türk sözü dergisi

65
1 Kaç aydan beri ülke toz duman içinde.. Seçim sath-ý maili kargaþa ve karmaþa içinde geçti. Ýþin garibi, en yakýn dostlarýmýzýn bile Temmuz 2007 seçimlerinin Türkiye'de çok þeyi deðiþtirebileceðine inanmalarý oldu. Hatýrlarsýnýz deðil mi? Ne demiþ- tim? ABD ve Batý Türkiye'de 'B Planý'ný devreye sokmak zorunda. "B Planý" yükselen deðer milliyetçiliðe karþýlýk, milliyetçi (!) gruplarý iktidara taþýmaktan ibaret! Yalana gerek yok. Aslýnda bu teori benim deðildi. B Planý adýyla düzenlenen harekat ABD kurmay- larýnýn güdümlerindeki yayýn organlarýnýn ve Batý basýnýnýn satýr aralarýna sýkýþtýrdýðý Pigme oklarýydý! 'B Planý'nýn uygulamaya konulmasý Türkiye'nin geleceði açýsýndan en tehlikeli orta vadeli tezgah sayýlabilir. Akepe iktidarý'nýn uygulamalarý aleniyete dönüþmüþtü. "Babalar gibi satarýz" lafý bir çok gayri meþru faaliyetin meþrulaþtýrýlmasýnýn tescili oldu. Akepe zihniyeti 1938'den beri sürdürülen 'Karþý devrim'in son hamlesiydi. Siz ne derseniz deyin. Bu seçim bence siyasi par- tilerin yarýþý olmadý. Zaten sizler de farkýndasýnýz. Hangi siyasi partinin, hangi ilde düzenlediði mit- ingde heyecan vardý? Hiç birinde yoktu. Liderler çýkýyor, kliþeleþmiþ laflarla " benim milletim", " Benim iþçim" , "Benim memurum" edebiyatýndan baþka bir þey yapmýyor- du. Barzani'nin, Talabani'nin, Sam Amca ve iþbirlikçi- lerinin yaný sýra Batý dünyasýnýn bütün uzantýlarýnýn, Condalezsa Rice'ýn açýk demeçlerinin, Rum Meclis Baþkaný Hristofyas'ýn, Fener Baþ Papazý'nýn, Ermeni Patriði Mutafyan'ýn ve Hahambaþý'nýn tam desteðini alan RTE ve partisi kelimenin tam anlamýyla ülkede desibeli belli, ama ölçümlemesi karmaþýk "Akepe depremi" yaþattýlar. Ýþte bu açýdan baktýðýmýz zaman seçimler; siyasi partilerin maratonu deðil. Kelimenin tam anlamýyla kartel medyasýnýn dayatmasý bir sonucu doðurdu. Seçimler ve sonuçlarý üzerinde durmak istemiyo- rum. Bunlarý zaten gözlerinizle gördünüz ve okudunuz. Benim asýl üzerinde durmak istediðim, bu seçim- lerin Türkiye'ye refah ve huzur yerine daha büyük kaos ortamlarýnýn baþlangýç noktasý olacaðý. Nedenlerine gelince; birincisi ABD ve Batý, 'B Planý' gereðince milli refleks sahiplerinin oylarýný MHP ve CHP olmak üzere iki partiye kanalize ettil- er. Akepe tepkilerinin toplandýðý oylarý alan parti- lerin aldýklarý oylarýn toplamý bile Akepe kadar etmiyor. GP ve DP'nin aldýðý oylarý da hesaba katarsanýz TBMM aritmetiðinin farklý bir þekilde karþýmýza çýkacaðýný pek kolay tahmin edersiniz. Aritmetik düzen deðiþseydi ne olacaktý? Benim bu soruya vereceðim cevap koskoca bir "HÝÇ" ten ibarettir. Gelelim bu iddiamýzýn gerekçesine; evvelinde ve ahirinde Akepe'nin, MHP'nin ve dahi CHP'nin ana programlarýnda ABD ile müttefiklik ve AB ile bütün- leþmek gibi nihai hedefleri var mýdýr? Evet, vardýr. O halde bu üç parti arasýnda ne fark vardýr? Bu açýdan baktýðýnýz zaman verebileceðiniz en iyimser cevap yine koskoca bir " HÝÇ"ten ibaret deðil midir? Esas bu, nüansý açarak siyaset oyunlarýný oyna- maya devam etsinler. PKK’yý TBMM’ne taþýmak ABD ve AB diye ayrý ayrý tasnif etmeye gerek gör- müyorum. Ýsterseniz bunlarý 'cem' ederek kýsaca ' Emperyalist sistem' adýyla analým. Hayli uzunca bir süreden beri Türkiye'de oynan en kanlý emperyalist senaryo PKK meselesidir. Devletin tepesinde Türkiye'nin terör konsepti oluþmamýþtýr. Bilinerek, istenilerek kast-ý mahsusa ile oluþturulmamýþtýr. Batý emperyalizmi Akepe sayesinde 'bölücü terör örgütü'nün faaliyetlerini, alt kimlik-üst kimlik tartýþ- malarýyla halklarýn kimlik arayýþý platformuna sok- muþtur. PKK ile münasebetler yeniden gözden geçirilmiþ ve Ankara'da zaten saðlanamayan kon- sept farklý mecraya kaydýrýlmýþtýr. Bölücü eþkýya ile mücadele etmenin metotlarý farklýdýr, belirli bir azýnlýðýn kimlikve kimliðe dayalý hak arayýþý ile mücadele etmek farklýdýr. Birincisinde 'eþkýyalýk' hakimdir, ikincisinde ise 'gerilla' mantýðý. Ankara'da PKK ile mücadele konsepti zaten kuru- lamadýðý gibi, son hamleyle darmadaðýnýk bir hale getirilmiþtir. 2000 yýlýna kadar sindirilen, yok olma noktasýna getirilen PKK, bu kez TBMM'de temsil edilme safhasýna aktarýlmýþtýr. T T Ü Ü R R K K S S Ö Ö Z Z Ü Ü Reha ÖREN Batý’nýn ‘B Planý’ devrede seçim neyi deðiþtirecek?

Upload: halil-ibrahim-koc

Post on 22-Mar-2016

279 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Dilde - Fikirde - İşde Birlik

TRANSCRIPT

Page 1: Türk Sözü Dergisi

11

Kaç aydan beri ülke toz duman içinde.. Seçimsath-ý maili kargaþa ve karmaþa içinde geçti. Ýþingaribi, en yakýn dostlarýmýzýn bile Temmuz 2007seçimlerinin Türkiye'de çok þeyi deðiþtirebileceðineinanmalarý oldu. Hatýrlarsýnýz deðil mi? Ne demiþ-tim?ABD ve Batý Türkiye'de 'B Planý'ný devreye sokmakzorunda. "B Planý" yükselen deðer milliyetçiliðekarþýlýk, milliyetçi (!) gruplarý iktidara taþýmaktanibaret!Yalana gerek yok. Aslýnda bu teori benim deðildi.B Planý adýyla düzenlenen harekat ABD kurmay-larýnýn güdümlerindeki yayýn organlarýnýn ve Batýbasýnýnýn satýr aralarýna sýkýþtýrdýðý Pigme oklarýydý!'B Planý'nýn uygulamaya konulmasý Türkiye'ningeleceði açýsýndan en tehlikeli orta vadeli tezgahsayýlabilir.Akepe iktidarý'nýn uygulamalarý aleniyetedönüþmüþtü."Babalar gibi satarýz" lafý bir çok gayri meþrufaaliyetin meþrulaþtýrýlmasýnýn tescili oldu. Akepezihniyeti 1938'den beri sürdürülen 'Karþý devrim'inson hamlesiydi.Siz ne derseniz deyin. Bu seçim bence siyasi par-tilerin yarýþý olmadý. Zaten sizler de farkýndasýnýz.Hangi siyasi partinin, hangi ilde düzenlediði mit-ingde heyecan vardý?Hiç birinde yoktu. Liderler çýkýyor, kliþeleþmiþlaflarla " benim milletim", " Benim iþçim" , "Benimmemurum" edebiyatýndan baþka bir þey yapmýyor-du.Barzani'nin, Talabani'nin, Sam Amca ve iþbirlikçi-lerinin yaný sýra Batý dünyasýnýn bütün uzantýlarýnýn,Condalezsa Rice'ýn açýk demeçlerinin, Rum MeclisBaþkaný Hristofyas'ýn, Fener Baþ Papazý'nýn, ErmeniPatriði Mutafyan'ýn ve Hahambaþý'nýn tam desteðinialan RTE ve partisi kelimenin tam anlamýyla ülkededesibeli belli, ama ölçümlemesi karmaþýk "Akepedepremi" yaþattýlar.Ýþte bu açýdan baktýðýmýz zaman seçimler; siyasipartilerin maratonu deðil. Kelimenin tam anlamýylakartel medyasýnýn dayatmasý bir sonucu doðurdu.Seçimler ve sonuçlarý üzerinde durmak istemiyo-rum. Bunlarý zaten gözlerinizle gördünüz veokudunuz.Benim asýl üzerinde durmak istediðim, bu seçim-

lerin Türkiye'ye refah ve huzur yerine daha büyükkaos ortamlarýnýn baþlangýç noktasý olacaðý.Nedenlerine gelince; birincisi ABD ve Batý, 'BPlaný' gereðince milli refleks sahiplerinin oylarýnýMHP ve CHP olmak üzere iki partiye kanalize ettil-er. Akepe tepkilerinin toplandýðý oylarý alan parti-lerin aldýklarý oylarýn toplamý bile Akepe kadaretmiyor.GP ve DP'nin aldýðý oylarý da hesaba katarsanýzTBMM aritmetiðinin farklý bir þekilde karþýmýzaçýkacaðýný pek kolay tahmin edersiniz. Aritmetikdüzen deðiþseydi ne olacaktý? Benim bu soruyavereceðim cevap koskoca bir "HÝÇ" ten ibarettir.Gelelim bu iddiamýzýn gerekçesine; evvelinde veahirinde Akepe'nin, MHP'nin ve dahi CHP'nin anaprogramlarýnda ABD ile müttefiklik ve AB ile bütün-leþmek gibi nihai hedefleri var mýdýr? Evet, vardýr.O halde bu üç parti arasýnda ne fark vardýr? Buaçýdan baktýðýnýz zaman verebileceðiniz en iyimsercevap yine koskoca bir " HÝÇ"ten ibaret deðil midir?Esas bu, nüansý açarak siyaset oyunlarýný oyna-maya devam etsinler.

PPKKKK’’yyýý TTBBMMMM’’nnee ttaaþþýýmmaakkABD ve AB diye ayrý ayrý tasnif etmeye gerek gör-müyorum. Ýsterseniz bunlarý 'cem' ederek kýsaca 'Emperyalist sistem' adýyla analým. Hayli uzunca birsüreden beri Türkiye'de oynan en kanlý emperyalistsenaryo PKK meselesidir. Devletin tepesindeTürkiye'nin terör konsepti oluþmamýþtýr. Bilinerek,istenilerek kast-ý mahsusa ile oluþturulmamýþtýr.Batý emperyalizmi Akepe sayesinde 'bölücü terörörgütü'nün faaliyetlerini, alt kimlik-üst kimlik tartýþ-malarýyla halklarýn kimlik arayýþý platformuna sok-muþtur. PKK ile münasebetler yeniden gözdengeçirilmiþ ve Ankara'da zaten saðlanamayan kon-sept farklý mecraya kaydýrýlmýþtýr. Bölücü eþkýya ilemücadele etmenin metotlarý farklýdýr, belirli birazýnlýðýn kimlikve kimliðe dayalý hak arayýþý ilemücadele etmek farklýdýr. Birincisinde 'eþkýyalýk'hakimdir, ikincisinde ise 'gerilla' mantýðý.Ankara'da PKK ile mücadele konsepti zaten kuru-lamadýðý gibi, son hamleyle darmadaðýnýk bir halegetirilmiþtir.2000 yýlýna kadar sindirilen, yok olma noktasýnagetirilen PKK, bu kez TBMM'de temsil edilmesafhasýna aktarýlmýþtýr.

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Reha ÖREN

Batý’nýn ‘B Planý’ devrede seçim neyi deðiþtirecek?

Page 2: Türk Sözü Dergisi

22

Batý Emperyalizmi böylece Türkiye'deki Kürtmeselesine 'radikal' çözüm bulmuþtur. Ýdam edilmemesi þartýyla paketlenip Türk makam-larýna teslim edilen Öcalan ile birlikte batýemperyalizmi hem Öcalan'ýn can güvenliðinisaðlamýþ ve hem de PKK'nýn hayatýný idame ettire-bilmesini garanti altýna almýþtýr. Batý Emperyalizmi açýsýndan Büyük OrtadoðuPlanýný gerçekleþtirebilmek için hem Öcalan hemde PKK kaybedilmemesi gereken iki önemli kozdu.Emperyalizm ve uzantýlarý Öcalan'ýn asýlmasýnýnPKK'yý bitireceðini çok iyi biliyorlardý. Ýþte bu gün atýlan " Ýmralý irademizdir" sloganýnýnaltýnda yatan realite budur. Bu realite gereðinceBatý emperyalizmi ve onlarýn yerli uþaklarý "Türkiye'yi eyaletlere böl, Kürdistan'ý kur" dayat-masýný burnumuza sokuyorlar. Peki, bu baðlamdaÖcalan dosyasýný TBMM'ne yaklaþýk 7 ay gibi birsüreyle getirmeyerek Öcalan'ýn Ýmralý'da aðýrlan-masýný temin eden siyasi parti hangisi ?Hadi onu da siz bulun. Bulun da 'nisyanýnmaluliyeti'nden kurtulun.

‘‘AAÐÐAA’’llaarrýýnn aayyrrýýccaallýýððýý!!Kafanýzý haddinden fazla yorduðumu biliyorum.Biraz daha tahammül gösterin lütfen. Siz siyasipartilerin Ankara'da konuþlanmýþ büyük patron-larýnýn, yani; 'Genel Baþkan'larýnýn birbirlerine karþýzaman zaman sertleþtiklerine sakýn kanmayýn.Bunlarýn kavgasý kayýkçý kavgasý gibidir. Aðýzdalaþýndan ibarettir. Týpký fýkradaki aða ve tutmasýgibidirler. Ýþ sýkýya geldiði zaman hep birbirlerinekarþý toleranslý olurlar ve ayrýcalýklý davranýrlar.Fýkra mý dedim? Bilenler kusura bakmasýn,bilmeyenler de baþka bilmeyenlere aktarsýn.Irgat koþa koþa aðasýnýn yanýna gelir;-Aðam akþam rüyamda seni gördüm.-Hayýrdýr Ýnþallah nasýl gördün?- Ýkimizde ayný uçakta seyahat ediyorduk.-Eee- Aðam uçak arýza yaptý ve düþtü.- Hayýrdýr ülen, çabuk de, ne oldu sonra?- Korkma aðam ölmedik. Ben bok çukuruna, senbal çukuruna düþtün.- Olacak ülen o kadar fark, aðalýðým rüyanda bilebelli olmuþ. Peki sonra ne oldu?- Hiç aðam ne olacak, birbirimizi yalaya yalayatemizledik.Fýkra bu ya, bizim siyasiler de birbirlerine karþý hýr-larlar, sonra günü geldiði zaman Yüce Divan'daçevirdikleri bin türlü dolaplarla birbirlerini yalayayalaya temizlerler. Kurduklarý kýrýlmasý zor, oligarþik yapýlanma buyüzden deðil midir?Hangi lider, bir baþka lideri Yüce Divan'a gönder-di. Hiç biri. Gönderemezler.

Çünkü onlar birbirlerini yalayarak temizlerler!‘‘AAÐÐAA’’llaarrýýnn ffaarrkkll ýýllýýððýý!!

Evet, fýkradan sonra þimdi de aðalarýn birbirlerinekarþý olan farklýlýklarýný ele alalým.AABBDD kkoonnuussuunnddaa::" AABBDD'' nn iinn BBüüyyüükk OOrrttaaddooððuu PPrroojjeessii''nnddee

DDiiyyaarrbbaakkýýrr''ýý mmeerrkkeezz yyaappaaccaaððýýzz..”(Kanal D Teke Tek programý 15.02.2004." BBOOPP''uunn eeþþ bbaaþþkkaannýýyyýýmm." (AKP Bayrampaþa

Ýlçe Kongresi 4 Mart 2006) Bu sözler RTE'ye ait."ÖÖrrggüüttüümmüüzzee kkeessiinn ttaall iimmaatt vveerrddiikk.. AAmmeerriikkaaaalleeyyhhttaarrýý bbiirr oolluuþþuumm iiççiinnddee yyeerr aallmmaayyaaccaakk--ssýýnnýýzz ddiiyyee vvee ssoonnuunnaa kkaaddaarr ddaa kkaarraarrllýý llýýkkllaauuyygguullaaddýýkk.. (Star Gazetesi 1 Mayýs 2005)Gazetecilerin mitinglerdeki ""NNee AABBDD vvee AABB ttaammbbaaððýýmmssýýzz TTüürrkkiiyyee ssllooggaannllaarrýýnnýý ssoorrmmaallaarrýý üüzzeerr--iinnee;; "" MMeeyyddaann llaarrddaa aatt ýý llmmýýþþ oollaann ssöözz.. BBiirrüüllkkeeyyee yyaa ddaa AABB''yyee kkaarrþþýý ddeeððiill.. "(19 Mayýs 2007 Flash TV'deki bir programdan)

Bu sözler ana muhalefet partisi Deniz Baykal'a ait ." AABBDD iillee ii lliiþþkkii lleerriimmiizziinn,, ggeerrççeekk aannllaammddaa bbiirrssttrraatteejjiikk oorrttaakkllýýððaa ddöönnüüþþttüürrüüllmmeessii oorrttaakkhheeddeeffiimmiizz oollmmaallýýddýýrr.. ((SSeeççiimm bbiillddiirrggeessii S. 121)" 11 MMaarrtt tteezzkkeerreessii rreeddddeeddiillmmeesseeyyddii AABBDDkkoommuuttaassýýnnddaa vvee aazz ssaayyýýddaa bbiirrll iikkllee KK.. IIrraakk''aaggiirreebbiilleecceekkttiikk.”( Haber Türk Tv. Basýn Klübü. Prg.28 Mayýs. 2007. Bu sözler de þimdi MHP mil-letvekili olan Deniz Bölükbaþý'na ait.AABB ii llee iillggii llii ffaassýýllddaa ffaarrkkllýý llýýkkllaarr!!::"TTüürrkkiiyyee''nniinn AABB üüyyeelliiððii 2211.. yyüüzzyyýýllýýnn eenn bbüüyyüükkkküürreesseell bbaarrýýþþ pprroojjeessiiddiirr.. MMeeddeenniiyyeettlleerr aarraassýýiittttiiffaakk eeððeerr kkuurruullaabbiilleecceekkssee TTüürrkkiiyyee''nniinn AABBiiççeerriissiinnddee yyeerriinnii aallmmaassýý þþaarrttttýýrr.." RTE. Parti Grup toplantýsý 15 Mayýs 2007." PPiiyyaassaa eekkoonnoommiissiinniinn kkuurraallllaarrýýnnaa uuyyaaccaaððýýzz..AABB hheeddeeffii ssüürreecceekk.. GGeerreekkeennlleerr eellbbeettttee yyaappýýll--mmaallýý..” Deniz Baykal. (Referans Gazetesi 10 Mayýs2007)" BBiizz bbuu AABB ddooððrruullttuuddaa ççaallýýþþmmaallaarrýýmmýýzzýýssüürrddüürreecceeððiizz.."" Seçim bildirgesi tanýtým toplantýsý20 Haziran 2007. "CCHHPP iikkttiiddaarrýýnnddaa AABB''yyee eeþþiitt kkooþþuulllluu ttaamm üüyyee--lliikk hheeddeeffii kkoorruunnaaccaakk..”” ( CHP seçim bildirgesi S.3-16) “AABB uuyyuumm yyaassaallaarrýýnnýýnn uuyygguullaannmmaassýýnnýý ssaaððllaayy--aaccaaððýýzz.." (CHP Programý)AB ile ilgili münasebetler araþtýrmalarýný MHPcephesine kaydýrýrsak karþýmýza çýkan manzaraözetle þudur: 11999999 yyýýllýý AArraallýýkk aayyýýnnddaa HHeellssiinnkkiiZZiirrvveessii''nnddee hhaazzýýrrllaannaann ""aaddaayy üüyyee"" pprroottookkoollüünnüüiimmzzaallaayyaann kkiimm?? Devlet Bahçeli.Bahçeli, AB'nin Kýbrýs ve Ege adalarý dayatmalarýnýkabul etti mi etmedi mi?Aday üye protokolünde hazýrlanan "KKaattýý llýýmm

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 3: Türk Sözü Dergisi

33

OOrrttaakkllýýððýý BBeellggeessii"nde ve ÝÝkkiizz YYaassaallaarr'da bu günçok eleþtirdikleri "Yabancýlara Emlak Satýþý"nýnyasalaþtýrýlmasý Katýlým Ortaklýðý Belgesi'nde varmýydý, yok muydu?Genel baþkanlarýn aralarýndaki farklýlýðý anlata-bilmek açýsýndan sayfalar dolusu örnek vermekpek ala mümkün. Bir örnek de, Türkiye'nin boy-nuna takýlacak son tasma olarak düþünülen 'fed-erasyona' hazýrlýk faaliyetleri içerisinde vermek istiy-orum.Þimdi dikkatle okuyun:"MMeerrkkeezzii hhüükküümmeettiinn eeððiittiimm,, ssaaððllýýkk vvee ggüüvveenn--ll iikk ddýýþþýýnnddaakkii yyeettkkiilleerriinniinn yyeerreell yyöönneettiimmlleerreeddeevvrrii iiççiinn yyaassaallaarr ççýýkkaarrýýllddýý vvee uuyygguullaammaayyaaggeeççiillddii.. " Kalkýnma Ajanslarý'nýn kurulmasý Türkiye'yi 26 böl-geye ayýran eyaletler sisteminin startýný veren ilkhamle oldu. Kalkýnma Ajanslarý'nýn kuruluþu ResmiGazete'nin 8 Þubat 2006 günlü sayýsýnda 5449Sayýlý "Kalkýnma Ajanslarýnýn Kuruluþu,Koordinasyonu ve Görevleri Hakkýnda Kanun"baþlýðýyla yayýmlandý.SÖZ okurlarý hatýrlayacaklardýr. "PPaazzaarr OOllaa VVaalliibbeeyy" baþlýklý yazýmda devrin Adana Valisi M. CahitKýraç'ý sert bir dille eleþtirmiþtim. Kalkýnma Ajanslarý'nýn uygulanma alaný olarak ilkaþamada Adana ve Mersin seçilmiþ ve KalkýnmaAjansý'nýn açýlýþ konuþmasýnda þimdi Ýzmir Valisiolan M. Cahit kýraç " KKüürreesseelllleeþþmmee ssüürreecciinnddeeuulluussllaarr aarraassýý sseekkttöörrlleerriinn ççýýkkaarrllaarrýý uulluussaall ççýýkkaarr--llaarrddaann öönneemmlliiddiirr" demiþ ve sadece SÖZ tarafýn-dan eleþtirilmiþti.Neyse, "federasyonlaþma ile ilgili olarak diðer ikiaðamýzýn görüþlerini de alalým. "MMeerrkkeezzii iiddaarree,, bbuuggüünn oolldduuððuu ggiibbii,, kkaammuuhhiizzmmeettii üürreettmmee ssoorruummlluulluuððuunnuu üüzzeerriinnddeennaattmmaakk aammaaccýýyyllaa ddeeððiill,, kkaammuu hhiizzmmeettlleerriinnddeeeettkkiinnlliiððii ssaaððllaammaakk aammaaccýýyyllaa yyeerreell iiddaarreelleerrlleehhiizzmmeettlleerrddii bbööllüüþþeecceekkttiirr.." (CHP Seçim bildirgesi)"ÝÝssttaannbbuull,, üüllkkeemmiizzddee ddiiððeerr 8800 ii lliinn yyöönneettiillddiiððiimmooddeellllee yyöönneettiilleemmeemmeekktteeddiirr.. ÝÝssttaannbbuull ÖÖzzeellYYöönneettiimmii ÝÝssttaannbbuull ''uu yyaaþþaannýýllaabbiilliirr bbiirr kkeennttyyaappaaccaakk.”(CHP Seçim bildirgesi) Özetle Ýstanbul ayrý bir eyalet olacak."DDeevvlleettiinn ffoonnkkssiiyyoonnllaarrýý yyeenniiddeenn ttaannýýmmllaa--nnaarraakk…….. MMeerrkkeezzii iiddaarree ttaarraaffýýnnddaann yyüürrüüttüüllmmee--ssii zzoorruunnlluu oollaann aaddaalleett.. GGüüvveennlliikk,, ssaavvuunnmmaaggiibbii hhiizzmmeettlleerriinn ddýýþþýýnnddaa kkaallaannllaarrýýnn yyeerreell yyöönnee--ttiimmlleerree ddeevvrrii ssaaððllaannaaccaakkttýýrr.." (MHP Parti Programý'ndan)Hatýrlarsýnýz deðil mi ?. Hadi, lütfen hatýrlayýn!Seçimlerden birkaç gün önce Iðdýr Zübeyde

Haným Bulvarý'nda Baðýmsýz milletvekili adayýnadestek amacýyla düzenlenen mitinge katýlan Leyla

Zana ne demiþti :"OOssmmaannllýý''nnýýnn kkuurruulluuþþuunnddaann bbuuggüünnee kkaaddaarroollmmaassýý ggeerreekkeenn KKüürrddiissttaann eeyyaalleett ssiisstteemmiinneeggeeççiillmmeellii.. DDiiððeerr bbööllggeelleerree ddee eeyyaalleettlleerr kkuurr..BBuu üüllkkeenniinn bbööllüünnmmeessii ddeemmeekk ddeeððiill,, aakkssiinneebbüüttüünnlleeþþmmeessii,, bbiirr aarraaddaa yyaaþþaammaassýý ddeemmeekkttiirr..HHeerr KKüürrtt,, yyaaþþaaddýýððýý ttoopprraaððýýnn aaddýýnnýý bbiilliirr oonnuuaassllaa ggöözz aarrddýý eettmmeezz.. TTaarriihhiinn ssaayyffaallaarrýýnnaa kkaayy--ddýýrrmmaazz.. BBuunnuunn iiççiinn TTüürrkkiiyyee''nniinn eeyyaalleettlleerreebbööllüünnmmee zzaammaannýý ggeellmmiiþþttiirr.. AAnnkkaarraa,, TTüürrkkiiyyee''yyiieeyyaalleettlleerree bbööll vvee KKüürrddiissttaann eeyyaalleettiinnii kkuurr..CCuummhhuurriiyyeettiinn kkuurruulluuþþ ssüürreecciinnddee yyaappaammaaddýýððýýnnýýþþiimmddii yyaapp."RTE, Baykal ve Bahçeli'nin Türkiye'nin federasyon-laþmasý konusundaki düþünceleri ve açýklamalarýnýaktardým. Leyla Zana ve Diyarbakýr BelediyeBaþkaný Osman Baydemir sizce liderlerden farklýþeyler mi söylüyorlar? Batý emperyalizmi açýsýndan açýdan baktýðýnýzzaman RTE, Baykal, Bahçeli müsellesini karehaline dönüþtürülebilmek için Baydemir'e ihtiyaçvar mý , yok mu?Ýþte Batý emperyalizminin Türkiye'de oynadýðýsenaryo kaba hatlarýyla bu.Ve bu kadar basit.ABD, AB, Federasyonlaþma sürecindeki farklýlýk-lar(!) böyle de IMF ile olan iliþkilerimizdekiler çokmu farklý?“BBeennii IIMMFF iillee oollaann ii lliiþþkkii lleerrddeenn ddoollaayyýýeelleeþþttiirreennlleerriinn IIMMFF'' yyaallvvaarrddýýkkllaarrýýnnaa ddaaiirr eell iimmddeebbeellggeelleerr vvaarr"" diyen RTE, peki " IIMMFF''yyee ttaavvýýrraallmmaakk ssöözz kkoonnuussuu ddeeððiill"" (13 Aralýk 2001) diyenkim? Devlet Bahçeli.Ýki örnek yeterli mi?

GGöökklleerrddeenn mmuucciizzee bbeekklleemmeekkYYaa ddaa ssüürrpprriizzee ooyynnaammaakk!!

Ellerimizi semaya kaldýrýp göklerden mucize bekle-menin anlamý yok. Baþýmýz her belaya battýðý, bur-numuz boka bulaþtýðý zamanlarda Tanrý'dan medetumuyoruz. Göklerden medet ummak gibi safdilliðibir tarafa býrakmalýyýz.Elbette; " Tengri biz bilan"Amma ve lakin kullarýn yapmasý gerektiði iþlerden

Tanrý'yý mes'ul tutmalarý gibi bir ahmaklýða damahal yok.Koca Tanrý'nýn iþi gücü kalmamýþ bizim halimizemi acýyacak?Hayýr, biz kullar evvelemirde kendi görevlerimiziyerine getirmekle mükellefiz.Neden, niçin ve nasýl? Sorularýný aktarmadanönce Karadeniz fýkralarýndaki Temel'e benzediðimizihatýrlatmak istiyorum.Temel ile Dursun'un caný sýkýlýr ve sinemaya gider-ler. Güzel bir kovboy filmi vardýr. Keyifle seyreder-lerken Temel;-"Ula Tursun, gel seninle 100 lirasýna iddiaya gire-

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 4: Türk Sözü Dergisi

44

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

örgütler. Meraklýlarý için Ergun poyraz " TarikatSiyaset, Ticaret ve Cinayet. (Masonlarla Elele 'kitabý.Bunlarý da anladýk.Þimdi gelelim MHP'nin Ýstanbul milletvekili olanGündüz Aktan beyefendiye.Kimdir Gündüz Aktan?Turgut Özal'ýn Baþbakanlýðý döneminde GündüzAktan Özal’ýn danýþmanlarý arasýndadýr. Özal'ýnkitabýnýn (La Turquie en Europe, Plon, Paris, 1988)yazýlmasýna yardýmcý olur. Kitapta Anadolu'da kuru-lan Helen medeniyetine övgüler düzülerek anlatýlýr.62. Sayfada " MMeeððeerr TTüürrkk--ÝÝssllaamm kküüllttüürrüü YYuunnaannvvee BBiizzaannss mmiirraassýýyymmýýþþ" denilmektedir.Ayný Aktan, 1988'de Dýþiþleri Bakanlýðý'nda görevliiken Bilderberg toplantýsýna katýlmýþ. Aktan AksiyonDergisi'ne yaptýðý bir açýklamada ise " EEððeerrBBiillddeerrbbeerrgg''ee kkaattýýllýýpp yyýýllddýýzzýý ppaarrllaayyaann vvaarrssaa,, bbuuBBiillddeerrbbeerrgg'' iinn ddaavveett eettttiikklleerriinnddee nnee kkaaddaarr iissaa--bbeettllii oolldduuððuunnuu ggöösstteerriirr.. BBiillddeerrbbeerrgg''iinn üüyyeelleerriibbeellllii bbiirr ddüüzzeeyyiinn üüssttüünnddeekkii iinnssaannllaarr zzaatteenn"demiþti.Bir çok kaynaklarda Gündüz Aktan'a Bilderberg ileyaptýðý açýklamalar hatýrlatýldýðý zaman Aktan "Bunlarý hatýrlayamadýðýný " söylemekle yetiniyor.Oysa Bilderberg toplantýlarýna katýlan Aktan'ýnAksiyon Dergisi'ndeki açýklamalarý arþivlerde duruy-or.MHP'li Aktan ayný da, CHP lideri Deniz Baykal çokmu farklý?Baykal 1963'de Türkiye'deki doktora çalýþmalarýnýtamamladýktan sonra iki yýl Rockfeller Foundationbursu ile ABD'de kalmadý mý?Colombia ile Berkeley üniversitelerinde çalýþ-malarýný sürdüren Baykal'a sormak gerekmez mi?RTE' yi suçluyorsun da Rockfeller Vakfý hakkýndaneden susuyorsun?Baykal'a burs veren Rockfeller Vakfý'nýn patronuDavid Rockfeller, dünyayý yönettiði bilinen CouncilOn Foreign Relations'un, yani; ünlü CFR'nin depatronu deðil mi?.Dikkat buyurun, Bilderberg Group ve TrilateralCommission adlý gizli örgütlerin imparatoru daDavid Rockfeller deðil mi?Rodshilds ve Rockfeller aileleri küreselleþmesürecinde Adana Valisi'nin bahsettiði uluslar arasýbir çok sektörün de patronlarý deðiller mi?Biliyorum kafanýz iyiden iyiye karýþtý.Hafýzalarýnýzý tazeleyin, geçtiðimiz günlerde zengin-lerimizin övünerek giydikleri "Vakko' malý libaslarýnsahibi Cem Hakko Alem Dergisi'nin gecesinde nelersöylemiþti?""2222 TTeemmmmuuzz''ddaann ssoonnrraa nneelleerr oollaaccaaððýýnnýý ggöörree--cceekkssiinniizz,, bbiizzii aazzýýnnllýýkk ggöörreennlleerr bbuu üüllkkeeddeekkiippaattrroonnllaarrýýnn kkiimm oolldduuððuunnuu ööððrreenneecceekklleerr..CCeemm UUzzaann ddaahhii üüçç sseennee öönnccee eelliimmii ööppeerrddii..

lum. Ben diyeyrum ki þu koþan atlardan beyaz olanýkazanacak." Temel düþünmeden cevap verir.-"Tamam ula ben de siyah diyeyrum"Film biter Temel iddiayý kazanýr. Dursun da ona100 lirayý verir. Tam sinemadan çýkarlarken vicdanazabý çeken Temel:-"Ula Tursun al paraný geri" der.Temel sorar:-"Niye?" Temel :-"Ula pen pu filmi seyretmiþtum. Beyaz atýnkazanacaðýný biliyordum." Dursun parayý Temel'egeri çevirir ve þöyle der:-"Ula Temel bu para ha senin hakkýndýr. Bu filmiben de daha önce seyretmiþtum da. Ama bu sefersürprize oynamýþtým. Kaybettim."Hakikaten fýkralardaki Temel'e benzemeyebaþladýk. Bu arada bütün Temel'lerden özür dilerim.Temel, aslýnda Anadolu Türk'ünün zekasýnýn doruknoktasýdýr.Olaylarý ince zekasýyla 'tii'ye alýr.22 Temmuz 2007 seçimlerinde, fýkradaki Temelgibi, ayný filmi daha önce seyrettiðimiz halde yinesürprize oynayýp da CHP ve MHP'den medetummadýk mý?

ÖÖddüülllleerree vvee bbuurrssllaarraa ddiikkkkaattSeçimlerden önce, Vakit Gazetesi Çevik Bir'inaldýðý ADL, yani; Anti Defamation League ödülü için"Yahudilerden Üstün Hizmet madalyasý" baþlýðýnýkullandý.Ayný Vakit Gazetesi 11. Haziran 2005 tarihlinüshasýnda ADL ödülü RTE'ye verildiði zaman "Musevilerden Cesaret Ödülü" Baþlýðýný attý.Gerçekten de ADL bu madalayayý kendilerine ençok hizmet verenlere vererek, ödüllendiriyordu.RTE bu ödülü aldýðý zaman þöyle döktürdü :"MMuusseevvii ddüüþþmmaannllýýððýý uuttaannçç vveerriiccii bbiirr aakkýý llhhaassttaallýýððýýnnýýnn tteezzaahhüürrüüddüürr,, kkaattlliiaammllaassoonnuuççllaannaann bbiirr ssaappkkýýnnllýýkkttýýrr,, ssaappýýkkll ýýkkttýýrr..SSooyykkýýrrýýmm,, eettnniikk tteemmiizzlliikk,, ýýrrkkççýý llýýkk,, ÝÝssllaamm ddüüþþ--mmaannllýýððýý,, HHýýrriissttiiyyaann ddüüþþmmaannllýýððýý,, yyaabbaannccýý ddüüþþ--mmaannllýýððýý vvee tteerröörriizzmm ggeeççmmiiþþtteenn bbuu ggüünnee kkaaddaarrddeevvaamm eeddeenn aayynnýý kkööttüüllüüððüünn ffaarrkkllýý yyüüzzlleerriiddiirr..BBaaþþkkaa ddiinnlleerree hhooþþggöörrüü ggöösstteerrmmeekk bbiizzeeppeeyyggaammbbeerriinn mmiirraassýýddýýrr.. MMuusseevvii ddüüþþmmaannllýýððýýnnýýnnTTüürrkkiiyyee''ddee yyeerrii yyookk.”Buraya kadar tamam."KKaassýýmmppaaþþaallýýnnýýnn rreeffeerraannssýý AAllaattoonn''dduu....” Peki, devam edelim: " RRTTEE iillee ÜÜzzeeyyiirr GGaarriihh vvee ÝÝsshhaakk AAllaattoonn''llaayyaakkýýnnllýýððýýnnýýnn bbuu bbaaððllaammddaa ddeeððeerrlleennddiirriillmmeessiiggeerreekkiirr.. RRTTEE bbeelleeddiiyyee bbaaþþkkaannýý oollmmaaddaann eevvvveell,,HHüürr vvee kkaabbuull eeddiillmmiiþþ MMaassoonnllaarr''aa ÝÝsshhaakkAAllaattoonn''uunn ddaa üüyyee oolldduuððuu llooccaaddaann tteerrkkiissiinniinnggeerrççeekklleeþþiipp ggeerrççeekklleeþþmmeeddiiððii aarraaþþttýýrr ýýllmmaallýýddýýr"Bir yanda JINSA'nýn verdiði madalyalar, öte yanda'Üstün Hizmet Ödülleri", diðer yanda RTE'nin debaðlý olduðu bir takým uluslar arasý masonik

Page 5: Türk Sözü Dergisi

55

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

ÞÞiimmddii bbiizzddeenn ooyy iissttiiyyoorr..AAmmeerriikkaa nnee ddeerrssee oo oolluurr,, bbiizz üüllkkeenniinn MMuusseevviivvaattaannddaaþþllaarrýý oollaarraakk ppaattrroonnuuzz.. SSiizz iiþþççiissiinniizz..VVaakkkkoo oollaarraakk ddaa hheeppiinniizzii bbiizz ggiiyyddiirriiyyoorruuzz,,bbaayyýýllaa bbaayyýýllaa,, öövvüünnee öövvüünnee VVaakkkkoo''ddaann ggiiyyiinniiyy--oorrssuunnuuzz.. ÇÇuukkuurroovvaa GGrruubbuu''nnaa rreekkllaamm vveerriiyyoorruuzz,,bbuu ggeeccee ddee bbeenniimm ppaarraammllaa oolluuyyoorr,, ssiinniirr--lleennddiirrmmeeyyiinn bbeennii kkeesseerriimm rreekkllaammllaarrýý""Fazla söze gerek var mý?

VVaattaann ttoopprraaððýýnnýý yyaabbaannccýýllaarraa‘‘BBaabbaallaarr ggiibbii’’ ssaattmmaakk!!

Kafanýz þiþti, beyniniz zonklamaya baþladý ve bir okadar da aklýnýz karýþtý. Ýçinizden " Bu kadar uzunyazýyý okumak zorunda mýyým?" diye soruyorsunuz.Yoo hayýr, okumak zorunda deðilsiniz. Aslýnda pekuzun yazmayý sevmem ama bu sefer mecburkaldým. Son bir ara baþlýkta þu 'vatan topraðýnýyabancýlara satmak' konusu hakkýnda birazmalumatfuruþluk yapalým. Þimdilerde CHP ve özel-likle MHP kanadý 'Akepe'yi eleþtirmek için 'Vatantopraðý satýlamaz ' edebiyatý yapýyorlar ya, bakýnvatan topraðýný onlar nasýl da çaktýrmadan 'Babalargibi satmýþlar'!.CHP iktidarlarý döneminde yabancýlara satýlanvatan topraðý Akepe'nin 5 katý tutarýnda.AKePe 4 yýlda 16 bin metrekare alaný yabancýlarasatarken, CHP hükümetleri yaklaþýk olarak 71 binmetrekare topraðýmýzý sattýlar.MHP'nin DSP ve ANAP ile kurduðu hükümet döne-minde yaklaþýk 10 bin metrekare topraðýmýzyabancýlara satýldý.Meraklýlarý, benim elde ettiðim bu bilgilere TTaappuuKKaaddaassttrroo GGeenneell MMüüddüürrllüüððüü vvee DDÝÝEE kkaayyýýtt llaarrýýnn--ddaann uullaaþþaabbiilleecceekklleerrii ggiibbiiwwwwww..hhaabbeerraakkttuueell..ccoomm,, wwwwww..uulluussaallkkaannaall..ccoomm,,wwwwww..sseekkiizzssuuttuunn ..ccoomm,, wwwwww..hhaabbeerrlleerr..ccoommadreslerinden de ulaþabilirler.Hasýlý kelam aslýnda yok birbirlerinden farklarý.. Ama farklý tellerden çýkýyor seçim zamanlarýndaavazlarý..

NNee yyaappmmaakk ggeerreekkiirr??Üstad Cenap Þahabettin kimden aparmýþ bile-mem ama, çok güzel bir sözü var "Anlatamamaktan deðil, anlaþýlamamaktankorkarým"Bilmem ne demek istediðimi anlatabildim mi?Yoo, hemen art niyetle karamsar tablo çizdiðimisöylemeyin. Asla ve kat'a pesimist deðilim, karam-sarlýk Türklüðe yakýþmaz. Siz, Türkiye'nin þimdikidurumunu Ergenekon'a benzetin ve sakýn azminizikýrmayýn. Unutmayýn ki o zamanlarda da yükselen bir Çindalgasý vardý. Biz Türkler içimizdeki hainler yüzün-den eriyip gitmeye yüz tutmuþtuk. Ve Ergenekon'asýðýnmýþtýk. Bizler Tanrý Daðlarý'nda Ergenekondemirlerini eriterek aþýp cihan hakimiyetini kurmuþ

bir milletiz.Maneviyatýnýzda bir katre dahi eksilme olmasýn.

Bu olaylar biz Türkleri kamçýlamalý, hýrslarýmýzý þahakaldýrmalý, kinimizi büyütmeli..Peki, ne mi yapmalýyýz?Buna verebileceðim en iyi cevap: GençliðeHitabe'yi, 10. Yýl Nutku'nu ve Bursa Nutku'nu oku-manýzdýr. Kuvva-ý milliye hareketini bir kez daha okuyun veunutmayýn ki :"Hattý müdafaa yoktur, sath-ý müdafaa vardýr." Ve o satýh ki bütün vatan topraðýdýr."Siyasi partisine aldýrmadan, zikrine deðil, icraat-larýna bakarak en yakýnýnýzdakileri bile mercek altý-na alýn.Zira; Gazi Paþa ne demiþ:"PPaarraammýýzzýý,, hhaayyaattýýmmýýzzýý hhaarriiccii ddüüþþmmaannllaarrýýnnttaassaalllluuttuunnddaann kkuurrttaarrmmaakk vvee bbuu mmeemmlleekkeettiinnhhaarriiccii ddüüþþmmaannllaarrýýnnaa eessiirr oollmmaassýýnnaa mmüüssaaaaddeeeettmmeemmeekk nnee kkaaddaarr llaazzýýmmssaa aayynnii zzaammaannddaa vveeoonnllaarrddaann ddaahhaa ffaazzllaa bbiirr tteeyyaakkkkuuzzllaa ddaahhiillii ddüüþþ--mmaannllaarraa,, ddaahhiillddeekkii mmuuzzýýrr aaddaammllaarraa ddaa ddiikkkkaa--ttllee bbeekkççiilliikk yyaappmmaakk vvee oonnllaarrýýnn hheerr hhaarreekkeettiinniiggöözzddeenn kkaaççýýrrmmaammaakk mmeeccbbuurriiyyeettiinnddeeyyiizz.."Emir böyle, gayri itaat etmemek ne haddimize.

Selim devrinde Ýstanbul (ekabir) i arasýnda bir süsve kýyafet yarýþý baþlamýþtý. Genç Padiþah,keþkekeþ içinde olan kýyafet meselesini ele aldýðýzaman, yerli malýnýn ne kadar hor ve ancak fakirzümrece kullanýlýr olduðunu gördü.. Vesikalar kayd-eder ki, Selim Padiþahlýðýndan þehit edilinceyekadar, devamlý olarak yerli malý giymiþtir. Lütfen,Sadrazama gönderdiði þu hatt-ý hümayuna bakýnýz:"Benim Vezirim,Ben daima Ýstanbulkari ve Ankarakari kumaþ giy-erim. Devlet ricalim ise hala, Hintkari ve Ýrankarikumaþ giyerler. Memleket kumaþlarý giyerlersememleket malý revaç bulur…"1794 ile 1957 arasýnda 163 sene vardýr. Selim'inbahsettiði Ýstanbul kumaþý ile Ankara sofu, devletricalinin sýrtý için hala çobanýn abasý kadar yabancýgeliyor…Bir tek farkla: Selim'in ricali Ýran ve Hint kumaþýgiyerdi. Meþrutiyet ricali Alman ve Avusturyakumaþlarý giydiler, Cumhuriyet ricali ise Ýngiliz veAmerikan kumaþý giyiyorlar!..CCeemmaall KKuuttaayyTürkiye Ýstiklal ve Hürriyet Mücadeleleri Tarihi C:2

Ýbret AynasýYerli Malý Hasreti

Page 6: Türk Sözü Dergisi

66

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Milli þuurun uyanýk olduðu yerlerde doktorlarsahte rapor vermez. Mektebe gelmeyen talebehastayým diye yalan söylemez. Kadýnlar ve erkekleraþký, millet ve vatan duygularýnýn üstünde tutmaz.Sancak kutlanýr ve saygý görür. Milli renkler heryerde ululanýr. Bayrak, katlanmak için bile yerekonmaz. Ecdat mezarlarýnda hayvanlar otlamaz vehele fahiþeler ve yabancý kaný taþýyanlar zinayapacak kadar müsamaha göremez . Küçükbüyüðün, talebe öðretmenin,Memur amirin aleyhinde söz söylemez. Kadýnlarýsaygý gösterilir. Kadýnlar kokotlaþmaz. Talebe milliheyecanla coþan bir yürek taþýr, fakat ciddi ve disi-plinlidir. Herkes hakkýna razýdýr. Dün mektebebaþlayanlar bu gün üstatlýk davasýna kalkmaz.Vazife mukaddes tutulur.Milli þuur bir ýþýktýr. Ýnsanda beyin ne ise millete

de milli þuur odur. Ciðeri, karaciðeri ve hatta bazenkalbi kurþunla delinen bir adamýn yaþadýðý vakidir.Fakat beyninden kurþun yiyen bir insanýn yaþamasý-na imkana yoktur. Milli þuur bir milletin yaþama iradesi, hayat kay-naðý ve en kuvvetli silahýdýr. 20. asýrda milli þuuruolmayan milletler yýkýlmaya mahkumdur.Büyük ve ölümsüz ATSIZ'ýn bu gerçekçi ve herdevirde geçerli tavsiyeleriyle hikmetli sözlerinin fazladeðil, þayet, yüzde yirmi b.eþi cemiyet hayatýmýzda,eðitim ve öðretim müesseselerinde uygulanabilsey-di bir çoklarýmýzýn þikayetçisi olduðumuz anarþik,yýkýcý ve kozmopolitik olaylarýnýn hiç birisinin buderece güç kazanabilmesine imkan var mýydý?Devlet ve millet yýkýcýlarýnýn bir takým hain ve ruh-suz siyaset adamý tarafýndan desteklenebilmesi,küçücük de olsa yaþama iklimi bulabilir miydi?Unutulmasýn ki ATSIZ'a düþmanlýk duygularýbesleyenler aslýnda Türk varlýðýna, Türk diline,Türk'ün örfüne ve töreleriyle Türk devletinin büyük-lük ve baðýmsýzlýk felsefesine ihanet etmiþlerdir.Milleti yabancýlaþmasýnda Türk gençliðinde mühimbir kýsmýnýn yabancý kültürlerin birer robotu vesuflörü olmasýnda milli benlik ve tarih þuurundankopmalarýnda önemli rol oynamýþlardýr. Bazen, bil-erek, bazen de bilmeyerek baðýmsýz son Türkdevletini parçalamak isteyenlerle ayný paraleledüþmüþlerdir. Ve zamanla bu gafletleri ihanetedönüþmüþtür. Fakat bu insancýklar haklýydýlar. Zira;

büyük ATSIZ'I gerçekler aslýnda soylu, yüce ruhlu venamuslu insanlarý benimseyebileceði tavsiyelerdir.Nefsi, aklýn ve ruhun bir dakika milli þuur rönt-geninden geçirilmesini istediði çetinlikle bir iþte,sokak kaltaklarýyla yufka yürekliler ve inançsýzlar buTanrý Daðlarý'nýn doruklarý kadar sarp ve katýhakikatlerden elbette ürkeceklerdir. Elbette itlergibi, köstebekler gibi menfaat yalamalarýyla geçir-ilecek bir hayatý milli ahlakýn ve yüce Türkülküsünün umdelerinden mahrum sayacaklardýr.Onlar için Türklük, Türk töresi, Türk ahlak ve seciye-si ecdat hatýralarýna ve geçmiþe saygýyla bakmakbir gericiliktir. Gereksiz iþlerdendir. Dini bayramlar-da evlerini býrakacak Türkiye'nin ve yabancý mem-leketlerin turistik eðlence yerlerinde felekten günçalmayý en yakýnlarý ile yoksullarý aðýrlamaktandaha üstün ve muteber kabul eden Kökten kopmuþzevk ve sefahat budalalarý için Büyük ATSIZ'ýn millive manevi törelerimize uygun olarak yaþanýlmasýzorundaki fikirleri elbette yadýrganacaktýr.Üstün bir ahlak anlayýþý ile birlikte ilmin ve kutluýþýðýn peþinden giderek Türk'ün kara bahtýný aðart-mak O'nun idealleri arasýndaydý. Bir Bilge Kaðantefekkür ve hassasiyeti ile Türk ýrkýnýn yoksulluk vehastalýktan kurtarýlmasý ATSIZ Beð'in dileklerinden-di:Yoksulluk ve hastalýkla, düþmanlarýn kýyýcýlýðý veyabancýlarýn iftirasý ve sinsiliði ile milli þuurun kay-bolmasý ve milli kültürün o kültürü korumayamemur edilenler tarafýndan kasti olarak baltalan-masýyla tehlikeler içinde kalan Türk milleti, ilahiýþýða hiçbir zaman bu kadar muhtaç olmamýþtýr.Artýk destan çaðý geçmiþtir. Artýk gökten mucizeli

ýþýk inmez. Bu günün mucizesi ýþýðýný gökten deðil,kitap ve dergilerin satýrlarýndan beklemek lazýmdýr.Bunu biliyoruz. Yine biliyoruz ki, bir çok kitap vedergilerin satýrlarý mucizeli ýþýðý deðil, felaketli vekýzýl tutsaklýðý getirmek için yazýlýyor. Þimdilik þukadarýný söylüyoruz:Bizim yeni "Altýn Iþýðýmýz" ancak felaket ve tutsak-lýk hazýrlayan bu yazýlar, milli þuurun selinde boðul-duðu zaman inmiþ olacaktýr."Ve bu milli þuur uyanýklýðýnýn toplum mese-lelerinde, sosyal adaletin, fýrsat eþitliðinin saðlan-masý konularýnda da gösterilmesini içtenlikle ister.O'nun TÜRKÇÜLÜK felsefesi Türk toplumunun

Milli þuur uyanýklýðý ve Atsýz beðNurettin Pakyürek

Page 7: Türk Sözü Dergisi

77

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

bütün yaralarýný sarabilecek derecede engin vederin manalýdýr. Bir o kadar da gerçekçidir. VeTürk toplum yapýsýna uygundur.Türkçülük memlekette toplumsal bir adalet

olmasýný ister ve gerçek adaletin toplumsal olduðuinancýndadýr. Millet fertlerini saðlýk, geçim ve gele-cek bakýmýndan tatmin etmenin milliyetçilik þart-larýndan olduðu meydandadýr.Milli þuur uyanýklýðýnýn en belirgin örneklerindenbir tanesi de Türk düþmanlarýnýn, tarihi ve barýþmazdüþmanlarýmýzý hiçbir safsata ve propagandayakapýlmadan tanýmasýný bilmektir.Bu düþmanlar bazý dertler de olabilir, bazý gizli veisli izbelerde faaliyet gösteren cemiyetler de ..'Tarihin barýþmaz düþmanlarý' isimli yazýsýndaATSIZ Beð bu konuya da cesaret ve dirayetle par-maðýný basmakta, neþterini vurmaktadýr:Komünizm, ruh ve seciye bakýmýndan soysu-zlaþmýþ, binlerce casusu bulunan bir MoskofEmperyalizmidir. Hýrslarýna sýnýr bulunmayan,Akdeniz'e, Atlas'a, Hint Okyanusu'na çýkmak isteði-ni, bütün dünyayý elde etmek hülyasý ardýndakoþan kaba ve Moskof'a yakýþan bir emperyalizm…Bütün bu doymak bilmeyen hýrsýn dayanaðý dadünyaya içtima (Sosyal) adalet götürmek efsane-si…Geri ve kaba Ýslav'ýn en aþaðýlýk kolu olan Moskofdünyaya medeniyet ve adalet götürecek!..Yýllardanberi açlar ve mahpuslar diyarý, Moskofistan,dünyaya önderlik edecek ve insanlýðý ebedi saadetekavuþturacak!..Hayat var oldukça her þey zýddýyla anlaþýlmaktadevam edecektir. Ölümsüz hayat olmayacaðý gibikin olmadan da sevgi olamayacaktýr. Büyük beþerihamleler yapmak, milli ülküler ardýnda mý koþmakistiyorsunuz, sevginin yanýna mutlaka nefreti dekoyacaksýnýz. Türklerin milli mefkuresinden mibahsediyorsunuz? Türk'e sevginin yanýna "Moskof'kini" de yerleþtirmeye mecburuz. Türk'ü sevmekdemenin Moskof'a düþmanlýk demek olduðunu,Türklüðe tapmanýn için de Moskof'a kinin mün-demiç bulunduðunu bilmek için derin bilgiye ve

tefekküre lüzum yoktur. Tarihe ve haritaya bakmakkafidir.Hüseyin Nihal Atsýz beð, Mason ve Siyonist oyun-larýna karþý da son derece hassas, dikkatli ve milliþuur uyanýklýðý içerisinde bulunarak en tesirli ika-zlarýný yapmaktan hiçbir vakit uzakta ve varestebulunmamýþtýr.Masonluk üzerine dikkat nazarlarýný toplamakisterken der ki :"Masonluk kökü dýþarýda olan gizli bir cemiyettir.Ve milliyetçilikle baðdaþamayanlarýn Türkçülük düþ-maný bir teþekküldür. Baþlangýçta Yahudilerin milliçýkarlarýný gizli olarak korumak için kurulmuþ,zamanla milletlerarasý bir hale gelmiþtir. Savaþhalinde bulunan iki millete mensup masonlarýnkendi devletleri aleyhine bile olsa birbirlerineyardým etmek mecburiyetinde olmalarý, bu züm-renin bütün milliyetçilere ve bu arada Türk mil-liyetçiliðine de düþman olduðunu göstermekte-dir.Komünizm, Siyonizm, ve Masonluk Türkiye'debir saç ayak halinde Türk düþmanlýðý yapmaktadýr.ATSIZ Beð'in dýþýnda bu milli þuur uyanýklýðýnýgösterebilmiþ ve Türklüðü tehdit eden tehlikelerinve mensuplarýnýn üzerine böylesine açýk bir yürekleve cesaretle yürüyebilmiþ kaç insan, kaç müte-fekkir, kaç devlet adamý, kaç ilim adamý ve yazargösterebilirsiniz?..Milli þuur uyanýklýðýnýn, 20. yüzyýl Türkiye'sinde hiçþüphesiz ATSIZ BEÐ olmuþtur.Yýllar geçtikse O'nun bu konudaki büyüklüðü vekýymeti gözyaþlarý arasýnda daha da iyi hatýr-lanacaktýr.O'nun için " Milli Þuur Uyanýklýðýný", " Milli aksiy-onu" dinamik gücü haline getiren ilk Türkbüyüðüdür demek, çok yerinde ve isabetli birtariftir.…ve "Milli Þuur" düþmanlarýnýn tamamý milli ben-liðin ýþýk selinde eriyip yok olduðu gün yüce AtsýzKaðan'ýn ruhu bir kez daha bahtiyar ve þad olacak-týr.Millet Gazetesi 30 Aralýk 1975 Salý

Page 8: Türk Sözü Dergisi

88

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Yüce önder Mustafa Kemal ; Türkiye nin bugününeve yarýnýna ýþýk tutacak 1920 tarihli söylevinde,emperyalizmin ülkeyi çökertmek için baþvuracaðý yol-larý þöyle açýklamaktadýr : ""...... KKaarrþþýý kkooyymmaa ggüüccüümmüüzzüü yyookk eeddeecceekk tteedd--

bbiirrlleerriinn iikkiinncciissii,,ffii iilleenn vvaarr oollaann oorrttaakk iiddaarreeddeenniissttiiffaaddee eeddeerreekk,,TTüürrkkiiyyee''yyii iiççiinnddeenn ooyyaarraakk ççöökk--eerrttmmeekkttiirr.. BBuu hhuussuussttaa mmeemmlleekkeettttee mmeevvccuuttssiiyyaassaall kkaarrýýþþýýkkllýýkk iittii llaaff'' ýýnn eelliinnddee ççookk iiyyii bbiirraarraaççttýýrr.. ÝÝttiillaaffççýýllaarr bbuu aarraaççttaann vvee bbaazzýý mmaakkaamm--llaarrýýnn kkeessiinn tteesslliimmiiyyeett ttaarraaffttaarrll ýýllaarrýýnnddaann iissttii--ffaaddee eeddeerreekk ççaallýýþþmmaakkttaaddýýrrllaarr..AArrttýýkk dduurruummuu ddüüzzeellttmmeekk,, hhaayyaatt bbuullmmaakk,,iinnssaann oollmmaakk iiççiinn,, mmuuttllaakkaa AAvvrruuppaa''ddaann nnaassiihhaattaallmmaakk bbüüttüünn iiþþlleerrii AAvvrruuppaa''nnýýnn eemmeelllleerriinneeuuyygguunn yyüürrüüttmmeekk,, bbüüttüünn ddeerrsslleerrii AAvvrruuppaa ddaannaallmmaakk ggiibbii bbiirr ttaakkýýmm zziihhnniiyyeettlleerr oorrttaayyaa ççýýkkttýý..OOyyssaa hhaannggii iissttiikkllaall vvaarrddýýrr kkii yyaabbaannccýýllaarrýýnn nnaassii--hhaattllaarrýýyyllaa,,yyaabbaannccýýllaarrýýnn ppllaannllaarrýýyyllaa yyüükkssee--lleebbiillssiinn?? TTaarriihh bbööyyllee bbiirr oollaayy kkaayyddeettmmeemmiiþþttiirr ;;ttaarriihhttee bbööyyllee bbiirr oollaayy yyaarraattmmaayyaa kkaallkkýýþþaannllaarr,,zzeehhiirrll ii ssoonnuuççllaarrllaa kkaarrþþýýllaaþþmmýýþþllaarrddýýrr.. ÝÝþþtteeTTüürrkkiiyyee ddee,,bbuu yyaannllýýþþ zziihhnniiyyeettllee ssaakkaatt oollaannyyöönneettiiccii lleerr yyüüzzüünnddeenn,, hheerr ggüünn,, hheerr yyüüzzyyýýllbbiirraazz ddaahhaa ççookk ggeerriilleemmiiþþ,, ddaahhaa ççookkddüüþþmmüüþþttüürr..VVaassii lliikk vvee hhiimmaayyee aallttýýnnaa ggiirreenn bbiirr ddeevvlleettbbaaððýýmmssýýzzllýýððýýnnýý yyiittiirr iirr.. EEggeemmeennlliikk hhaakkkkýý tteesslliimmoolluunnaammaazz,, aayyrrýýllýýkk kkaabbuull eeddiilleemmeezz.. BBaaððýýmmssýýzzll ýýkkbbiirr bbüüttüünnddüürr.. YYaa vvaarrddýýrr,,yyookk iissee ddeevvlleettiinn kkiimm--ll iiððii oorrttaaddaann kkaallkkmmýýþþ ddeemmeekkttiirr..MMaannddaaccýýllaarr ddiiyyoorrllaarr kkii bbiizzii bbaaððýýmmssýýzz bbýýrraakk--mmaayyaaccaakkllaarr.. OOnnllaarr nnee ddüüþþüünnüürrlleerrssee ddüüþþüünn--ssüünnlleerr oorrttaaddaa bbiirr ggeerrççeekk vvaarr.. HHeerr uulluuss bbiirrddeevvlleett hhaalliinnii aallýýyyoorr vvee bbiirr TTüürrkk uulluussuu vvaarrddýýrr..BBiizzii bbaaððýýmmssýýzz bbýýrraakkmmaazzllaarr ddüüþþüünncceessii mmaanneevviiyy--aatt bbiittkkiinnlliiððiinnddeenn ddooððaann bbiirr iimmaann eekkssiikklliiððiiddiirr..BBiirr aann kkaabbuull vvee tteesslliimm eeddeelliimm kkii,, bbiizzii ddeevvlleettoollaarraakk yyaaþþaattmmaayyaaccaakkllaarr,, oo hhaallddee bbuunnuu bbiizz mmiiiisstteeyyeelliimm?? KKuurrttuulluuþþ iiççiinn,, bbaaððýýmmssýýzzllýýkk iiççiinn eenniinnddee ssoonnuunn--ddaa ddüüþþmmaannllaa,,bbüüttüünn vvaarrllýýððýýmmýýzzllaa vvuurruuþþaarraakkoonnuu yyeennmmeekktteenn bbaaþþkkaa kkaarraarr vvee ççaarree yyookkttuurrvvee oollaammaazz..OOrrdduu iillee,, ssaavvaaþþ ii llee,,iinnaatt iillee bbuu iiþþiinn iiççiinnddeennççýýkkýýllaammaazz bbiiççiimmiinnddeekkii kkaayynnaaððýý ddýýþþaarrýýddaa bbuulluu--nnaann ööððüüttlleerree uuyymmaakkllaa bbiirr vvaattaann,, bbiirr uulluuss

bbaaððýýmmssýýzzllýýððýý kkuurrttaarrýýllaammaazz..BBuunnuunn tteerrssiinnii ddüüþþüünneerreekk hhaarreekkeett eeddeecceekk--lleerriinn,, aaccýýllýý ssoonnuuççllaarrllaa kkaarrþþýýllaaþþaaccaakkllaarrýýkkuuþþkkuussuuzzdduurr.. ÝÝþþttee bbööyyllee yyaannllýýþþ ggöörrüüþþllüü,, yyaannllýýþþaannllaayyýýþþll ýý kkiiþþii lleerr yyüüzzüünnddeenn TTüürrkklleerr hheerr yyüüzzyyýý llbbiirraazz ddaahhaa ggeerriilleemmiiþþ bbiirraazz ddaahhaa ççöökkmmüüþþttüürr..BBuu ddüüþþüüþþ,, bbuu aallççaallýýþþ,,yyaallnnýýzz mmaaddddii þþeeyylleerrlleeoollssaayyddýý,, hhiiçç öönneemmii yyookkttuu.. NNee yyaazzýýkk kkii TTüürrkkiiyyeevvee TTüürrkk hhaallkkýý,,aahhllaakk bbaakkýýmmýýnnddaann ddaa ddüüþþüüyyoorr..BBuu ddüüþþüüþþüünn ççýýkkýýþþ nnookkttaassýý kkoorrkkuuyyllaa,, aacczzlleebbaaþþllaammýýþþttýýrr.. TTüürrkkiiyyee''nniinn,,TTüürrkk hhaallkkýýnnýýnn nnaassýý llssaabbaaþþýýnnaa ggeeççmmiiþþ oollaann bbiirrttaakkýýmm iinnssaannllaarr,,ggaalliippddüüþþmmaannllaarr kkaarrþþýýssýýnnddaa,, ssuussmmaayyaa mmaahhkkuummmmuuþþggiibbii,, TTüürrkkiiyyee yyii aattýýll vvee ççeekkiinnggeenn bbiirr hhaallddeettuuttuuyyoorrllaarrddýý.. MMeemmlleekkeettiinn vvee mmiilllleettiinn ççýýkkaarr--llaarrýýnnýýnn ggeerreekkttiirrddiiððiinnii yyaappmmaakkttaa kkoorrkkaakk vveemmüütteerreeddddiitt iiddiilleerr..TTüürrkkiiyyee ddee ffiikkiirr aaddaammllaarrýý,,aaddeettaa kkeennddii kkeennddiilleerriinnee hhaakkaarreett eeddiiyyoorrllaarrddýý..DDiiyyoorrllaarrddýý kkii,, "" bbiizz aaddaamm ddeeððiilliizz vvee oollmmaayyýýzz..KKeennddii kkeennddiimmiizzee aaddaamm oollmmaammýýzzaa iihhttiimmaall yyookk--ttuurr "".. BBiizziimm ccaannýýmmýýzzýý,, ttaarriihhiimmiizzii,, vvaarrllýýððýýmmýýzzýý,,bbiizzee ddüüþþmmaann oollaann,,ddüüþþmmaann oolldduuððuunnddaann hhiiççþþüüpphhee eeddiillmmeeyyeenn AAvvrruuppaallýýllaarraa,,kkaayyýýttssýýzz þþaarrttssýýzzbbýýrraakkmmaakk iissttiiyyoorrllaarrddýý..TTüürrkkiiyyee''yyii bbööyyllee yyaannllýýþþ yyoollllaarrddaa bbooððuullmmaa vveeyyookk oollmmaa uuççuurruummuunnaa ssüürrüükklleeyyeennlleerriinn eelliinnddeennkkuurrttuullmmaakk ggeerreekkiirr.. BBuunnuunn iiççiinn bbuulluunnmmuuþþ bbiirrggeerrççeekk vvaarrddýýrr oonnaa uuyyaaccaaððýýzz.. OO ggeerrççeekk þþuudduurr::TTüürrkkiiyyee''nniinn ddüüþþüünneenn kkaaffaallaarrýýnnýý bbüüssbbüüttüünn yyeenniibbiirr iinnaannççllaa ddoonnaattmmaakk........ BBüüttüünn uulluussaassaaððllaamm bbiirr mmaanneevviiyyaatt kkaazzaannddýýrrmmaakk..YYüüzzyyýýll llaarrddýýrr ddüüþþmmaannllaarrýýmmýýzz AAvvrruuppaa uulluussllaarrýýaarraassýýnnddaa TTüürrkklleerree kkaarrþþýý kkiinn vvee ddüüþþmmaannllýýkk ffiikkiirr--lleerrii tteellkkiinn eettmmiiþþlleerrddiirr.. BBaattýýll ýý zziihhiinnlleerriinnee yyeerr--lleeþþmmiiþþ oollaann bbuu ffiikkiirrlleerr öözzeell bbiirr zziihhnniiyyeett vvüüccuu--ddaa ggeettiirrmmiiþþttiirr.. AAvvrruuppaa''ddaa bbuuggüünn ddee TTüürrkküünnhheerr ttüürrllüü iilleerrlleemmeeyyee ddüüþþmmaann bbiirr aaddaammoolldduuððuu,, mmoorraall vvee ffiikkiirr yyöönnüünnddeenn ggeelliiþþmmeeyyeeeellvveerriiþþssiizz bbiirr aaddaamm oolldduuððuu ssaannýýllmmaakkttaaddýýrr.. BBuuzziihhnniiyyeett hhaallaa vvee bbüüttüünn oollaayyllaarraa rraaððmmeenn mmeevv--ccuuttttuurr.. BBuu ççookk bbüüyyüükk bbiirr yyaannýýllggýýddýýrr.. CCeevvaabbýýnnýýbbaassiittlleeþþttiirrmmeekk iiççiinn ssiizzee þþuu öörrnneeððii vveerreecceeððiimm::FFaarrzz eeddiinniizz kkii,, kkaarrþþýýnnýýzzddaa iikkii aaddaamm vvaarr,, bbuunn--llaarrddaann bbiirrii zzeennggiinn vvee eemmrriinnee hheerr ttüürrllüü aarraaççvveerrii llmmiiþþ,, ddiiððeerrii iissee yyookkssuull vvee eelliinnddee hhiiççbbiirraarraaçç yyookk.. ÝÝkkiinncciinniinn bbuu aarraaçç vvee ggeerreeçç yyookkssuunn--lluuððuunnddaann bbaaþþkkaa bbiirriinncciiddeenn hhiiççbbiirr eekkssiikklliiððii

BaðýmsýzlýkAhmet Saðlam

Page 9: Türk Sözü Dergisi

yyookkttuurr.. ÝÝþþttee AAvvrruuppaa iillee TTüürrkkiiyyee bbiirrbbiirriinnee kkaarrþþýýbbuu dduurruummddaaddýýrr.. BBiizzii aaþþaaððýý oollmmaayyaa mmaahhkkuummbbiirr hhaallkk oollaarraakk ttaannýýmmaakkllaa yyeettiinnmmeemmiiþþ oollaannbbaattýý,, yyýýkkýýllmmaammýýzzýý ççaabbuukkllaaþþttýýrrmmaakk iiççiinn nneellaazzýýmmssaa yyaappmmýýþþttýýrr..BBiizziimm hhuuzzuurr vvee ttaattbbiikk kkaabbiilliiyyeettii ggöörrddüüððüümmüüzzssiiyyaassii mmeesslleekk,, mmiillllii ssiiyyaasseettttiirr.. DDüünnyyaannýýnn bbuuggüünnkküü uummuummii þþaarrttllaarrýý vvee yyüüzzyyýý llllaarrýýnn ddiimmaaððllaarr--ddaa vvee kkaarraakktteerrlleerrddee ttooppllaaddýýððýý hhaakkiikkaattlleerrkkaarrþþýýssýýnnddaa hhaayyaallee kkaappýýllmmaakk kkaaddaarr bbüüyyüükk hhaattaaoollmmaazz.. TTaarriihhiinn iiffaaddeessii bbuudduurr,, iillmmiinn,, aakkllýýnn,,mmaannttýýððýýnn iiffaaddeessii bbööyylleeddiirr.. MMiill lleettiimmiizziinnkkuuvvvveettllii,,mmeessuutt vvee mmüüssttaakkaarr yyaaþþaayyaabbiillmmeessiiiiççiinn,,ddeevvlleettiinn ttaammiimmiiyylleemmiillllii bbiirr ssiiyyaasseett ttaakkiippeettmmeessii vvee bbuu ssiiyyaasseettiinniiçç tteeþþkkii llaattýýmmýýzzaattaammiimmiiyyllee uuyygguunn oollmmaassýývvee oonnaa ddaayyaannmmaassýýllaazzýýmmddýýrr.. MMiill llii ssiiyyaasseettddeeddiiððiimm zzaammaann kkaasstteett--ttiiððiimm mmaannaa þþuudduurr :: MMiill lliissýýnnýýrrllaarrýýmmýýzz iiççiinnddee hheerrþþeeyyddeenn öönnccee kkeennddiikkuuvvvveettiimmiizzee ddaayyaannaarraakkvvaarrll ýýððýýmmýýzzýý kkoorruuyyuupp mmeemm--lleekkeettiinn iiçç ssaaaaddeett vveeiimmaarrýýnnaa ççaallýýþþmmaakk.. ÝÝssttiikkllaallii ttaamm,, bbiizziimmbbuuggüünn,, yyeerriinneeggeettiirrddiiððiimmiizz ggöörreevviinn eessaassrruuhhuudduurr.. BBuu ggöörreevv,,bbüüttüünn mmiilllleettee vvee ttaarriihheekkaarrþþýý yyeerriinnee ggeettiirrii llmmiiþþttiirr..BBiillggiinn,, bbiillggiissiizz,, bbüüttüünnhhaallkkýýmmýýzz bbeellkkii iiççiinnddeekkiizzoorrlluukkllaarrýý ttaammiimmiiyylleeaannllaammaakkssýýzzýýnn,, bbuuggüünn yyaall--nnýýzz bbiirr nnookkttaa ççeevvrreessiinnddeettooppllaannmmýýþþ vvee ssoonnuunnaakkaaddaarr kkaannýýnnýý aakkýýttmmaayyaakkaarraarr vveerrmmiiþþttiirr.. BBuunnookkttaa,, ttaamm bbaaððýýmmssýý--zzllýýððýýmmýýzzýýnn ssaaððllaannmmaassýý vvee ssüürrddüürrüüllmmeessiiddiirr..TTaammbbaaððýýmmssýýzzllýýkk ddeenniillddiiððii zzaammaann eellbbeettttee ssiiyyaassaall,,ppaarraassaall,, eekkoonnoommiikk,, yyaassaall,, aasskkeerrii,,kküüllttüürreell......vvbb hheerr yyöönnddee ttaamm bbaaððýýmmssýýzzll ýýkk vveesseerrbbeessttlliikk ddeemmeekkttiirr.. BBuu ssaayyddýýkkllaarrýýmmýýzzýýnn hheerr--hhaannggii bbiirr iinnddee bbaaððýýmmssýýzzllýýkkttaann yyookkssuunnlluukkuulluussuunn vvee mmeemmlleekkeettiinn,, ggeerrççeekk aannllaammddaabbüüttüünn bbaaððýýmmssýýzzllýýððýýnnddaann yyookkssuunn oollmmaassýýddeemmeekkttiirr..BBiizz bbuunnuu ssaaððllaammaaddaann vvee eellddee eettmmeeddeennbbaarrýýþþaa vvee eesseennlliiððee eerriiþþeecceeððiimmiizz kkaannýýssýýnnddaaddeeððiill iizz.. GGöörrüünnüüþþ vvee yyöönntteemm bbaakkýýmmýýnnddaann bbaarrýýþþyyaappaabbiilliirriizz,, aannllaaþþmmaa yyaappaabbiilliirriizz,, aammaa

ttaamm bbaaððýýmmssýýzzllýýððýýmmýýzzýý ssaaððllaayyaammaayyaaccaakk oollaann bbuuggiibbii bbaarrýýþþllaarr vvee aannllaaþþmmaallaarraa uulluussuummuuzz hhiiççbbiirrzzaammaann ccaannllýý llýýððaa vvee eesseennlliiððee eerriiþþmmeeyyeecceekkttiirr..BBeellkkii,, ssii llaahhllýý ççaarrppýýþþmmaassýýnnýý bbýýrraakkaarraakk yyýýkkýýmmaassüürrüükklleennmmeeyyee yyooll aaççmmýýþþ oollaaccaakkttýýrr.. EEððeerruulluussuummuuzz bbuunnuu kkaabbuull eettsseeyyddii,, kkaabbuull eeddeecceekknniitteelliikkttee bbuulluunnssaayyddýý,, iikkii yyýýllddaann bbeerrii ssaavvaaþþmmaakkhhiiçç ddee ggeerreekkllii ddeeððiillddii..((55 EEkkiimm 11991199))BBiizz hhaakkkkýýmmýýzzýý kkoorruummaakk,, bbaaððýýmmssýýzzllýýððýýmmýýzzýýggüüvveenn aallttýýnnaa aallmmaakk iiççiinn,, ttooppttaann bbiizzii mmaahhvveett--mmeekk iisstteeyyeenn eemmppeerryyaalliizzmmee kkaarrþþýý mmiilllleettççeessaavvaaþþmmaayyýý uuyygguunn ggöörreenn bbiirr ddookkttrriinnii iizzlleeyyeenniinnssaannllaarrýýzz.. BBiizz BBaattýý eemmppeerryyaalliissttlleerriinnee kkaarrþþýý

bbaaððýýmmssýýzzll ýýððýýmmýýzzýý kkoorruu--mmaakkllaa kkaallmmýýyyoorruuzz.. AAyynnýý zzaammaannddaa BBaattýýeemmppeerryyaalliissttlleerriinniinn ggüüççlleerriivvee bbiilliinneenn hheerr vvaassýýttaassýý ii lleeTTüürrkk uulluussuunnuu eemmppeerryyaall--iizzmmee aarraaçç oollaarraakk kkuullllaann--mmaakk iisstteeyyeennlleerree eennggeelloolluuyyoorruuzz.. BBuunnuunnllaa bbüüttüünniinnssaannllýýððaa hhiizzmmeetteettttiiððiimmiizzee iinnaannýýyyoorruuzz..TTüürrkkiiyyee''nniinn bbuuggüünnkküümmüüccaaddeelleessiinniinn yyaallnnýýzzTTüürrkkiiyyee''yyee aaiitt oollmmaaddýýððýýnnýýbbüüttüünn aarrkkaaddaaþþllaarrýýmmýýzz,,iiffaaddee eettmmiiþþ iisseelleerr ddeebbuunnuu bbiirr ddeeffaa ddaahhaa tteeyyiitteettmmeekk llüüzzuummuunnuuhhiisssseeddiiyyoorruumm.. TTüürrkkiiyyee''nniinnbbuuggüünnkküü mmüüccaaddeelleessii yyaall--nnýýzz kkeennddii nnaamm vveehheessaabbýýnnaa oollssaayyddýý bbeellkkiiddaahhaa kkýýssaa,, ddaahhaa aazz kkaannllýýoolluurr vvee ddaahhaa ççaabbuukk bbiittee--bbiilliirrddii.. TTüürrkkiiyyee aazziimm vveemmüühhiimm bbiirr ggaayyrreettssaarrffeeddiiyyoorr.. ÇÇüünnkküümmüüddaaffaaaa eettttiiððii,, bbüüttüünnmmaazzlluumm mmiilllleettiinn,, bbüüttüünnþþaarrkkýýnn ddaavvaassýýddýýrr.. VVee

bbuunnuu nniihhaayyeettee ggeettiirriinncceeyyee kkaaddaarr TTüürrkkiiyyee kkeenn--ddiissiiyyllee bbeerraabbeerr oollaann þþaarrkk mmiill lleettlleerriinniinnbbeerraabbeerr yyüürrüüyyeecceeððiinnddeenn eemmiinnddiirr..ÞÞaarrkkttaann þþiimmddii ddooððaaccaakk oollaann ggüünneeþþee bbaakkýýnnýýzz!!BBuuggüünn ggüünnüünn aaððaarrddýýððýýnnýý nnaassýý ll ggöörrüüyyoorrssaamm,,uuzzaakkttaann bbüüttüünn þþaarrkk mmiill lleettlleerriinniinn ddeeuuyyaannýýþþllaarrýýnnýý ööyyllee ggöörrüüyyoorruumm.. ÝÝssttiikkllaall vvee hhüürr--rriiyyeettiinnee kkaavvuuþþaaccaakk oollaann ççookk kkaarrddeeþþ mmiilllleettvvaarrddýýrr.. OOnnllaarrýýnn yyeenniiddeenn ddooððuuþþuu,, þþüüpphheessiizz kkiitteerraakkkkiiyyee vvee rreeffaahhaa mmüütteevveecccciihh oollaaccaakkttýýrr.. BBuummiilllleettlleerr bbüüttüünn ggüüççllüükklleerree vvee bbüüttüünn eennggeelllleerreerraaððmmeenn mmuuzzaaffffeerr oollaaccaakkllaarr vvee kkeennddiilleerriinnii

bbeekklleeyyeenn ggeelleecceeððee uullaaþþaaccaakkllaarrýýddýýrr..99

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

"... BBuuggüünnkküü ssaavvaaþþýýmmllaarrýýmmýýzzýýnnggaayyeessii ttaamm ÝÝssttiikkllaall--ii ttaammddýýrr ((ttaammbbaaððýýmmssýýzzllýýkkttýýrr)).. BBaaððýýmmssýýzzllýýððýýnnttaammllýýððýý iissee aannccaakk mmaallii bbaaððýýmmssýýzzllýýkkllaa mmüümmkküünnddüürr.. BBiirrmmeemmlleekkeettiinn mmaalliiyyeessii bbaaððýýmmssýýzzllýýkk--ttaann mmaahhrruumm oolluunnccaa,, oo ddeevvlleettiinnbbüüttüünn hhaayyaatt kkoollllaarrýýnnddaa bbaaððýýmmssýý--zzllýýkk ffeellccee uuððrraammýýþþttýýrr.. ÇÇüünnkküü hheerr ddeevvlleett oorrggaannýý aannccaakk mmaalliikkuuvvvveettllee yyaaþþaarr.. MMaallii bbaaððýýmmssýý--zzllýýððýýnn kkoorruunnmmaassýý iiççiinn iillkkþþaarrtt,,bbüüttççeenniinn iikkttiissaaddii yyaappýý iilleeuuyygguunn vvee ddeennkk oollmmaassýýddýýrr..BBiinnaaeennaalleeyyhh ddeevvlleett bbüünnyyeessiinniiyyaaþþaattmmaakk iiççiinn ddýýþþaarrýýyyaa mmüürraaccaaaatteettmmeekkssiizziinn mmeemmlleekkeettiinn ggeerrii kkaayynnaakkllaarrýýyyllaa iiddaarree eeddiillmmeessiiççaarree vvee tteeddbbiirrlleerriinnii bbuullmmaakk llaazzýýmmvvee mmüümmkküünnddüürr....."

1 Mart 1922

Page 10: Türk Sözü Dergisi

1100

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

SSöömmüürrggeecciill iikk vvee eemmppeerryyaalliizzmm yyeerryyüüzzüünnddeeyyookk oollaaccaakk vvee yyeerrlleerriinnddee mmiilllleettlleerr aarraassýýddaahhiiççbbiirr rreennkk,, ddiinn vvee ýýrrkk ffaarrkkýý ggöözzeettmmeeyyeenn yyeenniibbiirr aahheennkk vvee iiþþbbiirrlliiððii ççaaððýý hhaakkiimm oollaaccaakkttýýrr..""Atatürk'ün ölümünden sonra baþlayan AtatürkçüTürkiye'den uzaklaþma dönemi ile birlikte, AtatürkçüTürkiye yerini Atatürk'e ve Atatürkçülük'e karþý birTürkiye'ye býraktý. Þimdi Atatürkçülükle hesaplaþan birTürkiye'de yaþýyoruz.Böyle olduðu içindir ki gerek ülke yönetiminiAtatürkçü çizgiden saptýranlar, gerek o çizgiye açýktankarþý çýkanlar, gerek o çizgi ile hesaplaþmak isteyen-lerin hepsinin yarattýðý bir "Atatürkçülük" de oluþturul-du.1946 ve daha sonraki yýllar Mustafa Kemalhareketinin antiemperyalist niteliðinin unutturulmayaçalýþýldýðý yýllardýr.MMUUSSTTAAFFAA KKEEMMAALL''ÝÝNN TTÜÜRRKKÝÝYYEE KKOONNUUSSUUNNDDAA

ÜÜZZEERRÝÝNNDDEE EENN ÇÇOOKK DDUURRDDUUÐÐUU ÞÞEEYY,, DDEEVVLLEETTÝÝNNBBAAÐÐIIMMSSIIZZLLIIÐÐIIDDIIRR.. TTÜÜRRKK GGEENNÇÇLLÝÝÐÐÝÝNNEE HHÝÝTTAABBEESSÝÝNNDDEE ''MMUUHHAAFFAAZZAAVVEE MMÜÜDDAAFFAAAA'' MMEECCBBUURRÝÝYYEETTÝÝNNDDEENN SSÖÖZZ EETTTTÝÝÐÐÝÝÝÝKKÝÝ ÞÞEEYYDDEENN BBÝÝRRÝÝNNCCÝÝSSÝÝ BBAAÐÐIIMMSSIIZZLLIIKK,,ÝÝKKÝÝNNCCÝÝSSÝÝCCUUMMHHUUTTÝÝYYEETT''TTÝÝRR..1919 yýlýnýn Mayýsý'nda da ayni ilkeyi öne çýkarýyorve þunlarý söylüyor :""TTüürrkk''üünn hhaayyssiiyyeett vvee iizzzzeettiinneeffiiss vvee kkaabbiilliiyyeettiiççookk yyüükksseekk vvee bbüüyyüükkttüürr.. BBööyyllee bbiirr mmiilllleett eessiirr

yyaaþþaammaakkttaannssaa mmaahhvvoollssuunn eevvllaaddýýrr..BBiinnaaeennaalleeyyhh,, yyaa iissttiikkllaall yyaa ööllüümm!"Nutuk'ta ve diðer söylevlerinde, baðýmsýzlýk üzerineunutulmayacak sözler söylemiþtir ; ""BBeenn,, yyaaþþaayyaabbiillmmeekk iiççiinn mmuuttllaakkaa mmüüssttaakkiillbbiirr mmiilllleettiinn eevvllaaddýý kkaallmmaallýýyyýýmm.. BBuu sseebbeepplleemmiillllii iissttiikkllaall bbeennccee hhaayyaatt mmeesseelleessiiddiirr.."

*"NNee kkaaddaarr zzeennggiinn vvee mmüürreeffffeehh oolluurrssaa oollssuunn,,iissttiikkllaallddeenn mmaahhrruumm bbiirr mmiill lleett,, mmeeddeennii iinnssaann--ll ýýkk kkaarrþþýýssýýnnddaa uuþþaakk oollmmaakk mmeevvkkiiiinnddeenn yyüükksseekkbbiirr mmuuaammeelleeyyee lliiyyaakkaatt kkaazzaannaammaazz."

*""MMiill lleettiimmiizziinn kkuurrdduuððuu yyeennii ddeevvlleettiinn mmuukkaadd--ddeerraattýýnnaa,, mmuuaammeellaattýýnnaa,, iissttiikkllaall iinnee uunnvvaannýý nneeoolluurrssaa oollssuunn hhiiçç kkiimmsseeyyii mmüüddaahhaalleeeettttiirrmmeeyyiinniizz!! MMiilllleettiinn kkeennddiissii,, kkuurrdduuððuu ddeevvlleettiivvee oonnuunn iissttiikkllaalliinnii mmuuhhaaffaazzaa eeddiiyyoorr vvee iilleellee--bbeett mmuuhhaaffaazzaa eeddeecceekkttiirr.."

*" TTaamm iissttiikkllaall ddeenniillddiiððii zzaammaann,, ttaabbiiii,, ssiiyyaassii,,mmaallii,, iikkttiissaaddii,, aaddllii,, aasskkeerrii,, kküüllttüürreell vvss.. hheerrhhuussuussttaa ttaamm iissttiikkllaall,, ttaamm sseerrbbeessttlliikkddeenniillmmeekktteeddiirr.. BBuu ssaayyddýýkkllaarrýýmmýýnn hheerrhhaannggiibbiirriinnddee iissttiikkllaallddeenn mmaahhrruummiiyyeett,, mmiill lleett vveemmeemmlleekkeettiinn hhaakkiikkii mmaannaassýýyyllaa bbüüttüünn iissttiikkllaall iinn--

ddeenn mmaahhrruummiiyyeettii ddeemmeekkttiirr."*

"MMiilllleett vvee mmeemmlleekkeettiimmiinn mmeennffaaaattlleerrii iiccaappeettttiirriirrssee,, iinnssaannllýýððýý tteeþþkkiill eeddeenn mmiill lleettlleerrddeennhheerr bbiirriiyyllee mmeeddeenniiyyeettii iiccaabbýý oollaann ddoossttlluukk vveessiiyyaasseett mmüünnaasseebbeettlleerriinnii bbüüyyüükk bbiirr hhaass--ssaassiiyyeettllee ttaakkddiirr eeddeerriimm.. AAnnccaakk,, bbeenniimm mmiill lleettii--mmii eessiirr eettmmeekk iisstteeyyeenn hheerrhhaannggii bbiirr mmiilllleettiinn,,bbuu aarrzzuussuunnddaann vvaazzggeeççiinncceeyyee kkaaddaarr,, aammaannssýýzzddüüþþmmaannýýyyýýmm."2 Temmuz 1920'de þu sözleri o söylemiþtir :"... YYaaþþaammaakk iisstteeyyeenn mmiilllleettiimmiizziinn iisstteeððii tteekk

kkeelliimmeeddee öözzeettlleenneebbiilliirr vvee ggaayyeett mmeeþþrruudduurr::ÝÝSSTTÝÝKKLLAALL((BBaaððýýmmssýýzzllýýkk))........""1 Mart 1922'de þunlarý söylüyor : ""...... BBuuggüünnkküüssaavvaaþþýýmmllaarrýýmmýýzzýýnn ggaayyeessii ttaamm ÝÝssttiikkllaall--ii ttaammddýýrr((ttaamm bbaaððýýmmssýýzzllýýkkttýýrr)).. BBaaððýýmmssýýzzll ýýððýýnn ttaammllýýððýý iisseeaannccaakk mmaallii bbaaððýýmmssýýzzllýýkkllaa mmüümmkküünnddüürr.. BBiirrmmeemmlleekkeettiinn mmaalliiyyeessii bbaaððýýmmssýýzzllýýkkttaann mmaahhrruummoolluunnccaa,, oo ddeevvlleettiinn bbüüttüünn hhaayyaatt kkoollllaarrýýnnddaabbaaððýýmmssýýzzllýýkk ffeellccee uuððrraammýýþþttýýrr.. ÇÇüünnkküü hheerr ddeevvlleett oorrggaannýý aannccaakk mmaallii kkuuvvvveettllee yyaaþþaarr..MMaallii bbaaððýýmmssýýzzllýýððýýnn kkoorruunnmmaassýý iiççiinn iillkkþþaarrtt,,bbüüttççeenniinn iikkttiissaaddii yyaappýý ii llee uuyygguunn vvee ddeennkkoollmmaassýýddýýrr.. BBiinnaaeennaalleeyyhh ddeevvlleett bbüünnyyeessiinniiyyaaþþaattmmaakk iiççiinn ddýýþþaarrýýyyaa mmüürraaccaaaatt eettmmeekkssiizziinnmmeemmlleekkeettiinn ggeerrii kkaayynnaakkllaarrýýyyllaa iiddaarree eeddiillmmeessiiççaarree vvee tteeddbbiirrlleerriinnii bbuullmmaakk llaazzýýmm vveemmüümmkküünnddüürr......"16 Mart 1923'te söyledikleri ise þunlardýr : "... ÝÝkkttii--ssaaddii hhaayyaattýýmmýýzzddaa ttaamm bbaaððýýmmssýýzzllýýkk.. GGüüzzeellvvaattaannýýmmýýzzýý yyookkssuulllluuððaa,, mmeemmlleekkeettii yyýýkkýýnnttýýyyaassüürrüükklleeyyeenn ççeeþþiittllii sseebbeepplleerr iiççiinnddee eenn kkuuvvvveettll iivvee eenn öönneemmlliissii,, iikkttiissaaddii hhaayyaattýýmmýýzzddaa bbaaððýýmmssýý--zzllýýkkttaann yyookkssuunnlluuððuummuuzzdduurr..((......)) DDeevvlleettlleerrþþiimmddiiyyee kkaaddaarr bbiillee þþuu vvee bbuu mmeesseelleelleerrddee ggööss--tteerriiþþll ii mmüüssaaaaddeelleerrddee bbuulluunnuuyyoorrllaarr ggiibbiiggöörrüünnüüyyoorrllaarr,, llaakkiinn iikkttiissaaddii eessaarreettllee bbiizzii ffeellcceeuuððrraattýýyyoorrllaarrddýý.. ÖÖtteeddeenn bbeerrii bbii llee bbaazzýý þþeeyylleerriivveerrmmiiþþ ggiibbii,, bbiizziimm bbaazzýý hhaakkllaarrýýmmýýzzýý ttaannýýmmýýþþvvaazziiyyeett aallýýrrllaarr,, hhaakkiikkaattttee iikkttiissaattttaa eelliimmiizzii kkoolluu--mmuuzzuu bbaaððllaarrllaarrddýý.. BBuu eessaarreettee kkaattllaannaann mmeevvkkiissaahhiibbii kkiimmsseelleerr mmeemmnnuunndduu.. ÇÇüünnkküüggöörrüünnüüþþttee bbüüyyüükk bbiirr bbaaððýýmmssýýzzllýýkkssaaððllaammýýþþllaarrddýý.. FFaakkaatt hhaakkiikkaattii hhaallddee mmiilllleettiimmaanneenn mmiisskkiinnlliikk ççuukkuurruunnaa aattmmýýþþllaarrddýýrr.. BBuunnllaarriikkttiissaaddii mmaahhkkuummiiyyeettii aannllaammaayyaann bbeeddbbaahhtthhaayyvvaannllaarrddýý.. FFaakkaatt aarrttýýkk bbuuggüünn mmiill lleettiimmiizzhhaayyaatt nnookkttaassýýnnýýnn nneerreeddee oolldduuððuunnuu ppeekk ggüüzzeellaannllaammýýþþttýýrr....."Ancak önemli olan ülkeyi 1946 dan sonra yönettiði-ni zannedenler anlamýþ mýdýr? Hiç þüphe yok ki anla-mamýþlardýr ve anlamamakta ýsrarlýdýr. Þayetanlasalardý, hem Atatürkçü'yüz deyip, hem de ülkeninbaðýmsýzlýðýný tehlikeye atan iliþkilere girerler miydi ?

Page 11: Türk Sözü Dergisi

1111

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Büyük önder mali baðýmsýzlýðýn yolunu da sürekligöstermiþ ve vasiyeti sayýlan 1.Kasým 1937 tarihlisöylevinde yinelemiþtir : "... EEnnddüüssttrrii lleeþþmmeekk eennbbüüyyüükk mmiillll ii ddaavvaallaarrýýmmýýzz aarraassýýnnddaa yyeerr aallmmaakk--ttaaddýýrr.. ÇÇaallýýþþmmaassýý vvee yyaaþþaammaassýý iiççiinn eekkoonnoommiikkeelleemmaannllaarrýý mmeemmlleekkeettiimmiizzddee mmeevvccuutt oollaannbbüüyyüükk kküüççüükk hheerr ççeeþþiitt ssaannaayyiiii kkuurraaccaaððýýzz vveeiiþþlleetteecceeððiizz.. EEnn bbaaþþttaa vvaattaann mmüüddaaffaaaassýý oollmmaakküüzzeerree üürrüünnlleerriimmiizzii ddeeððeerrlleennddiirrmmeekk vvee eenn kkýýssaayyoollddaann,, eenn iilleerrii vvee rreeffaahhllýý TTüürrkkiiyyee iiddeeaalliinneeuullaaþþaabbiillmmeekk iiççiinn;;bbuu bbiirr zzaarruurreettttiirr.."Gazi Mustafa Kemal, yurtseverlerin dün olduðu gibibugün de en büyük eksiðisayýlan ulusal savunma veörgüt sorununa þöyle yaklaþýyor: "...ÝÝssttaannbbuull''ddaa hhüükküümmeettmmeerrkkeezzii vvaarrddýý vvee bbüüttüünnkkuuvvvveettlleerr oorraayyaa bbaaððllaann--mmýýþþttýý.. HHüükküümmeett mmeerrkkeezzii,,ddüüþþmmaannllaarrýýnn kkuuvvvveettllii ççeemm--bbeerrii iiççiinnddee,, vvaattaannýý ssaavvuu--nnaaccaakk,, uulluussuunn vvee ddeevvlleettiinnbbaaððýýmmssýýzzllýýððýýnnýý kkoorruuyyaaccaakkttooppllaamm ggüüççlleerree ((kkuuvvvvee--iiuummuummiiyyee)),, uulluussaa eemmrreeddiiyy--oorrllaarrddýý.. BBööyyllee vveerriilleenn eemmiirr--lleerrllee mmiill lleettiinn aarraaççllaarrýý vveeddeevvlleett,, aassýýll ggöörreevviinnii yyeerriinneeggeettiirreemmiiyyoorrdduu.. BBuu ssaavvuunn--mmaa aarraaççllaarrýýnnýýnn bbaaþþýýnnddaaggeelleenn oorrdduu kkuuþþkkuussuuzz aassýýllggöörreevviinnii yyeerriinnee ggeettiirreemmiiyy--oorrdduu.. (Buraya dikkat!) ÝÝþþtteebbuunnuunn iiççiinnddiirr kkii,, vvaattaannýýssaavvuunnmmaa vvee kkoorruummaaddaanniibbaarreett oollaann aassýý ll ggöörreevv,,ddooððrruuddaann ddooððrruuyyaa uulluussuunnkkeennddiissiinnee yyöönneellmmiiþþ oolluuyyoorr--dduu.. UUlluuss oorrdduuyyaa,, kkeennddiill--iiððiinnddeenn tteessll iimm eettttiiððii bbiirreeyy--lleerriinnii,, ddüüþþmmaann ssaallddýýrrýýssýýnnaa uuððrraayyaann bbööllggeelleerriinnssaavvuunnmmaassýýnnaa,, ddüüþþmmaann ssaallddýýrr ýýssýýnnaa uuððrraayyaannkkaarrddeeþþlleerriinniinn hhaayyaattýýnnýýnn ssaavvuunnmmaassýýnnaa mmeemmuurreettmmeeyyee mmeeccbbuurr oollmmuuþþttuurr.. ÝÝþþttee bbuunnaa KKuuvvaa--yyýýMMiillll iiyyee ((uulluussaall kkuuvvvveettlleerr)) ddiiyyoorruuzz.. VVee bbüüttüünneevvrreenn ddee bbööyyllee ddiiyyoorr." (Mayýs 1920) Mustafa Kemal, ulusun tam baðýmsýzlýðýný 'doðrudankendisinin' savunmasý ilkesine dayanmaktadýr.Busilahlý eylem gücünün yanýnda, bir de sivil savunmaörgütü konusu var ki, ana yaklaþýmý da þudur :"...UUlluussuunn bbiirrlliiððiinnii yyaarraattaann vvee ÝÝssttaannbbuull''uunniiççiinnddee bbuulluunndduuððuu kkooþþuullllaarraa rraaððmmeenn bbuu bbiirrlliiððiiddaahhiilliinnddee vvee hhaarriiççttee ggöösstteerrmmeeyyee yyöönneelliikk bbiirraammaaççllaa yyaappýýllaann öörrggüüttlleennmmee iissee,, yyaallnnýýzz KKuuvvaa--yyýý

MMiillll iiyyee eerraattýýnnddaann iibbaarreett ddeeððiillddiirr.. TTaamm tteerrssiinnee,,bbüüttüünn mmeemmlleekkeettttee,, mmeemmlleekkeettiinn eenn uuzzaakkkkööþþeelleerriinnddee bbiillee mmeeyyddaannaa ggeellmmiiþþ ddooððrruuddaannddooððrruuyyaa yyaassaall vvee uuyyggaarr bbiirr öörrggüüttttüürr kkii oonnaaMMüüddaaffaaaa--ii HHuukkuukk öörrggüüttüü ddiiyyoorruuzz.. OOnnddaa ssii llaahhssöözz kkoonnuussuu ddeeððiillddiirr.. BBeellkkii uuyyggaarr,, ttoopplluummssaallggeenneell bbaakkýýmmddaann ssiiyyaassaall bbiirr ddeerrnneekk ((cceemmiiyyeett))ddeemmeekkttiirr.. ((......)) ÝÝþþttee mmeerrkkeezzddee bbaaþþvvuurruullaaccaakkyyeerr bbuullaammaayyaann oorrdduu ddaa eellbbeettttee bbiirr ttaarraaffttaannkkoorruunnmmaakk,, yyöönneettiillmmeekk,, yyöönnlleennddiirrmmeekk ((sseevvkk vveeiiddaarree)) ggeerreeððiinnii dduuyyuuyyoorrdduu vvee bbööyylleecceeMMüüddaaffaaaa--ii HHuukkuukk ÖÖrrggüüttüü,, SSiillaahhllýý KKuuvvvveettlleerrii

ddee iiççiinnee aallmmýýþþ bbuulluunnuuyyoorr--dduu.." (Mayýs 1920)Türkiye Cumhuriyeti'nin SilahlýKuvvetleri'nin 'ulusal savunmakavramý' aslýnda Müdafaa-iHukuk öðretisidir. Görevi,müdafaa-i Hukuk ilkeleri içindeulusal baðýmsýzlýðý savunmakolmalýdýr. Mustafa Kemal in1922 Nisaný'nda belirttiði gibi "TTüürrkkiiyyee BBüüyyüükk MMiilllleettMMeecclliissii HHüükküümmeettii ''nniinnoorrdduussuu ;; iissttiillaallaarr yyaappmmaakkssaallttaannaattllaarr yyýýkkmmaakk,,ssaallttaannaattllaarr kkuurrmmaakk iiççiinnþþuunnuunn bbuunnuunn eelliinnddee iihhttiirraassaalleettii oollmmaakkttaann aarrýýnnmmýýþþttýýrr..ÝÝnnssaannccaa vvee bbaaððýýmmssýýzz yyaaþþaa--mmaakkttaann bbaaþþkkaa ggaayyeessiioollmmaayyaann uulluussuunn,, aayynnýýüüllkküüyyee bbaaððllýý vvee yyaallnnýýzz oonnuunneemmrriinnee bbaaþþ eeððeenn vvee ssaaddýýkköözz eevvllaattllaarrýýnnddaann oolluuþþmmuuþþssaayyggýýddeeððeerr vvee ddeeððeerrllii bbiirrttoopplluulluukkttuurr."Mustafa Kemal; sömürge-cilere," Türkiye nin en iyi ihraçmalý ordusudur " dedirtensöylemlere Mayýs 1922 de

gerekli cevabý vermiþtir."BBeenn,, oorrdduummuuzzuunn vvaarrll ýýððýýnnýý vvee ggüüccüünnüü,,ppaarraannýýzzllaa oorraannttýýllýý bbuulluunndduurrmmaakk ggöörrüüþþüünnüükkaabbuull eeddeennlleerrddeenn ddeeððiill iimm:: ''PPaarraa vvaarrddýýrr,, oorrdduuyyaappaarrýýzz,, ppaarraammýýzz bbiittttii,, oorrdduu ddaaððýýllssýýnn..'' BBeenniimmiiççiinn bbööyyllee bbiirr mmeesseellee yyookkttuurr.. EEffeennddiilleerr,, ppaarraavvaarrddýýrr yyaa ddaa yyookkttuurr,, iisstteerr oollssuunn iisstteerr oollmmaassýýnn,,oorrdduu vvaarrddýýrr vvee oollaaccaakkttýýrr.." Nitekim Mustafa Kemal'in önderliðinde elde edilenbu baðýmsýzlýk nasýl elde edilmiþtir ;Erzurum ve Sivas Kongreleri sonrasý " TEMSÝLCÝLERKURULU " (Heyet-i Temsilliye) 27 Aralýk 1919 daAnkara'ya gelir ve halkýn büyük gösterileri ilekarþýlaþýr.

AArraaddaann 8888 yyýýll ggeeççttii..ÞÞiimmddii,,((mmaannzzaarraa--ii uummuu--mmiiyyee)) þþuudduurr::MMuussttaaffaaKKeemmaall'' iinn TTüürrkkiiyyee''ssii yyeenniiddeenneemmppeerryyaalliizzmmiinn ppeennççeessiinneeddüüþþmmüüþþttüürr..MMuussttaaffaaKKeemmaall'' iinn ggöösstteerrddiiððiissaavvaaþþýýmm iisstteenncciinnii,,bbuuggüünn ddeeggöösstteerrmmeelliiyyiizz..BBiirr MMuussttaaffaaKKeemmaall yyookkttuurr eellbbeett,, aammaattaarriihhsseell bbiill iinncciimmiizzii kköökk--lleeþþttiirrmmiiþþ MMuussttaaffaa KKeemmaalliisstteennccii vvaarrddýýrr..BBuu iisstteennçç,, ""KKuuvvaa--ii

MMiilllliiyyee"" iisstteenn--cciiddiirr..BBaaððýýmmssýýzzllýýððýýmmýýzzýýyyeenniiddeenn kkaazzaannmmaakk iiççiinn,,kkuuvvaa--ii mmiilllliiyyee rruuhhuunnuu ccaann--llaannddýýrrýýpp yyeenniiddeenn ""MMüüddaaffaa--iiHHuukkuukk"" bbiiççiimmiinnddee öörrggüüttlleenn--mmeelliiyyiizz..

Page 12: Türk Sözü Dergisi

1122

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Time Gazetesi baðýmsýzlýk kýpýrdanýþýný þöyle yorum-luyor "Bütün cihanýn kuvvetine karþý milli bir hareketyaratmak …Ne çocukça bir hayal !"Yazar Refik Halit Karay, milli mücadelenin baþla-masýný alayla karþýlar ; "Bir patýrdý, gürültü.Beyannameler, telgraflar… Sanki bir þeyler oluyor, birþeyler olacak … Ayol þuracýkta her iþimiz her kuvve-timiz meydanda. Dört yanýmýz açýk. Dünya vaziyetimizi biliyor. Hülyanýn, blöfün sýrasý mý?Hangi teþkilat, hangi kuvvet, hangi kahraman?Hülyanýn bu derecesine uydurmasyonun bu þeklineben de dayanamýyorum. Bari Kavuklu gibi ben desorayým :-Kuzum Mustafa, sen deli misin?Vahdettin ise tarihin en büyük hainlerinden DamatFerit'i yeniden sadrazamlýða getirir, görevlendirmeyazýsýnda, Ankara'yý kastederek, "..Ýsyan halinindevamý daha korkunç hallere sebep olabileceðinden,bu kargaþalýklarýn bilinen tertipçileri ve teþvikçilerihakkýnda kanun hükümlerinin uygulanmasýný ve…”bütün memlekette asayiþ ve düzeni saðlayacakönlemlerin hýzla alýnmasýný" emreder.Bu emir üzerine Damat Ferit Kuva-yý Milliyecilereve askerlere karþý dinsel nitelikli bir savaþ açar.Þeyhülislam Dürrizade Abdullah'ýn fetvalarý, Ýngiliz veYunan uçaklarý ile Anadolu'ya atýlýr, iþbirlikçi gazetel-erde yayýnlanýr, Rumlar, Ermeniler, Hürriyet ve ÝtilafPartisinin adamlarý ve ajanlar tarafýndan daðýtýlýr. Özüþudur: " Padiþahýn izni olmadan iþgalcilere karþýduranlarý, asker ve para toplayanlarý tek tek veyatopluca öldürmek , din gereði ve görevidir !Milliyetçileri öldürenler gazi sayýlýr, bu yolda ölenlerþehit."Bu arada Ýngilizler; Türk dostu bir Hindistanlý kimliðiile Mustafa Sagir isimli bir ajanýný Mustafa Kemal'iöldürmesi için göndermiþ, ancak bu þahýs Ýngiliz ajaný

olduðu anlaþýlarak yargýlanmýþ ve idam edilmiþtir.Ülkenin bir anlamda kaderini belirleyen SakaryaSavaþý öncesi, Yunanlýlar Ankara'ya doðru ilerlerkencephe karargahý Polatlý'ya çekilmiþtir. Mustafa KemalPaþa, Ýsmet Paþa ile konuþmak için Polatlý'ya gelir,Ýsmet Paþa'nýn küçük odasýnda durumu gözdengeçirirler. Sonuç belli olmuþtur. Ordu 1643 þehit,4981 yaralý ve 374 esir vermiþ, 18 top, 47 aðýr 34hafif makineli tüfek kaybetmiþtir. Kaçak sayýsý 30809ve bunlarýn 30122 si tüfeði ile kaçmýþ. Bu rakamordunun yarýsýdýr. Elde yalnýz 28825 tüfek kalmýþtýr.Bu kaçaklarýn bir kýsmý köylerine gitmiþ, büyük kýsmýdaðlara çýkmýþtýr. Bu gruplar, cepheye yollanan küçüktakviye birliklerini geri çeviriyor, komutanlarý "Niye dinkardeþlerimizi kýrdýrýyorsunuz?" diye tehdit ediyor,silah zoru ile erleri serbest býraktýrýyorlardý. Bir kýsmýise çapulculuða soyunmuþtu; köyleri ve ikmal yollarýnýyaðmalamaktaydýlar."Bu sýrada ABD Ataþemiliteri acele Eskiþehir'e gelipYunan komutanlarýyla görüþtü. Ýþgal güçlerinin yüksekkomiserliðine çektiði telgrafýn özeti þuydu : "Türklerbitmiþtir."Koþullar budur ve bu durum,Türk'ün ateþlesýnavýdýr.Bu koþullarda emperyalizm dize getirilerekülkenin baðýmsýzlýðý gerçekleþtirilmiþtir.Aradan 88 yýl geçti. Þimdi,(manzara-i umumiye)þudur:Mustafa Kemal'in Türkiye'si yeniden emperyal-izmin pençesine düþmüþtür.Mustafa Kemal'in göster-diði savaþým istencini,bugün de göstermeliyiz.BirMustafa Kemal yoktur elbet, ama tarihsel bilincimizikökleþtirmiþ Mustafa Kemal istenci vardýr.Bu istenç, "Kuva-i Milliye" istencidir.Baðýmsýzlýðýmýzýyeniden kazanmak için, kuva-i milliye ruhunu can-landýrýp yeniden "Müdafa-i Hukuk" biçiminde örgütlen-meliyiz.

"MMeemmlleekkeett ii aallaann oonnuu kkýý ll ýýçç ii llee aallmmýýþþtt ýý rr;; mmeemmlleekkeett iittuuttaann oonnuu kkaalleemm ii llee ttuuttmmuuþþttuurr .. BBii rr mmeemmlleekkeett ii kkýý ll ýýççii llee ddeerrhhaall eellee ggeeççii rrmmeekk mmüümmkküünnddüürr;; ffaakkaatt kkaalleemm

oollmmaayyýýnnccaa,, iinnssaann oonnuu eell iinnddee ttuuttaammaazz..""

KKuuttaaddgguu BBii ll iigg

Page 13: Türk Sözü Dergisi

1133

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Fazla söze gerek yok; mevcut “Siyasi partiler” ve“Seçim” yasalarýnýn þekillendirdiði “allaturca”demokrasimizin sonucu açýk, Akepe kazanmýþtýr.Seçim sonuçlarýný veren bütün web siteler ve tv

ekranlarýna yansýyan grafiklerde dün akþam Türkiyekülliyen turuncuya boyanmýþtý.Önce parmak hesabý.. Türkiye’de 22 Temmuz’dan itibaren artýk sokakta

karþýdan gelen iki kiþiden biri Akepe’lidir.Sonra sandalye hesabý..Bir önceki meclis yapýsý ile fazla farký olmadýðýnýdüþünüyorum.Akepe 20 civarýnda vekil kaybetmiþtir, onlar -potan-

siyel müttefik- “baðýmsýz” kýlýðýndaki DTP’lilere git-miþtir.CHP 60 civarýnda vekil kaybetmiþtir, onlar da

“M”HP’ye gitmiþtir. Genel tablo budur. Evet fazla söze gerek yok ama diyecek iki çift lâfýmýzvar..Yâni bir tarafta CHP-“M”HP koalisyonu, öte yandaAkepe-“Baðýmsýzlar” vardýr. Millet ilkine muhalefet,ikincisine iktidar görevi vermiþtir.Ýktidar “koalisyonu” önce Cumhurbaþkanýný seçe-cektir.Hayýrlý olsun.Bu “Cumhurbaþkaný seçme” koalisyonu ve birlik-teliðinin, Zana’nýn son gün dillendirdiði “Türkiye’ninartýk eyaletlere bölünme zamaný gelmiþtir” noktasýnataþýnabilme ihtimali, evet altý çizilmesi gereken birihtimaldir ama her þeye raðmen fazla gerçekçideðildir.Ve, seçimi “kaybeden“ CHP ve “M”HP’de

hesaplaþma baþlamalý, Baykal ve Bahçeli derhal istifaetmelidirler. Genel kongrede þekillenecek yeni yönetim ancak iþesýfýrdan baþlayabilir.Peki CHP baþarýsýzdýr, 60’a yakýn vekil kaybetmiþtir

de 4,5 yýl sonra Meclis’e girebilen “M”HP nedenbaþarýsýzdýr.Altý ay kadar önce Ankara’da görüþtüðüm “M”HPyönetimindeki eski bir arkadaþým, “Tek baþýmýza ikti-darýz, hangi 60-70? 200’ün altýndaki her sonuçBahçeli’yi götürür” diyordu..Halep oradaysa arþýn burada..Ýp gösterileriyle yola çýkýp alýnan sonuç ortadadýr.“M”HP Genel Merkezi’nden seçim sonrasý yapýlan

açýklama þöyledir:“Türk milleti bu seçimlerde Adalet ve Kalkýnma

Partisi'ne 2. kez tek baþýna iktidar imkâný vermiþtir.Aziz milletimizin bu iradesine saygý duymak gerekir.Seçim sonuçlarýnýn bu þekilde ortaya çýkmasýnda etk-ili olan unsurlarýn, siyaset kurumumuz ve alanlarýndaihtisas sahibi uzmanlar tarafýndan çok yönlü bir tahlilve deðerlendirmesinin yapýlmasý demokrasimizin gele-ceði açýsýndan yararlý olacaktýr. Milliyetçi HareketPartisi, AKP'nin iktidarda bulunduðu 1707 günlüksüre içinde her alanda yaptýðý derin tahribat karþýsýn-da bunu gidermek ve Türkiye'yi ayaða kaldýrmak içintek baþýna iktidar hedefi doðrultusunda faaliyetgöstermiþtir. Ancak aziz milletimiz bizlere muhalefetgörevi yüklemiþtir. 23. Dönem TBMM'nin yeni siyasiyapýsý içinde MHP'ye önemli görevler düþtüðü anlaþýl-maktadýr. Milliyetçi Hareket, bunu üstün bir görev vesorumluluk anlayýþý içinde hakkýyla yerine getirmeyeçalýþacaktýr. Milliyetçi Hareket Partisi bundan sonrada aziz milletimizin emrinde ve hizmetinde olacaktýr.''Yapma Bahçeli… Elbette aziz milletimizin iradesinesaygý göstermek gerekir. Aziz milletimiz, “60’ýncýHükümet-Milliyetçi Hareket” diye yola çýkanlarýn biravuç vekil ile yetinmelerinin “baþarýsýzlýk” olduðunu veistifa etmeleri gerektiðini deðerlendirmektedir.“Aziz milletimiz” size muhalefet görevi yüklemiþmiþ..Yapma Bahçeli..57’inci Cumhuriyet Hükümeti’nde iktidardýnýz.. Azizmilletimiz size “iktidar” görevi yüklemiþ, BaþbakanYardýmcýlýðý bile vermiþti.Ýktidarda iken ne yaptýnýz ki, muhalefette ne

yapacaksýnýz?Önümüzdeki dönemde “M”HP’nin muhalefeti

ancak Bahçeli’nin içinde bulunmayacaðý bir yönetimkadrosu ve anlayýþý ile baþarýlý olacaktýr.CHP ve “M”HP’nin baþarýsýzlýklarý; Albright’ýn son

Ýstanbul ziyaretinde dillendirdiði “küresel sermaye-küresel barýþ” ilkesi dýþýnda alternatif çözüm ürete-memelerinde yatmaktadýr.“Küresel Sermaye-küresel barýþ” ülkemizdeki ve

bölgemizdeki temsilcisi, stratejik ortaðý, Akepe’dir.Akepe’den daha fazla “küresel sermaye-küresel

barýþ”çý olamayacaðýnýza göre yeni ve deðiþik birþeyler ortaya koymanýz gerekirdi.“Milli Sermaye-Milli barýþ” gibi..Hâlbuki CHP de, “M”HP de seçim bildirgelerinde

Turuncu TürkiyeHüseyin Mümtaz

Page 14: Türk Sözü Dergisi

1144

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

AB’ci, ABD’ci olduklarýný hiç çekinmeden ifadeetmiþlerdir.Bu hedefte Akepe kadar inandýrýcý olamadýklarý için

de aldýklarý oy ortadadýr.“M”HP, Bilderbergci, CFR’cý, Karen Fogg’cu aday-

larý ile tam bir “çiçek bahçesi” görünümündedir.MHP’nin “M”sini neden týrnak içine aldýðýmýzý

anlayabildi mi acaba bazý kafalar? Yeni Meclis’in ilk görevi Cumhurbaþkaný’ný seçmek-

tir.Çünkü bir önceki Meclis, Cumhurbaþkaný

seçemediði için mecburen erken seçim kararý almakzorunda býrakýlmýþtý.Anayasa Mahkemesi tarafýndan.Akepe ve DTP’nin oylarý, Cumhurbaþkaný seçmeye

yetecektir.Peki “iktidar”, Cumhurbaþkaný için, memleketin

geriye kalan % 50’sinin de onayýný alma niyetindemidir?Zaman’ýn 13 Temmuz tarihli haberine göre;

“Baþbakan Tayyip Erdoðan, CHP lideri Deniz Baykal'ýn'cumhurbaþkaný Meclis dýþýndan olmalý' þartýný, '550milletvekiline saygýsýzlýk' olarak deðerlendirdi.Erdoðan, uzlaþmanýn 'azýnlýðýn çoðunluða tahakkümü'olamayacaðýný” vurguluyordu.Ve yine ayný Erdoðan, son gece Güneysu’dan canlý

yayýnlanan “Ýskele-Sancak”da “Çoðunluk bizdeolduðuna göre aday da bizden olmalý” diyordu.Peki “M”HP ne yapacak? Ne yapmalý?Geçen Cumhurbaþkanlýðý seçiminde olduðu gibi

“aday göstermeyecek”, adaylara da “töre” uygulaya-cak mý?“M”HP’nin yapacaðý iki þey vardýr.1 “Baþarýsýzlýðý” tesçillenen Bahçeli derhal istifaetmeli, Kongre kararý alýnmalý.2. Cumhurbaþkaný adayýný saptayýp açýklamalýdýr.Benim “M”HP’den üç Cumhurbaþkaný adayým var.1. Tuðrul Türkeþ; 2. Erdal Sipahi, 3. Hâmit Homriþ. Bunlardan biri Cumhurbaþkaný adayý olarakseçilmeli, Cumhurbaþkaný seçiminin sonuçlanmasýn-dan sonra da yapýlacak olaðanüstü kongrede bu üçisim parti genel baþkanlýðý için aday olmalýdýr.Aralarýnda anlaþýp içlerinden birisini de destekleye-bilirler.Bahçeli ile bu iþin yürümeyeceði anlaþýlmýþtýr.Peki, “küresel sermaye-küresel barýþ” demeyen partiyok muydu?Vardý. BTP ve ÝP.Her ikisi de yine küsurat oyu almýþlardýr.Nerede yanlýþ yaptýklarý, sistem mühendisleri tarafýn-dan mutlaka incelenmelidir.Seçim yazýmýzý, Arýnç ve Yakýþ ile bitirelim..Arýnç; “Bu halkýn muhtýrasýdýr. Halkýn muhtýrasýderken, halkýn seçimdeki cevabýný ve davranýþýnýsöyledim. Muhtýra birilerine hatýrlatmaktýr.Demokrasinin balans ayarýnýn seçimde ve sandýktaolduðunu söyledim”.Yakýþ; “AKP güçlü çýkarsa askerin tepki göstere-ceðinden eminim. Ama yapabileceði bir þey yok”..Altý çizilecek ve yazýyý baðlayacak iki lâf…

""BBeenn hheerr þþeeyyddeenn öönnccee bbii rr TTüürrkk mmiill ll iiyyeettçç iiss iiyy iimm.. BBööyylleeddooððdduumm.. BBööyyllee öölleecceeððiimm.. TTüürrkk bbii rr ll iiððiinniinn,, bbiirr ggüünnhhaakkiikkaatt oollaaccaaððýýnnaa iinnaannccýýmm vvaarrddýý rr .. BBeenn ggöörrmmeesseemm

bbii llee,, ggöözzlleerriimmii ddüünnyyaayyaa oonnuunn rrüüyyaallaarr ýý iiççiinnddee kkaappaayyaaccaaððýýmm.. TTüürrkk bbii rr ll iiððiinnee iinnaannýýyyoorruumm,, oonnuu ggöörrüüyyoorruumm.. YYaarr ýýnnýýnn ttaarr iihhii ,, yyeennii ffaassýý ll llaarr ýýnnýý TTüürrkk bbii rr ll iiððiiyy llee aaççaaccaakkttýý rr .. DDüünnyyaa ssüükkûûnnuunnuu bbuu ffaassýý ll llaarr

iiççiinnddee bbuullaaccaakktt ýý rr.. TTüürrkk ''üünn vvaarrll ýýððýý bbuu kkööhhnnee ââlleemmee yyeennii uuffuukkllaarr aaççaaccaakk,, ggüünneeþþ nnee ddeemmeekk,, uuffuukk nnee

ddeemmeekk,, oo zzaammaann ggöörrüülleecceekk..""

AA ttaattüürrkk

Page 15: Türk Sözü Dergisi

1155

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

-- 11 BBööllüümm --Hýyar, salatalarda kullandýðýmýz ve turþusunu bul-gur pilavý ile afiyetlendiðimiz bir yiyecek olup on, onbeþ santimetre uzunluðunda bir yaz sebzesidir.Görünüþ itibariyle, bilinen anti personel mayýnlarýnhiç birisi ile benzeþmez. Hýyar ile mayýn arasýndaki iliþki ise Suriye hududu-muzda baþlar. Gazetelerin ve internet medyasýnýnyoðun ilgi gösterdiði bir konu olan ve tarýma sonderece elveriþli olan mayýnlý arazi buradadýr. Amabizim fiili sýnýrlarýmýz içinde deðil, Suriye sýnýrý içindekalan bölgede ve Suriyeli sýnýr köylülerinin kul-lanýmýndadýr. Nasýl olur? Olur, hem de bal gibi olur. Artýk hiçbir þeye þaþýr-mamaya alýþmýþ olan milletimiz, bu duruma daþaþýrmamalýdýr. Fiili sýnýr dedim, çünkü hali hazýrdasýnýr olarak kullanýlan hat gerçek sýnýr deðildir. Normal þartlarda ülkelerin sýnýrlarýný koruduklarý,hudut fiziki güvenlik hattý (eðer varsa) uluslar arasýanlaþmalarla belirlenen hudut çizgisinin, yanicoðrafi sýnýrýn bir santimetre bile ihlal edilmedentam üzerinden geçer. Bu hattýn her iki tarafýndakalan ülkeler hudut güvenliklerini kendi imkân vekabiliyetleri doðrultusunda, dost tarafýna doðru (kendi bölgelerinin derinliklerine) tesis ederler.Ancak arazinin topoðrafik durumuna göre savunmave hudut muhafazasý bakýmýndan uygun olmayanyerlerinde bu hat, dost tarafýna kaydýrýlsa bilemuhafaza, gerçek hudut hattý esas alýnarak uygu-lanýr. Belli mesafe aralýklarýyla birinci, ikinci derece karaaskeri yasak bölge olarak adlandýrýlýrlar ve herbölge için farklý prosedürler uygulanýr. Bu bölgelerinderinliði her iki ülke arasýnda bir ahitname yok isekendi makamlarý tarafýndan belirlenir. Merak edenler, 2565 sayýlý askeri yasak bölgelerve güvenlik bölgeleri ile ilgili kanunda ve yine

Bakanlar Kurulu tarafýndan 17.01.1983 Tarih ve83/5949 numara ile kararlaþtýrýlan askeri yasakbölgeler ve güvenlik bölgeleri yönetmeliðinde bukonu ile ilgili her ayrýntýya ulaþabilirler. Bizim konu-muz ne kanunun ayrýntýlarý ne de yönetmeliðin,bizim konumuz hýyar ve hýyarýn mayýnlý sahanýniçinde ne iþi olduðu. Açýklamak gerekirse durum þu ki; Biz hangi aklahizmetle olduðunu anlayamadýðým bir þekilde hudutfiziki güvenlik sistemini --ki bu kavramýn ne olduðuve nasýl uygulanmasý gerektiðini de yukarda adýgeçen yönetmeliðin 28'inci ve 29'uncu maddeleribelirler-- önce mayýnlý sahayý oluþturup daha sonra-da mayýnlý sahanýn dost tarafýndan geçirmiþiz. Tekrar ediyorum; Hududu koruyan teller, aslýndabize ait olan mayýnlý sahanýn dost tarafýndan geçir-ilmiþ. Bu durumda aslýnda bize ait olan ve hudut güven-liði adýna mayýnlanan bu topraklar Suriye tarafýndave Suriye'nin arazisi gibi kalmýþtýr. Ýþte sözü edilenalan bu alandýr(257.420.000 metrekare) . Ve neyazýk ki kayýp alandýr. Yanlýþ anlamayýn kayýp alanolmalarýnýn sebebi mayýnlý alan olmalarýndan kay-naklanmamaktadýr, zira bu arazilerin büyük birkýsmý mayýnlý filan deðildir. Buralara döþenen T.S.Kenvanterindeki anti-tank ve anti-personel mayýnlar,zaman içinde yaðýþlardan kaynaklanan toprak kay-malarý, kaçakçýlarýn can siperane çabalarý veSuriyeli köylülerin þark kurnazlýlarý nedeniyle yokolarak muazzam tarým arazilerine dönüþmüþtür. Buþark kurnazlýðýnýn adý "anýz yangýnýdýr". Köylü anýzyakmak bahanesi ile gece vakti tutuþturduðu kuru-muþ otlarýn, döþenmiþ mayýnlarý patlatarak verimlibir tarým arazisine dönüþmesini saðlamýþ ve kullan-maktadýr. Hatta Kilis bölgesinde geniþliði normalþartlarda ortalama 600 metre olmasý gerekenmayýnlý saha, bu yangýnlar nedeniyle genel olarak50-100 metreye, bazý yerlerde ise tamamen sýfýr

MAYINLI SAHALAR DOSYASIMayýn tarlasýnda yetiþen hýyarlar ve Suriye hududumuz

Oktay Yýldýrým

Page 16: Türk Sözü Dergisi

1166

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

noktasýna kadar daralmýþtýr. Çok iyi biliyorum ki,Öncüpýnar hudut bölüðü bölgesinde Suriyeli çiftçi-lerin çalýþma alanlarý bizim dikenli tellerimizlebaþlar. Ve hýyar ile mayýnýn ortak hikâyesinin debaþlangýç noktasý burasýdýr. Bu hudut öylesine komik uygulamalara sahneolmuþtur ki, yazsam belki birçoðunuz inanmazsýnýz.Mesela Akýncý köyü camisi vardýr. Fakat bildiðinizcamilerden farký þudur; camiye Türkiye'den gir-ersiniz, namazý Suriye'de kýlar çýkarsýnýz. Tabiicanýnýz Türkiye'ye dönmek istiyorsa. Çünküpencereleri Suriye'ye açýlýr.Hudut fiziki güvenliðini saðla-mak için çekilen tel engelleritam olarak caminin ortasýnadenk düþmektedir. Komikolan bu deðildir, komik olan;kilometrelerce kare araziyimayýnlý saha diye Suriye'yebýrakýrken, tamamen kendiinisiyatifimizle döþediðimizengellerin kurulumunda gös-terilen metraj hassasiyetidir.Bu yazdýklarým benim gözler-imle tanýk olduðum Kilis böl-gesindeki hudut taburusorumluluk sahasý olan orta-lama 60-70 kilometrelik biralan için geçerlidir, amadiðer bölgelerinde çok farklýolmadýðýný anlamak içinseyyah olup gezmeye deermiþ olmaya da gerek yok-tur. Suriye hududu ile ilgili yaza-cak çok þey var ama hýyarýnhakkýný yememek adýna kon-umuza dönelim. KonumuzKilis, Þanlýurfa, Gaziantep,Mardin ve Hatay bölgelerindebulunduðu varsayýlan veya kâðýt üzerinde varmýþgibi görünen toplam 1 milyondan fazla karamayýnýn yedi yýl içinde temizlenmesi için Ýsrailli birþirkete ihale edilmiþ olmasý. Bu tasarý kamuoyunungündemine geldiði zaman aldýðý tepkiyi hatýrla-mayanýnýz yoktur herhalde. Bu tepkilerden dolayýana muhalefet partisinin çýkarýlan kararnameleriDanýþtay'a götürdüðünü ve konu ile ilgili davanýnhala sürdüðünü biliyoruz. Ancak AKP KilisMilletvekili Veli Kaya, Suriye sýnýrýndaki arazilerinmayýndan temizlenmesine Mardin"den baþlandýðýnýve 7 yýlda tamamlanmasý planlanan iþlemin ulus-lararasý bir þirkete ihale edildiðini açýklayýverdigeçenlerde. Malum basýn tarafýndan yeterince

ilgiye, sanýrým malum sebeplerden dolayý mazharolamayan haber arada kaynayýp gitti ancak geridekaynatýlamayacak bazý sorular býraktý ki bu sorularýncevaplarý, bizim geleceðimizi kaynatacaktýr. Evvela bu mayýn nasýl temizlenir, bu ne menembir iþtir ki biz yapamayýz da gelir eloðlu yapar? Bahse konu bölgede bir araþtýrma ve ölçümyapýlarak, gerçekten kayýtlarda geçtiði kadar mayýnolup olmadýðý belirlenmiþ midir? Eðer var iseSuriyeli köylülerin bu mayýnlarý "ehlileþtirip" kendileriiçin zararsýz hale getirmek gibi bir yetenekleri mi

vardýr? Bu bölgede mayýn temi-zleme iþlemi yapýlýrken hudutgüvenliði nasýl saðlanacaktýr?Þu haliyle bile kalbur vaziyetlihudut, o vakit yolgeçen hanýmý olacaktýr? Yedi yýl gerçekçi bir süremidir ve bu yedi yýlýn sonundahudut nasýl korunacaktýr? Ýhaleyi alan þirket, bu iþi nekarþýlýðýnda yapacaktýr? Bu sorularýn cevaplarýnýnbüyük bir kýsmýný ben biliyo-rum, bilmediklerimi ise buuygulamanýn siyasi müsebbi-pleri biliyor. Ve ben bildikleri-mi yazacak bilmediklerimisoracaðým. Cevaplar hýyar ilemayýn arasýndaki iliþkiyi miortaya çýkaracak yoksahýyarýn baþka bir iliþkisi miortaya çýkacak bu yorumukýymetli okuyucuya býrakýyo-rum. Mayýnlardan arýndýrma iþle-mi dünyada, askeri mayýntemizleme ve insani mayýntemizleme olarak iki tanýmla-

ma altýnda ele alýnýr. Genel anlamda ilk çaðrýþýmyapan veya bilinen bu iþi askerlerin yapmasý gerek-tiðidir. Ama maliyet, askerlerin asli görevlerindemeydana gelecek zafiyet ve askeri metotlarýn %80oranýnda mayýn temizleme veya geçit açmayý yeterlibulmasý( ki bu tanrý buyruðu deðildir pekâlâ deðiþe-bilir ve deðiþtirilebilir, zira iç güvenlik harekâtýndada dünya normlarý bizim ulaþtýðýmýz rakamlarkarþýsýnda dumura uðramýþtýr) insani mayýn temi-zleme kavramýný ortaya çýkarmýþtýr( bu kavramaskeri metotlarla insani metotlarý ayýrmakla, asker-lik deðer ve standartlarýnýn insanlýk deðer ve stan-dartlarýnýn dýþýnda ve altýnda olduðu gibi etimolojikbir yanýlsamaya yol açabilir). Ýnsani mayýn temi-

SSuurriiyyeellii kkööyyllüülleerriinn þþaarrkkkkuurrnnaazzllýý llaarrýý nneeddeenniiyyllee yyookkoollaarraakk mmuuaazzzzaamm ttaarrýýmmaarraazziilleerriinnee ddöönnüüþþmmüüþþttüürr..BBuu þþaarrkk kkuurrnnaazzllýýððýýnnýýnn aaddýý""aannýýzz yyaannggýýnnýýddýýrr"".. KKööyyllüü aannýýzzyyaakkmmaakk bbaahhaanneessii ii llee ggeecceevvaakkttii ttuuttuuþþttuurrdduuððuu kkuurruummuuþþoottllaarrýýnn,, ddööþþeennmmiiþþ mmaayyýýnnllaarrýýppaattllaattaarraakk vveerriimmllii bbiirr ttaarrýýmmaarraazziissiinnee ddöönnüüþþmmeessiinniissaaððllaammýýþþ vvee kkuullllaannmmaakkttaaddýýrr..HHaattttaa KKiilliiss bbööllggeessiinnddeeggeenniiþþlliiððii nnoorrmmaall þþaarrttllaarrddaaoorrttaallaammaa 660000 mmeettrree oollmmaassýýggeerreekkeenn mmaayyýýnnllýý ssaahhaa,, bbuuyyaannggýýnnllaarr nneeddeenniiyyllee ggeenneelloollaarraakk 5500--110000 mmeettrreeyyee,,bbaazzýý yyeerrlleerrddee iissee ttaammaammeennssýýffýýrr nnookkttaassýýnnaa kkaaddaarrddaarraallmmýýþþttýýrr..

Page 17: Türk Sözü Dergisi

1177

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

zleme askeri yöntemlere göre daha yüksek birbaþarý oranýna %99,6 'ya ulaþmýþtýr. Birleþmiþ mil-letler kriterlerine göre temizlenen bölgeden sivilleristifade edeceði için yapýlan temizliðin son derecetitiz olmasý ve devamýnda bir kalite kontrol iþleminide öngörmektedir. Mayýn temizleme veya bularak imha etme iþiaslýnda Türk ordusunun hiç yabancý olmadýðý biriþtir. Kilis'te görev yaptýðým sýrada bahse konumayýnlý sahada, mayýnlarýn bir kýsmýný temizleyerek,hudut hattýndaki araç yolunu geniþletmek üzeregörevlendirildim ve bunu birkaç þiþ ve bir takýmlayaptým. Hatta birlik envanterindekiler eski tip mayýndetektörleri olduðu için(yoðunluða duyarlý) iþimizeyaramadý ve daha yeni teknoloji ürünü olan, hattaterörle mücadelede de kullanýlan detektörlerolmadýðý için bu iþi en güvenilir yöntemle yaptýk. Þiþ ile arayarak. Örnek þiþ, Amerikan malý olup muhtemelenMarshall yardýmý bünyesinde gönderilen ve bendendahi yaþlý olduðunu tahmin ettiðim alüminyumdanmamul iki parçalý bir þeydi. Alüminyum olmasý þiþinucu bir þeye dokunduðunda hissetmeyi kolaylaþtýr-mak içindi. Ancak eldeki birkaç adet þiþ bütüntakýmýn çalýþmasýna yetmeyeceði için, aldýk elimizeve bir demirciye gittik. Demirci bize þiþin benzerini demirden yapmayýbaþardý. Oldukça da ucuza mal olmuþtu. Üstelikdemirden yapýlma mayýn arama þiþleri ilearadýðýmýz mayýnlar, mayýnlý sahanýn bizimsýnýrýmýza yakýn tarafýnda bulunan anti-personelmayýnlarý idi. Yani bulunmalarý, küçük olduklarýndanve daha az bir basýnçla patlama ihtimallerindendolayý hem daha zor ve hem de daha riskliydi.Kaldý ki bu mayýnlý sahanýn geri kalan yarýsý koca-man anti-tank mayýnlarý ile döþenmiþtir, kör olsanýzbulursunuz, üstelik bir insanýn aðýrlýðý o mayýný pat-latmaya yetmez. Lafý uzatmaya gerek yok, biz buimkânlarla ve sadece otuz kiþi civarýnda bir kuvve-tle( tam olarak sayýyý hatýrlamýyorum, belki birkaçkiþi eksik veya fazla olabilir) 11 metre geniþliðindebir alanda günde 60-70 metrelik bir ilerleme hýzýile çalýþtýk. Temizlediðimiz yerde bir tek mayýnkalmadý ve çalýþma sýrasýnda bir tek kaza olmadý. Ýþin bir de baþka boyutu var ki bu daha ilginç. Bizterörle mücadelemizi daima ve yeri belli olmayanbir mayýn ve tuzaklama tehdidi eþliðindesürdürürüz. Fakat bildiðim kadarý ile bu zamanakadar hiçbir yerli veya yabancý þirketten "siz þumayýnlarý temizleyin, biz terörle mücadele edelim"diye hizmet veya teknik destek alýnmadý. Þimdi nedeðiþti. Üstelik adý geçen bölgedeki mayýnlarýn herne kadar yerleri deðiþse de alan olarak belli. Gelelim eloðluna, eloðlu da bu mayýnlarý bulmak

için T.S.K envanterinde bol miktarda bulunandetektörleri kullanacak. Define avcýlarýnýn bile yerinyedi kat dibindekileri gördüðü sistemlerin üç otuzparalara satýlacaðý kadar teknolojinin geliþtiði budönemde Mars'tan özel alet getirmeyeceklersetabi. Ne kadar ilkel olursa olsun, en güvenilir yöntemolduðu için mutlaka þiþ kullanacak. Bulduklarýmayýnlarý bizim de çok iyi bildiðimiz basit yöntem-lerle imha edecekler, gözlerinden ýþýn çýkararakveya kýçlarýndan elektrik çýkararak imha etmiyor-larsa tabi. Ýþ makineleri kullanarak yüzeyi belli birderinlikte kazýyarak çýkan topraðýn içinden aramak-ta bir yöntem veya aðýr buldozerlerle veya mayýnpatlatma araçlarý ile aramakta. Tüm bunlarý pekâlâbiz de yapabiliriz. Bunun için maliyet araþtýrmalarý,stratejik sakýncalarýn maliyet üzerindeki etkisini vealternatif yerli çözümler düþünmek gereklidir. Gelelim gerçekten belgelerde geçtiði kadar mayýnolup olmadýðýna ve detaylý bir araþtýrma yapýlýpyapýlmadýðýna. Demiþtim ya bildiklerimi söyleyipbilmediklerimi soracaðým. Sayýn iktidar, gerçektenoraya bir mebus, bir bakan, bir heyet, bir ilgili yol-ladýnýz mý? Ben bildiðimi ve görev yaptýðým bölge içinde bizzatgördüklerimi söyleyeyim asla belgelerde yazýldýðýkadar mayýn çýkmayacaktýr. Çünkü yoktur, tarladýroralar þimdi hýyar tarlasý. Hýyar vardýr ama hýyar dakayýtlarda geçmemektedir. Þu halde ortada birhýyarlýk vardýr. Bu hýyarlýða en son muhatap ise,mayýnlarý ehlileþtirebildiklerinden dem vurarak, biziaðlanacak halimize güldüren, bedava topraküzerinde yaptýðý tarýmla kendisine ve ülkesinekatma deðer kazandýran þark kurnazý Suriyeköylüsü ve yetkilileridir. Öbür muhataplarý her kim-lerse durumdan anlasýnlar artýk. Gelelim en önemli konulardan birine Hudutgüvenliði. Bu arada AKP Kilis milletvekilinin "Yapýlanuluslararasý anlaþma ile 7 yýl içerisinde Suriyesýnýrýndaki tüm mayýnlar kaldýrýlmýþ olacak. Bizmayýnlarýn kaldýrýlma iþinin Kilis"ten baþlanmasýnýarzuladýk. Ama olmadý. Sonuç itibariyle mayýnlartemizleniyor.1.5 Kýbrýs Adasý büyüklüðündeki biraraziyi tarýma kazandýrmak Türk ekonomisine büyükkatký saðlayacak. Mayýnlarýn verdiði zararlardandolayý eli kolu kopan binlerce insanýn dramý filmleredahi konu olmuþtur. Yörede mayýndan ölen vesakat kalanlar için türküler yakýlmýþtýr" (ÝHA) açýkla-masýný yazmalý ve söz verdiðimiz gibi sormalýyýzmuhtereme; Mayýndan eli kolu kopan, sakat kalan ve türküleryakýlýp, filmler yapýlan insanlar vataný savunurkenmi mayýna basmýþlardýr da maðdur olmuþlardýr?Yoksa kaçakçýlýk yaparken, yasadýþý yollardan

Page 18: Türk Sözü Dergisi

1188

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

hududu geçmeye çalýþýrken mi basmýþlardýr mayý-na? Yasadýþý yollardan hududu geçerek kaçakçýlýkyapan adamýn(ki teröristlerde ayný yollarla geçiyorhududu) memlekete faydasý mý vardýr zararý mý? Uyuþturucu hangi yollarla ve en çok nerelerdengirmektedir memlekete? Adý geçen bölgede son onyýlda yakalanan "asit an hidrit" ve muhtelif uyuþtu-rucu madde miktarý konusunda Sayýn mebusun birfikri var mýdýr? Kaçakçýlýktan kazanýlanparanýn(Suriye'de) terör örgütüne bir katkýsý varmýdýr veya bu kaçakçýlýk iþini kim organize etmekte-dir? Bence Sayýn Mebus bu sorularýn cevaplarýnývermeden "mayýna basanlara için aðýt yakmasýn",yanlýþ anlaþýlabilir zira. Her neyse konuya dönelim, hudut güvenliðine.Son yýllarda kullanýlmaya baþlanýlan termal kamerasistemleri ile eskiye nazaran daha iyi olmaklaberaber yetersizdir ve zaten adamý huduttayakalasanýz bile "pasaport kanununa muhalefet"suçu ile suçlanmakta ve ertesi gün sizinle Kilissokaklarýnda karþýlaþýp selam vermektedir. Halböyle olunca biz mevcut halde bile olmasý gerektiðikadar güvenliði saðlayamamýþýz, bir de bilmemnerenin mayýn arama þirketine baðlý hariçten gazelordusu hududa yerleþirse, iki taraf arasýnda tarifeliseferler baþlar bilesiniz. Ve unutmayýnýz ki kalburadönmüþ hududun en sadýk müdavimleri ise terörörgütünün üst düzey yöneticileridir. Yedi yýl gibi bir zamanýn bu bölgeyi arýndýrmak içingerçekçi bir süre olup olmadýðýný ve bu hizmetkarþýlýðýnýn, ilgili firmalara nasýl ödeneceðini ise bukadar laftan sonra bir zahmet biri çýkýp anlatýrsa"hah iþte bak, bizde de ilgili sýfatlý birileri varmýþ"diyebiliriz. Ýlgili ile bilgili arasýndaki uçurumbüyümeden lütfen biraz ilgi ve kamuoyuna bilgi.Hudut ile ilgili sorunlar yazmakla bitmez çünkü buzamana kadar yapýlmasý gerekip yapýlmayan çokþey var. Mesela birinci derece kara askeri yasak bölgekapsamýndaki yerler kamulaþtýrýlmýþ mýdýr?Kamulaþtýrýlmadý ise sebebi nedir? Hudut hattýçizilirken Suriye'de kalan insanlarýn Türk tarafýndakalan topraklarý için bir kira bedeli ödemekte miyiz? Ayný þekilde Türk tarafýnda kalan vatandaþlarýmýzýnSuriye'de kalan topraklarý için Suriye bir kira bedeliödemekte midir? Hudutlarda serbest ticaret bölgeleri tesis etmeninkaçakçýlýðýn önüne geçeceði en azýndan azaltacaðýbilinmekle beraber neden bu uygulamanýn yapýl-masý bu kadar gecikmiþtir? Biz bu hudutlardaki mayýn temizliði iþini petrolyasasý ile birlikte mi düþünmeliyiz? Hesap böylemiydi yoksa? Önce hudutlarda mayýn temizliði,

sonra petrol yasasý. Fazla uzatmaya gerek yok kýymetli okuyucu,anlayan anladý zaten hýyarý da yazdýk mayýný da.Geleceðimize mayýn tarlalarý döþemeyin, bizhýyarlarla yaþamaya alýþtýk zira. Biz hududu korurken askerlerimize þöyle derdik vebunu her yere yazardýk; "HUDUT MÝLLÝ NAMUS VEÞEREFÝN KORUNDUÐU YERDÝR". Orasý, yani hudutÝsrailliye namahremdir efendiler. Elin Ýsraillisi sýrfpara kazanmak için yedi sene topraða þiþ sokmaz.Konuyu burada kapatmýyoruz, gelecek makalecevaplanmamýþ sorularýn cevaplarý, alternatifçözüm önerimizi, konu ile ilgili rakamsal verileri vebu konuda son derece engin birikime ve tecrübeyesahip Türk subaylarýnýn bize verdikleri çok kýymetlibilgileri içerecektir.

-- 22 BBööllüümm --Mayýn dosyasýnýn baþlangýç makalesinde sýnýr-larýmýzý koruduðunu varsaydýðýmýz mayýnlý sahalarýnnasýl oluþturulduðu, yapýlan hatalar ve hâlihazýrdurum ile ilgili olarak bazý tespitlerimizi yazmýþtýk. Konunun basýn gündemini yeterince doðrubiçimde iþgal etmemesinin sebebinin ilgisizlik veyabilgi eksikliði olmasýndan ziyade, dünya mayýn tem-izleme pazarýný ellerinde bulunduran bu kartelinçýkarlarýna bilerek veya bilmeyerek hizmet etmesiihtimalinden hareketle; Yazýlarýmýza Türkiye'de veDünyada mayýn temizliði yapan uzman kuruluþ vekiþilerden aldýðýmýz ilave bilgilerle ve yaptýðýmýzaraþtýrmalarla düþüncelerimize büyük katkýlarsaðladýk. Bu teknik bilgiler ýþýðýnda Türk kamuoyunu doðruþekilde bilgilendirmeye devam edeceðiz.( Milli bir çözümiçin mesai harcayan bu insanlara sonsuz teþekkür-ler) Bu nedenle yazýmýzda konunun bazý teknik ayrýn-týlarý ile önümüze konulan çözüm alternatifleridýþýnda ülke çýkarýna daha iyi hizmet edebileceðiniumduðumuz diðer çözüm yollarýndan bahsedeceðiz. Mayýn temizleme kavramýnýn sivilleþmesinin esassebebi, savaþ görmüþ ülkelerdeki sivil yerleþimalanlarýnýn mayýn ve patlamamýþ mühimmat ile kir-lenmiþ olmasýdýr. Dünyada mayýn ve patlamamýþ mühimmat duru-mu bu þekilde olmakla beraber, ülkemizdeki durumnispeten diðer ülkelere benzerdir. Ancak ülkemizidiðer ülkelerden ayýran; Türkiye tarafýndan OTTOWA Sözleþmesi gereðiBM'e resmi raporlarla yýllýk olarak beyan edilenmayýnlý sahalarýn askeri yasak bölgelerle askerigüvenlik bölgelerinde olduðunun ifade edilmesidir. Resmi raporlarda yer alan mayýnlý alanlarailaveten, maalesef Ýç güvenlik harekatý nedeniyle,

Page 19: Türk Sözü Dergisi

1199

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

iç güvenlik harekatý yapýlan alanlarýn bir kýsmýndaTSK'leri birlikleri tarafýndan, GenelkurmayBaþkanlýðýnca mayýn döþemenin 1998 yýlýnda kesinolarak yasaklanmasýna kadar çeþitli güvenliknedenleriyle döþenen mayýnlarýn (özellikle sýnýrayakýn bölgelerde döþenenler), ayný sürede PKKtarafýndan ayný bölgelerde döþenen mayýnlarýn,PKK'nýn deðiþik taktiklerle þimdilerde uzaktankumandalý patlatýlmasý için hazýrlanan ve PKKtarafýndan genelde kýrsal alanlarda, TSK'nin içgüvenlik harekatý yaptýðý yerlerde, sivillerin de kul-landýðý yollarda ve özellikle terör nedeniyle-boþaltýlmýþ olan bazý sivil yerleþim alanlarýnaaskerin girmesini ve terörle mücadelesini engelle-mek amacýyla devam eden mayýn döþemelerinedeniyle daha karmaþýklaþmýþtýr. Türkiye'de mevcut mayýn ve patlamamýþ mühim-mat tehlikesi aþaðýdaki alanlarda yer almaktadýr 1. Türkiye Suriye sýnýrýndaki 18.500 hek-tar(185.000 dönüm= 185.000.000 m2) mayýnlýalan nedeniyle sýnýrdaki askeri yasak bölgelerdemayýnlý, mayýnsýz olarak tarýma açýlamayan500.000 dönüm= 500.000.000 m2 lik birinci sýnýf tarým arazisi 2. Ottowa sözleþmesi gereði Türkiye'nin yýllýkolarak yayýmladýðý(2006 raporu Mayýs ayýna kadaryayýmlanacaktýr) mayýn durum raporunda yer alandiðer mayýnlý alanlar, 3. TSK. leri tarafýndan Ýç güvenlik harekâtýsüresince Doðu ve Güneydoðu'da 1998 yýlýna kadargüvenlik nedeniyle döþenen mayýnlar 4. PKK tarafýndan ayný bölgelerde döþenmeyedevam edilen mayýnlar 5. Ýç güvenlik nedeniyle boþaltýlan Köyler çevre-sine çeþitli çevrelerce döþendiði ifade edilen vemayýnlý olup olmadýðýnýn belirlenmesi için mayýntemizleme kontrolü faaliyeti yapýlmasý gerekenalanlar,bununla beraber halen devam etmekteolduðumuz terörle mücadele kapsamýnda, terörörgütü tarafýndan mayýnlanmýþ olan sivil yerleþimalanlarý veya mayýn riski olan bölgeler de mevcut-tur. Bir bölgede mayýn riski olmasý ile kesin olarakmayýnlý olduðunun bilinmesi arasýnda uygulamaaçýsýndan fark olmadýðýndan dolayý (her iki þekildede mayýn temizleme faaliyeti yürütülmesi ve temi-zliðinden emin olunmasý gerekir) söz konusu alan-lar da alan bakýmýndan hudutta döþeli alanlardandaha fazla olup, genel ve teknik keþiflerininyapýlarak mayýn temizleme için iþaretlenmesigereken alanlardýr. Bu alanlarýn tespit edilmesi veçevresini iþaretlenmesi bile büyük maddi masraflaryapýlmasýný gerektirmektedir. Sonuç olarak Türkiye'de tespit edilmesi ve temi-

zlenmesi gereken mayýnlý alanlar bilinenden fazlaolup yaklaþýk temizleme maliyeti 1,5-2 Milyar USDmertebesindedir.Kesin maliyetlerin konu üzerindeçalýþmalar yapýlmasý halinde daha net belirlenebile-cektir. . Mayýnlar ayný zamanda küreselleþtiði iddia edilendünyada var olan milli sýnýrlarý artýk belirlememekteve korumamaktadýr. Mevcut mayýnlý alanlarýn-saðladýðý sýnýr koruma biçiminin ne kadar insaniolduðu ayrý bir tartýþma konusu olmakla beraber,mayýndan arýndýrýlan hudutlarýn nasýl korunacaðý daönemli bir sorundur. Ya da bu sorun önemini mi yitirmiþtir ve artýkhudutlarýmýz korunmayacak mýdýr? Çünkü hükümetin bu temizliði kimin yapacaðýnýayýrt etmeden, yabancý firmalarýnda temizlik yap-masýna imkân vermesi, 2565 sayýlý Askeri YasakBölgeler ve Güvenlik Bölgeleri hakkýndaki yasa ileçeliþmekte ve bu yasanýn gereklerini etkisizleþtire-bilecek sonuçlara zemin hazýrlamaktadýr. Oysa Genel Kurmay Baþkanlýðý 01 Mayýs 2006tarihinde Basýna yaptýðý resmi basýn toplantýsýnda II'nci derece askeri yasak böl-gelere giriþ, kiralama, çalýþma konusundayabancýlara izin verilmeyeceðini ve bölgede yapýla-cak her faaliyetin 2565 sayýlý Askeri yasak bölgelerve güvenlik bölgeleri kanunun dikkate alýnarakyapýlacaðýný ifade ederek üstü kapalý olarak II'nciderece askeri yasak bölgeler mayýnlý da olsa,mayýnsýzda olsa yabancýlarýn giriþine yasak ola-caðýný beyan etmiþtir. Dünya çapýnda anti-personel mayýnlarýn kullanýmý-na son vermek üzere 3 Aralýk 1997 tarihindetoplanan ve imzaya sunulan Ottawa konvansiyonu'-na imza atmayan A.B.D'nin bir Dýþ Ýþleri Bakanlýðýraporuna göre; dünyada 70 kadar ülkede tahminiolarak 60- 70 milyon kadar gömülü 250 milyonkadar da stok da anti personel mayýn mevcuttur.Konunun dünya çapýndaki önemi ile beraberABD'nin hem Ottawa konvansiyonuna imza atma-masý ve hem de dünyadaki mayýn miktarý ile ilgilibilgilerin kaynaðý olmakla kalmayýp mayýn temi-zleme çalýþmalarýna fon desteði saðlamasý da ayrý-ca düþündürücüdür. Türkiye ise bu konvansiyona 9 Mart 2002 tari-hinde katýlmýþ ve sözleþme 12 Mart 2003 tarihindeTBMM tarafýndan onaylanarak 25 Eylül 2003 tari-hinde Birleþmiþ Milletlere sunularak sürece katýlmýþve 1 Mart 2004 tarihinden itibaren söz konususözleþme hükümleri baðlayýcý olmuþtur. Ottawa konvansiyonuna göre; * Ülkeler eðitim için muhafaza edecekleri hariçolmak üzere depolarda stoklanmýþ anti-personelmayýnlarýný 4 yýl içerisinde imha edecek-

Page 20: Türk Sözü Dergisi

2200

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

lerdir.(Türkiye için 1 Mart 2008'e kadar) * Ülkeler hükümranlýk ve kontrol alaný içerisindebulunan, topraða gömülü olanlar da dâhil, tümmayýnlarý on yýl içerisinde imha edecek-lerdir.(Türkiye için 1 Mart 2014'e kadar) * Ülkeler konvansiyonun onaylanmasýndan sonra180 gün içerisinde ülkede bulunan mayýnlarýnsayýsý, tipleri ve yerlerini belirten detaylý bir raporuBirleþmiþ milletlere sunacaklardýr.( Türkiye'nin buraporu 1 Eylül 2004 tarihinde vermesi gerekmek-teydi) * Ön raporun sunulmasýndan sonra her yýl 30Nisan tarihine kadar son durumu belirten rapor ver-ilmesi gerekmektedir. Esasýnda tarihi itibariyle bir silah olarak kullanýl-maya baþlandýðý zamanlarda (en yoðun olarak ikin-ci dünya savaþý baþlarý) tamamen askeri bir faaliyetolan mayýn döþeme ve mayýndan arýndýrmafaaliyetinin, sivil bir temizlik operasyonunadönüþmesi, 1989 yýlýnda SSCB'nin ayrýlmasýndansonra Afganistan'da baþlatýlan mayýn temizlemefaaliyeti ile baþlamýþ ve daha sonra bu konuda yenibir konsept oluþturulmuþtur; "insani mayýn temizleme". Bunun nedenlerini anlamak için öncelikle 1989yýlýnýn Afganistan'ýna baktýðýmýzda; yýllar sürenSovyet iþgalinin düzenli bir Afgan ordusunun oluþu-munu engellediðini ve hemen iþgal sonrasýndaalevlenen iç çatýþmalarýn yarattýðý kaos ortamýnýndýþ insani yardýma olan ihtiyacý ile iç çatýþma vesavaþlarýn sivil halka ve yerleþim birimlerine ciddizararlar verdiðini görürüz. Yeterince eðitimli ve donanýmlý bir ordusuolmayanAfganistan için yýllarca süren iþgal ve iç savaþýnkalýntýlarýný temizlemek elbette sivillere, dahadoðrusu paramiliter sivillere düþecek gerekli teknikve parasal destek ise doðal olarak BirleþmiþMilletler tarafýndan saðlanacaktý. Bu zorunluluk Afgan halkýnýn bu konudaneredeyse uzmanlaþmasýna hatta mayýn temizle-mefaaliyetinde ulaþtýklarý sonuçlarýn, zamanla ölçükabul edilmesine sebep olacaktý. Birleþmiþ Milletler, askerlerin mayýn temizlemefaaliyetlerindeki temizlik oranýnýn % 80 olduðundanve bunun mayýnlý sahalardan geçit açma amacýylayapýldýðý ve bu oranýn askerler tarafýndan yeterligörüldüðü fikrinden hareketle, nispi temizlik oraný%99,6 ile daha fazla olan ve Afganistan'dabaþlayan insani mayýn temizleme adýný verdiði yenikonseptini oluþturdu. (Bu tarihe kadar askeri amaçlar dýþýnda, insaniamaçlarla yapýlan bir mayýn temizleme harekatý

olmayýp, Birleþmiþ Milletlerin bu yargýsý, tamamenharp þartlarý içinde "mayýnlý sahalardan geçit açmave mayýndan arýndýrma" isimli askeri harekatýn yinemuharebe þartlarý içindeki sonuçlarý baz alýnarakoluþturulmuþtur.) Oysa Afganistan'da baþlayan bu faaliyet yineaskeri bilgi ve teknikler ile yapýlmakta idi. Yazýnýnkonusu BM'nin insani mayýn tarama normlarýnaTürkiye'deki mayýnlý bölgelerin uyup uymadýðýolmadýðý için, bu konuyu kýsa geçiyorum, ancakTürkiye'de ki þartlarýn ne Afganistan ve ne deBM'nin insani mayýn temizleme" faaliyeti uyguladýðýher hangi bir ülke ile benzeþmediði notunudüþerek. Bu notu düþmek demek, teknik olarak ayný usulleruygulanmayacak demek deðildir. Siyasi olarak varolan farklýlýklarýn, mutlak surette yöntemi etkileye-ceði ve bunun için mutlaka milli çýkar ve kaygýlarýngöz önüne alýnacaðý bir yol haritasý çizilmesigerekliliðine ve hatta zorunluluðuna iþaret etmekdemektir. BM genel olarak "Mine Action- Mayýn Faaliyeti"olarak adlandýrdýðý bu faaliyetini dört ana bölümeayýrmýþtýr ki sonuç bölümünde bu konunun daülkemizdeki mayýn temizleme faaliyeti ile ilgili ayrýþ-malarýna deðineceðiz. Bu bölümler; ** Siviller için mayýn riski eðitimi verilmesi. ** Arazinin keþfi krokilendirilmesi, iþaretlenmesi vetemizlenmesi. ** Mayýn kurbanlarýnýn rehabilitasyonu ve toplumakazandýrýlmasý. ** Stoklarýn imha edilmesi. Tüm dünyada mayýn temizleme çalýþmalarýnda üçyöntem kullanýlmaktadýr; ** Eðitilmiþ mayýn temizleyiciler tarafýndan mayýndetektörü ve þiþ kullanýlarak tespit edilen mayýnýn imhasý. ** Mayýn arama köpeklerinin kullanýlmasý. ** Mayýn Temizleme Makineleri ile mayýnlý alanrisklerinin azaltýlmasý için kullanýlmasý Makineler kullanýlarak yapýlan mekanik temizleme(ki bu yöntem, %99,6 oranýnda temizlik sonucunuhenüz veremediði için kullanýmlarýna iliþkin test veçalýþmalar halen devam etmektedir) BM ayrýca bu faaliyeti devam ettirdiði ülkelerdeçatýþmalarýn tarafý olduklarý gerekçesi ile prensipolarak asker ile muhatap olmamakla beraber,hükümetlerin organize ettiði mayýn temizlemefaaliyetlerinde asker ile koordinasyonun gerekliolduðu özel þartlarý deðerlendirmekte ancak faaliyetesnasýnda tüm tasarruf ve yetkilerin sivil otoritenin

Page 21: Türk Sözü Dergisi

2211

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

elinde olmasýný þart koþmaktadýr. Ýþin bu tarafý da prensip ve usul olarak kabuledilemez zira bu ülkede TSK hiçbir iç veya dýþçatýþmanýn tarafý deðildir(terörle mücadele bukavramýn dýþýnda deðerlendirilmelidir). Üstelik mayýnlarýn bulunduðu bölgelerin büyükbölümü daha doðrusu þu anda tartýþmaya konuolan Suriye hududu ilk makalede de belirtildiðiüzere II'nci kara askeri yasak bölge durumundadýr. Bu bölgeler mayýndan arýndýrýldýktan sonra da buvasýflarýný sürdüreceklerdir, ayrýca hududu koruyanSFGS(sýnýr fiziki güvenlik sistemi) dýþýnda bir engelkalmayacaðý için hudut güvenliði daha bir ehem-miyet kazanacaktýr. Bahse konu bölge mayýndan arýndýrýlýp tarýmaaçýldýðýnda da hudut güvenliði için alýþýlmýþýn dýþýn-da yeni bir kavram belirlemek ve son derece ciddibir teknolojik alt yapý ile desteklemek gerekecektir.Bu da para anlamýna gelmektedir. Modern ve AB standardýnda Sýnýr Güvenliðinin 9Milyar Euro'ya mal olacaðý ve bu konuda bir projeyürütüldüðü bilinmektedir. Mayýnlarýn temizlenmesi konusu, ülkemizde gün-deme geldiðinde birçok spekülasyonu daberaberinde getirdi. Konu ile ilgili yine uzmanlarýdýþýnda herkes konuþtu ve fikir beyan etti hatta birfaaliyet planý çýkarýlýp ihaleye bile gidildi. Bu konu-da çok çeþitli iddialar dillendirildi. Bunlardan birincisi; mayýnlý bölgenin kroki ve hari-talarýnýn kaybolduðu, bir diðerinin de zamaniçerisinde toprak kaymalarý sonucu mayýnlarýn yerdeðiþtirmiþ olabileceði ihtimalinden dolayý bu kroki-lerin olsa bile bir iþe yaramayacaðý yönündedir.Fakat iddialarý asýlsýz bulup bu iddialarýn mayýntemizleme iþini yüksek kazançlý ihalelerle almakisteyenler tarafýndan uydurulmuþ olduðunusöyleyenlerde yok deðildir. Bunlarýn içinde en man-týklýsý, bu krokiler olsa bile bir iþe yaramayacaðý,ancak genel alanýn belirlenmesi için faydalanýlabile-ceðidir. Maliye Bakanlýðýnca yürütülmeye çalýþýlan vehalen CHP milletvekilleri Ali Topuz, Kemal Anadolve Haluk Koç tarafýndan CHP grubu adýna yapýlanitiraz baþvurusu nedeniyle Danýþtay'da mahkemedeolan Yap Ýþlet Devret benzeri Ýhale þartlarý ise sonderece dikkatle incelenmesi ve tartýþýlmasý gerekenmaddeler içermektedir. Yap, iþlet, devret modeli ile yapýlan ihalede, iha-leyi alan firmaya anýlan bölgeyi 49 yýllýðýna tarýmalaný olarak devretmek söz konusudur. Kýsaca Türk Devletine ait 500.000 dönümlük alansadece mayýn temizleme karþýlýðý 49 yýllýðýnaanayasaya aykýrý olarak tapusuz olarak yabancýlara,Mardin'de açýlan ve iptal edilen ilk ihaleye katýlan-

lara bakarsak, üç adet paravan Türk firmasý ile ihal-eye katýlan üç Ýsrail firmasýna= ÝSRAÝL devletinetapusuz verilmeye, Ýsrail tarafýndan ele geçirilmeyeçalýþýldýðý, kýsaca Ýsrail tarafýndan kendilerine vaatedilen Mezopotamya topraklarýndan 500.000dönümün ele geçirilmeye çalýþýldýðý görülmektedir. Bu konuya iliþkin çok sayýda makaleye, Türkiye'ninkarþýlaþtýðý büyük tehlikeye iliþkin yüzlerce makalebulunmaktadýr. 50 yýlý aþkýn bir süredir iþlenmemiþ olmasýndankaynaklanan verimliliðinin yanýnda"askeri güvenlikbölgesi" olma özelliðini sürdürmesi muhtemelmaddi kaybýn yaný sýra ulusal güvenlik kaygýlarýný daortaya çýkarmaktadýr. Þu durumda temizleme iþini yapabilecek birkaçkurum ve ülke görünmektedir; Bunlardan birisi Genelkurmay Baþkanlýðý'nýn,Baþbakanlýk bünyesinde kurulmasýný istediði MilliMayýn Temizleme Kurulu (MMTK). Daha önce de belirttiðimiz gibi "Milli "olan ve ülkeiçin kazançlý olacak tek çözüm yolu budur. Bir diðeri NATO organizasyonu. NAMSA (NATOMaintenance And Supply Agency) NAMSA'nýngiderleri, üye ülkelerin ödediði ülke katký paylarýn-dan oluþan bütçesinden karþýlanýyor. Bu da ilgiliülke açýsýndan maliyeti çok düþürüyor gibi görün-mesine raðmen aslýnda ilgili ülkeyi ciddi bir kazanç-tan mahrum býraktýðý gibi, NAMSA'ya ciddi komisy-on kazançlarý saðlamaktadýr. (Yakýn bir geçmiþte MSB ile NAMSA arasýndakipatlamamýþ mühimmatýn imhasý ile ilgili projedeNAMSA'nýn 38 milyon USD' ye aldýðý iþi alt yükleniciolarak ROKETSAN'a 35 milyon USD' ye yaptýrýp 3milyon USD komisyon karýný hiçbir iþ yapmadannasýl cebe indirdiðini unutmamak gereklidir.) Bunlarýn yanýnda Ýsrail, Amerikan ve Ýngiliz fir-malarý Dünyanýn birçok yerinde mayýn temizlemeihalelerine katýlýyor( Özellikle NAMSA'nýn taþeronuolarak). Bu ihtimallerin tamamý, belli sakýncalarý daberaberinde getirmektedir. Bölgede yapýlmasý plan-lanan verimli tarýmýn ötesinde bölgede üretilmeyebaþlanan en önemli þey petroldür. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklýðýnýn son birsenede açtýðý 15 kuyunun 14 kuyusundan günde2000 varil petrol üretilmeye baþlanmýþtýr. Ayný böl-genin karþýsýnda, yani Suriye tarafýnda ise 560civarýndaki kuyudan günde 450.000 -500.000varil petrol çýkarýlmaktadýr. Suriye yýlda 8-9 MilyarUSD petrol geliri elde etmektedir. Bu rakam Türkiye'nin günlük tüketiminin yaklaþýkyüzde 85'ine denk geliyor. Birkaç kilometre ötede bu kadar petrol çýkarkenbizim sýnýrlarýmýz içinde kalan bölgede olmamasý

Page 22: Türk Sözü Dergisi

2222

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

elbette düþünülemez. Ýhalenin Ýsraillilere verilmesi mecliste ciddi tartýþ-malara sebep olurken diðer alternatifler tartýþýlmayabaþlandý. Bu alternatiflerden biri de bu iþinNAMSA'ya (NATO'ya baðlý Ýkmal ve Bakým Ajansý'na)verilmesi idi. Eðer bu seçenek deðerlendirilirse Milli EmlakGenel Müdürlüðü Mardin'deki 49 bin, Hatay'daki36 bin, Kilis'teki 34 bin, Gaziantep'teki 15 bin,Þanlýurfa'daki 55 bin ve Þýrnak'taki 1600 dönümtoplam 18.500 dönüm mayýnlý arazinin temizlen-mesi iþini NATO'ya havale etmiþ olacaktýr. Þu anda ülkemize faydasý mý zararý mý olduðunusorguladýðýmýz, sorgulamýyorsak sorgulamamýzgereken NATO'ya. Kaldý ki yukarýda da belirttiðimiz gibi ve bir sonrakiyazýda ayrýntýlarý ile yazacaðýmýz gibi iþi NAMSA'yaverdiðinizde, NAMSA'ya vermiþ olmayacaksýnýz.NAMSA'nýn açacaðý ihaleyi kazanan yabancý fir-malardan bir tanesine vermiþ olacaksýnýz. Konunun önemine binaen mali portresine bakmakgerekirse; Farklý hesaplama yöntemleri olmakla beraberDünyada ortalama fiyat 1,5-7 USD/m2 arasýndadeðiþmektedir. NAMSA Afganistan'da çeþitli fiyatlarla mayýn temi-zleme firmalarýna iþ vermektedir. Bu rakamçalýþýlan ülkedeki iþ gücü maliyetine oranladeðiþmektedir. ABD/RONCO firmasý 7 USD/m2 gibi bir fiyata buiþi ABD devletinden almakta ancak Afgan iþçilereödediði ücret ise aylýk 100-150 USD arasýndadeðiþmektedir. Yine RONCO 7 USD/m2 fiyatla Bosna'da aldýðý iþi,Boþnak iþçileri 1,5-2 USD/m2 fiyatla çalýþtýrarakson derece yüksek bir kar oraný ile ve en az 30milyon dolarlýk bir artý kazançla yapabilmektedir.. Maliyetin yanýnda incelenmesi gereken bir diðerkonu ise zaman ve kullanýlacak iþ gücüdür.** BM istatistiklerine göre her biri 6-8 kiþilik mayýntemizleme timlerinden oluþan bir 28 kiþilik birtakým ( her timin baþýnda bir mühimmat imhauzmaný bulunur) metal parçacýk oraný düþük biralanda bir günde 1200-1500 m2 temizler. ** Ortalama olarak bir günde 1300 m2 alan temi-zlendiðini temel alýrsak, sadece hafta tatillerini dinlenerek geçiren ve diðertüm günlerde çalýþan bir takým için bir aylýk temizleme kapasitesi ortala-ma 28600 m2 olacaktýr. ** Bu durumda 100 mayýn temizleme takýmýnýn biraylýk temizleme kapasitesi 2.860.000 m2 olacak-

týr. ** Ortalama olarak 100 mayýn temizleme timi biryýlda 34.320.000 m2 büyüklüðünde bir alaný temi-zlemiþ olacaktýr. ** Toplam alan 187,000.000 m2 olduðuna görebu hýzla yürütülen bir çalýþma 5,4 yýl gibi bir zamandilimi sonunda nihayetlenecektir. ** Bu da Ottawa konvansiyonuna imza koyarak vebunu yasalaþtýrarak verdiðimiz taahhüdün , ( Eðer yarýn çalýþmayabaþlanýrsa) 2013 yýlýnda gerçekleþmesi demektir. ** 100 Takým 2,400'ü mayýn temizleyici, 400'ü desürveyan olmak üzere toplam 2,800 kiþi demektir 2,800 mayýn temizleyicinin yeterince verimliçalýþabilmesi için, ihtiyaç duyulacak diðer hizmetlerde dâhil olmak üzere toplam çalýþan sayýsýnýn8,000- 10,000 arasýnda olmasý gerekmektedir.

**SSoonnuuççllaarr;;** Türkiye'de mayýndan temizlenmesi öngörülenbölgeler II'nci derece, askeri yasak bölgelerle,güvenlik bölgeleri ve iç güvenlik harekâtý nedeniylekirletilmiþ sivil yerleþim alanlarýný da kapsamak-tadýr. Askeri yasak bölgelerde yasak ve bölgeyetahditli giriþler mayýnlardan temizlendikten sonra dadevam edecektir. ** Ülkemizde yapýlacak mayýndan arýndýrmafaaliyeti, insani gerekliliklerin yaný sýra, adý geçentopraklarýn verimliliðinden ve potansiyel petrol böl-gesi olma ihtimallerinden dolayý ticari amaçlara-dayanarak gündeme gelmiþ olmakla beraber,Ottawa konvansiyonundan çok daha önce meclisgündemini iþgal eden Suriye sýnýrlarý içinde kalantopraklarýmýzýn geri alýnmasý da kazanýmlardan birtanesi olacaktýr. ** Mayýndan etkilenen sivillerin son derece küçükbir bölümü, yanlýþlýkla mayýnlý sahalara giren yaþlýve çocuklar olmakla beraber, büyük bir bölümüyasa dýþý yollardan hududu geçerken mayýna basansýnýr köylüleridir. ** Bahse konu sahanýn hudut hattý olmasý sebe-biyle, herhangi bir yabancý þirket veya kurumuntasarrufunda yapýlacak olan her türlü faaliyet,güvenlik sakýncalarý doðuracaktýr. ** Temizlendikten sonrasý için yapýlacak planlama,temizleme faaliyetinden ayrý bir þekilde düþünülme-lidir. ** Bölgeye yapýlacak temizleme faaliyeti ve tarýmyatýrýmýnýn kaçakçýlýðý durduracaðý düþünülse dedaha etkin tedbirler alýnmasýný gerektireceðigerçeðine raðmen, bu temizlik yapýlmalý ve kon-trolümüz dýþýndaki topraklar yeniden hudutlarýmýzdâhiline katýlmalýdýr.** Temizleme sonrasýnda ise bölge için yeni ve sonderece verimli tarým alanlarý oluþacak, belki de

Page 23: Türk Sözü Dergisi

2233

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

zengin petrol yataklarý bulunacaktýr. ÖÖnneerriilleerr;;

** Mayýn temizliði, MSB'nin ihale kontrolünde veTSK'nin koordinasyonunda planlanmalý ve yapýl-malýdýr. Temizlenecek olan bölgelerin bir kýsmýnýnterör tehdidi altýnda olduðu hatýrlanýrsa, çalýþacakolan personelin güvenliðinin TSK tarafýndan saðlan-masýnýn alternatifsizliði ortaya çýkacak ve sýrf busebebin bile, koordinasyonun TSK'nin elindeolmasýný zorunlu kýldýðýgörülecektir. ** Bu konuda uzmanlaþmýþolan ülkelerden getirilecekolan profesyonel mayýntemizleyiciler, ilk etaptapilot uygulama olarak kul-lanýlmalý ve daha sonra buiþ için yine TSK'nin koordi-nasyonunda çalýþacak yerlisiviller Türk mayýn temi-zleme firmalarý tarafýndaneðitilerek zamanla tüm böl-gelerde bunlarýn çalýþmasýsaðlanmalýdýr. ** Milli Mayýn TemizlemeKurulunun baþbakanlýkbünyesinde ve TSK'ninteknik desteðinde kurul-masý planlanmalýdýr. ** Bu sayede oluþacakolan istihdam alaný hembinlerce insanýn iþsizliðineçare olacak ve hem de bufaaliyete harcanan paranýnülke ekonomisine katkýsýsaðlanacaktýr. ** Mayýndan temizlemefaaliyetinin yaþamsal birzorunluluk olmakla beraberticari ve stratejik birgereklilik olduðu gözönünde bulundurulursa hamasi ve altý boþ teklifleryerine, kazançlý ve milli çözümler üretilecektir.Türkiye'de ortalama 1,5-2 milyar dolarlýk bir mayýntemizleme pazarý vardýr. ** Mayýn temizleme iþi için yerli firmalar kurulmalý,bu firmalar dünyadaki diðer örnekleri ile rekabetedecek duruma gelmelidir. Bu tip yapýlanmalar içingerekli olan teknik personel alt yapýsýný, TSK'denemekli olmuþ ve konunun uzmaný olan çok sayýdainsan pekâlâ karþýlayabilir. * Türkiye'deki mayýn temizleme faaliyeti dünyanýndiðer bölgelerindeki potansiyel iþler için son derecegeçerli bir referans olacaðýndan tamamen yerli fir-

malarýmýz bu ihtiyacýmýzý karþýlamalýdýr. ** Bu faaliyeti kendi bünyesinde yürüten ülkeleriçin çok sayýda hibe kredisi ve yardým fonu bulmakimkâný vardýr. Hizmet alýmý yoluna gidilmesi buimkândan da faydalanmamýzý engelleyecektir. Ottawa konvansiyonunun tanýdýðý süre hýzlatükenirken Kendi rýzamýzla onayladýðýmýz Ottowasözleþmesi þartlarýný yerine getirmeyerek uluslararasý camiada ayýplý ve suçlu duruma düþmeden

süratle hareket etmek vebaþka çözümlere mecburkalmadan, kendiçözümümüzü üretmekzorundayýz. Kaldý ki ülke menfaati içinmilli gelir kaybýna uðrama-mak ve 50 yýldýr büyükmaddi ve manevi kayýplaraneden olan Suriye sýnýrýn-daki paha biçilmez toprak-larýn tarýma kazandýrýlmasýsiyasi, toplumsal ve askeriaçýdan gerekli ve zorunluolan budur. Mayýnlý alanlarda yer alanve MÖ.3000 yýllarýnda ata-larýmýzýn Orta Asya'dan gel-erek kurduðu KarkamýþÞehri, meþhur Gýlgamýþdestanýnýn yazýldýðý tarihi anýt þehirlerinin veKamýþlý-Nusaybin arasýndahemen mayýnlý alanlarýn yanýndakiMezopotamya'nýn Efes'iDARA þehrinin de Turizmekazandýrýlmasý da ayrýca çok önem kazan-maktadýr. Kýsaca Türkiye'nin 50 yýlönce Suriye sýnýrýnda çeþitli

nedenlerle döþediði mayýnlý alanlarý tarýmakazandýrmanýn, diðer bölgelerdeki mayýnlý alanlarýntemizlenmesinin ülkeye getireceði sosyal veekonomik faydalar çok önemlidir. Gelecek yazýda Türkiye'de mayýn temizleme iþinegirmek isteyen NAMSA hakkýnda, Türkiye'de mayýntemizlemek isteyecek yerli firmalarýn nasýl organizeolacaðý, Türkiye'deki mayýn temizleme iþinin MilliMayýn ajansýmýz tarafýndan organize edilmesi, CHP tarafýndan hükümetin konu ile ilgili icraatýn-dan dolayý Danýþtay'da açýlan dava ve dünyadakimayýn temizleme pazarýný ellerinde tutan mayýnkarteli hakkýnda birkaç kelam edeceðiz vesselam.

TTüürrkkiiyyee PPeettrroolllleerrii AAnnoonniimmOOrrttaakkllýýððýýnnýýnn ssoonn bbiirr sseenneeddee aaççttýýððýý1155 kkuuyyuunnuunn 1144 kkuuyyuussuunnddaannggüünnddee 22000000 vvaarriill ppeettrrooll üürreettiillmm--eeyyee bbaaþþllaannmmýýþþttýýrr.. AAyynnýý bbööllggeenniinnkkaarrþþýýssýýnnddaa,, yyaannii SSuurriiyyee ttaarraaffýýnnddaaiissee 556600 cciivvaarrýýnnddaakkii kkuuyyuuddaannggüünnddee 445500..000000 --550000..000000 vvaarriillppeettrrooll ççýýkkaarrýýllmmaakkttaaddýýrr.. SSuurriiyyee yyýýllddaa88--99 MMiillyyaarr UUSSDD ppeettrrooll ggeelliirrii eellddeeeettmmeekktteeddiirr.. BBuu rraakkaamm TTüürrkkiiyyee''nniinn ggüünnllüükkttüükkeettiimmiinniinn yyaakkllaaþþýýkk yyüüzzddee 8855''iinneeddeennkk ggeelliiyyoorr.. BBiirrkkaaçç kkiilloommeettrree öötteeddee bbuu kkaaddaarrppeettrrooll ççýýkkaarrkkeenn bbiizziimm ssýýnnýýrrllaarrýýmmýýzziiççiinnddee kkaallaann bbööllggeeddee oollmmaammaassýýeellbbeettttee ddüüþþüünnüülleemmeezz.. ÝÝhhaalleenniinn ÝÝssrraaiilllliilleerree vveerriillmmeessiimmeecclliissttee cciiddddii ttaarrttýýþþmmaallaarraa sseebbeeppoolluurrkkeenn ddiiððeerr aalltteerrnnaattiifflleerr ttaarrttýýþþýýll--mmaayyaa bbaaþþllaannddýý.. BBuu aalltteerrnnaattiifflleerrddeennbbiirrii ddee bbuu iiþþiinn NNAAMMSSAA''yyaa ((NNAATTOO''yyaabbaaððllýý ÝÝkkmmaall vvee BBaakkýýmm AAjjaannssýý''nnaa))vveerriillmmeessii iiddii..

Page 24: Türk Sözü Dergisi

2244

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

100 AKP Gerçeði11.. Baþbakan Erdoðan bir Amerikan gazetesineyazdýðý makalede Irak'a savaþmaya giden ABD'liaskerlere dua etti: "Irak'ta savaþan ABD'li kahraman bay ve bayanaskerlere, en az zayiatla ülkelerine mümkün olanen kýsa zamanda dönmeleri arzusuyla dua ediy-oruz." "We further hope and pray that the brave youngmen and women return home with the lowest pos-sible casualties, and the suffering in Iraq ends assoon as possible." By Recep Tayyip Erdogan The Wall Street Journal March 31st, 2003(Ayrýca Bkz. Savaþmadan Yenilmek, s. 189) 22.. Dýþiþleri Bakaný Gül "Dünya barýþý için, barýþýkorumak için, son 50 senede dünyada en çokAmerikalýlar kendi çocuklarýný fedaetmiþlerdir."dedi.(http://www.milliyet.com/2006/05/16/siyaset/siy03.html) 33.. Yirmibeþ Ýslam ülkesinin sýnýrlarýný deðiþtiriphepsini Irak gibi yapma projesi olan ABD kaynaklýBOP'la ilgili Sayýn Gül'ün görüþü: "Büyük OrtadoðuProjesi (BOP) Türkiye'nin dýþ politika ilkelerineuygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacýmýz Ýslamülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek."(http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=181295) Not: Vatandaþlarýmýzýn % 72'si BOP'u tehlikeligörüyor.(25.07.2004 - Yeni Þafak) 44.. Diyanetten Sorumlu Devlet Bakaný MehmetAydýn diyor ki: "Ben Avrupa'ya gittiðimde kiliseye çok giderim,büyük zevk duyuyorum." (II. Din Þurasý Teblið ve Müzakereleri cilt:2sayfa:375) 55.. Diyanetten sorumlu Devlet Bakaný yapýlanSayýn Mehmet Aydýn, Ýslam dinini Müslümanolmayanlara teblið etmeye 'en DÝNSÝZCE hakarettir'dedi: "Bazý müslüman kardeþlerimiz diyor ki yahu bir fýr-sat düþtü, müslümanlýðý anlatalým hýristiyanlara;Allah belki hidayetini gösterir. (Diyalog çalýþmalarýn-da)… iþin ucunda bilmem adam kazanmak, üyekazanmak varsa, açýkçasý bu bir din mensubunayapýlacak en DÝNSÝZCE bir hakarettir." (II. DinÞurasý Teblið ve Müzakereleri cilt:2 sayfa:322)

66.. ABD Savunma Bakan yardýmcýsý PaulWolfowitz: "Biz Irak'a müdahale konusunda tered-düt ediyorduk, Tayyip Erdoðan bize cesaret ver-miþtir." (Irak iþgalinden üç ay önceki Türkiye ziyaretiesnasýnda yaptýðý açýklamadan.) 77.. Erdoðan, AJC örgütünden bugüne kadar"cesaret ödülü" alan 10 kiþi içinde Yahudi olmayantek kiþi. Tayyip Erdoðan'a "cesaret ödülü" veren "AmericanJewish Congress" (AJC) adlý kuruluþ, WJC'ye baðlý.Theodore Herzl tarafýndan Dünya Musevilerini bir"ulusal yurda" kavuþturma amacýyla 19. yüzyýlsonunda kurulan "World Jewish Congress" (WJC)Ýsrail devletini kurmakla amacýný gerçekleþtirmiþ birYahudi teþkilatýdýr. Daha önce AJC tarafýndan 10kadar kiþi ödüle lâyýk görülmüþtü; bunlar arasýndaÝsrailli veya Musevi olmayan tek kiþi TayyipErdoðan. Listede Ýsrail'in önemli bütün baþbakanlarývar. Türkiye baþbakanýna bu ödülün verilmesi de,verildiði mekân da anlamlý: HSBC bankasýnýn NewYork merkezi...(http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2004/SUBAT/05/tkivanc.html) 88.. Bush, Erdoðan'a "Sen ne harika bir adamsýn"dedi. (You are a great man) Kasým 2004 99.. Çeçenler Ruslarýn dilinde terörist. Erdoðan 3Kasým seçimi sonrasý AKP genel baþkaný olarak170 kiþilik heyetle ziyaret ettiði Rusya'da terörekarþý iþbirliðinden söz etti. 1100.. Erdoðan genel baþkan sýfatýyla gittiði Çin'dede þöyle dedi: "Tek Çin anlayýþýný destekliyoruz. Çin'in toprakbütünlüðü konusunda Türkiye'nin herhangi birtereddüdü yok, saygýsý vardýr. Terörün dini, milleti,ýrký olamaz." (Çin, iþgal ettiði Doðu Türkistan'ý kendi topraðýsayýyor. Özgürlük mücadelesi veren 30 milyonUygur Türkü kardeþimize de terörist diyor. TayyipBey'in sözü bu manada nasýl deðerlendirilecek?) (Tayyip Erdoðan, diline pelesenk olduðu üzere,Pekin'de de "Han, Mançur, Moðol, DoðuTürkistanlý, Tibetlisi ile Çin bir büyük mozaiktir. Buda büyük zenginliktir" demeliydi (!) alýntý) 1111.. Yurtdýþý turlarý ve ilginç temaslarýn ardýndanErdoðan, milletvekili oldu. Aradan dört buçuk yýlgeçmesine raðmen AKP "Acil Eylem Planý"ný biletatbik edemedi.

Page 25: Türk Sözü Dergisi

2255

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

1122.. Kuzey Irak'ta askerlerimizin baþýna çuvalgeçirildi. Buna ciddi hiçbir tepki gösterilemedi. 1133.. Üstelik aðýr ve ciddi çuval olayý sonrasý"ABD'ye nota verecek misiniz?" sorusuna baþbakanþöyle veciz(!) bir cevap verdi: "Bu müzik notasýdeðil. Öyle aklýnýza her estiðinde verilmez. Aðýrlýðýve ciddiyeti vardýr."(http://www.hurriyet.com.tr/agora/article.asp?sid=1&aid=2257) 1144.. Erdoðan'dan enteresan bir açýklama:"Amerika'nýn düþündüðü Büyük Ortadoðu Projesivar ya, Geniþletilmiþ Ortadoðu Projesi; Diyarbakýriþte bu proje içinde bir yýldýz, bir merkez olabilir.Bunu baþarmamýz lazým." (15 Þubat 2004, Kanal D, Teke Tek Programý)18.02.2004. Hürriyet Gazetesi, sayfa: 20. 1155.. Sözde Ermeni Soykýrýmý meselesinde Dýþiþleribakanlýðý, yetersiz kaldý. Üstelik Sözde Ermenisoykýrým yasasýný kabul eden ülkelere yenilerieklendi: Ýsviçre (2003), Slovakya (2004), Hollanda(2004), Polonya (2005), Litvanya (2005), Arjantin(2006)… 1166.. 1 Mart Tezkeresi reddedilmesine raðmen, birgenelgeyle, ABD'nin savaþ araç-gereçleri Türkiyeüzerinden nakledildi. 1177.. Ýsrail'in talebiyle ve onun güvenliði için,kamuoyuna raðmen Lübnan'a asker gönderildi. 1188.. Baþbakan Erdoðan, Ýspanya Baþbakanýylaberaber Medeniyetlerarasý Ýttifak(!?) eþbaþkanýoldu. (Medeniyetler arasý ittifak, Dinlerarasýdiyaloðun diðer bir ismidir.Gösterilen tepkidendolayý, medeniyetler arasý ittifak ifadesi kullanýlýy-or.) 1199.. Baþbakan Erdoðan, BOP'un da (BüyükOrtadoðu Projesi) eþbaþkaný oldu. Ýkinci baþkan,Bush. 2200.. Erdoðan, Gül ve bakanlarýn baskýsýna raðmen1 Mart tezkeresine 'hayýr' diyen milletvekilleri, 22Temmuz seçiminde aday gösterilmediler. 2211.. Tezkereye 'evet' denmesini isteyen Erdoðan"Her zaman 'hayýr'da hayýr yoktur. Rahat olun,geliþmeler kontrolümüzde" dedi. 2222.. Erdoðan, tezkere geçse de geçmese deABD'nin harekatta kararlý olduðunu belirterek,Türkiye'nin 2003 yýlý içinde 73 milyar dolar borçödemesi olduðunu söyledi ve tezkerenin çýkmamasýhalinde Türkiye'nin ekonomik olarak çok sýkýntýyagireceðini ifade etti. (Hatta Erdoðan'ýn "Tezkereye hayýr diyen, banahayýr demiþ olur"… "Tezkere geçmezse memurmaaþlarýný ödeyemeyiz" dediði ifade edildi.) 2233.. Devlet Bakaný Ali Babacan, Milli SavunmaBakaný Vecdi Gönül ve Dýþiþleri Bakaný Yaþar Yakýþ,tezkerenin yararlarýný sýraladý: "ABD ile her platfor-mda stratejik ortaklýðýmýz artarak geliþir."

(Irak'a ve Iraklýlara yapýlanlar da mý?) 2244.. AKP önderleri tezkerenin geçmemesi duru-munda olacaklarý da hatýrlattýlar: "Tezkereyi reddetmemiz Müslüman ülkelerdendestek bulsa da dünyada etkili bir güce sahip olanYahudi lobisinin desteðini kaybederiz." 2255.. Irak savaþýnda ABD'ye verilen destek, KREDÝpazarlýðýna dönüþtü. Bakanlar Kurulu toplantýsý sýrasýnda Baþbakanlýk'agiden Dýþiþleri Müsteþarý, ABD BüyükelçisiPearson'ýn getirdiði ABD önerilerini hükümetinonayýna sundu.(http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=66614) · Türkiye'nin asgari "6 milyar dolar hibe", "20 mil-yar dolarý bulan kredi" ve "ticaret desteðini" içerenseçenek üzerinde durduðu, bu seçeneðin hibebölümünü artýrmak üzere pazarlýk ettiði öðrenildi. · 92 milyar dolarlýk bir kayýp faturasý gündemegetiren Ankara, 2003'te 25, sonraki dört yýlda 15-17 milyar dolar desteðe ihtiyaç duyulabileceðinibelirtti. ABD, Türk ekonomisini ayakta tutmagüvencesi verdi. 2266.. CIA'nin iþkence uçaklarý hava sahamýzý vehava limanlarýmýzý kullandý. (www.aksiyon.com.tr) 2277.. Milli Savunma Bakaný Vecdi Gönül açýkladý:"Irak savaþýnda ABD , Ýncirlik'i kullandý ve buradan4 bin 990 sorti gerçekleþtirdi." (Vecdi Gönül'ün"Los Angeles World Affairs Council" adlý kuruluþundüzenlediði konferansta yaptýðý "Avrasya'da deðiþengüvenlik ortamý ve Türkiye'nin stratejik önemi"konulu konuþmasýndan.) AA 2288.. Erdoðan ve Gül, 29 Ekim 2004 tarihinde ABAnayasasý'ný imzaladýlar. Nerede? "Bütün Türkleryok edilmeden Hristiyan dünyasý rahat etmeyecek."diyen Papa Cixtus'un (1585-1590) heykeli altýnda,manevi huzurunda… 2299.. AB müzakere haberi, Kýzýlay'da gündüzgözüne havai fiþeklerle kutlandý. 3300.. Erdoðan "Küresel sorunlarla mücadelededünyanýn ABD'ye ihtiyacý olduðunu; Türkiye ileABD'nin temel hedeflerinin örtüþtüðünü" söyledi.(http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/HAZIRAN/11/p01.html) 3311.. AKP milletvekili Ömer Çelik, kadýnlarýtecavüze uðrayan ve ülkesi iþgal edilmiþ Iraklýdireniþçilere: "Katiller sürüsü!" dedi. (21.08.2004 -Vakit) 3322.. Erdoðan'ýn danýþmaný Cüneyd Zapsu,Amerikalýlara Tayip Erdoðan hakkýnda, "Bu adamýkullanýn!" dedi. Ýþte American Enterprise Institute adlý düþüncekuruluþundaki konuþmanýn teyp kaydý: This man is an honest man. And he has his ownbeliefs and he is true to his beliefs. Please try to...

Page 26: Türk Sözü Dergisi

2266

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

I'd say "exploit"(sömürmek,istismar etmek, kendiçýkarýna kullanmak) is a bad word, but kullanmakor use... (Zapsu burada Türkçe kullanmaksözcüðünü telaffuz ediyor ve Ýngilizce nasýl deniranlamýnda dinleyicilere bakýyor ve bir Türk din-leyicinin hatýrlatmasý üzerine sözlerine devam ediy-or) take advantage of this man. Because this per-son has so much credibility, because of his ownbeliefs in the Muslim world and he believes in theWestern style democracy. I think instead of push-ing him down, putting him to the drain, use... Hereand in Europe you should take advantage of that.This is my offer...(http://www.milliyet.com.tr/2006/04/12/siyaset/axsiy02.html) 3333.. En büyük ortaklarýndan biri Yunan Kilisesiolan National Bank af Greece(NBG), ülkemizdenbanka satýn aldý. ( Fakat ayný Yunanistan, ZiraatBankasý'nýn Atina'da þube açmasýna izin veriyormu?) 3344.. Baþbakan Erdoðan; "etnik, coðrafi ve dinitemele dayalý ekonomik birliktelikleri, küreselleþmesürecinin reddettiði bir durum olduðu için, doðrubulmadýðýný" söyledi.Etnik denilen: Orta Asya TürkDevletleri. Coðrafi denilen: Komþularýmýz. Dinidenilen: Ýslam Ülkeleri… (AB ile ABD bize yeterdenilmek mi isteniyor?) 3355.. 4928 No.lu ve 15.07.2003 tarihli ÇeþitliKanunlarda Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun'da'cami' kelimesi 'ibadethane' olarak deðiþtirilerekapartman kiliselerinin önündeki yasal engelkaldýrýldý. (25173 sayýlý Resmi Gazete - Yayýn tarihi:19Temmuz 2003 Cumartesi) 3366.. Van Akdamar Kilisesi'nin onarýmýný Baþbakangizlice denetledi. ( Peki ama niçin gizli?..) Erdoðan, Hakkari'den Van'a gelirken beklenmedikbir þekilde Van Gölü üzerindeki Akdamar Adasý'naindi. Görevli bekçinin dýþýnda hiçbir yetkilinin bulun-madýðý adaya konan helikopterden inen Erdoðan veberaberindeki bakanlar, Ermeni Kilisesindekirestorasyon çalýþmalarýný inceledi. Hakkari'denhavalanan diðer 2 helikopter, Van Ferit MelenHavaalaný'na inerken protokol üyeleri bir süreErdoðan'ýn içinde bulunduðu diðer helikopteri bek-ledi. (Yetkililer, Baþbakan'ýn Akdamar Adasý ziyaretiyleilgili ýsrarlý sorularý cevapsýz býraktý.) 21.11.2005 · Bu denetlemeden 16 ay sonra (Kur'an Kursuyýkýmýndan 5 gün önce), onarýlan kilisenin açýlýþýgerçekleþtirildi. 3 yýl süren bu kilise tamiratýnýn yaklaþýk 3milyonYTL'ye (3 trilyon lira) mal olduðu belirtildi. 3377.. "Kur'an Kursu Yýkýmý" ülke tarihinde bir ilk

oldu. Tarih: 3 Nisan 2007 ( Mevlid kandilinden 3 gün,Akdamar Kilisesi açýlýþýndan 5 gün sonra…) Yer: Kasýmpaþa ( Sayýn Erdoðan'ýn mahallesi…) · Yüzlerce polisin hazýr bulunduðu yýkýmdacemaate biber gazý sýkýldý. · Yýkýmý Beyoðlu Belediyesi ve Ýstanbul BüyükþehirBelediyesi ekipleri yaptý. · Büyük Piyale Kur'an Kursu, "yürütmeyi durdurmakararýna raðmen" yýkýldý. (30 günlük yürütmeyi durdurma kararý: Ýstanbul 5.Ýdare Mahkemesi. Esas No: 2007/647) · Tüm ýsrarlara raðmen yýkým için okullarkapanana kadar (2 ay) beklenmedi. 3388.. Kur'an Kursu Yýkýmýna þöyle gelindi: · "Piyalepaþa Câminin etrafýnýn açýlmasý içinAnýtlar Kurulu'nun kararýyla kursun kaldýrýlacaðý"bildirildi. · Dernek mensuplarý, aylar süren koþturmacaylailgililerle görüþtüler. "Bu kursta 1959'dan beri bin-lerce talebeye hizmet verildiðini, yýkýmýn yanlýþ ola-caðýný, kendilerine proje ve imkân verilirse, kursu,câminin mîmârî yapýsýna uygun hale getireceklerini"söyledilerse de kabul ettiremediler. 3399.. Yýkýmla ilgili tavýrlar gittikçe sertleþti. Önceçözümden bahseden Bakan Mehmet Ali Þahinsonra tavrýný deðiþtirdi. Zira parmaklar yukarýlarýiþaret ediyordu. Þöyle ki: · Dernek mensuplarý, vakýflarýn kendisine baðlýolduðu Bakan Mehmet Ali Þahin'le görüþtüler.Bakan Bey, derhal Ýstanbul Vakýflar BölgeMüdürü'yle görüþtü. Görüþme bittikten sonra dadernek mensuplarýna, "Kur'an kursunun yýkýmýnýnyanlýþ olacaðýný" söyledi ve "Rahat olun" deyipuðurladý. · Ancak Bakan Bey, daha sonra Ýstanbul'a birgeldiðinde, "Kur'an kursu binasýnýn câmiyi kapat-týðýný" söylüyordu. 4400.. Kur'an Kursunu yýkanlar, kursun kaçakolduðunu söyleyerek kamuoyunu yanýlttýlar."Derneðe baþka bir yer gösterdik kabul etmediler "yalanýný söylediler. Ýþte o yerler (!): · Sinan Paþa Câmii'nin avlusundaki tamamlan-mamýþ bina. (Hem burasý hakkýnda da yýkým kararý vardý; hemde yýkýmdan sonra burayý da vermeyeceklerinisöylüyorlardý) · Kulaksýz'daki Okçular Tekkesi ile OkçularTekkesi'nin yanýndaki top sahasý. (Bu iki yer daha önce Beyoðlu Belediyesi'ne ver-ilmiþti. Belediye "Buraya çivi bile çaktýrmam" diyor-du.) · Sütlüce'deki Elif Tekkesi (Büyükþehir Belediyesiburayý da kesinlikle vermeyeceðini söylüyordu.)

Page 27: Türk Sözü Dergisi

2277

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

4411.. Kur'an Kursunu yýkanlar KUL HAKKINA nekadar dikkat ettiklerini göstermiþ oldular. Çünkü Kur'an kursunun bulunduðu vakýf arsasý,dini ilimlerin okutulmasý için vakfedilmiþti. Vakfýn dini hükmü þudur : Bir yer, ne þartla vak-fedildiyse kýyamete kadar o iþ için kul-lanýlýr.Vakfedenin istediði þart, Allah'ýn emrigibidir… Bu vebalin altýndan kim kalkabilir? Yýkýlan Kur'an kursunun ne için yapýldýðý hakkýndatarihi kayýt: "Piyale Mehmed Paþa; cami, medrese,tekke, sýbyan mektebi, türbe, çarþý, hamam vesebilden kurulu bir külliye yaptýrmýþtýr." (BeyoðluBelediyesi Web Sitesinden) 4422.. Ýçiþleri Bakanlýðý'nýn emri ile, Papa JeanPaul'ün ölümü dolayýsýyla tüm yurtta bayraklaryarýya indirildi. Ýçiþleri Bakanlýðý, 8.4.2005 Cumagünü tüm resmi dairlerde gündoðumundan-gün-batýmýna bayraklarýn yarýya indirilmesini istedi. Emir örneði için:(http://www.istanbul.gov.tr/images/docs/emir.doc) · Papa için Rusya'da bilebayraklar yarýya inmedi (!?)(Ortodokslar ya, o yüzdenindirmemiþlerdir…) · Diyanet Ýþleri Baþkanýmýzvefat etse hangi ülke bayraðýnýyarýya indirir? · Türkiye'de Diyanet ÝþleriBaþkaný vefat etse AKP bayrak-larý yarýya indirtir mi? · Laik bir ülkede müslümanlaraleyhine Papa için bu ayýrýmniçin yapýlýr? · Milli sembolümüz olanbayraðýmýzýn yalnýzca bir dininruhani lideri için yarýyaindirilmesi, o dini kayýrmaanlamý taþýmýyor mu? 4433.. Yeni Papa 16.Benedict'in sevgiliPeygamberimiz'i eleþtiren söz-lerine ciddi bir karþýlýk verilme-di. · "Muhammed kýlýçla din yay-maktan baþka ne yapmýþtýr…"sözünün alýntý olduðunusöyleyen papaya, hiçbir yetkil-imiz "SAYIN PAPA, ÖYLEYSEPEYGAMBERÝMÝZLE ÝLGÝLÝ SÝZÝNGÖRÜÞÜNÜZ NEDÝR?" diyemedi. 4444.. Önce Papa'yla görüþmeyeceðini söyleyenBaþbakanýmýz, aksine Papa'yý uçaðýn merdiven-lerinde karþýladý. 4455.. Erdoðan, "Yahudi karþýtlýðý utanç verici bir akýlhastalýðýnýn tezahürüdür, katliamla sonuçlanan bir

sapkýnlýktýr" dedi.(http://www.yenisafak.com.tr/arsiv/2005/HAZIRAN/11/p01.html) Sorulmaz mý: Ýslam karþýtý papayý düþmancakonuþmasýnýn ardýndan uçak merdiveninde karþýla-mak nedir? 4466.. Orman Bakaný Osman Pepe'nin danýþmanýTacettin Ural, yazmýþ olduðu kitaba "Papa BirPuttur" ismini verdiði için bizzat Bakan tarafýndanistifa ettirildi. 4477.. AKP iktidarý, Danimarka'da yayýnlanan ÇÝRKEFKARÝKATÜRLERE gereken tepkiyi gösteremedi. 4488.. Eyüp Belediyesi'nin Pierre Loti Kahvesininbulunduðu tepeye "Eyüp Sultan Tepesi" adý verilme-si teklifi, Büyükþehir Belediye Meclisi ve KadirTopbaþ tarafýndan reddedildi. (14.02.2007 -Zaman) 4499.. Kapalýçarþý'da, Baþkan Topbaþ'ýn misafiriyabancý belediye baþkanlarýna ilahi eþliðinde içkiikram edildi.

Ýstanbul Büyükþehir BelediyeBaþkaný Kadir Topbaþ, evsahipliðini yaptýðý 4. DünyaBelediye BaþkanlarýZirvesi'nde toplantýya iþtirakeden belediye baþkanlarýna14.04.2007'de Kapalý Çarþý'-da yemek verdi. Birlikte Yaþamak Konseri adýaltýnda 'Demedim mi demed-im mi? Gönül sanasöylemedim mi?' 'AllahuAllah' ve 'Aþkýn AteþindeYanalým Dost Dost' isimliilahiler söylenirken içkiler desu gibi aktý. Ýslam ülkelerinden gelenSuudi Arabistan'ýn UhudBelediye Baþkaný, Ýran'ýnTebriz Belediye Baþkaný,Sudan, Nijerya, Endonezyagibi ülkelerden gelen belediyebaþkanlarý yemeklerinitamamlamadan Kapalý Çarþý'-dan ayrýldý. 5500.. Erdoðan 2002 seçimiöncesi Of'ta þöyle dedi:"Türkiye'de 30'a yakýn etnikgrup ve 4 hak dine mensup

herkesi kucaklýyoruz".(http://www.yenisafak.com/arsiv/2002/temmuz/12/p3.html) Erdoðan birden fazla hak din ifadesini 3. DinÞûrâsý'nda da tekrarladý: "Bütün gerçek din veinançlar, insanlýðý hayra, iyiliðe, güzelliðe çaðýr-

6699.. UUmmuummaa aaççýýkk iiççkkiillii yyeerrlleerriinn ookkuullllaarraa uuzzaakkllýýððýý 220000mmeettrreeddeenn 110000 mmeettrreeyyee iinnddiirrii ll--ddii.. TTuurriizzmmii tteeþþvviikk kkaappssaammýýnnddaaoollaann yyeerrlleerrddee iissee mmeessaaffee þþaarrttýýaarraannmmaayyaaccaakk.. ((44..44..22000044 --TTüürrkkiiyyee)) 7700.. AAKKPP''ddeenn bbiirr iillkk:: GGaayy vveeLLeezzbbiiyyeenn FFiillmmlleerrii FFeessttiivvaallii''nneeoonnaayy vveerrii llddii.. ((2277..0099..22000044 --VVaakkiitt)) ""OOuuttiissttaannbbuull 11.. UUlluussllaarraarraassýýÝÝssttaannbbuull GGaayy vvee LLeezzbbiiyyeennFFiillmmlleerrii FFeessttiivvaallii"" 7711.. AAiillee SSaaððllýýððýý aaddýý aallttýýnnddaabbaazzýý ookkuullllaarrddaa ""eeþþcciinnsseelllliikk""ddeerrssii vveerrii llddii.. TTeeppkkii ggeelliinncceeuuyygguullaammaa dduurrdduurruulldduu..((1166..0033..22000077 -- ZZaammaann)) 7722.. TTüürrkkiiyyee''nniinn iillkk eeþþcciinnsseellootteellii aaççýýllddýý.. ((3311..0055..22000077 --

Page 28: Türk Sözü Dergisi

2288

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

mýþtýr." (21/9/2007 Vakit) (Halbuki Kur'an'a göre tek hak din Ýslamdýr. Bütünpeygamberler Ýslam peygamberidir.) Kur'an'da Hz. Ýbrahim için "Allah'ý bir tanýyan dos-doðru bir MÜSLÜMANDI" deniyor. (Âli Ýmran, 67) Yine Þûrâ Suresi 13. ayette Ýbrahim, Musa ve Ýsapeygamberlere gönderilenle peygamberimize gön-derilen dinin ayný olduðu ifade edilmektedir. Birdenfazla hak din olduðu söylense de: "Allah katýnda dinÝslam'dýr" (Âli Ýmran, 19) 5511.. Antalya'da Dinler Bahçesi açýldý. (Aralýk2004) 5522.. Þanlýurfa'ya da "Dinler Parký" açmaya kalk-týlar. Urfalýlarýn Dinler Parký'na tepki göstermesiüzerine proje "Halepli Bahçe" adýyla deðiþtirildi. 5533.. Müslümanlarý belirli mahfillere þikayet edenTayyar Altýkulaç'ý milletvekili ve TBMM Milli EðitimKomisyonu baþkaný yaptýlar. (Altýkulaç'ýn þikayet-lerinin yer aldýðý belge: Kenan Evren ve Konseyüyelerine sunulan Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Brifingi1981, sayfa:77-80.) 5544.. Ýslami cemaatlerden kopan ve onlarlamücadeleye giriþen bazý kiþiler seçimlerde liste baþýyapýldý. Hemde seçmen desteði olmamasýna rað-men ve kitleleri küstürmek pahasýna. Bunlardan bazýlarý, aday adayý dahi olmadýklarýþehirlere kontenjandan yerleþtirildi. Bu adaylarý istemeyenler; telefon, faks, mektupyoluyla tepkilerini AKP genel merkezine iletti; amanâfile… 5555.. Camilerden elektrik ve su parasý alýnmayabaþlandý. ( Oysa kiliseler bu parayý ödemiyor. ) Ýlginç olan, önceki hükümetlerin çekindiði buuygulamaya AKP'nin 2005 yýlýnda baþlamasý. Derneði olan camiler, þu anda faturalarýný ödem-eye çalýþýyor. Peki kiliseler ibadethane deðil mi,niçin ödemez? 5566.. Yüzlerce talebe yurduna mülkiyetine bakýl-masýzýn el koymak için yasa teklif edildi. Vakýf,dernek, hatta þahsa ait binalarý iþgal anlamýnagelen korkunç maddeyi, tepkiler üzerine tasarýdançýkarmak zorunda kaldýlar. ( Tasarý yasalaþsaydý bu YURTLARI boþaltmayankiþi ve dernekler, mülki idare tarafýndan 3 ay içindetahliye edilecekti.)(www.basbakanlik.gov.tr/docs/kkgm/kanuntasarilari/101-1262.doc) "Diyanet Ýþleri BaþkanlýðýKuruluþ ve Görevleri Hakkýnda Kanun ile BazýKanun ve Kanun Hükmünde KararnamelerdeDeðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Tasarýsý" Madde35 · Bu yasa teklifini cumhurbaþkanlýðý ile ilgiliMAÐDURÝYET EDEBÝYATI'na sebep olan süreçteverdiler. (Birileri (!) AKP ile uðraþýrken, "Bildiri maðduru(!)

AKP"nin vazifesi dindar kesimle uðraþmak mýolmalýydý?) 5577.. AKP, gömleðini çýkardýðý Milli Görüþ'ü de terörlistesine almýþtý. ( Tabii ki yanlýþlýkla!) 4 Nisan 2003 Cuma günü hükümet, "Türkiye-Almanya Arasýnda Terörizm, Örgütlü Suçlar veBüyük Önemi Haiz Suçlarla Mücadelede ÝþbirliðiAnlaþmasý"ný onaylanmak üzere Meclis'e sevk etti. 11 maddelik bu anlaþmada "Milli Görüþ Teþkilatý"terörist örgütler arasýnda sayýlýyordu. Almanya Federal Cumhuriyeti (AFC) Ýçiþleri BakanýDr. Otto Schily'nin 3-4 Mart 2003 tarihindekiAnkara ziyaretinde bu anlaþma karþýlýklý imzalan-mýþtý. (Bir bakanýmýz, anlaþmayý okumadan imzal-adýðýný söyledi.)Eh, gözden kaçmýþ… 5588.. Genelkurmay baþkaný Özkök "Ýslam devletide, Ýslam ülkesi de deðiliz" dedi. Baþbakan yorumladý: "Kendi düþüncelerinisöylemiþ." (Ama baþbakanýmýz kendi görüþünüaçýklayamadý.) (Harp Akademileri Komutanlýðý YýllýkDeðerlendirme Konuþmasý, 20 Nisan 2005, HilmiÖzkök) 5599.. Erdoðan, yeni AKP genel merkezindeki moti-flerin Yahudi sembollerine benzediðini kabul etti: "Ankara Selçuklu medeniyetinin yansýmalarýolduðu bir ilimiz. Ayrýca Osmanlý'dan da mimariuslüba baðlý kaldýk, bunun yanýnda cumhuriyetçizgilerini katarak bu hale getirdik. Selçuklu yýldý-zlarý, Yahudi yýldýzlarýný da çok andýrýyor." (http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=248953) 6600.. AKP'li Belediye Baþkaný Kadir Topbaþ:"Ayasofya turizme açýlmýþ, tekrar camiye çevirelimdemek gereksiz bir polemik." dedi. (29 Þubat2004 - Pazar Postasý) 6611.. Erdoðan, Rotaryen toplantýsýna katýlan ilkbaþbakan oldu. · Ali Babacan da masonik bir kuruluþ olanBilderberg toplantýsýna katýldý. Vakit Gazetesi, 17.05.2003 (Yorum yok; çünküorada neler konuþtuðunu bilmiyoruz…) 6622.. 'AKP, sulandýrýlmýþ Ýslam projesiyle geldi' iddi-asýný haklý gösteren bir olay: Baþbakanýn baþdanýþmaný Cüneyt Zapsu'nun eþi,kadýn-erkek ayný safta namaz kýldý. Beyza Zapsu "Cuma'yý ben kýldýrayým. Türkiye'debir ilk olsun." dedi. 6633. Türkiye'de ilk defa Siyonizm konferansýyapýldý. Theodor Herzl, Milli Kütüphane'de anýldý.(7.12.04 - Vakit) 6644.. AKP'li belediye baþkaný Kadir Topbaþ, Hür veKabul Edilmiþ Büyük Masonlar Locasý'nýn toplantýsý-na katýldý. (14.12.2004 - Vakit) 6655.. Hür ve Kabul Edilmiþ Büyük Masonlar

Page 29: Türk Sözü Dergisi

2299

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Locasý'nýn üstadý Asým Akin 22Temmuz'da AKP'yidestekleme emrini masonlara teblið etti. Bu, ulus-lararasý bir talepti. Ýþte masonlarýn gerekçeleri: "Þayet AKP'nin önü kesilirse, sýcak para ülkeyi terkeder ve ekonomik kriz gündeme gelir."(http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=6721) 6666.. AKP'li Bülent Arýnç, Rotaryanlara "Siz verenelsiniz, öpülecek elsiniz" dedi. Rotary rozeti takanArýnç, plaketini 2430. bölge Guvernörü'nün elindenaldý. (18.052003 - Vakit) 6677.. Türkiye Ermenileri Patriði II. Mesrob, 22Temmuz seçimlerinde AKP'yi destekleyecekleriniaçýkladý.(http://www.yenisafak.com.tr/politika/?q=1&c=2&i=48782&Ermeni/Cemaati/se%C3%A7imlerde/Ak/Partiyi/destekleyecek) 6688.. AKP'li Beyoðlu Belediyesi tarafýndan hazýr-lanan "Kültürleri Buluþturan Kent 22" adlý kitapta,alkollü içki teþvik ediliyor. (18.02.2004 - Vakit) 6699.. Umuma açýk içkili yerlerin okullara uzaklýðý200 metreden 100 metreye indirildi. Turizmi teþvikkapsamýnda olan yerlerde ise mesafe þartý aran-mayacak. (4.4.2004 - Türkiye) 7700.. AKP'den bir ilk: Gay ve Lezbiyen FilmleriFestivali'ne onay verildi. (27.09.2004 -Vakit) "Outistanbul 1. Uluslararasý Ýstanbul Gay veLezbiyen Filmleri Festivali" 7711.. Aile Saðlýðý adý altýnda bazý okullarda "eþcin-sellik" dersi verildi. Tepki gelince uygulama durdu-ruldu. (16.03.2007 - Zaman) 7722. Türkiye'nin ilk eþcinsel oteli açýldý.(31.05.2007 - Posta) 7733.. AB mevzuatýna uygun Türk Gýda Kodeksiyayýnlandý. "Çið Kýrmýzý Et ve Hazýrlanmýþ Kýrmýzý EtKarýþýmlarý Tebliði" Resmi Gazete'de yayýnlanarakyürürlüðe girdi.(http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/4716801_p.asp) · Domuz ve yaban domuzu kasaplýk hayvanlararasýna alýndý. 7744.. AKP'nin meclisten geçirdiði TCK'nýn 230.maddesi: "Aralarýnda evlenme olmaksýzýn dini nikahyapanlar, 6 aya kadar hapisle cezalandýrýlýrlar."(2004) · Peki ya nikahsýz yaþayanlar? Cezasý yok, çünkü:"Zina suç olmaktan çýkarýldý." (2004) · Iðdýr valisi açýkladý: "Fuhþun suç sayýlmamasý veyaygýnlýðý yüzünden namuslu kadýnlarýmýzneredeyse sokaða çýkamaz hale geldi."(23.11.2005 - Vakit) 7755.. Baþbakan "Çocuðum iþsiz" diyen vatandaþý"Senin çocuðun da iþsiz kalsýn! Otur, otur! Banakiþisel sorunlarýný getirme…" diye azarladý. (AKPKeçiören Ýlçe Kongresi)

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=182616 · "Lan…Sus…Hadi ananý al git buradan!" diyenbaþbakanýn arkadaþlarý da benzer üslupla konuþtu-lar: Tarým Bakaný, çiftçilere hitaben: "Gözünüzü toprakdoyursun."dedi. Maliye Bakaný: "Babalar gibi satarým."dedi. AKP Urfa Milletvekili, sel maðduru vatandaþý þöyleazarladý: "Fazla konuþma!" 7766.. Zaman zaman "Savcýlar ne güne duruyor?"diye yakýnan AKP yönetimi, Þemdinli davasýsavcýsýný harcadý. (Adalet Bakaný tarafýndanHSYK'ya sevk edilen savcý Sarýkaya, meslektenihraç edildi.) 7777.. Erdoðan'ýn talimatýyla 2006 yýlýnda yargýç vesavcýlara %50'ye varan oranlarda zam yapýldý.(Asgari ücretliler "AKP çekindiði kurumlara mý zamyapýyor?" diye sormaya baþladý.) · Daha yakýnlarda AKP'ye gereken teþekkürü(!)yapan Anayasa Mahkemesi Baþkaný Tülay Tuðcu'yuarayan Bülent Arýnç zam müjdesini þöyle vermiþti:"Tasarý hazýrlandý. Komisyonlardan hýzlý þekildegeçirilip, en kýsa sürede Genel Kurul'dan geçirile-cek."(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/4495113.asp?m=1&gid=69) 7788.. Baþbakan Erdoðan, ÝHL ve meslek liselerihakkýnda "Biz hükümet olarak bu bedeli ödemeyehazýr deðiliz" dedi. Birlik Vakfý'nca Ýstanbul Grand Cevahir Oteli'ndedüzenlenen 'Meseleler ve Çareler' konulu sem-pozyum.(http://arsiv.sabah.com.tr/2004/07/04/siy105.html) 7799.. Din Kültürü kitaplarýna Hz.Musa'nýn, Hz.Ýsa'nýn ve Sevgili Peygamberimizin resimleri kondu.(2004) 8800.. Din Kültürü kitaplarýnda mezhep sayýsý 4'ten5'e çýkarýldý. (Bakýnýz: Orta Öðretim Din Kültürü ve Ahlak BilgisiDers Kitabý 11. Sýnýf, MEB Yayýnlarý, Ýstanbul-2006, sayfa 65, Ýslam Düþüncesinde Ameli-FýkhiYorumlar) 8811.. Din Kültürü kitaplarýna göre, mezhepleregerek yok. (2005'ten beri okutulan 8. sýnýf Din KültürüKitaplarý, Dinde Anlayýþ Farklýlýklarý/Mezheplerbölümü.) Bazý kitaplarda bu görüþ yumuþakça (!) ifadeedilse de ilköðretim öðrencisinin kafasýný karýþtýr-maya yetiyor. 8822.. Okullara gönderilen genelge ile Kuran-ýKerim'de geçen bazý kelimelerin kullanýlmasý yasak-landý: cemaat, cihad, fetva, halife, hicret, imam,imamet, kafir, medrese, mücahid, mümin,

Page 30: Türk Sözü Dergisi

3300

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UUmünafýk, þehadet, þehit, þeriat, þirk, taðut, teblið,tekke, tevhid… Baþbakanlýk, Ýçiþleri Bakanlýðý'nýsözkonusu genelgeyi göndermekle görevlendirdi.(http://arsiv.sabah.com.tr/2005/01/13/gnd106.html) 8833.. Sekizinci sýnýf Din Kültürü kitabýnýn namaztarifinde, bayanlar için "baþý yarý açýk" resim kul-lanýldý. Ayný kitabýn 91. sayfasýnda cemaatler için :"Bunlar tarikatlar gibi insanlarýn din ve vicdanözgürlüðünü, ulusal birlik ve beraberliðini ortadankaldýran gruplardýr" ifadesi kullanýldý. 8844.. Bazý köylerde ilköðretim 1. sýnýf öðrencilerinedaðýtýlan okuma-yazma öðreniyorum kitaplarýnda13 ve 15. sayfalarýnda haç iþareti bulunan, 3çocuðun kilisede aldýðý eðitimi ve kilise dualarýnýgösteren fotoðraflar kullanýldý. (MEB-TTKB'nin12.07.2004 tarih / 115 sayýlý onayýný taþýyan ABdestekli bu kitaplar, ücretsiz daðýtýldý.) 8855. 2005'te onaylanan 5. sýnýf Din Kültürü kita-plarýnda "Kelime-i Tevhid, Lailâhe illallah'týr" deniy-or. ("Muhammedur-rasûlullah" ifadesine yer ver-ilmiyor.) (AB projelerini ve ders kitaplarýndaki deðiþimidüþündüðümüzde "Muhammedur-rasûlullah"bölümünün yazýlmamasý, her þeyi anlatýyor."Muhammedur-rasûlullah" ifadesi; Hz.Muhammed'in Allah'ýn rasulü olduðunu söyleyenMüslümanlarý, Hz.Ýsa'yý rab ve oðul kabul edenHýristiyanlardan ayýrýr. Bunu kaldýrmak hangidüþünceden ileri gelir?) 8866.. Baþbakan Yardýmcýsý ve Devlet BakanýMehmet Ali Þahin'in baþörtüsü sorununa bakýþý: "Baþörtüsünü sorun sayanlarýn sayýsý yüzde birbuçuktur. Halk hangi konularýn öncelikle çözülmesi-ni istiyorsa biz hükümet olarak bu sorunlara odak-landýk. Bizim gündemimizde halkýn sadece yüzde1,5'inin gündeminde olan bir konu öncelikli olarakyoktur. Olmasý siyaseten de yanlýþtýr." 24.05.2006- Milliyethttp://www.milliyet.com.tr/2006/05/24/resim/birincisayfa.jpg) 8877.. Erdoðan, baþörtülüleri 3-5 aðaca benzetti:"Yani burada bizim bireysel özgürlük anlayýþlarýmýzeðer genel özgürlük anlayýþýnýn önüne çýkarsa her-halde yanlýþ yaparýz diye düþünüyorum. Genelikucaklamak durumundayýz. Ormaný düþünelim,oradaki birkaç aðacý deðil. Birkaç aðaç üzerindenhareket edersek yanlýþ yaparýz. Nitekim Türkiye'deyapýlan kamuoyu araþtýrmalarýnýn bu konudaki net-iceleri çok açýk net ortadadýr." (http://www.akpgercegi.com/category/basortusu/) 8888.. Urfa'dan Ankara'ya yürüyen baþörtü mað-durlarý Meclis'e girerken 'terörist' muâmelesi gördü.Üç kiþilik heyet, polis tarafýndan ayrý bir odaya alý-narak üzerlerindeki paradan çoraplarýna kadar

arandý. (6.1.05-Vakit) 8899.. MEB'e baðlý Yurt-Kur'un baþörtülü ve sakallýfotoðraf veren öðrencilere burs vermeyeceði açýk-landý. (09.10.2006 - Vakit) 9900.. AKP'li Kuþadasý Belediyesi, hediyelik eþyadükkâný açmak isteyen bayana, baþörtülüfotoðrafla baþvurduðu için ruhsat vermedi.(http://www.stargundem.com/news/11299.html) 9911.. Meclis kitabýnda dedesinin sarýklý fotoðrafýnýgören AKP milletvekili: "Benim dedem sarýk tak-mazdý; aydýn bir insandý" dedi. (01.05.2004 -Vatan) (Sarýðý karanlýk sembolü görenler, baþörtüsüiçin ne düþünür?) 9922.. Bülent Arýnç: "Baþörtü meselesi bizim namusmeselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus bor-cumuzdur." demiþti. (Kahramanmaraþ mitingi -2002) · Arýnç:"Baþörtüsü sorunu çözülecektir; amademokrasi çerçevesinde ve zamanýgeldiðinde."(28.12.04- Vakit) 9933.. Baþbakana örtü maðdurlarýndan mektup:Sözünüzü tutun. (23 Nisan 2004 - Vakit) (Bu mek-tuba hâlâ cevap verilmedi.) 9944.. Öðrenci affý getirildi. Yani zamanýnda baþýnýaçmadýðý için okullarýný bitiremeyenlere bir fýrsat (!)tanýndý. Peki nasýl mezun olacaklardý. Erdoðan,sorunu çözdü: "Peruk taksýnlar girsinler."(www.haber7.com/haber.php?haber_id=237241) 9955.. Abdullah Gül, YÖK'ün kurucu baþkaný olan veüniversitelerde baþörtüsü yasaðýný baþlatan ÝhsanDoðramacý'ya 2007 Meclis Onur Ödülü verilmesiniteklif etti. (17.02.2007 - Zaman) Bülent Arýnç da Doðramacý'ya telefon edereködülün kendisine verileceðini müjdeledi. · Cumhurbaþkanlýðý seçimi öncesi Gül'ün teklifettiði ödül, daha sonra Gül tarafýndan takdim edil-di.(http://www.sabah.com.tr/2007/05/31/haber,06DCCD2256774F55BD39882429EF5F05.html) 9966.. Þubat 2003'te "Benim bu davayý geri çek-mem bütün kadýnlara hakaret olur" diyenHayrunnisa Gül, bir yýl sonra AÝHM'deki baþörtüsüþikayetini geri çekti. (3 Mart 2004 - Vakit) 9977.. Abdullah Gül, Ahmet Vakur Gökdenizler'iDenizcilik-Havacýlýk genel müdür yardýmcýlýðýndanbüyükelçilik statüsüne yükselterek Montreal'e daimitemsilci olarak atadý. (30.10.2006 - Vakit) Adý pekçok skandala karýþan bu kiþiyi hatýrlayalým: A.VakurGökdenizler, 1999'da Merve Kavakçý'nýn ABDvatandaþý olduðunu Dallas Göçmen bürosundanöðrenerek yýldýrým kriptoyla Ankara'ya bildirenkiþidir. 9988.. Baþbakan Erdoðan: "Baþörtüsü konusundahiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmedik-lerimizi, vaat edilmiþ gibi gösteren, provake edenler

Page 31: Türk Sözü Dergisi

3311

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

var." dedi.(www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=05.04.2005&Newsid=50529&Categoryid=3) 9999.. Baþörtüsü sorunuyla ilgili vaadi olmadýðýnýaçýklayan Baþbakan, Fener Rum Patriði'ne sözverdi: "Bütün sorunlarýnýzý çözeceðiz." (11.12.2004- Vakit)

110000.. YYüüzz mmaaddddeeyyee ssýýððmmaayyaann AA''ddaann ZZ''yyeeddiiððeerr ggeerrççeekklleerr::

AA.. Yabancýlara toprak satýþýna izin veren yasaçýkarýldý. (Dikkat: Ev, daire, bina deðil; arazi satýlýy-or.) BB.. Erdoðan, çocuk katiline "Sayýn" dedi. CC.. Dýþiþleri Bakanlýðý, Ebu Garip cezaevindeiþkence gören Türkler ve diðerleri için hareketegeçmedi. ÇÇ.. Þimon Peres "AKP, Türk lokumu" dedi.(http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2004/09/02/515570.asp) Demek onlara göre öyle. DD.. Devlet bakaný Kürþat TÜZMEN bir defile son-rasý F. LOPES isimli kadýnla kadeh tokuþturupþarap içti (10.02.2077 - Posta) Not: Bakan içkibaþýnda, baþý örtülü öðrenciye öðretim yasak. EE.. ATO raporuna göre son 4 yýlda, yýllýk ortalama546.000 dosya, zaman aþýmýndan düþtü. (AKP'ninA'sýnýn resmidir…) FF.. Yasaklar devam ediyor:a- Baþörtüsü yasaðý, b-12 yaþýndan küçüklere Kuran öðretme yasaðý… GG.. AB hatýrýna Mardin-Midyat Bardakçý köyününcamisini kiliseye çevirmeye kalktýlar. ÐÐ.. Kuzey Irak yönetimi AKP'yi zor durumda býrak-mamak için 22 Temmuz seçimine kadar sessizdurma kararý aldý. (Ýlnur Çevik ve bölgede görev yapan gazetecilerbildirdi.) HH.. AKP 22 Temmuz seçim beyannamesineBaþörtüsü, YÖK ve terörle mücadeleyi almadý. II.. 273 üyeli Ýsrail Dostluk Grubunun 173'ü AKPmilletvekiliydi. ÝÝ.. Bazý AKP milletvekilleri, yolsuzluklara tahammül

edemediklerini söyleyerek partilerinden ayrýldý. JJ.. Kýbrýs için "Çözümsüzlük çözüm deðildir" diyenbaþbakan, "toplumsal mutabakat" diye bir þeyuydurup baþörtüsünü çözümsüz hale getirdi. (Baþbakanýn bizim icadýmýz dediði "Toplumsalmutabakat", cumhurbaþkanlýðý seçiminde kullanýla-madý.) KK.. Misyonerliðe yasal izin verildi. (AKP'ningerekçesi Misyonerlik faaliyetlerini denetim altýndatutmakmýþ...) LL.. Bazý müftülüklerde ilk defa orkestra eþliðinde"Kutlu Doðum" Konserleri(!) düzenlendi. (Vatandaþ sordu: Peygamberimiz bu toplantýlarakatýlýr mýydý?) MM.. Ezan sesinin kýsýlmasý için genelge yayýnlandý. NN.. Uygun görülen yerlerde Cuma namazýnýn son 6rekatý kýldýrýlmýyor. Yer yer bu konuda kavgalaroldu. OO.. Kuran öðrenimi yasaðýný TCK'ya koyarak;dedelerin, ninelerin torunlarýna Kuran okutmasýnýyasak saydýlar. ÖÖ.. Bir yandan özelleþtirme yapýlýrken bir yandanda belediye þirketleriyle yeni KÝT'ler oluþturuldu! PP. Ülkemizdeki yabancý þirket sayýsý 3'e katlandý. RR. Borçlu vatandaþlarýmýzýn sayýsý 4,4 kat arttý. SS.. Köylüler, çiftçiler, fýndýk üreticileri… protestomitingi yapacak derecede maðdur edildi. ÞÞ.. Ülkemizin toplam borcu (iç-dýþ), dolar bazýnda2 katýna çýktý. TT.. Bankacýlýk sektörünün % 51'i yabancýlarýn elinegeçti. UU.. Resmi açýlýþlar ve devlet törenleri, AKP seçimmitinglerine dönüþtürüldü. ÜÜ.. "Kuraklýk destek" haberini, seçim meydanýndanDýþiþleri Bakaný açýkladý. VV.. Erdoðan, parti mitinglerine baþbakanlýk uçaðýile gittiði için tepki çekti. YY.. 5 senedir garibanlarýn baþörtüsü için toplumsalmutabakatý bekleyen iktidar mensuplarý, sýra kendieþlerine ( Cumhurbaþkanlýðý seçimine) gelincebunun demokratik hak olduðunu hatýrladýlar.

6633 .. TTüürrkkiiyyee''ddee ii llkk ddeeffaa SSiiyyoonniizzmm kkoonnffeerraannssýý yyaappýýllddýý.. TThheeooddoorr HHeerrzzll,, MMiill lliiKKüüttüüpphhaannee''ddee aannýýllddýý.. ((77..1122..0044 -- VVaakkiitt)) 6644 .. AAKKPP''ll ii bbeelleeddiiyyee bbaaþþkkaannýý KKaaddiirr TTooppbbaaþþ,, HHüürr vvee KKaabbuull EEddiillmmiiþþ BBüüyyüükk MMaassoonnllaarrLLooccaassýý ''nnýýnn ttooppllaannttýýssýýnnaa kkaattýýllddýý.. ((1144..1122..22000044 -- VVaakkiitt)) 6655 .. HHüürr vvee KKaabbuull EEddiillmmiiþþ BBüüyyüükk MMaassoonnllaarr LLooccaassýý''nnýýnn üüssttaaddýý AAssýýmm AAkkiinn2222TTeemmmmuuzz''ddaa AAKKPP''yyii ddeesstteekklleemmee eemmrriinnii mmaassoonnllaarraa tteebblliiðð eettttii.. BBuu,, uulluussllaarraarraassýý bbiirrttaalleeppttii.. ÝÝþþttee mmaassoonnllaarrýýnn ggeerreekkççeelleerrii:: ""ÞÞaayyeett AAKKPP''nniinn öönnüü kkeessiilliirrssee,, ssýýccaakk ppaarraa üüllkkeeyyii tteerrkk eeddeerr vvee eekkoonnoommiikk kkrriizz ggüünnddeemmeeggeelliirr.."" ((hhttttpp::////wwwwww..aacciikkiissttiihhbbaarraatt..ccoomm//HHaabbeerrlleerr..aasspp??hhaabbeerr==66772211)) 6666 .. AAKKPP''ll ii BBüülleenntt AArrýýnnçç,, RRoottaarryyaannllaarraa ""SSiizz vveerreenn eellssiinniizz,, ööppüülleecceekk eellssiinniizz"" ddeeddii..RRoottaarryy rroozzeettii ttaakkaann AArrýýnnçç,, ppllaakkeettiinnii 22443300.. bbööllggee GGuuvveerrnnöörrüü''nnüünn eelliinnddeenn aallddýý..((1188..005522000033 -- VVaakkiitt)) 0055..0077..22000077 1177::5566::0000 IInntteerrnneettaajjaannss

Page 32: Türk Sözü Dergisi

3322

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

ZZ.. Babasý dýþiþleri bakaný olmayan kýzlar, mezu-niyet törenlerine baþörtüsü ile katýlamadý… KKii ll ii sseeddee vvaaaazz vveerreebbii ll eecceekk ddüüzzeeyyddee bb ii ll --gg ii yyee ssaahh iipp oo llaann vvee mmii ssyyoonneerr ll ii kk ççaa ll ýý þþ --mmaallaarr ýý yyaappaann EErrmmeenn ii aass ýý ll ll ýý HHAADDEEPP üüyyeess ii ::"Dilaver Öncü (Ermeni asýllý): 1973Yaylayaný doðumlu Dilaver Öncü, Ýzmir iliKonak ilçe teþkilatý HADEP yönetim kuruluüyesi olup Ýzmir'de misyonerlik faaliyetleriiçerisinde bulunmuþtur. Dilaver Öncü kiliseiçerisinde vaaz ve eðitim verebilecek düzeydebilgiye sahiptir.DDEEPP,, HHAADDEEPP ,, DDEEHHAAPP vvee DDTTPP ggiibb ii eettnn iikkaayy rr ýýmmcc ýý ll ýý kk yyaappaann ppaa rr tt ii ll eerr ii nn EErrmmeenn ii ,,SSüürr yyaann ii vvee YYeezz ii dd ii aass ýý ll ll ýý üüsstt ddüüzzeeyy yyöönneett ii --cc ii ll ee rr ii ::"EEdd iipp YY ýý lldd ýý zz (Ermeni asýllý): Büyük dedesiÐaço ve ninesi Rihan Ermeni asýllýdýr. 1965Firke doðumlu PKK terör örgütü mensubuEdip Yýldýz, HADEP parti meclis üyesidir.Edip Yýldýz PKK terör örgütü mensuplarýnýnavukatlýðýný yapmaktadýr. Nevþehir E tipicezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubuNimet Can'ýn avukatlýðýný yapmýþtýr."HHaaþþ iimm BBeenneekk (Ermeni asýllý): Büyükdedesi Þiho ve ninesi Kitro Ermeni asýllýdýr.1964 Uludere doðumlu PKK terör örgütü mil-itaný Haþim Benek 16/03/1985 günü Þýrnakilçesi Dereler Köyü civarýnda eþek maðaralarýmevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristlerarasýnda çýkan çatýþmada sað olarak elegeçirilmiþ ve Diyarbakýr Synt Asmmahkemesinde CK/168 : yasadýþý silahlýörgüt kurmak veya katýlmaktan yargýlanmýþtýr.Haþim Benek DEP Antalya merkezMuratpaþa Belediye encümen adayý olmuþ-tur. "MMaahhmmuutt HHaakkkk ýý EEþþ ii yyookk (Ermeni asýllý) :Büyük dedesi Hokar ve ninesi HaykanuþErmeni asýllýdýr. 1954 Kamberþeyh doðumluMahmut Hakký Eþiyok HADEP Ýstanbul ÝlSekreterliði yapmýþtýr. "ÝÝ zz zzeedddd iinn KKaa llaayycc ýý (Ermeni asýllý): Büyük

dedesi Riyhan ve ninesi Mano Ermeni asýl-lýdýr. 1959 Urfa doðumlu PKK terör örgütümensubu Ýzzeddin Kalaycý 11/07/1986 tari-hinde Diyarbakýr Synt. 1.Asm mahkemesindeCK/168 : Yasadýþý silahlý örgüt kurmak veyakatýlmaktan yargýlanarak 6 yýl 8 ay aðýr hapiscezasýna çarptýrýlmýþtýr. 23.06.1996 tari-hinde Ankara da HADEP 2. olaðan kon-gresinde Türk bayraðýnýn indirilerek sözdePKK bayraðý asýlmasý olayýnýn gerçekleþtiðikongrede yer almýþtýr. Þanlýurfa il teþkilatýHADEP yönetim kurulu üyesidir. "MMeehhmmee tt CCaanntteekk iinn (Ermeni asýllý): Büyükdedesi Bedros ve ninesi Meryem Ermeniasýllýdýr. 1948 Kölük doðumlu Diyarbakýrmerkez Kayapýnar Belediye baþkanlýðý yapanMehmet Cantekin 24.12.1995 tarihli mil-letvekili seçimlerinde Diyarbakýr HADEPMilletvekili adayý olmuþtur. Mehmet CantekinKulp Karpuzlu da köy koruyucularýný yön-lendirerek terör örgütü PKK'ya lojistik desteksaðlamaktadýr. 2003 yýlýnda PKK'nýn1978'de kurulduðu Diyarbakýr'ýn Lice ilçesinebaðlý Fis köyünde DEHAP ve Göç-Der yöneti-cileri ile birlikte 'barýþ aðacý' adý altýndaaðaç dikme töreni düzenlemiþtir. Törendebölücübaþý Öcalan'ý övücü sloganlaratýlmýþtýr. "MMeehhmmee tt ZZeekk ii KKaannþþ ii rr aa yy (Süryani asýllý):Büyük dedesi Zeytun ve ninesi MeryemSüryani asýllýdýr. 1962 Nusaybin doðumluPKK terör örgütü mensubu Mehmet ZekiKanþiray Ýzmir Köy. Hiz. soygununakatýlmýþtýr. 16.7.1990 günü Bornova TarýmOrman Bakanlýðý Ýzmir Ýl Md. Personelimaaþlarýnýn silah zoruyla gasp edilmesiolayýnda tutuklanmýþtýr. Mehmet ZekiKanþiray Ýzmir HADEP Gaziemir ilçesi yönetimkurulu üyeliði yapmýþtýr. "MMaarruu ff AA ll tt ýý nn (Ermeni asýllý): Hüseyin-Nafiye'den olma Maruf Altýn, 1953 Siirtdoðumludur. Büyük dedesi Ohanis ve ninesiPori Ermeni asýllýdýr. DEP Ýzmir Konak ilçe

PKK terör örgütündeki Ermeni, Yezidi ve Süryani asýllý teröristler

Page 33: Türk Sözü Dergisi

3333

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

teþkilatý yönetim kurulu üyesi ve PKK terörörgütü mensubu Maruf Altýn 23 Eylül 1998tarihinde TCK 168: Yasadýþý silahlý örgüt kur-mak veya katýlmaktan 12 yýl 6 ay aðýr hapiscezasýna çarptýrýlmýþtýr "NNeevv zzaatt TTeedd ii kk (Yezidi asýllý): Halit-Revzete'den olma Nevzat Tedik, 1975 Hazrodoðumludur. Babaannesi Hüsna Tedik Yezidiasýllýdýr. Diyarbakýr il teþkilatý HADEP üyeside olan PKK'nýn gençlik örgütlenmesi içindeyer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tari-hinde TCK 168: Yasadýþý silahlý örgüt kurmakveya katýlmaktan 12 yýl 6 ay aðýr hapis ceza-sýna çarptýrýlmýþtýr.

PPKKKK tteerröö rr öö rrggüüttüünnddeekk ii EErrmmeenn ii ,, YYeezz ii dd iivvee SSüürr yyaann ii aass ýý ll ll ýý tt eerröörr ii ss tt ll eerr

RRuuþþeenn TTaappaanncc ýý (Ermeni asýllý): Hanifi-Fatma'dan olma 1980 Silvan doðumlu RuþenTapancý'nýn dedesi Ohanis Ermeni asýllýdýr.Adana Mali Þube Müdürlüðü binasýna bom-balý saldýrýdan sonra yakalanan "Zozan-Berfin" kod adlý PKK mensubudur. RuþenTapancý, Adana'daki bombalama eylemini,Çapa Týp Fakültesi'nde öðrenci iken ÝstanbulMavi Çarþý eylemine katýlan PKK mensubu"Çektar" kod adlý Nusrettin Pirinççioðlu ilebirlikte gerçekleþtirmiþtir. PKK'lý teröristRuþen Tapancý, TCK 168. maddeden yargýla-narak 12 yýl 6 ay aðýr hapis cezasýna çarp-týrýlmýþtýr. "ZZaannaa MMaazzaakk (Yezidi asýllý): Hüseyin-Þerife'den olma 1975 Hazro doðumlu ZanaMazak Yezidi asýllýdýr. PKK terör örgütününYunanistan'da bulunan Lavrion EðitimKampý'nda eðitim gördükten sonra Yunanyapýmý RDX bombalarýyla askeri tesisleresaldýrý hazýrlýðý içerisinde iken 10 Ekim 1995tarihinde yakalanmýþtýr. PKK terör örgütü üyesi Zana Mazak'ýnkatýldýðý eylemler:-1993 yýlýnda Diyarbakýr'da askeri panzer-lere bomba atýlmasý ve güvenlik kuvvetleri ilesilahlý çatýþmaya girme,-1993 yýlýnda Diyarbakýr Haniye baðlýBahçebaþý köyüne silahlý saldýrý, çocuk vekadýnlarýn olduðu 4 kiþinin öldürülmesi,-15 Haziran 1994 tarihinde Lice kýrsalýndagüvenlik güçleriyle silahlý çatýþma ve ikiaskerin þehit edilmesi.PKK'lý kanlý katil ve bombacý Zana Mazak1996 yýlýnda Ankara 2 No'lu DGM tarafýndanTCK'nýn "vatan hainliði-devletin ülkesine veegemenliðine karþý suçlar" fiilini düzenleyen125.maddesine göre idam cezasýna mahkumedilmiþtir.

""MMeehhmmeett ZZeekk ii ÞÞaaþþmmaazz (Yezidi asýllý):Salih-Saliha'dan olma 1973 Nusaybindoðumlu M.Zeki Þaþmaz Yezidi asýllýdýr.Mardin'in Nusaybin ilçesinde PKK adýna1992-1993 yýllarýnda faaliyet göstermiþtir.Askerlik Þubesi Baþkaný Yarbay GökerGürbüz'ün þehit edilmesi, köy korucularýylasilahlý çatýþma, bir polis memurunun silahlýsaldýrý sonucu yaralanmasý eylemlerinekatýlan Mehmet Zeki Þaþmaz, 02 Nisan2001 tarihinde Diyarbakýr 2 No'lu DGM'ceTCK'nýn 125. maddesine göre yargýlanarakmüebbet aðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr."AAbbdduu ll ll aahh ÞÞaaþþmmaazz (Yezidi asýllý): Mehmet-

Adle'den olma 1971 Nusaybin doðumluAbdullah Þaþmaz Yezidi asýllýdýr. Mardin'inNusaybin ilçesinde PKK adýna 1992-1993yýllarýnda faaliyet göstermiþtir. AskerlikÞubesi Baþkaný Yarbay Göker Gürbüz'ün þehitedilmesi, köy korucularýyla silahlý çatýþma,bir polis memurunun silahlý saldýrý sonucuyaralanmasý eylemlerine katýlan AbdullahÞaþmaz, 02 Nisan 2001 tarihinde Diyarbakýr2 No'lu DGM'ce TCK'nýn 125. maddesinegöre yargýlanarak müebbet aðýr hapis ceza-sýna çarptýrýlmýþtýr."SSeeyy ii tthhaann AA llppaarr (Süryani asýllý): Sabri-Hori'den olma 1971 Midyat doðumluSeyithan Alpar Süryani asýllýdýr. BabaannesiVerdi Alpar Hýristiyan Süryani'sidir. Mardin'inNusaybin ilçesinde PKK adýna 1992-1993yýllarýnda faaliyet göstermiþtir. AskerlikÞubesi Baþkaný Yarbay Göker Gürbüz'ün þehitedilmesi, köy korucularýyla silahlý çatýþma,bir polis memurunun silahlý saldýrý sonucuyaralanmasý eylemlerine katýlan SeyithanAlpar, 02 Nisan 2001 tarihinde Diyarbakýr 2No'lu DGM'ce TCK'nýn 125. maddesine göre

PPKKKK kkaammppllaarrýýnnddaann bbiirr ggöörrüünnttüü

Page 34: Türk Sözü Dergisi

3344

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

yargýlanarak müebbet aðýr hapis cezasýnaçarptýrýlmýþtýr. YYuussuu ff CC iihhaanngg ii rr (Ermeni asýllý): MehmetTevfik-Nezihe'den olma 1975 doðumlu YusufCihangir'in dedesi Vartan ve ninesi EyvanErmeni asýllýdýr. PKK terör örgütü mensubuYusuf Cihangir; Silvan Çatak ve SilvanBayrambaþý Jandarma Karakollarýna silahlýsaldýrý, Silvan Otluk köyü öðretmeninin þehitedilmesi eylemlerine katýlmýþtýr. 1998 yýlýndaDiyarbakýr 1.DGM'de TCK'nýn 125. maddesin-den yargýlanarak 2 yýl 4 ay aðýr hapis cezasý-na çarptýrýlmýþtýr.

PPKKKK //KKOONNGGRRAA--GGEELL tteerröö rr öö rrggüüttüü ssöözzddeeSS iinnaatthh--HHaaff ttaann iinn bbööll ggeess ii ssoorruummlluu llaarr ýý

"AAddnnaann DDii zz ii nn (Ermeni asýllý): Kazým-Elif'tenolma Adnan Dizin, 1965 Karakoçan doðum-ludur. Dedesi Kirkor ve ninesi Gevher Ermeniasýllýdýr. Örgüt mensubu Adnan Dizin PKKterör örgütü adýna faaliyette bulunmak, adamöldürmek, güvenlik güçleriyle silahlý çatýþ-maya girmek, roketli ve bombalý eylemlerdebulunmak, pusu kurmak baskýn düzenlemekgibi suçlarý iþlemiþtir. 1994 yýlýnda Diyarbakýr1.DGM'de TCK 125. maddesinden yargýlan-mýþ 6 yýl aðýr hapis cezasý almýþtýr. "NN iihhaatt TTüürrkkssooyy (Ermeni asýllý): Hasso-Menci'den olma 1970 Siirt doðumludur.Dedesi Sarkis ve ninesi Zerdo Ermeni asýl-lýdýr. PKK mensubu Nihat Türksoy örgüt adýnasilahlý eylemlere katýlmýþtýr. 1993 yýlýndaDiyarbakýr 2.DGM'de TCK 125. maddesindenyargýlanmýþ 6 yýl aðýr hapis cezasý almýþtýr.""MMee tt ii nn KKeesseenncc ii (Süryani asýllý): Musa-Ýþmuni'den olma 1976 Midyat doðumlu MetinKesenci Hýristiyan Süryani'sidir. PKK kam-plarýnda silahlý eðitim almýþtýr. PKKdesteðinde Asuri ve Süryani haklarýný savun-mak iddiasýyla Avrupa'da kurulan "BethNahrin" örgütünün kurucularýndan olan MetinKesenci, TCK 168. maddesinden yargýlanarak

12 yýl 6 ay aðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr.Yine Metin Kesenci'nin kardeþi 1975 doðum-lu Adnan Kesenci de PKK'ya yardým ve yatak-lýk yapmaktan tutuklanmýþtýr. "MMeehhmmeett GGüüzzee ll (Ermeni asýllý): Süleyman-

Ýslim'den olma Mehmet Güzel, 1977Þanlýurfa-Bozova doðumludur. Büyük dedesiMýgýrdýç ve ninesi Ýlsefik Ermeni asýllýdýr.Hakkari Kamýþlý Karakolu'nu basarak 10 Erve 7 korucunun þehit edilmesi olayýnakarýþan PKK militaný Mehmet Güzel, Ýzmir'denyurtdýþýna kaçmaya çalýþýrken, Ömer Oymakisimli sahte kimlikle Temmuz 2000'deyakalanmýþtýr. Yurtdýþýnda eðitim gören vebomba uzmaný olarak yetiþtirilen MehmetGüzel Ýran'da da deðiþik eðitimlerekatýlmýþtýr. PKK'lý Mehmet Güzel, TCK 168.maddeden yargýlanarak 12 yýl 6 ay aðýr hapiscezasýna çarptýrýlmýþtýr."BB ii ll aa ll YYüürreekk (Süryani asýllý): Büyük dedesiÝbrahim ve ninesi Halimi Süryani asýllýdýr.Terör örgütü PKK'nýn çocuk denecek yaþtakandýrarak daða çýkardýðý 1983 Nusaybindoðumlu Bilal Yürek Nusaybin Bagok böl-gesinde 14.06.1996 günü güvenlik kuvvet-leriyle girdiði silahlý çatýþma sonucu ölüolarak ele geçirilmiþtir."ÞÞeevvkk ii yyee AA ttaa llaann (Yezidi asýllý): Þükrü-Feride'den olma Þevkiye Atalan 1980 Midyatdoðumlu ve Yezidi asýllýdýr. PKK terör örgütümensubu olmak, örgütün propagandasýnýyapmak, örgüt adýna eylem gerçekleþtirmeksuçlarýndan TCK 168. maddeden yargýlanarak12 yýl 6 ay aðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr."" FFaahhrree tt tt ii nn ÞÞaahh iinn (Yezidi asýllý): Ali-Gazali'den olma Fahrettin Þahin, 1966Midyat doðumludur. Annesi Gazali ÞahinYezidi asýllýdýr. Fahrettin Þahin PKK terörörgütü mensubu olmak ve örgüt adýna eylem-lere katýlmaktan TCK 125. maddeden yargýla-narak müebbet aðýr hapis cezasýna çarp-týrýlmýþtýr. SSaa ll ii hh BBaaððdduu (Süryani asýllý) : Büyük dedesiGeldo ve ninesi Hemri Süryani asýllýdýr.1980 Pervari doðumlu Salih Baðdu Siirt iliEruh ilçesinin Þýrnak il sýnýrýndaki Gürdilenvadisi mevkiinde bulunan DereguriMezrasýnda 31/10/2001 günü güvenlikkuvvetleri ile girdiði çatýþmada ölü olarak elegeçirilmiþtir.""AAkk ii ff YYaadd ii ggaa rrooððuu ll ll aarr ýý (Ermeni asýllý): Hýdýr-Zeycan'dan olma 1974 Pertek doðumludur.Büyük dedesi Apkar ve ninesi Maryam Ermeniasýllýdýr. Terör örgütü PKK mensubu AkifYadigaroðullarý kýrsal alanýnda Cihan kod

2244..0011..11998877 MMaarrddiinn,, MMiiddyyaatt BBaayybbuurrtt kkööyylleerriiEEffeelleerr mmeezzrraassýýnnddaa kkaattlleeddiilleenn ççooccuukkllaarrýýmmýýzz..

Page 35: Türk Sözü Dergisi

adýyla silahlý faaliyetlere katýlmýþtýr. AkifYadigaroðullarý 25/03/2000 tarihinde TCK168. maddeden yargýlanarak 12 yýl 6 ay aðýrhapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr."MMeettiinn GGüümmüüþþ (Ermeni asýllý): Ýsmail-Güli'denolma 1973 Mardin-Ömerli doðumludur. Büyükdedesi Artin ve ninesi Dihram Ermeni asýllýdýr. PKKterör örgütü mensubu Metin Gümüþ 02/06/1994tarihinde TCK 125. maddeden yargýlanarak müeb-bet aðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr."BBüülleenntt BBaakkýýrr (Ermeni asýllý): Silvan 1977doðumludur. Annesi Meryem Bakýr HýristiyanErmeni'sidir. PKK terör örgütü mensubu BülentBakýr, yatmakta olduðu cezaevinde bölücü baþýAbdullah Öcalan'ýn yakalanmasýný protesto etmekiçin hap içerek intihar giriþiminde bulunmuþtur."Mehmet Sait Yalçýn (Ermeni asýllý): MehmetKerim-Mevlüde'den olma 1973 Urfa doðumludur.Dedesi Gýrbuþ ve ninesi Varti Hýristiyan Ermeni'sidir.PKK mensubu Mehmet Sait Yalçýn, Bodrum'da 27Temmuz 1997 tarihinde meydana gelen bombalýsaldýrýyý gerçekleþtirmiþtir. 10 Haziran 2002 tari-hinde TCK 125. maddeden yargýlanarak müebbetaðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr."Ayhan Kaysi (Süryani asýllý): Büyük dedesi Görgisve ninesi Þemuni Ermeni asýllýdýr. 1980 Siirtdoðumlu PKK terör örgütü militaný Ayhan Kaysiörgüt adýna faaliyette bulunduðu süre içerisinde;- 1994 yýlý yaz aylarýnda Þýrnak ili Beytüþþebapilçesi Mezra Köyü korucularý ile silahlý çatýþma - 1994 yýlý sonbahar aylarýnda Hakkari ili merkezAþut ve Geman köyleri karayolunda güvenlikkuvvetleriyle silahlý çatýþma,-1995 yýlý ilkbahar aylarýnda K.Irak'ta gerçek-

leþtirilen çelik operasyonunda güvenlik kuvvetleriylesilahlý çatýþma,-1995 yýlý yaz aylarýnda Hakkari ili merkez Aþut

köyünden (8) çobanýn kaçýrýlmasý,-1996 yýlý Mayýs ayý içerisinde Hakkari ili merkez

Aþut Köyüne silahlý saldýrý,-1996 yýlý sonbahar aylarýnda K.Irak sýnýrýnda

Siyah Kayalýk taburuna silahlý saldýrý,-1997 yýlý Aðustos ayý içerisinde Bitlis ili Hizan

ilçesi kýrsalýnda güvenlik kuvvetlerine silahlý saldýrýeylemlerine katýlmýþtýr.-11.08.1997 tarihinde Siirt Emniyet

Müdürlüðüne teslim olmuþtur-29.06.1999 tarihinde Van DGM mahkemesinde

devletin bütünlüðüne karþý cürümleri düzenleyenCK/125'nci maddeden yargýlanarak 16 yýl 8 ay aðýrhapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr.-PKK itirafçýsý olup Bitlis E tipi kapalý cezaevinde

yatmakta iken 06.10.1999 günü tahliye olmuþtur."FFeetthhii OOkkttaayy (Süryani asýllý): Mehmet-Saniye'denolma Fethi Oktay, 1968 Mardin-Derik doðumludur.

Dedelerinden Tumas ve ninesi Mennuþ Süryaniasýllýdýr. Mardin kýrsalýnda silahlý faaliyetlere katýlanve PKK'nýn dað kadrosunda olan Fethi Oktay, 18Kasým 1997 tarihinde TCK 125. maddesindenyargýlanarak 19 Nisan 1999 tarihinde müebbetaðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr.

YYaappýýllaann mmuuaayyeenneelleerriinnddee ssüünnnneettssiizz oolldduuððuutteessppiitt eeddiilleenn PPKKKK tteerröörr öörrggüüttüü mmeennssuuppllaarrýý

EErrmmeennii ççýýkkttýýAAbbdduullaazziizz ÖÖzzddeemmiirr (Ermeni asýllý) : Dedesi

Yusuf ve ninesi Kazo Ermeni asýllýdýr. 1953 Ýdildoðumlu terör örgütü militaný Abdulaziz Özdemir21.02.1991 tarihinde Þýrnak ili Ýdil ilçesi KöyceðizKöyü yakýnlarýnda Türkiye'den Suriye'ye geçmekisterken PKK örgüt mensuplarý ile güvenlik güçleriarasýnda çýkan silahlý çatýþmada ölü olarak elegeçirilmiþtir. Yapýlan muayenesinde sünnetsizolduðu tesbit edilmiþtir. LLeevveenntt KKaayyaaddaaðð (Ermeni asýllý): Dedesi Mikdatve Ninesi Havuþ Ermeni asýllýdýr. 1972 Siverekdoðumlu PKK terör örgütü militaný Levent Kayadað16.10.1993 tarihinde Elazýð ili Alacakaya ÇataklýKöyü yakýnlarýnda köy korucularý ile girdiði çatýþmada ölü olarak ele geçirilmiþtir. Yapýlan muayen-esinde sünnetsiz olduðu tesbit edilmiþtir. MMeehhmmeett ÖÖzzttuunnçç (Ermeni asýllý): Dedesi Musa veninesi Mirari Ermeni asýllýdýr. 08.09.1993 tarihindeAntalya da PKK terör örgütü mensubu olmaktan veörgüte yardým ve yataklýk yapmaktan tutuklan-mýþtýr. Sünnetsiz olduðu tesbit edilen 1954Beytüþþebap doðumlu Mehmet Öztunç19.08.2000 tarihinde HADEP Antalya Ýl YönetimKurulu Üyesi seçilmiþtir.

ÇÇüürrüükk rraappoorruu aallaarraakk aasskkeerree ggiittmmeeyyeenn,, ddaaððaa ççýýkkaann EErrmmeennii aassýýll llýý PPKKKK tteerröörr

öörrggüüttüü mmeennssuuppllaarrýýOOrrhhaann ÖÖllsseenn (Ermeni asýllý) : Büyük dedesi Ýliyo

ve ninesi Mari Ermeni asýllýdýr. 1977 Silvan doðum-lu Orhan Ölsen çürük raporu alarak askere git-

3355

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 36: Türk Sözü Dergisi

memiþtir. Orhan Ölsen PKK terör örgütünün daðkadrosundandýr. ÝÝddrriiss SSeeffiill (Ermeni asýllý): Büyük dedesi Avit ve

ninesi Cevahir Ermeni asýllýdýr. 1977 Karayazýdoðumlu PKK terör örgütü mensubu Ýdris Sefil,Adana;1.DGM mahkemesinde 3713sa/- : CK/168:yasadýþý silahlý örgüt kurmak veya katýlmaktanyargýlanmýþ, hapis cezasý almýþtýr. Terör örgütüPKK-YCK örgütlenmesi içerisinde faal olmuþtur.Konya HADEP il teþkilatý gençlik komisyonu üyesiolan Ýdris Sefil, çürük raporu alarak askere git-memiþtir. 25.04.2006 tarihinde K.Irakta çýkansilahlý çatýþma sonrasýnda öldürülen Ersin Sefil'inde yakýnýdýr. HHaaccii ÝÝççeerr (Ermeni asýllý): Dedesi Ali ve ninesi

Gule Ermeni asýllýdýr. 1974 Hazro Doðumlu PKKterör örgütü mensubu Haci Ýçer, HADEP DiyarbakýrHazro ilçe teþkilatý yönetim kurulu üyesidir. PKKterör örgütü mensubu Haci Ýçer çürük raporu alarakaskere gitmemiþtir.

BBeebbeekk ççaannttaassýýnnaa yyeerrlleeþþttiirrddiiððii bboommbbaallaarrllaaAAddaannaa''ddaa eeyylleemm yyaappmmaakk üüzzeerreeyykkeenn yyaakkaallaannaannYYeezziiddii aassýýll llýý ssaaççllaarrýý rrööfflleellii PPKKKK''ll ýý ccaannllýý bboommbbaa HHaattiiccee AArraatt (Yezidi Asýllý): Adana’da bebek çan-

tasý ile yakalanan saçlarý röfleli PKK'lý canlý bombaHatice Arat Yezidi asýllýdýr. Dedesi Hasso ve ninesiMeryem Yezididir. 12.04.2007 tarihinde Adana'dabir internet kafede bebek çantasýna koyduðu elbombasý ve 9 kilo 750 gram A-4 plastik patlayýcýile birlikte canlý bomba olarak eylem yapmak üzereiken güvenlik güçlerince yakalanmýþtýr. PPKKKK tteerröörr öörrggüüttüünnee yyaarrddýýmm vvee yyaattaakkllýýkk yyaappaanniiþþbbiirrlliikkççii,, SSüürryyaannii aassýýll llýý kkööyy mmuuhhttaarrýý vveeEErrmmeennii aassýý llllýý HHAADDEEPP ÝÝmmaammllaarr BBiirrlliiððii üüyyeessiiÞÞeemmssii EEmmeenn (Süryani asýllý): Büyük dedesi Kermove ninesi Havva Süryani asýllýdýr. 1937 Ceylanpýnardoðumlu Þemsi Emen, Þanlýurfa ili Ceylanpýnarilçesi HADEP üyesi olup Ceylanpýnar ilçesine baðlýIþýklar Köyünde muhtarlýk yapmýþtýr. Bölgede terörörgütü PKK'ya yardým ve yataklýk yapan iþbirlikçiler-dendir. ZZüüllkküüff DDeemmiirrttaaþþ (Ermeni asýllý): Büyük dedesi

Kirikos ve ninesi Nazlý Ermeni asýllýdýr. 1948 Paludoðumlu Zülküf Demirtaþ terör örgütü PKK iþbir-likçilerinden olup HADEP Ýmamlar Birliði üyesidir. ÞÞeemmddiinnllii oollaayyllaarrýýnnddaann ssoonnrraa hhaallkkýý ggüüvveennlliikkkkuuvvvveettlleerriimmiizzee kkaarrþþýý pprroovvookkee eeddeenn DDEEHHAAPP''llýýPPKKKK mmeennssuubbuuSSiiddaarr ÞÞiimmþþeekk (Ermeni Asýllý): Büyük dedesi

Bedros ve ninesi Luþin Ermeni asýllýdýr. 1978 Silvandoðumlu DEHAP'lý Sidar Þimþek, DEHAP Silvanilçe teþkilatý faaliyetlerinde yer almaktadýr. PKKterör örgütü mensubu Sidar Þimþek DEHAP Silvanilçe teþkilatý tarafýndan, 18.11.2005 günü"Þemdinli ve Yüksekova’da yaþanan olaylar" ile ilgili

olarak yapýlan basýn açýklamasýna katýlýp yasadýþýslogan atarak topluluðu güvenlik kuvvetlerimizekarþý provoke etmiþtir. TTeerröörr öörrggüüttüü PPKKKK’’yyaa mmaaddddii ddeesstteekk ssaaððllaammaakkaammaaccýýyyllaa uuyyuuþþttuurruuccuu mmaaddddee,, ssiillaahh vvee ppaarraakkaaççaakkççýýll ýýððýý yyaappaann EErrmmeennii,, SSüürryyaannii aassýý llllýýtteerröörriissttlleerr MMeehhmmeett SSaammii GGeenniiþþ (Ermeni asýllý) : Büyük

dedesi Serkis ve ninesi Þuþi Ermeni asýllýdýr.1977Diyarbakýr doðumlu PKK terör örgütü mensubuMehmet Sami Geniþ yasadýþý PKK terör örgütüadýna faaliyetlerde bulunmak suçundan cezaevindeyatmýþtýr. Terör örgütü PKK'ya maddi destek saðla-mak amacýyla uyuþturucu madde kaçakçýlýðý yapanMehmet Sami Geniþ 11/12/2002 tarihinde Ýstan-bul;6.DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403 :Uyuþturucu madde ticaretinden yargýlanarak 6 yýl8 ay aðýr hapis cezasýna çarptýrýlmýþtýr. ÖÖzzggüürr EErrbbiill (Ermeni asýllý) : Büyük dedesi Akup

ve ninesi Lüsye Ermeni asýllýdýr. 1975 Afþindoðumlu Özgür Erbil sahte belgeler ile yurtdýþýnaçýkýp Almanya'da PKK terör örgütü adýna uyuþturu-cu madde kaçakçýlýðý yapmaktadýr. ÝÝhhssaann KKaayyaa (Süryani asýllý): Büyük dedesi Görgis

ve ninesi Þemuni Süryanidir. 1969 Kurtalandoðumlu PKK terör örgütü mensubu Ýhsan KayaRomanya'da terör örgütü adýna iþçi simsarlýðý,uyuþturucu, silah ve para kaçakçýlýðý yapmaktadýr.Ýhsan Kaya Romanya'da sahte pasaport ve kimlikleyakalanmýþtýr. KKuuttbbeettttiinn AAkkþþuullaa (Ermeni asýllý) : Büyük dedesi

Vartan ve ninesi Zelha Ermeni asýllýdýr. 1968 Muþdoðumlu PKK terör örgütü mensubu KutbettinAkþula 1992 yýlýnda Muþ ilinde PKK terör örgütünemaddi yönden destek saðlamak amacýyla silahkaçakçýlýðý yapmaktan yakalanmýþtýr. KutbettinAkþula çürük raporu alarak askere gitmemiþtir.

3366

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

PPKKKK''nnýýnn aannkkeettiinnee ggöörree PPKKKK mmiilliittaannllaarrýýnnýýnn eenn bbeeððeennddiiððii iikkii ddiinn ::

ZZeerrddüüþþttllüükk vvee HHýýrriissttiiyyaannllýýkk::Diðer taraftan, örgütün yaptýrdýðý anketlerdeteröristlerin % 80 gibi bir çoðunluðunun din olarakZerdüþtlük ve Hýristiyanlýðý benimsedikleri ortaya

çýkmýþtýr. Anketigörmek için týklayýnýz.Bunlara ilave olarak,Þýrnak’ta güvenlik güç-leri ile girdikleri çatýþ-mada ölü olarak elegeçirilen bayanteröristin “göðsündekolye olarak haç”taþýdýðý görülmüþtür.

Bu bilgiler ‘www.maskelitehditler.com’ adresinden alýnmýþtýr

Page 37: Türk Sözü Dergisi

3377

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Sol, “Ýttifakla” kurtulurHamza Gül

Türkiye'de 40'lý yaþlardaki akranlarým SOL'un tekbaþýna iktidar olduðu görmediler. Soldaki Mevcutpartiler böyle daðýnýklýk ve lider hükümdarlýðýiçinde giderse ömürlerinin sonuna kadar da SOLiktidar görmeden ölecekler. Bizim kuþak niçin kendini solcu olarak tanýmlayýpçoluðuna çocuðuna sol deðerler öðretti.Ölümümüzden sonra çocuklarýmýz, torunlarýmýz,"Rahmetli solcuydu ama hayatý boyunca sol ikti-darý göremeden gitti öbür tarafa" diyecekler. Bune garip bir duygu. Eðer yaþantýmýzýn kalan bölümünde solu iktidaryapýp memleketin aydýnlýk geleceðine inanangençlerimizi bu düþüncelerle yetiþtirmemiz gerekdiyorsak, Türkiye solunda çok ciddi bir deðiþimeihtiyaç olduðu gerçeðini artýk dillendirip uygulamaiçin harekete geçmeliyiz.Solu bugün nereden toplarsanýz toplayýn yüzde25'i geçemiyor. Türkiye gibi, açý, fakiri, iþsizi,köylüsü çok bir ülkede bu normal deðil. Solunkaderi bu olamaz. Bunun tabii ki geçmiþten gelenbir takým nedenleri var. 12 Eylül darbesi gibi.Ancak bir kýsmý da içsel. Türkiye'de sol kendisiyleçok uðraþtý, devamlý olarak kendisiyle kavga etti.Negatif enerji üretti ve bir türlü dýþa dönüküretken bir hareket olamadý. Ben diyorum ki,"bunlarý içimizde nefret, kin olarak taþýmayalým.Hiç olmazsa 20'nci yüzyýldaki kavgalarýnýzý unutun"diyorum. Çok deðerli insanlar var. Sevgili Sosyal Demokratlar, Demokratik Solcular,Ýlericiler, Yurtseverler, Ilýmlý, Radikal ve kendini solyelpazede hisseden bütün oluþumlar artýk açýngözünüzü, kulaðýnýzý bir çevrenizi gözetleyip, din-leyin, Amerikayý yeniden keþfe gerek yok Ýtalya'da-ki Prodi örneðini bir düþünün.. Bunu da yapamazmýyýz.? Bence yaparýz. Yoksa "Memleket eldengidiyor" nidalarýný söylenip dururuz. Bunundahiçbir kimseye faydasýnýn hele hele Türkiye'ninaydýnlýk geleceðini hiçbir faydasýnýn olmadýðýný

hepimiz biliyoruz.Ýtalya'da güçlü Sað iktidara karþý 17 partiyi biraraya getiren Prodi ekibi nasýl solu iktidar yaptý,iþte örnek. Ýtalya'da bana bu 17 sol partinin adýnýbilen varsa yazsýn, ben bilmiyorum. Ýtalya'dakimeslektaþlarýma sordum bu 17 partiden 5 yada 6sýnýn adý biliniyor, kalanlarý tabela partisi sayýlacaktürden küçük ve radikal partiler. Prodi ve ekibiayrým yapmadan 17'sini bir araya getirip protokolüimzaladý ve bu protokolle Ýtalyan Solcular iktidaroldu. Bu protokolün imzalandýðý kalem þu andaSHP Genel Baþkaný Murat Karayalçýn'ýncebindedir. Murat Karayalçýn, Ýtalya ziyaretindeProdi, ile görüþürken Ýtalya Baþbakaný, "Bu kalem-le biz Ýtalyadaki solcularý bir araya getirip pro-tokolü imzaladýk ve bugün iktidardayýz, umarýmsizde Türkiye'de solu bir araya getirip bu kalemleimzalayacaðýnýz protokolle Türkiye'de Solu iktidaryaparsýnýz" diye kalemi armaðan etti. Hazýr Türk Solunu asgari müþtereklerde bir arayagetirdiðimizde imza atacaðýmýz bir kalemimizdevarken, 22 Temmuz'da aydýnlýk insanlarýn umut-larýnýn yüzde 46'sýnýn üzerine kara bulutlar çörek-lenmiþken, Türk Solcularý daha ne bekliyor ?Solcu Liderler "Parti içinde iktidar olanlar" buyönetim anlayýþý ülkeye ve bu ülkenin solcularýnahep zarar getirdi, belki sizleri küçük iktidarlarýnýzdamutlu kýldý, ama bu yetmiyor, artýk ülkede iktidarolmak için bu arayýþlarýn önünü açýn.Son 30 yýldýr denenen sað iktidarlara karþýbaþarýlý olabilmek ise bir diðer açýdan ''küçükolsun benim olsun'' dönemini kapatmayý, sonolarak yaþanan bir çok örnekte gördüðümüz gibi''çok parçalý, çok sesli'' ama ''sol birlik'' þemsiyesialtýnda ''tek parça, tek ses'' olmayý kaçýnýlmazkýlýyor... Solun tek kurtuluþu kendini solcu sayanlarýnAydýnlýk Türkiye, asgari müþtereðinde yapacaðýittifaktýr.

Page 38: Türk Sözü Dergisi

Yaþamýn vazgeçilmezi haline gelen enerji, 20.yüzyýlýn ikinci yarýsýndan itibaren ekonomik kalkýn-mayý en fazla etkileyen unsurlardan birisi olmuþtur.Bu özelliði ile her ülke için stratejik bir yaþam kay-naðý olan enerji, özellikle geliþmekte olan ülkelerinkalkýnmasýnýn temel araçlarýndan biri halinegelmiþtir. Önemi ile paralel oranda artýþ gösterenenerji ihtiyacýnýn, gelecekte nasýl karþýlanacaðýsorunu, ülkeleri yeni enerji alanlarý arayýþýna sürük-lemiþtir. Böylece ülkelerarasý güç mücadelelerinin,çatýþmalarýn ve ayný zamanda iþbirliklerinin önemliunsuru olan enerji, sýnýrlarötesi bir boyut kazan-mýþtýr. Önümüzdeki yüzyýllarda ülkelerin ekonomikve sosyal geliþimlerinde enerji yine ön plandaolmaya devam edecektir.Uluslararasý enerji arz sisteminin deðiþkenliði,enerji üretim teknolojilerinin durmaksýzýn geliþmesi,enerji materyallerinin fiyatlarýnýn kýsa aralýklariçerisinde dramatik deðiþiklikler sergilemesi,dünyadaki ekonomik dengeleri zaman zamanyerinden oynatan petrolün fiyat istikrarýnýn bulun-mayýþý, bütün bunlara karþýn; enerjinin gündelikhayatýmýzdaki kullaným oranýnýn ve vazgeçilme-zliðinin giderek artmasý; enerji ve elektrik enerjisiüretim sistemleriyle ilgili stratejik planlamalarýzorunlu hale getirmektedir.Türkiye enerji üretim alanýnda, geliþmekte olandiðer ülkelerinkine benzer, kýsýr döngülü bir durumuvardýr. Günümüz þartlarýnda, geliþmiþ ülkelerenazaran az enerji tüketmekte, fakat tüketim verimlive temiz bir þekilde olmamaktadýr. Bu tabloyu ter-sine çevirmek için bir yandan ekonomisini hýzlabüyütmek, diðer yandan da büyüyen kaynaklarýn-dan ayýracaðý artan oranlardaki paylarý, enerji arzve tüketim sistemini daha verimli ve temiz biryapýya dönüþtürmeye yönelik öncelikli araþtýrmaihtiyaçlarý arasýnda, dikkatli saptamalarla daðýtmakzorundadýr.Petrol ve doðal gaz dýþýnda kalan, birincil enerjikaynaklarýnýn tümü Türkiye'de mevcuttur. Yaniülkemiz, kömür, rüzgar, güneþ, biyokütle, nükleer,

hidrojen gibi enerji kaynaklarýna sahip olmasýnakarþýn sektörel bazda %72.8 oranýnda dýþa baðým-lýdýr. Diðer bir deyiþle, günümüze kadar yürütülenyanlýþ enerji politikalar nedeniyle dýþa baðýmlý halegetirilmiþtir. Bugün ülkemizin yýllýk enerji gereksini-mi, 90.79 milyon ton eþdeðer petrol (Mtep)'dür.Önümüzdeki yýllarda da bu gereksinimin giderekartmasý beklenmektedir. Bu da, geliþmekte olan birülke olduðumuz gerçeði göz önüne alýndýðýnda,2020 yýlýnda 2020 yýlýnda 322 Mtep'e ulaþacaðýöngörülmektedir. Bugün ülkemiz, sahip olduðu siyasi, sosyal,ekonomik ve diðer pekçok problemle birlikte, enerjisatýn almak için yaklaþýk olarak 30 milyar dolarý,dýþ ülkelere ödemek zorunda býrakýlmýþtýr. Bukonuyu biraz açacak olursak, Türkiye ham petrol,petrol ürünü, doðalgaz, mamul gaz ve kömür itha-latýna geçen yýl yaklaþýk olarak 30 milyar Dolarödemiþ veya ödemek zorunda býrakýlmýþtýr. Geçenyýl önceki yýllara kýyasla enerji ithalatýndaki miktarfazla deðiþmezken, fiyatlarda yaþanan artýþa baðlýolarak ödenen tutar 2005 yýlýna kýyasla %34.4'lükbir artýþ göstermiþtir. Aslýnda, Türkiye enerji fakiri bir ülke deðildir,çeþitli enerji kaynaklarýna sahiptir. Yanlýþ enerjipolitikalarý neticesinde, enerji fakiri bir ülke duru-muna düþürülmüþtür. Kýsaca Türkiye "KaynakZengini Ancak Yanlýþ Enerji Politikalarý SonucuEnerjiyi Dýþarýdan Almak Zorunda Býrakýlmýþ" birülkedir.Türkiye'nin dýþ borçlarla mücadele ettiði, iþsizlik vegeçim sýkýntýsýnýn arttýðý, insanlarýn geleceklerindenümidini kestiði ve daha da önemlisi milyarlarcadolar borç faizi ödediði bir ortamda, enerji için öde-nen bu 30 milyar dolarýn, ülke ekeonomisi için nekadar deðerli olduðu ortaya çýkmaktadýr. Her ülke için ekono-politik ve stratejik bir unsurolan enerji, özellikle geliþmekte olan ülkelerinkalkýnmasýnýn temel araçlarýndan biri halinegelmiþtir. Önemi ile paralel oranda artýþ gösterenenerji ihtiyacýnýn, gelecekte nasýl karþýlanacaðý

3388

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Enerji üzerinde oynanan oyunlar ve Türkiye

Ahmet Mahmut Kýlýç

Page 39: Türk Sözü Dergisi

3399

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

sorunu ülkeleri yeni enerji alanlarý arayýþýna sürük-lemiþtir. Günümüzde, yaþanan doðalgaz krizleri, enerjiihtiyacýnda artýþ beklentisi, çevre ve enerji güven-liðiyle ilgili sorunlar AB'yi ortak bir enerji politikasýhazýrlama konusunda biraraya getirmiþtir. AvrupaKomisyonu tarafýndan hazýrlanan "Avrupa için EnerjiPolitikasý" adlý yol haritasýnda, enerji arz güvenliði,rekabetçi bir elektrik piyasasý ve enerji verimliliði önplana çýkmaktadýr. Türkiye kendine bu durumdanders çýkartmalý ve enerji politikasýný, ülke çýkarlarýdoðrultusunda yeniden þekillendirmelidir.AB, gaz ve petrol fiyatlarýndaki artýþý, dýþa baðým-lýlýðý, enerji transfer yollarýný ve yol üzerindeki ülkel-erdeki güvenlik sorunlarýný, iklim deðiþikliðini, enerjiverimliliði ve yenilenebilir ener-jide yaþanan yavaþ ilerlemeyi24 Mart'ta Brüksel'de masayayatýrmýþtýr. Toplantýdan dahastratejik ve birlikte hareketedecek bir AB enerji politikasýortaya çýkmýþtýr. Buradahemen þu soru akla gelmekte-dir: Bu birlik ve beraberliði önplana çýkaran Avrupa nedenacaba Türkiye CumhuriyetiDevleti'nin bu yöndeki çalýþ-malarýna engel olmaya çalýþýy-or daha da önemlisi enerji dezengin komþularla doluTürkiye'nin bu ülkelerle çok iyiiliþkiler içersinde olmasýný hiçistemiyor? Bu kendimize sor-mamýz gereken kaygý verici birsorudur?Bugün Türkiye, öz kay-naklarýnýn yetersiz olduðu ilerisürülerek enerjide dýþa baðýmlýhale getirilmiþtir ve bu baðým-lýlýk oraný giderek artmaktadýr.Dolayýsýyla, enerji ithalatýnabaðýmlýlýðýndan kaynaklananriskleri kontrol altýndatutabilmek için; rekabet þansýna sahip olabileceðienerji teknolojisi alanýný dikkatli bir þekilde ince-leyip, araþtýrma ve geliþtirme üzerine yoðunlaþmalý,enerji dünyasýndaki itici güçlerin iþaret ettiði yön-lerde, çaðdaþ ürün katkýlarýyla, uluslararasý enerjikendine pazarýnda etkin bir yer edinmelidir. Bunun,içerisinde bulunduðumuz coðrafyada ne derecegerçekleþtirilebileceði veya Türkiye'nin bunu yapa-bilecek güç ve cesarette baðýmsýz hareket edebile-cek bir siyasi otorite ve güce sahip olup olmadýðýtartýþma konusudur.Bugün tüm dünyada ortak olan görüþ, 21. yüzyýl-

da küresel istikrarýn saðlanmasý ve sürdürülmesikonusunda küresel enerji dengesinin önemlideðiþkenlerden biri olacaðýdýr. Yani, 21. yüzyýlýn ilkyarýsý için öngörüler enerji ihtiyaçlarýndaki artýþýnartarak devam edeceði olgusunu ortaya koymak-tadýr.. Ýhtiyaç artýþý öngörüsüne baðlý olarak, enerjiarzýnýn da geniþleyeceði ve çeþitleneceðiöngörülmektedir. Bugün Türkiye'nin, stratejik açýdan coðrafî konumuçok önemlidir, Ülkemiz þu anda, küresel enerjigeleceðine iliþkin, enerji talebi ile enerji arzýnýngeniþleyeceði ve çeþitleneceði çok önemli birbölgede yer almaktadýr. Yani, "Türkiye, küreselenerji dengesinin kurulmasýnda ihtiyaç duyulanenerji koridorlarýndan üçüncüsü haline gelmekte-

dir."Burada þunu da açýk venet olarak bir kez daha vurgu-lamakta yarar vardýr ki,Türkiye'nin dýþ güçlerin oyu-nuna gelmeyip, birlik veberaberliðini korumasý vegerçekten Atatürk Ýlke veDevrimlerine ve TürkiyeCumhuriyeti çýkarlarýný koruya-bilecek ve dýþ güç ve dýþmihraklara karþý savunabilecekbir siyasi otoriteye ve yönetimesahip olmasý zorunluluðudur.Bunu saðlayabilecek birTürkiye, Doðu-Batý koridoruylatamamlayýcý nitelikteki Güney-Kuzey-batý koridorlarý yanýndaküresel enerji istikrarýna çokönemli katký saðlayabilecek birülke konumuna gelebilecektir.Hali hazýrda, ülkemizdekiBakü-Tiflis-Ceyhan boru hattý,Doðu-Batý enerji koridorununtemelini oluþturmaktadýr.Türkiye özellikle enerji kay-naklarýna yakýn bir ülke olmasýsebebiyle tam bir enerjiköprüsü iþlevi göremeye aday

ve þanslý bir ülkedir. Bugün Türkiye, jeo-stratejik konumu sebebiyle,enerji zengini Hazar ve Ortadoðu bölgeleriyleAvrupa arasýnda bir köprü teþkil etmesi, ayrýcakendi ihtiyaçlarýný da farklý kaynaklardan karþýla-masý hedeflenmiþtir. Ülkemizin jeo-stratejik önemiartýk, dünyanýn en önemli petrol rezervlerine sahipOrtadoðu ülkelerinin komþusu olmakla sýnýrlýdeðildir. Türkiye geleneksel petro-politik, jeo-strate-jik bakýþ açýsýný yansýtan bu rolünden büyük ölçüdesýyrýlmýþtýr. Artýk, yalnýzca enerji tüketicisi konumun-da bir ülke olmaktan çýkýp, yaþama geçmekte olan

TTüürrkkiiyyee yyýýllllaarrddýýrr uuyygguullaammaaiiççeerriinnddee oollaann vvee þþuu aannddaakkiissiiyyaassii iirraaddee ttaarraaffýýnnddaann ddaayyaannllýýþþllýýkkllaarrýý aarrttýýrrýýllaarraakk ddeevvaammeettttiirriilleenn yyaannllýýþþ vvee aayynnýý zzaammaann--ddaa ddaa ttuuttaarrssýýzz vvee ggeerrççeekkççiioollaammaayyaann eenneerrjjii ppoolliittiikkaallaarrýýnnaassaahhiippttiirr.. TTüürrkkiiyyee CCuummhhuurriiyyeettiiDDeevvlleettiinniinn MMiillllii ççýýkkaarrllaarr vveemmeennffaaaattlleerriiyyllee bbüüyyüükk ççeelliiþþkkiill--eerr iiççeerrssiinnddee oollaann bbuu yyaannllýýþþ vveennee oolldduuððuu aaççýýkk vvee nneett oollaarraakkbbiilliinnmmeeyyeenn eenneerrjjii ppoolliittiikkaallaarrýýyy--llaa iillggiillii yyoorruumm vvee ddüüþþüünncceelleerriissiizz ddeeððeerrllii ookkuuyyuuccuullaarrýýmmýýzzaabbýýrraakkýýyyoorruumm.. TTaakkddiirr YYüüccee TTüürrkkMMiilllleettiinniinnddiirr vvee bbuu yyüüccee TTüürrkkMMiilllleettii bbiirr ggüünn ggeelleecceekk bbuuyyaannllýýþþ vvee ttuuttaarrssýýzz eenneerrjjii ppoollii--ttiikkaallaarrýýnnýýnn hheessaabbýýnnýý mmuuttllaakkaassoorraaccaakkttýýrr..

Page 40: Türk Sözü Dergisi

4400

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

projeleriyle, bölge ve dünya enerji diplomasisindeyerini almýþ bir aktördür. Bunun ne ölçüde kul-lanýlabildiði veya kullanýlabileceði ise soru iþaret-leriyle dolu çok bilinmeyenli bir denklemdir. Yanidýþ güçler (bu güçlerin hangi devletler olduðuherkes tarafýndan pekala bilinmektedir) böyle birortamda, Türkiye'nin çok ama çok büyük enerjipastasýndan pay almalarýna izin verirler mi? Bu,üzerinde önemle durulmasý ve tartýþýlmasý gerekenbir sorudur...Sonuç olarak Türkiye, halen uygulamakta olduðuve çýkarlarýna büyük zarar veren ve gelecekte de,ülkemizi sonu belli olmayan, yanlýþ ve tutarsýz ener-ji politikalarýndan acilen ve zaman geçirmedenvazgeçmelidir. Bu politikalarýn yerine, ulusal kay-naklarýna öncelik tanýyan, ithal ettiði kaynaklarýnçeþitliliði ve bunlarýn kesintisiz ve güvenli akýþýný önplanda tutan, kamu yararý ve ulusal çýkarlarýgözeten, bütünleþme ve planlama unsurunudikkate alan bir enerji politikasýnýn temellerini oluþ-turmalýdýr. Türkiye'nin hiç zaman geçirmeden ve çok acilolarak, kendi kaynaklarýna yönelerek dýþa baðým-lýlýðýný azaltmasý giderek önem kazanmakta ve aynýzamanda bir zorunluluk olmaktadýr. Bu nedenlegelecekte çok önemli kullaným alanlarýna sahipolan, linyit, toryum, bor, hidrolik, jeotermal, rüzgârenerjisi gibi enerji kaynaklarýna önem verilmesi ve

bunlarla ilgili planlamalarýn yapýlmasý, Türkiye içinbir zorunluluktur.Bugün Türkiye, gerek jeopolitik konumu, gereksezengin doðal kaynaklara sahip olan komþu ülkelerlekýyaslandýðýnda "ve bütün bunlarýn yaný sýraCumhuriyet ilke ve inkýlaplarýna baðlý, Atatürkçü,Laik ve ayný zamanda tecrübelere dayanan"altyapýsý ile, AB'nin giderek artan enerji gereksini-mini karþýlamada ve kaynak çeþitlendirme arayýþýn-da, vazgeçilmez ve potansiyele sahip bir ülkeolarak, tüm dikkatleri üzerine çekmekte ve dünyapolitikalarýna yön veren pekçok geliþmiþ ve aynýzamanda enerji ihtiyaçlarýný karþýlamak için arayýþiçerisinde olan ülke tarafýndan, kýskançlýk ve aynýzamanda da büyük bir dikkatle izlenmektedir.Türkiye yýllardýr uygulama içerinde olan ve þu anda-ki siyasi irade tarafýndan da yanlýþlýklarý artýrýlarakdevam ettirilen yanlýþ ve ayný zamanda da tutarsýzve gerçekçi olamayan enerji politikalarýna sahiptir.Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Milli çýkarlar vemenfaatleriyle büyük çeliþkiler içersinde olan buyanlýþ ve ne olduðu açýk ve net olarak bilinmeyenenerji politikalarýyla ilgili yorum ve düþünceleri sizdeðerli okuyucularýmýza býrakýyorum. Takdir YüceTürk Milletinindir ve bu yüce Türk Milleti bir güngelecek bu yanlýþ ve tutarsýz enerji politikalarýnýnhesabýný mutlaka soracaktýr.

Sorma bana oymaðýmý, Boy'umuBeþ bin yýldýr millet gibi yaþarým,Sorma bana ailemi, soyumuSoyum Türklük, soy büyüðüm Hünkarým.

Süngü beni ayýrsa da vahdetimi unutmamDilde, dinde müþterekiz, hep gelmiþiz bir bildenDevletimin kaygýsýyla milletimi unutmamAnadolu bir iç ildir, ayrýlamaz dýþ ilden.

Deme bana Oðuz, Kayý, OsmanlýTürk'üm bu ad her unvandan üstündürYoktur Özbek, Nogay, Kýrgýz, KazanlýTürk milleti bir bölünmez bütündür.

Gök, Ay, Yýldýz, Dað ve Deniz Hanlar bütünölmüþler,Yalnýz diri Gün Han kalmýþ altun yayý elindeBaktý, dedi, Moskof'la Çin Türk kavmini bölmüþlerArtýk onlar hür olacak Rus ilinde ve Çinde

Her ülkede Türk bir devlet yapacak,Fakat bunlar birleþecek nihayet,Hp bir dille ayný dine tapacakOlacak tek harsa malik bir millet

Ey Türkoðlu, artýk ne ben, ne sen ne o, bir þey yok!Uluslar yok, Uruklar yok, ancak büyük Turan var…Türk ruhunda yalnýz bir il, yalnýz bir tek Ýlhan var…

ZZiiyyaa GGöökkaallpp

Türk Milleti

Page 41: Türk Sözü Dergisi

4411

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Büyükanýt,PKK'nýn devletten daha iyi psikolojik harekatyürüttüðünü "itiraf" edip, "Çünkü elini kolunubaðlayan yok" demiþti. Büyükanýt, devlet içindepsikolojik harekatý planlayýp, icra edecek birkuruluþ olmamasýndan da dert yanmýþ, "Ciddi birþekilde kullanýldýðý kanaatinde olmasa bile, eski-den MGK içinde bir dairenin" bulunduðunu hatýr-latmýþtý.Düþünebiliyor musunuz, önce koca TürkDevleti'nin "eli kolu baðlanýyor" , sonra sadecePKK deðil, "Soros çocuklarýnýn" da önü açýlýp, TürkMilleti'ne karþý maddi-manevi büyük bir psikolojiksaldýrý yürütülüyor. Acaba bunu kimler, nasýlbaþardý? AB'nin, "özgürleþme-demokratikleþme"maskesi altýnda hedef yaptýðý ilk kurumumuzunMGK olduðunu, yetkisizleþtirilmesi ve Büyükanýt'ýnbahsettiði o dairenin laðvedilmesi için baþýmýzdanasýl boza piþirdiðini hatýrlayalým. Gelinen noktayabakýnca, kimlerin eli-kolunun baðlanmasý, kimlerin"özgürleþmesi" için bunun yaptýrýldýðý, herhaldeiyice anlaþýlmýþtýr. Yine de Büyükanýt'ýn satýraralarýndaki bu mesajýný biraz daha açmak üzere,2 yýl öncesine gidelim. AB'nin emri üzere"sivilleþtirilen" MGK'nýn ilk sivil Genel SekreteriYiðit Alpogan, (þimdi Londra Büyükelçiliðineatandý) bir açýklama yapmýþtý. Yeni ÞafakGazetesi'nde yayýnlanan bu açýklama, bugünsadece Büyükanýt'ý deðil, hepimizi isyan ettirengeliþmelerin hem hikayesi, hem habercisi gibiydi.Gazete, Kopenhag Kriterleri doðrultusundakidüzenlemeler çerçevesinde MGK'nýn yapýsýnýnbüyük ölçüde deðiþmesinin ardýndan, "psikolojik harekat faaliyetlerini yürüten MGK ToplumsalÝliþkiler Baþkanlýðýnýn da laðvedildiðini" övünerek(!) anlatýp, Alpogan'ý konuþturuyor, O da, keyifleþunlarý söylüyordu: "Yasa ile bu görev bizden alýnýralýnmaz harekete geçtik. Adýna 'psikolojik harekatplaný' denilen, bu tür faaliyetleri bitirdik. Operasyonlara son verilince, 3 milyon dolardanaz olmayan bir kaynak bize döndü. Biz de buparayý Baþbakanlýk'a iade ettik."

TTeehhlliikkeellii((!!)) DDaaiirreenniinn ssaakkýýnnccaallýý((!!)) ggöörreevvlleerrii

Bu dairenin ne gibi tehlikeli(!) görevleri vardý ki,AB sayesinde kurtuluyorduk!?.. Bakanlar Kurulukararlarýna istinaden tüm kamu ve özel kuruluþlar-la iþbirliði halinde þu iþleri yapýyordu: Devletin var-lýðý-baðýmsýzlýðý, ülkenin bütünlüðü ve bölünme-zliði,toplumun huzur ve güvenliði, Anayasal rejiminkorunmasý, Türk toplumunun Atatürk ilke veinkýlaplarý, milli ülkü ve deðerler etrafýnda birleþtir-ilip, milli birlik ve bütünlüðün saðlanmasý için hertürlü psikolojik tedbirin alýnmasýna çalýþýyor; ayrýcaAnayasa düzeni, milli birlik ve bütünlük ile TürkMilleti'nin milli hedeflerine karþý, yurtiçi ve yurt-dýþýnda oluþan tehditleri etkisiz kýlmak için planla-ma ve koordinasyon görevini yürütüyordu.Dünyada her devletin aldýðý, Türkiye gibi bütün-lüðü tehdit altýna girmiþ bir ülke için ise sonderece mütevazý olan bu tedbirler acaba AB'yiniçin rahatsýz etmiþti?

AAKKPP''nniinn ""ppssiikkoolloojj iikk"" hhaarreekkaattýýÝyi de, "psikolojik harekat" faaliyetleri ne olacak-tý? Alpogan'ýn ifadesine göre, "Bundan sonra bufaaliyetlerin yapýlýp yapýlmayacaðý veya hangikurum tarafýndan yapýlacaðý" bilinmiyordu. O yüz-den,MGK'daki dosyalar da "emanete" kaldýrýlýyordu.Peki AKP iktidarý hiç bir tedbir almadý mý? Bakýn,ne tedbir aldý;Ýçeride ve dýþarýdaki derneklerin operasyonamaçlý kullanýlmasýný, amacý ne olursa olsun,bütün STÖ'ler gibi tüm derneklerin faaliyetlerininÝçiþleri Bakanlýðý denetiminde sürdürülmesini,diðer kuruluþlarýn, derneklerle amaç dýþý iliþki kur-malarýný yasakladý.Öyle mi oldu? Tabii ki hayýr. Gördüðümüz gibi,kendine "milli" diyenlerin üzerine PKK'dan dahasert bir þekilde gidilirken, ABD-AB beslemesidernek ve vakýflar baþ tacý edildi.Ýþte tanksýz, tüfeksiz, tek kurþun atmadanTürkiye'nin eli-kolu-aðzý böyle bantlandý... "Soros çocuklarý" böyle türedi...

Biz bu harbi niçin kaybediyoruz?Sadi SOMUNCUOÐLU

Page 42: Türk Sözü Dergisi

4422

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

60 yýllýk demokrasi deneyimimizin son seçimi 22Temmuz günü yapýldý v e AKP'nin kesin zaferiylesonuçlandý.22 Temmuz seçimi "demokrasinin zaferi" olarak

da deðerlendiriliyor.Bu seçim gerçekten "demokrasinin zaferi" mi?Bu soruyu yanýtlamak için bir soru daha sorul-

malý.Nedir demokrasi? Gerçek demokrasi halkýn özgür iradesiyle oluþtu-

rulan,temeli laikliðe dayalý, ünlü deyimle "halkýnhalk tarafýndan yönetilmesi"dir.Özellikle 1980 gerici darbesinden bu yana uygu-lanan,güya halkýn oylarýyla yönetime gelen iktidar-larýn uygulamalarýna "demokratik yönetim"denilebilir mi?"Asmayacak da besleyecek miyiz?diyen bir Kenan

Evren dönemi.."Ben zenginleri severim","Anayasa bir defa

delinirse ne olur" diyebilen bir Turgut Özal döne-mi...."Ne mutlu Türküm diyene ne demek?Sen 'Nemutlu Türküm Diyene...'dersen o da 'Ne MutluKürdüm Diyene' der..." anlayýþýndaki birinin siyasalerkin tepesinde olduðu yönetime "Demokratikyönetim" diyebilir misin?"Sokaklarda "Þeriat Gelecek Vahþet Bitecek" diye

yýllardýr slogan atanlarýn egemen olduðu bir ülkeyönetimine "Demokratik Yönetim" denilebilir mi?"

Önemli bir noktaya daha dikkat çekmemizgerekiyor..22 Temmuz seçim sonuçlarý belli olduktan sonra

iktidarý elinde bulunduran AKP'yi ilk kutlayanlarabaktýðýnýzda kimleri görüyorsunuz? Barzani,Talabani, Güney Kýbrýs Rum Yönetimi, Yunanistan,Askerimizin baþýna çuval geçiren Amerikan yönetimi,Avrupa Birliði vb.vb.Anýlan ülke ve kiþiler seçim öncesi yaptýklarý açýk-lamalarda AKP'yi desteklediklerini açýk açýk beyanetmiþlerdi. Bu ülke ve kiþiler AKP'yi niçin destek-

lediler? Bu sorunun yanýtýný bulmak için seçimöncesi ve daha da öncelere gitmek gerekiyor.Seçimden iki gün önce liderinin çocuk katili Apoolduðunu,Barzani ve Talabani'nin de "Saygýdeðerbüyükleri" olduðunu söyleyen Leyla Zana nedemiþti?Hükümetin baþýna þu çaðrýyý yaptýðý henüz bellek-

lerden silinmedi."Ey TC hükümeti,ülkeyi eyaletlere böl ve

Kürdistan eyaletini de taný!" demedi mi?Bu istemin ülkeyi bölüp parçalamak ve yok

etmek anlamý taþýdýðý bilinmiyor mu?Ýnanmayanlara bir belge sunalým.Baþbakan Erdoðan'na daha baþbakan olmadan

ABD yetkililerince bir memorandum hazýrlanýr veErdoðan'a gönderilir. Yineleyelim.AKP yeni kurul-muþtur ve parti programý henüz hazýrlanmamýþtýr.Bakýnýz, ne diyor ABD'li Memorandumcular:" Mr.Erdoðan,sizin küreselleþme ile demokrasi

iliþkilerini baðdaþtýrma yönündeki adýmlarýnýz,Türkiye'ye kriz sýrasýnda destek olan uluslar arasýgüçler tarafýndan da kabul görecektir. Ankara,küreselleþmenin gerekliliðini anlamak, ve dünyadageçerli olan kurallara uyum saðlamak zorundadýr.Ankara þunu anlamalýdýr ki, uygun gördüðü kurallarýuygulayýp,kendi çýkarlarýna uymayanlarý reddetmesimümkün deðildir.. Küreselleþmenin bir adý daþehirleþmedir. Ankara, yerel yönetimlere otonomivermek ve milli hükümetin fonksiyonlarýný yereldüzeyde merkezi olmaktan çýkarmak zorundadýr.(Bucümlenin altýný çiziyorumG.T.) Dünya bütünhükümetlerden bunu istemektedir.Bu memorandu-ma göstereceðiniz ilgiden dolayý takdirlerimizisunarýz."Memorandumun,duyumsatmadan dayatmacý birbiçem içerdiði dikkatli okurlarýn gözünden kaçmay-acaktýr sanýyorum.Memorandumun en dikkat çekici cümlesi, uygu-

lama sonunda ne getirip ne götüreceði...Ne diyor? "Küreselleþmenin bir adý da

22 Temmuz seçimi üzerine ..

Demokrasi - Yalan ve RüþvetGüngör TÜRKELÝ

Page 43: Türk Sözü Dergisi

4433

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Þehirleþmedir" diyor. Nedir þehirleþme? Ülkeyieyaletlere bölüp parçalama deðil mi? Baþka nediyor?"..milli hükümetin fonksiyonlarýný yerel düzeydemerkezi olmaktan çýkarmak zorundadýr."Anýmsayýnýz lütfen!..Söz gazetesi Kalkýnma AjansýYasasý diye anýlan yasanýn TBMM'sine sunulantaslaðýný dizi biçiminde yayýnladý. O yasa 8 Þubat2006'da kabul edildi. Yasaya göre Türkiye 26 bölg-eye (siz 26 eyalete diye okuyunuz) bölünüy-or,baþýna bir Türk vali ile bir AB üyesi ülkeden eþityetkiyle donatýlmýþ bir yardýmcý atanýyordu. Bölgeyönetimi merkezi hükümete sormadan yabancýlaratoprak satabiliyor, borç alabiliyordu .vb.vb....Bununadýna eyalet denmiyor ve bölge diye anýlýyordu.Çünkü emperyalist ülkeler neyi niçin dayattýklarýnýbiliyor,bazý gerçeklerin üzerini örtmede ustalýklarýnýsergiliyorlardý. Yalan onlarýn en büyük silahlarýydýyýllardýr.Çünkü yalan öylesine etkili oluyordu ki,Pentagon'da bir "Yalan haber Üretme Merkezi" oluþ-turuluyor, özellikle az geliþmiþ ülkeler bu merkez-den üretilen yalanlarla sömürgeleþtirilebilirlerdiAslýnda bu "Yalan Haber Üretme" olgusu tek baþýnatartýþýlacak önemli bir konu. Olabilirse önümüzdekigünlerde bu konuyu da tartýþmaya açma niyetimizide þimdiden belirtmiþ olalým.Deðerli okurlar anýmsayacaklardýr.Dýþiþleri Bakaný

Abdullah Gül ile ADB Dýþiþleri bakaný Powell arasýn-da 23 Þubat 2004 tarihinde gizli bir anlaþma imza-landýðý ortaya çýktý. Bu gizlice imzalanan anlaþmayabaktýðýmýzda özetle þunlarý görürüz:

"Türk Ordusu bundan böyle hangi gerekçe ileolursa olsun, sýnýrötesi harekatta bulunmayacak."Ayný maddenin Dubai'de yapýlan ve 1 milyar dolarkarþýlýðýnda sýnýrötesi harekat yapmamayý taahhüteden anlaþmayý da anýmsayalým.Genelkurmay Baþkanlýðý tüm hazýrlýklarýný yaptýðý

ve yapýlacak harekatýn yararlý olacaðý konusundasiyasal iktidarýn kararýný beklediðini açýklamasýnýnardýndan þunca zaman geçti. Sýnýrötesi harekat içinsiyasi erkin bir kararý var mý?.Yoksa, niçin?Sorusunun karþýlýðý yukarýda anlatýlan memoran-dum ve Dubi'de yapýlan anlaþmanýn içinde saklýdýr.Ýþte yalanýn dolanýn özü buralarda yatmaktadýr.xAvrupa Birliðine girmek için envai türlü numar-

alar çevrildi.Kýbrýs konusunda bir adým önce olu-nacak palavrasý ortaya atýldý.Ne oldu? AdamlarTürkiye'den alacaklarý ödünleri aldýlar ve sýra kendi-lerine gelince sýrtlarýný dönüverdiler.Çünkü dahaönce verdikler sözler yalandý. Hani Kýbrýs üzerindeuygulanan izolasyonlar,Annan planýný kabul edersekkaldýrýlacaktý? Kaldýrýldý mý? Buna karþýn AB yöneti-cileri seçim öncesi AKP'yi desteklediklerini açýk-ladýlar ve seçim sonrasý da AKP' yi övüp göklereçýkaran demeçler v erdiler. Niçin?Özetlersek, 22 Temmuz seçimlerine olmayandemokrasi yutturmacasýna oy verdik. Askerlerimizinbaþýna çuval geçirenlerin yalanlarýna kanýp onlar-dan yana oyumuzu kullandýk. Türkiye'yi bölüpparçalama planlarý yapan ve içimizden de azýmsan-mayacak yandaþ bulanlara oy verdik. Üstelik yarýmton kömür, beþ Kg.Pirinç, üç kilo yað rüþvetinikabul edip oy verdik. Yani tabancayý bu kezayaðýmýza deðil kalbimize sýktýk.Sýra akýllarýnca þaþaalý marþlarla yapýlacak cenazetörenlerinde..Ama yaðma yok! Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduðu TürkiyeCumhuriyeti Devleti, gücü ne olursa olsun,hiçbirgücün karþýsýnda boyun eðecek bir ülke olmadý veolmayacak!Ýnanmayanlar,1919 Samsuna çýkýþ ve sonrasýna

bakabilirlerHodri Meydan!

Dedem koynunda yattýkça benimsin ey güzel toprak Neler yapmýþ bu millet, en yakýn tarihe bir sor bak.

SSüülleeyymmaann NNAAZZÝÝFF

Page 44: Türk Sözü Dergisi

Ýç-dýþ þebekenin çalýþmalarýný yalnýzca birkaçsatýlmýþýn iþidir, diye küçümseyince, 22 Temmuz2007, varlýk-yokluk genel oylamasý sonuçlarýný'alelacele' halkýn körlüðüne baðlamak; "Bu milletadam olmaz" diyerek kestirip atmak eski alýþkan-lýlardandýr.Oysa; "Operasyonu salt paraya satýn alýnanlardüzeyine indirgemek komplocularýn yararýna oldu.Ne yazýk ki, iyi niyetli yazarlar bu durumu gözdenkaçýrdý. Olay daha derindeydi. Bir ülkede yaþayanlarýn düþünce sistemleri elegeçiriliyor, demokratik kitle örgütleri yok edilirken,birkaç seçmece kiþinin kurduðu dar üyeli dernekler,güdümlü medya ve devlet yöneticilerinin desteðiyle,toplumsal muhalefeti yönetme yeteneðine kavuþuy-orlardý." (S.Ö.Aðýnda, Giriþ)Ele geçen yalnýzca medya ve aydýnlar deðil, aynýzamanda akademisyenler, öðrenci gençlik ile halk-tý… Silahsýz iþgal, zaman içinde geniþler. Mermeredökülen ince suyun yayýlmasý gibi, sessizce…

**ABD-AB-Atina-Barzani- 'Ermeni-Kürt-RumMilliyetçiliði' - TÜSÝAD - 'Tahrancý-Suudcu'Koalisyonu'na gösterilen yýðýnsal desteðin kökenini,oy verenlerin toplumsal ayrýþýmý bilgilerini alýncadeðerlendirebileceðiz.Ancak þimdiden; bir etnik ayrýþmanýn kemik-leþmekte olduðunu; 'maskesiz vurgun' düzenindensebeplenenlerin yalnýzca birkaç kiþi olmadýðýnýbelirtmekte yarar var. Dumanaltý soygundan yaþambulananlardan bazýlarýný sayalým:1-Ceplerini ve ruhlarýný ABD-AB kartellerinebaðlayan Bizans seçkinleri (Onlarýn seçimsonuçlarýný alkýþlayan açýklamalarýný bugündengöreceksiniz.)2-Anadolu'nun 27 yýldýr sürdürülen beleþten fazi-borsa kazançlarýyla, Özal devletinin yolsuzluk, dýþar-dan kara-sermaye transferiyle güçlenenlerin büyükkent merkezlerini ele geçirenlerin çevresindeoluþan aþiret benzeri aile kolonileri (Üretim ola-mayan bir ülkede ticaret merkezi adý altýnda Avrupada bile rastlanmayacak lüks tüketim yapýlarý, villaticareti)

3-Yerel otonomi diyerek imar kararý yetkisini elinegeçiren belediyecilerin her alana (tarým alanlarýný,fabrika arsalarýný, ormanlarý, limanlarý, kent mey-danlarýný) inþaat yapmalarýndan yalnýzca bir iki yan-daþ müteahhit, iþadamý deðil onlarýn altýnda, yanýn-da yöresinde sebeplenen azýmsanmayacak birkitle…Bu konulara 'sosyolojik' araþtýrmalar yapýldýkçadöneceðiz ve bilimsel veriler-incelemelerin aydýn-lýðýnda yeniden yeniden düþüneceðiz. Yoksa iþi, þulider þöyle yaptý; bu lider böyle yapamadý kolay-cýlýðýna indirgemeyerek, görev neyi gerektiriyorsaonu yapacak ve nereye çýkarsa çýksýn "yola devam!"

**Birkaç noktayý tartýþmaya açmakta yarar:AKP'nin oylarýný, Kasým 2002 oylarý (%34,5)sananlar yanýldýlar. AKP'nin oylarý Mart 2004belediye seçimlerinde % 50'nin üstüne çýkmýþtý.%46'ya oradan inildi.Muhalefet, ABD-AB-Ýsrail prangasýyla kývrandýkçakývrandý. Halk da, IMF-Washington egemenliðinikývýrtmadan savunan AKP'yi daha güvenli buldu.Muhalefet, keskin bir çýkýþla Ortadoðu'da ve yurdu-muzda iþgale karþý çýkarak baðýmsýzlýðý savunsaydý,yurdumuzdaki yabancý elleri kesip atacaðýnýaçýlasaydý; seçimi yitirse bile geleceðin yolunuaçmýþ olacaktý.Yýllar sonra, büyük iþadamlarý-Amerikancýlar-azýn-lýkçýlar, arkalarýna yine büyük bir oy desteði aldýlar.Kötü olasýlýk: Halka hakaret etmekten çekinmeyen-ler, kendileri için mali af yasalarý çýkartacak denligözü kara olanlar bir parti diktasýna gidebilirler. TSKyönetimini mutlu edecek bir cumhurbaþkanýseçmeyi de akýl ederlerse, NATO GeniþletmeProjesi'nde uzlaþalabilirler…23 Temmuz 2007Not: Ýyimser duygular-coþkular aklýn önünegeçince gerçek görünmez, ama olduðu yerde dururve asýl görev de unutulur. 19 Temmuz akþamýÝstanbul'dan iyi bir sosyolog, yaptýklarý son yokla-manýn sonuçlarýný þöyle bildiriyordu: AKP- 330,CHP-120, MHP-75, Kürtler ve Baðýmsýzlar - 30.

4444

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Duraksamaya gerek yok yola devam!

Mustafa YILDIRIM

Page 45: Türk Sözü Dergisi

4455

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

''Ülkemizin Avrupa Birliði üyeliði ile tehlikeye atýlansadece Kýbrýs, sadece Ege Denizi'ndeki haklarýmýz,sadece ülkemizin bütünlüðü ve sadece Atatürk'ünemaneti olan tam baðýmsýzlýðýmýz, kayýtsýz þartsýzulusal egemenliðimiz deðil, tarihi ile, coðrafyasý ile,ulusu ile bütün Türkiye'dir '' AB üyesi olan bir Türkiye'de, Fener Rum OrtodoksKilisesi'nin yerini ve kavuþacaðý olanaklarla gerçek-leþtirme fýrsatý bulacaðý geliþmeleri iyi düþünmekzorundayýz.Türkiye'yi Gümrük Birliði'ne iç siyasi yatýrým hesabIile apar topar sokanlar da; AB üyesi adaylýðýný,Katýlým Ortaklýðý Belgesi'ni kabul edenler de konuyuayrýntýlarý ile araþtýran akademik bir incelemeyedayandýrmadýlar. Gümrük Birliði kararýný da, ABüyeliði ile ilgili Katýlým Ortaklýðý Belgesi'nin kabulünüde, araþtýrmalar sonucu deðil, üç dört kiþinin siyasitercihi ile kabul ettik. Siyasi tercihlerin altýnda nekadar parti çýkarý gözetildi, ne kadar kiþisel çýkargözetildi bilmiyorum. Bu bölümde konunun çok önemli bir yanýný teþkileden Fener Rum Ortodoks Kilisesi'nin Türkiye'ninAB üyeliðinden muhtemel ve olanaklar içindekibeklentileri üzerinde durulmaktadýr.AB üye adaylýðýmýza en fazla sevinenlerden birisiFener Rum Patriði Bartholomeos'tur. Lozan Antlaþmasý görüþmeleri sýrasýnda Türk baþdelegesi yaptýðý son konuþmada þu tespiti açýklýyor:"Patrikliðin, siyasi ya da yönetime iliþkin iþlerle bun-dan böyle hiç uðraþmayacaðý, sadece din alanýnagiren iþlerle yetineceði konusunda, konferansönünde , müttefik delegeler kurullarýnýn ve Yunandelegeler kurulunun yapmýþ olduklarý resmi konuþ-malarý ve verdikleri garantileri senet sayarak,Patrikliðin Ýstanbul'dan çýkarýlmasý teklifindenvazgeçtiðini'' Fener Rum Patriði, dýþ iliþkilerinde ilginç bir unvankullanmaktadýr: "Ecumencial Patriarch andArchbishop of Costantinople and New Rome''Türkçesi;" Yeni Roma'nýn ve Ýstanbul'unBaþpiskoposu ve Evrensel Patriði''. Kullanýlan bu unvan dahi Lozan'daki görüþmelereve verilen sözlere aykýrýdýr. Patriðin evrenselliðiTürkiye tarafýndan kabul edildi mi? Ýstanbul'unÝngilizce ismi de Ýstanbul'dur. Costantinopleisminde Israr, amaçlarýný belirginleþtiriyor. Yeni

Roma Patrikliði ise, açýkça Bizans özlemi, hattaiddiasýdýr. Bizim Dýþiþleri Bakanlýðýmýz, MÝT Müsteþarlýðýmýz,Ýstanbul Valiliðimiz, Patriðin ilk baðlantýsý olan EyüpKaymakamlýðýmýz bütün bu geliþmeler karþýsýndahiçbir þey yapmýyor. En azýndan yapýldýðýný duymuy-oruz. Bu ülke milyonlarý aþan þehit ve gazinineseridir. Böyle mi korunmasý gerekir? Çok üzücü vesonucu tehlikeli ihmallerle karþý karþýyayýz. Patriðebaglý15 patriklik ve baðýmsýz kilise (Ýstanbul, Ýsk-enderiye, Þam, Kudüs, Moskova, Sýrbistan,Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Kýbrýs,Yunanistan, Polonya, Arnavutluk, Çekoslovakya,Finlandiya) ile, 12 Baþpiskoposluk (Kuzey ve GüneyAmerika, Avustralya, Ýngiltere, Fransa, Almanya,Avusturya, Belçika, Ýtalya, Yeni Zelanda, Girit, Oniki Ada) bulunmaktadýr. Patriðin ekümenliði, evrensel düzeyde en üst veyetkili Ortodoks Kilisesi'nin baþý olduðu iddiasýnýsayýlan kiliselerin bir bolumu kabul etmiyor. Fakat,eðilim ve geliþme hiç deðilse çok büyük kýsmýnýnFener Rum Patrikliðine baðlanmasý yönündedir.Türkiye'nin AB üyeliði, Patriðin ekümenlik çalýþ-malarýný kolaylaþtýracak, AB organlarý tarafýndançeþitli þekillerde desteklenecek ve dýþta kalankiliselerin de baðlanmalarý gerçekleþecektir. Bu sebeple Patrik Bartholomeos Türkiye'nin AB

üye adaylýðýný destekliyor ve bayram yapýyor.Ekümenliðin geliþmesi, Türkiye'nin dünyaOrtodoksluðunun dini merkezi haline dönüþmesinikolaylaþtýracak, diðer ülkelerden ve özellikle AB üyeülkelerinden gelip yerleþecek Ortodokslarla Ýstan-bul, Ortodoksluðun ve Yunan etkinliðinin merkeziolma yolunda ilerleyecektir. Patrik ekümenlikten de destek alarak sorumluluk-

larý arasýnda saydýðý Yeni Roma'nýn (Bizans ikinciRoma olarak kabul edilir) canlandýrýlmasý yolundamesafeler alacaktýr.Patriklik, Fransýz Devriminin milliyetçilik akýmlarýný

güçlendirmesinin ardýndan Yunan Megalý Ýdea'sýnýdesteklemeye baþlamýþtý. 1821 yýlýnda baþlayan veYunanistan'ýn kuruluþunu hazýrlayan Mora Ýsyaný'n-daki etkinliði sebebiyle Patrik Gregorius'un asýldýðýtarihten itibaren Patrikhanenin bir kapýsý kapalý tutulmaktadýr.Daha önce de deðinildiði gibi Mora ayaklanmasý

Patrikhanede neler oluyor?Suat ÝLHAN

Page 46: Türk Sözü Dergisi

korkunç bir Türk katliamý ile baþlatýlmýþ ve o gün-lerde kullanýlan ''Mora' da ve dünyada Türkkalmayýncaya kadar ölüm'' sloganý günümüzde deyaþatýlmaya çalýþýlmaktadýr. Patriðin amaçlarýnaulaþmak için elde etmeye çalýþtýðý bir diðer husustüzel kiþiliðe sahip olmaktýr. Böylece, EyüpKaymakamlýðý'na baðlý olmaktan kurtulacak, çalýþ-ma ve eylem ufku olabildiðince geniþleyecektir.Patrik ''Grek yayýl-macýlýðýnýn Harp Okulu''olarak anýlan Heybeli AdaRuhban Okulu'nun açýl-masý için de büyük birgayret gösteriyor. Patrikliðe tüzel kiþilik

verilirse amaçlarý yönündeçok büyük hukukiolanaklara sahip olacak.''Dava açma, mal edin-

me, vakýf ve dernekkurma, Ayasofya' nýnPatrikhane' ye devri dahiltüm eski Ortodoks mal vemülklerinin geri alýnmasý,Ýstanbul dýþýndaki eskiakropol itliklerini resmentanýtma, yer yüzündekibütün Ortodoks Patrikleriile baðýmsýz kiliselerin vebunlara baðlý tümkiliselerin evrensel tahtý,Ekümenik, Patriklik olarakyurt içinde ve dýþýndatanýnma, Devlet Baþkanýstatüsünde protokolün onsýralarýnda yer alma'' gibibirçok hak ele geçirmiþ olacak, Ayasofya dahil,bütün camiye dönüþtürülmüþ kiliselerin tekrar eskiiþlevlerine döndürülmesi, Ýstanbul ve Türkiye'nindünya Ortodoksluðunun merkezi yapýlarak Türkiyeüzerinde 3.Roma'nýn (Patriðe göre Yeni Roma)kurulmasý bir hayal olmaktan çýkacak, YunanMageli Ýdea' sý gerçekleþme yolunda hýzkazanacaktýr.Çizilen Yolda Patriðin Gerçekleþtirdiði Etkinlikler

Patriðin hayalleri yukarýda yaptýðýmýz deðer-lendirmeleri de aþmakta, hýrsý bütün Anadolu'yayayýlmaktadýr. Patrik, Etnos gazetesine verdiði demeçte, 7

Mayýs 2000'de Kapadokya'da yapacaðý ayin vesile-siyle ''Hýristiyan'lar Anadolu'ya yerleþebilir'' diyor veþunlarý ekliyor: " Türkiye'nin Avrupa Birliði üyeliði,Anadolu'da önceden varolmuþ Hýristiyan toplumlar,yaþadýklarý bölgelere tekrar yerleþirse, o zamanPatrikhane de o bölgelerde bulunan kiliselerin

yeniden ayine açýlmasýný düþünebilir. '' Patrik, çok doðru bir teþhisle, bütün bu amaçlarý-

na Türkiye'nin AB üyeliði sonunda kavuþacaðýnainanýyor.Türkiye'nin AB üyeliði, bu amaçlara ulaþmasýný

büyük ölçüde kolaylaþtýracak, destekleyecektir. ABhayranlarý bütün bunlarý bilmiyorlar mI? Elbettebiliyorlar. Patrik, gerçekte amaçlarý yönünde gir-

iþimlerini pervasýzca sürdürüyor. ABüye adaylýðýmýza gölge düþmesindiye Dýþ iþlerimiz ve diðer yetkililersusuyor.

PPaattrriikk BBaarrtthhoolloommeeooss''uunn ssoonnffaaaalliiyyeettlleerrii

25 Aralýk 2000 günü, HazretiÝsa'nýn doðuþu ve 2000 yýlýnýn bitiþiFener Rum Patrikhanesi'nde ,deðiþik ülkelerden 12 OrtodoksPatriði'nin katýlýmýyla kut-landý:''Milenyum Ayini''. Ayine Yunan Dýþiþleri Bakan

Yardýmcýsý Gregory Niotis de katýldý.Yunanistan ve Romanya televizyon-larýnda canlý olarak yayýmlandý.Yunanistan'dan uçak ve otobüslerlekatýlýmcýlar geldi.Bartholomeos' un yönettiði ayine,

Ýskenderiye, Suriye, Sýrbistan,Romanya, Bulgaristan, Gürcistan,Yunanistan, Polonya, Arnavutluk,Çek Cumhuriyeti, Finlandiya veEstonya' dan patrikler ve TürkErmeni Patriði katýldý. Ayini izleyenkonsoloslar: ABD, Yunanistan,Romanya, Finlandiya, Yugoslavya,Ýngiltere, Hollanda, Ukrayna.

26 Aralýk günü de Hýristiyan alemi açýsýndan kut-sal sayýlan Ýznik'te Bartholomeos' un daveti ilebuluþtular. Ayasofya Müzesi'nde (Kilise) ayinyapýldý. Patrik þunlarý söyledi: ,, Bu tarihi ve þirinÝznik'in Hýristiyanlar için önemi vardýr. Burada 2konsül toplanmýþtýr. Konsülün kararlarý tümHýristiyanlarý baðlayýcýdýr''. Ýznik Belediye Baþkaný bu ziyareti turizm açýsýn-

dan ''bulunmaz fýrsat'' (?) olarak nitelemiþtir. Hepsibu kadar mI sayýn baþkan? Ayný günlerdeYunanistan, Gümülcüne' de yapýlacak etkinliðedavet edilen Kültür Bakanlýðý Halk Oyunlarý ve HalkMüziði Topluluðuna, Kültür Bakaný Ýstemi han Talay'ýn, Dýþiþleri Bakaný Ýsmail Cem'in devreye girmeler-ine raðmen vize ve izin vermemiþtir. Türkiye üye olduktan sonra Avrupa Birliði

Parlamentosu ''Eski dini yapýlar yapýlýþ maksadIdýþýnda kullanýlmayacak'' kararý alsa, ki beklemekgerekir, Ayasofya Müzesi dahil Türkiye'de yüzlerce,

4466

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

PPaattrriikk BBaarrtthhoolloommeeooss,,II.. '' iinnccii,, IIII..'' iinnccii,, IIIIII.. ''uunnccuu RRoommaaggiibbii rraakkaammllaarrkkuullllaannaarraakk MMoosskkoovvaa vvbb.. iilleettaarrttýýþþmmaa ççýýkkaarrmmaakk iisstteemmiiyyoorr..EEvvrreennsseell ((EEccuummeenn)) PPaattrriikklliikkvvee BBaaþþppiisskkooppoosslluuððuunnuunnBBiizzaannss iillee iillggiillii öözzlleemm vveeyyeettkkiilleerriinnii '' ''YYeennii RRoommaa'' ''ssöözzccüüððüü iillee,, YYeennii RRoommaa''nnýýnnPPaattrriiððii vvee BBaaþþppiisskkooppoossuuoolldduuððuunnuu bbeelliirrtteerreekk aaççýýkkllýýyyoorr..PPaattrriikk iiççiinn ÝÝssttaannbbuullyyookk CCoonnssttaannttiinnooppllee vvaarr,,TTüürrkkiiyyee yyookk,, oonnuunn yyeerriinnee vveeüüssttüünnee '' ''YYeennii RRoommaa'' '' vvaarr.. BBiizziimm iiççiinn PPaattrriiððiinn uunnvvaannýý::

'' ''YYeennii RRoommaa''nnýýnn vvee ÝÝssttaann--bbuull''uunn BBaaþþppiisskkooppoossuu vveeeevvrreennsseell PPaattrriiððii'' '' ddeeððiill'' ''FFeenneerr RRuumm PPaattrriiððii'' '' ddiirr..

Page 47: Türk Sözü Dergisi

binlerce kilise ayný anda açýlacaktýr. Yunan Megali Ýdea'sý Kýbrýs ve Ege Denizi

amaçlarýna ulaþtýktan sonra, Ýstanbul odaklý olarakTürkiye üzerinde ''Yeni Roma imparatorluðu'' nunkuruluþ amacýný izleyecektir. Bu sonuca ulaþýlmasý,Türkiye'nin AB üyeliðinden yararlanacak olanPatrikliðin gerçekleþtireceði ekumenlik ve tüzel kiþi-likle kolaylaþacaktýr.

PPaattrriikk'' iinn SSýýffaatt VVee iiþþlleevv OOllaarraakk BBeenniimmsseeddiiððii'' ''YYeennii RRoommaa'''' iissmmiinniinn TTaarriihhii AAnnllaammýý

Bizans imparatorluðu'nun bir diðer ismi ,, DoðuRoma imparatorluðu'' dur. Bunun anlamý: ''Romaimparatorluðu'nun doðu kýsmýnda M.S. 395'tekurulan ve Ýstanbul'un 1453'te Fatih SultanMehmet tarafýndan fethiyle ortadan kalkan impara-torluk''. Doðu Roma imparatorluðu (Bizans), Romaimparatorluðu'nun doðudaki topraklarýnýGermenlere ve Ýslavlara karþý yakýndan koruya-bilmek amacI ile kurulmuþtur. Bir siyasi ve askerimerkez olmasý düþünülmüþtür. Bizans imparator-luðu, gerçek anlamýyla Roma imparatorluðu'nunikiye ayrýlmasýndan sonra (395) doðdu. Ana Britannica'ya göre (cilt 6,s:22); ''Bizans

imparatorluðu, Doðu Roma imparatorluðu olarak dabilinir.''''Rus imparatorlarý Eski Romalýlarýn ''Sezar''

unvanýný alýp ''Çar'' haline getirmekle, kendilerini 1.Ve 11.Roma'nýn mirasçýlarý saydýlar, son Bizansimparatoru Konstantinos XI. Palailogos'un yeðeniZoe Palaiogogina ile Moskova büyük dükü Ývan111.'u evlendirerek bu manevi soy baðlantýsýnýsomut yoldan da gerçekleþtirdiler''

Steven Runciman, Kutsal Roma'nýn Hýristiyanlýðýkorumakla ilgili sorumluluðunun Moskova'yageçtiðini þu þekilde açýklýyor: ''Doðu Hýristiyandünyasýnýn idaresi, baþkanlýðý, diðer ellere geçerekAvrupa kültürünün doðmuþ olduðu Akdeniz kenarýn-dan uzaklara, kuzey doðuya, Rus steplerine kaydý.ikinci Roma, yerini üçüncü Roma'ya, Moskova'yabýraktý.'' Patrik Bartholomeos, I.'inci, II.'inci, III.'uncu Roma

gibi rakamlar kullanarak Moskova vb. ile tartýþmaçýkarmak istemiyor. Evrensel (Ecumen) Patriklik veBaþpiskoposluðunun Bizans ile ilgili özlem ve yetki-lerini ''Yeni Roma'' sözcüðü ile, Yeni Roma'nýnPatriði ve Baþpiskoposu olduðunu belirterek açýklýy-or. Patrik için Ýstanbul yok Constantinople var,Türkiye yok, onun yerine ve üstüne ''Yeni Roma''var. Bizim için Patriðin unvaný: ''Yeni Roma'nýn ve

Ýstanbul'un Baþpiskoposu ve evrensel Patriði'' deðil''Fener Rum Patriði'' dir. Bunu saðlamak içinBaþbakanlýðýn, Dýþiþleri Bakanlýðýnýn, ÝçiþleriBakanlýðýnýn, Ýstanbul Valiliðinin, EyüpKaymakamlýðýnýn, MÝT Müsteþarlýðýnýn konuyuiþleyip üzerlerine düþeni yapmalarý gerekir. Türkiye'nin Avrupa Birliði üyeliði ile tehlikeye

atýlan (bazýlarýnýn söylemi ile risk edilen) sadeceKýbrýs, sadece Ege Denizi'ndeki haklarýmýz, sadeceülkemizin bütünlüðü ve sadece Atatürk'ün emanetiolan tam baðýmsýzlýðýmýz, kayýtsýz þartsýz ulusal ege-menliðimiz deðil, tarihi ile, coðrafyasý ile, ulusu ilebütün Türkiye tehlikeye atýlýyor.

[email protected]

4477

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

EEyy TTüürrkk UUlluussuu!! SSiillkkiinn vvee kkeennddiinnee ddöönn!! NNiiççiinn yyaallvvaarrýýyyoorrssuunn??

BBüüttüünn bbuunnllaarr kkeennddiinnddeenn,, kkeennddii öözz bbeennlliiððiinnddeenn uuzzaakkllaaþþýýpp ddüüþþmmaannaa ddöönnüükk yyaaþþaaddýýððýýnn iiççiinn oolldduu..

BBiillggee KKaaððaann

Page 48: Türk Sözü Dergisi

4488

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Bugün Çin Halk Cumhuriyeti'nin sýnýr-larý içerisinde yer alan, Xian þehrine100 km uzaklýkta Qin Ling Shandaðlarýnda Ön-Türk uygarlýklarýndanbirisi tarafýndan inþa edilmiþ, etrafýndairili ufaklý 100 adet piramitle beraber,300 metre yüksekliðinde bir piramitbulunmaktadýr; BEYAZ PÝRAMÝT Beyaz Piramit'in ikinci dünya savaþýsýrasýnda Çin'e yardým malzemesigötüren bir C-54 uçaðýndan çekilenfotoðrafý 1957 yýlýnda ilk kez Life der-gisinde yayýnlanmýþtýr. Bu piramitleriaraþtýrmak üzere1994 yýlýnda Þensibölgesinde bir araþtýrma gezisi yapanAlman bilim adamý Hartwig Hausdof kendi koleksiy-onundan birkaç resmin halka açýlmasýna izin ver-miþtir. Hausdorf'a göre piramitlerin yapým tarihi enaz M.Ö. 2500'ler civarýndadýr.Bölge Çin Halk Cumhuriyeti tarafýndan yasak bölgeilan edilmiþ olduðundan dolayý Piramitler içerisindebulunan Mýsýr medeniyetinden çok ileri bir tekniklemumyalanmýþ olan cesetler ve Ön-Türkçe yazýtlarüzerinde araþtýrma yapýlamamaktadýr. Türk Bilimadamý Kazým MÝRÞAN yaptýðý araþtýrmalarda Ön-

Türk uygarlýklarý tarafýndan OT-OÐ olarakisimlendirilen Ön-Mýsýr'a M.Ö 3000Yýllarýnda Doðu Anadolu'dan Isub-Ögyazýsýnýn gittiðini tespit etmiþtir. KazýmMÝRÞAN'ýn bugüne kadar anlamý çözüle-meyen 184 adet mýsýr hiyeroglifini Ön-Türkçe olarak okumuþ olduðu vemumyalama tekniklerinin yine M.Ö.3000'li yýllarda Altaylarda geliþtirildiðidüþünülürse Piramit inþa teknolojisininEski Mýsýr'a Ön-Türk Uygarlýklarý tarafýn-dan öðretildiði sonucuna ulaþýlmaktadýr. Tüm Ýnsanlýk tarihini deðiþtirerek;MEDENÝYETÝN ASIL YARATICISININTÜRKLER OLDUÐU SONUCUNU

DOÐURAN bu olaðanüstü keþif batýlý bilimadamlarý(!) tarafýndan ýsrarla görmezlikten gelinmek-te ve insanlýðýn bilgisinden daha uzun süre saklan-masý mümkün olmayan bu piramitleri baþka biruygarlýða mal etmeyi amaçlayan maksatlý çalýþmalaryapýlmaktadýr. Ayrýntýlý bilgi için Ön-Türk Uygarlýðý AraþtýrmalarýMerkezi ve Töre Yayýn Grubu tarafýndan basýmýyapýlan Haluk TARCAN'ýn "Ön-Türk Uygarlýðý - ResmiTarihin Çöküþü" (2. Baský) adlý eserine bakabilirsiniz.

Türk piramitleri

ÇÇiinn bböö llggeessiinnddee bbuu lluunnaann vvee yyaassaakk bbööllggee ii llaann eeddii lleenn TTüürrkk pp ii rraammii tt llee rr iinn iinn uuzzaakkttaann ggöö rrüünnüümmüü

TTüürrkk pp ii rraammiidd iinn iinn yyaakk ýýnnddaann ggöörrüünnüümmüü

Page 49: Türk Sözü Dergisi

4499

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Gök ve TürklerBahaattin ÖGEL

11.. GGÖÖKK VVEE GGÖÖÐÐÜÜ YYAARRAATTAANN ""YYÜÜCCEE TTAANNRRII""Gerçi Türkler göðe "Tengri" diyorlardý. Fakat göðüde yaratan kutsal ve yüce bir güç vardý ki, bununda adý, yine Tengri, yani Tanrý idi. Göktürk yazýtlarý,gökle yerin ve insanlýðýn yaratýlýþýný anlatýrken, sözeþöyle baþlýyorlardý:"Yukarýda mavi gök, "Aþaðýda Yaðýz Yer yaratýldýðýnda,"Ýkisi arasýnda Ýnsanoðlu yaratýlmýþ; "Ýnsanoðlunun üzerine de,"Atalarým, Bumýn-Kaðan, Ýstemi-Kaðan, (kaðanolarak) "oturmuþlar!..."Onlarýn aðzýndan dinlediðimiz bu cümlelerden deanlaþýlýyor ki "Kök Tengri", kendi kendine kutsal birgüç ve yaratýcý deðildi. Onu da yaratan ve her þeyinüstünde olan bir güç vardý. Bunun için de göðe, birrenkle sýfatlandýrma yolu ile, "Kök Tengri" diyorlardý.Herhalde, yalnýzca Tengri sözü, bunlarýn çoküstünde, yaratýcý ve kutsal bir güçle ilgili idi. Busebeple tarihçi Süryani Mikâil, AnadoluSelçuklularýnýn Ýslâmiyetten önceki tekTanrýlarýndan söz açarken, "Türklerin bu yüceTanrýya Kan Tengri, yani Han Tanrý, en Yüce Tanrýdediklerini" yazýyordu. Bu deyim "Kang Tengri" þek-linde de söylenebilirdi. Çünkü eski Türkçede "Kang"sözü, baba ve en ulu ata için kullanýlan bir deyimdi.

TTüürrkk KKaaððaannllaarrýý,, ""TTaannrrýýnnýýnn eellççiissii"" iiddiilleerr::Büyük Hun devleti Çaðýnda "Tengri" sözü, yalnýzbaþýna, Çinlilerin en kutsal gücünü ifade eden"Tien" deyimini karþýlýyordu. Çin imparatoru da,"Göðün ve Tanrýnýn oðlu" idi. Bunun gibi, BüyükHun Ýmparatorluðunun meþhur Hükümdarý Maotun(Mete)'nin unvaný da, "Tengri'nin oðlu" idi. Bu dey-imler, Çin'de de zamnala deðiþikliklere uðramýþtý.Çin imparatorlarý Göktürk kaðanlarýna yazdýklarýmektuplarýnda onlara artýk "Kutsal Kaðan" demeðebaþlamýþlardý. Bu yolla, meselâ meþhur GöktürkKaðan'ý Ýþbara (saha-po-lüeh) Kaðan'ýn unvanýna birTanrý sýfatý da, eklenmiþ oluyordu. Biz burada bukonularýn derinliklerine inecek deðliz. Ancak bunlarýsöylemekten maksadýmýz, "Türklerin yerin ve göðünüstünde olan, tek ve güçlü bir Tanrýya inandýklarýný"göstermek içindir.Türkler baþlangýçta Tanrý sözünü, yalnýzca yaratantek Tanrý için kullanýrlardý. Sonradan anlamýnýgeniþletmiþ ve her türlü kutsal ve büyük þeyler için

söylemeðe baþlamýþlardý. Bu konuda Kaþgarlý Mahmud þöyle diyordu:"Kâfirler göðe Tengri derlerdi. Yine bu adamlar,büyük bir dað, büyük bir aðaç v.s. gibi, gözlerinebüyük görünen þeylere de, hep Tengri adýný verirler-di. Bu yüzden de bu gibi þeylere tapýnýr ve secdeederlerdi. Yine bu kimseler, bilgin insanlar daTengrigen adýný verirlerdi".Bu kitabýn birçok yerlerinde sýk sýk söylediðimizgibi Türklerde, saðlam prensiplere dayanan bir"devlet dini" vardý. Büyük devletler yaþadýkça budeðiþmez prensipler her þeye hâkim oluyor vedevlet daðýlýnca da, halk yine kendi bildiðine devamediyordu. Gerçi halkla devlet dininin esaslarý birdi.Fakat, her bölgeye ve zamana göre, esas prensi-plerde bazý farklar beliriyordu. Uygurlarýn Mani veBuda dinlerini kabul etmeleri ile, durum büsbütündeðiþti. Bu dinlerin birçok tanrýlarý varýd. Bu sebe-ple her kutsal þeye Tanrý denmeðe baþlandý. Hattaöyle bir hale geldi ki, hürmet edilen bir yengeyebile, saygý ifadesi olarak, "Tengrim" sözü kullanýldý.Bunlarý söylemekten maksadýmýz, bizi buradailgilendiren tek þeyin, her türlü dýþ tesirden uzak,esas Türk düþüncesini bulup ortaya çýkarmakolduðunu belirtmektir. "Eski Türklerin yüce ve tek Tanrýsý, Ýslâmiyetteki'Allah' gibi mücerret ve þekilsiz bir güçtü": Hatta Altay Þamanizminde bile, göðün katlarýnýnresmi yapýldýðý halde, Tanrýnýn þekli çizelemiyordu.Düþünmeliyiz ki Þamanizm, Türk dininin endejenere olmuþ bir tipidir."Türkler göðün yaratýlýþý hakkýnda, Ýslâmiyettenönce ve sonra, pek ayrý düþünmemiþlerdi":Eski Bektaþî þairlerinden Âþýk Hasan'ýn aþaðýdakiþiiri, Ýslâmiyetin ana düþüncelerine ne kadar uygunise, eski Türk düþünce düzenine de o kadar uygun-dur:"Yerlerin göklerin binasýn düzen, "Ak üstünde kara yazýlar yazan, "Engûr þerbetini Kýrklara ezen, "Hünkâr Hacý Bektaþ Alî kendidir!" Baþka bir Türk þairi Azmî Baba da ayný fikri, dahabaþka türlü anlatýyordu:"Yeri göðü, insü cinni yarattýn, "Sen ey mimarbaþý, eyvancý mýsýn? "Ayý, günü, çarhý, burcu varettin,

Page 50: Türk Sözü Dergisi

"Ey mekân sahibi!... Rahþaneý mýsýn?Göktürk yazýtlarýnda da Tanrý güç verir, Tanrý kut,yani þans ve devlet verir, yanýlanlarý yok eder ama;bütün bunlarý yapan Tanrýnýn nasýl ve kim olduðun-dan da söz açýlmazdý.

TTaannrrýý''nnýýnn þþeekkllii yyookkttuu::"Tanrý kendine benzerdi": Göktürk yazýtlarýnda"Tengri-teg Tengri" diye bir deyim geçer. Bu deyim,þimdiye kadar "Göðe benzer gök" diye tercümeedilmiþ ve böylece açýklanmýþtýr. Buradaki Tanrýnýngök olabilmesi için ona Kök Tengri denmesigerekirdi. Bu sebeple biz bu deyimi, þimdiye kadarhep, "Tanrýya benzer Tanrý" diye açýkladýk. Bu, birnevi, Ýslâmiyetteki "Vâci. Ül-Vücud" nazariye ve tef-sirinin karþýlýðý idi. Allah'ýn þeklini ve biçimini bilen yoktur ve bilemey-iz. "Onun vücudu bilinmeyen kendi bünyesine göre,nasýl icâb ediyorsa ve nasýl väcib ise, öyledir".Yukarýdaki eski türkçe cümle de, Tanrýnýn þeklinisoranlara böyle bir cevap veriyordu. Yahut da Tanrý,"Göðün maviliði ve sonsuzluðu" gibidir. Bu durumdada þahýs ve þekil bahis konusu deðildi veÝslâmiyetin Allah'ýndan baþka bir þeye benzetilmez-di. Dede Korkut Kitabýnda, Deli Dumru'un Tanrý içinsöylediði sözler de, bir nevi Göktürk yazýtlarýnýn birdevamý gibidir. Konumuzu Deli Dumrul'un sözleri ilebitirelim:"Yücelerden yücesin!"Kimse bilmez nicesin! "Görklü Tanrý!"

TTaannrrýý,, ""YYookklluukk"" ddeemmeekk ddeeððiillddii::"Zaman ne mekân" prensipleri üzerinde ayrýbölümlerimizde durmuþtuk. Yunus Emre derin bir

Mutassavvýftýr. Onun fikirlerinde, eski Türk halkinançlarýný bulmak biraz zordur. Aþaðýdaki þiirinde,yer ve göðün yaratýlýþýný, yine Türk halk deyimleri;fakat "Vahdeti vücûd" nazariyesinin fikri içindeanlatýr:"Yere göðe bünyad uran, "Irýlmadan kayyým duram, "Denizlere göl çaðýran, "Adým Yunus, umman benim!"Mustasavvýflara göre yer gök yaratýlmadan önce"adem", yani "Yokluk" vardý. Ýnsan ruhu, yokluktangeçerek bugünkü hale geldi. Altay mitolojisinde,yaratýlýþtan önce, uçsuz bucaksýz bir "Okyanus"vardý. Ýran mitolojisinde ise, bir esir (Aether) hertarafý kaplýyordu. Altay ve Ýran mitolojisinde dünyayokluktan "Ex-nihilo" varolmamýþtý. Bununla berabertasavvuftaki "ademiyet" de büsbütün yokluk demekdeðildi. Ýþte yine Azmî Baba'nýn bir þiiri:"Bu âlemi ekvan yaratýlmadan, "Evvel yokken, vara uðradým geldim! "Onsekiz bin âlem, dünya boðiken, "Kâmildeki nura uðradým geldim!"Bütün bunlar da bize gösteriyor ki, isterÞamanizm'de, isterse Ýslâmiyet veya tasavvuftaolsun, insanlýðýn birleþtiði bazý müþterek düþüncelervardýr.

TTüürrkklleerriinn,, ggöökkllee bbeerraabbeerr iinnssaannllýýððaa ddaa öönneemm vveerrmmeelleerrii::

Þamanist Altay Türklerinin "Yaratýlýþ destanlarý"nýayrý bir bölümümüzde inceleyeceðiz. Bu destanlara,birçok dýþ tesirler sýzmýþtý. Ayný zamanda, eski Türkdüþüncesi de, bu destanlarda oldukça dejenereedilmiþti. Bu bölümümüzde bizi ilgliendiren konular,daha çok büyük devletler kurmuþ ve yüksek bir içti-mai seviyeye eriþmiþ Türklerle ilgili meselelerdir.Türk mitolojisi gökle yere büyük bir önem vermiþti.Bunlarýn yanýnda üçüncü olarak, çok önemli bireleman da vardý ki, o da insanlýk (Hümanitas) idi.Eski Türkler, bu üçüncü ve en önemli unsura, "Kiþioðlu" diyorlardý. Türklere göre insanlýk, Ýran ve Hintmitolojisinde olduðu gibi Tanrýnýn tecrübe ve hattaeðlenmek için yarattýðý canlýlar deðildi. Ýnsanlar,Önasya mitolojilerinde olduðu gibi, cennettenkovulmuþ ve cezalandýrýlmýþ günahkârlar dadeðillerdi. Eski Türklerde, Mani dininde veya Altayyaratýlýþ destanlarýnda olduðu gibi, zayýf, korkak,âciz ve iradeleri ellerinden alýnmýþ insanlar dayoktu. Türklerde, ve Yunan mitolojisinde olduðu gibi"Kadýn, erkek", "Okeanus" ve "Tethys" gibi Tanrýlar,ne de Hint, Ýran ve Yunanistan'daki gibi ateþ, su,toprak ve hava gibi unsurlar görülürdü. "Göktürk yazýtlarý, her türlü mistisizmden uzak,gerçekçi büyük bir devlet mitolojisini, bütün açýklýðýile bize veriyorlardý":Elbette ki bu çaðda da, böyle Türk destanlarýný

5500

DD ÝÝ LL DD EE -- FF ÝÝ KK ÝÝ RR DD EE -- ÝÝ ÞÞ DD EE -- BB ÝÝ RR LL ÝÝ KK

Page 51: Türk Sözü Dergisi

anlatan ozanlar ile türlü kutsal þeylerden söz açýptörenler yapan, fal açan, hasta iyileþtirmek isteyenÞamanlar da vardý. Fakat bunlarýn devlet düzenin-deki tesirler azdý. Devlet içinde "Baþ Rahip"(Pontifex maximum), kaðan ve hükümdardý. Tanrýyakarþý mes'ul olan, o idi.Büyük Hun devletinden beri din törenlerindehükümdarlarýn baþkanlýk etmesinin nedenini bunlarda aramak lâzýmdýr. Yavuz Sultan Selim'i Halifeolmaða zorlayan sebepler, Ortaasya Türk devlet-lerinde çoktan denenmiþ ve gereði yerine getir-ilmiþti. "Devlet içinde tek otorite prensibi", Türk icti-ami teþkilâtýnýn temel düzenini teþkil ederdi.

""TTüürrkk KKaaððaannllýýððýý"",, yyeerr vvee ggöökkllee bbeerraabbeerr yyaarraattýýllmmýýþþttýý::

Türkler, Güney ve Önasya mitolojilerinde olduðugibi ateþ, su, toprak v.s. gibi cansýz þeylere deðil;gök, yer gibi büyük varlýklarla, insanlýða önem ver-miþlerdi. Bu duruma göre Türk mitolojisinin "Dörtelemaný" þöyle sýralanabilirdi: 1. "Gök", 2. "Yer" 3. "Ýnsanlýk" (Kiþi oðlu), 4. "Devlet": Türk Kaðaný.Tanrýnýn yarattýðý ve izin verdiði baþlýca dört þey,bunlar idi. Genel olarak büyük devletler kuruldukça,mitolojilerde deðiþikliklere uðruyor ve bu yeni devletdüzenine uyuyorlardý. Büyük Ýskender ileYunanistan; Serhas (Xerxes)'le de Ýran miitolojileri,bu hükümdarlarýn devlet düzenlerine uyma zorundakalmýþlardý. Elbette ki Türk devleti düzeni ile mitolo-jisine dýþarýdan hiçbir tesir girmemiþtir, denemezdi.Ama az sonra da göstereceðimiz gibi,Ortaasya'lýlarla Doðu Cermenlerin gök dini ile sosyaldüzenleri, atlý göçebelerin yaþama ortamlarýna göredoðmuþ ve geliþmiþ bir sistemdi. Türklerden sözaçýlýrken, hatýrdan bir an bile çýkarýlmamasýgereken önemli nokta iþte þudur. "Tanrý, yer ve gökle beraber insanlýk ile TürkHakanýný da yaratmýþtý". Buna benzer düþüncelere,Güney Sibirya'da türk halklarýnýn, mitolojilerinde derastlýyoruz. Meselâ Ak-Han adlý bir Han, yanýndakiadamýna þöyle diyordu:"- Gökler yer yaratýldýðýnda ben de vardým".Gerçi Ak-Han bu sözü, hükümdarlýðýnýn ve devle-tinin eksikliðini göstermek için söylemiþti. Fakat nede olsa bu da, eski bir zihniyetin bize kadar gelenbir yankýsý idi. Manas destanýnda, Alman-Betbölümüne geçilirken de þöyle deniyordu: "Yer, yer olduðunda; su, su olduðunda;"Altý atanýn oðullarý kâfirler; üç atanýn oðullarýmüslümanlar da vardý..." Bu da bir masal tekerlemesidir. Fakat, insanoðluile ilgili olaylarýn yer ve suyun yaratýlýþý ile birliktebaþlamasý, elbetteki üzerinde durulacak önemli bir

noktadýr. 22.. GGÖÖÐÐÜÜNN RREENNGGÝÝ

"Yukarýda Mavi Gök, "Aþaðýda Yaðýz Yer..."Göktürk YazýtlarýGöðün rengi ve Tanrýnýn rengi:"Tengri", yani Tanrý sözünün, baþlangýçtan beriTürklerde, gök kubbesini ve hatta, gök maviliðininsonsuzluðunu ifade ettiðini söylemiþtik. Çinliler de,hem gök ve hem de Tanrý için ayný sözü yani "Tien"deyimini kullanýyorlardý. Moðollar'da, Çin'in butesirinden kurtulmamýþlardý. Moðolca'da "Tengri"yani Tanrý sözü XII. Asýrda bile, henüz daha gökanlamýna geliyordu. Türkler ise, göðe bir renk ver-erek çoðu zaman "Gök Tengri", yani "Gök Tanrý"deyimini kullanýyorlardý. Göðü, böyle renk vermeyolu ile ifade etme, Türklerde görülen bir adetti.Böyle bir renklendirme, Moðollarda yoktu. Bununlaberaber Moðollar da, hükümdarla ilgili yazýlara,defter ve kitaplara "Kökö-bicik" veya "Kökö-debter"derlerdi. Bu yazýlarýn "Gök rengi ile renklendirilmesi"de onlara verilen büyük önemi gösteriyordu. Güney Sibirya'daki Türk halklarý tarafýndan söyle-nen efsanelerde gök rengi, önemli bir yer tutuyor-du. Onlara göre dünya topraklarýnýn bittiði yerde,sonsuz bir "Mavi deniz" vardý. Bu denizin adý da"Kök-Tengiz", yani "Gökdeniz" idi.Bu efsanelerde geçen hükümdarlarýn adlarý da"Kök-Katay", "Kök-Han" gibi, gök rengi ile sýfat-landýrýlmýþ, efsanevî hükümdarlardý. Yine buefsanelerde, uçabilen ve konuþabilen birçok atlarara rastlanýyordu. Bu kýsraklarýn çoðunun renkleride, yine gök idi. Dede Korkut Kitabýnda hikâyelerdede, bunlarýn pek çok örnekleri vardýr. Öyle anlaþýlýyor ki baþlangýçta Türkler yalnýzca"Gök" demiyorlar ve iki sözden meydena gelen "GökTanrý" deyimini kullanýyorlardý. Bununla beraber,Göktürk yazýtlarýnýn bazý yerlerinde bile göðe, yalnýz-ca "Kök" dendiði de görülmekte idi. Zamangeçtikçe, gök sýfatýnýn önündeki "Tanrý" büsbütünkalkmýþ ve göðe yalnýzca "Gök" denmeðe baþlan-mýþtý. Uygur çaðýnda ise sema için, yalnýzca "Kök"denip geçiliyordu. Çünük artýk Tanrý sözünün deyeni anlamlarý vardý ve bunlarý birbirinden ayýrmakgerekiyordu.

""YYeerr""iinn ddee kkuuttssaall bbiirr rreennggii vvaarrddýý::Baþlangýçta gök nasýl renklendiriliyorsa; yere de,ayný þekilde renk veriliyordu. Eski Türkler, göðe"Kök Tengri" derler iken; yere de "Yaðýz Yer" diyor-lardý. Eski Türkçede "Yaðýz" sözü, "Toprak rengi"anlamýna gelirdi. Anadolu'da da, "Yaðýz Delikanlý"dendiði zaman, ilk hatýra gelen þey de, "yüzüdoðuþtan ve güneþten toprak rengini almýþ birgenç" olurdu. "Yaðýzlýk", gençliðin, kuvvetin ve kahramanlýðýn da

5511

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 52: Türk Sözü Dergisi

bir sembolü idi. Fakat bu renk, bazý Ýstanbullu þair-lerin anladýðý gibi, hiçbir zaman siyah anlamýnagelmemiþti. Gök ve mavi gibi yaðýz renk de, Türkleriçin kutsal renklerden biri idi. Eski Türkler bazan dayer ve gök sözünü bile kullanmadan, onlarý yalnýzcarenkleri ile ifade ederlerdi. Meselâ "Köklü yaðýzlý"."Göklü yaðýzlý" deyimi, "Göklü ve yerli" bir dünyayý veo dünyanýn insanlarýný ifade ederdi.

""GGöökk"" kkuuttssaallllýýððýýnn,, ""YYeeþþiill"" iissee ööllüümmllüülleerriinn rreennggii iiddii::

Göðe yalnýzca "Gök" denmeðe baþlandýktan sonra,ortaya yeni meselelerde çýkmaya baþlamýþtý. Gerçigök kelimesi bir rengi ve maviliði ifade ediyordu.Fakat Türkler bunu çoktan unutmuþlardý. Kutsal veönemli þeyleri renklendirme, Türk edebiyatýnýndeðiþmez bir adetiydi. Bu sebeple XI. asýrda göðe"Yaþýl Kök", yani "Yeþil Gök" denmeðe baþlandýðýnýda görüyoruz. Gerçi Türkler Ýslâm dinini kabuletmiþlerdi ve bu sebeple de, gök ile yer hakkýndakifikirleri epeyce deðiþikliðe uðramýþtý. Buna raðmenTürklerin, eski fikirleri ile, Ýslâmiyetin getirdiði yenigörüþleri, birbiri ile uyuþturmaða çalýþtýklarýný dagörmüyor deðiliz. Meselâ Kutadgu-Bilig, Tanrýdansöz açarken þöyle diyordu: "Yaþýl kök yarattý, özeyulduzý". Yani (Tanrý) mavi gök yarattý, üstüne deyýldýzý. Burada karþýmýza çok önemli bir mesele çýkmak-tadýr. Þair bu mýsralarýnda, eski Türkler ve hattaAltay Þamanistleri gibi, gök ile yýldýzlarý, birbir-lerinden ayrý iki âlemmiþ gibi kabul ediyordu. Onagöre, "Gök kubbesi baþka; güneþ, ay ve yýldýzlarâlemi ise, bambaþka dünyalar idiler". Az sonra "Gökkubbesi" ile ilgili bölümümüze gelince, bu konuyadaha geniþ olarak aydýnlatmýþ olacaðýz.

"YYüüccee TTaannrrýý"",, ssoonnssuuzz ggöökk mmaavviilliikklleerriinniinn öötteessiinnddee iiddii:

"Gök Tanrýnýn bizzat kendisi deðildi": bunu az önceTürk edebiyatýnda örnekler vererek göstermeðeçalýþmýþtýk. Aslýnda Türk mitolojisinde birer maddîdünya olan Gökle yar arasýnda, belirli bir ayrýlýk dayapýlmamýþtý. Tanrý, kendi rengini göðün maviliðin-den almýþtý. "Fakat bu gök, bir kubbe ile kapanmýþve yýldýzlar âleminden ayrýlmýþ olan gök deðil; son-suz maviliklere bürünmüþ olan uzay ve kâinat idi".Ýran mitolojisinde de, güneþi, yýldýzlarý ve göðüyaratan Hürmüz (Ormazd) idi. Fakat onun karþýsýn-da ikinci bir kuvvet bulunuyordu. Yeri yaratan veyerlerin sahibi "Ehrimen" vardý. Türk mitolojisindeise yer ile göðün yaratýlýþý, ikinci bir gök, yani son-suz uzay maviliði ile ilgili idi.

33.. GGÖÖKK FFEEZZAADDAANN AAYYRRII ÝÝDDÝÝ"Ol Felekte dün olmaz, "Ay, gün doðup dolunmaz!..." Yunus Emre

TTüürrkklleerriinn ffeezzaa iillee ggööððüü

bbiirrbbiirriinnddeenn aayyýýrrmmaallaarrýý::Uçsuz ve bucaksýz gök kubbesinin altýnda, dünyaile ilgili bir de gök boþluðu vardý. Eski Türkler,dünyaya deðen bu boþluða, daha doðrusu "Hava"ya "Kalýg" veya "Kalýk" derlerdi. Kalgýg'ýn sonsuzluk-lara kadar uzanan büyük gökle ilgisi yoktu.Yine Türklere göre kalýg, yani "Hava", büyük gökgibi kutsal da deðildi. Gerçi, bulutlar kalýg'da gezer,þiddetli yaðmur ve dolular hep kalýg'dan gelirdi.Fakat herkes kuþlarý ile kartallarýn dolaþtýðý, keskingözleri ile av aradýklarý yer, gök ile bulutlarýn arasýy-dý. "Yeryüzü, nasýl insanlarýn ve diðer canlý varlýk-larýn yeri ve yurdu ise; kalýg, yani hava da kuþlarýnuçuþtuklarý, gezindikleri ve hatta barýndýklarý birbölge idi". Bu sebeple hava adetâ yeryüzünün birparçasý gibi görülüyor ve düþünülüyordu.Bunun içinde eski Türk kitaplarý kuþlardan sözaçarken, onlara "Kalýk kuþlarý" derlerdi. Eski Türkler,insanlarýn yaþadýðý dünyaya genel olarak "Acun"adýný verirlerdi. Kuþlarýn gezdiði hava da, Acun'unbir parçasý idi.Kuþlarýn uçuþtuðu "Hava boþluðu", Dünya'dansayýlýyordu:Bunun için de, bu bölgeye bazý Türk kitaplarý,"Acun kolluk" yani dünyanýn havasý, göðü adýný ver-miþlerdi. Çince eserlerden tercüme edilen eskitürkçe kitaplarda kalýk sözü, genel olarak çince,"kung" deyimi ile karþýlanmýþtýr. Bu deyim de genelolarak, "Boþluk" anlamýna gelirdi. Bununla beraber,"Sonsuz gök boþluðu"nu ifade etmesi için de, bukelimeye bazý sýfatlar ilâve edilirdi. Eski Çinliler, Hunlarýn ve Göktürklerin yuvarlak vekubbeli çadýrlarýna "Kiung-lu" adý verirlerdi. Bu dey-imin etimolojisinin, "Kubbe" olmasý da çokmuhtemeldir. Eski Ortaasya'da gök kubbesi ile çadýrkubbesi, halk inanýþlarýnda beraber gidiyorlardý.Ayrýca farsçadaki "Gerdek" sözü, "Kubbe" veya"Kubbeli bir bina" anlamýna geliyordu. Türkler ise busözü "Gerdeðe girme" deyiminde, daha baþka biranlama kullanmýþlardý. Böyle bir anlayýþ aslýndafarsçada yoktur. Gelin ile güveyinin bir çadýr kubbe-si altýnda buluþmasýný Türkler, onunla benzetir-miþlerdi. Ayný zamanda bu kubbe, gök kubbesi gibide farzedilebilirdi.Görülüyor ki, bu meseleler o kadar basit deðildir.Ýnsan ruhunun derinliklerine göre, tefsir edildikçeedilebilirlerdi. Bu da bize, Türk kültürünün ne kadargeniþ ve ne kadar derin bir konu olduðunu gösteriy-ordu. Altay Türkleri ise havaya "açýk orýn" yani "açýkorun" , "açýk yer" demiþlerdi. Gökle yerin sýnýrý, "Gök kubbesi" idi:Kuþlarýn uçuþtuðu hava boþluðunun, tanrýnýn ýþýk-larýna ve týpký yeryüzü gibi, onun her türlü yardým-larýna ihtiyacý vardý. Havada uçuþan canlýlara hayat

5522

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 53: Türk Sözü Dergisi

veren de, havanýn çok üstündeki aydýnlýk ve kutsalâlemdi. Bunun için de eski Türk þiirleri þöyle diyor-du: "Dolun olsa da ay, Acun'a gelse dolsa, "Acun ile havasý, tamamen aydýn olsa!" Yine Türklere göre, dünyayý ve onun üstünü saranhavayý, yalnýzca güneþ ve ay aydýnlatmýyordu. Türlütürlü yýldýzlarla, burçlar da dünyaya ýþýk veriyorlardý.Aslýnda "Oðlak" , "Balýk" ve eski türkçe "Könek", yani"Kova burcu" gibi yýldýz burçlarý, ýþýk vermeyen geze-genlerdi. Buna raðmen eski Türkler, bu burçlarýndacanlý olduklarýna ve ýþýk verdiklerine inanýyorlardý.Eski bir Türk þiirinde, þöyle deniyor: "Yine geldi Oðlak, Koca, hem Balýk, "Bunlar doðdu, aydýnlandý hep Kalýk!" Dünyayý saran hava, yani Kalýk, gök ile dünyaarasýnda kalýyordu. Havanýn da, kendine göre birkubbesi vardý. Bu kubbe Acunu kutsal gökten týpkýbir çatý gibi ayýrýyordu. Herhalde bundan ileri gele-cek ki, eski Türkler "Evin çatýsý" na da kalýk diyor-lardý. Hatta bazýlarý, bu sözün anlamýný, "Tavanarasý" þeklinde de açýklamak istemiþlerdi.Gerçekten de hava tabakasý, dünya ile uzay arasýn-da týpký bir tavan arasý gibi idi.

44.. ""GGÖÖKK ÇÇIIKKRRIIÐÐII"" VVEE ""FFEELLEEKK"""Felek Uðurlu döner, "Gece gündüzü örter!..."Çok Eski bir Türk Þiiri Türk Takvimi Ýslâm dünyasýndaki "Felek" ve onun

çoðulu olan "Eflâk", eski Türk mitolojisinde de yeriolan, önemli bir konu idi. Felek, genel olarak, yal-nýzca gökyüzü için söylenmiþ bir deyimdi. Feleksözünün çoðulu olan eflâk ise, ayý, güneþi ve bütünyýldýzlarla gezegenleri de içine alan bir deyimdi.Ýslâm âlemi, yýldýzlarý da içine alan fezaya, çoðullanasýl Eflâk diyorlar idiyse; Türkler de bu sonsuzluða"Kökler" yani "Gökler" diyorlardý. Türk mitolojisindegöklerde Hanlýk eden kahramanlardan söz açýldýðýzaman, bunlara da "Kökler Kaný" yani "Gökler Ham"denirdi. Bugünkü türkçemizde de "Gökler hâkimi",v.s. gibi, diyegeldiðimiz deyimlerimiz de, bu alýþkan-lýklarýn sonucu olsa gerekir. Önasya'nýn yüksek kültürlerine göre Felek, dur-madan üzerimizde dönen gök kubbesinden baþkabir þey deðildi. Bu astronomik inanýþ, esas itibarýile Ptoleme, yani Batlamyus'un astronomiknazariyesine dayanýyordu. Araplar ve Ýranlýlar, gökkubbesinin durmadan döndüðüne inandýklarýndanbu dönüþ haline "Gerh-i Felek" demiþlerdi. Türklerde bu deyimi türkçeleþtirerek "Çarký Felek" yap-mýþlardý. Eski Türk ise durmadan dönen bu gök kubbesine"Gök Çýðrýsý" diyorlardý. Eski Türkçede "Çýðrý" sözü,deðirmen, su dolabý gibi, aletlerin çarklarý için kul-lanýlan bir deyimdi. Ýp eðirmek için kullanýlan çýkrýk-

larla, ip makaralarý da bu adla anýlýrlardý. Bugünkütürkçemizde kullandýðýmýz "Çýkrýk" sözü de, çýðrý'nýnbir küçültme eki ile türemesinden baþka, bir þeydeðildir. X. veya XI. asýrda söylenmiþ olan þu eski Türk þiiri,türklerin felek ve gök çýðrýðý hakkýndakidüþüncelerini, bize açýklar bir durumdadýr:"TTüünnggrrii aajjuunn ttöörrüüttttii,,""YYuulldduuzzllaarrýý ççeerrkkeeþþiibb,, ""ÇÇýýððrrýý eeddhh tteezzggiinnüürr,, ""TTüünn kküünn üüzzee yyöörrggeennüürr""..

"Tanrý Acun yarattý, "Yýldýzlar sýralanýr, "Felek uðurlu döner, "Gece gündüzü örter".

"Gök Çýkrýðý"nýn dönüþü, insanlara iyi veya kötütalih getiriyordu:Bu þiir, bize çok þeyler öðretiyor. Unutmayalým kiÝslâmiyetten sonra da Türkler, talih ve kaderlerinihep feleðin dönüþüne baðlýyorlardý. Bütün kötükaderler, "Kahpe Feleðin" bir oyunu idi. Kötüþanslardan sonra, iyi günlere kavuþabilmek de, yinefeleðin tabiatýndan ileri geliyordu. Bu þiirde, "TanrýAcunu yarattý, gök çýðrýsýný, yani felek de uður verirbir þekilde dönmektedir", deniliyor.Zaten þair, þiirinin baþlagýcýndan beri, Tanrý'yateþekkür etmektedri. Bunun için de, her þeye rað-men, feleðin iyi döndüðünü kabul ediyor. Eðer Tanrýisteseydi, gök çýðrýsýný, yani feleðin çarkýný, insan-lara daha çok kötülük verebilecek bir þekilde dedöndürebilirdi. Türkler, çarký feleðin dönüþünü, "tezginmek" fiili ilekarþýlýyorlardý. Ýnsanlar da bir þeyin etrafýndandöner ve ona saygý gösterisinde bulunurlarsa, bu iþide ayný fiille ifade ederlerdi. Kâbenin etrafýndadönüþ ve Kâbeyi tavaf ediþ de, bir nevi "tezginmek"idi. Tabiî olarak felek, çok da çabuk dönüyordu. Busebeple bu fiil, çabuk dönme halini de içindetopluyordu. Bu þiire göre, "Gök çevresi, kendietrafýnda böyle dönerken, yýldýzlarda birbiri arkasýnatakýlýp, bir sýra ve düzen içinde dönmekte" idiler."Yýldýzlarýn böyle sürü halinde; fakat sýra sýra vedüzen içinde dönmelerine" de Türkler "Çergeþmek"derlerdi. Anadolu'daki "Çerge" sözünün aslý da,buradan gelir.

""GGeeccee"" vvee ""GGüünnddüüzz"" ddee,, GGöökk ÇÇýýkkrrýýððýý ii lleebbeerraabbeerr ddöönnüüyyoorrllaarrddýý::

Konu bununla da bitmiyordu. Gökteki Çarký felekkendi etrafýnda dönerken, onun yanýnda bir dönüþde vardý ki, bu da "Gündüz ve gecenin dönüþleri"idi. Þiirin son satýrýndaki, "gece, günüdüzü örter"cümleside, bize çok þeyler ifade eder bir durumaidi.

5533

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 54: Türk Sözü Dergisi

Bu þiiriden açýk olarak anlaþýlýyor ki, "Türklergündüz halini de, aydýnlýk bir kubbe gibi düþünüyor-lardý". Bunun üstünde de, çarký felek ve yýldýzlarlaberaber, gece de dönüyor ve karanlýk dünyayýörtüyordu. Bunun için þiirde, "gece, gündüzünüstünü örter" denmesinin manasý bu olmalýdýr.Esasen Çin ve Ortaasya kültürünü tanýyanlar için,bu bir yenilik deðilidir. Çin'de "Yang" (Aydýnlýk) ile"Ying" (Karanlýk) prensiplerinin, devamlý olarak yerdeðiþtirmeleri de vardýr. Bu dönüþ, gökte kendikendini tamamlýyordu."Türk Takvimi"de, bu anlayýþ üzerine dayanýyordu.Gök, 12 parçaya ayrýlmýþ ve parça da bir hayvanlasembolleþtirilmiþti. Ayný zamanda bu on iki parça.12 burcu da temsil ediyordu. Biz burada Türk takvi-mini yeni baþtan anlatacak deðiliz. Fakat þunu,hatýrlatmakta da fayda vardýr: "Türklerde, Gök Çýkrýðý ile ilgili inançlar, yalnýzcamistik düþüncelerin sonunda doðmamýþtý. TürklerinGök Çýkrýðý dedikleri Çarký felek, Türk takviminin deesasýný teþkil eden bir prensip idi." Türkler, Gök Çýkrýðý ile Felek'e sonradan "Evren"dediler:Karahanlý devleti çaðýnda, Türkler arasýnda bir"Evren" deyiminin ortaya çýktýðýný görüyoruz. Budeyim bütün metinlerde, "Evren evrilür" yani "Evrendöner" þeklinden geçiyordu. Öyle anlaþýlýyor ki bu"Evren" sözü de, "evirmek", yani evirmek çýkarmakfiilinden bir isim olarak türemiþti. Eski Türk þairiþöyle diyordu:

""EEvvrreenn oolluuvveerrddii,, BBeeyy''ee vveerrddii ttaahhtt;;""TTaannrrýý ttuuttuu vveerrssiinn,, bbuu ttaahhtt iillee bbaahhtt..""

Yani þaire göre, "Evren oluverince ve iyi gidince,hükümdar da taht bulabiliyordu. Bunun için defeleðin insana gülmesi lâzýmdý. Fakat feleðin birdefa verdiði bu tahtý tutabilmek için de, Tanrýnýninsana baht ve talih vermesi lâzýmdý. Niceleri vardýki, feleðin verdiði taht üzerinde canlarýný kaybet-miþlerdi".Yine eski Türklere göre, Evren, yani felek dön-erken, dünya da onunla beraber dönerdi. Eski Türkþairi þöyle diyordu:"Sen ne kadar söylersen, Dünya tükenir gider, "Kalýr ancak yazarsan, Acun Evrenle döner!..." Bu yeni anlayýþla Türkler artýk Ptoleme'ninastronomik düzeninin içine girmiþlerdi. "Gök yýldýzlarve dünya, hep dönmekte olan Acun'un içinde" idil-er. Dünya ise, içinde oturduðumuz ve gelip geçicidünyadýr. Ebedî olan þey, yazýlmýþ olan sözlerleacundur. Altay ve Batý Sibirya mitolojisine göre,"Burçlarla birlikte dünyada, Kutup yýldýzýnýn etrafýn-da dönmekte idiler".

TTüürrkklleerr ""GGöökk ÇÇýýkkrrýýððýý""nnýý,, bbiirr ""YYaayy"" þþeekklliinnddee

ddüüþþüünnüüyyoorrllaarrddýý::Oðuz-Kaðan destaný ile ilgili bölümümüzde, göðünsembolünün "Altýn yay" olduðunu söylemiþtik.Karahanlý çaðýnda Felek için, artýk "Evren tuçý" den-meðe baþlanmýþtý. Bu deyimin geçtiði, Kutadgu-Bilig'deki eski türkçe þiir, þöyle diyordu:

""YYaarraattttýý kköörr,, EEvvrreenn ttuuççii eevvrriillüürr,, ""AAnnýýnn bbiirr llee tteezzggiinnçç,, yyiimmee tteezzggiinnüürr!!......"

Bu þiirin gerçek anlamý, þimdiye kadar Kutadgu-Bilig'i tercüme eden ve açýklayan yazarlar tarafýn-dan anlaþýlamamýþtýr. Þair 'Evren' sözü geçtikçe,hep Evren tuçý'nýn çevrildiðinden söz açmaktadýr.Gerçi türkçede "Tuç" kelimesinin , "Tunç bronz"anlamýna geldiðini biliyoruz. Fakat bu anlam ile, birimkân yoktur. Þair ne diyordu? Yani çarký felektunçtan mý yapýlmýþtý? Böyle bir sonuca varabilmekiçin, tarihten ve etnografyadan bazý örnekler veparaleller vermek gereklidir. Hint mitolojisinde gök, okla yere baðlanmýþ biraraba tekerleði gibi düþünülmüþtü. HintVedalarýnda geçen bu örnek, Türk ve Ýslâm mitoloji-sine çok uzak kalýyordu. Tunçtan yapýlmýþ bir Evrendüþünmek, elbette ki dayanýksýz ve tehlikeli biryoldur. Kanaatýmýzca bunun açýklanmasý da, ancakyine Anadolu Türkçesi sayesinde olabilecektir.Osmanlýlarýn silâhlar üzerinde yazdýðý kitaplarda"Tuç" veya "Tuc" sözü, yayýn iki uçlarý anlamýnageliyordu. Yayýn ipi de bu iki uca baðlanýrdý.Tahminimize göre Türkler Evreni bir yaya benzetiy-orlar ve bu yayýn, iki ucu ile ufukta döndüðündeinanýyorlardý. Oðuz destanýnda da bu benzetmeninbir örneðini görebiliyoruz: Oðuz-Han'ýn veziri, rüyasýnda göðü baþtan baþakesen altýn bir yay görmüþtü. Oðuzlarýn Bozok boy-larý da, adlarýný bu yaydan almakta idiler. Uygurharfleri ile yazýlmýþ olan Oðuz destanýnda bu rüya,çok güzel olarak anlatýlmýþtýr. Evren'in dönüþünü anlatan þair, ayrýca Evrenle bir-likte dönen, bir de "Tezginç" den söz açmaktadýr. Azönce söylediðimiz gibi "tezginmek" eski türkçede"bir þeyin kendi etrafýnda dönmesi" anlamýna geliy-ordu. Tezginç sözü ise, eski Türk sözlüklerinde"kývrýmlý ve büklümlü yol" anlamý ile karþýlanýyordu.Bu cümle ile çarký felek'in takip ettiði yoldan mý;yoksa insanlarýn eðri büðrü kader yollarýndan mýsöz açýlmak isteniyordu. Maalesef gerçek manâsýþimdilik pek anlaþýlamýyor. Çarký feleðin dönüþ hali-ni ifade etmiþ olmasý da muhtemel görülebilirdi.

55.. MMÜÜSSLLÜÜMMAANN TTÜÜRRKKLLEERREE GGÖÖRREE ""FFEELLEEKK""Ýslâm Tasavvufunda "Göðün Katlarý", yukarýdanaþaðýya doðru, þöyle sýralanmýþlardý: Dokuzuncu katýn yukarýsý: "Atlas". Dokuzuncu kat: "Arþ".

5544

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 55: Türk Sözü Dergisi

Sekizinci kat: Yýldýz ve burçlarýn bulunduðu vedöndükleri kat. Yedinci kat: 7 kattan meydana gelen göl katlarý.Nitekim, Yunus Emre'nin söz açtýðý, "Dokuz arslanu yedi evren-ü dört ejderha" deyimi, yalnýzca gökkatlarý ile deðil; yýldýz ve burç sayýlarý ile de ilgilidir.Bunun üzerinde derin olarak durmayacaðýz. Gök,durmadan döner ve göðün dönüþünden þu þeylerçýkardý: 1. Sýcak, 2. Soðuk, 3. Kuruluk, 4. Yaþlýk,meydana gelirdi. Bunlardan da "Dört unsur"doðardý. Bu deyimleri bilmeden, eski Türk edbiy-atýný anlamanýn imkâný yoktur. TTüürrkklleerr ""FFeelleekk""ii,, ""EElleekk""ee bbeennzzeettiiyyoorrllaarr::Türkler "Ebekuþaðý" ný bir eleðe benzetmiþlerdi.Bunun için de arapçadaki "Alâimi Sema" deyimi,türkçede "Eleðim-saðma" þekline girmiþti. AhmedVefik Paþa gibi geniþ bilgili bilginlerin fikri bile buyolda idi. Aslýnda ise bu, bir halk benzetmesi veetimolojisinden baþka bir þey deðildi. FakatTürklerin "Felek"i, bir "elek" e benzettikleri de birgerçekti. Türk halk edebiyatýnda bunun birçok örneklerinigörüyoruz. Ayrýca, bu iki söz arasýnda, bir kafiyebenzerliði de vardý. Nitekim XVII. yüzyýlda yaþamýþolan Türk halk þairi Kul Adil, þöyle diyordu:"Her insanda yetmiþ ikidir melek, "Feleðin misâli heman bir elek, "Dört kapusý vardýr, Oniki çýrað, "Delilü burhandýr uyabilürsen!"Felek, insanlarý eleyip ayýrmasý bakýmýndan da bireleðe benzetilmiþtir. "Oniki çýrað" ise, "Oniki burç"dur. Yunus Emre, Felek'i göðün en üst yani Atlaskatýna uzatmýþtýr:"Felek-i Atlas'da durdum, "Muhammed nûrunu gördüm, "Yedi kezin cevlân urdum, "Bu benim karaðým anda!"Ýranlý þair, Þeyh Mahmud Þebüsterî'nin Gülþen-irâz eserinin türkçe tercümesinde ise Felek, yalnýzca"Arþ" yani 9 uncu kat ve altýndaki göklerle beraberdönmektedir. Bu gökler Arþ ile gerçi dönerler, "Gâhi aðarlar u gâhi inerler!" Bu sözlerle, göklerin dönmesi sýrasýnda, alçalýpyükseldikleri de söylenmek isteniyordu. TürklerFelek'i bir yandan elek'e benzetirken, YunusEmrede kendisinden önceki mutasavvýflarýntesirinde olarak, Felek'i deðirmene benzetiyordu:"Dünya bir deðirmendir ol çalaba fermandýr, "Azraildir demiþler, ol unu öðüdüne!" Ýslâmiyetten önceki çaðlarda Türklerin de Acun,yani dünyayý bu anlamda kullandýklarýnýsöylemiþtik...

""GGöökkttee ggeeccee oollmmaazz"" iinnaannccýý,,

eesskkii TTüürrkklleerrddee ddee vvaarrddýý::Eski Türk inançlarýnda ve Ortaasya þamanizmindeolduðu gibi Türk Tasavvuf edebiyatýnda da, "Göðünüst katlarýnda gece ve gündüz gibi bir ayrýlýk yoktu".Bu katlar, her zaman için aydýnlýk ve nurlu idi.Bunun örneðini de yine Yunus Emre'den alalým:""OOll FFeelleekkttee ddüünn oollmmaazz"",, ""AAyy,, ggüünn ddooððuupp ddoolluunnmmaazz!!"Tasavvuf edebiyatýndaki "Dokuz eflâk" deyimi ile"Göðün dokuz katý" söylenmek istenmiþtir. Ayný dey-imin içinde "Dokuz bruç" da gizlidir. Yunus Emre,buna "Dokuz arslan" diyordu. Avrupalýlarda, meselâAlman edebiyatýnda da "Neuen Planeten Kreis",yani "Dokuz gezegen çevresi" deyimi meþhurdur.Türk edebiyatýnda Felek için söylenmiþ örneklersayýsýzdýr. Türk halk þairleri, yukarýda anlattýðýmýzinceliklerin pek farkýnda deðillerdi. Meselâ PîrSultan Abdal'ýn bir þiirini buraya örnek olarakalalým:"Gördüm Felek semalarda dönüyor, "Talib olan mürþidinden kanýyor, "Yüreðimde bir ot düþtü yanýyor, "Yanar, ya Muhammed, Ali çaðýrýr!"Eski Türklerde de "Dokuz kat gök" deyimi, hemçok yaygýn ve hem de yerlidir. Zaman zaman"Dokuz burç" tan da söz açýlmýyor deðildi. FakatTürklerle Çinliler, "Oniki burç" a daha çok önem ver-iliyorlardý. Çünkü bu anlayýþ, takvim düzenine deuygun geliyordu.

66.. TTÜÜRRKKLLEERR VVEE SSOONNSSUUZZ FFEEZZAA

"Yeþil Gök yarattý, "Üstüne de yýldýzý!..." Kutadgu Bilig

TTaannrrýý,, UUzzaayyýýnn ssoonnssuuzzlluuððuunnddaa oottuurruurrdduu::Burada "Uzay" deyimi ile, göðün mavilikleri içindekaybolmuþ, sonsuz bölgelerini anlatmak istiyoruz.Dünya, bir "Gök kubbesi" ile, sonsuz uzaydanayrýlmýþtý. Türkler, Gök Kubbesi ile ayrýlmýþ olan bugöðü, Uzaydan ayrý bir varlýk olarak görüyorlardý.Onlara göre gök kubbesi, daha çok Dünya ve yerile ilgili idi. Mitoloji bilimlerinde, "Uzay ile Dünyanýntümüne Cosmos adý verilir". Bilim adamlarýna göre,"Dünya, Micro - Cosmos", yani "Küçük Âlem" dir.Yýldýzlarýn dolaþtýklarý gökler ile sonsuz Uzay ise,"Macro-Cosmos", yani "Büyük Âlem" dir. Türkler,genel olarak Gök Kubbesini, Dünya, yani Micro-Cosmos'la ilgili tutmuþlardý.Türklerin, canlýlarýn kaynaþtýðý ve kuþlarýn uçuþ-tuðu havayý, bu sonsuz kutsal mavilikle karýþtýr-maða gönülleri ve akýllarý el vermemiþti. Bunun içinde "Kalýk" eski türkçede hemen üsütümüzdekihava, yani Micro-Csmos idi. "Kök Kalýk" ise göðünsonsuzluðunu, Macro-Cosmos'u ifade ede gelmiþti.

5555

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 56: Türk Sözü Dergisi

Yýldýzlar âlemi de, bu göðün içinde idi.Eski Türklerin "Üze-Kök Tengri" deyimi, ÇinlilerinÞang-T'ien, yani "Yüksek, kutsal gök" deyimlerininkarþýlýðý idi. Cengiz Han'ýn atalarý olan Bozkurt ilegüzel geyik de, bu yüksek ve kutsal gök'ten, (Yanimoðolca De'ere Tenggeri'den) yere inmiþlerdi. Buyüksek gök, ay ile güneþin, yýldýzlarýn ve nihayet enüstünde de, Büyük Tanrý'nýn oturduðu bir bölge idi.Türklüðün eski ve büyük kültür hazinesi Kutadgu-Bilig, gökle, büyük ve kutsal göðü birbirinden þöyleayýrýyordu:"Yaþýl Kök yarattý, öze yulduzý". Yani Tanrý, "Yeþilbir gök yarattý, üstüne de yýldýzý!"Eski Türk düþüncesine göre Tanrýnýn bulunduðuyer, yýldýzlarýn, ayýn ve hatta güneþin de üstündeidi. Tanrýnýn yeri ise, yükseklerin yükseði ve dahayükseði olmayan sonsuzlukta idi. Bu sebeple eskiTürkler bu sonsuz yüksekliði "Üzeliksiz", yani "Dahayükseði bulunmayan ebedî sonsuzluk" adýný verirler-di. Kutsal kitaplarda bu yere, yine türkçe "Üstünki",yani "En üstün olaný" adý da verilmiþti. Tabiî olarakgöðün bu yüksekliði yanýnda, yerin ve kâinatýn dasonsuz bir derinliði vardý. Türkler, bu sonsuz derinlikiçin de "Tüpsiz tering", yani "Dipsizcesine derin",deyimini kullanýyorlardý. Tanrýlarýn oturduðu göðün en yüksek katý ve son-suzluðu için söylenmiþ eski türkçe baþka bir dey-imde de vardýr. Eski Türkler bu kutsal yerleri "Tengriyerleri", yani "Tanrýnýn oturduðu yerler" diyeadlandýrýrlardý. Bu konuya, Gök katlarý ile ilgilibölümümüzde yeniden döneceðiz.

77.. GGÖÖKK KKUUBBBBEESSÝÝ BBÝÝRR ÇÇAADDIIRR GGÝÝBBÝÝ "Gök olsun çadýrýmýz! "Güneþ de bayraðýmýz!..." Oðuz - Kaðan

TTüürrkklleerriinn ggöökk kkuubbbbeessiinniibbiirr ççaaddýýrr ggiibbii ddüüþþüünnmmeelleerrii::

Atlý Türklerin, iki ayrý âlemleri vardý. Bunlardan biri,kendi aile dünyalarý ki, bu kendi çadýrlarýndankurulmuþ olan düzendi. Diðeri de büyük Tanrýâlemi. Bu da, gök kubbesinin altýnda ve üstündedüzenlenmiþti. "Türk devleti ise, yerle Gök kubbesiarasýnda, Dünyanýn yönlerine göre yerleþtirilmiþ vekurulmuþ, üçüncü bir varlýk idi".Þamanist Türklerle, geri Türk toplumlarýnda "Gökkubbesi", sert bir kabuk gibi tasavvur edilmiþti.Büyük devletler kurmuþ ve imparatorluk hayatýyaþamýþ Türklerde ise bu inanýþ, yalnýzca sembolikolarak kabul edilmiþ ve "Cihân devleti" mefhumuda, bu ideal ile tamamlanmýþtý.Uygurca yazýlmýþ olan Oðuz destanýnda, Oðuz Hanþöyle diyordu: "Kun tuð bolgýl, kök kurýkan!" Yani: "Güneþ, tuðu-muz, bayraðýmýz olsun; gök de çadýrýmýz!" Türkler

bunlarý söylerken, kendi dünya imparatorluðu ideal-lerini de ifade ediyorlardý. Sembolik olarak güneþiTürk devletinin bayraðý ve gök kubbesini de, birTürk çadýrý olarak düþünüyorlardý. Bu, artýk devletidaresinin felsefesine eriþmiþ ve edebiyat yapabilenTürklerin düþünceleri idi.Bir de bu düþüncenin doðup da geliþtiði ve birazda ilksel din anlayýþlarý vardý ki, bunlarý da henüzdaha geri bir hayat yaþayan Türk halklarýnda bul-mak mümkündür. Yýldýzlarla ilgili bölümümüzde, bukonu üzerinde uzun olarak durmuþtuk. XIII. asýrdaOrtaasya'ya seyahat eden seyyahlar, Ortaasyalý atlýgöçebelerin çadýrlarýný gök kubbesine nasýl ben-zettikleri konusunda, uzun uzun durmuþlardý.Kutadgu-Bilig yazarý da, "Tanrý göðü yarattý, üstünede yýldýzý" derken gökle yýldýzlar âlemini birbirindenaçýk olarak ayýrmýþ oluyordu. "Türk devleti de, Gökkubbesi ile gökyüzü arasýna oturtulmuþtu". Türkdevlet teþkilâtýndaki bölümlerin sayýlarýnýn bile,nasýl birer "Takvim birimleri" olduðunu ayrý birbölümümüzde göstermiþtik. "Küçük Gök", kapýlý ve pencereli bir kubbe:"Göðün bir kubbeye benzetilmesi", Önasya veÝslâmiyette de görülür. Türkler göðü bir çadýrkubbesine benzetirlerdi. Bu konuda sayýsýz örneklervardýr. Said Emre göðü, yerin üstüne örtülmüþ birsayvan gibi görüyordu. "Bizedün gökyüzü rahmet nurýyla, "Yaratdun gökleri, bu yire sayvan!" Said Emre'nin kullandýðý "Gökler" deyimi, bir nevi"Semâvat" sözünün karþýlýðýdýr. Fakat bu konu ileilgili bölümümüzde söylediðimiz gibi, Eski Türkler ileÞamanist Türkler de bu deyimi kullanýyorlardý. Gökkubbesinin kapýsýndan söz açanlar da vardýr. BazýTürk þairlerine göre, gök kubbesinin kapýsý yoktur. "Göründü gözüme bir kubbe zâhir, "Kapusý yok, düzetmiþ þöyle Kadir!" Bazýlarýna göre de gök kubbesinin kapýsý vardýr.Meselâ bektaþî þairi Derviþ Mehmed'e göre, bukapýlarýn ededi bir tane mi; yoksa bin tane miydi?Bunu kimsenin bilmesine imkân yoktu:"Bir mi, bin mi bu kubbenin kapusý, "Diyen bilmez, bilen demez, ne seyran!" Ortaasya'da gök kubbesinin katý bir kabuk gibidüþünüldüðünü söylemiþtik. Ýslâmiyeti kabul edenTürkler de, sembolik olarak, göðü katý bir binakubbesine benzetmiþlerdi. Kubbeye benzetme,Kur'an'da da vardýr. Ama semboliktir. Fakat halk,herhalde eski düþüncede idiler.

88.. GGÖÖÐÐÜÜNN KKAATTLLAARRIIBBaattýý TTüürrkklleerriinnee ggöörree ggöökk,, ""YYeeddii kkaatt"" iiddii::Göðün katlarýnýn sayýsý, Batý Türklerine göre "Yedi"ve Doðu Türklerine göre ise, "Dokuz" idi. Elbette kibunun orijinal olaný dokuz rakamýydý. Baþlangýçta

5566

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 57: Türk Sözü Dergisi

bütün Türkler, herhalde göðün dokuz kat olduðunainanýyorlardý. Fakat zamanla batýnýn tesiri altýndaolarak, Batýdaki Türkler, yedi rakamýna doðrukaymýþlardý. Bu tesir herhalde çok erken çaðlardanitibaren baþlamýþtý. Çünkü Batý Göktürk-Kaðan"Ýstemi-Kaðan", Bizans Ýmparatoruna yazdýðý mek-tupta kendisinin "Yedi iklim hükümdarý" olduðunusöylüyordu.Dünyanýn yedi bölümü ayrýlmýþ olmasý, bilhassaÝran mitolojisinin özelliklerindendir. Çin'de ise dünya12 bölüme bölünmüþtü. Altay Türklerinin türlüefsanelerinde 12,16 ve 17 katlý göklere rastlamakmümkündür. 12 ve 16 sayýlarý da, birer takvimrakamlarý idiler. Fakat 17 sayýsý üzerinde biraz dahauzun durmamýz gerekmektedir."Göktürk Yazýtlarý", Ýkinci Göktürk devletinin kuru-cusu Ýlteriþ-Kaðan'dan ve onun devleti kuruþundansöz açarlar iken, önce "O'nun etrafýna 17 kiþinintoplandýðýndan" bahsederler. Sonradan bu "On yedikiþi 70 oluyor ve yetmiþ kiþi de 700 olarak devletikuruyorlar". Bu rakamlardan da anlaþýlacaðý üzere,Göktürk yazýtlarý bu bölümde, bir nevi mitoloji halinialmýþ ve olaylar mitolojik rakamlarla ifade edilmeðebaþlanmýþtý. Öyle anlaþýlýyor ki Türkler, önce yediye bir on ilâveetmek ve sonra da yediyi onla çarpmak yolu ile,yeni mitolojik katlar elde ediyorlardý. Bütün busayýlarýn kökü de yedi rakamýndan geliyordu.Yukarýda söylediðimiz gibi Doðu Türklerine göre gök"dokuz" kat; Batý Türklerine göre ise; "yedi" kat idi.Bunun sebebi, biraz da Batý Türklerinin Ýran'a yakýnolmalarý ve güneyden tesir almýþ olmalarýndan ilerigeliyordu. Said Emre de Yedi kat göðü bir adýmdaalýyordu:"Derviþ bir adamý atmýþ,"Yedi sekiden deðil, "Yedi kat göðe yetmiþ! "Ýþbu söz iþareti!"Gök gibi yerde yedi kattýr. Hepsi 14 kat ediyordu.Bu da Ýran mitolojisinin bir özelliðidir. Biraz geçzamanlara ait olmasýna raðmen, aþaðýdakiBosnavî'nin þiiri, bu inanýþý güzel anlatýyordu:"Yedi yer, yedi gök bünyâd olmadan, "Ay ile gün, yýldýz icâd olmadan, "Dünya dedikleri abâd olmadan, "Kýbledir Muhammed, secdemdir Ali!"Türk edebiyatý ile Türk atasözlerinde bunlarýnörnekleri sayýsýzdýr.Doðru Türklerine ve eski Türklere göre "Dokuz kat"gök vardý: Göðün dokuz kata olmasý ise, daha aklayakýn ve astronomik bir düzene baðlý idi. Esasen 9rakamý, Ortaasyalýlarýn her türlü kutsal þeylerindegörülen önemli bir sayý idi. Fakat ortaçaðdanitibaren Avrupa'da da, "9 planetenkreis", yani "9gezegen çevresi" an'anesi çok yayýla gelmiþti. Buna

raðmen Batý Türklerine ve hatta Osmanlýlara, budokuz an'anenin tesir etmemiþ olmasý, üzerindedurulacak bir noktadýr. Kaþgarlý Mahmud bile, "Yettikat kök", yani "Yedi kat gök"ten söz açýyordu.Anadolu'da da, "Yedi kat gök" inanýþý yaygýndýr. Gök katlarýnýn durumunu anlama bakýmýndan,Þamanlarýn "Göðe çýkma törenleri" hakkýnda verilenbilgiler çok önemlidir. Bu törenler hakkýnda verilenbilgiler arasýnda, Türk kültürü ile ilgili önemli haber-lere rastlamak da mümkündür. Ancak bu bilgilerinçoðu geçen asra, yani oldukça geç çaðlara aittir.Bu raporlar arasýnda en eskisi, bir AltaylýÞamanýnýn göðe çýkýþ merasimi ile ilgilidir. Ýsmi bil-inmeyen eski bir seyyah, bu törenleri el yazýsý iletespit etmiþ ve bu rapor da 1840 da, bu bölgeyegelen Rus misyonerleri tarafýndan ele geçirilmiþti.Bu çok önemli raporun içindekileri özet olarakaþaðýya vermeyi faydalý buluyoruz. Bu töreninoldukça eski olmasýna raðmen, Þaman'ýn 9. kata,Tanrýnýn yanýna kadar çýktýðýný görüyoruz.Halbuki Þamanizmin esas prensiplerine göre,"Þaman'ýn 5. kattan yukarýsýna gitmemesi" gerekiy-ordu. "Kutup Yýldýzý" ile ilgili bölümümüzde degöstereceðimiz gibi, "5. katta kutup yýldýzý ve ðöðünkapýsý" bulunuyordu.Bundan sonrada ruhlar ve tanrýlar âlemi baþlýyor-du. Bu âlemde insanlarýn yeri yoktu. "Þamanlar, bukapýda ancak Tanrý'nýn gönderdiði elçilerle konuþa-bilirlerdi".Þaman'ýn binerek göðe çýktýðý atýn ruhu "Pura",Hazreti Muhammed'in mirâçta bindiði "Burak"abenzemektedir. Bu törende, "Þaman'ýn kutsalsilahýnýn yay ve ok olmasý" da, ayrýca önemli birhaberdir. Evi bekleyen ve içeriye kötü ruhlarý sok-mayan "Eþik ruhu" Anadolu'da da vardýr. Büyülerinde eþiðe yapýlmasýnýn bir sebebi olmalý idi. Buruhun silâhýnýn "Bakýrdan bir kýlýç" olmasý da önem-lidir. Eski Türkler gibi onlar da "Çadýrýn kapýsýnýdoðuya açýyorlardý..."

GGööððüünn ""KKaappýý bbeekkççiilleerrii"" oollaann ""ÇÇiifftt bbaaþþllýý kkaarrttaall""llaarr::

Yakut Türklerinin, göðün üst katýnda, efsanevî Çiftbaþlý bir kartal bulunduðuna inandýklarýnýsöylemiþtik. Yakut Þamanlarý, "Göðe çýkma tören-lerinde", böyle çift baþlý bir kuþ heykelini bir sýrýküzerine koyuyor ve bundan sonra da törenlerinebaþlýyorlardý. Böyle bir töreni, baþka bölgelerin hiçbirinde göremiyoruz. Törenlerde bir sýrýk üzerindedikilen üç kuþtan "Batýda" bulunan, çift baþlý veefsanevî "Öksökö-Kýl" adlý kuþtu. Doðuya dikilendireðin üstünde de "Sour" adlý bir karga heykelibulunuyordu. Ortadaki direkte ise, yine efsanevî"Kei-kýl" adlý bir kuþun heykeli duruyordu. Bundansonra da göðün 9 katýný temsil eden aðaçlar geliy-orlardý.(Kaynak: www.heddam.com)

5577

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 58: Türk Sözü Dergisi

Hiç þüphesiz dünyada tek bir millet, özünü boz-madan, birçok hasletini yitirmeden bir kýtanýn birucundan öteki ucuna gidip orada bir imparatorlukkurarak hemen yanýndaki kýtanýn da ortalarýnakadar geniþleyebilmiþtir. Bunu Türkler baþarmýþtýr.Üç kýtada kurduklarý imparatorluk üzerinde bugünüç dinden, 30'a yakýn devlet kurulmuþ olmasýyapýlmýþ iþin cesametini ortaya koyar. Bu beceri,savaþmanýn yaný sýra, yönetme sanatýnýn incelikler-ine vakýf olmanýn, adil ve hoþgörülü olmanýn daeseridir. Ancak bütün bu özellikler, hasletler aynýzamanda Türkleri özellikle Batý dünyasý açýsýndan ilksýradaki potansiyel tehdit haline getirmiþtir. Bununetkilerinin hala süregeldiðini, Avrupa tarihinin yazýl-masýnda en etkili milletlerden biri olmamýz veAvrupa'nýn yarýsýna yakýnýný asýrlar boyu yönetmem-ize karþýn Batýlýlarýn bizi iþlerine geldiði zamanAvrupa devleti, gelmediði zaman Avrupa dýþý birdevlet olarak kabul etmelerinde görüyoruz.Türkler bu yönetme ve fethetme özelliklerinde biz-zat Türkler tarafýndan yönetildikleri derecedebaþarýlý oldular. Bunu bilen Batýlýlar ise Türkiye'nintekrar güçlenmemesi için içimizdeki finansal,siyasal ve sivil toplum kuruluþlarý gibi uzantýlarýyla,basýn ve medyamýzý da etkileyerek, Türklük dýþýunsurlarý söz birliði etmiþçesine iþ baþýna getirmestratejisini kullanma çareleri ararlar. Atatürk'ünölümünden bu yana giderek bu stratejilerindebaþarýlý olmuþlar ve bizi özellikle dýþ politikadahadým etmiþlerdir.Kýbrýs, Ege, Irak'ýn kuzeyinde son yýllardayaþadýðýmýz baþarýsýzlýklarý hep bu nedenebaðlarsak yanlýþ yapmýþ sayýlmayýz. Özellikle tarihbilincimizi erozyona uðratmada büyük ölçüdebaþarýlý olmuþ dýþ güçler bugün milli bütünlüðümüzve üniter yapýmýzý parçalama yolunda uðraþ ver-mekteler. Buna karþý koyan, neredeyse tek kalekalan Cumhuriyet'in güçlü sigortasý SilahlýKuvvetlerimizi pasifize edemeyenler, ulusal ege-menliðimiz üzerindeki tehditlerini arttýrdýkça mey-danlarda Ayyýldýzlý bayraklarla bir anda toplanmýþyüz binlerin tepkisiyle karþýlaþarak kabus yaþamayabaþlamýþlardýr.Batý, Türkiye'yi parçalamak için önce milli duygu-larý etkisizleþtirme, dostluk, barýþ hikâyeleriyle uyut-

ma stratejisini uygular. Milletçe hafýzamýzýn zayýfolduðunu bilir. Çünkü Türk'ün en önemli zayýflýðýaþýrý merhameti ve affetme duygusudur. Bunun içinönce kapitülasyonlarla ve ardýndan gelen Sevr zor-lamalarýyla iþgal edenler ve ardýndan da ülkemizdePKK'yý ortaya çýkaranlar, besleyenler unutuldu.Suriye, Ermenistan, Rusya, Bulgaristan, Irak, Ýranve Ýsrail belli zamanlarda hep bir elden belliölçülerde PKK'yý beslediler, Yunanistan her konudaPKK'ya hamilik etti. Bunlarýn hemen hepsini unut-tuk. Siyasilerimiz Yunanlýlar ile sarmaþ dolaþ pozlarverdiler. Ertesi gün ise Rumlar sözde PontusSoykýrým heykelini Selanik'te Atatürk'ün doðduðuevin hemen yakýnlarýna nispet yaparcasýna diktiler.Karasularýmýza, hava sahamýza göz diktiler. Bunlar,basýn ve medyanýn belli kesimince unutturuldu.Yýllardýr NATO'lu sözde müttefiklerimizin PKKterörünü açýkça desteklediði görmezden gelindi,yok farz edildi. Batý ülkelerinin bizden duyduklarýkorkuyu bize karþý her alanda yýpratma, biziparçalama stratejileriyle gidermeye çalýþtýklarýnýanlayamadýk.

TTÜÜRRKK PPOOTTAANNSSÝÝYYEELLÝÝNNDDEENN KKOORRKKAANNLLAARROrta Asya'dan kopup gelerek, Ýran'ý ve Anadolu'yufethederek Orta Avrupa içlerine kadar ilerleyenOðuz Türkleri, geniþledikleri bu bölgelerde, Anadolu,Rumeli, Azerbaycan Türkleri olarak adlandýrýlantopluluklarý meydana getirmiþ ise de esasen bütünOrta ve Doðu Avrupa coðrafyasýndaki bölgeleredaha önceleri yerleþmiþ olan Peçenekler, Kumanlar(Kýpçak), Hakaslar, Karluklar ve Akhunlar'ý unutma-mak gerekir. Yine Ortadoðu'da yerleþen baþtaTürkmenler ve birçok Türk boyu da Türk ýrkýnýn bubölgelerde kurmuþ olduðu imparatorluðun temelyapýsýný ve devraldýðý zengin ýrk mirasýnýn kökleriniaçýklar. Yani temelde bir avuç Osmanlý Türk'ü eskidünyanýn yarýsýný tek baþýna fethetmemiþtir.Anadolu, Avrupa ve Ortadoðu'da asýrlardýr var olanTürk varlýðýnýn da yardýmýyla Osmanlý imparatorluðugibi geçmiþin bu muazzam gücü ortaya çýkmýþtýr.Batýlý emperyalistler Türklüðün bu zengin mirasýnýnve yaygýn daðýlýmýnýn tarihsel boyutlarýnýn farkýn-dadýrlar. Doðu Avrupa'dan Çin'e kadar uzananbölgedeki yok edilemeyecek Türklük etkisininbüyüklüðünün farkýndadýrlar. Bunu Sovyetler Birliði

5588

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

Batý'nýn 'Türk Birliði' korkusuAli KÜLEBÝ

Page 59: Türk Sözü Dergisi

gibi bir baský rejiminin bile 70 yýllýk mezalimsürecinde yok edemediðini de tespit etmiþlerdir.Geçmiþten günümüze uzanan bu mirasa ve realit-eye bugün bir de bu söz konusu geniþ coðrafyadakiTürk insanýnýn baþarý gösterdiði diðer boyutlareklenmiþtir. Ýþ adamlarýmýzýn, eðitim kurum-larýmýzýn, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin ilgisi-zliði ve bürokrasinin türlü engellerine raðmen nasýlgeliþtiðini, günbegün bölgede egemenlik kurmayabaþladýðýný gören Batýlý emperyalistler, bugün biziiçerden parçalama faaliyetlerine tekrar hýz vermeihtiyacýný artan ölçüde hissetmektedirler.Özellikle Sovyetler Birliði'nin bütün gayretlerine,Türkistan'ý parçalara ayýrmalarýna, Türkler birbirlerinianlamasýnlar diye 15 farklý alfabeyi uygulamalarýnaraðmen geçmiþten bu yana bölgede var olanTürklük bilincini ve bunun göstergesi olabilecekPantürkizm olgusunu ortadan kaldýramadýlar.Sovyetler Birliði Panslavist yaklaþýmýna ve elindekibütün ekonomik, siyasi, kültürel ve askeri güceraðmen her an yeþerebilecek ve bütün dünyadabende varým diyecek bir Pantürkist olguyu ortadankaldýramadý. Çünkü asýrlardýr, Batýlý emperyalistlerinbatýda, Panslavist uygulamalarýn da doðuda hedefihaline gelen Türkler yýllardýr bir refleks geliþtirerekbu yok edici senaryolara karþý mücadeleye girdiler.Bu mücadele özellikle komünist süreç boyuncabütün Doðu Bloku ülkelerinde zor kullanmaksuretiyle süregeldi. Türk kimliðini yok etmesenaryosunun en canlýsýnýn 1980'lerin sonundaBulgaristan'da yaþandýðý unutulamayacaktýr. BatýTrakya'da uygulanan farklý türdeki asimilasyonsenaryolarý da yýllardýr, bugün dahi sürdürülüyor.Eski Yugoslavya topraklarýnda, Makedonya'da,Kosova'da, Kýbrýs'ta, Irak'ýn kuzeyinde Telafer'de,Kerkük'de, Musul'da, Güney ve KuzeyAzerbaycan'da somut bir var oluþ mücadelesigörüyoruz. Ermenilerin Karabað'daki iþgali,Gürcistan'da Ahýska Türkleri'nin trajedileri bugünküTürk Dünyasý'nýn önemli meselelerinden sadece birkýsmýdýr. Bugün Türk Dünyasý'nýn adeta aysbergingörünmeyen kýsmý gibi gizli ancak büyük ve derinpotansiyel baþka sorunlarý da var. Batýlý emperyal-istlerin ve Panslavik uygulamalarýn, Orta Asya'nýnzenginlikleri üzerinde baþlayan, giderek ortayaçýkan son oyunlarý da yeni tehdit boyutlarýdýr. Yineküreselleþme ve buna uygun olarak ülkeleri bellikalýplara sokarak onlarý içten usulca ve çoðuzaman yumuþak savaþ yöntemleriyle ele geçirmeçabalarý özellikle yeni kurulmuþ ve dýþ politikaaçýsýndan deneyimsiz, kurumsal örgütlenme açýsýn-dan zayýf Türk Cumhuriyetleri için de gözden uzaktutulmamasý gereken bir tehdittir.Pantürkizm veya daha dar anlamda, dünyadakiTürk Devletleri'nin tamamýný bir araya getirerek, bir

AB veya Arap ligi örneðinde olduðu gibi ekonomikiliþkileri geliþtirmekle baþlayan anlaþmalar yap-malarý, ekonomik iliþkilerde birbirlerine destekolmalarý, siyasal anlamda BM örneði, UluslararasýOlimpiyat Komitesi veya Futbol Federasyonlarý veyaçok çeþitli uluslararasý ekonomik kuruluþta birbirler-ine destek olmalarý, tek alfabeyi gerçekleþtirip, TürkRadyo-Televizyon Yayýn Birliði'ni kurmalarý, ulaþtýr-ma sistemlerini müþtereken geliþtirmeleri, enerjiüretim ve naklinde emperyalist ülkeler tarafýndanyapýlan istismara karþý koymalarý, herhangi bir TürkCumhuriyeti'ne karþý yapýlmýþ bir askeri müdahaleyeuluslararasý örgütler nezdinde beraberce karþýkoyup, hatta birbirlerine askeri anlamda da yardýmetmeleri elzemdir. Bunu baþaramayan TürkDünyasý, ezilmeye açýktýr.Zaman zaman ortaya konan "Kardeþ Türk toplu-luklarý Federasyonu" fikri bu anlamda bir realiteolmalýdýr. Yine bu anlamda Pantürkizm, bütün Türktopluluklarý için bir varoluþ hedefi olmalýdýr. Bumücadele, tek para, tek ülke, tek lider, tek ekono-mi güden küreselleþme olgusuna karþý da birbaþkaldýrý olacaktýr. Pantürkizm bazýlarýnýn lanseetmeye çalýþtýðý gibi, baþka uluslarýn topraðýný elin-den alma, onlarý özgürlüklerine son verme mücade-lesi deðildir. Bu mücadele ve baþkaldýrý, Türklüðüngücünü bizden daha iyi kavramýþ olan ve bizleripasifize etmek, hatta ortadan kaldýrmak isteyenlerekarþý verilecek bir mücadele olacaktýr. Bumücadele Türk Devletleri'nde yaþayan ve bulunduk-larý topraklarýn nimetlerinden özgürce, onurlucayararlanmak isteyenlerin var oluþ mücadelesidir.Çünkü özellikle, yabancý müdahalesiyle karýþtýrýlan,mezhep çatýþmalarýnýn en katý boyutlarýný yaþayanIrak örneðinde olduðu gibi yabancý güçler, ülkelerinzafiyetlerinden yararlanma konusunda hiç tereddütetmezler. Bu konuda zafiyet yaratýrlar, etnik vedaha da hassas olan dini çatýþmalarý körüklerler.Bunlardan en iyi þekilde yararlanýrlar. Parçala veyönet taktiðidir bu. Bu nedenle özellikle TürkDevletlerinin bu tuzaklara düþmemesi, dirliðin,düzenin garantisi olan laik düzene de sýkýca sarýl-malarý gerekir. Çünkü Batýlý emperyalistlerin yanýsýra zaman zaman onlarýn da kontrolüne girenPanslavizm ve Panarabizm'in bugünlerde en geçerligibi gözüken silahlarýnýn, laikliði zayýflatmak, Ýslamâleminde "Ilýmlý Ýslam", "Az Dindar", "Ýyi Müslüman""Daha iyi Müslüman" gibi kavramlarý yerleþtirmeyeçalýþmak olduðu artýk gün gibi belli olmuþtur. Birlikolup karþý koymadýkça da özellikle Batýlýlarýn enköklü rakip olarak gördükleri Türk Dünyasý'ný ve buanlamda Pantürkist giriþimleri zayýflatma çabalarýher geçen gün artan düzeyde bir tehdit unsuruolarak ortaya çýkacaktýr

5599

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 60: Türk Sözü Dergisi

6600

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

AA.. EEVVOOLLUUTTÝÝOONN"" ((GGEELLÝÝÞÞMMEE,, TTEEKKÂÂMMÜÜLL))NNAAZZAARRÝÝYYEESSÝÝ

Bu teoride medeniyetin, vahþet devirlerindenzamanýmýza kadar devamlý ilerleme kaydedeninsan kültürünün mahsûlü olduðu, ilerlemeninde basitten karmaþýða doðru düz bir çizgihâlinde, birbiri ile tutarlý merhaleler aþýlmaksuretiyle vukua geldiði iddia edilmiþtir. Bunagöre, geliþmeye ayak uyduramadýklarý için ikibin yýl öncesi seviyede kalan günümüzdeki ibti-daî kavimlerin kültüründe, ilk merhalelerin canlýizlerini görmek mümkündür. Yâni bunlarýn teþk-ilâtýnda, örf-âdetlerinde, inanç ve san'atlarýndakadîm medeniyetin ön hatýralarý hâlâ mevcutbulunmaktadýr[1]. Evolution teorisi, insan ruhu-nun her yerde bir ve ayný olduðu düþüncesinedayanmaktadýr, dola-yýsiyle çeþitli topluluklareþit þartlar altýnda ayný þeyleri vücudagetirmeðe, birbirine paralel þekilde düþünmeðeve ayný mahiyette keþifler ve icatlar yapmaðamuktedirler. Bu sebeple "paralelci"ler dedenilen evolution nazariyesi taraftarlarýnca herkavimde ayrý ayrý meydana çýkan medeniyetler,paralel þekilde, kendiliklerinden geliþip giderler.Fakat bu görüþ tenkitlere uðramýþtýr: Birçoksahalarda kültürel ve sosyal ilerleme bir çizgihâlinde ve ayný yönde geliþme göstermemekte-dir; zaman zaman deðiþmeler, duraklamalardikkati çekecek kadar açýktýr. Nazariyenin enzayýf tarafý, insanlýk tarihinde tek bir kültürtürünün kabul edilmesidir. Halbuki ayný kültürdünyanýn her yerinde mevcut deðildir; birçokkültürleri vardýr. Aralarýndaki farklar bilhassateknik âletlerde, din, san'at, sosyal dayanýþmagibi manevî alanlarda görünür. Bu itibarla "evo-lution"cularýn karmaþýk kültür olgularýnýbasitleþtirmeleri doðru bulunmamýþtýr [2].

BB.. DDÝÝFFFFUUSSÝÝOONN ((YYAAYYIILLMMAA,, ÝÝNNTTÝÝÞÞAARR)) NNAAZZAARRÝÝYYEESSÝÝ

Bu teori insanlar arasýndaki sosyal münasebettemeline dayanýr. Gei çekten en ibtidaî kavim-lerin bile birbirleri ile daima temas hâlindeokluklarýna þüphe yoktur. Böylece medeniyet"yayýlma" imkânýna kavuþmuþtur,"Diffusion"cular da, esasta kültürde "geliþme"yikabul etmektedir, fakat bu "geliþme" sebebini,

topluluklarýn karþýlýklý tesirlerine baðlamaktadýr-lar. Böylece bir kültürden ötekine sirayet edenkültür unsurlarýnýn kaynaklarýný tâyin etmeküzere tarihe baþvurulduðu için bu nazariyeye"tarihçi ekof adý da verilir. Alman bilgini A.Bastian ile baþlayýp (1881), tanýnmýþ etnolog,coðrafyacý ve jeopolitikçi F. Ratzel'in"Völkerkunde" (I-III, 1885-1888) adlý esen iletemeli atýlan bu teorinin hareket noktasý dainsanlarýn taklit eðilimleri dir. "Diffusion"cularagöre, insan her yerde baþkalarýnda gördüðünükolayca alabilmekte, keþif ve icat gayretleriikinci plânda gelmektedir."Tarihçi ekol" mensuplarý iki grubaayrýlmýþlardýr: Ýngiliz Diffusioncularý ve ViyanaDiffusioncularý.

11.. ÝÝnnggiilliizz DDiiffffuussiioonnccuullaarrýýÝngiliz grubunun baþýnda yer alan G. ElliotSmith (ölm. 1937)'e göre dünya medeniyetininbeþiði Mýsýr kýt'asýdýr. Medeniyet yeryüzüneoradan yayýlmýþtýr. Ýddiaya göre, yüksek birkültürün meydana gelmesi için, buna el veriþlibir çevreye ihtiyaç vardýr; her yerde "elveriþliçevre" mevcut olmadýðý için de "paralel" kültür-ler ortaya koymak mümkün deðildir; halbukiMýsýr, medeniyetin yaratýlmasýna en uygunimkânlara sahip bulunuyordu; nitekimmedeniyet, bu kýt'aya uzaklýklarýna göre çeþitlibölgelerde gittikçe zayýfla maktadýr vb...Ýlk devirlerde insanlarýn kültür adýna ne varsahepsinden mahrum bil hâlde, âdeta maymun-dan farksýz bir hayat sürdüðü düþüncesindenhareke) eden G. E. Smith, medeniyetin ilkýþýðýný Nü nehrinde tesbit ettiði kanaatin dedir:Bu nehir yýlýn belirli mevsiminde muntazamantaþar ve mecrama çe kilirken verimli kiltabakasý býrakýr. Burada kendiliðinden yabanîarpa yed þir. Nehrin taþmasý eski Mýsýrlý'yasulama tertibatýnýn kurulmasý lüzumunu duyur-muþ, arpanýn zuhuru da ziraat yapma fikrinivermiþtir. Diðer taraftan, taþarý nehir sularýnýnkurak günler için muhafazasý, çanak, çömlekyapýmýný ve depolar inþâmý hatýra getirmiþ, buda bina ihtiyacýný ortaya koymuþtur. Dolayýsiyleilk defa Mýsýr'da sabit meskenlerde oturan çiftçibir halk kütleli görünmüþtür. Ayrýca, Nil'in hepayný mevsimde taþmasý da Mýsýrlýda zaman ve

Medeniyetlerin Menþei Hakkýnda Nazariyeler Ýbrahim Kafesoðlu

Page 61: Türk Sözü Dergisi

takvim fikrini uyandýrmýþ, antropoloji veastronomi bu yolla ilerlemiþ, bundan da, inançsistemi olarak Güneþ kültü teþekkül etmiþtir.Nil'in taþma zamanýnýn yaklaþtýðýný ilân ederekhalký uyaran Firavun, halkýn gözünde ölümsü-zlüðe yükselmiþ, hâkimiyet telâkkisi böylecebelirmiþ ve hükümdarýn ebedîliði düþüncesimumyalarýn, tapýnak inþâmýn, ölü gömmetörenlerinin ve bununla ilgili olarak musikininmeydana gelmesine yol açmýþtýr[3].G. E. Smith'den baþka, W. J. Perry ve W. H.R. Rivers vb. gibi taraftarlar[4] ve diðer kültürtarihçilerince medeniyeti "Mýsýrhlaþtýrma"("Egyptioni-siiýýtc") veya "Pan-Egyptologiste"teorisi diye ad takýlan bu nazariyenin elbet kibirçok eksik ve yanlýþ taraflarý vardýr. Önce,zikredilen medeniyet belirtilerinin Mýsýr'da nezaman ortaya çýktýðý ve hangi tarihlerde,nerelere kadar yayýldýðý tesbit edilememiþtir.Ýkincisi, aslýnda megalitik (büyük taþ) eserlerinþâý üzerine kurulu ve Güneþ kültürüne dayalýbu "hanedan medeniyeti"nin bütün Ön-Asya'yý,Ýndonezya adalarýný ve Okyanus'u aþýpAmerika'ya kadar uzandýðý ve oradaki Mexico-Andien medeniyetine temel olduðu iddialarýteori üzerinde þüpheler uyandýrmýþtýr. Üstelikarkeolojik keþiflerle de hayli yýpranan bu teoriMýsýr'da benzeri bulunmayan Sümer çivi yazýsýile Fenike yazýsýný izah edememektedir[5].Nihayet Mýsýr medeniyetinin oldukça geç birdevre âit olduðu, yâni yeryüzünde ondan daeski "kültür çevreleri"nin bulunduðu beyanedilmiþtir[6].

22.. VViiyyaannaa DDiiffffuussiioonn''ccuullaarrýý(aþaðýda görülecektir)

CC.. ""YYÜÜKKSSEEKK KKÜÜLLTTÜÜRR"" NNAAZZAARRÝÝYYEESSÝÝBu teoride topluluklardaki kültür ve tarihortaklýðý esas alýnmakta ve aralarýnda siyasîbaðlantý ile dil birliði bulunan yerleþikkütlelerin, ayný zamanda "medeniyet" kavramýnýifade eden "yüksek kültü"ü ortaya koyduklarýileri sürülmektedir. Meselâ eski Mýsýrlýlar; Çinlil-er; Asur, Babil, Fenike, Kaide grubu bu suretle"kültür ve tarih ortaklýðýna" dayanan tiptemedeniyetler kurmuþ topluluklardýr. Teorininbaþlýca temsilcilerinden olan tanýnmýþ RusPan-Ýslâvist'i N.Y. Danilevsky (ölm.1885)[7] bumedeniyetin; parçalarý birbirine ve bütüne,bütünün de parçalarýna baðlý bir "organizm"teþkil ettiðini, organizm (canlý uzviyet) kadarsýký þekilde bütünlük gösterdiðini söylemiþ,medeniyet unsurlarýnýn da, týpký organizm gibi,doðup, büyüyüp, olgunlaþýp, nihayet öldükleriniiddia etmiþtir. "Yüksek kültür" nazariyesinde,belirli topluluklar arasýndaki tarih ortaklýðý vekültür birliði (veya benzerliði) hâlinin

medeniyetlerin karakterini yansýttýðý ve busebeple meselâ eski Grek medeniyetininestetik, Hind medeniyetinin dinî, Batýmedeniyetinin meka-nik-teknik vasýf taþýdýðýnýntesbit edilebildiði ileri sürülmüþtür. Buna görede, medeniyet ile sosyal sistem âdeta ayrýlmazbir çift gibi düþünülmekte, diðer bir deyiþle, hermedeniyet bir sosyo-kültürel bütün sayýlmak-tadýr.Bu teoriyi iþleyenler arasýnda önemli yeri olanO. Spengler (ölm. 1936)[8] "yüksek kültür" tipi

medeniyetleri birbirinden açýk þekilde ayýrteden bir takým "ana sembol"ler tesbitineçalýþmýþtýr. Dediðine göre, her medeniyet onunsahibi olan topluluk ile alâkalýdýr, hattâ bahiskonusu sosyal grup (millet) ile ortaya koyduðu"yüksek kültür" arasýnda tam bir aynîlik görmekbile mümkündür. Bu medeniyetleri sembollerleifadelendirmek gerekirse, Antik-çað (EskiYunan-Roma) medeniyetine Apolloncu,Ortaçað medeniyetine Büyücü, zamanýmýz Batýmedeniyetine Faustcu demek doðru olur:Apolloncu medeniyeti "hisli insan vücudu",Faustcu medeniyeti ise "saf bir feza ile iradeci-lik" karakterize eder. Spengler, bu "ana sem-bol"lerin her yüksek kültürde çekirdek teþkilettiði ve medeniyetin geliþmesinde birinci dere-cede rol oynayan çekirdek muhtevasýnýn bütüno medeniyet unsurlarýnda mevcut olduðu iddi-asýndadýr; dolayýsiyle her yüksek kültürde yeralan unsurlarla bütün arasýnda "manalý" baðlýlýkvardýr. Ancak, medeniyetlere birer baþlangýç,oluþ ve ölüm sýnýrlarý çizen ve herbiri için biryaþama süreci tâyinine çalýþan Spengler'egöre, böyle "yüksek kültür"ler daha ziyâde"devlet kisvesi"ne bürünmüþ milletlerde ortayaçýkar ve o devlet tarafýndan temsil edilir.Çaðýmýzýn þöhretli tarih felsefecisi A. J.Toynbee[9](ölm. 1974)'nin düþünceleri deyukarýdakilere yakýndýr. Avrupa'da Batýmedeniyetinden baþka bir medeniyet taný-mayan yaygýn görüþe haklý olarak karþý çýkanve "medeniyeti Mýsýrlýlaþtýrma" taraftarlarýný datenkid eden Toynbee, bazý kuruluþ vetekniklerin cemiyetten cemiyete intikalini tabiîsaymakla beraber, çeþitli topluluklarýn, zamaniçinde yokluðunu hissettikleri bazý ihtiyaçmadde ve âletlerini kendi fikrî faaliyetleri net-icesinde keþf etmeye, ayný maksadayö¬nelik buluþlar ortaya koymaya muk-tedir olduklarýný, dolayýsiyle tek bir merkezebaðlý kalmaksýzýn benzer kültür deðerlerininmeydana çýktýðýný belirtmiþtir[10]. Ancak, esas-ta "yüksek kültür" teorisi izinde yürüyen

Toynbee, medeniyet ile sosyal grup6611

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 62: Türk Sözü Dergisi

(topluluk, millet) arasýnda ayrýlmazlýk, aynîlikkabul ederek ve incelemeðe çalýþtýðý bütüninsanlýk tarihini bu açýdan deðerlendirerek baþlýbaþýna birer "bütün" gibi gördüðü 20'den fazla"medeniyet" tesbit etmiþtir. Bilhassa din unsu-runu baþlýca kültür faktörü olarak aldýðý sezilenToynbee, medeniyeti "Bütün sosyal, siyasî, ikti-sadî faaliyetler ve manevî unsurlarýn tek birsosyal bütün içinde koordine edilmiþ olmadurumu" diye tarif ettiði hâlde, tarihte, yerleþikve "devlet kisvesi"ne bürünmüþ hissiniuyandýran, din cephesi çok belirli topluluklardýþýndakileri "yüksek kültür"e lâyýk görmemiþtir.Anlaþýlmaktadýr ki, bu teori taraftarlarý:1. Yüksek kültür veya medeniyet dedikleri þeyi

gerçek bir bütün olarak kabul etmektedirler.2. Belirli karakter taþýdýðýný ileri sürdükleriyüksek kültür veya medeniyetleri belirli sosyalgruplara baðlamaktadýrlar.3. Medeniyetleri belirli "sosyal gruplar"lakaaim saydýklarýndan, "yüksek kültür"lerin deilgili topluluklarla birlikte nihayet bulduðunudüþünmektedirler.Bundan dolayý "yüksek küllin" nazariyesine"kapalý medeniyet" teorisi ile denilmekte-dir[11].

ÇÇ.. ""AANNAA KKÜÜLLTTÜÜRR KKAALLIIBBII"" NNAAZZAARRÝÝYYEESSÝÝBuna "kültür-proto-tipleri" teorisi adý da verilir.Çünkü, buna göre, tarihin her çaðýnda herhan-gi bir topluluk veya millet belirli bir kültür ilktipinin veya anakültür kalýbýnýn taþýyýcýsý olabilir.Ancak kültür prototipi, taþýyýcýsý ile mâhiyetaynýlýðý içinde olmayýp, ondan baþka bir varlýkhâlinde mevcudiyetini muhafaza eder. Belirlibir anakültür kalýbýnýn tarih boyunca çeþitlisosyal gruplarla birleþmiþ olmasý da bunu gös-terir. Meselâ eski Yunan ve Roma cemiyetlerinihayete ermiþ, fakat onlarýn kültür sistemibirçok unsur lan ile, "kültür deðerleri" olarakyaþamaða devam etmiþtir: Felsefe, resim,heykel, mimarî, müzik vb. Demek ki, "anakültür kahbý"nýn veya kültür prototipinin deðer-leri, daha sonra, baþka topluluklarýn iç âhenk-leri ile uyuþarak geliþebilmekte ve farklý kültürsistemleri içine sirayet ederek "sosyal vemanevî gerçeklere oturma" esnekliði ölçüsündeyeni kültürün unsurlarý ile tu (arlýlýk kazanmak-ta ve yaþamaktadýrlar. Böylece, belirlimedeniyetleri belirli sosyal gruplara baðla-mayan, kültür bütünlerinin topluluklardan mültlkil olduklarýný ileri süren bu görüþe "açýkmedeniyet teorisi" de denir. Açýk medeniyetteorisinin tesbit ettiði esaslardan biri de"medeniyet" adýný verdiðimiz sosyal belirtinin

"vahdetli bir bütün olmayýp", birbirinden farklýbirçok kültür deðerlerinin, ahenk içinde, biraraya gelmesinden doðduðu düþünce sidir[12]ki, kültürlerin geliþmesi ve medeniyetlerin kuru-luþuna dâir baþ taraftý verdiðimiz izahata uyar.Medeniyetin mâhiyeti konusunda elde edilenyukarýdaki sonuçlar en iyi þekilde çaðdaþ sosy-olog P. A. Sorokin tarafýndan pekiþtirilmiþgörünmektedir. "Yüksek kültür" veya "kapalýmedeniyet" teorisini þiddetle tenkid ederek,medeniyetler "vahdef"li sistemler midir, yoksakültür yýðýnlarý mý? sorusunu cevaplandýrýrken,bizzat Danilevsky, Spengler ve Toynbee'ninverdikleri tarihî örnekleri ele alan; biraz dahaayrýntýya inerek, Antikçað medeniyetindenbaþka, Asur, Bâbil kültürlerinin bile türlü kültürunsurlarýný ihtiva ettiðini, bunlarýn hiçbiri için"vahdef"in bahis konusu olamayacaðýný belirtenve zamanýmýz Batý medeniyetindeki bazý felsefî,fikrî, estetik, teknik unsurlarýn ve davranýþlarýnAntik-çaðdaki köklerini þahit göstererek ebedîkültür deðerlerinin daima canlý kaldýklarýný; buitibarla medeniyetlerin bu ölümsüzlüðükarþýsýnda, "kapalý medeniyet" müdafaacýsýyukarýdaki üç düþünürü "medeniyet mezarcýlarý"olarak vasýflandýrmakta haklý bulunduðunusöyleyen Sorokin, kendi nazariyesini; 1. kültüryýðýný, 2. kültür yarýyýðýný, 3. millî birlik, 4.mânalý millî birlik þekillerine dayalý "süper sis-tem"ler olarak kurmuþtur[13]. Oldukça güçanlaþýlmakla ve pek tabiî bazý itirazlarý davetetmekle beraber[14] Sorokin, kültür anlayýþý vemedeniyet olgusunun tahlilinde tarihî ve sosyalgerçeklere parmak basmýþ görünmektedir.

DÝPNOTLAR:1– Bk. Bu nazariyenin baþlýca temsilcisi: A. L. F. Pitt-Rivers, The Evolution

ofCulture, Oxford 1916 2 – Tafsilen bk. M. Turhan, ayn.esr., s. 4 vd.3 - Tafsilen bk. G.E. Smith, Ýn the Beginning The Origin of Civilisation; ayn. müell.,

Human History, s. 181, 267-297; M. Turhan, ayn. esr., s. 7 vd.4 - Ýngiliz Diffusioncularý için bk. R. H. Lowie, The History of Etnological Theory, s.

156-176. 5 - Buna baþta "run" tipi yazý olmak üzere diðerleri de ilâve edilebilir.6 – Bk. aþ. "Viyana ekolü". Bununla beraber, medeniyetin tek bir bölgeden cihana

yayýldýðý tarzýndaki Diffusioncu görüþün müdafaacýlarý henüz vardýr. Ancakmedeniyetin çýkýþ noktasý deðiþtirilmiþ, Mýsýr yerine Mezopotamya konulmuþtur.Buna göre, ilk tarýma geçen topluluk Sümerlerdir ki, yerleþme sahalarý olan Dicle-Fýrat nehirleri arasýnda taþkýnlara karþý yapýlan sedler ve sulama kanallarý vb.dolayýsiyle, yerleþik nüfus arasýnda beliren bir nev'i iþ-bölümü ilk medeniyet ýþýðýolmuþtur. Bu medeniyet, Nil, Ýndus vb. gibi nehir bölgelerine ve sonra dünyayayayýlmýþtýr. Ýddiaya göre, birçok yerlerde medeniyetin çeþitli türlerde görünmesi, böl-genin ve halkýn kendi özel du-ý ulularýndan ileri gelmektedir (Tafsilen bk. W. H. McNeill,>1 World History, New York 1967. Sümerlerden çok daha eski devirlerde"medeniyef'in 4 merkezinden biri: Yakýn-Doðu, bk. P. L. Zambotti, Les origines et ladiffusion defa civilisation, Paris 1949). Ancak nehir kýyýlarýný ve büyük vAdýleýi temelalan bu görüþe de karþý çýkýlmýþ ve haklý olarak, eski çaðlarda, meselâ Mýsýr veMezopotamya ile ayný iklim þartlarýndaki Rio Grande, Colorado River bölgelerinde(Birleþik Amerika'da), yine Akdiniz adalarý ile benzer çevreye sahip meselâ Japonadalarýnda neden medeniyetlerin görünmediði sorulmuþtur. (Bk A. Toynbee,A. Studyof History (Abridged), s. 57 vd.).7 - N. Y. Danilevsky (Eseri "Rusya ve Avrupa" 1869) daha ziyade, kendi zamanýnda

siyâsî ve kültürel daðýnýklýk içinde yaþayan Ýslâv kavimlerini, Rusya'nýn liderliði altýndatoplayýp birleþtirmek mak-Hdim hizmet eden bu "teori"si ile Pan-Ýslavizm (Ýslâv bir

6622

BB ÜÜ TT ÜÜ NN TT ÜÜ RR KK LL EE RR BB ÝÝ RR OO RR DD UU

Page 63: Türk Sözü Dergisi

6633

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

DNA, eski mezarlarýn hikayelerini anlatýr MMooððoolliissttaann''ddaakkii 22000000 yyaaþþýýnnddaakkii mmeezzaarrllýýkkttaann

aallýýnnaann DDNNAA,, MMeerrkkeezzii AAssyyaa''ddaa yyeerrlleeþþeennXXiioonnggnnuu iissiimmllii kkaabbiilleeyyee aaiitt ççookk öönneemmllii bbiillggiilleerroorrttaayyaa kkooyydduu..

NNaannccyy TToouucchheettttee AANNKKAARRAA,, 2233 HHaazziirraann22000077Fransa'lý araþtýrmacýlar, 62 iskeletten alýnan DNAörneklerini kullanarak, bu unutulmuþ kavmin tarihive sosyal organizasyonunu ortaya koymak içinçalýþtýlar ve Avrupalýlar ile Asyalýlar arasýndaki etk-ileþimin zannedilenden daha önce oluþtuðunu bul-dular. Ayrýca, günümüzdeki Türklerle banzer DNAdiziliþleri bularak, Türk milletinin Moðolistan'daortaya çýktýðý konusunda güçlü kanýtlar ortaya koy-dular.Araþtýrmalar, toplumun seçkin üyelerinin kutsalhayvanlar ve insanlarla beraber, akrabalarýn da bir-birine yakýn olarak gömülmesi gibi Xionghu Kültürühakkýnda detaylý bilgiler de saðladý"Bu, kalýtým teknikleri kullanýlarak sosyal örgütlen-mesi hakkýnda geliþmiþ bilgiler bulabildiðimiz ilkeski uygarlýk." diyen, Strasbourg Adli TýpEnstitüsü'nden Christine Keyser-Tracqui, bu araþtýr-manýn 2000 yýl önceki Asyalý-Avrupalý etkileþimleri-ni anlamamýzý kolaylaþtýðýný da ekledi.Mezar yeri, 1943 yýlýnda Moðol-Rus araþtýrmaekibi tarafýndan, Moðolistan'ýn Egyin Gol Vadisi'ndebulundu. Kuru ve soðuk hava, iskeletlerin bozul-masýný önlemiþti. Araþtýrmacýlar, bu alanýn M.Ö. III.Yüzyýldan M.S. II Yüzyýla kadar kullanýldýðýný tahminediyor.

Esas Araþtýrmacýlar, sadece anneden gelenmitokondri DNA'sý, sadece babadan gelen Y-kro-mozomu DNA'sý ve vücut DNA'sý da denilen, eþeykromozomlarý dýþýnda kalan tüm kromozomlarý kap-sayan DNA örnekleri kullanarak çeþitli iskeletlerarasýndaki akrabalýklarý ortaya koymaya çalýþtý.Çoðu bilimadamý, Asyalý ve Avrupalý etkileþimininXIII. Yüzyýldan sonra, Cengiz Kaðan'ýn Asya'yý vePers Ýmparatorluðu'nu fethetmesinden sonra,ortaya çýktýðýný sanýyordu. Ancak, Keyser-Tracqui veçalýþma arkadaþlarý Xiongnu iskeletlerindeAvrupalýlar'a ait DNA dizilimleri buldu.Keyser-Tracqui, "Bu durum bize, Avrupalý-Asyalýkarþýlaþmasýnýn bu bölgede Xiongnu Kültürü'ndendaha eski olduðunu gösterdi." dedi.Mezar alanýndaki en eski kazýlar birçok çift mezarýiçeriyordu. Bu da, ölülerle beraber cariyelerinin,atlarýnýn ve bazý hayvanlarýn da da kurban edilmesiile ilgili eski gelenekle alakalý olabilir. Bu âdet, ayrý-calýklý kiþilere uygulanýyordu ve -daha sonrakikazýlarda çift mezarlara rastlanmamasýnýn da gös-terdiði gibi- bu âdetten daha sonralarý vazgeçildi.Mezarlýðýn en yeni bölümü ise sadece birbirineakraba erkeklerin cesetlerini içeriyor. Bu tür birgömme tarzýna daha önce hiç rastlanmamýþ.En son cesetlerdeki DNA diziliþleri günümüzTürkiye insanlarýyla benzeþmektedir. Bu da Türkboylarýnýn Xiongnu Kültürünün son dönemindeMoðolistan'ýn bir yerinden çýktýðýný desteklemekte-dir.

Ortaasya Türk mezarlarýnda bulunan Kutup Yýldýzý’na baðlýatlar Türk inanýþ sistemi ile ilgili önemli bilgiler vermekte Yine Orta Asya’dan bir Türk mezarý.Derinliðine dikkat edin.

Page 64: Türk Sözü Dergisi

ÝÝddrraakkttee yyooll aaççmmýýþþ ggeecceeddeenn ggüünnddüüzzee AAll llaahh.. GGüüllddüürrmmeesseenn öözz(1) ggöönnllüünnüü,, ggüüllmmeezz yyüüzzee AAll llaahh.. DDüünnyyaayyaa þþaaffaakkllaarr ggiibbii TTaannrrýýmm sseeppeelleennmmiiþþ(2) ,, KKaallbbiinn ggöözzüü yyaannmmaazzssaa,, ggöörrüünnmmeezz ggöözzee AAll llaahh.. AAll llaahh!! BBii ll ii rr iizz cc iissiimm ddeeððii ll ,, yyaa nneeddii rr AAll llaahh?? EEnn yyüükksseekk oollaann hhaakkttaa,, hhaakkiikkaatttteeddii rr AAll llaahh.. DDoonndduunnssaa TTeekkââmmüüll vvee ggüüzzeell ll iikklleerr öönnüünnddee,, DDeerrkkeett,, bbuu ttaaaaccccüübbddee(3) ,, bbuu hhaayyrreetttteeddiirr AAll llaahh.. BBii llddiikk,, bbii ll ii rr iizz,, ggiizz ll iiddiirr iinnssaannddaakkii kkuuddrreett ,, HHeerrkkeess oonnuu ffeehhmmeettmmeessee(4) ,, aacciizzddii rr oo,, eellbbeett.. ÝÝnnssaannýýnn eezzeell bboorrccuudduurr iinnssaannll ýýððaa hhüürrmmeett,, ÝÝnnssaannll ýýððaa hhüürrmmeettttee,, ll iiyyaakkaatttteeddii rr AAll llaahh.. GGeerrççeekk ddee þþuu kkii :: GGiizzll iiddiirr hheerr zzeerrrreeddee vvaahhddeett.. BBii rr zzeerrrree iikkeenn kküüllllee(5) kkaavvuuþþmmaakk uulluu nniiyyeett.. GGöörrddüükklleerriimmiizz zzaahhiirr iiddii rr(6) ,, bbaattnnaa(7) nnüüffuuzz eett.. BBaattýýnnddaakkii ,, cceevvhheerrddeekkii ff ýý ttrraattttaaddýý rr AAll llaahh.. FFýý ttrraatt ddaa yyaattaarr ssöözzddee,, ssöözzüünn öözz yyüükküü ff iikkrr iimm,, SSeeççmmiiþþ,, sseeççeecceekk ddaaiimmaa ttüüyyddeenn ttüüyyüü ff iikkrr iimm.. BBeenn bbii rr aaððaaccýýmm,, yyaapprraaððýý ssöözzlleerr ,, kköökküü ff iikkrriimm,, SSöözzlleerrddee ddeeððii ll ,, ssöözzddeekkii hhiikkmmeetttteeddiirr AAll llaahh.. ÝÝnnssaann!! TTeeppeeddeenn--tt ýý rrnnaaððaa,, sseenn aarrzzuu,, ddii lleekkssiinn.. NNeeffssiinnddee ddooyyuummssuuzz,, ffaakkaatt aaþþkkýýnnddaa mmeelleekkssiinn ZZuullmmüünn yyüüzzüünnee hhaakk ddeennii lleenn ssii ll lleennii ççeekksseenn,, SSii ll lleennddee mmüühhüürrlleennmmiiþþ oo ggaayyrreetttteeddii rr(8) AAll llaahh.. CCaahhiill iinneerr aallççaakkll ýýððaa,, öözz kkaallbbiinnee iinnmmeezz,, VViiccddaannddaann eeððeerr ddöönnssee ddee,, hhaayyrrýýnnddaann oo ddöönnmmeezz.. ZZuullmmeettttee,, cceehhaalleettttee,, aaddaavveettttee ggöörrüünnmmeezz,, ÝÝ llggaarrddaa(9) ,, ssaaddaakkaattttee,, mmuuhhaabbbbeetttteeddii rr AAll llaahh..

6644

TT ÜÜ RR KK SS ÖÖ ZZ ÜÜ

ALLAH Bahtiyar Vahabzade

1) Kendi 2) Serpilmiþ 3) Bu hayrette, þaþkýnlýkta 4) Anlamasa 5) Bütünlük 6)açýktadýr, görünüþtedir 7) Ýçe 8) Namustadýr 9) Sözdedir

Page 65: Türk Sözü Dergisi

5555

DD ÝÝ LL DD EE -- FF ÝÝ KK ÝÝ RR DD EE -- ÝÝ ÞÞ DD EE -- BB ÝÝ RR LL ÝÝ KK