korunan alanlar protected areas€¦ · koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma...

23
KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING Editör: Doç. Dr. Gökhan AYDIN

Upload: others

Post on 10-Oct-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

KORUNAN ALANLARPROTECTED AREAS

PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEMEPLANNING-MANAGEMENT-MONITORING

Editör:Doç. Dr. Gökhan AYDIN

Page 2: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

2

Korunan Alanlar // Protected Areas

Page 3: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

3

KORUNAN ALANLAR

(PLANLAMA-YÖNETİM-İZLEME)

PROTECTED AREAS

(PLANNING-MANAGEMENT-MONITORING)

Editör

Doç. Dr. Gökhan Aydın

Kapak Tasarımı

Ece Çalış

Dizgi

Ece Çalış, Murat Çeliker, Murat Kara

ISBN 978-605-87432-0-5

*Bu kitapta yer alan bilgi ve yazıların bilimsel ve hukuksal sorumluluğu ilgili bölüm yazarına aittir.

Page 4: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

İÇİNDEKİLER

BÖLÜM I. KORUMA AMAÇLI ALANLAR NASIL TANIMLANMALI?Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü R.D.J. Catchpole

BÖLÜM II. PLANLAMATürkiye’deki Korunan Alanların Yönetim ve Planlaması: Köprülü Kanyon Milli Parkı (2007-2011) Adnan Yılmaztürk

Küre Dağları Milli Parkı Örneğinde Koruma Alanlarında TurizmAndrei Blumer, Duygu Baştanlar

Korunan Alanlarda Rekreasyon Taşıma Kapasitesi: Termessos Milli Parkı ÖrneğiSelçuk Sayan

BÖLÜM III. YÖNETİM VE İZLEMETarım ilaçlarının koruma alanlarında biyolojik çeşitliliğe olan etkileri, mücadele ve denetimlerAhmad Mahdavi

Türkiye’de Biyolojik Materyallerin Toplanması, Kullanılması ve Karşılaşılan SorunlarGökhan Aydın

Böceklerin Korunan Alanların Sürdürülebilirliğinde Biyolojik Gösterge Olarak Kullanılma OlanaklarıGökhan Aydın

BÖLÜM IV. KORUNAN ALANLARIN YEREL HALK İLE YÖNETİMİYerel sürdürülebilir kalkınma yolu olarak biyolojik çeşitlilik eylem planlarıAysegul Çil

Ekosistem Hizmetleri ve Korunan Alanların Sağladığı Faydalar Başak Avcıoğlu Çokçalışkan

Koruma Alanlarını Olumsuz Etkileyen Konvansiyonel Tarıma Karşı Alternatif Tarım Yöntemi: Organik TarımGökhan Aydın

Türkiye’deki Biyolojik Çeşitlilik Koruması: Türkiye’nin Komşu Ülkelere Göre Konumu? Max Kasparek

9

294155

79104113

131

157147

161

Page 5: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

CONTENTS

CHAPTER I. HOW TO DEFINE SITES FOR PROTECTION?Thinking beyond protected areas: systematic conservation planning and the role of ecological

networks

R.D.J. Catchpole

CHAPTER II. PLANNING Planning and management of PA in Turkey: Köprülü Kanyon National Park (2007-2011)

Adnan YILMAZTÜRK

Tourism in Protected Areas on the Example of Küre Mountains National Park

Andrei Blumer, Duygu Baştanlar

Recreation Carrying Capacity for Protected Areas: Termessos National Park

Selçuk Sayan

CHAPTER III. MANAGEMENT AND MONITORINGImpacts of the pesticides to PAs’ biodiversity, their management and monitoring

Ahmad Mahdavi

Understanding the Rules for Collection and Use of Biological Materials

Gökhan Aydın

Using Insect as Bio-indicator for Sustainability of Protected Areas

Gökhan Aydın

CHAPTER IV. PUBLIC INVOLVEMENT FOR A BETTER MANAGED PROTECTED AREA Biodiversity action plans as a way towards local sustainable development Aysegul Çil

Ecosystem Services and the Benefits Provided by Protected Areas Başak Avcıoğlu Çokçalışkan

An Alternative Agriculture Method versus Conventional Agriculture That Have Negative Effects on Protected Areas: Organic Agriculture Gökhan Aydın

Biodiversity conservation in Turkey: Where does Turkey stand compared to its neighbours

Max Kasparek

171

187200213

237265273

290

317308

321

Page 6: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

113

Böcek Biyolojik Çeşitliliği ve Böceklerin Korunan Alanların Sürdürebilirliğinde

Biyolojik Gösterge Olarak Kullanılma Olanakları

Gökhan AYDIN

SDÜ Atabey Meslek Yüksekokulu – Atabey-ISPARTA

Günümüzde habitatların sınıflandırılması ve koruma öncelikli alanların belirlenmesinde floristik çalışmaların büyük ölçüde önemi bulunmaktadır. FFH ve NATURA 2000 direktiflerinde sözü edilen habitatların sınıflandırılması genellikle bitki ve bitki topluluklarını kullanılarak yapılmaktadır. NATURA 2000 habitat tipi sınıflandırma ölçütleri EK1’e göre habitatlar toplam dokuz ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; 1. Kıyı ve Tuzcul Habitatlar, 2. Kıyı ve İç Kumullar, 3. Tatlı su Habitatları, 4. Ilıman Fundalık ve Maki Habitatları, 5. Sklerofil fundalık habitatlar, 6. Doğal ve Yarı-doğal mera oluşumları, 7. Beslenen çamur ve bataklıklar, 8. Kayalık habitatlar ve mağaralar ve 9. Ormanlar şeklindedir.

Yapılan sayısız floristik çalışma, bitkilerin habitat tanımlanması, yıpranması ve korunmasında biyolojik gösterge olarak kullanılabileceklerini kanıtlamış ve yukarıda belirtilen NATURA 2000 habitat tipleri çoğunlukla bitkiler temel alınarak gruplandırılmıştır. Avrupa Birliği NATURA 2000 habitat sınıflandırma ölçütleri, EK1 (Annex 1) böyle iken, tam koruma sağlanması gerekli olan habitatların sınıflandırıldığı EK4 (Annex 4)’te ise eklembacaklılar şubesine ait olan böcekler (Insecta=Hexapoda)’den yalnızca beş takımdan söz edilmektedir. Bu takımlar; Coleoptera’dan 24 türü, Lepidoptera’dan 40 türü, Mantodea’dan bir türü, Odonata’dan 13 türü ve Orthoptera’dan 10 türü içermektedir.

Böceklerin yaşayan canlılar arasında %70’lik bir tür populasyonuna sahip oldukları düşünülünce, listede verilen yalnızca 88 böcek türünün korunan alanlarda biyolojik gösterge olarak kullanımlarının yetersizliği kolaylıkla görülebilir. Böcek türlerinin habitat tanımlaması, yıpranması ve korunan alanların sürdürülebilirliğinde biyolojik gösterge olarak kullanılma şanslarının az oluşu türlerin değişimlere verdikleri tepkisizlik değil, bu konudaki çalışmaların azlığından kaynaklanmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar böceklerin de bitkiler gibi habitat tanımlaması, yıpranması ve korunan alanların geleceğe taşınması açısından son derece yararlı olabileceğini ve habitattaki değişimlere gösterdikleri duyarlılığı kanıtlamıştır. Ancak yine de böcek türlerinin biyolojik gösterge olarak kullanılma olanaklarını araştıran çalışmalar, aynı konuda bitki türleri ile ilgili yapılan çalışmalarla karşılaştırıldığında oldukça yetersiz görünmektedir.

Böcek türleri ve bitki türleri, populasyonları açısından birbirleri ile karşılaştırıldığında böceklerin ezici üstünlüğü konuya uzak insanlar tarafından hayretle karşılanabilir. Yalnızca bitki alemi değil tüm yaşayan canlı türlerinin (ki buna balıklar, sürüngenler, yumuşakçalar, amfibiler, örümcekler, akrepler, kabuklular, kuşlar, likenler, eğreltiotları, yosunlar, algler ve

Page 7: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

114

Korunan Alanlar // Protected Areas

mantarlar dahil olmak üzere) yaklaşık olarak %65’ini böcek türleri oluştururlar (Şekil 1). Bir milyondan fazla teşhis edilmiş ve adlandırılmış böcek türünün konuya uzman bilim insanları tarafından tahmin edilen tür sayısı 6 ile 10 milyon arasındadır (HyperTextBook, 2011). Dört milyon yıldan bu yana yaşamlarını sürdüren böcek türleri, Antarktika dahil olmak üzere neredeyse dünyanın her yerine yayılmışlar, okyanus yüzeylerinde, yüksek irtifalarda, mağaralarda ve hatta tuz ve pH oranı neredeyse hiçbir canlının yaşayamayacağı derecede yüksek alkali ortamlarda yaşamlarını sürdürebilmektedirler (Big Site of Amazing Facts, 2011).

Şekil 1. Gezegenimizde yaşayan omurgalı (memeliler, kuşlar, sürüngenler, amfibiler, balıklar), omurgasız (böcekler, örümcek ve akrepler, yumuşakçalar, kabuklular, mercanlar ve diğer omurgasızlar), bitki (çiçekli bitkiler, kozalaklı bitkiler, eğreltiler, yosunlar, kırmızı ve yeşil algler) ve diğer (likenler, mantarlar, kahverengi algler) canlı

türlerinin birbirlerine oranı (%) (Veriler: The World Conservation Union, 2010).

Şu ana kadar bilinen en küçük ve en büyük böcek türleri 0.139 mm ile Megaphragma caribea (Hymenoptera: Trichogrammatidae) ve 567 mm ile sopa çekirgesi olarak da adlandırılan Phasmatodea (Phasmida) takımından Phobaeticus chani’dir (Wikipedia, 2011a).

İnsanların çok fazla tanımadığı böceklerin tahmin edilen 1018 bireyinin ağırlıkları 1012 kg kadardır (WiseGeek, 2011). Böcek türleri ile ilgili bir başka şaşırtıcı örnek ise, yaklaşık 1.5 km2’de yaşayan böcek sayısı dünyada yaşayan insanların sayısından daha fazla oluşudur (Big Site of Amazing Facts, 2011). Her yıl 7100 ile 10 bin yeni böcek türü keşfedilmekte ancak yine de bilim insanları böcek türlerinin çoğunun henüz keşfedilemediğini belirtmektedirler

Page 8: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

115

(Big Site of Amazing Facts, 2011). Bazı böcek türleri bizi hastalık taşımaları, ürünlerimize ve eşyalarımıza zarar vermeleri, ısırma ve sokmaları ile rahatsız etseler bile, bu tür böcek türlerinin oranı tüm yaşayan böcek türlerinin yalnızca %17’sini oluşturmaktadır. Geriye kalan böcek türleri doğa ve yaşam için çok değerli görevler üstlenmişlerdir. Kuşların, balıkların, kurbağaların ve diğer canlıların besin kaynaklarını oluşturmaları, bitkilerin tozlaşmalarına neden oldukları, diğer zararlı böcekleri besin olarak tüketmeleri, bizlere bal, balmumu, reçine ve ipek gibi ürünler sağlamaları ile ölü bitki ve hayvanları tüketerek doğanın yaşanabilir hale gelmesine yardımcı olmaları böcek türlerinin verdikleri hizmetlerden bir kaçıdır.

Tarih sürecinde bazı böcek türleri kültürel ve dinsel açıdan kullanılmışlardır. Eski Mısır ve Yunan topluluklarının inanışına göre bokböcekleri bunun en bilinen örneklerindendir. Çinliler ise Ağustos böceklerini tekrar doğuş yada ölümsüzlük sembolü olarak kullanmışlardır. Mezopotamya kaynaklarına göre benzer bir örnek Gılgamış destanında Odonata (Yusufçuk ve kızböcekleri) takımı böcek türleri için söylenmektedir. Avustralya yerlileri ve Afrika’daki bazı topluluklarda böcekleri birer kültürel sembol olarak kullanmışlardır (Wikipedia, 2011b).

Çevre bilimciler tarafından böceklerin değişime hassasiyetlerini ve yeteneklerini anlatan en yaygın örneklerden biri sanayi kelebeği olarak da adlandırılan Biston betularia f. typica ve B. betularia f. carbonaria’dır. Aslında bu kelebek türleri doğal seleksiyonun en iyi örneklerinden biridir. Yaklaşık 200 yıldan beri üzerinde çalışılan sanayi kelebeklerinin açık renkli olanların populasyonları başlangıçta koyu renklilerden oldukça yüksekti. İngiltere’deki sanayi devrimi sırasında açık renkli kelebeklerin (B. betularia typica), üzerlerinde saklandıkları likenler ölmüş ve açık renkli ağaç yüzeyleri karbonun neden olduğu kurumla örtülmüştü. Oluşan kirlilik, sayıları açık renkli kelebek türüne oranla oldukça az olan daha koyu renkli kelebek türünün (B. betularia carbonaria) koyu ağaç gövdelerinde avcılardan saklanmalarına olanak sağladığı için populasyonunu kısa sürede arttırmıştır. Açık renkli kelebek türünün populasyonu ise avcı kuşlar tarafından kısa zaman içerisinde düşürülmüştür. Açık renkli sanayi kelebeğinin populasyonundaki ani düşüş birçok araştırmacının çalışma konusunu oluşturmuştur. Sonrasında çevre standartlarının yükselmesi ile kirlilik ortadan kalkmış ve açık renkli kelebek türünün populasyonu tekrar yükselmiştir. Sanayi kelebekleri kirlenme sonucu türlerin genetiksel şekilde koyulaşması sonucu endüstriyel melanizm (koyulaşma)’e, adaptasyona ve doğal seleksiyona biyolojik gösterge olarak kullanılan ortak bir örnek haline gelmiştir (Wikipedia, 2011c).

Böcek türleri habitata özelleşebiliyor, yaşam alanlarını besin, iklim ve diğer çevre koşulları gibi nedenlerden dolayı seçebiliyorlar ise acaba böcek türleri bitkilerde olduğu gibi habitat tanımlaması, yıpranması ve korunan alanların sürdürülebilirliğinde biyolojik gösterge olarak kullanılabilirler mi? Yapılan bazı çalışmalar böcek türlerinin biyolojik gösterge olarak kullanılabilirliği konusunda olumlu yönde sonuçlar vermişlerdir. Bir böcek türünün biyolojik gösterge olarak kullanılabilirliği aşağıdaki ölçütlere göre seçilebilir.

Page 9: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

116

Korunan Alanlar // Protected Areas

Biyolojik gösterge olarak kullanılacak böcekte aranan özellikler;

1. Türü bilinmelidir. Populasyonunun takibi için incelenecek böceğin türü iyi bilinmeli ve farklı alanlarda varyasyon göstermemelidir (Hellawell, 1986; Landres ve ark., 1988; Noss, 1990; Pearson ve Cassola, 1992; Johnson ve ark., 1993; Pearson 1994)

2. Biyolojisi ve yaşam döngüsü iyi bilinmelidir. Sınırlayıcı etkenler, doğal düşmanları, fiziksel toleransı ve hayat döngüsündeki diğer tüm evreler çalışma planı ve hipotezlerin oluşturulmasında kullanılabilmelidir (Soule, 1985; Kelly ve Harwell, 1990; Noss, 1990; Regier, 1990; Kremen, 1994; Pearson 1994).

3. Populasyonu kolaylıkla belirlenmelidir. Bireyler ortamlarında kolayca gözlemlenebilmeli ve çalışmanın uygulanması güçleştirilmemeli. Hatta bu konuda deneyimsiz öğrenciler ve profesyonel olmayan kişiler tarafından da araştırma yürütülebilmelidir (Pearson ve Cassola, 1992; di Castri et al., 1992; Pearson 1994; New, 1998).

4. Üst taksonların farklı habitat tiplerinde bulunma özelliği olmalıdır. Böceğin bağlı bulunduğu takson grubu geniş habitatlarda bulunabilmelidir (Pearson ve Cassola, 1992; Pearson 1994).

5. Habitata özgü ve çevre değişikliklerine karşı duyarlı olmalıdır. Böylelikle böceğin populasyonu bize habitat hakkında bilgi verebilmelidir (Kelly ve Harwell, 1990; Pearson 1994; Kremen 1994; New, 1998).

6. Diğer taksonlarla ilişkisi bilinmelidir. Biyolojik gösterge olarak kullanılacak böceğin diğer taksonlarla ilişkili olup olmadığı bilinmelidir (Pearson ve Cassola, 1992; Pearson 1994).

7. Ekonomik önemi olmalıdır. Biyolojik gösterge olarak kullanılacak böceğin ekonomik potansiyele sahip olduklarını değişik çalışma guruplarına kabul ettirecek özellikleri olmalıdır (Pearson ve Cassola, 1992; Pearson 1994).

8. Doğal ve insan aktivitesi olan bölgelerdeki farkı ayırt edilebilmelidir. İnsan aktivitesinden olumlu yada olumsuz şekilde etkilenmeli. Bu gibi durumlarda populasyonu farklılık göstermelidir (Kelly ve Harwell, 1990; Noss, 1990; Regier, 1990; Johnson ve ark., 1993; Kremen, 1994; Pearson 1994).

9. Dağılımı çok iyi bilinmeli ve geniş yayılımlı olmalıdır. Biyolojik gösterge olarak kullanılabilecek böcek türününü dağılımı iyi bilinmelidir (Noss, 1990; Regier, 1990; Pearson 1994; McGeoch, 1998; Lawler ve ark., 2003).

10. Sınırlı hareket etmelidir. Yaşama ortamında rahatsız edildiğinde terk etme olasılıkları düşük olmalı. Böylelikle insan aktivitelerine karşı duyarlılığı ölçülebilmelidir (Landres ve ark., 1988; Johnson ve ark., 1993).

11. Habitatta baskın ve yoğun olarak bulunmalıdır (New, 1998)

Page 10: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

117

Yukarıdaki ölçütler bazı böcek türlerinin biyolojik gösterge olarak kullanılma şanslarının diğer türlere oranla daha yüksek olduğunu da göstermektedir. Buradan yola çıkarak bir böcek türü ve/veya böcek türleri nasıl biyolojik gösterge olarak kullanılabilir?

İlk adım öncelikle böcek türünü neye ve neden biyolojik gösterge olarak kullanacağımız sorusu ile başlar. Bu soruya verilen yanıt öncelikle böcek tür veya türlerinin habitatta bulunan herhangi bir etkiye (çevresel etmenler; iklim faktörleri gibi, toprağın pH’sı, toprakta bulunan mikro, makro elementler, ağır metaller, insan aktiviteleri, habitatta bulunan ve böcek türünün ilişkili olduğu bitki türü ve/veya bitki türleri, vb.) nasıl tepki verdiğini bulmaktan geçer. Biyolojik gösterge olarak kullanılacak türün yaşadığı ortama olumlu ya da olumsuz faktörlerden birinin girişi, böcek tür çeşitliliğini üç farklı yolla etkiler. Bu etkiler bulunma-bulunmama, populasyon yoğunluğundaki değişim ve etkileşimsizlik prensipleridir:

1. Bulunma-bulunmama (presence-absence): Ortama giren etki bazı türlerin yaşamasına izin vermeyecek düzeydedir. Bu nedenle bu türler etkiden olumsuz yönde etkilenebilir ve ortamdan dışarıya göç ederler. Eğer türler habitata özelleşmiş, bir başka deyişle yalnız bu tip habitatlarda yaşama yeteneğine sahipler ise yaşayabilecekleri benzer ya da aynı özelliklerdeki habitatları bulmaları gerekmektedir. Türlerin yaşayabilecekleri benzer habitat bulamamaları türlerin yok olmalarına neden olur. Bulunma durumunda ise bazı türler habitata giren etki nedeni ile dışarıdan ortama girerler. Bu türler etkiden olumlu yönde yararlanırlar. Sözü edilen türlerin ortamda bulunma-bulunmama durumları dışarı göç (migration) ve içeri göç (immigration) olarak da adlandırılabilir.

2. Populasyon yoğunluğundaki değişim (differentiation in population density): Ortama giren etki o habitatta yaşayan türlerden bazılarının populasyonlarının yükselmesine bazı türlerin ise populasyonlarının düşüşüne neden olabilir. Türlerin populasyonlarının yükselme nedeni ortama giren etkiden olumlu yönde, populasyonlarının düşme sebebi ise olumsuz yönde etkilenmelerinden kaynaklanabilir. Yukarıda belirtilen türlerin habitat tanımlaması, yıpranması, çevresel faktörler gibi parametrelere biyolojik gösterge olarak kullanılma şansları diğer türlere göre oldukça fazladır.

3. Etkileşimsizlik (irresponsive species): Ortama giren etki bazı türlerin ortamda bulunma-bulunmama ve/veya populasyon yoğunluğundaki değişim durumlarını etkilemeyebilir. Bir başka deyişle ortama giren etki, sözü edilen türlerin yaşamlarını olumlu ya da olumsuz şekilde etkilemez. Bu türlerin o etkiye biyolojik gösterge olarak kullanılma şansları, etkinin türün ortamda bulunma-bulunmama ve populasyon yoğunluğundaki artış-azalışını etkilememesinden dolayı mümkün değildir.

Bu nedenle insan aktiviteleri habitatın orijinindeki biyolojik çeşitliliği bazen olumlu bazense olumsuz yönde etkileyebilir. Habitata giren bir olumsuz etki nedeni ile bazı türlerin dışarıdan içeriye göçü habitattaki biyolojik çeşitlilik değerini de arttıracaktır. Habitattaki biyolojik çeşitliliğin artması habitatın bozulmadığı anlamına gelmemeli, sürekli yapılacak olan biyolojik çeşitlilik değerleri ile habitat yönetimi sağlanmalıdır. Periyodik olarak ölçülen biyolojik çeşitlilik değerleri uzun vadede habitatların korunmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayabilir. Özellikle korunan alanlardaki rekreasyon çalışmaları ve faaliyetlerinden önce

Page 11: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

118

Korunan Alanlar // Protected Areas

ve sonra ölçülecek olan bu değerler habitatın zaman içerisinde nasıl değiştiğinin göstergesi olabilir.

İkinci adım, habitatta var olan etkinin böcek tür ve/veya türlerinin bulunma-bulunmama ve populasyon yoğunluğundaki değişimlerini etkilemesi türün farklı coğrafik bölgelerde biyolojik gösterge olarak kullanılabilirlik durumunu soruşturmamıza neden olur. Aşağıdaki iki hipotez bu sorunun yanıtını bulmamızı kolaylaştırabilir:

Hipotez 1: Bir bölgede biyolojik gösterge olarak belirlenen türler farklı coğrafik bölgelerden dolayı dünyanın hiçbir yerinde belirlenen etkiye biyolojik gösterge olarak kullanılamazlar. Biyolojik gösterge türler insan aktivitelerinin neden olduğu yıkıma hassas olmalı, endemiklik ve kommunite tiplerini coğrafik bölgelerde tanımlayabilmelidir. Türlerin farklı ekolojik şartlara verdikleri tepkinin farklı olması bazı türlerin diğerlerinden daha iyi indikatör olmalarını sağlar. Eğer bir bölgede seçilen indikatör tür diğer bir bölgede kullanılamıyor ise başka tür veya türler ikincil bölge için metodolojiyi takip ederek seçilebilir.

Hipotez 2: Bir bölgede biyolojik gösterge olarak belirlenen türler farklı coğrafik bölgelerde de aynı etkiye biyolojik gösterge olarak kullanılabilirler. Farklı coğrafik koşullardan etkilenmeyen türlerin habitat tanımlaması, çevresel etkiler gibi faktörlere biyolojik gösterge olarak kullanılabilmesi son derece önemlidir. Seçilen indikatör tür ekolojik problemler için erken uyarı sinyalleri gönderecek ve alan koruması ve sürdürülebilirliği açısından destek verecektir (Aydın & Kazak, 2010).

Biyolojik gösterge olarak kullanılabilecek böcek türlerinin belirlenmesi çalışmalarında, habitatların doğru şekilde seçimi son derece önemlidir ve yapılacak habitat seçim hatası çalışma sonucunu olumsuz şekilde etkiler. Biyolojik gösterge olan türlerin belirlenmesinde en önemli ölçütlerden birisi de habitatlardaki homojenitenin sağlanmasıdır. Habitatlarda incelenecek olan faktörden başka diğer faktörlerde habitatta söz konusu ise, böcek türü veya türlerinin hangi faktörden ne derecede etkilendiğini bulmak son derece zorlaşır. Bu nedenle seçilecek en az iki habitatın tüm özelliklerinin (toprak yapısı, yükselti, bitki türleri, hatta bitki örtüsünün sıklığı gibi) eşit olmasına dikkat edilmelidir. Bu tip habitatların seçimi koruma alanlarının dışında ise zor olabilir. Seçilen habitat parsellere ayrılabilir. Ancak ister habitat seçiminde isterse habitatların kendi içinde parsellere ayrılmasında oldukça özen gösterilmesi zorunludur. Aksi taktirde biyolojik gösterge olarak belirlenecek olan tür veya türlerin hiç ele almadığımız farklı bir etki nedeni ile populasyon artış/azalış ve/veya ortamda bulunma/bulunmama durumları olumlu veya olumsuz şekilde etkilenebilir ve indikatör seçimi hiç göz önünde bulundurmadığımız farklı bir etmenden dolayı yanlışlıkla sonuçlanabilir.

Habitatların seçimi mutlaka NATURA 2000 ve FFH direktiflerini bilen, konuya uzman kişilerin yardımı ile seçilmelidir. Örneğin Akdeniz kıyı şeridinde seçilecek olan Euphorbia terracina bitki türünün hakim olduğu kumul habitat, Juniperus türlerinin bulunduğu kumul habitattan farklı bir isim alır. Bitki örtüsü incelenmeden yalnızca toprak yapısı ve yükselti gibi kriterler göz önünde bulundurularak seçilecek olan habitatta yapılacak biyolojik çeşitlilik ve biyolojik gösterge çalışmaları başarısızlık ile sonuçlanır. Örneği verilen iki kumul habitat NATURA 2000 direktiflerine göre 2220 ve 2250 kod numaraları ile farklı isimlerle anılmaktadır. (Council Directive 92/43/EEC, 1992).

Page 12: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

119

Habitatlar belirtilen ölçütler doğrultusunda seçildiğinde habitat içerisindeki yapı göz önünde bulundurulmalıdır. Bitki örtüsü, yükselti ve toprak yapısı gibi kriterler ile belirlenen habitat tipinde biyolojik çeşitlilik ve biyolojik gösterge olarak belirlenecek türlerin çalışmaları araştırıcı tarafından başlatılmadan önce habitattaki farklılıklar incelenmelidir. Örneğin homojen gibi görünen iki habitat arasında farklı insan aktiviteleri gibi nedenlerden ötürü böcek biyolojik çeşitliliğini değiştirebilecek bazı farklılıklar oluşabilir. Homojen olarak seçilen habitatlardan birinde çöplük alanı, turizm aktivitesi, patika yolların varlığı, bitki sökümü, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların otlatılması gibi faktörlerin göz ardı edilmesi yine araştırıcının doğru sonucu almasını engelleyebilir. Bu nedenle habitatlar arasındaki tek farkın araştırıcının seçeceği ve yalnızca bir habitatta bulunan faktör nedeni ile olması gerekmektedir. Örneğin seçilen iki adet Akdeniz tuzlu çayırlığı (1410: Mediterranean salt meadows (Juncetalia maritimi)) habitatları arasında farkı yaratan tek faktörün “patika yol” olması gibi.

Bir diğer önemli husus ise seçilecek olan habitatların etrafındaki diğer habitat tipleridir. Yukarıda örneği verilen Akdeniz tuzlu çayırlığı habitatlarından birinin etrafında pestisit uygulanan agro-ekosistemin oluşu homojeniteyi bozabilir ve ölçülmesi istenen “patika yol” varlığından etkilenen türlerin habitatı etkileyen iki faktör nedeni ile hangisinden etkilendiğinin ortaya çıkartılması zorlaşabilir. Şekil 2 doğru ve yanlış habitat seçimlerinden bazı örnekler vermektedir.

Şekil 2. Biyolojik gösterge çalışmalarında doğru ve yanlış habitat seçimlerinden bazı örnekler (A: Farklı bitki örtüsü; B: Aynı bitki örtüsü (Homojen habitatların birinde ölçülmesi istenen faktör belirlenebilir); C: Farklı yükselti (yalnızca rakım farklılıklarından meydana gelen değişim ölçülebilir); D: Benzer yada aynı yükselti (Homojen habitatların birinde ölçülmesi istenen faktör belirlenebilir); E: Seçilen habitatı etkileyen iki farklı faktör; agro-ekosistem ve büyükbaş hayvanların otlatılması; F: Ölçülmesi istenen tek farkı yaratan faktör: büyükbaş hayvanların otlatılması).

Page 13: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

120

Korunan Alanlar // Protected Areas

Seçilecek habitatların öncelikli olarak aynı coğrafi bölgeden seçilmesi daha uygundur. Aynı coğrafi bölgede belirlenen indikatör böcek türünün farklı coğrafik koşullarda da aynı tepkiyi verip vermediği müteakip çalışmalarla ölçülebilir. Eğer indikatör tür yalnızca o bölge için kullanılabilecek ise hipotez 1; farklı coğrafik bölgelerde de kullanımı söz konusu ise hipotez 2 kuramları geçerlidir.

Biyolojik gösterge olarak kullanılabilecek böcek türünün belirlenmesi aşamasında habitat seçimi ölçütlerine göre seçilen bölgelerde uygulanacak örnekleme yöntem veya yöntemleri de son derece önemlidir. Hangi örnekleme yöntemi seçilirse seçilsin örnekleme yönteminden elde edilecek böcek türleri mutlaka habitatı temsil eden kısımlardan örneklenmelidirler. Bunun için uygulanacak örnekleme yönteminin habitatı temsil eden noktalara kurulması gereklidir.

Ele alınacak diğer bir kıstas ise hedef böcek türü veya türlerinin bağlı bulunduğu cins ve/veya familya özelliklerine uygun, her habitata aynı şartlarda uygulanacak örnekleme yönteminin belirlenmesidir. Örneğin Coleoptera takımı Carabidae, Scarabaeidae ve Tenebrionidae familyalarının yakalanması için en sık kullanılan örnekleme yöntemi çukur tuzak örnekleme yöntemidir. Atrap ile yakalama, süpürme, toprak eleme gibi yöntemlerde uygun habitatlarda uygulanabilir. Elbetteki faunistik çalışmalarda yaygın olarak kullanılan ışık tuzağı da sözü edilen familyalara ait böcek türlerinin yakalanmasını sağlayabilir. Ancak ışık tuzağının habitatların biyolojik çeşitlilik parametrelerinin ölçülmesi ve bu habitatlarda bulunan biyolojik gösterge böceklerin belirlenmesinde kullanımı bu örnekleme yönteminin habitat dışından da böcek türlerini çekme olasılığından dolayı hata ile sonuçlanabilir. Bu nedenle uygulama noktası çok iyi belirlenerek, genellikle geniş/hacimli habitatlarda yaşayan gece kelebeklerinin yakalanması, biyolojik çeşitlilik değerlerinin ölçülmesi ve indikatör türlerin belirlenmesinde nadiren kullanılabilir.

Toprak üzerinde yaşamlarını sürdüren böceklerin örneklenmesinde en çok kullanılan materyal çukur tuzaklardır. Basit tabiri ile çukur tuzaklar uygulaması, eşit çap ve büyüklükteki kapların açık olan kısımlarının toprak seviyesine kadar belirli aralıklarla gömülmesi işlemine dayanır. Çukur tuzakların avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunmaktadır. Örneğin çukur tuzakların sık kontrol edilmemesinden kaynaklı dezavantajlardan biri tuzak içerisine düşen böcek türlerinin zarar görmesi ve/veya tuzak içine düşen avcı böceklerin (özellikle Carabidae familyasına bağlı türler) diğer türler ile beslenmesi sonucu eksik veri eldesidir. Seçilen farklı habitatlarda biyolojik çeşitlilik ölçülmesi ve/veya biyolojik gösterge olarak kullanılacak böcek türünün belirlenmesi çalışmalarında uygulanacak olan çukur tuzak örnekleme yöntemi her habitata uygulanamayabilir. Örneğin rüzgarın bol olduğu kıyı ve kumul habitatları çukur tuzak örnekleme yönteminin çalışmadığı habitatlardan bazılarıdır. Rüzgarın taşıdığı kumun kısa zamanda çukur tuzakları doldurması örnekleme yönteminin işleyememesine neden olur. Bu gibi koşullarda her habitata uygulanabilecek tek bir örnekleme yöntemi seçilir. Bu tür çalışmalarda homojen örnekleme yönteminin belirlenmesi araştırıcının kabiliyetine bağlıdır. Bunun olmadığı durumlarda ise uygulanan örnekleme yöntemlerine göre habitatlar kendi aralarında gruplara ayrılır (Çukur tuzak örnekleme yönteminin uygulandığı habitatlar, süpürme metodunun uygulandığı habitatlar gibi). Bu habitatlardan elde edilen veriler kendi aralarında değerlendirilir ve asla farklı örnekleme yöntemlerinden elde edilen veriler bir arada değerlendirmeye alınmazlar.

Page 14: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

121

Örnekleme yöntemlerinde sıklıkla karşılaşılan diğer bir problem, örnekleme yöntemlerinin farklı zamanlarda uygulanmasıdır. Örneğin sabah saatlerinde A habitatına uygulanan süpürme metodu B habitatına akşam saatlerinde uygulanmamalıdır. Eğer çalışma alanı oldukça geniş ise ve uygulama zamanı standartlaştırılamadığı durumlarda geliştirilen örnekleme yöntemi saatleri ile bu dezavantaj ortadan kaldırılabilir. (Örneğin 1. Gün: A habitatı sabah, B habitatı öğlen, C habitatı akşam; 2. Gün: A habitatı öğlen, B habitatı akşam, C habitatı sabah; 3. Gün: A habitatı akşam, B habitatı sabah, C habitatı öğlen gibi). Tekerrür sayısının çokluğu hata oranının azalmasına neden olacaktır. Bu nedenle bu tür çalışmalarda tekerrür sayısının yüksek tutulmasına özen gösterilmesi gerekmektedir.

Farklı şekilde uygulanan örnekleme yöntemleri de hem biyolojik çeşitlilik hemde indikatör türlerin belirlenmesi çalışmalarında hataya neden olan diğer bir unsurdur. Örneğin A habitatında 5 dakika boyunca uygulanan atrap örnekleme yöntemi, B habitatında da aynı süre ile ve aynı şekilde uygulanmalıdır.

Çevre şartları da örnekleme yönteminden alınacak bilgilerin kısıtlanmasına neden olabilir. Örneğin rüzgarlı havalarda uygulanan atrap ile yakalama yönteminin rüzgarsız koşullarda aynı habitatta bile farklı sonuçlar vereceği gibi. Rüzgarlı, yağışlı ve hatta soğuk havalarda böcek türlerinin uçuş aktivitelerinin zayıf olduğu ve saklanmayı tercih ettikleri unutulmamalıdır.

Yine de örnekleme yönteminin uygulanmasının zorunlu olduğu bu gibi durumlarda mutlaka etken (zaman farkı, çevresel koşullar, vb) not edilmeli, tekerrür sayısı arttırılmalı yada böcek türleri farklı bir analiz yöntemi ile değerlendirilmelidir.

Biyolojik çeşitliliğin ve indikatör böcek türlerinin belirlenmesi çalışmalarında sıklıkla kullanılmayan ışık tuzağı örnekleme yöntemi, yine rüzgar, ayın durumu, örnekleme yönteminin uygulama saat farklılıkları gibi nedenlerden dolayı farklı ve/veya eksik sonuçlar verebilmektedir.

Biyolojik çeşitliliğin hesaplanması ve biyolojik gösterge türlerinin belirlenmesi çalışmalarında Morpho-species kullanımı:

Biyolojik çeşitlilik çalışmalarında tür isimlerinin teşhisleri mutlak gerekli değildir. Bunun nedeni biyolojik çeşitlilik değerinin habitatta örneklenen tür sayısı (tür zenginliği-species richness) ve bu türlerin yakalanan birey sayılarından elde edilen veriler ile ölçülmesidir. Böceklerde tür bazında “Morpho species” ayrımı böceğin morfolojik özeliklerinin belirlenmesinden sonra uzman kişiler tarafından özenle yapılmalıdır. İlk basamak tür bazında teşhisleri yapılan böcekler dışında kalan tüm böceklerin sınıflandırılması ve en azından familya bazında teşhislerinin yapılmasıdır. Cins bazında teşhisleri yapılanların gruplandırılması ve morpho-species olarak değerlendirilmeleri hatayı en aza indirgeyecektir. Familya veya cins bazında teşhisleri yapılan böcekler ikili teşhis anahtarının oluşturulması ile kanat damarları, pronotum yapısı, anten yapısı ve diğer ayırt edici anatomik benzerliklerine bakılarak “morpho-species” düzeyinde teşhis edilebilirler. (Lodge & Cantrell, 1995; Clauson, 2002, Krell, 2004; Ryder ve ark., 2005; Borgelt & New, 2006; Dudgeon, 2006; Yanoviak ve ark., 2006; Grimbacher & Stork, 2007; Stireman, et al., 2009; Derraik, et al., 2010).

Page 15: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

122

Korunan Alanlar // Protected Areas

Biyolojik gösterge olarak kullanılabilecek türlerinin belirlenmesi çalışmalarında ise böcekler mutlaka tür bazında teşhis edilmelidir (Bkz: Biyolojik gösterge olarak kullanılacak böcekte aranan özellikler).

Böcek türlerinin teşhisinde, öncelikli olarak ülkemizde uzman bilim insanlarımızdan yardım istenmesi böcek biyolojik çeşitliliğimizin belirlenebilmesi açısından son derece önemlidir.

Biyolojik çeşitliliğin hesaplanmasında Biomass:

Biomass (biyokütle)’ın ekolojideki anlamı belirli bir zamanda belirli bir alan ya da ekosistem içinde yaşayan biyolojik organizmaların kütlesi olarak tanımlanabilir. Biomass bir yada birden fazla türün kütlesini ifade ettiği gibi kommunite içerisindeki tüm türlerin kütlesini de ifade edebilir. Kısaca birim alan başına ortalama yada kommunite içerisindeki toplam kütle olarak ifade edilebilir. Biomass canlının kurutulmadan toplam ağırlığı veya yalnızca kuru ağırlığı olarak ölçülebildiği gibi mevcut olan organik olarak bağlı karbonun kütlesi olarak da ölçülebilir. Yeryüzünce toplam canlı biyokütlenin yaklaşık olarak 560 milyar ton karbon içerdiği tahmin edilmektedir (Wikipedia, 2011d).

Canlı biomass’ın çoğu karada mevcuttur. Okyanuslarda ise 5-10 milyar ton C olduğu düşünülmektedir. Karada yaşayan bitkilerin oluşturduğu biomass (phytomass) hayvanların oluşturduğu biomass (zoomass)’ın 1000 kat daha fazlasını içermektedir. Karasal hayvanlar karasal bitkilerin %18’ini yiyerek tüketirler. Buna karşın okyanuslardaki hayvanların oluşturduğu biomass deniz bitkilerinin oluşturduğu biomass’ın 30 katı kadar fazlasını oluşturur ve deniz bitkilerinin çoğu deniz hayvanları tarafından tüketilir (Wikipedia, 2011d).

Tüm bu bilgiler biomass’ın biyolojik çeşitlilikte ne denli önemli olduğunu ve ölçülebilmesi için canlıların ekosistem içerisinde işlevinin bilinmesi gerektiğini göstermektedir. Bir habitatın biyolojik çeşitlilik parametre değerlerinin ölçümü yapılırken, habitatta yaşayan böceklerin birbirleri ve çevreleri ile etkileşimleri ve besin zincirindeki yer ve önemleri belirlenmeden yapılan biomass ölçümünün gerekliliği tartışılır. Bu nedenle türlerin birbirleri ve çevreleri ile etkileşimleri ile o ekosistem için önemlerinin belirlenmesi daha uygun olacaktır.

Korunan Alanlarda Biyolojik Çeşitlilik Parametrelerinin Hesaplanması ve Biyolojik Gösterge Türlerin Belirlenmesinin Önemi

Biyolojik çeşitlilik, belirli bir ekosistem, biyom ya da bütün bir gezegen içerisinde canlıların varyasyon derecesini ifade etmektedir. Ekosistemlerin işleyiş durumunu ölçmek için kullanılan biyolojik çeşitlilik parametreleri, genetik, tür ve ekosistem çeşitliliği olmak üzere üç düzeyde toplanır. Biyolojik çeşitlilik ilk kez doğa bilimci ve doğa korumacı Raymond F. Dasmann tarafından 1968 yılında yayınlanan Farklı Bir Ülke “A Different Kind of Country” isimli kitabında dile getirilmiştir (Wikipedia, 2011e).

Çeşitlilik farklı skalalarla ölçülebilir. Çevre bilimciler tarafından üç şekilde kullanılır. Bunlar (1) Alfa çeşitlilik; belirli bir alanda, topluluk yada ekosistem içinde çeşitlilik anlamına gelir

Page 16: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

123

ve ekosistem içinde takson sayısı sayılarak ölçülür (genellikle türler), (2) Beta çeşitlilik; ekosistemler arasındaki tür çeşitliliğini ifade eder ve her ekosistemin takson sayısının karşılaştırılmasını gerektirir (3) Gamma çeşitlilik; bir bölgede farklı ekosistemlerin toplam çeşitliliğinin ölçülmesidir (Wikipedia, 2011f ).

Bir ekosistemde bulunan türlerin zenginliği, çeşitliliği, dominantlığı ve populasyon yoğunluk ilişkileri biyolojik çeşitlilik parametreleri ile ölçülebilir. Bu parametrelerin ölçülmesinde Shannon-Wiener Diversity, Simpson Diversity, Simpson Dominancy, Shannon Evenness ve Simpson Evenness gibi bir çok farklı indeks kullanılabilir.

Belli bir bölgenin periyodik olarak ölçülen biyolojik çeşitlilik parametre değerlerine bakılarak habitat yapısının ve işleyişinin zaman içerisinde değişimini izlemek mümkün olabilir. Özellikle korunan alanlarda yapılacak olan bir değişimin, ortamda yaşayan canlıları olumlu veya olumsuz yönde etkilediği biyolojik çeşitlilik parametrelerinin hesaplanması ile mümkün olabilir. Ortama giren bir faktör, türlerin dışa göç/içe göç (bulunma/bulunmama) ve populasyon yoğunluklarındaki değişimlerinin kaynağını oluşturur (Ayrıntılı bilgi için bulunma-bulunmama, populasyon yoğunluğundaki değişim ve etkileşimsizlik prensipleri bölümüne bakınız).

Habitatta ölçülen tür zenginliği ve çeşitlilik değerlerindeki azalış veya artış, habitata sonradan dahil edilen ve ölçülmesi beklenen faktörün ortama olumlu yada olumsuz bir etkileşim gösterdiği anlamına gelmemelidir. Bu nedenle biyolojik çeşitlilik parametreleri yalnızca bir kez değil, sıklıkla ölçülmelidir. Aşağıdaki örnek bir koruma alanına sonradan dahil edilen faktörün habitattaki biyolojik çeşitlilik değerini ne derede etkilediğini anlatmaktadır:

1. Ortama giren faktörden önce ölçülen biyoloji çeşitlilik değeri:

Tür zenginliği (s): 5 Tür birey sayıları: 5, 8, 9, 11 ve 15 Tür çeşitliliği (H): 1.55 (Shannon-Wiener) Populasyon yoğunluk ilişkisi (H/ln(s)): 0.96

2. Ortama giren faktörden hemen sonra ölçülen biyoloji çeşitlilik değeri:

Tür zenginliği (s): 6 Tür birey sayıları: 5, 8, 9, 11, 15, 15 Tür çeşitliliği (H): 1.73 (Shannon-Wiener) Populasyon yoğunluk ilişkisi (H/ln(s)): 0.96

3. Ortama giren faktörden dolayı habitattaki türlerin birey sayılarının etkilenişi:

Tür zenginliği (s): 6 Tür birey sayıları: 5, 8, 1, 11, 15, 20 Tür çeşitliliği (H): 1.56 (Shannon-Wiener) Populasyon yoğunluk ilişkisi (H/ln(s)): 0.87

4. Ortama giren faktörden dolayı tür zenginliği azalması ve dominantlığın ortaya çıkışı:

Page 17: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

124

Korunan Alanlar // Protected Areas

Tür zenginliği (s): 5 Tür birey sayıları: 5, 8, 0, 11, 15, 45 Tür çeşitliliği (H): 1.30 (Shannon-Wiener) Populasyon yoğunluk ilişkisi (H/ln(s)): 0.80

Sıra dışı gibi görünen bu durum, habitatların biyolojik çeşitlilik ölçümlerinde sıkça görülmese de olabilirliği yüksek bir ihtimaldir. Dört aşamada örneği verilen varsayımda birinci aşama habitatın doğal biyolojik çeşitliliğini göstermektedir. İkinci aşama ise, dışarıdan gelen bir etki nedeni ile habitatta değişen tür zenginliği ve çeşitliliği artış gösteriyor gibi anlaşılsa da aslında habitat yıkımının ilk evresini oluşturmaktadır. İlerleyen zamanda üçüncü biyolojik çeşitlilik ölçüm sonuçları, habitata dışarıdan gelen yeni türün populasyon artışını, habitatta yaşayan yerel türlerden birinin ise habitata giren etki ve/veya yeni türün neden olduğu varlıktan olumsuz etkilendiği ve populasyonun düştüğünü göstermektedir. Son aşamada ise, yerel türün artık ortamdan ayrıldığı (tür yaşayamadığı habitattan göç sırasında yaşayabileceği alternatif habitat bulamadığı taktirde nesli tükenir), habitata dışarıdan göç eden türün ise populasyonunun artarak habitat içerisinde dominantlığı yükselttiği ve biyolojik çeşitlilik ve populasyon yoğunluk ilişkilerini olumsuz etkilediği görülmektedir.

Beta ve Gamma çeşitliliğin yanında bazen habitatların alfa çeşitlilikleri bile karmaşık tür zenginliği ve çeşitliliği gösterebilir. Türler arasındaki bu etkileşim yukarıda verilen imgesel örnekte olduğu gibi basit bir şekil almayabilir. Bazen besin zincirindeki karmaşık yapıda olduğu gibi ortama giren veya ortamdan çıkan bir tür bile diğer türleri olumlu yada olumsuz şekilde etkileyebilirler. Bu nedenle koruma alanlarındaki karmaşık tür ilişkisi yapısının çözülmesi ve anlaşılması biyolojik çeşitlilik parametre sonuçlarının yorumlanmasını oldukça kolaylaştıracaktır.

McGeoch (1998) indikatörleri üç kategoride sınıflandırmıştır. Bunlar (1) çevresel, (2) ekolojik ve (3) biyolojik çeşitlilik indikatörleridir. Aralarındaki temel fark; çevresel ve ekolojik indikatörler çevresel değişikliklerin belirlenmesinde, biyolojik çeşitlilik indikatörleri ise yaşamın genel çeşitliliğini yansıtmasında kullanılmalarıdır. Bu nedenle korunan alanlarda biyolojik çeşitlilik parametre değerlerinden elde edilebilecek çevresel ve ekolojik indikatör türler, alanın korunması ve sürdürülebilirliğinde yardımcı birer unsur olarak karşımıza çıkar.

Böcek türlerinin habitat tanımlaması, çevresel faktörler, insan aktiviteleri ve habitat yıpranmasına biyolojik gösterge olarak kullanımı:

Bir habitatta standart bir örnekleme yöntemi ve uygulama zamanı belirlenmeden örneklenen böcek türleri, o habitatın tanımlanması ile ilgili bir takım veriler sağlasa bile faunistik bir çalışmadan öteye gitmez ve habitatta yaşayan biyolojik gösterge türlerin belirlenmesinde kullanılamaz. Faunistik çalışmalar genellikle o bölgedeki böcek türlerinin varlığını doğrular ancak biyolojik çeşitliliğin rastgele toplanan böcek türlerinden elde edilen verilerle hesaplanması habitatın gerçek böcek biyolojik çeşitlik değerini vermez ve ön bilgi niteliğinde kalır. Habitat tanımlamasında böceklerin biyolojik gösterge olarak seçilebilmesi için örnekleme yöntemleri standartlaştırılmalı ve belli bir coğrafi bölgeden seçilen habitatlarda standartlaştırılan bu örnekleme yöntemi uygulanmalıdır. Sonuçta farklı

Page 18: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

125

istatistiksel yöntemler ile (indicator species analyze-ISA, univariate analysis, vb) belirlenen biyolojik gösterge türler daha önce belirtilen populasyon yoğunluk farklılıkları ve ortamda bulunma-bulunmama durumlarına göre değerlendirilir ve genellikle sınırları çizilmiş coğrafi bölgedeki belli habitatları tanımlayabilirler. Bezen seçilen indikatör böcek türü farklı coğrafik bölgelerde bulunan benzer habitat tanımlayıcısı olarak kullanılabilir. Aşağıda verilen dört imgesel aşama, farklı coğrafik bölgelerde örneklenen böcek türlerinden elde edilen veriler doğrultusunda seçilecek olan “indikatör tür” olasılıklarını yansıtmaktadır.

Şekil 3. Farklı coğrafik bölgelerde örneklenen böcek türlerinden elde edilen veriler doğrultusunda seçilecek olan “indikatör tür” olasılıkları (imgesel).

Yukarıda verilen imgesel örnekte Çukurova, Göksu, Kızılırmak (Bafra) ve Gediz Deltaları’nda A, B ve C isimli üç farklı habitat seçilmiştir. Çukurova ve Göksu Deltaları’nda beş, Kızılırmak Deltası’nda altı ve Gediz Deltası’nda üç böcek türü örneklenmiştir (Şekil 3). Böcek türlerinin farklı coğrafik bölgelerde biyolojik gösterge olarak kullanılabilirlikleri ile ilgili imgesel örnek grafikler, Çukurova ve Göksu Deltaları’nda bulunan A habitatına mavi, B habitatına kırmızı ve C habitatına yeşil renk ile simgelenen böcek türlerinin populasyon yoğunluklarından dolayı indikatör olarak seçilebilirlik şanslarının yüksek olduğunu göstermektedir. Kızılırmak Deltası’nda ise B ve C habitatlarından örneklenen böcek türleri benzer sonucu vermiş olsa da, A habitatında örneklenen ve Çukurova ve Göksu Deltaları’nda rastlanmayan bir başka böcek türünün (turuncu), mavi renk ile simgelenen böcek türünden populasyon yoğunluğu fazlalığı ile daha iyi indikatör olma özelliğini taşıdığı görülmektedir. Gediz Deltası’nda ise durum daha farklı olup, diğer üç deltada örneklenen mavi, kırmızı ve yeşil renk ile simgelenen böcek türlerinin varlığı belirlenememiş yalnızca Kızılırmak Deltası’nda örneklenen turuncu renk ile simgelenen böcek türünün A habitatına biyolojik gösterge olarak kullanılabilirlik şansı diğer türlerden yüksek hesaplanmıştır. Sözü edilen Gediz Deltası’nda bulunan B ve C habitatlarında örneklenen böcek populasyon yoğunlukları birbirine benzer bulunduğundan bu habitatlara indikatör türler belirlenememiştir (Şekil 3). Bu nedenle çalışma sonucunda elde edilecek olan böcek türünün habitatı temsil etme olasılığı bazen çalışma alanının yürütüldüğü coğrafik bölge ile sınırlanabilmektedir. Habitat tanımlaması, çevresel faktörler, insan aktivitesi ve/veya habitat yıpranması için seçilecek olan biyolojik gösterge tür/türlerin mutlaka o habitata ve/veya habitattaki etkiye (çevresel faktör, insan aktivitesi, vb) ve/veya özelleşmesi gerekmektedir. Böcek türünün biyolojik gösterge olarak belirlenebilmesi için çalışmanın aynı ve farklı coğrafik bölgelerde tekrarlanması yanılgıyı azaltacak ve doğru indikatörü doğru etki için indikatör seçebilmemizi sağlayacaktır.

Page 19: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

126

Korunan Alanlar // Protected Areas

Şekil 4. Çukurova, Göksu, Kızılırmak ve Gediz Deltaları’nda aynı özellikleri taşıyan habitatlarda örneklenen

böcek türlerinin imgesel populasyon yoğunlukları.

Şekil 4’te Çukurova, Göksu, Kızılırmak ve Gediz Deltaları’nda aynı özellikleri taşıyan (örneğin insan aktivitesinin olmadığı, çevresel faktörlerin ve bitki türlerinin homojen olduğu tuzlu çayırlık habitatı) bir habitatta örneklenen böcek türlerinin populasyon farklılıklarından kaynaklanan grafik görüntüsü verilmiştir. Grafikte farklı coğrafik bölgelerde seçilen ancak aynı özellikleri taşıyan dört habitatta da mavi renk ile simgelenen böcek türünün populasyonunun diğer türlere oranla yüksek olduğu ve habitat tanımlamasında indikatör olarak kullanılabilirlik şansının diğer türlere göre daha fazla olduğu görülmektedir. Bu durum indikatör türlerin belirlenmesinde etkili olan populasyon yoğunluğundaki değişim ile açıklanabilir.

Şekil 5 Çukurova Deltası’nda farklı habitatlarda örneklenen böcek türleri ve populasyon yoğunlukları (imgesel).

Şekil 5’te yine imgesel olarak gösterilen grafikte Çukurova Deltası’nda seçilen 5 farklı habitatta örneklenen ve mavi renk ile simgelenen böcek türünün yalnızca A habitatında örneklendiği ve B, C, D, E habitatlarında gözlenmediği yansıtılmaktadır. Mavi renk ile simgelenen böcek türünün A habitatında bulunuşu ve diğer habitatlarda varlık gösterememesi, indikatör türlerin belirlenmesinde etkili diğer bir yöntem olan, bulunma-bulunmama durumu ile açıklanabilir.

Doğal habitatlardaki tür zenginliği ve türlerin populasyon yoğunluk ilişkileri habitata dahil olan bir etkiden dolayı olumlu yada olumsuz şekilde etkilenebilir (Şekil 6). Bu özelliklere sahip habitatlar etkinin olmadığı benzer yapıdaki “doğal” habitatlar ile karşılaştırılarak böcek türlerinin değişimleri gözlenebilir. Habitattaki aktiviteye bazı türler populasyon

Page 20: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

127

yoğunluklarını değiştirerek tepki verebildikleri gibi bazı türlerin ortamda bulunma bulunmama durumları bu aktiviteden olumlu yada olumsuz şekilde etkilenebilir. Şekil 6’da Kızılırmak Deltası’nda seçilen dört habitatın ikisinin doğal, diğerlerinin ise büyükbaş hayvan otlatılma etkisi altında olduğu imgesel olarak görülmektedir. Mavi renk ile simgelenen böcek türünün ortamda bulunma-bulunmama durumu incelendiğinde habitatlarda bulunan büyükbaş hayvanların otlatılması aktivitesinden olumlu yönde etkilendiği görülmektedir. Aynı türün doğal olarak belirlenen ve aktivitenin olmadığı habitatlarda varlığına rastlanmamaktadır. Bu imgesel örnek mavi renk ile simgelenen böcek türünün büyükbaş hayvanların otlatılması aktivitesinden olumlu şekilde etkilendiğini ve habitattan çok aktiviteye özelleşmediğini de göstermektedir.

Şekil 6. Kızılırmak Deltası’nda yapı itibari ile aynı özellikleri taşıyan habitatlarda büyükbaş hayvanların

otlatılması aktivitesi nedeni ile değişen tür zenginliği ve türlerin populasyon yoğunluk ilişkileri.

Bazı böcek türleri aktiviteye olduğu kadar habitatlara da gösterge olabilir. Örneğin bok böceklerinden Scarabaeus sacer (Coleoptera: Scarabaediae) kumul habitatlardaki büyükbaş ve küçükbaş hayvanların otlatılması aktivitesinden olumlu etkilenmemekte, kil oranı yüksek ve sert topraklara sahip tuzlu bataklık ve tuzlu çayırlık habitatlarında büyükbaş ve küçükbaş aktiviteleri olmasına karşın böceğin ortamda bulunma-bulunmama durumunu istatistiksel açıdan etkilememektedir. Bunun nedeni bokböceğinin biyolojisinden kaynaklanmakta, tuzlu bataklık ve tuzlu çayırlık habitatlardaki sert toprak yapısı, kazma davranışı gösteren böceğin bu davranışını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle aynı böcek türünün “A” aktivitesine biyolojik gösterge olarak kullanılabilirlik şansı bazı habitatlardaki yüksek, bazı habitatlarda ise düşük olma nedeninin açığa çıkarılabilmesi için, böcek türünün biyolojisi, davranış şekli, besin zincirindeki yeri ve diğer türlerle ilişkisi gibi özelliklerinin araştırılması ve bilinmesi gerekmektedir.

Özellikle korunan alanların sürdürülebilirliğini sağlamak için kullanılan biyolojik çeşitlilik hesaplamaları ve bu alanlarda yaşayan böcek türlerinin indikatör olarak belirlenmesi ile ilgili örneklerin varyasyonları arttırılabilir. Ülkemizdeki biyolojik çeşitlilik ve biyolojik gösterge olarak böcek türlerinin belirlenmesi ve kullanılması ile ilgili çalışmaların artışı; hem habitatların korunmasını ve sürdürülebilirliğini hem de az bilinen böcek biyolojik çeşitliliğimizin ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

Page 21: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

128

Korunan Alanlar // Protected Areas

KAYNAKLAR

Aydın & Kazak, 2010. Selecting Indicator Species Habitat Description and Sustainable Land Utilization: A Case Study in a Mediterranean Delta. International Journal of Agriculture & Biology. 12: 931–934.

Big Site of Amazing Facts, 2011. How many different kind of insect are there in the world? http://www.bigsiteofamazingfacts.com/how-many-different-kinds-of-insects-are-there-in-the-world

Borgelt, A. & T.R. New, 2006. “Pitfall trapping for ants (Hymenoptera, Formicidae) in mesic Australia: what is the best trapping period?. Journal of Insect Conservation 10: 75–77.

Clauson, D., 2002. III. Environmental Restoration. Restoration's Influence on Aerial Arthropod Diversity - Damien Clauson (John Latto, Matt Orr, Justin Remais and Manish Desai, editors) Senior Research Seminar Environmental Sciences Group Major University of California at Berkeley Berkeley, California. 9 p.

Council Directive 92/43/EEC of 21 May 1992 on the conservation of natural habitats and of wild fauna and flora, O.J. L 206, 22.07.92

Derraik JGB, Early JW, Closs GP, Dickinson KJM. 2010. Morphospecies and taxonomic species comparison for Hymenoptera. Journal of Insect Science 10:108 available online: insectsicence.org/10.108

di Castri, F.,Vernhes, J. R. and Younés, T.: 1992, ‘Inventoring and monitoring biodiversity: a proposal for an international network’ Biol. Internat. 27, 1–27.

Dudgeon, D., 2006,. The impacts of human disturbance on stream benthic invertebrates and their drift in North Sulawesi, Indonesia. Freshwater Biology 51, 1710–1729.

Grimbacher, P.S. & N. E. Stork, 2007. Vertical stratification of feeding guilds and body size in beetle assemblages from an Australian tropical rainforest. Austral Ecology 32, 77–85.

Hellawell, J.M., 1986. Biological Indicator of Freshwater Pollution and Environmental Management, Elsevier Applied Science Publishers, London, 546 p.

HyperTextBook, 2011. Number of Species. http://hypertextbook.com/facts/2003/FelixNisimov.shtml.

Johnson, R.K., Widerholm, T., Rosenberg, D.M., 1993. Freshwater Biomonitoring Using Individual Organisms, Populations, and Species Assemblages of Benthic Macroinvertebrates. In: Rosenberg, D.M., Resh, V.H. (Eds.), Freshwater Biomonitoring and Benthic Macro- invertebrates. Chapman and Hall, New York, 40-158.

Kelly, J.R., Harwell, M.A., 1990. Indicators of Ecosystem Recovery. Environmental Management, 14: 527-545.

Krell, F.T., 2004. Parataxonomy vs. taxonomy in biodiversity studies – pitfalls and applicability of ‘morphospecies’ sorting. Biodiversity and Conservation 13: 795–812

Kremen, C., 1994. Biological Inventory Using Target Taxa: A Case Study of the Butterflies of Madagascar. Ecological Applications, 4: 407-422.

Landres, P.B., Verner, J., Thomas, J.W., 1988. Critique of Vertebrate Indicator Species. Conservation Biology, 2: 316-328.

Page 22: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

129

Lawler, J.J., D. White, J.C. Sifneos & L. L. Master, 2003. Rare Species and the Use of Indicator Groups for Conservation Planning. Conservation Biology, 17(3): 875-882.

Lodge, D.J. & S. Cantrell, 1995. Diversity of litter agarics at cuyabeno, Ecuador: calibrating sampling efforts in tropical rainforest, Mycologist 9(4), 149-151.

Mcgeoch, M.A., 1998. The Selection, Testing and Application of Terrestrial Insects as Bioindicators. Biol. Rev., 73: 181-201.

New, T.R., 1998. Invertebrate Surveys for Conservation. Oxford University Press, 240 p.

Noss, R.F., 1990. Indicators for Monitoring Biodiversity: A Hierarchical Approach. Conservation Biology, 4: 355-364.

Pearson, D.L. & F. Cassola, 1992. World_Wide Species Richness Pattern of Tiger-Beetles (Coleoptera: Cicindelidae): Indicator Taxon for Biodiversity and Conservation Studies. Conservation Biology, 6(3): 376-391.

Pearson, D.L. 1994. Selecting Indicator Taxa for the Quantitative Assessment of Biodiversity. Philosophical Transactions of the Royal Society of London Series B, 345: 75–79.

Regier, H., 1990. Workgroup Issue Paper: Indicators and Assessment of the State of Sheries. Environmental Monitoring and Assessment, 15: 289-294.

Ryder, C., J. Moran, R. MC Donnell & M. Gormally, 2005. Conservation implications of grazing practices on the plant and dipteran communities of a turlough in Co. Mayo, Ireland. Biodiversity and Conservation 14: 187–204.

Soule, M.E., 1985. Biodiversity Indicators in California: Taking Nature's Temperature. California Agriculture, 49: 40-44.

Stireman JO, Greeney HF, Dyer LA. 2009. Species richness and host associations of Lepidoptera-attacking Tachinidae in the northeast Ecuadorian Andes. 19pp. Journal of Insect Science 9:39, available online: insectscience.org/9.39.

The World Conservation Union. 2010. IUCN Red List of Threatened Species. Summary Statistics for Globally Threatened Species. Table 1: Numbers of threatened species by major groups of organisms (1996–2010).

Yanoviak, S.P., N. M. Nadkarni & R. Solano J., 2006). Arthropod Assemblages in Epiphyte Mats of Costa Rican Cloud Forests. Biotropica 36(2): 202–210.

Wikipedia, 2011a. Phasmatodea. http://en.wikipedia.org/wiki/Phasmatodea

Wikipedia, 2011b. Insect. http://en.wikipedia.org/wiki/InsectWikipedia, 2011c. Peppered month evolution. http://en.wikipedia.org/wiki/Peppered_moth_ evolutionWikipedia, 2011d. Biomass. http://en.wikipedia.org/wiki/Biomass_(ecology)

Wikipedia, 2011e. Biodiversity. http://en.wikipedia.org/wiki/Biodiversity

Page 23: KORUNAN ALANLAR PROTECTED AREAS€¦ · Koruma alanlarının ötesini düşünme: sistematik koruma planlaması ve ekolojik ağların rolü . R.D.J. Catchpole. BÖLÜM II. PLANLAMA

130

Korunan Alanlar // Protected Areas

Wikipedia, 2011f. Measurement of Bio-diversity. http://en.wikipedia.org/wiki/Measurement_of_ biodiversity

WiseGeek, 2011. How many species of insect are there? http://www.wisegeek.com/how-many-species-of-insect-are-there.htm