tartlŞmali İnanÇ me s elelerİisamveri.org/pdfdrg/d264820/2018/2018_hacimuftuogluh.pdf ·...

22
M.Ü. iLAHiYAT FAKÜLTESi VAKFI YAYINLARI No : 363 Tarihten Günümüze ME S -11- MUHAMMED RÜYA, TENASÜH (REENKARNASYON) Editörler: Mehmet & 2.

Upload: others

Post on 17-Mar-2021

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

M.Ü. iLAHiYAT FAKÜLTESi VAKFI YAYINLARI No: 363

Tarihten Günümüze

TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİ

-11-

NÜR-İ MUHAMMED İ, VAHDET-İ VÜ~ÜD,

RÜYA, TENASÜH (REENKARNASYON)

Editörler:

Mehmet Bulğen & İsmaü Taşpınar

2. Baskı

İstanbul2018.

Page 2: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

MÜFESSİRLERE GÖRE RÜYALAR

Yrd.Doç.Dr. Halil HACIMÜFTÜOĞLU

Sayın başkan, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin

muhterem öğretim üyeleri, sevgili öğrenciler, değerli misafirler,

Öncelikle, böylesine seçkin insanların iştirak ettiği bir panele

davet edildiğim ve ayrıca bana konuşma fırsatı tanındığı için şahsen

onur duyduğumu ifade etmek isterim. Umarım bu sayede sizlerle

güzel ve yararlı bilgiler paylaşmış olurum.

Tebliğimin konusu “Kur’an’da Rüya”. Ancak bu konuya girme-

den önce ‘Cahiliye Çağında Rüya’ ve ‘Kitab-ı Mukaddes’te Rüya’

konularına kısaca değinerek bir giriş yapmanın faydalı olacağına

inanıyorum.

Cahiliye Çağında RüyaCahiliye Araplarında ‘sadık rüyalar’ yaşanmış ‘gerçek tecrübe-

ler’ olarak görülüyor83, bu yüzden ciddiye alınıyor ve hatta ‘rüyalar’

ile ‘nübüvvet’ arasında çok sıkı bir ilişkinin olduğuna inanılıyordu.84

Örnek olması bakımından aşağıdaki rivayetlerde anlatılan rüyalara

Ebu Cehl’in ve Ebu Leheb’in gösterdiği tepkiler bu gerçeğe işaret

etmektedir:

83 Bkz. Watt, W. Montgomery, Hz. Muhammed’in Mekke’si (çev. M. Akif Ersin),

Bilgi Vakfı Yay., Ankara, 1995, s.109.

84 Bu konuda bkz. Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an

Sempozyumu, Bilgi Vakfı Yay., Ankara, 1996, s.118-123.

Page 3: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II386

Bedir savaşı öncesi Ebu Sufyan, başında bulunduğu kervanı

Müslümanların ele geçirmesi tehlikesi belirince yardım çağırsın

diye Damdam b. Amr adlı şahsı perişan süsü vererek Mekke’ye

göndermişti. İşte bu şahıs Mekke’ye varmadan önce, Allah resu-

lünün halası Âtike bint Abdulmuttalib kendisini çok korkutan

bir rüya görmüş, anlatmayacağına dair söz aldıktan sonra kardeşi

Abbas’a rüyasını anlatmıştı. Âtike’nin gördüğü rüya özetle şöyleydi:

Devesine binmiş bir adam önce Ebtah’ta sonra Mescid-i Haram’da

ve daha sonra Ebu Kubeys dağında durmuş ve her defasında yüksek

sesle, ‘Be hey hinoğlu hinler! Üç gün içinde vurulup düşeceğiniz

yerlere çıkıp gidin!’ diye bağırmıştı. Son olarak aynı adam Ebu Ku-

beys dağından bir kaya yuvarlamış, kaya dağın dibinde parçalan-

dıktan sonra Mekke’de parçalarının isabet etmediği bir ev bırak-

mamıştı.85 Fakat kız kardeşi Âtike’ye söz vermesine rağmen Abbas

dayanamayarak rüyasını arkadaşı Velid b. Utbe b. Rabia’ya anlatır.

Sonunda haber Mekke ahalisi arasında yayılır. Bir sabah Abbas,

Mescid-Haram’da tavaf ederken Ebu Cehil’in de içinde yer aldığı

Kureyş eşrafından bir gruba rastlar. Ebu Cehil kendisine şöyle laf

atar:

‘Hey, Muttaliboğulları! Adamlarınızın peygamberlik iddia et-

mesi size yetmiyormuş gibi şimdi kadınlarınız da mı peygamberlik

iddia ediyor? Sizin Âtike rüyasında şöyle şöyle gördüğünü ileri sü-

rüyormuş... Madem öyle biz de sizi üç gün bekleriz. Şayet Atike’nin

söylediği gerçek çıkarsa tamam ama gerçek çıkmazsa işte o zaman

biz de Araplar arasında sizden daha yalancı bir ailenin bulunmadı-

ğını yayarız.’86

85 Bkz. el-Vakidî, Ebû ‘Abdi’llâh Muhammed b. ‘Umar, Kitâbu’l-Meğâzî (tahk.

Marsden Jones), ‘Âlemu’l-Kutub, Beyrût, c.1, s.29, 30.

86 - ” -

“. el-Vakidî, a.g.e., c.1, s.30. Benzer ifadeler için bkz.

el-Vakidî, a.g.e., c.1, s.30, 41.

Page 4: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 387

Rivayet edilir ki, Cuheym b. Salt b. Mahreme b. Muttalib

b. Abdi Menaf adlı bir şahıs Bedir savaşı öncesi aralarında Utbe

ile Şeybe b. Rabia, Umeyye b. Halef ve Ebu Cehil gibi şahısların

bulunduğu Kureyş eşrafının öldürüleceğini rüyasında gördüğünü

söyleyip de bu haber askerler arasında yayılınca Ebu Cehil rüyayı

gören kimse hakkında benzer bir tepki vermişti: ‘Alın size Muttali-

poğullarından bir peygamber daha!...’87

Yine rivayet edilir ki Ebu Leheb’in bütün ısrarlara rağmen

Bedir savaşı için hazırlanan orduya bizzat katılmamasının asıl se-

bebi kız kardeşi Âtike’nin gördüğü rüyadan dolayı korkuya kapıl-

masıydı.88

Kitab-ı Mukaddeste RüyaHer ne kadar kısmen farklı tasnifler yapılıyor olsa da89 öyle an-

laşılıyor ki Eski Ahit’te Tanrı peygamberlerle, birincisi doğrudan,

yani aracısız ve ikincisi dolaylı yani melek aracılığıyla olmak üzere

iki şekilde iletişim kurmaktadır. Bu her iki iletişim şekli ‘rüya’ yoluy-

la olabileceği gibi ‘rüyet’ yoluyla da olabilmektedir. Ancak Tanrı’nın

Musa ile olan doğrudan iletişimin de bir farkı bulunmaktadır. Tan-

rı, Musa ile herhangi bir ‘rüya’ veya ‘rüyet’ yoluyla değil, Musa tama-

men uyanık olduğu halde bire bir ve yüz yüze konuşmaktadır. Eski

Ahit’in Sayılar Kitabı’nda şöyle bir ifade geçmektedir:

‘Rab [doğrusu efendi] onlara seslendi: “Sözlerime kulak verin:

Eğer aranızda bir peygamber varsa, ben rabbi gördüğümde [yani

rüyette] kendimi ona tanıtır, onunla düşte konuşurum. Ama kulum

Musa öyle değildir. O bütün evimde sadıktır. Onunla bilmecelerle

değil, açıkça, yüz yüze konuşurum.”90

87 Bkz. el-Vakidî, a.g.e., c.1, s.42.

88 Bkz. el-Vakidî, a.g.e., c.1, s.33.

89 Bkz. Aslan, Abdülgaffar, Kur’an’da Vahiy, Ankara Okulu Yay., Ankara, 2000, s.11-18.

90 Çölde Sayım (Sayılar), (12.6-8).

Page 5: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II388

“Yahudilikte düş (rüya), peygamberliğin altmışta biri ve pey-

gamberliğin olgunlaşmamış hali olarak da telakki edilmektedir.

Zira düş, olgunlaşmadan dalından düşen bir meyveye benzer. İşte

düş de, peygamberlik görevi kendisine tevdi edilmeden önce pey-

gamber olacak kişide görülür.”91

Yeni Ahit, Eski Ahit’teki vahiy şekillerini kabul etmekle be-

raber, İsa’nın ‘Tanrı’nın (mücessem) sözü’ veya başka bir ifadeyle

‘Tanrı’nın (ete kemiğe bürünmüş) vahyi’ olması hasebiyle Hıris-

tiyanlar, Tanrı vahyinin İsa’da en mükemmel surette gerçekleşti-

ğine inanırlar. Öte yandan Yeni Ahit’te İsa’nın hiçbir rüyasından

söz edilmez.92 Zira İsa hiçbir aracı olmadan Baba’yı yani Allah’ı

tanıyan kimsedir.93

Kitab-ı Mukaddese göre Tanrı, peygamberlerle rüyalarında

konuştuğu gibi diğer bütün insanlarla da rüyalarında konuşmakta-

dır.94 Bu nedenle Kitab-ı Mukaddes’te hem peygamberlerin, hem

diğer müminlerin ve hem pagan kimselerin rüyalarından bahse-

dilir. Mesela İbrahim’in95, Yakup’un96, Yusuf ’un97, Daniel’in98,

Süleyman’ın99, Samuel’in100, Gerar kralı Avimelek’in101 ve Lavan’ın102

91 İbn Meymun, Musa el-Kurtubî, Delâletu’l-Hâirîn (tahk. Hüseyin Atay), Ankara,

1974, c.2, s.405, nakleden: Aslan, Abdülgaffar, Kur’an’da Vahiy, Ankara Okulu

Yay., Ankara, 2000, s.15.

92 Tarakcı, Muhammet, “Hıristiyanlık’ta Vahiy Anlayışı”, Uludağ Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, Bursa, 2003, c.12, sayı:2, s.180.

93 http://www.hristiyanforum.com/forum/showthread.php?t=338011

94 Eyüp, (33.14-19); Yoel, (2.28, 29); Elçilerin İşleri, (2.16-18).

95 Yaratılış, (15.1-21).

96 Yaratılış, (28.10-18; 31.10-13).

97 Yaratılış, (37.5-10).

98 Daniel, (7.1-28; 8.27).

99 1. Krallar, (3.5-15).

100 1. Samuel, (3.1-21).

101 Yaratılış, (20.1-7).

102 Yaratılış, (31.24).

Page 6: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 389

rüyalarından söz edildiği gibi Kral Nebukadnessar’ın103, Yusuf ’un

hapis arkadaşları104 ile firavununun105, Midyanlı bir askerin106 ve

Roma valisi Pilatus’un karısının rüyasından107 da söz edilir. Bu rüya-

ların tabirlerinden, hakikat oluşlarından ve tahakkuk ettiklerinden

bahsedilir. Bu rüyalarla Tanrı gelecekte ne yapacağını108, takdirinin

ve kararının ne olduğunu rüya gören kimselere açıklar.109 Onları bu

yolla ya yaptıkları iyi işlerde destekler ve müjdeler110 ya da yaptıkları

kötülükten döndürmek, gururdan uzak tutmak, canlarını çukurdan,

hayatlarını ölümden kurtarmak için uyarır ve korkutur.111

Kur’an’da RüyaKuran’da esasen üç kelime sözlük anlamı bakımından ‘rüya;

düş’ anlamına gelmektedir. Yedi kez tekrarlanan ‘ru’yâ’, üç kez tek-

rarlanan ‘ahlâm (tek. hulm)’ ve iki kez tekrarlanan ‘menâm’ kelime-

leri. Bunlardan ‘ru’yâ’, ve ‘menâm’ kelimeleri ‘sadık rüya’ anlamına,

‘ahlâm’ kelimesi ise ‘karmaşık rüyalar (edğâsu ahlâm)’ anlamına gel-

mektedir. Ancak Yusuf suresi 6’ıncı, 21’inci ve 101’inci ayetlerde

‘ru’yâ’ kelimesi yerine ‘ahâdîs (tek. hadîs)’ kelimesinin kullanıldığına

dikkat etmek gerekir ki bu durum bize ‘sadık rüyalar’ın aslında birer

‘hadîs’ yani ‘haber, anlatı, rivayet, aktarım’ olarak kabul edildiğini do-

laylı olarak da olsa anlatmaktadır. Ayrıca Yunus suresi 64. ayetteki

‘buşrâ’ kelimesi de ‘sadık rüyalar’ı ifade etmek için kullanılmıştır. Bu

durum da bize ‘sadık rüyalar’ın birer ‘müjde; iyi haber’ olarak de-

ğerlendirildiğini göstermektedir. Nitekim sahih birçok hadiste de

103 Daniel, (2.26-28, 45; 4.5-36).

104 Yaratılış, (40.5-22).

105 Yaratılış, (41.1-32).

106 Hâkimler, (7.13-25).

107 Matta, (27.19).

108 Yaratılış, (41.25).

109 Yaratılış, (41.25-32)

110 Hâkimler, (7.9-15).

111 Eyüp, (33.14-19).

Page 7: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II390

sadık rüyalar ‘mubeşşirât (müjdeci)’ olarak nitelendirilmiştir.112 İlgi-

li diğer ayetler de dikkate alındığında Kuran’da rüyadan bahseden

ayetlerin sayısının yukarıdaki kelimelerin geçtiği ayetlerle sınırlı ol-

madığı, aksine çok daha fazla olduğu müşahede edilmektedir.

Kur’an’da Rüyalarla İlgili Ayetler

Şura Suresi 51. Ayet (42/51)

‘Allah bir beşerle sadece vahy ederek konuşur. Bu da ya biz-

zat perde ardından vahy etmesi ya da gönderdiği bir elçinin izni

dâhilinde dilediğini vahy etmesi ile olur. O yücedir, bilgedir.’

Allah’ın insanlarla olan iletişimini anlatan yukarıdaki ayetin

‘illâ vahyen’ kısmını içlerinde el-Ferrâ’nın, İbn Kuteybe’nin, İbn

Cezeyy’in, ez-Zemahşerî’nin, es-Sa’lebî’nin, el-Isfehânî’nin vs. ol-

duğu birçok müfessir ‘uykuda vahy’ olarak yorumlamıştır.113

112 Öte yandan Allah elçisi devrinde ezanı rüyasında öğrenen sahabi Abdullah b.

Zeyd, ezanı kendisine öğreten kimseyi ‘beşîr (müjdeci)’ diye nitelemişti. Bkz. İbn

Mâce, Sunen, Bed’u’l-Ezân/ 1.

113 “ ”, el-Ferrâ, Ebû Zekeriyyâ Yahyâ,

Me’âni’l-Kur’ân (tahk. Ahmed Yûsuf Necâtî vd.), Dâru’l-Mısrıyye, Mısr, c.3, s.26;

“ : ”, İbn Kuteybe, Ebû ‘Abdi’llâh Muhammed b. Muslim, Ğarîbu’l-

Kur’ân (tahk. Sa’îd el-Lehhâm), c.1, s.340; “ ”, İbn

Cuzeyy, Ebu’l-Kâsım Muhammed b. Ahmed, et-Teshîl li ‘Ulûmi’t-Tenzîl (tash.

Muhammed Sâlim Hâşim), Dâru’l-Kutubi’l-’İlmiyye, Beyrût, 1995, c.2, s.306;

“ ”, ez-Zemahşerî, el-Keşşâf (tahk. ‘Âdil Ahmed

‘Abdu’l-Mevcûd vd.), Mektebetu’l-’Abîkân, er-Riyâd, 1998, c.5, s.421; ” “ , es-Sa’lebî, Ebû İshâk Ahmed b. Muhammed, el-Keşf ve’l-Beyân

(tahk. Ebû Muhammed b. ‘Aşûr), Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-’Arabî, Beyrut, 2002,

c.8, 325; “{ } ”; el-Isfehâni, er-Râğıb,

Mufredâtu Ğarîbi’l-Kur’ân (tahk. Safvân ‘Adnân Dâvûdî), Dâru’l-Kalem, Beyrût,

Page 8: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 391

Saffat suresi 102-106. Ayetler (37/102-106)

‘İbrahim, çocuğu kendisiyle gezecek çağa gelince, ‘Yavrucuğum’

dedi. ‘Uykumda seni boğazladığımı görüyorum. Bir düşün, ne dersin?’

Çocuk da, ‘Babacığım, Allah sana neyi emrediyorsa onu yap. Allah

dilerse benim sabrettiğimi göreceksin.’ dedi. Nihayet her ikisi Allah’a

teslim olup da, İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdığında biz ‘İbra-

him’ diye seslendik. ‘Rüyayı tasdik ettin. Biz yetkin davranan kulları

böyle ödüllendiririz.’ Gerçekten de çok zor bir imtihan olmuştu.’

Söz konusu ayetlerden Allah nebîsi İbrahim tarafından görü-

len rüyanın gerek kendisi ve gerek oğlu tarafından alelade bir rüya

olarak görülmediği, aksine Allah’ın bir vahy’i ve emri olarak algı-

landığı “ ” yani ‘Allah sana neyi emrediyorsa onu yap.’

ifadesinden anlaşılmaktadır.114 Nitekim baba ve oğlun anılan emri

uygulamış olmaları, Allah tarafından rüyayı tasdik olarak değerlen-

dirilmiş, bundan dolayı da her ikisi övülmüş ve ödüllendirilmiştir.

Ayrıca yukarıdaki ayetlerden Allah’ın, peygamberinin sadakatini

rüya vasıtasıyla sınadığını da öğrenmiş oluyoruz.

1996, s.859; “ ”, el-Bağavî, Ebû Muhammed el-Huseyn

b. Mes’ûd, Me’âlimu’t-Tenzîl (tahk. ‘Abdullâh en-Nemir vd.), Dâru Taybe, 1997,

c.7, s.200; “ ”,es-Semerkandî, Ebu’l-Leys Nasr b.

Muhammed, Bahru’l-’Ulûm (tahk. Mahmûd Mataracî), Dâru’l-Fikr, Beyrût, c.3,

s.237; “ : ”, İbnu’l-Cevzî, ‘Abdurrahmân b. ‘Alî,

Zâdu’l-Mesîr, el-Mektebu’l-İslâmî, Beyrût, 1984, c.7, s.297; “ ”,

el-Mâverdî, Ebu’l-Hasan ‘Alî b. Muhammed, en-Nuket ve’l-’Uyûn-Tefsîru’l-

Mâverdî (talik: es-Seyyid b. ‘Abdu’l-Maksûd), Dâru’l-Kutubi’l-’İlmiyye, Beyrût,

t.siz, c.5, s.212.

114 ‘Nebîlerin rüyası ‘vahy’dir (Ru’ye’l-enbiyâi vahy).’ el-Buhârî, el-Vudû’/ 5; el-

‘Aclûnî, a.g.e., no:1383, c.1, s.380.

Page 9: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II392

Yusuf Suresi 4. ve 5., 36. ve 37., 41-49., 100. Ayetler (12/4, 5, 6; 36, 37; 41-49; 100)

‘Bir defasında Yusuf, babasına, ‘Babacığım, ben rüyamda on

bir yıldızın yanı sıra güneşin ve ayın önümde yere kapandıklarını

gördüm.’ demişti. Babası, ‘Yavrucuğum’ demişti. ‘Rüyanı kardeşleri-

ne anlatma; sonra sana bir komplo kurarlar. Çünkü şeytan insanın

kesin bir düşmandır. Demek ki efendin seni seçecek; sana anlatıla-

rın te’vîl’ini öğretecek; daha önce iki atan İbrahim ve İshak’a tam

lütufta bulunduğu gibi sana ve Yakup soyuna da tam bir lütufta

bulunacaktır. Efendin her şeyi çok iyi bilir, bilgedir.’

‘Yusuf ’la beraber zindana iki genç daha girmişti. Onlardan

biri ‘Ben rüyamda şarap sıktığımı görüyorum.’ diğeri ise, ‘Ben de

başımın üstünde kuşların yemekte olduğu bir ekmek taşıdığımı gö-

rüyorum. Bunların te’vîl’ini bize haber ver. Görüyoruz ki, sen bu

işte çok iyisin.’ dedi. Bunun üzerine Yusuf, ‘Payınıza düşen yemek

gelmeden önce bu rüyaların te’vîl’ini mutlaka size haber vereceğim.

Bu, efendimin bana öğrettiği bilgiler arasındadır.’ şeklinde karşılık

verdi.’

Page 10: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 393

‘Zindan arkadaşlarım, biriniz efendisine şarap içirecek; ama

diğeri asılacak ve kuşlar onun beynini yiyecekler. Benden görüş sor-

duğunuz husus Allah tarafından kesin karara bağlanmıştır.’ Yusuf

bundan sonra, kesin kurtulacağını bildiği zindan arkadaşına dedi

ki: ‘Efendinin huzurunda benden söz et.’ Fakat Şeytan, Yusuf ’tan

söz etmeyi ona unutturdu. Dolayısıyla Yusuf, birkaç yıl daha zin-

danda kalmış oldu.

Kral dedi ki: ‘Ben rüyamda yedi cılız ineğin yediği yedi semiz

inek ve ayrıca yedi yeşil başak ile bir o kadar kuru başak görüyorum.

Konsey üyelerim, eğer rüya tabir edebiliyorsanız buyurun, benim

rüyamı da tabir ediniz.’ Üyeler dediler ki: ‘Bunlar karışık rüyalardır.

Biz böyle rüyaların te’vîl ’ini hiç bilmeyiz. Zindandaki iki gençten

kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra nihayet Yusuf ’u hatırlayarak

dedi ki: ‘Ben size bu rüyaların te’vîl’in haber verebilirim, yeter ki

beni hemen zindana gönderin.’ Kendisi Yusuf ’un yanına gelerek

dedi ki: ‘Benim sadık arkadaşım Yusuf, rüyada görülen yedi cı-

lız ineğin yediği yedi semiz inek ve ayrıca yedi yeşil başak ile bir

o kadar kuru başak hakkında bize ne dersin? Umarım, insanlara

Page 11: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II394

bu bilgiyle dönerim de meseleyi öğrenmiş olurlar.’ Yusuf dedi ki:

‘Yedi sene boyunca âdetiniz üzere ekip biçiniz. Ama yiyeceğiniz az

bir miktar hariç, biçtiğinizi başağında bırakınız. Çünkü bu yedi yı-

lın ardından yedi zorlu yıl gelecek; tohumluk için sakladığınız az

miktardaki hariç olmak üzere geçmiş yedi yılda biriktirdiklerinizin

hepsini yiyip bitirecek. Sonra bunların ardından da bir yıl gelecek,

o yıl yağmurlarla insanların imdadına koşulacak, insanlar da meyve

sıkacaklar.’

‘Yusuf anne ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttuktan

sonra bütün aile onun önünde yere kapandılar. Bunun üzerine Yu-

suf dedi ki, ‘Babacığım, İşte bu daha önce gördüğüm rüyanın te’vîli.

Efendim rüyamı gerçekleştirdi.’

Söz konusu ayetlerden, Yusuf suresinin adeta baştan sona Allah

nebîsi Yusuf ’un küçük yaşta gördüğü bir rüyanın ve zamanın Mısır

kralı ile iki hizmetkârının gördüğü dört rüyanın hepsinin Yusuf ’un

haber verdiği te’vîller doğrultusunda gerçekleştiğini öğreniyoruz. Ay-

rıca ilgili surenin 41. ayetinden Yusuf ’un, hapis arkadaşlarının rüya-

larının te’vîl’ini haber verdikten sonra bunun Allah tarafından kesin-

leşmiş bir karar (gudiye’l-emr) olduğunu belirttiğini de öğreniyoruz.115

Dolayısıyla ‘gudiye’l-emr’ denerek bu işin Allah’ın takdiri yani ‘kader’

olduğu anlatıldığı gibi kesin olduğu da anlatılmaktadır. Nitekim ar-

dından gelen ‘Zanne ennehû nâcin (kurtulacağını kesin olarak bildi)’

ifadesi de bu hakikati desteklemektedir. Burada ‘ezdâd’ fiillerden olan

‘zanne’ fiili müfessir İbn Atıyye’nin de işaret ettiği gibi kesinlik ifa-

de eden ‘zanne’dir.116 Son olarak ilgili ayetlerde, bazen ‘ru’yâ’ kelimesi

115 Bkz. Kuran, (12.36, 41, 43, 47-49). Tevrat’a göre Yusuf, kralın rüyalarının te’vîl’ini

haber verdikten sonra bunun Allah tarafından kesinleşmiş bir karar olduğunu

belirtmişti. Bkz. Yaratılış, (41.25-32).

116 . : ”

Page 12: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 395

yerine ‘ahâdîs’ kelimesinin kullanılması daha önce de ifade ettiğimiz

gibi ‘sadık rüyalar’ın aslında birer ‘hadîs’ yani ‘haber, anlatı, rivayet,

aktarım’ olarak kabul edildiğini dolaylı olarak anlatmaktadır.

Alak suresi 1-5. Ayetler (96/1-5)

‘Yaratan; insanı bir ‘alak’tan yaratan efendin adına oku! Oku!

Efendin kalemle öğreten, insana bilmediklerini öğreten yüceler

yücesidir’

Cebrail ile ilk karşılaşmasında Allah elçisinin uyanık olduğu

yolunda yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Ancak bazı ayetler ve sa-

hih rivayetler yanında olayın meydana geliş biçimi bu tecrübeyi bir

rüyadan başka bir şekilde izah edemeyeceğimiz konusunda bizi ikna

etmektedir. Öncelikle olay, Kadir ve Duhan surelerinde ifade edildi-

ği üzere geceleyin [f î leyleti’l-kadr (97/1); f î leyletin mubârake (44/3)]

meydana gelmiştir. Bu durum bir rüya olma ihtimalini arttırmakta-

dır. İkinci olarak; olay rüyalarda rastlanabilecek türden bir esraren-

gizlik ve tam tamamlanmamış bir teşebbüs olma özelliği taşımak-

tadır. Üçüncü olarak, Allah elçisi Cebrail ile ilk karşılaştığı esnada

Hira mağarasında uzanmış yatıyor ve uyuyor olmalıdır. Bunu İbn

Hişâm ile İbn Ishâk’ın Sire’lerinde kaydettikleri bir rivayete göre

Allah elçisinin ilk vahy tecrübesini yaşarken uyuduğunu, Cebrail’in

‘ikra’’ dedikten sonra elindeki yazıyla göğsüne çöktüğünü ve son-

- « » . { } : » : : { } :

: : . - - « { } { }

“. İbn ‘Atıyye, el-Muharraru’l-

Vecîz (tahk. ‘Abdu’s-Selâm ‘Abdu’ş-Şâfî Muhammed), Dâru’l-Kutubi’l-’İlmiyye,

Beyrût, 2001, c.3, s.246, 247.

Page 13: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II396

rasında uykusundan uyandığını açıkça ifade etmesinden anlıyoruz. Son olarak Allah elçisinin eşi Ayşe de zaten açıkça Allah elçisinin

nubuvvet’inin ‘sadık rüyalar’ olarak başladığını açıkça belirtmiştir:

‘Abdullah b. Zübeyr rivayet eder: ‘Allah elçisi şöyle demişti: ‘Uyuyor-

dum, elindeki ipek bir kumaş içinde yazı olduğu halde Cebrail bana

geldi ve ‘Oku!’ dedi. Ben: ‘Okuma bilmem’ dedim. O zaman Cebrail

elindeki yazıyla göğsüme çöktü. O kadar bunalmıştım ki öleceği-

mi sandım. Sonra beni bırakıp tekrar ‘Oku!’ dedi. Ben ise tekrar

ona, ‘Ben okuma bilmem’ diye cevap verdim. Sonunda o ‘Yaratan

Efendin aşkına oku!’ diye başlayıp ta ‘İnsana bilmediğini öğretti.’ye

kadar okuyarak bana ‘Tekrar et!’ dedi. Ben de tekrar ettim. O zaman

Cebrail beni bırakıp gitti. Sıçrayarak uyandığım zaman okudukla-

rım sanki kalbime yazılmış gibi hatırımda kalmıştı…’117

‘Allah elçisinin eşi Ayşe anlatır: ‘Allah elçisine başlangıçta ‘vahy’

olarak gelen ilk şeyler uykuda gördüğü sâlih [sâdık] rüyalar idi. Rüya-

sında her ne görse, sabah aydınlığı gibi aynen çıkıyordu.’118

117 ” : :

: :

} {

“. İbn Hişam, Ebu Muhammed Abdulmelik, es-Siretu’n-Nebeviyyeh (tahk.

‘Umar ‘Abdu’s-Selâm Tedmurî), Dâru’l-Kitâbi’l-’Arabî, Beyrût, 1990, c.1, s.267-

269. Ayrıca bkz. İbn İshâk, es-Sîretu’n-Nebeviyye (tahk. Ahmed Ferîdu’l-Mezîdî),

Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, Beyrût, 2004, s.168.

118 ” “ el-Buhâri, Bed’u’l-

Vahy, el-Enbiyâ’/ 21, Tefsîr, ‘Alak et-Ta’bîr/ 1; Müslim, el-Îmân/ 252; et-Tirmizî,

Menâkıb/ 13. Bu şekilde rüyalar altı ay devam etmiştir. Bkz. İbn Hacer el-

Askalânî, Fethu’l-Bârî (tahk. vs. Muhibbuddîn el-Hatîb vd.), Dâru’r-Reyyân li’t-

Turâs, el-Kâhira, 1987, c.12, s.381.

Page 14: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 397

Peki, bu rüya Allah elçisine niçin yaşatılmıştı? Malum olduğu

üzere rüyaların en önemli özelliklerinden birisi gelecekten haber

vermeleridir. Allah elçisi Musa’ya taş tabletler verilmişti, ancak Al-

lah elçisi Muhammed’e verilemezdi. Çünkü okuma-yazma bilmi-

yordu ve daha yeni yaşanmış bir tecrübe ile de bu durum tekrar sa-

bit olmuştur. Madem okuma-yazma bilmiyordu, o halde yapılacak

en uygun şey, ayetlerin Cebrail tarafından kendisine okunarak ak-

tarılması (senukriuke fe lâ tensâ), kendisinin de okunanları insanlara

ezberden okuyarak tebliğ etmesi (tilâvet /kur’ân/ recite) olacaktı. İlk

karşılaşma bu işin öyle olacağının bir nevi habercisiydi.119 Zaten

vahyin inme süreci de tarihte bu şekilde cereyan etmiştir.

İsra Suresi 60. Ayet (17/60)

‘Hani sana, ‘Efendin, insanları çepeçevre kuşatmıştır.’ demiş-

tik. Sana gösterdiğimiz o rüyayı sırf insanları sınamak için göster-

miştik. Kuran’da lânetli ağaçtan söz etmemizin sebebi de sadece

onları sınamaktı. Biz onları korkutuyoruz ama bu onların büyük

azgınlıklarını arttırmaktan başka bir işe yaramıyor.’

Yukarıda İsra suresinin 60. ayetinde bahsedilen rüyanın hangi

rüya olduğu hakkında farklı görüşler dile getirilse de bu konuda

en makul ve baskın görüş bu rüyanın Miraç ve İsra (gece yürütme)

olaylarına atıfta bulunduğudur.120 Nitekim söz konusu ayetin yer

aldığı sure adını başında bahsedilen İsrâ olayından almıştır.

119 Bkz. Hacımüftüoğlu, Halil, Kuran Tercümelerinde Yöntem Sorunu, İz Yay., İstanbul,

2008, s.132-135.

120 Bu konudaki görüşler için bkz. et-Taberî, Muhammed b. Cerîr, Câmi’u’l-Beyân

f î Te’vîli’l-Kur’ân (tahk. Ahmed Muhammed Şâkir), Muessesetu’r-Risâle, 2000,

c.17, s.479-484.

Page 15: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II398

Necm Suresi 1-18. Ayetler (53/1-18)

‘Hani yıldız kayar ya, arkadaşınız da kayan bir yıldız misali yo-

lunu kaybetmiş ve azıtmış değildir. O, arzularına göre konuşmaz.

Kuran diye söyledikleri ise sade vahy’dir. Bu vahy’i ona çok güçlü

ve kuvvetli bir kişi öğretti. Bu kişi yüksek ufka kurulmuş sonra aşa-

ğı sarkmış ve Muhammed’e yaklaşmıştı. Eliyle dokunacak kadar,

hatta daha da yakın... Kuluna vahy’edeceğini vahy’etmişti. Gözün

gördüğünü gönül yalanlamamıştı. Hal böyleyken siz gördükleri

hakkında şüpheye düşüp kendisi ile tartışacak mısınız? Allah için

onu, önceden bir kez daha görmüştü, son sedir ağacının yanında...

Barınak bahçesinin içinde. Sedir ağacını kaplayan kaplamıştı. Göz

kaymamış; sınırı aşmamıştı. Allah için Muhammed, efendinin bir

kısım büyük işaretlerini görmüştü.’

Necm suresi baştan 13. ayete kadar Kuran’ın parça parça ini-

şinden, Cebrail’in tavsifinden, Allah elçisi Muhammed’e vahyi öğ-

retişinden, peygamberin gözünün gördüğünü kalbinin yalanlama-

dığından, gördüğü hakkında tartışma yapmanın anlamsızlığından

söz etmektedir. Rivayetler de dikkate alındığında bu ilk 13 aye-

tin Allah elçisi Muhammed’in ilk vahy tecrübesini yaşadığı Hira

mağarasından inerken Cebrail’i görmesi olayına atıfta bulunduğu

söylenebilir. Surenin 13. ayetten 18. ayete kadar peygamberin daha

önce de Cebrail’i cennette gördüğünden, gözünün kaymadığından,

efendinin bir kısım büyük alametlerini gördüğünden bahsetmektedir.

Page 16: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 399

Kuvvetle muhtemel bu ayetler de yukarıda İsra suresi 60. ayette

kendisinden ‘ru’yâ’ diye söz edilen Miraç ve İsra olayına atıf yap-

maktadır.

Bakara Suresi 285. ve 286. Ayetler (Son İki Ayet) Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Allah elçisine miraçta üç

şey verilmiştir. Bunlar beş vakit namaz, Bakara suresinin son ayet-

leri ve ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların büyük günahlarının

bağışlanacağı.’121 Miraç ve İsra olayları da rüyada yaşandığına göre

bu iki ayet de Allah elçisi Muhammed’e rüyada verilmiş olmalıdır.

Enbiya Suresi 4. ve 5. Ayetler (21/4, 5)

...

‘Elçi dedi ki: ‘Efendim, yerde ve gökte söylenen her sözü bilir.

O, her şeyi gayet iyi işitir ve bilir. ‘Hayır, dediler, bu Kuran saçma

sapan rüyalardır; yok hayır, onu kendisi uydurmuştur; yok hayır,

kendisi bir şairdir…’

Kanaatimize göre yukarıdaki ayette geçtiği üzere müşriklerin

Kuran’ı ‘edğasu ahlâm’ olarak nitelendirmeleri bir taraftan onların

Kuran’ı ‘karmaşık rüyalar’ olarak gördüklerini, başka bir deyişle

‘sadık rüyalar’ olarak görmediklerini bize bildirirken aslında diğer

taraftan da Kuran’ın rüyalarla olan çok sıkı irtibatını –Allah elçisi

Muhammed’in birçok vahyi rüyasında aldığını ve tabi ki bunları

anlattığını- da dolaylı olarak anlatmaktadır.122 Çünkü Kuran’ın

121 Muslim, el-Îmân/ 76; Ayrıca bkz. et-Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân/ 53.

122 “ : ) ( ) ”, Mukatil b. Suleymân, Tefsîru Mukâtil

b. Suleymân (tahk. Ahmed Ferîd), Dâru’l-Kutubi’l-’İlmiyye, Beyrût, 2003, c.2,

s.351.

Page 17: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II400

rüyalarla sıkı bir irtibatı olmasaydı müşrikler, durup dururken dam-

dan düşer gibi tamamen alakasız bir şekilde Kuran hakkında ni-

çin ‘karmaşık rüyalar’ şeklinde bir ifade kullansınlar ki? Eğer bir

alaka olmasaydı onlar Kuran hakkında ‘karışık rüyalar’ şeklinde

bir ithamda bulunmaz sadece Muhammed tarafından uydurulmuş

sözler ( ) olduğunu söylenmekle yetinirlerdi. Nitekim vahy’in

ilk olarak uykuda görülen salih rüyalar şeklinde başladığını anlatan

Ayşe rivayetindeki 123“ ” ifadesini İbn Hacer, müşriklerin

“ ” ithamına bir bakıma cevaben 124“ ”

yani ‘karmaşık olmayan rüya’ olarak açıklamıştır.

Enfal Suresi 43. Ayet (8/43)

‘Hani Allah, uykunda sana onları az göstermişti. Eğer çok gös-

terseydi, o takdirde gözünüz korkacak ve savaşıp savaşmamak ko-

nusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Fakat Allah sizi bundan kur-

tardı. O, gönüllerde olanları çok iyi bilir.’

Bu ayet Bedir savaşı öncesi Allah elçisine gösterilen rüyadan

söz etmektedir. Allah, kendilerinin üç katı büyüklüğünde, tam teç-

hizatlı bir orduyla karşılaşacak Müslüman ordusunun korkularını

gidermek, cesaretlerini arttırmak ve anlaşmazlığa düşmelerini ön-

lemek için elçisine bu şekilde bir rüya göstermişti. Çünkü sahabe,

Allah elçisinin rüyalarının sadık ve gerçek rüyalar olduğunu gayet

iyi biliyordu. Demek ki Allah, rüyaları kullarına moral vermek için

bir vasıta olarak da kullanmaktadır.

123 Bkz. el-Buhâri, Bed’u’l-Vahy, el-Enbiyâ’/ 21, Tefsîr, ‘Alak et-Ta’bîr/ 1; Müslim,

el-Îmân/ 252; et-Tirmizî, Menâkıb/ 13.

124 Bkz. İbn Hacer, a.g.e, c.1, s.31.

Page 18: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 401

Fetih suresi 27. Ayet (48/27)

‘Yemin olsun ki Allah, elçisinin rüyasını tasdik etmiştir. Allah

dilerse siz güven içinde, başlarınızı tıraş etmiş ya da kısaltmış ola-

rak, korkusuzca Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Allah sizin bilme-

diklerinizi bilir. Ayrıca bundan önce de yakın zamanda gerçekleşe-

cek bir zafer takdir etti.’

Malum olduğu üzere Allah elçisi Mekke’nin fethinden bir yıl

önce rüyasında Müslümanların, saçlarını kısaltmış veya tamamen

tıraş etmiş olarak, güven içinde Mekke’ye girdiklerini, Kâbe’yi tavaf

ettiklerini görmüş ve bu olayı ashabına anlatmıştı. Ashabı da nebi-

lerin rüyalarının gerçek olduğunu bildikleri için bu müjdeli rüyadan

dolayı sevinmiş ve aynı yıl Mekke’ye, Mescid-i Haram’a girecekle-

rini düşünerek belli bir süre sonra Mekke’ye doğru yola çıkmışlardı.

Fakat Mekke’ye yaklaştıklarında müşrikler onların şehre girmeleri-

ne mani olmuş, yapılan karşılıklı görüşmeler sonunda Hudeybiye

antlaşması imzalanmıştı. Antlaşmaya göre Müslümanlar o yıl değil,

ancak gelecek yıl Mekke’ye hac vazifelerini yapmak için girebile-

ceklerdi. Dolayısıyla zahiren Allah elçisinin rüyası gerçekleşmemiş,

Müslümanlar anılan şekilde Mekke’ye girememişlerdi. Bu durum

Müslümanların moralini bozmuş, onları hayal kırıklığına uğratmış

ve hatta içlerinden Ömer b. Hattab bile Allah elçisine rüyasındaki

haberin niçin gerçekleşmediğini sorma ihtiyacı hissetmiş, o da aynı

yıl Mekke’ye gireceklerine dair bir ifade kullanmadığına dikkat çe-

kerek cevap vermişti. Öte taraftan bu durum bazı münafık reisle-

rinin ileri geri konuşmalarına, Allah elçisinin rüyasıyla alay etme-

lerine zemin hazırlamıştı.125 İşte yukarıdaki ayetle Allah, elçisinin

rüyasını tasdik ettiğini, rüyasında gördüğü şeylerin gerçekleşeceğini

125 Bkz. Mukâtil b. Suleymân, a.g.e., c.3, s.253; et-Taberî, a.g.e., c.22, s.256-258.

Page 19: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II402

ifade ederek elçisine sahip çıkmış, böylelikle hem Müslümanları

teselli etmiş ve hem de münafıkların iddialarına kesin bir cevap

vermişti.

Yunus Suresi 64. Ayet (10/64)

‘Bu hayatta da son yurtta da onlar için müjdeler vardır. Allah

verdiği sözleri asla değiştirmez. İşte büyük kazanç tam da budur.’

Yukarıdaki ayette geçen ‘el-buşrâ’dan maksadın ne olduğunu şu

sahih rivayet ortaya koymaktadır:

‘Humeyd b. Abdurrahman rivayet eder: ‘Adamın biri Ubade’ye

[Ubade b. Samit] yüce Allah’ın ‘Onlara bu hayatta… müjdeler (el-

buşrâ) var (10.64).’ ayetindeki ‘müjdeler’in ne olduğu ile ilgili soru

sormuştu. Ubade ise ‘Ben de bu ayetteki müjdeleri Allah elçisine

sormuştum. Kendisi şöyle cevap vermişti.’ demişti: ‘Bunlar sâlih rü-

yalardır. Mu’mîn onları görür ya da onlar kendisine gösterilir. Ayrı-

ca bunlar efendinin, uyuyan kulu ile olan ‘kelâm’ıdır.’126

Kevser Suresi

‘Biz sana çok şeyler bahşettik. O halde sen de efendin için na-

maz kıl ve kurban kes. Asıl soyu kesilecek kişi sana kin tutan o

kimsedir.’

126 . . . : ” ” : : [ : ]

“ . Ebû Bekr İbn Ebî

Âsım, es-Sunne (tahk. Bâsim b. Faysal), Dâru’s-Sami’î, Riyad, 1998, c.1, s.340.

Page 20: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 403

Birçok kaynakta aktarılan bir rivayet Kevser suresinin bir bü-

tün halinde Allah elçisi Muhammed’e uykusunda vahy edildiğini

aktarmaktadır. İlgili rivayet şöyledir: Enes b. Malik nakleder: ‘Bir

gün Allah elçisi önümüzdeyken kendisini hafif bir uyuklama (iğfâe)

aldı. Sonra tebessüm ederek başını kaldırdı. Biz, ‘Seni güldüren ne-

dir? Ey Allah’ın Elçisi?’ diye sorduğumuzda kendileri ‘Az önce bana

bir sure indirildi’ dedikten sonra ‘İnsaflı ve şefkatli Allah adına. Biz

sana çok şeyler bahşettik…’ diye Kevser suresini okudu.’127

SONUÇYukarıda zikrettiğimiz ayetleri dikkate aldığımızda Kuran’da

‘rüya’nın bir vakıa ve hakikat olarak kabul edildiğini görmek duru-

mundayız. Ele aldığımız ayetlerden çıkan sonuçları maddeler ha-

linde özetlemek gerekirse,

Kuran’da bazı peygamberlerin rüyalarından bahsedildiği gibi

mümin olsun olmasın peygamber olmayan bazı kimselerin rüyala-

rından da bahsedilmiştir. Üç nebînin; İbrahim, Yusuf ve Muham-

med nebilerin rüyalarının yanı sıra Yusuf devri Mısır kralının ve

iki hizmetkârının toplam dört rüyasından da bahsedilmiştir. Yusuf

suresindeki rüyalar sadece anlatılmamış, bunların te’vîl’leri haber

verilmiş ve gerçekleştiklerinden söz edilmiştir.

Kuran’da sadık rüyaların Allah tarafından gösterildiği açıkça

ifade edilmiştir. Bu yüzden Kuran’da rüyayı ‘biz gösterdik (ereynâke)’

veya ‘gösterelim (linuriyehû)’ şeklinde ifadelere rastlarız.

Kuran’da Allah, nebîleri İbrahim ile İsmail’i sadık rüyayla imti-

handan geçirdiğini, rüyayı gerçekleştirdikleri için takdir ettiğini ve

ödüllendirdiğini belirtmiştir.

127 ” }

“{ . Muslim, es-Salât/ 53, 54; Ebû

Dâvûd, es-Sunnet/ 23; en-Nesâî, el- ftitâh/ 21.

Page 21: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

TARİHTEN GÜNÜMÜZE TARTIŞMALI İNANÇ MESELELERİ-II404

Kur’an’da Allah, Bedir savaşından önce müminlere moral ver-

mek için rüyayı bir araç olarak kullandığını ifade etmiştir.

Kuran’a göre sadık rüyaların te’vîl’ini nebî Yusuf ’a Allah öğ-

retmiştir. Eğer rüyaların bir gerçekliği olmasaydı Allah bunu öğ-

retmezdi.

Kuran’a göre Allah, elçisi Muhammed’in Müslümanların

Mekke’ye girdiğini gördüğü rüyasını tasdik etmiş ve bu rüyanın ge-

lecekte gerçekleşeceğini beyan etmiştir.

Bazı sureler ve ayetler peygambere rüyalarında gelmiştir.

Sadık rüyalar peygamberler için birer vahy ve emirdir.

Sadık rüyalar müminler için birer müjdedir.

Sadık rüyalar ‘ahâdîs’ yani birer ‘hadîs (haber, anlatı, rivayet,

aktarım)’tir.

Sadık rüyalar Allah’ın takdirinden yani kaderden haber verir.

Rüyalar tarih boyunca birçok suiistimale konu olmuştur. An-

cak birileri suiistimal ediyor diye bir hakikati inkâr etmek mantıklı

ve tutarlı bir hareket tarzı olmasa gerek. Allah elçisi de ebetteki

rüyaların suiistimal edildiğini veya edileceğini biliyordu. Fakat

bunları bilmesi rüyalarla ilgili hakikatleri gizlemesine ya da onları

inkâra sebep olmamıştı. Zaten de olamazdı. Nitekim kendisi rüya

uydurmanın en büyük iftiralardan biri olduğunu bir bakıma Allah’a

iftira etmekle bir sayıldığını ifade etmişti.128

128 ”

“ Ahmed b. Hanbel, Musned (tahk. Şu’ayb el-Arnavûd vd.), Muessesetu’r-

Risâle, 2001, no:16980, s.14157. Ayrıca bkz. el-Munâvî, Zeynuddîn Muhammed

Abdurraûf b. Tâcil’ârifîn, Feydu’l-Kadîr, Dâru’l-Kutubi’l-’İlmiyye, Beyrût, 1994,

c.2, s.677.

Page 22: TARTlŞMALI İNANÇ ME S ELELERİisamveri.org/pdfdrg/D264820/2018/2018_HACIMUFTUOGLUH.pdf · Cundioğlu, Dücane, “Vahiy Dili Kur’an Dili”, I. Kur’an Sempozyumu, Bilgi Vakfı

DİN, FELEFE VE BİLİM AÇISINDAN RÜYA 405

Burada son olarak rüyanın dini bakımdan ilmi bir delil olup

olamayacağı ile ilgili âcizane görüşümü kısaca ifade ederek sözle-

rime son vermek istiyorum. Biz sıradan insanların rüyaları daima

Şeytan’ın müdahalelerine açık bir durum arz etmektedir. Madem

rüyalarımız –her ne kadar bazıları tahakkuk etse de- Şeytanın mü-

dahalelerine daima açıktır, üstelik çoğu zaman sahih olup olmadık-

larından tam emin olamadığımız gibi tabirlerinden de tam emin

olamıyoruz, o takdirde güvenirliğinden tam emin olamadığımız ve

üstelik sübjektif yönleri olan ve herkesin müşahedesine, tecrübesine

ve muhakemesine açık olmayan bir şey ilmi bir delil olma hüviyeti

taşıyamaz. Malum olduğu üzere ezan Allah elçisi devrinde başta

Abdullah b. Zeyd olmak üzere birçok sahabinin rüyasında görme-

siyle tespit edilmişti. Ancak ezanın rüyada tespit edilmiş olması

günümüzde rüyanın dini bakımdan ilmi bir delil olduğu ya da rüya

ile amel edileceği anlamına gelmemelidir. Zira bu olayın hemen

akabinde Allah elçisine gelen bir vahy bu rüyayı desteklemişti. Ni-

tekim Abdullah b. Zeyd ile aynı rüyayı gören Ömer, rüyasını Allah

elçisine haber vereyim derken Bilal’in ezanı okuduğunu duymuş,

sonra Allah elçisine durumu anlattığında, Allah elçisi kendisine,

‘Bu hususta seni vahy geçti ( ).’ demiştir.129 Ama ar-

tık Allah elçisi de hayatta olmadığına göre gördüğümüz rüyaların

vahy ile desteklenme imkânı ve şansı bulunmamaktadır.

Konuşmamı sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.

Prof.Dr. Saim YEPREM

Evet, Halil Hacımüftüoğlu hocamıza teşekkürler. Şimdi söz

Prof. Dr. İlyas Çelebi hocamızın. Hocam ne kadar gidiyorsa bize o

kadar konuşabilirsiniz.

129 Bkz. Ebu Bekr ‘Abdu’r-Rezzâk b. Humâm, el-Musannef (tahk. Habîbu’r-Rahmân

el-A’zâmî), el-Meclisu’l-‘İlmî, el-Hind, 1970, c.1, s.456.