xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan...

116
qwertyuiopgüasdfghjklsiz xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer tyuiopgüasdfghjklsizxcvb nmöçqwertyuiopgüasdfgh jklsizxcvbnmöçqwertyuio pgüasdfghjklsizxcvbnmöç qwertyuiopgüasdfghjklsiz xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer tyuiopgüasdfghjklsizxcvb nmöçqwertyuiopgüasdfgh jklsizxcvbnmöçqwertyuio

Upload: others

Post on 05-Mar-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

qwertyuiopgüasdfghjklsiz

xcvbnmöçqwertyuiopgüa

sdfghjklsizxcvbnmöçqwer

tyuiopgüasdfghjklsizxcvb

nmöçqwertyuiopgüasdfgh

jklsizxcvbnmöçqwertyuio

pgüasdfghjklsizxcvbnmöç

qwertyuiopgüasdfghjklsiz

xcvbnmöçqwertyuiopgüa

sdfghjklsizxcvbnmöçqwer

tyuiopgüasdfghjklsizxcvb

nmöçqwertyuiopgüasdfgh

jklsizxcvbnmöçqwertyuio

Page 2: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

2

Bir yerden başlamak,bir yerden dokunmak tarihin

kalbine ve bir sözle açmak gerekir konuyu.

Kur‟an‟dan bir ayet okumak,tefsirini yaşamak veya

nebevi sohbetten bir nefes koklamak…Ya da tarihin

karanlıklarında gezmek,kirli sayfaları çevirmek,sinsi

ve korkunç bir olaya tanık olmak,üzüntüden

kahrolmak…

İşte başlıyoruz;saray mollaları,cehennem

çıngırakları,üstüne varsan da dilini sarkıtıp soluyan

kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp soluyan

köpekler. Onların günümüzdeki emsalleri veya geri

dönüşleri, tekrar dirilişleri,hakkın karşısında

dikilişleri ve imkanları oranında görevlerini

yapışları.

“Alim bozulduğunda alem de bozulmaya

mahkûmdur.” rivâyetinin sırrı işte bu gibi

durumlarda tecelli etmektedir.

“Firavun‟a;‟Seni Firavunlaştıran (azdıran)

neydi?‟diye sorulmuş o da ,‟Beni yaptığımdan

alıkoyacak birinin çıkmaması!‟cevabını vermiştir.

Müslümanlar Firavunların zulümlerine dur demeli,

ayaklanmalı, baş kaldırmalı,kıyam etmelidir.

Allah(cc) bizi özgür olarak yaratmıştır. Köleliği

kabul etmemeliyiz.Yerimizde oturup da bunların

Page 3: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

3

bizim hakkımızı vermelerini beklememeliyiz.

Allah(cc)‟ın dinine yardım etmeliyiz.Yardım edelim

ki O‟da bize yardım etsin,rahmet yağmurları

üzerimize yağsın, ayaklarımızı sabit kılsın ve bizim

ellerimizle zalimleri kahretsin.Rabbimiz, şöyle

buyuruyor:

“Asra andolsun ki.

İnsan mutlak hüsrandadır.

Ancak iman edenler, iyi işler yapanlar,

birbirlerine hakkı ve sabrı öğütleyenler bunun

dışındadır.”(Asr sur.)

İmam Humeyni(ra) şöyle diyor:

“Ey sömürücülerin zulmü altında ki dünya

Müslümanları ve mustazafları!Ayağa kalkınız,

birbirinize ittihat elini uzatınız.İslam‟ı ve kendi

mukadderâtınızı savununuz. Güçlülerin çıkardıkları

gürültüden korkmayınız ki bu çağ, kadir olan

Allah‟ın izniyle mustazafların müstekbirlere,hakkın

batıla galebe çalacağı çağdır.”(Beytullah

ziyaretçilerine mesaj.6.9.1981)

Rabbimizi aklımızdan, fikrimizden,

düşüncelerimizden çıkarmamalıyız. Eğer biz gaflet

içinde olur,dünya‟ya dalar ,neme lazım gibi

düşüncelerle hareket edersek Allah(cc) bize şöyle

hitap eder:

Page 4: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

4

“Allah'ı unutup da, Allah'ın da kendilerini

unutturduğu kimseler gibi olmayın. Çünkü onlar

sapık kimselerdir.” (Haşr,19)

Allah(cc) bizi terk etmedi ve sahipsiz bırakmadı.

Yeryüzü hüccetsiz kalmaz,Musasız(as), İsasız(as) ,

Muhammedsiz(as) put kıran İbrahimsiz(as) kalmaz.

Tarihteki tüm milletlere Allah(cc) peygamberler

göndermiştir.Allah(cc) Rahmandır,tüm canlılara

merhametlidir.Eğer insanlardan ahiret de hesap

soracaksa bu dünyada insanlara doğru yolu

gösterecek bir peygamber,kitap gönderir.

Peygamberlerden sonra dahi sayısız kulları

aracılığıyla bize yardımcı olur. Bize düşen

peygamberlerin vasileri olan alimlere, peygambere

biat ettiğimiz gibi biat etmektir.Peygamberlerin

tarihleri bizim kalıbımız,modelimiz olmalı.Kuran‟da

kıssalar iş olsun diye(haşa!) anlatılmıyor. Bizim

bunlardan ibret almamız için bunlar Kuran‟da

bulunmaktadır. Her alim kisvesine bürünene de tabi

olmamalıyız.Bu alimlerin Allah(cc) tarif ettiği örnek

insanlara benzeyip benzemediğine

bakmalıyız,amellerine dikkat etmeliyiz.Bunların

yükünün ağır olduğunu ve Allah(cc)‟nın bunlardan

da hesap soracağını unutmamalıyız.Bunlar alimidir

her yaptıklarında bir hikmet vardır,deyip körü

körüne bir teslimiyet içinde olmamalıyız.Bunların

davranışlarını Kuran ve sünnet‟e vurmalıyız.İslam

tarihinde bu örnek şahsiyetlerin hayatlarına,nasıl

yaşadıklarına,kimlerle mücadale ettiklerine

Page 5: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

5

bakmalı,incelemeliyiz. Her şeyin gerçeği ve sahtesi

olduğu gibi alimlerinde iki çeşidi

vardır.Gerçeği,sahteden ayırt etmeliyiz.Çünkü,baş

nereye giderse ayaklarda oraya gider.Hidayeti

bulayım derken uçurumdan tepetaklak yuvarlanırız.

Domuz derisinden nasıl post olmazsa zalimlere kul-

köle olmuş alimlerden de rehber olmaz.Bir miktar

dünyalık için sonsuz ahretini satan insanlar nasıl da

zavallı kişilerdir.Bilge insanlar bu insanlar için

şöyle demişlerdir:

“Deveyi (veya keçiyi) yardan uçuran bir tutam

ottur.”ya da

“Kula kul oldu belasını buldu.”

İmam Hasan(as)‟ın dostluğunu,yarenliğini kaça sattı

rezil ve onursuz Ubeydullah b. Abbas?Başları

sarıklı,yüzler sakallı kalpleri marazlı tipler.Bunlar şu

sözlerin muhatabı olan insanlardır:

“Kork Allah‟tan korkmayandan.”

“Allahtan korkmayan kuldan utanmaz.”

Bel‟am kimdir?Samiri kimdir?Görevleri nedir?Bu

tip insanları nasıl tanıyabiliriz?Bunların islama

zararları nelerdir?Nasıl bu hale gelmişlerdir?Alimleri

Bel‟am‟laştıran unsurlar nelerdir?Bu soruların

cevabını her muvahhid araştırmalı,buna göre

önlemini almalıdır.Şeytani ve nefsi duygulardan

kendini arındırmalıdır.Biz gaybı bilemeyiz,ileride

bizleri ne bekliyor,koşullar nasıl olur

bilemeyiz.Haktan görünüp hakkın karşısına dikilen

Page 6: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

6

bu tipleri ve onların taifesinin bilmeliyiz ki

kendimizi onlardan koruyalım.Hatta şimdi içinde

bulunduğumuz hareketi iyi tahlil etmeliyiz,eleştirel

bir gözle bulunduğumuz konumu tahlil

etmeliyiz.Körü körüne bir insana veya harekete

bağlanmamalıyız.Kur‟anın ifadesiyle:

“Onlar, Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini

rabler (ilahlar) edindiler ve Meryem oğlu Mesih'i

de.Oysa onlar, tek olan bir ilah'a ibadet etmekten

başka bir şeyle emrolunmadılar. O'ndan başka ilah

yoktur. O, bunların şirk koştukları şeylerden

yücedir.” (Tevbe 31)

Ayetin tefsirinde ,İmam-ı Ahmed, Tirmizi ve İbn-i

Cerir değişik kanallara dayanarak bize bu belgeyi

naklediyorlar: Adiyy b. Hatem, Peygamberimizin

davetini alınca, çağrısını işitince Şam'a kaçtı. Bu zat

cahiliye döneminde hiristiyan olmuştu. Bir ara kız

kardeşi kabilesinden birkaç kişi ile birlikte

müslümanlara esir düşmüş, fakat Peygamberimiz

kadını bağışlayarak, serbest bırakmıştı. Kadın

kardeşinin yanına dönünce onu müslüman olmaya ve

Peygamberimize gidip kendisi ile görüşmeye teşvik

etmişti. Bunun üzerine Medine'ye geldi. -Bu zat o

sırada Tay kabilesinin şefi idi, babası da cömertliği

ile ün salmış bir kişi olan Hatem Tai idi.-

Peygamberimizin huzuruna vardığında boynunda

Page 7: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

7

gümüş bir haç vardı. O sırada Peygamberimiz `Onlar

Allah'ın dışında hahamlarını ve rahiplerini ilah

edindiler' cümlesi ile başlayan ayeti okuyordu. Ayet

bitince bizzat kendi ifadesine göre Peygamberimize

`Onlar, hahamlarına ve rahiplerine tapmıyorlar,

kulluk etmiyorlar' dedi. Onun bu sözlerine

Peygamberimiz şu karşılığı verdi:

"Evet, ama din adamları onlara helal şeyleri

yasakladılar ve haram şeyleri serbest ettiler.

Onlar da din adamlarının bu hükümlerine

uydular. Bu tutum, onların, din adamlarına

kulluk etmeleri anlamına gelir."

İnsanlar bu fasıklara tabi oldular.Bu alimler halkı

daha iyi sömürmek için dini çorba haline getirdiler.

Hak ile batılı karıştırıp hak olarak gösterdiler.

Ortaçağda rahiplerin halkı nasıl dinsizleştirdiği,

soydukları tarihten okuruz.Cennette arsa satma,

günahları bağışlama vb. safsatalarla.Bugün aynı

yöntemi İslam ümmeti içindeki alimlerin bir kısmı

yapıyor.İslama hizmet adına islam‟ın dibini oyuyor,

islam‟ı ruhsuzlaştırmak,Müslümanları yaşayan ölüler

haline getirmek istiyorlar.Halk bunların

soygunculuklarını,sahtekarlıklarını görünce dinden

soğuyorlar. Gençlerin İslam‟dan ürkmelerinin nedeni

bu dini gerçek bir şekilde ve doğru olarak onlara

sunulmamış olmasıdır.

Page 8: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

8

BEL‟AM‟ı Seyyit kutub‟un tefsirinden okuyalım:

"Onlara şu adamın olayını anlat: Adama

ayetlerimizi sunduk, fakat o onların içinden sıyrılıp

çıktı. Arkasından onu şeytan peşine taktı da

azgınlardan oldu. "(A´raf /175)

"Eğer dileseydik bu ayetler aracılığı ile onun

düzeyini yükseltirdik, fakat o yere saplandı kaldı.

Onun durumu üstüne varsan da, kendi haline

bıraksan da dilini sarkıtıp horlayarak soluyan

köpeğin durumu gibidir. İşte ayetlerimizi

yalanlayanların durumu budur. Bu hikâyeyi onlara

anlat, ola ki, üzerinde düşünürler. "(A´raf /176)

"Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine zulmeden

toplumun durumu ne kötü bir örnektir.

"(A´raf/177)

Bu sahne gerçekten hayret verici bir sahnedir. Bu

dilin düşünce ve tasvir yönünden zenginliğine dayalı,

son derece yeni bir manzara tasvir etmektedir.

Burada yüce Allah bir insana ayetlerini veriyor,

üstün nimetleriyle onu donatıyor, ilminden ona bir

pay veriyor. Doğru yolu seçmesi, kendisi ile bağ

kurması ve yükselmesi için gereken en güzel fırsatı

sağlıyor. Fakat o, bunların hepsine rağmen,

görüyorsunuz ya, bu işten sıyrılmak istiyor. Sanki o,

etine yapışık bulunan deriden sıyrılır gibi bu

ayetlerden sıyrılıyor. Çırpınarak, zorlanarak ve

Page 9: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

9

büyük bir çabayla ancak bunu üzerinden atabiliyor.

Bedenine yapışık halde bulunan derisinden bir

canlının yüzülmesi gibi bir sıyrılıştır bu. İnsanın

bünyesi derinin bedeni sarması gibi Allah'a iman

duygusuyla sarılmış değil miydi? İşte o, buna

rağmen gördüğünüz gibi Allah'ın ayetlerinden

sıyrılıyor, kendisini koruyan örtüyü, bedenini

muhafaza eden zırhı atıyor, arzu ve isteklere uymak

için doğru yoldan sapıyor, aydınlık ufuklardan

yuvarlanıyor, kapkaranlık çamura gömülüyor. Ve

artık şeytanın bir oyuncağı durumuna düşüyor. Şimdi

artık hiçbir koruyucu onu korumuyor. Kimse

şeytandan onu muhafaza etmiyor. Ve o, şeytana

uyuyor. Şeytana bağlanıyor. Şeytan ona egemen

oluyor. Sonra bir de bakıyoruz ki, biz uğursuz, çirkin

ve korkunç bir sahne ile karşı karşıyayız. İşte şimdi

biz bu tuhaf yaratık ile karşı karşıyayız. Yeryüzüne

çakılıp kalmış, çamura batmış bir yaratıktır bu. Bir

de bakıyoruz ki, bu yaratık köpek şekline girmiş,

kovulsa da kovulmasa da solumasını sürdüren bir

köpek şekline. Bu hareketli manzaraların hepsi

birbirini izliyor, arka arkaya geliyor. İnsanın hayatı

burada olayı somut bir şekilde izliyor. Zaman zaman

tepki gösteriyor, hayret ediyor, heyecana kapılıyor.

Bu sahnelerin sonuna yani ardı arkası gelmeyen

solumalar sahnesine gelindiğinde, sahnenin

tamamını kuşatan gizli direktiflerle dolu bulunan

yorum geliyor:

Page 10: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

10

"İşte ayetlerimizi yalanlayanların durumu budur.

Bu hikâyeyi onlara anlat, ola ki, üzerinde

düşünürler. Ayetlerimizi yalanlayan ve

kendilerine zulmeden toplumun durumu ne kötü

bir örnektir!"

İşte onların örneği budur. İnsanı doğru yola ileten

ayetler, imanı aşılayan direktifler onların fıtratlarına

ve bünyelerine ayrıca çevrelerini kuşatan bütün

varlıkların yapılarına da yerleştirilmiştir. Buna

rağmen onlar bunların hepsinden sıyrılmışlar. Sonra

onların şekilleri değişmiş, hayvanlaşmışlar.

Bünyeleri çirkinleşmiş "insan"lık konumundan

hayvanların düzeyine düşmüşler... Çamurda

debelenen köpeğin seviyesine inmişler. Halbuki

onların imandan kanatları vardı. Bunlarla yüce

alemlere açılabilirlerdi. Ne var ki, onlar bu güzel

makamdan alçakların alçağı bir dereceye

yuvarlanıyorlar!

"Ayetlerimizi yalanlayan ve kendilerine

zulmeden toplumun durumu ne kötü bir

örnektir."

Bu örnekten daha kötü bir durum düşünebilir mi?

Doğru yoldan ayrılıp haktan uzaklaşmaktan daha

çirkin bir şey var mıdır? Yeryüzüne çakılıp

kalmaktan, arzu ve isteklere bağlanmaktan daha kötü

ne olabilir? Bu hareketleriyle kendi nefislerine

zulmeden insandan daha fazla nefsine zulmeden

Page 11: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

11

birisi düşünebilir mi? Kendisini koruyan örtüyü

çıkarıp atan, bedenini muhafaza eden zırhtan

sıyrılan, böylece kendisini şeytanın oyuncağı haline

getiren ve ona bağlayan, şeytana binek yapan, onu

yeryüzüne çakılıp kalan şaşkınlık ve kararsızlık

içindeki hayvanlar alemine sürükleyen ve sürekli

köpeklerin soluyuşu gibi soluyan bir hayvan haline

getiren kişiden daha zalim kim vardır?

Bu durumun nitelendirilmesi ve tasviri konusunda

Kur'an-ı Kerim'in eşsiz, hayret verici ifade tarzından

başka hangi söz bu kadar eşsiz ve hayret verici ifade

gücüne sahip olabilir?

Sonra... Bu sadece okunan bir haber midir? Yoksa

çoğu zaman bir realite olarak gerçekleştiğinden

dolayı haber şeklinde verilen bir örnek midir? Bu

açıdan aktarılan bir haber midir?

Bazı rivayetlerin kayıtlarına göre bu

İsrailoğulları'nın Filistin'e girmelerinden önce orada

yaşayan iyi bir insanın haberidir. Rivayetler, bu

adamın şaşkınlığa ve sapıklığa düşüşünü detaylarına

varıncaya kadar verirler. Bu rivayetlerde olay öyle

bir üslubla dile getirilmiştir ki, onun yahudi

kültürünün bir parçası olmadığını söylemek çok

zordur. En azından olayın tüm detaylarının kesinliği

sözkonusu değildir. Ayrıca bu rivayetlerde birtakım

farklılıklar ve çelişkiler de vardır ki, bunlar aynı

konuda daha fazla dikkatli olmamızı

Page 12: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

12

gerektirmektedir. Rivayete göre bu kişi

İsrailoğulları'ndan biri olan Bel'am b. Bâûrâ'dır.

O'nun Filistin'in zorba yerlilerinden biri olduğu da

rivayet edilmiştir. Araplar'dan Umeyye b. Sait

olduğu da gelen rivayetler arasındadır. Bu rivayete

göre ise, bu adam Peygamberimizin -salât ve selâm

üzerine olsun- çağdaşı olan, fasık olan Ebu Amir idi.

Musa'nın -selâm üzerine olsun- çağdaşı olduğu da

rivayet edilmiştir. Bir rivayete göre ise

İsrailoğulları'nın şehre girmeyi reddetmelere üzerine,

kırk yıllık çöl hayatından sonra İsrailoğulları'nın

zalimleriyle savaşan Yuşa b. Nûn zamanında

yaşayan bir adamdı. Hatırlanacağı gibi Kur'an-ı

Kerim'de bildirildiğine göre, onlar peygamberleri

Hz. Musa'ya -selâm üzerine olsun- şöyle demişlerdi:

"Git sen Rabbin ile birlikte savaş, biz burada

kalıyoruz." (Maide Suresi, 24)

Ona verilen bu ayetlerin tefsirinde, onların

kendisiyle dua edildiğinde kabul edilen "Allah'ın

İsmi A'zamı (en yüce adı) olduğu da rivayet edildiği

gibi, Allah tarafından gönderilen bir kitap olduğu ve

onun da bir peygamber olduğu bildirilmiştir...

Bundan sonra haberin detayları birçok açıdan

farklılık göstererek uzayıp gider.

Bu nedenle biz "Fî Zılâl'il Kur'an'da" izlediğimiz

metoda bağlı olarak bu rivayetlerin hiçbirine dalmayı

uygun görmedik. Ayrıca Kur'an'ın metninde bunların

hiçbiri yer almıyor. Bu konuda Peygamber'e -salât ve

Page 13: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

13

selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye

rastlayabilmiş değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin

ötesini araştırmaya gerek görmedik. Burada Allah'ın

ayetlerini apaçık olarak gördükleri halde, bu

ayetlerin gösterdiği yolda yürümeyip onları yalan

sayanların durumu gözler önüne serilmektedir. Bu

olay insanın hayatında ne de çok gerçekleşiyor.

Allah'ın dininin bilgisi kendilerine bağışlandığı halde

bu bilgiler doğrultusunda hareket etmeyenler ne de

çoktur! Onlar bu dini bilgiyi, hükümlerin yerini

değiştirmek ve onunla arzu ve isteklerine uymayı

sağlamak için vasıta kılıyorlar. Onlar bu bilgilerini

kendi heva ve hevesleri ve dünya hayatının

nimetlerine sahip olduklarını zannettikleri

efendilerinin arzu ve istekleri doğrultusunda

kullanırlar.

Nice din bilgini tanıyoruz ki, Allah'ın dinini gerçek

anlamda öğrendiği halde ondan sapar. Onu

olduğundan başka türlü açıklar. Bu bilgisini bilinçli

tahrifler, yeryüzünün geçici hükümdarlarının keyfine

göre fetvalar için kullanır! Bu tahrifler ve fetvalarla

Allah'ın hakimiyetini ve O'nun yeryüzündeki bütün

mukaddeslerini çiğneyenlerin saltanatını sağlama

almaya çalışır!

Biz bu bilginler içinden; yasama Allah'ın

haklarından biridir, bu hakka kendisinin sahip

olduğunu iddia edenlerin ilâhlık iddiasında bulunmuş

olacaklarını, ilâhlık iddiasında bulunanların ise kâfir

Page 14: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

14

olduklarını, ayrıca o kişilere bu hakkı verenlerin ve

onların peşinden gidenlerin de kâfir sayılacaklarını

bilen ve söyleyen kimseler gördük. Bununla beraber

bu gerçeği bilmelerine ve dinde bu gerçeği bir

zaruret olarak öğrenmelerine rağmen bu din

bilginleri, yasama hakkını kendinde gören ve bu

hakkı iddia etmekle ilâhlık iddiasında bulunan zalim

idarecilere dua ederler. Bizzat kendilerinin

küfürlerine hüküm verdikleri bu insanlara dua

ederler ve onlara "müslüman" adını yakıştırırlar!..

Onların bu yaptıklarım, en ideal islâm olarak

gösteriyorlar. Yine bunların bazılarını gördük ki; bir

sene faizin bütün çeşitlerinin haram olduğunu

yazdıkları halde, başka bir sene onun helâl olduğunu

yazmaya başlarlar. Yine bunların öylelerine rastladık

ki, insanlar arasında fuhuşun ve ahlâksızlığın

yayılmasına ön ayak oldukları gibi, bu çirkefin

üzerine din örtüsünü, dini ünvanları ve alâmetleri

çekmeye çalışırlar.

Bu ise: "ona ayetlerimizi sunduk, fakat o onların

içinden sıyrılıp çıktı. Arkasından şeytan onu

peşine taktı da, azgınlardan oldu." ayetini

doğrulayan bir delilden başka bir şey değildir. Bu

yüce Allah'ın kendisinden söz ettiği haber sahibinin

hayvanlaşmasından başka nedir ki?: "Eğer

dileseydik, bu ayetler aracılığı ile onun düzeyini

yükseltirdik, fakat o, yere saplandı kaldı. Onun

durumu üstüne varsan da, kendi haline bıraksan

Page 15: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

15

da dilini sarkıtıp horlayarak soluyan köpeğin

durumu gibidir."

Eğer Allah dileseydi, kendisine verdiği ayetlerin

bilgisiyle onu yükseltirdi. Ne var ki, yüce Allah bunu

istememiştir. Çünkü ayetleri bilen bu adam, dünya

hayatının rahatını tercih etmiş, ayetlere değil de arzu

ve isteklerine uymuştur."

Bu, Allah'ın kendi bilgisinden bir miktarını verdiği

halde, bu bilgiden yararlanmayan, iman yolu

üzerinde doğru bir istikamete yönelmeyen,

horlanmış bir biçimde şeytanın peşine düşmek ve

sonuçta şekil değiştirerek hayvanların mertebesine

inmek için Allah'ın nimetinden sıyrılan herkesi

kapsamına alan bir örnektir!

Sonra ardı arkası kesilmeyen köpek solumaları nedir

acaba?

Kur'an'ın arzettiği manzaranın tasvir gücünden ve

haberin vurgularından da anlaşıldığı gibi, bu

solumalar dünya hayatının geçici güzellikleri peşinde

koşarken yaşanan solumalardır... İşte dünyanın bu

geçici zevklerine takılanlar, Allah'ın kendilerine

verdiği ayetlerden sıyrılmak isteyenlerdir. Dünya

malının peşine düşen bu insanlara öğüt verilse de

verilmese de, onlar bu solumalarından

vazgeçmeyecekler ve onlar sürekli olarak bu hal

üzere devam edip gidecekler.

Page 16: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

16

Dünya hayatı her yerde, her zaman ve her toplumda

bu örneği sürekli olarak gözlerimizin önüne getirir.

Hatta birçok zaman geçmesine rağmen insanın

gözleri hangi bilgine takılsa, onun durumunun da

aynı olduğunu görür. Allah'ın ayetlerinden

sıyrılmayan, dünya hayatının rahatına dalmayan,

arzu ve isteklerin peşinde sürüklenmeyen, şeytanın

boyunduruğuna razı olmayan, egemenliği ellerinde

bulunduranların sahip oldukları dünya malının

peşinden habire solumayan, Allah'ın kendilerini

koruduğu çok az bir kesim hariç!

Bu varlığı ve meydana gelişi hiçbir zaman

kopukluğa uğramayan bir örnektir. Belli bir kuşakta

meydana gelen bir olayla asla sınırlı değildir!

Yüce Allah, Peygamberimize -salât ve selâm üzerine

olsun- bu örneği Allah'ın ayetlerinin kendilerine

gönderildiği kavmine okumasını istiyordu ki, onlarda

bu ayetler kendilerine verildikten sonra ondan

sıyrılmasınlar. Sonrakiler için de ders olsunlar. Ard

arda gelen nesiller tarafından okunsunlar. Allah'ın

ilminden bir şey öğrenenler bu çirkin akıbete

uğramaktan sakınsınlar, Ardı arkası kesilmeyen bir

soluyuş içine girmesinler. Hiçbir düşmanın

düşmanına dahi reva görmediği biçimde kendi

kendilerine zulüm etmesinler. Çünkü bu uğursuz

akıbet ile kendi kendilerinden başka kimseye

zulmetmiş olmazlar!

Page 17: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

17

Günümüzde bu tip alimlerden öylelerini gördük ki,

Allah korusun kendi kendilerine zulmetmek için

büyük bir ihtirasla ortaya atılıyorlar veya cehennem

çukurundaki yerlerini kendileriyle beraber yarış

halindekilerden birinin almasından korkan adamın

hali gibi, bu işe dört elle sarılıyorlar! Cehennem'deki

bu yerini garantiye almak için her sabah biraz daha

ilerliyorlar! Bu dünya hayatının sonuna kadar bitmek

tükenmek nedir bilmeyen salyalı solumaları ile bu

emellerinin peşinde koşup duruyorlar!

Allah'ım sen bizleri koru! Ayaklarımızı kaydırma!

Üzerimize sabır yağdır! Ve müslüman olarak

canımızı al!

Mutahhari bu konuda şöyle diyor:

“…İnsanoğlu yüceldiği gibi sapıp düşebilmektedir

de .Dünyanın ahlâk hocaları öteden beri şunu

bizlere söylüyorlardı:Bir kişide ilmin

bulunması,onun insanlığın yararına adım atacağına

delil teşkil etmez.Bir kişi alim olup da ilminin

şehvetinin hizmetinde olması mümkündür.

Emiru‟l Mü‟minîn Hz.Ali(a.s) şöyle

buyurmaktadır:

”Benim çok ilmim var ama ne yazık ki öğretecek

adam bulamıyorum.”Daha sonra şöyle

eklemekte:”Bazı insanları buluyorum, bunlardan

Page 18: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

18

kimileri salim ve yetkindirler amam zeki

değiller,anlamıyorlar veya yanlış anlıyorlar,kimileri

de zeki ve kavrayıcıdırlar fakat benden bir şey alır

almaz bilgilerini maddî menfaatleri için bir vesile

kılıyorlar,yani ilmi basit ve iğrenç hedeflere

kavuşmak vesilesine dönüştürüyorlar.”

Şair Senai şöyle diyor:

“İlim öğrendiğinde hırstan o zaman daha fazla kork.

Çünkü gece lambayla gelen hırsız,seçerek daha iyi

mal götürür.”

Bu çok doğru bir sözdür.Bir insan alim olur olmaz

onun yaptığı her şeyin doğru olduğunu söylemek

yanlıştır.Önce bu insanın ilminin hür mü tutsak mı

olduğuna bakmalıyız.Acaba bu insanın ilmi aklın

tasvib ettiği yollardan mı yoksa baksa yollar ve

hedefler uğruna mı kullanıyor?Hz.Ali(a.s)‟nin

ifadesiyle “Dini dünya için kullanan”mıdır?Bu bir

kişi hakkında söylenmiştir,düşünün bir de toplum

böyle bir hastalığa mübtelâ olursa ne

olur?Alimlerden ve bilim adamlarından bir grup

toplumu ilerletmek ve yüceltmek için geceli gündüzlü

çaba gösteriyorken,bazı menfaat tutkunu kimseler bu

insanların yapıcı çalışmalarını kendi uğursuz yıkıcı

emellerinin hizmetine almak için daima pusuda

bekliyorlar.”(İslam ve Değişim, s.30)

“Şöyle bir hikaye daha naklediyorlar:‟Bir zamanlar

Meşhet kentinde bir talebe şöyle diyormuş;‟Kim

Page 19: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

19

bana para verirse ben onu adil bilirim ve arkasında

namaz kılarım ve namaz kılmamın da bir sakıncası

yoktur,çünkü para verdiğinde gerçekten onunla ilgili

kanaatim değişiyor ve gözümde adil

oluveriyor.Şeriatde benden adaletine inandığım kişi

arkasında namaz kılmamdan başka bir şey

istemiyor,ben de böyleyim.Kim ki bana para

verirse,bende onun adil olduğuna dair kanaat hasıl

olur.Öyle ise bana para verenin arkasında,para

hatırı için de olsa dahi namaz kılmamın herhangi bir

sakıncası yoktur” .”(İslam ve Değişim, s.312)

Bu sözler şaka ve mizah olsun diye söylenmiş ise de

tarihten günümüzde bunun bir çok örneğine

rastlayabiliriz.İmam Hüseyin(a.s) Kufe halkının

durumunu kime sorduysa,aldığı cevap şu oldu:

“Kalpleri seninledir ama kılıçları ise aleyhine.”

Kufe halkı İmamı tanıyor,hedefinin ne olduğunu

biliyordu.Beden ve ruhları kirlenen-necislenen bir

halk dünyaya menfaat penceresinden bakıyordu.Hem

İmam‟a yetiş,imdat‟a bizi kurtar diyorlardı hem de

komplo yapıyorlardı.Bu bir kişinin değil,toplumun

geneline sirayet eden bir durumdu.Yani zaman ve

mekan hastalıklıydı.Ayaklarına kadar gelen tabib‟i

öldürüyorlardı. Kendilerini cehennem çukuruna bile

bile atıyorlardı.Çünkü bunlar İmam‟a layık bir

topluluk değildi.İmam bu halkı ve onların

karakterlerin çok iyi biliyordu ve başkalarının

tavsiyesine de ihtiyacı yoktu.Ama ceddinin getirdiği

Page 20: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

20

din tehlikedeydi.Kendisinin ve ailesinin kanlarıyla

insanların zihinleri ve kalpleri bu necasetten

temizlenmeliydi.Bu fedakarlık yapılmasaydı ,kendi

değimiyle‟ islam‟a Fatiha okumak‟ ,Resulun dinine

elveda demek gibi bir durum oluşurdu.O‟nun

kıyamıyla insanlar kendilerine geldi .Bu şok komaya

girmiş,kalbi durmuş ümmeti yeniden diriltti.Medine

halkı zillete hayır dedi.Her yer Kerbela ve her gün

aşura,Yezidi sistemlere ölüm,zillet bizden uzak

olsun,emrindeyiz ey Hüseyin şiarıyla dirilen ümmet

Yezit‟lerin planlarını alt-üst etmiştir. Ehl-i beyt

imamlarının tarihte oynadığı roller,görev ve vazifeler

hep fedakarlık üzerinedir.İmam Ali Haricilere karşı

savaşmasaydı,biz bu tipleri nasıl anlardık.Ya da

onlarla kim savaşmaya cesaret edebilirlerdi.

İnsanlar köpeğe niçin ihtiyaç duyuyorsa bu zalim

yönetimlerde onun için ihtiyaç duyar.Yani iki

durumda da sebep aynıdır.Bir insanın

bağı,bahçesi,dükkanı vardır,köpeği kapısının önüne

bağlayarak malını dıştan gelen zararlara karşı

korur.Zalim yönetimlerde sistemlerini ayakta tutmak

için bu köpekleri saraylarının önüne bağlar ve

sistemlerini garantilerler.Ama bu içi köpekleşmiş

ama dışı sarıklı,cüppeli,nur yüzlü köpek

çeşididir.Bunlara verilen görev Müslümanları

Kur‟an‟dan soğutmak,duyarsızlaştırmaktır. İngiliz

Sömürge İşleri Bakanı:

Page 21: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

21

”Bu Kur‟an, Müslümanların elinde bulundukça biz

onlara hakim olamayız,ya bu Kur‟an‟ı onların

arasından kaldırmalıyız,yahut Müslümanları

Kur‟an‟dan soğutmalıyız.”

Bel‟am fuhşu,zinayı ve sapıklığı yaygınlaştırarak,

İsrailoğullarının maneviyatını yerle bir ederek onları

yenilgiye uğratmıştır.Bel‟am‟ın emsalleri de bu gün

aynı yöntemi kullanarak ümmeti sersemletmiş ve

emperyalistlere yem yapmıştırlar.Basın-yayın gibi

tüm iletişim kanallarını kullanarak şehveti cazip hale

getiriyorlar.Faize girmeyi kolaylaştırıp

yaygınlaştırıyorlar.İçkinin reklamını

yaparak,filimler-diziler aracılığıyla cazip gösterip,

insanların bu melanete çekiyorlar.Karma eğitimlerle

gençlerin zihinlerini alt-üst edip

eğitimin,bilimin,tekniğin gelişmesine engel

oluyorlar.Kısacası bunlar insanın yetişmesinden

korkuyorlar.Gençlerin bilinçli ve şuurlu olmasından

korkuyorlar.Bu tür ahlaki yozlaşmalarda bizden

görünen insanlar,yönetimler baştayken daha bir

başarılı oluyorlar.Bu yüzden istikbarat bu tür

insanları kullanarak amaçlarına daha kolay

ulaşabiliyor.Zaman ve mekan hastalıklı hale

gelince,gençlerimiz bozulunca insi şeytanlar her

türlü cinayet ve zulmü işliyorlar.

Page 22: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

22

SAMİRİ

Din taciri,çıkarcı ve aldatıcı tilki sahnede.Halkı

sömürmek, onları süslü şeylerle kandırmak,aldatmak

isteyen iktidar heveslisi bilgin.Kalbi hastalığı

Hz.Musa(as)‟ın bedduasıyla bedeni hastalığa

dönüşen,toplumdan kesinlikle tehcir edilmesi

gereken hastalıklı insan.Samirinin rolünü oynayan

insanlara hemen hemen tüm toplumlarda ,çağlarda

ve mekanlarda rastlanabilir.Mekke müşriklerinin

halkı putlar aracılığı ile nasıl sömürdüklerini,din

tacirliği yaptıklarını, hiristiyan ve Yahudi

bilginlerinin insanları nasıl sömürdükleri tarihten

okuyoruz,şahit oluyoruz. Hz.Musa gibi söz hakkının,

iktidarın kendi etkisinde olan peygamberler

döneminde bunların oyunları boşa çıkarılmış, gerçek

yüzleri açığa vurulmuştur.Ama bazı peygamberler

döneminde bu tipler hak ve batılı birbirine

karıştırmış ve halk bunları tam anlamıyla

sökememiştir.Hatta Hz.Harun(as) onlara vekil

bırakılmışken,onların arasındayken bile bir parmağın

sayısını geçmeyen müminler hariç,diğer insanlar o

kadar tembih‟e rağmen Samiri‟ye uymuştur.İslam

İnkılabı olduğunda bu tipler Hz.İmam (ra)‟a

komplolar kurmuş,hatta halktan kendilerine bağlı

olanlarla İmam‟ı öldürmeyi dahi planlamış ama

Allah(cc)‟ın ahirinlere gaybi yardımlarıyla bunların

oyunları boşa çıkmıştır.Örneğin Şeriatmedari dış

destekli odaklarla yaptıkları planlar

gerçekleşmeyince televizyona çıkıp yaptıklarını itiraf

Page 23: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

23

etmiş ve İmam‟dan kendisini halka teslim

etmemesini istemiştir. Allah Samirinin durumunu

bize şöyle açıklıyor:

“Allah dedi ki "Biz senin arkandan soydaşlarını

sınavdan geçirdik ve Samiri onları yoldan çıkardı.

Bunun üzerine Musa soydaşlarının yanına öfkeli

ve üzgün olarak döndü. Onlara dedi ki: "Rabb'iniz

size güzel bir vaadde bulunmadı mı? Sizden ayrılalı

çok uzun bir zaman mı geçti, yoksa Allah'ın

gazabına çarpılmak istediniz de mi bana verdiğiniz

sözden caydınız?

Soydaşları dediler ki; ' `Biz sana verdiğimiz sözden

kendi başımıza caymadık. Fakat yanımızda

Mısırlılar'a ait birkaç insan yükü süs eşyası

getirmiştik. Bu yükleri ateşe attık. Samiri de

yanındaki süs eşyalarını ateşe atmıştı.

Samiri, o erimiş altınlardan böğüren bir buzağı

heykelini yontarak İsrailoğullarının önlerine dikti.

Onlar da birbirlerine "İşte sizin ve Musa'nın ilahı

budur, fakat Musa onu unuttu " dediler.

Oysa onlar, o buzağı heykellerinin kendilerine

cevap vermediğini, ne zarar ve ne de fayda

dokunduramadığını görmüyorlar mı?

Üstelik Harun daha önce onlara "Ey soydaşlarım,

bu altın heykel aracılığı ile siz sınav

Page 24: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

24

geçiriyorsunuz. Aslında sizin Rabb'iniz rahmeti bol

olan Allah'dır. Bana uyunuz ve dediğimi yapınız"

demişti.

Onlar Harun'a "Musa bize dönünceye kadar bu

buzağı heykeline tapmayı sürdüreceğiz" dediler.

Musa dönünce dedi ki: "Ey Harun, onların

sapıttıklarını gördüğünde seni engelleyen ne oldu?

Niye beni izleyerek onlara karşı koymadın? Yoksa

emrime karşı mı geldin?

Harun Musa`ya "Ey anamın oğlu, saçımı-sakalımı

çekme, ben `İsrailoğullarını birbirlerine düşürdün,

sözümü tutmadın' diyeceksin diye korktum " dedi.

Bunun üzerine Musa "Ey Samiri, peki senin

amacın neydi?" dedi.

Samiri dedi ki; "Ben onların görmediklerini

gördüm. Bana gelen ilahi elçinin ayak izlerinden

avucumu doldurarak onu èrimiş altın külçesinin

bulunduğu potaya attım. Böyle yapmamın iyi

olacağı içime doğdu.

Musa ona dedi ki: "Çekil karşımdan " Sen hayatı

boyunca insanlara `Bana değmeyin' demeye

mahkûm oldun. Ayrıca asla yakanı

kurtaramayacağın başka bir cezan daha vardır.

Page 25: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

25

Şimdi tapmaya devam ettiğin ilahının başına neler

geleceğini gör. Onu ateşte eriteceğiz, sonra da

parçalarını denize atacağız.

Aslında sizin ilahınız, kendisinden başka ilah

olmayan Allah'dır. O'nun bilgisi her şeyi kapsamı

içine almıştır.

Onlara de ki; "Şimdi siz de biz de bekleme

dönemindeyiz. Bekleyiniz ilerde hangimizin düz

yolda olduğunu, hangimizin doğru yönde

ilerlediğini öğreneceksiniz.

Sana böylece geçmişin bazı olayların anlatıyoruz.

Sana katımızdan öğüt içerikli bir kitap verdik.

Kim bu kitab'a yüz çevirirse, kıyamet günü ağır bir

günah yükünü sırtında taşır.

Onlar ebedi olarak bu yükün altında kalırlar.

Kıyamet günü bu yük onlar için ne kötü bir

yüktür.”(Taha 83-101)

Örneğin Allah(cc) faizi haram kılmıştır.Faiz

muamelesi yapanları kendisine savaş açmış olarak

nitelemiştir.Ama bugün toplumumuzda faiz olmazsa

olmazlar arasındadır. Kendisini Müslüman olarak

nitelendirten bir insan hem faiz yiyor hem de

camiye gelip namaz kılıyor.Bu durumdan da her

hangi bir rahatsızlık duymuyor.Ama Allah(cc) bunu

farklı değerlendiriyor.Bu insan peygamberimiz

Page 26: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

26

döneminde yaşayıp bu davranışta bulunsaydı,

peygamberimizin ona karşı tavrının çok şiddetli

olduğunu tarihteki örneklerden öğrenebiliriz.İşte

ayetler;

“Riba (faiz) yiyen kimseler şeytan çarpan kimse

nasıl kalkarsa ancak öyle kalkarlar. Bu ceza onlara

"alışveriş de faiz gibidir" demeleri yüzündendir.

Oysa ALLAH alışverişi helal faizi de haram

kılmıştır. Bundan böyle her kim Rabbinden

kendisine gelen bir öğüt üzerine faizciliğe son

verirse geçmişte olanlar kendisine ve hakkındaki

hüküm de ALLAH'a kalmıştır. Her kim de yeniden

faize dönerse işte onlar cehennem ehlidirler ve

orada süresiz kalacaklardır.” (Bakara/275)

“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır

(bereketlendirir). Allah hiçbir günahkâr nankörü

sevmez.” (Bakara/276)

“Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı

dosdoğru kılan ve zekatı verenlerin mükafatları

Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar

mahzun da olmayacaklardır.” (Bakara/277)

“Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının

ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden

geriye kalanı bırakın.” (Bakara/278)

Page 27: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

27

“Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Rasûlüyle

savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek

olursanız, ana paralarınız sizindir. Böylece siz ne

başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de

başkaları size haksızlık etmiş olur.” (Bakara/279)

Allah Teala haşr zamanında bazılarının şöyle

dediğini haber veriyor:”Allah’ım,niçin beni kör

olarak haşrettin,halbuki benim dünyada gözlerim

vardı.”Onlara şöyle cevap verilecek:”Sen

ayetlerimizi unuttuğun için bugün de bizzat kendin

unutuldun.”(Taha Suresi,125-126)

Rasûlullah (s.a.v.) faizi yiyen ve yedirene lanet etti.

(Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace.)

Rasûlullah (s.a.v.) faizi yiyeni, yedireni, faiz akdini

yazanı, zekata mani olanı, dövme yapan ve yaptıranı,

hulle yapan ve yaptıranı lanetledi.( Nesai, Zinet 25.)

İsra gecesinde karınları evler gibi olan, içinde

yılanların da dolaştığı kişilerin kimler olduğunu

Cebrail‟e sordum. Faiz yiyenlerdir dedi.( K. Sitte

6691.)

Bile bile bir dirhem faiz yemek otuz üç zinadan daha

beterdir.( Müsned 5/225.)

Bile bile bir dirhem faiz yemek otuz altı zinadan

daha beterdir.( Müsned 5/225.)

Page 28: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

28

Peki neden bu ayetler ve hadisler bu kadar şiddetli

bir şekilde faiz muamelesini yapanları uyarıyor da bu

kendisini Müslüman diyen insan buna rağmen

faizciliği terk etmez?Bu insan acaba ahirette

kendisini nasıl bir sonun beklediğinin farkında mı?

Bu insanın namaz,oruç,hac ve zekattan önce bu kötü

amelini terk etmesi gerekir.Yaptığımız ameller bizi

bu kötü,çirkin şeylerden alıkoymuyorsa kendimizi

tekrar yoklamalı, silkelenmeli, tevbe etmeliyiz.

Ölümün ne zaman başımıza geleceği belli

değildir.Ecelimiz gelmeden bu derin uykudan

uyanmalıyız.Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Vay, o namaz kılanların haline ki;

Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.

Onlar gösteriş yaparlar.

En ufak bir yardımı esirgerler.”

(Maun sur.4-7)

Bir arifin dediği gibi:”Hacı,hacı olmaz gitmekle

Mekke‟ye; Dede dede olmaz gitmekle takkeye.”

Cihada havanın çok sıcak olduğu zamanda ve

mahsullerin toplandığı anda cihada çıkmayanlar

hakkında inen ayetler çok şiddetlidir.Peygamberimiz

ve sahabeler hatta bu sahabilerin eşleri dahi onlarla

iletişimi kesmişlerdir.Bu dünyada kendilerinden yüz

çeviren peygamberimiz acaba ahirette bunlara karşı

tavrı nasıl olur,bunu kestirmek çok güç değildir.

Page 29: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

29

Peki bu Müslümanlara,ıslah edenlere ne oldu da

kendileri bile ıslah olmamışlar?Biz bu hale nasıl

geldik?

“Ey insanlar, hiç şüphesiz Allah'ın va'di haktır;

öyleyse dünya hayatı sizi aldatmasın ve

aldatıcı(lar) da, sizi Allah ile (Allah'ın adını

kullanarak) aldatmasın.”( Fatır – 5)

Alim,fakih diye bildiğimiz bel‟amlar bizi bu hale

getirdi. Eflasyon oranında faiz helaldir.Faiz alarak ev

alabiliriz.Çünkü ev zaruri ihtiyaçlardandır.Diye diye

,fetva vere vere müslümanları bu bataklığa çektiler.

Peygamber(s.a.v.)bir hadisinde şöyle buyuruyor:

”Bazı insanlar kıyamet gününde maymun ve

şempazeden daha çirkin bir surette haşrolacaktır.”

Bu alimler(!) ikiyüzlü insanlardır.Ama bu basit bir

ikiyüzlü ve iki dillilikten ibaret değildir.

İkiyüzlülükte maharet kazanmak,yalanı

sistematikleştirmek bu alanda bedenine, ruhuna ve

duygularına hakim olmaktır.Halkı uyutmak için

ağlamak mı gerekiyor,ağlarlar.Gülmek mi gerekir

gülerler.Minberde zıplamak mı, maymun taklidi

yapmak mı gerekir,yaparlar.Bunlar son derece

korkunç insanlardır.Korkunç derken kalplerine işaret

ediyoruz.

Page 30: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

30

İmam Humeyni(r.a)şöyle buyurmaktadır:

Bağımlı olan,kutsal görünen ve taşlanmış alimler az

değillerdi ve değiller.İlmiye havzâlarında inkılâbın

ve(ÖZ MUHAMMEDÎ İSLAM)‟ın aleyhine faaliyette

bulunan bir takım kimseler vardı.Bu gün bir gurup

kimse,mukaddes görünmeye çalışmakla dinin,inkılâb

ve nizamın temeline öyle darbe vuruyorlar ki sanki

başka görevleri yokmuş sanırsınız.İlmiye

havzâlarındaki ahmak taşlanmışların ve mukaddes

görünmeye çalışanların tehlikesi az değildir.Aziz

talebeler bir an bile “BU GÜZEL ÇİZGİLİ VE

DESENLİ YILANLARI” akıllarından

çıkarmasınlar.Bunlar “AMERİKACI İSLAM”ın

yayıcıları Resullah‟ın düşmanlarıdır…”(Sahife-i Nur

c.21,s.91)

Yine İmam Humeyni bu alimler için şöyle

buyurmaktadır:

Bunlar İslam fakihleri çerçevesine

girmezler.Bunların birçoğu İran Emniyet Teşkilatı

(Savak) sarık sahibi yapmıştır ki,duacılık ederek

halkı aldatsınlar.Bayramlarda ve diğer dini

merasimlerde cemaate İmamlık edenlere güç

yetiremedikleri için Şah‟ı övsünler diye

kendilerinden din adamları düzüp

koşmuşlardır.Bunlar son zamanlarda Ona (Şah‟a)

“Celle Celalüh” demeye kadar gitmişlerdir.

Page 31: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

31

Bunlar fakih değildir.Ne oldukları tanınmış,

bilinmiştir. Halk bunları tanır.Rivayet‟de,”Bu gibi

kişilerden din açısından

korkunuz,kaygılanınız.Bunlar dininizi ortadan

kaldırırlar.”diye nakledilmiştir.Bunların kimliğini

açıklayıp rezil etmek gerekir.Yüzsüz değil

iseler,yapılacak açıklamadın sonra halka bakacak

yüzleri kalmaz,silinir giderler.Bunların halk

üzerinde etkisi güçlenip sürdüğü ölçüde de ne İmam-

ı Zaman‟ın(a.s) ne İslam‟ın etkisi kalır.(Bunlar

gerçek İslam‟ın halka ulaşmasını engeller)

Gençlerimiz,bunların sarıklarını başlarından

almalıdır.”İslam uleması”,”İslam Fukahası”adı

altında Müslümanlar topluluğunda bunca fesat icad

eden bu gibi ahudların sarıklarını başlarından

kaldırmak gerekir.Bilmiyorum ki,İran‟da ki

gençlerimiz öldüler mi?Neredeler?Niçin bunların

sarıklarını başlarından almazlar?Dikkat edin,

”Öldürsünler!” demiyorum.Bunların öldürülmesi

değil,sarıklarının alınması(din bilgini kisvesinden

soyulması) gerekir.Halk bu konuda

ödevlidir,İran‟daki gayretli gençlerimiz ödevlidir ki

(Şah‟a) “Celle Celaluh”diyen bu gibi ahudların

camilerde boy göstermelerini veya halk arasında

sarık ile dolaşmalarını önlesinler.Bunlara kuvvetlice

bir dayak atmak da gerekmez.Sadece sarıklarının

alınması,sarıkla dolaşmalarına engel olunması

gerekir.Bu kisve şeriflidir.Herkesin eynine uygun

düşemez.Arz ettik ki İslam âlimleri bu gibi

Page 32: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

32

hususlardan münezzehdir.Zalimlerin tezgâhları ile

ilişkileri olmamıştır ve yoktur,ilişkileri

olanlar;kendilerini dine ve ulemaya yamayan

beleşçilerdir.Bunların hesabı gerçek ulemaden

ayrıdır ve halk bunları tanımaktadır.

Bizim de ağır ve güç ödevlerimiz var.Kendimizi

manevi açıdan ve yaşayış biçimimiz açısından daha

olgun kılmalıyız.Ne kadar mümkünse o kadar

zahid,tok gözlü,temiz yaşayışlı olup dünya

hırslarından yüz çevirmeliyiz.(İslamda Devlet s.204-

205)

İslam‟a sahip çıkan tarihte sürekli gençlik

olmuştur.Bedenleri ve zihinleri genç,zinde, canlı

olanlar tarihin seyrini

değiştirmiştir.Cihat,mücadele,çalışma,didinme,dayan

ma genç bir beden ve ruh ile olur.Peygamber bu

gençlik sayesinde davalarını yaymışlardır.Büyük bir

aşk ve şevkle,hiç tereddüt etmeden peygamberin

yatağına yatmak,İslam için hiç tereddüt etmeden tüm

aile fertlerini feda etmek.İbrahim misali davası için

kendini ateşe atmak.İslam garipken,yaşlı bir

Şeyhin(ra) ceddinin dinini sokakta bilye oynayan

çocuklarla ülkeye hakim kılması. İslami hareket

canlıdır,bir insanda heyecan yoksa onun bu harekette

yeri de yoktur.Heyecanını kaybeden bir insan zaten

ölüdür.İslami gençliğin hayalleri vardır,Allah(cc)‟ın

bunlara vadi vardır.Ve rabbimizin yardımı çok

Page 33: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

33

yakındır. Hz.Musa(as)‟ın taraftarlarını Allah(cc)

şöyle anlatıyor:

“ Musa'ya soydaşlarının sadece bir bölüm gençleri

inanmıştı. Bunlar da hem Firavun'dan ve hem de

ileri gelen soydaşlarından kaynaklanan işkence

korkularına rağmen inanmışlardı. Çünkü Firavun

yeryüzünde koyu bir diktatörlük kurmuş, iyice

azıtmıştı.”

Kur'an-ı Kerim'in bu ayetleri açıkça ifade ediyordu

ki, İsrailoğulları'ndan Hz. Musa'ya iman ettiklerini

ve ona katıldıklarını açıklayanlar, İsrailoğulları

(Yahudi) milletinin tamamı değil, sadece bu milletin

küçük yaşta sayılabilecek gençliği idi. Bu gençler

soydaşlarının eziyetlerinden çekiniyor ve Hz.

Musa'ya bağlılıktan alıkoyarlar diye endişe

ediyorlardı. Bir taraftan Firavun'dan, bir taraftan da

iktidar sahipleri katında çıkar sağlayan kendi

büyüklerinin nüfuzlarından, ayrıca bütün iktidar

sahiplerine yaltaklık yapan ve özellikle

İsrailoğulları'nın bu özelliğini taşıyan ayak

takımının ispiyonlamasından çekiniyorlardı.(Fizilal)

Hz.Adem‟den son peygamber Hz.Muhammed

(s.a.v.)‟e kadar birçok nebi ve resul gelmiştir.Her

resul‟e bir şeriat verilmiştir.Nebiler ise Resul

peygamberlere verilen şeraite uymuş ve onu ayakta

tutmaya çalışmışlardır.Ama ne hazindir ki

Page 34: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

34

Hz.Muhammed(s.a.v.)‟e kadar gelen bütün şeraitler

tarife uğramıştır.Eğer peygamberimizin getirdiği

Kur‟an Allah(cc) tarafından özel koruma altına

alınmasaydı onun sonuda eski peygamberlerin başına

gelen ile aynı olması hiç içten bile değildir.Peki bu

tahrifata neden olan unsurlar nelerdi?

Belamların diğer bir özellikleri de Kur‟an‟ın bazı

kısımlarını insanlara ballandıra ballandıra

anlatmaları ama yönetim ile ilgili ayetleri hiç

anlatmamaları veya Yahudi ahbarlar gibi kitabı

okurken o ayetlere sıra geldiğinde elleri ile o ayetleri

saklamaları,üstünü kapatmaları veya tarif ederek

anlatmalarıdır.İslamı bunlardan öğrenen islamın dört

ahlak kuralından ibarit olduğunu sanar.Bunlar

sürekli “islamın devlet talebi yoktur”derler.İslamın

devlet talebi yoksa Kuran ayetlerinin büyük bir kısmı

iş olsun,torba dolsun için mi indi?(haşa)Tüm

peygamberler neden toplumlarındaki zalim

yönetilere karşı insanları kıyama çağırdı, örgütledi?

Hz.Musa Firavundan ne istiyordu?Hz.İbrahim

Nerut‟tan ve putlarından ne istiyordu?Neden

peygamberimiz kendisine başkanlık teklif edilmesine

rağmen Dar‟un Nedve‟den uzak durdu.Bunların

tekliflerini reddetti.Medine gider gitmez devletinin

temelini attı,devletini kurdu,yasalarını belirledi.Eğer

bu bel‟am‟ların dediği gibi islamın devlet talebi

yoksa neden tüm peygamberler ve peygamberimiz

bu doğrultuda hareket etti.Yoksa biz islamda böyle

Page 35: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

35

bir potansiyelin olduğuna inanmıyoruz mu?Bütür

saçmalıkları dillendiren emperyalistlerin

uşaklarıdır.Allah(cc) bunları şöyle anlatıyor:

“…Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını

inkâr mı ediyorsunuz? Oysa içinizden böyle

yapanların cezası dünya hayatında perişanlıktan

başka birşey değildir. Onlar Kıyamet günü de en

ağır azaba çarpılacaklardır. Allah yaptıklarınızdan

habersiz değildir.”( Bakara-85)

Bir ülke İslam şeriatı ile yönetilmiyorsa,orda

adalet, özgürlük, hak,hukuk olmaz.Zaten adaletin

olmadığı yerde özgürlük,özgürlüğün olmadığı yerde

de adalet olmaz.Zulüm ebediyen o ülkede eksik

olmaz.O ülkedeki insanlar insanların kulu kölesi

haline gelir.Bel‟am‟ların ve onların efendilerinin

istediği de budur.Bir fert,cemaat “islamın devlet

talebi yoktur” derse,bilin ki bunlara yön verenler

bel‟am tipli insanlardır. Onlardan şeytandan kaçar

gibi kaçın,uzaklaşın.Hz.İsa‟nın ahmak insanlardan

kaçtığı gibi siz de bu ahmak,gafil ve hain insanlardan

kaçın.Bu tür cemaatler istikbarın kontrolündeki

cemaatlerdir.Bunlar dininizi tahrif etmek,imanınızı

çalmak, amellerinizi boşa çıkarmak isteyen

şeytanlardır. Elinizi, ayağınızı kesip protez el ve

ayağı size cazip göstermek isteyen hainlerdir.Yapay

bir şey doğal ile aynı olur mu?İlahi kanun ile beşeri

kanun aynı olur mu?Beşeri kanunları güzel,süslü

Page 36: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

36

gösterme şeytanın telkinidir.Üstad H.Hakverdi bu

konuda şöyle demektedir:

“Amerikacı İslam‟ deyimi buradan,yani „Büyük

Şeytan‟ Ameraka‟nın Allah‟ın yeryüzündeki

hakimiyetini kaldırmak, kendi ‟Şeytani-Tağudi‟

hakimiyetinin kurmak ve onun devamını sağlamak

için ve bu amaca yönelik bir İslam(!) anlayış

geliştirme-yaygınlaştırma çabalarından

kaynaklanmaktadır.

Bu deyim ile,Amerika‟nın râzı olduğu ve yardımcı

bulunduğu ve Amerikan çıkarlarına hizmet

eden,Amerikan emperyalizminin hakimiyetini-

yönlendiriciliğini-eğiticiliğini kabul eden –sözüm

ona-bir İslamî(!) anlayış kastedilmektedir.”

Tahran Cuma imamı Seyyid Hasan İmami,Şah‟ın

elçisi olarak Nevvab Safevi‟ye gönderildi.Şah‟ın

tekliflerini içeren mesajı Nevvab‟a sundu:

“Memleketin siyasi işlerine karışmaması

şartıyla,Nevvab Safevi‟nin fazl ve kereminden dolayı

Şah,Meşhed‟deki İmam Rıza‟nın hareminin idaresini

ve bütün gelirlerini kendilerinin hizmetine

vermektedir.Nevvab Safevi bu gelirleri istediği gibi

şer‟i hizmetlerde kullanma hakkına sahiptir.Ayrıca

her alanda Şah‟ın desteğine sahip olacaktır.”

Teklife şiddetli tepki gösteren Nevvab Safevi

cevabını verdi:

Page 37: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

37

“Amcaoğlu!Gayret sahibiysen,adamsan benim bu

mesajımı o Pehlevi köpeğine götür ve ona deki:”Sen

benem mal ve makamla satın alacağın insanlardan

biri olduğumu mu sanıyorsun?Ya seni öldürüp

cehenneme göndereceğim ya da senin beni

öldüreceğine ahd etmişim.Böylece beni cennete

göndereceksin?Her iki durumda da kazanan ben

olacağım.Sağ oldukça hiçbir şekilde senin isteklerine

boyun eğmeyeceğim.Sessizce bir kenara çekilip seni

rahat bırakmam asla mümkün olmayacak.”

Zalim Abdulmelik b.Mervan Cuma hutbesinde şöyle

sesleniyordu:

“…Ben,pasif ve güçsüz bir halife

değilim!...Kendimden önceki halifeler gibi para

dağıtmaya da niyetim yok!..Ben,asayiş temin

edilinceye kadar kılıcı elimden bırakmayacak,silahla

karşınızda duracak,bana karşı gelenlerin,Amr b.

Sa‟id gibi kafalarını keseceğim!..Size her şeyinizi

temin edeceğim,her türlü ibadetlerinizde

serbestsiniz.Sizden istediğim tek şey,saltanatıma

göz dikmemenizdir;oraya gelmeyi

düşünmemenizdir!”(Suyuti,Tarih,s.218-219)

Seyyit Kutub bu konu hakkında şunları söylüyor:

“Biz bugün,İslâm-öncesi cahiliyenin tıpkısı,hatta

ondan daha koyu bir cahiliye içerisinde

bulunuyoruz. Çevremizdeki her şey cahiliye damgası

taşıyor.İnsanların düşünceleri,inançları,âdet ve

gelenekleri,kültür kaynakları,sanat ve

Page 38: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

38

edebiyatları,yasa ve hukukları..hatta İslâm

kültürü,İslâm kaynakları,İslâm felsefesi ve İslâm

düşüncesi olarak kabul ettiğimiz şeylerin çoğu bu

cahilî özellikler taşımaktadır…Evet bütün bunlar bu

cahiliyenin ürünüdür!”

“Sonra bu cahiliye toplumunun

baskılarından,cahiliye düşünce,gelenek ve

öncülüğünden kurtulmamız gerekiyor…Özellikle de

kendi içimizde bunlardan kurtulmamız

gerekiyor…Bizim görevimiz,bu cahiliye toplumunun

pratiği ile uzlaşmak ya da onun dostluğunu kabul

etmek değildir.O bu özellikte iken,cahiliye niteliğini

korurken,onunla uzlaşmamız imkân dışıdır.Bizim

amacımız,daha sonra bu toplumu değiştirebilmek

için öncelikle kendi içimizde bir değişim

gerçekleştirmektir.Ondan sonra ilk görevimiz,bu

toplumun cahilî gerçekliğini değiştirmektir…Evet ilk

görevimiz,İslâmi yöntem ve bakış açısıyla temelden

çelişen,zorla ve baskıyla Allah‟ın istediği gibi

yaşamımıza engel olan bu cahiliye toplumunun

pratiği kökünden değiştirmektir.”(Yoldaki

İşaretler,s.17-19)

“İslâm,yalnızca iki tür toplum vanır:İslâm toplumu

ve cahiliye toplumu.İslâm

toplumu,inanç,ibadet,yasa,sosyal düzen,ahlak ve

davranış bakımından içinde İslâm‟ın egemen olduğu

bir toplumdur.Cahiliye toplumu ise içinde İslâm‟ın

uygulanmadığı,İslâm inancının, İslâm düşüncesinin,

İslâmî değer yargılarının,İslâmî ölçülerin, İslâm

Page 39: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

39

düzeninin İslâm‟a özgü hukuk sisteminin,İslâm

ahlâk ve davranış biçiminin hükmetmediği

toplumdur.

İslâm toplumu,Allah‟ın şeriatının kanun olarak

benimsemediği halde kendilerine Müslüman sıfatını

yakıştırmış olan insanların oluşturduğu toplum

değildir.Bu toplum ister namaz kılsın,oruç tutsun ve

Beytü‟l-Haram‟ı ziyaret etsin.İsl3am toplumu

birtakım kimselerin Allah‟ın belirlediği ve

Peygamberimizin(s.a.v.)‟in açıkladığı ilkeler sistemi

dışında keyiflerine göre uydurup „modern İslâmiyet‟

adı altında ortaya koydukları şey de değildir!

“Cahiliye toplumu,hepsi ortak özellikleri sahip

olmak üzere çeşitli şekillerde kendini gösterebilir.Bu

toplum,Allah‟ın varlığını tanımayan,tarihî diyalektik

ve meteryalist açıdan yorumlayan ve sosyal düzen

olarak ‟bilimsel sosyalizm‟ adını verdiği bir modeli

uygulayan bir toplum olabildiği gibi ;bazen da yüce

Allah‟ın varlığını inkâr etmeyen,fakat onu yeryüzü

egemenliğinden azlederek yalnız göklerdeki

egemenliğini onaylayan,böylece hayat düzeninde

Onun şeriatının uygulamayan ve insan yaşamı için

değişmez olduğunu buyurduğu değerleri geçerli

saymayan, havralarda, kiliselerde ve camilerde

ibadet etmeyi insanlara mübah görürken sosyal

yaşamda Allah‟ın şeriatının egemen olmasını

istemeyi yasaklayan bir toplum olarak da karşımıza

çıkabilir.Kuşkusuz bu toplum böylece Allah‟ın

Page 40: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

40

yeryüzü üzerindeki egemenliğini ya inkâr etmekte ya

da askıya almaktadır.Oysa Yüce Allah,aşağıdaki

âyet-i kerime ile bu egemenliğin kesinliğini

bildirmektedir:

“O gökte de,yeryüzünde de ilah

olandır”(Zuhruf,84)

Bu yüzden söz konusu toplum,aşağıdaki âyetin

belirlediği „Allah‟ın dini‟ içinde değildir:

“Egemenlik yalnız Allah‟a özgüdür.O sırf

kendisine kul olmanızı emretti.Dosdoğru din

budur.”(Yusuf,40)

“Bu toplum, her ne kadar Allah‟ın varlığını tanısa

da,her ne kadar insanların havralarda,kiliselerde ve

camilerde ibadet etmelerini serbest bıraksa da,sözü

edilen nedenlerle cahiliye toplumudur.İslâm toplumu

bu niteliği tek uygar-ileri toplumdur.Cahilî

toplumlar ise tüm çeşitleriyle geri kalmış

toplumlardır.Bu büyük gerçeğin aydınlığa kavuşması

gerekmektedir…”(A.e.,s.105-106)

“İslam, gerek düşünce açısından,gerek bu düşünceye

dayanan uygulama ve koşullar bakımından cahiliye

ile ortaklaşa çözümlere girişmeyi kabul etmez.Ya

İslâm,ya cahiliye.Ortada İslâm‟ın kabul edip

hoşnutlukla karşılayacağı,yarısı İslâm,diğer yarısı

cahiliye olan iki arada bir derede kalmış bir toplum

Page 41: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

41

düşünülemez.Hakkın tek olup birden fazla

olamayacağı,hakkın dışında kalan her şeyin sapıklık

olduğu hususunda İslâm‟ın bakış açısı

açıktır.Bunların birbirine karıştırılması, birbirine

kaynaştırılması mümkün değildir.Ya Allah‟ın

hükmü,ya cahiliyenin hükmü.Ya Allah‟ın yasası,ya

nefislerin yasası.Bu konudaki ayetler,hayli

kabarıktır:‟Ve onların

Aralarında Allah‟ın indirdiğine dayanarak hüküm

ver.Onların keyfi arzularına uyma.Allah‟ın sana

indirdiklerinin bir kısmından seni alıkoymalarından

sakın.(Maide,49)

“Bunlar,üçüncüsü olmayan iki şıktırlar.Ya Allah‟ın

ve Rsûlü‟nün çağrısına uymak ya da nefsin

arzularının peşinden gitmek…)(A.e.,s.149-150)

“Yeryüzünde egemenliği Allah‟a ve ilahî yasalara

vermek,insanın ve beşerî yasaların egemenliğini

ortadan kaldırmak,otoriteyi gaspçıların elinden

alarak sırf Allah‟a vermek…evet bütün bunlar

sadece tebliğ ve vaazla gerçekleşemez.Çünkü

kulların enselerine binenler,yeryüzündeki ilahî

yetkinin gaspçıları,egemen zorbalar, sırf tebliğ ve

bildiri gibi şeylerle egemenliklerinden

vazgeçmezler.Böyle olmasaydı,Allah‟ın dinini

yeryüzüne yerleştirmek için uğraşan peygamberlerin

işi ne kadar kolay olurdu.Oysa peygamberler

tarihi,nesiller boyu süren bu dinin tarihi bunun

tersini göstermektedir.

Page 42: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

42

“Sırf Allah‟ın ilah olduğu ve O‟nun bütün evrenin

Rabbi olduğunu ilan ederek yeryüzünde insanı

Allah‟tan başka her türlü otoritenin egemenliğinden

kurtarmanın evrensel bildirisi teorik,felsefî ve

edilgen olmamıştır.Tersine o,eyleme dönük,pratik ve

faal bir bildiri olmuştur.Allah‟ın şeriatını

yeryüzünde gerçekleştirmek ve insanları kullara

kulluktan Allah‟a kulluğa yükseltmek isteyen bir

bildiridir bu.O yüzden „bildiri‟ yanında „hareket‟in

de var olması gerekmektedir…Bütün boyutlarıyla

„realite‟ile karşılaşabilmek için bu

şarttır.”(A.e.,s.60-61)

Hz. Ayetullah Hamaney bu konuda şöyle diyor:

“Mücadele ve siyasi hayata atılmam 1952–1953

yıllarında gizli bir gücün beni, Merhum Nevvab

Safevi‟ye doğru itmesiyle başladı.

Bir gün Merhum (Seyyid Şehid) Nevvab Safevi

bulunduğum medreseye gelerek çok ateşli bir

konuşma yaptı. Bu konuşmasında İslam‟ın

diriltilmesi ve dünyaya hakim kılınması gerektiğini

ifade etti ve Şah ile İngilizlerin komplolarını dile

getirerek: “Bu memleketin, yöneticilerinin hepsi

Page 43: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

43

yalancıdır. Bunlar Müslüman değildirler.” dedi.

O andan itibaren Nevvab Safevi vasıtasıyla kalbimde

İslam inkılabı ümidi doğdu. Evet bizim kalbimizde

inkılap ateşini ilk kez Rahmetli Nevvab Safevi yaktı.

1954–1955 yıllarında mücadeleyi başlattık. Şöyle ki;

Farruh adında bir şahıs Meşhed‟e vali olarak

atanmıştı, bu adam İslam‟ın zahirine bile riayet

etmiyordu. O zamanlar genellikle Muharrem ve

Sefer aylarında Meşhed‟de olan tüm sinemalar

kapatılırdı. Ama o ilk önce Muharrem ayının on

dördüncü gününe kadar kapattırdı, itirazlar

çoğalınca yirmisine kadar uzattı. Bu sırada biz

toplantı yaparak marufu emretme ve münkeri

nehyetme hakkında bildiri yayınlayıp, her tarafa

dağıtmaya başladık.”

Tarihten günümüzü tüm zalim yönetimlerin

istedikleri tek bir şey vardır.La ilahe illallah‟ın

pratiğe-uygulamaya konulmaması, askıda kalması

veya pasifize etmektir.Cahiliye devrinde Hanif

dinine mensup olan insanlara sistem tarafından bir

baskı uygulanmaması bunların günümüzdeki

Müslümanlar gibi pasif-uyuşuk hale

getirilmeleridir.Bu zalimler ve yandaşları hükmün

Allah‟a ait olmasını istemiyorlar.Hükmün kaynağı

Kur‟an olursa ve toplumun tümü için geçerli olursa

bunlar yok olacaktır.Günümüzde İslam şeriatıyla

yönetilen bazı İslam devletleri

vardır.Zülmün,diktatörlüğün ve baskının bu

Page 44: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

44

ülkelerde daha çok olduğunu görüyoruz.Peki bu bir

çelişki değil mi?Bu içi boşaltılmış yani

süfyanileştirilmiş bir islamdır.

Seyyit Kutub bu konu hakkında şunları söylüyor:

“İslam‟ın görevi ,insanları kula kulluktan yalnızca

Allah‟ın kulluğuna götürmektir.Böylece Allah‟ın

alemlerin Rabbi olduğunun genel tebliği,insanların

toplucu kurtuluşu gerçekleşmiş olur.Hem İslam

düşüncesinde, hem de bilimsel düşüncede ,ibadet

yalnızca Allah‟a yapılabilmesinin,sadece İslami bir

düzende gerçekleşebileceği su götürmez bir

gerçektir.Allah‟ın bütün kulları,hakimi-mahkumu,

siyahı-beyazı,şereflisi-alçağı,fakiri-zengini için

yasalar koyduğu ve hepsinin eşit şekilde bunu

uyduğu tek düzen bu düzendir.Diğer düzenlerde ise

insanlar kullara ibadet etmektedir.Çünkü onlarda

uluhiyetin özelliklerinden olan yasama ile olan

hususları kullardan almaktadırlar.Her kim ki

insanlara yasama hakkını kendinde görürse;fiilen

ilahlığını iddia etmiş olur.İster bunu söylemiş

olsun,isterse de söylemesin.Başka bir insanda,bu

hakkın o insanda bulunduğunu kabul ederse,bunun

adını koysun ya da koymasın,onun ilahlık hakkının

bulunduğunu kabul etmiş olur.”(Yoldaki İşaretler

s.95)

Seyyid Kutubun bu düşüncesi zamanın Firavun‟unu

Mekke müşrikleri gibi dehşete düşürmüştür.Çünkü

Page 45: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

45

halk bu dünceleri benimserlerse onların saltanatı

yerle bir olacaktır.Hizmet ettikleri Siyonist efendiler

onların ipini çeker.Ne yapıp etmeli Seyyid‟i bu

düşüncelerden alıkoymalı. Cumhur başkanı Cemal

Abdunnasır Seyyit Kutup şehit edilmeden önce

kendisine şu teklifte bulunur "Şimdiye kadarki söz ve

hareketlerinde yanıldığını beyan ederek

Cumhurbaşkanı Cemal Abdunnasır‟dan özür

dilediğin taktirde idam hükmünü bozacak ve seni

serbest bırakacaktır "Seyyit Kutup bu teklif

karşısında şu cevabı verir "eğer idamı hak etmiş

olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz

etmek haksızlıktır eğer batılın zulmune kurban

gidiyorsam batıldan merhamet dileyecek kadar

alçalamam" Seyyit Kutub‟un bu sözleri onu

ebedileştirdi ve tüm islam aleminde örnek ve önder

bir mücahit olarak tanınmasına vesile oldu.

Mahkeme heyeti onu idama mahkum ettiğinde

Kutub'un ağzından şu sözler dökülmüştü:

“Eğer kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın

hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum

olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip

olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet

dilemem.Allah 'a şükürler olsun ki on beş sene cihad

ettikten sonra bu mertebeye ulaştım. Ben yolunda

yaptığım iş için asla özür dilemem. Namazda

Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir

tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile

yazmayacaktır.”

Page 46: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

46

“Biz,fikir ve sözlerimiz uğruna ölsek de,o fikir ve

sözler ruhlu birer vucud olarak kalacak,yahut da

onları kanlarımızla sulayıp canlılar,ruhlular

arasında yaşatacağız…”

“Kalem sahibi kimseler birçok büyük

işler.Ancak,fikirlerinin yaşaması pahasına

kendilerini feda etmeleri şartıyla…fikirlerinin,kan ve

canları karşılığında feda etmeleri şartıyla…‟Hak‟

bildikleri şeyin ‟Hak‟ olduğunu fütur etmeden

söyleyip,gerekirse bu uğurda başlarını vermeleri

şartıyla…”

"Mü'minler arasında öyleleri var ki, Allah'a verdikleri sözde dururlar. Kimileri sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimileri de şehitlik beklemektedir. Onlar hiç sözlerini değiştirmediler."(Ahzab,23)

Seyyid Kutub gibi İslam kahramanları şu sözün

kendilerinde tecelli ettiği güzide insanlardandır:

“Mümin rüzgarda eğilen fidan gibi değil, fırtınada

dik duran asırlık çınar gibidir”.

Seyyid Kutub İslam siyasetini özümsemişti.Ne için

göz kırpmadan öleceğini iyi biliyordu.Çünkü bu

fikirler milyonların dirilişine neden olacaktır.O kendi

kanıyla karaya vurmuş,işlevsiz hale getirilmek

istenen İslam gemisini tekrar harekete

geçirdi.Tağutların korkulu rüyası yani islamın

teorikte,askıda kalma fikiri çürütüldü.Ümmet siyasi

Page 47: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

47

analiz gücüne kavuşmuştur.İlahi ahkamın tekrar

dönüşünün kıpırtıları,belirtileri oluşmaya

başlamıştır.Bu İran İslam İnkılabının etkisiyle daha

bir tetiklenmiştir.Bu nur patlamasıyla tağutlar şoka

girmiştir.

Bu dinin Bediüzzaman gibi yiğitlere ihtiyacı

vardır.Çünkü bunlar dinin bekçileri,şeriatın

koruyucuları,peygamberin varisleridir.Öz

Muhammedi İslamın savunucularıdır. Bediüzzaman

şöyle diyordu:

“Şeriatın bir hakikatına bin ruhum olsa feda

etmeye hazırım;zira şeriat sebeb-i adalet mahz ve

fazilettir.”

Bu yiğit,kahraman ve cengaver çizgisini şöyle

belirtiyordu:

“Saçlarım adedince,başlarım bulunsa

Ve her gün biri kesilse

Hakikat-ı Kur‟aniyeye feda olan bu başı

Zındıkaya teslim-i silah etmeyecek ve davasından

vazgeçmeyecektir.”

Page 48: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

48

Ali Şeriati bu konu hakkında şunları söylüyor:

“Bugün İslam dünyasında şiddetlenen bu yalancı

savaş Ali Şiası‟yla Muhammedî Sünnîliğin savaşı

değildir.Bu savaş, “Safevî Şiası”nın “Emevî

Sünnîliği” ile savaşı olup Safevîler‟in Osmanlılar‟la

savaşının ve bu iki düşman devletin siyasette dini

kullanmalarının yansımasıdır. İkincisi, İslam

ülkelerinin her yanında yeni yeni canlandırılan ve

düzenli programlarla, düzenli işleyen bütçe, hesap,

kitap ve taktiklerle icra edilen bu savaş, İslam-

Siyonizm savaşından sonra ortaya çıkmıştır. Bu

savaş, bütün halkın ve özellikle gerçek Ali Şiası ve

Muhammedî Sünnîlik âlimlerinin düşüncesinde

Müslümanların ortak dış tehlike karşısında birlik,

beraberlik ve dayanışma fikri gündeme geldikten

sonra gündeme gelmiştir. Plan, cephe gerisinde

tefrika çıkarma planıdır. Bu, Müslümanların

Siyonizm tehlikesinden gâfil kalmalarını sağlamanın

en iyi yoludur. Amaç, Sünnî halkın, İslam‟ın tehlikesi

Şiîliktir, diye korkmasını sağlamak, Şiî halkı da,

İslam‟ın tehlikesi Sünnîliktir, diye korkutmaktır!

Düşman için bundan daha iyi bir başarı olamaz.

Öyle bir plan ortaya koyarlar ki karşı cephede

düşmana saldırmak için aynı siperin içerisinde pusu

kuran iki asker ansızın birbirinin canına kast eder ve

beriki, “Kapıyı Hz. Fatıma‟nın böğrüne vuran

sendin.” diyerek arkadaşının yakasına yapışırken

öteki de “Ömer‟e şöyle böyle diyen sendin ha?” diye

berikinin yakasına yapışarak bağırır. Bu iki kardeşin

Page 49: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

49

kopardığı yaygara ve İslam‟ın ilk dönemindeki

anlaşmazlıkları düzeltmek için çıkarılan kargaşa

arasında biri kulak kesilse, ırmağın batı kıyısından

zafer ve alay kahkahasını duyabilir”.

Ali Şeriati „Dine Karşı Din‟ adlı kitabında ise bu

konuyu şöyle açıklıyor:

Bu ifade kimilerine tuhaf veya müphem

gelebilir. Zira biz şimdiye kadar dinin sürekli küfrün

karşısında yer aldığını ve tarih boyunca savaşın din

ile dinsizlik arasında meydana geldiğini sanırdık. Bu

nedenle “dine karşı din” ifadesi ilginç, müphem,

şaşırtıcı ve kabul edilemez gelebilir. Oysa ben son

zamanlarda şunu fark ettim: Bu tasavvurun aksine

tarih boyunca, her zaman din, dine karşı savaşmıştır

ve hiçbir zaman bugün anladığımız şekliyle din,

dinsizlikle savaşmamıştır.

İslami olarak bildiğimiz ülkeler Amerika ile

dosttane ilişkileri varsa,birlikte stratejik müteffik

iseler veya dünya mustazaflarını ezen ülkelerle

birlikte hareket ediyorlarsa bu Kur‟an‟ın ifadesiyle:

“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost

edinmeyin. Zira onlar birbirinin dostudurlar (bir

birinin tarafını tutarlar). İçinizden kim onları dost

(ve hâkim) edinirse o da onlardandır. Şüphesiz

Allah o zâlimler topluluğuna hidâyet etmez (hak

yolu göstermez). (Mâide Sûresi, âyet,51)

Page 50: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

50

“Ey iman edenler! Sizden evvel kendilerine kitap

verilenlerle kâfirlerden dininizi bir eğlence ve bir

alay konusu edinenleri dostlar (ve üzerinize

hâkimler) edinmeyin. Allah’tan korkun; eğer

(O’na) inanmış kimselerseniz.” (Mâide, âyet 57)

“Onlardan çoğunun, inkâr edenlerle dostluk

ettiklerini görürsün. Nefislerinin onlar için (ahiret

hayat ları için) önceden hazırladığı şey ne kötüdür:

Allah onlara gazabetmiştir ve on lar azap içinde

devam lı kalıcıdırlar! (Mâide, âyet ,80)

“Eğer onlar, Allah'a, Peygamber'e ve ona

indirilen Kur'ân'a inanmış olsalardı, kâfirleri

dost tutmaz lardı. Fakat onların çoğu yoldan

çıkmış kimselerdir.” (Mâide, âyet ,81)

“Ey inananlar, Kitap verilenlerden herhangi bir

gruba uyarsanız imanınızdan sonra, (onlar) sizi

döndürüp kâfir yaparlar.” (Âl-i İmrân, âyet,100)

“Kendilerine kitaptan bir nasib verilmiş olanları

görmüyor musun? Onlar, sapıklığı satın alıyorlar

ve sizin de yoldan sapmanızı istiyorlar. (Nisâ, âyet

,44)

Peygamber(S)'İn: "Muhakkak sizler kendinizden

önce gelen milletlerin yoluna uyup gideceksiniz"

Page 51: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

51

Peygamber(S):

-"Benim ümmetim kendisinden evvelki ümmetlerin

yolunu karış karış, arşın arşın alıp ta'kîb etmedikçe

kıyamet kopmaz" buyurdu. Sahâbîler tarafından: -

Yâ Rasûlullah (yollarına gidilen) Fars ve Rûm gibi

milletler midir? diye soruldu. Rasûlullah da: -

"Onlardan başka insanlardan kim var?" diye cevâb

verdi.

Peygamber (S):

- ''Muhakkak sizler, sizden önceki ümmetlerin

yolunca karış karış, arşın arşın uyup gideceksiniz.

Hattâ onlar bir keler deliğine girmiş olsalar bile (siz

de o daracık yere girecek) onlara tâbi' olacaksınız"

buyurdu.

Biz: - Yâ Rasûlallah! Bu ümmetler Yahûdîler'Ie

Hnstîyanlarmı?diyesorduk.

Rasûlullah: - "Onlardan başka kim olacak?"

buyurdu.

Ayet ve hadisler bizi bizden olmayanlarla dost

,arkadaş, sırdaş edinmemizi yasaklıyor,

uyarıyor,bunun tehlikesini-sonuçlarını gözlerimizin

önüne seriyor.Basiret ehli olmamız gerekiyor. Zaten

Emevi krallarının(Melik-i Adudların) etraflarındaki

akıl hocalarının bu tür insanlar ile çevrili olduğunu

tarihten öğreniyoruz. Duygu, düşünce ve

davranışlarında benzerlik olan insanlar birbirleriyle

arkadaşlık yaparlar. Ya da üzüm üzüme baka baka

kararır ve biri diğerine benzer.Bu Melik-i Adudlar,

kendi yapılarında olanlarla dostluk kurdular.İçki içip

Page 52: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

52

namaz kıldırdılar,zina edip oruç tuttular,faiz alıp

hacca gittiler ve zamanla yönettikleri insanları da bu

hale getirdiler. Ve şöyle dediler:

-“Haram helâl ver Allah‟ım,garip kulun yer

Allah‟ım.”

Peygamberimiz (sav) buyurdu ki:

“Allahü Teâla‟ya yemin ederim ki,bir lokma haram

yiyenin kırk gün ibâdetleri kabûl olmaz.”

Ömer Hayyam‟ın deyimiyle:

Bir elde kadeh, bir elde Kuran;

Bir helaldir isimiz, bir haram.

Şu yarım yamalak dünyada

Ne tam kafiriz, ne tam müslüman!

Ya da:”Hancı sarhoş yolcu sarhoş.”Böyle alim-

önder-rehberler böyle cemaatleri şekillendirirler.

Hadis-i şerifte, (Ümmetim, kötü din görevlilerinden

çok zarar görecektir) buyuruldu. (Hakim)

Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Ümmetim, kötü âlimler, cahil âbidler yüzünden

helâk olur. Kötülerin en kötüsü kötü âlimlerdir.

İyilerin en iyisi de iyi âlimlerdir.) [Darimi]

(Kıyamette en şiddetli azap, ilmi kendine fayda

vermeyen din görevlisinedir.) [Beyhaki]

Page 53: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

53

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Âlimlerin en kötüsü, insanların en kötüsüdür.)

[Bezzar]

Ahmet Yesevi hazretleri bel‟am‟lar için şöyle diyor

:

Herkese şeyhlik satar ahir zaman şeyhleri

Her gün battıkça batar ahir zaman şeyhleri

Farzı geriye atar, nafile oruç tutar

Dini paraya satar ahir zaman şeyhleri.

Beline kuşak bağlar, sözleri yürek dağlar

Para toplarken ağlar ahir zaman şeyhleri

Ağlaması göz boyar her gün ayağı kayar

Kendini adam sayar ahir zaman şeyhleri.

Başına sarık sarar, kendine mürit arar

İlmi yok neye yarar ahir zaman şeyhleri

Dünyaya kucak açar, zoru görünce kaçar

Her yere küfür saçar ahir zaman şeyhleri.

Şeyhlik ulu bir iştir, Hakka doğru gidiştir

Yaklaşılmaz ateştir, ahir zaman şeyhleri

Salih şeyhler nerdedir, kötüler her yerdedir

Page 54: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

54

Hak yoluna perdedir ahir zaman şeyhleri.

Kötü âlimler, din iman hırsızlarıdır

Yunus Emre deyimiyle:

Müslümanlar zamane yatlı oldu

Helal yenmez, haram kıymetli oldu

Fakirler miskinlikten çekti elin

Gönüller yıkıben heybetli oldu

*** ***

Peygamber yerine geçen hocalar

Bu halkın başına zahmetli oldu

Yunus gel aşık isen tevbe eyle

Nasuh'a tevbe ucu kutlu oldu

Müslümünların Nasuh tevbesi yapıp Allah‟ın

istediği şekilde bir kul olması gerekiyor. Yöneticilere

veya onların eksenindeki alimlerin İslam

yorumlarına değil,peygamberimizin açıkladığı

şekilde çizgilerini belirlemelidirler.Örneğin

peygamberimiz hiçbir zaman kadınlarla

tokalaşmamıştır.Ama bugün tüm camilere dağıtılan

iki ciltlik kitaplarda bunun aksi telkin

edilmektedir.Peki bu konuda hadis olmasına rağmen

nasıl bunu söyleye biliyorlar?Kendilerince bazı

zanlarda bulunarak, peygamberimiz döneminde

kadınlarla el tutuşmak adedi yoktu,falan,filan…Peki

böyle bir adet yoktuysa o kadınlar neden

Page 55: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

55

peygambere elini uzattılar?Yoksa bu kadınlar o

bölgenin insanları değil miydi veya o dönemin

adetlerini bilmiyorlarmıydı?İşte hadisler:

Efendimiz, kendisine bîat için gelen Sahabî

hanımlara şöyle buyurmuşlardır:

“Ben kadınlarla tokalaşmam Benim yüz kadına

söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir ”(

Neseî, Bîy‟a: 18; İbni Mâce, Cihad: 43 )

Hz Âişe Validemiz (r a ) ise Resulullah'da

(a s m ) gördüğünü şöyle nakletmektedir:

“Resulullahın (a s m ) mübarek eli hiçbir yabancı

kadının eline kesinlikle değmedi ”

(Buharî, Ahkâm, 49; İbni Mâce, Cihad: 43)

Bunların amaçları müslümanları heva ve heves ehli

yapmaktır.Bir insan nekadar ibadet ederse etsin bir

kadının cilvesiyle haleti ruhiyeleri yerle bir olur.Nice

kahramanlar savaş meydanlarında büyük işler

yaptılar amam bir kadının cilvesine mağlup düştülür.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Cihadın en büyüğü nefisle cihattır,” ve “Senin en

büyük düşmanın, içinde bulunan nefsindir”

Page 56: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

56

Tebük seferi dönüşünde Allah Resulünün (s.a.v)

mübarek ağzından dökülen şu hikmet çağlayanı

bizim için ne büyük derstir:

“Küçük cihattan büyük cihada döndük.”

Büyük cihad nedir? Ey Allah'ın Rasulü?"

dediler.Kulun nefsiyle mücalesidir." dedi.

“İmanı kalpte tutmak, kor ateşi elde tutmak kadar zor

olacak, kişi gece mü‟min yatacak, sabah kâfir olarak

kalkacak veya bunun tersi olacak.”

Seyyit Kutub (İstikbal İslamındır)adlı kitapta:

“Bu din,cehalet yerine ilimden,noksanlık yerine

kemalden, zayıflık yerine güçten,heva yerine

hikmetten kaynaklanan Rabbani sistem ilkesine

dayanır.Şüphesiz insanlığın bu sisteme olan

ihtiyacı,ona kin besleyenlerin kininden daha

büyüktür. İnsanlığın Allah‟a,O‟nun hayat için

gönderdiği sapasağlam sisteme dönmekten başka

kurtuluş yolu yoktur.Biz,insanların Allah‟a,O‟nun

hayat sistemine döneceklerine,gerçekten geleceğin

İslam‟ın olacağına inanıyoruz.”

Biz Kur‟an ve Ehlibeyt eksenli hareket edersek,bu

şeytanların bize hiçbir zararı olmaz.Bunların

oyunları boşa çıkar.Bunlar ancak kendilerini

saptırırlar.

Page 57: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

57

"Ben sizin aranızdaiki değerli emanet

bırakıyorum; onlara sarıldığınız sürece benden

sonra asla sapıklığa düşmezsiniz. Onlar Allah'ın

Kitab'ı ve benim itretim Ehl-i Beyt'imdir. Bu

ikisi, kevser Havuzu üzerinde bana tekrar

dönünceye kadar asla birbirlerinden ayrılmazlar.

Bakın görün benden sonra onlara nasıl

davranacaksınız?

İmamlar toplumda en fakir insanı baz alarak

yaşarlar.Nasıl ki bır anne çocuklarını kendi nefsine

tercih ediyorsa,imamlarda halkı kendi nefisine tercih

eder.

"Onlar içleri çektiği halde yemeklerini yoksullara,

yetimlere ve tutsaklara yedirirler."(İnsan-8)

İbn-i Abbas diyor:

“Hz.Emir‟el müminin huzurunda

vardığımda,çarığını yama yapmakla meşgul

olduğunu gördü.O bana „bu çarığın değeri sence ne

kadardır?‟diye soru.Ben ‟bu çarığın değeri olmaz‟

dediğimde.Hazret bana işte böyle bir anda şu şekilde

buyurdu:”Eğer hakkı ayakta tutup,batılı ortadan

kaldırma arzum olmasaydı,benim yanımda çarığın

değeri,sizin hükümetinizden daha değerlidir.”

Tüm Ehlibeyt imamları Öz Muhammedi İslamı

tahrifattan korumak için şehid oldular.Bunların

taraftarları işkencelere ,katliamlara,soykırımlara tabi

tutuldular.Onları seve Ebu Hanife,Ahmet bin

Hambel gibi önderler işkence edile edile

Page 58: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

58

öldürüldüler.Sırf Ehlibeyti sevdikleri için rafizi

damgası yediler.İmama Şafii ehlibeyt

taraftarlarındandır.Ehl-i beyt‟e olan sevgisi Necran

kadılığı döneminde Abbasiler‟i ürkütmüş.Harun ER-

Reşid‟e ;

-O diliyle,savaşçıların kılıçlarıyla yapamadığını

yapıyor.

Sözleri ile şikayet edilmiş.Bu uğurda nice sıkıntılar

çekmiştir.Ama o doğru bildiğinden şaşmamış ve bu

öncüleri hayatı pahasına da olsa seveceğini

haykırmıştır,tüm kör,sağır ve dilsizlere.

İşte şiirleri;

PEYGAMBERİN AİLESİ

Vesiledir hayra peygamberin ailesi

İhmal etmem esbâba tevessül etmeyi

Dilerim ki yarın verilir

Onların hatırına

Sağ elime alırım defterimi

(el-Beyhaki,Menâkıbu‟ş-ŞafiÎ c.2,s691)

EHL-İ BEYT SEVGİSİ

Fırat‟ın çırpınan dalgaları gibi coşkun

Akarken seher vakti hacılar Mina‟ya

Dur ey süvari Mina‟nın çakıllığında

Seslen,duran ve oturanlara dağın eteklerinde

Page 59: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

59

Muhammed Ehli‟ni sevmek,

Râfızilikse eğer

İnsanlar ve cinler şahit olsun

Râfıziyim ben de.

(el-Beyhaki,Menâkıbu‟ş-ŞafiÎ c.2,s.71/Fehreddin er-

Râzi, Menâkıbu‟ş-ŞafiÎ,s.51/İbn

Asâkir,Târih,c.4,s.401)

RÂFİZÎLEŞMEK

Râfızileştin dedilir,asla!

Râfızilik ne itikadım,ne de dinimdir

Olsa olsa hayırlı bir imamı ve mürşidi

Şeksiz dost edinmişimdir.

Veli‟yi sevmek RâfızilİKSE

Bütün kullar bilsin ki Râfıziyimdir.

(Abdulmu‟min eş-Şeblencî Nûru‟l Ebsâr,s.216/Husnî

Nâisa,Şi‟ru‟l-Fukahâ,s.9)

EHL-İ BEYT‟İ SEVMEK FARZDIR

Ey Resûllah‟ın Ehl-i Beyti

İndirdiği Kuran‟da Allah

Farz kıldı sevginizi(Ahzab Sur.33)

Yeter şeref olarak size,böyle övünç bulunmaz

Size salat getirmeyenin

Namazı olmaz

(Neseî,Sünen,Kitabu‟s-Sehv,Bâb 49)

Page 60: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

60

ALİ,TORUNLARI VE FÂTIMA

Bir mecliste söz ettiysek ne zaman

Ali‟den,iki torundan

Ve temiz Fâtıma‟dan

Şöyle denilir;

“Bunları geçin efendiler

Busözler Râfizilerindir.”

Muheymin‟e sığınırım(Her şeye hükmeden,yöneten)

Fâtıma sevgisini Râfizilik sayan

Böylesi insanlardan

(el-Kundûzî el-Hanefi,Yenâbîu‟l-

Mevedde,s.356/Abdulmu‟min eş-Şeblenci,Nûru‟l-

Ebsâr,s.127)

Allah‟ın hidayet verdiğini kim sapıtabilir.Onlar ki

nimet verilenlerin yollarına tabi oldular,onların

vasıtasıyla öncü oldular,öne geçtiler. Allah(cc) bu

kişiler için şöyle diyor:

“Ey müminler, siz kendinizden sorumlusunuz,

eğer siz doğru yolda olursanız sapıklar size zarar

veremez. Hepinizin dönüşü Allah'adır. O size

yapmış olduklarınızın iç yüzünü bildirecektir.”

(Maide 105)

İmam Malik bin Enes İmam Cafer Sadık hakkında

şunları söylüyor:

Page 61: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

61

“Cafer b.Muhammed(as)‟in yanına bir süre gidip-

geldim,bu müddet zarfında onu daima şu üç halden

birinde gördüm;Yanamazdaydı,yo oruçluydu ya da

Kur‟an tilavet etmekteydi.Bence ilim ve ibadette

Cafer Sadık b.Muhammed (as)‟den daha faziletli

birini kimse ne duymuş, ne de görmüş

değildir.”(Tehzib-ut Tehzib,c.2,s.1004)

“Ben bazen Cafer İbn-i Muhammed(as)‟ın huzuruna

çıkıyordum.O‟nun üzerine oturup yaslandığı bir yeri

vardı,ısrarla beni oturduğu yere oturtuyordu,bana

sevgi ve muhabbet gösteriyordu,ben onun bu

davranışından oldukça hoşnut oluyordum.”

“Abitlerin ve zahidlerin en büyüklerindendi o,yüce

Allah korkusu onun kalbinde yer

etmişti,Peygamber‟in hadislerini çok bilirdi,onun

huzurunda olmak çok güzel ve çok faydalıydı.”

Ebu Hanife ,İmam Cafer Sadık‟ın öğrencisiydi ve

O‟nun hakkında şöyle demiştir:

“Bu iki yıl olmasaydı Numan helak olurdu.”

“Vallahi Cafer Sadık‟dan daha fakih birisini

görmedim”demiştir.

Ebû Cafer Mansur,bir defasında Cafer Sâdık‟ın ilmi

dirayetini tesbit etmek için Ebu Hanife‟ye 40 adet

Page 62: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

62

soru hazırlatıp,bir mecliste ona sordurur.Daha

sonrasını Ebu Hanife şöyle anlatıyor:

“Ben hazırladığım soruları sormaya başladım.Ben

soruyordum,o cevap veriyordu.Bu arada siz (Kufe

Ekolü) şöyle dersiniz,Medine ehli şöyle der,‟Biz ise

böyle deriz diyerek bütün ihtilafları

naklediyor,bazen bizim görüşümüzü

benimsiyor,bazen de Medine ehlinin görüşlerini

kabul ediyordu.Bazen de her iki ekole de muhâlefet

ediyordu.Kırk sorunun hepsini böyle bütün

tafsilatıyla cevaplandırdı,bir tanesini bile cevapsız

bırakmadı.”

Ebu Hanife yukarıda arz edilen olayı naklettikten

sonra Cafer Sâdık‟ın ilmi gücünü belirterek,şunları

söyledi:

“Cafer Sâdık insanların en alim olanı,meseleler

etrafındaki ihtilâfları en iyi bilendir.”

İmam Zeyd Kufe‟de,Oğlu Yahya Horosan‟da ve

Yahya‟nın oğlu Abdullah Yemen‟de Emevilere karşı

kıyam edince Ebu Hanife hem mali yardımda hem

de kılıçtan keskin olan diliyle Ehl-i Beyt

mensuplarına yardımda bulunmuştur. Zeyd b. Ali

Zeynelâbidin, Kûfe'de Hişam b. Abdilmelik'e karşı

isyan bayrağını açtığı zaman Ebu Hanîfe şöyle

Page 63: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

63

demiştir": „Zeyd'in bu çıkışı, Resûlüllah'ın Bedir

günündeki çıkışma benziyor.‟ Kendisine, İmam

Zeyd'le birlikte niçin savaşa katılmadığı

sorulduğunda şu cevabı vermiştir: „Beni ondan

alıkoyan, halkın yanımdaki emanetleridir. Bu

emanetleri İbni Ebî Leylâ‟ya bırakmak istedim,

kabul etmedi. Savaşta ölür ve bunca emanetin altında

kalırım diye korktum.‟ İmam Ebu Hanîfe, İmam

Zeyd'e on bin dirhem yardımda bulunmuş ve

elçisine; «benim özrümü ona anlat», demiştir.

İbni Hubeyre, mührün Ebu Hanife'nin elinde

olmasını ve muamelelerini bununla imza etmesini,

onun elinden çıkmayan hiç bir yazının infaz

edilmemesini ve malî sarfiyatın da yalnız onun mü-

saadesiyle yapılmasını istemiştir. Ebu Hanife, onun

bu tekliflerini yerine getirmekten şiddetle

kaçınmıştır. Vali îbni Hubeyre ise, bu vazifeyi kabul

etmediği takdirde Ebu Hanîfe'yi dövdüreceğine ye-

min etmiştir. Bunun üzerine âlimler, Ebu Hanîfe'ye

bu vazifeyi kabul etmesi için ricada bulunmuşlar ve;

«Biz kendini tehlikeye atmayasın diye sana Allah

için öğüt veriyoruz. Sen, bizim kardeşimizsin.

Hepimiz böyle bir vazifeyi istemiyoruz. Fakat başka

bir çaremiz yoktur», demişlerdir. Güçlü, İmanlı ve

takva sahibi Ebu Hanîfe de onlara şöyle cevap

Page 64: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

64

vermiştir: «Eğer o, Vâsıt Mescidinin kapılarını say-

mamı isteseydi benden, onu dahi kabul etmezdim. O

halde nasıl olur da o, bir adamı idam etmek için

benim hüküm vermemi ister ve bu hükümle onun

boynunu vurur! Ben böyle bir hükmü ihtiva eden

kararın altını nasıl mühürlerim! Vallahi ben, böyle

bir işe ölünceye kadar giremem.»Ebu Hanîfe vazife

almamakta Israr etti. Ve onun ısrarı karşısında bütün

kuvvetler perişan oldu. Emniyet müdürü (Sahibu's-

Şurta), Ebu Hanife'yi üst üste birkaç gün

hapsettirdikten sonra dövdürmeye başlamıştır. Hattâ

ona kırbaç vuran kimse usanmış ve dövülmeden

dolayı ölür ve Emevî idaresine kıyamete kadar

sövülmeye sebep olur diye korkmuştur.İbni Hubeyr'e

bilginlere; «Ebu Hanîfe'ye söyleyin de bizi

yeminimizden kurtarsın», demiş, onlar da Ebu

Hanife'den bu teklifi kabul etmesini rica etmişler,

fakat o tutumunda şiddetle ısrar etmiştir. Bunun

üzerine îbni Hubeyre, bilginlerden, zindanda bulunan

İmam Ebu Hanîfe'ye tavassut ederek, vazife teklifini

reddetmektense ileride belki yapabileceğini söyleme-

sini temin etmelerini istemiş; fakat Ebu Hanîfe bunu

da kabul etmemiştir. Sonunda İbni Hubeyre, İmam

A'zam'ı serbest bırakmak zorunda kalmıştır. Ebu

Hanîfe, hürriyetine kavuşur kavuşmaz yol hazırlığını

yaparak, Beytullah'a sığınmak üzere Hicaz'a

Page 65: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

65

gitmiştir, işte bu olaylar, 130 H. yılında cereyan

etmiştir.

Ebu Hanife ve Ahmet bin Hanbel hiçbir zaman

devletten hediye,maaş ve makam beklentileri

olmadı,teklif edildiğinde ise reddettiler.

Hafız Askalani,Tehzib El Tehzib adlı eserinde

şunları söylüyor:

“İmam Malik Emeviler zamanında İmam Cafer Es-

Sadık(as)‟tan hadis rivayet etmeye cesaret

edemiyordu.

Ancak Emevi devleti yıkılıp Abbasi devleti

kurulunca İmam Cafer‟den iki rivayeti Muvatta‟sına

ilave etmiştir.Fakat emniyeti sağlamak için konuyla

ilgili diğer şahıslardan rivayetler eklemiştir.”(Tehzib

el Tehzib,Dar us-sadr bas.,c.3,s.103)

Hafız El Mızzi de şöyle bir olayı anlatıyor:

“Bir ara Hasan el Basri hadis rivayet ederken ravi

sahabeyi atlayarak direk‟Kale Resulullah‟ yani

„Resulullah şöyle buyurdu…‟demiş.O sırada birisi

„Ey Hasan sen tabiindensin, Resulullah‟ı

görmemişsin, buna rağmen nasıl olur da rivayeti

direk Resulullah‟a dayandırıyorsun.‟ demiş.Bunun

üzerine Hasan el Basri de şöyle cevap vermiş.Ben

öyle bir zamanda yaşıyorum ki,Hz.Ali‟nin ismini

bile,dile getiremiyorum.Ben ‟Kale Resulullah…

Page 66: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

66

dediğim zaman o rivayeti Hz.Ali‟den aldığımı

bilin.”(El Feteva el Hadisiye,İbn-i Hacer el Haytemi)

Mutahhari bu imamlar için şöyle demiştir:

“…Şunu unutmayın biz Şii olduğumuzdan dolayı

şunu göz ardı etmemeli ve bu imamların Emevi ve

Abbasi halifelerinin oyuncağı olduğunu ve

halifelerin her söylediklerini yerine getirdiklerini

düşünmeyelim. Kesinlikle böyle değildir.Onlar,kendi

yollarında azimli ve kararlıydılar.Ebu Hanife‟den

cezaevinde Abbasi hükümetinin meşru bir hükümet

olduğuna dair fetva istiyorlardı,fakat O kesinlikle

böyle bir fetva vermeye yanaşmıyordu.Ve halkın

daha önce beni Hasan‟a(İmam Hasan‟ın

çocukları)biat ettiğini,bu biat doğru olduğundan

Abbasilere yapılan biatın yanlış olduğunu

söylüyordu. Çokça kırbaçlandı ama kendisinden

istenilen fetvayı vermedi.Malik bin Enes de

böyle.Oda cezaevine atıldı,halifeler aleyhine verdiği

fetvadan vazgeçmesi için kırbaçlandı ama

fetvasından vazgeçmedi.Bunlar İslam‟ın iftihar ve

onurudurlar.Şunu da iyice bilmeliyiz

ki;İslam,halifelerin elinde oyuncak olacak insanlar

yetiştirmez.”(İslam ve Değişim s.62)

Page 67: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

67

Ama bu imamlardan sonra gelen ve insiyatifi ele

alan alimler sultanlara yakın oldular,Harun-u Reşidin

baş kadısı oldular.Bu zalimler İmam Musa Kazım‟ı

zindanlarda zehirleyip öldürürken bunlar makam

kapma ,servet biriktirme yarışına girmişlerdi.Hatta

kendilerini öyle bir kaptırmıştılar ki Allah(cc)‟ın farz

kıldığı zekatı bile çeşitli hilelerle iptal etme ve buna

fetva uydurma yolunu tuttular. Ebu Yusuf, malından

zekatı iskat etmek için havl müddetinin sonuna

doğru malını karısına hibe eder, ertesi sene de, karısı

zengin olursa kendisine hibe edebileceğini söylerdi.

(İhya)

Bu fetva ile İslam‟ın beş temel şartından olan zekat‟a

Fatiha okumak düşüyor.Hz.Ebubekir zamanında bu

şekilde hareket etmek isteyen insanlara müsamaha

gösterilmeyip en şiddetli şekilde bunlara cevap

verildi.Zekat vermeyi istememek bu şekilde

cezalandırılıyorsa,bu konuda fetva vermek nasıl

algılanır kestirmek zor değil.O zamanda

Hz.Ebubekir veya Hz.Ömer halife olsaydı Ebu

Yusuf‟un hali nice olurdu.Hz.Ömer‟in dediği gibi

„annen seni eşeklere çoban olsun diye

doğurmuş!‟kadı olasın diye değil.Der miydi demez

miydi Bahrey‟ne vali olarak atananın halini,yediği

dayakları tarihten okuyun da görün.Karun‟un o kadar

Page 68: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

68

malı olmasına rağmen zekat vermek istemesi ve

helak oluşu tarihteki ibretlik olaylardan

biridir.Allah(cc)zekat hakkında şöyle diyor:

“Ey müminler, birçok hahamlar ve rahipler

insanların mallarını eğri yöntemlerle yerler ve

halkı Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Altın ve

gümüşü biriktirip de bunları Allah yolunda

harcamayanları acıklı bir azapla müjdele!

O gün biriktirdikleri altın ve gümüşler cehennem

ateşinde kızdırılır ve onlarla alınları, yan tarafları

ve sırtları dağlanır; kendilerine "Bunlar

biriktirdiğiniz altın ve gümüşlerdir şimdi

biriktirdiklerinizin azabını tadın bakalım"

denir.”(Tevbe 34-35)

“Mallarının bir bölümünü sadaka olarak al ve bu

yolla onları temizle, günahlardan arındır. Onlara

dua et, çünkü senin duan onlara gönül huzuru

sağlar. Allah her şeyi işitir ve bilir.”(Tevbe,103)

Altını ve gümüşü biriktirmek,fakirin hakkını

vermemek ve alim(baş kadı) ,fakih olarak kendini

adlandırmak. Halbuki Allah(cc) bunlara ahirette

farklı ,özel muamele edeceğini söylüyor.Yoksa bu

alimlerin kazandıkları mallar tertemiz de ondan mı

zekat vermek istemiyor,hile yapıyorlar.Ya da

bunların temizlenmeye ihtiyaçları mı yok?Tarih

tekerrür ediyor bazı haham,rahipler eski ümmetlere

Page 69: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

69

ne tür hileler yaptıysa,bizden görünen bazıları da

aynı yolu takip etmiş gidiyor.

Bu Bel‟am‟ların yaptıkları habisliklerden biri de

kelimelerle oynamak,İslam‟i kavramları tarif

etmek,içini boşaltmaktır. Örneğin Ehven-i şer

kavramını ele alalım.Ehven-i şer; müminlerin günlük

hayatta karşılaştıkları fıkhi meselelerde

geçerlidir.Dolayısıyla bunu öne sürerek „iki küfürden

şu daha hayırlıdır‟ demek imkansızdır.Çünkü küfür

başlı başına bir necasettir. Bu yüzden alimler

demokratik hareketlerden yüz çevirmiştir.Çünkü

siyasi partiler;Anayasa‟nın çizdiği hududlar

içerisinde teşkilatlanır.Allah(cc) bu konuda şöyle

diyor:

“Ey Davud! Biz seni yeryüzünde hükümdar yaptık.

İnsanlar arasında adaletle hükmet, keyfine uyma,

sonra bu seni Allah'ın yolundan saptırır. Allah'ın

yolundan sapanlara, hesap gününü

unuttuklarından dolayı çetin azab vardır.” (Sad,26)

“Ey müminler, Allah'a itaat ediniz; Peygambere ve

sizden olan ulu’l emre(devlet yetkililerine )de itaat

ediniz. Eğer gerçekten Allah'a ve ahiret gününe

inanmışsanız herhangi bir konuda anlaşmazlığa

düştüğünüzde o meselenin çözümünü Allah'a ve

Peygamber'e havale ediniz. Bu sizin hesabınıza en

hayırlı ve en iyi akıbet vaad eden bir

tutumdur.”(Nisa,59)

Page 70: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

70

Ayetin tefsirine baktığımızda devlet yetkililerinin

Allah ve Resulüne itaat ettikleri zaman onlara itaat

edilir.Bu devlet yetkilisi Allah va Resulüne itaat

etmeyip heva ve heveslerine uyduklarında bunlara

itaatın caiz olmayacağıdır.İlk iki halifenin devlet

başkanı seçilirkenki konuşmaları hepimizin

malumudur.İslami bir devlette bile bu kural

geçerliyse,İslami kanunların hiç baz alınmadığı

sistemlerde,gericilik,eskiye dönüş,çağdışı olarak

kabul edildiği düzenlerde durum daha

vahimdir.Burada mümine düşen vazife daha ağırdır.

Resul-i Ekrem(s.a.v)‟in:

”Nefsim yed-i kudretinde olan Allah‟ü Teala(cc)‟ya

yemin olsun ki,arzusunu İslam‟a tabi kılmayan

kimse iman etmiş olmaz.” Buyurduğu bilinmektedir.

Dolayısıyla mü‟minler ,heva ve heveslerini bir

kenara bırakıp,İslami hükümlere kayıtsız ve şartsız

teslim olmak mecburuyetindedirler.

Bu konuda M.Taki Müdderrisi şöyle diyor:

“Tağutun,her türlü düşünce terörü aracılığıyla

oluşturduğu kültürel egemenliğine Kur‟an-ı Kerim

ne buyuruyor acaba? Kur‟an-ı Kerim bize şöyle

sesleniyor:

‟Kendilerine Kitaptan bir pay verilenleri

görmedin mi?(Baksana onlar) puta ve tağuta

inanıyorlar ve inkar edenlere, bunlar

Page 71: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

71

inananlardan daha doğru

yoldadır,diyorlar‟(Nisa,51)

Kendilerine Kitap‟tan bir pay verilenler;ilim

adamları,kültürlü kişiler ve

düşünürlerdir.Alim,derecesi ve sıfatı ne olursa olsun

puttan,yani,çıkar,bencillik ve makam hırsından uzak

olması gerekir.Eğer nefsî arzu,dünya sevgisi ve

başkanlık-önderlik isteği,alimlere de bulaşırsa bunun

anlamı o kişinin tağutun ağına düştüğünün

işaretidir.Tağutun politikasına tabi olan bir ilim,batıl-

sapık siyasetin ürettiği bir çeşit kültürdür.İşte burada

tağuta karşı yapılması gereken devrim,aslî kültürün

özüne, gerçek yönetimin kökenine dönüşür.

Öte yandan nefsani arzularının baskısı altında

tağutun sisteminde bir aygıt-uşak olmayı kabul eden

bir alim, kendisinden kaçınılması ve devrilmesi

gereken tağut gibi,karşı çıkmamız ve devirmemiz

gereken kötü alimin ta kendisidir. Tağuti kültüre

boyun eğmek,tağuti sistemi kabul etmenin bir

uzantısıdır.

İşte bu,insanı Allah‟a şirk koşmaya götürür.Allah‟a

ibadet, şirk kültürü ile nasıl bir arada toplanabilir ki?

Hiç kimse,cahilî kültürün gölgesinde Allah‟a ibadet

ettiğini iddia edemez.Yani,devrimci kültürün gölgesi

altında görevimizi kavradığımız sürece,ibadetlerimiz

net ve kabule şayandır.Bu konu,hadislerde de açıktır:

„Kim,bir söyleneni dinlerse,ona ibadet eder.Eğer

söyleyen şeytandan ise,şeytana ibadet eder;eğer

söyleyen Rahman‟dan ise Rahman‟a ibadet eder.‟

Page 72: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

72

Alim,tağuta ibadeti kabul ettiği andan itibaren,ona

teslim olması ve ona boyun eğmesi ile adi bir

ajana,uşağa dönüşmüştür.İlmine ve ilminin nuruna

rağmen Allah‟a şirk koşmuştur.

Dolayısıyla insanın,Rahman‟dan değil şeytandan

söyleyen bu tür alimlerden uzaklaşması gerektiği

gibi kişinin,onların sapık ve çarpık etkilerinden

korunması da gerekir.Allah(cc) şöyle buyuruyor:

„Tağuta kulluk etmekten kaçınan ve Allah‟a

yönelenlere müjde var.Müjdele kullarımı:Onlar

ki sözü dinlerler ve en güzeline uyarlar.İşte

onlar,Allah‟ın kendilerini doğru yola ilettiği

kimselerdir ve onlar aklı selîm sahipleridir.‟

(Zümer,17-18)

Çünkü,Nisa Suresinin 51. Ayeti,bilim adamları ve

alimler hakkında varid olmuştu.Bu ayet-i kerime

ise,tağutî kültüre boyun eğmeyen mümin cemaati

hakkında varittir.Çünkü,tağutî kültüre boyun

eğmek,bilimsel ve kültürel bağımsızlığı yitirmek

demektir ki, bu durum,delalete ve sapıklığa götürür.

Bilimsel alanda devrim,tağuti kültürü ve tağutun

uşağı olan alimleri reddetmektir.Tabii olarak, bu

da,siyasi devrim olmaksızın

gerçekleşemez.Çünkü,siyasi olarak tağuta boyun

eğmek,kültür ve bilim alanında ona tabi olmayı

gerektirir. Bilimin,politik,ekonomik ve sosyal güç

yörüngesinde dönen bir uydu değil de Allah için

olabilmesi;insanı acze düşüren,rezil eden ve hakkını

gasbeden tağutî kültürel düzenin yıkılması ile olur.

Page 73: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

73

Hz.Peygamber (sav) şöyle buyurur:

„Kim,Allah için öğrenir,Allah için amel eder ve

Allah için öğretirse,Allah katında yüce olarak

çağrılır.‟

İşte bu hadis,kültürel devrimde İslamî programı

açık ve net olarak ifade etmektedir.”(İslam ve

Devrim,s.25-27)

Bediüzzaman siyaset hakkında şöyle diyor:

“Şeytandan ve siyasetten Allah‟a sığınırım.”

Çünkü bu sistemlerde din siyasete alet

edilmiştir.Halbuki siyaset dine alet edilmeli ,dine

hizmet etmeli.

Yine Üstad şöyle buyuruyor:

“Bir şeytan senin fikrine yardım etse rahmet

okuyacaksın.Senin,fikr-i siyasetine muhâlif bir melek

olsa lânet edeceksin.”

Peki bir mümin siyasetten uzak mı

durmalı?Dünyadan el etek mi çekmeli?Ya da şöyle

mi demeli:

“'Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını

Tanrı'ya verin”

Yani Allah‟ın kanunları gökyüzünde,insanların

kanunları da yeryüzünde geçerli olsun.Allah(cc)

bize,biz de ona karışmayalım.Allah(cc) bizi bu tür

düşüncelerden korusun.Ama bugün Laik sistemlerde

Page 74: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

74

geçerli olan bu düşüncedir.Kesinlikle siyasette

dinin,dini kanunların yeri yoktur.

Biz siyaseti adile içinde mücadelemizi devem

ettirmeliyiz.Politika(Çok yüzlülük veya Polis

kontrolündeki siyasi güç) veya siyaset-i zalimeyi

kabul etmemeliyiz.Bu münafıkvari bir

siyasettir.Sizin yanınızda hoşunuza giden şeyleri

söyleyen ama şeytanları ile baş başa kaldıklarında

biz onlarla dalga geçiyoruz diyen bir siyasettir.Bu

politikacılar bu yöntemi peygamber efendimize bile

uygulamışlar.Ama peygamber gökten haber

alıyordu.Bunların oyunlarını boşa çıkarıyordu.Bugün

ki Müslümanların durumu çok daha zordur.Allah(cc)

bunların durumlarını bize şöyle bildiriyor:

“Onlar müminler ile karşılaştıkları zaman

"inandık" derler. Fakat şeytanları, elebaşları ile

başbaşa kaldıkları zaman "Biz sizin yanınızdayız,

onlarla sadece alay ediyoruz" derler. Aslında

onlarla alay eden ve kendilerini azgınlıkları içinde

debelenmeye bırakan Allah'tır. Onlar hidayet

karşılığında sapıklığı satın alan kimselerdir. Bu

yüzden yaptıkları ticaretten kazanç elde

edememişler ve de hidayete

erememişlerdir.”(Bakara sur.)

İmam Humeyni'den (r.a) :

“İslami ülkede Allah‟ın kanunu egemen olmalıdır ve

Allah‟ın kanunundan başka hiçbir şeyin egemenliği

yoktur.”

Page 75: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

75

“Sömürücü devletlerin asıl gayesi Kur‟an‟ı, İslam‟ı

ve İslam ulemasını yok etmektir.”

BEL‟AMLAR VE DİRAR MESCİDİ

Savaşa katılmayanların bir başka grubu da islâma

zarar vermek, kâfirliği pekiştirmek, mü'minler

arasında ayrılık tohumu ekmek, daha önce Allah'a

ve Peygamber'e karşı savaşmış birine gözetleme

yeri hazırlamak amacı ile bir mescid yaptılar.

Onlar, "iyilikten başka bir amacımız yoktu" diye

yemin edeceklerdir. Oysa Allah şahittir ki, onlar

yalan söylüyorlar.( Bakara/107)

Orada asta namaza durma. İlk gününden itibaren

Allah korkusu temeli üzerine kurulan mescid,

içinde namaz kılmana daha lâyık bir yerdir. Orada

günahlardan arınmayı özleyen kimseler vardır.

Allah günahlardan arınanları sever. (Bakara/108)

Yapısını Allah korkusu ve hoşnutluğu temeli

üzerine kuran mı hayırlıdır, yoksa yapısını kaymak

üzere olan bir yarın kendi üzerinde kurup da o

yarla birlikte cehenneme kayan kimse mi

hayırlıdır? Allah zalimler güruhunu doğru yola

iletmez.( Bakara/109)

Yaptıkları o yapı kalpleri paralanana kadar,

yüreklerinde bir kuşku kaynağı olmaya devam

Page 76: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

76

edecektir. Allah her şeyi bilir ve her yaptığı

yerindedir. (Bakara/110)

Zarar amaçlı mescid (mescidi dırar) olayı, Tebük

seferi sırasında yaşanmış bir olaydır. Bunun için bu

mescidi yapan münafıklar, diğer münafıklardan ayrı

tutulmuş ve o günkü müslüman toplumdaki genel

gruplar sunulduktan sonra bağımsız bir bölümde

onlardan söz edilmiştir.

İbn-i Kesir tefsirinde .şöyle der: "Bu ayetlerin

indiriliş sebebi şudur: Pëygamberimiz -salât ve

selâm üzerine olsun- Medine'ye gelmeden önce,

Hazreç kabilesinden Rahip Ebu Amr denen bir adam

vardı. Cahiliye döneminde hristiyan olmuş, ehl-i

Kitab'a ait bilgiler okumuştu. Cahiliye döneminde

tek başına ibadet ederdi. Hazreç kabilesinde büyük

bir saygınlığa sahipti. Peygamberimiz -salât ve selâm

üzerine olsun- Medine'ye hicret ettiği,

müslümanların etrafında toplandığı, artık islâmın

sesi yükselmeye başladığı ve yüce Allah Bedir günü

onlara zafer bahşettiği zaman, mel'un Ebu Amr

salyalarını dökerek düşmanlığını açığa vurdu. Sonra

da kaçıp Mekke kâfirlerinin, Kureyş müşriklerinin

yanına gitti. Onlar Peygamberimize karşı savaşmaya

teşvik etti. Kendilerine katılan diğer Arap

kabileleriyle birlikte Uhud savaşı yılı harekete

geçtiler. O sene müslümanlara olan oldu. Allah

onları imtihandan geçirdi ve sonuçta Allah'dan

korkanlar kazandı. İşte bu fasık herif, iki saf arasında

Page 77: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

77

bazı çukurlar kazmıştı. Bu çukurlardan birine

Peygamberimiz de düşmüştü. O gün yaralanmış,

yüzü yarılmıştı. Sağ alt dişlerinden biri kırılmıştı. O

gün Peygamberimizin başı da yarılmıştı. Savaş

başlamadan önce Ebu Amr, kavmi olan Ensar'a

doğru seslenmiş, onları kendisine yardım etmeye,

kendisine uymaya çağırmıştı. Onun sesini tanıdıkları

zaman şöyle karşılık vermişlerdi: "Allah seni kör

etmiş ey fasık, ey Allah'ın düşmanı "Onu kovalayıp

sövmüşlerdi. O da, "Allah'a and olsun ki,. kavmim

benden sonra bozulmuş" diyerek geri dönmüştü.

Kaçmadan önce Peygamberimiz -salât ve selâm

üzerine olsun- onu Allah'ın dinine çağırmış, ona

Kur'an okumuştu. Müslüman olmak istememiş,

inatlaşmıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz -salât ve

selâm üzerine olsun- "Uzak ve kovulmuş olan ölsün"

diye beddua etmişti. İşte bu beddua tutmuştu. Şöyle

ki, bu adam Uhud savaşı sonrasında

Peygamberimizin gitgide güçlendiğini ve üstünlük

sağladığını görmüştü. Bunun üzerine Bizans

İmparatoru Heraklius'un yanına gitmiş ve Hz.

Peygamber'e karşı ondan yardım istemişti. İmparator

ona yardım sözü vermiş, iyilikte bulunmuş ve

yanında tutmuştu. Bunun üzerine Ensar arasındaki

bir grup münafık ve kararsızlıklara bir mektup

yollayarak; yakında bir orduyla gelip Hz.

Peygamberle savaşacağını, onu yenip geldiği yere

göndereceğini va'detmişti. Bunun için kendisine bir

sığınak hazırlamalarını, böylece göndereceği

Page 78: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

78

mesajları orada almalarını istemişti. Bu, aynı

zamanda geldiğinde kendisi için de bir karargâh

olacaktı. Bunun üzerine Kuba mescidinin yakınında

bir mescid inşa etmeye başladılar. Peygamberimiz -

salât ve selâm üzerine olsun- Tebük seferine

çıkmadan önce, binayı tamamladılar. Peygamber'den

yanlarına gelmesini, mescidlerinde namaz kılmasını

istediler. Amaçları, peygamberin namazını

mescidlerinin meşruluğuna kanıt olarak kullanmaktı.

Ayrıca bu mescidi, sırf karanlık gecelerde zayıf ve

sakatların namaz kılmaları için inşa ettiklerini

söylediler. Fakat yüce Allah, peygamberini orada

namaz kılmaktan korudu. Peygamberimiz -salât ve

selâm üzerine olsun- "Şu anda sefere çıkmak

üzereyiz, dönüşte inşaallah" dedi. Peygamberimiz

Tebük seferinden Medine'ye dönerken, iki veya üç

günlük yolu kalmışken, Cebrail -selâm üzerine

olsun- indi ve bu zarar amaçlı mescid hakkında

(Mescid-i Dirar) haber verdi. Bunu kuranların daha

ilk günden takva esası üzerine kurulan kendi

mescidlerindeki -Kuba mescidi- mü'min cemaat

arasında ayrılık çıkarmayı amaçladıklarını,

niyetlerinin küfür olduğunu bildirdi. Bunun üzerine

Peygamberimiz -salât ve selâm üzerine olsun-

Medine'ye varmadan önce müslümanların gidip o

mescidi yıkmalarını emretti. (İbn-i Kesir bunu, İbn-i

Abbas'dan, Said b. Cübeyr'den, Mücahit'ten, Urve b.

Zübeyr'den ve Katade'den de rivayet etmiştir.)

Page 79: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

79

Bu konuda İmam Humeyni(r.a) şunları söylüyor:

Rejimin Hilelerinden Biri de İslamî Üniversitiyi

Tesis Etmesidir!

“Siz,bu beyefendilerin İslamî üniversite açmak

istemelerini, bunların İslam‟la barış yaptığına

yorumlamayın!...Bu konu; Emir‟el-

Mü‟minin‟in(as)karşısında,Kur‟an‟ın mızraklara

takılmasına benzemektedir.Muaviye,Kur‟an

harbesiyle Emir‟el Müminin‟i yendi.Kur‟an‟ı alet

etti;yoksa,birkaç saat içerisinde,Ben-i Ümeyye‟den

bir iz dahi kalmayacaktı!... Lâkin,Kur‟an‟ı

getirerek;‟Biz Müslüman,siz de Müslüman! Eşhedü

en lailahe illallah;işte bu da

Kur‟an!‟dediklerinde,bu betbaht ahmaklar

olan:Kutsal ahmak olup da İmam‟ı tanımayan bu

Hâriciler;Hz Emir,her ne kadar Sabırlı olun!dediyse

de,!Hayır,hayır…Kur‟an Allah‟ın hükmüdür; Böyle

şey olmaz!‟diyerek,hatta…Hz.Ali‟yi,dosları-

yardımcıları(olan Haricîler);Onların(Ben-i

Ümeyye‟nin) Kur‟an‟ı mızraklara takarak,‟Sizinle

bizim aramızda Allah‟ın hükmü olan Kur‟anhüküm

vermelidir!‟sözlerine

aldatarak,öldürmek(bile)istediler…

…(Böylece,Hz.Ali‟yi sulha mecbur bıraktılar.Ve

Ben-i Ümeyye),..Kuran ile,İslam‟ı yendiler…

…Lâkin(şimdi uyanık)İslam milleti vardır;İslam

milleti yine canlıdır-dipdiridir;yeniden canlanmaya

başlamıştır. ‟Barekellahu fikum‟.İslam milleti,artık

Page 80: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

80

uyandı,(gafil-gafil) oturmayacaktır.Eğer,ben bile

dönüş yapsam,İslam milleti,asla(bu kıyam

yolundan)geriye dönüş yapmayacaktır…” (Sahife-i

Nur:1/74;…)

Bel‟am‟lar‟ın (Saray mollalarının) dine karşı din

politikası tüm zamanlarda bu olmuştur.Hakkı

yenemeyeceklerini anladıkları anda bu yolu

benimsemişlerdir.Mescid yapma,İslami üniversite

açmak,medrese yapmak,islami söylemleri

ağızlarından eksik etmemek yani şarap içerken

besmele çekmek. Halktan siyaseti bilmeyen,içi-dışı

bir,saf kesim bunların bu hilelerine aldanırlar.Zaten

bunların açtıkları-yaptıkları –inşa ettikleri sözde

İslami müeseselerde siyaseti konuşmak, uğraşmak,

gündeme getirmek yasaktır. Şehit Müderris (r.a)‟i

siyaset için şöyle diyor:

"Bizim siyasetimiz dinimizin aynısıdır, dinimiz de

siyasetimizin aynısıdır."

İmam Humeyni(ra) şöyle diyor:

“İslam siyasetten ayrı değildir İslam diğer dinler

gibi değil ki dua ve zikirden ibaret olsun İslam‟ın

siyaseti diğer hükümleriyle birliktedir Ve ben de

siyasi müdahalede bulunuyorum ”

“İnsanlık tarihinin başlangıcından beri

peygamberler ve alimler zalim sultanlara ve

hükumetlere karşı kıyam etmek ve savaşmakla

görevliydiler

Acaba onlar, siyasi işlere karışmanın Ruhani bir

kişinin görevi olmadığını bilmiyorlarmıydı?!”

“İslam uleması İslam‟ın açık hükümlerini korumakla

Page 81: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

81

yükümlüdür İslam ülkelerinin bağımsızlıklarını

desteklemeleri gerekir Zulüm ve baskılardan nefret

ettiklerini açıklamaları gerekir İslam ülkelerinin

bağımsızlıkları aleyhine ve İslam düşmanları ile

yapılan antlaşmalara karşı nefretlerini

açıklamalıdırlar ”

“Ben burada oturup tesbih çeken mollalardan

değilim Ben Papa değilim ki, Pazar günleri ayin

yapıp, diğer vakitlerde kendim için saltanat süreyim

ve diğer işlerle bir ilgim olmasın ”

Müslüman basiret ehli olmalıdır.Allah(cc) şöyle

buyurmaktadır:

Deki; işte benim yolum budur. Ben ve bana uyanlar

basiret üzere Allah'a davet ederiz."(Yusuf: 108)

İslamı bir bütün olarak okumalı ve mücadelesini

bu temel üzerine oturtmalıdır.Çağımız

bilinçlenme,uyanma ve islam‟ın hakim olduğu bir

çağdır.Bu bel‟amlar bizi duayla kandırmaya

çalışıyorlar.Evet dua da dinimizin bir parçasıdır ve

en önemli öğelerinden biridir.Ama din sadece

duadan,zikirden de ibaret değildir.İnsan nasıl sadece

baştan,ayaktan ve gövdeden ibaret değilse dinimiz de

sadece duadan ibaret değildir.Yani bütün

alınmayınca parçanın kıymeti kalmıyor.Bu araba

sadece direksiyonla,tekerlekle hareket

etmiyor.Zalim,Siyonist uşağı sistemler de dinin

hareket etmesini,bir model olarak var olmasını

istemiyor.Bir beldeye cami,karşısına da meyhane

yapıyoryar.Ömer Hayyam gibi meyhaneden çıktıktan

sonra caminin şöyle bir heybetine bakıp esteğfirullah

Page 82: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

82

deyince Allah(cc)‟ın rahmeti ile af olunacağını hal

diliyle söyleyip, bilinç altına aşılıyorlar.İslami diye

bildiğimiz televiziyonlarda önce vaaz programı verip

sonra reklamlarda baldırı çıplak kadınlar boy boy

gösteriliyor. Dizilerde her türlü habisliği millete

aşılıyorlar.Alim diye bildiğimiz bel‟am‟lar mini

etekli kadınlarla ropörtaj yapıyor ve bundan da hiçbir

rahatsızlık duymuyor.Peygamberimizin varisi

alimler diye bunlar topluma model olarak

gösteriliyor.Vucüdunun tenini gösteren bir elbise

giyen Esma‟yı Resullulah‟ın(sav) nasıl uyardığını

hepimiz biliriz. Peygamberimiz neden bu durumdan

rahatsızlık duymuştur? Peki O‟nun varisi olarak

Müslümanlara yutturulmak istenen bu alimler neden

bunların vaziyetlerinden rahatsızlık duymuyor?

Bel‟al‟lar açtıkları okullarda siyaseti din‟den

ayırıp,geri ye ne kalıyorsa onu veya onun bir kısmını

süsleyip halka sunuyorlar.Buralarda yetişen-ilham

alan insanlar siyasete bilmediklerinden kolayca

kandırılıyorlar.Kendilerinin bağlı oldukları

alimlerin(!) islama hizmet ettiklerini,İslami

faaliyetleri tüm düyaya yaydıklarını,şu kadar okul-

islami müesese açtıklarını ve bunlarının da bir övünç

kaynağı oldukları bahsederler.İslami bir siyasetten

yoksun bırakıyorlar insanları,kendilerine kolay

hazmedilir bir hale getiriyorlar.Halkın aklı

gözündedir diye bir söz vardır.İşte siyasetten

anlamayan halk ,zalim

(Kar‟un),faizci,tefeci,soyguncunun biri mescid

Page 83: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

83

yaptığında hemen ona rahmet okumaya başlıyor.İşin

yoksa o mescidi yapan insanın ne kadar habis biri

olduğunu anlat da dur.

Peki biz bunları nasıl tanıyabiliriz?

Bu alimler,cemaatler istikbarın kontrolündeki

ülkelerde istekleri faaliyetleri yapıyorsa,istedekleri

müeseseyi açabiliyorlarsa,basın-yayın,yurt gibi her

türlü imkanlara sahipseler,tefrikacılık yapıyorlarsa

ve bunu şiar edinmişselerse bilinmelidir ki bunlar

emperyalist uşağı bel‟am‟lardır.

Neden Öz Muhammedi İslam‟ı anlatanlar her türlü

imkanlardan mahrum bırakılıyor? Yaptıkları

çalışmalardan dolayı gözetim altında

tutuluyor,zindanlara tıkılıyor,işkence

ediliyor,suikastlara uğruyorlar?İnsanlık tarihi

boyunca neden hep bunların kaderleri böyle

olmuştur?

Hz.Zekeriyya(as) testere ile ikiye bölen ,oğlu Hz.

Yahya(as)‟yı koyun keser gibi kesen zalim yönetim,

Felisiler ve Sadukilere faaliyetiyetlerinden neden

rahatsızlık duymuyordu? Allan(cc)‟ın birçok mucize

ile gönderdiği ulu‟l-azm peygamber Hz İsa (as)‟yı

neden katletmek istediler?

Bu tür soruları her müvahhid kendine

sormalı,cevabını aramalı ve nasıl bir teşkilat içinde

bulunduğuna kendisi karar vermelidir.Bu zalim

yönetimlerin İslami faaliyet yapan

insanlara,cemaatlere neden çifte standart

uyguladığını gözleri ile görmeli,kulakları ile duymalı

ve kalbi teskin olmalıdır.Zaten görmek

Page 84: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

84

istemeyenden,gözlerini eliyle kapatandan daha kör

bir insan yoktur.Allah(as)‟ın peygamberleri bile bu

tür insanlara doğru yolu gösterememiştir.

İran‟ın saray molları Şah‟ı takdis ediyordu.

Saddam‟ın mollaları onun tüm cinayet ve

katliamlarına fetva veriyordu.Rabbani alimler bu tür

rezilliklerden,boyun eğmelerden,tastik etmelerden

Allah(cc)‟a sığınmışlardır.

"Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru

yolda oldukça sapıtmış olanlar size zarar vermez.."

(Maide 105)

İmam Humeyni(ra) şöyle diyor:

„İslam Uleması İslam‟a ve Peygamber‟e Olan

Borcunu Ödemelidir!‟

“İslam‟ın ve İslam Peygamberi‟nin bizler

üzerinde hakkı vardır.O büyük önderin zahmetlerinin

yok olduğu şu zamanda,İslam uleması ve mukaddes

dine bağlı olanlar,borçlarını ödemek,üzerlerine

düşen görevleri yapmak zorundadır.Ben;ya,bu fasid

düzene gereken dersi verinceye kadar oturmamaya,

ya da Allah-u Teala(cc)‟nın huzurunda mazur

kalmaya kararlıyım!Ey İslam Uleması!Siz de

kararınızı verin!..Ve, bilin ki zafer

sizindir!...(Zira)‟…Allah,nurunu

tamamlayacaktır,kâfirler „kerih‟ görseler de…‟

Allah‟ım!İslam‟ın,Müslümanların ve İslam

Ulemasının azâmetini her geçen gün artır…”

Page 85: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

85

“Biz,o büyüklerin hatırı için ‟tokat‟ yedik;ve

gençlerimizi kaybettik.Bizim suçumuz, İslâm‟ın

ahkâmını ve İran‟ın bağımsızlığının

korumamızdır.Biz,İslam için bu kadar ihanete

ma‟zur kalmışız ve kalıyoruz. Biz; hapis, eziyet ve

idamı beklemekteyiz!...Bırakın da bu zalim ve zorba

düzen,her türlü insanlık dışı işi yapsın;gençlerimizin

elini ve ayağını kırsın, hastalarımızı hastaneden

dışarı atsın,bizi ölümle,hakarete ma‟ruz bırakmakla

tehdid etsin,din ilimleri medreselerinin

yıksın,İslam‟ın güvercinlerini yuvalarından kovsun-

avare kılsın!...” (Sahife-i nur:1/44-45)

Bel‟am‟ların görevlerinden biri de ümmet içinde

tefrika yaratmaktır.Bilge insanlar:

“Fitne uyuyan yılana benzer,uyandırma.”

demişlerdir. Tarihteki hoş olmayan olayları gündeme

getirmenin,bu yarayı kaşımanın kime faydası

olur?Onlarca ayet ve hadis ümmetin birlik ve

beraberliğini,bunun faydasını belirtirken bu alimler

her fırsatta tefrika için çalışır,didinir

dururlar.Örneğin 73 fırka hadisi iyi tahlil edildiğinde

Peygamberimiz ümmetin eski ümmetler gibi

fırkalara ayrılmaması için uyarılarda bulunur.Onların

bölünmeleri,fırka fırka olmaları sonucu nasıl bir

zarara uğradıklarını hatırlatır bize.Allah(cc) ise şu

ayetinde tefrikanın Firavun‟un projesi olduğunu

vurguluyor:

“Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde)

büyüklük taslamış ve ora halkını sınıflara

ayırmıştı. Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını

Page 86: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

86

boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu.

Şüphesiz o bozgunculardandı.”(Kasas sur.,4)

Allah(cc)‟ın dileğiyse:

“Biz ise, istiyorduk ki yeryüzünde ezilmekte

olanlara lütufta bulunalım, onları önderler yapalım

ve onları varisler kılalım. .”(Kasas sur.,5)

“ Yeryüzünde onları kudret sahibi kılalım ve

onların eliyle Firavun’a, Hâmân’a ve ordularına,

çekinegeldikleri şeyleri gösterelim.” (Kasas sur.,5)

Mustazaflar birlik ve beraberliği yani vahdeti

sağlamadıkça bu zalimler tahtlarından alt-üst

edemezler.Bu zalim yönetimler Müslümanların

vahdetinden çekindikleri için işbirliği yaptıkları,her

türlü desteği verdikleri alimleri yardıma çağırırlar.Bu

alimlerin yardımı olmadan bu zalimler zulümlerini

devam ettiremezler.Bu alimler

camilerde,medreselerde, vakıflarda vs. bulundukları

her yerde tefrikacılık yaparlar.Şii bölgelerde

bulunanlar Şiileri sunilere,suni bölgelerde bulunanlar

sunileri Şiilere düşman ederler.Birbirlerini sapıklıkla

itham etme,fırka-i naciye biziz,diğer gruplar fırka-i

dalledir gibi söylemlerle halkı veya öğrencilerini

diğer gruplara karşı doldururlar.Peygamberimiz ise

kurtulan fıkanın ceaaat olduğunu söylüyor.Evet akıl

Page 87: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

87

da bize kurtulanların vahdet ehli olduğunu söylüyor.

Tercübe sahibi,bilginlerimizde:

“Nerde birlik, orda dirlik ,birlikten kuvvet doğar,

bir elin nesi var iki elin sesi var, baş başa

vermeyince taş yerinden kalkmaz.” gibi nice sözlerle

bizim vahdetten ayrılmamamızı öğütlemişlerdir.Biz

bunu slogan olarak değil,bizzat pratik olarak

uygulamaya koymalıyız.Her Müslüman bulunduğu

her ortamda vahdate zarar veren söylemlerden

çekinmeli,duyarlı davranmalı,bu tür cuz‟i konulara

odaklaşmamalıdır. Bel‟am‟ların etkisinde kalan diğer

kardeşlerimize yardımcı olmalı,bunun Müslümanları

ayırmak,bir birlerine su-i zanla bakmalarını

sağlayacak, emperyalistlerin işgal ettikleri ülkelerde

birbirlerini öldürmelerine zemin hazırlayan bir proje

olduğunu anlatmalıyız.Bu dediklerimizi

ayet,hadis,takva sahibi alimlerin sözleri ve

gündemdeki haberlerle anlatmalı, desteklemeliyiz ki

kardeşlerimiz neye hizmet ettiklerini

bilsinler,saflarını görsünler ve hak-batılı bir birinden

ayırt etsinler.Ve rabbimizin huzuruna gittiklerinde

bir bahaneye sığınmasınlar.Bel‟am‟ların (fasıkların)

sözlerinin araştırılması gerekmektedir.Öyle her

söylenen söze inanmamalı,basiret ehli olmalıyız.

Günümüzde bilgiye ulaşmak kolaylaşmıştır.Bunların

söylemlerini,ithamlarını kitap,dergi,basın-yayından

araştırmalı veya en sağlıklısı gidip o kardeşlerimizle

münazara etmeli ve düşüncelerine bizzat şahit

olmalıyız.Bunlar yapılmadığında eski ümmetler gibi

Page 88: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

88

bağnaz bir şekilde yaptıklarımız körü körüne bir

teslimiyet olacaktır.

Allah(cc) şöyle buyuruyor:

“Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir adam

bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.

Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük

edersiniz de sonra yaptığınıza pişman

olursunuz.”(Hucurat,6)

“…Kargaşa(fitne) çıkarmak, adam öldürmekten

daha ağır bir suçtur…”(Bakara 191)

“…Fitne (kargaşa) çıkarmak ise adam öldürmekten

de büyük bir günahtır.”(Bakara 217)

Rabbimiz(cc) nice ayetlerde şöyle buyurmaktadır;

“Hiç düşünmüyor musunuz?”, “ Hâlâ aklınızı

kullanmayacak mısınız?”, “Artık kim dilerse,

öğüt alıp-düşünür.”,” Fakat öğüt alıp-düşünen

var mı?”, “düşünen bir topluluk için gerçekten

ayetler vardır.”…

Kur‟an‟a baktığımızda vahdet için söylenen,işaret

edilen birçok ayet-i kerime bulunmaktadır.Tarihte

münafıkların Müslümanları nasıl bir birine

vurdurmak için komplolar yaptıklarını vurguluyor ve

bizleri uyarıyor.

Page 89: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

89

Allah(cc) şöyle buyuruyor:

“Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı sarılınız sakın

ayrılığa düşmeyiniz, Allah'ın size bağışladığı nimeti

hatırlayınız. Hani bir zamanlar düşman olduğunuz

halde O, kalplerinizi uzlaştırdı da O'nun bu nimeti

sayesinde kardeş oldunuz. Hani siz bir ateş

kuyusunun tam kenarındayken O sizi oraya

düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle

açık açık anlatır ki, doğru yolu bulasınız.”(Al-i

İmran 103)

“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten

sakındıran bir ümmet olsun. İşte kurtuluşa erenler

bunlardır”.(Al-i İmran 104)

“Sakın kendilerine apaçık ayetler geldikten sonra

parçalanıp çatışmaya düşenler gibi olmayınız.

Böyleleri için büyük bir azap vardır. “(Al-i İmran

105)

Ayrıca bakınız.(Bakara/208,Al-i İmran/64-

110,Nisa/59,Maide/2 ,Mü’minin/52,

Enfâl/42,Şura/10

,En’am/159,Kasas/4,Enbiya/92,Hucûrat/10-11-13)

Peygamberimiz(sav)ise şöyle buyurmaktadır:

“Sizden biriniz nefsi için istediğini kardeşi için

istemedikçe iman etmiş olmaz.”

(Buhari‟nin Sahih‟i c.1,s.7)

Page 90: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

90

“Bölücülük yapan bizden değildir.”(Camiu‟s-

Sağır,‟Men‟ maddesi)

“Peygamberimiz;Size oruç,namaz ve sadakadan daha

üskün bir şeyi haber vereyim mi?buyurdu.Evet

dediler.Peygamberimiz:

„İki kişi arasını düzeltmektir.Zira iki kişi arasının

bozulması(dini) kökünden kazır.”(Ebû

Davûd,Edep,58)

“Mü‟minlerin birbirine karşı sevgi,şevkat ve

merhametteki misali bir vücudun misaline benzer ki

,ondan bir uzuv acı çektiğinde vücudun diğer

organları harâret ve sukunetsizlikle ona katılır.”

(Müslim,c.4,s.1999)

“Mü‟min,mümini yokluğunda arkasından koruyan

kardeşidir,onun yokluğunda kardeşi onun adına

kifayet eder.Mü‟min müminin aynasıdır.”(Kenzilu‟l

Amâl c.1,s152)

“Bir adam zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine

yardım etsin.”(Muslim‟in Sahih‟i c.4,s.1998)

“Müslüman müslümanın kardeşidir.Ona zulmetmez

ve ona zarar vermez.” Muslim‟in Sahih‟i c.4,s.1996)

“Mü‟min mümin için birbirine kenetlenmiş bina

gibidir.Birbirine kuvvetle destek olur.”( Muslim‟in

Sahih‟i c.4,s.1999)

“Musafahalaşın,kalplerinizdeki kini giderir.”(El-

Muvatta,Hasenu‟l Hulûk)

“Kim cemaatten bir karış uzaklaşırsa Allah onun

boynundan islâm halkasını çıkarır.”(Ahmet bin

Hambel‟in Müsned‟i c.1)

Page 91: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

91

“Kim cemaatten biraz uzaklaşırsa cahiliyye

ölümüyle ölür.”(Buhari‟nin Sahih‟i c.4,s120)

“Allah‟ın eli cemaâtle beraberdir.”

“Ancak müminler kardeştir.”(Tehafu‟l Ukul s.102)

“Müslümanlara eziyet etmeyiniz,onları

ayıplamayınız,mahrem olan durumlarını ve

eksikliklerini araştırmayınız.Kim Müslüman

kardeşinin mahrem olan şeylerini ve kusurlarını

araştırırsa,Allah‟ta onunkileri araştırır.Ve Allah her

kimin mahremiyetini araştırırsa eğer,bunlar onun

evinin içinde bile olsa onları ortaya döker onu rezil

eder.”(Tirmizi‟nin Sünen‟i c.4,s.278)

“Size cemaât olmak farzdır,fırkalaşmaktan

sakınınız.”( Tirmizi‟nin Sünen‟i c.4,s.466)

“İhtilafa düşmeyiniz,muhakkak ki sizden öncekiler

ihtilâfa düştüler ve helâk oldular.”(Kenzu‟l A‟mâl

c.1,s.117)

“Mü‟minler birbirleri için samimidirler,doğru yolu

göstericidirlir.Evleri ve bedenleri ayrı olsa da

birbirlerini severler.”( Kenzu‟l A‟mâl c.1,s.152)

Ayetler ve hadisler tefrikanın ne denli tehlikeli

olduğunu,vahdetinde ne denli zaruri olduğunu

vurgulamaktadır.İslam alimleri de her ortamda bu

vahdeti sağlamak için mücadele

etmişlerdir.Ayetullah Burucerdi ile Hasan el-

Benna‟nın bu konuda attıkları adımlar çok

önemlidir.İmam Humeyni‟nin,İmam Hamaney‟in her

ortamda vahdetten bahsetmeleri ve mü‟minlerin

kurtuluşunun buna bağlı olduğunu vurgulamaları ve

onlar bağlı alimlerin bulundukları ülkelerde sürekli

Page 92: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

92

vahdetten bahsetmeleri konunun ne kadar önemli

olduğunu göstermektedir.Yüzlerce konuşmadan

sadece bir tanesini buraya aktarıyoruz.

İmam Humeyni'den (r.a) :

“Şii-Sunni ayrımı ve düşmanlığı cehaletten ve

yabancıların propagandalarından kaynaklanmakta

ve yine yabancılar tarafından

körüklenmektedir.Bugün,bütün Müslümanların

İslam‟ın temellerini yok etmek isteyen şeytâni

güçlere karşı birlikte mücadele etmeleri gereken

gündür.Bugün,İslâmın temelleri doğrultusunda Şii-

Sunni tüm Müslümanların birleşmeleri gereken

gündür.”

“Sünnilik ve Şiilik ayrımını yapanları kendi

saflarınızdan çıkarınız.”

İmam Hamaney:

“Geçmişten şu ana kadar bildiğimiz kadarıyla

,emperyalistleri bağlı tek bir merkez tarafından hem

Şia hem de Ehl-i Sünnet aleyhinde küfür ve

iftiraların yer aldığı nice kitaplar basılmıştır.İşte bu

tehlikeli gerçek bile bir ihtar ve bir uyanış vesilesi

değil midir?Bu kitapların yayılması Amerika ve

Siyonizmin hedeflerine katkıda bulunmaktır.Herkes

şunu bilsin ki,bu tür kitaplar hiçbir Şiiyi Sunni

yapmayacağı gibi,hiçbir Sünninin gönlünü de Şia

Page 93: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

93

inançlarına çekemeyecektir.Ehl-i Sünnete saldırıp

iftira atmakla Şia‟yı savunabileceklerini sananlar

bilsinler ki,bu eylem düşmanlık ateşini

körüklemekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.Bu

tür hakaretler,Velayet‟in savunması olmayıp,

Amerika ve Siyonizmi savunmak demektir.”

Ulu‟l emr İmam Hamaney‟e bağlı dünyada ne kadar

Müslüman varsa şu bilinsin ki vahdet onların

şiarlarıdır.Bir Müslüman tefrikacılık yapıyorsa

velayet‟in çizgisinden çıkmış,insi şeytanlara kul

olmuştur.Bu tür insanların şii veya sunni olması

önemli değil.İslam tevhid dinidir ve vahdeti bize

öğütler.Küfür şirk dinidir ve bize tefrikayı aşılar.Bir

insan Allah‟ın evinde „Allah İran‟ı daha da

karıştırsın,onlar şiidir,sahabe düşmanıdır‟ diyorsa

ve sürekli bunu kendine şiar edinmişse,tefrikaçılık

ediyorsa bilinmeliki bunlar şeytanın tuzağına

düşmüş uşak tipli insanlardır.Bu tür söylemlerle

nerelere hizmet ettiği aşikardır.Yine bir insan Ehl-i

beyt‟ten görünüp de Müslümanların vahdetine zarar

veriyorsa bunlarda aynı şekilde Amerika güdümlü ve

odaklıdır.İmam‟ın çizgisindeki bir mü‟min,Velayet-i

Fakih‟e bağlı bir mü‟min şeytanın tuzaklarına hiçbir

zaman düşmez.Çünkü Allah(cc)‟nın şu buyruğunu

bizim şiarımızdır,kulağımıza küpe olması gerekir:

"Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir

adam bir haber getirirse onun doğruluğunu

araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı

Page 94: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

94

kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman

olursunuz."(Hucurat,6)

Fadlullah(ra) şunları söylemektedir:

“Uluslar arası sömürgeci tezgahların siyasetlerinden

biri(belki de en önemlisi) de,Müslümanlar arasında

mezhep adına tefrika ve bölücülük meydana

getirmektir.Özellikle ;Şia ve Sunni

olarak,Müslümanlar‟ı „iki parça‟edip birbirinden

ayırmaya çalışıyorlar.Sunnilere;‟Şiiler sizden

değildir,onlar sizin düşmanlarınızdır.Onlarla sizin

aranızda çok ihtilaflar var;sakın onlarla birliğe

vahdete yaklaşmayın ve onlarla beraberliğe

yanaşmayın,birlik kurmayın!gibi dersler-

nasihatler!veren emperyalist güçler ve vicdanları‟

Dolar-Mark-Dinar ve Riyal ile satılmış olan mahalli

uşaklar;etki edebileceklerini akıllarına kestirdikleri

Şia‟ya mensub eşhâs ve zümrelere de benzeri

yollarla

yaklaşmakta,Müslümanların‟Birleşmemeleri‟ ve

bölünmeleri için bütün güçlerini ve imkanlarını

seferber etmiş bulunmaktalar…

Bize göre,sömürgecilerin ve onların yerli uşakları

olan egemen güçlerin istedikleri şundan ibarettir

ki;bizleri „Birleştirici‟bu gibi(mezhebi

vs.)vesileleri,sürekli olarak‟Tefrikaya‟dönüştürmek

veya mektebin-kültürün mensupları olan‟imanın

aslında,dinin zaruretinde‟birleşen ve aynı

noktada,çizgide bulunun

Page 95: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

95

Muhammdileri(Müslümanları) birbirine

düşürmek,Vahdetlerini engellemek için gayret

sarfetmektir.Bir kısım sözde Müslümanların da bu

oyunda figüranlık yapmaları,meselenin ciddiyetini ve

vehâmetin derecesini dahada arttırmaktadır.Hucurat

10,Al-i İmran102-103,Enfal 46 gibi…nice ayet-i

kerimelerin ilâhi tâ‟limâtı ve tebliğatı cümlenizin

malumudur.Ben,burada ayrıca,bilhassa şu ayet-i

kerimeye dikkat çekmek istiyorum:

“Deki; `Ey kitap ehli, sizinle aramızda ortak olan

şu söze geliniz: Sırf Allah'ın kulluk edelim, hiçbir

şeyi O'na ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp

birbirimizi ilâh edinmeyelim.”(Al-i İmran/64)

Burada Allah-u Teala‟nın „Ehl-i Kitab‟la‟ ortak

kelimede,ortak noktada ve çizgide birleşebileceğini

beyân buyruklarını görmekteyiz.O halde;Ehl-i

Kitab‟la Müslümanların,Hak ve doğru bir kelimede

birleşmeleri mümkün görünüyor da,değişik mezheb

ve meşreb mensubu Müslümanların‟Kelime-i Tevhid

de islamın esaslarında ve İslam‟ın hakimiyet

davasında niçin birleşmeleri mümkün olmasın?Ehl-i

Kitab‟la Müslümanlar arasında „Müşterek Kelime‟

ve „Ortak Nokta‟ bulunuyor da,İslamıi mezhep

mensubu Müslümanlar arasında mı „Müşterek Yol‟

ve „Ortak Nokta‟bulunmuyor?...Ehl-i Kitab „Ortak

Nokta‟ya‟davet ediliyor da,Müslümanlar neden

„Ortak Nokta‟ya‟ davet edilmesin?Ehl-i

Kitab‟a‟Tefrika‟dan önce,Vahdet Noktası‟üzerinde

düşünün! Denilebilirse ,Müslümanlar için bu tür

hitâb öncelik arzetmez mi?

Page 96: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

96

Şia-Sunni mezâhib arasındaki ihtilâflar.dinin

aslına taalluk etmemekte,fıkhi-mezhebi,tâli-fer-i bir

özellik taşımamaktadır.Ki,bu tür fıkhî ve îçtihadi

ihtilâflar,Sunni mezheblerin arasında da vardır ama

bunlar tefrikaya-bölünmeye vesile olmamalıdır.”

Bediüzaman Sait Nursi(ra) şöyle demektedir:

“Bu zamanın en büyük farz vazifesi ittihad-ı

İslamdır.”

“Azametli bahtsız bir kıt‟anın,şanlı talihsiz bir

devletin,değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi;ittihat-ı

islâmdır.”

“Ey ehl-i hak olan Ehl-i Sünnet vel cemaât ve ey Âl-i

Beytin muhabbetini meslek ittihaz eden

Aleviler!Çabuk bu manasız ve

hakikatsız,haksız,zararlı olan nizâı aranızda

kaldırınız.Yoksa,şimdiki kuvvetli bir suretle

hükmeyleyen zındıka cerayanı,birbirinizi diğeri

aleyhinde âlet edip,ezmesinde îstimaledecek.Siz ehl-i

tevhit olduğunuzdan,uhuvveti ve mabeynizde

varken,iftirakı iktiza eden cuz‟i meseleleri bırakmak

elzemdir.(4.Lemalar s.558)

“Ey insafsız adam!Şimdi bak ki;Mü‟min kardeşine

kin ve adavet ne kadar zulümdür.Çünkü nasıl ki sen

âdi küçük taşları,Kâbe‟den daha ehemmiyetli ve

Cebel-i Uhud‟dan daha büyük desen,çirkin bir

akılsızlık edersin.Aynen öyle de;Kabe hürmetinde

olan İslâmiyet gibi çok evsaf-ıİslâmiye;muhabbeti ve

ittifaki istediği halde,mümine karşı adavete sebebiyet

veren ve âdi taşlar hükmünde olan bazı

Page 97: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

97

kusuratı,iman ve İslâmiyete tercih etmek,o derece

insafsızlık ve akılsızlık ve pek büyük bir zulüm

olduğu aklın varsa anlarsın!..”

“Sen,bir hane-i Rabbaniye ve bir sefine-i İlahiye

olan bir müminin vücudunda iman ve İslâmiyet ve

komşuluk gibi dokuz değil,belki yirmi sıfat-ı masume

varken;sana muzır olan ve hoşuna gitmeyen bir câni

sıfatı yüzünden ona kin ve adavet bağlamakla,o

hane-i maneviye-i vücudun manen gark ve

ihrakına,tahrib ve batmasına teşebbüs veya arzu

etmen,şeni ve gaddar bir zulümdür.”

Necip Fazıl Kısakürek‟in dediği gibi:

“Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.”

Tarihin kanlı,insafsız,imansız sayfalarını

çevirdiğimizde öyle vahşetlere tanık oluyoruz ki

üzüntüden yüreğimiz daralır,nefesimiz

kesilir,kalbimizin ritmi bozulur.Nice

zalimce,akılsızca, kalpsizce verilen fetvalara tanık

oluruz.Padişahlara kul olmuş alim kılıflı vampirlerin

ağızlarında damlayan kanların tarih adlı kitabı nasıl

kızıla boyadığına şahit oluruz.Bu katliamları yapan

zalimlere halkın ‟padişahım çok yaşa‟- yaşa ki ateşin

bol olsun-haykırışlarını duyarız.Padişahların kendi

topraklarını çoğaltmak,egosunu tatmin etmek için

Müslüman halkı nasıl hale getirdiğini,birbirlerine

nasıl kırdırdıklarını ve bunlara cevaz veren alimlerin

hallerine tanık oluruz.Bu alimlerin verdikleri

fetvalardan biri şöyledir:

Page 98: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

98

“Sultan 4 Murat(k.1032-1049) o dönemde

Safevîlerin egemenliği altında bulunan Irak‟a göz

dikti ve İran‟la savaşa hazırlandı.Fakat Safevîleri

yenemeyeceğini bildiği için mezhebî bir fitne

çıkarmaya karar verdi.Bu yüzden saray

alimlerinden,Şiîlerle savaşın gerekliliğine dair

fetvada bulunmalarını istedi.Fakat Nuh Efendi

adındaki bir genç dışında hiç kimse onun isteğini

kabul etmedi.Bu genç,sultanın istediği fetvayı

verdi.Fetvası şöyleydi:‟Bir Şiî öldüren kimseye

cennet vacip olur.‟Fetvasının bazı yerlerinde şöyle

dedi:‟Allah seni mutlu kılsın.Bu isyancı fâcir

güruh,tüm küfür,eşkiyalık,ilhad,inad,fısk ve zındıklık

türlerini kendinde toplamıştır.Kim.onların

kafirliğine,sapıklığına,öldürülmesinin caizliğine ve

onlarla savaşmanın farziyetine hüküm vermede

çekimser kalırsa,onlar gibi kafir olur.‟Daha sonra

şöle diyor:‟Onlarla savaşmak gerektiğinin ve onları

öldürmenin caizliğinin nedeni ise hem asi,hem de

kafir oluşlarıdır.Asiler,kıyamet gününe kadar

halifeye(hallede‟l-lâhü Teâlâ mülkeh)* itaatten

kaçtıkları ve Allah haklarında‟Allah‟ın fermanına

boyun eğinceye kadar asilerle

savaşınız‟buyurduğu,bu âyetteki emir de vücub ifade

ettiği,yani kullanılan siga,vacibliğine delalet ettiği

için Müslümanlara,halife kendilerini,peygamberin

dilinden lânete uğramış olan bu asi güruhla

savaşmaya çağırdığında icabet etmek düşer.Halifeye

yardımetmek ve halifeyle birlikte onlarla savaşmak

Page 99: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

99

farzdır…Şu halde bu şerli kafirleri öldürmek,tevbe

etseler de etmeseler de vaciptir…Cizye ve geçici ve

daimî emanla onları öldürmekten kaçınmak caiz

değildir…Onların kadınlarını cariye olarak almak

caizdir.Çünkü dâru‟l-harbe veya hakim imam ve

halifenin egemenliği altında bulunmayan bir yere

gittikten sonra mürted kadını cariye olarak almak

caizdir.(Hak imamın egemenliği altında bulunmayan

yer de dâru‟l-harb hükmündeder.)Aynı şekilde

çocuklarını köleleştirmek de,annelerini

cariyeleştirmenin cevabı gibi caizdir.”(Mecelletü

Türasunâ,sayı 6,s.38-41;el-Fusûlü‟l-Mühimmeh fî

Te‟lifi‟l-Ümmeh,s143-147)Bu fetva yedi ay süren(7

Recep 1048-23 Muharrem 1049 kamerî) bir savaşı

başlattı.Savaşta iki taraftan onbinlerce kişi kana

bulandı.Nihayet İran‟la Osmanlı arasında Kasr-ı

Şirin şehrinde bir barış antlaşması imzalandı ve

savaş sona erdi.

Allah(cc) bu konuda şöyle buyurmaktadır:

“Ey müminler Allah yolunda savaşa çıktığınız

zaman iyice emin olmadan silah çekmeyiniz. Size

selam verene, dünya hayatının malına göz dikerek

`sen mü'min değilsin' demeyiniz. Zira asıl bol

ganimetler Allah katındadır. Bir zamanlar siz de

öyle idiniz de Allah'ın lütfu ile mümin oldunuz. O

halde silah çekmeden önce durumu iyice anlayınız.

Hiç şüphesiz ne yaparsanız Allah ondan

haberdardır.”(Nisa,94)

Page 100: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

100

“Kim bir mümini bile bile öldürürse onun cezası

içinde ebedi olarak kalmak üzere Cehennemdir.

Allah ona gazap etmiş, lanet yağdırmış ve kendisi

için büyük azap hazırlamıştır.”(Nisa,93)

Bu insanlar acaba Kur‟an‟ı okumuyorlar mı?Kur‟an

bu insanlara etki etmiyor mu?Padişah‟ın kulu

olmak,emrine girmek ya da rahiplerini ve

hahamlarını (bilginlerini) Rab‟ler edinmek bu olsa

gerek.Fetvayı veren bir alim olunca artık gerisini

düşünmeye ,Kur‟an‟a başvurmaya gerek yok

mu?Büyüklerimiz düşünmüş,artık bizim bu konuda

kafa yormamız caiz değil deyip beyinlerini

kilitlemek veya gözlerine,kulaklarına,kalbine mühür

vurmak…bu olsa gerek.Ordunun temelini

devşirilmiş gayri Müslimlerden oluşturan

padişahların politikası ayrı bir faciadır.Kalpleri

Müslümanlara kin ile dolu bu askerler bu savaşları

bir fırsat olarak görecek ve katliamlarını hiçbir

vicdani rahatsızlık duymadan yapacaklardır.Cihat

adına,İslam adına yapılan savaşlar,bunlara verilen

fetvalar ve baştaki Firavunlar topraklarınızda rahat

etmeyesiniz.

“…Allah'ın, meleklerin ve insanların ortak lâneti

onların üzerinedir.”(Bakara ,161)diyen Rabbimin

dediği gibi demek veya O‟nun kızgınlığı sizi

kabirlerinizde rahat bırakmasın. Mahkeme-i Kübra

da katlettiğiniz insanlarla buluşana kadar… Tarihte

bunları okuyunca içimiz kan ağlıyor,yüreğimiz

Page 101: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

101

daralıyor,o insanların ezan okurken,secde

halindeyken,oruçluyken öldürülmelerine.Bunları

yapıp tevbe edenleri Allah(cc) afetsin,Allah(cc)‟ın

rahmeti sınırsızdır ve hiçbir insan buna sınır

koyamaz.Bizim sözümüz,kızgınlığımız,nefretimiz

son nefese kadar bu hal üzere kalanlara ve onların

takipçilerinedir.Bu doğrultuda hareket eden hangi

Osmanlı,Safevi,Selçuklu vs. padişah‟ı varsa

sözümüz onlaradır.

Bu tür fetvalara tarihte çokça rastlıyoruz.Bir

padişah bir İslam beldesine savaş açmışsa çevresinde

bulunan bel‟am‟lardan bu tür fetvalar vermelerini ve

kendilerine özgü uyduruk kerametleri halk arasında

yaymalarını istemişlerdi.Bunlar tarihte yaşanmış ve

orda kalan olaylar değil, günümüzde bile aynı

oyunları oynuyorlar.İran‟da İslam İnkılabı

olduğunda tüm emperyalist odaklar Saddam adlı‟

sözde sunilerin öncüsü,bayraktarı,Halit bin Velid‟ini

diye propagandası yapılan „zalimi çeşitli bahanelerle

İran‟a saldırttılar.Bu kuduz köpeğe haddini gösteren

İmam İslamın nasıl bir kuvveti olduğunu tüm

insanlığa ispatladı.Evet İslam güçünü hak‟tan ve

halktan alır.Bir hareket hak olur ve halkın tümü

tarafından benimsenirse dünyanın en süper güçleri

bile hiçbir halt edemez.Saddama hangi alimler fetva

verdi,onu nasıl sunilerin önderi diye halka

göstermeye çalıştı,nasıl kinlerinden geberip gitti

artık bunlar tarihin kirli sayfalarından

okunabilir.Zafer islamın olduktan sonra, bu tür

Page 102: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

102

insanlardan bahsetmek,kafa yormak

anlamsızlaşıyor.Artık İslam güneşi doğmuştur,

Kur‟an‟ın ve peygamberimizin bizlere müjdelediği

yiğitler gelmiştir.Rabbani alimler cedleri Resullullah

gibi tarih sahnesine çıkmıştır.Artık bu çağ Ebu

Leheplerin,Ebu Cehillerin,Ebu Süfyanların

kahırlarından ölecekleri, münafıkların planlarının

başlarına geçirileceği İslamın yani Öz Muhammedi

İslamın devridir.Her gecenin bir gündüzü

vardır.Allah(cc) bu topluluğu bizlere şöyle

tanıtmaktadır:

“Allah'a ve ahiret gününe inanan bir kavmin;

babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da

olsa Allah'a ve Peygamberine düşman olanlarla

dostluk ettiğini göremezsin. Allah onların

kalplerine imanı yazmış ve onları katından bir ruh

ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar

akan cennetlere sokacak, orada ebedi

kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş onlarda

O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın

taraftarlarıdır. Muhakkak ki başarıya ulaşacak

olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.”(Mücadele,22) Allah(cc) Fecr suresinde bu müjdeyi şöyle veriyor:

1-Andolsun tanyerinin ağarmasına!

2- On geceye,

3- Çifte ve teke.

Page 103: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

103

4-Gitmekte olan geceye.

5- Ki bunlarda akıl sahipleri için birer yemin déğeri

var.

Rabbimiz İslam güneşinin doğmasıyla

zalimlerin,oyun kuranların,insanları sömüren

güçlerin sonlarının nasıl olacağını tarihteki bazı

kavimlerden(süper güçler) örnekler vererek

açıklıyor,gözler önüne seriyor,mü‟minleri

müjdeliyor.

6- Görmedin mi Rabbin ne yaptı Ad kavmine?

7- Yüksek sütunlu İrem'e.

8- Ki ülkeler arasında onun eşi yaratılmamıştı.

9- Vadide kayaları oyarak evler yapan Semud

kavmine?

10-Ve kazıklar sahibi Firavun'a.

11-Bunlar ülkelerinde azmışlardı.

12- Oralarda çok kötülük etmişlerdi.

13-Bu yüzden Rabbin onların üzerine azab

kırbacını çarptı

14- Çünkü Rabbin her an gözetlemektedir.

Page 104: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

104

Peygamberimiz ise bu müjdeyi şöyle vermektedir:

“…Kardeşlerimi görmüş olmayı çok arzu ederim!

buyurdu.

Ashab:

-Biz senin kardeşlerin değil miyiz?Ya Resulullah!

Resululla(sav) de :

-(Hayır!)Siz benim ashabımsınız!

Kardeşlerim ise,henüz gelmeyenlerdir!”diye

buyurmuşlardır.(Müslim 2/342)

“Muhakkak ki İslam‟garib‟ olarak başladı.Ve tekrar

„garib‟olacaktır!Ne mutlu o gariblere!”(İbn-i Mace

10/203-205,Müslim 2/21-23,Müsned-i Ahmed

1/184,398,Cami‟us Sâğir 2/164,Tirmizi 4/385-386)

“Ümmetimin misali, yağmur misalidir.Ki,evveli mi

daha hayırlıdır,yoksa ahiri mi ?bilinmez”(Tirmizi

5/17)

“Arkanızda öyle günler gelecek ki,o günlerde

(İslam‟da) sabır,ateş közünü elde tutmak gibidir.O

günlerde (dinin ahkâmıyla)amel edenlere „sizden‟elli

kişinin secabı kadar ecir verilecektir.”(Tirmizi

5/171-172)

“Resul-i Ekrem(sav) ellerini yanında bulunan

Selman-ı Farisi‟nin(ra)dizine veya omzuna vurarak:

Onlar Selman‟ın kavmidir!Benliğimi elimde tutan

Allah‟a andolsun ki „din‟ Süreyya yıldızında

Page 105: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

105

olsa,Farisilerden olan yiğitler muhakkak ki ona

ulaşacak,onu elde ederek yeryüzüne

indirecektir.”(Buhari,İbn-i Hatim,Nesei ve İbn-i

Cerir‟den,İbn-i Kesir:14/7879-7880;

Tirmizi:K.Tefsir/62; (Ter):5/412;6/397,

Müslim:K.Fezail‟us-Sahabe;59;(Ter):10/476-

477;Zübbet‟ül Buhari;842;Tecrid-i Sarih;11/200-

201;El Mizan:19/269,Dürr‟ul Mensur:6/215;Tefsir-

Hazin(M.Tefasirde)6/258)(Cum‟a suresi,2-3 Tefsir

bak.)

“Siyah bayraklılar gelip de karşınıza çıktığında

farslılara ikramda bulunun.Zira sizin devletiniz

onlarla beraberdir”

İbn-i Abbas

“Yakında size Horosan tarafından siyah bayraklılar

gelecek.Kar üzerinde emekliyerek olsa da onlara

iltihak ediniz.Zira onların arasında Allah‟ın halifesi

„Mehdi‟ vardır.”

Hz.Sevban

“Horosan tarafından siyah sancaklar çıkacak,hiçbir

kuvvet onları önlemeyecek ve netice de

İlyâ‟ya(Kudüs‟e)o sancaklar

dikilecektir.”(Tirmizi/128)

Bediüzzaman Saidi Nursi ise şöyle buyurmaktadır:

“Şark tarafından bir nur zuhur edecek(orada

çıkacak), bid‟atlar zülümatını dağıtacak.Ben böyle

bir nurun zuhuruna çok intizar ettim(gözledim) ve

Page 106: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

106

ediyorum.Fakat çiçekler baharda gelir.Öyle kudsi

çiçeklere zemin hazır etmek lazım gelir.Ve anladık

ki,bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar

ediyoruz.(hazırlıyoruz)”(Tarihçe-i Hayat

194,Mektubat,370)

“Hem de İslâmiyet güneşinin tutulmasına,inkisâfına

ve beşeri tenvir etmesine mümânaât eden perdeler

açımaya başlamıştır.Omümânaât eden perdeler

açılmaya başlamıştır.O mümânaât edenler çekilmeye

başlıyorlar.Kırk beş sene evvel o fecrin emâreleri

göründü.Yetmiş birde fecr-i sadıka başladı veya

başlayacak.Eğer bu fecr-i kâzip de olsa,otuz-kırk

sene sonra fecr-i sâdık çıkacak,”(Hutbe-i Şamiyye

s.34)

“(Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve

ala ali seyyidina Muhammedin keme salleyte ala

İbrahime fil-âlemine inneke hamidün mecid) duası

umum ümmet,umum namazında günde beş defa

tekrar ettikleri bu duâ,bil‟müşade kabul olmuştur

ki;Al-i Muhammed aleyhissalatü ve alihi vessellem,

Al-i İbrahim aleyhisselam gibi öyle bir vaziyet almış

ki;umum mübarek silsilelerinin başında,umum aktar

ve asarın mecmuâlarında o nurânî zatlar

kumandanlık ediyorlar.Ve öyle bir kesrettedirler ki;o

kumandanların mecmuu,muazzam bir ordu teşkil

ediyorlar.Eğer maddi şekle girse ve bir tenasüd ile

bir fırka vaziyetini alsalar,İslamiyet dinini,millîyet-i

mukaddese hükmünde rabıta-i ittifak ve intibah

Page 107: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

107

yapsalar,hiçbir milletin ordusu onlara karşı

dayanamaz!...İşte o pek kesretli,o muktedir ordu,Al-i

Muhammed aleyhissalatü vesselam‟dır ve Hazret-i

Mehdi‟nin „enhas‟ ordusudur.

Evet,bugün tarih-i alemde hiçbir nesil,şecere ile ve

senetlerle ve an‟ane ile birbirine muttasıl ve en

yüksek şeref ve âli haseb ve asil neseb ile mümtaz

hiçbir nesil yoktur ki,Al-i Beyt‟ten gelen seyyidler

nesli kadar kuvvetli ve ehemmiyetli bulunsun.Eski

zamanlardan beri,bütün ehl-i hakikatın fırkaları

başında onlar; ve ehl-i kemalin namdar reisleri yine

onlardır.Şimdi de ,kemiyeten milyonları geçen bir

nesl-i mübarektir.Mütenebbih ve kalpleri imanlı ve

muhabbet-i nebî ile dolu ve cihan değer şeref-i

intisabiyle serfinazdırlar.

Böyle bir cemaat-i azime içindeki mukaddes

kuvveti „tehyic‟ edecek ve uyandıracak hadisat-ı

vücûda geliyor…Elbette,o kuvvet-i azimedeki bir

hamiyet-i aliye fevaran edecek ve Hazret-i Mehdi

başına geçip,tarik-i hak ve hakikate sevkedecek.

Böyle olmak ve böyle olmasını,bu kıştan sonra

baharın gelmesi gibi âdetullahtan ve rahmet-i

ilâhiyeden bekleriz ve beklemekte haklıyız…”

(Mektubat:408-409)

Bu yiğit halk geçmişte birçok kahramanlıklarda

bulundu. Sözleri ve amelleri bir olan bu yiğitler ve

onlara tabi olanlar zalimlerin korkulu rüyası haline

geldi.İmamın çizgisini takip eden muvahhidler

İran‟da, Irak‟ta, Lübnanda,Filistin‟de,Afganistan‟da

Page 108: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

108

vs.dünyanın birçok yerinde zaferden zafere

koşuyorlar.Artık 21.yüzyılın İslam‟ın çağı

olacaktır.Muhammediler bir devlet, topluluk, halkın

her kesimine yayılan bir hareket halini almıştır.Elde

ettikleri zaferlerle müminlerin gönlünü ferahlatacak

ve kafirleri ve onlara bağlı satılmış alimleri

kahredecektir.Bu alimler utanmadan hala kendilerine

bağlı yerlerde mezhebi fitneyi yayıyorlar.Dini

havzaları bir ekonomik çıkar,mal ve mülk edinme

yerleri edinmişler.Veya İnkılap‟tan yana gözüküp

insanları kula kul ederek saptırmaya

çalışıyorlar.İmam‟a bağlı olanlar bizlere şunu

dediler:

Dr.Mustafa ÇAMRAN:

“- Ben,sahte inkılâpçılardan kaçmışımdır

hep…İnkılâp silahıyla silahlanan madde-perest

tüccarlardan nefret ediyorum!...Şehidlerin

kanlarıyla ticaret yapanlara kin duyuyorum.Önemli

olan şey;bencilliğe,gurura,alçak maddi maslâhatlara

(çıkarlara)galebe çalıp,İlâhi değerlere iman

etmektir…Allah‟ım!Sana şükrediyorum ki;şahadet

sırrını bana gösterdin.Ta ki,tehlike döneminde

ölümden korkmayayım,aşkla tehlike denizine

dalayım!Korkunç sahnelerden kaçmayayım.Tehlike

ve tehdit beni,senin yolundan saptırmasın!...Şahadeti

kabul etmem,beni hürleştirdi.Şahadete dayanan

Page 109: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

109

böyle bir hürriyeti, hiçbir şeye,hayatım pahasına

satmayacağım!...”

İmamın yolunda yürüyen topluluğun ruh

hali,coşkusu şu şekildeydi:

MİLYONLAR KEFENLİ YÜRÜYOR

“Tasua ve Aşure gösterileri,devrim‟in en epik

anılarından birini oluşturuyor.Gösterileri

önleyebilmek için Tahran‟ın havadan bombardıman

bile edileceği yolundaki tehditler üzerine,gösteriye

katılanların bir çoğu kefen giyiniyor,eğer ölürlerse

kimlikleri belli olsun diye karınlarının üzerine

isimlerini yazıyorlar,yakınlarına vasiyetlerini

bırakıyorlar,gösterilerin bir gece öncesi mezarlarını

kazıyorlar ve ertesi sabah gösteriye

katılıyorlar.”(Dünden Yarına İran,s.15,Cengiz

Çandar)

Tarihi Cuma namazı ile ilgili İmama Humeyni(ra) şu

mesajı vermiştir:

-“O Cuma namazının nurlu ve coşkulu topluluğunu

asla unutamam; bir yandan bombalar patlıyor,

havadan uçaklar tehdit edip, aşağıdan uçaksavarlar

aralıksız ateş ediyorlar. Bu sırada özellikle halkın

durumunu seyretmek için bakıyordum, hiç kimse

yerinden kıpırdamamış, saflar dizili ve Cuma İmamı

(Seyyit Ali Hamaney) halkın canına, ruhuna işleyen

Page 110: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

110

etkili ve heyecan dolu hutbesine devam ediyordu. Bu

sırada Cuma imamının sözleri ile coşan halk hep

birden „Allah‟u Ekber‟,‟Biz Şehid Olmaya Geldik‟

diye feryat ediyorlardı.”(İktibaslar,s.19)

Bunlar İmam‟a bağlı bağrı yanık,gözü kara,aşk ehli

kimselerdir.Şehid Fethi ŞİŞAKİ diyor ki:

“Siyonistler beni kanlı işkencelerin

ardından,yaralarımdan kan damlar vaziyette tek

kişilik hücreye attıkları zaman,zindan duvarlarına

kendi kanımla „RUHULLAH MUSEVİ

HUMEYNİ‟DİYE YAZMIŞTIM.Benim bu

aşkım;kan,mücadele ve fedâkarlıkla yazılmış bir

aşktır!”

Şehid Muhammed Bakır es-Sadr diyor ki:

“İmam Humeyni İslam‟da eridiği gibi siz de İmam

Humeyni‟nin rehberliğinde eriyin.”

Şehit Murtaza Mutahhari diyor ki:

“Ruhumuzsun Humeyni!...Canımızsın Humeyni!..”

Page 111: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

111

SONSÖZ

Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Ey insanlar, sizin aranızda, kendilerine sarıldığınız

takdirde asla sapmayacağınız iki değerli ve ağır

emanet bırakıyorum; Allah'ın kitabını; o kitapta

hidayet ve nur vardır ve itretim olan Ehlibeyt''

İmam Ali(as) ve ondan sonra gelen imamlar hep

zalim yönetimlere karşı durdular. Zalim yönetimlerle

hiçbir zaman işbirliği yapmadıkları, makam-mevki

almadıkları gibi halkı onların yaptıklarına karşı

bilinçlendirdiler. İslam‟ın tarif edilmemesi ve Öz

Muhammedi İslam‟ı ayakta tutmak için bu

imamların hepsi sürgün edildi, öldürüldü ve

zehirlendiler. Tarihte birçok insan zalimlerin

tekliflerini reddetti, onlara karşı tavır aldı. Ama

hiçbir nesil Ehlibeyt‟ten gelen insanların nesli gibi

ilk günden bugüne kadar sistematik olarak bu şekilde

davranmamışlardır. Ama Ehlibeyt imamları ve

onlardan soyundan gelen alimler bu davayı

babalarından miras aldılar. .Ehlibeyt imamları ve

onların soylarından gelen alimler hep babaları

Hz.Muhammed (sav)in yolunu takip ettiler. Onların

ektiği filiz 11 Şubat 1979‟da kökleri sağlam olan bir

çınar oldu. Evet,İran İslam İnkılabının temelleri

Hz.Mumammed (sav) döneminde atılmıştır. Bugün

bu güneşin ışıklarıyla zifiri karanlığa gömülmüş olan

Page 112: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

112

dünya aydınlanmaya, nurlanmaya başlamıştır.

Halklar kendi güçlerinin farkına varmış ve süper

güçlerin kuklalarına karşı ayaklanmaya başlamıştır.

İnkılap yeryüzündeki tüm mustazaflar için pratik bir

model olmuştur. Seyyid Kutup‟ların rüyaları

gerçekleşmeye başlamıştır. Artık insanlar

cahiliye‟den yüz çevrilmesi gerektiğini ve İslam‟ın

berrak pınarlarından kana kana içilmesi gerektiğinin

farkına varmışlardır. Kurtuluş Allah(cc)nın

Rab‟lığında(terbiye edici),İlahlığında(kanun

koyucu), Melikliğinde(mülkün sahibi veya

sahibimiz)dir.Allah(cc) şöyle buyuruyor hidayeti

isteyenlere:

“De ki: Sığınırım ben, insanların Rabbine,

İnsanların Melikine,

İnsanların İlahına.

O sinsi vesvesecinin şerrinden.

O ki insanların göğüslerine kötü düşünceleri

fısıldar.

Gerek cinlerden, gerek insanlardan.”

Bu vesveseciler her koşulda „biz sizin iyiliğinizi

istiyoruz‟ diyerek babamız Hz.Adem (as) ve eşini

nasıl cennetten çıkarılmasına neden olduysa,bunlara

Allah(cc)‟ın emrini nasıl unutturduysa aynı rolü yine

oynuyorlar.Allah(cc)‟ın kullarını çeşitli vesvese ve

korkularla ürkütüp tağut‟a kul ediyorlar.Yeryüzünde

Page 113: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

113

Allah(cc)‟ın kanunları hükmetmedikçe insanlık rahat

yüzü görmeyecektir.Allah(cc)‟ın kanunları askıda

kaldığı sürece bunların duyguları,düşünceleri ve

istekleri de askıda

kalacaktır.Fakirlik,yoksuzluk,işsizlik hiçbir zaman

son bulmayacaktır.Firavunun İsrailoğullarını ezdiği

gibi onun çağdaşları da insanlığa kan

kusturacaktır.Başörtüleri başlarından çekilip yerlerde

sürünmek ve hiçbir şey yapamamak.Leş kargalarına

el açmak.Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Dini yalanlayanı gördün mü?

İşte o, öksüzü iter, kakar.

Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.”(Maun

sur,1-3)

Kahrolmak ve tekrar tekrar bu filmi izlemek.Nerede

Musamız?Nerede bu gidişe dur diyecek Muhammedi

bir ten ve ruh?İmdada yetiş ey hidayete eren ve

erdiren rehberimiz!

İmam Humeyni(ra) şöyle diyor:

“İslam uleması İslam‟ın açık hükümlerini korumakla

yükümlüdür. İslam ülkelerinin bağımsızlıklarını

desteklemeleri gerekir.Zulüm ve baskılardan nefret

ettiklerini açıklamaları gerekir.İslam ülkelerinin

bağımsızlıkları aleyhine ve İslam düşmanları ile

yapılan anlaşmalara karşı nefretlerini

açıklamalıdırlar.”

Page 114: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

114

İmam Ali „Hz.Mehdi(as)‟ın zuhuru hakkında‟

buyurmuştur:

“Dünya inattan sonra yavrusuna şefkatle dönen

ısırıcı deve gibi şefkatle bize dönecektir.”Daha sonra

şu ayeti okudu:

“Biz istiyoruz ki, o yeryüzünde müstaz‟aflara

(güçsüz düşürülenlere) lütufta bulunalım, onları

imamlar/önderler yapalım, onları vârisler kılalım

(ötekilerin yerini aldıralım).” (28/Kasas,5

(Hikmetli sözler 209)

“Her insan topluluğunu, imamları/önderleri ile

birlikte çağıracağımız günde kimlerin amel

defterleri sağından verilirse, onlar, en küçük bir

haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini

okurlar.” (17/İsrâ, 71)

“Sabrettikleri ve âyetlerimize yakînî olarak (kesin

bir şekilde) iman ettikleri zaman, onların içinden,

emrimizle doğru yola ileten imamlar/rehberler

yaptık.” (Secde, 24)

Bu yol zor,çetin,meşakkatli bir yoldur.Mesuliyet,

sabır ,şuur ve çelikten bir yürek ister.Bu dava

toplumsallaşıncaya kadar birçok engel ve sıkıntı ile

karşılaşılır.Pieta „nın dediği gibi:

Page 115: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

115

" Söyledim... duydu anlamına gelmez

Duydu... doğru anladı anlamına gelmez

Anladı... hak verdi anlamına gelmez

Hak verdi... inandı anlamına gelmez

İnandı... uyguladı anlamına gelmez,

Uyguladı... sürdürecek anlamına gelmez.”

Kalpleri hastalanmış ve ruhları kirlenen insanlık, bir

uçurumun kenarında ve kendilerine bir el

uzatılmasını bekliyor.Davaya gönül vermiş bir şefkat

elinin sıcaklığına ve samimiyetine muhtaç. Yunus

Emre gibi aşk ehil gönül ehli bir garip der ki:

"Kimseyi düşman tutmayız ağyar dahi yardır bize

Nerde ıssızlık varsa mahalle ve şardır bize

Adımız miskindir bizim düşmanımız kindir bizim

Biz kimseye kin tutmayız kamu âlem birdir bize."

“Hayat pamuk ipliğine bağlıdır, tek ilaç duadır.”

Selam ve dua ile.

Page 116: xcvbnmöçqwertyuiopgüa sdfghjklsizxcvbnmöçqwer ......13 selâm üzerine olsun kadar varan sağlıklı bir hadiseye rastlayabilmi değiliz. Dolayısıyla biz bu haberin ötesini

116