tıpta kullanılan görüntüleme yöntemleri doç. dr. eylem ÖztÜrk gÜven kübra kıcır...

70
Tıpta Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri Doç. Dr. Eylem ÖZTÜRK GÜVEN Kübra Kıcır N10228142

Upload: yoland

Post on 13-Jan-2016

100 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Tıpta Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri Doç. Dr. Eylem ÖZTÜRK GÜVEN Kübra Kıcır N10228142. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Tıpta Kullanılan Görüntüleme Yöntemleri

Doç. Dr. Eylem ÖZTÜRK GÜVENKübra KıcırN10228142

W.C. Röntgen'in X-ışınlarını buluşundan sonra, görüntüleme yöntemleri hızla geliştirilmiş ve yüz yıllık bir süre içerisinde, Röntgen'in bilimsel atılımı, günümüz teknolojisiyle birleşmiş, yeni görüntüleme yöntemleri geliştirilmiştir.

Görüntüleme yöntemleri

o röntgen o bilgisayarlı tomografio manyetik rezonans görüntülemeo radyonüklid görüntüleme (sintigrafi)o ultrasonografi

Emisyon (yayma) Radyonüklid Görüntüleme (RG) ve Manyetik

Rezonans Görüntüleme (MRG) Transmisyon (geçme) Röntgen ve Bilgisayarlı Tomografi

Refleksiyon (yansıma) Ultrasonografi (US)

Görüntüleme yöntemlerinde, başlıca üç ana prensip kullanılmaktadır;

EMİSYON

Enerji kaynağı vücuttadır. Görüntüyü oluşturmak için vücuttan salınan enerjinin alınması ve işlenmesi gerekmektedir. Vücutta sinyal veren enerjiyi oluşturabilmek için ya radyonüklid maddelerin değişik yollarla doku ve organlara ulaştırılması, ya da radyofrekansla dokuların uyrılması gerekmektedir.

TRANSMİSYON

Bu prensiple geliştirilmiş görüntüleme yöntemlerinde kullanılan enerji, vücudu geçer ve öbür taraftaki alıcıya ulaştırılır. Enerji kaynağı ve alıcı farklıdır. Burada kullanılan enerjinin vücüdu geçebilecek kadar güçlü olması gerekir.

REFLEKSİYON

Enerji kaynağı ve alıcı hastanın aynı tarafında bulunur. Üretilen enerji vücuda gönderildikten sonra, vücuttan yansıyan enerji alınarak görüntüleme sağlanır.

X – IŞINI

X-ışınları, bir ucunda radyo dalgaları diğerinde kozmik ışınlar bulunan, elektromanyetik radyasyon spektrumunda yer alır.

X-ışını, elektrik enerjisinin kinetik enerjiye çevrilmesi ile elde edilir. Şehir şebekesinden alınan alternatif akım, transformatörlerle yükseltilir ve doğru akıma çevrilir. Bu yüksek gerilim, havası boşaltılmış bir cam tüp içerisindeki bir flaman (katot) ile karşısına konmuş anot arasına uygulanırsa, hızla anoda çarpan elektronların kinetik enerjilerinin büyük bir bölümü ısıya, çok az bir bölümü de x-ışını enerjisine dönüşür.

X - ışını

X-ışınlarının diyagnostik radyolojide kullanılmalarını sağlayan temel özellik, dokuyu geçebilme yetenekleridir. Flouresans ve fotografik özellikleri ise görüntünün elde edilmesini sağlar. İnsan vücudunun değişik atom ağırlığında ve değişik kalınlık ve yoğunlukta dokulardan yapıldığından, x-ışınının absorbsiyonu da farklı olacaktır. Farklı absorbsiyon ve girginlik sonucu, röntgen filmi (röntgenogram) üzerine değişik oranlarda düşen x-ışınları geçtikleri vücut parçasının bir görüntüsünü oluştururlar. Bu görüntü, siyahtan (film üzerine düşen ışın fazla) beyaza (film üzerine düşen ışın az) kadar değişen gri tonlardan oluşur.

X - ışını

RÖNTGEN

Temel tanı yöntemlerinden ilkidir.

Vücudu geçen x-ışınları, üzerine gümüş bromür (AgBr) emülsiyonu sürülmüş plastik bir yaprak olan röntgen filmi üzerine, ya doğrudan ya da Flouresans özellikteki bir levha aracığıyla, ultraviole ışığı şeklinde düşürülür. X-ışını veya ultraviole ışığı alan AgBr moleküllerindeki bağlar gevşer. Böyle bir film bazı kimyasal solüsyonlarla karşılaştırılırsa, etkilenen moleküllerdeki gümüş ve brom birbirlerinden kolayca ayrılır. Tek kalan gümüş oksitlenerek röntgenogramlar üzerindeki siyah kesimleri oluşturur. Işın düşmemiş bölgelerdeki gümüş bromür molekülleri ise film üzerinden alınır ve beyaz olan plastik baz ortaya çıkar.

Bu işleme “film processing” (film banyosu) adı verilir.

RÖNTGEN

Yani kısaca röntgenogramlardaki görüntü, okside olmuş gümüş tarafından oluşturulmaktadır.

RÖNTGEN

RÖNTGEN

Konvansiyonel röntgen (Gümüş bromür görüntülerinin elde edildiği yöntem)

Dijital röntgen (Vücudu geçen x-ışınlarının dedektörlerle ölçülerek görüntünün bilgisayar aracılığı ile katot tüpünde oluşturulduğu yöntem )

A-) Konvansiyonel Röntgen

radyoskopi (fluoroskopi) radyografi

RÖNTGEN

Konvansiyonel Röntgen

Radyoskopi (Fluoroskopi):

Hasta x-ışını kaynağı ile flüoresans ekran arasındadır. Hastayı geçen x-ışınları bu ekran üzerinde bir görüntü oluştururlar. Bu görüntünün izlenebilmesi için gözün karanlığa uyumu gereklidir.

Görüntünün aydınlıkta görülmesini sağlayan görüntü kuvvetlendirici aygıtlar da geliştirilmiştir. Bunlar daha az x-ışını kullanılmasını sağlayarak hastanın ve hekimin aldığı ışın dozunun azaltırlar.

Görüntü kapalı devre bir televizyon ekranında izlenebilir.

Sindirim sistemi, idrar yolları, diyafram gibi vücudun farklı bölümlerinin incelenmesinde kullanılmaktadır.

Normal filmlerde görülemeyen yapılar kontrast madde denilen ilaçlarla boyanarak görünür. Kontrast maddeler baryum ve iyot gibi radyoopak maddeler içeren ilaçlardır.

Bu ilaçlar, uygulanacak incelemenin türüne göre çeşitli şekillerde hastaya verilirler. Kontrast madde verilmesinin takiben incelenen organ doktor tarafından ekranda izlenerek çeşitli pozisyonlarda filmler çekilir.

Çekimi yapan doktor ve teknisyenler, radyasyona her gün maruz kalmamak için koruyucu bir bölmenin arkasında oturarak veya kurşun önlük giyerek kendilerinin korurlar.

Görüntü kuvvetlendiricilere bir film alma aygıtı bağlanarak organların hareketlerinin kaydedilmesine ise Sine radyografi adı verilir. Bu yöntem en sık anjikardiyografide ve yutma fonksiyonlarının izlenmesinde kullanılır.

Konvansiyonel Röntgen

Radyoskopi Aygıtları: Radyoskopi aygıtları daha çok hareketli organ incelemelerinde ve kontrastlı incelemelerde kullanılmaktadır.

Bu cihazlarda insan gözünün çok duyarlı olduğu sarı-yeşil ışık salan çinko sülfit fosfor kullanılmaktadır.

Modern radyoskopi aygıtlarında görüntü kuvvetlendiricilerin kullanılması sayesinde bu sorun aşılmıştır. Bu cihazlarda oluşturulan görüntü, video sinyaline dönüştürülür ve TV monitöründe izlenebildiği gibi video kaydı da yapılabilir.

Konvansiyonel Röntgen

Konvansiyonel Röntgen

Radyoskopide kullanılan masalar hareketlidir.

Radyografi:

Bu yöntemle hastayı geçen x-ışınları bir röntgen filmi üzerine düşürülerek görüntü elde edilir. Üzerinde görüntü oluşmuş röntgen filmine radyogram ya da röntgenogram denir.

Radyografi ya incelenecek bölgeden doğrudan x-ışını geçirilerek (düz radyografi) ya da incelenecek yapının içine veya çevresine kontrast madde verdikten sonra x-ışını geçirerek (kontrastlı radyografi) yapılır.

Konvansiyonel Röntgen

Radyografi Aygıtları:

Radyografi ile yapılan işlem statik bir görüntülemedir. Sadece röntgen filmine görüntü alınabilir. Radyografi masaları yalnız yatay pozisyonda inceleme yapabilmektedir. Masa sabit olabileceği gibi yüzer masalarda, ışının istenilen yüzeye verilebilmesi için, masa yatay hareket ettirilebilir. Masa, düşük absorbsiyon özelliği olan sağlam maddeden yapılır.

Konvansiyonel Röntgen

Konvansiyonel Röntgen

Radyografi yönteminde objedeki hareket, görüntüde netsizlik sebebi olarakortaya çıktığı halde, floroskopi yönteminde objedeki hareketler görüntünün kalitesini etkilemez.

Floroskopi yönteminde film kullanılmadığından, ucuz bir yöntemdir.

Ancak; görüntünün ışınlama süresince ekranda mevcut olması ve bu muayene yönteminde gerek hasta ve gerekse tetkiki yapanın radyografı yönteminden daha fazla ışına maruz kalması, floroskopi yönteminin dezavantajıdır.

B-) Dijital Röntgen

Digital röntgen klasik röntgende oldugu gibi X ışınları ile çalışır, ancak görüntü filmde degil bilgisayar ortamında olusturulur.

Klasik röntgende, tüm radyolojik tetkiklerde oldugu gibi kullanılan fotografik karakterdeki film, ışın madde etkileşmesinden sonra görüntünün toplanmasını saglayan alıcı görevi görmektedir.

Digital radyolojide ise fosfor plakası, CCD veya silikon amorf plakaları gibi medyalar alıcı görevi görmekte, elde edilen görüntü ekran veya transpran laser film üzerinde degerlendirilmektedir.

Dijital Röntgen

Avantajları

Dijital formda görüntü elde edildiği için film basımından önce tüm ayarlar istenilen biçimde yapılabilir.

Gereksiz tetkik tekrarı ve alınan X ışınları azalmaktadır.

Dijital formdaki bilginin bilgisayar ortamında saklanması, nakledilmesi ve gerekli durumda tekrar film basılabilmesine olanak sağlanır.

Dijital röntgen, konvansiyonel röntgene göre daha kolay işlemler içerir. İşlem süresi kısadır.

Film banyo işlemi yoktur.

Maliyeti düşüktür.

Dijital Röntgen

Panoramik Röntgen:

Tüm dişlerin ve çene kemiğinin daha az ışın alarak birlikte görüntülendiği bir tomografik röntgen çeşididir.

Sefalometrik Röntgen:

Kafa tabanı ve çene yapısı anormallikleri değerlendirilebilmektedir.

Dijital Röntgen

BT

X-ışını kullanılarak vücudun incelenen bölgesinin ince dilimler halinde (3-10mm) kesitsel görüntüsünü oluşturmaya yönelik radyolojik teşhis yöntemidir.

İnceleme sırasında hasta bilgisayarlı tomografi cihazının masasında hareket etmeksizin yatar. Masa manuel ya da uzaktan kumanda ile cihazın ''gantry'' adı verilen açıklığına sokulur.

BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ

Cihaz bir bilgisayara bağlıdır. X-ışını kaynağı incelenecek hasta etrafında 360 derecelik bir dönüş hareketi gerçekleştirirken oyuk boyunca dizilmiş dedektörler tarafından x-ışını demetinin vücudu geçen kısmı saptanarak elde edilen veriler bir bilgisayar tarafından işlenir.

Sonuçta dokuların birbiri ardı sıra kesitsel görüntüleri oluşturulur. Oluşturulan görüntüler bilgisayar ekranından izlenebilir.

Ayrıca görüntüler filme aktarılabileceği gibi gerektiğinde tekrar bilgisayar ekranına getirmek üzere optik diskte depolanabilir.

BT

BT incelemesi tamamen ağrısızdır. Yapılacak incelemenin türüne bağlı olarak hastaya kol damarlarından kontrast madde enjekte edilebileceği gibi kontrast madde içmesi de istenebilir.

Hasta incelemeden sonra herhangi bir kısıtlama olmaksızın normal günlük aktivitelerine devam edebilir.

Bilgisayarlı tomografi ile vücudun maruz kaldığı radyasyon Hiroşima’da atom bombasından kurtulan kişilerdeki kadar zarar görmüş oluyor. BT nin normal bir röntgenden 400 kat daha fazla radyasyon yaydığını tespit edilmiştir.

BT

BT

Avantajları

Organların, yumuşak doku ve kemiklerin şekil ve yerleşimini oldukça net gösterir.

BT incelemeleri doktorlara basit bir kist ve solid tümör ayırıcı tanısında yardımcı olarak hastalıkların daha iyi değerlendirilmesini sağlar.

BT çok daha ayrıntılı görüntüler oluşturduğu için kanserlerin yayılımı daha net değerlendirilir ve uygulanacak tedavi şeklinin (kemoterapi, radyoterapi, cerrahi tedavi) belirlenmesine yardımcı olur.

BT, direkt grafilerle gösterilemeyen vücudun beyin gibi birçok kesiminin değerlendirilebilmesini sağlar.

BT, diğer görüntüleme yöntemlerinden daha erken ve doğru şekilde bir çok hastalığın teşhisini sağlar.

BT

Test edici bileşen, bir radyasyon kaynağı ve bir görüntüleme sisteminin arasında bir pikap sahne üzerinde yer alır. Pikap ve görüntüleme sistemi bilgisayara bağlıdır, böylece test bileşeninin topladığı x ışını görüntüleri bilgisayar ortamında toplanabilir. Görüntüleme sistemi burada 2 boyutlu bir gölge grafiği oluşturur.

BT

MRG

MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME

1946 yılında Purcell ve Bloch tarafından ilk olarak tanımlanması gerçekleştirilmiştir ve çalışmaları ile 1952 senesinde Nobel ödülü almışlardır.

1981 yılında ilk prototipler geliştirilmiş ve uygulanmaya başlanmıştır.

1984 yılında ise gerçek anlamda modern tıbbın hizmetine girebilmiştir.

1986 yılında ise ülkemizde ilk olarak hizmete girmiştir.

MRG

Manyetik rezonans, manyetik titreşim anlamına gelir.

MR cihazı protonların manyetik alan altındaki titreşimlerinden yola çıkarak oluşturulmuş ve tanı amaçlı kullanılmaktadır.

Protonlar, yani H+ iyonları normal ortamlarda kendi eksenlerinde spin hareketi yaparlar. Bu iyonlar bir manyetik alana girdiklerinde ise manyetik alanın yönüne göre dizilme eğilimi gösterir ve bu yön doğrultusunda spin hareketlerine devam ederler. Üzerlerine yüksek frekanslı RF dalgası uygulandığında ise bu protonlar RF dalgalarının bazılarını soğurur bazılarını ise yayarlar. Bu durum protonların yoğunluk, dağılım ve dizilişlerine göre değişiklikler gösterir.

Manyetik Rezonans Cihazı protonların SPIN hareketini referans alarak çalışan bir tanı ve görüntüleme cihazıdır.

MRG

MR cihazı protonların RF ve manyetik alan altındaki bu özelliklerine dayanarak görüntülerini oluşturur ve klinik anlamda insan vücudunun büyük bir kısmının sudan (H2O) oluşması nedeniyle bir çok hastalığın özellikle de tümörlerin teşhisinde kullanılır.

Kafatası H+ iyonunu Ca elementinden çok daha az bulundurduğu için kafatası kemiği MR görüntülerinde seçilemez. Aksine MR yumuşak dokularda maksimum kontrastlama ve görüntüleme yeteneğine sahiptir. Bu sayede MR ile yumuşak dokulardaki lezyon ve patolojik dokular kolayca incelenebilir. Yumuşak dokularda H+ iyonu sadece H2O ile bulunmamaktadır, H+ iyonu karbon ( C) odaklı moleküllerde de Oksijen elementi ile beraber bulunmaktadır

MR incelemesi, incelenecek bölgeye göre 15 - 45 dakika arasında sürer. İnceleme sırasında doktor ve teknisyen sürekli hastayı izler ve gerektiğinde onunla iletişim kurabilir. İstendiğinde hasta inceleme odasına bir yakınıyla girebilir.

MRG

Manyetik Rezonans Cihazı;

• Beyin lezyonlarının görüntülenmesi ve incelenmesinde,• Akciğer, bronş ve soluk borusu detaylı incelenmesinde,• Böbrek ve idrar yolları incelenmesinde,• Eklem yerleri ve romatizmal bulgularda,• Sporcu sakatlanmalarında,• Ürogenital organların genel incelemesinde,• Bağırsak ve batın incelemelerinde.

Beyin omurilik zarının yırtılması sonucu oluşan komplikasyonlar ancak hastanın MR cihazına sokulması ile anlaşılabilmektedir.

MRG

MR Cihazının Bileşenleri

Manyetik rezonans cihazının 3 ana bileşeni vardır. Bunlar;

• Magnet

• Kabinetler

• Görüntü İşlem ve Operatör Bilgisayarları

Magnet:

MR cihazının en önemli bileşenidir ve mıknatıstan oluşmuştur. Düzgün ve görüntü alabilecek bir stabil manyetik alan oluşturmaya yarar. Oluşturulan bu manyetik alanın içerisine hasta sokulur ve RF sinyalleri gönderilerek görüntü alımı gerçekleştirilir.

* Geçmişten günümüze üretilen magnet çeşitleri;

- Permanent Magnet- Rezistif Magnet- Süper İletken Magnet

MRG

Rezistif Magnetler:

- Manyetik alan sanal bir iletkenden akım geçirilmesiyle sağlanır.

- Oluşturdukları ısı ve elektriksel kayıp oranlarından dolayı pratik alan şiddeti 0,2 T ile sınırlıdır.

- Yüksek miktarda elektriğe ihtiyaç duymaları bir dezavantajdır.

- Oldukça kolay ve ucuz bir şekilde üretilebilmeleri ise en önemli avantajlarıdır.

MRG

Süper İletken Magnetler:

- Çalışma prensibi süper iletkenlik yasasına dayanır.

- Bu magnetler bir tank içerisine iletken sargıların döşenmesi ile oluşturulur. Bu tank içerisindeki iletkenlerin mutlak sıfır sıcaklığına indirebilmek için sıvı Helyum kullanılır. Tanka sıvı helyum depolandığında sargıların sıcaklığı mutlak sıfıra çok yakın bir sıcaklık olan -269C ye soğumuş olur. Sargılara verilen 600A’lik akım (1.5T’lık manyetik alan için) uzun bir süre sargıların yaklaşık olarak aynı değerde devir daim yapmasını sağlar. Faraday kanunlarına göre halka şeklindeki bir iletken telden geçen akım; telin ortasında yaratacağı manyetik alandan dolayı sürekli içerisinden 600A akım akan tellerin ortasındaki manyetik alan da yaklaşık olarak 1.5T olacaktır.

-Bu yöntemle çok uzun süreli ve çok yüksek manyetik alan yaratılmış olur.

-Bu tarz bir magnet yapısından dolayı çok yüksek maliyete sahiptir..

MRG

MRG

Kabinet:

Magnetin devir daim sürekliliğini sağlayan bileşenleri taşırlar. Kabinetlerde magnette bulunan helyum pompasının kontrol kartları, MR cihazına güç sağlayan kaynaklar ve onların kontrol kartları, RF kartları ve beslemeleri bulunur.

Görüntü İşlem ve Operatör Bilgisayarları:

MR cihazında bu bilgisayardan 2 tane bulunur. Bu bilgisayarlar MR cihazının görüntülerini oluşturur. MR cihazının ürettiği verileri görünür ve elle tutulur hale getiren parçalardır. Cihazın RF bobinlerinden alınan veriler görüntü işlem bilgisayarına getirilir. Bu bilgisayar bir tür sinyal işleyicisi olarak çalışır ve gelen bu sinyalleri yorumlar. Yorumlanan bu sinyallerden görüntüleri oluşturarak çıkışında bağlı olan operatör bilgisayarına iletir. Bu bilgisayardan görüntüler üzerinde ayarlamalar yapılabilir, bu görüntülerin çıktıları alınabilir ya da sekanslar tekrarlanabilir.

MRG

Avantajları

• Yüksek yumuşak doku kontrast çözümleme gücüne sahiptir.

• Sadece aksiyel değil; koronal ve sagital düzlemlerde de inceleme olanağı sağlamaktadır. Yani hastanın pozisyonu hiç değiştirilmeden her planda kolaylıkla kesit alınabilmektedir. Buna multiplanar görüntüleme denir.

• Güçlü bir manyetik alanda RF kullanıldığı için radyasyon riski yoktur.

• Damarlar kontrast madde uygulanmasına gerek olmadan görüntülenebilir.

• MR da kullanılan kontrast maddelerin yan etkisi çok azdır.

• Cihazın rezolüsyonu yüksektir.

MRG

• Sensitivitesi yüksektir • Başlangıç aşamasındaki birçok tümörün bu cihazla teşhisi sağlanmıştır.

• Bu yöntemde radyasyon olmadığı için normal deneklerde, çocukluk yaş grubunda ve aynı hastada defalarca tekrarlanabilir.

• Yöntemin bir diğer önemli özelliği, bugün rutin klinik uygulaması olmasa da, gelecekte çok yararlı olabilecek olan spektroskopidir. Bu yöntem ile dokulardaki metabolik prosesleri izleyebilmek ve biyokimyasal analizlerini yapmak olanaklıdır. Diğer teknikler ile iyi görüntülenemeyen pek çok anatomik bölge ve yapının değerlendirilmesi mümkündür.

MRG

MRG

Dezavantajları

• Tetkik süresinin uzunluğu ve bunun sonucu artefakt (istenmeyen görüntü) gelişimi fazladır.

• Cihazın yüksek maliyeti, kontrast ilacının pahalı oluşu nedeniyle tetkik ücretleri artmaktadır.

• Dar ve kapalı bir yerde uzun bir süre kalma gerekliği nedeni ile klostrofobisi olan hastaların incelemesi zordur. (Günümüzde böyle bir korkusu bulunan hastalar için açık dizayn magnetler de geliştirilmiştir.)

• Vücudunda kalıcı dövme, kalp pili , metalik implant , nörostimülatör ve anevrizma klipsi taşıyan hastalar MR cihazının yüksek manyetik alanından etkilenme riski nedeniyle tetkike alınmazlar.

MRG

• Kompakt kemik (sıkı yapıda, boşluk içermeyen dokudur) ve kalsifikasyonların sinyalsiz olmalarından dolayı belirlenmeleri çoğu zaman zordur.

• Beyinde akut kanama varsa, sinyal özelliklerinin görülememesi nedeni ile iyi belirlenemeyebilir.

• RF sargıları vücutta minimal de olsa ısı artımı yaratabilmektedir.

• Teknik spesifisitesi düşüktür. Bu da görüntülemede yüksek başarı sağlamasına rağmen, tanı koymada aynı başarıyı elde edememesine neden olur.

MRG

MRG

RADYONUKLİD GÖRÜNTÜLEME (SİNTİGRAFİ)

Radyonüklid radyoaktif atomlara verilen isimdir.

Vücuda verilen radyonüklidlerin incelenerek organ veya dokudaki dağılımının görüntü seklinde saptanması işlemine radyonüklid görüntüleme ya da sintigrafi denir.

Hastanın incelenecek olan organ veya organlarının yapısına uygun radyonükleid hastaya verildikten belli bir süre sonra bu maddenin hedef bölgelerde toplanıp verdiği gama ışıması miktarının sayımına göre tanıya gidilen bir sistemdir.

RG

Kullanılan radyoaktivite sayıcıları, Gamma kamera ya da PET (Pozitron Emisyon Tomografisi) olarak adlandırılır. Görüntüleme için kullanılan bileşikler, radyonüklidler ya da radyonüklidler ile birleştirilen farmasötiklerdir. Bu maddeler vücutta fizyolojik işlevsellikleri ile görüntü sağlarlar. Görüntü almak için kullanılan en basit aygıta "Gamma kamera" adı verilir. Bu cihazların daha gelişmiş türleri "SPECT" (Single Photon Emission Tomography) adını alır.

En son kullanıma giren nükleer tıp aygıtı ise PET/CT ya da PET/MR'dır. Bu sistemlerde amaçlanan işlev bilimsel görüntüleme ile anatomik görüntülemenin tek bir görüntüde birleştirilmesidir.

Radyolojiden farkı, radyoloji'de işlemleri yapan makinalar radyoaktifken, nükleer tıp'ta hastanın kendisi radyoaktif hale getirilir.

RG

Gama kamera hastanın üzerindeki radyoaktiviteyi toplar ve bu veriler ve görüntüler bilgisayar ortamında proseslenerek değerlendirilir.

Görüntülerde vücuttaki veya incelenmek istenilen bölgedeki dağılım saptanarak dokunun içindeki az ya da fazla çalışan kısımlar ortaya çıkarılarak dokunun fonksiyonu görüntülenir.

Veriler sayısaldır, dolayısıyla birbiri ile kıyaslanabilir, tekrarlandıklarında aynı verilerin elde edilmesi ile normal ve anormalin saptanmasında büyük kolaylık sağlar.

RG

RG

Bir radyoizotopun insan üzerinde teşhis ve tedavi amacı ile uygulanmasını sağlayan kimyasal şekillerine verilen isme radyofarmöstatik denir.

İdeal Bir Radyofarmasötiğin Özellikleri

• Kolay hazırlanmalı ve ucuz olmalı • Uygun fiziksel ve etkili yarı ömür• Yüksek hedef / hedef dışı etkinlik oranı • Metabolik uygunluk • Radyonüklid taşıyıcısız olmalıdır. Eğer radyoaktif madde içinde aynı

elementin radyoaktif olmayan oluşumları bulunuyorsa, yeterince yalın değildir. Elementin yalnızca radyoaktif atomlarının bulunduğu radyonüklidlere taşıyıcısız adı verilir.

RG

En sık kullanılan radyofarmasötikler

• Tc-99m perteknetat: Tanı amacıyla en sık kullanılan radyoaktif maddedir. Bu biçimiyle tiroid sintigrafisinde kullanılır. Radyofarmasötikler Tc-99m ile işaretlenir.

• Tc-99m DTPA: böbrek sintigrafisi • Tc99m MDP: kemik sintigrafisi • Tc99m sülfür kolloid: karaciğer-dalak sintigrafisi • Iyot-131: Tedavi amaçlı, tiroid sintigrafisi. Hipertiroidi ya da tiroid kanseri

tedavisinde kullanılır.• Galyum-67: Tümör ve enfeksiyon görüntülemesi• Talyum-201: Miyokard perfüzyon görüntülemesi

RG

Sintigrafi genel olarak kemiklerde, kalpte ve tiroid bezinde anormal oluşumların tanısında yardımcı olan bir yöntemdir.

Ayrıca kanla taşındığı için dolaşım sistemindeki aksamaları da çok net bir şekilde açığa çıkarabilir.

Böbrek sintigrafisi adı verilen yöntem ise üriner sistem için kullanılabilecek en önemli tanı yöntemlerinden biridir. Böbrek taşları, böbrek büyümesi veya küçülmesi, idrar kesesi ve idrar yolu daralmaları, iltihapları gibi bir çok hastalıkta kullanım imkanı vardır.

RG

SİNTİGRAFİK UYGULAMALAR1 - Kardiyolojik tetkikler• Miyokard perfüzyon sintigrafisi (kalbin kanlanması) • Gated SPECT sintigrafisi (kalbin kanlanması ve fonksiyonunu gösterir)• MUGA (kalbin duvar hareketlerini gösterir)

2 - Endokrin sistem görüntülemesi• Tiroid sintigrafisi • Paratiroid sintigrafisi (MIBI)

3 - Sinir sistemi görüntülemesi• Beyin perfüzyon sintigrafisi • Beyin SPECT

4 - İskelet sistemi tetkikleri• Tüm vücut kemik sintigrafisi • Üç fazlı kemik sintigrafisi • Kemik SPECT

RG

5 - Tümör görüntüleme• I -131 ile tüm vücut tarama sintigrafisi ( tiroidin iyi diferansiye Ca 'larında ) • Ga-67 tüm vücut tarama sintigrafisi ( Lenfoma, melanoma ve hepatomalarda ) • Tl- 201 tüm vücut tarama sintigrafisi • Sülfür kolloid ile kc sintigrafisi (hepatoma) • DMSA-V tüm vücut tarama sintigrafisi ( tiroid medüller Ca' da) • Lenfosintigrafi

6 - Genitoüriner sistem görüntüleme • DMSA sintigrafisi (statik böbrek sintigrafisi) • DTPA sintigrafisi ( dinamik-statik böbrek sintigrafisi) • KaptopriIli DTPA sintigrafisi (renovasküler hipertansiyon tanısında) • Testis sintigrafisi

RG

7 - Pulmoner sistem görüntüleme• Akciğer perfüzyon sintigrafisi (pulmoner emboli tanısı) • Kantitatif akciğer perfüzyon sintigrafisi ( akciğer ameliyatı öncesi ve sonrası değerlendirmek amacıyla)

8 - Gastrointestinal sistem görüntüleme• Gastrostroösefagial reflü (GÖR) sintigrafisi, • Mide boşalım sintigrafisi • Parotis (tükrük bezleri) sintigrafisi • Karaciğer hemanjiomaları için sintigrafik çalışma • Barsak kanamalarının tesbiti için sintigrafi ( sülfür kolloid ve RBC sintigrafisi) • Karaciğer - dalak sintigrafisi • Safra yolları sintigrafisi • Meckel sintigrafisi

RG

RG

RG

RG

Avantajları

Girişimsel bir tetkik değildir.

Hastaya zarar ve rahatsızlık vermeden yapılabilir.

Radyoaktif ilaçlar laboratuarda insan vücuduna vermek amacıyla özel olarak üretilmiş, düşük radyasyonlu, kısa ömürlü ve vücutta birikim yapmayan radyoaktif maddelerdir. Nükleer Tıp'ta kullanılan radyoaktif ilaçların yan etkisi ve alerjik etkileri yoktur.

Vücuda alınan radyasyon, röntgen görüntülemesinden daha düşüktür.

Çok duyarlı bir tanı yöntemidir.

Amaca özgüldür.

RG

Avantajları

Sintigrafi, bol damar içeren meninjiyom gibi tümörleri yüzde 100 doğru olarak saptayabilir.

Kan-beyin engelinin zedelendiği iltihap durumlarında da tomografide herhangi bir bulguya rastlanmazken, sintigrafi beyindeki bozukluğu ortaya çıkarabilir.

Diğer yöntemlerle saptanamayan fizyolojik, metabolik ve moleküler düzeyde bilgi sağlar.

RG

Dezavantajları

Radyoaktif bileşikler az da olsa vücuda zarar verdiği için arka arkaya sintigrafi uygulamasından kaçınmak gereklidir.

Hamilelerde, yaşlı ve çocuklarda uygulaması sakıncalıdır. Bu tür kişiler radyasyona karşı çok duyarlıdır.

İzotopun bir dokuya hücum etmemesi için bileşikler atardamar yerine her zaman toplardamarlar içine uygulanır.

Beyne başka bir yerden metastazla gelmiş tümörlerin tanısında oldukça yetersiz kalmaktadır.

Tümörün çapı 2 cm’den küçükse ya da tümör orta hatta ya da tabana yakınsa saptanması zorlaşır.

UG

ULTRASONOGRAFİ

Ultrasonografi ses dalgalarını kullanan bir tekniktir. Kesinlikle röntgen ışınları ve radyasyon içermez. Kulağımızın duyamayacağı kadar yüksek frekanstaki ses dalgaları vücut üzerinde gezdirilen ‘probe’ adı verilen cihaz yardımıyla vücuda gönderilir ve vücuttaki farklı dokulardan farklı şekilde geri yansıyan ses dalgaları yine probe tarafından algılanır. Farklı yapıdaki dokulardan yansırken ses dalgalarının özelliklerinde değişimler olur. Bu değişimlerden yararlanarak ultrasonografi görüntüsü oluşturulur.

Ultrasonografide ‘prob’ denilen ve ana üniteye bağlı olan ve uygulama sırasında vücudunuza temas eden kısımda piezoelektrik kristaller yer alır. Bu kristaller üzerlerine uygulanan mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürebilme yeteneğine sahiptir ve ürettikleri ses dalgalarının yansımalarını da algılar. Bunların ana makinede işlenmesiyle ses dalgalarının yollandığı dokuların iki boyutlu görüntüsü elde edilebilir.

UG

Ultrasonla inceleme yapılırken hava - deri yansımasını engellemek için probla deri arasına ultrason jeli sürülür.

Ultrason görüntülemesi, organları, yumuşak dokuyu ve kan akımını incelemek için yaygın olarak kullanılan radyolojik görüntüleme yöntemidir.

Ultrasonografi genel olarak gebelik ve doğumla ilgili uygulamalarda (obstetri) ve diğer kadın hastalıklarının tanı ve tedavisinde kullanılmaktadır.

Ultrasonun Yapısı

• Elektrik enerjisini sese ve yankılanan sesi de elektrik enerjisine çeviren transdüseri taşıyan bir başlık (prob),

• Voltaja verilen yankıları görüntü haline getiren bir alıcı ,• Görüntünün oluştuğu katot ışın tüpü, • Görüntüyü plaroid röntgen filmi veya kağıt üzerine geçiren görüntü kayıt

sisteminden oluşur.

UG

Ultrasonografinin iki temel sistemi vardır;

Vuruş Yankı (Puls – eko) Sistemi : Vücuda kısa ultrason pulsları gönderilerek yansımaları kaydedilir. Bu sistemde en önemli görüntüleme yöntemi b- tarama yöntemidir. Bu yöntemde yankılar şiddetleriyle orantılı parlak noktalar şeklinde kaydedilerek incelenen kesitin katot ışın tüpünde değişik parlaklıkta noktalardan oluşan bir görüntü elde edilir. Bu görüntü hareketlidir ve istenilen kesit dondurularak resmi çekilebilir.

Kalp gibi hareketli bir organ incelenirken M – tarama yöntemi kullanılır. Bu tarama yönteminde zaman/pozisyon grafiği şeklinde kaydedilir. Böylece kalbin kapak, duvar, septum gibi yapılarının hareketleri grafikler seklinde çizdirilir.

Doppler Kayması Sistemi : Sabit frekans ses veren hareketli bir kaynak yaklaştıkça daha tiz , uzaklaştıkça daha pes ses işitilir. Buna doppler kayması denir. Dubleks sistemi adı verilen yöntemle incelenen damar hareketli B- Mod’la görüntülenir.

UG

Ultrasonografide Görüntüleme Sistemleri

Ultrasonografide temel iki tanı yöntemi kullanılmaktadır. Bunlar;

1. Real - time Görüntüleme2. Doppler Ultrasonografi

UG

1. REAL-TİME GÖRÜNTÜLEME

Real-time görüntüleme yönteminde, prob hasta üzerinde dolaşırken ekrandaki görüntünün sürekliliğinin sağlandığı bir tekniktir. Ekrandaki görüntü sürekli yenilendiği için solunuma bağlı organların hareketinin, damarların pulsasyonunun görüntülenebilmektedir. İncelemede prob istenilen düzlemde tutularak farklı düzlemlerde görüntü elde edilebilmektedir. Ultrasonografide vücuda gönderilen ses dalgası sürekli olmayıp pulslar halinde uygulanmaktadır. Ses dalgası pulsu uygulamasından sonra yansıyan ekolar dönüş zamanlarına göre bilgisayarda değerlendirilerek görüntü oluşturulmaktadır. Real-time görüntülemede vücüda saniyede 500 - 3000 arasında kısa ultrason pulsları gönderilmekte ve dokulardan gelen yansımalar kaydedilmektedir.

Bu ekoların monitorizasyonunda 3 farklı yöntem kullanılmakadır. Bunlar;a) A - Modb) T - M Modc) B - Mod

UG

2. DOPPLER ULTRASONOGRAFİ

Doppler ultrasonografi, ses kaynağının frekansında bir değişiklik olmaksızın hareketine bağlı olarak mesafenin azalmasıyla algılanan frekansın artması, mesafenin artmasıyla algılanan frekansın azalması esasına dayanır. Hareketli yapıdan saçılan ses frekansı, transduserden gönderilen ses frekansına eşit olmaz. Gönderilen sesin frekansı damardaki akımın yönüne ve hızına göre değişir. Bu şekilde gönderilen ve saptanan ses frekansı arasındaki farklılıklar hesaplanarak kan akımı hakkında bilgi edinmek mümkün olmaktadır.

Kanın şekilli elemanlarından saçılan ses transdusere ulaşır. Ses dalgaları damara belli bir açıyla gönderilir. Ses dalgasının damara dik olması durumunda akım hakkında bilgi edinmek mümkün değildir. Akımın değerlendirilmesinde dönen sesin frekansı gönderilen sesim frekansından yüksekse doppler şifti pozitif, düşükse doppler şifti negatif olarak kabul edilir.

UG

Doppler ultrasonografinin 3 farklı uygulama şekli vardır. Bunlar;

a)Sürekli Dalga Doppler: Bu yöntemde biri dokulara sürekli ses dalgası gönderen, diğeri ise dönen ekoları saptayan olmak üzere bir başlık içinde iki piezoelektrik kristal vardır. Başlangıç sinyali aritmetik olarak geriye dönen sinyallerden çıkarılır. Aradaki fark doppler şifti olup, birtakım amplifikasyon islemlerinden sonra audio sinyal haline dönüştürülür. Damar içinde akan kanın hareketini saptamada kullanılır.

b)Dubeks Doppler: Real time görüntüler ile kombine edilmiştir. Real time görüntüleme ile ilgili anatomik alanın görüntüsü alınır ve dondurulur, incelenecek damar yüzeyi belirlenerek yansıyan ekolardaki frekans saptamaları grafik şeklinde elde edilir. Bu yöntemde damarların görüntüsü elde edilirken grafik üzerinden akım hızları ölçülebilmekte, akım özellikleri ve vasküler patolojiler tespit edilebilmektedir.

UG

c)Renkli Doppler: Renkli akım görüntülemede real-time görüntünün tamamında akım görüntülenmesi sağlanır. Yöntemin uygulanmasıyla kan damarlarının vizüalizasyonunun(zihinde canlandırma metodu) , etrafı damarlarla çevrili dokularda akım karakteristiklerinin değerlendirilmesi mümkün olmuştur. Real time görüntüleme ile ekranda belirlenen bölgeden gelen ekolardaki frekans sapması hesaplanır.

Sadece seçtiğimiz alandaki vasküler yapılar akım yönüne ve hızına göre renklendirilirken seçili alan dışında kalan yapılar parlak ve gri tonlarda izlenir. Frekans sapmasına göre kan akım yönü ve hızı hesaplanır ve renklendirme kan akım yönüne göre farklı renklerde, kan akım hızına göre farklı tonlarda yapılır.

Dubleks doppler yönteminden farkı sadece belirlenen vasküler yapıdaki akımın renkli olarak görüntülenmesidir.

Yöntemin kardiyak, periferik vasküler görüntüleme, abdominal derin damarlar, fetüs görüntülenmesi, organ ve tümör perfüzyon araştırmalarında kullanılır.

UG

UG

Renkli Doppler Görüntülemenin Avantajları

Akımın renkli olarak gösterilmesi, çok küçük vasküler yapıların bile görüntülenebilmesini sağlar.

Abdominal ve pelvik organların kanlanmasının değerlendirilmesinde ve tümör damarlanmasının araştırılmasına katkılar sağlar.

Vasküler yapılarla diğer yapıların ayrımı iyi bir şekilde yapılabilmektdir.

Tüm epitel doku altındaki boşluk görüntülenmesini sağladığından lokal bir anormallik kolaylıkla fark edilebilmektedir.

UG

UG

Ultrasonografinin Avantajları Maliyeti ucuzdur.

Aygıtın taşınabilirliği,

Yatağında inceleme imkanı,

Yöntemin uygulamadaki kolaylığı,

İncelemenin herhangi bir riski olmayışı.

Dezavantajları

Ultrasonografinin ısı arttırıcı etkisi ve kavitasyon etkisi vardır. Isı oluşturma etkisi ultrasonografini süresi ve kullanılan frekansla doğru orantılıdır. Kavitasyon etkisi ultrasonografi uygulanan dokuda baloncuklar oluşması şeklinde tanımlanabilir ve doku harabiyetine neden olabilir.