“somuncu baba bahçesinin taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/cocuk/cocukekim08.pdf ·...

19
Somuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Eki’dir. Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Ekim 2008 “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği” Yı l: 2 Sayı : 22 İnsan ince ve doğru bir kre, temiz bir inanca, ulvî bir hassasiyyete sahip olmalıdır. Hayatın gayesinin Allah rızası için çalışmak olduğunu bilmelidir. İnsan ahlakını bo- zacak kötü duygu ve düşüncelere yönelmez. Doğruluktan ayrılmaz, dini kurallara bağlı olarak işinde sebat gösterir. Fazilet ve diyanet dairesinden asla zerre kadar ayrılmaz. Hem meşru şartlarda dünya için çalışır, faydalı mesleklerden birini öğrenir. İsraftan ve sonucu karmaşık işlerden sakınır. Dengeli bir dünya hayatı sürer. Hem de ahiretini kazanmak için çalışmaktan geri durmaz.” Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)

Upload: others

Post on 27-Jul-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Som

uncu

Bab

a D

ergi

si’ni

n Ü

cret

siz E

ki’d

ir.

Aylık Somuncu Baba Çocuk Dergisi - Ekim 2008

“Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”

Yıl: 2 Sayı: 22“İnsan ince ve doğru bir fi kre, temiz bir inanca, ulvî bir

hassasiyyete sahip olmalıdır. Hayatın gayesinin Allah rızası için çalışmak olduğunu bilmelidir. İnsan ahlakını bo-

zacak kötü duygu ve düşüncelere yönelmez. Doğruluktan ayrılmaz, dini kurallara bağlı olarak işinde sebat

gösterir. Fazilet ve diyanet dairesinden asla zerre kadar ayrılmaz. Hem meşru şartlarda dünya için çalışır, faydalı mesleklerden birini öğrenir. İsraftan ve sonucu karmaşık işlerden sakınır. Dengeli bir dünya hayatı sürer. Hem de

ahiretini kazanmak için çalışmaktan geri durmaz.”

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)

Page 2: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Musa Tektaş

Editör’den Merhaba

[email protected]

Sevgili Arkadaşlar!

Okulların açıldığı günün sabahında dedesi getirdi okuluna. Anne ve babasının bir kaza sonucu ölümü üzerine köye en yakın kasabaya yerleşmişlerdi. Daha ilko-kula başlamadan öksüz ve yetim kalınca dünyada ona tek sahip çıkan biricik dedesi olmuştu. Dedesi de köydeki tarlasını ve evini satarak ( çocuğun anılarından etki-lenmeden okumasını sağlamak için) bu kasabaya gelmişti. Dedesi sattığı tarla ve evin parasıyla ancak Salih’in okuluna ve yeni aldığı eve parayı yetirebilmişti. Biricik yetim ve öksüz torununa en iyi eğitimi sağlamak için kalkıp buralara kadar gelmişti. Bir işi yoktu. Onun için çok çalışmalı (hem Salih hem de evin ihtiyaçları için) para kazanmalıydı. Salih ise hiçbir şeyden habersiz o küçük yaşıyla dedesine “çalışma” diyor, ondan ayrıca kırmızı bir bisiklet istiyordu. Çünkü arkadaşlarının hepsinin birer bisikleti vardı. Dedesi ona her defasında “çalışmak iyidir oğlum, bak ben yaşlıyım ama hâlâ dinçim” diyordu.

Açtığı küçük dükkânda gündüz ayakkabı tamiriyle uğraşan ihtiyar adam akşam eve yorgun argın dönüyordu. Önce Salih için yemek hazırlıyor sonra da hâlâ yolları karıştıran Salih’i okuldan alıyordu. Daha ilkokula gitmesine karşın birçok masraf eden Salih’in eğitiminin ilerde nasıl olacağını düşündükçe daha çok çalışıyor, akşa-ma kadar didinip duruyordu.

Gündüzleri yorulan dedesi akşam hemen uykuya dalıyor ve sabah erken kalkıp Salih için kahvaltı hazırlıyordu. Yine bir gün Salih’i okuluna bırakmış ve ona; “oğlum artık yolu öğrendiysen bugün sen gel, benim biraz işim var” demişti. Sabah erken-den işe giden ihtiyar, akşam eve gelince uzanmış ve yorgunluktan uyuyakalmıştı.

Salih okul dönüşü yolunu kaybetmiş ve başka bir sokağa gitmişti. Dedesi karanlık çökünce uyandı ki Salih eve gelmemiş. Aceleyle onu aramaya

koyuldu. Beş sokak ileride ağlayan Salih’i gördü. “Oğlum Salih nerdesin bir saatten beri seni arıyorum. Ağlama oğlum ağlama.

Kalk eve gidelim” dedi. Salih de; “yolu karıştırdım dede” diye cevap verdi. Çok üşüdüğünü hissettiği torununa ceketini giydiren dedesi onu bir sırtına alıyor, bir yürütüyordu.

Eve gelince hemen sobayı yaktı, Salih’i kucağına yatırdı. Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu görünce doğru sağlık ocağına koşmuştu. Sağ-lık ocağında kimseler yoktu. Kasabada eczane de yoktu ki ilaç alsın. Sonra aklına emekli öğretmen Ertuğrul Bey geldi. Hemen ona koştu. Biraz nefes alıp kapıyı üç kez çaldı. Karşısında pijamasıyla beliren Hoca’yı görünce; “Hocam kusura bakma ama bana birkaç tane ağrı kesici

verir misin?” dedi. İlaçları hemen getiren Hoca’ya teşek-kür edip kapıdan ayrılan ihtiyar dede, hızlı adımlarla eve

doğru yürümeye başladı. Eve gelince Salih’e ilaç içirdi. Bir iki gün içinde Salih iyileşti. İlkokula başlama günlerinde böyle

unutulmaz bir hatıra da akıllarda kalmış oldu…

Sevgili Arkadaşlar…

Güzel anılarla bir yıl geçirmenizi diliyor, okulların açıldığı bu günlerde gözlerinizden öpüyorum.

“Salih ise hiçbir şeyden

habersiz o küçük yaşıyla dedesine

“çalışma” diyor, ondan

ayrıca kırmızı bir bisiklet

istiyordu. Çünkü arkadaşlarının hepsinin birer

bisikleti vardı.”

Page 3: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

3Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

10

13

18

İçindekilerSomuncu Baba Dergisi’nin Ücretsiz Ekidir.

İmtiyaz Sahibi ve

Genel Yayın Yönetmeni

Sebahaddin ATEŞ

Basım Tarihi: Ekim 2008

Yazı İşleri MüdürüHulûsi YAYLA

Yayın EditörüMusa TEKTAŞ

Grafi k Tasarım ve UygulamaŞenol GÜRSOY

Zeynep BARTINLIKorhan ŞENOL

Kapak ÇizimHamit YÜKSEK

Dağıtım K.D.D

CTP - Kalıp Çıkış Filimsan: 0 (312) 395 27 27

Baskı & ÜretimAjans Türk Basın ve Basım Sanayi A.Ş

İstanbul Yolu 7. Km.Necdet Evliyagil Cad. No: 24

Batıkent/ANKARA Tel: 0 (312) 278 08 24

Basım-Yayım-Dağıtım-PazarlamaVİSAN İktisadi İşletmesi

Zaviye Mah. Hacı Hulûsi Efendi Cad.No: 71 (44700) Darende / MALATYA

Tel:(422) 615 15 00 Faks:(422) 615 28 79www.somuncubaba.net - [email protected]

Somuncu Baba Çocuk Dergisi Ekim 2008 Yıl: 2 Sayı: 22

Dergimizde yayınlanan yazı ve çizimlerden, yazarları ve çizerleri mesuldür. Kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

Planlı Çalışmanın Önemi ....................4Sırrı ERDünya Masalları ....................................6Ahmet EFESeyyid Hasan Gazi Hazretleri ............8Yaşar ÖZKANKomşunun Külü ..................................10Meryem Aybike SİNANHürriyet Çiçeği ......................................12Bestami YAZGANCamgöz ile Zeliş ...................................13Raziye SAĞLAMLeheb Suresi .........................................................14Ali BÜYÜKÇAPARSomuncu Baba ve Gül Çocuk ...........16Musa TEKTAŞŞiirler .......................................................18

Mekke’de Gönüller Fethedildi ........20

Kadriye BAYRAKTAR

Ağanın Başı ............................................22

Mehmet NEVRUZ

Tilki ile Sırtlan Masalı ..........................23

Sadık YALSIZUÇANLAR

Cumhuriyet Bayramı ...........................24

Hidayet BEYZA

Siz Bilirsiniz ............................................26

Zeki GÜREL

Güvercin Postası ...................................28

Bunları Biliyor Musunuz? ...................29

Çocukca Bulmaca ...............................30

Hediyeli Çengel Bulmaca ...................32

14

4

Page 4: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Sırrı ER

PLANLI ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

4Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

5Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Yaşadığımız toplumda önemli bir yer tutan ve birçoğumuzu yakından ilgilendiren eğitim ve öğretim maratonu yeniden başladı. Öğrenciler, öğretmenler ve veliler, yeni beklentilerle ve taze ümitlerle her yıl olduğu gibi bu yıl da görevlerini yerine getir-meye çalışacaklar. Veliler yeni masrafl ara göğüs gerdiler. “Aman çocuğumuz okusun, gönlü kırılmasın.” diyerek okul için gerekli ihtiyaçları aldılar. Aile bütçesi altüst olsa bile çocuğa duyurmamaya çalıştılar.

Çocukları için birçok zorluğa göğüs geren anne ve babalar, -haklı olarak- eme-klerinin karşılığını görmek istiyorlar, onlardan başarı bekliyorlar. Fakat kimi zaman evdeki hesap çarşıya uymuyor ve bazı öğrenciler istediği başarıyı elde edemiyorlar.

Tatil günlerinde çocuk bahçesi yerine dershanelere giden çocukları görünce birçok duygu uyanır içimde. Çocuklarımızı daha ilkokul sıralarında iken gelecek kaygısıyla şartlandırıyor, onlardan yaşlarının üzerinde gayret ve olgunluk bekliyoruz. Çocukluğunu yaşayamadan hayatın gerçekleriyle baş başa kalıyorlar sevimli küçükler.

Ülkemizde her ailenin maddi imkânları bir değil. Böyle olunca, geliri sınırlı ve imkânları az olan ailelerin çocukları kendi gayretleriyle başarıya ulaşmak zorunda kalıyorlar. Zorlukları yene yene başarılı olmak kolay değildir, fakat çok daha güzeldir.

Öğretmenler bu öğretim yılında da öğrencilerine faydalı olmak ve yeni bilgiler öğretebilmek için çaba harcayacaklar, birçok fedakârlık sergileyeceklerdir.

Öğretmen-öğrenci-veli arasında uyumlu bir bağlantı kurulduğu takdirde, eğitim ve öğretimde başarı oranı daha da yükselecektir. Eğer bu üçlüden her biri görevini aksat-madan yerine getirirse, öğrencinin okulda başarısız olması için hiçbir sebep yoktur.

“Zahmet olmadan rahmet olmaz” inancıyla, mutlu son-lara varabilmek için planlı çalışmak gereklidir. Ümitsizliğe kapılmadan, önümüze çıkan zorlukları yenmek gereklidir. Biliyoruz ki; “ancak ellerini dikenlerden sakınmayanlar güzel güllere ulaşabilirler.”

Sevgili Çocuklar!

Eğitim ve öğretim çalışmaları geniş kapsamlı bir olgudur, birçok konuyla (yakın veya uzak) bağlantısı vardır. Belirlenen amaca ulaşmak için çeşitli araçlardan faydalanarak planlı ve programlı çalışmak bizi her zaman başarıya ulaştırır. Hayatın her alanında planlı çalışmanın önemi büyüktür.

Önce kendimize bir hedef seçmeliyiz. Sonra, bizi o hedefe ulaştıracak araçları belirlemeliyiz. Araç ve gereçlerden imkânlarımız ölçüsünde yararlanmalıyız. Kendimize günlük veya haftalık çalışma takvimi hazırlamalıyız. Günün hangi saatlerinde neler yapacağımızı planlamalı, bunu mümkün olduğunca uygulamalıyız.

Derslerde öğrendiklerimizi daha sonra tekrar edersek bilgilerimizi pekiştirir ve kolayca unutulmasını engellemiş oluruz.

Sevgili öğrenciler, siz mevcut eğitim ve öğretim sisteminin gereği olarak aşamalı bir şekilde sınavdan sınava koşuyorsunuz. Kendinizi zor yarışların içinde buluyorsunuz. Kazanmak arzusu ve kaybetmek korkusu içinde küçük yaştan itibaren dershanelerle ve test kitaplarıyla haşır-neşir oluyorsunuz.

Hayatta başarılı olmuş insanların hepsi planlı ve programlı çalışmalar sayesinde amaçlarına ulaşmışlardır. Kişilerin olduğu gibi kurumların da planlı çalışmalar yapmaya ihtiyaçları vardır. Plansız ve programsız yapılan işlerin çoğu yanlışlarla doludur.

Page 5: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

6Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

7Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 6: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Şeyh Hamid-i Ve-li Hazretleri artık Rabbi ve O’nun Re-sulü tarafından çağrılıyordu. İnsanları irşad etme emanetini Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’ne tes-lim etti. Ertesi gün her zamanki gibi Kur’an-ı Kerim okuy-

Yazan ve Çizen: Yaşar ÖZKAN

SEYYİD HASAN GAZİ HAZRETLERİ

Zengibar Muhakkak Fetholunacaktır.

Bir saat sonra Zengibar kalesi önündeydiler. Seyyid Hasan Gazi atından inmiş, surlara yaklaşarak, günahsız şehitlerin kanının yerde kalmayacağını haykırmıştı.

Sonra teke tek vuruşmak üzere er dilemiş, kaleden çıkan en cesurlarını Allah (c.c)’ın izni ile cehen-neme göndermişti.

Daha sonra atına binerek surlara dönmüş: ‘‘Buraya gelişimizin sebebi bir gerçeği size bildirmektir. Allah (c.c)’a, peygamberlerine, meleklerine and olsun ki, Zengibar fetholunacaktır.’’ demişti.

Bütün bunlar tekrar gözünün önün-den geçerken kızını üzdüğünü hatırladı. Kızını tekrar öpüp kucakladı. Abdest al-mak için kalktı. Ab-destini alıp, camiye gitmek üzere evin-den çıktı.

8Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

9Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 7: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Meryem Aybike SINAN.

Ayşe Hanım seherle birlikte kalkmış, bahçeye inmişti.

Evlerinin önünü süsleyen rengarenk çiçekleri sabahın erken saatlerinde su-lar, evin avlusunu süpürür güne öyle başlardı. Zaten mahallenin bütün kadınları

böyleydi. Bu nedenle şehrin en temiz ve en güzel mahallesiydi. Herkes komşusuna saygılı, dürüst ve vefalıydı.

Bu sabah da işlerini erkenden yaptıktan sonra evlerinin önünü süpürmeye başladı. Kapının önünü bitirdikten sonra sokağa çıktı. Bir de dış kapının önünü süpürecekti. Her şeyi belediyeye bırakmanın yanlış olduğunu düşünürlerdi mahal-leli olarak.

Bir ara yan komşunun kapısının neredeyse çerden çöpten geçilmez olduğunu gördü. Hiç böyle yapmazdı Süheyla Abla, dedi içinden. Bari burayı da süpüreyim dedi ve komşunun kapısının önünü de bir güzel sulayıp süpürüp eve girdi. Çok yorulmuştu. Temizlenip kurulandıktan sonra mutfağa geçti. Birazdan çocuklar

uyanacaklardı. Onlara akşamdan söz vermişti. Börek yapacaktı. Hemen böreğini aç-maya başladı ve fırına sürdü.

Küçük kızı Irmak uyanmıştı bile. Doğruca annesine geldi. Boynuna sarıldı. Bir güzel sarılıp koklaştıktan sonra Ayşe Hanım pişen böreklerden bir tabağa koyup:

- Yavrum bu tabağı Süheyla Teyzene götürür müsün? Dedi.

- Tabii anneciğim diyen kız tabağı alıp komşuya koştu.

Gitmesi ve dönmesi bir oldu. Kapıyı açmıyor anne, demesiyle birlikte Ayşe Hanımın fırlaması bir oldu. Kapıya dayandığında içine derin bir kuşku düşmüştü. Yalnızdı Süheyla

Hanım. Hiç kimseciği yoktu. Hemen kapının yanına sakladığı yedek anahtarı çıkardı ve kapıyı açtı. Buna birlikte karar vermişlerdi. Doğruca Süheyla Hanımın

odasına koştu. Süheyla Hanım baygın yatıyordu. Rengi atmış, iyice zayıfl amıştı. Birkaç kez kendisine seslendi. Durumu

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

KOMSUNUN KÜLÜ,

kötü gözüküyordu. Hemen hastaneyi aradı ve ambulans istedi.

Birkaç dakika sonra hastaneye varmışlardı.

Süheyla Hanım ciddi bir enfeksiyon geçiriyordu. Doktor bir iki saat daha gecikilmesi durumunda ölebileceğini söylüyordu. Ayşe Hanım iyi bir haber alıncaya kadar hastaneden ayrılmadı. Süheyla Hanım kendine gediğinde sesi titreyerek:

-Senin imdadıma yetişeceğini biliyordum Ayşem biliyordum. Ama bir ara kimsesiz yatağımda tek başıma olduğumdan öyle çok korktum ki.

-Hep senin yanındayım Süheyla ablacığım hep yanındayım, dedi.

Çocuklarını hatırladı birden. Kısa zamanda geri döneceğini söyleyip eve koştu. Çocukları henüz çok küçüklerdi. En büyüğü dokuz yaşlarındaydı. Hemen kahvaltılarını hazırladı. Küçük Irmak çok hüzünlüydü. Birden annesine dönüp:

- Anneciğim ya biz börekleri götürmeseydik ne olurdu?

- Çok kötü şeyler olurdu kızım. Çok kötü şeyler olurdu.

- Peki anneciğim şimdi ne olacak? Kim bakacak Süheyla Teyzeme?

- Biz bakacağız yavrum biz bakacağız. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Biliyor mu-sun senin doğumunda hiç kimsem yanımda yoktu. Baban şehir dışına çıkmıştı. Ağabeyin henüz dört yaşındaydı. Hastaneye gitmem gerekiyordu. Beni hastaneye götüren, ağabeyine bakan, hep yanımda olan, baban gelinceye kadar yanımdan ayrılmayan hep Süheyla Abla ve diğer komşularımız oldu. Komşuluk her şeydan önce kötü günler içindir. Atalarımız boşuna “Komşu komşunun külüne muhtaçtır “ dememişler yavrum. Komşularımızla çok iyi geçinmeli birbirimize her zaman yardım etmeli, sevinçte ve kederde yanlarında olmalıyız. Komşu bazan akrabadan daha yakındır bizlere.

- Ben de büyüyünce komşularımla çok iyi geçineceği anneciğim.

- Elbette yavrum. İyi komşu Allah’ın bir lütfu-dur, bunu hiç unutma.

- Tamam anneciğim, hiç unutmayacağım. Hiç…

10Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

11Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 8: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

CAMGÖZ ile ZELİŞ

Kedi Camgöz’ün GünlügüRaziye SAĞLAMBestami YAZGAN

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

HURRIYET CICEGI, ,

,

Sevgili Çocuk Dostlarım,

Narlıbahçe’de kimsesiz çocukların kaldığı bir yurt var. Oradaki çocukların bazı-larının anne ve babaları yok. Sarı ile sık sık o yurdun bahçesine gider, çocuklarla oynarız.

İçlerinden Zeliş’le çok iyi anlaşırız. Onun anne ve babası yok. Zeliş sekiz yaşında ve ikinci sınıfa gidiyor. Bazen kendine verilen yemeklerden ayırır, yememiz için bize verir. Biz onları yerken o bizimle dertleşir, bazen ağlar.

Geçen gün yalnız gittiğimde yine çok üzgündü Zeliş. Gözlerinde yaş vardı. Ben yavaş yavaş miyavlayarak yanına gittim. O başımı okşayarak anlatmaya başladı.

— Sınıfta Zehra’ya doğum günü yapıldı. Anne ve babası kocaman bir pasta getirdiler. Annesi kızının saçlarını okşayarak sarıldı ve öptü. Babası Zehra’ya sarı saçlı çok güzel bir bebek hediye etti. Ben, anne ve babam yok diye çok üzüldüm. Ağlamamak için zor tuttum kendimi.

Zeliş bunları söylerken ağlıyordu. Ben de çok üzüldüm. Ertesi günü onu tek-rar görmeye gittiğimde yanımda Hafi ze Teyze de vardı. Zeliş’e sarıldı, öptü. Yaptığı börek ve pastaları ona ve arkadaşlarına ikram etti. O günden

sonra Hafi ze Teyze sık sık yurda gidiyor. Zeliş artık ona “Babaanne” diyor ve artık ağlamıyor.

Hoşçakalın

12Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

13Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Sevgili Öğrencilerim,

Ne zaman vatan, millet, bay-rak konusu açılsa kendinizden geçercesine “Gerekirse canı-mızı veririz öğretmenim.” di-yorsunuz. Bu sözünüzde sami-mi olduğunuza canı gönülden inanıyorum. Çünkü sizler, Ça-nakkale ve Kurtuluş Savaşında “bir gül bahçesine girercesine kara toprağa giren” şehitlerin torunlarısınız.

Aziz vatanımın hürriyet çi-çekleri, biliyor musunuz, bir şeye çok üzülüyorum. Neye mi? İstiklâl Marşı törenindeki bazı davranışlarınıza. Bayrak geliyor, biraz sonra marş söy-lenecek; ama sizler hâlâ birbi-rinizle konuşmaya devam edi-yorsunuz.

Şimdi “Ama öğretmenim, biz daha genciz; hatta biraz da çocuk sayılırız.” dediğinizi du-yar gibi oluyorum. Haklısınız. Fakat bayrağımız şanla, şerefl e dalgalansın, İstiklâl Marşı gu-rurla söylensin diye şehit olan-ların içinde de çocuk sayılacak gençler vardı.

Şehit Salih, nişanlısına sarıla-

madan kara toprağa sarılmıştı. Onbaşı Kemal, yeni doğan ço-cuğunu öpemeden mübarek vatan toprağını öpmüştü. Ak-saraylı Ali, diktiği ağacın mey-velerini toplayamadan Cennet bahçelerinden meyve topla-maya gitmişti...

Güzel vatan çiçeklerim, İs-tiklâl Marşımızı söylerken bun-ları da düşünmenizi, sevginizi sadece sözle değil, davranışla-rınızla da göstermenizi istiyo-rum. Bakın şehit dedelerimiz bize nasıl sesleniyor:

Yurda ışık vermek için,

Mutluluklar dermek için,

Gerekirse yıldızlara,

Çıkmak gerek yavrucuğum.

Her türlü zorluğa karşı,

Dillerde İstiklâl Marşı,

Al bayrağı gökyüzüne

Çekmek gerek yavrucuğum...

Sizi çok seven öğretmeniniz…

Page 9: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Ali BÜYÜKÇAPAR

Sevgili Çocuklar!

Kutsal kitabımızın 111. Suresi Leheb suresidir. Ebu Leheb’den söz ettiği için bu adı almıştır. Mekke döneminde indirilmiştir ve beş ayettir.

Kur’an-ı Kerim indirildiği dönemlerde toplum içinde yer alan olaylara değinmiş onlara değişik tarzlarda açıklamalar yaparak insanların dikkatleri-ni çekmiştir. Peygamberimizin de bir ailesi vardı akrabaları yakın çevresini oluşturuyor hayatını onlarla geçiriyordu. Önce babasını daha sonra an-nesini kaybeden Peygamberimiz akrabalarının himayesinde büyümüş, se-vilen bir insan olmuştu.

Mekke’de insanlar putlara tapıyor onların hizmetinde bulunduklarını belirterek birbirlerine akla hayale gelmeyecek kötülükler yapıyorlardı. “Uzza” adındaki büyük put bunlardan biriydi. Bu put üç hurma ağacı ve bir sunaktan ibaretti başında bekçisi bulunurdu. Ebu Leheb Peygam-berimizin amcalarından birinin takma adıdır asıl adı ise Abdüluzza’dır. Abdüluzza, Uzza’nın kulu demektir. Ebu Leheb, Uzza’nın kulu olduğuna inanıyor Uzza’yı büyük olarak tanıyor yeğeni Muhammed’in Uzza’yı küçük görmesine, Uzza’nın Allah katında hiçbir değerinin olmadığını söylemesine dayanamıyordu. Ona yapılanın kendisine yapılanla eş olduğunu zannedi-yor, olaylara böyle bakıyordu. Ebu Leheb iri cüsseli, kırmızı yanaklı, ça-buk kızan, acımasız katı yürekliydi aynı zamanda. Kur’anı Kerim işte bu özellikleri ve din düşmanlığından dolayı ona “Alevbabası” adını vermiş, cehennemlik bir insan olduğunu beyan etmiştir.

Ebu Leheb’in Peygamberimize ve Müslümanlara yaptığı eziyetler bir hayli fazladır. O Müslümanları çok üzmüş yaptığı bütün kötülüklerde karısı da ona yardım etmiştir.

Allah iyilikleri mükâfatlandırdığı gibi kötüleri de cezasız bırakmaz.

Zekâtı verilmeyen zenginlik fayda sağlamaz. Toplumda kendilerince yüksek makamlarda bulunduklarını zannedenler bu surede uyarılmış ve gerçek saadetin Allah’a kullukta olduğuna dikkat çekilmiştir.

Akrabalık dayanışma için büyük fırsatlar getirdiği gibi bazen de bu surede olduğu gibi Allah’a ulaşmada engel de olabilmektedir. Onun için bütün kuralları Allah’ın emirleri doğrultusunda anlamak hepimiz için bir görevdir.

Allah kötülüklerin şerrinden bizi saklasın!

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.1. Ebu Leheb’in iki eli kurusun! Kurudu da.2. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. 3. O, alevli bir ateşte yanacak. 4. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek).5. Ve boynunda hurma lifi nden bükülmüş bir ip olduğu halde.

14Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

15Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

LEHEB SURES İ

>

Page 10: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

16Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

17Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Somuncu Baba, Gül Çocuk’a sorumluluk sahibi, iyi bir Müslüman olmanın önemi hakkında bilgiler veriyordu

SOMUNCU BABA ve GÜL ÇOCUK

Yazan: Musa TEKTAŞÇizen: Çağrı CEBECİ

Sorumluluk Bilinci

Sorumluluk Bilinci

Page 11: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Bu kutlu anlar bizim,En mutlu günlerimiz,Bayramlar gelsin diye,Duada ellerimiz… Çocuklar hep bir olup,Şarkı, türkü söyleriz.Aylarca bu anı bekler,Sessizce evlerimiz.

Davulla zurna ile,Görünür şehrimizde.Onun işaretidir,Kınalar elimizde…

Bayram geldi, hoş geldi,Şekerli bir dil ile… Sabah koşmak gerekir,Tatlıcı amcagile…

Bu günün şiarıdır, Şapır şapır el öpmek... Tatlansın damak diye,Bal dökmek, şeker dökmek…

Ahmet YOZGAT

BAYRAM GELDI HOS GELDI!. .

,

Korka korka başladım,

İlk gün ben okuluma.

Gittikçe de alıştım,

Sınıftaki yuvama.

Defterim, kitabımı,

Boyamı ve fırçamı,

Düzenli kullanırım,

Kalem, silgi, çantamı.

Okuldan yorgun gelir,

Birazcık dinlenirim.

Annem ne pişirdiyse,

Teşekkür edip yerim.

DERSLERiM.

Birazcık oyun oynar,

Sonra ödev yaparım.

Erken uyanmak için,

Yatağıma yatarım.

Derslerimi aksatmam,

Öğretmeni dinlerim.

Hafta sonu gelince,

Okulumu özlerim

Fatma Pekşen

18Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

19Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 12: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Topkanat, Yeşil Ova güvercinleri ile sohbet ediyormuş. O sırada ağlama sesleri duyulmuş. Sesin geldiği tarafa bakmışlar ki Yeşil Çimen gözyaşı döküyor. Topkanat Yeşil Çimen’e, “Niçin ağlarsın?” diye sorunca Yeşil Çimen; “Yıllardır buradayım. Ağaçlar bile çiçek açar ama benim çimenlerim üzerinde bir çiçek açmadı. Ben de çiçeklerle dolu bir çimenim olsun isterim.” demiş.

Topkanat Yeşil Çimen’e bu fi krini daha önce neden paylaşmadığını sorunca Yeşil Çimen; “Evet ama sen herkesin hal hatırını sorarken benim hal ve hatırımı bir kere olsun sormadın ki. Ben nasıl söyleyeyim,” demiş. Topkanat bu cevap karşısında birden ne diyeceğini şaşırmış. Nasıl olurda bunca yıl Çimen’e, “Nasılsın?” diye sormazdı. Topkanat; “Sen üzülme, beni de affet. Ama bu derdine bir çare bulacağım. Şimdi Şirin Güvercin ve arkadaşları gider bütün çiçeklerden tohum toplar, ben de onları senin yeşil çimenlerine serperim, senin de her renk çiçeklerin olur.” demiş.

İşte o zaman Yeşil Çimen’in yüzü gülmüş. Topkanat sözlerine şöyle devam etmiş: “Hem af demişken sana da Efendimiz’in hayatından af ile ilgili bir bölüm anlatayım.

Mekke’den Medine’ye göç eden Peygamberimizi Ensar Müslümanlar çok sev-er. Ama Peygamberimiz doğup büyüdüğü memleketi Mekke’yi de çok özler. Onu vatanı Mekke’sinden çıkarmışlardır. Oysa O hep rahmet peygamberi olarak dostu ve düşmanı için dua etmiştir.

Allah’tan izin çıkınca Allah Rasulü Mekke’nin fethi için yola koyulur. Medine’den yola çıkan peygamber ordusu Mekke’ye varmıştır. Allah Rasulü devesi Kusva’nın üzerindedir. Mekkeliler hem şaşkın hem de korkuyordur. Daha önce Müslüman-lara yaptıkları eza ve cefaları hatırlayınca canlarından olacaklarından emindirler. Allah Rasulü Kâbe’ye girince önce bütün putları temizler. Ardından bütün Mekke halkına şu cümleleri söyler: ‘Bu gün merhamet günüdür.’ Ardından bütün Mek-kelileri affettiğini söyler.

O gün, zulüm edenleri Allah Rasulü affetmiştir. O gün adeta af bayramıydı. İşte bu merhamet Mekkelilerin Müslüman olmasına hem de grup grup İslâm ile şerefl enmelerine vesile olmuştur. O gün dağların başı gökyüzüne varır. Uhud dağının tepesinde mutluluk bulutları uçuşur. Kuşlar, “cik cik” sesleriyle Kâbe’yi tavaf eder. Şimdi kin, nefret tohumlarının üzerinden yeller esiyordur. Yerine sevgi ve merhamet rüzgârı Mekke sokaklarında dolaşır. Mekke mutlu, Kâbe mutludur. Allah Rasulünün vatanında yüzü gülüyordur. İşte bu en güzelidir.”

Kadriye BAYRAKTARMekke’de gönüller Mekke’de gönüller

fethedildifethedildi

20Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

21Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 13: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Nasreddin Hoca’dan

Tebessüm İncileriMehmet NEVRUZSadık YALSIZUÇANLAR

Tilki ile Sırtlan MasalıTilki ile Sırtlan MasalıAĞANIN BAŞI

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

Çizim

: Ham

it YÜ

KSEK

Hoca Akşehir’deki ağalardan bir ahbabını ziyarete gitmiş. Eve yaklaşırken ağanın başını pencereden kaçırıp içeri girdiğini fark

etmiş. Kapıyı çalarak, kapıyı açan uşağa ağayı ziyarete geldiğini söylemiş.

Uşak:

- Ağa dışarı çıktı, deyince, Hoca dayanamamış:

- O zaman ağana söyle de bir daha dışarı çıkarken başını içeride unutmasın...

(Çocuklara ve evde hizmet eden-lere yalan söyletmemeli.)

Tilki çok susadı. Bir kuyuya geldi. Kuyunun ağzında bir ipin iki ucuna bağlı iki kova vardı. Fazla düşünmeden kovalardan birinin içine girip kuyuya indi ve kana kana su içti. Susuzluğunu dindirdikten sonra yukarı nasıl çıkacağını düşünmeye başladı kara kara. Bu sırada bir sırtlan geldi kuyu başına. Aşağıya bakınca, kuyunun içinde oturan tilkiyi gördü.

‘Ah, tilkicik, ne yapıyorsun orada?’ diye sordu sırtlan. Tilki,

‘Ah yeğenim, şimdi büyük bir tereyağın yarısını yedim. Ama daha fazla yiyemeyeceğim. İstersen yarısını sana verebilirim’ dedi. Gerçekten de sırtlan kuyunun dibinde sarı bir şey gördü. Ama bu tereyağı değil, ayın suya vuran aksiydi. Ancak sırtlan bunu fark edemedi. Tilkiye sordu,

‘Oraya nasıl ineceğim?’

‘Kuyunun ağzındaki kovaya gir’ diye bağırdı tilki kuyunun içinden.

Sırtlan kovaya girip de kendini aşağıya bırakınca, diğer kovada oturan tilki de yukarı çıkmış oldu. Yukarı gelince hemen kovadan çıktı, sırtlanı kuyunun içinde bırakıp gitti.

22Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

23Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 14: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Hidayet BEYZA

CUMHURIYET BAYRAMICumhuriyet Bayramı, Türk Milleti olarak yok olmaktan

kurtuluşumuzu ve bugün yaşadığımız topraklara sahip oluşumuzu kutladığımız bir bayramdır.

29 Ekim 1923 ülkemizde cumhuriyet yönetiminin ilan edildiği gündür. Her yıl 29 Ekim gününü ulusal bayram olarak resmi törenlerle coşkulu bir şekilde kutlarız. Bu törenlerde her yer süslenir. Tüm okul-larda ve meydanlarda çeşitli etkinlikler düzenlenir. Şiirler ve yazılar okunur, marşlar söylenir. Cumhuriyetle ilgili oyunlar sahnelenir.

Cumhuriyet Bayramını kutlarken, hem Cumhuriyetin ilanından önceki hem de ilanından sonra devam eden mücadeleyi kutluyoruz. Vatanımızın kurtuluşunda ve cumhuriyetin ilanında görev alanları, hayatını feda edenleri, başarılara imza atanları hatırlıyor, onların başarılarını alkışlayarak şükranlarımızı sunuyoruz.

Tarih dikiz aynası gibidir. Dikiz aynasından geriyi kontrol edemeyen sürücünün aracını ileriye güvenle süremeyeceği gibi, tarihini bilmey-en, öğrenmeyen milletler de geleceğe ümitle bakamazlar.

Eskiden ülkelerde tek kişi egemendi. Ülkelerini diledikleri gibi yönetirlerdi. Yönetim çoğu zaman babadan oğula geçerdi. Tek kişinin kendi başına buyruk, denetimsiz yönetimine mutlakiyet denir.

Mutlakiyetle yönetilen ülkelerde zamanla o ülkenin yöneticisine (hakan, padişah, şah, kral) yardımcı olsun diye meclis kurulur. Meclis üyeleri halkın dileklerini yöneticiye duyurur. Yasa tasarısını hazırlardı. Eğer bu yasa tasarısı hakan, padişah, kral tarafından benimsenirse yasalaşırdı. Ancak meclisin yetkileri sınırlı idi. Böyle yönetim biçimine meşrutiyet denir.

Diğer bir yönetim biçimi ise cumhuriyettir. Cumhuriyet yöneti-minde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Cumhuriyet yönetiminde vatandaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Halk kendisini yönetme yetkisini seçtikleri milletvekilleri aracılığıyla kullanır. Yönetilenler dil-erlerse seçimlerde yöneticileri değiştirirler. Cumhuriyet yönetiminde söz milletindir. Cumhuriyeti korumak, kollamak ve yaşatmak her vatandaşın görevidir.

Aldığımız emanetleri koruyabilmek, vatanımızı ve milletimizi yücelt-ebilmek için çok çalışmamız gerekmektedir. Ekonomik bakımdan güçlü olabilmek için daha fazla kaliteli üretim yapmalıyız. Güçlü bir hukuk sistemine ve güçlü, sağlam eğitim sistemine sahip olmalıyız. Halkımızın yaşam şartlarını, yaşam kalitesini ileriye taşıyacak çalışmalar yapmalıyız.

Milli bayramlarımızın her zaman coşkuyla kutlanmasını temenni ediyor, Malazgirt’ten, Çaldıran’a, Mohaç’tan, Başkumandanlık Mey-dan Savaşına kadar tarihimizi zaferlerle taçlandıran aziz şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyoruz.

24Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

25Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 15: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Cihan hükümdarı babam Kânûnî Sultan Süleyman’ı Avrupalılar “Muh-teşem Süleyman”, Müslümanlar da

“Şanlı Süleyman” lakaplarıyla yâd ediyorlardı.

Babamın devrinde Osmanlı Devle-ti’nin kara, deniz ordusu dünyada birinci idi. Kültür ve sanat faaliyetleri doruk noktasındaydı. İlim, kültür ve sanat müesseselerinde Kanuni’nin himayesinde, kıymetli şahsiyetler yetişip, her biri eşsiz eserler verdiler.

Osmanlı sultanlarının 11.si, İslâm halifelerinin 76.sı idim. Yavuz Sul-tan Selim Han’ın torunu, Sultan Süleyman’ın oğluyum. 28 Mayıs 1524 tarihinde İstanbul’da doğdum. An-

nem Hürrem Sultan idi.

Devlet idaresi ve teşkilatını iy-ice öğrenebilmek için Anadolu’nun çeşitli vilayetlerinde valilik yaptım. Bu yıllarda tahsilime devam edip, bilgi ve kültürümü arttırdım. İlim ve sohbet meclislerinde çok bulundum.

Babam Zigetvar Fethi sırasında öldüğünde ben Kütahya sancağından gelerek padişahlık tahtına oturduğum-da 42 yaşındaydım.

Üç kıta, yedi denizde hâkim duru-munda bulunan Osmanlı Devleti artık bana emanetti. 8 yıllık saltanatım sırasında stratejik açıdan önemli olan iki fetih gerçekleşti. Bunlardan

SİZ Bilirsiniz

biri Kıbrıs’ın fethi (1571) diğeri de Tunus’un fethidir (1574).

Batıda, Venedik, Papalık ve İspan-ya arasında Osmanlılara karşı bir ittifak yapılmıştı. Korint Körfezi ağzında İnebahtı deniz savaşında yenilmiştik. Ama Sokullu Mehmet ve Kılıç Ali Paşa’ların çabalarıyla yeni bir donanma kurmamız fazla vakit almadı. Bu savaştan sonra vezirim-in “Traş edilen sakal daha gür çıkar!” sözü üzerine düşünmenizi istiyorum. Don-Volga nehirlerini bir kanalla ha-zar denizine bağlama projemizi eğer gerçekleştirebilseydik bu büyük bir iş olacaktı. Sevgili çocuklar, elinize bir atlas alıp haritanın başına geçin ve o zaman için yapmak istediğimiz işin pek çok kimsenin hayal bile edemeyeceği muazzam bir düşünce olduğunu gö-receksiniz.

Uysal, sessiz, sakin, şair mizaçlı biriyim. Devlet işlerini vezirlerime ve özellikle Sokullu Mehmet Paşaya havale etmiştim. Annemin ve kız kar-deşlerimin devlet işlerine karışmaları herkes gibi beni de rahatsız ediyordu… Bu durum Osmanlı devlet idaresinde yeni ve tehlikeli bir çığır açmıştır de-nilebilir.

İstanbul’da doğup İstanbul’da ölen ilk Osmanlı Padişahıyım. Ordusunun başında hiç sefere çıkmayan padişah

olarak da tarihe geçtiğimi zannediyo-rum.

Henüz 51 yaşında iken vefat etti-ğimde (1574) Osmanlı Devleti’nin sınırları 16 milyon kilometrekareye yükselmiş bulunuyordu.

Memlekette imar ve inşa faaliy-etlerine hiç ara vermeksizin devam ettik. Edirne’deki Selimiye Camii gibi şaheserler bunun en güzel örneğidir.

Padişahlığım sırasında beni en çok üzen hadiselerden biri şeyhülislam Ebusuud Efendi’nin ölümüdür. İnanın bundan iki sene önce vefat eden oğluma bu kadar üzülmemiştim.

Ölümüm babamınki gibi gizli tu-tuldu. Oğlum Murat, Manisa’dan İstanbul’a geldikten sonra öldüğüm duyruldu. Beni Ayasofya’daki türbeme defnettiler.

Sevgili çocuklar beni tanıdınız değil mi? Sizden Selimiye Camii ile ilgili bir araştırma yapmanızı istiyorum. Türk-İslam mimarisinin ve sanatının 16. y.y. ulaştığı zirvenin bugün bile insanların aklına durgunluk veriyor olması sizler için bir gurur kaynağı olsa gerek değil mi? Ama ben inanıyorum ki sizler atalarınızı da geçecek daha mükem-mel işler çıkaracaksınız.

Allah yar ve yardımcınız olsun sev-gili çocuklar…

26Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

27Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 16: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Sefa Dalgıç / Sivas – Mehmet Akif Karakaya / Arkara – İffet Öksüz / Tokat – Yasemin Dalak / Malatya – Yusuf Göğebakan / Tekirdağ – Fatma Şefi ka Karakaya / Ankara – Zehra Nur Ceyhan / Kahramanmaraş – Hasan Hüseyin Aslan / Kahramanmaraş – Orhan Kılınç / Sivas – M. Melih Ahıska / Tokat

Yazı, Şiir ve Resim Gönderenler

BunlarıBiliyor musunuz ?

ÖNEMLİ GÜN VE HAFTALAR

Dünya Yaşlılar Günü 1 Ekim

Camiler ve Din Görevlileri Haftası

1-7 Ekim

Cumhuriyet Bayramı 29 Ekim

Kızılay Haftası 2-4 Ekim

Çocuk annesine sormuş birgün; -Anneciğim kafandaki saçların neden beyazlıyor senin? Annesi; -Yavrum, sen beni her üzdüğünde saçımın bir tel beyazlıyor, elbette sebepsiz değil! Çocuk annesinin duyacağı tonda başlamış cevabı yorumlamaya; Hıı şimdi anlaşıldı, anneannemin saçları neden bembeyaz olmuş!

ŞİMDİ ANLAŞILDI

Recep KOYUNCU / KONYA

İKİNCİ SORU

Öğretmen,Öğrencilere:

-Sizlere sorular soracağım. Birinci soruyu bi-lene ikinci soru sorulmayacak. Simdi söyle ba-kalım Ahmet,bir hindinin kaç tane tüyü vardır?

-9567 tane tüyü vardır Öğretmenim!

-Nereden öğrendin bunu?

-Öğretmenim, hani ikinci soru sorulmaya-caktı.

Hilal BALIKCIOĞLU / İSVİÇRE

ZAMANE

Karne günüydü. Küçük oğlan okuldan döndü. Annesi :

-Karnen nerede? diye sordu.

Çocuk güldü :

-Arkadaşıma ödünç verdim. Ba-basını korkutacak...

Alperen MOR / İSTANBUL

29 Ekim 1923 ülkemizde cumhuriyet yönetiminin ilan edildiği gündür. Bugün ulu-sal bayram günüdür. Her yıl cumhuriyet yönetiminin ilanını 28 - 29 Ekim günleri Cumhuriyet Bayramı olarak coşkun törenlerle kutlarız.

Cumhuriyet Yönetiminden önce devletimizin adı Osmanlı İmparatorluğu idi. Osmanlı Dev-leti, Osman Bey tarafından 1299’da Söğüt ‘de kuruldu. Osmanlı devlet yöneticisine padişah de-nirdi. Osmanlı Devletini altı yüz yirmi dört yılda, otuz altı padişah yönetti. Son padişah Sultan Vahdettin’dir.

Ülkemizin yönetim biçimi cumhuriyettir. Cumhuriyet’te egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur. Ulus kendini yönetme yetkisini temsilcileri - milletvekilleri- aracılığı ile kullanır. Cumhuriyet yönet-iminde vatandaşın seçme ve seçilme hakkı vardır. Seçilen temsilciler kanunlar yapar, yöneticileri milleti adına denetler. Yönetilenler dilerlerse seçimlerde yöneticilerini değiştirirler.

Ekim ayının ilk Pazartesi günü Dünya Çocuk Günü’ dür. Çocukların iyi yetiştirilmesi milletler-in ortak meselesidir. Bu ortak sorun için ilk çalışmalar 1923 yılında başladı. İsviçre’nin Cenevre kentinde toplanan kırk ülkenin delegeleri Uluslararası Çocukları Koruma Birliği’ni kurdular.

Uluslararası bu kuruluş, Birleşmiş Milletler Örgütü’ nün kurulmasını izleyen yılda UNI-CEF’ e dönüştü. UNICEF, “Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu”nun kısaltılmış

adıdır. Birleşmiş Milletler Örgütü 1954 yılında oybirliği ile Ekim ayının ilk pazartesi gününü Dünya Çocuk Günü olarak kabul etti.

Dünya Çocuk Günü evrenseldir. Birleşmiş Milletler Örgütü’ ne üye bütün ül-kelerde aynı günde kutlanır.

DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ HAKKINDA GENEL BİLGİ

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI

29Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 17: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Eylül Ayı Çengel BulmacaHediye Kazananlar1- Fatmanur TAŞTEPE – AMASYA2- Ayşenur ÇELİKKAYA - KARABÜK3- Zeynep ÖZGÜN - SAFRANBOLU4- YUNUS EMRE ALPER - KARABÜK5- Elif ŞAŞ - KAYSERİ6- Mislina DİNÇER - K.MARAŞ7- Esma YİĞİT – MALATYA8- MAHMUT ESAT KÜÇÜK - K.MARAŞ9- İlker ASLAN - MALATYA10- Emir Yusuf AKAN - OSMANİYE

Eylül Ayı Çengel Bulmacanın ÇözümüŞİFRE: HOŞGELDİN ŞEHRİ RAMAZAN

K

R A B T İ H

M K R A A

M A L A V

A

V A

N İ

A T

A A A F A

A R D E N

K A T A I

İçi taneli bir kış

meyvesi

N U

K U T

K

A

K

A

T

A

R

L

L

E Ş N

I

R

GZ O

M

D

O

N

A

S

A

F

A

L

A M

R

L

A

G

A

Y

Oruç ayı

En basit deniz aracı

K

R

Gökten düşen taş

Arama Kurtar--ma Teşkilatının

kısa adı

Üst’ün tersi

Su yolu

Milli bir futbolcu

Çok büyük, yüce

Allah, ilah

Geniş veya dar verimli düzlük

İçi hava ile doldu--rularak oynanan bir

oyuncakBir nota

Kışın yağar

Bir uzaklık işareti

Bir nota Kar üstünde yapılan spor

Şehir ve uluslar arası hava ulaşımının

yapıldığı yer

Kur’an’ın ilk suresi

Sivas’ın bir ilçesi

İp sarılan şey

Sıvayı yapmaya yarayan alet

Dünya’nın uydusu

Taş kömürüyle ünlü ilimiz

Türkiye’nin en büyük gölü

Basra Körfe--zinde bulunan küçük bir İslam

ülkesi

Bir nota

Anne

Gözleri görmeyen

Utanma duygusu

Rize’nin bir ilçesi

Sıvının tersi

Müslümanlar için kutsal olan dağ

Hayvansal bir besin

Yüzyıl, çağ

Nane kelimesinin ilk hecesi

Bağışlama

(Tersi) Bir bağlaç

(Tersi) Bir perde çeşidi

H

O

Ş3

E5

2

G4

L6

1

D

R10

7

N9

İ8

M

Z13

12(Tersi) Bir nota

A11

Sevgili çocuklar! Aşağıda her sıradaki dört kelimeden üçünün şifreleri verilmiştir. Soru işareti olan kelime veya şifreleri de diğerlerinden

yararlanarak sizlerin bulmasını istiyoruz.

DilemesiYaratılmışlara benzememek

Diri olmasıVarlığının sonsuz olması

Her şeyi görmesiDoğru ve güzel söz söylemesi

Hiçbir şeye muhtaç olmamasıHer şeyi işitmesi

Her şeyi yaratması

Var olmasıHer şeye gücünün yetmesi

Varlığının başlangıcının olmaması Bir ve tek olması

Her şeyi bilmesi

Arkadaşlar! Aşağıdaki tablonun açık renkli zeminde Allah’ın zatî, koyu renkli zeminde sübûtî dediğimiz sadece Allah’ın

sahip olabileceği nitelikler ile Allah’ın mükemmelliğini ifade eden nitelikleri ve onların karşılıkları yer almaktadır. Bunları

birbirleriyle eşleştirin ve kesiştikleri karelere çarpı işareti koyun.

Kıd

em

cud

Be

ka

Va

hd

an

iye

t

Mu

ha

lefe

tün

lilh

av

ad

is

Kıy

am

bin

efs

ihi

Ha

yat

İlim

Se

mi’

Ba

sar

İra

de

Ku

dre

t

Ke

lâm

Te

kvin

Kanaat tükenmez --------------

Büyük --------- ye büyük -------- söyleme

Aza ---------- etmeyen çoğu hiç bulamaz

Öfkeyle kalkan -------------- oturur

Esirgenen göze -------------- batar

Bir ---------------- bin ---------------- iyidirNe ------------ onu biçersin

Ak ------------------ kara gün içindir

Arkadaşlar! Aşağıdaki atasözlerinde boş bırakılan yerleri yukarıdaki kelimeleri kullanarak doldurun.

ekersen

kanaat

hazinedirakçe

sözmusibet

zararla nasihatten

lokma

çöp

30Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

31Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Page 18: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

32Somuncu Baba Çocuk Dergisi - EKİM 2008

Adres: Somuncubaba Çocuk Dergisi “Çengel Bulmaca Ekim” Zaviye Mah. Hulusi Efendi Cad. No:71 (44700) Darende / MALATYA

Hazırlayan: Hamidullah HalıcıÇengel Bulmaca EkimHediyeli

Bulmacayı çözdükten sonra, rakamların bulunduğu karelerdeki harfleri aşağıdaki kutucuklara yazarak şifreyi bulun

1 2 3 2 4 4 6 4 7 8 7 9 7 8 10 11

E A

D

B

I S

E

İçi taneli bir kış

meyvesi

K

Kral ve padişahların oturduğu büyük ev

R

M

Allah için

yaptı--ğımız görev

Vilayet

Ebre--he’yi yok

eden kuş--lar

Hay--van--

sal bir besin

5

Bir kış sebzesi

Arının ürettiği besin

Temiz--lenmesi gereken şey

Bir bağlaç

Bacadan çıkan duman

Açı ölçen cetvel

Yürüyen bir şeyin

yerde bıraktığı belirti

Peygamberimizin sohbetinde bulu--nan arkadaşları

Bir şeyin fiya--tının artması

Vidaları sö--küp takmada kullanılan alet

Eşlerin birbirlerine göre anneleri Tatlı yapan, tatlı

satan kimse

Namaz öncesi yapılan temizlik

Ağaçların gövdeden

ayrılan parçaları

Fizik,kimya biyolojiye

verilen ortak ad

Bir nota

Karadeniz bölge--sinde bulunan bir

ilimiz

Zeki-Metin ikilisinden Zeki’nin

soyadı

Aralarında kan bağı olan kimseler

Daha çok Kütahya bölgesinde çıka--rılan bir kömür

çeşidi

Büyük baba

Ağrı, acı duyul--

duğunda söylenen bir söz

Hasta--lanma--

dan önce alınan

ilaç

Şiir yazan kimse

Bir nota

(Tersi) Eksinin tersi

En küçük zaman dilimi

Sıva işi yapan kimse

İsviçre’nin kayak merkezleriyle ünlü

sıra dağları

Yabanî hayvan barınağı

(Tersi) Şan, şöhret

Bir nota

İrlanda’da yaşayan kimse,

oralı olan

Arabistan milliyeti--ne tabi olan

Süha kelimesinin ünlüleri

Akdeniz bölge--

sinde bir ililmiz

1

5

3

4

67

8

9

10

11

2

Sevgili arkadaşlar, yukarıdaki bulduğunuz şifreyi yazıp aşağıdaki bilgileride eksiksiz doldurarak fotoğrafınız ile birlikte aşağıdaki adresimize veya [email protected]’e gönderen ilk 10 kişiye Nasihat Yayınları tarafından Somuncu Baba’nın hayatını anlatan “Gülşenin Solmayan Gülü” adlı kitap hediye edilecektir.Şifre (Eylül):...............................................................................................................................Adı Soyadı:...............................................................................................................................Adresi:......................................................................................................................................E-posta:..........................................................................Tel: (0...........).....................................

Page 19: “Somuncu Baba Bahçesinin Taze Çiçeği”somuncubaba.net/pdf/COCUK/COCUKEKIM08.pdf · 2017-01-05 · Ama nafi leydi. Salih’in ateşini ölçmüş, oldukça yüksek olduğunu

Tezhip: Betül OKKA

Albümü

Arkadaşlar sizler de Çocuk Albümümüzde fotoğrafl arınızın yayınlanmasını istiyorsanız [email protected] adresimize gönderiniz.

Ali KARAÇALI

İbrahim TALAS

Tuğçe ÖZDEN

İsmetullah ÇETİN

Abdullatif GÖKÇE Ahsen GÜLBAHÇE Abdullah KÖMÜRCÜ Ahmet Enes KÖMÜRCÜ Furkan YAYLA

Ünzile KARA Fatımanur ÖZDEN Hayriye DEMİR Metin KIZILKAN

Nisa DUMAN Tugay ÇİÇEK Hüseyin YILMAZ Ahmet TALAS

Esvet YAYLACI

Fatıma Zehra İMİR Emirhan DAĞ Enver HACIBEBEKOĞLU H. Hamidettin DEMİR

İnci GENÇ Harun EFE Recep Enes BAĞBAKAN

“İnsan için ancak çalıştığı vardır. Şüphesiz onun çalışması ileride görülecektir.”

(Necm Suresi, 39-40. Ayetler)

(Bir Ayet)

“Üç dua vardır ki, bunlar şüphesiz kabul edilir: Mazlumun duası, yolcunun duası ve

babanın evladına duası.”

(İbn Mâce, Dua, 11.)

(Bir Hadis)