tesmer malatya muhasebe standartlari kavramsal …dosya.malatyasmmmo.org.tr/dosya/tms slyt...

72
TESMER MALATYA MUHASEBE STANDARTLARI KAVRAMSAL ÇERÇEVE Finansal tabloları kullananlar; Mevcut ve potansiyel yatırımcılar Çalışanlar Borç verenler Satıcılar Diğer ticari tedarikçiler şteriler Hükümetler Kamu işletmeleri Genel olarak kamu Bunlar finansal tabloları değişik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanırlar. Tabloların Sorumluluğu: Đşletme yönetimi işletmenin finansal tablolarının hazırlanmasından ve sunumundan sorumludur. Tabloların Amacı: Finansal tabloların amacı, çeşitli kullanıcıların ekonomik kararlar verirken faydalanmaları için işletmenin finansal durumu, performansı(faaliyet sonuçları) ve finansal durumundaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamaktır. Finansal durum Bir işletmenin finansal durumu, kontrol ettiği ekonomik kaynaklardan, finansal yapısından, likit kıymetlerinden, finansal durumunun güçlülüğünden ve içinde bulunduğu koşullardaki değişime ayak uydurma kapasitesinden etkilenir. Finansal durum hakkındaki bilgiler öncelikle bilançoda yer alır. Performans Bir işletmenin halihazırdaki performansı, karlılığı hakkındaki bilgiler, mevcut kaynaklarını kullanarak nakit yaratma kapasitesini tahmin etmeye yarayan bilgiler Finansal durumdaki değişimlerse finansal tablolar arasında yer alan diğer tablolarda gösterilir. Notlar ve Tamamlayıcı çizelgeler Finansal tablolar, notlar ve tamamlayıcı çizelgelerle diğer bilgileri de içerirler.

Upload: others

Post on 05-Jan-2020

43 views

Category:

Documents


4 download

TRANSCRIPT

TESMER MALATYA MUHASEBE STANDARTLARI KAVRAMSAL ÇERÇEVE •Finansal tabloları kullananlar; –Mevcut ve potansiyel yatırımcılar –Çalışanlar –Borç verenler –Satıcılar –Diğer ticari tedarikçiler –Müşteriler –Hükümetler –Kamu işletmeleri –Genel olarak kamu •Bunlar finansal tabloları değişik bilgi ihtiyaçlarını karşılamak için kullanırlar. •Tabloların Sorumluluğu: •Đşletme yönetimi işletmenin finansal tablolarının hazırlanmasından ve sunumundan sorumludur. •Tabloların Amacı: •Finansal tabloların amacı, çeşitli kullanıcıların ekonomik kararlar verirken faydalanmaları için işletmenin finansal durumu, performansı(faaliyet sonuçları) ve finansal durumundaki değişiklikler hakkında bilgi sağlamaktır. •Finansal durum •Bir işletmenin finansal durumu, kontrol ettiği ekonomik kaynaklardan, finansal yapısından, likit kıymetlerinden, finansal durumunun güçlülüğünden ve içinde bulunduğu koşullardaki değişime ayak uydurma kapasitesinden etkilenir. •Finansal durum hakkındaki bilgiler öncelikle bilançoda yer alır. •Performans •Bir işletmenin halihazırdaki performansı, •karlılığı hakkındaki bilgiler, •mevcut kaynaklarını kullanarak nakit yaratma kapasitesini tahmin etmeye yarayan bilgiler •Finansal durumdaki değişimlerse finansal tablolar arasında yer alan diğer tablolarda gösterilir. •Notlar ve Tamamlayıcı çizelgeler •Finansal tablolar, notlar ve tamamlayıcı çizelgelerle diğer bilgileri de içerirler.

•Đşletmenin risklerini ve işletmeyi etkileyebilecek mevcut belirsizlikleri ve bilançoda yer almayan kaynakları ve yükümlülükleri (maden rezervleri gibi) açıklarlar. •Coğrafi dağılım ve endüstriyel bölümlerle ilgili bilgiler ile fiyat değişikliklerinin i şletme üzerindeki etkilerini gösteren bilgiler de tamamlayıcı bilgiler şeklinde verilir. •Muhasebenin Varsayımları •Tahakkuk Esası: •Bu esasa göre, işlemlerin ve diğer olayların etkisi, nakit veya nakit benzerleri alındığında veya ödendiğinde değil, bu işlem ve olaylar olduğu zaman tahakkuk ettirilir ve ilgili oldukları dönemin muhasebe kayıtlarına kaydedilerek o dönemin finansal tablolarında raporlanırlar. •Đşletmenin Devamlılığı: •Finansal tablolar normal olarak işletmenin devamlılığı ve öngörülebilir bir gelecekte de faaliyetlerini sürdüreceği varsayımına dayanılarak hazırlanırlar. •Finansal Tabloların Niteliksel özellikleri •Anlaşılabilirlik •Finansal tablolarda yer alan bilgilerin taşıması gereken önemli bir özellik kullanıcılar tarafından tam olarak anlaşılabilir olmalarıdır. •Đhtiyaca Uygunluk •Bilginin faydalı olabilmesi için kullanıcıların karar vermeleri sırasındaki ihtiyaçlarına uygun olması gerekir. Eğer kullanıcıların ekonomik kararlarını geçmişteki, bugünkü ve gelecekteki olayları değerlendirmelerine yardımcı olmak ya da geçmişteki olayları algılamalarını teyid etmek veya düzeltmek suretiyle etkiliyorsa, bilgi, uygunluk kalitesini taşır. •Finansal tabloların niteliksel özellikleri •Güvenilirlik •Faydalı olması için bilginin güvenilir de olması gerekir. Bilgi önemli hatalar içermiyorsa, önyargılı değilse ve kullanıcılar tarafından bu bilgiye dayanılacaksa bilginin güvenilirlik özelliği vardır. •Kar şılaştırılabilirlik •Kullanıcıların işletmenin finansal tablolarını karşılaştırma imkanları olmalıdır. Önemli bir şartı, muhasebe politikaları, bu politikalarda yapılan değişiklikler ve bu değişikliklerin etkileri hakkında bilgilendirme yapılmasıdır. •Finansal Tabloların unsurları •Finansal durumun ölçümlemesiyle doğrudan ilgili unsurlar: •Varlık, geçmişte olan işlemlerin sonucunda ortaya çıkan ve halihazırda işletmenin kontrolünde olan ve gelecekte işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen değerlerdir. •Borç, geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ödenmesi işletmenin ekonomik fayda sağlayabilecek değerlerinde bir çıkışa neden olacak mevcut yükümlülüklerdir.

•Özkaynaklar, işletmenin varlıklar toplamından yabancı kaynakların indirilmesi suretiyle kalan kısımdır •Finansal Tabloların unsurları •Gelir, muhasebe döneminde, ekonomik yararlarda işletme bünyesine varlık girişi veya diğer şekillerdeki varlık çoğalmaları sonucundaki artışı veya özkaynaklarda hissedarların yatırdıkları fonlar dışındaki kalemlerde artış meydana getiren borçlardaki azalmayı ifade eder. •Giderler, muhasebe döneminde, ekonomik yararlarda varlık çıkışı veya diğer şekillerdeki varlık eksilmeleri sonucundaki azalışları veya özkaynaklarda hissedarlara yapılan ödemelerin sonucunda ortaya çıkan azalmaların dışında özkaynaklarda azalma sonucunu doğuran borçlarda meydana gelen artışları ifade eder. •Finansal Tablo Unsurlarının Tahakuku (Tanınması) •Unsur tanımına giren bir kalem aşağıda belirtilen ölçüt veya koşullara uygun olması halinde bilançoda veya gelir tablosunda gösterilmelidir: •Unsur tanımına giren bu kalem muhtemelen ileride işletmeye ekonomik yarar sağlayacak veya işletmeden ekonomik yarar çıkışına neden olacaktır. •Sözkonusu kalemin maliyeti veya değeri güvenilir bir şekilde ölçümlenebilmelidir. •Varlık ve Borcun tanınması •Bir varlığın gelecekte işletmeye ekonomik yarar girişine neden olacağı muhtemelse ve maliyeti ya da değeri güvenilir bir şekilde ölçümlenebiliyorsa bu varlık bilançoda gösterilir. •Mevcut bir yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik yarar sağlanabilecek kaynakların işletmeden çıkışı gerçekleşecekse ve ortadan kalkacak yükümlülük güvenilir bir şekilde ölçümlenebiliyorsa bilançoda borç tahakkuku yapılır. •Gelirin Tanınması •Güvenilir bir şekilde ölçümlenmek şartıyla, varlıklardaki bir artış ya da borçlardaki bir azalış nedeniyle gelecekte ekonomik yarar artışı olacaksa, gelir tablosunda gelir tahakkuku yapılır. •(Örneğin, mal veya hizmet satışları nedeniyle varlıklardaki net artışlarda veya alacaklının alacağından vazgeçmesi halinde borçlarda meydana gelen azalışlarda olduğu gibi.) •Giderin Tanınması •Varlıklardaki bir azalış ya da borçlardaki bir artış nedeniyle ortaya çıkan ve ölçülebilen bir gelecekteki ekonomik yarar azalması, gelir tablosunda gider olarak tahakkuk ettirilir. •(Örneğin, çalışanların ödemelere hak kazanmasında ya da maddi duran varlıkların amortismanında olduğu gibi.)

•Finansal tablo unsurlarının ölçüm esasları •Ölçüm, finansal tablolarda yer alan unsurların parasal tutarların belirlenmesi işlemini ifade eder. •Finansal tablolarda ölçüm esasları aşağıda belirtilenleri içerir: •Tarihi Maliyet •Cari Maliyet •Gerçekleşebilir Değer (Ödeme Değeri) •Bugünkü Değer TMS-1 FĐNANSAL TABLOLARIN SUNULU ŞU

•Amaç;

•Bu standardın amacı,Đşletmenin genel amaçlı finansal tablolarının önceki dönemin tablolarıyla ve diğer işletmelerin tablolarıyla karşılaştırılmasına olanak verecek biçimde sunulması için gerekli olan temel unsurları açıklamaktır. •Finansal tabloların Amacı •Finansal tablolar işletmenin finansal durumunun ve finansal performansının biçimlendirilmiş sunumudur. Finansal tabloların amacı, geniş bir kullanıcı kitlesinin ekonomik kararlar almalarına yardımcı olan işletmenin finansal durumu, finansal performansı ve nakit akışları hakkında bilgi sağlamaktır. Ayrıca finansal tablolar, yöneticilerin kendilerine emanet edilen kaynakları ne etkinlikte kullandıklarını da gösterir. •Finansal Tabloların Amacı •Finansal tablolar bu amaca ulaşmak için işletmeyle ilgili aşağıdaki bilgileri sunar: •Varlıklar; •Borçlar; •Özkaynaklar; •Gelir ve giderler, karlar ve zararlar dahil; •Ortakların ortak olmaları sebebiyle yaptıkları katkılar ve ortaklara yapılan dağıtımlar ve •Nakit akışları. •Bu bilgi, dipnotlarda yer alan diğer bilgilerle birlikte finansal tablo kullanıcılarının işletmenin gelecekteki nakit akışlarını ve özellikle bunların zamanını ve kesinliklerini tahmin etmelerine yardımcı olur. •Tam Bir Finansal Tablo Seti •Tam bir finansal tablolar seti aşağıdakileri içerir: • a)Dönem sonu finansal durum tablosu (bilanço); • b)Döneme ait kapsamlı gelir tablosu • c) Döneme ait özkaynak değişim tablosu • d)Döneme ait nakit akış tablosu ve • e)Önemli muhasebe politikalarını özetleyen dipnotlar ve diğer açıklayıcı notlar. • •Bir işletme, Standartta kullanılan başlıklar dışındaki başlıkları finansal tablolarında kullanabilir.

•Finansal Tabloların Gerçeğe Uygun Sunuluşu •Finansal tablolar işletmenin finansal durumunu, finansal performansını ve nakit akışlarını gerçeğe uygun olarak sunar. •Gerçeğe uygun sunuş, işlemlerin sonuçlarının, diğer olayların ve koşulların Kavramsal Çerçeve’de belirtilen varlık, borç, gelir ve gider tanımlarına ve muhasebeleştirme kriterlerine sadık kalınarak sunulması demektir. •Đşletmenin sürekliliği; •Yönetim, finansal tabloları düzenlerken işletmenin faaliyetlerini süreklilik içerisinde devam etme yetisini değerlendirir. Yönetimin şirketi tasfiye etme veya ticari faaliyetini sona erdirme niyeti veya mecburiyeti yoksa finansal tablolar süreklilik kavramına göre düzenlenir. •Muhasebenin Tahakkuk Esası; •Đşletme, nakit akış tablosu hariç, tüm finansal tablolarını muhasebenin tahakkuk esasına göre düzenler. •Muhasebenin tahakkuk esası kullanıldığı zaman işletme, kalemleri Kavramsal Çerçevede bunlar için verilen tanımlara ve tahakkuk kriterlerine uydukları takdirde varlıklar, borçlar, özkaynaklar, gelirler ve giderler (finansal tabloların unsurları) olarak muhasebeleştirir •Önemlilik ve birleştirme; •Đşletme, benzer kalemlerden oluşan her bir önemli sınıfı, finansal tablolarda ayrı bir biçimde gösterir. Đşletme, nitelikleri ve işlevleri itibariyle farklı olan kalemleri de, önemsiz olmadıkları takdirde, ayrı olarak sunar. •Netleştirme (Mahsup) •Đşletme, bir TFRS zorunlu kılmadıkça veya izin vermedikçe varlıkları ve borçları ya da gelirleri ve giderleri netleştiremez. •Kar şılaştırmalı Bilgi •Bir başka TFRS’de tersine bir hüküm yoksa işletme, cari dönem finansal tablolarında raporlanan tüm tutarlara ilişkin olarak önceki dönem ile karşılaştırmalı bilgileri sunmalıdır. Cari dönemin finansal tablolarının anlaşılması için gerekli olduğu takdirde metinsel ve tanımsal bilgiler için karşılaştırmalı bilgi verilmelidir.

•Finansal Tabloların Tanımlanması •Đşletme, her finansal tablosunu ve dipnotlarını açıkça tanımlamalıdır. Ayrıca işletme, aşağıdaki bilgileri de açık bir biçimde göstermeli ve bilgilerin doğru dürüst anlaşılması için gerektiğinde bunları tekrarlamalıdır: –Raporlayan işletmenin adı veya diğer kimlik bilgileri ve bu bilgide önceki raporlama döneminden bu yana olan değişiklikler, –Finansal tabloların tek bir şirketi mi yoksa şirketler grubunu mu içerdiği, –Raporlama dönemi sonu (bilanço tarihi) veya finansal tablo ve dipnotların kapsadığı dönem, –TMS 21 ‘de tanımlandığı gibi, sunum para birimi ve –Finansal tabloda sunulan tutarların yuvarlanma derecesi.

•Raporlama Sıklığı •Bir işletme, tam bir finansal tablolar setini (karşılaştırılabilir bilgileri içerecek şekilde) en az yılda bir kez sunmalıdır. Bir işletme, raporlama dönemi sonunu (bilanço tarihini) değiştirdiğinde ve finansal tablolarını bir yıldan daha uzun ya da daha kısa bir dönem için hazırladığında, finansal tabloların kapsadığı dönemin açıklanmasına ilaveten aşağıdaki bilgileri de açıklamalıdır: •Finansal tablolarının bir yıldan daha uzun ya da daha kısa bir dönemi kapsamasının nedeni ve •Finansal tablolarında sunulan tutarların tümüyle karşılaştırılabilir olmadığı •Finansal Durum tablosu (Bilanço) •Bir kuruluş, likidite temeline dayalı sunumun daha güvenilir ve yararlı bilgi sağladığı durumlar hariç, dönen ve duran varlıklarını ve kısa ve uzun vadeli yükümlülüklerini bilançoda ayrı ayrı sınıflandırarak sunacaktır. •Hangi sunum yöntemi kullanılırsa kullanılsın ; (a) bilanço tarihinden itibaren on iki ay içinde; ve (b) bilanço tarihinden itibaren on iki ayı aşan sürede ödenmesi ve tahsili beklenen tutarları birlikte içeren her varlık ve borç kalemi için kuruluş, oniki aydan uzun vadede gerçekleşmesi beklenen tahsilat ve ödeme tutarlarını açıklayacaktır. •Dönen Varlık- Duran Varlık •Bir varlık aşağıdaki kriterlerden herhangi birine uyduğu takdirde dönen varlık olarak sınıflandırılır: –işletmenin normal faaliyet dönemi içinde paraya çevrilmesinin, satılmasının veya tüketilmesinin beklenmesi; –özellikle ticari amaçla elde bulundurulması; –bilanço gününden sonra on iki ay içinde paraya çevrilmesi; veya –(TMS 7) Nakit Akış Tablosu’nda tanımlandığı gibi bilanço tarihinden sonra en az on iki ay içinde bir borcun ödenmesi için kullanılmak üzere veya başka bir nedenle sınıflandırılmamış olmak koşuluyla, nakit veya nakit benzeri olanlar. •Diğer tüm varlıklar duran varlık olarak sınıflanacaktır. •Kısa vadeli Y.K –Uzun vadeli Y.K •Bir yabancı kaynak aşağıdaki kriterlerden birine uyduğu takdirde kısa vadeli olarak sınıflandırılır: a) kuruluşun normal faaliyet dönemi içinde ödenmesinin beklenmesi; b) özellikle ticari amaçla elde tutulması; c) bilanço gününden sonra on iki ay içinde ödenecek olması; veya d) kuruluşun borcunu, bilanço gününden sonra en az on iki ay içinde ödemesini erteleyecek koşulsuz bir hakkının olmaması. •Bilanço Kalemleri

•Bu Standart kalemlerin hangi sıra ve biçimde sunulacağını açıklamaz. Bilançoda ayrı olarak sunulmaya yeter ölçüde birbirlerinden nitelik ve işlev olarak farklı olan kalemlerin, bir listesini verir. •a) maddi duran varlıklar, •b) yatırım malları; (Yatırım amaçlı gayrimenkuller) •c) maddi olmayan duran varlıklar, •d) finansal varlıklar (e), (h) ve (i) şıklarında gösterilenler hariç; •e) özkaynak yöntemine göre izlenen yatırımlar, (iştirakler, bağlı ortaklıklar) •f) biyolojik varlıklar; •g) stoklar, •h) ticari ve diğer alacaklar; •i) nakit ve nakit benzerleri; •j) ticari ve diğer borçlar; •k) karşılıklar; •l) finansal borçlar ( (j) ve (k) şıklarında gösterilenler hariç); •m) TMS 12’de tanımlandığı gibi, dönem vergisiyle ilgili borçlar ve varlıklar; •n) TMS 12’de tanımlandığı gibi, ertelenen vergi borçları ve ertelenen vergi varlıkları; •o) Özkaynaklarda gösterilen azınlık hakları; ve •p) Ana şirketin ortaklarına ait çıkarılmış sermaye ve yedekler. •Gelir Tablosu •Bir işletme bir dönemde muhasebeleştirilen tüm gelir ve gider kalemlerini: •(a) Tek bir kapsamlı gelir tablosunda veya •(b) kar veya zarar bileşenlerini gösteren bir tablo (bireysel gelir tablosu) ve kar veya zararla başlayan ve diğer kapsamlı gelir bileşenlerini gösteren ikinci bir tablo (kapsamlı gelir tablosu) olmak üzere iki tabloda sunar. •Özkaynak Değişim Tablosu •Đşletme, tabloda aşağıda sayılanları göstererek özkaynak değişim tablosunu sunacaktır: •(a) ana ortaklığın sahiplerine ve kontrol gücü olmayan paylarına (azınlık paylarına) ili şkin toplam tutarları ayrı olarak gösteren, döneme ilişkin toplam kapsamlı gelir; (b)her bir özkaynak bileşeni için, TMS 8’e göre muhasebeleştirilen, geçmişe yönelik uygulama ve düzeltmelerin etkileri; •Đşletme, özkaynak değişim tablosunda veya dipnotlarda dönem içinde ortaklara dağıtılmak üzere muhasebeleştirilen temettü tutarını ve hisse başına düşen tutarı açıklar. –Finansal tabloların düzenlenmesinde kullanılan temeller ve özel muhasebe politikalarıyla ilgili bilgileri sunacak; –Bilanço, gelir tablosu, özkaynak değişimler tablosu veya nakit akış tablosunda yer almayan fakat bunların herhangi birinin anlaşılması için geçerli olan ek bilgiyi sağlayacaktır.

•Dipnotlar, mümkün olduğu ölçüde, sistematik bir biçimde sunulacaktır. •Bilanço, gelir tablosu, özkaynaklar değişim tablosu ve nakit tablosundaki her kalem, dipnotlarda verilen ilgili bilgiye atıfta bulunacaktır. TMS-2 STOKLAR •Tanımlar; •Stoklar; •(a) Đşin normal akışı içinde ( olağan işletme faaliyetleri kapsamında ) satılmak için elde tutulan ; •(b) Satılmak üzere üretilmekte olan ; ya da •(c) Üretim sürecinde ya da hizmet sunumunda kullanılacak ilk madde ve malzemeler şeklinde bulunan varlıklardır. •Net gerçekleşebilir değer; işin normal akışı içinde , tahmini satış fiyatından, tahmini tamamlanma maliyeti ve satışı gerçekleştirmek için gerekli tahmini satış giderleri toplamının, düşürülmesiyle elde edilen tutarı ifade eder. •Gerçeğe uygun değer; Karşılıklı pazarlık ortamında , bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi yada bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gerken tutardır. •Stokların Değerlemesi •Stoklar, maliyet ve net gerçekleşebilir değerin düşük olanı ile değerlenir. •Stokların Maliyeti •Stokların maliyeti; tüm satın alma maliyetlerini, dönüştürme maliyetlerini ve stokların mevcut durumuna ve konumuna getirilmesi için katlanılan diğer maliyetleri içerir. •Satın alma maliyeti; •Stokların satın alma maliyeti ; –satın alma fiyatı, –ithalat vergileri –diğer vergiler(firma tarafından vergi idaresinden iade alınabilecekler hariç) –nakliye, –yükleme boşaltma maliyetleri ile –mamul, malzeme ve hizmetlerin elde edilmesiyle doğrudan bağlantısı kurulabilen diğer maliyetleri içerir. •Ticari iskontolar ve benzeri diğer indirimler, satın alma maliyetinin belirlenmesinde indirim konusu yapılır. •Dönüştürme Maliyeti; •Stokların dönüştürme maliyetleri; direk işçilik giderleri gibi, üretimle doğrudan ilişkili maliyetleri kapsar.

•Bu maliyetler ayrıca ilk madde ve malzemenin mamule dönüştürülmesinde katlanılan sabit ve değişken genel üretim giderlerinden sistematik bir şekilde dağıtılan tutarları da içerir. •Diğer Maliyetler; •Stokların maliyetine alınmayan ve oluştukları dönemin gideri olarak kabul edilen giderlere ili şkin örnekler şöyledir: –Normalin üstünde gerçekleşen, ilk madde ve malzeme (fire ve kayıplar), işçilik ve diğer üretim maliyetleri –Bir sonraki üretim aşaması için zorunlu olanlar dışındaki depolama giderleri –Stokların bulunduğu konum ve duruma gelmesinde katkısı olmayan genel yönetim giderleri; ve –Satış giderleri. •Yalnızca özellikli varlık niteliğinde olan ve satılabilir duruma getirilmesi uzun bir süreyi gerektiren stoklar için katlanılan borçlanma maliyetleri stok maliyetine verilebilir. •Bir işletme stokları vadeli ödeme koşuluyla almış olabilir. Anlaşma, peşin alım fiyatı ile ödenen fiyat arasında bir fark olan finansman unsuru içerdiği takdirde, bu unsurlar finanse edildiği dönemde faiz gideri olarak muhasebeleştirilir. •Hizmet Sunan Đşletmelerde Stok Maliyeti •Verilen hizmetle ilgili hasılatın mali tablolara gelir olarak yansıtılmadığı durumlarda ilgili giderler stok hesabına yansıtılır. • Hizmet sunan işletmelerde stokların maliyeti, esas olarak, kontrol işlemlerini yürüten personel dahil olmak üzere, hizmetin sunulmasında doğrudan görev alan personelin işçilik ücretleri ve diğer maliyetleri ile bunlarla ilişkili olabilecek genel giderleri içerir. • Satış ve genel yönetim ile ilgili personelin işçilik ücretleri ve bunlarla ilgili diğer giderleri, hizmetin maliyetine dahil edilmez. •Bu giderler, gerçekleştiği dönemde gider olarak mali tablolara alınır. • Hizmet sunan bir işletmenin stoklarının maliyeti, kar marjını veya işletmeler tarafından fiyatlara dahil edilen üretimle ilgili olmayan maliyetleri içermez. •Maliyetin Ölçümü ile ilgili Teknikler •Perakende yöntemi: •Bu yöntemde, stokların maliyeti, stokların satış değerinden uygun bir brüt kar marjının düşülmesi suretiyle bulunur. •Çoğunlukla, her perakende satış bölümü için ortalama bir yüzde kullanılır. •Standart Maliyet Yöntemi; • Sonuçlar maliyete yakınsa, stok maliyetinin ölçümüyle ilgili standart maliyet yöntemi tekniği kullanılabilir. Standart maliyet hesabında, ilk madde ve malzemelerin, işçiliğin, verimliliğin ve

kapasite kullanım oranlarının normal düzeyleri dikkate alınır. Standart maliyetler düzenli olarak gözden geçirilir ve gerek görülürse mevcut koşullar dikkate alınarak yeniden belirlenir •Stok Maliyetlerini Hesaplama Yöntemleri •Gerçek parti maliyet yöntemi: •Normal şartlarda birbirleri ile ikame edilemeyen stok kalemleri ile özel projeler için üretilen veya satın alınan mal veya hizmetlerin maliyeti, her bir varlığa ilişkin özel maliyeti dikkate alınarak belirlenir. •Maliyetin özel olarak belirlenmesi, maliyetin belirlenen stok kalemleriyle ilişkilendirilmesini ifade eder. •FĐFO ve Ağırlıklı Ortalama Maliyet Yöntemleri: •Ortalama maliyet periyodik bazda (Dönem sonu ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi) veya her bir ek alım/üretim sonrasında (hareketli ağırlıklı ortalama maliyet yöntemi)hesaplanabilir. •Bir işletme benzer özelliklere ve benzer kullanıma sahip tüm stoklar için aynı maliyet hesaplama yöntemini kullanır. •Net Gerçekleşebilir Değer •Stokların maliyeti; stokların zarar görmesi, kısmen veya tamamen kullanılmaz hale gelmesi ya da satış fiyatlarının düşmesi gibi durumlarda geri kazanılamayabilir ve stok maliyeti geri kazanılabilir tutardan daha yüksek olabilir. •Stokların maliyeti, tahmini tamamlanma maliyeti veya tahmini satış maliyetinin artması durumunda da geri kazanılamayabilir. •Stoklar mali tablolarda, kullanımları veya satılmaları sonucunda elde edilmesi beklenen tutardan daha yüksek bir bedelle izlenemez. •Maliyetlerin kullanım veya satış sonucu elde edilecek tutardan yüksek olması durumunda, stok değer düşüklüğü karşılığı ayrılır. •Stok maliyetlerinin net gerçekleşebilir değere indirgenmesi, stokların maliyet veya net gerçekleşebilir değerden düşük olanıyla değerleme ilkesiyle uyumludur. •Gider Olarak Kaydetme •Stoklar satıldığında, bu stokların kayıtlı değeri, bu stoklarla ilgili hasılatın finansal tablolara alındığı dönemde gider olarak muhasebeleştirilir. •Değer düşüklüğü karşılık tutarları ve stoklarla ilgili kayıplar, indirgemenin ve kayıpların oluştuğu dönemde gider olarak muhasebeleştirilir. •Đşletmelerde kullanılmak üzere imal ve inşa edilen varlıklar için kullanılan stoklar, bu varlıkların maliyetine yüklenerek varlıkların hizmet süresi içinde gidere dönüştürülür.

•Đptal edilen stok değer düşüklüğü karşılığı o dönemde karşılık gideri olarak yazılan tutardan mahsup edilir. •Đptal edilen karşılık tutarı hesap dönemi içinde ayrılan karşılık giderlerinden fazla olması durumunda, aradaki fark konusu kalmayan karşılık olarak gelir kaydedilir. TMS-7 NAK ĐT AKI Ş TABLOLARI •Amaç; •Bir işletmenin nakit akışlarına ilişkin bilgiler, finansal tablo kullanıcılarına, işletmenin nakit ve nakit benzeri yaratma yeteneğini ve işletmenin bu nakit akışlarını kullanma ihtiyacını değerlendirebilmelerinde dayanak oluşturması bakımından faydalıdır. •Bu Standardın amacı, işletme, yatırım ve finansman faaliyetlerinden dönem buyunca elde edilen nakit akışlarını sınıflandıran nakit akış tablosu vasıtasıyla, bir işletmenin nakit ve nakit benzerlerindeki tarihi değişikliklere ili şkin bilgi sağlaması hususunu düzenlemektedir. •Tanımlar; •Nakit: Đşletmedeki nakit ile vadesiz mevduatı, •Nakit benzeri: Tutarı belirli bir nakde kolayca çevrilebilen kısa vadeli ve yüksek likiditeye sahip ve değerindeki değişim riski önemsiz olan yatırımları, •Nakit akışları: Nakit ve nakit benzerlerinin giriş ve çıkışlarını, •Đşletme faaliyetleri: Bir işletmenin ana gelir getirici faaliyetleri ile yatırım ve finansman faaliyeti olmayan diğer faaliyetleri, •Yatırım faaliyetleri: Uzun vadeli varlıkların ve nakit benzerleri içerisinde yer almayan diğer yatırımların elde edilmesi ve elden çıkarılmasına ilişkin faaliyetleri, •Finansman faaliyetleri: öz kaynaklar (Öz sermaye) ile yabancı kaynakların (borçlanmaların) yapısında ve tutarında değişiklik meydana getiren faaliyetleri, •ifade eder. •Nakit Akı ş Tablosunun Sunumu; •Nakit akış tablosunda, döneme ilişkin nakit akışları işletme, yatırım ve finansman faaliyetlerine dayalı bir biçimde sınıflandırılarak raporlanır. •Tek bir işlem, farklı şekilde sınıflandırılan nakit akışları içerebilir. Örneğin, bir kredi geri ödemesi hem faiz hem de anapara ödemesini içerir, faiz işletme faaliyeti olarak sınıflanırken anapara finansman faaliyeti olarak sınıflanır. •Đşletme Faaliyeti

•Đşletme faaliyetlerinden kaynaklanan nakit akışları, genellikle işletmenin ana gelir getirici faaliyetleriyle ilgili olup, net karın veya zararın belirlenmesinde yer alan işlem ve olaylardan kaynaklanır. a) Satılan mallardan ve verilen hizmetlerden (satışlardan) elde edilen nakit girişleri b) Royalti, ücret, komisyon ve diğer hasılatla ilgili nakit girişleri, c) Mal ve hizmetler için yapılan ödemelerden kaynaklanan nakit çıkışları, d) Çalışanlara ve çalışanlar adına yapılan ödemelerden kaynaklanan nakit çıkışları, e) Sigorta şirketlerinin aldığı veya ödediği primler, tazminatlar, yıllık ödemeler ve poliçeyle ilgili diğer yükümlülükler nedeniyle oluşan nakit giriş ve çıkışları, f) Finansman veya yatırım faaliyeti ile doğrudan ilgili olmadığı sürece kurum kazancı üzerinden hesaplanan diğer vergiler ile ilgili nakit çıkışları veya söz konusu vergiler kapsamında alınan vergi iadeleri ile ilgili nakit girişleri, g) Alım satım amaçlı elde bulundurulan sözleşmelerle ilgili nakit girişleri ve çıkışları. •Yatırım Faaliyetleri; •Yatırım faaliyetleriyle ilgili nakit akışları, gelir ve nakit akışı sağlama amacına yönelik olarak ayrılan kaynakların gösterimini sağlamak amacıyla ayrı olarak gösterilir. a) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun vadeli varlıkların alımı ile ilgili nakit çıkışları. b) Maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve diğer uzun vadeli varlıkların satışı ile ilgili nakit girişleri; c) Başka bir işletmeye iştirak etmek veya o işletmenin borçlanma aracını satın almak için ve müşterek yönetime tabi teşebbüse(Đş ortaklığına) katılmak için yapılan nakit çıkışları; d) Başka bir işletmenin hisse senedinin veya borçlanma aracının veya işletmenin bir müşterek yönetime tabi teşebbüsteki(Đş ortaklıklarındaki) payının satılması sonucu elde edilen nakit girişleri; e) Đşletmeler tarafından üçüncü kişilere verilen avans ve borçlara ilişkin nakit çıkışları; f) Đşletmelerin üçüncü kişilere verdikleri avans,kredilerden yapılan tahsilatlar, •Finansman Faaliyetleri; •Finansman faaliyetlerine ilişkin nakit akışları, işletmeye sermaye sağlayanların işletmenin gelecekteki nakit akışlarından talep edecekleri kısmın belirlenmesini sağlamak üzere ayrı olarak açıklanır. •a) Hisse senedi ve diğer öz sermaye araçlarının ihracından sağlanan nakit girişleri, •b) Sermayenin azaltılması veya işletmenin kendi hisse senetlerini almasıyla ilgili nakit çıkışları, •c) Borçlanma araçları ihracı ve diğer uzun ve kısa vadeli krediler ile sağlanan nakit girişleri, •d) Borç ödemelerine ilişkin nakit çıkışları, •e) Finansal kiralama sözleşmelerinden kaynaklanan borç ödemelerine ilişkin nakit çıkışları •Nakit akış tablosunda, faiz ve temettülere ilişkin nakit giriş ve çıkışları ayrı ayrı açıklanır. Bu kalemlerin her biri dönemler arasında tutarlı bir şekilde işletme, yatırım veya finansman faaliyetleriyle ilgili oluşlarına göre sınıflandırılır.

•Vergilerle ilgili nakit akışları ayrıca açıklanır ve bu nakit akışları, açık olarak finansman ve yatırım faaliyetleriyle ilişkili olmadıkları takdirde işletme faaliyetlerinden nakit akışı olarak sınıflandırılır. •Đşletme Faaliyetlerinden Sağlanan nakit akışlarının raporlanması •Đşletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışları aşağıdaki yöntemlere göre raporlanabilir. •a) Brüt nakit girişleri ve brüt nakit çıkışlarına ait ana grupların belirtildiği Brüt (Dolaysız) yönteme* göre, veya •b) Net kar/zararın, gayri nakdi işlemlerin, geçmiş veya gelecek işlemlerle ilgili nakit giriş veya çıkışları tahakkuklarının veya ertelemelerinin ve yatırım veya finansman faaliyetleriyle ilgili nakit akışlarına ilişkin gelir veya gider kalemlerinin etkilerine göre düzeltildiği net (dolaylı) yönteme göre. • * Türkiye Muhasebe Standartları Kurulunca, uygulama birliğinin sağlanması bakımından nakit akış tablolarının Türkiye içinde raporlanmasında, brüt (dolaysız) yöntemin uygulanması tercih edilmiştir . •Brüt(Dolaysız)Yönteme göre raporlama •Đşletmelerin , işletme faaliyetlerine ilişkin nakit akışlarını brüt (dolaysız)yönteme göre raporlaması tercih edilmektedir. •Brüt yöntem, gelecekteki nakit akışlarının tahmin edilmesi açısından yararlı bilgiler verirken, net (dolaylı) yöntemde bu mümkün değildir. •Brüt yöntemde , önemli brüt nakit giriş ve çıkışları aşağıdaki kaynaklardan sağlanabilir: •(a) Đşletmenin muhasebe kayıtlarından veya , •(b) Satışlar, satışların maliyeti ( finansal bir kuruluş için faiz, benzeri gelir ile giderler) ve gelir tablosundaki diğer kalemlerin: •Dönem içerisinde stoklar, faaliyetle ilgili ticari alacak ve borçlardaki değişiklikler, •Diğer nakit giriş ve çıkışı gerektirmeyen kalemler ve, TMS-8 MUH.POL ĐTĐKALARI,MUH.TAHM.DE ĞĐŞĐKL ĐKLER VE HATALAR •Amaç; •Bu standardın amacı; muhasebe politikalarının seçilmesine ve değiştirilmesine ilişkin kriterleri belirlemek ve muhasebe politikalarında ve tahminlerinde meydana gelen değişikliklerin ve hataların düzeltilmesine ilişkin muhasebeleştirme ve açıklama esaslarını düzenlemektir. •Tanımlar;

•Muhasebe politikaları; finansal tabloların hazırlanmasında ve sunulmasında işletmeler tarafından kullanılan belirli ilkeler, esaslar, gelenekler, kurallar ve uygulamalardır. •Muhasebe tahminlerindeki değişiklik; bir varlık veya yabancı kaynağın defter değerinin veya bunların cari durumunun saptanmasından ve gelecekte beklenen fayda ve yükümlülüklerinin değerlendirilmesinden kaynaklanan, dönemsel kullanım tutarının değişimi nedeni ile yapılması gereken düzeltmelerdir. Muhasebe tahminlerindeki değişiklikler, yeni bir bilgiden veya gelişmeden kaynaklanır, dolayısıyla, hataların düzeltilmesi anlamına gelmez. •Geçmiş dönem hataları; Đşletme’nin bir veya daha önceki finansal tablolarında, güvenilir bilgiyi kullanmaması veya yanlış kullanması sonucu ortaya çıkan aşağıda sıralanan, ihmaller veya yanlış bilgilendirmelerdir. •Güvenilir bilgi; finansal tabloların onaylanması sırasında mevcut olan ve finansal tabloların hazırlanması ve sunulması esnasında elde edilebilir olması ve dikkate alınmış olması beklenen bir bilgi olmalıdır. •Bu tip hatalar; matematiksel hataları, muhasebe politikalarının uygulanmasındaki yanlışlıkları, yolsuzlukları ve bilgilerin yanlış yorumlanmasından veya yönetilmesinden kaynaklanan etkileri içerir. •Geriye dönük uygulama; yeni bir muhasebe politikasının işlemlere, olaylara ve koşullara, söz konusu politika hep kullanımdaymış gibi uygulanmasıdır. •Geriye dönük yeniden düzenleme; geçmiş dönem hatalarının düzeltilerek, düzeltilmiş tutarların finansal tablolarda hiç hata olmamış gibi yer alması, ölçülmesi ve açıklanmasıdır. •Geçmiş bir dönemle ilgili muhasebe politikalarındaki değişikli ğin etkileri veya hataların düzeltilmesi ancak aşağıdaki durumlar geçerli olduğunda geçmişe dönük olarak uygulanmayabilir; –Geçmişe dönük uygulamanın veya yeniden düzenlemenin etkileri saptanamıyorsa, –Geçmişe dönük uygulama veya yeniden düzenleme, yönetimin ilgili geçmiş dönemdeki niyetine yönelik tahminleri gerektiriyorsa, –Geçmişe dönük uygulama veya yeniden düzenleme; tutarların belirlenmesinde önemli tahminler gerektiriyorsa ve bu tahminlerle tarafsız bilgiler arasındaki faklılıkların saptanması olanaksızsa •Muhasebe politikasındaki değişikliklerin ve muhasebe tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin ileriye dönük olarak uygulanması; –(a)Yeni bir muhasebe politikasındaki değişikli ğin işlemlere, olaylara ve koşullara, söz konusu politikanın değiştirildi ği tarihten sonraki dönemlerde uygulanmasını,

–(b)Muhasebe tahminlerindeki değişikliklerin etkilerinin değişiklikten etkilenen cari ve gelecekteki dönemlerde finansal tablolara alınmasını gerektirir. •Muhasebe Politikalarının Tutarlılı ğı •Bir standart veya yorumun farklı bir uygulamayı veya sınıflamayı gerektirdiği veya bunlara izin verdiği durumlar dışında; işletme benzer işlemler, diğer olaylar ve durumlarda tutarlı muhasebe politikaları seçmeli ve uygulamalıdır. •Bir standart veya yorum böyle bir sınıflamayı gerektiriyor veya buna izin veriyorsa, her bir sınıf için uygun bir muhasebe politikası seçilmeli ve tutarlı bir şekilde uygulanmalıdır. •Muhasebe Politikalarında Değişiklikler •Bir işletme muhasebe politikalarını ancak; aşağıdaki hallerde değiştirebilir; –Bir Standart veya Yorum tarafından gerekli kılınıyorsa veya –işletmenin finansal durumu, performansı veya nakit akışları üzerindeki işlemlerin ve olayların etkilerinin finansal tablolarda daha uygun ve güvenilir bir şekilde sunulmasını sağlayacak nitelikte ise. •Aşağıdakiler muhasebe politikalarında değişiklik sayılmaz; –Daha önce meydana gelenlerden özü itibariyle farklı olan işlem veya olaylar için bir muhasebe politikasının uygulanması, –Daha önce ortaya çıkmamış veya önem arz etmemiş işlem veya olaylar için yeni bir muhasebe politikasının uygulanması •Muhasebe Politikalarındaki Değişikliklerin Uygulanması •Bir işletme yeni bir Standardın veya Yorumun uygulanmasını varsa söz konusu Standartta veya Yorumda yer alan geçiş hükümlerine uygun bir şekilde yapmalıdır. •Đlgili Standart veya Yorumda herhangi bir geçiş hükmü yer almıyorsa, işletme muhasebe politikasındaki değişikli ği geçmişe dönük olarak uygulamalıdır. •Muh. Pol. Değ. Geçmişe dönük Uygulanması •Muhasebe politikalarındaki değişiklik geçmişe dönük uygulanırsa, işletme etkilenen her bir özkaynak kaleminin finansal tablolarda yer verilen en eski döneme ait açılış tutarını düzeltmeli ve bu yeni muhasebe politikası eskiden beri uygulanıyormuşçasına önceki dönemlerle karşılaştırılabilir bilgileri sunmalıdır. •Muhasebe politikasındaki değişiklikle ilgili döneme özgü etki uygulanamazsa, Đşletme muhasebe politikasındaki değişikli ği geçmişe dönük uygulamanın uygulanabilir olduğu en yakın dönemin başı itibariyle ki bu cari dönem olabilir varlık ve yabancı kaynak hesaplarına uygulamalı ve özkaynakların tüm etkilenen kalemlerinin açılış bakiyelerinde buna paralel bir düzeltme yapmalıdır.

•Muhasebe Tahminlerindeki Değişiklikler •Birçok finansal tablo kalemleri, işletme faaliyetlerindeki mevcut belirsizlikler nedeniyle tam olarak ölçülemez, ancak tahmin edilebilirler. •Tahminler en güncel ve güvenilir bilgilere dayanılarak yapılır. Örneğin; (a) Şüpheli alacaklar, (b) Kullanımdan kalkmış stoklar, (c) Finansal varlıkların veya yükümlülüklerin gerçeğe uygun değerleri, (d) Amortismana tabi varlıkların faydalı ömürleri ya da gelecekteki ekonomik faydalarının beklenen yararlanma şekilleri, (e) Garanti yükümlülükleri hakkında tahminler yapmak gerekebilir. •Makul tahminlerin kullanılması, finansal tabloların düzenlenmesinde vazgeçilmez bir unsurdur ve bu durum finansal tabloların güvenilirliğini olumsuz yönde etkilemez. •Uygulanan değerleme yönteminde yapılan bir değişiklik muhasebe tahmini değişikli ği değil, bir muhasebe politikası değişikli ğidir. •Muhasebe politikasındaki bir değişiklik ile muhasebe tahminindeki bir değişikli ği ayırmanın zor olduğu hallerde değişiklik, bir muhasebe tahmini değişikli ği olarak kabul edilir. •Muhasebe tahminlerindeki değişikli ğin etkileri varlık, yabancı kaynak veya özkaynak kalemlerinde değişiklik yaratıyorsa, ilgili varlık, yabancı kaynak veya özkaynak kaleminin defter değerleri değişikli ğin yapıldığı dönemde düzeltilmelidir. •Yukarıdaki değişiklikler dışında, bir muhasebe tahminindeki değişikli ğin etkisi ileriye dönük olarak, kar veya zarar ile ilişkilendirilerek aşağıda belirtilen dönemlerde finansal tablolara yansıtılmalıdır: (a) sadece değişikli ğin yapıldığı cari dönem ile ilgiliyse değişikli ğin yapıldığı dönemde veya; (b) gelecek dönemler ile de ilgiliyse hem değişikli ğin yapıldığı dönemde hem de gelecek dönemlerde finansal tablolara yansıtılmalıdır. •Hatalar •Hatalar, finansal tablo kalemlerinin tanınması, ölçülmesi, sunulması ve açıklaması sırasında ortaya çıkar. •Eğer finansal tablolar, önemli bir hata veya Đşletme’nin finansal durumunu, finansal performansını veya nakit akışlarını yanlış göstermeye yönelik önemsiz de olsa kasıtlı yapılmış ön bir hatayı içeriyorsa, TFRS’ye uygun değildir. •Cari dönemde yapılan hatalar finansal tablolar onaylanmadan önce saptanırsa cari dönemde düzeltilmelidir.

•Ancak bazı durumlarda hatalar, sonraki dönemlerde farkedilir ve bu geçmişe yönelik hatalar karşılaştırmalı bilgilerde izleyen dönemlere ilişkin finansal tablolarda düzeltilir. •Geçmişe dönük yeniden düzenlemelere ilişkin kısıtlamalar •Hataya ilişkin döneme özgü veya kümülatif etkilerin hesaplanamadığı durumlar haricinde önceki dönem hataları geriye yönelik yeniden düzenleme yoluyla düzeltilirler. •Hataya ilişkin karşılaştırma amacıyla sunulmuş olan dönem ya da dönemlere özgü etkilerin hesaplanamadığı durumlarda, Đşletme, geriye yönelik yeniden düzenlemenin mümkün olduğu en eski dönemin varlık, yabancı kaynak ve özkaynaklarının açılış tutarlarını yeniden düzenler (bu cari dönem de olabilir). •Hataya ilişkin tüm geçmiş dönemlerin kümülatif etkisinin cari dönemin başı için hesaplanamadığı durumlarda, Đşletme, karşılaştırmalı bilgilerini uygulamanın mümkün olduğu en yakın dönemin başından itibaren ileriye yönelik olarak yeniden düzenler. •Geçmişe dönük uygulamada veya yeniden düzenlemede tatbik edilememe durumu •Bazı durumlarda, cari dönemde karşılaştırılabilirlik sağlanması amacıyla, bir veya daha önceki geçmiş dönemlere ilişkin karşılaştırmalı bilgilerin düzeltilmesi uygulanabilir değildir. •Örneğin; geçmişe dönük uygulama gerektiren yeni bir muhasebe politikasına veya geçmişe dönük yeniden düzenleme gerektiren geçmiş dönem hatalarının düzeltilmesine ilişkin bilgilerin toplanması veya bu bilgilerin yeniden derlenmesi mümkün olmayabilir. TMS-10 BĐLANÇO TAR ĐHĐNDEN SONRAKĐ OLAYLAR •Bu standardın amacı; •(a) bir işletmenin, raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ortaya çıkan olaylar nedeniyle finansal tablolarında hangi durumlarda düzeltme gerekeceğini ve •(b) finansal tabloların yayımı için onayın verildiği tarih hakkında ve raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonraki olaylarla ilgili finansal tablolarda açıklanması gereken bilgileri belirlemektir. •Raporlama döneminden (bilanço tarihinden) sonra ortaya çıkan olayların, işletmenin sürekliliği varsayımının yapılmasını engellemesi durumunda, finansal tablolar, işletmenin sürekliliği varsayımı yapılarak düzenlenemez. •Tanımlar •Bilanço tarihinden sonraki olaylar; bilanço tarihi ile finansal tabloların yayımı için onaylandığı tarih arasında işletme lehine veya aleyhine ortaya çıkan olayları ifade eder.

•Bilanço tarihinden sonraki olaylar ikiye ayrılır: •a) Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olaylar; (bilanço tarihi itibarıyla ilgili olayların var olduğuna ilişkin kanıtları gösteren koşulların bulunduğu durumlar) ve, •b) Bilanço tarihinden sonra düzeltme gerektirmeyen olaylar; (ilgili olayların bilanço tarihinden sonra ortaya çıktığını gösteren koşulların bulunduğu durumlar) •Finansal Tabloya Alınma ve Değerleme Esasları •Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olaylar •Đşletmeler; bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektiren olayların ortaya çıkması durumunda, finansal tablolara alınan tutarları bu yeni duruma uygun şekilde düzeltmekle yükümlüdür. •Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olaylar • Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olaylar için finansal tablolarda herhangi bir düzeltme yapılmaz. •Temettüler •Hisse senedi sahiplerine; ödeneceği bilanço tarihinden sonra ilan edilen temettüler ile ilgili olarak, bilanço tarihinde işletmelerce herhangi bir yükümlülük finansal tablolara alınmaz. •Đşletmenin sürekliliği varsayımının geçerliliğini kaybetmesi •Đşletme yönetimince bilanço tarihinden sonra işletmenin tasfiye edilmesi veya ticari faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilmesi veya bu şekilde hareket edilmesi dışında gerçekçi bir alternatifin bulunmaması halinde; finansal tabloların hazırlanmasında işletmenin sürekliliği varsayımı dikkate alınmaz. •Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olaylara ili şkin açıklamalar •Bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olayların önemli olması durumunda, bunların açıklanmaması finansal tablo kullanıcılarının finansal tabloları esas alarak aldıkları ekonomik kararları etkileyebilir. Bu nedenle, bilanço tarihinden sonraki düzeltme gerektirmeyen olayların önemli her bir kategorisi için aşağıdaki bilgilerin dipnotlarda açıklanması gereklidir. •(a) Olayın niteliği (esası) ve, •(b) Olayın tahmini finansal etkisi veya böyle bir tahminin yapılamadığına ilişkin açıklama. •Bilançonun yayımı için onaylama tarihine ilişkin açıklamalar •Bilanço tarihi itibarıyla olan durum hakkında bilanço tarihinden sonra yeni bilgiler elde edilmesi durumunda; söz konusu durum yeni bilgiler çerçevesinde güncellenir.

•Bilançonun yayımı için onay tarihi ile onayın kimin tarafından yapıldığına ilişkin bilgiler kamuya açıklanır. Đşletmenin ortakları veya başka taraflar, finansal tabloların yayımı sonrası finansal tabloları değiştirme gücüne sahipse, Đşletme bu durumu açıklamalıdır. TMS-11 ĐNŞAAT SÖZLE ŞMELER Đ •Amaç; •Bu Standardın amacı inşaat sözleşmelerine ilişkin gelir ve maliyetlerle ilgili muhasebe uygulamasının açıklanmasıdır. •Đnşaat sözleşmelerine konu olan işlerin özelliği gereği, sözleşme kapsamındaki işin başlamasıyla tamamlanması farklı hesap dönemlerine girmektedir. •Bu nedenle inşaat sözleşmelerine ilişkin muhasebe uygulamasındaki esas konu, sözleşme kapsamında elde edilen gelir ve maliyetlerin inşaat işinin gerçekleştirildi ği hesap dönemlerine dağıtılmasıdır. •Bu Standart, sözleşme gelir ve maliyetlerinin kapsamlı gelir tablosunda ne zaman gelir ve gider olarak gösterilecekleri konusunda Kavramsal Çerçeve’de belirtilen muhasebeleştirme ilkelerini esas alır. •Tanımlar • Đnşaat sözleşmesi (sözleşme); bir varlığın veya tasarım, teknoloji ve fonksiyon ya da nihai amaç veya kullanım açısından birbiriyle yakından ilişkili ya da birbirine bağımlı bir grup varlığın inşası için özel olarak yapılmış bir sözleşmedir. • Sabit fiyatlı sözleşme; yüklenicinin sabit bir sözleşme fiyatını (ihale bedeli) veya üretim birimi başına sabit bir tutarı (birim fiyat) kabul ettiği ancak belli koşullarda maliyet güncelleştirmesine (eskalasyon) konu olan inşaat sözleşmesidir. • Maliyet artı kâr sözleşmesi; yükleniciye kabul edilebilir ya da başka bir şekilde tanımlanmış maliyetler üzerine bu maliyetlerin bir yüzdesi veya sabit bir tutar eklenerek ödeme yapılan inşaat sözleşmesidir. •Đnşaat Sözleşmelerinin Birle ştirilmesi ve Bölümlenmesi • Bu Standart hükümleri her bir inşaat sözleşmesine ayrı ayrı uygulanır. Ancak bazı koşullarda, bir sözleşmenin ayrı ayrı Belirlenebilen /tanımlanabilen bölümlerine veya bir sözleşmeler grubuna birlikte de uygulanabilir. • Birden çok varlığı kapsayan bir sözleşmede aşağıdaki durumlar mevcutsa her varlığın inşaatı ayrı bir inşaat sözleşmesi olarak değerlendirilir: • a) her bir varlık için ayrı teklif verilmiş olması; • b) her bir varlığın ayrı bir müzakereye konu olması ve yüklenici ile müşterinin sözleşmenin her bir varlığa ilişkin kısmını kabul veya reddetme hakkının olması; ve • c) her bir varlığın maliyetleri ve gelirlerinin ayrı ayrı belirlenebilmesi. .

•Sözleşme Geliri •Sözleşme geliri aşağıdakileri içerir: • a) sözleşmede başlangıçta üzerinde anlaşmaya varılmış bedel; ve • b) sözleşmeye konu işteki değişiklikler, ek ödeme talepleri ve teşvik ödemelerinden: - gelir olarak sonuçlanması muhtemel olanlar; ve - güvenilir biçimde ölçülebilenler. •Sözleşme geliri alınan veya alınacak olan hakedişlerin gerçeğe uygun değeri ile ölçülür. •Sözleşme Maliyetleri • •Belli bir sözleşmeyle doğrudan ilişkili maliyetler aşağıdakileri kapsar: • a) gözetim dahil inşaat alanı işçilik maliyetleri; • b) inşaatta kullanılan malzeme maliyetleri; • c) inşaatta kullanılan tesis ve makinelerin amortismanı; • d) tesis, makine ve malzemelerin inşaat alanına getirilmesi ve buradan götürülmesi ile ilgili taşıma maliyetleri; • e) tesis ve makine kiralama maliyetleri; • f) sözleşmeyle doğrudan ilişkili tasarım ve teknik destek hizmeti maliyetleri; • g) tahmini garanti maliyetleri dahil olmak üzere, garanti kapsamında yapılan işler ve büyük onarımlara ilişkin öngörülen maliyetler; ve • h) üçüncü kişilerin ödeme talepleri. •Sözleşme Gelir ve Giderlerinin Muhasebeleştirilmesi • Bir inşaat sözleşmesinin sonucu güvenilir biçimde öngörülebiliyorsa, inşaata ilişkin gelir ve maliyetler raporlama dönemi sonu itibariyle sözleşmeye konu işin tamamlanma aşaması esas alınarak, gelir ve giderler olarak finansal tablolara yansıtılır. •Sabit fiyatlı sözleşmede aşağıdaki koşulların tamamı mevcutsa inşaat sözleşmesi sonucu güvenilir biçimde tahmin edilebilir: • a) toplam sözleşme gelirinin güvenilir biçimde ölçülebilmesi; • b) sözleşmeye ilişkin ekonomik yararların işletmeye akışının muhtemel olması; • c) sözleşme konusu işin bitirilmesi için gereken inşaat maliyetleri ile işin tamamlanma aşamasının raporlama dönemi sonunda güvenilir biçimde belirlenebilmesi; ve • d) sözleşmeye yüklenebilecek inşaat maliyetlerinin açıkça belirlenebilmesi ve güvenilir biçimde ölçülebilir olması sonucu, katlanılan fiili inşaat maliyetlerinin önceki tahminlerle karşılaştırılabiliyor olması. •Maliyet artı kâr sözleşmesinde, aşağıdaki koşulların tamamı mevcutsa inşaat sözleşmesi sonucu güvenilir biçimde tahmin edilebilir: • a) sözleşmeye ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edilmesinin muhtemel olması; • b) sözleşmeye yüklenebilecek inşaat maliyetlerinin, geri tahsil edilebilir nitelikte olsun veya olmasın, açıkça belirlenebilmesi ve güvenilir biçimde ölçülebilmesi. •Finansal tablolara yansıtılacak gelir ve giderlerin belirlenmesinde sözleşmenin tamamlanma aşamasının baz alınması "tamamlanma yüzdesi yöntemi" olarak adlandırılır. •Bu yöntemde sözleşme geliri, ulaşılan tamamlanma aşamasına kadar katlanılan inşaat maliyetiyle eşleştirilerek, bitirilen işle orantılı gelir, gider ve kârın raporlanması sağlanır.

•Bu yöntem, ilgili dönemde sözleşme kapsamındaki işin aşaması ve işteki ilerleme konusunda yararlı bilgi sağlar. •Tamamlanma yüzdesi yönteminde, sözleşme geliri işin yapıldığı hesap dönemlerinin kar veya zararında gelir olarak gösterilir. Sözleşme maliyetleri genellikle ait oldukları işin yapıldığı hesap dönemlerinin kar veya zararında gider olarak gösterilir. •Bir sözleşmenin tamamlanma aşaması çeşitli yollarla belirlenebilir. •Yüklenici işletme, yapılan işi güvenilir biçimde ölçen yöntemi kullanır. • Sözleşmenin niteliğine bağlı olarak, bu yöntemler aşağıdakileri içerebilir: • a) bugüne kadar yapılan işle ilgili katlanılan sözleşme maliyetlerinin öngörülen toplam inşaat maliyetlerine oranı; • b) yapılan işe ilişkin incelemeler; veya • c) sözleşmeye konu işin fiziki tamamlanma oranı. •Müşteriden geri kazanılabilme olasılığı düşük olan sözleşme maliyetleri hemen gider olarak muhasebeleştirilir. •Müşteriden geri kazanılabilme olasılığı düşük olan ve hemen gider olarak muhasebeleştirilmesi gereken sözleşme maliyetleri ile ilgili durumlara ilişkin örnek sözleşmeler aşağıdakileri içerir: • a) geçerliliği konusunda ciddi kuşkular bulunduğu için tam anlamıyla yürürlüğe konulamayanlar; • b) tamamlanması askıdaki bir dava veya yasal düzenleme sonucuna bağlı olanlar, • c) istimlâk veya kamulaştırılma olasılığı bulunan mülklerle ilişkisi bulunanlar; • d) müşterinin yükümlülüklerini yerine getirmesi mümkün olmayanlar; veya • e) yüklenicinin sözleşmeye konu işi tamamlama olanağı bulunmayan, •Beklenen Zararların Muhasebeleştirilmesi Sözleşme sonucu güvenilir biçimde tahmin edilememekle beraber, toplam sözleşme maliyetlerinin toplam sözleşme gelirini aşması muhtemel olabilir. Böyle durumlarda, toplam sözleşme maliyetlerinin toplam sözleşme gelirini aşması beklenen kısmı doğrudan gider olarak finansal tablolara yansıtılır. •Açıklama • Bir yüklenici işletme aşağıdaki hususları açıklar: • a) dönem geliri olarak finansal tablolara yansıtılan sözleşme geliri tutarı; • b) dönem içinde kaydedilen sözleşme gelirinin saptanmasında kullanılan yöntemler; ve • c) devam eden sözleşmelere konu işlerin tamamlanma aşamasının saptanmasında kullanılan yöntemler. • Bir işletme raporlama dönemi sonunda devam eden sözleşmelere ilişkin olarak aşağıdakilerden her birini açıklamak durumundadır: • a) raporlama dönemi sonuna kadar katlanılan maliyetler ile finansal tablolara yansıtılan kârların (kaydedilmiş zararlar düşüldükten sonra) toplam tutarı • b) alınan avansların tutarı; ve • c) hak edişler üzerinden teminat olarak alıkonulan tutarları.

TMS-12 GELĐR VERGĐLERĐ •Amaç; •Finansal raporlama yapan kuruluş bir varlığı veya borcu muhasebeleştirdiğinde bunların defter değerleri kadar bu varlıktan ileride fayda temin edileceğini, borcun ise ödeneceğini bekler. •Eğer defter değerleri tutarında ileride fayda elde edildiği veya borç ödendiğinde ödenecek vergiler, bu faydanın elde edilmesi veya borcun ödenmesinin vergisel etkisinin olmadığı duruma göre fazla veya az olacaksa; bu Standart, bazı istisnai durumların dışında, işletmenin ertelenmiş vergi borcu veya ertelenmiş vergi alacağı muhasebeleştirmesini zorunlu kılar. •Tanımlar; •Muhasebe kârı (muhasebe zararı): Vergi gideri öncesi dönem kârını (zararını) ifade eder. •Vergiye tabi kâr (mali zarar): Vergi otoriteleri tarafından konulan kurallara göre bir hesap dönemi için tespit edilen ve üzerinden vergi ödenen (vergi geri kazanımı sağlayan) kârı (zararı) ifade eder. •Vergi gideri (vergi geliri): Dönem kârının veya zararının belirlenmesinde dönem vergisi ve ertelenmiş vergi açısından dikkate alınan toplam tutarı ifade eder. •Dönem vergisi: Vergiye tabi kâr (mali zarar) açısından o döneme ait ödenecek gelir vergisini (geri kazanılacak gelir vergisini) ifade eder. •Ertelenmiş vergi borçları: Vergiye tabi geçici farklar üzerinden gelecek dönemlerde ödenecek gelir vergilerini ifade eder. •Ertelenmiş vergi varlıkları: Aşağıdaki durumlarda gelecek dönemlerde geri kazanılacak olan gelir vergisi tutarlarını ifade eder: •(a) Đndirilebilir geçici farklar; •(b) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış mali zararlar; ve •(c) Gelecek dönemlere devreden kullanılmamış vergi avantajları. •Geçici farklar: Bir varlığın veya borcun bilançodaki defter değeri ile bunların vergi açısından taşıdıkları değerler arasındaki farkları ifade eder. •Geçici farklar aşağıdakilerden biri şeklinde olabilir: (a) Vergiye tabi geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergiye tabi tutarlar oluştururlar; ya da (b) Đndirilebilir geçici farklar; bunlar gelecek dönemlerde faydalanma veya ödeme yapıldığında o dönemlerin vergiye tabi kârını veya zararını belirlerken vergi matrahından indirilebilir tutarlardır.

•Vergiye esas değer: Bir varlık veya borcun vergisel açıdan taşıdığı tutarı/değeri ifade eder. •Dönem vergi borcu ve dönem vergi varlıklarının muhasebeleştirilmesi •Cari dönemin ve önceki dönemlerin vergileri, henüz ödenmemiş kısımla sınırlı olmak üzere, borç olarak muhasebeleştirilir. •Eğer cari dönem ve önceki dönemler için ödenen vergiler bu dönemlere ait vergiden fazla ise aşan kısım varlık (vergi varlığı) olarak muhasebeleştirilir. •Dönem vergi borcu ve dönem vergi varlıklarının muhasebeleştirilmesi •Bir mali zararın önceki dönemin dönem vergisine mahsup edilebilir bir şekilde geriye taşınabildiği hallerde faydalanılabilecek tutar bir varlık olarak muhasebeleştirilir. •Bir mali zararın önceki dönemin ödenecek vergisine mahsup edilebildiği ve bu mahsubun yapıldığı durumda mali zararın ortaya çıktığı dönemde, işletmenin bu faydadan yararlanacağının olası olması ve faydanın da güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi nedenleriyle, işletme, bu faydayı bir varlık olarak muhasebeleştirir. •Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi varlıklarının muhasebeleştirilmesi •Vergiye tabi geçici farklar •Bütün vergiye tabi geçici farklar için ertelenmiş vergi borcu muhasebeleştirilir. •Bir varlığın muhasebeleştirilmesi işlemi, ilgili varlığın defter değerinin bir ekonomik yarar olarak işletmeye gelecek dönemlerde geri kazanılacağını gösterir. •Eğer varlığın defter değeri onun vergiye esas değerini aşarsa, bu varlık nedeniyle ileride muhasebe kârının tespitinde gider yazılabilecek tutar vergi mevzuatına göre gider yazılabilecek tutarı aşıyor demektir. •Bu fark, vergiye tabi bir geçici farktır ve sonuçta oluşan gelir vergilerini gelecek dönemlerde ödeme yükümlülüğü ise bir ertelenmiş vergi borcudur. •Ertelenmiş vergi borçlarının ve ertelenmiş vergi varlıklarının muhasebeleştirilmesi •Vergiye tabi geçici farklar •Bazı geçici farklar gelir veya giderin bir dönemin muhasebe kârına dahil edilmiş olmasına rağmen vergiye tabi kârın hesabında farklı bir dönemde dikkate alınmış olmasından kaynaklanabilir. Bu tür farklar, zamanlama farkı olarak adlandırılır.

•Đndirilebilir geçici farklar •Vergisel açıdan indirilebilir gider niteliğindeki bütün geçici farklar için, ileriki dönemlerde bu giderlerin indirilmesine yetecek kadar vergiye tabi gelir oluşacağının muhtemel olması koşuluyla, ve •Ertelenmiş vergi varlığının aşağıda sayılan işlemler sonucunda bir varlık veya borcun ilk muhasebeleştirilmesinden kaynaklanmamış olması halinde ertelenmiş vergi varlığı muhasebeleştirilir. (a) Đşlem bir işletme birleşmesi değildir; ve (b) Đşlem, ne muhasebe kârını ne de vergiye tabi kârı (mali zararı) etkilememektedir. •Bir borcun muhasebeleştirilmesi, bu borcun defter değeri tutarında bir ekonomik fayda içeren kaynakların, gelecek dönemlerde işletmeden çıkacağını ve borcun böylece kapatılacağını gösterir. •Kaynaklar işletmeden çıkarken, bunların tutarlarının tamamı veya bir kısmı borcun muhasebeleştirildi ği dönemden sonra gelen, çıkışların olduğu dönemlerin vergiye tabi kârının tespitinde gider olarak indirilebilir. •Böyle durumlarda, bir borcun defter değeri ile vergiye esas değeri arasında geçici bir fark doğar. •Buna bağlı olarak da, ileriki dönemlerde bu farka ilişkin borç tutarının vergiye tabi kârın tespitinde gider olarak indirilmesine izin verildiğinde geri kazanılacak vergileri ifade eden bir ertelenmiş vergi varlığı oluşur. TMS-16 MADDĐ DURAN VARLIKLAR •Amaç •Bu Standardın amacı, finansal tablo kullanıcılarının işletmenin maddi duran varlıklardaki yatırımını ve bu yatırımdaki değişimleri belirleyebilmelerini sağlayan maddi duran varlıklarla ilgili muhasebe işlemlerini düzenlemektir. •Maddi duran varlıkların muhasebeleştirilmesindeki temel konular; varlıkların muhasebeleştirilmesi, defter değerlerinin belirlenmesi ve bunlarla ilgili olarak finansal tablolara yansıtılması gereken amortisman tutarları ile değer düşüklüğü zararlarıdır. •Tanımlar •Bu Standartta geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir: •Defter değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman ve birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır. •Maliyet: Bir varlığın elde edilmesinde veya inşaatında ödenen nakit veya nakit benzerlerini veya verilen diğer bedellerin gerçeğe uygun değerini veya belli durumlarda, ilk muhasebeleştirme sırasında ilgili varlığa atfedilen bedeli ifade eder. •Amortismana tabi tutar: Bir varlığın maliyetinden veya maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı değerin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder. •Amortisman: Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak dağıtılmasını ifade eder.

•Đşletmeye özgü değer : Bir işletmenin bir varlığın devamlı kullanımından ve yararlı ömrünün sonunda elden çıkarıldığında elde edilmesi beklenen veya bir yükümlülüğün karşılanmasında oluşması beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder •Değer düşüklüğü zararı : Bir varlığın defter değerinin geri kazanabilir tutarını aşan kısmını ifade eder. •Maddi duran varlıklar: •(a) Mal veya hizmet üretimi veya arzında kullanılmak, başkalarına kiraya verilmek veya idari amaçlar çerçevesinde kullanılmak üzere elde tutulan; ve •(b) Bir dönemden daha fazla kullanımı öngörülen, •fiziki kalemlerdir. •Geri kazanılabilir tutar: Bir varlığın gerçeğe uygun değerinden satış giderleri çıkarılarak bulunan değeri ile kullanım değerinden büyük olanıdır. •Bir varlı ğın kalıntı değeri: Bir varlık tahmin edilen yararlı ömrünün sonundaki durum ve yaşına ulaştığında elden çıkarılması sonucu elde edilmesi beklenen tutardan, elden çıkarmanın tahmini maliyetleri düşülerek ulaşılan tahmini tutardır. •Yararlı ömür: •(a) Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi; veya •(b) Đşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade eder. •Muhasebeleştirme •Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, sadece aşağıdaki koşulların oluşması durumunda varlık olarak finansal tablolara yansıtılır: �Bu kalemle ilgili gelecekteki ekonomik yararların işletmeye aktarılmasının muhtemel olması; ve �Đlgili kalemin maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilmesi. •Yedek parça ve bakım malzemeleri genel olarak stoklarda izlenir ve kullanıldıklarında gelir tablosuna yansıtılır. •Ancak, bir işletmenin bir dönemden fazla kullanmayı beklediği önemli yedek parça ve yedek malzemeleri maddi duran varlık olarak değerlendirilir. •Aynı şekilde, eğer yedek parça ve bakım malzemeleri sadece bir maddi duran varlık kalemiyle ili şkili olarak kullanılabiliyorsa, maddi duran varlık olarak dikkate alınırlar. •Sonraki Maliyetler •Bir işletme maddi duran varlık kalemlerinin günlük bakım maliyetlerini aktifleştiremez. Aksine, bu maliyetleri oluştukları tarihte gelir tablosu ile ilişkilendirir. •Bu harcamaların amacı genel olarak maddi duran varlık kaleminin ‘tamir ve bakım’ı olarak tanımlanır.

•Muhasebeleştirmede ölçüm; •Varlık olarak muhasebeleştirilme koşullarını sağlayan bir maddi duran varlık kalemi, maliyet bedeli ile ölçülür. •Maliyet unsurları •Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti aşağıdaki unsurları içerir: (a)Đndirimler ve ticari iskontolar düşüldükten sonra, ithalat vergileri ve iade edilmeyen alış vergileri dahil, satın alma fiyatı. (b)Varlığın yerleştirileceği yere ve yönetim tarafından amaçlanan koşullarda çalışabilmesini sağlayacak duruma getirilmesine ilişkin her türlü maliyet. (c)Maddi duran varlığın sökülmesi ve taşınması ile yerleştirildi ği alanın restorasyonuna ilişkin tahmini maliyeti, işletmenin ilgili kalemin elde edilmesi ya da stok üretimi dışında bir amaçla belirli bir süre kullanımı sonucunda katlandığı yükümlülük. •Doğrudan ilgili varlığa atfedilebilir maliyetler aşağıda belirtilmiştir: (a) Doğrudan maddi duran varlık kaleminin elde edilmesiyle veya inşaatıyla ilgili çalışanlara sağlanan faydalardan kaynaklanan maliyetler (b) Yerin hazırlanmasına ilişkin maliyetler; (c) Đlk teslimata ilişkin maliyetler; (d) Kurulum ve montaj maliyetleri; (e) Varlığın uygun şekilde çalışıp çalışmadığına dair yapılan test maliyetlerinden, varlığı gerekli yer ve duruma getirirken üretilen kalemlerin satışından elde edilen net hasılat düşüldükten sonra kalan tutar (teçhizatın denenmesi sırasında üretilen örnekler gibi); ve (f) Mesleki ücretler. •Đşletme, olağan faaliyetleri kapsamında benzer varlıkları satış amacıyla üretiyorsa, bu varlıkların maliyeti satış için üretilen varlıkların maliyetine genellikle eşit olur. Bu sebeple, bu tür maliyetler hesaplanırken işletme içi kârlar elimine edilir. •Bir varlığın işletmece imal edilmesinde kullanılan normalin üzerindeki tutarda artık madde, iş gücü veya diğer kaynaklar varlığın maliyetine dahil edilmez. •Maliyet unsuru olmayan kalemler •Bir maddi duran varlık kaleminin maliyetine girmeyen maliyet unsuru örneklerine aşağıda yer verilmiştir: (a) Yeni bir tesis açılmasının maliyetleri;

(b) Yeni bir ürün veya hizmetin tanıtılmasına ilişkin maliyetler (reklam ve tanıtım harcamaları dahil); (c) Yeni bir yerde veya yeni bir müşteri kitlesiyle iş yapmak amacıyla katlanılan maliyetler (personel eğitim masrafları dahil); ve (d) Yönetim giderleri ve diğer genel giderler. •Ölçüm: •Bir maddi duran varlık kaleminin maliyeti, muhasebeleştirme tarihindeki peşin fiyatın eşdeğeri tutardır. •Muhasebeleştirme sonrası ölçüm: •Bir işletme muhasebe politikası olarak maliyet modelini ya da yeniden değerleme modelini seçer ve bu politikayı ilgili maddi duran varlık sınıfının tamamına uygular. •Maliyet Modeli; •Bir maddi duran varlık kalemi varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, finansal tablolarda maliyetinden birikmiş amortisman ve varsa birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri ile gösterilir. •Yeniden Değerleme Modeli; •Gerçeğe uygun değeri güvenilir olarak ölçülebilen bir maddi duran varlık kalemi, varlık olarak muhasebeleştirildikten sonra, yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir. •Yeniden değerlenmiş tutar, yeniden değerleme tarihindeki gerçeğe uygun değerinden, müteakip birikmiş amortisman ve müteakip birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir. •Yeniden değerlemeler, düzenli olarak yapılmalıdır. •Bir maddi duran varlık kalemi yeniden değerlendiğinde, o varlığın ait olduğu tüm maddi duran varlık sınıfı da yeniden değerlenir. •Yeniden Değerleme Modeli •Eğer bir varlığın defter değeri yeniden değerleme sonucunda artmışsa, bu artış doğrudan özkaynak hesap grubunda yeniden değerleme değer artışı adı altında muhasebeleştirilir. •Ancak, bir yeniden değerleme değer artışı, aynı varlığın daha önce gelir tablosu ile ili şkilendirilmiş bulunan yeniden değerleme değer azalışını tersine çevirdiği ölçüde gelir olarak muhasebeleştirilir. •Eğer bir varlığın defter değeri yeniden değerleme sonucunda azalmışsa, bu azalma gider olarak muhasebeleştirilir. •Ancak, söz konusu varlıkla ilgili olarak daha önce bir yeniden değerleme değer artışı oluşturulmuşsa, bu azalış önceki yeniden değerleme farkını tersine çevirdiği ölçüde özkaynak hesap grubundaki yeniden değerleme değer artışı hesabından düşülür.

•Amortisman •Bir maddi duran varlık kaleminin, toplam maliyetine göre önemli bir maliyeti olan her bir parçası ayrı ayrı amortismana tabi tutulur. •Bir Đşletme, maddi duran varlık kaleminin başlangıçta muhasebeleştirilmi ş olan tutarını önemli parçalara ayırır ve her bir parçayı ayrı olarak amortismana tabi tutar. Örneğin, bir uçağın gövdesi ve motoru ister mülkiyete, ister finansal kiralamaya konu olsun, her ikisine de ayrı ayrı amortisman ayırmak uygun olabilir. •Her bir döneme ilişkin amortisman gideri, başka bir varlığın defter değerine dahil edilmediği sürece, gelir tablosu ile ilişkilendirilir. •Dönemin amortisman gideri genel olarak gelir tablosunda muhasebeleştirilir. •Amortismana Tabi Tutar ve Amortisman Dönemi •Bir varlığın bakım ve onarımı, amortisman ayırma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. •Bir varlığın amortismana tabi tutarı, kalıntı değeri düşülerek belirlenir. Uygulamada, bir varlığın kalıntı değeri genellikle değersiz ve dolayısıyla amortismana tabi tutarın hesaplanmasında önemsizdir. •Bir varlığın amortismana tabi tutulması, varlık kullanılabilir olduğunda başlar. •Bu yüzden amortisman ayırma işlemi, varlık tamamen itfa olmadıkça, atıl kaldığında ya da kullanımdan kaldırıldığında durmaz. •Kullanıma göre amortisman metodu uygulanırken, amortisman gideri üretim olmadığı zamanlarda sıfır olabilir. •Arsa ve binalar birlikte alındıklarında dahi ayrılabilir maddi duran varlıklardır ve ayrı olarak muhasebeleştirilirler. •Arsaların sınırsız yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi tutulmazlar. •Binaların sınırlı yararlı ömrü vardır ve bu nedenle amortismana tabi varlıktırlar. •Bir binanın üzerinde bulunduğu arsanın değerindeki artış binanın amortismana tabi tutarını etkilemez. •Amortisman Yöntemi •Doğrusal amortisman yönteminde, varlığın kalıntı değeri değişmediği sürece, amortisman gideri yararlı ömrü boyunca sabittir. •Azalan bakiyeler yönteminde, amortisman gideri yararlı ömür boyunca azalır. •Üretim miktarı yönteminde beklenen kullanım ya da üretim miktarı üzerinden amortisman ayrılır.

•Seçilen yöntem gelecekteki ekonomik yararların beklenen tüketim biçiminde bir değişiklik olmadıkça dönemden döneme tutarlı olarak uygulanır. •Değer Düşüklüğü •En azından her bilanço günü itibariyle işletmeler, TMS 36 Varlıklarda Değer Düşüklüğü çerçevesinde, varlıklarında bir değer kaybı olup olmadığını kontrol etmek durumundadır. •Bu şekilde bir varlığın geri kazanılabilir tutarının nasıl belirleneceğine ve değer düşüklüğü zararının ne zaman muhasebeleştirileceğine ya da iptal edileceğine karar verilir. •Bilanço Dışı Bırakma •Bir maddi duran varlık kaleminin defter değeri aşağıdaki durumlarda bilanço dışı bırakılır: •(a) Elden çıkarıldığında veya, •(b) Kullanımından ya da elden çıkarılmasından gelecekte ekonomik yarar beklenmediği durumlarda. •Bir maddi duran varlık kaleminin bilanço dışı bırakılmasından doğan kazanç veya kayıp ilgili kalem bilanço dışı bırakıldığında gelir tablosu ile ilişkilendirilir. •Açıklama; •Finansal tablolarda her maddi duran varlık grubu için aşağıdaki açıklamalar yapılır: •(a) Brüt defter değerinin belirlenmesine ilişkin ölçüm esasları; •(b) Kullanılan amortisman yöntemleri; •(c) Faydalı ömürler veya kullanılan amortisman oranları; •(d) Dönem başı ve sonundaki brüt defter değeri ile birikmiş amortisman tutarı (birikmiş değer düşüklüğü zararlarıyla birlikte), TMS-17 KĐRALAMA ĐŞLEMLER Đ •Amaç • Bu Standardın amacı; gerçekleştirilen kiralama işlemlerine ilişkin olarak kiracı ve kiraya veren tarafından uygulanması gereken muhasebe politikalarını ve yapılacak açıklamaları belirlemektir. •Kapsam • Bu Standart, aşağıda yer alanlar hariç olmak üzere her çeşit kiralama işleminin muhasebeleştirilmesinde kullanılır: •Maden, petrol, doğalgaz ve benzeri yeniden teşekkülü mümkün olmayan kaynakların araştırılması ve kullanılmasına ilişkin kiralama işlemleri ve •Sinema filmleri, video kasetler, oyunlar, el yazıları, patentler ve telif hakları gibi hak ve ürünlerin lisans anlaşmaları. •Tanımlar Kiralama: Kiraya verenin bir varlığın kullanım hakkını, bir ödeme veya ödeme planı karşılığında, taraflarca kararlaştırılmış bir zaman süresince kiracıya devrettiği sözleşmedir. •Finansal kiralama: Bir varlığın mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan her türlü risk ve yararların devredildiği sözleşmedir. Sözleşme süresi sonunda, mülkiyet devredilebilir veya devredilmeyebilir. •Faaliyet kiralaması: Finansal kiralama dışındaki kiralamadır.

•Kiralama sözleşmesinin başlangıcı: Sözleşme tarihinden veya tarafların kiralamanın temel koşullarına ilişkin taahhütte bulundukları tarihten erken olanıdır. Bu tarih itibariyle: •Kiralama işlemleri faaliyet kiralaması veya finansal kiralama olarak sınıflandırılır; ve •Đşlemin finansal kiralama olarak sınıflandırılması durumunda, kiralama süresinin başlangıcında muhasebeleştirilmesi gereken tutarlar belirlenir. •Kiralama süresinin başlangıcı: Kiracının kiralamış olduğu varlığı kullanma hakkını kazandığı tarihtir. Söz konusu tarih, kiralama sözleşmesinin ilk kez muhasebeleştirildi ği tarihi ifade eder. •Kiralama süresi: Sözleşmede belirtilen iptal edilemeyen kiralama süresidir. Ancak, kiralama sözleşmesinin başlangıcında kiracıya sözleşmede belirtilen sürenin bitiminde bedelli veya bedelsiz olarak süre uzatımı hakkı tanınmış ve kiralama sözleşmesinin başlangıcında kiracının bu hakkı kullanacağı neredeyse kesin ise, bu ilave süre de kiralama süresi içinde değerlendirilir. •Asgari kira ödemeleri: Kiracının kiralama süresince aşağıdakilerle birlikte ödemek zorunda olduğu veya ödemesi gerekebilecek tutarları ifade eder: –Kiracı açısından, kiracının kendisi veya kiracı ile ili şkili di ğer bir tarafça garanti edilen tutarlar; veya –Kiraya veren açısından, kendisine aşağıda yer alanlar tarafından garanti edilmiş kalıntı değer: •Kiracı; •Kiracıyla ilişkili diğer bir taraf; veya •Garanti altındaki yükümlülükleri karşılamaya yetecek finansal güce sahip olan ve kiraya verenle herhangi bir ilişkisi bulunmayan üçüncü bir taraf. •Yararlı ekonomik ömür: •Bir varlığın bir veya daha fazla kullanıcı tarafından ekonomik olarak kullanılacağı tahmin edilen süreyi; veya •Bir veya daha fazla kullanıcı tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade eder. •Yararlı ömür: Kiralama süresinin başlangıcından itibaren ve kiralama süresiyle sınırlı olmaksızın, bir varlığın işletmeye ekonomik fayda sağlaması beklenen tahmini süredir. •Kiralama konusu varlığın garanti edilmiş kalıntı değeri: •Kiracı açısından, kalıntı değerin kiracı veya kiracıyla ilişkili taraflarca garanti edilmiş kısmını (garanti edilmiş tutarın herhangi bir durumda ödenebilecek azami tutarını); ve •Kiraya veren açısından, kalıntı değerin, kiracı tarafından ya da kiraya verenle ilişkili olmayan ve garanti kapsamındaki yükümlülükleri yerine getirebilecek finansal güce sahip üçüncü bir şahıs tarafından garanti edilmiş kısmını ifade eder. •Garanti edilmemiş kalıntı değer: Kiralanan varlığın kalıntı değerinin kiraya verene ödenmesi garanti edilmemiş veya yalnızca kiraya verenle ilişkili taraflarca garanti edilmiş kısmıdır. •Başlangıç doğrudan (direkt) maliyetleri: Kiraya verenin üretici veya satıcı olduğu kiralamalarda bunlar tarafından yüklenilenler hariç olmak üzere, kiralama sözleşmesinin müzakere ve tanzim edilmesiyle doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlerdir. •Brüt kiralama yatırımı: •Kiraya veren tarafından finansal kiralama çerçevesinde elde edilmesi mümkün asgari kira ödemeleri ve

•Kiraya verene ait olacak garanti edilmemiş kalıntı değerin toplamıdır. •Net kiralama yatırımı: Brüt kiralama yatırımının, kiralama işleminde zımnen yer alan faiz oranında iskonto edilen kısmıdır. •Kazanılmamış finansman geliri: •Brüt kiralama yatırımı ile •Net kiralama yatırımı arasındaki farktır. •Kiralama sözleşmesi zımni faiz oranı: Kiralama sözleşmesi başlangıcında, –(a) asgari kira ödemeleri ve –(b) garanti edilmemiş kalıntı değerin bugünkü değeri toplamını, •(i) kiralama konusu varlığın gerçeğe uygun değeri ile •(ii) kiraya verene ait her çeşit başlangıç doğrudan maliyetinin toplamına eşitleyen iskonto oranıdır. •Kiracının alternatif borçlanma faiz oranı: Benzer bir kiralama işleminde kiracının ödemek zorunda olduğu faiz oranını; böyle bir oran belirlenememesi durumunda, kiralama sözleşmesinin başlangıcında kiralama konusu varlığın satın alınması için borçlanılması gereken tutara ili şkin olarak benzer vade ve teminatlar çerçevesinde kiracı tarafından katlanılması gereken faiz oranını ifade eder. •Koşullu kira: Kira ödemelerinin tutar olarak sabitlenmemiş ve kiralanan varlığı elde bulundurma süresi dışındaki nedenlerle değişen kısmıdır (örneğin; gelecekteki satışların yüzdesi, varlığın gelecekteki kullanım miktarı, gelecekteki fiyat endeksleri, gelecekteki piyasa faiz hadleri gibi). •Kiralama i şlemlerinin sınıflandırılması • Bu Standartta yer alan kiralama işlemleri, kiralanan varlığın mülkiyetine ilişkin risk ve yararların kiraya verende ya da kiracıda bulunma derecesine göre sınıflandırılır. •Bir varlığın mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan risk ve yararların tamamının devredildiği kiralamalar, finansal kiralama olarak sınıflandırılır. •Bir varlığın mülkiyetine sahip olmaktan kaynaklanan risk ve yararların tamamının devredilmediği kiralamalar ise faaliyet kiralaması olarak sınıflandırılır. •Finansal Kiralamanın Kriterleri •Aşağıda yer alan kriterlerin birlikte ya da tek başlarına var oldukları kiralama işlemleri finansal kiralama olarak kabul edilir: •a- Kiralama sözleşmesinde, kiralanan varlığın mülkiyetinin kiralama süresi sonunda veya daha önce kiracıya geçeceğinin öngörülmesi; •b- Kiracıya, kiralanan varlığı gerçeğe uygun değerinden çok daha düşük bir bedelle satın alma opsiyonu verilmesi nedeniyle, kiralama sözleşmesinin başlangıcı itibariyle kiracı tarafından bu opsiyonun kullanılacağının beklenmesi;

•c- Mülkiyet kiracıya geçmeyecek dahi olsa, kira süresinin kiralanan varlığın ekonomik ömrünün büyük bir bölümünü kapsaması •d- Kiralama sözleşmesinin başlangıcı itibariyle, asgari kira ödemelerinin bugünkü değerlerinin, en az, kiralanan varlığın gerçeğe uygun değerine eşit olması; ve •e- Kiralanan varlığın, üzerinde büyük değişiklikler yapılmadığı sürece, sadece kiracı tarafından kullanılabilecek özel bir yapıda olması. •Aşağıda yer alan kriterlerin birlikte veya tek ba şlarına var oldukları durumlar, yine ilgili kiralama işleminin finansal kiralama olarak nitelendirilmesi sonucunu doğurur: �Kiracının kiralama işlemini feshedebilmesi durumunda, kiraya verenin fesih işleminden kaynaklanan zararlarının kiracı tarafından karşılanması; �Kalıntı değerin gerçeğe uygun değerindeki değişmelerden kaynaklanan kazanç ya da kayıpların kiracıya ait olması (örneğin kiralama süresi sonundaki satış gelirlerinin tamamına eşit bir kira indirimi şeklinde); �Kiracının, piyasa fiyatının çok daha altında bir bedelle bir dönem daha kiralamayı sürdürme hakkının bulunması. •Kiralama sözleşmesinin Kiracının Finansal Tablolarında Gösterilmesi •Đlk muhasebeleştirme •Kiralama süresinin başlangıcında, kiracılar, finansal kiralama işlemini, kiralama sözleşmesinin başı itibariyle tespit edilmiş, gerçeğe uygun değer ya da asgari kira ödemelerinin bugünkü değerinden düşük olanı üzerinden bilançolarında varlık ve borç olarak muhasebeleştirir. •Asgari kira ödemelerinin bugünkü değerinin hesaplanmasında kullanılacak iskonto oranı; tespit edilebiliyorsa kiralama işleminde zımnen yer alan faiz oranı, bunun tespit edilememesi durumunda ise, kiracının ek borçlanma faiz oranıdır. •Kiracının her çeşit başlangıç doğrudan maliyetleri, varlık olarak muhasebeleştirilen tutara eklenir. •Asgari kira ödemeleri; finansman giderleri ve mevcut yükümlülüklerdeki azalma (borç anapara ödemesi) olarak ayrıştırılır. •Finansman giderleri, kalan borç tutarlarına sabit bir faiz oranı uygulanmasını sağlayacak şekilde kiralama süresi boyunca her bir döneme dağıtılır. •Kiralanan varlıklarla işletme mülkiyetinde yer alan varlıklara benzer amortisman politikası uygulanır •Eğer, kiralama süresi sonunda kiracının kiralama konusu varlığın mülkiyetini edineceğine ilişkin tam bir kesinlik bulunmamakta ise, ilgili varlık, kiralama süresi ve yararlı ömründen kısa olanı itibariyle tamamen itfa edilir.

• Faaliyet kiralamasında, başka bir sistematik yaklaşım kiracının beklediği faydanın zamanlamasını daha iyi yansıtmadıkça, yapılan kira ödemeleri doğrusal (eşit) olarak kiralama süresi boyunca gider olarak muhasebeleştirilir. •Kiralama sözleşmesinin Kiraya verenin Finansal Tablolarında Gösterilmesi •Đlk muhasebeleştirme: •Kiraya verenler, finansal kiralamaya konu edilmiş varlıkları bilançolarına yansıtırlar ve net kiralama yatırımı tutarına eşit tutarda bir alacak olarak gösterirler. •Finansman geliri, kiraya verenin finansal kiralama konusu varlığa ilişkin net yatırımındaki sabit bir dönemsel getiri oranını yansıtan bir esasa göre muhasebeleştirilir. •Herhangi bir üretici yada satıcı konumundaki kiraya veren tarafından, kiralama süresinin başında finansal tablolara yansıtılacak satış gelirleri, ilgili varlığın GUD’i yada bu değerin altında olması koşuluyla piyasa faiz oranının kullanılması durumunda hesaplanan ve kiraya veren tarafından elde edilecek asgari kira ödemelerinin bugünkü değeridir. •Faaliyet kiralamasından kaynaklanan kira geliri, kiralama süresi boyunca doğrusal yöntem uygulanmak suretiyle gelir olarak muhasebeleştirilir •Kira gelirinin elde edilmesinde katlanılan maliyetler, amortismanlar dahil olmak üzere, gider olarak muhasebeleştirilir. •Kiralama geliri (kiralama konusu varlıkların bakımı ve sigortalanması gibi hizmetler karşılığında elde edilen gelirler hariç olmak üzere), ilgili gelir bu çerçevede elde edilmese dahi, kiralama süresi boyunca doğrusal yöntemle muhasebeleştirilir. •Satış ve Geri Kiralama Đşlemi; •Bir satış ve geri kiralama işleminin finansal kiralama olarak sonuçlanması durumunda, satış gelirlerinin varlığın defter değerini aşan kısmı, kiralama süresince itfa edilir. •Faaliyet kiralaması ile sonuçlanması ve ilgili işlemin GUD üzerinden gerçekleştiğinin açık olması durumunda her türlü kar veya zarar hemen muhasebeleştirilir. Satış gelirlerinin GUD in altında olması durumunda ortaya çıkan zararlar ertelenerek varlığın tahmini kullanım süresince kira ödemeleri ile orantılı olarak itfa edilir.GUD nin üstünde olması durumunda ortaya çıkan kar kullanım süresince itfa edilir. TMS-18 HASILAT •Tanımlar; •Hasılat: Ortakların sermayeye katkıları dışında, özkaynakta artışla sonuçlanan ve işletmenin dönem içindeki olağan faaliyetlerinden elde edilen brüt ekonomik fayda tutarıdır. •Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. •Mal veya hizmetlerin benzer özelliklere ve değere sahip mal ya da hizmetlerle değiştirilmesi veya vadeli takasa (swap) konu edilmesi, hasılat yaratıcı işlem olarak değerlendirilmez.

•Birbirinden farklı mal veya hizmetlerin değiştirilmesinde, takas hasılat yaratıcı bir işlem olarak değerlendirilir. Bu durumda hasılat, alınan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinden transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının düşülmesi suretiyle hesaplanır. •Elde edilen mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerinin güvenilir biçimde belirlenemediği durumlarda hasılat, elden çıkarılan mal veya hizmetlerin gerçeğe uygun değerine varsa transfer edilen nakit ve nakit benzerleri tutarının eklenmesi suretiyle hesaplanır. •Satış bedeli •Çoğu durumda bedel, nakit veya nakit benzerleri biçimindedir ve hasılat tutarı da alınan veya alınacak olan nakit ya da nakit benzerleri tutarıdır. •Ancak, nakit ve nakit benzerleri girişinin ertelendiği durumlarda; satış bedelinin gerçeğe uygun değeri, alınacak olan nakdin nominal tutarından daha düşük olabilir. • Đşletme alıcıya vade farksız bir satış yapabilir veya satış bedeli olarak alıcıdan piyasa faiz oranı altında olan bir alacak senedi alabilir. Anlaşma bir finansman işlemi niteliği taşıyorsa, satış bedelinin gerçeğe uygun değeri gelecekteki tüm tahsilatların emsal faiz oranı ile iskonto edilmesi yoluyla belirlenir. •Emsal faiz oranı aşağıdakilerden biri olarak tespit edilebilir: (a) Benzer kredi derecelendirmesine sahip bir işletmenin benzer finansal araçları için geçerli olan faiz oranı; veya (b) Finansal aracın nominal değerini ilgili mal veya hizmetin nakit satış fiyatına indirgeyen faiz oranı. •Satış bedelinin nominal tutarı ile gerçeğe uygun değeri arasındaki fark, faiz geliri olarak muhasebeleştirilir. •Mal Satışı •Mal satışına ilişkin hasılat, aşağıdaki tüm koşullar yerine geldiğinde finansal tablolara yansıtılır. (a) Đşletmenin malların sahipliği ile ilgili önemli risk ve getirileri alıcıya devretmiş olması; (b) Đşletmenin satılan mallar üzerinde etkin bir kontrolü veya sahipliğin genel olarak gerektirdiği şekilde bir yönetim etkinliğini sürdürmemesi; (c) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi; (d) Đşleme ilişkin ekonomik yararların işletmece elde edilmesinin muhtemel olması; (e) Đşleme ilişkin yüklenilen veya yüklenilecek olan maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi. •Hizmet Satışı •Hizmet sunumuna ilişkin bir işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilebildiği durumlarda, işlemle ilgili hasılat işlemin bilanço tarihi itibariyle tamamlanma düzeyi dikkate alınarak finansal tablolara yansıtılır. •Hizmet sunumuna ilişkin işlemin sonucunun güvenilir biçimde tahmin edilemediği durumlarda, hasılat ancak finansal tablolara yansıtılmış giderlerin geri kazanılabilir tutarı kadar finansal tablolara yansıtılır.

•Aşağıdaki koşulların tamamının varlığı durumunda, işleme ilişkin sonuçların güvenilir biçimde tahmin edilebildiği kabul edilir: (a) Hasılat tutarının güvenilir biçimde ölçülebilmesi; (b) Đşleme ilişkin ekonomik yararların işletme tarafından elde edileceğinin muhtemel olması; (c) Bilanço tarihi itibariyle işlemin tamamlanma düzeyinin güvenilir biçimde ölçülebilmesi; ve (d) Đşlem için katlanılan maliyetler ile işlemin tamamlanması için gereken maliyetlerin güvenilir biçimde ölçülebilmesi. •Tamamlanma düzeyi “ Tamamlama Yüzdesi Yöntemi “ ile tespit edilebilir. Bu işlemde aşağıdaki yöntemler kullanılır. –1) Yapılan işe ilişkin incelemeler, –2) Bilanço tarihine kadar yapılan hizmetlerin toplam hizmete oranı, –3) Đşlemin Tahmini toplam maliyetleri içinde bu güne kadar katlanılan maliyetlerin oranı. •Faiz, isim hakları ve temettüler •Đşletme varlıklarının başkaları tarafından kullanılmasından sağlanan faiz, isim hakları ve temettü getirileri aşağıdaki esaslar çerçevesinde finansal tablolara yansıtılır: • �Faiz, etkin faiz yöntemine göre muhasebeleştirilir; (b) Đsim hakları; ilgili sözleşmenin özü dikkate alınarak, tahakkuk esasına göre muhasebeleştirilir; ve (c) Temettüler; hissedarların tahsil etme hakları ortaya çıktığında finansal tablolara yansıtılır. Etkin Faiz Yöntemi: Finansal varlık veya borcun itfa edilmiş maliyetlerinin hesaplanması ve ilgili faiz gelir veya giderlerinin ilişkili olduğu döneme dağıtılması yöntemidir. •Đşlemin ayrıştırılması •Bu Standarttaki muhasebeleştirilme ilkeleri genellikle her bir işleme ayrı ayrı uygulanır. •Ancak bazı durumlarda, muhasebeleştirme ilkelerini işlemin özünü yansıtabilmek amacıyla, tek bir işlemin ayrıştırılabilir kısımlarına ayrı ayrı uygulamak gerekebilir. •Örneğin, bir ürünün satış fiyatı ayrıştırılabilir nitelikteki satış sonrası servis tutarını da içeriyorsa, bu tutarın hasılat olarak muhasebeleştirilmesi ertelenerek, servis hizmetinin verildiği dönem boyunca hasılat olarak finansal tablolara yansıtılır. TMS-20 DEVLET TE ŞVĐKLER Đ •Tanımlar; •Devlet: Devleti, devlet organlarını ve yerel, ulusal veya uluslararası benzer kuruluşları ifade eder. •Devlet yardımı: Belirli koşulları yerine getiren bir işletme veya işletmeler grubuna bir ekonomik fayda sağlamak üzere devlet tarafından yapılan faaliyetlerdir.

• Devlet teşvikleri: Đşletmenin faaliyet konuları ile ilgili belirli koşulların geçmişte veya gelecekte yerine getirilmesi karşılığında işletmeye kaynak transferi şeklindeki devlet yardımlarıdır. •Varlıklara ili şkin teşvikler: Teşviğe hak kazanan işletme tarafından duran varlık satın almanın, inşa etmenin veya edinmenin ilk koşul olduğu devlet teşvikleridir. Bu tür devlet teşviklerine duran varlığın türünü, yerini, edinme veya elde tutma dönemlerini sınırlayan tali koşullar da eklenebilir. •Gelire ili şkin teşvikler: Varlıklara ilişkin teşvikler dışında kalan devlet teşvikleridir. •Feragat edilebilir krediler: Önceden belirlenmiş koşullar altında borç verenin alacağından feragat etmeyi kabul ettiği kredilerdir. •Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. •Devlet teşvikleri •Gerçeğe uygun değerleri ile izlenen parasal olmayan devlet teşvikleri de dahil olmak üzere tüm devlet teşvikleri, aşağıdaki koşulların gerçekleşeceğine dair makul bir güvence oluşmadan finansal tablolara yansıtılmaz: • a) Elde edilmesi için gerekli koşulların işletme tarafından yerine getirilmesi; ve • b) Teşviğin işletme tarafından elde edilmesi. •Muhasebeleştirme •Devlet teşviklerinin muhasebeleştirilmesine ilişkin iki genel yaklaşım bulunmaktadır: Teşviğin kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirildi ği "sermaye yaklaşımı" ve teşviğin bir veya daha fazla dönemde kâr ya da zararda muhasebeleştirildi ği "gelir yakla şımı". •Sermaye yaklaşımının dayandığı gerekçeler şunlardır: • (a). Bir finansman aracı olan devlet teşvikleri, finanse ettikleri harcama kalemini netleştirmek amacıyla kâr veya zararda muhasebeleştirilmek yerine, finansal durum tablosu (bilanço) ile ilişkilendirilmelidir. Geri ödeme beklenmediğinden, bu tür teşvikler kâr ya da zarar dışında muhasebeleştirilmelidir; ve • (b). Kazanılmış bir gelir olmamaları, aksine herhangi bir maliyeti olmaksızın devlet tarafından sağlanan bir teşviği temsil etmeleri nedeniyle, devlet teşviklerine kar veya zararda yer verilmemelidir. •Gelir yaklaşımının dayandığı gerekçeler ise şunlardır: • (a) Devlet teşvikleri, hissedarlar dışındaki bir kaynaktan elde edilmiş olmaları nedeniyle, doğrudan özkaynak olarak kaydedilmemeli, fakat uygun dönemlerde kâr ya da zarar olarak muhasebeleştirilmelidir;

• (b) Devlet teşvikleri nadiren karşılıksızdır. Đşletmeler koşullara uymakla ve önceden konan yükümlülüklerini yerine getirmekle teşvikleri kazanır. Bu nedenle bu teşvikler sözü edilen teşviklerle karşılanması amaçlanan maliyetlerin gider olarak muhasebeleştirildi ği dönemler boyunca kâr ya da zararda muhasebeleştirilmelidir ve •(c) Gelir vergisi ve diğer vergilerin bir tür harcama olması göz önüne alındığında, mali politikaların bir uzantısı olan devlet teşvikleri de kâr veya zarar ile ilişkilendirilmelidir. •Parasal olmayan devlet teşvikleri • Bir devlet teşviği, işletmenin kullanması amacıyla verilen arsa veya diğer kaynaklar gibi parasal olmayan teşvikler şeklinde olabilir. •Böyle durumlarda teşvik konusu parasal olmayan varlığın gerçeğe uygun değerinin belirlenmesi ve teşviğin ve varlığın belirlenen gerçeğe uygun değer ile finansal tablolara kaydedilmesi genel uygulamadır. •Bazı durumlarda izlenen alternatif yöntem, varlık ve teşviğin nominal değeri üzerinden kaydedilmesidir. •Varlıklara ili şkin teşviklerin sunumu •Gerçeğe uygun değeri ile izlenen parasal olmayan devlet teşvikleri de dahil olmak üzere, varlıklara ilişkin teşvikler finansal durum tablosunda (bilançoda) ertelenmiş gelir olarak veya varlığın defter değerinden indirilerek gösterilir. •Varlıklara ilişkin devlet teşviklerinin finansal tablolarda sunumunda iki alternatif yöntem kabul edilir: •Yöntemlerden birisinde teşvik, varlığın faydalı ömrü boyunca sistematik bir biçimde ertelenmiş gelir olarak kâr veya zararda muhasebeleştirilir. •Diğer yöntemde ise teşvik, varlığın defter değerinin hesaplanması sırasında indirilir. Amortismana tabi varlığın faydalı ömrü boyunca amortisman giderinin azaltılması yoluyla teşvik, kâr ya da zararda muhasebeleştirilmi ş olur. •Gelire ili şkin teşviklerin sunumu •Gelire ilişkin teşvikler bazı durumlarda gelir tablosunda ayrı bir kalem olarak veya "Di ğer Gelirler" genel başlığı altında, alternatif olarak da ilgili giderlerden düşülerek gösterilir. •Her iki yöntem de gelirlere ilişkin teşviklerin sunumu açısından kabul edilebilir yöntemlerdir. •Finansal tabloların tam anlaşılması amacıyla teşviğe ilişkin açıklamalar gereklidir. •Devlet teşviklerinin geri ödenmesi •Gelire ilişkin bir teşviğin geri ödenmesi durumunda, ödenen tutar öncelikle bu tutarın muhasebeleştirildi ği itfa edilmemiş ertelenmiş gelir kaleminden düşülür.

•Geri ödenen tutarın ertelenmiş gelir bakiyesini aşması veya ertelenmiş gelir kaleminin olmaması durumunda, söz konusu tutar doğrudan kâr ya da zararda muhasebeleştirilir. •Varlıklara ilişkin devlet teşviklerinin geri ödenmesi durumunda, ilgili varlığın defter değeri geri ödenecek tutar kadar artırılır veya ertelenmiş gelir hesabı geri ödenecek tutar kadar azaltılır. •Varlıklara ilişkin devlet teşviklerinin geri ödenmesini gerektiren durumlarda, ilgili varlıkların yeni defter değerlerindeki olası değer düşüklükleri dikkate alınır. •Devlet yardımı •Devlet yardımları, kendilerine bir değer atfedilemeyen devlet yardımlarını ve işletmenin olağan ticari faaliyetlerinden ayırt edilemeyen devletle yapılan işlemleri kapsar. •Ücretsiz teknik yardım, pazarlama önerileri veya garanti sağlama gibi yardımlar, kendilerine bir değer atfedilemeyen yardımlara örnektir. •Đşletmenin satışlarının bir bölümünün devlet satın alma politikası ile garanti edilmesi işletmenin normal ticari işlemlerinden ayrıştırılması mümkün olmayan devlet yardımlarına bir örnektir. •Fayda sağladığı kesin olmakla birlikte devlet yardımlarının normal ticari faaliyetlerden ayrıştırılması nesnel verilere dayanılarak yapılamayabilir. •Yukarıda örneklenen faydaların önemli boyutta olması durumunda, finansal tablolarının yanıltıcı olmaması için devlet yardımlarının türü, kapsamı ve süresi açıklanır. TMS-21 KUR DEĞĐŞĐM ĐNĐN ETK ĐLERĐ •Amaç; •Bir işletme; yabancı para birimlerinde işlemler yapmak ya da yurtdışında işletmeye sahip olmak suretiyle yabancı faaliyetlerde bulunabilir. •Ayrıca, bir işletme finansal tablolarını bir yabancı para biriminde sunabilir. •Bu Standardın amacı, yabancı para işlemlerin ve yurtdışındaki işletmelerin finansal tablolara nasıl dahil edileceğini ve finansal tablolarda kullanılan para birimine nasıl çevrileceğini düzenlemektir. •Hangi döviz kuru/kurlarının kullanılacağı ve döviz kurlarındaki değişimin finansal tablolar üzerindeki etkilerinin nasıl raporlanacağı bu standardın temel konularıdır •Tanımlar; •Kapanış kuru: Bilanço tarihinde geçerli kurdur. •Kur farkı: Bir para birimindeki belirli bir tutarın diğer bir para birimine farklı kurlardan çevrilmesinden kaynaklanan farktır. •Döviz kuru: Đki para biriminin değişim oranıdır. •Yabancı para: Đşletmenin geçerli para biriminden farklı para birimidir. •Yurtdı şındaki işletme: Raporlayan işletmenin, kendisininkinden farklı bir ülke ya da para biriminde faaliyette bulunan, bir bağlı ortaklığı, iştiraki, iş ortaklığı ya da şubesidir.

•Geçerli para birimi: Đşletmenin faaliyet gösterdiği temel ekonomik çevrenin para birimidir. •Bir işletmenin faaliyette bulunduğu temel ekonomik çevre, genel olarak nakit yarattığı ve harcadığı çevredir. Bir işletme, geçerli para biriminin tespitinde aşağıdaki faktörleri dikkate alır: •(a) Geçerli para birimi: –(i) Mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını en çok etkileyen para birimidir ; ve –(ii) Rekabet unsurları ve yasal düzenlemeleriyle mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını en çok etkileyen ülkenin para birimidir. •(b) Mal ve hizmetlere ilişkin işçilik, ham madde ve diğer maliyetleri en çok etkileyen para birimidir (sıklıkla, bu tür maliyetlerin oluştuğu ve ödendiği para birimidir). •Yurtdı şındaki işletmede bulunan net yatırım: Yurtdışındaki işletmenin net aktiflerinde raporlayan işletmenin payıdır. •Finansal tablolarda kullanılan para birimi: Finansal tabloların sunulduğu para birimidir. •Geçerli (spot) kur: Hemen teslim halindeki geçerli olan döviz kurudur. •Bir yabancı para işlemi ilk muhasebeleştirme sırasında; yabancı para birimindeki tutara, geçerli para birimi ile işlem tarihindeki yabancı para birimi arasındaki geçerli kur uygulanarak, geçerli para biriminden kaydedilir. •Yurtdı şındaki işletmeye yapılan net yatırım •Bir işletme, yurtdışındaki işletmeden alacak ya da borç niteliğinde parasal bir kaleme sahip olabilir. •Öngörülebilir bir gelecekte gerçekleşmesi planlanmayan ya da beklenmeyen bir kalem, özünde, işletmenin yurtdışındaki işletmedeki net yatırımının bir parçasıdır. •Bu tür parasal kalemler uzun vadeli alacakları ya da kredileri içerebilir. •Ticari alacak ya da borçları içermez. •Yabancı para işlemlerin geçerli para biriminde raporlanması •Đlk muhasebeleştirme •Yabancı para bir işlem, yabancı para biriminde gerçekleştirilmi ş ya da ödemenin yabancı para biriminde gerçekleştirilmesini gerektiren bir işlem olup, aşağıdakileri de kapsar: –(a) Đşletmenin, fiyatları yabancı bir para biriminde belirlenen mal ve hizmetleri alıp satması; –(b) Đşletmenin, borç ya da alacak tutarları yabancı bir para biriminde belirlenen kredi alması ya da borç vermesi; veya –(c) Đşletmenin, yabancı bir para birimi cinsinden varlık iktisap etmesi ya da elden çıkarması ile bu tür yükümlülüklerin doğması veya ifa edilmesi. •Bir yabancı para işlemi ilk muhasebeleştirme sırasında; yabancı para birimindeki tutara, geçerli para birimi ile işlem tarihindeki yabancı para birimi arasındaki geçerli kur uygulanarak, geçerli para biriminden kaydedilir. •Uygulama kolaylığı nedeniyle, işlem tarihindeki gerçek kura yaklaşan bir kurun, örneğin, haftanın ya da ayın ortalama kurunun , o dönem içinde her bir yabancı para biriminde gerçekleşen işlemlerin tümü için kullanılması mümkündür.

•Bununla birlikte, döviz kurunun önemli ölçüde dalgalanması durumunda dönem için ortalama kur kullanılmaz •Đzleyen raporlama dönemi sonlarında raporlama •Her raporlama dönemi sonunda aşağıdaki çevrim işlemleri gerçekleştirilir: –(a) Yabancı para parasal kalemler kapanış kurundan çevrilir; –(b) Tarihi maliyet cinsinden ölçülen yabancı para birimindeki parasal olmayan kalemler işlem tarihindeki döviz kuru kullanılarak çevrilir; ve –(c) Gerçeğe uygun değerden ölçülen yabancı para birimindeki parasal olmayan kalemler gerçeğe uygun değerin belirlendiği tarihteki döviz kurları kullanılarak çevrilir. •Kur Farklarının Muhasebeleştirilmesi •Parasal kalemlerin ödenmesinden ya da dönem içinde veya önceki finansal tablolarda ilk muhasebeleştirme sırasında çevrildiklerinden farklı kurlardan çevrilmelerinden kaynaklanan kur farkları, oluştukları dönemde kar veya zararda muhasebeleştirilir. •Parasal olmayan bir kalemden kaynaklanan kazanç ya da zarar diğer kapsamlı gelirde muhasebeleştirilirse, bu kazanç ya da zararın kurdan kaynaklanan kısmı da diğer kapsamlı gelirde muhasebeleştirilir. Buna karşın, parasal olmayan bir kalemden kaynaklanan kazanç ya da zarar, kar ya da zararda muhasebeleştirilirse, bu kazanç ya da zararın kurdan kaynaklanan kısmı da kar ya da zararda muhasebeleştirilir. •Finansal tablolarda geçerli para biriminden farklı bir para biriminin kullanılması •Finansal tablolarda kullanılan para birimine çevrim •Đşletme, finansal tablolarını herhangi bir para biriminde sunabilir. Finansal tablolarda kullanılan para biriminin işletmenin geçerli para biriminden farklı olması durumunda işletme, faaliyet sonuçlarını ve finansal durumunu finansal tablolarda kullanılan para birimine çevirir. •Örneğin bir grup, farklı geçerli para birimleri olan işletmelerden oluşuyorsa, konsolide finansal tabloların sunulabilmesi için her bir işletmenin faaliyet sonuçları ve finansal durumu ortak bir para biriminden ifade edilir. •Geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olmayan bir işletmenin faaliyet sonuçları ve finansal durumu, finansal tablolarda kullanılan farklı para birimine aşağıdaki işlemler uygulanarak çevrilir: –(a) Sunulan her finansal durum tablosu (bilanço) aktif ve yabancı kaynakları bu finansal durum tablosunun (bilançonun) düzenlendiği tarihteki kapanış kurundan çevrilir; –(b) Her kapsamlı gelir tablosunun veya bireysel gelir tablosunun gelir ve giderleri işlem tarihlerindeki döviz kurlarından çevrilir; ve –(c) Ortaya çıkan tüm kur farkları, diğer kapsamlı gelirin ayrı bir unsuru olarak muhasebeleştirilir. •Uygulama kolaylığı nedeniyle, gelir ve gider kalemleri için işlemlerin yapıldığı tarihlerdeki döviz kurlarına yaklaşık bir kurun, örneğin dönemin ortalama kurunun kullanılması mümkündür. •Ancak, döviz kurlarının önemli ölçüde dalgalanması durumunda dönem için ortalama kur kullanılmaz.

•Geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olan bir işletmenin faaliyet sonuçları ve finansal durumu, finansal tablolarda kullanılan farklı para birimine aşağıdaki işlemlere göre çevrilir: –(a) (b) bendinde belirtilen husus hariç olmak üzere tüm tutarlar, en son finansal durum tablosunun (bilançonun) düzenlendiği tarihteki kapanış kurundan çevrilir –(b) Tutarların yüksek enflasyonlu olmayan bir ekonominin para birimine çevrilmesi durumunda, karşılaştırmalı tutarlar önceki yılın finansal tablolarında cari yıl tutarları olarak sunulan tutarlar olacaktır. Đşletmenin geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi ise, işletme çevirme yöntemini kullanmadan önce, finansal tablolarını TMS 29 Standardına göre düzeltir. Ekonomi yüksek enflasyonlu olma özelliğini yitirdiğinde ve işletme finansal tablolarını TMS 29’a göre düzeltme uygulamasına son verdiğinde; finansal tablolarını düzeltmeyi bıraktığı tarihteki fiyat seviyelerine göre düzeltilmiş tutarları tarihi maliyet olarak kabul ederek finansal tablolarda kullanılan para birimine çevirir. •Yurtdı şındaki işletmenin çevrimi •Yurtdışındaki işletmenin faaliyet sonuçlarının ve finansal durumunun raporlayan işletmeninkiler ile birleştirilmesinde, grup içi bakiyelerin ve işlemlerin eliminasyonu gibi normal konsolidasyon işlemleri uygulanır. •Ancak, grup içi parasal bir aktif (ya da pasif), kısa veya uzun vadeli olmasına bakılmaksızın, yabancı para dalgalanmalarının sonuçlarını konsolide finansal tablolarda göstermeden, ilgili grup içi borçla (ya da aktif kalemle) elimine edilemez. •Çünkü parasal kalem, bir para birimini diğerine çevirme yükümlülüğü taşır ve raporlayan işletmeyi yabancı para dalgalanmalarında kazanç ya da kayba açık hale getirir. •Dolayısıyla, raporlayan işletmenin konsolide finansal tablolarında bu tür kur farkları kar veya zararda muhasebeleştirilir veya yurtdışındaki işletmenin elden çıkarılmasına kadar diğer kapsamlı gelirde muhasebeleştirilir ve özkaynağın ayrı bir bileşeninde biriktirilir. •Tüm kur farklarının vergi etkileri •Yabancı para işlemlerden doğan kazanç ve kayıpları ile işletmenin (yurtdışındaki işletme dahil) faaliyet sonuçlarının ve finansal durumunun farklı bir para birimine çevrilmesinden doğan kur farklarından kaynaklanabilecek vergi etkilerinin muhasebeleştirilmesinde TMS 12 Standardı hükümleri uygulanır. TMS-23 BORÇLANMA MAL ĐYETLER Đ •Temel Đlke • Bir özellikli varlığın elde edilmesi, inşaası veya üretimi ile doğrudan ilişkilendirilebilen borçlanma maliyetleri bu varlığın maliyetinin bir parçasını oluşturur. Diğer borçlanma maliyetleri gider olarak muhasebeleştirilir. • Kapsam • Đşletmeler, borçlanma maliyetlerinin muhasebeleştirilmesinde bu Standardı uygularlar.

•Đşletmelerce aşağıdaki varlıkların elde edilmesi, inşaası veya üretimi ile doğrudan ili şkilendirilebilen borçlanma maliyetleri ile ilgili olarak bu Standardın uygulanması gerekli değildir: (a) Gerçeğe uygun değeri üzerinden ölçülen bir özellikli varlık, örneğin bir canlı varlık, (b) Çok miktarda ve tekrarlanarak imal edilen veya üretilen stoklar. •Tanımlar •Bu Standartta geçen terimlerin anlamları aşağıdaki gibidir: •Borçlanma maliyetleri: Bir işletme tarafından yapılan borçlanmalarla ilgili olarak katlanılan faiz ve diğer giderlerdir. •Özellikli varlıklar: Amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilebilmesi zorunlu olarak uzun bir süreyi gerektiren varlıklardır. •Muhasebeleştirme •Đşletmelerce, bir özellikli varlığın elde edilmesi, inşaası veya üretimi ile doğrudan ili şkilendirilebilen borçlanma maliyetleri, ilgili özellikli varlığın maliyetinin bir parçası olarak aktifleştirilir. •Đşletmeler, diğer borçlanma maliyetlerini oluştukları dönemde gider olarak muhasebeleştirirler. •Bu tür borçlanma maliyetleri, güvenilir bir biçimde ölçülebilmeleri ve işletmeye gelecekte ekonomik fayda sağlamalarının muhtemel olması durumunda, özellikli varlığın maliyetinin bir parçası olarak aktifleştirilir. Aktifle ştirilebilir borçlanma maliyetleri •Bir özellikli varlığın elde edilmesi, inşaası veya üretimi ile doğrudan ilişkilendirilebilen borçlanma maliyetleri, özellikli varlıkla ilişkili harcamaların hiç yapılmamış olması durumunda ortaya çıkmayacak borçlanma maliyetleridir. •Bir işletme, münhasıran bir özellikli varlığın elde edilmesi amacı ile borçlanmışsa, o varlıkla ilgili olan borçlanma maliyetleri kolaylıkla belirlenebilir. •Belirli bir borçlanma ile bir özellikli varlık arasında doğrudan bir ilişki olup olmadığının tespit edilmesi bazı durumlarda zor olabilir. •Örneğin; bu tür bir güçlük, finansman faaliyetlerinin tek bir merkezden yürütüldüğü durumlarda meydana gelir. Bir şirketler topluluğunun, borçlanma ihtiyaçları için çok sayıda değişik faiz oranlı borçlanma araçları kullandığı ve bu fonları değişik esaslara göre grup şirketlerine kullandırdığı durumlarda da güçlükler ortaya çıkar. •Bir işletmenin genel amaçlı olarak borçlandığı fonların bir kısmının, bir özellikli varlığın finansmanı için kullanıldığı durumlarda; aktifleştirilebilecek borçlanma maliyeti tutarı, ilgili varlığa ilişkin yapılan harcamalara uygulanacak bir aktifleştirme oranı yardımı ile belirlenir. •Bu aktifleştirme oranı, özellikli varlık alımına yönelik yapılmış borçlanmalar hariç olmak üzere, işletmenin ilgili dönem süresince mevcut tüm borçlarına ilişkin borçlanma maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasıdır. •Bir dönem boyunca aktifleştirilen borçlanma maliyetlerinin tutarı, ilgili dönem boyunca oluşan borçlanma maliyetleri tutarını aşamaz. •Örnek;

•Bir işletme kullanmak amacıyla bir bina inşa etmektedir.Đnşaatın finansmanında, 6.000 TL si dorudan inşaat için borçlanılan kredi ve 2.000 TL si ise işletmenin genel amaçlı kullandığı kredilerden kullanılmıştır. Đşletmenin kullandığı krediler ve faiz oranları şöyledir. –Đnşaat Kredisi 6.000._ TL % 11 –Kısa vad. Tahvil 9.000._ TL % 9 –Uzun vad. Tahvil 3.000._ TL % 10 (0.11x6.000)+(0.09x9000)+(0.10x3.000) = 1.770 TL toplam öde.faiz (9000/12000x0.09)+(3000/12000x0.10) = 0.0925 ortalama faiz oranı Aktifleştirilecek Faiz toplamı; (6.000 x 0.11) + (2.000 x 0.0925 ) = 845._ TL • •Aktifle ştirmenin başlaması •Đşletmelerce borçlanma maliyetlerinin bir özellikli varlığın maliyetinin parçası olarak aktifleştirilmesine, aktifleştirme koşullarının sağlandığı tarihte başlanır. •Aktifleştirmenin başlama tarihi, işletmenin aşağıdaki koşulların tümünü sağladığı tarihtir: •(a) Đşletme, varlık için harcama yaptığında; •(b) Borçlanma maliyetleri oluştuğunda; •(c) Đşletme, ilgili varlığın amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli işlemlere başladığında. •Aktifle ştirme i şlemine ara verilmesi •Đşletmelerce bir özellikli varlığın amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesine yönelik faaliyetlere uzun süreli ara verilen dönemler boyunca oluşan borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine de ara verilir. •Aktifle ştirmenin sona ermesi •Bir varlığın amaçlanan kullanıma veya satışa hazır duruma getirilmesi için gerekli tüm işlemler esas itibarıyla tamamlandığında, borçlanma maliyetlerinin aktifleştirilmesine son verilir. TMS-24 ĐLĐŞKĐLĐ TARAF AÇIKLAMALARI •Amaç; •Bu Standardın amacı; bir işletmenin finansal durumunun ve faaliyet sonuçlarının, ilişkili tarafların mevcudiyeti ile ilişkili taraflarla gerçekleştirilen işlemler ve mevcut bakiyelerden etkilenebileceği olasılığına dikkat çekmek için, işletmenin finansal tablolarının gerekli açıklamaları içermesini sağlamaktır. •Tanımlar •Đlişkili Taraf: Bir tarafın bir işletme ile ilişkili sayılması için: •(a) Söz konusu tarafın, doğrudan ya da dolaylı olarak bir veya birden fazla aracı yoluyla: –(i) Đşletmeyi kontrol etmesi, işletme tarafından kontrol edilmesi ya da işletme ile ortak kontrol altında bulunması (ana ortaklıklar, bağlı ortaklıklar ve aynı iş dalındaki bağlı ortaklıklar dahil olmak üzere); –(ii) Đşletme üzerinde önemli etkisinin olmasını sağlayacak payının olması; veya

–(iii) Đşletme üzerinde ortak kontrole sahip olması; b) Tarafın, işletmenin bir iştiraki olması • (c) Tarafın, işletmenin ortak girişimci olduğu bir iş ortaklığı olması •(d) Tarafın, işletmenin veya ana ortaklığının kilit yönetici personelinin bir üyesi olması; •(e)Tarafın, (a) ya da (d) de bahsedilen her hangi bir bireyin yakın bir aile üyesi olması; •(f)Tarafın; kontrol edilen, ortak kontrol edilen ya da önemli etki altında veya (d) ya da (e)’ de bahsedilen her hangi bir bireyin doğrudan ya da dolaylı olarak önemli oy hakkına sahip olduğu bir işletme olması; veya •(g) Tarafın, işletmenin ya da işletme ile ilişkili taraf olan bir işletmenin çalışanlarına işten ayrılma sonrasında sağlanan fayda planları olması, •Đlişkili tarafla yapılan i şlem: Đlişkili taraflar arasında kaynakların, hizmetlerin ya da yükümlülüklerin bir bedel karşılığı olup olmadığına bakılmaksızın transferidir. •Bir bireyin yakın aile üyeleri: Đşletme ile ilgili işlemler üzerinde etkisi olabilecek ya da işlemlerden etkilenebilecek aile bireyleridir. Aşağıdakileri içerebilir: •(a) Bireyin eş ve çocukları; •(b) Bireyin eşinin çocukları ve •(c) Bireyin ya da bireyin eşinin bakmakla yükümlü oldukları kişiler. •Tazminat: Çalışanlara sağlanan bütün faydaları içerir. Çalışanlara sağlanan faydalar, işletmeye sunulan hizmetler karşılığında işletme tarafından ya da işletme adına ödenen, ödenecek olan ya da sağlanan her türlü faydalardır. •Tazminat aşağıdakileri içerir: •(a) Ücret, maaş, sosyal güvenlik yardımı, ücretli yıllık izin, ücretli hastalık izni, kârdan verilen paylar, ikramiyeler gibi fiilen çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar ile fiilen çalışanlara sağlanan parasal olmayan faydalar (sağlık imkanları, barınma, taşıt ve bedelsiz ya da indirimli sağlanan mal ya da hizmetler gibi); •(b) Emeklilik, diğer emeklilik faydaları, işten ayrılma sonrası hayat sigortası ve sağlık imkanları gibi işten ayrılma sonrası sağlanan faydalar; •Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür. •Müşterek Kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır.

•Kilit Yönetici Personel: Đşletmenin, (idari ya da diğer) herhangi bir yöneticisi de dahil olmak üzere, faaliyetlerini planlama, yönetme ve kontrol etme yetki ve sorumluluğuna doğrudan veya dolaylı olarak sahip olan kişilerdir. •Önemli Etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi kararlarına katılma gücü olup, bu politikalar üzerinde kontrol etme gücünü ifade etmemektedir. Önemli etkiye, hisse sahipliği, esas sözleşme veya bir anlaşmayla sahip olunabilir. •Açılamalar •Ana ortaklıklar ve bağlı ortaklıkları arasındaki ilişkiler, aralarında işlem olup olmadığına bakılmaksızın açıklanır. •Đşletme, kilit yönetici personele ödenen toplam ücret ve benzeri faydaları aşağıdaki her kategori için kamuya açıklar: •(a) Çalışanlara sağlanan kısa vadeli faydalar; •(b) Đşten ayrılma sonrası faydalar; •(c) Diğer uzun vadeli faydalar; •(d) Đşten çıkarma nedeniyle sağlanan faydalar; ve •(e) Hisse bazlı ödemeler. •Đlişkili taraflar arasında işlemlerin gerçekleşmesi durumunda işletme; aşağıdaki hususları açıklar: •(a) Đşlemlerin tutarı; •(b) Mevcut bakiyeler ve:

•(i) Đşlemlerin koşul ve durumları, teminat altına alınmış olup olmadıkları ve ödeme için belirlenen karşılığın niteliği; ve •(ii) Verilen veya alınan garantilerin ayrıntıları;

•(c) Mevcut bakiyelerle ilgili şüpheli alacak karşılıkları; ve •(d) Dönem içinde ilişkili taraflardan olan şüpheli alacaklarla iligili olarak finansal tablolara yansıtılan giderler. •Öngörülen açıklamalar aşağıda belirtilen kategoriler itibariyle ayrı ayrı yapılır: (a) Ana ortaklık; (b) Đşletme üzerinde müşterek kontrol gücüne ya da önemli etkiye sahip bulunan işletmeler; (c) Bağlı ortaklıklar; (d) Đştirakler; (e) Đşletmenin ortak girişimci konumunda olduğu iş ortaklıkları; (f) Đşletmenin ya da ana ortaklığının kilit yönetici personeli; ve (g) Diğer ilişkili taraflar.

TMS-27 KONSOLĐDE VE BĐREYSEL TABLOLAR •Amaç; •Bu Standart, bir ana ortaklığın kontrolü altında bulunan bir grup işletmenin konsolide finansal tablolarının hazırlanmasına ve sunumuna ilişkin esasları belirler. •Tanımlar •Konsolide finansal tablolar: Bir grubun finansal tablolarının tek bir işletme gibi sunulduğu finansal tablolarıdır. •Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür. •Grup : Bir ana ortaklık ve onun tüm bağlı ortaklıklarıdır. •Azınlık payı: Bir bağlı ortaklığın net varlıklarının ve kar veya zararının ana ortaklık tarafından, doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak, sahip olunmayan paylara isabet eden kısmını ifade eder. •Ana ortaklık: Bir veya daha fazla bağlı ortaklığı bulunan •Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir işletme ya da müştereken kontrol edilen bir işletme yatırımcısı tarafından sunulan ve yatırımların raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak muhasebeleştirildi ği finansal tablolardır. •Bağlı ortaklık: Adi ortaklıklar gibi tüzel kişili ği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, ana ortaklık tarafından kontrol edilen işletmelerdir. •Maliyet yöntemi: Başka bir işletmeye yapılan bir yatırımın maliyet bedeli ile finansal tablolara yansıtıldığı muhasebeleştirme yöntemidir. Yatırımcı işletme, yatırım yapılan işletmeden kaynaklanan gelirleri ancak yatırımın elde edilme tarihinden sonra oluşan birikmiş karlardan yapılan dağıtımlar kadar gelir olarak muhasebeleştirir. Bu tutarlar dışında elde edilen dağıtımlar yatırımın geri kazanılması niteliğinde olup, yatırım maliyetinden indirilmek suretiyle muhasebeleştirilir. •Konsolide Finansal Tabloların Kapsamı •Konsolide finansal tablolar ana ortaklığın tüm bağlı ortaklıklarını kapsar. •Ana ortaklığın doğrudan veya bağlı ortaklıkları vasıtasıyla dolaylı olarak bir şirketteki oy haklarının yarıdan fazlasını kontrol etmesi durumunda, aksini kanıtlayan açık deliller olmadıkça, kontrolün var olduğu kabul edilir. •Konsolide Finansal Tabloların Kapsamı •Aşağıdaki şartlardan birinin varlığı halinde, ana ortaklık bir şirketteki oy haklarından yarısına veya daha azına sahip olsa da, kontrolün var olduğu kabul edilir •(a) Diğer pay sahipleriyle yapılan bir anlaşma gereği oy haklarının yarıdan fazlasının kontrol edilmesi,

•(b) Bir düzenleme veya sözleşme gereği, işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme yetkisine sahip olunması, •(c) Đşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim kurulu veya eşdeğer yürütme organının üyelerinin çoğunluğunu atama veya görevden alma gücüne sahip olunması, •(d) Đşletmenin kontrol edildiği organ olan yönetim kurulunda veya bu hakları haiz yürütme organında oyların çoğunluğunu kontrol etme gücünün elde bulundurulması. •Konsolidasyon Đşlemleri •Grup içi bakiyeler, işlemler, gelir ve giderler tamamen elimine edilir. •Gelir, gider ve temettüler dahil olmak üzere, grup içi bakiyeler ve işlemler tamamen elimine edilir. •Grup içi işlemler nedeniyle oluşan ve stoklar ve maddi duran varlıklar gibi varlıkların maliyetine dahil edilen kar ve zararlar tamamen elimine edilir. •Grup içi zararlar, varlıklarda konsolide finansal tablolara yansıtılması gereken bir değer düşüklüğünün oluştuğunu gösterebilir. •Grup içi işlemlerden kaynaklanan kar ve zararların elimine edilmesi sırasında ortaya çıkan geçici farklara ilişkin olarak TMS 12 "Gelir Vergileri" Standardı hükümleri uygulanır. •Konsolide finansal tabloların hazırlanmasında kullanılan ana ortaklık ve bağlı ortaklık finansal tabloları aynı tarih itibariyle hazırlanmış olmalıdır. •Ana ortaklık ve bir bağlı ortaklığın raporlama tarihlerinin farklı olması durumunda, uygulanmasının mümkün olmadığı durumlar hariç olmak üzere, bağlı ortaklık konsolidasyon amacıyla ana ortaklığın finansal tabloları ile aynı tarihli ilave finansal tablolar hazırlar. •Buna uygun olarak konsolide finansal tabloların hazırlanmasında kullanılan bağlı ortaklık finansal tablolarının ana ortaklık finansal tablolarından farklı tarihli olması durumunda, iki tarih arasında geçen süre zarfında gerçekleşen önemli işlem ve olaylar ilgili finansal tablolara yansıtılır. • Her durumda, ana ortaklık ile bağlı ortaklığın raporlama tarihleri arasındaki fark üç aydan fazla olamaz. Raporlama dönemlerinin uzunluğu ve raporlama tarihlerinin farklılığı dönemler itibariyle aynı olmalıdır. •Konsolide finansal tablolar, benzer işlemler ve benzer koşullardaki diğer olaylar için yeknesak muhasebe politikaları benimsenerek düzenlenir. •Azınlık payları, konsolide bilançoda ana ortaklığın özkaynaklardaki payından ayrı olarak özkaynaklar içerisinde gösterilir. •Grubun kar ya da zararından azınlık paylarına isabet eden tutar da ayrıca gösterilmelidir.

•Konsolide edilmiş bir bağlı ortaklıkla ilgili olarak azınlık paylarına isabet eden zararın tutarı, bağlı ortaklıktaki azınlık payı tutarını aşabilir. •Bu durumda, azınlık pay sahiplerinin zararı karşılamaya yönelik herhangi bir bağlayıcı yükümlülüğünün olması ve zararı karşılamak için gerekli ilave yatırımları yapabilme gücünün yeterli olması durumu hariç, söz konusu fazla kısım bağlı ortaklıktaki çoğunluk payından mahsup edilir. •Konsolidasyona tabi şirketin daha sonra kara geçmesi halinde, daha önce mahsup edilen tutarlara ulaşılıncaya kadar tüm karlar çoğunluk paylarına ilave edilir. •Kontrolün kaybedilmesi •Ana ortalık bağlı ortaklıktaki kontrolünü kaybederse, ana ortaklık: • •(a) Kontrolün kaybedildiği tarihte bağlı ortaklığın varlıklarını ve borçlarını defter değerleri üzerinden finasal durum tablosu dışı (bilanço dışı) bırakır; •(b) Kontrolün kaybedildiği tarihte eski bağlı ortaklığının kontrol gücü olmayan paylarını (azınlık paylarını) defter değerleri ile finasal durum tablosu dışı (bilanço dışı) bırakır TMS-28 ĐŞTĐRAKLERDEK Đ YATIRIMLAR •Tanımlar; •Đştirak: Yatırımcı işletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişili ği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, iş ortaklığı veya bağlı ortaklık niteliğinde olmayan, ancak üzerinde önemli etkisinin bulunduğu işletmelerdir. •Konsolide finansal tablolar: Bir grubun, tek bir iktisadi işletmenin finansal tabloları gibi sunulan finansal tablolarıdır. •Kontrol: Faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla bir işletmenin faaliyet ve finansal politikalarını yönetme gücünü ifade eder. •Özkaynak yöntemi: Đştirakteki yatırımın başlangıçta elde etme maliyeti ile muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın yatırım yapılan iştirakin net varlıklarında yatırımcı işletmenin payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve böylece yatırımcı işletmenin kar veya zararının yatırım yapılan işletmenin kar veya zararından kendisine düşen payı kapsadığı muhasebeleştirme yöntemidir. •Müşterek kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır. •Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımcı veya müştereken kontrol edilen bir işletmede ortak girişimci tarafından hazırlanan ve yatırımların, yatırım yapılan

işletmenin net varlıkları ve raporlanan faaliyet sonuçları yerine, doğrudan özkaynak payı esas alınarak hesaplandığı finansal tablolardır. •Bağlı ortaklık: Đşletmenin, adi ortaklık gibi tüzel kişili ği olmayan işletmeler de dahil olmak üzere, (ana ortaklık olarak bilinen) başka bir işletme tarafından kontrol edilen işletmelerdir. •Önemli Etki •Bir yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak (örneğin bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan işletmenin oy hakkının % 20 ya da daha fazlasını elinde tutması durumunda, aksi açıkça ortaya konulamadığı sürece, söz konusu yatırımcının önemli etkisi bulunduğu kabul edilir. •Diğer yandan, yatırımcının doğrudan ya da dolaylı olarak (örneğin bağlı ortaklıkları vasıtasıyla) yatırım yapılan işletmenin oy hakkının % 20’sinden daha azını elinde bulundurması durumunda ise; böyle bir etkinin bulunduğu açıkça ortaya konulamadığı sürece, söz konusu yatırımcının önemli etkisi bulunmadığı kabul edilir. •Yatırım yapılan bir işletmeye başka bir yatırımcı tarafından önemli tutarda veya mutlak çoğunlukla sahip olunması, yatırımcı işletmenin önemli etkiye sahip olmasına engel teşkil etmez. •Aşağıdaki hususların bir ya da birden fazlasının varlığı halinde bir yatırımcı işletmenin "önemli etkisinin" bulunduğu kabul edilir: •a) Yatırım yapılan işletmenin yönetim kurulu ya da eşdeğer idari organında temsil edilme; •b) Temettüler ya da diğer dağıtım kararları dahil olmak üzere, işletmenin politika belirleme süreçlerine katılma; •c) Yatırımcı işletme ile yatırım yapılan işletme arasında önemli işlemlerin gerçekleştirilmesi, •d) Đşletmeler arasında yönetici personel değişimi; veya •e) Đşletme için gerekli teknik bilginin sağlanması. •Özkaynak Yöntemi •Özkaynak yöntemine göre, iştirak yatırımı başlangıçta elde etme maliyeti ile kaydedilir. •Đktisap tarihinden sonra ise, yatırımcının yatırım yapılan işletmenin kar ya da zararındaki payı finansal tablolara yansıtılmak üzere yatırımın defter değeri artırılır ya da azaltılır. •Yatırımcının, yatırım yapılan işletmenin kar ya da zararından alacağı pay, yatırımcının kar ya da zararı olarak muhasebeleştirilir. Yatırım yapılan bir iştirakten alınan (kar payı vb.) dağıtımlar yatırımın defter değerini azaltır. •Yatırım yapılan iştirakin kar veya zararına henüz yansıtılmamış tutarların yatırım yapılan iştirakin özkaynaklarında ortaya çıkardığı değişiklikler de yatırımcının yatırım yapılan iştirakteki payı oranında yatırımın defter değerinde düzeltme yapılmasını gerekli kılabilir.

•Bu tür değişiklikler, maddi duran varlıkların yeniden değerlemesinden ya da yabancı para çevrim farklarından kaynaklanan değişiklikleri içerir. Bu değişikliklerden yatırımcıya düşen pay doğrudan yatırımcının kendi özkaynaklarında muhasebeleştirilir. •Bir yatırımcı işletme ile ortakları veya iştirak ve bağlı ortaklıkları arasında gerçekleşen işlemlerden doğan kâr ve zararlar iştirak edenin finansal tablolarına ancak iştirakteki grup dışı yatırımcıların payı kadar yansıtılır. •Ortaklarla yapılan işlemler, örneğin, bir iştirakin yatırımcı işletmeye yaptığı varlık satışı gibi işlemlerdir. Đştirak ve bağlı ortaklıkları arasındaki işlemler ise, bir yatırımcı işletmenin iştirakine yaptığı varlık satışı gibi işlemlerdir. •Đştirakin bu işlemler sebebiyle oluşan kâr ve zararından yatırımcı işletmeye düşen pay elimine edilir TMS-29 YÜKSEK ENFLASYONLU EKONOM ĐLERDE RAPORLAMA •Kapsam •Bu Standart, geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olan işletmelerin, konsolide finansal tabloları da dahil olmak üzere, tüm temel finansal tablolarında uygulanır. •Yüksek enflasyonlu bir ekonomide, faaliyet sonuçlarının ve finansal durumun düzeltme yapılmaksızın yerel para biriminde raporlanması anlamlı ve faydalı değildir. Para satın alma gücünü öyle bir oranda kaybeder ki, farklı zamanlarda meydana gelen işlemlerin veya diğer olayların tutarlarının karşılaştırılması, aynı hesap döneminde bile yanıltıcı olur. •Yüksek Enflasyon •Bu Standart, yüksek enflasyonun varlığına ilişkin kesin bir oran tanımlamaz. Ancak, bir ülkede aşağıda belirtilen kriterler mevcut ise o ülkede yüksek enflasyon vardır; •(a)Nüfusun çoğunluğu servetini parasal olmayan varlıklarda ya da nispeten istikrarlı bir yabancı para biriminde tutmayı tercih eder. Elde tutulan yerel para, satın alma gücünü korumak üzere hemen yatırıma dönüştürme vb suretiyle değerlendirilir; •(b)Nüfusun çoğunluğu parasal tutarları yerel para biriminden değil, nispeten istikrarlı bir döviz cinsinden dikkate alır. Fiyatlar da bu döviz cinsinden belirlenebilir; •(c)Kredili satış ve satın almalardaki fiyatlar; süre kısa bile olsa, kredi süresi boyunca satın alma gücünde beklenen zararları karşılayacak şekilde belirlenir; •(d)Faiz oranları, ücretler ve fiyatlar bir ‘fiyat endeksi’ne bağlıdır; ve •(e)Son üç yılın kümülatif enflasyon oranı %100’e yaklaşmakta ya da aşmaktadır. •Net Parasal Pozisyon Kar/ Zararı:Bilançodaki Parasal Varlıkla, parasal yükümlülükler arasındaki farkı ifade eder. Enflasyon ortamında, parasal varlıkları, parasal borçlarından fazla olan işletmeler parasal varlıkları elde tutmaktan dolayı zararlı, parasal yükümlülükleri parasal varlıklarından fazla olan işletmeler ise karlı olurlar. • Finansal tabloların düzeltilmesi

•Fiyatlar genel seviyesindeki yükselişler karşısında işletmenin mali tablolarının enflasyon etkilerinden arındırılarak düzeltilmesi gerekmektedir. •Geçerli para birimi yüksek enflasyonlu bir ekonominin para birimi olan işletmenin finansal tabloları, ister tarihi maliyetler ister cari maliyet yaklaşımıyla hazırlanmış olsun, bilanço tarihindeki cari ölçüm birimi cinsinden ifade edilmelidir. •Enflasyona göre düzeltilmiş finansal tablolarda, net parasal pozisyon kar-zararı, kar veya zarara dahil edilerek ayrıca gösterilir. •Tarihi maliyet esasına göre hazırlanmış finansal tablolar •Finansal durum tablosu (bilanço) •Raporlama dönemi sonu itibarıyla cari ölçüm birimine göre ifade edilmemiş finansal durum tablosu (bilanço) kalemleri, genel bir fiyat endeksi kullanılarak düzeltilir. •Parasal kalemler hali hazırda raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre ifade edildiklerinden düzeltilmezler. Parasal kalemler elde tutulan para ile para olarak alınacak veya ödenecek kalemlerdir. • Endekse bağlı tahviller ve krediler gibi çeşitli anlaşmalarla fiyat değişikliklerine bağlanmış olan aktif ve pasifler, raporlama dönemi sonundaki değerlerine getirilmelerini sağlamak amacıyla anlaşma şartları çerçevesinde düzeltilir. Bu kalemler, düzeltilmiş finansal durum tablosunda (bilançoda) düzeltilmiş değerleri üzerinden taşınır. •Diğer tüm aktif ve pasifler, parasal olmayan kalemlerdir. Bazı parasal olmayan kalemler, raporlama dönemi sonundaki cari tutarlarından taşınır (net kâr ve gerçeğe uygun değeri ile değerlenenler gibi) ve bu nedenle düzeltilmezler. Diğer tüm parasal olmayan aktif ve pasifler düzeltilir. •Kapsamlı gelir tablosu •Bu Standart, kapsamlı gelir tablosunun tüm kalemlerinin raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre ifade edilmesini gerektirir. Bu nedenle tüm gelir ve gider kalemlerinin ilk kaydedildikleri tarihlerden itibaren genel fiyat endeksinde gerçekleşen değişime göre düzeltilmesi gerekir. •Cari maliyet esasına göre hazırlanmış finansal tablolar •Finansal durum tablosu (bilanço) •Cari maliyet esasına göre değerlenmiş kalemler hali hazırda raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre ifade edildiklerinden düzeltilmezler. •Kapsamlı gelir tablosu •Cari maliyet esasına göre hazırlanmış kapsamlı gelir tablosu düzeltme öncesi, genellikle ilgili işlem ya da olayların gerçekleştiği tarihlerdeki cari maliyetleri içerir. •Satılan malın maliyeti ve amortisman gideri, tüketim tarihlerindeki cari maliyetlerden kaydedilir; satışlar ve diğer giderler gerçekleştikleri tarihlerdeki parasal tutarlara göre muhasebeleştirilir. •Bu nedenle, tüm tutarların genel bir fiyat endeksi kullanılarak raporlama dönemi sonundaki cari ölçüm birimine göre düzeltilmesi gerekir. •Konsolide finansal tablolar •Yüksek enflasyonlu bir ekonominin para biriminde raporlama yapan bir ana ortaklık, yine yüksek enflasyonlu ekonomilerin para birimlerinde raporlama yapan bağlı ortaklıklara sahip olabilir. •Bu tür bağlı ortaklıkların finansal tabloları, ana ortaklığın finansal tablolarına dahil edilmeden önce raporlama yaptığı ülkenin para biriminde genel bir fiyat endeksi kullanılarak düzeltilmelidir.

•Farklı raporlama dönemi sonlarına ait finansal tabloların konsolide edilmesi durumunda, parasal olsun olmasın tüm kalemler, konsolide finansal tabloların düzenlenme tarihindeki cari ölçüm birimine göre düzeltilir. •Genel fiyat endeksinin seçimi ve kullanımı •Finansal tabloların bu Standarda göre düzeltilmesi, genel satın alım gücündeki değişiklikleri yansıtan genel bir fiyat endeksinin kullanımını gerektirir. •Aynı ekonominin para biriminde raporlama yapan tüm işletmeler tarafından aynı endeks kullanılır. •Yüksek enflasyon döneminin sona ermesi •Yüksek enflasyon dönemi sona erdiğinde ve işletme finansal tablolarının hazırlanması ve sunumunu bu Standarda göre yapmayı bıraktığında; önceki raporlama döneminin cari ölçüm birimine göre ifade edilen dönem sonu tutarları, izleyen finansal tablolarda defter değerleri için esas alınır. TMS-31 ĐŞ ORTAKLIKLARI

•Kapsam Đş ortaklıklarındaki payların muhasebeleştirilmesi ve iş ortaklıklarının yapılarına ve faaliyetlerinin gerçekleştirilme şekline bağlı olmaksızın; iş ortaklığının varlık, borç, gelir ve giderlerinin ortak girişimcilerin ve yatırımcıların finansal tablolarında raporlanması bu Standart hükümlerine göre yapılır. •Tanımlar •Kontrol: Bir işletmenin faaliyetlerinden fayda sağlamak amacıyla, söz konusu işletmenin finansal ve faaliyet politikalarını yönetme gücüdür. •Özkaynak yöntemi: Müştereken kontrol edilen bir işletmedeki yatırımın başlangıçta elde etme maliyeti ile muhasebeleştirilerek, sonrasında bu tutarın müştereken kontrol edilen işletmenin net varlıklarında ortak girişimcinin payına düşen kısmı yansıtacak şekilde düzeltildiği ve böylece ortak girişimcinin kar veya zararının müştereken kontrol edilen işletmenin kar veya zararından kendisine düşen payı kapsadığı muhasebeleştirme yöntemidir. •Đş ortaklığı yatırımcısı: Bir iş ortaklığında müşterek kontrol gücü olmayan katılımcı taraftır. •Müşterek kontrol: Bir ekonomik faaliyet üzerindeki kontrolün sözleşmeye dayalı olarak paylaşılmasıdır. Bu kontrolün, sadece ekonomik faaliyetle ilgili stratejik finansal ve faaliyetle ilgili kararların, kontrolü paylaşan tarafların (ortak girişimciler) oy birliği ile mutabakatını gerektirdiği durumlarda var olduğu kabul edilir. •Đş ortaklığı: Đki veya daha fazla tarafın, müşterek kontrole tabi bir ekonomik faaliyeti gerçekleştirmesini sağlayan sözleşmeye bağlı girişimdir. •Oransal konsolidasyon: Müştereken kontrol edilen işletmenin aktif, pasif, gelir ve gider kalemlerinin, ortak girişimcinin payı oranında ortak girişimcinin finansal tablolarında satır satır benzer kalemlerle birleştirilmek suretiyle muhasebeleştirilmesi veya ortak girişimcinin finansal tablolarında söz konusu kalemlerin ayrı bir satır olarak raporlanmasını kapsayan muhasebeleştirme yöntemidir.

•Bireysel finansal tablolar: Bir ana ortaklık, bir iştirakte yatırımı olan bir işletme ya da müştereken kontrol edilen bir işletmenin ortak girişimcisi tarafından sunulan ve yatırımların raporlanan faaliyet sonuçları ya da net aktifleri yerine doğrudan özkaynak payına dayalı olarak muhasebeleştirildi ği finansal tablolardır. •Önemli etki: Yatırım yapılan işletmenin finansal ve faaliyetle ilgili politikaların belirlenmesi kararlarına katılma gücü olup bu politikaları tek başına ya da bir başka taraf ile ortak kontrol etme gücünü ifade etmemektedir. •Ortak giri şimci: Đş ortaklığı üzerinde müşterek kontrol gücüne sahip olan katılımcı taraftır. •Đş ortaklıklarının çeşitleri •Đş ortaklıkları birçok çeşit ve yapıda olabilir. Bu Standart genel olarak iş ortaklığı olarak tanımlanan ve bu tanım çerçevesinde geniş kapsamlı üç tür iş ortaklığını –müştereken kontrol edilen faaliyetler, –müştereken kontrol edilen varlıklar ve –müştereken kontrol edilen işletmeler, belirler. •Aşağıdaki özellikler, tüm iş ortaklıkları için geçerlidir: –(a) Đki veya daha fazla ortak girişimci sözleşmeye dayalı bir düzenleme ile bağlanmıştır; ve –(b) Sözleşmeye bağlı düzenleme müşterek kontrolü oluşturur •Müştereken kontrol edilen faaliyetler •Bazı iş ortaklıklarının faaliyetleri bir şirketin, ortaklık veya başka bir işletmenin veya ortak girişimcilerin kendilerinden ayrı bir finansal yapının kurulmasından ziyade, ortak girişimcilerin varlıklarının ve diğer kaynaklarının kullanımını gerektirir. •Her ortak girişimci kendi maddi duran varlıklarını kullanır ve kendi stoklarını taşır. •Ayrıca, kendi masraflarına ve borçlarına katlanır ve kendi yükümlülüğünü temsilen finansman sağlar. •Müştereken kontrol edilen varlıklar •Bazı iş ortaklıkları, müştereken kontrol ile birlikte çoğu kez iş ortaklığının amaçları için iş ortaklığına verilmiş veya bunun için edinilmiş ve tahsis edilmiş olan, ortak girişimcilerin bir ya da daha fazla varlığının ortak mülkiyetini kapsar. •Varlıklar, ortak girişimcilere yarar sağlamak için kullanılır. •Her bir ortak girişimci, varlıklardan elde edilen hasılat üzerinden pay alabilir ve her biri üstlenilen giderlerden mutabık kalınmış bir kısmına katlanır. •Müştereken kontrol edilen işletmeler •Müştereken kontrol edilen bir işletme, her bir ortak girişimcinin pay sahibi olduğu bir şirket, ortaklık veya başka bir işletmenin kurulmasını gerektirir.

•Đşletme, ortak girişimcilerin arasındaki sözleşmeye bağlı düzenlemenin işletmenin ekonomik faaliyeti üzerinde müşterek kontrol oluşturması dışında, diğer işletmelerle aynı şekilde faaliyet gösterir. •Müştereken kontrol edilen bir işletme, iş ortaklığının varlıklarını kontrol eder, giderlerini ve yükümlülüklerini üstlenir ve gelire hak kazanır. •Kendi adına sözleşmeler yapabilir ve iş ortaklığının faaliyeti için finansman sağlayabilir. •Bazı müştereken kontrol edilen işletmelerde ortak girişimcinin iş ortaklığının ürününden pay alması da söz konusu olabileceği gibi, her ortak girişimci müştereken kontrol edilen işletmenin kârında pay hakkına sahiptir. •Oransal Konsolidasyon •Oransal konsolidasyon uygulanırken farklı raporlama biçimleri kullanılabilir. •Ortak girişimci, müştereken kontrol edilen işletmenin aktif, pasif, gelir ve giderlerinin her birinden payına düşen kısmını kendi finansal tablolarında satır satır benzer kalemler ile birleştirebilir. •Örneğin; müştereken kontrol edilen işletmenin stoklarındaki payını kendi stokları ile ve müştereken kontrol edilen işletmenin maddi duran varlıklarını kendi maddi duran varlıkları ile birleştirebilir. •Oransal konsolidasyon uygulanırken hangi raporlama biçimi kullanılırsa kullanılsın, yasal bir mahsuplaşma hakkı olmadıkça ve netleştirme, varlıkların paraya çevrilmesi veya borçların ödenmesine ilişkin beklentiyi temsil etmedikçe, herhangi bir varlığın veya borcun diğer borçlar veya varlıklar ile indirimi veya herhangi bir gelir veya giderin başka gelir veya giderlerden indirimi suretiyle netleştirme yapılamaz. •Ya da ortak girişimci, finansal tablolarına müştereken kontrol edilen işletmenin aktif, pasif, gelir ve giderlerinin her birinden payına düşen kısmı için ayrı satırlar ilave edebilir. •Örneğin, müştereken kontrol edilen işletmenin dönen varlıklarındaki payını kendi dönen varlıklarının bir parçası olarak ayrıca gösterebilir; müştereken kontrol edilen işletmenin maddi duran varlıklarındaki payını kendi maddi duran varlıklarının bir parçası olarak ayrıca gösterebilir. •Bu raporlama biçimlerinin her ikisi de kar veya zarar miktarları ile varlıkların, borçların, gelir ve giderlerin her birinin aynı ana sınıflar altında raporlanması sonucunu doğurur. Her iki raporlama biçimi de bu Standart hükümlerine uygundur •Özkaynak yöntemi •Bir ortak girişimci oransal konsolidasyon yöntemine alternatif olarak, müştereken kontrol edilen işletmedeki payını özkaynak yöntemini kullanarak muhasebeleştirir.

•Bir ortak girişimci, bağlı ortaklıklarda yatırımları olup olmadığına veya finansal tablolarını konsolide finansal tablolar olarak tanımlayıp tanımlamadığına bakılmaksızın, müştereken kontrol edilen bir işletmedeki payını özkaynak yöntemini kullanarak finansal tablolarına yansıtır. TMS-32 FĐNANSAL ARAÇLAR : SUNUM •Amaç •Bu Standardın amacı, finansal araçların borç veya özkaynak olarak sunulmaları ile finansal varlık ve borçların netleştirilmelerine ilişkin ilkeleri belirlemektir. •Bu Standart, ihraç eden (ihraçcı) açısından finansal araçların, finansal varlık, finansal borç ve özkaynağa dayalı finansal araç olarak sınıflandırılması, bunlara ilişkin faiz, temettü, kayıp ve kazançların sınıflandırılması ve finansal varlık ve borçların netleştirilmeleri gereken durumlara uygulanır. •Tanımlar •Finansal araç: Bir işletmenin finansal varlığı ile diğer bir işletmenin finansal borcunda ya da özkaynağa dayalı finansal aracında artışa neden olan herhangi bir sözleşmedir. •Finansal varlık: Aşağıdaki varlıklardan herhangi biridir: •(a) Nakit; •(b) Başka bir işletmenin özkaynağına dayalı finansal araç; •(c) (i) Başka bir işletmeden nakit ya da başka bir finansal varlık almak için veya • (ii) Potansiyel olarak işletmenin lehine olan koşullarda finansal varlık veya borçların başka bir işletme ile takas edilmesi için düzenlenen sözleşmeden doğan hak; •Finansal borç: Aşağıdaki borçlardan herhangi biridir: • (a) (i) Başka bir işletmeye nakit ya da başka bir finansal varlık verilmesi için veya • (ii) Potansiyel olarak işletmenin aleyhine olan koşullarda finansal varlık veya borçların başka bir işletme ile takas edilmesi için düzenlenen sözleşmeden doğan yükümlülük; veya • (b) Đşletmenin özkaynağına dayalı finansal aracıyla ödenecek veya ödenebilecek olan ve: • (i) Đşletmenin değişken sayıda özkaynağına dayalı finansal aracını vermek zorunda olduğu ya da olabileceği bir türev olmayan sözleşme; veya • (ii) Đşletmenin belirli sayıda özkaynağına dayalı finansal aracının, belirli bir nakit tutar ya da başka bir finansal varlık ile takas edilmesi dışındaki şekillerde ödenecek ya da ödenebilecek bir türev sözleşme. •Özkaynağa (Hisse senedine) dayalı finansal araç: Đşletmenin tüm borçları çıkarıldıktan sonra varlıklarında bir payı/hakkı gösteren sözleşmedir. •Gerçeğe uygun değer: Karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında bir varlığın el değiştirmesi ya da bir borcun ödenmesi durumunda ortaya çıkması gereken tutardır. •Satım opsiyonu bulunan finansal araç: Finansal araç hamiline, nakit veya başka bir finansal varlık karşılığında opsiyonu veren tarafa söz konusu finansal aracı geri satma hakkı veren ya da gelecekte belirsiz bir olayın meydana gelmesi, finansal araç hamilinin ölmesi veya emekli olması halinde otomatik olarak opsiyonu veren tarafa iade edilen bir finansal araçtır.

•Sunum •Borçlar ve özkaynak •Đhraççı ilgili finansal aracı ya da finansal aracın bileşenlerini ilk defa muhasebeleştirirken sözleşmedeki düzenlemelerin özüne uygun ve finansal borç, finansal varlık ve özkaynağa dayalı finansal araç tanımlarıyla uyumlu bir sınıflandırma yapar. •Bileşik finansal araçlar Türev olmayan bir finansal araç ihraç eden, anılan aracın borç ve özkaynak bileşenlerinin her ikisini birden taşıyıp taşımadığını belirlemek için ilgili finansal aracın koşullarını değerlendirir. Bu gibi bileşenler; finansal borç, finansal varlık ya da özkaynağa dayalı finansal araç olarak ayrı ayrı sınıflandırılır. . Bir işletme (a) işletmenin finansal borcunu yaratan ve (b) hamiline, işletmenin özkaynağına dayalı finansal aracına çevirebilme imtiyazı sağlayan finansal araç bileşenlerini ayrı ayrı dikkate alır. Dolayısıyla, bileşik finansal aracın ilk defter değeri özkaynak ve borç bileşenlerine ayrıldığında, yükümlülük bileşeni için ayrıca belirlenen tutarın aracın toplam gerçeğe uygun değerinden düşülmesinden sonra kalan tutar özkaynak bileşenine devrolunur. •Đşletmenin geri satın alınan kendi hisseleri •Đşletmenin, özkaynağına dayalı finansal araçlarını yeniden edinmesi durumunda, bu araçlar özkaynaktan düşülür. •Đşletmenin özkaynağına dayalı finansal araçlarının alışından, satışından, ihracından ya da iptalinden dolayı kar veya zarara herhangi bir kazanç ya da kayıp yansıtılmaz. •Alınan ya da ödenen tutarlar doğrudan özkaynakta muhasebeleştirilir. •Faizler, temettüler, kayıp ve kazançlar •Bir finansal araca bağlı veya finansal borç unsuru teşkil eden faizler, temettüler, kayıp ve kazançlar, kâr ya da zararda gelir veya gider olarak muhasebeleştirilir. •Bu suretle, tamamı borç olarak muhasebeleştirilen hisselere ait temettü ödemeleri, bono faizleri gibi gider olarak muhasebeleştirilir. •Benzer biçimde, finansal borçların geri satın alınması ya da yeniden finanse edilmesi ile bağlantılı kazanç ve kayıplar kâr ya da zararda muhasebeleştirilirken, özkaynağa dayalı finansal araçların geri satın alınması ya da yeniden finanse edilmesi özkaynakta meydana gelen değişim olarak muhasebeleştirilir. •Finansal varlık ve borçların birbirinden mahsup edilmesi (netleştirilmesi) •Bir finansal varlık ve borcun birbirine mahsup edilerek (netleştirilerek) net tutarın finansal durum tablosunda (bilançoda) gösterilmesi ancak ve ancak işletmenin; a) Muhasebeleştirilen tutarları netleştirme konusunda yasal bir hakkının bulunması; ve (b) Net esasa göre ödemede bulunma ya da varlığı elde etme ve borcu ödeme işlemlerini eş zamanlı olarak gerçekleştirme iyetinde olması durumunda mümkün olabilir.

TMS-33 HĐSSE BAŞINA KAZANÇ •Amaç •Bu Standardın amacı; hem aynı raporlama dönemi içinde farklı işletmelerin, hem de aynı işletmenin farklı raporlama dönemlerindeki performansının karşılaştırılmasına yardımcı olmak amacıyla, hisse başına kazancın belirlenmesine ve finansal tablo kullanıcılarına sunulmasına ili şkin ilkeleri belirlemektir. •Kapsam •Bu Standart aşağıdakilere uygulanır: •Bir işletmenin konsolide veya bireysel finansal tabloları: –(i) Adi hisse senetleri veya potansiyel adi hisse senetleri borsa veya diğer teşkilatlanmış piyasalarda (yurtiçi veya yurtdışı borsa veya yerel ve bölgesel piyasaların da dahil olduğu tezgah üstü piyasa) işlem gören veya –(ii) Borsa veya diğer teşkilatlanmış bir piyasada adi hisse senetlerini ihraç etmek amacıyla, bir menkul kıymetler komisyonu veya diğer düzenleyici kuruluş ile finansal tablolarını oluşturan veya oluşturma sürecinde olan •Tanımlar •Ters Sulandırma (Hisse senetlerinde artış olsa bile hisse başına kazancın/kârın artışı veya hisse başına zararın azalışı): Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün gerçekleştiği, opsiyon ve hisse alım hakkı veren araçların kullanıldığı veya belirli koşulların yerine gelmesini takiben adi hisse senetlerinin ihraç edildiği varsayımı sonucunda, hisse başına kazancın artması veya hisse başına zararın azalmasıdır. •Koşula bağlı çıkarılabilir hisse senetleri: Koşullu yeni hisse senedi çıkarma sözleşmesinde belirtilen koşulların yerine gelmesini takiben bedelsiz olarak ya da çok az bir nakit veya başka tür bir ödeme karşılığında ihraç edilebilecek adi hisse senetleridir. •Sulandırma (Hisse senetlerinde artış olduğu takdirde hisse başına kazancın/kârın azalışı veya hisse başına zararın artışı): Dönüştürülebilir araçların dönüşümünün gerçekleştiği, opsiyon ve hisse alım hakkı veren araçların kullanıldığı veya belirli koşulların yerine gelmesini takiben adi hisse senetlerinin ihraç edildiği varsayımı sonucunda, hisse başına kazancın azalması veya hisse başına kaybın artmasıdır. •Opsiyonlar, hisse alım hakkı veren finansal araçlar ve eşdeğerleri: Sahibine adi hisse senedi alım hakkı veren finansal araçlardır. •Adi hisse (pay) senedi: Diğer tüm özkaynağa dayalı finansal araç sınıflarından sonra gelen, özkaynağa dayalı bir finansal araçtır. •Potansiyel adi hisse (pay) senedi: Sahibine adi hisse senedi alım hakkı verebilen bir finansal araç ya da benzeri bir sözleşmedir. •Satım opsiyonu: Sahibine belli bir dönem boyunca önceden belirlenmiş bir fiyattan adi hisse senedi satım hakkı veren sözleşmelerdir. •Potansiyel adi hisse senedi örnekleri aşağıdaki gibidir: –(a) Adi hisse senedine dönüştürülebilen, imtiyazlı hisse senetleri dahil, finansal borçlar ya da özkaynağa dayalı finansal araçlar; –(b) Opsiyonlar ve hisse alma hakkı veren finansal araçlar;

–(c) Bir işletmenin veya bazı varlıkların satın alınması gibi, sözleşmeye bağlı düzenlemelerde yer alan koşulların yerine getirilmesini takiben ihraç edilecek hisse senetleri. •Ölçme •Adi hisse başına kazanç •Đşletme, ana ortaklığın adi hisse senedi sahiplerinin payına düşen kazanç veya zarar ile sunulmuş olması durumunda, sürdürülen faaliyetlerden anılan hisse senedi sahiplerinin payına düşen kazanç veya zarar için, adi hisse başına kazanç tutarlarını hesaplar. •Adi hisse başına kazanç, ana ortaklığın adi hisse senedi sahiplerinin payına düşen kazanç veya zararının (pay), dönemin adi hisse senedi sayısının ağırlıklı ortalamasına (payda) bölünmesiyle hesaplanır. •Adi hisse başına kazanca ilişkin olarak sunulan bilginin amacı; raporlama dönemi süresince işletmenin performansından ana ortaklığın her bir adi hisse senedine düşen kazancın tespitine ili şkin bir ölçü sağlamaktır. •Sulandırılmış Hisse Başına Kazanç •Sulandırılmış hisse başına kazancın hesaplanmasının amacı, adi hisse başına kazanç hesaplamasının amacı ile tutarlı olup anılan hesaplamalarda dönem içinde mevcut, sulandırma etkisi olan tüm potansiyel adi hisse senetlerinin etkilerini de dikkate alır. •Sonuç olarak: (a) Ana ortaklığın adi hisse senedi sahiplerinin payına düşen kâr veya zarar, sulandırma etkisi olan potansiyel adi hisse senetlerine ilişkin olarak dönem içerisinde gerçekleşen vergi sonrası temettü ve faiz miktarı tutarında artırılır ve gelir veya giderde sulandırma etkisi olan potansiyel adi hisse senetlerinin dönüştürülmesinden kaynaklanan diğer her türlü değişikli ğe göre düzeltilir; ve (b) Mevcut adi hisse senedi sayısının ağırlıklı ortalaması, sulandırma etkisi olan tüm potansiyel adi hisse senetlerinin dönüştürüldüğü varsayımıyla, ilave adi hisse senedi sayısının ağırlıklı ortalaması kadar artırılır. •Koşula bağlı çıkarılabilir hisse senetleri •Adi hisse başına kazancın hesaplanmasında olduğu gibi, koşula bağlı çıkarılabilir adi hisse senetleri; koşullar sağlandığı takdirde, mevcut olarak dikkate alınır ve sulandırılmış hisse başına kazancın hesaplanması işlemine dahil edilirler. •Koşula bağlı çıkarılabilir hisse senetleri, ilgili dönemin başından itibaren dikkate alınırlar. •Koşulların sağlanmaması durumunda, hisse başına kazanç hesaplamasına dahil edilen hisse senedi sayısı, ilgili dönemin sonunun koşul süresinin sonu olması durumunda, ihraç edilebilir hisse senetleri sayısıdır. •Koşullu dönem sona erdiğinde koşulların sağlanmamış olması durumunda, yeniden hesaplamaya/düzeltmeye izin verilmez. •Satın alınmış opsiyon

•Satın alınmış satım ve alım opsiyonları (diğer bir deyişle, işletmenin kendi adi hisse senetleri üzerindeki opsiyonları) gibi sözleşmeler, sulandırılmış hisse başına kazancın hesaplanması işlemine, sulandırma etkisine sahip olmamaları nedeniyle dahil edilmezler. •Tahmini değerin piyasa fiyatından yüksek olması durumunda satım opsiyonu, tahmini değerin piyasa fiyatından düşük olması durumunda ise alım opsiyonu kullanılacaktır. •Geriye yönelik düzeltmeler •Mevcut adi hisse senetlerinin veya potansiyel adi hisse senetlerinin sayısının aktifleştirme, bedelsiz ihraç veya hisse bölünmesi sonucu artması veya hisse birleşmesi sonucunda azalması durumunda, sunulan tüm dönemler için adi hisse başına kazanç ve sulandırılmış hisse başına kazancın hesaplanması işlemi, geriye yönelik olarak düzeltilir. •Bu değişikliklerin, raporlama döneminden sonra fakat finansal tabloların yayınlanmak üzere onaylanmasından önce ortaya çıkmaları durumunda, cari dönemin ve sunulan önceki dönemlerin finansal tablolarındaki hisse başına hesaplamalar yeni hisse senedi sayısına dayandırılır. •Hisse başına hesaplamaların, hisse senedi sayılarındaki değişiklikleri yansıttığı kamuoyuna açıklanır. TMS-34 ARA DÖNEM FĐNANSAL RAPORLAMA •Tanımlar •Ara dönem: Bir yıllık hesap döneminden daha kısa süreli finansal raporlama dönemidir. •Ara dönem finansal raporu: "TMS 1 Finansal Tabloların Sunuluşu ” Standardında tanımlandığı üzere tam bir finansal tablo setini veya bu Standartta tanımlanan ara döneme ilişkin özet finansal tablo setini içeren finansal raporu ifade eder. •Ara dönem finansal raporun içeriği •TMS 1 ’e göre finansal tablolar tam seti aşağıdakilerden oluşur: • (a) Đlgili dönem sonu itibarıyla finansal durum tablosu (bilanço), (b) Đlgili döneme ilişkin kapsamlı gelir tablosu, • (c) Đlgili döneme ilişkin özkaynak değişim tablosu, • (d) Đlgili döneme ilişkin nakit akış tablosu, (e) Önemli muhasebe politikalarının özetlerini ve diğer açıklayıcı bilgileri içeren seçilmiş dipnotlar, •Ara dönem finansal tablo sunulacak dönemler •Ara dönem raporlar, aşağıda belirtilen dönemlere ilişkin ara dönem finansal tabloları içerir: –Bir önceki finansal yıl sonu bilgileri ile karşılaştırmalı olarak hazırlanmış cari ara dönem finansal tabloları, –Cari ara dönem ile bir önceki yılın aynı ara dönemi ile karşılaştırmalı finansal tabloları •Yıllık finansal tablolarda yapılacak açıklamalar

•Bir ara dönemde raporlanan bir tutarın tahmininin, finansal yılın son ara döneminde önemli ölçüde değiştiği, ancak son ara dönem için ayrı bir ara dönem finansal rapor düzenlenmediği durumda; tahminlerde meydana gelen değişikliklerin niteliği ve tutarları finansal yıla ilişkin yıllık finansal tablolarda dip not olarak açıklanır. •Muhasebeleştirme ve ölçme •Yıllık finansal raporlama ile aynı muhasebe politikaları •En son yıllık finansal tablo tarihinden sonra meydana gelen ve etkileri bir sonraki yıllık finansal tablolara yansıtılacak muhasebe politikası değişiklikleri hariç olmak üzere, işletmeler, ara dönem finansal tablolarında yıllık finansal tablolarında uygulananlar ile aynı muhasebe politikalarını uygulamak zorundadır. •Ancak, bir işletmenin (yıllık, altı aylık veya üçer aylık) raporlama sıklığı yıllık faaliyet sonuçlarının ölçümünü etkilemez. •Bu amacın gerçekleştirilebilmesi için ara dönem raporlamasında ölçme işlemleri cari hesap dönemi başından ara dönem raporlama tarihine kadar olan dönemi kapsar. •Mevsimsel, dönemsel veya arızi gelirler •Finansal yıl içerisinde elde edilen mevsimsel, dönemsel veya arızi gelirler; işletmenin hesap dönemi sonu itibariyle uygun olmayacağı durumlarda, ara dönem tarihi itibariyle tahmin edilmez veya ertelenmez. •Temettüler, isim hakları ve devlet teşvikleri buna örnek olarak verilebilir. Ayrıca, perakendeciler gibi bazı işletmeler, tutarlı olarak cari yılın belirli ara dönemlerinde diğer ara dönemlere göre daha fazla hasılat elde edebilirler. Bu tür hasılatlar ortaya çıktıkları anda muhasebeleştirilir. TMS-36 VARLIKLARDA DE ĞER DÜŞÜKLÜĞÜ •Amaç •Bu Standardın amacı; bir işletmenin, varlıklarının geri kazanılabilir tutarından daha yüksek bir değerden izlenmemesini sağlamak amacıyla uygulanması gereken ilkeleri belirlemektir. •Bir varlığın defter değerinin; kullanımı ya da satışı ile geri kazanılacak tutarından fazla olması durumunda, ilgili varlık geri kazanılabilir tutarından daha yüksek bir tutardan izlenir. •Eğer durum bu şekilde ise, varlık değer düşüklüğüne uğramıştır ve Standart, işletmenin değer düşüklüğü zararını muhasebeleştirmesini gerektirir. •Standart ayrıca, bir işletmenin değer düşüklüğü zararını ne zaman iptal etmesi gerektiği ile kamuoyuna yapılması gereken açıklamaları da düzenler. •Tanımlar •Aktif piyasa: Aşağıda yer alan koşulların tamamının bulunduğu piyasadır: • (a) Piyasada ticareti yapılan mallar homojendir; • (b) Normalde, bu malların her zaman için bir alıcısı ve satıcısı mevcuttur.

• (c) Fiyatlar kamuoyu tarafından öğrenilebilir. •Defter değeri: Bir varlığın birikmiş amortisman (itfa) ve birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonra finansal tablolara yansıtıldığı tutarıdır. •Nakit yaratan birim: Diğer varlıklardan veya varlık gruplarından sağlanan nakit girişlerinden büyük ölçüde bağımsız bir nakit girişi yaratan belirlenebilir en küçük varlık grubudur. •Şirket varlıkları: Şerefiye hariç olmak üzere, hem bahse konu nakit yaratan birimin hem de diğer nakit yaratan birimlerin gelecekteki nakit akışlarına katkıda bulunan varlıklardır. •Elden çıkarma maliyetleri: Finansman maliyetleri ve gelir vergisi gideri hariç, doğrudan bir varlığın veya nakit yaratan birimin elden çıkarılması ile ilgili maliyetlerdir. •Amortismana tabi tutar: Bir varlığın maliyetinden veya finansal tablolarda maliyet yerine geçen diğer tutarlardan kalıntı değerinin düşülmesiyle bulunan tutarı ifade eder. •Amortisman (itfa): Bir varlığın amortismana tabi tutarının, yararlı ömür süresince sistematik olarak dağıtılmasını ifade eder. • •Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer: Bir varlık veya nakit yaratan birimin karşılıklı pazarlık ortamında, bilgili ve istekli gruplar arasında gerçekleştirilen satışı sonucunda elde edilmesi gereken tutardan, elden çıkarma maliyetlerinin düşülmesi suretiyle bulunan değerdir. •Değer düşüklüğü zararı: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin defter değerinin geri kazanılabilir tutarı aşan kısmını ifade eder. •Geri kazanılabilir tutar: Bir varlığın veya nakit yaratan birimin, satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinden yüksek olanıdır. •Yararlı ömür: • (a) Bir varlığın işletme tarafından kullanılabilmesi beklenen süreyi veya • (b) Đşletme tarafından ilgili varlıktan elde edilmesi beklenen üretim sayısı veya benzeri üretim birimini ifade eder. •Kullanım değeri: Bir varlık veya nakit yaratan birimden elde edilmesi beklenen gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değeridir. •Geri kazanılabilir tutarın ölçülmesi •Bu Standart geri kazanılabilir tutarı ; bir varlığın veya nakit yaratan birimin satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer ile kullanım değerinden yüksek olanı olarak tanımlar. •Varlığın satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri ile kullanım değerinin her ikisini birden belirlemek her zaman gerekli değildir. •Anılan tutarlardan herhangi birinin ilgili varlığın defter değerini aşması durumunda, söz konusu varlık değer düşüklüğüne uğramamıştır ve diğer tutarı tahmin etmek gerekmez. •varlığın satışından elde edilecek tutarı tahmin etmek için temel alınacak bir esas yoktur. Bu durumda işletme, varlığın kullanım değerini geri kazanılabilir tutar olarak kullanabilir.

•Satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer •Bir varlığın satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değeri için en iyi kanıt; karşılıklı pazarlık ortamında yapılmış bağlayıcı bir satış anlaşmasındaki fiyatın, varlığın elden çıkarılmasıyla doğrudan ilişkilendirilebilen ek maliyetlere göre düzeltilmesi sonucunda bulunan tutarıdır. •Bağlayıcı bir anlaşma yok, ancak varlık aktif bir piyasada işlem görmekte ise; satış maliyetleri düşülmüş gerçeğe uygun değer ilgili varlığın elden çıkarma maliyetleri düşülmüş piyasa fiyatıdır. •Uygun piyasa fiyatı genellikle cari teklif fiyatıdır. •Kullanım değeri •. •Varlığın kullanım değerinin tahmini aşağıdaki adımları içerir: • (a) Varlığın kullanımı süresince ve sonunda elden çıkarılmasından elde edilmesi beklenen nakit giriş ve çıkışlarının tahmini; ve • (b) Söz konusu gelecekteki nakit akışlarına uygun iskonto oranının uygulanması. •Değer düşüklüğü zararının ölçülmesi ve muhasebeleştirilmesi •Sadece ve sadece, bir varlığın geri kazanılabilir tutarının defter değerinden düşük olması durumunda, söz konusu varlığın defter değeri geri kazanılabilir tutarına indirgenir. Anılan indirgeme, bir değer düşüklüğü zararıdır. •Varlık başka bir Standarda göre yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilmedikçe; değer düşüklüğü zararı derhal kâr veya zararda muhasebeleştirilir. •Yeniden değerlenmiş bir varlığa ilişkin değer düşüklüğü zararı, anılan diğer Standarda göre yeniden değerleme değer azalışı olarak dikkate alınır. •Şerefiye •Şerefiyenin nakit yaratan birimlere dağıtımı •Değer düşüklüğü testi için, bir işletme birleşmesinde elde edinilen şerefiye, birleşme tarihinden itibaren, devralanın her bir nakit yaratan birimine veya birim grubuna dağıtılır •Şerefiye, diğer varlıklardan veya varlık gruplarından bağımsız olan nakit akışları yaratmaz ve genellikle birden fazla nakit yaratan birimin nakit akışına katkıda bulunur. Şerefiye bazen, zorunlu olarak bireysel nakit yaratan birimlere değil, sadece nakit yaratan birimler grubuna dağıtılabilir. •Değer düşüklüğünün iptali •Şerefiyeden başka bir varlığa ilişkin olarak önceki dönemlerde muhasebeleştirilmi ş değer düşüklüğü zararının bundan böyle mevcut olmayacağı veya azalmış olabileceği yönünde bir belirti olup olmadığını değerlendirirken, işletme, en azından aşağıdaki belirtileri dikkate alır: •Đşletme dışı bilgi kaynakları • (a)Varlığın piyasa fiyatı dönem içinde önemli ölçüde artmıştır. • (b)Dönem içerisinde, işletmenin faaliyette bulunduğu teknolojik, ekonomik veya hukuki çevre ile pazarda veya varlığın tahsis edildiği piyasada işletme üzerinde olumlu etkisi olan önemli değişiklikler gerçekleşmiş veya bu değişikliklerin yakın gelecekte gerçekleşmesi beklenmektedir. • (c)Dönem içerisinde, faiz oranları veya diğer yatırım kârlılığı ile ilgili piyasa oranları azalmış olup, söz konusu azalışların, varlığın kullanım değerinin hesaplanmasında kullanılan

iskonto oranını önemli ölçüde etkilemesi ve varlığın geri kazanılabilir tutarının büyük ölçüde arttırması muhtemeldir. •Đşletme içi bilgi kaynakları • (d) Đşletmede, varlığın mevcut veya gelecekteki kullanım yönetimini etkileyecek, önemli olumlu değişiklikler meydana gelmiş veya bunların yakın gelecekte meydana gelmesi beklenmektedir. Bu değişiklikler, dönem içerisinde varlığın performansını artırmak veya iyileştirmek amacıyla katlanılan maliyetler veya varlığın ait olduğu faaliyetin yeniden yapılandırılmasını içerir. • (e) Đşletme içi raporlamada, varlığın ekonomik performansının beklenenden daha iyi olduğu veya olacağına ilişkin kanıt bulunmaktadır. •Şerefiye haricinde, bir varlık için önceki dönemlerde muhasebeleştirilen bir değer düşüklüğü zararı, sadece ve sadece, anılan varlığın geri kazanılabilir tutarının belirlenmesinde kullanılan tahminlerde, son değer düşüklüğü zararının muhasebeleştirilmesinden bu yana herhangi bir değişiklik meydana gelmiş olması durumunda iptal edilir. Durum bu şekilde ise, varlığın defter değeri geri kazanılabilir tutarına artırılır. Söz konusu artış, bir değer düşüklüğü zararının iptal edilmesi işlemidir. •Şerefiye haricindeki bir varlığa ilişkin değer düşüklüğü zararının iptali nedeniyle artan defter değeri, önceki dönemlerde söz konusu varlık için değer düşüklüğü zararı muhasebeleştirilmemiş olsaydı ulaşacağı defter değerini aşmaz. •Şerefiye haricindeki bir varlığın defter değerinde, önceki dönemlerde ilgili varlık için değer düşüklüğü muhasebeleştirilmemiş olsaydı ulaşacağı defter değerinin üzerindeki bir artış, yeniden değerlemedir. •Böyle bir yeniden değerlemenin muhasebeleştirilmesinde, işletme varlığın tabi olduğu Standardı uygular. •Şerefiyeye ilişkin değer düşüklüğü zararının iptali •Şerefiyeye ilişkin olarak muhasebeleştirilen değer düşüklüğü zararı daha sonraki bir dönemde iptal edilmez. •"TMS 38 Maddi Olmayan Duran Varlıklar" Standardı, işletme içi yaratılan şerefiyenin muhasebeleştirilmesine izin vermez. •Değer düşüklüğü zararı muhasebeleştirilmi ş olan şerefiyenin geri kazanılabilir tutarında daha sonraki dönemlerde meydana gelen bir artışın, elde edilen şerefiyenin değer düşüklüğü zararının iptal edilmesinden ziyade, işletme içi yaratılan şerefiyedeki artıştan kaynaklanması muhtemeldir. TMS-37 KARŞILIKLAR,KO ŞULLU BORÇLAR VE KO ŞULLU VARLIKLAR •Tanımlar •Kar şılık: Gerçekleşme zamanı veya tutarı belli olmayan yükümlülüktür.

•Yükümlülük: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve ifası halinde ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmasına neden olacak mevcut yükümlülüktür. •Sorumluluk doğuran olay: Đşletmenin söz konusu yükümlülüğü yerine getirmekten başka gerçekçi bir alternatifinin olmaması sonucunu doğuran, hukuki veya zımnı bir kabulden doğan yükümlülük yaratan olaydır. •Hukuki yükümlülük: Aşağıda sayılanlardan kaynaklanan yükümlülüktür: –Sözleşme –Yasal düzenleme; veya –Diğer kanuni uygulamalar. •Zımni kabulden doğan yükümlülük: Đşletmenin aşağıda yer alan fiillerinden kaynaklanan yükümlülüktür: •Geçmişteki uygulamalar, yayımlanmış politikalar veya yeterince belirli cari açıklamalarla, işletmenin belirli sorumlulukları üstleneceğini diğer şahıslara taahhüt etmesi; ve •Bunun sonucunda, işletmenin bu sorumlulukları yerine getireceği konusunda diğer şahıslar nezdinde geçerli bir beklenti yaratmış olması. •Koşullu yükümlülük: •Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilebilecek olan; veya •Geçmiş olaylardan kaynaklanan; fakat aşağıda yer alan nedenlerle finansal tablolara yansıtılamayan mevcut yükümlülüktür: –Yükümlülüğün yerine getirilmesi için, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkma ihtimalinin bulunmaması; veya –Yükümlülük tutarının, yeterince güvenilir olarak ölçülememesi. •Koşullu varlık: Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve işletmenin tam anlamıyla kontrolünde bulunmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyeti teyit edilecek olan varlıktır. •Kar şılıklar ve koşullu yükümlülükler arasındaki ili şki •Genel olarak, tüm karşılıklar, zaman ve tutar açısından kesin olmadıklarından koşulludurlar. •Ancak, bu Standart kapsamında “koşullu” kelimesi, tam anlamıyla işletmenin kontrolünde olmayan, bir veya daha fazla kesin mahiyette olmayan olayın ileride gerçekleşip gerçekleşmemesi ile mevcudiyetleri teyit edilecek, bu nedenle finansal tablolara yansıtılmayan varlık ve yükümlülükleri ifade etmek için kullanılır. •Buna ek olarak, koşullu yükümlülük kavramı finansal tablolara yansıtılma koşullarını sağlamayan yükümlülükler için kullanılır. Bu Standarda göre; –Kar şılıklar , mevcut bir yükümlülük olduklarından ve yükümlülüğün ifası için ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkması gerekeceğinden, yükümlülük olarak muhasebeleştirilirler (güvenilir bir tahmin yapılabildiği varsayımıyla). –Koşullu borçlar ise,gelecekte olası bir olayın gerçekleşme ihtimaline bağlı olup belirsizlik içermesi nedeniyle borç olarak muhasebeleştirilmezler,

Kar şılığın Tahakkuku için gerekli şartlar; - Bir işletmenin geçmişteki bir olaydan kaynaklanan yasal veya yapısal bir yükümlülüğünün bulunması - Bu yükümlülüğün yerine getirilmesi için ekonomik fayda içeren kaynakların işletme dışına çıkma ihtimalinin olması, - Yükümlülük tutarına ilişkin güvenilir bir tahmin yapılabilmesi Muhtemel bir yükümlülük söz konusu ve fakat yukarıda belirtilen şartları taşımıyorsa bu dipnotlarda açıklanır ancak karşılık tahakkuk ettirilmez. Kaynak çıkışı ihtimali çok zayıfsa dipnotlarda açıklanması da gerekmez. •Koşullu borçlar •Đşletme, koşullu borçlarını finansal tablolarına yansıtmaz. •Koşullu borçlar, ekonomik fayda içeren kaynakların işletmeden çıkmaları ihtimali uzak olmadıkça, finansal tablo dipnotlarında açıklanır. •Koşullu Varlıklar •Geçmiş olaylardan kaynaklanan ve varlığı işletmenin tam anlamıyla kontrolünde olmayan gelecekteki bir veya birkaç olayın gerçekleşip gerçekleşmemesine bağlı olan varlıklardır. Koşullu varlıklar genellikle işletmeye ekonomik fayda girişi sağlanması ihtimali doğrudan planlanmamış veya umulmadık olaylardan kaynaklanmaktadır. •Bir işletmenin varlıklarında artış olasılığı varsa, koşullu varlıkları finansal tablo dipnotlarında açıklamalıdır.Koşullu varlığı finansal tablolarına yansıtamaz. TMS-38 MADDĐ OLMAYAN DURAN VARLIKLAR •Maddi olmayan duran varlık: Fiziksel niteliği olmayan tanımlanabilir parasal olmayan varlıktır. •Geliştirme: Ticari üretim ya da kullanıma başlamadan önce, yeni veya önemli ölçüde geliştirilmi ş malzeme, aygıt, ürün, süreç, sistem ya da hizmetlerin üretim planı veya tasarımında araştırma sonuçları ya da diğer bilgilerin uygulanmasıdır. •Araştırma: Yeni bir bilimsel ya da teknik bir bilgi ve anlayış kazanma amacıyla üstlenilen özgün ve planlı incelemedir. •Bir maddi olmayan duran varlığın kalıntı değeri: Đşletmenin, varlığın halihazırda beklenilen yararlı ömrünün ve yaşının sonuna gelmiş olması durumunda, bu varlığı elden çıkarmasından elde edeceği tahmin edilen tutardan tahmini elden çıkarma maliyetleri düşüldükten sonra kalan tutardır. •Muhasebeleştirme; •Bir MODV, sadece aşağıdaki koşulların varlığı halinde aktif olarak kaydedilerek finansal tablolara alınmaktadır. –Varlığa ilişkin gelecekteki ekonomik faydanın işletmeye akışının muhtemel olması, –Varlığın mahiyyetinin güvenilir bir biçimde ölçülebilmesi. Ayrı olarak elde edilen bir MODV ‘ ın maliyeti şunlardan oluşur; - Đthalat vergileri ve iade edilmeleri mümkün olmayan satınalma vergileri de dahil, ticari iskontolar ve indirimler düşüldükten sonraki satınalma fiyatı,

- Varlığı amaçlanan kullanıma hazır hale getirmeye yönelik, doğrudan varlıkla ili şkilendirilebilen herhangi bir maliyet. Đşletme içi yaratılan şerefiye, güvenilir bir şekilde maliyetten ölçülebilen, işletme tarafından kontrol edilen, tanımlanabilir bir kaynak olmadığından, bir varlık olarak muhasebeleştirilmemektedir. •Đşletme içi yaratılan bir MODV’ın değerlendirilmesinde, varlığın oluşturulma süreci, araştırma safhası ve geliştirilme safhası ikiye ayrılmaktadır, •Araştırma safhası –Araştırma safhasında,her hangi bir MODV aktifleştirilerek finansal tablolara alınmaz.Yapılan araştırmaya ilişkin harcamalar gerçekleştiği anda gider olarak kaydedilir. •Geliştirme safhası; –Aşağıdaki koşulları tümünün varlığında geliştirmeden kaynaklanan MODV lar aktifleştirilerek finansal tablolara alınmaktadır. •MODV ın kullanıma veya satışa hazır hale gelebilmesinin teknik olarak mümkün olması, •Đşletmenin MODV ı tamamlama ve kullanma veya satma niyetinin bulunması, •MODV ı kullanma ve satma imkanının bulunması •MODV ın muhtemel ekonomik faydayı nasıl oluşturacağının belirli olması •Geliştirme sürecinde MODV la ilgili yapılan harcamaların güvenilir bir biçimde ölçülebilir olması. •Değerleme Yöntemleri; •Temel Yöntem: Mali tablolara ilk alınma sonrasında, MODV mali tablolarda maliyetinden birikmiş itfa payları ve birikmiş değer düşüklüğü zararları indirildikten sonraki değeri üzerinden gösterilir •Alternatif Yöntem: Đlk mali tablolara alınmaları sonrasında MODV mali tablolarda Yeniden değerlenmiş tutarı üzerinden gösterilir. Yeniden değerlenmiş tutar, Yeniden değerleme tarihindeki GUD den birikmiş itfa payları ve birikmiş değer düşüklüğü zararlarının indirilmesi suretiyle bulunan değerdir. •MODV’ da itfa: MODV belirsiz bir ömre sahipse itfa edilmemekte, sadece belirli bir faydalı ömre sahipse itfa edilmektedir.Đtfa yöntemleri, normal, azalan bakiyeler ve üretim birimi yöntemidir. TMS-39 FĐN. ARAÇLAR :MUH. VE ÖLÇME •Amaç •Bu Standardın amacı; finansal varlıkların, finansal borçların ve finansal olmayan kalemlerin alım veya satımına ilişkin sözleşmelerin muhasebeleştirme ve ölçülmesine yönelik ilkeleri belirlemektir. • Türev ürünün tanımı •Türev ürün : Aşağıda yer alan üç özelliğin tamamına sahip olan ve bu Standart kapsamında bulunan bir finansal araç veya diğer bir sözleşmedir: –(a) Belirli bir faiz oranında, finansal araç fiyatında, mal bedelinde, döviz kurunda, fiyat veya oran endeksinde, kredi derecesi veya kredi endeksinde ya da başka bir değişkende veya sözleşmenin taraflarından birine özgü olmayan finansal olmayan bir değişkende meydana gelen bir değişiklik karşısında değeri değişmektedir;

–(b) Net bir başlangıç yatırımı gerektirmemekte veya piyasa koşullarındaki değişikliklere benzer tepki vermesi beklenen diğer türden sözleşmelere göre daha az bir net başlangıç yatırımı gerektirmektedir; ve –(c) Gelecek bir tarihte ödenecektir. •Standart, Finansal araçları dört gurup olarak tanımlar ; –1) GUD farkı K/Z a yansıtılan Fin. Varlıklar ve fin. Borçlar –2) Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar –3) Kredi ve Alacaklar –4) Satılmaya hazır finansal varlıklar Muhasebeleştirme ve Bilanço Dışı Bırakma Đlk Muhasebeleştirme: Đşletme bir finansal varlığı veya borcu sadece ilgili finansal aracın sözleşmeye bağlı koşullarına taraf olduğu durumlarda bilançoya yansıtır. Finansal varlığın Bilanço Dışı Bırakılması: Đşletme bir finansal varlığı sadece - Đlgili varlığa ait nakit akışlarına ilişkin sözleşmeden doğan hakkının süresinin dolması, veya - Finansal varlığı devretmesi ve söz konusu devir işleminin bilanço dışı bırakılmayı gerektirmesi, durumunda bilanço dışı bırakır. •Ölçme •Finansal varlık ve borçların başlangıçtaki ölçümleri •Finansal bir varlık veya borç ilk muhasebeleştirilmesi sırasında gerçeğe uygun değerinden ölçülür. •Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılmayan finansal varlık veya finansal borçların ilk muhasebeleştirilmesi sırasında, ilgili finansal varlığın edinimi veya finansal borcun yüklenimi ile doğrudan ilişkilendirilebilen işlem maliyetleri de söz konusu gerçeğe uygun değere ilave edilir. •Đşletmenin sonraki ölçümünde maliyeti veya itfa edilmiş maliyetinden ölçülen bir varlık için teslim tarihi muhasebesini uygulaması durumunda, söz konusu varlık, başlangıçta işlem tarihindeki gerçeğe uygun değerinden muhasebeleştirilir. •Finansal varlıkların sonraki ölçümleri •Bu Standart, bir finansal varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonraki ölçümlerinde, finansal varlıkları aşağıda yer verilen dört gruba ayırır: •(a) Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlıklar; •(b)Vadeye kadar elde tutulacak yatırımlar; •(c) Kredi ve alacaklar; ve •(d) Satılmaya hazır finansal varlıklar. •Bir işletme, ilk muhasebeleştirme işleminin ardından, varlık niteliğindeki türev ürünler de dahil olmak üzere finansal varlıkları, gerçeğe uygun değerlerinden, satış veya diğer türden elden çıkarmalarda oluşabilecek işlem maliyetlerini düşmeksizin ölçer.

•Finansal borçların sonraki ölçümleri •Đşletme, ilk muhasebeleştirmenin ardından, aşağıdakiler dışında kalan her türlü finansal borcunu etkin faiz yöntemiyle hesaplanan itfa edilmiş maliyetinden ölçer: •Gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal borçlar. Borç niteliğindeki türev ürünler de dahil olmak üzere, söz konusu borçlar, gerçeğe uygun değerlerinden ölçülür. •Kayıtlı bir piyasa fiyatı bulunmaması nedeniyle gerçeğe uygun değeri güvenilir olarak ölçülemeyen bir özkaynağa dayalı finansal araca bağlı olan ve söz konusu özkaynağa dayalı finansal aracın teslim edilmesi suretiyle ödenmesi gereken türev ürün borçları maliyetlerinden ölçülür. •Finansal varlıkların değer düşüklüğü ve tahsil edilememesi •Đşletme her raporlama dönemi sonunda, bir finansal varlık veya finansal varlık grubunun değer düşüklüğüne uğradığına ilişkin ortada tarafsız göstergelerin bulunup bulunmadığı hususunu değerlendirir. •Bir finansal varlık veya finansal varlık grubu, sadece ve sadece, ilgili varlığın ilk muhasebeleştirilmesinden sonra bir veya birden daha fazla olayın meydana geldiğine ve söz konusu zarar olayının ilgili finansal varlığın veya varlık grubunun güvenilir bir biçimde tahmin edilebilen gelecekteki tahmini nakit akışları üzerindeki etkisi sonucunda değer düşüklüğüne uğradığına ilişkin tarafsız bir göstergenin bulunması durumunda değer düşüklüğüne uğrar ve değer düşüklüğü zararı oluşur. •Đleride meydana gelecek olaylar sonucunda oluşması beklenen kayıplar, ne kadar olası olursa olsunlar muhasebeleştirilmezler. •Đtfa edilmiş maliyetinden gösterilen finansal varlıklar •Đtfa edilmiş maliyetinden gösterilen kredi ve alacaklarda veya vadeye kadar elde tutulacak yatırımlarda değer düşüklüğü zararı meydana geldiğine ilişkin tarafsız bir göstergenin bulunması durumunda, ilgili zararın tutarı, gelecekteki tahmini nakit akışlarının finansal varlığın orijinal faiz oranı üzerinden iskonto edilerek hesaplanan bugünkü değeri ile defter değeri arasındaki fark olarak ölçülür. •Varlığın defter değeri, doğrudan veya bir karşılık hesabı kullanılmak suretiyle azaltılır. •Đlgili zarar tutarı kâr veya zararda muhasebeleştirilir. •Maliyetinden gösterilen finansal varlıklar •Gerçeğe uygun değerinin güvenilir bir biçimde tespit edilememesi nedeniyle gerçeğe uygun değerinden gösterilemeyen borsaya kayıtlı olmayan özkaynağa dayalı finansal araçlara ilişkin değer düşüklüğü zararının oluştuğuna yönelik tarafsız bir göstergenin bulunması durumunda, ilgili değer düşüklüğü zararının tutarı, gelecekte beklenen nakit akışlarının benzer bir finansal varlık için geçerli olan cari piyasa getiri oranına göre iskonto edilerek hesaplanan bugünkü değeri ile varlığın defter değeri arasındaki fark olarak ölçülür.

•Bu tür değer düşüklüğü zararları iptal edilmez. TMS-40 YATIRIM AMAÇLI GAYR ĐMENKULLER •Tanımlar; •Yatırım amaçlı gayrimenkul: A şağıda yer alan amaçlardan ziyade, kira geliri veya değer artış kazancı ya da her ikisini birden elde etmek amacıyla (sahibi veya finansal kiralama sözleşmesine göre kiracı tarafından) elde tutulan gayrimenkullerdir (arsa veya bina ya da binanın bir kısmı veya her ikisi): • (a) Mal veya hizmet üretiminde ya da tedarikinde veya idari amaçla kullanılmak; veya • (b) Normal iş akışı çerçevesinde satılmak. •Yatırım amaçlı gayri menkullere ilişkin örnekler •(a) Normal iş akışı çerçevesinde kısa vadede satılmaktan ziyade, uzun vadede sermaye kazancı elde etmek amacıyla elde tutulan arsalar. •(b) Gelecekte nasıl kullanılacağına karar verilmemiş arsalar (işletme, araziyi sahibi tarafından kullanılan gayrimenkul olarak kullanmaya veya normal iş akışı çerçevesinde kısa vadede satmaya karar vermemiş ise, söz konusu arazinin sermaye kazancı elde etmek amacıyla elde tutulduğu varsayılır.) •(c) Đşletmenin sahip olduğu (veya finansal kiralama işlemi çerçevesinde işletme tarafından elde tutulan) ve bir veya daha fazla faaliyet kiralamasına konu edilen binalar. •(d) Bir veya daha fazla faaliyet kiralaması çerçevesinde kiralanmak üzere elde tutulan boş bir bina •Yatırım amaçlı olmayan gayri menkullere örnekler •(a) Olağan iş akışı içerisinde satılmak amacıyla elde tutulan veya satış amacıyla inşa veya geliştirme aşamasında olan, örneğin, sadece, yakın gelecekte elden çıkarılmak veya geliştirilmek ve satılmak amacıyla edinilen gayri menkuller. • •(b) Üçüncü kişiler adına inşa edilmekte veya geliştirilmekte olan gayri menkuller. • •(c) (Diğer unsurların yanı sıra), gelecekte sahibi tarafından kullanılmak ya da, geliştirilmek ve ardından sahibi tarafından kullanılmak amacıyla elde tutulan, çalışanların ikamet ettiği gayri menkuller ile sahibi tarafından kullanılmakta olup elden çıkarılmayı bekleyen gayri menkuller dahil, sahibi tarafından kullanılan gayri menkuller •(d) Gelecekte yatırım amaçlı gayrimenkul olarak kullanılmak üzere inşa edilen veya geliştirilen gayri menkuller. •Bu gibi gayri menkullerin inşası veya geliştirilmeleri tamamlanıncaya kadar bunlara TMS 16’da yer alan hükümler uygulanır; inşa veya geliştirme işlemlerinin tamamlanması durumunda yatırım amaçlı gayrimenkul niteliğini kazanır ve bu Standardın kapsamına girerler. •(e) Başka bir işletmeye finansal kiralama işlemi çerçevesinde kiralanan gayri menkuller.

•Muhasebeleştirme •Bir varlık olarak tanınma: • (a) Gayri menkulle ilgili gelecekteki ekonomik yararların işletmeye girişinin muhtemel olması, ve • (b) Yatırım amaçlı gayri menkulün maliyetinin güvenilir bir şekilde ölçülebilir olması. •Bu muhasebeleştirme ilkesini uygulayan bir işletme yatırım amaçlı gayrimenkul maliyetlerini, söz konusu maliyetler ortaya çıktığı anda değerlendirir. •Bu maliyetler; başlangıçta yatırım amaçlı gayri menkulün elde edilmesine ilişkin olarak gerçekleştirilen maliyetler ile yatırım amaçlı bir gayri menkule daha sonradan yapılan ilave, değişiklik veya hizmet maliyetlerini içerir. •Muhasebeleştirme sırasında ölçme •Yatırım amaçlı gayrimenkul başlangıçta maliyeti ile ölçülür. Đşlem maliyetleri de başlangıç ölçümüne dahil edilir. •Satın alınan yatırım amaçlı bir gayri menkulün maliyeti; satın alma fiyatı ile bu işlemle doğrudan ili şkilendirilebilen harcamalardan oluşur. •Doğrudan yapılan harcamalara örnek olarak; avukatlık hizmetlerine ilişkin ödenen ücretler, gayrimenkul alım vergisi ve diğer işlem maliyetleri gösterilebilir. •Yatırım amaçlı gayri menkulün inşa edilmesi durumundaki maliyeti, inşaatın veya geliştirmenin tamamlandığı tarihteki maliyetidir. •Bu tarihe kadar işletme, TMS 16 hükümlerini uygular. •Söz konusu tarihte ilgili gayrimenkul, yatırım amaçlı gayrimenkul haline dönüşür ve bu Standart hükümlerine tabi olur •Yatırım amaçlı bir gayri menkulün maliyeti aşağıda belirtilen sebepler nedeniyle arttırılmaz: –(a) Đlk tesis maliyetleri, –(b) Yatırım amaçlı gayri menkulün planlanan doluluk/kullanım düzeyine ulaşmasına kadar oluşan işletme zararları, –(c) Gayri menkulün inşası veya geliştirilmesi sırasında ortaya çıkan aşırı tutarda artık malzeme, kayıp işçilik veya diğer kaynaklar. •Yatırım amaçlı gayri menkule ilişkin ödemenin ertelenmiş olması durumunda, gayri menkulün maliyeti eşdeğer peşin ödeme tutarıdır. Bu tutar ile toplam ödemeler arasındaki fark, kredi süresi boyunca faiz gideri olarak muhasebeleştirilir •Muhasebeleştirme sonrasında ölçme •Muhasebe Politikası

•Đşletme gerçeğe uygun değer yöntemini veya maliyet yöntemini seçer ve anılan yöntemi tüm yatırım amaçlı gayri menkullerine uygular. •Gerçeğe Uygun Değer Yöntemi; •Đlk muhasebeleştirme işleminin ardından, gerçeğe uygun değer yöntemini seçmiş olan bir işletme, tüm yatırım amaçlı gayrimenkullerini gerçeğe uygun değer yöntemi ile ölçer. •Yatırım amaçlı gayrimenkulün gerçeğe uygun değerindeki değişimden kaynaklanan kazanç veya kayıp, oluştuğu dönemde kâr veya zarara dahil edilir. •Yatırım amaçlı bir gayrimenkulün gerçeğe uygun değeri bilanço tarihindeki piyasa koşullarını yansıtır. •Gerçeğe uygun değer, belirli bir tarihe özgü değerdir. Piyasa koşulları değişebileceğinden, gerçeğe uygun değer olarak sunulan tutar başka bir zaman için tahmin edilmesi durumunda hatalı veya uygunsuz olabilir. •Maliyet Yöntemi •Đlk muhasebeleştirme işleminden sonra maliyet yöntemini seçen bir işletme, "TFRS 5 Satış Amaçlı Elde Tutulan Duran Varlıklar ve Durdurulan Faaliyetler" Standardı uyarınca satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflananlar hariç olmak üzere, tüm yatırım amaçlı gayri menkullerini söz konusu yöntem için TMS 16’da belirtilen hükümler çerçevesinde maliyet yöntemiyle ölçer. •Satış amaçlı elde tutulan olarak sınıflanma kriterlerine uyan yatırım amaçlı gayri menkuller, TFRS 5 çerçevesinde ölçülür. •TFRS-5 e göre ölçüm. •Duran varlığın (veya elden çıkarılacak varlık grubunun) ölçümü •Đşletme satış amaçlı elde tutulan varlık olarak sınıflandırılan bir duran varlığı (veya elden çıkarılacak duran varlık grubunu) defter değeri ile satış maliyeti düşülmüş gerçeğe uygun değerinden düşük olanı ile ölçer. •Transferler •Bir gayri menkulün yatırım amaçlı gayrimenkul sınıfına transferi veya bu sınıftan transferi sadece ve sadece kullanımında bir değişiklik olduğu zaman yapılır, söz konusu değişikli ğin gerçekleşmekte olduğuna ilişkin kanıtlara aşağıda yer verilmiştir: • (a) Yatırım amaçlı gayri menkulden sahibi tarafından kullanılan gayri menkule transferi amacıyla, sahibi tarafından kullanılmasına başlanması; • (b) Yatırım amaçlı gayri menkulden stoklara transfer için satış amacıyla, geliştirilmeye başlanması; • (c) Sahibi tarafından kullanılan gayri menkulden yatırım amaçlı gayri menkule transferi amacıyla, sahibi tarafından kullanılmasına son verilmesi; • (d) Stoklardan yatırım amaçlı gayri menkullere transfer için, bir başkasına faaliyet kiralaması suretiyle kiralamanın başlaması; veya • (e) Đnşa veya geliştirme aşamasındaki gayri menkulden (TMS 16’nın kapsadığı) yatırım amaçlı gayri menkule transferi amacıyla, inşaat veya geliştirme işleminin sona ermesi.