana. Hem de bu baskı yapanlar bak onlar turuncu bantlı ve ona rağmen ben hiç bir şekilde taktığı bandı dikkate almıyorum ve diyorum ki burada yerli üretim olduğu sürece hiçbir şekilde ben izin vermem. Gidiniz, alınız bu hindileri satınız ondan sonra kaç bin tane isterseniz size izin vereyim. Bu şekilde bir tavır içindeyken ve fiyatları da bu durumdayken bu şeklide yaklaşılması bana göre büyük bir talihsizliktir diye düşünüyorum. Ve bu politikalarımızın aksamasına vesile olduğu için ben bir müsteşarıma talimat verdim ve bir yazı yazdım ön izinlerle ilgili yetkilerin müdürlerde toplanması noktasında. Yaptığım budur. Yoksa başhekimin diğer görevleri kendi elindedir. Onlara bir şey yapmadık. Ön izinlerle ilgili yetkileri müdürlerde toplanması için talimat verdik.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Yani hindilerle bağlantılıdır yani sonuçta.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Hindilerle başladı.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Yani biz hindiyidir söyledik tavuk demedik ya.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – E tamam yani hindinin.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – O söyleyen noktaya geldin yani nedir de bu kadar saattir başımızı ağrıtın.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Tamam teşekkür ederim. Ne ise yahu. Şimdi bu kadar söylüyorum Önder beyle ilgili konulara. Sayın Çakıcı...

SAĞLIK BAKANI AHMET KAŞİF (Yerinden) - Ama daha Önder’deydin?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Eski Tarım Bakanımız olduğu için ona bu şekilde bir yer ayırdım.

Sayın Çakıcı statükonun bütçesi dedi bize. Şimdi bu statüko kelimesi gerçekten bu ülkede anlaşılmadı birçok yerde. Yani statükocu dediğin zaman bir adama yani resmen adama hakaret etmiş gibi oluyor. Ama herkes unutmuştur ki aslında bu söyledikleri statükonun herkes bir parçasıdır. Yani Sayın Çakıcı’nın buraya çıkıp da hükümet edenleri aynı volyuma benzer kelimelerle Çakıcı’dan önce de kendi temsil ettiği parti aynı tarzda eleştiriler yapardı. O da aslında statükonun bir parçasıdır. O yüzden Allah rahmet eylesin onu da anmak isterim Sayın Özker Hoca hep sürer durum derdi

2849

Page 121: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

aslında gerçek o. Yani herkes bunun bir parçasıdır aslında. O yüzden Sayın Çakıcı’nın genel felsefe olarak yaptığı eleştirileri dikkatle onu dinledim ve bu imkanların, bu paraların üretime daha çok yayılması ve onu teşvik etmesi noktasında yaptığı uyarıları dikkate aldım. Ve bu konuda da kendisine teşekkür ederim Sayın Sennaroğlu’na ettiğim gibi.

Sayın Hasipoğlu o da verimlilik noktasında durdu pek tabii ki hangi işler uğraşırsanız uğraşınız verimlilik, pazarlanabilirlik, kalitenin tartışması olmaz.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Teşekkür mü eden, över misin, gömer misin belli değil ha.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Niçin?

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Öyle bir teşekkür eden ki.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Evet, Sayın Hasipoğlu tabii ki o da arazi icarlarından Merkez Bankasından, köy kooperatiflerinden ve hastalıklarla ilgili mücadeleden bahsetti. Ben onu söyleyeyim farklı olarak. Hastalıklarla ilgili mücadelemiz Ocak ayında genel bir tarama şeklinde başlayacaktır ve bu genel taramayla insan sağlını koruma yönünde de çok değer bir adım atacağımıza inanıyorum. Çünkü şu anda Veteriner Dairemizin yaptığı çalışmalar ve başlangıç tarihi olarak öngördüğü tarih Ocak 2010, yani Ocak 2010’da da bunu basınla da paylaşacak şekilde ve yeni bir teknolojiyi kullanarak her şeyi kayıt altına almak maksadıyla iki iş yapmayalım diye Ocak 2010’a kadar beklettiğimizi de bu vesileyle paylaşmak isterim.

Sayın Ekenoğlu, yine tabii ki gıdalar, GDO’dan bahsetti, Gıda Yasasından bahsetti. Hepsi doğru. Gıda Yasası ile ilgili çalışmalarımız neticelenmek üzere. Daha doğrusu bizimki neticelendi. Sağlık Bakanlığı ile birlikte ortak yürüteceğimiz için o tartışmaları yürütüyoruz. Onun devamında da zaten Meclise sunacağız ve sizin fikirlerinizi de alacağız. Tabii ki Güzelyurt’lu olsun ve narenciyeden konuşmasın olmaz. Çünkü geçmişte de ben bu Meclise girdim gireli böyle gördüm. Herhalde bu da böyle devam edecek.

ÖMER SOYER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Narenciye uzmanınızı Eğitim Bakanı yaptınız.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – E, sizde Meclis Başkanınızı tarımda konuşur yaptınız. Şimdi ben Fatma Hanım’ın Gıda Yasasıyla, GDO’lu ürünlerle ilgili yaptığı eleştirilere veyahut ta önerilere katılıyorum. İçi rahat olsun, yalnız bir bilgisini düzelteyim. Hiçbir şekilde 200 TL’ye greyfurt alan herhangi bir tüccar yoktu. Eğer bir kişi bulursa 200 TL’ye bizden önce greyfurt aldı, burada söz veriyorum Cypfruvex ne pahasına olursa olsun bütün alabildiği greyfurtları 210 TL’ye alacak. Yani bağladıkları ürünleri de 210 TL’ye çıkaracak. Çünkü o kadar eminim ki, Cypfruvex’le başladı bu yükselme ve hiç bir şekilde 200 TL’ye greyfurdunu satan biri yoktu ve bizim şu ana

2850

Page 122: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

kadar aldığımız greyfurdun en düşük fiyatı 162-163 TL’dir. En yüksek de 175 TL’dir, 180 TL’ye kadar da arkadaşların şansı vardır yükseltebilirler. Artı bizim Cypfruvex’te aldığımız bu ürünü avans olarak bu fiyatı öngördük. Satışta hesaplayabildiğimiz karı elde edebilirsek tekrar üreticiye bir katkı yapacağız ve belki de biz 200’e ödemiş olacağız. O günleri de beklemiyor değilim.

Bunun yanında diğer yasaları çıkaracağımızı söyledik ve Fatma Hanım’a da teşekkür ediyorum. Sayın Tancer yaptığı konuşmada, Sayın Tancer’in yaptığı konuşmalarda yine bir iddia ortaya koydu. İşte narenciyeci 2 buçuk trilyonu alamadığı için feryat ediyor. Narenciyeci 2 buçuk trilyonu alsın diye biz çalışıyoruz. Hatta narenciyeciye 160 TL yeterli olmayabilir. Çalışalım daha çoğunu verelim. İlk görüşmelerimiz de ne kadar üstüne çıkabilirsek şeklindeydi ama bizim bu iyi niyetimizi gördükten sonra onlar barajı 240 TL’ye koydular ama ben her şeye rağmen onlara dedim ki, 200 TL’ye de keşke ulaşabilsek. Çünkü bütçe olanakları ortadadır ve bu konuda tartışıyoruz ve DGD’nin ödenme tarihlerine de girecek değilim. İkinci taksitini aslında en erken ödeyen dönemi yaşıyoruz. İkinci taksitini en erken ödeyen bir hükümet var şu anda burada ama bize eleştiriler yapılıyor, eylemler yapılıyor. Ha, bir bakıyorsunuz ki bir önceki yıl Şubat’ta ödenmiş bir şey yok. Ha, sadece hatırladığım bir ara size bir kamyon greyfurt dökmüşlerdi. Bu narenciyeci Cumhuriyetçi Türk Partisi döneminde o kadar çok iyiydi de mahalleli paylaşsın diye mi getirdiler o greyfurdu o da ayrı bir konu, o da ayrı bir konu.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Size daha çok getirecekler.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Biz sattık kalmadı, getiremezler.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) – Daha çok gelecek.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Evet, Sayın Tancer bilsin diye söylerim, yani bu rakamı ortaya atan, savunanların başında da biz geliyoruz. DGD’nin küçük veya orta ölçekli alanlara yayılması sanırım artık burada konuşan herkesin ortak fikri gibi oluşmuştur. Tabii ki büyükler yok edilsin diye bir mantık söz konusu olamaz ve burada tabii ki farklı tartışmalar oldu. Hayvancılığımız, hayvancılığımızın, ne şekilde yapılması yani ev ihtiyaçları yönünde, organize nasıl yapılması konusunda da aslında dünyada gidilecek yol da bellidir. O, bunu da bu şekilde cevaplamak istiyorum. Tarım sigortasındaki kira sözleşmesi uygulaması dedi. Tarım sigortasında tabii ki ben bu yıl ilgili arkadaşımıza, müdürümüze sorduğumda çift beyan olmadığı sürece, itiraz olmadığı sürece bu evrakları istemedikleri yönünde bana bir bilgi verilmiştir. Bu üreticiye aslında büyük bir kolaylık olmakla birlikte Sayın Tancer’in söylediklerini de dikkate almak durumundayız. Çünkü o da aslında yasal olarak söylediği bir şey var. Çünkü siz bir tarlayı ekiyorsunuz kira sözleşmesi yaptığınızı söylüyorsunuz. O zaman normalde Devlet kira sözleşmen nerede demesi lazım. Bu konuyu kendi aramızda bir değerlendireceğiz. Ne üreticiyi çok zora sokan, ne de yasaları çiğneyen, bir duruma düşmek istemeyiz. Biçerdöver operatörlerine eğitim. Yalnız bilinmesi gerekir ki, arazideki kayıplar biçerdöver operatörlerinden değil, biçerdöverlerimizin eskiliğinden kaynaklanıyor. Yani eğitimden kaynaklanmıyor çoğu zaman. Ha, tamir eğitimi denseydi bir mantığı olabilirdi.

2851

Page 123: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Belki de onu kastetmiştir. Orta meserya tarımı dedik gerçekten bu ülkede belki de en ciddi tartışmamız gereken konu da budur. Orta meserya da verimli bir toprak ama işimiz Allah’a kalmış bir durumda. Her yıl ekiliyor, her yıl bir çok zaman çimlenmiyor, kuraklığa giriyor, kuraklığa giriyor ama yıllardır inat ediyoruz arpa ekiyoruz. Orada gerçekten bazı deneme ekimleri ile belki de arpadan buğdaydan ayrılmamız gerekiyor. Bu fikre katılıyorum ama tabii ki bunun gerekli altyapısını hazırlığını yapmadan da ortaya çıkmamak gerekiyor. O anlamda tartışmamız ileriki günlerde de gerekebilir. Ülke şartlarına uygun fidan yetiştirilmesi. Ülke şartlarına uygun fidan yetiştirilmesinden bahsetti Sayın Tancer. Biz Tarımsal Araştırma Merkezimizi gerçekten güçlendirmeye yönelik bir çok çalışma yapıyoruz ve bu konuda geçmişten itibaren yapılan denemeler bir türlü yayınlanamamıştı ve yine ilgili enstitünün müdürünün bana verdiği bilgiye göre Çukurova’da yaptığı görüşmelerden hareket ederek 10 yıllık çalışma sonuçlarını Ocak ayında kitapçığını çıkarabilecek durumda olacağız ve şu anda da elektronik ortamda bu kitapçıklar hazırlanmıştır. Son kontrolleri, son denetimleri yapılıyor ve Ocak’ta baskıya girip kamuoyuyla ve sizlerle paylaşacağız. Tabii ki bu 10 yıl süresince de bu konuya katkı koyan herkese de ayrıca veya özellikle teşekkür etmek istiyorum ve bu sonuçlardan hareket ederek bu ülkede daha kolay yetişebilen fidanları veyahut ta verimli olan fidanları da öne çekerek orayı bir fidan merkezi yapma noktasında da inadız yani, inat edeceğiz ve bunu başaracağız. Çünkü gerek Tarım Dairesine bağlı Güzelyurt’ta şu anda gayet çağdaş bir şekilde bir sera kuruyoruz. Yani şu anda çalışmalar alanda devam ediyor kuruluyor ve gelecek sene o hibe programımızı da uygulayacağız. Yine tarımsal araştırmanın işe yaramaz duruma gelmiş seralarını tamir ediyoruz ve kısmetse 300 küsur metrelik yeni bir sera da onlara kazandıracağız ve bu ülkenin fidan ihtiyacını karşılama yönünde büyük adımlar atacağız. Hayvan ıslahı, suni döllenme demek, suni döllenme gerçekten ülkemizde Devlet zihniyetiyle yapılabilme olanağı zordur.Devlet zihniyetiyle yapılan suni döllenmelerin başarı oranı da düşüktür. Bu öz eleştiriyi yapabilmek gerekiyor ve biz bunu da aşmak adına, çünkü az önce Sayın Emiroğlu’da saydı eldiveni yok, ek mesaiye takılır, e usanmaya takılır. Maalesef maalesef bunu söylemek zorundayım. Biz özele açıyoruz bunu, yasası hazırlanıyor. Yani Devlet çekilecek diye bir şey değil ama özelin yürümesini istiyoruz. Çünkü bu tip işlerin özel sektörle daha iyi olabileceğini, daha rantabıl olabileceğini düşünüyorum.

Soğuk zincire bazı yerlerde ortak depo mantıklı bir şey ama yani bu en çok bizim bölgede Erenköy-Dipkarpaz bölgesi için konuşuluyordu ama artık gerek yok. Çünkü orada büyükbaş hayvan kalmamıştır. Yani daha sonra ihtiyaç duyulursa onları konuşuruz. Et fiyatları noktasında herkese cevap verirken verdim. 16’ya, 23’e Kasaplar Birliğiyle anlaştık. İthal et Pazartesi’nden itibaren onu bekliyoruz, 16 TL. Yerli et fiyatları da 23 TL. Hedefimiz Pazartesi’nden itibaren böyle bir hedef hava koşullarından kaynaklanan bir aksama olmazsa.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Şu anda kasaplarda nedir fiyatı?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Şu anda 24’e satanda var, 25’e satanda var, 26’ya satanda var, belki 28’e satanda var. Anlamadım?

2852

Page 124: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – 30.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Onu bilemiyorum ama ben buradan da bu vesileyle çağrı yapacağım. Gelecek hafta bu fiyatlara uymayan marketlerden alışveriş yapılmaması adına ben Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı olarak çağrı yapacağım. Yapacağım. Çünkü madem ki bütün bilimsel kurallar ortaya koyar ki bu hayvan fiyatlarının biz 23 hedefi koyduk ama oralarda bir fiyatla herkesi kurtaracak ve karını yapabilecek bir durumda olduğunu herkes kabul ediyorsa ve kasaplarda şu anda 23 TL’ye inebiliyorsa gelecek hafta bunu başardığımız gün bu fiyatların üstünde et satan marketlerden alış veriş yapılmaması noktasında defa defa basın açıklamasını yapacağım.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Peki buzlu eti o dediğin fiyatta satarlarsa ne yapacan?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Buzlu eti orada nasıl satacak? Satamaz orada. E, buzlu eti çözdürüp de satamaz. Buzlu eti satamaz orada. Yapamaz buzlu eti. Çünkü buzlu et artık vermiyoruz, karkas et veriyoruz. O yüzden onu da yapamazlar. Artık buzlu ete vermiyoruz, taze ete veriyoruz. O yüzden onu yapabilme olanağı kalmayacak. Çünkü ilk anda mamul ürünler için verdiğimiz izinlerde buzlu et vardır. Artık sadece karkas ete izin verdiğimiz için e, buzlu et oraya koyabilme şansı da yok. Ha, elinde varsa da koyar onun ayrımını tüketici yapabilecek durumda mı, değil mi? Herkes yapamayabilir ama bunları aşacağız, bunlar da hepimizin tecrübesi.

Rum tarafından kaçak eti kontrol dedi Sayın Emiroğlu. Maalesef her şeye rağmen ben işte Maliye Bakanımızda burada, gümrük burada. Ben öneriyorum. Bu tip kaçakçılığı önlemek adına kapılarda ciddi ciddi denetimler yapılsın. Çünkü kapılarda gerektiği kadar denetimin yapılmadığını hükümetin bir bakanı olarak söylüyorum. Maliye Bakanına da sorduğunuz zaman farklı gerekçeler var ama bu kapılarda denetim şarttır.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Farkındadır Sayın Tatar ...

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Onu eleştiriyorum. Eleştirdiğimin farkında değil. Sayın Ersin Tatar tekrar söylüyorum.

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Aman Allah’ım!

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Gümrük kapılarında biz kendi üretimimizi koruyabilmek için çok ciddi denetimler istiyoruz. Ticaret Dairesi ve Gümrük Dairesi son günlerde ciddi bir atılım içerisindedir yalnız onu da söyleyeyim ve bunun devam etmesini istiyoruz. Fidancılara, bir çiçekçilere bir düzenleme yaptık ve şu anda izinsiz Kuzeye geçen bir çok fidana da el konmuştur. Bunu ette de istiyoruz. Çünkü bizim hayvancılık politikamız için, üretici politikamız için bu ülkenin neye ihtiyaç olduğunu o şekli şemalı bizim kurabilmemiz için gümrük kapılarında ciddi denetim talep ediyoruz. Bunu da söylemiş olayım.

2853

Page 125: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Mezbahalar konusunda; mezbahaların tümüne veteriner arkadaşlarımız gitmiş ve denetim yapmıştır ve bu denetimler sonucu kendilerine birer uyarı yazısı yazılmıştır ve bu uyarı yazılarından sonra da yine müsteşarımızın başkanlığında ilgili, Hayvancılık Dairemiz, Veteriner Dairemiz, gidip mezbahaları tekrar denetlemiştir. Bir çok mezbahamızın sıhhi koşulları uygun değildir ve biz iki adım attık. Üçüncü adımda da bu mezbahaların koşullarını yerine getirmeyenleri kapatacağımızı da buradan söylüyorum, bu vesile ile söylüyorum. Memur üreticiler konusunda bu konuda gelecek yıl bir çalışma yapacağız ve bizim tarımsal kalkınma paketimizde de memurlara faydalandırmama yönünde sürecimizi başlattık bunu da bilesiniz. Bunu yapıyoruz ve gelecekte de bu ülkede gerçek üretici ile memur üreticiyi ayırt edeceğiz. Ona göre yüzdeliklerle belki bir fark oluşturacağız. Ha, bu yine bir şey daha söyleyim. Hep mazot konuşuldu ama kuraklık bugün gündeme gelmedi. Yarın sabahtan itibaren tüm hazırlıklar tamamlanmıştır ve kuraklık paralarının ikinci taksiti, tamamı ödenmiş olacaktır. Beni dineldiğiniz için ve eleştirilerinizle katkı yaptığınız için hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. Evet, buyurun Sayın Sennaroğlu.

ÖNDER SENNAROĞLU (İskele) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; gecenin bu saatinde ki, bugün daha bunun arkasında bir bakanlığımızın daha bütçesi görüşülecek tartışılacak. İkinci defa söz alma ihtiyacını Sayın Bakan yarattıktan sonra bu sözü almak zorunda kaldım. Şimdi Sayın Bakan kısaca konuşmak isterim. Şimdi Sayın Bakanın konuşmasında Cumhuriyetçi Türk Partisi döneminde, bakanlığım döneminde arpayı pahalıya aldığımızı, ambarda eksildiği saat ihaleye çıkıldığını küçük küçük partiler halinde ihale yapıldığını, dile getirmiş. Tabii ben hakikaten bu konuyu bu şekilde söylemesi Sayın Bakanın 19 Nisan seçimlerinden önceki dönemde Sayın Bakan o zaman milletvekiliydi ve tarımın “T” siynen dahi ilgilenmemesine yoruyorum. Bu konuda hiçbir bilgisi o günden yoktu. O günden önce hiç yoktu. 19 Nisan seçimlerinden önce Sayın Bakan tarımın “T” siyle dahi ilgilenmiyordu. Bilmiyordu. O dönemde, o günlerde dünya piyasalarında, dünya borsalarında arpanın ne durumda olduğunu, bulunmaz bir yem hammaddesi olduğunu hakikaten bilmiyordu. Ben bu yorumunu ona addediyorum ve bu konuyu geçiyorum. Tabii en büyük söz alma ihtiyacını nereden istedim, nereden kaynaklandı? İşte sizin döneminizde de 2006 -2007 ve 2008 yıllarında patatesler çöpe döküldüğü konusunda ve açtı Sayın Bakan dosyasını, doğru dedi 2006 yılında siz çöpe patates dökmediniz, ancak 2007 yılında 624 ton patates çöpe döktünüz. Bakınız arkadaşlar; 2007 yılını bir hatırlayınız. Tabii Sayın Bakan yine hatırlayamaz 2007 yılındaki tarımdaki yaşananları. Çünkü o günlerde tarımın “T” siyle ilgilenmezdi. 19 Nisan seçimlerinden sonra tarımla ilgilenmeye başladığı için o yıl patates hasadı yapılırken Mayıs ayında hatırlayınız bürokratlar çok iyi bilirler. E, Mayıs ayında sağanak ve çok aşırı derecede yağış oldu. Patates hasadının yapılması gerekirdi. Bu yağıştan dolayı hasat gecikti ve patates turfandacılık özeliğini de kaybetmişti. Hem patates hasadı zor yapıldı, gününde yapılmadı. Hem de hasat edilen arpa tohumlukları harmanda insanların evinin önünde hasat edilmiş arpalar yağmur yedi ve o yüzden ülkede o arpaların bir kısmı daha sonra Toprak Ürünleri Kurumu tarafından alındı ve o yüzden ertesi 2008 yılında ülke yerli arpa tohumu eksikliği hissetti.O yağışlar hem arpa tohumluğundan ülkeye sıkıntı yarattı, hem patatesin hasadında sıkıntı yarattı Mayıs ayında yağan yağışlardan dolayı ve o yıl 10 bin ton civarında Toprak Ürünleri Kurumu

2854

Page 126: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

üreticiden patates alıp depoladı, ülkedeki bütün depolar sığmadı, Mersin’deki depolara da bu patatesleri depoladık, soğuk hava depolarına. Üreticinin elindeki tüm patatesler alındı, değerlendirildi. Bu patateslerin tümü, 10 bin tonu tüm satıldı. Bütün üretici değerinde ödendi. Yalnız son satılan partilerde zamanı geçtiği için piyasaya satmakta sıkıntı yaşandığı için reparcing yapıldı, yani o patatesler açıldı torbalar Toprak Ürünleri Kurumunda döküldü ve içinden bozuk olanlar, çürüyenler ayıklandı temizlendi ve tekrar paketlendi. O yüzden oradan 624 ton patates imha edildi, bozulan patateslerdir onlar, satılamayanlar değildir. Ha, gelelim 2008 yılında da 379 ton patates döküldü dendi benim bakanlığım döneminde. Bak, Sayın Bakanın hiçbir şey bilmediğini göstermektedir. En azından bürokratlarından daha detaylı bilgi alabilirdi. Bu patates hermes cinsi patatestir, Frito Lay Firması tarafından sözleşmeli üretim ile yapılan ve Türkiye’ye gidecek olan tohumluk Frito Lay Firmasına ait patatestir. Bu patatesi Frito Lay Firması geldi parasını ödedi Toprak Ürünleri Kurumuna. Ben bu patatesi Türkiye’ye sokmayacağım dedi, bir sorunları çıktı ilgili firmayı ilgilendirir. Ben bu patatesi burada çukur kazıp gömeceğim. Çukur kazma işçilik parasını da Toprak Ürünleri Kurumuna tümünü ödedi. Ne zaman yaptı? 6 Şubat 2009’da Yönetim Kurulu kararıyla beraber yaptı. Yönetim Kurulu Kararını da okuyorum Sayın Bakan buna baksın ve görsün. KA/38-2009 Sayılı Yönetim Kurulu kararıyla bu patates kazıldı, gömüldü ve Toprak Ürünleri Kurumuna da parası firma tarafından ödendi. Yani netice itibarıyla Toprak Ürünleri Kurumunun bu dökülen patatesten dolayı da hiçbir zarar ziyanı, devlete bir külfeti de olmamıştır. Bunu bu şekilde açıklamak yakışırdı Sayın Bakana.

Diğer bir konu; gümrük kapılarında gerekli kontrolleri yapamıyoruz diyor Sayın Bakan. Sanki de gümrük kapılarının kontrolü Cumhuriyetçi Türk Partisindeymiş gibi ve kaçak et geliyor diyor. Gümrük kapılarının kontrolü bildiğim kadarıyla Sayın Tatar’a bağlıdır, onun sorumluluğundadır. Eleştirileriniz herhalde Sayın Tatar’adır. Tabii ben 1998 yılında bu parlamentoda görev yapmaktayım, üçüncü dönemimdir. Tarım Bakanlığının aynı hükümette bulunan Tarım Bakanının veya herhangi bir bakanın Maliye Bakanlığını da ciddiyete davet ediyorum demesini üzülerek ilk defa bugün ciddiyete davet ettiğini ilk defa şahit oldum, ilk defa gördüm. Siz davet ettiniz Sayın Bakan tutanaklarda vardır. Ben işte bu da bir tuhaflıktır aynı hükümetin bir bakanı diğer bakanını ciddiyete davet ediyor. Vay bu da Meclisin Kürsüsünde yaşanıyor. Vay halimize demek lazım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bu ülkeye kaçak et gelmiyor mu?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – E, işte hükümetsiniz.Hükümetseniz oturup tedbirini alırsınız, tedbirini alırsınız. Benim zamanımda bulunan bütün kaçak etler toplanmış ve mahkemeye de intikal ettirilmiştir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Bulunanlar, bulunanlar.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Bulunanlar, mutlaka bulunanlar. Bulunmayanlara ne yapacaksınız. Et ithali sürecine, Sayın Bakan siz bu Kürsüden kendi

2855

Page 127: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

hükümetinizin Maliye Bakanını ciddiyete davet ettiniz. Bu ülkemiz için çok yakışık bir durum değildir.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ben ederim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Edin, bende onu söylüyorum. Çok yakışık olmuyor, ülkemiz adına yakışık olmuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına yakışık olmuyor Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – İnkar etmek mi yakışık olur?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) – Et ithali, onun tedbirini alın hükümetsiniz, hükümetsiniz tedbirini alınız. Hükümetsiniz siz yapacaksınız. Şimdi et ithali sürecine zarar vermeyelim diyor Sayın Bakan et ithalatı sürecine zarar vermeyelim.Aslında en büyük zararı üretime, ülke üretimine ve üreticisine zaten siz verdiniz Sayın Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Nasıl, ne yaparak, ne yaparak verdik?

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Şimdi bakınız; tutanaklara geçmesi bakımından söylüyorum, daha önce de söyledim. Mart ayından sonra bu ülke hayvancısı,

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar söylüyorum. Mart ayından itibaren nasıl ki, patates dedim ya, bu ülkede tedbir almazsanız 3 TL’ye tüketecek halk bu patatesi ve inanmadınız ve yaşadı halk bunu, ödeyerek yaşadı. Şimdi tekrar söylüyorum. Mart ayından itibaren bu ülkede hayvan üreticisi, hayvanını pazarlamakta sıkıntı çekecek. Hayvanını pazarlamakta sıkıntı çekecek ve Mart ayından itibaren eğer Hükümet bu Meclisin önünü tekrar yasaklamazsa eylemlere, Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği ve bütün ülkedeki hayvancılar Ulusal Birlik Partililer de, CTP’liler de, diğer siyasi görüşü ne isterse olsun üreticilerin cebi, canı yanacak ve bu Lefkoşa sokaklarında hayvanını pazarlayamaz diye eylem yapacak. Bakın, ben bunu şimdi 17 Aralık 2009’da bu Meclisin Kürsüsünde söylüyorum. Ben 80 ton et izni verdim, hiçbir sıkıntı yoktur, kesimler ayni şekilde devam ediyor. Şimdi ediyor, gelen ay da devam edecek. Ama Mart’tan itibaren göreceksiniz hayvancı hayvanını satamayacak ve siz de kapı kapı gezip hayvanları pazarlayabilmek için çareler düşüneceksiniz ama çok zor olacak Sayın Bakan. O gün vermediğinizde Sayın Başbakan çözüm değildir, tarımda işler sabahtan akşama gerçekleşmiyor. Biz zamanı bir süreci gerektiriyor.

BAŞBAKAN DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) – Önce dengeyi sağlayacan. Eğer sağlayamazsan…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - E, dengeyi, dengeyi bu şekilde sağlamanız gerekmezdi, bunun başka yolları vardı. Eğer hakikaten sıkıntı varsaydı ki, bizim 2.5 senelik Trım Bakanlığım dönemimde her gün, her gün hatta beni mahkemeye dahi veren işletmeci vardır, et ithaline izin vermedim diye. Vermedik ama. Şimdi neyse onu yaşayacağız, hep beraber yaşacağız. Ne söylersek boş zaten. Üretici dostu olduğunu

2856

Page 128: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

söylüyor Sayın Bakan. Kısaca ona cevap vermek istiyorum ve kendilerini üretici.. inşallah öyle olsalar, keşke öyle olsalar. Sebep de neymiş? Patates tohumluğunu getirmiş ve kar marjı düşük tutulmuş. Eğer bir yönetim üretici dostuysa mutlaka faiz oranında yüzde 5’ten yüzde 24’e çekmezdi. Yüzde 5’ten yüzde 24’e tohumluğun faiz oranı yüzde 5’ten, 24’e çektiniz. Kimyevi gübre kullanacak patates üreticisi, onun da faizini yüzde 5’ten 24’e çektiniz. Siz nasıl inandırabilirsiniz ülke üreticisini ki, onun dostusunuz. Diğer bir şeye kısaca cevap vereyim ve toparlamak istiyorum. 2006 yılında benim Tarım Bakanlığı dönemimde Sayın Bakan diyor ki; canlı ağırlık fiyatı ile et fiyatı arasındaki oran 4.43. doğrudur 4.43. Ama ben Tarım Bakanlığı görevine Ekim 2006 ayında geldim ve o gün…

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Yav benim 30 senelik geçmişimden beni sorumlu tutan da CTP’nin geçmişinden….Allah Allah yav….

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Bak oğlum, bak dostum, bak sevgili dostum 2006 Ekim ayından önce Tarım Bakanlığı görevi Demokrat Partideydi. Tarım Bakanlığında Demokrat Parti değil miydi? Kimdi?

DERVİŞ EROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Ortaktı…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ortak başka Sayın Başbakanım. O başka bir şey. Ortaktı mutlaka. Ama ortaksa ve eğer Cumhuriyetçi Türk Partisindeyse bütün sorumluluk ortağa ne gerek var? Yok gerek o zaman. Demokrat Partinin sorumluluğu yok mu? Hangi Bakanlık, hangi koalisyon ortağındaysa sorumluluk ondadır genelde.

MEHMET ARİF TANCER (Yerinden) (Devamla) – Yarı yarıya. Yarı yarıya Önder Sennaroğlu…

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - İşine, işine Sayın Tancer işine öyle gelir de onun için öyle söylen. Tarım Bakanlığı Demokrat Partideydi. O günlerde, o günlerde unutmayın hayvan başına 500 milyon destek verilmekteydi. Tabii Hükümetin kararıydı. Ama önergeyi yapan, projeyi hazırlayan Tarım Bakanlığıydı, Tarım Bakanlığı da Demokrat Partinin idi.

MEHMET ARİF TANCER (Yerinden) (Devamla) – Doğrudur.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - CTP’nin Merkez Yönetim Kurulunda Cumhuriyetçi Türk Partisinde Tarım Bakanlığının bu projesi ile ilgili bir görüşme yapılmadı ki. Bu proje Tarım Bakanlığında yapıldı. Tarım Bakanlığı da, Demokrat Parti de Bakanlığın önerisi, Bakanlar Kuruluna geldi orada da karar alındı.

MEHMET ARİF TANCER (Yerinden) (Devamla) – Tamam.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Tamam işte. 500 milyon kesime para verilmekteydi. İnekler 800 milyona satılmaktaydı. Sayın İrsen Küçük çok iyi bilir ve oran da 4.43’üdü yine.

2857

Page 129: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

SAĞLIK BAKANI AHMET KAŞİF (Yerinden) – Yahu 500’e de satıldı.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Evet, 500’e de satıldı Ahmet Bey.

Tamam değildi yani o proje. Şimdi 2007 yılında bakın, siz söylediniz Sayın Bakan ne yaptınız siz bu konuda diye? 2006 yılında bu oran ben geldiğim zaman 4.43’dü 2007 yılında 3.60’a düştü. Siz söylediniz benim yanımda bu rakamlar şu anda yanımda.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ben seni eleştirmedim, ben oranları saydım. Hedefi saydım.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Tamam işte. Yani bir şey yaptık. Yani bir şey yaptık. 2008’de yine 3.65, 2009’da da 3.60. Tamam mıydı? Her şeyi dört dörtlük yaptığımızı iddia mı ettik? Hayır.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) – Ben hedefi konuştum.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Yapılması gerekenin ne olduğunu da sabahleyin yapmış olduğum konuşmada geniş boyutlu izah etmeye çalıştım. Dünyanın hiçbir yerinde çünkü canlı ağırlık fiyatı ile karkas fiyatı arasında dört katlı bir oran yoktu. Ne yazık ki bizim ülkemizde dört katıdı. Dünyanın tek bir ülkesi yoktur. Bu oran canlı ağırlık hayvan fiyatı ile karkas fiyatı arasındaki oran iki buçuk, hiç bilemediniz üçü geçmez. Dünyanın tek bir ülkesi yoktur, yalnız Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetidir ve bu bazı çevrelerin yarattığı bir olaydır, yıllarca üretici sömürülmüştür. Bu da işte Ulusal Birlik Partisi dönemlerinde olmuştur dediğimde niye kızıyorsunuz? Ve şu anda da öyledir. Şu anda da öyledir. Size yapıcı ikazlarda bulundum, yapıcı eleştirilerde, bunu çözünüz et ithaline da izin kalmayacak dedim.

Tabii son olarak kasaplarla ile de bu konuda anlaştığını söylüyor Bakan.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Hayvancılarla hepsi ile beraber.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Şimdi bakınız, Sayın Bakan çıktı az önce buraya ithal et dedi ki Pazartesinden itibaren on altıya satılacak.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Yerinden) (Devamla) - Evet.

ÖNDER SENNAROĞLU (Devamla) - Ben günlerdir eleştirdim bu konuyu, Bütçe Komitesinde da Tarımın geldim, komite üyesi olmadığım halde geldim orda görüşlerimi söyledim ve bu eleştirilerin tümünü orda da yaptım. İthal et Güneyde beş Euro, on bir TL. Bizde 20 TL. Burada büyük bir rant var dedim. Bunu denetlemeniz lazım. Yani siz kaçak eti önleyeceğim diye et ithalatına izin verdim argümanınız geçerli değildir. Çünkü aynı et Güneyde beş Euro, on bir TL. Sayın Bakan bu eleştirilerimi herhalde dikkate aldı ve ithal eti on altıya. Ve ne dedim? Halk hükümet eli ile soyuluyor. Siz tüketicinin da yanında değilsiniz diye ikazlarda bulundum. Sayın Küçük de Komite Başkanı. Demek ki söylediklerim doğrudur. Bu et Pazartesinden itibaren on altıya

2858

Page 130: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

satılacak. E, bu ete ne oldu? Geçen gün 20’ye satılırdı da şimdi on altıya satılacak? Niye on altıya geldiği gün satılmıyordu? Soruyorum ben o zaman yahu. Düşünün lütfen arkadaşlar. Niye bu et ülkeye geldiği gün on altıya satılmıyordu? Pazartesi kurtarır da ilk geldiği gün niye kurtarmadı? İşte bazı çevreleri zengin ediyorsunuz Sayın Bakan. Sinirim da, kızmam da, öfkem da o yüzdendir. Üç, beş kişiyi zengin ediyorsunuz bütün üreticiye de çelme atıyorsunuz. Hepinize teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Sennaroğlu.

Buyurun Sayın Bakan.

TARIM VE ORMAN BAKANI NAZIM ÇAVUŞOĞLU - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın eski Tarım Bakanımızın burada gazete kupürünü göstererek 1500 ton imha edildi demesi üzerine benim de gerçek rakamım 330 ton olduğunu söylemem üzerine bir rahatsızlık hasıl olmuştur. Ben yalnız TÜK’ten aldığım resmi kayıtlara göre bunu söyledim. Kendisi ise burada politika maksatlı gazete küpüründen gösterdi. Ayrıca 19 Nisan öncesi Tarımın “T”’sinden anlamadığım söyleyerek buna yordu. E, ben 19 Nisan öncesi anlamadığımı varsayayım kabul edeyim.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - İlgilenmediğini.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Varsayayım kabul edeyim. Peki, tarımın içinden geldiğimi iddia edip da bu ülkedeki hayvancılık politikasını, tarım politikasını daha iyiye götürmeyenlerin tarımdan tarımcıyım deyip da tarımdan anlamadığımı söylememi mi beklersiniz?

FERDİ SABİT SOYER (Mağusa) (Yerinden) – Yani İrsen Küçük’ü kast eden? Yılların en eski Tarım Bakanını.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Niçin?

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) – Yani ağzınızdan çıkanı kulağınız duyar yahu?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Yani böyle bir üslup içine mi girmemi isten?

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) - Yani ağzından çıkanı kulağınız duyar yahu?

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Benim kulağım duyar.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) – E, duyarsa dikkatli konuş, dikkat et.

2859

Page 131: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) - Kulağım duyar.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden) (Devamla) - Karşında oturan bu memleketin en eski en fazla Tarım Bakanıdır. Bak tutanaklara. Allah Allah.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - En başarılı.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla)- Benim buradaki cevap verdiğim kişi, benim cevap verdiğim kişi de bellidir, benim verdiğim cevap kimedir bellidir.

ÖNDER SENNAROĞLU (İskele) (Yerinden) - Saptırıyorsunuz.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Ben saptırmam siz saptırmaya çalışmayın. Siz saptırmaya çalışmayın. Hayvancılığa zarar verecek.

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Tekrar söz almalı, gerekçeli konuşma yaparsan tekrar söz alırım.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Alırsan alın yahu burada yasaklama yoktur ya. Hayvancılığa, ben sadece üç dört maddeye bir cümle ile cevap vereceğim. Hayvancılığa zarar verecek diye uyarı yapıyorsunuz. Biz bu hayvancılıkta zarar vermemek adına bu ithal et iznini verirken bağladığımız kriterler bellidir.daha önce aylık ortalama Maliyeye beyanı mezbahalarda yaptığı kesimi dikkate alıyorduk. Bunların üçünün birleşmesinden hareket ederdik. Şimdi ithal et izni verdiğimizde önceki ayda yaptığı kesimi dikkate alıyoruz ve bu çok ciddi bir tedbirdir. Yani sizin işaret ettiğiniz tehlikenin oluşmasına olanak verme ihtimali yoktur. Ayrıca bu ithal et sınırsız değil ki eğer bu ay kesimler düşerse gelecek ay vermeyiz, öyle bir şey yok ki. Yani biz bu izni verdik da aylarca, senelerce devam edecek diye bir şey yok ki. Yine gümrük kapıları konusunda benim burada gerçekler üzerine yaptığım konuşma ile sanki gümrük kapılarından yani şimdi burada herkes kendi kendine cevap versin, herkese açıkça söyleyebilirim. Yani bugün bu ülkenin gümrük kapıları yeterince denetlendiğini söyleyebilir miyiz? sıkıntılarımız yok mu? Yok mu sıkıntılarımız? Mutlaka sıkıntılarımız vardır.Kaçak eti siz de yakaladığınız dönemde nasıl gelmişti? Havadan gelmişti?

ÖNDER SENNAROĞLU (Yerinden) (Devamla) - Yakaladık ama.

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Yakaladık, bizim de yakaladığımız var ama yeterli değil onu söylüyorum ben, onu söylüyorum. Peki ayrıca 1 Kasım günü 3 TL’ye çıkan patatesi söylüyorsunuz. Patatesin o sürecini, o bir haftalık sürecini ben size anlattım, burada da anlattım ve dedim ki 1 Kasımda patates üreticileri ile anlaştık ki söküm başlayacak, yağmur yağdı ve sökemedik. Ee senin Mayıs’ta söker yağmur yağdığı için sökemezsin ve 600 tonu o yüzden çürüttüğünü söylen de bunu mazeret olarak söylen. 1 Kasım’da yağmur yağdığı için sökülemeyen patatesten dolayı 3 TL’ye çıkınca niye onu söylemen?

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Patatesçidir sökemeyen.

2860

Page 132: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Biz de patatesçi sökemediği için. 1 Kasımda sökemedi yağmurdan dolayı. İthal ette büyük rant var ve 16-23 noktasında niye Pazartesi oldu da daha önce olmadı, doğru. Ama kolay kolay gelinmiyor bu noktalara işte. Bir süreç istiyor, bir emek istiyor yavaş yavaş hedeflerimize ulaşıyoruz. O anlamda söylüyorum, teşekkür ederim.

ÖMER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) - Öğrendik sonra....

NAZIM ÇAVUŞOĞLU (Devamla) – Yaşadık sonra.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan. buyurun Sayın Soyer.

FERDİ SABİT SOYER (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bir konu bugünlerde çok konuşuluyor, tartışılıyor ve bize zarar vereceğini hissettiğim için bunu dile getirmek istedim. Güney ve Kuzey arasında belli mal ya da hizmetlerde bir fiyat farkı vardır. Bu bir gerçektir. Pek çok mal bizde ucuzdur, bu bir gerçektir. Bir kısım mallarımızın fiyatları eşit düzeydedir. Bazı mal ve hizmetler Güneyde bizden ucuzdur. Ancak bu öyle bir tartışmaya dönüyor ki kendi yani kendimizi bugün kurtaracağız diye siyaseten bir şey elde edeceğiz diye korkunç bir şekilde bindiğimiz dalı kesmekteyiz. Ve buna karşı çıkmak adına yapılan bu söylemler insanları daha fazla bu noktada teşvik edici olmaktadır birinci nokta budur. İkincisi, ekonomilerde bir kısım kurallar vardır. Şimdi kaçak etten gümrük kapılarını denetleyin, evet olsun denetim buna benim bir sözüm yok. Ama unutmayın ki 2002’de kaçak et değil, 2000’de 1999’da kuşun uçmadığı dönemlerde yani sınır kapısı olmadığı dönemlerde sınırlarımızdan yalnız bizim hesabımıza göre 1500 inek geçti bu yanı. Nedir dediğin senin bana? 2000 yılında bu memlekete şimdi sınır kapısından kaçak et geldi denetim menetim. 1500 inek geçti. Kuş uçmazdı sınırlardan ama kervanlar geçti.

ÖMER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – İlkay Beyin de başı belaya girdiydi o işten.

FERDİ SABİT SOYER (Devamla) - Geldi bu yanı, geldi bu yanı İlkay Bey’in da başı belaya girdi bir kısım insanlar doğal olarak tutuklandı, hali ile bulundu Tepebaşı’nda falan fıstık küstüler da İlkay’a tutukladı diye kendilerini İçişleri Bakanı olarak, onu da bilirim. Bu inekler geldi bu yanı. Ne oldu bu yanı geldiğinde? Pasaport verdik kendilerine. Ne pasaportu? Bu ineklere kulaklarına vurduk KKTC mühürü yaptık kendilerini KKTC’li 1500 ineği. Ha bugün inek neslinin bozulmasının bir nedeni budur. Bir nedeni budur. Şimdi konuşuruz. Bunlara ekonomik tedbir almak lazım. Ve bakın bu hangi tehlikeyi getirmektedir bize. Be arkadaşlar; bizim maksimum geçen yıl çıktı ihracatımız toplam resmi 85 milyon Dolara ulaştı geçen yıl. Maksimum ulaştığımız nokta, 85 milyon Dolardır ihracatımız. Ama biz geçen yıl Güney Kıbrıs’a 10 milyon Euroluk mal sattık yahu Yeşil Hat Tüzüğünden. 10 milyon Euroluk. Yani bizim ihracatımız reel olarak 90-100 milyon Dolara çıktı kur farkı ile bakarsan. Resmi Mağusa Limanından ve diğer limanlarımızdan yaptığımız ihracatın toplamı 85 milyon Dolar. Yeşil Hat Tüzüğüyla biz Güneye 10 milyon Euroluk mal sattık. Bunun iki milyon Euro’su tarım ürünleridir patates, domates o bu. Geri kalan sekiz milyon Euro’su da

2861

Page 133: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

kobilerimizin ürettiği üretimlerdir. Şimdi bunu konuş konuş konuş konuş Rum tarafında bu işe gıcık olan bu işi engellemeye çalışan çevreleri kendi elimizle tetikliyoruz. Türkler bakın bizden alış-veriş edilmesine karşı çıkıyor, biz ne yapmaya onlardan bu malı alalım. Ve bu sene Sayın Ekonomi Bakanı bilecek, inanılmaz zorluklar çıkartmaya başladı Güney Kıbrıs. Bizim buradan yaptığım on milyon Dolarlık Euro’luk ihracatı darbeleyebilmek için. Yani bu tartışmalar bazısı kahraman milliyetçi gözükecek, bazısı sınır kapılarındaki geçişe karşıdır diye böyle tartışma olamaz. Burada yapmamız gereken iş, el birliği ile bu taraftan mal ve hizmet üretiminin hem kalitesini hem hizmetini hem fiyatını düşürebilme olgusunu gündeme getirip ekonomik olarak rekabet edebilme kabiliyetini yükseltmektir. Ha, elbette denetimler olsun, o başka bir şeydir. Ama bunu bu hale döndürmek bindiğimiz dalı kestiriyor bize kesinlikle. On milyon Euro’luk mal sattığımızı Güneye bunu bizim on beşe, yirmiye çıkartmamız gerekiyor. Onun için bu tartışmaları da Allah aşkına basit ve pratik bir çerçevede bunları ele almak ve güncel siyasetin anapori içerisinde bu işi yapmak bize halka bu ülke ekonomisine büyük zarar vermektedir. Onun için unutmayın sınır kapıları açık değil iken sınırlarımızdan kuş uçmazken 1500 inek geçti ondan bu yanı. Hangi meyhaneye gitsin Safa konyak şişesinin içerisinde herkes 31 konyak içerdi, hangi yedek parçacıya gitsen eksilen parçan yarın gel fiyatı bu Güneyden gelirdi, ilaçlar Güneyden gelirdi. Bunu sizin bu noktada sınırlarda böyle bir pozisyonla tedbir alarak düzenlemeniz yok etmeniz mümkün değildir. Dünyanın hiçbir yerinde bu olmadı. Bunu engelleyebilmenin tek bir yolu vardır, fiyat, kalite ve hizmette rekabet edebilme koşullarını artırmaktır, geliştirmektir. Bunu söylemek için söz aldım, çünkü bu tartışmalar bizi tehlikeli bir mecraya götürüyor. Bazı Rum basın organlarını takip ediyorum, bu taraftaki tartışmaları yansıtıyor, çeşitli açıklamaları yansıtıyor ne yapmaya biz bu Türklerden bu malları alıyoruz engelleyelim diye kampanya açıyorlar. Yani sen haklısın, sen tamamsın da başkaları ahmaktır? Değil. Onun için bunun eşitlik noktasında mücadele eden bir halk olarak bunun faydasını bizim kendimizin daha lehimize nasıl yapabileceğiz konusunda akıl yürütmemiz gerekir bu kısır tartışmalar yerine. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Soyer. Sayın milletvekilleri; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul Edenler?... Kabul Etmeyenler?... Çekimser?... oyçokluğu ile Kabul edilmiştir.

Şimdi Kurumsal 06; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesinin görüşmesine geçiyoruz. Okuyunuz lütfen.

KATİP – Kurumsal I. Düzey 06; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi.

II Düzey 01: Yönetim Hizmetleri. 01: Personel Giderleri (TL): 3 Milyon 831 Bin 60. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 221 Bin 637. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL): 807 Bin 650. 05 Cari Transferler (TL) : 8 Bin 500. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 7 Milyon 530 bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme (TL): Yok. II. Düzey Toplamı (TL): 12 Milyon 398 Bin 847. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

2862

Page 134: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

02: Sanayi Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 1 Milyon 747 Bin 597. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 155 Bin 22. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 599 Bin 375. 05 Cari Transferler (TL) : 7 Milyon. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 1 Milyon 300 Bin. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 10 Milyon 801 Bin 994. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

03: Ticaret Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 2 Milyon 710 Bin 75. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 169 Bin 282. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 86 Bin 330. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 2 Milyon 965 Bin 687. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

04: Resmi Kabz Memurluğu ve Mukayyitlik Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 1 Milyon 739 Bin 708. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 173 Bin 811. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 144 Bin 295. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: Yok. II. Düzey Toplamı: 2 Milyon 57 Bin 814. Kurumsal Toplamı (TL) : Yok.

05: Para Kambiyo ve İnkişaf Sandığı İşleri Dairesi. 01: Personel Giderleri (TL): 752 Bin 99. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 36 Bin 255. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 13 Bin 668. 05 Cari Transferler (TL) : Yok. 06 Sermaye Giderleri (TL) : Yok. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme: 1 Milyon 40 Bin. II. Düzey Toplamı: 1 Milyon 842 Bin 22. Kurumsal Toplamı (TL) : 30 Milyon 66 Bin 364.

(Meclis Başkanı Sayın Hasan Bozer Meclis Kürsüsünü, Sayın Ahmet Eti’den devralır)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi üzerinde söz isteyenler. Buyurun Kadri Bey.

KADRİ FELLAHOĞLU (Lefkoşa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Her ne kadar da 2010 yılı Mali Bütçesini Genel Kurulda tartışırken ülke ekonomisinin Ulusal Birlik Partisi hükümetinin seçimlerde vaat ettiği, seçimlerde çizdiği pembe tablolar gibi olmadığını yaşıyor olsak da 2010 yılı Bütçesi ile ilgili bakanlıkları tartışırken, konuşurken biz de muhalefet görevini yapıp görüş, düşünce ve eleştiri yaparak katkı koymaya çalışacağız. CTP hükümetleri döneminde ülke ekonomisi gözetilerek globalleşen, küreselleşen dünyamızda her ne kadar da tanınmamış bir devlet olarak da varlığımızı sürdürmeye çalışsak da sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından tanınır olmak dünyadaki uluslararası gerek ekonomik, gerek siyasi ilişkiler bakımından bir takım konular gelir ve bizi bulur. Ve bunlara bağlı olarak da bu düzenlemeleri yapmak gibi bir sorumluluğumuz vardı, biz hükümet döneminde ülke ekonomisini gözeterek bu düzenlemeleri yaptık. Ama yapılması gereken daha düzenlemeler da olduğuna inanıyorum. Hangi düzenlemeleri yaptık uluslararası ilişkiler bağlamında? Kara paranın aklanmasının önlenmesi ve terörizmin finansmanının önlenmesine dönük üç tane temel

2863

Page 135: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ve önemli yasa yaptık. Nedir bu yasalar? Bir tanesi; suç gelirlerinin önlenmesi. İki; uluslararası bankacılık birimleri. Yani off-shore bankaların normal bankalar durumuna getirilmesini düzenleyen yasa. Ve bir de yine aynı konulara bağlı olarak Şans Oyunları Yasası, diğer adı ila Gazinolar. Halk tarafından böyle biliniyor. Bu üç tane yasayı yaptık. Neden yaptık? Çünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti bu yasalar ülkemizde yürürlükte olmadığı için kara para aklanan ülkeler listesine dahil edilmiş birçok başka dünya ülkeleri gibi. Ve bizim hükümette olduğumuz dönemde Avrupa Birliği ile kurduğumuz birçok değişik alanda diyalog işbirliği sonucunda bu Yasaların yapılması zorunluluğu ve sorumluluk anlayışı ile birlikte hayata geçirildi. Ve bunun sonucunda ülkemiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti kara para aklanan ülkeler listesinden çıkmıştır. Çünkü dedim ya, küreselleşen dünyamızda ekonomik faaliyetler, bankacılık faaliyetleri sınır tanımaz ve bizim özellikle dış bankacılık işlemleri bakımından bu yasaların mutlak surette yapılıp hayata geçirilmesi gerekirdi ve eğer bu Yasalar yapılmamış olsaydı, dış bankacılık işlemleri akamete uğrayacaktı, yani bitecekti bu da herhalde hiç kimse tarafından düşünülemeyecek bir durumdur, kabul edilemeyecek bir durumdur diye değerlendiriyorum. Ve tabii ki yapılması gereken kırka yakın da düzenleme vardır. Bunlar ivedilikle yapılması gerekenler bu üç taneye peşi sıra. Sigorta Yasası, ülkeye giriş ve çıkışlarla ilgili yasal mevzuat uluslararası kriterlere göre ve döviz bürolarının yeniden düzenlenmesi yasalarının da biran önce hükümet tarafından ele alınıp yapılıp Meclise gönderilip buradan da geçirilip ülke yaşamına dahil edilmesi gerekir. Ama hep bunlar varken yaşanırken bu gerçeklikler, hükümet ne yaptı? Bana göre hükümet çok tehlikeli bir adım attı ve Şans Oyunları Yasa Tasarısını bir değişiklikle Meclise gönderdi. Ve Sayın Ekonomi Bakanı arkadaşımız da basına demeç verdi ve dedi ki, mutlaka kesinlikle bu Yasa bu şekilde geçecek. Bence bu çok tehlikeli ve sakıncalı bir,

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI SUNAT ATUN (Yerinden) – Öyle demedik Ferdi Bey.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Bilmiyorum. Yani basına öyle yansıdı okuduğumuz kadarı ile öyle. Ama sonuçta Hükümet bu Yasa Tasarısını Meclise gönderdi. Biraz sonra bu Yasa Tasarısının içeriğine da gireceğim. Ve eğer bu şekilde geçerse ülkemiz ve ekonomimiz için bütünlüklü olarak ne gibi sakıncalar içereceğini da sizlerle paylaşacağım. Ve umarım ve dilerim bu Yasa tasarısını geri çekersiniz. Eğer geri çekmezseniz ve bu biçimde geçer güç bela ülkemizi kara para aklanan ülkeler listesinden çıkardık, tekrar girmesine davetiye çıkaracaksınız. Bu da ne ülke ekonomimizin kaldırabileceği bir şeydir ne de bankacılık sektörümüzün özellikle dış işlemler bakımından kaldırabileceği bir şeydir. Şimdi kısaca tasarı ile ilgili bir iki bir şey söylemek isterim. Tasarı geldi ve tabii ki tasarının hemen akabinde da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar Birliği tasarıyı inceledi, değerlendirdi ve Meclise bir de yazı gönderdi. Detaylı konuyu irdeleyen, değerlendiren, bizi nerelere götüreceğini açıklayan özellikle bankacılık sektörü bakımından bunu izah eden, ifade eden bir yazı gönderdi. Umarım bu yazıyı siz de okudunuz. Okumadıysanız tavsiye ederim okuyun. Bu yazının ekinde de bir çok ekler vardır. Biraz sonra bu eklere de değineceğim. Bunları da okuyun, ben İngilizce’dir bu ekler. Ben bunları aldım hepsini, İngilizce’ye Meclisteki arkadaşlardan rica ettim sağ olsunlar tercüme ettiler ve irkildim. Benim sizden ricam bu

2864

Page 136: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yazıları alın ve siz de okuyun ve ona göre değerlendirin, ona göre karar verin. Ve neden yani bu Şans Oyunları Yasa Tasarısını siz, buna da lütfen samimi ve gerçekçi bir şekilde cevap bekliyorum, cevap vermenizi istiyorum. Neden Meclise bu şekildeki bir düzenleme ile gönderdiniz. Ne şekilde olduğunu biraz sonra açıklayacağım. Hangi ihtiyaçtan kaynaklandı bu yani? Ne umuyorsunuz yani? Ne getirecek yani bu ülke ekonomisine öngördüğünüz değişiklikler? Şimdi bakınız gelen yasa tasarısı ile ilgili düzenlemeleri sizlerle paylaşacağım. Daha sonra da Bankalar Birliğinin yazısını ve eklerdeki raporları kimlerden geldiğini ve ne içerdiği ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşacağım. Şimdi önemli olan burada şans oyunlarında dünyada kabul edilen, görülen veya değerlendirilen bir olgu vardık ki o da gazinolarda kara para aklanılıyor ve suç gelirlerinin ya da diğer bir ifade ile aklanmasında kullanılıyor bu işletmeler. Siz doğrudur deyin, yanlıştır deyin ama böyle bir kabul söz konusudur. Ve terörizmi finanse eden işlerde de kullanılıyor. Herhalde ben bu konu ile derinlemesine bir araştırma yapmadım. Ama bu ülkeler, bu ileri ülkeler bir takım çalışmalar, araştırmalar yapmışlardır değerlendirmişlerdir ve kendi bünyelerini bu tehlikelere karşı, bu etkilere karşı korumak için yasal düzenlemeler yapmışlardır. Ve bizim da dünya ile bir şekilde ilişkimiz olduğuna göre bunu da bizden talep ediyorlar. Biz kendimizi dünyadan soyutlayamayız. Herhalde bunu hiç kimse istemez. Dünya ile bu çözümsüzlük koşullarında özellikle Avrupa Birliği ile bütünleşmek, iş birliği yapmak, yasal alt yapımızı, Avrupa Birliği yasalarına göre düzenlemek zorundayız. Ve konuşmamın başında da söylediğim gibi üç tane yasa çalışması yapıldı bu temelde. Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasası, Uluslararası Bankacılık Birimleri Yasası ve Şans Oyunları Yasası. Şans Oyunları Yasasında burada temel olgu içeriye girişler kesinlikle kaydedilecek. Yasaya göre kim ve kimler gerekirse onlar girecek. “Onu siz bilirsiniz” dedi bize uzmanlar. Ki bu Yasa Tasarısını yaparken Komite Başkanı da bendim. En az üç-beş kez AB yetkilileri ile görüştük. En son görüşmemizde altı kişilik bir heyet geldi değişik konularda uzman. Bunlarla çalışarak bu Yasa Tasarısını sonuca götürdük. Ve seçimlerin de içindeydi. Biz ülkemizi böylesi bir durumdan kurtarmak için canla başla çalışırken maalesef UBP’li arkadaşlar özellikle ve bir gazeteyi de yanlarına alarak, bizlere saldırarak, bizleri işte kumar cenneti yapacağımız, insanları işte kumara alıştıracağımızı, böyle bir çalışma içerisinde olduğumuzun suçlamasını yaparak ve seçimlere de çok kısa bir süre kalarak. Ama sorumluluğumuz gereği de bunu biz yaptık. Ama maalesef Ulusal Birlik Partisi Hükümeti yanlış bir adımla bu Yasayı Değişiklik Tasarısı olarak Meclise gönderiyor ve bizim örneğin girişleri kayıt altına almak için, Yasada caydırıcı olmak için, bu kayıtların tutulması için, içeride dönen faaliyetlerin kayıt ve denetim altında olması için ağır cezalar koyduyduk caydırıcı olması için. Örneğin yani içeriye girmemesi gereken kişiler eğer içeriye alınırsa şans oyunu işletmecisine ve şans oyunu salonu yasa dışı giren kişilere cezai işlem uygulanırdı ve bu ceza da 5000 Euro’du. Şimdi ise ön görülen ceza, çok ilginçtir burası da “500 Euro’ya kadar” der Tasarıda. Yani iki Euro da olabilir bu? Tıpkı eski Yasada olduğu gibi, iki TL’ydi hani? Yani eski Yasaya götüreceksiniz bizi? Ve eğer işletmeci kayıtları tutmazsa işletmeciye de ceza öngörüyor ve ağır cezalar kondu caydırıcı olsun diye, 100 bin Euro kondu. Siz onu da 1000 Euro’ya kadar diyorsunuz. Yani olabilir mi böyle bir düzenleme be arkadaşlar? Ben başka hiçbir yorum yapmak istemem ha. Bilmediğim konuda da bir şey söylemek istemem. Ama neden bu kolaylığı, bu düzenlemeleri yapıyorsun? Bunun, bu sorgunun cevabını ben sizden beklerim. Bence bu Yasa Tasarısı derhal Meclisten geri çekilmelidir ve tamamen de gündemden düşürülmelidir. Dediğim gibi Bankalar Birliği Yasa Tasarısı ile ilgili

2865

Page 137: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

çalışmasını yaptı ve 20 Kasımda bunu Meclise gönderdi. Ve ekinde de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devleti ile ilgili üç tane rapor vardır. Bu raporlardan bazı satırları okuyacağım sizlere. 28 Şubat 2008, FATF’ın yazısıdır bu. Yani Mali Eylem Gücü Örgütüdür bu Avrupa Birliğinde oluşan ki Türkiye bunun 1991’den beri üyesidir. Ve Türkiye bu konuda çok büyük işbirlikleriyle çalışmalar yapmaktadır kara paranın aklamasının önlenmesi ve terörizmin finansmanının önlemesi için Türkiye bu uluslar arası örgütlerin içerisinde 91’den beri yer almaktadır ve çok da iyi işbirlikleri olduğunu biliyorum. Kıbrıs’ın kuzeyindeki kara paranın önlenmesine ve terörizmin finansmanının önlenmesine ilişkin FATF çağrı yapar üyelerine ve diğerlerine dikkatli olsunlar finans kuruluşların hareketlerine Kuzey Kıbrıs’taki, 2008’de.Yani bizi takibe aldılar, bizi gözetime aldılar, bizi izliyorlar ve bizi değerlendiriyorlar ve bir yargıya varacaklar sonunda. Nitekim o süreci anlatıyorum şimdi. Daha sonra Amerika Birleşik Devletleri Maliye Bakanlığı Mali Suçları Önleme Birimi, 20 Mart 2008’de ı da bir rapor hazırlar. Bunlar hep banka, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Bankalar Birliğinin elindedir ve ekinde olan raporlardır bunlar. Onun için endişe duyuyor bu insanlar. Raporun bütününü okumayacağım ama 1-2 önemli noktayı okuyacağım. “Amerika KKTC’yi tanımaz. Türkiye dışında tanıyan yoktur. Bu tavsiye Kıbrıslı Türklerin yönetimindeki bölgede bulunan finansal kuruluşlar içindir.” Tırnak içinde yazdığı gibi okuyacağız. “Hani Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından kontrol edilemez1” der raporda, “diğer bir yandan Kuzey Kıbrıs’taki Merkez Bankası, uluslararası tanınmış bir tavsiye makamı değildir. Yalnızca off-shore bankalar için düzenleyici ve denetleyicidir. Bu bildiri yayınlanırken 24 normal banka” onu da biliyorlar insanlar. “14 de off-shore bankanın faaliyette olduğuna inanırlar” der. Kısaca, “Kıbrıslı Türklerin yönetimindeki bölgedeki bankaların üçüncü ülkelerdeki finansal kuruluşların yardımı olmadan havale yapması mümkün değildir. Bankacılık sektöründeki kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanına ilişkin eksikliklerin yanında, Kuzey’deki kumarhaneler de kara para aklanan, aklamanın bir yoludur” der raporda. Amerika Birleşik Devletlerinin Mali Suçları Önleme Biriminin raporu. Ve bu arada düzenlemeler yapıldı o az önce bahsettiğim üç tane yasal düzenleme. Ve tekrar, çünkü Maliye Bakanlığından da ilgili arkadaşlar, tasarıyı biz komite çalışırken Şans Oyunları Yasa Tasarısını, onlarla sürekli istişare içinde bu çalışmayı yaptık, onlar da sürekli AB yetkilileri ile ve Avrupa Birliğine de giderek yerinde de birtakım çalışmalarda bulunurlardı ve sürekli istişare içerisinde bu çalışmaları yapardık. Amerika Birleşik Devletleri Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Önleme Birimi 23 Temmuz 2009. Biz Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Yasasını ve off-shore bankalarla ilgili yasayı ve Şans Oyunları Yasasını da yaptıktan sonraki raporudur bu. Burada da ne diyor? FATF’ın bahsettiği kara paranın aklanmasının önlenmesi ve terörizmin finansmanının eksikliklerini Kuzey’deki son gelişmeleri, ben çok uzatmak istemiyorum o yüzden kısa kısa okumaya çalışırım. Kuzey’deki son gelişmeleri ve aslında adres gösterir ve FATF’ın bahsettiği kara paranın aklanmasının önlenmesini ve terörizmin finansmanının eksiklerini FATF ayrıca cesaretlendirir, Kıbrıs’ın Kuzey’ini devam etsin, kara para ve terörizmin finansmanı ile mücadeleye, tercüme olduğu için öyle okuyorum, Fin 2008 A003’teki eksiklikler yanında, Kuzey Kıbrıs tarafından bu yönde olumlu ve somut adımlar atılmıştır, gözle görülen reformlar yapılmıştır. Yen yasaların yapılması ve bunların etkili bir şekilde uygulandığının görülmesi üzerine, Fin 2008 A003’teki işlemlerin takip edilmesi zorunluluğu ortadan kalkmıştır. Yani bu işte kara para aklanan ülkeler listesinden kalkmış olduğunun bir ifadesidir dünya indinde. Ancak Fin 2008 A003’ün

2866

Page 138: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

geri çekilmesi, hafifletme ve finansal kuruluşları önceden var olan ve devam eden şüpheli işlemleri bildirmeye, hani düzenlendi Mali Suçlar Önleme Biriminde, federal bankacılık sisteminde de yasaların onlara verdikleri zorunluluklar da. Amerika kuruluşları uymalıdır şüpheli işlemlerin ortaya çıkarılmasına ve bunları bildirmeye, çağrı yapar kendi ilgili kuruluşlarına. Amerikan finans kuruluşları kuzeyde yapılan işlemlerin çok açık olmayacağını bilmedir. Çünkü Kuzeydeki bankaların üçüncü ülkelerin yardımı olmadan işlem başlatma veya transfer yapma yetkisi yoktur. Kıbrıs Türk yönetimi bu konuda önlemler almaya başladı. Kara Paranın Önlenmesi Yasası geçirdi ve Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesi Komitesini kurdu. Fakat halen Kıbrıs Türk yönetimindeki bölgede Mali İstihbarat Biriminin eksikliği var ve bu gibi eksiklikleri giderecek olan yeni Yasa da tam anlamı ile uygulanamıyor. FATF’la Amerika selamlar devam eden çalışmaları Kıbrıs’ın Türk tarafında ve eksiklikleri uluslar arası finans sitemine ilan eder. Amerika’daki bankalar, finans kuruluşları ve işlemlerine dikkat etmelidirler. Bankalar ve diğer finans kuruluşları ile yaptıkları havale işlemlerinde de dikkatli olmadırlar.” Evet, yani ben bu raporları böyle irdeleyip de gördükten sonra da bu durumu, bunları burada Genel Kurulda siz değerli arkadaşlarımla ve Sayın Bakanla ve burada değerli ilgili bürokrat arkadaşlar da var, onlarla doğrudan paylaşmak istedim. Umarım ve dilerim bir kez daha söyleyeyim. Şans Oyunları (Değişiklik) Yasa Tasarısını Hükümet geri çeker ve bu tehlikeli oyundan vazgeçer. Ve gerçekçi bir şekilde neden bu Şans Oyunları Yasa Tasarısı ile ilgili bu değişikliğini Meclise sevk ettiklerini de ve bu kadar değer mi yani ülkemizi bu kadar risk altına sokmaya? Bunu da gerçekten merak ederim. Neyse ben ekonomi ile ilgili olabileceğine inandığım bu bölümü noktalamak istiyorum ve kısaca, çünkü Ekonomi ve Enerji Bakanlığının Bütçesini değerlendireceğiz. O yüzden enerji bölümüne de, enerji konularına da geçmek isterim.

Şimdi Kıb-Tek gerçekten ülkemizde çok stratejik ve çok önemli görev ve sorumlulukları yerine getiren bir kurumumuzdur. Elbette ki bütün kurumların kendi özgür koşullarında önemi vardır. Ama Kıb-Tek hepimizin de bildiği gibi elektik üretimini, iletimini ve dağıtımını yapan bir kuruluşumuzdur. Ve yaşadığımız bugünkü dünyada da elektriksiz hemen hemen hiçbir şeyin olamayacağını da biliyoruz. Yani bir an kesildiğinde elektrik dünyamız kararıyor, hemen hemen hiçbir şey yapamaz duruma geliyoruz. Bu bakımdan çok önemli. Biz Hükümetteyken Kıb-Tek’i büyük bir önemle yönetmeye, sevk etmeye ve fonksiyonlarını ve işlevlerini yerine getirtmeye çalıştık. 655 personeli var Kıbrıs Türk Elektrik Kurumunun. Çok konuşuluyor, çok tartışılıyor. Zaman zaman böyle bir yanı ele alınıp değerlendiriliyor. Örneğin borçlarında deniliyor ki işte “160 milyon borcu var Kıb-Tek’in.” E var. Ama nedense izliyorum, takip etmeye çalışıyorum, 300 milyon TL’de alacağının olduğu bahsedilmiyor. Devletin bütün yüküne, belediyelerin bütün yükünü Kıb-Tek çekiyor ve Kıb-Tek eğer alacaklarını alabilse ki almadır bana göre ne isterse olsun, her ne pahasına isterse olsun almalıdır. Çünkü üretim yapıyor, bir bedel ödüyor, yakıt ödüyor, personel ödüyor, işletme giderleri var. Almalı ve bana göre daha düzgün bir şekilde yoluna devam edebilmeli. Şimdi Hükümetteyken biz Kıb-Tek’le ilgili gerçekten çok önemli adımlar attık. Bir defa ülkedeki gelişmeye bağlı olarak, üretim ve iletimde büyük gereksinim ortaya çıktı ve süratle bunlara dönük çalışmalar başlatıldı. Ülkemizin o dönemki üretimi, 2003 yılında göreve geldiğinde, partimiz Hükümete göreve geldiğinde 754 milyon kilowatt saat. 2008’de bu yüzde 100 artarak 1 milyar 220 milyon kilowatt saate geldi. Ve ilk kez CTP Hükümetleri döneminde

2867

Page 139: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

KIB-TEK kendi planlayarak, kendi mühendisi ile kendi yönetimi ile santral tesis ederek üretime, ihtiyaç duyulan üretime bu katkıyı yapmıştır. Kuruş kuruş halkından aldığı katkılarla, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin katkıları ile bu santraller tespit edilmiştir. İlk etapta 4 çarpı 17.5 megawatt gaz türbini, ki maalesef bunu üzülerek buradan söylemek istiyorum, bazı arkadaşlar galiba Mustafa arkadaş da gemi jeneratörü demiş yanlış değilse eğer bana aktarılan bilgi bunlarla ilgili. O zaman da bunları küçük düşürecek birtakım basında işte, “CTP Hükümetine zarar vermek için ikinci el alındı bunlar” gibi söylemler de maalesef yapılmıştır. Bunu ne CTP hak etmiştir, ne KIB-TEK’in o dönemki yönetimi ne de o dönemki KIB-TEK’te ve şu anda hala daha görev yapan mühendis ve teknisyen arkadaşlar hak etmiştir. Bu süreci de anlatacağım çünkü Sayın Bakanın da maalesef yani siyasi etik gereği de doğru bulmadığım yaklaşım biçimini de biraz sonra bunlara bağlı olarak değerlendireceğim. Dediğim gibi bize Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1994 öncesi iki tane 60 megawatt termik buhar santralı tesis etti mevcutların, gaz tirbünlerin, eski gaz tirbünlerin yanına. Daha sonra UBP Hükümetleri döneminde AKSA Kalecik’te yap-işlet ve KIB-TEK’e sat şeklinde bir, ki yapılabilecek bir uygulamaydı bunu eleştirmiyorum, bu da bir yöntemdi tercih edildiydi. Daha sonra da ilk defa CTP Hükümetleri döneminde KIB-TEK, kendi yarattığı olanaklarla kendi mühendisleri ile 4 çarpı 17.5 megawatt gaz grup santralı tesis etmiştir. Daha sonra da iki tane 17.5 ihtiyaç artmış, bunları da tesis etmiştir. Ha şimdi tartışılıyor ve işte Sayın Bakanın siyasi etik gereği de doğru bulmadığım açıklamaları vardır. Maalesef bu UBP Hükümetinde bir gelenek haline dönüşmüştür. Kuşku yaratacaklar, şüphe yaratacaklar ve siyasi prim elde edecekler. Bu siyasette geçer akçe olmamalıdır. Bu yöntemlerle belki göreceli olarak belki geçici, ha, ya, hakikaten bir kuşku yaratabilirsiniz insanlarda, bir şüphe yaratabilirsiniz ama zaman içerisinde bunun doğru olmadığı açığa çıkar ve zor durumda kalırsınız. Şimdi bir olayı bir defa değerlendirirken olduğu gibi ve gerçekçi değerlendirmek gerekir. Siyasi çıkar elde etmek için bakıp değerlendirirseniz ve kamu oyuna o şekilde yansıtırsanız bu doğru olmaz. Şimdi KIB-TEK bu ihtiyacını karşılamak için ihaleye çıktı. Dört gaz türbini grup olarak ihaleye çıktı.Doğrudur ve keşif de bu dört santral için 30 milyon Euro civarında bir keşifti ve dört beş tane de teklif atıldıydı. Tümü de 35 milyon Euro civarındaydı. Bir tanesi yanılmıyorsan 21 milyon civarındaydı, Aksay’dı, yani bunu da açıkça konuşmak gerekir. Şu an Kalecikte yap-işlet olarak görev yapan bir işletme. “Tamam” dendi, “Buna verilsin.” Fakat süreç içerisinde yerine getirmesi gereken sorumlulukları yerine getiremedi. Peki siz olsanız bekler durur muydunuz? İhtiyaç var, önünüzde bunu planlayıp hayata geçirmeniz gerekir. Hepimiz biliriz ki Annan Planı sonrasında inşaat sektöründe bir patlama oldu, gelişme oldu, talep oldu. Bugün ülkede 120 bin tane sayaç vardır halen faal durumda, 120 bin. Bu 2004’de biz göreve geldiğimizde 60-70 bin civarındaydı. Klima her evde yoktu, kapılar açılınca, fonlar kaldırılınca, Güney’de çünkü ucuzdu. Herkes evine üç tane, dört tane klima alıp taktı. Peki siz hükümette olsanız oturup bekler miydiniz? Neticede ne yaptı Kurum da, oturdu karar verdi “Biz yapacağız bunu” dedi. Ne vardı yani bunda? Kıb-Tek kendi yönetimi ile, kendi mühendisleri ile gitti, firmaların teklif verdiği ihaleye çıkılış biçimi neyse aynı çerçevede gitti yerinden bu santralleri aldı, parasını da ödedi, getirdi yerine kurdu. Ve işletiyor, üretiyor, dağıtıyor ve evimize kadar da geliyor. Bence bundan bizim hepimizin övünç duymamız, gurur duymamız gerekir. Kendi mühendisimiz, kendi insanımız başardı bunu. Kendi kaynağından kendi elini de taşın altına koyarak. Demin de söyledim Türkiye’nin de mali katkısı ile, birlikte. Bu ilkti, ilk kez başarıldı bu. Ama çıkıyor Sayın Bakan da maalesef

2868

Page 140: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ve her nedense bu manşetler Kıbrıs Gazetesinde yer alır. Yani devlet böyle idare edilmez. Kimse kusura bakmasın. Yani siz bir karalama yapacaksınız, bir çamur atacaksınız geçmiş Hükümete, bir siyasi avantaj elde etmeye çalış...

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI SUNAT ATUN (Yerinden) – Bu vatandaşın parasının hesabını sormaktır. Hesabını sormaktan korkmayacaksınız.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Sor bak, bu şekilde sorulmaz, Sayın Bakan bu şekilde hesap sorulmaz. Siyasi etikle bağdaşmaz. Bakın, ben size hesap sormayın demiyorum. Bu yöntem tamam yöntem değil. Ne yaptınız bugüne kadar? Ben de size sorarım. Yedi ay vardır Hükümettesiniz. Yazın bunu buraya, bir sene sonra hayattaysak gene konuşacağız bu konuyu, ne yaptınız bugüne kadar? Yani atacaksınız çamuru, karalamayı, ondan sonra da vatandaşın parası diye edebiyat yapacaksınız. Böyle siyaset olmaz, böyle siyasi kültür olmaz. Kimse kusura bakmasın.

SUNAT ATUN (Yerinden) (Devamla) - Alışkın değilsiniz.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Doğru alışkın değiliz. Çünkü biz yapmadık öyle, yapmadık. Doğrudur söyledin. Biz alışkın, siz hep belki alışkınsınız. Ne diyor Sayın Bakan, yani bunu da okuyacağım buradan. “Dört adet dizel santral alımı için ihaleye çıktığını ve ihaleyi kazanan Aksa Şirketi 30 Aralık 2005’de sözleşme imzalandığını anımsatarak, ancak 7 Mart 2006’da Bakanlar Kurulu kararı ile iptal edildi.” Ne için iptal edildi, anlattım. Yani sorumluluklarını yerine getiremedi. Ki bunlar banan teminat mektubuydu, neydi, böyle bir şeylerdi yani. Ne yapacaktı yani oradaki insanlar, ülke bu yandan ha bire elektrik enerjisine ihtiyacı var. Ve Kıb-Tek kedi gitti yerinden bunu aldı. Siz araştırdınız ve bu santraller, aynı santraller daha ucuza mal olabilir, yaptınız öyle bir araştırma. Gönderin mühendislerinizi Kıb-Tek’in yıllarca orada çalışan mühendisler var, teknik insanlar var. Gönderin araştırın.KIB-TEK Yönetimini görevlendirmişsiniz. Ne yaptı bu yönetim? Kuruma dört tane dizel elektrik santralı alımı için 21 milyon 800 bin Euro’luk bir harcama öngörülmüş, daha sonra ise bu rakam 28 milyon Euro’ya yükselmiş dedi. Atun, eldeki teklif alma usulü ile satın alınan söz konusu jeneratörlerin yanı sıra, ana dağıtım trafosu. Yani 30 milyonu biraz geçe mal oldu bu santral, dört grup santral. Ha şimdi bakın, eğri oturalım doğru konuşalım. Yönteme ben karşıyım. Bakın, eğer hakikaten siz Bakan olarak araştırdınız incelettirdiniz ve bir bulgu buldunuz, gidin onun üstüne sonuna kadar. Böyle basına bu işleri vererek, o işi küçülterek, o insanları rencide ederek bu yöntemlerle ne elde edeceğinizi beklersiniz yani? Sonra bilmiyorum herhalde yanlış bilgi de verirler size, skada sistemine 25 milyon Euro dediniz.

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI SUNAT ATUN (Yerinden) – Ben öyle birşey demedim.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) – Öyle yazar burada.

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - İyi okuyun o gazeteyi siz.

2869

Page 141: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Okuyayım, peki tamam. Yani anlarız okumamızı ha. Yani okuruz yani yani.

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Okuyun. Ben öyle birşey söylemedim.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Skada sisteminde ilk etaba 10 Eylül 2008 tarihinde pilot olarak seçilen 11 bölgedeki eski Başbakan CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Maliye eski Bakanı Ahmet Uzun, proje gerçekleştiren firma Kıymet Trading Direktörü Ahmet Şahin tarafından gerçekleştirlmişti. 25 milyon Euro harcanan sistemin tek bir kumanda merkezinden tüm elektrik üretimi dağıtımı iletimi, hatların izleme imkanı vermesinden dolayı oluşabilecek arızalar önceden görülerek, gerekli tedbirlerin alınması sağlanarak falan filan.

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Bunlar benim sözlerim değil, bunlar gazetenin yaptığı ayrı bir haberdir.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Verme bu gazeteye açıklama o zaman madem yalan, yalan yazar yani bu gazete?

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Onlar kendi yaptıkları yayınlardır.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Yalan mı yazıyor yani bu gazete? Kıbrıs Gazetesi yalan yazar?

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Benim sözlerim olarak yazılmış şeyler değildir onlar. Ha yanlışsa siz belirleyin...

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Yalanladın mı bunu sen peki?

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Niye yalanlayım? Yanlışsa söyle bana yahu.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - İşine gelir çünkü, işine gelir. Siyasetinin işine gelir de onun için.

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) – Hayır. Doğru olarak okuyan anlıyor çünkü bunu. Yanlışsa siz söyleyin.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - 3 milyon 207 bin Euro artı KDV olan bir işleme, yaptığı açıklamanın içerisinde Sayın Bakanın, skada sistemine 25 milyon Euro ödendi diyor. Olabilir mi yahu böyle birşey?

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Ben demedim, onu gazete kendisi haber olarak yazıyor oraya. Ben öyle birşey söylemiyorum.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Açıkla o zaman, senin adına veriyor bu açıklamaları. Senin resmin...

2870

Page 142: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Açıklamama gerek yok. Okuyan anlar bunu.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Sizin Hüküket kararlı diyor. Bakan Atun, Elektrik Kurumuna ihalesiz 55 milyon Euro’luk mal alımı ile araştırmaları ilerlediğini söyledi. 55 milyon. İşte 30 milyon santraller, 25 de bu, 55. Tutar yani. Budur işte sizin siyasetiniz. Ve ben yalanlayacağım bunu? Ne ilgim var benim bununla? Siz söylediniz. Sizin açıklamanız, sizin resminiz. Hükümet kararlı. E insaf edin yahu. Lütfen artık elinizi vicdanınıza koyarak da adım atın, birşey yapın.

SUNAT ATUN (Yerinde)(Devamla) - Yani bir olayı süsleyip püsleyip başka bir şekilde lanse etmek ayrı bir kabiliyettir.

KADRİ FELLAHOĞLU (Devamla) - Hiç benim öyle bir kabiliyetim yoktur ha. Ben onu söyleyeyim. Başkaları belki yapabilir ama benim öyle bir kabiliyetim yoktur. Ben sadece yaşananları ve sizin açıklamalarınızı ve basına yansıdığını burada belge ile gösteriyorum. Bu benim resmim değil ya burada, başkasının da değil. Hükümet de dediği herhalde sizin Hükümetinizdir. Neyini allayıp pullayıp ben yapıyorum Allah için olsun. Ben sizi bu tür anlayışlardan vazgeçmeye davet ediyorum. Lütfen bakın bu ülkeyi bu ülke insanlarını severseniz biraz ki sevdiğinize inanırım, bu yöntemler tamam yöntem değil. Vicdan muhasebesi de yapacak insan bir şeyi söylerken bir adımı atarken. Yapın araştırmalarınızı, sonuna kadar yapın ben talep ederim sizden. Ama böyle değil, bu yöntemlerle değil. Bu yöntemler tamam yöntem değil. Konuşun mühendislerle, ben konuşuyorum. Mühendislik yaptığımızı anladık dediler CTP Hükümetleri döneminde. Yapılan yatırımlar, yapılan işlerle ilgili olarak. 1958’den 2003 yılına kadar 310 kilometre olan iletim hatları, 2008’e kadar 537 kilometre oldu ve 50 kilometre de yapılmaktaydı. Kim yaptı bunları, hangi Hükümet döneminde oldu? CTP Hükümetleri döneminde oldu. Kıb-Tek’in Mühendisleri, Kıb-Tek’in yönetimi bizim insanımız teknisyeni yaptı bunları. Santral kurulu gücü 2003’e kadar 155 megawatt idi. 2008’e kadar 307 megawatt oldu. Yüzde 100 arttı. Elektrik sorunu bitti yahu memlekette. Yani bu az bir şey midir? Dur, otur elektrikler kesilirdi ülkemizde. Bu kadar aşırı talebe rağmen yüzde 100 ihtiyaç artışı olmasına rağmen. Yani “yiğidi öldür, hakkını ver” derler. Üretim demin de söyledim 754 milyon kilowatt saattan 1 milyar 220 kilowatt saate çıktı. Güç trafoları 280.25 megawatt, megavolt amperden 556.25 megavolt ambere çıktı. Yani onlar az, basit ve önemsiz şeyler midir, niçin olmazdı bunlar daha önce? Bu Skada Sistemleri, bu Kompanizasyon Sistemleri niçin olmazdı daha önce? Çünkü güç makineleri sistemden elektrik çekerken reaktif güç çeker, direkt elektrik çeker. Bunu siz Kompazisyon Sistemi ile düzenlerseniz ki bu yapıldı CTP Hükümetleri döneminde 45-50 megawatt santralden daha az güç çekildi. Skada Sistemi dediğimiz Güney’de 60’lı yıllardan beridir Skada Sistemi. Oturduğun yerden takip edeceksin şeyi bütün sistemi iletimi, üretimi. Nerede arıza var anında tespit edeceksin ve ekibi oraya göndereceksin. Niçin yapılmadıydı bunlar eski UBP Hükümetleri döneminde 2003’den önce? Güney’de 60’dan beri vardır bu sistem. Bunları biz söylemiyoruz aslında. Bunları Elektrik Mühendisleri Odası’nın yayın organını alın ki gerçekten objektif ve çok bu konularda ciddi ve bilimsel çalışan bir Sivil Toplum Örgütümüzdür. Ben de üyesiyim bu Odanın ve gurur duyarım üyesi

2871

Page 143: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

olduğumdan. Kıb-Tek Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hüdaoğlu 2005 yılında sekiz adet 132 kilowatt trafo merkezi ile 70 metre 132 kilowatt iletim hattının ihalesi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Merkezi İhale Komisyonu tarafından uluslararası ihale olarak yapıldı. Bu ihale Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde o güne kadar yapılmış en büyük ihale oldu. Hem onun yayın organında ki Yönetim kurulu Başkanının açıklamasıdır bu.” Bir yılda toplam 14 saati geçmeyen ve her seferinde bir saati aşmayan kesinti 240 volt yüzde 5 artı-eksi kalitesinde şebeke voltajı ve dilekçe hakkında bir aylık takvim gününden fazla sürmeden cevap verilmesi Kurum olarak öncelikli hedefimiz olmuştur ve yine bu yayın organında Elektrik Mühendisleri Odası’nın yayın Organında Gürcan Erdoğan diye bir arkadaşımız vardır Plan-Proje Müdürüydü bizim dönemimizde. Sizin döneminizde de Müdür Muavini görevine getirilen bir arkadaşımızdır, mühendis bir arkadaşımızdır. Kendisinin açıklamaları var yine burada ve diyor ki; “projelerin 2006 yılında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yaşanan enerji talebindeki artış sebebi ile revize edilerek 2010 yılında hedeflenen yatırımlar öne çekilerek Kıb-Tek Elemanları kontrolünde 2007 yılında başarı ile tamamlandı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 132 kilowatt’a geçiş sağlandı.” ki bununla ilgili de bir bardak suda fırtına koparırdı burada bazı milletvekilleriniz ona da değineceğim biraz sonra.Bu Geçitkale, Haspolat. Özür dilerim. Geçitkale, Meriç, Haspolat ve Lefkoşa hattıdır, 66 bin volttu, 132 bin volta çıktı bu ki burada arızalar azaldı, kapasite iki katına çıktı, kayıplar azaldı, gerilim düşüklüğü ortadan kaldırıldı. Bunlar siz o tür açıklamalar yaparak ortadan kaldıramazsınız. Bu tür açıklamalar yaparak bu büyük, anlamlı ve önemli yatırımlar gölge düşüremezsiniz. Ve yine Gürcan Eroğan’ın yaptığı açıklama hattın yük taşıma kapasitesinin iki katına ulaşmasını sağladı, aynı zamanda gerilimin iki katına çıkarılmasını, kayıpların da azalmasını ve gerilimin düşümünü ortadan kalkmasını sağladı. Yani bu günlere öyle kolay gelinmedi. Böyle basit değildir bu işler, kolay değildir. Bu süreç içersinde gerek yönetim kurulunun, gerekse ilgili bakanlığın KIB-TEK’in kendi projelerini hazırlayabilecek kapasiteye ulaşmasında büyük katkısı olmuştur. Mevcut 23 trafo merkezi, 2000 yılında yapılan 2 adet trafo merkezi dışında tümü 1974 öncesinden yapılmış enerji iletim ve bu sebepten ötürü sıkıntılıydı. Büyük operasyonlar yapıldı KIB-TEK’te, büyük aşamalar kat edildi. Nerede ise bütün iletim hatları yenilendi. Trafo merkezleri yenilendi, kapasiteleri iki katına artırıldı, üretim iki katına artırıldı. Yani bunu görmeyeceksiniz, bence sizin yapmanız gereken bunlara teşekkür etmenizdi ve bundan sonra ben ne katabilirim bunlara, ne ekleyebilirim bunlara onun arayışı içine girmenizdi tıpkı Hükümet Programında yazdığınız gibi. 30 megavatlık santral kuracaktınız siz 2010’a kadar, yatınız mı, 2010 bitti. Hükümet Programında öyle yazdınız, ben beklerdim onu yapasınız. Ne eklediniz KIB-TEK’e siz bu güne kadar, ne yaptınız? Elektrik fiyatlarını aşağıya indirecektiniz. Bu da seçim vaadinizdi, Hükümet Programına da yazdınız, ne oldu? Yok bir şey. Karalama, o var, o bol tarafından var. Ama siyaset de buna indirgenirse yani bu da doğru olmaz, bu da bizim tarafımızdan kabul edilebilecek bir şey değildir.

Peki daha ne yaptı KIB-TEK? İlk kez AB Avrupa Birliği Araştırma ve Uluslararası Birimini kurdu. Araştırma, Geliştirme ve Uluslararası İlişkiler Birimini kurdu ve AB ile ilişkileri geliştirdi KIB-TEK ilk defa. CTP hükümeti döneminde oldu bu ve AB tarafından ihaleye çıkıldı akıllı sayaç dediğimiz sayaçlar için, 121 bin tane sayaç için ihaleye çıkıldı, 500 bin tanesi bugün kuruluyor, başladı kurulmaya da. Az önce de

2872

Page 144: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

söyledim 121 bin tane sayacımız vardır bizim bugün halen, bunların tümü de akıllı sayaca geçilecek yani günün pick yük saatinde tarifeler yüksek tutulacak, pick yükün dışında ucuz tarifeye geçilecek, hem ucuz, bunu Hükümet Programınıza da yazdınız onu da söyleyeyim. Ama bizim attığımız adımlar ve bizim gerçekleştirdiğimiz ilişkiler ve projeler bugün bunu hayata geçiriyor. Uygun, günün uygun zamanlarında ucuz tarife ile insanları yöneltip elektrik ihtiyacını günlere ve yıllara yaymak düşüncesidir bu. Diğer bir çalışma AB ile ilgili sınırlara sayaçların konması. Güneyle ilgili bazı yerlerde elektrik alış verişi olur Pergama’da, Akıncılar’da, İncirli’de olur ve bazı su motorlarında Güzelyurt tarafında bu sayaçların bu enerjiyi yazması ile ilgili bir çalışma vardır Ab ile ilgili ve sayaç test laboratuarı ile ilgili bir proje vardır bu da hayata geçti, malzemeleri geldi, kuruluyor. Modern AB standartlarında bir sayaç, elektrik sayacı test laboratuarı kurulacak.

4. bu AB Araştırma, Geliştirme ve Uluslararası İlişkiler Biriminin attığı bir adım. KIB-TEK normlarının uluslararası araştırması.Yani AB Normlarına uygun hale getirilmesi ile ilgili bir çalışma başlatıldı. Bu projelerin toplam Kıb-Tek’e ve ülkemize katkısı 13 milyon 750 bin Euro’dur. 2010 yılına kadar da 11 milyon Euro’su kullanılacak. Umarım ve dilerim bunu ilerletirsiniz, geliştirirsiniz. 2011 ve daha sonraki yıllar için yeni projeler hayata geçer ve sonuçta da ülkemiz ve bizler kazanırız ve ivedilikle artık alternatif enerji üretim kaynaklarına yönelmeniz gerekiyor. Güney’de rüzgar enerjisinden 82 megawatt enerji elde edebilir noktaysa geldiler. Güneş enerjisi ile de 25 megawatt enerji elde edilebilir. Hiçbir mali yoktur ilk yatırım maliyeti vardır. Çevresel bir kirliliği yoktur. Yakıta para ödemiyorsunuz. Dolayısıyla biz de artık bir an önce bunlarla ilgili çalışmaları başlatmamız gerekir. Birtakım çalışmalar vardır özellikle Tepebaşı tarafındaki rüzgar daha uygun olduğunu çok uygun olduğunu biliyordum. Araştırıp bir an önce bu konularla ilgili somut, hayata geçen adımların, projelerin olmasının doğru olduğuna inanıyorum.

Şimdi bir açıklama da bu az önce bahsettiğim 132 bin volt. Hani 66 bin volt ve yüksek gerilim iletim hattı vardı ya Geçitkale, Meriç, Haspolat ve Lefkoşa bunu işte 132 bin volta çıkartıp az önce faydalarını da saydık. Şimdi bu çalışma yapılırken ki bu çalışma yanılmıyorsam 40 kilometreye yakın bir mesafedir. 159-160 direkle geldi bu iletim hattı başlangıç noktasından bitiş noktasına. Kamulaştırma da yapılmış olduğu için 66 bin voltun güzergahı izlendi ve bu Geçitkale Havaalanı’nın sınırından da teğet geçti. Geçmek zorunda kaldı. Çünkü yeniden kamulaştırmaya gitseniz herhalde birkaç yıl alırdı. Ayni güzergah kullanıldı. Tamamen bu nedenden dolayı başka bir neden yok ama burada bir UBP’li Milletvekili arkadaşım bir bardak suda fırtına kopardı ve yine Kıbrıs Gazetesi burada kullanıldı manşet de yaptı kendini. “Yüce Divanlık Skandal” dedi adına. Sebep? Uçaklar inip kalkamayacak. Şimdi bu doğrudur uçaklarla ilgili bir sıkıntı olabilir. Beş tane, altı tane direğin zaman içerisinde boyu kısaltılabilinir, yana çekilebilinir ama ülkeyi elektriksiz bırakmamak adına tamamen bu niyetten başka hiçbir şey yok. Varsa başka bir şey çıksın Sayın Bakan bize söylesin.

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI SUNAT ATUN (Yerinden) – İhmal var.

2873

Page 145: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

KADRİ FELALHOĞLUN (Devamla) – Nedir ihmal? Şu an sizin Müdür Muavini yaptığınız arkadaş bu işin başındaydı. Eltekkom Türkiye’de TEAŞ’ın yan kuruluşu özerk bir kuruluş. Türkiye TEK’in uzantıları bu projeyi onayladı. Bir şey daha söyleyeyim. Az önce 55 milyon ihalesiz fala dendi ya o santraller ile ilgili de bir çok küçük düşürücü şeyler söylendi. Hala daha söylenir maalesef. Onu da Eltekkom onaylamıştır.yani Türkiye’de TEK’in uzantısı TEAŞ’ın yan kuruluşu Eltekkom bunu onaylamıştır her iki projeyi de ve nasıl yansıttı arkadaşlar buradan ve basın? 10.3 milyon zarara sokuldu devlet. Yahu olabilir mi öyle bir şey yahu arkadaşlar? Altı tane direk. Her direğin fiyatı 300 bin TL söyledi buradan arkadaş. Yok öyle bir şey. 30 bin’dir oradaki direklerin maliyeti. Her direğin ağırlığına göredir maliyet.Geçitkale Bölgesindekilerin maliyeti 30 bin TL, herhalde bir sınır da kendi koydu 300 bin yaptı ve bütün yatırımı, yahu Allah için bizim övünç duyacağımız, kıvanç duyacağımız bir yatırım öyle bir anlatıldı, öyle bir yansıtıldı basına ki devlet 10.3 milyon zarara sokuldu, çöpe atıldı bu ve ben sorarım bunu da ne yapıldı bu konu ile ilgili bu güne kadar. Bu 6 tane direkle ilgili ne gibi çalışma yapıldı? 6-7 ay hadi biz beceremedik, başaramadık mevcut güzergahı kullanmak zorunda kaldık. Kamulaştırma tek sebep o. Daha açık, farklı açılardan geçirmek isterseniz kamulaştırmanız gerekecek. Bir ara emri alsa durduracak size işi. Memleket elektriksiz kalacak. Herhalde UBP’li arkadaşlar da o zaman sevineceklerdi. Bilmiyorum ama ben öyle değilim. Ben bu ülkenin her geçen gün ister sizler tarafından, ister bizler, ister başkaları tarafından daha iyiye, daha güzele götürülmesini görmek isterim. Bu umutla, bu düşünce ile varım ve var olmaya da devam edeceğim.

Son olarak; zaman da hayli ilerledi. KIB-TEK bir ihaleye çıktı, herhalde bu dönemde Ulusal Birlik Partisi hükümetleri döneminde çıktığı ilk ihale oldu. Bu ihale de ki yaklaşık bir ay önce ihaleye çıkıldı, Teknecik’te 100 mega volt amperlik bir trafo, yedekleme için artı hider çıkış dediğimiz bir de Şehit Ecvet Yusuf Caddesinde 20 mega volt amperlik artı çıkış, 2 tane trafonun ihalesine çıktı. Yaklaşık bir ay kadar önce, bir ay kadar önce sonuçlanacaktı. Özür dilerim bir ay kadar önce çıktı, 15 gün önce sonuçlanacaktı. 15 gün önce sonuçlanması gereken ihale iptal oldu. Dediler ki yanılmıyorsam bugüne ertelendi ihalenin sonuçlandırılması, değerlendirilmesi. Bir haber aldık bugün, o da iptal oldu bugün, tekrar iptal oldu. Bir ihale çıktı UBP hükümetleri döneminde KIB-TEK Merkezi İhale Komisyonu ki bunu önceleri KIB-TEK yönetimi kendi içinde ihaleye çıkmayı düşünürdü ama rakam sınırı aştığı ki rakamı da bardan söylemek istemem, gerçi ihaleye çıkıldı, belki de baştan çıkacak onun için bir ip ucu da verir gibin de olmamak için söylemeyeceğim. Onu da biliyorum bak hangi rakamın üstünde olduğunu. 2 kez ertelendi bu ihale neden? Bunu Sayın Bakanın bize cevaplaması gerekir ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ile ilgili böylesi stratejik, önemli bir görev ve sorumluluğu yerine getiren elektrik Kurumunu da artık tartışılır yapmaktan, oradaki yatırımları küçük düşürecek davranışlardan, açıklamalardan da uzak durmaya davet ediyorum kendisini. KIB-TEK’e ne katkı yapacak, KIB-TEK’e özelinde KIB-TEK’e bağlı olarak, KIB-TEK’le birlikte bu ülkeye ne katkı yapacak ve ya ne yaptı? Dediğim gibi az önce 2010’a kadar 30 megavatlık bir santral kuracaktı, o konu ile ilgili nedir durum veyahut ileriki dönemler için Türkiye’den elektrik getirilmesi ile ilgili ifadeler ve açıklamalar vardır Hükümet Programında. Bunlarla ilgili nedir çalışmalar ben Sayın Bakandan bunlarla ilgili açıklamalar okumak isterim gazetelerden ve Kıb-Tek’i bulduğu noktadan ileriye nasıl taşıyacak ve ne yaptı bugüne kadar? Aslında dediğim gibi bir

2874

Page 146: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

şeyler de yapılması gerekirdi. Yani bugün biz burada Hükümet Programını tartışmıyoruz. Hükümet Programı Mayıs Ayı içerisinde okundu ve onaylandı buradan. 6-7 ay geçti. Kıb-Tek ile ilgili ne yaptı da biz fark etmedik? Bunları da bizimle paylaşırsa memnun olacağız.

Sayın Bakana ve Kıb-Tek’e ekibine ben her şeye rağmen başarılar dilerim. Başarılı olmasını dilerim. Kıb-Tek’i iyi koruyup, iyi gözetmesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü gerçekten Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu ülkemiz için, halkımız için, hepimiz için çok ama çok önemlidir. Dinlediğiniz için teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Kadri Bey. Buyurun Serdar Bey.

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) –Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığı benim son derece önemle üstünde durduğum bir Bakanlık. Gerçi birkaç yıldan beridir Bütçe görüşmeleri bir değişik hal aldı. Çok geçmiş yılları hatırlıyorum. Her gün bir Bakanlık, bir bağımsız kuruluş tartışılırdı ama bir müddet önce Meclis yalnızlaştıktan sonra bu yöntem denenmeye başladı ne kadar erken zamanda bitirirsek ve sekiz günde de şimdi Bütçe bitmiş olacak. Dolayısıyla bu geç vakitte sabahtan beridir hepimiz buradayız ayrıntılı konuşabilmek çok mümkün değil ama bir Bakanlık olsaydı günde herhalde daha verimli bir tartışma ortamı da doğabilirdi. Önem veriyorum Ekonomi Bakanlığına. Çünkü Ekonomi Bakanlığı aslında diğer bütün Bakanlıkların icraatları ile de ilgili bir Bakanlık. Yani Eğitim Bakanlığı’nın icraatları özellikle üniversiteler bazındaki icraatları Ekonomi Bakanlığını da ilgilendirir. Nitekim işte bu yıl 3 bin öğrenci geldi 9 bin kontenjan varken. Bu ekonomiye bir girdi kaybı getirir. Ekonomi Bakanlığı’nın bu konuda proje üretmesi gerekirdi o eksik kalan 6 bine yakın öğrencinin buraya gelmesini sağlamak için.

Bugün Tarım Bakanlığı tartışıldı. Tarım Bakanlığında ben hiçbir şey söylemedim ama bugün Tarım Bakanlığı’nın birtakım icraatları ile ilgili Ekonomi Bakanlığı Bütçesinde konuşmak zorunda kalacağım. Niye? Çünkü orada verilen teşvikler, atılan adımlar, ihracatta en önemli iki kalemimizin narenciye ve süt ürünleri olması Tarım Bakanlığını ilgilendirir gibi gözükse de aslında Ekonomi Bakanlığını ilgilendirir. Bu Bakanlığı tartışırken onu gündeme getireceğim.

Sağlık Bakanlığı çok daha kaliteli bir sağlık servisi verilebilse önemli bir girdi sektörü haline getirilebilir. Yine Ekonomi Bakanlığını ilgilendiriyor.

İçişleri, İskan Bakanlığına döner bakarım. Tapular meselesi en azından Ekonomi Bakanlığını çok yakından ilgilendirir velhasıl hangi Bakanlığa el atarsak Turizm, Maliye herharukarda ekonomiyi çok yakından ilgilendiren bir Bakanlıktır. Bu anlamda da çok önemli bir Bakanlık. Bakanın, bugünkü Bakanın Genç İşadamları Derneği kökenli olması özel sektörden gelmesi benim için çok ayrı bir anlam ifade ediyor. Çünkü ilk Başkanlığını yaptığım bir derneğin temsilcisidir.Aslında ikinci temsilcisidir şu anda Mecliste ve gönlüm arzu eder ki başarılı olsun ancak o şekilde özel sektörden gelenlerin sayısı artabilir Mecliste. Başarısız olması da tam aksi etkiyi yaratır o nedenle önem veririm ve yine Ekonomi Bakanlığına ek önem vermemin nedeni devam etmekte olan görüşmeler süreci içerisinde varılacak sonuç yaşama geçtiği takdirde ekonomik hayatın

2875

Page 147: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

son derece önemli bir yer kapsaması ve şimdiden önlem alınmaması halinde o varılacak sonucun bir çözüm değil, tam aksine bir çözülmeyi de birlikte getirecek olmasından kaynaklanır. Ne halse ama bizim dıştan bakarak, muhalefetten bakarak hatta bir vatandaş olarak bakarak önem verdiğimiz Ekonomi Bakanlığı kendi kendine aynı önemi vermiyor gibi bir görüntü içerisinde. Bu önemli Bakanlık wep sitesi olmayan bir iki bakanlıktan bir tanesi konumunda. Ki bu ülkenin ekonomik durumu, yatırım teşvikleri, yatırım olanakları, dışa tanıtma açısından ortaya koyacağı hiçbir unsur bu teknolojik desteğe sahip değil maalesef. Ümit ederim 2010 yılında Ekonomi Bakanlığı öneminin farkına vararak hareket eder ve buna bağlı çalışmalarını da yürütür ama, 15 gün sonra, 20 gün sonra yıl bitiyor ve kayıt dışı ekonominin kayda alınması görevine de aslında sahip olan Ekonomi Bakanlığı bu anlamda hiçbir şey yapmış değil. Hiçbir adım yok, 15 gün içerisinde artık geç de kalındı o kayıt dışı verginin kayıt altına alınması için teşvik edici önlemleri ortaya koyacak olan bunu yürürlüğe koymak sureti ile ahaliyi, mükellefleri vergi şemsiyesinin altına kışlayacak olan Bakanlık aslında Ekonomi Bakanlığıdır başka hiçbir Bakanlık değil. 15 gün kaldı bunun için 2010 yılında ön görülen gelirleri toplayabilme hatta artırabilmek için hareket etmeye ama bir hazırlık olduğunu biz en azından görmekte değiliz.

Şimdi bir noktaya parmak basarak yola devam etmek isterim. Bu ülkede maalesef, maalesef ekonomi Maliye Bakanlığının mikro değişiklikler yapmak sureti ile yasalarda, ülke ekonomisini karıştırdığı bir yöntemle çalışıyor. Ekonomide makro planlayıcı konumunda olması gereken Maliye Bakanlığı ise gidişatı biraz da sessizce, fazlasıyla sessizce izlemeye devem ediyor. Yani atılacak her adımda bu 8 ay içerisinde Maliye Bakanlığının ekonomik gözlükle olaylara bakarak uyarılarda bulunması ve Bakanlar Kurulunu yönlendirmesi gerekirken sanki ekonominin sorumluluğu Maliye Bakanındaymış gibi bu yıllardan beri de bir hastalık aslında Maliye Bakanları hep kendilerini öyle hisseder. Maliye Bakanı alır bir ufak değişiklik yapar. Gelir bu Meclise. O değişikliği Mecliste eleştiririz, yanlışlıklarını, eksikliklerini ortaya koyarız. Ama işin esas sahibi konumundaki Ekonomi Bakanlığından ses çıkmaz. Sekiz ay oldu yaklaşık seçimler biteli. Bu sekiz ay içerisinde, da işte bizim kendi krizciğimiz var kendi kendimize yarattığımız. Artı bir de global krizin etkileri var. Ben Ekonomi Bakanlığından bu krizle ilgili ne bir veri ortaya koyduğunu duydum, ne bu konuyla ilgili bir tartışma yaratarak geleceğe yönelik bir plan oluşturduğunu duydum, e resmen izleyici konumunda Maliye Bakanlığını devam eden sessizce izleyen bir durumda. Bir tek yapılan icraat bu sekiz aylık dönemde, bir işte Türkiye’den gelen kredilerin dağıtımının yapılması, ki gayet doğal olarak herkesin yapacağı bir şey. O da durumu zaten kurtarmadır, bir de Serbest Bölgeler Yasası. Çok eleştiri aldı o Yasa, biz de eleştirdik. Eleştirmemizin ana nedeni de, Yasanın kendi maddelerinden biriydi 38’inci madde. Şöyle diyordu o madde; “devlet menfaatleri gerektirdiği takdirde veya uluslararası yükümlülükleri yerine getirmek amacıyla Serbest Bölgeler kapatılır.” Bunu dediğin anda zaten artık hiç bir yatırımcı gelip de oraya yatırım yapmaz. Dolayısıyla bir işe yaramayan tek bir Yasayla gündemi, sekiz aylık gündemi geçirmiş olduk. Bu ülkenin bürokrasisinin yatırım önündeki en büyük engel olduğu yıllardan beri konuşulan, bilinen bir şeydir. Bu konuda da muhalefetin “kamuda verimliliği artıralım, biz buna varız, iktidarla birlikte bu çalışmaya hazırız, sendikalar da hazırdır” çağrısına rağmen, Ekonomi Bakanlığı “be arkadaşlar ama bu, bu ülkeye sıcak para gelişinin önündeki en büyük engeldir, gelin buna

2876

Page 148: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

sıcak yaklaşalım” gibi bir yaklaşım ortaya koyduğunu biz görmedik. İşin ilginç tarafı, Sayın Bakan bir müddet önce Eskişehir’i ziyaret etti, Ticaret Odasını işte yatırım bölgelerini dolaştı, gezdi, davet etti oradaki yatırımcıları da buraya. Geldi bu insanlar ülkemize dolaştı, yatırım arardı ya hani bizim Bakanımız, verdikleri cevapta bugün gazetelere yansıdı. Halkın Sesi bu ülkedeki tarafsız gazetelerden biri. “Bürokrasimiz Eskişehirli işadamlarını ürküttü.” Doğru bu Sayın Bakanın bir işadamı olarak da bildiği bir şeydi aslında. Ama sekiz ay içerisinde bir şey yapıldı mı bu konuda bir adım atıldı mı? Cevap, maalesef “hayır.” Komite, Meclis Komitesine herhalde bir yedi ay önce sunduğumuz bir Kamu Alacakları Tahsili Usul Yasası var. Ekonomi Bakanlığının bu öneri üzerine çok dikkatle eğilmesi gerekirdi. Hükümet o önerimizi hiç dikkate almadı. Ekonomi Bakanlığı bakmadı bile. Ama geçen hafta galiba bir Kanun Hükmünde Kararnameyle bir Mali Af Tasarısı yine ayni konuda, bu Meclisin gündemine getirildi, yürürlüğe girdi. Kimse detayları çok muallakta kaldığı için kimse şimdi ne yapacağını bilmiyor. Netice de hiç kimsenin işine yaramayan bir yeni Af Önerisini gündeme getirmek suretiyle aslında yine Ekonomi Bakanlığını çok yakından ilgilendiren vergi ödememe alışkanlığının, devlete şimdi ödemeyim, nasıl olsa yakında gene bir af çıkarırlar alışkanlığını gündeme getiren bir uygulamaya daha Ekonomi Bakanlığı onay vermiş oldu. Zaman zaman gazete köşelerinden işte ekonominin gidişatı ile ilgili olumlu sinyaller vermeye çalışıyor Sayın Bakan ama gerçek nedir, yaşananlar nedir, bu olumlu sinyallere uyum var mı diye baktığımızda hiçbir şey yok. Bir, bir şey yok ortada. Yani 2010 Bütçesini görüşüyoruz şimdi örneğin. Bu 2010 Bütçesinin sektörel bazda ülke ekonomisine yansımasıyla ilgili bir analiz yapılmış değil henüz Ekonomi Bakanlığı tarafından. Bu 2010 Bütçesi üretici ve tüketiciye yönelik rakamsal olarak nasıl bir yansıma yapacak, bununla ilgili hiçbir veri yok ortada. Ve düşünebilirsek ki bu bütçe Türkiye’den en yüksek katkının verildiği bir dönemde yatırım payları açısından, bütçedeki yatırım payları açısından en düşük noktaya inmiş bir bütçedir. Geçmiş yıllarda hep yüzde 9’lar oranındaydı yatırım payı. Bu yıl bu yüzde 5’e düşmüştür. Hangi dönemde? Ekonomik krizin giderek boğazımıza yapıştığı, sıcak paranın son derece noksan olduğu, nakit krizinin yaşandığı bir dönemde bir de buna artı olarak yatırım payı da bütçe bazında yüzde 9’lardan nerdeyse yarı yarıya düşüş göstererek yüzde 5’lere iniyor. Peki yani şimdi bu durum Ekonomi Bakanlığını ilgilendirmiyor mu? Bununla ilgili yapılan görüşmelerde, Bakanlar Kurulunda yapılan tartışmalarda ne yaptı Ekonomi Bakanlığı bu yanlışı düzeltmek için? Duyduğumuz bir şey yok. Varsa kendisi burda açıklayacak.

Biraz önce değindim, tekrar edelim. Üniversitelerden 9 bin kontenjanın sadece 3 bini doldu. Bu büyük bir yıkım aslında üniversite sektörü için. Peki ne yapıldı? E, işte Türkiye ile görüşüldü buraya daha fazla öğrenci göndersin. Cevap bekliyoruz. Peki, biz bu yıl kayıt yapacak öğrencilerin cebine 5’er yüz lira koyacağımızı ilan etmiş olsaydık bunun bizden götüreceği, bütçeden yapacağı çıkış 20 milyon eski TL, yeni TL işini bir türlü kafamda hesaplayamam. 20 milyon civarında. Getireceği ama 160 küsur milyon civarında. Bunun hesaplarını yapıp bu öngörüyü ortaya koyup bunun tartışmasını yapmak ve hükümetin bu yönde adım atmasını sağlayacak olan bakanlık Eğitim Bakanlığı değildir. Ekonomi Bakanlığıdır. Ne yapıldı? Hiçbir şey.

2877

Page 149: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Bir başka örnek; bütçede işte açıkların daraltılmasına yönelik yaklaşımlar var, mali yaklaşımlar var. Ama örneğin dün akşam bir fırtına yaşadık. Doğal afet diyebilirsiniz. Yeni bir yüktür bu bütçe için. Beklenmedik bir yüktür üstelik. Niye? Çünkü bizim ülkemizde evlerin, ağılların ve bunun gibi binaların sigortalanmasına yönelik zorunluluk getiren hem sigortalara, hem şahıslara zorunluluklar getiren, mükellefiyetler getiren bir yasa yok. Eksik. Bugün sabah Meclise gireceğim, bir vatandaş çıktı karşıma. Bu da bir başka versiyonu. Onun için sigortalara da yükümlülük getiren bir yasa olması gerekir diyorum.“Hayırdır oğlum ne böyle yüzün gözün asık” dedim. “Sorma abi akşam başıma gelenleri.” “Ne oldun?” “Evime yıldırım düştü” diyor. Çoluk çocuk otururken evin içinde evine yıldırım düşmüş. Her şey darmadağın. “Sigortalıydın inşallah” dedim, “evet” dedi, “880 lira, Pound sigorta bedeli öderim her yıl” dedi. “Amma gittim müracaat ettim filanca sigortaya. Kapsam dahilinde değilmiş yıldırım düşmesi. Deniz yükselse ve evimi su bassa kapsam içinde, uçak evimin üstüne düşse kapsam içinde ama yıldırım çarpması kapsam içinde değil, mahvoldum bittim” ağlar çocuk. O nedenle belli ki, araç sigortaları nasıl mecbur hale getirildi bu anlamdan, ağıl, ev, işyeri gibi yerlerin de sigortalanmasına yönelik bir mecburiyet getiren ve sigortaları da hangi koşulları karşılayacağına yönelik yönlendiren bir Yasa, ciddi anlamda bir ihtiyaçtır ve yine bu da Ekonomi Bakanlığının görevleri içerisindedir. Şu anda mevcut Bütçeye baktığımızda, doğal afetlere yönelik, bu hayvanların zarar görmesi olabilir, işte evlerin ağılların zarar görmesi olabilir, tek sorumlu devlettir. Belki daha yaşamadınız Bakanlar Kurulunda ama 2010 yılı içinde göreceksiniz ha bire işte “şu doğal afetten bu kadar hayvanım öldü, işte damım söküldü, efendim antenim söküldü, elektrikler kesildi evde bilmem şu kadar eşyam yandı” diye talepler İçişleri Bakanlığı vasıtasıyla önünüze gelecektir. Ve bunların rakamı hiç küçümsenecek rakamlar değildir. Devlet bu mükellefiyetten bir kere bir an önce kurtulmalı. Hiç bunun sosyal devletle falan da alakası yoktur. Yani işte liberal ekonomilerde sosyal devlet böyle çalışmaz falan hayır, hiç alakası yoktur. Devlet, gerçek anlamda eğitimde, sağlıkta o sosyal devlet görevini yerine getirebilmek için bu tür üstüne elzem olmayan masraflardan kurtulmak zorundadır. Nasıl yapacak bunu? Çıkaracağı bir Yasayla vatandaşları, ceplerine çok fazla zarar getirmeksizin, sigortalanarak bu tür olaylardan korunması gerektiği alışkanlığını bizzat yerine getirmek suretiyle. Bunlar yapılmadığı müddetçe devlet bu gereksiz, kendi üstünde olmaması gereken mükellefiyeti sürekli karşılamak zorundadır ve bunu karşılarken, esas görevlerinden keserek karşılamak zorundadır ki, işte o anlamda da devletle vatandaşın küsmesi gündeme geliyor. Yani Avrupa Birliği, Avrupa Birliği, Avrupa Birliği ağzımıza sakız ettik ama çağdaş ülkelerin bu konuları nasıl çözümlendiği konusunda bir uğraş içerisine girip, insanımızı da buna hazırlamak yönünde bir gayret hiç aklımızın ucuna gelmedi. Şimdi bu Hükümetin bir gizli planı vardı seçimlerden önce açıkladıkları. “İktidara geldiğimizde bu gizli planı açıklayacağız” demekteydiler, şimdi artık zamanı herhalde geldi. Çünkü iktidara gelindi, sekiz ay geçti, bu sekiz ay içerisinde, işte ne durumdadır devlet gördüler ve saire, güzel. Artık Bütçeyi de bir sonraki yılın Bütçesini de görüşmekte olduğumuza göre ve bu Bütçeyi de bu Hükümet hazırladığına göre, bir başkasından hazır bulmadıklarına göre, sanırım bu gizli planı öğrenme zamanı da gelmiştir. Tabii bu gizli plandan Ekonomi Bakanlığının haberi varsa. Çünkü Derviş Bey açıkladıydı bunu. Zamanı gelmiştir diyorum çünkü işadamı, esnaf, tarımcı, turizmci, herkes, gelecek yıl zor bir yıl olacak onu açık koyalım ortaya, ya 2009’dan da daha zor bir yıl olacak, herkes kendini bu plana göre hazırlamaya başlamak durumunda.

2878

Page 150: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Suprizlerle karşılaşmak istemez hiçbir işadamı, hiçbir yatırımcı, hiçbir esnaf, tarımcı, turizmci vesaire.Ne yapılacak, hangi adımlar atılacak bilmek zorundayız. Ümit ediyorduk ki bu bütçe döneminde bu konuda biraz bilgi verilsin hem bize, hem vatandaşa ama gizli plan belli ki gizliliğini korumaya devam edecek. Ümit ederim Ekonomi Bakanı bu konularda biraz bilgi verebilir bize.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bilmiyorum nedendir ama genelde siyasete girmeden önce setin öbür tarafında olanlar siyasete girdikten bir müddet sonra setin devlet tarafına kendilerini alıştırıyorlar herhalde. Reel ekonomide gereksiz maliyet unsurları olduğunu, işadamlarının sürekli konuştuğu, ekonomik örgütlerin üstünde en çok durduğu konulardan birisi idi. Bizzat işin içinden gelen genç bir bakan arkadaşımızdan beklenen bu geçmiş sekiz ay içerisinde reel ekonomide var olan bu maliyet unsurlarını aşağıya çekecek adımların atılması konusunda girişim yapmasıydı. Dönüp baktığımızda geçen sekiz aya, maliyet indirici, maliyet düşürücü tek bir adım dahi biz göremiyoruz. Güney’den bu maliyet düşüşü sağlanmamasına rağmen ha bire bir çağrı var. İşte Güney’den alışveriş yapmayın, efendim burda her şey daha ucuz. Şimdi bir televizyonumuzdan, Maliye Bakanına ait bir televizyonda çok sık yayınlanan bir reklam var. Çıkar bir vatandaş, Rum tarafında satılan malların hormonlu olduğunu duyurur. Öyle midir, değil midir ben bilmem. Bir başka reklam filmi daha çekebiliriz. Rumlara birer de boynuz koyup şeytandan mal almayın diye. Yani bu tür yaklaşımlarla ekonomik rekabet iki bölge arasında mümkün değil, sağlanamaz. Nasıl sağlanabilir? Yani şunu bir hatırlayalım. 2003 yılında kapılar açıldığında, açılmadan önce bütün yapılan eleştiriler şuydu. Açmayalım, silip süpürecek bizi Rum. Biz de diyorduk ki beyler, Türk tarafı Rum tarafına oranla daha ucuzdur. Türkiye artık Avrupa’ya göre çok daha ucuz ama eş kalitede veyahut da daha yüksek kalitede ürünler üretmektedir ve bu ürünlerin tümü bu pazarda var. Eğer bu büyük adımın üstüne yatıp uyumazsak, dengeyi korursak ekonomik anlamda bu ne isterse olsun bizim lehimize olacaktır, çünkü Rum tarafı evet çağrı yapacak, siyaseten tavır koyacak ama cebinde milliyetçiliği yoktur, buradan daha ucuz ürün satın alınacak. Başlangıçta da öyleydi. Ne yaptı Rum? Sadece çıkıp Türk tarafını şeytanlaştırmaya çalışmadı. Siyaseten çağrı yaptı evet, almayın Türk tarafından ürün diye ama ondan önce ilk baktığı şey, hangi noktalarda Türk tarafı mukayeseli bir avantaja sahiptir. Onları tespit etti, derhal vergilerini aşağıya çekti, belki sübvansiyon bile yaptı, kendi bölgesinde bu ürünleri ucuzlattı. İki, siyasi çağrı yapmaya başladı. Üç, geçiş kapılarında kontrol yapmaya başladı. Zaman içerisinde, özellikle bizim hükümetten dışlanmamızdan sonra o dengenin korunmamasıyla birlikte burdan Rum tarafına alışverişte hızlanma oldu, Rum tarafından buraya gelişte gazinolar hariç nerdeyse sıfıra yakın bir alışveriş başlamaya başladı. Peki, şimdi kabul edelim ki Rum tarafında bir de albenisi var işin, daha süslüdür, işte vitrin süslemeleri daha iyidir. İnsanımız oraya gittiğinde biraz da işte sağa sola dolaşıp farklı insanlar görüp bu esnada alışverişini de yapmaktadır. Ama benzeri bir ortamın bizde yaratılması için bir girişimimiz var mı? Bir teşviklendirmemiz, yönlendirmemiz var mı? Nedir o Lokmacı Kapısı açılsın, Lokmacı Kapısı açılsın, Lokmacı Kapısı açılsın Hükümet olduğumuz dönemde hep söylediğimiz şu oldu. “Bugünkü bu koşullarla Lokmacı Kapısını açarsak, Rum tarafına daha fazla geçiş imkanı vereceğiz, bizim bu taraftaki esnafın hem eğitilerek, hem teşviklendirilerek yönlendirilerek linenını değişmesi lazım. Yüzünü gözünü bu esnafın düzeltmeniz lazım.Tertemiz pırıl pırıl hale getirmemiz lazım bütün bu çalışmaları yaptıktan sonra

2879

Page 151: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Lokmacı Kapısı açılırsa bir işe yarayacak, aksi takdirde bu ters dönecek” dediğimizde, hele de o Kapının yanındaki kebap satan arkadaşlar bas bas bağırmaya başladı “biz buradan her geçene işte kebap satacağız” ve saire. Döndüm kendisine dedim ki, “bak ileride bir Mc Donalt’s var, bu kapı bugünkü şekliyle açıldığı takdirde, bir müddet sonra bir motorlu çocuk bulacaksın oradan Türk tarafına take-away Mc Donalds taşıyasın, başka işe yaramayacak bu iş” dedim. Kızdılar, çok kızdılar. Bunları söylüyoruz diye seçimlerde oylarını da alamadık. Ama bugün yaşanan gerçekte odur. Demek ki, şimdi kapıları kapatıp da yeniden hazırlanamayacağımıza göre, kapılar açıkken biz bir taraftan bir gayret yerine iki, üç gayret göstermek suretiyle hem insanımızı, tekrar ediyorum eğitmek, hem o vitrin süslemesinden tut işte bölgenin temizlenmesine yönelik teşviklendirerek çalıştırmak zorundaydı.

(Sayın Ali Rıza Usluer Başkanlık Kürsüsünü Sayın Dr. Esat Ergün Serdaroğlu’na devreder)

Ekonomik anlamda bugün çözüm yok yarın çözüm var, eğer Rum ile rekabet bırakın Rum’u, Rum önemli değil. Avrupa ile rekabet edebilecek düzeyi yakalamazsak bilin ki en mükemmel çözüm şekli bile önümüze konsa, kaybetmemiz kaçınılmazdır. Bu anlamda mutlak surette daha ciddi, daha girişimci bir hale gelmesi lazım özellikle Ekonomi Bakanlığının. Yerli üretimi teşvik. Ha bire çağrı yapılır. Bir iki dernek kampanya başlattı, siyasi partiler destek verdi. Peki be arkadaşlar, yerli üretimi destekleyelim. Bu yerli üretimin gerçek anlamda destek bulması bu çağrıyı yapmakla bugüne kadar mümkün oldu mu? Olmadı. Neden? Bir gerçeği daha kabul etmek zorundayız. Yerli üreticilerimizin üretim tesislerinde, yerli insanımız çalışmamaktadır. Yabancı işçi çalışmaktadır. Biz yerli insanımızın bu yerli üretim tesislerimizde çalışabileceği ortamı yaratmadığımız müddetçe tek başına çağrı hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Ama kendi insanımız, kendi vatandaşımız bu tesislerde çalışırsa, kendi çalıştıkları yerde üretilen bir malın tüketimini de yapacaklardır, reklamını da yapacaklardır, pazarlamasını da yapacaklardır, yapılan çağrı bir anlam ifade etmeye başlayacaktır ve işte o zaman yerli üreticilerimiz de giderek daha da güçlenir hale gelecektir. Bu sanayi ürünleriyle ilgili olarak söylediğim. Peki tarım ürünleriyle durum farklı mı? Benim gençlik yıllarımda hatırlarım Güzelyurt’a narenciye hasat döneminde Dipkarpaz’dan otobüslere dolar insanlarımız gelirdi Güzelyurt’a. Portakallar o kesim döneminde kesilirdi, hem kendi insanımız kazanırdı, hem de hakkaten o ürünleri toplarken son derece dikkatli ürün, ağaçlara da zarar vermeyen bir şekilde yapılırdı bu, portakallarımız da satılırdı. Aha işte ABAT Kararı var da ondan sonra satamadık ve saire. Şu an hala daha, rekoltenin yüzde 50’sine yakınını satabildiğimiz halde, hala daha ihracatta birinci sırada narenciye durur. Hala daha. Ama dönük baktığımızda gelecek açısından önü en karanlık olan kesim yine, sektör yine narenciyeciler. Topyekün bir kampanya ile bütün siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin de katıldığı bir kampanya ile eğer biz hem tarımsal alanda, hem sanayi alanında yerel işgücünün kullanılması için gerekli bütün altyapıyı da hazırlamak suretiyle tabii ki bir girişim başlatırsak inanın bugünkünden çok daha kaliteli ürünler üretme, çok daha iyi pazarlama yöntemlerini bulma, kendi ürünümüzü Güney’e ve dış ülkelere satma açısından çok daha iyi bir noktaya gelme imkânını yakalayabileceğiz. Koruma, bir politikadır elbette ama 35 yıldır koruyarak genişletemediğimiz bir sanayi sektörünü 35 yıl daha korumaya devam etmek de ekonomik akla uygun bir yöntem de

2880

Page 152: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

değildir. Ne yapmalıyız o zaman bu korumanın yerine? Eğer hakikaten rekabet edemeyecek durumda olanlar varsa bunları ayıklayıp rekabet edebilecek olanlara tam destek vererek pazarlamasına da, üretimine de, maliyetlerinin düşüşüne de bu kesimleri güçlendirmek, bugüne kadar izlenen yöntemden çok daha doğru bir yöntem olur. Şu görüşe ben katılmıyorum. İşte sanayi üretimi olmazsa hiçbir şey olmaz. E, adadayız, koşullarımız belli. Bir kara parçasındaymışız gibi sanayinin en güçlü noktaya çıkması için veya çıkmasına yönelik politikalar geliştirerek, efendim tarıma bu kadar çok teşvik vermek suretiyle kalkınmayı sağlayacağımızı düşünerek bir yere varmak mümkün değil. Onun için çok seçici olmak durumundayız bu konularda. Teşviki verelim. Verelim. Hayvansal ürünlerde örneğin teşvik veriyoruz, ihracat primi veriyoruz vesaire. Kendi ürünlerimiz ihraç ettiğimiz yerlerde kendi pazarımızdan daha ucuza satılabiliyor. Bizim insanımızın suçu ne? Niçin, atıyorum şimdi Katar’da benim hellimim 5 bin liraya satılsın da burda 7 bin liraya, 8 bin liraya satılsın? Niye benim insanım da 5 bin liraya almasın? Üreticiye direk teşviki verdiğinde ve daha ucuza mal etmeye başlar, dolayısıyla o üretimden birtakım katma değerler de üstüne ekleyerek satış yapacak olan ihracatçı daha ucuza mal etmiş olmayacak mı? Dünya piyasasındaki fiyatlar belli. Bu fiyatlara rekabet edebilme imkânı daha çok olmayacak mı diye oturup düşünmemiz ve ona göre yeni bir planlama yapmamız gerekir. İlginçtir ama Maliye Bakanının bütün tasarruf tedbirlerine rağmen bu ekonomik dağınıklılık sonucunda zaman içerisinde müthiş bir tüketim toplumu haline geldik, bir beğeni toplumu haline geldik. Kendi gençliğimi hatırlıyorum, Türkiye’den gelen arkadaşlar inanılmaz marka meraklısıydı ve alay ederdik kendileriyle, çünkü bizim için marka değil, o üstünüze giydiğinizin yakışması önemliydi. Taktığımız gözlüğün bizi güneşten koruması önemliydi ama onlar, işte gözlük bilmem ne marka olacak, giydikleri pantolon bilmem hangi marka olacak, vesaire gibi konular üzerine çok odaklanmış durumdaydılar ve bizim çok garibimize giderdi. Aradan 20-30 yıl geçti, Türkiye’de bu alışkanlık oldukça geriledi ama bizim gençlerimiz arasında bu alışkanlık inanılmaz seviyelere ulaştı. Bilmem ne marka araba sürecek. Arabaya inanılmaz bir yatırım. O arabalar çoğaldıkça yakıt tüketimi de o oranda artıyor. Yakıt tüketimi arttıkça bu ülkeden dışa çıkan sıcak para artıyor. Dıştan getiriyoruz petrolü de. En büyük ithalat kalemlerimizden biri Elektrik Kurumunun ithal ettiğini söylemiyorum. Bu kayıplarla nereye varacağız? Ne zaman insanımızı bu tür harcama yerine, bu derece tüketici olmak yerine daha verimli, cebindeki parayı bütçesini daha verimli kullanabilen bir yapıya ulaştırabileceğiz. Ne zaman ki devlet bütçesini en verimli şekilde kullanmaya başladığımız gün. Aksi takdirde devlet harcamalarının ala guduru yaparsa örneğin Maliye Bakanlığı bir taraftan devleti küçültmeliyiz, devlette tasarruf yapmalıyız vesaire deyerek bir sürü mali tedbirler alırken öte yandan yine devlete ait çok değerli bir yerde, ekonomik açıdan değeri çok büyük olan bir yerde devlete bir bina yapmaya başlarsa inandırıcılığımız kalmaz. Yine ekonomik açıdan en değerli yerlerde bilmem işte Polis Dayanışma Kooperatifi efendim işte Gazeteciler Birliğine şuraya buraya en değerli yerlerimizi bina yapak suretiyle, lokal yapmak suretiyle ekonomik anlamdan değersizleştirerek devam ettiğimiz müddetçe vatandaş da elbette aynı tavırda hareket etmeye devam edecektir. Bütün bunları gözetlemek bu adamları atarken ilgili bakanlıkları uyarmak Maliye Bakanlığı en başta olmak üzere Ekonomi Bakanlığının görevidir. Hatırlayın Sayın Bakan ilk gün Meclis toplandığında Bakan olarak atandığınızda ve buraya geldik sizi kutladım Maliye Bakanının ensesinden ayrılmadık. Önemli bir mesajdır. Çünkü her bakanlıkta, her kabinede Maliye Bakanları kendilerini ekonominin

2881

Page 153: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

sahibi olarak hisseder ve mali tedbirlerle bu ülkede ekonomiyi yönlendirmeye çalışır. Ekonomi Bakanlarının görevi Maliye Bakanları ile bu kavgayı vermektir. Ekonomiden sorumlu onlar değil. Ekonomin planlamasını Ekonomi Bakanlığı yapar o ekonomik planlamaya uygun mali tedbirleri Maliye Bakanlığı almak zorundadır. Aksi takdirde büyük bir karmaşa ve çıkmaz içine debelenmeye devam eder.

Bu yeni serbest bölgeler olayı ben yani doğru bir yasa ile karşı değilim ama mevcut var olan serbest bölgenin de doğru yatırım teşvikleriyle doldurulması ve çalışır hale getirilmesi gerekir her şeyden önce diye düşünüyorum. Yani örneğin her gittiğimde Güzelyurt’a şikayet ederim Güzelyurt narenciye bölgesi lütfen gidin bir gün Üreticiler Birliğine oturun portakal zamanı hem de ha ve portakal suyu isteyin. Önünüze gelecek olan kutuda hazır, ithal portakal suyudur. Eğer Kooperatifinkini getirirlerse jest yaptılar size yerel bir paketlemeden hiç olmazsa alıp getirdiler. Ama o satılmayan şikayet ettikleri ıskarta portakalın otellerde, dairelerde, Kıbrıs Türk Hava Yollarında, kendi kahvelerinde, evlerinde sıkılarak kullanılmasını bir türlü başaramıyorlar. Şimdi bu mevcut serbest bölgelerde o portakalımızın, narımızın, mandolinin vesaire işte ne ise o sulu meyvelerimizin askerdeyken bir komutanımız vardı iyi saatte olsun yeni dünyadan bile su çıkarttırdı kendi emrindeki kişilere. Bütün bu meyvelerin çok taze bir şekilde paketlenip ihraç edilebileceği bir imkan ortaya çıkarılamaz mı. Bu anlamda yatırımcılar yapın bunu diye teşvik edilemez mi? Nar Allah’ın narı bakmadığımız, yüzüne bakmadığımız nar dünyada en fazla aranan meyve suyu haline geldi son dönemlerde. Biz ne kadar faydalanıyoruz bundan.Şimdi diyeceksin bana yahu bu benim sorunum değil ki, Tarım Bakanlığının sorunu. Ne münasebet! Ekonomi Bakanlığının sorunudur. Tarım Bakanlığında ben bunu konuşmuşum hiçbir anlamı yok. O üretimine bakar ama pazarlama, o ürünün üzerine katma değer koyma, bu yöntemleri, teşvik yöntemlerini geliştirme tam anlamıyla Ekonomi Bakanlığının görevidir. Bu yönde atılacak her adımda da dimdik arkanızda dururuz. Maliye Bakanı karşı çıkarsa, Başbakan karşı çıkarsa bilin ki yanınızda o karşı çıkışın karşısında oluruz ama bu adımlar atılmadığı müddetçe biz bunları bir eleştiri konusu haline getirmekten de çekinmeyiz. Eskiden Sanayi ve Ticaret Bakanlığıydı bu bakanlık. İnanın sanki o dönemde daha yetkiliydi. Hiç ekonomiye karıştırılmazdı, sen sanayiye bak, sen ticarete bak denirdi ama alınan mali tedbirlerde daha etkili bir konumdaydı. Şimdi Ekonomi Bakanlığı halinde olmasına rağmen eskisi kadar hükmü olduğu görünümü var, yani bu bakanlık bileceksiniz ki bütün bakanlıkların, bakın bir sürü konudan bahsettik. İçinde Eğitim var, Sağlık var, Turizm var, Tarım var, İçişleri var, İskan var. Bütün bu bakanlıkların, hatta Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütün bu bakanlıkların planlayıcısı. E, sırasında engelleyicisi, sırasında teşviklendiricisi Ekonomi Bakanlığıdır. Çünkü onların her karar günün sonunda döner dolaşır ekonomik yapıyı etkiler. En önemli bakanlıktır elinizdeki. Bunun değerini bilerek hareket etmek şarttır.

Son zamanlarda ilginçtir UBP her iktidara geldiğinde böyle bir bankalar krizi yaşanır. Sadece şunu söyleyerek geçmek istiyorum bu konuyu. Çünkü sorumlu davranmamız gerekir. Eğer şu son bankalara el konması olayında 2000 yılında UBP’nin davrandığı gibi sorumsuz bir yaklaşım içerisine girseydik bugün büyük bir kriz içerisinde olacaktık. Müthiş bir faciaya dönüşebilirdi iş. Biz o sorumluluğu geçmişi yaşayan kişiler

2882

Page 154: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

olarak o sorumluluğu bilerek hareket ettik. Bunu, buna sadece değinmemin nedeni bu anlamda farklılığımızın anlaşılması içindir. Daha fazla da bu konuyu büyütecek değilim.

Bir konuda bilmediğim için sonucun sizden bilgi almak isterim. O da istihdam endeksli bir faizsiz kredi programı açıklanmıştı. Ne sonuç alındığını merak ediyorum. Yapılması gerekenler konusuna geçmeden önce ilginç bir, ülkedeki ilginç bir duruma daha dikkatinizi çekmek isterim. İnşaat sektörü durdu kriz içinde. Öğrenci sayısı beklenenin çok altında, yabancıların gelişi azaldı, turist aynı şekilde azaldı. Normal koşulları normal bir ülkede böylesi bir durumda kiralar kendiliğinden düşer. Bizde hiç kımıldama yok. O her tarafın harıl harıl olduğu dönemde neyseydi kiralar bugün yine aynı.

ÖMER SOYER KALYONCU (Girne) (Yerinden) – Artışta var.

SERDAR DENKTAŞ (Devamla) – Ha?

ÖMER SOYER KALYONCU (Yerinden) (Devamla) – Artışta var.

SERDAR DENKTAŞ (Devamla) – Bazı yerlerde de artış var ilginçtir. Şimdi bunun nedeni nedir diye biraz düşünmek lazım. Şudur olan aslında, bir kişinin 6-7 tane dairesi vardır, 3 tanesini gayet iyi fiyata o yer arayan insanlara kiralamıştır. O 3 tanesinden elde ettiği kira geçimini istediği rakamı aslında kendisine vermektir.Dolaysıyla geriye kalan yediyi vermenin bir anlamı yoktur. Onları kısıyor bir kenara ihtiyacı yoktur şuan için kendine. Mevcut kiralamıyor onları müşteri gelse bile kiralamıyor ama mevcutların fiyatı da düşmüyor. Bu şunu gösterir aslında mülk sahipliliği öyle zannettiğiniz kadar da yaygın değil. En azından ikinci kendisinin kullandığı ikinci o yaz tatil evinin dışında mülk sahibi olanların sayısı çok fazla değildir. şimdi Türkiye’de TOKİ çok ilginç bir örnektir aslında. Talebin çok üzerinde sosyal konutlar yaptı. Sosyal konuttan da çıktı aslında biraz kaliteli hakikaten yeni evlenen bir insanın rahatlıkla gidip ben burada yaşayabilirim dediği orta halli bir yeni evlenenin evler bunlar. Ama o kadar çok fazla yaptı ki müşteri bulamasa bile kendi yaptığı binalara bir başka işe yaradı o evler. Türkiye’de kiralar inanılmaz şekilde düştü. İnanılmaz şekilde. Şimdi oturup burada bizim de düşünmemiz lazım. Yani bu yüksek kiralar en azında bizi üniversite sektöründe vuruyor. Üniversitelerimizin harçları Türkiye’deki üniversite harçlarından daha düşük, yaşam pahalı Türkiye’ye göre tamam o normal ama bir de ev kiraları pahalı. İnanılmaz pahalı. Yani kendi bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bu anlamda bir takım yasal girişimlerle ve gerekmesi halinde evet devletin devreye girerek bu imkanları yurt şeklinde değil ama belediyeleri kullanarak belki kiralanacak yeni mülkler yaptırmak suretiyle bu rakamların veya yapacağını açıklaması suretiyle bu kiraların aşağıya düşmesini ve kendi kendimize kurşun sıkmaktan vazgeçmemizi sağlayabilir diye düşünüyorum. Mal sahibini de korumak durumunda tabii yasalar. Yani şimdi öyle insan var iki tane evi var kiralamak istemez niçin kirayı toplayıp toplayamayacağından kuşkulu, boş dursun varsın kiralamayım diye düşünür. Halbuki devlet öyle bir yasa geçirse ve eğer kiracı üç ay kirasını ödemediği takdirde o kiracıyı evden çıkarabilme imkanı olsa ev sahibinin ne varsa elinde kiralamaya başlayabilecek. Kiraladığı evden şu anda yüzde 15’ti yüzde 10’a düştü galiba stopaj, bu stopajı almak yerine bırakalım

2883

Page 155: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

serbest ama o boş evler, kullanılmayan evler kiraya çıkabilsin ki insanımız burada yaşayan insanımız özellikle daha ucuza kiralık ev bulabilsin. O eski dönem geçti işte herkese bir ev verilirdi bir yer verilirdi 20 yılda, 25 yılda ödenmek üzere sosyal konutlar yapılırdı o dönem geçti şimdi. Ama yetişen gençler giderek çoğalıyor. Dolaysıyla bu insanlara yaşamlarını sürdürebilecekleri evleri sağlayabilmemiz lazım ama kiralık, ama satın alabiliyorsa mülk şeklinde bunun içinde yine Bakanlığınızın alması gereken önlemler var.

Bir diğer unsur sormak istediğimiz bir önceki hükümetin eğrisi ile doğrusu ile değiştirilmesi gereken yerler mutlaka vardır ama gider ayak yaptığı bir doğru, geçirdiği bir doğru Yasa vardır Rekabet Yasası. Bu Yasa halen uygulamada değil. Şimdi ben bakarım Kamu Yasasını herkesin tepki koyduğu Kamu Yasasını kucağımızda bulduk ne yapalım dediniz geçirdiniz yürürlüğe de koydunuz. E bunu nerde buldunuz, bu da kucağınıza düştü ha işte ama o kucağında bulundu geçirildi bu da kucağında bu yürürlükte değil, işlemiyor. Bunu yastık altına mı sakladıydı bir önceki Hükümet bilmem ama var olan geçmiş bir Yasadır ve işletilmesi için gerekli tüzük vesaire herhalde istiyor. Bütün bunların da geçirip çalıştırılmasında fayda vardır.İleriye yönelik yapılması gereken bir şey daha. Özellikle çözüm sürecini de göz önünde bulundurarak Türkiyeli işadamlarıyla Kıbrıs Türk İşadamlarının ortaklık kurmasını teşviklendirmek. Bunu hem siyasi anlamda, hem ekonomik anlamda mutlak surette hayata geçirmemiz lazım. Şikayet eder müteahhitlerimiz örneğin işte dışta açılan ihalelerle ilgili, haklıdırlar da ama dışta açılması gereken ihale olsa bile bu ihaleyi kazanan kuruluşların Türkiyeli işadamlarının özellikle yerli işadamlarıyla geçici değil üstelik kalıcı ortaklıklar oluşturulmasında fayda vardır. Bir çözüme ulaşılması halinde Rum işadamlarıyla rekabet edebilmemizin en önemli ayağını oluşturacaktır. Bu anlamda teşvikler geliştirmek, yönlendirmeler yapılmalı. Hem Türkiye Hükümeti tarafından, hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti tarafından ama tabii ki önce bizim o bürokrasi engelimizi ortadan kaldırmamız lazım.

Yine aynı şekilde bir dönem Katar ziyaretinden döndüm Dışişleri Bakanı olarak. Orada Katar Emiri ile yaptığımız toplantıda gördük ki inanılmaz bir inşaat furyası var Katar’da ve çok sayıda müteahhide, mühendise, mimara, elektrik mühendisine ihtiyaç var. Geldim ve bu müracaat yapılması halinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinden bunları da seve seve kabul edeceklerini ortaya koydular. Geldim Sanayi Odasına gittim, Müteahhitler Birliğine gittim. Dedim arkadaşlar çok büyük inşaatlardır bunlar. Bizim birer birer müteahhitlerimiz belki altından kalkamaz ama ikili, üçlü konsorsiyumlar oluşturursanız burada kazanabileceğiniz inanılmaz bir para var. Artık bizim insanımızın da dışa açılması lazım. Dışa açılma derken gidip yatırımını dışta yapma değil, bu global ekonomik dünya içerisinde nerede gelir elde edebiliyorsak Kıbrıslı Türk işadamı oraya gidip bu ihalelere katılmak suretiyle kazanacağı parayı da bu ülkeye getirerek girişim yapması gerekiyor artık. Şarttır bu. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde ben gelişeceğim, zengin olacağım diye düşünmekten kurtulmalıyız. Yıllar önce bunu başaran müteahhitlerimiz vardı, halen de vardır eminim ama birazda devletten gelecek teşvikle ve yönlendirmeyle hareket edilirse ve bu müteahhitlerimizin dışa açılması sağlanabilirse ancak o zaman işte buradaki yatırımlarının da rantabıl bir şekle dönmesi mümkün olacak.

2884

Page 156: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Yine üretici, küçük esnaf, işte tarım ürünlerimiz vs için de İslam ülkelerinde açılan fuarlar vardır. Hediyelik eşya fuarı, işte değişik ürün fuarları. Bizim esnafımız içerisinde kendi çapında üretim yapan yerler var. Yine onlara da bir dönemde bu fuarlara katıldıktan sonra, gördükten sonra ziyaretlerim esnasında. Geldim dedim ki yahu gelin bir katalog çıkaralım Esnaf Derneğiyle, Odasıyla konuştum. Bir katalog çıkarttım. Fiyatlarınızı koyun, ürünlerinizin resmini koyun. Biz bunun her türlü masrafını karşılayalım. Bunu hem internet üzerinden, hem kataloglar göndermek suretiyle Afrika ve Orta Doğu ülkelerine bu ürünlerin burada üretildiğinden en azından haberdar edelim insanları. Bir kaç ürün istemiştim. Bana getirin yaptığınız ürünleri diye bir tanesi işte bir isteka, bilardo istekası getirdi, gayet güzel. Dünyada satılan en ucuz istekadan daha ucuza ama daha kaliteli. Pazar bulunabilir ama o pazarı arama noktasında işte sıkıntılarımız var. Niçin? Aslında kabul edelim ki, şu son 35 yıl içerisinde kolaycılığa alıştık. Türkiye gönderecek, memur alacak, memur çıkacak esnafa bunu ödeyecek. Esnaf devlete ödeyecek, çark böyle dönecek. Geçtik o dönemi. 2003’ten beri açık bir kapı var.Giderek gündeme gelen bir çözüm sonrası ihtimali var. Beğeniriz, beğenmeyiz ama var ortada dönen bir şey. Olsa da, olmasa da bizim insanımızın hakikaten dünya ile rekabet edebilir duruma gelmesinin yolu kendi içimizde pazarlık yaparak yaşamak değil. Dünyaya açılmaktan geçer. Ucuz ürettiğimiz müddetçe de ne ambargo, ne herhangi bir şey bize engel edemez. Şimdi deniz ulaşımında tecrübeli birisiniz. Buradan gerçekten Afrika ülkelerine gönderebileceğimiz yeterli ürün bulunması halinde, yeterli ürün bulunmasa bile devle bunu sübvansiye etmesi halinde buradan deniz yolu ile Afrika’ya ulaşım sağlanmaz mı, sağlanır. Dünyanın herhangi bir yerine sağlanır. O zaman bunu artık gündemimize almak bu konuda politika geliştirmek, insanımızı cesaretlendirmek, yönlendirmek, motive etmek bütün bunları bakanlığınızın görev alanı içindedir. Başbakanın söyleyeceği her kelime ekonomik sonucu var ise sizin sorumluluğunuzdadır. Ben bir kaç akşam önceki durumu yaşamak istemiyorum. Bir dış konudan bahsediyorum Turizm Bakanlığına bağlı hareket eder Kırgızistan meselesi Dışişleri Bakanı diyor ki o Turizm Bakanlığının sorundur benim sorunum değil. Böyle davranmayın sakın. Her bakanın, etrafınızda oturan her bakanın Çalışma Bakanının, Tarım Bakanının, Sağlık Bakanının, Ulaştırma Bakanının hepsinin her kararı günün sonunda ekonomiye olumlu veya olumsuz etki yapar. Bunları takip etmek, bunları yönlendirmek sırasında karşı durmak Bakanlar Kuruluna sizin görevinizdir ve bunu sizden eski bir GİAD’lı olarak bekliyorum. Eminim kendi içinden geldiğiniz sektör bunu sizden beklemektedir. Yaptığın bütün eleştirileri bir cesaretlendirme olarak alın, en ufak bir art niyetim yoktur. Bir cesaretlendirme olarak alın. Ve hükümetiniz içinde öyle hareket edin. Bu Meclisin muhalefet sıralarından alınacak her doğru ekonomik karara bizden destek göreceksiniz. Teşekkürler Sayın Başkan.

Oyumuz tabii ki bu Bütçeye ret olduğu için yine Ekonomi Bakanlığı Bütçesine de rettir. Ve tekrar ediyorum Sayın Bakan genç bir arkadaşımızsınız ama sektörün içinden gelen, sektörü bilen bir arkadaşımızsınız. Ve özel sektörden gelen galiba iki üç kişiden biriyim ben de ısrarla direniyorum siyasette devam etmeye.Özel sektörden gelen arkadaşların başarılı olması hangi partiden isterse olsun benim en büyük dileğimdir. Bu anlamda yaptığım her türlü eleştiriyi olumlu gözlükle bakarak değerlendirirseniz göreceksiniz ki istediğiniz noktaya hep birlikte ulaşacağız saygılar sunarım.

2885

Page 157: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

BAŞKAN – Teşekkür Sayın Denktaş. Buyurun Sayın Uluçay.

TEBERRÜKEN ULUÇAY (Mağusa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii gecenin bu saatinde ekonomiyi tartışmak mümkün. Onun için birazcık konuları irdelemekte fayda var. Ama başlamadan önce şunu söyleyeyim Sayın Serdar Denktaş Genç İş Adamları Derneğinin kurucusuydu. Ben de Genç İş Adamları Derneğinin As Başkanlığını yaptım. Son dönem de Ekonomi Bakanı Başkanlığını yapmıştı. Dolayısıyla

ÖMER SOYER KALYONCU (Girne) (Yerinden) - Şeytan üçgeni kurdunuz ha.

TEBERRÜKEN ULUÇAY (Devamla) – Evet.

SERDAR DENKTAŞ (Lefkoşa) (Yerinden) - İyi bir Dernektir.

TEBERRÜKEN ULUÇAY (Devamla) – Genç İş Adamları Derneği bir okuldu. Tabii o günlerde tartıştığımız konuların ülke sorunlarına dair geldiğimiz noktaların Meclis sıralarına taşınması bir avantaj. İnşallah bundan sonraki dönemde daha çok faydasını görürüz diye düşünüyorum. Aklın yolu bir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ekonomi Bakanlığının Bütçesini konuşuyoruz. Tabii ekonomi deyince her şey akla geliyor, her konuya değinmek mümkün ama gecenin bu saatinde birazcıkta kısa tutmakta fayda var. Ben biraz da komite aşamasında üstünde durduğum konuların bir kısmının altını tekrar çizeceğim.Birkaç konuda da ekleme yapacağım. Tabii ki ülkemizin içinde bulunduğu ve yaşadığı sıkıntılar her zaman konuştuğumuz ve çözülmesine dair görüş ve önerilerimizi sunduğumuz, içinde bulunduğumuz yapının taşıdığı yapısal sorunları çözmek, önümüzü açmak, ufkumuzu genişletmek aslında bu ülkede en önemli amaçlarımızdan biri. Tabii bu işin temeli de aslında ülkenin içinde bulunduğu yapıya da baktığınızda özel sektörün önünü açmaktan geçiyor. Gerek ekonomimizi ileri götürmek, daha yüksek bir büyüme oranına kavuşmak, daha iyi bir kalkınmaya sahip olmak elbette kamu tarafından yapılacak işleri yaparak, yerine getirerek yasal alt yapıları oluşturarak ekonomiye katkı sağlamak ve birçok alanda yatırımlarda kamunun önceliğini yerine getirmek ama bunun da ötesinde özel sektörün teşvik edilmesi, geliştirilmesi ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu alanlarda büyüyen bir yapı içerisinde güçlendirilmesi çok önemli bir konudur diye düşünüyorum.

(Sayın Esat Ergün Serdaroğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Ahmet Eti’ye devreder.)

Bu sadece bugün içinde bulunduğumuz yapıyla ilintili değil, önümüzdeki dönemde bir anlaşmadan sonra Kuzey Kıbrıs olarak Avrupa Birliği içerisinde yer alacak olan ve o daha geniş çerçevede faaliyette bulunacak olan işletmelerimizin rekabet güçlerinin daha yüksek olmasını sağlamak için bugünden yapılması gereken işler vardır diye düşünüyorum.

2886

Page 158: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Tabii ülkemizde siyasi yapımızın da içinde bulunduğu ve aslında bana göre öngördüğümüz kadar gelişemediğimiz ve gelişmemizi engelleyen bir yapı mevcuttur. Bunu da ortaya koymak gerekir diye düşünüyorum. Bu da nedir? Elbette ki ülkemizin içinde bulunduğu politik sorundur, Kıbrıs Sorunudur. Elbette ki kendi içimizde, siyasi arenada partiler arasında yaşanan çatışmalardır, siyasi tartışmalardır. Benim bu aşamada her zaman öne sürdüğüm bir görüş vardır. O da şudur; Meclis çatısı altında siyasal partilerin iktidar veya muhalefet ülkenin ekonomisinin daha hızlı bir şekilde büyüyebilmesi için önünü açması için birçok konuda ortak hareket etme alanı vardır diye düşünüyorum.Bu alanlar bugün baktığımız zaman, elbette bugünü konuştuğumuz için bugünü konuşmamız lazım. Ekonomi Bakanlığının bünyesinde aslında toplanmış durumdadır önemli bir kısmı. Dolayısıyla bu dönem iktidarın yürütmeye başladığımız ilk günlerdeki gibi değil de ya da bütçenin komite aşamasında konuştuğumuz ilk gündeki gibi değil de iktidarla muhalefetin ortak hareket edebileceği alanlarda bu birlikteliğin sağlanmasında fayda vardır diye düşünüyorum. Yani muhalefet istediğini söylesin. Biz 26’ya sahibiz, yapabiliriz.Kısa vadeli Kamu Maliyesinde öngörülen tedbirleri alabiliriz. Orta ve uzun vadeli ekonominin ihtiyaç duyduğu alanları bu konudaki önlemleri hayata geçirebiliriz. Muhalefet bu konuda ne yaparsa yapsın biz bunu tek başımıza da yapabiliriz, siz bize bakın diyen Maliye Bakanı Sayın Ersin Tatar’dı Ticaret Odasının Genel Kurulunda. Oraya toplanan iş dünyasının ve Ticaret Odasına kayıtlı olan diğerlerinin önünde aynen bunu söylemişti ve ben o günlerde yine buradan ayni eleştiriyi yapmıştım. Eğer bu ülkenin önünü açmak istiyorsak bu Meclis çatısı altında yapabileceğimiz çok şey vardır ve bunların yapılması gerekiyor. Bunlar nelerdir biraz sonra bunların detaylarına birazcık gireceğim. Ama bu detaylara girmeden önce şunun da altını çizmek istiyorum. Devletlerin ve iktidarların devamlılığı vardır. Biz Meclis Komitede Bütçe görüşmelerine başladığımız zaman ilk gün Maliye Bakanının sunmuş olduğu sunuş raporunda ilgimi ve dikkatimi çeken bir yaklaşım vardı o da şuydu:Sanki 2006,2007 ve 2008 yılları hiç yaşanmamış gibi bir değerlendirmesi vardı. Bu o gün de çok ilgimi çekmişti ve o gün de eleştirmiştim. Aslında referandumdan sonra bu ülkenin yaşadığı gerçekler vardır.Ekonominin beklenmediği bir şekilde çok hızlı bir ve yüksek düzeyde büyüme sürecine girdiği bir dönem vardır. Eğer siz bu dönemi yok farz ederseniz ve bu dönemin ülkemize getirdikleri veya bunun paralelinde götürdükleri adı altında bile bakmazsanız bu önümüzdeki dönem ekonomiyi arzu ettiğiniz şekilde yönlendirme şansınız elbette ki olmaz. Dolayısıyla neden o dönemde bunların yaşandığını, bu hızlı büyümenin, Gayri Safi Milli Hasılanın bu denli artışının ülkedeki yatırımların artmış olmasının sektörlerin biranda belli başlı sektörler olsa bile hızlı bir şekilde büyümesinin ve bu sektörlerde yaşanan bu büyüme ile birlikte yaşanan sorunların, sıkıntıların, analizlerini doğru olarak yapmazsanız ya da doğru belki insanlara veya partilere göre değişebilir ama yaklaşımlarına göre değişebilir ama analizlerini yapmazsanız önümüzdeki dönemlerde orta ve uzun vadede başarı şansımızı kendi elimizle azaltmış oluruz. Dolayısıyla ülkemizin içinde bulunduğu koşullar bize şunu gösteriyor.Bir kere ülkemiz sürdürülebilir bir büyümeye sahip olması gerekiyor.İnişli çıkışlı olması her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde da birtakım sıkıntılar yaratıyor, yaratabiliyor. Dolayısıyla biz büyümezi, kalkınmamızı ve en geneli ile ekonomimizi sürdürülebilir kılmamız gerekiyor. Bunun için de kamu sektöründe yapmamız gerekenleri yasal alt yapıda yapmamız gerekenleri bu Meclis çatısı altında yapmamız gerekiyor. Bunlara paralel olarak da iktidarın yürütmenin muhalefetin de olabildiğince desteği ile

2887

Page 159: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

özel sektörün önünü açarak ülkenin ekonomisinin daha ileri gitmesini sağlamak için özel sektörü güçlendirmesi gerekiyor.Şimdi bu pencereden baktığımızda bizim ülkemizde yaşadığımız bu sorunların ortadan kaldırılması için hangi sıkıntılar vardır? Bir kere geçen sene Ticaret Odası rekabet edilebilirlik ile ilgili bir çalışma yapmıştı ve o çalışmada çıkan sonuç ülkemizin sahip olduğu bürokratik yapının ve bürokrasinin rekabet edilebilirliliğin artırılmasına dönük ülkemizde en büyük engeli teşkil ettiğini ortaya çıkarmıştı. Demek ki biz ülkemizde kamu sektöründe birincil hedef olarak en genel anlamda kamu reformunu bunun ayrıntılarına girdiğimiz zaman da karşılaştığımız bürokratik sıkıntıları gidermek için hayata geçireceğimiz reformla kamunun verimliliğini artırmamız gerekiyor. Elbette çalışanların daha iyi organize olması, daha iyi bir sistematiğe sahip olması, ilgili birimlerde amirleri tarafından ödül, ceza sistemine bağlı olarak rasyonel bir şekilde yönlendirilmeleri ve sonuçta kamu alanında elde ettiğimiz sonuçların verimliliğinin yükseltilmiş olması. Arzu ettiğimiz bu nokta. Peki, bu noktaya gidebilmek için bizim ülkemizde şu an içinde bulunduğumuz durumda karşılaştığımız sıkıntılar nedir? Şu sıkıntılarla karşılaşıyoruz. Örneğin, belli başlı daireler arasında koordinasyon sıkıntımız vardır. Yani bizim ülkede ekonomi alanında adım atabilmeniz için, ya da bir yatırımı gerçekleştirebilmek için bürokraside ihtiyaç duyduğunuz yedi veya sekiz dairenin kapısını çalarken hizmet beklediğiniz dairelerden birtakım sıkıntılarla karşılaşabilirsiniz.Bunun nedeni o dairelerde istediğiniz hizmeti alamamak değil, o daireler arasında genel bir koordinasyonun sağlanmamış olmasıdır. Bu yapılan bazı çalışmaların sonucunda da bilimsel verilerle de ortaya çıkarılmıştır.Demek ki biz bu koordinasyonu sağlamamız gerekiyor.Eğer bir yatırım gerçekleşmesini istiyorsak, daha hızlı bir şekilde ilerlemesini istiyorsak ve ekonomiye olumlu katkı yaratmasını istiyorsak bu koordinasyonu sağlamak gerekiyor. İşte Ekonomi Bakanlığının bana göre görev alanlarından bir tanesi da bu olmalıdır diye düşünüyorum. Elbette sadece bakanlığa bağlı olan daireler değil, başka bakanlıklarda da ekonomiyle çok yakından ilgili olan, yatırımların geliştirilmesi ile ilgili olan daireler mevcuttur.Bahsettiğim koordinasyon eksikliği zaten bu daireler arasındadır, farklı bakanlıklar altında bulunan daireler arasındadır.Dolayısıyla ekonominin daha iyi geliştirilebilmesi için daha iyi yönetilmesi ve daha doğru yönlendirilebilmesi için işte bu koordinasyonun sağlanması gerekiyor. Şimdi komite aşamasında konuşmuştuk Başbakanlıkta ekonomik istişare konseyi oluştuğunu söylemişti Sayın Bakan. Geçen gün de Sayın Başbakan buradan açıkladı. Çalışmalarına başladı dedi. Doğrusu ekonomik istişare konseyinin yapacağı veya yapmış olduğu çalışmaların hep beraber sonuçlarını buralarda irdeleyeceğiz ileriki dönemlerde. Ama bu atılan adımın ekonomiye olumlu yansımasını bekliyorum. Devlet Planlama Örgütünün daha günü yakalayan bilimsel verilere kavuşturulabilmesi için ekonominin bir bütünsel olarak yönlendirilmesi açısından çok büyük önemi vardır diye düşünüyorum. Devlet Planlama Örgütünün yapısının güçlendirilmesi ve ülkemizin ekonomisinin daha doğru yönlendirilebilmesi için bu bilimsel verilerin ve ülkemizin gerçeklerini gösteren verilerin daha fazla günü yakalayan güncellenmiş veriler olması gerekir diye düşünüyorum. Başbakanlıkta bizim CTP’nin döneminde kurulan YAGA yatırım ajansı bu çok önemli bir adımdı ve ülkemizdeki yatırımların yönlendirilmesi için oluşturulmuş bu ajans Başbakanlık Bütçesinde de ayrıntılarıyla konuşulduğu gibi ülkemizin yapısına uygun ihtiyaç duyulan sektörlerde yatırımları yönlendirmek için bir dizi çalışmalar yapmaktadır. Bana göre Ekonomi Bakanlığının YAGA ile yatırım ajansı ile çok yakın bir işbirliğine sahip olması gerekiyor. Ayni çatının altında bulunması çok önemli değil ama

2888

Page 160: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ülkemizin ekonomisinin ileriye götürülmesi için yatırımların hangi alanlara yönlendirilmesinde Ekonomi Bakanlığının yönlendirici olabilmesi açısından YAGA gibi kurumlarımızla, yatırım ajansı ile yakın işbirliği içerisinde çalışmalıdır diye düşünüyorum. Elbette ülkemiz bir adadır ve adada en fazla konuşulan ticarettir. Ticaret Dairemiz de bu anlamda çok önemlidir. Ticaret Dairemizin güçlendirilmesi, mevzuatının da güçlendirilmesi personel yönünden güçlendirilmesinde büyük önem vardır diye düşünüyorum. Tabii ki, bakanlığa bağlı çalışan Sanayi Dairesinin ve Ticaret Dairesinin biraz önce de söylediğim gibi geliştirilmesi çok önemli. Ancak Sanayi Dairesinin bana göre sanayi bölgelerinin organizasyonu ile ilgili yapmış olduğu ve yapmakta olduğu çalışmalarda ilgili Sivil Toplum Örgütlerinin de içinde olacağı daha özerk yapıların oluşturularak sanayi bölgelerinde oluşturulan yatırım alanlarının firmalara dağıtılmasından tutun da o alanların organizasyonu veya mevcutların reorganizasyonunun bu ülkede artık ele alınması gerekir diye düşünüyorum. Bizim şu an sahip olduğumuz sanayi bölgelerinde zaman zaman yaşadığımız bazı sıkıntılar da vardır. Örneğin bir firma yatırım yapmıştır bir alanda ama belli bir süre sonra o alan kendisine dar gelmiştir ve hemen yanı başında başka bir firmaya ayrılmış veya başka bir amaçla ayrılmış ama yatırım yapılmamış bir alan mevcuttur. Demek ki, bu alanın gerektiği zaman yatırım yapan o firmaya devredilmesi ve o firmanın daha fazla önünün açılmasına dönük çalışanların Sanayi Bölgelerinde öngörülmesi elzem bir durumdur diye düşünüyorum. Sanayi Bölgelerinde meslek gruplarının sınıflandırılması ve ona göre yerleştirilmesi, mevcutlarda ise belli bir aşama dahilinde bunun oluşturulmasına dönük çalışmaların yapılması ülkemizin hem içinde bulunduğu durumda, hem de ilerde bir anlaşma sonrasında daha iyi organize olup daha yüksek bir ekonomik düzeye ulaşmasında önemli katkı sağlayacaktır ve özel sektörün geliştirilmesinde, rekabet gücünün artırılmasında çok önemli kamu anlamında bir yatırım yapılmış olacaktır diye düşünüyorum.

Son dönemlerde gelişen fuarcılığın ülkemizde teşvik edilmesi ve yurt dışına da taşınmasında fayda vardır diye düşünüyorum.Yurt dışında örneğin Türkiye’de kalabalık merkezlerde veya Londra’da ülkemizin üretimde söz sahibi firmaların ürettiklerinin fuarını organize etmek, oralarda müşteri aramak, çünkü her müşteriyi ülkemize getirmek mümkün değil.Ama onların bulunduğu yerlere gidebilmek sanıyorum ticaretimizin geliştirilmesi açısından da çok olumlu sonuçlar doğuracaktır. Ülkemizde Yeşil Hat Tüzüğünün hayata geçmesi ile birlikte aşağı yukarı 9, 10 milyon Euro’ya yaklaşmış olan bir ihracat kapasitemiz vardır, Güney üzerinden gerçekleştirilen bir ihracat. Bu çerçevede bu ihracatı gerçekleştirilen firmalarımızın desteklenmesi teşvik edilmesi bir plan proje çerçevesinde uygun olur diye düşünüyorum. Çünkü hep konuştuğumuz elbette Ada ekonomisinde her zaman ithalat daha fazla olur, ihracat çok fazla olmaz doğru. Ama ihracatımızın geliştirilmesine dönük önemli bir açılım olan Yeşil Hat Tüzüğünün gerek geliştirilmesi gerekse bu Tüzük üzerinden Güney Kıbrıs aracılığı ile gerçekleştirilen ihracatın artırılması için bu konuda ihracat yapan firmaların desteklenmesi ve teşvik edilmesi çok önemlidir diye düşünüyorum. Tabii bu çerçevede Avrupa Birliği Uyum Çalışmalarının devam etmesi gerekiyor. Neden? Biliyorsunuz ulusal program hazırlanmıştı bu konuda ama on iki başlık altında gerek yasal alt yapılarda gerekse kurumlarına bu konuda çalışmalar başlatılmıştır. Ve Avrupa Birliği uyum çalışmaları ülkemize bir sinerji yaratmıştı, ekonomimize özellikle bir sinerji yaratmıştı. Bunun devam ettirilmesi gerekiyor. Geçen dönem üzerinde uzun bir süre çalıştığımız ve

2889

Page 161: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

yıllardan beridir bu ülkede olması gerekir diye hemfikir olduğumuz konuşmama başlarken söylediğim gibi Sayın Serdar Denktaş’ın kurucusu olduğu Genç İşadamları Derneğinin ben de bir dönem as başkanlığını yaptım, Sayın Bakan en son dönem başkanlığını yapmıştı bir önceki dönem, en temel hedeflerimizden birtanesi olan Rekabet Yasasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Biz Mecliste Yasasını yapmıştık. Bu dönem artık Rekabet Yasasının hayata geçirilmesi gerekiyor, bunun için de Rekabet Kurulunun oluşturulması gerekiyor.Ekonomi Bakanlığından bana göre iş çevrelerinin iş dünyasının ve ülkemizin ve bizlerin şu an en önemli beklentisi budur diye düşünüyorum. Rekabet Yasası ülkemizde hayat bulduktan sonra piyasalarımızı düzenleyecek ve bana göre kamu kesiminde birçok noktayı da disiplin altına alacak diye düşünüyorum.Örneğin biz Rekabet Yasası üzerinde çalışırken elbette Avrupa Birliğinin uzmanlarıyla birlikte yaptık bu çalışmaları ve kendi ülkemizin uzmanlarıyla birlikte. Orada yapılan bir tespit vardı. Bizim ülkemizde teşvik sistemleri vardır ve bu teşvik sistemleri biribirine karışmış durumdadır.Ekonominin geliştirilmesi için sektörlerin öngörülen yatırımları yapabilmesi için geliştirilen teşvik sistemi birçok bakanlık altında, ya da farklı mevzuatlar altında biribirine karışmış durumdadır ve bugün ülkemizde sadece bütçesel rakam olarak ne kadar teşvik için miktar ayrıldığını konuşabilirsiniz. Bunun dışında bu teşviklerin hangi alanda, hangi sektörde yoğunlaştığını ve bunun sonuçlarının ne olduğunu ya da ne olabileceğini konuşma şansınız yoktur. Biz Rekabet Yasasını hazırlarken bu tespiti yaptığımız zaman şöyle elzem bir konuya dikkat çektik ve teşviklerin bir envanterinin çıkarılması gerektiğini söyledik. Dolayısıyla bana göre bu dönem Devlet Planlama Örgütü bu konudaki çalışmaları başlatmıştı geçen dönemin sonunda. Bu dönem devam ettiklerini biliyorum ama bu konu elzem bir konudur. Bu teşviklerin envanterinin bir an önce çıkması ve buna bağlı olarak ülkemizin aslında ihtiyaç duyduğu daha somut sistemin hayata geçmesi gerekiyor ve bunun Rekabet Yasasına uygun olması gerekiyor.Biz Rekabet Yasasını yaptığımızda bazı kesimler tarafından bize gelen şikayetler şuydu. Teşvikler duracak mı diye, hayır. Yasada bunların durmasını düzenleyen bir madde yoktur. Ancak bütün bu teşviklerin disiplin altına alınmasını öngören bir madde vardır. Dolayısıyla kıt kaynakların sektörlere dağıtılırken nere göre dağıtıldığını, hangi sonuçların öngörüldüğünü elbette bu ülkenin artık bilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çok basit bir örnek vereyim.Tarım Bakanlığında söz almadım ama Komitede söylemiştim bunu Sayın Tarım Bakanı ve o Bütçede de konuşuldu. 1 Ocak – 31 Ekim döneminden çok teşvik alan işletmeler adı altında bize bir liste dağıtmıştı Komite aşamasında. Bazı arkadaşlar bu konuda görüşlerini dile getirdi zaten. Ama ben şuna dikkat çekmek istiyorum. Bu dönem içerisinde, 10 aylık dönem içerisinde kimin ne aldığı çok önemli değil bence, analizler yapılırken sektöre dönük önemlidir o ayrı bir konu. Ama toplam 17.245.045.Bunun içerisinde navlun desteği 12.974.755. Yani buradan çıkan sonuç nedir biliyor musunuz? Tarımda bu amaçla kullanılan teşvik toplamına baktığınızda 17 milyon, bunun 12 milyonu ki, 12 değil 12,974- 13 diyelim, navluna giriyor. Yani yüzde 75’i. Demek ki, biz bu ülkede navluna neden destek veriyoruz? Yaşadığımız sıkıntılardan dolayı. Bunun en önemli temel sıkıntısı da biliyorsunuz politik sıkıntı. Demek ki, biz bu ülkede bazı aşamaları gerçekleştirebilirsek kıt kaynaklarımızı daha rasyonel kullanma şansına sahip olacağız ve düşünün bu kesime bütçesel anlamda 17 milyon ayırdım derken aslında bunun 13 milyonunu kesime doğrudan vermiyorsunuz.Sadece navlun desteği olarak veriyorsunuz.Demek ki bizim içinde bulunduğumuz gerek politik, gerekse ekonomik yaşadığımız sıkıntılar neticesinde

2890

Page 162: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

birtakım fazladan maliyetlerimiz ortaya çıkıyor.İşte bunların giderilmesi için de hep beraber çalışmak gerekiyor. Bu konuda bana göre aklın yolu bir. O da nedir? Kıbrıs konusunda bu ülke en son örneği, yaşadığı referandum sonrasında çok farklı bir ortama girmişti ve ekonomide çok önemli gelişmeler olmuştu çok hızlı büyüme trendi ile. Demek ki biz, Kıbrıs konusunda atacağımız bir adımla Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisini daha ileri taşımamız mümkündür. Bunu gerçekleştirebilmek için de bugün devam etmekte olan müzakereler sonucunda, görüşmeler sonucunda bir anlaşmanın ortaya çıkması ile aslında ülkemizin sahip olduğu ekonomik potansiyelin ne kadar hızlı bir trend ile artabileceğini ve kendini gösterebileceğini söylemek mümkün. Tabii ki bunlar bir taraflarda çalışmaları devam eden görüşmelerle oluyorken biz de Avrupa Birliği Uyum çerçevesinde yasal alt yapımızı geliştirmemiz gerekiyor.Biraz önce söyledim, Rekabet Yasasını hayata geçirmek gerekiyor. Bu konuda geçen dönem bizim yapmış olduğumuz Leasing Yasası ve Factoring Yasası, bu Yasalar gerçekleşti Meclisten de geçti. Ancak pratikte birtakım sıkıntılar yaşadığı için örneğin, leasing şirketleri bir türlü kurulamadı. Halbuki bugün ekonominin içinde bulunduğu sıkıntılara bakarsanız Leasing Yasasının hayat bulması ekonomide çok ciddi bir rahatlama getirecektir. Bana göre bu dönem Leasing Yasasının üzerinde bu işletmelerin kurulmasına engel olan hangi konular, hangi maddeler bunlar üzerinde bir çalışma yapmakta fayda vardır diye düşünüyorum. Örneğin biz bu Yasayı Meclisten geçirdikten sonra bankaların bize bildirdiği KDV teşviki istedikleri yönündeydi. Ülkemizde sekiz çeşit KDV uygulaması vardır, bu da ayrı bir sorundur aslında. Bunu minimuma indirmek gerekir. Örneğin Türkiye’de beş çeşittir ama ağırlıkta olan üç çeşittir. Dolayısıyla bizim ülkemizde de bu konularda gerekli düzenlemeleri yapabilmek için bir düşünce sistematiği dahilinde geliştirdiğiniz bir konuda başka bir engelle karşılaşabilirsiniz. Leasing Yasasında da bankaların bizden talep ettiği şirketlerin kurulabilmesi için KDV teşviğinin hayata geçmesiydi ama bu konuda farklı mallara sekiz çeşit KDV uygulandığı için ülkemizde sadece KDV teşviği ile hareket etmek mümkün olmadı. Bu dönem bu konuda faaliyet gösterebilecek olan şirketlerle somut olarak bu konular üzerinde çalışılmasında fayda var diye düşünüyorum. Çünkü Leasing Yasası ile ekonominin ve işletmelerin içinde bulunduğu parasal sıkıntıların bir nebze çözülmesi ve iş kapasiteleri sonucunda elde edecekleri ciroları ile karşılayabilecekleri yatırım mallarına yatırım için ihtiyaç duydukları finansmanın sağlanması konusunu ele alan Leasing işlemi bu ülkede hayat bulursa işletmeler bir nebze de olsa rahatlayacaktır diye düşünüyorum. Factoring Yasası biliyorsunuz ülkemizde özellikle global krizin ortaya çıkması ile birlikte tahsilatlarda büyük bir sıkıntı doğmuştur. Ve bu tahsilatlarda gittikçe uzayan vadeler, düşen miktarlar dolayısıyla Factoring Yasasının hayata geçmesi bu anlamda çok önemli. Fakat yine biz bu Yasayı yaptıktan sonra ortaya çıkan sonuç şuydu. Bu konuda işlem yapabilecek olan şirketlerin söylediği gayet netti, biz Factoring şirketi ile bu işlemleri yapmak yerine şu an bankalarla kira satış usulüne göre bu işlemleri zaten yapıyoruz diyorlardı. Dolayısıyla Factoring Yasasını hayata geçirmek aslında çok önemli.Bu konuda kurulabilecek olan Factoring şirketlerinin önünde engel teşkil edebilecek maddelerin ele alınması ve bu konuda çalışma yapılması çok önemli diye düşünüyorum. Bunun dışında yasal alt yapı olarak bahsetmek istediğim bir iki konu da şudur. Birtanesi uluslararası işletme şirketleri ile ilgili bir değişiklik öngörüsü var Ekonomi Bakanlığının. Bunu daha komitede görüşmedik ama şunu söyleyeyim biz off-shore şirketleri uluslararası işletme şirketleri haline dönüştüren yasa tasarısını 2005’de görüştük ve yasalaştırdık.Orada büro açma zorunluluğunu getirdik. Bunda amaç istihdam yaratmaktı.

2891

Page 163: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Fakat bu süreç içerisinde görüldü ki bu konuda faaliyet göstermeye çalışan şirketlerde bir takım sıkıntılar oluştu. Dolayısıyla şu an öngörülen değişikliklerle bu zorunluluk ortadan kaldırılacak. Uluslararası işletme şirketlerinin tabi olacağı vergi oranı da yüzde 2.5’tan yüzde 1’e düşürülecek. Bu aslında yüzde 2’de olabilir diye düşünüyorum. Belki ilk etapta bunu yüzde 1’e düşürmek yanlış olur yüzde 2.5’dan yüzde 2’ye düşürülmek doğru olur diye düşünüyorum. Bir diğer konu şudur.Özel sektörün geliştirilmesine dönük geçen dönem CTP’nin hükümet döneminde ortaya atılan bir proje vardı. İhtiyat Sandığı fonunda biriken çalışma izni ile çalışanların 1 Ocak 2008’den sonra çalışma izinle çalışanların İhtiyat Sandığı fonunda biriken miktarlarının KKTC vatandaşı çalıştırılmasına dönük bir proje kapsamında kullandırılması. Şimdi bu, bu dönem de devam ediyor. Bunu yasalaştırdık ve 1 Ocak 2010’da başlayacak. Ancak şunu söyleyeyim bu kaynak yeterli değil. Dolayısıyla bu kaynağın bir şekilde desteklenmesi gerekiyor.Bunun için farklı düzenlemeler yapılması ve bu sistemin sürekli hale getirilmesi için mutlaka bu kaynağın desteklenmesi gerekiyor.Ben İhtiyat Sandığı ile yaptığım görüşmede oluşan bu kaynağın çok kısa bir süre ve çok sınırlı sayıda insan için geçerli olacağını söyledi açık ve net olarak. Dolayısıyla bu kaynağın başka şekilde desteklenmesi elzemdir. Eğer bunu şimdiden ele almazsak ileride farklı sıkıntılar yaşayabiliriz. Bu öngördüğümüz proje düşündüğümüzden daha kısa sürer ve bu gerçekten de özel sektörde bir infial yaratır diye düşünüyorum. Çünkü özel sektör bu konuda bir beklenti içerisine girmiş durumdadır. Bunun dışında bugün Türkiye’den ithal ettiğimiz malların bir anlaşmadan sonra veya anlaşmadan önce varılacak bazı noktalar ışığında Kuzey üzerinden Güney’e satılabilmesi ile ilgili çalışmaların bu dönem de yürütülmesinde fayda var diye düşünüyorum. Bu konu bugün baktığımızda bize çok uzak olabilir. Ama biz bu konuyu 15 sene önce de konuşuyorduk. Bu konu ne açıdan önemli, bir gün ansızın kendimizi Avrupa Birliği içerisinde federal bir Kıbrıs Cumhuriyetinde bulduğumuz zaman Güney’e giden Türkiye’de üretilen malların doğrudan Güney’de temsilciliği olan şirketler aracılığı ile gidiyor olması ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunun için bu konuda bu dönemde bu çalışmaların devam etmesi, bu açıdan da bu müzakerelere önem verilmesi, sadece bu ülkede anlaşma olurdu, olmazdı, bizim görüşümüz farklıydı, şuydu, buydu değil ama, ülkenin içinde bulunduğu koşullarda sürdürülebilirliğinin sağlanabilmesi için bu konunun bu dönem de ön planda tutulması ve Ticaret Odası gibi, GİAD gibi örgütlerle güncel tutulmasında bu konudaki çalışmaların devam ettirilmesinde fayda var diye düşünüyorum. Seçim döneminde çok tartıştığımız ve Ulusal Birlik Partisi iktidar olduğu zaman Ekonomi Bakanlığının Komiteye gönderdiği serbest bölgelerle ilgili bir Tasarı var. Bunu Bütçe görüşmeleri bittikten sonra Komitede görüşeceğiz. Dolayısıyla bununla ilgili detaylı görüşlerimizi oralarda konuşacağız, tartışacağız. Ancak burada sadece bir konuyu dikkat çekmek istiyorum. Mağusa’da serbest bölge ve serbest liman uygulaması var, onun bir Yasası var. Bu yeni Yasa hazırlanırken mevcut durum çok dikkate alınmamış. Orada görev yapan çalışan, müdür olsun, çalışanlarla olsun, bu konularla ilgili detaylar görüşülmemiş. Şu an orada durum nedir, size çok kısaca bilgi vereyim. Alanın yarısı 2002’de ISPI’ye kiralanmıştı. Son iki yıldır, sanıyorum bir buçuk, iki yıldır faaliyete geçtiler. Şu an çalışıyorlar, hizmet vermeye başladılar. 110 bin metre karelik bir alan iki Dolar metrekaresi zannediyorum. Yüzde 80’i de zannediyorum 10 yıllığına kesintiye uğramış, yüzde 20’si ödenecek şekilde kiralanmış, yarısı faaliyette, diğer yarısı da orada bulunan daire tarafından kontrol ediliyor.Ancak faaliyette bulunulmayan birçok alan var. Ve o faaliyette bulunulmayan alanlarda daha önceden bazı işletmeler girdiği için

2892

Page 164: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

onları değiştiremiyorlar ve orada serbest bölge ya da serbest liman bölgesi diye adlandırdığımız alanda yapılan faaliyet yüzde 30 dolaylarında. Demek ki yapımıza uygun sorunları öğrenip, giderirsek yeni düşündüğümüz ve oluşturacağımız serbest bölgelerde bunu gerçekleştirmek daha da mümkündür. Bu konuda, komite aşamasında detayını konuşacağız diye düşünüyorum.Ancak bildiğiniz gibi şunu da söylemekte fayda var, serbest bölgeler dünyada çeşitli amaçlar için kuruluyor.Birtanesi ki Avrupa Birliğinde yer alan şekli bu, daha çok liman olarak hizmet vermektedirler.Ve büyük firmalar ithal ettikleri malları oralarda depolamak şekli ile o yerlerden hizmet almaktadırlar. Bir diğeri Türkiye gibi ülkelere baktığımızda, sanayisi güçlü olan ülkelerde üretime dönük daha rekabet edilebilir bir ortam yaratmak için,üretime dönük bir oluşum yaratmaktadırlar. Ve oradan daha rekabet edilebilir ürün fiyatı ile dünyaya ihracat yapabilmektedirler. Bir diğer husus da yurtdışından yabancı sermaye çekmektir.Yabancı sermaye çekilmesi örneğin bilişim alanı gibi bu konuda ülkemiz bir ada ülkesidir. Elbette böyle bir potansiyeli olabilir ama bunun ne kadar realize olabileceği hususunda da ciddi çalışmalar yapmakta fayda vardır diye düşünüyorum. Bunun dışında bahsetmek istediğim bir iki konu da şudur. Şans Oyunları Yasa Tasarısı ile ilgili Sayın Kadri Fellahoğlu ayrıntılı bir şekilde bahsetti ben sadece iki cümle ile şunu söylemek istiyorum. Bu tasarı ile ilgili Sayın Bakan bu konudaki görüşlerimi biliyor onun için devam edebilirim. Bu tasarı ile ilgili getirilen değişiklikler eğer gerçekleşirse kara paranın aklanmasının önlenmesi hususunda gerçekten ciddi bir sıkıntı yaşayabiliriz.Bu konuda Bankalar Birliğinin verdiği görüş vardır ve olumsuzdur, bu sıkıntı yaşanabilir. Merkez Bankasının verdiği görüş vardır, olumsuzdur sıkıntı yaşanabilir. Ticaret Odasının yaptığı bir çalışma vardır o da öyledir. Dolayısıyla bu konuyu bence on defa düşünmek gerekir. Daha can alıcı birşey söyleyeyim size. Sanırım Şubat ayındaydı bankalarımızın uluslararası bankacılık hizmetlerinden men edilmesine dönük yazılar da gelmişti. Bunu ilgili bankalardan da öğrenebilirsiniz. O yüzden zaten Bankalar Birliği bu konuda hassas davranıyor. O dönem de hatırlarsanız hassastı, bu öngörülen değişikliklerin detayına falan girecek değilim. Ama işin özü aslında budur. Biz tekrardan o listeye girebiliriz. Bence bu çok önemli bir konudur. On defa daha üzerinde düşünmekte fayda vardır diye düşünüyorum. Ülkemizin içinde bulunduğu sıkıntıların giderilmesine dönük elbette bu bütçe döneminde birçok öneri sunduk bütün milletvekilleri. Dolayısıyla mutlaka bunlarda kayda değer öneriler vardır. Bana göre üstünde konuşulan ve tekrarlanmasında fayda olan inşaat sektöründe yaşadığımız sıkıntıların aşılması bir yana şu an hazırda bulunan ve oraya yatmış olan, kanalize olmuş olan sermayenin hareketlenmesi için aşağı yukarı 10 bine yakın konutun elden çıkarılmasına dönük çalışmaların daha süratle düşünülmesi ve bu konuda önlemlerin alınması ülke ekonomisini rahatlatma açısından daha kısa vadede olumlu sonuç yaratır diye düşünüyorum.Örneğin konut kredisi ile vatandaşların da bu hazır olan konutları satın alabilmesine olanak yaratmak buna bir çare olabilir. Doğrudan tüketiciye dönük atılacak bir adım sektörün elbette işletmecilerine dönük atılacak adımda da bir fayda vardır ama doğrudan tüketiciye dönük atılacak bir adım belki de daha kısa sürede bir çözüm getirebilir ve ekonomiyi kalkındırabilir diye düşünüyorum içinde bulunduğu sıkıntılar dahilinde. Ekonomi Bakanlığının en genel anlamda sadece bu konuştuğumuz konular değil ama belki da birçok konu faaliyet alanına girmesine rağmen biz en azından bugünlerde içinde bulunduğumuz koşullarda önemli olanların altını çizmek istedik ve orta vadede hayata geçmesi halinde ülkenin yararına olabilecek olanların altını çizmeye çalıştık. Son olarak değinmek istediğim bir konu da Kalkınma Bankası ile ilgilidir.

2893

Page 165: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

Kalkınma Bankası ile ilgili her zaman söylediğim bir husus vardır, o da şudur.Kalkınma Bankası aslında gelişmekte olan ülkelerin gelişmesine, kalkınmasına dönük, doğrudan hizmet veren bir organizasyondur. Ama bizim ülkemizde Kalkınma Bankası siyasetten dolayı çok sıkıntı yaşamıştır. Bana göre bunu siyasetten kurtarmak gerekiyor. Eğer kurtarabilirsek bu ülkeye çok hayrın bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum. Yani idari yapısını bir özerklik şeklinde siyasilerin müdahalesinden kurtarmak, teşkilat yapısını belkide kadrolu müdürlüğe dönüştürerek kriterler dahilinde Kalkınma Bankasının faaliyetlerini yönlendirmek ülkenin ihtiyaçları, yatırımlarının rasyonelliği doğrultusunda, projelerin hayata geçmesini sağlamak sanırım bu ülkeye çok önemli bir hizmet olur diye düşünüyorum. Örneğin bugün Kalkınma Bankasının kaynak yaratma konusunda bir takım sıkıntılar yaşadığını duyuyorum. Ve inanın bunun en temel nedeni neden diye sormadığım halde tahminim bu yaşanan siyasi müdahalelerden dolayı sıkıntılardır diye düşünüyorum. Onun için gelin bu dönem hep beraber bu işi kurtaralım ve bu ülkeye doğru bir adım attıralım.Şimdi geçen dönemlerde de üzerinde durduğum bir hususta şudur. Kalkınma Bankasının bana göre bir bülten yayınlaması gerekiyor. Yani nasıl bir bülten? Ne kadar kaynak elde ettiğini, bu kaynakları nasıl kullandığını, ekonominin hangi alanına yönlendirdiğini ve bu yönlendirdiği alanlarda nasıl bir sonuç elde ettiğini, verimlilik analizleri de dahil bana göre bir bültenle bunu kamuoyu ile paylaşmalıdır diye düşünüyorum. Çünkü gene biz siyasiler başta olmak üzere ve basın, Kalkınma Bankasının yapmış olduğu faaliyetleri farklı farklı amaçlarla istediğimiz zaman istediğimiz şekilde kullanıyoruz. Ama aslında ülkemizin bir kurumunu yıpratıyoruz diye düşünüyorum. Bugün Kalkınma Bankasında uzmanlık hizmeti de verilmektedir. Eminim bunu herkes bilir.Yani bir yatırım projelendirmek istediğiniz zaman ve başvuru yaptığınız zaman oradan siz uzmanlık hizmeti de alabiliyorsunuz.Yani o yatırım rasyonel değilse örneğin size bir şekilde iletiliyor. Ama bilimsel verilerle iletiliyor. Sadece işte “Yahu bu yatırıma bizim kaynağımız yoktur, kusura bakma, bunu yapamayız” değil. Dolayısıyla bu aslında bana göre ülkemizde önemli bir artıdır. Bu potansiyelden daha çok yararlanmak gerekiyor. Bunun için bu bülten önemli olur diye düşünüyorum.Daha çok kamuoyunun bilgisine getirilmesi.Yani örneğin bugüne kadar 100 Lira verilmişse turizme, belki bunun atıyorum 60 Lirası geri dönmemiştir veya geri dönüşlerinden zorluklar vardır. Ama 40 Lirasında büyük faydalar vardır.Örneğin bu 40 Liranın yönlendiği sektörlerde işte şu kadar Katma Değer yaratılmaktadır, şu kadar istihdam vardır, şu kadar tesis yapılmıştır gibi bültenler bana göre ülkemizde eksik olan bir ihtiyacı giderir diye düşünüyorum. Çünkü bir takım beklentiler yaratmak zorundasınız. Yani ekonomide bir sinerji yaratmak istiyorsanız global krizin etkilerinde bile yaptığınız açıklamalarla ya da atacağınız adımlarla bir sonraki adımı gösterebilirseniz insanlara tüketiciler o oranda rahatlayabilir ve yapacaklarla harcamalarla o talep bacağında yaratacakları sinerji bana göre ekonomide her şeye rağmen olumlu bir katkı yaratır diye düşünüyorum. Bir de şuna dikkat etmekte fayda var. Ülkemizin işletme yapısına baktığınız büyük oranda orta kobiler dediğimiz işletmeler ağırlıktadır aslında ya da küçük esnaf ve zanaatkar da diyebilirsiniz buna ülkemiz koşullarında. Global krizin de etkisiyle ve piyasaların kötüleşmesinin de etkisi ile nedir bu kötüleşmeler? Tahsilatlar daralmıştır, vadeler uzamıştır.Bankalardan kredi çekenlerin geri dönüşlerinde azalma vardır. Dolayısıyla bankaların geri dönüşleri sıkıntıya girmiştir.Dolayısıyla Kalkınma Bankasında bugün kobiler için ayrılan kaynaklara maalesef en ihtiyaçlı olduğu dönemde bile işletmelerin çok fazla bir talebi yoktur. Demek ki piyasada beklentileri bu işletmelerin çok olumlu değil. İşte bunu

2894

Page 166: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

olumlu kılmak hani bazen deriz ya kaynak yok, yönlendiremiyoruz işletmelere. Ama şu an kobiler için üretime dayalı çalışan kobiler için var, az da olsa var. Fakat fazla talep yok. Neden? Çünkü piyasadaki beklentileri negatif oluşmuş bu işletmelerin. Demek ki biz idareciler, biz siyasiler, biz iktidar, biz muhalefet bu konuda piyasanın beklentilerini olumlu kılabilmek için gerek açıklamalarımızla gerek atacağımız adımlarla ve topluma vereceğimiz mesajlarla, özel sektöre vereceğimiz mesajlarla bu hareketliliği yaratmak, bu sinerjiyi ekonomiye katmak durumundayız diye düşünüyorum. Eğer biz bunu hayata geçirirsek içinde bulunduğumuz dönemde baktığınız zaman genelde dünyanın beklentisi ve Türkiye’nin beklentisi belki 2010 yılının son çeyreğindedir, ekonominin biraz daha düzelmesine düzeleceğine dair. İşte biz bunu ülkemizde atacağımız adımlarla, vereceğimiz mesajlarla ve kamu sektöründe yapacağımız düzenlemelerle, yasal alt yapıda yapacağımız düzenlemelerle çünkü her biri bunların bir mesajdır aslında. Uygulamaya geçtiği zaman da fiiliyatta bir realiteyi oluşturuyor. Bana göre ekonomiyi daha doğru bir düzleme taşımak mümkündür diye düşünüyorum. Sanırım bu dönem bunlara dikkat etmekte fayda vardır. Sadece iç siyasi tartışmalara heba etmememiz gerekir ekonomiyi. Gerek bankalar konusunda olsun, gerekse özel sektör işletmeler konusunda olsun, gerekse Meclis çatısı altında yapılması gereken yasal alt yapılarla ilgili olsun. Bana göre bu konuda aklın yolu birdir. Doğru yol ortadadır. Biz bu konuda sebatla çalışmalıyız ve bu çalışmaları yaparken de vereceğimiz doğru mesajlarla öngördüğümüz negatif dönemi daha da kısaltabiliriz diye düşünüyorum. Çünkü bugün bütçe rakamlarına baktığımızda elbette hiçbirimiz memnun değiliz ve mutlu değiliz bu da ortada duran bir gerçekliktir. Bunun giderilmesi için bu dönem ekonomi en genel başlıkta çalışmalıyız ve bunu bir şekilde düzeltmeliyiz diye düşünüyorum. Bu konudaki bütçe oylamasında genel bütçeye oyumuz ret olduğu için buna da oyumuz ret olacaktır. Teşekkür eder, saygılar sunarım.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Uluçay. Buyurun Sayın Bakan.

EKONOMİ VE ENERJİ BAKANI SUNAT ATUN – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Arkadaşların görüş ve önerilerini aldık. Zaman da bayağı uzadı. O yüzden sanıyorum konuşmasını iptal eden konuşmacılar da oldu. Tabii çok kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum ben sözlerimin başında. Daha sonra da yönlendirilen sorulara ve görüşlere, eleştirilere cevap vereceğim. Şimdi esasına baktığınız zaman bizim gibi ekonomisinde özellikle yapısal sorunlar bulunan ülkelerde üç ana başlığa çok büyük önem verilir. Bunlardan bir tanesi kamu kesimi ki bu tür de yapısal sorunları olan ülkeler ana olarak kamu kesiminde sorun yaşarlar. Dolayısıyla kamu kesiminin yenden yapılandırılması, reel sektörün desteklenmesi ve mali sektörün yeniden yapılandırılması. Bunlara biz iyice bir analizini yaptığımız zaman, özellikle 2007 yılı ve 2009 yılları arasında mali sektörün yeniden yapılandırılmasında iyi bir yol kat ettiğini görebiliyoruz. Ancak reel sektörün desteklenmesi konusuna geldiğimiz zaman ayrılan kaynakların ağırlıklı olarak bütçe açıklarının kapatılmasında kullanıldığını maalesef görmekteyiz. Kamu kesiminin yeniden yapılandırılması konusunda ise maalesef personel alımlarında önceden programlanan hedeflerin dışına taşıldığı için ve bütçenin de rasyonel yönetilemediğinden dolay ciddi nedende ciddi şekilde bütçe açıklarının da meydana gelmiş olduğunu görüyoruz. İşte bütün bunlar bütçeyi şişirip, patlayama hazır bir bomba haline getirmiştir ve bundan önceki dönemlerde de bütçe açıklarına kaynak yaratmak amacı ile stopaj uygulamaları hayata geçirilmiştir. Tabii burada esasında ekonomik akılla

2895

Page 167: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

hesaplanmayan bir konu vardı ki vergilerin çarpan etkisini değil de ekonomiler üzerine yarattığı olumsuz sonuçlar. Bu sonuçlardan dolayı ekonomimiz geçmiş yıllarda yaşadığı büyümeyi 2008 yılında eksi bir negatif bir büyüme, yani küçülmeye bırakmıştır. Dolayısıyla bununla ilişkili olarak 2009 yılındaki ekonomik büyümenin de tabii ki daralma, yani negatif bir ölçüde olacağı uzmanlarca da, bizce de tespit edilmiş ve ortaya konmuştur. Şimdi bir ekonominin gelişimi için önemli olan faktörlerin maliyetleri, bununla birlikte reel sektörün desteklenmesi ve rekabet gücünün de arttırılması. Hükümet olarak biz geçtiğimiz yedi ay içerisinde bütün bu konular üzerine çok ciddi eğildik. Yani bir baktığımız zaman ülkemizin rekabet gücünün gerilemesinde, ana temel nedenler nelerdir diye, bunlar ana üretim faktörleri olduğunu hep birlikte tespit edebiliyoruz. Yani ucuz finansmana erişim, kolay şekilde erişim, bununla birlikte istihdam üzerindeki maliyetler ve enerji maliyetleri. Bütün bunlar ana üretim maliyetlerinin başında gelmektedir. İstihdam konusuna baktığımız zaman bizim ülkemizde istihdam üzerindeki vergiler, daha vergiye tabii ilk maaş dilimine göre yüzde 38 düzeyindedir. Güney Kıbrıs’a baktınız ki esas rekabetimizin, bu Kara Yolu ticareti ile olan ticaretimizde ana rekabet ettiğimiz ülkelerden bir tanesidir. Burada da yüzde 14 olduğunu görüyoruz bu rakamın. Dolayısıyla göreceli olarak arada ciddi bir fark vardır ve bizim ekonomimizle rekabet edememesinin veya rekabette geri kalmasının ana nedenlerinden bir tanesi de budur. Bu konuda yapmış olduğumuz görüş ve öneriler vardır. Çalışma Bakanlığında yapmış olduğu çalışma vardır ve 2010 yılında yapılacak uygulama ile işe yeni alınacaklar için reel sektörde işe yeni girecekler için devletimizin yapacağı bir katkı vardır. Ki bu katkı da az önce bahsetmiş olduğumuz rekabete, rekabeti katılaştıran unsurun gerilmesine, yani daha da esnemesine ve daha kabul edilebilir bir hale gelmesine yol açacaktır. Şimdi gazetelerden tabii haberleri okuyoruz gazeteler bizim Ticaret Dairemizden verileri alarak haber yapıyorlar. Muhalefetin dönem dönem konuşmalarını buradan dinliyoruz. Fakat ben size reel değişim rakamlarını paylaşmak istiyorum 2008 ve 2009 yılının mukayeseli reel değişim rakamlarına göre ithalatımız sadece yüzde 13.5 gerilemiştir. Bunun karşılığında ihracatımız da reel olarak yüzde 8.05 artmıştır bu geçtiğimiz bir yıl içerisinde. Bütün bunlar ekonomistlerimizin, Bakanlığımızın hazırladığı reel ve gerçek değerlerden alınan rakamlardır dolayısıyla bütün bunların da ekonomimizin ödemeler dengesi üzerinde, özellikle gelecek olan dönemlerde daha da pozitif etkileri yaratacağına olan inancımızı da hali ile güçlendirmektedir. Şimdi görünmeyen işlemlere bir...

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Reel olarak nedir artan?

SUNAT ATUN (Devamla) – Efendim?

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Reel olarak nasıl arttı?

SUNAT ATUN (Devamla) - Bunlar 2008 yılı ve 2009 yılının dönemsel değişimlerinin aylık olarak reel hesaplarıdır.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Reel derken neyi alıyorsunuz veri?

2896

Page 168: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

SUNAT ATUN (Devamla) - Bütün verileri.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Hangi verileri? İthal, ihracat, ithalat...

SUNAT ATUN (Devamla) - İthalat evet.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Reel olarak yüzde 13 olan küçülmeyi nereye göre hesaplıyorsunuz?

SUNAT ATUN (Devamla) - Aylık değişimlere göre.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Hangi aylık?

SUNAT ATUN (Devamla) - Bütün aylık değişimleri yani şu anda bizim kıyaslayabileceğimiz, biz nerdeyiz Aralık ayındayız. Elimizdeki veriler Ekim ayının verileridir dolayısıyla 2008’in Ocak-Ekim veriler, 2009’un Ocak ve Ekim verileri.

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Bu reel derken, miktar, fon ve parasal yönden yapıyorsunuz kıyaslamayı?

SUNAT ATUN (Devamla) - Tabii maddi yöndendir. Bunlar...

BAYINDIRLIK VE ULAŞTIRMA BAKANI HASAN TAÇOY (Yerinden) – Üretim ve ekonomiye...

SUNAT ATUN (Devamla) - Bunlar, bunlar parasal yöndendir evet. Şimdi bu, devam edeceğim bu konuya Sayın Başkan.

HASAN TAÇOY (Yerinden)(Devamla) – Konuşmacı devam ederken yani...

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Anlayalım diye sorduk yani o verileri.

SUNAT ATUN (Devamla) - Devamında bunu daha da rahat anlayabileceksiniz.

HASAN TAÇOY (Yerinden)(Devamla) – Getireyim sana bir kara tahta...

SUNAT ATUN (Devamla) - Şimdi bütün bunları görünmeyen işlemler...

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Ne getirecen bana, kara tahta? Profesör Hasan. Reel olarak diyor Bakan, reel olarak...

SUNAT ATUN (Devamla) - Sayın arkadaşlar Sayın Başkan...

FERDİ SABİT SOYER (Yerinden)(Devamla) – Bunlar bir fon olarak büyümesi lazım.

2897

Page 169: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

SUNAT ATUN (Devamla) - Evet, görünmeyen işlemlere, arkadaşlar müsaadenizle devam edeyim bu konuya. Görünmeyen işlemler dengesine de baktığımız zaman, 2007 yılı rakamlarımız 1.2 milyar Doları, 2008 yılı rakamları 1.4 milyon, milyar Doları işaret etmektedir. Ancak, içinde bulunduğumuz kriz ortamı, Türkiye’deki milli gelir ki ana ticaret partnerimiz bildiğiniz üzere Türkiye Cumhuriyeti’dir, milli gelirinde yaşanan gerileme bizim 2009 yılı rakamımızı da bu 1.4’ün biraz altında 1.2’ye geleceğini de öngörmemize neden olmakta ve yol açmaktadır. Fakat burada bu görünmeyen işlemler kaleminde benim dikkat çekmek istediğim bir unsur vardır ki, hemen hemen bütün dengelerde gerileme olmasına rağmen, turizm gelirlerinde istikrarlı bütün yıllar son 2002’den 2009’a kadar, 2009 dahil olmak üzere istikrarlı bir artış vardır bu da zaten bize ekonomi olarak, ülke ekonomisi olarak hangi alanlarda muvaffak olabileceğimizin de açık bir göstergesidir. Dolayısıyla cari işlemlerimize de baktığımız zaman, 2002 yılında 13.7 milyon Dolar olan cari işlem fazlamız, 2007 yılında 250 milyon Dolara cari işlem açığı olarak meydana çıkmıştır. Ancak milli gelir yanında dış ticaret fiyatlarının da azalması nedeniyle, dış ticaret açığımızda bu yıl yüzde 35 civarında, 30 ile 35 civarında bir azalma beklemekteyiz. Dolayısıyla 2009 yılı cari işlem rakamının ise 125 milyon Dolar civarlarında cari işlem fazlası olarak da meydana geleceğini şu anda öngörmekteyiz. Bunu da 2010 yılı içerisinde yapılacak olan net sonuçlarla teyit edebileceğiz. Şimdi biliyorsunuz bir ekonominin bilimsel manada ve tutarlı şekilde yönetilmesi için tahminlerde bulunmak da gerekmektedir. Az önce kıymetli konuşmacı arkadaşlar Sayın Teberrüken Uluçay da değindi, Sayın Serdar Bey de değindi, bizim en büyük ticaret pazarımız Türkiye, bundan sonraki parasal ticaretimiz olan bir bölge vardır ki Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin Güney Kıbrıs’la olan ticari ilişkilerimizde de karşılıklı bir alış-verişimiz vardır. Bu alış-verişler nedir kısaca, bizim Güney Kıbrıs’a yapmış olduğumuz ihracattır, Kuzey’den Güney’e olan akış ise perakende alış-veriş yönündedir. Güney’den Kuzey’e olan akış ise perakende alış-veriş olan yöndedir fakat bunun yanında bir de Güney Kıbrıs’ta çalışan işçilerimiz vardır, tüm bu rakamları ortaya koyup da net rakamı hesapladığımız zaman, bu karşılıklı ticarette bizlerin önde olduğu yani bizlerin bu ticaretten ana hatları ile kazançlı olduğumuz meydana gelmektedir. Ben bunun derinliğine inmek istemiyorum siyasi nedenlerden dolayı. Biliyorsunuz şu anda Güney Kıbrıs’ın siyaseten Yeşil Hat ticaretin engelleme yönünde gayretleri vardır. Hükümet olarak bana bu soru yöneltildi siz mi yaptınız diye, biz temaslarda bulunduk tabii. Avrupa Birliği Yetkililerine ben bunu birkaç kez ve önemle altını çizerek de dile getirdim. Bununla ilgili yazılar da yazdık. Yeşil hat Tüzüğü Avrupa Birliği Komisyonu’nun inisiyatifleri ile hayata geçirilmiş bir uygulamadır. Dolayısıyla bu uygulamanın o ana ruhunda muvaffak olabilmesi için Avrupa Birliği Yetkililerinin de ülkemizde bulunan yetkililerinin de sorumluluk üstlenmesi kaçınılmaz bir çarktır. Buna da ayrıyeten vurgulamak istiyorum.

Şimdi önümüzdeki bulunan dönemde Türkiye Cumhuriyeti’nin Milli Gelirlerinde bir artış beklenmektedir. Bu da hali ile bizim ana ticaret ortağımız olan Türkiye Cumhuriyeti’nin gelirlerinin artmış olması bizim de o yönden elde edilecek gelirlerimizde bir artış beklentisini meydana çıkarmıştı.

2898

Page 170: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Esat Ergün Serdaroğlu Başkanlık Kürsüsünü Sayın Dr. Ahmet Eti’ye devreder)

Bileceğiniz üzere bizim ülkemizin reel sektörün yapmış olduğu ihracatlardan elde ettiği gelir yurtiçi hasılamızın yüzde 2 dolaylarındadır. Halbuki küçük Ada ekonomilerine bakıldığı zaman bu rakamın yüzde 20-25 dolaylarında olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla bu da bize hala daha ülkemizde reel sektörün arzulanan yere gelmediği gibi o kapasite genişlemesini de yapamadığı sonucunu meydana getirmektedir ve az önce saymış olduğum bütün girişimler bu yönler üzerinde odaklanmıştır. Mali sektöre değinmişken 1-2 yorumu daha ben sizlerle paylaşmak istiyorum. Sürekli olarak bu Kürsüden belli başlı rakamlar ifade ediliyor. 4 milyar Dolar mevduatımız var deniyor. 10 milyar TL mevduatımız var deniyor. Ben size gerçek rakamları söyleyeyim. Bizim ülkemizde 7.5 milyar Dolarlık bir mevduat birikimi vardı ve bankaların esas sıkıntılarının başında ki faizin gerileyememesinin arzulanan düzeye gelmemesinin ana nedenlerinden bir tanesi tabii ki mevduat ve kredi arasındaki ilişkidir. Ha, kredi vermenin önündeki katılıksa nedir? Ülkemizdeki bu 7.5 milyar Dolar mevduatın yüzde 84’lük bir kısmı en fazla bir aylık vadeli hesaplarda tutuluyor oluşudur. Bu da bankalar için tabii ki uzun vadeli kredi vermekte ciddi bir risk unsuru oluşturuyor ve maliyet baskısını da üzerlerindeki artırıyor.

Bu arada 2’nci ana husus nedir alacakların tahsilinde yaşanan alacaklar tahsili sürecinin hem maliyetli hem de uzun olmasıdır. Bunda bizim Hükümet olarak vermiş olduğumuz ve Hükümet Programına koymuş olduğumuz bir söz vardı. “İcra-İflas Yasasını hazırlayacağız” dedik. Bunu uzman avukatlar, uzman hukukçular hazırlamıştır. Biz de bunu Bakanlık olarak Savcılık görüşü alınmak üzere Başsavcılığa intikal ettirdi. Oradan gelecek görüşler doğrultusunda, reel sektörden gelecek görüşler doğrultusunda, bankalardan gelecek görüşler doğrultusunda tabii ki bütün bunları bu saydığım platform içerisinde bu paydaşlarda tartışacağız ve ülkemiz ekonomisi için en uygun olan modeli hayata geçireceğiz ve Meclise bu amaçla da Meclise sevk edeceğiz. Bunu da bilgilerinize getirmek istiyorum.

Reel sektör demişken tabii ki altyapı imkanlarının daha da geliştirilmesi gerekmektedir. Önümüzdeki üç yılda az önce saymış olduğum nedenlerden dolayı büyüme beklentimiz vardır. Dolayısıyla altyapının da bu büyüme oranlarına mukayeseli olarak artması ve ayni paralelliğinde gitmesi gerekmektedir. Bunu zaten biz kendi üzerimize düşen pay hem enerji noktasında, hem de işte Sanayi Bölgelerindeki altyapı noktasındadır. Sanayi Bölgelerinin kapasitesini ayni oranda, ayni paralelde artırmak için gerekli girişimleri zaten hala hazırda yapmış bulunuyoruz.

Enerji konusuna da az sonra değineceğim. Enerjide önümüzdeki yıl içerisinde iletim ve dağıtım hatlarına yapılmakta olan gelişim projelerinin devamlılığı sağlanacaktır. Bu işler için gerek yerel kaynaklardan, bütçe kaynaklarından gerekse Türkiye Cumhuriyeti Kaynaklarından 20 milyon Euro’ya yakın bir kaynak ayrılmıştır. Bütün bunlar tabii ki ülkemizde kaliteli, kesintisiz ve devamlı, sürekli bir elektrik enerjisinin sağlanması içindir. Çünkü az önce Sayın Kadri Fellahoğlu birtakım konulara girdi. Ben onlara da çok kısa cevap vereceğim ama oraya gelmeden önce bizim başka bir enerjiye

2899

Page 171: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

ilişkin başka bir vizyonumuzu da politikamızı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Bugüne kadar görmüş olduğumuz, yapmış olduğumuz analizlerde bugüne kadar izlenen arz yönlü politikaların ne kadar talep varsa arzın da o yönde o paralelde geliştirilmesi, yatırım yapılması yönü ile izlendiğini gördük. Bana göre bir ekonomist aklı ile bu çok mantık, kendi başına fazla ekonomik akıl içeren bir mantık değildir. Her şeyden önce talep yönetiminin, etkin bir talep yönetiminin de elektrik enerjisini sağlayanlar ve dağıtanlar tarafından yerleştirilmesi gerekmektedir. Ülkemizde elektrik kaçağı olduğu bilincinin yanında, elektriği verimsiz kullanıyor olduğumuz da ayrı bir gerçektir. Dolayısıyla enerji verimliliği üzerine yoğunlaşmak halkımızı, enerjiyi verimli kullanmaya, tasarruf bilincine yönlendirme ve bununla birlikte yenilenebilir enerji imkanlarından faydalanarak bu ülkenin, bu vatandaşın cebinden çıkacak kuruşların, 1000 TL’lerin ve devletin cebinden çıkacak milyon TL’lerin önüne geçebiliriz ve bunu da yapacağız. Şu anda biz Ekonomi ve Enerji Bakanlığı olarak, yenilenebilir enerji yapısını hazırlıyoruz. Hane halkı elektrik enerjisini kullanmaya teşvik edecek bir yasal düzenlemedir bu. Bununla birlikte enerjinin verimli kullanımı için de ayrıca bir yasa hazırlamaktayız. Bütün bunlardan tasarruf edeceğimiz para bizim en az iki, ileriki dönemlerde iki ya da üç santrale bedel bir rakamı tasarruf etmemize, ülke olarak tasarruf etmemize de yol açacaktır, bunu da size buradan iletmek istiyorum. Tabii ki talep yönü demişken, enerji kanadımızın tüketici odaklı çalışmaları da vardır. Tüketici odaklı çalışmaların başında elektronik sayaç, insanların elektrik enerjisini az önce dediğim gibi tasarruflu ve zamana yayılmış olarak kullanmaları ve buna ilişkin konular da gelmektedir.

Şimdi tek değinmek istedim konu şudur. Sayın Kadri Fellahoğlu gazete kupürlerini göstererek bize birtakım ithamlar getirmiştir. Ancak Hükümetler yapmış olduğu icraatlarda hesap verebilirliği ön planda tutma, bir vatandaşlarına karşı sorumluluk olarak bana göre şarttır. Biz izlemekte olduğumuz bütün icraatlarda, bütün politikalarda şeffaflığa ve hesap verebilirliğe büyük önem vermekteyiz. Dolayısıyla hesap sorulduğu zaman bundan hiçbir arkadaşın, hiçbir yetkilinin gocunmaması gerekmektedir.

Bütçemize destek veren vermeyen, içinden vermek geçip de vermeyecek olan arkadaşlara da teşekkür ederim. Bütün yapıcı eleştiri ve önerileriniz için de ayrıca size teşekkürü bir borç bilirim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Bakan.

Sayın Milletvekilleri; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?... Kabul etmeyenler?... Çekimser?... Oyçokluğu ile kabul edilmiştir.

Şimdi Kurumsal 20; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesinin görüşülmesine geçiyoruz. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının Ödeneklerini okuyun lütfen.

KATİP – Kurumsal I. Düzey 20; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi.

01: Personel Giderleri (TL): 109 Milyon. 02 Sosyal Güvenlik Kurumuna Devlet Prim Giderleri (TL) : 10 Milyon. 03 Mal ve Hizmet Alımı Giderleri (TL) : 18 Milyon

2900

Page 172: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

500 Bin. 05 Cari Transferler (TL) : 29 Milyon. 06 Sermaye Giderleri (TL) : 3 Milyon. 07 Sermaye Transferleri (TL) : Yok. 08 Borç Verme (TL): Yok. 09 Yedek Ödenekler (TL) : Yok. II. Düzey Toplamı (TL): Yok. Kurumsal Toplamı (TL) : 169 Milyon 500 Bin.

BAŞKAN – Sayın Milletvekilleri; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi üzerinde söz isteyenler?... Buyurun Ferdi Bey.

FERDİ SABİT SOYER (Gazi Mağusa) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımız büyük ölçüde Kıbrıs Türk Halkının güvenliği ile ilgili büyük bir görev ifa etmektedir. Ve Kıbrıs Türk Halkının bütün tarihsel sürecinde 1963-74 arası geliştirilen direniş döneminde, bu ordunun tabii temeli vardı bu da mücahit ordusuydu.

(Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sayın Dr. Hasan Bozer, Başkanlık Kürsüsünü Sayın Dr. Ahmet Eti’den devralır)

Ve bunun akabinde 1974’ten sonra Güvenlik Kuvvetleri kurumsal bir ordu olarak kuruldu. Bugün Güvenlik Kuvvetlerimiz teknik kapasite bakımından, büyük ölçüde eğitim bakımından ve diğer bütün tesisleri bakımından pek çok ordudan oldukça iyi imkanlara sahiptir bu bir gerçektir. Ancak insan kaynaklarımız bakımından bir kısım sıkıntılarımız vardır.Dolayısıyla bu önümüzdeki dönemde bir kısım kaynaklarımızı da düzenleyerek ve bazı iyileştirmeler de gündeme getirilmesini hep birlikte sağlayarak özellikle Uzman Çavuşluk çerçevesinde yer alan ve bir müddet sonra bu uzman çavuşların Güvenlik Kuvvetlerinden ayrılmasına yol açan nedenleri giderecek bir kısım destek ve katkıları gerçekleştirmek gerekiyor.

Güvenlik Kuvvetleri Komutanları ile yaptığımız görüşmelerde bu konuda bir çalışma vardı. Temennim şimdi Sayın Başbakan ile de birlikte bu çalışmaların geliştirilmesi ve özellikle Uzman Çavuşluğa giren ve bir müddet sonra bu Uzman Çavuşluktan mali açıdan olsun, diğer çalışmalar açısından olsun ayrılmak zorunda kalan personel noktasını dikkate alarak daha düzenli ve bu konuda ihtiyaca gittik sonra daha fazla cevap verecek düzenlemeler yapılmasına katkı sağlamaktır kanısındayım.

Bizim Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi ile ilgili oyumuz olumlu olacaktır bunu belirtmek istiyorum. Ancak son olarak da şunu söylemek isterim. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasasında Cumhuriyet Güvenlik Kurulu vardır. Cumhuriyet Güvenlik Kurulu anayasal bir kurumdur ancak bu kurum çalışmamaktadır. Çalışmamasının ana nedeni de özellikle Kıbrıs Sorunu sürdüğü sürece Geçici 10’uncu maddede ifade edilen kuralların, Anayasamızın Geçici 10’uncu maddesinde ifade edilen kuralların bu noktada bir fonksiyon taşıdığından ötürü bu madde işlememektedir. Dolayısıyla eğer bugünkü yapı içerisinde özellikle Kıbrıs Sorununda da geldiğimiz aşamaları dikkate alarak sürekli Kıbrıs Rum Tarafının gündeme getirdiği bir kısım suçlamaları ve karalamaları da dikkate alarak kanıma göre Anayasanın bu ilgili maddesini işletmekte büyük fayda vardır. Cumhuriyet Güvenlik Kurulu, Cumhurbaşkanı, Başbakan büyük ölçüde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı ve Kıbrıs’ta görev ifade eden Kıbrıs Barış Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve buna bağlı ilgili karar verilecek süreçlerde

2901

Page 173: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

görev alanları çerçevesindeki ilgili Bakanlıkların da katılımı ile görev ifa edeceği Anayasamızda yazılmaktadır. Bu bakımdan eğer devlet noktasını kurumsal bir varlığa döndürmek istiyorsak Cumhuriyet Güvenlik Kurulu’nun işler hale gelmesi son derece yararlı olacaktır. Sürekli olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Kıbrıs Rum Tarafının ve diğer başka çevrelerin gündeme getirdiği ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni Türkiye’nin alt yönetimi olarak tanımlama noktasında kararların üretilmesine gerekçe sağlayan unsurları azaltmamız ve kaldırmamız gerekmektedir orta yerden. Bunun için bu konuları konuşmak ülkemizde risk taşır. Ancak doğrusu budur ve Anayasamızda varolan Cumhuriyet Güvenlik Kurulu’nun devreye girmesi gerekmektedir. Yapılan yasal değişiklikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımıza bir General Makamı geçekleştirilmiştir. Burada bir kısım atamalar sayı bakımından yapılamamıştır ama şimdi önümüzde bulunan dönemde herhalde bununla ilgili pek çok Albay’ın bu aşamaya gelmesi nedeniyle elbette bu konu gündeme gelecektir.

Bu bakımdan Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu konuyu düşünsel olarak Mecliste temsil edilen tüm siyasi partilerin, Cumhurbaşkanımızın, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığımızın ve Hükümetin uygun usulüne göre alıp tartışarak geliştirilmesinde çok fayda vardır. Bu kurumsallaşmayı getirecek önemli bir unsurdur inancındayım ve Anayasanın bu anlamda Cumhuriyet Güvenlik Kurulu olgusunun Anayasada yazılı duruyor ama çalışmıyor. Bunu gündeme alıp üzerinde düşünmekte fayda olduğu kanısındayım. Güvenlik Kuvvetlerimiz bu anlamda önemli bir görevini ifa ederken bir kısım da tartışmalar yaşanmaktadır çeşitli vesilelerle. Ancak bu tartışmalarda önemli olan bütün halkın ve toplumun kurumsallaşmasına ve ülkede anayasal demokratik süreçlerin gelişmesine katkı sağlamaktır. Bu bağlamda Güvenlik Kuvvetlerimiz anayasal bir kuruluşumuz olarak bizim güvenliğimizi sağlıyor. Ancak bunları tam kurumsal bir hale döndürmenin hepsimizin büyük bir toplumsal görevi olduğu inancındayım. Bunları söylemek istedim. Dediğim gibi oyumuz bu Bütçeye olumlu olacaktır, dinlediğiniz için teşekkür ederim.

BAŞKAN – Teşekkürler Sayın Soyer.

Başka söz isteyen olmadığına göre, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi bu Bütçeyi oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler?...Kabul etmeyenler?... Çekimser?... Oybirliği ile kabul edilmiştir.

Sayın Milletvekilleri; Bugünkü görüşmelerimiz tamamlanmıştır. Program gereğince yarın Başkanlık Sunuşlarından sonra Kurumsal 12; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bütçesi, Kurumsal 13; Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı Bütçesi ve Kurumsal 21; Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Bütçesi görüşülecektir. Birleşimi burada kapatıyorum. Teşekkür ederim.

(Kapanış Saati: 23.01)

2902

Page 174: Dönem 7 yıl 2 birleşim 22evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/belgeler/tutanaklar/Shared... · Web viewTürkiye’de Başlayan Ergenekon Soruşturmasının KKTC ile Bağını Ele Almak Maksadıyla

DÖNEM : VII YIL : 2

CUMHURİYET MECLİSİGÜNDEMİ

22’nci Birleşim17 Aralık 2009, Perşembe

Saat:10:00

GÜNDEM:

I. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI:

II. ÖZEL GÜNDEMDE YER ALACAK İŞLER:

2010 Mali Yılı Bütçe Yasa Tasarısı ve Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesinin Tasarıya ilişkin Raporu.

(1) Kurumsal 10; Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Bütçesi.

(2) Kurumsal 06; Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Bütçesi.

(3) Kurumsal 20; Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Bütçesi.

2903