welcome dergi 05

172
SİNEMA CINEMA OTOMOBİL AUTO TEKNOLOJİ TECHNOLOGIE YEMEK FOOD Sayı/Number 5 Yıl/Year 2 Ocak-Şubat January-February 2013 TÜRK RUS EVLİLİKLERİ MUSTAFA SARIGÜL VE ŞİŞLİ BAYAZIT MEYDANI VE ANITLAR TÜRK RUS İLİŞKİLERİ METİN SÖZEN NEVZAT YALÇINTAŞ ve yüz yüze!...

Upload: hamza-erdogdu

Post on 07-Aug-2015

987 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

WELCOME’DAN 5. SAYIYLA MERHABA!... Welcome Dergisi, seyahat için yeni ve parlak fikirler geliştirmeyi, seyahate çıkan insanlara yeme içme kültüründen, kalınacak yerlere, yolculukta okunacak kitaptan zamanı değerlendirmenin en keyifli yollarına, yaşama ve yolculuğa farklı açılardan bakmayı, baktırmayı, hayatı dolu dolu yaşatmayı hedefliyor. “Welcome Dergisi”, yayın hayatına başladığı aydan itibaren Türkiye’ nin her yanında ve Türkiye’ye gelmek isteyen herkes için dünyada seyahat, seyahat kültürü ve seyahatte yaşam konularında başvuru kaynağı olmayı hedefleyen dinamik, gelişim ve değişime açık bir dergi olma yolunda ilerliyor. İstanbul kent kültürünün yapı taşlarından biri olmaya aday gözüken “Welcome”da: İstanbul yazılarıyla hepimiz için âdeta bir bilgi ırmağı olan çağımızın Evliya Çelebisi Prof. Dr. Metin Sözen; belediyecilik, deyince ilk akla gelen ve hakkıyla marka isim olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül; çağdaş sanat eleştirmeni ve piyasa uzmanı Sevil Dolmacı; ilk sayımızdan itibaren dergimize samimi desteklerini esirgemeyen H. Esra Kavurmacı; bir jaguarın peşinden yirmi kilometre yol yürümekten yorulmayan fotoğraf ustası Süha Derbent; ödüllü yönetmen Sururi Ballıdağ, film-reklam sektörünün harika çocuğu Derya Karaköse ve birbirinden kıymetli fikir ve kalem erbapları yer alıyor. Welcome, tüm seçkin yerlerde… Ücretsiz olarak dağıtılıp Türkçe ve İngilizce olarak yayımlanmakta olan “Welcome Dergisi”, İstanbul Boğazı’nda her biri 200 ila 500 kişiye kadar servis ve A sınıfı restoran hizmeti veren turizm tekneleri, İstanbul’un en seçkin eğlence mekânlarından Suada ve Reina, efsane kulüp Tenis Eskrim Dağcılık (TED), Kanyon, İstinye Park, Trump Towers başta olmak üzere İstanbul’un en seçkin 22 AVM’sinde bulunan Cinemaximum sinemalarının fuayeleri, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki havaalanlarının VIP ve İstanbul “primeclass” CIP Lounge İç-Dış Hat CIP Salonları ve “primeclass” Wings İç-Dış Hatlar, Yapı Kredi World Lounge salonları ve İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bulunan Taksi Kooperatifi’ne üye 553 taksinin yanı sıra 1350 kişilik protokol adreslerine gönderilmektedir. Dergimizi ve adreslerinde de takip edebilirsiniz…

TRANSCRIPT

Page 1: Welcome Dergi 05

� SİNEMA CINEMA �OTOMOBİL AUTO �TEKNOLOJİ TECHNOLOGIE �YEMEK FOOD

Sayı/Number 5 Yıl/Year 2 Ocak-Şubat January-February 2013

TÜRK RUSEVLİLİKLERİ

MUSTAFA SARIGÜL VE

ŞİŞLİBAYAZIT MEYDANI

VE ANITLAR

TÜRK RUS İLİŞKİLERİ

METİN SÖZEN

NEVZAT YALÇINTAŞ

ve yüz yüze!...

Page 2: Welcome Dergi 05
Page 3: Welcome Dergi 05
Page 4: Welcome Dergi 05

ISSN: 2147-4915

COM MEDYA FİLM REKLAMYAYIN ORGANİZASYON LTD. ŞTİ.İmtiyaz Sahibi Concessionaire MEDIA FILM ADVERTISEMENT PUBLISHING ORGANIZATION LIMITED COMPANY

ERDOĞAN ERDOĞDUTüzel Kişi Temsilcisi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Representative of Legal Entity and Managing Editor

KEMAL KIRARGenel Yayın Yönetmeni Executive Editor

MURAT KAYNAKGenel Koordinatör General Coordinator

GÜNGÖR YILMAZGörsel YönetmenVisual Director

ÖZGEN YAZICIOĞLUİngilizce ÇeviriEnglish Editor

KATKIDA BULUNANLARcontributorsPROF. DR. METİN SÖZENPROF. DR. NEVZAT YALÇINTAŞH.ESRA KAVURMACI SARO DADYANBURHAN YENTÜRKZAFER KANYILMAZDERYA KARAKÖSESÜHA DERBENT SURURİ BALLIDAĞALİ GALİP YİĞİTHAKAN YÜCEUĞUR KURUÇAYALONA LOGVINENKODUYGU HOLATELİF GEVELİSEMİH MERDOL SAMET BUDAK

HUKUK lawAv. M. VEYSEL GÜLDOĞANAv. HİLMİ SARITAŞLI

REKLAM REZERVASYONManager of Adevertorials-Distribution:[email protected] ADIYAMANPELİN ATEŞAHTER ÖNKAYANAZ ÇAVUŞOĞLUFUNDA YANAR

HABER MERKEZİINFORMATION CENTEROĞUZ ADIYAMANERTAN GÜLNAZLI ERSOY

FOTOĞRAFEYLEM OLAŞ

İDARE YERİ ADRESSCOM MEDYA REKLAM TANITIM YAYIN ORGANİZASYON TİC. LTD. ŞTİ.KULOĞLU MAH. ALTIPATLAR SOK. NO. 7/1CİHANGİR-BEYOĞLU-İSTANBULTEL.: (0)212 243 13 53 – FAKS: (0)212 243 13 54 – ISSN: 2147-4915 [email protected]@welcomedergi.com

BASKI PRESS: ACAR MATBAACILIK AŞBeysan Sanayi Sitesi Birlik Caddesi No. 26 Acar BinasıHaramidere/Beylikdüzüİstanbul-Türkiye Tel.: (212) 422 18 34 [email protected]

Welcome Dergisi, Basın yayın meslek ilkelerine uymaya sözvermiştir. İç sayfalar 115 gr. parlak kuşe, kapak 300 gr. mat kuşekâğıda basılmıştır. Welcome Dergisi, Türkçe ve İngilizce olarakyayımlanmakta olup ücretsizdir.

05

‘Contemporary Art’

ÇAĞDAŞSANAT

Sevil Dolmacı 60

"TAKI-TASARIM"da Yeni Boyut:

A New Era at JEWELERY DESIGN:

DERYA KARAKÖSE

72

DOSYAFILE

RUSYARUSSIA

Türk Rus evlilikleri

Turkish - Russian Marriages

ve MOSKOVAand MOSCOW

İlişkilerde 400. yıl400 Years in Relations

Rus kiliseleriRussian Churchs

77ve yüz yüze!...

and faceto face!...

Seda -SemaBaldemir 68

Page 5: Welcome Dergi 05

içindekilerindex

16

‘Ustanın Günü’

MİNYATÜRAYAKLANMASI

04

14

52

MINIATURE REBELLION

Günseli Kato

THE MASTER’S DAY

GÖKSELBAKTAGİR

22

ÇANTABAGS

AYAKKABI

TRİKO

SHOES

36

MUSTAFASARIGÜL

style

Page 6: Welcome Dergi 05

Dergimiz 5. sayısıyla İstanbul kent kültürünün yapıtaşlarından biri olmaya aday gözüküyor… İlerleyen

sayfalar bu iddialı sözümüzün kanıtı olacak ve siz debu oluşuma şahit olacaksınız!...

İÇERİK-KATILIMCILARKültür-sanat haberleri yanında, sahasının en etkili

isimleri de “Welcome”da:İstanbul yazılarıyla hepimiz için âdeta bir bilgi ırmağıolan çağımızın Evliya Çelebisi Prof. Dr. Metin Sözen;

belediyecilik, deyince ilk akla gelen ve hakkıyla markaisim olan Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül;

çağdaş sanat eleştirmeni ve piyasa uzmanı SevilDolmacı; ilk sayımızdan itibaren dergimizde samimi

desteklerini esirgemeyip cömertçe sunan H. EsraKavurmacı; bir jaguarın peşinden yirmi kilometre yol

yürümekten yorulmayan fotoğraf ustası SühaDerbent; ödüllü yönetmen Sururi Ballıdağ, film-

reklam sektörünün harika çocuğu Derya Karaköse vebirbirinden kıymetli fikir ve kalem erbapları…

DAĞITIMÜcretsiz olarak dağıtılıp Türkçe ve İngilizce olarakyayımlanmakta olan “Welcome”a ulaşabileceğiniz

noktalar:İstanbul Boğazı’nda her biri 200 ila 500 kişiye kadar

servis ve A sınıfı restoran hizmeti veren turizmtekneleri, İstanbul’un en seçkin eğlence

mekânlarından Suada ve Reina, efsane kulüp TenisEskrim Dağcılık (TED), Kanyon, İstinye Park, Trump

Towers başta olmak üzere İstanbul’un en seçkin 22AVM’sinde bulunan Cinemaximum sinemalarının

fuayeleri, İstanbul, Ankara ve İzmir’dekihavaalanlarının VIP ve İstanbul “primeclass” CIPLounge İç-Dış Hat CIP Salonları ve “primeclass”

Wings İç-Dış Hatlar, Yapı Kredi World Loungesalonları ve İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bulunanTaksi Kooperatifi’ne üye 553 taksi (ayrıca, 1350 kişilik

protokol listesine posta marifetiyle)… Şimdi “Welcome”ın sayfalarıyla sizi baş başa

bırakalım…Hoş kalın!...

With it’s fifth number, it seems that ourmagazine becomes one of a corner stone ofthe city culture… You will be the witnesses ofthis happening and the next pages will be theproof our pretentious mention! CONTENTS – PARTICIPANTS Nearby the culture – art news, most effectivenames of their expertness are in “Welcome”:Prof. Dr. Metin Sözen is a fountain ofknowledge with his articles about Istanbul, whois Evliya Chelebi of our times; the first name ofmunicipal and become trade mark by his right,Şişli Mayor Mustafa Sarıgül; contemporary artcritic and market specialist Sevil Dolmacı; H.Esra Kavurmacı, whom offered her generouslysupports without hesitate from our first issue;Süha Derbent, the master of photograph whodoesn’t get tired to walk after a jaguar fortwenty kilometer; Sururi Ballıdağ is the award-winning director, Derya Karaköse, thewunderkind of the film and advertising industry;and many valuable connoisseur of idea andwriting…DISTRIBUTIONYou can reach “Welcome” which is distributedfree of charge, and published in English andTurkish from these points: Tourism boats which serves each of them 200to 500 person and A class restaurant service atBosphorus; especially the most distinguishedentertainment venue of Istanbul Suada andReina; legendary club Tenis Eskrim Dağcılık(TED), Kanyon, İstinye Park, Trump Towers;Cinemaximum cinemas foyers which areplaced in most distinguished 22 Shoppingcenter of Istanbul; VIP lounges of İstanbul,Ankara and Izmr airports and Istanbul “primeclass” CIP Lounge Domestic and Foreign LinesCIP saloons and “prime class” Wings Domesticand Foreign Lines and 553 taxi which membersof Taxi Cooperative of Atatürk Airport (alsoto1350 person of protocol list by posting)…Let’s leave you alone with pages of“Welcome”…Keep well!...

EDİTÖR’DENFrom the editor

KEMALKIRAR

WELCOME’DAN 5. SAYIYLA MERHABA!...GREETINGS FROM WELCOME WITH 5th NUMBER OF THE MAGAZINE

06

Page 7: Welcome Dergi 05
Page 8: Welcome Dergi 05

AJANDARock Dünyasının süperstar gitar yıldızı:

SLASHSlash Feat. Myles Kennedy & TheConspirators 2 Şubat Cumartesi 2013Küçükçiftlik Park’ta.Tüm zamanların en önemligitaristlerinden biri olan ve Türkiye’deuzun yıllardır gelmesi merakla beklenenSlash, yeni projesi “Slash Feat. MylesKennedy & The Conspirators” ile 2 ŞubatCumartesi günü Küçükçiftlik Park’tahayranlarının karşısında olacak.Guns N' Roses’ın Axl Rose’la birlikte enpopüler figürü olan ve “süper grup” VelvetRevolver’da da yer alan sanatçı; 2012Mayıs ayında çıkan solo albümü“Apocalyptic Love” da rock dünyasınınikonik isimlerinden, Alter Bridge grubununvokalisti Myles Kennedy ile birlikte çalıştı.Slash son yıllarda solo kariyeriyle ve yeniprojesi “Slash Feat. Myles Kennedy & TheConspirators” ile sevenlerine yepyeni veharika rock parçaları sunmaya devamediyor.

Superstar guitaristof rock world: SlashSlash Feat. Myles Kennedy &The Conspirators 2nd February 2013 atKüçükçiftlik Park.One of the most imporatantguitarist of all times and ex-pecting to come to Turkey forlong years Slash and his newproject “Slash Feat MylesKennedy& the Conspirators”will meet his fans at Küçükçift-lik Park on 2nd February of2013. The artist is the most popularfigure of Guns N’ Roses with AxlRose and he has taken part inthe super group “Velvet Re-volver” too. He worked withMyles Kennedy who is the vo-calist of Alter Bridge whom isthe iconical name of the rockworld in his solo album “Apoc-alyptic Love”. By his solo careerand his new project “Slash FeatMyles Kennedy & The Conspir-ators” Slash presents new andgreat rock songs to his fans.

Tolga Çevik Komedi Dükkanı Arkadaşım Hoşgeldin"Arkadaşım" Hoşgeldin! ( - sadece– Sahnede) İstanbul , Bursa , Ankara , Trabzon 14 Aralık -22 Ocak Tolga Çevik yoğun istek üzerine"Arkadaşım" ve tüm kadrosuyla yenidensahnede! Sadece sahne üzerindesergilenecek gösteriler hiçbir yerdeyayınlanmayacak. Tolga Çevik "Arkadaşım Hoşgeldin" ile, sonyıllara damgasını vuran gösterisinin turnesinigercekleştirip, kış sezonuna hazırlık yapacak.

Tolga Çevik Comedy Shop -Welcome buddy!"Buddy" Welcome! ( - sadece– Sahnede) İstanbul , Bursa , Ankara , Trabzon 14th of De-cember – 22nd of JanuaryBy popular demand, Tolga Çevik is on the stagewith “Buddy” and all his staff! These shows willbe exhibited on stage and will not be publishedanywhere. By “Buddy, Welcome” Tolga Çevik will performhis show which prepared in recently years ontour and make preparation for winter. Pentagram

08

Page 9: Welcome Dergi 05

PentagramPentagram Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul 17 Şubat 2013 18:00 1984 yılında müzik hayatına başlayan Pentagram, aradan geçenuzun zaman içersinde tarzı ve sahne performansı ile genişkitlelere hitap etmeye devam ediyor. İlk ciddi sahne deneyiminiİstanbul Bağcılar’da bir düğün salonunda yaşayan Pentagram, bukonserde yaklaşık 200 kişilik bir izleyici grubu seslenir.. Osahnede Pentagram’ın 5 şarkı çalması planlanmaktadır. Ancakdaha 5. şarkıya gelinmeden masalar, sandalyeler kırılır. Bu konserile Türkiye ilk kez Thrash Speed Metal müzikle tanışmıştır. Konsersonrası müzikseverler tüm zararları karşılamak zorunda kalır vePentagram efsanesi böylelikle doğmuş olur. Aradan geçenyaklaşık 28 yıl içersinde dinleyici kitlesi milyonlara ulaşmış olanPentagram, 17 Şubat 2013 akşamı saat 18:00'da Sunar Medya veEvent 34 organizasyonu ile yaklaşık 5000 kişilik muhteşem birkonser ile Bostancı Gösteri Merkezi sahnesinde hayranlarıylabuluşuyor.

Pentagram Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul 17th February of 2013 18:00 Pentagram which has started to the musical way on 1984, is stilladressess to the multitude as in passed years with their style andstage performance. First serious stage experience of Pentagram wasperformed in a wedding saloon at Bağcılar. At first, it was planning thatthey would play just five songs to 200 persons. But before singing thefifth song, tables and chairs were broken by audiences. Through thisconcert, Türkiye meets with Thrash Speed Metal music. After the con-cert, music fans have had to compensate all the damages and the leg-end of Pentagram was born. Pentagram which of audiences havereached to the millions since 28 years, will meet with its fans on 17 thFebruary of 2013 at 18.00 by the organization of Sunar Medya andEvent 34 for 5000 persons of concert. Travel to the Dream Land-Galtük

Rüyalar Ülkesine Yolculuk-GaltükTİM Show Center'ın Çocuklara Sömestr Tatili Hediyesi!Rüyalar Ülkesine Yolculuk - Galtük25 Ocak – 3 Şubat 2013 – 10 Gösteri

Rüyasında en sevdiği oyuncağı çalınan bir çocuğun fantastik,akrobatik, neşeli, umut ve sevgi dolu harika düşsel yolculuğu…

Galtük, Her yaştan izleyiciye keyif ve neşe veren, dansı ve tiyatroyuiki saatlik bir şov içinde birleştiren harika bir gösteri sunuyor. Akrobatsuaygırları, oyunbaz zebralar, ip atlayan flamingolar, kaplumbağalar,balıklar ve fareler… En eğlenceli ve en ilginç hayvanlar Galtük’te doğansonsuz rüyalar ülkesinde yaşıyor. Yirmiden fazla performans sanatçısı;akrobatlar, jonglörler ve dansçılar hep birlikte büyüleyici müziğinritimleri eşliğinde hayal gücü oyunlarının sözle yer değiştirdiği buülkeye hayat veriyor. Galtük evreni, farklı bir zaman ve boyutta yaşayanama aynı hayali paylaşan bir grup profesyonelin şovundan heyecanduyan, bütün çocukların zihninde yaşıyor. Galtük rüyaların doğduğuülkedir. Şovun devasa sahne dekoru rüya gibi bir yatak odasınıcanlandırır. Yatağın içindeki korkusuz çocuk, rüyasında en çok sevdiğioyuncağı olan dev zebrasının çalındığını fark edince yanından hiçayırmadığı büyük kuklasıyla ve fantastik hayvanlarla birlikte onu bulmakiçin “Rüyalar Ülkesi”ne yolculuğa çıkar.

Sömestr tatilinde her yaştan çocukların heyecanla seyredeceği bugösteriyi sakın kaçırmayın!

A mid-term present to the children from TİM Show Center Travel to theDream Land - Galtük25th January – 3rd February 2013 – 10 PerformanceFantastic, acrobatic, cheerful, hopeful and full of love a beautifulimaginary travel of a boy whom his toy has stolen in his dreamGaltük, presents a beautiful performance that combines dance andtheater in a funny and joyfull show for two hours for every generationaudiences. Acrobat hippopotamus, tricksy zebras, jumping ropeflamingos, turtles, fishes and mice... Most funny and interesting ani-mals are living in an eternal dream land that derives from Galtük. Per-formance artits more than 20, acrobats, jugglers and dancers areanimated this land that imaginary games replaced with word by ac-companied magical music rhythms. Universe of Galtük lives in themind of children who are excited from the show of a group of proffe-sional who live in a different time and dimension but share the samedream. Galtük is the land where the dreams are emerged. Enormousdecor of the show looks like a imaginary bedroom. When the fearlesschild in the bed realised that his gigant zebra which was the favoritetoy was stolen in his dream, he has gone to the Dream Land to find outit with his huge puppet and fantastic animals. Never miss this show which every age of children would see it withexcitement on midterm!

09

Page 10: Welcome Dergi 05

IMA Kanada’nın yepyeni süper starı IMA ile tanışmayahazır olun! İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul 29 Ocak 2013 20:00Dünya basınının 'Dalida kadar güzel, şarkıları Pink Martini veMonica Molina kadar sıcak' olarak bahsettiği IMA 2002sonbaharında piyasaya çıkardığı ilk albümünün Zucchero imzalışarkısı ‘Baila’ ile büyük ilgi görürken 2003 yılında gerçekleştirdiği50 konserden oluşan turnesiyle önemli bir hayran kitlesi kazandı.Pop, rock ve folk türlerini sentezlediği kendine özgü tarzıylaKanada’nın en sevilen kadın yıldızlarından biri haline gelen IMA2007 yılında yayınladığı ve kısa sürede altın plak satışlarını geridebıraktığı ikinci albümü Smile’de şarkıcı olmayı hayal ederkensöylemeyi düşlediği dünyaca ünlü meşhur şarkıları yorumluyor.Bugün Quebec bölgesinin gururu haline gelen sanatçı,Montreal’in ünlü sahnesi Théâtre St-Denis'deki performansıylada büyük övgü aldı.

IMA Be Ready to meet with the new superstar of Canada:İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul 29th January 2013 20:00By the definiton of World Presses, ”Her beautiness is like Dalida,and her songs are warm as Pink Martini’s or Monica Molina’s” IMAhas had a great interest by Baila the song signed by Zucchero at2002’s autumn and has had gained a huge fans by his 50 world-wide concert on 2003. By her original style which she mixed pop,rock, and folk styles she became one of most loved women starsof Canada. Ima, sings the most popular songs of the world whichshe was dreamed to sing them when she imagined her fame inher second album of 2007 which she outstrip the golden plakscores. The artist who became the proud of Quebec Provence hada great praise for her performance of Théâtre St-Denis in thesedays.

WWE RAWÜlker Sports Arena,İstanbul 23 Şubat 201320:00 WWE Live, ringde maçheyecanıyla dramatikeğlenceyi biraraya getiren,spor ve eğlencenin sıradışıbir karışımıdır. Bir rockkonserinden beklenecekdrama ve enerjiyi, canlı veheyecan verici ortamıneğlencesiyle birleştirenWWE Liveorganizasyonları aileeğlencesinin zirvesindeyer alıyor! John Cena,CM Punk, Ryback, DolphZiggler, R-Truth, ZackRyder, Kane, Daniel Bryan,Damian Sandow gibisüperstarları ringde canlıgörme şansıyakalayacağınız WWERAW mutlak eğlence vaadediyor.

Paul BanksNew York’lu Alternatif Müzik Grubu Interpol’ünSolisti Paul Banks, Solo Projesiyle 13-14 Şubat’taBabylon’da!2011 Haziran ayında grubu Interpol ile ülkemizi ilkkez ziyaret eden New York’lu sanatçı Paul Banks,bu sefer solo projesiyle 13 ve 14 Şubat’taBabylon’da İstanbullu hayranlarıyla tekrarbuluşmaya hazırlanıyor. Interpol ile kaydettiği başarılı albümlerin ardından2009 yılında Julien Plenti ismiyle yayınladığı JulienPlenti is... Scyscraper albümüyle büyük ses getirenPaul Banks’in solo macerası aslında diğer bütünprojelerinden daha eskiye dayanıyor. Interpol’denönce akustik gitarıyla bir çok farklı mekanda tekbaşına konserler veren Banks, Interpol’ün bayrağınıtaşımaya başladıktan sonra, solo çalışmalarını daihmal etmemişti. Bu yaz piyasa sürdüğü JulienPlenti Lives EP’si ile yeniden karşımıza çıkan PaulBanks, Ekim ayında ise “Banks” adlı yeni albümünüpiyasaya sürmeye hazırlanıyor.

Alternative Music Group Interpol’s solist PaulBanks from New York will be at Babylon withhis solo project. Paul Banks from New York who visited ourcountry on June of 2011 with his group Interpolis come to meet his fans from İstanbul with hissolo project on 13 – 14 of February at Babylon. Julien Plenti is... Skyscraper album which has agreat success 2009 was recorded after his suc-cesful records with Interpol; but Solo adven-tures of Paul Banks goes before Interpol. BeforeInterpol, Banks performed many solo concertin different places with his acoustic guitar, andafter carrying on the banner of Interpol hecontinued his solo career. By Julien Plenti LivesEP which launched in this summer, Paul Banksprepare his new album “Banks” in October.

WWE RAWÜlker Sports Arena, İstan-bul 23 Şubat 2013 20:00 WWE Live, is an extraordi-nary blend which com-bined the excitement ofthe match in the ring withdramatical fun. WWE LiveOrganization are at the topof the family entertain-ment which mixes thedrama and energy of arock concert with live andexcited ambience! WWERAW promises absoulteentertainment that youcould see on ring the su-perstars John Cena, CMPunk, Ryback, Dolph Zig-gler, R-Truth, Zack Ryder,Kane, Daniel Bryan,Damian Sandow.

10

Page 11: Welcome Dergi 05

Mükemmel Seyahatlerin Vazgeçilmez Adresi

TAV Tourism Hizmetleri

st ul A r zmir

Page 12: Welcome Dergi 05

Jason Andrews Magic ShowUluslararası Şampiyon İllüzyonist veShowman Jason Andrews İstanbul’ageliyor! 19 Ocak - 27 Ocak İstanbulBugün 25 yaşında olan Las Vegas kökenliJason Andrews’in illüzyona olan ilgisi, 12yaşındayken, Usta Sihirbaz LanceBurton’un gösterisini izledikten sonrabaşladı. Jason, sahne sanatları eğitimiiçin Las Vegas Akademisi’ne katıldıktansonra, 2007 ve 2008 yıllarında 2 kezAmerikan Ulusal Turnesi’nde misafiryıldız olarak yer aldı.Jason Andrews LasVegas döndükten sonra, prestijlikuruluşlardan Boyd Gaming’den “YılınShowman’i” ve Uluslararası SihirbazlarKardeşliği’nden “Uluslararası SihirŞampiyonu” ödüllerini aldı. Jason LasVegas’ta yıl boyunca yaptığı gösterileri,Hollywood’un dünyaca ünlü MagicCastle şatosunda da gerçekleştirmeyedevam ediyor.

Jason Andrews Magic ShowInternational Champion Illusionist and Showman Jason Andrews willbe soon in Istanbul! 19 January - 27 January IstanbulJason Andrews from Las Vegas who is 25 years old and his interest toillusion was started after his watching Master Magician Lance Burtonwhen he was 12 years old. After he joined to the Las Vegas Academyfor performing arts training, he get involved to American National Touras a guest star in 2007 and 2008 for two times. After he come back toLas Vegas, awarded to a prize of “Showman of the year” from BoydGaming which one of the prestigious organization and “Internationalmagic Champion” from International Brotherhood of Magicians. Jasonperforms his shows at worldwide famous Magic Castle of Hollywood,which he had performed during the year at Las Vegas.

Adalet, Sizsinizİstanbul , Ankara , Bursa ,İzmir 14 Aralık - 20 Ocak Muhsin Ertuğrulhocalarının, yazılarına“Perdeci” imzasınıatmasından esinlenerek,kendilerine “PerdeciOyuncular” adını yakıştıranRutkay Aziz ve TanerBarlas; ilk oyunları “Adalet,Sizsiniz”in provalarınısürdürüyor! ÜmitDenizer’in kaleme aldığı,Aysa ProdüksiyonTiyatrosu tarafındansahneye konan oyun;yargının siyasallaştığı üçtarihi olayı Sokrates,Galileo, Sacco veVanzetti’nin yaşamlarıüzerinden sahneye taşıyor.Rutkay Aziz ve TanerBarlas’ın birlikte rol aldığı vetam adı “Adalet, Sizsiniz(Sokrates, Galileo, Sacco,Vanzetti)” olan oyun, 2012yılı Cevdet Kudret EdebiyatÖdülü’ne layık görüldü.Ümit Denizer’in kalemealdığı “Adalet, Sizsiniz”insahne tasarımı ve giysileriise Metin Deniz imzasıtaşıyor.

Bubble ShowMost different show of last11 years Gazillion BubbleShow is in Istanbul by popu-lar demands! İstanbul 30thof January- 10th of February New York, Las Vegas, LosAngeles, Chicago, Seattle,Hollywood, Roma, paris,Berlin, Madrid, Tokyo,Helsinki, Stockholm, Singa-pore, Seul, Mexico City... Ineach country which hasgone watched with fullhouse, the most differentshow of last 11 years! MelodyYang the one of the memberof Yang familiy who en-chants everyone who watchher show all over the world,will perform her show byaccompanying of music,light and laser and gives anincredible experience.

Bubble Show Son 11 yılın en farklı gösterisi Gazillion Bubble Show yoğunistek üzerine bir kez daha İstanbul’da! İstanbul 30 Ocak - 10 Şubat New York, Las Vegas, Los Angeles, Chicago, Seattle, Hollywood, Roma, paris, Berlin,Madrid, Tokyo, Helsinki, Stockholm, Singapore, Seul, Mexico City... Gittiği her ülkedekapalı gişe izlenen, son 11 yılın en farklı gösterisi! Sihirli baloncuklarıyla dünyadaizleyen herkesi büyüleyen Yang ailesinden Melody Yang, muhteşem müzik, ışık velazer eşliğindeki benzersiz gösterisiyle inanılmaz bir deneyim yaşattıracak.

You Are the JusticeThe drama fully named as“Adalet, Sizsiniz (Sokrates,Galileo, Sacco, Vanzetti)”which Rutkay Aziz andTaner Barlas are acting to-gether was awarded to theprize of 2012 Cevdet Ku-dret Edebiyat Ödülü.Decor, stage design andcostums of the dramawhich was written byÜmit Denizer are carry outby Metin Deniz.Bubble Show

12

Page 13: Welcome Dergi 05

0212 259 59 19 www.reina.com.tr

Asya’dan Avrupa’ya uzanan bir klasik...

A classic between Asia and Europe... Exceeding its fame in its home country, Reina continues to be a prestigious night club; a tourist hot spot for newcomers to Istanbul. Right across a glimmering Istanbul silhouette, near the impressive bridge and phosphorescence filled Bosphorus waters, Reina regales

its visitors at the most beautiful spot in the city. Pleasure and entertainment is served simultaneously at this point on earth where Mother Nature has blessed so much.

Whatever your choice of taste, you will find what you are looking for within the multiple restaurants we have assembled under one roof.

Reina has become a prominent social club where the world stars visit, foreign state heads meet and talk and businessmen of all sorts reach deals worth billions of dollars.

Reina, celebrating its 10th birthday, hosted many Presidents and also celebrities including Bon Jovi, Sting, Eva Mendes, Uma Thurman, Bar Rafaeli, Kobe Bryant, Michael Schumacher, Monica Bellucci, Gisele Bundchen.

kulüp haline geldi.

Thurman, Bar Rafaeli, Kobe Bryant, Michael Schumacher, Monica Bellucci, Gisele

Page 14: Welcome Dergi 05

14

artsanat

Sergiye olan ilgiden dolayı memnun olduğunu ifade eden Günseli Kato,tuvalleri ile ilgili olarak, “Tokyo Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde aldığımeğitim ve Japonya’dan sağladığım malzemeler, eserlerimdeki farklılığın birboyutunu ortaya koyuyor; minyatür geleneğinden yola çıkaraktuvallerimde tam bir kültür birleşimine varıyorum.” dedi. Kato’ya göre, busanatın devam edebilmesinin tek yolu belki de ona yeni bir anlayışlayaklaşmak: “Sanatla tanışmam minyatürle olduğu için ismim “MinyatürSanatçısı” kaldı. Şu anda yaptığım şey de esasında minyatür değil zaten…Amacım, minyatürden yola çıkarak yeni bir yol bulabilmekti. Türkiye’dekiüniversitelerde (1970’li yıllarda) geleneksel sanat üzerine hiçbir bölümyoktu. Türkiye’nin Avrupalılaşma dönemiyle birlikte, kendi kültüründen biruzaklaşma yaşandı; saray kültürü bile “köylüleşti”. Minyatür, sadeceOsmanlı’ya mahsus bir şey değil. Benim de ilk tanışmam Osmanlı ile

Stated that she is glad about the interest for the exibition, “The educa-tion I have had at University of Tokio Fine Arts and the materials i pro-vided from Japan, are revealing the difference of the format at myworks and i reach to cultural mergence in my toiles based upon minia-ture tradition“ says Gunseli Kato about her toile. According to Kato, theonly way to continue of this art’s existence is perhaps to approach itwith an understanding. “Since my introduction to art was with minia-tures, my name is remained as “Miniature Artist”. Basically, what I'mdoing at the moment is not miniature already. My goal was to find anew way based on the miniature form. There were no any departmentabout traditional art at universties in Turkey in 1970s. By the period ofEuropeanization of Turkey, an divergence from own culture occuredand even palace culture ruralized at this time. Miniature is not some-

Günseli Kato’nun “MinyatürAyaklanması” isimli sergisi, duvarlara

sıkışıp kalmış minyatürleri canlandırıyor…Dolmabahçe Sanat Galerisi’nde açılan

“Minyatür Ayaklanması” adlı sergideGünseli Kato, insanlığın şifreleri

arasından kendi şifresini beliriyor âdeta…

Gunseli Kato`s "Miniature Uprising"exhibition dynamizes the minia-tures that stuck on the walls.Gunseli Kato determines her codefrom the codes of humanity in theexibition of "Miniature Uprising"where has opened at DolmabahçeArt Gallery virtually.

MİNYATÜRAYAKLANMASI

MINIATUREREBELLION

Günseli Kato

Page 15: Welcome Dergi 05

15

oldu; ama oradan geriye gittim ve kısmet beniJaponya’ya gönderdi. Benimkine “Postmodernminyatür” diyebilirsiniz; geçmiş yüzyılların yeni biranlayışı, üzerine taşlar koyup yeni bir üslupyaratılması... Bu, dünyanın her yerinde var.Amerika’da, bilhassa etnik kültürler üzerine çalışanbirçok sanatçı var, böylelikle isim sahibi oluyorlar...Mısırlı, Iraklı, Suriyeli sanatçılar gündemisallayabiliyor… Ama Türkiye’de bu kültür üzerineçalışan çok kişi yok! Çağdaş sanat adı altındaTürkler de büyük bir savaş veriyorlar; amadünyada çok büyük isim sahibi olmuş bir isim deyok maalesef… Oysa gelenekle övünebilmek içinminyatürü şimdiye uyarlamalıyız, türetmeliyiz vetüketmeliyiz...Günseli Kato

1956 yılında İstanbul’da doğan GünseliKato’nun resim çalışmaları 1974 yılında Prof. Dr.Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde yaptığıminyatür çalışmalarına katılmasıyla başladı. İki yılsonra Topkapı Sarayı Nakışhanesi SüslemeSanatları Bölümü’ne atandı. Marmara ÜniversitesiEğitim Fakültesi Resim Bölümü’nü 1980 yılındabitirdi. "Minyatür, hiçbir sanata benzemez.İnsanüstü bir çaba gerektirir. Gecenizi,gündüzünüzü, ömrünüzü ister. Derin tarih bilgisiister ve en ufak bir hatanızı da affetmez!" diyenKato'nun gençlik yılları Süleymaniye, Topkapı,Beyazıt kütüphanelerinde minyatür aramak, tarihöğrenmekle geçti. Japon işadamlarının kurduklarıvakıflar aracılığıyla tüm dünyadan gelenekselsanatlarla ilgilenen gençler aranırken “Sato Vakfı”Günseli Kato'ya burs teklif eder.

Sanatçımız, Japonya'ya gider ve çalışmalarınaTokyo Güzel Sanatlar Akademisi'nde devam eder.Üniversite, tarihinde ilk kez yabancı bir öğrenciyikabul etmiştir. 1985 yılında İslam Seramik SanatıUzmanı Takuo Kato ile tanışıp onun atölyesindeseramik çalışmalarına başlayan Kato, ilk yıl güzelsanatlarda, takip eden iki yıl da gelenekselbölümde eğitim alır, “İpek Yolu Kültürü” üzerineçalışır. Ülkenin dört bir yanında açtığı sergiler,konferanslar, seminerler birbirini izler. Kato, 17 yılınsonunda, Tokyo'da kendi adına açtığı bir minyatürokulu da olan, herkesin tanıdığı ünlü bir sanatçıdır.Nihayetinde, 1994 yılında “Asahi Gazetesi KültürMerkezi”nde “Günseli Kato Türk Minyatür Sınıfı”açılır. Günseli Kato, yılda iki kez bu okulda dersvermeyi sürdürüyor…

thing that only belongs to the Ottoman. My first encounter was to the Ottomans; but from there iwent back and my fortune sent me to Japan. You can call as “Postmodern Miniature”; a new un-derstanding of past ages and creating a new style by putting on stones... It's all over the world. InAmerica, there are many artists working on particular ethnic cultures, thus becoming theowner of the name.. Egyptian, Iraqi, Syrian artists can be on the agenda..But in Turkey there areno many people working on this culture. The Turks are struggling under the name of contempo-rary art; however there is no any name that has become the owner of a big name unfortunately.In fact, we should reproduce, we should consume and we should adapt the miniature to presenttime in order to proud of the tradition. Günseli Kato Gunseli Kato was born in Istanbul in 1956. Günseli Kato had an interest in painting and started topaint in 1974, when she participated in Prof. Dr. Süheyl Ünver’s miniature class at the TopkapıPalace Museum. Two years later, Kato was appointed as an instructor to the Topkapı PalaceMiniature and Decorative Arts Department. In the same year, she started her academic educa-tion at the Marmara University, Faculty of Education - Painting Department, and graduated in1980. "Miniature, there is no any art alike. It requires a superhuman effort. Asks your days andnights, asks your life. Asks a deep knowledge of history and never forgives your mistake! " saysGunseli Kato. Her youth years has passed searching for miniatures in libraries of Beyazit andlearning the history about it. During the foundations established by Japanese businessmenwere searching for young people all over the world who are interested traditional arts, "SatoFoundation" offers a scholarships to Gunseli Kato. She furthered her education at the Tokyo ArtUniversity, Faculty of Fine Arts. The University has accepted a foreign student for the first timein it’s history. In 1985, Günseli Kato started her studies in ceramics with Takuo Kato, an expert inIslamic Ceramic Arts, and continued to her education at traditional department following twoyears also worked on “Silk Road Culture”. Opened exhibitions across the country, conferences,seminars follows each other. At the end of seventeen years Kato becomes a famous artist whohas a miniature school in Tokio. Finally, a Turkish miniature class was initiated at the AsahiJournal Cultural Centre under Günseli Kato’s name, and she continues to teach there, travellingtwice in every year.

Page 16: Welcome Dergi 05

‘UstanınGünü’THEMASTER’SDAY

16

newshaber

Prof. Dr. Uğur Derman, Hasan Çelebi, Erol Evgin, VakıfBaşkanı Ali Tokul, Devrim Erbil, Yedirenk Sanat Vakfı Mütev-elli Heyet Başkanı Ahmet Sait Kavurmacı, Melihat Gülses,Yedirenk Sanat Vakfı kurucu ve yöneticilerinden GaroMafyan, Erhan Güleryüz ve Mustafa Çelebi

Page 17: Welcome Dergi 05

Yedirenk Sanat, projelerini hayata geçirmek üzere bir dizifaaliyetlere başladı. Bu çerçevede ilk adım olarak ‘Ustanın Günü’

programını hayata geçirdi. Topluma mal olmuş sanatçıları ve eser-lerini gündeme taşıyıp onurlandırmayı hedefleyen “Ustanın Günü”

programı Four Seasons Otel'de gerçekleşti. Programda ustaressam Devrim Erbil ve usta hattat Hasan Çelebi ağırlandı. Sanataömrünü adamış, dallarında zirveye çıkmış bu ustalara ‘onur ödülü’verildi. Gece basın toplantısı ile başladı. Toplantıya Yedirenk Sanat

Vakfı kurucu ve yöneticilerinden Ahmet Sait Kavurmacı, GaroMafyan, Erhan Güleryüz ve Vakıf Başkanı Ali Tokul ile ödül alacakustalar ve kalabalık bir davetli grubu katıldı. İstanbul Sazendeleri,

Piatango ve Sumru Ağıryürüyen’in mini konserlerinden sonra De-vrim Erbil ve Hasan Çelebi için çekilen kısa belgesel film izletildi.

Daha sonra vakıf başkanı Ali Tokul vakıf ve program hakkında kısabir bilgi verdi. Ressam Devrim Erbil ve Hattat Hasan Çelebi’nin

duygularını ifade ettikten sonra ödül törenine geçildi. Sanatçı ErolEvgin ve Melihat Gülses’in de katılımıyla gecenin anısına çekilen

fotoğraflarla gece sona erdi. Gecede misafirlere özel hazırlanmışbir menüden yemek ikram edildi.

Yedirenk Sanat has started a series of activities to realize its projects.The first Project, the Master’s Day Program, whose aim was to makethe artists who attributed to the society and their works a currentissue, was realized in Four Seasons Hotel. Master painter Devrim Erbiland master calligraphist Hasan Çelebi have been put as guests in theprogram. “Honorary Rewards “have been presented to these artistswho devoted their lives to art and reached the peak in their profes-sions. The night began with a press conference. Ahmet Sait Kavur-macı, who is one of the founders and managers of Yedirenk SanatWaqf, Garo Mafyan, Ali Tokul, who is the president of the waqf, theartists whom would be rewarded and a crowded group of invitedguests participated in the program. A short documentary film aboutDerya Erbil and Hasan Çelebi was shown after the mini concerts ofIstanbul Sazendeleri, Pilango and Sumru Ağıryürüyen. Later, thepresident of the waqf, Ali Tokul made a short explanation of the waqfprogram. After painter Devrim Erbil and calligraphist Hasan Çelebihad expressed their feelings, the reward ceremony took place. Thenight ended after the photoghraphs had been taken in memory ofthe night with the participation of the artists Erol Evgin and MelahatGülses. The guests were offered meal from a special menu.

17

Page 18: Welcome Dergi 05

18

Page 19: Welcome Dergi 05

Ali Tokul –Vakıf Başkanı “Bu projeyle sanat dünyasına emek vermişustaları onurlandırmayı amaçlıyoruz. Gelecek nesillere aktaracak önemlibirikimleri olan bu usta isimleri hatırlamak ve onların değerine ka-muoyunun dikkatini bir kez daha çekmek, en büyük dileğimiz. Hayatıgüzelleştirmenin yolu sanattan geçiyor. Cemil Meriç’in de dediği gibi“Sanatın biricik vazifesi insanları birbirine sevdirmek.” Buna her za-mankinden çok ihtiyacımız var. Sanatçılar bizim hayatımızı anlamlıkıldılar. Onlara bir kez daha teşekkür etmek, onlara ihtiyacımız olduğunusöylemek, hayranlığımızı bir kez daha dile getirmek için bir bahane bu.” Garo Mafyan – Yönetim Kurulu Üyesi “Ülkemizde çok sayıda ustasanatçı var ve maalesef onları hakkıyla destekleyemiyoruz. Önemlisanatçılarımızın onurlandırılması ve kendilerine, sanatlarına dair farkın-dalığın artırılması adına ne yapabiliriz diye düşünürken böyle bir etkin-likte karar kıldık. Çünkü sanatçı unutulduğu gün ölür. Bunun önünegeçmek için elimizden geleni yapacağız.”Erhan Güleryüz– Yönetim Kurulu Üyesi Benden önce Vakıfbaşkanımız ve Garo beyin söylediklerine ek olarak şunu söyleyebilirim:Yedirenk Sanat Vakfı bünyesinde böylesi organizasyonlara imza atmakbizim için gurur verici. Ustalarımızı onurlandırmak bir ayrıcalıktan çokbizim görevimiz olmalı. Gelecek nesillere aktaracak önemli birikimleriolan usta isimleri daima hatırlamak görevimiz ve dileğimiz. Hayran-lığımızı bir kez daha dile getirmek için de bir bahane bu.Devrim Erbil “Bu kadar genç bir vakfın böyle bir projeyle bizi hatırla-ması çok mutluluk verici. İnsanlık, birliktelik ve barış için sanat tek umut.Bu etkinlik sayesinde Hasan Bey'i yakından tanıdım. Hat sanatının bubüyük ustasına çok saygı duyuyorum. Osmanlı döneminde dünyayagelseydim mutlaka hattat olurdum. Bu etkinlik gelenekle çağdaşı birarada görme özlemimi dindirdi. Türkiye'nin çağdaşlaşma hızının ge-leneği inkar etmeden yepyeni bir mecra bulması lazım. Bu tarz organi-zasyonlar gençlere umut ve heyecan veriyor. Gençlere, başarılı olduklarıtakdirde ödüllendirilecekleri ve onurlandırılacaklarının fark ettirilmesi çokönemli”Hasan Çelebi “Geçtiğimiz yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat BüyükÖdülü’nü alırken de çok mutlu olmuştum. Devletimiz sonunda bizihatırladı diye. Birilerinin düşünüp bizim sanatlarımızı hatırlayıp onlaradeğer vermesi o kadar güzel ki... Sanatlarımızın gün yüzüne çıkmayaihtiyacı var. Biz yıllarca bu günleri bekledik. Bir radyo, bir gazete; dahatelevizyon bile yoktu, acaba bizim sanatımızdan bahseder mi diye bekl-eye bekleye yıllarımız geçti. Sonunda o günler geldi. Çok şükür. Herkessağ olsun, var olsun. Türkiye'de hat sanatının geleceği çok iyi. Yavaşyavaş eski gücüne kavuşuyor. Hat konusunda bütün dünyanın gözübizde. Bu sanatın kökünün bizde olduğunu biliyorlar. Gençlerden bu işiönemseyerek yapmalarını rica ediyorum çünkü herkes bizdenöğreniyor. Dışardan gelenler yanlış ve eksik öğrenmesinler. Bu sanatınanası, kökü biziz.” Erol Evgin - Sanatçı “Sanatımızın iki büyük ustası Sayın Devrim Erbil veSayın Hasan Çelebi onuruna gerçekleştirdiğiniz muhteşem gece için çokteşekkür ederim. Yedirenk Sanat Vakfı’na emek veren herkesi, sayınbaşkan değerli mesai arkadaşlarını yürekten kutlarım.”Nilgün Şensoy – Geleneksel Türk Sanatları Uzmanı “Dünya stan-dartlarının çok üstünde bir program gerçekleştirdiniz. Ben hayretleriçerisindeyim. Çok teşekkür ederim. Böyle programlara çok gittim. Hiçbirinde burada gördüklerimi görmedim.”

Ali Tokul – Waqf President“With this Project , we aim to honor the artists who worked for the

world of art. Our greatest wish is to remember the names of these artistswho have important accumulation to be transferred to the next genera-tions and to attract the attention of the community once again to theirvalue. Art is the way of beautifying life. As Cemil Meriç stated, “The onlytask of art is to make people love each other.” We need this more thesedays than any other time. Artists make our lives meaningful. This is an ex-cuse to thank them once again, to tell them that we need them and to ex-press our admiration for them.”Garo Mafyan-Member of Executive Committee “There are manyartists in our country, but unfortunately we can not support themthorouhly. We decided to organize such an activity while we were thinkingabout what we could do to honor our important artists and to raise theawareness in the society regarding these artists and their works; because,the artist dies the day he is forgotten. We will do our best to prevent this.”Erhan Güleryüz-Member of Executive Committee “In addition towhat our president and Mr. Garo Mafyan have said, I can say this: we feelproud to realize such organizations as Yedirenk Sanat Waqf. To honor ourmasters must be a privilege for us rather than being a task. It is our wish toremember the names of the masters who have important accumulationsthat should be transferred to the next generations. This is also an excuse toexpress our admiration.

Devrim Erbil,”Being remembered by such a young waqf with such anorganization really gives happiness. Art is the only hope for humanity,unity and peace. I was acquainted with Mr. Hasan owing to this activity. Ihighly respect this great master of calligraphy. I would have been a cal-ligraphist for sure if I had been born in the Ottoman Period. This activity hasended the desire for seeing the tradition and the contemporary together.The pace of Turkey to become contemporaneous should find a completelynew course without denying the tradition. These kinds of organizationsgive the youth hope and excitement. It is very important to make the youthknow that they would be honored and rewarded if they were successful.”Hasan Çelebi “ I also felt very happy when I received the Great Presiden-tial Award of Culture and Art last year. Our state had remembered us at last.It is nice to have someone to remember and value our art. Our art needs tocome to light. We have waited for these days for years. We waited for yearsfor a radio channel, a newspaper... there were no tv channels then… to men-tion our art. Those days have come at last.The future of calligraphy is inspir-ing in Turkey. It is slowly regaining its old strength. The world is watching usin calligraphy. They know that we are the origin of this art. I want the youngartists to perform this art seriously because everybody learns from us.Those coming abroad shouldn’t mislearn this art. We are the mother, theorigin of this art.”Erol Evgin-Artist “I thank you a lot for this splendid night you realized inhonor of two important masters of our art, Mr. Devrim Erbil and Mr. HasanÇelebi. I sincerely congratulate everybody who has worked hard atYedirenk Sanat Waqf, the president and his colleagues.”Nilgün Şensoy-Traditional Turkish Art Expert “You realized a pro-gram over the world standards. I’m in amazement. I participated in similarorganizations, but I didn’t see what I have seen in this one in either ofthem.”

Kim dedi? Ne dedi? Who said? What he said?

19

Page 20: Welcome Dergi 05

Hasan Çelebi’nin, Hafız Osmanve Rakım'dan gelen yolaHamid Bey'le eklemlenmekteolan üslûbu, kişisel karakteris-tiğinin de zirveye ulaştığı birnitelik kazanmıştır. İstif içindeharflerin ölçülerinden tavizvermeksizin, teşrifatı ön plandatutan (okunuşu mümkün kılan)bir kompozisyon prensibinibenimsemektedir. İstiflerdezaman zaman simetrikdengeyi oluşturmak için bazıharflerin müsanna istif imişce-sine - Bursa Ulu Camii'ndeŞefik Bey'in yazılarında çokçarastladığımız gibi - tersindenyazılışlarını da görebiliriz.Çelebi’nin mürekkebininkağıda bıraktığı saydam leke,kalemin el ile bütünleşmiş tümustalıklı kıvrım - hareket - ve birseferde yazım sadeliğini yan-sıtmakta; harflerin şeffaflıkla,tashihattan uzak yalınlıklarıgöze çarpmaktadır. HasanÇelebi; kırk yılı aşan sanat hay-atında, tüm zamanlarınıkuşatan Hattı (yazısı) ile,geçmiş ve bugünün sanatınaköprü olmuş müstesna kişilik-lerden ve modern zamaniçinde geleneksel tavrı yaşayan- yaşatan Hat üstatlarındandır.Hat sanatına 1964 senesindeMerhum Halim Özyacı’dannesih yazıyı meşkle başladı.Kısa süre sonra hoca vefat ed-ince sanat çevresinden ileri ge-lenlerin vasıtasıyla HamidBey’den sülüs meşk etmeyebaşladı. Daha sonra 1966’damerhum Kemal Batanay’danda rik’a ve ta’lik derslerimeşkine başladı. Önce 1971senesinde Hamid Bey’densülüs-nesih, 1980 senesindeise Kemal Batanay’dan ta’likicazetini aldı.

HasanÇelebi

20

Page 21: Welcome Dergi 05

1937, Uşak doğumludur. İlköğrenimini kendi deyişi ile "Çitlembik" ağaçlarınıngölgeli yollarına bağlı Balıkesir Gazi ilkokulu’nda, liseyi ise Balıkesir Lisesi’ndetamamladıktan sonra şimdiki adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesiolan Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’ne yetenek sınavınıkazanarak 1955 yılında girdi. Halil Dikmen ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nunöğrencisi olarak1959’da mezun oldu. İlk sergisini daha lise öğrencisi iken TürkAmerikan Derneği’nde açtı. Arkadaşlarıyla aynı yıl Soyutçu 7’ler grubunukurdu. 1962 yılında Akademi’ye asistan olarak girdi. Bedri Rahmi Eyüboğlu,Cemal Tollu ve Cevat Dereli atölyelerinde görev aldı. Altan Gürman, AdnanÇoker, Sarkis ve Tülay Tura ile Mavi Grup’u1963 yılında kurduktan sonra İs-panya Hükümeti’nin sanat bursu sınavlarını kazanarak gittiği Madrid veBarcelona’da başladığı sanat araştırmalarına Paris ve Londra’da devam etti.

1970 yılında Doçent oldu. Türkiye Çağdaş Ressamlar ve Görsel SanatçılarDerneği Başkanlığı , 1979-1982 yılları arasında İstanbul Resim Heykel Müzesi

Müdürlüğü görevlerinde bulunan Devrim Erbil, 1981 yılında profesör oldu.1985’te başladığı Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ResimBölümü Başkanlığını üç yıl sürdürdü. 1988’ ile 1990 yılları arası Yıldız Üniver-sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bölüm başkanlığı, yapan sanatçı, 1990yılında bu kez Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi dekanyardımcılığı görevine getirildi. 1991 yılında Devlet Sanatçısı ünvanını aldı.2004 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden emekli oldu.Eserlerinin bulunduğu müzelerİstanbul Resim ve heykel müzesi, Ankara Resim ve heykel Müzesi, İzmirResim ve Heykel Müzesi, Ankara Milli Kütüphane Koleksiyonu, İzmir SelçukYaşar Müzesi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi, BükreşModern Sanatlar Müzesi, Minnesota Ben and Abby, Grey Foundation Kolek-siyonu, İskenderiye Güzel Sanatlar Müzesi’nde, Yugoslavya Banja Luka, Um-jetnicka Garerija,

DevrimErbil

21

Page 22: Welcome Dergi 05

22

musicmusiki

1966’da Kırklareli'nde doğdu. Müziğe sekizyaşında, babası Muzaffer Baktagir'in gözeti-minde başladı. 1988'de İTÜ Türk Musikisi De-vlet Konservatuvarı'ndan mezun olarak bir yılsonra lisansüstü eğitimine başladı. Aynı yıl,Tanburi Necdet Yaşar yönetimindeki KültürBakanlığı İstanbul Devlet Türk Müziği Toplu-luğu'na girdi. "Necdet Yaşar Ensemble" ileçeşitli ülkelerde konserler verdi.

Beste çalışmalarına konservatuvar yıllarındabaşlayan Göksel Baktagir'in, 35’i sözlü ve 160’ıenstrümantal olmak üzere 250 kadar besteçalışması bulunmaktadır. Eserlerinin birçoğuTRT repertuvarına alınmış, "Sazım" adlı zavil sazsemaisi, 1990’da TRT tarafından düzenlenen biryarışmada ödül kazanmıştır. "Tek Kelime" adlımuhayyerkürdî şarkısı, Milliyet gazetesi tarafın-dan 1997’nin en sevilen 10 şarkısı arasınaseçilen sanatçının "Doğu Rüzgârı" adlı albümü2000’de Türkiye Yazarlar Birliği tarafından ödül-lendirilmiştir. 2004 yılında merkezi İsviçre'debulunan Avrupa Birliği Vakfı'ndan Yılın MüzikÖdülü’nü almıştır.

I would like to express my happiness due to therealization of my album which I have beendreaming for a long time. The tracks of thealbum which I call as Songs Like a Dream “Joyof Heart” has also been recorded with my per-former friends at the same time. We got therhythm of the heart to feel excitement andheaded for the center of enthusiasm. The inter-est shown to the instrumental music made usextremely happy, where we have been invitedto Arab Countries in order to perform the art ofmusic and we tried to embrace the East by cre-ating oriental voices in our emotion toile withenthusiasm com’ng from our souls.

Scattering from the notes of emotions,there is a pearl of the world as told by the grandmaster Necip Fazil Kısakürek’s poem - “MyDear Istanbul” . We reflected the orientalsounds of our magical civilizations city. Whilewe were babbling with cheerful voices, some-times autumn winds between shadow cloudswere throwing us to the Sahara and with asense of helplessness or obscurity we lookedfor lost civilazition called Atlantis and met withstorms of our free spirit. We said “Oh God” tofeel better our Reason for Being and we fell intothe hearts with my friend Rashid Gholam who

GÖKSEL BAKTAGİR

Hayal Gibi EzgilerAdorable melodies

Page 23: Welcome Dergi 05

23

is singing with his heart voice through His guidance. My artist folks who joined into our journey which is the center of

enthusiasm and feeling of the rhythm;I would like to thank to Baki Kemancı, Eyüp Hamiş, Ser-han Yasdıman, Şevket Aşıkuzun, Murat Süngü, Aykut

Sütoğlu, Umut Sel, Bülent Elmas, Oray Yay, SezginUçarlar, Rachid Ghoam, Şennur Dinleyen, Ahmet

Şafak el-İmam, Muharrem Hafız, UbeydullahSezikli, Muhammed Sevinç ve Tayyip Durceylan;to my artist Ender Doğan, who worked on dili-gently meaning for influence to heart which readas an ode named Nutk-u Şerif between the tracktitle name is Oh God; to dear Ahmet Karaduman

who produced recordings; to my dear friend İlhanHarmancı who has efforts for mix and mastering; to

my friend Selçuk Kurban for photographs and thankto dear Murat Çekçekoğlu who worked with his heart

for the graphic design works for our album.With our album, which we started to our journey by saying

the name of the God; we hope to be able to reach to the hearts of ourlisteners with love.

Tons of love Göksel Baktagir www.gokselbaktagir.comGÖKSEL BAKTAGİRHe was born in 1966 in Kırklareli. He started to music training when

he was eight years-old under the supervision of his father Muzaffer

Baktagir 1984’ten bu yana, kanun icrasında diğer tekniklerin yanısıra, özellikle "sol el" için geliştirdiği teknik üzerine çalışmalarınısürdürmektedir. Günümüzün en önde gelen kanunicracılarından biri kabul edilen sanatçı, temelde bir Türkmüziği enstrümanı olan sazının tüm olanaklarınıdeğerlendirerek, bakış açısını New Age, caz gibidiğer müzik türlerine doğru genişletmiştir. Bubağlamda, Doğu ve Batı müzik dünyasınınönemli adlarıyla konserler vermektedir.

Mercan Dede "Secret tribe” grubunda yeralmıştır. Yirmi üç ülkenin önde gelensanatçılarından oluşan Tefken FilarmoniOrkestrası’nın saz solistlerindendir. 1999'dan beri“İstanbul Sazendeleri” grubuyla Türkiye içinde vedışında, özellikle akademik kurumlarda konserlervermektedir. Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul De-vlet Türk Müziği topluluğundaki görevinin yanında, İs-tanbul Fasıl Topluluğu’nda da çalışan Baktagir, bu topluluklarlaİngiltere, Fransa, Danimarka, İsveç, Belçika, Hollanda, Almanya, İs-panya, İtalya, İsviçre, Makedonya, Malta, ABD, Kanada, Arjantin,Malezya, Hindistan, Türkmenistan,Azerbaycan ve Japonya’da kon-serler vermiştir. Çeşitli ülkelerde ve Türkiye’de kanun “workshopları”düzenlemektedir.

CNN-Türk yapımı, İstiklal Marşı Belgeseli’nin müziklerini

Page 24: Welcome Dergi 05

bestelemiş ve Yurdal Tokcan ile birlikte düzenleyip icra ettikleri “Azeri”bestesi the Passion of Christ filminin müzikleri arasına girmiştir.

Sanatçı ayrıca yayımlanmak üzere bir kanun metodu üzerindeçalışmakta, bugüne kadar yayımlanmış eserlerinin yer aldığı bir notakitabını da yayına hazırlamaktadır. Sanatçı Haliç Üniversitesi Türk Müz-iği Konservatuvarı’nda Öğretim görevlisi olarak hizmet vermiştir.

Sanatçı, Füsun Baktagir ile evli olup Buğra Can ve Cansu adlı ikiçocuk babasıdır.

Albümlerinden bazıları: Okyanustaki Sesler, Kervansaray-5, Günlük,Doğu Rüzgarı, Okyanustaki Sesler-2 (Cananım), Okyanustaki Sesler-3(Hüzün), Sezgiyle Seslenişler, Sirtolar ve Longalar, Hayal Gibi, DoğuRüzgarı-2 (Sıla), Gurbet Türküsü, Hayal Gibi-2 (Hatıra Defteri), Furtuna,Hayal Gibi-3 (Aşk Masalı)

Katıldığı festivaller ve birlikte çaldığı sanatçılardan bazıları:Susan Kalifastauris (Akbank Caz Festivali-1994)Lawrence "Butch" Morris ile (Akbank Caz Festivali-1995; CD: 1996)Kanun Festivali (Yunanistan, 1996)Ross Daly(2005)Djaffer Youssef (2006)Karl Berger Octet, Trilok Gurtu, Mercan Dede Ensemble, Ömer

Faruk ve Hacı Ahmet Tekbilek, Mısırlı Ahmet (İsmet Sıral Creative MusicStudio 2006-İstanbul Caz Festivali) EXPO 2010 SHANGAI (İstanbulSazendeleri),Aralık 2010 Mısır Turnesi (Hayal Gibi Grubu)Mart 2011Fransa –Marsilya Babel Med Müzik festivali(İstanbul Sazendeleri),Nisan2011 İspanya Turnesi (İstanbul Sazendeleri) Şubat 2012 İsviçre (İstanbulSazendeleri)

Baktagir. In 1988, graduated from Istanbul Technical University TurkishMusic State Conservatory and began graduate education one year later.At the same year, he participated to the Ministry of Culture IstanbulState Turkish Music Ensemble which conducted by Tanburi NecdetYasar, and gave concerts in various countries with “Necdet Yasar En-semble”.

Since 1984, besides his performance on zither, Baktagir continues tohis work on the technical development, especially for the left hand aswell as other techniques he also developed. Considered one of today'sleading zither performer artists by evaluating all the possibilities of saz(a stringed instrument) which is basically a traditional Turkish musicalinstruments; he expanded his perspective to other types of music suchas New Age and jazz. In this context, he is performing concerts togetherwith important names from East and West.

Baktagir, was in the group of Mercan Dede’s Secret Tribe. He is sazsoloist of the Tekfen Philharmonic Orchestra which consists of twenty-

three country’s leading artists. Since 1999, with Istanbul Instrumen-talists group, he has given concerts especially in academic institu-tions in Turkey and abroad. In addition to his duty at Culture andTourism Istanbul State Turkish Music Band, he works in IstanbulFasıl Band and with those bands he has given many concerts inUnited Kingdom, France, Denmark, Sweden, Belgium, the Nether-lands, Germany, Spain, Italy, Switzerland, Macedonia, Malta, USA,Canada, Argentina, Malaysia, India, Turkmenistan, Azerbaijan and inJapan. He also organized the zither workshops in various countriesand in Turkey.

He is married with Fusün Baktagir and has two children; Buğra Can andCansu. Some of from his albums: Voices in Ocean, Kervansaray-5, Diary,East Wind, Voices in Ocean -2 (My Sweetheart), Voices in Ocean -3 (Sorrow),Calling Out with Feelings, Cyrotos ve Longas, Like a Dream, East Wind-2(Foreign Land), The Song of Homesick, Like a Dream-2 (Diary), Storm, Like aDream-3 (Love Story)

24

Page 25: Welcome Dergi 05

Suda Kebap

Suda Kebab

Page 26: Welcome Dergi 05

26

newshaber

HasköyYün İplikFabrikası

Osmanlı döneminde ağırlıklı Yahudilerin ve Rumların yaşadığı Hasköy tarihiyle göz kamaştırıcıbir bölge. Alber Eluaşvili'ye ait iplik fabrikasının hemen arkasında 1591 yılında yapılmış olan Kır-mızı Minare Camii var. Bölgede 3'ü faal 25 sinagog bulunuyor. İşte giderek sanatla tarihin içeçegeçmeye başladığı Hasköy'ün şimdiki sakinleri sanatla doğrudan olmasa da tanışmanın kar-maşık duygusunu yaşamaya başlamış.

Baba Elyo Eluaşvili ve dede Abram Eluaşvili'nin kurduğu yün iplik fabrikasının başında olanAlber Eluaşvili, Galerist'in çiçeği burnunda yeni sahipleri Melkan Tabanlıoğlu ve Taha Tatlıcı'nınfabrikanın bir sanat etkinliğine ev sahipliği yapması teklifine kayıtsız kalamamış. Hemen işekoyulan Galerist, binanın tepesine sergiyi düzenleyen mentalKlINIK adı neon ışıklarıyla yazıncadavetin yapıldığı gün Alber Eluaşvili'nin kapısını mahalleli gelip çalmış. Yüzlerinde mutlu bir ifadeolan mahalleli Eluaşvili'ye, 'Mahallemizde klinik açılmış. Hayırlı olsun. Hastalarımızı getirebilir

Hasköy Yün İplik Fabrikası, artık her türlü sanatsal etkinliklerin ve şirket organizasyonlarının yapılabildiği etkileyici bir mekan...

Hasiköy Wool Spinning Factory is an effective place for anykind of artistic events and company organizations...

Hasköy is a glamorous district with it’s history where the Jews and Greeks were lived during the Ot-toman Empire period. There is Red Minaret Mosque which has been built up in 1591 behind the Woolspinnig Factory that belongs to Alber Eluaşvili. There are 3rd of 25 sinagogs are active in that region.Now the current residents are in complicated feelings of meeting the art however it’s become indirectly.

Alber Eluaşvili who manages the wool spinning factory which was established by his father Elyo Elu-aşvili and his grandfather Abram Eluaşvili could not be oblivious to proposal of newest owners of GaleristMelkan Tabanlıoğlu and Taha Tatlıcı to host an art event. As soon as possible started to work Galeristwhen put the name of the sponsor of the mentalKlINIK with neon lamps top of the building, the neghi-bours has come and knocked the door of Alber Eluaşvili on the date of the invitation. when they asked toEluaşvili With a happy smile: “The clinic was opened in our district. Get better. Could we bring our pa-

AlberEluaşvili'

KadirTopbaş

Hasköy Wool Spinning Factory

Page 27: Welcome Dergi 05

27

tients here?” , Elueşvili was baffled by howto respond.

Hasköy Wool Spinning Factory was es-tablished in 1952 by Elyo Elvaşvili with hisfather Abram Elvaşvili. The purpose was toproduce spinning wool in our country thatwas imported before. Production was firstlybeginning by producing colourful woolyarn, then in 70’s went by producing handknitting thread then after the 80’s manu-facture of knitwear from yarn was added tothe production groups. There were thou-sands of directors and workers worked forlong years and retired from Hasköy WoolSpinning Factory. In 50’s, they were the firstmembers of Istanbul Chambry of Industryand it was the first spinning factory and oneof the first industrial establishment.

Nowadays the products are imported tothe various countries. Günümüzde üretimidevam eden ürünler muhtelif ülkelere ihraçedilmektedir. The products which manu-factured in various colour by fasihon anddesign have additional value are producedin the factory. With it’s production functionsinto the factory some areas are utilized forexhibiton hall for Istanbul Bienal, SovereignArt Europe Culture Prize and IKSV 40thyears celebration concerts and variouscompanies’ catalog shoots.

Herald Tribune, New York Times andprecious local press interested in these ac-tivities. By it’s production, fashional, culturaland artistic events and to come the first ex-hibiton and conference, the factory en-riches the historical texture of Golden Horn.

Kırmızı Minare Sokak, 34445 Beyoğlu,34445 İstanbul TEL: 0212) 369 8810

miyiz' diye sorunca Eluaşvili ne cevap vere-ceğini şaşırmış.

Hasköy Yün İplik Fabrikası 1952 yılındaElyo Elvaşvili tarafından babası Avram El-vaşvili’yle beraber kuruldu. Amaç daha öncekiyıllarda ülkemize ithalat yoluyla gelen yünipliğini ülkemizde imal etmekti. Öncelikliolarak renkli yünlü dokuma ipliğiyle başlayanimalat daha sonraki 1970’li yıllarda el örgüipliği ve 1980’lerden itibaren de triko ipliğiimalatı üretim grubuna dahil oldu. HasköyYün İplik Fabrikasında uzun yıllar çalışıpbugünlere gelen binlerce yönetici ve işçiyetişmiş olup, emekli olmuşlardır. 1950’li yıl-larda İstanbul Sanayi Odasının ilk üyeleri ol-makla beraber Beyoğlu bölgesindeki ilkkurulan iplik fabrikası ve sanayi kuruluşların-dan biri oldu.

Günümüzde üretimi devam eden ürünlermuhtelif ülkelere ihraç edilmektedir. Katmadeğerli, moda ve tasarımla değişik renklerdeoluşan ürünler farklı karışımlarla imaledilmektedir. İmalat fonksiyonlarıyla birliktebazı alanlarında İstanbul Bienalinde sergi sa-lonu, Sovereign Art Avrupa Kültür ödülü veİKSV ’nin 40’ıncı yıl kutlamaları kapsamında(konseri) ayrıca muhtelif şirketlerin katalogçekiminde kullanılmaktadır.

Konu Herald Tribune, New York Times vedeğerli yerli basınında ilgisini çekmekle be-raber imalat, moda, kültür, sanat aktiveleri vegerçekleşecek ilk sergi ve konferansla tarihiHaliçin dokusuna ayrı bir zenginlik katmak-tadır.Kırmızı Minare Sokak, 34445 Beyoğlu, 34445İstanbul TEL: 0212) 369 8810

Page 28: Welcome Dergi 05

Havalimanı işletmeciliği alanında Türkiye’nin dünyadaki lider markası TAVHavalimanları’nda Dış İlişkiler Direktörlüğü’ne Mehmet Erdoğan, Finans

Direktörlüğü’ne Burcu Geriş.. Havalimanı işletmeciliği alanında Türkiye’nindünyadaki lider markası TAV Havalimanları’nda Dış İlişkiler Direktörlüğü’ne

Mehmet Erdoğan, Finans Direktörlüğü’ne Burcu Geriş, Kurumsal İletişimDirektörlüğü’ne Bengi Vargül ve Yatırımcı İlişkileri Direktörlüğü’ne Nursel

İlgen atandı. Türkiye’nin yanı sıra bölgede de lider havalimanı işletmecisikonumunda bulunan TAV Havalimanları’nda 1 Aralık 2012 itibariyle üstyönetime dört yeni atama gerçekleşti. Genel Sekreter Yardımcısı olarak

görev yapan Mehmet Erdoğan önümüzdeki dönemde Dış İlişkiler Direk-törlüğü görevini üstlenecek. Türkiye’de proje finansmanını ilk gerçek-

leştiren şirketler arasında yer alan holdingde Finans Direktörlüğü’ne(CFO-Chief Financial Officer) Proje ve Yapılandırılmış Finansman Koordi-

natörü Burcu Geriş getirildi. Geriş, İDO Genel Müdür Vekili olarak şirkettenayrılan Murat Uluğ’dan boşalan koltuğa atandı. Kuruluşundan bu yana şir-kette kurumsal iletişim süreçlerini yöneten Bengi Vargül, 1 Aralık itibariyleKurumsal İletişim Direktörlüğü’nü üstlendi. Yatırımcı İlişkileri Koordinatörü

Nursel İlgen de Yatırımcı İlişkileri Direktörü olarak görev yapacak.

In TAV Airports, which is the leading trademark of Turkey in airportmanagement in the world, Mehmet Erdoğan has been assigned to Di-rectoryship of Foreign Relations, Burcu Geriş to Directoryship of Fi-nance, Bengi Vargül to Directoryship of Institutional Communicationand Nursel İlgen to Directoryship of Investment Affairs.Four assignments to superior administration have been realized inTAV Airports , which is the leading airport administrator in the regionas well as it is in Turkey, as of December 1st,2012. Mehmet Erdoğan,who has been working as General Secretary, is going to undertake thetask of Foreign Relations Director next period. Burcu Geriş who hasbeen Chief Financial Officer in the holding, which is among the com-panies that first realized the Project financement in Turkey, has beenassigned as Finance Director. Geriş has been assigned to the positionwhich was left by Murat Uluğ as IDO General Manager. Bengi Vargül,who has been managing the institutional communications processesstarting from the foundation of the company, has undertaken the po-sition of Institutional Communication Director as of December 1st.Nursel İlgen, who has been Investor Relations Coordinator, is going towork as Investor Relations Director.

TAV , Capital 500’deniki ödülle döndüTAV HAS RETURNED WITH TWOAWARDS FROM FROM CAPITAL 500

TAV'dan üstyönetime dört

yeni atama

FOUR NEW ASSIGNMENTSTO SUPERIORADMINISTRATION FROM TAV

TAV Havalimanları, Türkiye’nin ensaygın ekonomi yayınlarından Capitaltarafından düzenlenen en büyük 500

şirket araştırması için düzenlenengecede iki ödül aldı.

Conrad Hotel’de düzenlenen veTürkiye’nin önde gelen iş insanları ve

ekonomi gazetecilerini buluşturan gec-eye TAV Havalimanları adına İK Direk-

törü Yiğit Oğuz Duman, Mali İşlerDirektörü Deniz Aydın, Finans DirektörüBurcu Geriş ve Kurumsal İletişim Direk-

törü Bengi Vargül katıldı. 2011’deTürkiye’de en fazla istihdam sağlayan

ikinci şirket olan TAV’a verilen ödülü İKDirektörü Duman aldı. Kârını en fazlaartıran üçüncü şirket için verilen ödül

de Finans Direktörü Geriş’e takdimedildi. Gecede ENKA Onursal Başkanı

Şarık Tara’ya onur ödülü verildi. TAVHavalimanları, Capital 500 araştır-

masında 53. Sırada yer almıştı.

TAV Airports has got two awards at thenight, organized for the biggest 500companies research, by Capital whichis one of the most respected economypublications in Turkey.The organization got the well-knownbusinessmen and economy journaliststogether, and TAV Airports wasrepresented by Human RecourcesDirector Yiğit Oğuz Duman, FinancialAffairs Director Deniz Aydın, FinanceDirector Burcu Geriş and InstitutionalCommunication Director Bengi Vargül.Human Resources Director Dumanreceived the award which was given toTAV for being the second companywhich provided the most employment.The award that was given to the thirdcompany which realized the mostincrease in profit was presented toFinance Director Geriş. At the night,honorary reward was presented toŞarık Tara, the honorary president ofENKA. TAV Airports was in the 53rdrow in the Capital Top 500 research.

28

newshaber

Burcu Geriş

Mehmet Erdoğan Burcu Geriş Bengü Vargül Nursel İlgen

Page 29: Welcome Dergi 05

29

newshaber

İşadamı Ali Sabancı’nın sahibiolduğu Pegasus Havayolları’nınsipariş ettiği ’Zeynep’ isimli yeni

uçağı filoya katıldı. PegasusHavayolları 3,2 milyar dolar

yatırımla 2015 yılı sonuna kadarfilosuna dahil edeceği 40 adet yeni

nesil Boeing 737-800 tipi uçağınakampanyalı çekilişlerle 0-10 yaş

arasındaki kız çocuklarının isimleriniveriyor. Şirket yönetimi, şu anakadar teslim aldığı 19 uçağına;

Hayırlı, Hanım, Gülce, Ece, Selin,Merve, Dilara, Işık, Duru, Sude Naz,Damla, Mina, Nisa, Derin, Nisa Nur,

İrem Naz, Şebnem, Berra ve Zeynepisimlerini verdi. Sabiha Gökçen

Havalimanı’nı merkez olarakkullanan Pegasus, yurt içinde 24,

yurtdışında 38 nokta olmak üzere26 ülkede 62 noktaya uçuyor.

The new airplane, named “Zeynep”,which was ordered by Pegasus Airlines,whose owner is the businessman AliSabancı, has joined the fleet.Pegasusu Airlines is naming the 40 newgeneration Boeing 737-800 airplanes,which will join the fleet with aninvestment of 3.2billion dollars till theend of the year 2015, the names of thegirls between the ages of 0-10 withcampaign draws. The companyadministration has named the nineteenairplanes, which it has taken thedelivery of up to now; Hayırlı,Hanım,Gülce, Ece, Selin, Merve, Dilara,Işık, Duru, Sude Naz, Damla, Mina, Nisa ,Derin, Nisa Nur, İrem Naz, Şebnem,Berna and Zeynep.Pegasus, whose headquarters is atSabiha Gökçen Airport, flies to 62 pointsin 26 countries; 24 points in Turkey and38 points abroad.

PEGASUS'UNYENİ UÇAĞINA

ZEYNEP ADIVERİLDİ

THE NEW AIRPLANEOF PEGASUS IS

NAMED “ZEYNEP”

Page 30: Welcome Dergi 05

BOĞAZİÇİ’NDE KLASİK MÜZİK AKŞAMLARICLASSICAL MUSIC NIGHTS AT BOSPHORUS

30

musicmüzik

Eğer yolunuz düşerde, Çarşamba akşamları BoğaziçiÜniversitesi’nin dillere destan kampusuna uğrarsanız etrafıbaşka türlü bir atmosferin sardığını fark etmemenize imkân yok.Boğaziçi Üniversitesi artık gelenek haline getirdiği Çarşambakonserlerinde her hafta klasik müzik dünyasının büyüksanatçılarını ağırlıyor. Etkinlik bu sene 16. yılını kutlarken artıkpek çok müzikseverin uğrak yeri haline gelmiş durumda ve bukonserlere ev sahipliği yapan mekan da BoğaziçiÜniversite’sinin meşhur Albert Long Hall’ü yani nam-ı diğersaatli bina!150 Yıl Öncesinden Kalma Bir Atmosfer

Klasik müzik konser dizisine de adını veren Albert Long Hallokulun ilk kurulduğu ve isminin Robert College olduğu yıllardankalma enfes bir bina. Bu bina ilk yıllarda şapel olarak kullanılmışve daha sonrasında da pek çok ders ve konferans hep buradaverilmiş. Salona adımınızı atar atmaz kendinizi Boston’da birkilisede gibi hissediyorsunuz; zira salonun mimari çizgisi,sahnedeki koro bölümü, niş benzeri pencereleri ve ilk bakıştasizi çarpan yüz küsur yıllık devasa orguyla Boston’dakimuadillerinden farksız. Bu Org bir hayırseverinyardımıyla yüz seneyi aşkın bir süre önce bu salona

If you happen to pass the beatiful campus of BoğaziçiUniversity on Wednesday evenings, you will notice thedifferent atmosphere that spreads over the place. BoğaziçiUniversity is hosting great musicians on Wednesdays everyweek traditionally. As the activity is celebrating its 16th year,it has been the place visited most frequently by many musiclovers, and the place that hosts the concerts is the famousbuilding of the university, Albert Long Hall which is known asthe building fitted with a clock!An Atmosphere Left From 150 Years Ago

Albert Long Hall, after which the concerts are named, is adelightful building that remained from the years when theschool was founded and its name was Robert College. Thisbuilding was used as a chapel in the first years, andafterwards many lectures and conferences were given in thebuilding. You feel as though you were in a church, in Boston,because its architectural style, its chorus section on thestage, its nish like Windows and its enormous organ, whichsurprises you at the first sight, are not any different from itsequivalents in Boston. This organ was placed in this hall more

SAMET [email protected]

Page 31: Welcome Dergi 05

31

than one hundred years ago and it is a masterpiece in Istanbul.It was forgotten after the bright years in the first period and itwas never played afterwards. The story of re-existence of theorgan and the story of the beginning of the concert series areparallel to each other beause the organ was repaired andreunited with its old tones 16 years ago during thecomprehensive restoration of the building. The formation of asuperb display of classical music along with the organ concertswas accomplished with a valuable contribution.Dedication and A Tradition

The person who made this contribution is the musicologistand the biographer Evin lyasoğlu. İlyasoğlu both created thisconcert series that has become a tradition and continued thisconcert series as one of the most important musicorganizations in Istanbul. İlyasoğlu realized all these with greatdedication and self sacrifice. The first concert of Albert HallClassical Music Activities, which started in 1996, was given bymaster pianist Idil Biret and the historical Albert Hall of Boğaziçihave hosted our valuable musicians and the world stars. Whohadn’t passed from this stage: living piano legends MarthaArgerich and Alfred Bredel, our valuable artists Fazıl Say andAyla Erduran. Thus, whereas the number of audience was smallat first, today all the concerts are being given to the completelyfull hall. In the past, the artists would accept to give concerts atthe end of great insistences and efforts; but today, many artistsfrom different parts of the world are applying at the universityto give concerts.With the efforts of Evin Ilyasoğlu, music loversfrom every part of Istanbul, the students of Boğaziçi Universityand even those coming from Izmir, Ankara and abroad leavethemselves to the splendid tones and become a part of thissplendid tradition. While classical music admirers are livingunforgettable moments, the students, who have never listenedto classical music in their lives, get acquainted with thisdifferent world and become music lovers.A Gift at Bosphorus

Albert Long Classical Music Activities is going to celebrateits 16th anniversary and Boğaziçi University is going tocelebrate its 150th anniversary starting from January 1st,2013.The unity of these two events make Wednesday nights moremeaningful and of course attract the music lovers. Music lovernatives of Istanbul will rush to these concerts to listen to themusicians coming from all parts of the world. Perhaps youwould like to give yourself and the people you love a gift atBoğaziçi (Bosphorus).

yerleştirilmiş, İstanbul’da eşi bulunamayacak bir başyapıt. Ancakilk dönemindeki parlak yıllarından sonra unutulmuş ve hiççalınmaz olmuş. Orgun yaşama dönüş hikâyesi ile konserdizisinin başlangıç hikâyesi birbirine paralel zira bina bundan 16yıl önce kapsamlı bir restorasyondan geçerken org da yenidentamir edilip eski tınılarına yeniden kavuşmuş ancak burada orgkonserlerinin yanı sıra tam bir klasik müzik şöleninin oluşmasıdeğerli bir katkı sayesinde mümkün olmuş.Adanmışlık ve Bir Gelenek

Bu katkıyı sağlayan kişi değerli müzikolog ve biyograf Evinİlyasoğlu’ndan başkası değil. İlyasoğlu hem bu artık gelenekhaline getirilmiş konser dizisini yaratmış hem de bu güne kadarsürdürüp İstanbul’un en önemli klasik müzikorganizasyonlarından biri haline getirebilmiş ve bunları büyük biradanmışlıkla ve özveriyle gerçekleştirmiş. 1996 yılında başlayanAlbert Long Hall klasik müzik etkinliklerinin ilk konserini ustapiyanist İdil Biret vermiş ve o günden bu güne hem kendideğerlerimizi hem de dünya yıldızlarını ağırlamış Boğaziçi’nintarihi Albert Long Hall’ü. Kimler geçmemiş ki bu sahneden,yaşayan piyano efsaneleri Martha Argerich ve Alfred Bredel’dentutun da bizim değerli sanatçılarımız Fazıl say ve Ayla Erduran’akadar. Böylece ilk başta konserlere gelen seyirci pek azken bugün bütün konserler tamamen dolu salona veriliyor. Eskidensanatçılar büyük ısrarlar ve çabalar sonucu konser vermeyi kabulederken artık dünyanın dört bir yanından pek çok sanatçı konservermek için başvurur olmuş. Evin İlyasoğlu’nun çabasıyla herÇarşamba İstanbul’un her köşesinden müziksever, Boğaziçiüniversitesinin öğrencileri ve hatta konserler için İzmir, Ankara veyurtdışından gelenler kendilerini muhteşem tınılara bıraktıklarıeşsiz bir geleneğin parçası haline gelmişler. Bu gelenekle klasikmüzik tutkunları unutulmaz dakikalar yaşarken ömründe hiçklasik müzik dinlememiş öğrenciler bu farklı dünya ile tanışıpbirer müzik sever haline geliyor.Boğaziçi’nde Bir Hediye

Albert Long Hall Klasik Müzik Etkinlikleri bu yıl 16. yılınıkutluyor ve 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren Boğaziçi Üniversiteside 150. yılını kutlayacak! Bu iki olayın birleşmesi Çarşambaakşamlarını daha anlamlı kılıyor ve müzikseverleri de kendineçekiyor tabii ki. İstanbullu müzikseverler dünyanın dört biryanından gelen müzisyenleri dinlemek için bu harika konserlerekoşuyor. Belki siz de kendinize ve sevdiklerinize Boğaziçi’nde birhediye vermek istersiniz.

Page 32: Welcome Dergi 05

32

newshaber

Sabancı Üniversitesi MBA Kulübü evsahipliğinde, 11Aralık 2012 Salı günü, Esas Holding CEO’su ÇağatayÖzdoğru’nun katılımıyla bir söyleşi düzenlendi.Özdoğru, “Profesyonel Yaşam ve Girişimcilik” başlıklıbir konuşma yaptı.

Konuşmasına kendi çalışma hayatından vedeneyimlerinden bahsederek başlayan ÇağatayÖzdoğru, Türkiye’de üst yönetimi, krizyöneterek işi büyütme sanatı olaraktanımladı.

Konuşmasında son yirmi yıldadünya ekonomisinde gerçekleşenönemli değişiklikleri ve bunların işdünyasına yansımalarını anlatanÖzdoğru, globalleşme,telekomünikasyonda büyüme vekonjonktürdeki değişiklik nedeniyle artıkrekabetin de değiştiğini ifade etti. Yeni yapıda, dünyaşirketleriyle, kayıt dışıyla, kısa vadeli düşünen insanlarve nakit akışı ile yönetilen şirketlerle rekabet etmekzorunda olunduğunun altını çizdi. Özdoğru bunedenlerle farklılaşmak gerektiğini söyledi.

Bugün üzerinde konuşulan “girişimcilik” kavramınınkendi işini kurmak üzere olduğunu söyleyen Özdoğrukonuşmasında şirket içi girişimcilerin önemine vurguyaptı. Kârlı organik büyümenin zorluğuna dikkat çekenÇağatay Özdoğru, yeni iş modellerinin yaratılmasıgerekliliğine ve bunun için de “iç girişimci” olaraktanımlanan insanlara gerek olduğunu vurguladı.

Girişimci çalışanların her zaman üst yönetiminilgisini çektiğine değinen Özdoğru, girişimcidüşünüldüğü sürece her zaman en üst seviyeyeçıkma imkânı olduğunun da altını çizdi. ÇağatayÖzdoğru girişimciliği şöyle tanımladı: Hesaplı riskalabilme cesareti, karar alabilme cesareti, kendindendaha iyilerden ekip kurabilme cesareti, farklılaştırma.

A conversation in the host of MBA Club of Sabancı University onDecember 11th, 2012 with the participation of Esas Holding CEO,Çağatay Özdoğru. Özdoğru made a speech entitled “Professional

Life and Entrepreneurship”.Çağatay Özdoğru started his speech mentioning his working life and his

experiences. He defined superior administration as enlargening business bycontrolling crisis.

Özdoğru who told about the important changes in the world economy in the last20 years and their reflections on the business life , expressed that rivalry haschanged due to globalization, growth in telecommunication and change in businesscycles. He underlined that it was necessary to compete with world companies, theunrecorded, people who think short term and companies that are managed withcash flow.

Özüdoğru, who told that the mentioned “entrepreneurship” concept was about toestablish its own business, emphasized the importance of the entrepreneurs insidethe company.

Çağatay Özdoğru, who attracted the attention to the difficulty of profitable organicgrowth, emphasized the necessity of creating new models of business and peoplewho are defined as “interior entrepreneur”.

Özdoğru, who referred to the fact that entrepreneur employees always attractedthe attention of the superior administration, underlined that it was always possiblefor an employee to reach the top position as long as he thought as an enterpreneur.Çağatay Özdoğru defined entrepreneurship as: courage to assemble a team of peoplebetter than himself, differentiation.

MBA Club of SabancıUniversity welcomedCagatay Ozdogru who isCEO of Esas Holding

Sabancı Üniversitesi MBA Kulüp Esas Holding CEO’su Çağatay Özdoğru’yu ağırladı

Page 33: Welcome Dergi 05
Page 34: Welcome Dergi 05

Acar Group Luuds ile büyüyecek!1980 yılından bugüne basım,promosyon ve kırtasiye sektörler-ine tecrübesi, vizyonu veyaratıcılığıyla yeni soluklar katanAcar Group, saraciye sektöründeyeni markası ile bir boşluğudolduracak. Luuds, iş dünyasındasıkça aranılan ve ihtiyaç duyulanaksesuarları bir araya getiriyor.Acar; Özgün, şık ve moderntasarımı ile bolca seyahat eden işadamları ve iş kadınlarına yönelikoluşturduğu yeni markası olanLuuds ile, çanta, cüzdan, tabletve akıllı telefon kılıfları, seyahatcüzdanları ve bir çok yeni ürüngrubuyla hedef kitlesine uygun, 1.Sınıf malzemelerden oluşan birportföy sunuyor. 2013 yılının ilk aylarında lansmanıyapılacak Luuds markasını mer-akla bekliyoruz…

Acar Groupraises withLuuds!Since1980, Acar Groupoperates printing, pro-motional and sta-tionery sector with hisexperience,vision andcreativity. Acar Groupadds new breath, abrand new leathergoods collection to fillthe gap. Luuds, fre-quently sought after inthe business world andbrings together theneeded accessories.Designish, modern andunique products ofhandbags, wallets,tablet and smart phonecases,travel wallets anda lot of new items ap-propriate to the targetgroup, offers first classmaterial and quality.

companyşirket

34

Page 35: Welcome Dergi 05

styleÇANTABAGS

AYAKKABI

TRİKO

SHOES

35

Page 36: Welcome Dergi 05

36

stylestil

Bu sezon çanta seçerken renk ve oku seç n e se e n z ka ar z r o a rs n z sk en o u u

a akka ar a a n renk çanta ku an ak erek or atta çantan z k a et er n z e ne ka ar u u suzsa

o a a o ka ar ak n uru orsunuz demektir.

ERKEKLER DE ÇANTA SEVER! ARTIK ERKEKLER DE ÇANTA K LLANI R A L T

E TA I DELLER E EN Ç K TER ED LEN

DELLER

¨ XX

¨ XX

¨ XX

ar s l n ar e e e

aller le er a an d a e r

n an as se ren le a e n

a a l r

Bu sezon çanta seçerken renk ve

demektir.

nna

e n

¨ XX

¨ XX¨ XX

Page 37: Welcome Dergi 05

37

Tak çantanı koluna... Çantalar yeni sezonda da sınır tanımıyor! Her renk ve model çantaya ulaşmanın rahat olduğu bir sezon bizi bekliyor...

Irina Shayk, senenin modasını takip edenlerden...

Uyumsuzluğun uyumıundan faydalanıp renkli Pantolonu

ile şık bir çantayı kombinlemiş.

𨠨

¨

¨ desenli bir

pantolon ve ayakkabı tercih ediyorsanız, çantanız da livia

palermo’nunki gibi düz ve sade

olmalı!

Page 38: Welcome Dergi 05

1.

2.

3.

4.

5.

1

2

3

4

5

1

2

3

4

5

2

33

¨ XX

¨ XX

¨ XX

¨ XX

¨ XX

38

Page 39: Welcome Dergi 05

6.

7.

6

7

¨ XX

¨ XX

39

Page 40: Welcome Dergi 05

40

Page 41: Welcome Dergi 05

41

Page 42: Welcome Dergi 05

ERP/On, 100 bin KOBİ’yi 2023 Türkiye’sine taşıyacak

ERP/On Will Carry 100 thousand KOBIs(Small andMedium Sized Companies) to Turkey of 2023

ERP/On’un bu yılın 3.çeyreğinde piyasaya sunulmasınarağmen kısa sürede 100 kullanıcıya ulaştığını ifade edenEkstra Yazılım Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Şahin, şunlarısöyledi: “Kobi’lerin iş süreçlerini yönetmek içinihtiyaçlarını tek elden karşılamaları,erp maliyetine katlan-madan erp deneyimine sahip olmaları için ERP/Onçözüm ailesini piyasaya sunduk.ERP/On’un içeriği vekapsamı ile pazarda rakibi bulunmuyor.Paket programlariçinde en kapsamlı çözüm olması, hazır sistem ve veriyapıları ilekolayca canlı kullanıma geçilmesi,şirketlebüyüyen yapısı sayesinde mevcut yatırımı çöpe at-madanstratejik ortağımız Uyumsoft ile proje tabanlı erpsürecine geçilmesi gibi birçok avantajı buluyor. İş ortak-larımızın, sektör deneyimli erp danışmanlarından oluş-ması ise ERP/On’u sektörde farklı kılan diğer birözelliğidir” diye konuştu.

Volkan Şahin, member of executive committe of Extra Soft-ware, expressed that ERP/On, that had been presented to themarket in the 3rd quarter of this year, reached 100 users insuch a short time, and he added: “We have presented ERP/Onsolution family to the market to enable the KOBIs to supplytheir needs from one source to administrate their workingprocesses and to have Erp experience without tolerating Erpcost. The content and the extent of Erp/On have no rivals in themarket. It has the following advantages: it is the most extensivesolution among the package programs, it can easily be usedalive for it has ready system and data structures, it makes itpossible for the firm to go through a Project based Erp processwith our associate partner Uyumsoft due to its structure whichenlargens with the firm, and the firm can do this withoutthrowing the present investment to the waste. Our partners,who are Erp consultants experienced in the sector, is anotherproperty of Erp/On that differiantes it.”

Erp maliyetine katlanmadan, Erp deneyimi sunuyor KOBİ’lere özel, Türkiye’nin ilk standart-laştırılmış erp çözüm ailesi olan ERP/On,

plastikten talaşlı imalata, elektroniktenotomotive, alım-satım yapan işletmeler-

den makineye kadar Türkiye’nin birçoklokomotif sektörünü kapsıyor.

Kurumsal Kaynak Planlama (ERP)pazarında 16 yıldır bilgi birikimi ve

tecrübeye sahip olan Uyumsoft’un,stratejik ortağı olan Ekstra Yazılım fir-

ması, Türkiye’nin 2023 hedefleriçerçevesinde100 bin Kobi’ye, lisans

maliyeti düşürülmüş ürünler sunarak işsüreçlerini izleme yönetme imkanı

sunuyor.Küçük ölçekli işletmelerin büyüdükçe

yazılım ihtiyaçları ve beklentilerinindeğiştiğini anlatanEkstra Yazılım Yönetim

Kurulu Üyesi Ramazan Öztemur, busüreçte proje tabanlı erp maliyetine kat-

lanamayacak firmalara, ERP/On ürünailesi ile standart yazılım çözümleri sun-

duklarını açıkladı. İşini sürekli büyüten Kobi’lerebilgi

teknolojileri altyapısıkurduklarını kayde-den Ramazan Öztemur, “‘ERP/On

çözüm ailesi, sipariş üzerinde ön maliyetsimülasyonlarındanbaşlayarak, üretimsafhasının detaylı takibinden fason ve

mamul sevkiyatına kadar tüm süreçlerikapsıyor. Bununla birlikte, müşteri ilişki-

leri yönetimi, B2B – B2C, ithalat- ihracatgibi süreçlerin yanında, işletme süreçler-

ine yönetişim araçları sağlıyor” dedi.

ERP/On special to KOBIs, which is thefirst standardized erp solution family ofTurkey, includes many leading sectors ofTurkey ranging from plastics to metal fil-ings manufactures, from electronics toautomotive and from trading businessenterprises to machinery.Extra Software Firm, associate partner ofUyumsoft which has knowledge accu-mulation and experience in InstitutionalSource Planning (ERP) market for six-teen years, is presenting the chance ofobserving and administrating workprocesses to 100 thousand KOBIs by pro-viding products of decreased licencecosts. Ramazan Öztemur, member of theexecutive committee of Extra Software,told that software needs and expecta-tions of small scale enterprises increasedas they enlargened, and he explainedthat in this process , with ERP/On prod-uct family they presented standard soft-ware solutions to the firms which can nottolerate the cost of Project based erp. Hetold that they installed knowledge tech-nology substructure in KOBIs which en-largen their business. Ramazan Öztemuralso stated that ERP/On solution familyincluded all the processes consisting ofinitiative costs simulations, detailed ob-servation of producing phase, andfaçonne and product delivery. It providedadministration means for managingprocesses as well as for the processessuch as management of client relations,B2B-B2C, import-export.

42

companyşirket

It Presents Erp Experience Without Tolerating Erp Cost

Page 43: Welcome Dergi 05
Page 44: Welcome Dergi 05

44

newshaber

Pegasus Hava Yolları, Airbus'a 12 milyar USD değerinde verdiğiA320neo ve A321neo'dan oluşan 100 uçaklık siparişi ile bir rekoraimza atarak, Türk Sivil Havacılık tarihinin en büyük uçak siparişiniverdi. 1 Kasım 2005 tarihinde başladığı tarifeli uçuşlarla "geleceğinfilosunu" kurmak üzere harekete geçen Pegasus Hava Yolları'nın 2023vizyonu çerçevesinde filosuna katacağı yeni uçakların siparişi;Pegasus'un Aeropark'taki Yeni Yönetim Merkezi'nde düzenlenen birimza töreni ile kamuoyuna duyuruldu.

Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme BakanıBinali Yıldırım'ın katılımı ve Pegasus Hava Yolları Yönetim KuruluBaşkanı Ali Sabancı ve Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü SertaçHaybat ev sahipliğinde gerçekleştirilen imza törenine; Airbus Avrupave Asya Kıdemli Başkan Yardımcısı Christopher Buckley, ulaştırma,sivil havacılık ve iş dünyasının temsilcileri katıldı.

Törenin açılış konuşmasını Pegasus Hava Yolları Yönetim KuruluBaşkanı Ali Sabancı ve Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Sertaç

Pegasus Airlines has signed a record by giving an order of 100airplanes to Airbus. The order for 100 airplanes consists of A320 neoand A321 neo airplanes and is worth of 12 billion USD Dollars.

Pegasus Airlines which has begun to found “the fleet of thefuture” by the scheduled flights it had started on November 1st,2005, has announced to the public opinion the order of newairplanes in the frame of its 2023 vision.

Airbus Europe and Asia Seniority Vice President ChristopherBuckley, and the representatives of transportation, civil aviation andbusiness life participated in the ceremony that was realized in thehost of Ali Sabancı, Pegasus Airlines Executive CommitteePresident, and Sertaç Haybat, General Manager of Pegasus with theparticipation of Binali Yıldırım, the Minister of Transportation, Navyand Communication at the new administration center of Pegasus inAeropark.

Ali Sabancı and Sertaç Haybat made the opening speech of theceremony together. Sabancı and Haybat, who said that they were

The Biggest Airplane Order of the Civil Aviation History

Sivil Havacılıktarihinin enbüyük uçak

siparişi ALİ SABANCIBİNALİ YILDIRIM

Page 45: Welcome Dergi 05

45

proud to add a new one to the firsts they had signed in order tointroduce the easy way of flying to Turkey as Pegasus, and theycontinued in agreement:”We knew that this road was a long one whenwe founded Pegasus on November 1st,2005. Beginning from the firstday, we introduced renewals to the civil aviation sector in our country;we grew, we were renewed, we changed, we caused to change…wedidn’t stop, and we continue to progress saying “this is not enough”.”Ali Sabancı, Pegasus Airlines Executive Committee President

“We are giving the biggest order of The Turkish Civil AviationHistory. When we first started our flights, we had signed the biggestorder of Turkish private aviation history. Now, considering the comingten years, we see that the most important value of an airline is its planefleet after the human resources, and acting from this reality we, today,say “this is not enough” and we are signing a historical plane order to

enlargen our fleet. This time, we are giving the biggest order of not onlythe private sector but also Turkish Civil Aviation History, and we aresigning our plane order agreement consisting of 100 A320neo andA321neo planes worth of 12 billion dollars with Airbus, the leading planemanufacturer of the world. We take great responsibility in thedevelopment of Turkish Civil Aviation with this investment, this orderof 100 airplanes, we have made as Pegasus.”

Christopher Buchley, Airbus General Manager assistant said;”Turkey is becoming the most dynamic commercial aviation market inEurope very fast and Pegasus takes its place among the importantplayers of this transformation. We are very proud to have Pegasus as anew client of Airbus with such a big order and wish they would signnew successes with A320 neo fleets. We hope our partnership lasts formany years.”

Haybat birlikte gerçekleştirdi. Pegasus olarak Türkiye'yi uçmanınkolay yolu ile tanıştırmak amacı ile imza attıkları ilklere bir yenisinidaha eklemekten gurur duyduklarını belirten Sabancı ve Haybat,ağız birliği içerisinde şunları söyledi: "Pegasus olarak yola çıktığımız1 Kasım 2005 tarihinde bu yolun uzun bir yol olduğunu biliyorduk.İlk günden itibaren ülkemiz sivil havacılık sektörünü yeniliklerletanıştırdık; büyüdük, yenilendik, değiştik, değiştirdik... Yinedurmuyoruz ve bir kez daha ‘Bu da yetmez!’ diyerek ilerlemeyedevam ediyoruz."

Ali Sabancı: "Türk Sivil Havacılık Tarihi'nin en büyük uçak siparişini veriyoruz."

Pegasus Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı isekonuşmasında; "İlk uçuşa başladığımızda o zaman için Türk özelsivil havacılık tarihinin en büyük siparişine imza atmıştık. Şimdi,gelecek 10 yıla baktığımızda bir havayolunun insan kaynaklarıdışındaki en önemli değerinin uçak filosu olduğu gerçeğinden

hareketle bir kez daha kendimize 'bu da yetmez' diyerek filomuzugenişletmek üzere bugün tarihi bir uçak siparişine imza atıyoruz.Bu sefer, sadece özel sektörün değil, Türk Sivil Havacılık Tarihi'ninen büyük siparişini veriyor ve dünyanın önde gelen uçak üreticisiAirbus ile 12 milyar dolar değerinde toplam 100 adetlik A320neo veA321neo uçak siparişi anlaşmamızı büyük bir coşku ile imzalıyoruz.Pegasus olarak yaptığımız bu yatırım, verdiğimiz bu 100 uçaksiparişi ile Türk sivil havacılığının gelişmesinde elimizi taşın altınakoyuyoruz." ifadesini kullandı.

Airbus Genel Müdür Yardımcısı Christopher Buckley isekonuşmasında; "Türkiye hızla Avrupa'nın en dinamik ticari havacılıkpazarı haline geliyor ve Pegasus da bu dönüşümün önemlioyuncuları arasında yer alıyor. Pegasus Hava Yolları'nın böyle büyükbir sipariş ile Airbus'ın yeni müşterisi olmasından büyük gururduyuyoruz ve A320neo filoları ile yeni başarılara imza atmalarınıdiliyoruz. Ortaklığımızın uzun yıllar sürmesini umuyoruz" dedi.

Page 46: Welcome Dergi 05

46

cityşehir

İstanbul’un en önemli bir meydanını, onu biçimlendiren bir anıtlar toplu-luğunu, İstanbul’un İstanbul olalı var olan bir yerini konu ediniyoruz.

Tarihin ilkçağlarında, bu kentin sınırları ilk çizildiğinde, imparatorlar bu-rada toplanmış halkın arasından salına salına geçerek giderlermiş büyüksavaşlara. Sultanlar cumaları büyük törenlerle buraya gelirlermiş dinselgörevlerini yapmak için. Burası hep şereflenirmiş büyükler, ulular tarafındansık sık. Diğer günlerde de iş tutanlar, alışveriş yapmak isteyenler doldurur-muş dört bir yanını. Zaman zaman dışarıdaki, meydandaki uğultular anıtıniçinde bile duyulurmuş. Yüzlerce yıl böyle sürmüş. Kendisinin sürekli biçimdeğiştirmesinden başı dönse de büyük halk yığınları bırakmamış burasını,çevresinde oluşan anıtları. Eğer zamansız toplanmalar, bağrışmalar duyu-lursa, herkes bir kulak verir düşünürmüş o günlerde olup biteceklere.Çünkü o gürültülerin, o toplanmaların ardından büyük olaylar, büyükdeğişiklikler gelirmiş. Ardından da çevredeki kahvelerde kulak verenlerin,düşüncelerinin yorumları başlarmış günlerce sürecek…

Değişiklikleri haber veren, değişiklikleri sürekli izleyen bir yerden veanıttan söz edeceğiz. İşe anıtın temelinin atıldığı günlerdeki bir öyküylegireceğiz.

Now, we are subject to an important square of Istanbul which is a groupof monuments that formed the city where it exists since Istanbul hasbeen founded.

When the boundary of the city has been set at the first ages of thehistory, the emperors have gone to the great wars by ceremonial walkthrough gathered people there. Sultans has come there for religiousduties with great ceremonies. Here was always honored by seniors andnobles. On the other days, the ones who perform business, who wouldlike to shopping, has been filled every where. Sometimes the buzzingsat the square , has been heard into the monument. That lasted for hun-dred of years. However the changing onto it made the people felt dizzy,they hasn’t been left this square and the monuments that arounded it.Whenever the untimely meetings or hue and cry heard, everyone haslistened and thought about the events would be happened. That’s why,great events and changings after those meetings and ruckus. Andafter this the comments of their ideas the ones who has listened itaround the kahves that would be lasted for days...

We are talking about a place and a monument which are informes

İSTANBUL YAZILARI İSTANBUL ARTICLES

Prof. Dr. Metin Sözen

BAYAZIT MEYDANI VE ANITLARBAYAZIT SQUARE AND THE MONUMENTS

Page 47: Welcome Dergi 05

47

and watches the changings. Here is a storybelongs to the days of the beginning of thefoundation of the monument.

Once upon a time, one day Sultan 2.Bayazıt who has thought to crown thissquare has called his architect and hasgiven orders. Work has begun and one daySultan has come to see the works. Themaster architect ask to Sultan:

“His majesty of Padishah, where wouldwe put the altar? Bayazıt Veli said:’ step onmy this foot’. When the architect steppedon the foot, he has seen the Kaaba-iMukarrama, and prostrated to his feet, thenput the altar on this direction; After thealtar’s foundation has been set, Bayazıt Veliprayed for two rak’at needless for complet-ing of the mosque construction. After theconstruction has ended, on Friday a greatcrowd has gathered and the mosque wasopened. Bayazıt Veli has commanded that‘If there ise someone who did not neglectthe late afternoon and evening prayers, ac-cording to the traditions he would be theimam in this holy hour’. But nobody hascome forth from the huge crowds. BayazıtHan said: “Thanks God, we did not left ourtraditions in our lifelong whether if war or

peace.” And he has become the imam.”After the story which told about the prayer of Sultan Bayazıt at the

mosque he has made build up, let’s learn the features of it. And let’s learnwhat were the monuments group which has been shaped this squareseen, what was happened on this square. What did time attached to it:

“Building up of this distinguished mosque which laying of the fonda-tion near to the old palace has started in 1500. The Construction com-pleted in 1505. Features of this mosque is very silmiliar to Fatih Mosque,but this mosque has two minaret properly with each of one sherefe andthey are not attached to the mosque. There are two medrese contagious tothe mosque one of them at right and the other one at left for the guests.These two buildings are added to the mosque, by this way the mosque wasextended on both side. That’s why the width is greater than length.’’

“It has five doors. There are domes which were built on variouscolumns around the courtyard. At the midst of court there is a pool forablution. subsequently, onto the pool a well shaped dome added whichare carried by eight marble column by conquerer of Bagdad, 4th Murat.The trees stand like tuba tree (The tree which belongs to heaven that up-side is down in Islam theology )reach out their branches to the sky.’’

This edifice which have two court that one is inside and the anotherone is outside, and its fountain covered by 4th Murat, confronts as a sign ofgreat advance of Turkish architecture. Same like Bursa and EdirneMosques, Old Fatih Mosque has had a new trial, but trials gone one stepahaed on Beyazıt Mosque. It was seen similiar to Agiasophia by whomdoesn’t know the deep changment on Turkish architecture. This is theconclusion that just by looking to the plans of the builts. And also for lessknowledge about Ottoman Architecture and a result of negligence to learn

Günlerden bir gün, zamanlardan birzaman bu meydanı taçlandırmayı düşünendönemin sultanı 2.Bayazıt mimarbaşını çağırır,gerekli emri verir. Gün gelir çalışma başlar,işlerigörmeye giden Sultan’a mimarbaşı:

“Padişahım mihrabı nasıl koyalım, diye sor-dukta… Bayazıt Veli ‘şu ayağıma bas’ der.Mimar ayağını padişahın ayağı üstünebastıkda karşısına Kabe-i Mükerremeyi görür,hemen padişahın ayağına kapanarak mihrabıo istikamette kor; mihrab temeli konuluncaBayazıt Veli camiinin hayır ile bitmesi için ikirekat hacet namazı kılar. Caminin yapısıtamam oldukta bir Cuma günü cemaati kübratoplanıp açılır. Bayazıt Veli buyururlar ki ‘herkim ki müddeti ömründe ikindi ve akşam na-mazlarını sünnetlerini terk etmemiş ise şumübarek vakitte o kimse imam olsun.’ Deryamisal cemaat içinden bir ferd çıkmaz. BayazıtHan ‘çok şükür örümüzde seferde hazerdesünnetlerimizi terketmedik’ diyerek kendileriimam olurlar’’

Sultan 2. Bayazıt’ın yaptırdığı camide ilknamazı kıldırmasını dillendiren bu öyküdensonra, yine eskilerden caminin özelliklerini biröğrenelim. Bakalım koca meydanı biçim-lendiren bu yapılar topluluğu neler görmüş,neler geçirmiş. Zaman onaneler eklemiş:

“Eski saray yakınlarında temeli atılan bu seçme caminin yapılmasına1500 senesinde başlandı 1505 senesinde bitirildi. Bu caminin vasıflarıhemen Fatih Camisi vasıflarına yakındır ama bunun iki düzgünminaresinin birer şerefesi vardır ve camiye bitişik değildir. Camiyebitişik olan sağında ve solunda misafirler için iki medrese vardır. Son-radan bu iki bina camiye katılmış ve cami iki tarafından dagenişletilmiştir. Bundan dolayı genişliği boyundan uzundur.’’

“Beş kapısı vardır. Dış avlunun dört tarafında çeşitli sütunlar üzerinekubbeler yapılmıştır. Avlunun tam ortasında cemaatin abdesttazelemeleri için çok güzel bir havuz üzerine sonradan Bağdat fatihi 4.Murat tarafından sekiz mermer sütun üzerine güzel biçimli bir kubbeilave edilmiştir. Havuzun etrafında göklere baş uzatmış uzun ağaçlartüba gibi durmaktadırlar.’’

Bir dış avlusu, bir iç avlusu bulunan ve şadırvanı 4.Murat tarafındanörtülen bu yapı Türk mimarlığında büyük atılımların işaretçisi olarakkarşımıza çıkmaktadır. Bursa ve Edirne gibi Eski Fatih Camisi ile yeni birdenemeye sahne olmuş, Bayazıt Camisi’nde bir adım daha ilerigidilmiştir. Türk mimarlığının köklü değişimini bilmeyenler yapıyı hepAyasofya’nın bir benzeri olarak görmüşlerdir. Bu yalnız yapılarınplanına bakarak verilmiş bir yargıdır. Biraz da Osmanlı mimarlığınıyeterince bilmemekten, yeterince üzerine eğilmemekten kaynaklananbir yargı. Bu yapıdan sonra artık mimarlar anıtsal mimarlığın sınırlarınızorlayacak bir güce erişecekler ve Bayazıt Camisi bu atılımın ilk büyükbasamağı olarak kalacaktır. İşte böyle bir yapının içinin özelliklerini yine

Page 48: Welcome Dergi 05

eskilerden dinleyelim:“İkinci Bayazıt’i Veli Camisi göklere baş uzatmış yuvarlak ve yüksek

bir kubbedir. Kıble tarafında mihrabın ve kıble kapısının üzerindeyarım kubbeler de büyük kubbeye ilave olunmuştur. Caminin sağındasolunda üzüm rengi somaki direkleri vardır ki, benzerleri belki Mısır’da Sultan Kalavun Camisi’nde bulunabilir. Bu direkler üzerinde gözdolduran çemberler asılmış iki kat kandillerle süslenmiş bir camidir.Caminin sağında Osmanoğulları sultanlarının cuma namazı kılacak-ları bir yüksek makam kısmı yapılmıştır ki, benzeri yoktur. SonralarıSultan İbrahim bu kısmın üç tarafına altın yaldız kaplanmış kafesleryaptırmıştır ki böylece cennet köşklerine dönmüştür. Mihrab ve mim-ber ve müezzin mahfili kısımları saf mermerden sade olarakyapılmıştır. Mihrab üzerindeki Kur’an-ı Kerim ayeti Şeyh HamdullahEfendi’nin yazısıdır.’’

İstanbul’da kendi adıyla anılan tepede ve meydanda yer alan 2.Sultan Bayazıt Camisi yalnız anıtsal cami bölümünden ibaret değildi.Çeşitli yapıları çevresinde topluyordu. Bu yönden Fatih Camisi ve Kül-liyesi’nden sonra İstanbul ikinci kez benzer bir yapı topluluğu görüy-ordu. Mektep, kervansaray, imaret, medrese ve bir çifte hamamlabiçimlendirildiği yapıların merkezinde cami yer alıyordu. Ek yapılarbelirli bir düzen içinde caminin çevresinde toplanmıştı. Amacı bulun-duğu tepeyi gereğince değerlendirmekti. “Bu gün bu yapılardan nelerkaldığı’’ diye düşünürsek, aklımıza ilk gelen, Bayazıt Genel Kitaplığıolarak kullanılan yapıdır. Bu eski imaret yapısı 1883 yılında kitaplıkolarak kullanılmaya başlanmıştı. Sonra büyük gaileler atlatmış,Cumhuriyet döneminde tekrar ele alınarak ömrünü bu işlere vermişkitap düşkünü bir kişinin yenilmez çabasıyla bugünlere ulaşmıştır.Artık dar gelmektedir okuyanlara. Savaş sonrası yapılarına benzeyenDişçilik Mektebi’nin kalan bölümlerinin sınırlarına katılmasını bekle-mektedir.

İlgililer ise ‘’burası bir güzel oto garajı olur’’ diye düşünmektedirler.Kitaplık sıkışmış, gelecek kuşaklar okumak ister, öğrenmek ister kimene! Gürültüden uzak olması gereken bir yerde , garaj düşüncesi par-lak, gelirli gelmektedir kimilerine. Gerçi artık yapı garaj olmasa da önüotopark olmuştur, el kadar önü, kalabilmiş çınarların dibi. Dalmayalımimarete, diğerlerine de bir göz atalım. Bakalım onlar ne türlü biryaşamı sürdürüyorlar. Temeli cami bittikten sonra 1506 yılında atılan

about it. After this built, the architectures would reeach a power to enforcethe limit of monumental architect and Bayazıt mosque was the first level ofthis leap. Here are the features of this built from the ancient text:

“IInd Bayazıd-ı Veli Mosque is around and high dome that reaches to thesky. Half domes were added to the grand dome on the south side (Qıbla) overthe altar and qibla door. There are porphyry pillars both left and right of theMosque which similiar of them were found at Sultan Kalavun Mosque inEgypt. This is a mosque which decorated by double circles with candles. Thereis a unique higherplace for the sultans of Osmanoğulları. Subsequently , cov-ered by gliding cages made by Sultan İbrahim become heavenly mansion.Altar, pulpit, and the muezzin loges are simplemade from marble. Verse ofQouran-ı Kerim on the altar is Sheyh Hamdullah Efendi’s handwritings.

2. Sultan Bayazıt Mosque was not just monumentaly mosque part whichlocated on the hill and square which both of them have the same name.There were many edifice were gathered around of it. After Fatih Mosque andits complex (külliye) this is the similiar second edificies group in İstanbul. Themosque was at the center of the complex and school, caravanserai, a soupkitchen, a madrasa and a double hammam were gathered around the edificeby shaping it. Additional parts are gathered around the mosque in a certainorder. The purpose of this style was utilized the hill as possible as. When wethin that “What was stood left behind these edifices” Bayazıt General Libraryis the first one which wi remember. This old soup kitchen built has been usedas a library since 1883. Untill today there were many things happenned to it.On Republican Era, with his invincable efforts, handled by someone whodedicated his life to these works it’s reached today’s. Now it’s too narrow forthe readers. It’s waiting for addition of Ortodontology School’s builts whichlook like after war buildings.

Opiniion of the authorities is thet “It’s a very suitable place for car park.”Who cares if the library stranded or the next generations wants toread! It’sa place shold be away from the noises, but someone likes to think ofcar park’s incomes. Unfortunately thebulit would not become a car park butthere are cars which parked infront of it. Just a little place under the planetrees is free. So, don’t stay with the soup-kitchen, let’s see the others . Afterthe mosque constetution completed, the foundation of the school whichstands at the center of the square was layed in 1506 and it was completed in1507. Now it’s that library which carries the ancient writngs in itself. Therooms and the classroom around a beautiful court it has a spacioussem-blance. In ancient times, the ones who have fame on science well-known ineverywhere for they were taught in there. If you go ahaednear of this built to

48

Page 49: Welcome Dergi 05

ve 1507 yılında tamamlanan medrese meydanın ortasında durmak-tadır bugun. Şimdi o kitaplıktır, eski yazmaları taşır benliğinde. Güzelbir avlu etrafındaki odaları ve dershanesiyle ferah bir görünümüvardır. Eskiden bilim yolunda ün yapmışlar burada ders verirlermiş,dört bir yanda tanınırmış o yüzden. Eğer bu yapının yanında OrduCaddesi’ne çıkar, Aksaray’a yürürseniz bir koca kubbeli yapı çıkarönünüze. Halk’’Patrona Halil Hamamı’’ diye adlandırır bu yapıyı. Kentiimar etmek için yıkımı amaç edinenler hep 1730 ayaklanması’nın buünlü hamam dellakını öne sürerek yıkmak için uğraşıp durmuşlardı.Her halde sultan Bayazıt’ın özellikli çifte hamamına ‘’Patrona Halil birzamanlar burada dellaklık etmiş’’ diye böyle bir işlemle karşılaşmakzor gelmiştir. Geçmişini anlatamamıştır yeni yöneticilere. Bunlarakarşılık Konyalı Aşık Mehmet bakın neler demiş nir zamanlar buhamam konusunda. On dokuz kıta tutan bu destanın üç kıtasınıverelim:

Medhiyeyi yazdım ağalar beylerBayazıdde kebir hamama mahsusGirenler içine gönüller eğlerVaktinde yapılmış hünkara mahsusSabah seher vaktı açılır hamamSoyunur hizmete Çakır MustafamBuyurun efendım buyurum ağamNezaketde o yadigara mahsusSultan Bayazıdın çifte hamamıCihanı tutmuştur şöhreti namıBeyan idem hatmederken kelamıYarısı hatuna migara mahsusOrdu Caddesi’ne bakan bölümü erkeklere, fakülteye bakan

bölümü kadınlara ayrılmış bu çifte hamam gerçi artık yıkılmaktankurtuldu ama, özel kişiler elinde deri deposu olmaktan bir süre kurtu-lamadı. Deri deposunun burada ne işi var diyenleriniz çıkabilir; an-latalım…gün gelmiş Sultan Bayazıt’ın hamamını bile; devletinhamamını bile satmışız parayı veren kişilere. Sonra ellerinden gerialamaz duruma düşmüşüz. İş işten geçmiş böylece. Bir hamamınbaşına gelenler bunlar. Ya çevresinde bu yapıların yer aldığı mey-danın durumu. Bir zamanlar mermerden zafer taklarının altından im-paratorlar geçermiş, gün gelmiş Sultan Bayazıt üstünü çevresinidonatmış bu yapılarla, İstanbul’un en can alıcı noktası olmuş. Sonrakurbanlık hayvanlar burada satılır hale gelmiş, kaderi değişmek ol-unca başka değişiklikler gelmiş ardından. Ramazanlarda BayazıtCamisi’nin avlusu her türlü eşyanın satıldığı sergi yeri haline gelincepaşalar beyler; güzel eşyalara, kitaplara düşkünler üşüşmüş, çınarlarındibinde edebiyata sanata düşkünler dinlenip sohbeti koyulaştırmışlar.Ardından dönem değişmiş, ülkede yenilikler birbirini kovalarken eskiHarbiye ve Maliye nezaretleri binalara,ı üniversitenin fakülte binalarıolmuş, canlanmış koca meydan tekrar birdenbire. Gençler ihtiyarlareski çınarın altında birbirlerine karışmış. Meydan fıskiyeli bir havuzave yeşilliklere kavuşmuş, değişmeden olur mu denmiş, koca mey-danın özellikli kahveleri kaldırılmış, meydan indikçe inmiş aşağıya.Kalmış bir çamur deryasında bir süre. Ardından planlarla programlarlabaşlamış yapım, programlardan planlardan cayılmış, kalmış her şey.Eski eşya satıcıları boy göstermiş, doldurmuş dört bir yanı. Dingin

the ordu street and walk to Aksaray, a great domed built meets you. It’s namedas “Hammam of Patrona Halil” by the people. This famous bath attendant of the1730’s rebellion was the reason of the destroy of this built for them who wantsrecostructionn for the City. It must be very difficult for Sultan Bayazıt’s doubleHammam to be encountered such an operation for the reason of “Patrona Halilwas a bath attendand in here” However it wanted to do so, couldn’t tell about it’shistory. In spite of these , let’s see what Konyalı Aşık Mehmet told about thishammam in ancient days. There are three quatrains of nineteen quatrainsbelow.

I have written down this eulogy Which belongs to grand hammam in Bayazıt Linger whoever goes into there In the place intended to Hünkar Sabah seher vaktı açılır hamamMy Çakır Mustafa, starts to serving youWelcome sir, welcome sirIt’s courtesy worthy to remembrance Double hammam of Sultan Bayazıt Is known all over the world. Let me tell while memorize the word Half of it belongs to the ladies. This double hammam whichi the side of Ordu Street was belong to men and

the side of faculty was belong to women is free from destroying for now but itcouldn’t be released from become a leather store for a long time. If you’d like toask me that “For what purpose the leather store was here?”, let me tell you... Wesold the Sultan Bayazıt’s hammam, the state’s hammam to whom gave themoney. After then we become a situation that couldn’t take it back. There wasnothing to do. That is the things happened onto a hammam. What about of thesquare thatenclosed with these builts? Once upon a time, the emperors werepassed away under the marble triumphal arch, one day Sultan Bayazıt bedightit with these bults, it was become most magnificient point of Istanbul. Then, thesacrificial animals were sold in there, and the other changings followed it, forchangement is its destiny. In Ramadans, the court of Bayazit Mosque becomean exhibiton center for every kind of thing, Pashas, gentlemen, were sward tothe square to buy the beautiful things, books; Under the plane tree, the lovers

49

Page 50: Welcome Dergi 05

meydan eski plakların, haşarat öldürücü ilaç satanların ses-leriyle dolmuş. Kitaplıkların önü de otopark olunca kitaplıklardaçalışanlar başlamış kaçışmaya; “Hediyesi 10 lira!” diye bağırarakcami avlusunda satış yapanlar, duyuramaz olmuşlar seslerini.

Bütün bunlara karşın, bu meydanın kaderinde yine debüyük olaylar yaşanmış tarih boyu.geleceğe dönük, yenilikler-den yana düşünceler burada gür biçimde söylenmiş, duyurul-muş herkese.

Caminin mihrap duvarındaki arkasında oğlu Yavuz SultanSelim’in yaptırdığı türbede yatan Sultan Bayazıt acaba nedüşünmektedir? Bütün bu bıraktıklarının değişmesini nasılkarşılamaktadır? Adını verdiği meydanda oluşan, ortaya atılanyeni düşünceleri anlamamakta direnenleri bir kez olsunuyarmak istediğinden midir bilinmez. Bayazıt’ın yanı sırayapıların mimarı Yakup Şah özenip bezenip oluşturdukların-dan kimisinin eksilip kimisinin bir süre deri deposu olmasınınasıl karşılamaktadır? Bugüne kadar adının kitaplarda gizlikalmasının nedenlerini araştırmış mıdır? Onlar zaman denengüçlü etkenin bir gün gelip yapılarla beraber kendilerini de un-utturacağını düşünmüşlerdir. Kendileri kendilerinden önceki-leri nasıl unutmuşlarsa…

Bütün bunların yanında hattatların babası Şeyh Hamdullahbiraz daha şanslıdır. Adı kitaplar arsında kalmamıştır, yazılmıştıraçıklıkla her neyse. Zaman ona başka türlü işlemiştir, yapınınmimarına işlediğinin tersine…

Meydanlar, inmeler çıkmalar, çınar altında kalabilmiş,bölümlerde çaylarını kahvelerini içenler, kitaplıklarda okumaya,gürültüler arasında okuduğunu anlamaya çalışanlar, mimarlar,hattatlar, sultanlar, eski kitap satıcılar, simitçiler, gidenler-gelen-ler, toplananlar ve uzun bir zaman süresi. Devamlı eklenen,devamlı bir şeyleri alıp götüren, sabahın alacakaranlığındameydanı temizlemeye başlayanlara akşam evine koşanlarınaraladığı zaman…

of art and literature were meet and conversated. By changing the time, the theevents were changed in the country, the bulits of Economy and War were becomefaculty buildings of the University., and thegreat square revived again. Youth and oldswere together under the old plane tree. Addition of A fountain pool and the greens,replacement of the specific kahves, were made the square wider to the down thestreet. It was stood in the mud lake for a while. And then with plans and programsconstruction was begun. But the programs and plans were cancelled and everythingleft in a chads. Then, antique rdelers were come forth, diffused to everywhere. The si-lence square was filled up the sounds of old records, and insecticide sellers. After thefront of the libraries were become car park, tphey who were studied in the librarywere run away from there. “It costs 10 lira” sounds couldn’t here by anyone.

Despite of these, there are grand events inthe destiny of this square during thehistory... the ideas for the future and improvement were told loudly and heard byeveryone in this square.

What does Sultan Bayazit who lays down in the tomb that behind the altar wall ofthe mosque which made by his son Yavuz Sultan Selim think now? What does hisopinion for the changings all his left behind? How does he confront the destructionsor becoming leather stores some of the builts which of them were his creations andalso handiworks of architect of them Yakup Shah that belongs to the square whichhas his name. Who knows that may be it’s a warning from sultan Bayazıt to whomdoesn’t want to understand the new ideas. Does Yakup Shah research why his namehidden in the depth of the books? Theqy thought that, time the strong factor wouldmake forgotten them and their works. How they have forgotten the ones beforethem...

Sheyh Hamdullah is more lucky along with these. His name has not hidden in thedepth of the books, it has written appearantly. Time work with him in a different way,against to the architect of the built...

The squares, downgrades, risings, people drinks tea or coffee under the planetree, students trying to read or understand what they read in the libraries, architects,sultans, sellers of ancient books, simit sellers, whoever comes and the other hasgone, meeting at the square and a long long time that spent. From the begginingdawn which the ones starts to clean the square to the sunset when the people goesto home in a quick, the time which continually adds something and continuallysweeps anothers...

50

Page 51: Welcome Dergi 05
Page 52: Welcome Dergi 05

52

Interviewsöyleşi

Mustafa Sarıgül, Türkiye'deen genç milletvekili olmuş

isimlerin başında geliyor.Siyasete genç yaşta atılan

Sarıgül, halkın gözündesamimiyet ve çalışkanlık

abidesi olmuş bir isim. ŞişliBelediyesi'nde yaptığı başarılı

işler sayesinde belediyebaşkanı denilince akla gelen

ilk isim ve rol model.

Mustafa Sarigül was the one of theyoungest parliamentarian of

Türkiye. He is an embodiment ofsincerity and diligence for the peo-

ple who plunged in politics at ayoung age. For the successful

works in Şişli Municipality, he is thefirst remembering name and a role

model.

TÜRKİYE’DE BELEDİYE MARKASIA trade mark of municipal in Türkiye

MUSTAFASARIGÜL

ERDOĞAN ERDOĞDU [email protected]

Page 53: Welcome Dergi 05

53

Page 54: Welcome Dergi 05

Mustafa Sarıgül “Lider olmak istiyorum, diy-erek lider olunmaz; ama şunu söyleyebilirim,bu bir sevgi işidir, karşılıklı sevgidir… Liderhalkın içinde olmalıdır” diyor.

Şişli çok ilginç bir ilçe… Bir yanda dünyamarkaları, diğer yanda son derece müte-vazı semtler… İstanbul'un en popülerilçelerinden biri olan Şişli'de 3 dönem,rekor oyla belediye başkanı seçiliyor olmakönemli bir başarı. Bu başarının bir sırrı ol-malı!Üç dönemdir sağladığımız başarının sırrıaslında bu üç dönemin de öncesinedayanıyor. Yani siyasete emek verdiğim 35yıllık zamana. Çok çalışıyoruz ve yalnızcaseçim dönemlerinde değil, seçim bittiktensonra da aynı hızla çalışmalarımızı sürdürüy-oruz. Şişli’de yeni bir model oluşturmayaçalıştık ve bunda da başarılı olduğumuzudüşünüyorum. Bu model, yerel yönetim-lerde Şişli modeli olarak adlandırılıyor. Çalış-mak da tek başına yetmez. “Ben yaptım oldu”demeyeceksiniz, kararları halkla birlikte ala-caksızın. Biz belediyeyi makamımızdanyönetmiyoruz, halkın içindeyiz. Yol yapmak,

”Claiming to be a leader doesn't make you a leader; but i can say that this is work for love, this is mu-tual love. A leader should be in community. ”

Şişli is very interesting district. On the onehand there are world’s leading brands, on theother hand you can see extremely modestneighborhoods... It’s a great success to beelected as mayor with a record vote for 3 timesin Şişli, which its the most popular district of Is-tanbul. There must be a secret of this success...Actually, the secret behind our success of thesethree periods based upon three periods ago whichmeans the effort i gave for 35 years, we work toohard and this is not only during election periods,we keep working with same speed after election.This model is called as Şişli Model at local authori-ties. Only to work is not enough. You never can say“I did and it’s ok”, and you take the decision withpeople. We do not manage the municipality fromour office, because we are in public. We built roads,made up asphalts, or picked up the trash and forthat reason we went beyond the borders of classicmunicipal work. In addition to these basic services,

54

Page 55: Welcome Dergi 05

we committed to social responsibility proj-ects. We addressed many isssues which arenot obliged by laws but demanded by peoplesuch as education or health. We built andopened 30 new primary school in Şişli, hadbuilt more than 15 medical clinic. We alsoserve to places of worship. Besides themosques, we support the churchs, syna-gogues and djemevis. In a few words, wenever said to any subject “it is not the task ofthe municipality”. While doing all thesethings, we don’t consider about religion, lan-guage, race, culture or political opinion dif-ference of our citizens. We are working withan equal distance with all part of the public.We do not sign any project which has nobenefit for people of Şişli, and our citizensalso appreciate for this.

Can you inform us about your worksthat keeps you constantly on theagenda and seperates you from othermunicipalities?As I just said before, as well as completebasic municipal services, we are concen-

asfalt dökmek, çöp toplamak gibi, klasikbelediyecilik sınırlarının dışına çıktık. Butemel hizmetlerin yanı sıra, sosyal so-rumluluk projelerine önem veriyoruz.Yasaların bize yüklemediği, zorunlu kıl-madığı ancak halkın talep ettiği birçokkonuya el atıyoruz. Örneğin, eğitim vesağlık. Şişli’ye 30 yeni ilköğretim okuluyaptırarak hizmete açtık, 15’ten fazlasağlık polikliniği yaptırdık. İbadet yerler-ine hizmet veriyoruz. Camilerin yanında,cemevi, kilise ve sinagoglara da destekverdik. Kısacası, halkı ilgilendiren hiçbirkonuya, “bu belediyenin görevi değil”demedik. Tüm bunları yaparken de, din,dil, ırk, kültür ve siyasi görüş farkıgözetmiyoruz. Halkın tüm kesimlerineeşit mesafede çalışıyoruz. Şişli’de, Şişlihalkının yararına olmayan hiçbir projeyeimza atmıyoruz. Yurttaşlarımız da bunutakdir ediyorlar.

Sizi sürekli gündemde tutan ve diğerbelediyelerden ayıran çalışmalarınızhakkında bilgi verir misiniz?Biraz önce söylediğim gibi, temel

55

Page 56: Welcome Dergi 05

belediyecilik hizmetlerini eksiksiz yapmanınyanı sıra, sosyal sorumluluk projelerine ağır-lık veriyoruz. Örneğin, Türkiye’de ilk kez,emekli yurttaşlarımızın yararlanabileceği birEmekliler Dinlenme ve Kültür Evi’ni hizmeteaçtık. İlçemizdeki emekliler, burada günboyu dinleniyor, televizyon izliyor, sohbetediyor ve aynı zamanda, değişik hobileredinecekleri aktiviteleri gerçekleştiriyorlar.Yine, Alzheimer hastaları için, “GündüzYaşam Evi” projesini hayata geçirdik. Hastayakınları, hastalarını her sabah bu merkezegetirip, güven içinde işlerine gidiyorlar,akşam tekrar alıyorlar. Ekonomik kriz döne-minde bölgemizdeki esnafa destek olmakiçin, “İster bir simit al, ister bir otomobil”kampanyası yaptık, küresel ısınmaya karşıhalkı bilinçlendirmek için “Damlaya damlayaçöl olur” adlı kampanya düzenledik. Ulusalbayramlarımızda yurttaşlarımızın coşkusunaortak olacak çalışmalar yaptık. Özellikle de-prem gibi büyük felaketlerde, ülkemizinneresi olursa olsun yardım elimizi uzattık.Şişli’deki tüm eski okulları yıkarak, yerine de-preme dayanıklı, 50 derslikli okullar inşa ettik.Bu hizmetlerin sayısını artırabiliriz.

trating to social responsibility projects. For exam-ple, for the first time in Turkey, we opened a SocialRest and Culture House for the benefit of retirees.Retirees in our district are resting here all day,watching TV, chatting and also doing different ac-tivities and hobbies. Once again, we actualised“Day Life House” for Alzheimer patients. Relativesof patients bringing their patient to this centerevery morning and going to work with confi-dence then taking them again in evening. Duringthe economic crisis we did a campaign called “ei-ther buy bagel, or car” to support artisans in ourregion and another campaign we called “manysmall make a great” in order to raise public awar-ness against global warming. We worked on or-ganizations which will be shared enthusiasm ofour citizens for our national holidays. We espe-cially extended our hands to help to big disasterssuch as earthquakes which can be happen any-where in our country. By destroying all oldschools in Şişli, instead earthquake resistant, webuilt schools which have 50 classrooms. We canincrease the number of all these services. What kind of transformation you have pro-vided in Şişli? Which project you took into

56

Page 57: Welcome Dergi 05

Şişli’de nasıl bir dönüşüm sağladınız?İlk olarak hangi projeyi gündeminizealdınız?İlk olarak, eğitim, sağlık ve kentseltasarım projelerini birbirine paralel olarakuygulamaya koyduk. 15 yeni sağlıkmerkezi yaptırarak hizmete açtık. Bumerkezlerde, parası olmayan, sosyalgüvencesi olmayan yurttaşlarımız aslageri çevrilmiyor, tedavileri yapılıyor.Şişli’nin 128 mahallesine ambülanshizmeti veriyoruz. Bir tek sağlık kuru-luşunun bulunmadığı Ayazağa ma-hallemize, tam teşekküllü bir tıp merkeziyaptırdık. Diğer yandan, özellikle tarihibinalarımızın bulunduğu Nişantaşı,Teşvikiye gibi mahallelerimiz ile Ha-laskârgazi ve Cumhuriyet Caddelerindekentsel tasarım projeleri uyguladık. Bubölgelerdeki binaların tamamında, klimave reklam tabelası kirliliğine son verdik.Binaları restore ettirerek kente yenidenkazandırdık. “Kente sahip çıkmak uygar-lıktır” dedik. Böylece kent kimliğine, kentdokusuna katkıda bulunduk.

your agenda firstly? First, we have implemented the education,health and urban design projects in parallel.We built and opened 15 new health center.These centers never refuse our citizens whodo not have money and social securities alsohelp them to make their treatment. We pro-vide ambulance service to 128 streets of Şişli.We hade made a full-fledged medical centerto Ayazağa where have had not any health fa-cility. On the other hand, we provided urbantransformation projects in streets of Nişan-taşı, Teşvikiye, Halaskargazi and Cumhuriyetwhere exist many historical buildings. Weended off air condition and advertising signspollution in these areas. We restored thebuildings and brought in to city. We said “Toprotect the city is civilization”. Thus we con-tributed the identity of the city. Sisli has a combination of different cul-

tures. Therefore, there can be a wide vari-ety of needs. How you can be sufficent fordemands in this rich mosaic?We apply the appropriate service and man-agement model according to this culturalwealth. For example, when i began my duty, I

57

Page 58: Welcome Dergi 05

Şişli’de farklı kültürler bir arada bulunuyor. Dolayısı ileihtiyaçlar da çok çeşitli. Bu zengin mozaik içinde herkesimin talebine nasıl yetişiyorsunuz? Bu zenginliğe uygun bir hizmet anlayışı ve yönetim mod-eli uyguluyoruz. Örneğin, göreve geldiğim zaman, yineTürkiye’de bir ilktir, Ermeni kökenli bir yurttaşımız olanmimar Vasken Barın’ı belediye başkan yardımcısı olarakgörevlendirdim. Çünkü bölgemizde Ermeni yurttaşımızınsayısı oldukça fazla. Cami, cemevi kilise, sinagog gibi inançmerkezlerimize büyük önem veriyoruz. Buraların bakım,onarım, restorasyonu ile bizzat ilgileniyoruz. Her mahalleiçin ayrı anket yaptırıyoruz, her bölgenin sorun veihtiyaçlarını yerinde tespit ediyoruz ve buna uygun pro-jeler geliştiriyoruz.

Halkla ilişkileri oldukça güçlü bir belediye başkanısınız.Bunun için özel bir ekip çalışıyor ve sizi yönlendiriyormu?Tabii ki. Ekip ve kadro çok önemli. Ekip olmadan tekbaşınıza başarılı olamazsınız. Yaptığımız çalışmaları yurt-taşlarımıza tanıtmak, varsa eksiklerinizi tespit etmek,eleştirilerini almak için uzman bir ekiple çalışıyorum. Bizortak aklı ve sinerjiyi kullanıyoruz.

Bu enerjinizin kaynağı nedir, nereden geliyor? Hiç ener-jisi düşmüyor mu Mustafa Sarıgül’ün? Her zaman sokak-larda, insanlarla iç içe, hep çözümün bir parçası olmanınpeşinde…Enerjiyi yurttaşlarımdan alıyorum. Siyaset böyle bir iştir,gönül işidir. Siyasetin saati olmaz, yorgunluğu olmaz,heyecanı olur. Siyaset heyecan işidir. Evet, çok çalışıyoruz,ama sokağa çıkıp da yurttaşlarımız memnuniyetini,

employed Mr.Vasken Barın asdeputy mayor who is architect andTurkish citizen with Armenian ori-gin (this is a first in Turkey). Be-cause the number of our Armeniancitizens in our region is quite a lot.Besides the mosques, we supportthe churchs, synagogues and dje-mevis in our region and we are per-sonally involved to maintenance,repair and restoration of them. Foreach neighborhood we make sur-vey, we determine the problemsand needs of every region on thespot and we re developing projectsaccordingly.

You are a mayor who has a pow-erful public relations. Is there aspecial team running for this andguiding you?Of course. Because a team and it’smembers are so important. Youcannot be successful alone withoutsupport. I am working with an ex-pert team to introduce our works tofellow citizens, determine problemsand receive critics. We use commonsense and synergy.What is thesource of thisenergy, whereis it coming

58

Page 59: Welcome Dergi 05

gülümsemesini gördüğüm zaman bütün yorgunluğumbitiyor.

Çok genç yaşta politikaya atıldınız. Hayatınızda örnekaldığınız siyasetçiler mutlaka vardır. Kimler onlar?Rahmetli Erdal İnönü’yü çok örnek aldım. Onundürüstlüğü, devlet adamı anlayışı, mütevazılığı bana heprehber olmuştur.

Bir lider sizce nasıl olmalıdır?Buna halk karar verir. Lider olmak istiyorum, diyerek liderolunmaz; ama şunu söyleyebilirim, bu bir sevgi işidir,karşılıklı sevgidir… Lider halkın içinde olmalıdır.

Mustafa Sarıgül tek başına kazanıyor… Partiler üstü birdurum görünüyor… Bu başarı nereden kaynaklanıyor?Dediğim gibi, lider, kadro ve proje. Lider iyi olacak, amayetmez. İyi bir kadro kuracak ve bu kadro da doğru projelerüretecek. Biz bunu yapmaya çalışıyoruz.

Gelelim şu şıklık meselesine… Gece gündüz her daimjilet gibisiniz ve tiril tiril… Bu da görsel bir planın parçasımı?İyi giyinmeye çalışıyorum. Siyaset adamı tüm yaşantısı iletopluma örnek olmak zorundadır. Giyiminiz, kuşamınız,oturmanız, kalkmanız da yaptığınız işin bir parçasıdır. Nekadar önem verdiğinizin bir parçasıdır…

Mustafa Sarıgül’ün bundan sonraki durağı nedir?Buna ben karar veremem. Siyasetçinin elbette hedefleriolur, hayalleri olur; ama sizi bu hayallere halk taşır.

from? Does it not fall away the energy of Mustafa Sarıgül? He is al-ways on the streets, goes among to people, after being a part of a so-lution always.. I get this energy from citizens. Politics is a work like that, it is a mat-ter of heart. It does not have time, tiredness; has excitiment. Politicsis a work of excitement. Yes, we are working too hard, but when wego out into streets and see the smile and satisfaction of our citizens,my all tiredness is gone. You have gone to politics so young. Who are the politicians thatyou take a model? Who are they?May God rest him peace, he was Erdal İnönü.. His honesty, sense ofstatesmanship and humility have guided me all the time.How do you think a leader should be?People decide for this. Claiming to be a leader doesn’t make you aleader, but i can tell that this is work for love, this is mutual love. Aleader should be in community. Mustafa Sarıgül is winning alone. That situation seems extraor-dinary.. What is the source of this success?As I told you; leader, staff and project.. A leader will be good, but it isnot enough. He will make a good team, and they produce good proj-ects. This is what we are trying to do. Let us come to the point of elegance style.. You look very chicdays and nights always.. Is this a part of visual plan? I'm trying to dress good. All politicians should be an example to thecommunity with their whole life. The way you are wearing, how yousit, how you talk is a part of this job. It is a part of how much you careabout it. What is the next stop of Mustafa Sarıgül?I cannot decide that. Of course a politician has goals and dreams butthe public takes you to these dreams.

59

Page 60: Welcome Dergi 05

60

interviewröportaj

AŞK, TUTKU VEDAHA FAZLASI:

Love, passion and more: ‘Contemporary Art’

ÇAĞDAŞSANAT

RÖPORTAJ: AHTER ÖNKAYA

Hacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümümezunu olup yüksek lisansını "Çağdaş SanatAkımları" üzerine Londra'da yapan Sevil Dolmacı,Görsel Çağdaş Sanatlar üzerine önemli bir sanateleştirmenimiz/uzmanımız... Kendisiyle"Contemporary Art" üzerine bir röportaj yaptık...Sevil hanım, gelecek sayılarımızda da "İstanbul'daSanat" başlığı altında yazılarıyla bizi kenttekisanat faaliyetleri hakkında bilgilendirecek...

We made an interview about `Contemporary Art` withSevil Dolmacı who is one of most important critics / ex-pert and graduated of Hacettepe University Departmentof Art History and has master degree at ContemporaryArt Movements in London.Ms.Dolmaci will inform usabout the activities of the city`s art under the subject of`Art in Istanbul` starting our next issues.

Page 61: Welcome Dergi 05

61

İstanbul sanat hayatı son yıllardayaşadığı hızlı değişim/dönüşüm vesektördeki büyüme ile kabukdeğiştirme sürecinde. İstanbulyapılan sergileri, organize edilenpanelleri, birbiri ardına açılangalerileri, artan “art dealer”ları, gençsanatçı patlaması ve yükselenfiyatları, gazetelerin ekonomisayfalarında tam sayfa sanatekonomisine ayrılan röportajları,devlet adamlarının boy gösterdiğiaçılışları, yükselen eser satış fiyatları,artan müzayede dedikoduları,yabancı basında çıkan haberleri,Türkiye’ye yerleşen sanat tutkunlarıve profesyonelleri, yer bulunamayansanat gezileri/turları, kurumlarınsanatla var olma yarışları,“Contemporary İstanbul” gibiuluslararası düzeyde fuarları ileumut verici…

In recent years, Istanbul art life has beenin a process of change due to the quicktransformation and growth in the sector.Istanbul is giving hope due to thefollowing qualities it has: new exhibitionsand galleries opened one after another,panels organized, increasing number ofart dealers and young artists, whole pageinterviews on the economy pages ofnewspapers, openings at which thestatesmen show themselves, rising pricesof the works, increase in the auctiongossips, news on the foreign press, art-lovers and professionals settled in Turkey,all-reserved art tours, the races of theestablishments to exist with art,international art fairs such as"Contemporary Istanbul"...

What is your education as a young andsuccessful name in such a medium?

My mother's family are Selonikaimmigrants and my father is from Aydın. Ihad been involved in art from the day Iwas born. You may ask "how?". Mygrandfather, whom I didn't know at all,

Page 62: Welcome Dergi 05

Böyle bir ortamda genç ve başarılı bir isim olarak eğitiminiz nedir?Annemler Selanik göçmeni, babam ise Aydınlı. Doğduğumgünden bu yana hep sanatın içindeydim. Nasıl mı? Dedeminşaatçıymış, ben kendisini hiç tanımadım ancak o yıllarda evyapmak için kazdığı her yerden tarihi bir eser çıkarmış. Bizimevde her şey antikaydı ve bir hikâyesi vardı. Küçüklüğümdenbu yana bu nedenle hep sanat tarihi okumak istedim. AnkaraHacettepe Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nü kazandım veson yıl okulda kalmaya karar verdim.

Ankara’dan İstanbul’a geçişiniz ve bu alanda kısa süredeetkin bir biçimde çalışmanız nasıl gerçekleşti? Bu alandakirolünüz nedir?Yüksek Lisans yaparken Londra’da ‘90’larda patlayansansasyon üzerine kurulu olan “Çağdaş Sanat Akımı” ilgimiçekti ve Londra’ya taşındım. Orada iki yıl eğitim aldım veSaatchi, Tate gibi müzelerde gönüllü olarak çalıştım. Lon-dra’dayken Başken Üniversitesi’nden bir hocam, asistanıolmam için beni aradı ve akademisyen olarak çalışmak üzereAnkara’ya geri döndüm. Mastırımı Hacettepe Üniversite-si’nde tamamladıktan sonra doktoraya başladım. Yurtdışıseyahatlerim sıklaştı ve piyasaya yöneldim. Berlin’detanıştığım rahmetli koleksiyoner Nahit Kabakçı ile çalışmayabaşlayınca akademisyenliği bırakıp İstanbul’a taşındım.Bugün Türkiye’nin en iyilerinden biri olan başka kapsamlı birkoleksiyondayım. Yeditepe ve Kültür Üniversitesi’nde çağdaşsanat ve çağdaş sanat piyasası üzerine dersler veriyorum.Londra’da ve Dubai’de danışmalık verdiğim “Türk Sanatı”nameraklı sanat profesyonelleri var. Genç sanatçılara piyasalarhakkında bilgilendiriyor ve onları doğru galerilerle bir arayagetiriyorum. 2007’den bu yana gazete ve dergilere de yazılaryazmaktayım.

Son zamanlarda “Çağdaş Sanat” başlığını her yerde görürhale geldik. Gazeteler bu konuya özel yer vermeye, hattabazı sanatçıları pop star gibi sunmaya başladı. Bu konudaneler söylemek istersiniz? Çağdaş sanatın sansasyonel, geçici, çabuk tüketilen, sınırları

had been an instructor. It was said that he had found ahistorical piece of work from every place he hadexcavated. Every object in our house was antiquityand it had a story. That's why studying history of artwas my wish in my childhood... I studied History of Artat Hacettepe University, in Ankara, and in my lastyear, I decided to work for my academic career at theuniversity.

How did you realize your movement to Istanbul andyour effective work in this field in such a short time?

"Contemporary Art Current", based on thesensational explosion in London in nineties, attractedmy attention while I was studying for master degreeat the university. Then, I moved to London. There, Icontinued my education for two years and worked inthe museums such as Saatchi and Tate voluntarily.One of my professors at Başkent University called andasked me to be his assistant. Thus, I returned Ankarato work as an academician. After getting the masterdegree at Hacettepe University, I started studying forthe doctorate degree. I began to travel abroad morefrequently and turned towards the market. I quittedworking as an academician and moved to Istanbul. Istarted working with deceased collector, NihatKabakçı, with whom I got acquainted in Berlin. Atpresent, I'm involved in another comprehensivecollection which is one of the best in Turkey. I'm alsogiving lectures on Contemporary Art andContemporary Market at Yeditepe and KültürUniversities. There are some professionals interestedin Turkish Art in London and Dubai whom I work as acounsellor for. I acknowledge young artists about themarkets and bring them together with theappropriate galleries. I've been writing articles forsome newspapers and periodicals since 2007.We have been seing the title "Contemporary Art"everywhere recently. The newspapers began to give aspecial place to the subject and even to present someartists as popstars. What would you like to say aboutthis?

62

Page 63: Welcome Dergi 05

63

Page 64: Welcome Dergi 05

olmayan, interdisipliner bir alan olması nedeniyle günümüz man-tığına uyan bir yanı var ve bu nedenle hedef geniş kitleler oluyor…Ancak bu geniş kitlelerin uyarılması başarıyla yapılırken içeriğininanla(şıl)/tıl/a/maması ya da yanlış anla(şıl)/tıl/ması gibi problemlersözkonusu… Bunların dışında uzman bazı kimselerin çağıyakalayamaması da… Çağdaş sanatın bir reçetesi olmasınıbekleyenler olduğu gibi, bugünkü sanatı hatta bazı uluslararasıalanda kabul görmüş genç figürleri yok sayanlar da var... Böyle bir ortamda çağdaş sanata dair ciddi problemlerin oluğunuvurgulamak isterim. Bu problemler hem içerikle hem de piyasasıile ilgili. Kurumlardaki sistemsizlik ve otantisite en belirgin olanları…

Yeni Sanat Pazarları arasında İstanbul nerede?Geçtiğimiz Ağustos ayında iki aylığına Londra’da Christies Müza-yede Evi’nde “Yeni Sanat Pazarları” üzerine konuşma dizisine, birçeşit workshop’a katıldım. Orada da belirtildiği ve üzerinde sıklıkladurulduğu üzere Çin, Rusya ve ardından Türkiye yani İstanbul enyeni ve güçlü pazarlar olarak değerlendiriliyor. Keza geçtiğimizgünlerde yapılan IC Çağdaş Sanat Fuar’ında Opera, Malboroughgibi yurtdışında “establish” olarak tanımlanan galerilerin İstanbul’agelmesi ve 4 gün içinde 400 bin Euro’ya bir Andreas Gursky fo-toğrafının satılması oldukça anlamlı ve iyimser bir tablo. İki açıdanbakmak gerekiyor: bir Pazar açısından, bir de çağdaş bir işin al-gılanıp satın alınması açısından…

Son söz olarak neler söylemek istersiniz?Doğru zamanda doğru iş seçtiğimi düşünüyorum. Türk ÇağdaşSanatı’nı ve piyasasını uluslararası platformda ilgi çeker pozisyondagörmek ise mutluluk verici. Buna katkı sağlayacak çalışmalaraimza atmak ve her gün daha fazlasını yapabilmek için ciddi birmesai harcıyorum. Piyasalar hakkında bir kitap çalışması içindeyimve mesaim şimdi daha da arttı. Ancak son söz şunu söyleyebilirim:İşim benim için bir “tutku, aşk ve hatta daha fazlası”…

Contemporary Art has an aspect which fits today's logicbecause it is a sensational and temporary field that is consumedquickly. It is also interdisciplines and has no boundaries. That's whythe target is huge masses. While the stimulation of these hugemasses is done successfully, there are some problems such as thesubject isn't or can't be explained or isn't or can't be understoodcorrectly... In addition, some experts can't catch the age... Whilesome of them hope Contemporary Art to have a recipe, someothers ignore today's art and and young figures who areinternationally known and accepted. I would like to emphasize thepoint that being in such a medium, Contemporary Art has seriousproblems. These problems are related to both the content and themarket. Unsystematic structure of the establishments andauthenticity are the most evident ones.Where is the place of Istanbul among the new art markets?

Last August I attended a serial of lectures, kind of a workshop,on "New Art Markets" at Christie's Auction House in London fortwo months. The point that China, Russia and Turkey wereevaluated as the newest and the strongest markets was stated andemphasized frequently. Likewise, Opera and Malborough Galleries,known as "establish" abroad,came to Istanbul recently toparticipate in IC Contemporary Art Fair, and an Andreas Gurskyphotograph was sold for 400.000 Euros in four days. This is anoptimistic and meaningful scene. We should look from two pointsof view: from the point of view of the market and from the point ofthe view of the fact that a contemporary work of art is perceivedand bought...What would like to say as a last word?

I think I chose the right job at the right time. I feel happy to seeTurkish Contemporary Art and Market in a position attractingattention on international platform. I really work hard to do studiesthat will contribute to this subject matter. Nowadays, I work evenharder because I'm writing a book about markets. Still, I can say asa last word: My work is "passion, love and even more" for me...

64

Page 65: Welcome Dergi 05
Page 66: Welcome Dergi 05

H.Esra KAVURMACI [email protected]

66

Mesleğim gereği modayı ve trendleri takip etmek durumundayım. Bunu da zevkleyapıyorum. Özellikle sokak modası benim en sevdiğim alan. Seyahat etmeyi desevdiğim için bunu gözlemlemek hoşuma gidiyor. Kendim giyinirken deetkilendiğim şeyler senenin moda renkleri, moda trendleri olsa da bende vurucuetkiyi yapan sokak modası. Ben moda trendleri sezonlarda belirlerken densokaklardan çok faydalanıldığını biliyorum.Moda, trend, sokak modası vs...

Şimdi konuşulan bir de tesettür modası var. Hatta bazen beni de çok örtülümüşterim olduğu için arayıp tesettür modası ile ilgili bir takım sorular soruyorlar. Herdefasında önce modacı olmadığımı, giyim danışmanlığı yaptığımı anlatıp ardındantesettür modası diye bir kavramı da güzel Türkçemize yerleştirmemek için fazlacagayret gösteriyorum.

I should pursue fashion and trends as a necessity of my job. I dothis with pleasure. Especially the street fashion is the field whichI like most. I like to view the street fashion because I also like totravel. Although fashionable colors and trends of the year areeffective on my dressing style, it is the street fashion whichmakes the striking effect on me. I know that the streets arebenefited from very often when the seasonal fashion trends aredetermined . Fashion, trend, street fashion etc…

Now, there is also the veiled fashion that is being talkedabout. Sometimes, people call me and ask some questions aboutthe veiled fashion since I have many covered customers. Eachtime I tell them that I’m a dressing consultant not a fashion

MODA NEDİR? WHAT IS FASHION?

MODAfashion

Page 67: Welcome Dergi 05

67

designer, and I really try hard not to place such a concept as the veiled fashion inour beautiful language, Turkish.

Recently, they have called from a newspaper and invited me for lunch. Thesubject, of course, was the veiled fashion. The inviter was the General PublicationManager of the newspaper, and they were thinking about discussing the veiledfashion in their paper. They wanted to talk about the subject, we had lunch andtalked. I explained them why I was against this concept to the last drop of myblood… This country suffered a lot from these discriminations… I asked them “Canfashion be seperated from one another as “veiled fashion” and “normalfashion”(fashion of the unveiled) according to you?” It can not be seperated apartfrom one another. Fashion is pursued. The veiled people pursue fashion as theylike, and adapt it for themselves; also those who are unveiled reflect fashion totheir lives and dressing styles as they like.

The veiled fashion is a very repulsive concept for me. There is also a religiousdimension of the subject. Fashion is a formwhich forces us when the issue isreligion…(because fashion does not meanonly clothes. It covers everything thatstimulate the senses: art, music, theater,literature, food, interior architecture,architectural. If we consider it with itsrestricted meaning as it is used in Turkey,it means the dressing style that is specialto a certain period (not a certain group).Besides, we need to dress everyday, andour choice of clothes is related to howmuch we consider the importance of whatwe wear. You know people are shownhospitality together with their clothes andare bidden farewell together with theirwords. Our clothes tell many things about

us. They affect our self-confidence, affect the views of the others about us etc…The summit of the matter is that we talk about fashion and we spend money onfashion a lot.

Our task should be to define the subject on personal image and not to getpeople into the world of fashion and not to insist on the newest fashion . Our job isto get dressed and get other people dressed with our images overlapping with ourpersonal ways of living, without being entranced by temporary seasonal desires.We can convey fashion to everybody and to every section through masscommunication means. We should use this power in the right way and give theright messages.

I think that it is an easier and a more effective way to tell in our own languagewhich is suitable to our standards of judgement with different alternatives thantrying to tell a conservative environment or a non-conservative environment andthe young people something by talking about the veiled fashion. I say let’s tell theveiled young people how to develop personal fashion, to have taste in this subject,to dress suitably and currently without being repulsive instead of trying to givethem the message that they can pursue fashion with their veils on by inventing aconcept as “veiled fashion”.

While trying to give the young people visual messages through masscommunication means, we should give them messages related to art, music,theater, literature, food, living… in short, life in general instead of giving messagesrelated only to their dressing style, and we should do this without seperating fromone another as “for the veiled” and “for the unveiled”…What do you think of this?

Geçenlerde bir gazeteden arayıp öğle yemeği için davet ettiler.Konu malum tesettür modasıydı. Davet sahibi gazetenin genel yayınyönetmeniydi ve tesettür modasını gazetelerinde işlemekdüşüncesindeydiler. Konuyu bizimle paylaşmak istemişler, yemekyedik, konuştuk… Kanımın son damlasına kadar bu kavrama niçinkarşı olduğumu anlattım. Bu ülke ne çektiyse hep bu ayrımlardançekti… Moda “tesettür modası” ve “normal moda (açıkların modası)”dile ayrılabilir mi sizce dedim. Kesinlikle ayrılmaz, ayrılamaz. Modatakip edilir. Bunu örtülü insanlar istedikleri gibi takip eder vekendilerine adapte ederler; örtülü olmayan insanlar da istediklerişekilde hayatlarına ve giyimlerine yansıtırlar.

Tesettür modası bana çok itici gelen bir kavram. İşin bir de diniboyutu var ki moda mesele din olunca hepimizi biraz zorlayan birform… (Çünkü aslında moda yalnızcagiysi anlamına gelmez.) Sanat, müzik,tiyatro, edebiyat, yemek, iç mimarlık,mimari gibi duyuları uyaran her şeyikapsar. Bizdeki dar anlamıyla da baksakyine belirli bir döneme ait olan giyim stilidemektir. ( Belirli bir gruba değil) Ayrıcaher gün giyinmek zorundayız ve giysiseçimimiz ne giydiğimizi ne kadarönemsediğimizle alakalı. Bilirsiniz insanlarkıyafetleriyle ağırlanır, sözleriyleuğurlanırlar. Kıyafetlerimiz bizimle ilgiliçok şey anlatır. Kendimize olangüvenimizi etkiler, başkalarının bizebakışını etkiler vs.. Yani işin özeti modaüzerine çok konuşuyoruz, para harcıyoruz…

Bizim görevimiz insanlar moda dünyasının içine sokmak, en yenimodayı dayatmak değil, kişisel imaj üzerine konuyu tanımlamakolmalı. Sezonun geçici heveslerine kapılmadan, kişisel yaşantımızlaörtüşen imajımızla giyinmek ve giydirmek bizim işimiz. Elimizdekikitle iletişim araçları ile modayı herkese ve her kesimeulaştırabiliyoruz. Bu gücü doğru şekilde kullanmalı ve doğru mesajlarvermeliyiz.

Muhafazakâr bir çevreye veya muhafazakâr olmayan bir çevreye,gençlere tesettür modası diyerek bir şeyler anlatmaya çalışmaktansafarklı alternatiflerle kendi değer yargılarımıza uygun olanı kendidilimizde anlatmanın daha kolay ve etkili bir yol olduğunudüşünüyorum. Tesettür modası diye bir kavram icat edip örtülügençlere tesettürünüzle de modayı takip edebilirsiniz diye bir mesajvermeye çalışmak yerine kişisel moda geliştirmenin, bu konuda zevksahibi olmanın, yerine göre, güncel ve itici olmadan giyinmenin nasılolacağını anlatalım derim.

Kitle iletişim araçları sayesinde adına moda diyerek gençleresadece giyim stilleri ile ilgili değil, sanat, müzik, tiyatro, edebiyat,yemek, yaşam, kısaca hayatın geneliyle ilgili görsel mesajlar vermeyeçalışırken bunu tesettürlü ve tesettürlü olmayanlara diye ayırmadanyapmalıyız… Siz ne dersiniz?

Page 68: Welcome Dergi 05

68

designtasarım

Page 69: Welcome Dergi 05

69

RÖPORTAJ: PELİN ATEŞ[email protected]

FOTOĞRAF: EYLEM OLAŞ[email protected]

Konfeksiyon-tekstilde nasıl trendler varsa ve her sene değişimgösteriyorsa takı da aynı şekilde... Her sezon değişen moda

renklerle uyumlu olarak takı da renk değiştiriyor aslında.Ayrıca kışın daha kalın ve büyük kolyeler tercih edilirken yazın

daha küçük, çıtır çıtır kolyeler tercih edilmekte.

Just same like the changes in every year at confection –textile trends, ornaments also changes by seasons... By

changing of colors in every season, ornaments change too.Thick and big necklesses are preffered in winter but little

and crispy ones are favorable in summer.

"TAKI-TASARIM"da Yeni Boyut:

A New Era at JEWELERY DESIGN:

Seda ve SemaBaldemir KardeşlerSeda and Sema Baldemir Sisters

Page 70: Welcome Dergi 05

Takı tasarımları yapmaya nasıl başladınız? Hikâyenizi kısaca bizimlepaylaşır mısınız?

Takı tasarımını yaklaşık 5 sene önce yapmaya başladık. SedaBaldemir Pera Güzel Sanatlar Kuyumculuk Bölümü’nü bitirdi vearkadaşlarıyla Cağaloğlu’nda bir atölye açtı. Aslında bu hep aklımızdaolan bir projeydi… Atölye açmak projenin faaliyete geçmesini hız-landırdı ve Asmalımescit’te kendi mağazamızı açtık. İki yıldır As-malımescit’teyiz. Kaç kardeş başladınız?

Üç kardeş olarak başladık. Funda, Sema ve Seda Baldemir… FundaBaldemir, şu an Petra Design Avustralya şubesinin başında. Seda veSema Baldemir olarak biz de Beyoğlu şubesinin başındayız. Yaratıcılık sürecinde nelerden etkileniyorsunuz? Esinlendiğiniz ya dasize ilham veren konular oluyor mu?

Aslında takı yapmak tamamen psikoloji ile alakalı. Bazen haftalarcabir şey yapamadığımız oluyor. Önemli olan içten hissetmek. Takı yap-mak terapi gibi bir şey ve zamanın nasıl geçtiğini hiçbir şekilde an-lamıyorsunuz. Takıya oturduğumda bana her şey ilham verebiliyor.Bazen Osmanlı motifleri, eski aksesuvarlar, taşların oluşumu, doğa, eskikumaşlar... Aklınıza gelen herhangi bir düşünceyi somut bir nesneyedökmek inanılmaz keyifli. Örneğin bugün değişik bir kuş hayal ettim.Ertesi gün o kuş, boynumda ya da kulağımda takı formunda herhangibir yerde olabiliyor. Bunu yapabiliyor olmak keyif verici.Tasarımlarınızı yaparken kullandığınız özel bir tekniğiniz var mı?

Ürünlerimizin hepsinde muhakkak yarı değerli taş kullanıyoruz. Bun-ların hepsi doğal. Hiçbir şekilde kristal, boncuk ya da sahte camlar kul-lanmıyoruz. Sema Baldemir daha çok kolye tasarımlarını yaparken SedaBaldemir kuyum masasındaki tasarımlarda bulunuyor. Ürünlerimizinmetal kısımlarında gümüş ya da bronz kullanıyoruz. Taşların hepsi

How did you begin to ornamet designs? Could you share yourstory with us? Since five years, we design ornaments. Seda Baldemir Pera FineArts Jewellery Section and established an atelier with her friendsat Cağaloğlu. Infact, it was a project in our mind ... The atelier wasaccelerated the activation of the project and we opened our store atAsmalımescit. We are in Asmalımescit for two years. At the beggining, how many sisters were there? We began as three sisters. Funda, Sema ve Seda Baldemir… FundaBaldemir is at management of Petra Design Australia branch. AsSeda ve Sema Baldemir, we are managing the Beyoğlu branch.What kind of things are impressed your creative process? Arethere any subjects which inspire or afflatus you?Infact, making ornaments is about psychology. Sometimes we cannot create anything for many weeks. Feelings from depth are im-portant. Creating ornaments is like a therapy and you couldn’t un-derstand how the time passes away. Everything could inspire ofme, whenever I start to create an ornament. Some Ottoman motifs,old accesories, formation of the stones, nature, old fabrics... It’s verycheerfull to convert any idea which you think as an ornament. Forexample, I imagined a bird today. Next day, that bird settle on myneck or on my ear in a form of ornament. Ability of making it isvery pleasant. Do you have a special technique for your designs? We put semiprecious gems on all of our products. All of them arenatural gems. We never put on cyristal, fake glasses or beads onour designs. Sema Baldemir mostly designs the necklesses, andSeda Baldemir produces the designs on jewelry table. Metal partsof our products are made from silver or bronze. All the gems arefixed by nailing. Not by glueing. Without distinction the kind of

70

Page 71: Welcome Dergi 05

metals that silver or bronze, especially on the rings, we put on dia-mond, not cut zircon. By the way we destroyed the taboos in mindsfor proved that diamond could be nailed onto bronze ornaments.How could you explain your job in brief? Actually I informed about our job on the question above. If I talkabout the customer potential, there are ornaments for every budgetin Petra Design. Wristlets prices are changing between 20 and 100TL. One of our purpose was to cater to all sections when we openedthis store. We think that we succeed this. Also we produced specialorders according to our customers demands. If the customer bringsthe model to us, we produce and deliver the order in a definite time .By this way, we get many orders from the couples for weddingrings... Are there any colleague that you followed or appreciated them? I appreciated the designs of Selda Okutan. Could you talk about the relation between the ornaments andfashion? Just same like the changes at confection – textile trends in everyyear, ornaments also changes by seasons... By changing of colors inevery season, ornaments change too. Thick and big necklesses arepreffered in winter but little and crispy ones are favorable in summer. What kind of ornaments should be prefered by women for nextseason? What kind of clothes combined with which ornaments? Next season, the pastel tones will be at the forefront. Big necklessesand broochs on overcoats seems so chic. Ornaments have a historybefore the Christ. These are the accessories that the women wouldnever give up for the centuries. Thank you for taking the time to us … We thank you too… And finally we say, there won’t be any womanwithout an ornament!

yüzüklere yapıştırma tekniği ile değil mıhlama tekniği ile yapılıyor.Ayrıca gümüş ya da bronz fark gözetmeden bilhassa yüzüklerdezirkon değil pırlanta kullanıyoruz. Böylece kafadaki tabuları birazolsun yıkıp bronza da pırlanta mıhlanabileceğini kanıtlamış olduk.İşlerinizi kısaca nasıl anlatırsınız?

Yukarıdaki soruda işlerimizin içeriği ile biraz bilgi verdim. Müşteripotansiyeli olarak ele alırsam Petra Design da her bütçeye göre takıbulunmakta. 20 TL ye bileklik bulabileceğiniz gibi 100 TL’ye de bul-mak mümkün. Bu mağazayı açarken amaçlarımızdan biri de herkesime hitap etmekti zaten. Bunu başarabildiğimizi düşünüyoruz.Ayrıca müşteriye göre özel sipariş de alıyoruz. Müşteri bize modeligetiriyor ve belli bir süre zarfında ürünü teslim ediyoruz. Bu şekilde,çiftlere özel birçok alyans siparişi aldık… Takip ettiğiniz, beğendiğiniz meslektaşlarınız var mı?

Selda Okutan’ın tasarımlarını oldukça beğeniyorum.Takının, moda ile olan ilişkisinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Konfeksiyon-tekstilde nasıl trendler varsa ve her sene değişimgösteriyorsa takı da aynı şekilde... Her sezon değişen moda ren-klerle uyumlu olarak takı da renk değiştiriyor aslında. Ayrıca kışındaha kalın ve büyük kolyeler tercih edilirken yazın daha küçük, çıtırçıtır kolyeler tercih edilmekte. Sizce, kadınlar önümüzdeki sezon nasıl takıları tercih etmeliler?Hangi kıyafetler ile hangi takıları kombinlemeliler?

Önümüzdeki sezon daha çok pastel tonları ön planda olacak.Kışın daha büyük kolyeler, palto üstü broşlar çok şık durmakta.Takının milattan önceye dayanan tarihi var. Asırlardan beri hiçbirkadının vazgeçemediği aksesuvar… Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederim…

Asıl biz teşekkür ederiz… Son söz olarak: Hiçbir kadın takısızkalmasın, diyoruz!

71

Page 72: Welcome Dergi 05

72

lifeyaşam

Biliriz ki şu koskocaman İstanbul'da, "Derya Karaköse'yi tanımayan mıvar!" sözü dillere persenk olmuştur! Biz gene de tanımayanlar olabilir,diyelim ve kısaca kendinizi tanıtmanızı isteyelim...Öncelikle “Welcome” diyelim, efendim… Bendeniz 50’lerinde, işinde-gücünde, mümkün olduğunca efendilikle, dostlarıyla birlikte ve hayatıniçinde bir adamım. 30 senedir reklam ve film dünyasında çalışmaktayım.Bu arada rahat durmayıp motor sporlarının bir parçası oldum. Her ikiişimde de bazı ödüllere layık görülmek onurunu da yaşadım bildiğinizüzere; ama hayat en büyük onurunu 3 erkek evlatla verdi bana (aslındaher şey onlar galiba).Büyük ustalara asistanlık yaptım. Hepsine binlerce teşekkür… Şimdilerdede birilerine ustalık yaparak iletişim konusunda çalışmaktayım. Para-pulbiriktirmek yerine dost biriktirmeyi yeğledim; en büyük kârım,arkadaşlarım ve dostlarım, diye düşünmekteyim.Derya Karaköse, deyince hemen aklımıza: ralli, klasik otomobiller ve illaki

We know that Derya Karaköse is a very-well known person in this hugemetropolis, Istanbul, but let's say there might be people who don't know youand ask you to introduce yourself briefly....

"Welcome" sir. I am a man in his fifties who is busy with his job. I try tobehave as generously as I can and like to be with my friends. I have beenworking in advertising and cinema for 30 years.

In the meanwhile, I've been a part of the motor sports. As you know,I'vebeen honored with some awards in both of my jobs, but life gave me the mostvaluable award: 3 boys (I think they are everything). I assisted well-knownmasters whom I thank thousand times. Nowadays, I work in the field ofcommunication mastering some people. I preferred having friends to savingmoney, and I think my friends are the most important gain of my life.

-When we say Derya Karaköse, we immediately recall rally, classical carsand especially Mini Cooper...Would you, please,tell us about your interests inthese adventures and shortly after that we'll talk about your profficiency inadvertising and cinema.

EN BÜYÜK KÂRIM,ARKADAŞLARIM VE DOSTLARIMMy biggest benefit is my friends and fellows!...

DERYA KARAKÖSE

KEMAL KIRAR’LA

[email protected]

SORUCEVAP7

Page 73: Welcome Dergi 05

73

This passion took over me when I was 15-16 years old (and itstill continues), and I found myself in motor sports. I raced in ralliesfor many years. I must mention my dear co-pilot, Tipsi,with

whom I drove in the same car for 20 years. I learned to believethe note he read while I was approaching a bend, rear of which Icouldn't see, with great speed. Afterwards, the energy lessened

naturally and I began to take part in classical car races andMinies came into my life. I dealt with those small Britishes verymuch. I took many of them out of junk and made them regain their

real values. They all became bibelots. I won Turkish Championship twice inclassical car races. I had many friends in the Classical Car Races Club.-Yes, now cinema and advertising businesses....

We came to the main business...I found myself at an advertisement filmsetting after I worked as a diskjockey. It took just a few seconds for me to seethat this job fitted my soul perfectly.

I've always found creating something very enjoyable. I've worked as aproducer in many advertisement films. Nowadays, we are working with mydear young directors Veli Çelik, Boğacıhan

Dündar and Hakan Yolcu. A branch of our company is giving service tosome firms as an advertising agency. This is a completely different job, and it isreally entertaining. One of the projects is Sedventure which is a new service ofSetur. We are organizing photography tours in the wild. You may ask why Imentioned this! I learned from this project that the most important message

a man can get is to imitate nature. Nature teaches us many things. Natureis the life itself; there is no need to try hard. All knowledge exists in nature.

Mini Cooper geliyor... Sırasıyla anlatın isterseniz bu mecralarlailginizi... Sonra da hemen reklam ve sinema alanındaki yetkinliğinizegeleceğiz...15-16 yaşlarında bu tutku bana da çarptı (hâlâ da devam etmekte) vekendimi motor sporlarının içinde buluverdim. Yıllarca ralli yaptım...Bu arada, bu satırda sevgili “kopilotum Tipsi”yi söylemedengeçemem. 20 yıldır aynı otomobilde oturuyoruz; ondan, arkasınıgörmediğin bir viraja hızla gelirken onun okuduğu nota güvenmeyiöğrendim. Arkasından enerji azaldı doğal olarak, klasik otomobilyarışlarına iştirak etmeye başladım ve Mini’ler girdi hayatıma. Oküçük İngilizlerle çok haşır neşir oldum ve hurdadan çıkartarakbirçoğunu değerlerine kavuşturdum. Hepsi birer biblo oldular. Klasikotomobil müsabakalarında iki kere Türkiye şampiyonu oldum.Ödülleri geçelim… Klasik otomobil kulübünden de çok değerlidostlar biriktirdim:)) Evet, şimdi de sinema-reklam işleri...Esas işe geldik… Beş sene diskjokeylik yaptıktan sonra bir vesile ilekendimi bir reklam filmi setinde buldum. Bu işin ruhuma uygunolduğunu anlamam anlar içerisinde oldu. Bir şeyleryaratabiliyor olmak çok keyifli geldi her zaman. Binlercereklam filmi prodüktörlüğü yaptım; artık bayrağı taşıma sırasıbana geldi… Şimdilerde genç yönetmenlerim sevgili VeliÇelik, Boğaçhan Dündar, Hakan Yakıcı ile işimize devametmekteyiz. Şirketimizin bir kolu da birkaç firmaya reklamajansı hizmeti vermekte. O apayrı bir iş ve çok eğlenceli…Bunlardan bir tanesi Setur’un yeni bir hizmeti olan

Page 74: Welcome Dergi 05

Sedventure’dır. Vahşi yaşamda fotoğraf turlarıdüzenlemekteyiz… Diyeceksiniz ki nedenbundan bahsettin!... Ha, ondan da şunu, birinsanın kendine katabileceği en büyükiletinin doğayı taklit etmek olduğunuöğrendim. Doğa bize aslında çok şeyöğretiyor. Doğa, yaşamın kendisi; çok fazlazorlamaya gerek yok! Her bilgi doğada var.Gelelim sinemaya… İki tane prodüktörlüğünüyaptığımız filmimiz var. Esas aşk zatensinema filmi yapabilmekte; reklam işindenkazandıklarımızı sinema filmi yapabilmek içinkullanıyoruz.Ustalarınızdan birkaç isim saymanızıistesek…Ustalarım Levent Tuna, Ümit Gülsoy,rahmetli Şahin Kaygun, Rezzan Tanyeli veErden Kıral’dan çok şey öğrendim…Sizi görenler hemen tebessüm ediyor:bundaki sihir ne ola ki! İnsanlar, yaydıkları elektrikleriyle varoluyorlar… Ben her canlının Tanrı’nın birparçası olduğuna inanırım ve onlaravereceğim zararları aslında Yaradanımaverdiğim korkusuyla yaşarım. Onun için deinsanlara olabildiğince pozitif duygularlayaklaşırım: ondandır belki de… Evetinsanların tebessümle baktığı bir insanım.Dokunduğunuz hayatlara kötü izlerbırakmayınız (mümkünse tabii).Şirketinizin ismi de dikkat çekmeyecek gibideğil; bir hikâyesi vardır mutlaka!...Ortağım sevgili Ali İnsancıl ile şirketimizikurarken bir hanım arkadaşımız da projemizedahildi. Üç kişi olacaktık ama bir son dakikakararıyla Ali'yle baş başa kaldık. Bu arada,evrak işleri tamamlanmıştı ve değiştirmedik.“2adam1madam” böyle doğdu. İki adam daolsak bir hanım tasviri her zaman iyidir;çünkü hanımların olduğu yerde medeniyetvardır. Yalan mı!Sosyal çevre olarak nerelerdenbesleniyorsunuz?Ben hayatın her noktasından beslenmeyeçalışıyorum. İşimin gereği de bu zaten.İletişimde, sokaktan kaptığımızı allayıp-pullayıp tekrar sokağa satıyoruz. Ama özelanlarım ve insanlarım vardır elbette: sevgiliZafer, Kemal, Tekin, Işıl ve Osman… Onlarlasohbet insanı tıka basa besler… İyi ki varsınız!Hoş kalın…

Let's talk about cinema...We've produced twomovies so far. The main job is producing movies.We spend the money we earn in advertisement toshoot movies.If we ask you to name some of your masters....

I learned a lot from my masters Levent Tuna,Ümit Gülsoy and deceased Şahin Kaygün, RezzanTanyeli and Erden Kral...Everybody who sees you smiles. What is themagic in this?

Human beings exist with the electricity theyemit. I believe that every living thing is a part ofGod and I fear that I'll harm God if I harm them.That's why I behave people positively, maybe thisis the reason... Yes, people smile at me. Don't leavebad traces in the lives you touch (if it is possible).The title of your company is interesting. Itshould have a story...

While we were establishing our company

with my dear partner, Ali İnsancıl, a lady friend ofus was also in the project. We would be three, butdue to a last moment decision, we were lefttwo..Ali and I. In the meantime, paperwork wasfinished and we didn't change the title"2adam,1madam"(2men,1madame). Although weare two men, the image of a woman is alwaysgood because there is civilization everywherewomen exist. Is this wrong?Can you tell us about the social environmentfrom which you are fed?

I'm trying to feed from every aspect of life.This is the necessity of my job. In communicationbusiness, we sell the things which we get fromthe street after ornamenting them. But of course Ihave some special moments and people: Zafer,Kemal, Tekin, Işıl and Osman. Chatting with themfeeds me up. Thanks God they are my friends.Goodbye.

74

Page 75: Welcome Dergi 05
Page 76: Welcome Dergi 05

SEÇKİN KUYUMCULUKJEWELLERY&DIAMOND

TURGUT REİS MAH. KARAOSMANOĞLU CAD. NO: 63/A ATIŞALANI-ESENLER İSTANBUL

TEL: 90 212 431 45 97 FAX: 90 212 431 53 78www. seckinkuyumculuk.com.tr [email protected]

Page 77: Welcome Dergi 05

77

DOSYAFILE

RUSYARUSSIA

Türk Rus evlilikleriTurkish - Russian Marriages

ve MOSKOVAand MOSCOW

İlişkilerde 400. yıl400 Years in Relations

Rus kiliseleriRussian Churchs

Page 78: Welcome Dergi 05

78

commentyorum

Türkiye ile komşumuz Rusya’nın ilişkilerinin kökleri, pek çokülkeyi kıskandıracak kadar eskilere, tarihin derinliklerine dayan-maktadır. Bu ilişkilerin tarihi 500 seneyi çoktan geride bıraktı ve500. yıl döneminde sempozyumlar, toplantılar düzenlendi, fay-dalı neşriyat yapıldı. Bu tarihi derinliğin önemini kavramak için500 sene önce dünyada kaç tane gerçek devlet vardı ve bun-lardan ne kadarında diplomatik ilişkiler yürütülüyor, birbirlerinitanıyorlar, sefirler gidip geliyor ve anlaşmalar imzalanıyordu?Şüphesiz ki bunları sayısı iki elin parmakları kadar azdı. Unut-mayalım ki, çok yakın bir döneminde dahi, 2. Dünya Savaşını

Relationships between Türkiye and neighborhood Russiagoes down to the depth of history that as old as make jeal-ousies many countries. These relationships past over 500years old and symposiums, meetings and some utilized pub-lishing are arranged for the memory of 500th anniversary ofthese diplomatic relations. We have to know that there werehow many real state all over the world and how many of themwere have diplomatic relation with the others, know their eachother, the ambassadors visiting happened between the statesand the covenants were signed to understand the historicalprofoundness. OF course they were mot more then theamount of the fingers of a couple of hand. Please keep in mindthat there were almost 50 states to sign the United Nations’agreement, which was founded after the II. World War, that’sbelongs to near history and there were difficulties to increas-ing the numbers up.

So that, the histories of the two countries of Eurasia conti-nent met in an ancient time and diplomatic, commercial and

Türkiye–Rusya İlişkileriTürkiye – Russia Relations

Prof. Dr.

Nevzat YALÇINTAŞTBMM Türkiye-Rusya Dostluk Grubu E. Başkanı

TBMM Türkiye-Russia ParliamentaryFriendship Group E. President

Page 79: Welcome Dergi 05

politic relations were begun. Nowadays, more than 200 coun-tries which are member to the United Nations, there are nottoo much countries to have an old history, as we have; accord-ing to a researches that I did before, they are less than 20.Some of them from Asia, as China, India; Some of them fromMediterranean region as Egypt, Greece, Rome, Spain andFrance that are ancient cultures. There were small scale coun-tries in Europe that now there are major states. When we lookover the common historical background between Türkiye andRussia, we could see the well-established relationship whichcomes from to be ancient two nations and states. Russia andTürkiye shares the faeatures of being two old nations andstates.

We accommodated to the same geographical regions, ourstates has shared the same places or reigned overin a different historical times. At least, many dif-ferent things have been taken or given. Our cul-

ture, lifes, our words has united orresembled.

Infact, living styles, behaviors andrelations with 3rd people have toomuch sense.

This area needs much more and effi-cient researches. It must promote to re-searches for common culture area for

both countries. They willbring out the amazing

historical andcultural

similarities of these two nations. Fortunately Development

So we can develop and consolidate our relations on therichness of common background which was prepared andpresented to us by culture and history. Nowadays, Turkish -Russian relationships have a really pleasing developmentprocess and reached to the satisfactory levels in these days.Elimination of the totalitarian communist regime and intro-ducing and implementation of Gorbachev reforms are the de-terministic factor for the new evolution term. Understandingof the radical changing process and to get over the shock ofthis changing on Turkish – Russian relations there was chancefor both Türkiye and Russia: Chernishev; was the exceptionalAmbassador of Russia. Türkiye has understood the deep andamazing changing in Russia and easily avoided the destruc-

müteakip kurulan Birleşmiş Milletlerin sözleşmesini imzalayacakdevletlerin sayısı 50’ler civarında idi ve sayının yükseltilmesindegüçlükler çekilmişti.

İşte Avrasya kıtasının bu iki önemli devletinin tarihleri bukadar eski bir zamanda yan yana gelmiş ve diplomatik, ticari,siyasi ilişkiler başlamıştı. Bugün Birleşmiş Milletlere üye 200 de-vletin içinde varlıkları ve tarihleri bizler kadar eskiye dayananmilletlerin sayısı fevkalade azdır ve yaptığım kısa bir incelemeyegöre 20 aşmamaktadır. Bunlar Çin-Hind gibi Asya ülkeleri, Akd-eniz havzasındaki bazı ön plana çıkmış Mısır, Yunanistan, Romave İspanya, Fransa gibi mahdut sayıda devletler olmuştur. Şimdiönemli devletleri üzerinde barındıran Avrupa kıtasında küçükçaplı devletler yer almıştır. Türkiye ile Rusya arasındaki tarihimüşterek zemine baktığımızda işte bu çok eski 2 millet ve de-vlet olmanın getirdiği köklü ilişkileri görmekteyiz.Rusya ile Türkiye iki eski millet ve 2 eski devletolmanın özelliklerini paylaşmışlardır.

Biz Türkler Ruslarla aynı coğrafi bölgelerüzerinde yerleştik, devletlerimiz aynı sa-haları ya paylaştılar veya değişik tarihidönemlerde oralara hâkim oldular.Sonuçta birbirimizden çok şeyler alıpverdik. Kültürlerimiz günlük yaşantımızçok yerde ve kelimeler birleşti ve ben-zeşti.

Gerçekte Türk ve Rusyahalkının

yaşantı,

davranış ve3. kişilerle olan ilişkilerinde müşterek çok yönleri vardır. Bu alanyeni ve çok verimli ilmi araştırmalara ihtiyaç gösterir niteliktedir.Her iki tarafta bu müşterek kültür alanlarının araştırmalarınıteşvik etmelidir. Bu araştırmalar iki milletin kültür ve tarihalanında ne kadar çok benzerliklerinin mevcut olduğunuşaşırtıcı bir şekilde ortaya çıkaracaktır.

Sevindirici Gelişmeİşte bu tarih ve kültürün bize hazırlayıp sunduğu müşterek

zeminin zenginliği üzerinde bugünkü ilişkilerimizi daha dageliştirip sağlamlaştırabiliriz. Bugün Türk-Rus ilişkileri gerçek-tende sevindirici bir gelişme süreci yaşamış ve bugünkü mem-nuniyet verici seviyelere ulaşmıştır. Bu yeni dönemin açılımındatotaliter komünist rejimin tasfiyesi ve Gorbaçev reformlarınıngündeme getirilip uygulanmaya geçilmesi tayin edici bir rol oy-

79

Page 80: Welcome Dergi 05

namıştır. Rusya’daki köklü değişim sürecininanlaşılmasında ve Rus-Türk ilişkilerinin budeğişim şokunu rahat bir şekilde yaşayıpyeni şartlara uyabilmesinde Rusya veTürkiye’nin o dönemde önemli bir şansı ol-muştur. O da Moskova’nın Ankara’damüstesna bir Büyükelçinin mevcudiyetidir :Sayın Çernişev, O’ nun dinamik, modern veesnek diplomasisinin sonucudur ki TürkiyeRusya’daki derin ve zaman zaman şaşırtıcıdeğişimleri anlayabildi ve değer-lendirmelerinde yıkıcı hatalardan kolaylıklakaçındı. Daha da şaşırtıcı ve memnuniyetverici olan husus şudur ki Çernişev’inAnkara’da Büyükelçi olduğu, büyük değişimyıllarında, Türkiye-Rusya ilişkilerinin heralanında hızlı ve önemli gelişmeleringerçekleştirilmiş olmasıdır. Bu büyük diplo-matı bu yazıda dolayısıyla şükranla anıyorve tebrik ediyorum. O’nun 2 komşu ülkearasındaki ilişkilerin gelişmesinde unutul-maz önemli katkısı olmuştur.

Gelecek Ne Vaat ediyor?Rusya’daki rejimin devamlı ve hızla

demokratikleşmesi, ekonomisinin istikrarakavuşması, ülkenin her yönü ile ve geriyedönülmez şekilde dış dünyaya açılmasıTürkiye-Rusya ilişkilerinde yepyeni veolumlu bir sayfa açtı. İki ülke arasındaki dışticaret hacminde, müteahhitlik, hizmet-lerinde, turizm sektöründe, eğitim ve kültüralanında önemli gelişmeler ve hatta sıçra-malar oldu. Bu ve diğer olumlu gelişmelerher iki tarafında lehine olmuş, hem Türkiyehem de Rusya aralarındaki iş birliğinintakviye edilmesinin ne kadar kendileri içinfaydalı olduğunu somut bir şekilde tespit et-mişlerdir.

Rus-Türk ilişkilerinin hemen her alanındagelişmeler kaydedilirken her iki ülke parla-mentolarının bu gelişmelerinin dışındakalması elbette ki beklenemezdi. Nitekimhemen 1999 seçimleri sonucunda teşekküleden yeni Türkiye Büyük Millet Meclisinde(TBMM) “Türkiye-Rusya Dostluk Grubu” eskive değerli Bakan Bülent AKARCALI’nınBaşkanlığında kuruldu. Bu grup TBMM demevcut dostluk gruplarının en büyüğü idi.Rusya Duma’sında da muhatap Rusya-

tive mistakes on evaluations of it byChernishev’s dynamic, modern andflexible diplomacy. The most amaz-ing and pleasant thing is that quickand important developments onevery area of Türkiye _ Russia rela-tions on the period of Chernishev’sambassadress in Ankara. I wouldlike to commemorate with gratitudeand offer my congratulations thisgreat diplomat in this article. He hasunforgettable contribution to therelationship of these two neighbor-hood countries. What is the future promised?

Continually and quick democra-tization of Russian regime and thestabilization of the economy; theopening of the outside world irre-versibly with it’s every aspect hasopened a new age for Türkiye –Russia relations. There were impor-tant developments on the volume offoreign trade, construction, services,tourism, industry, education andculture area also bounces. This andthat kind progresses, are good forboth participants, both Türkiye andRusya were determined that rein-forcing of cooperation betweenthem in a concrete way how usefulfor themselves.

While there are developments al-most in every area between the twocountries it wouldn’t be expectedthat parliaments of these two coun-tries will be excluded. After the 1999elections, in new Turkish Parlia-ment, TBMM, “Türkiye-RussiaFriendship Group” was estabkishedunder the presidency former valu-able Minister Bülent AKARCALI.This group was the greatest onefrom the other friendship groups. Asan interlocutor a “Russia - TürkiyeFriendship Group” was establishedin Russian Duma. These two friend-ship groups in these two countriesParliament have had very efficientworks and contacts in every legisla-tive period. I’d like to offer my grate-fulness to the presidents and directorsboth these Friendship groups.

80

Page 81: Welcome Dergi 05

Türkiye Dostluk Grubu kuruldu. Her iki ülkenin Meclislerindekibu 2 Dostluk Grupları her yasama döneminde çok verimliçalışmalar ve temaslar yaptılar. Müspet sonuçlar eldeedilmiştir. Ben her iki ülkenin Dostluk gruplarının Başkan veYöneticilerine şükranlarımı burada arz etmek isterim.

Türkiye 3 Kasım 2002 tarihinde bir meclis seçimi yaptı veSayın Recep Tayyip ERDOĞAN’NIN Başkanlığındaki Akpartitek başına iktidara geçip hükümet oldu. TBMM’nin yeniteşekkül tarzına göre “Türkiye-Rusya Dostluk Grubu” yeni birterkip tarzı kazandı. Gerekli süreçten geçip kuruluşunutamamlayan bu grup benim başkanlığımda verimli çalışmalar

yaptı ve Başkan Putin bu dönemde Ankara’ya çok önemli birziyaret gerçekleştirdi, ilişkilerde daha üst seviyelerdegelişmeler oldu. Hedef her dönemde ilişkilerimizi, bütün alan-larda daha da ilerletmek ve bölgemizde her iki ülkede barışınteminatı olmalıdır. Halen Dostluk Grubu Başkanlığı görevinideğerli dostum Kayseri Milletvekili Sayın Salih Kapusuz Beyaktif ve verimli bir şekilde yürütmektedir.

Türkiye-Rusya ilişkilerinin her alanda gelişmesini sürdürmekher iki ülke için de en gerçekçi ve doğru olan politikadır. Kaldı kidünya şartları Türkiye-Rusya ilişkilerinin, her alanda, daha dagüçlendirilmesini bir rasyonel zorunluk haline getirmektedir.

After the new pariliament election in 3rd of November 2002Akparti has had the government alone by the presidency ofRecep Tayyip Erdoğan tek According to the new formation ofTBMM, “Türkiye- Russia Friendship Group has had a new orderstyle. Completing it’s establishment after the necessaryprocess, this group succeed effective practices. President Putinmade an important visit to Türkiye in this period. There are de-velopments on a higher level. Our aim is progress our relations

on every aspect and become guarantee of peace for both coun-tries. For noz my dear friend Salih Kapusuz, Parliamentary ofKayseri has undertaken the presidency of the Group and heworks in active and efficient manner.

To keep the improvement of Türkiye Russia relations on everyarea is the most realistic and true policy. To further strengthen ofTurkey-Russia relations in all areas is a rational necessity for con-ditions of all over the world.

81

Page 82: Welcome Dergi 05

82

travelgezi

ALONA’NIN GÖZÜYLE

Moskova’yı ziyaret etmeyedüşünüyorsanız, size yıl başı gecekutlaması, 9 Mayıs kutlaması (NaziAlmanyasının Sovyetler Birliği’neteslim oluşunun yıldönümünün) yada tanıdığınız birine doğum günükutlaması için gelmenizi tavsiyeediyorum. Rusya’da bu sıraladığımkutlamalara çok önem verildiğiiçin, akla gelmeyecekeğlenceli kutlamalara şahitolma sansına sahibiolursunuz. Rus milleti,eğlenmeyi ve mutluolmayı dünyada en iyibilen millettir, desem yalansöylememiş olurumEvet… Yolculuğumuzbaşlıyor!

If you think of visiting Moscow, Iadvise you to come to Moscow to

celebrate new year, to celebrateMay 9th (the anniversary of the

surrender of Nazi Germany toSoviet Union) or to celebrate thebirthday of someone you know.

You'll get the chance ofeyewitnessing celebrations fullof fun which you can't imagine

because the celebrationswe counted above are

considered veryimportant in Russia. I

won't lie if I sayRussian people

really know how tohave fun and to be

happy. Yes...ourjourney is beginning!

FROM THE EYE OF ALONA

ALONA [email protected]

Page 83: Welcome Dergi 05

83

Page 84: Welcome Dergi 05

84

Tren-TrafikBildiğim kadarıyla THY artık

Moskova'nın üç havaalanınainiyor. Moskova'ya gidecekarkadaşlara duyurulur: Termi-nalden çıkar çıkmaz yolunkarşısında tren istasyonunugöreceksiniz. Trenle yapacağınızyolculuk 35 dakika-1,5 saatarasında sürücektir; hem de hatlaryeni olduğu için teknolojik, mod-ern trenlerle… Tren kullanmanızaşiddetli tavsiye ediyorum; çünkü, İs-tanbul’un “yoğun akıcı”sına dua ede-ceksiniz… Burası, sürekli “yoğundurucu”;-)) Bu konuya tekrardöneriz…Akademiler ve Tiyatrolar

Daha Moskova’ya gelmeden otelde rezervasyonunuzyapılması şart, yoksa gündüz iş görüşmeleri, toplantılar,pazarlıklar, siparişler ile uğraşıp geceleri bir arkadaşınızınodasındaki koltukta büklüm büklüm yatmak zorunda kala-bilirsiniz (koca şehirde bazen bir oda dahi bulmak çok zorolabiliyor) Bu arada, 150 dolara kiraladığınız otel odasındanbeklentiniz yüksek olmasın; hatta hiç beklentiniz olmasadaha iyi:-)) Moskova’daki oteller gerçekten çok pahalı ve

Trains-TrafficAs far as I know, Turkish

Airlines fly to three airportsof Moscow. You'll see thetrain station across the roadas soon as you get out ofthe terminal station. Thejourney by train will take35 minutes to 1.5 hours. Inaddition, you'll travel ontechnological and mod-ern trains because the

lines are new... Academies and Theaters

You should have reserved your hotel room beforehand;otherwise, you'll have to sleep in an armcahair in yourfriend's room after a tiresome day full of meetings, bargain-ings, orders for goods... (sometimes it's difficult to find evena single room in this huge city). Meanwhile, your expecta-tions for the hotel room which you rented for 150 Dollarsshouldn't be great; it is even better for you not to have anyexpectations at all :-)) The hotels in Moscow are really ex-pensive and are full most of the time... Moscow is the mostimportant city of Russia with its political, financial, indus-trial, scientific and cultural aspects and it is the capital citywhich played an important role in the history of the world.

Page 85: Welcome Dergi 05

85

The population of Moscow is about 12 millions. Moscow is acity of transportation with its railways, overland routes, riverports and airports. It is also a city of education. There aremore than 1000 scientific researh institutions and more than80 education institutions such as Russian Science Academy,Russian Agriculture Academy, and Russian Art Academy. Inaddtion, there are many high schools of medicine and finearts. There are more than 60 professional theaters inMoscow: world-wide known Bolshoi Theater,

Maliz Theater, Moscow Art Academy (which was namedafter Chekov later), Taganka Theater, Central Muppet Theaterand many others...Heart of Russia

Libraries and museums also attract the interest oftourists. The most known ones are: Russian State Library,History Library, Pushkin Fine Arts Museum, TretyakovGallery... Napoleon said: "If I conquer Kiev, I'll conquer the feetof Russia; if I conquer St. Petersburg, I'll conquer the head ofRussia; if I conquer Moscow, I'll conquer the heart of Russia".Let's start conquering the heart of Russia from the center...Kremlin and Red Square are the symbols of Russia whichshould be visited first. The towers and the walls of Kremlinwere built according to the projects of Italian architects.Russian government continues its studies in Kremlin. Redsquare is the main square of Moscow. Official parades and

çoğu zaman dolu oluyorlar… Moskova, politik, finansal,endüstriyel, bilimsel ve kültürel açılardan Rusya’nın enönemli şehri ve dünya tarihinde önemli bir rol oynamışolan başkentidir. Moskova’nın nüfusu 12 milyon civarın-dadır. Moskova tren yolları, kara yolları, nehir limanları vehavaalanları ile büyük bir ulaşım şehridir. Aynı zamanda bireğitim şehri olan Moskova’da Rus Bilim Akademisi, RusTarım Akademisi, Rus Eğitim Akademisi ve Rus SanatAkademisi gibi 1000‘den fazla bilimsel araştırma enstitüsüve 80’den fazla eğitim kurumu yanında, üniversite, askeri,tıbbi, güzel sanatlar üzerine birçok yüksek okul da bulun-maktadır. Moskova’da 60’tan fazla profesyonel tiyatro vardır:Tüm dünyaca bilinen Bolşoy Tiyatrosu, Maliy Tiyatrosu,Chekov adını alan Moskova Sanat Akademisi Tiyatrosu,Taganka Tiyatrosu, Merkez Kukla Tiyatrosu ve daha birçok-ları…

Rusya’nın KalbiMoskova’da turistlerin ilgisini ayrıca kütüphaneler ve

müzeler de çekmektedir. Bunların en bilinenleri: Rus DevletKütüphanesi, Yabancı Edebiyat Kütüphanesi, TarihKütüphanesi, Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi, Tretyakov Ga-lerisi... Napolyon Rusya için şöyle demiştir: ''Eğer Kiev'i alır-sam Rusya'nın ayaklarını fethetmiş olurum; eğer St.Peterburg'u alırsam Rusya'yı başından fethetmiş olurum;ama eğer Moskova'yı alırsam Rusya'yı kalbinden fethetmiş

Page 86: Welcome Dergi 05

86

olurum!''Bizde Rusya’nın kalbini merkezden fethetmeye başlayalım…

Rusya’nın sembolü Kremlin ve Kızıl Meydan,Moskova’nın şüphesiz ilk önce görülmesi gerekentarihi yerleridir. “Moskova Kremlini”nin iç içe girmişkuleleri ve duvarları İtalyan mimarların projelerinegöre yapılmıştır. Örneğin, Rus Hükümeti çalışmalarınıKremlin’de sürdürmektedir. Kızıl Meydan, Mosko-va’nın ana meydanıdır. Burada resmi geçitler vemerasim törenleri yapılır. Lenin’in Mozolesi (karşısın-daki Gucci, Louis Vuitton vs. mağazaları var) ve AzizVasili (Blajennıy) Katedrali de buradadır. Son zaman-larda Kızıl Meydan, dünyaca ünlü sanatçıların konserverdikleri bir yer olarak da kullanılmaya başladı.

Arbat, Moskova’daki en eski sokaklardan birisidir.Değişik dönemlerde Arbat’ta ünlü Rus yazarlar,ressamlar ve sanatçılar yaşamıştır. Burada hediyelikeşyalar, Rus el sanatını yansıtan mamuller satılmakta,sokak müzisyenleri müzik yapmakta, ressamlarportreler çizmektedirler. Tverskaya, harika bircaddedir: ne ararsanız bulunur… Tabii şu da birgerçek ki, bu komünistlerin en iyi bildiği şey şehirci-lik: dünyanın en geniş, en güzel caddeleri, meydan-ları, parkları, bahçeleri, köprüleriyle…Yeraltında ve Yerüstünde

İki Moskova var derler: yeraltındaki Moskova veyerüstündeki Moskova. Moskova'nın metrosumeşhurdur, çok eskidir, çok büyüktür, istasyonları

commemoration ceremonies are held in this square. AlsoLenin's mausoleum (there are large stores of Gucci, LouisVuitton etc. across it) and Saint Vassili (Blajenniy) Cathedralare in Red Square. Famous world stars have been givingconcerts recently in the square. Arbat is one of the oldeststreets of Moscow where many well-known Russian au-thors, painters and artists lived. Gifts and handicraft prod-ucts are sold, street musicians make music and paintersdraw portraits in Arbat. Tverskaya is a wonderful avenuewhere you can find whatever you want... It's a reality thatthe communists really know town planning: with theirbeautiful and wide avenues, squares, parks, gardens andbridges...Underground and on the ground

They say that there are two Moscows: Moscow under-ground and Moscow on the ground. Moscow subway is veryfamous, very big and the stations are beautiful. It consists of12 different lines approximately 300km. long and has manystations. The problem is that all the maps, noun tables andsigns are in Kiril alphabet! Almost every station is differentfrom one another; there are chandeliers at some of themand marble banks, pictures, ceiling ornaments, statues ofStalin and Lenin at the others...Some stations are so deepthat you can't see the end of the escalator. If you have ver-tigo, don't look downwards. Although the trains and stationsare very old, they are very clean and punctual (and very

Page 87: Welcome Dergi 05

87

çok güzeldir; ama tabi burada küçük bir sorun sizi bek-liyor. O da yaklaşık 300 kilometre uzunluğunda olan 12farklı hattan ve onlarca istasyondan oluşan Moskovametrosunun tüm harita, tabela ve işaretlerinin Kiril al-fabesinde olması! Hemen hemen her istasyon birdiğerinden farklı, kiminde avizeler var, kiminde mermerbanklar, resimler, tavan süsleri, Stalin-Lenin heykelleri…Bazı istasyonlar o kadar derin ki yürüyen merdivenlerinsonu görünmüyor, eğer yükseklik korkunuz varsa sizde hiç bakamayınız aşağıya. Trenler, istasyonlar çokeski tabii; ama hâlâ tertemiz ve hâlâ çok dakik (çok dakalabalık). Bir de şu eski-den Moskova’yla alakalıolarak metro ve otobüstekütüphanedeymiş gibitelefonların çekmediğisöylentisi vardı ya... Negüzel çekmiyordu tele-fonlar aşağıda; ama artıkorada da çekiyor vegazete, kitap yerineherkesin elinde cep tele-fonları var artık! “Sokolniki”ve “Mayakovskaya” istasy-onlarını da özellikle gör-menizi tavsiye ederim.

Korsan Taksiler ve Un-utulmaz Anlar

Akşam bir yere yetişm-eniz lazımsa ve metrokullanmaya da niyetinizyoksa eğer,o zamanyoldan rahatlıkla bir kor-san taksi çevirebilir, birazpazarlık yaparak -çok uygun bir fiyata- istediğiniz yeregidebilirsiniz. Hatta bu korsan sürücülerin büyük kısmı,Azeri, Gürcü, Çeçen ya da Ermeni olduğu için epeymuhabbet bile edebilirsiniz. Bu arada kardan adamlar,romantik müzik eşliğiyle, ışıl şıl süslemeler arasındakaymaya ne dersiniz?! Kışın Moskova’daki buz patenipistleri, unutulmaz anlar geçirmenizi garanti ediyor…Unutulmaz zaman geçirme alternatif arasında BolşoyTiyatrosu ilk sırada elbette! Moskova tiyatroları arasındaen meşhur olanı şüphesiz Bolşoy’dur. “Rus Klasik Balesi”de her turistik programın vazgeçilmez duraklarındandır.Kuğu Gölü’nü ana vatanında kesinlikle seyretmeyiplanladıysanız, önceden internetten biletinizi almanızatavsiye ederim.

Bolşoy’dan çıktığınızda gece hayatı tatma zamanı…

crowded). There was a rumour about Moscow that the mobileswere out of reach on subway and buses as if you were in a li-brary... The mobiles couldn't be reached and it was delightful, butat present, they can be reached underground, and everybody hasa mobile phone in his hand instead of books and newspapers! Iadvise you to see also "Sokolniki" and "Mayakovskaya" subwaystations.Illegal Taxis and Unforgettable Moments

If you have to reach somewhere at night and don't have the in-tention of going by subway, you can get in an illegal taxi and goanywhere you like without paying too much - if you bargain, of

course. Because many of the drivers of the taxis are Azerbaijani,Georgian, Chechen or Armenian, you can also have a chat withthem. Meanwhile, would you like to skate among snowmen andhighly lighted ornaments while a romantic music is being played?!Ice-skating running tracks in Moscow guarantee that you'll haveunforgettable moments in winter. To have unforgettable mo-ments you should visit the Bolshoi Theater as the first place, ofcourse! Undoubtfully, it is the most famous Russian theater.Russian classic ballet always takes place in every tourist pro-gram. I advise you to buy your ticket on the internet beforehand ifyou plan to watch Swan Lake in its mother country. It's time totaste night life after you leave Bolshoi... That means I advise you tobold down because lively night life, which you can't find even inAmsterdam, starts at 01:00... You can find yourself in the heavenof sushi and hubble-bubble! Like cheese and bread! You can find

Page 88: Welcome Dergi 05

Daha doğrusu bir yere girip birşeyler atıştırmanızı tavsiye ed-erim. Çünkü Amsterdam’dabile var olmayan renkli gecehayati saat 01.00’den sonrabaşlar burada... Şaşırırsınız el-bette; ama bir “suşi-nargile”cennetinde bulabilirsiniz ken-dinizi!... Peynir-ekmek gibi: ol-mayan yer yok! Mesela birgece kulübü düşünün… Danspisti, çılgın gençlik, elektronikmüzik, disko topu, sek votka,suşi ve nargile: sürekli göre-bileceğiniz bir manzaradır!Hemen paylaşayım: Aslındavotka çok soğuk ve sek içilir,buz ve başka şey karıştırıncahem çarpar hem de “tiribi”bozulur.

Her şok güzel; ama aşırısüslü kadınların, onlarla tezatoluşturacak şekilde hiç deyakışıklı olmayan erkeklerinbulunduğu bir şehirdesiniz!...Hiç olmazsa, hediyelik eşyadükkanlarında bulunan ve üz-erlerinde Galatasaraylı/Fener-bahçeli futbolcular çizilmişmatreşkalar kendinizi burayayabancı hissetmenizi yok eder.

them everywhere! For example,think of a night club... dance run-ning track, crazy youth, electronicmusic, disco ball, neat straightvodka, sushi and hubble-bubble:this is the scene you'll see contin-uously! Let me share this knowl-edge: vodka must be drunk verycold and neat straight. If you addice or anything else, it goes to thehead...

Every shock is nice, but you arein a town where the women areexcessively adorned and the men,in contrast, are not handsome atall! The matryoshka dolls onwhich pictures football players ofGalatasaray and Fenerbahçe aredrawn can help you not to feelyourself a stranger.

88

Page 89: Welcome Dergi 05
Page 90: Welcome Dergi 05

90

lifeyaşam

Türk turizminde önemli biryere sahip olan Rusların,

Türklerle evliliklerinde hızlı bir artış yaşanıyor.

SEVGİ SINIRTANIMIYOR

THERE IS NO BOUNDARY TO LOVEHABERREPORTAGE : MÜRTEZA AKKAYA

Page 91: Welcome Dergi 05

91

There is a rapid increasing on the marriagesbetween Turkish and Russian people whohave an important place in Turkish tourism.

Son zamanlarda TürklerleRuslar arasında evliliklertavan yaptı. Ancak ilginçolan ise bu evliliklerintamamında erkek tarafıTürk. Rusya Eğitim, Kültürve İşbirliği Derneği'ninverilerine göre 1996yılından beri Türkler ileRuslar arasında 200 bin’iaştı .Kısa süredeTürkiye'deki yaşamaalışan Rus gelinler,kayınvalideleriyle zamanzaman sorun yaşasalar daevliliklerinden memnun.İşte bu evliliklerden birideNatalia ile Baran evliliği.Keyifle okuyacağınızuyum ve aşk hikayesi.

Marriage rate between Turkishand Russian people is higherthan ever. That’s interestingthat; all the male participants ofthese marriages are Turkish.According to the data’s ofTurkish – Russian Education,Culture and CooperationAssociation, marriagesbetween Turkish – Russian isover than 200 000, since 1996.However they have hadproblems with their mothers-in- law, Russian brides get usedto life in Turkey in a short termand easily, are pleased withtheir marriages. One of thesemarriages is Natalia and Baran’smarriage. Here is the story oflove and harmony that you’llread with pleasantly.

Page 92: Welcome Dergi 05

Moskova’ya 400 km. uzaklıkta küçük, tarihi bir şehir olanSmolensk'da, 1979 yılında dünyaya geldi Natalia. Sovyetordusunda albay olan Viktor Korneev ile öğretmenValentina'nın iki çocuğundan biriydi.

Natalia St. Petersburg’da üniversiteyi bitirip kariyerineCaptain Club dergisinde başladığında, yaşamında nebüyük bir değişiklik olacağını henüz bilmiyordu. İşigereği İstanbul'a gelip, Yeşilköy’de 2009 yılındadüzenlenen yat fuarına katıldığında, o büyük değişimede ilk adımını atmış oldu. İş görüşmesi için katıldığıakşam yemeğinde, ortak arkadaşları tarafındantanıştırıldığı bir Türk genci, tüm yaşamını değiştirdi.

Tanışma sırasında bir yakınlaşma olmuştu ve Nataliaülkesine döndükten sonra internet vasıtasıylagörüşmeye devam etmek için sözleştiler ve birbirlerinesosyal medya adreslerini verdiler. Bu sayede aralarındakionca mesafeye rağmen ayrıldıktan sonra da görüşmeyedevam edebildiler.

Bu sohbetleri sırasında bu genç Natalia’ya Puşkin’denRusya’nın sonbaharını anlatan bir dörtlük okuması tamda St. Petersburg’da sonbahar yaşanırken, Natalia’yı çoketkilemişti. Bir gün İstanbul’a tatil davetini aldı ve hiçdüşünmeden kabul etti. Güzel geçen İstanbultatili ardından, farklı kültürden gelen bu ikigenç, birbirlerini daha da iyi tanımış, dahada yakınlaşmışlardı. Birbirlerinitanıdıktan sonra gelen evlilik teklifini

Natalia was born in a small historical town Smolensk which is 400km far from Moscow in 1979. She was one of two children of ViktorKorneev a colonel in Soviet Army and teacher Valentina.

After graduation of university at St. Petersbourg and beginning ofher career in Captain Club Magazine, she didn’t know the greatness ofthe changing of her life yet. When she attended to the yacht fair in2009 due to her job, she stepped forward to the great changing. TheTurkish youth whom met her by their friends at business dinner waschanged her all life.

There was an intimation between them when they met; afterNatalia went back to her country, they promised to each other to chatby internet and gave their social media addresses. So that, despite allthe distance between them, continued to meet even after.

While their chating, his reading of aquatrain about autumn from Pushkin

to Natalia at the moment ofautumn in St. Petersbourg

was impressed her toomuch. And, one day she

got his invitation ofholiday in Istanbul andaccepted it withouthesitate. After thisbeautiful holiday in

Istanbul, this two youthfrom different cultures

has known their each otherand become more closer.

Natalia who accepted themarriage proposal after knowing

better their each other had adecision to start a new life. MARRIAGE PROPOSAL WITHRUSSIAN BANNER

He invited me to dinner atGalatasaray Island when I

came to Istanbul. We were

92

Page 93: Welcome Dergi 05

sitting just near the sea. During dinner a boat specially enlightenedboarded to the part of our table. There was a banner was written inRussian “Will you marry me” on the boat. I was very surprised. Hetook a ring out of his pocket and repeated his proposal by verbally. Iwas double surprised. I was so happy for this proposal and crying theatmosphere said “yes”. I was still surprised and also the fear ofbeginning to a new life surrounded me. We layed the foundation ofour happy family in the Island.. When we went back to the home, heherald ed the event to his family. They joined our happiness.

After declared my marriage decision to my family and got theirsupport with love but with their uneasiness, I told my working placethat I wanted to go on my business life in Istanbul and by theirapproval I bid farewell to my city that I loved and to my friends whom Iloved them as myself and came to Istanbul to begin a new life. Sincethen, I’d never regret for my answer “yes” even though for a second.

I’d like to write the new story of life these two youth with Natalia’swords according to Turkish proverb “the female bird builds the home”.

“The idea of marriage with a Turkish young man had never beenon my mind. Our friendship which began through the business inIstanbul, opened up a new horizon of life. Heis my husband but jawsmy friend Baran is working in a international foundation as a financialcoordinator. My husband’s mother is from Rize and his father is fromDiyarbakır. Both of our families were approaching timidly andcautiously. But now, we see that they are brought more than us ourmarriage and us.

Inspite of having different tastes of food and have different cuisineculture we have created a common taste with nice mixtures, İf we

considered that Baran proportionally preferred foodswith meat, it wasn’t difficult as thought to

caught the common taste. My mother in-lawcooks well Turkish Cuisine, and helps me

kabul eden Natalia, yeni bir yaşama adım atma kararını aldı.RUSÇA PANKARTLI EVLENME TEKLİFİ

İstanbul’a geldiğimde Galatasaray Adası'nda akşamyemeğine davet etti. Masamız tam deniz kenarında idi. Yemeksırasında adaya bir tekne yaklaştı. Özel olarak ışıklandırılantekne, masamızın bulunduğu bölüme yanaştı ve tekneninüzerinde Rusça, “Benimle Evlenir misin?” yazılı bir pankartvardı. Çok şaşırdım. O ,birden cebinden bir yüzük çıkararakteklifini bu kez de sözlü olarak tekrarladı. “Bir anda iki şaşkınlığıbir arada yaşadım. Teklif karşısında çok mutlu oldum veatmosferden dolayı ağlayarak “Evet” dedim. Şaşkınlığımgeçmemişti ve şaşkınlığımın üzere “Evet” demekle birlikte nasılbir hayata başlayacağım korkusu da ister istemez beni sardı.Bu mutlu yuvamızın temelini, adada atmış olduk. Evedöndüğümüzde ailesine olayı müjdeledi. Onlar damutluluğumuza katıldılar.

Mayıs ayında kendi aileme evlilik kararımı açıkladıktan veonlardan tedirgin olmalarınarağmen sevgi dolu birdestek aldıktan sonra,St.Petersburg’dakiişyerime, iş hayatımaİstanbul’dan devametmek istediğimisöyledim, onların daonayı ile çoksevdiğim şehrime vebana canım kadar yakınarkadaşlarıma vedaederek, yeni bir hayata açılmaküzere İstanbul’a geldim.

O günden sonra vermişolduğum “Evet” cevabımdan,bir saniye için bile olsapişmanlık duymadım.

İki gencin yeni yaşamınınöyküsünü Türk atasözü “Yuvayı

93

Page 94: Welcome Dergi 05

Dişi Kuş Yapar “ sözü üzerine Natalia’nın ağzından yazıya dökelim istedim.“Bir Türk ile evlenme fikri aklımda hiç yoktu. İstanbul'daki iş vasıtasıyla tanışmamız

üzerine ilerleyen arkadaşlığımız, yeni bir hayata ufuk açtı. Şimdiki eşim, o zamankiarkadaşım Baran, İstanbul’da uluslararası faaliyet gösteren bir vakıfta finanskoordinatörü olarak çalışıyor. Eşimin annesi Rize’li, Babası Diyarbakır’lı. Her ikimizin deailesi, farklı kültürlerden olan bir ilişkiye haliyle çekinerek ve temkinli yaklaşıyorlardıama şimdi görüyoruz ki onlar, bizi ve evliliğimizi bizden daha çok sahiplendiler.

İkimizin kültürünün de ayrı mutfağı olmasına rağmen güzel bir karışımla ortak birdamak zevki oluşturduk, eşim Baran’ın et ağırlıklı yemekleri sevdiğini düşünürsek, hiçde tahmin edildiği kadar zor olmadı bu ortak zevki yakalamak. Türk yemeklerinikayınvalidem çok güzel yapıyor ve benim de onun gibi pişirmeme çok yardım ediyorhalen onun kadar güzel yapamasam da eşim en çok “karalahana sarması” nı seviyor.Pilav, kuru fasulye, karnıyarık, reçel, turşu, hamsi pilavı, kabak dolması ve değişikçorbalar yapmasını öğrendim. Eşim de Rus mutfağını çok seviyor. “Pelmeni-Rusmantısı”, ”goluptsı-beyaz lahana sarması”, “olivye salatası” , “solanka çorbası” en sevdiğiRus yemeklerindendir.

Bir de, farklı kültürlerden gelen çiftin, yoklukta ve zenginlikte, hastalıkta ve sağlıktabir ömür boyu beraber olma yemini etmiş erkek tarafı olan Baran Büyüktaş’ınağzından öyküyü dinleyelim.

94

to cook same as her. However I can’t cook as goodas her, my husband likes “karalahana sarması” .Rice, dried beans, karnıyarık, jams, pickle, rice withanchovy (hamsi pilavı), stuffed zucchini anddifferent soups which are the foods that I learnedto cook. My husband likes Russian cuisine toomuch. “Pelmeni – Russian Ravioli”, ”goluptsı-whitecabbage wrapped around rice”, “olivye salad”,“solanka soup” are his favourite Russian foods.

And here you are Baran Büyüktaş the male partof this marriage which the partners of it whomoath for be together in times of need and the rich,in sickness and in health belongs to differentcultures.

People shouldn’t judged because of theircountries which they lived, or the religion whichthey believed. NOone has choosen his name alsothe country which he was born. Natalia was bornin that land, It doesn’t be a matter of discriminationif she is Russian or German, Orthodox or Catholic.

Page 95: Welcome Dergi 05

İnsanlar, asla yaşadığı ülkesinden yahutda inandığı dininden dolayıyargılanmamalıdır. Hiç kimse adınıseçemediği gibi doğduğu ülkeyi deseçmemiştir. Natalia o topraklardadoğmuştur, Rus yahut Alman, Ortodoksyahut Katolik olması bir ayrımcılığa konuolmamalıdır. Bizler de Türkiye'dedoğmuşuz.

Evimizde Kuran-ı Kerim, Tevrat, Zebur,İncil olmak üzere tüm semavi kutsal kitaplarvardır, hepsini de okudum. Hepsinde deortak olarak Allah sevgisi anlatılır. Her birininanlatılışı ve inancı uygulaması değişik amahepsinin sonuç kısmı hep aynıdır. Allahsevgisini anlatır.

Şu anda Türkiye'de yaşamaktan eşim deçok memnun işini de buradan gayetrahatlıkla yürütebiliyor ama istediği zamanülkesini özleyecek olursa, işini orada devam

95

Also We were born in Türkiye. In our home ,all the Holy

Scriptures of heavenly religionswhich are

Qour’an- ı Kerim, Torah, Psalmsand Holy Bible and I read all of them.The common part of them is Love ofGod. Narration and implementationof it is different all of them but, theresult is same. They talk about Loveof God.

My wife is very happy to live inTürkiye, she manages her businessfrom here easily, but whenever shemisses her country and wants tocontinue her business in there, Irespect and understand her, we canlive there if it’s necessary. She didwhatever she could do to live in herewith me, I have to do the sameunselfishness, I cannot be selfish in

Page 96: Welcome Dergi 05

ettirmek isterse bunu anlayışla karşılarım, gerekirse hayatımızı orada dadevam ettirebiliriz, sonuçta o, benimle burada yaşayabilmek içinelinden geleni yaptı, aynı özveriyi benim de yapmam gerekir bu konudabencil olamam. Bundan beş yıl öncesine kadar bir Rus'la evleneceğimibilmiyordum ama şu an çok mutluyuz ve bu mutluluğu Natalia’nınorada çok güzel giden kariyerini buraya taşımaya karar vermesisayesinde oldu, çok sevdiği ülkesini, ailesini ve arkadaşlarını bırakıpburaya gelebildi.

Evlilikte insanların karşılıklı kendilerinden bir şeyler vermesigerekebiliyor. O yaşına kadar ayrı ortamlarda büyümüş, eğitim görmüş,yaşamış iki insan bir süre sonra evlilik bağı ile beraber yaşamayabaşlayınca, ister istemez farklı tepkiler ve davranışlar söz konusuolabiliyor, herkesin sonuçta evli olana kadar sahip olduğu, alıştığı başkabir düzen oluyor ancak karşılıklı fedakarlıklarla evlilik uyum içindeyürütülebiliyor.

Özellikle eşi sayesinde daha derinden tanıdığı Rus kültüründe,Rus’ların sevgi için her şeyi yapabileceklerini öğrenen Baran, eşinin debu kültürün özelliklerini taşıdığını belirtiyor.

Farklı kültürlerden olmalarına rağmen Natalia ile ortak zevklerinin çokolduğunu söyleyen Baran, “Natalia ile geceyarısında bile yatağımızdankalkıp Orhun Kitabeleri’nin tarihi hakkında farklı düşündüğümüzdeninternetten araştırıyorduk, karşılıklı saatlerce Ahmatova, Çehov veDostoyoveski konuşmak bizlere büyük bir haz veriyor, evliliğimizdesahip olduğumuz en güzel özellik edebiyat, sanat, tarih, politika,ekonomi ve bir sürü alanda tartışıp konuşabilmemiz, fikirlerimiziçekinmeden birbirimizle paylaşabilmemiz” diyor.

Şimdi ise beraberce en severek yaptığımız hobimiz başka ülkelereseyahat etmek ve hayalimiz eğer olursa çocuğumuzun gelecekteRusça ve Türkçe’yi ana dili olarak kabul edip konuşabilmesi veçocuğumuzun iki kültürü de tüm derinliğiyle öğrenerek benimsemesive yaşamasıdır.

İleride çocuğunun yabancı biriyle evlenmesine hiçbir zaman karşıçıkmayacağını söyleyen Baran, “Yeter ki birbirlerini sevsinler, mutluolsunlar” diyor. Natalia ise bu ihtimale karşı daha planlı ve temkinli olarak

96

this matter. Five years ago I didn’t know that I would getmarried with a Russian girl. We are very happy now, and weowe it to her decision to move her well- gone career in here.She left her lovely country, family and friends.

People have to give something from themselves mutually.Two different person who have grown, educated and lived indifferent places are beginning live together with marriagebound, some different behaviors and reactions could beoccurred. Everyone has their own orders until the marriagewhich they have accustomed, but with mutual sacrifice themarriages continue in harmony.

Baran who has known the Russian culture through hiswife he learned that, Russian could do everything for love andhis wife has same character of this culture.

However they are from different cultures, Baran says, thatthey nave many common pleasures, forexample, “Sometimeswe wake up from our bed to research of Orhun Epitaphs frominternet for we have different opinions. Talking aboutAhmatove, Cehov and Dostoyevski for hours is a great jy forus. The best feature of our marriage is to talk about literature,art, history, policy, economy and the other things and sharingour ideas without having a hesitate.” He says

And now the most favourite hobbit of us is traveling toabroad and if we would have a child, hisspiaking of Russianand Türkçe may become the main language for him andgrowing by ylearning the two culture in depthly and liveadeptly and lived..

Baran says, he would never be opposed to his child’smarriage with strangers just “ Loving their each other andbeing happy” is the most important thing for him. Natalia is

Page 97: Welcome Dergi 05

kendisinin çocuğuna seçiciliği, eğriyi ve doğruyu en iyi şekildeayırt etmeyi öğretmek için çalışacağını ve bu sayede nasılsakendisi için en doğru kararı verebileceğini söylüyor.

Evlilik kararı aldığımızda, Natalia ailesine söylediğinde ilkönce bir olumsuzluk belirdi çünkü nasıl bizim toplumumuzdaRuslar'a karşı bir ön yargı oluşmuşsa, Ruslar'ın da Türkler'e karşıbir ön yargısı oluşmuş. Natalia'nın ailesi “Sen emin misinburada belirli seviyede sahip olduğun bir düzenin işin, gücünvar, bütün bunları bırakıp nasıl oralara gideceksin” diyerektedirgin olmuşlardı. Natalia’nın ailesinin beni ve ailemi ziyaretetmesi ile olumsuz fikirleri değişti, burada bizi ve yaşantımızıgörünce içleri rahatladı. Natalia'nın bir Türkle evlenme kararıalması üzerine arkadaşları, karikatürler yapmışlar. Karikatürlerinbirinde Natalia kapanmış bir vaziyette ve ben de yerde bağdaşkurmuş oturuyorum. Bir elimde tespih var. Natalia da banatepside kahve sunuyor.KADINLAR EVLİLİK KARARINDA, ERKEKLERDEN DAHA CESARETLİ

Ailesi ile tanışmak için ilk adımı Natalia’nın attığını söyleyenBaran, İstanbul’da beni ziyarete geldiğinde ailemle de tanışmakistedi. Onlarla tanışarak belki de kafasındaki bir çok sorununcevabını kendisi buldu. Bu cesareti gösterebilecek erkeklerinoranı yüzde 10'u geçmez.

“Karmaşık soruların aslında çok basit cevapları vardır” derler.Evliliğin kurulmasında aşk önemlidir ama devamı için üç şartıbiz kendimize temel aldık: saygımızı korumak, birbirimizleiletişimi kaybetmemek ve özveride bulunmak. Bunlarıkoruduktan sonra, evlilikte aşamayacağınız zorluk kalmıyor.

Natalia’nın sıcak kanlı bir yapıya sahip olduğunun belirtenBaran, girdiğimiz her çevrede sempatikliğiyle ilgi odağı oluyordiyor.

Natalia ve Baran Büyüktaş çifti şimdi sabırsızlıkla ilkçocuklarına sahip olmak istiyorlar. Farklı kültürlerden gelipkurdukları yuvalarında, önlerine her ne engel çıkarsa çıksın, buengelleri sevgi ve dayanışma ile aşmaya kararlılar.

97

much more cautious and planned for this possibility. Just she can giveselectivity, to distinguish between good and evil, and by this way thechild could make best decision for himself.

When Natalia told about our marriage decision to her family, therewas a nefativity for the matter. How there is a prejudice to the Russiansin our people Russians have a prejudice to Turkish people. Natalia’sfamily were worriedabout her and said: “are yousure youwanted to gothere? You have a nice job, how will you go there.? “ By visiting to meand my family, was changed their mind. When Natalia decided to bemarried with a Turkish man, her friend has drawn a caricature thatNatalia was entered veil and I was sitting on the floor, by drawing bead,and Natalia offers me coffee. WHY WOMEN ARE MORE BRAVER THEN MEN FOR DECISION OF MARRIAGE

First step was from Natalia to meet Baran’s family, said Baran.When she came to Istanbul wanted to meet with my family. Bymeeting with them she has found the answers of her many questionsthat bothered her. Proportion of men to be brave as Natalia is not morethan 10 percent. “It says that “Complicated problems have simplesolutions” derler. Love is very important to be found up the marriagebut for its continuement thereare three necessary condition to protectit. Kepping respect to each other., never loose the cmmunication witheacnh other and be unselfishness. İf you keep these rules, you can nothave a problem that you could win over it..

Baran says, Natalia have a warm character and she becomes centerof interest wherever we entered many centered.. The coupl of Nataliave Baran Büyüktaş want to have their first baby. In their home thatwas built upwith love, they could win over all the obstacles bysolidarity in their home by love that they built up coming fromdifferent cultures.

Page 98: Welcome Dergi 05

98

culturekültür

Galata, Mumhane böl-gesinde 3 adet Rus kilisesibulunmaktadır. Bunlar1870-1880 yılları arasındainşa edilmiş kilise-man-astırlardır. Doğrudan Ay-naroz Rus Kiliselerinebağlıdırlar ve Kudüs’eseyahat eden keşişlerinmisafir edilmeleri, bir süre dinlenmelerinintemini amacı ile yapılmışlardır. 1930’dansonra manastırlar kapatılmış ve han odalarınadönüştürülmüştür. Kiliseler ise, günümüzdehan olarak kullanılan binaların çatısında yeralmakta olup faal durumdadırlar.Kiliselerin isimlerini sayalım: Aya Andre(Hızır), Aya İliya (İlyas) ve Aya Pantaleimon.Hızır ile İlyas Galata’da buluştular dersek çokmu abartmış oluruz? Kısaca bahsetmekgerekirse…

There are three Russian churches in Mumhane sec-tion of Galata. These churches are church-monaster-ies built between the years 1870-1880. They aredirectly dependent on Ayranoz Russian Churches.They were built to have the monks, who were travel-ling to Jerusalem, as guests and make them rest for awhile. After the year 1930, the monasteries wereclosed and changed into caravanserai rooms. Thechurches take place on the rooves of the buildingsthat are used as caravavserais at present, and theyare active.B The names of the churches are: SaintAndre(Hızır), Saint Ilıya (Ilyas) and Saint Pantaleimaon.Do we exaggerate too much if we say Hızır and Ilyasmet in Galata?To talk about them briefly...

Aya Pantaleimon Manastır ve KilisesiHoca Tahsin Sokak 19 numaradadır. 1871 yılında inşaedilmiştir. İçindeki mozaik ve fresklerden en önemlisiİmparator Costantin ve annesi Helena’yı resmedenmozaiktir. Bilindiği gibi Constantin, Hıristiyanlığı devletdini olarak kabul eden imparatordur. Ancak kendisi hay-atının sonuna kadar pagan olarak yaşamış, ölümdöşeğinde papazı çağırarak vaftiz olmak istemiştir. Bufreskin, Hıristiyanlığı devlet dini olarak kabul ettiği için birşükran borcu olarak yapıldığı iddia edilse de 19. yüzyılsonlarında inşa edilmiş bir Rus kilisesinde Bizans impara-torunun bulunması, Rusya’nın Bizans hamiliğine soyun-duğunun resmidir aslında. 1930 yılında Rus cemaatininelinden alınan kilise 1934’de iade edilmiş, ancak cemaatbulunmadığından manastır müstakil odalara bölünerekhan haline getirilmiştir.

Saint PantaleimonMonastery andChurchIt is on Hoca Tahsin Street,at number 19. It was built inthe year 1871. The most im-portant mozaic among themozaics and the frescos isthe one which shows Em-peror Constantin and hismother Helena. As it isknown, Constantin is theemperor who acceptedchristianity as the state re-ligion. He lived as a pagan tillthe end of his life and heasked the priest to baptise him in the deathbed. Although it is claimedthat the fresco was paintedto show gratitude to himbecause he had acceptedchristianity as the state re-ligion, it really reveals thefact that Russia was actingas a protector of Byzantium.The church was taken fromthe Russian community in1930 and returned in 1934.Because of the fact thatthere weren't any commu-nities, the monastery wasdivided into rooms and intoa caravanserai.

GALATA RUSSIANCHURCHES

BURHAN YENTÜ[email protected]

GALATA RUS KİLİSELERİ

Page 99: Welcome Dergi 05

99

Aya Andre Manastır ve KilisesiMumhane Caddesi 63 numaradadır. 1880 yılındainşa edilmiştir. Kilise, diğer Rus kiliseleri gibi, bi-nanın en üst katındadır. 1917 yılında devrimdenkaçıp İstanbul’a göçen beyaz Ruslar burada mis-afir edilmişlerdir. 1930’dan sonra manastır kap-atılmış ve han odalarına dönüştürülmüştür. 70kadar odası günümüzde ikametgâh olarak kul-lanılmaktadır.Bu kilisede de Bizans imparatoru eksik değildir.Kudüs’ü ilk ziyaret eden imparator Herakleios(610-641) resmi kilise ikonaları arasında yerinialmıştır. Dış cephede, binanın orta bölümünde,girişte barok kartuşlu bir kemer, ilk katta üçgenalınlık ve daha sonra düz hatıllı pencerelercepheyi hareketlendirir.

Saint Andre Monastery and ChurchIt is on Mumhane Avenue, at number 63. It was built in1880. The church is on the top floor like the other RussianChurches. White Russians who escaped the revolutionand immigrated to Istanbul in 1917 were accommodatedin this monastery. After 1930, the monastery was closedand changed into caravanserai roons. At present, about70 of the rooms are being used as residences. There is aByzantium Emperor also in this church. Emperor Herak-leios (610-641), who was the first emperor to visitJerusalem, took his place among the church icons.Thearch with Barouque cartridge at the entrance of the mid-dle section of the building, the triangular pediment andthe plain windows give liveliness to the external face ofthe building.

Aya İliya Manastır ve KilisesiKaranlık Fırın Sokağı’ndadır. 1880’li yıllarda inşa edilmiştir.Diğerlerinde olduğu gibi kilise binanın en üst katındadır. Binahan olarak kullanılmaktadır. Diğerlerinin oldukça sade sayıla-bilecek girişine karşı, bu manastırın giriş bölümü büyük birüçgen alınlıkla vurgulanmıştır. Kemerli ve düz hatıllı pencerel-erle cephe şekillendirilmiştir. Kısaca bahsetmek gerekirse,üçgen alınlıklar 19. yüzyıl sonlarında, sivil binalarda da binayabir mabet havası vermek için yoğun olarak kullanılmıştır; bu türörneklere, Beyoğlu ve Galata bölgesinde sıkça rastlanmaktadır.

Saint Iliya Church and MonasteryIt's on Karanlık Fırın Street. It was built in 1880s. The church is on the roofas it is in the others, and the building is used as a caravanserai.Although the entrances of the other monasteries are quite plain, the en-trance of this one is emphasized with a triangular pediment. The exter-nal face of the monastery is shaped with arched and plain windows. Tomention briefly, triangular pediments were used extensively to give theplain buildings the ambiance of a temple, at the end of the 19th century.Examples of such buildings are encountered frequently in Beyoğlu andGalata.

Page 100: Welcome Dergi 05

100

portraitportre

Özgür Özgülgün, genelde sanat özelde tiyatroüzerine yaptığımız "soru-cevap" sohbetinde,hassas konulara sanatsal incelik ve içimizi ısıtanbir samimiyetle karşılıklar vererek gençleresağlıklı bir mesleki yol bilgisi verdi âdeta...

In our question – answer conversation, with his artistic kindness andwarm sincerity that heats our hearts, Özgür Özgülgün, responded tothe critical subjects which on generally art, particularly theater and soto say gave an information of professional way for the youth.

BİR BAŞKAANOTHER

zgürzgülgün

Söyleşi: Ali Galip YİĞİT - [email protected]

Fotoğraf: Eylem OLAŞ - eylemo-

[email protected]

Ö

Page 101: Welcome Dergi 05

101

Page 102: Welcome Dergi 05

102

Bir şeyi yazdığınızda, yönetmen iyi sahneler ve oyuncular dagüzel oynarsa daha büyük keyif olmaz. Yani herkes yaptığındankeyif alırsa bu iş tamamdır. Gerisi laf-ı güzaf...

Dolu dolu bir hayat ve her anı heyecanla geçen tam kırk yıldönüp baktığınızda neler söylemek istersiniz?Gerçekten söylediğiniz gibi… Dolu dolu tam 40 yıl. Mesleki an-lamda 15 yıl… Bazıları, “Hiç 40 yaşında göstermiyorsunuz!” dedik-lerinde, “göstereceğimiz günler de gelecektir!” diyecevaplamışımdır. Zaman beklemiyor ama öyle bir beklentim deyok zaten, nasıl olsa yaşam dolu dolu…

Baba Özgür Özgülgün ile çocuk Özgür’ü karşılaştırdığınızdaneler görüyorsunuz? Son 7 yıldır kimliğime bir de baba rolü nasip oldu. Meğerdünyanın en güzel şeyiymiş. Oğlum Can, dünyaya geldik-ten sonra, kendim de dahil her şey çok farklılaştı. Hay-atın bana en büyük ödülü oldu. Oğlum Can’la herşeyi yeni bastan hissediyorum.

Can hayata can mıdır?Can hayata fazlasıyla Can’dır…

Siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Her iste-diğine anında sahip olan mı, sabredenlerdenmi oldunuz?Çok mutlu bir çocukluk geçirdim; memur birailenin tek oğlu olarak hayattan tek beklentimizmutlu olmaktı. O mutluluğu ailemle yasadığımiçin kendimi şanslı hissedenlerdenim ve sonolarak bu mutluluğun, oğlumun hayatında devametmesini istiyorum. Hayatta istedikten sonra her şey

When you write a drama text, if the director presents well and theactors act well, there is no greatest pleasure than this. I mean,whenever everyone enjoy the work, that work is right. And theothers just the details. What would you like to say when you look at back to forty yearsthat you lived every moment which were past away withexcitement ? As you told, forty years that every moment of them lived. Fifteenyears in proffessional sense. When someone says “you don’t looklike 40 years old” “the days will come to show my age” I answered.Time doesn’t wait, so I don’t have that kind of expectation, anywaythe life is so good... What do you see, when compared the Father Özgür Özgülgünwith child Özgür Özgülgün?

The father role is granted to my party last 7 years.Fatherhood is the beautiful thing of the world. After

the birth of my son Can, everything becamedifferent so did I. This is the greatest prize of the

life to me. I have a new sensation to theeverything after birth of my son Can. Is Can a soul to the life?Can is extremely a really soul to the life…And, you... What kind of a childhood didyou have? Were you one of the whomhas had the every wishes or thesteadfeasted ones? I had a very happy childhood; as an only son

of a officer's family, all our expectation wasbeing happy. I feel lucky myself for I lived this

happiness with my family and keeping on thishappiness in life of my son is my wish.

You could do everything if you wantto do; but only by giving thanks to

your livings you can find thehappiness.

You have a profession andpractices which givesconsistency to new

Page 103: Welcome Dergi 05

103

generations. Do you happy and peacefull of the results ofyour doings. I’m not reckon as did successfully my work if I don’t leavehappy and peacefull from the jobs which I did. Alreadytheater is “an art which talks about the human to thehuman in humanity”... If there is nothing belongs to thehuman in it, there is no mean to continue this job. Theater is alove beyond the profession... Do you ever mind about the missed oportunities? Orprefer to follow up the better things while you think thateverything has good results? I try not to think about missed oportunities, but pray for thebetter ones and thankful for the things that happened. Why the modern people is unhappy inspite of they are“modern”? Growing of the expectations make the people doubleunhappy. However, a person could be happy by viewing thesea. Smart people must be run away from the materialismwhich materialised the happines by the capitalist system.Noone saw you in anger... How could it be possible? Sometimes I get bothered of myself; I try to dissolve myanger in this boring. By “being”, not to “trying to be”... If life is a drama, what is the act of Özgür Özgülgün? I don’t think that life is a stage, because I’m just performingmy profession on the stage..Is The person who created perfectly, examining byfame? What is the mean of fame for you? I don’t know anything about fame, so commenting about itis not the right...You did many different and also similiar projects on

olabilirsiniz; ama mutluluğu sadece yaşadıklarınıza şükrederek bula-bilirsiniz.

Yeni nesillere kıvam veren, renk çalan bir mesleğiniz ve bu yönde çalış-malarınız var. Yaptığınız işlerin sonunda mutlu ve huzurlu musunuz?Yaptığım işlerden mutlu ve huzurlu ayrılmazsam, o işi başarıyla yapmışsayılmam. Zaten tiyatro, “İnsanı insana insanca anlatan bir sanat”… Eğeriçinde insana ait şeyler yoksa o mesleği devam ettirmenin hiçbir anlamıyok. Mesleğin ötesinde bir sevdadır tiyatro…

Keşkeleri kafanıza takar mısınız? Yoksa, olanda hayır var, deyip dahaiyisi için koşturanlardan mı olursunuz?“Keşke”leri kafama takmamaya çalışırım. Olanda hayır var, deyip dahasıiçin dua ederim.

Modern insan “modern” olmasına rağmen neden mutsuz?Beklentiler büyüdükçe modern insanın mutsuzluğu da ikiye katlanıyor.Oysa insan sadece deniz manzarasına bakmakla bile mutlu olabilir. Kapi-talist sistem mutluluğu ne kadar metalaştırdıysa, akıllı insanın da bu “mad-deleşme”den bir an önce sıyrılması gerekir.

Sizi hiç öfkeli gören olmamış… Nasıl oluyor bu?Bazen kendime sıkıcı bir insanımdır; öfkemi de o sıkıcılığımın içinde erit-meye çalışıyorum. Olmaya çalışmak yerine “oluyorum”…

Hayat bir oyunsa Özgür Özgülgün'ün rolü ne?Hayati da bir sahne olarak görmüyorum çünkü sahnede sadecemesleğimi yapıyorum.

Mükemmel yaratılan insan şöhret ile imtihan mı olmaktadır? Şöhretsizde ne ifade eder?Şöhret hiç bilmediğim bir şey, bilmediğim birsey hakkında da yorum yap-mamak en doğrusu…

Page 104: Welcome Dergi 05

104

Benzer ama bir o kadar da farklı projeler yaptınız, hem tiyatro hemsinema hem de kültür sanat alanında… Biraz bunlardan bahsedermisiniz? Yaşadıkça projeler hep var olacaktır; çünkü biz sanatçıların sermayesiyaşanmışlıklardır. Tiyatrolar, etkinlikler gösteriler tüm hızıyla devamediyor… Bu yıl Müjdat Gezen’le birlikte Atatürk’ün belgesel oyununu sah-neliyoruz. Oyun çok ses getirdi, çok memnunuz.

Özgür Beyin en özel projesi nedir?Kendi adıma en güzel projelerim hayata geçmemiş projelerdir.

Son dönemde tiyatroda, özellikle spor alanında oyunlarınız oldu.Neden?Son dönemde sadece oyunculuk değil, tiyatro yazarlığı da yapıyorum.Sanırım bu işi iyi yapıyorum ki ödül de verdiler.

Yaşanan son olaylar, özellikle futbola bakışı değiştirdi mi? Eski heye-canlar ve coşkular yerini paraya mı bıraktı?Futbol hayatımda önemli bir yeri işgal ediyor, bu işi sanatımla bağ-daştırıyorum. Para, futbolu da kirletti. En iyi bildiğim yerleri yazıyorum.

Bir de Kara Kartal? Bir taraftar ne kadar ileri gidebilir? Profesyoneltaraftarlık giderek yerleşiyor mu?Ben tarafım, yani BEŞİKTAŞLIYIM. Ama profesyonellik yok, sadece sezonöncesi kombinemi alıp takıma hem içerde hem de deplasmanda destekolmak durumu… Beraber omuz omuza, kol kola; bir gün değil her gün

theater, cinema and cultur. Could you please talk aboutthem? As we alive, Projects always be exist; because the capital ofthe artist is true life. Theaters, activities and shows are goeson in full speed... Documentary drama of Atatürk whichprepared with Müjdat Gezen is on stage. We are so glad for ithas too much reflection. What is the most special project of Mr. Özgür? For me, the best projects are the projects which never beenperformed. In these days, you put on stage the dramas about sport.Why? Recently, writing dramas is also my occupation besides ofacting. I think I did it well, so they granted a prize.

The last events did change the point of view to football?The old exciments and enthusiasm were replaced withmoney? Football has an important place in my life, I accomodate it tomy art. Money spattered the football too. I have written thepart that I know well. And, Black Eagle (Kara Kartal: The symbol of BeşiktaşFootball Club)? How far a supporter go forward? Doesprofessional supportness become common?I’m a supporter, I mean I’m a Beşiktaş fan. But there is no

ALİGALİPYİĞİT

ÖZGÜR ÖZGÜLGÜN

Page 105: Welcome Dergi 05

105

Beşiktaş! Ne mutlu ki içinde bulun-duğum taraftar grubu Türkiye'nin ensağlam taraftarıdır. Bu kadar içindeolduğunuz vakit, oyunun yazılmasıkaçınılmaz oluyor tabi...

Bir aşk oyunu yazacak mısınız?Kadın-erkek ilişkilerini anlatan bir oyunyazdım, haftada bir gün Taksim’de sah-neliyoruz.

Huzurlu, sağlıklı ve de mutlu yaşamınsizdeki şifreleri neler acaba?Huzurlu ve sağlıklı yaşamanın şifrelerihırslardan arınmaktır.

En çok neyi özlüyorsunuz?Geçmişi çok özlüyorum, geleceği meraketmiyorum!

Çok kitap okuyorsunuz. Gençlere buyönde önerileriniz nelerdir?Hayat, daha çok okuyarak öğrenilir. Oku-mak, insan için en büyük eylemdir.

Tam 40 yıl geride kaldı. Allah uzunömürler versin. Peki ya bundan sonrası?Kendimin önemli olduğunu düşünmüy-orum. Önemli olan çocuklar ve gelecek-tir.

1973 yılında İstanbul'da doğdu. Müjdat GezenSanat Merkezi Tiyatro Bölümünden mezunoldu. Okulunda iki yıl Sanat Tarihi Asistanlığıyaptı. 1995-1996 yılarında Hadi ÇamanYeditepe Oyuncuları Sahnesi’nde Çiçekli SaksıSokağı adlı oyunda profesyonelliğe ilk adımıattı. Sırasıyla, Hadi Çaman Tiyatrosu’nda Dos-tum adlı çocuk oyunu, Masal Gerçek Tiyatro-su’nda Red Kit adlı çocuk oyunu ve EspriStandartları Enstitüsü Kurumu’nda da (E.S.E.K.)Bizi Bağlamaz adlı oyunlarda oynadı… “Tiya-tro İstanbul” ailesine Acaba Hangisi? oyunuile katıldı.Can isimli bir oğlu olan Özgülgün’ü, Türkiye1990’lı yıllarda yayımlanan Gurbetçiler dizisiile tanıdı. Rinso reklamı başta olmak üzerebirçok reklamda ve dizide oynadı.Türkiye’de bir ilki de gerçekleştirerek özelokullarda çocuklara yönelik “stand-up” göster-isi sunan Özgülgün, çocuk şovları yapmasıyanında, televizyonda çocuklara yönelikçocuk programı da sunuyor. Özgülgün,çocuklar için Minik Oyuncunun El kitabı veEfendi Çocuk Can Ersin'in Okul Maceralarıadlı kitapları da yazmıştır.

He was born in İstanbul in 1973. Graduatedfrom Müjdat Gezen Art Center Theater Section.Worked as An Assitant of Art History. At firsttime he acted in the Drama of Çiçekli SaksıSokağı With Hadi Çaman Yeditepe Oyuncularıin 1995-1996. Respectively, he was acted atHadi Çaman Theater in Dostum namedchildren theater play, at Masal Gerçek TheaterRed Kit named children theater play and atEspri Standartları Enstitüsü Kurumu (E.S.E.K.)Bizi Bağlamaz named drama… He has joined to“Tiyatro İstanbul” family with Acaba Hangisidrama. Türkiye has known Özgülgün who has a sonnamed Can by Gurbetçiler tv series on 1990’s.He has acted many tv advertisementprimariliy Rinso and various tv series.He presented a “stand up show” for children atschools at first in Türkiye. He also presents achildren program on tv. And Özgülgün alsowrote books named Minik Oyuncunun Elkitabı and Efendi Çocuk Can Ersin'in OkulMaceraları for children.

Özgür Özgülgün

profissionality, just buying my combinetickets for supporting the team in home andat deplacement... All together, not for a daybut everyday Beşiktaş! The supportersgroup which I belong is the most solidsupporters of Türkiye. You can’t resist towrite a drama about football, if you in thegame deeply... Will you write a love drama? I have written a drama about men – womenrelationships, one day a week, it’s on stageat Taksim. What are the codes of peaceful, healthyand happy life for you? Codes for Peaceful and happy life ispurification from the greeds. What do you miss most? I miss the past, and don’t worry about thefuture. You are reading too much. What’s youradvice about it to the young people? You could more learn the life by reading.Reading is the greatest activity of human...Exactly forty years passed away. Wishyou a long life from God. So, what doyou think hereafter? I think, I don’t have an importance. Theimportant things are the children and thefuture.

Page 106: Welcome Dergi 05

Beş parmağındaBEŞ MARİFET

She is all - rounder

MÜZİSYEN-OYUNCU-TELEVİZYONCU:

BESTEM YUVARLAK

MUSICIAN - ACTRESS -BROADCASTER:BESTEM YUVARLAK

"Çaycı ablamızdan makyözümüze, kurgucumuzdangörüntü yönetmenimize, asistanlarımızdan metinyazarımıza, yapımcımızdan yönetmenimize kadaren iyisi için sürekli çaba sarf ediyoruz"

" We whom the servant sister, make-up artist, editor, directorof photography, assistants, text writer, productor, and all theones that I couldn’t mentioned them are working hardcontinually for doing the best for we are team players. "

106

interviewröportaj

ŞENER YURDAGÜL [email protected]

Page 107: Welcome Dergi 05

Merhabalar bestem, bize biraz kendini anlatır mısın?Merhaba, ben Bestem Yuvarlak. 1987 İstanbul doğumluyum. “Müj-dat Gezen Sanat Merkezi” hafif batı müziği mezunuyum.Müzisyenlik, oyunculuk ve sunuculuk yapıyorum.Oyunculuk ve müzisyenlik yapıyorum, dedin. Hâlâ aktif olarakyaptığın projeler var mı?Evet, şu sıralar “Litte Band Show” adında bir müzikalimiz var. Dahaçok 60’lı ve 70’li yılların müziklerini dans şovlarıyla sunduğumuzbir şov. Şovun içerisinde “Lita Hay Word, Marilyn Monroe, RayCharles, Frank Sinatra gibi müzik tarihinin unutulmaz isimleri var.Ben de bu şovda Marilyn Monroe’yu oynuyorum. Bunun dışındasolo albüm projemin hazırlıklarına başladım. Ayrıca beni yanımdasaksafon ve gitarist ile metro istasyonlarında “jazz” yaparken göre-bilirsiniz.Müzik bölümünden mezunsun ama oyunculuk ve sunuculuk dayapıyorsun. Bu sahne ve ekran maceran nasıl başladı?Aslında oyunculukla ilgilenmeye müzikten daha önce başladım.Lisede bir tiyatro ekibimiz vardı. İlk oynadığım oyun İstanbulMüzikali’ydi. Daha sonra konservatuvar okurken tiyatro sanatçısıHalil Doğan ile tanıştım ve çocuk oyunlarında oynamayabaşladım. Şimdilerde kendisinin kurduğu “Tiyatro A’da” oyunculukyapıyorum. Bunun dışında ufak tefek televizyon dizi projeleri de

oluyor. Sunuculuk hayatım ise görüntü yönetmeni Özer Özyön iletanışmamla başladı. TRT Okul’da bu ay yayına girmesi planlanangelecek teknoloji programında sunuculuk yapıyorum.Peki gelelim “Gelecek Teknoloji”ye… Önce bize biraz program-dan bahset istersen…“Gelecek Teknoloji” içerisinde bulunmaktan çok keyif aldığım,gayet eğlenceli bir proje. Ekrana taşımaya çalıştığım enerjinin dahafazlası emin olun kamera arkasında yaşanmakta. Çaycı ablamızdanmakyözümüze, kurgucumuzdan görüntü yönetmenimize, asis-tanlarımızdan metin yazarımıza, yapımcımızdan yönetmenimizekadar en iyisi için sürekli çaba sarf ediyoruz. Biz programıdüşünürken buna çok dikkat ettik. Sadece bilgilerin verildiği ve obilgilerin unutulup gittiği bir program olmak istemedik. O yüzdengençlerin de bizi izlerken eğleneceklerini düşünüyorum. Benceonların ufuklarını açacak bir program. “Gelecek Teknoloji” her haftabir birinden ilginç, birçok alanda bizleri teknoloji adına nelerin bek-lediğine rehberlik eden bir proje.Peki programın içeriğinde neler yer alıyor?Geleceğin teknolojisi ve teknolojideki en son gelişmeler “GelecekTeknoloji”de. Ulaşım, sağlık, eğitim ve bilişim teknolojilerinin yanısıra mesleki rehberlik ve teknoloji adına daha birçok yenilik,gelişme gibi geniş bir yelpaze ile gençlerle buluşacağız. Aslında

Hello Bestem, could you tell about yourself please? Hello, I’m Bestem Yuvarlak. I was born in Istanbul, graduated fromMüjdat Gezen Art Center Hafif Batı Müziği section. I’m working as mu-sician, actress and anchor. You say, working as musician and actress. Are there any projectsthat you are working on? Yes, we have a musical show as Little Band Show. It presents the 60’sand 70’s musics by dance shows. There are unforgettable names ofmusic history, Rita Hayworth, Marilyn Monroe, Ray Charles, FrankSinatra are the some of the names who present in our musical. I’macting as Marilyn Monroe. Also preparations of my solo albume’s get

started. And… you could see me with my friends who play saxaphoneand guitar while we are playing music at metro stations. You were graduated from music department. But you are actingand presenting. How did your adventure of stage and screenbegin? In fact before the music, I’ve interested in theater. We had a dramateam at high school. The first drama which I acted was Istanbul Musi-cal. When I was studying at Conservatory met with Halil Doğan who isa drama actor and begun to acting at children’s theater. Now I’m act-ing at Tiyatro A, which is established by him. Sometimes I get odd jobsfor tv series projects After I met Özer Özyön who is director of photog-

107

Page 108: Welcome Dergi 05

Bestem Yuvarlak4 Şubat 1987 tarihinde İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Sabri Artam

Vakfı İlköğretim Okulu' nda, Liseyi Mehmet Rauf Lisesi' nde tamamladı.Müzikle ilişkisi bu yıllarda başladı. 15 Yaşındayken "Scandal" adlı bir rock

grubunda vokalistlik yaptı. Bu grupla beraber beste çalışmaları oldu.Daha sonra müzikle bu şekilde ilgilenmek yeterli gelmedi ve opera sı-

navlarına girmeye karar verdi.Şan derslerine başladı. Opera sınavlarını kazanamadı ve şu an oku-

makta olduğu Müjdat Gezen Konservatuarı Hafif Batı Müziği Bölümü'ne girdi. Okulunun başka yerde olmayan özgün eğitiminin

yaratıcılığının sınırlarını genişlettiğini düşünüyor. Şu an "Pardon" adlı birgrupta vokalistlik yapıyor. Nıetzsche gibi müziksiz bir hayatın hata

olduğunu düşünüyor.

4 Şubat 1987 tarihinde İstanbul'da doğdu. İlköğrenimini Sabri Artam Vakfı İlköğre-tim Okulu' nda, Liseyi Mehmet Rauf Lisesi' nde tamamladı. Müzikle ilişkisi bu yıl-larda başladı. 15 Yaşındayken "Scandal" adlı bir rock grubunda vokalistlik yaptı. Bugrupla beraber beste çalışmaları oldu. Daha sonra müzikle bu şekilde ilgilenmekyeterli gelmedi ve opera sınavlarına girmeye karar verdi.Şan derslerine başladı. Opera sınavlarını kazanamadı ve şu an okumakta olduğuMüjdat Gezen Konservatuarı Hafif Batı Müziği Bölümü' ne girdi. Okulunun başkayerde olmayan özgün eğitiminin yaratıcılığının sınırlarını genişlettiğini düşünüyor.Şu an "Pardon" adlı bir grupta vokalistlik yapıyor. Nıetzsche gibi müziksiz bir hay-atın hata olduğunu düşünüyor.

sadece gençler dememek lazım,teknoloji meraklısı hemen her yaş-tan insan var çünkü…Peki senin teknolojiyle aran nasıl?Aslında bu bir itiraf olacak amateknolojiyle aramın çok iyi olduğusöylenemez. Biraz eski kafalı birinsan olduğum için sanırım ayakuyduramıyorum. Yeni aldığımbirçok teknolojik aleti çok güzelbozabilirim?! Ama teknolojinin za-manla paralel olarak akan birgereklilik olduğuna inanıyorum.Her şeyi kolaylaştırması büyük biravantaj olarak görünse de bazı şey-leri de dejenere edebilir. Bazensağlığımızı bile büyük risklere at-tığımız bir gerçek. Gerçi işin sağlıkkonusundaki acı gerçekler “GelecekTeknoloji”de her hafta kısa kısa yeralacak. Bu yüzden gençlerinteknolojiden doğru ve dikkatli fay-dalanmaları gerekir, diye düşünüy-orum.

raphy my anchor career. I’m anchor at “GelecekTeknoloji” (Future Technology) on TRT OkulChannel which is planning to publicate in thismonth. So, what about the “Gelecek Teknoloji” (FutureTechnology)… Let’s talk about the program. “Gelecek Teknoloji” (Future Technology) is afunny project that I enjoy to be in it. I ensure youthat the energy that I try to move it to the screen,is living at the behind of the camera. We whomthe servant sister, make-up artist, editor, directorof photography, assistants, text writer, productor,and all the ones that I couldn’t mentioned themare working hard continually for doing the bestfor we are team players. While creating the pro-gram we consider many factors to make a funnyand interesting program. We did not wanted tocreate a program which gives the information toforget. That’s why I think that the young audiencewill have fun while watching us. This is programwill progress their point of view. Every week, veryinteresting technological aspects in many areawill be presented in “Gelecek Teknoloji” (FutureTechnology)

So, what is the content of the program? The future technology and tle latest innovationsin technology will be presented on “GelecekTeknoloji” (Future Technology). Transport, health,education and information technology and alsovocational guidenceand many novelties on tech-nology will be met with the youth in this program.In fact not with the young people, because thereare many people who interest in with technology. So, how are you with technology? Actually, I have to confess that I’m not good withtechnology. I’m a little old fashioned person, so Ican’t keep up with it. I can easily break many newtechnological things that I bought. But I think,technology is a necessary, which goes parallelwith time. It’s a great advantage of its makingeasy everything, but otherwise, it could degener-ate something. It’s true that we put in a risk ourhealth by technology. Actually, the bad newsabout health topic will be in “Gelecek Teknoloji”(Future Technology) every week in brief re-minders. So in my opinion, young people shouldbenefit from the technology correctly and care-fully. Etc. etc. have a nice day.

108

Page 109: Welcome Dergi 05
Page 110: Welcome Dergi 05

Son yıllarda özellikle dizi sektöründe ülkemizin önemli başarılara imzaattığına tanık oluyoruz. İlerleyen zaman dilimlerinde sanıyorum dahagüzel çalışmalar evrensel nitelikte ortaya konulacaktır. Çünkü sektörünekonomik büyüklüğü her geçen gün artıyor. İstihdam oranı giderekbüyüyor.

Son on yılı ele aldığımız zaman kendi alanındaki en başarılı yapım -bana göre- Muhteşem Yüzyıl’dır. Bu yapıma emeği geçenleri sektördeçalışan biri olarak öncelikle kutluyorum. Özellikle ve birinci sırada daarkasında devlet desteği olmadan, bir yapımcının bu kadar büyük riskialmasını ve buna inanmasını tebrik ediyorum. Bu dizinin kamera arkasınısosyal paylaşım sitelerinden işin meraklılarının da seyretmesini tavsiyeederim.

Sayın başbakanın dizi ile ilgili sert eleştiri ile başlayan süreç ilginçkarşılıklarla devam etti. Bütün bunları herkes medyadan takip etti. Amaburada üzerinde durulması gereken şudur: Bence bu dizi tarihikonularımıza sağdan bakanlar ya da soldan bakanlar arasındaki şimdiyekadar kitap ve yazılı metinlerdeki tartışmaya görsele taşıdı. Bu çok büyükbir hizmet oldu. Kitap yazmak makale yazmak, bu konularda kolay; amaişin sanat ve büyük paralar harcanan görsel yanına gelince bir tarafgeride duruyor.

Sorun budur işte!Bir konuyu hiç ele almamak mı yoksa

ele alıp insanlara yol açmak mı? Bencesayın Başbakan bu dizi hakkındadoğrudan sert eleştirilere girmekyerine böyle bir konuda yapılançalışmayı tebrik etmeli sonra daeksik

If they ask me about who loves Ottoman most; “Timur Savcı is loving mostly atthe moment” I would answer. Until there will turn up a courageous heart whowill overspend more than he spends for Ottoman.

In recent years, we see that our country achieves a big success at the TVserial industry especially. I believe the following years will be more beautifulworks which will feature the global quality. Because the economic growth ofthis sector is growing day by day together with it’s employment rate.

The most successfull production for in it’s field is “Magnificent Century” ifwe discuss about in the last decade. I want to congratulate those whocontributed to this production as someone who has been working in this sector.Particularly, i want to congratulate a producer who takes such a big risk andbelieves without governmental support. I recommend to fans watch behind thescenes videos from social network sites.

The process that began with harsh criticism of the prime minister, hascontinued with interesting responses and all these were followed from mediaby everyone. The fact is that, the discussions about our history between thosewho look from different aspects in books or written text has transferred tovisual. That was a great work. It is easy to write a book, write an article on theseissues, but one side stays back usually when it comes up the visual side ofwork of art which spends large sums of money.

That is the problem!The point is that

ignoring toaddress a

topic,

SİNE-ANALİZCine-analysis

Sururi BALLIDAĞ [email protected]

MUHTEŞEM TARTIŞMA MAGNIFICENT DISCUSSION

110

Page 111: Welcome Dergi 05

or considering a topic to make people understand it? I think Mr. PrimeMinister should have congratulated the work after told the missing part hefound instead of entering directly harsh pan about the the serial.

Also during this period the best answer came from one player. Shesaid that they would have a better opportunities and they would do betterone. So what happened? A production has just dissapeared which hasstate television behind. While you are reading this article, the serial namedRebellion at Ottoman will be finished already. Why? Actually there aresectoral simple reasons. Because cinema cannot survive if it doesn’t fitwell to the “art-aesthetic-trade” triangle. Perhaps the originality of thiswork is destroyed even it derives through goodwill.

Thus, the taste of the work during a scenario runs away. Controlmechanism in the process of shooting necessarily approved what theyare attracted to mind. And there is a risk because may be it canno’t maynot be passed through inspection, even if the producers do not allow itanyway. Thus it goes sour of the work at the scenario phase. The processof scenes shooting with the thought that what control mechanismapprove during the shooting period. Because no one can work by takingthe risk of not being controlled even though producers do not let thathappen already. Therefore when you look from all aspects, the privatetelevision channel becomes the right point for many productions whichare favoured and long termed.

When you look this serial (Magnificent Century) it has many sides tocriticise. No matter you look from left or right side.. But life itself is like that,isn’t it? Is there something in this world that everyone likes? As as result,those who are spending their money for this work are taking theconcultancy from history professors from state universities and revealingin this work. While writing this article, it’s not that I personally fullysupport Magnificent Century series, or I'm opposed to it. But I believe thatit’s needed to respect and be fair about it. There is no any other producerwho has as much as courage and heart such a producer of this serial, ifthere is; let him welcome to make another period of Ottoman or Seljuksand take a risk to spend money for it! Let us see if they can!

Those who love their history and those who respect totheir ancestors:

How much money you spend on this issue, itmeans (at least I think so)how much you love.. If

someone asks me “who loves the Ottomanmost”, my answer would be “Timur Savcı

loves the most for now”. And my answer willnot be changed untill someone will come upand will spend more money than him..

taraflarını söyleme idi. Bu süreçte en güzel cevabı dizi oyuncularından birisi verdi zaten. Elerinde

devletin imkânları var daha iyisini kendileri yapsınlar. Peki, ne oldu? Arkasındadevletin televizyonu olan yapım kayboldu gitti. Siz bu yazıyı okuduğunuzdaTRT 1!de yayımlanan Osmanlı Kıyam çoktan bitmiş olacak. Neden? Aslındasektörel olarak çok basit nedenleri var. Çünkü sinema “sanat-estetik-ticaret”üçgeninde sağlam oturmazsa ayakta kalamaz. Devletin kanalında bu işinözgünlüğü belki çoğu iyi niyetten kaynaklı olsa da yok ediliyor. Böylece dahasenaryo aşamasında işin tadı kaçıyor. Çekim süreçlerinde de ister istemezdenetim mekanizmasının neleri onaylayıp onaylamayacağı düşünülerekçekiliyor. Çünkü kimse denetimden geçmeme riskini göze alarak iş yapamaz.Yapmaya kalksa bile buna zaten yapımcılar müsaade etmez.

İşte bütün bu açılardan baktığınız zaman birçok yapımın tuttuğu ve uzunsoluklu olduğu yer yine özel televizyon kanalları oluyor

Bu diziye sağdan baktığınızda eleştirilecek birçok yönü var. Soldanbaktığınızda eleştirilecek birçok yönü var. Ama hayat böyle değil mi zaten.Herkesin memnun olduğu beğendiği ne var ki dünyada! Sonuçta bu işe paraharcayanlar yine bu devletin üniversitelerinde tarih prof. Olan hocalardandanışmanlık olarak bu işi yapıyorlar ve ortaya koyuyorlar. Ben şahsen buyazıyı kaleme alırken Muhteşem Yüzyıl dizisinin tamamen destekliyor veyakarşı çıkıyor değilim. Ama yapılan işi saygı duyulması gerektiğine inanıyoröncelikle yiğidin hakkının da verilmesi gerektiğine inanıyorum. Henüz budizinin yapımcısının yüreği kadar yüreği ve cesareti olan başka bir yapımcıyok; varsa buyursun Osmanlı veya Selçuklu dönemlerinden bir başka zamandilimine bunca para yatırma riskini göze alsın! Yoksa oturup benbeğenmedim vs. uzaktan ahkâm kesmekle olmuyor. İşte meydan!

Tarihini sevenler, atalarına saygısı olanlar: paranıza bu konuda nekadar kıyıyorsanız o kadar seviyorsunuz demektir (en azından

bence böyle)… Bana sorsalar dizi sektöründe Osmanlıyı ençok kim seviyor, diye, “Şimdilik en çok Timur Savcı seviyor!”

derim. Ta ki onun Osmanlı için harcadığı paradan dahafazlasını harcayacak bir yürek çıkana kadar.

111

Page 112: Welcome Dergi 05

Başrollerini Bradley Cooper ve Açlık Oyunlarıfilminin yıldızı Jennifer Lawrence in oynadığıUmut Işığı filmi 8 ay sonra rehabilitisayonmerkezinden çıkan eski öğretmenPat(Bradley Cooper)in hayatasıfırdan başlamak kararı almasınıkonu alıyor. Öncelikle ailesinitoparlamaya çalışan Pat in budönemde tanıştığı komşusuTiffany (Jennifer Lawrence) ilebütün amacının yönünündeğişmesine şahit oluyoruz.Tiffany in de çekitği zorluklarkarşısnıda yardıma ihtiaycıvardır.Birbirlerine destek olarakkendileri için bir Umut Işığıoluşturan çift güzel bir filmintemellerini atmaktadır. Filmgösterildiği tüm festiallerde büyük ilgi görmüşbir çok seyircinin alkışını kazanmıştır. Ocak Ayıiçinde özellikle bu tarz filmleri sevenler içinkesinlikle izlenmeli diyebileceğimiz bir film.

Pat Solatano (Bradley Cooper) afterspending eight months is a state institutionon a plea bargain is determined to rebuildhis life, Pat meets his neighbor Tiffany

(Jennifer Lawrence), thatchanges his purpose of life.Tiffany is a girl withproblems of her own, thingsget complicated. Tiffany alsoneeds help for difficulties ofher life. An unexpected bondbegins to form betweenthem, and silver liningsappear in both of their lives.Starring are Bradley Cooperand Jennifer Lawrence whoacted on Hunger Games. Inall film festivals that moved,the movie has become more

intense and critically acclaimed. In January,absolutely to be watched by this kindmovies fans.

F İ LM

Vizyon tarihi :4 Ocak 2013 Yönetmen: David O. Russell Oyuncular: Bradley Cooper, Robert DeNiro, Jennifer Lawrence devamı... Tür : Dramatik komedi Vision Date: 4th January2013 Director: David O. Russell Starring: Bradley Cooper, Robert DeNiro, Jennifer LawrenceGenre: Dramatical Comedy

Umut Işığım (Silver Linings)

112

Uğur Kuruçay [email protected]

Vizyon tarihi :1 Şubat 2013 Yönetmen: Quentin TarantinoOyuncular: Jamie Foxx, CristophWaltz, Leonardo DiCaprioTür : MaceraDjango (Zincirsiz)Vision Date: 04th February2013 Director: Quentin TarantinoStarring: Jamie Foxx, Cristoph Waltz,LeonardoDiCaprioGenre: Adventure

Amerikan iç savaşından iki yıl öncebaşlayan hikaye geçmişte eziyet

çekmiş bir köle ile ile Dr.Shultz unyüzleşmesini anlatıyor.Brittle

kardeşlerin ölümüyle suçlananSchultz un temize çıkması Django ya

bağlıdır.Schults özgürlüğe kavuşurancak Django ondan ayrılmak

istemez ve yeni bir maceraya yelkenaçarlar.Quantin Tarantino nun kült

filmi tarzını sevenlerin kaçırmayacağıfilm Şubat ayının ilk günü gösterime

girecek.

The story goes beyond two yearsearlier from American Civil Wartells about confrontation of aslave who tortured in the pastwith Dr. Schults. Accused for thedeath of Brittle brothers Dr.Schults’ acquittal depends onDjango. Dr. Schults become freebut Django doesn’t want to leavehim and they goes to a newadventure. The cult film of QentinTarantino will be on vision at 1stof February.

Zincirsiz (Django)

Page 113: Welcome Dergi 05

İzleyicilerin Recepİvedik 4 filmininçekilmesinibeklediği birdönemde ŞahanGökbakar ın yazdığıve başrolunuoynadığı Celal ileCeren filmigösterime girmeyehazırlanıyor.filmdesevgilisinden ayrılanCelal in başınagelen terslikler ve

kadın erkek ilşkilerinde yağadıkları sorunlar komikbir dille izleyicilere sunuluyor.Şahan Gökbakar ınRecep İvedik karakteri için ok eleştirlmesindensonra farklı bir rolle ekrana gelmesi belki izleyicisay-sının artmasına sebep olacaktır.Belkide bu filmile Şahan Gökbakar yeni bir rekora imzaatacak.Ocak ayı için tavsiye edeceğimiz en iyfilmlerden biri.

While the audience expected for Recep Ivedik 4, the movieCelal and Ceren is ready to show in these days. Misfortunesof Celal who broken up with his girl friend Ceren and theproblems on men- women relationships are presented in afunny way to the audiences. After the criticals to ŞahanGökbakar for Recep İvedik, his different role on white screenwould be increase of audience of Movie. By this film, it’spossible to signing a new recor for Şahan Gökbkar. This isone of the good film for January.

Hollywood un ünlü yıldızlarınınbuluştuğu filmde, büyük bir şirketiyöneten Robert Miller in geçirdiği trafikkaza sonucunda herkesten gizlediğisevgilisinin ölmesi üzerine, onun varlığınıherkesten gizlemek amacı ile bir planyapar.Tam herşey yoluna girmişgörünürken dedektif Bryer in olayıaraştırmaya başlaması herşeyi alt üstedecektir.Bu tarz filmlerden hoşlanan veyıldız oyuncuların bu güzel showunuizlmek isteyenler için kaçmaz bir film.

A film that gathered famous stars of Hollywood. An Executive Manager of a great company, forRobert Miller and his mistress whom he concealed have had a traffic jam, resulted by dying of her,and he had a plan to disguise her. Almost as if senn everything is fine, İnspecter Bryer start toinvestigate the matter makes agitate everything. It’sa good opportunity for this kind movies fansand who wants to watch the shows of this stars.

Entrika (Arbitrage)

Vizyon tarihi :11 Ocak 2013 Yönetmen: Nicholas Jarecki Oyuncular: Richar Gere, SusanSarandon, Tim Roth, Laetita CastaTür : Dram, GerilimVision Date: 04th January2013 Director: Nicholas JareckiStarring: Richar Gere, Susan Sarandon,Tim Roth, Laetita CastaGenre: Drama, thriller

Vizyon tarihi : 16 Ocak 2013 Yönetmen: Togan Gökbakar Oyuncular: Şahan Gökbakar, EzgiMola,Dilşah DemirTür : Komedi, RomantikVision Date: 04th January2013 Director: Togan GökbakarStarring: Şahan Gökbakar, Ezgi Mola,Dilşah DemirGenre: Romantic comedy

Celal ile Ceren

113

Page 114: Welcome Dergi 05

114

Birbirinden bağımsız kısa filmlerinbir araya getirilmesiyle ortayaçıkan komedi türündeki film sonmoda kolajlardan biri.Filmlerin herbirini farklı yönetmenler yapmış.Kısa filmlerin oyuncu kadroları iseEmma Stone, Elizabeth Banks,Chloë Grace Moretz, Gerard Butler,Kristen Bell, Hugh Jackman, KateWinslet, Anna Faris, KateBosworth, Naomi Watts, RichardGere ve Uma Thurman gibiyıldızlardan oluşuyor. Bu tip birkaçfarklı senarydan oluşan keyiflifilmleri seviyorsanız bence Şubatın son haftası sizin için güzel birseçim olacaktır

This comedy film is a one of the collage of latest fashion trend whichgathered the unconnected short movies . Each of the movies aredirected by different directors The starring of the movies are:Elizabeth Banks, Chloë Grace Moretz, Gerard Butler, Kristen Bell,Hugh Jackman, Kate Winslet, Anna Faris, Kate Bosworth, NaomiWatts, Richard Gere ve Uma Thurman. If you like this kind blissfulmovies, generated from different scenario, it will be a nice choice forlast week of February.

Vizyon tarihi : 14 Şubat 2013 Yönetmen: Elizabeth Banks, Steven Brill, SteveCarr,James Dufy, James GunnOyuncular: Emma Stone, Elizabeth Banks, Chloë GraceMoretz, Gerard Butler, Kristen Bell, Hugh Jackman, KateWinslet, Anna Faris,Vision Date: 04th January2013 Director: Elizabeth Banks, Steven Brill, Steve Carr,James Dufy, James GunnStarring: Emma Stone, Elizabeth Banks, Chloë GraceMoretz, Gerard Butler, Kristen Bell, Hugh Jackman,Kate Winslet, Anna Faris,Genre: Comedy

Movie 43Damdan düşen emekli albayYıldırım Taşyumruk unçocuklarının yanına geçmişolsuna gelmesi ile başlayanserüveni anlatan oldukçaeğlenceli bir film.Yıldırım beyin çocuklarının sakladığı sırlarve yalanları ortaya çıkarmakiçin uğraşını ele alan filmdeusta oyuncular ile genç nesiloyuncuların karmasındanoluşan güzel bir ekipgörüyoruz.eğer komik vesevgi dolu aile filmleriniseviyorsanız soğuk kış

aylarında içinizi ısıtacak bir film.

The adventure of this funny movie begins with by coming of children ofretired colonel Yıldırım Taşyumruk who has fallen down from the roof tovisit to get past. The secrets of the children and challenge of Mr Yıldırım touncover them is a nice film that gathered the old and new generationsstars. A warm film to heat your heart in these cold winter days if you likefunny and lovely familiy movies.

Vizyon tarihi : 8 Şubat 2013 Yönetmen: Nihat DurakOyuncular: Binnur Kaya, TuncelKurtiz, İlker Aksum, Öner ErkanTür: Komedi,DramVision Date: 04th February2013 Director: Nihat DurakStarring: Binnur Kaya, Tuncel Kurtiz,İlker Aksum, ÖnerErkanGenre: Comedy, drama

Mutlu Aile DefteriThe letter of Happy Family

Page 115: Welcome Dergi 05

1998 yılında başlayan Zor Ölümserisnin son filmi Şubat ayındaizleyici ile buluşuyor.Bruce Willis Busefer Rusya sokalarında ölümemeydan okuyor.Film diğer bölümlergibi müthiş bir macerayasürüklüyor.Rusya sokaklarında süregelen kovalamaca sahneleri vemüthiş efekt görüntülerle şu batayında en iyi gişe hasılatı yapacakfilm gibi gözküyor.Filmi izlediğinizdene ölmez adammış dedğimizsahnleri bir kenara bırakıp film seyirkeyfine varmak en güzeli.

The last movie of Die Hard series which started in 1988 meets with the audience on February. Now in Moscow, Bruce Willis dare to death. Same like theother movies of the serie this movie leads a great adventure. It semms that this movie would have best box office on February by chase scenes onRussian streets and great effect images. It’s better to enjoy to watch it instead of saying he is an immortal man. Filmi izlediğinizde ne ölmez adammışdedğimiz sahnleri bir kenara bırakıp film seyir keyfine varmak en güzeli.

Vizyon tarihi : 14 Şubat 2013 Yönetmen: John MooreOyuncular: Bruce Willis, AmauryNolasco, Sebastian KochTür: MaceraVision Date: 04th February2013 Director: John MooreStarring: Bruce Willis, AmauryNolasco, Sebastian KochGenre: Adventure

115

Suat Yalaz ın unutulmaz eseri 2000 liyılların teknoloji ile çekilerekbeyazperdede sergileniyor. Karaoğlanhatırlayacağınız gibi daha önce KartalTibet tarafından canlandırılmıştı.Karaoğlanın kahramanlıkları ve kadınların ona ilgisiniön planda tutan çizgi roman serisiningünümüzde ki teknoloji ile daha bir görselşova dönüşmesi bekleniyor.Genel olarakHun imparatorluğuna karşı gleneKaraoğlan ve arkadaşlıklarının kahramanlıköyküsü olan bu tarz fantastik filmseverlerin ilgisini çekecektir.Eğer Türksinemasında bu tip yapımları

küçümsemeyerek bizde yaparız kardeşim düşüncesi varsa fazla filmikesinlikle ilzmelisiniz çünkü Türk sineması ne kadar çok seyirci çekerse okadar fazla yapım salonlarda yerini alacaktır düşüncesi ile bu fantastikyapımı herkese tavsiye ediyoruz.

Unforgettable work of Suat Yalaz on white screen by 2000’s technology. As youremember, Karaoğlan was acted before by Kartal Tibet. The gallantry of Karaoğlanand interest of the women to him mainly subjected on the comic book series will beexpected to become a visual show. This Movie that is Karaoğlan and his Friends’heroism story wo rebels to Hun Empire is object whom to interested of fantastic film.You should watch the movie for not to scorn but by the sense of also we could do it.We advise it toyou for how much cinema audience watch Turkish movies, as much asTurkish prodctions take places on the movie saloons.

Vizyon tarihi :11 Ocak 2013 Yönetmen: Kudret Sabancı Oyuncular: Volkan Keskin, MügeBoz,Özlem Yılmaz,Hasan YalnızoğluTür : Macera Vision Date: 04th January2013 Director: Kudret SabancıStarring: Volkan Keskin, Müge Boz, ÖzlemYılmaz, Hasan YalnızoğluGenre: Adventure

Zor Ölüm –Ölmek İçin GüzelBirgün ( A GoodDay to Die Hard )

Karaoğlan

Page 116: Welcome Dergi 05

Şimdi diyeceksinizki buadres neyin nesi bu adresartık filmlerde tahammüledemediğimiz saçmalıklarıpaylaşacağımız sitemizmuhakka sizinde görüpte yabu akdarda olmaz dediğinizbir sahne bir replik yada birfilm vardır. Burda paylaşalımvideo, görüntü ve yazı neolursa olsun burdapaylaşalım. Türk Filmlerindezaten çok olay varkarşılaştığımız burda birazdadünya sinemasındansaçmalıkları görelim istedim.Sayfamız şu an kurulumaşamaasında olsada şimdilikFacebook sayfası üzerindenhizmet vermektedir sizdenistediğimiz grubumuzakatılın hep beraber sinemadünyasında farklı bir gözlegezinelim. Şimdiden ilginizeteşekkür ederim.

Broken City - Bitik Şehir Eskiden polis olan bir dedektif,bir belediye başkanı tarafındankarısının kendisini aldattığışüphesini araştırmak içintutulur. Dedektif iddialarıdoğrular, fakat ortada bir sorunvardır: başkanın eşiningörüştüğü adam ölmüştür.Araştırmalarını derinleştirendedektif başkanın da ismininkarıştığı politik bir skandalıortaya çıkaracaktır. Crowefilmde eşinin kendisinialdattığından şüphelenenbelediye başkanını, Wahlbergise aldatma olayını araştırandedektifi canlandıracak.

So, you to say, 'what for is thisaddress'. This is the website to shareridiculous scenes on movies thatyou can't stand anymore. Certainlythere must a scene, a catchword, ora movie that you said that's a bitstiff while you were watching. Let'sshare them here, videos, images orwritings whatever you have. Thereare many ridiculous events inTurkish movies which we saw, I'dlike to watch together theabsurdities of world cinema However the website is installationphase, it serves on facebook. Justjoin to our group and let's move onthe world cinema with a differentsight. Already thanks for yourinterest.

Yapım : 2013 - ABD, Tür : Gizem, Korku, Suç, Süre : 109 dakikaYönetmen : Allen HughesOyuncular : Russell Crowe, Mark Wahlberg, Catherine Zeta-Jones, Natalie Martinez Barry PepperSenaryo : Brian TuckerBroken City – (Bitik Şehir)Vision Date: 18th of January2013Director: Allen HughesStarring: Russell Crowe, Mark Wahlberg, CatherineZeta-Jones, Natalie Martinez, Barry PepperGenre: Mystical, horror, crime,

PARKERYönetmenliğini Şeytanın Avukatı, Ray gibi ödüllü yapımlaraimza atmış olan Oscarlı sinemacı Taylor Hackford'ın

üstlendiği aksiyon ve suç filminin başrolünde Jason Statham yeralıyor.Jennifer Lopez,Nick Nolte veMichael Chiklis ise öne çıkan diğerisimler. Donald Westlake'in uzunsoluklu roman serisinden uyarlananfilm, işinde 'merhametiyle' ün yapmışhırsız Parker'ı odak noktasına alıyor.Zira Parker, paraya ihtiyacı olaninsandan 'çalmamakla' tanınan,ahlaki değerleri de olan bir hırsız!Üstelik karşısına büyük bir mücevhersoygunu fırsatı da çıkıyor ama Parkerbu teklifi önce reddediyor. Sonra dakarşısına çıkan emlakçı Leslie'ninplanı yeniden teklif etmesiylesoyguna dahil oluyor!

Stanning is Jason Statham on this action and crime movie which is directed by Taylor Hackford is an Oscar owner andwho directed the prized works Devil’s Advocate, Ray etc.Jennifer Lopez,Nick Nolte ve Michael Chiklis are the prominentstars. The movie is adapted from long-running novels series of Donald Westlake and focused on Parker who is famouswith compassion in his job. Parker is a thief who has ethical values and he doesn’t steal from needful ones! FirstlyParker refuses the option a huge jewelry theft. But after the land agent Leslie’s proposal, he is included to the robbery.

Yönetmen: Taylor Hackford Oyuncular: Jason Statham JenniferLopez Nick Nolte Michael ChiklisClifton Collins Jr.Senaryo: John J. McLaughlinYapımcı: Taylor Hackford StevenChasman Jonathan Mitchell SidneyKimmel Les AlexanderVision Date 25th of January2013Director: Taylor HackfordStarring: Jason Statham, JenniferLopez, Nick Nolte, Michael Chiklis,Clifton Collins Jr.Genre: Thriller, crime

www.bunesacmalik.com

116

An inspector who used to be a policeman hires by a mayor to research if his wife cheats him. The inspector verifiedthat the woman cheated him, but the man who met her is died. The inspector deppens his researchment and unveila political scandal which includes the Mayor’s name. Crowe is in the movie as the Mayor who suspicied his wife’sbetrayal, and Wanberg is as the inspector who research the cheating.

Page 117: Welcome Dergi 05
Page 118: Welcome Dergi 05

documentarybelgesel

118

ve yüz yüze!...SÜHA DERBENT www.suhaderbent.com

Belgesellerde izlediğiniz fotoğraf karelerisizin için artık hayal değil. Süha Derbent’infotoğraflarında başta Afrika olmak üzeredünyanın bir çok vahşi yaşam alanınıhissetme imkanı bulursunuz. Mesela birleoparın ne zaman ağaca çıkacağını,çıkarken hangi dalı kullanacağını, biraslanın yerinden ne zaman kalkacağını, nezaman esneyeceğini her seferindeönceden Süha Derbent'ten duyacaksınız.

The squares of photos that you watchedin documentaries are not a dream foryou. You could feel the wild life areas ofthe world foremost Africa in SühaDerbent’s Photographs. You will hearfrom Süha Derbent, before a leopardclimbs to a tree, or prefers which branchof the tree; when a lion stand up orwhen it will yawn.

and face to face!...

Page 119: Welcome Dergi 05

119

Page 120: Welcome Dergi 05

Vahşi doğada hayvan portreleri çekmek için, onlarla yüzyüze gelebilmek gerekiyor. Bu, benim için zorlu bir uğraşoldu. Çünkü onların hayatını izlemeye başlayınca kendimlede yüz yüze geldim.

Bir anlamda yüzleştim aslında…Herkesin doğa, hayvanlar ve kendisi ile yüzleşmesini iste-

dim…Ve yine ben, yedi yıl önce başladığım vahşi doğa fo-

toğrafçılığı sırasında, tüm yaşamını hayvanlara adamış insan-larla da karşılaştım. Bazen sadece bir aslanın yaşamınıkolaylaştırmak için, tüm yaşamlarını ona adayıp hiç birpopülaritesi, ödülü ve hatta maddi karşılığı olmadan bu işiyapan insanları gördüm. Bir kaplana âşık olduğu için ülkesiniterk edip ormanda yaşayan insanlar da tanıdım. Ve son yıl-larda bu tür örneklere giderek daha sık tanık oluyorum. Yaniartık böyle bir yaşam biçimi birçok insana şehirdeki yaşam-dan daha anlamlı ve onurlu geliyor.

120

Page 121: Welcome Dergi 05

To take photos of animals in the wild, you must meet themface to face.

In fact, I did in a meaning... I wanted to confront everybody withnature, animals and himself...

And I, again, met people who devoted their lives to animalsduring my wild nature photography adventure which I startedseven years ago. I saw people who devoted their lives to a lion inorder to facilitate its life, and they did this without expecting anymaterial gain, popularity or awards. I knew people who left theircountries and lived in the jungle just because of the love they feltfor a tiger. I have been witnessing such examples more frequentlyin recent years. That is to say, this style of life is being more mean-ingful and honorable than the city life for many people.

121

Page 122: Welcome Dergi 05

Güney Afrika Cumhuriyeti’nde ilk fotosafari yaptığım günekadar ben de birçok hayvanseverden farklı değildim. Hayvanlarısevdiğimi biliyordum ancak onların tükenişlerini izlemekzorunda kalıyordum. Ama bu fotosafariler sonrası hayvansever-lik kavramı benim için de farklı bir hal almaya başladı. Doğayahiçbir zararları olmayan, ihtiyaçlarından fazlasını tüketmeyen oeşsiz canlılarla karşılaşmak onlara duyduğum sevgiyi ve hayran-lığı giderek artırdı. Özellikle de çocukluğumdan bu yana hayranolduğum kediler benim için kaçınılmaz ilgi odağı oldu...Sonuçta artık ben fotoğraf çekmek için seyahat eden bir fo-toğrafçı olmak yerine -biraz da orada olmak ve gördüklerimidünya ile paylaşmak için- fotoğraf çeker hale geldim. Çünküorada, onların yakınında bulunduğum süre içinde, hayvanlarayakın olabilmenin verdiği ayrıcalık duygusunun da dışında on-lardan çok şey öğrendim. Onlara imrendim, hayran oldum vesaygı duydum. Gereksinimlerinden daha fazla yaşam alanı is-temediklerini, aç olmadıkça diğerlerine karşı saldırgan olmadık-larını, rol yapmadıklarını ve bulundukları ortama zarar vermeyipbu dengeyi koruduklarını gözledim. Onlardan, sabırlı olmayıöğrendim. Bazen bir hayvanı ararken her gün, her an yenidenümit edebilmeyi öğrendim. İz sürerken onları bulamadığım

Until my first photo safari in the Republic of SouthAfrica, I wasn't any different from many of the other animallovers. I knew I liked animals, but I had to watch their ex-tinction. After these photo safaries, the term animal loverhad a different meaning for me. Encountering those ani-mals, who don't harm nature and who don't consume morethan they need, has increased my love and adoration forthem. Especially the cats, whom I adored in my childhood,have become an inevitable point of interest for me...

At the end, I became aphotographer who takes photos tobe in the wild and shares the things he saw with the worldinstead of being a photographer who travels just to takephotos. The reason for this is that during the period I spentwith the animals, I learned a lot in addition to the feeling ofprivelege of being close to them... I envied, adored and re-spected them. I witnessed the facts that they don't wantlarger places of living than they need, don't harm others ifthey aren't hungry, don't act and don't damage the envi-ronment they live in. I learned to be patient from them. Theytaught me how many dissppointments I could endure whenI couldn't find them for many days. I read the researchesmade on their behaviour and combined them with my ex-periences in nature. Thus, watching them, I learned how to

122

Page 123: Welcome Dergi 05

123

Page 124: Welcome Dergi 05

uzun günler boyunca günde kaç kez hayal kırıklığını kaldırabile-ceğimi, bana onlar öğretti. Davranış biçimleri ile ilgili yapılan araştır-maları okuyup bunu doğadaki deneyimlerimle birleştirerek;izlerken akıl yürütmeyi, tahminde bulunmayı ve muhakeme yap-mayı öğrendim. Afrika’da, “İyi bir iz sürücü, hayvanın kendisi olur veonu bulur.” derler. Bu bilgileri hislerimle birleştirdiğim zamanlar iyibir iz sürücü olabildim ve hayvanları görebildim. Tüm bunlarıyaşarken düşündüğüm ve herkesin düşünmesini istediğim şeyşuydu. Vahşi hayvanlar doğanın bizden daha az parçası değiller vedoğa üzerinde yaşam biçimleri itibarıyla bizden daha fazla hakkasahipler. Her ne amaçla olursa olsun onların yaşam haklarınaverdiğimiz en küçük zarar, bize katlanarak geri dönüyor. Bizler artık2000’li yıllara başlamışken neleri geri dönmemek üzere yitirdiğimizigözden geçirmeli ve buna göre tavrımızı belirlemeliyiz. Unutmay-alım ki çocuklarımıza, sadece resimlerini gösterebildiğimiz hayvan-ların sayısı giderek artıyor. Yani bir gün doğa o kadar tükenecek kihayvanları resimde gösterebileceğimiz gün, artık bizim deyaşamımız zorlaşacak. Hatta o gün biz de olmayacağız…

think logically, to guess and to reason. InAfrica, there is a saying: "A good trace-follower be-

comes the animal itself and finds it".Whenever I could combine this knowledge with my

senses, I became a good trace-follower and I could seethe animals. While I was living these experiences, theonly thing I could think of and wanted everybody tothink was this: wild animals aren't a smaller part of na-ture than the human beings. They deserve to live in na-ture due to the way of life they lead. No matter what thereason is, any damage we give to their living rights re-turns to us increasingly. We need to overwiew thethings we lose without any hope of recycling, and wemust behave accordingly. We mustn't forget that thenumber of animals only whose photos we can show ourchildren is increasing. That means one day, nature willextinct to such a degree that the day when we can showour children only the photos of the animals, the life willbe harder for us.

We will not even exist that day...

124

Page 125: Welcome Dergi 05
Page 126: Welcome Dergi 05

SARAY MİMARINABORCUMUZU

GALATASARAYADASI’NI VEREREK

ÖDEDİK… SONRA DAADAYA EL KOYDUK!.

WE PAID OURDEBT OF PALACEBY GIVING THEGALATASARAYISLAND TOARCHITECT...THEN WE SEIZEDTHE ISLAND!...

126

historytarih

Saro [email protected]

Page 127: Welcome Dergi 05

Sultan Abdülmecid döneminin resmi tarihçisi CevdetPaşa’ya göre Mısır Hidivi Mehmed Ali Paşa’nın soyundanbirçok beyin, hanımın ve zengin Mısır paşalarınınİstanbul’a gelerek şatafatlı konaklar ve yalılar inşa ettiripgösterişli bir şekilde yaşamaya başlamaları, başta saraylılarolmak üzere İstanbulluları kötü yönde etkilemiş veİstanbullular, Mısırlıları taklit etmeye başlamışlardı. Artıkİstanbul’da mütevazı evlerin yerini boğazın her ikiyakasında uzanan gösterişli, havuzlarla ve heykellerlesüslü yalılar alıyor, şehrin hemen her köşesinde yenieğlence ve gezinti yerleri ortaya çıkıyor, kadınlar özgürcesokağa çıkıp eğlenebiliyorlardı. Sultan Abdülaziz’i saltanatyıllarında da devam eden masraf kapılarının sonuna kadaraçıldığı ve İstanbul’da hemen her gün yeni sarayların,konakların, yalıların inşa edildiği bu dönemde baştaAvrupalılar olmak üzere birçok mimar aileleri ön planaçıktı.

According to Cevdet Pasha who was theofficial historian of Sultan Abdülmecidperiods, many gentlemen and ladiesfrom the descent of Mehmet Ali PashaThe Khedive of Egypt, has been built upgrandiose mansions and residences andliving an ostentatious life, but theseevents have had badly affects onIstanbul residents particularly courtiersand they have started to imitate theEgyptians. After that, ornated with poolsand and sculptures the glossy mansionswere taken place of humble houses, andnew leisure and sightseeng places werecome out every corner of the city,women could go out freely and havehad fun. During the the years of thesovereignity of Sultan Abdülaziz, therewere many architect families particularlythe european ones come forth to bebuilt up new palaces, mansions andresidences so, expenses were extremelyincreased.

127

Page 128: Welcome Dergi 05

Bu mimar ailelerinden bir tanesi de aslen Kayserili olan ve “HassaMimarlığı” makamına III. Selim döneminden itibaren babadan oğlaintikal ettiren Balyanlar idi. Ailenin son mimarı olan ve teknik bilgisiniaile geleneğinin yanı sıra Avrupa’da aldığı eğitimle de perçinleyenSarkis Balyan, hayli kalabalık bir yapım ekibioluşturdu. Ayrıca 1873’te Avrupa’dan ithal edilenyapı malzemelerinin İstanbul’da imali için “Şirket-iNafıa-i Osmanî” isminde bir şirket kurdu. Bu sayedediğer birçok mimara göre inşa ettiği yapıları hemdaha kısa zamanda teslim ediyor, hem de dahaucuza çıkartabiliyordu. Bu da Sarkis Balyan’ıdöneminin aranan mimarı haline getiriyordu.

Bu eğlencelerle dolu şatafatlı dönemin sonu1876’da geldi. Bütçe açıklarını dış borçlarlakarşılamaya alışmış Osmanlı maliyesi o sene iflasetti ve Sultan Abdülaziz bir darbe ile tahttanindirilerek yerine yeğeni V. Murad çıkarıldı. Yenihükümdar da sağlığının bozuk olduğu gerekçesi ileüç ay sonra halledildi ve kardeşi II. Abdülhamidpadişah oldu. Maliyesi iflas eden ve bir seneiçerisinde üç padişah gören Osmanlıİmparatorluğu, 1877’de büyük bir mağlubiyetyaşayarak Rus ordularının Yeşilköy’e kadargelmelerine şahit oldu. Bu zor durumun yanı sıra 252 milyon lira dışborcu olan imparatorluğun, aynı zamanda içeride de birçok bankere,tüccara ve mimara da borcu vardı. Alacaklı mimarların başında, SarkisBalyan geliyordu, Sultan Abdülaziz döneminde inşa ettiği birçokbinanın parasını henüz alamamış olan Sarkis Balyan’a alacaklarınıntaksitler halinde ödenmesi taahhüt edilerek beş yıl boyunca bazenüç, bazen de beş bin liralık ödemeler yapıldı. Beş yılın sonunda da

One of these architect families were Balyan Family whom originatedfrom Kayseri and from the period of Selim the 3rd having the“Architect of the Empire” which transmited from generation togeneration. The last Architect of the family is Sarkis Balyan who has

clinched his technical knowledge which from hisfamily with his education from Europe has hade upa huge construction team. Also established acompany as “Şirket-i Nafıa-i Osmanî” to produceconstruction supports in Istanbul which wereimported from Europe. By this way he has deliveredthe buildings in shorter periods from the otherarchitects and also it was cheaper than to beimported. That has made him the most demandedarchitect of this period.

The period full of fun and gaudy ended in 1876.Ottoman finances that has become accustomedcover budget deficts by foreign debt has gonebankrupt in that year. Sultan Abdülaziz wasdeposed in coup and his nephew V. Murad replacedto him. The new Sultan was deposed because ofhealth problems, then his brother II. Abdülhamidwas become padishah. Ottoman Empire whichbankrupt its economy and changed threepadishah, have had a great defeat at the war of

Ottoman – Russia in 1977 and the Russian Army has come to Yeşilköy.Besides of this troubles, The Empire has had 252 million lira externalloan and and also debts to many bankers, merchants and architects.Sarkis Balyan was in the first place of the architects who have hadclaim. Commitment declaration declared to loans paid in installmentsto Balyan and was made payments during the 5 years sometimes 3000lira sometimes 5000 lira for a years for the many builts which built in

SARKİS BALYAN

128

Page 129: Welcome Dergi 05

Sultan Abdülmecid Vakfı’na ait olan, boğazın tek adacığı,Kuruçeşme’deki küçük ada verilerek tüm alacakları sıfırlandı.

Nafıa-i Osmanî Şirketi’ne bağlı olarak İstanbul’un birçok yerindekömür, kereste ve taş depoları olan Sarkis Balyan, adayı kömürdeposu olarak kullanmak için izin istedi; ama sahile yakın olanadanın bu işte kullanılması halinde denizi kirleteceği gerekçesiyleistediği izin verilmedi. Balyan, bunu üzerine 1881’de adadadüzenlemeler yaprak dört tarafını setle çevirdi ve büyük birbahçenin içerisinde iki katlı bir konak, yanına da bir müştemilat inşaetti. Kimyaya ve mekaniğe ilgi duyan Sarkis Bey, konağın zeminkatına ise büyük bir laboratuar yaptırdı ve Paris’te yaşadığı birkaçyılın dışında, vefatına kadar konakta münzevi bir hayat sürdü.

Sarkis Balyan’ın 1899’daki vefatının ardından vârislerininkullanmadıkları adaya 1902’de boş olduğu ve vergi borçlarının daödenmediği gerekçesiyle devlet tarafından el kondu ve bir karakolile saat kulesi inşa edilmesine karar verildi. Fakat daha sonra buinşaattan vazgeçilerek adanın mülkiyeti Bahriye Nezareti’nedevredildi. Uzun yıllar Sarkis Bey Adası olarak anılan adacık senlerceboş kaldı ve konak bakımsızlıktan harap bir hale geldi. 1914’te Şirket-i Hayriye’ye, yani Türkiye’nin ilk denizcilik işletmesine kiralandı,Cumhuriyet döneminde de kömür deposu ve Boğaz gemilerininyakıt ihtiyaçlarının karşılanma merkezi olarak kullanıldı. Amamülkiyetinin bir bölümü Balyan’ın vârislerine iade edildi.Galatasaray Spor Kulübü’nün Bebek’teki “Denizcilik Lokali”nin1957’de istimlâk edilip yıkılmasından sonra Kulüp Başkanı Sadık Giz150 bin lira karşılığında adanın tamamını satın aldı. Yeniden tanzimettirip restoranı, gazinosu, kayıkhanesi ve havuzu olan bir sosyaltesis inşa ettirdi ve mekân, bu tarihten sonra “Galatasaray Adası”diye anılır oldu. Ada, bu gün de İstanbulluların en fazla rağbetgösterdikleri merkezlerden biri olmaya devam ediyor.

Sultan Abdülaziz period that he hasn’t had got the payment for themyet. At the end of the five years, by giving the island belongs to SultanAbdülmecid Foundation at Kuruçeşme, his all credits were reset.

Sarkis Balyan who has had many stores for coal, timber and stonewhich were depended to Nafıa-i Osmanî Şirketi has asked forpermission to make the island a coal store; The permission wasn’t givenfor the reason of it would pollute the sea because of nearness to thecoat. So, Balyan has encircled it and built a two flatted residence and anoutbuilding in a big garden. On the ground floor he prepared a laboratoryfor his interest of chemistry and mechanic. Except a few years which hehas lived in Paris, he has spent his life in solitary untill his death in thisresidence.

After his death in 1899, the reason of its emptiness and for the taxliability, the government seized to the island which the heirs of him hasnot interested with it and it was decided to build a police station and aclock tower on the Island. But, later instead of the plan for buildings, theIsland transfered to the Ministry of Maritime Affairs. The Island namedas Sarkis Bey Island was empty for the years and the residence wasdilapitated. In 1914 it was rented to Şirket-i Hayriye I mean the firstmatritime business, and utilized as a coal store and a center forrequirement of Bosphorus ships. But some of it’s ownership given backto Balyan’s heirs. After expropriation and destroying of the building ofGalatasaray Sport Club’s “Denizcilik Lokali” in Bebek in 1957, Presidentof the Club Sadık Giz has bought the all of the Island by paying 150 binlira. The island has been designed again and the place called asGalatasaray Island with it’s restaurant, casino, boathouse after that date.The Island is one of the most popular place for the residents of Istanbul. He was a crown of the head, sent into exile, died resentful!

Sarkis Balyan was born in Istanbul on 17th February 1831. He was sonof Garabet Balyan who was the Architect of the Empire. After his homeeducation completed at 12 years old, he has gone to Paris in 1843. After

129

Page 130: Welcome Dergi 05

Baştacıydı, Sürgüne Gitti, Küskün Öldü!17 Şubat 1831 günü İstanbul’da dünyaya gelen Sarkis Balyan,

Hassa Mimarı Garabet Balyan’ın oğludur. 12 yaşına kadar evindeözel eğitimler aldıktan sonra 1843’de Paris’e gitti ve Saint-BarbeKoleji, Ecole Centralena ve Ecolde des Beaux Art’da mimarlıkeğitimi görerek 1855’te İstanbul’a döndü. 1859’da SultanAbdülmecid’in Selanik seyahatine katılarak bu şehirde mermerbir havuz inşa eden Sarkis Balyan, ilk eseri kabul edilen bu havuzsayesinde padişahın dikkatini çekmeyi başardı.

Mimarlığın dışında kimya, mekanik, resim ve müzikle deilgilendi, 1860’da kendisi gibi müzikle ilgilenen Barutçubaşı ArakelSisak Bey Dadyan’ın kızı Makruhi Hanım ile evlendi ve eşiylebirlikte birçok eser besteledi. 1866’da Garabet Amira Balyan’ınvefatının ardından “Hassa Mimarı” tayin edilen Sarkis Bey, SultanAbdülaziz’in sevgisini ve takdirini kazandı ve en önemli eserleriniSultan Abdülaziz’in saltanatyıllarında inşa etti. 1878’dede Sultan II. Abdülhamidtarafından “Ser Mimar-ıDevlet” yani “İmparatorlukBaşmimarı” tayin edilenSarkis Bey, 1882’de ismininbir yolsuzluğakarışmasından dolayıİstanbul’u terk ederekParis’e yerleşti ve ardındantüm mallarına el kondu.Paris’te on yıla yakın birsüre sürgün hayatıyaşadıktan sonra 1888’deaffedildi, el konan tümmülkleri, unvanları ve itibarıiade edilerek İstanbul’adönmesine müsaade çıktı.Bu tarihten sonra herşeyden elini ayağını çeken Sarkis Bey, Kuruçeşme’deki adasındamünzevi bir hayat sürdü, çok nadir de olsa dönemin önde gelensanatçılarını ağırladı ve 1899’daki vefatına değin günlerini müzikve resimle uğraşarak geçirdi.

Galatasaray Kulübü, adayı 2006 yılında ünlü işletmeciMehmet Koçarslan'a kiraladı. İşletmeci, adanın üzerindeki tesislere"Suada" adını verdi...

Suada Club-Galatasaray Adası, enfes boğaz manzarasınasahip benzersiz konumunun yanı sıra: barları, restoranları, olimpikyüzme havuzu ve eşsiz davet mekânları ile İstanbul’un önemliturizm noktalarından biri olmaya devam ediyor...

SuAda Club, bünyesinde deniz ürünleriyle G by Karaf,Gaziantep Mutfağı ile Suda Kebap, İtalyan mutfağındanMezzaluna, dünya mutfağından lezzetleriyle Clementine ve 360restoranı barındırıyor. Farklı mutfaklara ait bu seçkin restoranlardaakşam ve öğle yemeği saatlerinde çok özel lezzetler buluşuyor...

he has has graduated of Architecture in Saint-Barbe College, EcoleCentralena ve Ecolde des Beaux Art, come back to Istanbul in 1855. HEhas joined to Selanik journey wth Sultan Abdülmecid and built up amarble pool there. Through this pool which was his first work, he wasable to attracte the interest of padishah.

He was interested in with chemistry, mechanic, painting and music aswell as architecture. HE has married with Makruhi Hanım, the daughterof Chief Gunpowderer Arakel Sisak Dadyan who interested in with musicin 1860 . He has composed many partition with wife. After the death ofGarabet Amira Balyan in 1866, he has ordained as Architect of Empire andwon his sympathy and admirations and built up his most importantworks in Sultan Abdülaziz’s period. He has ordained as “head Architect ofthe Empire” in 1878 by Sultan II. Abdülhamit, but for his name called into acorruption, he has left Istanbul and settled into Paris, after then his allproperty was confiscated. After he lived an exile life in Paris almost 10years, he has forgiven in 1888, all his properties, his titles and reputations

were returned and he was permitted to return to Istanbul. Sarkis Beywho renounced everything after this date, has had a solitary life in hisisland at Kuruçeşme. He has guested the mainly artists of the term andoccupied with music and painting untill his death in 1899.

Galatasaray Sport Club hired the Galatasaray Island to MehmetKoçarslan who is a famous manager in 2006. The Manager named thefacilites on the Island as Suada…

Suada Club-Galatasaray Island, still keeps to be one of the mostimportant tourism places with unique party venues, Olympic swimmingpool, bars and restaurants besides it’s location with beautiful Bosporusview…

Suada Club, holds various restaurants which are G by Karaf withsea food specialities, Suda Kebap with kebaps, Mezzaluna the Italianrestaurant, and Clementine and 360 Istanbul with their specials fromworld cuisine. At lunch and dinner times, very special tastes cometogether in these topline restaurants which belongs to different cuisine…

130

Page 131: Welcome Dergi 05

Adres: Valikonağı Cad. Zafer Sok. 29/1 Nişantaşı-IstanbulTel: 0212-248 51 27, 246 74 04, 246 59 60Faks: 0212-234 2244 www.cantur.com.tr www.semiramis1.come-mail: [email protected] - e-mail : [email protected]

Boğaz’ın keyfİnİ çıkarın

Boğaz’ın en iyi servisini veren 200 kişilikyatımız Semiramis 1 ile hayatın tadına varın

Page 132: Welcome Dergi 05

Facebook’ta depresiftakılmak iş yapmıyor!

Behaving deppresively inFacebook is of no use!

DUYGU HOLATtwitter.com/duyguholat SOCIAL MEDIA STRATEGIST

0ebook kullanıcıları olarak sıradan bir günün yarısından belki dahaçoğunu Facebook’a giriş yapmış bir şekilde geçiriyoruz. Ne yaparsakyapalım, ara ara Facebook’u kontrol eder haldeyiz. DolayısıylaFacebook kullanıcılarının hangi içeriklere karşı nasıl davranışlarsergilediklerini hepimiz az çok biliyoruz.

Facebook kullanıcıları pozitif içerikleri daha çok seviyor.Mashable, Facebook ve Arbitron istatistiklerine dayanarak bu konu

ile ilgili bir infografik yayınladı. İnfografiğe göre Facebookkullanıcılarının pozitif içerikleri, negatif içeriklerden daha çok sevdiğinet bir şekilde ortaya konulmuş. Buradan anlayacağınız dünyanın enbüyük sosyal ağı olan Facebook’ta bilemalesef depresyon ve mutsuzluk işyapmıyor.

Pozitif durum güncellemeleri daha çokbeğeni aldığı gibi, negatif durumgüncellemeleri ise daha çok yorumalıyormuş. Güzel haberler beğeni toplarken,kötü haberler kullanıcılarda merakuyandırıyor belli ki.

Popüler Facebook kullanıcılarının sırrı ise,daha “uzun durum güncellemeleri” yazmak,seks hakkında konuşmak ve dini kelimelerkullanmak gibi ilgi çekici eylemlerdenoluşuyor. İnsanları şaşırtmak her zaman işeyaradı, yarayacak.

Daha az popüler olan kullanıcıların ise,olumsuz ve duygusal iletiler ile kendisi veailesi hakkında yazılar yazdığı ortaya çıkmış. Normal bir kullanıcınıngünlük hayatında yaşadıkları pek ilgi çekmiyor anlaşılan.

Paylaşım saatlerine gelince, Facebook kullanıcılarının durumgüncellemelerinin sabah saatlerinde daha pozitif olduğu ve güniçerisinde saatler geçtikçe olumsuzlaştığı görülüyor. Güne iyi başlayıp,aynı şekilde devam ettirememe konusunda yalnız değiliz demek ki.

İnfografikten ulaştığımız diğer verilere göre, Facebook’ta 800milyon’dan fazla aktif kullanıcı bulunuyor ve bu kullanıcıların ortalama130 arkadaşı bulunuyormuş. Bir kullanıcının ortalama sayfa beğenmesayısı ise 80 olarak belirlenmiş.

We, the Facebook users, spend more than half of an ordi-nary day entering Facebook. Whatever we do, we check outFacebook now and then. For this reason, we know more orless what kind of behaviour Facebook users display to-wards certain contents.

Facebook users like positive contents more...Mashable has published a related infographic based on

the statistics of Facebook and Arbitron. According to the in-fographic, it was clearly shown that facebook users likedpositive contents rather

than the negative ones. From this, wecan conclude that depression and unhappi-ness in Facebook, the largest social net-work of the world, are of no use!

Positive situation updates are likedmore whereas negative ones got highernumber of comments. It is clear that goodnews are liked, and the bad ones arearoused the curiosity of

the users...The secret of the popular Facebook

users is writing longer situation updates,talking about sex and using religiouswords.

It was revealed that less popularusers sent negative and affective mailsand wrote about themselves and their

families. It is clear that what an ordinary user lives in hislife doesn't attract

attention very much. If we talk about the share hours; it isseen that the situation updates of the facebook users aremore positive in the morning and become more

negative towards the end of the day. We are not alone innot being able to end the day in a positive mood.

According to other data we got from the infographic,there are more than 800 million active users of Facebook,and each user has 130 friends approximately. The ap-proximate number of page determination for each useris given as 80.

132

Page 133: Welcome Dergi 05
Page 134: Welcome Dergi 05

134

publishing houseyayınevi

We made an interview about publish-ing market with Mr.Ozgur Dogan whois Sales and Product Delivery Directorof Okuyan Us Publishing House.

KEMAL KIRAR [email protected]

FOTOĞRAF/ PHOTO: EYLEM OLAŞ

Okuyan Us Yayınevi Satış-ÜrünDağıtım Müdürü Özgür Doğan'la

-yayıncılık piyasası üzerine- birsöyleşi yaptık...

SATIŞ İÇİN HEDEFLERİM VAR!I've got great goals for the future sales!...

Page 135: Welcome Dergi 05

35

“Okuyan Uslanmaz!” mottosuyla tanıdığımızOkuyan Us Yayınevi’nin satış pazarlama müdürüÖzgür Doğan ile bir söyleşi yaptık… Özgür Doğan,her sorumuza kısa, özlü ve dürüst bir cevap verdi…“Satış için hedeflerim var ama bunların röportajlardayayımlanması ne kadar doğru olur; çünkü bu piyasabirbirinden kopya çeker!”

Okuyan Us Yayınevi'nin Satış Müdürügörevindesiniz... İlk sorumuz şu olsun: Satış-pazarlamada sizi en çok meşgul edendurum nedir?Okuyan Us Yayınlarının satış pazarlama bölümündetek başıma olmam nedeniyle özellikle yeni birkitabımız çıktığında sipariş toplama, faturalandırmave teslimatı en yoğun olduğum zamanlar…

Satış-pazarlama ağınızla ilgili bize bilgi verir misiniz?Okuyan Us yayınları olarak Anadolu’daki birçokkitabevi, dağıtım firması ve kurumsal perakendelerledirekt olarak çalışmaktayız.

Kaç yıldır bu görevdesiniz? Okuyan Us'ta ne kadar oldu?12 yıldır bu görevi yapıyorum; Okuyan UsYayınlarında da 9. yılıma girmek için günsayıyorum…

Gününüz sadece kitaplarla geçiyor... Nasıl bir duygudur bu?Kitaplarla uğraşmak güzel; ama özelliklesektörümüzdeki insanlarla uğraşmak belli başlısorulardan biri!

Cağaloğlu bu işin hâlâ kalbi sayılır… Orada bir hayli vakit geçiriyorsunuz… Bize oradaki atmosferi anlatabilir misiniz? Belirttiğiniz gibi Cağaloğlu bu işin kalbidir; ama yinebilindiği üzere, Babıâli’de lağım tersten akar?! Her nekadar Cağaloğlu piyasası ve insanlarının günü

You work for the Okuyan US publishing House as the salesmanager... Let our first question to be this: What is the mostoccupying situation in selling-marketing?Since I work alone in the selling-marketing department of thepublishing house, I'm very busy with gathering the orders,billing and delivery especially when we are publishing a new book.Can you give us information about the selling-marketingnetwork?As Okuyan Us, we work directly with many bookstores, deliveryfirms and intitutional retailers in Anatolia.How many years have you been working as a salesmanager? How long have you been in Okuyan Us?I have been working as a sales manager for 12 years; I'm aboutto complete my 9th year in Okuyan Us Publications.You spend your day with the books only... What kind of afeeling is this?Struggling with the books is nice; but struggling with thepeople in this sector is one of the main questions!Cağaloğlu is still accepted as the heart of publishingbusiness... You pass most of your time in Cağaloğlu... Canyou tell us about the atmosphere there?As you have stated Cağaloğlu is the heart of this business; butas it is known, sewer flows in the opposite direction in Bab-ı Ali!Although Cağaloğlu market and the peoplethere are capricious, a bookseller who is trained in Cağaloğludoes his job as if he were the owner of the business and acts inthe same way in another course of the business consciously orunconsciously. You work in accordance with what you feel inthe business. It can be atmosphere, stratosphere, outer space.There is no gravity there; you need to have glue under your feetin order to keep standing! The atmosphere there can bedescribed as : Vezir from Alfa, Murat from Artı, Zafer from Sayın,Elçin and Tuğba... Hasan, Hüseyin,Hülya, Ömer and Umut from Araf.There is a bunch of three questions now: Why do you likeOkuyan Us? Why dou you continue working in thispublishing house? What do you like in Okuyan Us?

Page 136: Welcome Dergi 05

gününü tutmasa da orada yetişmiş bir kitapçı işine kendiişiymişçesine sahip çıkar ve bu durum, bilinçli veya bilinçsiz olarakgittiğimiz başka bir mecrada da aynı olur. Orada ne hissediyorsanızaynı şekilde çalışmanızı sağlar. Atmosfer, stratosfer, uzay olabilir…Orada yer çekimi yoktur; ayakta kalabilmeniz için ayağınızın altındazamk olması gerekir! Oradaki atmosfer kısacası şöyle anlatılabilir:Alfa’dan Vezir, Artı’dan Murat, Sayın’dan Zafer, Paraf’tan Elçin veTuba… Hasan, Hüseyin, Hülya, Ömer ve bir de UMUT…

Üçlü bir soru demeti var şimdi de: Okuyan Us'u nedenseviyorsunuz? Burada neden çalışmaya devam ediyorsunuz? Nehoşuna gidiyor burada?Her başlangıcın bir sonu vardır. Benim de kendime göre ideallerimvar. Bunları gerçekleştirmek için belki bir gün Okuyan Us’tanayrılacağım…

Kitabın bu kadar içerisinde bir iş yaparken kitapla ilişkiniz nasıldır?Ne tür kitapları sever, ne sıklıkta okursunuz?Psikoloji, fantastik ve siyasi kitaplara karşı ilgim var. Şu an okuduğumkitap ise Yalan Söylediğimi Nasıl Anladınız?

Every beginning has an end. I have my ideals. Maybe Iwill depart from Okuyan Us one day to realize myideals.What kind of a relation do you have with the booksbeing a person who works with the books? Whatkind of books do you like and how often do youread books?I'm interested in pschological, fantastic and politicalbooks. The book which I'm reading at present is "YalanSöylediğimi Nasıl Anladınız" (How Did You UnderstandThat I Had Lied).If you were the only person responsible for thepublishing program of the publishing house, whatkind of books you would have chosen to bepublished?Because I'm interested in fantastic and political books,I would do my best in order to have these kinds ofbooks published...What are your goals. ideals for selling?I have goals for selling, but I think talking about them

136

Page 137: Welcome Dergi 05

Yayınevinin yayın programı sadece siz teslim edilseydi netür kitaplara yer verirdiniz?Fantastik, siyasi kitaplara ilgim olduğundan bu tarz kitaplarınbasılması konusunda elimden geleni yapardım…

Satış için nasıl hedefleriniz, idealleriniz var?Satış için hedeflerim var ama bunların röportajlardayayımlanması ne kadar doğru olur; çünkü bu piyasabirbirinden kopya çeker!

Kitap sektörünün geleceğiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?Yayınevleri, Yayıncılar Birliği güzel çalışmalar içerisinegirerlerse daha güzel olacak…

Kitabı nesne olarak seviyor musunuz? Yani bir günkitapların hepsi elektronik olursa ne hissedersiniz?Kitapların kokusu, biçimi vs. yaşatılmaya devam edilmelimi? Bu konuda ne düşünüyorsunuz?Gerçekten çok üzülürüm! Onu taşıması, satar-satmaz demesi

ve hatta iadesinin gelmesi bileçok farklı, çok güzel duygu.

Bu kısa sohbet vesamimiyetlesunduğunuz bilgileriçin çok teşekkürederiz!...

Ben de çok teşekkürederim!...

in this interview will be wrongbecause this market copies eachother!What do you think about thefuture of the sector?The future of the sector will benicer if the publishing houses andthe Publishers Association workharder...Do you like books as objects?What would you feel if one dayall the books became electronic?Should the scent, form etc. ofthe books kept alive? What douthink about this subject?I will really feel sorry if thishappens! Carrying the book,guessing that it will sell or not andeven its return are very differentand nice feelings.I thank you a lot for this shortchat and the information youhave given sincerely!...I thank you!...

137

Page 138: Welcome Dergi 05

Cem Mumcu, Türk Edebiyatının bu ilk ve enuzun soluklu yolculuğunda, “dünya durdukçaduracak” masallar anlatıyor. Şimdiye kadaryazılmış olanları aralıksız bir okuma deneyimiiçin bu kitapta bir araya getirdik. Bu özel baskı,1001 masaldan oluşacak olan eserin ilk 139masalını içeriyor.

İnsanı sarsan “gerçekler”; kelimelerinkifayetsiz kaldığı “aşklar”; sarıp sarmalayan“düşler”… Ve belki de en mühimi, etin kemiğinde ötesinde içimize üflenen “ruhlar” var buhikâyelerde.

Yaşamın ve ölümün, deliliğin ve aklın,nefretin ve aşkın, acının ve zevkin sarkacındasavrulanların izini sürüyoruz. Yazar, insanıinsan yapan ne varsa mercek altına alırken;insanı insanlıktan çıkaran tüm duyguların damaskelerini cesaretle düşürüyor birer birer.

Cem Mumcu, insanın binbir halinikalemiyle kâğıda yontmaya devam edecek.

1001 insan masalı ya tamamlanamazsadiye soranlara yazarın yanıtı şu:

“Hayatın kendisi de böyle.Tamamlayabilirim, yarıda kalabilir,delirebilirim, bunayabilirim. Hatta 1000 taneyazıp 1001.sini yazmadan ölebilirim. Buyüzden Binbir İnsan Masalları bana, hayatımabenziyor. İstiyorum ama olmayabilir… Şu andaistemeye devam ediyorum.”

OKUMAYA DEĞERREADABLE BOOKS

Binbir İnsanMasalları 1-139

Kapak Tasarımı: Ebru Demetgül

Cilt: Sert Kapak

Sayfa Sayısı: 472

ISBN: 978-605-4054-94-7

Barkod: 9786054054947

Fiyat: 28 TL

138

MURAT KAYNAK

Page 139: Welcome Dergi 05

Rollo May, kitabına bir tespitle başlıyor:“İçinde yaşadığımız çağda birparadoksla karşı karşıyayız. Radyo,televizyon ve uydulardan âdetabardaktan boşanırcasına yağan bilgininhiç bu kadarını görmemiş, kendivarlığımıza dair hiç bu kadar büyük biriçsel belirsizlik yaşamamıştık. Nesnelhakikat arttıkça, içsel netliğimiz de okadar azalmakta.”Varoluşumuza ilişkin algımızınkarmaşıklaştığı bu çağda, ona nasılulaşacak, anlamını nasıl kavrayacağız?Hümanist psikiyatrinin öncüisimlerinden Rollo May, dikkat çektiği

tehlikenin, tam tersini, var olmayı ön plana çıkardığına inanıyor veekliyor: “İnsan denilen yaratıklar hâlâ merak eden, bir sonatlakendinden geçen, sembolleri bir araya getirip şiirler oluşturarakyüreklemizi neşelendiren, büyük bir hayranlık ve huşuylagündoğumunu seyreden bireylerdir. Tüm bunlar var olmanınbelirtisi ve okuyacağınız sayfalardaki savların da temelidir.”Varoluşun Keşfi, kaosun içinde yitirdiğimiz ve her zamankindençok ihtiyaç duyduğumuz varlığımıza ulaşmada yol gösteren,bilimsel, anlaşılır ve zekâ ürünü bir kitap.

139

VaroluşunKeşfi

Dünyaca ünlü psikanalist Rollo May bukitabında, kayıtsızlığın hakim olduğuşizoid dünyamızda, içi boşaltıpanlamsızlaştırılan bu iki kavramı; aşk veiradenin gerçek anlamlarını,kaynaklarını ve birbiriyle ilişkisini ortayakoyuyor. “Günümüzde aşk ve iradeyedair en çarpıcı nokta, geçmişteyaşamın çıkmazlarına bir çözüm olarakgörülmelerine karşın, bu kavramlarınşimdi bizzat sorun haline gelmişolmalarıdır. Geçmişte kendimiziyönlendirdiğimiz eski mitler vesimgeler yok artık; kaygı kol gezmekteve biz, birbirimize sıkıca sarılıp,

hissettiklerimizin aşk olduğuna kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz.İrademizi kullanmıyoruz çünkü bir şeyi veya kişiyi seçersekdiğerini kaybedeceğimizden korkuyoruz ve kendimizi şansımızıdeneyemeyecek kadar güvensiz hissediyoruz. Birey içe dönmeyezorlanmaktadır; kimlik sorununun yeni bir biçimine saplanıpkalmıştır: Kim-olduğumu-bilsem-bile-bir-önemim-yok.”“Dr. May hepimizin hayatını değiştirebilecek bir yoğunluk ve zekasunuyor. Aşk ve İrade insani mirasımızı ve potansiyelimiziinceleme, onları bağrına basma cesaretine sahip olanlarıninceleyeceği ve bağırlarına basacağı bir kitap.”

Aşk veİrade

İlgiyle takip edilenPsikolog/Psikiyatrlarımızın sonkitabı Kişi Olmaya Dair, Carl R.Rogers’ın en değerli kitaplarındanbiri olmakla beraber, psikoloji vepsikiyatri dünyasına hâkimolmayan sokaktaki insanınkendini ve hayatı çözmesineyardımcı olur.

“Yaşamın amacı nedir?”sorusuna Rogers, “İnsanıngerçekten de olduğu kişi olması”ifadesiyle cevap verir.

Kişi Olmaya Dair‘de, Rogers’ınbaşkalarını ve kendini duymaya

çabalayan sıcak, coşkulu, güvenli, ilgi dolu sesiylekarşılaşırız. Bu dikkat dolu dinleyiş, hem bireylere hem deo muazzam soruya, yani kişi olmanın anlamına hizmeteder. Yayıncılıkta milyon rakamı ender görülen bir sayıdır.Oysa bu kitap milyonlarca satmıştır ve Rogers’ın dünyaçapında bir ün kazanmasına neden olmuştur. Çünkü o,inandığı kuramları sadece terapistlere değil, sokaktakiherkese anlatabilmeyi amaçlamıştır.

Kişi Olmaya dair

Özgür olmak ve insan olmakeşanlamlıdır. Dereler akabilmek için biryatağa, ruhlar özgürlüğü yaşamak içinkadere ihtiyaç duyar. Rollo May’e göreher iyi terapi, kişinin özgürlük yaşantısınıarttırmak için kaderin farkındalığınıarttırma yöntemidir. Rollo May,Özgürlük ve Kader’de insanlık tarihiboyunca varolmuş yaşam biçimlerini,inanışları, politikaları, korkuları vearzuları inceleyerek ve bizi adım adımterapi seanslarına konuk ederek,özgürlük ve kader hakkında aslında hiçbir fikrimizin olmadığını gösteriyor. Aşkı,öfkeyi, bağlılığı ve bağımsızlığı yaşamayı

baştan öğretiyor. Rollo May, terapi odasındaki gerçek karakterlerlebirlikte, özgürlüğü doğru yaşamanın ve kaderi doğru anlamanınhayatı baştan aşağı değiştirebileceğini defalarca kanıtlıyor. “Özgürlükcanlılığını kadere ve kader de önemini özgürlüğe borçludur.Yetilerimiz, becerilerimiz, ölümle, hastalıkla ya da üzerindedenetimimiz bulunmayan sayısız diğer olguyla herhangi bir andageri alınabilir. Özgürlük yaşamımız için esastır ama aynı zamandaen güvenilmez olandır.”

Özgürlükve kader

Page 140: Welcome Dergi 05

hobbyhobi

"Ataman KlasikOtomobil Müzesi"

mimarı Ayhan Geveli,bir klasik otomobil

âşığı... Yıllardır klasikotomobil ve

motosiklet topluyor...Ayrıca, kendisini klasik

otomobil rallilerindegörmek de mümkün...

Founder of "AtamanClassical Automobil

Museum" Ayhan Geveliis a fan of classical

automobil… He collectsclassical automobiles

and motorbikes formany years… And also

you could see him atclassical automotive

rallies…

1950’li-‘60’lı Yıllarda Hissedin

Kendinizi!Feel yourself in 1950s – 60s!

OĞUZ ADIYAMAN FOTOĞRAF/PHOTO: EYLEM OLAŞ

140

Page 141: Welcome Dergi 05

Yaklaşık 2000 m² arsa üzerine betonarme ve çelikkonstrüksiyon kullanılarak inşa edilen müzede şu aniçin 60’ın üstünde araç sergilenmekte. Müzetasarlanırken ellili ve altmışlı yılların klasik otomobillerive bu dönemdeki yaşam biçiminden yola çıkılarakçağdaş bir mekân ile klasiklerin bir araya gelebileceğibir çizgi yaratıldı. Koleksiyondaki en yaslı araç 1926model “Ford”, en genci ise 1975 model “BMW”…Klasik otomobil müzesi oluşturma fikri nasıl ortaya çıktı?

Klasik Otomobil Kulübü kurucu üyelerindenim;klasik otomobil koleksiyoncusu olan ve 35 civarında daklasik otonun sahibi Vural Ataman’a müze yapmafikrini önerdim. Vural Bey bu fikre sıcak baktı ve estetikmimari anlayışıma uygun olarak 35 yılın emeği olanbu koleksiyonu 2000 yılında müze olarak faaliyetegeçirdik. Müzenin yapım aşamasında birçok müzegezdik ve klasik otomobillere en güzel sakilde evsahipliği yapacak yeri tasarladık.Dışarıdan bakıldığında oldukça sade bir görünümüolan müze, içine girdiğimizde bizi bir hayli şaşırttıdoğrusu!… Neden?

İçeriye girdiğinizde âdeta zaman tüneline girmişgibi oluyorsunuz, doğru… Bu planlı bir konsepttir.Ziyaretçilerimizi bir anda ’50’li-‘60’lı yıllaragötürebilmeyi tasarladık… İçeride bulunan ürünleregöre dizayn etme gayretinde olduk…

Müzemizde yalnızca otomobilleri değil, aynızamanda değişik dönemlere ait motosikletleri,

More than 60 vehicles are being exhibited in the museum thatwas built on a building plot of 2000 meter squares and it was builtusing reinforced concrete and steel constructions. While design-ing the museum, we set out from the classic automobiles and thelife style of the fifties and the sixties in order to create a conceptwhich brings a contemporary place and the classic automobilestogether. The oldest vehicle in the collection is a 1926 model "Ford"and the youngest one is a 1975 model "BMW".How did the idea of founding a classic automobile museumcome out?I'm one of the founding members of the Classic Automobile com-mittee. I told Vural Ataman, who is a classic automobile collectorand owner of about 35 classic automobiles, about the idea offounding a museum. He was interested in the idea, and in 2000, werealized this collection -work of 35 years- with my aesthetic ar-chitectural perceptiveness. At the construction phase, we visitedmany museums and designed a place that would host the classicautomobiles perfectly.The museum, that is quite plain externally, astonished us verymuch when we entered. Why? You feel as though you are in a time tunnel in the museum. You are

OĞUZADIYAMAN

AYHANGEVELİ

141

Page 142: Welcome Dergi 05

right... This is a planned concept. We planned to take our visitors to the fiftiesand the sixties in a minute... We tried to design the museum in harmony withthe products inside.We don't exhibit only automabiles but also motorcycles, small lorries, tractorsand turbines of different periods. As you see oil pumps, automatic record play-ers, tilt machines, cola and chocolate machines, the safe and the game ma-

chines etc. take our visitors back to the fifties. At the same time, theycreate a harmony with the neon ad panels (which play an impor-

tant role in the illumination of the place), the collection of thehubcaps and gigantic ad panels... There are also informa-

tion panels, plates and specially designed convex mir-rors which make it possible to see both the front and

the rear of the automobiles. In the middle of the firstsection where we exhibit American classic auto-mobiles, we formed a bar division by exactly copy-ing the fast food restaurants (which are called

"diners" ) in the fifties and the sixties in America.You can also

see the collection of model automobiles at the backpart of this section. In addition, the way the automobiles

are parked gives the visitors the impression that they had abreak at an establishment on the road.

Let's place a small advertisement band here; you can organizeall your meetings, private meals, cocktails and birthday parties, and any organ-ization you can think of, in this place; which resists time with its building, deco-ration, living automobiles, and which you can visit with the company of theentertaining music of the fifties and the sixties, getting an elite catering serv-ice!...THE MUSEUM IS OPEN ONLY ON SATURDAY BETWEEN 11:00-18:00 ENTRANCE FEE: 5TLWhat are there in the museum?Automobiles and Lorries: 1926 Ford Model T , 1931 Ford V8 Convertible w/Rum-ble Seat, 1937 Ford 4 Door Sedan , 1939 Ford V8 Convertible w/Rumble Seat,1939 Mercedes Benz 4 door Sedan, 1946 Ford Super de Luxe Tudor, 1947 Ford V8Fire Truck itfaiye aracı, 1948 Oldsmobile Dynamic Sixty Six Convertible, 1949Chevy Thriftmaster 3100 Truck 6, 1959 MG TD l1952 Willys Jeep M38A, 1953Volkswagen Betle, 1954 Chevrolet Corvette "Blue Flame", 1954 Jaguar XK 120,

142

kamyonetleri, traktörleri ve buharlı motorları da sergiledik.Gördüğünüz gibi, kapıdan girildiği andan itibaren mekânındört bir tarafında her biri ayrı birer klasik olan benzinpompaları, otomatik pikap, tilt makinesi, kola ve çikolatamakineleri yanında kasa, kollu oyun makineleri vb.ziyaretçilerimizi tekrar ellili yıllara taşıyor. Aynı zamanda,mekânın aydınlatmasında da önemli roloynayan neon reklam panoları, jantkapağı koleksiyonu ve dev reklampanoları ile beraber bir ahenkoluşturuyor… Klasik otomobillerinarkasındaki duvarlarda o araba ileilgili belgeler, bilgiler, plaketler vearabanın ön ve arkasınıngörülebilmesi için özel imaledilmiş dışbükey (balıkgözü)aynalar da bulunuyor. Amerikanklasiklerini sergilemek için kullanılanbirinci bölümün ortasına, ‘50 ve ‘60’lıyılların Amerikasında “diner” denilenfastfood restoranlarının kopyasını bire birolarak dizayn ederek bir bar bölümü oluşturduk. Yineaynı bölümün arkasındaki maket otomobil koleksiyonunuda görebilirsiniz... Araçların park edilme şekli de ziyaretçileremüzede olduklarını unutturup sanki yol kenarındaki birtesiste mola verdikleri hissine kapılmalarını sağlamaktadır.

Bu arada minik bir reklam kuşağı atalım araya: Binası,dekorasyonu ve barındırdığı koleksiyonu ile zamana karşıdirenen, yaşayan otomobillerin sergilendiği, dönemineğlenceli müzikleri eşliğinde gezilebilen bu mekândatoplantılarınızı, özel yemeklerinizi, kokteyllerinizi, doğumgünü partilerinizi ve aklınıza gelecek her türlüorganizasyonu beş yıldızlı catering servisleri eşliğindegerçekleştirebilirsiniz!…

Page 143: Welcome Dergi 05

1954 Jaguar XK 120 Rally, 1954 Triumph TR2, 1955 Buick Road-master, 1955 Cadillac Coupè de Ville, 1955 Chevrolet Coupè,1955 Ford Thunderbird, 1955 Mercedes Benz 300 SL "Guilwing",1956 Ford Thunderbird, 1957 Chevrolet 4 Door Sedan, 1958Cadillac Eldorado "Biarritz", 1958 Facel Vega "Typhoon", 1959Porsche 356 B, 1959 Chevrolet Impala, 1960 Cadillac SeriesSixty Two Convertible, 1960 Rolls Royce Silver Cloud II V8, 1960Triumph TR3, 1962 Mercedes Benz 190 SL Convertible, 1963Jaguar XKE Roadstar, 1964 Ford Mustang 289 V8 Convertible,1964 Chevrolet Impala SS 283V8 Convertible, 1964 LincolnContinental Convertible, 1964 Triumph TR4 A, 1965 AustinHealey 3000 Mark 3 "Gold Anniversary", 1965 Chevrolet ImpalaSS 327V8 Convertible, 1966 Chevrolet Corvette Sting Ray, 1966Dodge Coronet 500 V8 Convertible, 1966 Triumph TR6 Road-star, 1967 Mercedes Benz 280 SL Convertible, 1972 MercedesBenz 3.5 8 cyl 4 Door Sedan, 1996 Maral Convertible. Motorcycles: 1938 BMW l10-951 DKW, 1954 BMW Sidecar, 1954Zundapp, 1962 Matchless, 1972 Hercules. Tractors: 1946 Allis Chalmers Traktör. Turbines: Power Turbine National, Power Turbine Ruston 4Y,Power Turbine Ruston6X

MÜZE SADECE CUMARTESİ GÜNLERİSAAT 11.00 İLE 18.00 ARASI AÇIKGiriş: 5 TLMüzede neler var?

Otomobil ve kamyonlar: 1926 Ford Model T , 1931 FordV8 Convertible w/Rumble Seat, 1937 Ford 4 Door Sedan ,1939 Ford V8 Convertible w/Rumble Seat, 1939 MercedesBenz 4 door Sedan, 1946 Ford Super de Luxe Tudor, 1947Ford V8 Fire Truck itfaiye aracı, 1948 Oldsmobile DynamicSixty Six Convertible, 1949 Chevy Thriftmaster 3100 Truck 6,1959 MG TD l1952 Willys Jeep M38A, 1953 VolkswagenBetle, 1954 Chevrolet Corvette "Blue Flame", 1954 Jaguar XK120, 1954 Jaguar XK 120 Rally, 1954 Triumph TR2, 1955Buick Roadmaster, 1955 Cadillac Coupè de Ville, 1955Chevrolet Coupè, 1955 Ford Thunderbird, 1955 MercedesBenz 300 SL "Guilwing", 1956 Ford Thunderbird, 1957Chevrolet 4 Door Sedan, 1958 Cadillac Eldorado "Biarritz",1958 Facel Vega "Typhoon", 1959 Porsche 356 B, 1959Chevrolet Impala, 1960 Cadillac Series Sixty TwoConvertible, 1960 Rolls Royce Silver Cloud II V8, 1960Triumph TR3, 1962 Mercedes Benz 190 SL Convertible, 1963Jaguar XKE Roadstar, 1964 Ford Mustang 289 V8Convertible, 1964 Chevrolet Impala SS 283V8 Convertible,1964 Lincoln Continental Convertible, 1964 Triumph TR4 A,1965 Austin Healey 3000 Mark 3 "Gold Anniversary", 1965Chevrolet Impala SS 327V8 Convertible, 1966 ChevroletCorvette Sting Ray, 1966 Dodge Coronet 500 V8Convertible, 1966 Triumph TR6 Roadstar, 1967 MercedesBenz 280 SL Convertible, 1972 Mercedes Benz 3.5 8 cyl 4Door Sedan, 1996 Maral Convertible.

Motosikletler: 1938 BMW l10-951 DKW, 1954 BMWSidecar, 1954 Zundapp, 1962 Matchless, 1972 Hercules.

Traktörler: 1946 Allis Chalmers Traktör. Türbinler: Power Turbine National, Power Turbine Ruston

4Y, Power Turbine Ruston6X

143

Page 144: Welcome Dergi 05

AUTOOTOMOBİL

OĞUZ ADIYAMAN [email protected]

144

Kış lastiğini en çok İstanbulve Ankara kullanıyorIstanbul and Ankara use the winter tire most

Yolcu ve yük taşıyan araçlara getirilen kışlastiği zorunluluğu hakkında açıklamayapan Türk Pirelli CEO’su Mete Ekin, “TürkPirelli olarak yönetmeliği destekliyoruz. Buyönetmeliği desteklememizdeki en önemlisebep; kış lastiklerinin güvenliğimiz açısın-dan büyük önem taşıyor olması” diye ko-nuştu. Ulaştırma Denizcilik ve HaberleşmeBakanlığı'nın "Araçların Yüklenmesine İlişkinÖlçü ve Usuller ile Tartı ve Boyut, ÖlçümToleransları" başlıklı yönetmelik ile, yolcuve yük taşıyan araçlara kış lastiği zorunlu-luğu getirildi. Türkiye’de trafikte bulunan 16milyon aracın yaklaşık 5 milyonunu ilgilen-

diren yönetmeliğe göre, kış lastiği takma-yan yolcu ve yük taşıyan araçlara 500 liraceza kesilecek. Türk Pirelli olarak, Yönet-meliği destediklerini belirten Türk PirelliCeo’su Mete Ekin, “TÜİK’in açıklamalarınagöre her yıl ıslak, karlı ve buzlu zemindeyaklaşık 16 bin adet kaza meydana geliyor.Bu yönetmelikle birlikte, kış lastik bilincindeartış yaşanmaya başladı. +7 derecenin al-tındaki hava koşullarında özellikle ıslak ze-minde yol güvenliğinin başlıca şartlarındanbiri kış lastiği. Biz Pirelli olarak, bu ürün gru-bunu soğuk hava lastikleri olarak adlandırı-yoruz” diye konuştu.

The CEO of the Turkish Pirelli Group, Mete Ekin, who tal-ked about the necessity of winter tire put to vehiclescarrying travelers and loadssaid, “We support the regu-lations as Türk Pirelli. The most important reason whywe are supporting these regulations is the fact thatwinter tires are very crucial for our security.” An obliga-tion to carry winter tires to vehicles with the regulations“Measurements, Methods, and Weights, Dimensions,and Measurement Tollerances” of the Ministry ofTransportation, Maritime Affairs, and Communications.According to the regulations that concern 5 million ofthe vehicles among 16 million of vehicles, 500 Turkish

Liras will be asked as punishment from the travelerswho do not use winter tires and vehicles carrying loads.The CEO of the Turkish Pirelli, Mete Ekin said that theywere supporting the regulationsas the Turkish Pirelli,“According to the explanations of the Turkish StatisticsInstitute, 16.000 accidents happen on wet, snowy, andicyroads. Together with these regulations, a coscience isformed on winter tires. One of the main conditions forroad security, especially for wet floorsconsists of wintertires for weather conditions under +7 degrees celci-usWe, as Pirelli, we name this group of products as coldweather tires.”

İtalya’nın tercihi SUV modeli Fiat Freemont Türkiye’de Fiat Grubu ve Chrysler Grubu’nun aralarında yaptığı or-taklığın simgesi haline gelen SUV modeli Fiat Freemont,Türkiye’de satışa sunuldu. SUV tasarım ve kullanım özel-liklerinin yanında AWD çekiş sistemi ile kendini gösterenFiat Freemont’un anahtar teslim satış fiyatı, 93 binTL’den başlıyor. Fiat Marka Direktörü Okan Baş, “İtalya’dasenenin en çok tercih edilen SUV modeli Fiat Free-mont’un Türkiye’de de sene sonuna kadar 400 adet sa-tılmasını hedefliyoruz” dedi.

Italy’s Preference is the SUVModel Fiat Freemont in TurkeyThe SUV model became the symbol of the part-nership between the Fiat Group and the ChryslerGroup, thus Fiat Freemont, is now sold in Turkey. Thesell prize of the Fiat Freemont that has shown itselfthrough its AWD traction control system, its design,and usage pecularities starts from 93.000 TurkishLiras. Okan Baş, the director of Fiat said, “We aim tosell 400 SUV model Fiat Freemonts that were themost preferred ones in Italy until the end of theyear.”

Page 145: Welcome Dergi 05

Jeep Wrangler yılın arazi aracı seçildi

Jeep Wrangler was chosen thefield vehicle of the yearTofaş çatısı altında temsil edilen Jeep markasınınmodel yelpazesi içinde yer alan Wrangler, İngil-tere’de 4x4 Dergisi tarafından, “Hardcore” kategori-sinde “Yılın Arazi Aracı” ödülünün sahibi oldu.Oybirliği ile seçilen yarışmada, tüm rakiplerini ge-ride bırakarak ödülü almaya hak kazanan Wrang-ler, özellikle sert arazi şartlarına boyun eğmeyenyapısıyla ön plana çıkıyor. Yılın 4x4 yarışmasınınbu dönem hiç olmadığı kadar mücadeli geçtiğinisöyleyen, 4x4 Dergisi Editörü Nigel Fryatt, “Ancak,Hardcore sınıfında hakemler arasında oybirliğisağlandı ve Jeep Wrangler sınıfında liderliği eldeetti” diye konuştu. “Her yere git ve her şeyi yap”sloganıyla dikkat çeken Jeep Wrangler, çeşitliliközellikleriule tüm dünyada off-road tutkunlarınınbeğenisini kazanıyor.

Wrangler that is among the model choices of Jeep andrepresented by Tofaş, won the “Field Vehichle of the YearAward” by the 4X4 magazine in England under the cate-gory of “Hardcore.” Wrangler that has been chosen thro-ugh a consensus of votes and for defeating its rivals in therace prevails through its structure that copes with hardfield conditions. The editor of the 4x4 magazine, NigelFryatt tells that the race was very competitive this year,and adds, “Only, Hardcore class judges had a consensusand Jeep Wrangler obtained the leadership”. Jeep Wrang-ler attracts the attention with the slogan of “Go everyw-here and do everything” is appreciated by all the off-roadfans.

Starpet’ten, Foursquare kullanıcılarına özel indirimler

From Starpet to Foursquare users Special SalesStarpet, internet üzerinde yürüttüğü çalışmalarınabir yenisini daha ekledi. Starpet İstasyonlarında check-in yapan Foursquarekullanıcıları, Starpet’in özel indirim fırsatlarından yararlanma şansını yakalıyor.Facebook ve Twitter gibi sosyal medya sitelerinde birçok eğlenceli çalış-maya imza atarak, müşterileriyle bir araya gelen Starpet, şimdi de Fours-quare kullanıcılarına Starpet istasyonlarında check-in yapmaları dahilinde,özel indirimler sunuyor.

Starpet, added a new research to those it conducts on the Internet. Fourquare usersthat check-in at Starpet Stations have the chance of having the special sales prizes ofStarpet. Signing many joyful works at social media sites, such as Facebook and Twitter,it encounters clients, and now it offers sales to Foursquare users who check-in at Star-pet stations.

Lastik üreticilerinden Michelin, yaya ve yol güvenliği konusundasürücüleri bilinçlendirmek için yaptığı çalışmalarda, meydana

gelen trafik kazalarının büyük bir kısmının kullanıcı hatalarındankaynaklandığını ve özellikle virajlarda oluşan su birikintilerininsürücüler için büyük tehlike yarattığını ortaya koydu. Miche-lin’in yeni ürünü Primacy3 ile ıslak zeminde güvenliği 3’e kat-ladıklarını ve 120 yıldan uzun süredir lastiklerinde güvenlik veperformansı bir arada sunan Michelin’in Primacy3 ile perfor-mans bütünlüğünü bir kez daha kanıtladığını ifade eden Ser-

tan Akçagöz, “Primacy3 ıslak ve kuru zeminde fren mesafesi,yol tutuşunun yanı sıra, yakıt tüketimi, düşük lastik sesi ile dikkat-

leri çekiyor” dedi.

Michelin’in yeni ürünü Primacy3, üç kat daha güvenli Michelin’snew product Primacy3, three times more secure

Michelin that produces tires showed that many traffic accidents occur due to drivermistakes and the puddles especially at curves constitute a big danger for the drivers inthe studies it conducted for raising awareness among the drivers on pedestrian androad security. Sertan Açıkgöz who declared that Michelin’snew product Primacy3 ledthem to rise the security on the wet roads three times and Michelin caught the totalperformance with the existent security and added, “Primacy3 attracts the attentionthrough the brake distance and roadholding alongside fuel consumption andlow tirenoise.”

145

Page 146: Welcome Dergi 05

TEKNOLOJİTECHNOLOGY NAZ ÇAVUŞOĞLU

146

Android ve 3G, SamsungGalaxy Camera’da buluştuAndroid and 3G met inSamsung Galaxy CameraSamsung Electronics, görsel iletişimçağında yeni bir dönem başlatacak GalaxyCamera'yı, beyaz ve kobalt siyahırenkleriyle Türkiye pazarına sundu. GalaxyCamera, yüksek performanslı fotoğrafözellikleriyle Android™ 4.1 (Jelly Bean) ve3G+ Wi-Fi bağlantılarını bir araya getirerekdünyanın ilk gerçek bağlantılı kamerasınıoluşturuyor. Galaxy Camera, tek bircihazla kullanıcılara her yerde ve herzaman, yüksek kalitede fotoğraf ve videoçekme, izleme, düzenleme ve paylaşmaolanağı sağlayan yeni bir görsel iletişimçağının müjdesini veriyor.

Samsung Electronics offered the GalaxyCamera which will initiate a new era inthe visual communication period in thecolors of white and cobalt black to themarkets of Turkey. Galaxy Camera is thefirst camera with real connectionsthrough its high performancephotography peculiarities and Android™4.1 (Jelly Bean) and 3G+ Wi-Ficonnections. Galaxy Camera announcesthe arrival of a new visualcommunication era which allows to takehigh quality photographs, record andwatch videos, arrange them, and sharethem using a single device everywhereand every time.

Philips’in Ambiglow teknolojilimonitörlerinde 3D oyun keyfi3D Game PlayingJoy in thePhilips’sMonitors withtheAmbiglowtechnologyYenilikçi Philips 3D Giocomonitörler, Ambiglowteknolojisiyle üç boyutlu görüntüdeneyimini bir üst seviyeye taşıyor.Lider teknoloji şirketi ve Philips monitörlerinin üreticisiMMD, Ambiglow teknolojisine sahip yeni modeli PhilipsGioco 278G4 3D ekranı pazara sundu. İzleyeni adeta içinealan gelişmiş üç boyutlu (Philips Gioco 278G4 3D)görüntü sunan monitör, özellikle oyun deneyimini bir üstseviyeye taşıyor.

Lenovo, Microsoft Windows 8 işletim sistemine sahip 'convertible'(dönüştürülebilir) ultrabook ailesinin üyeleri, Lenovo IdeaPad Yogave ThinkPad Twist’i tanıttı. Türkiye'deki tüketiciler tarafındanyaklaşık 1 yıldır büyük bir merakla beklenen Lenovo IdeaPad Yoga,dünyanın ilk çok fonksiyonlu ultrabook'u olarak adlandırılıyor.IdeaPad Yoga'nın yenilikçi menteşesi, 360 derece dönüşe sahipolduğundan, cihazı tek bir hareketle dizüstü bilgisayardan tabletedönüştürmek mümkün. ThinkPad'in Twist modeli, kurumsalhayatta da yeni bir dönem başlatıyor. 12.5 inç genişliğinde, kırılmave çizilmeleri önlemek için magnezyum alaşımlı yapı IPS GorillaGlass dokunmatik ekrana sahip Twist'in bu ekranı dönerek tabletkonumuna getirilebiliyor.

Lenovo presented the new members of the ‘convertible' ultrabook family with the MicrosoftWindows 8 operating system, Lenovo IdeaPad Yoga and ThinkPad Twist. Lenovo IdeaPad Yogawhichconsumers in Turkey had been waiting for about a yearwith a great curiosity is nominated as thefirst multi-functional ultrabook on earth. As the innovative hidge of IdeaPad Yoga has the capacity tomove 360 degrees, it is possible to transfer it into a tablet from a laptop with just one movement.ThinkPad's Twist model initiates also a new era in the institutional life. The structure of 12.5 inchesformed of a mixture of magnesium in order to prevent breaks and scratches has an IPS Gorilla Glasstouch screen; this screen of Twist can be turned into a tablet by being rotated.

Lenovo’nınWindows 8’li

convertible ailesiTürkiye’de

Lenovo’sConvertible Familywith Windows 8isin Turkey

3D game playing joyInnovative Philips 3D Giocomonitors bring the experienceof three dimensional views to ahigher level with

itsAmbiglowtechnology.Theleader technology

company and theproducer of Philips’smonitorsMMD offered

its new model with theAmbiglowtechnology,

Philips Gioco 278G4 3Dscreen to the markets. Thethree dimensional monitorthat seems to take theaudience inside the scene(Philips Gioco 278G4 3D),brings the user, especially thegaming experience to anupper level.

Page 147: Welcome Dergi 05

147

Dünya2012’detabletleriincelediThe worldanalyzedtablets in 2012

2012 yılında arama motoru Google’da yapılan aramalaraWhitney Houston, Gangnam Style, Sandy Kasırgası vetablet bilgisayarlar damgasını vurdu. Google’da her yıl yapılan aramalarda yükselen trendleri kapsayan Zeitgeist’ın 2012sonuçları açıklandı. Dünyada tüketici elektroniği alanında yapılan aramalarda tabletler ilküç sıraya yerleşti. Aramalarda iPad 3 ilk sırada yer alırken, iPad Mini üçüncü sıraya yerleşti.Akıllı telefon Samsung Galaxy S3 ise bu listede ikinci sıraya yerleşti. Dünyada trend olanaramalar arasında ise ilk sırada ani bir şekilde hayatını kaybeden Whitney Houston yer aldı.İkinci sıraya Gangnam Style yerleşirken, üçüncü sıraya Sandy Kasırgası oturdu. Google’ınfarklı kategorilerde belirlediği yükselen arama trendleri listesinde Türkiye’de bu yılFacebook, Youtube ve e-Okul ilk sıralara yerleşti. Türkiye’de en fazla aranan ünlülerlistesinde Hadise ilk sıraya yerleşirken, en çok aranan spor takımları arasında daGalatasaray birinci sıraya yerleşti. Google Zeitgeist 2012 nin en hızlı yükselen seyahatnoktaları aramalarında ise Antalya, Bodrum, Alanya gibi tatil destinasyonları Paris, Mısır,Maldivler, İspanya gibi şehirleri ardında bırakarak üst sıralarda yer aldı.

In 2012, in the Google searches, Whitney Houston, GangnamStyle, Hurricane Sandy and tablets were prominent. The 2012 results of Zeitgeist that involves rising trends in Google searches conducted every yearare announced. Tablets are placed in the first three rankings in the global researches onconsumer electronics. While iPad 3 was the first in the searches, iPad Mini was the third.Intelligent phone Samsung Galaxy S3 was the second in this list. Among the global trendyresearches, Whitney Houston who lost her life suddenly was the first. The second wasGangnamStyle, and the third was Hurricane Sandy. In Google’s search trends in different categories onearth, in Turkey, Facebook, Youtubeand e-Okul [e-School] were in the first rankings.Hadise wasthe first in the list of most sought famous people in Turkey, and Galatasaray was the first in thelist of the most sought sport’s teams. Among Google Zeitgeist 2012’s mostly sought traveldestinations, travel destinations such as Antalya, Bodrum, and Alanyaleft Paris, Egypt, theMaldives, and Spain behind and appeared in the top rankings of the list.

İstanbul trafiğine alternatif sunacak ürünNext&Nextstar’dan To the traffic of Istanbul Thealternative product to the Istanbultraffic is by Next&NextstarNext&Nexstar'ın yeni ürünü “Trafik Bilgi Sistemi”(TBS) ile sürücüler artık trafik yoğunluğuna görealternatif yollar kullanabilecek. Yoğunlukharitasına bakarak, alternatif güzergahbelirleyebilme özelliğine sahip ürün, bilinmeyenyolları tarif edebilmesinin yanı sıra, radyo verisinyalleri kullanarak trafik yoğunluk bilgisininnavigasyon cihazına aktarılmasını da sağlıyor.Türkiye’de ilk kez kullanılan IGO Primo 2.0.1sürücü uyarıları sistemi ve gelişmiş otoyol ekranbilgisi ile kolayca gideceğiniz yere ulaşmanızısağlayacak ürün ile, trafik çilesi yaşayan insanlariçin kurtarıcı olacak gibi gözüküyor.

Drivers can use alternative ways in accordance withthe traffic intensity through the new product ofNext&Nexstar, “TrafficInformation System” (TIS).The product that has the capacity to identify thealternative destinations, looking at the intensitymap, can describe not only unknown ways, but alsocan help the transfer of the traffic intensityknowledge to the navigation tool by using radio datasignals. The tool used in Turkey for the first time,IGOPrimo 2.0.1 seems to be a saver for people whosuffer from the traffic through its driver warningsystem and developed motorway screeninformation.

Page 148: Welcome Dergi 05

148

A.Şerif İzgören is telling… I would go to İzgören and Akın for a meeting. I got in a taxi thinking that Iwould probably be late. The taxi driver was a talkative man… He told, Ilistened. We arrived at İzgören and Akın. Let’s say Bakanlıklar in Ankara…The taximeter cost 9.75 and I gave 10 liras. There are scenes which we alllive now and then… The taxi driver acts as if he was looking for the changeto return and you struggle for not to get off the taxi with one of your feetoutside. Exactly that scene is going to happen. The driver started lookingfor the change. “Keep the change, brother” I told him. He turned towardsme and asked: “Do you have time?” “Yes”, I answered (with one of my feetstill outside the taxi). The traffic is flowing on four lanes. He lighted four ofthe headlights and got off the taxi. He went to the stand where drinks andfood are sold. He talked about something and he returned. He gave me 25krş. It’s obvious that he had the money changed. I asked “If the taximetercost 10.50, not 9.75, would you ask for the 50 krş.?”

“Why would I get the 50 krş., elder brother!Then, why did you go and worked hard for 25 krş.? I had told you to keep

that.”He turned towards me and put his arm at the back of my seat…“Do you have time, elder brother?”“I have”…“Close the door then!”We are face to face with a talkative driver. We talked for five minutes. I

had been educated by professors , in England. English professors couldn’tteach lecturing for weeks what the taxi driver taught me in five minutes.

actualaktüel

A. Şerif İzgören anlatıyor.. İzgören&Akın'a toplantıya gideceğim… Baktım genç kalmaihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. Oanlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara'daBakanlıklar, diyelim… Taksi parası 9,75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım.Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuşgibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda,inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, paraüstü var mı diye aranmaya başladı. Üstü kalsın kardeşim, dedim.Döndü bana doğru "Vaktin var mı ağabey?" dedi. Evet, dedim (tekayağım hâlâ dışarıda)… Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indiaraçtan… Önde bir büfe var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi,bana 25 krş. uzattı. Belli ki para bozdurmuş. Birader, dedim, 9,75değil10,50 yazsa ister miydin 50 krş. benden?

“Ne alacağım ağabey 50 kuruşu!”Peki niye gittin 25 krş. için o kadar uğraştın; üstü kalsın

demiştim. Döndü bana, attı kolunu arkaya…“Vaktin var mı ağabey?”Var…“Çek kapıyı o zaman!”Muhabbetçi bir taksici ile karşı karşıyayız. 5 dk. konuştuk.

İngiltere'de profesöründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O

DÜRÜSTLÜK

ÜZERİNE İLGİNÇ BİR

TAKSİCİHİKÂYESİ

ANINTERESTING

HONESTYSTORY FROM A

TAXI DRIVER

Page 149: Welcome Dergi 05

149

taksicinin 5 dakikada öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca verdikleriderslerde öğretemediler!

“Ağabey biz Keçiören'de 5 kardeşiz. Babam rençperdi benim, günlükyevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün işbulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık. Durumumuz hiç iyiolmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize,‘Durun kalkmayın!’ derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofradakonuşma yapardı.”

Aha, dedim, bizim meslek, seminerci! Ne anlatırdı baban?“Hayatta nasıl başarılı olunur?”O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara

hayatta başarı teknikleri anlatıyor!“Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla

pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp ‘Dürüst olun, evinizeharam lokma sokmayın!’ diye anlatırken, biz de gülerdik. Annemkızardı,”Babanızla alay etmeyin; o, hem dürüst hem de çalışkandır!’ derdi.Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor,ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç birşeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amcamahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkübize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık.Çünkü hediye, para falan hak getire! Ağabey biz babamıkaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki babaiki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler vearaziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?”

Ne bıraktı?“Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı: ‘Evladım işinizi

dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın falan filan…’Ağabey aradan 15 yıl geçti, diğer 2 kardeş cezaevindeler, ne ev kaldı nebirahane. Ailesi dağıldı. Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören’de taksi durağındabirer taksisi var; hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesivar. Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki: ‘Asıl mirası bizimbaba bırakmış!’ Hepimiz ağladık… 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri,taksimetrenin yazmadığı 10 kuruşu evimize sokmadık. Her şeyimiz varAllah'a şükür!”

Çok duygulandım, veda ettim, tam ineceğim…“Dur ağabey, asıl bomba şimdi!” Nedir bomban?“Nerede oturuyoruz biliyor musun? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı

apartmanı biz aldık; 5 kardeş orada oturuyoruz!”Evladınıza ne araba bırakırsınız ne ev ne de başka bir miras. Evlada

sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değerkavramları bırakmışlar.Şerif İZGÖREN'in kitabından alıntıdır…

“We are five brothers, in Keçiören, elder brother. My father was anunskilled construction worker who worked by daily wage; heworked if he could find a job. If he couldn’t find, we would haveunderstood this from the way he came home and from his face. Ourfinancial position was never good. We had our meals on the floor.When we finished our meal, our father would stop us saying “Don’tleave.” We would pray first and then our father would make a speech.

Aha, I said, my profession, giving seminars!“What did your father tell?”“How to be successful in life?”He can not bring money home if he can not work that day, and he

tells his children about the techniques of success in life!“When our father left for the work, our oldest brother would

imitate him wearing socks that had holes and pulling the pockets ofhis trousers out. He then would tell four of us, “be honest and don’tbring your home a forbidden bite!” and we would laugh. Our motherwould get angry and say “don’t make fun of your father; he is bothhonest and hard working!”. There were two brothers in the nexthouse and their father was rich. He was running a beerhouse, but hehad many tricks. He made people gamble, etc. We didn’t have newclothes at all. We would wear their old clothes. When their father was

passing the street, we, five of us would stand upbecause he would give us pocket money! Our fatherdied. The father next door also died in six months. Heleft his children a five-floored apartment building,foreign money and lands. Do you know what ourfather left us?”

“What?”“Grocery debts and his speeches: “Work

honestly my children and don’t get the money youdon’t deserve, etc…” Fifteen years passed. Those two

brothers are in the jail. No house and beerhouse are left. The familyscattered. We, five brothers, have a taxi each of us at the taxi stand, inKeçiören. We all have a family, children and an apartment floor.Recently our oldest brother has gathered us and said: “Our father leftus the real heritage!”. We all cried… We, five of us, didn’t get a 10 krşwhich the taximeter didn’t cost. Thanks God, we own everything!”

I was moved very much by the story, I said goodbye and I was justabout to get off..

“Stop, elder brother, now is the real bomb!”“What is it?”“Do you know where we live? We bought the five-floored

apartment building where those two brothers had lived; we, fivebrothers, are living in that building!”

You leave your child not a car nor a house… and not any otherheritage. You leave your child concepts of value only. Look, both ofthe fathers left their children concepts of value.Quoted from Şerif İzgören’s book…

Page 150: Welcome Dergi 05

150

Atatürk Havalimanı'nda taksi hizmetleri 1960'lı yıllaradayanmaktadır. O yıllarda henüz kurumsallaşmadan, bireysel

olarak taksi hizmetleri verilmeye çalışılıyordu. Resmiyettaşımayan ve kayıtları olmayan bir grup taksici esnafının

çalışmaları 1981 yılına kadar devam etmiştir.

Üç Metrekare KulübeDoğruluk ve adalet düşüncesi içinde hizmeti prensip edinen

bu insanlar, 14 Mayıs 1981’de bir kooperatif çatısı altınatoplanarak ileride Türkiye'nin en büyük taksi durağı olacakyapının temellerini atmıştır. O zamanlar 12 üyesi ile birlikteS.S. 34 numaralı “İstanbul İli Bakırköy İlçesi Yeşilköy Turizm

Taksiciler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi” adıyla tescili yapılanbu kooperatif, o zamanlarda sadece üç metrekare bir demir

kulübe içerisinde hizmet vermeye çalışıyordu.

Hakkaniyet, Dürüstlük ve DostlukHavalimanı Taksi 553 araç, 1875 sürücü ve 76 kooperatif

çalışanı ile bünyesinde bulunan Eğitim ve Konferans Salonu,Lokanta, Sürücü Dinlenme Salonu, Berberhane, 600 kişilik

Cami, Hukuk ve Sağlık Birimleri ile yapısal olarak Türkiye'dekitaksi kooperatifleri içinde ayrı bir konuma sahiptir.

Kooperatifimizin o ilk halini hayal bile edemeyen ilkkuruculara, her birimizin bir vefa borcu olduğu kuşkusuzdur.Bu borcu ödemenin en kestirme yolu ise temeli hakkaniyet,dürüstlük ve dostluk ilkeleriyle atılan bu kurumu sevmemiz,

korumamız, zarar verecek her türlü tavır ve davranışlardankaçınmak olmalıdır, üç metrekare'lik bir demir kulübeden bu

günlere gelindiği unutulmamalıdır!Bizden öncekilerin yaptığı gibi, bir ve beraber olarak kardeşçe

paylaşmayı, dostça kaynaşmayı ve huzur içinde yaşamayıbizden sonraki nesillere iletebilmeliyiz. Kooperatifin tüm

üyeleri ve sürücülerinin hedefi GÖNÜL BİRLİĞİ içerisindedaha ileriye, daha güzele ulaşmaktır…

Atatürk Airport taxi services are based on the1960's. In those years, the taxi services was tryingto provide individually before institutionilized. Theworks of one group of taxi – drivers craftmens, whoare not officialized and registered, has beencontinued until 1981. Three Meter Square CabinOn May 14, 1981, these people who are taking theprinciple of the idea of justice and righteousness inthe service, brought together under the same roofof a co-operative structure and laid the foundationsof the future which will be the largest taxi rank. Atthat time, this cooperative registered with 12members; numbered and named as S.S. 34 -"District of Istanbul Province Bakirkoy YesilkoyTourism Cab drivers Cooperative Motor Carriers",was also trying to serve in a three meters squareiron cabin only. Fairness, Honesty and FriendshipHaving 553 car, 1875 drivers, 76 co-workers andTraining and Conference Saloon, Restaurant,Lounge for Drivers, Barbershop, Mosque for 600people, Law and Health Units, the Airport TaxiCooperative has an different situation than anothertaxi cooperatives in Turkey structurally. Undoubtedly that, each one of us have duty ofloyalty to the first-founders who could neverimagine that first situation of our cooperative. Theshort cut is to absolve that debt is protect and lovethis institution, which based on the principles onhonesty and friendship, should be avoid all kind ofharms, attitudes and behaviors, also it should not beforgotten that coming to these days from a threemeter square iron cabin.As did our predecessors, we can forward fraternalsharing and friendly cohesion to the futuregenerations living in peace together. The goal of allmembers of the cooperative union and drivers is toreach to more beautiful.

Fahrettin CANChairman

Welcome Taksi TAXIİSTANBUL’UN EN BÜYÜK

TAKSİ KOOPERATİFİHAVALİMANI TAKSİ

KOOPERATİFİ

ISTANBUL’S LARGEST TAXI COOPERATIVE:AIRPORT TAXI COOPERATIVE

Fahrettin CANKooperatifBaşkanıChairman

Page 151: Welcome Dergi 05

www.medicinehospital.com.tr

hayat sağlıkla güzel...

KOSOVAPENDİKGÜNEŞLİ444 0 205

Page 152: Welcome Dergi 05

152

Dünyadaki repütasyonlarının aksine memleketimizde yeniyeni gündem balıkları arasına girmiş bu tür, tüketimlerinealıştığımız denizimiz balıklarının aksine tatlı sularda yetişir. Bubalıkların göç hikâyeleri bazı ülkelerde masallara bile konuolmuştur. Bu türlerin keşfi en az iki yüz yıl öncesine dayanır.19. yy Sanayi Devrimi’ne kadar hemen hemen KuzeyAvrupa’nın tüm ırmaklarında yetişen somon balıkları,sanayileşmenin getirdiği en ağır bedeli ödeyerek türününyok olması ile karşı karşıya gelmiştir. O dönemde kurulanfabrikaların atıklarını bilinçsizce ırmaklara boşaltmaları,elektrik ihtiyaçlarını karşılamak için kurdukları baraj duvarları,Kanada ve Alaska’da ırmakların tamamına kurulan büyüktuzaklar ile yapılan kontrolsüz avlanma, somon balıklarınıntürlerinin yok denecek kadar az sayıya inmesine sebepolmuştur. ‘80’li yıllarda Almanya, Rhein Nehri’ne somon

These species have become a current issue in our countryrecently contrary to their world-wide reputation, and theygrow in fresh water unlike the fish of our seas that we are usedto consuming. The immigration stories of these fish had beentopics of fairy tales in some countries. The exploration of thesespecies goes back at least two centuries ago. The salmon fishwhich had grown almost in all the rivers of Northern Europeuntil the 19th century Industrial Revolution, faced the risk ofvanishing as a result of the high cost caused byindustrialization. The factories that were founded in that periodpoured their wastes into the rivers unconsciously, and theybuilt dam walls to meet their electricity needs. In addition tothese, uncontrolled fishing by big traps in all of the rivers inCanada and Alaska had caused the fish species to vanish. Inthe 80s, in Germany salmon fish eggs were left in Rhein River,and the reimmigration of the fish to the river was encounteredwith enthusiasm.

KÜLTÜRElif Güner GEVELİ

YEMEK

& FOODANDCULTURE

Salmonidea’gillerden, “Salmosalar ve Oncorhynchus”…

Namı diğer “Atlantik ve Pasifik Somonları”…

“Salm o salar and Oncorhynchus” of thesalmon family… otherwisenamed “Atlantic and Pacific Salmons”…

[email protected]

Page 153: Welcome Dergi 05

153

yumurtaları bırakmış ve balıkların tekrar nehre göç etmeleribüyük bir coşku ile karşılanmıştır.

Omega-3Günümüzde bu balıkların yaşaması ve türlerinin devamı

için yeni yasalar çıkmıştır. Bu yasalara göre, somon balığınınavlanması katı kurallarla sınırlandırılmış, yaşam alanlarınayakın yerlerdeki sanayi kuruluşları ağır yaptırımlar getirilmişve ırmakların üzerine yapılan barajlara “balık merdivenleri”yapılması şart koşulmuştur. Bugün dünyada somon balığıyetiştirme konusunda büyük bir ilerleme görülmektedir.Somon balıklarının hayatları hakkındaki bu kısa bilgilerdensonra bünyelerinde biz insanlar için hayati değer taşıyanbazı maddelerden bahsetmek istiyorum. “Omega-3” sözü,

eminim hepinize oldukça tanıdık geliyordur. Bu madde,vücut tarafından üretilemeyen ve sadece dışarıdanalınabilen doymamış yağ asididir ve “Omega-3”üalabileceğimiz en iyi kaynak balıktır. Kaldı ki bahsettiğimizmaddenin dışında B vitaminlerinin çoğunluğu, A ve Dvitaminlerinin yanı sıra iyot ve selenyum da balıktüketimimizdeki kalite ile doğru orantılı olarak vücudumuzaalabileceğimiz maddelerdir.

Biraz da somon balığı ile ilgili birkaç bilgiyi aktarmak istiyorum…

� Çiğ balıklar, enerji üreten ve sinir sistemimiz içinönemli olan Tiamin maddesini yok edici enzimler taşır. Isı,bu enzimlerin aktif hale gelmesini engeller. Özellikle bazı

Omega-3New laws have been made to ensure the continuous survival

of these species. By these laws, fishing of the salmon wasforbidden, sanctions were put for the industrial factoriesnearby the rivers, and construction of the fish ladders was laidas a condition for the dams on the rivers. Today, a hugeprogress is being observed in salmon raising.

After this short knowledge about the lives of salmons, Iwould like to mention the substances they contain that arevital for human life. I’m sure you are all quite acquainted withthe word “omega-3”. This substance that can not be produced

by human body is an unsaturated fatty acid and fish is the bestsource from which we can get “omega 3”. Besides omega-3,most of B vitamins, A and D vitamins, iodine and seleniumwhich we can get into our bodies are directly proportional tothe quality of the fish we consume.I would also like to transfer some knowledge about salmon fish…

*Raw fish has enzyms that get rid of Tiamin, which producesenergy and which is very important for our nervous system,completely. Heat prevents these enzyms from being active. Weknow that fish is especially consumed raw in some kitchens (it

Page 154: Welcome Dergi 05

154

mutfaklarda balıkların özellikle çiğ olarak tüketildiğinibiliyoruz (dikkatli olmakta fayda vardır).

� Dondurulmuş gıdalar her geçen gün biraz dahaaklanmaya başladı. Tüketim zincirindeki yerleribüyüdükçe markalar arasında tazelik ve katkısız üretimkonusunda ciddi bir rekabet başladı. Dondurulmuşbalıkların avantajı, tutuldukları anda tesislere gelip hemendondurulmalarıdır. Böylelikle besin değerleri minimumkayba uğrar.

� Özellikle somon balığının düzenli tüketiminin,barındırdıkları yoğun Omega-3 yağ asitleri sayesinde kalpve koroner hastalıkları riskini azalttığı yapılanaraştırmalarla kesinlik kazanmıştır.

Şimdi Lezzet VaktidirBu kadar özel bilginin ardından, bu

balığın keyifli pişirilmeönerilerinden birini paylaşmakzamanı geldi…

Ben her zaman somonbalığını derisi ile satınalırım. Omega-3 yağasidinin en yoğunolduğu yer somonbalığının derisidir vepişme esnasında bukıymetli madde balığınetine nüfuz eder.Unutmamanız gereken enönemli tavsiye şudur: Somonbalığını -mümkünse-kızartmadan tüketin; çünkü,kızartma yöntemi balığın kendi yağıile iyice ağır ve yoğun bir tada sahipolmasına neden olur. Bu yüzden sizlerlepaylaşacağım tarif oldukça hafif ve keyifli bir sos ilemükemmel bir lezzete dönüşecektir.Malzemeler: Yarım fileto bütün somon (derisi üzerindeolacaktır), ½ litre süt, 1 demete dereotu, 1 paket krema,100 gr rokfor peyniri (peynirin miktarını artırarakaromasını yoğunlaştırabilirsiniz)…Yapılışı: Somon balığını hafif derin bir kaba alın ve sütüntamamını üzerine döküp mümkünse bir kapak ile kapatıpen az 1 saat dinlendirin. Bu süre zarfında balığı bir kaç kezters-yüz çevirin. Fırın tepsisine pişirme kâğıdı koyupsomon balığını süzerek tepsiye alın ve 170 derecede üzerihafif kızarana kadar pişirin. Tavaya kremayı ve peynirikoyup peynir eriyene kadar pişirin. Dereotlarını ince incekıyın ve tavadaki kremaya ekleyin. Pişen balığınızı servistabağına aldıktan sonra hazırladığınız sosu üzerine döküpservis edin. Afiyet olsun!

is beneficial to be careful).*The frozen food has been acquitted more each

day. A serious rivalry has begun among thetrademarks in fresh and pure (being free fromadditives) production as the place of frozen foodenlargened in consumption chain. The advantage offrozen fish is that they are brought to theestablishment and frozen right after they are caught.Thus, minimum loss is caused in food values of thefish. It has gained definiteness by the researchesdone that the risk of heart and coronary diseaseslessens owing to the large amount of omega-3 fattyacid they contain.

Now it is flavor time…After all this special knowledge,

time has come to share one ofthe cooking proposals of this

fish…I always buy salmon

fish with its skin. Theskin has most of the

omega-3 fatty acid,and this precioussubstancepenetrates into thefish meat duringthe process of

cooking. The mostimportant advice

which you shouldn’tforget is this: consume

salmon fish withoutfrying it; because,frying

causes the fish to have anunpleasant and intensive taste with

its fat. That’s why, the recipe which I’mgoing to share with you will change into a perfecttaste with a light and merry sauce.

Ingredients: 1/2 fillet whole salmon fish (with theskin), 1/2 liter of milk, 1 bunch of dill, 1 package ofcream, 100gr. Roquefort cheese (you can enrichenthe aroma by increasing the amount of cheese).

Cooking: Put the salmon fish in a slightly deeppot. Pour all of the milk and cover the pot with a lid, ifpossible. Set the pot aside for at least one hour andturn the fish in the milk back and forth during thisperiod. Lay cooking paper on the oven tray andplace the fish after straining it. Cook the fish at 170degrees until its surface is slightly roasted. Put thecream and the cheese in a frying pan and melt them.Cut the dill finely and add to the cream in the pan.Place the fish in a serving plate, pour the sauce on itand serve.

Page 155: Welcome Dergi 05
Page 156: Welcome Dergi 05

156

promotiontanıtım

Hüznün, aşkın, denizin ve tüm görkemiyle dimdikayakta duran tarihin bir parçasıdır Cihangir… İstan-bul’un dar sokaklarına dünden bugüne ne sevinçlerne gözyaşları bırakmıştır… Buram buram tarih kokanve nice anlara şahitlik eden bu semtte -damakzevkinize hitap etmesi yanında- yeni anlar/anılaryaratmaya da aday bir restoran var: “Cihangir TerasBalık Restaurant”… Eski Doğa Balık’ın yerindefaaliyetine yine eski -ama eskimeyen- profesyonelkadrosuyla devam eden “Cihangir Teras BalıkRestaurant”, eşsiz Boğaziçi ve Haliç manzarası, Egeotlarından oluşan salataları, Mustafa Usta’nın mut-fağından çıkan lezzet harikası mezeleri ve günlüktaze balık çeşitleriyle sizi bekliyor… % 25’ten % 50’yevaran indirimlerini bir yıl boyunca devam ettirecekolan bu nadide mekânda, Boğaziçi’nin ve tarihineşsiz büyüsü ile nice anılarınızın artmasını dileyereksizi “Cihangir Teras Balık Restaurant”ı yaşamayadavet ediyoruz… Kapılarını öğlen 12.00’de açan “Ci-hangir Balık”, 00.30’a kadar hizmet veriyor…

Cihangir Balık

MENÜ

Kalkan : 90tl Fener : 25tl Büyük Meze : 5tlKırlangıç : 80tl Sarı Kanat : 20tl Küçük Meze : 3tlMercan : 70tl Tekir : 20tl Karides : 14tlÇinekop : 70tl Kılıç Şiş : 20tl Çiroz : 14tlSinarit : 70tl Ahtopot : 14tlLahos : 70tl Kalamar : 12tlDeniz Çuprası : 60tl Levrek Marine : 12tlDeniz Levreği : 50tl Somon Pastırma : 12 tlLüfer : 40tl Lakerda : 6tlNakit ödemelere -ayrıca- %10 indirim uygulanmaktadır…

ADRES HotelVilla Zurich (7. Kat)Akarsu YokuşuNo. 36 Cihangir - Taksim0212-293 48 26www.cihangirbalik.com

günlereİNDİRİMÖZEL

Page 157: Welcome Dergi 05

Hotel Villa ZurichAkarsu Yokuşu No. 44-46 Cihangir, 34433 İstanbul Tel.: 0212 293 48 26 www. cihangirbalik.com [email protected]

Balık RestaurantCİHANGİR

Page 158: Welcome Dergi 05

Hotel

P: +90 (212) 249 51 51 F: +90 (212) 249 51 93Asmalı Mescit Mh. Asmalı Mescit Sk. No:55 Tepebaşı

Taksim / Beyoglu / Istanbul / [email protected] [email protected]

[email protected]

Palazzo Donizetti

Page 159: Welcome Dergi 05
Page 160: Welcome Dergi 05

160

restaurantrestorant

İSTANBUL LOKANTALARI

Tüm elemanları deneyimi ile geliştirilen 360 En-tertainment Group'un en profesyonel ekibi vebilgi. Tüm bu unsurların kritik olsa da unutul-maz bir restoran deneyimi ve misafir mem-nuniyetini en üst seviyede, bu unsurlar varönemi aynı düzeyde ve uyum içinde bir arada.The most professional team and knowledge devel-oped through the experiences of all the members of360 Entertainment Group. Although these elementsare critical, it is an unforgettable restaurant experi-ence and the highest level of guest evaluation hasbeen recorded. The importance of the existence ofthese elements consists of their same level and har-mony. Istiklal Cad. Misir Apt. Kat:8 No:163 Beyoglu34330 Istanbul Turkey T:0212 251 10 [email protected]

360 İstanbul

BEBEK BALIKÇISI BEBEK FISHERY1998 yılında tecrübeli işletmeci Ertuğrul Karabulut,Bay Balıkçı Restaurant'ı devrederek, Yeni BebekRestaurant adıyla hizmet veren yerde, M.AliDemirci ile deneyimlerini birleştirip BebekBalıkçı'sını açtı. Açıldığı 1998 yılından bu güne,Bebek Balıkçısı'nda hijyen, servis, kalite ve müşterimemnuniyetinden hiçbir şekilde taviz verilmedi.Muhteşem deniz manzarası, 120 yıllık Laterna veinternete kablosuz erişim ağı (sınırsız) ile eski veyeninin uyumu göze çarpıyor burada. Cevdet Paşa Cad. No:26/A Bebek İstanbul Tü[email protected] Tel : +90 0212 263 34 47

In 1998,the experienced manager Er-tuğrulKarabulut transferred the BayBalıkçı Restaurant, the place thatserves as YeniBebek Restaurant, an-dadding his experiences to thoseofM.AliDemirciestablishedBebekFish-ery. In Bebek Fishery, the hygiene,service, quality, and customer satisfac-tion have been taken into absolute ac-count since 1998, the yearin which itwas opened. The harmony of the oldand the new attracts the attention herewith its magnificent sea scenery, lat-erna of 120 years, and wireless (unlim-ited) Internet connection.

GALATAKİVA HANBinlerce yıllık Anadolu mut-fağının temsilcisi olabilmekbüyük bir iddiadır. Bu iddiayakimse tek başına sahip ola-maz. Ancak Kiva'ın ortayaçıkış amacı, Anadolu'dan çıkıpgelen, büyük şehirlere yayılanbu kültür mozayiğini, etniközellikleri de içine katarakyansıtabilmektir. Sadeceyemekleriyle değil, mekanında özgün tasarımıyla yüzdeyüz Anadolu, yüzde yüzkendimiz olanı aradığımızısöylemeliyiz. Galata Kulesi Meydanı No: 4Beyoğlu İstanbul0212 292 98 [email protected]

GALATA KIVA INNIt is a big claim to say that one has been the representative ofthe Anatolian cuisine for thousands of years. Nobody canpossess this claim individually. However, Kiva's goal is to re-flect this cultural mozaic that was born in Anatolia and dif-fused in big cities, including also the ethnic peculiarities. Weshould say that we look for Anatolia, and for what we are 100%not only through meals, but also through our original design.

RESTAURANTS OF ISTANBUL

Page 161: Welcome Dergi 05

161

ÇUBUKLU HAYAL KAHVESİ CAFE15 yılı aşkın bir zamandır konser, konsept partiler ve kaliteli müzik anlayışı ile İstanbul’un bir yazklasiği olan Hayal Kahvesi Çubuklu, yenilenen yüzü, büyüleyici İstanbul manzarası ve kaliteliservisi ile yaz kış hizmetinizde. Bu mekanda yepyeni müzikler keşfedecek; manzarası, yemek-leri, konserleri ve dillere destan düğünleri ile eğlencenin doruklarına çıkacaksınız.Hayal Café at Cubuklu that has been a summer classic of Istanbul for its concerts, conceptualparties, and music of quality for more than 15 years is at your service during the whole yearwith its renovated face, magnificent Istanbul scenery, and service of quality. In this environ-ment, you will discoverthe newest music pieces, and enjoy yourself to the fullest with itsscenery, meals, concerts, and legendary weddings. Paşabahçe Mh. 34800 İstanbul, Türkiye 0216 413 6880 hayalkahvesi.com.tr

RUMELİ HİSARI İSKELE RUMELI CASTLE SEAPORTMuhteşem boğaz manzarası ve denize sıfır konumuyla TürkiyeDenizcilik İşletmelerine ait eski Rumelihisarı Vapur İskelesi bi-nası uzun bir zamandan beri İstanbullu'ların gözde mekanı balıklokantası "İSKELE" The old seaport building of Rumelihisar belonging to theTurkish Maritime Organization has been serving as the fa-vorite fish restaurant of the people of Istanbulwith the nameof"İSKELE" for a long time being seafront with its magnifi-cent view of Bosporus.Yahya Kemal Cad. No:1 Rumeli Hisarı Sarıye / İSTANBULTel : 0212 263 29 97 - 257 86 97E-Mail : [email protected]

Sunset Grill&Bar Sunset Grill&Bar1994 senesinde Ulus Park’ında açılan SunsetGrill&Bar, İstanbul’un lider “fine dining” restoran-larından biridir. Ulus Park’ın içinde yer alan Sun-set, Avrupa ve Asya’yı birleştiren İstanbulBoğaz’ının muhteşem manzarasına sahiptir. Mis-afirlerine başlangıçta “Kaliforniya Mutfağı” ve şe-hirdeki en iyi ızgara steak’ler sunan Sunset,yabancı misafirlerinin oluşturduğu talep üzerine1996 yılında “Türk Mutfağı”ndan farklı lezzetlerimenüsüne eklemiştir.Sunset Grill&Bar that was opened in 1994 inthe Ulus Park is one of the leader “fine dining”restaurants of Istanbul. Sunset that is in UlusPark has the magnificent scenery of theBosporus of Istanbul that connects Europe toAsia. Sunset that offers “foods of the Californ-ian cuisine” to its guests as entrees and thebest grated steaks in the city added differenttastes to its menu for the requests of its for-eign guests in 1996.Adnan Saygun Caddesi Yol Sokak No. 2 UlusParkı Ulus, İstanbul – Türkiye0212) 287 03 57 - 58E-posta: [email protected]

Kızkulesi / RestaurantRestaurantİstanbul’un İmzası Kızkulesi...İki kıtanın kesiştiği noktada, dünyadabir eşi daha olmayan konumu, 2500yıllık tarihi ve asırlardır anlatılan ef-saneleriyle İstanbul’un simgesi halinegelen Kızkulesi, akşamları restauranthizmetiyle sizleri Boğaz’ın büyü-leyicini atmosferini doyasıya yaşa-maya davet ediyor...Istanbul’s Signature Kızkulesi...Kızkulesi that has become a symbol ofIstanbul at the point where two conti-nents meet for its unique place onearth, its history of 2500 years, and itslegends that have been narrated forcenturies invites you to live the charm-ing atmosphere of Bosporus via itsrestaurant service in the evenings sat-isfactorily...Telefon: +90-216-342-4747Faks: +90-216-495-2885

ÇİYA KEBAP ÇİYA KEBAPKadıköy Balıkçılar Çarşısı'nda "bir gün mutlaka" uğrayacağınız bumekânlarda, Çiya'nın bilgeliğinden ve mutfağından, daha doğrusuonu var eden "yemek mühendisleri"i Zeynep Hanım ve MusaBey'in elinden çıkma, bizi "Mezopotamya'dan Osmanlı'ya, Balkan-lardan Kafkasya'ya; Asya'dan Arap Yarımadası'na değin uzanan çokgeniş bir coğrafyada" gezdiren zengin bir mutfak bulacaksınız.In these places which you will “certainly” visit “one day” in thefishery market of Kadıköy, you will find a cuisine deriving fromthe sageness and kitchen of Çiya, more precisely made by “cui-sine engineers” Mrs. Zeynep and Mr. Musa, thus, a rich cuisinethat makes us travel within a wide area, extending “fromMesopotamia to the Ottoman Empire, from the Balkans to Cau-casia, from Asia to the Arabic peninsula.” Caferağa Mah. Güneşlibahçe Sk. 48/B Kadıköy - İstanbulTel: (216) 336 30 13 - Faks: (216) 349 19 02email: [email protected]

Page 162: Welcome Dergi 05

100 kişilik ısıtmalı birbahçe ve 50 kişilik kapalı alana sahip

eşsiz benzersizmekan...

Page 163: Welcome Dergi 05
Page 164: Welcome Dergi 05
Page 165: Welcome Dergi 05
Page 166: Welcome Dergi 05

168

guiderehber

Page 167: Welcome Dergi 05

167

Page 168: Welcome Dergi 05

168

guiderehber

Page 169: Welcome Dergi 05

169

Page 170: Welcome Dergi 05

Florya’nın son büyük arazisinin üzerinde, 1000 dönüm orman yanında, deniz ve göl manzaralı, 3+1’den 7+2’ye varan konut seçeneklerine sahip, havaalanına 5 km uzaklıkta bulunan KoruFlorya, ailenize en iyisini vermeniz için ideal bir yaşam alanı. Aile rezidans ve alışveriş merkezinin bir arada sunulduğu bu çok özel projeyi yakından tanımanız için sizi en kısa

zamanda satış ofisimizde ağırlamak isteriz.

Florya’ da orman, deniz ve aileniz...

Page 171: Welcome Dergi 05
Page 172: Welcome Dergi 05