HKMO Bülteni Şubat 2001

Odamızca düzenlenen Kırsal Alan Düzenlemesi -Arazi Toplulaştırması Sempozyumu 13-14 Atalık 2000 tarihinde Ankara Ticaret Odası Toplantı Salo-nu'nda yapıldı.

Yürütme Kurulu Başkanlığı'nı Prof.Dr.Nazmi YILDIZ'ın yaptığı Sempozyum'a International Fede-ration Of Surveyors (FIG) II. Başkanı Prof.Dr.Holger MAGEL, İstanbul Milletvekili Sayuı Yücel ERDE-NER, TMMOB Yönetim Kurulu Adına Sn.Nüvit SOYLU, konuk olarak katılmışlardır.

Sempozyum açılış konuşmasını Sempozyum Yü-rütme Kurulu Başkanı Prof.Dr.Nazmi YILDIZ yap-mış ve özetle; Birçok sorunun çözümlenmesinde di-ğer meslek mensuplarının katkılarının alınmasının gündeme geldiğini vurgulayarak, Sempozyum konu-sunun arazi toplulaştırması yardımıyla Kırsal Alan Düzenlemesi olduğunun altını çizdi.

Şehirlerdeki yaşanan kaos'un kırsal alanlardan kaynaklandığının herkesçe bilindiğinin, bu nedenle böyle bir sempozyumda kırsal alanlarla ilgili sorunla-rın ele alınmasını beklemenin güzel bir örnek olduğu-nu söyleyen Sn.YILDIZ, Sempozyum şeref konuğu olarak ilan ettiği Münih Teknik Üniversitesinden ge-

len ve FİG II.Başkanı da olan Prof.Dr. Holger MA-GEL'i kürsüye davet ederek konuşmasını noktaladı.

Prof.Dr.Holger MAGEL'de konuşmasına, tüm ka-tılımcıları Uluslar Arası Harita mühendisleri Federas-yonu olarak bilinen FİG Başkanlığı adına kalpten se-lamladığını belirterek başladı.

Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin günde-me gelmesi nedeniyle son derece mutlu olduklarını dile getiren Sn MAGEL, FİG'in yüz ülkeyi temsil et-tiğini, politik ya da Askeri bir kurum olmadıklarını belirterek Türkiye'nin gelecekteki beklentilerini de

karşılamak için ellerinden geleni yapmaya hazır ol-duklarını ifade etti.

Avrupa Birliği Yolundaki Türkiye'nin tam üyelik koşulları açısından yerine getirmesi zorunlu görevleri bulunduğunu , bu konuda federasyona düşen görev-lerde yardıma hazır olduklarını, toplam 100 uzmanlık komisyonu içerisinde özellikle 7. Komisyon olan Ka-dastro ve Arazi düzenleme komisyonunun en önemli komisyon olduğunun da altını çizen Sn MAGEL, bu komisyonun uğraşları arasında arazi düzenlemesi, toprak düzenlemeleri ve toprak mülkiyeti konularının ele alındığını belirterek bu özelliği ile Birleşmiş Mil-letlerin en önemli kurumlarından bir tanesi olduğunu söyleyerek konuşmasını şöyle sürdürdü." Birleşmiş Milletlere üye olan ülkelerin toplantılarında Harita Mühendisleri Federasyonunun katkısı giderek art-maktadır. Harita mühendisliği kendi formasyonu yar-dımıyla birçok konuda katkı sağlayabilmektedir. Bu faaliyet alanı veri toplanmasından ,arazi düzenlenme-sine kadar uzanmaktadır. Aynı zamanda taşınmazla-rın değerlendirilmesinden, kırsal ve kentsel alanlarda-ki düzenlemelere kadar uzanmaktadır. Tabi bu arada birçok modern teknolojinin kullanılması da gündem-dedir. Onlardan bir tanesi CPS bir tanesi de Coğrafi Bilgi Sistemleri(CIS)'dir.

Bu nedenle birçok disiplin birbiriyle az veya çok ilişki kurmak durumundadır. Bugünkü toplantıda bir-çok Genel Müdürlüğün katılması bu işbirliğinin kabul edildiğine ilişkin çok mükemmel bir olgudur."

FİG kanalından da Türkiye'nin stratejik bir konu-mu bulunduğunu dile getiren Sn MAGEL, FİG'in ge-lecek dönem başkanı olarak FİG ailesinin daha büyü-mesi özellikle Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenis-

22

tan gibi ülkelere ulaşmasında Türkiye'den yardım beklediğinin altını çizerek, FİG'in bir bayrağını Oda-mız Başkanına takdim etmekten mutluluk duyacağını ifade ederek bayrağı Odamız Başkanı Sn Hüseyin ÜLKÜ'ye takdim etmek üzere konuşmasına son ver-di.

Daha sonra açılış konuşmasını yapmak üzere kür-süye gelen Sayın Hüseyin ÜLKÜ'de, konuşmasına, Sempozyuma katılım ve katkıları için tüm katılımcılara te-şekkür ederek başladı.

Türkiye'nin bir yol ayrımında ol-duğunu, ya çağının çağdaşı olacak ya da çağında çağdışı kalarak, çıkmaz bir yola sapacağını söyleyen Sn. ÜL-KÜ, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odasına büyük bir görev düştüğünü belirtti.

Bu konuda Oda olarak Türki-ye'nin çağının çağdaşı olma yanlısı olduklarını belirten Sn. ÜLKÜ, gü- numuzde küreselleşme, globalleşme kavramları ile giderek mekansızlaşmanın gündeme getirildiğini, bu konuda kendimizi sorumlu saymakla birlikte, bu sorumluluğu bütün meslek disiplinleriyle

ortak paylaşmanın söz konusu olduğunu, böylece bu gün ele alınacak Kırsal Alan Düzenlemesi ve Arazi Toplulaştırması Sempozyumunda dile getirilecek so-runların çözülebileceğine inandıklarını ifade etti. Tür-kiye'de ne yazık ki, mühendislik disiplinleri ve idare-ler, bir projenin ortaklan olmak yerine, daha çok o projenin tek başına sahibi olma eğilimini gösterdikle-rini, bunun ise çağımızdaki ihtisaslaşma ortak üretme, ortak yönetme düşüncesine ters düştüğünü dile geti-ren Oda Başkanı, bu gün ve yarın toplantılarımızda sorunumuzun çözümü için idarelerimizin de, meslek disiplinlerinin de, tekrar bu tepki davranışından sıyrı-lıp, çoğulcu, katılımcı bir davranışa adım atarak, so-runun köklü ve doğru çözümünde yol alınacağını um-duğunu söyledi.

Kentlerde, kaynakların sınırsız sayılıp, kişiyi tüke-tici olarak tanımlayıp, tüketimin körüklendiği bir

ekonomik anlayış ve kültürde, dün-yamızın kaynaklarının tüketiminin sürdürülebilir gelişmenin sınırlarını aşan bir noktaya geldiğini belirten Sn. Hüseyin ÜLKÜ "Asıl küresel tehlike budur. Biz Harita ve Kadastro Mühendisleri olarak; bir ayağı kırda, bir ayağı kentte, bir ayağı da artık uzayda olan bir meslek disiplini olarak, bu yabancılaşmayı aşan onun arkasından da bir insani adımın atıl-ması gerektiğini yaşayarak görüyo-ruz." dedi.

Dünyanın küreselleşmesinin bir başka boyutunun değişim adına hiç değişmemek ol-duğunu belirten Sn.Hüseyin ÜLKÜ, bizce asıl değiş-mesi gereken noktanın burası olduğunu dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü.

HKMO Bülten! Şubat 2001

lik" başlıklı iki bildiri sunuldu. Il.Oturum Doç.Dr. Erol KÖKTÜRK Başkanlı-ğı'nda

yapıldı. Bu oturumda Prof.Dr. Holger MA-GEL'in "Avrupa'daki Kırsal Gelişim ve Arazi Toplu-laştırmasında Örnek Değişimler", Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sulama Dairesi Başkanı Dr.M. Nejat ŞENGÜN ile KHGM, Toplulaştırma Şube Müdürü Metin BİRBUDAK'ın "Arazi Toplulaştırma Projelerinin Sosyoekonomik yapısı", Prof.Dr. Zerrin DE-MİREL (YTÜ) ve Ali IŞIK (Gediz Planlama Şube Müd.)'ın

"Ülkemiz koşulları için Köy Yenileme-Canlandırma ve Bergama-Kadıköy örneği", Sn.Mu-hittin İPEK (DSİ.-Kamulaştırma Daire Bşk.Yrd.) ve Sebahat YILDIZ'ın "DSİ. Sulama Projelerinde Arazi Toplulaştırması" adlı Bildiriler sunuldu.

Sempozyumun 2.gününde, 3.oturum başkanlığını TKGM Fen Dairesi Eski Başkanlarından Mehmet DOĞAN yaptı. Bu oturumda, Doç.Dr. Enver ÜLGER (YTÜ) "Kırsal Toprak Düzenlemesinde Mülkiyet Sorunları'V M.Nazım ERMAN (Karayolları Genel Müdürlüğü Kamulaştırma Şube Müd.) "İmar Uygulaması Yönte-miyle Karayolları Kentsel Geçiş Örnekleri", Prof.Dr. Nazmi YILDIZ "Kamulaştırma Amaçlı Arazi Toplu-laştırması, Servet KARAMAN (GAP Bölge Kalkın-ma İdaresi Harita Koordinatörü)'in "Arazi Toplulaş-tırması Yerine Arazi Düzenlemesi" ve Tarım Refor-mu Genel Müd. Toplulaştırma Şube Müdürü Bekir

BALLI "Ülkemizde Arazi Toplulaş- tırmasına Olan Gereksinim ve Sorunlar" adlı bildirilerini sundular. Günün IV.ve son oturumunda ise;

Yöneticiliğini Doç.Dr. N.Nadi ÜNAL'ın yaptığı, Mümtaz BAYRAM (DSİ. Kamulaştırma Daire Bşk.), Prof.Dr. Bahri ÇEVİK (Ç.O.Ü.Ziraat Fak.), Fehmi EROL (Tarım Reformu Genel Müd. Kamulaştırma, Toplulaş-tırma ve Dağıtım Daire Bşk.), Dr.M. Nejat ŞENGÜN (K.M.G.M. Sulama Dairesi Başkanı) ve İbrahim TONOZ (TKGM, Fen Dairesi Bşk. V.)'un pa-nelist olarak yer aldığı bir panel dü-zenlenmiştir.

Sempozyumda sunulan bildiri ve konuşmalar Odamız tarafından kitap olarak bastırılacaktır.

24

"Eğer rant ekonomisi, bir ülkede ve dünyada ha-kimse, orada üretim yok noktasına doğru gidecektir. Üretimin olmadığı bir alanda mühendislik disiplinle-rinin de olması, yer alması, kendi mesleğini icra et-mesi mümkün değildir. Bu nedenle her şeyden önce rant ekonomisine etik olarak karşı olmamız yanında bir mühendislik bilinci ile de karşı olma zorunda ol-duğumuzu özellikle belirtmek istiyorum."

Bazı bölgelerimizde,binlerce aile bir karış toprağa sahip değilken, bir toprak ağasının binlerce dönüm toprağa sahip olduğunu dolayısı ile bu toprak insan ilişkilerini koruyan bir düzenlemenin Anayasa'daki mülkiyet hakkına uygun olmadığını da söyleyen Sn. ÜLKÜ, bu uygulamaların köklü biçimde ve tümünün gözden geçirilerek gerçekleştirilmesi gerektiğini be-lirtti.

Son olarak dileklerinin, bu projelere katılımcı ola-rak bütün meslek disiplinlerinin omuz omuza en iyi planlamayı, çevre değerlerini koru- mayı, ranta birlikte karşı çıkmayı ve bunun sonuçlarına katlanarak en olumsuzlukları idarelerimizde üst düzeyde çalışanların bile göze al-ması gerektiği inancında olduğunu belirten Sn.ÜLKÜ, katılımcıları se-lamlayarak konuşmasını bitirdi.

Açılış konuşmasından sonra oturumlara geçildi.

I.Oturum Başkanlığını Baki Remzi SUİÇMEZ yaptı. Bu otu-rumda Karacabey Ziraat Odası Başkanı Sn.Nuri KARACA'nın "Üretici Gözüyle Arazi Toplulaş-tırması" başlıklı bildirisi ile, Ulu-dağ Üniversitesi'nden Prof.Dr. İs-met ARICI'nın sunduğu "Arazi Toplulaştırmasında Yasal Gerekli-

Eğer rant ekonomisi, bir ülkede ve dünyada haklmse, orada üretim yok noktasına doğru gidecektir, Üretimin olmadığı bir alanda mühendislik disiplinlerinin de olması, yer alması kendi mesleğini icra etmesi mümkün değildir, "

HKİVÎO Bülteni Şubat 2001

Kırsal alanın kalkınması ve tarım sektörünün ge liştirilmesine yönelik projelerin oluşturulması sürecinde 4342 Sayılı Mera Yasası çerçevesinde mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve ça yırların haritalarının yapılması ve aplikasyon iş lemlerinde ihaleye çıkarılan işlere ilişkin hazırla nan kesiflerde hizmet___________________ tanımlarının eksik ya-pıldığı; bu nedenle meslek disiplinimize yönelik gerek teknik standartlar yönünden, gerekse mesleki etik yönden ve de kamu yaran yönünden yaşanan yada yaşanabilecek sıkıntılar çeşitli platformlarda gündeme getirilmiştir. Bu amaçla Tarım Bakanlığı - Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü- ile gerekli iletişimler kurulmuş ve söz konusu hizmetlere yönelik "Birim Fiyatlar ve Analizi", "Kontrol Şartnamesi" ve "Sözleş-me" taşanları hazırlanarak kurum yetkililerine iletilmiştir. Odamızın bu özverili çalışmaları Kurum yet-kililerince olumlu kar-şılanmış, 2001 yılı için dikkate alınacağı ifade edilmiş olup, ihale işle-rinde istenilen Ziraat Mühendisi istihdamının zorunluluğunun da kal-dınlacağı belirtilmiştir.

Mera, yaylak, kışlak vb. haritaların yapılması ve Aplikasyon İşlemlerine yönelik Tarım il Müdür-lüğü bünyesinde ihaleye çıkarılan işlerde; mes-lek disiplinimize denk düşmeyen bir sürecin (ge-rek üyelerimize ve gerekse yetkililere yapılan tüm bilgilendirme ve uyanlara rağmen) yaşandı-ğını ayrıca belirtmenin gerekliliğine inanıyoruz

25

HKrvîO Bülteni Şuba! 2001

SAYI : 3/B5-158 TARİH : 06/02/2001 [ i I

KONU: Proje Müdürlüğü |

T.C. I KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ'NE ANKARA

1950' l i y ı l lar ın baş lar ında büyük bi r a t ı l ımla Türk Kamu Yönet imine yeni ve modern yöntemler i , gel işmiş t eknoloj i ler i tan ı t an ve k ısa sürede ülkemizin kalk ınma çabalar ında anahtar rolü oynayan kuruluş l ar ın baş ında gelen Karayol lar ı Ge-nel Müdürlüğü'nün çeş i t l i kademeler inde Odam ız üyesi Hari ta ve Kadastro Yüksek Mühendis ler i ve Mühendis ler i de görev alm ış t ır . Bugüne kadar Karayol lar ı Genel Müdür lüğü'nde Har i ta ve Kadas t ro Mühendis le r i ; Bölge Müdür lükler inde, • Etüt Ekip Mühendis i • Etüt Pro je Araz i Mühendi s i • Proje Mühendis i • Etüt Pro je Başmühendis i • Otoyol Pro je Mühendis i • Otoyol Pro je Başmühendis i • Kam ulaş t ı rma Mühend is i • Kam ulaş t ı rma Ba şmü hen d i s i • Yap ım Araz i M ühe nd i s i • Bölge Müdür Yard ımc ıs ı ve Bö lge Müdürü o larak görev yapm ı ş l a rd ı r .

Karayol la r ı Genel Müdür lüğü Merkez inde i se ; • Proje Mühendis i • Etüt Proje Grup Şef i • Etüt Proje İhalel i İş ler Şef i • Otoyol Gurup Şef i • Kamulaş t ı rma Grup Şef i • Jeodezik İş ler Şef i • Fotogrametr i Grup Şef i • Etüt Pro je Şube Müdür Yard ımc ıs ı ve Şube Müdürü • Kamulaş t ı rma Şube Müdür Yard ımc ıs ı ve Şube Müdürü >■ • Fotogram et r i Şube Müd ür Yard ımc ıs ı ve Şube Müdürü • Ke ş i f Şa r tnam e Şube Mü dürü • Etüt Pro je Dai re Başkam olarak görev yapm ış ve halen görevler i devam etmektedi r . Karayol lar ı Genel Müdür lüğü'nde Har i ta ve Kadas t ro Mühendis ler i Bölge Merkezler inde ağ ı r l ıkl ı o larak Otoyol lar , Etüt Proje ve Kamulaş t ırma Başmühendis l ikler inde, Genel Müdürlük bünyesinde ise Etüt Proje ve Otoyollar Daire Başkanl ık-lar ında görev yapmaktad ı r lar . Etüt Proje Mühendisl ik Hizmetleri iş lerinde 2000 y ı lma kadar ihale suretiyle yapt ır ı lmas ında da istenilen personel tan ım-laması;

• Şantiye İdaresi : Mühendis . • Harita İş leri : Hari ta Mühendis i . • Aplikasyon İş ler i : Har i ta veya İnşaat Mühendis i • Proje İş leri : İnşaat veya Hari ta Mühendis i .

26

HKMO Bülteni Suba! 2001

• Zemin Araştırma İşleri : Jeoloji Mühendisi. • Trafik : Mühendis. • Köprü : İnşaat Mühendisi. • Kamulaştırma : Harita Mühendisi. Şeklinde uygulanmıştır. Burada lisans eğitimi önem arz eden alanlar ayrıntılı olarak belirtilmiş olup, şantiye idaresi için ise Müh. tanımlaması ile Yol etüt-proje hizmetlerinde çalışmış deneyimli İnşaat ve Harita Mühendislerinin sağlayabileceği 5-7 yıllık Etüt-proje deneyimi öngörülmüştü. Ancak, 2000 yılı içerisinde yapılan yeni "Teknik Personel" kriterlerinin düzenlenmesinde koordinasyon görevi yapan proje müdürü (şantiye idaresi) sadece İnşaat Mühendisi ile sınırlandırılmıştır. İdare koşulları düzenleme yetkisine sahiptir. Ne var ki bu yetkinin uzmanlık, deneyim, teşvik ve motivasyon faktörlerini bütünüyle kapsamına alacak şekilde kullanılması kurumun ve ülkenin yararına olacağı açıktır. Yol Etüt-Proje Mühendislik Hizmetlerinde 8 yıl deneyimli olup iş denetleme veya iş bitirme belgesini İnşaat Mühendis-lerinin dışında sadece Harita ve Kadastro Mühendisleri alabilmektedir. Ancak 2000 yılma kadar İnşaat veya Harita ve Ka-dastro Mühendislerince istenilen şantiye idaresi veya proje müdürlüğü 2000 yılında İnşaat Mühendisleri ile sınırlandırıl-mıştır. Kurumunuzda meslek içi temel eğitimini birlikte alan ve lisans eğitimi ile yetkinliği olan iki meslek disiplininden birisini (İnş.Müh.) olmazsa olmaz kural haline getirmenin bugüne kadar etüt projede hizmet vermiş ve halen bölgelerde ve Genel Müdürlükte çalışan Harita Mühendislerinin motivasyonunu ne denli olumsuz etkilediğini tahmin etmek zor de-ğildir. Bugün bir bölgenin tüm Etüt Proje Müh. Hizmetlerinin sorumluluğunu verdiğiniz Başmühendislerin ayrılmaları veya emekli olmaları halinde bu yetkinliklerini ortadan kaldırmak (İnşaat Mühendisi olsun, Harita ve Kadastro Mühendisi ol-sun artık Karayolu Mühendisi, Etüt-Proje Mühendisi olarak yetişmiştir.) kurum adına da ülke adına da bir kayıptır. Karayollarında ve özel sektörde projeci çok az yetişmektedir. Bu düzenleme; uzun yıllar etüt projede hizmet vermiş ve aynlmış üyelerimiz üzerinde mağduriyet ve şok etkisi yaratmış, halen çalışmakta olan üyelerimizin ise çalışma şevkini ve motivasyonunu kırmıştır. Konunun incelenerek düzeltilmesi, karayolcu ruhu olarak tanımlanan; "işle ve kuramla bütünleşme kültürünü yansıtan" yönetim anlayışını da bozmamış ve geleceğe taşımış olacaktır. Proje Müdürü veya şantiye idaresi (Mühendis) tanımlamasında istenen koşulları İnşaat ve Harita ve Kadastro Mühendis-leri sağlarken bunu İnşaat Mühendisi ile sınırlamakla, Harita Mühendislerinin yetkinlikleri de ortadan kaldırılmaktadır. Sonuç olarak, halen kurumunuzda çalışan ve emekli olmuş Etüt-Proje Mühendislerinin; çalışma şevki iş ve kurumla bü-tünleşme kültürünün devamı ve motivasyonunun kınlmaması açısından daha çok bilgi, daha çok tecrübe ve kalite ile re-kabet koşullannın sağlandığı günümüzde, meslek disiplinlerini sınırlamak yerine teşvik etmek yönünde olması, ülkemiz ve kurum için yararlı olacaktır. Yukanda açıklanan görüşler ışığında konunun yeniden değerlendirilmesi ve proje müdürünün (2000 yılına kadar olduğu gibi) (Müh.) olarak tanımlanmasının devam etmesi hususunda gereğini arz ederim.

Hüseyin ÜLKÜ Genel Başkan Yönetim Kurulu Adına

27

HKıVıO Bülteni Şubat 2001

Özgürlükçü, demokrat, çağdaş, bağımsızlıkçı gazeteci-yazar Uğur MUMCU katledilişinin 8.yılında törenlerle anıldı. Katilleri halen yakalanmadı. 25/08/1975 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan makalesindeki "Ey Halkım Unutma Bizi" seslenişinin dostları sevenleri ve halkımız tarafından önemsendiğini görmemek için kör olmak gerekir. Sizleri sevgili Uğur MUMCU'nun 1975 tarihli "sesleniş" başlıklı makalesi ile başbaşa bırakıyoruz.

gibi karayağız birer delikanlıydık. Babamız, sırtında İ yuk taşıyarak getirirdi afimizi, ekmeğimizi.

Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken bizier ; bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı. Kendimiz gibi yaşayan '• binlerce yoksulun yüreğini yüreğimizde yaşayarak katıldık o buyuk kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. - Vurulduk ey halkım, unutma bizi... | Yoksulluğun bükemediği bileklerimize çelik kelepçeler ta-j kıldı işkence hücrelerinde sabahladık kaç kez. İsteseydik, dip-j binalarımızı, mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık. ; Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık. Yazlık kışlık katla-Jj rımız, arabalarımız olurdu. Yüreğimiz, işçiyle birlikte attı. Yaşa-J mımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma. I Bizleri yok etmek istediler hep. Öldürüldük ey halkım, unutma \ bizi

Fidan gibi genç kızlardık, hayat, sakırdayan bir şelale gibi | akardı gözbebeklerimizden. Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, ; yirmi ıkı yaşında, işkencelerin acımasız ellerine terk edildik. Di-i rendık küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla. Tukurulesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi, taptaze inanç-', larımızı fırlattık boş birer eldiven gibi. Utanmadılar insanlıkların-\ dan, utanmadılar erkekliklerinden. Hücrelere atıldık ey halkm, | unutma bizi...

Ölümcül hastaydık. Bağırsaklarımız düğümlenmişti. Hipokrat \ yemini etmiş doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük ■ acınmaköizın. Gelinliklerimizin ütüsü bozulmamıştı daha. Cezaev-lerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar şı gibi savrulduk. Vicdan sustu. Hukuk sustu. İnsanlık sustu.

Goz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Kanserdik. Ölüm her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu

j derilerimizde, uydurma davalarla kapattılar hücrelere. Hastay-ı dik Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki. Bir buçuk yaşındaki | kızlarımızı öksüz bırakmazdık. Önce, kolumuzu, omuz başından ; keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attık I önlerine, âonra da, otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, j ecelsiz | Öldürüldük ey halkım, unutma bizi... i Giresun'daki yoksul köylüller, «için için öldük. Ege'deki tü-

tün işçileri, sizin için öldük. Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük. İstanbul'daki Ankara'deki işçiler, sizin için öldük. Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, si-zin için öldük.

Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi... Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize. Emperyaliz-

min ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara. Mezar taşlarımıza basa basa, devleti yö-netenler, gizli emirlerle, başlarımızı ezmek, kanlarımızı emmek is-tediler. Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sor-gusuz sualsiz vurdular.

Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi...

Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk; ko-münist dediler. Ülkemiz bağımsız değil dedik; kelepçeyle gel-' diler üstümüze. Kurtuluş <*>avaşı'nda emperyalizme karşı dalga-landırdığımız bayramızığı daha da dik tutabilmekti bütün çaba-mız. Bir kez dinlemediler bizi. Bir kez anlamak istemediler. Vu-rulduk ey halkım, unutma bizi...

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. Bir kadın eline değmemişti ellerimiz. Bir sevgiliden mektup bile almamıştık da-ha. Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayakla-rımızla çıkarıldık idam sehpalarına. Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç. Mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım unutma bizi... Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,

ağabeyimiz, babamız yaşlarındaydılar. Ya bu düzenin kirli çark-larına ortak olmuşlardı ya da susmuşlardı bütün olup bitenlere. Öfkelerini bir gün bile, karşısındakilere bağtrmamış insanların gözleri önünde öldürüldük.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına. Batı uygarlığı adına, bizleri, bir şafak vakti ipe çektiler.

Korkmadan öldük ey halkım, unutma bizi... Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bi-

zi... Bir gün sesimiz hepimizin kulaklarında yankılanacak ey hal-kım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlik-teyiz ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi...

(25/8/1975 tarihli Cumhuriyet gazetesinden)

28

h'ı

29

HKMO Bülteni Şubat 2001

TMMOB

25 Ocak 2001

Sayın Sadettin TANTÂN

İÇİŞLERİ BA

KANİ ANKARA Genel Sekreter MSI» ■(

SAYI

Diyarbakır Emniyet Müdürü merhum A. Gaffar OKKAN ve 5 polis memuru uğradıkları saldırı sonucu yaşamlarını yitirdiler. Yaşam hakkına yönelik bu saldırıyı kimden gelirse gelsin ve ne amaçla gerçekleştirilmiş olursa olsun kınıyoruz.

İnsan Haklan, demokrasi ve hukukun üstünlüğü gibi değer-lerin kabul gördüğü toplumsal sorunların hoşgörü, diyalog, barış ve demokratik yöntemlerle çözümünün tüm insanlığın ortak di-leği olduğu günümüzde şiddetin hiçbir soruna çözüm olamaya-cağı herkesçe bilinmelidir.

İnsan hakları ve demokrasi standartların yüksek sesle talep edildiği kentimiz ve bölgemizde de uzun zamandır silahların sustuğu, toplumsal barışa ulaşılacağı beklenti ve umutlarının arttığı bir dönemde bu saldırının gerçekleşmesi ayrıca düşündü-rücüdür.

Saldın, toplumun demokrasiye, insan haklarına, banşa ve huzur içinde yaşama özlemine yöneliktir. Bizler saldmyı ger-çekleştirenleri; insan haklan ve demokrasi standartlarının yük-seltilmesini, banşı, hak ve özgürlükleri engellemek isteyenler olarak görmekteyiz.

Saldırıda yaşamım yitiren İl Emniyet Müdürünün uzun bir çatışma ve şiddet ortamından sonra halkla diyalog içerisinde ol-

duğu ve diyalog çabasının sürdürdüğü, teşkilat içerisinde de tüm kamu görevlilerinin hukuk sınırlan içerisinde kalması çabası gösterdiği bilinmektedir.

Kentimiz ve bölgemizin halka güvenen, halkla diyalog içerisinde olan, halk gibi sade olan yöneticilere ihtiyacı vardır.

Bizler aşağıda imzalan bulunan sivil top-lum örgütleri temsilcileri olarak uzun şiddet or-

tamından sonra gelişen banş ve huzurun devam noktasında kararlı olacağımızı belirtiyoruz. Olaym aydınlanmasının, faillerin yargı önüne çakanlmasınm toplumsal bansın devamı ve ka-lıcılaşması temelinde hayati bir öneme sahip ol-duğunu belirtiyoruz.

Saklında yaşamını yitirenlerin acılı ailelerine de başsağlığı diliyoruz. 26.01.2001

• Osman BAYDEMİR, İHD. Şube Bask.

Av. Mustafa ÖZER, BARO Bask. Dr. M. Emin ULUĞ, Tabip Odası Bask.

• Kutbettin ARZU, tic. ve San. Od. Bask. Hüseyin AK, Tic. ve San. Od. Mec. Bask. Bedrettkin KARABOĞA, GÜNSİAD

- Doç. Dr. Kahraman G.GÜZEL, Diş. Hek. Od. Bask. Aziz » YAŞAR,Tüm

Yargı Sen. Şb. Bask. • Eşref TANRTVERDİ DESOB Bask. • Razaman ULAŞ, Türk-İş 7. Böl. Tem. • Selahattin ELÇİ, Harit. Müh. Od. Şb.

Bask.

• Müzeyyen AKINCI, D. Bakır Kad. Plat. • Ekrem BİNGÖL, B.T.S. Şubesi • A. Kadir AKBOZ, GÜNGİAD • Ali ÖNCÜ, Tes-İş 1 Nolu Şb. Bşk. • Mehmet İLEN, Ecs. Od. Bask. • Celal YOLDAŞ SES Şubesi • Yakup KESKİN, Enerji Yapı Yol-Sen. » Vezir PERİŞAN, Belediye-İş Şb. Bask. • Hacı YİĞİt Genel-İŞ Şb. Bask. • Murat KARAKUŞ, Tanm-Gıda SEN • Figen ARAŞ, Eğitim -Sen • Metin ÖZGÜR Vet. Hek. Odası • Mehmet VURAL, Mali Müş. Odası • Vahap GÜNAY B.E.S. > Sedat ÖREN, Zirat Müh. Odası • • Mirhaç GÜMÜŞÇÜ, Yol-İş 1 Nolu Şubesi • Arif AKKAYA, Tek Gıda-İş Şb. Bask. - Adem CAN, Tes Kop.-îş Sen. Bask. • Nevaf UÇAR, Tanm-İ Sen. Şb. Bask. • Fasih AY, Yol-İş 2 Nolu Şube ■ Zülküf CANTÜRK, Sağlık-İş Şube Bask. > Fahrettin AKYIL, Ticaret Borsası • Naci SAPAN, Güneydoğu Gaz. Cem. Bask.

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİUNION OF CHAMBERS OF TUflKISH 6NGINEERS AND AnCHITGCTS UNION DES CHAMRES CCS İNGENİEURS ET DES ARCHlTECTBS TURCS

Sayın Bakan, Ülkemiz yıllardır barışa, huzura. însaıica yaşama özlemi içinde büyük bir beklenti içindedir. Bu teklen tilerine yanıt verecek her girişime en içten duygularla sarılmakta ve sahip çıkmaktadır.

en belirgin örneklerinin yaşandığı

Ancak her seferinde olduğu gibi yine halkın özlemlerini, umutlarını kırmaya dönük fıain bir saldırı gündeme gelmiştir. Diyarbakır Emniyet Müdürü ve beraberindeki S emniyet görevlisinin katledümesiyie sonuçlanan hâin saldırı asîında tüm topluma yapılmıştır. Toplumumuzun büyük ihtiyaç duyduğu demokratikleşmeyi engellemek, baskıcı ve çağdışı bir rejimle yaşamak isteyen bu karanlık güçlerin açığaçıkartfacağmı ümit ediyoruz. Yapılan bu hain saldırıyı nefretle kınıyor, yaşamını yitiren mensuplarının yakınlarına ve tüm halkımıza başsağlığı diliyoruz.

Diyarbakır kenti bunun başında gelmektedir.

emniyet

HKİVJO Bülteni Şubat 2001

i

1 Aralık 2000 tarihinde onbinlerce insanın katılımı ile düzenlenen büyük mitingin ardından Kamu emekçileri seslerini yükseltmeye devam ediyor. Kamu çalışanlarının özlük haklarına yönelik TMMOB'ce baştılan çalışmalar, emek platformu içerisinde diğer 14 sivil toplum örgütleriyle birlikte yürütülüyor. 9 Ocak 2001 günü Emek platformu'nca yayınlanan Basın açıklamasını yayınlıyoruz.

EMEK PLATFORMU

TORK-İŞ ♦ HAK-

İŞ

DİSK ♦ KESK ♦ TÜRKİYE

KAIV1U-SEN ♦ FVÎEMUR-

SEN

TÜRKİYE İŞÇİ EMEKLİLERİ

CEMİYETİ ♦

TÜM İŞÇİ EMEKLİLERİ

DERNEĞİ

TÜM BACİ-KUR EMEKLİLERİ DERNEĞİ

TMMOB

TÜRK DİŞ HEKİMLERİ BİRLİĞİ

♦ TÜRK ECZACILARI

BİRLİĞİ ♦

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ ♦

TÜRK VETERİNER HEKİMLER! BİRLİĞİ

TÜRMOB

DONEM SÖZCÜSÜ TÜRKİYE KAMU-SEN TEL: (312) 23! 29 16

231 95 64 FAK : (312) 231 68 88

EMEK PLATFORMU BAŞKANLAR KURULU AÇIKLAMASI (9 OCAK 2001)

Emek Platformu Başkanlar Kurulu. Türkiye Kamu-Sen'İn sözcülüğünde 9 Ocak 2001 günü Türkiye Kamu-Scn Cıcncl Merkezinde toplanarak . ülkemizin ve halkımızın giderek ağırlaşan sorunlarını değerlendirmiştir. ftmek Platformu Başkanlar Kurulu. sorunları mı ?.ın, çoğulcu ve katılımcı parlamenter demokratik düzen içinde, lürkiyc Cumhuriyetinin bağımsızlığının, ulusal egemenliğin ve laik ve demokratik sosyal hukuk devletinin özenle korunarak cdzOlcbiIcccÇi inananı vurgulamaktadır. Sermaye tarafım! tın desteklenen ve hükümetçe uygulanan «MF politikaları, halkımızı hızla yoksullaştırmaktadır. Ulusötcsî sermayenin talepleri doğrultusunda sosyal devlet tahrip edilerek ve 5-r-iya! adalet yok edilerek, toplumumuzun temel dayanaklarına büyük zarar verilmektedir. Devletin İmkanları ve toplumsal zenginliklerimi?., artık ülkemizin geleceğini tehdit eder biçimde yağmalanmakladır, l-mck Platformu Başkanlar Kumlu, yağma ve talanın üzerine büyük bir kararlılıkla gidilmesini, sorumlular kim olursa olsun açıklanmasını ve yargı Önüne çıkarılmasını istemekte, bu doğrultudaki girişimleri yürekten desteklemektedir. ICmck Platformunun 1 Aralık 2000 eylemi tüm yurtta büyük bir başarıyla gerçekleştirilmiştir. Bu meşru ve demokratik eylem nedeniyle açılan soruşturmalar ve açığa almalar, çıkarılacak bir Başbakanlık genelgesiyle, tüm sonuçlarıyla birlikte durdurulmalı, ayrıca Hükümet, haklı demokratik tepkilerin sergilenmesine saygı duymalıdır. Devlet memurlarının ve sözleşmeli personelin hukuk güvencesi yok sayılarak işten çıkarılmalarına yol açacak girişimlerden vazgeçilmeli, baskjlar ve sürgünler durdurulmalıdır. Hükümet, kamu çalışanlarının lopiu sözleşme ve grev haklarının önündeki engelleri kaldırmalı. sendikal hakları îl.O Sözleşmelerine ve yetkili organ kararlarına uygun hale getirecek biçimde düzenlemelidir. Kamu çalışanlarına, emekli-dul-yetimlere ve işçilere, insan onuruna yaraşır bir hayat sürmelerini sağlayacak gelir sağlanmalıdır. Kamu görevlileri arasındaki öcret farklılıklarını gidermek amacıyla Hükümetin "I îîMM'dcn aldığı yetki, kamu çalışanlar! Örgütlerine de danışılarak, streyaî adaleti sağlayacak bîr biçimde kullanılmalıdır. Meslek örgütleri Üzerindeki baskılar durdurulmalıdır. iş güvencesi yasası, hizmet akdinin feshinde geçeriî bir neden aranması ve geçerli nedenin varlığına yargının karar vermesi konusunda gerekli değişiklik yapılarak, en kısa sürede çıkarılmalıdır. Sosyal güvenlik alanında. Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olan yetki kanununa dayanılarak çıkarılan ve Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen kanun hükmünde kararnamelere göre yapılan düzenlemeler iptal edilmeli, bu konuda Emek Platformu'nun talepleri dikkate alınmalıdır. Halkımızın Anayasa değişikliklerinden beklentileri île hükümetin öncelikleri örtüşnıemektedir. Anayasa değişiklikleri, halkımızın meşru temsilcisi olan Hmek Platformu*nun ve diğer kesimlerin temsilcilerinin de katılımıyla. Ülkemizde demokratikleşme sürecini gerçekleştirecek biçimde yapılmalıdır. Linıck Platformu, temsil ettiği kesimlerin ih' açlarına ve taleplerine uyan Anayasa değişikliği önerilerini derhal hazırlayarak, kamuoyuna ve İlgililere açıklayacaktır. Zcruıılu tasarruf hesabında biriken anapara ve nemalar biran evvel hak sahiplerine ödenmelidir. Sı-maye kesimine uygulanan vergi muafiyet ve istisnaları kaldırılmalı, herkesin gelirleri, serveti ve ya< ant t sı ile orantılı bir vergi ödemesi sağlanmalıdır. Yağma ve talan biçiminde sürdürülen ÖA-Ilcştîrmc uygulamalarına son verilmelidir. 2001 yılı toplu sözJeşmelerinde enflasyondan meydana gcien kayıpları telafi edici ve artan rnıltİ gelirden pay vcrİcî bîr ücret zammı verilmelidir. Halkımızın sabır taşı çatlamıştır. Devletin ve halkımızın İmkanları} ia meşru veya gayrimeşru yollardan zengin olmuş ve servetlerini büyütmeye atışmış olanlar artık tavırlarını değiştirmelidir. i;ntek Platformu hu yağma ve sömürünün devam etmesine izin vermeyecektir. Hükümet, İzlediği ei/giyle. |MI"nİn ve sermayenin politikalarım uygulamakla ve böylece ülkemizin bağımsızjığı ve ulusal egemenliğimiz açısından sorunlar yaratmaktadır. Olumlu tavrımız, bu tutumun değişmesine bağlıdır. IMPyc ve sermayeye teslim olanlar, karşılarında ülkemizin ve halkımızın çıkarlarının savmucusu Hmck Platfi>rmu"nu bulacaktır. Krnck Platformu bu konudaki tavrını kesin ve karartı bir biçimde sürdürecektir. F,mck Platformu, Ülkemizin ve halkımızın çıkarları dojiŞrultusundaki haklı ve meşru taleplerini, başta Sayın Cumhurbaşkanı ve -Sayın Başbakan olmak ûzere, tüm ilgililere iletecektir, i Aralık eylemlerinden gerekli dersi çıkarmayanlar, hu sorumlu açıklamalarımızdan ve davranışımızdan orrrklî mr-çniJnrı nlmnvnnlnr hıımm livası <;r»nıırlnrina ferrtfnnsıcnkfır

31

HKıVÎO Bülteni Şubat 2001

Celal Beşiktepe*

IMF, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği ile yapılan görüşmeler sonrası artık duymaya alıştığımız bir cümle var: Türkiye'nin yol haritası belirleniyor.

Türkiye'nin yol haritasını yabancıların çizdiği açık. Yolumuzu kim, nasıl belirtiyor? Türkiye'nin al-dığı yolun enlem ve boylamında neler var? Halkın oylarıyla işbaşına gelen hükümetlerin kendi halkının değil tekellerin sözcüsü olduğu artık gizlenemeyecek kadar açık bir dönem yaşanıyor.

Tekelci sermayeye dayanan Hükümet ülkenin ekonomisini IMF'ye, Dünya Bankasına teslim ederek uluslar üstü mali sermayenin "icra organı" haline gel-miştir. Alınan her karar, yapılan her uygulama emper-yalist merkezlerin direktifleri doğrultusunda devreye sokulmakta, milliyetçilik görüntüsü altında Türkiye satılmaktadır.

Bu çerçevede geçtiğimiz yıl çok sayıda anayasal ve yasal değişiklik yapılmıştır. Türkiye'nin toplumsal varlıklarının, doğal kaynaklarının sermayeye devre-dilmesinin önünde engel oluşturan Anayasa maddeleri değiştirilmişti. 1924, 1961 ve 1982 Anayasası'nda şeytanın bile aklına gelmediği için yer almayan özel-leştirme anayasaya sokularak, kamu hizmetleriyle il-gili imtiyaz, şartlaşma ve sözleşmelerden doğan uyuş-mazlıkların uluslar arası "tahkim" yoluyla çözülmesi kabul edildi.

Yapılan bu düzenlemeler, hükümet ve sermaye çevrelerince, "Kopenhag kriterlerine uyum ile para-lellik taşıyan çalışmalar" olarak sunuldu. Bu deği-şikliklerle ülkeye yabancı sermayenin akacağı, yük-sek teknolojinin geleceği, yatırımların yapılacağı ve böylece işsizliğin azalacağı söylendi.

Yalan söylemeye, gerçekleri gizleyerek ve çarpı-tarak Türkiye halkı üzerinde yalan rüzgarları estirme-ye devam ediyorlar.

Toplum üzerinde, özelleştirme yağmasından pay kapan medya patronları ve bunların kiralık habercileri ve kalemleri ile beyin yıkama seanslarına devam * TMMOB Yönelim Kurulu Üyesi.

ediyorlar. En çok kar eden kuruluşların başında geldi-ği halde zarar etmiş gibi gösterilen Türk Telekom'un, THY'nin özelleştirilmesi, IMF direktifiyle karara bağlanıyor. Özelleştirilen işletmelerde çalışan 10 ki-şiden 7'sinin işini kaybettiği Türkiye'de zengini daha zengin, yoksulu daha da yoksul hale getiren bir süreç bütün hızıyla işliyor.

İnsanlık değerlerimiz, insanlık onurumuz ayaklar altına alınıyor, halkın geleceği sermayenin, bir avuç azınlığın insafına teslim ediliyor. Türkiye'yi, sömür-ge kurumu olan "Duyun-i Umumiye İdaresf'ne teslim edecek herşey yapılıyor.

Gerçek karşıtlığı, bilim düşmanlığı soygun ve sö-mürü amacından doğmakta, baskı ile yaşama yansı-maktadır. Türkiye'nin bu gidişine karşı çıkanlara düş-manca tavır alınıyor. Sistem, sosyal bir varlık olan in-sanı hücrelere kapatarak tecride hazırlanıyor. Bu ise, insanın inkarıdır. Bu inkar, insan olma onuruna sahip olmanın da reddidir. Muhalif düşünceden insanlar için örülen duvarlarla özgürlükler boğulmak isteni-yor. Türkiye, içerdekiler ve dışarıdakilerle hepimiz için ortak hapishane haline getiriliyor. Soygun, vur-gun ve sömürüye dayalı egemenliğin sürmesi için herşey yapılıyor.

Yapı denetimi adı altında Kanun Hükmünde Ka-rarnamelerle yapılan düzenlemelerin de özelleştirme planının bir parçası olduğu her geçen gün gözler önü-ne seriliyor.

Hazine Müsteşarlığı'nın TMMOB'ye gönderdiği yazıyı birlikte okuyalım.

Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Yabancı Serma-ye Genel Müdürlüğü'nün TMMOB'ye gönderdiği 1 Kasım 2000 tarihli yazı şöyle;

"Bilindiği üzere; yapı denetiminin uygulama esaslarını düzenleyen Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği 26.05.2000 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Yönetmeliğin 5/A maddesine göre; bir kurulu-şa yapı denetim izin belgesi verilebilmesi için, ku-

32