Yıl: 2017 Sayı: 10 / Ücretsiz

05METİN ERDOĞANHAY- KOOP Yönetim Kurulu Başkanı

20Hurdaya çıkan araçlar için elinizi çabuk tutun

17Eti Maden - Bandırma Taşıyoruz

04 Rekabet gücünün sınırı açıkMehmet Kartal

18

1910 kat cezaya son verilmeliCoşkun Yolyapar

İÇİNDEKİLER

sayfa

4

LOJiSTiK

LIFE

38 Ozan İnamRamak Kala Olaylar

48 Dr. Mehmet Şükrü BaşarıkKas ağrısı şikayeti

49 Sürüş güvenliğisizin elinizde

26 Aysun Küçükçıtraz

27‘Kendi kendine hareket eden'Otomobilin geliş öyküsü

34 Ercan Kavalcı

36Birlik Grup İnşaat Yücel Evsen

38Ozan İnamYapı işlerinde güvenlik ağları

39Sektörde öne çkanlarRe nault Trucks

34

41 Ar a ç mua y e ne s i önc e s ine dikka t

43Scania, yeni nesil araçlarını tanıttı

44İcatlarHayatımıza dokunan..

Yücel Evsen

HAY- KOOP iftarı

sayf

a 2

0

Kooperatifçiliğimizde iz bırakanlar

Arabanıngeliş hikayesi

İlber Ortaylıİmparatorluğun En uzun Yüzyılı

HAY- KOOP YÖNETİM KURULU BAŞKANI METİN ERDOĞAN

S.S. HAYDARPAŞA KARAYOLU YÜK TAŞIMA KOOPERATİFİSüreli Yayın Organıdır.

İmtiyaz Sahibi: METİN ERDOĞAN

Yayın Kurulu: COŞKUN YOLYAPAR. MEHMET BAŞAR, ECEVİT KARTAL, ERHAN İŞLEYEN. SADETTİN KESKİN, MUSTAFA ÜNKAYA

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü:TEOMAN DEVRİM0539 581 11 90teomandevrim@gmail.com

Genel Yayın Yönetmeni:ÖZGÜR COBUTOĞLU

Katkıda Bulunanlar: ÇETİN ŞAHİN,ZAFER YILMAZ,ENES KARTAL, MURATCAN DEVRİM

Hukuk Danışmanları:Av. M. SUAT KAYIKÇI,Yard. Doç. Dr. ÖMER FARUKDİKER, Av. İLYAS ÇALİK, Av. Y. K. SAVAŞKAN

Adres: Selimiye İskele Caddesi HAY- KOOP İş Merkezi No: 34Üsküdar İstanbulTel: 0216 492 82 93www.sshay- koop.com.tr

Sponsor Firma:MİLA DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.Ümraniye

Baskı:

HAZİRAN 2017 - Sayı: 10İki ayda bir yayınlanır. Ücretsiz dağıtılır. lojistiklife@gmail.com

5

LOJiSTiK

LIFE

Ramazan ayı, her bir Müslümanın derin bir iştiyakla kendisiyleyüzleştiği, kendisini yenilediği, iç dünyasını tazelediği rahmet ayınıgeride bıraktık. Üyelerimizle birlikte iftar açtık. Ramazan Bayramımızıkutladık.

Maltepede kendi yerimizde tır garajımızı faaliyete soktuk. Kendimizeait olan yeri atıl durumdan aktif işler duruma getirdik. Eti Maden ihale-sine girerek Bandırma’da taşıma ve paketleme ihalesini kazanarakhayırlı bir iş yaptık. Gayemiz üyelerimizin ve müşterilerimizin yüzünü güldürmek.Yürüttüğümüz çalışmaları hem yönetim hem de personel açısındansürekli değerlendirmeler yaparak bunları sizlere aktarmak ve mevcutduruma göre işleyişi yönlendirmek adına bilgi alışverişinde bulunmayaözen göstermekteyiz.

Yürüttüğümüz faaliyetlerin temel amacı insanımızın ihtiyaç duyduğubaşta araç sevkiyat, yedek parça tedarik, şoför eğitimi, iş güvenliğ veiş sağlığı, altyapı, araç yenileme, tamir ve bakım gibi her alandaihtiyaçları tespit edip onları gidermeye çalışmaktayız. Bu işin bir ucun-da hizmeti veren diğer ucunda da bu hizmetten yararlanan, bu hizme-tle ilgili olarak talepte bulunan kesim var. Bu iki kesimin birbirinibilmesi, tanıması lazım. Bu iki kesim arasındaki bağları olabildiğincekuvvetli tutmamız lazım. Bu nedenle sizlerle müşterilerimiz arasında iyibir köprü görevi yapmaya çalışıyoruz.

Şeffaf bir yönetim olmanın gayreti ile çalışmaları sürdürmekteyiz.Kooperatif üyeleri için var. ' İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' felsefesi ile“birimiz hepimize hepimiz birimize” anlayışının savucuları olarak ihtiy-acları giderme noktasında görev ve sorumluluk aldığımız için iyiyi vegüzeli yakalamamız gerekmekte. Güzelin güzeli mutlaka vardır. Bir şeyi yapıyorsak buna kanaat edip bu kadar olur deme noktasındadeğiliz, olmamalıyız. Ekonomik gelişmeleri yakından takip ediyor-sunuz. Rekabet ortamı tüm acımasızlığı ile sürmekte...Hayırlı bol kazançlar ve sağlıklı günler geçirmenizi dilerim.

Kolay olan ne var, bizim işimiz zoru başarmak!

sayfa

8

LOJiSTiK

LIFE

“Tarihe, duyulan saygı, miras kalanı koruyarak, yaşatarak, değer bilerek gösterilir; geçmişimiziörterek, değiştirerek, var olanı görmezden gelerek değil! O nedenle; ülkemizin tarihini çok iyibilmemiz gerekiyor.”

Uzun ince bir yolda

Koope ratif hayatımız Türkiye Kooperatifçilik

Raporu’nda 2014 yılsonuitibariyle, 72 bin 563 kooperatif ve7 milyon 373 bin 224 kooperatifortağı bulunmaktadır.

1867 yılında Mithat Paşa ilebaşlayan kooperatifçilik hayatımızda birçok insanın emeğigeçmiş. Akademisyenler bu insanları kitaplarında,makalelerinde dile getirmişler. “Azokuyan, çok eleştiren” veya “takımtutar gibi” bu emek vermiş insanları büyük çoğunluk görmezden gelmiş, gelmeyedevam etmekte. Bu nedenlekooperatifçiliğe emeği geçenleridergi sayfalarımızda yer vermeyedevam ediyoruz.

Kooperatifçi arkadaşlarla sohbetederken “1860 yılından bugünebizim için emek vermiş olan 5 kooperatifçi adı sayabilir misiniz?”diye sordum. Bir, iki, üç isim sayılabildi. Ahilik adeta kağıtüstünde yaşatılıyor! Belediyelerinve birkaç esnaf derneginin

düzenledikleri törenler olmasakimse ahiliği hatırlamayacak!

Ülkemizde 70 bin küsur kooperatif var. Kooperatiflerin kuruluş amaçları birbirinden farklıolduğundan çeşitleri de bir haylifazladır. Kooperatifleri birçokkritere göre sınıflandırmakmümkündür. En önemlileri tarımsal kooperatifler ve tarım dışıkooperatifler.

1- Tarımsal KooperatiflerA) Tarımsal Kalkınma Koop.B) Tarım Kredi KooperatifleriC Tarım Satış KooperatifleriD) Sulama KooperatifleriE) Su Ürünleri KooperatifleriF) Pancar Ekicileri Kooperatifleri

2- Tarım Dışı KooperatiflerA) Tüketim KooperatifleriB) Konut KooperatifleriC) Esnaf ve Sanatkarlar Kredi

ve Kefalet KooperatifleriD) Tarım Dışı Hizmet Koop.

a) Taşıma Kooperatiflerib) Küçük Sanat Koop.c) Ecza Kooperatifleri

d) İş Yeri Yapı Kooperatiflerie) Turizm Kooperatifleri

Batıda kooperatifçilik hızlagelişmiş ve büyümüş ancak,yabancılaşma en üst seviyeye çıkmış. Bireysel hak ve özgürlüklerdevletin sosyal dokusu içindegüvence altına alındığından, kapıkomşusu ile ilgilenmez bir durumageçilmiş. Bizde ise durum nasıldiye sorsak, şöyle bir etrafımızabakarsak durumu görebilecekmiyiz?

HAY- KOOP olarak yarım asrıgeride bıraktık. Kooperatifçiliğinamacına uygun olarak büyüklerimiz kurdular, yaşattılar,yaşatıyoruz, yaşatacağız veyaşatacak olan gençlerimizi bukonuda çok iyi eğitmeliyiz..Okuyarak, bilerek, büyüme içindeolmak zorundayız.

Rekabet koşulları çok sert.Zorlukları aşa aşa geldik.“Bir kişi herkes için

ve herkes bir kişi için” Hayırlı yolculuklar, bol kazançlar dilerim.

DOSYA

kooperatifMuhittin Birgen, NazmiTopçuoğlu ile birlikte çıkarmışolduğu Türk KooperatifçisiDergisi bu alandaki en önemliçabalardandır. Derginin altbaşlığında “Bir kişi herkes için ve herkes bir kişi için” ilkesi kooperatifçiliğin amacını ortayakoymaktadır.(Muhittin, 1930, s. 1- 2)

Özlem Yıldırım Kocabaş

Mustafa Kemal Atatürk.“Kanaatim odur ki, muhakkak

suretle birleşmede kuvvet vardır.Kooperatif yapmak, maddi ve

manevi kuvvetleri, zeka vemaharetleri birleştirmek demektir.

…Müstahsillerin birleşmesindenşahsi menfaatlerini haleldar

olacağını düşünenler tabiişikayet edeceklerdir." (1 Şubat

1931, İzmir Ticaret Odası .

MİTHAT PAŞA ETHEM NEJAT AHMET CEVAT EMRE NUSRET NAMIK UZGÖREN

Çekirdeğini kooperatiflerin

oluşturduğu “sosyal ekonomi” ya da “dayanışmaekonomisi” kavramları yeniden

yorumlanmakta ve uygulama koşullarıtartışılmaktadır. Her kooperatif

uygulaması, ortak bir proje düzenlemekve gerçekleştirmek için organize olan

insanların eşsiz öykülerini anlatmaktadır. ABD, Fransa, İngiltere,

İtalya ve Japonya gibi ülkeler öne çıkmışülkelerde kooperatif ile bir şirket arasında

pek fark görülmez. İngiltere, kooperatifçiliğin beşiğidir. ABD ve

Almanya’da toplam nüfusun dörtte biri,Norveç ve Kanada’da üç kişiden biri,

Japonya’da her 3 aileden biri, Finlandiyanüfusunun yüzde 75’i kooperatiflere

üyedir. Bu ülkelerde, iş hacimleri açısından ele alındığı zaman ilk sırayı

tarımsal kooperatiflerin yer aldığıgörülmektedir. Almanya, Fransa ve

Hollanda’da var olan,

kooperatif bankalarıülkenin en büyük

5 finans kurumu arasında bulunmaktadır.

Kooperatifler; bireylerin, özellikleyoksul insanların, tek başlarına elde

etmeleri zor olan ürünler ve hizmetleriçin katma değer yaratırlar. Bu durum,ortaklara ait kaynakların birlikte verimlişekilde kullanılmasıyla mümkün olmaktadır. Kooperatifler ayrıca küreselekonomik ‘fabrika’da önemli bir dişlidir.Ticaret hacimleri, gelişen ve gelişmekteolan ülkelerin garisafi yurtiçi milli hasılarakamlarının % 3- 10’u oluşturmaktadır.Dünyanın en büyük 300 kooperatifine aitbilgilerin derlenmesiyle oluşturulan ICAKürsel - 300 projesine göre 2008 yılındakooperatiflerin toplam ciroları 1,6 trilyon Dolar’a ulaşmaktadır. Sadece bu 300 kooperatifin ciro toplamı,dünyanın 9. büyük ekonomisinin garisafiyurtiçi milli hasıla rakamıyla başa baştır.

sayfa

9

LOJiSTiK

LIFE

iz bırakanlar - II

MİTHAT PAŞA - ETHEM NEJAT - MUSTAFA KEMAL ATATÜRK - AHMET CEVAT EMRE - NUSRET NAMIK UZGÖREN

30 Haziran “Kooperatif Bayramı” Kooperatif Bayramınız kutlu olsun!

Gazeteci Soner Yalçın 15 Haziran günü kooperatif konusunda bir yazı kaleme aldı.

”İstanbul laleler ile donatıldığında herkes aynıcümleyi kurmak zorunda mı: ‘Hollanda'ya laleler İstanbul'dan gitti!’Başka? Başka cümle yok bu kadar! Ne kadar övünsek az! Yahu arkadaş!Hollanda 41.543 bin kilometrekare, Türkiye 783.562 bin kilometrekare.Hollanda'nın tarım ihracatı 93 milyar dolar,Türkiye'nin (çoğunu ülkemizdeki yabancı küreselşirketler yapıyor) 17.1 milyar dolar! Hollandatoprak doldurup denizden tarla yapıyor; Türkiyeerozyonla her yıl 200- 300 milyon ton toprakkaybediyor.Hollanda süs bitkileri ihracatında dünya birincisi… Hollanda sebze ihracatında dünyabirincisi… Hollanda süt ihracatında dünyaüçüncüsü… Hollanda kırmızı et ihracatında dünya dördüncüsü…Hollanda sıvı- katı yağ ihracatında dünyadördüncüsü… Uzatmayayım… Hollanda tarım ihracatında dünya ikincisi…Peki… Bu nasıl oluyor arkadaş?Hollanda bizim Konya kadar iken, nasıl dev tarım ülkesi oluyor?Bizim eksikliğimiz ne? Söylesenize…...Hollanda'da bu iş nasıl oluyor? Yazayım… Araziyi aldınız. Öyle kafanıza göre “şunu dike-ceğim” demekle olmuyor. Önce tarım arazinizinkayıtlı olduğu kooperatife gidiyorsunuz!“Ne kooperatifi? Nerde serbest piyasa” filandeme, o seni kandırmak için söyleniyor.“Hollanda gibi kapitalist ülkede kooperatif olurmu” diye hiç sorma. ... Neyse.Dönelim Hollanda'ya…Kooperatif yetkilisi sana “arazinizde şu ürünleriyetiştireceksiniz” diye bir- iki alternatif sunacak.“Olur mu? Geçen yıl hıyarın kilosu kaç liradansatıldı, ben hıyar ekeceğim” filan deme, dinlemezler. Bir ürünü seç! Ben ayrıca “ek olarakşunları da dikeyim” filan deme, izin yok.Tek ürünü seçtin… Yetkili ürün maliyetlerini /giderlerini hesaplıyor. İstiyor ki, hasat sonundabaşına ne geleceğini bil! Tahmini bilançoyualdın. Bu arada, paran yeterli değilse borç

veriyorlar. Dur nereye gidiyorsun? Gitme. Yetkiliseni kooperatifin tarım mühendisine yönlendirecek! Bir gün sonra… Mühendis vekooperatifin teknik elemanlarıyla arazini teftişegidiyorsun. Mühendis yetiştireceğin ürün hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu ölçüyor.Yeterli değilsen sana yardımcı oluyor. Bu aradaürünle makine parkındaki araçlarını bildirmekzorundasın. Eksik aracın varsa tamamlıyorlar.Bitmedi…Sonunda…Ekim için program yapılıyor. Çalışma başlıyor.Yine tek başına değilsin. Öncelikle kullanacağın ilaçlar, gübreler, sular veyapacağın kesim ve kontroller kooperatif yetkilileri tarafından sana bildiriliyor.Tüm kurallara uydun. Geldi hasat zamanı. “Tek başınayım” diye düşünme. Kooperatif hasatzamanı personel desteği veriyor.Ürünü topladın kooperatifin öncülüğünde kiralıkdepoya kaldırıyorsun. Bekleyeceksin. Godot'udeğil, eksperleri! Taban fiyatı o belirleyecek.Yine “serbest piyasa” lafına başlama! ... Bunlar yeminli eksper! Yemini kofti değil. Ne üretici olarak senden, ne de alıcılardan etkileniyor. Taban fiyat belirlendikten sonra ürün,kooperatif tarafından açık arttırmayla satılıyor.Tabii senin onayın şart. Satış belgesine imzanıatıyorsun. En sonunda… Kooperatif, hizmet faturaları düşüldükten sonra paranı ödüyor.İlk yılı geçirdin…Şimdi hedefin “A sınıfı” ya da “Yeşil” üretici sertifikasını almak olacak.Bunun için kaliteli ürün yetiştirmen şart.Sertifikayı aldığın anda devlet desteklerine hakkazanıyorsun!

Hollanda'yı görünce “bu kooperatif anlayışıbizde niye yok” deme!Avrupa'da modern kooperatifçiliğin kurucusubilinen İngiliz Michael Sandown, 19'uncu yüzyılınbaşında Kayseri, Sivas, Niğde, Nevşehir veKırşehir'de incelemeler yapıp esnaf dayanışmateşkilatı “Ahilik”ten etkilendi. Gidip ülkesine kooperatif kurdu!Bizde ne oldu; 1838 İngiliz Ticaret Anlaşması'ylaAhilik' i öldürttüler. Yetmedi. ...”

sayfa

10

LOJiSTiK

LIFE

Kooperatifçilik üzerine yazılmış yazılardan...

sayfa

11

“Türkiye de kooperatif düşüncesinin ve hareketinin gelişimi, Mithat Paşa tarafından kurulanMemleket Sandıkları ile başlamıştır. Meşrutiyet ve Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulan kooperatiflerinçokluğu, Atatürk’ün kooperatifçiliğe ne kadar çok önem verdiğini göstermektedir ve 1935 yıllarındaçıkarılan tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri kanunları ile Türkiye’deki kooperatiflerin sayılarında önemli artışlar görülmüştür. 1863 yılından günümüze gelinceye kadar kooperatifçilikteyaşanan bu hızlı gelişim, daha sonraki yıllarda çıkarılan kanunlarda ve düzenlenen planlarda göstermeye başlamıştır. Kooperatif düşüncenin gelişmesine katkıda bulunanlar, yazmış olduklarıyazılarla ve ileri sürmüş oldukları fikirlerle kooperatifçiliğe hizmet ettiler. Kooperatifçilik tarihimizdeyeri büyük olan isimlerin unutulmaması gerekiyor. . Bu sayımızda çalışmarından yararlandığımızbaşta Özlem Yıldırır Kocabaş, Prof. Dr. İsa Kayacan, Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Şaban Şimşek,gazeteci Soner Yalçın ve daha birçok yazarın/ araştırmacının eserlerinden derlediğimiz bilgilerisizlere sunmaya çalıştık. Çalışmalarından faydalandığımız bu değerli insanlara teşekkür ederiz.

Atatürk, 30 Haziran1936’da, İçel’in Tekirköyündeki çiftliği civarındaki 35 köylüyleortaklaşa, ZiraatBankası’na gönderdiği ve ilk imzacı bizzat kendisinin olduğu birdilekçeyle, 1935 yılısonunda çıkan yeni tarımkredi kooperatifleri yasasıuyarınca, yurdumuzda (bir anlamda) ilk sayılabilecek “tarım kredikooperatifi”nin kuruluşişlemlerini başlatmıştır.Bu tarihi anmak için yurdumuzda 30 Haziranher yıl “KooperatifçilikBayramı” olarak kutlanmaktadır.

Türk Kooperatifçilik Cemiyeti’'nin kurucu üyeleri - 1931: Prof. Muammer Raşit Seviğ, Yunus Nadi Abalıoğlu, Prof. HasanTahsin Avni, Prof. Mustafa Zühtü İnhan, Prof. Münür Serin, Prof. M. Mithat Metya, Doç. Muhlis Ertem Ete, Alaaddin Cemil Topçubaşı.

LOJiSTiK

LIFE

Prof. Dr. İsa Kayacan 2011 yılında kooperatif konusunda yapmışolduğu bir açıklama çok önemli bir olguya parmak basmıştı. Halenülkemizde kooperetifçiliğe emeği geçenlerin bilinirliği çok az sayıdainsan tarafından bilinmekte. O nedenle bu sayımızda ve daha sonrak sayılarımızda kooperatifçiliğe emeği geçenleri tanıtmayadevam edeceğiz.

Kayacan: “Vefatla aramızdan ayrılan yüzlerce, binlerce, milyonlarca,ifade edilebileceği kadar fazla insan, vefatla aramızdan ayrıldı, ayrılmaya devam ediyorlar. Bir başka ifadeyle, Azerilerin ifadesiyle,Dünyalarını değiştiriyorlar. Biz insanoğlu çabuk unutuyoruz.. Zamanı,sırası gelince aramızdan ayrılanların ardından, birkaç gün, birkaç ayveya birkaç yıl hatırlıyor, üzülür gibi yapıyoruz. Sonra aramızdanayrılanlar, ‘seviyoruz, sayıyoruz, ölüyoruz’ dediklerimizin mezarlarıbaşına gidip, hayır dua okumak bir yana, isimlerinden bile sözetmiyoruz, edemiyoruz maalesef!”

HAYDARPAŞA KARAYOLU YÜK TAŞIMA KOOPERATİFİ

II. Meşrutiyet yıllarında kooperatifçilik konusu üzerinde ilkduran kimselerden birisi, Ethem Nejat’tı. Ethem Nejat, ılımlıbir koruyucu gümrük politikasını yansıtan ve kayıtsız şartsızserbestliği reddeden Osmanlı Ziraat ve Ticaret Gazetesindekooperatifçilikle ilgili yazılar yazmıştır. Ona göre, yalnız başı-na yapılmış olan işlerden çok büyük ve ortaklaşa yapılan işleryararlıdır. Sanayide, ziraatte ve ticarette gelişmenin birbütün içinde olması gerekmektedir. Bu alanlarda faaliyetgösteren teşebbüsler, sermaye sağlamak durumundadırlar.Ethem Nejat’a göre, sermaye sağlamak için en gerekli olankurumlar Ģirketlerdir. Osmanlı Devleti’nde şimendüfer, tramvay, rıhtım, modern liman kumpanyaları adı altındaAvrupa sermayelerinden oluşan şirketler bulunmaktadır.(Nejat,1323 (1907), s. 252) - Özlem Yıldırır Kocabaş -

Ethem Nejat 1883 yılında İstanbul'da doğdu. Lise eğitiminiÜsküdar İdadisi'nde tamamladı. Ticaret Mekteb- i Alisi'ndeyüksek öğrenim gördü. Daha sonra Amerika Birleşik Devletleriile Fransa'ya giderek burada bir süre bulundu. II.Meşrutiyet' in ilan edilmesinden sonra yeniden ülkesinedönerek öğretmenlik yapmaya başladı. 1913'te Bursa'da,ardından da İzmir'de Darülmualliminlik Müdürlüğü'ne atandı.

I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine bir süre gönüllü askerolarak görev yaptı. Ayrıca 12 Mart 1912'de Ahmet Ferit' inbaşkanlığında kurulan Türk Ocağı'nın üyeleri arasında yeraldı. Kurumun yayın organı olan Türk Yurdu dergisinde demakaleler yayımladı. İtilaf Devletleri'nin baskıları sonucuRusya'ya gitti. Türkiye Komünist Partisi'nin genel kurulundayer aldı. Kısa bir süre sonra Milli Mücadele'ye destek ver-mek için Anadolu'ya geçti. Ancak Trabzon'da elleri bağlıolarak bindirildikleri teknede 29 Ocak 1921 tarihindeöldürüldü.KİTAPLARI l Türklük Nedir ve Terbiye Yolları l Çiftlik Müdürü l Yiğit Türkler l Terbiye- i İptidaiyeIslahatı l Çocuklarımızı Nasıl Büyütmeliyiz (yeniAkit)

sayfa

12

LOJiSTiK

LIFE

ETHEM

NEJAT

II. Meşrutiyet yıllarında kooperatif düşüncesinin yayılmasındaen etkili olan isimlerden birisidir. Girit’in Resmo kasabasındadoğan Ahmet Cevat, tüccardan Sakallızade Hasan HulkiEfendi’nin oğludur. Girit’ten istanbul’a gelerek Kuleliİdadisi’ne girmiş ve buradan Mekteb- i Hayriye’ye birinciliklegeçmiştir. Harbiye’nin ikinci senesine kadar tahsiline devamederken, rejimin değişmesinin gerektiği gibi düşüncelerekapılmıştır. Padişahın toplamış olduğu Askeri Divan- ı Harb’insürgüne gönderdiği, devrim düşüncesine sahip olanlararasında Ahmet Cevat Emre ve arkadaşları dabulunmaktadır. (Baş,1952,s.14) Sürgüne gönderildiğiTrablusgarb’da geçirmiş olduğu günlerde pek çok faaliyettebulunmuştur. Ahmet Cevat’ın sürgünde bulunduğu yıllardakigirişimlerinden en önemlisi “Mektep- i İrfan” adını taşıyan birözel okul kurmuş olmasıdır. İlk alfabeyi bu yıllardaoluşturarak “Mektep- i İrfan”da okutmaya başlamıştır. Ayrıca,sürgün dönemi boyunca tercümeler de yapmıştır.Roussesau’nun “Mukavele- i İçtimaiye”sini ve daha pek çokeseri tercüme etmiştir. Trablusgarb’a sürülmüş olan AhmetCevat, 11 yıl süren sürgünhayatından sonra İstanbul’a gelerek Şura- yı Ümmet gazetesinde çalışmaya başlamıştır.

A.CEVAT

EMRE

Volkan ve Serbesti isimli gazetelere karŞı Siper- i Saika adlıgazeteyi çıkarmıştır. 31 Mart olayının gerçekleşmesine kadarbu gazete çıkarılmaya devam etmiştir.(Emre, 1956, ss.15-21) İktisatta İnkılâp: İstihlak Teavün Şirketleri isimli bu ilkkooperatifçilik kitabında Ahmet Cevat, Avrupa’da gezmişolduğu yerlerdeki kooperatif hareketlerinden ve o ülkelerdeyayınlanan kitap, dergi ve broşürlerden söz etmektedir.(Cura, Sayı: 19, s. 15) Ahmet Cevat’ın kitabına verdiği isminİktisatta İnkılâp olmasının nedenini daha anlaşılır bir şekildeifade etmek gerekirse şunları söyleyebiliriz. On yedinciyüzyılda Avrupa’nın endüstri üretimi evlerde, aileler arasındatezgahlarla yapılıyordu. On sekizinci yüzyılda buharmakinelerinin meydana getirdiği büyük devrimle fabrikalar vesermayeye dayalı kurumlar açılmaya başlamıştır.

On dokuzuncu yüzyılın ilk yarısı işveren ve işçi kavgalarıylageçmiştir. Vahsi sermayedarlığın zararlarını ortadan kaldıra-cak hiçbir metod bulunamamıştı. On dokuzuncu yüzyılın ikin-ci yarısında kooperatifçilik o kadar büyük bir ilerleme gösterdiki, dünyanın ekonomik çehresini yakın bir gelecekte tama-men değiştireceğine başta Ahmet Cevat olmak üzere, budüşünceyi taşıyan pek çok kişi inanmıştı. Ekonomi alanındabir devrim olarak kabul edilen kooperatifçilik, bu kitaptaİktisatta İnkılâp olarak tarif edilmiştir. Ahmet Cevat tarafındançıkarılmış olan bu kitap, ilk 44 olarak İkdam gazetesindetanıtılmış ve daha sonraları pek çok dergi ve gazetede bueserle ilgili yazılar çıkmıştır. Mehmet Zeki tarafından yazılmışolan bir yazıda bu eserin içeriğinden ve kooperatifçilikhareketindeki yerinden söz edilmektedir. (Zeki, 1330 (1914),ss. 231- 233) Ahmet Cevat, kooperasyonun özelliklerindensöz ederken ve üreticiye, tüketiciye olan faydalarını açık-larken gerekli olan eş yayı üreticiden alarak, arada kazançelde edentefecileri uzaklaştırıp tüketicilere üretilenleri sun-manın en iyi yöntem olduğunu söylemektedir.Kooperatifçiliğin amacı, tüketicileri kendi kendilerinin taciri veüreticisi yapmaktır. (Cevad, 1334 (1918), s. 353) AhmetCevat kooperatifçilik konusunu açıklarkenherkes tarafından iyi anlaşılması için bu konuda çeşitli örnek-ler vererek anlatmaktadır. Kooperatifçiliği tanımlarken vermişolduğu bir örnekte teavünü, birkaç kişinin toptan birceviz ağacını alarak toplayıp aralarında taksim etmesiyle, butaksimden çarşıda satılan fiyattan yarı yarıya yararlanılmasıŞeklinde açıklamaktadır.

Ahmet Cevat Emre, okullarda ulusal bilinci oluşturacak olan“terbiye- iiktisâdiye”nin verilmesi görüşünü savunmaktaydı.Ahmet Halit Bey tarafından çıkarılmakta olan Talebe Defterimecmuasında da yazmış olduğu makalelerle öğrencileriortaklaşa ve dayanışma içinde çalışmaya “Arttırma Sandıkları”oluşturmaya çağırmakta idi. Öğrencilere yönelik olarakMehmet Asım ile birlikte 1334 (1918) yılında çıkarmışolduğu Anadolu Yavrusunun Kitabı, Mekatib- i İbtidaiye’nindördüncü sınıfında okutulan ve “malumat- ı diniye, kıraat vemusahabe- i ahlakiye, sarf, imla, tahrir, coğrafya, tarih,eşya, ziraat, hesap, hendese, resm ve el işleri” gibi konularıişleyen bir eserdir.

Kaynak: TÜRKİYE’DE KOOPERATİFÇİLİK HAREKETİNİN DÜŞÜNSEL

BOYUTU - Özlem YILDIRIR KOCABAŞ

sayfa

13

LOJiSTiK

LIFE

MUSTAFA KEMAL

Ahmet Cevat Emre,okullarda

ulusal bilinci oluşturacak olan

“terbiye- iiktisâdiye”ninverilmesi görüşünü

savunmaktaydı.(1918)

20 Mayıs 1931 tarihinde İstanbul’da “Türk KooperatifçilikCemiyeti” kuruldu. Kurucu üyeleri şunlardır: Muammer Reşit(Sevgi) Darülfünun Emini Hasan Tahsin (Ayni) DarülfünunMüderrisi Fazıl (Pelin) Darülfünun Müderrisi Zühdü (İnhan)Darülfünun Müderrisi Münir (Serin) Darülfünun MüderrisiMithat (Medya) Darülfünun Müderrisi Muhlis Ethem (Ete)Darülfünun Muavini Yunus (Naci) Muğla Mebusu AlaaddinCemil (Topçubası) iktisat Muharriri ve İstanbul Mebusu.Türk Kooperatifçilik Cemiyeti 1933 yılı sonunda merkeziniAnkara’ya taşıdı. Cemiyet 1948 yılında “Türk KooperatifçilikKurumu” adını almıştır. Nusret Namık Uzgören: 27 Mart 1937- 30 Haziran 1938- (22 Haziran 1945 - 26 Haziran1949) - 17 Haziran 1950-27 Ekim1971- (12 Ocak 1974- 03 Nisan 1977) tarihleriarasında dört dönem, Türk Kooperatifçilik KurumununBaşkanlığını yaparak, en uzun başkanlık yapan isim olaraktarihe geçmiştir.(Kaynak. Prof. Dr. İsa Kayacan)

Atatürk, 1913 yılında Bulgaristan�ın başkenti Sofya’ya askeriateşe olarak görevlendirildiğinde o zamanki kraliyetBulgaristan’da yaygın olan kooperatifçilik hareketiniincelemişti. Daha sonra, Türkiye’nin yönetiminde birinciderecede söz sahibi olunca, Bulgaristan’daki tespitlerindenyararlanarak, Kooperatif Şirketler adiyle, küçük bir kitapyayımlattı. 19 Mart 1923 tarihinde zamanın Matbuat UmumMüdürlüğü (şimdiki Basın- Yayın ve Enformasyon GenelMüdürlüğü) tarafından yayımlanmış olan Kooperatif Şirketleradli kitapçığın üzerinde, yazarın adi yoktur; fakat, NusretNamık Uzgören ve Nurettin Hazar gibi, Türk kooperatifçilikhareketinin öncülerinin çeşitli vesilelerle beyan ettikleri gibikitapçık, Atatürk tarafından dikte ettirilmiştir. Atatürk okitapçık ile özellikle köy öğretmenlerinin, kooperatifçilikkonusunda, köylümüzü bilinçlendirmelerini istemektedir.Kaynak: Türk Kooperatıfçilik Kurumu Tarihçesi

sayfa

14

LOJiSTiK

LIFE

N.NAMIK

UZGÖREN

“Osmanlı'dan miras 1920' lerin Türkiye'sinde, tarımda halageleneksel alışkanlık uygulanıyordu. Bilgi, teknik ve alet- ekipman noksanlığı verimin çok düşük seviyedekalmasına sebep oluyordu. Çeşit ve tohum kavramı gerçekanlamıyla bilinmemekteydi; ve köylü tarlasına kaldırdığı buğdayı tekrar ekiyordu. Özetle; buğday tarımı genel hatlarıyla, “Ektim bayıra mevlam kayıra” sözüyle bağdaşıyordu.Bilimi rehber edinen Cumhuriyet, buna sonvermek için çalışmalara başladı.Tarih: 13 Aralık 1925.Eskişehir, Türk tohumunun ıslah çalışmaları merkezi olacaktı.Bu amaçla, Eskişehir'de “Islah- ı Buzr” (Tohum Islahİstasyonu) kuruldu. Amaç, Türk köylüsüne modern yöntem-lerle tarım yapmayı öğretmek ve ona, Anadolu şartlarınauygun tohum kullandırmaktı. Türkiye'nin ilk araştırma kuruluşuolan bu enstitüde; üzerinde ilk çalışılan bitki, yıllar içindedeformasyona/ ırk değişimine uğrayarak iyi sonuç vermeyenAnadolu buğdayı oldu. Önceleri, sadece ıslah dalında çalış-malar yapıldı.1929'da aynı kuruluşun içinde oluşturulan KuruZiraat Deneme İstasyonu (Dry Farming) ile yetiştirme tekniğikonusunda da çalışmalara başlandı. Dray Farming; yağışı azolan veya yağmurları uygun zamanlarda düşmeyen bölgede,sulama yapılmadan ürün yetiştirme usulüydü.

ALİ NUMAN

KIRAÇ

Ali Numan Kıraç, Eskişehir' in beş kilometre dışında dağ başıdiye adlandırılabilecek Karacaşehir eteklerinde kuru tarımamaçlı Dray Farming Deneme İstasyonu'nda müdürlük yaptı.Burada, kuru ve sulu tarım şartlarını inceledi. Toprak işlemeve ot kontrolü denemelerinin sonunda ortaya çıkan “kurutarım sistemi”, yapılan ıslah çalışmalarını da kuvvetli etkiledi.Kuru Tarım Deneme İstasyonu'nda Ali Numan Kıraç ve ekibitarafından kaydedilen gelişmeler pek çok ülkeye model oldu.Bu araştırmalar, uluslararası kuruluşlarca “Türk mucizesi”olarak takdir gördü. Bu başarılı çalışmalar ardından AliNuman Kıraç, 1937 yılında Batı Bölgesi Zirayi KombinalarBaşkanlığına getirildi.

Aynı yıl, çalışmalarının ilk üç yılını içeren “Eskişehir'de DryFarming Araştırmaları” nı iki ciltlik kitapta yayınladı.1943'te Teknik Ziraat Müdürlükleri'nin kuruluşuyla birlikte,hem kuru Tarım İstasyonu Müdürlüğü'nü hem de TeknikZiraat Müdürlüğü ile pamuk üretme müdürlüğü görevleriniyaptı. Ali Numan Bey, İkinci Dünya Savaşı'dan sonra ABDtarafından başlatılan Marshall Planı yardımının Türkiye'yeyönelik “Tarımın Makineleşmesi Programı”nın uygulanmasın-da, Tarım Bakanlığı adına eşgüdüm çalışmalarını yönetti.1948- 1951 yılları arasında Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğüve Devlet Üretme Çiftlikleri Genel Müdürlüğü görevini üstlendi. İşte DP hükümeti, bu görevlerde iken Ali NumanKıraç'ı emekli etti. Toprak ağası milletvekilleri ABD'den gelentarım makinelerine el koymak istiyorlardı.Bu nedenle hala kamu tarımını savunan, Atatürk'ün gözbebeği ziraat mühendisini yok ediverdiler!

Yıl 1924. Mayıs ayı.li Numan Bey o dönemde, Ankara- Keçiören yolunda KalabaKöyü yakınında iki katlı bir binadaki Ziraat Mektebi'nde öğretmenlik yapıyordu. Mustafa Kemal, Türk tarımınınkalkındırılması için düşündüklerini anlattı: “Bu çiftlik, memlekette çağdaş ziraat usulünü yerleştirmek için örnekteşkil edecek.” İlk buluşma sonrasında; Ali Numan Bey,Mustafa Kemal' in Türk çiftçisi için açmak istediği yolu kavradıve kollarını sıvadı. Gece gündüz çalıştı.Mustafa Kemal de AliNuman Bey' i çok beğendi; eğitimini geliştirmesi için ABD'yegönderdi. Yıl, 1927 idi. Böylece… Ali Numan Bey, ABD'yegönderilen ilk ziraatçı oldu. Önce Kansas Ziraat Koleji vesonra Nebraska Üniversitesi'nde öğrenim gördü. ABD'deyaşadığı bölge tabiat şartları bakımından Orta Anadolu'yabenziyordu ve burada Dry Farming yani kuru tarım yapılıyordu; bu konuda eğitim aldı. Ataları Bulgaristan'ın Köstendil kasabasındandı.Ailesi, Rusişgalinden kaçarak 1890 yılında Bursa'ya göçmüştü. 1897yılında Bursa'da doğdu. Afyon İdadisi ve Bursa ZiraatMektebi'nden mezun oldu. Askerliğini Birinci Dünya Savaşısırasında yedek subay olarak yaptı. Ordunun sebze üretiminden sorumluydu.Savaştan sonra, 1919 yılı itibarıyla devlet hizmetinde çalış-maya başladı. 1920'de mezun olduğu Bursa ZiraatMektebi'ne öğretmelik yaptı. Sonra ataması Ankara'yayapıldı. 1925 yılında Semiha Hanım ile evlendi. 1934'teSoyadı Kanunu çıkınca Atatürk aileye; Ali Numan Bey' inEskişehir'deki “kuru ziraat” üzerine yaptığı başarılı çalışmalarından dolayı “Kıraç” soyadını armağan etti.”

LOJiSTiK

LIFE

Ali Numan Kıraç 1925 yılında Semiha Hanım ileevlendi.iki çocukları oldu.Can ve İnan Kıraç’ınbabası.

2012 - 2016 yılları arasıuygulanan Türkiye

Kooperatifçilik Stratejisi veEylem Planının nihai

değerlendirilmesi amacıyla, Değerlendirmeve Yönlendirme Komitesitoplantısı 31 Mayıs 2017

tarihinde Gümrük veTicaret Bakanlığı

Müsteşarı Cenap AŞCIçekleştirildi. Toplantıya,

komite üyeleri Gümrük veTicaret Bakanlığı

Müsteşar Yardımcısı Sn.Sezai UÇARMAK, Gıda

Tarım ve HayvancılıkBakanlığı Müsteşar

Yardımcısı Hasan ÖZLÜ,Çevre ve ŞehircilikBakanlığı Müsteşar

Yardımcısı RefikTUZCUOĞLU, Kalkınma

Bakanlığı MüsteşarYardımcısı Yılmaz TUNA,

Türk KooperatifçilikKurumu Başkanı Prof.

Dr. Ali Fuat ERSOY,Türkiye Milli KooperatiflerBirliği Başkanı MuammerNİKSARLI ile Gümrük ve

Ticaret BakanlığıKooperatifçilik Genel

Müdürü Arif Sami SEYMENOĞLU ve ilgili

personel katıldı.

Taşıyoruz

sayfa

17

LOJiSTiK

LIFE

ETİ MADEN BANDIRMA İŞLETMESİNDE BOR MADENİNİ PAKETLEME YAPIYORUZ VE

HAY- KOOP VE AKYÜZ NAKLİYAT

İhale süresi 6 ay içinde tamamlanması için çalışmalarahızlıca başlandığını belirten HAY- KOOP Yönetim KuruluBaşkanı Metin Erdoğan, yakalanan başarılı sinerjininbaşka alanlarda da süreceğini belirtti.

Eti Maden İşletmeleri GenelMüdürlüğü’nün Bandırma taşıma vepaketleme ihalesini HAY- KOOP ve AkyüzNakliyat kazandı14 Haziran 2017’de ihaleyi kazanan HAY- KOOP ve Akyüz Nakliyat paketlemeve sevkiyat işlemine başladı. HAY- KOOPve Akyüz Nakliyat Bandırma ihalesinde enavantajlı teklifi vererek ihaleyi aldı.

İhalede HAY- KKOP adına imza atan HAY- KOOP A.Ş. Yönetim Kurulu BaşkanıÖmer Karlıdağ, ”En iyi referansımız, iş disiplinimizdir, çalışma azmimizdir. HAY- KOOP farklılıklar yaratarak kalıcı işlersağlayıp kooperatif profilini en yüksek seviyeye çıkarmak misyonunu taşıyoruz.Müşteri memnuniyetini en yüksekseviyede tutarak, sürekli iyileştirme vegelişme politikasını benimsemiş bir kurum olarak,üyeler ve tüm çalışanlar tarafından hayatageçirmekteyiz. Topluma ve çevreye sorumluluk bilinciyle çalışmalarımızısürdürmekteyiz. Güvenilir olmak, yapılanher işin arkasında olup, disiplinli çalışmaanlayışı ile verdiğimiz sözün arkasında duran bir HAY- KOOP’un üyeleriyiz” dedi.

ÖMER KARLIDAĞ

SAİM AKYÜZ

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

18

Nereye kadar!

HAY- KOOP PAZARLAMA MÜDÜRÜ MEHMET KARTAL

Rekabet edebilme, piyasa koşullarının altına düşmeme, ekonomik kalkın-mışlık seviyesini belirleyen önemli unsurlardan biri durumda. Ülkeler kıyasıyabir yarış içinde. Firmalar kıyasıya yarış içinde.

Hedef, toplumsal refah seviyesini artırmak, seviyenin altına düşmemek.

Uzmanlar kısaca, “Ülkemizde, bilgi veyeni teknoloji üretme kabiliyetimizin, rekabet gücümüzü belirlediği göz önündebulundurularak, Ar- Ge ve yenilikçilikfaaliyetlerine daha fazla önem vermemizgerektiği açıktır” diyor ve ekliyorlar: “Bilimve teknoloji alanlarında uygulanan poli-tikalar, ekonomik gelişimin ve toplumsalrefah seviyesindeki artışın hızını veyönünü belirlemektedir” diyorlar.

Nakliye sektöründe yer alan bizler, bilişim teknolojilerinin etkin kullanımı,yoğunlaşmış bilgi ve beceriye sahipişgücü, bilgi ve deneyim birikimi, kalitelihizmet ve araç yelpazesinde zenginlik,depo ve terminaller gibi kriterler rekabetgücünü belirleyen en önemli faktörlerolarak karşımıza çıkmakta. Bunları gerçekleştirirken, rekabet yine hızlı bir şekilde bizi etkilemeye devam etmekte-dir. Firmanızın bu anlamda alt yapısınıen iyi şekilde donatmış olsa da akaryakıtfiyatı, yedek parça fiyatı, geçiş ücretleri,“boş kalmama adına” kırılan fiyatlar rek-abet gücünüzü dolaylı olarak etkilemekte. İşletmeler arası rekabettebir ürünü müşteri isteklerine göre üretme/ hizmet ve sunma, bu üretimi / hizmetive sunuşu günümüzde rekabetçi üstün-lük elde edebilmek için işletmelerinkendilerini tamamen farklı bir biçimde

yeniden tanımlarken günümüz koşulundakontağı çevirme maliyeti artmıştır.

Bu bağlamda, yenilik odaklı stratejileresahip, rekabet gücünü sürdüren, varlığınıkoruma ve devam ettirebilme konusundaönemli bir duruş göstermekteyiz.

Rekabet gücünün sınırı açık. Nereye kadar rekabet!

Fark oluşturan bir kurumuz. Hizmetkalitemiz yüksek ve standartların üstündeyiz, gelişmelere aynı hızda ayakuydurabilecek bir yapıdayız. Rekabetkoşullarında tüm bu olumlu yanlarımızarağmen yine de nereye kadar diye sor-mak zorundayız?l Akaryakıtın litresi 4,6 TL olduğu yerdenereye kadar…l 3. Köprü ek maliyetinin 300 TL olduğuyerde nereye kadar…l Taşımacılık sektöründe nakliye hesabıyapmayanlarla nereye kadar…l Trafik sigortasının bu kadar yüksekolduğu bir ülkede nereye kadar…l Kazancın az olduğu yerde firmaların yüksek model araç taleplerinde nereyekadar…l Taşımalarda teminatlarda 2 günnormalde 1.5 günlük emeğin karşılığıolmadığı yerde nereye kadar…l Çalışan emekçi sürücülerin, sigorta primlerinin yüksek olduğu sürece nereyekadar….

sayfa

19

LOJiSTiK

LIFE

HAY- KOOP YÖNETİM KURULU BAŞKAN YARDIMCISI COŞKUN YOLYAPAR

10 kat cezaya son verilmeli!

Yapılan araştırmalara göredünyanın hiçbir ülkesinde 10 kat ceza uygulaması yok.Ülkemizde trafik cezası için 15 gün içinde ödeme yapılmasıhalinde cezanın 4’te 1’i oranında düşürülmesi, bir ayıgeçmemesi halinde ise sadeceyüzde 5 faiz uygulaması ve neolursa olsun ödenecek tutarınfaizi ile birlikte en fazla iki katını geçemeyeceği yasa ile belirlenmişken otoyollarda 10 kat ceza anlaşılır gibi değil.

10 kat ceza çilesine bir son verilmeli.Otoyol ve köprülerden geçiş yapan araçlardan alınan 10 kat ceza yeni geçişfiyatından sonra astronomik rakamlaraulaştı. 1999 yılında otomatik geçiş sis-temine geçilirken yapılmış bu yanlışaartık bir son verilmeli. 10 kat ceza uygu-laması dünyanın hiçbir yerinde yok. 208TL lan Osmangazi Köprüsü ücreti 2 bin295 TL oluyor. Osmangazi Köprüsünükullanan bir araç farkında olmadan veyateknik bir aksaklık da olsa köprüyüödemesiz geçse 15 gün sonra 208 TLyerine 2 bin 295 TL ceza ile karşılaşıyor.Bu durum taşımacılarımızı isyan nok-tasına getirmiştir. Binek araçlar bile buköprüden ödemesiz geçişin cezası 721TL’yi buluyor. 15 Temmuz ŞehitlerKöprüsü’nde 10 katı ilavesi ile 77 TLolan ücret Avrasya Tüneli, Yavuz SultanSelim Köprüsü ve otoyollar içinde çokyüksek rakamlara ulaşmaktadır.

Başka Hiçbir kamu Alacağı İçin 10 KatıCeza Uygulaması Yok

Yapılan araştırmalara göre dünyanınhiçbir ülkesinde 10 kat ceza uygulamasıyok. Ülkemizde trafik cezası için 15 güniçinde ödeme yapılması halinde cezanın4’te 1’i oranında düşürülmesi, bir ayıgeçmemesi halinde ise sadece yüzde 5faiz uygulaması ve ne olursa olsunödenecek tutarın faizi ile birlikte en fazla

iki katını geçemeyeceği yasa ile belirlen-mişken otoyollarda 10 kat ceza anlaşılırgibi değil. Tahsis edilen cezanın 4 katıişletmeci kuruluşa 6 katı devlete ödenmektedir. İşletici kuruluşun 4 katücret almasının da bir anlamı yok.

Adrese dayalı Nüfus Sistemi İle TahsilatArtık Çok Kolay

1999 yılında otomatik sistemegeçilirken muhtemelen kaçak geçiş çokolur, caydırma maksatlı 10 kat cezakuralının bugün vatandaşlar üzerindeönemli bir yük haline geldi. Günümüzkoşullarında adrese dayalı nüfus sistemiile kamu alacakları tahsisi eskisine göreçok kolay. Bugün artık bu tür cezalartahsil edilmeden birçok kurumda işlemyapılmamaktadır.

Torba Yasa İle DüzeltilebilirYabancı araçların otoyol kaçak

geçişlerinde bugüne kadar tahsil edile-cek muhatap(!) bulunamadığı için yıllık 75 milyon Tl tutarında kayıp yaşandı.Yabancılardan tahsilat yapılabilmesi yayınlanan son torba yasa ile mümkünhale gelmiştir. Yıllarca yabancılardan otoyol ücreti alınmayan ülkemizde kendivatandaşlarından 10 katı ceza alınmasıhaksızlıktır. Bu da bir torba yasa iledüzeltilmesi nakliye sektörünü rahatlatacağı düşüncesindeyim.

sayfa

20

LOJiSTiK

LIFE

Hurdaya çıkan araçlarınız içinElinizi çabuk tutun!

Hurda Araçların Teslimi İçin Son Tarih 31 Aralık 2018

Model yılı 1997 veya daha eski olanaraçların hurdaya ayrılması halinde buaraçlar için kesilmiş olan vergi vecezaların affedilmesini öngören kanunteklifi TBMM’ye sunuldu. Yaklaşık 2,1milyon araç sahibini ilgilendiren HurdaAraç Yasası Meclis’ten geçti.

Uzun bir bekleyişin ardından hurdaaraçları ilgilendiren yasa, 355 bini kamy-

on, kamyonet ve çekici, 100 biniminibüs, otobüs ve panelvan, 1.6 mily-onu da otomobil, arazi taşıtı ve moto-siklet yaklaşık 2.1 milyon aracıilgilendiriyor.

Hurdaya çıkan araçların 31 Aralık 2018tarihine kadar tahakkuk etmiş ve ödenmemiş olan motorlu taşıtlar vergisibu vergiye ilişkin gecikme zammıgecikme faizi, vergi cezaları 1 Ocak2017 tarihinden önce olan trafik cezalarıiptal edilecek. İlgili trafik sicilinde adları-na kayıt ve tescilli bulunan, model yılı1997 veya daha eski olan motorlu taşıt-ların; bu maddenin yürürlüğe girdiği tari-hten itibaren 31/12/2018 tarihine kadarilgili mevzuat gereğince kayıt ve tescil-lerinin silinmesi ve hurdaya çıkarılmasısuretiyle il özel idarelerine veya büyükşehir belediyelerine bedelsiz olarak tes-lim eden veya 26/09/2011 tarihli ve 655sayılı Ulaştırma Denizcilik ve HaberleşmeBakanlığının Teşkilat ve GörevlerHakkında Kanun HükmündeKararnamenin 21. Maddesinin

HAY- KOOP YÖNETİM KURULU BAŞKANI METİN ERDOĞAN

sayfa

21

(4) numaralı fıkrasında düzenlenen uygulama çerçevesinde Makine ve KimyaEndüstrisi Kurumu (MKEK) Hurdaişletmesi Müdürlüğüne ait hurda müdür-lüklerinden herhangi birine teslim edengerçek ve tüzel kişiler adına, hurdayaçıkarılan taşıta ilişkin olarak 31/12/2018tarihine kadar tahakkuk etmiş ve öden-memiş olan motorlu taşıtlar vergisi ile buvergiye ilişkin gecikme zammı, gecikmefaizi, vergi cezaları ve 31/12/2016 tari-hine kadar tescil plakasına kesilen idaripara cezaları terkin edilir.

Aracı Elinde Olanlar Ne Yapacak? Ne Kadar Para Alacak?

Hurda aracı elinde bulunanlar aşağı-daki haklarda yararlanabilecek:l 31 Aralık 2018 tarihine kadar bandrolborçları ve faiz zamları silinecekl 31 Aralık 2016 tarihine kadar aracayazılan trafik cezaları silinecek.l Aracı İl Özel İdareleri ile BüyükşehirBelediyelerine Teslim edenler ücretsiz teslim edecekl Araçlarını Makine Kimyaya teslim edenlere araçlarına kilo başına model yılına göre asgari 1 TL ücret alacaklar.

Yani aracı elinde olanlar 31 Aralık2018 tarihine dikkat etmesi gerekmektir. Bu tarihe kadar başvuruda bulunan araçsahipleri bu yasan yararlanabilecek.Araçlarını Makine ve Kimya EndüstrisiKurumuna veren araç sahipleri de kilobaşına 1 TL alabilecek.

31 Aralık 2018 bu tarihten sonra teslimedilen araçların hurdaya ayrılması bumevzuat kapsamında mümkün olmaya-cak. Araçlarını noter satış senedi ilealmakla beraber trafik tescilini yaptır-mamış olanlar 31 Aralık 2018 tarihindenönce trafik tescilini yaptırarak araçlarınıhurdaya ayırabilecek. Çalıntı Araçlarda Hurdaya Ayrılabilecek

Model yılı 2005 veya daha eski olupçalınma veya başka bir nedenle mevcutolamayan veyahut herhangi bir nedenlemotorlu taşıt vasfını yitirmiş olan araçlarbu durumun bir belge ile ispatedilebilmesi halinde hurdaya ayrılabile-cek.Bu araçların motorlu taşıtlar vergi-lerinin 4’te 1’inin ödenmesi halinde kalanvergi borcuna aslı ile gecikme zamları ve

trafik cezalarının tamamı silinecek. Sözkonusu araçların sonradan bulunmasıhalinde ise iptal edilen vergi ve diğerkamu alacakları Ocak ayında yenidentahakkuk etmiş sayılacak.

Bu kanun kapsamında hurdaya ayrılanaraçların daha önce ödenen vergi vediğer kamu alacakları iade edilmeyecek;ancak 6183 sayılı Amme Alacaklarınıntahsil usulü Hakkında kanun gereğinceuygulanan haciz işlemleri kaldırılacak.

ÖTV İndirimi Ve Hurda Yasası ŞoförEsnafı İçin Çok İyi Fırsat

Bazı alacakların yeniden yapılandırıl-ması ile bazı kanunlarda değişiklik yapıl-ması ile bazı kanunlarda değişiklik yapıl-masına dair kanun teklifinin TBMMMbaşkanlığına verilmesinin ardından çevreve ekonomik açından bu tasarı şoföresnafımız için çok önemli. MaliyeBakanlığı’nın Hurda Yasası ile ilgili budüzenlemesini uzun zamandır bekliyor-duk. Otoparklarda bekleyen binlerce araçekonomiye kazandırılacak. Halen ticariaraçlarını yenileyen esnafımız için ÖTVindirimi devam ettiği için hurda araçkanunu şoför esnafımıza bir piyango gibioldu. Ticari araçlarımızın yenilenmesi içinbu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor.Piyasada bu konuda büyük birhareketlilik olacak.

Yeni düzenleme ile şoför esnafı azdaolsa nefes alacak. Hurda araçlarekonomiye kazandırılırken esnafınüstünde olan kamburda kaldırılmışolmakta. Ülkemiz hurda ihtiyacını dışar-dan temin ediyor. Bu yasa ile birnebzede olsa demir çelik hurda ithalatıiçin 9 milyar dolara yakın paramız dışarıgidiyordu.

Yaşlı Araçlarda Takarof ZorunluluğunaEsneklik Getirilmeli

Takorof cihazları muayene vedamgalama yönetmenliğinin mevcut haliile sektör açısından yüksek maliyet oluş-turmasının yanı sıra ülke ekonomisiningerçekleriyle de örtüşmüyor. Bir dijitaltakorafın piyasa değeri 2 bin 500 TLcivarında. Hurdaya ayrılma yaşına gelenaraçlarda bu para harcanarak takmakşoför esnafına zarar vermekte. 1996 –1997 model binlerce çekici, kamyon,otobüs takaroflarını dijital takorafladeğiştirme sorunu yaşanmakta. Buuygulama tamamen kaldırılarak esneklikgetirilmesi, hurda yaşına yaklaşmışaraçlarda dijital takarof zorunlu olmamalı.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

22

LOJiSTiK

LIFE

HAY- KOOPüyeleri İftarsofrasındaHAY- KOOP Yönetim KuruluRamazan nedeniyle BulgurluSemt Konağı’nda üyelerineiftar yemeği verdi.

HAY- KOOP Başkanı MetinErdoğan, iftar yemeğindeüyelere hitaben bir konuşmayaptı. Erdoğan, kooperatifüyelerinin Ramazan- ı Şerifler-i’ni tebrik etti. Ramazan Ayı’nınanlam ve öneminden bahsedenErdoğan, geleneksel halegetirdiğimiz bir iftarda yine birlikteyiz. Tüm şehitlereAllah'tan rahmet, kederli ailelerine başsağlığı diledi. Bumübarek ayın, devletimize, milletimize ve kooperatifimizehayırlı olmasını diliyor tümkatılımcıları en derin saygılarımla selamlıyorum"dedi.

sayfa

23

LOJiSTiK

LIFEÜmraniye

ŞoförlerOdası

BaşkanıNezih Mert

ve MetinErdoğan

HAY-KOOP

gönüldaşıKılıç

NakliyatGenel

MüdürüDerya Bal

sayfa

24

LOJiSTiK

LIFE

Eti Maden - Kırka iftarındayızHAY- KOOP Yönetim Kurulu KırkaEti Maden İşletmeleri’nde iftarverdi. Geleneksel hale gelen iftarabor madeninde çalışan personel veKırka bölgesinde bulunan 8 köyünmuhtarının katıldığı iftarda, işçilerleiftar sofrasında buluşmaktan memnuniyet duyduğunu dilegetiren HAY- KOOP A.Ş. BaşkanıÖmer Karlıdağ, mağfiret vebereketi bol bir ayda birlikte iftaryapan fabrika yöneticilerine,çalışanlarına ve muhtarlara

2014 yılı Ford Trucks Uluslararası FotoğrafYarışması birincisiMurat İbranoğlu / Kocaeli

Ford Trucks 5. Uluslararası FotoğrafYarışması birincisiEmre Bostanoğlu

Her gün yaklaşık 900 bin kamyonun yük aldığı ülkemizde, lojistiksektörünün 2016 cirosu 100 milyar Doları geçti. Geçtiğimiz yılaoranla sektördeki cironun artacağı öngörülüyor. Ciro içinde enönemli payı yaklaşık yüzde 58’lik oran ile karayolu taşımacılığıalıyor. Karayolu taşımacılığı geçtiğimiz yıl 60 milyar Dolara yakınbir ekonomi yarattı ve sektörde dönen günlük sıcak para 500milyon TL’yi buldu. Türk kamyon pazarının en önemli ayırt ediciözelliklerinden birisi, yollardaki her 10 kamyondan 9’ununsahib-inin bireyler olmasıdır. Ülkemizde, kamyonculuk ekmek tekne-sidir. HAY- KOOP üyeleri kooperatif yönetiminin teknojilik

büyüyeceği öngörüsünden yola çıktığımızda da bu aşamalardangeride kalmamak, daha güçlü ve dayanıklı bir sektör yapısınıniçerisinde yer almanın bilinciyle hareket eden HAY- KOOP üyeleripazarın aktif oyuncuları arasında yer alma yolunda attıkları veatacakları adımlar teknoloji ve kooperatif gücüyle büyümekte.

gelişmeleri yakındantakip etmeleri vekurum içinde hayata geçirmeleri sayesindeihtiyaçlara cevap verebilecek çözümlerortaya koyabilmekte.

Artan rekabet ortamın-da ve büyüyen hacim-ler karşısında yatay vedikey olarak büyümeihtiyacı bugün kaçınılmaz bir gerçek.Sektörümüzünönümüzdeki yıllarda

Bir zamanlar uygun yük bulmak için tır parklarında ve nakliyegarajlarında yük tahtalarını kollayan kamyoncular, dijital uygulamalar sayesinde çığır atlıyorlar. Kooperatif üyeleri dahayolda giderken dönüş yükü fırsatlarından anlık iletiler ilefarkında olarak, yeni bir yükün proğramını yapabiliyorlar.Teknolojik yenilikler rekabet ortamında avantajlar sağlamakta.

HAY- KOOPteknolojinin takipçisi

Ford Trucks UluslararasıFotoğraf Yarışmasını her yıl düzenlemekte.

sayfa

25

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

26

LOJiSTiK

LIFE

Selamlar,Tüm müşterilerimizin ve sektörümüzün değerleri çalışanlarının geçmiş Ramazan Bayramı’nıkutlarım.

Ramazan ayı mümasebetiyle lojistik sektöründe yer alan firmaların vermiş olduğu iftarlarakatıldık. İfatar verenlerin maddi ve manevi dünyaları gönüllerince bol ve refah içindeolmalarını temenni ederim. Allah kabul etsin. Bu iftarlarda aynı zamanda bir araya gelensektörün aktif üyeleri arasında sektörün sorunlarını, gelişen ve büyümesi konuşuldu. Hava,deniz ve kara olarak tüm lojistik sektörü kendi dallarında olağanüstü gelişmiş durumda. Sektörün her alanında verilen eğitimler, yapılan yatırımlar sektörün ülkemiz için ne kadar önemli olduğu ve hayti öneme sahip olduğu bir kere daha dile getirildi.

Gündemimizde olan kombine hizmeti;Limana gelen bir konteynerin antrepoya alınmasın-dan antrepoda yapılması gereken işlemler ithalat aşaması dahi tarafımızdan yapılmasıiçin hazırlıklarımızı tamamladık. Artık antrepo ithalat ve ihracat beyannamesini kendibünyemizde yapabiliyoruz. Son olarak adımıza açacağımız antrepomuz kaldı ilerleyendönemlerde çalışmaları tamamlandığında bu hizmeti de siz değerli müşterilerimize vermeyihedefliyoruz.

Bunun dışında teşvik alımı konusunda da danışmanız teşvik almak isteyen müşterilimiziher konuda destekleyecek ve konuda eğitim verecek kadar uzmandır. Müşterilerimizinsadece taşıması değil ithalat ve ihracat sürecinde yapması gereken işlemlerde her konudadaha iyi hizmet verebilmek için hedeflerimize her gün daha da yaklaşıyoruz.

40 yılı aşkın süredir yaptığımız, at arabaları ile taşımaya başladığımız günlerden bugüneher taşıma şekli ile hizmet verdiğimiz müşterilemize daha verimli olmak için en iyisini ve en güvenilir hizmeti sağlamak için departmanlarımız ve ekiplerimiz kendini geliştirmeye devamediyor. Saygılarımla...

GÖRÜYORUMHAY-KOOP / GÜMRÜK MÜŞAVİRİ / AYSUN KÜÇÜKÇITRAZ

www.sshay-koop.com.tr / gumruk@sshay-koop.com.tr Tel: (0216) 492 82 93 - 0216 305 23 25

sayfa

27

LOJiSTiK

LIFE

zatü'l-hareke

‘kendi kendine hareket eden'

otomobilin geliş öyküsü Tarihte otomobilin ilk olarak 1769 yılında Fransız mucit Nicolas Joseph Cugnot

tarafından bulunduğu biliniyor. Buhar gücü ile çalışan bu arabanın saatte 3.6 km hızla gidiyordu. Dört zamanlı ve içten yanmalı otomobil ise ilk olarak

1876 yılında Alman mucit Niklaus August Otto tarafında bulundu.

Dünyada ilk otomobil reklamı New York’ta, Scientific American adlı yayında çıktı. Reklamda The Winton Motor Carriage öneriliyor, “Attan vazgeçin” deniliyor.

1905 yılında Devlet- i 'Aliyye de yayınlanan Servet- i Funun dergisinde, “Asrın harikalarından biri” olan ilk otomobil reklamları yayınlandı.

Derleme: Teoman Devrim

Rolls Royce

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

28

OTOMOBİLLE İLK TANIŞMAMIZBu konuda araştırma yapmış ve yayınlamış

olanlara teşekkür ederim. Onların çalışmalarından faydalanarak derlediğim bukonuda emeği geçen, ülkemize getiren ve “çivi “çakan” herkese teşekkür ederim.

“Osmanlı İmparatorluğunun otomobil ile tanışması 1895 yılında olur. İlk otomobil YıldızSarayı'nın Operetçibaşı Mızıka- ı HümayunluKaymakam Stravalo tarafından İtalya'dan satınalınmıştı. Ancak ilk siparişi verenin Basra eşrafından Züheyirzade Ahmet Paşa (bazı kaynaklarda ‘bey’ olarak geçmekte ve mebusolduğu belirtilmektedir) olduğu bilinmektedir.

1895 yılında gümrüğe getirilen otomobillerbüyük şaşkınlık yaratmış, 1904 yılının Eylül ayında Reji İdaresi’nin ısmarlamış olduğu otomobilin gümrükten çıkışı da sorun olmuştu.”

Vahdettin Engin ***8226; Popüler TARİH /Ocak 2002” (Nüve Forum) göre,

“Osmanlı arşivlerinden belirlediğimize göre,İstanbul'da ilk otomobil 1904 yılında görülür.1904 yılı Eylül ayında, Reji İdaresi'nin ısmarlamış olduğu bir otomobil, 'Masejeri kumpanyasının vapuru ile' İstanbul limanınaulaşır. Söz konusu otomobil üç adet sandıkiçinde, monte edilmemiş bir haldedir. Dahaönce böyle bir araçla karşılaşmayan gümrükmemurları, ne şekilde hareket edeceklerinekarar veremezler.

Aracı getiren kişiden bilgi istendiğinde,

bunun 'gaz ile çalışan bir otomobil' olduğuanlaşılır. Gümrük yöneticileri de araca, 'kendikendine hareket eden' anlamında 'zatü'l-hareke' adını takarlar.” Kendiliğinden hareketeden araba olarak kayıtlara geçer.

Tüccar Züheyirzade Ahmet’in ithal ettiği kırmızı üstü açık, N.S.U marka olan bu arabasaatte 20 km hız yapabildiği yazılmakta.

Otomobil ile karşılaşan Osmanlıda “her yeniye duyulan tepki eski adetten olsa da”bir süre sonra bu araçlara sahip olanlargiderek artmıştır.

Vahdettin Engin’in kaleminden aktarmaya

devam edelim: “Gümrük tarifelerinde, otomobiller için uygulanacak herhangi bir üsde yoktur. Memurlar araca giriş yaptırıp yaptır-mama konusunda tereddüde düşerler. Karar veremeyince de hükümete danışılır. Konuyudeğerlendiren Osmanlı hükümeti, İstanbul sokaklarının otomobil işlemesine müsaitolmadığı' gerekçesiyle, aracın kente girişinin yasaklanmasına ve geldiği yere iadesine kararverir. Bu yasaklamadan sonra bir süre,İstanbul'a otomobil gelemez.

1905 yılında ise Romanyalı Prens Bisko, otomobiliyle İstanbul'dan transit geçerekAvrupa'ya gidebilmek için izin ister. Kente otomobil girişi yasaklanmış olmasına rağmen,transit geçiş yapacağından, Prens'e izin verilir.

sayfa

29

LOJiSTiK

LIFE

Otomobil yasağı devam ederken, bazı varlıklıaileler “gizlice” İstanbul'a otomobil getirmektengeri kalmazlar. Nitekim 1908 Mayıs' ında,Sultan II. Abdülhamid bir iradesinde, bukonuya değinir ve hükümeti uyarır. Padişah,son zamanlarda bazı kişilerin İstanbul'a oto-mobiller getirdiklerini, bunların Şişli, Kağıthaneve Üsküdar'da dolaştıklarını ve hatta kazalara dahi neden olduklarını belirterek, hükümetten önlem alınmasını ister. Padişahın bu ikazı üzerinehükümet konuyu değerlendirir. Buna göre,İstanbul dahilinde otomobil kullanma yasağınındevamına karar verilir. Kent dışında ise oto-mobil kullanılabilecektir.”

“Otomobilin İstanbul'a kalıcı bir biçimdegelebilmesi, 23 Temmuz 1908 tarihinde ilanedilen II. Meşrutiyet sonrasına rastlar.

Yazar Refik Halid Karay, Züheyirzade'ninüstü açık otomobiliyle ilgili olarak şu satırlarıkaleme alır: ‘Buna binenler sanki kutuplaragidecekmiş gibi sıkı sıkıya kürkler giyerler,aracın rüzgarından korunmak için, gözlerine taşçıgözlükleri gibi geniş gözlük takarlar ve yedekolarak da ellerinde şallar bulundururlardı’."

‘ACEMİ ŞOFÖR’ ACEM SEYİSTEN HATIRA“Kadıköylüler bu kızlara çifte kumrular adıtakılmıştı. Her yere birlikte giden kızların giyimkuşamları da bir örnekti. Daha sonraki yıllarda

yurtdışında sürücülük öğrenen ilk şoför kuşağı,Züheyirzade’nin Acem seyisinin araba kullanma tarzıyla alay edecek ve kötü araba kullananlar için söylenen acemi şoför nitelemesini Türkçe’ye armağan edeceklerdi.”

Necati Güngör’ün leblebitozu.com sitesindenfaydalanarak bir diğer önemli yazarın otomobilkonusunda neler yazdığınıda öğrendik.

“Dönemin ünlü yazarı Recaizade MahmutEkrem’de Araba Sevdası adlı eserinde,İstanbullular’ın araba tutkusunu yazar.

“II. Meşrutiyet sonrasında otomobil konusunda bir esneklik gösterilmesi, bazı girişimcileri harekete geçirir. Bunlar hükümetebaşvurarak İstanbul'da otomobille nakliyeyapma imtiyazı almak isterler. O gün için, butalepler uygun bulunmaz. Henüz otomobiltrafiğine ilişkin kurallar ortada yoktur:Otomobillerden ne tür vergiler alınacağı, halkıngüvenliğinin nasıl sağlanacağı gibi konularaçıklığa kavuşturulmadan herhangi bir şirketeimtiyaz verilmesi uygun görülmez. Ayrıca böylebir imtiyaz verildiği takdirde, bu ayrıcalığı elde edenlerin ileride tramvay ve demiryolu yapımlarını engelleyebilecekleri de düşünülür.

II. Meşrutiyet sonrasında İstanbul'da otomobil sayısı artmaya başlar. 1908- 1914yılları arasındaki dönemde, çoğu resmi olmaküzere, İstanbul'da 100- 150 otomobilin bulun-duğu tahmin edilmektedir. Bu araçlar Almanya,Fransa, İngiltere ve İtalya'dan getirtilmişlerdir.”

Cemil (Topuzlu) Paşa'nın İstanbul belediyebaşkanlığı döneminde, İstanbul'un belediyeişlerinde motorlu araçlar kullanılmaya başlanır.

Şahbal dergisinin 1909 yılı Temmuz ayına aitbir sayısında, Fransız ve İngiliz lastik fabrikalarının reklamları yayımlanır.

Türk insanının otomobille tam olarak kaynaşması ise orduda kullanılan motorluaraçlar sayesinde olur. Birinci Dünya Savaşıbaşlarken Almanya'dan getirilen çok sayıdaotomobil nedeniyle İstanbul'da bir otomobiltaburu ve bir de şoför eğitim kursu açılır.Cumhuriyet döneminde de bu taburdan yetişenFikri Tevfik Bey Türkiye'nin ilk sivil şoför eğitimkursunu açmıştır.

Otomobil sayısının çoğalması, birtakım önlemlerin alınması gereğini de beraberindegetirir. Bu çerçevede, 24 Aralık 1328 / 1913 tarihli, belediye zabıtasının vazifelerine dairnizamnamede, otomobille ilgili hususlara dayer verilir.Buna göre, otomobillerde bulunanmotorlar gürültüsüz çalışmalı, patlayıp yanmatehlikesi olmamalı ve gelip geçeni rahatsızedecek

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

30

derecede duman ve pis koku çıkarmamalıdır.Otomobillerin frenleri araçların birdenbiredurabilmesini temin edecek bir halde ve en dikyokuşlarda dahi geriye kaymasını engelleyecekbir vaziyette olmalıdır. Bunun aksi görülürse, otomobil seferden men edilecektir. Otomobilintekerlekleri lastikli olacaktır. Otomobillerdedaima biri önde, diğeri arkada iki numara levhası bulunacaktır. Bu levhalar siyah zeminüstüne beyaz yazılmış olacak, okunaklı, gözeçarpacak kadar kalın harf ve rakamlardan oluşacaktır. Geceleri numaraların iyi okunabilmesi için otomobilin arka tarafında,harfleri oyulmuş ve yüzüne cam geçirilmiş birfenerli numara bulunacaktır. Arabanın önündesağ ve solu göstermek için sağda yeşil, soldabeyaz iki fener bulunacaktır...

Nizamnamede, bugün de uygulanan temeltrafik kurallarının ardından, o gün için geçerliolan hız sınırları da belirtilmiştir: Otomobillerkent içinde 10 kilometreyi geçemeyeceklerdir.Dar ve kalabalık yerlerde bu hız at arabalarıylaeşit olacaktır. Kent dışında otomobillerin hızı saat-te 30 kilometreyi geçmeyecektir.”

Otomobillerle ilgili bir başka düzenleme de,bunların ödemeleri gereken vergiler konusunda yapılmıştır. Bu çerçevede, ticari otomobillerden, motor gücü 12 beygire kadarolanlardan yıllık 6 lira, 12- 20 arası beygirgücüne sahip olanlardan yıllık 10 lira, motorgücü 20 beygiri aşan otomobillerle bilumumotobüs ve kamyonlardan yıllık 15 lira belediyevergisi alınacaktı.

Hususi otomobillerde bu rakamlar yüzde ellidaha yüksek olacaktı. Yabancı uyrukluların otomobilleri de hususi otomobillerden alınanvergilere tabiydi. Resmi otomobillerden vergi alınmasına gerek görülmemişti.

Otomobillere ilişkin bir başka özellik deGalata Köprüsü'nden geçerken ödemeyemecbur tutuldukları ücretti.

Buna göre, binek otomobillerinden 2 kuruş,ticari otomobillerin boş olanlarından 5 kuruş,yüklü olanlarından 20 kuruş ücret alınacaktı.

Bu arada köprüden sürekli olarak geçmekdurumunda olan otomobiller için bir kolaylıkdüşünülmüştü: Bu otomobil sahipleri aylık 150kuruş peşin ödeyecekler ve karşılığında kendilerine bir 'paso' verilecekti. Böylece,geçişlerde pasosunu gösterecek olan otomobilsahibi, her defasında bilet almak zorundakalmayacaktı.

1 Haziran 1930 yılında çıkarılan kanunla,(İstanbul, Gazi Mustafa Kemal (Unkapanı) veKaraköy (Galata) köprülerinden geçiş parası alınmamaya başladı. O gün geçiş ücreti olarakyaya 5 para, hamal 10 para, yüklü araba 5 krş,

yüklü beygir 40 para, koyun 3 para). 1930yılında taksi – dolmuş hatlarının yolboyu- güz-ergahı oluşturuldu.

Bozulan araçları onaracak, bakımını yapacakhiçbir atölye, teknik eleman yok. Bazı parçalarAvrupa’dan getirtiliyor, bazıları da PerşembePazarı’nda, Kalafatyeri’nde ya da Robert Kolejimühendislik bölümünün atölyesinde yapılabiliyordu. İstanbul'un ilk otomobillerininen büyük sorunu ise bozulan parçaların pahalıolmasıydı. Bitip tükenmeyen masrafları sahiplerini çileden çıkarmıştı. Bunun yanındailk zamanlarda, eskiyen lastikleri değiştirmekiçin kriko bulunamazdı. Bu yüzden otomobilkalın sırıklarla güç bela kaldırılır, lastikler öyle değiştirilirdi.

1925 - İLK TRAFİK POLİSLERİ GALATA’DACemil Topuzlu, tıpkı Paris’teki gibi İstanbul’a

bir trafik düzeni getirmek istiyordu. Bu amaçlaGalata Köprüsü’nün altında bir oda ayrılarak,seyrisefain merkezi kuruldu. Burada çalışanlar,İstanbul’un ilk trafik görevlileriydi. Trafiğin oyıllardaki kilit noktalarıysa, Karaköy Meydanı veGalatasaray gibi dört yol ağızlarıydı. Buralarabirer trafik polisi yerleştirildi.

Seyrisefain merkezinin çabasıyla Karaköy’dekiDomuz Sokağı’na ilk trafik ışıkları yerleştir-ildiğindeyse, takvimler 1925 yılını gösteriyordu.

İstanbul’un kayıtlara geçen ilk araba kazası

sayfa

31

LOJiSTiK

LIFE

1912 yılında meydana geldi. II. Meşrutiyetsonrası çoğalan arabalar devlet büyüklerininmakam arabası da olmuştu. Otomobilde ilksuikast dönemin sadrazamı Mahmut ŞevketPaşa'ya karşı gerçekleştirildi. 11 Haziran1913'de Harbiye Nezareti'ndeki çalışmalarını bitirdikten sonra sadarete doğruyola çıkan M. Şevket Paşa Beyazıt- Çarşıkapıcivarında uğradığı silahlı saldırı sonucuöldürüldü. Mahmud Şevket Paşa'nın suikasteuğrayarak can verdiği araç kurucusu olduğuHarbiye Müzesi'nde sergileniyor.

Daha sonraki yıllarda birçok müze açıldı.

GÜNÜMÜZDE ARABA MÜZELERİ“Aslında tekerleğin icadına kadar giden

otomotiv tarihi, her kesimden insanın merakınıcezbedecek etkileyici fikirlerle ve bu fikirleriinatla hayata geçirmeye çalışan zihinlerledoludur.” ikinciyeni.com sitesi otomobil tari-hine olan merakı irdeleyerek ülkemizin arabamüzelerini sıraladı.

l Tofaş Anadolu Arabaları MüzesiUmurbey - Bursa adresinde. Müze, 17 bin

metre kare alan üzerindeki eski bir İpek fabrikası içinde kurulmuş. Müzede at arabalarıve onların yerini alan otomobiller yer almakta.

l Mehmet Arsay Klasik Otomobil MüzesiMüzede çoğu yurt dışından getirilmiş olan

otomobiller sergileniyor. İlk katta 1940 öncesi,ikinci katta da 1940 sonrasına ait otomobilleryer alıyor. Müze,Halkalı - İstanbul adresinde.

l Sabri Artam Vakfı Klasik Otomobil MüzesiMüzedeki en eski otomobil, 1890 yılına ait.

Otomotiv tarihinin en erken dönemlerine ait birotomobili de sergileyen müzedeki en yeni otomobil de 1990 yılına ait. Müze, Çengelköy - İstanbul adresinde.

l İzmir Key Klasik Otomobil MüzesiOtomobil, motosiklet, model otomobiller ve

benzin İstasyonları gibi bölümlerden oluşanmüze, 7 bin metre karelik bir alana kurulmuş.İzmirli otomobil tutkunu iki iş adamı tarafındanaçılmış.Müze, Torbal ı- İzmir adresinde.

l Tarabya Klasik Otomobil MüzesiMüzede 1950 ve 1960’lı yılların klasik

otomobilleri sergileniyor. Müze,Ferahevler-Tarabya İstanbul adresinde.

l Rahmi M. Koç Müzesi1994 yılında ziyarete açıldı. Klasik

otomobiller, ulaşım araçlarıyla ulaşımın tarihboyu gelişimini anlatan bir müze dışında binada Atatürk Müzesi, Denizcilik ve HavacılıkMüzesi de var. Müze, Hasköy- İstanbuladresinde. 24 Aralık 1913 yılında çıkarılanBelediye Zabıtası Vazifelerine DairNizamname’yle otomobil kullanımıyla ilgilidüzenlemeler yapılır.

OTOMOBİL İLK MONTAJ FABRİKASINIKOÇZADE VEHBİ FİRMASI KURDU1928 senesinde Vehbi Koç’un, Koçzade Vehbiadlı firmasıyla Ankara ve çevresi için Fordbayiliğini alması ve Türkiye’de Ford Firması’nınotomobil montaj fabrikasının kurulması (1929yılında üretime başladı). Anlaşmazlıklarnedeniyle Tayyare Otomobil ve Motor Türk Şir-keti’nin kapatılması yaşandı. Yine aynı yıliçinde İstanbul’da ilk özel otobüs işletmesiBoğaziçi Otobüsleri’nin 10- 12 otobüs filosuylaTaksim – Yenimahalle hattında çalışmayabaşladı - 2. Dünya Savaşına kadarsürdü. 1928 yılı içinde İstanbul Tophane’deFord Firmasına kurdurulan otomobil montaj fabrikasının üretim yapması için o bölgeserbest bölge ilan edildi.

sayfa

32

LOJiSTiK

LIFE

1929 yılında şose ve köprüler kanunuçıkarıldı. 1931 yılında 1926 yılında satın alınan4 otobüs toplu taşıma hizmetine başlar.(Bayazıt, Karaköy, Ortaköy hattı). İstanbul’daözel otobüs hatları için talimatname çıkarıldı.

İstanbul’da toplam otomobil sayısı: 700Deneme seferleri yaptırılan özel otobüslerin

en karlı hat olan Taksim Beşiktaş hattının satın alınması üzerine bu hatta çalışmalarınsürdürülme kararı alınır. O sıralar taksiler debirer ikişer belirmeye başlar. Pazarlıkla bileateş pahasına kiralanabilirdi. Hepsinde şoförünyanına muavini, daha doğrusu otomobilinsahibi binerdi. Yakın yere gidecekleri, “müşter-im var” deyip başlarından savar, Büyükdere,Sarıyer gibi uzak yerlere 15 sarı liraya gider-lerdi. O zamanlar, bunların en meşhuruTütüncü Abdüsselam Efendi'nin Mersedesiydi.İşin karlı olduğunu anlayan AbdüsselamEfendi, torba dolusu altınları sökülüp, MahmutŞevket Paşa'nınki ile aynı markada 2 otomobilsatın aldığını Şafak Altun ve Cenk Sarıoğlu’nunkaleminden öğreniyoruz.

“10 KURUŞA BİR ADAM”*“Aslında 1929 ekonomik krizi, yani ‘Büyük

Buhran’ yaşanmasa, belki de Türkiye ve dünya,dolmuşu hiç tanımayacaktı. Krizle birlikteTürkiye’de de kepenkler birer ikişer aşağı inmeye başlamış, bütün esnaf gibi taksicilerde evlerine nasıl ekmek götüreceklerinidüşünür olmuş ki, Aşçı Halit imdada yetişti”diyerek belirtiyor yazarlar..

1931- Aşçı Halit “10 kuruşa bir adam” kampanyasıyla Karaköy – Taksim arasında ilkdolmuşçuluğa başlar. Bu arada, kuralsızçalışan 50 şoför adına Belediyeye ruhsat içinbaşvuran Şoförler Cemiyeti Katibi NecatiBey’in, (birbirlerini tanımayan yolcuları adambaşı ücret alıp bir semtten diğerine götürmektaksi talimatnamesine aykırı olduğundanmenedilmiştir) gerekçesiyle geri çevrilmiştir.Cağaloğlu’nda lokanta işletirken kendisine tur-ist getiren şoförlerle ahbaplığı ilerleten Aşçı Halit, bir süre sonra taksicilik yapmaya başlamıştı. Ama krizle birlikte bazeniki üç gün siftah yapmadan beklemek zorunda kalıyordu.Abone müşterilerinden bir Musevi işadamı da işlerinin bozulduğunu, artık taksisevdasından vazgeçeceğini söyleyince Halit,

aynı yöne giden dört müşteriye saatin yazdığıücreti paylaştırmayı önerdi. Bu önerinin kabulgörmesi, Nişantaşı- Eminönü dolmuş sefer-lerinin de başlaması anlamına geliyordu. Üste-lik Halit günlük servisini yaptıktan sonra boşyatmak yerine, Karaköy İskelesi önüne gelip “5kuruşa Taksim” (bazı kaynaklarda 10 kuruşa biradam ve Aşçı Halit’in adı Halil olarak geçmek-te) diye müşteri avına çıkıyordu. Halit’inbuluşunu Civan Ali ve Saim Baba da izleyerekdolmuşçuluğun başlangıcına imza attı. Kısasüre sonra Karaköy- Taksim hattına ek olarakŞişli- Pangaltı, Fatih- Beyazıt ve Sirkeci-Karaköy hatları da ortaya çıktı.Hatların oluş-masıyla dolmuş olarak kullanılan otomobillerde değişmeye başladı. Taksiden farklı olarakdolmuşa binen her yolcu ücrete tabiydi.

Bu nedenle gelirini artırmak isteyen dolmuşçular, Ford’ların, Fiat’ların,Plymouth’ların ortasına bir sıra daha ekletip 7kişi alacak hale getirdiler. 15 Mart 1932 tari-hinde eski arabaların yolcu bulamamasınedeniyle tüm dolmuşların tek tip ve yeşil ren-kli olması kararı alınır ama uygulanamamıştır.

7 Haziran 1932 yılında Maslak - Zincirlikuyuarasında ilk otomobil yarışı yapıldı. 6 Kasım1932’de dolmuş plakalarına sarı – siyah taksiçizgisi konulması ve taksi, özel otomobilayrımının yapılmasına başlandı. 1933 yılında10 Yıl nedeniyle, Atatürk’ün emriyle İETT’ye ait320 tramvay ve 4 otobüs servise çıkarıldı.EHLİYET ALAN İLK KADIN VE ŞAMPİYON

Nurten Bengi Aksoy’un kaleminden ehliyetalan ilk kadının öyküsü.

“İşte tam da bu yıllarda otomobil kullanmayameraklanan Samiye Cahid Hanım, o günlerindeyişiyle şehadet namesini yani ehliyetini aldıktan sonra, devrin meşhur gazeteci veromancısı olan eşi Burhan Cahid Bey’in satınaldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında boygöstermeye başlar. 1897’de İstanbul’unSilivrikapı semtinde dünyaya gelen SamiyeCahid Morkaya, Yedi Emirler Dergâhının sonşeyhi İbrahim

Rahmi M. Koç Müzesi

LOJiSTiK

LIFE

Şuaeddin Efendi’nin en küçük kızıdır. Bir dinadamının kızı olmasına rağmen gayet modernyetiştirilip Yedikule Alman Mektebinden mezunolur. Uzun bir süre Tanburi Cemil Bey’denkemence dersleri alır ve 1920’den itibarendevrin konservatuvarı olan Dar- ül Elhan’dahocalık yapar.

1922 yılında, Pangaltı’da bulunan AmerikanGarajından ehliyetini alır. Üyesi olduğu TuringKulübün düzenlediği geleneksel otomobilyarışlarına da katılmaya başlar. 1932’de İstinyeKöprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki 9,5 kilometrelik parkurda yapılan yarışa katılır verakiplerini geçerek, yarışı birincilikle bitirir.

Yarışçılar arasında bulunan ve ikinci seçilenPaşazade Vehbi Bey sonuca itiraz eder.Gerekçe olarak da birinci ilan edilen yarışmacının “kadın” olmasını gösterir. İş mahkemeye akseder ve Sultanahmet SulhHukuk Mahkemesi “Bir kadının da otomobilyarışlarına katılabileceği” kararını verinceSamiye Cahid Hanımın birinciliği resmen kabul edilir.”

1935 yılında İstanbul’da 97 halk otobüslerinigüzergahı belirlendi. Ankara’da SSCB’den alınan ZİS marka 100 otobüsle toplu ulaşımgerçekleştirmek üzere otobüs idaresi kuruldu.1936 senesinde son Posta Gazetesi’ninmanşeti: İstanbul Belediyesi 250 otobüs alıyor.

Dolmuşçuluğun asıl gelişmesi 1945’ten sonraoldu. İkinci Dünya Savaşı’nın ardındanİstanbul’un nüfusu hızla artarken, toplu taşımaaraçları yetersiz kalıyordu.

İhtiyaçlar taksi- dolmuşlarca karşılanmayabaşladı. Öyle ki, 1955’te İstanbul’daki her beşyolcudan birini bu araçlar taşıyordu.

Dolmuşların, toplu taşıma sisteminin birparçası haline geldiğini gören Belediye de ogüne kadar görmezden geldiği bu olguyu kabuletmek zorunda kaldı ve 1954 yılında ilk resmitarife ilan edildi. Ancak 1950’li yılların sonundaithal edilen, 1961’de de Otosan’ın üretmeyebaşladığı minibüsler, dolmuşların tahtını yavaşda olsa sallamaya başladı. Önce hatlar ayrıştı.Dolmuşlar ana meydanlar arasında yolcutaşırken, minibüsler kent merkezini gecekondu mahallelerine bağlıyordu.

İstanbul’un yok olan yüzünü temsil eden dolmuşlar, 1965’ten itibaren azalmaya, yerinikentin yeni hakimlerini temsil eden minibüslerebırakmaya başladı.

DEVRİM ARABASI YOLA ÇIKTI. YOLA DEVAM ETTİRİLMEDİ!

1961 yılında 4 adet üretilen Devrim otomobillerinden sadece birisi günümüzeulaşmıştır. Türkiye Lokomotif ve Motor SanayiA.Ş. TÜLOMSAŞ/Eskişehir bahçesinde, özelolarak yapılan camlı garajda muhafaza edilenDevrim otomobili halen çalışır durumdadır.Devrim otomobili yola çıktı, ancak o günbugün depoda!

Murat 124 ya da Hacı Murat, 1971 yılındaTofaş'ın Bursa fabrikasında Fiat 124 şasesineoturtularak Türkiye'de yabancı lisansla üretilenilk otomobil. Murat 124 1971- 1976 arasında134 bin 867 adet üretilmiştir.

1980’li yıllara gelindiğinde, çoğu 50’li ve 60’lıyılların Amerikan ve Avrupa otomobillerindenoluşan dolmuşların artık motorundan anlayanda bulunmuyordu, yedek parçası da. Yenilemeimkânı kalmayan 600 kadar otomobilin, 10 yıliçinde trafikten kaldırılmasına karar verildi.

1993 yılında yine Otosan’ın ürettiği, dolmuşçuların ‘sarı fare’ adını taktığı yeni dolmuşlar yollara çıktığında, bir kültür de sonaermişti.”

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılıAralık ayı 'Motorlu Kara Taşıtları İstatistikleri'niaçıkladı. Buna göre; Aralık ayı sonu itibarıylatrafiğe kayıtlı toplam 21 milyon 90 bin 424adet taşıtın yüzde 53,7'sini otomobil, yüzde16,3'ünü kamyonet, yüzde 14,2'sini motosiklet,yüzde 8,4'ünü traktör, yüzde 3,9'unu kamyon,yüzde 2,2'sini minibüs, yüzde 1,1' ini otobüs,yüzde 0,2'sini ise özel amaçlı taşıtlar oluştur-du.

KAYNAKÇAMelek Çolak, XX. Yüzyıl Başlarında İstanbul'daTrafik ve Tramvay, Osmanlı Araştırmaları XXII, Yavuz Selim Karakışla, Toplumsal Tarih sayı.107Zekeriya Türkmen, Mahmud Şevket Paşa, DiyanetVakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul 2003, c.27, Beyaz tarih, Osmanlı’da İlk Araba,03/04/2016Şafak Altun - Cenk SarıoğluUzmanlar.comNecati Güngörleblebitozu.com editörleri, Dünya BülteniYücel Meral imzasıyla www.walkingistanbul.comApartments dergisiGazete KadıköyTurboFSINüve Forum, Otomobil İstanbul'da***8207;Vahdettin Engin Popüler TARİH /İstanbul Ulaşım Zaman DilimiNurten Bengi Aksoy

sayfa

33

sayfa

34

LOJiSTiK

LIFE

Bir gün Ebu Cehil, Peygamber’i gördü ve, ‘Haşimoğullarından bir çirkin belirdi’ dedi. ‘Haddini aştın, fakat doğru söz söyledin’ dedi Peygamber. Sonra Ebu Bekir, Peygamber’e, ‘Sen bir güneşsin, parla ve dünyayı aydınlat.’ Peygamber ona da, ‘Doğru söyledin ey Ebu Bekir’ dedi. Tanık olanlar bunun nedenini sordular... Peygamber: ‘Ben bir aynayım, kim bakarsa bende kendini görür’ diye cevap verdi.

BİR MEMLEKET TÜRKÜSÜ15 Temmuz Hain Darbe girişiminin yıldönümünde , Bayrağa, Vatana ihanet edenleri tekrarhatırlıyor ve bu darbe girişiminin başarısız olmasında payı olanları bunun uğrunda canınıkanını feda edenleri şükranla anıyoruz.Ve bu bayrak altında hür olarak yaşamanın tarif edilemez gururunu ve duygusunukanımızın son zerresine kadar hissediyoruz. Bizim derdimiz Memleket Meselesi. Kölesi olduk Memleket Sevdası nın.Hep bir adım ilerigidebilmek için tüm çabamız, çırpınışlarımız.Kooperatifimizin de bir adım daha ileri gidebimesi için sırtımıza vuruğumuz yük. Bu gayretbundan. Hiçbir menfaat gözetmeksizin, Kooperatifimizi nasıl geliştirebiliriz, üyemize nasılfaydamız dokunur düşüncesi aklımızdan hiç çıkmamaktadır.Bu kadar hüzünlüyken Memleketim, bu sevdanın peşine düşenlerin derdidir Ay Yıldız.Bayrağımızın gölgesinde Özgürce Yaşayabilmenin hazzını yaşarken, omzumuzdaki sorumluluğun bilincindeyiz.Bu geçen bir yılda Ülke olarak hainlerle mücadele ederken, bir taraftan da Kooperatimizin

emin adımlarla büyümesini izliyoruz. Kooperatif olarak aldığımız ihalelerin gereklerinisorunsuz olarak yerine getirmek için Yönetim Kurulumuz ve personelimiz tüm gayretleri ileçalışmaktadır.Bu amaçla akıtılan ter, verilen mücadele, yorgunluk bizi bezdirmeyip daha neleri yapabili-rizi düşünmekten alıkoymamaktadır. Saygılarımla

GÖRÜYORUMHAY-KOOP / MALİ MÜŞAVİR / ERCAN KAVALCI

www.sshay-koop.com.tr Tel: 0216 492 82 93

sayfa

36

LOJiSTiK

LIFE

“En önemli ilkem ve önceliğim dürüstlüktür.”

Aile ilişkisi dışında sosyal yaşamını işyaşamının içerisine alan, hedefleri ve idealleri doğrultusunda ilerleyen Yücel Evsen ilebir röportaj gerçekleştirdik. İş yaşamına dairbirçok soru yönelttiğimiz Yücel Evsen tüm sorulara samimiyetle cevap verdi ve başarısınınsırrını bizlerle paylaştı.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?1975 Ordu doğumluyum. İlk ve orta eğitimimi

Ordu’da tamamladıktan sonra ailemle birlikteİstanbul’a göç ederek Çekmeköy’e yerleştim.Lise eğitimimi burada tamamladıktan sonra1989 yılında İstanbul’a geldim. 2000 yılındaBirlik Grup İnşaat’ın temelini attık. 2004 yılındaBirlik Trikoyu kurdum.

ÇEKMÜDER ile ilişkiniz nasıl başladı?2010 - 2013 yılları arasında Çekmeköy

Müteahhitler ve İşadamları Derneği(ÇEKMÜDER) yönetim yurulu üyeliğinde bulundum. 2012 - 2014 yıllarında İstanbulMüteahhitler Derneği kurucu üyeliği ve yönetimkurulu görevinde bulundum. 2013 yılından buyana Ordulu Sanayici ve İş Adamları Derneği(yönetim kurulu üyesiyim. 2009- 2014 yıllarıarasında da istanbul’da aktif siyasetin içindebulundum.

Sizin için başarı ne demek?Bence başarı yaptığınız işle takdir edilmek ve

her zaman saygı duyulan bir insan olmaktır. Bu başarımızı koruyabildiğimiz sürece gelecekzaten başarılarla dolu olacaktır. Marka olacakprojeler üretmek daimi hedefimizdir.

ÇEKMÜDER YÖNETİM KURULU BAŞKANI

Birlik Grupİnşaat YönetimKurulu Başkanı

YÜCELEVSENBir iş adamı geniş bir vizyona sahip olmak içindünyayı gezmeli ve yenigördükleri ülkelerden kültürel,sosyal ve teknolojik anlamdaçok şeyler öğrenmelidir.

sayfa

37

LOJiSTiK

LIFE

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli?

Sadece iş hayatında değil insan yaşamında da vizyonu ve hedefi olmayan kişileryerinde sayarlar. Bunlar, başarının en önemlianahtarlarındandır. Bir işadamı geniş bir vizyona sahip olmak için dünyayı gezmeli veyeni gördükleri ülkelerden kültürel, sosyal veteknolojik anlamda çok şeyler öğrenmelidir.Hedefi olmayan kişilerin bir yerden sonra ilerlemesi mümkün değil.

İş yaşamındaki ilkeleriniz neler?En önemli ilkem ve önceliğim dürüstlüktür.

Sözünün eri ve güvenilir olmak önemli birerdemdir. Dürüst olmayan insandan hiçbir şeyolmaz bana göre. Yakaladığı başarılar vezenginlikte tesadüfi ve geçicidir. Ayrıca iş hayatında daima araştırmacı ve kendinizigeliştiren bir yapınız olmalı. Yeni ufuklar herzaman yeni umutlarla doludur.

Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı?Dört ayrı ilçede şantiyelerimizde çalışmaları

sürdürmekteyiz. Birlik Grup İnşaat dışında AkarBG Yapı İnşaat şirketimiz var. İnşallah çok kısasürede ses getirecek konut projelerimiz başlayacak. Birtakım inşaat yapı malzemeleriüretimi ile ilgili sanayi sektörüne girme planlarımız var. Bu konuyla ilgili de önemliçalışma ve hazırlıklarımız devam etmektedir.

Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz?

Hangi sektörde olursanız olun yaptığınız projeleri veya ürettiğiniz malları pazarlayabilmekiçin sosyal medya ve reklam önemlidir. Biz defirmamızda zaman zaman bu yolla reklamyapıyoruz.

İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapda nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler?

İş dünyasının en önemli anahtarı çok çalışmaktır. Genç girişimciler çalışmayı angaryaolarak değil de hayatın keyiflerinden biri olarakgörmeliler. Dürüstlükten hiçbir zaman ödün vermemeliler. Ayrıca tecrübeye güvensinler,tecrübeli insanlardan nasihat almaktan gocunmasınlar. Daha öncede söylediğim gibiimkan buldukça dünyayı dolaşsınlar. Özellikle iş hayatında ciddiyet benim için çokönemlidir. Çalıştığım kişilerin ciddiyet ve iş disiplini en üst düzeyde olmalıdır. İş zamanı iş,eğlence zamanı eğlence anlayışını prensipedindiğimi söyleyebilirim.

Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler?

Tabii ki babam en önemli idolümdür. Ama işhayatında Sabancı diyebilirim, herhalde benimolduğu gibi herkesin takdirini kazanmışduayendi.

İdealiniz nedir?En büyük idealim ülkem için daha fazla

istihdam sağlayabilmek, unutulmaz eserlerbırakmak. Bununla beraber çocuklarıma iyi bireğitim verip ileride başarılı kişiler olmalarınıgörmekte her baba gibi benim için de çokönemli bir idealdir. ÇEKMÜDER ailesinde yeralmaktan memnunum. Bu büyük ailenin başkanıolarak hiç bir üyemin mahkemede, belediyedesokakta isminin yanlış telaffuz edilmesiniistemiyorum. Bu sebeple amacım, sorunlarımızıkendi içimizde çözmek. Bölgemizdederneğimize üye olmamış meslektaşlarımızıbünyemize kazandırmak, üyelerimizle ortakprojeler üretmek istiyorum.

Rekabet sizce ne ifade ediyor?Rekabet başarıyı ve daha fazla gelişmeyi

ifade ediyor. Rekabet içerisinde olamayan kişive kurumlar gelişmeyi ve büyümeyi asla istedikleri seviyeye getiremezler. Rekabet işdünyasının olmazsa olmazıdır.

Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bubir yetenek midir?

Yöneticilik vasfından kasıt bir grubu veya şirketi sadece yönetmekse bu tabii ki zamanlakazanılacak bir özellik olabilir. Ama işinizi çokbaşarılı bir noktaya getirmek ve bunu süreklikılabilmek bence yetenektir. Bununla beraberbazı yöneticiler liderlik becerileri gösterir.

Yöneticinin liderlik becerisine sahip olup olmaması da yetenek olarak değerlendirilebilir.Ayrıca tecrübe de bu konuda çok önemli biretkendir.

İş yoğunluğu içindesiniz? Ailenize ve kendinize vakit ayırabiliyor musunuz*

Evet, ayırıyorum. Çalışmayı seviyorum. Amasevdiğim sosyal faaliyetlerimde var. Yüzmeyiaksatmam. Sinemayı kapalı salonda seyretmeyiseverim o nedenle sinemaya sıkça giderim.Her işimi sakin ve sabırla yaparım. Sabırlıolmazsanız başarılı olamazsınız; Kısa vadelideğil uzun vadede çalışmanız gerekiyorsasabır ve güvene dayalı çalışmanız gerektiğidüşüncesindeyim.

Ticaretle uğraşan kişi kesinlikle dürüstolmalı, bu şekilde çalışan kim olursa olsunişin sonunda başarılı olacağına eminim; bundan dolayı cesaret, güven ve sabırüçlüsünün birleşiminden başarının doğacağınısöyleyebilirim.

Bu duygu ve düşüncelerle herkese selamlar. Barış, kardeşlik çerçevesindehuzurlu mutlu bir yaşam diliyorum

Teşekkür ederiz.

sayfa

38

LOJiSTiK

LIFE

Aslında ağlar günlük hayatımızda her yerdedir. Oyun alanlarında eğlence amaçlı, balıkçı gemilerinde ticari amaçlı ya da otoyollarda araçların üzerine taşların düşmemesi gibi daha ciddiuygulamaları olabilir. Bununla birlikte, en önemli görevlerinden ikisi yapı işlerinde karşımıza çıkmaktadır. Yapı alanlarındaki kazaların yüzde 44’ü yüksekten düşmeler yüzde11’i ise

yüksekten malzeme düşmesinden kaynaklanmaktadır. Güvenlik ağının bu kazaların oluşmasını önleyebileceğidir vegenellikle her iki tehlikeye karşı en iyi savunma hattıdır.

Yapı işleri için yüksekten düşmelere alınacak tedbirler çokönemlidir, çünkü çoğu inşaat işçisi hayatlarının bir noktasındabelirli bir yükseklikte çalışacaktır ve işçiler yükseklikte ne kadaruzun yıllar çalışırsa o kadar rahatlarlar. Bu işçiler, yıllar boyunca yüksekte çalıştıklarından kendilerine aşırı derecedegüvendikleri için iş güvenliği kurallarını ve eğitimlerini görmezden gelebilirler. Eğer işçiler kişisel koruyucu donanımlarını giymemiş ve kendilerini emniyetli şekilde bağlamamışlarsa düşmeleri kaçınılmazdır ve düştüklerindehayatta kalmak için tek umutları güvenlik ağlarıdır.

“Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği” mevzuatına göre, seviye farkı bulunan ve düşme sonucuyaralanma ihtimalinin oluşabileceği her türlü alanda yapılan çalışma; yüksekte çalışma olarakkabul edilir ve her zaman düşme koruma sistemleri kullanılmalıdır. Düşmeyi önleyici sistemler;korkuluklar ve güvenlik ağlarını, düşmeyi durdurucu sistemler ise kişisel koruyucu donanımlarıiçerebilir. Çalışanlar katlarda veya çatıda açıklıklar etrafında çalışıyorsa, güvenlik filesi veyakorkuluklarla korunması gerekir. Binanın yükselmesini sağlayan kalıp ve demir işi için yapıalanına güvenlik ağı kurulmalıdır.

Güvenlik ağları düşmelere bağlı kazalarda hayati anlam taşımaktadır, çünkü yokluğu ölümcülolabilir. Bir işçi güvenlik ağının üzerine düşerse, bu çalışanı düşmeden korumak için diğer tümaraçların başarısız olduğu anlamına gelir. Eğer güvenlik ağı olmasaydı çalışan büyük ihtimalleağır yaralanmaya veya ölüme maruz kalabilirdi. Korunmasız bir düşüşün etkileri yıllarca dalgalanabilir fakat ne yazık ki sadece düşen kişinin sevdikleri ve ailesi tarafından daha fazlahissedilir.

İstanbul gibi inşaat sektörünün daha gelişmiş ve yoğun olduğu bir şehirde bir inşaat görürseniz,firmaların iskeleler kurulduğunda binayı kozaya benzer bir tarzda binayı sarmaladığını görebilirsiniz. Buna, enkaz örgü denir ve tüm döküntüleri tutmak ve alttaki alana düşmesiniönlemek için tasarlanmıştır. Bir şantiye alanını çevreleyen açık alan varsa, enkaz ağı, insanlarınyürüdükleri veya çalışabilecekleri daha üst bir seviyeye monte edilebilir. Elbette, çalışanlarbaretli olabilir ancak bu yedi kattan düşen bir yığın beton karşısında en iyi savunma hattınızolmamalıdır.

Eğer yapı alanı kalabalık bir caddede veya merkez bir yerde bulunuyorsa, yayalar üzerlerineenkaz düşmesi riski altındadır. Daha önce bu tarz olaylar ülkenin hemen hemen yerindenduyulmuştu; düşen çekiçler, ahşap, çelik ve beton parçalar... Bu trajedilerin sonucu olarak aileler sevdiklerini kaybetti. İnşaat şirketleri para cezaları, dava ve iş durdurma emirleriyle karşıkarşıya kaldılar ve hayatlar sonsuza kadar değişti.

Güvenlik ağları yapı alanları için vazgeçilmez bir önlem olmalıdır. Çünkü çalışanların düşmesini önleyebilir, işçileri ve yayaları düşen nesnelerden veya enkazlardan koruyabilir ve en önemlisi hayatları kurtarabilir.

GÖRÜYORUMOzan İNAM - B Sınıfı İSG Uzmanı

www.sshay-koop.com.tr Tel: 0216 492 82 93

YAPI İŞLERİNDE GÜVENLİK AĞLARI NEDEN ÖNEMLİDİR?

SEKTÖRDEÖNEÇIKANLAR

Teoman Devrim

Renault Trucks ,yönetici kadrosuylasektördeki yerinigüçlendiriyorTürkiye’de yeni yapılanması ile müşterilerine dahaiyi hizmet sunmayı hedefleyen Renault Trucks,ekibini de güçlendiriyor. Yeni ataması yapılansektörün tanınan deneyimli isimleri, RenaultTrucks Türkiye bünyesinde buluştu. ÖmerBursalıoğlu, Renault Trucks Türkiye SatışDirektörü olarak görevine başlarken; ŞebnemUygurtürk, Pazarlama Direktörü ve SerkanKarataban ise Satış Sonrası Direktörü olarakRenault Trucks ekibinde yerlerini alıyor. Yeniyapılanmalarına dair açıklamada bulunan Renault

Trucks Türkiye Genel Müdürü Sebastien Delepine;“Renault Trucks olarak her zaman takım ruhubizler için önemli ve müşterilerimize sunduğumuzhizmette belirleyici oldu. Bu nedenle daha öncebaşarılı projelere birlikte imza attığımız çok değerliyöneticilerimiz ile tekrar bir araya geldik. Renault Trucks kültürünü bilen ve benimseyenson derece deneyimli ekibimiz ile müşterilerimizesunduğumuz hizmet kalitesini korurken,Türkiye’deki stratejilerimizi de daha öteye taşımayıplanlıyoruz” dedi.

“İs tanbul’un lojis tiğiyeniden planlanmalı”Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcraKurulu Başkanı Fatih Şener, 'Haftanın Konuğu' programında, Radyo Trafik Marmara Genel YayınYönetmeni Cezayir Doğan’ın konuğu oldu.

Birçok konuya değinen Şener özellikle İstanbuliçin yeni bir yaklaşım benimsenmeli dedi. Şener,“İstanbul’u transit geçenlerin oranı, şehir içindekiağır vasıta oranından çok fazla olmadığınıbelirten Şener, şehir içi ağır vasıtalı araç trafiğininmecburi olduğuna değinerek şunları kaydetti: “Bu araçların hepsi İstanbul’un içine geliyor.İstanbul’un içine gelme ihtiyacını ortadan kaldırmadan bu engellenemez. Mesela Erenköygümrüğüne günde bin araç giriyor, belki 10 binaraç çıkıyor. Aynı şekilde hallere de bin araç girip10bin araç çıkıyor. Bizim bu şehrin lojistiğiniyeniden planlamaya ihtiyacımız var. Hazırkuzeyde bir köprü yapılmışken, şehrin lojistik

planlamasını kuzey otoyolunun kuzeyinde planlamak lazım. Yani Pendik - Kartal civarınıÖmerli – Şile mevkiinde, Maltepe - Bostancıyönlü yani kuzeyden güneye planlanmalı. Çünkübu şehirde insan hareketi doğu batı aksındayürüyor aynı yönde eşya hareketi de var. Halbukibu şehrin lojistiğini kuzeyden güneye planlarsakçok kesişmeden bunun önüne çıkabiliriz."

“Nakliyeci 2 saatte yapacağı işi belki 48 saatte yapamıyor”İstanbul sanayi merkezlerinin, şehir içinde olduğusürece nakliyecilerin ve trafiğin sorunlarının bitmeyeceğine değinen Şener, “Sanayi demek lojistik hareket demek, İstanbul’da sanayi mahalleleri şehrin içinde. Biz 5. Köprüyü de yapsak bu lojistik hareketi şehrin dışına kaydırmadıkça araçlar şehrin içine girmek zorunda. Bizim şöyle kısıtlarımız da var. Şehrinbirçok yerine tırların girişi yasak. Araçlar mal teslim edecek şehre girişi yasak, geceyi bekliyor.Gece gidiyor fabrikada kimse yok. İnsanlarıngelmesi için sabahı bekliyor, malını teslim ediyor,sonra şehirden çıkmak için tekrar geceyi bekliyor.Normalde gece olsa 2 saatte yapacağı işi belki48 saatte yapamıyor. Zor bir şey midir. Bizimorganize sanayilerin şehrin dışına taşınmasılazım...18 milyonluk bir şehri beslemek için erzakını getirçöpünü götür işlemi çok büyük bir lojistik hareket.Bunu günü yaşarken değil, gece yapmak gerekir.Çok basit diye düşünüyorum, bir mevzuat, biryükümlülük getireceksiniz” dedi.

UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener

sayfa

39

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

40

LOJiSTiK

LIFE

Çok Kaza Yapan Yandı! Trafik sigortasında tavan fiyat getirilmesinin ardından serbest

piyasaya geçilmesi için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Serbestpiyasaya geçildiğinde fiyatların artmaması için kazaların azaltılması

ilk hedef olarak belirlendi. Sigortacılar bu doğrultuda HazineMüsteşarlığı ile birlikte, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden sürücülerin ceza

puanını istedi. Edinilen bilgilere göre emniyet farklı bir yol önerdi. yılda 3 kezve daha fazla kaza yapan 10 bin 600 bin kişi belirlendi. Bu 10 bin 600 kişi

psikoteknik teste tabi tutulacak. Psikoteknik testte araç sürücülerinin güvenli birbiçimde araç kullanmalarını sağlayan algı, hafıza, muhakeme ve dikkat gibi zihinselbecerileri ölçülüyor.

Artık He r İs te ye n 2. ElAraç Alıp Satamayacak

Ağır vasıta 2. El alım - satımı için de büyükönem arz eden yönetmelik, önemli düzenlemeler içeriyor. Bu yönetmelikle;ikinci el taşıt ticaretiyle uğraşacaklara yetkibelgesi alma koşulu, motor ve şanzımangibi parçalar için garanti verme, 10 yaş yada 200 bin km altındaki araçlara ekspertizraporu zorunluluğu gibi yükümlülükler getiriliyor. İkinci El Motorlu Kara TaşıtlarınınTicareti Hakkında Yönetmelik çalışmaylagetirilecek yenilikler şöyle:

Yetki Belgesi Koşuluİkinci el taşıt ticareti yapacak tacirler ileesnaf ve sanatkarlara, her bir işletmesi içinyetki belgesi alma şartı getirilmesiöngörülüyor. Yetki belgesi alınabilmesi isebu kişilerin hırsızlık, dolandırıcılık vekaçakçılık gibi suçlardan hüküm giymemişolması, bakanlıkça öngörülmesi halindegerekli eğitimleri alması ve belge sahibiolması koşullarına bağlanıyor.

Taşıt Tanıtım Kartıİkinci el taşıt satışına aracılık eden işlet-melere, kendisine teslim edilen taşıtlar içintaşıtın adına tescilli olduğu kişiye verilmeküzere taşıt teslim belgesi düzenlemesikoşulu da getiriliyor. Satışa sunulan taşıtınüzerinde taşıtın tanıtıcı bilgelerinin yeraldığı tanıtım kartı bulundurulacak. Tanıtımkartında, ikinci el taşıtın markası ve modeli,model yılı, numaralarının bir kısmı karartıl-mak suretiyle motor ve şasi numarası,plakası, yakıt türü, kilometresi, boyalı vedeğişen parçaları gibi bilgilerin yer almasızorunlu olacak.

Ekspertiz Raporu10 yaş ya da 200 bin km altındaki ikinci eltaşıtlar için işletmelere taşıt satışıöncesinde ekspertiz raporu alma ve satış

sırasında bir nüshasını alıcıya teslim etmezorunluluğunun getirilmesi de öngörülüyor.

Motor Garantisiİkinci el taşıtın motor, şanzıman, tork kon-vertörü, diferansiyel ve elektrik sistemi gibiparçaların satış tarihinden itibaren on binkilometre veya altı ay süreyle geçerli olacakşekilde satışı yapan veya satışa aracılıkeden işletmenin garanti verme yükümlülüğügetiriliyor.

Fiziki Koşullar Belirleniyorİkinci el araç ticareti yapılan yerlerin taşıması gereken fiziki koşullar da düzenleniyor. Alım satım işlemlerini hızlandırmak için satış yerlerinde noterlik vebanka şubeleri için yer verilmesi, hoparlörsistemi, aydınlatma sistemi, güvenlik kamerası, ibadet yerleri bulunması veengelliler dikkate alınarak ortak kullanımalanlarının tasarlanması gibi düzenlemeleryapıldı.

Pe r iyodik AraçMuaye ne s i Önce s ine Dikkat

T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve HaberleşmeBakanlığı’nın belirlediği standartlarda tümülke çapında araç muayene hizmeti verenTÜVTÜRK, sürücüler ve araç sahiplerinin,araç muayene hizmeti süreciyle ilgili dahafazla bilgilenmesi amacıyla başlattığı bilgilendirme çalışmalarına devam ediyor.

TÜVTÜRK bu amaçla, araç muayenesinegelmeden önce yapılması gerekenleri vearaçlarda dikkat edilmesi gereken konularıpaylaştı.

n Mutlaka ücretsiz randevunuzu alın! Muayene zamanı gelen araç sahipleri,TÜVTÜRK muayene istasyonlarınagitmeden, belirledikleri gün ve saat içinrandevu alabiliyor. Randevular,www.tuvturk.com.tr internet sitesinden, 0 850 222 88 88 numaralı çağrı merkezin-den ve istasyonda yer alan kiosklardanücretsiz olarak alınabiliyor.

n Büyükşehir merkezlerindeki yoğun istasyonlara randevu alıyorsanız, tümmuayene süreci için en az 2 saat ayırın,zaman planınızı buna göre yapın... TÜVTÜRK internet sitesi veya çağrımerkezinden alınan randevu saati,muayenenin başlama saatini değil, araçsahibinin müşteri kabul işlemlerinin başlayacağı saati belirtiyor. Araç muayeneişlemleri, kabul işlemlerini takiben, ortalama

1 saat sürüyor. İstasyon alanına giriş, müş-teri kabul ve sorgulama ile muayene sürecide göz önüne alındığında, özelliklebüyükşehirlerde yer alan istasyonlardaortalama 2 saatlik bir zaman ayırmak vezaman planlamasını buna göre yapmakgerekiyor.

n Vergi, trafik cezası ve HGS/OGSborçlarınızı mutlaka kontrol edin, borcunuzvarsa muayene öncesinde mutlaka ödeyin!Yasalarla belirlenen kurallar nedeniyle randevu alma sürecinde ve muayeneöncesinde araçlar için borç kontrolüyapılıyor; trafik para cezası, motorlu taşıtvergisi, köprü ve otoyol borçları sorgulanıy-or. Bu nedenle, araç sahiplerinin randevualımı sırasında borç durumunu öğrendiktensonra eğer borç varsa mutlaka ödemeleriniyapmaları gerekiyor. Araç sahipleri ilgiliborçlarını www.gib.gov.tr‘den sorgulayabilirve borçları varsa ödemelerini gerçekleştire-bilir. Ödemelerini gerçekleştirdikten sonrarandevu almaya devam edebilir.

n Egzoz emisyon ölçümünü TÜVTÜRKistasyonlarında da yaptırabilirsiniz.Geçerli egzoz gazı emisyon ölçümününolmaması ‘Ağır Kusur’ olarak değerlendiriliyor. Bu hizmet araç muayeneistasyonlarının tamamında da uluslararasıstandartlarda veriliyor.

n Ruhsat, kimlik ve diğer zorunlu belgelerimutlaka yanınızda bulundurun. Muayene hizmeti için istasyonlara gelirken,araç ruhsatı, kimlik ve diğer zorunlu belgelerin asıllarının mutlaka getirilmesi

sayfa

41

LOJiSTiK

LIFE

TÜVTÜRK Araç Muayeneİstasyonları, araç sahiplerinin periyodikmuayene öncesindearaçlarında dikkat etmelerigereken noktaları paylaştı.

2017 yılı muayene ücretleri:

l Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tanker 267,86 TL

l Otomobil, Minibüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt,Arazi Taşıtı, Römork ve Yarı Römork 198,24 TL

l Traktör (Römorklu, Römorksuz), Motosiklet veMotorlu Bisiklet 101,48 TL’dir.

2017 yılı için egzoz emisyon ölçümü ücreti ise 50TL, ilk kez ölçüm yaptıran araçların 8,50 TL’ye de‘Motorlu Araç Egzoz Gazı Emisyon Ruhsatı’ almasıgerekiyor.

gerekiyor. Araç LPG/CNG’li ise ‘GazSızdırmazlık Raporu’ da gerekiyor. Ancakbu belgenin olmaması ‘Hafif Kusur’ olarakdeğerlendiriliyor. İstasyona gelindiğindearacın KM bilgisi sıra numarası alınırkengirilmesi gerekiyor.

n Araç size ait değilse, gerekli ek belgeleri mutlaka getirin.Getireceğiniz araçsize ait değil ise, vekalet durumunu gösterirbelgeleri mutlaka yanınızda bulundurmanızgerekiyor. Gerçek kişiler ve şirketler içinfarklı durumlarla ilgili detaylı bilgi içinwww.tuvturk.com.tr’den bilgi alabilirsiniz.

n Tadilat muayenesi için geliyorsanız, ilgilibelgelerinizi mutlaka yanınızda bulundurun. Araçta bir tadilat yapılmış ise,‘Tadilat Muayenesi’ne başvurulmalı veyukarıdaki belgelere ek olarak ‘GazSızdırmazlık Raporu’ ve ‘Montaj TespitRaporu’ (LPG/CNG takılarak tadilat projeleriile istasyona başvuranlar için gereklidir),yetkili mühendis tarafından çizilen onaylıtadilat projesi ve hesaplarıyla TürkiyeŞoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nabağlı odalardan alınacak EK- 1 belgesininolması gerekiyor.

n Tüm ödemelerin nakit olduğunu unutmayın! Araç Muayene ücretleri yıllıkolarak T.C. Ulaştırma, Denizcilik veHaberleşme Bakanlığı Karayolu DüzenlemeGenel Müdürlüğü’nün genelge ve emirleridoğrultusunda belirleniyor. Ödemeler, nakitolarak alınıyor.

2017 yılı muayene ücretleri; l Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tanker267,86 TLl Otomobil, Minibüs, Kamyonet, ÖzelAmaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork ve YarıRömork 198,24 TLl Traktör (Römorklu, Römorksuz),

Motosiklet ve Motorlu Bisiklet 101,48 TL’dir.

2017 yılı için egzoz emisyon ölçümü ücretiise 50 TL, ilk kez ölçüm yaptıran araçların8,50 TL’ye de ‘Motorlu Araç Egzoz GazıEmisyon Ruhsatı’ alması gerekiyor.

n Muayenenizi geciktirmeyin, fazla ücretödemeyin! 2918 sayılı Karayolları TrafikKanunu’nun 35. Maddesi uyarınca,muayene süreci geçen araçlardan, her ayiçin yüzde 5 fazla muayene ücreti tahsilediliyor. Yasalar gereği gecikmeler 30 günlük dilimler halinde oluyor. Bir günlükveya yirmi günlük gecikmeler de bir ayolarak değerlendiriliyor.

n Muayeneye gelmeden önce, gerekliekipmanları mutlaka kontrol edin.Araçmuayene sırasında, traktörler, motosikletlerve motorlu bisikletler hariç tüm motorluaraçlarda 1 adet ilk yardım çantası, 2 adetüçgen reflektör, yangın söndürme cihazı(aracın cins ve kullanım amacına göre adetve miktarı değişebiliyor) ve stepne bulunupbulunmadığı kontrol ediliyor, bunlarıneksikliği hafif kusur olarak değerlendiriliyor. Patlamayan lastik veya lastik tamir takımıbulunan araçlar gibi orjinalinde stepnebulunmayan araçlarda stepne bulundurulması gerekmiyor.

Motosiklet sahiplerinin muayeneye gelirkenE onaylı, vizörlü kasklarını da (veya vizörsüzkask ise sürüş gözlüğü ve kask) getirmelerizorunludur.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

43

LOJiSTiK

LIFE

Scania, yeni nesil araçlarını2.500 kişiyle buluşturduScania, 10 yıllık araştırma geliştirme süresi, 2 milyar Euro yatırım ve 10 milyon kilometrenin üzerinde test sürüşü sonucu üretimine başladığı yeni nesil araçlarını Türkiyeyollarında müşterileri ile buluşturdu. Roadshow etkinliği kapsamında 8 ilde yaklaşık 2.500müşteri, Yeni Scania araçları yakından inceleme fırsatı buldu.

Samsun, Ankara, Antalya, Denizli, İzmir,Konya, Bursa ve Bolu illerinde gerçekleşenetkinliklere Scania Genel Müdürü İlhamiEksin, Scania Satış Müdürü Gökhan Altun,Scania Pazarlama Müdürü Adnan Yücel,Scania Satış Sonrası Hizmetler MüdürüBayazıt Canbulat ve Scania Yetkili Satıcıtemsilcileri katıldı.

13 litrelik yüzde 100 SCR yeni motorScania yeni araçlarıyla birlikte 13 litre, 500bg’lik yeni motorunu da piyasaya sürüyor.Yeni motorda Euro 6 emisyon değerleri,yüzde 100 SCR sistemi ile sağlanıyor. Dahagüvenilir ve daha ekonomik bir motor eldeediliyor. Vites değişim süresini yarı yarıyaazaltan yeni tam otomatik opticruise viteskutusu sürüş konforunu en üst noktayaçıkartıyor. Pazarda en geniş motor ürüngamına sahip marka olan Scania’nın, yeninesil araçlarında, 13 litrelik motor serisi 370beygir gücünden başlayıp 410, 450 ve 500beygir gücüne kadar alternatiflerden oluşuy-or. 16 litrelik motorların güç seçenekleri ise

520, 580, 650 ve 730 beygir.

Düz zeminli yeni S KabinScania mevcut P, G ve yenilenen R kabinlerine, tamamen düz zeminli S serisikabini de ekliyor. 24 farklı temel kabin modeli müşterilerin tercihine sunuluyor. Tüm yeni kabinlerde iç mekan, optimumsürüş ve dinlenme alanı sunacak şekildetasarlandı..Sürücünün koltuk ayar seçenekleri, boyları 150 ile 200 cm arasındaki değişen tüm sürücüler için rahatbir sürüş pozisyonu sunuyor. YeniScania’larda A sütunu en geniş görüş açısıiçin inceltilerek yeniden tasarlandı. Tüm yenikabinlerde, sürücünün oturma pozisyonu, 6.5 cm öne alınırken sol cama 2 cm dahayakınlaştırıldı. Böylelikle sürücünün görüşaçısı ve yol hâkimiyeti arttı. Bunlara ek olarakyatak kısmı da 1 metreye genişletildi.Böylelikle sürücüler için konfor en üst noktaya ulaştı. Scania, geniş servis ağı, 7gün 24 saat hizmet anlayışı ile müşterilerininçözüm ortağı olmaya devam ediyor.

sayfa

44

LOJiSTiK

LIFE

HAYATIMIZA DOKUNAN İCATLAR!

MORS ALFABESİ1843’te Samuel Morse, telgrafmesajlarında nokta ve çizgiler-den oluşan ünlü Mors Alfabesi’nigeliştirdi. Morse, Baltimore’denWashington’a uzanan 60 km’likbir telgraf hattı kurarak, hattıbaşkanlık seçimleriyle ilgilihaberleri iletmek için kullandı.

RADYO1902’ de İtalyan mucitGuglielmo Marconi, kablo ya datel olmadan bir yerden diğerlerine mesaj göndermeninyolunu keşfetti. Böylece radyodoğdu. Marconi, radarın mucidiHertz’in yapmış olduğu deneylerikullanarak bulunduğu yerden 9 metre uzaktaki bir kapı ziliniçalmayı başarabiliyordu vebunun için her hangi bir kabloyaihtiyaç duymuyordu. Kullandığıyönteme “elektromanyetik” adınıvermişti.

UYDU4 Ekim 1957’de Ruslar, ilk uyduSputnik’i Dünya yörüngesineyerleştirdi. Dünya’nın ilk yapayuydusu sadece bir basket topubüyüklüğünde olup 82 kg ağırlığındaydı. Bu minik uydu,98 dakika içinde yörüngeye yerleştirilmişti. Sputnik,insanoğlu için uzay çağınınbaşlangıcı demekti.

FAKS1843’te üretilen ilk faks makinesi, kabartma harfleri

tarayarak elektrik sinyalleri gönderen bir sarkaçtan oluşuyordu. Modern faksmakinelerinde ise gönderilendokümandan yansıyan ışığıalgılayan diyotlar kullanılır. 1922’ de Alman fizikçi ArthurKorn, radyo dalgaları ile Avrupa’dan Amerika’ ya fotoğraf göndermiştir.

ÇENGELLİ İĞNE Dünya, 1849’ da Walter Hunttarafından bulunan, çok basitama faydalı bir ürünle tanıştı:Çengelli İğne. Amerikalı mucittarafından sadece 15 dolarkazanabilmek amacıyla bir iddiasonucunda ortaya çıkmıştır.

YEMEK ÇUBUKLARIYemek çubukları 5000 yıl önceilk defa Çin’ de kullanılmayabaşlandı. Çinliler, daha iyipişmesi için yiyecekleri çok ufakparçalara ayırıyorlardı. Bunlarıtutabilmek için de ağaç dallarınıkullanıyorlardı. Bugün Çin, Japonya, Vietnam,Kore gibi Uzakdoğu ülkelerindeyemek çubukları hala yaygınolarak kullanılmaktadır.

EKMEK KIZARTMA MAKİNESİ1909’da General Electric şirketi,ilk elektrikli ekmek kızartmamakinesini üretti.elektrikleısıtılan telin üzerine konuluyor-du. Ayarlı bir saat, süredolduğunda elektriği kesiyor veekmeği dışarı doğru itiyordu.

KAŞIKPaleolitik zamanlardan beri kullanılan kaşıkların atası denizkabuklarıdır. Kaşığın Latince veYunanca’ daki karşılığı “spiralşekilli sümüklüböceği kabuğu”anlamına gelen “cochlea”kelimesinden türetilmiştir.Günümüzdeki formunu ise MS I. Yüzyılda Romalılar vermiştir.

ÇATALÇatalı ilk kullananların Yunanlılarolduğu sanılmaktadır. Çatalınyemek masalarındaki kullanımıMS 7. yüzyılda Ortadoğu’ dakizengin ve itibarlı ailelerdegörülmektedir. 13. yüzyıldaBizanslılar’ a onlardan daİtalyanlar’a geçmiştir. Fransa daise “gösterişe kaçıyor” diye kabulü yavaş olmuştur. Çatal,1600’lerin ortalarından itibarentekrar itibar kazanmış, kraliyetailesi ve zengin sofralarınınvazgeçilmez lüksü olmuştur.Günümüzde ise hepimizinvazgeçilmez ihtiyacıdır.

DİKENLİ TEL1867’ de Lucien B. Smith, tarihteki ilk dikenli teli üretti.Teksas’ ta yaşayan büyük topraksahiplerinin sayısı artmayabaşlayınca sınırlar birbirine yaklaşmaya başlamıştı.İşte buihtiyaçtan hareketle sınırlarıbelirlemek ve yabancıların girişinin önüne geçebilmek içintarihteki ilk dikenli teli üretmiştir.

icatlar

sayfa

45

LOJiSTiK

LIFE

DİKİŞ MAKİNESİ1830’ da Barthelemy Thimonnierdikiş makinesini icat etti.Makinede ayak pedalıyladöndürülen bir tekerlek, iğneyikaldırıp indiriyordu. Fakat odönemlerde pek çok terzi, işini kaybedeceği korkusuyla bumakinelerin 80 tanesini tahripetmişti.

FERMUARFermuarın icadında her nekadar tek bir mucitten sözetmek zor olsa da asıl katkıyı1893’ de W.L. Hudson’un yaptığı söylenebilir. Fermuarınhayatımıza girmesi oldukçazaman almıştır. İlk fermuartasarımının o kadar ürkütücü birgörüntüsü vardı ki pek çoküretici seri üretimi yapmayı reddetmişti. Fermuar, günümüzekadar gelişmiş ve hayatımızdakipratik malzemelerden biri olarakyerini almıştır.

ÜTÜ MASASIÜtü yaparken yeterince iyisonuç alamamaktan şikayetçiolan Afrikalı Sarah Boone adlıbir ev kadını, 1892 yılında kendisi için bir ütü masasıgeliştirdi. Böylece tarihin ilk ütü masası ortaya çıkmış oldu.

ELEKTRİKLİ SÜPÜRGE1901’de Hubert Booth, elektriklisüpürgeyi icat etti. Booth’ unelektrikli süpürgesi o kadarbüyüktü ki atlı bir arabayla çek-ilmesi gerekiyordu. Fakatsüpürgenin performansı gayetiyiydi; öyle ki İngiliz Kralı VII.Edward taç giyme törenindenönce salondaki halının busüpürge ile temizlenmesiniistemişti.

ELEKTRİKLİ BUZDOLABIİlk elektrikli buzdolabı, KarlLinde tarafından 1877’ de geliştirildi. Yiyeceklerinbozulmadan saklanabilmesi içingereken, ortamın soğuk olmasıkoşulu, ilk defa Karl Lindetarafından yapay olarak sağlan-mıştı. Linde’ nin cihazı, yiyecekkabininin arkasına freon gazıyerine metil ether adlı sonderece patlayıcı bir gaz pompalıyordu. Bu yüzden pekyaygınlaşmadı. Freon gazı kullanılan ilk buzdolabını iseBalzer Von Platen ve CarlMunters birlikte tasarlamıştı.

BULAŞIK MAKİNESİ1889’ da W. A. Cockran adındaki maharetli kadın mucit,tarihin ilk elektrikle çalışan ilkbulaşık makinesini üretti. Sistemçok basitti. Bir fiskiye, boruyardımıyla gelen tazyikli suyutabakların üzerine eşit dağıtıyorve bulaşıkları temizliyordu.

ÇAMAŞIR MAKİNESİ1906’ da Ala Fischer, çamaşırmakinesini icat etti. Makineniniçine yatay olarak yerleştirilmişmetal tambura kirli çamaşırlarkonuluyordu. Tambur, elektrikyardımıyla döndürülüyor vehareket sırasında çamaşırlarsürekli suyla temas ederek temizlenmiş oluyordu. İlk kurutuculu çamaşır makinesi ise1924’ te üretildi. Günümüzdekihalini aldı.

KALEMTIRAŞBugün okur yazar hemen hemenherkesin evinde, çekmecesindebulunan kalemtıraş AmerikalıJohn Lee Love tarafından 1897’ de icat edildi.

KURŞUNKALEMKurşunkalemin bugün bildiğimizşeklini Fransız kimyacı NicolasConte vermiştir. Kil ve graphitekarışımını yakıp tahtadan silindirçubuklar içine koyan Conte;1795’ te patentini almıştır. İlkkurşunkalem fabrikasını ise1861’ de Eberhard Faber, NewYork’ ta kurmuştur.

BİLYE UÇLU TÜKENMEZKALEM :1938’ de Macar mucit LazloBiro, biro da denilen, günlükhayatımızın vazgeçilmez parçasıolan bilye uçlu tükenmezkaleminhayata geçmesini sağladı.Tükenmezkalem, öncelikle yüksek basınca maruz pilotlarınkullanması için üretilmişti.Zamanla kolay kullanımındandolayı geniş kitlelere ulaştı.

DOLMAKALEM1935’ te Fransız Jules Fagart,tekrar doldurulabilen dolmakalemi geliştirdi. Bugünbizlere bir parça nostalji gibigörünse de dolmakalemler, pekçok insan için hala önemli yazıaraçlarından biridir.

SİLGİ1736’ da Avrupa’ya getiren,Fransız bilim adamı CharlesMarie de la Condamine’ dir. Buaslında, Güney Amerika’ da yerlikabilelerin oyun için ve tavuktüyü gibi şeyleri vücutlarınayapıştırmak için kullandıkları birmaddeydi. Avrupalılar bunu kullandı fakat bir süre sonraçürüdüğü için kullanışlı olmadı.1839’da Charles Goodyear,kauçuğu işlemenin ve dayanıklıkılmanın yolunu buldu. Kaynak: İsmet Ceylan / Onedio Üyesi

BBC Türkçe'nin haberine göre Almanya'da yapılan bir araştırma,Mısır'da çıkarılan mumyaların Mısırlı genlerinden ziyade Türk geninesahip olduğunu ortaya çıkardı. MÖ 1400 ile 400 yılları arasındaMısır'da çıkarılan mumyaları analiz eden bilim insanları, kalıntılardakigenlerin Akdeniz insanlarının genlerine daha yakın olduğunu ortayakoydu. Tübingen Üniversitesi ve Jena'daki Max Planck İnsan TarihiBilimi Enstitüsü'nde gerçekleşen araştırmada, ilk gerçek gen verita-banı oluşturuldu. Nature Communications dergisinde yer alan araştır-ma sonucunda modern Mısırlıların, atalarından daha fazla Sahra altıAfrikalı geni taşıdığına ulaşıldı. Antik Mısırlıların, Yakın Doğu'dakiinsanlarla gen bakımından daha yakın olduğu kaydedilirken, araştır-mayı yöneten Johannes Krause, araştırmayı 151 mumya ile gerçek-leştirdiklerini ifade etti. Krause, araştırmayı yaparken Büyük İskenderve diğer isimlerin Mısırlıların genlerini etkileyip etkilemediğini bulmakistediklerini söyledi.

sayfa

46

LOJiSTiK

LIFE

kısa haberler

Yeni Konular7 bin yıllık tohumbuğday verdi

Gemiler yapay zeka kullanacak!Mikrobiyoloji Uzmanı MetinÖztürk, arkeolojik kazılarda bulu-nan 7 bin yıllık Siyez buğdayının3 ayrı tohum tanesinden üretimyaptı.Metin Öztürk, 4 yıl önceMarmaris Çamlı Mahallesi IlıcaMevkisi’inde 10 dönüm arazikiralayıp organik tarıma başladı.Arazide hiçbir zirai ilaç kullan-madan organik sebze ve meyveüretmeye başladı. MikrobiyolojiUzmanı Metin Öztürk, üç yıl öncede Sivas Şarkışla’da yapılanarkeolojik kazıları sırasında küpiçinde bulunan buğday tohum-larının peşine düştü.Tohumlardan örnekler alındığınıöğrenen Öztürk uzun uğraşlarsonucunda bu buğdaylardan 3tane alabildi. Öztürk, “Geçmişi 7bin yıl öncesine dayanan atayadigarı hakiki Anadolu buğ-dayını çoğaltmak için kollarısıvadım. Üç yıl boyunca ektim,tek bir buğday tanesindenyüzlerce ürün elde ettim” dedi.Metin Öztürk bu yıl tek bir Siyezbuğday tanesini ayrı bir yereekerek, her gün suladığını, hergeçen gün diğerlerine oranla bubuğdayın çok daha fazlabüyüdüğünü, tek buğdaytanesinin topraktaki kökünden 20ayrı sürgün kardeş ve çok sayıdabaşak çıktığını gördü.

Japon nakliye şirketleri, özerk kargo gemileri inşa etmek yeni birproje başlatıyor. Otomobiller, kamyonlar derken sürücüsüz araçlarhızla yaygınlaşmaya devam ediyor. Denizcilik sektörü de yeni biratılım yapıyor. Japon nakliye şirketlerinin yaptığı anlaşma iledümende kaptanların değil, yapay zekanın olduğu gemiler inşa edilecek. Projenin kapsamı; hava durumuna ve gemi yoluna devamederken olası bir engelleri içeren bilgilere dayanarak en kısa, engüvenli ve en az fazla yakıt verimliliği sağlayan rotaları düzenleye-bilen yapay zeka güdümlü bir direksiyon sistemini geliştirmeyedayanıyor. Katılımcı şirketlerin, yüz milyonlarca doların üstündeolması beklenen maliyetleri paylaşmayı kabul etmesiyle yaklaşık 250gemi inşa edilecek. Özerk kargo gemileri üretmek için çalışan sadeceJapon şirket grupları değil. Geçtiğimiz yıl, R olls- Royce 2020 yılındafaaliyete başlayacak olan uzaktan kumandalı, insansız gemigeliştirme planlarını açıklamıştı. Geliştiriciler, özerk otomobil yılıolarak odaklanılan 2025 yılına kadar tamamlamayı umuyorlar.

Mısır'daki mumyalarda Türk genine rastlandı

sayfa

47

LOJiSTiK

LIFE

kısa haberler

MEB’in robot yarışmasında icatlara‘savaş’ damgasınıvurduMEB’in TÜBİTAK ile birlikteKonya’da düzenlediği 11.Uluslararası Robot Yarışması“Mevlana” temalı olsa da öğrencilerin hayalleri savaş veçatışma koşulları etrafında şekillendi. Konya’da düzenlenenrobot yarışmasında bombalıaraçları tespit eden makine oldu.İstanbul Kadıköy Mesleki veTeknik Adanolu Lisesi öğrencileri, bombalı araçlarıntespiti için “Ağırlık KontrolSistemi” geliştirdi. Bombalıaraçları fark ettirmeden ağırlıklarını kontrol ederek bulmayı planlayan öğrenciler,aracın ağırlığı ve yolcu faktörünübirleştirerek geliştirdikleriyazılımla uyarı sistemi kurdu.

ROBOT DOKTORYarışma kapsamında Konya’yagetirilen bir diğer icat ise “Sina”isimli robot doktor oldu. İstanbulGaziosmanpaşa Özel MavigünFen Lisesi’nden öğrenciler,çatışma bölgelerinde yaralananaskerlere acil müdahaleninyapılabilmesi için bir robotgeliştirdi. Çatışmalar devamederken alana sağlık hizmetiverilememesini temel alanöğrenciler, tehlikeli alana insanyerine tespit edilmesi daha zorolan robotlar göndererek askerlere ulaşmayı hedefledi.

ROBOT KÖPEKÖğrencilerin bir diğer icadı heminsanları hem de hayvanlarıkorumak üzerine kuruldu.Kimyasal gaz ve maddesaldırılarında yaşanan tehlikelerekarşı insanla tespitin ötesindehayvanların da kullanılmamasınıisteyen Tokat Zile Mesleki veTeknik Anadolu Lisesi’ndenöğrenciler “ZiroK9” adını verdikleri proje ile mekanik robotköpek geliştirdi.

NASA, Güneş'in atmosferine uzay aracı gönderecek

NASA, Güneş'e düzenlenecek tarihi görevi açıkladı. Buna göre'Parker Solar Probe' isimli uzay aracı, Güneş' in atmosferinedalacak ilk insan yapımı nesne olacak.

NASA 1 Haziran’da yaptığı basın açıklamasında, Güneş' in atmosferine düzenlenecek tarihi görevini resmen duyurdu. Uzayajansının "Güneş'e dokunacağımız ilk görev" olarak tanımladığı'Parker Solar Probe' isimli uzay sondası 2018' in Ağustos ayındauzaya fırlatılacak. Güneş atmosferine dalış yapan ilk insan yapımınesne olarak tarihe geçmesi beklenen uzay sondasının, Güneş' in bilinmeyenlerini ortaya çıkarmak adına devrim niteliğinde gözlemlereimza atması planlanıyor.

'GÜNEŞ'E DOKUNMAK'Parker Solar Probe, Güneş' in atmosferine giriş yapacak ilk uzay aracıolacağı için NASA söz konusu görevi 'Güneş'e dokunmak' olaraktanımlıyor. Ancak uzay aracının Güneş yüzeyine yaklaşması mümkünolmayacak. Güneş' in taç küre olarak bilinen atmosferinin en dış kat-manına giriş yapacak olan Parker Solar Probe, yüzeyden yaklaşık 5.9milyon kilometre uzaklıkta bulunacak.

REKOR 7'YE KATLANACAKBugün itibariyle Güneş'e en çok yaklaşan insan yapımı nesne rekoruNASA'nın 1976'da uzaya fırlattığı Helios 2'ye ait olarak biliniyor.Güneş'e Merkür'den daha çok yaklaşmış olmakla ün kazanan Helios2, Güneş yüzeyine yaklaşık 43 milyon kilometre yaklaşabilmişti.Parker Solar Probe'un Güneş'e, Helios 2'den tam 7 kat daha fazlayaklaşması bekleniyor.

TARİHİN EN HIZLI İNSAN YAPIMI NESNESİ OLACAKUzay araştırmaları tarihindeki en zorlu görevlerden biri olarak göster-ilen bir yolculuğa çıkacak olan Parker Solar Probe, Güneş etrafındakiyörüngesinde yaklaşık 1400 derecelik sıcaklıkta ekstrem koşullardagözlem yapacak. Gelecek yılın ağustos ayında uzaya fırlatılmasıplanlanan Parker Solar Probe'un, 2025 yılına kadar tam 24 kez yakıngeçiş gerçekleştirmesi planlanıyor. Güneş etrafındaki bir tam yörün-gesini 88 günde tamamlayacak olan uzay aracı, Güneş'e en çokyaklaştığı sırada saatte tam 724.000 kilometrelik bir hıza ulaşaraktarihin en hızlı insan yapımı nesnesi olacak. Rekorun şu ankisahibiyse geçtiğimiz yıl Jüpiter'e ulaşan Juno. Juno ilk yakın geçişisırasında saatte yaklaşık 265.000 kilometre hıza ulaşmıştı.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

48

Tıp literatüründe miyalaji olarak tanımlanankas ağrılarının nedeni aşırı ve kası yoran bedenhareketleridir.

Yorulan kaslar zamanla yıpranır ve eğer müdahele edilmezse çok ciddi kas rahatsızlıklarıoluşturabilir. "Kas Ağrılarına Ne İyi Gelir ? veKas Ağrısı Nasıl Geçer ?" sorularının aklınızdangeçtiği aşikar ancak bu paragrafları okursanızkas ağrıları hakkında geniş bilgiye ulaşa-bilirsiniz. Bilinenin aksine kaslar yeterli orandakasılmadıkları zaman yorgun düşer. Ve bunabağlı olara hastalıklar ya da kas ağrıları ortayaçıkar. Kasların genel anlamda yorun düşmesi şuşekilde özetlenebilir.

Aşırı kasılan kaslar sürekli uyarı alır ve bunagerekli cevabı veremeyecek duruma gelir. Öyle-ki kaslar cevap veremediği için az kasılır vekaslar yorgunlaşır. Gücü azalan ve az ağrı verenkasların temel sebebi ise yorgunluğa bağlıolarak kas hücrelerindeki potasyum iyonlarınınçevreye yayılmasıdır. Kaslar çalışırken patosyumun taşınmasında en büyük pay kanındır. Kan potasyumu kas dışına taşıyarak kasiçerisinde potasyumun yeterisiz hale gelmesinisağlar. Ve buna bağlı olarakta kasılmanın önünegeçilir. Faaliyeti durdurulan kasta yetersiz pota-syum kanın geri getirmesiyle yerini aktif çalış-maya hazır kaslara bırakır. İşte kaslar ağrıyıncadinlenmemizin temel sebebi budur. Fakat buher zaman böyle devam edemez. Yorulan kaslardinlenince tekrar eski haline gelir ancak birmüddet sonra bu durum kaybolur.

Zamanla yıpranan kaslar tepkilere cevap vermeyecek hale gelebilir. Ve kullanılmasıgerektiği zaman sizi hüsrana uğratır. Bu duru-mun ortaya çıkmasında laktıik asit birikinin pas-tadaki payı büyüktür. Bu durumun önünegeçmek için ise kaslar sıcak tutulmalıdır vebüzüşmesinin önüne geçilmelidir.

Kas ağrıları için ilaç kullanmak gerekir mi?Vucüt içerisinde her türlü kas ağrısı dikkate

alınmalıdır. Çünkü bu ağrılar belirli bir kashatalığının sebebi olabilir. Kas romatizmasındankalp hastalığına kadar sistematik rahatsızlıkarınhabercisi olabilir. Bu tür ağrılarda öncelikle yapmanız gereken bir hekime başvurmaktır. Zira sizin için sağlık konusunda değişmez insandoktor olmalıdır. Doktor tavsiyesiyle birlikte bundan sonra yapmanız gereken en önemli işise aldığınız ilaçları belirli bir düzen içerisinde kullanmanız olmalıdır. Zira aksi taktirde ilaçlar-dan verim alamayabilirsiniz.

Kas Ağrısı nasıl geçer?Kaslarınız darbe görmüş, ezilmiş yada kas

yırtılması olmuş olabilir. Ancak kas ağrısını maksimum duyacağınız saat aralığı 2- 3 güniçerisindedir. İlk darbe gördüğünüz anda ağrıyıhissetmeyebilirsiniz. Yaklaşık 5 saat sonra göreceğiniz ağrılar belkide size ızdırap verici birkas ağrısının belirtisi olabilir. Ezilen, darbegören kasın içerisinde kan toplanır ve ağrı yavaşyavaş kendini hissettirmeye başlar. Belkide haf-talarca sürecek olan bu ağrılar için öncelikledoktora başvurmanız önerilir. Ancak bununyanında kası yormayacak eksersiz, sıcak su ileovma ve belirli periyotlarla yapılmış masajla ağrıgeçebilir.

Kas ağrısı kas hastalığının belirtisi olabilir.Kas hastalıklarının temel belirti nedeni

kuvvetsizlik ve yapabileceği bir işi yapamayacakdereceye gelmesiyle hissedilir. Bunun günlük hayattaki en büyük örnekleri şu şekildeözetlenebilir: Merdiven çıkamama, saç tarayamama, elleri yukarıya kaldıramama ya dauzun süre elinde kitap tutamama. Bunlar günlükhayatta sık karşılaştığımız durumlardır. Bazenkaslar sistematik bir hastalığında belirtisi ola-bilir. Örneğin; tiroit, enfeksiyon, kalp hastalık-ları.

Kas hastalıkları bazen sistematik hastalıklarınbelirtileriyle de seyredebilir. Bunlar nefes darlığı,ateş, kırgınlık ya da halsizlik ile görülebilir.

Sağlıcakla kalın!

GÖRÜYORUMDr. Mehmet Şükrü BAŞARIK

Kas Ağrıları

Araç lastiklerindeki yanlış basıncın kazalara neden ola-bileceğini belirten Meydan Oto Lastik’in sahibi ismailYılmaz, "Araçta hızlanma, tork ve fren güçlerinin doğru-dan uygulandığı parçalar lastiklerdir ve araçların yollatemasını sağlayan tek unsurdur. Lastiklerin önemi büyük-tür ve sürüş güvenliği açısından lastikler hayati önemtaşır.

Sürücüler iyi bir lastiğin düz yolda iyi bir stabilite, iyi biryön tutturma, yüksek hızlarda iyi bir uyum ve aynızamanda uzun ömürlü olma özelliklerini barındırmasıgerektiğini bilirler, ama buna pek uymazlar. Yanlış basınçuygulanmış bir lastik kötü yol tutuşa ve fren mesafesininuzamasına neden olacağı gibi, balans bozukluğu bulu-nan bir lastik de yolla teması azaltıp hayati tehlikeyeneden olabilir. Lastiklerin bilinçsiz kullanımı ekonomikömürlerini çok kısaltır. Hayati tehlikeyede yol açar" dedi.

Lastik şişirme basınçları en az 15 günde bir kontroledilmeli, basınç düşmüşse uygun seviyeye getirilmelidir. Isınan lastiğin hava basıncı yükselebileceğinden lastiklerin hava basıncı, lastiksoğukken ölçülmeli ve ayarlanmalıdır. Isınma sonucuyükselen hava basıncını azaltmak için lastiğin havasınıboşaltma yoluna kesinlikle gidilmemelidir. Ayrıca stepnelastiğin basıncı da düzenli olarak kontrol edilmelidir.Araçların rot- balans ayarı yaptırılmalıdır.

İsmail ustaya genellikle tır ve kamyoncular uğrar. Busebeple bıkmadan bütün sürücülere hatırlatma yaptığınıifade etti. “Uzun yola çıkarken ve araç yüklüyken hava basıncı 2 PSI arttırılmalıdır. Hasar görmüş veya herhangi bir nedenle hava basıncı çokazalmış lastikle yola devam edilmemelidir. Lastiği parlatmak için petrol ürünleri içeren deterjan veya cilalarkullanılmamalıdır. Bozuk ve taşlı yollarda yüksek hızyapılmamalıdır. Ani ve sert fren yapılmamalı, aracı hızlıkaldırıp patinaj yapmaktan kaçınılmalıdır” diye uyarıyoruz.Tüm sürücü arkadaşlara güvenli yolculuklar dilerim dedi.

LOJiSTiK

LIFE

sayfa

49

SÜRÜŞ GÜVENLİĞİSİZİN ELİNİZDE!

İsmail usta: İnsan hayatının,sağlığının ve güvenliğinin her şeyden önemli olduğu gerçeğindenhareketle bütün vatandaşlarımızakazasız belasız günler diler, önerilerimize kulak vermeleriniisteriz.Meydan Oto Lastik / Sancaktepe

sayfa

50

LOJiSTiK

LIFE

19. yüzyıldaOsmanlıİmparatorluğu'ndamodernleşme sürecini, siyasi,toplumsal ve kültürel değişiklikleri elealan İlber Ortaylı'nın başyapıtı gözdengeçirilmiş baskısıyla Timaş'ta. Sırpça,Yunanca ve Macarca'ya çevrilen,Ukraynaca çevirisi devam eden kitapson dönem Osmanlı modernleşme tarihini ele alıyor...

"Osmanlı modernleşmesi otokratik birmodernleşmesidir, iç ve dış gelişmeler,hayatının son kırk yılında imparator-luğu bu otokratik modernleşmedenanayasal bir monarşiye kadar sürükledi, imparatorluk gençCumhuriyete parlamento, siyasal partikadroları, basın gibi siyasal kurumlarımiras bıraktı. Cumhuriyetin tabipleri,fen adamları hukukçu, tarihçi vefilologları son devrin Osmanlı aydınkadrolarından çıktı. Cumhuriyet ilkanda eğitim sistemini, üniversiteyi,yönetim örgütünü, mali sisteminiimparatorluktan miras aldı. Cumhuriyet devrimcileri bir ortaçağtoplumuyla değil, son asrını modernleşme sancıları ile geçirenimparatorluğun kalıntısı bir toplumlayola çıktılar. Cumhuriyetin radikalizminikamçılayan öğelerden biri de yeterinceradikal olamayan Osmanlı modernleşmesidir.

Bugünkü Türkiye'nin siyasal- sosyalkurumlarındaki sağlamlık ve zaafın bilinmesi, son devir Osmanlı modernleşme tarihini iyi anlamaklamümkündür. 19. yüzyıl bütün Osmanlıcamiasının en hareketli, en sancılı,yorucu, uzun bir asrıdır; geleceğihazırlayan en önemli olaylar ve kurumlar bu asrın tarihini oluşturur."(Tanıtım Bülteninden)Sayfa Sayısı: 335Baskı Yılı: 2016Sayfa Sayısı: 231Dili: Türkçeİlk Baskı Yılı: 2008Yayınevi: Timaş Yayınları

İLBERORTAYLI

1911: Kandilli Rasathanesi kuruldu. 1926: Kabotaj Bayramı.1932: Keriman Halis Türkiye güzeliseçildi. 1955: Milli Mücadele Kahramanı KaraFatma hayatını kaybetti. 1969: Petkim' in ilk ünitesi açıldı.Başbakan Süleyman Demirel, “Altınyumurtlayan tavuklar yapıyoruz” dedi. 1972: Bülent Ecevit, CHP GenelBaşkanlığına seçildi. 1962: Fransa, Cezayir' in bağımsızlığınıtanıyan anlaşmayı imzaladı. 1776: ABD'nin bağımsızlık günü... 2003: ABD askerleri tarafından, Irak' ınSüleymaniye’de bulunan Türk ÖzelKuvvetler merkezine baskın yapıldı.Subaylarımızın başına çuval geçirildi. 1938: Fransızlarla yapılan antlaşmadansonra Türk ordusu Hatay'a girdi.

AĞUSTOS1 Ağu. Kıbrıs Adası’nın fethi (1571).2 Ağu. I. Dünya Savaşı’na girmek içinseferberlik ilan edildi (1914).Türkiye ile Almanya Arasında İttifakAntlaşması (1914).4 Ağu. I. Dünya Savaşı Başladı (1914)6 Ağu. II. Dünya Savaşı’nda, ABDHiroşima’ya atom bombası attı (1945)8 Ağu. Yüzbaşı Cengiz Topel’in uçağıdüşerek şehit oldu (1964)İran- Irak Savaşında ateşkes (1988).9 Ağu. Anafartalar Zaferi (1915).Nagazaki’ye atom bombası atıldı 1945Türkiye - Yugoslavya - Yunanistanarasında ittifak antlaşması (Balkan Paktı, 1954).10 Ağu. Sevr Antlaşması (1920).Japonya teslim oldu (1945).14 Ağu. Süleymaniye Camisi (1556).SEKA kuruldu (1934).İkinci Kıbrıs Harekatı (1974).15 Ağu. Süveyş Kanalıi şletmeye açıldı (1869).16 Ağu. Milli Kütüphane açıldı (1948).17 Ağu. Kocaeli, İstanbul, Adapazarı,Yalova, Bolu ve Eskişehir’de meydanagelen depremde 14.095 kişi öldü,27.234 Kişi yaralandı (1999).26 Ağu. Malazgirt Zaferi (1071).İş Bankası’nın Kuruluşu (1924).29 Ağu. Mohaç Meydan Savaşı (1526).30 Ağu. Büyük Taarruz’un zaferlesonuçlanması (1922).

TEMMUZ

Kitap okuyanlar televiyonseyredenlere göre

daha anlayışlı.

Yapılan bir araştırma, kitapokuyanların televizyon izleyenlere

göre insan ilişkilerinde daha'başarılı' olduğunu ortaya koydu.

İngiliz "Daily Mail" gazetesininhaberine göre, Kingston Üniversitesinde yapılan

araştırmada 123 katılımcıya kitapokuma veya televizyon izlemekle

ilgili tercihleri soruldu.

Katılımcılar, daha sonrabaşkalarının duygularını ne kadar

dikkate aldıkları ve yardım edipetmediklerine dair kişiler arasıiletişim becerileriyle ilgili teste

tabi tutuldu.

Testler, vaktini kitap okuyarakgeçirenlerin, televizyon

karşısından ayrılmayanlara oranla ilişkilerde daha başarılı veempati sahibi olduğunu gösterdi.

Araştırmacılar, kitap okumanıninsanlara, farklı açılardan bakma

yeteneği kazandırarak başkalarınıdaha iyi anlamalarına katkıda

bulunduğunu belirledi.

Kitap okumayı televizyon seyret-meye tercih edenlerin, olumlu

sosyal davranışlar sergilediği veempati yeteneklerinin dahagelişmiş olduğu kaydedildi.

Vaktini televizyon izlemeklegeçirenlerin ise arkadaş canlısı

olmadıkları ve başkalarınındüşüncelerine daha az anlayış

gösterdikleri belirtildi.